Professional Documents
Culture Documents
Kolektif - Maocu Lafazanlığın Eleştirisi
Kolektif - Maocu Lafazanlığın Eleştirisi
Kolektif - Maocu Lafazanlığın Eleştirisi
LAFAZAN LiGiN
ELEŞTİRİSİ
KONUK YAYINLARI
Babıali Cad. Tasvire Han
Kat 3, No. 38, Cağaloğlu
TEL : 27 81 51
Yazışma adresi :
P.K. 749 -İSTANBUL
Genel S ı ra No: 62
Sosyalizm Kita p l ı ğ ı No.: 33
Birinci Baskı : Kas ı m 1978
7
mişti r. 1 956 Eyl ül'ünde toplanan CKP'nin 8. Kong resi de
-Pa rti tari h i nde Partiyi en iyi temsil eden Kongre- bunu
doğ rula mıştı r.
Bu Kongren i n görevi, geçmiş yılların deneyi mleri n i ge
nelleştirmek ve 1 956'nın sonunda oluşan Cin'deki yeni ko
şul ların ışığında, ü l kenin ka l k ı n ma yön ü n ü bel i rlemekti.
Kongre kara rları nda olduğu kadar. Kongre Ra poru n
da ve çeşitl i delegeleri n konuşmalarında da, el eşti rinin ve
özeleştirinin geliştiril mesi a macıyla, «ağırbaşl ı ve ölçülü
davranı lması» istenmişti .
Kong re, ul usal ekonominin teknik yönden ye niden ku
rulmasının gerektird i ğ i maddi temeli yaratmak ve h a l k ı n
yaşam d üzeyini yükseltmek amacıyla, geçiş döneminde ü l
ken i n sosyal ist sanayileşmesi ni, devletin ve Partinin eko
nomi politikasının ana hedefi olarak, saptam ıştı .
CKP'nin 8. Kong resinin bel irlemiş olduğu ekonomi po
l itikası nın il kelerinden biri. ekonominin bazı dallarının di
ğerleri za ra rı na gel işerek ü l kenin ekonom i k bünyesinde
yarata bi leceğ i teh l ikeli ora nsızl ı ğ ı ve uyumsuzluğu önle
mek a macıyla ul usal ekonominin dengel i bir şekilde ge
l iştirilmesini sağ lama ktı .
Kong re, ağır sanayiin gel iştiri l mesi ne öncelik veril me
sini onaylayarak, bir ya ndan da «hafif sanayi i n » , ulaş ı m ı n
v e ticaretin « h ızla geliştirilmesi», tarı m kesiminde «daha
i leri» adımların atı lması ve «halkın yaş a m düzeyininin gi
derek daha da «yü kseltilmesi» yol u nda büyük cabalar gös
terilmesi» gerektiğini vurguladı.
CKP'nin 8. Kongresinin bel i rgin özelliği, bu Kongre'de,
Partideki teh l i ke l i küçük-bu rjuva ve m i l l i yetçi eğ ilimlerin
önüne geçmeyi ve bunların gelecekte ortaya cıkmasıııı
engellemeyi ama clayqn pek çok önlemin alı nara k. Parti
yaşa m ı na ve Parti n i n 'y apısı na ilişkin sorunların kapsamlı
ve özeleştiriye daya l ı bir analizinin yapı lmış olmasıdır.
ÇKP'nin 8. Kongresinin kara rları tutarl ı bir şekilde ya-
8
şama geçiri lebilseydi, Cin'in sosya lizm yol u nda daha i leri
adımlar atması sağ lanabil i r ve sosya l ist yönetimin avan
taj larından yararla n ı lara k ü l kedeki üretici g üçlerin gelişi
mi için yeni olana k l a r ya ratılabilird i .
CHC'nin kuruluşunu izleyen i l k o n yı lda sosya l izmin
temel l erinin atı l ması nda kayded ilen başa rı lar, Sovyetler
Birliği'nin deneyimlerinden büyük ölçüde yara rl a n ı l ması n ı n
v e öze l l i kle, C K P yönetimindeki M a rksçı - Leninci unsurla
rın çaba larının bir ü rün üyd ü . Bu başa rı lara, Mao'nun teori k
görüşlerine rağmen ulaşı l m ıştı. 1 950'1erin sonunda Mao,
sosya l izme i l işkin kend i küçük-burj uva görüşlerini Cin'de
uygulatma çabası içind e Partiye ve Cin hal kına, 8. Kongre
nin benimsediği pol itikayla hiç bir i l g i si ol mayan özel po
l itikası n ı dayatmaya başlad ı . Bu pol iti ka nın teorik teme l i ,
bazı ya nla rı na i l i ş k i n tezlerden, eski Cin filozofları n ı n gö
rüşl erine kadar uzanan Marksçı l ı ğ ı n çeşitli felsefe öğre
tilerinden a l ı n mış fikirlerin ka rma karışık bir ifadesi olan
M aocu luktu.
Ci n'de uygula nmasına başlanan bu pol itikaya, «Üç Kı
z ı l Bayra k» ( Büyük Hamle, Ha l k Komünl eri ve genel hare
ket çizgisi) deni len pol itika içinde biçim veri ldi. Maocu
g rup, « i leriye doğru büyük hamle» tezini ortaya attığ ında,
bir anda ül kenin tüm sorunlarına çözüm getirebileceğ ini.
zorlukların üstesinden gelebileceğini ve e konom i k kal kın
mada önemli bir ilerleme kaydedeceğ ini u mmuştu. Halk
komünle ri . bu umutları gerçekleştirmenin a raçları ndan bi
riyd i . Ö yleki, Maocu yönetim, «halk komünü yöntemi.ni n
etk i l i bir şekilde uygu lanmasını ve böylelikle komünizme
geçişin somut yolunun bulunması n ı » istem işti . ( Ha l kı n Gün
lüğ ü , 10 Eyl ül 1 958)
M aocu ların beni msed i kleri genel ha reket çizgisi. so
yut b i r talebi içermektedir. Bu talep, «Son derece büyük
bir çabay la ve sürekli şekilde ilerl eyerek sosra ı izmi daha
çok, daha hızlı, daha iyi ve daha ekonomi k bir anlayış!a
9
ça l ı ş ma il kesine göre ku rmmıyı a maçlamaktad ı r. Fakat bu
a maca nasıl ulaşılaca ktı r? Bu sorunun yanıtı, « Politika
reh berd i r» , « Da lgalar halinde kalkınma» ve «Ta rım ekono
minin temelidir» g i bi Maocu belgilerde bulunma l ı d ı r.
1958-62 dönemini kapsa ma k üzere planlanan « Ü c Kı
zı l Bayrak» pol itikasının (1958-62) geçersizl iği, daha uy
g u l anışının birinci yıl ı nda bel l i oldu. Bu uygulama, sanayi
kesimindeki ora nsızlı kları daha da derinleştirmiş, toplam
üretim hacminde tama mlanmamış mamul maddelerin pa
yını yükseltmişti. Ça l ışma yaşamında «yı pra n ma n ı n sınır
l a rı n ı zorlayaca k ölçüde» «fırtına » adı veri len yöntemle
rin' uyg u lanması, teknolojinin kural ları na ve d üzenlemele
rine yüz çevri l mesi, iş kazaları n ı n sayı sını a rtı rı rken, ça
l ı şma koşu l larına karşı gösterilen tepkileri de önemli öl
çüde yayg ı n laştı rmıştı . Özel mülk topra kları n ı n , bölgesel
paza rların ve ça lışma birimlerini pa rayla öd ü l lend i rme uy
g u l a masını n kaldı rı l ması, köyl üler a rasında bir hoş nutsuz
luk yaratm ıştı . M ilyonlarca köylünün sulama tesislerinin
yap ı m ı nda, i l kel yöntemleri n uygulandığı çel i k ü reti minde,
kömür ve maden filizi yata kları nda çal ışt ı rı l ması, köyler
deki yaşa mı felce uğratmıştı . Buna ek olara k, 20 mi lyon
insa n köylerden kentlere göçetmişti. Bunun sonucunda
Cin ekonom isinin yapısına aykırı bir duru m ortaya c ı k mış,
k ı rsal alanda bir işgücü darlığı başgöste rmişti. Bu neden
le, 1 958 yılı hasadı pek çok yerde kötü ol muş ve ürünün
bir bölümü hiç toplanamamıştı . Sulama sisteml erinin her
hangi bir teknik projeye daya nma ksızı n kurulması, topra
ğ ı n bozulmasına. bataklıkları n ve büyük çapta kura k ve
tuzlu alanları n ortaya çı kmasına yol açm ıştı . 1 958'in so
nunda, besin maddeleri ü reti minde plan hedeflerine ula
ş ı l a madığı ortaya cı ktı . Kentler için yiyecek, hafif sanayi ..
ve besin sanayi için ise�ham madde sağla nmasında büyük
güçlükler başgösterm işti.
« Büyük Hamle» döneminde Maocu l a rı n sosyo-- e kono-
10
m i k programla rı nın ana a ma cı acı kça belliyd i . Bu. M ao'nu n
üstün devlet olma yolundaki planla rı nı g erçekleşti rmek
amacıyl a köyl ülerce ya ratılan tüm kayna kların kuilan ı m ı
nı mümkün kı laca k v e köylülerin d u ru munu aşı rı ölçüde
kötüleşti recek olan, « kışla-tipi köylü komünizmi» sistemi
ni kurmaktı.
« Büyük Ha mle» politikasının iflas ettiği ve Mao'nun
serüvenci hareket çizg isinin Parti kad roları tarafından ye
ni yeni a nlaş ı l maya başland ı ğ ı , CKP'n in Ağ ustos 1959'da
Lu-Şa n'da toplana n M K. Plenu munda özellikle belliydi. O
sıralarda Savu nma Baka nı olan Mareşal Peng Te-huay'ı n
M ao'ya gönderdiği bir mektu pta , «Büyük Ha mle» ve « Halk
Komünleri» açı kça eleşti rilmekteyd i. Anca k, bir kısım CKP
yöneticisinin bu eleştirileri ka bul etmesi gerçeğ ine rağmen
M ao , tehditler ve vaadler yoluyla, « Peng Te- huay'ı n ba
şını çektiğ i Parti düşmanı g rup»la ilgili özel bir ka rarı Ple
n u ma dayatmayı başard ı . Böylece, Peng Te-h uay'in mek
tubu, «Sağ-oportün ist unsurların Partiye karş ı g i rişti kle ri
bir sald ı rı progra m ı » ola ra k değerlendirild i. Peng ve des
tekleyicileri görevlerinden alı ndılar.
« Büyük Harnle»nin genel sonuçları şöyleydi: 1959 yı
lından 1962'ye kadar geçen süre içi nde sanayi k esimi nde
ü reti m i n hemen hemen % 50, çelik ü reti minin % 46, kö
mür üretiminin % 48, demir filizi üretiminin üçte bir, kok
ü retiminin % 350, çimento ü retiminin % 40, sebze ü reti
minin ise % 30 düştüğ ü görüld ü. 1957'de « Büyük Ham
le»den önce 186 milyon tonu bulan ta hıl ü reti mi hacmi,
1961 'de 165 milyon tona in mişti. 1960-61, yı llarında ülke
nin her ya nında açlık kend ini h issettirmeye başla mıştı .
«Hamle»nin en ateşli savu nucuları bil e , ülkeyi ciddi
bir ekonomi k buna l ı mdan kurtarmak üzere ivedi adı mla r
atmanın g erekli liğini anlamaya başla mışlard ı . Ocak 1961 'de
toplana n CKP M K'nin 9. Plenumunda , ciddi önlemlere dö-
11
nülmesi yolunda bir karar onayla ndı. Bu plenumda, k riti k
bir noktaya gelmiş olan ekonominin « i stikrar»a kavuştu
rulması doğ ru ltusunda bir politika belirlenmiş ve ÇHC,
1961-65 döneminde bu politikayı izlemişti . Mao, CHC Dev
let Başkanı olan Liu Şao-Şi'ye aya k uydurmak ve kendi
sinin de belirttiği gibi, a rka plana çekilmek zorunda kal
m ıştı . Mao'nun Cin ulusuna karş ı işled iği ci nayetlerin,
« M ao'cu fikirlerin» derinliğini tam ola rak kavrayamadı k
ları i leri sürülen önde g elen d iğer Parti yöneticileri v e Par
tinin eski kadroları tarafından engellen mesi g erekirdi. Oy
sa, Mao'nun yeni mevziler ele geçirm esine ola na k sağ
laya n, onun ya n ı l mazlığ ı efsanesi ve kişi l iğinin putlaştı
rı lması sürüp gitmekteyd i . CKP'nin önde gelen yönetici
leri, bütün hataları açı kça ortaya koyma k ve d üzeltmek
'
için yeterli gücü kend ilerinde bulamad ı lar. Ö te yanda n bu
kişiler, Cin'in kalkı n masına ilişkin temel soru nlar üzerin
de Mao'yla ta m bir anlaşmazlık hal inde oldu kla rı «Büyük
Hamle» nin fiyaskosundan sonra bile, onu nla uzlaşmaya
yanaşma ktan vazg eçmemişler ve böyleli kle de, Mao'nun
kişiliğinin putlaştırılmasına ya rd ı mcı ol muşlard ı r.
« tstikra r» süreci içind e ekonomide bel l i somut değ iş
meler sağlandı . Ne var ki, CKP yönetimi içinde pek çok
iç ·ıe dış politika soru nuna ilişkin bir savaşı mı n da g ide
rek yoğ unlaştı ğ ı görüldü . Mao ve g rubu, hatala rını kabul
edip 8. Kong re kara rları na döneceğ i yerde, faal iyetleri nin
Çin için ne denli zararlı olduğunu a nlayanlara karşı sava
şa başladı. Mao tarafından seçilen yol böylece, Pa rtinin
ve halkın çı ka rla rıyla, ÇHC'nin toplum ve devlet sistemiy
le sert bir şekilde çatış maya başladı. Öyle ki, bu hatalı
yoldan h emen dönülmed iği takd i rde, CKP'nin bir bü nye
değ işikliğine uğraması, ülkenin politikasında köklü dönü
ş ü mlerin başgöstermesi ve Cin'in dünya sosyalisı siste
m i nden kopması kaçı n ı l mazd ı . Mao, tıpkı «Büyük Hamle»
döneminden önce yaptığ ı gibi, Cin'de « isti krar» yılları nda
12
ulaşılan göreceli bir iyileşme dönemini f ı rsat bilerek, ken
di politi kası n ı uygulatmayı başarmıştı.
CHC yöneti mindeki temel politi k soru nla rla ilgili sa
vaşım. 1965'in Son baharı nda doruğuna ulaştı. 1966'n ı n
Ağustosunda toplanan 11. Birleşi k Oturumda Mao. «bur
juva kara rgôhları » ola ra k da mgaladığı merkezi ve yerel
Pa rti organları n ı n acıkça dağ ıtılması n ı öngören bir d i rek
tif yayı nlad ı : « Ka ra rgôhları bombard ı ma n ed i n!» Öğ renci
lerin çoğ u nlu kta olduğu ve politik ba k ı mdan olg unlaşma
mış gene insanla rı n oluşturduğu « Kızıl M u hafızlar» , Mao
cula rı n eli nde bir sindirme a racı haline gelmişlerdi. Bun
ların a rkala rında ordu vard ı . Savunma Baka n ı Un Piao'nun
ya rd ı mıyla Mao, 1960'ta. Partiye karş ı bir denge unsuru
hal ine getirebil mek amacıyla orduya yeni bir bicim ver
meye koyuld u . Ordu, Maoculuğun kalkanı haline g eldi ve
halka, « proletarya di ktatörl üğünün temel i » n i oluşturan bir
«örnek» ola ra k ta nıtılmaya çalışıldı . « Kültür Devri m i » , as
l ı nda . Partinin önde gelen organla rı n ı n , send i kaları n, Ko
mün ist Genelik Birli ğ i n i n ve diğer örgütlerin tasfiye edil
diği ve Mao'nun askeri-bürokratik d i ktatörlüğün kuru ldu
ğu karşı-devri mci bir da rbeyd i. Maocula r. ta m anla mıyla
kendi politik deneti mleri altı na soktukları ülkede, h ük ü
metin dizg i nlerini de ele geçirmişlerd i . « Kültür Devri mi» nin
sonuçlarına, Maocu CKP'nin N i sa n 1969'dakl 9. Kongre
sinde değer biçild i . 9. Pa rti Kong resi. Maocu yöneti min bi
l i msel komünizme ve proletarya enternasyonalizmine ta
ma men yüz çevirdiğini teyid etmiştir. Bu kongre, Maocu
luğun m i l itarizme ve Çin tipi sosyal-şovenizme doğ ru ge
liş mesinde yeni bir aşamayı işa ret etmekted i r. «Savaşa ve
açlığa kend ini haz ı rla ! » belgisi altında ordunun rolü h as
tal ı k d erecesinde abartılmaya başlanmıştı. Pekin Radyosu
şöyle d iyord u : «700 mi lyon halk ı n 700 milyon asker, tüm
dağları n ve vad ilerin bir tek askeri kamp h aline gelebil
mesi için caba göstermek g ereklidir.» 9. Kong rede, CKP'
13
nin teorik temel inin « Mao'nun fiki rleri » ne dayand ı ğ ı ilôn
ed ildi ve Lin Piao, Mao'nun « halefi» olarak gösteri ldi.
Ne ki, Moocu yönetim çevreleri o rası ndaki çekişme
bitmemişti. Moo. Un Pioo'nu n ordu, pa rt i ve devlet kade
melerindeki g ücünün büyük ölçüde a rttığ ını, bu gücünü
zaman za ma n Moo'nun otoritesine karşı kulland ı ğ ı n ı ve
-Cin propagandası n ı n idd ialarına göre- hottô Başka n ı n ye
rini o l mak amacıyla örgütlenme çabasına girdiğini kavra
yınca, bu çekişmeler yeniden alevleniverd i . Mao i l e U n
Piao a rasındaki savaşım, 1 971 'in Sonba harında L i n Pioo'
n u n ölü müyle ve diğer pek çok yüksek rütbeli ordu komu
tanının görevlerinden alınmasıyla sonuçla nd ı . 1 973'ün
Ağustosunda toplanan CKP'nin 1 0. Kongres i , Lin Pioo'yu
bir «Süper devletlerin ajanı» ve « iki yüzlü bir ki mse» ola
rak damgalad ı . Yakı n geçmişin nüfuzlu bir Savunma Ba
kanına karşı yöneltilen tüm bu suçla ma lar -tıpkı Pekin'in
ustaca tertipled iğ i , « i hanet eden Lin Pioo, Sovyetler Bir
liği'ne kaçmak isterken Moğol isto n'da bir uçak kozası nda
öldü» yolundaki iddialar gibi- demagojiden başka bir şey
değ ildir. « Lin Piao» olayı nın yarattığı buna l ı m . herşeyden
önce, Moocu yönetimin hiç bir ilk e gözetmeksizin. yal nız
ca iktidar o l ma uğrunda verdiği savaşımın çarpıcı bir ör
neğ i ol up; Moo'nun, her ne pahasına olu rsa olsun iktidar
da ka l ma h ı rsıyla ve orduda, partide ve devlet aygıtı nda
büyük nüfuza sahip yüksek rütbeli subaylara karşı kendi
ni sağlama a l ma çabasıyla bağ lantı lıyd ı .
1 0. Kongrede, Moocu g rubun askeri-bürokratik dikta
törl ük rej im i meşru laştı rı ld ı . Bu kongre, Moocu lorın a nti
Sovyetik çizg isini onaylad ı . Kongre belgeleri, «sosyal-em
peryal izme karşı saldı rıya geçmek üzere hazırlık ya pılma
sı gerektiğ ini» ilan ederek, Sovyetler Birliği'nin «bir nu
ma ra l ı düşman» olduğuna i l işkin tezi destekled i . Bu tez.
hangi konuda olursa olsun, Cin propagandasının bir ara
cı olarak ku llanıldı . Bugün Pekin yönetimi, emperyalizmin
14
yasala rı nın Sovyetler Birl iğ i 'nde de geçerli olduğuna iliş
kin tezin, «doğru luğunu kanıtla mak» a ma cıyla, Marksçı
lık-Leninciliğin klasiklerini tah rifata yelten mekted ir. (Kızıl
Bayrak No. 9/1 973, sayfa 37-43)
1 975'in Ocak ayında toplanan 4. Ulusal Halk Kongre
sinin 1 . oturumunda, Maocu reji m anayasa l d üzeyde onay
landı. Fakat. Maocu yönetim çevreleri a rasındaki çekiş
meler sona ermed i. Çu En-lay'ın bu otu ruma sunduğu ra
porda, ü lkenin gelişi m iyle ilgili bazı önemli sorunlar en ge
nel çizgileriyle açıklandı. Bu raporu n, Çin ekonomisinde
gerçekçi eğ i l i mleri g üçlendirebileceğ i nden korkan Mao,
böylesi bir gel işmeyi d u rdurabilmek a macıyla, acil bir ön
lem olarok hasımlarına ka rşı «proletarya diktatörl üğü teo
risini inceleme» kampanyası nı başlattı . Bu ka mpanyada,
Maocular, ya pılan işe göre ücret ödemenin, primlerin ve
fazla mesa i ücretleri nin, toprağın mü lkiyetine sah ip olma
nın ve ü retim faal iyetinde devletten yardım beklemenin
« burj uvaca» istekler olduğuna ve bunların kısıtlanması ge
rektiğine Cin halkını i nandı rmaya çal ıştılar. Cin basınında,
« i leriye doğru büyük hamle» ve « Kültür Devrimi» dönem
lerini çok a n ı msata n, « Daha çok işe, daha az ücret» . « Ü c
reti düşünmeden çalış» ve benzeri belgi l er bol bol yer aldı.
1 974-75 yılları nda patlak veren yığınsal g revler, bu belgi
lerin tümüne karşı veri l m iş yerinde birer yan ıttı. Böylece
Maocular, yine geri çekil mek zorunda kaldılar. 1 975'in ya
zında toplanan tarırrla ilgili u lusal konferans, bazı önde
gelen yetkililerin, Maocu ideolojik görüntü nün a rkasında,
ü lkenin ekonomik sorunlarına yönel ik gerçekçi bir yakla
şım icine g i rdiklerini gösterdi.
Ancak, sözde-bilimsel «fiki rleri nin» ve «teorilerinin»
bütün ağırlığıyla, pratikteki akı l a l maz hata larını n tüm so
nuçla rıyla Maoculuk, ülkenin üstünde bugün Demokles'in
kılıcı g i bi sa llan maktadır. Yirmi yıllık pratik deneyimin gös
terdiği g i bi, bu «fikirlenı e dayanılarak, basit bir pol itik ve
15
e konomik sorunu bile çözümlemek m ü mkün değ i ldir. Ö r
neğ in, ta rımı gel iştirme çaba larının ya nısıra, ü lkenin bütün
kaynaklarını ve a raçlarını yuta n hızlı bir askeri l eşti rme
p rogra mını yü rütmek ola naksızdır.
Cu En-Lay'ın Oca k 1 976'da öl mesinden sonra, ü lke
deki pol itik sürtüşmeler geçmişte sayısız örneklere tanık
olunduğu g i bi yeniden ve yoğ unlaş mış bir şekilde alevle
niverdi. Mao'nun, « beli rleyici ola n sınıf savaşımıdır, bunun
dışındakiler ise bire r ayrıntıdan iba rettir» pa rolasına da
yanarak savaşımlarını yürüten Maocular, e konomi k ka lkın
manın tüm Cin halkının çıkarlarıyla ilgili önemli soru nları
na bir çözüm bulma yürekliliğini gösteren yöneticilere kar
ş ı yen iden keskin eleştiriler yöneltmeye başladılar.
16
olan «Su Kıyıs1 » nın analizinden (2) her d üzeydeki politik
düşmanlarını acı masızca sind irmen in birer a racı olarak ya
rarlan maktadırlar.
Çin propagandası « sosyal-emperyal izm» ve « modern
revizyonizm» g i bi deyiml·e ri s ü rekli bir şekilde kulla nmak
ıadı r. Tüm bunlar, tek bir a maca yöneliktir: Çi n'deki ge
niş halk yığ ın ları n ı a ldatmak!
M aocu topl umsal demagoj i, dış politika sorunlarına
yaklaşımd a da kullanı lmaktad ı r.
Maocular, eski Cin yazı nından seçtikleri parça lara g ü
n ü n sorunlarına uygun anlamlar yükleyerek onları halka
yutturmaya çalışmakta, «uzaktaki düşmanlarınla dostluk
kur, yakınındakilere sa· l dı nı , « rakibini sindirmek için ondan
önce davran, geç ka l ı rsan rakibin seni sindiri r» g i bi, g ün
cel v e uzun-vadeli politik a maçlarını formü l e etmekte, bun
lardan ya rarlanmaya çalışmaktadırlar. Maocuları n « Kuzey
den g elecek b i r tehl ike»ye i l işkin uyd u rmalarını, « Sovyet
ler B i rliği Doğu 'd a hazı rlık yapıyormuşçasına davranıyor,
Batı'da birşeyler körüklüyor» g ibi tekerlemeleri izlemekte
dir. Maocular, cafcafl ı cümlelerle ifadeye çalıştıkları böy
lesi anla msız belgileri, Cin halkında SovyeUer B irliği'ne
karşı nefret d uygularını körüklemen in birer a racı olarak
kullanmaktadı rlar.
«Savaşa kend ini h azırla!» , «Savaş kaçı nılmazdır», «Sa
vaş, a ncak savaşla yok edilebilir», «Yumuşa ma politikası
g eçici ve yapay bir olgudu r» , «d ünyadaki büyük kaynaş
malar, çağdaş uluslara rası i l işkilerin ana özel liğidir» g i bi
M aocu belg iler, halkı sürekl i bir geri l i m içinde tutma ve
17
onu yen i bir sava ş ı n kaçın ı l mazl ı ğ ı na inandıra ra k ül kede
savaş korkusunu egemen kılma çabalarıyla kaleme a l ı n
ma kta ve «halkın tümü askerdir» parolası nda ifadesini bu
lan bir k ışla disipl inini kurmayı amaçla maktad ı r.
Elinizdeki kitapçık, Maocu propaganda n ı n iç ve dış
politikada ki en yayg ı n belg ilerini genel leştirme ve bunla
ra yeterl i düzeyde bir değer biçme çabasının ü rünüdür. Ki
tapçı k çeşitli deyimlerin, belgilerin ve politik çizgilerin kö
kenini, gel işimini ve pratiğ e uygu lanışlarını analiz etmek
te, onla rı pol itik bir değerl endi rmeye tabi tutmaktadır.
18
TEORİLE R VE KAVRAMLAR
1. İÇ POLİTİKA
19
Kom ün izmi n toplumsal ve e konomik d üzeninin i l k ev
resi olan sosya l ist toplumda karşıt sınıflar bulunmaz. Ko
münist Partisi, kardeş sınıflar arasında b i r bağlaş ı k l ı k po
l iti kası izler. Ama Mac, sosyal izmin; içinde işçi sınıfının
ve köyl ülerin ya nısıra, burj uvazinin de varl ığını sürd ürd ü
ğü (ve sürekli bir şekilde kendini yenilediği) kapita l izm
d en komünizme geçiş dönemi toplumu old uğunu savla
maktadır. « Kimin kimi altedeceğ i » sorununun çözümü için
işçi sınıfı, ileri sürüldüğü şekilde, «tari hsel sosyalizm dö
nemi boyu nca» , bu rjuvaziye karşı ş iddetli bir sınıf sava
şımı açmalı, ya ni, devrimi proletarya d i ktatörl üğü koş u l
l a rı nda sürd ü rmel idir.
M ao, daha 1 950'1erin son ları nda, sosya list devri min
genel yasalarını, sosya lizmin ve komün izmin kuru l masının
genel yasa ları nı ta n ı mamış ve çarpıtmıştır. Politi k hasım
l a rı na karş ı sert savaşımını haklı çıkarma k ve gözardı et
mek için, «Sosya lizm koşullarında sı nıf savaşımının yoğu n
laştı rılması» ve « Sü rekli şekilde düşmanlara ve karşı dev
rimci lere karş ı savaşma nın» zorunluğuna i l işkin tezi ileri
s ü rmüştür. Bu «düşmanlar ve karşı devrimciler» katego
risi i çinde, herşeyden önce komünistler - Marksçı-Lenin
ciler - v e Mao'nun küçük-burj uva pol itikasına karş ı çıka
ra k, CKP'n in 8. Kong resinin Marksçı-Leninci çizgisini sa
vunan, işçi sınıfının en a ktif temsilci leri yer almışlard ı r.
Bunlar, daha o s ı ralarda, « bu rj uvazi nin temsilcileri» v e
« burjuva çizgisinin yürütücüleri» olara k damgalanan k işi
l erd ir. «Sınıf savaşı mının» sivri ucu, Maocu g ru p ta rafı n
dan onla ra yönelti lm iştir.
Gerçek burjuvalara geli nce; bugünkü Cin'de 50 mil
yonluk bir kapital istler sınıfı va rl ığını sürdürmekted i r ve
bunla r, M aocu «sı nıf savaşımının» h iç m i hiç hedefi değ i l
lerd i r. Bundan başka, mill iyetçi ideoloj isiyle v e mill iyetçi
görüşleriyle u l usal burj uvazi, CHC'ni n bug ü n başta gelen
temsilcileri n i n büyü k devlet olma a maçlarına, ta mamen
20
mantı k l ı bir şekilde eşl i k etmekted ir. Mao 1957'de, işçi sı
nıfı ile u l usal burjuvazi a rasındaki çelişki lerin karşıt bir
k a ra kte r taşımadığını acıkça söylemiştir. Bu, aynı zaman
da, Maocuların u l usa l burj uvaziye karşı hoşgörülü tavır
ları n ı n da neden idir. Maocu Çin'de kapital istler, eski po
l itik d u rumla rı n ı , çalışma alanlarına göre yüksek kazanç
ve işverme olana klarını korumaktadırlar. Çin'li kapital ist
ler, hôlô devletten eski sermayelerinin % 5'i kadar bir yıl
l ı k gel ir sağ lama ktad ı rl a r.
Her çalışan Çin ai lesinde ve her evde çok a ğ ı r zara r
l a ra yol açan « Kültür Devrimi» f ı rtınası, Cin'li kapital ist
leri kesinlikle etkilememiştir. Cin propagandas ı nın, Cin
toplu munda u l usal burjuvazinin durumu ve rolü konusun
da sessiz kal ması bir rastla ntı değ i ldir. Maocu ların, sos
yal ist kurucu l u k döneminin «aşırı derecede uzunluğu» ve
« devri min ve sınıf savaşımının sürüncemel i kara kteri» üze -
rinde konuşurla rken, kastetti kleri bu rjuvazi, bir sı nıf de
ğil, emekçi halk tabakalarından gelen, Maocu ların politik
hası mla rıdır.
« Büyük Hamle» döneminde Maocu g rup, ya ln ızca sos
ya lizmin değ i l , komünizmin de, Çin halkı için çok yakııı
bir gelecekte gerçek leşeceğ ini öne sürmeye başlamıştı r.
Fa kat « Büyük Hamle» nin büyük bir fiyaskoyla sonuçla n
ması üzerine Mao, tamamen ka rşıt b i r görüşle ortaya cık
m ı ş ve sosya l izm kuruculuğunun ta mamlanmasına, co!�
uza k bir geleceğ in soru nu olara k bakmaya başla m ıştı r.
Gerek Halk Günlüğü gazetesi ve gerekse Kızıl Bayra�(
(Hung ehi) dergisi tarafından 1 4 Haziran 1964'te yayınla
nan Mao'nun bir başyazısında, «sosya lizmin ni hai utku
suna, bir ya da iki kuşak sonra ulaş ı lamayaca ktı r. Tanı
utkuya, 5-1 0 kuşaktan sonra , hatta daha uzun bir süred J
ulaşılaca ktır» denil iyord u .
1960'1arın i l k y ı l l a rı ndan itiba ren Mao Çe-Tung g ru
bu, ç ı karılan bu kötümser «Sonuçlara» uygun olara k, ger-
çekte ül kede sosya l izm kurucu luğunu engelleme pol itika
sı izled i. O s ı ralarda Maocu basında, «devrimi sürdürme
n in >> zorunluğunu ve «devrimi düşmanlara karşı koru ma
nın» gerekliliğini vurgulayan, g itg ide a rta n gürültülü ses
ler ortaya çıkmaya başlad ı . « Devri mi sürdürme» bel g isi,
sadece, «yoksu lluğa ve kıtlığa d evrim adına yürekli bir
şekilde dayanmosını» ve «devrim davası n ı n düşmanlarına
karşı uzun-vadeli bir savaş açmasını» sağlamak üzere.
Mao Ce-Tung tarafından halka dayatılmıştı . Başka bir de
yişle, «devrimi sürdürmenin» zorunluğuna i l işkin tez, Mao
cu g rubun halka Mao'nun «çizgisini» uzun süre a mansız
ca dayatmasına ya rd ı mcı olmakta ve «devrimi sürdürme»
bahanesiyle, resmi propagandanın « düşmanlar» ve «karşı
devrimci unsurlar» ola ra k ta nı mlamaya başlad ı ğ ı , Maocu
luğun «fikirleri » nin ve «çizgisi» ni n pol iti k düşmanlarına
karşı savaşını kolay laştı rmaktadır.
Maocu luğun «devri min proleta rya d i ktatörlüğü koşul
ları nda sürdürülmesi» teorisinin ni hai formülasyon u , ÇKP'
nin N isan 1 969'daki 9. Kongresince kabul edilen yeni ka
rarları nda yer a l mıştır. Bu nlar, «sosya list toplumun çok
uzun bir tarihsel dönemi kapsadı ğ ı n ı » söylemekted irler.
Bunlara göre, « bu dönem boyunca, s ı n ıflar, sınıf ç13 l iş ki
leri ve sınıf savaşımı vard ı r; iki yol - sosya l ist yol ile kapi
tal ist yol - a rasında bir savaşı m va rd ı r, kapitalizmin res
torasyonu teh l i kesi varl ı ğ ı n ı sürdü rmekte olup, hölö em
peryalizmin ve modern revizyon izmin sa ldırı teh li kesi söz
konusud u r. Bu çelişkiler, ancak Ma rksçı sürekli d evrim te
melinde ve onun pratiğ inin ya rd ı mıyla çözümlenebi l i r . . . »
ÇKP'nin 1 0. Kong resinde (Ağustos 1 973) kabul edilen b u
tez, Partinin bugünkü kara rları nda da tama men geçerl i
kalmıştır. Ma rksçılı k-Leninciliğin temel kavra mlarını reviz
yona uğratan Maocu «devrimin sürdürül mesi» fikri, Mao
cular tarafından, «çağımızın büyük Marksçı-Lenincisi Mao
Ce-Tung 'un parlak bir başa rısı » , « M a rksçı-Leninci fikirle-
22
rin ve Mao'nun fikirleri nin etkili bir ideolojik silah ı » ola
ra k ta n ı mlanmaktad ı r.
Aslında, «devri min sürdürülmesi» fikri, -daha önce d e
belirti ldiği g i b i - M a o Çe-Tung ve g rubu tarafı ndan, iç ve
dış politikada tamamen kendi küçük-burj uva görüşlerine
uyan ve büyük devlet olma emellerinde ifadesini bulan bir
« ha reket çizgisi»ni izleme şeklindeki çıkarcı amaçları doğ
rultusunda kullanılma ktad ır.
Maocular, « Kültür Devrimi» ni, «devrimin proleta rya
di ktatörlüğü koşulla rında sürdürülmesi teorisinin» uygula
nışının mükemmel bir örneği olarak tan ıtma ktad ı rlar. Oy
sa, « Kültür Devri m i » , gerçekte. Maocu g rubun sözde-dev
rimci belgilerin yard ı mıyla Mao Ce-Tu ng'un «fikirlerine ve
çizg isine» mu halif ola nla rın tümünü nasıl safd ışı bıraktı
ğ ı n ı n , nasıl halkta n ve Pa rtiden öc ala ra k ülkede Maoc u
b i r d i ktatörlük rejimi k u rduğunun acık örneğ idir.
Maocular şimdilerde. « Kültür Devri minin» ülkede bir
kez değ i l , 1 0-20 kez tekra rlanacağını ateşli bir şekilde d u
yurmaktadırla r. « Devri min sürdürü l mesi teorisi» yoluyla
Mao Ce-Tung ve grubu, uzun bir süre boyu nca politik ha
s ı mlarına karş ı sert bir savaş ı m sürdürmeyi, Mao'n un «fi
k i rlerine» ve «cizgisine» karşı olan sıradan insanları ve
Pa rtinin suçlanan a ktif temsilcilerini tepelemeyi a maçla
makta d ı rlar. « Devrimin sürdürülmesi teorisi» , Maocula rı n
kafala rında, özellikle Mao'nun ölümünden sonra önemli bir
rol oynayaca ktı r. Onla rın pla nla rına göre, Mao'nun «dev
rimci halefleri » , Mao Ce-Tung'dan miras ald ıkları Maocu
rejimi korumak ve sağla mlaştı rmak için, « Mao-son rası»
dönemde «devri m » i daha da a ktif ve yoğ un bir şeki lde
«sürdüreceklerdir.»
