You are on page 1of 133

BEYAZ ÇÜRÜKÇÜL FUNGUSLAR

İLE TEKSTİL BOYARMADDELERİN


RENGİNİN GİDERİMİ

Sevil PİLATİN

DOKTORA TEZİ
BİYOLOJİ Anabilim Dalı
Aralık 2004
DECOLARIZATION OF
TEXTILE DYES BY WHITE-ROT FUNGI

Sevil PİLATİN

Ph.D. THESIS
Department of BIOLOGY
December 2004
BEYAZ ÇÜRÜKÇÜL FUNGUSLAR
İLE TEKSTİL BOYARMADDELERİN
RENGİNİN GİDERİMİ

Sevil PİLATİN

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi


Fen Bilimleri Enstitüsü
Lisansüstü Yönetmeliği Uyarınca
Biyoloji Anabilim Dalı
Genel Biyoloji Bilim Dalında
DOKTORA TEZİ
Olarak Hazırlanmıştır

DANIŞMAN: Yrd.Doç.Dr. Buket KUNDUHOĞLU

Aralık 2004
vii

TEŞEKKÜR

Çalışmamda bilgi ve deneyimlerini benimle paylaşan, tecrübeleri ile bana yol


gösteren değerli hocam Yrd. Doç. Dr. Buket KUNDUHOĞLU’na en içten teşekkürlerimi
sunarım.
Çalışmalarım süresince bana her zaman destek olan değerli hocam Bölüm
Başkanımız Prof. Dr. Yalçın ŞAHİN’ e sonsuz teşekkür ederim.
Yine çalışmalarım esnasındaki her türlü yardımlarından dolayı Prof. Dr. Nazif
KOLANKAYA’ya teşekkür ederim.
Tezimin deneysel aşamalarında bana yardımcı olan sevgili arkadaşlarım Kimya
Bölümünden Dr. Ebru BİRLİK, Biyoloji Bölümünden Arş. Gr. Ahmet ÇABUK, Uzman
Biyolog Gül ERGİNBAŞ, Uzman Biyolog Fatma BİLGİLİ ve Uzman Biyolog Hasan
KÖSTEKÇİ’ ye teşekkür ederim.
Ayrıca tezimin hazırlanmasında emeği geçen Arş. Gr. Tuğrul ÖNTÜRK’ e teşekkür
ederim.
Tez çalışmalarım süresince bana olan destek, sabır ve özverilerinden dolayı Aileme
sevgi dolusu teşekkürlerimi sunarım.

.
İÇİNDEKİLER

Sayfa

ÖZET ............................................................................................................................... v
SUMMARY .................................................................................................................... vi
TEŞEKKÜR .................................................................................................................. vii
ŞEKİLLER DİZİNİ...................................................................................................... xii
ÇİZELGELER DİZİNİ............................................................................................... xvi

İÇİNDEKİLER

1. GİRİŞ ........................................................................................................................... 1

2. GENEL BİLGİLER ................................................................................................... 2


2.1. Tekstil Endüstrisinde Kullanılan Boyarmaddeler.................................................. 2
2.1.1. Boyarmaddelerin sınıflandırılması ................................................................. 2
2.1.1.1. Kimyasal yapılarına göre boyarmaddeler.................................................... 3
2.1.1.2. Boyama özelliklerine göre boyarmaddeler.................................................. 6
2.1.1.3. Boyarmaddelerin çözünürlüklerine göre sınıflandınlması........................... 9
2.2. Tekstil Endüstrisi Atıksularının Arıtım Teknolojileri ......................................... 10
2.2.1. Tekstil atık sularında renk giderme yöntemleri ............................................ 11
2.2.1.1.Kimyasal yöntemler.................................................................................... 12
2.2.1.2. Fiziksel Yöntemler .................................................................................... 17
2.2.1.3. Biyolojik Yöntemler .................................................................................. 19
2.2.2. Tekstil atık sularının karakterizasyonu......................................................... 22
2.2.3. Boya içeren atıksuların arıtımında mikroorganizmaların kullanımı............. 24
2.2.4. Tekstil Endüstrisinde Kullanılan Boyarmaddelerin Çevre Ve Canlılar
Üzerindeki Olumsuz Etkileri .................................................................................. 26
İÇİNDEKİLER (devam)
Sayfa
2.2.5. Dekolorizasyonla İlgili Yapılmış Bazı Çalışmalar ....................................... 27
2.2.6. Fungusların biyoteknolojik açıdan önemi .................................................... 28
2.2.6.1.Beyaz çürükçül fungusların biyoteknolojide kullanımı.............................. 29

3. MATERYAL VE METODLAR.............................................................................. 32
3.1. Materyal............................................................................................................... 32
3.1.1. Boyarmaddeler.............................................................................................. 32
3.1.2. Beyaz Çürükçül Mantarlar............................................................................ 34
3.1.3. Besiyerleri ve Çözeltiler ............................................................................... 34
3.1.3.1. Besiyerleri.................................................................................................. 34
3.1.3.2. Çözeltiler.................................................................................................... 36
3.2. Metodlar............................................................................................................... 36
3.2.1. Boyarmadde konsantrasyonun belirlenmesi ................................................. 36
3.2.1.1. Spektrum ölçümü....................................................................................... 36
3.2.1.2. Dekolorizasyon ortamlarındaki Boyarmadde konsantrasyonunun
belirlenmesinde kullanılan kalibrasyon eğrilerinin oluşturulması.......................... 37
3.2.2. Beyaz çürükçül mantarların dekolorizasyon çalışmaları için hazırlanması: 37
3.2.3. Dekolorizasyon çalışmalarında kullanılan biyomasın üretimi: .................... 37
3.2.4. Dekolorizasyon çalışmaları .......................................................................... 38
3.2.5. Kuru Ağırlık Tayini ...................................................................................... 38
3.2.6 İstatistik Analizleri......................................................................................... 38
3.2.7. “ Brine-Shrrimp Toxicity ” Tekniğiyle Bileşiklerin Toksisitelerinin
Belirlenmesi............................................................................................................ 39
3.2.7.1. Bileşiklerin Hazırlanması .......................................................................... 39
3.2.7.2. Artemia salina larvalarının hazırlanması................................................... 39
3.2.7.3. Testin Yapılışı............................................................................................ 39

4. BULGULAR.............................................................................................................. 41
4.1 Dekolorizasyon Yeteneğine Sahip Beyaz Çürükçül Mantarların İzolasyonu ...... 41
İÇİNDEKİLER (devam)

Sayfa
4.2 Dekolorizasyon Çalışmalarında Kullanılan Boyarmaddelere Ait Kalibrasyon
Eğrileri ........................................................................................................................ 41
4.3 Boyarmaddelerin Dekolorizasyon Yüzdeleri ....................................................... 45
4.4 Dekolorizasyon için optimum koşulların belirlenmesi......................................... 46
4.4.1 Dekolorizasyon için optimum pH’ ın belirlenmesi ....................................... 46
4.4.1.1 P. chrysosporium için optimum pH miktarı ............................................... 47
4.4.1.2 T. versicolor için optimum pH miktarı ....................................................... 50
4.4.1.3. P. sajor-caju için optimum pH miktarı...................................................... 53
4.4.2 Dekolorizasyon için optimum inokulum konsantrasyonunun belirlenmesi .. 56
4.4.2.1. P. chrysosporium için optimum inokulum konsantrasyonu ..................... 57
4.4.2.2. T. versicolor için optimum inokulum konsantrasyonu ............................. 60
4.4.2.3. P. sajor-caju için optimum inokulum konsantrasyonu.............................. 62
4.4.3. Dekolorizasyon için optimum çalkalama hızının belirlenmesi .................... 64
4.4.3.1. P. chrysosporium için optimum çalkalama hızı ........................................ 65
4.4.3.2. T. versicolor için optimum çalkalama hızı ................................................ 68
4.4.3.3. P. sajor-caju için optimum çalkalama hızı................................................ 70
4.4.4. Dekolorizasyon için optimum boya konsantrasyonunun belirlenmesi......... 73
4.4.4.1. P. chrysosporium için optimum boya konsantrasyonu.............................. 73
4.4.4.2. T. versicolor için optimum boya konsantrasyonu...................................... 76
4.4.4.3. P.sajor-caju için optimum boya konsantrasyonu ...................................... 78
4.4.5. Dekolorizasyon için optimum sıcaklığın belirlenmesi ................................. 82
4.4.5.1. P.chrysosporium için optimum sıcaklık .................................................... 82
4.4.5.2. T. versicolor için optimum sıcaklık ........................................................... 86
4.4.5.3. P.sajor-caju için optimum sıcaklık............................................................ 90
4.4.6. Beyaz çürükçül funguslarla optimizasyon koşullarında tekstil boyalarının
dekolorizasyondan önce ve sonraki durumları ....................................................... 95
4.4.6.1. Phanerocheate chrysosporium .................................................................. 95
4.4.6.2. Trametes versicolor (M96) ........................................................................ 99
İÇİNDEKİLER (devam)

Sayfa
4.4.6.3 Pleurotus sajor-caju ................................................................................. 103
4.4.7. Bileşiklerin “Brine-Shrimp Toxicity Assay” Yöntemiyle Belirlenmiş
Toksisite Değerleri................................................................................................ 107

5. TARTIŞMA ve SONUÇ ......................................................................................... 108

6. KAYNAKLAR DİZİNİ .......................................................................................... 116


ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil Sayfa
Şekil 1. Blue 49’a ait kalibrasyon eğrisi 41
Şekil 2. Orange 12’ye ait kalibrasyon eğrisi 42
Şekil 3. Orange 13’e ait kalibrasyon eğrisi 42
Şekil 4. Red 31’e ait kalibrasyon eğrisi 43
Şekil 5. Black 5’e ait kalibrasyon eğrisi 43
Şekil 6. RBBR’ye ait kalibrasyon eğrisi 44
Şekil 7. Karışım boya çözeltisine ait kalibrasyon eğrisi 44
Şekil 8. P. chrysosporium’un pH 3,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu 48
Şekil 9. P. chrysosporium’un pH 4,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu 48
Şekil 10. P. chrysosporium’un pH 5,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu 49
Şekil 11. P. chrysosporium’un pH 6,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu 49
Şekil 12. T. versicolor (M96)’ın pH 3,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu 51
Şekil 13. T. versicolor (M96)’ın pH 4,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu 51
Şekil 14. T. versicolor (M96)’ın pH 5,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu 52
Şekil 15. T. versicolor (M96)’ın pH 6,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu 52
Şekil 16. P. sajor-caju’nun pH 3,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu 54
Şekil 17. P. sajor-caju’nun pH 4,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu 54
Şekil 18. P. sajor-caju’nun pH 5,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu 55
Şekil 19. P. sajor-caju’nun pH 6,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu 55
Şekil 20. P. chrysosporium’un inokulum konsantrasyonu 5 ml 59
Şekil 21. P. chrysosporium’un inokulum konsantrasyonu 25 ml 59
Şekil 22. P. chrysosporium’un inokulum konsantrasyonu 50 ml 59
Şekil 23. T. versicolor (M96)’ın inokulum konsantrasyonu 5 ml 61
Şekil 24. T. versicolor ( M96)’ nın inokulum konsantrasyonu 25 ml 61
Şekil 25. T. versicolor (M96)’ nın inokulum konsantrasyonu 50 ml 61
Şekil 26. P. sajor-caju’nun inokulum konsantrasyonu 5 ml 63
Şekil 27. P. sajor-caju’nun inokulum konsantrasyonu 25 ml 63
Şekil 28 P. sajor-caju’nun inokulum konsantrasyonu 50 ml 63
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam)

Şekil Sayfa
Şekil 29. P. chrysosporium’un çalkalama hızı 100 rpm 67
Şekil 30. P. chrysosporium’un çalkalama hızı 150 rpm 67
Şekil 31. P. chrysosporium’un çalkalama hızı 200 rpm 67
Şekil 32. T. versicolor (M96)’ın çalkalama hızı 100 rpm 69
Şekil 33. T. versicolor (M96)’ın çalkalama hızı 150 rpm 69
Şekil 34. T. versicolor (M96)’ın çalkalama hızı 200 rpm 69
Şekil 35. P. sajor-caju’nun çalkalama hızı 100 rpm 71
Şekil 36. P. sajor-caju’nun çalkalama hızı 150 rpm 71
Şekil 37. P. sajor-caju’nun çalkalama hızı 200 rpm 71
Şekil 38. P. chrysosporium’un boya konsantrasyonu 25 mg/l 75
Şekil 39. P. chrysosporium’un boya konsantrasyonu 50 mg/l 75
Şekil 40. P. chrysosporium’un boya konsantrasyonu 100 mg/l 75
Şekil 41. T. versicolor (M96)’ın boya konsantrasyonu 25 mg/l 77
Şekil 42. T. versicolor (M96)’ın boya konsantrasyonu 50 mg/l 77
Şekil 43. T. versicolor (M96)’ın boya konsantrasyonu 100 mg/l 77
Şekil 44. P. sajor-caju’nun boya konsantrasyonu 25 mg/l 80
Şekil 45. P. sajor-caju’nun boya konsantrasyonu 50 mg/l 80
Şekil 46 P. sajor-caju’nun boya konsantrasyonu 100 mg/l 80
Şekil 47. P. chrysosporium’un inkübasyon sıcaklığı 25 °C 84
Şekil 48. P. chrysosporium’un inkübasyon sıcaklığı 30 °C 84
Şekil 49. P. chrysosporium’un inkübasyon sıcaklığı 35 °C 85
Şekil 50. P. chrysosporium’un inkübasyon sıcaklığı 40 °C 85
Şekil 51. T. versicolor (M96)’ın inkübasyon sıcaklığı 25 °C 88
Şekil 52. T. versicolor (M96)’ın inkübasyon sıcaklığı 30 °C 88
Şekil 53. T. versicolor (M96)’ın inkübasyon sıcaklığı 35 °C 89
Şekil 54. T. versicolor (M96)’ın inkübasyon sıcaklığı 40 °C 89
Şekil 55. P.sajor-caju’ nun inkübasyon sıcaklığı 25 °C 91
Şekil 56. P.sajor-caju’ nun inkübasyon sıcaklığı 30 °C 91
Şekil 57. P.sajor-caju’ nun inkübasyon sıcaklığı 35 °C 92
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam)

