Professional Documents
Culture Documents
Abstract: Surely, it’s clear that Kuman-Kipchaks were the Tolos clans
who came around the Irtiş and here, were doing unity of faith with Kimeks
before coming the west of the Altays. After a period of time they undertook the
leadership of the Kimeks who weren’t able to become a serious power in this
region. Some of the dispersed tribes of Kimeks included in Kipchaks, some of
them inculed in Pecheneks and probably a part of them included in Oguzs.
Kuman-Kipchaks, by following Uz and Pecheneks firstly reached to Hazar-Aral
and then İdil-Ural-Kafkasya and finally they reached to the Eastern Europe and
the Balkans. Kuman-Kipchaks, who battled with people countless of time,
unfortunately couldn’t become a state. Those who remained in Balkans,
dissolved in Byzantium, Hungarian, Russian and Bulgarian states. And those
living in Eastern Europe and the İdil-Ural partly played a major role in the
formation of ethnic Kazak-Kırgız and in forming Kazan, Cuvas, and West
Siberia Turkish people today usually called Tatar.
Bundan sonra büyük bir toy düzenleyen Oguz Kagan, dört bir yana elçiler
göndererek, dünyayı yönetmek için yola çıktığına dair buyruk yayınlar. Bunu
yapması şarttır, çünkü Türk idarecilerin vazifeleri arasında Türk adını ve
adaletini yaymak da bulunur3. Çin imparatoru ona baş eğmesine karşılık,
batıdaki Roma itaat etmek istemez, fakat Oguz’un taarruzu ile karşılaşmaktan da
kurtulamaz. Kırk gün sonra Muz Tag’ın eteğinde otağını kurarak beklemeye
1
Oguz Kagan destanları için bakınız, S.Gömeç, “The Identity of Oguz Kagan, The Oguz in
the History and the Epics of Oguz Kagan”, Oriente Moderno, Anno LXXXIX/1, Rome
2009; S.Gömeç, “Some New Ideas About the Oguz Kagan and Mo-tun”, Hunnugiyn Ezent
Uls ba Mongolın Ertniy Tuuhiyn Sudalgaa, Ulaaanbaatar 2011.
2
S.Gömeç, “Oguz Kagan’ın Kimliği, Tarihte Oguzlar ve Oguz Kagan Destanları”, CIEPO
Ara Sempozyumu, Osmanlı Öncesi ve Dönemi Osmanlı Kültürünün Orta Asya’daki
Kökleri, Bişkek 2009.
3
S.Gömeç, Türk Kültürünün Ana Hatları, Ankara 2006, s.70.
3
başladığı bir sırada, tan vakti gökten inen kutlu bir ışığın içinden çıkan Kök
Börü, Oguz’un ordusunun önüne geçerek ona yol gösterir. Dikkat edilirse, Türk
türeyişiyle yakından ilgili olan kurt motifi, burada karşımızda bir rehberdir.
7
Ebu’l-gazi Bahadır Han, Türklerin Soy Kütüğü, Haz. M.Ergin, İstanbul (tarihsiz), s.31-33;
O.Yorulmaz, “Moğol İstilası Sonrası Kanglılar/Kanklılar”, Bilig, Sayı 40, Ankara 2007,
s.200.
8
Gömeç, a.g.e., s.352-353.
5
Bütün bunlar bir yana, Oguz Kagan Destanı’ndan çıkan netice; Türk
Devleti kurulurken Oguz’la beraber hareket eden çocuklarının ahfadına Oguz-
Uygur adı verilirken; amcaları, yeğenleri ve diğer akrabalarına Kıpçak, ona
başkaldırıp, tanımak istemeyenlere de Mogol denmesi söz konusudur.
9
Gömeç, a.g.e., s.12-13.
6
Şad birgün İrtiş (Ertüş) kıyısında gezerken bir ses duydu: “Ey Şad bana el
ver”, diye. O su yüzünde saçtan başka birşey göremedi. Suya girdi ve bu saçı
yakaladı. O kendi hatunu idi. Oraya nasıl düştüğünü sordu. Kadın da kendisini
kıyıdan bir canavarın suyun içine çektiğini söyledi. Kimekler bu yüzden bu suyu
kutlu sayarlar. Şad’a da korkmadan suya girdiği için “Tutuk” unvanını
verdiler”10.
11
R.Grousset, Bozkır İmparatorluğu, Çev. R.Uzmen, İstanbul 1980, s.185; S.Gömeç, Uygur
Türkleri Tarihi, 4. Baskı, Ankara 2011, s.62-64.
