You are on page 1of 12

11.03.

2023 16:52 OSMAN I - TDV İslâm Ansiklopedisi

OSMAN I
‫عثمان‬
(ö. 724/1324)
Osmanlı Devleti’nin ve hânedanının kurucusu (1302-1324).

Müellif: HALİL İNALCIK 1227’de başlamış, fakat Vatatzes Selçuk bölgede yaylak ve kışlakları olan
İlk Osmanlı kaynaklarına göre Anadolu’ya ordusunu bozmuş, savaş kesin bir sonuca Türkmenler ile barış içinde yaşıyordu
gelen bir Türkmen boyuna mensup olup ulaşmadan 1229’da devam etmiş, Celâleddin (Neşrî, I, 64). Ertuğrul’un merkezi
Söğüt uç (uc) bölgesine yerleşen Ertuğrul Hârizmşah’ın Selçuklu doğu topraklarını Sultanöyüğü ucunda en ileri hatta Söğüt
Gazi’nin oğludur. İbn Battûta adını tehdit etmesi (Yassıçimen savaşı, 1230) ve kasabası idi.
Osmancuk şeklinde de verir. Ailenin menşei ertesi yıl bir Moğol ordusunun Sivas’a kadar
Neşrî’deki rivayete göre (I, 74) Osman
ve şeceresi kaynaklarda farklı şekillerde gelmesi üzerine Alâeddin Keykubad barış
gençliğinde babası Ertuğrul ile Söğüt’te
kayıtlıdır. Osman’ın babası Ertuğrul’a bağlı yapmıştır (1231). Alâeddin’in 622’ye (1225)
oturuyordu. Bu dönemde Osman’ın
aşiretin Sultanöyüğü (Sultanönü)-Eskişehir doğru Ankara uç bölgesine geldiği hakkında
İtburnu köyünden bir kadınla macerası
bölgesinde sınır (uç) hattının en ileri kanıtlar mevcuttur. Ona ait Akköprü
dolayısıyla anlatılan hikâye tarihî ilginç
kesiminde Söğüt’e nasıl ve ne zaman geldiği kitâbesi 619 (1222) tarihini taşır ve Ankara
noktalar içerir (İtburnu köyü Sultanönü
hakkındaki rivayet belirsizdir ve yanlış Kalesi’nde Alâeddin’e nisbet edilen bir cami
tahrir defterlerinde kayıtlıdır; haritalarda
hâtıralar içerir. XV. yüzyıl Osmanlı vardır. Alâeddin ayrıca Konya’dan
Beştaş’a yakın İtburnu köyü Yukarı Söğüt
kaynaklarından Neşrî’deki bir kayıtta Ankara’ya gelişinde Şereflikoçhisar’da ve
ile Aşağı Söğüt arasında bir köydür). Bu
Ertuğrul’un, aşiretiyle Sürmeli Çukur’a Beypazarı’nda camiler yaptırmıştır
macerada Osman’ın İnönü beyi ile
(Aras vadisi) kadar Anadolu ve (622/1225). Ertuğrul’un Sultan Alâeddin ile
dostluğu, Eskihisar beyi ve Eskişehir beyi
Azerbaycan’da dolaştıktan sonra gelip bu bölgeye geldiği rivayeti Yazıcızâde’nin
ile savaştığı anlatılır. Bu bilgiler 659-679
Engüri’ye (Ankara) yakın Karacadağ’a eserinde yer alır.
(1260-1280) yılları arasında bölgedeki siyasî
indiği anlatılır (bugün Ankara’nın
Ertuğrul’un Alâeddin Keykubad’a bir durumu yansıtır. Eskihisar, Eskişehir’e
güneyindeki Karacadağ eteğinde tipik bir
savaşta yardımcı olduğu, sultan tarafından yakın hâkim tepedeki höyük (Şarhöyük)
Türkmen köyü olan Yaraşlı vardır; buranın
kendisine ilkin Karacadağ’da, ardından üzerindeydi, höyük Eskiçağ’lardan beri
eski adı Gülşehri’dir; bu dağ üzerinde
Söğüt’te yurt verildiği rivayeti, Laskarisler’e çeşitli kültürlere sahne olmuştur. Buradaki
Karacadağ yaylasında Antikçağ’a ait önemli
karşı savaşların Türkmen toplumu arasında hisarda bir beyin oturduğu ve Eskişehir
şehir arkeolojik araştırmalara konu
yaşayan bir hâtırası olmalıdır. Karacahisar beyine bağlı olduğu anlaşılmaktadır.
olmuştur). Ertuğrul’un (o zaman “henüz
ilk defa o zaman alınmış, sonra Eskişehir kaplıcalarının bulunduğu Ilıca
nev-civan”, doksan üç yaşında öldü: Neşrî,
terkedilmiştir (Âşıkpaşazâde, s. 100). karşısında Odunpazarı bayırında
I, 64, 78) Selçuklu Sultanı Alâeddin’e bir
Ankara-Eskişehir uç bölgesinden hareket müslümanların kurduğu Eski (Yeni) şehir
savaşında yardımcı olduğu rivayeti
eden Ertuğrul’a en ileri hatta Söğüt’te 1260’a doğru Selçuklu-Moğol nâibi
(Âşıkpaşazâde, s. 92-93; Neşrî, I, 62) aslında
yurtluk, Domaniç’te (Domalic) yaylak Cacaoğlu Nûreddin’in oturduğu yerdi.
tarihî bir gerçeğin belirsiz bir hâtırasını
verildiği anlaşılmaktadır. Ertuğrul’un halkı Cacaoğlu’nun valiliği sırasında Sultanöyüğü
yansıtır. Nitekim İznik Laskaris
Söğüt’te yerleşmiş olmakla beraber yazın bölgesinde Eskişehir oldukça gelişmiş bir
hükümdarlarından III. Ioannes Vatatzes
sürüleri Domaniç’e yaylaya götürülüyordu. yerdi. Vakfedilen köyler arasında Eğriözü,
döneminde (1222-1254) uç Türkler’iyle
XIII. yüzyıl ortalarında Sultanöyüğü Göçözü, Alıncak, Sevindik, Sarıkavak,
bilhassa 1225-1231 yılları arasında savaş
bölgesinde Türkmenler’in köylerde yerleşip Direkli köyleri bölgede Türkmen
alevlenmiş, I. Alâeddin Keykubad Bitinya
yarı göçebe hayata geçtikleri açıktır yerleşmesinin açık bir kanıtıdır. Sonuç
(Bithynia) uç bölgesine gelerek mücadeleye
(Cacaoğlu vakfiyesi). Diğer Batı Anadolu olarak Osman Gazi’nin gençliğinde
katılmıştır. Bizans kaynakları ve Suriyeli İbn
beyliklerinin kuruluşunda olduğu gibi bu Eskişehir ve etrafında yerleşik hayatın
Nazîf kroniği Alâeddin’in seferleri hakkında
bölgede de halk arasında alp gaziler gazâ oldukça gelişmiş olduğu söylenebilir.
kesin deliller sağlamaktadır. İbn Nazîf,
akınlarını örgütlemekteydi. Kendisi de bir Eskişehir, Eskihisar, İnönü ve Söğüt’te
Sultan Alâeddin’in Vatatzes’e karşı savaşta
alp olan Osman’ın gazâ faaliyetine başladığı oturan ve birbiriyle rekabet halinde bulunan
bazı kaleleri fethettiğini zikreder. Osmanlı
tarihten (683/1284 Kulaca fethi) önce beyler hakkında Neşrî’deki rivayet (I, 74-76)
rivayetinde (Neşrî, I, 64) Sultan Alâeddin’in
Eskişehir ucunda durum şöyle idi: Bizans Cacaoğlu vakfiyesiyle tarihî gerçeklik
Karacahisar’ı fethi hakkındaki bilgi bu
ile sınır Bilecik’te başlıyordu. Sultanöyüğü kazanmaktadır. Ertuğrul’un oğlu Osman bu
çerçevede tarihî bir gerçeklik kazanır. İbn
ile Bilecik arasındaki uç bölgesinde yerli mücadelede bir taraf olarak görünmektedir.
Nazîf ’e göre Bizans-Selçuklu mücadelesi
tekfurlar Selçuklu sultanını tanıyor ve Söğüt’te “Ertuğrul canı için” bir vakıf
Alâeddin’in “büyük kaleleri” fethi üzerine
https://islamansiklopedisi.org.tr/osman-i 1/12
11.03.2023 16:52 OSMAN I - TDV İslâm Ansiklopedisi

