Professional Documents
Culture Documents
nisine sunuluyor, neredeyse her akşam kon uklar gün ağa r ı nca y a dek
yemek, içmek ve konuş m a k --daha doğrusu yemek , içmek ve dinle
mek- için konuta çağırılıyorlard ı . Bu d uru m da , cumhurbaşkanının
1919 y ıl ı sonrası Türk tarihi ha kkı n da dev bir hitabe hazırlamakta ol
duğunun herk es tarafından bilinen bir sır haline gelmiş ol mas ı şaşırtı
cı d eği l .
1 860'lar için Nam ık Kemal'in dili şaşırtıcı derecede sarih olsa da, söz
cüklerin seçimi ve dizimi, Arapçadan alınmış ögelerle doluydu. Türki
ye'de otuzlu yıllardan beri duıa kalka devam eden dil devrimi o kadar
etkili oldu ki, günümüzde Türkler özel eğitimden geçmeden bu metni
anlayamazlar. Resmi olarak dildeki bu sürece "sade!eştirme" ya da
"özleştirme" dense de, günümüzde daha sıklıkla kullanılan terim
"Türkçeye çevrilmiş"tir. Bu da günümüz Türklerinin kendılerini, im
paratorluğun dilinden bile ne kadar uzak gördüklerinin bir işareti. Sa
deleştirrne ve özleştirme ile uğraşanların, Türkiye koşullarında kendi
lerine ne kadar özgürlük tanıyabildikleri ilginç bir araştırmaya konu
olabilir.
İyice basitleştirilmiş bir baskı, Milliyet gazetesi tarafından ço
cuk kitabı olarak çıkartıldı . Nutuk, zaman zaman çizgi roman haline
de getirildi.
Nutuk daha 1 928-29 yıllarında çevrilerek Almanca, İngilizce ve
Fransızca basıldı. Üç tercüme de Leipzig'deki Koehler Yayınevi tara
fından yayımlandı. Dr. Paul Roth tarafından Türkçeden yapılan Al
manca tercüme gayet kalite!idir. Almancaya yapılan edilen iki çeviri ise
yanlışlarla dolu ve güvenilir değil. Buna rağmen ingilizce çeviri, 1962
ve 1973 yıllarında Milli Eğitim Bakanlığı'nca hiçbir değiştirme yapıl
madan yeniden basıldı. 1929-1934 yıllarında Moskova'da ise dört
ciltlik bir Rusça tercüme basıldı.
Bu kadar ılgi görüp Türk tarihinin yazılmasında bu kadar bü
yük bir rol oynayan bu metnin hala bilimsel bir baskısının yapılmamış
olması ilginçtir. Atatürk'ün düzeltmelerini de içeren Nutuk elyazmala
rı, Atatürk'ün ölümünün ardından önce Ziraat Bankası'nda bir kasa
ya, sonra da Genelkurmay'ın ATASE arşivine kaldırılmıştır. Ne yazık
ki bu, tüm Türk arşivleri arasında en ulaşılamaz olanıdır. Türk tarih
yazımında herhalde en büyük eksiklik, elyazmalarına, eldeki arşivlere
ve Atatürk'ün çevresindekilerin tanıklıkianna dayanılarak derlenmiş,
açıklayıcı notlar da içeren eleştirel bir Nutuk basımıdır.
Nutuk, gerek yurt içinde, gerekse yu n dışında, Türkiye Cumhu
riyeti'nin kuruluş tarihinin yazılmasında çok büyük bir rol oynamıştır.
sivaset adr:tmı tarihçi oltınca: atalür1t'üfl nu luk. 'u üz�rine 7
de, eski TCF liderlerinin İstiklal Savaşı kalıramanları olarak halk a ra
sında, özellikle de orduda prestiji o kadar yüksekti ki, buna bir de et
kileyici savunmaları eklenince, mahkum edilmeleri imkansız hale gel
di . On yıla ma lıkum edilen tek TCF lideri, eski TCF başkanı ve Ata
türk'ün milli bağımsızl ık hareketindeki baş rakibi Hüseyin Rauf Or
bay'dı. Orbay 1926 itibariyle Londra'da bulunduğu için gıyabında
yargılanmıştı . Kendisini, orada n meclis başkanına yolladığı iki açık
mektupla savundu. Bu mektuplarda, yönetimin davranışını ve İstikiiii
Mahkemeleri'ni gayri kanuni olarak tanımlayacak, suçlanan meclis
üyelerinin çoğunun dokunulmazlık sahibi olmalarına dikkat çekiyor
du. Bu mektupların kopya ları, Orbay tarafından tüm önde gelen gaze
te yönetimlerine de gönderilmişti.
