Professional Documents
Culture Documents
Raine Miller - Çırılçıplak
Raine Miller - Çırılçıplak
okudum ve tekrar
okumayı planlıyorum.
O kadar ateşliydi ki!"
Raine M iller
f \1
YABANCI
Çırılçıplak bir tutku.
Gizlenen gerçekler.
Unutmayacağınız bir aşk.
••
Londra Universitesi'nde sanat eğitimi alan
Amerikalı bir öğrenci ve yarı zamanlı bir fotomodel
olan Brynne Bennet, yaşadığı trajediye rağmen
hayatını yeniden bir düzene sokmuştu.
Ta ki başarılı işadamı Ethan Blackstone,
Brynne'in çıplak fotoğrafını satın alana kadar...
ud
I— •
Ethan, Brynne'i yatağında istiyordu ve onu
orada tutmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdı.
*0
Onun dominant karakteri, Brynne'i hem çekiyor
hem de korkutuyordu. Ancak bu ilişkide sırlar söz
D
konusuydu. Hem de oldukça büyük sırlar...
Ç I R I L Ç IP L A K
B la c k s t o n e S e r is i 1. K ita p
Çeviren
Tuba Özkat
— T o ta lly B o o ked
13
Hazır bunu söylemişken, güzel sözlerinden, yardım
larından, desteklerinden, sorularından, tavsiyelerinden,
coşkularından, sırtıma destekle vurmalarından, elimi
tutmalarından, sevgi bombacıkları göndermelerinden ve
sadece eski usûl arkadaşlıklarından dolayı teşekkür et
mek istediğim birkaç kişi var. Onlar olmasaydı paylaşa
cağım bu kitap olmayacağı gibi, yazarlığı da bu kadar se
verek yapmazdım. O yüzden, Franzi, Beis, Stacie, Angel,
Lisa, Kristy, TJ, Rebecca, Donna, Ai-vy, Mandy, Melina,
Rhonda, Lacey, Sherie, Sarah, Carolyn, Kristin, Michelle,
Colleen ve üç erkeğime: *Muck*
17
bii ki doldurması gerekiyordu. Ve işte o kızı keşfetmeye
böyle ulaştım.
¥*♦*
Annemin şu anda bunu göremiyor olması gerçekten iyi
bir şey. Kafayı yerdi. Bu akşam Benny'nin şovuna gel
dim, çünkü ona burada olacağımı söylemiştim ve bunun
onun için ne kadar önemli olduğunu biliyordum. Benim
için de önemliydi. Sadece, tıpkı onun da benim için aynı
sını istediği gibi, ben de arkadaşım için en iyisini istiyor
dum. Geçen üç senede Benny beni teselli ederek, benimle
birlikte içerek, kederimi paylaşarak ve hatta bana iş ver
me vesilesiyle kiramı ödememe bile yardım ederek hep
yanımda olmuştu. Pekâlâ, şey, o ve şu anda bakmakta
olduğum fotoğrafı çekmiş olduğu gerçeği. Ve bu, benim
çıplak bedenimin bir fotoğrafıydı.
21
duran gerçekten devasa görüntüyü inceledim. Bu şov
için resmim büyütülmüş ve kanvasa basılmıştı. Görün
tü biraz sarsıcı olsa da, Benny'nin yetenekli olduğunu
gösteriyordu. İngiltere'de neredeyse hiçbir şeyi olmadan
başlamış Somali mültecisi bir çocuğa göre, bir fotoğrafı
nasıl yapılandıracağını biliyordu. Bana sırtüstü, başım
yana çevrilmiş, kolum göğüslerimin üzerinde ve elim de
bacaklarımın arasmda açılmış şekilde poz verdirmişti.
Saçımın açık ve bacaklarımın arasının kapalı olmasını is
temişti. Çekim için ipli bir tanga giymiştim ama onu gö-
remiyordunuz. Görüntümü pomo olarak sınıflandıracak
hiçbir şey görünmüyordu. Zaten uygun terim, sanatsal
nü fotoğrafçılıktı. Benimkiler uygun biçimde çekiliyordu,
yoksa yapmazdım. Pekâlâ, fotoğraflarımın pomo sitele
rine düşmemesini cidden umuyordum ama bugünlerde
kim kesin olarak bilebiliyordu ki. Porno yapmadım. Sek
si bile zar zor yapıyordum.
