Professional Documents
Culture Documents
26
28
Salih Bozok, İstanbul Kitap Fuarı’nda, Atatürk Vakfı Yayınları’ndan Bu sorularınıza her türlü genellemeden uzak yanıtlar vermem gere-
çıkan Hep Atatürk’ün Yanında adlı kitabı imzalarken... (2019) kir. Genellemeler yanıltıcıdır.
Babası Cemil Bozok ile dedesi Salih Bozok’un anılarının
Galatasaray Lisesi’nde aldığım eğitim, dönem arkadaşlarım gibi be-
bütünleştiği kitap, Atatürk’ün çocukluğundan ölümüne dek geçen
nim de Fransız kültürüyle haşır neşir olmamı sağladı; ama bir ölçü-
zamana da ışık tutuyor. Tarih, yakın tanıklıkların böyle değerli
de... Edebiyata olan ilgim, beni Fransız yazarlarını okumaya yöneltti.
çalışmalar sonucu kayda geçmesi ile güzelleşiyor, zenginleşiyor.
Fransa tarihine de ilgi duydum. Lisedeki son iki yılımın yaz tatille-
Tüm okurlarımıza okumalarını öneririz.
rini de Fransa’da geçirdim. Fransa bana, Atatürk’ün de esinlendiği
aydınlanma felsefesinin beşiği olarak gözükürdü. Birçok arkadaşım
Benim ailemden birçok kişi de, ülkedeki lise öğrenimlerinin ardından gibi benim de, Fransa’ya yaklaşımım başlarda “romantik” ögeler taşı-
yükseköğrenimlerini yurtdışında sürdürdüler. Örneğin büyük dayım yordu. Fransız İhtilali, Paris Komünü gibi... İstanbul - Paris trenindeki
Nuri Conker’in oğlu Orhan (Conker) Amca’m, Belçika’da Liege Üni- görece uzun yolculukta aynı kompartmanı paylaştığım oldukça yaş-
versitesi’nde okudu, doktora tezini savunduktan sonra Türkiye’ye lı, gazetecilikten emekli Galatasaraylı bir ağabey, bana “Paris’te Seine
döndü ve dışişlerine girdi. Babam da, İkinci Dünya Savaşı yıllarını nehri kıyısında elinden tuttuğu bir Fransız kıza ay ışığı altında Ba-
Cenevre’de Yüksek Ticaret Enstitüsü öğrencisi olarak sürdürdü. Savaş udelaire’in şiirlerini okumanın” eşsiz mutluluğunu anlatmıştı. Fran-
sonrası ülkeye dönerek meslek kariyerine Türkiye İş Bankası’nda de- sa’da edindiğim ilk kız arkadaşlarımdan biri de, bana doğumgünü
vam etti. hediyesi olarak Arthur Rimbaud’nun şiir kitabını hediye etti... Soğuk
Evdeki hesaplar kış gecelerinde birbirimize şiirler okuduk; ama bu kişilerin küçük bir
her zaman çarşıya azınlık oluşturduğunu, üniversite ortamı dışındaki insanları tanıyınca
uymuyor; yaşamı- daha iyi anladım. Fransa’ya yerleşeli 50 yıl oldu. Özetlersem; burada
nızın bir evresinde da her ülke gibi farklı görüşlerde insanlar var. Hayallerimdeki ülkeyle
aldığınız kararlar gerçeklik arasındaki mesafeyi bir süre sonra kanıksadım. 60’lı yıllar-
ardından karşılaş- da İstanbul’da tanıdığım Belçikalı bir edebiyat profesörünü Fransa’ya
tığınız durumlar- yerleşmeden kısa bir süre önce Brüksel’de ziyaret etmiştim. Bana
da farklı kararlar “Aman, dikkat edin Fransa’da!” demişti, “Eskinin şan ve şöhretiyle
alabiliyorsunuz yaşar Fransızlar ve kendilerini hâlâ dev aynasında görürler.”. Bu-
ya da yaşam sizi rada Fransız politikacılarla yurttaşlar arasında bir ayrım yapıyorum.
Nuri Conker de, “hep Atatürk’ün yanında”
farklı davranmaya Buraya yerleşeli çok dostum oldu. Gerçek arkadaşlıklar yanısıra ge-
olanlardan biriydi... Selanik’teki çocukluktan,
zorluyor. Benim çici dostluklar... Eski arkadaşlarımın bir kısmı, bu dünyadan göçtü,
Ankara’daki ölüme kadar... Aynı mahallenin bu
tahsil hayatım da gitti. En kalıcı ilişkilerim de, beni bir Türk olmaktan çok, bir kişi, bir
yiğit çocuklarından Nuri Conker, daha sonra
çok inişli çıkışlı birey olarak benimseyenlerle oldu. Dostlarımla ilişkilerde bekleme-
Salih Bozok’un kayınbiraderi de olacaktı.
oldu. Lise son sı- diğim hoş sürprizlerle de karşılaştım. Galatasaray’ın Avrupa kupaları
Atatürk’ten yaklaşık iki yıl önce,
nıfta Fransa hü- kazandığı dönemde çalıştığım kurumdaki iş arkadaşlarım, bir eğlen-
11 Ocak 1937’de yaşama gözlerini yumdu.
kümetinden burs ce düzenledi, hepsi sarı - kırmızı giyindi ve birlikte dans ettik.