Mao Ce-Tung g ru bu , «devri min sürdürülmesi» tezini,
ayni za manda, büyük ölçüde uluslararası komünist ha re
ket içindeki yı kıcı faal iyetlerinde, Sovyetler Birliğ i'ne ve
diğer sosyal ist ülkelere k a rşı savaşı mları nda kullanmak-
23
tadı rlar. Maocu l a r, SSCB'yi ve diğer sosya l ist ül keleri
«devrimi d u rdurma kla » , «devrimin düşmanlarına karşı s ı
nıf savaşımını d u rdurmakla» suçla maktad ı rlar. Maocu lara
göre bunun sonucu, Sovyetler Birliği'nde ve diğer sosya
l ist ü l ke lerde, « bu rj uvazi nin yeniden i ktidarı a lması» ve
« kapita l izmin restore ed ilmesi» olmuştu r. Maocular, anti
Sovyetik propagandalarında; Sovyetler Birliği'nin revizyo
nist bir devlet haline geldiği ve ü l kelere, özelli kle de Çin'e
burjuva etkisini yaymaya çal ıştığ ı yol undaki palavralara
s ı k s ı k başvurmaktadırlar. Maocuların anti-Marksçı «dev
ri min sürdürülmesi teorileri » , bunun yanısıra, SSCB'nin ve
d iğer sosya list ül kelerin h a lkları na, kendi ül keleri ndeki
« revizyonizme» ve « kapita l izme» karş ı savaşımda izleye
cekleri bir çeşit «hazır reoete» olara k sunulmaktadır. Ya
ni Mao Çe-Tu ng g rubu, bu teoriyi geniş bir şekilde, dün
ya ölçüsündeki anti-sosya l ist ve anti-Sovyetik pol itikala
rı n ı n bir a racı olara k kullanma ktad ı r.
«Politika Rehberdir»
24
d oğ rulanmış olan bu k u rallar, bir an bile g özden kaçı rıl
mamalıd ı r» (1) d emiştir.
İ şte Ma rksçı l ı k-Leninciliğin ta m da bu temeli, M ao'nun,
e konomi ile pol iti ka a rasındaki i l işkileri değerlend i ri rken,
politi kayı ekonomiden bağı msız ve yasa l a rını ona zorla
kabul ettiren bir etken olara k sunması nda n ötü rü çarpıt
tığı temeld i r.
Len in, «Yine Send ikalar Üzerine» adlı bili msel ya pı
t ı nda, « pol iti k ya klaş ı m ı » «ekonomi k ya klaşımdan» ayır
manın ve bunları, sanki bi rbirinden ayrı i l kelermiş g i bi me
kanik bir şekilde bağ la maya ça lışmanın olana ksızl ığ ından
sözetmiştir.
Mao, ekonomi ile politika n ı n karş ı l ı k l ı diyalektik i l iş
k isini gözardı etmiş, ÇH C'de iç-savaşın bel l i koşullarını
barışçı bir kurucu l u k döneminin izled iği yıllarda politika
s ı n ı çizerken, e konom i k süreçlerin bilimsel analizine da
yan mada k i yeteneks izl iğini serg ilemeye başla mıştı r.
M ao, başlangıçta, ÇKP'nin, Sovyetler B i rliği'nin ve di
ğer sosya l ist ülkelerin e konomi ve pol itika sorunları üze
rindeki, deneyi mleri temel inde, kollektif bir şek i lde bel i r
ledi ğ i 8. Kong re'nin çizgisine ters düşen kendine özgü gö
rüşleri n i n açıklan masından korkuyord u . 8. Kongre çizgisi
nin doğ ruluğu, 1 953-1 957 y ı l larını kapsayan ilk beş y ı l l ı k
p l a n ı n başarı ları ta rafından teyit ed il mişti. A m a Mao, bu
başa rıları, secilen ç izgi n i n doğ ruluğunu destekleyen bir
tez olara k d eğ i l, onu n revizyona u ğ ratılmasının bir vesi
l esi olarak kabul etmiştir. 1 955'ten beri, dünya devrim ha
reketinde k işisel hegemonya k u rma i htirasıyla yan ı p tutu
şan Mao, Partinin g enel ç izgisini, Cin'i, bütün sosyal ist ül
kelerin bir adım i l erisine koymayı a maçlaya n, yeni b i r çiz
g iyle değ işti rme çabası içinded i r. O, kendi çizg isini ü l ke-
25
ye dayatı rken, politi kanın rehber olduğu belgisini ortaya
atmışt ı r.
Marksçı-Leninci teori, üretim ta rzını, ü retici g üçleri n
v e ü reti m i l işkilerinin diyalektik b i r birliği olara k görü rken,
bu �irlik Maocu anlayışta bozu l m uştur. Mao, sosya
l ist üretim i l işkilerini g üçlend i rmen in ve hatta bunları ko
mün ist ilişkilere dönüştürmenin, ü retici g üçlerin bu süre
c e uygun gelişimine dayanmaksızın m ü m kün olduğuna
inanma ktad ı r. Onun görüşüne göre, sosya l ist ü retim i l iş
kilerinin gelişimi, zoru nlu maddi koşulları n yaratı l masını
gerektirmemekte, ancak buyru klara, d i rektiflere ve yığın
ları böylesi emirl ere itaat e tmeye zorlayan d iğ�r pol itik
a ra çlara gereksinim d uymaktadır.
Ö rneğin, CKP M K.'nin beli rled iği genel çizgide, ya k
laşık on beş y ı l içi nde, ü l kedeki sosya l ist dönüşümlerin ya
vaş yavaş gerçekleştirileceğ i düşünül m ekted ir. 1 956'da
M ao, sosya l izme g eçiş döneminin uzunluğunu üçte bir ora
n ı nda k ı saltmayı öngören bir d i rektif yayı nla mıştı.
Maocu lar, ekonomideki sübjektif faktörün rol ün ü
mutlaklaştı ra rak, politi kanın mutlak gücü kavramını « i le
ri sürmekted i rler» . Buna göre, pol itikanın rol ü, gerçekte,
sosya l izmde daha da büyümektedir. Çünkü sosyal izm, bi
l i msel ve planlı ekonomisiyle, topl u mu n ekonomik geliş
mesine daha d üzenli bir yön kazandı rmayı olanaklı kıl
ma ktad ı r. Marksçılık, geniş yığınların yönetime a ktif ka
t ı l ı m ı nı g üvence altına a l ma ilkesinden yola çıkarken; Mao·
cular, sübjektif fa ktörün gücüne daya nara k , bir tek kişi
nin, bir «önderin» . bir «dehanın» buyru klarını halk yığın
ları n ı n itaatkar bir şekilde yerine geti rmesini sağla mayı
ha reket noktası olarak a l mışlard ı r. Bu politika nın prat i k
sonucu, «ha mleler»e v e « Kültür Devri mleri» n e dayanıla··
ra k ele al ınan e konomik soru nlara ilişkin faal iyetlerde, po
litik i ktidara başvu rmayı ve serüvenciliği başlıca yöntem
haline getirmesidir.
26
Ekonomi k gelişmeyi yöneten yasaları gözönünde tu
ta n pol itika yerine, serüvenciliğin geçirilmesinin neden i,
Maocuların ekonomiye böylesi bir anlayışla yaklaşmala
rıyd ı .
«Büyük Hamle» döneminde (1 958-62) . ekonomik ge
l işmenin bir plana daya nd ı rı l ması görüşü redded ildi ve
planlar, «yığınların i nsiyatifini baltalaya n » birer etken ola
rak tan ı mlandı. « Büyük Ha mle» nin gerektirdiği yatı rı mlar
sağlanmadığ ı gibi, maddi pota nsiyel ile tekn i k pota nsiye
li bera berce kullanmayı mümkün kılan sistem de işlemez
hale g etirildi. Bu dönemde en önemli ekonomi k yasaların
d i kkate alı nma ması , Cin ekonomisinde bir kaosa neden
oldu.
« Büyük Hamle» dönemini izleyen kısa ekonomik « i s
tikra r» döneminden sonra, ü l kede bird enbire «Kültür Dev
rimi» ortaya cı ktı . Yine Mao'nun öznelciliği ve i radeci liği,
Cin ekonomisi ni iflasın eş iğine getird i : « Kültür Devrimi»
dönemi boyu nca, sınai ü retim hacmi 1 966'ya oranla % 25,
ulusal gelir ise 1 968'de %9 azaldı . « Kültür Devri m i » yü
zünden, ü l kenin gelişimi yıllarca geriye götürüldü.
Maocu propaganda, « politika rehberd i r» i l kesinin pro
�eter bir i l ke olduğunu ve bu i l kenin, sosyal izmin ve ko
münizmin kurulmasında Çin'e yol göstermesi gerektiğ ini.
şimdi yeniden i l eri sürmeye başlamıştır.
Bunun ya nısıra bugün Maocu l a r, maddi çıka r ilkesini,
« politi ka reh berd i r» i l kes inin karşısına koymaktadı rlar.
Teoride olduğ u kadar, pratik ekonom i k faal iyet için
de d e, Maocu ekonomi kavra m ı n ı n destekleyicileri ile; ül
keyi yeniden sosya list kuruculuk yoluna sokmaya çalışan,
pol iti k zorlamanın ve yığın kampanya l a rı n ı n , ü retimde sü
rekliliğ i , ü retkenliğin d üzenli gelişimini ve teknoloj i k iler
l emeyi sağ laya mayacağ ı n ı kavrayan Cin toplumundaki
sağ l ı k l ı g üçler a rasında sürekli bir sava ş ı m vard ı r.
1 971 'den beri , eski yönetici kadrolann büyük bir ke-
27
siminin «yeniden saygınlığa kavuşturulmaları»na ve eski
"/erlerine getirilmelerine bağlı olarak Çin basını nda, eko
nomiye - a kılcı k u ralların ve buyru kların d üzen len mesine,
üreti m i n kal itesinin yükseltil mesine, teknoloj inin devri m
acısından i ncelenmesine, ü retimin yönetimi için mühen
dis ve tekn isyen yetiştirilmesine ve özendirici kampanya
ların yayg ın laştı rılmasına - büyük bir d i k kat g östermen i n
gere k l i liğ ine ilişkin ma kaleler çı kmaktadı r. Objektif olara k
bütün bunla r, « politika rehberd i r» belgisinin doğ ruluğu
ha kkı nda kuşkular doğ u rmaktadır. Yaşa mı M aocu yön
temlere uyd urma k müm kün değ ildir. İşte bu yüzden M ao
cular, bir mazeret bulma k ve örneğ in «teknoloj iyi devri m
acısından incelemenin» ve daha önceki, « i şyerlerinde uz
ma nlar emir veri n> teorisi i l e ş i mdiki «teknoloj inin d evrim
yararına incelenmesi teorisi» a rasında bir «ayırı m ya pma
nın» gerekliliği üzerinde konuşma k zoru ndayd ı lar. Görü
n üşte her şey, « Büyük Ha mle» ve « Kültür Devrim i » dö
nemlerinin serüvenci pol itikasından geri dönüldüğünü g iz
lemek a macıyla ya pıl mıştı. Hdld, «devri min gelişiminin,
üretici g üçlerin gelişiminde başlıca etken olduğu» iddia
ed i l me kteyd i . Bu da, CKP'nin 9. Kongresi tarafından onay
lanan, « politika rehberdi r» belgisinin hdld uyg ulanma kta
olduğu a n lamına gel iyordu. Oysa pratikte, ya lnızca ma- _
nevi değ il, aynı zamanda maddi özend i ricilerin bel l i öğe
leri, ekonomide daha şimdiden bel i rm işti . Ö rneğ in, başa
rı göstergelerinin yü ksel mesi halinde, tek tek ve bir bü
tün olara k işçilere, saat ücretleri d ışında ek bir ödeme
nin yap ı l masına deva m ed i l iyord u.
Bu konuyla i l g i l i ola ra k şunu da bel i rtmek gerekir k i ,
pratik ekonomi pol itikası, Çin yönetiminin ra kip g üçleri
a rasındaki sava ş ı m boyunca sürdürüldüğ üne göre, bu
güçle rin çeşitli dönemlerdeki konu mlarını yansıtmıştır. Za
man zaman « pol itika rehberd i r» tezi süssüz bir i lan tah
tası olara k ka lmış, a lttan a lta doğ ru yönetim yönte mleri
28
uyg ulanmıştır. Bu, 1 964-65'teki ve 1 972-73'tek i d u ru mdur.
Bunları n dışında, özellikle yığınsal kampanya l a r s ı rasında
bu tez yeniden günün geçerl i k u ralı haline gelmiştir. 1 974'·
ün sonunda, bazı gözlemcilere göre, «yeni b i r hamle»nin
hazırlıklarına bağ l ı ola ra k, Cin'de « politika rehberd i r» il
kesinin her bak ı mdan geliştiril mesi istekleri yeniden du
yul maya başland ı . Ve propaganda, «yığ ı nların faal iyetinin
maksimum kullanımı» gereksi nimini vurg u la maya başladı.
M aocu g rup hölö bu belgiyi, yukarıdan dağıtı l m ı ş ola n ge
rek e n öneml i gerekse yard ı mcı tüm ü reti m görevlerinin,
koşulla rı n elverişl i ol u p olmadığına ba k ı l maksızın d üzen l i
bir şekilde yeri ne getiri lmesinin yarattığı bir gereksinim
olara k yoru mlama ktayd ı .
Maocular, 1 975'te «yeni bir hamle» girişiminde bu lun
dularsa da, başa rı l ı ola madılar. Aksine, yaşamsal hakları
na sald ı rd ı kları işçiler a rasında yığınsal ra hatsızl ı klara yol
a çtı lar.
Böylece, « politika reh berdir» belgisinin pratik kullanı
m ı , M ao'nun; ekonomi pol itikasının maddeci rasyonalleş
ti rmeden saptı ğ ı n ı , Marksc ı l ı k- Len inciliğin ekonomin in du
rumunu ve sınıf g üçlerinin kon u munu analiz etme yön
temleri ni çiğned iğini ve diğer sosya list devletlerin eng in
deneyi mlerini gözard ı ettiğini acı kça g östermekted i r. Mao,
ü reti m ilişkilerin i, i radeci yönetim önlemlerinin bir nesne
si ve öznel bir şekilde dağıtıl mış görevleri yerine getirme
nin ya rarlı bir a racı olara k kabul etmiştir.
Bu görevler çok iyi bilinmekted ir. Her şeyden önce
bu nlar, şoven ve hegemonyacı, «daha büyük bir Çim> i n
yarat ı l ması a ma cıyla ilgili sanayi dalla rı n ı gel işti rmek ve
böylece ülkenin askeri potansiyelini g üçlend irmek, f üze
lerin ve nü kleer sila hların ya pımı için gerekli potansiyeli
oluştu rma k a n la m ı na gelmekted i r. Moo, Çin ulusu için bir
i ntihar anlamına g elecek olan bu fikirleri tümüyle onay-
29
la mayanları, kim olursa olsun, acı masız bir şeki lde tasfi
yeye uğratma ktad ı r.
« Pol iti ka rehberd i r» il kesi, bilim dışı ve gerici bir il
ke olup, ekonomide kaba insan gücüne ağırl ı k verebil
mek üzere planlan mıştı r. Fakat Maocu g rup böylesi bir
yol izlemeye deva m etmekted i r. Bu da, onun. ü lkeni n
önemli ekonom i k sorunları na kökl ü çözümler geti rmedeki
yeteneksizl iğinin başka bir kanıtıdır.
30
ti görevlisiydi ve Pa rtiyi denetimi a ltına a l ma k için ordu
üzerindeki nüfuzu nu a rtı rma k zorundayd ı .
Mao, 1 930'da Kiangsi bölgesindeki Parti komitesini
zor yoluyla tasfiye ederek ve kend i kişisel denetimi altın
daki cephe hattı komitesine d i ktatörce yetkiler vererek
Partiyi bir ölçüde denetimi a ltına a l mayı başa rmıştı. Mao' .
nun o s ı ralarda yayı nladığı bir d i rektifte, « Bundan böyle,
tüm askeri, politi k konu la rla ve Parti 'yi i lg i lend i ren işlem
lerle, içinde tüm yönetimin merkezi l eşece ğ i cephe-hattı
Komitesi u ğ raşacaktı r» denil iyord u .
Mao'nun, 1 935'te k ü ç ü k Tsun-i kenti nde, kendisine
bağ l ı l ı k duyan birkaç d üzine askeri personel i toplayıp,
« politik büronun genişletilmiş oturu mu» d iye adland ı rd ı ğ ı
bir topla ntı d üzenleyerek CKP'nin yönetimini ele geçird i
ğ i nde d e, hemen hemen aynı yöntemleri uygulad ı ğ ı gö
rülmüştür.
Faa l iyetlerine teori k d üzeyde mantıksal bir temel ha
zı rlama çabasıyla Mao'nun 1 938'de kaleme aldığı «Cin'in
Devrim Savaşının Stratej i k Soru nlam nda şunlar yazı l ıdır:
« He r komün ist, i ktidarın namlunun ucunda olduğu
gerçeğ i n i kavramalıdı r... Buyruğ u muzda k i g üçlerle parti
ö rg ütümüzü gerçekten kura bi l i riz . . . aynı zamanda . .. okul
l a r açabil i riz, kültür faal iyetleri geliştirebiliriz ve yığı n ha
reketleri yarata bi l i riz . . . Her şey na mlunun ucundadır!»
Çi n'de halk devri minin utkuya ulaş masından sonra,
geçici bir süre, « i ktida r namlunun ucundad ı r» belgisi bir
yana b ı rakıldı. Mao, i ktida rı nın yeteri kadar g üvenlikte ol
duğuna inanmıştı. Ayrıca, ordudaki g ücüne daya na ra k si
lah zoruyla i ktidarı «alabileceğ inden» kuşkulandığı ki mse
leri etkisiz hale getirmek üzere hemen gerekli önlemleri
alıve rmişti. Askerlerin pek çok ayrıcalık ları ve bu a rada
rütbeler kaldırıl mış ve bazı deneyimli s u bayl a rın yerleri
değ iştiril mişti.
« İ ktidar na mlunun ucundadı r» belg isi, « i kinci» doğu-
31
munu « Kültür Devri mi» s ı rasında yaptı . Başlang ıçta, öc
a l ma n ı n ve temizlemelerin ana gücü « Kızıl M uhafızlar»d ı.
Fakat daha sonra, « Pa rtiye sızmış, kapital ist eğ ilimli» ki
şiler old ukları öne sürülenlerden i ktida rı «devralan» ordu
sahned e bel i rd i .
1 967'de yayı nlanan ve « K ı z ı l mu hafızla rı m> Kutsal Ki
ta bı, adı veri len Mao'nun eserlerinden toplanmış «Alı ntı
la rıı da, « iktidar namlunun ucundad ı r» belgisi yine yer a l d ı .
Mao, bütün ü l kede ki Parti komitelerini dağ ıtmayı ve
devri m komitelerini -o zamanki anayasada gereksi nimleri
karşılan maya n yönetim organlarını- ol uşturmayı, silahla
rı n g ücüyle başa rmıştı .
Lin Piao, CKP'nin 9. Kong resinde, M ao'ya atfen
« Ma rksçı acıdan ordu, devletin ana öğesidirı> d iyerek, si
lahın a rtan rol ünü ideolojik olara k desteklemiştir.
Bir sosya l ist devlette halkın ordusu, gerçekte, sos
ya l ist ül keleri n emperya l ist saldı rıya karşı savunulmasını
güvence altına alan, proleta rya d i ktatö rlüğünün sağ l a m
dayanaklarından bi rid ir. Ama, orduyu sosya list bir d evle
tin «temel öğesi» olara k ta nı mlamak; «sanayi i , tarı m ı ve
solu n geniş yığ ınlarını harekete geçiren» bir a ra c haline
dönüştürmek; ona, ü l kenin tüm yaşa m ı üzerinde «askeri
deneti m kurma» ve tüm halkın «askeri-pol iti k eğ itimini -
sağlama» işlevi ni yüklemek, Marksçı l ı ğ ı n yolgöstericiliğini
bir kenara bırakmak olur; Ma rkscıl ığa iha net ve sosya
l ist devleti, askeri-bürokratik bir devlet hal ine dönüştür
mek anlamına gel i r.
M aocu lar, ordunun, « baskıya ve k uvvete başvurma
a macına h izmet edecek bir silah» olara k devlet g ücünün
a na daya na ğ ı n ı ol uşturduğu g erçeğ i n i giz�ememekted i rler.
( Cung-Çi, No. 8/1 972) . H a l k yığınları üzerinde bir baskı
a racı işlevi gören ordunun rolü, M ao'yu tüm silahlı kuv
vetlerin yüce kumandanı olara k tanı m laya n CHC'nin yeni
Anayasasında önemli ölçüde genişletil miştir. Ordu, a ynı
32
za manda « işlerin yürütülmesi>ı n i n ve « ü reti min d üzen
lenmesinin bir a racı» olara k n itelenmiştir. Burada, özel
görevl i askeri birlikler. ekim ve hasat işlerinin yürütül me
si için köyl üleri «harekete geçirmekte » ; fa bri kalardaki or
du temsi lcileri, işçilerin ü retim faa l iyetlerine müdahaled e
bulun makta v e hatta bu faal iyetleri «denetlemekted i rler».
Ü l kenin her ya nındaki «ordu a j itasyon tugayları » , « sı n ıf
düşmanları n ı » ortaya çı ka rma işleriyle u ğ raşmakta, özel
ord u temsi lci leri, k ı rsa l alanlara gönderil m i ş genç insan
ların çalışmalarına gözcül ü k etmekted i rler.
Ü l kedeki pol itik kampanyaları örg ütlemekle görevlen
d i ri l miş bu lunan ord uya, Hang-Cov işçileri n i n g revinde ve
1 976'n ı n Nisanında Tiyen An M en alanında düzenlenen
yığın gösteri lerinde old uğu gibi, rej i mden hoşnutsuzl u k
duyanların hemen kıyıma uğratılmasında özel b i r rol ve
rilmiştir.
Silah zoruyla kurulmuş olan Maocu i ktida rı n özelli
ği; korku, baskı ve insanların geleceğe k uş kuyla ba kma
larıdır. M ao, Cin ü l kesi n i , -re j i m i n düşmanları ndan öç a l
ma, kadrola rın «yeniden eğiti mi»ne yönel i k kamplar kur
ma ve rej i m düşmanlarını kamu önünde yargı lama g i bi
bitip tükenmeyen pol itik kampanyal a rı n yer aldığı «deh
şet saçan bir imparatorluk» haline dönüştürmek için, si
lahlardan oluşan bir d uvarla çevirmeye çalışma ktad ı r.
33
M aocu prati kte «yığ ı n ları n hareket çızg ısı» ve ben
zeri fikirler, görünüşteki çekiciliğ ine ve demokratikliğine
rağ men, Mao'nun öteki pek çok açıklamasında olduğu öl
çüde demagoj i ktir.
Cin emekçi halkı bugün çok zor bir durumdadır. Köy
l ü l erin gelirleri, 1 950'1erin sonundaki duru ma göre daha
d üşüktür. Kırsal alanda çeşitli askeri bel g i ler altında sü
rek l i verg i toplanması, köylü a i lelerini yarı aç bir yaşa ma
mahkum etmekted i r. Köylülerin ta rı msal ü retim d üzeyine
uyg u n d üşen haklı ücret ta l epleri, «burj uvaca bir geriye
dönüş» ve « kapita l izmin belirti leri» olara k ta nı mlanma kta
dır. Yaşa mları boyu nca kırsa l a landa çalışmış olan yaş l ı
insanlar bile, sürekli olarak b i r lokma ekmeğe muhtaç
ed i l mekted i rl er.
Kentlerde yaşaya nlar ise, yine a ğ ı r çalış ma koşulla
rına ve süreg iden kıtlığa boyun eğmek d u ru mundayd ılar.
Cin işçilerinin ücretli izin kul lanma hakları yoktur. Bunun
ya nısıra işçi ler, CHC'nin kuruluşunun i l k yılları nda ken
d i lerine ödenen, toplam ücretleri nin % 1 0-1 5'ine ulaşan
fazla ça l ışma ücretlerinden ve primlerden de yoksu n bı
rak ı l mışlard ı r. (Bugün) işçilerin reel ücretleri de düşmek
te ve bu d u rum, işletmelerde ve fabrikalarda sık sık ya- -
k ı n malaro neden olmaktad ı r. Böyles i ya k ı n malar, «Prole
tarya d i ktatörl ü ğ ü teorisinin incelenmes i » kampanyas ı nd a
yine, « gerici» b i r ö z taşı makla suçla nmış v e « Mao Oe
Tung düşüncesinden>> bir sapma olarak lônetlenmişti.
O halde bütün bunlar, Mao'nun « ü retici yığınların
üretim faal iyeti, ç ı ka rları, deneyi mleri ve görüşleri sürek
li olara k yönetici kadrolarda odaklaşmal ıdır» şek l i ndeki
sözleri nin gerçekleşmesi anlamına gelmekted i r.
Anca k Pek i n yönetimi, «yığınların hareket çizg isini»
sürd ü rmede i kiyüzlü belgilerin yeterli olmadı ğının farkın
dadı r; bu yüzden de, d emokrasinin en geniş şekilde uy-
34
g u landığı ve yığınların görüşlerine büyük bir özenle say-·
gı gösterildiği izlenimini ya ratmaya çalışma ktad ı r.
Maocu «demokrasinin» bazı dış görün ümleri, önyar
g ı sız bir gözlemciye çok «devri mci» geleb i l i r. Ö rneğ i n Cin
yu rttaşının, her türl ü eleşti riye acık olan ve M aocu Ana
yasanın g üvencesi altında bulunan duvar gazeteleri h a
z ı rlama h a k k ı va rd ı r. Teori k olara k h e r yurttaş. «büyük
duva r gazeteleri» hazırlayıp, genel yerlere asabilir ve bu
yoldan « i ktidardaki kişileri» eleştirebi l i r. Oysa bu duvar
gazeteleri, gerçekte, anca k üst d üzeydeki yöneticilerin
onayı ndan geçtikten sonra asılabil mekted i r. Mao'nun
onaylad ı ğ ı görüşleri , eleştirme yürekliliğini gösteren k i m
seler ise, özg ü rlüğünü ve hatta bozan yaşamı n ı yitirme
riskini göze almış demektir. Be lirtmeye g erek yok ki, yal
nızca küçük bir azı n l ı k «düşüncelerini özg ü rce açı klama
hakkını» kul lanabilmekted ir.
Mao isterse. bug ü n Cin 'de herkes «ölü bir kaplan».
«Suya düşüp boğ u l m a kta olduğunda öldürülmesi gereken
bir köpek» (') ola bilir. Yığı nların rol ü , ya ln ızca önderin
«büyük buyruklarını onaylama>ı ya indirgenmiştir. Örneğ in
Maocu Anayasada'ki g rev hakkını ele a l a l ı m . istihdamın
yavaş yavaş gel iştirilmesine, çalışma koşulları n ı n d üzel
tilmesine ve reel ücretleri n yükseltilmesine i l işkin madde
ler Eski Anayasada n çıkarılı rken, g rev hakkı ilan edilmiş
tir.
Evet, işçiler Cin 'de g rev ya pmaktadırlar; ama sosya
l izme karşı d eğ i l , Maocu rej ime karş ı . Rej i m, g revci işçi
lerin baskısıyla çatlama ktadı r. 1 975'te -ıc Moğol istan'daki
bir metal ürji kompleksinde, Kiangsi bölg esind e, Haynan
adasında, Harg-Çov'da ve pek çok demiryolunda patlak
veren g revler bastı rı l mıştı r. Bu g revleri ba stı rmada, özel
35
askeri yıldırma birlikleri kullanıl mıştı r. Pek çok g revci ya
kalanmış ve ha pse atıl mışt ı r.
Mao, «grev hakkına», kend isini onaylamayanları or
taya çı ka rma k ve onları acımasız yöntemlerle sind i rebil
mek için gereksi n i m d u ymuştur. Ve bu, M aocu « yı ğ ı n la
r ı n hareket çizg is i » , y a da daha kes i n a nlatımıyla, yığ ı n
ların tepelenmesi çizg isid i r.
Maocu «yı ğ ınları n ha reket çizgisi», aynı za manda, po
l itik hasımlara eziyet vermenin de bir yol udur. Mao bu
yolu, halkın «temsilcilerine» doğ ruda n başvu rmak için kul
lanma ktadı r.
Anca k bu, Mao'nun demokrasiyi desteklediği anlamı
na gelmez. M ao, her demokrasi biçi minin azg ı n bir d üş
manıdır. 1 967 Mayısı nda k i Arnavutl u k askeri temsilcileri
n i n bir toplantısı nda M a o, « bazı kişiler seçimlerin çok iyi
ve çok demokratik bir yol olduğ u n u söylüyorlar. Bence
seç i mler, yal nızca bir usulün yerine getiril mesidir» de
m işti.
Uzun yıllar Çin'de, Parti ve d evlet orga nlarına üye
secimi ya p ı l ma m ıştı r. Ö rneğin ne CKP üyeleri, ne de h a l k
yığı nları 1 0. Parti Kongrelerine katı laca k delegeleri
ve Ocak 1 976'da toplanan Ulusal H a l k Kongresinin otu
rumuna katılması gereken kişileri seçmemiştir. Bu dele,
gelerin tümü, Maocu yarg ı çevreleri nin «tavsiyelerine» da
ya nı lara k göreve atanmışlard ı . Maocular daha o s ı ra l a r
da, i ktidarın temel organlarının oluşumuna halkın katı l ma
sı gerektiğini unutmuşl a rdı. Sonuç olarak, yerel «devrim
komiteleri» için seçim yap ı l ma ma ktadır. « Devrim Komite
leri nin» tüm yön lendirici görevl ileri yukarıdan atanmakta
d ı rlar. Son on yıldır, gerçekte hiç bir kamu örgütü çalış
ma maktad ı r.
Maoculuğun zeh i rleyici kiniyle koşu lland ı rı l mış ola n
yığınlar, gerektiğinde kara rs ızla ra, rej i m i onaylamayan
g ruplara ve bir de belli kişilere karş ı pol itik ve yıldı rıcı
36
yaptı rı mların örg ütlenmesinde yer a l ma ktad ı rlar. « Kültür
Devrim i » s ı rasında « kızıl m uh afızlar» , Parti örg ütlerini da
ğ ıttı kları nda, kom ün istleri aşa ğ ı ladıkları nda, ha pisa neleri ni
ve işkence oda ları n ı k u rd u k l a rı nda da aynı yöntemleri uy
g ula mışla rd ı . Bütün bu nlar, daha sonraları « Mao'nun çiz
g isine karşı çı kmakla» suçlanan gene insanların stadyum
larda toplanara k «devrimci yığı nla rını> -ya ni « ma h kemele
re» katı lmaya zorlanan kalaba l ı ğ ı n- buyru kları gereğ ince
öld ü rü l meleri olayında da görülm üştü.
M aocu propaga nda nın tekrarından çok hoşlandığı
«yığı nların hareket çizg isi» pol itikas ı ; temel yurttaşl ı k ve
politik hakla rından yoksun, normal yaşa m d üzeyinin al
tında ve doğal insan zevkleri n i yaşa mamış geniş işçi yı
ğ ı nlarının, köylülerin, ça l ışan aydı nların ve gençl iğin a l
datı l ması a macıyla, Mao'nun ustaca yönettiği bir göste
riden öteye g idememiştir. Bu ç izgi , ya nlış ve sözde-dev
rimci belg ilerin, Mao ve sad ı k yard ı mcıları tarafından yü
rütülen halk-düşmanı pol itikayı nasıl kamufle ettiğinin pek
çok örneğ inden birisidir.
2. EKONOMİ
37
de toplanan CKP'n in 6. Kongresinin 2. Oturumunda res
mi olara k ilan ed ilen, «dalgalar hal inde» ve «hamleler» le
ekonom ik kal kınma diye adlandırılan yasadır.
Bu «yasaya» göre, sosyal ist yeniden ü retimin özg ü l
özel liği, sürekl i ekonomik dengesizl ikler şeklinde ortaya
çıkmakta ve «'dalga lar hal inde' ka l kı n ma, -dalgaların yük
sel mesi - alçalması - tekra r yü ksel mesi- bir h amle demek
tir» form ülasyonuyla tam bir uyum göstermektedi r.
Bu «yasa » a racı l ı ğ ıyla Maocul ar, g eçmiş 1 5 yıl bo
yu nca Cin'in k a l k ı n ması nda görülen, ü retimin büyü me
hızı ndaki yü kselişleri ve alçalışları ccaçıklamaya» çalış
maktadırlar.
Mao, 1 959'un N isanında, «çalışmaları m ızda, sürekli
olara k dalgalar hal inde ilerlemeyi g özeteceğ iz, d üz bir çiz
gi boyunca ilerlemeyi değ i l . Planları mızı hazırla rken bunu
d i k kate almalıyız. Da lgalar hal inde kalkı nma, nesnel bir
k u ral ve nesnel bir yasadın> demiştir.
M ao'nun ekonomi k görüşlerinin gerçekleştirilmesine,
5 Yı l l ı k Ka l k ı n ma Planının cceski çatısı n ı n » yıkıl masıyla
başlanmıştı r. Küçük-bu rjuva sabırsızl ı ğ ı ve hegemonyacı
caba l a r, Maocu l a r tarafından, ekonomi pol itika s ı n ı n i l ke
leri haline getirilmiştir. Mao, Cin'in 5 yı l l ı k ka l kı n ma pla
n ı n ı n ilk yıllarını kara kterize eden il erlemeyi cc h ızlandı rma
yo» karar vermiştir. Sermaye yatı rı mlarının ve sanayi ü re
timinin hacmi yönü nden, 1 956 için öngörülen hedefler
önemli ölçüde yükseltil miştir. Ayn ı za ma nda tarı mın kol
lektifleştiril mesine büyük ölçüde h ı z verilmiştir. Bu g i rişim,
daha sonraki olayla rı n gösterdiği gibi, «Büyük Hamle>\ nin
kesin bir tekrarı olmuştur.
1 958'de ilan edilen, «Üç yıl içinde, ü l kenin büyük bir
kesi mine değişik bir görünüm kaza ndı rma a macı n ı n ba
şarıya ulaşması» belgisi, Maocu ları n büyüme hızı sorun
larına i radeci bir a nlayışla yaklaştı kları n ı açık bir şekilde
göstermekted ir. M ao, CKP'nin 8. Kongresinin 2. Oturu-
38
m unda «partinin yeni genel çizg isini» kabul ettirmeyi ba -
şarmıştı r.
CKP'nin 1 956'daki 8. kong resinin 1 . oturu munda k a ·
bul edi len ikinci 5 yı l l ı k kalkınma p l a n ı , «tutucu» olara k
tanımla nmıştır. C K P yönetimi, beş yı l l ı k bir dönem için
de, y ı l l ı k orta lama büyüme hızı % 45 olan toplam sanayi
ü retimi hacmini 6,5 kat; yine y ı l l ı k ortalama büyüme hızı
% 20 olan tarımsal ü reti m hacmini 2,5 kat a rtı rmayı ka
ra rlaştı rmıştı r. 5 yıl içinde çel ik ü retimi yılda 5,4 milyon
tondan 30-1 00 milyon tona yükselecek; kömür ü reti mi 1 957
üretim hacminin 5.4 katı büyüyerek 700 m i lyon tona ula
şacak; elektrik üreti mi ise, 1 2.4 kat a rtara k 240 mi lyar ki
lovat saate yükselecektir. 5000 büyük sa nayi kuruluşu i n
şa ed i l ecekti r. 1 5 yıl içind e ya da biraz daha fazla süre
de İ ng iltere'nin ekonomik d üzeyine ulaşmak ve onu geç
mek görevi duyurul muşken, birkaç ay sonra bu hedefe.
5 yıl ve hatta daha kısa zamanda ulaşılmasına kara r ve
ri l miştir.
« Ye n i genel çizg inin» politik anlamı şudur: Cin hal
kı, komünizme geçişin. «dalgalar halinde kalkı nma » yo
luyla en yak ı n gelecekte gerçek leşece ğ ine inandırı lacak
tır. B u görev, h enüz ulaşılmamış bulunan sosya l izm aşa
mas ı n ı atlayarak, önce k ı rsal alanlarda g erçek leşecek olan
komünizme d oğ rudan geçmeyi öngörmekted ir. Komüniz
min g erçekleşmesinin ana koşulu, ü retici g üçlerin büyü
mesi değ il, üretim ilişkilerinde ya pılacak yapay değ işme
lerd i r, ya ni, kollektif mülkiyetten tüm halkın mülkiyetine
geçiştir. E konom i k büyümenin daha yüksek bir h ıza u laş
ması, maddi ü reti min teknik düzeyini yü kseltme yoluyla
değil; k öylüler başta olmak üzere, ya ln ızca y ı ğ ı nların coş
kulu ça ba larıyla mümkün olaca ktı r.
Mao Çin halkına, « bi rkaç y ı l l ı k zorlu çalışma n ı n kar
ş ı l ı ğ ı olarak on bin y ı l ı k bir mutluluk» vaadetmiştir. An
cak -iyi bilindiği gibi- bu vaadlerin yazgısı, yalnızca on -
39
ları n yerine getiri l me mesi ol muştur. «Büyük hamle» pol i
t i kası ve h a l k komünleri g i rişimi, ü l kenin derin bir buna
l ı ma sürü klenmesine yol açmıştı r. Halk, «Onbin y ı l l ı k mut
l u l u ğ u » tatma k yerine, ekonom i k kaosun ya rattığı açl ı ğ ı n
v e yoksu lluğun a c ı s ı n ı çekmiştir. «Hamle» yıllarında k u
rulan fabrikaları n yığın hal inde d u rduru l masına başlan
m ış, sanayie, ulaşım faal iyetine ve konut ya pımına yöne
l i k sermaye yatı rımları da durdurulmuştur. Mao, tüm bun
ların suçunu, kendi f i k i rlerini «yaratıcı bir şekilde uygu
laya mayan » «biline d üzeyi düşük» yığınlara yüklemiştir.