çiftlik dikkati çeker (Hüdavendigâr Livası 840/1436-37) Osman’ı Kayı’ya bağlayan olmuşlardı, Tatar şerrinden korkup ol
Tahrir Defterleri, s. 283). Bu resmî kayıt soy kütüğünü koymuş ve Osman’ın Oğuz etrafta yaylarlar ve kışlarlardı, rûzgârla
Ertuğrul hakkında en eski belgedir. Han’ın büyük oğlu Gün Han’ın oğlu Tatar’dan incinenler uca gelip çoğaldılar;
Kayı’nın soyundan geldiğini ileri sürerek pes Osman katına geldiler, meşveret kıldılar,
Osman’ın ve babası Ertuğrul’un mensup
Timur ve Şâhruh’un üstünlük iddiasını eyittiler ki: Kayı Han hod mecmû‘ Oğuz
bulunduğu boyun hangisi olduğu konusu
çürütmek istemiştir. Oğuznâme’ye göre boylarının Oğuz’dan sonra ağası ve hanı idi
tartışmalıdır. Kayı (Kayıg) boyu XI.
Oğuz Han yirmi dört boy arasında ve Oğuz töresi mûcebince hanlık ve
yüzyılda diğer Oğuz boyları gibi büyük
egemenlik kavgası olmaması için töre padişahlık Kayı soyu varken özge boya
kitleler halinde Anadolu’ya gelmiş ve küçük
koymuş, her birinin mansıbını, nişan ve değmez, şimdiden sonra hod Selçuk
gruplar halinde ülkenin çeşitli bölgelerine
damgasını tayin etmiştir. Oğuz’un öncelik sultanlarından bize çare ve medet yoktur ...
yerleşmiştir (Köprülü, VII/27 [1943], s. 38,
verdiği oğlu Gün Han’dır. Ona bağlı boylar Merhum Sultan Alâeddin’den dahi size
66). Bunu Anadolu’da yer adları haritası
başta Kayı olmak üzere Bayat, Alkaevli, safarnazar olmuştur, siz han olun ve biz
kanıtlamaktadır. Osman ailesinin ortaya
Karaevli’dir. Kayı’nın damgası “IYI”dır. kullar bu tarafta hizmetinizde gazâya
çıktığı Sultanönü bölgesinde Kayı veya
Oğuz Han’ın kendisinden sonra töre gereği meşgul olalım dediler; Osman Bey dahi
Kayı-ili adıyla köylere rastlanır. Hânedan
Kayı hanlar hanı olmuştur. Âşıkpaşazâde, kabul etti. Pes mecmû‘ örü durup Oğuz
kuran diğer Türk boyları gibi Osmanlılar
Târih’inde (s. 92) Osman’ın soy kütüğünü resmince üç kere yükünüp baş kodular, dolu
Kayı damgasını bir egemenlik sembolü
Oğuz Han’a kadar götürür. Bu soy kütüğü obalardan kâmran getürdüp Osman Bey’e
olarak sikkelerinde ve önemli eşyada
Yazıcıoğlu tarafından Reşîdüddin’in sundular ...”
kullanmışlardır. M. Fuad Köprülü’ye göre
Câmiʿu’t-tevârîḫ’indeki Oğuz faslından
Kayılar, Osmanlı Devleti’nin ilk etnik 869’da (1465) kaleme alınan Düstûrnâme-i
alınmıştır (Woods, s. 173-182). Oğuz Han
çekirdeğini oluşturmuştur. Osman’ın aşireti Enverî’de Oğuznâme kullanılarak Osman’ın
rivayeti çeşitli Türk devletleri tarihlerine az
hakkında kroniklerde aktarılan bilgiler ve şeceresi şöyle verilir: Gazan, Mîr Süleyman
çok farklarla geçmiş (bu arada özellikle
soy ağaçları (jenealojiler) hiçbir tarihî esasa Alp, Şahmelik, Gündüz Alp ve Gökalp,
Akkoyunlular ve Timur tarihlerinde),
dayanmaz. Kroniklerde genel giriş kısmında Gündüz Alp oğlu Ertuğrul ve onun oğlu
Osmanlı tarihlerine ilk defa Yazıcızâde
efsaneleşmiş birtakım belirsiz iddia ve Osman. Şükrullah’ın Behcetü’t-tevârîḫ’ine
Ali’nin Târîh-i Âl-i Selçûk’unda ayrıntılarıyla
gelenekler içerdikleri tarihî bilgileri ayırt göre Osman’ın soy kütüğü Oğuz, Gökalp,
nakledilmiştir. Osmanlı sultanları bundan
ederek kullanılmalıdır. Paul Wittek, Osmanlı Kızıl Boğa, Kayaalp, Süleyman Şah,
sonra bu teoriyi hararetle benimsemiş ve bir
hânedanının Kayı aşiretiyle ilgisi olmadığı Ertuğrul şeklindedir. Karamânî Mehmed
Oğuzculuk geleneği yerleşmiştir.
tezini savunur; Osman’ı Oğuz Han’a Paşa ise Oğuz Han, Kayık Alp, Sarkuk Alp,
bağlayan soy kütüğünün hânedan siyaseti Öte yandan Osman Gazi’yi bir çoban Gökalp, Gündüz Alp, Ertuğrul rivayetini
etkisiyle II. Murad döneminde ortaya olarak tasvir edenler de yanılmaktadır. benimser. Âşıkpaşazâde’de Oğuz, Gökalp,
çıktığını vurgular. 1380’lerde küçümseme Osman, Söğüt’te ona bağlı bir Türkmen Basuk, Kayaalp, Süleyman Şah, Ertuğrul
amacıyla Kadı Burhâneddin, Osman’ın bir boyundan gelmiş olabilir. Osman aslında, silsilesi bulunur. Neşrî’de soy kütüğü
kayıkçı oğlu (Kayıg boyu kelimesinden) uçta Türkmenler’i ve gelen “garip”leri Süleyman Şah ve onun oğulları Sungur
olduğunu söylemiştir. Timur, Yıldırım (yerini yurdunu terketmiş) gazâ savaşları Tekin, Ertuğrul, Gündoğdu, Dündar olarak
Bayezid’e bir mektubunda Osmanlı için örgütleyen subaşılardan bir alp gazi idi. verilir. Ertuğrul’un üç oğlu Saru Yatı,
sultanına bir kayıkçı Türkmen soyundan Bu alp subaşılarından XIII. yüzyıl sonlarına Osman ve Gündüz’dür. Bunların içinde
geldiği gerekçesiyle hakaret etmek doğru Eflâkî ve 730’da (1330) Âşık Paşa bağımsız bir kaynağı kullanan Düstûrnâme
istemiştir. Osmanlı hânedanın soyu meselesi (Garibnâme) söz etmektedir. Osman’ın farklı soy kütüğüyle dikkati çeker.
Timur’dan sonra oğlu Şâhruh zamanında çağdaşı Bizans tarihçisi G. Pachymeres de Ertuğrul’un babası Gündüz Alp, onun
bir diplomatik tartışma konusu olmuştur. onu Kastamonu uç beyi emîrü’l-ümerâ babası Şahmelik, onun babası Mîr Süleyman
Timur, Anadolu’dan ayrılmadan önce Çobanoğulları’na bağlı bir sınır savaşçısı Alp’tir. Mîr Süleyman Alp diğerlerinde
Osmanlı çelebi sultanlar dahil bütün beylere olarak tanıtır. Eserini 840’ta (1436) kaleme Süleyman Şah olmuştur. Bu soy kütüğü
birer yarlık vererek egemenliklerini tasdik alan Yazıcıoğlu Ali, Osman’ın dedesinin ötekilere göre daha güvenilir
etmişti. Oğlu Şâhruh karşıtlarını bertaraf adını Gökalp olarak verir ve Sultan I. görünmektedir. Düstûrnâme’de Karadeniz
edip tahta yerleşince I. Mehmed ve II. Alâeddin Keykubad’ın ucun idaresini Kayı ötesinde Altın Orda’dan bir Tatar akını
Murad’a ferman ve hil‘atler göndererek boyundan Çoban’a (Kastamonu’da Emîr tarihî bir gerçeği yansıtmış olabilir.
kendisine bağımlılıklarını göstermelerini Hüsâmeddin Çoban) ve Kayı beylerinden Tatarlar’ın “katıyay”ına yapılan atıf ilginçtir.
istemiş, Osmanlı sarayı bu baskı ve tehdit Ertuğrul, Gündüz Alp ve Gökalp’e havale Ok menzili normalden uzak olan katıyay
karşısında ciddi bir kaygıya düşmüştü. ettiğini yazar. Osman’ın han olarak seçilişini Türk ve Moğollar’a savaşta silâh üstünlüğü
Saraya yakın Yazıcıoğlu ailesinden Ali, o ise şu ifadelerle nakleder: “Uçtaki Türk sağlıyordu. Osman’ın Karadeniz kuzeyinde
zaman Târîh-i Âl-i Selçûk’unda (yazılışı beyleri ki Oğuz’un her boyundan cem‘ Kıpçak’tan gelen Ataman (Pachymeres)

https://islamansiklopedisi.org.tr/osman-i 2/12
11.03.2023 16:52 OSMAN I - TDV İslâm Ansiklopedisi

adında biri olduğu faraziyesi ise (Heywood) Başlangıçta alpler Osman Gazi ile birer dependance, s. 210-217). Osman ile Köse
uzak bir ihtimaldir. Düstûrnâme soy yoldaş olarak seferler yapmaktaydı Mihal arasındaki bağımlılık üzerinde
kütüğünde asıl ilginç olan Osman’ın (Âşıkpaşazâde, s. 99-100). Öyle anlaşılıyor Osmanlı rivayeti ilginçtir: “Köse Mihal
atalarının taşıdığı alp unvanıdır. Osman ki Osman Gazi önemli başarılar kazanıp dâim anun ile bile olurdu, ekseri bu
Gazi’nin başlangıçtan beri yoldaşları Turgut, sivrilince uçlarda alpler onun kumandası gazilerin hizmetkârları Harmankaya
Aykut, Saltuk, Hasan gibi alplerdir; alp altına girdi. Osman’ın seferlerinde alpler kâfirleriydi” (Âşıkpaşazâde, s. 99-100). XIII.
unvanı gazi unvanı ile eş anlamda kullanılır. “yarar yoldaş” ve “nöker”leri idi. Osman, yüzyıl Moğol toplumunda nöker “soylu
Alpler, Selçuk uç toplumunda Türkmen Eskişehir’den Bilecik ve Yenişehir’e kadar kişilerin, bahadırların evinde ve seferde
savaşçılarını sefere götüren deneyimli, iyi geniş bir ülke sahibi olduğunda (698/1299) yanından ayrılmayan hizmetkârı ve silâh
silâhlanmış kumandanlar durumundadır. İnönü’yü oğlu Orhan Bey’e, Yarhisar’ı arkadaşı” olarak tanımlanır. Esirlikten gelen
Alp gaziler göçebe Türkmenler’i gazâ için Hasan Alp’e (Neşrî, I, 112), İnegöl’ü Turgut nöker kendine tâbi olanlarla birlikte şefin
örgütlemekte ve bu kuvvetlerle fetihler Alp’e verdi. Osman ile sefere giden Saltuk, hizmetine girer. Çoğu esir edilip ant içmekle
yaparak beylik kurmaktadırlar. 1300’lere Hasan ve Konur önde gelen alplerdir. Bu başbuğa hayat boyu bağlı silâh arkadaşıdır.
kadar inen rivayetlerde bu süreç üzerinde alp ve nökerlerin çocuk ve torunları Osman zamanında Köse Mihal bu tip bir
açık kanıtlar bulunmaktadır. Yerel göçebe sonraları devlet idaresinde önemli nökerdir (Neşrî, I, 76). Böylece Avrasya
Türkmenler ile beraber Osman Gazi’nin makamlara gelecekler ve bir çeşit Osmanlı steplerinde olduğu gibi alpler etrafında
kuvvetleri çoğunlukla uzaklardan, aristokrasisi oluşturacaklardır. Meselâ gazâ-akın birlikleri oluşmakta, her biri ucun
Pachymeres’e göre Paflagonya’dan İnegöl’ü fetheden Turgut Alp’e bu bölge bir bir bölgesinde gazâ faaliyetinde
(Kastamonu yöresi) gazâ-doyum için gelen yurt (apanaj) olarak verilmiş görünmektedir. bulunmaktadır. Osman Gazi de şüphesiz
garip Türkmenler’di. Bunlar kızıl börk giyip Bölgenin o zaman Turgut-ili diye anılması başlangıçta bu alplerden biriydi. Onu
savaşçı olarak ayrıcalık kazanıyor, böylece bu bakımdan kayda değer. Selçuklular’da ve ötekiler arasında seçkin duruma getiren
göçebe topluluğunda farklılaşma, çoban ve Osmanlı klasik döneminde yurt veya özellik, rivayete göre bir Vefâî-Babaî tarikat
akıncı ayırımcılığı ortaya çıkıyordu. yurtluk, “bir göçer-ev grubunun reisine halifesi olarak uca gelen Edebâli’nin
özerklikle verilen bir arazi birimi” olarak yakınlık ve mânevî desteği olmuştur.
Başlangıçtan beri uç beylerinin fetih
tanımlanmaktadır. Diğer bir ifadeyle yurt Osman ile şeyh arasında folklorik bir
politikasına iki prensip yön vermiştir: Gazâ
soylu bir bahadıra ait apanajdır. Osman kutsama hikâyesinin ilâvesi (Âşıkpaşazâde,
ve istimâlet. Dinî ideoloji olarak kutsal
alınan vilâyetleri gazilere taksim etmekteydi s. 95), bütün Türkmen beylerinin bu çeşit
savaş İslâmî gazâ, hıristiyan ülkelerine karşı
(a.g.e., I, 118). 720’lerde (1320) uçlarda kutsamaları beyliğin tanrısal teyidi ve
örgütlenmiş askerî uç bölgelerinde ilk
Konuralp’e Karaçepüş Hisarı, Akça meşrulaştırma gayreti olarak
aşamada aralıksız akınlar, daha sonra fetih
Koca’ya Absu (Hypsu) Hisarı uç verilmişti. yorumlanmalıdır. Çağdaş Bizans tarihçisi
ve yerleşme ve sonunda uç gazi
Bu feodal yurt-apanaj sistemi daha sonra Pachymeres, Osman’ı bölgede Bizans
beyliklerinin kuruluşu şeklinde bir gelişme
Rumeli’de gazâ yapan uç beyleri topraklarına karşı akın yapanlar arasında en
göstermiştir. Gazâ, sanıldığı gibi kontrol
Evrenosoğulları, Mihaloğulları, atılgan bir önder olarak tanıtmaktadır. Uçta
altına alınan bölgelerde halkı İslâmlaştırma
Paşayiğitoğulları için uygulanacaktır. Osman gaziler-alpler gazâ ve ganimet seferlerinde
amacına yönelik değildi. Gazâ dârülislâmın
döneminde beyliğin bu feodal yapısı en başarılı önderin bayrağı altına girerlerdi.
(Türkçe: illik) egemenlik alanını
karşısında Orhan döneminde ulemâ Osman Gazi’nin hayatında başarısı
genişletmeyi amaçlar (zor altında
sınıfından vezirler idaresinde merkeziyetçi seferlerde alpleri ve nökerleri bayrağı altında
İslâmlaşmış olanları Osmanlı idaresi gerçek
bürokratik rejim hinterlandda egemenlik toplayabilmesidir. Osman Gazi döneminde
müslüman saymamış, onları “sahariyan”
kazanacaktır. nökerlik/yoldaşlık egemen bir kurum
yahut “ahriyan” adı altında müslümanlardan
olarak görünmektedir. 703’te (1304)
farklı bir statü altına koymuştur). Kontrol Rum abdalları, bâciyân ve ahîlerle yan yana
Osman’ın Sakarya seferinde Lefke
altına alınmış bölgede yaşayan gayri bir taife, yani belli bir statü altında bir grup
(Osmaneli) ve Çadırlı tekfurları kendisine
müslimler (Ehl-i kitap) İslâm şeriatının olarak zikredilen gāziyân Osman
itaat ettiler ve Osman Gazi’ye has nöker
tesbit ettiği kurallar altında bir statüye (ehl-i dönemindeki alpler ve maiyetindeki
oldular (a.g.e., s. 99-100; Neşrî, I, 120).
zimme) sahip olur ve bu kurallara saygı bey gazilerden başkası değildir ve bu alpler belli
Nökerlik sonraları Osmanlı Devleti’nin
ve her müslüman için dinî bir ödev kabul nitelikler taşıyan bir gruptur. Öte yandan
gelişme çağında kul sistemine yol açmış
edilirdi. Osmanlı uç gazi beyleri bu kurallar nöker denilen askerî grup da Osman’ın
görünmektedir. Sultanın yeniçerileri, bey
hakkında din âlimlerine danışır ve etrafındaki gücü belirler. Orta Asya Türk-
kulları (gulâm-ı mîr), timarlı sipahilerin
uygulamada onlara uyum sağlamaya Moğol toplumunda nökerlik Batı
hizmetkârı gulâmlar hep nöker
çalışırlardı. Fıkıh okumuş Edebâli ve feodalizminde “commendatio” veya
durumundadır.
Dursun Fakih Osman’ın danışmanları idi. “hommage” ile kıyaslanabilir (Marc Bloch,
La société féodale, la formation des liens de

https://islamansiklopedisi.org.tr/osman-i 3/12
11.03.2023 16:52 OSMAN I - TDV İslâm Ansiklopedisi