23
adam konusunda haklıydı; adam Ferragamos marka
ayakkabılarının derisinin gözeneklerinden, dalgalı koyu
renk saçlarının ucuna kadar seksilik yayıyordu. Nere
deyse bir doksan, kaslı, kendinden emin, zengin. Göz
leri hakkında bir şey söyleyemiyordum, çünkü galerinin
sahibiyle konuşuyordu. Belki de benim fotoğrafım hak
kındaydı... Söylemesi zordu ama pek de önemli değildi.
Eğer o satın aldıysa bile adamı bir daha hiç görmeyecek
tim.
0/1
Ben kapıya yöneldiğimde Benny arkamdan kahkaha
attı. "Ara beni, güzelim!"
"Bu çok kötü bir fikir Brynne. Riske girme. İzin ver de
seni gideceğin yere bırakayım."
26
Elim i bıraktı. "Ve artık birbirim izi tanıyoruz," dedi,
önce beni ve ardından kendini işaret etti, "Brynne, Et-
han ." Başıyla Rover'm ı göstererek, "Şim d i evinize bırak
m am a izin verecek m isiniz?" diye sordu.
27
Çantama koydum. "Pekâlâ. Beni götürebilirsiniz." Kaşla
rı yeniden havaya kalktı ve tekrar o yarım gülümsemeyi
kazandım.
"Ve modellik?"
29
Evet. Nasıl bildiniz?"
¥ * ♦ *
Etnbish & Elysion
"Brynne, uyan."
37
nuşla sakinleştiriyordu. "Sakin ol. Güvendesin, her şey
yolunda. Biraz için geçti, o kadar."
.*L9e.
"Merhaba?"
"Ah, hayır. Üzgünüm ama bunun iyi bir fikir old uğu
nu sa n —"
"Vejetaryen misin?"
56
ğumda bu kez konuşmayı Ethan'm sonlandırdığmı fark
ettim. Öncekinin öcünü mü alıyordu? Belki de. Fakat ya
tağa girip karanlıkta konuşmamızı yeniden ele aldığım
da, yine kendi istediğini yaptırdığı gerçeğinin farkına
vardım. Yarın akşam Ethanla randevum vardı ve gerçek
te gitm eyi hiç kabul etmemiştim.
57
Amerika'dayken sürücü belgeme ne yazdıracağımı hiç
bilememiştim. Ben de... kahverengi yazdırmıştım.
59
Kapanmak üzere olan asansör kapılarına döndük. Eninde
sonunda mı? Yorumdaki imayı kaçırmama imkân yoktu.
O güzel siyah saçların yavaşça bacaklarımın arasında bir
aşağı bir yukarı hareket edişinin görüntüsü şu anda libi
domun kaldırabileceğinden fazlaydı.
60
luğunun karnıma çarptığım hissettim. Ethan Blackstone
bedenimin kontrolünü ele geçirmişti ve ben de ona izin
vermiştim.
67
amacım olduğunu görünce öyle heyecanlandı ki, beni
memnuniyetle buraya gönderdiler. Burada bir büyük
halam var-VValtham Forest'ta. M arie H alam ama onun
dışında kimse yok, tek başınayım ."
Bana gülümsedi.
69
Omzumu silktim. "Onunla ilgili bir şov izledim. As
lında oldukça komikti." Dikkatini sohbetten uzaklaştır
dığımı fark ederek devam ettim. "Böldüğüm için üzgü
nüm. Peki, okulu bitirdikten sonra ne yaptın?"
n(\
"Ah, teşekkür ederim, Bay Blackstone. Öyle olmak
için çok uğraşıyorum." Cazibesiyle beni öyle zahmetsiz
ce yumuşattı ki, konuyu değiştirmesine engel olmak için
gerçekten çabalamam gerekti. Ethan bir sohbeti ararda
kendi lehine çevirebilirdi. "Şirkeünde ne yapıyorsun?"
"Ah."
"Niçin Ethan?"
74
“Lanet olsun, çok seksisin Brynne. Senin için ölüyo
rum," boynuma doğru konuştuğunda nefesi tenimi gı
dıkladı.
75
En sonunda asansör en üst katta durdu ve Ethan bana
dokunduğunda asansörün yumuşak hareketi karnımı
yeniden dalgalandırdı. Ethan dokunmaya meraklıydı,
eğer yapabiliyorsa sürekli dokunuyordu.
76
görmüştüm. Hızlı, yavaş, sert, nazik gidebilirdi; hangisi
olursa olsun zahmetsizmiş gibi gösteriyordu.
"Boşalacağım..."
