Professional Documents
Culture Documents
APOLLO
ORTAK UZAY UÇUŞLARI
Hazırlayanlar
Halûk Egemen SARIKAYA
Suat BERGİL Cahit CÜMBÜŞEL
★
Sirius Yıldızı, bilindiği kadanyle, Dünya Planeti’nin Genel Kozmik
Yönetimi’ni sağlamaktadır.
Sirius Yıldızı, bu son Dünya Evrim Devresi’nin Sahibi ve Organi
zatör R abbi’dir.
Sirius Yıldızı, Dünya Planetini, kendi yüksek Kozmo - Manyetik,
Kozmo - Spiritik, Kozmo - Hiyerarşik vb. etki ve tasarrufu içerisinde
tutmaktadır.
APOLLO - 7
a — Apollo - 7’nin Yanından Geçen UFO’lar.
b — Apollo - 7’nin İçinde Duyulan Meçhul Müzik.
APOLLO - 8
a — Milyonlarca İnsanın Duyduğu, Apollo - 8’in UFO Raporu,
b — Ay’da Çekilen 1100 Resim Niçin Saklanmaktadır?
c — Apollo - 8’in Ay Yörüngesinde Karşılaştığı Diğer UFO’lojik Teza
hürler.
A PO LLO •9
a — UFO’lar Apollo - 9’a Eşlik Ettiler,
b — Apollo - 9 ve UFO’lar.
APOLLO -10
a — Apollo - 10’nun, Ay Yöriingesindeyken Çektiği UFO Filmi,
b — Apollo'lar Sürekli UFO Filimleri Çekmişlerdir.
APOLLO • 11
a — Apollo - ll*i izleyen UFO
b — Uzayda Duyulan Meçhul Kaynaklı Sesler,
c — Ay Yörüngesinde Gözlemlenen UFO.
d — Ay Üzerindeki Esrarengiz Davranışlar.
e — Ay İnişi Sonrası, Apollo - Houston UFO Gözlemi Konuşmaları,
f — Ay Üzerindeki, Uzaylılara Ait Tırtıllı Tekerlek İzleri,
g — Gözlemci UFO’larm Gözlemi ve Apaçık Resimleri,
h — Çağdaş Rosetta Taşı ve Uzaylılara Mesaj,
ı — Ay İle İlgili Bir Tebliğ.
4
APOLLO -12
a — Apollo - 12’ye Düşen Esrarengiz Yıldırım,
b — Apollo - 12’ye Refakât Eden UFO’lar ve Raporları.
APOLLO -13
a — Apollo -13 Uçuşu ve Uzay Kazası,
b — Apollo - 13’ ün Gerçek Amacı ve A Y ’lı Leonidas’ın Tebliği.
APOLLO -14
a — Ay Bombardımanının Ardından, Uzaylıların Gönlünü Alış,
b — UFO’lar Şifre Kelimelerle Rapor Edilmektedirler.
APOLLO -15
a — Apollo -15 Misyonundaki Bazı Konuşmalar ve A y’daki Tesisler,
b — A y’da Bırakılan Heykel ve Mesaj Kimler İçindi?
c — Ay’da İşitilen Esrarengiz Cümle.
APOLLO -16
a — Apollo -16 Modülü Çevresinde Uçan Beyaz Objeler,
b — Nasa’dan Jeolog Faruk El Baz ve İtirafları,
c — Apollo Yörünge Modülünden Görülen UFO.
d — Ay Üzerinde Görülen Işık ve Cam Kubbe,
e — Uzaylılar İle Temas Aracı Olan Radyo Sonar Peyki.
1' — Ay Yörüngesindeki Esrarengiz Obje ve Radyo Sinyâlleri.
g — Ay Üzerindeki Uzaylılara Ait Yapılar,
lı — Astronotların Tanımladıkları Bir Krater İçindeki Yapı,
ı — Ay İniş Modülü, Uzaylılara mı Terkedildi?
APOLLO -17
a — Ay Üzerindeki Devasa Işıklı Yapılar,
b — Astronotların, Ay Üzerinde Gözlemledikleri Işıklı Obje,
c — Yerkontrol ve Astronotlar Arası Görüşmelerde UFO’lar.
d — Astronotların, UFO’larla İlgili Apaçık Sözleri,
e — Ay Üzerinde Apollo - 17’nin Gözlemlediği Kubbeli Yapı.
I' — Ay Üzerindeki Esrarengiz Tekerlek İzleri ve Köprü,
g — Ay Üzerinde Gözlemlenen Sukesimi Yüzey Şekilleri.
(ı — Saldn-gan Savaşçı Amerika’nın Ay’daki Barış Plaketi!
ÖNSÖZ
6
denendiği halde bir türlü gizlenemeyen UFO’lar, tüm uzay
uçuşlarında astronot ve kozmonotlarımıza eşlik etmekteydi
ler.
Üstte de belirttiğimiz gibi, Hakikâtler Labirentinden, an
cak o Hakikâtlerin işaret ettiği yollar ve yönlerde gidilirse,
sonunda bir üst safhanın görkemli ve özgür yaşam dünyala
rına ulaşmak mümkündür.
Tüm uzay uçuşlarında Dünya uzay araçlarına eşlik eden
ve yardımcı olup onları birçok dış tehlikelere karşı koruyan
UFO’lar m varlığını Rus ve Amerikan yer kontrol ve bilim
adamları gizlemek istemişlerse de gizli haberleşmelerin ama
tör ve profesyonel radyo dinleme istasyonlarınca zaptedilen
çokgizli ve şifreli konuşmalarında durum apaçık olarak her
seferinde ortaya çıkmıştır.
Bilinmektedir ki, tüm astronot ve kozmonotlar uçuş ön
cesi bir UFO eğitiminden geçirilmektedirler. UFO için her
uçuşta yeni bir şifre kelime saptanmakta ve UFO - APOLLO
teması sırasındaki gizli konuşma ve görüşmeler özel radyo
kanallarından yapılmaktadır. UFO’lann uzayda uzun uzun
filim ve fotoğrafları çekilmiştir; tanımları yapılmış ve göz
lemlenmişlerdir. Bu konulara ilişkin hazırladığımız diğer ya
pıtları yakında yayımlayacağız.
7
Wernheı* voa BRAUN
1912 -1976
10
Apollo - 7
Apollo -7 , 11 -12 Ekim 1968 : Apollo programının bu in
sanlı ilk misyonu sırasında astronotlar, Walter Schirra, Donn
Eisele ve Walter Cunningham ile teknik donanım, Dünya yö
rüngesinde geçirdikleri birkaç gün boyunca hatasız olarak
çalıştılar. Sekiz kez uzay aracının ana tahrik sisteminin iş
leyiş kontrol ateşlemeleri yapıldı ve uzaydaki insanlı bir araç
tan Dünya’y a ilk canlı televizyon yayını yansıtıldı.
11
a — Apollo - 7’nin Yanından Geçen UFO'lar
12
A p o llo - 8
Apollo »8, 21 - 27 Aralık 1968 : Astronotlar Frank Bor-
nıan, James Lowell ve William Anderson uzayda 750.000 ki
lometreyi aşan bir yolculuk yaparak A y’ın çevresinde dolan
dıkları zaman tarihin, Dünya’dan Güneş Sistemindeki bir di
ğer küreye yapılan ilk uçuşunu gerçekleştirdiler. Ayrıca Ay'
m yüzeyine 105 km. kadar mesafede yörüngeye girerek Ay'ın
yüzeyini yakından izleyen ilk astronotlar oldular.
13
bilgiyi hiç bir makamdan alamadı. Ama Apollo - 8 uzaydan
döndüğü zaman, boşlukta çekilen 1500 resmi de beraberinde
getirmişti. 1500 resimden yalnız ve yalnız 380 adedi resmî ma
kamlar tarafından basma verildi. Diğerleri kim bilir nasıl bir
sır saklıyor?
c — Apollo - 8’in Ay Yörüngesinde
Karşılaştığı Diğer UFO’lojlk Tezahürler
İkinci Apollo Ay misyonunu gerçekleştiren Apollo - 8’in
astronotları iirkünç dakikalar geçirmişlerdi. Ay çevresindeki
ilk uçuşları sırasında “ disk biçiminde” bir obje gördüler.
UFO zaman zaman hızla yanlarından geçmiş ve astronotlar,
gözlerini kamaştıran “ kör edici ışık” tan şikâyet etmişlerdi.
Hattâ, “ uzay kapsülü içerisinde içsel bir ısı dalgası” hisset-
üklerini de ileri sürüyorlardı. Uzay aracının açıklanamaya-
cak bir şekilde “ pitch” ve “ yaw” (*) hareketleri yapmaya
başlaması, korku içinde kalan astronotların bir süre için ne
redeyse aracın kontrolünü kaybetmelerine neden oldu Da
hası, bu tuhaf deneyimler sırasında zaman zaman “ acayip
radyo parazitleri” işittiler. Bunları hem “ dayanılamaz, yük
sek frekanslı parazitler” hem de “ tuhaf tahrifler” (garble)
diye tarif ediyorlardı.
Tanınmış UFO araştırmacısı ve gördüğü yüksek hizmet
lerden dolayı NASA tarafından kendisine bir şeref diploması
verilmiş olan, eski NASA bilim yazarı Otto Binder, Apollo - 8’
in karşılaştığı bu acayip olaylardan bahsederken şu düşün
ceyi de ileri sürüyordu :
«Apollo - 8’in başına gelenler sanki, UFOnotların, astro
notlarımızın A y’ın çevresini dolaşmaya engel olmaya çalış
tı İdari anlamını taşımaktadır...»
Ancak, sonunda, bu spekülasyonun bir temele dayanma
dığı ortaya çıktı (R ef.: 9).
<') “ pitclı” : Uzay aracının yatay eksene kıyasla yukarı aşağı hare-
keti.
“ yaw ” : Uzay aracının düşey eksene kıyasla sağa sola sapma
hareketi.
17
Apollo - 9
Apollo - 9, 3 -1 3 Mart 1969 : Dünya yörüngesinde 9 mil
yon kilometreden daha fazla bir mesafe kateden bu misyon,
Ay İniş Modülü’nün —astronotları Ay'ın yüzeyine indirmek
için yapılmış olan, örümceğe benzeyen araç— uzaydaki ilk iş
leyiş kontrolünü de kapsıyordu. Mürettebat, James Mc Divitt,
David Scott ve Russel Schweickart’dan meydana gelmişti.
Schweiekart, Apollo uçuşlarının ilk uzay yürüyüşünü yaptı.
18
a — UFO’lar Apollo - 9’ a Eşlik Ettiler
Apollo - 8 tarafından yapılmış olan UFO gözlemlerinin
milyonlarca insan tarafından duyulmasının uyandırmış oldu
ğu etkinin heyecanı henüz geçmeden, Apollo - 9 uzaya yol
landı. Böylece A y’ın fethine ilişkin yeni bir aşamanın uygu
laması yapıldı. Bu sırada UFO’lar gene ortak uçuştaydı
lar ve Apollo’ya eşlik ediyorlardı.
b — Apollo - 9 ve UFO’lar
19
Apollo - 10
Apollo -10, 18 - 26 Mayıs 1969 : Ay yörüngesinde yakla
şık altmışiki saat harcayan Thomas Stafford, Eugene Cernan
ve John Young, insanlı ilk Ay inişinin tam teşekküllü provası
olarak yapılan bu misyon sırasında, Ay İniş Modülü’nün,
Apollo Yörünge Kumanda Modülü’nden ayrılması ile Ay îniş
Modülü’nün Ay yüzeyinin onüç kilometre kadar yakınına uç
masını gerçekleştirdiler.