Şekil Sayfa
Şekil 58. P.sajor-caju’ nun inkübasyon sıcaklığı 40 °C 92
Şekil 59. Blue 49 tekstil boyasının P. chrysosporium ile dekolorizasyondan önce ve
sonraki durumu. 95
Şekil 60. Orange 12 tekstil boyasının P. chrysosporium ile dekolorizasyondan önce ve
sonraki durumu 95
Şekil 61. Orange 13 tekstil boyasının P. chrysosporium ile dekolorizasyondan önce ve
sonraki durumu 96
Şekil 62. Red 31 tekstil boyasının P. chrysosporium ile dekolorizasyondan önce ve
sonraki durumu 96
Şekil 63. Black 5 tekstil boyasının P. chrysosporium ile dekolorizasyondan önce ve
sonraki durumu 97
Şekil 64. RBBR tekstil boyasının P. chrysosporium ile dekolorizasyondan önce ve
sonraki durumu 97
Şekil 65. Karışım Boya Çözeltisi boyasının P. chrysosporium ile dekolorizasyondan
önce ve sonraki durumu 98
Şekil 66. Blue 49 tekstil boyasının T. versicolor ile dekolorizasyondan önce ve sonraki
durumu 99
Şekil 67. Orange 12 tekstil boyasının T. versicolor ile dekolorizasyondan önce ve
sonraki durumu 99
Şekil 68. Orange 13 tekstil boyasının T. versicolor ile dekolorizasyondan önce ve
sonraki durumu 100
Şekil 69. Red 31 tekstil boyasının T. versicolor ile dekolorizasyondan önce ve sonraki
durumu 100
Şekil 70. Black 5 tekstil boyasının T. versicolor ile dekolorizasyondan önce ve sonraki
durumu 101
Şekil 71. RBBR tekstil boyasının T. versicolor ile dekolorizasyondan önce ve sonraki
durumu 101
Şekil 72. Karışım Boya Çözeltisi boyasının T. versicolor ile dekolorizasyondan önce ve
sonraki durumu 102
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam)

Şekil Sayfa
Şekil 73. Blue 49 tekstil boyasının P. sajor-caju ile dekolorizasyondan önce ve sonraki
durumu 103
Şekil 74. Orange 12 tekstil boyasının P. sajor-caju ile dekolorizasyondan önce ve
sonraki durumu 103
Şekil 75. Orange 13 tekstil boyasının P. sajor-caju ile dekolorizasyondan önce ve
sonraki durumu 104
Şekil 76. Red 31 tekstil boyasının P. sajor-caju ile dekolorizasyondan önce ve sonraki
durumu 104
Şekil 77. Black 5 tekstil boyasının P. sajor-caju ile dekolorizasyondan önce ve sonraki
durumu 105
Şekil 78. RBBR tekstil boyasının P. sajor-caju ile dekolorizasyondan önce ve sonraki
durumu 105
Şekil 79. Karışım Boya Çözeltisi boyasının P. sajor-caju ile dekolorizasyondan önce ve
sonraki durumu. 106
ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge Sayfa
Çizelge 1. Çeşitli tekstil atıksularının karakteristikleri 23
Çizelge 2. Boyama prosesinde en sık kullanılan yardımcı kimyasallar 24
Çizelge 3. Boyarmaddelerin dekolorizasyon yüzdeleri 45
Çizelge 4. Fungusların farklı pH içeren besiyerlerinde inkübasyondan önce
ve yedi gün sonra kuru ağırlık miktarları 56
Çizelge 5. Fungusların farklı konsantrasyonlarda inokulum içeren
besiyerlerinde inkübasyondan önce ve yedi gün sonra kuru ağırlık
miktarları 64
Çizelge 6. Fungusların farklı çalkalama hızlarında boyarmadde içeren
besiyerlerinde inkübasyondan önce ve yedi gün sonra kuru ağırlık
miktarları 72
Çizelge 7. Fungusların farklı konsantrasyonlarda boyarmadde içeren
besiyerlerinde inkübasyondan önce ve yedi gün sonra kuru ağırlık
miktarları 81
Çizelge 8. Fungusların farklı sıcaklıklarda boyarmadde içeren
besiyerlerinde inkübasyondan önce ve yedi gün sonra kuru ağırlık
miktarları 93
Çizelge 9. Boyaların Brine-Shrimp Toxicity Assay Testi Sonuçları ve LD50
değerleri. 107
1

1. GİRİŞ

Ülkemizde çevre sorunları ve buna paralel olarak sorunların çözümüne yönelik


çalışmalar giderek artmaktadır. Hızlı nüfus artışı, plansız kentleşme, arıtma tesisi gibi
ek üniteleri içermeyen sanayi bölgeleri benzeri birçok nedenden dolayı günümüzde
çevre sorunu ile karşılaşmaktayız. Giderek artan miktarda doğaya terk edilen bu
maddeler, canlı hayatının temel taşlarından olan su, hava ve toprakta ciddi problemlere
yol açmaktadır.

Son yıllarda su kirliliği kontrolü büyük önem kazanmıştır. Alıcı su kaynaklarına


verilen boyarmaddeler organik yük olarak bu kirliliğin küçük bir kısmını
oluşturmaktadır; ancak alıcı ortamda çok düşük konsantrasyonlarda boyarmadde
bulunması bile estetik açıdan istenmeyen bir durumdur. Bu nedenle boyarmadde içeren
tekstil endüstrisi atık sularından renk giderim prosesleri ekolojik açıdan önem
kazanmaktadır.

Tekstil atık suları içerdikleri çok değişik kimyasallardan ve özellikle de boyar


maddelerden dolayı arıtılması zor olan endüstriyel atık sulardan birisidir. Arıtmada en
önemli sorun bu atık suların içerdiği boyarmaddelerin fiziksel ve kimyasal
özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Atık sularda renk giderimi yapılmadan alıcı
ortamlara verilen bu atık sular önemli çevre problemlerine neden olmaktadır.
Günümüzde boyarmaddelerin giderimi büyük oranda fiziksel ve kimyasal yöntemlerle
gerçekleştirilmektedir. Ancak bu yöntemlerin maliyeti oldukça yüksektir ve ortaya
çıkan büyük miktardaki konsantre çamurun yok edilmesi problemlere neden olmaktadır.
Bu nedenle büyük hacimli atık sulardaki boyarmaddelerin etkili ve ekonomik bir şekilde
giderilmesi için biyolojik sistemler gibi alternatif yöntemlere gereksinim vardır.
2

2. GENEL BİLGİLER

2.1. Tekstil Endüstrisinde Kullanılan Boyarmaddeler

Boyalar endüstrilerde boyama ve baskı işlemlerinde yaygın olarak


kullanılmaktadır. Dünya çapında yıllık olarak 7x105 ton ve yaklaşık 10.000 farklı boya
ve pigment üretilmektedir, bunların yaklaşık % 10’u endüstriyel atıklar içerisine
karışmaktadır (Vaidya ve Datye, 1982). Ticari boyalar renk bakımından büyük çeşitlilik
gösterir; ışığa, sıcaklığa, arıtıma ve mikrobiyal parçalanmaya oldukça dirençlidirler. Her
nekadar endüstri atıklarındaki boyalar çevresel sorunlara neden olsa da bunlar toksik
değillerdir. Bununla birlikte azo grubu boyarmaddeler boyaları çevreye verildiklerinde
anaerobik koşullarda karsinojenik aminlere parçalanırlar. Boyaları dekolorize etmek
için aerobik bakteri ırkları geliştirmeye yönelik çalışmalar ise sıklıkla boyalar üzerinde
hızlı dekolorizasyon kapasitesi gösteren çok spesifik organizmaların ortaya
çıkarılmasıyla sonuçlanmaktadır (Kulla, 1981).

2.1.1. Boyarmaddelerin Sınıflandırılması

Boyarmaddeler çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir. Sınıflandırmada kimyasal


yapı, boyama özellikleri, çözünürlük, kullanılış yerleri gibi çeşitli karakteristikler göz
önüne alınabilir (Başer ve İnanıcı, 1990).

Boyarmaddelerin kimyasal yapılarına göre sınıflandırılması (Başer ve İnanıcı, 1990):

1. Azo boyarmaddeler

2. Nitro ve nitrozo boyarmaddeler

3. Polimetin boyarmaddeler

4. Arilmetin boyarmaddeler

5. Aza annulen boyarmaddeler

6. Karbonil boyarmaddeler

7. Kükürt boyarmaddeler
3

Boyarmaddelerin boyama özelliklerine göre sınıflandırılması (Bozdoğan, 1984):

1. Küpe boyarmaddeleri

2. Direkt boyarmaddeler

3. Reaktif boyarmaddeler

4. Dispers boyarmaddeler

5. Asit boyarmaddeler

6. Bazik boyarmaddeler

Boyarmaddelerin çözünürlüklerine göre sınıflandırılması (Başer ve İnanıcı, 1990):

1. Suda çözünen boyarmaddeler

a. Anyonik boyarmaddeler

b. Katyonik boyarmaddeler

c. Noniyonik boyarmaddeler

2. Suda çözünmeyen boyarmaddeler

2.1.1.1. Kimyasal Yapılarına Göre Boyarmaddeler


1. Azo boyarmaddeler
Organik boyarmaddelerin en önemli sınıfını oluşturan azo boyarmaddelerinin
sayısı oldukça fazladır. Küpe ve kükürt boyarmaddeleri dışında, diğer tüm boyama
yöntemlerinde kullanılan boyarmaddelerin yapısında azo grubu bulunur. Bunlar,
yapılarındaki kromofor grup olan azo (-N=N-) grubu ile karakterize edilir. Burada,
gruptaki azot atomları, sp2 hibritleşmesi ile karbon atomlarına bağlanır.

Azo grubuna bağlanan karbon atomlarından biri aromatik (benzen, naftalin ve


türevIeri) veya heterosiklik halka, diğeri ise enolleşebilen alifatik zincire bağlı bir grup
olabilir. Bu nedenle molekülde en az bir aril grubu bulunur. Azo boyarmaddelerini
genel olarak Ar-N=N-R şeklinde formüllendirebiliriz. Burada; R: aril, heteroaril veya
enolleşebilen bir alkil grubudur.

Alifatik grup içeren azo boyarmaddelerinin renk şiddetleri düşüktür. Renk


tonları geniş bir spektruma sahiptir. Doğal boyarmaddelerin hiçbirinde azo grubuyla
4

karşılaşılmaz. Bu sınıf boyarmaddelerin hepsi sentetik olarak elde edilirler.


Sentezlerinin sulu çözelti içinde ve basit olarak gerçekleştirilmesi ve başlangıç
maddelerinin sınırsız olarak değiştirilebilmesi çok sayıda azo boyarmaddesinin elde
edilmesine olanak sağlamaktadır (Başer ve İnanıcı, 1990).

Azo boyaları en yaygın olarak üretilen ve kullanılan sentetik boyalardandır, ve


su da yüksek çözünürlükleri ve düşük degrabiliteleri nedeniyle en problemli bileşikler
olarak tanımlanmaktadırlar (Young ve Yu,1997).

2. Nitro ve nitrozo boyarmaddeler

Bu sınıf boyarmaddeler kimyasal yapılarında nitro veya nitrozo grubu ile


birlikte elektron verici grup içerirler. Nitro veya nitrozo grubu ile elektron verici grup
birbirlerine göre orta konumda bulunurlar.