12
R.Grousset, Histoire de L’Extreme-Orient, Tome Deuxime, Paris 1929, s.409;
İ.Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, 2. Baskı, İstanbul 1983, s.130; K.Wittfogel, “Public Office
in the Liao Dynasty and the Chinese Examination System”, Harvard Journal of Asiatic
Studies, Vol. 10, London 1947, s.1-35; V.Barthold, “Kara Hıtaylar”, İslam Ansiklopedisi, C.
6, 5. baskı, İstanbul 1988, s.273.
13
S.Gömeç, Kök Türk Tarihi, 4. Baskı, Ankara 2011, s.124.
14
S.O.Kurulay, Hudûd el-Alem’e Göre 10. Asırda Türk Boyları, Yüksek Lisans Tezi,
İstanbul 2007, s.196.
8
Century. Part III.The Comans and Petchenegs”, The Journal of the Ethnological Society of
London (1869-1870), Vol. 2/1, London 1870, s.88; H.N.Orkun, Avarlar, Peçenekler,
Kumanlar, Ankara (tarihsiz), s.92; Grousset, Bozkır İmparatorluğu, s.185; Esin, a.g.e.,
s.84; O.Pritsak, “Polovetsler ve Ruslar”, Çev. E.B.Özbilen, Türk Dünyası Araştırmaları,
Sayı 94, İstanbul 1995, s.153-169; G.Chaliand, Göçebe İmparatorluklar, Çev. E.Sunar,
İstanbul 2001, s.83; L.N.Gumilev, Hunlar, Çev. A.Batur, 3. Baskı, İstanbul 2003, s.550.
9
Kunlar ise Çince belgelerde de görülen bir Tölös boyuydular. Z.V.Togan, Kun
ile Kuman ilişkisini Türk ile Türkmen münasebetine bağlar ki; bunlara –man
edatıyla yapılmış isimler der. Kumanların torunları oldukları ihtimal dâhilinde
bulunan ve şu anda Macaristan ve Romanya’da yaşayan Çangolar etraftaki diğer
etnik gruplardan sarışın olmalarıyla ayrılırlar. Aynı sebepten, Uralların güneyine
yakın sahalarda, 1917’den önce, Kazaklardan bir kısmını oluşturan Kıpçaklar
arasında yer yer % 50 oranında kumral ve kırmızımsı saçlı oldukları tesbit edilen
insanlara rastlanmıştır. Büyük bir kitle halinde Kıpçak unsurlarının içine girdiği
Kazan Türkleri arasında, bilindiği gibi sarışın tipler bulunmaktadır18. Bu vaziyet
bizim, tarihte sarı saçlı ve mavi gözlü diye anılan Wu-sun nazariyesini aklımıza
getirmektedir. Dolayısıyla Kuman isminin ortaya çıkışında bu hâl gözden ırak
tutulmamalıdır. İşte Bizanslılar ve Macarlar bütün Kıpçak camiasını bu ad ile
tanımışlardır19.
18
Z.V.Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, 3. Baskı, İstanbul 1981, s.159; A.N.Kurat, IV.-
XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Ankara 1972,
s.71; Kafesoğlu, a.g.e., s.175; S.Gömeç, “Türkmenistan Türk Cumhuriyeti”, Türk Dünyası
El Kitabı, C. I, 3. Baskı, Ankara 2001, s.833; P.B.Golden, Türk Halkları Tarihine Giriş,
Çev. O.Karatay, Ankara 2002, s.225.
19
Kuman-Kıpçaklar hususunda son zamanlarda S.G.Klyaştornıy’in ilginç görüşleri vardır. O,
Türk kitabelerinde “Sir”, Çin kaynaklarında “Hsieh-yen-to” şeklinde geçen, yani Sir Tarduş
kavim adını Kıpçakla özdeşleştirip, “talihsiz” manasını vermiştir ki, bize göre yine Türk
yazıtlarındaki “Türk Sir Bodun” etnik adını görmezlikten geldiğinden dolayı, onun bu fikrine
itibar edilmemesi gerekir. Yine o, Kıpçakları altı coğrafi gruba ayırır, bunlar; Altay-Sibirya
bölgesindekiler, Fergana-Doğu Türkistan havalisi, Kazakistan-Aral civarı, Don kabileleri,
Ukrayna sahası ve Tuna çevresi olarak sıralar. Bakınız, S.G.Klyaştornıy–T.İ.Sultanov,
Türkün Üçbin Yılı, Çev. A.Batur, İstanbul 2003, s.126-127.
20
W.Eberhard, “Çin Kaynaklarına Göre Orta ve Garbi Asya Halklarının Medeniyeti”, Çev.