20
Apollo - lO’ un Ay yörünge uçuşa sırasında, Ay üzerindeki “ parlak
obje’ Ve ilişkin çektiği fotoğraf.
21
b — Apollo’lar Sürekli
UFO Filmleri Çekmişlerdir
22
Apollo - 11
Apollo -11, 16 - 24 Temmuz 1969 : Sekiz yıl önce sapta
nan hedefe ulaşan Neil Armstrong ve Edwin Aldrin, A y’ı in
celeyen ilk insanlar oldular. (Apollo Yörünge Kumanda Mo
dülü Pilotu, Michael Collins Ay yörüngesinde kaldı.) Sea of
Tranquillity’ye (Durgunluk Denizi) inildiğinde Armstrong ta
rihte daima anılacak olan şu sözleri söyledi : «Kartal inmiş
tir.» Apollo -11 mürettebatı Ay taşlarından çeşitli örnekler
topladılar ve tarihin en büyük televizyon seyirci kitlesi tara
fından canlı yayınla Dünya’dan izlendiler.
23
Apollo - H ’ln mürettebatı : Neil Armstrong, Michael Collins
ve Edwin Aichi».
24
gün uzaklıkta idi ya da A y’ın oldukça ya
kınında bulunan bir şeydi. Oldukça iri bo
yutlara sahip olduğundan tek gözlü dürbü
nü (moııocular) üzerine ayarladık.
COLLİNS : Bu cismi nasıl görmüştük ki? Öylesine, pen
cereden dışarı bakmıştık da mı görmüştük?
ALDRİN : Evet. S - IVB (Satürn roketinin üçüncü ka
tı), olup olmadığından da emin değildik.
Y er’e sorduk ve S - IVB’nin 9.000 kilometre
ötede olduğunu öğrendik. O sırada, yüksek
randımanla (high gain) ilgili bir sorunumuz
vardı, değil mi?
COLLİNS : Bir şey vardı. Bir şeyin tosladığını hisset
tik, yahut belki de bana öyle gelmişti.
25
COLLİNS Herhangi bir şey hissettiğimizi sanmıyorum.
a l d r in ...sonra, geçip giden bu parlak objeyi gör
dük. Bunun, S - IVB’den başka birşey ola-
mıyacağını düşündük. Tek gözlü dürbünle
objeye baktığımızda, sanki birazcık L biçi
mindeymiş gibi görünüyordu.
ARMSTRONG : Açık bir bavul gibi.
ALDRİN : O sırada PTC’de (pasif ısı kontrolü), oldu
ğumuzdan hepimizin teker teker gözlemle*
yebildiği bu cismin kesinlikle, civarımızda
bulunduğu ve oldukça hacimli boyutlara sa
hip olduğu kanısı doğuyordu.
ARMSTRONG : Denilebilir ki tam çıplak gözle seçilebilme
smırı üzerinde yer alıyordu. Nasıl bir bi
çime sahip olduğunu söylemek zordu. Ay ra
ca, menzilini bilmeden boyutlarını ya da
boyutlarını bilmeden menzilini kestirmenin
imkânı yoktu.
ALDRİN Sonunda, Ay îniş Modülü’ne geçerek cismi
objektifte izlemeye koyuldum. Sekstant
odaklanmadığı zaman, gördüğümüz cismin
bir silindir şeklinde belirmesi bizi fena hal
de yanıltmıştı.
ARMSTRONG : Ya da aslında, iki halka gibi.
ALDRİN Evet.
ARMSTRONG : İki halka. İki birleşik halka.
COLLİNS : Hayır, bana göre, içi boş bir silindire ben
ziyordu, iki birleşik halkaya değil. Cisim
takla atarken görülebildiğinden, tam pru
vadayken (end - on) doğrudan içine bakılâ-
biliyordu. Boş bir silindirdi. Fakat sonra,
sekstantm odağını değiştirdiğimizde silindi
rin yerini açık duran bir kitap şekli alıyor
du. Gerçekten de tuhaftı.
26
ALDRİN : Sanırım, bu cismin bir silindir olmadığı hu
susundan başka söyleyecek pek fazla bir
şey yok.
COLLÎNS: Bir silindir olduğunu sandığımız sıradadır
ki, S - IVB hakkında soruşturduk. Neredey
se, cismin S - IVB’ den başka bir şey olamı-
yacağm a kanaat getirmiştik. Ancak, ger
çekten de bunun dışında herhangi bir sonu
ca varmış değiliz. Bu süre haricinde cismi
pek görmediğimizden — aslında, ne olabile
ceği, büyüklüğü ya da uzaklığı hakkında
elimizde bir sonuç yok... (R ef.: 9).
b — Uzayda Duyulan Meçhûl Kaynaklı Sesler
Apollo -11 uzay aracı A y’a yaklaşırken astronotlar tuhaf
radyo parazitleri işitmeye başladılar. Bu çeşitli parazitler bir
“ itfaiye arabasına” , yüksek sesli sirenlere, daire testere se
sine ve tren düdüğüne benziyor ve uzay iletişim (haberleşme)
27
bağlantısı ile karışıyordu. Şaşkına dönen Yer Kontrol, astro
notlara şöyle bir soru yöneltiyordu : «Orada sizinle birlikte
başkalarının da bulunmadığından emin misiniz?»
28
yen, disk biçiminde, ışıklı, uçan nesne ortaya çıktı; biri diğe
rinden biraz daha büyüktü. Bazen arka arkaya uçuyorlar,
bazen birbirlerinden uzaklaşıyorlar, sonra gene yaklaşıyor
lar ve Dünya yapısı hiç bir uzay aracının yapamıyacağı ma
nevraları yapıyorlardı. Neil Armstrong daha sonra : «Gerçek
ten böyle bir şeyi beklemiyordum, ama onları gözlerimle gör
düm!» şeklinde konuşmuştur.
29
tartışmalar halen sürüp gitmektedir; bazıları bunu, Orta Çağ
daki “ büyücülük h a y a lle rin e geri dönüş olarak, bazıları ise
bilimsel açıdan insanlık için daha iyi gelecekler vaad eden
bir yol biçiminde yorumlamaktadır. Konu özellikle astronom
ların, fizikçilerin ve doğal olarak ta büyük bir ölçüde NASA’
nın ilgisini çekmektedir. Resmî olarak serbest bırakılmadık
ça, elde mevcut ve fakat gizli kaynak ve materyalin dışarıya
çıkarılması oldukça güç, hatta mucizevi bir iştir. NASA’nm
konuya karşı takındığı tavır, Aldrin’in filminin ne derece ger
çek olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
21 Haziran 1969, bir insan A y’a ilk kez ayağmı basarken
bütün Dünya nefesini tutuyordu. Armstrong’un : «İnsanlar için
küçük, insanlık için büyük bir aşama», şeklindeki sözleri uza
yı katederek tarihe geçti.
Apollo -11 uzay uçuşu sırasında meydana gelen olağan
üstü olaylar dizisinin gözlemlerinin bir bölümü, bu olayların
baş döndürücülüğü karşısında gözden kaçmış ve yine bu ola
ğanüstü durumlarından dolayı NASA tarafmdan örtbas edil
mişlerdir ki, biz şimdi bunlar üzerinde durmak istiyoruz.
(R ef.: 5).
30
UFO’lar Apollo - l l ’in oldukça yakınında.
31
e — Ay înişi Sonrası, Apollo - Houston
UFO Gözlemi Konuşmaları
32
ARMSTRONG : Çepeçevre etrafımızda küçük kraterler var.
Armstrong bunları tanımlarken, konuşmasına birden, san
ki ürkmüşçesine ara verdi. Herhangi bir şey dikkatini çekmi
şe benziyordu. Konuşmasına tekrar devam ederken sesini elin
de olmadan alçaltm ıştı: «Büyüklükleri 6 ile 15 m. arasında...»
Tereddütlü fakat sarih bir ifade ile devam etti : «Ve... diye
bilirim ki yarım mil uzaklıkta izler var, sanki bir tırtıllı trak
tör tarafından bırakılmış gibi.» ( ! ) Hemen hemen işitmezlik-
ten gelmenin olanaksız olduğu bu sözler dışarı sızdırıldı. Arm
strong hemen bunun üstüne dikkatleri bu konudan dağıtmak
için konuşmasına devam etti.
ARMSTRONG : Bunun dışında, Ay’ın çekimi oldukça iyi,
insan kendini sanki uçaktaymış gibi hissediyor.
Bu herkesin tanıdığı yaşlı Armstrong’tu ve şimdi sanki
Nassan B ay’daki yazlık evinin penceresinde otururmuş ve
dışarısını anlatıyormuşcasma rahat ve soğukkanlı bir biçim
de konuşuyordu.
Şimdi kısaca «sanki bir tırtıllı traktör tarafından bırakıl
mış gibi» sözleri üzerinde duralım. Armstrong herhangi bir
yanılgıya düşmeyecek kadar tecrübeli bir gözlemcidir. Arm-
strong’un, A y’da tırtıllı bir traktörün izlerinin olduğunu far-
zettiğini ya da basitçe buna benzer bir şeyden bahsettiği dü
şünülemez. Gayet tabiiki Ay yolcuları kesin olan “ konuşma
kurallarına” uyuyorlardı. Bu “ kurallara” bağlı olarak Arms
trong, Houston’a bir uyarı işareti vermek zorundaydı, çünkü
bu zaman noktasında iken gelecek dakikaların ne gibi sürp
rizler getireceği bilinemezdi ve önceden planlanmış olan
“ acil dönüş” ün uygulanması her an söz konusu olabilirdi.
Armstrong ?un bütün bunları göz önüne aldığını bir kaç da
kika sonra yaptığı konuşmalardan görüyoruz. Armstrong is
teseydi herhangi gizli bir dalga boyunu kullanabilir ve böy
lece bu durum basından saklanabilirdi, tıpkı araştırmaların
daha sonraki zaman bölümlerinde bolca yapıldığı gibi.
Konuşma daha sonra Aldrin tarafından sürdürüldü. Ald-
33
rin, tanımlamalarında Armstrong’tan daha dikkatliydi, fakat
buna karşılık kullandığı kelimeler kaypak bir karakter taşı
yordu.
ALDRİN : Çevrede renkler az, şeklindeki, Houston’u sa
kinleştirici sözleri kullandı ve devamla «fakat, belki herhan
gi bir taş bloku olabilir. ( ! ) Göreceğiz.»
Aldrin’in sözleri Houston’da tamamıyle doğru olarak an
lamlandırıldı. Protokol icabı bazı boş laflar karşılıklı tekrar
landı. Daha sonra Armstrong yeniden konuştu, çünkü bazı
bildirmek istedikleri vardı.
Hiç bir yanlış anlaşılma olmaksızın şunları istedi : «Lüt
fen şimdi Yörünge Kumanda Modülü’nü her an ulaşabilece
ğimiz yakınlığa yöneltin!» Yörünge Kumanda Modülü içinde
yalnızca Collins’in bulunduğu A y’ın yörüngesinde dönmekte
olan, ve Dünya’ya geri dönüşte kullanılacak olan kapsüldür.
