Professional Documents
Culture Documents
Araştırma İnceleme 1
1
02
1
1
Yazarı i Ergün Po1;rnz
Kapak Tasarım ! :vlat Yapım (Serr:1in Sezer)
Dizgi ! Şükran Coşkı.;n
Sayfa Tasarımı Veysel Coşkun
Baskı Çalış Ofset (0212) 482 11 04
ISBN 1978-9944-337-01-3
Tüm haklan saklıdır. Bu kitabın tamamı ya da bir kısmı 5846 sayılı yasanın
hüküm!erıne göre, kitabı yayınlayan TOGA'.\l YAYJNLARI'nın ve yazarının izni
olmaksızın elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemi ile
çoğaltılamaz. yayınlanamaz. depolanamaz.
Ergün Poyraz
. .
TA R iKAT, SiYASE T,
. .
TiCARET VE CiNAYET
(Masonlarla El Ele)
r.ga n
yayıncıl�k 1
"Bugünkü Türk milleti siyasi ve içtimai camiası
içinde kendilerine kürtlük fikri, çerkezlik fikri ve
hatta /azlık fikri, boqnak/ık fikri propaganda
edilmek istenmiş vatandaş ve millettaşlarımız
vardır. Fakat mazinin istibdat devirleri mahsulü
olan bu yanlış isimlendirmeler, birkaç düşman
aleti, mürteci beyinsizden başka hiçbir millet
ferdi üzerinde üzüntüden başka hiçbir tesir
hasıl etmemiştir. Çünkü, bu millet efradı da
umum Türk camiası gibi aynı müqterek maziye,
tarihe, ahlaka, hukuka sahip bulunuyor... "
cır c;J.<:,.A.tatiirk
Kemal'in askerleri E. Binb. İhsan Güven
ve Dr. Necip Hablemitoglu'na
lcindekiler
önsöz• 1 5
Domuz Yağı, Pembe Köşk... • 23
Çek Elini Oradan• 3 1
Tarikatlar Gerçeği• 3 5
Nakşibendi Tarikatı• 3 5
Tarikatın Mahiyeti• 39
Ş ahı Nakşibend• 40
Küçük H atmenin Yapılışı• 42
Büyük H atmenin Yapılışı• 43
Nakşibendiler'de Kılık Kıyafet• 45
S arık, Ş alv ar Uzun Sakal• 45
lngiliz Siyaseti• 45
Müridin, Şeyhin Huzurunda Riayet Etmesi Gereken Edepler• 48
Türk Siyasi Yapılanmasının Göbeğinde Yer Alan Tarikat• 50
Genelkurmay K ayıtlarında Nakşibendilik • 51
S ağ Duyu P artisi• 54
Hak Yol Vakfı• 63
B azı Şirketler• 65
Cübbeli ve Şirketleri• 66
Cübbeli Lakabı • 69
Ünlü Nakşibendiler• 7 1
Şerefe Ülkerler Şerefe• 72
Bira• 74
Ahh K albim • 74
9
Ülker'e F arklı Görüşten 8 Yeni Akıl Hocası• 76
Bir Karışık Vakıf Daha• 78
Yasin Al Kadı Hisselerini Ülkerlere Devrediyor• 79
L adin'in Finansörüne Vergi Kolaylığı• 79
Hilafet Özlemcisiyle Ortaklık • 80
Ermeni Ortaklar• 8 1
Essselamu Aleyküm Ya Murat Ülker• 82
Gülen'in Hedise Evyap'la İlgili Söylediği Sözler• 87
Komünistlik Yapmayın
Devlet Malını 30 Milyon Dolara Vadeli Al, 82 Milyon Dolara Peşin Sat• 90
Paşa'da Şirket Çok• 9 1
Şeyhin Fakültesi • 92
N akşi Şeyhi Öncü • 93
B ağışlar Vakf a • 93
Gar abet F akülte • 94
Darende, Tarikatın Kurtarılmış İlçesi • 94
Süleyman Demirel Ve lnönü Kurdu• 95
Milli Eğitimde Hizbullahçılar• 95
Destere Necmi'nin Torunları • 96
ikizlerin Olacak Hanım• 98
Telefonda Müjde• 1 0 1
Simitçilikten B aşbakanlı'ğa Giden Yolda Saklanan Şirketler• 1 04
Türk Suudi Yatırım Holding Anonim Şirketi• 1 08
Bir Garip Ortaklık Daha• 1 09
Atatürk'ten İntikam Alacağız Diyen Masonlar• 1 1 1
Yazar Tayyip y a d a B al Tutan P armağını Yalar• 1 1 5
Generalleriyle Dalga Geçen Memleketler• 1 1 6
B aşkanlık Sistemi• 1 20
Kissinger Tekke açıyor, M ason Doğan Hızlan Onu Kutsuyor• 1 22
Ve Demirel Sahnede• 1 23
Museviler Tayyip Erdoğan'ı Ödüle E:loğuyor• 1 24
Bu Sözlere Arınç Ne Dedi• 1 25
10
Arınç'ın Yemek Parası• 1 25
Devlet Bütçesinden Erotik Film• 1 26
AKP Hıristiyan Demokratlar'a " Gözlemci" Oldu• 1 27
Kimlik Değişimi• 1 28
Arınç'ta Sorunlu• 1 3 1
Atatürk, Kimlikçilere Röntgen Tutmuştu• 1 32
. .
11
İhsan Güven Cinayeti• 231
Ihsan Güven Kimdir• 231
Cumhur Asparuk-lhsan Güven Telefon Görüşmesi• 238
İhsan Güven'i de Kaybettik• 246
IBDA-C ve Tek Kurşun• 247
Tetiği Çektiği İddia Edilenin İf adesi • 252
12
Fetullah ve Masonlar• 354
Masonlardan Gülen'e Destek• 356
Hukukta Gülen'in Konumu• 356
Süleymancılık• 362
Süleymancılık Mason ilişkisi• 363
Avukatlar• 369
Mason Ediz Hun ve Süleymancılar• 370
Genelkurmay Kayıtlarında Süleymancılık• 370
Süleymancılar da Miras Kavgası• 378
Tarikatların Anası; Masonluk• 382
Takiyye S anatının Üstad-ı Azamları• 383
Mason Eşleri Localara Giremez• 387
Kıllı Kuğular • 389
Tekris T öreni• 392
ip ve Kılıç'ın hikmeti • 397
13
lsis Efsanesi-Dul Kadın • 429
14
ônsöz
15
Tarikat . Siyaset, Ticaret ve Ci nayet
beraber sağmal inek gibi sağıp, sömürerek semizleşirken, gözünü diğer ül
kelere dikiyor, Osmanlı nı n son zama nları nda iyice hız alan parçalanma sü
recine yeni yeni hain tipleri ile ivme kazandırmaya çalışıyordu.
İ ngiltere'nin 1900'1ü yıllarda bulduğu hainlerin en başında "Said-i Nursi"
kod adlı Kürt Said gelmekteydi . Kürt Said önce l ngiliz istihbaratına çalış
mış, ardından Ruslara esir düştü yalanlarıyla Rus istihbaratının elemanı ol
muş, Rusları n savaşlarda yok olacağını düşünerek bu kere Almanya'ya
geçip, Almanları n ya nında savaşılması gerektiğine dair fetvalar vermiş, Al
manya'da kaldığı otelde Sheel yöneticileri ile görüşerek tekrar İ ngiliz istih
baratına girmiş. ve Teşkilat-ı Mahsusa ile de irtibata geçerek, bu zır cahil
haline bakmada n istihbarat birimlerini n şişirmeleriyle "Di n alimi(!?)" rolüne
soyunmuştu.
1908 il . Meşrutiyet Hareketinde başrollerde Kürt Said-i görmekteydik.
Bu Hareket birçok lslamcı aydın tarafında n desteklenirken, padişaha yakı n
duran bazı tarikatlar bu hareketi desteklemeyerek sessiz kalmayı tercih
ederler. A ncak onlar da seslerini 1909 yılında gerçekleşen 3 1 Mart olayın
da yükseltiyorlardı.
1909'un Nisan ayında ayakla nan di nci guruplar, yö netime bir süre de
olsa egemen olurlar. Bunu n sonucunda. Hükümet üyeleri ile ittihat ve Te
rakki yöneticileri lsta nbul'u terk etmek zorunda kalırlar. Pla nlı bir şekilde
sahneye kona n bu irtica'i ayaklanma çok kısa bir süre içi nde bastırılır.
İsyana katılan Said-i Nursi ya da namı diğer Kürt Said çevresi ile birlik
te Kürtçülüklerini maskelemek için din maskesine bürünen tarikatları n he
men hemen tamamı ve sözde aydınlar bir süre sonra kurulacak ola n İngi
liz yanlısı Hürriyet ve itilaf Fırkasına katılıyorlardı. Bu sözde dinciler, tarikat
ları n büyük bir bölümü açık işgal koşullarında da Padişah Vahdettin gibi iş
galcilerin ka natları altına giriyorlardı.
Başta l ngilizler olmak üzere işgalcilerin hizmetine giren Kürt Said ve
benzeri mürteciler ile bazı tarikatlar işbirliğinin boyutlarını Ulusal Kurtuluş
Savaşı'nı başarısızlığa uğratmak için İngiltere ve Amerika'nın pla nladığı ve
orga nize ettiği din maskesine bürünen bölücü isyanlarda başı çekmeye ka
dar sürdüreceklerdi.. . 192 1 yılında Koçgiri, 19 24'de Şeyh Sait, yine
1924'de Nasturi, 1925 Sason, 1925 Roçkotan ve Roman, 1926 ve 1930
Ağrı, 1926 Koçuşağı, 1937 Dersim isyanları. .. Haçlı ordularını n yüzyıllarca
kuwet kullanarak yapamadıklarını gerçekleştirme yolunda kendilerine bü-
16
Ergün Poyraz
17
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
18
Ergün Poyraz
19
Tarikat, Siyaset, T icaret ve Cinayet
Kürt Said'i izinden gidilece k en büyük, en yüce, en ulu biri olara k tanım
layan, onun yolunun anca k T ür kiye'yi kurtaracağını, geliştireceğini, büyü
teceğini iddia eden böyyü k Atatür kçü Cemal Kutay; Kürt Said'ln Teş kilat-ı
Mahsusa'nın adamı olduğunu il k ilan edenlerden oluyordu. Kasım 2005'de
AKP i ktidarına yakınlığı ile bilinen Yeni Şafa k Gazetesi Kürt Said'in Teşki
lat-ı Mahsusa'da görev yaptığını duyuruyordu.
Adeta bir Mason yapılanması şe klinde gelişen ittihat ve Tera kki'nin Al
man emperyalizmi ile kuca k kucağa olduğu bir dönemde kurulan Teşkilat
ı Mahsusa, Na kşibendiler'den Mevleviler'e, Mevleviler'den Melamiler'e,
Melamiler'den Süleymancı'lara, Süleymancı'lardan Nurculuğa kadar bir
çok tari kata ulvili k kazandırmak için onlara keramet yollarını açıyordu...
Cumhuriyet'in ilanıyla birli kte, kendi kabu klarına çe kilerek varolma mü
cadelesi veren tari katların; Ameri ka n-lngiliz ve Alman deste kli olara k in
sanlarımız üzerinde baskılarını yoğunlaştırmaları 1946 yılından itibaren
açık bir şekilde görülüyordu.
İnönü marifetiyle, Amerika ile ya kınlaşmanın tohumlarının atıldığı 1946
yılında başlayan süreçte tarikatların gelişimi daha da hızlanır. Süleyman
Hilmi Tunahan'ın vaizli k belgesinin CHP tarafından kendisine verilmesi de
bu yıl içinde olur. CHP'nin tari katlar üzerinde ki hesapları 1947 yılında ger
çe kleştirdiği Kurultay programında iyice gün yüzüne çıkıyordu. CHP, sımsı
kı yapıştığı i ktidar koltuğunu kaybetmemek ve oy potansiyelini yükseltmek
için gericiliğe ciddi boyutlarda tavizler veriyordu.
CHP, i ktidarının son yıllarında, DP ile irticai a kımlara destek yarışına gi
rişir. Bu destek ve teşvik döneminde İsmet İnönü'nün baş kanlığında ki CHP
i ktidarı, din istismarcılığı uğruna okullara yeniden din dersleri koyuyor, te k
ke ve türbelerin yeniden açılması için çalışmalar yapıyor, yeni ilahiyat Fa
kültelerini faaliyete geçiriyor, Kur'an kursları ve imam Hatiplerin yaygınlaş
tırılması için yasal düzenlemeler yapıyor, ancak ilk seçimlerde tepe takla k
gidiyordu.
Tarikatlar, tabi bu arada hep kendini gizleyen, unutturan tarikatların sa
rı k üzerine melon şapka ta kanlarından masonlar, Adnan Menderes'in baş
kanlığını yaptığı DP'nin saflarında toplanıyordu.
Adnan Menderes hü kümetlerinde; lzmir'den milletvekili olara k Meclis'e
giren 33. Dereceli mason olan Zühtü Hilmi Velibeşe, E konomi ve Ticaret
Ba kanı olara k kabinede yerini alıyordu. Adalet Bakanı Halil Özyörük, Sa-
20
Ergün Poyraz
21
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Ci nayet
22
Ergün Poyraz
Burta k, toplam yatırım; 901 milyon, teşvi k belge no; 188 1, tarih;
03.07. 1975...
Hema;toplam yatırım; 5 14 milyon398 bin, teşvi k belge no; 2002, ta
rih;3 1. 1 2. 1975...
Ahmet V.M.Holding, toplam yatırım; 834 milyon 500 bin, teşvik belge
no; 2744, tarih; 12.08. 1976...
Elmet metal A.Ş, toplam yatırım;733 milyon 500 bin , belge no ; 28 10, ta
rih; 10.09. 1976...
Mermerler A.Ş, toplam yatırıııı;728 milyon, teşvi k belge no;3454, tarih;
21.04.rnn...
Otosan A.Ş , toplam yatırım 1 milyar 643 milyon, teşvik belge no; 371 1 ,
tarih;03.06.1977...
Anadolu Endüstri Holding, Toplam yatırım; 2 milyar 450 milyon, teşvi k
belge no; 37 16, tarih;03.06. 1977...
Anadolu Endüstri Holding, Efes Pilsen biralarının üretim ve dağıtımını
yapan Tuncay ôzilhan'ın sahibi olduğu firma!.. Firmanın Manisa'da bulu
nan Polinas adlı şir ketinin orta kları arasında Ülker gurubu yer alma ktadır.
Polinas'ta Y önetim Kurulu Başkanı Sabri Ülker, Baş kan Vekili Tuncay ôzil
han'dır.
Neyse biz yine dönelim lslamcı , Yahudi , Mason, Ermeni, Rum ve Arap
- Kürt ittifa kına;
Ege Otomotiv.toplam yatırım;83 1 milyon, teşvik belge no;3743, ta
rih; 14.06. 1977...
Ercanlar A.Ş, toplam yatırım; 1 milyar 20 milyon, teşvi k belge no;3923
tarih;2 2.04. 1977...
ILT OR, A.Ş, toplam yatırım , 1 18 milyon, teşvi k belge no; 3923, tarih
22.04. 1977
Çimsetaş, toplam yatırım: 1 milyar 260 milyon, tarih; 03.0 1. 1978 ...
23
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
24
Ergün Poyraz
Salih Korur, Ankara Büyük Locası Büyük Üstadı olan bir Masondu. Korur
aynı zamanda Ankara Doğuş Locası'nın kurucularındandı. Bu olayın üze
rinden geçmeden 1960 darbesi yapılıyor, Menderes ve m asonlar aleyhin
de çalışan arkadaşları Y assıada'ya kapatılıyordu. Yassıada'da Menderes'i
savunma görevini Ankara B arış Locası kurucularından Av. Burhan Apaydın
alıyordu. M ahkemede sergilediği agresif d avr anışları sonucunda tutuklanı
yor ve B almumcu'ya götürülüyordu. S avunmasız kalan Menderes üç ay
sonra idam oluyor, idamdan bir hafta sonra d a Burhan Apaydın s alınıyor
du. 1961 Ekim'inde yapılan genel seçimler sonucunda kardeşiyle birlikte
Ankara Milletvekili olar ak Meclis'e giriyor, Anayasa Komisyonu B aşkanlı
ğı'na tüm p artilerin oy birliği ile getiriliyordu.
196 1 Anayasasını hazırlayanlardan tarihçi Profesör Enver Ziya Karal , Ko
sova doğumlu bir Mason, Profesör Sıddık Sami Onar Yahudi dönmesiydi.
D arbenin ardından kurulan hükümet adeta mason resmi geçitini andırı
yordu. Önce Devlet ardından İçişleri B akanlığı görevine getirilen Nasır Zey
tinoğlu 1 Ekim 1955 yılında İzmir'de kurulan Ümit Locası'nın kurucu üyele
rindendi. Adalet B akanı Ekrem T üzemen, Tüzemen'den sonra gelen Ke
mal T ürkoğlu, Dışişleri B akanı Selim S arper, B ayındırlık Bakanı Mukbil
Gökdoğan, Gökdoğ an'ın ardından aynı bakanlığa getirilen D aniş Koper. Ti
caret Bakanı Mehmet B aydur, B aydur'dan sonra Ticaret B akanlığı'na yine
bir Mason ol an Cihat lren getiriliyordu. Tekel Bakanı Fethi Aşkın, Ulaştırma
B akanı Orhan Mersinli, Sanayi B akanı Ş ahap Koc atopçu hep mason bira
derlerdendi. Kocatopçu , Yahudilerce kurulan 500. Yıl V akfı'nın d\ı kurucu
larındandı. S anayi B akanı Muhtar Uluer. Turizm B akanı Zühtü Tarhan M a
son locasından gelen bakanlar arasında yer alıyordu.
Bülent Ecevit'in başbakanlığı döneminde kendine isyan eden gurupla
rın başını da m ason milletvekilleri çekiyordu. Ecevit'in o dönemde h asta
landı(!) diyerek y attığı hastanenin s ahibi Mehmet Haberal, Ankara'da bulu
nan Doğuş Locasının 4 24 no'lu üyesiydi.
Tayyip Erdoğan'ın, selefi Ecevit'in eski doktoru Haberal'ın ricasıyla
B aşkent Üniversitesi Hastanesi'ni açmak için Konya'ya gittiği b asında yer
alıyor ve 'komplo' iddiası nedeniyle Ecevit'in ted avisinden el çektirilen Prof.
Mehmet H aberal'la hastane açarken, 'Ona sahip çıkacağım' dediği haber
oluyordu. Tayyip; Haberal'ın kendisine İhsan Doğramacı'nın emaneti oldu
ğunu vurguluyordu.
25
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
26
Ergün Poyraz
det Pamir "Bakü Ceyhan Boru Hattı: Orta Asya ve Kafkasya'da Bitmeyen
Oyun," adlı kitabı Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi'nce 1999 yılında
yayınlanan Necdet Pamir, 25 Kasım 1998 tarihinde kurulan Sosyal De
mokrasi Derneği Bilim Kurulu Üyeleri arasında yer alıyordu.
14 Haziran 2005 tarihinde SHP'ye katılan Ankara Galatasaraylılar Bir
liği Başkan'ı olan ve bir süre Kanal D Ankara Temsilciliği de yapan Gaze
teci Ertan Karasu, Ankara Mason Doğuş locası üyesiydi.
Trabzon doğumlu gazeteci Yaşar Albayrak Mason And locası üyesi
olarak basındaki yerini alıyordu.
HQrriyet Grubunda; Tufan Türenç, Doğan Hızlan, Yener Süsoy mason
biraderlerden sadece birkaçıydı.
TRT'de ise masonların adeta bir başka kalesiydi, Fatih Orbay, Tansu
Polatkan ilk akla gelen isimlerdendi.
Turkish Daily News Genel Yayın Müdürü, Yusuf Kanlı, Ankara Gökku
şağı locası Muhteremlerinden .. Gazetenin Yayın Kurulu ise şu isimlerden
oluşuyordu:
Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Hasan Köni, Prof. Dr. Hüseyin Bağcı
Hasan Köni, 26.02.2000 tarihinde Üçgül locasında, "Avrupa Birliği aday
üyeliği"ni anlatıyordu.
20. 1 2. 1999'da Nar locasında Avrupa Birliği için konferansı bu kere bir
başka Üstad Can Baydarol veriyordu.
Can Baydarol, 8.4.2002 tarihinde "Cehalet ve Taassup" adlı konuşma
sını yine Nar Locası'nda yapıyordu ...
Bir başka Üstad adayı Nasuh Mahruki ise 11.05.2000 tarihinde "Deği
şik kültürler, farklı coğrafyalar" konusunda bildiklerini kardeşlerine anlatı
yordu....
Ahmet Emin Aslan 200 1 yılında "Kendini Bil" başlıklı konuşmasıyla Pu
sula Locası'nda arzı endam ediyordu...
Bingür Sönmez, Locaların tababetle ilgili en fazla konferans veren Üs
tadlarındandı.
Ahmet Mete lşıkara, Masonları Deprem konusunda eğitiyordu.
Zaman Gazetesi yazarlarından Eser Karakaş, 20. 12. 1999 tarihinde
mason kardeşlerine il. Cumhuriyet'ini anlatıyordu...
Sanatçı Ediz Hun ve Zeki Alasya Mason Localarının kıdemli konferans
çıları olarak mason saflarında yerlerini alıyorlardı.
27
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Daha kimler yok ki; Kenan Işık, Çetin Yıldırımakın, Eralp Özgen, Mus
tafa Koç, Ünsal Yavuz, Kutlu Payaslı, Bozkurt Güvenç, Danyel Hamitoğul
ları, Nazmi Bilgin, Yıldırın Devletkuşu, Ertan Karasu, Gazanfer Can, Atilla
Celal Bayar, Jak Baruh, Kirkor Sahakoğlu, Hansjörg Kurz, Andon Prizya
nos, Firuz Nikravan, Ergun Aybars, Yani Skarlatos, Burhan Apaydın, Leon
Levi Coşkun, Hakan Yavuz, Ertuğrul Bülent Eyiler, Sezai Bermanbek, Sa
muel Kohen, Moiz Varon, David Kohen, Avran Ventura, Mişel Yahni, Mah
fi Eğilmez, İzak Abudaram, Elyo Medina, Pulad Verbas, Vefa Çetin, Mete
Akyol, Manuel Akcanbazyan, Musa Yahya, Ali Nail Kubalı, Alp Ulusoy, Ro
land Kunze Concewitz, Şadan Gökovalı, Avram Selaniko, Kimon Mingiuri,
Jak Hayim...
Tabi ki, isimler bu kadar değil, binlerce bu nedenle böyle değişik konu
ları içeren bir kitapta isimlerin hepsini işlemek mümkün değil... Diğer isim
leri bu kitabın ardından kaleme alacağım masonluğu ve masonları anlatan
kitaba bırakıp biraderlere devam edelim.
" Görevini kötüye kullanana af' Başlığı ile Uyum locasına bağlı olan ma
son biraderlerden Tuncer Tükel basına malzeme oluyor diğer masonlar gi
bi masonik yönü gazetelerde yer alınıyordu. T ükel'in isminin geçtiği haber
şöyleydi:
"Anayasa Mahkemesi'nin 46 1 6 sayılı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Ce
zaların Ertelenmesine Dair Yasa'nın kapsamını genişletmesiyle Ankara
Adliyesi'ndeki bazı davalar da yasa kapsamına girdi.
A OÇ eski Müdürü lbrahim Tuncer Tükel ve T ürkiye Şoförler ve Otomo
bilciler Federasyonu Başkanı Derviş Günday da yeni düzenlemeden son
ra, 46 1 6 sayılı Yasa'dan yararlanacak... "
28
Ergün Poyraz
29
Tarikat, Siyaset, T icaret ve Cinayet
30
Ergün Poyraz
31
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
32
Ergün Poyraz
33
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
ruru olur ken, kimi Ermenilerin Gülü pozisyonunu alıyor, kimi ise uncubaşı
edasıyla ülkemizi de ğirmen zannedip tüm kaynaklarını Yahudilere aktar
mak için s akallarını buduyordu. P arayla devşirilmelerinin sonucu olacak
"Allah , din, iman" gibi kavramları bir kenara atarak kıblelerini yeşil dolarla
ra çeviriyor, Yahudi cemaatlarından ödüller al arak, Allah'ın kullu ğundan
Yahudi'nin mü ritli ğine dönüyorlardı.
Bu muhtedilerin y ani dönmelerin çevresini Kürt Teali Cemiyeti'nin artık
ları , torunları sarıyor hep birli kte "Hilafet O rdusunu" oluşturuyorlardı.
M asonlar, tarikatlar, din taciri partiler ; kimi s arı ğın üzerine Melon şapka
takmış, kimi melon şap kayı s arıkla kamufle etmiş, kimi gece hahamlı k ya
parken gündüz imamlık olup nam az kıldırmış, kimi gündüz, gezici - seyyar
vaizlik yaparken gece p ap azlı k yapmış. lngiliz ve Amerikan istihbaratından
alıp d a ğıttıkları paralara kutsiyet masalları uydurup, S af insanlarımızı kan
dırıp aldatar ak, ülkemizi sömürme k suretiyle Amerika ve İngiltere'ye peş
keş çekmenin son versiyonl arını sergiliyorlardı.
Bunlann maskelerini biraz olsun indirmek dile ğiyle...
34
Tarikatlar Gerçeği
Nakşibendi Tarikatı
Nakşibendi tarikatının kurucusu Behaeddin Nakşbend'dir. Tam
adı Muhammed B. Muhammed el Buharl'dir. Nakşibent, 1 2 1 8 tari
hinde Buhara'ya 9 km. uzaklıkta Kasr-ı Hindüvan ya da Kasr-ı Ari
fan olarak adlandırdıkları yörede dünyaya geldi.
Nakşibendi tarikatının bandrolsuz olarak el altından satılan ve
Menzil Yayınları 'nca basılan "Yüce Nakşibendi Tarikatı" adlı yayınla
rında, şeyhin, müritlerinden daha fazla gayret göstermesinin sonu
cunda en kısa yoldan cennet vaad edilir. Bu tarikatın inancına göre
35
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
36
Ergün Poyraz
37
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Yüce Allah (c.c) onun tatlı şarabını sunsun gizli ilim hazinelerinin
kapılarını bizim için açsın.
Minhacul-Abidiyn kitabında şöyle denilmektedir. "Nakşibendi ta
rikatı uzunluk ve kısalığı diğer tarikatların ve ayakla yürünen yolla
rın mesafelerine benzemez. Bu tarikat ruh ayağı ile yürüyen bir ta
rikattır. Tefekkürlerine çok önem verilen ve iman lezzetlerini esas
olarak kabul eden bir tarikattır. ilahi nurlara mazhar olan bir mürit bu
tarikatta daha erken ermektedir. Kimi bir saat, kimi bir hafta, kimi bir
ay, kimi bir yıl, kimi de altmış yılda ermektedir. Bazıları da yüz yıl ağ
layıp sızlanmaktadır. Fakat kalbinde hiçbir iz olmamıştır. Samimiyet
ve ihlas her işin başında gelmektedir"
Hadimide:
"Nakşibendi tarikatı keşif ve kerametler tarikatıdır. Resulullah
(s.a.v) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır:
"Batın ilmi Yüce Allah'ın sırlarından bir sırdır. Yüce Allah bunu
sevdiği kullarının kalbine tecelli buyurur."
Hiç şüphesiz bu ilim hangi kalbe girerse orada bir aydınlık bir ge
nişlik meydana gelir.
Tatarhaniye kitabında da şöyle denilmektedir:
"Keşif ve Kalp ilmi, öğretmek ve öğrenmek ile elde edilemez; ya
şanarak, çalışarak elde edilir. Bu kalp ilmi değil hal ilmidir. Kuran-ı
Kerim'de yüce Allah şöyle buyurmaktadır.
"Bizim için çalışanlara , hiç şüphesiz yolumuzu gösteririz."
l mam-ı Taftazani Şarul-Makasid adlı kitabında şöyle denmekte-
dir:
"Kul bütün makamları aşıp ilahi tecellilere ulaşınca zati Ahadiye
nin sırlarına mazhar olur. Bu dereceye erişen bir kul kendi sıfatını ve
varlığını, yüce Allah'ın varlığında unutur, kaybeder. Varlık dünyasın
da Yüce Allah'ın varlığından başka bir şey görmez. Gördüğü d uy
duğu ve bildiği sadece O'dur. Hadis-i Kutside: "Kul nafilelerle bana
yaklaşmaya devam eder. Takiben onun tutan eli, yürüyen ayağı ve
konuşan dili olurum" diye işaret edilen mana budur. Bu tarikat bilgi-
38
Ergün Poyraz
leri ile elde edilir, kalp ve ruhun sı rlarıyla mazhar olmak için nefsin
kötülüklerinden arınmak gerekir .
. . . Eğer sana kimin oğlusun diye sorarlarsa sen de tarikatın oğlu
yum diye cevap ver. Eğer tarikat kimin oğlu diye sorarlarsa sende
"tarikat Muhammed Mustafa (s.a.v)'nın. Hz. Ebubekir (r.a) ve Hz.
Ali (r.a)'nın oğludur." Diye cevap ver tarikata bağlanma nikah bağı
gibidir. Fatiha, üç ihlas ve salavat nikahtaki mehr yerine okunur. Te
vekkülün sözlük anlamı ise, bedenini ibadete kalbini Allah'a bırak
maktır. Bazıları da tevekkül, her şeyini Allah'a bırakmaktır derler.
Resu.l ullah (s.a.v) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: "Onu bağla
sonra Allah'a tevekkül et."
Nakşibendi tarikatının temel esaslarının hususiyetine gelince:
Mürit kendisine verilen emirleri zaruret olmadan bırakmamalıdır.
Dört mezhebin temel esaslarına göre amel etmesi daha uygundur.
Kötülük ve çirkinlikten arınarak güzel alışkanlıklar edinmeye çalışıl
malıdır.
Bazı kitaplarda bu temeller uzun uzadıya açıklanmış ve sayıları
nı bine çıkarmışlardır.
Tarikatın Mahiyeti
Tarikatın mahiyeti ; ibadete devam etmek, belli saat ve zamanlar
da zikir yapmaktır. Tarikat, hakikat ve şeriat hükümlerine göre dav
ranışlarda bulunmaktır. Allah'tan başka hiçbir gaye ve hedef edin
memektir. iç ve dış dünyasını her türlü kusurlardan arındırmak ve
yüce gayeler peşinde koşmaktır. Kalbini bütün yalancı sevgilerden
temizlemek ve ilahi tecellilere ermekten engel olan her türlü bağlar
dan kurtulmaktır. Her zaman Allah'la beraber olarak hırs, kin ve
düşmanlıklardan uzaklaşmaktır. Bunun içinde kendini ve nefsini da
ima kontrol altında bulundurmaktır. Resulullah (s.a.v)'ın yolunda bu
lunmak ve sünnetine dört elle sarılmaktır. Resulullah (s.a.v) bir ha
disinde:
" Benim için bir saat vardır ki o saatte hiç melek-i mukarreb ve
nebiyyi mürsel aramıza giremez" diye buyurmuşlardır.
39
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Şahı Nakşibend
Nakşibendiler el altından dağıttıkları kitaplarının şeyhlerinin ha
yatını anlatırken onu "Büyük Veli" olarak niteliyorlardı.
" ... Hayatı: Asıl adı Muhammed Bahauddin olan bu büyük veli da
ha çok Şahı Nakşibend diye tanınmıştır.
Nakşibendi silsilesinin büyüklerinden Hace Muhammed Baba
Semmasi (k.s) hazretleri Şahı Nakşibendi (k.s) Hazretleri daha
doğmadan Kasr-ı Arifan köyünden geçerken bu topraklarda böyle
büyük bir zatın ortaya çıkacağını müjdelemiş ve Şahı Nakşibendi
(k.s) hazretleri dünyaya gelince onu manevi terbiyesini halifesi Sey
yid Emir Külal (k.s) hazretlerine emanet etmiştir.
Şahı Nakşibendi hazretleri Seyyid Emir Külal hazretlerinin elin
de yetişmesine rağmen yine bu silsilenin sadatlarından olan Abdül
halik Gucdevani hazretlerinin ruhaniyetinden feyiz almış ve bu yüz
den kendisine üveysi denilmiştir.
Seyyid Emir Külal hazretlerinin hizmetinde yedi yıl kalarak mürit
lik yapan Şah-ı Nakşibendi hazretleri onun müridi olmasına rağmen
seyyid Emir Külal hazretlerinin aksine gizli zikir (zikr-i hafi) yapmak
taydı . Seyyid Emir Külal hazretlerinin müritleri bu durumdan şika
yetçi olmalarına rağmen Seyyid Emir Külal hazretleri onu takdir et
miş, bu duruma müdahele etmemiştir.
Seyyid Emir Külal hazretleri vefatından önce müritlerine Şahı
Nakşibendi hazretlerine bağlanmalarını bildirmiş ve H .772 (M.
1 3 1 8) yılında vefatından sonra ise Şahı Nakşibendi tarikatının başı
na geçmiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi Şahı Nakşibendi daha çok
Abdulhalık Gucdevani hazretlerinin belirlediği esaslara bağlı kalmış
ve tarikata "rabıta" Şahı Nakşibendi tarafından canlandırılmıştır.
iki defa Haca giden Şahı Nakşibendi Herat, Merv, Nisabur gibi
yerlere uğrayarak büyük velileri ziyaret etmiş ve tarikatını yaymıştır.
Muhammed Parisa, Alaaddin Attar gibi büyük velileri ziyaret et
miş ve tarikatını yaymıştır.
Muhammet Parisa, Alaadiin Attar gibi büyük velileri yetiştiren
40
Ergün Poyraz
Şahı Nakşibendi hazretleri Hicri 791 (M.1 389) pazartesi günü ahi
ret hayatına göçmüştür. 73 yaşında vefat eden Şahı Nakşibendi
hazretlerinin türbesi Buhara yakınlarındadır.
Eserlerinin başlıcaları şunlardır:
Evrad-ı Bahiyye, Tuhve, Hediyetü's- salikin, Hayatname.
imamı Rabbani buyuruyor:
Yüce Allah, kıyamet gününe kadar, bizim bu halka halka yolu
muza girecek olan kadınların, erkeklerin isimlerini bildirdi.
Bendeki bu bağlılık çocukların vasıtası ile kıyamet gününe kadar
en üstün tarikat olarak kalacak. İ mam-ı Mehdi dahi, bu üstün bağlı
lık yolundan gelecektir.
"Allah'a giden yol yaratıklarının nefesleri sayısıncadır" müjdesi
buna işarettir. Eğer zakir hiçbir an mevlayı düşünmekten geri dur
mazsa, kendine uyku bastırdığı anda bile Hakkı zikretmekten ayrıl
mazsa, onun uykusu da gündüzde olduğu gibi hep huzurda olur.
Fakru fena devletini çok tez bulur. Zira bu zat isminin hususiyetleri
ve tesirleri pek çoktur, bundaki tesirler sıfatların isimleriyle meşgul
bulunmakta yoktur. Bu isme devam eden ; yani "Allal:ı, Allah , Allah"
deyip giden zakir, huzur dolu olarak Ondan güç kazanır, bu alemde
de ruhlar aleminde de tasarruf sahibi olur ve her muradını alır. . .