Uç toplumunda Osman Gazi’nin mânevî yöneldi. İkinci defa ayaklanma halindeki rivayete göre sözde Sultan III. Alâeddin
destekleyicisi hukukî ve içtimaî hayatı Türkmenler’e karşı 714’te (1314) büyük bir Keykubad (1298-1302) Osman ile beraber
örgütleyici olarak ahîler ve fakihlerdir (fakı). ordu ile Anadolu’ya geldi, Osman’ın Karacahisar kuşatmasında iken Bayıncar
Osman bir bölgeyi ele geçirdikten sonra yurdundan uzak olmayan Karanbük’ü Tatar Anadolu’ya gelmiş, Ereğli’yi
burayı nasıl örgütleyeceğini ve dinî kuralları (Karabük) kışlak seçti. Türkmen beyleri (Karaman) tahrip etmiş, bunun üzerine
fakihlerden sormaktadır. Fakihler İslâm gelip orada itaatlerini arzettiler. Bu yıllarda Alâeddin Keykubad ona karşı yürümüş,
hukukunu, Sünnî akaidini ve İslâm Osmanlı kroniklerinde Osman’ın veya oğlu Bigaöyüğü’nde büyük savaşta Bayıncar’ın
kurumlarını bilen insanlar olarak gazi Orhan’ın herhangi bir gazâ hareketi ordusu yenilmiştir (Âşıkpaşazâde, s. 97;
önderi yönlendirici bilgiler sağlar, daha aşağı kaydedilmemiştir. Selçuklu tarihçisi Neşrî, I, 66). Bu rivayette Selçuklu Sultanı
düzeyde şehir ve köylerde imâmet hizmeti Aksarâyî itaat eden “Etrâk” beylerini Alâeddin Keykubad, Bayıncar’a karşı
görürlerdi. İlk Osmanlı beyleri Osman ve Hamîdoğlu, Eşrefoğlu, Karahisar beyi, savaşmış gösterilirse de gerçekte Gāzân
Orhan tarafından ahîler ve fakihlere Germiyanoğlu, Kastamonu’dan Süleyman Han, Bayıncar’ı ve Boçukur’u büyük bir
verilmiş birçok vakıf köy ve çiftlik tahrir Paşa diye anar; Osman’ın adı zikredilmez. ordu ile Sülemiş’i ortadan kaldırmaya
defterleri kayıtlarıyla bugüne ulaşmıştır. Bu sırada Osman en ileri uç bölgesinde göndermişti. Sülemiş onları yenmiş ve
Osman döneminde bu fakihlerin en yerel tekfurlarla uyum içinde yaşamaktaydı Bayıncar’ı katletmişti. Dikkat çeken husus,
meşhuru Dursun Fakih’tir. Eskiden Osman ve belli ki İlhanlılar için bir sorun tam bu olaylar sırasında 1299 yılının
Gazi’nin uç toplumunda daha çok ahîlerin olmamaktaydı. Osmanlı rivayetinde Osman’ın Bilecik fethi
önde geldiği sanılıyordu. Fakat tahrir ve bağımsızlık yılı olarak kaydedilmesidir.
Öteki uç beyleri gibi Osman’ın yerel
defterlerindeki vakıf kayıtları fakihlerin
tekfurlara ve Bizans’a karşı gazâ hareketine Selçuklu sultanının haraçgüzârı Bilecik
daha ağır basmakta olduğuna işaret eder
başlaması, Moğollar’a karşı Anadolu’da uç tekfuru bölgedeki diğer yerli tekfurlar
(BA, MAD, nr. 16016, s. 13-17). Vakıfların
Türkmenler’i arasında direnç ve isyanların üzerinde en güçlü olanıydı. Bilecik tekfuru
kanıtladığı gibi daha Osman Gazi
artmasıyla yakından ilişkili olmalıdır. Selçuk-İlhanlı egemenliğini tanıyordu.
zamanında İslâm hukukunu bilen kişilerle
Uçlarda Moğol idaresine karşı hareketler II. Âşıkpaşazâde’nin kaynağına göre ilk
devlet kuran bey arasında sıkı ilişkiler vardı.
İzzeddin Keykâvus’un isyanı ve uç zamanlarda Osman da ona “mudârâ”
Ayrıca vakfiyeleri yazan bir çeşit bürokratın
Türkmenler’ine sığınmasıyla kendini gösteriyordu (Târih, s. 99, 100). Mudârânın
varlığı da ileri sürülebilir. Beyliği
göstermişti (659/1261). Mısır sultanları (aşağıdan alma, yaranma), sebebini anlamak
teşkilâtlandırma, sosyal hayatı düzenleme
Türkmenler’le iş birliği yaparak müslüman için 684’te (1285) Osman’ın aşiretiyle
bakımından bu fakihler ve ahîler son derece
Anadolu’yu Moğol egemenliğinden Söğüt-Domaniç arasında göç devrine
önemli bir rol oynamıştır. Din bilginlerinin
kurtarmaya çalıştılar. Memlükler’in bu dönmek gerekir. Osman’ın aşireti
ilk dönemlerde devletin örgütlenmesinde
siyaseti, Anadolu’da Moğol valilerinin sürüleriyle Söğüt-Domaniç arasında göç
yardımcılık ve beylere danışmanlık yapmış
İlhanlılar’a karşı isyan hareketlerini ederken Bilecik tekfurunun himayesine
olmaları ilk vezirlerin de onlar arasından
desteklemeleri biçiminde sürdü. Bunlar muhtaçtı, İnegöl ovasında sürüler tarım
seçilmiş olması hususunu açıklar. Osman’ın
Togaçar (694/1295), Baltu (696/1297) ve topraklarını çiğnediği için İnegöl tekfuruyla
son zamanlarında Alâeddin Paşa vezir
Sülemiş (699/1299-1300) isyanlarıdır. Bu aralarında başından beri düşmanlık vardı
durumundaydı.
dönem, Osman’ın Sultanöyüğü ucunda yerli (a.g.e., s. 94). Osman’dan armağan alan
Etrafında çeşitli askerî, içtimaî ve dinî tekfurlara karşı önemli gazâ hareketlerine Bilecik tekfuru Osman’ı koruyordu. Osman
gruplar toplayan ve beyliğin nüvesini giriştiği ve bir Moğol müdahalesinden bu bölgede göç yolunu engelleyen İnegöl
oluşturan Osman’ın Sultanöyüğü ucunda çekinmediği yıllara rastlar. Özellikle tekfuru ile çatışma halindeydi. Ermenibeli
harekâtı İç Anadolu’daki olayların ışığında Sülemiş’in isyanı uç Türkmenler’inden çatışması yerel önemsiz bir karşılaşma idi
izlenebilir. 684-690 (1285-1291) döneminde destek görmüştür. Bütün Türkmen beyleri (Ermenibeli Söğüt-Domaniç yolu
Anadolu’da Selçuklu sultanına ve gibi Osman da Memlük sultanının üzerindedir; Söğüt-Domaniç yolu bugün de
Moğollar’a karşı Türkmen isyanları, desteklediği Sülemiş yanlısıdır. Osman Ermenipazarı/Pazaryeri üzerinden İnegöl
Osman’ın Selçuklu sultanının haraçgüzârı Gazi’nin oğullarından birine Melik Nâsır ovasına iner). Osmanlı rivayetine göre
Karacahisar tekfuruna karşı hareketi 687’de adını vermiş olması da (Memlük Sultanı el- Ermenibeli çatışmasının ardından Osman,
(1288) kaleyi ele geçirmesine fırsat vermiş Melikü’n-Nâsır Muhammed b. Kalavun’un Edebâli eliyle gazâ kılıcı kuşanmış ve bölge
görünmektedir. Osman’ın oğullarından saltanat yılları: 1293-1294, 1299-1309, 1310- tekfurlarına karşı aktif gazâya başlamıştır.
Çoban’ın adı İlhanlı büyük emîr Çoban ile 1341) bir rastlantı değildir. Muhammed b. İnegöl Rumları’na karşı bir gece baskını
ilişkili olabilir. Emîr Çoban ilk defa Şâban Kalavun’un ikinci defa Memlük tahtına yapmış, İnegöl yakınında küçük Kulaca
698’de (Mayıs 1299) Sülemiş’e karşı oturduğu yıl Anadolu’da Sülemiş’in isyanı Hisarı’nı yağmalayıp ateşe vermiştir
Anadolu’ya geldi ve Sülemiş’i yendikten almış yürümüştü. Eski Osmanlı rivayetinde (684/1285: bugün İnegöl’ün Kulaca köyü
sonra Memlükler’e karşı Suriye sınırına bu olay belirsiz şekilde yankı bulmuştur. Bu yakınında bazı kale kalıntıları

https://islamansiklopedisi.org.tr/osman-i 4/12
11.03.2023 16:52 OSMAN I - TDV İslâm Ansiklopedisi