Nitrozo boyarmaddelerinde, fenol veya naftoller HNO2 ile muamele edilirse


nitrozolanır. Nitrozo bileşikleri tautomeriktir. Nitrozo bileşikleri diğer boyarmaddelerin
sentezinde de kullanılırlar. Yalnız başlarına hiçbiri boyarmadde özelliği taşımazlar.
Orto-nitrozo bileşikleri kompleks oluşturucu karaktere sahiptir. Ağır metal tuzları ile
meydana getirdikleri kompleksler boyarmadde özelliği gösterirler. Hidroksi nitrozo
bileşikleri ve ağır metal tuzlarının verdiği kompleksler pigment veya (eğer başlangıç
maddesi sulfon grubu taşıyorsa) asit boyarmadde karakterine sahiptir. 1-nitrozo-2-
naftol'ün Fe+2 ile kompleksi (Pigmentgrün B) ışık hassaslığının iyi olması nedeniyle
duvar kağıdı ve badana boyasında kullanılır. 1-nitrozo-2-naftol-6-sulfon asidin demir
kompleksinin sodyum tuzu Naftolgrün B olup bu, yün, ipek ve kağıt boyanmasına
uygundur. Ayrıca bu boyarmadde, donuk rengi ve ucuzluğu nedeniyle askeri kamuflaj
boyarmaddesi olarak da kullanılır (Başer ve İnanıcı, 1990).

3. Polimetin boyarmaddeler

Polimetin boyarmaddeleri renkli bileşikler arasında büyük bir grup


oluştururlar. Yapısındaki q yüküne göre polimetin boyarmaddelerini sınıflandırmak
mümkündür. Eğer q pozitif ise katyonik, negatif ise anyonik, yüksüz ise nötral
polimetin boyarmaddeleri olarak adlandırılır (Başer ve İnanıcı, 1990).
5

4. Arilmetin boyarmaddeler

Arilmetin boyarmaddelerinin genel formülleri Ar-X=Ar şeklinde gösterilebilir.


Bu formülde X, -CH= veya -N= olabilir. X'in -CH= olduğu durumlarda bu bileşiklere
diarilkarbonyum, -C (Ar) = şeklindekilere ise triarilkarbonyum bileşikleri adı verilir. Bu
grup -N= ise, aza türevidir. Bütün arilmetin boyarmaddelerinde ve bunların aza
analoglarında X'le gösterilen bu grup absorpsiyon sisteminin temel parçasıdır. Bu tür
boyarmaddelerin sayısız reaksiyonları bu grubun elektrofilik özelliğine dayanır (Başer
ve İnanıcı, 1990).

5. Aza annulen boyarmaddeler

Kapalı bir sistemin aromatik yapıya sahip olup olmadığı moleküler orbital
teorisinde Huckel kuralına göre (4n+2) 7t elektonlarının sayısı ile belirlenir. n= l, 2, 3,
gibi bir tamsayı ise 6, 10, 14, 18, 22 elektronlu sistemler aromatik olabilir. Ancak
aromatikliğin gerçekleşebilmesi için bu sayıdaki elektronların bulunduğu sistemin
elektronlarının bir düzlemde bulunması ve delokalize olması gerekir. Ardı ardına C=C
ve C-C bağlarından oluşan bir monosiklik halka [n] annulen olarak da adlandırılabilir.
Örneğin; bu adlandırmaya göre benzen, annulen olarak da adlandırılabilir. [n], π
elektronlarının sayısını belirtir. Bu boyarmadde sınıfı, 18 π elektronlu ve konjuge
durumda çift bağları olan halkalı bir renk verici yapıya sahiptir. Annulen tipi
boyarmaddelerin en önemlileri olarak, kanın ve yeşil yapraklıların boyarmaddeleri ile
ftalosiyanin boyarmaddelerini sayabiliriz (Başer ve İnanıcı, 1990).

6. Karbonil boyarmaddeler

Molekül yapısında konjuge çift bağlar ve bunlara konjuge durumda en az iki


karbonil grubu içeren bileşiklere karbonil boyarmaddeleri adı verilir. İndigo ve
antrakinon yapısında olmak üzere iki alt sınıfa ayrılır (Başer ve İnanıcı, 1990).

7. Kükürt boyarmaddeler

Aromatik aminlerin, fenollerin, kükürt ve sodyum sülfür veya sodyum


polisülfür ile reaksiyonundan meydana gelen, suda çözünmeyen, makromolekül yapılı
ve renkli organik bileşikler kükürt boyarmaddeleri olarak adlandırılırlar. Bm-S-S-Bm
6

şeklinde sembolize edilebilirler. Bu sınıf boyarmaddeler, bazik ortamda Na2S ile


kaynatılırsa, disülfür grupları (… S-S-…), merkapto gruplarına ( …S-Na+) dönüşerek
suda çözünen leuko bileşikleri oluşturur. Oluşan bileşiğin substantif karakteri yüksektir
ve elyaf tarafından çekilebilir. Elyafa çekilen monomer molekülleri, yıkamadan sonra
havanın oksijeni ile yükseltgenerek, elyaf içinde suda çözünmeyen başlangıç şekline
dönüşürler. Bu davranışları ile küpe boyarmaddelerine benzerler. Bunlardan farkları,
kullanılan indirgen maddedir. Küpe boyacılında pahalı bir madde olan sodyum
ditiyonit, kükürt boyacılında ise Na2S kullanılır (Başer ve İnanıcı, 1990).

2.1.1.2. Boyama Özelliklerine Göre Boyarmaddeler

1- Küpe Boyarmaddeler:

Suda çözünmezler, fakat alkali sodyum ditiyonitte çözünerek, sonra yeniden


boyaya oksitlenebilen bileşiklere indirgenirler. İndirgenmiş ve çözünür özellik kazanmış
bu bileşikler çoğunlukla beyaz ve renksiz olduklarından "leuko" bileşikleri olarak
adlandırılırlar ve bu durumda gerek hayvansal gerek bitkisel lifleri kolayca boyarlar.
Küpe boyaları, özellikle pamuk boyamacılığında kullanılırlar. İndigo ve indantren
mavisi gibi (Erdik ve ark., 1998).

2- Direkt Boyarmaddeler:

Direkt boyarmaddeler genellikle sulfonik asitlerin, bazen de karboksilli asitlerin


sodyum tuzlarıdır. Yani renkli kısmı oluşturan iyon anyon şeklindedir. Pek çoğu yapı
bakımından azo boyarmaddeleri grubuna girer. Selülozik elyafa doğrudan doğruya
bağlanabilirler. Direkt boyarmaddeler ucuzlukları, boyama işlemlerinin çok basit oluşu
ve boyama sırasında elyafın yıpranmaması gibi üstünlükleri nedeniyle önemlerini
korumaktadırlar. Genellikle, selulozik elyafın boyanmasında kullanılan bu
boyarmaddelerin bazıları kağıt, deri, yün, ipek, naylon ve bazıları elyafın boyanmasında
da kullanılır (Bozdoğan, 1984).

3- Reaktif Boyarmaddeler:

Suda çözünen boyarmaddeler grubuna girmektedir. Bütün boya sınıfları içinde


reaktif boyarmaddeler, kumaş ile kovalent bağ oluşturmak üzere dizayn edilmiş tek
renklendiricilerdir. Reaktif boyalar azo, antrakinon ve triarilmetan gibi kromoforik
7

(renk yapıcı) gruplar ve liflerle kovalent bağ oluşturan vinil sulfon, klorotriazin,
trikloropirimidin ve diflorokloropirimidin gibi reaktif gruplara sahiptir (Zollinger,
1987). Reaktif boyalar tekstil boyaları içinde özellikle pamukların boyanmasında olmak
üzere önemli bir yer tutarlar. Reaktif boyaların yaklaşık %80'i azo kromojen bazlıdır
(Zollinger, 1991). Dünya çapında pamuk kullanımının artmasının bir sonucu olarak
reaktif azo boyaların kullanımı da artmıştır. Azo reaktif boyalar en fazla renk ve yapı
çeşitliliğine sahip olan sentetik boya grubudur (Sumathi and Manju, 2000). Azo boyalar
bir veya daha fazla azo bağı (-N=N-) içermeleri ile karakterize edilirler ve üretilen yıllık
boya miktarının yarısından fazlasını teşkil ederler. 1994 yılı için dünya çapındaki miktar
bir milyon ton olarak hesaplanmıştır. Günümüzde tekstil ürünleri, deri, plastikler,
kozmetik ürünleri ve gıda maddeleri gibi çeşitli materyalleri boyamak amacıyla
kullanılan 2000 kadar farklı azo boya bulunmaktadır (Zollinger, 1991). Azo grubu
içerdiği bilinen tek bir doğal ürün (4,4'- dehidroksiazobenzen) vardır. Bu nedenle
endüstriyel olarak üretilen azo boyaların tümü ksenobiyotik bileşiklerdir. Dolayısıyla bu
boyaların geleneksel aerobik kanalizasyon arıtım tesislerinde biyolojik parçalanmaya
karşı çoğunlukla direnç göstermeleri şaşırtıcı değildir (Pagga and Brown, 1986). Azo
boyaların biyolojik parçalanmaya dirençli oluşu, akarsu ve yeraltı sularının ciddi bir
şekilde bu boyalar ile kontamine olmasına neden olmaktadır. Anyonik ve noniyonik
boyalarda kromoforlar çoğunlukla azo grubudur veya antrakinon tipidir. Aromatik
yapıları nedeniyle antrakinon bazlı boyalar parçalanmaya karşı daha dirençlidir. Bu
nedenle atık sularda daha uzun süre renkliliğe neden olurlar (Fu and Viraraghavan,
2001).

Reaktif boyarmaddeler elyaf ile kimyasal reaksiyona girerek kovalent bağ


meydana getirdiklerinden elde edilen boyamanın yıkamaya karşı mukavemeti oldukça
yüksektir. Reaktif boyarmaddeler selülozik elyafın boya ve baskısında kullanılan çok
önemli bir boyarmadde grubudur. Ayrıca çok fazla olmamakta birlikte yün, ipek, naylon
ve deri boyamada da kullanılır. Piyasadaki reaktif boyarmaddeler verim, çözeltideki
stabilite, özel şartlar altında boyarmadde/elyaf bağının dayanıklılığı bakımından çok
farklıdır (Bozdoğan, 1984).
8

4- Dispers Boyarmaddeler:

Dispers boyarmaddeler amino ve hidroksil grupları ihtiva eden, düşük molekül


ağırlıklı bileşiklerdir. Boyama esnasında, elyaf ile boyarmaddedeki amino ve hidroksil
grupları arasında hidrojen bağları meydana gelmekte ve dolayısıyla Van der Wals
kuvvetleri önemli rol oynamaktadır. Poliester elyaf hidrofob özellik gösterdiğinden
büyük moleküllü boyarmaddeler elyaf içine kolay nüfuz edemezler. Bu nedenle
poliesterin boyanmasında en çok kullanılan boyarmaddeler dispers boyarmaddelerdir
(Bozdoğan, 1984).

5- Asit Boyarmaddeler:

Asit Boyarmaddeler de direkt boyarmaddeler gibi sulfonik asitlerin veya çok


ender olarak karboksilli asitlerin sodyum tuzları şeklindedir. Renkli bileşen boyarmadde
anyonudur. Asit boyarmaddeler protein elyafın boyanmasında kullanılan önemli bir
boyarmadde sınıfıdır. Kimyasal yapı bakımından direkt boyarmaddelere benzeyenlerin
birçoğu selülozu da gayet iyi boyar. Poliamid elyaf da kimyasal yapı bakımından
proteinlere benzediği için asit boyarmaddelere karşı ilgisi fazladır. Asit boyarmaddeler,
yün-yaprak, şerit, iplik ve kumaş olmak üzere üretimin her basamağında boyanabilir.
Boyanacak madde değiştiğinde boyama metodları da değişir (Bozdoğan, 1984).

6- Bazik Boyarmaddeler:

Bazik boyarmaddeler organik bazların klorü veya asetat tuzları şeklindedir. Yani
renkli kısım katyondur. Bazik boyarmaddelerin en karakteristik özellikleri parlaklıkları
ve renk şiddetleridir. Yün, ipek ve pamuk üzerinde ışığa ve yıkamaya karşı
mukavemetleri çok düşüktür. Bugün reaktif boyarmaddeler ile pamuk üzerinde oldukça
parlak renkler elde edilebildiğinden, bazik boyarmaddeler pamuk boyacılığında önemini
kaybetmiştir. Ancak poliakrilonitril üzerinde ışığa mukavemetleri iyi olduğundan, orlon
boyanmasında geniş ölçüde kullanılır (Bozdoğan, 1984)
9

2.1.1.3. Boyarmaddelerin Çözünürlüklerine Göre Sınıflandınlması

1. Suda Çözünen Boyarmaddeler

Boyarmadde molekülü en az bir tane tuz oluşturabilen grup taşır.