82
Mavi gözlerini benim gözlerime doğru kaldmp fısıl
dadı, "Şim di, Brynne. Şimdi sana sahip olacağım."
83
onun benimkinden daha iri ve sert bedenine tamamen
amade olup, kendimden geçerek sarsılıp ürperdim.
87
Sebebini duysa şaşırırdı ama bu bilgiyi bu akşam paylaş
mayacaktım.
Bir hafta uzun bir zaman değil ki. Ona cevap verirken,
aklımda Ethan'layken alıp alabileceğimin sadece bu ola
cağı dışmda hiçbir fikrim yoktu. Yanıt istiyor, isabetli
sorular soruyordu. Onda, gitmesini istemediğim yerleri
kurcaladığında görmezden gelmemi neredeyse imJkânsız
hâle getiren bir şeyler vardı. Cevabım, "Aylar," oldu ve
şu anda alabileceği en detaylı cevap buydu.
89
yorsun ki. Ben... ben şu anda feci şekilde sende kaybol
muş durumdayım..."
90
destekledi ve bana biraz daha baktı. "Bunun için," diye
fıs ıld a d ı, bir parm ak ucunu yüzümde gezdiriyordu, "ve
bana güvendiğin için teşekkürler." Bana tekrar gülümse
di. "Burada, benim yatağımda olmam sevdim."
91
Homurdanarak güldüm ve elini çekti. "Kendi iyiliğin
için fazla yakışıklısın Ethan... ve bunun farkındasın. Şu
Ingiliz caziben, sana serbest geçiş izni kazandırm ayacak."
92
Saçım a doğru konuşarak, "Hayır, hayır, hayır, burada
benimle birlikte olmanı istiyorum," dedi ısrarla.
"Ama yapmamalıyım—"
93
"Nereye gittin?" Kesik soluklarımın arasında sormayı
başardım.
96
şey yanlış hissettiriyordu. Her şeyi mahvetmiştim.
97
kafa karışıklığını ve kati çaresizliği görebiliyordum- Ben
taksinin içinde ve o caddede. Ethan'ı görebiliyordum Ve
m uhtem elen bu onu son görüşüm dü.
13ölüm 6
www.webcanavar i.net
Muhteşem kahve kokusu beni uyandırdı. Çalar saatime
baktığım anda bu sabah Waterloo Köprüsü'nde koşu ol
mayacağını anladım. Mutfağa bir kolumla gözlerimi ka
patarak girdim.
101
nasıl kendimi kaybederek uyandığımın hatırlatıcısı. Ce
surmuşum gibi davranma şakasına son verdim ve göz-
yaşlanmın akmasına izin verdim.
102
\
"İlahi geliyor." Kendimi gülümsemeye zorladım ve
toparlanmaya çalıştım.
103
daha önce karşılaştığım hiçbir şeye benzemiyor ve onun
la bir ilişkiden sağ salim çıkabilir miyim, bilmiyorum.
Eğer dün gece bir işaretse, o zaman cidden şüpheliyim."
104
"Çiçekleri buraya kadar getirdiğin için teşekkür ede
rim Rory. Muhteşemler.'' Plastik tutacaktaki karta uza
nırken ellerim titredi. Ne yazdığını okuyamadan iki kez
elimden düşürdüm.
Brynne,
Dün gece bir armağandı.
Bana söylemeye çalıştığın şeyi
dinlemediğim için beni affet.
Çok üzgünüm.
Sevgilerimle,
E
105
benim için çok fazlaydı, o yüzden hepsini görm ezden
geldim ve boş bir mesaj ekranı açtım:
"Selam."
"K ork arım birk aç tane var." Bir anlık sessizlik oldu
ve beni de kusurlarınd an biri olarak değerlendirip de
ğerlendirm ediğini m erak ettim ama sonrasında konuştu,
"D ü n g ece d airene gelm ek istedim. Neredeyse geliyor
dum d a."
"Anlıyorum," dedi.
"Evet?"
114
k arşısın d a kahkahalara boğuldum.
11S
olmamın yegâne sebebiydi. Babamm Ethan hakkında ne
düşüneceğini merak ettim.
116
"B u raya ta Teksas'tan gelmiş Amerikalı misafirlerini
ze karşı daha sıcakkanlı davranmanın bir yolu var mı?"
İri Kızıl daha da yaklaştı ve kolunu koltuğun arkasına
atarak yan tarafımdan bana dayandı, bacağı benimkinin
yanına yapışırken nefesi yüzüme geliyordu. "Ne kaçırdı
ğını bilmiyo'sun."