gözlemlenmiştir; sonradan Orhan burada Tahrirlerde Eskişehir’de gayri müslim kaydı İslâm hükümdarı olmuştur. Aslında
cami yaptırmıştır, Kaplanoğlu, Bursa yoktur. Burası başlangıçtan beri bir Türk- Selçuklu Sultanı III. Alâeddin 1302’de
Ansiklopedisi, I, 197). müslüman şehri olarak kurulmuştur. Buna Moğollar tarafından Tebriz’e götürülmüş,
karşı yüksek tepede eski Bizans kalesi son Selçuklu hükümdarı II. Mesud’un
Osman’ın Kulaca’yı yakması üzerine İnegöl
Karacahisar halkı Fâtih Sultan Mehmed idaresi 1308’e kadar sürmüştür. Bütün
bölgesi Rumlar’ı telâşlandılar; toplanıp
döneminde tepenin hemen eteğinde Anadolu bey-emîr-hanları, ancak 1335’te
Karacahisar tekfurundan yardım istediler.
Karacaşehir’e nakledilmiştir (BA, MAD, nr. İran’da Ebû Said Bahadır Han’ın ölümü
Öyle anlaşılıyor ki bu tarihlerde Osman
18333). Rivayete göre Osman, üzerine Cengiz soyundan ilhanlar
Gazi’nin halkı Sögüt’te yerleşmiş, fakat
Karacahisar’da kendi adına hutbe okutmuş, kalmayınca sultanlıklarını ilân edip hutbe ve
yazları Domaniç yaylasına çıkan bir yörük
bağımsız beylik iddiasında bulunmuştur. sikke sahibi olmuşlardır. Şimdiye kadar
topluluğu idi. Karacahisar tekfuru bir
Âşıkpaşazâde’de (bab 14) Osman’ın tarihçiler, eski rivayeti izleyerek 1299
adamıyla asker gönderdi; İnegöl Rumları ile
bağımsızlık, yani kendi adına hutbe tarihini Osmanlı hânedan ve devletinin
birleştiler. Osman da gazileri topladı.
okutması iddiasında bulunması için şu gerçekten ve hukuken kuruluş tarihi kabul
İkizce’ye yakın Domaniç belini aştıkları
olgular üzerinde durduğu ileri sürülür ki bu etmişlerdir. Türk geleneğinde devletin
yerde büyük savaş oldu (685/1286). Bu
iddialar aslında çok sonraları hânedanın kuruluşu, her şeyden önce egemenliğini
savaş Osman’ın gerçek anlamda ilk savaşı
Osman ile başladığı inancında olanlar Tanrı’dan aldığına inanılan karizmatik bir
sayılmalıdır. Osman’ın kardeşi Saru Yatı
tarafından eklenmiştir: Karacahisar hanın ortaya çıkışına bağlıdır. Fakat bu,
burada hayatını kaybetti. Böylece Osman ile
müslüman halk ile iskân edilip bir beylik İslâmî geleneğe göre hutbe ve sikke sahibi
Karacahisar tekfuru arasında savaş başlamış
merkezi durumuna gelmiş; müslüman halk olmaya yetmez.
oldu. Kulaca akınından iki yıl sonra Osman
mescid ve pazar yeri kurmuş; dolayısıyla
bölgenin ikinci büyük tekfuru Karacahisar Sultanöyüğü bölgesinde uzun zamandır bir
imam, kadı ve hatip istemiş; Osman bu
tekfurundan hisarı aldı, beylik merkezi Rum tekfuru elinde bırakılmış bir kalenin
şehri kendi kılıcı ile aldığını, kendisine Allah
yaptı. Rivayete göre bu önemli fetih sonucu fethedilmiş olması iki yönden önemliydi.
tarafından gazâ ile hanlık verildiğini,
uçta sancak beyliğine erişti (Âşıkpaşazâde, s. İlkin bölgede sultanın haraçgüzârı olarak
Selçuklu sultanı Osman’a sancak gönderip
98). Karacahisar’ın konumu yapılan yaşamakta olan tekfurlarla barışın
gazâda onu temsil etme yetkisi vermiş
çalışmalarla aydınlatılmıştır. Nehirlerin terkedilmesi, bölgenin bir gazâ alanı haline
denirse buna karşı kendisinin kâfirlerle
kesiştiği verimli ovada bu tarihlerde gelmesi; ikinci olarak Osman’ın doğrudan
uğraşarak bölgeyi fethettiğini ve büyük
zamanla kurulmuş şu merkezler vardı: doğruya kendi hükmü altında Karacahisar
atasının Anadolu’ya ilk gelen Süleyman Şah
Antik şehir Dorylaion kalıntılarının gibi hâkim bir kaleye sahip olmasıdır.
olduğunu ve Gökalp neslinden geldiğini
bulunduğu Şarhöyük, Porsuk çayı ötesinde Kaleye bölgeden ve Germiyan gibi uzak
söylemiştir. Âşıkpaşazâde’nin rivayetine
Odunpazarı bayırında kurulmuş bir yerlerden halkın gelip yerleşmesi sonucu
göre Osman han sıfatıyla kanun koymuş,
müslüman şehri Eskişehir, Eskişehir’e 7 tepede Karacahisar müslüman nüfuslu bir
belli başlı alp yoldaşlarına beyliğin belli
km. uzaklıkta hâkim tepede Bizans kalesi şehir oldu. Aşağıda Ilıca yanında pazar da
kısımlarını timar, daha doğrusu il-yurtluk
Karacahisar, Karacahisar eteğinde Osman’ın kontrolü altına geçmiş
tayin etmiştir. Bütün bunlar, Osman’ın
Karacaşehir. Karacahisar’ın, Anadolu’dan görünmektedir. 1288’de uzak Söğüt uç
beyliği han sıfatıyla Türk devlet geleneğine
İznik-İstanbul’a giden ana yolların kesiştiği kasabası yerine Osman, şimdi Karacahisar
göre teşkilâtlandırdığını anlatmak için
bir noktada stratejik konumu son derece fethiyle sultanın nâibine ait Eskişehir
kullanılmış argümanlardır. Bu teşkilât
önemli, çıkılması güç bir kale olduğu yanında hâkim durumda bir merkeze
Osman’ın beylik yapısının esasları olmuştur.
anlaşılmaktadır. Osman, Karacahisar yerleşmiş bulunuyordu. Fetih Osman’ı
Genelde Osmanlılar bir yeri fethedince üç
fethiyle bütün bölgeye hâkim olmuş, fiilen bölgede fiilen bir gazi bey durumuna
şeyi hemen yerine getirirlerdi: Bir kadı, bir
bu kesimdeki Selçuklu-İlhanlı nâibleri yükseltiyordu. Böylece Osman, Kastamonu
subaşı tayin edilir, pazar yeri belirlenirdi.
yerine geçmiş görünmektedir. Neşrî’ye göre emîri Çobanoğulları gibi Selçuklu sultanının
Kaynaklar bu aşamada Osmanı diğer
Osman Gazi Karacahisar’ı fethedip sancak sahibi bir emîri (bey) mertebesine
Türkmen beyleri gibi gazâ ile bağımsızlığa
Eskişehir’e mâlik oldu (Cihannümâ, I, 86). ulaşmış görünmektedir.
hak kazanmış, kendi adına hutbe
Konya’ya gönderdiği yeğeni Aktimur’un
okutabilecek bir bey, bir han gibi Osman Bey’in bundan sonraki ana hedefi
sancak beyliği sembolleri getirdiği doğru
göstermeye çalışmaktadır. Neşrî, Selçuklu Sakarya nehrinin doğusundaki bölge oldu.
kabul edilirse Osman’ın 1288’de bölgeye
Sultanı Alâeddin Keykubad’ın ölümüyle Osmanlı kaynaklarına göre Osman Gazi
Selçuklu sultanı adına hâkim olduğu
Selçuklu hânedanının ortadan kalkması sancak beyi olunca nökeri Köse Mihal’e
söylenebilir. Sonraki tahrir defterlerinde
üzerine, “Hutbe Osman Gazi adına Taraklı Yenicesi’ne akına gitmek gerektiğini
Sultanönü sancağı Bilecik, Eskişehir, İnönü,
okundu” diye farklı bir yorum yapar söyledi (Âşıkpaşazâde, s. 99-100; Neşrî, I,
Seyitgazi kazaları ile Karacaşehir ve
(Cihannümâ, I, 106-112). O tarihte Osman, 88-92). Harmankaya-Göl bölgesinde tekfur
Günyüzü nahiyelerini içermekteydi.
Neşrî’ye göre hutbe ve sikke sahibi bir
https://islamansiklopedisi.org.tr/osman-i 5/12
11.03.2023 16:52 OSMAN I - TDV İslâm Ansiklopedisi

olan Köse Mihal’in Orta Sakarya kıvrımı haraç ödeyen yerel tekfurları (Göynük, Pachymeres şüphesiz onun hakkında en
içindeki tekfurlar ve bölgedeki yollar Gölpazarı, Bilecik, Yenişehir, İnegöl, güvenilir kaynaktır. 701’de (1302) Osman’ın
hakkında bilgisi vardı; seferin planını Yarhisar tekfurları) ortadan kaldırdı, daha
İznik kuşatması ve Bapheus savaşı
özetledi: Beştaş’tan geçilecek, Sarıkaya’da sonra doğrudan doğruya Bitinya’da Bizansdolayısıyla Osman’la ilgili etraflıca bilgi
Sakarya ırmağı aşılacak, böylece Sakarya imparatorluk topraklarına karşı gazâ veren Bizanslı kronikçi, Osman’ın menşei
kıvrımı içinde geniş bölge, özellikle İznik’e faaliyetine başladı. Neşrî’deki bir rivayete
hakkında on yıl öncesine gider; Osman’ın
ipek getiren kervanların yolu, Göynük suyu göre Ertuğrul’un ölümü üzerine Söğüt’te nasıl ve ne zaman ortaya çıktığını anlatır. E.
üzerinde Mudurnu-Göynük ve Taraklı beylik sorunu ortaya çıkmıştı. Göçer A. Zachariadou, Pachymeres’te geçen
Yenicesi kasabaları üzerinde kontrol evlerden bir bölüğü Osman’ı, bir bölüğü Osman ile Çobanoğulları arasındaki
kurulabilecekti. Bölgede kendi aşiretiyle amcası Dündar’ı (Tündar) bey yapmak ilişkiden söz ederek bu parçayı 689-692
yerleşmiş olan Samsa Çavuş’la iş birliği için istiyordu (Neşrî, I, 78). Osman’ın kendi(1290-1293) dönemine ait tahmin eder. C.
haber gönderildi. Bu sefere çıkan Osman kabilesi onu tuttu. Bir araya gelindiğinde
Imber bu bilgileri 1300’lere koyarak olayları
yolda ilkin Beştaş Zâviyesi’ne kondu çoğunluk Osman’ı destekledi; bunun karıştırır (EI2 [İng.], VIII, 180-182).
(sonraki tahrir defterlerinde Beştaş Zâviyesi üzerine Dündar da ona uydu. 1299’a doğruPachymeres, o yıllarda Bizans’a karşı aktif
kaydı vardır). Tekke şeyhinden Sakarya’nın Dündar Osman’ın kethüdâsı idi (vekili, bir
gazâ hareketlerinde Kastamonu uç
geçit yerini sordular (gerçekten geçit yeri çeşit vezir). Bu yılda Osman’ın fetih emirliğinde Çobanoğlu Yavlak Arslan ve
Sarıcakaya’dır, bugün burada yeni ve eski iki politikasında kökten bir değişiklik oldu.
sonra Ali’den söz eder. 1290’larda
köprü vardır; nehir atların geçmesi için Başlangıçta Osman’ın güçlü Bilecik Kastamonu’da Hüsâmeddin Çoban
elverişli haldedir). Sakarya üzerinde Samsa tekfuruyla ilişkileri dostluk, hatta bir çeşit
soyundan Muzafferüddin Yavlak Arslan
Çavuş onları karşıladı ve Sorkun (haritada bağımlılık biçimindeydi. Eskişehir-Bilecik
“sipâhbed-i diyâr-ı uc” unvanıyla hüküm
Sakarya’dan kuzeyde) üzerine götürdü. arasındaki haraçgüzâr Rumlar’la iyi geçinme
sürüyordu. Pachymeres, Osman Gazi’nin
Sorkun Rumları, Samsa Çavuş aracılığı ile politikası bölgede tutunmak için gerekliortaya çıkışını Kastamonu emîri
itaate razı oldular, ahd ile itaat edip sayılıyordu. Germiyan saldırıları Osman’ı
“Amourioi”na (Emîr oğullarına) bağlar.
yağmadan ve esaretten kurtuldular. Oradan bölge tekfurlarıyla uzlaşma zorunda Onun “Melek Masur ve Amourioi”
Samsa Çavuş kılavuz olup Mudurnu bırakıyordu. Karacahisar’dan sonra Osmanhakkında verdiği karışık bilgileri çağdaş
vilâyetine çıktılar (Sorkun’dan sonra yol akınlarını bölge dışı Mudurnu-Göynük Selçuklu kaynağı Kerîmüddin Aksarâyî
kuzeye yönelir). Samsa Çavuş bölge tekfurlarına karşı yöneltti. Bilecik tekfuruna
aydınlatmaktadır. Bu kaynağa göre Sultan
Rumlar’ı ile mudârâ edip cemaatiyle baş kaldıran Köprühisar tekfurunu II. Keykâvus’un oğulları Kırım’dan
yaşıyordu. Osman bu vilâyeti ona bıraktı. Dündar’la birlikte itaat altına aldılar.Anadolu’ya döndükten sonra onlardan
Mudurnu’dan nehri izleyip sıra ile 1299’da Osman ile amcası arasında beyliğin
Sultan II. Mesud, Argun Han’dan Selçuklu
Göynük’e, Taraklı Yenicesi’ne gelip yağma bundan sonraki politikası üzerinde görüştahtını elde etmiş, kardeşi Rükneddin
etti; ardından güneye yönelip dağlık ayrılığı belirdi. Dündar, Bilecik tekfuruna ve
Kılıcarslan’ı uç bölgesinde (muhtemelen
bölgeden Göl-Flanoz (Klanoz?, bugün Rum halkına karşı iyi geçinme politikasının
Akşehir civarında) yerleştirmişti. Argun
Gölpazarı) ovasına indi. Burada Mihal’e ait sürdürülmesi gerektiğini ileri sürdü (a.g.e., I.
Han’ın ölümü ve Geyhatu’nun han
Harmankaya üzerinden onun kılavuzluğu 94). Osman bu sözü kendisinin savaş ve seçilmesinden (22 Temmuz 1291) sonra
ile Sakarya’yı geçip Karacahisar’a döndü. egemenlik hakkını engelleme olarak anladı
İran Moğolları arasında başlayan taht
Bu rivayet izlenen yollar ve topografya ve okla Dündar’ı vurup öldürdü (Neşrî’nin
kavgaları sırasında Anadolu karışıklık içinde
dikkate alındığında sıhhatli bir anlatıma kaydına göre Bilecik fethi Dündar’ın kaldı. Uçlarda Türkmenler baş kaldırdı.
dayanır. Bu seferle güdülen amacın ganimet katlinden öncedir). 1299 yılına doğru Kılıcarslan da kardeşi Mesud’a karşı
almak, fakat aynı zamanda bölge tekfurları Osman, savaş alanını Karacahisar-Söğüt ayaklandı. Geyhatu Han’ın ordusuyla
üzerinde Karacahisar’ın yeni hâkimi olarak bölgesinden batıda ileride Bilecik-Yenişehir
gelmesi üzerine (Zilkade 690 / Kasım
otorite kurmak olmalıdır. bölgesine taşıdı. Osman Gazi’nin
1291) Kılıcarslan Kastamonu ucuna gitti ve
pâyitahtını 1299’da Karacahisar’dan
oradaki uç Türkmenler’ini etrafına topladı.
Bizans’tan Batı Anadolu topraklarını
Bilecik’e ve uç merkezini İznik’e yakın Eskiden beri Mesud’a taraftar olan uç emîri
fetheden diğer beyler gibi Osman Gazi de
Yenişehir’e nakletmesi bundan sonraki Yavlak Arslan’ı öldürdü. Geyhatu tarafından
687-699 (1288-1299) döneminde, Selçuklu
hedefini göstermekteydi. Doğrudan Bizansona karşı gönderilen Sultan Mesud önce
sınırları içinde haraçgüzâr tekfurlar elinde
sınırları ötesinde Bitinya topraklarına akına
yenildi (Pachymeres, Melik Kılıcarslan
bırakılmış bölgeyi Karacahisar’dan Bilecik-
başlayan Osman, Yenişehir’den zaman yerine Masur’u yani Sultan Mesud’u
Yenişehir’e kadar egemenliği ve kontrolü
zaman İznik’e kadar inerdi. koymakla yanılmıştır). Mesud ardından
altına alarak birçok şehir ve kaleye
yanındaki Moğol kuvvetleri sayesinde galip
hükmeden bir bey durumuna geldi. 1288- Osman Gazi’den ve fetih girişimlerinden
geldi (Aralık 1291). Kılıcarslan kaçmışsa da
1299 döneminde Osman, Selçuklu sultanına söz eden çağdaşı Bizans tarihçisi
Yavlak Arslan’ın oğlu Ali nihayet bir
https://islamansiklopedisi.org.tr/osman-i 6/12
11.03.2023 16:52 OSMAN I - TDV İslâm Ansiklopedisi

