Professional Documents
Culture Documents
Giriş
İnsan belleğinden başka hiçbir kayıt olanağı olmayan birincil sözlü kültür ortamında
sözlü edebiyatın şiir şeklinde ortaya çıktığı ve daima müzik eşliğinde icra edildiği ve bu tür
söz ile ezgi birlikteliğinin dinî törenlerde kalıplaşmış hareketlere dayalı dansı da bir arada
bulundurduğundan daha önceki ünitelerde söz edilmişti. Bu bağlamda söz ve sözü söylemek
mitik, mistik ve büyüsel nitelikler de taşır. Sözün, ezgi ve müzikle birleştirilerek sunulmasının
nedenleri arasında söz konusu mitik, mistik ve büyüsel inanışlar da rol oynamış olmalıdır.
Aradan geçen çağlar boyunca yavaş yavaş din dışı söz, müzik ve dans formlarının
oluşumuna doğru bir gelişme olur. Yakın çağlarda da tamamen din dışı formlarıyla söz, ezgi
ve dans formları oluşur. Ancak bu oluşum dinî formları ortadan kaldırmadığı gibi daha önceki
zamanlarda ortaya çıkan yapılanışların da gelenekselleşerek devam etmesine de engel
olmamıştır. Bu bağlamda “yüksek sesle ve ezgi eşliğinde söz söylemek” bütün din dışılığına
rağmen bütün kültürlerde dikkat çeken ve âdeta bir ritüel havası içinde kutsanan bir sanattır.
Bilindiği gibi, Anonim Halk Edebiyatında yer alan edebî yaratmaların bir kısmının
icrası doğrudan doğruya dinleyiciye ezgi eşliğinde “söylemeye” yönelik özellikler taşır.
Konuşmalık türlerin bir konuşma esnasında ortaya çıkıp konuşmanın şekline bürünmeleri ve
konuşmayı kalıplaşmış bu ifadeler vasıtasıyla istenilen yönlere çekme veya çevirmeleri en
önemli özellikleridir. Söylemelik türler ise, doğrudan doğruya bir tören havası içinde icra
olundukları sosyo-kültürel bağlamı ve orada bulunanları ve yapılanları durduran, en azından
yavaşlatan, gücü ve imkânları nispetinde yönlendiren bir etkiye sahiptir. Konuşmalık türlerin
konuşma bağlamında yaptığını söylemelik türler icra olundukları sosyal ve kültürel hayat
bağlamında gerçekleştirmektedirler, denilebilir. Söylenenin söylendiği yer, söyleyeni ve
söyleneni bakımlarından önemli olduğu görülür. Söylemelik türlerin kına gecesi ağıdı gibi
bazı ürünleri doğrudan doğruya icra olundukları törenle ilişkiliyken büyük bir çoğunluğu için
böyle bir durum söz konusu değildir. Söylemelik türler: Tören ve tören dışı geleneksel icra
ortamlarında, icracı tarafından dinleyicilere “söyleme” etkinliğine dayalı olarak meydana
getirilen bu sözlü edebiyat yaratmalarına “söylemelik türler” adı verilmektedir. Türk Halk
Edebiyatının söylemelik türleri olarak türküler, ağıtlar, mâniler ve ninniler bu ünitenin
konusunu oluşturmaktadır.
TÜRKÜ
b. Usullü ezgiler: Genellikle oyun havaları olup bu tür ezgiler bölgelere göre değişik adlar
alır: Ege’de “zeybek”, Karadeniz’de “horon” ya da “yalı havası”, Ordu, Giresun, Marmara ve
Trakya’da “karşılama”, Erzurum yöresinde “Sümmani”, Harput yöresinde “şıkıltım”, Isparta
ve yöresinde “dattiri”, Konya’da “oturak”, Şanlıurfa’daysa “kırık” adı verilir.
2. Konularına Göre Türküler: Türkülerin işlediği konulara göre tematik bir sınıflandırması şu
şekilde yapılabilir.
a. Aşk ve sevda türküleri.
b. Gurbet türküleri.
c. Mizahi türküler.
d. Serhat türküleri.
e. Kahramanlık türküleri.
f. Eşkıya türküleri.
g. Tören türküleri.
h. Esnaf türküleri.
k. Çocuk ve Oyun türküleri.
l. Askerlik türküleri.
m. Çoban türküleri.
Birbirleriyle yakından veya uzaktan ilgili konulara ve anlatım tutumuna bağlı olarak arka
arkaya mâniler sıralanarak ve bir ezgiye bağlanarak oluşturulan türkülerdir. Bu yapıdaki
türkülerin bentlerinde birinci, ikinci ve dördüncü mısralar kendi aralarında kafiyelidir.
Üçüncü mısra ise serbesttir. Her dörtlüğün kafiye örgüsü diğerlerinden ayrıdır. Bu tür
türkülerin kafiye örgüsü aaxa, bbxb, ccxc.. şeklindedir.
Söğüdün erenleri
Çevirin gidenleri
Ne güzel baş bağlıyor
Söğüt’ün güzelleri
Aldırdın beni gül iken
Soldurdun beni gül iken (kavuştak)
...
e. Bentleri Dörtlük, Kavuştakları Üç Mısra Olan Türküler:
a. Üçlüklerle Kurulan Kavuştaksız Türküler: Bu yapıdaki türkülerin kafiye örgüsü aaa, bbb,
ccc, ddd, eee... şeklindedir.
a. Beyitle Kurulan Kavuştaksız Türküler: Bu türkülerin kafiye örgüleri aa, bb, cc,... veya aa,
xa, xa... şeklinde görülebilir.