Professional Documents
Culture Documents
BAZI DÜŞÜNCELER
Prof. Dr. Ahmet B. ERCİLASUN
Memlüklü Türk Tarihçisi Ebû Bekr ki bu tam tam ma «Ulu Han Ata Bi
bin Abdullah bin A y Beg Ed-Devâdâ- tiği» adının karşılığıdır.
rî, D ürerü’t-Ticân ve Gureru Tevârî-
h i’l-Ezmân adlı eserinde, Celâleddin D evâdârî’nin 14. yüzyılın başların
Hârezm şâh’ı yenip Doğu A nadolu’ya da verdiği bu bilgilerden şüphe edi
gelen ve Nusaybin’i kuşatan Tatarlar lebilir. 826, hakikaten çok eski bir ta
dan bahsederken şöyle der : rihtir. Fakat D evâdârî’nin, bu bilgi
leri tam amen uydurm uş olduğu da dü
«Bu kavmin nereden çıktığını ve
şünülemez. Herhalde Devâdârî’den
kendilerinden öncekileri ‘Ulu Han
çok önce, Türkler arasında yaygın olan
A ta Bitigci’ adlı kendi kitaplanndan
ve hattâ yazıya geçirilm iş bulunan
alarak zikredelim. Onun mânâsı, ‘ulu
iki kitap v a r d ı: Ulu Han A ta Bitiği
baba hüküm darın kitabı’dır. Bu ki
ve Oğuznâme. Oğuznâm e’den de bah
tabı evvelki Türklerden M oğol ve Kıf-
seden Devâdârî, onun tarihinden ve
çaklar tanırlar ve ona çok büyük hür
herhangibir tercümesinden bahsetmi
m et gösterirler. Nasıl ki, diğer Türk-
yor. A ncak anlatış tarzından, Oğuznâ-
lerde d e Oğuznâm e isimli bir kitap
m e’nin Devâdârî zam anında daha y a y
vardır. Bunu elden ele gezdirirler.
gın olduğunu anlıyoruz. «Nasıl ki d i
İçinde başlangıçları ve ilk hükümdar
ğer Türklerde de Oğuznâme isimli bir
ları zikredilir ki o da Oğuzdur.»1
kitap vardır» diyor. Y ani Oğuznâme
Ulu Han A ta Bitigci adlı kitabı, daha fazla bilinen bir kitap olarak,
826 yılında, C ibril bin Bahtişû' (?) Ulu Han A ta Bitigi’nin M oğollar ve
adlı bir tabip Türkçeden Farsçaya çe Kıfçaklar tarafından tanınıp hürmet
virmiş. D evâdârî de bu Farsça nüs görm esine örnek diye zikrediyor. Oğuz-
hadan faydalanm ış. Kitabın 826’daki nâm e’yi de Türkler elden ele gezdi
m ütercim i Cibril’in babasının adı, De rirlermiş; içinde onların başlangıçları
vâdârî veya m üstensihler tarafından ve ilk hüküm darları O ğuz zikrediliyör
pek anlaşılmamış gibi görünüyor. müş. D evâdârî bundan sonra, Oğuznâ-
şeklindeki im lânın içinde «bah- m e’de geçen Tepegöz hikâyesini özet
şı» sözü bulunabilir. Nitekim müter olarak veriyor2. Anlaşılıyor ki bu O ğuz
cim in sıfatı da tabip olarak verilmiş nâme, eldeki Oğuz: destanlarından h iç
tir. Bizce kitabın adında da b ir yan biri değildir. Çünkü burada hem Türk-
lışlık vardr. «Bitigci» kelimesinde kef lerin başlangıçları ve Oğuz Han zik
ile ye harfi arasına konan cim harfi, rediliyor, hem de Tepegöz hikâyesi.