M.Mansuroğlu, Türkiyat Mecmuası, C. 7-8, İstanbul 1942, s.169; Kurat, a.g.e., s.71;
Kafesoğlu, a.g.e., s.179; Gumilev, a.g.e., s.54; L.N.Gumilev, Muhayyel İmparatorluğun
İzinde, Çev. A.Batur, 2. Baskı, İstanbul 2003, s.110.
10
21
Kurat, a.g.e., s.71; A.Toksoy, “Dede Korkut Destanlarında Tav-Eli ve Çevresi”, Turkish
Studies, 3/1, Erzincan 2008, s.121-122.
22
Kurat, a.g.e., s.71-79; Kafesoğlu, a.g.e., s.177; Golden, a.g.e., s.230; P.B.Golden, “Güney
Rusya Bozkırlarının Halkları”, Çev. A.Arel, Erken İç Asya Tarihi, Der. D.Sinor, İstanbul
2000, s.372.
11
23
F.Dvornik, “Byzantine Political Ideas in Kievan Russia”, Dumbarton Oaks Papers, 9/10,
Washington 1956, s.97; Kurat, a.g.e., s.77; F.Kırzıoğlu, Yukarı Kür ve Çoruk Boylarında
Kıpçaklar, Ankara 1992, s.92; Golden, a.g.e., s.231-233; Golden, a.g.m., s.378.
24
Dvornik, a.g.m., s.114; Kurat, a.g.e., s.78; Kafesoğlu, a.g.e., s.177; E.Ayan, “Moğol Devri
Avrupalı Seyyahlara Göre Karadeniz’in Kuzeyi”, Karadeniz Araştırmaları, Sayı 30, Ankara
2011, s.47.
12
Ruslara oranla çok üstün bir askeri kuvvet meydana getirmekle beraber,
Kuman-Kıpçaklar hiçbir zaman Rusları ortadan kaldırma veya onlar üzerinde
tam bir baskı kurmayı denemediler. Rus topraklarına sürdürülen Kıpçak akınları
yağma ve belirli bir menfaat elde etmeden öteye gitmedi. Bazı Rus tarihçileri
Kumanların bu hücumlarını, tarihlerinin en zor yılları olarak göstermeye
çalışsalar da bu doğru değildir. Çünkü Ruslar hem Peçeneklerle, hem de
Kıpçaklarla olan mücadelelerini olağanüstü süslemişlerdir. Aynı zamanda
Ruslarla, Kıpçaklar arasında bazan dostça geçen vakitler de oldu. Rus
knezlerinden birçoğu Kuman kızlarıyla evliydi. Hatta onların bazılarının Kuman
kıt’aları vardı. Ruslarla, Kuman-Kıpçakların bu münasebeti dolayısıyla; Rus
askeri teşkilatında, Rus yaşayış tarzında ve Rus dilinde önemli bir Kıpçak
tesirinin varlığı bilinmektedir.
25
S.Runciman, “Orta Çağların Başlarında Avrupa ve Türkler”, Belleten, 7/25-27, Ankara
1943, s.55; R.L.Wolff, “The Second Bulgarian Empire. Its Origin and History to 1204”,
Speculum, 24/2, 1949, s.175-176; Grousset, Bozkır İmparatorluğu, s.183; Kafesoğlu,
a.g.e., s.173; A.N.Kurat, “Peçenekler”, İslam Ansiklopedisi, C. 9, 5. Baskı, İstanbul 1988,
s.540; A.Kommena, Alexiad, Çev. B.Umar, İstanbul 1996, s.168, 210-224; Golden, a.g.m.,
s.368-369; M.Yücel, “Balkanlarda Peçenekler, Uzlar ve Kumanlar”, Balkanlar El Kitabı, C.
I, Ankara 2006, s.193-195.
26
Runciman, a.g.m., s.56; K.Bela, “XI-XII nci Asırlarda Uzlar ve Komanların Tarihine Dair”,
Çev. H.Koşay, Belleten, C. 8, Ankara 1944, s.120-123; Kurat, a.g.e., s.63-64, 74; Kurat,
a.g.m., s.540; Grousset, a.g.e., s.184; L.Rasonyi, Tarihte Türklük, 2. Baskı, Ankara 1988,
s.132-134; Kafesoğlu, a.g.e., s.169-174; N.Khoniates, Historia, Çev. F.Işıltan, Ankara 1995,
s.9-11; Kommena, a.g.e., s.218-225, 254; A.N.Kurat, “Doğu Avrupa Türk Kavim ve
Devletleri”, Türk Dünyası El Kitabı, I. Cilt, 3. Baskı, Ankara 2001, s.231-234.
13
Kiev tahtına 1093 senesinde yeni bir knez atanması vesilesiyle Kıpçaklar
hediye istediler; ama bu talebin reddedilmesi üzerine bir sefer kararı aldılar.