Boyarmaddenin sentezi sırasında kullanılan başlangıç maddeleri suda çözünen grup
içermiyorsa, bu grup boyarmadde molekülüne sonradan eklenerek de çözünürlük
sağlanabilir. Ancak tercih edilen yöntem, boyarmadde sentezinde başlangıç
maddelerinin iyonik grup içermesidir. Suda çözünebilen boyarmaddeler tuz
oluşturabilen grubun karakterine göre üçe ayrılır (Başer ve İnanıcı, 1990).

a-) Anyonik boyarmaddeler

Suda çözünen grup olarak en çok sülfonik, kısmen de karboksilik asitlerin


sodyum tuzlarını içerirler. Renk, anyonun mezomerisinden ileri gelir. Bu gruba örnek
olarak asit ve doğrudan boyarmaddeleri verebiliriz (Başer ve İnanıcı, 1990).

b-) Katyonik boyarmaddeler

Moleküldeki çözünürlüğü, -NH2 gibi bir bazik grup sağlar. Bazik gruplar,
anorganik asitler veya organik asitlerle tuz oluşturmuş halde bulunur (Başer ve İnanıcı,
1990).

c-) Noniyonik boyarmaddeler

Bu boyarmadde moleküllerinde hem asidik hem de bazik gruplar bulunur.


Bunlar bir iç tuz oluştururlar. Boyama sırasında bazik veya nötral ortamda anyonik
boyarmadde gibi davranış gösterirler (Başer ve İnanıcı, 1990).

2. Suda Çözünmeyen Boyarmaddeler

Tekstilde ve diğer alanlarda kullanılan ve suda çözünmeyen boyarmaddeleri


çeşitli gruplara ayırmak mümkündür. Bunlar; substratta çözünen, organik çözücülerde
çözünen, geçici çözünürlüğü olan, polikondenzasyon, elyaf içinde oluşturulan
boyarmaddeler ve pigmentlerdir (Başer ve İnanıcı, 1990).
10

2.2. Tekstil Endüstrisi Atıksularının Arıtım Teknolojileri

Tekstil atıksularının deşarj sınırlarını sağlayacak şekilde arıtılması için genellikle


birden fazla temel sürecin uygulanmasına gerek vardır. Bu süreçleri seçimi için, tesis ve
işletme masrafları, arazi gereksinimi, atıksu özelliklerindeki değişikliklere karşın
istenilen çıkış suyu kalitesinin sağlanması gibi hususlar göz önüne alınmalıdır.

Tekstil endüstrisinde kirletici bileşenlerin arıtılmasında kullanılan teknolojiler;


(Yusuf Y., 1998)

1. Askıda katı madde giderimi

• Izgaradan geçirme

• Çökeltme

• Filtrasyon

• Flotasyon

2. BOİ/KOİ azaltma yöntemleri

• Lagünler

• Aktif çamur

• Besi maddesi ilavesi

• Sabit yataklı biyolojik reaktörler

-Damlatmalı filtreler

-Döner diskler

• Aktif karbon adsorbsiyonu

• Kimyasal pıhtılaştırma

3. Yağ ve gres giderme

4. Krom giderme

5. Renk giderme

6. Fenolik bileşiklerin giderilmesi


11

7. Fosfat azaltma

8. Azot azaltma

9. Çamur azaltma

2.2.1. Tekstil Atık Sularında Renk Giderme Yöntemleri

Geçmişte tekstil fabrikalarının atık sularının arıtılmasında genellikle belediye


işletme sistemleri kullanılmaktaydı. Bununla birlikte bu sistemler temel olarak biyolojik
aktivitelere dayanmaktaydı. Bu yüzden parçalanmaya dirençli sentetik boyaların ortadan
kaldırılmasında çok etkili olmadıkları görülmüş, bunun için daha az duyarlı ancak daha
etkili metodlar tekstil boyalarının ortadan kaldırılmasında geliştirilmiş ve test edilmiştir.
Temelde bunlar fiziksel yada kimyasal muamele prosesleriydi. Seyrek olarakta biyolojik
muamelelerde ortaklaşa kullanılmaktaydı. Flokasyonla birleşmiş fiziko-kimyasal
flokulasyon, membran filtrasyonu, elektroflokasyon, Fe(II)/Ca(OH)2’li flokasyon,
elektrokinetik koagülasyon, elektrokimyasal yıkım iyon-değişimi, röntgen ışınlarına
tutma, çökeltme, ozonlaştırma, adsorpsiyon ve aktive edilmiş karbonun ve hava
karışımının kullanılmasını öngören “Katox muamelesi” gibi çok sayıda fiziko-kimyasal
teknikler uygulanmaktaydı. Bu tekniklerin bazılarının dezavantajı olmasına rağmen
etkili olmuşlardır. Bu dezavantajlar, aşırı kimyasal kullanım miktarı, çamur atığının
elden çıkarma zorluğu, pahalı tesis ihtiyaçları yada operasyon masrafları, özellikle
sülfonatlı azo boyalarının etkili renk gideriminin yetersizliği ve atıksuyun içerisindeki
değişimlere karşı bu sistemlerin duyarlı olması gibi durumlardır (Banat et. al., 1996).

Diğer teknikler boyayı ortadan kaldırmak için sodyum hipoklorit kullanan


kimyasal oksidasyonla ilişkilidir. Bununla birlikte bunlar birçok karsinojen yada buna
ilaveten toksik bileşikleri ortaya çıkarıyor, bunlar daha sonra sorunu daha da
ağırlaştırıyordu (Banat et. al., 1996).

Tekstil atık sularındaki atık kimyasal maddeler ve boyaların arıtılmasında


kullanılan yöntemlerin çoğu biyolojiktir. Ancak yapılan çalışmalar biyolojik arıtma
yöntemlerinin sadece bazı boyaları ayrıştırabileceğini göstermiştir. Yine yapılan
araştırmalar bazı boyaların biyolojik ayrışmaya karşı dayanıklı olduğunu göstermiştir.
Boyaların iyi kalite olması onların yıkamaya, çevresel faktörlere ve biyolojik ayrışmaya
12

karşı dayanıklı olmasını gerektirdiğinden bu husus beklenen bir olaydır (Şengül F.,
1983).

1950’ler de yapılan çalışmalar tekstil atık sularında renk gidermede damlatmalı


filtre ve aktif çamur proseslerinin % 84 - % 93 oranında; kimyasal koagülasyon
işleminin ise % 80 - % 91 oranında renk giderme sağladığını gösterdi. Ancak bugün
kullanılan boyalar dış etkilere ve biyolojik ayrışmaya karşı oldukça dayanıklı
olduğundan koagülasyon ile renk giderme verimi % 50 - % 85 arasında verilmektedir
(Şengül F., 1983)

Kimyasal bir yöntem olan Koagülasyon - Floklaştırma çözünmeyen ve


dispersiyon boyarmaddelerinin giderilmesinde oldukça iyi sonuçlar verir. Ancak
çözünen boyarmaddelerin arıtılmasında pek etkili bir yöntem değildir. Termal
rejenerasyon yapılan aktif karbon kolonları; çözünen boyarmaddelerin atık sulardan
giderilmesinde daha etkilidir. Ancak yöntemin dezavantajı ilk yatırım masrafının fazla
olması ve işletme giderlerinin yüksek olmasıdır. Son yıllarda aktif karbon filtrelerinin
biyolojik olarak rejenerasyonu sağlanarak, yöntem daha ekonomik bir hale getirilmiştir
(Şengül F., 1983). Bu dezavantajlar nedeniyle tekstil endüstrisi atık sularının
biyoremediasyonu ucuz ve çevreye dost bir arıtım teknolojisi olması nedeniyle hala
cazip bir çözüm olarak görülmektedir (Banat et. al., 1996).

Tekstil endüstrisi atık sularının arıtımında kullanılan metodlar fiziksel, kimyasal


ve biyolojik metodlar olmak üzere üç ana başlık altında toplanabilir (Robinson et. al.,
2001).

2.2.1.1. Kimyasal yöntemler

Tekstil atıksularının kimyasal yöntemlerle arıtılması uzun yıllardan beri en çok


rağbet gören yöntem olmuştur. Bunun en büyük nedeni şüphesiz atıksu kalitesinde
meydana gelen değişikliklerin kullanılan kimyasalda veya uygulanan dozda yapılan
değişikliklerle kolayca tolere edilebilir olmasıdır. Tekstil endüstrisi atıksularının
arıtımında en yaygın olarak kullanılan kimyasal yöntemler oksidasyon yöntemleri,
kimyasal çöktürme ve flokülasyon yöntemi ve Cucurbituril ile arıtımdır (Kocaaer ve
Alkan, 2002).
13

Oksidasyon

Oksidasyon kimyasal yöntemler içinde en yaygın olarak kullanılan renk giderme


yöntemidir. Bunun en büyük nedeni uygulanmasının basit oluşudur. Kimyasal
oksidasyon sonucu boya molekülündeki aromatik halka kırılarak atıksudaki
boyarmadde giderilir (Robinson et. al., 2001).

H2O2-Fe(II) Tuzları (Fenton ayıracı)

Fenton ayıracı (Fe(II) tuzlarıyla aktive edilmiş hidrojen peroksit) biyolojik


arıtmayı inhibe edici ya da toksik atıksuların oksidasyonu için çok uygundur. Fenton
ayıracı ile yapılan arıtım ön oksidasyon ve koagülasyon olmak üzere iki adımda
gerçekleşir. Yapılan bir çalışmada fenton ayıracıyla yapılan ön oksidasyon prosesinde
renk giderim hızının KOİ giderim hızına göre daha yüksek olduğu ve renk ile KOİ
gideriminin büyük bir kısmının ön oksidasyon basamağında gerçekleştiği belirlenmiştir
(Robinson and McMullan et. al., 2001)

Atıksuların fenton ayıracı ile arıtılmasında renk yok edildiği gibi adsorbe olabilir
organohalidler de giderilebilmektedir. Ayrıca, metal-kompleks türündeki boyalardan
kaynaklanan ağır metaller, demir oksitlerle birlikte nötralizasyon basamağında
çöktürülebilmektedir. Fenton ayıracı ile arıtma bu açıdan H2O2 kullanılan yöntemlere
göre daha avantajlı konumdadır.

KOİ, renk ve toksisite giderimi gibi avantajları yanında prosesin bazı


dezavantajları da mevcuttur: Proses floklaşma işlemini de içerdiği için atıksudaki
kirleticiler çamura transfer olurlar ve çamur problemi ortaya çıkar (Robinson et. al,
2001).

Ozon

Ozon uygulamaları 70’li yılların başında başlamıştır. Ozonlama ile dikkate değer
boyutlarda renk giderimi sağlanabilmektedir. Ozonlama sonucu elde edilen renk
giderimi boyanın cinsine göre farklılık göstermektedir. Strickland ve Perkins (1995)
tarafından yapılan çalışmada 30 dakikalık bir zaman süresince ozonlanan azoik,
dispers/sülfür ve reaktif boya içeren atıksularda başarılı bir renk giderimi sağlanırken,
14

Vat boyarmaddesi içeren atıksu için aynı başarıyı gösterememiş ve renk giderimi %50
ile sınırlı kalmıştır.

Boya banyosu çıkış sularının ozonlandıktan sonra tekrar kullanılabilmesi tesis


için kimyasal madde ve su tasarrufu sağlamakta, atıksu arıtma tesisinin yükü
azalmaktadır. Yüksek kararsızlığına bağlı olarak oldukça iyi bir yükseltgen olan ozon
aynı zamanda tekstil yaş proseslerinden kaynaklanan atıksularda bulunan yüzey aktif
maddeler ve taşıyıcılar gibi diğer kirleticilerin giderilmesine de yardımcı olmaktadır.
Ozonla oksidasyon, klorlu hidrokarbonların, fenollerin, pestisitlerin ve aromatik
hidrokarbonların parçalanmasında da oldukça etkilidir. Boya içeren atıksulara
uygulanan dozaj, toplam renge bağlıdır ve giderilecek KOİ bir kalıntı ya da çamur
oluşumuna veya toksik ara ürünlerin oluşumuna neden olmaz. Boya içeren atıksuların
ozonlanmasında hız sınırlayıcı basamak ozonun gaz fazından atıksuya olan kütle
transferidir. Diğer önemli bir avantaj ise ozonun gaz durumunda uygulanabilir olması
ve dolayısıyla diğer bazı yöntemlerin aksine atık çamur oluşmamasıdır. Boyalardaki
kromofor grupları genellikle konjuge çift bağlı organik bileşiklerdir. Bu bağlar kırılarak
daha küçük moleküller oluşturabilir ve renkte azalmaya neden olabilirler. Bu küçük
moleküller atıksuyun kanserojenik ya da toksik özelliklerini arttırabilmektedir. Bu
durumun önlenmesinde ozonlama ilave bir arıtım metodu olarak da
uygulanabilmektedir.

Yarı ömrünün kısa oluşu (tipik olarak 20 dakika) ozonlamanın en büyük


dezavantajıdır. Ozonlama yönteminin diğer bir dezavantajı kısa yarı ömrüne bağlı
olarak ozonlamanın sürekli olması gerekliliği ve yüksek maliyettir (Robinson et.al.,
2001).