"
41
Tarikat. Siyaset, Ticaret ve Cinayet
42
Ergün Poyraz
43
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
44
Ergün Poyraz
lngiliz Siyaseti
Bu ibadet olarak gösterilen merasimlerin hergün tekrarlandığı ve
yapılmasının mecburi olduğu düşünülünce İ ngilizlerin tarikatların
kurulup yayılmasında büyük rol oynamalarının anlamı bir kere daha
ortaya çıkar. insanlarımız bu zikir ve benzeri serenomilerle oyalan
maktan ne ilme ne fenne ne de sanata vakit ayıramamışlar sürekli
olarak bu tarikat yuvalarında kafa sallamakla ömürlerini geçirmişler
di. Tarikatlarda zikir ve benzeri davranışların yanında rabıta yani
Şeyhle bütünleşme merasimleri vardı ki tam evlere şenlik. Yine
noktası virgülüne dokunmadan nakşilerin kitabından izleyelim:
" . . . Rabıta
Gizli zikirden sonra , Nakşıbendiye halidiye Tarikat-ı Aliyye'nin
ikinci sırada esas olan bir işi de şudur. Rabıta; Aşağıda onu anlata
cagız.
Rabıtanın anlamı şudur:
45
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
46
Ergün Poyraz
Daha sonra;
"Olun . . .
"
47
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
48
Ergün Poyraz
49
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
50
Ergün Poyraz
51
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
52
Ergün Poyraz
53
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
sizliği, uzun yıllar yurt dışında yaşaması, giyim ve yaşam tarzı gibi
hususlar nedeniyle, cemaat içerisinde eleştirilere maruz kaldığı ve
adı geçenin yöneticiliğinin, bir kısım cemaat mensubunca uygun
görülmediği öğrenilmiştir.
Bu bağlamda Nureddin Coşan'ı tasvip etmeyen cemaat men
suplarının bir kısmının, Adıyaman Menzil grubuna bağlanmaya baş
ladıkları yönünde bilgiler mevcuttur.
54
Ergün Poyraz
55
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
uzun bir sütun üzerinde yazılıdır. Harpten kaçmak bir korkaklık ala
metidir ve dünyaya haris olduğunu ispat eder. Allah'a iman eden bi
lir ki, Allah'ın takdiri bozulmaz."
1 26. sayfada Cihada gidemeyenlerin gideceklere destek olması
emrediliyordu:
"Sen kendin gidemezsen hiç olmazsa gazaya gideceklere yar
dım et. Onları günün silahları ile destekle . Geride bıraktığı aile efra
dını gözet. Bunları yapmadığın takdirde gelecek belalara el ayak
olursun . Gazaya gitmeyenler, gidenlere de yardım elini uzatmayan
lar, acaba yarının görünmeyen tehlikesini görmezler mi? Yoksa gör
mezden mi gelirler? Her nasıl da olsalar bu gibiler hem kendileri için
zararlı yoldadır; hem de mensup oldukları lslam camiasının çökme
sine ve düşmanların elinde oyuncak olmasına sebep olacakların
dan, mes'uliyetlerinin ne kadar büyük olduğunu idrak etmelerinin ve
ona göre çalışmalarının gerekli olduğunu hatırlatmak isterim."
Sayfa 1 34'ü okurken yine hilafet özlemlerinin canlandığını görü
yorduk:
"Bu hilafet lslam ulemasının hakkı iken ipin ucunu kaçırmışlar ve
idareleri güçlü kuvvetlilerin ellerine bırakmışlar. Onlar da bizim eli
mizden bütün hürriyetimizi almış, mektep medrese ve tekkeler ka
patılmış ve birçok ulema-i kiram, Şeyhülislam Sabri Efendi, Zahid
Kevseri ve emsali zevat memleketten kaçmış ve bir çoğu da kovu
larak bir daha memlekete sokulmamışlardır. Bu acı azmış gibi, ho
caların sarıklarını camii dışında sarmamaları emredilmiş, hatta bir
vakitler Kur'an-ı Kerimi okuyan ve okutanların tecziyelerine kadar
gidilmişti. Lehülhamd o günler geçti. lslamiyet yine ayakta. Allah
Teala hakikaten dininin hafızı ve hamisidir. Karanlık günler geçer, yi
ne gün doğup İ slam parlar. Herkes rahat ve huzura kavuşur. Ule
ma-i kirama, dünyada peygamberlerin halifesi olma payesi verildik
ten başka bir de ahirette onlara, şehidlik derecesi verilmiştir."
1 37. Sayfa' da masonlarla ilgili açıklamaları yer alıyordu:
" ... Şu mason denilen adamların kimler olduğunu hala ve hala
56
Ergün Poyraz
Vakfı ile ilim, Kültür, Sanat Vakıfları (iLK-SAV) çevresinde takip et-
mek mümkündür. Nakşibendi Tarikatının günümüzdeki yayın organ-
. .
lan arasında lslam , Kadın ve Aile, ilim Sanat, Panzehir gibi dergiler
yer almaktadır. ..
"
57
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
58
Ergün Poyraz
59
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
60
Ergün Poyraz
1 903 yılında Ankara'da geçirdiği bir kalp krizi sonucu ölen Mu
hammet Reşit EROL'un yerine kardeşi Abdülbaki EROL geçmiştir.
Adıyaman Menzil Grubu Nakşibendilerin son dönemde legal or
ganizasyonlar bünyesinde bir taraftan bol ve düzenli gelir getirici
açılımlarına devam ederken diğer taraftan taban genişletme amaç
lı faaliyetlerde bulundukları gözlenmektedir. Bu meyanda;söz konu
su grup tarafından;
- 2002 yılı içerisinde, FM bandında yayın yapacak bir radyo is
tasyorıunun faaliyete geçirilmesinin planlandığı, "Semerkand FM"
adıyla kurulacak olan radyo istasyonunun, öncelikli olarak Ankara
ve İ stanbul'a m üteakiben de Türkiye genelinde yayın yapacağı ,
- Bahse konu grubun fikirleri doğrultusunda yayın yapan Semer
kant Dergisinin merkezi tarafından, illerde bulunan grup mensupla
rına ziyaretler yapılarak, grubun söz konusu illerdeki faaliyetleri
hakkında bilgi alışverişinde bulundukları ,
- İ stanbul'da "Biltek" isimli bir ilköğretim okulunun yaptırılması
kararı alındığı, yaptırılacak okula cemaat mensuplarının 1 000 Dolar
lık hisselerle ortak olabilecekleri ,
- 2001 yılı içerisinde "Eğitim, Dergi ve Ticaret" alanında Türki
ye'de başlatılan çalışmalardan olumlu sonuçlar alması üzerine, ay
nı çalışmanın Avrupa'da da uygulamaya geçirilmesi kararı aldığı, ni
tekim , Rusya/Moskova'da bulunan cemaat mensubu öğrencilere
yönelik Ekim 2001 ayı içerisinde bir dergah açıldığı öğrenilmiştir.
- Bunun yanı sıra Adıyaman Menzil grubu yönetim kademesi dü
zeyinde Adıyaman/Kahta-Menzil köyünde 21 -22 Temmuz 2001 gü
nü yapılan toplantıda gündeme gelen hususlar, bölgede oluşan top
lumsal hassasiyet açısından dikkat çekmiştir.
Söz konusu toplantıda; "Mayıs-Temmuz 2001 ayları arasında
Menzil köyüne ziyarete gelen taraftar kafilelerine, bölgede kontrol
yapan güvenlik güçlerince fişleme yapıldığı şeklindeki şayialar ve
kaba davran ıldığının belirlenmesi bağlamında, tepki gösterilmesin
den korkulduğu, bu nedenle cemaat mensuplarının, itidalli davran
maları için uyarılması gerektiği" ifade edildiği,
61
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
62
Ergün Poyraz
5. Mali Kaynaklan:
Kurmuş oldukları şirketler, okullar, dershaneler ile yayın organla
rından elde ettikleri paralar ile faaliyetlerini idame ettirmektedirler.
Yaygın bir halk kitlesine de sahip olduğundan , bu kitlenin de önem
li sayılabilecek derecede yardımları olduğu bilinmektedir. . . "
63
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
enstitüleri kurar. . .
ihtiyaç sahiplerine borç vermek, tahsil ve araştırma bursları ver
mek, Nişan, düğün ve sünnet yardımları yapmak gibi faaliyetleri de
bünyesine alacağını vaat eder.
Vakfın gelir sahası ise şöyle belirleniyordu;
Vakıf kurucularının ortaya koyduğu sermaye ... Her üyenin ilk gi
rişte ödeyeceği giriş aidatı ve her ay ödeyeceği aidatlar... Her türlü
şartlı ve şartsız bağışlar,
Mevcut mal ve nakit varlığını nemalandırmak için gerekli tedbir
leri alır. . .
Her türlü ticaret, sanat, sanayi , ziraat, hayvancılık, madencilik,
turizm , ulaştırma sahalarında şirket ve işletmeler kurar. Kurulu olan
lara ortak olur veya ortak alır. . . ithalat ve ihracat yapar. . . patent ruh
sat, bayilik alır ve verir. . .
Menkul ve gayrımenkul alır ve satar. Kiralar, kiraya verir.
Zekat, fitre, kurban derisi vs. toplar.
Yurt içinden ve yurt dışından, doğrudan doğruya veya vasiyet
yoluyla hakiki veya hükmi şahıslar tarafından bağışlanan menkul
veya gayrımenkullar ve her türlü kıymet ve haklar. . .
Hak Yol Vakfı'nın Kurucuları şu isimlerden oluşuyordu:
Mahmut Esat Coşan
Y. Kenan Kul
Mehmet incili
Selçuk Yurtseven
Ömer Faruk Diker
Şeref şensöz
Rüstem Altınbaş
Abidin çetin
Enver Ergün . . .
64
Ergün Poyraz
Bazı Şirketler
Nakşibendilerin Lideri Muharrem Nurettin Coşan'ın ilişkili olduğu
şirketlere bakınca karşımıza; Sağlıktan Turizm'e, Eğitimden, Radyo
ve Televizyonculuğa, Otomotiv'ten Gıda sektörüne, Tarım ve hay
vancılıktan, İ nşaat'a , Sigorta'dan Kağıt ve Matbaa'ya kadar muaz
zam bir yapılanma ortaya çıkıyor. Nurettin Coşan'ın ilişkili olduğu
şirketler:
4048/8 Sicil No.lu, Merkezi Küçükçamlıca'da olan Ak-Ra Tele
vizyo� Habercilik Ve Yapım Anonim Şirketi. . .
1 7026 / 8 Sicil No.lu, Merkezi Kartal'da bulunan Tasfiye Halinde
Sürur Gıda Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi . . .
22890 1 / O Sicil No.lu, Merkezi Güneşli'de yer alan , Davet Ya
yıncılık Radyo Televizyon Ve. Habercilik Ticaret Anonim Şirketi
23 1 546 / O Sicil No.lu Asfa Eğitim Tesisleri Anonim Şirketi , Üs
küdar'da faaliyet gösteriyor.
231 770 I O Sicil No'lu yine Üsküdar merkezli, Vera İ ç Ve Dış Ti
caret Anonim Şirketi . . .
31 8298 / O Sicil No.lu, Tomar Kağıtçılık Matbaacılık Sanayi Ve Ti
caret Anonim Şirketi, Topkapı'da . . .
32 1 1 1 9 I O Sicil No.lu Fatih merkezli, Sim-Ağ İ htiyaç Maddeleri
Pazarlama Anonim Şirketi. . .
328709 I O Sicil No.lu Küçükçamlıca adresinde faaliyet gösteren
Serıer Holding Anonim Şirketi...
1 1 1 45 / 8 Sicil No. lu Ümraniye'de aynı isimle çalışan, Ümraniye
Sağlık Tesisleri Ve Ticaret Anonim Şirketi. . .
23597 / 8 Sicil No.lu, Kadıköy'de faal Medi Zinde Sağlık Hizmet
leri Anonim Şirketi . . .
250650 I O Sici l No.lu Fatih'te çalışan lspa Turizm Taşımacılık Ve
Ticaret Anonim Şirketi. ..
285 1 33 / O Sicil No.lu, Yenibosna'da faaliyet gösteren Haksağ
Sağlık H izmetleri Anonim Şirketi . . .
65
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Cübbeli ve Şirketleri
Cübbeli Ahmet, Gölcük depreminden sonra yaptığı ve Depremi
Allah'ın ceza için verdiği, ölen küçük çocuklar için ölmeselerdi de
gavur mu olsalardı" türünden konuşmalarıyla tanındı. Futbol saha
sından büyük külliye inşaatı için para toplarken "paralar gidi gidi ve
riyor" cümleleri de Ünlü'nün ününe ün kattı .
Ünlü son günlerde eşine Acarkent villalarından aldığı 2 milyon
dolarlık villasıyla gündeme geldi . Eşi bu villalara gidip gelirken
BMW 5 cipini kullandığı görülüyordu.
1 1 Şubat 2005 tarihli Milliyet gazetesinde "Hocaların Villa Kav
gası" başlıklı haberde şu bilgiler yer alıyordu:
66
Ergün Poyraz
67
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
68
Ergün Poyraz
kayarak yere düştü. Ben o sırada Ahmet'i tuttum ve ona biraz sitem
ettim. Sitem edince, Efendi Hazretleri dedi ki:
Sen ona fazla kızma, onun. terbiyesini bize bırak, zira biz ona ge
rekli terbiyeyi öğretiriz, dedi. lsmailağa Camii Şerifi Ahmet'in ikinci
evi olmuştu . Efendi Hazretleri'nin de manevi himayesine girmişti.
Evde olmadığı zamanlarda başka yerde aramamıza gerek yoktu,
biliyorduk ki Ahmet camidedir.
Cübbeli Lakabı
O zamanlar caminin karşısında terzi Fahri Efendi vardı. Fahri
Efendi, bizzat Efendi'nin hizmetinde bulunurdu. Küçük Ahmet ilk
ilim tahsilini Fahri Efendi'den aldı. Fahri Efendi'nin de küçük Ah
met'in yaşlarında bir oğlu vardı, bir de aynı mahallede bir doktor
komşuları vardı, onun da aynı yaşlarda bir oğlu vardı. Bu üç çocu
ğa Fahri Efendi ders vermeye başlamıştı. İ şte küçük Ahmet'in ilk
ilim tahsili bu şekilde başlamış oldu.
Küçük Ahmet o dönemlerde cübbe ve sarığa çok meraklıydı, an
nesinin namazlığını alıp başına sarar, namaz kılardı. Kibrit kutusun
dan cami yapar, çöplerinden de cemaat yapar ve onlara namaz kıl
dırırdı.
Fahri Efendi'den ders aldıkları sırada, doktorun oğlunun da adı
nın Ahmet olması üzerine, Fahri Efendi bu iki çocuğa hitap etmede
karışıklık olmasın diye, Bizim Ah-met'e "Cübbeli Ahmet" ismini koy
du. O gün bu gündür, Ahmet Hoca "Cübbeli Ahmet" diye anılır oldu .
Küçük Ahmet çocukluk yaşlarından itibaren cübbe giymeye baş
ladı. O zamanlar cübbe şalvar giyilmediğinden bu kadar küçük bir
çocuğun cübbe giymesi çevrede dikkat uyandırıyordu . . . "
Değerlendirme:
( 1 ) lskender Paşa (Esad COŞAN) Cemaati ,
Tarikatın Esad COŞAN'ın ölümünden sonra kamuoyuna eski yo-
69
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
70
Ergün Poyraz
Ünlü Nakşibendiler
AKP Kurucusu ve Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ersin Nazif Gür
doğan "Görünmeyen Üniversite" adlı kitabında Nakşibendi olduğu
nu açıkladığı Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, hakkında "Dolandırıcı
lık, Nitelikli dolandırıcılık" ve benzeri soruşturmaların bir çoğundan
iktidar olmanın nimetleri sonucu çıkardıkları aflar sayesinde rahatla
mıştı.
Unakıtan, birçok şirkette lslamcı kesimin önde gelen isimleriyle
yani Ülker'lerle, Kığılı'larla, Topbaş'larla, Yurdagül'lerle, Karamolla
oğlu'larla ortaklıklarda bulunuyordu. Maliye Bakanı olduktan sonra
Yahudi sermayesine çok ılımlı baktığı, İsrail istihbaratının önemli
isimlerinden Ofer'lerle de dost olduğu, ülkenin birçok kaynaklarını
bunlara aktarmak için çabalar gösterdiği izleniyordu.
İslamcı kesimin önde gelen isimlerinden Ülkerlerin, ortakları ara
sında Başbakan Erdoğan da vardı. Erdoğan Başbakanlığında Ülker
Ürünlerin reklamını yapmaktan bir an bile vazgeçmedi , kah Ülker çi
kolatalarını çocuklara dağıttı, kah göstere göstere Kola Turka içerek
71
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
len gıda maddeleri lslami ve lslami olmayan diye ikiye ayrıldı. Hep
belli markalar camilerde belli kesimlerin imamlarınca dikte ettirildi.
Ülker grubu da lslami sermayenin başını çekiyor, ürünlerinde do
muz ürünlerini kullanmadığını özellikle vurguluyordu. Alkolse zinhar
yanlarından bile geçmiyordu.
Bir gün Efes Pilsen biralarının üretim ve dağıtımını yapan Anado
lu Endüstri Holding'in sitesini incelerken ilgimi bir şirket çekti . Poli
nas isimli bu şirkette Holding hisselerinin olduğunu söylüyor ancak
ortaklarını belirtmiyordu. Aynı şekilde Ülker grubu da sitelerinde Po
linas adlı şirkette ortaklıkları olduğunu söylüyor, ancak onlar da or
takları hakkında bilgi vermiyorlardı.
23 Eylül 2004 tarihli Ticaret Sicili gazetesini incelerken hiç olma
yacak gibi gelen bir d urumla karşılaşıyor, Efes Ülker ya da Özilhan
ve Ülker ortaklığına rastlıyordum.
Ticaret sicil gazetesinde bu ortaklık şu şekilde yer alıyordu:
"Ticaret ünvanı: Polinas Plastik Sanayii ve Ticaret Anonim Şirke
ti . . .
Merkezi lzmir'de 1 378 Sokak No:4/1 Kordon iş hanı, Alsancak,
adresinde olup, ticaret sicilinin merkez- 57823 numarasına kayıtlı
yukarda unvanı yazılı şirket'in 26.04.2004 tarihinde yapılan olağan
genel kurul toplantısında,
72
Ergün Poyraz
73
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Kamil Yazıcı
Cevat Höbek
Yücel Sayın
Şerif Elçi
Güngör Aydınoğlu
Klaus Von Eichmann
Rene vermeire
Demir Demirgil
Cemalettin Özabacı
İ rem Nuhoğlu
Bi ra
Tüsiad Eski Başkanı ve Ülkerlerin ortağı Tuncay Özilhan'ın sahi
bi olduğu Efes birası'nın reklamlarında, "Dünya karması açıklandı"
başlığı altında "Biraullah" ifadesi kullanılarak, Allah'ın ismine haka
ret ediliyordu.
Şeriatçı Vakit gazetesi, I BDA-C'nin yayın organı görünümündeki
"Aylık" dergilerde bu duruma tepki gösterilirken, Tuncay Özilhan
için "Tescilli İslam Düşmanı" deniyordu. Oysa Tuncay Özilhan'ın or
takları arasında yer alan Ülkerler için her iki yayın organından da
hiçbir tepki ve hatta eleştiri bile gelmiyordu.
Ahh Kalbim
Ülker grubu "Türkiye'nin lezzetten ödün vermeyen en sağlıklı
margarini "Ülker Kalbim" .. " diyerek, 8Mart 2003 tarihinde Çırağan
Otel'de, yeni ürünleri olan "kalbim" marka margarin yağının tanıtımı
nı yapıyorlardı. Ülker grubu bu yağın kalbe çok iyi geldiği reklamını
yaparak yağ sektöründe yer almaya çalışıyordu. Çalışır ya, bunda
anormal ne var derseniz, anormallik bundan sonra başlıyordu. Mar
garinin üzerinde ve tanıtım filmlerinde "lstanbul Kalp Cerrahisi Vak
fı" destekler ibareleri bulunuyordu.
74
Ergün Poyraz
75
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
76
Ergün Poyraz
77
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
78
Ergün Poyraz
79
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
80
Ergün Poyraz
Ermeni Ortaklar
Ülkerlerin Amerikalı, Alman, Yahudi, Rum ortaklarının yanında
Ermeni ortakları da yer alıyordu. Doğan Matbaacılık Ambalaj Sana
yi ve Ticaret Anonim Şirketi adı altında faaliyete geçirdikleri şirket
teki Ermeni ortakları şu isimlerden oluşuyordu:
Dikran Mihran Acemyan
Dikran Acemyan
Fotini Acemyan
81
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
82
Ergün Poyraz
83
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
piyasa fiyatının çok çok üzerinde bir fiyatla satmışlardı. Kaldı ki, yet
miş beygirlik standart Land Rover'lerin üzerinde on bir kişilik man
ga ile hareket kabiliyetinin yok denecek kadar az bir hale geleceği
uzmanlarca belirtilmişti .Bu sebeple tercihin 1 1 0- 1 1 3 beygirlik arazi
araçlarından yana olması gerekiyordu. Bu alımda Milyonlarca ster
lin zarara da uğranılmıştır. Tabi ki insanın aklına şöyle bir soru da
geliyor. Acaba gücü zayıf olan pu araçlar yüzünden pusuya düşüp
pusudan kaçamayan yüzlerce askerimiz bu nedenle mi şehit ol
muştur?
Normalde en az beşyüz bin km den önce rektefe olmaması ge
reken araçlar daha elli bin km'ye gelmeden devre dışı olmalarının
sebebi motor güçlerinin oldukça zayıf olmasından mıydı? . .
Mayıs ayı ortalarında tüm tarikatlar v e dinci örgütler gibi lngiliz
menşeli Amerikan destekli Hizb-ut Tahrir isimli örgüt Özbekistan'da
ayaklanma çıkarmış yüzlerce insanın ölümüne yol açmıştı . Aynı ör
güt yine aynı günlerde Ankara'nın göbeğinde "Hilafet isteriz" diye
gösteri yapmıştı . "Özbek Devleti isyanları bastırırken Türkiye'de
montajlanan Land Rover'leri kullandı" diye lngiltere feryadı basıyor,
Lordlar Kamarasında soruşturma açacağını ilan ediyordu.
PKK'nın da ABD ile birlikte en büyük hamilerinden olan l ngiltere
araçlarının arazi şartlarındaki ayıplı halinin en çok PKK'ya yaradığı
nı bildiği için bu araçların operasyonlarda kullanılmasına ses çıkar
mıyordu. Eli kanlı PKK militanlarına karşı güvenlik güçlerinin sapan
taşı bile kullanmaları karşısında insan hakları diye yırtınanların bu
araçların operasyonlara katılmalarına neden ses çıkaramayıp bıyık
altından gülmelerinin nedeni, bir polis müdürünün Jandarma'nın ln
giltere'den, Emniyetinde İ rlanda'dan aldığı ve hareket kabiliyetinin
çok zayıf olmasından sık sık pusuya düşüp yüzlerce vatan evladının
şehit düşmesinde baş rol oynayan bu araçları ithal eden firma yet
kilisine söylediği sözlerde yatıyordu . "Bunlar katil araç!"
1 986 yılında Jandarma Genel Komutanlığı 4x4 araç alımı yapar
ken çıkarılan şartnamede aracın gücünün 70 BG olması öngörülü-
84
Ergün Poyraz
85
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
dan (!?) tam adıyla Münir Kemal Yavuz'da intikal ediyor, Haziran
2004 yılında Evyap Yönetim Kurulu şu isimlerden oluşuyordu:
Mehmet Fikret Evyap
Mehmet Fethi Evyap
Nimet Evyap
Özer Seliç
86
Ergün Poyraz
87
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Kemal Yavuz Paşa medyada bu denli yer alan Evyap ailesi ve il
han İşbilen'in kim olduğunu bilmiyordum diyebilir mi? . . .
Akyazılı Orta ve Yüksek Eğitim Vakfı internet sitesinde "Tarihçe
miz" başlığı altında İ ş bi len e şöyle yer veriyordu :
'
88
Ergün Poyraz
Komünistlik Yapmayın
Münir Kemal Yavuz Paşa Antalya'da yayın hayatına başlayan
Müdafaa-i H ukuk dergisinde Atatürkçülük(!) yapmak için yazı yaz
maya başlar. Aynı dergiye Suna Kili'yi de getirir. Müdafa-i Hukuk
dergisinde Rahmi Koç ile bir bar sahibinin basında yer alan fotoğ
rafı basılır. Altında da latife yollu yazılar yazılır. Atatürkçü(!) Kemal
Yavuz Paşa buna çok bozulur. Dergi yönetimine telefonu açar ve
fırçayı basar; "Komünistlik yapmayın . . .
"
89
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
90
Ergün Poyraz
Deprem engelledi
1 5 firmanın katıldığı açık artırma 1 3 milyon dolar ile başladı. En
yakın rakibimizden 4 milyon dolar daha fazla vererek, 3 1 4 bin 500
metrekarelik arsayı içindeki fabrika ile birlikte aldık. 3 yıl vadede
34.4 milyon dolar ödendi.
Arsayı önünde liman bulunan sanayi tesisi haline getirecektik.
Ancak deprem olunca Bayındırlık Bakanlığı imar iznini durdurdu.
Ancak çocuk bezi ve hijyenik ped yatırımımızı geciktirmeden yap
mak, zorundaydık. Bu yüzden bu yatırımımızı Tuzla'da yaptık. Bu
yüzden bu arsa yatırım alanımızın dışında kaldı.
82 Milyon dolar
Özelleştirme İdaresi'ne ödenen değerin Eurobond faizi ile günü
müzdeki ederi 66.6 milyon dolardır. 1 958'den bu yana süren arsa
ihtilaflarını çözdük. Ek olarak 1 8 bin 225 metrekarelik 5 yeni arsa
satın alındı. Bu arsaların ederi de 3.9 milyon dolar. Deniz tarafında
alınan toplam 28 bin metrekarelik arsanın değeri de 3.9 milyon do
lar. 6.5 yıl içinde güvenlik görevlileri ile idari personel için 1 .9 milyon
dolar ödedik. Liman projelendirmesi için de 2 milyon metreküp se
ramik atığı kaldırılarak deniz dolgusunda kullanıldı. Bu işlemin mali
yeti de 3 milyon dolar. Bölgeye yapılan yatırımların toplamı 79.4 mil
yon doları buldu ..."
En değerli arsa
Arsa satışa çıktığında Erdemir ile birlikte iki yabancı firma daha
başvurdu. Üç firma da ayn ı değeri verdi. Ancak biz bölge belediye
lerine istihdam sözü verdiğimiz için yalnızca liman yatırımı değil is
tihdam sağlayacak yatırımlar yapacak olan Erdernir'i tercih ettik.
Bölgede depremin izleri silindi. Yatırımlar sürüyor. Bu alan bütün
Marmara'da liman yapımına en uygun eşsiz bir bölge ... "
91
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Şeyhin Fakültesi
Kamuran Zeren imzasıyla 30 Nisan 2001 tarihli Hürriyet gazete
sinde çıkan "Şeyhin Fakültesi" başlıklı haber tarikatlann kat ettiği
mesafeyi bir kere daha gözler önüne seriyordu:
92
Ergün Poyraz
Bağışlar Da Vakfa
Nakşibendi Tarikatının kurduğu vakıf aracılığıyla, İ lahiyat Fakül-
93
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Garabet Fakülte
Çağdaş bilime ve gelişmeye açık aydın din adamı yetiştirmek
amacıyla kurulan fakülte, bu amacına hiçbir zaman yaklaşamadığı
gibi hiçbir gelişme göstermemiş, günden güne gerileyen bir kurum
haline gelen fakülte, içinde bulunduğu şartlar ve vakıf ile olan ilişki
lerinden dolayı devlete ait olmaktan çok tarikatın ilahiyat fakültesi
görüntüsünde.
Kütüphane Kapalı
İ lçe çarşısında kitap satan bir tek yer bulunmadığı gibi ilçe halk
kütüphanesi de kapalı.
Gazeteler Yasak
ilçeye gazete ve dergi sokulmuyor. Sadece radikal dinci Akit,
94
Ergün Poyraz
95
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
hamlarla iftiralar atılır. İşte ilk göz atışta " İ rticai faaliyetlere katıldığı
belirlenenlere "AKP'li Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaptırımlarını(!) gös
teren ve mahkeme kayıtlarına geçen öğretmen listesi:
96
Ergün Poyraz
rın ve ahid sahiplerinin eziyyet görmemesi için uzak bir çöplüğe atı
lır. Malı ise ganimet olur. Hiçbir Müslüman ona mirascı olamaz. Zi
ra Müslüman'ın kafire mirasçı olması yasaktır. . ."
lbn-i Teymiyye
'Ergenlik yaşına ermiş birisi farz namazlarından birisini terk eder
farz olduğu kesin olan kısımlarından birisini terk ederse, tevbe etti
rilir, eğer tevbe etmezse öldürülür. . .
'
97
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
98
Ergün Poyraz
99
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
şına 1 ,5 olmak üzere toplam 20.000.000 liramı aldı. daha sonra ha
mile olmadığımı anladım . Sanıklar hakkında şikayetçiyim , cezalan
dırılmasını istiyorum dedi.
işimden Oldum: Müşteki Selma Şikayetinde: 1 0 yıllık evliyim.
Çocuğum yoktu . Doktorlar çocuğun olmayacak dediler. Bide ümit
kapısı olarak ismini duyduğumuz sanıkların evine gittik. Sanık şifa
sız dert yoktur. Çocuğun olur, muska yazacağını söyledi. 1 1 tane
muska yazdı. Kurban parası olarak muska başına 1 ,5 milyon lira
para aldı. 1 00 milyonun üzerinde paramı aldı. İ ncir mağazasında
çalışıyordum. işimi bırakmamı söyledi. Daha sonra hamile olmadı
ğım ortaya çıktı. Bu sefer beni dolandıran sanıklar hakkında şikayet
çiyim dedi. Muskaları kocası getiriyordu dedi. Üç sanık aynı evde
duruyorlardı dedi.
Müşteki Aliye Aksoy; Şikayetinde: 7 yıllık evliyim, çocuğum ol
madı. Ailecek kayınpederi , kocası ve bayan sanık evde tedavi etti
ğini söyleyerek çocuğumun olacağını hatta mayıs ayında hamile ka
lacağımı söyledi. 50-60 milyon paramı aldı. Kurban kestik. Kestiği
kurbanı da kendi mahallesine götürdü. Daha sonra hamile olmadı
ğım ortaya çıktı. Sanık hakkında şikayetçiyim , cezalandırılmasını is
tiyorum dedi .
Müşteki Bilge Altun; Şikayetinde: 1 3 yıllık evli olmama rağmen
çocuğum olmuyordu. Bu sebeple sanıkların ismini duymamız üzeri
ne kendilerine gittik. Bize çocuğumuzun olacağını söylediler. Ben
tıbben altı kez tedavi gördüğümü çocuğumuzun olmadığını söyle
meme rağmen çocuğun olacak diyerek, çeşitli vaatle 1 6 m uska ve
bir koyun bedeli olmak üzere toplam 50 milyonun üzerinde paramı
aldı ve bu sanıklar hakkında şikayetçiyim, cezalandırılmasını isterim
dedi.
Sanık Emine Ôztürk; Savunmasında: Ben Yeşilyurt mahallesin
de oturuyorum. Uzun müddetten beri benim rüyama muhterem biri
giriyor ve kendisini Hızır Aleyhisselam olarak tanıtıyor ve bana be
nim kendi vasıtasıyla benim hastalara ve zor durumda bulunan ki-
1 00
Ergün Poyraz
Telefonda Müjde
Müşteki Nuray Yıldız; Şikayetinde: 6 yıllık evliyim . Çocuğum ol
madığı için sanığın methini duyarak, sanığa gittim . Bana yattığı rü
ya sonucunda
. iki muska çıktı . Bunları yaptırdık. Ancak korktuğumu
.
söyledi. iki m uska daha olmadan başka bir kurban yaptırdık. iş du-
rumuyla ilgili problemlerimizi anlattık. Aydın'da eskiden ayakkabıcı
olduğu için bu nedenle aramızda samimiyet olması hususunda dört
muska yazılması gerektiğini rüyasında da görmüş, bunu yazdılar.
Her muska için bir buçuk milyon lira para verdik. Evimize telefon et-
1 01
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Sanık:
Sanık Emine'den müşteki beyanlanna karşı diyecekleri soruldu:
Müştekiler doğru söylüyor. Rüya olayı bana görünüyor. Bana müra
caat eden kişilerin çocuk sahibi olup olmayacağını Hızır Aleyhisse
lam söylüyor. Bense bunun üzerine tavsiyelerini kendilerine aktarı
yorum. Kendilerine muska yazıp, karşılığında bir buçuk milyon alı
yorum dedi. .. "
1 02
Ergün Poyraz
hemşire vardı. Dr. lsmail Yayla isimli kişinin karısı muskacıya bizim
gibi gelip gidiyorlar. Biz 1 8 yıllık evliyiz. Gitmedik doktorlar kalmadı.
Çaresizlik içinde buna sığındım. Her seferinde çocuğum olacağını
söylüyord.u , bende para veriyordum. Toplantı ve eğlencelere dahi
göndermedi. Yakınımızın düğününe gidemedim. Sanık hakkında şi
kayetçiyim dedi.
Müşteki Emine Taşcan; Şikayetinde: Bende çocuk sahibi olma
dığım için sanığın rüyaya yatıp , kişilerle ilgili çocuk sahibi olup olma
yacağını bildiğini söylediler. Bu nedenle gittim. Rüyaya yattı . 8 mus
ka bir adak görünüyormuş. Her hafta gitmek suretiyle yerine getir
dim. Toplam 1 2.000.000 TL para 1 5.000.000 lirada kurban parası
verdim . _Sanık hakkında beni dolandırdığından şikayetçiyim dedi.
Müşteki Fatma Özen; Şikayetinde: Bende diğer müştekilerin is
patlarına katılıyorum. Ben de gittiğimde rüyaya yattı. 1 3 tane mus
ka birde adak çıktığını bunları yerine getirmem halinde çocuğum
olacağını söyledi. Muskadan bir buçuk milyondan on beş milyon pa
ra aldı. Daha sonra 9 ayrı kişilerin hastaneye müracaatı üzerine ha
mile olmadığının belirmesi durumuyla bu durum ortaya çıktı. Ben de
sanık hakkında şikayetçiyim.
Müşteki Sevcihan Çağırgan: Benim çocuğum olmuyordu. Çocu
ğumuzun olması için sağa sola koşturduğumda Emine Öztürk'ün
çocukları olmayana ilaç ve muska yaptığını duydum. Geçen yılın ey
lül ayında pamuk zamanında gittim. Ben kendisinin yanına çok gi
dip geldim. Bana yediye yakın muska yazdı. Ben kendisini bu isim
lerle ilgili 7 .500.000 lira para verdim. Bana ayrıca koyun keseceksin
dedi diye koyun kestim evimizde dağıttım. Benin karnımda şişmeler
oldu. Birkaç ay sonra çocukta hareketlenme olmayınca gittik. Bize
kesinlikle çocuğunuz olacak dedi. Muskaları sağa sola okuttum. Bir
şey olmadığını söyledim. Çocuk olup olmadığını kontrol için doktora
gittim. İ drar tahlilleri yapıldı. Çocuk olmadığı söylendi . Üç muska pa
rası daha vardı. 4.500.000 lira daha verecektim, vermedim. Ben
Emine Öztürk'e gittiğimde kapıda Aydın Öztürk vardı. Hastaları o
1 03
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 04
Ergün Poyraz
1 05
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 06
Ergün Poyraz
1 07
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 08
Ergün Poyraz
1 09
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 10
Ergün Poyraz
hi ile Kürtçe eğitim(!) yapacak diye bazı derslikler açan Mehmet Na
zif Ülgen "Ufuktaki Cumhuriyet" adlı kitabı kaleme alıyorlardı. Baş
tan sona hezeyanlarla dolu olan kitabın onuncu sayfasında şöyle
deniyordu:
"Cumhuriyet, egemenliği halka vermedi . Osmanlıdan hanedanlı
ğı alıp asker ve sivil bürokrasiye verdi. . .
