Milattan önceki yıllardan beri Türklerin ve çevredeki
toplulukların, İç Asya ve Orta Asya’da yaşadıkları bölgelerde uyguladıkları ve şaman ya da kam adı verilen din adamları aracılığıyla gerçekleştirilen inanç ve uygulamalar bütünüdür.
Bazılarına göre şamanizm, bir dini ifade etse de,
karşılık geldiği inanç sistemi aslında İslamiyet, Hıristiyanlık, Budizm gibi tam bir din değil, ruhlar ve insanlar arasında ilişki sağlayan bir sistem ve tekniktir. • Şamanizm Tunguzcadaki şaman isminden gelir. Türk topluluklarında şaman teriminden çok kam sözcüğü kullanılmıştır. Bu nedenle bu inançlar bütününe kamcılık demek de mümkündür. Tanrıcılık, Tengricilik de denilebilir.
• Şamanizm MÖ 4-5 yy ya da 7. yy’da Altay
Türkleri arasında görülür. Şamanist Tanrı ve Ruhlar • Türk mitolojisinde pek çok tanrı ve ruh vardır.
• Bugün kullanılan tanrı sözcüğü, İslamiyetteki
Allah kavramıyla birleşip yeni bir anlam kazanmıştır. Tanrı sözcüğü, eski Türkçedeki tengri sözcüğünden gelmektedir. Türklerde tanrı tasavvuru Gök-Yer/Su-Atalar formülüyle ifade edilen çeşitli kültlerle birlikte karşımıza çıkar • Devletin din anlayışı ile halkın din anlayışı arasında da zaman zaman uçurumlar ortaya çıkmıştır. Halk arasında eski inançlarla birleşen şamanist uygulamalar egemenken, örneğin Göktürk devrinde Orhun Yazıtları’ndan da anlaşıldığı gibi bir gök tanrı inancı vardı. Yalnız bazı araştırmacıların savundukları gibi bu şamanizmin tek tanrılı bir din olduğu anlamına gelmez. Başat unsur olarak gökyüzünü kabul etmekle İslamiyet’in Allah kavramı arsına ilişki yoktur. Zaten inançlarında gök tanrının yanında yer tanrıdan ve tanrısal nitelikler taşıyan ruhlardan da söz edilir. • Bununla birlikte İslamiyetin Orta Asya’da yayılışından sonra, bu dinin etkisiyle Müslümanlarla ilişkiye geçen Türk topluluklarında tek tanrı kavramının gök tanrı kültü sayesinde daha kolay yerleştiğini kabul etmeliyiz. Göksel Tanrılar ve Ruhlar • Gök tanrısı ya da gökteki tanrılar fikrinin doğuşu, gökyüzünün ya da uzayın sıradan insanların ulaşamayacağı yüksek bölgeler oluşundan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle şamanlar çeşitli amaçlarla örneğin Dünya Ağacını basamak olarak kullanıp gökyüzüne çıkabilen insanlardır. • Gök tanrısı bazen gökle özdeşleştirilmekle birlikte, daha yaygın olarak evrenin gökte oturan yaratıcısı olarak algılanmıştır.
• Her ne kadar Orhun Yazıtları’nda “yukarıda
Türk tanrısı” deyimi kullanılıyorsa da, çeşitli dünya dinleri ve mitolojilerinde tanrı sözcüğü gökle ilişkilendirilmiştir. • Türklerde hükümdar gök tanrının yeryüzündeki temsilcisidir. Türk mitolojisinde ya da destanlarda, gökten gelen ya da gök tanrının kızıyla evlenen kahramanlar vardır. Bunların başında Oğuz Kağan gelir. Oğuz Kağan destanında Oğuz gökten gelen kızla evlenir. • Altaylılar, tanrıların en yücesi, bütün varlıkların başlangıcı Tengere Kayra Han’ın dünyayı ve insanları yarattığını anlatır. Tengere Kayra Han göğün 17. katında oturarak evrenin kaderini idare eder. Ondan südur yoluyla üç yüksek tanrı meydana gelir. Bunlardan birincisi Bay Ülgen’dir. • Altaylılar için büyük tanrı Ülgen değil Tengere Kayra Han’dır. Yaradılış ve dünyanın sonu ile ilgili mitlerde Tengere Kayra Han ön plandadır.