Üstün Kuman kuvvetleri karşısında tutunamayan Rus güçleri yenildi ve 1094’te
bir sulh imzalandı. Bu sıralarda Kıpçak hanı Tugur Kan ile de ayrı bir aktin
yapılması onun diğerlerinden daha güçlü olduğunu gösteriyor. İşte bu 11. asır
sonlarındaki Kuman-Kıpçak Türkleri Lehistan’dan Bizans’a kadar pek çok
devletin arazilerine rahatça sokulup, yağma faaliyetlerinde bulunuyordu. Barışın
mühim maddelerinden biri; Kiev knezinin Tugur Kan’ın kızıyla evlenmesidir.
Ayrıca Çernigov kneziyle de, Başbug Uzluk’un kızının izdivacına karar
verilmişti ki28, Türkler bu sayede Rusların içişlerine rahatlıkla
karışabileceklerini düşünüyorlardı.
27
L.Rasonyi, “Tuna Havzasında Kumanlar”, Belleten, C. 3, Ankara 1939, s.405-406;
R.Saffet, Avrupa’da Eski Türkler, Ankara (tarihsiz), s.37; Kurat, a.g.e., s.79-80.
28
Kurat, a.g.e., s.79-80; Kafesoğlu, a.g.e., s.178; M.Yücel, “Kuman-Kıpçakların Tarihinde
İgor Destanı’nın Yeri ve Önemi”, Belleten, 70/258, Ankara 2006, s.525.
29
Rasonyi, a.g.m., s.406; Kurat, a.g.e., s.80-82; Kafesoğlu, a.g.e., s.178; V.Ya.Butanayev-
I.I.Butanayeva, Hakaskiy Istoriçeskiy Folklor, Abakan 2001, s.38; Golden a.g.e., s.234;
C.V.Findley, The Turks in World History, New York 2005, s.51.
14
Saru Han’ın vefatı sebebiyle yerine oğlu Atrak (Otrak) seçilmiş, onun
kızının Gürcü kralı II. David ile evlenmesi, Türk-Gürcü münasebetlerinin
sıklaşmasına vesile olmuştu. Kral David, Sultan Melik-şah’ın 1092’de Bağdat’ta
öldürülmesinin ardından, Selçuklu Devleti bünyesinde meydana gelen taht
kavgaları ve batıdan nüfuz eden Haçlı saldırılarından faydalanmak istiyordu.
Dağınık bir halde yaşayan Gürcüleri tek idare altında toplamak ve Selçuklu
seferleri sırasında Türklerin fethettikleri Yukarı Kür ve Çoruh boylarındaki
toprakları yeniden ele geçirerek, krallığını genişletmeyi düşünüyordu31. Ancak
buna sahip olmak için yeterli askeri gücü yoktu. Bu sırada Atrak, Vladimir
Monomach’ın baskısına maruz kalınca damadı Gürcü kralının yanına gitti. Onun
yanında kalabalık bir Kuman-Kıpçak kitlesi vardı.
30
Rasonyi, a.g.m., s.406; Kafesoğlu, a.g.e., s.178; P.B.Golden, “Rusya’nın Orman Kuşağı
Halkları”, Çev. M.Tunçay, Erken İç Asya Tarihi, Der. D.Sinor, İstanbul 2000, s.82-83.
31
Grousset, a.g.e., s.185; Kurat, a.g.e., s.84; Kafesoğlu, a.g.e., s.179; Golden a.g.e., s.233;
O.Uyanık, “Çıldır Adı Üzerine”, SÜ. Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Sayı 19, Konya 2006,
s.91; E.Ayan, “Kafkasya: Bir Etno-Kültürel Tarih Çözümlemesi”, Sosyal Bilimler
Araştırmaları Dergisi, 1/2, Ordu 2010, s.32.