"
111
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 12
Ergün Poyraz
113
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
olacak genç nesil 70 yıl öncesinin nesli değildir. Üretime katkı ya
pan üretken ruh, devletin kapısında iş beklemeyen bu genç potan
siyel, ufuktaki Cumhuriyetin temellerini atacak kesimdir. Bu kesim
çalıştığı işyerini kutsal sayan kesimdir. . . . "
Bu kitabın ardından bugün Tayyip'in kurmay kadrosunda yer
alan isimlerce "Yeni Türkiye" adlı bir kitap türünde dergi çıkarılıyor
du. Yeni Türkiye'yi kurmak için bu kitapta Demirel'den Tayyip Erdo
ğan'a, Rahmi Koç'tan Sakıp Sabancı'ya, Haşim Kılıç'tan Yekta Gün
gör Özden'e, llber Ortaylı'dan Mahir Kaynak'a, Abdurrahman Dili
pak'tan Şakir Süter'e, Toktamış Ateş'ten Doğu Perinçek'e, Ömer
Dinçer'den Osman Altuğ'a, Şükrü Karatepe'den Sönmez Köksal'a
kadar birçok isim yer alıyor, ancak ipi Tayyip Erdoğan ve kurmayla
rı göğüslüyordu.
Sahte Atatürkçülerin tiyatro sahnesi haline gelen ülkemizde,
gerçek Atatürkçülerin sesleri çıkmıyor. Yıllardan beri ne kadar çap
sız, milli ruhtan yoksun kişi varsa birçoğunun maskesi olan Atatürk
çülük bugün masonların elinde oyuncak durumuna düşüyordu .
Yahudi destekli Masonlar, "Atatürk'ün fikirlerini biz yaşatacağız"
diyorlardı demesine ama fikirlerini yaşatmayı bir yana bırakın 29
Ekimlerde localarında kurdukları sarhoş masalarında Cumhuriyetin
kazanıldığını iddia ediyorlar, Atatürk ve silah arkadaşlarını içki ma
sasında gösteriyorlar, Cumhuriyetin içki masalarında kazanıldığını
iddia ediyorlardı. Bunun yanında, 18 Ekim 2005 tarihli Star Gazete-
1 14
Ergün Poyraz
1 15
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 16
Ergün Poyraz
1 17
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
ni Türk olmakta senin rolün ne? Katkın ne? Bu, ucuz bir övünme bi
çimi" şeklinde konuşuyor, şunları anlatıyordu:
" l rkımı nasıl yok edebilirim? Türk'üm işte. Dinimi de Allah'a inan
masam da ortadan kaldıramam. Müslüman bir çocuğun ateist bir
çocuğu ile, Protestan bir toplumun ya da Budist bir toplumun ateist
çocukları birbirine benzemez. Yani Ateizm Allah'a inanmamakta bir
ortaklık yaratmaz. Hangi toplumun dinsiziysen o toplumun kültürü ,
inançları mutlaka sana sinecektir. insan kendi ırkından ve dininden
asla vazgeçemez. Bu, içinde var olduğun toplumun kültürüdür, ya
şarsın ve yaşamak da zorundasın. Ben bu kültürü beslemekten,
zenginleştirmekten söz ediyorum. İ nsanın kendi seçmediği iki sıfa
tıyla övünmesine karşıyım . Ne diye Türk olmaktan övünüyorsun .
Yani Türk olmakta senin rolün ne? Katkın ne? Bu, ucuz bir övünme
biçimi. Neden kendini Türk olduğun için diğer insanlardan üstün gö
rüyorsun. Bunu yapmak için sen nasıl bir çaba gösterdin? Hiç . . .
Hiçbir çaba gösterilmeden elde edilen değerlerle övünülmemesi
gerektiğini düşünüyorum . . . "
Babası Çetin Altan'ın verdiği Mason kültürünü her yerde sergile
yen Ahmet Altan, Mayıs 2004 yılında "içimizde Bir Yer" adlı kitabı
nın 65. Sayfasında özlemlerini dile getiriyordu:
"Ben bir tanrıya iman edeceksem, kiraz ağaçlarını ve kadın me
melerini yarattığı için iman ederim.
1 18
Ergün Poyraz
1 19
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Başkanlık Sistemi
Her yerde olduğu gibi tarikatların fikri yapısını İ ngiltere oluşturur
ken, eylem sahasında Amerika yerini alıyordu. Dinli dinsiz tüm tari
katlar aynı kaynaktan yönlendiriliyordu. Nurcular, Nakşibendiler,
Süleymancı ve diğerleri bu sistemde kukla iken, kuklacıyı da ma
sonlar oynuyordu. Masonların ipini tuttuğu tarikatlar insanlarımızı ili
ği kemiğine kadar sömürtürken, masonlar ipleri tutmanın avantajı
ile bu ortamda aslan payını kapıyordu. Masonları idare edenler ise
Bilderberg, CFR daha açık bir deyişle beynelminel Yahudi idi.
Son senelerde ülkemizde Demirel'den başlayarak birçok kesi
min hayallerini süsleyen ideallerden biri de başkanlık sistemiydi.
Yine 1 993 yılında "i kinci Cumhuriyet" adlı bir kitap yayınlanıyor,
bu kitapta kendisine sorulan "Bu değişim süreci içinde eğer ülkede
yaşayan bazı grup insanlar Milli Yapı içersinde kalmak istemezler
se ne olacak?" şeklindeki soruya, "Onun kararını yine halk verecek"
şeklinde cevaplıyordu.
Erdoğan, "Kürtlerin ; biz ayrı yaşamak istiyoruz" şeklindeki istek
leri olursa şeklindeki soruya da "bu durumda belki Osmanlı eyalet
ler sistemi benzeri bir şey yapılabilir" diyordu.
Tabii ki sorular bitmiyordu: "Bağımsızlık isterlerse tamamen ay
rılmak isterlerse . . " Tayyip'in cevabı girdiği rotayı gösteriyordu; "Ona
orada sınır tayin edemem. Eyaletler tarzı bir sistem içinde olabilir di
yorum"
Bu açıklamalarınn ardından önce, "Türkiye de yirmi yedi etnik
gurup var" diyor. Ardından etnik gurup sayısını otuzlara, kırklara ka
dar çıkartıyordu.
Böylece ôzal'ın 1 993 yılında ölümünün ardından eyaletçi, fede
rasyoncu, başkanlık sistemli söylemler sahibini bulmaya başlıyor
du.
1 20
Ergün Poyraz
121
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 22
Ergün Poyraz
Ve Demirel Sahnede
1 1 Ocak 1 999 tarihli Radikal Gazetesi'de Mason Demirel'in
"Eyalet" sistemi önerdiğini duyuruyordu. Haberde Demirel'in uzun
zamandır Türkiye'nin başkanlık sistemini tartışması gerektiğini söy
lediği belirtiliyordu.
Başkanlık Sistemi Masonların icadı ve elde etmek istedikleri ül
kelerde yerleştirmeye çalıştıkları bir sistemdi. Buna "Şeriat, Yakın
doğu Federasyonu, Osmanlıcılık" yaftaları takılması masonların göz
boyama taktikleriydi .
Üstad mason ve Demirel'e "Mason değildir" anlamında sahte
belge veren Enver Necdet Egeran, yazdığı "Güncelleşen Masonluk"
kitabının 2 1 7 Sayfasında "Başkanlık Sistemi" ile ilgili olarak şunları
vurguluyordu:
" Masonlukta geliştirilmiş olan , Büyük Üstad, Büyük Kurul, Bölge
Büyük Locası ve Localar idari Sistemi, toplumda Başkanlık Sistemi
siyasi kuruluşuna örnek teşkil etmiştir. Bu fevkalade sistem, önce
ABD'de George Washington ve arkadaşları masonlar tarafından
kurulmuş, zamanla geliştirilmiş ve sonra diğer memleketlere intikal
etmiştir. . .
"
1 23
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 24
Ergün Poyraz
1 25
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 26
Ergün Poyraz
lar ödedi.
TMSF'nin erotik film listesindeki on film şöyle: "Passion and Ro
mance, Butterscotch- Mission l nvisible, Click, Butterscotch - Power
Flower, Virtual Encounters 2, lnsatıable Wives, Click, Sex Files 2 ,
Belonde Heaven, Urban Master."
1 27
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
üyelere' veriliyor. AKP'nin gruba 'tam üye' kabul edilmesi için ise,
Türkiye'nin AB üyesi olması gerekiyor. AKP'nin bu grubun içerisin
de söz sahibi olması oldukça önemli. Avrupa Hıristiyan Demokrat
ları , Avrupa'da en etkili ve büyük siyasi grup olarak dikkati çekiyor.
Avrupa Parlamentosu'nda da en fazla koltuk sayısına sahip . . . "
Kimlik Değişimi
Başbakan Erdoğan, 1 993'te 'Bu anayasa ırkçıdır', 1 995'de
'Ölünce, kavmini sormayacaklar', 2002'de 'Kürt sorunu yoktur' de
mişti. Bu yıl 'Kürt sorunu' ile 'Türk kökenli vatandaşlar' ifadesini kul
lanıyordu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , "Kürt sorunu" ve "üst kimlik"
tartışmasında muhalefetin "Yugoslavya'ya döneriz. Üniter çimento
esnetiliyor" tepkisine hedef olurken, verdiği çelişkili mesajlarla zik
zaklar çiziyor.
Geçmişte "molla" büyük dedesinin dini duyarlılığıyla etnik ayrım
ları reddeden , 2002'de "Türkiye'de Kürt sorunu yok" diyen Erdoğan,
1 O Ağustos 2005'de probleme "Kürt sorunu" adını koyma, 28 Kasım
2005'te "'Kürt'üm demeyeceksin ha' dersen isyan başlar" deme
noktasına geldi. Erdoğan'ın kimlik bunalımında son nokta, 6 Aralık
2005'te "Türk kökenli vatandaşlar" demesi oldu . Erdoğan'ın geç
mişten bugüne uzanan değerlendirmeleri şöyle:
. .
Müslümanım
6 Aralık 1 995: Ümraniye konuşmasında ; "Bana diyorlar ki , "Sen
Rizelisin. Sen Laz'sın." Diyorum ki, "Laz değilim" Gittim, babama
sordum. Baba biz Türk m üyüz laz mı? .. Babam, büyük dedesine
1 28
Ergün Poyraz
sormuş. Molla bir zattı . Şu cevabı vermiş: "Yarın öleceğiz, Allah bi
ze soracak: Rabbin kim, nebin kim , dinin ne? Ama bize 'Kavmin ne
dir?' diye sormayacak. Sana sordukları zaman 'Elhamdülillah Müs
lümanım' de geç."
Ben Gürcü'yüm
1 3 Mart 2004: (Kanal D'de) Türkiye'de bir Kürt, bir Laz, Abaza,
Çerkez gerçeği varken, bunlar Allah göstermesin onlarca sorun do
ğurur. Geçmişte de böyle olduğu için bu sorun haline geldi.
21 Mayıs 2004: (Romanya'da Türk soydaş derneği temsilcileri
ne) Dünyada ideolojiler bitti. Ne etnik ideoloji ne de dini ideoloji ka
lıcı oluyor.
1 1 Ağustos 2004: (Gürcistan gezisinde) Ben de Gürcü'yüm, ai
lemiz Batum'dan Rize'ye göç etmiş bir Gürcü ailesidir.
1 29
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 30
Ergün Poyraz
Annç da Sorunlu
Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Dergisi "Bülent
Arınç da Sorunlu" başlığı ile şunları aktarıyordu:
Bülent Arınç herhalde; tıpkı Recep Tayyip Erdoğan gibi, Leyla
Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan, vesaire tarafından takdir ve tebrik
edilmeyi arzu etmiş olmalı ki , o da Güneydoğu'daki terör meselesi
ni "Kürt Sorunu" olarak açıklayıverdi.
Allah encamını hayreylesin .
Kürt sorununun çözümü için cesur adımlar atılmalıymış, daha
fazla demokrasi , daha fazla özgürlük gerekirmiş . . .
Asla! . .
Daha fazla demokrasi ve daha fazla özgürlük Güneydoğu'nun
elimizden çıkmasına sebep olacaktır.
1 31
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 32
Ergün Poyraz
1 33
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Tek harf dahi ilave etmeden aktardım; 1 O Mart 1 998 günkü Za
man gazetesi aynen böyle yazıyor a dostlar.
Şimdi anladınız mı ADL kim, Fetuliah Efendi ne iş yapar, "hoşgö
rü masalı ve diyalog kitabı" ne? Hala fark edemediyseniz her iki
"Zaman haberi"ni tekrar okuyun lütfen; gerçekler zamanla anlaşılır
çünkü .
Hayırdır, bazıları şoklanmış gibi . . . Bu Mart haberi soğuk duş et
kisi yaptı herhalde?
1 34
Ergün Poyraz
1 35
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 36
Ergün Poyraz
137
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
ni'nin bir rolü var mıydı? Hemen belirtelim ki , Recep Tayyip Erdo
ğan bu yılın başında ABD'ye yaptığı ziyarette Kabbani ile buluşmuş
tu . Abdullah Gül ise, bundan bir süre önce Kayseri'ye gittiğinde,
Şeyh Nazım ın müridi olduğu söylenen Tuncer Özkardeşler'i Ta
'
"Suriye Konsolosluğu'ndan
ilan
Kıbrıs Suriye Konsolosluğu, Suriye'ye seyahat etmek isteyenle
re verilen vize hamiline yalnız iki aydan fazla ikamet hakkı verme
diği gibi Suriye dahilinde gerek ücretli, gerekse ücretsiz iş yapmak
1 38
Ergün Poyraz
1 39
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 40
Ergün Poyraz
141
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 42
Ergün Poyraz
lamasında Cumh uriyet rejimi için de diyor ki: "Milletin yıllardır yapı
lan bu dayatmalara karşı direndiğini ve yapılan uygulamalann tut
madığını artık herkes görüyor. 80 yıldır yapılan bütün zorlamalara
rağmen bu işin yürümediği görüldü . . ... Allah Kuran' da 'Allah fesat
çılann işlerini ileri götürmez' buyurmaktadır. . ... Her kim ki ilahi em
rin dışındadır, fesattadır, eriyecektir ve küçülecektir."
Şeyh'in arka çıktığı ve pek beğendiği bir kişi olan Adnan Hoca
(Adnan Oktar) için söyledikleri de onun nasıl bir kafa yapısına sahip
olduğunu ortaya koyan bir başka kanıt. Adnan Hoca hakkında so
ruşturnıa sürerken şu açıklamayı yapmış bulunuyor: "Adnan Hoca
ile uğraşılmasını tavsiye etmem. Bundan sonra uğraşanlara bir fe
laket geleceğini haber veririm. Çünkü ben bazı şeyleri bilirim. Ma
neviyat yolunda bazı haberlerim olur. Haber verirler." (Hürriyet,
24. 1 1 . 1 999)
Ne ki, tüm görüş ve düşüncelerine karşın Şeyh Nazım, Kıbrıs'ın
Hıristiyanlar'ın, İ ngilizler'in yönetimi altında olduğu günlerin özlemi
içinde. .Zaten koyu bir lngiliz hayranı ve yaşamının
. büyük bir bölü-
mü de lngiltere'de geçirmiş. Bakın , Kıbrıs'ta lngilizler'in egemen ol-
duğu günler için. bir keresinde ne demiş: "Biz burada cinayet nedir
bilmezdik. Bu, lngilizler zamanındaydı." (Bozkurt, 9 Mart 1 990).
Londra ise onun için sanki bir cennet: "Londra, dünyaya açılan bir
penceredir; orada her milletten insanı bulmak, İ slam'ı anlatmak
mümkündür." (Tercüman, 1 8 Eylül 1 989).
1 43
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 44
Ergün Poyraz
1 45
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Kabbani Kimdir
Erdoğan'ın görüştüğü Şeyh Kabbani, Yüksek İ slam Kurulu Baş
kanı'dır. Şeyh Nazım Kıbrısi'nin Amerika'daki sağ kolu ve damadı.
1 46
Ergün Poyraz
Tayyip'in Dünürü
Sadık Albayrak, Tayyip'in İ stanbul Belediye Başkanlığı dönemin
de danışmanlığını yapmış, Belediye şirketi olan Kültür A.Ş'nin başı
na getirilmişti . Arkadaşlıkları, ta Milli Türk Talebe Birliğine dayanı
yor, Tayyip onun için "Benim idolüm" diyordu.
Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde dünürü olan ve Yeni
Şafak Gazetesi yazarlığı da yapan Sadık Albayrak, "Şeyhülislam
Mustafa Sabri" adlı kitabında Ulusal Kurtuluş Savaşımızın kahra
manları hakkında işgal kuvvetleri ile aynı dili konuşuyordu;
.
" ... İ ki paralık Mustafa Kemal kuwetinin baskısına
. boyun eğerek
lngilizlerin, Fransızlann ve sair devletlerin lstanbul'dan çekilip git-
melerini ancak Kemalistlerin idam ettiği Türk aklı kabul edebilir... "
1 47
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Sadık Albayrak kitabının "1 44-1 45-1 46-1 47- 1 48" sayfalarında
kuracakları halifeli Şeriat devletinin özelliklerini anlatıyordu:
" . . . Hilafet devletinin yürütülmesinde Nebevi metodun temel alın
ması, aşağıdaki ana görev almalarının belirlenmesini sağlar,
a . H ilafet devletinin insani görevi,
1 48
Ergün Poyraz
1 49
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Bağlar ve İ lişkiler
Hilafet devletinin siyasi sistemi birtakım özgün özellikler taşır.
Örneğin toplu yürütme, birliği güvence altına alacak şekilde kamu
çıkarını koruyan ahlaki değerlerden başka hiçbir engel bırakılma
ması suretiyle hür teşebbüsün uygulanması gibi konular, bu özel
liklerin birkaçını oluşturur. O, bütün kalıcılık şartlarını hazırlayan ve
dini usuller, değerler ve ilkeler gibi tarihsel, sosyal ve ruhsal veri
lerdeki asliyet faktörlerinin tümünü kuşatan siyasal bir sistemdir.
İ slam toplumuna, şartları ne kadar değişse ve ne kadar fazla yeni
likle karşılaşsa dahi sabit temellerine dayanarak asliliğini kaybettir
meyen de bu sistemdir. Bu düzen sayesinde, yenilebilir ve değişim
sağlayabilir. Bu sistem; geçmişte ve modern çağda başka hiçbir si
yasi sisteme nasibolmamış bir esnekliğe sahiptir. Birliğini koruya
rak çeşitlenebilmesi, asliliğini koruyarak yenilebilmesi İ slam'ın ge
tirdiği, siyasal sistem sayesinde gerçekleşmektedir. Toplumun , bu
kuşatıcılık şartlarını, çelişki, radikallik, zulüm ve batıldan arınarak
sözkonusu sistemin yardımı olmaksızın gerçekleştirmesi imkansız
dır.
Hilafet devletini oluşturan unsurlar bütünü arasındaki bağ ve iliş
kiler, görevler ve yetkiler çerçevesinde belirlenmiştir. Örneğin , hali
fenin onlara ve onlardan üretilen hükümlere sarılması gereğinden
dolayı kitap ve sünnet ile ilişkisi gibi. Halifeyi ve devletini şeriatla
bağlayan ilişki, yükümlü olma ve yükümlü kılma ilişkisidir. Bu ilişki,
bütün tarafların ona itaatle yükümlü olmalarının dayanağı olduğu gi
bi otoritesinin meşruluk dayanağını da oluşturur. Halife, şeriatın çiz
diği daireden çıktığında Allah'a ve Rasul (s.a.v.)'e itaattan ayrılmış
1 50
Ergün Poyraz
151
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
. . . . . .
KATi PLER
1
GÖREVLER
1
[ VALiLER ı [ DIŞ i LiŞKiLER
1 1
l j BAKAN LAR 1
[
1
1 GÖ REVLER r-
·�
i DARi BiLi MLER
0
1
1 1 1
'
IYILIGI EMRETMEK
KÖTÜLÜKTEN
1 H AKS IZLIGA UGRAM IŞLAR
1
Burada işaret etmemiz gereken nokta; bakanlar, valiler ve katip
lerin tayinlerinin aşağıdaki ölçütlere göre yapılacağıdır:
1 . Şer'i ve ilmi yeterlilik;
2. Şahsi ilişkiler göz önünde bulundurulmaksızın sorumluluğun
liyakat bakımından en uygun olana verilmesi;
1 52
Ergün Poyraz
1 53
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 54
Ergün Poyraz
1 55
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
tan çekinirler. Olaya bunun küçükler için yapılmış bir kamp olduğu,
kendileri gibi büyükler için yapılmamış olduğu gözüyle bakarlar. Fa
kat üniversite öğrencileri bir kampta birleştirmede bir sakınca yok
tur. Fakat üniversite öğrencilerinin, karalı bir şekilde güzel davranış
larıyla örnek olacaklar arasından seçilmiş olması ve kamp yönetimi
nin, alıştırma ve yönlendirme faaliyetlerine iştirakleri şarttır
B. Kamp ve Yaşıtlar
Gençlik döneminde, liderliğe doğru bir eğilim görülür. Ergen,
sanki akranları onu kendilerine başkan olarak seçmişler gibi liderlik
vasıflarını sahiplenen davranışlar sergiler bu dönemde, geçici ola
rak evden uzaklaşma ve diğer topl uluklara önem verme gibi eğilim
lerde tezahür eder.
Bir diğer tezahür, toplumsal sorumluluk duyma, arkadaşlarıyla
yardımlaşma, onların görüşlerine saygı duyma , topluluğun saygınlı
ğını muhafaza etme, onların uğrunda bütün gayretini sarf etme ve
toplumsal görevlere karşı hürmet göstermedir.
Kamplar, ergende sosyal gelişim açısında büyük faydalar sağlar.
Kolodny ve diğerlerin tespitlerine göre: kamplar davranış bozuklu
ğu gösteren ergenlerin tedavilerinde sosyal gelişim ve hedefi belir
li doğru davranışlar kazanmalarını sağlayacak fırsatlar tanımak şar
tıyla, büyük faydalar temin etmektedir.
Kamp, kamp içinde gruplar oluşturulurken gençlerin yaşlarına
özellikle dikkat edilir. Aynı şekilde seçme hürriyetleriyle birlikte gru
bu oluşturanların sayılarının her halükarda onun ( 1 0) üzerine çık
mamasına dikkat edilmelidir.
Her grup bir çadırda yaşar. Çalışma zamanlarını bir aile gibi ge
çirirler; mescit de günlük Kur'an-ı Kerim tilavetinde, yemek yerken,
boş vakitlerini geçirirken bir aile gibi davranırlar.
Genç kendisinin onlarca kişi , hatta yüzlerce akranı arasında bu
lunduğunu görünce kendi grubunu oluşturacak fertleri onların ara
sından seçer. Aynı zamanda onlardan etkilenir ve onlardan bazı iyi
1 56
Ergün Poyraz
B. Kamp ve Mensubiyet
Gençlerde, "başkalarıyla ilgilenme" çizgisi gelişim gösterir, baş
kalarına olan ilgisi artar. işte bu çizgide bulunan gençler bir taraftan
kendisi için "mensup olunacak" bir yer ararken, bir taraftan da, ce
maatler ve gruplar onu bulunduğu bu çizgiden kendilerine çekmek
için bir yarış içindedirler (Muhammed Kutub).
Diğer taraftan sağlıklı psikolojik bir mensubiyet oluşumu. Toplum
dışında münzevi bir hayat kişilerde tam manasıyla gerçekleşmez.
Çünkü mensubiyet zaten "diğerleri" ile ilgilenme, karşılıklı muame
lede bulunma, birbirleriyle haşır neşir olma. Kaynaşma ve yardım
laşma temeline dayanmaktadır. "Mensubiyet" doğası gereği toplum
sal bir olaydır ve bir topluluğa ihtiyaç duyar. O halde genç, şayet da
ha önce bunun eğitimini almamışsa kardeşlik duygusuna nasıl alış
tırılacaktır?
Kamptaki genç bir topluluk içinde yaşar. Faal ve etkili bir şekilde
toplumsal hayata dahil olur. Yardımlaşma ve kardeşliğe alışır. Özel
likle yaşıtları ile arasındaki ilişki kamp sonrasındaki dönemlere
uzarsa . Mensubiyet yönündeki ihtiyacı böylece tatmin edilmiş olur.
1 57
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 58
Ergün Poyraz
3. Şuraya Alıştırma
Katılımcılar aşağıdaki şekillerde şuraya alıştırılır:
a . Kampın önde gelen eğitimci ve öğretmenlerinden oluşan bir
şura (danışman) meclisi teşkil edilir bu meclisin toplantıları ve karar
ları, kampın yönetiminde önemli bir etkiye sahip olduğunu gösterme
amacıyla iletişim araçlarıyla açıklanır
b. Bölükler için bir şura heyeti oluşturulur kamp taburlara aynlır,
taburlar bölüklere, bölükler takımlara, takımlar da gruplara aynlır.
Duyuru vasıtalarıyla taburlardaki şura heyetlerinin toplantılan ilan
edilir ve tabur yönetimindeki rolü ve önemi vurgulanır.
c. Grup reisi, üyelerinin şuraya alıştırmalarında bariz bir rol oy
nar. Grup reisi üyeleriyle istişarede bulunur. Serbest faaliyetler ya
pılır. Gruplar arasında yarışmalar düzenler.
1 59
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 60
Ergün Poyraz
161
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 62
Ergün Poyraz
1 63
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 64
Ergün Poyraz
Bedeni Sporlar
Beden eğitimi dersleri kamptaki temel dersler arasındadır. Sa
bahleyin koşu, kültür fizik ve güçlendirici hareketlere yer verilir.
Özellikle, kollar ve karın bölgesini güçlendirici antrenmanlar, yüksek
atlama, uzun atlama, futbol , basketbol, voleybol gibi topla yapılan
sporlar bunlar arasındadır.
Kamplarda ata binme sporu içinde bir süre ayrılır. Kampa katılan
herkese iyi yüzme bilen birinin denetiminde yüzme öğretilir.
öğrencilere bisiklet sporu da yaptırılır. Bu spor dalı vücudun bü
tün adalelerini çalıştırır. Bunun yanında öğrencilere, motosiklet, ve
küçük büyük her çeşit araçların kullanımı öğretilir. Bunların hepside
"atabinmekl binicilik'"' kavramının içine girmektedir. Çünkü günümü
zün atları; otomobiller, uçaklar, gemilerdir.
Düzen ve intizam
Törenler esnasında tabur düzeninde yürümek gençleri belli bir
düzen ve intizam içersinde hareket etmeye alıştırır. Bu düzenli yü
rüyüş vücut adalelerini geliştirir, öğrencileri itaat, sabır ve düzene
alıştırır.
Uzun Yürüyüş
Kampın programlarından biri de, bazen elli kilometreye varan
uzun mesafeli yürüyüşlerdir. Öğrenci zaruri ihtiyaç maddeleri ve eş
yalarını yanına alır. Bunlar; tüfek erzak çantası, matara, gaz maske
si, ilkyardım gereçleri, acil durum yiyecekleridir. . . Uzun yürüyüşler
bedeni ve psikolojik sporlardır. Çünkü, genci sabır ve sebata alıştı
rır, aynı zamanda vücut kaslarını geliştirir.
1 65
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Silahlan Tanımak
Tüfek, tabanca, hafif makinalı tüfek, kişisel roketatar eğitimleri
almak, bunları tanımak. Söküp takma ve bakımlarını öğrenme; son
ra tam teçhizatlı atış sahalarında bunlara ilişkin atış dersleri almak.
Sivil Savunma
Sivil savunmaya ilişkin faaliyetler öğretilir: Yangın söndürmek,
yaralılara ilk yardım, yaraların sarılması, yaralıların sağlık merkezle
rine nakli gibi konuların öğretimi. . .
Binaların tahliyesi , sığınaklara girme, gazlara karşı koruyucu
maske takılması, havadan yapılacak keşiflere karşı kamuflaj öğre
nilir.
Eğitici Seminerler
öğrencilere aşağıdaki konuları tanıtıcı seminerler verilir:
Orduda bulunan temel birlikler tanıtılır: piyadeler tanklar, hava ve
deniz birlikleri hava savunması ve hava keşif birlikleri , özel birlikler,
özel savunma birlikleri, idari birlikler ve sıhhiye birlikleri vs. tanıma
ları sağlanır.
Toplu imha silahları ve bunlardan korunma ve vatandaşları koru
ma hakkında genel ve basit bilgiler edinirler.
1 66
Ergün Poyraz
Kamp Programı
Kamplar, kamplara katılan öğrencilerin durumlarına göre birkaç
çeşide ayrılır. Bunları şu şekilde guruplayabiliriz:
Ortaokul seviyesindeki kamplar.
Lise seviyesindeki kamplar.
Üniversite seviyesindeki kamplar.
Burada kamptan şunu kastediyoruz: bu gençlerin, yerleşim mer
kezleri dışında bir araya gelmeleri , sürekli olarak kampta ikamet et
meleridir, böylece takip edilen bu program; öğrencilerin gündüz
programlarına göre birkaç saat devam ettikleri ve akşam olunca da
evlerine dönü p anne babalarının yanında geceledikleri bazı yaz
kamplarından ayırt edilmiş olur.
1 67
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 68
Ergün Poyraz
1 69
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 70
Ergün Poyraz
171
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 72
Ergün Poyraz
Kamp Radyosu
Radyo veya ses düzeni, kamp için bir zorunluluktur. Bununla na
maz vakitleri geldiğinde ezan okunur belirlenen programa uygun
olarak kamp talimatları yayınlanır. Mesela, öğrencilerin tamamına
veya bir kısmına, genel toplantı alanında hazır olmaları, idareciler
den birinin h uzurunda bulunmaları veya ziyaretçilerden birinin kar
şılamak üzere ana giriş kapısında hazır bulunmaları gibi çağrılar ya
pılabilir.
Bu radyodan aynı zamanda uygun vakitlerde kültürel programlar
yayınlanabilir. Bunlardan bazıları:
Sabah içtimasında: Kur'an-ı Kerimden bazı ayeti kerimeler oku
nur, arkasından bir kişi birkaç hadis-i şerif okur. Bunun ardından, üç
dakikayı geçmemek üzere veciz ve hikmetli bir ders yapılabilir. Ay
rıca idare, o günkü kamp programını açıklamak ve eğer varsa yapı
lan düzeltme ve değişiklikleri duyurmak için kamp radyosunu kulla
nabilir.
Sabah kahvaltısı vaktinde, yani saat 08. 1 5-08.30 arasında marş
larla birlikte kültürel programlar da yayımlanabilir.
Öğle yemeği vaktinde 1 3.30- 1 4.30 arası ise daha çok marşlar
la birlikte kültürel, nükteli programlar yapılabilir
Radyo yayını öğle uykusu (kaylule) esnasında, öğrencileri uyku
larında rahatsız etmeyecek dinlendirici marş ve ilahilerle sürdürüle
bilir.
Sonuç
Böylelikle gencin kampta sarf ettiği enerjinin sınırları ortaya çık
maktadır. Aynı zamanda gencin içinden kendi akranlarını seçebile
ceği kamp gibi uygun bir çevrenin önemi de açık bir şekilde ortaya
çıkmaktadır. Bunlara gençlerin bir köşeye oturup sıkıntı ve buhrana
düşmeleri engellenerek enerjilerinden istifade edilmektedir. . .
1 73
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
sağlar.
Müslüman gençleri siyasi ve askeri yönlerden hazırlar. Müslü
man gençlerin bu konulardaki hazırlıklara, ümmetin mukaddesatını
korumak ve Allah yolunda cihad etmek için büyük ölçüde ihtiyaçla
rı vardır. . .
"
1 74
Ergün Poyraz
1 75
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Birlik Vakfı
29 Mayıs 1 985 yılında Beşiktaş İ kinci Noterliğinde 28953 yevmi
ye No ile, Mehmet Alacacı, Abdurrahman Serdar, Hüseyin Coşkun,
Hasan Kalyoncu , lsmail Kahraman tarafından kuruldu.
Vakfı tanıtan broşürde ise Kurucular Kurulu şu isimlerden oluşu
yordu :
Abdulkadir Aksu, Mehmet Alacacı, Azmi Ateş, Hüseyin Avşaroğ
lu, Ahmet E. Bedük, Nasuh Boztepe, M. Bahattin Cebeci, Ali Coş
kun , Hüseyin Coşkun, Bekir Çalkan, Ahmet R. Çelebi, İ brahim H .
Çelik, Cemil Çiçek, İ brahim M. Doğruer, R . Tayyip Erdoğan, Zeki
Ergezen , Orhan Esmer, Metin Genç, Hüseyin Gözcü, lsmail Kahra
man, Hasan Kalyoncu , Yaşar Karayel, Fahrettin Kasarcı , Sadi Ka
ya, Fatih Kurtulmuş, O. Kadri Keskin, Recai Kutan, Sebahattin Mü
cah idoğlu, Mehmet Özyol , R. Sedat Savaşer, Abdurrahman Serdar,
1 76
Ergün Poyraz
Kınkkale Toplantısı
21 Ocak 1 987 yılında Kırıkkale-Tüpraş tesislerindeki toplantıda
dönemin İ çişleri Bakanlığı Müsteşarı Galip Demirel, Emniyet Genel
Müdürü Saffet Arıkan Bedük, Ankara Valisi Cahit Bayar, lzmir Vali
si Vecdi Gönül ve Gaziantep Valisi Abdülkadir Aksu hazır bulun
muşlardı.
Toplantıya katılanların ortak paydası İ çişleri Bakanlığı ve Emni
yetteki MSP eğemenliğine dayanıyordu. Daha sonra bu kadro Kor
kut Özal'ın isteği doğrultusunda ANAP içinde yer aldı.
Emniyet teşkilatı başta Fetullahçılar olmak üzere tarikatçı örgüt
lenmenin yuvası oldu. Polis akademisinde ders veren hocalardan
bazıları ; "Atatürk ilke ve devrimlerini ülkeyi geri bıraktığını söyler
ken, şeriat h u kukunun daha üstün bir hukuk olduğunu iddia ettiler.
1 77
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Abdülkadir Aksu
N a kşibendi tarikatının lskenderpaşa dergahından . Nurcu kesime
de oldukça yakın. 1 976 yılında MSP'nin içinde olduğu Milliyetçi
Cephe Hükümeti tarafından Malatya Emniyet Müdürü olarak atanır.
Bu görevi ile ikbal basamaklarını birer ikişer çıkmaya başlar. Valilik,
Emniyet Genel Müdürlüğü görevlerinin ardından 1 987 yılında ANAP
Diyarbakır Milletvekili sıfatıyla Meclis'e girer. 31 Mart 1 989 tarihinde
İ çişleri Bakanlığına atanmış ve bu görevini 24. 6. 1 991 tarihine ka
dar yürütür. 1 995 yılında Devlet Bakanlığı koltuğuna oturur. 1 996 yı
lında ANAP'tan ayrılarak Refah Partisi saflarına katılır. RP kapatılın
ca Fazilet Partisi'ne geçer.
3 Kasım 2002 yılında yapılan seçimlerin ardından AKP hüküme
tinin İ çişleri Bakanı olur. İ çişleri Bakanlığına Müsteşarlığına, Gülen
ve N u rcu guruplara yakınlığı ile tanınan ve yanında Mehmet Kırkın
cı ve bir başka Nurcu ile ev toplantılarına katılan Şahabettin Har
put'u g etirir.
31 Mart 1 989 yılında ilk kez içişleri Bakanı olmasının ardından 20
Ocak 1 990 tarihinde Hakkari'nin Uludere ilçesi Halil Köyü'nün Se
han Mezrasında tavuk kümesi açılışı yapar. Bakanın yanına gelen
bir kız çocuğu Taşdelen köyünde 60 kişi ile birlikte gözaltına alınan
kardeşinin hayatından endişe ettiğini söyler. Aksu anında emir ve
rir, gözaltındakileri hiçbir araştırma yapmadan bırakır. Aksu tavuk
kümeslerinin açılışları ile meşgulken 1 Mayıs olaylarında hedef ha
line gelen polis memuru öldürülür.