Fotokimyasal Yöntem

Bu yöntem boya moleküllerini, hidrojen peroksit varlığında UV radyasyonu ile


CO2 ve H2O’a dönüştürür. Parçalanma yüksek konsantrasyonlardaki hidroksil
radikallerinin oluşmasıyla meydana gelir. Yani, UV ışığı hidrojen peroksiti aktive
ederek iki hidroksil radikaline parçalanmasını sağlar.

H2O2 + hv → 2OH-
15

Böylece organik maddenin kimyasal oksidasyonu gerçekleşir. Fotokimyasal


yöntemlerde UV radyasyonu genellikle civa ark lambalarıyla sağlanmaktadır.

Boyarmaddenin giderim hızı, UV radyasyonunun şiddetine, pH’a,


boyarmaddenin yapısına ve boya banyosunun kompozisyonuna bağlıdır (Robinson
et.al., 2001). Genellikle, pH 7 olduğunda, UV radyasyon şiddeti yüksek olduğunda,
farklı boya sınıfları için farklı değerler alan optimum miktarda hidrojen peroksit
uygulandığında ve boya banyosu yükseltgenme potansiyeli peroksitten büyük olan
oksitleyici maddeler içermediğinde etkili bir renk giderimi sözkonusudur (Slokar ve
Marechal, 1998). Boya içeren atıksuların fotokimyasal yöntemlerle arıtılmasının en
önemli avantajı atık çamur oluşmaması ve kötü kokulara neden olan organiklerin
önemli derecede azaltılmasıdır.

Sodyum Hipoklorit (NaOCl)

Renkli atıksuların kimyasal oksidasyonu klorlu bileşiklerle de mümkündür. Bu


metodda, Cl- ile boya molekülünün amino grubuna etki eder ve azo bağının kırılmasını
sağlar. Klor konsantrasyonundaki artışla birlikte renk giderimi de artar. Sodyum
hipoklorit ile renk giderimi asit ve direkt boyalar için tatmin edici sonuçlar vermektedir.
Reaktif boyaların arıtımı için ise daha uzun zamana ihtiyaç vardır. Metal kompleks boya
çözeltileri arıtımdan sonra kısmen renkli kalırken dispers boya çözeltilerinde NaOCl ile
renk giderimi gerçekleşmez (Slokar ve Marechal, 1998). Son yıllarda alıcı ortamlardaki
olumsuz etkilerinden dolayı boyarmadde giderimi için klor kullanımı azalmıştır.

Elektrokimyasal Yöntem

Bu yöntem 1990’ların ortalarında geliştirilen yeni bir yöntemdir.


Elektrokimyasal bir reaksiyonda yük, elektrod ile iletken sıvı içindeki reaktif türler
arasındaki ara yüzeyde transfer olur. Elektrokimyasal bir reaktör bir anot, bir katot, bir
iletken elektrolit ve güç kaynağından oluşmaktadır. Katotta yük reaksiyona giren türlere
geçerek oksidasyon durumunda azalmaya neden olur. Anotta ise yük reaktif türlerden
elektroda geçerek oksidasyon durumunu arttırır. Oksidasyon durumundaki değişmeler
türlerin kimyasal özelliklerinin ve formlarının değişmesine yol açar.
16

Boya gideriminde etkili bir şekilde kullanılabilirliği açısından yöntem bazı


önemli avantajlara sahiptir. Kimyasal madde tüketimi çok azdır veya yoktur ve çamur
oluşumu sözkonusu değildir. Oldukça etkili ve ekonomik bir boya giderimi sağlar, renk
gideriminde ve dirençli kirleticilerin parçalanmasında yüksek verim gösterir. Organik
bileşiklerin elektrokimyasal yöntemlerle arıtımında söz konusu bileşikler anot üzerinde
su ve karbondioksite okside olmaktadır. Önceleri anot olarak grafit sıklıkla
kullanılmaktaydı ancak son yıllarda yapılan çalışmalar elektro-oksidasyon için ince
tabaka halinde soy metallerle (Platin, rutenyum,...) kaplanmış titanyum elektrodlarının
kullanımı üzerinde yoğunlaşmıştır. Tekstil boyarmaddesi içeren atıksularının
elektrokimyasal olarak arıtıldığı bir çalışmada titanyum/platin anodu kullanılmış ve 18
dakikalık bir aktif arıtım süresinden sonra KOİ, BOİ ve renkteki azalmanın % 80’leri
aştığı belirlenmiştir (Kocaaer ve Alkan, 2002). Diğer bir çalışmada fotokimyasal
yöntemin ardından uygulanan elektrokimyasal yöntemin verimi belirgin olarak arttırdığı
belirlenmiştir. Bu kombine prosesin kullanılmasıyla 120 dakikalık bir reaksiyon
süresinde C.I. Reaktif Blue 19 boyarmaddesinin rengi tamamen giderilmiş ve %50
oranında mineralizasyon sağlanmıştır.

Yöntemin en büyük dezavantajı tehlikeli bileşiklerin oluşma olasılığıdır.


Naumczyk ve ark. (1996) tarafından yapılan çalışmada tekstil atıksularının
elektrokimyasal arıtımı sürecinde oluşan kloro organik bileşik miktarlarının oldukça
yüksek olduğu tespit edilmiştir. Yüksek akım hızlarının renk gideriminde doğrudan bir
azalmaya neden olması diğer bir dezavantajdır. Kullanılan elektrik maliyeti diğer
yöntemlerdeki kimyasal madde giderleriyle kıyaslanabilir niteliktedir.

Kimyasal Floklaştırma ve Çöktürme Yöntemi

Bu yöntemde floklaşma ve çökelme kimyasal maddeler yardımıyla sağlanır.


Atıksuya katılan kimyasal maddeler yardımıyla meydana gelen floklaşma ile çözünmüş
maddeler ve kolloidler giderilirler. En çok kullanılan kimyasallar arasında, Al2(SO4)3,
FeCl3, FeSO4 ve kireç sayılabilir. Tünay ve ark. (1996) tarafından yapılan çalışmada asit
boya içeren bir atıksuda kimyasal çöktürme, kimyasal oksidasyon ve adsorpsiyon
yöntemleri denenmiş ve yöntemler renk giderim verimlilikleri açısından incelenmiştir.
Kimyasal çöktürme deneylerinde makul kimyasal dozlarıyla orta dereceden yüksek
17

dereceye kadar renk giderimi sağlandığı görülmüştür. Kimyasal çöktürme yönteminde


inşaat masraflarından ziyade işletme masrafları önem taşımaktadır. Özellikle floklaşma
maddeleri ve meydana gelen çamurun bertaraf edilmesi, giderlerin önemli bir kısmını
teşkil etmektedir (Tünay 1996).

Cucurbituril ile Arıtım

Cucurbituril glikoluril ve formaldehitten oluşan bir polimerdir. Şeklinin,


Cucurbitaceae bitki sınıfının bir üyesi olan balkabağına benzemesinden dolayı bu
şekilde isimlendirilmiştir. Yapılan çalışmalar bileşiğin çeşitli tipteki tekstil boyaları için
oldukça iyi bir sorpsiyon kapasitesine sahip olduğunu göstermiştir. Cucurbiturilin
aromatik bileşiklerle kompleks oluşturduğu ve reaktif boyaların adsorbsiyonu için bu
mekanizmanın geçerli olabileceği düşünülmektedir. Diğer bir yaklaşım ise giderim
mekanizmasının hidrofobik etkileşimlere veya çözünemez cucurbituril-boya-katyon
agregatlarının oluşumuna dayandığı doğrultusundadır (Robinson et. al. 2001).
Endüstriyel açıdan uygulanabilir bir proses için sabit yataklı sorpsiyon filtrelerine
ihtiyaç vardır. Böylece adsorbanın fiziksel kuvvetlerle yıkanması ve cucurbiturilin
katyonların varlığıyla bozunması engellenebilir. Son yıllarda yapılan çalışmalar
kimyasal mekanizmaların anlaşılması üzerinde yoğunlaşmakta ve proses üzerine pH’ın,
sıcaklığın ve hidrolizin etkileri araştırılmaktadır. Çoğu kimyasal yöntem gibi bu
yöntemde de en büyük dezavantaj maliyettir.

2.2.1.2. Fiziksel Yöntemler

Adsorpsiyon

Adsorpsiyon teknikleri konvansiyonel metodlar için fazla kararlı olan


kirleticilerin giderimindeki verimlilikten dolayı son yıllarda ilgi görmektedir.
Adsorpsiyon ekonomik açıdan makul bir yöntemdir ve yüksek kalitede ürün oluşumu
sağlar. Adsorpsiyon prosesi, boya/sorbent etkileşimi, adsorbanın yüzey alanı, tanecik
büyüklüğü, sıcaklık, pH ve temas süresi gibi pek çok fiziko-kimyasal faktörün etkisi
altındadır.

Adsorbsiyonla renk gideriminde en çok kullanılan yöntem aktif karbon


yöntemidir. Aktif karbonla renk giderimi özellikle katyonik, mordant ve asit boyalar
18

için etkiliyken, dispers, direkt, vat, pigment ve reaktif boyalar için daha az bir renk
giderimi söz konusudur. Metodun performansı kullanılan karbonun tipine ve atık suyun
karakteristiğine bağlıdır. Rejenerasyon ve tekrar kullanım performansta azalmaya neden
olurken bu dezavantaj aşırı miktarda aktif karbon kullanılmasıyla giderilebilir. Ancak
aktif karbon pahalı bir malzemedir.

Adsorban olarak kullanılabilen diğer bir malzeme bataklık kömürüdür. Bataklık


kömürü, boya içeren atık sulardaki polar organik bileşikleri ve geçiş metallerini
adsorplayabilmektedir. Adsorban olarak bataklık kömürünün kullanımı özellikle bol
bulunduğu İrlanda ve İngiltere gibi ülkelerde söz konusudur. Bataklık kömürü aktif
karbona göre daha ucuzdur ancak aktif karbonun toz haldeki yapısından kaynaklanan
geniş yüzey alanı daha yüksek bir adsorpsiyon kapasitesini ifade etmektedir. Ağaç
kırıntıları, uçucu kül+kömür karışımı, silika jeller, doğal killer, mısır koçanı gibi
malzemeler de, boya gideriminde adsorban olarak kullanılabilmektedir. Bunların ucuz
ve elde edilebilir oluşu boyarmadde giderimindeki kullanımını ekonomik açıdan cazip
kılmaktadır (Robinson et. al. 2001).

Membran Filtrasyonu

Bu yöntemle boyanın sürekli olarak arıtılması, konsantre edilmesi ve en önemlisi


atık sudan ayrılması mümkün olmaktadır. Diğer yöntemlere göre en önemli üstünlüğü
sistemin sıcaklığa, beklenmedik bir kimyasal çevreye ve mikrobiyal aktiviteye karşı
dirençli olmasıdır. Ters osmoz membranları çoğu iyonik türler için %90’nın üzerinde
verim gösterir ve yüksek kalitede bir permeat eldesi sağlar. Boya banyoları çıkış
sularındaki boyalar ve yardımcı kimyasallar tek bir basamakta giderilmiş olur. Ancak
yüksek ozmotik basınç farklılığı ters osmoz uygulamalarını sınırlandırmaktadır.
Membranların bu karakteristiğine bağlı olarak boyalı atık sularda bulunan bir kısım
yardımcı kimyasal membrandan geçebilmektedir. Membran filtrasyonu ile, çıkış
suyunda düşük konsantrasyonda boyarmadde içeren tekstil endüstrilerinde suyun tesise
geri kazandırılmasının mümkün olduğunu göstermektedir. Ancak yöntem, suyun
yeniden kullanımı açısından önemli bir parametre olan çözünmüş katı madde içeriğini
düşürmez. Membran teknolojileri, ayırmadan sonra kalan konsantre atığın bertaraf
19

problemlerine neden olması, sermaye giderlerinin yüksek olması, membranın tıkanma


olasılığı ve yenilenme gerekliliği gibi dezavantajlara da sahiptir (Robinson et. al. 2001).

İyon Değişimi

Boya içeren atıksuların arıtılmasında iyon değiştiricilerin kullanılması henüz


yeterince yaygın değildir. Bunun ana nedeni, iyon değiştiricilerle arıtılarak olumlu
sonuç alınan boya sınıfının kısıtlı olduğu düşüncesidir. Yöntemde, atık su, mevcut
değişim bölgeleri doygunluğa erişene kadar iyon değiştirici reçineler üzerinden geçer.
Bu şekilde, boyarmadde içeren atık sulardaki hem katyonik hem de anyonik boyalar
uzaklaştırılabilmektedir. Yöntemin avantajları, rejenerasyonla adsorban kaybının
bulunmaması, çözücünün kullanıldıktan sonra iyileştirilebilmesi ve çözünebilir
boyaların etkin şekilde giderilebilmesidir. En büyük dezavantaj ise kuşkusuz yöntemin
maliyetidir. Organik çözücüler oldukça pahalıdır. Ayrıca iyon değişimi metodu dispers
boyalar için pek etkili değildir (Robinson et. al. 2001).