Özel l i kl e, «ha mlelerle» kal kınma teorisini kuşkuyla karş ı
lad ı ğ ı n ı açı klayanlar, « f ı rtına yöntemleri>ı ne ve «ha mleler» e
karşı çı kan işbaşındaki kişiler eleştirilmişti r. Bunlar, opor
tünistler ve «yaşamın d üzen li, sancısızca a kışından mem
n u n l u k duyanlar, d evrimci yüreklilikten yoksun tutucular»
olara k damgalanmışlard ı r.
1 959'un Ağustosunda toplanan CKP M K'nin 8. plenu
munda, pol itik büro üyesi ve Savunma Ba kanı Peng Te
h uai, Politik büro aday üyesi ve Dışişleri Bakan yard ı m
cısı Cang Ven-tiyen ve diğer bel l i başlı komünistler, Mao'
nuı:ı « Büyü k hamle» teorisinin serüvenci fikirl erine karşı
ç ı ktılar. Ama bunla r, hemen politika sah nesinden uza klaş
t ı rı la ra k işkencelere tabi tutuldular; « Büyü k hamle»yi bir
serüven, «cocuksu bir coşkunluk ve ateş l i bir hasta l ı k »
olara k tan ı m l a ma kl a suçlandılar. ( H a l k ı n Günlüğü, 1 6
Ağ ustos 1 967)
Bu plenu m u n kara rları nda da g örüld üğü g i bi, Maocu
görüşlerin çoğu n u yeniden gözden geçi rmiş olmasına rağ
men Mao ve g rubu, «dalgalar h a l inde kalkı nma» teorisi
ni savun maya deva m etti. Çünkü onlara g öre bu teori,
« sosyal izmin h a mlelerl e kurulmasına i l işkin ça lışmanın çe
şitli alanları n ı » bilerek «yaratma» yı m ü m kün kılabilecek
öne m l i bir pratik faal iyet yöntemiyd i .
Markscı-Leni nci b i l i m i n deyim l erini çarpıtan, bu b i l i -
40
mi anarşist d eyimlerle ve düşü ncelerle birleştiren Mao'
nun bu eklekti k anlayışı. bug ün b i l e, ü l kenin b üyüme h ı
z ı n ı a rtı rmaya yönel i k t ü m çabaların başarısızl ığını açık
la mada teori k bir temel olara k kullanılmaktadı r. Ancak,
bu « teorik deneylerim> kobayı ve aynı zamanda kurba n ı ,
Cin halkı olmaktadır.
41
l i ndeki toplum birimleri içinde. çeş itl i üreti m işlevlerini
bi rleşti receklerd ir; Sanayi, tarım. tica ret, eğ iti m ve asker
l i k alanlarındaki faal iyetleri biraraya getirecekler ve ko
münün her üyesi , bir köylü, bir çiftçi , bir asker ve bir ti
caret adamı olaca ktı r. 1 959'da Maocular, bu sistem i ay
nı zama nda halk kom ünlerini ku rmaya başlad ı kları kent
lere de yaymaya çal ıştı lar. Bu durumda, tek tek ekono
m i k ün iteler a rasındaki ilişkiler en düşük düzeye i nd i ril
m işti . Tüm bu nlar, uzmanlaşmadan ve yard ı mlaşmadan
tam anla mıyla uza klaşma anlamına g el iyordu ve ekono
mik durgunluğa yol açıyord u .
« Kendi g ücüne g üven» pol itikası, köyl ü leri yard ı m is
temekten a l ı koymak a macıyla i leri sürü l mekteyd i . Bu teo
ri nin ikinci özelliği, « Devletten ya rd ı m bekleme!» ve «Üç
şey istenmez!» (devletten, doğal afetlere maruz kalınsa
bile toh um, para ve malzeme istenmemel idir) belgilerin
de ortaya çıka r.
Maocu basın, « kendi g ücüne g üven pol itikası, sos
ya l izmi kurma yol undaki d evletimizin en önemli pol itika
sıdır. Bu, yalnızca devlet kuruculuğunda d eğ il , her yerde
uygulanabilir. İ stisnasız her işletme ve her çiftlik, bu po
l itika doğrultusunda hare ket etmel idir» demekted ir.
Dah a son ra la rı , özellikle « Kültür Devrimi» sırasındd
bu pol itika, i l köğ retimin örgütlenmesi ve k ı rsal alandaki
tica ret ve sağ l ı k h izmetlerinin halk komünlerine bı ra kı l
m a s ı g ibi bi rçok yeni reformun uyg u lanmasında da tüm üy
le deste klen m iştir. Bu, daha o sıra la rda Maocu yönetici
lerin, merkezi devlet organları n ı , köylülerin b u gere ksi
ni m l erini karş ı lama yükümlülüklerinden gerçekten k u rtar
maları anlamına gelmekteyd i .
CKP'nin 1 0. Kongresinde, « k endi g ücüne g üvem i l
kesine a ç ı k l ı k geti rild i ; bu belg iye göre yeni örnek mo
d eller ola ra k ta n ı mlanan Ta-Çing petrol ala nları nda k i ça-
42
lışma l a rın ( 1 ) ve Ta-Çay üretim tugayı n ı n (2) her yerde
örnek a l ı n ması gerektiği vurguland ı .
«To-Çing deneyimi», ekonomik ba k ı mdan modern b i r
sanayi işletmesi kurulduğunda, d evlet fonlarının ya lnızca
ü retim a maçları için harcandığını ve ücret maliyeti nin as
gari d üzeye ind i rild iğini g östermekted ir. Üreti m, çalışma
ların daha da yoğun laştırılmasıyla yükseltil m ekte, maddi
özendi rici ler kullanıl mama kta ve yaşa m standardlarını yük
seltme sorunu hiç gözönünde tutulmama ktad ı r.
Ta-Çay deneyimi, ü rettiklerinin azamisini merkezi oto
ritenin organlarına gönderen komünlerden ve tugaylardan.
gerçekte hiç bir devlet ya rdımı sağ lamaksızın, tarı msal
ü retimi gel iştirmenin beklendi ğ i anlamına gel mekted i r.
Anca k, modern sanayiin geliştirilmesiyle ve ta rı mın
43
modernleşti ril mesiyle i l g i l i görevler, ya l nızca « kendi g ücü
n e güvem> i l kesi temel inde çözümlenemez. Bu gerçek, fü
zelerin, nükleer silahların ve silah sanayi inin gel iştirilme
sine büyük meblağlar harcayan ( ü l ke bütçesinin % 40'ın
dan fazlasını) Maocular tarafından da kavranmıştır. Bu
g ü n, Çin ekonomisinin gerek sanayide, gerekse ta rımda
veri m l i l i k düzeyinin çok d üşük olması bir rastlantı değ il
d i r. Ta-Çay'de 1 975'te toplanan tarı mla i l g i l i u l usal b i r
konferansta, tüm ülke halkından Ta-Çay'deki ça l ı şmaları
ö rnek a l ması isten miş, fa kat ta rı m kesiminde durumun
ciddi olduğunun itiraf ed ilmesinden kaçı n ı lamamışt ı r.
44
azından, bir açıklaman ı n yapı l masını gerektirmekteyd i . Ve
bu da hazı rdı . • .
45
rın hegemonyacı a maçlarına u laşması doğrultusunda b i r
araç olara k kullanıl maktadır.
46
C K P M K'nin 1 0. plenu munda, «tarı m ekonominin temeli
d i r» belgisi, Cin ekonomisinin gelişiminde genel bir pol i
tika olara k onaylan mıştır. Sözü edilen plenum, sa nayide
kalkınmanın yine a rka plana düşürüldüğünü açı kça gös
teren «tarım ekonominin temelid ir» pol itikasına uygun bir
şekilde «tarı mın gelişimine öncel i k verme» ve «tüm sa
nayi dalları ndaki faal iyetleri siste m l i olara k yeniden ör
g ütleme» belgilerini kabul etmiştir. Bundan baş ka o yıl
larda Çi n'de, sosya list sanayileşmeyi 80 yıl ertelemenin
gerekl iliği yolu nda sözler işiti l meye başlanmıştır.
Yeni uygula maya geçiş Çin'de ceş itl i kesimlerin tep
k isiyle karşı laşt ı . CKP içinde gerçekçi d üşünceyi temsil
eden g üçler, bunu geçici bir gerileme olara k gördüler ve
ulusa l ekonomideki d u rumun norma lleşti ril mesi nin, Parti'
nin 8. Kong resince beli rlenen ekonomi pol itikasına yeni
den dönebilme olanağı yarata bi leceğ ini u mdular. Bu po
l itika, aynı zamanda ta rı m ı da yeniden örgütleme yetene
ğ in e sa hip bulunan, yal nızca büyük-ölçekli sanayiin sos
ya lizmin temelini oluştu rduğunu ve bu nun ü retici g üçlerin
d u rumu acısından böyle olduğunu, ya ni sosya list e kono
minin örgütlenmesinde sanayi in temel a l ı n masının genel
toplu msal gel işmede ana ölçüt olduğ unu savu nan Len in'
i n tezine uygundu .
L i u Şao-şi v e destekleyicileri, ü retici g üçlerin hızlı g e
lişiminden yanayd ı l a r; çünkü onlar bunu, Partinin başlıca
görevi olarak kabul etmekteyd iler. Bunlar, ü l keyi yen iden
sanayileşme yol una sokmaya çalıştı lar ve «tarım ekono
minin temel idir» tezi nden kuşku duydular. Çin basını şöy
le spekülasyonlar yapmaya başlad ı : «Tarı m ı n modernleş
tirilmesi sanayiin yard ı m ı olmaksızın gerçekleşti rilemez.
Ya ln ızca modern sanayi, tarı m için g erekli ü reti m a raç
l a rı n ı sağlayabilir ve onun modernleştirilmesinin koşulla
rını yarata bi l i r. » (Halkın Günlüğü, 12 Mart 1 963)
Daha sonra, 1 964'ün Ara l ı ğ ındaki U l usa l Halk Kong-
47
resinin bir otu rumunda, «tarım e konominin temelid i r» po
l itikasında ciddi d üzeltmeler yapıldı. « Büyük Hamle»yi iz
leyen dönem içindeki bu i l k düzeltmeler, «aynı zamanda.
özel l i kle başl ıca dalla rı olmak üzere ağ ı r sanayiin hızlı ge
l işimini» sağlamayı a maçlamaktaydı . Yatırımlar, ağ ı r sa
nayi v e her şeyden önce tüm istihra ç sanayi i dalla rı le
h inde yeniden bölüştürüldü. 1 964-65 yıllarında CHC, fab
rika lar k u rma k üzere makina ve donatım itha latı nı a rt ı rd ı .
Bu gerçekçi eğilimler, « Kültür Devri mi» tarafından
engel l endi. Sonuç, «tarım ekonominin temelidir» belgisi
n in bir kez daha g ünün g eçerl i k u ra l ı olduğu şeklindey
di. M aocu yönetim, «tarı m ekonominin temelidir» i lkesin i
« genel ekonomik b i r yasa» olarak kabul etmişti ve b u il
kenin Cin'in «özel » gelişme yolu planından hare ketle, ön
ce tarımsal ü retimi, bunun yard ı mıyla do önce hafif v e
daha sonra d o ağ ı r sanayii g eliştirmeyi i leri sürmekteyd i .
Tarımsal ü retimde d üzenli b i r büyümeyi sağlama nın salt
köyl üleri n çalışmasıyla mümkün olamayaca ğ ı hiç d i kka
te a l ı n mamıştı. (Oysa) günü müz d ü nyası nda tarı msal ü re
timde verimin a rtırı l ması, sanayiin gelişme d üzeyine onun
tarı ma yeterli m i ktarda yü ksek performanslı makinalar,
meka n izmalar, yüksek kal iteli gübreler ve etki l i sulama
sistemleri sağ la ma yeteneğine bağ l ıydı.
1 975' i n Son baharında tarımla ilgili bir u l usal konfe
ransta dağ ıtı lan, Maocu pol itik büron u n bir üyesi ve ÇHC
Devlet Konseyinin bugünkü başkan ı Hua Kuo-feng'in ra
porunda, « Cin'in g enel ekonomik kalkınma politi kası n ı n
tarı m ı n gelişme s i temeline dayandığ ı » vurgulan mıştı r. Bu,
« ta rı m ekonominin temelidi r>> belgisinin g ünümüze dek ge
t i ri len, « Başkan Mao'nun stratej i k savaş için hazı rl ı k l a r
fikrinin» bir pa rçası olduğunun başka bir kanıtı d ı r. D a h a
bugünden Çin köylüleri, ya lnızca t ü m a rtık ü rünlerini fü
ze sanayiini, nükleer sanayii v e askeri ü retim i gel iştirme..:
ye ayırmakla kal mıyorlar, aynı zamanda da, «stratej ik» ta-
48
h ı l rezervleri oluşturma k ve kemerleri daha da fazla sık
mak zoru nda bırakıl ıyorla r.
3. DIŞ POLİTİKA
49
termeye boşla mıştı . CKP yöneticileri, Mao'nun fikirleri n i
d ü nya komünist hareketine yayma çabalarını başlatmış
lard ı . « Doğudan esen rüzgar, batıdan esen rüzgarı bas
tırıyor>> tezi, yeniden ve şöylece yoru mland ı : «Asya, Af
rika ve Latin Amerika, geleceğ in devri mci fırtı nalarının
alanlarıd ı r; bu geri kalmış tarı m alanlarında devrimler, Cin
modeline uygun bir şekilde gelişecektir; d ü nya devri mi
nin merkezi doğ uya , Çin'e daha da çok kayaca ktır.»
CKP temsilcileri, 1 960'ın Kasımında Moskova'da d ü
zenlenen Komünist ve İ şçi Pa rtilerinin Ulu slararası Danış
ma Toplantısında, pek cok ka rdeş parti temsi lcisinin, Cin
yönetiminin bircok önemli temel soru nla ilgili tutumuna
karşı yükselttikl·eri eleştirileri dinlemek zoru nda ka ldılar.
Cin yöneti minin diğer tezlerinin ya nısıra , «doğudan esen
rüzgar, batıdan esen rüzgôrı bastırıyor» tezi de yoldaşça
e leştirilere konu oldu. CKP temsilcileri, konuşmal a rı nda
bu eleştirileri kabul ettiklerini dile getirdiler. Fa kat CKP,
yönetimi, 1 4 Hazira n 1 963'te, Mao'nun «doğudan esen rüz
gôn> tezinden kayna klanan büyük devlet o l ma amacına
yönelik spekü lasyon ları da dahil olma k üzere, onun dün
ya komünist hareketine önerdiği, 25 maddel i k kend ine öz ·
g ü «genel politi kası » n ı d i l e getiren bir mektup yayı nla
mıştır.
Acı kça anlaşıl ı yor ki, Cin'li teorisyenler, savaşan u lus
ların sınıf birliği etrafında toplanmaları fikrinin yeri ne, do
ğu uluslarının Cin'in önderl iğinde mill iyetçi ve hatta ı rk
çı bir temelde ayrı bir g ru p oluşturma larını koyma a rzu
sundad ı rlar.
Cin'li yöneticilerin daya nd ı kları mantı k şudur: Cin do
ğ u nun en büyük ülkesid i r. Cin'in çıkarları, onun « batıdan
esen rüzgô rları» bastıraca k olan «tarihin rüzgarlarının»
kayna klandığı bir ü l ke olması «gerçeğ inde» ifadesini bu
l ur. Görül üyor k i bu belgi, Cin yönetici l erinin hegemonya-
50
cı çabaları n ı n ideoloj ik ve politik anlatı mından başka bir
şey değ ildir.
Bu utanmazca çaba lar, « rüzgôrlar» görüşünün yara
tıcısı olan Mao'nun p e k çok açıklamasında da onaylan
maktad ı r. Özel l i kle, Ağustos 1 965'te toplanan ÇKP M K po
l itik bürosunun bir otu rumunda Mao, «Gü neydoğ u Asya'
yı kaza n ı r kazanmaz, bu alanda g üçlerini yaya bi lecekleri
ni, bunun Sovyetler Birliğ inden esen Doğ u Avrupa rüzga
rına karş ı g üçleri kendi saflarına çekebilme olanağ ı sağ
layacağını . . . böyleli kle de, gerçekten doğudan esen rüz
gôrı n batıda n esen rüzgôrı bastıraca ğ ı n ı » yinel iyordu.
Büyük devlet olma özlemlerinde ve serüvenci eğilim
lerde ifadesini bulan Çin'in dış pol itikası, başlıca a macı
uluslara rası ölçüde sosya lizme karş ı doğ rudan bir sa ldı
rıyı başlatma cabası olan « Kültür Devri mi» y ı l l a rı nda ken
dini acı kça bel l i ediyord u . Maocu ların, Peki n'den esen
rüzgarın Maocu luğun bayrağ ı n ı d ünyanın tüm merkezle
rinde dalgaland ı raca ğ ı n ı ilan etmeleri işte bu döneme
rastlar.
Pekin'in uluslara rası ölçekteki pratiği, «doğ udan esen
rüzgô rın» sihirli g ücüne i l işkin ne idüğü bel i rsiz spekü
lasyonlara başlayan Maocu yöneti min, a rt ı k kesin olara k
e nternasyona l izm fikirlerinden uzaklaştı ğını giderek daha
fazla açığa vurmaktad ı r. Pekin, sömürgeciliğe karş ı sava
şan uluslar a rasından mill iyetçi ve hatta ı rkçı düşüncel'e
ri kışkırtmaya yönel i k bir politika izlemekte ve g itg ide da
ha acık bir şekilde aşırı g erici g üçlerin ka mpındaki yerini
a l maktadı r.
«Sosyal - Emperyalizm»
51
enternasyona lizminin i l kelerinden uza k laşan ve emperya
l ızmin uşağı haline gelen i l . Enternasyonal i n yöneticileri
ni teşh i r etmek a macıyla kul lanmıştı . Len in eserlerinde.
« ka pital istlerin h izmetindeki yönetici sı nıflarda n » . kendi le
rin i burj uvaziye satmış olan ve « bütün ü l kelerde burju
vaziyi destekleyen sosya l-emperya listlerden ve benzerle
rinden» kızg ı n l ı kla sözeder. Lenin sosya l-emperyal ist d e
y i m i , işçi s ı n ı f ı hareketi içinde faal iyet gösteren uluslar
a rası emperya l izmin aja nlarını ta nımlama kta kul lanmak
tad ı r.
Maocu propaganda, dünya devri minin önderi olan
Lenin'in otoritesini ve onun oportünizmin her biçi mine
karş ı boyun eğmez tutu munu bir spekülasyon konusu
yapmakta, Len in'in sözlerine fark l ı anlamlar yü klemeye
çalışmaktad ı r.
«Sosyal -emperya l izm» deyi miyle SBKP yönetimi ve
Sovyet Devleti kasded i l mekte ol up bu deyim, i l k kez Ağus
tos 1 968'de Ha l k ı n Günlüğü g azetesinde kullanıl mıştı r.
O ta rihlerden bu yana Maocu propaganda, SBKP'nin
ve Sovyet Hükümeti nin iç ve dış pol iti kası na gölge dü
şürmek a macı nı g izlemeye bile gere k görmeden bu deyi
m i çok sık kullanmaya koyul muştur. Öte yandan Maocu
l a r. anti-Sovyetik pol itikalarına, «sosya l-emperya l izme kat..>
ş ı savaşmak» görevini ilan eden ü l ke n i n yeni Anayasasın
da « kutsa l » bir yer vermeyi de ihmal etmemişlerd i r.
Halkın Günlüğü'nün yaza rları , « sosya l-emperyal izm»
deyimini açı klayan özel bir ma ka l e yayı nlamışlardır. An
ti-Sovyetik uydu rmal a rl a dolu olan bu açıklamada, sosyal
emperya l izm. « sosya l izm maskesi ta kmış emperya l izm»
diye ta nımlanmıştır. (Hal kın Günlüğü, 30 Ağustos 1 975,
sf. 4) . SBKP yönetimi ve Sovyet Devleti, Halkın Günlüğ ün
d e, « ü l kelerinde kapita l izmin her ba k ı mdan restorasyonu
nu gerçekleşti rmek» ve «Amerikan emperyal izmi ile d ün
ya nın n üfuz böl gelerine ayrı l ması amacına yönel i k g izli
52
anlaşmalara varma k» gibi iftiralara kon u olmuştur. Pekin
propaga ndacı ları, Lenin'in «sözde sosyalizm, p ratikte ise
empe ryaliz m» diye ta n ı mladığı sosya l-emperya lizm deyi
minde ta m anlamını bulan, Cin halkına ve tüm ilerici in
sanlığa karşı işledikleri suçları nı gizlemek ve meşru laştır
m a k a macıyla . bu sosyalist devlete ka rşı böylesine suç
lamalara başvu rmaktan medet u mmaktadı rlar.
G ü n ü m üzde. Mao'nun Cin'de «kapitalizmin restoras
yon u» ve «yozlaşma>> olara k ta nı mlad ı ğ ı politika, gerçek
te, CK P'nin en a k ı l l ı enternasyonalist-komünistleri tarafın
dan sürekli şekilde Maocu politi kaya karşı yöneltilen.
Marksç ı l ı k - Leninciliğin ilkele rine daya l ı ve h a l kın yaşam
d üzeyinin y ü kseltil mesini a maçlayan, Sovyetler Birliğinde
ki utkusu bugün tarihsel bir gerçek olara k gözler önün
de dura n politikad ı r.
Maocu ların uluslararası ölçekteki politika ları nın pra
tiğ i ne gelince; bu pratik Leninciliğin sosya l-emperyalizm
tanı mına ta mamen uymaktad ı r. Cin'li yöneticiler, açı kça
NATO'nun g üçlendirilmesini istemekte ve Ortak Pazarı
deste klemektedirler. Onlar. faşist Pinocet Cuntası'yla, An
gola'daki karş ı -devri mcilerle ve Güney Afrika Cumhuriye
tindeki ı rkçılarla ya kın i liş kiler kurmuşlard ı r.
Cin'i ziyarete gelen Batı Almanya l ı lar, Maocu d ünya
görüşünün bir gereği olan. «Almanya'nın birleştirilmesi»,
yani Demokratik Alma n Cumhuriyetinde sosya lizmin tas
fiye edil mesi amacıyla s ü rekli şekilde savaşa kışkırtıl m ış
lar, Amerikalı politikacı lara , Gü ney Kore'deki ve Tayland'
daki güçlerini çekmemeleri salık verilmiş, Japonlara ise.
Sovyetler Birl iğinden «eski toprakları n ı » geri istemeleri
gerektiği hatırlatı lmışt ı r.
Baş d üşmanları n ı n emperyalizm değil de sosyalist ül
keler olduğunu ileri s ü ren ve d ünya sosya l izmine karşı
yü rüttükleri savaşı mda, e mperyalizmin en gerici g üçlerine
yard ı m elini uzata n Maocu l a r, aşırı gerici g üçlerl e, i l ke-
53
siz politik ve ekonomik gizli anlaşmalara g irmektedirler!
Leni n'in ta nı mıyla, bu. sosyal-emperyalizmin ta kendisidir.
Bugünkü Cin yöneticileri -L. İ .Brejnev'in. SBKP'ni n 25.
Kongresine sunduğu raporda belirttiğ i g i bi-. Batı ü l kele
rinde yu muşa maya k a rş ı olanlardan ve en aşı rı mil itarist
lerden tutun da, Gü ney Afri ka'nın ı rkçılarına ve Şil i'deki
faş ist c untaya varana kadar. tüm d ünya gericiliğ inin eğ i
limleriyle tamamen uyu mlu bir politika izlemekted irler. B u
politika. gerçekte, yaln ızca sosyal ist i l kelere v e ü l külere
büsbütün yabancı olmakla kalmamış. aynı zamanda, em
peryalizmin sosya l izme karş ı savaşı mında da öneml i bir
destek gücü hal ine gelmiştir.
« Süper Devletler»
54
münde üç Cin gazetesi nde -Halkın Günlüğü, Ciek-fang-çin
pao ve Hung çion- yayınla nan bir başyazıda da, yine bu
noktaya işa ret ed i lm iştir. Bu başyazıda, «süpe r d evletler»
deyimiyle, gerek « Ü çüncü Dünya » n ı n , gerekse « İ kinci
Dünya » n ı n (ABD ve SSCB dışındaki gelişmiş ü l kel·erin)
birlikte yürüttükleri savaş ı mı n «ortak hedefi» olan « Birin
ci Dünya» ü l keleri (ABD ve SSCB) ta nımlan mıştı r.
«Süper devletler» deyimi eleştiri l i rken, toplumsa l ve
€konomik sistemleri fark l ı iki devletin -ABD'n i n ve SSCB'
rı in-, ortak amaçlar peşinde koştu klarının iddia edil mesi
ve bu nedenle her i kisinin de açı kça aynı kefeye konul
mak iste n mesi di k kate değer. Bu, Cu-En-Lay'ın CKP'nin
1 0 . Kongresine sunduğu raporda da bel irti ldiği gibi, «d ün ·
ya çapında b i r hegemonya nın gerçekleştiri l mesi>ı nden
başka bir şey değ ildir. Bu a maç, iki « süper devleti n» bir
yandan savaşarak, bir yandan do g iz l i a n laşma lara g i re
rek ulaş ma k isted ik leri bir a maçtı r.
L. İ . Brejnev, Haziran 1 972'deki bir konuşmasında, bu
soru nla i l g i l i o la ra k şunla rı söylemişti : « Günümüzde şu
ya da bu devletin uluslara rası alandaki rolü üzerine çok
söz ed i l mekted i r. Dahası. bir «s üper devletler» deyimi or
taya atı l mıştı r. Bizler. ü l keler a rasındaki sınıf farkl ı l ıkla
rını sil meye karşıyız. Sovyetler Birliği. gerçekten büyük ve
güçlü bir devlettir; a ma o, her şeydır,n önce, sınıf teme
l ine daya l ı dış pol itikasıyla, sosya l ist bir devlettir. Aynı
pol itika, sosya l izmin g üçlerini bi rleştirme, t ü m ulusların
barış içinde özgür, bağı msız ve eşit haklara sah i p bir şe
kilde hareket edebi lmelerini sağ lama a macıyla savaşı m
yürüten v e b u savaşımda u l uslara rası planda yakın işbir
liğine önem veren diğer kardeş sosyal ist ü l keler tarafın
dan da uygulanma ktad ı r. Bu pol itika, 'büyük' ya da 'kü
çük' devletlere özg ü bir pol itika d eğ i ld i r.»
Pek i n yöneticileri, bu sorunu kend i lerine özg ü bir yak
Jaşı mla ele a l ıyorla rd ı . Ocak 1 975'te onaylanan Cin Ana-
55
yasasında Cin halkı, «süper devletlerin hegemonyacı l ı ğ ı
na» karşı b i r savaşım yü rütmekte yükümlü kılı nmıştır. B u
nun anla mı, «Süper devletlere» karşı savaşımın, bir dev
let politikası haline geti ril mesidi r.
Cin propagandası aynı zamanda, sürekli bir şekilde
«Cin'in asla bir sü per devlet ol mayaca ğ ı n ı » ileri sürmek
ted ir. Bu, yeni Cin Anayasasında da, yazılıdır. Ama pra
ti kte Çin'li yöneticiler, çeşitl i devletleri Çin'in çevresinde
g rupland ı rmaya ve onları, üstün d evlet olma a macıyla yü
rüttükleri savaşımda kullan maya ça l ış ma ktad ı rlar. Ger
çekte ise Cin, daha bugünden, küçük ve orta büyükl ük
teki ü l keleri «süper devletlerin despotizmine» karşı koru
yaca k olan özel bir «süper devlet» rol ünü üstlenmek id
d iasındad ı r. Pekin için «süper devletler» teorisi, ya lnızca,
Cin'in sosya l izme ve ilerlemeden yana güçlere karş ı sa
vaş ımını meşru laştı rmanın, anti -Sovyetik ve anti-sosya
l ist politikasını uyg u layabilmek a macıyla Asya, Afri ka ve
Latin Amerika ü l kelerine karşı utkuya u laşması n ı n bir
a racıd ı r.
Çin yönetimi. « i ki s ü pe r devlete karşı savaşımın» g ü
n ümüzün başlıca soru nu olduğunu açıklama kta , b u «gün
cel görev»i, ü l kelerin ez ici çoğ u n l uğunun pol itikasıyla
uyumlu hale getirmek ve sila hsızlanmayı, barışın kol'un
masını ve ulusları n g üvenliğinin sağ lanmasını geri kalmış
ü l kelere bıra kma k istemekted ir. Maocu lar, gelişmekte olan
ü lkelerin anti-emperya list çabalarını Sovyetler Birliğine
karşı yöneltmeyi ve böyl elikle de, asıl emperyalist süper
devlet olan ABD'nin ana hedef olmaktan çıkanlmasını gü
vence altına almayı amaçlamaktadırlar.
56
l i ğ i ve silahlı çatışmaları savu n ma yol u na g itmişlerdir.
Maocu lar, dünya kamuoyu nu, yeni bir d ü nya savaşı n ı n
kaçı nıl maz olduğu fikrini k a b u l etmeye zorlama ktad ırlar.
Maocu propoganda, « barışın bir kuşağın yaşa mından
daha uzun sürmeyeceğini» ve «her kuşağ ı n bir savaş ya
şayaca ğ ı n ı » ileri sürmektedirler.
Bu mi lita rist fikirl er, Cin Anayasasında ve aynı za
manda M aocu pa rtinin 9. ve 1 0. Kong re ka ra rları nda ya
sal anlatı mını bul muştu r. Bu devlet belgelerinde yer alan
Mao'nun dış politi kaya ilişkin görüşleri, d ü nyada ki « kaos» u
ve Maocu plan lara göre Cin'i u l uslara rası alanda önder
g üç hal ine getireceği umu lan «sömürge başka ldırılarını»
sürdürmeyi haklı çı karmada özel bir öneme sah iptir.
Cu En-Lay, CKP'ni n 1 0. Kong resinde, «dev başka ldı
rıların yararı » ndan söz etmiştir. Çünkü bunlar, Maocula
ra göre. «olumlu uluslararası gelişmelere katkıda bul u n u r
lar» . Bu kaos içinde M aocu ların rol ü , ABD ile SSCB a ra
sı nda ki silahlı çatışmaları tahrik etmektir. Cin, bu çatış
manın dışında kalma l ı ve «dağ ı n tepesinden» « i ki kapla
nın döğ üşünü» izlemel idir.
Mao'nun «iki kaplanı> ya kıştı rması. Cin'in üstün dev
let olma pol itikasını h a k l ı çı karmak amacıyla, « i ki kaplanı
birbiriyle kapışmaya tahrik edin; biri ölüp, diğeri yarala
nana kadar bekleyin ve daha sonra yara l ı kaplanı bağ
layın . . . » sözünün yer aldığı eski bir Cin masalından ve
k ıssadan h isse olara k seçi lip a l ı nmıştır.
Mao, i k i ra kibin savaşımından avantaj sağlama fik
rine sürekl i bir i l g i göstermiştir. Mao, Cin tarihinden bu
fikri ha k l ı çıkaracak dayanaklar a ramış ve böylesi bir ta k
tiği başarıyla uygula mış olan Cu Ke-Liyang adlı eski bir
Cin savaşçısını göklere ç ı karmıştı r. Yine Japonya'ya kar
şı savaşta Mao, Yenan mağara larında otu rup, milyonlar
ca yurttaşının Japon kölecilerine ka rşı savaşımda nasıl
öldüklerini «bir dağ ı n tepesinden» izlemiştir. 2. Dünya Sa-
57
vaşının en şiddetlendiği yıl larda Sovyet halkının Alma n
faşizmini dize getireceğ ine inanmayan Mao, s ı rf gelecek
teki pol itik entirikalarını tezgah layabilmek a macıyla ken
d i g ücünü israf etmemeyi düşünmüş ve « kaplanların dö
ğ üşünün» sonucunu pasif bir tutum içinde bekl emiştir.
Maocu ları n , 1 960'1arın başı nd a acı kça beni msed ikle
ri «öze l » dış politika progra mında «iki kaplanın döğ üşü»
görüşüne önemli bir yer vermeleri çok doğ a l d ı r. Bu «öze l »
Maocu pol itikanın, « ba rış için savaşım d evrimi engellen>
g i bi sözde solcu bir an layışı dile geti rmesinin a rdında.
d ünya çapında bir çatışmayı tahrik etmen in ve eski sa
vaş a lanları üzeri nde «daha büyük bir Cin Devleti » n i kur
manın çaba ları g izlid i r.
Maocu Cin Yönetiminin tüm i l erici g üçlerl e ortak ey
lemi reddedip kend i üstün devlet olma a maçla rına ulaş
mak üzere somut adımlar atmaya başlaması bu dönem
de ol muştur.
Cin ordusu daha 1 958'de, Taiwan Strait'te ABD'yle
i mza lad ığı bir bağlaşıklık anlaş ması uyarınca kendini g ü
vence altına alan C a n Kay-Şek kuvvetlerinin işgal etmiş
bulunduğu, kıyıdan biraz uzakta ki Ouemay ve Ma-tsu ada
larına top ateşi açarak teh l i keli bir durum yaratmı ştı . Bu,
Sovyetler Birliğine danış ı l madan g i rişilmiş, Sovyetler Bi r-"
l i ğ i ile Cin a rasındaki dostluk, bağlaşı k l ı k ve ya rd ı mlaş
ma anlaşmasına tümüyle karşı bir hareketti.
Bir yıl sonra Mao, Hind istan s ı n ı rında silahlJ bir ça
tışmayı ta hrik ederek benzeri bir g i rişimde bulundu. Bu
g i rişim, yaln ızca bağ ı msızlığ ına yeni kavuşmuş devletle
ri g üçlend irmeyi amaçlayan d ünya komü nist ha reketi nin
orta k pol itikası ndan bir sapma olmakla kalmayıp, aynı za
manda, ba rış içinde ya nyana yaşa ma il kelerini zedele
mekte ve dü nyayı o sık ıntı l ı «soğ u k savaş» dönemine ge
ri götü rmekteydi .
Karaipler buna l ı mının başgösterd iği 1 962 yılında, ü l -
58
keler topluluğunun gücünü kanıtlamasını gerektiren bir
d u rumda, Çin' l i yöneticiler, Kuba'nın yard ı mına koşacak
ları yerde, onu a rkadan ha nçerlemek ve buna l ı m ı SSCB
ile ADB a rasında askeri b i r çatış maya dönüştürmek a ma
cıyla caba harcadılar.
Maocular, Ya kın-Doğuda durumu gerg i nleşti recek
olan her g i rişimi desteklemekte, Araplara «yürekl i eylem
lenı e geçmelerini önermekte v e çatışmaların barışçı yol
larla d u rd u ru l masını reddetmektedirler. Ama onlar, Arap
devletlerine karş ı herhang i bir soru m l u l u k üstlen meye h iç
te iste k l i d eğ i l lerd ir.
Maocular, «bir dağ ı n tepesine otu rup, iki kaplanın
döğ üş ü n ü izlemek» pol itikasına ta mamen uygun bir şe
kilde, böylesine a ktif bir tutu mla savundukları bir sava
ş ı m getirebileceği herhangi bir uluslara rası yükümlülük
ten kendilerini genel l i kle sıyı rma çabasındad ı rlar.
59
Amerikan emperya listleriyle kesin dayanı şmasına birer ko
nıt olmaktadır.
Cin Dışişleri baka n ı , 1 975 yaz ı nda Tientsin'de bir mi
tingde konuşurken, benzer bir durumun pek i lg i nç bir
açı klaması nı yapmış ve bunu Maocu « i k i kaplanı> fikrine
bağ l a mıştı r. Bakan, «eğer biz Sovyetler B i rl i ğ i ile Ameri
ka a rasında h iç bir fark görmezsek ve her iki hegemon
yacı devlet üze rindeki baskı larımızı a rtı rmazsak, on l a r
g üçlerini bi rleştirebi l irler v e bizim de kol larımız bağ lana
b i l i r. O ha lde, baş düşmanı ve ikinci düşmanı ayırmak ge
reklidir . . . » demiştir. Bu taktik, Maocu ların, Amerikan sa l
d ı rısına direnen Vietnam h a l k ı karşısındaki tavı rlarında d a
a çıkça ortadad ı r.
Mao, milyonlarca kişinin katı ldığ ı ve «Amerikan em
perya l istlerine» karşı k üfürlerin savrulduğu Pekin'deki pro
testo gösterileri sırasında Amerika'ya, « Ci n l ilerin, ancak
Çin'e sa ldı rması hal inde ABD'yle savaşaca kları na, Çinli
lerin kendi iç sorunlarına a ğ ı rl ı k ta n ıd ı kları » na i lişkin gü
vence vermişti. Mao'nun bu garantiyi vermesinden birkaç
hafta sonra, ABD'nin, Vietnam Demokratik Cumhuriyeti
ne karşı bombalı bir saldı rıya başlaması çok doğ a l d ı r.