3 1 Ocak 1 990; Muammer Aksoy evinin önünde öldürülür.
7 Mart 1 990; Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Çetin
Emeç uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybeder.
4 Eylül 1 990 tarihinde sıra Yazar Turan Dursun'a gelir.
26 Eylül 1 990; M İ T Müsteşarlığı için kararnamesi hazırlanan Hi
ram Abas kurşunların hedefi olur.
1 78
Ergün Poyraz
1 79
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
tara belge yağdıran Emekli Binbaşı İhsan Güven 30 Nisan 2004 yı
lında evinde eşiyle birlikte öldürülüyordu.
Bu cinayetlerin Abdulkadir Aksu'nun İçişleri Bakanlığı dönemine
gelmesi tabi ki bir tesadüf(!). Otorite zaafı veya haydi çakallar gün
bugündür hiç değil(!) Refah'ın patlama yaptığı, Atatürk dahil her tür
lü değerlere hakaretler yağdırdığı dönemi hatırlarsak Genel Kurmay
Başkanlığı koltuğunda doğan Güreş'in oturduğunu görürüz.
RP'nin hatiplerinden Şevki Yılmaz konuşmalarında "Ordu Refah
çı , Doğan Güreş Paşa Refah'ın iktidarını bekliyor" diyordu. Ardın
dan Güreş Paşa, "Tak emrediyor, Şak yapıyorum" dediği Tansu Çil
ler'in partisinden milletvekili olarak Meclis'e geldi.
Mason Özer Uçuran Çiller'in karısı olan Tansu Çiller, RP'ye kar
şı savaş açmasıyla ünlenmişti ama RP ile hükümet kurdu. Demok
rat Doğan Güreş oylama da red oyu kullanamadı.
Bakan Aksu'nun 2005 Ekim ayında PKK tarafından Türkiye'den
l rak'a kaçırılan Polis'in babasına "Oğlunu İ H D kurtarabilir" şeklinde
söylediği sözleri 22 Ocak 2006 tarihli gazetelerde yer alıyordu.
Şimdi ise RP'nin ardıllarının kurduğu hükümetle "şiir gibi" anlaş
tığını söyleyen Demokrat olduğunu iddia eden Hilmi Özkök ve kan
yine durmuyor. Ülke tam yol uçuruma gidiyor. AKP'liler her cinayet
ardından hep aynı şeyi söylüyor; "Kurşunlar huzura sıkılıyor" kimse
de onlara söylemiyor, "Sen necisin sıktırma . . . ".
1 80
Ergün Poyraz
181
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Yeni Hayat dergisinin tan ımladığı gibi Atatürk'ün asil bir askeri,
cömert bir öğretmeni olan Necip Hablemitoğlu'nun katillerini bul
makla yükümlü olan Emniyet her ne hikmetse, katilleri aramaktan
çok arşivinin peşine düşmeyi kendine görev ediniyordu.
Olay akşamı Emniyet, Hablemitoğlu'nun bilgisayarını incelemek
için istedi. Bir kopyası çıkarılan bilgisayar karşılıklı mühürlemelerle
ve tutanakla teslim edildi. Bilgisayarı açan Emniyetin ilk gördüğü
Hablemitoğlu'nun dostları ile çektirdiği fotoğraf olmuştu. Fotoğrafta
Necip Bey'i, Ihsan Güven'i, Çelik'i ve Ümit Bey'i bir arada gösteren
fotoğraflarıydı.
Bu fotoğrafların çıkmasının ardından, "Amir" seviyesindeki emni
yetçi izne ayrıldı. Önce Aytu nç Altındal'ın telefonunu araştırdı. Ta ki
Altındal'ın telefonunu bana bile sordu. Ve ardından tesadüf bu ya,
Altındal'ın gazetelerde "Cinayeti lran Ermenileri işlemiştir" şeklinde
ki çocukları bile güldüren açıklamaları yayınlandı.
Ve ardından Ihsan Bey'in eski karısının açıklamaları medyada
peş peşe çıkmaya başladı, kadın "Eserlerimi Çelik çaldı" diyerek,
Tv, Tv gezmeye başladı. Özellikle Serencebey yokuşunda dolaşan
bazı televizyoncular Ihsan Bey ve Çelik'i tarikat ilişkisi içinde gös
termek istediler. Ihsan Bey'i "Dost" tarikatı lideri olarak tanıtmak için
çok büyük çabalar harcadılar. Gazete ve TV'lerde gün geçmiyor ki,
tarikat iftiralı bir haber çıkmasın. Hablemitoğlu'nun da İ hsan Bey ile
görüştüğü gazetelerde yer aldı.
Yine I hsan Bey'in öldürülmesinden bir hafta önce TV ve gazete
lerde tarikat iftiraları, Çelik'in söylediği parçalar, yoğun bir şekilde
işlenmeye başladı. Ve Atatürkçü emekli asker Ihsan Güven evinde
eşiyle birlikte öldürüldü. Her ne hikmetse eser sahibi kadınla Çe
lik'in davası olaydan sonra da devam ettiği halde ne tarikat iddiala
rı ne de eser iddiaları basında yer almadı. Ihsan Bey ve eşirnn öldü
rülmesi ile basın sanki görevini yapmıştı. Bundan sonrası onu ilgi
lendirmiyordu. Cenazesi askeri törenle olması gereken I hsan Bey
iftiralar ardından sessizce toprağa verildi, katil ve katil sürüleri yine
1 82
Ergün Poyraz
Hesabı Sorulur
Yeni Hayat Dergisi'nin 1 08. sayısında "Hesabı Sorulur" başlıklı
bir yazı yazıyordum. Bu yazı Eylül- Ekim 2003 sayısında çıktı. Yazı
şöyleydi:
"Değerli büyüğümüz Dr. Necip Hablemitoğlu'nun evinin önünde
alçakça katledilişinin üzerinden yaklaşık on aydan fazla bir süre geç
ti. Bu süreç içersinde, emniyet Hocanın katillerini arayacağına arşi
vinin peşine düştü . Hoş katilleri uzakta değil bir ayna kadar yakınla
rındaydı. DGM Savcılığı ise kooperatifi ile daha fazla ilgilendi, bu ara
da gazetecilere bu tür olaylarda zaman aşımı yirmi sene, bu olay da
zaman aşımına uğrayacak demeyi de ihmal etmedi. Bu savcının ola
ya dalması da şaibeliydi ya neyse... Gerek Necip Hoca'nın katledil
mesinden önceki süreç gerekse sonraki gelişmeler bir süre sonra çı
kacak olan ve Almanların dünden bugüne ülkemiz üzerinde uygula
dıkları melanetleri belgeleyen "Akbaba" adlı kitabımda yer alacaktır.
Necip Bey'in şehit edilmesinin ardından adını vermekten bile
aciz, şerefsiz, alçak bir Emniyet Genel Müdür Yardımcısı bir koşu
gidip "Akşam" gazetesinde "Bir Emniyet Genel Müdür Yardımcısı"
sıfatıyla hezeyanlarda bulunuyordu. Bu alçağa göre, Necip Hable
mitoğlu İ stihbarat örgütleri arasındaki çatışmalara kurban gitmişti .
Daha önce Necip Beyi göz altına almışlardı. Bu alçağa göre M İ T bil
gi vereceği zaman elemanlarının göz altına alınmasına göz yumar
mış. Bu şekilde bilgi alış verişi olurmuş.
Oysa çok iyi bilinir ki, doğada uyuz köpekler bile yavrularını ça-
1 83
Tarikat. Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 84
Ergün Poyraz
huriyet nesli için, cumhuriyet aydınları için büyük bir üzüntü kayna
ğı. Hiç şüphesiz halkın iradesine saygı esas, ancak bu mecliste ik
tidarı ve muhalefeti ile birlikte ulusalcı bir yapılanmayı göremiyoruz.
Derviş'i içine alan bir CH P'li zihniyet ne kadar ulusalcı ise Bülent
Arınç'ın Meclis Başkanı olduğu bir AK Parti iktidarı da o kadar ulu
salcıdır. Medya patronları ekonomik çıkarlarına basını alet ediyorlar
Bütün toplumumuzda olduğu gibi basınımızda da net bir ikiye bö
lünme var. Ulusalcı olanlar ile ulusalcı olmayanlar, tam bağımsız
Türkiye'den yana olanlarla, koşulsuz AB teslimiyetçiliğine, ya da
,
AB egemenliği anlayışını savunan bir kesim . Bakıyorsunuz bir gün
Amerika'nın sesi gibi, bir gün Almanya'nın, AB'nin sesi gibi yayınla
rını sürdürüyorlar. Özellikle adını vermekte bir sakınca görmüyorum ,
Doğan Grubu , Almanya konusunda takındığı tavrı şimdi de AK Par
tiye sahip çıkma konusunda da başyazarları ile birlikte göstermek
tedir. Tabi çok gülünç durumlara düşülüyor, çünkü daha düne kadar
eleştirdikleri insanları şimdi tabulaştırma derecesinde ön plana çı
karmaları, onların açık ve eksikliklerini görmezden gelmeleri hiç
şüphesiz medya patronu olup da aynı zamanda ekonomik alanda
faaliyet göstermeleri ile açıklanabilir diye düşünüyorum. Kendi çı
karlarını kullanmakta basını alet eden zihniyet maalesef Türkiye' de
egemenliğini sürdürüyor.
1 85
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Tarikat Dengesi..
Her tarikat ve cemaat ağırlıklı olarak kendi adamlarını hükümet
içerisinde görmek istiyor. Dengeden kastedilen bu. Bu denge Tür
kiye'nin çıkarları doğrultusunda ulusal birliği ve bütünlüğü, Atatürk
ilke ve devrimlerinin korunulması konusunda bu duyarlılık gösteril
miş olsa hiç şüphesiz çok mutlu olurduk. Ama maalesef Cumhuri
yet karşıtı şeriatçı grupların bulunduğu bir partide söz konusu grup
ların kendi içindeki hesaplaşmaları dengelerin değişmesine yol aça
biliyor. Arada belirtilen denge konusu sırf bu çıkar kavgasından kay
naklanıyor. Meclis Başkanlığı'nın ve de özellikle Milli Eğitim Bakan
lığı'nın bu şekilde hesaplara uymayarak değiştirilmesi, sonuç itibarı
ile Ak Parti'de gerçekten sıkıntı yaratmıştır diye düşünüyorum.
1 86
Ergün Poyraz
Bu Adamı Susturun ..
Türkiye Cumhuriyeti seçim sonuçları ne olursa olsun hukuk sü
recini kesintisiz olarak işletmek zorunda. Hukukun temel kuralıdır,
kişiler için asla özel yasa çıkarılmaz. Türkiye Cumhuriyeti Abdullah
Öcalan'ın idamını önlemek amacıyla bu kişiye özel yasayı maalesef
dış baskılara boyun eğerek çıkardı, şimdi Avrupa ve ABD'nin resmi
söylemlerine baktığınızda, Başbakan olarak Tayyip Erdoğan'ı gör
mek istiyoruz dediklerinde, çok daha rahat olarak anlaşabilecekle
ri, istediklerini yaptırabilecekleri, yolunda bir kanaate sahibim. Ken
disi hukuksal süreç tam olarak işletildiğinde kesinlikle başbakanlık
görevine gelmesi mümkün olmayacak bir kişi . Halk deyimi ile söy
lüyorum, bu adamın susturulması gerekiyor. Çünkü neresinden ba
karsanız bakın, Başbakan değil, hiçbir resmi sıfatı yok ama Avrupa
tarafından kabul ediliyor, en üst düzeyde kabul ediliyor ve kendisi
ne gerekli mesajlar veriliyor. Kıbrıs başta olmak üzere Türkiye'nin
en önemli devlet politikaları konusunda son derece sorumsuzca,
Türkiye'yi bağlayacak, Türk Dış politikasını bağlayacak açıklamalar
yapabiliyor. Bunu hiç kimsenin devlet disiplini ve bilinci içinde yap
maya hakkı yok ve bu kişinin bir şekilde mutlaka ve mutlaka elimi
ne edilerek susturulması gerekmektedir. İ şin bir diğer yönüne gelir-
1 87
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Erdoğan Teslimiyetçi..
Kıbrıs ile ilgili dönüp baktığımızda, AB ile olan ilişkilere dönüp
baktığımızda, Alman vakıfları ve azınlıklar ile ilgili açıklamalarına dö
nüp baktığınızda sayın Erdoğan'da tam bir teslimiyetçilik görüyorsu
nuz. Geçmiş birikimi ne diye bakıyorsunuz. Devlet yönetimindeki
tecrübesi ne diye bakıyorsunuz. Bu konuda uzmanlığı var mı diye
bakıyorsunuz ve bunların hepsine olumsuz cevap aldığınızda çok
rahatlıkla maniple edilebilen bir Genel Başkan statüsünü saptıyor
sunuz. bu manüpulasyonu kimin yaptığına da bakar. bu Hanry Bar
key de olabilir, AK Parti'nin bu duruma gelmesinde en önemli rol oy
nayan CIA görevlisine de bağlı olmak gerekiyor. Siz ulusalcı olma
yan , ileri geri rahatça konuşabilen, Türkiye'nin devlet politikalarını
bilmeden bağlayıcı açıklamalar yapabilen, sonra bundan geri adım
atabilen insanlara Türk Devleti'nin geleceğini asla ve asla emanet
1 88
Ergün Poyraz
Ama herkes şunu çok iyi bilsin ki, onun dirisiyle baş edemeyen-
1 89
Tarikat. Siyaset, Ticaret ve Cinayet
DOSYA NO 2003/884
DAVALILAR 1 . Ergün Poyraz
2. Hanifi Altaş
3. Hasan Kul
VEKi Li Av. M. Hüseyin BUZOGLU
TALEP KON USU Beyanların sunulmasıdır.
1 90
Ergün Poyraz
rında yer alan "Hesabı Sorulur" isimli Müvekkil Ergün Poyraz tara
fından kaleme alınan yazıda kendilerinin kişilik haklarının ihlal edil
diğinden hareketle işbu davayı açmışlardır.
Yaıznın bütününü dikkate almaksızın, her bir davacının kişilik
haklarının adeta ayrı ayrı ihlal edildiği gibi anlam çıkartılacak şekil
de ifadelerin bulunduğu hukukilikten uzak bir takım "sübjektif değer
lendirmelere dayalı" dava dilekçesinde yer alan ve tazminata ge
rekçe kılınan her bir satırın aşağıda tek tek değerlendirilmesi zorun
lu olm.uş olup, öncelikle davaya konu yazının ana temasını oluştu
ran Sayın Necip Hablemitoğlu ve kendisinin müvekkilller ile bağlan
tısının ortaya konulmasının Sayın Mahkeme'yi aydınlatacağı ve ne
den yazının kamuoyuna aktarılmasına ihtiyaç duyulduğu aktarıla
caktır.
Zira , dava dilekçesinde ifade edildiği ve Sayın Mahkemeye ak
tarıldığı gibi, Sayın Necip Hablemitoğlu "bir hastalık, trafik kazası vb
nedenlere dayalı olarak vefat etmemiş", aksine, Davacılann varlık
nedenleri olan ve ekonomik ve sosyal durumlannı borçlu olduklan
faillerin bulunması görevine aykın olarak, Sayın Necip Hablemitoğ
lu, tüm yurtçapında derin bir üzüntüye yol açan, menfur ve alçakça
bir saldın sonucu öldürülmüştür. Bu saldınnın failleri, çalışmalan er
tesinde ne yazık ki kendisini "susturmak" ve ulusal çıkarlanmızın ko
runması konusunda gerek iç gerekse de dış tehditlere karşı kamu
oyunun bilinçlendirilmesinin engellenmesi için bu eylemi gerçekleş
tirmişlerdir. Tetikçilerin ötesinde, eylemi organize eden, eyleme ka
rar veren ve finanse edenlerin tesbit ve gereğinin yapılması, işbu
dosya da dahil olmak üzere birçok konuya açıklık kazandıracak ol
duğu gibi, davaya konu yazının kaleme alınma gerekçesini de so
mutlayacaktır.
Sayın Hablemitoğlu, müvekkiller'den Ergün Poyraz'ın yakın bir
çalışma arkadaşı olduğu gibi , kitaplarına önsöz yazacak kadar "fikir
ve duygu birliği" içerisinde idiler ve kendisi Yeni Hayat Dergisi'nin
yazarları arasında yer almaktaydı .
191
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 92
Ergün Poyraz
REDDi GEREKiR
1 93
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 94
Ergün Poyraz
1 95
Tarikat. Siyaset, Ticaret ve Cinayet
nilirken, öte yandan her birinin kişilik haklannın ayrı ayn ihlal
edildiğinin ileri sürülmesi yasal olmadığı gibi, ikrar ettikleri
gerçekliği de ortaya kaldırmaya yönelik, salt sebepsiz zengin
leşmeye matuf gerekçeler olarak kabulü zorunludur.
f. Müvekkillerimin tümü bakımından şaibeli kimseler olduklan
imajını ortaya çıkartılmış bulunmaktadır
Davacılann yukanya aktanlan ve dava dilekçesinde yer alan
"şaibeli kimseler oldukları imajını ortaya çıkartılmış" sözünde
yer alan IMAJIN ORTAYA ÇIKARTILMASI iddiasının da, biz
zat kendileri tarafından da doğrudan kişilik haklanna bir sal
dın olmadığının kabulü olarak değerlendirilmesi zorunludur.
Zira, basın yoluyla kişilik haklannın ihlal edildiği iddiasında
bulunulabilmesi için, zarann doğrudan ilgili şahsiyette doğ
ması zorunludur ve soyut imaj vb iddialara dayalı olarak se
bepsiz zenginleşme saikli dava açılması yasal değildir.
g. Böylece müvekkillerim olan beş Genel Müdür Yardımcısı
adeta bir grup halinde hakaretin en ağırlanna maruz kalmış
kişiler gibi toplumsal tepkilere maruz kılınmaktadır
Davacılar, bu satırlarında davaya konu yazıdan dolayı bir grup
olarak/hepsi birden hakaretin en ağırlarına maruz kaldıklannı iddia
etmekle birlikte, yukarıda aktarılan çelişki giderilememektedir. Zira,
yinelemekle birlikte, "Bu itibarla davalılar müvekkillerimden birisini
en ağır ve aşağı biçimde küfürlere maruz kılmakla " denilmekle,
. . .
Davacılardan
. . SADECE B İ Rİ S İ N İ N Kİ Ş İ Lİ K HAKLARININ İ HLAL
. .
1 96
Ergün Poyraz
kat çekilmesi gereken diğer bir husus ise, davacıların davaya konu
yazıda yer alan ve Sayın Necip Hablemitoğlu'na yönelik "PKK'lı ol
duğu ve emniyet tarafından hakkında işlem yapıldığı gibi iğrençliği
ni kendini içerisinde barındıran" bir asılsız iddiaya dava dilekçelerin
de kasden yer vermemiş olmalarıdır.
Zira, davaya konu yazıda bu konuda "Necip Beyi gözaltına al
mışlardı" denilmiş olup, Anadolu Ajansı'nı da alet ederek gerçek dı
şı haber yapan ve Bandırma'da yayınlanan "Genç Bayrak" isimli ye
rel gazetenin sahibi Şükrü Berber, "Biz de emniyetteki kaynakları
mıza başvurduk. Bu kaynaklar da olayı doğrulayınca iddiaları yayın
ladık" diyecek kadar Emniyet birimleri içerisinden gerçek dışı haber
lerle ilgili olarak "yönlendirildiğini" açıklığa kavuşturmuştur (EK-1 ).
"ifa ettikleri makam ve bulunduklan görevleri icabı" bu açıklama
ya karşı "Ülkemizin önemli ve hassas makamlarını işgal eden" Da
vacıların ne yaptıkları bilinmemekle birlikte, Sayın Hablemitoğlu ta
rafından bu kişi aleyhine açılan tazminat istemli davada talep kabul
edilmiş (EK-2) olup, müvekkil Ergün Poyraz'ın yazısında atıfta bu
lunduğu Akşam Gazetesi'nin 20. 1 2.2002 tarihli nüshasında (EK-3)
da "Uluslararası Terörizm Uzmanı ve ABD Başkanı George
Bush'un babasına düzenlenecek silahlı saldınyı önleyen ve Adalet
eski Bakanı Mehmet Topaç suikastini çözen ekipte yer alan ünlü
Emniyetçi" aynen şöyle demektedir: "1989'da Ankara'da onu bilme
den aldık. O yıllarda M İ T adamını yakalatır, bilgi almamızı sağlardı.
Sonra da 'serbest bırakın' derdi."
Sayın Necip Hablemitoğlu hakkında PKK'lı iddiasını Bandırma
Genç Bayrak Yerel Gazetesine doğrulayan emniyetçi kaynak ile
menfur saldın sonrası adını vermeden ancak sıfatlarını ifşa ederek
açıklama yapan ünlü emniyetçinin "içiçeliği" bu bağlamda çok
önemli olduğu gibi, Akşam Gazetesi'nde 1 nci sayfada "2 Komplo
Teorisi" ana başlığı ve "Türk Emniyetinin Tecrübeli İ ki Uzmanına
Göre Suikastin Ardında Yabancı İ stihbarat Örgütleri Var" ara başlı
ğı altında ve 14 ncü sayfasında "Suikast İ ran İ şi Olabilir", "Emni-
1 97
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 98
Ergün Poyraz
TOGLU iÇiN;
a . . Edebi dili olmayan ve polis raporlan gibi eserler kaleme alan,
b. Birileri yazıp da yayınla diye kendisine verilenleri kendi adı al
tında yayınlatan ve son dönemde böyle bir ilişkiyi yakalamış
da götürüyor görüntüsü veren,
. .
1 99
Tarikat. Siyaset, Ticaret ve Cinayet
200
Ergün Poyraz
201
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
. .
MANEVi TAZMINATIN YASAL ŞARTLAR! OLUŞMAMIŞTIR
Yargıtay 4 ncü Hukuk Dairesi'nin 08.07 . 1 996 gün ve E:
1 996/4635, K : 1 996/6359 Sayılı kararında, basın yoluyla yayımlar
da kişilik haklarına saldırı olduğundan hareketle manevi tazminata
hükmedebilmek için gerçekleşmesi zorunlu şartlar açıklanmıştır.
202
Ergün Poyraz
203
Tarikat. Siyaset, Ticaret ve Cinayet
204
Ergün Poyraz
205
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
206
Ergün Poyraz
207
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
208
Ergün Poyraz
209
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
210
Ergün Poyraz
21 1
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
212
Ergün Poyraz
213
Tarikat, Siyaset. Ticaret ve Cinayet
214
Ergün Poyraz
215
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
216
Ergün Poyraz
"Emniyetten Saptırmalar
Eylemin hemen ertesinde bir emniyet mensubuna atfen verilen
Sayın .Hablemitoğlu'nun "bir istihbarat servisinin mensubu" olduğu
ve istihbarat servisleri arasındaki çatışmanın sözkonusu olduğuna
yönelik iddialar, yabancı ülkelerin derinlerinde sadece bazı basın
mensuplarının değil aynı zamanda resmi emniyet mensuplarının da
olduğunu ve ortak zeminde buluştuklarını kanıtlamaktadır. Aynı em
niyet mensubunun Köstebek isimli çalışmanın yayınlanmasını en
gellemek istediğinin soruşturmayı resmen yürütmekle görevli olan
lara bildirilmesine rağmen, bugün itibariyle hakkında hiçbir işlem
yapılmaması, ne kadar titiz hareket edildiğini de anlamlı kılmakta
dır."
Müvekkil Ergün Poyraz, Cumhuriyet Gazetesi'nin 2 1 . 1 2.2002 ta
rihli nüshasında yer alan açıklamasında (EK-6) da, "üst düzey bir
Emniyet görevlisinden 'Köstebek' kitabının basılmaması yönünde
uyan geldiğine" dikkat çekmiş ve " . . . dün basında yer alan ve bazı
Emniyet görevlilerine atfen yazılan haberler nedeniyle bu açıklama
yı yaptığını belirterek ' İ smi bizde bulunan bir görevliden bu uyan
geldi. Son bir iki ay içinde aracı göndererek uyanda bulundu . . "ğu
.
217
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
218
Ergün Poyraz
21 9
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
DAVALILAR VEKi Li
Av.M.Hüseyin BUZOGLU
EKLER:
EK-1 Akşam Gazetesi , 2 1 . 1 2.2002, Olay Gazete ısrarlı
EK-2 Akşam Gazetesi , 20. 1 2.2002, 2 Komplo Teorisi
EK-3 ilam
EK-4 Hürriyet Gazetesi, 20. 1 2.2002, Siyasi Bir Suç Diye Düşü
nüyorum
EK-5 Yeni Hayat Dergisi, Hesabı Sorulur
EK-6 Cumhuriyet Gazetesi, 21 . 1 2.2003, Cinayette Aksoy Ben
zerliği. . . . "
220
Ergün Poyraz
. .
O DA BiR CUMHURiYET SEVDALISIYDI
O DA FAiLi MEÇHUL OLDU
HABLEM İ TOG LU C İ NAYETİ sis PERDES İ N İ N ARDINDA
Yanaklarından süzülen gözyaşları, kutsal saydığı toprağa ses-
sizce döküldü . Bir zamanlar kuzey rüzgarlarında savrulan kocasının
saçlarına dokunduğu gibi; usulca tuzlu gözyaşlarının ıslattığı topra
ğı okşadı:
- Üç yıl oldu. Seni çok özledim Necip!...
- Ben de seni ve çocukları çok özledim.
Şengül Hablemitoğlu, eşi Necip Hablemitoğlu'nun mezar taşının
üzerinden sisle kaplı Ankara'ya baktı.
- Bir nefeslik an bile olsa. seni bir kez daha görmeyi istiyorum.
Bu son nefesimiz olsa bile. Zaten son nefesinde yanında olamadı
ğım için çok acı çekiyorum.
-O an orada olmanı istemezdim.
- Sahi biz hiç o günü konuşmadık seninle. Öldürüldüğün gün,
dün gibi aklımda. Pişmanlıklar ve sorularla dolu bir gün.
-Neden?
-Belki de katillerini gördüm:
Kimdi O Araçtakiler?
*1 8 Aralık 2002 sabahı işe giderken; yüzünü son kez gördüm.
*Kar yağmıştı. Her yer bembeyazdı. Park yerinde arabanın cam-
larına yığılan karları temizlerken, belki de katillerini gördüm. Keşke
geri dönüp, seni uyarsaydım.
*Hemen aracımın yanında gümüş rengi bir Fiat Brava marka
221
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
2002 model 06 YGD 08 plakalı bir araç, özellikle bana görünmek is
tercesine çok hızla geldi. içinde de iki kişi . Park edip beklemeye
başladılar. O kadar çok rahatsız oldum ki. .. O soğukta, sabahın o
saatinde neden orada olduklarını düşünmeme ve şüphelenmeme
araçtan beyaz sessizliğe yayılan dini sohbet yayını yapılan bir rad
yo istasyonunun sonuna kadar açılmış sesi neden oldu. Arabanın
tüm camları kapalı olmasına karşın, rahatlıkla duyabiliyordu.
*Ölümünden sonra araştırdık. Madencilikle de ilgili olan bir araç
kiralama şirketine aitmiş. 2 ay önce satın alınmış. Daha sonra o ara
cı kiralamak için aynı şirkete başvurduk. Bizi tanımamalarına karşın
ret yanıtı verdiler. Ama kiralama şirketi aracı öldürüldüğün tarihte
Amerikalılara kiraladığını bildirdi.
*Araçtakiler de bana anlamlı bakışları nedeniyle dikkatimi çekti .
Biri yuvarlak yüzlüydü. Kimliği saptandı: Z.K. Hakkında devletin ilgi
li birimlerinde, istihbarat kurumlarının birbirinden bile gizlediği kalın
ca bir dosyanın varlığı da belirlendi. Diğeri ise E.E. (Araçtakilerden
birinin emekli uzman, diğerinin görevli uzman çavuş olduğu söylen-
di. EP)
*Her ikisi de sorgulandı . Özel bir güvenlik şirketinde olduklarını,
bizim evin yakınındaki ABD'lilerin ikamet ettiği apartmanı korumak
için orada bulunduklarını ileri sürdüler. Ama ABD Büyükelçiliği böy
le özel güvenlik şirketleri ile çalışmadığı, yapılan araştırma sonu
cunda anlaşıldı. Ama buna rağmen bu kişilerle ilgili yasal bir işlem
yürütülmedi .
- Buna şaşırmadım!
Bu Telefon Neden
O gün ilginç bir olay daha yaşandı. Saat: 1 6.20'de (adam çevre
ye 1 3:00 gibi 1 5:00 gibi aradım derken, ifadesinde 1 6.20 veya 1 6-
30 olarak aradığı saatı söylemiş. DGM Savcısı Cengiz Köksal Yeni
Hayat'taki 'Hesabı Sorulur' yazısının ardından bana okuttuğu ifade
den gördüğüm kadarıyla. Köksal'a "Peki ev telefonu ve cep telefo-
222
Ergün Poyraz
Evine Dönemedi
1 7.00'ye doğru evden çıktı m . Babamı evine bıraktım . Derse git
tim. Ders sonrası dönüp evin yakınındaki Migros'a gidip alışveriş
223
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
yaptım . Akşam bir derby maç vardı. O nedenle insanlar telaşla alış
veriş yapıyordu. 1 9.46'da kasaya ödeme yaptım. Hemen arkamda,
sırada duran iki kişi vardı. Onların maçla ilgisi yoktu galiba. Telaşsız
ve sessizlerdi. Pek az şey almışlardı.
Görüntülerdeki Sorular
-Polis uzun süre, alışveriş merkezinin güvenlik kamerasında gö
rüntülerini aradı. Meğer, yaz saati uygulamasının değiştiği günmüş
o gün. Bir saat sonrasına bakıyorlarmış. Avrupa'da bile inceletmiş
ler görüntüleri. Ben uyarmasam, aylarca arayacaklardı. Ömrünün
son dakikalarının görüntülerini ben de izledim. Uzun boylu, esmer,
uzun suratlı , kaşları bitişik biri vardı. Sanki seni izliyormuş gibiydi.
Hala kim olduğu saptanamadı.
Bense o sıralarda eve dönmüş, Kanije ve Uyvar'ı yanıma alıp,
pazara alışverişe gitmiştim . Pazardan eve dönünce; bitişikteki park
yerinde yönü bizim apartmana dönük bir araç gördüm. içinde orta
yaşlı, yakası sıkı sıkıya kapalı kabanı ile biri oturuyordu. Bu kişiyi da
ha sonra 2 1 . 1 2.2002 tarihinde senin cenazen sırasında Kocatepe
Camii'nde de gördüm. Kasetlerde de tespit ettim. Saat: 1 2.45'te 4
nolu kasette o kişinin görüntüleri var. Ama kim olduğunu polis de
biz de bulamıyoruz . . .
Evin önünde gördüğümde zaten içime bir endişe düşürmüştü.
Hemen telefona sarıldım. Seni aradığımda bunun son konuşmamız
olduğunu bilemezdim. Bilseydim, daha uzun konuşur, sana olan
sevgimi haykırırdım.
224
Ergün Poyraz
SORUŞTURMAAA!
- Bu sorunun yanıtı çok acı Necip:
*Senin Köstebek'te eleştirdiğin Fethullah Gülen'in okullarını zi-
225
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
yaret eden polis müdürlerinin başını çektiği bir ekip cinayeti çöz
mekle görevli. Siyasi iktidarlar değişmesine karşın görevden alın
madan Ankara'da en uzun süre görev yapan Emniyet Müdürü sıfa
tını kazanan Ercüment Yılmaz ve ekibi en baştan beri olayı takip
ediyor. Bu nedenle dosyan elden ele gezmiyor. Biliyorsun adı tıpkı
senin gibi M İ T Müşteşarlığı için konuşulan ve o da öldürülen Hiram
Abbas cinayetini de Yılmaz yürütmüştü. Bu nedenle oldukça dene
yimli! . . . Kendisi ile birkaç kez görüştük.
*"Tüm otoritemi kullanacağım" diyen dönemin Başbakanı Abdul
lah Gül'ün makamında bile görüştük. Abdullah Gül, "Siz de güven
lik güçlerine yeterince yardımcı olsanız" diye neredeyse sitem etti
ve özel bir odada görüşmenin mümkün olup olmadığını sordu. O sı
rada Ercüment Yılmaz geldi. Ben de çok kızdım buna. Daha senin
kanın kurumadan, o gece sabahlara kadar, gözyaşlarımı içime akı
tıp, ifade vermeme, eşgalleri anlatmama , resimler çizdirmeme, sor
dukları her soruya içtenlikle yanıt vermeme karşın; yardımcı olma
dığım suçlamasına dayanamadım . . .
Gergin ortama rağmen görüştük. Sonunda bana "Bu görüşmeyi
kimseye söyleme, hele avukatına hiç söyleme" dedi . Nedenini hala
anlamış değilim . . .
Gül ile görüşmeden sonra soruşturulmanın durdurulduğunu öğ
rendim. Bunun nedenini de anlamadın. Hele, polisin sadece senin
özel arşivinin nerede olduğuna dair ısrarlı sorularının nedenini hiç
anlayamıyorum ...
Manüpülasyonlar-Çelişik ifadeler
* 63 nolu apartmanda birçok kişi silah sesini duymuş. Burada bir
bayan ilginç bir ifade verdi. Apartmanımızın önünde bir süredir 'em
niyetçi kılıklı' birçok kişiyi gördüğünü iddia etti. Hatta tetikçiyi bile
görmüşmüş! içişleri Bakanı Abdulkadir Aksu TV'de konuşma yapar
ken , yanında duranlardan birinin tetikçi olduğunu ısrarla dile getirdi.
Ercüment Yılmaz, bizzat kendisi bu kişinin ifadesini aldı ve sonra,
"Hiçbir şey çıkmadı" dedi.
226
Ergün Poyraz
*35 nolu bina tam karşımızda biliyorsun. Birçok kişi silah sesini
duymuş. Pencereden bakmışlar. Anlattıklarına göre; bir kişi bizim
apartmanın önünden aşağı doğru inmiş, farları kapalı bir araca bin
miş ve araç Kuzgun sokağa doğru hızla uzaklaşmış.
*Bizim apartmanın hemen yukarısında bulunan 42 nolu apart
manın kapıcısı Ömer ise tam o anda çöpleri dökmek için, hani ba
har aylarında kokuyor mu diye yanına gitttiğin iğde ağacının altına
bırakmış. Tam o sırada 1 .70 cm boylarında, montlu, kumaş panto
lonlu birisinin yanına geldiğini ve kendisine, "Sen beni görmedin , ta
mam rnı?" diyerek gittiğini anlattı .
Acaba, Kaç Kişi Vardı?
Keşif Farkedilmedi mi
* Komşulara, tanıklara göre; bizim evin etrafında, saldırıdan bir
kaç gün öncesinden başlayan bir hareketlilik varmış. Biz nasıl far
ketmedik Necip? O park yerinde 4-5 kişi olay günü ve bir gün ön
cesinde dolaşıp duruyormuş . . . (Bu park yerini emniyetçilere sordu
ğumuzda böyle bir park bilmiyoruz cevabını aldık, Oysa park Hab
lemitoğlu'nun öldürüldüğü mesafeye 1 00 metre uzakta, ve parktan
öldürüldüğü yer ve araba park yerleri çok net görülmekte EP) Bu ki
şiler, yakınlardaki saunaya bile gidiyorlarmış! Sauna da araştırma
ya dahil edildi mi? Olayı görenlerle görüşüldü mü? ifadeleri alındı
mı? Bilmiyorum. Ama sonuç ortada. Sahipleri a rasında ikametgah
adresi Çukurambar'daki polis lojmanları olarak görülen birinin ol
ması, Güneydoğu'lu bir eski vekilin bağlantısının bulunması üzeri
ne, güvenlik g üçleri sauna üzerindeki şüpheleri kaldırmış olabilir di
ye düşünüyorum.