baskında onu katletti. 1291 olaylarından kuvvetleri İznik’ten gelen yolu kapatan o zaman savaşı bitirmek, etrafa dağılıp hiç
sonra Selçuklu-Moğol bağımlılığından Koyunhisar’da çarpışmışlardı. Yalakdere direnç görmeden kolayca ganimet
çıkmış olan Çobanoğlu Ali uzakta batıda vadisini izleyerek İznik’ten gelen ana yol toplamaktan başka iş kalmamıştı. Mahsul
Bizans topraklarına saldırılara başlamış, üzerinde Koyunhisar, Yalakova’ya çıkmadan toplama zamanı idi. Köylülerin bir kısmı
Sakarya nehrine kadar fetihler yapmış, hatta önce tepedeki hisardır ve bugün yıkıntıları tutsak ediliyor, bir kısmı boğazlanıyor,
akınlarını nehrin öbür tarafına kadar mevcuttur. başına geleceği önceden anlayarak kurtuluşu
ilerletmişti. Fakat sonraları Bizanslılar’la bir kaleye sığınmakta bulan bazıları ise firar
Bu önemli savaşın ayrıntıları Pachymeres
barışçı ilişkiye girdi. O zaman Osman Gazi yolunu tutuyordu. Kır halkı aileleriyle gelip
tarafından aktarılır. Ona göre Osman, İznik
en ileri uçta Sakarya vadisinin beri İstanbul’a sığınmaktaydı. Edremit’e kadar
bölgesinden ayrılıp dağlık araziyi geçitlerden
yakasında Söğüt bölgesinde bulunuyordu. bütün bölgeler Türkler’ce yağma edildi.
geçerek Halizônların ülkesine girmiştir.
Pachymeres, akını durduran Ali’nin Ancak daha ötede Achyraous (Balıkesir
Bundan önce 100 kadar öncü Türk kuvveti
yanındakilerin Osman tarafına geçtiğini ve yakınında Akira), Kyzikos (Kapıdağı), Pègai
âniden Télémaia’da (Koyunhisar Kalesi)
onun önderliğinde akınları sürdürdüğünü (Karabiga) ve Lopadion (Ulubat) denize
gece baskını yapmış, ganimetle kaçarken
belirtir ve Osman’ın o zaman yakın bölgeler tahribattan kurtulmuştu.
Bizans askerleri onların peşine düşmüştür.
Çobanoğulları’nın emri altında ileri hatta bir Yağmalar Bursa ve İznik kapılarına kadar
Bir tepeye çıkan Türkler kendilerini
uç savaşçısı olduğunu vurgular. Böylece bu uzanıyordu. Her yer birkaç gün içinde
oklarıyla savunmuşlardır. Bu ilk
serhad bölgesinde önderlik Osman Gazi’ye harabeye dönmüştü (Relations historiques,
karşılaşmadan cesaret alan Osman’ın
geçmiştir. Bu sıralarda Osman, Eskişehir- IV, 25, 364-368).
yanındaki askerler Meandre (Büyük
Karacahisar’dan Bilecik-Yenişehir’de
Menderes) bölgesinden gelen başka Türk Bu bilgiler Anonim Tevârîh-i Âl-i
yerleşerek İznik’i tehdit etmeye başlamıştı.
kuvvetleriyle büyük bir sayıya ulaşmışlardır. Osman’daki anlatılanlarla önemli ölçüde
Pachymeres onun önceki Karacahisar
Emîr Ali (Yavlak Arslan oğlu) uzaktan akına örtüşür. Burada İznik kuşatması üzerine
dönemini (1288-1299) bilmiyordu. Ancak
gelenlerin Osman’ın yanına gittiğini görerek İstanbul’dan yardım talebinde bulunulduğu
onun kaydı, Osman’ın (Atmanes) ilk defa
imparatorla yapmış olduğu anlaşmaları ve İstanbul’un tekfurun güvendiği bir
çağdaş bir kaynakta adı geçtiği ve tarihî
çiğnemiş ve o da akına başlamıştır. Osman adamının idaresinde ordu hazırladığı,
kimliğini ortaya koyduğu için önem arzeder.
dağ geçidini (Yalakdere vadisi) geçip birden bunların gemilere girip Yalakova’ya çıkarak
Pachymeres onu uç bölgesinde Türkmenler
Yalakova’da görünmüştür. Osman, kendi İznik’i kurtarmak üzere harekete geçtikleri,
arasında en atılgan, en enerjik akıncı önderi
kuvvetleriyle birlikte daha önce Kastamonu bir casusun durumu haber aldığı, nereye
olarak tanıtır; bölgede kendi başına hareket
dolaylarından savaş için kendisine gelip çıkacaklarını bildirdiği, pusuya yatan
eden başka önderler olduğuna da (Osmanlı
katılan birçok savaşçının başında yer Osmanlı kuvvetlerinin çıkarma yaparken
rivayetinde adı geçen Konuralp, Akça Koca,
almıştır. Léon Mouzalôn kumandası bunların üzerine saldırdığı ve denize
Turgut Alp gibi) işaret eder. Bizanslı
altındaki Bizans ordusu, Bizanslı ve döktüğü bildirilir (nşr. F. Giese, haz. Nihat
kronikçi Osmanlı rivayetlerinde olmayan bir
Alanlar’dan başka yerli ve yabancı askerden Azamat, s. 11-12). Anonim tarihte İznik
başka önemli noktayı belirtir: Osman,
oluşuyordu ve hepsi yaklaşık 2000 kişi idi. kuşatması için ilk önce Köprühisar’ın
başlangıçtan Kastamonu uç emîrleri
Az önce Alanlar’a verilmek üzere istenen alındığı zikredilir. Köprühisar, güneyden
Çobanoğulları emrinde bir uç savaşçısıdır.
yardım dolayısıyla atlarından ve Bilecik’ten ve batıdan Yenişehir’den İznik’e
Osman, Bizans topraklarına karşı akın paralarından mahrum edilmiş olan yerli gelen başlıca yolların kavşak noktasıdır. Bu
merkezi olarak Yenişehir’de yerleşip ailesini asker gevşek ve gayretsiz bir hava içindeydi hisar İznik’e giden Kızılhisar-Derbend (bu
Bilecik’te bıraktıktan sonra bütün faaliyetini ve bu sebeple cesaretle savaşa girmemişti. köyler bugün mevcuttur) vadisinin başlangıç
İznik’e yöneltti. İlk akınlardan sonra gelip Bu durum Türkler’e büyük bir güvenle noktasıdır, Osman İznik’e bu vadiden
İznik’i kuşattı. Bunun üzerine bir Bizans saldırma fırsatı verdi; sayıca üstün gidecektir. Her iki kaynak imparatorun,
birliği İznik’i kurtarmak için harekete geçti. olduklarından (5000 kişi) yürekli idiler. ordusunu kuşatma altındaki İznik’i
Bunu haber alan Osman Gazi onlarla, Böylece savaş hem sayı hem moral kurtarmak için gönderdiği noktasında
Pachymeres’e göre, 27 Temmuz 1302’de bakımından eşit olmayan şartlarda başladı. birleşir. İznik önünde kaleden çıkış
(Osmanlı kaynaklarına göre 701/1301- Rumlar’dan birçoğu savaş meydanında hareketleri ve çarpışmalar olduğu anonim
1302’de) Bapheus’ta (Koyunhisar) savaştı. kalırken çoğu yakın olan İzmit Kalesi’ne tarihten öğrenilmektedir. İznik’in bataklıkla
Bapheus savaşının vuku bulduğu yer doğru hep beraber utanç verici şekilde firar çevrili durumda bulunduğu da burada
Osmanlı rivayetinde Yalakova olarak yolunu tuttu. Bu sırada Rumlar için belirtilir. O zaman Osman bütün Türkmen
gösterilir. Yalakova, Yalakdere’nin Hersek hayatlarını feda eden Alanlar çok yararlı beylerinin uyguladığı taktiğe başvurup şehri
dilinde denize ulaştığı düzlüktür. Burada oldular. Alanlar, Rum piyadenin saflarını abluka altına almış ve açlıkla teslim almaya
vuku bulan savaştan önce Bizans sıkılaştırıp ilerlemelerine ve kendilerini çalışmıştır. Uzun abluka için Osman
kuvvetleriyle Osman’ın öncü keşif kurtarmalarına imkân verdiler. Türkler için “Yenişehir’den yana olan dağ” yamacında

https://islamansiklopedisi.org.tr/osman-i 7/12
11.03.2023 16:52 OSMAN I - TDV İslâm Ansiklopedisi