Armstrong niçin Yörünge Kumanda Modülü’nün yakında ol
masını istiyordu?
Bu safhada her iki astronotun da her saniye kalkışa ha
zır durumda bulundukları büyük bir rahatlıkla söylenilebilir.
Hiç şüphesiz geri dönme işlemlerine girişeceklerdi; ayrıca
Aldrin’in “ renk” ile tanımladığı nesneyi daha anlaşılır bir
biçimde aktarmalıydılar. Gerçekten sadece astronotlar de
ğil, Houston da “ tırtıllı bir traktör” tarafından bırakılmışa
benzeyen izlerin ne anlama gelebileceğini gayet iyi biliyor
du. (R ef.: 5>.
34
BSRA
3r*CE9JHPS USD IKtTAliJttTCKS CN THE *>!?*
f b l » a e c r e t- û la lo ffu e o e r c l y c o n f i m a t r e ı n r v o a t l o n tw»i
M r « o d j ttaaçfîlılcd. f a r our Jat^p.t talK on P ly ln g ^a-dcor),
iffiETIMO gü >S 1 p e ^ e », Oir^ö bOOK. . . . .
Dtî>er P l y l r « S a u cer tû lk a by B lîe y .iia n s a p d C rabb. D lr c c t o r . 02»A
FJ,ni*G. SAÜCiRS OH TKE t i l u a t r a t c i . *•! k i r v o .................. * 1 .0 5
fJ'ACECRArT' FRO* fiSSTOîO ?HB -SCN, l l l u c t r a t c d , «d p a g co . . .
W 0 FLVS THE r/.ÜCER5» $ 6 p a p co . ........................... 1.^0
8*ACXCÜAFT PROH OSVOJO 'TKE'SJ^, i i l w t r * t â d , «<0 p a o c o . . . l .$ 0
35
ASTRONOT : Evet, evet oradaydılar... Bazı ziyaretçiler var
dı. Size söyleyeyim, orada başka uçan daire
ler de var. Bir hat şeklinde sıralanmışlar. Kra
terin kenarmda bekliyorlar...
Bu konuşmalara delil olarak, 8 Ağustos 1969 tarihli LIFE
dergisinde neşredilen apaçık bir fotoğraf da (*) gösterilebilir.
Seri halde çekilmiş bir dizi renkli fotoğraftan biri olan bu
resim, bu kitabın kapağında da kullanılmıştır. Resimde,
Armstrong Ay yüzeyine ayak basmış durumdadır. Sağ tara
fında Örümcek adını taşıyan Modül’ün solunda ve uzak plan
da ise Güneş görmeyip karanlık olması gereken tarafları par
layan iki uçan daire görünmektedir.
36
11 Ağustos’ta Kanada Minuit gazetesi büyük puntolarla
Amerikan astronotlarının A y’da canlılar görmüş olduklarını
yazıyordu!
Armstrong 20 Temmuz, saat 10.56’da A y’a ayak bastığın
dan hemen sonra tam televizyon kamerasını ayarlarken, göz
kamaştırıcı bir ışık görüldü. Tam konuşmaya başlamıştı ki,
Houston kontrol merkezi derhal konuşmayı kesti. Yarım ka
lan konuşma şöyleydi : «Galiba, ah...». Yeni bir kesilme da
ha oldu ve kendisine birden : «Geç o bölümü, geç» denildi.
Minuit gazetesinin yazdığına göre Armstrong yumurta bi
çiminde bir araç görmüştü, içinden kendilerini izlemekte olan
ve kabarcık biçiminde başlıklar taşıyan (blansenförmige Hel
me) insan benzeri iki yaratık çıkmıştı. (R ef.: 2).
• Armstrong bu konuda Houston’a bilgi vermek isterken,
kendisine bu olayların filmini çekmemesi ve derhal gizli bir
kanala bağlanması emredilmişti.
Bununla birlikte herşey bildirilmemişti. Bilindiği gibi ast
ronotlar yanlarında bir tür hatıra plaketi de götürmüşlerdi,
üzerinde her iki Dünya yarı küresi resmedilmiş olan plakette
şunlar yazılıydı :
37
Temmuz Î.S.1969.
Tüm însanlık İçin Barış İçinde Geldik.
Plaket üç astronot, Neil A. Armstrong, Michael Collins ve
Edwin E. Aldrin ve bunun dışında başkan Richard Nixon ta
rafından imzalanmıştı.
Burada yine İnsanî alışkanlıklar rol oynamakta, böylesi-
ne özel durumlarda hatıra plaketleri hazırlanmaktadır, fa
kat kimse burada önemli ve maksatlı bir sebebin yattığını
düşünmemektedir. Bu plaketten ve üzerindekilerden şüphesiz
türlü türlü sonuçlara ulaşılabilir. (R ef.: 5).
38
hazırlanmıştı ve ne amaçla Ay’ a götürülmüştü?» O bîr hatıra
plaketi değildi şüphesiz. Herhalde ilk astronotları için bir da
haki gelişlerinde bulmaları için bırakılmış bir anı da değildi,
astronotların onu A y’ın tozları arasından bulmaları gerçek
ten çok düşük bir olasılıktı. Öyleyse küçük Rosetta taşı hangi
astronotlar içindi gerçekten? Herhalde, Armstrong’un tırtıllı
traktör izlerine benzettiği izlerin sahipleri için olsa gerek!
Gerçekten üzerinde düşünülmeye değer bir konudur bu.
(R ef.: 5).
ı — Ay île İlgili Bir Tebliğ
Tebliğ : Goefche (Yüksek Rehber Ruh)
Tarih : 20 - 7 - 1969
Alan : Baha Kayserilioğlu
Yer : Konya / Karaman
Kaynak : Ruh ve Madde - Aralık/1989
(...)
AY MESELESİ’ni ısrarla istediğinizi biliyorum. Bu o ka
dar önemli değildir. Daha önce de birçok Dünya insanı A y’a,
Merih’e, Satürn’e, Venüs’e, Jüpiter’e, Uranüs, Neptün, Plüto,
Merkür ve henüz keşfedemediğiniz üç gezegene (*) gitmiş-
(*) 20 Temmuz 1969 yılında alman bu tebliğde sözü edilen “ henüz keşf-
olunmamış üç gezegen” konusuna ilişkin olarak; 5 Ocak 1977’ de
gazetelerde şu haber yayımlandı :
«GÜNEŞ SİSTEMİNİN ONUNCU GEZEGENİ BULUNDU.
Mexico City — Meksika’lı bir matematikçi ve astronom, yıllarca
süren hesaplar sonunda, Güneş sistemimizin onuncu gezegeninin de
bulunduğunu Diinya’ya ilân etti.
Jactino Amor De La Pena adlı MeksikalI matematikçi bulduğu
onuncu gezegene “ JANÖ” admı taktı.
MeksikalI matematikçi bulduğu gezegenin Güneş’ten 8.790.600.000
milyon kilometre uzakta bulunduğunu ve bugünkü olanaklarla yer-
yüzündeki hiç bir gözlemevi tarafından gözlenemiyeceğini söyle
miştir. Pena, onuncu gezegenin Güneş çevresindeki bir turunu 450
yılda tamamladığını da sözlerine ekledi.
Meksikalı matematikçi, “ Jano” gibi, Neptün ve Pluto’nun da göz-
lemevlerince gözlenmeden önce, matematik hesapları yolu ile bu
lunduğunu belirtti. “ Jâno” nun gerçek bir gezegen olduğuna da dik
kati çekti.»
39
îerctir. Tekrar Dünya’ya dönmüşlerdir. Fakat susmaktadır
lar. Zamanı gelince konuşacaklardır. Çünkü şimdi kimse on
ları anlayacak ruhi seviyede değildir. Yalnız bugün değil,
asırlarca önce, binlerce, yıl Önce de Dünya insanları diğer
gezegenlere gitmişler ve dönmüşlerdir. Hatta Samanyolu’nda
binlerce ışık yılı uzaklıktaki güneş sistemlerine maddî be
denleriyle gidip dönenler vardır. Şu anda, herkesin bildiği üç
Dünyalı, sizin-,tabirinizle üç Amerikalı Ay üzerinde bulun
maktadır. Fakat, herkesin bilmediği pek çok Dünyalı da Ay’
da yaşıyor. Ergeç bunlar açıklanacaktır. Dünya halkını pa
niğe kaptırmamak şarttır. İlâhî düzen tedriç ister. Dün ak
şam gördüğün uçan daire, tarafımızdan, Cenab-ı Hakk’ın lüt
fü keremiyle sırf senin ve oğlun için gönderilmiştir. Bu gör
düğün, halûsinasyon değildir. Ruhlar aleminden de gelmiyor.
Fakat. Cenab-ı Rabbilâlemin’in İradesi tahtında, bizimle te
masta bulunan başka bir gezegenden bizim talimatımız üze
rine gelmiştir. Geldiği yer SATÜRN gezegenidir. Satürn, hal
kalı gezegendir.
Ay’daki üç Dünyalı’nm muvaffak olması için dua et. Sürp
riz yok Herhangi bir yenilik de beklenemez. Yalnızca orada
bir uçan daire göreceklerdir. Rusların aracı da bunu göre
cek ve Dünya’ya duyuracak, göstereceklerdir. Tedriç lâzım.
Telâş ve panik yaratmamak gerekir. Astronotların indiği yer
canlı değildir. Çöl manzarasmdadır. Çölde bitki olur mu? F a
kat atmosferi hissedeceklerdir. Bu ise bir aşamadır Dünya
insanı için. Onlara kızma. Hakikatleri gizledikleri için onları
sahtekârlıkla itham etme. Onları gizleten biziz. Biz istediği
miz için birçok hakikâtler gizli kalmaktadır. Gizli kalmalıdır.
(...)
40
dir. Onun için Dünyanızda yaşayan A y’Iılarr tanımakta güç
lük çekiyorsunuz. Tamsanız, onlar çalışamayacaklar ve sîz
leri uyandıramayacaklardır.
Zamanla herşey anlaşılacakta’ .
Herşey yakında aydınlanacaktır.
Aylılar’la Dünyalılar bir kardeş olarak yaşamasını öğre
neceklerdir. A y’daki hayatın farkı şudur : A y’da hayat, Ay
yüzeyinde olmakla beraber, A y’ın tabiatı icabı yeraltı şehir
leri kurulmuştur. Krater gibi gördüğünüz delikler, yeraltı şe
hir giriş yerleridir. Yalnız yerüstünde de Aylılar’m birçok
enstelasy onları (tesisleri) vardır. Bu enstelasy onlar sizinki
lerden farklıdır. Işığı, havayı, kozmik ışınları ve radyasyonu
yansıtır, içeriye şehirlere verir. A y’lı, dışarıda da yaşayabi
lir. Fakat bunun birçok güçlükleri vardır. Bitkiler hem dı
şarıda hem içerde yetişir. Ay, bir enerji deposudur. Fazla
enerji Dünya’ya akar. Yalnız Güneş’in ışınlarını yansıtmakla
kalmaz. Bizatihi kendi bünyesinde mevcut enerjiyi Dünya’ya
aktarır. Ay ışığında Dünya’da dolaşacak insanların roman
tik duyguları, ferahlık hissetmeleri daha çok sevgi verebil
meleri bundandır. Bu gelen Ay enerjisi, toprağa, bitkiye de
hayati önem taşıyan gıdayı verir. Dünya yalnız değildir. Ay
da yalnız değildir. A y’da da Dünya problemi mühimdir. Dün
ya olmasa Ay da olmazdı. A y’ın mevcudiyeti ile Dünyanın
mevcudiyeti birbirine bağlıdır. A y’lılar bunu müdriktirler.