*Evet üç sene geçti . Hiçbir sonuç yok. Ama belki polis, cinayet
günü bizim sokaktaki telefon trafiğini sorgular. Ama belki kasetler
deki , tanık ifadelerindeki yüzler ortaya çıkar. Belki sana kıyan cani
lerin flu olan fotoğrafları , netleştirilir diye bekliyorum Necip.
- Benim savcı, yargıç birçok dostum vardı. Onlar ne yaptı Şen
gül?
227
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
228
Ergün Poyraz
229
Tarikat. Siyaset, Ticaret ve Cinayet
230
Ergün Poyraz
231
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
232
Ergün Poyraz
233
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
•
Türk milli menfaatlerine, varlığına, devletin ülkesi ve milletiy
le bölünmez bütünlüğüne karşı düşünce geliştirmek serbest
olacaktır.
•
Her türlü rejim değişikliğini savunmak, ırk, din, dil ve mezhep
ayrımına dayalı siyaset yapmak serbest hale gelecektir.
•
Kürtçe dahil birçok dilin önü açılacak, bölücü ve ayrılıkçı terö
re çok geniş bir yelpazede zemin ve imkan hazırlanmış ola
caktır.
•
Demokrasi kılıfı kullanılarak, hak aramak bahanesi ile yapıla
cak gösteri yürüyüşleri huzursuzluğa ve hatta anarşiye sebep
olacaktır.
•
Her türlü devlet düşmanlığını cezalandırmak bir nevi imkansız
hale gelecektir.
•
Atatürk'ün kayıtsız, şartsız Türk halkına ait olduğunu belirttiği
egemenlik bundan böyle uluslararası kuruluşlar (hakim unsur
Elit olduğuna göre Elit ile) paylaşılacaktır.
Cinayet ve terörün yarattığı gürültülü ve sisli havada hızla ger
çekleştirilen anayasa değişiklikleri çok üzgünüm ki aziz vatanımızın
içine girdiği Elit'e köle olma sürecini daha da hızlandıracak, devlet
varlığımızı dağılma tehlikesiyle karşı karşıya bırakacaktır.
Bu konudaki sonsuz endişelerimi bildirmeyi ve vatandaşlık göre
vi olan uyarmayı yapmayı bir mecburiyet telakki ettim . . ."
234
Ergün Poyraz
235
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
236
Ergün Poyraz
licy" dergisi, hedef: ulus devlet) veya bir rapor olarak (Bahçeşehir
Üniv. "Anayasa Raporu", Prof. S üheyl Batum) yayınlanarak yüce
halkımıza sunulmakta, devlet kadrolarına da empoze edilmektedir.
Bu "Üni-Etki Kulüpleri"nin en doğal yandaşları da "azınlıklar",
"inançlar" vs. ile ilgili rapor hazırlamak ve etkinlikler düzenlemekle
ünlü bir kısım yurt dışından para aldıkları da sabit olan "sivil toplum
örgütleri"dir. (Müdafaa-i Hukuk dergisi, "Şifre Çözücü: Democracy
Project", Mustafa Yıldırım)
Gerek vakıf (!?) üniversiteleri gerekse bu bir kısım "sivil toplum
örgütleri", Tek Dünya Devleti'nin kuruluşunun Türkiye'ye düşen pa
yının Araştırma Geliştirme (ARGE) bürosu olarak görev yapmakta
dırlar.
Elit'in Türkiye'ye özgü kolu olan ve Sabatay Sevi (Şabtay
Zwi)'ye bağlı olmalarıyla tanınan bir grubun asırlardır devam eden,
bilimi ve kendilerine özgü bilgileri kendi mensuplarına aktarmak için
kurmuş oldukları "Fevziye Mektepleri" adıyla tanınan kurumların en
bilinenlerinden Işık Lisesi'nin yüksek kısmı IŞIK ÜN İ VERS İ TES İ 'ne
de devletin bu yardımından 1 trilyon gibi yüksek bir meblağ düş
mektedir.
Daha çok kendi cemaatının mensuplarına eğitim ve öğretim sun
masıyla tanınan bu kurumlara zaten çok zengin (hatta en zengin)
olan bu cemaat bütün imkanları sunmaktadır. Bu vatanın evlatları
nın açlıktan ve soğuktan donarak öldükleri (eğitim ve sağlıktan artık
bahsetmek imkanı kalmamıştır) bu felaket ve karabasan günlerinde
bu cemaatın eğitim kurumuna bu yardımı yapmanın, köleler, köylü
ler ve askerlerin bir yandan düşman kılıçlarıyla, diğer yandan açlık
ve salgın hastalıklardan kitleler halinde kırıldığı ortaçağ günlerinde,
efendilerin sıcak şatolarında sadece kuş sütünün eksik olduğu ve
sefahatin doruk noktasının yaşandığı eğlencelerden anlam olarak
hiç farkı yoktur.
Ülkemiz toprağı ve insanıyla bir felaketin önündedir. Yüceler Yü
cesi Atatürk'e olan vefa duygunuzdan dolayı gereğini yapacağınız,
237
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
238
Ergün Poyraz
239
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
240
Ergün Poyraz
24 1
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Bakın ben 1 961 'de yatırımlar için, Devlet Su lşleri'ne Neşet Ak
mandor'u tayin etmiştim , Kara Yollarına Tahsin Önal'ı , sonra ikisi de
vekil oldu . İ ller Bankasına, Selahattin Babüroğlu denen bizim sınıf
tan bir adamdı, "gelin" dedim "yatırımları doğuya vereceğiz." "Ne
den, doğulu musunuz?" dediler. "Doğulu değilim. Türküm." Atla on
sene dolaştım ben orada. 1 4 yaşında kız dağa çıkar mı? Doyur kar
nını eğer bir şey kalırsa yuh efendim!
irticayı önlemek mi istiyorsunuz? Bakın söyleyeyim çok basit;
Fikre fikirle mücadele edeceksiniz. Alacaksınız "irtica" isteyen ada
ma evvela dinleri öğreteceksiniz. Sonra felsefeyi öğreteceksiniz.
Ondan sonra ateizmi, materyalizmi. Ben ateist değilim ama bilerek
değilim, bilerek! Benim için büyük insan Atatürk'tür. Efendim sesini
zi duydum çok sevindim. Daha da konuşuruz. isterseniz her türlü
belge göndermeye, her an çalışmaya hazırız. Hiçbir şey beklemiyo
ruz, ihtiyacım yok!
C.ASPARUK - . . . . . . Ben şimdi sizin bana göndermiş olduğunuz
kitabı bitirdim. Ben o kitabı dediğim gibi, dün akşam yemekte Ge
nelkurmay Başkanı ve diğer kuvvet komutanlarının da bulunduğu
bir ortamda "Bir önemli binbaşımız bana her zaman gönderiyor bu
son gönderdiği çalışmada gerçekten IMF ile ilgili olan son uygula
maların sonuçlarının nereye varacağını göstermiş" dedim . Çünkü
buradan şöyle bir gerçek ortaya çıktı . Yani, I M F ye demişiz ki bor
ları vereceğiz. Yahu dünyadaki rezervin %63 ü bu. Bunun 250 yan
ürünü çıkıyor ve bunlar stratejik madde. Uzayda kullanılan ve yanıl
mıyorsam görünmezliği temin eden yine bu madendir.
İ .GÜVEN - Evet öyle efendim!
C.ASPARUK - Yani bu kadar affedersiniz enayiyiz. Bunu özel
leştirecek! .. Kim özelleştirecek bunu? Amerika bulacak buradan iki
tane yalakasını, "hadi ortak girelim" diyecekler. Zaten adam borun
%60'ını tutuyor, biz hammadde olarak %63'ünü tutuyoruz. ABD
% 1 2'sini tutuyor.
İ . GÜVEN - Bütün rakamları biliyorsunuz, çok hoşuma gitti.
242
Ergün Poyraz
243
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
244
Ergün Poyraz
hi" -Ben çok iyi bilirim.- Yani "Biz insanı kendi suretimizde, kendimi
ze benzer yarattık." Diyoruz ki "Ey herifler demek Allah'a benziyor
muşsunuz. Öyle diyor kendileri." Sonra "Ve nefahtü min ruhi" diyor
Necm suresinde, demek içinizde Allahlık da var. Kendinize bilme
yerek sağda solda şeyh, derviş, baba, ana falan arıyorsunuz. O
Fethullah hakkında da kitaplar yazmıştık. Hocasının Urfa'da gebe
rip bütün şehri kokuttuğunu da yazmıştık. Ondan sonra yayınlandı.
Akademi Komutanı, efendi bir adamdı "Bu kitapları bizde tutup da
kütüphqnemize koymamıza izin verir misiniz?" dedi. Ben de cevap
verdim "Kafanıza koyun , kafanıza!"
Yani şunu söylemek istiyorum, çok büyük hizmet edeceksiniz
Türkiye'ye. Benim bir şey beklediğim yok, ihtiyacım da yok! Lütfen
rica ediyorum efendim, ne olur, ne isterseniz yapmaya hazırım. Her
türlü belgeyle, belgesiz konuşmuyoruz. Bizde belgesel olmayan
hiçbir şey yok. Bakın, kitabın başına baktığınız zaman "Allahoğlu"
lafına, bütün koyduğumuz belgeler batı kaynaklıdır evvela, bizim la
fımız değil, ondan sonra Türkiye'deki heriflerin yediği naneleri koy
duk, bi taraf olsun diye.
Bana telefon ederseniz ne isterseniz yapmaya hazır olduğumu
söylüyorum. Şükranlarımla, benden küçüksünüz ama . . . Öyle de
ğil . . .
C.ASPARU K - Ben b u gönderdiğiniz kitabı Kuvvet Komutanları
ma söz verdim, onlara göndereceğim birer kopya .
l .GÜVEN - Biz hepsine gönderdik ve bütün ordu komutanlarına,
Genelkurmay Başkanı'na.
C.ASPARU K - Bu şeyi gönderdiniz mi, bana son gönderdiğinizi?
l.GÜVEN - Hepsini gönderdik efendim. Okusunlar. Dayanama
dık "lütfen okuyun" diye yazdık. Namus yetmiyor sultancım, vatan
perverlik yetmiyor. Bakın üç dört sene sonra paşa olacaktım bırak
tım, kaçtım gittim . Kaçtığımdan değil. Hatta söylüyorum hazırladım,
baktım olmuyor, anlatamıyorum . Benim istediğim şu: ne yapacağını
bilmeyen iş başına gelirse olmuyor.
245
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
246
Ergün Poyraz
247
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
248
Ergün Poyraz
249
Tarikat, Siyaset, ncaret ve Cinayet
Ne Yaman Çelişki
Yazının başında belirttiğim gibi, Necip Hablemitoğlu olayında ol
duğu gibi, aynı kaynaktan basına yapılan servislerde olayı İ BDA
C'nin üstlendiğini, İ hsan Güven'in otopsi raporlarına da dayandırıla
rak "tek kurşunla" öldürüldüğü aktarılıyordu. Oysa Adli Tıp raporu
tam tersini söylemekteydi .
İ hsan Güven'in Otopsi Raporu aşağıdaki gibiydi:
" .... Sağ dirsek dış yanda ateşli silah mermi çekirdeği giriş deli
ği. . .
Sağ dirsek i ç yanda ateşli silah mermi çekirdeği çıkış deliği
Haricen 1 nadan giren mermi çekirdeğinin yumuşak doku seyir
li olup büyük damar lezyonu oluşturmadan 2 no'dan çıkmış olduğu
görüldü.
Sol kaş dış ucunda ateşli silah mermi çekirdeği giriş deliği
250
Ergün Poyraz
251
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
252
Ergün Poyraz
UYRUGU: : TC
. .
CiNSiYETi : Erkek
İFADE VERENİN KENDİ BEYANINA GÖRE BİLGİLERİ
SAHTE Kİ ML İGİ
KOD ADI Ahmet
EGITIM DURUMU Üniversite öğrencisi
SABIKA DURUMU Yok.
. . . .... . .
SON iŞ ADRESi
TELEFON NUMARALAR! cep: O 544 .... 92 -O 332 .... . . 5 4458
SÜRÜCÜ BELGES İ SINIF/NO: Yok.
253
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
254
Ergün Poyraz
siyasi partiye, sendikaya, v.b. bir kuruluşa üye değilim İ BDNC ör
gütüne üyeyim . Bu örgüt içersindeki faaliyetlerimi geniş olarak an
latacağım.
SORULDU : ŞU AN SiZiNLE BERABER GÖZALTI NDA BULU
NAN ABDÜLSELAM TUTAL ADLI ŞAHSI NEREDE VE NASIL TA
NIŞTIN IZ AN LATIN IZ?
CEVAP: Ben 2001 yılının yaz ayında Mersinde düzenlenen
WUSHU (yani uzak doğu spor'u) antrenörlük kursuna katıldım. Ab
dülselam'ı orada tanıdım Bize ders veren Naim YILDIRIM hoca Ab
dülse iam TUTAL'ın WUSHU (uzak doğu sporu) hocasıydı. Bende
WT (winkthsung- Kungfu)
Spor dergileri vardı. Bu dergiyi çıkartan WT hocası Mustafa ŞA
İ
H ile beni tanıştırabileceğini söyledi . Ben Mersinde Naim YILDl
N
RIM hoca karate salonunda 23 gün kurs gördüm. Abdülselam TU
TAL ise orada derslere katılmıyor sadece ziyaretçi sıfatıyla bulunu
yordu. Ailesi Adana'da ikamet ettiği için ara sıra Mersin Adana ara
sı gidip geliyordu. Böylece Abdülselam TUTAL ile tanıştık. Bundan
sonra Abdülselam TUTAL'ı iki yıl boyunca hiç görmedim.
SORULDU : İ BDNC TERÖR ÖRGÜTÜ HAKKINDA B İ LD İ KLE
RiN iZi AN LATIN IZ?
CEVAP: 1 999/2000'1i yıllarda Konya'nın Ilgın ilçesinde lisede öğ
renci iken , buradan tanıdığım boyacılık yapan şu an da benimle bir
likte olan şahsın yanında ara . sıra boya işlerinde yardımcı. olarak pa-
ra kazanıyordu m , Ali EKŞl'nin kardeşi olan Selman EKŞl'den abisi-
nin İ BDNC örgütünden dolayı cezaevine girip çıktığını öğrendim.
IBDNC örgütü adını ilk bu şekilde duydum fakat ideoloji hakkında
detaylı bir bilgim yoktu. Ali EKŞ l'de bu konuda bize bir şey anlatma
dı .
Liseyi bitirdikten sonra Niğde Üniversitesi Türkçe öğretmenliği
bölümünü kazandım. Burada okurken aldığım burslardan dolayı bi
raz param birikti benim uzak doğu sporlarına merakımdan dolayı
Mesinde tanıştığım Abdülselam TUTAL'ın arkadaşı olan Mustafa
255
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
256
Ergün Poyraz
vırcık saçlı alnı hafif açık, tıknaz, bıyıksız ve sakalsı, kumral, sigara
içer, llgına bağlı Çiğli Köyünden) isimli şahıs ile karşılaştım, o dö
nemde serseri ruhlu bir şahıstı ve onların köyünde silah çok kulla
nılmaktaydı. Bayrama silah bulup bulamayacağını sordum. Önce
bana bakarız dedi. Bunun üzerine ben fazla vaktim yok parayı he
men verip silahı alıp gideceğim dedim. Bayram tamam diyerek be
nim ev telefonum olan 0332881 4458 numaramı vererek ayrıldım.
Üç gün sonra Bayram eve telefonuma telefon açarak Cuma Nama
zından sonra buluşalım dedi. Bayramın köyü olan Çiğli Köyü otobüs
durağında Bayram ile buluştuk. Bayram bana getirdiği 7.65 mm
üzerinde Magnum yazılı olan siyah renkli bir tabanca ve 6 adet mer
mi verdi. Bende silaha karşılık Bayram'a 480 milyon Türk lirası pa
ra verim. Silahı aldıkta sonra Bayram'ın yanından ayrıldım. Silahın
çalışıp çalışmadığını kontrol için I lgın DS İ 'nin tam karşısında bulu
nan bir buçuk kilometre uzaklıktaki açık alanda silahı ağzına mermi
verip çıkartma, yani doldur boşalt işlemi yaptım. Bu esnada üçüncü
veya dördüncü mermi silahın ağzında kaldı, boşaltmadı. Bunun
257
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
258
Ergün Poyraz
. �
259
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
260
Ergün Poyraz
261
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
masaya doğru eğilerek cüzdan alırken bende bir adım atıp kapıdan
içeriye girdim. Ihsan GÜVEN bu sırada kimliği ne yapacaksın , sen
kimsin diye bana sorular yöneltmeye başladı. Akaşa yayınevinden
geldiğimi ve elimde olan kitapları göstererek imza atmanız gereki
yor dedim. Bu sırada elimde olan kitapları kapının arkasında bıraka
rak imza atması gereken kağıdı çıkarıyormuş gibi yapıp daha önce
den belime takmış olduğum, ağzına fişeği sürülmüş olan ve asan
sörde emniyetini açtığım tabancayı çıkardım, İ hsan GÜVEN'e doğ
rulttuğum esnada eşi olduğunu sonradan öğrendiğim Sibel GÜVEN
sen ne yapıyorsun diyerek elini uzattı, ben ona aldınş etmeden ta
bancayı doğrultarak İ hsan GÜVEN'in kafasına Bismillah deyip bir el
ateş ederek dışan çıktım. Ben daireden çıkarken karşı dairenin ka
pısı açıldı. Kapıdan bir bayanın kafası göründü. Bu bayan ile bir an
lık göz göze geldik. Kadın tekrar içeri girerek kapıyı kapattı . Ben he
men asansörün yanına gittim ve asansörle aşağı indim. Yürüyerek
minibüse gittim. Minibüste Veli (K) Selim AYD I N direksiyonda bek
liyordu . Mehmet (K) Emin KOÇHAN'da Abdülselam TUTAL'ın tarif
ettiği gibi bina etrafını gözetliyordu. Ben arabaya bindikten hemen
sonra Mehmet (K) Emin KOÇHAN'da geldi. Beraber oradan ayrıla
rak Avrupa yakasına doğru yola çıktık. Ben Ihsan GÜVEN 'in evin
den ayrılır ayrılmaz Meh met (K) Emin KOÇHAN'ın üzerindeki silahı
aldım ve yolda şayet Polis tarafından yol kesimi olursa beni tanıma
dığınızı yolda otostop yaparak beni arabaya aldığınızı söylersiniz
dedim . Bunu yapmaktaki amacım ise Veli (K) Selim AYD I N ve ge
rekse Mehmet (K) Emin KOÇHAN'ın zarar görmelerini istemedim.
Avrupa yakasına geçtiğimizde bilemediğim bir yerde Mehmet (K)
Emin KOÇHAN ile minibüsten inerek hat minibüsüne binip Edirne
kapıya kadar geldik. Bu arada Mehmet (K) Emin KOÇHAN anke
sörlü telefondan Abdülselam
. . TUTAL'ı aradı ve işin hallolduğunu bil-
.
262
Ergün Poyraz
dim. Daha sonra Mehmet (K) Emin KOÇHAN ile ben Fatih camiine
giderek öğlen namazı kıldık. Cuma namazını kılamamıştık namaz
dan çıktıktan sonra Mehmet (K) Emin KOÇHAN bizden ayrıldı. Ben
ve Abdülselam TUTAL beraber dergi bürosuna gitmek için Fatih te
bulunan bir otobüs durağına geldik. Ben otobüs durağında bekler
ken Abdülselam TUTAL eylemi üstlenmek için basın kuruluşlarına
telefon açmak için yanımdan ayrıldı. Tekrar yanıma geldiğinde, İ h
san GÜVEN öldürülmesi olayı ile ilgili birkaç gazeteye telefon açtı
ğını, olayı İ BDA/C adına üstlendiğini söyledi . Fatihten, Belediye oto
0
büsü ile Şişhane durağına geldik. Ben otobüs durağında bekledim .
Abdülselam TUTAL Beklenen Yeni Nizam Dergi bürosundan benim
çantamı ve kendisine ait çantasını alarak yanıma geldi, beraber Ka
raköy iskelesine kadar yürüdük. Vapurla Kadıköy'e geçtik. Ben va
purun tuvaletinde elbiselerimi değiştirdim. Kadıköy'e gelince ora
dan halk otobüsü ile Hareme, oradan da şu an ismini hatırlayama
dığım bir firma ile Mersin'e Abdülselam TUTAL ile beraber gittik.
Mersin de Niğde Üniversitesinde tanıdığım ve bir asansör firmasın-
da çalışan H acı Bekir ....... isimli soy ismini bilmediğim bir arkada-
şım vardı. Gece geç olması sebebi ile cep telefonundan ulaşama
dım sabahleyin tekrar cep telefonunu aradım ulaşamayınca iş yeri
ni aradığımızda işten ayrıldığını söylediler. Bunun üzerine birkaç sa
at içinde Niğde otobüsüne binerek Niğde'ye gittik. Abdülselam TU
TAL'la birlikte Niğde'de kaldığım Bekar evine gittik, evde aynı evi
paylaştığım Mehmet Reşit YET İ M ve Mehmet GÖKSU vardı. Onla
ra bu konu ile ilgili hiçbir şey söylemedik. Eylemde kullandığımız si
lahları da Niğde'ye yanımıza getirmiştik, bu silahları evimdeki kane
penin altına sakladım. Niğde'de kaldığımız süre içersinde ben yap
mış olduğum bu eylemden dolayı sürekli düşünmeye başladım ve
durgunlaştım . Benim bu durumumu gören Abdülselam TUTAL ba
na "sen katilsin, bir insan öldüren tüm insanları öldürmüş gibi olur,
niye böyle davranıyorsun, yoksa pişman mısın" diye sordu . Bende
normal davranmaya çalışıyordum. Abdülselam TUTAL nasıl ger
çekleştirdiğimi tekrar tekrar anlatmamı istedi . Bunu üzerine ben bu
263
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
264
Ergün Poyraz
265
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
di, kendisini oradan alıp inşaata getirdik. i nşaatta Ali EKŞl'nin ya-
nında bana silahların nerede olduğunu sordu bende vapurda gider
ken iki tane helikopterin Kadıköy'ün üzerinde uçtuğunu, bende Ka
dıköy'de ineceğim için korkarak denize attığımı söyledim. Bunun
üzerine Abdülselam TUTAL keşke atmasaydın ama neyse dedi ma
dem attın önemi yok diye söyledi. Bir gün sonra Ali EKŞi yanımız
da olmadığı bir sırada benim kolumda tutarak silahları nereye koy
dun diye sordu. Bunun üzerine ben tekrar denize attım diye söyle
dim. Bunu üzerine Abdülselam TUTAL gülmeye başladı. Ben inan
madığını düşünerek Vallahi de attım billahi de attım diye söyledim.
Benim ciddi olduğumu anlayınca başka bir şey söylemedi. İ nşaatta
kaldığımız sırada Ali EKŞ İ ikimize de nasihatte bulundu üç gün in
şaatta kaldıktan sonra Abdülselam TUTAL ayrılıp nereye gittiğini
söylemeden Konya'dan ayrıldı. Ben bir hafta çalıştıktan sonra
1 4.05.2004 Cuma akşamı llgındaki evimize gittim. Aileme Niğ
de'den okuldan geldiğimi söyledim. Ertesi gün gittiğim Belediye
kaplıcasında polisler tarafından gözaltına alındım.
. . . .
266
Ergün Poyraz
267
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
268
Ergün Poyraz
269
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Planlayıcının ifadesi
• v
CiNSiYETi : Erkek
270
Ergün Poyraz
. .
271
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
272
Ergün Poyraz
273
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
SORULDU: 03.03.2004
. .
GÜNÜ, iLiMiZ TUZLA iLÇESi ISTAS-
. .
274
Ergün Poyraz
275
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
276
Ergün Poyraz
277
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
278
Ergün Poyraz
279
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
280
Ergün Poyraz
KESK i N vasıtası ile almak istedim . lbrahim KESKIN 'e iki kere söy-
lememe rağmen bir türlü silahı getirmedi. Olay bundan ibarettir.
Yaptıklarımdan pişmanım. Ben aslında kötü bir insan değilim.
Adana terörden tanıdığım Kemal ve Hasan isimli Polislerle zaman
zaman görüşürüm. Ben bunlarla 0536 . . . . . .. numaralı telefonumla
irtibat kuruyordum. Fakat benim bu sebep olduğum eylemden ken
dilerinin kesin likle haberleri olmamıştır.
Benim, bu konular hakkında bildiklerim ve söyleyeceklerim bun
lardan ibarettir, ifademe ekleyecek başka bir husus yoktur, ben ifa
demi hiçbir baskı ve tesir altında kalmadan kendi hür irademle ver
dim dedi. Alınan ifadesi kendisine okundu ve okudu, doğrudur ve
bana aittir demesi üzerine altı birlikte imzaladı . . . "
Nurculuk
İ ngiliz istihbaratının İ ran'da 1 8. Yüzyılın sonlarına doğru ortaya
çıkan Bahailiğin değişik bir versiyonunu uygulamak için ülkemizde
üretip türettikleri bir tarikat. Bahailiğin Türkiye şartlarına uyarlanma
sıyla meydana getirilen bu yapı için seçilen kişi ise Bitlis'in Hizan il
çesinin N urs köyünden idi. Asıl Adı Said-i Kürdi'dir. Kürtç� lük p �o
pagandası ve Said'i Kürdi adıyla taraftar toplayamayınca lngiliz ls
tihbarat'ı yine bilinen yöntemlere baş vuruyor, Kürt Said'i din mas
kesine büründürerek, Said-i N u rsi'ye dönüştürüyordu.
O da birileri gibi o günlerde nasıl dönüşerek değiştiğini, Kürt Sa
id'in eskide kaldığını söylüyordu.
281
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Kürt Said, Tenvir yayınlarından çıkan "Divan-ı Harbi Örfi, iki Mek
teb-i Musibedin Şehadetnamesi" adlı kitabının 1 1 . Sayfasında ken
disini şöyle tanımlıyordu:
"Ben ki; bir adi Kürdüm. Ulemaya farz-ı ayın olan bir vazifeyi
omuzuma aldım, demek cinayet ettim."
Aynı kitabın 14. sayfasında;
"El hasıl, Sultan Selim'e biat etmişim . Onun ittihadı lslamdaki fik
rini kabul ettim. Zira O, Kürdleri ikaz etti . Onlar da ona biat etti . Şim
diki Kürtler, o zamanki Kürtlerdir. . . Bu meselede seleflerim; Cema
lettin-i Efgani, Mısır Müftüsü merhum Muhammed Abduh, Ali Suavi,
Hoca Tahsin Efendiler, Kemal Bey ve Sultan Selim'dir... "
Kürt Said'in seleflerim dediği isimlerden; Ali Suavi, İ lhami Soy
sal'ın yazdığı "Dünyada ve Türkiye'de masonluk ve Masonlar adlı
kitabın 7. sayfasında belirtildiği gibi Masondu .
Yine 3 1 yıllık Mason olan Sabahattin Arıç'ın Tekin Yayınevi'nden
çıkan ve masonlara övgü dolu "Masonların Dünyası" adlı kitabın
1 36. Sayfasında Ali Suavi'nin Mason üstadlardan olduğunu görü
yorduk.
282
Ergün Poyraz
göre "tanrıya inanma" şartı koşan lskoç, Mason Locası'na üye iken ,
buradan "tanrısızlık" ithamıyla kovulmuş, o da "tanrı tanımazlık"ın
makbul sayıldığı Fransız Grand Orient Locası'na reis olmuştur (Bkz.
Alaaddin Yalçınkaya, Cemaleddin Efgani, lstanbul 1 991 , Osmanlı
Yayınları, s. 1 31 -1 32; Muhammed Reşad, Cemaleddin Efgani Hak
kında Makaleler, lstanbul 1 4 1 6/1 996, s. 21 , dipnot: 36). Efgani, ay
nı zamanda Kahire Mason locasını kurdu ve oranın reisi oldu. öğ
rencisi Abduh ile birlikte Paris'ta "el-Urvetü'l-Vüska" adlı bir gaze
te çıkardı.
283
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
284
Ergün Poyraz
. .
285
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
286
Ergün Poyraz
Teşkilat-ı Mahsusa
Kürt Said, İ ngilizlerden aldığı desteklerin ardından ülkede ayrılık
tohu m ları attıktan, sonra "Teşkilatı Mahsusa'ya da mason dostları
nın yardımı ile giriyordu .
Kürt Said'in Teşkilatı Mahsusa'ya katıldığını Cemal Kutay açıkla
dığı zaman Nurcular, ayaklanmış ve yalanlamışlardı. Oysa, Nurcu
ların önde gelen isimlerinden Necmeddin Şahiner, "Bediüzzaman
Said Nursi" adlı Yeni Asya yayınlarından çıkan kitabının, 1 30. say
fasında; "Bediüzzaman'da katıldı" başlığı altında, "Said Nursi de
Teşkilatı Mahsusa'da vazifeli idi" diyordu.
Yine, Yeni Asya yayınlarından çıkan Ahmet Şahin'in "lslam Bü
yükleri" adlı kitabının 250. Sayfasında Kürt Said'in Teşkilat-ı Mahsu
sa" ile tanışması şöyle aktarılıyordu:
1 9 1 8 baharında insan idrakini hayrete bırakan bir cesaretle Kos
turma'dan kaçan Bediüzzaman , bilmediği yollardan, dağlık bölge ve
düşman arazilerinden geçerek Leningrad'a, oradan da Almanya'ya
gelir. Berlin'deki Adlon Oteli'nde iki ay müddetle kalarak Teşkilat-ı
Mahsusa ileri gelenleri ile görüşür..."
287
Tarikat. Siyaset, Ticaret ve Cinayet
288
Ergün Poyraz
'
Şeyh Sait, Musul görüşmeleri sürerken İ ngilizlerden aldığı des
tekle "Din elden gidiyor" maskesiyle Kürt devleti kurmak için isyan
etmiş, isyanın sonucunda bacanağı Binbaşı Kasım tarafından yaka
lanarak adalete teslim edilmiştir.
Şeyh Sait ayaklanma sırasında bacanağı Binbaşı Kasım'a "Bir
Türk öldürmek, yetmiş gavur öldürmekten daha üstündür" diyor,
Bacanağı da tanıklık yaptığı mahkeme de bu sözleri onun yüzüne
karşı anlatıyor ve zabıtlara geçiriyordu:
" İşittiğim odur ki, şeyh Sait, din için kıyam farz oldu demiş. Bir
Türk öldürmek, yetmiş gavuru öldürmekten daha üstündür" demiş
ti."
Şeyh Sait'in duruşmasında Savcı ile aralarında geçen konuşma
lardan Kurtuluş Savaşı sırasında Şeyh Sait ve takımının dinlenip yı
ğınak yaparak sürekli güçlendiği, Türk ordusunun yorgun ve zayıf
anını kolladığı da ortaya çıkıyordu:
" ...Bu kıyamınızı vacip görüyorsunuz. Küffar İ slam beldelerini
çiğnerken cihat nedir?
O da cihattır... farzdır!..
Yunan bütün memleketimizi çiğnerken bu topladığınız dört bin
kişi ile neden Yunan üzerine yürümediniz?
O zaman yine giderdik. Vaktimiz yoktu. O zaman biz çok peri
şandık. Vaktimiz olsaydı durmazdık. Balkan muharebesinde hazır
landık, istemediler. Bu muharebede göçmendik, yoksulduk."
289
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
290
Ergün Poyraz
291
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
292
Ergün Poyraz
2. Teşkilab:
a. Günümüzde Faaliyet Gösteren önemli Nurcu Gruplar:
( 1 ) Yeni Asya Grubu ,
(2) Meşveret Grubu,
(a) Mustafa SUNGUR Grubu,
(b) Mehmet KIRKINCI Grubu,
(c) Mehmet KURDOGLU Grubu,
(3) Med-Zehra Grubu,
(4) Acz-i Mendi Grubu,
(5) Fethullah GÜLEN Grubu'dur.
293
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
294
Ergün Poyraz
295
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
(ıı) Kültür Eğitim Vakfı'nda bulunan Said-N URS İ 'ye ait kitapla
rın yurt dışında basılıp dağıtılmasından elde edilecek gelirin tekrar
yurt dışı faaliyetlerde harcanması ve kitapların yabancı dillere çev
rilmesi ,
(ııı) Malezya, Fas, Mısır, Balkan Ülkeleri , Rusya Federasyonu
ve Türk Cumhuriyetleri gibi ülkelere yaygınlaşan faaliyetleri parale
linde, internette bir mail grubu oluşturdukları ve cemaat haberlerini
tek çatı altında toplayarak bir anda her tarafa ulaştırdıkları, söz ko
nusu çalışmanın Almanya'da da yaygınlaştırılmasının kararlaştırıldı
ğı tespit edilmiştir.
(ıv) Ayrıca anılan kesimce, Rusya Federasyonu'nda sürdürülen
faaliyetler çerçevesinde, yılda 6-7 kitabın Rus diline tercümesinin
yapılabilecek konuma gelindiği, hali hazırda 1 O kitabın tercümesinin
yapıldığı, bunların 6'sının basıldığı, 4'ünün ise basılma aşamasında
olduğu, basımı gerçekleştirilen kitapların RF'nin en ücra yerlerine
kadar ulaştırıldığı öğrenilmiştir.
Bunun yanı sıra Mustafa SUNGUR yönetimindeki N urcu kesim
tarafından, Rusya Federasyonu Kostroma şehrinde "Bedi-üz Za
man Camii" adı altında yaptırılmakta olan külliye inşaatının, 1 1 Ey
lül eylemleri sonrasında Rus yetkililer tarafındın durdurulmasına
rağmen, Rusya Hükümeti tarafından söz konusu grubun ılımlı çizgi
de faaliyet göstermesi ve Çeçenlerle ilişkilerinin sınırlı olması nede
niyle cemaatin ülkedeki dershanelerinin faaliyetine izin verdikleri
belirlenmiştir.
(Rusya/Kosturma, Said-i Nursi'nin 1 . Dünya Savaşı esnasında
Ruslara esir düştüğünde kaldığı yer olması nedeniyle Nurcu cema
atler için önem taşımaktadır.)
(vı) Ayrıca Mustafa SUNGUR yönetimindeki Meşveret grubu
Nurcu kesim tarafından, Hollanda'da Flemenkçe, Almanca ve lngi
lizce Risaleler basıldığı ve halkın İ slama olan ilgisinin artmasından
da istifadeyle kütüphanelere de dağıtım yapıldığı belirlenmiştir.
Bunun yanı sıra Mustafa SUNGUR yönetimindeki Meşveret Gru-
296
Ergün Poyraz
297
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
298
Ergün Poyraz
299
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
300
Ergün Poyraz
301
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
302
Ergün Poyraz
303
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
304
Ergün Poyraz
305
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
- Amerika,
- Kafkaslar ve Orta Asya'dır (Ağırlıklı olarak Türk Cumhuriyetle-
ri'nde teşkilatlandığı görülmektedir).
F. GÜLEN'in bu ülkelerdeki faaliyetlerinin daha çok okul ve kül
tür dernekleri alanlarında gerçekleştirildiği bilinmektedir.
(e) Yurt içi Faaliyetleri:
(1) F.GÜLEN'in, faaliyetleri tüm yurt sathında yaygın bir görü
nüm arz etmekle birlikte, özellikle Samsun-Adana ekseninin batı
sında kalan illerde ve üniversite çevrelerinde, doğuda ise, Erzu
rum'da yoğunlaşmaktadır.