"Lanet olsun ki, burada olmam iyi bir şey, değil mi?
O maymun sana asılıyordu—pençeleri kıçındaydı—bir
sonraki deneyeceği şeyi söylemeye gerek bile yok!" Kon
forlu koltukta bana dik dik baktı, çenesi inatçı bir hâl alır
ken dudakları eğik bir çizgiden ibaretti.
"Neyi yapmama?"
"Elimi öpmene."
122
Kolçağı kavrayıp ürperdim, az önce vücudumdan
mini bir orgazm geçtiğinden emindim. Külotum o kadar
ıslanmıştı ki, çizmemin topuklarını Rover'm halı döşeme
sine saplamasaydım deri koltuktan aşağı kayabilirdim.
124
Yakınlık alışılm ışın dışındaydı ve isteseydim bile başka
tarafa bakam azdım . Gözlerimin genişçe açık olmasına
ihtiyacım vardı.
"Şeninim!"
Kelimeyi söylediğim anda başparmağı klitorisimi
buldu ve orgazmı salıverdi, güçlü bir dalga kıyıyı nasıl
döverse, beni öyle çevirip parçalara ayırdı. Ona itaat et
menin bir ödülü gibi. Dairemin duvarına sabi denmişken
çığlık attım, Ethan paramparça eden zevk boyunca sertçe
devam etti.
126
Elini yüzümün üzerinden, dudaklarımdan, çenem
den, boğazımdan ve ön tarafımdan aşağıya doğru indir
di. Özlem dolu bakışı, bana gitmek istemediğini söylü
yordu ama gideceğini biliyordum. Ethan ahumdan yu
muşakça öptü. Duraklayıp sanki beni içine çekiyormuş
gibi bir nefes aldı ve ardından dairemden çıkıp gitti.
131
m ek, k ıy afet ve k alacak y e rle b irlik te y e r a lıy o rd u .
132
Sunduğunda ya da biz... samimiyet kurduğumuzda... o
kadar güvende ve değer verilmiş hissediyorum ki, sanki
onunla birlikteyken başıma kötü bir şey gelmeyecekmiş
gibi. Herhangi bir sebepten, ona güveniyorum, Doktor
Rosvvell."
136
yoruz. Seni korkutmayı hiç istemiyorum." Gözleri sanki
beni okumaya çalışıyormuş gibi çabucak ileri geri hare
ket etti, dudakları yakındı ama dokunmuyordu. "Benim
le birlikte gelmen için baskı yapmama gerek duymadan
ilk defa buluştuğumuzun farkında mısın? Biraz umu
dum var, görüyorsun ya?" Bana son bir öpücük daha
verdikten sonra geri çekilip anahtarı kontağa taktı. "Ve
işte, Bayan Bennett, güler yüzlü olmamın sebebi bu ol
m alı" Şimdi mavi gözleri âdeta dans ediyordu.
137
"Tamamen yabancı birisiyle birlikte evine gidip ne za
man karşılaşsak beni becermesini mi demek istiyorsun?
Evet, bir parçası oydu." Şarabımdan bir yudum daha al
dım.
138
"Söyledim, evet. Ve seni istiyorum, Brynne. Bir ilişki
istiyorum." Sesi gittikçe sertleşti. "Bana bak."
131
biliyorum, Brynne ve bunu sana verebilirim. Sadece bil
mek istiyorum... istediğini bilmek zorundayım. Benimle
birlikte olmayı istediğini."
"Ah, Ethan—"
142
ereksiyonunu düzeltm ek istediğine şüphe yoktu. "Bu
gün arabam sokağına varmayı başarırsa bir mucizeye
tanık olacaksın."
144
ma tuttum. Rahatlatıcı kokusunu anında aldım. Şimdi,
r e s m i n geneline bakınca kendimi daha ufak hissettim.
V e öyle bir adamın niçin daha en baştan beni fark etti
ğini merak ederek kalakaldım. Sadece galeri şovundaki
fotoğrafımdan mıydı? Bu düşünce az bir olasılıkla inan
dırıcı görünüyordu.
145
Ertesi gün, Waterloo Köprüsü aklımı başıma getirdi. Eve
geldiğimde, ev arkadaşımın hazırladığı cennet gibi kah
ve kokusuyla karşılandım. Yarım saat sonra derse gitmek
için kapıdan çıkacakken Gabyle karşılaştım.
149
"Tam olarak söylemek gerekirse iki yüz yirmi yedi."