60
ana gelişme eğili mlerine uygun düşmediği açı kça orta
dadır.
« Üç Dünya» Teorisi
Yarı m yüzyı ldan fazla bir süre önce, V.İ. Lenin. Car
l ı k Rusya 'sındaki O ktobr Devri mi 'nden sonra, bütün u lus
lar ve ü l keler arasındaki il işkileri, «bir avuç emperya list
devlet tarafından Sovyetlerin hareketine ve Sovyet ler Bir
liğ i'ne karş ı açılan savaşımın bel i rlediğini» söylem iştir.
« Eğer bu gerçeği gözden kaçıraca k olursGık, herhangi bir
u lusal soru nu ya da sömürge sorununu doğru bir şek i l
de formü l e edemeyiz. Kom ün ist Partileri, gerek uygar ül
kelerdeki, gerekse geri kalmış ül kelerdek i pol itik soru n
ların doğru bir çözümüne, anca k bu görüş doğ rultusun
da hareket ettikleri zaman u laşabi l i rler.» ( 1 )
Son birkaç onyı l içindeki tarihsel gelişme çürütüle
mez bir şekilde ortaya koymuştur ki, dünyadaki gerek ge
l işimi, gerek ulusal kurtuluş hareketlerinin, gerekse u lus
lara rası işçi ve demokrasi hareketlerinin başarılarını ve
geçici başarısızlı kları n ı , iki dünya sistemi a rasındaki -ka
pita l izm ile sosya l izm a rası nda ki- savaşım bel i rlemekte
d i r.
Maocu liderler, Ma rksçı l ı ğ ı n ilkelerinden saptı kları n ı ,
sosya l ist ü l keler topluluğundan ayrı ldı klarını örtbas etmek
ve aynı zamanda d ünya u l usal kurtuluş hareketinin des
teğ ini sağ lamak çabası içi nde; « üç dünyaıı kavramına,
«.a ra-bölgeler» denilen teoriye ve « büyük, küçük ve orta
büyükl ü kteki ülke lerıı teorisine saplanmışlard ı r.
Ta rihsel gelişmeyi, bütün küçük ve orta büyüklükte
ki devletlerin i k i «Süper» devletle, ABD'yle Sovyetler Bir
l i ğ i 'yle çatışmaları nın bel irlediği yolundaki gerici teori ye-
61
ni d eğild i r. Maocular, bu teoriyi bu rjuva ideologlçmnaan
a l mışlar ve onu, iki «ara-bölge» tezine eklemişlerd ir.
Bu kavramın başlangıçta ki ifadesine göre. tüm dün
ya üç parçaya ya da bölgeye bölün müştü : 1 ) ABD'nin ba
şını çektiği kapita l ist Batı dünyası . 2) Dünya Sosya list Sis
temi, 3) Ü çüncü Dü nya d iye adlandı rı lan Asya 'nın, Afri
ka'n ı n ve Latin Amerika'nın bağ ı msız u lusal devletleri ile
aynı zamanda, bu kıtalarda bağ ı msızl ı kları için savaşan
ü l keler. ( 1 ) Mao'nun teori a lanındaki spek ülasyonlarında,
« Ü çüncü Dünya» deyi minin yeri ne bazen «ara-bölge» de
yimi kullanıl mıştır. 1 946'da Mao, Amerikan gazetecisi An
ne Lou ise Stroug 'la bir görüşmesinde, « ABD ile Sovyet
ler Birliği a rasında Avrupa'nın, Asya 'nın ve Afri ka 'nın bir
çok kapital ist, sömürge ve ya rı-sömü rge ü l kesini kapsa
yan büyük bir bölge va rd ı m demiştir. 1 960'1arın i l k yılla
rında, « Durumun kökl ü bir şekilde değiştiği, -sosya l ist
devletlerdeki devri mlerin ve sosya lizm k u rucu luğunun he
nüz yeni başarılar elde ettiği-, ulusa l kurtu luş h a reketi
nin hızla serpi lip önemli utku lar kazand ığı. Amerikan em
perya l izminin daha da derin bir bu nalı ma g i rdiği, Batı Av
rupa, Japonya ve Okyanusya ü l kelerinin g id erek kendi
ekonomilerini yeniden kurup gel iştird i kleri» s ı rada, -yuka
rıda adı geçen Halkın Günlüğü'ndeki makaled e belirtilen
« ÜC dünya» ve «ara -bölgeler» kavramları önemli değiş- r
melere uğra d ı .
Mao, sosya l izmden kes i n l i kle ayrı l masını h a k l ı gös
termek ve g ü nümüze kadar geçerli kalmış olan, d ü nya
n ı n bölgelere ayrı l ması konusunda k i yeni anlayışına ze
min hazırlamak üzere iki «ara-bölge» f i k rini ileri sürmüş
tür. « Asya 'nın. Afrika'nın, Latin Ameri ka'n ı n tümü ve Ka
nada, emperya l izme karşı savaşıyorlar . . . Günümüzde iki
a ra-bölg e bulun maktadır. Bi rincisi Asya 'yı, Afrika'yı ve La -
62
tin Amerika 'yı içine a l maktadır, ikincisi ise Avrupa'yı, Ku
zey Amerika'yı ve Okyan usya'yı.» Böylelikle, Mao'ya gö
re, tüm d ü nya dört kampa böl ünmüş ol uyord u : -bi rincisi
sosya l, pol itik ve ekonomik sistemleri fark l ı l ı k gösteren
i k i büyük devlet, ABD ve SSCB tarafından oluşturulmuş
tu; ikincisi Ci n'd i v e bunların a rası nda iki «ara-bölge» bu
l u n ma ktayd ı - bu «ara bölgeler»den birisi Asya, Afrika ve
Latin Amerika ü l ke l erinden oluşuyor, ikincisi ise ABD d ı
ş ı ndaki emperya list devletlerin tümünü kapsıyord u . Bura
dan, «ora-bölgeler» in, a ma çları ve ç ı ka rları birbirinden
açı kça farklı olan gerek Portekiz gibi sömürgeci devlet
leri, gerekse Angola gibi bağ ı msızlıkları için savaşan ül
keleri kapsadığı- anlaş ı lıyordu.
Moocu l iderleri n dünyanın bölgelere ayrı l ması konu
sundaki yeni anlayışları nda, SSCB dışı nda ki sosyal ist ül
kelerden sözetmemeyi yeğlemeleri d i k kate değer. Bu yol
la Maocu l ar, daha o ta ri h lerde, «dü nya sosya l ist sistemi
denilen şey hiç bir zaman varol ma mıştı r» (Halkın Günlü
ğü, 3 Eyl ü l 1 968) ifadesine yer veren, daha sonraki açı k
lamalarına temel hazırl ıyorlard ı . (Çu En-Lay, 1 968/ Eyl ül)
1 974't'8ki Birleşmiş M i l letler Genel Kuru l u toplantısın
da, « Ü ç d ünya» teorisinin yeni biçimi ortaya atı ldı ve g ü
nü müze kadar geçerli kaldı . Cin temsilci leri, « İ kinci Dün
ya Savaşı ndan sonra bir süre varolan sosya list ka mpı»
a rtık yok saydıklarını bel irttiler. « Bugün yeryüzü, g erçek
te, karş ı l ı k l ı olara k birbirine bağlı ve karş ı l ı k l ı olara k uz
laşmaz bir şekilde birbirini d ışlayan üç parçadan ya da
üç dünyadan oluşmuştur. ABD ve SSCB birinci dü nya
d ı r; Asya'nın, Afri ka'n ın, Latin Ameri ka'nın ve d iğer böl
g eleri n gelişmekte olan ü l ke leri de Ü çüncü Dünyad ı r; bu
ikisi a rasındaki gelişmiş ü l keler ise İ kinci Dünya 'dını de
mişlerd i. (Halkın Günlüğü, 11 Nisan 1 974) Soruna sı nıfsa l
açıdan Marksçı b i r yaklaşı m ı n önemini yadsıyan b u i l ke
siz « teori» , Avrupa'daki sosyal ist ü l kelerin varl ığını göz-
63
a rd ı etmekte (bu kavra m, olsa olsa, ancak sosyal ist ül
kelerin hangi dünyanın parçası old uklarına i l işköl tahmin
de bulunmaya olanak veriyor) . Asya'daki ve Latin Ame
rika'daki; Vietnam Sosya l ist Cumhuriyeti, Kore Demokra
tik Halk Cumhuriyeti, Moğol ista n Halk Cumhuriyeti ve Ku
ba g i bi sosyal ist ül kelere -« Ü çüncü D ünya » denilen d ü n
yaya dahil ülke lerin bugün yüzyüze bulundu kları toplum
sa l , politik ve ekonomik soru nları, o ü l kelerin yı l la rca ön
ce başa rıyla çözümlemiş oldukları çok iyi bi lind iğ i halde
geliş mekte olan ü l keler a rasında yer vermekted i rler.
Çin'li l iderler, dünya nın bölgelere ayrı l masına i l işkin
bug ünkü an layışa göre, Cin Halk Cumhuriyeti nin daha
1 950'1erin sonlarında « Ü çüncü Dünya» ül keleri kategorisi
ne g i rd iğ i görüşünü i leri sü rmeye başlamışlard ı . Ö rneğ in
Mao 1 957'de «politik ba k ı mdan ve nüfus yönünden Cin
büyü k bir devlettir, ama aynı za manda ekonomik ba kım
dan küçük bir ül ked i r» iddiasında bulun muştur. (Sovyet
yüksek öğrenim kuruluşları ndaki Çin'li öğ rencilerle,Mos
kova Devlet Ü niversitesinde bir toplantıda yapılan konuş
ma, 1 7 Kası m 1 957) Bu, 1 974'teki B.M. Genel Kurulu top
lantısı nda «Cin sosya l ist ve aynı zamanda gelişmekte olan
bir ü l ked i r. Çin Ü çüncü Dünya'nın bir pa rçasıdır» d iyen
eski Devlet Konseyi Başkan ya rd ı mcısı ta rafından da bir
kez daha doğru lanmışt ı r.
Maocularda, aynı kavramın. biraz fark l ı bir başka
yoru mu daha vard ı r: O yoru ma göre, d ü nya iki parçaya
-bir ya nda «iki süper devlet» , « i ki hegemonyac ı » ; diğer
yanda bu «iki süper devletin sa ldırısına. denetimine, mü
daha lesine ve baskısına hedef olan küçük, orta-büyüklük
te ve zayıf d evletl er» - böl ünmüştür. Yine o yoruma g öre,
g ü nümüzdeki uluslara rası i l işkil erin başlıca iceriği, daha
önce gerek birinci bölge, gerekse i kinci bölge içine gi
ren « küçük ve orta-büyü klükteki» ü l kelerin «iki süper dev
lete» karş ı savaşımıdır.
64
Maocular, «üç d ünya» teorisinin bu yoru munu uygun
olara k Cin'i, -dünyanın en büyük ü l kelerinden biri, B . M .
Güven l i k Konseyinin değiş mez bir üyesi, sayıca en g üç
lü, d üzenli orduya sa h i p bir ü l ke ve kendi füzelerini ve
nük leer silahlarını yoğun bir şekilde kendi başına yapan
bir ü l ke- k ısacası, «yoksul ü l keler a rası nda en güçlü ülke»
olara k g östermek istemektedirler.
Pek in'in Cin'i « Ü çüncü Dünya» ü l keleri a rasına koy
ma çabaları, özel l i kle, bu ü l keleri Cin'in etkisi a ltına sok
mayı kolaylaştırma k anlamındadır. Cin yönetici leri sosya
l ist d ü nyadan fark l ı l ı klarını özellikle vurgularken, Çin hal
k ı n ı n yaşa mı d üzeyinin düşüklüğ ü ne de bir özür bulmaya
ça lışma ktad ı rlar. Cin yöneticileri. yal n ızca Çin'e yara r
sağ ladığı sü rece Ç i n ' i n sosya l ist ülkeler topluluğuna üye
l iğ inden sözetmekte ve kend i h egemonyacı a maçları sos
yal ist ü l keler topluluğunun barışsever pol itikasıyla uyuş
mazl ığa d üşer düşmez, kend ini topluluktan ayı rmaya hız
vermektedi rler.
Pekin, kend i çı karları nı « Ü çüncü Dünya» ü l keleri nin
ortak çı karları olara k göstermeye çalışmaktad ı r. Oysa.
uluslara rası temel konularda. özellikle barış, g üvenlik ve
silahsızla nma sorunlarında, Cin ile « Ü çüncü Dünya» ta
mamen zıt görüşlere sa h i pti rler. Gelişmekte olan ü l keler,
Pekin'in yu muşa maya karş ı eylemleri ni anlaya mama kta ve
kesin bir şekilde, uluslara ra s ı gerginliğin g ideril mesinden
yana oldukla rı n ı açıklama kta d ı rlar.
Pekin'deki yöneticiler, eylem leriyle. gelişmekte olan
ülkelerdeki halkların yazg ıları ve gereksinimleri karşısın
da mutlak bir kayıtsızl ı k içinde oldukları n ı kanıtlamakta
d ı rlar. Pekin, a ralarında en gerici rej imlerin de bulundu
ğu çeşitl i devletlerle ilişkileri gel işti rmeye önem vermek
te, ama g erçekte, hiç bir ya rd ı m yapmad ı ğ ı ve salt Sov
yetler B i rliğine karşı savaşı mında kul la nmaya ça l ıştığ ı ulu
sal k u rtu luş hareketlerine i l g isini giderek yiti rmekted ir.
65
Pekin'in, « Ü çüncü Dünya» ü l keleri ile Sovyetler B i r
l i ğ i ve d iğer sosya list ülkeler a rasına kama sokma ve an
ti-emperyalist, anti-sömürgeci cepheyi parça lama çabal a
r ı « Ü çüncü Dünya» ü l kelerinin çıkarlarına ç o k büyü k za
ra rlar vermekted i r. Asya, Afrika ve Latin Ameri ka ü l ke
leri, sosyal ist dünya'yla ya kın işbirl i ğ i içinde ha reket et
tiklerinde, emperya list m üdaha leye ve sömürg eciliğe kar
şı savaşımda barışın ve uluslara rası güvenliğin koru nma
s ı nda büyük başa rıla ra ulaşı ldığını defa l a rca görmüşler
d i r.
Buna karşılık, son yılların olayla rı, u l usal k u rtuluş ha
reketlerinin Pekin ideo•oiisinden etki lendiği durumlarda,
yenilg iden kurtu l a madı klarının a l ı ş ı lagelmiş ö rnekleri n i
vermekted i r. B u olaylar, yal nızca devri mcilerin v e yurtse
verlerin öldürülmesine değ i l , aynı zamanda, yerel gerici
g üçlerin konu mlarını ve emperyal izmin bu ül kelerdeki et
kisini g üçlendirmesine de yol açmıştır. Gerici ve sömür
geci rejimlerin, Cin yönetici leri n i n ulusal Kurtuluş hare
ketleri içindeki ayrı l ı kçı faal iyetlerine büyük u mutlar bağ
laması bir rastlantı değ ildir.
«Halk Savaşın
66
ederiz; d üşman geri çeki l i r, biz kova larıZ» şekl ind ed i r. Bu
na rağ men Maocul a r, bugün bile, partiza n savaşına ya
da «halk savaşı»na hôlô strate j i k bir önem atfetmekte
d irler.
Gün ümüzün savaşlarında insan ile silah a rasındaki
i l işki sorunu üzerine Maocu görüş, «utkuları ve yenilgi
leri halk tayin eder, ne olursa olsun silahlar d eğ i l ! » şek
l i ndeki formülasyonda acı kça dile geti ril mekted i r.
Benzer formü lasyon lar, asl ı nda doğru o l ma la rına rağ
men, Maocu a n layış içinde ta ma men fa rkl ı bir içerik ka
zanmışlard ı r. Bunlar, sanki Maocular dışındaki tüm teo
risyen ler, savaşta bel irleyici unsurun ya l n ızca silah oldu
ğunu kabul ediyorlarmış g i bi yanlış bir izlenim yaratma k
tad ı rlar. İ kinci ola ra k, bu formülasyon lar, bile bile aske
ri teknolojiyi insandan ayı rmakta ve onu kend i kendine
yeten bir güç sayma ktad ı r. Ü çüncü olarak, yine bu for
mülasyon lar, bili msel-teknik d evri min toplu msa l sonuçla
rına karşı , yani bu d evri min, gerek silahlı savaşımın bi
cim ve yönteml eri, gerekse uluslara rası ilişkiler üzerinde
ki etki lerine karşı, Maocu teori syenlerin olu msuz tavırla
rını açıklama ktad ı rlar.
t<Halk Savaşı» teorisyen lerinin, Cin'in de karıştığı bir
sava ş ı m özel liğine ilişkin görüşleri , Cin'lilerin sayısal ve
mora l-politik üstü n l üklerinin, düşmanın ekonomik, bil imsel
ve tek n i k üstü n l üğüyle boy ölçüşebileceği varsayımına da
ya n ma ktad ı r. Un Piao, «Yaşasın H a l k Savaşı n ı n Utkusu»
ad l ı broşürde «Silahlarına sarı lmış olan yüzlerce milyon
Cin ' l i okyanusu, sizin sa ldı rgan g üçlerinizi boğaca ktı r» de
mekted i r.
Maocuların, «ha l k savaşı» teorisine, yal nızca kendi
leri h enüz modern savaş a raçlarına sah i p ol madıkları sü
rece katı ksız askeri bir teori olara k inandı kları a paçı k or
tadadı r. Gerçekte, Mao'nun «atom bombası kağıttan bir
kaplandı r» benzetmesi, Cin'in h a ra retl i bir şekilde füze-
67
ler ve nükleer silahlar i ma l atına g i rişmesiyle uyum h a l in
de değ i ld i r.
Maocular, « bütü n ha l k askerd i r» deyimi nde ifadesi n i
« Ha l k Savaş1 >ı nı n ana tezini, özel l i kle, ü l kede şöven ve
anti-Sovyeti k bir savaş histerisini kışkırtma k a macıyla kul
l a n ı l ma ktad ır.
Ancak bu soru nun, askeri yön l erinden ayrı yönleri de
bulunma ktad ı r. Mao ve izleyicileri, « h a l k savaşı » n ı n , em
perya l izmin dünya ölçüsünde yok ed i l mesini mümkün kı
lacak evrensel bir gerçek olduğunu açıklamışlard ı r. On
l a r, «d ünya anca k silahla değ iştiri lebi l i r» şek l i ndeki M ao
cu belgiyi kabu l ettirmek istemekted i rler. Böylelikle, kuş
ku yok ki, Maocuların «öze l » dış politika çizgi leri, u l us
lararası durumu kötüleştirme ve Cin d ışındaki ü l keleri si
l a h l ı çatışma lara kışkırtma anlamına gelmekted ir. Pekin,
u lusları silahlanmaya yöneltmekte ve ya lnızca gelişmiş ül
kelere değ i l , aynı zamanda gelişmekte olan ül kelere de,
büyü k masraflara katla nmaları pahasına silahlanma yarı
şı nda yer a l mayı öğ ütlemekted i r. Maocu anlayışa göre
Mao'nun kaç ı n ı l maz gördüğü yeni bir dünya savaşının kay
nağı ve tarafları, « i k i süper devlettir» , ya ni Sovyetler Bir
l i ğ i i l e ABD'dir. Pek inli strateji uzmanları, yeryüzü ndeki
gelişmelerin, tüm u lusları n ve d evletlerin bu «iki süper
devlet» le ve öze l l i k l e SSCB'yle genel bir çarpışmasına �n
dirgenebileceğ ini iddia etmekted irler. Maocu ların, uluslar
a rası gerg i n l i ğ i aza ltmak amacı g üden bütün öneri leri red
d etmeleri şaşılacak bir şey değ ildir. Pekin, gerek atmos
ferde, uzayda ve sualtında yapı laca k nükleer denemele
ri önceden duyurma konusunda k i an laşma ları, gerekse
Sovyetlerin Asya'da kol lektif bir g üven l i k sistemi kurul
ması önerisi n i reddetmişti r. Yine Pekin, Avrupa 'daki du
rumun norma l l eştiril mesi ni ve topl u msa l sistemleri fark l ı
dev letler a rasında daha ya kın bir işbirliğinin gerçekleş
tiril mesini isteyen tüm önerilere düşmanca karş ı l ı k l a r ver-
68
me kted ir. Maoc u l a r için, Helsinki Konferansı bir « kağıt
parcası » ndan ibarettir. Onlar özelli k le, Sovyet-Amerikan
i l işkilerinin kötü leşmesini ve bu iki ü l kenin askeri ve po
l itik alanlarda karşı karşıya gelmesini şiddetle a rzula mak
tadı rlar. Hatta, önemli b i r u l uslara rası deney olan Soyuz
Apol lo prog ramı bile, Pekin propagandasında, « i k i s ü per
devletin rekabetin i n uzaya sı çraması» ve savaşa hazırl ı
ğın b i r başka adımı olara k ta n ı mlan m ıştı r.
Cin yöneticileri, çok savundukları « h a l k savaşı » n ı
kend i g üçleriyle başlatmak istememekted i rler. Yuka rıda
da bel i rtildiği gibi onl ar, «dağın tepesinde otu rup» sava
ş ı n d iğer «kaplan l a r» tarafından nasıl başlatıldığını « iz
leme» taktiğini uygu l a ma k istemekted i rler. Böylesi « ra
hat» bir d u ru n;ıda, h iç bi r savaş korkunç değ ildir, hat
ta n üklee r savaş bile. Pekin'de, « atom bombası ka
ğ ıtta n kapland ı n> ı n benzeri bir başka teori nin ortaya atı l
ması çok doğa l d ı r. Mao, 1 957'de Moskova'da d üzen lenen,
Kom ün ist ve işçi partilerinin U l uslara rası Danışma Top
lantısı nda, « bi r savaş çıktığında ne kada r insanın can ve
receğ ini ta hmin etmeye ça l ışa l ı m . Ö lecek insanların top
lamı 2 milyar 700 mi lyon l u k d ünya nüfusunun üçte biri,
hatta yarısı kadar olabi l i r. Savaş başlar başla maz, ato
m i k ve n ükleer bombal a r kullanı lacaktır. Bunu yaba ncı bir
politikacıyla tartıştım. O , böylesi bir savaşta bütün insan
ların öleceğ ine inan ıyord u . Ben, 'en fazla insanları n ya
rısı öl ü r ama diğer yarısı sağ k a l ı r' ded im. Hem böyle bir
savaşın sonu nda, emperya l izm dünya yüzünden silinecek
ve bütün d ü nya sosya list olacaktı r. Bir s ü re sonra da, nü
fus yen iden 2 mi lyar 700 mi lyona ve bel k i de daha faz
lasına y ü kselecektir» demek le, bu teoriyi yoru mla mıştır.
İ nsan soyunun ta ma men yok edi l mesinin bu «Şiirsel
anlatı m ı » , Maocu « h a l k savaşı» teorisinin mantıksal so
nucudur.
1 936'da Mao, «ni hayet ya kın bir gelecekte, insan top-
69
l u mu n u n gelişimi, savaşın -insan soyu nun bu korkunç kı
rımının- tasfiyesine yöne l ecektir.» d iye yazıyordu ve e k
l iyord u : «Anca k, savaşı tasfiye etmenin bir tek yol u va r
d ı r : Savaşa karşı savaş açmak . . . Savaş, i nsan sGıyu nun
savaşların ol mad ığı yeni bir tarihsel döneme g i rmesini
sağ l ayan bir köprü olaca ktı r . . . »
İ şte bu görüşler, Maocu ların, « Kültür Devri mi » n i n kut
sa l kitabına -Mao'da n a l ıntı ların yer aldığı, « ü n l ü » «kü
ç ü k kızı l kitap»a- e kled i kleri görüşlerd i r. Bunlar, o zaman
dan beri Maocuların savaş ve barış soru nları karşısında
ki tutumla rını belirleyen başl ıca i l keler olmuştur.
Lin Piao, CKP'nin 9. Kongresinde, « Dünya savaşına
geli nce, yalnızca iki olası l ı k vard ı r: Ya savaş bir devrime
yol açacaktı r, ya da d evrim savaşı engelleyecektir» de
m iştir.
1 0. Kongre'de Cu En-Lay, bu fi kri şöyle açıklamış
tır: «Yumuşa ma, geçici ve yüzeysel bir olgudur, ama bü
yü k baş ka ldırı l a r sürecektir. Bunla r, halkların zararına de
ğ i l , yara rı nad ı r. D üşman saflarında karışı klığa ve böl ün
meye yol acarlar, halkı seferber edip g üçlendi rirler; ulus
l a ra rası d u rumun, h a l k için olumlu yönde; emperya lizm,
modern revizyonizm ve çeşitli ü l kelerin gerici leri için olum
suz yönde g el işmesine katkıda bulunurl a r.»
Mao'nun ve yandaşla rı nın Len inci barış içinde yan
yana yaşama i l kesine karş ı savaşı ml a rı n ı n ana hedefi, bu
i l keyi dünya devrim sürecinin karşısına koymaktı r. Bu
g ü n k ü CKP yöneticileri, gerçek barış içinde yanyana ya
şama anlayışını çarpık bir şekilde yorumlama kta ve bu
na daya l ı yanlış bir pol itika uygulamaktad ı rl a r. Onlar, sı
nıf savaşımının özgül bir biçimi olan barış içinde yanya
na yaşamayı, u lusların devri mci savaş ı m ı n ı n diğer görü
nümlerinden yapay bir şekilde ayı rma kta ve onda l'l so
yutlama ktad ı rlar. Topl u msal sistem leri fark l ı devletlerin
barış içinde yanyana yaşamaları n ı n, devri m hareketinde,
70
kapital ist ül kelerdek i işçi sınıfının sınıf savaşı mlarında ve
ul usal kurtu luş savaşımla rında, ya n i genel olara k emper
yalizme karşı savaşımda bir geri çekil meyi g österd i ğ i n i
kanıtlamaya çal ışmaktadır.
Barış içinde yanya na yaşa mayı, ulusların devri mci sa
vaşı m ı n ı n karşısına koymak; bu iki olguyu, karş ı l ı k l ı ola
r a k birbi rinden ayrı a l maşıklarmış g ibi yoru mlamaya · ça
lışmak, «ya ba rış i çinde yanyana yaşama, ya da devri m
ci savaşım, üçüncü bir yol yok ! » , d iyerek, barış içind e
yanyan a yaşama ile devrimci savaşım a rasındaki yakın
ve sağlam, içten bağ l ı l ı ğ ı gözardı etmek, işte bütün bun
lar, bugünkü Cin yöneti minin bu soru na ya klaşım biçim
lerinin en kara kteristik özelli kleridir.
• Kutsal Topraklar»
71
kimse le r kabu l edilme leri alışka n l ı ğ ı n ı da doğ u rmuş bu
lunduğu gerçeğ i nden kayna klanmaktad ı r. Cin devri mci de
mokratı Sun Yat-sen, bu kon uda şöyle demiştir: «Cin, ken
di başarı larına yüksek bir değer biçmiş ve diğer devlet
lere a l d ı rış etmemiştir. Bu tutu m, ta ma men doğ a l sayı lan
bir a l ışkan lığı gelişt i rm iştir.»
Bu dönemde yaşa mış olan Çin devlet adamlarına gö
re « Kutsal topraklar» deyi mi, ya ln ızca Çin'i değ i l , aynı za
manda Cin'li olmaya n n üfusun - «ta n rı n ı n oğ l wı nu n kulları
olan « ba rbarlanı ın- yaşad ı ğ ı alanları da kapsa maktadır.
Mao, eski ve Ortaçağ Cin yöneticileri i l e Kuomintang
ta rafından kullanılan tezleri kendi cephaneliğ ine a ktar
m ıştır. 1 939'da Cin'in « kaybettiği topra kları» sıra larken
Mao, « Kore'yi, Tayva n ' ı , Ryukyu'yu, Peskadores'i ve Port
.A.rthur'u Japonya; Burma'yı Bhuta n ' ı , Nepal'i ve Hong
Kong'u da İ ngi ltere a l d ı . Fransa Vietnam ve Kva ngcova n'ı,
Portekiz g ibi küçücük b i r devlet bile, bizim M acao'yu el
de etti» demiştir.
CHC'nin kuruluşunun i l k yılları nda Pek in, komşu ül
kelerin çıkarlarına aykırı bir sınır politi kasını üstü ö rtülü
bi r şekilde uygulad ı . Bu üstü kapa l ı l ı ğ ı n nedeni, Cin'li yö
neticilerin, yayı l macı planlarını vakti nden önce açığa vu
ra ra k Cin devri mine sempati duyanların ve ona maddi, 1
ma nevi ve politik destek sağ laya n l a rı n gözünde sayg ı n
l ı klarını yitirmekten korkma larıydı.
1 955' i n N isanında Bandung'da, 29 Asya ve Afrika ül
kesi nin devlet ve h ü k ü met başkanları n ı n katıld ı ğ ı bir kon
ferans topland ı . Katılan ü l kelerin heterojen görünümüne
ve pol itik anlayışları ndaki fark l ı l ı klara ba k ı l maksızın bu
konferansta, ana belge olara k evrensel ba rışı ve işbirli
ğini savu nan b i r Bildirge beni msend i . O sırada Çin, ba rı
şa olan bağ l ı l ı ğ ı n ı geniş bir çevreye ilan etmiş ve Hind is
ta n 'la birlikte, bu Konferansta onaylanan barış içinde ya n
yana yaşama pol iti kasının beş i l kesi n i n ka bul ünde başı
72
çekmiştir. Anca k, Maocu yönetici ler, bu Konferansa ka
tılmaları n ı , Asya 'da ve Afri ka'da kend i milliyetçi amaçları
için -Asya'yı ve Afri ka'yı Sovyetler Birl i ğ i 'nden, d ü nya sos
ya l izminden ve proletarya enternasyona l izm inden ayırma
amacına ulaşma k için- bir a raç olara k kullanmaya ça l ış
mışlard ı r. Pekin yönetici leri nin Ba ndung'ta kabul ed ilen
ilkeleri asla uygulamamaları bir s ü rpriz değ i l d i r. Ö rneğ in
Bandung Konfera nsı nda kabul edilen başl ıca i l kelerden
biri, ülkelerin topra k bütü nlüğ üne ve egemenl i k leri ne say
gıyd ı . Konferansta Cu En-Lay, Çin'in hiç bir komşusundan
topra k talebi olmadığı yolunda g üvence verm işti . Bu du
ru mun « koşu l la rı ne olursa olsun değiş meyeceğ ini» du
yurmuştu. Ancak bu sözler. daha o zama n bile gerçeğ i ifa
de etmekten uza ktı . N itekim Cin askeri birlikleri 1 955-56'da
Bi rma nya 'ya ve 1 959-62'de de H i ndista n 'a ani bir s i l a h l ı
saldı rıya geçtiler.
Maocu yönetimin ü stün devlet olma pol itikası, onun
komşu ü l kelerden toprak ta l ebinde bu l u nmasına yol açtı.
C i n ' i n ilk talebi, Moğol istan Halk Cumhuriyeti üzerinde ye
n iden egemenliğini kurma ktı . Bu ta lep, 1 954 Ekim'indeki
Sovyet-Cin görüşmelerinde resmi olara k açıklan mıştı r.
Maocu yönetim, i ktidarı a l ı r a l maz, h e men komşu ül
kelere «Sın ı rları yen iden d üzenlemeyi a maçlayan bir sal
d ı rı » ka mpa nyası a çt ı . 1 954'te Pek i n 'de «Modern Çin'in
kısa bir ta rihçesi» bas ı l d ı . Bu k itaba bir de, «emperya l ist
lerin 1 840'tan 1 9 1 9'a kadar işga l ettik leri Çin toprakları
n ı » gösteren bir h arita eklenmişti. Bu ha ritaya göre Bur
ma, Vietnam, Kore, Tayland, M a lezya, Nepal, Bhutan,
Sikkim, Addaman Adaları ve Sulu Arçipelogo Çin toprak
ları içinde yer a l ıyordu. Bu ha rita nın bas ı m ı ndan hemen
sonra Pekin, CHC ile komşu ları a rasındaki s ı n ı rların tek
ya n l ı ve «ha kça olmaya n» bir şekilde bel i rlend iğini öne
s ü rd ü . Maocu lar, bu ka mpa nyayı , Asya 'da «emperya l iz
min» b ı ra ktığ ı m i ra s üzerine açı klamalarla ve sınırları n ge-
73
rek Cin halkının, gerekse komşu ulusların h a kları nı n elin
den a l ındığı ta rihsel bir dönemde bel i rlend i ğ i idd ialarıyla
komufle etmeye çalıştılar. «Adaleti yeniden sağlanma » ca
bası içindeki Maocuların, çeşitl i tarih l erde ellerinden a l ı n
d ı ğ ı n ı v e kend i l erine g e r i veri l mesi n i iddia ettikle ri topra k
lar şun lardır: 1 954'te 1 ,5 milyon km2.lik Moğol ista n topra
ğ ı , 1 956'da 70.000 km2 . l i k Bi rmanya toprağ ı , 1 959'da
1 30.000 km2. l i k H i ndistan toprağı ve 1 964'te 1 ,5 milyon
km2. l i k Sovyet topra ğ ı . Maocu ların talep etti kleri bu top
ra kların alanı, Çin topra kları n ı n üçte birine eşitti.
Maocu yönetici ler, silahlı çatışmalara ve sınır boyla
rında kışkırtıcı eylemlere giderek daha s ı k başvurmaya
yeltend iler. CHC'nin kuruluşundan sonra ortaya çıkan sı
nır anlaş mazlıklarının ve sila h l ı çatış maların sayı sı, d ü n
ya n ı n geri kalan kesi mindeki benzer olayların topla m ı n ı
aşmıştır.
Cin'in komşuları , ya lnızca sosya l ist ve gel işmekte
ola n ülkelerd i r ve M aocu yönetici ler, bu ülkeler i l e Cin
orasındaki sınırların «ta rihsel ba kımdan adaletsiz ve otur
ma mış» olduğunu savu n ma ktad ı rla r. Moocu ların sını rla ra
i l işkin pol itikası, Cin'in ya lnızca komşuları üzerine baskı
d a bulunma a rzusundan kayna klanmıyor; aynı za manda,
onun, komşu ü l kelerin ekonomik potansiyel i n i ve kayna k
ları n ı ele geçirme ve bu ül kelere ka rşı doğ rudan isti la ey
l emlerine g irişme a macına da h izmet ed iyor. Özel l i kle,
büyük stratej i k önem taşıyan topraklar M aocuların işta
h ı n ı fazlasıyla kaba rtıyor.
1 960'tan son ra Cin yöneti mi, Sovyet-Cin sınırlarında
gerg inliği a rtıran eyle mlere g i rişti. Daha da önceleri Cin'de,
Sovyet toprakları n ı n bir böl ümünün «eski» Cin toprakları
olarak gösterildiği ha ritalar ve okullar için hazırlanmış
şema lar ortaya çık mıştı. 1 963'ün Martında da Halkın Gün
lüğü' nde yer alan bir başyazı, Sovyet-Cin sınırlarını be
.l i rleyen anlaşmaların «eşitl i k i l kesine daya n mad ı ğ ı » n ı öne
.74
sürm üştü. « Kültür Devri mi» sırasında Maocular, Sovyet
s ı n ı rı nda yığ ı nsal kışkırtma eylemleri örgütlemeye başla
mıştı . 1 967'nin Ekim' inde toplanan CKP M K.'nin 1 2. plenu
munda, Cin'in dış politikası n ı n a nti-Sovyetizm esasına da
ya ndırı l ması kabul edi l miştir.
Sovyet-Cin i l işkilerinin norma lleştiri l mesi n i a rzulayan
Sovyet Hükümeti, daha 1 964'te, Sovyet-Cin sınırı n ı n çe
şitli kesi mlerinin ta m bir açıkl ığa kavuştu rulması konusu
n u ta rtışmayı önerm iş, a ncak bu öneri M aocularca be
n imsenmemişti. Ayrıca 1 969'un Martında Cin, Ussuri Neh
ri bölgesinde Sovyet ve Cin s ı n ı r muhafızları n ı n ölümüy
le sonuçlanan silahlı bir çatışmaya yol açmıştı r. 1 969'dan
g ü n ü m üze dek Sovyet Hük ümeti, Sovyet-Cin s ı n ı rıyla i l g i l i
durumu normal leşti rmeye ça l ı ş ma kta v e bu konuda Pe
kin'de başlatı lan görüşmelerden sonuç a l ı n masına çaba
göstermektedi r. Ne var ki Cin yetki l i leri, Sovyet temsi lci
leri n i n bütün iyi n iyetleri ne rağ men, görüşmeleri çık maza
sok mak a macıyla yığınla ön-koşul üzerinde ısra r etmişler
dir. Cu En-Lay, 1 0 Kas ı m 1 972'de İ skand i nav gazetecile
riyle d üzenled i ğ i bir toplantıdaki konuşmasında, «Cin sa
bırlıdır ve Sovyetler Birl i ğ i ile ü l kemiz a rası ndaki s ı n ı r so
ru nunun çozumune i l işkin görüşmelerde telaşa kapıl ma
mıza gerek yoktur» derken, Cin'in gerçek n iyetini açı kça
ortaya koymuştu.