(il) F.GÜLEN Cemaati'nin yurt içinde faaliyet gösteren eğitim
kurumları , imam Hatip Liselerinin orta kısımlarının kapatılmasından
sonra irticai kesim tarafından rağbet edilen eğitim kurumları haline
dönüşmüş, 200 civarında vakıf ve şirket tarafından desteklenir hale
g�tirilmiştir.
(ııı) Fethullahçılar, örgütlenme ve faaliyetleri ile "Devlet içinde
Devlet" özelliği göstermekte ve özellikle grubun okulları, Milli Eğiti
me alternatif bir anlayışla yönetilmektedir. Söz konusu okullarda
görev yapacak öğretmen ve idareciler grubun önde gelenleri tara
fından tayin edilmektedir.
(ıv) Fethullah GÜLEN Cemaati'ne ait bazı okul ve dershaneler
de, kız-erkek öğrencilere gündüz ve yatılı olarak ayrı binalarda eği
tim verilmekte, böylece, yarının kuşakları olan öğrenciler, okul ça
ğında siyasal İ slamın zihniyeti ile yönlendirilmektedir.
(v) Öte yandan, günümüzde F.GÜLEN Grubu tarafından ders
hane kavramının değişik bir boyutta ele alındığı görülmektedir. Nur
cu gruplar, çok önem verdikleri gençlik kesiminin kazanılması için
öğrenci evlerini aynı zamanda dershane olarak da kullanmaktadır
lar. Yetişmiş öğrencilerin sorumlu olduğu evlerde, Nurculuk ve diğer
dini konularda bilgiler verilmektedir.
(vı) F.GÜLEN Cemaati tarafından meslek sahibi yetişkinlere ve
öğrencilere yönelik olarak açılan ve cemaat hakkında tartışmalara
306
Ergün Poyraz
307
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
308
Ergün Poyraz
309
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
. .
2) Propaganda Vasıtalan:
{a) Televizyonlar:
- Samanyolu TV (Ulusal)
- Kanal F TV (Muğla/Fethiye)
- Kanal 2 1 . Yüzyıl TV (Muğla/Fethiye)
- Selam TV (Siirt)
- Merkür TV (Van)
(b) Radyolar:
- Dünya Radyo (Ankara)
- Nur FM (Diyarbakır)
- Burç FM (lstanbul)
- Samanyolu FM (lzmir)
- Tempo FM (Manisa)
- Radyo Likya (Muğla/Fethiye)
- Doğuş FM (Muğla)
- Filiz FM (Muş)
310
Ergün Poyraz
Aynca;
- Toplantılar (Dershaneler, yurtlar, özel okullar, vakıflar, evler,
özel hastaneler, özel şirketler},
- Video kasetler,
- Muhtelif dönemlerde yapılan kamp çalışmaları propaganda
maksatlı olarak kullanılmaktadır.
(g) Yabancı Ülkelerdeki Faaliyetleri ve bu Ülkelerin Örgüte Ver
diği Destek:
F.GÜLEN Grubunun son dönemde özellikle Kafkaslar ve Orta
Asya'daki Türk Cumhuriyetleri ve özerk bölgeler ile ABD'de faali
yetlerinin yoğu nlaştığı gözlenmektedir. Bu meyanda cemaat tarafın
dan;
Türkiye'de yüksek öğrenim görecek bir öğrencinin masrafı ile
Türk Cumhuriyetlerinde 7-8 öğrencinin öğrenim görmesinin müm
kün olduğu yönündeki tespitten hareketle, yurt dışında özellikle
Türk Cumhuriyetleri'nde bulunan okullarından mezun olan öğrenci
lerin, yüksek eğitimleri için bulundukları ülkeleri tercih etmeleri
amacıyla bir yönlendirme uygulaması başlatma,
Türkiye'de öğrenim görmekte ısrarcı olan öğrencilerin ise, anılan
cemaatin yurt dışındaki okullarının öğretmen ihtiyaçlarını karşılamak
maksadıyla, ü niversitelerin Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerini seç
meleri doğrultusunda yönlendirilmesi kararı alındığı öğrenilmiştir.
Bunun yanı sıra F.GÜLEN cemaatinin, Rusya Federasyonu ve
Orta Asya'daki faaliyetleri önceden destek görürken, Çeçenistan
olayları nedeniyle İ slami hareketlere karşı artan duyarlılık bağlamın
da, son dönemde kontrol ve engellemelerde artış olduğu gözlen
mektedir.
Ayrıca cemaat tarafından, Orta Asya ülkelerine yönelik ekono-
31 1
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
(1 ) Romanya:
Fethullah Gülen Cemaati'nin Romanya'daki eğitim faaliyetleri;
"Işık-Eğitim Kurumları" vasıtasıyla yürütülmektedir. Ülkede cemaate
ait; 2 lise, 1 ilkokul, 1 anaokulu ve 1 dil okulu bulunmaktadır. Ayrıca
ülkede cemaat tarafından 1 5 günde bir "Zaman-Romania" adı altın
da bir gazete çıkartılmaktadır.
3) Rusya:
F. GÜLEN taraftarlarının, Rusya Federasyonu'ndaki üniversite
lerde 6 Türkçe Bölümü, 3 lise, 1 eğitim ve dil merkezi bulunmakta
dır.
(4) Gürcistan
Fethullah Gülen cemaati'nin Gürcistan'daki eğitim faaliyetleri;
"Çağlar A.Ş. ve Mars A.Ş." tarafından yürütülmektedir. Cemaatin ül
kede; 1 üniversite, 3 kolej ve 1 dil merkezi bulunmaktadır.
31 2
Ergün Poyraz
(6) Kazakistan:
Fethullah Gülen Cemaati'nin Kazakistan'daki eğitim faaliyetleri
halihazırda; 1 üniversite, 27 lise, 1 ilkokul ve 1 dil okulunda sürdü
rülmektedir.
(7) Kırgızistan:
Fethullah Gülen cemaatinin Kırgızistan'daki eğitim faaliyetleri
"Sebat A.Ş." tarafından yürütülmektedir. Ülkede cemaate ait; 1 üni
versite, 1 1 lise ve 1 dil okulu bulunmaktadır. Ayrıca cemaat tarafın
dan Kırgızca/Türkçe dillerinde haftalık olarak Zaman Gazetesi çı
kartılmaktadır.
Ayrıca Kırgızistan'da Sebat Eğitim Hizmetleri A.Ş. tarafından,
anılan firmaya ait okullardaki eğitim durumu hakkında yayımlanan
bir raporda;
- "Kırgızistan'da 1 3 eğitim kurumu ile hizmet verildiği,
- Okullarda toplam 329 öğretmen , 3025 öğrenci ve 3 1 0 yardım-
cı personelin bulunduğu ,
- Okullara 2001 -2002 öğretim yılı için 52 bin 863 öğrencinin mü
racaat ettiği , bu öğrencilerden 800'ünün önümüzdeki yıl okula ka
bul edileceği,
313
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
(8) Özbekistan:
Fethullah Gülen cemaatinin Özbekistan'daki eğitim faaliyetleri
"Silm A.Ş." tarafından yürütülmektedir. Ülkede cemaate ait; 1 O lise
bulunmaktadır.
(9) Türkmenistan:
Fethullah Gülen cemaatinin Türkmenistan'daki eğitim faaliyetle
ri "Başkent Eğitim A.Ş." tarafından yürütülmektedir. Ülkede cema- .
ate ait; 1 üniversite, 1 3 lise, 1 ilköğretim okulu ve 1 eğitim ve dil
merkezi bulunmaktadır. Ayrıca ülkede Başkent Eğitim A.Ş.'ne ait
"Uluslar arası Türk-Türkmen Üniversitesi"nde "Bülten Press" isimli
bir dergi çıkarılmaktadır. Fethullah GÜLEN cemaati tarafından çı
kartılan "Fountain" isimli dergi ücretsiz olarak dağıtılmaktadır.
(1 O) Afganistan:
Fethullah Gülen cemaatinin Afganistan'daki eğitim faaliyetleri
"Pak-Türk Uluslar arası Çağ Eğitim Vakfı" tarafından yürütülmekte
dir. Ülkede cemaate ait 7 lise bulunmaktadır. Ancak 2002 Şubat ayı
içerisinde cemaate ait okulların Pan-Türkizme hizmet ettiği gerek
çesiyle Taliban yönetimiyle ters düştüğü, bu çerçevede Afgan Eği
tim Bakanlığı'nın anılan okul yöneticilerinden ülkeyi terk etmelerini
istediği öğrenilmiştir. Bunun üzerine cemaat yönetimi Afganis
tan'daki eğitim faaliyetlerini durdurarak ülkeyi terketmiştir.
Bilindiği üzere 1 1 Eylül 200 1 tarihinde ABD'ne yapılan terör sal
dırısı sonrasında ABD tarafından Afganistan'a yönelik harekat baş
latılmıştır. Harekatın hitamında Fethullah GÜLEN cemaati üst düzey
mensuplarının Afganistan'daki hizmet faaliyetlerinin tekrar başlatıl-
314
Ergün Poyraz
(1 1 ) Kamboçya:
Ülkede söz konusu cemaate ait halen 1 lise bulunmaktadır. Ay
rıca ülkede halen inşası devam eden cemaate ait diğer okulun in
şaat giderlerinin karşılanması için kaynak temini çalışmalarının sür
dürüldüğü öğrenilmiştir.
(12) Arnavutluk:
Fethullah GÜLEN cemaatinin Arnavutluk'taki eğitim faaliyetleri
Gülistan Şirketi tarafından yürütülmektedir. Ülkede anılan cemaate
ait 5 lise bulunmaktadır. Ayrıca Kosova'da da cemaate ait 1 lise bu
lunmaktadır.
Bunun yanı sıra, Fethullah G ÜLEN cemaatinin Arnavutluk'taki
uzantısı olan Gülistan Şirketi'nin "Kosova Ufuk Vakfı" adı altında bir
yardım örgütü kurduğu ve Mart 200 1 ayı içerisinde Birleşmiş Millet
ler Kosova Geçici Yönetimi makamlarına başvurarak bahse konu
kuruluşu "NGO" statüsünde tescil ettirdiği belirlenmiştir.
(13) ABD:
F. GÜLEN grubu nurcularca, ABD ile iş yapmak ve yerleşmek is
teyen Türkiye'deki mensuplarına ekonomik, sosyal ve hukuki açı-
315
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
(14) Kanada:
Cemaat üst yönetimince, üniversite mezunu cemaat mensupla
rının Kanada'ya yerleşmeleri hususunda 200 1 yılından itibaren ya
pılan telkinler sonucu Ottowa'da yeterli sayıya ulaşıldığı, bundan
sonra Kanada'ya gidecek olan cemaat mensuplarından Montreal
ve Toronto'ya yerleşmelerinin istendiği öğrenilmiştir.
316
Ergün Poyraz
(16) Tanzanya:
Ülkede Işık Eğitim ve Sağlık Vakfı bünyesinde 1" lise faaliyet gös
termektedir. Söz konusu okulun bu yıl ilk mezunlarını vereceği öğ
renilmiş�ir. Ayrıca cemaat tarafından yapılacak yeni okul için Tan
zanya H ükümetinin arsa tahsisinde bulunduğu , ülkede sağlık konu
sunda da yatırım yapmak için görüşmelere devam edildiği, yapıla
cak yatırımla İ zmir'de cemaate ait Şifa Hastanesi ile işbirliğine gidi
leceği, Tanzanya'nın kültürü, coğrafyası ve yatırım yapılacak iş kol
ları konusunda vakıf olarak 2 kitapçık hazırlandığı, bu kitapçıkların
Tanzanya'da yatırım yapmak isteyen cemaat mensuplarına dağıtıl
dığı öğrenilmiştir.
(17) Suriye:
Ülkede yasal düzenlemelerin yapılması sonrasında; Şam, Lazki
ye ve Halep şehirlerinde özel okul açma çalışmalarının başlatıldığı
belirlenmiştir.
(18} Macaristan:
Ülkede cemaate ait 1 anaokulu, 1 eğitim ve dil merkezi bulun
maktadır. Ayrıca ülkede yaşayan ve aralarında Fethullah GÜLEN
cemaati mensuplarının yeraldığı şahıslarca islam dininin Macaris
tan'da geniş kitlelere tanıtılması ve Türk vatandaşların sorunlarının
çözülmesine yardımcı olunması amacıyla "Tolerans Vakfı" adlı bir
vakfın kuru lacağı öğrenilmiştir.
(19) K. Irak:
Fethullah GÜLEN cemaatinin lrak'ın kuzeyinde halen 3 lisesi ve
1 dil ve eğitim merkezi bulunmaktadır.
317
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
(20) Makedonya:
Ülkede cemaate ait 1 lise ve 1 ilkokul bulunmaktadır. Bunun ya
nı sıra Makedonya'daki cemaat mensubu şahısların, ortama göre
dini konulardan ve F.GÜLEN'in görüşlerinden bahsedildiği ev top
lantıları tertiplemeye başladıkları, toplantılara katılan şahıslara,
maddi ve siyasi kapasiteleri çerçevesinde F.GÜLEN grubuna ait
Türkiye'deki kuruluşlara iş bağlantıları kurma imkanı sağlandığı öğ
renilmiştir.
(21 ) Polonya:
F.GÜLEN Nurcu grubu tarafından, Polonya'da Mayıs 2002 ayı
itibariyle bir okulun faaliyete geçirilmesinin planlandığı tespit edil
miştir. Söz konusu okul, anılan kesimin, Avrupa'da Danimar
ka'dan sonra açtığı ikinci okul olmasına karşılık, tamamen yabancı
topluma hitap edecek ilk okul olması nedeniyle önem kazanmakta
dır.
Aynca cemaatin;
- Almanya'da 1 anaokulu,
- Avustralya'da 4 lise,
- Avusturya'da 2 eğitim ve dil merkezi ,
- Bangladeş'te 1 lise,
- Başkurdistan'da 3 lise,
- Belçika'da 1 eğitim ve dil merkezi,
- Bulgaristan'da 1 lise,
- Çeçenistan'da 1 lise,
318
Ergün Poyraz
- Çin'de 1 7 lise,
- Çuvaşistan'da 1 lise,
- O. Sibirya'da 1 fakülte, 4 lise, 1 eğitim ve dil merkezi,
- Dağıstan'da 1 üniversite, 2 lise,
- Danimarka'da 1 lise,
- Endonezya'da 2 lise,
- Fas'ta 1 lise,
- Filipinler'de 2 lise,
- Fransa'da 2 eğitim ve dil merkezi,
- G.Afrika'da 1 lise, 1 eğitim ve dil merkezi,
- G.Kore'de eğitim ve dil merkezi,
- Hindistan'da 1 eğitim ve dil merkezi ,
- İ sveç'te 1 eğitim ve dil merkezi,
- lsviçre'de eğitim ve dil merkezi,
- Karaçay/Çerkez'de 1 lise,
- KKTC'nde 2 eğitim ve dil merkezi,
- Kırım'da 2 lise,
- Mısır'da eğitim ve dil merkezi ,
- Moğolistan'da 5 lise,
- Moldova'da 2 lise, 1 ilkokul,
- Nijerya'da 1 lise,
- Pakistan'da 1 lise,
- Sudan'da 1 lise, 1 eğitim ve dil merkezi,
- Tacikistan'da 6 lise, 1 eğitim ve dil merkezi,
- Tataristan'da 6 lise,
- Tayland'da 1 lise,
- Tayvan'da 1 eğitim ve dil merkezi,
- Ukrayna'da 1 lise,
- Vietnam'da 1 lise,
- Yemen'de 1 lise açtığı tespit edilmiştir.
319
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
. .
h. Değerlendinne:
( 1 ) Günümüzde altı grup halinde faaliyetlerini yürüten Nurcu
gruplardan, Yeni Asya Grubu, Şura Grubu ve Mehmet KURDOGLU
Grubunun diğer gruplara göre daha az aktif bir çalışma sürdürdük
leri gözlenmektedir. Nurcu kesim içinde küçük bir grubu oluşturan
Med-Zehra Grubu, elemanlarının Kürt kökenli oluşu ve Kürt milliyet
çiliğini savunması sebebiyle önem arz etmektedir.
(2) Nurculuğun diğer bir bölümü olan Aczimendi grubu ise, ra
dikal katı tutumlarıyla son dönemde dikkat çekmesine rağmen hiç
bir önemi ve etkinliği olmayan bir gruptur.
(3) Nurculuk faaliyetlerinin asıl önemli olan grubu, Fetullah GÜ
LEN Grubudur. Uzun süredir sistemli bir çalışma ile grubunu güç
lendiren ve genişleten Fetullah GÜLEN , faaliyetlerine çok geniş bir
yelpazede devam etmektedir.
320
Ergün Poyraz
Gülen ve İ stihbarat
Gülen, Gazi olaylarının patlak vereceğini gösteren istihbarat ra
porunun aylar önce kendisine verildiğini, kendinin de bunu devletin
başındaki insanın en yakınına 1 ,5 ay önce verdiğini söylüyordu . Gü
len'in bu konuşması insanın aklına "istihbarat örgütleri kendine mi
321
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
322
Ergün Poyraz
323
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
324
Ergün Poyraz
Sudan'daki Okul
Mısıroğlu , Gülen okulları ile ilgili bir anısını aktararak aslında bu
okulların neye hizmet ettiğine dair ip uçları yakalamış;
"Fetullah Gülen'in vazifesi , lslam Dünyası'nın her tarafından sü
per zeki çocukları seçerek Amerika'da okutmak ve sonra onları
kendi ülkelerine müstakbel siyasi ve idari kadrolar olarak gönder
mektir. B u çocuklarda hemen hemen Müslümanlığın bütün şiarları
mevcut olacak, sadece dinin "Muamelat" kısmının çeşitli bahaneler
le tayyedilmesi istikamatinde bir görüş bulunacaktır. Bu hareketin
gayesi "Muamelatsız sapık bir lslam muhtevası" ortaya çıkarmaktır.
325
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Şeytan Yolu
Emniyet'in kitabında övgüler yağdırdığı Gülen, ev toplantılarında
şunları söylüyordu:
" ... Doğru yolu görseler onu yol yordam edinmeyecekler... Düzen
yordam edinmeyecek, o yolu tutup gitmeyecekler Şeytan saltana
.•.
326
Ergün Poyraz
faşizimdir, bilmem ne izm'dir, ne izm'dir ... Şeytana ait bir yol onla
nn önlerine getirilip onlara gösterildi mi; hemen yol olarak, yordam
olarak onu benimserler, parlamento olarak onu benimserler, Reis-i
Cumhur olarak onu benimserler... İ nsan karihatından çıkan yolu,
ŞEYTAN YOLUNU benimserler!.."
Kendi ve yandaşlarınca kurmak istedikleri düzenin dışındaki bü
tün sistemleri ki, buna Demokrasi de dahil "şeytan Yolu" olarak
damgalayan, eninde sonunda bir gün "şeriaf nizamının geleceğini
ilan eÇen, kendi gibi düşünmeyen insanları "kobra" olarak niteleyip,
böyle insanlar hakkında iyi düşünmenin "kobralara merhamef ola
cağını müridlerine bildiren böyle bir insanı; geçmişine, gittiği yola,
arkasındaki destekçilerine bakmadan bizlere "Hoşgörü abidesi" ola
rak yutturmaya kalkıyorlardı.
Emniyetin övgüler düzdüğü Gülen; özlediği, arzuladığı nizam
içinde İ stanbul Çamlıca'da yaptığı bir konuşmasında şöyle haykırı
yordu:
DEGIŞMEYECEKTIR"
Gülen, tebliğ ve cemaatleşmenin ardından, Takıyye sanatının en
önemli virtüözlerinden biri olduğunu şu sözleri ile kanıtlıyordu:
"Yapılan hareket, kime karşı yapılıyorsa, tavnmız onlar tarafın-
327
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
328
Ergün Poyraz
329
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
330
Ergün Poyraz
Cihadın Fonksiyonlan
Gülen'in "ilahi Kelimetullah ve Cihad" adlı kitabında, Cihad'ın
Peygamber Mesleği olduğu savunuluyorken, 40. Sayfada ise "Böy
le kudsi bir mesleğin en kutsi vazifesi de cihaddJr. " deniyordu.
331
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
"imana ve lslam'a hucum eden kim varsa, onlara karşı çok can-
lı ve kanlı olacak.
İ nsanlığı saadete erdirmek için, tebliğ ne irşat için, hakkın i'lası
için kendine düşeni en canlı ve kanlı şekilde yapma aşkıyla yana
cak ... "
Aynı kitabın 1 05. sayfasında Ebu akil gibi dirilip gelecek olan ve
bu eylemleri gerçekleştirmeye adaylarının Gülen'in yiğitleri olduğu
onun "Kırık Mızrap" adlı kitabından alınan "yiğitli "şiirinde görülüyor
du.
Gülen'in hoşgörüsünün, kitabının 46. sayfasındaki şu sözleri ile
gözler önüne seriliyordu:
332
Ergün Poyraz
333
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
334
Ergün Poyraz
N urcu yazar, Kürt Said'in bir öldüğünü ancak bin olarak dirildiği
ni de iddia ediyor, devletin Said'i sürekli olarak rahatsız ettiği görü
şünü savunuyordu:
" ... Vazifeli insanlar vazifelerini yaparlar. Allah dilemedikçe hiçbir
g üç onları vazifelerinden alıkoyamaz. Bediüzzaman Hazretleri de
335
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
336
Ergün Poyraz
lslam akıl dinidir. lslam mantık dindir. Yerin dibine batsın. ls-
lam'da akıl ve mantığın bir yeri vardır. Ama İ slam vahiy dinidir.
İ şlerimizin çok kıvılcıma ihtiyacı var. Yanmalı sineler kebap olma
lı, etrafı o kebabın kokusu sarmalı . . . Ruhaniler inecek o kokuya, me
lekler inecek o kokuya, neyse ki o bilemeyeceğim.
Güllerin gerdanına bülbüller konacak. Bir taraftan ümit olacak,
bir tarafta korku olacak. Bir taraftan ümitlenecek ve şahlanacaksı
nız. Bir taraftan korkup sineceksiniz.
Öldüğü zaman nasıl öleceğini bilemeyen, kabre konduğu ve
münkir nekir'in "Ve men rabbüke, ve men nebiyyüke, vema dinüke"
suallerine karşı nasıl cevap vereceğini bilemeyen, mahşerden kalk
tığı zaman sağcıların toplandığı yerde mi, solcuların toplandığı yer
de mi toplanacağını bilemeyen, defterini soldan mı yoksa sağdan
mı alacağını bilemeyen, kimisi cennete kimisi cehenneme atılacağı
nı bilemeyen ...
337
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
338
Ergün Poyraz
339
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
340
Ergün Poyraz
" . . . Zira burada kesip bir şey söyleyeyim size. Ama siz keserse
niz söyleyeceğim. Ayşe validemiz der ki; iftira hadisesi karşısında:
"Bana dediler ki, zina ettin" 14 asır evvel atılmış böyle bir iftira kar
şısında bu işe benim yüzüm mü kalkan olur? Varlığım mı kalkan
olur? . . Mahiyetim mi kalkan olur? Cemt defa anam huzurumda ol
saydın da sana kalkan olsaydım dedim. Ağır bir iftira hadisesi altın
daydı. Ama bu iftira hadisesi karşısında tek güveneceği insan efen
dimizdi. Beklerdi, isterdi ki , elinin tersiyle bütün bu güftü guyu ber
taraf etsin. "Ayşem ben sana güvenirim. Senin her zaman benim
kalbimde yerin vardır." desin. Oysa ki vefa beklediği , güven bekle
diği, itminan beklediği, sekine beklediği, herkese imtinan ve sekine
kaynağı ona şöyle dedi . "Ya Ayşe eğer böyle bir şey varsa, Ya Ay
şe eğer böyle bir şey yoksa" diyor ki o zaman damarlarımdaki ka
nım dondu . O güne kadar ağlıyordum. O dakikadan sonra ağlama
istidatını da kaybettim . Ve ben belli bir kerteden sonra damarlarım
daki kanım dondu . Ağlama istidadını da kaybettim . Zira yirmi beş
sene öyle anlaşılıyor ki, söylediğim sözlerin yirmi beş tanesi bana
tesir etmemiş. Öyle anlaşılıyor ki , yirmi beş seneden beri söyledi
ğim sözlerin yirmi beş tanesi en yakınlarıma sigara gibi küçük ve
menhuz adetlerini terk ettirecek kadar dahi tesir icra etmemiş.
Benim sevgili dostlarım!.. Ben niye kendi vaktimi abes kullana
yım? Niye sizin gibi güzide insanların vaktini israf edeyim . Niye dört
beş saat evvel camiye gelesiniz? Niye zamanınızı beyhude burada
eritesiniz? .. Şu mübarek Ramazan-ı Şerifte tespihi elinize alsaydı
nız, "sübhanallahi vebihamdihi sübhanallahil azim" deseydiniz se
vap kazanırdınız. Beni bekleme ve b � nden bir şey bekleme rizkini
ve vekalini sırtlanmamış olurdunuz. işte ben de sizin hesabınıza
hem de benim hesabıma böyle bir kamburu taşımamak üzere siz
den izin almak istiyorum . Benim durumumda olan vaizler müftüler
den izin alırlar. Ama onlar sağ olsunlar, dünya durduğu sürece sa
mimiyetle Allah onları dine hizmette daimi kılsın . Hepsinden vefa
gördüm imamından diyanet reisine kadar.
Sizin sine açıp beklediğiniz gibi onlar da sine açıp zemin hazır
ladılar. Ama kime? .. Kendisine dahi söz geçiremeyen kemtere! . . "
341
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
342
Ergün Poyraz
iki arada bir derede, iki cami arasında bey namaz gibi kaldım . Al
lah aşkına ne yapayım siz söyleyin . Kendi kafama, kendi ruhuma
bir şey anlatamadım. Ve sonunda öyle anladım ki, ben çevreme ri
yakarlık telkin ediyorum. Suma telkin ediyorum . Kalbine imanın
oturmadığı bazı kimseler, sadece onların hislerine girdim. Birer ya
lancı his insanı meydana geldi. Ama kalb insanı katiyen, ama ruh
insanı katiyen ve ben hiçbir şey yapmadan size değil bir de yakın
larıma riya telkin etmişsem; nasıl kurtarırım yakamı Allah aşkına.
Suma telkin etmişsem nasıl kurtarırım yakamı? ...
Gecemi ihya etmeden kalkıp size geceden bahsetmişsem; Bu
nasıl riyakarlık? Bu nasıl Suma, bu nasıl aldatma? . . Böyle ve bütün
bunlar nasıl taşınır sırtta siz söyleyin? .. ben başka mülahazalarla
gelmiştim. Bunları birden bire perde değişip, arz ettiğim şeyler ru
humu sarınca, size arz etmeyi düşündüğüm şeyleri arz etme cesa
retini kendimde bulamadım. Sizi bütün bütün kırıp geçirip gitmeye
de cesaret edemedim. Saygısızlık yapayım demedim. Kime? .. Hiç
bir şey bulamadıkları halde yirmi beş seneden beri belli ölçüde pek
çoğu itibarıyla saygıyla dinleyen bu insanlar, bir insan dinliyoruz di
ye önünde Kur'an bir insan dinliyoruz diye dinlediler. . .
Kıtmir
Fetullah Gülen, sürekli olarak kendini Kıtmir'e yani bir köpeğe,
arada bir de deli tavuğa benzetiyor, hapishanede prangalara, zin
cirlere vurulduğunu iddia edebiliyordu. Zira pranga, Türk hapisha
nelerinde değil , Amerikan cezaevlerinde uygulanıyordu:
" ... Saygısızlık yapamazdım. Ve birisinin bana bu saygıyı telkini
karşısında hiç olmazsa dedim bu saygının, samimiyetin timsali bu
cemaatın huzuruna çıkayım. Belki Kıtmir sizin h uzurunuza çıkama
yacak diyeyim . Beni bağışlayın hakkınızı helal edin diyeyim. İ nanın
ayın son haftası burada sohbet ediyordum. Her ayın son haftasını,
bayramı, bayram namazını kılamayıp ta içeride bulunduğum bir gün
bayram kılamamanın nasıl bir hicran olduğunu iliklerime kadar ya-
343
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
şamıştım . Ayağıma zincir boynuma bir çeşit pranga vurup beni bay
ramdan ettikleri gün, hiç kaçırmamıştım onu. Deli gibi dolaşmış; "Ah
bayram meğer sen ne tatlı şeymişsin" demiş, halk deli tavuk der.
Ben de deli tavuk gibi dönüp durmuştum .
Her ayın son pazarını yaşarsam b u hicranla, ömür vefa ederse
boğucu hasret içinde kaçırdığım bir bayram hicranla iliklerime kadar
duyduğum gibi sizi çok özleyecek, sizi çok arzulayacak, hıçkırıkları
nızı düşünecek, dudaklarımı yalayacak ve sonra belki şununla te
selli olacağım. Vefasızlığı uzatmamak için vefa cemaatine karşı ve
fa borcunu ancak böyle ödeyebilirdim. Onlar alabildiğine vefalı dav
randı. Bense vefasız davrandım. Hislerine tercüman olamadım.
Beklediklerini veremedim. Yalan ettim kalplerine giremedim. M üslü
manlıkla çok hızlı tanışmaları mümkünken , şahsıma takılıp kaldılar
aradıklarını bulamadılar. Belki çok azı ama çok azı belki onlar da ri
yaya, sumaya, gösterişe, takılıp kaldılar. Bunlara doğru telkin ettim.
Şimdi beni bağışlayın . Böyle hicran ve hasret dolu bir ayrılık ola
mazdı. Benim ramazanı idrak etmiş kardeşlerimle, böyle bir Pazar
olmamalıydı ve ben de olmasın diye beş yüz kilometreyi şeker kriz
leri içinde, baygınlık geçire geçire buraya kadar gelmiştim . Ve dünü
baygınlık içinde geçirdim ... "
Gülen'in ağlaya ağlaya feryatlar içinde tekrarladığı bu sözlerine
cemaat te canhıraş çığlıklarıyla katılıyor, Fetullah konuşmasını şöy
le sürdürüyordu:
"Bugünü yine baygınlıkları kucaklaya kucaklaya geçirdim. Ve hu
zurunuza geldim. Beni rahatsızlıklarımdan dolayı, şeker ve açlık
krizlerimden dolayı, takatsızlığımdan dolayı bağışlayacağınızı ü mit
ediyorum . Allah sizden ebeden razı olsun . inşallah ben olmayınca
size doğruyu konuşacak birini bulur dinlersiniz . . . "
Canhıraş feryatlar altında Fetullah, " . . . Allah ebeden sizden razı
olsun" diyor, cami de bulunan lngiliz ve Amerikan gizli servisinin uz
manlarının yönetiminde saf insanlarımız yeniden galeyana getirili
yordu . Sözde gençlik adına feryat edenler salya sümük ağlamada
hiç de hocalarından aşağı kalmıyorlardı:
344
Ergün Poyraz
345
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
346
Ergün Poyraz
347
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
348
Ergün Poyraz
349
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
350
Ergün Poyraz
"Hey gidi günler, hey gidi Yermük! . . hey gidi Mute, Hey gidi Sa
saniler önünde savaşma . . . Korkakların gözü uyku görmesin. Hayır
o korkaklar gözlerini açtılar. . . Uyumadılar çünkü lslam'ın Halid'i yok
tu artık.
Kahramanlar mezarları kazınırken dahi kılıç sesinden hoşlanır
lar. . . Kahramanlar kılıç sesinden hoşlanırlar. . . Döşekteki sesten ne
festen değil. Sofraların başında tüketilen sesten nefesten değil. Bi
zarım kendimden, bizarım duygularımdan, bizarım düşüncelerim
den, �izarım anlayışımdan, bizarım . . . Zira bir kerecik olsun böyle
yaşayamadım. Size misal olamadım. Halid gibi yaşamasını, Halid
gibi ölmesini size gösteremedim. Onlar ahretin yamaçlarında dola
şıyor gibi bir dünya yaşadılar. i çinde yalanın zerresinin bile bulun
madığı bir hayat yaşadılar. Gösterişin zerresinin bile bulunmadığı
bir hayat yaşadılar. lslam'da hakkı temettü aramanın zerresinin bu
lunmadığı bir hayat yaşadılar.Oysaki ben vaaz-ü nasihat ediyorum,
ederken de yirmi beş sene devletten maaş aldım . . . "
351
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
352
Ergün Poyraz
353
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Fetullah ve Masonlar
5 Eylül 2 �00 tarihinde Hürriyet Gazetesi'ndeki köşesinde Fatih
Altaylı, "Neo lslamic masonlar" başlıklı yazısında Gülen yapılanma
sının masonlara benzediğini anlatıyor ve Fetullah Gülen'in mason
lara bakışını aktarıyordu:
" . . . Birkaç yıl önce Fethullah Gülen cemaati peşimde.
Benim elimde Gülen'le ilgili bir kaset olduğunu düşünüyorlar ve
bu kasedin içeriğini merak ediyorlar.
354
Ergün Poyraz
355
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
356
Ergün Poyraz
357
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
358
Ergün Poyraz
Nurculuk!..
Nurculuk, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 20.9.1 965 tarih ve
234/1 1 3 sayılı yine 1 8. 1 2. 1 978 tarih ve 371 /485 sayılı kararlarıyla
ve yerleşik öbür içtihatlara göre TCYnin 1 63. maddesi kapsamında
"Laikliğe aykırı olarak devletin sosyal siyasal ve hukuksal düzenini
dini esas ve inançlara uydurmak amacı güden yasadışı bir cemiyet"
olarak kabul edilmiştir. Bu örgüt, devletin laik anayasal düzenini
uzun vadede silah olmadan da değiştirmeyi amaçlamaktadır.
Fethullah Gülen hakkında İ zmir Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri
Mahkemesi'nin, 20.9.1 972 gün ve 3/36 sayılı kararıyla TCY 1 63.
maddesi u yarınca verilen ve Askeri Yargıtay 3 . Dairesinin
1 973/1 46-242 sayılı kararına konu olan mahkumiyet, Bülent Ecevit
Başkanlığındaki 37. hükümet döneminde çıkarılan 1 5.05.1 974 tarih
ve 1 803 sayılı af yasası uyarınca düşmüştür.
TCY 1 63. madde ise Yıldırım Akbulut Başkanlığındaki 47. Hükü-
359
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
360
Ergün Poyraz
Sonuç
O halde laikliğe aykırı ve İ slami bir düzeni hedefleyen Gülen ör
gütü, 371 3 sayılı yasa kapsamından çıkartılsa bile, buna destek
36 1
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
sağlayan siyasi parti için, destek niteliğindeki eylem 2820 sayılı ya
sanın belirtilen maddeleri kapsamında kalmaktadır.
677 sayılı yasayla yasaklanan unvan ve eylemler hatırlandığın
da, kendisini yasada açıkça sayılmayan, cemaat olarak niteleyen
bir grup ve lideri, kuşkusuz eylemlerine bakıldığında, bu yasanın
kapsamındadır. Bu nitelikteki eylemleri övmek de TCY 3 1 2/1
(29.09.2004 tarih ve 5237 sayılı TCY nin ise 2 1 5.) maddesi kapsa
mında değerlendirilmelidir.
Temel yasalarda yapılan "hızlı değişiklik" sonrasında, 765 sayılı
TCY'de olan bir hükmün, yeni TCY'ye taşınmaması sonucunda,
özel maddesinde üst sınırı gösterilmeyen hapis cezalarının üst sını
rı beş yıldan yirmi yıla çıkmıştır.