kelim eyi anlamam aktan doğan bir ha Bu, O ğuz’un hayatı etrafındaki Oğuz
tadır. «Bitigci» değil, «bitiği» olacak Kağan destanının, zaman içinde, O ğuz’
tır. Nitekim ismin mânâsı «ulu baba un torunlarının ve onların beylerinin
hüküm darın kitabı» olarak verilmiştir m âceraları ile genişlediğini ve büyük
6 Millî Folklor
bir Oğuznâme m eydana geldiğini gös ve M oğol adlarında ikiz çocukları olur.
terir. Bu Oğuznâme Batı O ğu zlan ara Oğuz Han, M oğol H an’ın torunudur.
sında yaygın olmalıdır. Nitekim Tepe Böylece O ğuzlar M oğol Han’dan, asıl
göz ve daha- başka on bir hikâye, M oğollar ise Tatar H an’dan türemiş
O ğuz Kağan’dan kopmuş olarak, son olarak gösteriliyor.5 Bu rivayetlerin
radan, Kitâb-ı Dede K orku t’a tesbit hepsini Ç engiz’den sonra teşekkül et
edilmiştir. U ygurca O ğuz Kağan des miş olarak düşünmek kolay değildir.
tanında Dede Korkut hikâyeleriyle il Elbette Ç engiz’den sonra bu Türkmen
gili bir iz yoktur. Herhalde onun ya rivayetleri içine bazı ilâveler yapılmış
zıldığı muhitte bu h ik âyeler pek ya olabilir. Fakat rivayetlerde çekirdek
yılmamıştı. Reşideddîn ise eserini da olarak görünen Türk-M oğol akraba
ha çok bir tarih gibi yazm ak istediği lığı fikri, bizce çok daha eski çağlar
için Dede Korkut hikâyelerini bilerek dan, belki de Oğuz Han ile araların
almamıştır. Kayı înal H an anlatılırken da benzerlikler bulunan M otun’un
Dede Korkut’tan da bahsedilmekte, H unlanndan izler taşımaktadır. Des
onun keram et ve hikâyelerinin pek çok tanı rivayetlerinde Türk-M oğol akra
olduğu ve ayrıca zikredileceği kayde balığından bahseden Reşideddîn devri
dilmektedir.3 Fakat Reşideddîn m aale Türkm enleri sanki ilk altayistlerdi.
sef bu hikâyeleri ayrıca zikretm emiş- Destanlardaki bu münasebetlerin te
tir ferruatlı bir şekilde incelenm esi ve ta
Destanların ve bilhassa Oğuz Ka rihî malzem e ile karşılaştırılması bizi
ğan destanının, Türk-M oğol m ünase belki de daha başka neticelere götü
betleri bakımından hususî b ir ehem rebilir.
miyeti vardır. D evâdârî’nin verdiği Benim üzerinde durm ak istediğim
bilgi, bu bakımdan dikkati çekiyor. diğer bir konu, U ygurca O ğuz Kağan
O na göre Ulu Han A ta Bitiği adlı destanına yansıyan Türk kozm ogoni
kitap, Celâleddîn Hârezm şâh’ı takip sidir. O ğuz Kağan, gökten inen ışığın
eden Tatarların nereden çıktığını ve içindeki kızla evlenince ü ç oğlu olur;
onlardan öncekileri anlatm aktadır. Ki bunlara Kün yani güneş, A y ve Yul-
tabı, «evvelki Türklerden M oğol ve tuz adları verilir. Göl ortasındaki ağaç
K ıfçaklar tanırlar ve on a çok büyük k ovuğunda bulunan kızla evlenince
hürm et gösterirler.» Bu kayıtlar, M em yine ü ç oğlu olur; bunlara da Kök,
lûk Türklerinden olan Devâdârî’nin Tağ v e Tengiz adları verilir.6 Bizce
«Türk - Tatar - M oğol - Kıfçak» ara bu motifler, Türklerin, kâinatın y a
sında pek fark görm ediğini, hepsini ratılışı hakkm daki ilk inanışlam ın çok
de Türk saydığını gösterir. Reşîded- değişm iş olarak destana yansmasıdır.