2.2.1.3. Biyolojik Yöntemler


Biyolojik arıtım, endüstriyel proseslerden alıcı sistemlere transfer olan
organikler için en önemli giderim prosesidir. Tekstil endüstrisi atık suları için önerilen
fiziksel ve kimyasal yöntemlerin yüksek maliyet gerektirmeleri ve her boya için
kullanılamıyor olmaları, uygulanmalarının sınırlı olmasına neden olmuştur. Son
zamanlarda yapılan çalışmalar birçok boya türünü atık sudan giderebilme yeteneğine
sahip yaygın mikroorganizma türlerinin mevcudiyetini vurgulamış ve biyoteknolojik
metodları ön plana çıkarmıştır. Yani, teorik olarak biyolojik arıtma sistemleri kimyasal
ve fiziksel arıtma yöntemlerine göre daha az çamur üretmesi, maliyetinin daha düşük
olması veya alıcı ortamlar için zararlı yan ürünlerin oluşmaması gibi özelliklerinden
dolayı tekstil endüstrisi atıksularının arıtımı için ideal çözüm olarak kabul edilmektedir.

Aerobik Yöntem

Tekstil endüstrisi atık suları, pH değişimlerine duyarlılığı yüksek olan


konvansiyonel biyolojik arıtma tesislerinde önemli zorluklara sebep olmaktadır.
Endüstriyel atık suların arıtılmasında yaygın olarak kullanılan konvansiyonel aktif
çamur sistemleri için tekstil endüstrisindeki birçok boya bileşiği ya biyolojik olarak çok
20

zor indirgenebilmekte ya da inert kalmaktadır. Suda iyi çözünen bazik, direkt ve bazı
azo boya atıklarının olması durumunda mikroorganizmalar bu tür bileşikleri biyolojik
olarak indirgeyememekle birlikte boyanın bir kısmını adsorbe ederek atıksuyun rengini
almakta ve renk giderimi sağlanabilmektedir.

Azo boyar maddeler gibi sentetik boyaların aerobik şartlar altında mikrobiyal
parçalanmaya karşı dirençli olmasının nedeni boya malzemelerinin, kimyasal ve ışık
kaynaklı oksidatif etkiler sonucu renklerinin solmamasını sağlayacak şekilde
sentezlenmeleridir. Boyarmaddelerin aerobik biyodegredasyonunu zorlaştıran diğer bir
faktör ise moleküler ağırlıklarının yüksek olması nedeniyle biyolojik hücre zarından
geçişlerinin zor olmasıdır. Azo, diazo ve reaktif boyarmadde içeren bir tekstil atık suyu
renginin mikrobiyal proseslerle giderilmesinin araştırıldığı bir çalışmada aerobik
kolonlardan izole edilmiş saf bakteri kültürlerinin renk giderimini gerçekleştiremediği
belirlenmiştir (Nigam et. al. 1996 ).

Odunsu bitkilerde bulunan, yapısal polimer lignini parçalayabilen ve


ksenobiyotik maddelerin parçalanması amaçlı çalışmalarda en yaygın olarak kullanılan
beyaz çürükçül küf Phanerochaete chrysosporium’un, lignin peroksidaz, manganeze
bağlı peroksidaz gibi enzimleri kullanarak boyarmaddeleri parçalayabildiği
bilinmektedir (Robinson et. al. 2001). Ancak beyaz çürükçül mantarların, ligninolitik
enzimlerin düşük pH değerlerinde (pH=4.5-5) aktif olması ve atık sularda bulunma
ihtimali düşük olan tiamin ile veratril alkol maddelerine ihtiyaç duyması gibi
dezavantajları vardır (Kapdan ve Kargı, 2000).

Anaerobik Yöntem

Boyarmaddelerle yapılan anaerobik parçalanma çalışmaları, özellikle aerobik


ortamda parçalanamayan suda çözünebilir reaktif azo boyarmaddeler üzerinde
yoğunlaşmıştır. Çift bağlı azot halkasına bağlı bu boyaların aerobik proseslerle
arıtılabilirliğinin mümkün olmaması anaerobik arıtmanın ön arıtma olarak
kullanılmasını gerektirmektedir. Anaerobik olarak renk gideriminin gerçekleşebilmesi
için ilave karbon kaynağına ihtiyaç vardır. İlave karbon metan ve karbondioksite
dönüştürülmekte ve elektronlar açığa çıkmaktadır. Bu elektronlar elektron taşıma
zincirinden son elektron alıcısına yani azo-reaktif boyaya taşınmakta ve boyayla
21

reaksiyona girerek azo bağını indirgemektedir. Böylece anaerobik parçalanma


sonucunda azo boyarmaddelerdeki renkten sorumlu azo bağı kırılmakta ve renk
giderimi sağlanmaktadır. Bu olay oksijen tarafından inhibe edilmektedir. Bu nedenle
boya atıklarını renksizleştirmek için ilk adım azo köprüsünün indirgenerek parçalandığı
anaerobik koşullar altında arıtım olmalıdır. (Robinson et. al. 2001).

Azo bağının kırılmasıyla, anaerobik olarak parçalanamayan aromatik aminler de


oluşabilmektedir. Boyarmaddeler normalde sitotoksik, mutajenik veya kanserojenik
değilken, anaerobik parçalanma sonucu oluşan aminler bu özellikleri
gösterebilmektedir. Bu nedenle anaerobik sistemler aerobik arıtmadan önce yer alan bir
ön arıtım yöntemi olarak önerilmektedirler. Çünkü aromatik aminler, aromatik bileşiğin
halkasının açılması ve hidroksilasyonla aerobik ortamda mineralize olabilmektedirler.
Böylece boyarmadde içeren atık suların kombine anaerobik-aerobik proseslerle
arıtılması sonucu ilk basamakta etkili bir renk giderimi sağlanmakta ve anaerobik
ortamda dirençli olan aromatik aminler aerobik basamakta giderilebilmektedir (Kocaaer
ve Alkan, 2002).

Biyosorpsiyon

Kimyasal maddelerin mikrobiyal kütle tarafından adsorpsiyonu veya kütlede


birikimi biyosorpsiyon olarak ifade edilmektedir. Ölü bakteriler, maya ve mantarlar
boyarmadde içeren atıksuların renginin giderilmesinde kullanılabilmektedir. Tekstil
boyalarının kimyası geniş bir yelpazede değişiklik gösterdiği için mikroorganizmalarla
olan etkileşimler boyanın kimyasına ve mikrobiyal kütlenin spesifik kimyasına
dayanmaktadır. Bu nedenle kullanılan mikroorganizmanın cinsine ve boyaya bağlı
olarak farklı bağlanma hızları ve kapasiteleri sözkonusudur. Boyarmadde içeren atıksu
çok toksik olduğunda biyosorpsiyon avantajlı olmaktadır. (Robinson et. al., 2001).
22

2.2.2. Tekstil Atık Sularının Karakterizasyonu

Tekstil atıksuları, içerdikleri boyarmaddeler ve çok sayıdaki kimyasallardan


dolayı oldukça değişken olabilir. Genel olarak ürün türü ve buna bağlı olarak kullanılan
ham maddeler uygulanacak arıtma yöntemini belirlemede en önemli faktörlerdir.
Bundan dolayı da herhangi bir tekstil atık suyu arıtımında detaylı bir karakterizasyon
çalışması son derece büyük önem taşımaktadır. Tekstil atık sularında kirliliğe neden
olan temel parametreler; biyokimyasal oksijen ihtiyacı, kimyasal oksijen ihtiyacı, azot,
fosfat, sıcaklık, pH, yağ, gres, sülfitler ve fenol, krom veya ağır metaller gibi toksik
kimyasallar olarak sayılabilir. Tekstil atık suları rengi prosesde kullanılan boyanın
rengine göre saat başı yada günlük değişiklik gösterebilir. Bu renkteki değişim aynı
zamanda atık suyun kimyasal oksijen ihtiyacı içeriğinde de dalgalanmalara yol açabilir.
Bununla birlikte boyarmaddeler atık suyun bileşiminde büyük yer kaplamazlar. Örneğin
bu atık sular genellikle yüksek miktarda inorganik tuzlarıda içerirler (Başıbüyük M.,
Yüceer A., 1998)

Tekstil atık suları oldukça yüksek miktarda nişaşta, karboksi metil selüloz ve az
miktarda polivinil alkol içerir. Bunlar atık su sistemine girer ve atık suyun kimyasal
oksijen ihtiyacını artırılar (Başıbüyük M., Yüceer A., 1998).

Boyama işleminden çıkan atık suyun özellikleri; boyanın kendisine, lifin


özelliklerine ve boyama yöntemlerine bağlıdır. Genellikle boyama atık suyu; yüksek
konsantrasyonda boyama maddeleri, yüksek konsantrasyonda toplam çözünmüş madde
ve orta seviyede biyolojik oksijen ihtiyacı değerlerine sahiptir. Endüstriyel gelişme ve
tekstil ürünlerinin üretim rekoltesinin sürekli artması, piyasa taleplerini karşılayabilmek
için, boyarmadde olarak doğal boyalar yerine sentetik boyaların kullanımını zorunlu
olarak artırmıştır. Bunun sonucunda ise biyolojik olarak yıkılması güç, kanserojen
özellikli boyarmaddeler içeren atık sular oluşturmaktadır (Caner, 1998).

Boyalı atık suların karakterizasyonu, boyaların kimyasal yapısındaki


farklılıklardan ve boyama prosesinin değişim göstermesinden dolayı oldukça zordur.
Çizelge 1’de faklı boyaların kullanıldığı ve farklı elyafların boyandığı boyahane atık
sularının karakterizasyonuna ilişkin bazı değerler görülmektedir (Correia et. al., 1994).
23

Çizelge 1. Çeşitli tekstil atıksularının karakteristikleri

BoyaTürü Elyafçeşidi Renk BOİ, TOK, AKM, ÇKM, pH


ADMI mg/l mg/l mg/ mg/
Asit Poliamid 4000 240 315 14 2028 5.1
1:2MetalKompleks Poliamid 370 570 400 5 3945 6.8
Bazik Akrilik 5600 210 255 13 1469 4.5
Direkt Viskoz 12500 15 140 26 2669 6.6
Reaktif, kesikli Pamuklu 3890 0 150 32 12500 11,2
Reaktif, sürekli Pamuklu 1390 102 230 9 691 9.1

Vat Pamuklu 1910 294 265 41 3945 11.8


Dispers, yüksek Polyester 1245 198 360 76 1700 10.2
sıc.’ta
ADMI: Amerikan Boya İmalatçıları Enstitüsü renk birimi, BOİ: Biyolojik Oksijen İhtiyacı,
TOK: Toplam Organik Karbon, AKM: Askıda Katı Madde, ÇKM: Çözünmüş Katı Madde

Boyarmaddeler genellikle iki ana bileşenden oluşan küçük moleküllerdir: rengi


veren kromofor ve boyayı ipliğe bağlayan fonksiyonel grup, kimyasal yapısına göre
veya uygulandığı ipliğin tipine göre sınıflandırılmış yüzlerce çeşit boya mevcuttur.
Boyanın iplik üzerine adsorbe olması tekstil ipliğine ve boyanın tipine bağlı olarak
değişiklik göstermektedir. Adsorbsiyonun derecesi zaman, sıcaklık, pH ve yardımcı
kimyasallar gibi çeşitli faktörlerin de etkisi altındadır. Boyama prosesinde sıkça
kullanılan yardımcı kimyasallar Çizelge 2’de listelenmiştir (Correia et. al., 1994).
Çizelge 2, boyama prosesi çıkış sularında boyarmaddeler haricinde çok sayıda farklı
bileşiklerin de bulunacağını göstermektedir. Tek bir boyama işlemi için farklı kimyasal
sınıftaki boyarmaddelerin birlikte kullanılabiliyor olması çıkış suyu bileşimini daha da
karmaşık hale getirmektedir. Boyama prosesi çıkış sularındaki kimyasal yük, prosesin
kimyasının yanı sıra boyama işleminin kesikli ya da sürekli olmasına bağlı olarak da
farklılıklar göstermektedir.
24

Çizelge 2. Boyama prosesinde en sık kullanılan yardımcı kimyasallar

Kimyasal Madde Bileşim Fonksiyon


Tuzlar Sodyum klorür Elyafın zeta potansiyelini
nötralize edici, yavaşlatıcı
Sodyum sülfat
Asitler Asetik asit pH kontrolü
Sülfürik asit
Bazlar Sodyum hidroksit pH kontrolü
Sodyum karbonat
Tamponlar Fosfat pH kontrolü
Kompleks yapıcılar EDTA Kompleks yapma,
yavaşlatıcı
Dispers Anyonik, katyonik ve Boyaları dağıtma, boya
edici/düzgünleştirici ve uygulamasını düzene
noniyonik
yüzey aktif maddeler sokma
Okside edici maddeler Hidrojen peroksit Boyaları çözünemez yapma
Sodyum nitrit
İndirgeyici maddeler Sodyum hidrosülfit Boyaları çözünebilir
yapma, reaksiyona
Sodyum sülfit
girmemiş
boyanın uzaklaştırılması
Taşıyıcılar Fenil fenoller Adsorbsiyonun arttırılması
Klorlu benzenler

Parlak renkli olan ve suda çözünebilen reaktif ve asit boyarmaddeler


konvensiyonel arıtma sistemlerinden etkilenmeden çıktıkları için çevresel açıdan en
sorunlu boyalar olarak kabul edilirler. Bu boyaların belediye arıtma sistemlerindeki
aerobik gideriminin yetersiz kaldığı bilinmektedir (Correia et. al.,1994).