Bu bağlamda 677 sayılı yasadaki suç "ağır cezalık" yaptırımının
üst sınırı ise yirmi yıl hapis olmuştur.
işte Gülen'in hukuksal yönden konumu böyle. Yorum okuyucu
nundur. .. "
Süleymancılık
Süleymancı çevreden Hızır Yılmaz, Kari Marks Allee 76 - 5 Köln
Deutschland'da yani Almanya'da çıkardığı "Süleymancılık Hakkında
Bir İ nceleme" adlı kitabında, Tayyip Erdoğan'ın dünürü Sadık Albay
rak "Din kavgası" adlı kitabından alıntı yaparak, Tunahan hakkında
şunları yazıyordu:
"Süleymancılık, Süleyman Hilmi Tunahan'a izafeten söylenmek
tedir. Süleyman Hilmi efendi 1 304 (1 888) tarihinde Silistre'nin He
zarnrad kazasında doğmuştur. Annesinin adı Hatice hanım, babası
nın adı Osman Efendi'dir. Babası alim bir zattır. Tahsil için lstanbul'a
gelmiştir.
1 4 Mayıs 1 335 (27 Mayıs 1 91 9) tarihinde üç senelik Süleymani
ye medresesinin "Tefsir-i Hadis Şubesi"nden mezun olmuştur. . .
Mezuniyeti ile beraber dersiam olmuştur. Dersiamlığın kaldırıl
masından sonra vaizlik yapmış, 1 930'1arda 34.92 lira maaş alıyor
du . . .
"
362
Ergün Poyraz
363
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
364
Ergün Poyraz
365
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
366
Ergün Poyraz
367
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
368
Ergün Poyraz
Avukatlar
Antalya 1 . Ağır Ceza Mahkemesinde Süleymancılıkla ilgili açılan
davada mahkeme dosyasında lstanbul Hukuk Fakültesinde görevli
beş öğretim üyesinin özel olarak alınan "ilmi mütalaaları" da yer al
maktadır.
Süleymancılık aleyhine açılan davada suç öğesi bulunmadığını
bildiren öğretim görevlileri şunlardır:
Prof. Dr. Sulhi Dönmezer
Prof. Dr. Kayıhan lçel
Prof. Dr. E rol Cihan
Doç. Dr. Köksal Bayraktar
Doç. Dr. E . Yurtcan.
Kemal Kaçar ve çevresinin çok yönlü ilişkileri başarı ile yürüt
mekte çok hünerli oldukları her olayda ortaya çıkıyor.
369
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
370
Ergün Poyraz
"1 . Genel
a. Tarihi Gelişimi:
( 1 ) Süleyman Hilmi TUNAHAN tarafından esasları ortaya ko
nulan bir radikal grup olan Süleymancılar, şer'i esasları benimsemiş
olmasına rağmen Milli Görüşçülerin fikirlerini kabul etmemektedir
ler.
(2) Süleyman Hilmi TUNAHAN , 1 930- 1 936 yılları arasında ls
tanbul'da çeşitli camilerde resmi vaiz olarak görev yapmıştır. Daha
sonra Süleymancıların başına geçecek olan Kemal KAÇAR ile de,
bu dönemde tanışmıştır. Bilahare Kemal KAÇAR, S.Hilmi TUNA
HAN'ın kızı ile evlenmiştir.
(3) Bugünkü Süleymancılığın temelini, 1 930'1u yıllarda "Ehl-i
Maneviyat Meclisi" adı altında düzenlenen toplantılar oluşturmuştur.
Süleyman Hilmi TU NAHAN , 1 943 yılında vaizlik belgesinin iptal
edilmesi üzerine Kur'an Kurslarını faaliyete geçirmiştir. 1 949 yılında
ilk kez Kur'an Kurslarının kanunla açılmasına müsaade edilmesi
üzerine de, tarikat kısa sürede Kur'an kursları vasıtasıyla yurdun
her tarafına yayılmıştır.
(4) Bilahare Süleyman Hilmi TUNAHAN , kendisinin üç ay gibi
kısa bir zamanda din görevlisi yetiştirebileceği iddiasıyla faaliyete
geçirdiği Kur'an Kurslarını, gönderdiği talebeleri ile yurt dışında da
yayma imkanı bulmuştur.
(5) 1 965 yılında yürürlüğe giren 633 sayılı "Diyanet İ şleri Baş
kanlığı Kuruluş ve Yönetmeliği Hakkındaki Kanun" ile getirilen hü
küm gereği, Kur'an Kursu'ndan mezun olanların Diyanet İ şleri Teş-
371
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
372
Ergün Poyraz
. . .
2. Teşkilatı:
b. L.ider Kadrosu:
Cemaat, kurucusu S.Hilmi TUNAHAN'ın 1 959 yılında vefat et
mesi üzerine, Kemal KAÇAR'ın önderliğinde faaliyetlerine devam
etmiştir. Kemal KAÇAR'ın 1 7 Haziran 2000 tarihinde vefat etmesi
üzerine ise, yerine Arif Ahmet DENIZOLGUN adlı şahıs cemaatin
başına getirilmiştir.
Tarikatın tüm faaliyetleri Arif Ahmet DEN IZOLGUN'un talimatla
rı doğrultusunda tek merkezden yürütülmektedir.
c. Yurt içi-Yurt Dışı Yapılanması:
Halen Arif Ahmet DEN IZOLG UN'un mutlak yönetimi altında bu
lunan Süleymancılar, Türkiye genelinde yaklaşık 800 dernek, bu
derneklerce faaliyete geçirilen 1 200 yurt ve pansiyon ile 16 vakıf ve
28 şirketle yurt içinde ve yurt dışında organize olmuşlardır.
Süleymancı kesimin yurt içi organizasyonu, lider Arif Ahmet D E
İ
N ZOLGU N'a bağlı bölge ve bunlara bağlı il sorumluları şeklindedir.
Teşkilat içerisinde en yetkili kurul, lstanbul / ümraniye'de kurulu bu
lunan "Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Dernekleri Federasyonu"
dur.
Teşkilatın, Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Dernekleri bünye
sinde 1 00.000 civarında öğrencisi olduğu değerlendirilmektedir.
Yurt dışında ise ilk defa 1 974 yılında Almanya'nın çeşitli şehirle
rinde kurduğu camiler ile yurt dışı faaliyetlerine başlayan Süley
mancılar, 1 975 yılında Almanya/Köln şehrinde lslam Kültür Merkez
leri Birliği ( İ KMB)'ni kurarak, bütün dernekleri tek çatı altında topla-
373
Tarikat, Siyaset. Ticaret ve Cinayet
374
Ergün Poyraz
5. Mali Kaynaklan:
- Süleymancıların finans kaynağını büyük ölçüde;
+ Cemaat içi ve dışından yapılan ve toplanan yardımlar,
+ Ticari işletmelerden elde edilen gelirler,
375
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
376
Ergün Poyraz
377
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
9. Değerlendirme:
Süleymancıların yurt içinde;
- irtica ile mücadele uygulamaları çerçevesinde Hükümetin , il
köğretim öğrencilerinin özel yurtlarda barınamayacağı ve kur'an
kurslarının denetim altına alınması kararları nedeniyle, yasal boş
lukları değerlendirerek taban genişletme faaliyetlerini sürdüreceği,
- Cemaat potansiyelini ticari alanda değerlendirme amaçlı bir uy
gulamayı hayata geçirmeye çalışacağı,
Yurt dışında ise;
- Almanya'da IGMG başta olmak üzere mevcut pek çok kurulu
şun yasaklanması ihtimaline karşın lslam dinini temsil eden kuruluş
statüsü almak üzere çalışmalarda bulunacağı,
- Süleymancı anlayışın, Balkanlar da özellikle Bektaşiler içerisin
de taban bulması için çaba sarfedeceği,
- Fethullah GÜLEN nurcu grubu örneğinde olduğu gibi yurt dışın
da eğitim ve sermaye alanlarındaki faaliyetlerini artırarak sürdüre
ceği değerlendirilmektedir.
Ayrıca cemaatin, yabancı ülkelerle artan ilişkilerinde cemaate ait
kuran kurslarında eğitilen yabancı öğrencilerin oluşturduğu kadrola
rın etkin olduğu kıymetlendirilmektedir..."
378
Ergün Poyraz
379
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
'Baskı Yapmadım'
Mahkemeye iki sayfalık bir cevap dilekçesi gönderen Arif Ahmet
Denizolgun ise iddiaları gerçekten uzak olarak nitelendirdi. Dilekçe
sinde söz konusu bahçeli evi 24 Aralık 2001 tarihinde annesinden
o günkü kurdan 70 milyar lira yapan 50 bin dolara satın aldığını, pa
rayı da annesinin banka hesabına yatırdığını anlatan davalı kardeş,
banka kayıtları incelendiğinde bunun ortaya çıkacağını belirtti. Di
lekçesinde satın aldığı kargir evi yıkıp, yerine 4 katlı betonarme bir
bina yapıldığını ve arsayı gerçek değerine satın aldığını ifade eden
Arif Ahmet Denizolgun, "Satışta kesinlikle m uvazaalı durum yoktur.
Manevi baskı da söz konusu değildir" dedi. Annesinin parayı ban
kadan çekerek, hayır kurumlarına verdiğini, bu durumu kardeşinin
de bildiğini kaydeden Oenizolgun, "Zira kendisi yardımı ve yardım
380
Ergün Poyraz
381
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
tiği paranın büyük bir kısmıyla kendisine Mercedes marka bir oto
mobil aldığını, geri kalanıyla da hayır işleri yaptığını kaydeden Kuriş,
dilekçesindeki ifadelerinde ağabeyi Arif Ahmet'in yanında aldı. Ku
riş, "Davalı kardeşimizin aldığı gayrimenkulün etrafındaki gayrimen
kulleri de başkalarından satın alarak üzerine modern bir bina yap
tırdığını herkes bilmektedir" dedi. Kuriş davanın nedeni olarak iki
ağabeyi arasındaki siyasi görüş ayrılığı ile dargınlığı gösterdi.
382
Ergün Poyraz
383
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
384
Ergün Poyraz
385
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
386
Ergün Poyraz
387
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
388
Ergün Poyraz
Kıllı Kuğular
Sosyetenin diş hekimi Doç. Dr. Ata Anıl ile eşi Esra Anıl, karşı
lıklı açtıkları boşanma davasında birbirlerinin özel fotoğraflarını delil
olarak veriyor, ve bu fotoğraflarda masonların kadın kılığına girerek
389
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
390
Ergün Poyraz
Takipteyim
Suç duyurusunda da bulunan Esra Anıl, eşinin kız kardeşi Rana
Anıl Yosmaoğlu'nun kendi babası ve kız kardeşini arayarak, "Elimiz
de kanıtlar var" dediğini iddia etti. Eşin tuttuğu adamların ofisine giz
lice girdiğini iddia eden Esra Anıl, "1 .5-2 yıldır takip ediliyorum . Bu
kişiler benim gittiğim yerlerde gizlice resimlerimi çekip kameraya
kayıt almışlar" dedi. Esra Anıl eşinin de kendisine e-mail ve fotoğ
raflarla şantaj yaptığı belirterek, "Söz konusu mail ve fotoğraflar bo
şanma davasında şantaj ve tehdit aracı olarak kullanıyorlar" diye
konuştu . . .
391
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Tekris Töreni
31 yıllık Mason Sabahattin Arınç'ın yazdığı ve masonlara övgü
olan "Masonların Dünyası" adlı kitapta ve 1 . derece ritüeli adlı ma
sonik yayınlarda Tekris töreni şöyle yer alıyordu:
"Eriştirme töreni (tekris, inisiasyon)
Bir harici'nin , (mason olmayan kimsenin) masonluğa alınması
için yapılan geleneksel törene "Eriştirme töreni" (tekris, inisiasyon)
denir. Masonların "ham taş" adını verdikleri "harici" tekris edilerek
ışığa (nur ve ziyaya) kavuşacak, mason locasında eğitilerek daha
yetkin bir insan olacaktır....
Masonluğa alınmasına karar verilen harici, tekris günü, bir reh
ber masonun eşliğinde derneğe getirilir, bekleme odasına alınır.
Kendisini törene hazırlayacak olan "Korkunç kardeş"e (Mahuf bira
dere) emanet edilir. Korkunç kardeşin kılığı , gerçekten, ürküntü ve
ricidir. Sırtında topuklarına dek uzanan kara bir cübbe. Başına, yal
nız gözlerini açıkta bırakan kara bir kukuleta geçirilmiş elinde bir ya
lın kılıç, Korkunç Kardeş, hariciyi gözlerini bağlayarak düşünme
odasına götürür. Odada göz bağını çözer.
Düşünme odacığında (tefekkür hücresi) bir mumun aydınlattığı,
siyah bezle örtülü küçücük bir masa, masanın üstünde kurukafa,
kum saati, bir dilim kuru ekmek, bir kap içinde biraz tuz. Bir bardak
su ve bir ayna vardır. Masa üzerinde camlı bir çerçeve içinde şu ya
zı göze çarpar;
392
Ergün Poyraz
393
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
394
Ergün Poyraz
395
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Mason adayı, kılıçlarla taciz edilir. En son istediği Nur'u ziya üs
tadları tarafından gözlerinin açılmasının ardından projektör ışığı
tutularak verilir ve ardından üç mason öpücüğü ile öpülür ve Ma
son olur. Büyük Mason M ahfili Derneği'nin 1 985 yılında Cahit
matbaasına bastırdığı "I. Derece ritüelinin" 33. Sayfasında, N u ru
ziya yani ışık verildikten sonra üstadları adaya şu konuşmayı ya
par;
"Uçları sizlere doğru çevrilmiş olan kılıçlar, bundan sonra ya
şamınız ve namusunuz bir saldırıya uğrarsa Masonların sizi sa
vunacağını, biraz önce içtiğiniz AND'dan döner ve size düşen gö
revleri yapmazsanız, Masonluğun sizden öç alacağını simge
ler..."
396
Ergün Poyraz
ip ve Kılıç'ın Hikmeti
Mason adayı , Loca içinde gözleri bağlı olarak ve boynuna, ko
yunlara veya idamlıklara geçirilen ipin ucundan tutularak dolaştırılır.
Masonlara simgesel olarak, "Bu iple her türlü hürriyetiniz ve ta
sarruflarınız bizim elimizde. Artık geriye dönerseniz bu ip'le asılır,
ölüm fermanınızı imzalarsınız" denilir.
Bunun örnekleri Menderes, Zorlu Polatkan'da yaşanmıştır. Men
deres ve ekibi masonlara karşı geldiği, ve localarını kapattırma te
şebbüsünde bulundular, Atatürk zamanına geri dönecekler diye
idam edildiler.
Göğse dayanan kılıçların nedeni; Ritüellerde ve Mason yayınla
rında belirtildiği gibi;
Bunun yanında bulunduğunuz yerden izinsiz olarak daha ileri gi
derseniz, Mason çıkarlarına aykırı davranırsanız kılıçla öldürülürsü
nüz demekti.
Üzeyir Garih'in ölümünde bu yöntem uygulandı. Çünkü Garih ma
sonların kararlarını uygulamadığı gibi karşı çıkıyor, İ srail'e ödediği
vergiyi de aksatıyordu. Diğerlerine ibret olsun diye kama şekli kılıç
larla öldürüldü ve tarihe yüzü koyun yatan tek maktül olarak geçti.
Masonlann Ağalan
Sabahattin Arınç'ın yazdığı "Masonların Dünyası" adlı kitabın 84-
85. sayfalarında masonların nerelere bağlı olduklarını anlatıyordu.
Masonik yemindeki "ülkem" sözünün yine mason yasalarında "Üs
tad'lara kesin itaat edilir", "asla sorgulanamaz" hükmü, en büyük
üstadların bu ülkelerde olması nedeniyle hakimiyetin de buralarda
olduğunun kanıtıdır. 84-85 sayfalar patronların kimliğini şöyle açıklı
yor:
"Bununla birlikte, masonluğun geleneklerini koruyan merkezler,
kadınların mason localarına alınmasına izin vermezler. Bunlar lngil-
. .
397
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
398
Ergün Poyraz
399
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
400
Ergün Poyraz
401
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
402
E rg ü n Poyraz
lı hale getirilecek."
vam e d i l i yo rd u :
alan isiml erce "Ye n i Tü rkiye" adl ı bir kitap t ü rü nde dergi çıkarıl ıyor
403
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Tampliye Şövalyeleri
Masonlar, Mimar Sinan Dergisi'nin 1 05. sayısında yer alan bilgi
lere göre; Tampliye Şövalyeleri, Tapınak Şövalyeleri , ya da asıl
404
Ergün Poyraz
405
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
406
Ergün Poyraz
407
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
408
Ergün Poyraz
2004 yılında 358 YTL'ye kiralandı. Ancak kiralar her yıl eksik tahsil
edildi. Bu yolla vakfın toplam 5 bin 855 YTL zarara uğratıldığı belir
lendi . Başmüfettiş raporunda, bu paranın 200 1 -2004 yıllarında gö
revde bulunan Yönetim Kurulu üyelerinden faiziyle birlikte tahsil
edilmesini istedi. Aksi taktirde yönetim kurulu üyeleri hakkında azil
davası açılacağını bildirdi .
Hürriyet Gazetesi de Lions kökenli başkanlar kavgasına şu şe
kilde yer veriyordu:
409
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
410
Ergün Poyraz
41 1
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
gerçekleştirildi. .. "
TAÇ Vakfı
Taç Vakfı, internet sitelerinde kurucularını şöyle açıklıyordu:
"Türkiye Anıt Çevre Turizm Değerlerini Koruma Vakfı (TAÇ Vak-
412
Ergün Poyraz
Mütevelli Heyet
Vakfın mütevelli heyeti adeta mason ve şeriatçı, isimlerin vals
sahasıydı: işte o isimler:
41 3
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
• • • >J
Yönetim Kurulu
Vakfı Yönetim Kurulu'nda da Mason-AKP birlikteliği devam edi
yordu:
"Dr. M . Sinan GENiM (Başkan), Y. Mim. Köksal ANADOL (Baş
kanvekili), Namık Kemal ŞENTÜRK (Başkanvekili-Genel Sekreter),
Av. Şerafettin YI LMAZ (Muhasıp Üye), Tavit KÖLETAVİTO G LU
(Üye), Prof. Haluk SEZGİ N (Üye), Mim. Sinan ŞENİL (Üye),
Prof.Dr. Coşkun ÖZGÜNEL (Üye), Dr. Kadir TOPBAŞ (Üye),
Prof.Dr. Gül İ REPO G LU (Y.Üye) Prof. Dr. Ömer TÜREL (Y.Üye),
Y.Mim. Murat TABAN LIO G LU (Y.Üye), Mim. Ali Esat GÖKSEL
(Y.Üye), Y.Mim. Emre AROLAT (Y.Üye), Prof. Suphi SAATÇİ
(Y.Üye), Y. Mim. Feyhan İ NKAYA (Y. Üye) . . .
Şeref Üyeleri
Vakfın "şeref üyeleri" listesini gördüğümüzde yine bir yaşımıza
daha giriyorduk.Kimler yoktu ki, şeriatçıların ağa babaları , masonla-
414
Ergün Poyraz
Can Bi NAN , Dr. Cengiz Can, Can ÇAGDAŞ, Cenk ÇAKIL, Mehmet
DEMİRER, Bülent DO G RUEL, Abdullah DÖRTLEM EZ, Öğ. Göv.
Cem ENE R, Prof. Dr. Erol ETİ , Melih FERELİ, Kemal GÖKÇE, Ali
Esat GÖKSEL, Prof. Dr. Zekai GÖRGÜLÜ , Ömer Yavuz GÜLEN,
Doğan HASOL, Prof. Dr. Fahri IŞIK, Prof. Dr. Mine İ NCEO G LU,
Mim. Erhan İ ŞÖZEN, Feyhan İ NKAYA, Kültür ve Turizm Bakanlığı
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü, Hüsamettin Kavi, Prof.
Dr. Hüsamettin KOÇAN , Ünal KORU KÇU, İsmail KÖKSAL, Belma
Barış KURTEL, Savaş KÜCE , Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşa
rı, Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşarı , İstanbul Büyükşehir Bele
diye Başkanı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, Erkan MUM
CU , Ergin ÖZCAN , Erol ÖZÜ DO G RU, Suphi SAATÇi, Ali SAY
DAM , Osman S ERTKAYA, Musa SEYi RCi , Prof. Dr. Haluk SEZ
GİN, Mim. Sina ŞENİL, Ömer Faruk ŞER İ FO G LU, Mim. Murat TA
BAN LIO G LU Prof. Dr. Baha TAN MAN , Avniye TANSU G , Ömer TÜ
REL, Başaran ULUSOY, Fikret N . ÜÇCAN, Tankut ÜNAL, Dr. Nu
rettin YARDIMCI , Prof. Dr. Ayşıl YAVUZ, Erdal YILDIRIM, Lütfi TO
KO G LU, Bülent ÇORAPÇI , Ahmet Misbah DEM İ RCAN, Tuğrul KU
TADGOBILIG, Tanıl KÜÇÜK, Hrisostomos KALAYCI , Ersin KAL
KAN , Yalçın MANAV, Y. Mim. Şahabettin ORHON, Dr. Nazan ÖL
ÇER, Ahmet Burak ÖRS, Tunç ÖZBAY, İ lgi (Yüce) AŞKU N , Cafer
BOZKU RT, Oğuz CEYLAN , Kerim GÜVEN, Halil ONUR, Cumhur
Güven TAŞBAŞI . . . "
415
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
leri bulunuyor.
TAÇ Vakfı, (Tarih ve Çevre Vakfı) mütevelli heyeti ve yönetim ku
rulu üyesi olan Topbaş, evli ve üç çocuk babasıdır. . . "
416
Ergün Poyraz
Ne kadar masum istekler değil mi? .. Oysa kazın ayağı hiç de öy
le değil.
2000 yılı Kültür Bakanlığı'nın bir kiliseyi "ilk kez" bir vakfa devret
tiğinin tarihi oluyordu.
Patrik Barholomeos'un, Antalya Valiliği'nden ayin için izin ister
ken kullandığı sözler bu olaya daha da anlam kazandırıyordu:
"2000 yılında başlayan inanç turizmini geliştirme çalışmalarına
uygun ve de ülkemize faydalı olduğu düşüncesindeyiz. . . "
Fener Rum Patrikhanesi'nin her yıl ayin düzenlediği Antalya'da
ki Aziz Nikolas Kilisesi, restorasyon çalışmalarını üstlenen Taç Vak
fı'na 30 yıllığına devredilmesinin ardında Fener Rum Patriği'nin An
talya'da faaliyet gösteren Noel Baba Vakfı'nın insanları uyarması ve
patriğe engel çıkarmasının rol aldığı görülüyordu.
Taç Vakfı ; Mason , Şeriatçı, AKP ve Rumların birlikteliğinin yanın
da patriğin elini öpen Rahmi Koç'un ailesinden de temsilci bulundu
ruyordu . Vakıfta asıl ağırlığı elinde tutan Koç ailesini, İ nan Kıraç tem
sil ediyordu .
417
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Neyse ... Gelelim asıl konuya ... Turizm Bakanlığı'nın bütçesinden her
yıl TAÇ Vakfı'na belli bir ödenek ayrıldığı iddiası doğru mu? Bugüne
kadar "dolar" hesabıyla kaç para verildi ve karşılığında ne alındı?
Bakanlığınız bütçesinden TAÇ Vakfı'na para aktarmaya devam edi
yor musunuz? Ediyorsanız niye, etmiyorsanız neden? .. "
Mason, şeriatçı örgütlenmesi ile birlikte Koç ailesinin de ağırlıklı
olduğu TAÇ Vakfı , Fener Rum Patriği Bartholomeos'u da yanına al
mıştı . Fener Rum Patrikhanesi'nin gayrı yasal bazı davranışları, An
talya ilinde faaliyet gösteren Noel Baba Vakfı ile Fener Rum Patriği
Bartholomeos ve ekibini karşı karşıya getirir. Bu arada devreye her
nedense TAÇ Vakfı'da girer, Noel Baba Vakfı'na tazminat davası
açar.
Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada Noel
Baba Vakfı 3 milyar TL tazminata mahkum olur. Vakıf davayı temyiz
eder. Ancak trilyoner mason işadamları ve şeriatçıları içinde barın
dıran TAÇ Vakfı davanın temyizden dönmesini beklemeden fakir
vakfın yöneticisine hacze gider. . . Oysa TAÇ Vakfının bazı yönetici
leri için bu para bir akşam yemeği parası bile değildir. Yine TAÇ
Vakfı'nın yönetiminde bulunan Koç ailesi hepimizin malumu . . .
Koç ailesinin elinde bulunan Otokar, Jandarma'ya binlerce Land
418
Ergün Poyraz
Masonik Dayanışma
Koyu bir Amerikan mandacısı olan, bu nedenleülkeden kovulan
ancak Atatürk'ün ölümü üzerine yurda dönebilen Mason Abdülhak
Adnan Adıvar'ın anılarıyla başlayan yazının 43. sayfasında Masonik
dayanışmadan örnekler veriliyordu :
" ... Harbi Umumi'de ben Tıbbiye Müdürü idim. Kömür bitti, hükü
met parayı ödemiyor, gırtlağa kadar borç . . . Müteahhitler de kömürü
vermediler. Koskoca Haydarpaşa'daki fakülte binası... Çocuklar,
hastalar donuyor. Müteahhidi makamıma çağırdım. Foti Mangolis
adında zengin biri imiş. Kapıdan girer girmez işareti çaktım. Adam
Mason çıkmaz mı? Hemen çıkıştım : "Yahu bu nasıl biraderlik? Ben
burada evladı vatanı, hastaları donduracak mıyım? ... " Kömür geldi.
Harbiye nezaretinde, sarayda herkes titrerken Haydarpaşa ısın
dı . . . . "
419
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Keçi Kanı
Mason localarında 33. dereceye yükselmiş masonların keçi kanı
içerek, şeytana tapma ayinleri basında şöyle yer alıyordu:
"Önce son ortaya çıktıkları dönemi hatırlayalım. 1 997 yılı ocak
ayında lstanbul'da iki büyük Mason locasında çekilen gizli kamera
görüntüleri, Türkiye Masonları üzerinde şok etkisi yapmıştı .
Kanal 7 ekranlarında yayınlanan bu gizli kamera görüntülerinin
birincisi lstanbul'da bir locada gerçekleştirilir. Görüntülerde birkaç
işadamının Masonluğa giriş merasimi, Masonik bir nikah töreni ve
Genel Kurul toplantısının görüntüleri yer almaktadır.
420
Ergün Poyraz
421
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
422
Ergün Poyraz
423
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
"lsa, (a.s.)'ın haç'ıyla savaş aç, ateşin ve şehvetin ilahı lblis'e bi-
at et! . . .
"
Yine aynı rite bağlı bazı localarda 30. derece "Kadosh Şövalye
si" (Ragon'a göre felsefi masonluğun en yüksek rütbesi budur) me
rasiminde bir hacın üzerine oturtulmuş olan adaya şöyle hitap edi
lir:
424
Ergün Poyraz
425
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
426
Ergün Poyraz
427
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
428
Ergün Poyraz
"Bu kararı alan hali hazırdaki Büyük Üstad Asım Akin, benim bü
yük üstadlığım dönemimde 21 kişilik Yönetim Kurulu içersinde yer
alıyordu . . . Dahası Ankara çalışma bölgesinde büyük üstad kayma
kamı ünvanını taşıyordu.
Eğer bu suçlamalar gerçekse, kendisi de suça iştirak etmiş sa
yılır!.."
Masonların deyimi ile harici alem, yani dış dünya-bugüne dek
karşılaşmadığı bir ikilem ile yüz yüze gelmiş bulunmaktadır.
Dernekler Masası, bu gelişmeleri ihbar kabul edip kendisine
bağlı H ür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Derneği'nin he
saplarını incelemeye alavak mıdır?
Yoksa, olayı söz konusu kurum'un iç meselesi olarak mı kabul
edecektir?
Olay yargıya intikal etmezse anladığım kadarı ile bu ihraç, bir iç
mesele olarak kalacaktır. . . "
429
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
430
Ergün Poyraz
Kırmızı Localar
1 5- Doğu şövalyesi
1 6- Kudüs prensi
1 7- Doğu ve Batı şövalyesi
1 8- Roz-Kruan şövalyesi
Felsefe Localan
1 9- Yüce lskoçyalı
20- Sayın büyük üstad
2 1 - Prusya şövalyesi
22- Lübnan prensi
23- Tobernaki şefi
24- Tobernaki prensi
25- Tunç yılan şövalyesi
26- Triniter lskoçyalı
27- Kudüs mabedinin hakim amiri
28- Güneş şövalyesi
29- Sen Andre "Aziz-Andre"
30- Büyük kadaş şövalyesi
3 1 - Büyük müfettiş
32- Kutsal sır yüce prensi
33- Büyük genel müfettiş "Maşrık-ı Azam"
Bazı Biraderler
Ülkemizin dört bir yanını saran Mason Localarına kayıtlı onbin
lerce insanımız bulunmaktadır. Bu insanlarımız bu locaların işlevle
rini bilmemekte, bu locaların faaliyetlerine iyi niyetle katılmaktadır.
Masonların içinde iyi niyetli insanlarımızın da olabileceğini düşüne-
. .
431
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Fuat Tanlay
Ankara Mason Kutup Yıldızı locasına bağlı Fuat Tanlay; Gül hü
kümeti döneminde Protokol Genel Müdür Yardımcısı, Erdoğan hü
kümeti ile birlikte Başbakanlık Protokol Müdürü görevine getiriliyor
du. Daha sonra Yemen Büyükelçiliği görevine getirilmek isteniyor,
burayı beğenmeyince Brüksel Büyükelçiliği görevine getiriliyordu.
Ertan Karasu
Ankara Mason Doğuş locası üyesi ; Ankara Galatasaraylılar Bir
liği Başkan'ı olan ve bir süre Kanal D Ankara temsilciliği de yapan
Gazeteci Ertan Karasu, 1 4 Haziran 2005 SHP'ye katıldı.
Trabzon doğumlu gazeteci Yaşar Albayrak Mason And locası
üyesi .
Basındaki mason biraderler sadece bu kadar mı tabi ki hayır. . .
Denizdeki kum sayısı kadar mason biraderler basında köşe başla
rını tutmuşlar.
AKP hükümetinin iş başına gelmesiyle birlikte el konulan Star
gazetesinin baş yazarlığına, mason localarının Sanatçı Ediz Hun ve
elektrik hırsızlığı iddiasıyla basında yer alan tiyatrocu Zeki Alas
ya'dan sonraki kıdemli konferansçısı Mason Seyfettin Halit Kakınç
getiriliyordu.
H ürriyet'te Tufan Türenç, Doğan Hızlan, Yener Süsoy mason bi
raderlerden sadece birkaçıydı.
TRT'ise masonların adeta bir başka kalesiydi, Fatih Orbay, Tan
su Polatkan ilk akla gelen isimlerdendi.
Turkish Daily News Genel Yayın Müdürü, Yusuf Kanlı, Ankara
Gökkuşağı locası Muhteremlerinden .. Gazetenin Yayın Kurulu ise
şu isimlerden oluşuyordu:
Prof. Dr. llber Ortaylı, Prof. Dr. Hasan Köni , Prof. Dr. H üseyin
Bağcı
Hasan Köni, 26.02.2000 tarihinde Üçgül locasında, "Avrupa Bir
liği aday üyeliği"ni anlatıyordu.
432
Ergün Poyraz
433
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Mehmet Haberal
Ecevit'in Ankara Doğuş Locası masonlarından Mehmet Habe
ral'ı Cumhurbaşkanlığı'na aday göstermesi basında şu şekilde yer
alıyordu:
"Ecevit'te Dışişleri Bakanı lsmail Cem ile Başkent Hastanesi'nin
sahibi Mehmet Haberal'ı aday gösterdi. Burada Ecevit'in tercihleri
ne bir paragraf açmak gerekiyor. Ecevit'in Cumhurbaşkanlığı'na
aday gösterdiği İsmail Cem , kısa bir süre sonra DSP'yi parçalaya
rak YTP'yi kurdu. Mehmet Haberal ise Ecevit'in rahatsızlığında yan
lış tedavi uygulamakla suçlandı. Yani Ecevit'in seçtiği iki isim de
ilerleyen günlerde kendisinin hasmı oldu. N e kadar acı değil mi?"
09.08.2003 tarihinde basın organlarında "Ecevit'in Eski Doktoru
na Suçlama" başlığı ile şu konular işleniyordu:
"Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, bir dönem Ecevit'i tedavi
eden Başkent Hastanesi sahibi Mehmet Haberal'ın, üniversite ile
hastanenin yapımı için aldığı 60 milyon dolarlık krediyle Hazine'yi
zarara uğrattığını iddia etti.
TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, hakkında "Meclis so
ruşturması" açılmasını isteyerek "Yüce Divan" sürecini başlattığı
eski Başbakan Bülent Ecevit'ten sonra doktoru Mehmet Haberal'ın
sahibi olduğu Başkent Üniversitesi'ne yönelik de usulsüzlük suçla
masında bulundu.
Komisyonun raporunda, Ecevit'in Başbakanlığı döneminde tedavi
gördüğü ve daha sonra kendisine yönelik "Komplo" yapılmaya çalı
şıldığı iddiasıyla terkettiği Başkent Hastanesi'nin de sahibi olan Meh
met Haberal'a ait Başkent Üniversitesi'ne kampüs ve hastane proje-
434
Ergün Poyraz
Düşük ipotek
Hastane ve kampüs projeleri için üniversiteye toplam 8.29 tril
yon lira ödendi, ancak ödenen bu krediye karşılık 2.8 trilyon liralık
ipotek alındı.
62 Milyon Dolar
Hastane projesi 62 milyon dolar olarak planlanmış ve projenin
yüzde 40'ına tekabül eden 25 milyon dolarının fon kredisinden kar
şılanması öngörülmüşken, proje için düzenlenen en son tarihli ra
pora göre proje kapsamında toplam 25 milyon 254 bin 989 dolar tu
tarında yatırım yapıldığı tespit edilmiş, bu tutarlar için firmaya fon
kredisinden 22.5 milyon dolar tahsilat yapıldığının, buna ilave olarak
2.5 milyon dolarlık daha ithalat yapılacağı (toplam 25 milyon dolar)
tespit edilmiştir.
Haksız Kredi
Hastane projesine yönelik olarak üniversiteye devredilen kredi
ler, projenin kısmi finansmanının yüzde 40'ını sağlamak üzere dev
redilmiştir. Ancak, Halk Bankası tarafından hazırlanan rapordaki de-
435
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Gerçeği Yansıtmadılar
Üniversite hastane ve kampüs projelerine ilişkin fona gönderdi
ği raporlarda gerçeği yansıtmamış, yanlış bildirimde bulunmuştur.
Üniversiteye kampüs projesi için kullandırılan kredi 36 milyon 993
bin 1 28 dolardır. Fon kredileriyle yatırımların yüzde 40'ının karşıla
nabileceği dikkate alındığında bu tutarda bir kullanımın 92 milyon
482 bin 500 dolar tutarındaki yatırım sonucunda kullandırılması ge
rekmektedir.
436
Ergün Poyraz
El Ele Oturdular
Erdoğan ve Haberal, hastane açılış törenini, protokolde kendile
rine ayrılan yerde 'el ele' izledi. Erdoğan sık sık Haberal'ın kulağına
eğilerek bir şeyler anlattı . Daha sonra kürsüye çıkan Erdoğan, "İh
san Doğramacı bana, 'Bu Haberal'a sahip çıkın' dedi. Biz görevde
olduğumuz sürece Haberal'a sahip çıkacağız. Bu ülkede taş üstü
ne taş koyanı başımızın üstünde taşırız. Derdimiz üzüm yemek,
bağcıyla işimiz yok" dedi.
Haberal , 2000'deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, dönemin
Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer önerilmeden
önce, dönemin Başbakanı Ecevit'in Cumhurbaşkanı adayıydı.
Mehmet Haberal, Ecevit'in M ayıs 2002'de ortaya çıkan rahatsız
lığı sırasında tedavisini üstlenmişti . Ecevit o dönem Gülhane Aske
ri Tıp Akademisi'nde tedavisini sürdürmesi yolunda yapılan önerile
re karşın , Haberal'ın Başkent Üniversitesi Hastanesi'ne güvendiği
ni söylemişti .