15
Vladimir 1125’te ölünce, Atrak eski vatanına gitti. Onun yurduna dönmesi
hususunda şöyle bir rivayet anlatılır: Bazı yakınları Atrak’ın vatanına geri
gelmesi için haber yollarlar, fakat bir netice elde edemezler. Daha sonra
huzuruna varan elçilerden birisi ona kendi topraklarından bir demet kuru çimen
gösterir. Bunun üzerine, “insanın doğduğu vatanda ölmesi, yabancı ülkelerde
şan kazanmasından daha iyidir”, diyen han hemen otağını toplayıp, Don Nehri
boyundaki bozkırına döner33. Fakat Gürcistan’a giden Kıpçakların bir bölümü
burada kaldı. Bugün Doğu Anadolu ve Gürcistan’da bulunan Kıpçak izlerinin
bir kısmı onlara aittir. Vladimir’in ölümünden sonra Rus topraklarında
karışıklıklar çıktı. Knezler arasındaki bu mücadeleye Kıpçaklar da sokuldu. Bazı
knezlerin eşleri Kuman-Kıpçak kızları olduğundan onlar kendi akrabalarını
32 Togan, a.g.e., s.199-200; Kurat, a.g.e., s.83; Kafesoğlu, a.g.e., s.179; İ.Tellioğlu, “Doğu
Karadeniz Bölgesinin Türk Yurdu Haline Hakkında Bir Değerlendirme”, Türkoloji
Araştırmaları, 2/2, Erzincan 2007, s.658; Ü.Kılıç, “Oltu’da Arslan Paşa Külliyesi”,
Karadeniz Araştırmaları, 5/17, Ankara 2008, s. 114; M.Gül, “Türk-Gürcü İlişkileri ve
Türkiye Gürcüleri”, SAÜ. Fen-Edebiyat Fakültesi Dergisi, Sayı 1, Sakarya 2009, s.79.
33
Kurat, a.g.e., s.84; Kafesoğlu, a.g.e., s.180; L.Gumilev, Hazar Çevresinde Bin Yıl, Çev.
A.Batur, İstanbul 2001, s.270; Chaliand, a.g.e., s.85; S.Gömeç, Türk Cumhuriyetleri ve
Toplulukları Tarihi, 4. Baskı, Ankara 2011, s.39-40.
16
Kumanlar, 1154 yılındaki bir savaşta Çernigov knezini esir ettiler; ancak
çok yüklü bir fidye karşılığında onu serbest bıraktılar. 1170 tarihlerinde
başlarında Konçak ve Kebek gibi önderler bulunan Kumanlar bilinçsizce
davranıp kim çağırırsa veya değerli hediye verirse ona yardıma koştular. Kendi
geleceklerini ve devlet teşkilatlarını tesis cihetine gitmediler. Söz konusu bu iki
başbuğ 1174’te Preyeslav knezliği sahasına girdiler; 1177 senesinde de Rostov
yakınlarında büyük bir Rus kuvvetini yenilgiye uğrattılar.
12. yüzyılın sonları ile 13. asrın başlarında yalnız Türkleri değil, o
zamanki dünyanın büyük kısmını içine alan Asya ve Avrupa’nın bütün
milletlerini yakından ilgilendiren hadiseler cerayan etmiştir. Bu sırada
malûmdur ki, yeryüzüne yeni bir düzen vermeye çalışan Türk-Mogol Devletinin
imarı gerçekleşti. Bununla beraber bu devlete bazan “Çingiz”, bazan “Mogol”,
zaman zaman da “Türk-Mogol Devleti” veya kaganlığı denmektedir.
35
Kurat, a.g.e., s.87-88; Kafesoğlu, a.g.e., s.179-180; S.Zobu, “İgor Yürüyüşü Destanında
Oğuzlarla İlgili Etnonimler”, SÜ. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 8, Konya 2002,
403-408; Yücel, “Kuman-Kıpçakların Tarihinde…”, s.523-559.
36
Rasonyi, a.g.e., s.140-141; Kurat, a.g.e., s.88-89; Gömeç, Türk Destanları…, s.26;
S.Uluoğlu, “Kulikovo Savaşı Üzerine Yazılan EserlerdeTürkçe Kökenli Kişi Adları
(Antroponimler)”, S.Ü. Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Sayı 28, Konya 2010, s.141-155.
37
V.V.Barthold, Mogol İstilasına Kadar Türkistan, Haz. H.D.Yıldız, İstanbul 1981, s.485-
557; Kurat, a.g.e., s.92; Gömeç, Uygur Türkleri…, s.130; B.E.Kumekov, XII-XIII. Asrın
Başında Batı Deşt-i Kıpçak’taki Kıpçak Boy Birliklerinin Etnonimleri Hakkında”, Çev.
M.Kıldıroğlu-Ç.Samuddinov, Manas Ü. Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 2, Bişkek 2001, s.382;
A.J.Simpson, “Before and After 1204: The Versions of Niketas Choinates Historia”,
Dumbarton Oaks Papers, Vol. 60, Washington 2006, s.205; G.Vernadsky, Rusya Tarihi,
Çev. D.Mızrak-Ç.Mızrak, İstanbul 2009, s.83.
18
gerektiği için Subutay ve Cebe Noyan buralarda fazla kalmamışlardır 39. Böylece
Ruslar da rahat bir nefes aldılar.