Fakat Dünyalılar henüz bu durumları anlıyamıyorlar. Bilmi
yorlar.
(...) .
42
Apollo - 12
Apollo -12, 14 - 24 Kasım, 1969 : Yörüngeye oturtma ara
cı, kalkıştan kısa bir süre sonra bir yıldırım çarpması olayı
atlattı.
Ocean of Storms’a (Fırtınalar Okyanusu) yapılan bu, in
sanlı ikinci Ay inişine, sürekli bilimsel kanıtlar gönderecek
olan ilk “ Apollo Ay yüzeyi deneyleri” ünitesinin A y’ın yüze
yine yerleştirilmesi de dahildi. Mürettebat, Charles Conrad,
Alan Bean ve Richard Gordon’dan meydana gelmişti. Ay îniş
Modülü Intrepid, 2,5 yıl önce A y’a inmiş olan insansız Sur-
veyor - 3’tin parçalarını geri getirdi.
43
a — Apollo - 12’ye Düşen Esrarengiz Yıldırım
Araştırıcılar arasında yaygın bir düşünce birliğine göre
(NASA arşivlerinden alınan gerçek kanıtlarca şüpheye yer
bırakmayacak bir şekilde desteklenerek), Apollo -12 uçuşu
sırasında açıklanamayan, esrarengiz şeyler olmuştu.
İkinci Ay Misyonu, tüyler ürperten bîr deneyimle başla
dı. Büyük Satürn roketi, 14 Kasım 1969 Cuma günü üç ast
ronotu —Charles “ Pete” Conrad, Richard “ Dick” Gordon ve
Alan Bean— A y’a doğru fırlattığında hiçbiri, başlarına gele
ceklerin farkında değildi.
Kalkıştan (blast - o ff) bir dakikadan az bir süre sonra
Apollo .uzay aracına yıldırım düştü. (14 Kasım, 11 : 22 EST).
Apollo -12 henüz Dünya’dan iki buçuk kilometre kadar öte
deyken, uzay aracının hemen hemen tüm elektrik tertibatı
çalışmaz oldu.
Uzay aracı Komutanı Conrad, «Burada ne olduğunu bil
miyorum,» dedi, «herşey devreden çıktı.» Apollo’yu A y’a gö
türüp geri getirmekle yükümlü hassas yol gösterme (Guidan-
ce) sisteminin kalbi olan hayati ciroskop platformu bile «öy
lesine her yana dönüp duruyordu.»
Aşırı elektrik yükü, sistemler birbiri arkasına dominolar
gibi yıkıldıkça diğer fonksiyonel teçhizat arızalarını da hare
kete geçirdi. Uzay aracının yakıt hücre sistemi otomatik
olarak birden devreden çıktı ve tüm uzay aracının, aniden
fazla yük altında kalan çıkış gücünü (power output) takatsiz
bıraktı. Çıkış gücü, telemetri sistemini kapatacak kadar düş
müştü. Bir an için herşey yitir iliyor gibi gelmişti ama astro
notlar serinkanlılıklarını kaybetmediler ve üç dakika içinde
aracın tüm sistemleri ve tüm güçler eski haline döndü.
Uzay uzmanlarımız yıldırımın kaynağının esrarını çöze
mediler. Hava bürosu tarafından rapor edilen en yakın yıldı
rımın 30 kilometreden daha ötede bulunması oldukça tuhaf
tı! (Ref. : 9)
44
b — Apollo - lZ’y e R ef akât Eden
UFO’lar ve Raporları
Apollo -12 A y’a doğru ilerlerken Avrupa’nın her yanında
yer alan gözlemevleri, aracın civarında iki adet parlak, ya
nıp sönen, “ bilinmeyen” obje (nesne) gördüklerini rapor et
meye başladılar. Büyük teleskoplarla gözlemlenen objelerin
biri uzay aracını “ izliyormuş” , diğeri ise aracın önünde gidi
yormuş gibi görünüyordu. Her iki obje de sanki, hızla yanıp
sönüyorlardı.
Ertesi gün, 15 Kasım Cumartesi günü, üç Apollo -12 ast
ronotu Houston’daki Yer Kontrol’a kimliği belirlenemeyen
iki obje (bogey) ya da UFO gördüklerini rapor ettiler. O sı
rada, yolculuklarının 198’inci kilometresindeydiler. Saat 14:18’
de (CST), astronotlardan gelen bu rapor Yer Kontrol’e ula
şıyordu :
APOLLO -12 : Sürekli aynı yerde kalan ve takla atıyormuş
gibi görünen bir obje ile birlikteyiz. Dünden
beri bizimle beraber ve sanki bizimle birlik
te gelmekte... “ Roll” (*) açımız 35 kadar ol
duğunda çoğunlukla, merkezi lumbozdan gö
rülüyor... belki de bu size bir ipucu verebilir
ve biriniz, gerçekte veya kalmakta olduğu
muzu... bulabilir.
Yer kontrol bu olayı nasıl açıklıyordu? Onlara göre bu ob
je bir S - IVB yardım cı roketi ya da dışarı atılmış (jettisoned)
bir adaptör koruyucu panosu olabilirdi!
Hiçbiri doğru yanıt olmasa gerek. Aşağı yukarı seyahatin
ortasında o iki acaip, parlak objeyi gözlemledikten sonra,
gördüklerinin o zamana kadar görüş mesafelerinin dışına çık
mış bulunan yardım cı roketle bir ilgisi olamayacağına karar
verdiler.
(*) “ roll” : Uzay aracının dikey eksene kıyasla kendi etrafcnda dö
nüş hareketi.
45
Yer Kontrol/un yorumu ise şöyleydi :
APOLLO -12 : Tamam. Öyleyse, o ne olabilirdi, merak edi
yorum?
HOUSTON : Tamam. Çizim masamızm başına döneceğiz.
APOLLO -12 : Obje çok parlak ve takla atan bir şey olduğu
da aşikâr. Saniyede bir buçuk devirlik takla
lar atıyor ya da, en azmdan, bıı oranda yanıp
sönüyor. Hangi yıldıza yaklaşmakta olduğunu
Dick size söyleyecek. Şu anda haritasıyla
meşgul.
HOUSTON : Roger. Bekliyoruz 12, Houston.
APOLLO * 12 : Buyrun.
HOUSTON : Buradaki duruma bakarsak — o adaptör pa
noları hakkında diyebiliriz ki, ayrıldıkları za
man saniyede otuz santimetreden daha büyük
bir hızla... yol almadıklarını kabul ediyoruz.
Adaptör panolarınız şu anda muhtemelen, siz
den sadece 450 kilometre uzaklıkta olacaktır.
Bu noktada, Houston’daki Yer Kontrol’ün yorumunu ke
sen Conrad, objelerden birinin, “ her ne ise” , az önce yüksek
bir hızla uçup gittiğini bildirdi!
Yorumu kelimesi kelimesine izlemeye devam edelim :
APOLLO -12 : Bu doğru olabilirdi, fakat şu işe bak ki, ba
şımızı çevirdiğimizde bu adaptör panoların
dan birini, yüksek bir hızla bölgeyi terkeder-
ken gördüm ve bana, (...) sanki saniyede otuz
santimetreden daha hızlıymış gibi geldi.
HOUSTON : Pekâlâ, bölgeyi nasıl terkettikleri ya da yö
rüngelerinin ne olabileceği hakkında gerçek
te herhangi bir fikrimiz bulunmadığına göre
bunun ne olduğunu söylemek biraz zor.
APOLLO -12 : Tamam. Yine de iyi niyetli olduğunu farze-
deceğiz, tamam mı?
46
HOUSTON : Eğer herhangi bir gürültü yaparsa, muhte
melen aracın donanımındaki rüzgârdır!
Uzay aracı A y’a yaklaşırken Yer Kontrol’ün dinleme ir
tibatının başındakiler, işleri daha da esrarlı bir hale sokar-
casına «uzay kapsülünden ya da Dünya’dan değil de başka
bir yerden geliyor gibi görünen ve açıklanamayan sesler»
karşısında afallamıştı. Yer Kontrol’den biri, «astronotlar
şimdi, yabancı biriyle konuşuyor olmalılar,» diye bir fikir
ileri sürdü.
47
BEAN : Pete, fonda epeyce gürültü işitiyor musun?
CONRAD : Statik cinsinden ya da öyle şeyler mi?
BEAN : Sürekli bir ıslık sesi işitiyorum.
CONRAD : Benim işittiğim de bu. Tamam.
48
APOLLO -12 : Evet şimdi baktığımız yerin hemen hemen
tam merkezinden çıkıyormuş gibi görünüyor.
Burma’dan ya da Hindistan’ın doğusundan di
yebilirim.
49
«Gemide gergin bir hava hüküm sürüyor» şeklinde yazdı
gazeteler. «Üç astronot “ uzaydaki düşmanlardan” ve “ esra
rengiz objelerden” söz etmeye başladılar.»
Daha sonra konunun kesin kanıtı olan fotoğraflar geldi.
NASA bu fenomenlere doğal bir açıklama bulmak için ça
baladı durdu, fakat sonuçta, çıkar yolu susmakta ve konuyla
ilgili açıklama yapmamakta buldu (R ef. : 5).
Apollo - 13
Apollo -13, 11 -17 Nisan, 1970 : Servis Modülü’nün Apol
lo uzay aracının hızından ve rota değişikliklerinden sorumlu
olan ve ana motorları, yakıt tanklarını ve hayatî sistemlerin
büyük bir kısmını taşıyan bölümü —oksijen tankında mey
dana gelen bir hasarın neden olduğu bir elektrik sistem güç
anzası— astronotlar James Lowell, Fred Haise ve John Swi-
gert’in misyon amaçlarını sekteye uğrattı. Planlanmış olan
Ay inişinin ertelenmesi gerekti. Y er kontrol tarafından yö
netilen Apollo -13, A y’ın çevresinde dolanarak salimen Dün
ya’ya döndü.
51
Apollo - 13’üıı uçuş şeması. Şemada “ Bang” ile ifade edilen bölgede
söz konusu “ kaza” meydana gelmiştir.
M
çalışıyordu ve bunların yarısı da faaliyeti kesilmiş olan “ Bus
B ” ye bağlıydı.
54
Dünyalılar, A y’ın, gezegenlerin, Uzaylılar’ın ve uzay yol
culuğunun arkasındaki gerçek hakkında çok az şey bilmek
tedirler. Bazılarımız, yıllardır, uzayın derinliklerinde nelerin
olup bittiğini çeşitli yollardan öğrenmekte ve bu bilgiyi baş
kalarıyla paylaşmaya çalışmaktadırlar.