Atatürk 1927 başlarında Nutuk'u hazı rlamaya giriştiğinde, bu
olaylar sadece birkaç a y önce gerçekleşmişti ve paşaların konumları ile
davranışları kamuoyunda güncelliğini korumaktayd ı. inanıyorum ki,
Nutuk, her şeyden önce Atatürk'ün 1925'teki muhalefeti bastırma ve
1 926'daki siyasi temizliği haklı çıkarma ça basıdır. Bunun için seçilen
a raç, yakın Türk tarihinin yeniden yazılma sıdır.
Metnin tamamında muhalefet liderlerinin eleştiritmesine ve İs
tik lal Savaşı'ndaki rollerinin küçümsenmesine rastlarız. Rauf Orbay ve
yandaşı paşalar Kazım Karabekir, Ali Fuad Cebesoy, Refet Bele ve Ca
fer Tayyar Eğilmez, metnin pek çok yerinde tekrar tekrar eleştiri, suç
lama ve alaylara hedef olur. Buna ilaveten, metnin son yüzde yirmilik
bölümü ise neredeyse tamamen cumhuriyetin ilanını izleyen dönemde
mil liyetçi hareket içinde meydana gelen hizipleşmeye ve si yasi bir mu
ha lefetin oluşmasına ayrılmış. Bu süreç, Rauf Orbay'ın başı nın altından
çıkan karanlık bir komplo olarak anlatılıyor. Bu bağlamda, Nutuk'un
1925'te sona ermesi de anlam kazanmaktadır. Ne de olsa, artık
1 925'ten itibaren muhalefetin sesi susturulmuştur.
Nutuk'un, kamuoyunun büyük bir bölümü tarafından tartışmalı
bulunan bir siyasi baskının savunulmasına yönelik bir çalışma olduğu
nun görülmesi gerekliliği, beraberinde, gerçeğin çeşitli noktalarda bir
hayl i çarpıtılmış bir resmini sunduğu ihtimalini de getiriyor.
!,iyaset adamı laritıçi o,unca: atatürk"Un nutuk\J üzerine 11
:<utuk, �•urlr�ıirrn l!eo.li Y�zı,·ı. ı,r;ııınuı: Siir;ıy Siin·kli Ya ynılan 1\Ş, ı 91H (Y.uun h.ıo.ıl.ııı .ılm
tıd.1 ııwow� ııttur · ..;.n.l.
12 birinci bölüm: kaynaklar. •ie�liriler
sorgulayan bir tarihçinin, Türkiye'de akademik old uğu kadar, siyasi bir
tartışmanın da içine girdiğinin farkında olmalıyız.
Türkiye sürekli bı r kimlik bunalımı içinde olan bir ülke. Tüm
mo dern çağ boy u nca Osmanlı İmparatorluğu, İslam ve Ortadoğu kültü
rel mirasın ın en önde gelen bağıms ız savunucusuydu. 19. yüzyıldan baş
layarak ülke Batılı dünya sistemine giderek daha fazla da hil olmaya baş
lad ı. Geçtiğimiz yüzyı lın başından ve özellikle de y i rm i li yılların ortala
rın dan itibaren ise, birbirini takip eden Jön Türk rejimleri nedeniyle, ye
niden Avrupa'ya doğru siyas i ve d aha da önemlisi kültürel bir yönelim
sözkonusu oldu. Bu yönelim, yö n etimin pozitivist ideallerini paylaşma
yan halk çoğu nluğu tarafından destek görmedi. Cumhuriyet reformları
için halk ha rekete geçirilirken, yönetim ile halk arasındaki uçurumun
aşılmasında Atatürk'ün kahraman kim liği büyük rol oynadı. 1945 'te de
mokrasiye gcçildiğinden beri Türkiye nin siyasi gelişiminin, politikanı n
'