Kıpçak bölgesi payına düşen, Çingiz Han’ın büyük oğlu Cuci 1227
yılında, bir sürek avı sırasında ölünce geriye kırk oğlu (kesin sayı belli değildir)
kalmıştı. Bunların içinde en büyüğü Orda, sonra Batu geliyordu. Başa geçme
hususunda Orda ile Batu arasında anlaşmazlık çıkınca, mesele Çingiz Han’a
intikal etti. Çingiz Batu için altın aksamlı Ak Orda, kardeşi için de gümüş
aksamlı Kök Orda kurdurdu. Altının gümüşten daha değerli olması hasebiyle,
Batu hanlık tahtına oturmuş oluyordu. Başka bir hikâyede de, büyük oğlunun
ölümüne çok üzülen Çingiz Han, küçük kardeşini Deşt-i Kıpçak’a yollayarak,
“Sayın Han” unvanını taşıyan torununa, babasının makamını vermiştir. Ayrıca,
yine Çingiz’in Batu’yu Karakurum’a çağırdığı ve burada “babasının tahtına
çıkmasını” söylediğine dair rivayetler de vardır. Muhtemelen bu sıralarda bazı
Kuman-Kıpçak kabilelerinin Macaristan ve Romanya’ya gittiğini, onların
burada Hrıstiyan yapıldıklarını görüyoruz40.
Çingiz’den sonra tahta çıkan Ögedey zamanında Kore zapt olundu, kuzey
Çin tamamıyla kaganlığa dahil edildi ve 1236-1241 yılları arasındaki batı
seferleri neticesinde Rusya ve Avrupa’nın büyük bir kısmı ele geçirildi.
39
J.Brutzkus, “The Origin of Ancient Kiev”, Slavonic and East European Review, 3/1,
1944, s.120; A.Yakubovski, “İbn Bibi’nin XIII. Asır Başında Anadolu Türklerinin Suğdak,
Polovets (Kıpçak) ve Ruslara Karşı Yaptıkları Seferin Hikâyesi”, Çev. İ.Kaynak, DTCF.
Dergisi, Sayı 12, Ankara 1954, s.213-214; Kurat, a.g.e., s.94; J.Martin, “Trade on the Volga
the Commercial Relations of Bulgar with Central Asia and Iran in the 11th-12th Centuries”,
International Journal of Turkish Studies, 1/2, 1980, s.86-94; Kurat, a.g.e., s.115-117;
Kurat, a.g.m., s.787-792; Rasonyi, a.g.e., s.94; Grousset, a.g.e., s.185; A.Aykut, “Batu Han’ın
Rusya Seferi İle İlgili Ryazan’ın Batu Han Tarafından Yakılıp, Yıkılması Hikayesi”, A.Ü.
DTCF. Dergisi, C. 31, Ankara 1987, s.8; Ş.Baştav, “İtil (Volga) Bulgar Devleti”, Tarihte
Türk Devletleri, C. I, Ankara 1987, s.188-191; Vernadsky, a.g.e., s.66.
40
Saffet, a.g.e., s.38; Rasonyi, a.g.e., s.142; Kurat, a.g.e., s.74, 94-95; A.N.Kurat,
“Peçenekler, Uzlar (Oğuz) ve Kumanlar”, Türk Dünyası El Kitabı, C. I, 3. Baskı, Ankara
2001, s.232-234; D.A.Rasovskiy, “Kumanlar, Kuman Topraklarının Sınırları”, Çev.
M.U.Yücel, EF. Tarih Dergisi, Sayı 40, İstanbul 2004, s.171.
20
41
Rasonyi, a.g.e., s.142; Kurat, a.g.e., s.96-97; M.Tufay, “Türkler, Ruslar ve Bulgarlar”, HÜ. Edebiyat
Fakültesi Dergisi, 5/2, Ankara 1988, s.199; S.Gömeç, “Tarihinin Kahramanları: 35- Batu
Han”, Orkun, Sayı 94, İstanbul 2005, s.35-36; S.Gömeç, “Çingizli Devleti’nin Büyümesinde
Rol Oynayan Türklerden Çelme ve Subutay”, XV. Türk Tarih Kongresi Bildirileri, C. 2,
Ankara 2010, s.315-322.
42 Rasonyi, a.g.m., s.412; Rasonyi, a.g.e., s.142-143; A.N.J.Hollander, “The Great Hungarian
Plain: A European Frontier Area”, Comparative Studies in Society and History, 3/1,
London 1960, s.78; M.C.Bartusis, “On the Problem of Smallholding Soldiers in Late
Byzantium”, Dumbarton Oaks Papers, Vol. 44, Washington 1990, s.12; N.Demir, “Trabzon
ve Yöresinde Kemençe”, Karadeniz Araştırmaları, Sayı 4, Çorum 2005, s.82.