Bugün Cin'li öğ rencilere, tıpkı yüzyıllarca önce oldu
ğu gibi, Cin toprakları n ı n « kutsa l l ı ğ ı » , «dünya n ı n Ta nrısal
d üzeni>ı nd e Cin Devleti'nin merkezi konumu, « ba rba r» di.:
ye adlandırılan tüm yaba ncı ların « kutsa l toprakları yöne
ten Mao'nun» üstünlüğünü tan ı maları gerektiği üze rine
dersler veri l mektedi r.
75
« Cin'in bir numara l ı düşmanı» ilan ed i l mesiyle, Çin yöne
timi, sosya lizmin çı karlarına ihanet etmede, Sovyetler Bir
l iğ i 'ne ve sosya l ist ü l keler toplul uğuna yüz çevirmede do
ruk noktasına ulaştı. Bu sonuç, Çin'deki gel işmelerin man
t ı ğ ı n a tamamen uygundur. ÇHC'nin kuru l uşunun ilk y ı l la
rında Maocu g rup, Çin emekçi h a l kı n ı n SSCB'ye duydu
ğu sempatiyi ve CKP yönetimindeki a nternasyona l i st-ko
m ü n ist lerin SSCB'yle dostluk i l işkilerine verd i kleri önemi
hesaba katmak zoru ndayd ı . Fa kat Cin yöneticileri n i n ,
M a rkscı l ı ğ ı n i l keleri nden g itgide sapmalarıyla , Ç i n ' i n üs
tün devlet olma emel lerine ve Mao'n u n fikirlerinin özel
önemine i l işkin tezlerle kamufle etmeye ça l ıştı k la rı hege
monyacı i htiraslarının büyü mesiyle, ÇKP yöneti mi, Sovyet
ler Birliği karşısındaki d üşma nca tutu munu daha açık bir
şekilde ortaya koydu . Daha 1 960' 1arın ilk yılları nda Çin ba
s ı n ı , emperya lizmin « modern revizyonizm»den daha az
teh l ikeli olduğunu i leri sü rmeye başlamışt ı . (Halkın Gün
lüğü. 19 Şu bat 1 963) . « Modern revizyonizm» deyimi Mao
cuların Sovyetler Birl iğ i 'ne ya kıştı rd ı kları bir n itelemeyd i .
76
Çin yönetimi, Sovyetler Birliği'ne karşı d üşma n l ı ğ ı n
bir yandan ideolojik hazı rlı klarını ya pıyor, diğer yandan
d a bunu pratiğe uyguluyordu. Ü l kede pek çok fabrikanın
kurulabilmesi için Sovyetler Birl iği'nin Çin'e daha çok yar
d ı mda bulunma yol undaki önerileri Maocular ta rafından
redded i l m işti. Hazira n ı n 1 962'den buya na, Çinli ler, Sovyet
s ı n ı rlarına d üzen l i a ra l ı k l a rla tecavüzü alışkan l·ı k haline
getird i ler. 1 957'n in Ocak ayında Cin'li mill iyetçi l er, Mos
kova'nın Kızı l Meydanı nda eşi görü l memiş bir a nti-Sovye
t i k provo kasyon tezgôhlamışlar ve bundan kısa bir süre
sonra da, « Kızıl muhafızlar», Pe ki n'de, Sovyet elçiliği önün
de, hemen hemen 2 ay s ü ren ra hatsız edici eylemler ör
gütlemişlerdir. Çin yöneti minin, Sovyetler Birliği'ne karşı
d üşma n l ı ğ ı doruk noktasına vard ı rd ı ğ ı olay, 13 Mart 1 963'te
Lamanski Adası böl gesinin s ı n ı r kesi minde patla k veren
s i l a h l ı kışkırtma lar olmuştur.
1 969, 1 970, 1 971 ve 1 973 yıl larında Sovyetler Birliği,
Cin h ü k ü metine, il işkil eri norma lleştirmek a macıyla öne
riler sunmuştur. Ama Çin yönetimi, bu g i rişim lere ald ı rış
etmem iştir. Ö rneğ in, 15 Ocak 1 971 'de, sila h l ı kuvvetlere
başvu rmadan çözüm yol ları aranmasına i l işkin bir Sovyet
önerisi, 1 950 ta rihli Cin-Sovyet Dostl uk, Bağ l a ş ı k l ı k ve Yar
d ı mlaşma Anlaşması'nı ba hane ederek bunu gereksiz bu
lan Cin yönetimi tarafından redded i l miştir. Sovyetler Bir
liğ i'nin, bu Anlaşmadan doğan yükümlül ükleri taraflarca
bir kez daha onaylanması isteğ i de Maocular tarafından
geri çevrilmişti. Yine Çin yönetimi, Cin -Sovyet i l işki leri nin
barış içinde ya nya na yaşa ma i l kesine uyg u n şekilde ye
n iden oluşturulması yolundaki Sovyet önerisine de kesin
bir ka rş ı l ı k vermemiştir. Daha son ra Sovyetlerin, 14 Ha
zira n 1 973'te bir ka rş ı l ı k l ı sa ldırmazl ı k a n laşması i mzalan
mak üzere görüşmelere ba şlanması isteği d e M aocular
tarafından redded i l m iştir. M aocu yönetim, Cin ha l k ı n ı ,
« kuzeyden gelecek bir teh l i ke»yle korkutmakta v e Sovyet-
77
ler Birliği'yle i l işkiler! gerg i n tutma k üzere e l i nden geleni
yapmaktadı r.
CKP'n i n 1 0. Kon g resinden son ra Pekin propaganda
sında yeni bir doğrultu bel i rmiştir. Cin'li yöneticiler, Do
ğ udaki « Sovyet tehd idinin», Batı Avrupa'yı Sovyetler'in
denet i m i a ltına sokmayı a maçlaya n bir kampa nya n ı n ka
mufle edil mesi nden ibaret olduğ unu iddia etmeye başla
mışlard ı r. Cu En-Lay, 24 Ağustos 1 973'te CKP'nin 1 0.
Kongresi'ne sunduğu raporu nda : « Sovyetler Birl i ğ i, Doğu
da g ürültü-patırdı çı ka rma kla, aslında Batıda yayı l ma ama
cı g ütmekted i r» , demiştir. CHC Başkan ya rd ı mcısı Li Hi
siyen-N iyen de, 1 974'ün Nisanında, Sovyetler Birl iğ i ' n i n
y e n i bir savaşta ki « i l k muharebesi » n i C i n ' e karşı değ i l ,
Avrupa'ya ka rş ı vereceğini v e Sovyetler'in i l k hücumu Cin'e
yapacağ ına inanma n ı n « hata l ı » olabileceğ i n i söylemiştir.
Bu yeni oyuna biraz a ğ ı rl ı k verme cabası içindek i M aocu
bas ı n , Sovyetler Birliği'nin, silahlı kuvvetleri n i n önemli b i r
böl ümünü Avru pa 'da bulu ndurduğuna işa ret etmeye baş
lamıştır.
Maocu propagandanın bu taşk ı n l ı k ları, Cin yönetimi
nin, bir yandan Sovyetler Birliği i l e Avru pa 'nın sosya list
devletleri a rasındaki, i l işkilerin gel işmesi, diğer yandan
da yine Sovyetler B i rliği ile Batı Avrupa ül keleri a rasında
k i i l işkHerin iyileş mesi sürecini önlemek; özel l i k l e de,
1 975'te başa rıyla sonuçlanan Avrupa Güve n l i k ve işbirli
ğ i Konferansından sonra başgösteren gerg i n l i ğ i n g ideril
mesi sürecini bal talamak a macıyla Sovyetler Birliği ile
Batı Avrupa a rasında silahlı bir çatış mayı kışkırtmak ça
ba larını yansıtmaktadır. Bunun yanısıra, yöneticile ri nce
ortaya atı lan, « Cin'in her an Kuzeyden istila edi lebilece
ğ i » iddiları n ı n C i n ile Batı d ünyası a rasındaki ticari il iş
kiler üzerinde olu msuz etkide bu lunabi leceğ i gerçeği de
oldukça önem taşı ma ktad ı r. .,
M aocu ların ü l ke içindeki propaga ndalarına gelince,
78
« Kuzeyden gelecek tehl i ke» iddiaları sürdürül mekte ve bu
iddialar. hôlô ü l kedek i a nti-Sovyeti k eğ i l i ml eri körük leme
d e ve ekonominin askerileştiril mesi ne hız verme çabala
rını h a k l ı cıkarmada kullanılmaktad ı r. Cin, gidere k daha
cok, yaşa m ı n askeri yasa lar uya rı nca d üzenlenmesinin zo
runlu olduğu b i r askeri kampı andırma ktad ı r. M aocular. ic
v e d ış politikadaki başa rısızl ı klarını d ünya kamuoyu nun
d i kkatinden kaçırmak amacıyla, «kuzeyden gelecek bir
teh l i ke>>Yi d i kkat merkezi h a l i ne geti rmekte n medet um
maktad ı rlar.
79
MAOCU POL İ T İ KAN I N PRAT İ G İ
« Kültür Devrimi»
80
leri a rasındaki savaşım, Çin politik yaşa m ı n ı n kend ini ba
zen açı�a vuran, bazen de g izleyen a ğ ı rl ı k noktasıyd ı . Bu
durumun, er ya da geç bir fı rtınanın kopmasına yol aça
cağı bel l iyd i . Bu fırtına, « Kültür Devri mi» old u .
1 965'in sonbaharına kadar g izliden g izl iye sürüp gelen
l iderl i k kavgası. bu ta rihten itiba ren ön plana cıktı. O ta
r!hlerdeki güç dengesi, Mao için, pol itik hasımlarını parti
içi tartışma çerçevesi nde bastı rmayı mümkün k ı lacak dü
zeyde değ ildi. Bu gerçek, Maoculara , Partiye ve halk hü
k ü metin i n orga nları na «d ışarıdan» bir hücuma girişmeyi
ve bu nun için de orduyu ve Maocu zih niyetle yetiştirilmiş
g enci iğin bir kesimini ( « Kızıl mu hafızlar» ) kulla nmayı amaç
layan bir karar a l d ı rtmıştı .
M a o ve yandaşları tarafından planlanan ve «Büyük
Proleter Kültür Devrimi» d en i l en askeri-pol itik, a nti-sos
yal ist darbe. Maocu politikaya karşı ç ı ka n ların tümünü.
özel likle de ÇKP'nin 8. Kongre kara rlarının izleyicilerini
yönetimden uza k laştırmayı ; « Mao'nun fikirleri » n i uygula
mayı ; üstün devlet olma emel lerinde ifadesini bulan he
gemonyacı politikayı uygula mada, ÇKP'yi, orduyu ve dev
let aygıtının tüm organları n ı kişisel iktida r rej i minin hiz
metine sunmayı amaçl ıyordu.
« Kültür Devrimi» , Ekim 1 965'te, ÇKP M K Pol itik Bü
rosunu Daimi Komitesinin bir toplantısında, büyük Çin ta
rihçisi ve « Hayi Juyi İşten Kovuldu» (1) a d l ı tarihsel pi-
( 1 ) Bir devlet memuru olan bu piyesin baş kahramanı Hayi Juyi, 1566
d'a, ölümü göze alarak M ing hanedanından İmparator Çiya-çing'e
verdiği raporda, İmparatoru sert bir şekilde suçlamış, ülkenin yok
sulluğundan ve halkın açlığından sözetmiştir. Hayi Juyi, İmparatora
şöyle demiştir : •Gerçeklerden uzakta yaşıyorsunuz, ölümsüzlüğün ve
ebedi gençliğin hayallerini kuruyor ve kendinizi haklı buluyorsunuz.
Hatalarınızın yükü taşınamayacak kadar ağır . . . •
Halkın Günlüğü'nde yer alan ve bu piyesle ilgili açıklamalarda bu
lunan bir makalede, Vu Han'ın konuşmasını şu sözlerle bitirdiği ya-
81
yes i n yazarı Vu Han'a karşı Mao'nun a çtığ ı pol itik kam
panyayla baş ladı.
Mao'nun bu piyesin yaza rıyla kozunu paylaşma ça
basına g i rmesi tepkiyle karşılandı. Mao'nun eleşti ricileri,
Vu-Han'ın eleştirileriyle ilgili bu suya sabuna dokunmaz
görünen yayı n ı n çok daha derin anlam taş ıdığı gerçeğ i
n i n fa rkı ndayd ı lar.
1 965 Kası m ı n ı n başı nda Mao, Pekin'den Şanghay'a
geçti ve 1 966 y ı l ı Tem muzu nun ortas ı na kadar orada kal
dı. Orada , partideki ve askeri yöneti mdeki en yakın izle
yicileriyle birl i kte, Parti organları na karşı bir tea ruzun ha
zırl ı k larına başlad ı .
N iteki m 1 0 Kasım'da, b i r Şanghay gaze�esi olan Ven
Huyi -pao'da , «yeni tarihsel piyes, 'Hayi Suyi İ şten Kovul
.
d u ' üzerine» baş l ı k l ı bir makale yayınland ı . Gerçekte biz
zat Mao ta rafı ndan yazılan bu maka lede, Vu Han, 1 960'
ların başında. büyük toprak ağaları n ı n ve kulakları n ce
za yasasını geri geti rmeye çabalayan bir «haydut» oldu
ğ u iddiasıyla suçlanm ıştı . Bu, Maocu grubun. 'Parti için
deki olumlu güçlere karş ı politik bir savaşımı başlatma
s ı n ı n işa retiyd i .
C K P M K'nin Askeri Komisyonunda, « Kültür Devri mi»
nin sorunlarıyla ilgilenecek bir askeri g ru p oluşturuldu. Bu
g rubun toplantı larından biri, Çiya ng Cing'in ( 1 ) başka n l ı
ğ ı nda, 2-20 Şubat 1 966 ta rihleri a rasında Şang hay'da ya
pıld ı . Bu toplantının belgeleri. Maocu g rubun, planlı bir
82
« Kültür Devri mi» içinde orduya belirleyici rol verme g ırı
şim inde bulunduğu gerçeğini yansıtıyord u . Ordu üzerinde
Maocu deneti mi g üçlend irmek amacıyla, başta CKP M K
sekreteri, Devlet Konseyi Başkan yard ı mcısı v e C i n Halk
Kurtuluş Ordusu Baş komuta nı Lo Juyi-Cing olmak üze
re, ordunun üst kademelerinde bir «temizlik» ya pıld ı .
Bel i rtmek gerekir k i , muha lefet, Mao'nun eylem leri
nin getirebi leceğ i teh l i kelerin farkı ndayd ı . Tüm parti tar
tışmaları n ı n kura l la ra bağ l ı s ı n ı rları içinde, kaosu ve anar
şiyi önlemek amacıyla « k ültür devrimi» ni uygun bir şeki l
de baş latma çaba la rına g i rişildi. Pa rti'nin M erkez Komi
tesi ve Merkez Komitesi çerçevesinde ol uştu rulan « Kül
tür Devrimi»yle görevli g rup adına Liu Şao-Şi, Teng Hsiao
Ping, Peng Cen ve diğer yöneticiler. « Kültür Devrimi'nin
a ktif g ru p ları n ı » , « Kültür Devri m i » n i denetleyecekleri böl
gelere gönderdi ler. Bir süre için. bu g ruplara katı lan ko
münistler. M ao'n u n yerel izleyicilerinin Parti ve devlet
d üşmanı eylemlerini başa rıyla engel ledi ler. Bu başa rıyı,
bölgelerdeki kom ün istlerin ve e mekçi halkın bu g ruplara
sağ ladıkları destek mümkün k ı l mıştır. Anca k Mao, vakit
geçi rmeden bu yen ilginin öcünü a l d ı .
1 6 Mayıs 1 966'da, « Kültür Devri mi için görevlendiri
len, Peng Cen başka n l ı ğ ındaki CKP M K'ye bağ l ı grubun
dağıtıl masına ve yen i bir grubun oluşturu l masına i l işkin
bir MK « raporu» onayland ı . Böl gelere gönderi l m iş olan
çalış m a g ru pları birdenbire geri çağrı ldı. Bunu, CKP M K
Pol iti k Bürosu üyesi Pen g Cen'e ve onun başka nl ı k etti
ği Pek in Bölgesi Parti Komitesi'ne ( 1 ) karşı başlatı lan yay-
( 1 ) M ao'nun önce Pekin örgütüne saldırması bir raslantı değildi. Ona
karşı merkezi parti organları içinde en güçlü muhalefet oradaydı.
Liu Şao-şi, Teng Hsiao-ping ve Peng Çen Pekin Parti Örgütü'nde
büyük nüfuz sahibiydiler. Pekin'deki Halkın Günlüğü gazetesi, Kızıl
Bayrak dergisi ve diğer ÇKP'nin merkezi yayın organları Vu Han
ve piyesinden yana olmalarında açıkça görüldüğü gibi, Maocu gruba
karşı kesin bir tavır almışlardı.
83
g ı n bir kampa nya izled i . 4 Haziran 1 966'da , Pek i n Bölge
si Parti Komitesi n i n yeniden örg ütlenmesine ve yeni sek
reterl eri n i n atanmasına i l işkin bir M K kara rı yayı nland ı .
Bunun hemen a rdından, Pekin'deki oku l l a rda Parti 'ye kar
şı «Şok böl ü k leri» oluşturul maya başla nd ı . « Kültür Dev
rimi» için hazırl ı k dönemi böylece ta mamlanmış ol uyordu.
Mao ve izleyici leri, yeni askeri birl i k leri Pekin'e ça
ğ ı ra ra k Pekin'deki « Kızıl mu hafız» böl ü klerini harekete ge
çirdikleri s ı rada M K'sinin genişletil miş otu ru munu topla
maya ka ra r verdi ler. Böyleli kle, Partinin en yüksek yöne
tim organlarındaki politik muhal ifleri üzerinde kesin bir
üstü n l ü k kaza naca klarını ve on lara CKP MK adına « Kül
tür Devri m i » n i onaylataca klarını umdu lar. M K'nin 1 1 . B i r
leşik otu rumu 1 -1 2 Ağustos 1 966 tari h l eri a rasında Pe
kin'de topla nd ı .
Oturum sırası nda Mao, « Ka ra rgô hları bombard ı ma n
ed i n ! » adlı ünlü çağrısını yayınlad ı . Bu çağ rıda Mao, « bu r
juva karargöhları » olara k damga lanan merkezi ve yerel
Pa rti orga nları n ı n dağıtılmasını istiyord u .
Ü l kede terörün baş ladığı bir s ı rada M a o ve izleyici
leri, M K'nin diğer yönetim organlarıyla birleşik otu ru mun
da, muhaliflerine ka rşı açı k bir sa ldı rıya g i riştiler. «Kızıl
muhafız» böl ü kleri oturum yapı l d ı ğ ı bina n ı n koridorla rına
yerleştiril m iş le rd i . Oturumun sonucunda, Parti yöneti min
d e büyük örgütsel ve kişisel değ iş i k l i k le r ya p ı l d ı . Lin Piao,
CKP M K'nin tek Başka n Yard ı mcısı oldu. Ancak, Lin Şao
Şi ve Teng Hsiao-ping g i bi kişilerin Pol itik Büroda kal
maları , otu ru mun, Partide Maocu yönetimi oluştu rma sü
reci içinde ya l nızca bir geçiş aşaması olduğunu göste
riyordu.
1 1 . Birleşik otu ru mun kara rları , Mao ve izleyicileri n i n ,
CKP M K adına, «Kültür Devrimi» n i n i l a n ı pa ravanası n ı n
a rd ı nda Partiye ka rşı g i riştikleri geniş ça plı sa ldırıyı meş
rulaştırmak anlamına gel iyord u . Otu rumdan hemen son ra ,
84
Mao'nun sek reteri Cen Po-ta ve karısı Ciya ng-Cing ta ra
fından denetlenen, CKP M K'ne bağ l ı , « Kültür Devri nı i 'yle
görevl i g rubııa özel yetkiler verildi. CKP M K, pratikte en
üst yönetici organ olma özel l i ğ i n i yiti rdi. Onun yeri ni,
<\ K ü ltür Devrimi'yle görevl i g rup» a l d ı . Böylece, Parti or
ganları na karşı yığınsa l saldırı ların düzen lendiği, pek çok
gazetenin ve derg i n i n kapatıldığı ve toplumsal örgütlerin
dağ ıtı ldığı « Kültür Devri miıı n in iki nci aşamasına girildi.
Ü l kede bir kaos h ü küm sü rüyordu. Okullarda öğ re
nim du rd u ve çeş itli bölgelerden gençler Pek i n 'e akın akın
gelmeye boşladı lar. « Kızıl muhafızlar» ı n çeşitli toplantıla
rı nda. Mao, Ciyang Cing ve « K ültür Devrimiyle görevli
g rubıı u n diğer temsilci leri. « merkez komitesi propaganda
büroswı n un ve «eski Kültür Ba ka n l ı ğ ı n ı n dağ ıtı l ması, Par
tinin ve devletin önde gelen pek çok temsi lcisinin «de
ğ işti ril mesi» çağrısı nda bulundular. Önem l i yönetici ler, Pe
l< i n 'deki ve diğer Cin kentl erindeki stadyu mlarda yığ ı n la r
ta rafından yarg ı landılar.
Bur:un sonucunda, 8. Kongre 'de seçilen M K'nin üçte
ik isi fi ilen görevlerinden çek ildi ler. Pol itik Büronun asil ve
yedek üyeleri nin yarısından faz lası, «Mao'nun düşma n ı »
olarak da mga landı. 9 Cin ma reşa linin sekizi, hemen he
men tüm ba kanlar ve Çin Devlet Konseyi M erkez Büro
sunun Başkan ları gözden düştüler. Yerel orga nlar ve k u
ru luşlar do örgütlü bir saldırıya ma ruz kald ı l a r.
Pa rti. Mao ve g rubu tarafından örg ütlenen ve « her
şeyi hedef tuta n baş kaldırı eylemleri» s ı rasında çok zor
d u rumlara d üştü. Fa brikalar ü retimi durdurdu ve ma mul
mal stokları eri meye başladı. Şang hay'da ve diğer Cin
kentlerinde işçiler, « Kültür Devri mi» ne karş ı y ı ğ ı nsal kam
panya lar başlattılar. Bu sıralarda, 1 1 mi lyon kişin i n ka
tıldığı ve dağıtı l ması için « Kızıl muhafızlanı a başvurduğu
sekiz yığı nsal miting ya p ı l d ı . Bu miting lerde « Kızıl muha
fızlar» « Başkan Maoıı nun bütün düşmanları na karş ı kaba
85
ve acı masız bir savaşım vermeye zorla ndı lar. Mao. pol i
tikasını gerçek leştirmede benzer bir yığınsa l destek ya
ratma k a macıyla « Kızıl muhafızlar» a gereksi nim duyuyor
d u . Ordunun görevi her türlü d i reniş çabasını bastırmak
tı. « Kültür Devri m i » n in Ocak 1 967'de başlayan bir sonra
ki aşamasında, a rtık böyle bir «görev böl üşümü» ne gerek
kal mamıştı . Mao a rtı k tama men orduya dayanıyordu. Bu
yüzden de, maskesini atmış, «yığınları n h a reket cizg isi» ne
i l işkin spekülasyonları bir yana bıra kmıştı ve yeni i ktidar
organları oluştu ruyordu. Böylece « i ktida rı alma>> denilen
dönem başlamış ol uyordu.
Maocula r, «devrim komiteleri» ni -Cin Anayasasında
yer a l maya n yerel i ktida r organlarını- yaratma görevinin
başladığını ilan ettiler. Maocuların a maçları acısından
« Devrim Komiteleri» , Parti kadrolarından, denetleme göre
vini üstlenmiş askerlerden ve yığı nları n L temsilcilerinden
oluşan «Üclü Bağ laşı k l ı ğ ı n » bir sonucu olGJca ktı. Mao.
Cin'in üstün devlet olma a maçlarına uygun bir şeki lde,
Parti nin, ordunun ve halkı n şoven bir düşünce etrafında
bi rleşerek savaşım yürütmelerini öngörüyord u . Böylesi bir
d üşünce çerçevesinde, kenetlenmiş bir topl u msal bütün
lüğe kavuşacak olan Çin'in yeni pol itik yapısı ya ratıla
caktı.
Yerel «devri m komite leri » n i n , kuru l ması, 1 S68'in son
ba harı nda ta mamland ı . Askerler, bu komitelerin yön l endi
ril mesi rol ünü üstlenmişlerd i .
Kas ı m 1 968'de C K P M K, 1 2. geniş leti lmiş otu ru munu
açtı . Bu otu rumda, Liu Şao-Şi'nin « Pa rtiden ebediyen
uza klaştırı ldığı» ve hatta Parti-d ışı görevlerinin tümünün
geri alındığı d uyuru ldu. Birleşik otu ru m, « Kültür Devri mi»
nin son uçlarını meşru laştı racak olan CKP'nin yeni kong
resine hazı rlık dönemini büyük bir elçabukl uğuyla baş
lattı.
1 2. Plenu mda a l ınan bir kararla, Mao'nun ve 14 a r-
86
kadaş ı n ı n ol uşturuğu « P roleter Karargah ı » , ü l kenin en üst
d üzeydeki yönetim işl evi n i n devred ildiği bir organ duru
muna yü kselti ldi. «Proleter Karargah » ı n yer alan bir avuç
insan, Mao'nun özel bir g üven duydu ğ u yandaş larıyd ı .
Bunlar a rasında L i n Piao v e karısı Yeh C ü n , Mao'nun karı
sı Ciang Cing, Mao'nun sekreteri Cen Po-ta ve yine Mao'
nun damadı Yao Vun-yüan ile Mao ai lesinin diğer üyele
ri bulun uyordu.
«Kültür Devri mi>ı n in ikinci aşamasının sonuçlarını de
ğerlendi ri rken. Cin'de Mao'nun askeri-bürokrati k d i ktatör
l üğünün kurulduğunu bel i rt mek yerinde olacaktır. Böyle
ce, ordunun devlet yöneti mine katı ldığı açık bir kişisel ik
tidar re j i m i gerçe kleştiri l m i ş old u .
CKP'nin 9 . Kongresi Nisan 1 969'da ya pıld ı . B u Kong
re, « K ültür Devri mi» sırasında, Pa rtinin ve halk i ktida rı
nın yönetici orga nları n ı n dağ ıtı l ması nı ve Mao'nun pol iti
kasına karşı çı ka n Parti üyeleri nin yönetimden uza klaş
tırı l masını onayladı ve meşru laştı rd ı . Kongre, Marksçılık
Leninciliğin düşmanı olan ve Mao'nun askeri-politik dokt
rinini ol uşturan Maoc u l uğ u Pa rti'nin ideoloj ik, teori k ve
ö rg ütsel te meli olara k kabul etti .
Mao'nun ba şını çektiği bir avuç insan, nasıl olup ta
d i ktatörl üğünü kurmayı başa rmış ve çoğ u n l u k üzeri nde
hege monyasını gerçekleşti rebi l m iştir?
Bunun birinci nedeni Mao'ya karşı olan çoğ unluğun
·örg ütsüz olmasıyd ı . « Kültür Devrimi>ı nden etk i l enen CKP'
nin üst d üzeydeki yönetici leri Mao'nun karşısına. i l keli ve
tuta rl ı bir prog ra mla çıkamamışlard ı . Hatta kendi ka ra r
ları doğ ru ltusunda k i eski pol iti kaları uya rı nca, birçok ba
k ı mdan Mao i le a raları nda karş ı l ı k l ı g üvencelere daya l ı
bağ lar b i l e kurmuşlard ı . O n l a r sosya l izmin somut içeriği
nin yorumunda, üstün d evlet şovenizmini deste klerlerken.
Mao'dan ya l nızca ayrı ntılarda ayrı lıyorla rd ı . « Kültür Dev
cri mi » sırasında, ÇKP'n in, Mao'ya ka rşı ola n üst d üzeyde-
87
ki yöneticileri, yığı nları bu Maocu darbe gırışımıne karşı
örgütleyip, harekete geçi remed i ler. Diğer yanda n M a ocu
propog anda n ı n etkisi altında kalan e mekçi yığınlar, M ao
cular tarafı nda n ÇKP'nin ol umlu g üçlerine, Pa rti'nin ve
halk h ükü metinin organları na karşı savaşıma sürüklendi
ler.
Maoc u rej i m i pekiştirmeyi a maçlayan süregen pol itik
kampanyalar. ülke içi isti kra rsızl ık, g eleceğe g üvensizlik,
ekonomi k kaos ve emekçi halkın a ğ ı r yaşam koşulları gi
bi « Kültür Devri m i » nin ya rattığı tüm olumsuzl uklar, Çin
emekçi yığınları a rasında bir huzursuzluğa neden ol muş
tu.
1 973'ün Ağustosunda toplanan CKP'nin 1 0. Kong re
s i n i , « Kültür devri minin kazanı mları n ı » savun mayı a maç
l ayan birçok pol itik kampa nya izled i .
« Kültür devri mi h e r yedi sekiz yı lda bir yinel enmeli
d i r» . Mao'nu n bu sözü, onun «fik i rlerinin» başl ıca öze l l i k
leri nden biri ol maya d eva m etmekted ir. Ayrıca, 1 6 Mayıs
1 976'da Kültür Devri minin 1 0. yı ldönü münde Halkın Gün
l ü ğ ü nde yayı nlanan bir başyazı «yüz yı l , hatta bin yıl son
ra da devrime gereksi nim duyulacak mıdır? Evet, dev
rim kayıtsız şartsız gerekli olaca ktı r. Halkın bir kesimi ş u
y a da bu şekilde bastırı laca ktır. Sı radan memu rlar, öğ
renciler, işçiler, çiftçiler ve aske rler daha kuvvetl iler ta
rafından ezi lmek istememekted i rler. İşte bu yüzden onlar
bir devrim istiyorla r. Bin yıl sonra da çelişkiler olmaya
cak mıdır? Kuşkusuz olaca ktı r» d i yordu.
işte, Maocuların Cin ulusunun geleceğ i ne il işkin fi
kirleri bu nlard ı .
« Kızıl Muhafızlar»
88
Ü l kede devri min utkusundan sonra doğ a n gene Çin
kuşağı. kend isini bir dön ü m noktası nda bu ldu. Devri mi ut
kuya u laştırmış olan babaları n ı n kahraman l ı ğ ı n ı n canlan
d ı rd ı ğ ı heyecan ve d evrimci romantizm duyg u ları hızla
yok oluyord u . Maocu pol itika n ı n başa rısızl ı kları ü l kede
ekonomik kaosa ve açlığa neden ol muştu. Sosya lizmin
parlak geleceği oldu kça uzakta görün üyord u . Gençliğe
yoksulluğun iyi olduğuna i l işkin Maocu fi kirler aşı la nmak
ta ; özveri, acı çekme ve savaş için hazırl ı k ya pması öğ
retilmekteyd i . Gençlik alça kgönül l ü l ü kle. kuşkuyla ve
Maocu luğa uymayan her şeye körü körüne kızg ı n l ı kla do
luydu. Kafa larına sınıf düşmanlarını her yerde a rayı p bul
ma ve tıpkı «suya düşmüş bir köpek» gibi onların işleri n i
biti riverme fikri soku l muştu .
İç i nd e bulundukları durum. gençl iğin önemli bir ke
simini, öze l l i k l e de öğ renci gençl iği haya l k ı rı klığına uğ
ratmışt ı . Genç l iğ i n geleceğe i l işkin hiç bir umudunun kal
maması gerçeği, kötüleşen maddi durum, bitip tükenme
yen pol itik kampanyalar, geçerli ahlak a n layışı haline ge
len i k iyüzl ü l ü k ve ü l kedeki genel korku orta mı. gençl i k
a rasında bile umutsuzl ukla ve doyu msuzlukla dolu b i r ruh
ha l i yaratmıştı . Tüm bunlar. ül külerin yitiril mesine neden
oldu, kara msa rl ı ğ ı ve anarşik eğ il imleri doğ u rd u .
Res mi propaganda n ı n etkisi altındaki gençl ik, çekti
ği yoksu l l u kta n ve acıdan kimi sorumlu tutaca ğ ı n ı bile
miyordu ama, safla rı başka ldırı eğ i l i mleriyle kaynıyord u .
Mao, gençl iğin b u başka l d ı rı eğilimleri n i kend i gereksinim
leri doğ rultusunda kullanabileceğ ini hesa plamışt ı . O , bir
yandan gençl i ğ i yüceltt i : «Dünya sizindir. Sizler sa ba h ı n
saat sekizindeki y a da dokuzu ndaki g üneş gibi gençsi
n iz. Umudumu sizlere bağ la d ı m . »
Diğer yandan da, gençliğe savaşımın hedeflerini gös
terd i : Çürüdüğü ileri sürülen Parti aygıtı , « burjuva yoz
laşması» teh l i kesiyle karşı karşıya old uğu i leri sürülen
89
CHC'nin bütün topl u m ve devlet yapısı ve « modası geç
miş» eğitim sistemi. Art ı k Mao'nun düşmanları . Cin gen e
liğinin düşmanları oluyord u .
Kuşku yok ki, 5 Ağustos 1 966'da Mao'nuı;ı « Ka ra rgôh
l a rı bomba rd ı ma n ed i n ! » şeklindeki kışkırtı çağrısı yayı n
landığında, Maocu ların «kızıl muhafız» böl ü k le ri nde örgüt
ledik leri öğrenci genç l i k, bu saldırı n ı n ön saflarında yer
a l m ıştı .
« Kızıl muhafız» örgütleri n i n oluştu ru l ması, bizzat Mao
ta rafı ndan uyg u n bulun muştu . Kırmızı ba ntl ı eldivenleriy
le, Tien An Men alanına doluşan bir milyon kadar öfkel i
g ence kükreyen bir sesle: « Cok iyi a rkadaşlar, hareketi
n izin gerçekten önemi büyük . . . » demişti . Lin Piao da M ao'
yla aynı kanıdayd ı : «Sizin proleter devri mci ru h unuzu
azimle destek l iyoruz. Cesur olun ve yürekli bir baş ka l d ı rı
için hazırl ı klı bulunu n ! » d iyordu.
« Kızıl mu hafızlar» yollara döküldüle r. Bunlar uzma n
askerler ta rafından denetlenen, görevleri ne, a raları ndaki
bağ lantı lara, propaganda kampanyalarını başlatmaya ya
rayan maddi a raçlara, ül keyi baştan başa katedecek u la
şım a raçlarına ve hatta bazen kend i silahlarına göre bö
l ü klere ve alaylara ayrı l m ış iyi örgütlü bir g üçtü ler.
Kişisel olara k Mao ve on u n CKP M K'ne bağ l ı olara k
k u rduğu « Kültür Devrimiyle görevli g rup» tarafı ndan ör
g ütlenen ve yüreklendirilen « Kızıl muhafızlar» . önce «es
ki olan her şeye karş ı savaşı ma» başladılar; Maoculuğa
uymayan kitapları yaktı lar, yeteri kadar «devri mci » bu lma
d ı k ları caddelerin adlarını değ iştirdile r, caddeleri ve ev
leri ya kıp y ı ktılar, eski anıtları yerle bir ettiler ve saygı
duyulan kişil erin meza rlarına sa l d ı rd ı la r.
Ancak kı sa bir süre son ra . Mao'n u n « Pa rti saflarına
sızmış kapita l izmin yolcuları » olara k damgaladığı Parti ve
d evlet kadroları, « Kızıl muhafızlar» ı n sald ı rı la rı n ı n ana he
defi hal i ne geldi . « Kültür Devri mi» tarihi, pek çok seçkin
90
Parti yetkilisinin ve devlet adamının «Kızıl muhafızlar» ta
rafından barba rca sa ldı rıya uğramaları n ı n örnekleriyle do
ludur. Bunun ötesinde işçi ler, pek çok kentte bu yağmacı
sürülere karşı d i renmek a macıyla örg ütlenmeye başlad ı
ğ ı nda Mao, « Kızıl M u hafızlar»ı korumak üzere askeri bir
likleri kullanmıştı ve Maocu propaganda hızla işçilere ve
komün istlere yönel i k suçlamalara ve g özdağ ı vermeye ko
yul muştu. O dönemde Halkın Günlüğü şöyle yazıyord u :
« Kızıl muhafızla rı n eylemlerine karşı herhangi bir diren
me, Mao'nun pol itikasıyla bağdaşmayan, aşırı gerici bir
harekettir.»
Oysa « Kültür Devri mi>> n in daha sonra ki dönemleri,
Mao'nun. özel l i kle devlet aygıtı nı dağıtmak ve ülkede kor
ku ve terör havası ya ratmak isted iği zaman « Kızıl M u ha
fızlanı ı kulland ı ğ ı n ı göstermiştir. Bu görev başa rıldığ ı nda
Mao, kend ilerini « kültür d evri minin küçük genera l leri» d i
yen bu ki mseleri duymuyordu. « Kültür Devrimi»nin yen i
aşamasında, ordu açıktan açığa savaşı ma ka rıştı . Yeni ik
tida r orga nlarının ol uştu ru l masında ana rol , « Kızı l muha
fızlanı a değ il orduya veri l mişti. « Kızıl muhafızla r» , yerel
yönetim organları na « rahat koltu klan> için savaşmak zo
rundayd ı lar. Pek çoğ u , kendilerini olayların akışının ta ma
men dışında buldu . . .