• Gök tanrının yerine zamanla bazı yerlerde Ülgen geçer.
Ülgen Yunan mitolojisindeki Zeus, Sümerlerdeki Anu’ya karşılık gelir. Türk diniyle ilgili formül eski Sümerlerde de vardı. Anu-Enlil-Ea (gök, yer, deniz) tanrıları. MÖ 3000’den bu yana, hatta daha erken dönemlerden beri Mezopotamya mitolojisi ve kültürleri arasında bir takım ilişkiler vardır. • Eski Türklerdeki güneş, ay ve yıldız kültlerinin gök tanrı kültüyle ilişkisi erken dönemlerde aranabilir. Örneğin Hunlar, Tabgaçlar ve günümüzde Yakutlar sabahları güneşi, akşamları ayı selamlıyorlardı. Bunun mitolojik ve dinsel etkileri Anadolu Türklerinde de görülür. • Tangrı→ kökü Tan(g)→güneşin doğduğu yer
• Yani tanrı sözcüğü güneşle ilgili.
• Ay ve güneşe tapınma, çeşitli Türk topluluklarında
olduğu gibi Kazaklarda da yaygındı. Hunlarda olduğu gibi nevruz gününde Kazak kadınları güneş doğunca ona selam veriyorlarmış. Ruhlar: • Ülgen: Sudur yoluyla Kayra Han’dan meydana gelmiş, gökteki üç ilahtan ilkidir. Bir iyilik ilahı olan olan Ülgen ay, güneş ve yıldızlardan yukarıda yaşar. Ülgen’in bulunduğu yere uzanan yoldaki engelleri ancak şaman aşabilir. Göğün 7, 9 ya da 16. katında oturur.
• Ülgen’e kurban sunmak önemli. Kısrak kurban edilir. Bolluk,
bereket ve refah dualarının edildiği töreni şaman idare eder. Ülgen’e kurban sunulması onun gök tanrı olmadığına işaret edebilir. Başlangıç dönemi hariç gök tanrıya kurban sunulmamıştır.
• Kartal, gök tanrının simgesidir.
• Ülgen’in sayıları dokuzu bulan kızları (musalar) ilham perileridir. Bu kızları temsilen kukla biçiminde yapılan tözler, şamanın elbisesi olan manyak’ın üzerine iliştiriliyordu.
• Ülgen, insanın ve dünyanın yaradılışında başrolü
oynar. Gökküşağını, insan ve hayvanların başlarını, kirpik ve göbeklerini o yaratmıştır. • Yayık Han: İnsanları kötülükten koruyan ve hayat veren ruh, tanrı ülgen tarafından göderilmiş, göksel ruh. Ölünün 40. günü törenlerinde ev temizleme ayini için bu tanrı çağrılır. • Yıldırım Tanrısı: Yerdeki kötü ruhları izliyor ve kötü ruhların saklandığı varsayılan ağaçlara ateşini gönderiyor. Böylece üzerine yıldırım düşen ağaçtan bir parça alınıp saklandığında o parçanın saklandığı yere kötü ruhların girmemesi sağlanır. Yıldırım Uygurlarda kutsal.
• Eski Türklerde yer kültüne bağlı inanç sistemleri
gelişmiştir. Bunlardan biri de kutsal dağla ilgilidir. Dağ tepe ya da Türk topluluklarında büyüklüklerinden ve göğe yakınlıklarından dolayı bazen tanrı olarak kabul edilmiş. • Türeyiş konusuyla ilgili mağara kültü ve kurttan türeme efsanelerine örnek: Göktürk hükümdarlarından biri mağarada geyik şekline girmiş bir tanrıçayla beraber olur.