56
ışıklar gözlemlemişlerdi (bunların hepsi kayıtlıdır). Sözkonu-
su ışıklar ile Kraterler’e ait bu gerçek, adına Dünya Uzay
Programı denilen çalışmaları yönetegelen kişilerce ihmal
edilmiştir. Leonidas, uzay araçlarının değişik biçimleri oldu
ğunu ve çeşitli işlevlerde kullanıldığını bilmemizi istemekte
dir. Bu araçlar, çoğunlukla, astronotları korumak ve tehlike
ler sırasında yardım etmek üzere Amerikan kapsüllerine re
fakat etmektedirler. Apollo - 13’ün başından geçenler sırasın
da hayati önemi olan bir yardım da “ döküntü - süpürücüler”
(debris - sweapers) adı verilen araçlardan gelmişti ki, bun
lar olmasaydı kapsül Dünya’ya hiç dönmeyecekti. Uzaylı
ORA - MON, bu “ döküntü - süpürücüler” konusunda daha ön
ce bilgi verdiğinden bahsetmektedir. Söylediğine göre, “ koz
mik yollar” çoğunlukla, “ kozmik toz” adıyla bilinen ve bir
yumurta büyüklüğüne ve hatta daha fazlasına kadar deği
şik boyutlarda olan döküntülerle kaplıdır. Bu döküntüler ka
tı maddeye dönüşmekte ve bir kaya kadar sert bir hale gel
mektedirler. Bazı yönlerde de çekim gücü bulunmadığından
boşlukta, yüzer gibi asılı kalmaktadırlar. Gidecek bir yerleri
yoktur. Uzay döküntü ile doludur.
Bu kısa Uzay enformasyonunda bize hatırlatılmaktadır
ki, A y’a yapılan ilk yolculuk (Apollo -11) sırasında kapsüle
iki Uzay A racı’ndan oluşmuş bir konvoy refakat ediyordu.
Bunlar, sadece, gözlem için değil de bir tehlike sırasında
—özellikle “ döküntü - süpürücüler” olarak— astronotlara yar
dım etmek amacıyla uçuyorlardı. Dünyalılar’dan çok daha
zeki ve becerikli olan Uzaylılar, sözkonusu döküntüleri bir
şekilde çözmekte ve ufak partikülleri, misafir aracın yolu
üzerinden hızla uzaklaştırmaktadırlar. Böylece, Uzay Aracı
konvoyu Dünyalı’lar için emniyetli bir yolculuk temin etmiş
oluyordu. Aksi takdirde, yolun üzerinde çok miktarda temiz
lenecek kozmik toz bulunduğundan bu yolculuk bir felâketle
son bulacaktı. İkinci Ay seyahati sırasında, astronotlar birin
cideki yolun tıpatıp aynısını izlemeyip de birazcık eğimli git
87
tiklerinden —ve onları çaresiz bırakabilecek kadar daha faz
la döküntü mevcut olduğundan— , “ Kozmik Süpürücüler” ola
rak dört Uzay Aracı gerekiyordu.
Apollo -13 uçuşu sırasında ise astronotlara refakat eden
altı uzay aracı bulunuyordu. Fakat, Amerikalılar, yardımcı
gezegene harp başlıklı bir füze atmak üzere olduklarından,
misyonlarını felce uğratan döküntülerle baş başa bırakıldı
lar. Ancak, Uzaylılar, akılsız Dünyalılar’a, dostça davrana
rak, aynı Hz. îsa ’nm çarmıhta gerili iken, «Baba, onları af
fedin, çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar,» diyerek düşman
ları için dua edişine benzer bir anlayışla yardımda bulun
muşlardır.
Uzaylılar, tebliğlerinin bu bölümünde, Apollo - 13’ün ba
şarısızlığı ile neredeyse uğrayacak olduğu felâketin geçm iş
teki ve şimdiki sorumlularının dikkatine sunulmasını arzu et
mektedirler :
58
Apollo - 13’ün Servis Modülünün “ kazadan” sonraki hali.
59
mek için gerekli olan ve işbirliğini gerektiren düzeltmeleri
yapamadığımızdan dolayı oîaeaktır.
«Sözlerime yaptığım şu gözlemle son vermek isterim ki,
diğer yönleriyle bilimsel ve barışçı olan bu misyonun Ay’a
yaklaşmasından sorumlu olanlar, eğer zihinleri tüm hüküme
tinizin tabiatında mevcut savaş eğilimine doğru yönlendiril
miş olmasaydı, tamamıyla başarılı olacaklardı. Kendi Dün
yalı kardeşleriyle savaşmakla kalmayıp, ayrıca, barışçı ve
zeki gezegenlerle de savaşmayı amaçlamaktadırlar. Ben, Ay
küremi bir gezegen olarak sınıflandırmaktayım.
«Bu tebliği, bu projenin başında olan yetkili kişilerin dik
katine sunabilirseniz çabalarınızı çok takdir edeceğiz.
60
bir suretini de, masasının üstüne ıılaşamasa bile, Amerika
Birleşik Devletleri Başkanı’na göndermenizi istiyoruz.»
Leonidas isimli bu uzaylı kişi, hemen ertesi akşam bir
tebliğ daha vermek zorunda kalmış, ve önceki akşam l.nci
tebliğden sonra Apollo - 13’ün A y’a sözkonusu tahrip roketini
atmasıyla bu ikinci tebliğde durumu açıklamıştır :
Tebliğ : Leonidas
Yer : Oregon
Tarih : 16 - Nisan -1970
Kaynak : Psychic Observer (July - 1970)
61
siz kılmadığını, ancak, saat 20:00 sularında tebliğin nakli
anında tüm dikkatlerin, astronotları emniyet içinde Dünya’ya
geri götürmek için gerekli olabilecek tüm yardımı sağlamak
üzere araç konvoyunun tekrar yayılması üzerinde odaklandı
ğını söylemektedir. Belirttiğine göre, bu akşam birtakım güç
lükler daha ortaya çıkacak, ancak, düzeltilmeleri için gerekli
tüm yardım yapılacaktır.
Psişik Observer dergisi bu yazıyı, yayımlanmadan önce,
aşağıda yazılı kişilere göndererek Leonidas’m ricasını yerine
getirmiştir :
Başkan, Richard M. Nixon.
Dr. Thomas O. Paine, NASA Yöneticisi.
Sigurd A. Sjoberg, Uçuş İşlemleri İnsanlı Uzay Aracı
Merkezi Yönetmeni.
R occo A. Petrone, Apollo Programı Yönetmeni.
Eugene F. Kranz, Apollo -13 için Uçuş Baş Yönetmeni.
Glynn Lunney, Uçuş Yönetmeni.
Captain James A. Lowell, Jr.
John L. Swigert, Jr.
Fred W. Haise, Jr.
Neil Armstrong, NASA.
Dr. Glen Seaborg, Atom Enerjisi Komisyonu (R ef.: 8).
(•)
(#) Bu «bs> şıkkındaki yazı, belirtilen kaynakta Rev. Enid Smith, Ph.
D. imzalı olarak yayımlanmıştır. Bilim Araştırma Grubu, metin
üzerinde, orijinalitesini bozmadan, daha anlaşılır olması için bazı
düzenlemeler yapmıştır.
62
A p o llo - 14
Apollo -14, 31 Ocak - 9 Şubat, 1971 : Engebeli Fra Mauro
dağlık bölgesinde yer alan insanlı üçüncü Ay inişi sırasında,
Stuart Roosa Yörünge Modülü’nün içinde kalarak Ay yörün
gesinde dönerken, Alan Shepard ve Edgar Mitchell de A y’m
üzerinde iki uzun inceleme yaptılar. 50 kilograma yakın Ay
taşı ve toprağı örnekleri toplanmış ve Ay yüzeyinde bir dizi
bilimsel deney cihazı yerleştirilmişti.
63
A p o llo - 1 5
Apollo -15, 26 Temmuz - 7 Ağustos, 1971 : Uzay aracında
yapılan tadilâtlar, David Scott ile James Irwin’in A y’ın üze
rinde altmışyedi saat kadar kalmalarını mümkün kılmıştı. Bu
sürenin onsekiz buçuk saatlik bir kısmını Hadley Apennine
bölgesinin yüzeyini incelemekle geçirdiler. Aşağı yukarı 85
kilogramı bulan örnekler toplamışlar, jeofizik cihazları yer
leştirmişler ve jeolojik özellikleri tanımlamışlardı. Ay yörün
gesindeki Yörünge Modülü pilotu Alfred Worden ise yoğun
bilimsel deneyler yürüttü. Ay üzerinde ilk kez otomobil ile
gezen Apollo -15 astronotları, Rover (Ay otomobilinin adı)
ile 26 km. yol katettiler. Arkalarında bıraktıkları TV kame
rası, Ay îniş Modülü’nün kalkışını Dünya’ya iletti.
67
1
68
Apollo astronotları A y’da tuhaf izler keşfetmişlerdir. Ör
neğin, 1 Ağustos 1971’de kaydedilen bu Apollo 15 irtibatında
Scott ve Trwin bu tür tuhaf izler gördüklerini rapor etmişler
dir :
SCOTT : Ok başı (arrowhead) gerçekten doğudan ba
tıya uzanıyor.
HOUSTON : Roger kaydediyorum."
IRWIN : Yokuş aşağı inerken görüyoruz ki burada izler
mevcut.
HOUSTON : İzleri öylece takip edin, olur mu?
IRWIN : Biz tam... (tahrif). Bunun oldukça iyi bir yol
olduğunu biliyoruz. 320’yi kerteriz ediyor, men
zili 413 için ayarlıyoruz... Şu çizgileri, Mount
Hadley (Hadley Dağı) üzerindeki şu tabakayı
açıklayamıyorum.
SCOTT : Ben de. Gerçekten görülmeye değer.
IRWÎN : Ne kadar giizel görünüyorlar.
SCOTT : Düzen denen şey ancak bu kadar oiur!
JRWIN : Şimdiye kadar gördüğüm en düzenli yapı (or-
ganized structure) bu!
69
SCOTT : (tahrif)... genişliği öylesine muntazam.
IRWIN : Bundan önce gördüğümüz hiçbir şey, izlerin
tepesinden dibine kadar böylesine muntazam
bir kaimlik (uniform thickness) göstermiyordu.
(R e f.: 9).
(...)
SCOTT : Orada, aşağıda çok sağlam görünüşlü bir da
var görüyorum — son derece güzel bir duvar.
IRVVIN : Grafit gibi.
SCOTT : Tamam. Neden bu yapıyı bir hendek olarak ta
nımlamıyorsun? İstasyonun bu konuya dikkati
ni çekmek iyi olmaz mıydı?
HOUSTON : Tamam, çocuklar size bu yapının yerden SESC’
ini soruyoruz, eğer... (tahrif)
IRWIN : Hey, şu bey aş renkli dağa bak. Diğerlerinin
yanında uç kısmında tıpkı bir boya lekesi var
mış gibi gözüküyor.
SCOTT : Evet, koyu gri bir dağ, fakat gerçekten beş kö
şeli bir yıldız gibi görünüyor — tepesindeki kü
çük gri ve beyaz değişiklik ile. Beş köşeli yıldız
15 cm. çapında ve 10 ya da 12,5 cm. yüksekli
ğinde ölçümlendi. Uç kısmında açı şeklinde, 5
ya da 7,5 cm... (tahrif) bir ışık ile ortadaki grâ
taşların bulunduğu yerden. Gerçekten bir çı
kıntı teşkil ediyor. Çok şaşırtıcı.
Bu izler nedir?
Bunları kim yaptı?
Nereden geldiler?
NASA’nm bunlar için bir yanıtı var mı? (R ef.: 3).