2.2.3. Boya İçeren Atıksuların Arıtımında Mikroorganizmaların Kullanımı

Geleneksel aerobik kanalizasyon arıtım tesislerinde azo boyaların çoğunun


bakteriler tarafından parçalanmadığı fakat boyaların büyük bir bölümünün (genellikle
%40-80 kadarı) kanalizasyon çamuruna fiziksel olarak adsorbe olduğu gözlenmiştir. Bu
durum “aerobik azoredüktaz” aktivitesine sahip bakteriler izole edilmek istendiğinde
25

karşılaşılan zorluklarla bir uygunluk göstermektedir. Bu nedenle geleneksel aerobik


kanalizasyon arıtım sistemleri azo boya içeren effluentlerin dekolorizasyonu için uygun
değildir ve tekstil atık sularının arıtımında gelişmiş fizikokimyasal teknikler büyük
öneme sahiptir.

Tekstil endüstrisinde oldukça farklı yapılara sahip olan boyalar kısa bir sürede
ve aynı tesis içinde kullanılmaktadır. Bu nedenle tekstil endüstrisinden kaynaklanan
effluentler kompozisyon açısından oldukça çeşitlidir. Bu durum tekstil atıksularının
arıtımı için oldukça büyük bir unspesifik prosesin gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Gerekli olan bu unspesifiklik, lignolitik funguslardan elde edilen lignin peroksidazların
kullanılması veya anaerobik şartlarda çeşitli bakteriler tarafından katalizlenen unspesifik
redüksiyon proseslerinin kullanılması suretiyle olmak üzere bilinen biyolojik
sistemlerin kullanılması suretiyle sağlanabilir (Stolz, 2001).

Zhang ve arkadaşları (1999), kısa süre önce bir beyaz çürükçül mantarın Acid
Orange 7 (Orange II)’yi bir biyoreaktörde iki ayda dekolorize ettiğini göstermiş olsalar
da lignolitik fungusların boya içeren atık suların arıtımında kullanımına engel olan ciddi
problemlerin olduğu görülmektedir.

Stolz (2001) atıksu arıtımında beyaz çürükçül fungusların kullanımı ile ilgili
olarak aşağıdaki tespitleri yapmıştır.

• Atıksu arıtım tesisleri beyaz çürükçül mantarların doğal habitatı değildir


ve bu nedenle bu fungusları bir atıksu arıtım sisteminde geliştirebilmek
için oldukça dikkatli olunmalıdır.

• Beyaz çürükçül mantarlar lignolitik enzimlerini çoğunlukla sadece


karbon ve /veya azot kaynağı sınırlayıcı hale geldiğinde salgılarlar.

• Enzimler tarafından parçalanan lignin veya polutantlardan herhangi


birinin karbon veya enerji kaynağı olarak kullanıldığı gösterilememiştir
ve bu organizmaların kültivasyonu için farklı bir karbon kaynağı
gereklidir.

• Gözlenen degradasyon hızları genellikle düşüktür. Tipik deneylerde 50-


150 mg/L boya 5-10 gün içinde dekolarize edilmektedir.
26

• Aromatik ve ksenobiyotik bileşiklerin oksidasyonu için lignin peroksidaz


oldukça unspesifiktir. Bu nedenle endüstriyel atık arıtım sistemlerindeki
gibi kompleks substrat karışımları ve diğer substratlar lignin
peroksidazlar tarafından okside edilebilir.

• Lignin peroksidazlar için optimum pH 4.5-5 ‘dir. Bu nedenle atık su


arıtım sisteminde nispeten asidik bir pH’ya ihtiyaç vardır ki bu da diğer
bazı yararlı mikroorganizmaların gelişimini inhibe etmektedir.

2.2.4. Tekstil Endüstrisinde Kullanılan Boyarmaddelerin Çevre Ve Canlılar


Üzerindeki Olumsuz Etkileri

Tekstil endüstrileri, yaş dokuma prosesleri için çok büyük miktarlarda su ve


kimyasal tüketmektedirler. Gerek boyamada gerekse diğer işlemlerde kullanılan bu
organik ve inorganik formdaki bileşiklerin çeşitliliğine bağlı olarak, ortaya çıkan atık
suların özellikleri de farklı olmaktadır. Alıcı sulara verilen renkli atık sular su
ortamındaki ışık geçirgenliğini azaltır ve fotosentetik aktiviteye olumsuz yönde etkiler.
Boyarmaddelerin bazı sucul organizmalarda birikmesi toksik kanserojenik ürünlerin
meydana gelme riskini de beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda boyarmadde içeren
tekstil endüstrisi atık sularının renk giderim prosesleri ekolojik açıdan önem
kazanmaktadır. Ancak kompleks kimyasal yapılarına ve sentetik kökenlerine bağlı
olarak, boyarmaddelerin giderilmesi oldukça zor bir işlemdir (Kocaer ve Alkan, 2002).

Tekstil sanayi atık suları kalıcı renkleri, yüksek alkaliniteleri ve bulanıkları ve


yüksek kimyasal oksijen ihtiyacı değerleri nedeni ile ciddi çevresel problemlere neden
olurlar. Ayrıca krom, bakır ve çinko boyarmaddelerle birlikte bulunduklarından atık
sularda bu ağır metaller de çoğunlukla mevcutturlar (Şengül F.,1983). Tehlike doğurucu
bu maddeler, dolayısıyla verildikleri ve bulundukları ortamdaki canlı hayata zararlı
tesirlerde bulunacaklardır (Gönüllü ve ark.,1983). Bazı boyaların kanserojen ve boya
banyolarında kullanılan bazı bileşiklerin de toksik özellik taşıdığı bilinmektedir (Şengül
F., 1983).

Parlak renkli olan ve suda çözünebilen reaktif ve asit boyarmaddeler


konvensiyonel arıtma sistemlerinden etkilenmeden çıktıkları için çevresel açıdan en
27

sorunlu boyalar olarak kabul edilirler. Bu boyaların belediye arıtma sistemlerindeki


aerobik gideriminin yetersiz kaldığı bilinmektedir (Correia et.al., 1994).

Akuatik ekosistemlerdeki mikroorganizmaların sayısının azo boya toksisitesine


bağlı olarak azalması, organik bileşiklerin mikrobiyal mineralizasyonunun da
azalmasına neden olur. Bu durumdan mineralizasyonun yanısıra biyotransformasyon da
etkilenir ki bu proseslerin her ikisi de kontaminantların arıtım açısından oldukça
önemlidir (Chung and Stevens,1992)

Boya - mikroorganizma komleksi yüksek organizasyonlu canlılar tarafından


sindirilebilir ve böylece besin zincirine girer. Bu sucul canlıların insanlar tarafından
besin maddesi olarak tüketilmesi sonucunda boyarmaddeler insanlarında vücuduna
girmiş olur (Chung and Stevens,1992).

2.2.5. Dekolorizasyonla İlgili Yapılmış Bazı Çalışmalar

Tekstil ve boya fabrikalarının nehirlere atık boşaltması ve kullanılan atık su


uygulama sistemleri, sağlık açısından çevre kontrol faaliyetlerine ilginin artmasına
neden olmuştur. Renk giderimine olan ilgi son yıllarda artmaya başlamıştır. Atıkların
arıtımı için mikrobiyal renk giderimi ve yıkımı bu kirliliğin çevreden uzaklaştırılması
için daha düşük maliyetli ve etkili bir metod olarak görülmektedir (Banat et.al, 1996).

P. chrysosporium’un Orange II, Tropoefolin O, Kongo kırmızısı ve Azure B gibi


azo ve heterosiklik boyaları yıktığı görülmüştür (Cripps et. al., 1990).

Yapılan çalışmalarda bazı polimerik boyaların, trifenilmetanın ve kristal


viyolenin P. chrysosporium tarafından yıkıldığı saptanmıştır (Bumpus 1995).

Forgacs ve arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmada indigo boyaların


Pleurotus sajor-caju tarafından renginin giderildiğini belirtmişlerdir. Aynı şekilde
Doralice ve arkadaşları da (2001) Pleurotus sajor-caju ile indigo-blue boyasını % 94
oranında renginin giderildiğini saptamışlardır.

Beyaz çürükçül fungusların çeşitli enzimleri sentezleme yetenekleri bu alanda da


kullanım olanaklarını artırmaktadır. Lignin peroksidaz (LiP) üreten kahverengi çürükçül
fungus Poliporus ostreiformis’in boya renk giderim aktivitesinin P. chrysosporium’dan
daha yüksek olduğunu saptamışlardır (Cripps et. al., 1990).
28

Paszczynski ve arkadaşları (1992) P. chrysosporium’un kullanıldığı bir


çalışmada; sulfonatlanmış beş azo boyada sulfo grubunun boyaya bağlanma şeklinin
boyanın parçalanma özelliğini etkilemediğini belirtmişlerdir. Başka bir çalışmada da
P. chrysosporium’dan elde edilen LiP’ yi kullanarak farklı kimyasal sınıf ve yapılara
sahip olan boyaların dekolorizasyonun; kromoforik sistem, yükün işareti ve yükün
dağılımına bağlı olmadığını ancak büyük ölçüde oksokromik gruba bağlı olduğunu
tespit etmişlerdir.

Minussi ve arkadaşları ( 2001) tarafından yapılan bir çalışmada T. versicolor


ve T.villosa beyaz çürükçül funguslarının Reactive Blue 19 tekstil boyasını %100
renginin giderildiğini gözlemlemişlerdir.

Bumpus 1995’de yaptığı bir çalışmada kristal viyolenin renginin P.


chrysosporium miselleri ve kültür filtratı ile giderilebileceğini ve bu aktivitenin glukoz
ve H2O2 eklenmesi ile arttığını rapor etmiştir .

Sülfonatlı azo boyalar tekstil, besin ve kozmetik boyası olarak geniş oranda
kullanılmaktadır. Sülfonize edilmiş azo boyalar P. chrysosporium ile yıkılabilir
(Paszczynski et.al., 1992).

Wong ve Yu (1999) T. versicolor’da boya dekolorizasyonunun boyanın


yapısına bağlı olduğunu bildirmişlerdir. Antrokinon tipi boyalar enzim (lakkaz) için
uygun bir substrat iken azo ve indigo boyalar lakkaz için uygun bir substrat değildir.

Yeşilada (1998) C. versicolor’un kültür filtratını kullanarak Orange II’nin


renginin gideriminde yüksek değerlere ulaşılabileceğini rapor etmiştir.

Yeşilada 1996’ da yaptığı bir çalışmada da kristal viyole’nin C .versicolor ile


yüksek dekolorizasyon yeteneğine sahip olduğunu belirtmiştir.

Mou ve arkadaşları (1991) da yüksek boya konsantrasyonlarının düşük renk


giderimi ile sonuçlandığını belirtmişlerdir. Young ve Yu (1997) da yüksek boya
konsantrasyonunun dekolorizasyon hızını düşürdüğünü belirtmişlerdir.

2.2.6. Fungusların Biyoteknolojik Açıdan Önemi


Fungusların ekonomik açıdan bazı zararları olsa da yararları bu olumsuzlukları
ortadan kaldıracak kadar büyüktür. Funguslar içerisine küfler, mayalar ve şapkalı
29

mantarlarda dahil edilir. Biyoteknolojide fungusların çok geniş bir kullanım alanları
vardır. Funguslar protein kaynağı olarak değerlendirilebildikleri gibi sitrik asit ve
penisilin gibi çeşitli biyokimyasalların üretiminde kullanılabilirler. Mayaların ekmek ve
alkol üretiminde kullanıldıkları unutulmamalıdır, yine Agaricus bisporus kültür mantarı
olarak değerlendirilmektedir, Pleurotus ostreatus’un da kültür mantarı olarak
değerlendirilmesi gün geçtikçe artmaktadır. Bunun yanısıra özellikle son yıllarda
fungusların endüstriyel atıkların ve aromatik maddeler veya ksenobiyotik maddelerin
arıtımında ve yıkımında kullanımı üzerine yoğun araştırmalar vardır (Yeşilada ve Fışkın
1995; Yeşilada ve ark., 1998).