• Göktürk dönemine dayanan Ergenekon Destanı da
temelde dağ ve yer kültüyle ilgilidir. Bu destanda Türk kozmolojisinde önemli bir yeri olan demir unsuru işin içine girer. Dağdaki demir yatağı eritilir. • Yer unsuru içine giren demir kutsal sayılıyor. Altaylardaki demir Türk demir ustaları tarafından işlenir ve silah yapımında kullanılır. Demirin kötü ruhları kovduğuna inanılır. Bu nedenle ölülerin üzerine demir konularak bekletilir.. Demirciler de önem kazanır. Demir ya da maden kutsal, kutsal kılıç gibi. • Talay Han: (Poseidon, Neptune, Ea) Denizlerin, yeryüzündeki bütün suların hakimi, ölülerin koruyucusu
Umay: Tanrıça ya da dişi ruh. Kadın (anne) ve çocuklarla ilgili bir
ruh ya da tanrıça. Al karısı (lohusa humması) belki de onun kötülüğü temsil eden şeklidir.
Bir mezar ya da pınar başındaki ağacın dallarına Allahtan çocuk
dilemek üzere küçük bez beşiklerin asılması İslamiyetten önceki Umay kültünün izleri olarak değerlendirilebilir. • Rüzgar ve yağmurla ilgili ruhlar: “Yada” taşı yağmur yağdırmak ve rüzgar estirmek için kullanılır. “yada” yeşim taşı da olabilir, hayvan karnından çıkarılan bir taş olduğuna dair rivayetler de var. Yakutlara göre bu taş at, inek, ayı, kurt gibi hayvanların içinde bulunur. En kuvvetlisi kurdun karnından çıkarılandır. Kadın ya da bir yabancının eli ya da gözü dokunursa ölür, kuvvetini kaybeder. • Ateş: Türk-Moğol topluluklarında kutsal sayılan ateş de bir ruh olabilir. Ateş temizleyici; kötü ruhlardan ve hastalıklardan korur. Ateş (ocak) yuvanın ve oradaki hayatın sürekliliğinin sembolüdür. Ateş bir dişi tanrı Tanrı. Şamanist Sibirya topluluklarında ateş ruhu ocağın alevlerinde eğik olarak oturan bir ihtiyar kadındır. • Erlik: Aşağı dünya yani yer altı dünyasının ilah ve ruhları arasında ilk sırayı erlik alır. Hastalık, kötülük, ölüm getirir. Korkunç şekilli yaratıklardan oluşur. Tanrı Ülgen tarafından yaratılmıştır, aşağı dünyanın beşinci ya da dokuzuncu katında oturur. Demir çanlı sarayı var ve gümüş tahtı var. Yer altında kara bir güneş yaratmış ve bu ışıkla burayı aydınlatmıştır • Animizm: Esas olarak bütün varlıkların canlı- cansız, bir ruhunun bulunduğuna inanmaktır.
• Şaman: Varlığına inanılan ruhlar, tanrılar ve
insanlar arasında aracılık yapan din adamlarına şaman adı verilir. • Dünya Ağacı: Kozmolojik sistemde yeri olan dünya ekseni
• Hayat Ağacı: Hayatın yenilenmesi, yani türeme ya da
ölümsüzlük konusuyla ilgilidir.
• Her ikisinin çakışan ilişkisi kozmolojik düzende aynı
zamanda hayatın devamlılığını ve yenilenmesini sağlamasıdır.
• Kabe de kozmik merkez, kozmik eksendir.
• Türeme ve Yaradılış efsaneleri arasındaki fark: Yaratılış efsanelerinde bütün insanlığın yaratılışı söz konusuyken, türemeyle ilgili efsanelerde belirli Türk kavimlerinin atalarından nasıl türedikleri anlatılmaktadır. Türeme Efsaneleri • 1-Hayvandan türeme: Uygur, Göktürk Destanı
• 2-Ağaçtan türeme (Oğuz Destanı) ve
dünya/hayat ağacı
• 3-Değişik unsurlardan türeme (Babasız doğum):
Türk ve Moğol mitlerinde babasız doğum teması. Gökten düşen buzun içinde iki buğday tanesi… Altay Tufan Efsanesi • İslam ve Hıristiyan dünyasında bulunan Nuh tufanına benzer.
• Nama→ Nuh Dünya ve İnsanın Yaratılışı • Yakın çağlarda derlendikleri için, İslamiyet, Hıristiyanlık, Yahudilik, Budizm ve Maniheizm’den etkiler taşımaktadırlar.