21
43
Kurat, a.g.e., s.97-98; A.B.Ercilasun, “Osmanlı Devleti İle Türk Dünyasının Dil ve Kültür
İlişkileri”, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, Sayı 4, İzmir 2000, s.11-16; Golden a.g.e.,
s.246; M.Yetişgin, “Rusların Türk Toprakları Üzerinde Yayılmasının Sebepleri Üzerine Bazı
Düşünceler”, SÜ. Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 16, Konya 2006, s.672.
44
Kurat, a.g.e., s.98; S.Gömeç, “Kırım Bölgesinde İlk Türkleşme Faaliyetleri”, Avrasya
Etüdleri, Sayı 35, Ankara 2009, s.69-70.
45
A.Manof, Gagauzlar, Çev. Y.Nabi, Ankara 1940, s.25; Togan, a.g.e., s.165-166; Rasonyi,
a.g.e., s.147-152; Kafesoğlu, a.g.e., s.183; Gömeç, Türk Cumhuriyetleri…, s.508;
F.S.Bayraktar, “Arnavutça ve Diğer Balkan Dillerine Geçen Türkçe Kelimelerin
Karşılaştırılması”, Turkish Studies, 4/4, Erzincan 2009, s.1084.
22
14. asır başlarında kendilerine ait Codex Cumanicus gibi bir sözlük
yazılan ve İlhanlılar içinde de son derece etkili olan Kuman-Kıpçakların ismi
Mısır Memlukları ile de özdeştir. Abbasi saltanatından itibaren İslam
devletlerinin saraylarında muhafız kuvveti olarak Türklerden meydana gelen
birliklerin varlığı görülmektedir. Bu usul Eyyubiler zamanında daha da
yaygınlaşmıştı. Eyyubilerin son devirlerinde Mısır’daki askeri güç Kıpçak, Oguz
ve Çerkeslerden oluşuyordu. Memluklar, Eyyubilerin Kıpçak Türklerinden
müteşekkil hassa kuvvetleriydi. Deşt-i Kıpçak’tan genç yaşta getirilen Türkler,
askeri talim ve terbiye ile burada yetiştiriliyorlardı. Bilhassa Mısır’da yaşayan
Kuman-Kıpçakların çokluğu dikkat çekmektedir. Bunlar hep birlikte aynı
kışlalarda hayat sürdüklerinden dillerini ve kültürlerini korumuşlardı. Aralarında
hitabetleri ve zekâları sayesinde devletin en yüksek mevkilerine gelenlerin sayısı
fazlaydı. Buna bağlı olarak bölgede Kıpçak Türkçesiyle yazılan eserler de bir
hayli çoktur. Nihayet Mısır’da görev yapan Kuman-Kıpçak kıtalarının başı Ay
Bek, askerlerini kullanarak Eyyubilere son verip, 1250 tarihinde Memluk
Devletini kurdu46. 1260’ta, Hülagu’nun (Tuluy’un oğlu) kumandası altındaki
orduyu Ayn-ı Calut’ta yenilgiye uğratarak, Mısır’ı Çingiz hanedanlığının
istilasından koruyan Sultan Baybars Memluk hükümdarlarının en meşhurları
arasına girdi.
46
S.Çağatay, “Codex Cumanicus Sözlüğünün Basılışı Dolayısıyla”, DTCF. Dergisi, 2/5,
Ankara 1944, s.759-771; B.Spuler, İran Moğolları, Çev. C.Köprülü, 2. Baskı, Ankara 1987,
s.112; Kurat, a.g.e., s.99; Kafesoğlu, a.g.e., s.181-183; İ.E.Polat, “Kıpçak Türklerinin Arap
Medeniyetine Katkıları”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2/7, Samsun 2009,
s.207-216.
47 J.Cvijic, “The Geographical Distribution of the Balkan Peoples”, Geographical Review,
5/5, New York 1918, s.356; Saffet, a.g.e., s.38; Rasonyi, a.g.e., s.153-155; Kafesoğlu, a.g.e.,
s.184; H.İnalcık, “Türkler ve Balkanlar”, Balkanlar, İstanbul 1993, s.9; C.J.Halperin, “The
Kipchak Connection: The Ilkhans, the Mamluks and Ayn Jalut”, Bulletin of the School of
Oriental and African Studies, 63/2, London 2000, s.229-245; Golden a.g.e., s.247; G.Çağ,
“Makedonya Yer İsimlerinde Osmanlı Öncesi ve Osmanlı Hakimiyeti Sırasında Türk
Yerleşimine Dair İzler”, Şar Dağlarındaki Genetik Şifreler Gora Abidesi, Yay.
E.Sofuoğlu, İstanbul 2007, s.142.