dîn ’de M oğollar, Oğuz H an’ın am cala Ç ocuklara verilen isimlerin bir tesa
rının urukları olarak kaydedilir. Oğuz dü f olam ıyacaği; ilk üçünün yıldızlar
Han onlarla savaşır ve Karakurum ’a âlemini, diğerlerinin yer yüzünü tem
sürer. M oğollar Oğuz H an’a hitaben sil ettiği hem en belli olm aktadır ve
«biz senin aslından ve soyundanız; bu münasebete daha önce de birçok
aynı kökten türeyen dal-budaklanz ve defa temas edilmiştir. G erçekten de
onların yemişleriyiz» derler.4 Bu ka ilk çocuklar Güneş, Ay, Yıldız adını
yıtlar, Reşideddîn çağındaki Türkmen- taşır ve bunlar yeryüzünün dışını,
lerin, Oğuz Han’la M oğolların amca uzayı tem sil eder. Üstelik bunların an
çocukları olduklarına inandıkların] nesi gökten gelen m avi ışık içinden
gösterir. Türkmenler arasındaki bu çıkmıştır. îk in ci kadından doğan ço
inanışın Cengiz’den son ra ortaya çık cuklar Gök, D ağ ve Deniz adını taşır;
tığı fikri, bana biraz g ü ç görünüyor. bunlar da yeryüzünü temsil eder. Bu
Ebülgazi’de ise A lınca Han’ın Tatar rada gök de yeryüzüne âit kabul edil
Millî Folklor 7
m ektedir. Bunların da annesi g öl or ğu z’un sal yapan, araba yapan hüner
tasındaki ağaç kovuğundan çıkmıştır. sahibi beyleri de Altay efsanesinde,
Bu sem bollerden hareket edersek, isimleri budist panteonundan girmiş
Türklerin, kâinatın yaratılışı hakkm- bulunan yardım cı ruhlardır. Maytere
daki ilk inanışlam ı şöyle tesbit ede insanlara birçok şeyler öğretir, araba
biliriz. yapar, aş olacak otları tayin eder.
Önce güneş, ay ve yıldızların bu M angdaşire olta yapıp balıik avlar;
lunduğu uzay yaratılmıştır. Bunda tüfek v e barut icat ederek sincap
G öktan n ’n m rolü vardır (gökten inen vurur.
ışıktan çıkan kız). D aha sonra göğün, İlk Türklerin kâinatın yaratılışı
dağların ve denizlerin bulunduğu yer hakkm daki inanışları O ğuz Kağan
yüzü yaratılmıştır; bunda da Yer-Su destanına yansıtlırken destancılarda
tanrısının rolü vardr (göl ortasındaki acaba nasıl bir muhâkeme tarzı, nasıl
ağaç kovuğundan çıkan kız). b ir metod hakim olmuştur? A ca b a gök
ve yer cisimlerini, tanrı ve ruhlarını
A ltay efsanelerinde de, asırlar doğrudan doğruya şahıslaştırarak mı
içinde 'meydana gelmiş birçok noksan, b ir destan m eydana getirdiler?11 Y ok
ilâve ve değiştirm elere rağm en ana sa kahramanlıkları ve yaptıkları işler
çizgi aynıdır. Bir yaratıcı Tanrı var hakkında kendilerine bazı rivayetler
dır : Ülgen, Kuday veya Kayrakan. intikal eden ilk atalarna, inanışlann-
Bu tanrı uçsuz bucaksız su üzerinde da m evcut olan yaratılış prosesini ve
uçmaktadır. Yer, gök, ay ve güneş yaratılanların isimlerini m i yakıştır
yoktur. V erbitski’nin tesbit ettiği ef dılar? Zam an içinde aslında b ir hayli
sanede, Tanrı Ülgen «yer yaratılsın, uzaklaşmış olan destan ve efsane m e
dedi, yer yaratıldı; gökler yaratılsın tinlerine dayanarak b u sorulara cevap
dedi, gökler yaratıldı. Böylece bütün verm ek imkânsız gibidir. A ncak Oğuz
dünyayı yarattı.» Daha sonra kişiyi K ağan’m doğuşundaki ve evlenm ele
yarattı.7 R a d loff’un tesbit ettiği Altay rindeki fevkalâdelikler ve ilk çocu k
efsanesinde önce Tanrı Kuday ile Ki larının isimlerinin uzay ile, sonraki
şi vardır. Tanrı, Kişi vasıtası ile yeri, lerin yeryüzü ile olan bâriz ilgisi ve
d a ğlan ve tepeleri yaratır.8 Göğün, b u ilginin rastgele olam ıyacağı fikri,
yerin ve kişinin yaratılması ile ilgili b izi ister istemez Türklerin en eski
bu ana çizgi, Orhun âbidelerinde (KT inanışlarına götürmüştür.