bir havale kulesi yaptırmış ve içine Taz yağmaya götürecek şefi arayıp bulduklarını kaleden ileriye geçme imkânı yoktu. Osman
(Dirâz) Ali kumandasında ufak bir kuvvet belirtiyordu. Alp gaziler emrinde küçük kaçak tekfurun teslim edilmesini istedi, aksi
yerleştirmiştir (bugün İznik’ten Yenişehir’e gruplar halinde hareket eden bu akıncılar takdirde gölü dolaşıp yurdunu yağma
giden yolun solunda Diraz Ali köyü ve 703 yılı ortalarında (1304 yılı başları) tehdidinde bulundu. Sonunda Ulubat
Diraz Ali Pınarı vardır). Anonim tarihte yer İstanbul Boğazı’na kadar her yerde tekfuru ile yapılan anlaşmada Osman,
alan, İznikliler’in o zaman umutsuz kalıp görünmekteydiler. Türkler bir gemi bulunca kendisinden sonra gelecek beyler adına
şehri teslim ettiklerine dair bilgi doğru Boğaz’ı geçiyor, İstanbul önlerine kadar köprüyü geçmeye yeltenmeyeceklerine dair
değildir, İznik Orhan tarafından 1331’de geliyorlardı. Chélé (Şile) ve söz verdi. Tekfuru teslim alan Osman, Kite
teslim alınacaktır. Bununla beraber Neşrî, Anadolukavağı’nda tepede Hiéron (Yoros) (Ürünlü) Kalesi önünde onu idam edince
kuşatmanın ardından uzun abluka sırasında kaleleri onların saldırılarına hedef oluyordu. kale teslim oldu (1303). Dimbos savaşının
birçoklarının şehri bırakıp kaçtığını belirtir Panik halinde kaçan Rum halkı İstanbul’a ardından Ulubat’a kadar Bursa ovası ve
ve fethin bu tarihte olmadığına işaret eder sığınıyor, sokaklar açlık ve hastalık çeken Uludağ, Türkmen yerleşmesine açıldı. Bursa
(Cihannümâ, I, 106). Bizans imparatorluk insanlarla doluyordu. ise yirmi üç yıl kuşatma altında kalacaktır.
ordusuna karşı kazanılan bu zafer Osman’ı Osman şehri kuşatıp etraftan tecrit etmek
Osman, İznik kuşatmasına gitmeden önce
bölgede karizmatik bir bey durumuna için iki havale kulesi, Aktimur ile Balabancık
Yenişehir’i ve gerisini güvence altına almak
yükseltmiştir. Pachymeres, bu zaferle kulelerini yaptı ve çekildi. Uludağ’da
için Marmaracık (eskiden burada bir göl
Osman’ın şöhretinin Paflagonya bölgesine Türkmen köyleri ve Uludağ eteğinde Kızık
vardı) ve Koyunhisar tekfurları üzerine bir
kadar yayıldığını ve gazilerin onun bayrağı köyleri 1303-1326 döneminde kurulmuş
akın yaparak onları itaat altına almıştı. Fakat
altına koşuştuklarını kaydeder. Bapheus olmalıdır.
Bapheus savaşından sonra Bursa ovasındaki
savaşı Osman’a hânedan kurucusu bir bey
tekfurlar, Adranos (Atranos), Bidnos (?), Bapheus ve Dimbos zaferlerinden sonra
ünü kazandırmış, kendisinden sonra oğlu
Kestel ve Kite tekfurları birleşip Osman’a Osman, Bizans karşısında kendini güçlü
Orhan rakipsiz beylik tahtına geçmiştir.
saldırmak üzere ittifak ettiler. Bu savaş için hissediyor, Paflagonya ve Anadolu’nun
Böylece 27 Temmuz 1302 tarihi Osmanlı
Âşıkpaşazâde 702 (1303) tarihini verir. 702 diğer taraflarından gazâ ve doyum için akın
hânedanının, dolayısıyla Osmanlı
yılı milâdî 26 Ağustos 1302’de başlar. 702 akın bayrağı altına gelen yoldaşlarla ordusu
Devleti’nin kuruluş tarihi olarak kabul
yılının baharı 1303’ün ilk yedi ayına rastlar. sefer zamanı 5000 kişiye varmış
edilebilir.
Tekfurların ordusu bu tarihte harekete bulunuyordu. İznik’i düşürmek ve
Bapheus zaferiyle Osman, bütün Bitinya’da geçmiş olmalıdır. İttifak ve saldırı kuşkusuz İstanbul’dan gelecek yardımlara karşı
Bizans egemenliğini tehdit eden önemli bir İstanbul’dan gelen emir üzerine yapılmıştır. ablukayı tamamlamak için Sakarya
siyasî-askerî güç olarak ortaya çıkmıştır. Tekfurların Yenişehir’e doğru saldırı üzerindeki geçit yerlerine karşı yeni seferler
Bizans imparatoru Osman’ı durdurmak için hareketi başlangıçta başarılı oldu. Osman, düzenlemeye başladı. 704 (1304) seferi
İran’da Gāzân Han’a, onun ölümünün yanındaki kuvvetlerle tekfurlar ordusunu hakkında ilk ve en ayrıntılı kaynak İshak
ardından Olcaytu Han’a bir Bizanslı Yenişehir ovasındaki diğer Koyunhisar’da Fakih-Yahşi Fakih’ten gelen rivayettir.
prensesi zevce olarak önermiş ve bir Moğol karşıladı. Düşman savaşa savaşa dar Âşıkpaşazâde metninde yer alan bu rivayete
ordusunu tahrik etme girişiminde Dimbos (Dimboz/Dinboz) Boğazı’na göre Osman Bey, Leblebücihisarı’na
bulunmuştur. Pachymeres’in açıkladığı gibi kadar çekildi, Osman’a karşı orada son bir (Kabakluca/Koubouklia?) geldiğinde tekfur
o zaman direnç görmeyen, gazâ ve ganimet savaşa giriştiler. Şehidler arasında Osman’ın itaat etti. Onu yerinde bırakan Osman
için uç bölgesine koşup gelmiş gaziler kardeşi Gündüz Alp’in oğlu Aydoğdu da oğlunu yanına aldı. Oradan Lefke’ye
İstanbul Boğazı’na kadar yayılmışlardı. vardı (türbesi Dimbos’tan Koyunhisar’a (Leukai) vardı. Çadırlu ve Lefke tekfurları
Bapheus bozgunundan sonra 1302-1307 giden yol üzerindedir). Zafer Osman bağlılık bildirince onlara memleketleri
yılları arasında Bizans’ın düştüğü çaresizliği tarafında kaldı. Dimbos savaşında (yakın bırakıldı ve Osman Gazi’nin yanında nöker
Pachymeres dramatik ifadelerle anlatır. Ona zamana kadar boğazdaki köy Dimbos adını oldular. Osman oradan Mekece’ye ulaştı,
göre bütün Mesothenia (Kocaeli) bu taşıyordu, şimdi Erdoğan) Kestel tekfuru oranın tekfuru da itaat etti ve Akhisar’a
akıncıların saldırılarına hedef olmaktaydı. savaş meydanında öldü. Bursa ve Adranos (Metabole) Osman ile beraber geldi.
Pachymeres, Bapheus savaşından ve (bugün Orhaneli) tekfurları kaçıp hisarlarına Akhisar tekfuru adam toplayıp savaşa girdi,
Osman’ın 702-705 (1303-1305) seferlerinin sığındılar. Osman, karşısında savaşan ve ancak yenilip kaçtı; hisarına giremeyince
ardından yerli halkın sadece hayatlarını bozgunda firar yolunu tutan Kite Karaçepüş (Katoikia) Hisarı’na çekildi.
kurtarmak için Batı’ya kaçtıklarını, tekfurunun (Bursa’ya yakın Kite Kalesi Osman Geyve’ye (Kabakia) gidip boş
Türkler’in çok kalabalık olup birçok başbuğ surlarından bir kısmı bugün ayaktadır) bulduğu hisarı aldı. Ardından
kumandası altında toplandıklarını, onlardan peşini bırakmadı, Ulubat (Lopadion) Tekfurpınarı’nı da ele geçirip bir aydan fazla
biriyle anlaşma yapmanın faydasız Köprüsü başına kadar kovaladı. Tekfur bir zaman bu bölgede kaldı (Târih, s. 107).
olduğunu, çünkü onların kendilerini Ulubat Kalesi’ne sığındı. Köprüyü koruyan

https://islamansiklopedisi.org.tr/osman-i 8/12
11.03.2023 16:52 OSMAN I - TDV İslâm Ansiklopedisi

Burada verilen toponimi ve güzergâh tecrübeli kumandanlarla Orhan’ı Karaçepüş Pachymeres’e göre 1305’te imparator,
dikkate alınırsa kaynaktaki bu rivayetin ve Karatigin hisarlarını fethetmeye “stratopedark” unvanı verilen Sguros adlı
tamamıyla tarihî gerçeğe dayandığı anlaşılır. gönderdi (Âşıkpaşazâde, s. 108-110). Bu birini “arbaletli askeri başında” Osman’a
Osman, merkezi Karacahisar’dan hareket seferin amacı İznik’in bu yönden tecrit işini karşı gönderdi ve bir miktar para verdi;
etmeden önce Mihal’i çağırmış, İslâm’a tamamlamaktı. Orhan, Karatigin’i aldığı Sguros bu para ile mahallinde yerli bir
davet etmişti. Lefke’ye kestirme yol Mihal’e zaman, “Benim garazım İzniktir” demişti kuvvet meydana getirecekti. Sguros
ait bölgeden, Harmankaya (bugün (Neşrî, I, 126). Osman ise Çavdar Tatarı’nın Katoikia bölgesine geldi. Fakat 5000 kadar
Harmanköy) ve Gölpazarı üzerinden yeni bir saldırısı ihtimali yüzünden yahut Osmanlı kuvveti belli etmeksizin gece
Sakarya vadisine inmektedir. Osman bu yaşı ve hastalığı dolayısıyla Karacahisar’da kaleye gelen yolları ele geçirmişti.
yolu izlemiş olmalıdır. Köse Mihal bu kaldı. Orhan, Karaçepüş ve Absu hisarlarını Pachymeres’te ve eski Osmanlı rivayetinde
sebeple seferden önce Karacahisar’a fethetti. Arkasını emniyete almak amacıyla Orhan’ın taktiği üzerinde birbiriyle örtüşen
çağrılmıştı. Osman’ın yolu üzerinde ilk fethi Karaçepüş’te Konuralp ve Absu’da Akça ayrıntılar Osmanlı rivayetinin tamamıyla
Leblebücihisarı’dır. Ondan sonra Lefke, Koca’yı bıraktı. Karatigin’i de alıp güvenilir niteliğini bir defa daha ortaya
Sakarya vadisinde İznik’e gelen ana yol tekfurunu idam etti. Dirâz Ali ve Karatigin koyar. Orhan’ın taktiği hakkında ayrıntılar
üzerindedir. Lefke’den Mekece’ye kadar havale hisarlarından İznik kuşatması çeyrek Karaçepüş Kalesi’nin Katoikia olduğunu
sarp Sakarya vadisi boyunca kuzeye dönülür yüzyıl sürecektir. O zamana kadar Absafi- kesinlikle kanıtlamaktadır. Pachymeres para
ve Akhisar ovasına (bugün Pamukova, Bıçkı dağ kitlesini aşmak imkânsızdı, tek yol ile tutulan askerden bir yarar gelmediğini,
Eskihisar tepede) ulaşılır. Osman bu seferde Sakarya vadisi idi. Bu vadide Akhisar, kaleye sığınmak için kaçan kadın ve
Karaçepüş Kalesi’ni alamadı. Ertesi yıl oğlu Geyve, Absu ve Karaçepüş kaleleri bu yolu çocukların kaleyi zaptetmiş olan Türkler’in
Orhan’ı deneyimli kumandanlarla bu kale ve Osmanlılar’a kapatmaktadır. 1305’te Orhan, eline düştüğünü, şehrin yakıldığını ekler. Bu
Karatigin (bugün Karadin) üzerine Akhisar’ı harekât merkezi yaptı. Kalelerin noktada Bizanslı tarihçi çoğu zaman yaptığı
gönderdi. düşmesi üzerine Osmanlılar, Sakarya’dan gibi daha önceki olaylara geçer, Osman’ın
Beşköprü-Adapazarı düzlüğüne inmiş Bèlokômis’i (Bilecik) aldığını, sadece
Bapheus’tan sonra Osman Gazi’nin 1304
görünmektedir. Bu düzlüğün doğusunda Bursa’nın direndiğini hatırlatır. Osmanlı
Sakarya seferinin İstanbul’da panik havası
Bizans’a ait Akyazı, batısında Sapanca’nın menâkıbnâmesine göre Bilecik 1299’da ele
doğurduğu anlaşılmaktadır. Pachymeres
(Sophon) güney kıyılarından İzmit ve geçirilmiş ve Bursa, Dimbos savaşından
hiçbir umudun kalmadığını saraya yakın bir
kuzeyde Adapazarı bölgeleri şimdi Osmanlı sonra 1303’te abluka altına alınmıştır.
adam olarak yana yakıla anlatır (Relations
akınlarına açılmış bulunuyordu. Böylece
historiques, XI, 21, 650). İzmit açlık ve Osman, beyliği ailenin diğer üyeleriyle
Osman’ın 1304, Orhan’ın 1305 seferi İzmit
susuzluk içinde son derece kötü birlikte idare eder görünmektedir.
ve İstanbul yolu üzerinde Osmanlı
durumdaydı. İznik şehri de etraftan Karacahisar subaşılığını kardeşi Gündüz’e
egemenliğini sağlamış ve İznik’e bu yönden
çevrilmiş, dışarıyla ilişkisi kesilmiş, kıtlık vermişti. Önemli siyasî kararları amcası
bir yardım gelmesini önlemiştir. Bölgede
içinde bulunuyordu. Bèlokômis (Bilecik), Dündar’a danışırdı. 1303’te Bursa hisarını
yeni uçlarda Konuralp Akyazı tarafına,
Angélokômis (İnegöl), Anagourdy (?), abluka için yaptırdığı havale kulelerinden
Akça Koca İzmit üzerine sürekli akınlara
Palatanéa (Bursa-İznik yolu üzerinde), birini kardeşinin oğlu Aktimur’a verdi.
başladı. Konuralp Akyazı’da Tuzpazarı’nı
Mèlangeia (Yenişehir) ve dolaylarının halkı Osman, oğlu Orhan’ı kendi sağlığında
aldı ve Bizans kuvvetleriyle Uzuncabel’de
kaçmış, memleket ıssızlaşmıştı. Kroulla ve deneyimli kumandanlar Akça Koca,
iki gün iki gece çetin bir savaştan sonra
Katoikia’nın durumu daha kötü idi (Kroulla Konuralp, Köse Mihal ile seferlere gönderip
bütün bölgeyi ele geçirdi. Tuzpazarı’nı yeni
yol kavşağı Gürle’dir; Katoikia, onu beylik için hazırlıyordu. Hasta olan
uç merkezi yaptı. Akça Koca, Osman’ın
Karaçepüş’tür). Bu kalelerin Türkler’in eline Osman son yıllarında beyliği fiilen oğlu
yeğeni Aktimur’la batıda Kocaeli’ye akın
geçmesiyle Bizans’tan İznik’e gelen yol Orhan’a bırakmıştı.
düzenliyor, Konuralp doğuda Akyazı,
kapanmıştır. 1304 seferinde Osman,
Konurpa, Mudurnu ve Bolu’yu ele Osmanlı rivayeti erken bir tarihten, 1305’ten
Sakarya vadisinde Geyve, Mekece, Absu
geçiriyordu. Sakarya üzerinde Karaçepüş ve sonra Osman’ın herhangi bir faaliyetinden
(Hypsu) ve Lefke’yi ele geçirmiş
Absu’da Gazi Abdurrahman yerleşti ve söz etmez. Bu rivayetlerde Osman Bey’in
bulunuyordu. İznik’e erişmek için yalnız göl
Akova’ya akına başladı. Âşıkpaşazâde ve ayağında “nikris zahmeti” bulunduğu için
tarafından Kios/Cius (Gemlik) yolu açık
Neşrî’de kısaca kaydedilen bu gelişmelerin işleri Orhan’a bıraktığından kendisinin
kalmıştı.
çoğu kuşkusuz 1305 seferinden sonraki yaşlanıp “mütekāid” olduğundan söz edilir
Osman 1304’te seferde iken Çavdar yıllarda gerçekleşmiştir. Böylece 1305’te (Âşıkpaşazâde, s. 112; Neşrî, I, 136).
(Çavdarlı) Tatarı, Karacahisar pazarını gelip İznik’e gelen bütün yollar Osman Gazi’nin Osman’ın ölüm tarihi Asporça Hatun ile
yağmalamıştı. 705 yılında (24 Temmuz kontrolü altına geçmiştir. Mekece vakfiyelerine göre belirlenebilir.
1305’te başlar) Osman Gazi, Mihal ve öteki Birincisinde Osman hayatta, ikincisinde