437
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Hidayet Manavoğlu
Ankara Yıldız Mason Locasına kayıtlı ve değişik localarda Trafik
konferan sları veren Hidayet Manavoğlu 24.04.2002 hürriyet inter
netim sayfasında "yolsuzluk" iddialarıyla yer alıyordu:
" ... Ş oförler Federasyonu yöneticilerine 1 O ay hapis
438
Ergün Poyraz
Hüseyin Ekmekçioğlu
Hüseyin Ekmekçioğlu, Mason Kutup Yıldızı Locasından, Ekmek
çioğlu, Yozgat doğumlu . . . Buket hanımla evli bir çocuğu var...
439
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Münci ôzmen
AKP hükürneti türban yasağının kaldırılmasını savunur görünür
ken, mahkemeye Ankara And isimli Mason locasına bağlı bir avu
kat göndererek uluslararası masonik dayanışmadan faydalanarak
türban sömürüsünden azami bir şekilde yararlanmak için yasağın
devamını sağlamak istiyor ve hedefine de ulaşıyordu.
1 9.05.2005 tarihli gazetelerde mason avukat şu şekilde yer alı
yordu :
"Aİ HM'in temyiz niteliğindeki Büyük Dairesi, başörtüsü yasağı
sebebiyle öğrenimine devam edemeyen İ Ü Tıp Fakültesi eski öğ
rencisi Leyla Şahin'in başvurusunu görüştü . Duruşmada Türk hükü
metini temsil eden Avukat Münci Özmen , Büyük Dairenin, daha ön
ce Türkiye'nin başörtüsü yasağıyla bir ihlalde bulunmadığı görüşü
ne hükmeden 4. Dairenin kararını teyid etmesini beklediklerini söy
ledi.
Adli kaynaklardan alınan bilgiye göre, yaklaşık bir saat süren du
ruşmada, Türk hükümetinin görüşlerini avukat Münci Özmen savu
nurken , Leyla Şahin'in avukatlığını Kazım Berzek üstlendi. Tarafla
rın görüşlerini dinleyen Büyük Daire, kararını ileri bir tarihte vere
cek. A İ H M Başkanı Luzius Wildhaber, yaptığı açıklamada, kararın
4-5 aydan önce çıkmayacağını söyledi.
440
Ergün Poyraz
A. Necdet Pamir
Ankara Doğuş mason locası üyesi olan ve aynı zamanda
T.P.A.O Genel Müdürlüğü'nde görev yapan A. Necdet Pamir Bakü
Ceyhan Boru Hattı: Orta Asya ve Kafkasya'da Bitmeyen Oyun, ad
lı kitabı Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi'nce 1 999 yılında ya
yınlanan Necdet PAMİR, 25 Kasım 1 998 tarihinde kurulan Sosyal
Demokrasi Derneği Bilim Kurulu Üyeleri arasında yer alıyordu.
O. Mesut Sezgin
Mason Yıldız Locası biraderlerinden olan O. Mesut Sezgin Gazi
Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi, Turizm İşletmeciliği
Eğitimi Bölümü, Konaklama İşletme Eğitimi Öğretim Üyesi
44 1
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Sevinç Dalyanoğlu
26 Ekim 2004 tarihli milliyet Dışişleri'nde nöbet değişimi başlığı
ile Ankara Doğuş locası masonlarından Sevinç Dalyanoğlu'nun
Brezilya'dan merkeze alındığını haber veriyordu.
Tank Cengiz
1 1 Temmuz 2002 tarihinde Ecevit'e bayrak açarak 6 arkadaşı ile
birlikte istifa eden Samsun DSP Eski milletvekili Mason doğuş loca
sı üyesi Tarık Cengiz AKP hükümeti döneminde hentbol federasyo
nunun başına getiriliyordu.
Tuncer Tükel
"Görevini kötüye kullanana af' başlığı ile Uyum locasına bağlı
olan mason biraderlerden Tuncer Tükel basına malzeme oluyor, di
ğer masonlar gibi masonik yönü gazetelerde yer almıyordu. Tü
kel'in de isminin geçtiği haber şöyleydi:
"Anayasa Mahkemesi'nin 461 6 sayılı Şartla Salıverilmeye, Da
va ve Cezaların Ertelenmesine Dair Yasa'nın kapsamını genişlet
mesiyle Ankara Adliyesi'ndeki bazı davalar da yasa kapsamına
girdi.
AOÇ eski Müdürü lbrahim Tuncer Tükel ve Türkiye Şoförler ve
Otomobilciler Federasyonu Başkanı Derviş Günday da yeni düzen
lemeden sonra, 461 6 sayılı Yasa'dan yararlanacak . . ."
442
Ergün Poyraz
Umman Hamitoğullan
Mardin doğumlu Umman Hamitoğulları Ankara And locası üye
lerinden Gümrük Müsteşarlığı'nda "Genel Müdür Yardımcısı" olara
görev yapmaktadır. Bağlı olduğu And locasında tek gümrükçü ken
di değildir. Bu locada birçok gümrükçü yer almaktadır. Gürbulak
Gümrükler Baş Müdürü Ali Rıza Altınok bunlardan sadece biridir.
Yusuf Kanlı
Turkish Daily News Genel Yayın Müdürü ... Yusuf Kanlı, Ankara
Gökkuşağı locası Muhteremlerinden, Kanlı'nın Genel Müdür olduğu
gazete adeta mason istilasına uğramış gibiydi. Gazetenin Yayın Ku
rulu ise şu isimlerden oluşuyordu:
Prof. Dr. llber Ortaylı
Prof. Dr. Hasan Köni
Prof. Dr. Hüseyin Bağcı
Güngör Yerdeş
Gazeteci RTÜ K Uzmanı, And Locasından
Asım Ak'in
And Locası üstadı muhteremlerinden. 1 940 İ stanbul doğumlu. 5.
1 2. 1 973 tarihinde Mason olmuş. Tam adı; Mustafa Asım AK'in, An
kara Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Ana bilim Dalı Başkanı, B Rh pozitif
kana sahip, m üzik, seyahat ve okumayı seviyor. Ne tesadüftür eşi
de aynı aktivitelerden hoşlanıyor. Onun da kan gurubu B Rh pozi
tif. . . Ak'i n son seçimlerde Masonların en muhteremi oluyordu.
Bingür Sönmez
Gülen grubuna yakınlığı ile bilinen Memorial Hastanesi Kalp Da
mar Cerrahisi Bölüm Başkanı. Mason Localarında Tıp'la ilgili konfe
ranslar veren üstad masonlardan .
443
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Naki Selmanpakoğlu
1 5. 1 0. 1 945 Hacıbektaş doğumlu Gata Plastik Cerrahi Ana Bilim
Dalı'nda görev yapan Naki Selmanpakoğlu Kutup Yıldızı mason Lo
casına kayıtlıydı. Selmanpakoğlu basında şölenleriyle yer alıyordu:
"Hacı Bektaş Veli Hoşgörü ve Semah Şöleni Yapıldı ;
Kültür Bakanlığı'nın katkılarıyla Ankara Hacıbektaş Derneği'nin
düzenlediği " 1 0 . Hacı Bektaş Veli Hoşgörü ve Semah Şöleni" 1 3
Aralık 2002'de Ankara'da Büyük Tiyatro'da yapıldı .
Semah şölenine Hasan Yükselir, Dertli Divani saz ve sözleriyle
katıldı. Prof. Dr. N urhan Karadağ yönetiminde Ankara Deneme
Sahnesi oyuncularının oyunlaştırdığı "Kardeşlik Töreni-Samah"
sahnelendi . Prof. Dr. Naki Selmanpakoğlu "Hacıbektaş ve Hacı
Bektaş Veli" konulu dia gösterisi sundu."
Prof. Dr. Naki Selmanpakoğlu, yanına aldığı iki denizci asker ile
Hablemitoğlu'na Mason olmasını teklif ediyordu. Selmanpakoğlu,
Hablemitoğlu'na ancak bu şekilde müsteşarlık yolunun açılabilece
ğini söylüyordu.
Kutup Yıldızı Locasında Diş hekimlerini, Hacettepe Üniversitesi
Diş hekimliği Fakültesi Dekan yardımcısı Osman Köseoğlu temsil
ediyordu.
444
Ergün Poyraz
Kadiri Tarikatı
Genelkurmay İ stihbarat Başkanlığı, " İ rticai Örgütlerin Tehdit De
ğerlendirmesi" başlığı altında irticai unsurların, Mayıs 2001 tarihin
den Mayıs 2002 tarihine kadar olan dönemdeki faaliyetlerini de
kapsayacak şekilde " İ rticai Örgütlerin Tehdit Değerlendirmesi" adıy
la 24 Mayıs 2002 tarihinde kapsamlı bir doküman hazırlıyordu. Ge
nelkurmay'ın tüm birimlerine gönderdiği bu belge ve bilgilerde, "Ka
dirilik" şu şekilde yer alıyordu:
1 . Genel:
a. Tarihi Gelişimi:
Kadiri Tarikatının kurucusu, 1 078 yılında lran'ın GILAN şehrinde
dünyaya gelen ve "Gavsü's-Sakaleyn" lakabıyla da anılan Abdülka
dir GEYLAN İ (Abdulkadir GILAN İ )'dir. Hz.Ali'nin soyundan geldiği
rivayet edilen Abdülkadir GEYLAN I , genç yaşında Bağdat'a giderek
burada tahsil görmüştür. Hanbeli mezhebine mensup olup, elli yaş
larına kadar süren tahsilinden sonra irş'ada başlamıştır. Ebu's-Sa'd
Medresesi'nde ders verdiği sıralarda Usul-i fıkıh ve tasavvufa dair
kitaplar yazmıştır. "Fütühu'l-Gayb, El-Gunye Talibi Tarikı'l-Hakk, El-
445
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
2. Teşkilatı:
Lider Kadrosu:
. Ka.diri Tarikatı'nın ülkemizdeki en belirgin ismi Hacı Muharrem
H I LMl'dir. "Kadiri Yolu Saliklerinin Zikir makamları" isimli bir kitabı
da bulunan bu şahsın, 1 964 yılında ölmesi üzerine tarikat mensup-
446
Ergün Poyraz
447
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
448
Ergün Poyraz
449
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
450
Ergün Poyraz
1 . Hayatı:
1 . 1 . i smi Mahlası:
,
1 .3. Ailesi:
Babası H. Hasan Kuşçuoğlu olup 2 tane de kardeşi bulunmak
tadır. Bunlardan biri vefat edip diğeri hayattadır. Çocukluğu, yetiş
mesi ve tahsili Çorum ve samsun'da geçti. Ortaokul 2. sınıftan ay
rılıp sanatla meşgul oldu. 1 939 yılında askere gitmeden evvel ev
lendi . Şeyh Galip Efendi, 6 kız, 1 erkek evlat babasıdır. Dört kızı ve
bir oğlu hayattadır. Daha sonra Ankara'ya 1 948'de Çankırı'dan gel
di. Çankırı'da istasyon binası ve lojmanlarının vb. yerlerin müteah
hitliğinde bulundu.
1 969 yılında Ankara Hüseyin Gazi'de Ekin mahallesinde cami
nin arsaları alınmıştır. (Hüseyin Gazi mekanının isimlenmesi : Hüse
yin Gazi Dağı'nın eteğinde yaşayan Hüseyin Bey Hazretleri , Resu-
451
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1 .5. Silsilesi:
Kadiri ve Rufai kökünden olup kayın pederi Çorumlu Hacı Mus
tafa Efendi'dir. Kendisi de Fatih devrinin ünlü alimi Ali Kuşçu da Hz.
Ömer (r.a.) ve anne tarafından da Hz. Ali (r.a.)'nin soyundandır. . . "
Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde hazırlanan tezde, şiş sokulma
olayları da değerlendirilmiş, işte tezden "şiş" manzaraları:
"Gelelim şiş burhanına. Pir Efendimiz Seyyid Ahmeder Kebir
Rufai Hazretleri'nde ve cümle evliyaullahta zuhur eden kerametle
rin , sonradan tekrarının ismi burhandır. Dergahtan yetişmiş, silsile
yi meratip, izn-i icazet almış irşada selahiyetli kılınmış şeyh efe ndi
ler ki, vazifeler Allah tarafından verilir. Bu türlü vazife vermeye kim
se selahiyetli değildir. Peygamber Efendilerimiz, Peygamber tayin
edemez. Meşayıhlar da yerine şeyh tayin edemez. Hazreti Musa
452
Ergün Poyraz
453
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
454
Ergün Poyraz
Çocuğun transı mı olur? Uzun lafın kısası; zatınız transa girip tü
kürüklenmiş bir demiri kendinize şokun. Laf ebeliği yapmayın. Bu
nu bilemiyoruz deseniz, itibarınızın, ilminizin daha artacağına inanı
yorum. Maksadınızı bilmek kehanet değil, maksadınız üzüm yemek
değil, bekçi dövmek. Ama dikkat et, ne kadar kara sürsen de yüzü
ne süresin . Hayli arkadaşlarıma verdiğim yetkiye istinaden Allah rı
zası için burhan yapmalarını rica ettim . Çok yerlerde senelerce icra
ettiler. Medyada olsun bazı yerlerde maksadından saptırılmış ehil
olmayan ellerde gülünç duruma düşürülüp, rahmet-i nahiyeyi tahrif
ettiklerini şiş burhanının ne hale getirdiklerini milletçe esefle gördük.
Tahminen beş sene evvel tehir ettik. Burhana müsaade edilen ar
kadaşlara da tehirini rica ettim . Bazı kanallardan ısraren istenildiği
halde, fikrimizi değiştirmedik. Eli tertemiz olan bir programda beş yıl
evvel yapılan burhanı, doksan altının Kadir Gecesi'nde yapılmış gi
bi aleyhimizde, kabahat ve suç bulmuş edası ile, hakaret-amiz ifti
ralar ekleyerek tiynetinin tezahurunu gösterdi . Cumhuriyet Türkiye
si'nde bizleri aciz düşürecekti g üya. Hazret-i Allah'ın rahmeti nasıl
tecelli eyledi, zuhuruna bak. Avrupa'ya biz acizleri reklam eyledi, ls
lam'da yaşanmak istenilen h urafalardan bid'atlardan arınmış, kalıp
çılıktan kurtarılmış şeriat-ı Muhammedi'yi yasayarak, muasır millet
ler seviyesine çıkmak isteyen toplumlara, lslam'ın mani teşkil etme
diğini tüm şeriat-ı Muhammedi'yi yaşayan bahtiyarlar gerçeklerin
güzelliklere karşı olmadığını, anlayanların gün be gün arttıklarını
hayranlıkla seyredip Allah'a hamd ediyoruz.
Hazret-i Allah'ın emrettiğini Hazret-i Resullullah'ın bunu tebliğ
ettiğini bütün insanlar ne zaman anlayacaklar? Hazret-i Allah bu
yurdu; "Ey insan! Bu alemi ben yarattım, sen tanzim edeceksin" Eli
temizler bildikleri halde Atatürk hayranı olduğumu; yağcılık değil ba
zıları gibi nankörlük de yapamam. ATV'de Fatih Çekirge'nin iktidar
oyunu programında, daha birçok programlarda, gazetelerde, dergi
lerde, haftalık sohbetlerimde, "Cumhuriyetin" en g üzel idare tarzı ol
duğunu, Birinci Kanal'da kaç defa, diğer bazı kanallarda da ara sı
ra anlattığımı sağır sultanlar da duydular. Biliyorlar. . .
"
455
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
456
Ergün Poyraz
5. Mali Kaynaklan:
Grubun gelir kaynaklarını;
a . Kurmuş oldukları şirketler,
457
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
b. Yayın Organları,
c. TV'den elde edilen gelirler,
d . Taraftarlarının yapmış olduğu yardımlar oluşturmaktadır.
6. Değerlendirme:
a. 1 964 yılında tarikatın önemli isimlerinden Hacı Muharrem
H I LM l'nin ölümünden sonra, parça parça ve birbirinden ba
ğımsız faaliyetlerini sürdüren ve bir cemaat olmayı aşamayan
Kadiri Tarikatı Mensupları, tek başına önemli bir tehdit unsu
ru değildir. Trabzon, Elazığ, Ankara, Kastamonu, İ stanbul gi
bi illerde faaliyetleri görülen tarikat, ekonomik yönden güçlen
me ve yayın alanında etkinlik kazanmaya çalışarak cemaat
lerini genişletmek sureti ile güçlenmeyi hedeflemektedir.
c. Önümüzdeki dönemde; Genel Başkanlığı'nı Ali G E D İ K'in
yaptığı Bağımsız Türkiye Partisi'nde, yapılacak olağanüstü
kongre ile parti Genel Başkanlığına Kadiri Tarikatı liderlerin
den Haydar BAŞ'ın getirileceği ,
d . Haydar BAŞ'ın d a katılımı i l e siyasal platfomdaki fikirlerini
mensuplarına duyurmak ve taban kazanmak amacıyla, önü
m üzdeki dönemde çeşitli illerimizde mitingler düzenleyeceği ,
e . Meltem TV'nin Türkiye genelinde izleyici kitlesini artırmak için
çalışmalarda bulunacakları değerlendirilmektedir.
458
Ergün Poyraz
459
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
460
Ergün Poyraz
461
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
462
Ergün Poyraz
1 . Genel:
a. Tarihi Gelişimi:
( 1 ) Grubun lideri olan Adnan OKTAR'ın (Yusuf-Mediha oğlu,
Ankara-1 956 doğumlu), doğumundan liseyi bitirinceye kadar içine
kapanık sessiz bir kişi olarak tanındığı, 1 979 yılında İ stanbul Üniver
sitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümü 2nci sınıfından ayrıldığı,
1 982-83 yıllarında çeşitli dini kitapları okumak suretiyle dini yönü
nün gelişmeye başladığı bilinmektedir.
(2) Daha sonraki yıllarda, kendisine ait bir örgütlenme modeli
oluşturarak Mason localarını kendisine örnek aldığı, zeki , kabiliyetli
ve zengin aile çocuklarına yönelerek bunların manevi yönden yetiş
tirilerek kendisine bağlanmalarını sağladığı ve faaliyetlerini büyük
ölçüde bu yönde yoğunlaştırdığı gözlenmiştir.
(3) ilk olarak 1 986 yılında basın yayın organlarında yer alan ve
milli duyguları zayıflatıcı propaganda yaptığı gerekçesiyle tutuklan
masına neden olan bir röportajıyla kamuoyunda ismi duyulmaya
başlayan Adnan OKTAR'ın, 1 983 yılından itibaren ilgilenmeye baş
ladığı üniversite öğrencilerine yönelik faaliyetleri sonucu, özellikle
İ stanbul' da Boğaziçi , Mimar Sinan, İ TÜ ve İ stanbul Üniversitesi Hu
kuk-Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okuyan kız-erkek çok sayıda gen
ci etrafında toplamayı başardığı bilinmektedir.
(4) Çeşitli tarihlerde Adnan OKTAR ve grubuna yönelik olarak
gerçekleştirilen çalışmalarda, uyuşturucu madde bulundurma, kul
lanma ve grup içerisindeki gençler arasında ailelerinin izni olmaksı
zın kısa dönemli, resmi olmayan evlilikler yaptırma gibi uygulama
ları tespit edilmiş ve bu durum kamuoyunda tepkilere yol açmıştır.
(5) 1 992 yılı başlarından itibaren Serhan ÇEV İ K liderliğindeki
463
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
2. Teşkilatı:
a. Kuruluşu:
Anılan cemaatin lideri Harun YAHYA (K) Adnan OKTAR olup,
yönetim tamamen kendi etki ve yetkisinde sürdürülmektedir.
b. lider Kadrosu:
Söz konusu grubun liderliğini, Adnan OKTAR (Kod:Ahmet Abi)
adlı şahıs yapmaktadır.
464
Ergün Poyraz
465
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
466
Ergün Poyraz
467
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
468
Ergün Poyraz
469
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
470
Ergün Poyraz
( 1 1 7) iyilerin ittifakı
( 1 1 8) Resullerimiz Diyor ki
( 1 1 9) Kuran Ahlakı
( 1 20) Kuran'da Tebliğ ve Tartışma
( 1 21 ) Sakın Unutmayın
471
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
472
Ergün Poyraz
5. Mali kaynaklan:
Adnan OKTAR grubunun finans kaynaklarını; zengin aile çocuk
ları tarafından yapılan bağışlar oluşturmaktadır.
473
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
474
Ergün Poyraz
9. Değerlendirme:
Grubun, gerçek amacının kamuoyu nezdinde ortaya çıkarılması
sonucunda, geçmiş dönemlerdeki aktivitelerinin yapmalarının güç
leştiği ortadadır. Bununla birlikte anılan grubun belli oranda varlığı
nı devam ettirme yönündeki gayretlerini sürdüreceği, faaliyetlerini
göz önünden uzak tutmak amacıyla yurt dışı ilişkilere ağırlık verece
ği değerlendirilmektedir.
475
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
1. Genel:
M İ HR grubu ; liderliğini İskender EVRENOSO G LU'nun yaptığı di
ni içerikli bir gruptur. ( 1 933 İ znik doğumlu ve eski T İ P -Türkiye İşçi
Partisi- üyesi) Adı geçen şahıs ilk defa 1 986 yılında Devlet Planla
ma Teşkilatı'nda çalıştığı dönemlerde irticai faaliyetlerde bulunmak
suçundan tutuklanması ile birlikte kamuoyu tarafından tanınmıştır.
Bu tarihten itibaren de gerek basın-yayın organlarında gerekse te
levizyon kanallarında yapılan röportaj . ve programlarla zaman za-
.
476
Ergün Poyraz
b. Lider Kadrosu:
Örgütün liderliğini İ skender EVRENOSO G LU, yardımcılığını ve
Türkiye sorumluluğunu ise Abdülcabbar
. . BORAN isimli şahıs yap-
-
477
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
9. Değerlendirme:
Son dönemde M I H R Vakfı Derneklerine yapılan operasyonlar
sonucunda anılan derneklerin faaliyetlerinin iyice zayıfladığı görül
mektedir. Önümüzdeki dönemde adı geçen şahsın yurt dışından ki
raladığı bir uydu kanalı vasıtasıyla ülkemize yönelik propapaganda
amaçlı TV yayınlarına başlayabileceği, ancak söz konusu grubun,
irticai hareketlerin bundan sonraki sürecinde ciddi bir rol oynaya
mayacağı değerlendirilmektedir.
478
Ergün Poyraz
479
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
480
Ergün Poyraz
481
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Sultan Ana
Kırıkkale menşeli bu tarikatın lideri diğerlerinin aksine "Sultan
Ana" adıyla bilinen bir kadın. Diğer tarikatların ileri gelenlerinin "Ka
dından tarikat lideri mi olurmuş", şeklindeki itirazlarının ardından bu
tarikatın faaliyetlerine devlet el koydu. Kırıkkale kadınlarının bir ço
ğunun kollarındaki bileziklerine kadar, bazı esnaf ve Sultan Ana
bağlılarının neredeyse ceplerindeki son paralarına kadar vererek al
dıkları tarikat binası mühürlendi ve tarikatın faaliyetine son verildi.
Diğer tarikatlar ise faaliyetlerine tam hız devam ediyorlar. Devlet
bunlara karşı son derece müsahamalı, öylek1 bu tarikatların çalış
malarına dikkat çeken görevliler ise emeklilikleri gelmedikleri halde
istifaya zorlanıyorlar. . .
482
Ergün Poyraz
483
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
484
Ergün Poyraz
485
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
486
Ergün Poyraz
487
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
488
Ergün Poyraz
489
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
de l braam Bey'le araları iyice açık. ikisi de bir partiden ama, ona ne
bakarsın sen, birbirleriyle can düşmanı olmuşlar. Zübükzade, Bele
diye Reisi olmak ister. Hamza Bey de Belediye Reisliğini elinden
kaptırmak istemez. Birbirlerine düşmanlıkları işte burdan.
Bir sabah erkenden Hamza Bey'in oğlu bizim eve geldi:
- Fırla arkadaş, fırla!.. Seyir var, görmeler ister. . .
- Ulan n e seyiri, sabahın b u vakti seyir mi olurmuş?
- De ki sinema, de ki tiyatro. Gel de bir gör hele arkadaş ...
Ben hemen davrandım , pantolonu ayağıma çekip ardına düş
tüm . . . Bunların evine gittik . Beni odunluğa soktu:
- Şu deliğe gözünü uydur da dikizle!
Bağdadiye tahtalarını söküp iki evin ara duvarına bir delik açmış.
Zübükzadelerin mutfağı tabak gibi görünüyor. İ braam Bey'in karısı ,
anası, kızkardeşleri, mutfakta harıl bir işler yapıyorlar.
- Beni bunun için mi çağırdın? Elin namahreminini gözetlemek
delikanlılığa yaraşır mı? Diye buna çıkıştım .
- Dur hele arkadaş . . . Bunda namahremlik yok. Gözünü ayırma,
seyir nerdeyse başlar. . .
Demeye kalmadı, Zübükzade'nin sesini duyduk. Yukarı kattan
bağırıyor:
- Kanı , karı . . Ulan karı! Şart olsun seni saçlarından asarım . Ulan,
ben sana bir haftadır hükümet gelecek demiyor muyum? Hükü met,
Zübüzade'nin misafiri . . N 'olacak şimdi? Kebaplar hani? Toklu çevir
mesi nerde?
Zübükzade İ braam bağıra bağıra merdivenlerden ind i . Karısını
bırakıp kızkardeşine döndü: Kız şaşkın, ne dinelip duruyorsun? ..
Ayağını eteğine dolaştırıp ortada dolanma! Hükümet ağanın evinde
490
Ergün Poyraz
491
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
492
Ergün Poyraz
493
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
494
Ergün Poyraz
495
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
496
Ergün Poyraz
497
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
498
Ergün Poyraz
499
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
500
Ergün Poyraz
501
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Zübük 3 numara
Ayna karşısında kendini gördüğünde yerlere kadar temenna et
meye alışan, Zübük tüm konuşma ve konferanslarında 3 numara ol
duğunu söylüyor bununla böbürleniyordu.
Günlerden bir gün konferans için gittiği Pamukkale'de, bol yıldız
lı bir otelde kalmışlardı. Otelin yarım metrelik jakuzisi vardı. Koru
malar yaptıkları iş gereği olacak başka bir tarafta havuza girmiş eğ
lenirlerken, yakınları Zübük Başkan'ın ortada olmadığını görürler.
Ani olarak çevreye göz attıklarında jakuzinin içinde topaç gibi yüzü
koyun döndüğünü görürler. Arabasını kullanan ve her işine koşan
yakını hemen jakuziden ensesinden tuttuğu gibi, çıkartır. Suni tenef
füsle hayata geri döndürür. Zübük; "Hayatımı kurtardın senin sırtını
keseleyeceğim" der. Ancak yakını "Ben devletin üç numarasına sır
tımı keseletmem" cevabını verir.
Bu arada bay Zübüğün korumaları girdikleri havuzda hiçbir şey
den habersiz neşe içinde koruma ve kollama görevlerine (!?) de
vam ediyorlardı.
En büyük şehrimizde bulunan ünlü bir avukatlık bürosunun sahi
bi olan ve aynı zamanda bir ilimizin eski belediye başkanının kızı ,
502
Ergün Poyraz
Zübüğe çağ atlatır. Zübüğe bir bilgisayar hediye ederek onu eski
daktilosuna bağımlı olmaktan kurtarır. Artık yazılarını ve mektupları
nı bilgisayar da yazacaktır.
Kendisinin peygamber soyundan geldiğini iddia ederek, bir de
bu iddiasını kanıtlamak için uyduruk olduğu dört bir yanından fışkı
ran soy ağacını gösteren CD'ler dağıtan Süryani kökenli bir işada
mı Zübüğe bir cep telefonu bağışlar. Tabi sekreterine de . . . Sekrete
rinin telefonu iki model düşüktür. . . yaklaşık iki sene sonra Zübük te
�efoncu Süryaniyi arar, "ben bu telefonu değiştirmek istiyorum" der.
lşadamı ücretsiz olarak telefonunu yeniler. . .
Ünlü bir parfümeri imalatçısı kolilerle parfüm veriyor, ancak Zü
bük Başkan hasisliğinden kimseye vermiyor, parfümlerden çoğu
nun havası kaçıyordu. Parfüm imalatçısı Zübüğün birçok konuda fi
nansörlüğünü de yapıyor, harçlığını veriyordu .
Zübük, Başkan olduğu dönemlerde bile bir fırça fabrikatöründen
aylığını dolar üzerinden alıyordu.
Zübük, başkalan tarafından yaptınlan ve kendisine insanlara da
ğıtması için verilen rozetleri Cumhuriyet altını verir gibi ballandıra
ballandıra övüyor ve elleri titreyerek veriyordu.
Oysa bunda şaşılacak bir şey yoktu. Öylesine cimriydi ki, toka
laşırken nerdeyse tek parmağını uzatacaktı.
503
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Zübük masada kendisini on yılı aşkın bir süre hiçbir karşılık bek
lemeksizin her türlü giderlerini, harcamalarını karşılayıp, kızına ev,
oğluna araba alan yakınını inşaat firması sahibine şöyle tanıtıyordu:
"Dünyanın en vefakar, en fedakar, kendi için hiçbir şey, başkala
rı için her şey isteyen bir varlıktır" diye methiyeler düzüyordu.
Ancak çok geçmeden bay başkan bu sefer de inşaat firması sa
hibine gönderdiği kartta "Bu yakını ile ilişkilerini kestiğini" belirterek
onu kötülüyordu. Zübüğün bu çelişkileri üzerine firma sahibi "Bu
adama güvenilmez" diyerek, on trilyonu vermekten vazgeçiyordu.
Dükkan için beklenen paralar gelmeyince Zübük defalarca telefon
ediyor, önce paranın taksitle ödenmesini isteniyor, ardından çek ve
senede razı olunuyor, ancak sadece nasihat alınıyordu.
Zübük dükkan patronluğunu bırakma gerekçesini şöyle izah edi
yordu: "Bu cahil halkla yola gidilmez."
Zübük'ün dükkan patronluğunun fiyaskoyla sonuçlanması, ülke
ye çok şey kazandırmıştı. Tacirliğini ve yetkilerini ülke insanlarının
refahı için değil kendini finanse eden sermaye guruplarının çıkan
için kullanacağını birçok davranışı ile kanıtlamıştı. Gayn resmi da
nışmanlığını yaptığı bir firmanın ürettiği malların kullanımı zamanın
içişleri Bakanı tarafından haklı gerekçelerle kaldırılmıştı.
örneğin yaşlı araçlarda hız gösteren cihazın kullanımının kaldırıl
ması bunlardan biriydi. Ancak firma bundan fahiş kar amaçlıyordu.
Hemen Danıştay'a başvurdu. Danıştay ilk etapta bu başvuruyu tica
ri kaygılar taşıdığı için gereksiz ve kabul edilemez buldu. Ancak, ka
rar aşamasında Zübüğün devreye girmesiyle ilgili daire kararını de
ğiştirdi ve hız ölçerci firma kazandı.
Zübük ilgili dairenin elemanları ile Orman çiftliğinde yemeğe çı
kıyor ve yemek sonunda işi kotarıyordu. Firma trilyonlarına trilyon
katarken fakir esnafın cebindeki son kuruşlarına da el koyuluyordu.
Zübük başkan seçilmeden önce yaptığı vaatleri asla unutmuyor,
bir sonraki seçim öncesinde yine aynı vaatlerde bulunuyordu. "Dü
rüst tacire oy verin, bana oy verin" diyordu. Zübük bir diğer konuş-
504
Ergün Poyraz
Kürklü Kadınlar
Zübük Başkanlıktan ayrıldıktan sonra, başkanlık duygularını tat
min için yine bir başka başkanlığa soyunuyordu. Bu başkanlığı sıra
sında pn kişilik kürkler içinde gezen kadın gurubuyla anıtkabre gidi
yor, çelenk koyma işi bitince zamanın Anıtkabir Başkanı bunları is
tirahata davet ediyor. Zübük ve kürklü kadınların muratları da buy
du. Çay içerlerken dileklerini başkana bildiriyorlardı. Bu kadınlardan
biri kitap yazmıştı. Başkandan bu kitaplardan çok miktarlarda alma
larını istiyorlardı. Ancak Anıtkabir başkanı onların bu isteğini nazik
çe geri çeviriyordu.
Zübüğün Demek Başkanlığı döneminde İ stanbul'da ikamet eden
yardımsever bir hanımefendi, derneğe kısa aralıklarla yüklü bağış
lar yapıyordu. Zübük emekli olunca alay edip, saatlerce kapısında
beklettiğini iddia ettiği kişi yeni başkan seçilince Zübüğün arabası
nı altından alıyordu. Zübük arabasız kalınca araya aracılar sokarak
yardımsever hanımefendiden zırhlı bir araba talep ediyordu. Yar
dımsever hanım "Demek için feda olsun" diyor, ama Zübük aracın
ruhsatını kendi adına isteyince, bu talep şaşkınlık ve garipsenerek
karşılanıyor, "ben derneğe yardım yaparım, şahıslara değil" sözleri
ile araba işi yatıyordu.
505
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
506
Ergün Poyraz
507
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
Yağcılıktan Başkanlığa
Başarı merdivenini, önündekilerin sırtını sıvazlayıp, arkadakilerin
kafasını tekmeleyerek tırmanan. Bay Başkan yazarlığa soyunuyor,
kalemini asla satmadığını vurguluyordu. Gerçekten kalemini satmı
yor ama kiraya veriyordu. Ülkenin çok tanınmış yayınevi artık kitap
larını basmıyor, telefonlarına bile çıkmıyordu. O da lngiliz istihbara
tının kurduğu yayınevinde kitaplarını yayınlayabiliyordu. Konferans
larında boş konuştuğu için herkesin uykusu geliyor, bağırarak ko
nuştuğu için kimse uyuyamıyordu. Sahneye çıktığında salonun çıkış
kapısına doğru hareketlenme başlardı. Bunun sonucunda on onbeş
kişiye konferans verirdi. Yine de onu tanımak çok kolaydı. i ki kişi
den biri esniyorsa esnemeyen kendidir. O denli güvenilmezdi ki, iyi
günler dediğinde bile meteorolojiye danışılıyordu. Hatıra defterleri
bile yalanlarla doluydu. Öyle ki; yalan söylediğine yemin etse bile
kimse inanmıyordu. Cehennemde aynı kazanda kaynayan bir insa
nın bile ona kanı kaynamazdı. Kötü bir insan değildi, kötü bir insan
olmak için önce insan olmak gerekirdi.
Bir iskelet kadar da yürekli olan Bay Başkan, bir gün film teklifi
aldım diye dört dönüyor, az sonra işin aslı ortaya çıkıyordu. Dokto
ru kendisinden mide filmi istemişti.
Bay Zübük, emekliliğine yakın çalıştığı kuruma ikinci Zırhlı Mer
cedes'i de aldırıyordu. Zira tek Mercedes olsa emekli olunca yeni
Başkan arabasız kalacağı için Mercedes'i götüremeyecekti . Böyle
ce ikinci Mercedes'i alarak emekliliğinde lüks araba kullanma imka
nından mahrum kalmayacaktı.
Yeni başkan ilk iş olarak Zübükten Mercedes'i geri alır. Merce
des her zaman olduğu gibi kuruma benzin almak için gelmişti. Yeni
başkan şoförlerden aracın anahtarlarını alarak, onları gönderir. Ama
bir gece Zübük Başkan korumaları ile birlikte kurumun garajından
Mercedes'i kaçırır.
Sohbet toplantılarında yerine geçen Başkan için de şunları söy-
ler:
508
Ergün Poyraz
509
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
51 0
Ergün Poyraz
51 1
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
512
Ergün Poyraz
513
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
514
Ergün Poyraz
515
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
516
Ergün Poyraz
51 7
Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet
518
Ergün Poyraz
519