Gabrielle, Romantik Dönem ressamı Tristan Mallerton
hakkında tez hazırladığından, ne zaman onunla ilgili bir
şeyler yapılsa biletlerle kuyruktaki ilk kişi o oluyordu.
156
"Buraya gel ve kucağıma otur." Büyük masasında
geriye doğru çekilip benim için yer açtı. Suçlamamdan
dolayı hiçbir tepki vermedi. Sadece arunda ona gitme
mi isteyen, o güzel ağızdan çıkan kendinden emin talebi
vardı.
157
çizerek ovalamaya, beni her zamanki gibi tutarsız hâle
getirmeye başladı.
162
üyordum. Ethan gerçekten benden hiç saklanmıyordu.
İnsanların içindeyken içine kapanık olabiliyordu ama
benimle baş başayken içi dışı birdi. Ne görüyorsan onu
alıyordun. Sözleri dobra olduğu için özür dilemeden
benden ne İstediğini söyledi.
it>3
her neyse söyle ve geri çekileceğim. Sadece bir daha beni
öyle bırakıp gitm e."
"W aterloo."
167
misin Ethan? Demek istediğim... eğer meşgulsen bunu
başka bir gece yapabiliriz..."
168
Neil. Ethan'in şoför hakkında söylemiş olduklarmı
hatırladım. "Tabii. Hemen iniyorum." Çantamı omzuma
atıp kısa bir koşuyla sokağa çıktım. Bekleyen araba ta
mamen Ethan'ın Range Rover'ı gibi görünüyordu, fakat
'Şoför Neil'ı gördüğümde kayarak duruverdim. Adam
devasaydı, kaslıydı, sarıya boyanmış diken diken saçla
rıyla kopkoyu gözleri vardı.
169
benim işlerime burnunu soktuğu ve uzayıp giden listem
deki bir sürü vahşi düşünceyle başım dönmeye başladı.
Aman Tanrım, bizi bir tartışmanın beklediği kesindi!
Yine de, öfkemi Neil'dan çıkarmam adil değildi, görünü
şe göre o sadece işini yapıyordu.
170
"Evet, biliyorum." Ethan dikkatli, kontrollü ve çoğu
zaman kibirli ölçeğimde hoşuma gidenden biraz daha
yüksekteydi. Benimleyken başı öyle bir dertteydi ki! "Ee,
ne kadar zam andır onun için çalışıyorsun, Neil? Ethan
bana kesinlikle hiçbir şey anlatmıyor, böylece senin beni
aydınlatabileceğini fark ettim." Onun iyiliği için dikiz ay
nasına doğru gülümsedim.
171
Neil numarasını cep telefonuma kaydetti ve bir şeye
ihtiyacım olursa yakında olacağım söyledi. "Yakın der
ken, ne kadar yakın? Burada mahremiyetim var mı? Bu
evde beni izleyemezsin, değil m i?" Sahte bahane işaret
leri arayarak gözlerine baktım. "Bana yalan söylemeyi
aklından bile geçirme Neil. Şu kapıdan öyle hızlı çıkarım
ki, Ethan şu anda ne cehennemdeyse oradan rüzgârın
saçlarını uçuşturduğunu hisseder."
174
han geriye doğru bir adım atmış ve benim evinde duran
görüntümle hiçbir şeyin kıyaslanmayacağını söylemişti.
Ah, Ethan.
175
Etkan BLackstone,: <-—çokyünelbir huc
arkadaçı olduğunu düşünüyor. Bir ¡ey
leryedin m l?
Karşılık verdim:
176
için mutfağa yöneldim. Kahve makinesini temizleyip
sabah için hazırladım. Tek yapmam gereken başlatmak
olacaktı. Yeni mor diş fırçamı kullanıp ilacımı aldım.
Ethan'ın yatağındaki yumuşacık çarşaf onun gibi koku
yordu; beni yalnızlığımda sakinleştiriyor ve rahatlatıyor
du. Aklımı kokusuyla doldurup daldım.
183
gitti. Bunu neden hiç düşünmediğime şaşırdım." Yüzü
nü yüzüme yakın tutup dikkatle bana bakıyordu, saçı
hâlâ uykudan ve onca seks yüzünden karmakarışıktı,
ona rağmen bir tanrı gibi görünmeyi başarıyordu. "Ben
ce yatağıma girmeden önce bunu yapmak için her gece
burada olmalısın." Dudaklarını boynuma dayadı ve ha
fifçe sıyırdı. "Böylece sabahları bu şekilde kahveni geti
rebilirim, sen tamamen çıplak ve güzel olursun ve bütün
gece ilişkiye girdiğimiz için her yerin benim gibi kokar."