Aynı tarihlerde, « Kızıl mu hafızla r» a rasında, M ao'nun
pol itik h ası mlarınca da d esteklend iği belli olan anti- Mao
cu eğ ilimli örgütlenmeler ortaya c ı ktı . Bunlar, Mao'nun
sözleri ile eylemleri a rasındaki çeşitl i çelişkileri kullandı
lar ve Maocuların politik çizgilerinin doğ ruluğu hakkında
kuşkuya d üştüler. « Kızıl M uhafızlar» ı n pol itik kıyımları şid
detlend i rild i . . . Mao'cu yönetim tarafından CKP'nin M erkez
Komitesi üyeliğ ine kadar getirilmiş olan Pekin ün iversitesi
doçentlerinden Yüan-Zu g i bi, « Kızıl M u hafızlar» ı n en isten
meyen yöneticileri, peş peşe politika sah nesinden çekildi
ler.
91
« Kızıl muhafızlar» yapayalnız kalmışlard ı . Uzun süre n
terörlerin hal kta yarattığı hoşn utsuzluk, Cin toplumundaki
bel l i g üçleri n ü l kenin durumunu normalleşti rme çabaları
ve yığın ların Mao'n un tüm buyru k larının doğ ruluğuna bağ
nazca inanmaları, Maocu ların, herhangi özel b i r çaba gös
termeden, « Kızıl muhafızla nı ı n başka l d ı rıları n ı yatıştı rma
sına ve Mao'nun « Kızıl muhafızlanı ı n k ı rsa l alanlara g it
meleri gerektiği yol undaki yeni buyruğunu yayı nlamasına
yard ı mcı old u . Bu önlem, ordunun « Kızıl muhafızla nı ı hal
kın öfkesine karşı korumasından kısa bir süre sonra yine
ordu tarafı nan a l ı nmışt ı .
Aradan yıllar geçti. 40 mi lyon l u k « Kızıl muhafız» ordu
sunun önemli bir bölümü, kend isini, M ao'cu serüvencili
ğinin cezasını çekerek «yeni bir eğitim görecek le ri » k ı rsa l
alanlarda bul muştu.
Mao, « Kızıl muhafızla nı la ilişkisini kesin olarak bitir
mek için, yen i bir örgütün (doğal olara k yeni bir temelde) .
i l k faa l i yetleri « Kızıl muhafızlanı ı n dağıtı l ması olan ve «ge
ne halkın yığınsal örgütü» diye adland ı rı l a n Cin Komü nist
Genç l i k Birliğinin kurulması yolunda bir direktif verd i . Bu
gün « Kızıl muhafızla r» , resmen bu Gençlik B i rl iğine bağ l ı .
s ı radan b i r genelik örg ütü durumundad ı rlar.
« Kızı l muhafızlanı ı n yazg ısı, Maocu demagoj iye inan
mış, Mao'nun uysal bir hizmetkôrı d u rumuna düşmüş ve
işi bittiğinde acımasızca bastırı l mış yiti k bir kuşağın yaz
gısıdır.
92
l izmin ve kom ünizmin kuru l masına yöneltir. Parti yönetimi,
ekonomi, topl u msal i l işkiler, pol itika, kültür, ideoloji ve
u l uslara rası i l işkiler g i bi topl u msa l yaşa m ı n çok çeşitl i
alanlarını kapsar. L. 1 . B rej nev'in SBKP'n i n 25. Kongresine
sunduğu M K fol iyet ra poru nda bel i rttiği g i bi, partinin yö
netme ve seferber etme rol ü soyut bir şey değildir. O, ya
şamın ta kend isi ve bizi m g ü n l ü k pratiğ i m izd i r. Bu yüzden
bugünkü aşamada partinin rol ünün değerlendiril mesi, dev
rim hareketinin ve yen i topl u m kuruculuğunun temel so
ru nud u r. Aynı zamanda bu, g ü n ümüzde, Mo rksçı - Leninci
ler ile Mooculu kdo dahil olmak üzere revizyon izmin türlü
biçim lerinin temsilci leri orasındaki savaşımın öneml i bir
konusudur.
ÇKP 1 921 'de kuruldu. Baş langıçta Parti, 1 ,5 milyonluk
Cin işçi sın ıfı nın ya l n ızca binde beşinden ibaret bir kesi
mi nce oluşturu lmuştu .
Cin proletarya s ı n ı n yarısı, yabancı sermayenin acıma
s ızca sömürül mesi altındaki yabancı işletmelerde çalış
ma ktayd ı . Bu duru m onti-emperya l ist bir ru hun doğ masına
y ol açarken, proletarya ile u l usal burjuvazi orasındaki uz
laşmaz sınıf çelişkisini zoyıflatma ktayd ı . Bundan başka iş
çi ler, kırsal olan larla ya k ı n i l işkilerini sürdü rmekteyd i l er
ve bu do g iderek, proletarya n ı n bil incinde köylü ve küçük
burj uva fik irlerinin bir dereceye kadar yeretmesine katkı
da bulunuyordu.
Cin'de Marksçı yazın fiilen yoktu ve Morksçı l ı ğ ı n ilk
propagandacıları, onun hakkı nda ya l n ızca kaba fikirlere
sa hipti ler.
CKP'nin ortaya çıkması gerçekte, ya ln ızca Ma rksçı
teori üzeri nde örg üt l ü bir çal ı şma n ı n boş la ması ve bu te
orinin Çin gerçeğine uygula narak, pratikte kanıtlanması
anlamı na gel iyordu.
Bunun bir sonucu olarak, ÇKP'nin kuruluşunun ta ba
ş ı ndan itibaren güçl ü m i l l iyetçi ve sekter eğ i l i mler kendi-
93
feri n i açığa vurd u la r. Bu eğ i l i mlere karşı savaşı mda CKP
içinde, yandaşları n ı n disi p l i n l i bir proleta rya pa rtisinin ya
rat ı l masını savunduğu, proleta rya n ı n sınıf bilinçli pol iti k
çizgi si örg ütlen meye başladı.
Çinli kom ün istler CKP'nin kuru l uşunun i l k günlerin
den itiba ren, Parti içinde sağlam Ma rksçı bir özü n yara
tı l ması nı sağlayan Kom i ntern 'in büyük desteğ i n i görd ü ler.
Komi ntern 'in ya rd ı mıyla CKP, Cin devriminin sorunları n ı n
çözüm üne, temelinde doğ ru Marksçı kon u m lardan ya klaş
t ı . O sırada Parti yaşa m ı na demokratik merkeziyetçilik i l
kesi yol gösteriyord u . Pa rtideki proleter oranı i s e yıldan
yıla a rtıyord u . 1 927'de Parti n i n , ya rısı proleter olan 58.000
üyesi olmuştu.
1 927'deki gerici Çan Kay-şek da rbesinden sonra CKP.
yeni rejimin sa ldırıları n ı n baş hedefi haline geldi. Üye sa
yısı 1 0.000'e d üştü. Parti işçi sınıfı taba n ı n ı yitirdi ve yer
altına geçmek zoru nda kaldı. Bu duru m kentlerde Parti
faa l iyetlerinin önem l i ölçüde zayıflaması sonucunu doğ u r
d u . Pa rtinin temel çalışmaları. deneti mi altı nda bulunan
uza k kırsa l alanlara kayd ı . Böylelikle Parti, işçi sınıfı ndan
kopup köyl ü lerle bütünleşmeye baş lad ı . Bu da, devrimde
proleter hedeflere veri len öncel i ğ i n yitiril mesine ve bir
« köyl ü» çizgisi nin ortaya çıkmasına yol açt ı .
D a h a sonra u l uslara rası kom ün ist hareketin , di k kati
n i özel l ikle faşizme karşı savaşım üzeri nde oda klaştı rma
sı yüzünden. CKP ile Komi ntern a rasındaki ilişkiler zayıf
lad ı . Bütün bunlar. Mao tarafından hara retle savu nulan
küçük burj uva mil liyetçi liğinin CKP içinde a ğ ı rl ı k kaza n
mas ı n ı n koşul ları n ı yaratıyord u . O zamandan başlaya ra k
Mao, « Pa rti her şeyi denetler» i l kesin i , 1 941 'in Sonbaha
rı ndan 1 945'e kadar sürdürülen ve « D üzenleme Kampa n
ya ları» den i len kampanyalarda açı kça ortaya koyduğu «fi
k i rl er» i n i beni msemeye nlere karşı yürüttüğ ü acımasız sa
vaşı m ı n bir a racı ola ra k kullandı. 1 949'da CKP, yapısı ba-
94
k ı mından acıkça, içi nde yal nızca yüzde üç ora nında iş
çinin bulunduğu bir k öy l ü partisi haline gel mişti.
M ao'nu n kiş i l iğ i n i n putlaştı rı ldığı ve « M aocu fikirlenı in
Partinin ideoloj ik platformu olara k ben i ms endiği CKP'ni n
7. Kong resi ( 1 945) , küçük-burjuva mill iyetçilerinin i ktida rı
aldık larını resmen onayla m ıştı .
Ülkenin o za manki durumu ve bununla birl i kte Cin
halkı n ı n devrimci coşkusu, küçük-bu rjuva m i l l iyetçilerini,
devri m savaş ı m ı n ı n a na yön ünü izlemeye zorlamıştı .
Sosyal ist devlet kurucu luğ unda Sovyet yardı mları n ı n
gerekl i l iğ i gerçeğ i v e SBKP'nin 20. Kong resinin etki leri,
Mao'nun geçici bir geri adım atmasına yol açmıştı . Bu da
Cin komün istlerinin, 1 956'da, « maocu fikirlenı in redded il
diği ve CHC'de sosyal ist bir toplumun k u ru l ması nın, doğ
ru M o rkscı-Leninci temel lere daya nd ı rıldığı CKP'nin 8.
Kongr-esini toplamaları n ı olanaklı k ı l d ı .
CKP'nin 8. Kong resi, Parti içindeki M orkscı - Leninci
lerin etkisiyle, Parti yöneti mine i l işkin şöyle bir karar al
dı: « Merkez Komitesi, merkezi devlet kuruluşları n ı n ve u l u
sa l bi r öneme sa hip olan halk örgütlerin i n faal iyetlerine,
bu kuru l uş ve örgütler içindeki Pa rt i l i ler yardı mıyla yol
gösteri r» .
Ancak. böylesi bir duru m Mao'nun özlemlerine ters
d üşüyordu . Mao'nun ta mamen kendi kişil iğiyle özdeşl eş
tird i ğ i bir « Porti»ye «tü m ülke halkını bağ l ı k ı l mak» an
layı ş ı n ı n Parti yöneti mine egemen olması, despotik Mao
cu yöntemlere daha uygundu.
8. Kongreden hemen son ra Moo, Partiye ideoloj i k
platform olara k kendi fikirleri ni dayatma ve Partiyi her
zaman kend i d i rektiflerine boyun eğen uysal bir hizmet
kar durumuna getfrme a maçları doğ rultusunda yen i bir
sa ldırıya hazı rlanmak üzere g üçlerini topla maya boşladı.
Bu o moclo Mao, yeni Maocu partiyi oluştu rması na olanak
sağ layacak olan « Kültür Devrimi» dönem ini başlattı . B u
95
süreç, ÇKP'nin 9. ve 1 0. Kong relerinde resmi olara k doğ
rulanm ıştır. 1 968'de toplanan 9. Parti Kongresi. Partinin.
sosya l ist ekonominin kuru l masındaki, sosyal ist kültürün
oluştu rulması nda ki, h a l k ı n yaşa m sta ndartları n ı n sürekli
olarak yü kselti l mesindeki. sosya l ist demokrasinin gel işti
ri lip ilerletilmesindeki ve sosya l ist bir dış politi kanın uy
g u lan ması ndaki ana görevlerine ilişkin eski anlayışı red
deden yen i kararlar ald ı . 9. Kong rede Maocular, demok
ratik merkeziyetçiliğin uygulanmasıyla ve Pa rti-içi demok
rasinin gel iştirilmesiyle ilgili eski tezleri. milliyetçiliği ve
üstün devlet şovenizmine karşı savaşın zoru n l u l uğ uyla il
g i l i ka ra rları reddettiler.
« M aocu fikirl er» i n , Pa rtinin progra m ı n ı ve örgütsel
ya pısını yansıta n Maocu pol iti k çizg inin ana i l keleri n i n
resm i formülasyonu, yeni Parti tüzüğ ünün özünü oluştu
ruyord u . Bu tüzüğ ün ana içeriğ i. Partiyi, « Mao'nun fikir
leri n i uygula maya » ya rayan bir a raç ve onun k işisel ikti
darı n ı n uysa l bir h izmetkarı durumuna dönüştürmeye yö
nelikti. Gerek Pa rti, gerek hükümet ve gerekse ordu, tü
müyle Mao'nun ve ona bağ l ı küçük bir grubun eline geç
mişti. Bu, «Parti herkesi yönetir» şekl i ndeki Maocu ilke
nin pratik uygulamasıyd ı .
CKP'nin kuru l uşunun 53. yıldönümünde Halkın Gün
lüğünde yayınlanan « Pa rti Her şeyi Denetler» başlıklı ma
ka lede şöyle den iyord u : « Ü l kenin dört bir ya nı nda ve tüm
alanlarda; ister Partinin ve hükümeti n, ister yığın örg üt
lerinin, isterse kültür ve eğ itim kurumları n ı n olsun, tüm
faal iyetleri tamamen Pa rti 'nin deneti mi altı ndadı r» .
1 975'te kabul edilen yeni Anayasada, devleti n . H a l k
Kurtu luş Ordusunun v e Ulusal Halk Kong resinin Parti ta
rafı nda n denetleneceğ i bel i rti l miştir.
« Parti her şeyi denetler» belg isiyle form üle ed ilen
Maocu anlayış ı n Cin'deki pratik uyg u laması. bu belg inin
demagoj ik kara kteri ni pek iştirmekted ir. Mao. CKP'nin Cin
96
h a l k ı n ı denetleyen bir merkez olduğu ve « Pa rti nin her şe
yi denetlediği» yol undaki tüm idd ia ları na rağ men, kendi
politikası ve «fikirlen> i Parti üyelerince onaylanmadığı du
ru mlarda hemen Partiye sa ldı rmaktadır. CKP'n in ta rihin
de çok sık yaşa nan ve Partide bir «temizl i k » , bir yığı nsal
öç a l ma anlamına gelen « Düzenleme Kampanya la rı » , ya l
nızca bu gerçeği doğ ru lama ktad ı r. Mao, « Kültür Devri mi»
nin başlangıcında yaptığı « Ka rargahları bomba rd ı ma n
e d i n ! » çağrısıyla da yine, Pa rtinin dağ ıtı l masını amaçla
mıştı .
« He rkes Parti n i n birleşi k yöneti mine bağ l ı olmalıdır»
şek l i ndeki form ülasyon, CKP'nin 1 0. Kong resi'nde kabul
ed i len tüzük içinde yer a l mış olup, Mao'nun, Pa rti örg ü
tünün g ücüne. Partinin yığınlara yol gösterebi leceğ ine
inanmad ı ğ ı n ı ortaya koymakta ve böylece de. yukarıdan
aşağ ı ya herkese zor yol uyla « Pa rtinin bi rleşik yönetimine
bağ l ı olma» görevini dağ ıtmaktadır.
Cin'de bugün Parti yöneticileri, ya devlet memu rlarının
yerine geçmekte, ya da Parti işl eri ile devlet işlerini birleş
ti rmekted irler. Bu d u rum, tüm i ktida rı tekel inde bulundu
ra n Parti nin, gerçekte devlet ayg ıtının da yeri ni a l masıy
la bir Parti devleti sisteminin doğ masına yol açmıştı r.
« Kültür Devri mi>ı nden son ra , « Parti her şeyi denet
ler» bel gisinin yaşa ma geç i ri l mesinin sorumluluğu, yöne
tici Parti orga n larına -Ordu tarafından yeni kuru l muş olan
yerel parti komitelerine- veril miştir. 1 971 'in Ağustosunda
kurulan Parti komitelerinde. 29 sekreterin 22'sini ve 1 58
yönetic inin yüzde altmışını askerler ol uştu ruyordu. De
mokratik merkeziyetç i l i ğ i n genel olara k kabul edilen ku
r a l l a rı yerine. Parti organla rına, kesi n boyun eğ me teme
line daya l ı kaba askeri bir disiplin sok u l m uştu . Parti ko
mitel erinin toplantı ları . «ya l nızca bir tek konuşmacı nın»
(ya n i birinci sekreterin) yeraldığı forumlar haline dön üş
türül müştü . Ordu çeş itl i yörelerde büyük güç kazanmıştı .
97
1 973'te toplanan 1 0. Kongrede kabul ed ilen Parti tü
züğüne ba kıldığı nda bunun içinde, Parti nin rota s ı n ı n ve
pol itikası n ı n kimin ta rafından bel i rleneceğine i l işkin bir
açıklamanın bulunmadığını görmek zor değ ild ir. Öte yan
dan bu tüzük temel örgütlerin ya l n ızca « Pa rti pol itikası
n ı yayı mlayıp, uyg ulamakla ve Parti kara rla rı n ı yaşama
geçi rmekle görevli» olduğunu söylemekted ir. Bu duru m
tüm Parti politikası nın, M ao'nun başka n l ı k ettiğ i üst d ü
zeydeki küçük b i r g rup tarafından bel i rlenmeye deva m et
tiğ i n i göstermekted ir. Yani Mao sınıf d i ktatörl üğünün ye
ri ne, Partiden kopmuş bir g rubun di ktatörl üğünü getir
miştir.
Görül üyorki Mao Partiyi, işçi sınıfına karşı soru mlu
l u kları n ı n bilincinde olan, bu sınıfın pol iti k uya n ı k l ı l ı ğ a sa
h i p ö rg üt l ü bir öncüsü d u rumuna değ il, işçi s ı nıfına yu
karıdan ba kan, tüm halkla v e d evletle ilişkilerinde bir dik
tatör gibi hareket eden, on ların ta m a me n dışı nda bir g üç
haline dönüştürm üştür.
« Üçlü Bağlaşıklık»
98
kunun kazanılması, ancak bu üçlü bağ laşıklığın kurulma
sıyla mü mkündür. Kesi n l i kl e söylenebil ir ki, bu soruna doğ
ru bir çözüm bulunmaksızın iktida rın ele geçirilip koru n
ması mü mkün değildir» .
B u görüşe göre, Partiyi, d evlet aygıtı n ı ve kend i lerini
destekleyen orduyu tasfiye etmiş bulunan « Kızı l muhafız
l a r» , rej i me bağ l ı l ı k duya n eski kadrolarla birleşecekler
ve yeni i ktida r organları n ı - «devrim komiteleri ni»- yara
taca klard ı r.
Maocu lara göre «devri m komiteleri » n i n başa rıyla ça
lışmaları n ı n başka bir gerekli koşu lu, H a l k ı n Günlüğünde
yazı ldığı şeki lde, « üclü bağlaşı klığın» sağ lamlığını g üven
ce altına a lacak «güçlü devrimci bir birl iğ i n » k u ru l ma
sıydı.
Ancak pek cok d i rektife ve çağ rıya rağ men. «devrim
komiteleri» nde gerçek bir «bağlaşıklık» oluştu rulamamış
tır. «Üçlü bağlaşı k l ı k » a katı lan her grup, « Kültür Devri
mi» nde en üstün yere kendisi nin layık olduğunu düşün
müş, buna bağ l ı olara k ta i ktidar ve sayg ı n l ı k acısından
diğerlerinden daha büyük bir paya sahip olmak istemiş
tir. Mao'nun « i ktidar namlunun ucundadı r» sek l i ndeki bel
gisine dayanara k , « d evrim komiteleri>ı nde yer alan asker
ler tüm i ktidarı ele geçirme hakkını kend i lerinde gördü
ler. Daha sonra Parti kad roları, kendi eski meslektaşla
rına « Kızı l M u hafızlar» ı n nasıl barbarca sa ldırdı kları n ı gör
melerine rağ men, buna karşı h iç bir tepki göstermemiş
lerd i r. Hiç bir ya ratıcı faa l iyette bulunma yeteneğ i n i ka
zana mayan ve ya l n ızca yıkıcı eyl emleri yöneten « Kızıl mu
hafızla r» , «devri m komiteleri>ı nde g üçlerini a rtırma k n iye
ti ndeyd iler. Ama, « üc l ü bağ laşı k l ı k » ta yer alan diğer iki
g ru p, « Kızıl Muhafızlar» ı n kend ileri ne d uydu ğ u düşman
lık ölçüsünde, « Kızıl M uhafızlanı a karşı düş manca duy
gular besl iyorlard ı .
Tırmanan bu eğ ilimler, son u nda « Kızıl muhafızlanı ı n
99
«devrim komitel eri » nden g iderek uza k laştı rı l maları na ne
den oldu. Ya n i «üçlü bağ laşı k l ı k» gerçek leşti rilemed i . Ama
Maocu pratikte sık sık görüldüğü g ibi, Cin yönetimi tü
k ü rdüğünü ya lamamak için, «üçlü bağlaş ı k l ı k» g eveleme
leri nden vazgeçmedi ve ona yeni bir biçim vermeye uğ
raştı. Nitekim, 1 973'te toplanan CKP'nin 1 0. Kong resinde
Pekin yöneticilerinden Vang Hung-Ven , Parti tüzüğü nde
ki değ işikli klere i l işkin raporunda şöyle söylemiştir: « Her
d üzeydeki yönetici orga nlar, 'üçlü bağ laşı k l ı k' i l kesi ne gö
re, yani yaşlı , orta yaş l ı ve genç kuşak temsi lci leri nin uyu
mu temel i nde kuru l ma l ı d ı r» dem iştir.
Görüldüğü g ibi, «Üçlü bağlaşı k l ı k » deyimi, CKP'nin
1 0. Kong resinden sonra tamamen yeni bir biçim kaza n
m ıştı r.
Ancak g ü n ü m üzde bu deyi m, yeni yoru muyla da fii
len terked i l miştir. « Üçlü bağ laşı k l ı k» deyimi ve bu deyi
min getirdi kleri, Mao'nun h a l k d üşmanı amaçları na hiz
metten başka bir anlam taşı mayan serüvenci pol itikasın
da sözcüklerle, bel g i l erle ve vaatlerle nasıl oynandığ ı n ı n
bir başka kanıtıdır.
1 00
ÇKP içindeki her tür mill iyetçi eğ ilimi ve sa pmayı kesi n
likle i n k a r etmekted i rler.
1 930'1ar ve 1 940'1 a r boyunca Maocular, « i ki pol iti k
çizginin savaş ı m ı » anlayışıyla CKP içindeki enternasyona
list g üçleri ve Kominterni hedef a l m ış l a rd ı . Maocular,
1 950'1erden bugüne kadar CKP içindeki enternasyonal ist
lere, SBKP'ye ve uluslararası komün ist harekete ka rşı ay
nı düşma n l ı ğ ı sürdürmüşler ve sürdü rmeye deva m etmek
tedi rler.
ı<İki pol itik çizg inin savaşı mı>ı n ı n sürek l i yinelend iği
fikrini ortaya atan bizzat Mao'nun kend isid i r. Mao bu «bu
luşu» 1 971 'in Ağustos ve Eyl ü l ayları nda düzen led iği bi r
i nceleme gezisi s ı rasında form üle etmiş ve şunu söylemiş
tir: «50 yıllık bir geçmişe sah i p olan Parti miz, bu süre
içinde, sözkonusu pol iti k çizg i lerin on kez tekra rla nan sa
vaş ı mı na ta n ı k oldu » . Daha son ra Mao, savaşımın baş
latı l masına yol aça n , bu on sapma hareketini bir bir say
mıştır. Mao, kendi pol itik çizgisinin kesi n l i k le hiç bir za
man yanılmazlığı ya rgısının ya nısıra , iktidarı hiç bir ra
kip ta n ı maya n «doğ a l » bir hak g i bi görmeye duyduğu ka·
ra msarlı kla karışık bir g üven i, başlıca hareket noktası ola
ra k beni msemiştir. Onun g özünde bu hakka yönelti len her
hangi bir saldırı, ta rihin akışına ters düşen «yanlış» bir
politik çizginin acık ifadesidir.
Kuşkusuz, M a rkscı-Len inci enternasyonal ist doğ ru ltu
ile k üç ük-burjuva m i l l iyetçi eğilim a rasındaki savaşım tüm
ÇKP tarih inin kara kteristik bir özel l i ğ idir. Mao'nun ağzın
da gevelediği Parti içindeki on «büyük muharebe» a ra
sı nda, gerçekten , CKP'nin uluslara rası komün ist hareke
tin desteğ i n i de a l a ra k savaştığı sapma hareketleri var
dır. Ancak, Mao ve izleyicilerinin bu savaşı mı kendi kişi
sel a maçları için kullandı kları da açıktır. Zaten Mao, bu
sava ş ı m ı n hedefi olan pek çok görüşü paylaşmaktay
dı. O her zaman, M arksçı lafaza n l ı k l a kend ini kamufle et-
1 01
meye çalışan bir küçük-burj uva m i l liyetçisi olara k kal
mıştır.
Öte yandan, c<Vang M i ng'in pol itik çizg isi» (1 ) . « Kao
Kang olayı» (2) , « Peng Te-huayi olayı» (3) g i bi « sapma
hareketleri» n i n büyü k bir çoğ u n luğu, Maocular tarafından
uyd u ru l muştur.
1 950'1erden itiba re n ÇKP'nin kendi içindeki savaşım,
g iderek a rtan bir şekilde, Maocu kampta yer alan çeşitli
grupların kendi a ra la rında sürüp g iden il kesiz bir sava
ş ı m haline dönüşmüştür. Maocu luğun her gecen g ü n da
ha da şiddetlenen bu nalımının bir göstergesi olan bu a c ı k
gerçek, aynı zamanda CKP'nin kendi içindeki savaşı m ı n
nitel iği e l e a l ı n ı rken, özel b i r dikkat gerektirmekted ir. Cün-
( 1 ) Vang Ming (Çen Şao-yu) ( 1 904- 1974) : 1 926'da Partiye üye oldu.
193 1 'de ÇKP MK. Politik Büro üyesi ve MK. Sekreterliğine geti
rildi. 1 93 l 'den 1937'ye kadar ÇKP'yi Komintern'de temsil etti.
1 932-1 943 arasında Komintern Yürütme Komitesi Prezidyumu üye
liği yaptı. Sovyetler Birliği'yle dostluğu ve Sovyet deneyiminin sına
yıp doğruladığı sosyalist kuruculuk ilkelerini savunmuştur. Vang
Ming 1 956'da ÇKP MK 'nin onayıyla tedavi görmek üzere Sovyet
ler Birliği'ne gitti ve ölümüne dek orada kaldı. Son eserlerinin bir
çoğunda Maoculuğun içyüzünü ve Mao'nun Çin devrimine ihane
tini sergilemiştir.
(2) Kao Kang ( 1 89 1 - 1 955) : 1 926'da Partiye üye oldu. 1945-1 963 ara
sında Kuzey-Doğu Çin'de Parti örgütüne ve halk hükümetine baş
kanlık etti. 1 953'te başbakan oldu. Bir enternasyonalist - komünist
olarak, Sovyetler Birliği'yle dostluğun güçlendirilmesini savunuyor
du. 1 955'te •Partiyi ve iktidarı ele geçirmek üzere bir oyun tez
gahlamak •la suçlandı. Daha sonra, resmen, •suçunu itiraf ederek
intihar ettiği • açıklandı.
(3) Peng Te-Huayi ( 1 898) : Partiye 1 928'de girdi. 1945'te Çin Halk
Kurtuluş Ordusu Başkumandanlığına getirildi. 1954'ten 1 959'a ka
dar Savunma Bakanlığı, Devlet Konseyi Başkan Yardımcılığı yaptı
ve M areşal oldu. 1 959'da •ÜÇ Kızıl Bayrak > politikasına karşı çı
karak, «Parti düşmanı faaliyetlende bulunduğu öne sürüldü. O za
mandan beri hakkında herhangi bir resmi açıklama yapılmamıştır.
1 02
k ü, Maocu luğun k u rbanları yaln ızca Parti içindeki olum
lu güçler ve eğ i l imler olmam ıştır. Her ne kadar Peng Te
h uayi ve izleyicilerinin Mao'ya karşı eylemleri ta mamen
M a rksçı bir çıkış noktasından kayna klandıysa da, « Li n
P i a o olayı » ve onyı l la r boyu Mao'nun özel sekreterl iğini
yapa ra k onun konuşmalarını ve raporlarını hazırlamış olan
Cen Po-ta'nın görevinden a l ı n ması gibi olaylar, Parti için
de Maocuların kendi a ralarında sürüp giden tepişmele
rinin örnekleri olara k değerlend irilmelidir.
CKP içinde «iki politik çizg inin savaşı m ı » n ı n tari h ini
tah l i l ederken, 1 940'1ardan beri niçin çoğ u nlukla Parti'de
olumlu bir çizgiyi temsil eden g üçlerin yenik d üştü k l eri
ni ya da ancak a rada bir ve çok kısa süreli başarı lar ka
za ndıklarını sormadan geçemeyiz. CKP içindeki kücük
burjuva mill iyetçiliğinin tarihsel bak ı mdan geçici utkusu
nun ana nedeni, ü l kedeki sınıf g üçleri dengesinin olum
suz bir yapıya sah i p olmasıd ı r.
Maocu politi kanın bir sonucu olarak Parti, işçi üye
lerin bilineli bir şekilde azı nlığa düşürülmesiyle işci sını
f ı ndan önemli ölçüde koparı l m ıştı. Daha 1 950'1e rde, « Bü
yük Hamle» pol iti kasının bir gereğ i olarak büyük köylü
yığınları sanayide istihdam ed ilmek üze re kentlere çağ
rılmışlar ve bu durum, proleta rya nın, küçük-burjuva köy
l ü u nsurlar a rasına ka rışarak kısmen de olsa bütünlüğü
n ü yitirmesine yol açmıştı. « Düzenleme» dönemindeyse.
maddi ü retim ala nında istihda m ed i l miş bulunan iş-gücü
nün bir böl ümü işlevini yitirdi. Maocu lar, o dönemde ül
kede varolan ücret sisteminden yara rland ı l a r, işçi sınıfı
nı kışkırttı lar ve onu, bilineli bir şeki lde gene işçileri yaş
lı işçilerin, vasıf l ı l a r ise. vasıfsızların karşısına koya ra k
böldüle r.
Köylülere geli nce, onların da çoğ unluğu sözde-dev
rimci Maocu belgi lerin kurbanı oldular.
O rdunun desteğini sağlamış olan Mac, toplu msa l
1 03
güçlerden bazen birini bazen diğerini, öze l l i kle de küçük
burjuva köylü katma nlarını kazanma yoluna g iderken; pa r
lak sözlerle yığ ınları etkileyip gerçekte onları baskı altın
da tuta ra k, iki sınıf a rasında boca layı p du rmaktadır.
Bununla birlikte, CKP'nin kend i i çindeki «iki politik
çizg i nin savaşımrn ndan çı kan deneyim, özel likle de son
yı l la rı n deneyimi, Maocu g rubun s ü rekli zora başvurma
s ı n ı n , di ktatörce yöntemler ve baskı uyg u lamasının. Mao
culuğun gücünün değ i l g üçsüzlüğ ünün ve içine d üştüğ ü
derin ideoloj ik, pol itik ve örgütsel buna l ı m ı n kanıtları ol
duğunu göstermekted ir.
CKP'nin 1 0. Kong resinin belgeleri, Maocu yönetimin,
Parti içindeki «iki pol itik çizg inin . savaşımı» anlayı ş ı n ı .
Parti üyelerini v e Maocu luğun etkisi altındaki k işileri ide
oloj i k ve politik ba kı mdan isten i len doğ rultuda, biçimlen
d i rme ve Pekin yöneti minin gerek ü l ke içindeki gerekse
uluslara rası ölçekteki Marksç ı l ı k-Leninciliğe düşman faa
l iyetlerini «tari hsel ba kı mdan haklı çı karma» acısından
önem l i bir aracı olara k kulla nmaya deva m etmek niyet
leri n i açığa vurmaktad ı r.
CKP'nin 1 0. Kong resinde Maocular, « Pa rti içindeki
iki politik çizginin savaşımının uzun s ü receğ ini; bu sava
ş ı m ı n on kez. yirmi kez, otuz kez orta lığı alevlendirece
ğ i n i . . . » öne sürd ü ler.
Yine. 4. U l usal H a l k Kongresinin b i ri nci oturumunda.
«iki pol itik çizgi -Marksçı l ı k ile revizyonizm- a rasındaki
savaşımın uzun bir zaman a ra l ı ğ ı n ı kapsadığı dolambaçlı
bi r yol izlediği ve zaman za man çok zorlu bir savaşım
hal ine dön üştüğü» doğruland ı .
Böylelikle M aocu l a r, gerçekte. politikalarının s ü rekl i
şekilde geniş yığınların d i renişiyle karşılaştı ğ ı n ı teslim et
miş oluyorlard ı . Bugün hangi bel giler a ltında s ü rdürül ü r
se sürdürülsün yıldı rma kampanyaları, Cin emekçi yığın
larının. Mao'nun serüvenci pol iti kasına duyduğu hoşnut-
1 04
suzl u k la rı bastıra ma maktad ı r. « İ ki politik çizg ının sava
ş ı m ı » ise, CKP içindeki Marksçı-Leninci pol itik çizginin
önüne geçilemez utkusuyla sonuçlanacaktır.
« 7 Mayıs Okulları»
1 05
tim görd ü » . 5 Ekim 1 968 tarihli Ha l k ı n Günlüğü gazete
sinde yayınlanan, bu okulun «öğrenci» lerinden biri hak
kındaki bir makale, ya pılan «eğ iti m » i n niteliğine ilişkin
bir fikir verebi l i r. Bu «öğ renci » , sağ l ı k d u rumu iyi olma
yan yaşl ıca bir ra hipti. Çocu kluğu nda çoba n l ı k yapmıştı .
«7 Mayıs oku luma g i rdiğ inde, genel ik y ı l la rı n ı anımsatm a
bir d u ru mla karş ı l aştı . Çünkü, yaşamı nda hiç bir d eğ işik
lik ol mamış ve eskisi g i bi dağlarda, derelerde dolaşara k
s ı ğ ı rt maç l ı k yapmak zoru nda bıra k ı l mıştı.
Çok yorucu bir ça l ışma, daya n ı l maz yaşa m koş u l l a rı
ve kendilerini denetleyen askerlerin sürekli hareketlerine
maruz kal ma, «7 mayı s okulları ıı nın bel irg i n özellikleriyd i .
Maocu basın, yaşlı insanları n taşları nasıl taşıyıp, tuva
letleri nasıl temizled i klerini, bel hizası na kadar buzlu su
içinde nasıl çal ıştı kları n ı a n latan sayı sız öyküyle dol uy
du. Oysa, böylesi a ğ ı r koşullar altı nda ça l ı şmaya zorla
nan bu i nsa nlar, çoğ u n l u kla bili neli bir tertibin kurba nıy
d ı lar. Eğer bu insa n l a r « ü l keye ve ha l ka büyük zarar ver
miş, yeniden eğitil mesi gereken iflah etmez kati ller» ya
da « ka rşı-devrimci kişil er» olsal a rdı, kend i lerine böylesi
a ğ ı r koşulla rı n dayatı l ması bir ölçüde mazur görü lebi l i r
d i . Fakat gerçek d u ru m « böyle değ i l d i r. « 7 Mayıs Okul
l a mı n a gönderilerek bura l a rda ağır ve aşağ ı l ı k işler yap
maya zorlanan bu i nsanlar, devrime katı l mış, Parti nin es
k i ve değerl i kadrolarını ol uştu ruyorla rd ı .
N e v a r k i , «7 Mayıs Okullan» n ı n Çin'de kötü b i r ü n
yapmış olmalarına şaşırmamak gerekir. Bu okullara « dev
kışlalar» ve « işçi kampları» denil iyord u . Halk, bu «oku l
lar» a g önderi l memek için elinden geleni yapıyord u . Bu
·yüzden Maocular, «7 M ayıs Okullamı na göndermeyi ca
zip bir hale getirmeye ça lıştılar. «Oku l l a nı da kalma dö
nemi kısaltı ld ı . «Oku l l a ra» katı l ı m . herkes için bir kari
yer, gene insanlar için ise herhangi bir okula kabul edi
lebi l me g üvencesini vermeye başladı.
-:ı oo
CKP'nin 1 0. Kongresinden (1 973) sonra toplanan «7
Mayıs Okulları» na i l işkin konfera nslar, bu «okullarda» ya
şa n a n deneyi mi genelleştird i ; ve hepsi b irer «öğrenci» sa
yılan eski Parti üyelerine, sanatçılara ve değerli kültür
adamlarına. « Kızı l mu hafız» böl ükleri n i n eski yöneticileri
ne ta n ı n mış olan haklar tanı nara k bu «ok u l l a r» ı n faal iyeti
ne ilişkin koşullar biraz yu muşatı ldı.
Ancak, 1 975'i n Martında Halkın Günlüğü'nde yer alan
«7 Mayıs oku lları » na i l işkin ta rtışma ların belgeleri , du
rumda öneml i bir değ işikliğin olmad ı ğ ı n ı ve gerek Maocu
rej i mden kuşku duyan tüm insanlara karş ı yürütülen acı
masız savaşta, gerek M ao'nun hasımları n ı n tasfiyesi nde,
gerekse tüm Cin halkının Maoculuğun çizg isini beni mse
meye zorlanmasında hölö bu «oku l l a r» dan yara rlanı ldığı
n ı göstermekted i r.