Atatürk’ün o an yurtdışında olan Afet İnan’a
kazandım. Ama- Fransızların Türkiye’ye bakışında da genellemelerden kaçınmak ge-
yazdığı 16 Ocak 1937 tarihli mektup ise,
cım, nükleer fizik rek. Entellerin bakışı farklı. Aralarında da farklı yaklaşımlar var. Politik
üzüntüsünün boyutunu anlamamız için yeterli:
okumaktı; ama eğilimlere göre de farklılık gösteriyor. Halk kesiminde bir kısım yurt-
“Hatay üzüntüsüne Conker’in ölüm acısı
Fransa’da Grenob- taşlar, ya hiç tanımaz ya da önyargılıdır. Öğrencilerim arasında 90’lı
karıştı; bu acının açtığı yaranın derinliğini
le Üniversitesi’ne yılların sonunda bir anket yapmıştım. En çok tanıdıkları isimler, o dö-
tahmin edersin.”
yazılmamı sağla- nemde futbolcu olan Hakan Şükür ve şarkıcı Tarkan’dı. Atatürk’ün
yacak belge bir türlü gelmedi. Ben de ekim ayına kadar bekledik- adını duyan tek kişi çıkmadı. Oturdukları mahallelerdeki Türk kom-
ten sonra uçağa atladım, Paris’te bakanlığa gittim. Bir ihmal sonucu şulardan yola çıkarak, Türk erkekleri “maço”, kadınları da “başı bağlı,
gönderilmemiş. Kimse de beni Fransa’da yükseköğrenim konusunda eve kapalı” muti* kişiler olarak niteliyorlardı. Bu tür karikatür durum-
bilgilendirmediğinden bir çıkmazda kaldım. Derslere iki ay gecikme- lar dışında Fransa’ya yerleştiğm ilk yıllardan beri Türkiye’ye önyargı-
li başladım. Ardından Mayıs 68 olaylarının habercisi grevler başladı. sız yaklaşan birçok arkadaşım oldu. Türkiye’yle ve başka ülkelerle hiç
Banka grevleri nedeniyle bursum da elime ulaşmayınca ve pasapor- ilgilenmeyen Fransızlar da tanıdım.
tumun da süresi dolunca zorunlu olarak Türkiye’ye döndüm. Orada
Açıkça belirtmek isterim ki, siyasîlerin tavırlarından bahsetmek be-
da bana uygun olarak ancak Sultanahmet’teki İktisadî ve Ticari İlim-
nim için bir çile. Sizi bu konuda istemeye istemeye yanıtlıyorum.
ler Akademisi sınavları açık kalmıştı. Sınavı kazanıp 3 yıl orada oku-
Tavırları, seçmen kitleleri içinde yandaş bulmalarına odaklı. Türk kö-
dum. Orada çok arkadaş edindim; ama ders programları beni tatmin
kenli Fransız yurttaşlarının yerel siyasette pek aktif olmadığı ve genel
etmedi. 1971 yılında Türkiye’de de üniversite ortamı karıştı ve yeni-
olarak da Türk vatandaşların yabancı statüsünde olduğu bir konum-
den Fransa’ya dönerek Grenoble’de iktisat öğrenimimi tamamladım;
da, doğal olarak Fransız politikacılar yerleşik lobilere yöneliyor. Türk
ayrıca siyasal bilgiler diploması aldım. 1973 yılında okul çevresinde
kökenli Fransızlardan özellikle genç kuşaktan politikaya atılanların
tanıdığım bir kız arkadaşımla evlendim. Ertesi yıl ilk çocuğumuz dün-
da çoğunluğu, henüz yeterli deneyimleri olmadığından pek inandı-
yaya geldi. Doktora öğrencisiyken, bir gazete ilanıyla Cezayir Tarım
rıcı olmuyor; ama kendi hesabıma onları özendirmek, deneyim ka-
Enstitüsü bünyesinde bir iş buldum. İki yıl o ülkede öğretim üyeliği
zanmalarına yardımcı olmak gerektiği düşüncesindeyim.
yaptıktan sonra Fransa’da doktora tezimi savundum. Bu arada yaşım
31