184
"O ldu ğunu biliyorum. Ve o zaman benim kız arkada
şım da d eğildin ." Bana meşhur Ethan bakışlarından biri
ni a ttı—gerilip arktik havanın bana çarpmasını bekledi
ğim türden bir bakıştı. "Ben bir güvenlik şirketi işletiyo
rum, Brynne. Yaptığım şey bu. Tehlikeleri bilirken senin
Londra'da dolaşm ana nasıl izin verebilirim?" Elini yüzü-
me koydu ve başparm ağıyla okşama hareketine başladı.
"Lütfen? Benim için?" Alnını alnıma dayadı. "Eğer sana
bir şey olursa, bu beni öldürür."
185
dırıp yorganın kaymaya başladığı göğüslerimin üzerin
de gezdirdi. "Metroya yürüyüşler ve karanlıkta taksi
çağırmalar olmayacak. Seni gitmek istediğin her yere
götürecek bir araban olacak," durdu ve beni korumak
için duyduğu arzuyla ilgiliyle çok şey söyleyen anlam
lı gözleriyle beni olduğum yere sabitledi. "Ve içim biraz
rahatlayabilir."
186
Yara izinin nasıl olduğunu sormadı ve ben de ona an
latmayı teklif etmedim. Hatıranın acısı, utanca eklenerek
beni hakkında konuşamayacağım şekilde felç etti.
Yüce Tanrım!
187
lanmıştı, garip değildi, sadece güzel ve tamamen erkek
siydi.
188
o konuya hiç g irm e ve E thanla olan bu vakti mahvetme.
189
Bana takılarak karşılık vererek yiyecek bir şeyler ve bir
yatak olduğu sürece fark etmeyeceğini, çünkü yatıya gel
diğinde ikimizin de çıplak olacağını söyledi. Eğer Gaby
gelirse giyinmesi gerektiğini söyledim; ev arkadaşımın,
erkek arkadaşımın tanrısal fiziğine sulanmasına izin
vermeyeceğimi ilettim. Kahkaha atıp sesimde kıskançlık
duymayı sevdiğini söyledi. Akşam aç ve tamamen giyi
nik olarak gelmesini söyledim. Kapattığımızda hâlâ kah
kaha atıyordu.
"Tom Bennett."
"Selam, baba."
"Prenses! Güzel sesini duymayı özlemiştim. Tam bir
sürpriz oldu." Babamın bana seslenme şekline gülümse
dim- Kendimi bildim bileli bana Prenses diye seslendirdi.
Ve artık yirmi beş yaşında olmama rağmen bu takma adı
kullanmaktan hiç canı sıkılmış görünmüyordu.
192
"Evet, pekâlâ, umarım hepsi kocaman bir ateşten to
pun altmda kalır."
"Gerçekten m i?"
196
"Yani Meksika yemeklerimi sevdin. Bakıyorum da te
maya uyup Dos Equis getirmişsin. Akıllıca bir hareket,
Blacks tone. Potansiyelin var." Tabaklan masaya taşıma
ya başladım.
197
krema, bir tutam rendelenmiş peynir ve birkaç dilim
avokado koyacağını gösterip katladım . "Sad ece çok se
vimlisiniz, o kadar, Bay Blackstone. A k san ın ız... bazen
beni güldürüyor." Tacosunu tabakta uzattım .
203
"Ona öğle yemeğiyle sürpriz yapmayı düşünüyor
dum. Benim için programını kontrol edebilir m isin?"
i 204
bir süreliğine dikkat çekmemekti. Zamana ihtiya
o larak
cım vardı, notlarımın da öyle.
oı rı
dım. Sadece buradan çıkıp evime gitmeye ihtiyacım var
dı. Tek amacım vardı ve o da güvenli bir yere kaçmaktı.
217
Eğer bu kitap hoşunuza gittiyse, İkincinin yolda oldu
ğunu bilmek sizi mutlu edecektir. Bir erkeğin zihninin
içinin eğlenceli olacağmı düşünerek bir karar aldım, tüm
hikâyeyi Ethan'm bakış açısmdan yazacağım. Blackstone
Serisinin ikinci kitabmda, Brynne ve Ethan'm hikâyesi
bir sürü tutku, sürprizler ve tabii ki, aşkla devam ediyor.
Raine ¥
Embish <&Elysion
www.webcanQvari.net