1 07
As l ı nda, eskiden kıyıma uğramış kad rolara yeniden
görev vermek yoluyla Çin'li yönetici ler, kend i l eri tarafın
dan ya ratılan «kadro açı ğ ı » n ı doldu rmaya ça l ışmaktad ı r
lar. Çünkü Maocu «yeni» eğitim sistemi, ü l keye mühen
dis, doktor, ta rım uzma n ı ve öğ retmen gibi kal ifiye eleman
yetiştirmekten acizd i r. « Kültür Devri mi» sırasında «eski
sayg ı n l ı klarına» ilk « kavuşturu lan» kişilerin büyük çoğ un
luğunun, görevden uza klaştı rı l ma l a rıyla birl i kte üretimin
doğ a l olarak fe.ıce u ğ radığı fabri kalardaki eski yönetici
ler olması bir rastlantı değ i l d i r. Edebiyatçıla rı n ve sanat
çıları n «eski sayg ı n l ı k la rı na kavuştu rularak» Maocu a maç
l a ra uygun bir şekilde kullanılmalarında da aynı durum
sözkonusudur. Çünkü, Maocu re jimin kültür politikasının
kör bir çıkmazdan kurtarı l ması için bu insanlardan ya
ra rlanma k zorunluydu .
Mao'nun «kadrolara eski sayg ı n l ı klarını geri verme»
pol itikasına başvurma kla g üttüğü amaç, ya l n ızca , görev
lerinden a l ı n mış bu deneyi mli insa nları a ktif bir ça l ışma
ya yönelterek on lardan yeniden yara rlanabil meyi sağ la
mak değ i l d i ; bunun ya nısıra , ülkenin dört bir ya nında,
M aocu cehen nemin tüm badirelerinden geçmiş, a hl aksa l
yönden ez i k l i k duyg usuna kapılmış, böylel i k l e de rej i m
i ç i n b i r teh l i ke oluştu rmayaca k durumdaki kişi leri kend i
saflarına kaza nmaktı . Her şey bir yana, « kadroları n eski
sayg ı n l ı klarına kavuşturu l ması» kampanyasını örgütleyen
kişi l er, bu yol la, «yüce bir bağ ı şlayıcı l ı k » örneğ i göstere
rek, iş led i k l eri tüm «Suçlanı a rağmen yine de bu kad ro
lara büyük değer ve rd i klerini ve ne ölçüde «eh i l » bi rer
yönetici olduklarını kanıtlamak amacındaydı lar.
N e var ki, Maocu diktatörl ük koş u l larında «eski say
g ı nlığ ına kavuşmamış» olan hiç bir insan, geleceğ ine g ü
ven l e baka maz. Arkası kesil meden birbirini izleyen yen i
politik ka mpa nya ların, «eski sayg ı n l ı k l a rına kavuşmuş»
olan kadroları bile kıyıma u ğ ratmaya deva m ettiğ ine s ı k
1 08
s ı k ta n ı k olunma ktad ı r. Bunun klasik örneklerinden biri,
CKP MK eski genel sek reteri Teng Hsiao-Ping'in durumu
dur. Teng Hsiao- Ping, « Kültür Devri mi» dönemindeki rüt
be indirme ve «temizleme» işlem lerinden sonra «eski say
g ı n l ı ğ ı na kavuşmuş» ve Maocu yönetimde önem l i bir ko
numa getiril mişti . (ÇHC Devlet Konseyi Başkan Ya rd ı m
c ı l ı ğ ı , Ç K P M K Başkan Ya rd ı mc ı l ı ğ ı v e M K Pol itik Bü ro
su üyeliği, Çin H a l k Kurtuluş Ordusu Uzmanlar Kuru l u
Başka n l ı ğ ı ) . Teng Hsiao-Pi ng'in, « M ao'nun fikirlerine uy
mayan bir ideoloj iye sa hip bulunduğu» , « Mao'nun ona yö
nel i k eleştirilerinin haklı olduğu» , «onun. Mao'nun fikir
leri n i n kızıl bayra ğ ı n ı daha yukarı lara kaldı rmad ı ğ ı » , «Baş
ka n Mao'nun iyi bir öğrencisi olmadığı» ve « burj uva ide
oloj isinin etkisinden ta ma men kurtu lamad ı ğ ı » yol undaki
«gerçekleri» kabul eden açık özeleştirisi, Mao tarafından
«içten bir özeleştiri» olara k değerlendiril mişti . N e var ki,
Şu bat 1 976'da Teng Hsiao-Ping, kend isini yeniden keskin
e l eştirilerle karşı karşıya buldu. Bu eleşti ri l erde, onun
« Parti içindeki en büyük iflah olmaz kapita l izm yolcusu»
ve « Mao'nun fikirlerini ça rpıtan bir kişi» olduğu söyleni
yord u . Hatta, ÇKP'yi « revizyon ist-faşist bir parti» haline
dön üştürmeye çalışmakla suçlanmıştı .
N ihayet, Nisa n 1 976'da Pekin'in Tiyen An Men ala
n ı nda ya pılan anti-Maocu gösteri n i n örg ütleyicisi olduğu
iddia edi lerek Teng Hsiao-Ping, yeniden Parti ve devlet
aygıtı içindeki tüm g örevleri nden uza k laştı rıld ı .
«Halk Milisleri•
1 09
karşı verilen savaşı mda di renme g üçleri nin safında yer
a l mıştı . 1 950 yılı nda toplanan « H a l k M i l isleri» yöneticile
rin i n u l usal konferansı nda, «Halk M i l isleri » nin «daha et
kili bir savaşkan güç» haline geti rilmesi kararı a l ı nd ı ve
« mi l isler» Çin s ı n ı rlarını korumakla görevlendirildi. Bu,
« halk mil isleri>ı n in, ü l kenin ve devletin g üvenliğinin koru n
masındaki önemli rol ünü vurgulamaktad ı r. Yine o dönem
de, h ü kü met a l eyhtarı faal iyetleri gözlemek üzere « H a l k
M i l isleri»ne bağ l ı özel g ruplar kuru l m uştu .
«Hal k M i l isleri » ne böylesi görevlerin veril mesi büyük
bir şaşk ı n l ı k yaratt ı . Çünkü ü l kede d üze n l i bir ordu var
d ı . 1 953'te Mareşa l Peng Te-huayi, açı kça, «Halk M i lis
leri a rtık görevleri n i ta mamlamıştır. Bugünkü koşullarda
va rlığına gerek yoktu r.» ded i . Üst düzeydeki m i litarist kad
roların büyük bir kesimi de aynı görüş ü paylaşıyordu .
B u görüşlere aldı rmayan Mao, 2 9 Eyl ü l 1 958'de « H a l k
milislerine bağ l ı t ü men lerin kuru l ması» yolunda bir dire k
tif yayınladı. Bu, Cin halkını «herkes bir askerdir» belgi
si altında mil itarize etmeyi a maçlayan geniş ka psa mlı
prog ra mın bir parçasıyd ı . Mao'nun, Cin halkının günlük
yaşa m ı n ı n ve çalışma yaşa mının örg ütlenmesinde bu bel
giyi ideal bir a raç ola ra k düşünmesi bir rastlantı değ ildi.
Ağ ustos 1 958'de ya pılan konferanslardan birinde Mao, sı
kıl madan şunu söylemişti : « Ça l ışmanın örg ütlenmesinin
ôskerileştirilmesi, ça l ış ma tarzının askerileştiril mesi ve ya
şamın bir disipline bağ l ı k ı l ı n ması . . . İşte, bu üç belg i çok
yararl ı d ı r» . Maocu lar, askeri ta li mlerin ve kışla tarzı ya
şamın başlatıldığı «halk kom ünleri » n i n , « h a l k mi lisleri » n i n
toplumsal ta ba n ı n ı oluşturduğunu duyurdular.
CKP'nin 9. Kongresinde Mao, «yedi mi lyon insa n ı n
birer asker, on binlerce kilometre l i k a l a n ı n ise askeri b i r
kamp» olduğunu vurgulad ı . «Sald ı rı tehl ikesi» v e «dışa
rıdan gelec:ek kaçı nıl maz saldırı» konusundaki uyarı l a r ye
niden duyulmaya başland ı . Bu yüzden, « H a l k M i l isleri » d e
1 10
dahil olma k üzere tüm güçleri, «Cin'in savu nma kapasi
tesini a rtı rma k» amacıyla kul lanmak gerekiyord u .
Lin Piao'nun pol itik yaşa mdan uzakl aştı rı l masından ve
bir ta k ı m yüksek rütbe l i subayın « ihanet» ettikleri söylen
tilerinden hemen son ra , ü l kede « Ha l k Savaşı» propagan
dası yoğunlaştı rı ldı. Bu konuda «halk mi l isleri » ne büyük
bir özen g österil iyord u . « H a l k m i l i sleri» mensu pları n ı n an
ti-Sovyetik ve Maocu bir eğitimden geçirilerek isten ilen
doğrultuda bir ideolojik yapıya sa hip olmaları na büyü k
önem veri l mişti. « Ha l k m i l isleri>ı n in örgütleyic i l eri, bu «mi
l is ler» i n , «sınıf savaş ı m ı » , yani i ktidar savaşımı ve rej i
min muhaliflerine karş ı savaşım için gerekli görüldü�ünü
a rtı k gizlemek i htiyacı nı d uymuyorlard ı . Halkın Günlüğü
gazetesi , Eyl ü l 1 973'te, CKP MK Başkan yard ı mcı l ı ğ ı ve
M aocu Pol iti k Büro üyes i Va ng Hung-Ven ' i n yönetimin
de, 1 967 yı l ı nda «zara rl ı unsurlara ka rşı etk i n bir sava
ş ı m veren» Şang hay'daki «Halk M i lisi» deneyimi üzerine
şunları yazmışt ı : « Ha l k m i lisi üyeleri. ideoloj i k a landaki
sınıf savaşımı da dahil olmak üzere, sınıf savaşımının çe
şitli biçi m lerine planlı bir şekilde katı l ma l ı d ı r» . Şang hay
örneğ i , « H a l k m i l isi» bölükleri n i n oluştu rulmas ı n ı n , Maocu
propagandanın iddia etmeye ça lıştığı gibi, «d ışarıdan ge
l ecek bir teh l i ke»ye değ i l, ü l ke içi savaşıma bağ l ı oldu
ğunun i na nd ı rıcı bir kanıtı d ı r. Lin Piao'n u n görevinden
a l ı n masından sonra « H a l k m i l isleri » n i n bütü n işi, pol itik
bak ı md a n orduya karşıt bir denge yaratma cabası olmuş
tu.
•
111
ğin, «Yeni Anayasmı nı n 1 5. maddesinde, bu « mil isleri» ,
Cin Halk Kurtuluş O rdusuyla aynı kefeye koymaları nda
görü l ü r.
Bugün, «devrim komiteleri» denilen komiteleri ve halk
yığ ı nlarının g erçekten nefret ettik leri Maocu Parti komi
telerini destekleyen bir a raç olarak « Halk M i l isleri»nin ro
l ü büyümekted ir. Cin basını ve radyosu, sık sık « H a l k M i
l i s i » üyelerinin kasabalarda ve köylerde kol gezerek, « S ı
n ı f d üşman ları ıı n ı n maskelerini d üşürd ük l erini, Mao'nun
d i rektifleri ni incelemek için yığınları harekete geç i rd i k le
rini ve yeni politik kampanyalar örgütled i klerini d u yu r
ma ktad ı r.
<.<Halk M i l isleri» Mao'nun ve sad ı k uşaklarının ellerin
de onların her istediğini yapabilecek, tüm ü l ke çapında
örg ütlü ve silahlı bir güç hal ine geti rildi. Bu « m ilisle r» ,
Mao için bir çeşit «özel yedek g üç»tü. Mao bugün a rtık
Cin Halk Kurtuluş Ordusunun g üvenilebilirliğinden kuşku
d uymaya başla mış ve bu yüzden d e, « Ha l k M i l isleri » n i
g üçlend irmeye yönelmiştir. Mao'nun h a l k d üşmanı politi
kasının yarattığ ı hoşnutsuzl u k yaygı n laştıkça, « Ha l k m i
lisi» birimleri eyleme sokulmaktad ı r. Çin emekçi h a l k ı n ı n
di k katini içinde bulu nduğu sefil durumdan başka yön e çe
virmek ve sa ldırı teh likesinin ya kın ve gerçek olduğu iz
lenimini doğ urmak için, yeni bir a nti-Sovyetizm ve savaş
h isterisi dalgasını yaratmak gerekmekted ir. Bu yüzden,
Cin 'de bug ün « herkesin bir asker old uğu» ve «hiç kimse
nin kend isi hakkında düşünmeye zamanı olmad ı ğ ı » yolu n
daki sözler yeniden duyulabilmekted ir. İşte « Ha l k m i l is
leri » , bu amaçların tümüne mükemmel bir şekilde uygun
düşmekted ir.
•Yalınayaklı Doktorlar•
112
h u riyeti'nde 1 966 yılında ü niversiteler kapatıldı ve ü l ke ,
doğa l ola rak doktorla rı da kapsayan yaklaşık 5 milyon
uzma nını yitird i . Bunun ya nısıra, « Kültür Devri mi» sırasın
da pek çok doktor «burjuva a ydını» ola ra k işkence gör
d ü ve «yeniden eğitim görmek üzere» aznüfuslu geri kal
mış bölgelere gönderi ldi. Bu durum, sağ l ı k h izmetlerinde
büyük kayı plara neden oldu. Başta çiftçiler olmak üzere
milyonl a rca Cin yu rttaşı. fiilen sağ l ı k h izmetlerinde büyük
kayıplara neden oldu. Başta çiftçiler olmak üzere mi lyon
l a rca Cin yurttaşı, fiilen sağ l ı k hizmetlerinden uzak kal
dılar. Kırsal a lanlardaki hoşnutsuzluk ve özelli kle yeni do
ğan n üfusun yükselen ölüm oranı, CHC yönetimini özel
önlemler al maya zorladı. Mao'nun d i rektiflerine bağ l ı ola
ra k Pekin propagandası, «sağ l ı k h izmetlerinin oda k nok
tasını k ı rsal a lanla ra kayd ı rma k»tan sözetmeye başlamış
tı. « Ya l ı naya k l ı doktor» böl ükleri, ülkenin her yanına yer
leştiril iyordu. «Yal ınaya k l ı doktorlar», basit hasta lıkların
ya da yara lanma ları n nası l iyileştirileceğinin öğreti ldiği iki
ya da üç ayl ı k özel, temel eğitim kurslarından geçmiş ki
şilere verilen addı.
1 968'in Eyl ü l ünde Kızıl Bayrak (Hung-çi) gazetesi, «ya
l ı naya k l ı doktorların çoğ a l ması gerçeğ inin ışığında, sağ
l ı k h izmetlerindeki devri min gelişmesinin değerlend iril me
si» başlıklı ve bu tür « Sağ l ı k personel i» nin hızla çoğa ldı
ğını onaylayan bir ma kale yayınladı. Devlet Konseyi Baş
kanı Çu En-Lay'ın, U lusal Halk Kongresinin son oturumu
na sunduğu rapora göre, birkaç yıl içind e k ı rsal alandaki
« ya l ı naya k l ı doktor» sayısı bir milyonu geçmişti.
Kuşkusuz bu, Cin k ı rsal alanları n ı n bir kuşaktan di
ğerine a kta rı lan, yüzyı llard ı r süren salgınlardan ve tehli-
1<.eli hasta l ı kl a rdan k u rtulmuş olduğu anlamına gelmemek
ted ir. M aocuların sağ l ı k h izmetleri için önerd i kleri pol iti
kanın, emekçi halkın sağ l ığını koru makla hiç bir ilg isi yok
tur.
113
«Ya l ı naya klı doktorla r» ı n ne g erekli bilg ileri, ne de
ilaçları. tı bbi araçları ve gereçleri vard ı r. Üstel i k bunlar,
Maocu « kendi gücüne g üven ! » a n layışı n a göre aynı za
manda tarlalarda da ça lışmak zoru ndadı rlar. Sağlı k hiz
metleri n i n tüm masrafları ise, çiftçilerin kend i l eri tarafı n
dan karşılanma ktad ı r.
Maocular, sağ l ı k h izmetleriyle ilgili tüm g iderleri, böy
lesi yığınlara yüklemeye çalış ı rken, milyarlarca yuan'ı as
keri amaçlar için harcayabilmekted irler.
Bugün resm i Cin propagandası, «ya l ı naya klı doktor
l a r» ın kendi kaynaklarıyla nası l ilaç h azırla maya uğraş
tıkları n ı , metal a rtı klarından, kullanı l mayan yedek pa rça
larda n vb. nasıl gerekli tı bbi cihazları yapmaya ça l ı ştık
ları n ı a nlata n bitmek tükenmek bil meyen masal la rla do
ludur. «Ya l ı naya k l ı doktorlar» ı n çoğunluğunun coşkusu ve
insanla rı acılardan k u rtarma çaba la rı övgüye değer; an
ca k, hasta l ı kları n ı nası l ve neyle iyileştirebileceklerine iliş
kin hiç bir bilgiye sa h i p ol mayan bu insanların boşa gi
den çabalarına acımamak ta elde değ i ld i r.
«Eğitimde Devri m »
114
deki bütün üniversitelerin, «bu yeni taleplere uymad ı ğ ı
için» d a h a 1 966'da kapatı lmasını h a k l ı çıkarma kta kul la
n ı l mıştır.
Mao'nun sözkonusu d i rektifinin a rd ı ndan, Cin'de es
ki ders prog ra mları kald ı rıld ı . Ders kitapları caddelerd e
ve a lanlarda ya kıldı. Öğretmenlerin hiç bir yetkisi kalma
dı. Derslerin uzunluğuyla ilgili tartışma l a r k ızı ştı . Maoc u
propaganda, «fazla öğrenirseniz, kend inizi harap edersi
niz» , «iki veya üç yıl öğ ren i m çoktur, birkaç ay yeterli
dir», «öğ renim sın ı rlandırı lmalıdır» gibi belg i leri kul lanma
ya başlad ı .
Aynı za manda öğ rencil·er için, gerçek, yapıcı bir prog
ra m uygulana mad ı . 1 968'de öğrenime yeniden başlandı
a ma , her bölgedeki d üzeyleri fark l ı tüm okul lar, kendi baş
larına bir eğitim prog ra m ı ve öğ renim süresi beni mseyip,
uygulad ı l a r.
Kent okul la rında matematik, fizik, kimya ve coğrafya
öğreti lmeye başland ı . Kırsal ala nla rdaki oku l l a rda ise, bu
dersler tarımsal m üfredat prog ra m ı içinde yer al ıyor ve
yarı m yamalak öğ retil iyordu. Tüm oku l l a rda ortak olan
bir özellik, ideolo j i k yoru mlamaya ve uyg u lamaya özel
önem veren « politik eğitim»in ve askeri disiplinin ön plan
da gel mesiyd i.
O dönemde, « eski» öğretmenlerden çoğ u kıyıma uğ
rad ı la r. özel likle , « Kültür Devri mi»yle uyum halindeki ders
prog ramlarına göre yü ksek öğretmen okul l a rı nda yetiş miş
olan «yeni ler» ise, öğ reti m göreviyle u ğ raşmaktan aciz
d i ler. Zaman zaman Cin oku l larını ziya ret etme izni ve
rilen yabancı temsi lci ler, bugünkü öğ rencilerin, en basit
ödevleri yapmada ki mutlak, başa rısızl ı klarına ve geçmiş
te Cin öğ rencil erinin çok iyi bildiği temel konu ları bil e
an laya mamaları gerçeğ ine çok şaşı rmaktadı rla r.
Öğrencilerin kötü yetiş melerinin başka bir nedeni de,
üniversitelerdeki çal ışmaların alabildiğ ine kısıtlanmış ol-
115
masına rağ men, yine de bu nları yürütmeyi beceremeye
cek derecede hazı rl ı ksız k işil erin üniversitelere g i rmiş ol
masıdır. Yeni i l kelere göre, yeterli b i l g iye sa hip ol mak ve
hatta orta dereceli bir okuldan mezun olmak, üniversite
ye a l ınmanın geçerl i koşulları olara k kabul ed i l miyord u .
Bugün C i n ' l i geneler üniversitelere « politik faa l iyette b u
l u n m a k » v e «Mao'nun fikirlerine bağ l ı l ıklarını kanıtlamak
için alınma ktad ı rlar.
Bundan baş ka, bugün Cin'de okul biti rmek, bilgi sa
h ibi olmak anlamına gelmemektedi r. «Ac ı k kapı » d en i len
eğ itim sistemiyle birlikte, öğrencilerin bel l i bilim dalları n
da uzmank:ışa bilme ola nakları ortadan kaldı rı l mıştı r. Öğ
renci gençl ik, zama nının büyük bir böl ü m ü n ü oku mak,
yazma k ve çeşitl i konular üzerinde çalışmakla değ il, tar
lalarda, atelyelerde, konut yapımı işlerind e, Mao'nu n
«eserleri>> nden yaptı kları al ıntı ları bi rbirlerine pa pağan g i
bi a kta rıp d u rmakla g eçi rmekted i r.
Maocuları «acı k-kapı eğ iti m i » n i uygula maya iten ne
d i r? Onlar, bu «yeni sistem»den vazgeçmek yeri ne, ne
den onu böylesin e övmekted i rler? Çünkü, bi rçok ba k ı m
dan bu sistem, Maocu yetkilil erin işine gelmektedir. Bi·
rincisi, bu « Sistem», eğ itim masraflarını azaltma ktad ı r. Da
ha 1 961 'de Mao, «yu rttaşları n devletten bir tek k u ruş bek
l emeden zamanlarının ya rısını ça lışa rak, diğer yarısını d a
öğre nerek geçirmelerini» düşl üyordu. Yeni kabu l edi len
a nayasa, eğitimin, « kendi g ücüne g üven ! » i l kesine g öre
g el işti ri l mesi gerektiğ ini söylemektedir. Anca k, ne « ko
m ü nl enı in, ne d e « işçi birl ikleri»nin eğitim a maçları için
yeterl i «güçleri» va rd ı r. Öyleyse okulları, kend i kendine
yeter duruma getirecek bir sisteme bağ lamak gerekli ol
muştu r. Bugün a rtı k öğrencilerin kazandıkları paralar, okul
binalarının ona rı l ması, fa k i rlere okul yardı mlarının sağlan
ması ve öğretmenlerin ücretleri nin öden mesi için kulla
n ı l ma ktad ı r. Ö rneğ i n, 1 975'te Pekin'de yayı nlanan «Cin
1 16
Kültü rü» adlı kitapçıkta, Cen Piyen, Kiyangsi bölgesinde
ki «komümı lerden birinde, bir i l kokulda okuyan öğrenci
lerin, çalışara k kendi okul la rı n ı n elektrik gereksinimini
sağ l ayacak küçük bir enerji santra l ı nı n k u rulabilmesine
yetecek kadar para kazandı kları n ı yazma ktad ı r. İşte bu
yüzden, Cin'de bug ü n küçücük çocuklar tatillerde bile ça
lışma ktadı rlar.
Bu d u rum, «yeni sistemi n tüm avanta jlarını» yok et
memekted ir. Maocu yönetim, s ı navsız, notsuz, öğretmen
lerin yüce istekleri olma ksızı n ya pı laca k bir eğitimi yay
g ı n laştı rmaktad ı r. Yine Maocu yöneti m, «devri mci fikir
lenı i n bilg iye galebe çaldığ ı na i l işkin i k iyüzlü konuşma
lar yapma kta ve aslında, bu yol la gençl i ğ i n en geniş ke
simlerini kend i tarafı na çekmeye çal ışmaktadır. Bunun
için d e, özellikle genç l i ğ i n , pol iti k ba kı mdan olgun laşma
mış, yaşam içi nde herha n g i b i r yeteneğe ve bilgiye sa hip
olmadığı ha lde, ya ln ızca «devrimci ru h»a, ya n i Mao'ya ve
«fikirleri>ı ne ba ğ l ı l ı ktan ötürü « başarı » kaza nabileceğ ine
inanan kes i m le riyle flört etmekted i rler.
Görev l erine içtenlikle sarı l mı ş bu lunan öğ retim üye
l eri, bu duru ma çok içerlernekted i rler. Bug ün , yabancı ba
s ında, Pek i n ün iversitesi eski rektörü Lu Ping'in, Mao'ya
yazmış olduğu mektup s ı k sık yera l ma ktad ı r. Ping bu
mektu bunda. « eğer gereken önlemler a l ı n mazsa . ü n iver
s ite mezu nları okuma-yazma bilmeden oku l ları bitirmiş
olacak lar» demişti r. Ayn ı görüş, Cin Eğitim Bakanı Cu
Yung-Sin tarafı ndan da a ç ı k lanmıştı .
« Eğ it i md e devrim » , Cin halkının çabalarına ve Cin'in
çıkarlarına ters bir g i rişim olmuştur. Buna, yal nızca, Cin
halkını isten ildiği za man mümkün olan her yol la onu kul
lanabilecek, «küçük dişliler» den oluşmuş b i r çark g i bi
g örmek isteyen k i mseler ge reksinim duyma ktad ı rlar. Es
ki Çin yöneticilerinin, «cahil ve eğiti l memiş halkın dene-
117
timi kolaydır.» anlayışını, günümüzde Mao da ben i mse
miştir.
118
g i lere göre, bölgelerde olduğu kadar merkezi organlarda
da, kumandanların yaklaş ı k % 60'ı değ iştiri ldi. O sırada
«CKP MK Kad ro Sorunları Komisyonu » na , « Lin Piao ola
y1» denilen olayla uğraşma görevi veri l mişti. 1 1 Eylül
1 971 'de toplanan Pol itik Büro'nun olağan üstü oturu mun
da, «Sivil ve askeri hava a lanları n ı n kapatı l ması», Cin'in
Ulusal Günü olan « 1 Ekim kutlamaları n ı n ka ldırı l ması» gi
b i birçok karar alındı. Bunları n a rd ı nda n , M oğol istan ha
ber ajansı MONCAM E, 12 Eyl ü l ü 13 Eylüle bağ layan ge
ce bir Cin uçağ ı n ı n M oğol s ı n ırları nı ihlal ettiğini ve uça k
içinde bulunanların öldürüldüğünü duyurdu.
Bu ha ber, başarısız bir da rbe g i rişiminden sonra, Sov
yetler Birliği'ne kaçmayı dened iğ i ileri sürülen Lin Piao'
nun ölümüne ilişkin Maocu idd iaya ma lzeme hazı rlamış
tı. Sözü edilen iddia, he men burj uva basını nda yeral ıver
d i . Çünkü bu iddia, a nti-kom ünistlere uygun bir idd iayd ı
ve onların a nti-Sovyetik görüşlerini besl iyordu. Ayn ı za
manda bu, Çin yönetiminin a maçlarıyla da ta m bir uyum
halindtyd i . Buna göre, Li n Piao'nu n pek çok sucu vard ı .
O, iktida rı e l e geçirebilmek için h e m «ihanet etmiş» hem
d e « Başkan Mao'ya su ikast girişiminde bulunmuştu» . Bu
suçla malar ta mamen temelsizd i, çünkü Lin Piao'nun ya
sa l «haleflik hakkı » , ÇKP'nin 9. Kong resinde kabul edi
len kara rlarla onayla ndığından, onun böylesi hareketlere
g i rişmesi için en küçük bir neden yoktu .
Maocu yönetim, Lin Piao'yu, onu Mao'nu n «halefi»
-ola ra k görmeye a l ışan halkın g özünden d üşürmek zorun
dayd ı . İ şte bu yüzden onlar, suçlamalarında çok kesin bir
d i l kulland ı la r. İ ddia ed ildiğine göre Lin Piao, « Mao'nun
maddi varl ı ğ ı n ı ortadan kaldırma k istemişti.» Bu iddiayı
güçlendirebilmek a macıyla , «571 Pla nı» denilen (Çince'de
«571 » ra kkamları n ı n tel leffuzu «askeri ayaklanma» n ı n te
l affuzuyla aynıdır) . bir karşı -devrimci darbe planı « günışı
ğ ı na çıkarı l d ı » . Ü zerinde ayla r boyu çalışılan bu «belge» ,
119
Un Piao'nun, Hava Kuvvet leri Başkumandanı olan oğ l u
Un Li-kuo'nun v e pek çok hava subayının desteğ iyle, h a
berleşme a ğ ı n ı ele geçirmeyi, i ktidara zorla otu rmak v e
Çin'in pol itik yönelimini değ iştirmeyi a maçlaya n b i r plan
uyarınca faal iyette bulunduğunu i leri sü rmekted i r. «571
pla n ı » n ı geniş ölçüd e lanetleyen Maocu propaganda, biz
zat « Başkan» M ao'nun, bugüne kadar onyı l la r boyu Un
Piao'yu göklere çı karan, daha sonra da onun devlet için
teh l i keli bir kişi olduğunu kan ıtlayan, dargörüşlü bir po
l iti kacı olduğu gerçeğ ini gözardı etmekted i r.
1 973'ün Ağustos ayı nda toplanan ÇKP'nin 1 0. Kon
g resinde Maocu grup, tüm Partiye ve tüm ül keye, « Kül
tür Devrimi kadar büyük bir pol itik devri mi, pek çok kez
yine leme» nin gerekli olduğunu d uyurmuştu. Bu Kong rede
Çu En-Lay resmi olara k Un Piao'yu suçlamıştır.
7 Ağustos'ta, ÇKP M K yayı n organı Halkın Günlüğü
ül kede, « i kinci Kültür Devri mi» olara k adland ı rı l maya baş
lanan fırtı nalı yeni bir kampanyanın baş lad ı ğ ı n ı duyurdu.
Yeni ka mpanya « Lin Piao'yu ve Konficyüs'ü eleştirme
kampanyası » olara k tanı mlanmı şt ı . Böylelikle Mao'nun
«ca n yoldaşı» Mareşal Un Piao, yaklaşık olara k iki b i n
beş y ü z y ı l önce yaşa mış bu lunan eski Cin filozofu Kon
ficyüs'le aynı kefeye konmuş ol uyordu .
Tarihin çok farklı dönemlerinde yaşa mış bu lunan b u
i k i insa nı birbirine bağ laya n orta k suçlar nelerdi? B u so
ruyu ya n ıtlamad a n önce, Cin halkının ruhsal yaşa mı ve
ü l ke tari h i üzerinde büyük etkisi bulunan, eski Çin bil
gesi Konficyüs'ün öğretisi Konfiçyüsçülüğü ele a l ma k ge
reklidir. Konfiçyüsçü l ü k çeşitli anlamlard a değerlend i ri le
bi l i r. Bu öğ retinin ana fikri alçakgön ü l l ü l ü k, ve a i lede ol
sun devlet yönetiminde olsun büyüklere bağ l ı l ı ktır. Bu,
M a rksçılı k-Leninci liğin doğal olara k eleşti risine konu olan,
baskıya, sömü rüye karşı d i renmemeyi ve i ktidar k i m olur
sa olsun ona karşı saygıyı g etirmekted ir. Aile içindeki
1 20
büyüklere ve yaşlı kişilere saygı duyma, ai lenin ç ı ka r l a rı
için özveride bulunma, merha met g i bi Konfiçyüsçü anla
yışlar g ün ü müz i nsa n ı için de oldukça geçerl i davranış
normlarıd ı r.
Aslında M ao ve g rubu, Konfiçyüscülük g i bi karışık ve
t ü rl ü konuları kapsayan bir olgunun ciddi bir tah l i l iyle zer
re kadar ilgilenmemiştir. Maocula ra göre Konfiçyüs, Cin'
i n erken feodalizm dönemine g i rmesiyle (2400 yıl önce)
tarih sah nesinden silinmiş bulunan köleci d üzenin ç ı ka r
l a rı n ı n sözcüsüyd ü . Lin Piao'da, tıpkı Konfiçyüs gibi Mao
cular tarafından Cin'i « Kültür Devri mi» nden önceki « ka
ran l ı k döneme» geri götürmeye çalışmakla suçlanmıştı r.
Bu konuda Mao, pol itik savaşı mda k i gözde yönte
mine yine başvurmuş ve tarihte, günümüzde uygulad ı ğ ı
politikayı haklı çı karacak malzemeyi bulmuştur. Mao'cu
yoru ma g öre Lin Piao'nun iğrene <ısucları » , Konfiçyüs'ün
kusurlarını çoğa ltmakta ve Lin Piao'ya atfed ilen Konfiç
yüsçü d og malar, Lin Piao'nun ağzından çıka nların, onun
Çin u lusuna ihanetinin bir kanıtı olara k değerlend iril me
sine yol a çma ktad ı r. Bu kampanyanın özelliği, 2 Şu bat
1 974 tari h l i Halkı n Günlüğü g azetesinde yeralan baş ma
kalenin k ısa bir pasa j ında açı kça gösteril miştir. Bu ma
kalede, « bu rjuva ka riyeristi, hilebaz, i kiyüzlü, vatan haini
Lin Piao, Konfiçyüs'e yüzde yüz inan ıyord u . Kendi lerini
felakete ata n her d önemdeki gericiler g i bi, o da Konfic
yüs'e tapıyordu ve Konfiçyüs'ün öğretisini, Parti yöneti
mini zorla ele geçirmeye, i ktida ra gel meye ve kapitalizmi
restore etmeye yönel i k kirli çaba l a rı adına, gerici bir ideo
lojik a ra ç olarak kullanıyordu» denil iyordu.
U n Piao'nu n « Başkan Mao'yu öld ürerek, kapital izmi
restore etmeyi amaç layan şeyta nca çaba l a m n a karş ı yö
neltilen suçlamalar d emagoji k bir propaganda kara kteri
taşırken, « Li n Piao'yu ve Konfiçyüs'ü eleştirme» kampan
yasında kullanılan daha başka birçok malzeme, daha özel
1 21
bir şekilde, Maocu ların gerçek a maçlarına işaret etmek
ted ir. Örneğ in bu «eleştirme kampanyası» Un Piao'n u n
« Büyük Hamle» v e «halk komün leri» g i bi Maocu serüven
lere karşı olu msuz tavı r aldığı «ekonomi k alandaki suç
l a rı » na; Mao'nun pol itik entrika larının ve Parti ile hükü
met temsilcilerine karşı uyguladığı baskının açığa çı ka
rılmasına; « Kültür Devri m i » n i n U n Piao tarafından «kar
ş ı l ı k l ı acı masız yoketme» olara k değerlendiri lmesi ne; on u n
« işsizl iğin gizli bici mi» nden başka ad veremed iği M aocu
«7 M ayıs oku lları » na karşı olu msuz tavrına; eğitilmiş genç
l iğ i n yerleşmek üzere kentlerden k ı rsal alanlara gönde
ril mesine karşı çıkışı gibi kon ulara yer vermekted ir.
Un Piao, « Kültür Devri m i » n i n gerçekl eş mesinde Mao·
ya büyük yard ı mlar sağ layan ve uzu n süre M ao'yla ya k ı n
işbirl iğinde bulunan ve son unda e n ya k ı n a rkadaşıyla böy
lesine ters bir kon uma düşürül müş olan, tarihteki ender
insanlardan biridir. U n Piao'ya yöneltilen suçlamaların bü
yük bi r böl ümü uydu rmad ı r. Maocu lar böylelikle, kendi le
r i n e sessizce düşma n l ı k duyan kişi lerden M aocu doğ ma
l a ra karşı çı kma yürekliliği gösterenleri, U n Piao'nu n uğ
rad ı ğ ı akıbetin bekled iğini ortaya koymuşlard ı r.
Un Piao'yu hedef alan suçlamaların bir bölümü de,
onun, Cin ordusu n u n örgütlenmesi soru nuna i l işkin pol i
t i kasıyla ve «askerlerin içine ayrı l ı kçı eğ il imler sokma» ça
ba l a rıyla ilgilidir. Bu tür suçlamalar, M ao'nun ve g rubu
nun, yerel kumanda nları n yetki lerinin a rtırı l masından duy
dukları kaygıyı yansıtma ktadı r. «Un Piao'yu ve Konfiçyüs'ü
eleştirme» baha n esiyle Maocu lar, kendilerini rahatsız eden
askerleri görevlerinden uza klaştı rma ve sözde «Solcu ları»
komuta merkezlerine atama olanaklarına sa hip oldular.
Böyl elikle, ordunun ta m anla mıyla Maoculuğun ideo
loj i k ve pol itik a nlayışı doğrultusunda biçimlend irilmesine
g i rişil miş ol uyord u . Parti ve yerel yönetim organları ka
dar ordunun da Maocuların ellerinde merkezileştiği ve ye-
1 22
n i atand ı kları görevlerde yetkileri nden yoksun k ı l ı nan as
keri bölge kumanda nlarının büyük çoğunluğunun (onbiri n
den sekizi) yer değ iştirmesi, bunun bir örneğ idir.
Lin Piao'nun paylaştığ ı söylenen Konfiçyüs'ün teori
l erinin « eleştiri lmesi» ba ha nesiyle Maocul a r, aynı zaman
da, « Kültür Devri mi» sırasında olduğu gibi, yasaları çiğne
menin ve rej i me muhalif olanlara karşı keyfi eylemlere g i
rişmenin önünde duran ideolojik v e ma nev i engell eri kal
d ı rma çabası içinde, merha met, insanlık ve yasal l ı k gibi
fikirlere karşı da savaşıyorla rdı. O dönemde, despotluğuy
la ünlü eski Cin imparatoru Cin Şih-huangin adı, Cin ba
sını nda s ı k sık görül meye başla ndı. Cin bası n ı , onun «dev
rimci» sertliğini ve acımasızlığını, Konfiçyüs'ün insan sev
gisi g i bi « ka rşı devri mci » i l kelerinin ka rşısına koyuyordu.