23
KAYNAKÇA
Aykut, A., “Batu Han’ın Rusya Seferi İle İlgili Ryazan’ın Batu Han Tarafından
Yakılıp, Yıkılması Hikayesi”, A.Ü. DTCF. Dergisi, C. 31, Ankara 1987
Baştav, Ş., “İtil (Volga) Bulgar Devleti”, Tarihte Türk Devletleri, C. I, Ankara
1987
Bela, K., “XI-XII nci Asırlarda Uzlar ve Komanların Tarihine Dair”, Çev.
H.Koşay, Belleten, C. 8, Ankara 1944
24
Brutzkus, J., “The Origin of Ancient Kiev”, Slavonic and East European
Review, 3/1, 1944
Czegledy, K., “Gardizi on the History of Central Asia”, Acta Orientalia, 27/3,
Budapest 1973
Ercilasun, A.B., “Osmanlı Devleti İle Türk Dünyasının Dil ve Kültür İlişkileri”,
Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, Sayı 4, İzmir 2000
Esin, E., İslamiyetten Önceki Türk Kültür Tarihi ve İslama Giriş, İstanbul
1978
Golden, P.B., Türk Halkları Tarihine Giriş, Çev. O.Karatay, Ankara 2002
Gömeç, S., “Tarihinin Kahramanları: 35- Batu Han”, Orkun, Sayı 94, İstanbul
2005
Gömeç, S., “The Identity of Oguz Kagan, The Oguz in the History and the Epics
of Oguz Kagan”, Oriente Moderno, Anno LXXXIX/1, Rome 2009
Gömeç, S., “Some New Ideas About the Oguz Kagan and Mo-tun”, Hunnugiyn
Ezent Uls ba Mongolın Ertniy Tuuhiyn Sudalgaa, Ulaaanbaatar 2011
Gumilev, L.N., Hazar Çevresinde Bin Yıl, Çev. A.Batur, İstanbul 2001
Halperin, C.J., “The Kipchak Connection: The Ilkhans, the Mamluks and Ayn
Jalut”, Bulletin of the School of Oriental and African Studies, 63/2, London
2000
Howorth, H.H., “On the Westerly Drifting of Nomades, from the Fifth to the
Nineteenth Century. Part III.The Comans and Petchenegs”, The Journal of the
Ethnological Society of London (1869-1870), Vol. 2/1, London 1870
Kafalı, M., “Deşt-i Kıpçak ve Cuci Ulusu”, İÜ. Tarih Dergisi, Sayı 25, İstanbul
1971
Kumekov, B.E., XII-XIII. Asrın Başında Batı Deşt-i Kıpçak’taki Kıpçak Boy
Birliklerinin Etnonimleri Hakkında”, Çev. M.Kıldıroğlu-Ç.Samuddinov, Manas
Ü. Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 2, Bişkek 2001
Kurat, A., “Doğu Avrupa Türk Kavim ve Devletleri”, Türk Dünyası El Kitabı,
I. Cilt, 3. Baskı, Ankara 2001
Kurulay, S.O., Hudûd el-Alem’e Göre 10. Asırda Türk Boyları, Yüksek
Lisans Tezi, İstanbul 2007
Martin, J., “Trade on the Volga the Commercial Relations of Bulgar with
Central Asia and Iran in the 11th-12th Centuries”, International Journal of
Turkish Studies, 1/2, 1980
Minorsky, V., Hudud al-Alam, The Region of the World a Persian Geography
372 A.H.-982 A.D. London 1937
Simpson, A.J., “Before and After 1204: The Versions of Niketas Choinates
Historia”, Dumbarton Oaks Papers, Vol. 60, Washington 2006
Tellioğlu, İ., “Doğu Karadeniz Bölgesinin Türk Yurdu Haline Hakkında Bir
Değerlendirme”, Türkoloji Araştırmaları, 2/2, Erzincan 2007
Uyanık, O., “Çıldır Adı Üzerine”, SÜ. Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Sayı
19, Konya 2006
Wittfogel, K., “Public Office in the Liao Dynasty and the Chinese Examination
System”, Harvard Journal of Asiatic Studies, Vol. 10, London 1947
29
Wolff, R.L., “The Second Bulgarian Empire. Its Origin and History to 1204”,
Speculum, 24/2, 1949
Yakubovski, A., “İbn Bibi’nin XIII. Asır Başında Anadolu Türklerinin Suğdak,
Polovets (Kıpçak) ve Ruslara Karşı Yaptıkları Seferin Hikâyesi”, Çev.
İ.Kaynak, DTCF. Dergisi, Sayı 12, Ankara 1954
Zobu, S., “İgor Yürüyüşü Destanında Oğuzlarla İlgili Etnonimler”, SÜ. Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 8, Konya 2002