https://islamansiklopedisi.org.tr/osman-i 9/12
11.03.2023 16:52 OSMAN I - TDV İslâm Ansiklopedisi

vefat etmiş görünmektedir. Dolayısıyla rivayetleri İshak Fakih’ten yani çağdaş bir üzerinde eldeki Tevârîh-i Âl-i Osmân çok
Osman 724’te (1324) ölmüştür. Osmanlı râviden gelir. Bu rivayetin doğru tarihî noksandır. Ancak Osman dönemine ait
rivayetine göre vefatında hicrî yıl hesabıyla bilgiler içerdiği yer adlarının kontrolü, çağdaş Bizans tarihçisi G. Pachymeres
altmış dokuz yaşındaydı ve yirmi yedi yıl toponimik-topografik araştırmalar sonunda önemli ayrıntılar sağlar.
hükümdarlık yapmıştı. Bu kayda göre ortaya çıkmıştır. Âşıkpaşazâde’den
doğumu 1257 olmalıdır. Osmanlı rivayetine başlayarak Neşrî, Rûhî Çelebi (veya ona
BİBLİYOGRAFYA
göre vefatında Orhan Bey Bursa’yı atfedilen Oxford anonimi), anonimler,
BA, MAD, nr. 16016, s. 13-17; nr. 18333.
kuşatmakla meşguldü. Osman’ı vasiyeti Oruç b. Âdil’in Tevârîh-i Âl-i Osmân’ı ve
BA, TD, nr. 438.
gereği hisarda Tophane’de “Manastırda Ahmedî’nin gazavât tarzında manzum
BA, KK, nr. 3358.
kubbenin altında” defnettiler. Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osmân’ında Yahşi
Hüdavendigâr Livası Tahrir Defterleri (haz.
Gümüşlükubbe denilen manastır (bir tasviri Fakih’in eserinin kullanıldığı açıktır. XV. Ömer Lütfi Barkan – Enver Meriçli), Ankara
için bk. Texier, s. 130) 1271 (1855) yüzyılda yazılan derleme tarihler, Yahşi 1988, s. 283.
depreminde yıkılınca 1280’de (1863) şimdiki Fakih’i ihtisar eden Âşıkpaşazâde’den veya İbn Bîbî, el-Evâmirü’l-Alâiyye: Selçukname (trc.
sade türbe Sultan Abdülaziz tarafından onun bugüne ulaşmamış nüshalarından Mürsel Öztürk), Ankara 1996, II, 124-129,
243 vd.
yaptırılmıştır. Osman’ın Orhan’a vasiyeti aktarmaktadır. Âşıkpaşazâde’nin Yahşi
G. Pachymeres, Relations historiques (nşr. A.
olarak daima şeriat hükümlerine riayet, Fakih menâkıbnâmesini ihtisar ederken Failler, trc. V. Laurent), Paris 1999, IV, 25,
emrindekileri gözetme ve ihsanda bulunma atlamalar yaptığı anlaşılmaktadır. Onun 358-368; XI, 21, 650.
maddeleri zikredilir. 1324 tarihli Mekece eksik bıraktıkları (meselâ Bapheus savaşı, Aksarâyî, Müsâmeretü’l-ahbâr (trc. Mürsel
vakfiyesinde şahitler kısmında Osman’ın İznik ablukası, 1329 Pelekanon savaşı) Öztürk), Ankara 2000, s. 238-244.
Orhan dışında Çoban, Melik, Hamid, Anonim Tevârîh-i Âl-i Osman’da ve kısmen Âşık Paşa, Garibnâme (haz. Kemal Yavuz),
İstanbul 2000, II/2, s. 549-579.
Pazarlı adlı oğulları ve Fatma Melek adlı kızı İdrîs-i Bitlisî, İbn Kemal gibi sonraki klasik
Ahmed Eflâkî, Âriflerin Menkıbeleri (trc. Tahsin
yer alır. Şahitler arasında Ömer Bey kızı Mal kompilasyonlarda dikkate alınmıştır. Hoca Yazıcı), İstanbul 1989, II, 234 vd., 342-345.
Hatun’un adı geçer. Kroniklerde Mal Hatun Sâdeddin’in Tâcü’t-tevârîh’i, esas itibariyle Yazıcızâde Ali, Târîh-i Âl-i Selçûk, TSMK, Revan
hanımı ve Şeyh Edebâli’nin kızı olarak İdrîs’in Heşt Bihişt’inin Türkçe inşâ diliyle Köşkü, nr. 1391, vr. 431a, 444a.
kayıtlıdır. Ayrıca bir başka oğlu olarak bir özetinden ibarettir. Çok defa İbn Battûta, Seyahatnâme (trc. A. Sait Aykut),
Alâeddin Ali’nin adı zikredilir. Orhan, Sâdeddin’in İtalyanca Bratutti çevirisini İstanbul 2004, I, 430-435.
1305’ten beri seferlerde kumandan olarak kullanan Batılı tarihçiler (J. von Hammer, J. N. Gregoras, Rhomäische Geschichte (trc. J. L.
van Dieten), Stuttgart 1973, I. Register:
ordunun başında olduğundan babasının W. Zinkeisen, N. Jorga) İdrîs’i Türken.
ölümünde olaysız beylik tahtına oturmuştur. kullanmamışlardır. Bazıları Leunclavius Ahmedî, Dâstân ve Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i
çevirilerinden yararlanırlar. Bunlar bu ilk Osmân (haz. Çiftçioğlu N. Atsız, Osmanlı
Osman dönemine ait en önemli belge Tarihleri I içinde), İstanbul 1949, s. 6-9.
dönem üzerinde ağır yanlışlara
Asporça vakfiyesidir ve 723 Ramazan ayı Şükrullah, Behcetü’t-tevârîh (trc. Çiftçioğlu N.
düştüklerinden ihtiyatla kullanılmalıdır.
başlarında (Eylül 1323 başları) Atsız, a.e. içinde), s. 51-53.
Osmanlı tarihinin Türkçe kaynakları
düzenlenmiştir. Belgede, Osman Gazi b. Âşıkpaşazâde, Târih (Atsız), s. 91-116.
konusunda yapılacak ilk iş Âşıkpaşazâde,
Ertuğrul oğlu Orhan’ın eşi Asporça Hatun Oruç b. Âdil, Tevârîh-i Âl-i Osmân, s. 4-14.
Neşrî ve anonimlerden hareketle
kendi huzurunda Alâeddin Paşa’yı vakıfları Neşrî, Cihannümâ (Unat), I, 60-147.
olabildiğince Yahşi Fakih
için vekil tayin etmiştir. Asporça Hatun’a Fatih Devri Kaynaklarından Düstûrnâme-i
menâkıbnâmesinin aslını ortaya çıkarmaktır. Enverî: Osmanlı Tarihi Kısmı: 1299-1466
Osman tarafından hibe edilen beylik köyler
Bunun için de ilkin bu kaynakların metin (haz. Necdet Öztürk), İstanbul 2003, s. 10-
Narlı ve Kıyaklı (Kapaklı?) vakfedilmiştir. 23.
tenkidi metoduyla doğru tesbiti gerekir.
Kendisinden sonra iki oğlu Şerefullah ile İbn Kemal, Tevârîh-i Âl-i Osmân, I, 1-204.
Âşıkpaşazâde’nin Atsız tarafından
İbrâhim Bey ve onların neslinden gelecekler Anonim Tevârîh-i Âl-i Osman (nşr. F. Giese,
yayımlanan metni (İstanbul 1949) pek çok
hâsılattan haklarını vakıf şartlarına göre haz. Nihat Azamat), İstanbul 1992, s. 3-15.
yanlış içerir. Kemal Yavuz ve M. A. Yekta
alacaklardır. Asporça Hatun tevliyeti büyük Rûhî Târîhi (TTK Belgeler, XIV/18 [1992] içinde,
Saraç’ın günümüz Türkçe’siyle neşrettikleri tıpkıbasımı ile birlikte, nşr. Halil Erdoğan
oğlu İbrâhim Bey’e vermiştir. Bunun
Âşıkpaşazâde: Osmanoğullarının Tarihi Cengiz – Yaşar Yücel), s. 359-383.
dışında Sultanönü livâsı tahrir defterlerinde
(İstanbul 2003) ilmî maksatla kullanılamaz. Hoca Sâdeddin, Tâcü’t-tevârîh, I, 12-30.
Osman dönemine inen atıflar mevcuttur.
Günümüzde bu tarihî metinleri içerdikleri Şikârî, Karamanoğulları Tarihi, tür.yer.
Öte yandan Osmanlı tarihinin ilk dönemini
destanî-folklorik malzemeye bakarak toptan Hammer, GOR, I, 71-86.
nakleden Âşıkpaşazâde’nin Tevârîh-i Âl-i Ch. Texier, Asie Mineure, Paris 1862, s. 130.
masal-efsane saymak ve ilk dönem tarihinin
Osmân’ının ana kaynağı Orhan’ın imamı P. Wittek, The Rise of the Ottoman Empire,
“kara boşluk”tan ibaret olduğunu iddia
İshak Fakih oğlu Yahşi Fakih’in yazdığı, London 1938, tür.yer.
etmek (C. İmber, The Ottoman Empire:
bugüne ulaşmayan bir vekāyi‘nâmedir. Yahşi a.mlf., “The Taking of Aydos Castle: A Ghazi
1300-1481, İstanbul 1990) işin kolayına
Fakih’in Osman ve Orhan dönemlerine ait Legend and its Transformation”, Arabic and
gitmektir. Kuşkusuz Osman Bey dönemi Islamic Studies in Honor of Hamilton A. R.
https://islamansiklopedisi.org.tr/osman-i 10/12
11.03.2023 16:52 OSMAN I - TDV İslâm Ansiklopedisi
Gibb (ed. G. Makdisi), Leiden 1965, s. 662- a.mlf., “Osmanlı Devrinde Anadolu’da Kayılar”, a.mlf., “İznik İçin Osman Gazi ve Bizans
672. TTK Belleten, XII/47 (1948), s. 575-615. Mücadelesi”, Tarih Boyunca İznik (haz. Işıl
a.mlf., “Der Stammbaum der Osmanen”, Isl., a.mlf., “Osmanlı Devletinin Kuruluşu ile İlgili Akbaygil v.dğr.), İstanbul 2004, s. 59-85.
XIV (1925), s. 94-100. Meseleler Üzerinde Araştırmalar”, Türk a.mlf., “Ottoman Methods of Conquest”, St.I, II
a.mlf., “Deux chapîtres de l’histoire des turcs de Dünyası Tarih Dergisi, V/51, İstanbul 1991, (1954), s. 103-129.
Roum”, Byzantion, II, Bruxelles 1936, s. s. 3-9. a.mlf., “The Question of the Emergence of the
285-319. R. P. Lindner, Nomads and Ottomans in Ottoman State”, IJTS, II (1980), s. 71-79.
Ahmet Temir, Kırşehir Emiri Caca Oğlu Nur el- Medieval Anatolia, Bloomington 1983, s. 1- C. Heywood, “The Frontier in Ottoman History,
Din’in 1272 Tarihli Arapça-Moğolca 51. Old Ideas and the New Myths”, Frontiers in
Vakfiyesi, Ankara 1959, s. 97, 202. Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye Question: Euro-Asian Boderlands, 700-1700