70
bir şey —sözde NASA’nın haberi yokmuş havası uyandırıla
rak— Ay'da “ bırakılmıştır” . Bu defa bırakılan cisim bir
“ astronot heykeli” idi ve ayrıca şimdiye değin uzayın fethin
de hayatlarını kaybetmiş astronotlara saygılar sunan bir
mesaj.
Scott, dinî bir ayini andırır biçimde, yaklaşık dokuz san
timetre uzunluğundaki, etrafı siyah çerçevelenmiş ve üze
rinde şimdiye kadar hayatlarını u2ay araştırmalarında kay
betmiş 14 astronotun —bunların içinde Amerikalı Virgil Gris-
som, Edward White, Roger J affey’den, Sovyet kozmonotla
rından Jury Gagarin, Vladimir Kamarow, Georgi Dobrovvski,
Wladislaw Wolkow ve Viktor Passajew ’de vardı— isimleri
nin yazılı olduğu kartı heykelin yanına koydu.
Minyatür heykel bir Flaman sanatçısı olan Paul van
Hoeydonck tarafından yapılmıştı. NASA bu konuda önceleri
yine sustu. Fakat bir zaman sonra açıklama yapmak zorun
da kalınca, olaydan kendilerinin haberleri olmadığını ve bu
nun David Scott’un bir jesti olduğunu ileri sürdü.
Fakat, akıllı bir Belçikalı sanatçı, New York’taki bir ser
gide bu heykele ait 50 adet kopyayı küstahça bir fiyatla,
tanesi 750 dolardan satışa çıkarınca, NASA yaygarayı bastı.
“ Washington - Star” da, NASA’nm Hoeydonck ile varılan
anlaşmayı gözönünde tuttuğunu ve buna göre bu merasimin
hiç bir şekilde ticarî amaçlar için kullanılmayacağını belirtti.
Böylece NASA baştan itibaren bu konuda bilgisi olduğunu
belirtmiş oldu. Bu arada Belçikalı da NASA ile bu konuda
bir anlaşması olduğunu reddetti.
îşin ilginç yanı bu sanatçı, sanat tarihi ve arkeoloji oku
duğunu bir görüşmede anlatmıştı. Sanatçı dünyamızın bundan
milyonlarca yıl önce uzaylılar tarafından ziyaret edilmiş ola
bileceğini de belirtmiştir.
NASA’nm konuyu sürekli inkâr edişi, meselenin daha bir
çok düşünülmesine neden olmaktadu\ Bütün zamanlarda, ölen
71
önemli şahsiyetlerin ve kahramanların anılarına heykeller
dikilmiş ve yaptıkları tarih kitaplarına geçmiştir. Fakat uzay
araştırmaları sırasında hayatlarını kaybeden astronotlara bu
türlü bir saygıyı hiç kimse gerekli bir davranış olarak bul
mamaktadır. Halbuki olay bir anma merasiminden öte, bir
esrarengizlik havası taşımaktadır. Bu “ esrarengizlik havası” ,
üzerinde düşünüldüğünde giderek daha ağır basmaktadır.
Eğer bu kültür alışverişi ile “ Tanrılar’m gönlü alınabilecek
se” , NASA’nm bu durum ile neden ilgili olmayı istemediği
anlaşılır.
Fakat Apollo uzay uçuşlarındaki sayısız esrarengiz olay
lar göz önüne alındığında, kişi hiç bir şeye şaşırmamalıdır.
(R ef.: 5).
73
len bu esrarlı cümlenin kamu oyunu ne kadar meraklandır
dığını ve gazetecilerin hayli dikkatini çektiğini biliyoruz.
Umulmadık bir nimet olan bu bilgiyi bütün basın ele ge
çirm eye çalışmıştı!
Ama hayır! Basın, esrarlı bir sessiz kalma anlaşmasın
dan doğan bir suskunluğu gözlemekte gecikmedi.
Rene D. ve Lucien B. ile ORTF’nin diğer bilimsel gaze
tecilerin yaptıkları çeşitli girişimler bir bilgisizlik duvarı ya
da kötü niyet engeline çarptı. Kimse kötü bir cümle işitmedi,
Lucien B. hiç bir şey hatırlamıyordu, (ki bu normaldir) ve
Rene D. yumrukları sıkılı dolanıp durdu.
Böyle olmakla beraber, arkadaşlarımızdan biri de Fran-
ce - Inter’i 3 Ağustos saat 8’de dinlemişti. Le Meilleur (h af
talık) gazetesini yayınlayan Alain Ayache, 33 no.lu nüshası
nın 4. sayfasında yedi sütün üzerine şu başlıkla bir makale
yazdı :
«Neden kimse A y’da alman esaslı bildirilerden söz et
medi —gerçekten panik yaratan, tercümesi olanaksız 20 ke
lim e!— Bu NASA’nm başka canlılar olduğunu saklamak iste
mesinin bir kanıtıdır belki de!»
Makale sayfa içinde, Worden’in fotoğrafıyla süslenmişti
ve Ay üzerinde cereyan eden olağan dışı olayı azar azar, an
latıyordu.
O güne kadar Ay üzerinde her şey iyi gidiyordu ve sonra,
11.15’te birdenbire telsizin sesi kesildi : Houston’la olan iliş
ki kaybolmuştu! Telsizle konuşma işlemini yürütmekle gö
revli olan Worden’in dikkatini dinleme cihazında uzun bir ıs
lık haline dönüşen bir hışırtı çekti.
«Alıcısı, kökenini tanımlama olanağı olmayan bir yayına
yakalamak üzereydi.»
Sonra boğuk sesli mırıltılar, bilinmeyen bir dilde söyle
nen bir çeşit kelime modülasyonu meydana geldi. Daha son
ra «kalından inceye doğru giden ve yer yer keskin ve sert
74
noktalarla boğuk haykırışlar izleyen bir ses tonuyla bir cüm
le sık sık tekrar edildi.»
Bereket versin ki yayın LEM’in manyetik bantlarına kay
dedilmiş ve Worden de onu NASA’ya nakletmişti.
«Bir kaç saniyelik karşılıktan sonra, Houston ile Apollo
-15 arasındaki konuşma gizli büroya bağlı bir hoparlöre ak
tarıldı. Konuşma ve esrarlı mesajın ardından gizli toplantıya
geçildi.»
Daha sonra söylediğimiz gibi, olayın üzerine tam bir per
de çekildi, hem ABD’de, hem de tüm öteki ülkelerde böyle
oldu.
“ Le Meilleur” gazetesi bu ayrıntıları nasıl satın aldı ve
doğru muydu pek bir şey bilmiyoruz, ama ortada bir vaka
vardı; bir genelgeyle “ Ay cümlesi” nin yayınlanması yasak
landı.
Bu gizli cümleyi öğrenebilmek için hayli zaman ve zah
met gerekti. Gazetecilerin pek sevdikleri deyimle, “ meslek
sırrı” nı açıklayan araçlarla sağlandı bu!
Bu cümlede iki kelime önemlidir : LAMMA ve RABBÎ.
Lamına, Hz. İsa’nın haça vurulduğu zaman sarf ettiği
sözlerin sonunda kullanılmıştır. (Eli, Eli lamma sabaktani).
R abbi’yi teşhis etmek kolaydı. Fonetik olarak orijinale
çok uygundur.
Bölünme şekilleri şüpheli olan sekiz kelimelik cümle şöy-
ledir :
75
mara : acı, sert (amere)
rabbi : öğretici, eğitici
dini : kanun, hüküm
Şöyle olabilir :
Rabbi-el-ardz-dittî-endahû-eza-kım'aJîm. (R ef.: 1).
7(î
Apollo - 16
Apollo -16, 16 - 27 Nisan, 1972 : Descartes dağlık bölge
sinde yer alan beşinci Ay inişi misyonu sırasında rekor sayı
lan, üç güne yakın bir süre boyunca A y’ın üzerinde kalındı.
John Young ve Charles Duke yüzeyde incelemeler ve deney
ler yapmak üzere yirmi saatten fazla zaman harcarlarken
Thomas Mattingly de Ay yörüngesinde bir dizi karmaşık bi
limsel deneyler yürüttü. 100 kilogramı aşan taş ve toprak Ör
neği Dünya’ya taşındı.
b — NASA’dan Jeolog
Faruk El Baz ve İtirafları
78
deydi. PJum’da sanki her yerdeydi. Daha zi
yade hakim olan izlenimim, beyaz aklığın, üst
teki ince tabakadan daha... (tahrif) olmasıydı.
HOUSTON : Tamam. Şimdi sana sadece bir sorumuz var,
John. Yarı yola geldiğinde ya da yarı y a,lda ol
duğunu düşündüğünde sanırız güneyden dolan
dın, öyle değil mi?
YOUNG : Öyle. Rastladığımız şey — Barbara’ydı.
79
mektedir. O zamandan beri de otoriteler bu açıklamaları ge
çerli saymamaktadırlar. Bu “ parlayan ışıklardın, astronotla
rın başlarının içindeki optik sinirlere çarpan kozmik ışınla
rın etkileri olduğunu açıklayan teorinin üzerinde de oldukça
durulmuştu. Ancak, El Baz, Saga dergisi ile yaptığı bir rö
portaj sırasında bu ihtimali reddetti :
80
giy, bunun ötede mi, yoksa araca iyice yakın
mı olduğunu görecek kadar doğru görüş açısını
tutturamadı — üçüncüsü, gerçekte Ay’a doğru
yaklaşan ve Mattingly’nin görüş alanınm öte
sinde bir yere çarpan bir göktaşçığıydı (mikro
-m eteorit), ya da— dördüncüsü, bu ihtimalle
rin hiçbiri gerçeklere uymadığı için bu gözlem
de UFO’lar kategorisine dahil edilmelidir.
81
d — Ay Ü'zerinde Görülen Işık ve Cam Kubbe
Ken Mattingly’nin Ay üzerinde bir parıltı gördüğüne dair
bir diğer kayıt daha vardır, ancak bu, kesinlikle, şüpheliler
kategorisine girmektedir. îşte kopyası :
DUKE :
Tony, diğer zirve ne?
HOUSTON :
Kozmik ışın deneyinden.
DUKE :
Tamam. F -11 25G’yi 15’de geçeceğim.
YOUNG :
Tamam. Houston, şu anda bu beyaz taşı aldım,
fakat arkasında bir siyah cam tabakası, kalın
bir siyah cam var ve... (tahrif) örneği dolayın
da...
HOUSTON : Scramble (konuşmayı gizli tutmak için sinyali
değiştirme emri). Hey arkadaş, Ken tam üze
rimizden uçarken Descartes’in kenarında bir
parıltı gördü — muhtemelen, sizin parıltınızı al
gıladı.
DUKE: Tabii, o biziz. Mucizelerin adamları. Tozluyuz.
YOUNG: Buraya basma, Charlie, çamur, camdan bir ça
mur var. Bütünüyle cam çamurundan oluşmuş
büyük bir kabarcık, değil mi? (R ef.: 9).
82
YOUNG Bu büyük yapı tıpkı saplanmış bir mermi gibi
onun manyetik alanını değiştiriyor.
Acaba parıldayan UFO’lar, camsı dağlar, pentegramlar
ve bulunan “ mavi küreler” arasında bir bağlantı olabilin mi?