D 1) «üze k ök tengri asra yağız yir
kılındukda ikin ara kişi oglı kılınmış» * Bu makale, Türk Dili Araştırm alan
cümlesinde en sade bir şekilde ifade Y ıllığı Belleten 1986’dan alınmıştır.
edilmiştir. 1 Süleym aniye Damat İbrahim Paşa
Y uk an d a anlattığım ız gibi, Oğuz Vt., N u : 913', s. 202.
Kağan destanında çocu k lan n doğuşu 2 a.y.
nun ve adlarının kâinatın yaratılışını 3 A. Zeki Velidî Togan, O ğuz Des
temsil ettiğini kabul edersek9 Oğuz tanı, İstanbul, 1972, s. 55.
Kağan’m da K işi’yi temsil ettiğini söy 4 A.Z.V. Togan, a.e., s. 20.
leyebiliriz.10 Bu durum da Oğuz Ka 5 Ebülgazi Bahadır Han, Şecere-i Te-
ğan destanına göre önce kişi, sonra râkim e {Hazırlayan : M uharrem
yıldızlar âlemi, sonra yeryüzü yara- rem Ergin), s. 25* K ononov neşri,
tlmıştır. R eşideddin’de y e r alan Oğuz s. 12.
Han ile babası Kara Han arasındaki 6 W . Bang ve R.G. Rahmeti, Oğuz
m ücadele de Altay efsanelerindeki K ağan Destanı, İstanbul, 1936, s. 12
Tanrı Kayrakan ile Kişi arasındaki -14.
mücadeleyi temsil etmiş olabilir. O
8 Millî Folklor
7 A bdülkadir İnan, Tarihte v e Bugün nün Gaynaglan, Bakı, 1983, s. 26’
Şamanizm, Ankara, 1972, s. 19-20 dan).
(Verbitski, Altayskie inorodtzı, s. 10 Burada Paul Pelliot’un oğu z keli
89-100’den naklen). mesini, önceleri, «aile» mânâsında-
8 A . İnan, a.e., s. 14-19 (W . Radloff, daki «oguş» ile ilgilendirm esini ha
P roben I, s. 159-166’dan naklen). tırlayalım (B k : D. Sinor, «Oğuz
9 S.P. Tolstov da aynı görüştedir. Bk: K ağan Destanı Üzerinde Bazı M ü
«Perejitki totem izm a i dual ‘noy lâhazalar», TDED, IV/1-2, İstanbul,
organizatsii u turkmen», Problemi 1950, s. 4).
istorii dokapitalistiçeskih obşçestva, 11 M ireli Seyidov bu kanaatte görü
1935, n o : 9-10, s. 3-41 (M ireli Seyi- nüyor. B k : M. Seyidov, a.g., s. 263
dov, A zerbaycan M ifik Tefekkürü -264.
Millî Folklor 9