İbrahim Hakkı Konyalı, Söğüt’de Ertuğrul Gâzi Tarihi, İstanbul 1984, s. 509, 613-614, 648, (ed. D. Power – N. Standen), New York
Türbesi ve İhtifali, İstanbul 1959. 653-657. 1999, s. 228-250.
Osmanlı Tarihine Ait Takvimler (nşr. Atsız), E. Werner, Die Geburt einer Grossmacht-Die a.mlf., “Between Historical Myth and
İstanbul 1961, s. 25, 67-68, 101. Osmanen (1300-1481), Weimar 1985, tür.yer. ‘Mythohistory’: The Limits of Ottoman
History”, Byzantine and Modern Greek
Cl. Cahen, “The Mongols and The Near East”, K. Hopwood, “Türkmen, Bandits and Nomads:
Problems and Perceptions”, Proceedings of Studies, XII, Oxford 1988, s. 315-345.
A History of the Crusades (ed. R. Lee Wolff
– H. W. Hazard), Philadelphia 1962, II, 715- CIEPO Sixth Symposium (ed. J. L. Bacqué- D. M. Nicol, Bizans’ın Son Yüzyılları: 1261-1453
734. Grammont – E. van Donzel), İstanbul 1987, (trc. Bilge Umar), İstanbul 1999, s. 135-153.
s. 23-30. Raif Kaplanoğlu, Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu,
a.mlf., “La Question d’histoire de la province de
e
Kastamonu au XIII siècle”, Turcobyzantin a.mlf., “Nomads or Bandits”, Byzantinische İstanbul 2000, tür.yer.
et Oriens Christians, London 1974, s. 146- Forschungen, XVI, Amsterdam 1991, s. 179- a.mlf., Bursa Ansiklopedisi, Bursa 2001, I,
158. 194. tür.yer.
V. L. Ménage, “The Beginnings of Ottoman Yaşar Yücel, Anadolu Beylikleri Hakkında Feridun M. Emecen, İlk Osmanlılar ve Batı
Historiography”, Historians of the Middle Araştırmalar: Çoban-oğulları Beyliği, Candar- Anadolu Beylikleri Dünyası, İstanbul 2001, s.
East (ed. B. Lewis – P. M. Holt), London oğulları Beyliği, Ankara 1991, I, 183-203. 1-23.
1962, s. 168-179. J. S. Langdon, Byzantium’s Last Imperial La Bithynie au moyen âge (ed. B. Geyer – J.
a.mlf., “The Menaqib of Yakhshi Faqih”, Offensive in Asia Minor, New Rochelle Lefort), Paris 2003, tür.yer.
BSOAS, XXVI (1963), s. 50-54. 1992, tür.yer.
H. W. Lowry, The Nature of the Early Ottoman
I. Beldiceanu-Steinherr, Recherches sur les actes Ahmet Yaşar Ocak, Kültür Tarihi Kaynağı State, Albany 2003, tür.yer.
des règnes des sultans Osman, Orkhan et Olarak Menâkıbnâmeler, Ankara 1992,
E. A. Zachariadou, “İlk Osmanlılara Dair Tarih
Murad I, Monachii 1967, tür.yer. tür.yer.
ve Efsaneler”, Söğüt’ten İstanbul’a: Osmanlı
a.mlf., “La conquête de la Bithynie maritime: Halime Doğru, XVI. Yüzyılda Eskişehir ve Devleti’nin Kuruluşu Üzerine Tartışmalar
étape décisive dans la fondation de l’état Sultanönü Sancağı, İstanbul 1992, tür.yer. (haz. Oktay Özel – Mehmet Öz), Ankara
ottoman”, Byzans als Raum (ed. K. Belke a.mlf., “Karahisar Kalesi ve Osmanlı Devletinin 2005, s. 341-396.
v.dğr.), Wien 2000, s. 21-36. Kuruluşunda Önemi”, Anadolu Üniversitesi a.mlf., “Pachymeres on the ‘Amourioi’ of
S. Vryonis, The Decline of Medieval Hellenism Sosyal Bilimler Dergisi, I/1, Eskişehir 2001, Kastamonu”, Byzantine and Modern Greek
in Asia Minor, London 1971. s. 105-127. Studies, III, Oxford 1977, s. 57-70.
a.mlf., “The Byzantine Legacy and Ottoman The Ottoman Emirate, 1300-1389 (ed. E. a.mlf., “Observations on Some Turcica of
Forms”, Dumbarton Oaks Papers, sy. 23-24, Zachariadou), Rethymnon 1993, tür.yer. Pachymeres”, REB, XXXVI (1978), s. 261-
Washington 1969-70, s. 253-308. Cemal Kafadar, Between Two Worlds: The 267.
a.mlf., “Nomadization and Islamization in Asia Construction of the Ottoman State, The Ottoman Empire: Myths, Realities and
Minor”, a.e., sy. 29 (1975), s. 41-71. Berkeley 1995, tür.yer. Black Holes (ed. E. Kermeli – Oktay Özel),
M. Fuad Köprülü, Osmanlı İmparatorluğu’nun C. Imber, “Ideals and Legitimation in Early İstanbul 2006, tür.yer.
Kuruluşu (nşr. Adnan Erzi), Ankara 1972, Ottoman History”, Suleyman the Fr. Giese, “Das Problem der Entstehung des
tür.yer. Magnificent and His Age (ed. C. Woodhead Osmanischen Reiches”, Zeitschrift für
– Metin Kunt), London 1995, s. 138-153. Semitistik und verwandte Gebiete, II,
a.mlf., “Osmanlı İmparatorluğu’nun Etnik
Menşei Mes’eleleri”, TTK Belleten, VII/28 a.mlf., “What does Ghazi Actualy Mean?”, The Leipzig 1923, s. 246-271.
(1943), s. 284-301. Balance of Truth, Essays in Honour of Hüseyin Hüsameddin, “Orhan Bey’in Vakfiyesi”,
Professor Geoffrey Lewis (ed. Çiğdem Balım TTEM, XVI/94 (1926), s. 284-301.
J. E. Woods, The Aqquyunlu: Clan,
– Harding-Clmber), İstanbul 2000, s. 165-
Confederation, Empire, Minneapolis- J. H. Kramers, “Wer war Osman?”, AO, VI
178.
Chicago 1976, s. 173-183. (1928), s. 242-254.
a.mlf., “The Ottoman Dynastic Myth”, Turcica,
İbrahim Artuk, “Osmanlı Beyliğinin Kurucusu Fr. Taeschner, “Beiträge zur Geschichte der
XIX, Paris 1987, s. 7-27.
Osman Gâzî’ye Ait Sikke”, Türkiye’nin Achis in Anatolien (14.-15. Jhdt) auf Grund
2
Sosyal ve Ekonomik Tarihi: 1071-1920, a.mlf., “ʿOt̲ h̲ mān I”, EI (İng.), VIII, 180-182. neuer Quellen”, Islamica, IV, Leipzig 1929, s.
Social and Economic History of Turkey, Halil İnalcık, “Osman Gazi’nin İznik Kuşatması 1-47.
1071-1920 (ed. Osman Okyar – Halil ve Bafeus Muharebesi”, Osmanlı Beyliği: a.mlf., “Beiträge zur frühosmanischen
İnalcık), Ankara 1980, s. 27-33. 1300-1380 (trc. Gül Çağalı Güven v.dğr.), Epigraphik und Archäologie”, Isl., XX
Faruk Sümer, Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri, İstanbul 1997, s. 78-100. (1932), s. 109-186; XXII (1935), s. 69-73.
Boy Teşkilâtı, Destanları, İstanbul 1980, a.mlf., “Karacahisar ve Karacaşehir Üzerinde Bir A. Zeki Velidi Togan, “Moğollar Devrinde
tür.yer. Belge (MAD 18333, Sultanönü Evkaf Anadolu’nun İktisadî Vaziyeti”, THİTM, I
Defteri)”, Osmangazi Sempozyumu, (1931), s. 1-42.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi, 1998.
https://islamansiklopedisi.org.tr/osman-i 11/12
11.03.2023 16:52 OSMAN I - TDV İslâm Ansiklopedisi
İhsan Uludağ, “Osman Gaziye Dair Mühim Bir H. Glykatzi-Ahrweiler, “l’Histoire et la 279-292.
Vesika: Aspurça Hatun’un Vakfiyesi”, géographie de la région de Smyrne entre les a.mlf., “XIV. Yüzyılda Yazılmış Gazilik Tarikası,
Uludağ, sy. 26, Bursa 1940, s. 61-68. deux occupations turques, 1081-1317”, ‘Gaziliğin Yolları’ Adlı Bir Eski Anadolu
İ. Hakkı Uzunçarşılı, “Gazi Orhan Bey Vakfiyesi, Travaux et Mémoires, I, Paris 1965, s. 1-204. Türkçesi Metni ve Gazâ/Cihâd Kavramları
724 Rebîülevvel / 1324 Mart”, TTK Belleten, D. Jacoby, “Catalans, Turcs et Venitiens en Hakkında”, JTS, XIII (1989), s. 139-204.
V/19 (1941), s. 277-288. Romanie (1305-1332)”, Studi Medievali, L. Darling, “Contested Territory: Ottoman Holy
a.mlf., “Gazi Orhan Bey’in Hükümdar Olduğu XV/1, Torino 1974, s. 217-261. War in Comparative Context”, St.I, XCI
Tarih ve İlk Sikkesi”, a.e., IX/34 (1945), s. C. Foss, “The Defenses of Asia Minor against (2000), s. 133-169.
207-211. the Turks”, Greek Orthodox Theological a.mlf., “Persianate Sources on Anatolia and the
Adnan Erzi, “Osmanlı Devletinin Kurucusunun Review, XXVII, Brookline 1982, s. 145-205. Early History of the Ottomans”, Studies on
İsmi Meselesi”, TM, VII-VIII (1940-42), s. a.mlf., “Byzantine Malagina and the Lower Persianate Societies, II, Tihran 2004, s. 126-
323-326. Sangarius”, Anatolian Studies, sy. 11, 144.
Şevkiye İnalcık, “İbn Hacer’de Osmanlılara Dair London 1990, s. 161-184. M. Tayyib Gökbilgin, “Osman”, İA, IX, 431-
Haberler”, DTCFD, VI (1948), s. 189-195. R. C. Jennings, “Some Thoughts on the Gazi- 443.
E. Francès, “La féodalité byzantine et la Thesis”, WZKM, sy. 76 (1986), s. 151-161. Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2007 yılında İstanbul’da
conquète Turque”, SAO, IV (1962), s. 69-90. Şinasi Tekin, “XIV üncü Yüzyıla Ait Bir İlm-i basılan 33. cildinde, 443-453 numaralı sayfalarda yer almıştır. Bu
Hâl: Risāletü’l-İslām”, a.e., sy. 76 (1986), s. madde en son 18.01.2020 tarihinde güncellenmiştir.

https://islamansiklopedisi.org.tr/osman-i 12/12

You might also like