(R ef.: 3).
f — Ay Yörüngesindeki Esrarengiz
Obje ve Radyo Sinyâîleri
83
dan kodlu yayınlara benzer radyo yayınları aldıklarını bil
dirdiler (R ef.: 3).
h — Astronotların Tanımladıkları
Bir Krater içindeki Yapı
84
mı göremiyorum... İçinde bulunduğumuz.bu sa
ha Güneş ışınından tecrit edilmiştir — aldık
derecesinde (albedo) muazzam farklılık. Şu an
da, bu kayaların başka bir yerden gelmiş ola
bileceği hissine kapıldım. Güneşin aydınlattığı
tarafın tümü sayılabilecek her yerde zemini gör
dük. Hadley, Delta ve Radley Dağları’nm Apol
lo -15 tarafından aîmmış fotoğraflarında aynı
şekil (delincation) mevcuttu.
HOUSTON : Tamam. Devam et.
ORION Burada, Stone Dağı’na bakıyorum ve —sanki,
etekleri boyunca biri tarla sürmüş gibi görü
nüyor. Plajlar — banklar — birbirini izleyen
bir tür terasa benziyorlar, eteklerden taa yu
karıya kadar. Sanki, bütün çevresi boyunca da
ğın tesviye eğrisini izlemekteler.
HOUSTON : Teraslar arasında herhangi bir fark var mı?
ORION : Hayır Tony. Buradan farkedebildiğim kadarıy
la yok. Bu teraslar yükseltilebilirdi, fakat...
(tahrif) ya da onun gibi bir şey...
CASPER : (Ay yörüngesindeki Mattingly) Burada da bir
diğer tuhaf görüntü var. Parıldayan bir ışık
—görünüyor— sanjrmı Annbell’dir bu. Burada
ki bir diğer krater sanki su baskınına uğramışa
benziyor, ancak aynı madde dışarıya da taşmış
gibi görünüyor. Bu maddenin, kraterin içerisine
yayılıp durmuş olan belirli bir parçası görüle
biliyor. O madde de onun üzerini kaplıyor ya
da üzerine inşa edilmiş, fakat dışarıdaki ve da
ha yüksek olan şeylerin üzerini kaplıyor. Bu
çok tuhaf bir işlem. (R ef.: 9).
85
zi sert. Bir şey söyleyeceğim. Eğer buranın at
mosferi olsaydı, gerçekten hayret verici olur
du. Atmosferli veya değil, fakat muhteşem.
Stone Mountain’in tepesindeki görüntü —inan
mak için burada olup gözlerinle görmelisin— bu
kubbeler inanılmaz! (R ef.: 3).
86
Apollo - 17
ÂpoUo - İt, 6 -19 Aralık, 1972 : Eugene Ceman ve A y’
daki ilk bilim adamı - astronot olan jeolog Dr. Harrison Sch-
mitt, Apollo programının sonuncu Ay incelemesini gerçekleş
tirirken Ronald Evans da Ay yörüngesindeki Yörünge Mo-
dülü’nü yönetti. “ Kavuniçi’ ' toprağın keşfi de dahil olmak
üzere bazı önemli jeolojik “ buluşlar” ortaya konuldu ve Dün-
ya’ya 125 kilogramı bulan örneklerle dönüldü. A y’daki Taurus
- Littrow bölgesi civarına birtakım bilimsel deney cihazları
yerleştirildi.
87
ApoHo - I7’yi misyonu sırasında, sürekli olarak izleyen UFO’
nun Ay’da çekilmiş resmi.
b — Astronotların, Ay Üzerinde
Gözlemledikleri Işıklı Obje
EVANS : Ne algılıyorsunuz?
HOUSTON : Ay üzerinde sıcak benekler, Jack.
EVANS : Büyük açı ayrılıklarımız (anomaly) nerede?
Süratle özetleyebilir misin?
HOUSTON : Jack bir sonraki geçişte bunu senin için hazır
layacağız.
EVANS : Hey, orada, o krater halesi maddesinin (halo
stuff) bir kısmını patlatmış olabilecekleri iniş
bölgesinde parlak bir benek görüyorum.
HOUSTON : Roger ilginç. Çok — KİLO KILO’ya git.
EVANS : Hey, şimdi gri oldıı ve bir numara...uzanıyor...
89
HOUSTON : Roger. Anladık. Taa orada olduğunu kaydedi
yoruz. Onunla İlgili olarak KİLO KILO’ya git.
EVANS : Frekans modu HM’y e gidiyor. Kayıt cihazı ka
palı. Haberleşmeyi biraz kaybediyorsunuz ora
da, değil mi? Tamam, Bravo var, Bravo, OMNI’
yi seç. Hey, biliyor musunuz, hiç inanmayacak
sınız. Oriautale’nin kenarının tam üzerindeyim.
Şu anda aşağıya baktım ve ışığm parıldayışını
bir kez daha gördüm.
HOUSTON : Roger. Anla.
EVANS : “ Rüle” nln (Ay kanalı) tam acunda.
HOUSTON : îhtimal var mı ki—?
EVANS : Oriantale’nin doğusunda.
HOUSTON : Vostok (Sovyetler’in insansi2 uzay aracı) ola
maz mı, ne dersin?
EVANS : Olur şey değil. O noktayı haritada işaretleme-
liyimî
91
de, her dalga motifinin bulunduğu yerde çok
fazla aydınlık var. Çevresi de öyle.
HOUSTON : America, Houston. Parolayı verinceye kadar,
OMNI kanalına yönelmenizi istiyoruz.
SCHMITT : Işığı yüzeyde farkettiğimde sismografta her
hangi bir belirti var maydı?
HOUSTON : O kanalda kal ve haber almaya hazır ol. Biz
bunun doğrıi olup olmadığını araştıracağız.
SCHMITT : Bir UFO’ dur belkide, endişelenmeyin. Sanırım
/ ki birisi bunu gözlemlemiştir. Diğer parlayan
ışıklardan birisi olabilir.
HOUSTON : Roger. Biz o zaman bölümündeki olayları kay
dettik...
SCHMITT : Yeri belirledim.
HOUSTON : Daha evvelki yerinize gidin.
SCHMITT : Tamam. Ben de o noktayı harita üzerinde sap
tadım.
HOUSTON : Jack, biraz da arkanda kalan bölümden bahset.
Bizi uyardığın sırada oraya bir şey düşmüş
olabilir, fakat Ay hâlâ SIVB — saplanmasından
dolayı titreşiyor. Belki bunu daha sonra da be
lirlemeniz mümkün olabilir, fakat haber verdi
ğiniz andan sonra o ışık ta bir daha algılana
madı.
SCHMITT : Şansıma. Grimaldi’nin güney kenarlarına bak
Bob, etrafında... (tahrif)
HOUSTON : Tamam, kaydediyorum Jack Grimaldi hakkında
bütün söyleyeceklerini ve parlayan ışığı... gör
düğün yerde, Ron’un onun yeri hakkında vere
ceği malûmatları da.
HOUSTON : Oraya kendin için bir işaret bırak — Coperni-
cus’a. 96 : 03.
SCHMITT : Tamam 96 : 03, şimdi orada açıkça gözüken ve
92
tüm bölgeye serpilmiş taşma işaretlerine bakın
— üstünde...
93
d —• Astronotların, UFO’larla
İlgili Apaçık Sözleri
94
şımızın üzerinde uçuyor. Zannediyorum ki, doğ
rudan doğruya A y’ a düşen bir meteorun gözlem
cisi olduk. Acaba bulduğum camla aynı mı?
SCHMITT : Bilmiyorum.
HOUSTON : John kendi Ay görevi sırasında da onun pat
ladığını söylüyor.
SCHMITT : Bu tahmin edilen bir şey miydi? Tahmin edi
len bir şey miydi? Anlaşılan beni kandırmak is
tiyorsun.
CERNAN : Hayır, böylesine bir şeyi şimdiye kadar hiç
görmemiştim.
Astronotların şimdiye kadar pek bilinmeyen konuşmaları
burada sona eriyor (R e f.: 4).
95
Condorecet Oteli, ha — döşemesinde baklava
biçiminde (Diamond - shaped) dolgu bulunan
odur.
HOUSTON : Robert. Anla. Condorcet Oteli.
EVANS : Condor. Condorcet Alpha. Ya üzerine kaydı ya
da bir — ve kuzey - batı yakasındaki duvarın
diğer tarafındaki... (tahrif) benzemiyor.
HOUSTON : Tamam. Condorcet A’nın Kuzey - batı duvarını
kaydediyoruz.
EVANS : Alanın şekli oval ya da eliptik. Tabi, elips yu
karıya doğru yer alıyor.
NASA hep, Ay ve uzay keşif seyahatlerindeki buluşların
hiçbir zaman saklı tutulmadığını öne sürerken NASA'nm en
önde gelen bilim adamlarından Dr. Faruk El Baz’m, «her
keşfin açıklanmadığını,» kabul etmesi ilginçtir. Kubbeler üze
rine gizli bir araştırma yapılmış olabilir mi? NASA ile Ame
rikan hükümeti Ay hakkında, açıklamak istediklerinden çok
daha fazlasını biliyor olabilirler mi? (R ef.: 9).
f — Ay Üzerindeki Esrarengiz
Tekerlek îzleri ve Köprü
96
şeyi halktan saklanması gereken bir şeyi saklamaya çalışmı
yorsa tuhaf, anlamsız “ şifre” kelimelerine başvurmak ne
den? Aslında, bilim yazarı Joseph Goodavage’in de ileri sür
düğü gibi, «Ne zaman bir şey keşfedilse astronotlar ve Hous-
ton görünüşte, Önceden belirlenmiş bir şifreye başvurmakta
ve hattâ bazan bunu, başkalarınca izlenmeyecek olan deği
şik bir kanaldan yapmaktadırlar.»
NASA bilim adamı Faruk El Baz, NASA’nm gizlice, A y’ın
üzerinde çeşitli şeyler aramakta olduğunu kabul etmektedir.
«Bir şey,, bir şey arıyoruz...» Dahası, «Mare Crisium’ daki
(Crisium Denizi) köprüye benzeyen, devasa bir yapı rapor
edilmiştir... Bunun hakkında bütün söyleyeceklerim bu ka
dar,» demektedir. «Bu bir köprüydü — yani, gerçekten, ya
pay (suni) yapılar ya da zeki varlıklarca yerleştirilmiş bir
tür gereç mi buldunuz?» diye sorulduğunda El Baz bunu he
men inkâr etmiştir :
«Hayır. Hayır. Böyle bir şeyi ileri sürmüyorum. Ancak,
bunıın üzerine düşünmeye başladığınızda hemen herşeyin
mümkün olduğunu görüyorsunuz. Astronomların birkaç yüz
yıldan beri gözlemekte ve rapor etmekte oldukları birçok şey
üzerine hemen sonsuz yorumlar yapabilirsiniz. Simdi ise ast
ronotlar birçok anormalliği (anomaly) yakından görüyorlar.»
Sorun, Dünya - dışı bir gerecin astronotlarımıza, ya da
genellikle Dünya insanına hiç de bir gereç gibi görünmeye
bileceği hususudur. Bizler, oklar, ya da “ sokak levhaları” ve
belki de, büyük harflerle “ BİZ BURADAYDIK” diye ilân
eden mesajlar şeklinde düşünmeye eğilimliyiz.