İnsanı ruhsal ba k ı mdan sakatlayan, onu «Büyük Kapta n>> '
ı n ( Mao'nun) rotası doğru ltusunda hareket etmeye zorla
yan ve Mao'nun büyü k mekan izmasının küçük bir dişl isi
haline dönüştürmeye çalışan Maocu rej i m koşullarında,
doğal olara k, « Lin Piao ve Konfiçyüs tarafından öğ retilen» ,
ana babaya sayg ı ve a i l e sevg isi gibi « revizyonist» duygu
l a ra yer yoktu.
<+Lin Piao'yu ve Konfiçyüs'ü eleşti rme» kampanyası
uzun süre ve vahşice yürütü lmekle birlikte, M aocu g rubun
bekled iği sonuçları getire med i . Kampanya, Maocu yöne
timde yeralan g rupl a r a rasındaki i l kesiz savaşımın bir an
latımı ol muş ve yöneti mdeki g üçlerin yeniden g ruplanma
sından baş ka bir sonuç doğ u rma mıştı r. Kampanyanın, yö
netimdeki muha lefetin ortadan kald ırıl ması ve insanları n
M aocu luğun dogmaları na karşı çı kmalarının engellenmesi
gibi a ra görevleri bile yeri n e getirilememiştir. « L.in Piao'yu
ve Konfiçyüs'ü eleştirme» ka mpanyasını, «proletarya d ik
tatörl ü ğ ü teorisinin i ncelen mesi» ve «Su Kıyısı» öyküsü
nün eleştiril mesi gibi, Cin emekçi halkının gerçek sosya
l izme ulaşmak üzere g österdiği haklı çaba l a rı n tasfiyesi-
ne yönelik, aynı a maçları g üden diğer pol itik kampa nya
lar izlemiştir. «Lin Piao'yu ve Konfiçyüs'ü eleştirme» kam
panyasının, Maocular tarafından hiç isten meyen bir d iğ e r
sonucu d a , gerek çalışma saatleri nde, gerekse bütün g ü n
süren a ğ ı r bir çalışmadan son raki dinlenme za ma nların
da, Lin Piao'nun ve Konfiçyüs'ün eleştirilmesiyle uğ raş
maya zorlanan Cin emekçi yığınları n ı n hoşnutsuzl uğu ol
muştu r.
1 24
meyerek Cin halkının yaşa m ı nda bir i lerlemeyi ve ül keyi
yeniden CKP'nin 8. Kongresinin Markscı-Leninci çizgisine
döndürmeyi a maçlayan işçi s ı n ıfının ve n üfusun d iğer kat
manlarının ilerici temsilci lerine karş ı uygulanan terörü ve
baskıları haklı çıkarmaya ça l ı şmışlard ı . Yeni Anayasa, Cin
işçi sınıfını, köyl ülerini ve ayd ı nlarını, Cin devri minin utku
s u sayesinde kazandıkları ve 1 954 Anayasasında da yer
alon pek çok haklardan ve özgürlüklerden yoksun bı ra k
mıştı .
4. Ulusal Halk Kongresinde kabul edilen Anayasa me
tini nde olduğu gibi, Kong renin sözügecen oturu munda da
«Mao'nun fikirleri>ı ni n egemen kılınması gerçeği ne rağ
men, Mao, yine de bekledi�i sonuçları a lamamanın acık
tatminsizl iği içindeyd i . Oturu mun, « Kültür Devri mi» boyun
ca yasaların varolmadığı bir durumun yaşa nmasını öngö
ren bir Anayasayı onaylaması, önemli bir gerçeğ in ifade
sidir. Resmi ilan edi len çeşitli sosya l ist ilkeler, ül kede, du
ru mun düzeltil mesi ve sosyal izmin kurulması eğ i l i mlerine
ilişkin i l l üzyonl a r doğu rabil iyordu. Oturu mda , Çu En-Lay'
ın, bu yüzyı l ı n sonuna varmadan Cin'in g üçlü ve modern
bir devlet haline gelmesini istemesi de, buna nasıl ulaşıl
ması gerektiğ i kon usunda ciddi düşünceler yaratmıştı .
Bitmez tüken mez pol itik ka mpa nya lardan bıkmış olan
m ilyonlarca i nsan, a cı kça gerçeklere dön ü l mesini a rzu et
miş, « Kültür Devrimiıı nin neler g etireceğ iyle ilgi lenmeye
başlamış, çal ış ma ve yaşam koşulları n ı n düzeltileceğ ini
u m m uştu r. Bu düşünceler, Mao adına büyük bir teh l ikeye
işaret etmekte, onun « başka ldırı», «ebed i devrimci yoksul
luk» vb. teorileriyle çeliş mekted i r. Bugün M ao'nun, böyle
si a ldatıcı görüşleri bir yo na itecek ve sessiz sedasız du
ran pol itik hasımları uysa llaştırmada bir a raç olara k kul
lanıla bilecek yen i bir politik kampanyaya ihtiyacı vard ı r.
Yen i ka mpanyaya ön ayak olanlar, m ızrağ ı n sivri ucu
nu, «burjuva yasası» ve « revizyonizm» d iye adland ı rdı kla-
1 25
rı hedefler üzerine karar vermişlerd i . «Bu rjuva yasas ı » n
d a n v e « revizyon izm»den kasted ilenler a rasında. sosyal ist
«çalış maya göre ücret» i l kesi, Cin fabri kalarında hala va r
olan 8 kademeli ücret sistemi ve ü l kenin «özel mül kiyet
kalıntısı» küçük özel a la nlar yer alıyord u . Bunun yanısı ra.
«devri min proleta rya d i ktatörlüğü koşulları nda sürd ü rü l
mesi» belgisi a racılığ ıyla, pol itik, toplumsal v e e konomik
sorunlara, « Kültür Devri mi» ve «Büyük Hamle» dönemle
rinde uyg u lanmış yöntemlerle çözüm bu lunması anlayışı
yeniden ön plana geçmişti.
9/Şubat/ 1 975'te, Cin'de Mao'nun proleta rya d i ktatör
l ü ğ ü soru nla rı na ilişkin «son emirleri » yayı nlandı. Bunlar,
«proletarya d i ktatörl ü ğ ü teorisinin incelen mesi» kampan
yasının başlad ığına işaret ediyordu.
Mao'nun proleta rya d i ktatörl ü ğ ü sorunlarına ilişkin
«son emirleri»nin vurguladığı başlıca dört konu va rd ı :
1 ) Tüm ü l kede burj uvazi üzerinde b i r d i ktatörl ü k hüküm
sürmeliyd i . Aksi takd irde, Mao'nun iddia ettiğ i gibi, « re
vizyonizme kayma k» çok kolayd ı . 2) Cin sosya l ist bir ü l
k e olmakla birli kte, d i ğ e r sosya list ü l kelerden ya lnızca k a
pital ist geçmişindeki mülkiyet biçimiyle ayrı lıyordu. B u .
hôlô 8 kadameli bir ücret sisteminin, çal ışmaya göre üc
ret i l kesinin, parayla satı nalma ve malları n değiş tokuşu
nun vb. varolduğu anlamına gel iyordu. 3) Daha sonra
« bu rjuva yasası» olara k ta nı mlanan tüm bu olgular. sos
yalizm koşulları nda tasfiye edilemezd i, ya lnızca kısıtlana
bilird i ve bu yüzden de, eğer Lin Piao gibi kişiler iktida ra
geçecek olurlarsa, onlara kapita lizmi restore etme kolay
l ı ğ ı sağ layaca ktı . 4) « M ao'nun görüşüne g öre, İŞÇİ sınıf
ve Parti üyeleri a rasında yeni burjuva unsurlar ortaya çı
kabi l i n>di.
Böylece, sözü ed ilen «emi rl er» , başlaya n kampa nya
nın ana çizg isini bel i rlem işti: İ l könce, proletarya diktatör
l ü ğ ü tesisi incele necek (Maocu yorumla) ; ikinci olarak,
1 26
(( burjuva yasası» k ısıtlanacak ve üçüncü olarak ta, «yeni
burj uva u nsu rla r» ortaya ç ı ka rı lacaktı.
Ka mpanyada ilk yapı lan işlerden biri, Maocula rı n,
M arks'ı n, Engels'in ve Len in'in eserlerinden 33 alıntı a ra
sından seçtik leri pasa jların, 22 Şubat 1 975'te merkezi ya
yın organlarında basıl masıyd ı . O dönemde, bu a l ı ntılar
uzun süre ülkenin dört bir yanı nda incelenmişti . Marksçı
Len inci teori nin, proleta rya d iktatörl üğüne, ya n i kapita
l izmden sosyal izme geçiş döneminin öze l l i k lerine ve k ro
nolojik çerçevesine; sosya l ist toplumda uzlaşmaz sınıfla
rın bulunmadığına ve proleta rya d i ktatörl üğünün hedefle
rine i l işkin en önemli görüşleri, Maocular tarafından tü
m üyle çarpıtı l mıştı . ( Maocu l u k, geçiş dönemi ile sosya l ist
toplum a rasındaki temel ayrı l ı ğ ı göremiyordu. Maocu l uk
ta her şey g üce indirgen mişti. Proleta rya d i ktatörlüğünün
ya ratıcı ve örgütsel işlerine i l işkin hiç bir şey söylemiyor
d u ) . Maocuların, sosya lizmi « geçiş dönemi toplu mu» ola
ra k yorumlamak ve bu « geçiş döne mi toplumu » n u n ya
salarını yapay bir şekilde sosya lizme uygulamak çabala
rı bir rastlantı değ ildir. Çünkü, a nca k böylel ikle, bir ya n
dan burjuvazinin yeniden canla narak iktidarı a l ma teh li
kesini; bir yanda n da, aslı nda varo l mayan « keskin sınıf
savaşı m ı » n ı n varl ı ğ ı n ı ve d u rumdan memnun ol mayanla
rı n tümüne karşı y ı ğ ı nsa l öç almaları teorik olara k haklı
çıkarmak mümkün ola bilmiştir.
Kampanya n ı n ikinci a d ı m ı , «burjuva yasasının kısıt
lanması» denilen g i rişimdi. Yine bu yolla Maocular, Cin
halkını, «çal ış maya göre ücret», fazla mesa i ücreti ve öde
neği, parayla satına l ma ve ma lların değiş tokuşu, topra
ğ ı n küçük çapta özel mül kiyeti, tarı mda yard ı mcı ü retim
gibi, ekonomideki yönetim yöntemleri nin zararlı olduğ una
inand ı rmak a macıyla geniş çapta bir propaganda kam
panyası başlatmışlard ı . Maocular, tüm bu olguları kapita
lizmle özdeşleştird iler, onları n kısıtlanmasını ve ortadan
1 27
ka ldırı lmasın ı ta lep ettiler. Ü l kede. MCJô'nun bu teorik ya r
g ı l a rı n a yaklaşımda çekingen davran ı l masına şaşma ma k
gere k i r. Çin basını. « ka mpa nya boyunca, sosyaList top
l u mda hôlô burjuva yasasının niçin varolduğunu kabul et
mek gerektiğini ve bu yasa n ı n kısıtlanması n ı n niçin zo
ru nlu olduğunu bazı insanların anlayamad ı ğ ı n ı » duyurmak
zorunda bıra k ı l mışt ı . «Burjuva yasasının sınırlandırı l ması»
uygulamaları, özellikle. fazla mesa i için ek ücret ve öde
nek uygu lamasının hôlô sürdüğü koşullarda. bunların tas
fiye ed i l mesi nin mantı ksal zorunluğunu kanıtlama çaba
ları nda yansı rken; toprakta küçük çapta özel mül kiyete
sahip olma özg ü rl üğüne ve yard ı mcı ü retimi sürd ü rme
hakkına (ki bu hak yeni Anayasada yera l m ıştır) karşı bir
saldı rıya g i rişilmişti. « Kültür Devri mi» s ı rasında ortaya atıl
mış olan, «Daha fazla çalışıp. daha az a l ma k» . « ka rş ı l ı k
beklemeden ça lışma k » . « işe yarım saat erken başlamak
ve işten ya rım saat son ra ayrı l ma k » . « Özel bir ka rş ı l ı k
beklemeden sekiz saat ve d a h a fazla çal ışmak» g i b i bel
g iler yeniden ortaya çıkmıştı .
Kampanya n ı n üçüncü adımı olan. «yeni burjuva un
surlanı ı n teşhir ed i l ebil mesi için. bu nların özell iklerinin
bel i rlen mesi ça ba l a rı na g i rişildi. Örneğ in, « İnceleme ve
Eleştiri» adlı teorik derg i , günü müz Çin topl u munda sü
reg iden tüm hataları ve eksiklikleri b i rbirine karı ştı rdı ve
hatta. şu ya da bu insanın sınıfsal konumunu belirleme
ye yarayaca k « on ölçüt» saptadı ve kulland ı .
Bu «ölçütlenı e g öre. Çin'de « hasta l ı k ba hanesiyle işi
bı ra k ma k» . «hile ya pmaya eğ i l i m l i o l ma k » . ya da «obur
ca yemek yemek» vb. hatalar, « bu rjuva sınıfı» ndan sa
yı l maya yetebil iyord u . « Kişinin sınıfsa l kon u munu bel i rle
mek» için kullanılan bu kaba yöntem yoluyla. Maocul a r,
pratik yaşamda herhangi bir işçiyi, çiftçiyi veya aydını
b i r «sınıf d üşmanı» olarak damgatayabilirl erd i . Bu yüzden
Maocuların, «yeni burjuvazi >ı yi sergi lemeye çalışı rken güç-
1 28
l üklerl e ka rşı laşmalarına şaşmamak gere k i r. Cin basının
da, «proleta rya d iktatörl üğ ünden sözeden, ama sosyal ist
toplumda, bu rj uvazinin nerede a ra ması gerektiğini bi l me
yen işçilerin halô bu lunduğu» kabul ed iliyordu.
özellikle, u lusal e konomi nin yöntemleriyle ilgilenen
ler, yerel parti organ la rı nda çalışanları, ü lken i n ekonomik
olanakları n ı n , verimlilik i l kelerine göre ve halkın yaşam
d üzeyin i yükseltmek a macıyla kullanı lmasını savu nan iş
çiler ve çiftçi ler, Maocu ların baş hedefleri olmuşla rd ı .
Gerçekte Maocular, Partinin v e devlet ayg ıtının tüm d ü
zeylerinde, yeniden topluca b i r «temizl ik» hareketine g i
rişmeye hazırla nıyorlard ı . Ül keni n bazı yerleri nde «yöne
timin yığı nları n gerisinde kaldığ ı » , «Mao'nun devri mci teo
risi nin öneminin henüz kavranamad ı ğ ı » , «yeni ortaya çık
maya başlayan sınıf düşma n larına karşı uya n ı k bulunma
nın» zoru n l u olduğu gibi, idialar ortaya atı l maya başlan
dı. « Kültür Devrimi» sırasında bel i rginleşen bu eğ ilim,
merkezi Cin bası n ı nda yeniden gözlemlenebil iyordu. Örne
ğ i n 1 5 Şuba t 1 976'da, Kuang-ming Jih-pao gazetesi : «Bir
ayrı l ı kç ı hareket örgütlemeye ve karşı-devri mi gerçekleş
ti rmeye ça lışan bir avuç insa n var. Halkı mız on lardan k u r
t u l ma l ı ve onları tari h i n çöp sepetine atıvermelidir» di
yordu .
N e v a r k i , « bu rjuva yasası » n ı n kısıtlan masına yöne
l i k pratik eylemlerin başla ması, işçilerin ve çiftçi l erin çe
şitli yerlerde d i renişe geçmeleri ne, Cekiyang, Yunan ve
H upey g i bi yerlerde ise sila h l ı çatı şmalara yol açtı . Res
mi bilg i lere göre yalnızca Hangçov'a, ayaklanmayı bas
tırmak üzere 1 1 .000 asker gönderildi. Sabota jlar, g revler
ve yeni kampanya n ı n işçi sınıfı n ı n geniş yığınl a rı içinde
yarattığı hoşnutsuzluk her yerde gözlemlenebil iyordu .
Bu olayla r, Maocuları n büyük ölçüde ra hatları n ı boz
muştu . Ka mpanya eğ i l imi, böylel ikle daha çekingen bi r
h a le geldi ve gerçekte sönm eye yüztuttu.
129
Ne var ki Mao, bir yandan anti-Maocu muhalefetin
birliğine yol açma teh l i kesi n i doğ u ra n kampa nyayı hızlı
bir şekilde bıra kı rken, d iğer yandan da h iç bir şekilde ge
ri çekil mek ya da bunun ta m tersine, konumunu abartma
eğili minde değ ildi. O, başka bir manevraya hazırlanıyor
du. Ard a rda gelen olayla rın gösterdiği gibi, yine M ao'
nun doğ rudan direktifleriyle başlaya n ve « eski Çin roma
nı ' Su Kıyısı ' üzeri ne bir inceleme» adıyla bilinen, yeni bir
pol itik ka mpanya kısa sürede ül keye yayı lıverd i .
1 30
reketi doğ ruyd u» d emişti. Ne var ki, Eylül 1 975'te, Mao
bu romanı yen i pol itik ka mpanyası n ı n nişan ta htası ha
l i ne getird i .
Mao, «'Su Kıyısı ' i y i bir roma ndır. Ç ü n k ü teslimiyetçi
tavrı tanıtma ktad ı r» diyord u . «Bu romanda olu msuz şey
ler serg i lenmekted ir, a ma tes l i miyetçilerin ne mene in
san l a r olduğunu görmeye i m kôn da vermekted ir.»
Gerek Mao'nun, halkın sevdiği bir öyk üyü bir eleş
tiri ves ilesi haline getiren « i rşat» farı, gerekse Cin bası
nı nda ç ı ka n çeşitl i yoru mlar, eleştirinin uzak geçmişe de
ğ i l bug ü ne yönelti lmiş olduğunu ve eleşti riye hedef tutu
lanları n eski Cin destanlarının yarı efsa nevi kahramanla
rı değil, M aocu rej i m i n gerçek muhalifleri olduğunu, kuş
kuya yer bırakmayaca k b i r açıklı kla ortaya koymaktadır.
Öyküyü Maocu l u k acısından eleştirenler, M ao'nu n pol iti
kasına karş ı herhangi bir muha lefetin «tesl i m iyet» olarak,
« Ci n u l usuna i hanet» olarak kabul ed ileceğ i n i ima etmiş
lerd i r. Eyl ü l 1 975 tari h i nde, --kötü bir ü n b ı ra kmış olan ve
doğ rusu istenirse, aslında ekonom iyi zorlama ve Cin emek
çilerine kemerleri s ı ktı rma ka mpanyasından başka bir şey
ol maya n-- «proleta rya d iktatörl üğü teorisini inceleme»
kampanyasının hemen a rd ı ndan, yukarıda sözü gecen tür
d en davranışlar Maocular için gerçekten, çok büyü k bi
rer tehl i keyd i. Cin halkı, ya l n ızca, yaşamsal haklarına yö
nel miş olan bu sa ldı rıya değ i l , aynı zamanda « Kültür Dev
rlmi >> n i n yasa dışı yönte mlerine geri dönüşe de acı kça
karşı c ı kmıştı r.
Maocular, eleştirileri n i geçmişe yönelterek «Su Kıyı
sı» nın kahra manlarını şiddetle yermekle kalmamı şlar, ay
nı zamanda onları n günümüzdeki örneklerine de işa ret et
mişlerd i r. Eleştirinin, yen iden Liu Şao-Şi 'ye, Lin Piao'ya
ve kamuoyuna henüz açı klanmamış olan «günümüzdeki
Sung Çiyang'lara» karş ı yöneti l mesi , bir rastlantı değ i l
d i r. Bu n u n aslında, o s ı rada hastanede b u l u n a n Başba-
1 31
kan Cu-En-Lay' ı , Başbakan Yardı mcısı Teng H siao-Ping'i
ve bunları n çerçevesinde toplanmış bulunan gerçekçi tem
silcileri ilgilend i rd i ğ i n i ta hmin etmek de çok kolayd ı r.
«Su Kıyısı» öyküsünün eleştirilmesi kampanyası n ı n
başlıca amacı, yönetimin doğ ru ltusun u n değ işmed iğ i n i or
taya koymak, ve « büyük önder» denilen Mao'nun öl ümün
den sonra bile, onun pol itikas ı n ı sürd ürmekti.
Bu eleştiri, Sovyetler Birliği'yle i l iş kilerin iyi leştirilme
sini savunara k kend ilerini açığa vurabilecek ola n g üçle
re karşı bir saldı rıyı hedeflemişti . Yani «Su Kıyısı» öykü
sünün eleştirisinde anti-Sovyet yan g itgide daha a ğ ı r
bastı .
cSu Kıyısı» konusundaki tartışmalar yalnızca i k i oy
s ürd ü. «Tesl imiyetçi » Sung Ciyang'o karşı yü rütülen sa
vaşıma Mao do katıldı. Ekim ayı n ı n sonuna doğru kam
pa nya, a macına ulaşamadı ğ ı için fiilen bitirilmiş olu yor
du. Ka mpanyanın hazin sonu ve hemen a rd ı ndan, 5 Ni
sanda Pek i n'deki « Kutsal Barış Kapısı» Alanında d üzen
lenen ve Maoc u Politi kaya ka rşı acık bir halk gösterisi
n e dönüşen olaylar, Moo'n u n pol itik çizgisinin ve M aocu
eğ ilimlerin, Cin halkını n yaşamsal çıka rlarıyla çelişki için
de olduğunu açığa çı karmıştı .
1 32
Hsiao- Ping), o dönemde, « Mao'nun üç d i rektifinin ülke
n i n kalkı n masında b i r « p rog ram » görevi görmesi gerek
tiği» tezini savunmaktaydı lar. Bu « ÜC direktif» : 1 ) «teoriyi
i ncelemek ve revizyon izme savaşım yürütmek ve on u te
pelemek» 2) « istikrarın ve birliğin sağlanması için çal ış
mak» ve 3} «U lusal ekonominin kalkı nmasını gerçekleş- _
tirmek»ti. Mao, bunları çeşitli zamanlarda, çeşitli vesile
lerle ilan etm işti. Teng Hsiao-Pi ng ve izleyicileri, bu nları
b i r bütün haline geti rmişler ve böylece, « bi ri nci direktif»
le uyum halinde - Maocu deyimlere ortadoksca bağlı ka
l a rak-, « istikrarın ve birl i ğ in sağlanmasına ve aynı zaman
da u lusal ekonominin kalkındırı l masına katkıda bu lunma »
olanağ ını g üvence a ltına a l mışlard ı .
« Ü ç d i re ktif» tezinin « kesin bağ layıcı » bir tez olarak
formüle edildiği 1 975'in yaz ayları, daha sonra, Maoc u
l a r tarafından, « ka ra n l ı k s a ğ sapma e ğ i l i m i n i n i l k kez be
l i rd iği aylan> olara k tanı mlan mıştı. Ne var ki Maocu lar, o
sıralard a hôlô bu « eğ i l im» e karşı h a rekete geçemiyorlar
d ı . Çünkü, « ı l ı mlılar» g rubunun ve emekçi halkın geniş
yığı nları n ı n muha lefetiyle karşı laşmış olan, «proletarya
d iktatörl üğü teorisinin i ncelenmesi» k ampa nyası henüz
yeni bitiril mişti. Ayrıca Teng Hsiao-Ping, Cu En-Lay g i bi
çok yetkili bir kişinin desteğ ini sağ lamıştı.
C u En-Lay, son kez 7 Eyl ül 1 975'te, bir hastanede.
Romanya delegasyonunu kabul ettiğ i sı rada g örü ldü. Has
tal ı ğ ı n ı n önemli ölçüde i lerlediği ve fazla yaşa mayacağı
acıktı. İ şte ta m o s ı rada, Maocu yönetimdeki « Sol >ı g üç
ler, klasik bir öyk ü olan «Su Kıyısı» n a ilişkin bir « incele
me» kampanyası örgütlemişlerd i . Bu ka mpanya da. tıpkı
«proleta rya d i ktatörl üğü teorisinin incelenmesi» ka mpan
yası g ibi, «sağ sapma eğil imi» nin eleştiril mesini başlat
mıştı. Bu yen i kampanyada, i l k ola rak, Teng Hsiao-Ping'
i n « Kü ltür Devrimi» nden önce söylediği, « kendinin ne renk
olduğu, siyah mı beyaz mı olduğu önem l i değ ildir; asıl
133
önemli olan, onun fareyi ya kala ması d ı r» şeklindeki söz
leri a n ı msatı ldı . Çünkü bu sözler, g üya «sı nıfsal ba kış acı
sından bir sapmayı» yansıtıyordu. Daha sonra, yine Teng
Hsiao-Ping'in, « Başkan Mao'nun üç d i rektifinin kesin bağ
layıcılığına » ilişkin görüşü, önceden d e açıkland ı ğ ı gibi tü
m üyle suçlandı .
Yeni kampanya, «eğitim çevrelerindeki sağ sapma
eğilimi»nin e leştirilmes iyle başladı. Kampanyada ilk önce,
Eğitim Bakanı Çu Yung-hsin tarafı ndan Mao'ya yazı l m ı ş
bulunan v e Cin'in bug ünkü eğitim sistemini eleştiren b i r
mektup kulla nıld ı . Maocu propaganda, bu nunla a y n ı za
manda, tüm bunların a rd ı nda « i ktidarda bu lunan öneml i
bir k iş i » n i n varolduğu şekl inde bir taşla mada bu lunmaya
başlamıştı bile.
« Eğitim çevrelerindeki sağ sapma eğilimi»nin eleşti
ril mesi, Teng Hsiao-Ping'in eleşti ril mesi doğ ru ltusunda
yalnızca bir hazırl ı k aşamasıyd ı .
M ao'nun daha 1 965'te, yani « Kültür Devrimi»nin i l k
g ünlerinde yazdı ğ ı i k i şiirinin 3 1 Ara l ı k 1 975'te yayınlan
ması, yeni ka mpanyayı alevlendiriverd i . Bu iki şiirin -«yi
ne Cing Kang-Şau » ile « İ ki Kuşu n Söylevi » n in- yayı nlan
ması, g erçekte « revizyonist» d iye ta nı mlanan çizg inin ni
hai yenilgisini sağ layabilmek üzere, « Kültür Devri m i » nin
yeni bir döneminin başlatı lmasını a ma çl ıyord u . Mao'nun
d izeleri, Cin'de yığı nsal ve h isterik yeni bir patlamanın
sinya l le riyd i . Çin basını, M ao'nun s ı radan bir yurttaş için
a n laşılması zor olan bu edebi denemelerini yoru mlad ı ,
açı kladı ve onla rın « büyük politik v e pratik önemini» vur
guladı. 1 Ocak 1 976 tarihli Halkın Günlüğü'ndeki başyazı,
Mao'nun d izelerinin, «Kültür Devri mi>ı ne doğ ru ya klaş ı m ı n
ne olduğ unu v e «Sa hte barış içind e ya nyana yaşama yan
l ı larıyla » nası l savaşı lacağ ı n ı öğ rettiğ i n i yazıyordu. Cin
bası nı, çeşitli makalelerde, Mao'nun şiirlerinin mil itarist ve
a nti-Sovyetik anlamını özel bir zevkle gözler önüne serd i.
1 34
Bununla aynı za ma nda, 1 976'n ı n başından, Teng'in
düşürülmesine kadar geçen dönem içi nde yayı nlanan al
tı d i rektiften birincisi, « istikrarın ve birl iğ i n, sınıf savaşı
mından bir sapma anlamına gelmediğini» söylüyordu. « Be
l irley ic i olan sınıf savaşı mıdır; her şey sınıf savaşımına
oağ l ı d ı r» deniliyord u . B u tez, gerçekte, doğrudı:ln doğ ru
ya Teng Hsiao-Ping'in, sınıf savaş ı m ı n ı , istikra rı . birl iği ve
ekonomik ka l kı n mayı ya nyana koya n, « Mao'nun üc direk
tifinin kesin bağlayı c ı l ı ğ ı » görüşünü hedef almıştı .
1 35
«parti içinde kapita l izmin iflah ol maz yolcu su» olara k söz
edi l i yordu.
Birkaç gün sonra. 29 Şubat 1 976'da Halkın Günlüğü
Mao'nun başka bir direktifini yayı nladı : « Kültür Devrimi
nin çözümlemesi gereken ana çelişki, i k i sınıf -proletar
ya i le bu rjuvazi- ve iki yol -sosyalist yol ile kapital ist yol
a ra s ı ndaki çelişkidir. Devrimin od a k noktası, Parti içi nde
yeralan ve ül keyi kapital ist yola sokmaya çal ı şan güçle
re karşı savaşımd ı r» . Bundan sonra, « Kültür Devri mi» sı
rasında Mao tarafından ilan ed i len « kapital ist yol» taraf
tarla rına karşı savaşım belgisi, Cin propagandasında ye
n iden görül meye başland ı . « Ka pitalist yol » taraflısı deyi
mi, Parti'de ve devlet aygıtı nda o sıralarda yönlend irici
d u rumda olan kişilere veril mekteyd i. Ve onlara karşı yö
neltilen baskıları meşrulaştı rmayı a ma çl ıyordu. «Kültür
Devrimi» sırasında CHC Başba kan Liu Şao-Şi. CKP M K
Pol itik Büro üyesi v e Pek i n Belediye Başkanı Peng Cen
ve pek cok diğer önemli Part i ve devlet yöneticisi, « ka
pita l izmin yolcuları» olmakla suçla ndı. Bu belgi, 1 976'da
yeniden ortaya ç ı karıldı.
Mao, sözde «doğ ru kara rların gözden geciri lmesi»
gercekl iliğinin, yani yığınla rın, « Kültür Devrimi» karşısın
daki hoşnutsuzlukları n ı n büyüdüğünün fark ı ndayd ı . B u k ri
t i k d u ru mdan, a ncak, çoğ u n l u kta n ayrı lanların bastı rı l ma
sıyla ve geçmişte hep oldu ğ u g i bi, «sınıf savaşımı» adı
a ltı nda yürütülecek baskı önlemleri nin a l ı n masıyla k u rtu
labileceğ ini anlıyordu.
H ızla yaşlanan « Büyük Kaptan » ı n böylesi faal iyetleri,
kuşkusuz bir rastlantı değ ildi. Maocu l a r, ciddi hazı,rlı klar
içindeyd iler. «5 N isa n olayı » adıyla anılan olay, bu ha
z ı rlıkla rı n ışığında cereyan etmişti. 5 N isan günü Peki n '
d e k i Tien A n M e n Alanında, kendiliğ inden örgütlenen 1 00
b i n kişil i k bir k itle acıkça C u En-Lay'ın anısına bi r saygı
gösterisinde bu l u ndu. (O gün, esk i bir geleneğe göre öl-
1 36
müş Cin büyükleri a n ı l d ı ) . Ne var ki, gösterici ler tarafı n
da n kullanılan belgiler, Teng Hsiao- Ping'in uyg ula maya
çalıştığı, eski Başbakan Cu En-Lay'ın gerçekçi pol itikası
nın kamuoyunca desteklendiğini gösteriyordu .
Tien An M e n Alanı nda yaşanan olaylar, aynı zaman
da, Teng Hsiao-Ping'e karşı yöneltilen kampanyanın, do
ruğuna erişerek tama mlandığını gösteriyord u . Bu göste
ricilerin eylemleri, Üzerlerine gönderilen silahlı kuvvetler
tarafından dağıtıldı. Gösteriye katı lan birçok insan, hap
se atıldı ve daha sonra mahkemeye veri ldi.
İ ki g ü n sonra, 7 N isan 1 976'da, Maocı..i bası nd a «iki
kara r» yayı nlandı. Bunla rda n biri. Hua Kuo- Feng'in CKP
M K Birinci Başkan ya rd ı mcı l ığına ve aynı zamanda, CHC
Devlet Konseyi Başka n l ığına atanmasıyla ilgiliydi. İ kincisi
ise, CKP M K'nin, «Tien An Men Alanı ndak i karşı-devrim
hareketini ve Teng Hsiao-Ping'in bugünkü faal iyetlerini
ele aldığını» söylüyor ve Teng Hsiao-Ping'i, Parti içinde
kiler de dahil olmak üzere tüm görevlerinden uza klaştı
rıyord u .
B u kampanya değerlendirilirken, onun, özellik le Cin'
deki iki fark l ı pol itik çizgi a rası nda sürüp giden savaş ı
m ı n bir ifadesi olduğu katında tutulmalıd ı r. Bu pol itik çiz
gi ler a rasındaki savaşım, « Kültür Devri mi»ne yaklaşım so
runu nda ve bu «devrim» in ürünleri olan «yeni doğmuş
şeylenı e ilişkin konularda özellikle keskinleş mişti. «5 Ni
san olayları» halkı ve ü l keyi bir çıkmaza sürüklemiş olan
Maocu fikirleri ve pratiğ i reddettiğini göstermiştir. CKP'
nin 8. Kongresi'nde bel irlenen ve daha sonra Mao tara
fından terkedi lmiş olan politika, bu kör çı kmazdan kurtu
l u ş u n yol unu açmış ve ülke için gerçek bir u m u t ışığı ol
muştu. Maocul a r, s ı n ıf savaşımını yapay bir şekilde « yo
ğunlaştı ra rak» , « başkaldırı l a r» ve d üzen li «temizleme
kampanyaları » örg ütlemişler ve böylece, Cin'in, gerek
Marksç ı l ı k-Lenincilik yoluna g i rmesini, gerekse sosya l iz-
1 37
m i n kurulmasına yönel mesini engellemeye çalışmışlard ı r.
Bugün de, bu a maca u laşmak ca bası içinde, Sovyetler
Birliğ i 'ne, SSCB'deki ve d iğer sosyal ist ül kelerdeki sos
yalizmin ve komü nizmi n k u ru luşuna ilişkin yöntemlere ka
ra çalmaya uğraşmaktad ı rlar. Tüm a nti-Sovyetik Maocu
yığınsal kampanya lar, Cin'in ekonomik ve topl umsal so
runlarının çözümlenmesini engellemekten başka bir işe
yara mayan ve geriye tepen bir silah hal ine dönüş mekte
·d i rler.
Ancak bu sonuncu ka mpanya, Maocuları n «Utkusw> y
la sonuçlanmıştır. Ne var ki, bu haya l i bir «utkw> d u r. Pe
k i n yönetiminin yarattığı ü l ke içindeki toplum sa l güç den
g esi, oldu kça değ işken bir ya pıya sa hiptir. İ ki farklı po
l itik çizgi a rasındaki savaşımın sonucunu ise, tarihin a kışı
belirleyecektir.
1 38
İ ç n d e k i l e r
Ö N S ÖZ 7
2. EKONOMİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 37
Kültür Devri mi . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 80
Kızıl M uhafızlar . . . .. ...... .. . .................... ... ........ .... ........... 88
Parti Herşeyi Denetler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 92
Üçlü Bağlaşıklık ... .. .... . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . .
. . 98
İki Politik Çizginin Savaşı m ı . . .. . .. . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 00
7 Mayıs Okulları ....... . .... .. .... ..... .................... .. .. .... . .......
. 1 05
Kadroların Eski Saygınlıklarına Kavuşturulması . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 07
Halk M ilisleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 09
Yalınayaklı Doktorlar .
. . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 112
Eğitimde Devrim . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. .. .
. . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 14
Lin Piao'yu ve Konfiçyüs'ü Eleştirme Kampanyası . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 18
Proletarya Diktatörlüğü Teorisinin incelenmesi Kampanyası .. . . . . 1 24
Su Kıyısı Öyküsünün Eleştirisi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 30
Sağ Sapma Eğilimi'nin Eleş1 irilmesi Kampanyası . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 32
MAO'NUN
TEORİK
GÖRÜŞLERiNiN
ELE$IiRiSi
F.V.KONmNTINOV M.I.SLADKOVSKI
eMAO'CU FELSEFENİN özU •PROLETER ENTERNAS
YONALİZMİ MASKESİ ALTINDA BUYUK HAN ŞOVENİZMİ
VE HEGEMONYACILIK •PROLETER DEVRİMİ , SAVAŞ VE
�ARIŞ SORUNLARINDA MARKSÇI VE MAO 'CU GÖRUŞLER
ARASINDAKİ ZITLIK •MARKSÇILIGIN VE MAO' CULUGUN
DEVLET VE PROLETARYA İKTİDARI SORUNLARI KARŞI·
SINDAKİ TAVIRLARi eMAO 'CU GÖRUŞE GÖRE SOSYAL
YAPININ VE SINIF Mti CADELESİNIN EVRİMİ eMAO'CU
LUGUN TEORİ VE PRATİÖİNDE POLİTİKA VE EKONO
Mİ İLİŞKİSİ •''BUYUK PROLETER KliLTUR
DEVRİMİ" YA DA DtiNYA KtiLTURUNE SALDIRI.
�
KONUK YAYINLARI
P..K.749 lsTANBUL
Fiyatı
(T.l.)
SOSYALiZM KİTAPLIGI (Orta Boy)
1 MAYIS AFİŞLERi