îşin aslı şudur ki, şu anda insanlık bu tür bir Dünya - dışı
gerece bakıyor ve bunu bilmiyor olabilir (R e f.: 9).
g — Ay Üzerinde Gözlemlenen
Su Kesimi Yüzey Şekilleri
97
SCHMITT : Tamam. 96 : 03. Şimdi biraz net — bunun üze
rinde oldukça net, yüksek su kesimlerine ben
ziyor —
EVANS : Orada, her yanda, yüksek su kesimleri var.
SCHMITT : Tranquillitatis’in kuzey kısmmda. Oradaki Ma-
raldi, değil mi? 19 kilometre yukarda olduğu
muza emin misin?
HOUSTON : Kesin olmak gerekirse 21’siniz, Ron.
SCHMITT : Çok, çok yılankavi bir deniz (m are), bir yol
ya da uçurumlar var — şu anda bir tanesinin
üzerinden geçiyorum. Sadece alçak düzeysel
alanları baştan başa geçmekle kalmayıp bir
yandan bir kraterin ve öte yandan bir tepenin
kenarından taa yukarıya kadar çıkıyor. Yapı
sal (Constructional) bir sırta çok benziyor; gör
mek isteyebileceğim kadar, açıkça yapısal, de
nize benzeyen bir sırt. (R ef.: 9).
98
beklediler. Alışılageldiği üzere bu defa da bir şey “ bırakıldı” .
Bir değişiklik olmak üzere bu defa üzerinde şu sözlerin ya
zılı olduğu bir hatıra plaketi bırakılmıştı : «îsteriz ki barışın
ruhu bütün insanlığa parıltılarını yaysın.» Bu cümlenin altın
da üç astronotun ve Vietnam’da bombalar patlarken barıştan
söz eden başkan Nixon’un imzaları vardı.
NASA en azından bu defa plaketin kimin için olduğu ko
nusuna şüphe bırakmayacak bir açıklık getirmişti!
Böylece insanlığın ilk Ay araştırmaları burda sona eri
yordu (R ef.: 5).
99
Bu harita İnsansız Rus ve Amerikan uzay araçları ile bazı İnsanlı Ame
rikan uzay araçlarmm Ay üzerindeki iniş bölgelerini göstermektedir.
100
« * *
Aya gidilecek
daha da ötelere
teleskopların bile görmediği yere.
Ama bizim dünyada ne zaman kimse aç
kalmayacak.
korkmıyacak kimse kimseden,
emretmiyecek kimse kimseye,
yermiyecek kimse kimseyi,
umudunu çalmıyacak kimse kimsenin?
İşte ben komünistim bu soruya karşılık
verdiğim için.
NAZIM HİKMET
26 Ağustos 1959
101
UENİN
Vladimir Uyiç Ulyanov
103
Dünya beşeriyeti artık, nefsani kişiliklerden vicdanî kişiliklere kol-
lektif ölçülerde ulaşabileceği bir aşamaya girmiştir.
Karanlığın efendi ve uşaklarının saltanatının sona erdirilmesine az
kalmıştır tüm yeryüzünde.
İlâhî Hakikâtler Aydınlığı’nm, tüm yeryüzünü ışıtmasına, kuşatma
sına da az kalmıştır böylece...
Açık Bilgi’nin yaşanacağı Altın Çağ aşamasında, vicdanlardan gizli
birşey bırakılmayacaktır. İnsanlık bünyesinde, insanların yapacakları
tüm soyut ve somut faaliyetler, gene insanlığın gözleri ve bilinçleri,
vicdanları, idrâkleri karşısında değerlendirilecek ve yargılanacaklar
dır. O zaman artık kaçacak bir yer ve tevil edecek bir demagojik man
tık ve serkeş zekâlar ve sapkın zihinler olmayacaktır.
Bilgi üzre yaşamak ve evrimleşmek, son dcrece verimli bir gelişim
sel süreçtir. Fakat bilgi ile yaşamada tüm soyut ve somut kişisel ve
toplumsal ilişkiler, davranış ve eylemler kesenkes sonuçlar verir. Bu
sonuçlar Yüksek İlâhî Yasa ve İlkeler’e bağlı olarak gerçekleşir ve kişi
sonucu aynen kabullenir.
İlâhî Hakikâtler’in varlığı, yeryüzünü en içten en dışa herşey ve
herşeyiyle kuşatan, kavrayıp hakim ve sahip olarak tasarruf edebilen
İlâhî Gtiçler’in yüksek kudretlerini çeşitli şekillerde beşeriyete gösterip,
kabul ettirmesiyle tedricen ortaya konulacaktır. Beşeriyet, bu İlâhî
Kudret’i, ya Rahmet veya Gazap olarak üzerine cezbetmeye adaydır.
Bu sonuç beşeriyetin iradesine tabidir.
Tüm beşeriyet görecektir ki, bilgi günlerinde atılan her yanlış adım,
onca ızdıraba ve atılan her doğru adım ise onca özgürlük ve kurtuluşa
olanak vermektedir.
Göksel Kudretler, kendilerine azabı karma kılmış topluluk ve top
lumlar ve ülkeler üzerine gazap yıldırımlarını göndererek oraları her-
cümerc etmekten bigünâ perva etmeyeceklerdir.
Tüm karanlık düğümler çözülecektir.
Tüm karanlık beşeri güçler darmadağın olunacaktır.
Tüm karanlık saltanatların başları devrilecektir.
Çünki, Aydınlık İlâhî Güçler’in Egemenlik Günleri yaklaştıkça, ka
ranlık güçlerin candamarları kesilecek ve ibreti alem için yargılanmak
üzre bekleyeceklerdir.
. Tanrı nezdinde, en affolunmaz suç, kul hakkı almak, çalmak, gasp-
etmek veya kulu kula kulluk ettirmektir. Bu iğrenç uygulama ve ta
sarrufların sona erdirileceği ve tüm kulların Tanrı nezdinde eşitliği il
kesinin toplumsal yaşama dâhil edilip; barış, dostluk ve kardeşliğin
günlerinin kurulacağı yaklaşan günlerin ertesinde bunun hazırlıklarının
iyice gözlemlenerek, ona göre tavırlanılması gerekmektedir.
104
Mahkemeyi kübra yeryüzünde kurulacaktır.
Ve herşey insanlığın önünde tartılacaktır.
Sonuçlar gene yeryüzünde yaşanacaktır.
(îorçek kurtuluş yolu, benliklerin nefsaniyetten arıtılıp, toplumcu
varlıklar olarak, beşer kardeşlere yardımcı olmak, onlara Yüksek Ha
rtıkâtler’i gösterecek teorik ve pratik çalışmalar yapmaktır. En yüksek
dünyasal beşeri meziyet ve bilgelik, toplumcu olarak, hemcinslerine
dostluk etmektir. Çünki, diğer yüksek planetlerin toplumcu yaşam bi
çimlerine intibak etmek de ancak böyle mümkündür. Anti - sosyal be
herler, hiçbir zaman yüksek toplumcu yaşam biçim ve ilişkili diğer
planet insanları aralarına giremezler. Ve yükseltmeyenler de yiiksele-
mczler.
İnsanlığı apansız yakalamamak üzre, önceden usulen çeşitli uyarı
lar yapılır göklerce. Eğerçi İlâhî Uyarılar’a icabet edilirse ve eğri gi
dişe çekidüzen verilerek doğru yola girilirse, yardım, himaye ve rahmet
işlemi uygulanır; tersine ise göklerce saptanan ceza işlemi uygulanır.
Ya üç gün üç gece göklerden ateş ve kükürt yağar nefsani dikbaşlara;
Ya kırk gün kırk gece rahmet yağar ölümcül kuraklıklara.
İşte ey yeryüzünün kardeş ve çilekeş beşeriyeti :
Sizlere kesenkes seçenekler bunlardır.
Ortayol yoktur.
Büyük Sınav günlerinde boş oturmak, korkunçça ezilmektir.
Artık nefsaniyete değil, makûl vicdana kulak vermelidir.
Çünki gerçek kurtuluşun bilgi ve yolu ancak oradadır...
105
AGARTA UÇAN DAİRE İNCELENİMLERİ
•Düryann Bedenli Gerçek Işık Yöneticisi. •Çağdaş Gizem, (JFO'lar ve Yapılan.
•Sonsuz Tünel Sistemlerindeki Gizli Ülke. •Yeryüzü Deneysel UFO Etüdleri.
•Agarta’nın Gizli Giriş Kcpiarı. • Karşıt-Çekim Deney Cihazları.
•Çeşitti Gizemlerin Agarta İle İlişkileri. • Bir Bilim Akademisinin UFO Uçuş Tezi.
•Agarta'nın Bilge Mahatma’ları. • Dünya Fizik Yasalarına Karsı UFO'lar,
«Agarta'nın Açığa Çıkacağı Dönem • UFO'lar ve Psişik Enerji Sorunu.
REENKARNASYON [■ UFOLOJİ
• Yeryüzünde Kaç Kez Doğulur? ; «Uzaylı İnsanlar ve UFO'ları.
• Aynı Kişi Erkek veya Dişi Doğabilir. • UFO Bilimi ve Kürsüleri.
• Gene-Doğma'nın Bilimsel Kanıtları. . • UFO’ lojist Bilim Adamları'mn Yorumları.
«Gfegmiş Yaşam'Anı ve izlerinin Tespiti. • Dünya'da UFO Çalışmaları.
«HerYaşam Sonunda Öte Aleme-Geçiş. • UFO Sorunu Karşısında Â.B.D,
• Gene Doğmak ve Çeşitli Sorunları. • UFO Sorununun AmacrveYönü.
PARAPSİKOLOjİ TELEPATİ
.Beden ve Olağanüstü Saklı Yapısı. ıSovyetler Birliğinde Telepati Araştırımı.
>Beşduyu-dışı Çeşitli Yüksek Melekeler. »Çeşitli Telepati Teori ve Pratikleri.
»Parapsikoloji ve Tarihçesi. »Olağanüstü Telepat Messing ve Pratikleri.
»Parapsikoloji ve Bilim Adamları. »Ünlü Bilim Adamları ve Telepati.
»Hassas Kişiler ve Yüksek Tezahürleri. »Uzay ve Sualtı Telepati Deneyimleri.
»Çeşitli ESP Olayları ve Etüdleri. (Telepati ve Biyolojik Etki—Tepkileri.
EKMİNEZİ MU
• Trans Altında Geçmiş Kişiliklere Bürünüş. »Batık Bir Uygarlık ve Kanıtları.
• Geçmiş Yaşam Bantlarnn İncelenimleri. »MU Uygarlığı.ve Çeşitli Kalıtları.
• Ekrrıinezi'nin Bilimsel Kanıtları. »MU Uygarlığı -/e Görkemli İnsanlığı
• Bedenli ve Bedensiz Geçmiş Yaşamlar. • İnsanlığın İlginç Çok Uzak Geçmişi
• Geçmiş Yaşamların Pskolojik Kalıntıları. »MU Uygarlığı ve Uzaylı Varlıklar.
• Öte Alem ve Yaşamının İncelenmesi. • MU'nun Uygarlığımızdaki Torunları.
PARAPSİKOLOjİ
o u Ga n Sstü
YH EN ÎK re DCTULAR BİtİMİ
UFO
APOLLO
ORTAK 17AV ITISU R J
108
GENEL DEĞERLENDİRME
109
doğunun
Ölümleri
110
ÖNEMLİ NOT