Tarımsal biyoteknolojide böcek ve bitki patojeni mikroorganizmaların zararlı


etkisini ortadan kaldırmak için fungus kullanım çalışmaları yapılmaktadır. Benzer
olarak ürünü artırmak için fungusların mikorizal ilişkisinden yararlanılmaya
çalışılmaktadır. Biyoteknolojide son yıllarda çok yeni çalışmalara başlanmıştır örneğin,
kömürün sıvılaştırılması, kağıt hamurundan lignin uzaklaştırımı, odundan lignin
uzaklaştırımı ve biosorpsiyon denilen metal uzaklaştırılması bunlar arasındadır. Çevre
biyoteknolojisinde fungusların siyanid, pestisit ve bunun gibi zararlı maddelerin
uzaklaştırılması çalışmalarıda yapılmaktadır. Yine boyarmaddelerin biyoteknolojik
olarak renginin giderimi açısından çalışmalar devam etmektedir (Yeşilada ve ark., 1998)

2.2.6.1.Beyaz Çürükçül Fungusların Biyoteknolojide Kullanımı


Beyaz çürükçül funguslarla özellikle çevre biyoteknolojisi açısından yoğun
araştırmalar yürütülmektedir. Funguslar odundan lignin giderimi, boyarmaddelerin
yıkımı ve renginin giderimi ve endüstriyel atıkların arıtımı çalışmalarında biyolojik
sistem olarak kullanılmaktadır ( Yeşilada, 1995)

Beyaz çürükçül fungusların kullanım alanlarından biriside kağıt hamuru


üretimidir. Odun lignin, selüloz ve hemiselüloz bileşenlerinden meydana gelir. Kraft
yöntemi gibi kimyasal hamur üretim yönteminde kağıt hamuru meydana getirmek için
odun fibrillere ayrılarak lignin çözülür ve kağıt imali için ham kağıt hamuru meydana
getirilir. Kraft prosesinde odun sodyum sülfit ve sodyum hidroksit ile kaynatılır.
Böylece lignin çözülür, fakat karakteristik olarak koyu kahverengi bir renk oluşur. Bu
kahverengi renk klor kullanılarak kimyasal yöntem ile ağartılır. Alkali ekstraksiyonu
sonrası yapılan klorlama ağartılmamış kağıt hamurundan kalan ligninin pek çoğu
30

uzaklaştırılıyorsa da klorun bir kısmı lignine bağlanır ve klorlu organik bileşikler


oluşur. Bu atıkların nehirlere verilmesi durumunda büyük çevre problemlerine neden
olur (Kahraman ve ark., 1998)

Lentinus edodes gibi beyaz çürükçül funguslar odunun selüloz bileşenini


etkilemeden lignin miktarının azaltılmasında kullanılabilir. Ligninin tamamının
uzaklaştırılması odunu mekanik kağıt hamuru üretimine daha uygun yapar. Polyporus
adustus gibi selüloz içermeyen mutant funguslar kullanılarak selüloz uzaklaştırımı
olmadan kısmi lignin giderimi sağlanabilir.

Kömürün biyolojik sıvılaştırılması da beyaz çürükçül fungusların


biyoteknolojideki yeni bir kullanım alanıdır. Bu konuda yoğun araştırmalar
yapılmaktadır. Kömür termokimyasal işlemlerle sıvı ve gaz ürünlere çevrilebilir. Fakat
bu işlemler yüksek basınç ve sıcaklık gerektirir. Bu da pahalı bir işlemdir.

Funguslar kömürün üzerinde üretildiklerinde veya toz haline getirilmiş kömür


içeren ortamda yada akışkan yataklı reaktörlerde üretildiklerinde solubilizasyona neden
olurlar (Sam M., 1999)

Phanerochaete chrysosporium beyaz çürükçül fungusu ile boya


dekolorizasyonunun avantajları üzerine kapsamlı çalışmalar rapor edilmiştir (Toh ve
Yen, 2003). Her ne kadar, Phanerochaete chrysosporium’un aerobik koşullar altında
çeşitli boyaları degrade edebilme yetenekleri bilinse de, bu türün endüstriyel atık su
muamelesinde kullanılmasın da iki temel sorun vardır (Wong ve Yu, 1999). İlki, boya
dekolorizasyonunda anahtar rol oynayan enzim olan, LiP, yalnızca karbon ve nitrojen
sınırlaması altında indüklenen tam bir sekonder metabolizma fazı sırasında salınır.
Karbonlu ve nitrojenli bileşiklerin endüstriyel atıklarda yaygın olarak bulunması LiP
üretimini bastırmaktadır. İkincisi, LiP’nin yaptığı boya degradasyonu reajanlar olarak
önemli miktarda hidrojen peroksidi ve veratril alkolü harcamaktadır.

Yapılan çalışmanın amacı, farklı boyarmaddelerin beyaz çürükçül funguslar ile


dekolorizasyonunda uygun koşulları saptamak, dekolorizasyonun daha kısa sürede
gerçekleşmesi için uygun fungusu ve ortam koşullarını belirlemektir.

Bu amaçla Türkiye’de tekstil sanayinde kullanılan bazı reaktif boyaların (Blue


49, Orange 12, Orange 13, Red 31, Black 5, RBBR) dekolorizasyonu çeşitli beyaz
31

çürükçül fungus pelletleriyle çalkalamalı kültür ortamı denenmiştir. Ayrıca boyaların


dekolorizasyonu için uygun ortam koşulları da saptanmıştır (pH, sıcaklık, inokulum
miktarı, çalkalama hızı (rpm), boya konsantrasyonu).
32

3. MATERYAL VE METODLAR

3.1. Materyal

3.1.1. Boyarmaddeler
Yapılan bu tez çalışmasında ticari isimleri ve Color Index (C.I) numaraları verilen
boyarmaddeler kullanılmıştır.

1. Cibacron Blue 3R (C.I. Reactive Blue 49)

2. Reactive Golden Yellow HR (C.I. Reactive Orange 12)

3. Reddish Orange (C.I. Reactive Orange 13)

4. Reactive Red H8B (C.I. Reactive Red 31)

5. Remazol Black (C.I. Reactive Black 5)

6. Remazol Brilant Blue R (C.I. 61200, Reactive Blue19)

Kullandığımız bütün boyalar Eskişehir Sarar Tekstil A.Ş.’ den alınarak kullanılmıştır.

Orange 13, Black 5, RBBR ve Blue 49’ un açık kimyasal formülleri aşağıda sırasıyla
verilmiştir.

Reactive Orange 13

SO3Na OH

NH3
N N N

N N
NaO2S
CH3
SO2Na N
Cl
33

Reactive Black 5

O
NaO SO H 3 CH 2C S
S O 3 Na
O
N N

HO

H 2N

N N
O
NaO SO H 2 CH 2C S
O

Remazol Brillant Blue R

O NH2
SO3Na

O NH SO2CH2CH2OSO3Na

Reactive Blue 49

O NH2
SO2Na

SO2Na
OH
N
O NH NH
NH

N N
H3C CH3
OH
SO2Na
34

3.1.2. Beyaz Çürükçül Mantarlar


Phanerochaete chrysosporium ME 446, ve Pleurotus sajor-caju Hacettepe
Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Biyoteknoloji Anabilim Dalı Prof. Dr.
Nazif Kolankaya’ dan alınmıştır. M96 (Trametes versicolor) türü ve Ganoderma
carnosum (M88) Osmangazi Üniversitesi Meşelik Kampüsünden, Lenzites betulina (S2)
Sarıcakaya ilçesinden, Polyporus arcularius (438) Türkmenbaba Dağından, Osmangazi
Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünde Uzman Biyolog Hasan
Köstekçi tarafından izole edilmiş ve tanımlanmıştır.

3.1.3. Besiyerleri ve Çözeltiler


3.1.3.1. Besiyerleri
Çalışmada aşağıda içerikleri verilen besiyerleri kullanılmıştır.

Potato Dextrose Agar (Merck)

Patates extratı 4gr.


D (+) glukoz 20 gr.
Agar – agar 15 gr.
Distile su 1000 ml.
Malt Extract Agar (Merck)

Malt Extract 30 gr.


Peptone soy meal 3 gr
Agar – agar 15 gr.
Distile su 1000 ml.
Her iki besiyeri; içeriği de distile suda çözülüp otoklavda 1,1 atmosfer basınç ve
121 °C sıcaklıkta, 15 dakika sterilize edildikten sonra kullanılmıştır.

Kirk Medium (g/lt):

1.Bazal Medium:

KH2PO4 20 g/lt
MgSO4 5 g/lt
CaCl2 1 g/lt
İz element solüsyonu 100ml
35

2. İz element solüsyonu:

MgSO4 3 g/lt

MnSO4 0,5 g/lt

NaCl 1 g/lt

FeSO4. 7H2O 0,1 g/lt

CoCl2 0,1 g/lt

ZnSO4.7H2O 0,1 g/lt

CuSO4 0,1 g/lt

AlK(SO4).12H2O 10 mg/lt

H3BO3 10 mg/lt

NaMoO4.2H2O 10 mg/lt

Nitrilottriacetate 1,5 g/lt

Hazırlanışı:

Aşağıdaki maddelerden belirtilen miktarlarda alınarak 1 litrelik dekolorizasyon ortamı


hazırlanmıştır.

Bazal medium (filtre ile steril edildi), 100 ml

% 10 Glukoz (otoklavda steril edildi), 100 ml

0,1 M 2,2- dimethysuccinate pH 4,5 (otoklavda steril edildi), 100 ml

Thiamin (100 mg/litre stok, filtre ile steril edildi), 10 ml

Amonyum tartarat (8 gr/litre stok,otoklavda steril edildi), 25 ml

Veratril alkol ( 1,5 mM , filtre ile steril edildi), 100 ml

İz element solüsyonu (filtre ile steril edildi), 60 ml

Tween 80 (% 1 otoklavda steril edildi), 50 ml

Toplam hacim 1000 ml


36

3.1.3.2. Çözeltiler
Boyarmadde Çözeltileri: Blue 49, Orange 12, Orange 13, Red 31, Black 5 ve
Remazol Brilant Blue R (RBBR)’ nin distile su kullanılarak % 1’ lik çözeltileri
otoklavda 1,1 atmosfer basınç ve 121 °C sıcaklıkta, 15 dakika sterilize edildikten sonra
kullanılmıştır. Bu şekilde hazırlanan stok boyarmadde çözeltileri koyu renkli şişelerde
4 °C sıcaklıkta muhafaza edilmiştir. Boyarmadde çözeltileri; otoklavda sterilize edilip
oda sıcaklığına kadar soğutulan besiyerlerine, steril şartlarda gerekli konsantrasyonu
elde edecek oranda ilave edilerek kullanılmıştır.

2,2 Dimetil süksinat çözeltisi:

0,1 M 2,2- Dimetil süksinat çözeltisi pH 4,5’a ayarlandı ve çözelti otoklavda 1,1
atmosfer basınç ve 121 °C sıcaklıkta, 15 dakika sterilize edildikten sonra kullanılmıştır.

1N NaOH Çözeltisi:

4 gr. NaOH 100 ml distile suda çözülerek hazırlanmıştır. Çözelti otoklavda 1,1
atmosfer basınç ve 121 °C sıcaklıkta, 15 dakika sterilize edildikten sonra kullanılmıştır.
Çözelti pH ayarlamak için kullanılmıştır. pH ayarlamalarının tümü Jenway 3010 pH
metre kullanılarak yapılmıştır.

3.2. Metodlar

3.2.1. Boyarmadde Konsantrasyonunun Belirlenmesi


3.2.1.1. Spektrum ölçümü
Besiyerindeki boyarmadde konsantrasyonunun doğrudan tespiti mümkün
olmadığı için boyarmadde konsantrasyonundaki değişim besiyerinin absorbansındaki
değişime bağlı olarak izlenmiştir. Boyarmadde içeren besiyerinin absorbansı her bir
boyarmadde için, o boyarmaddenin maksimum absorbans verdiği dalga boyunda
ölçülmüştür. Bunun için her bir boyarmadde solüsyonunun UV visible
spektrofotometrede (JascoV-530 UV/VIS Spektrofotometre) spektrum ölçümü
yapılmıştır. Spektrum ölçümü için 300 - 700 nm arası seçilmiş ve bu değerler arasında
boyarmadde solüsyonunun verdiği tüm absorbans değerleri taranarak maksimum
absorbans belirlenmiştir. Bu değer her bir boyarmadde için tespit edilmiş ve daha
sonraki absorbans ölçümlerinin tümü her bir boyarmadde için o dalga boyunda
yapılmıştır.
37

3.2.1.2. Dekolorizasyon Ortamlarındaki Boyarmadde Konsantrasyonunun


Belirlenmesinde Kullanılan Kalibrasyon Eğrilerinin Oluşturulması

İnkübasyon süresi boyunca her gün ekstraselüler kültür sıvısından örnek alınmış
ve gerekli olduğu durumlarda örnekler belli bir oranda distile su ile seyreltilmiştir. Daha
sonra UV visible spektrofotometrede absorbansı ölçülerek boya konsantrasyonu
belirlenmiştir. Ancak bunun için öncelikle kalibrasyon eğrileri oluşturulmuştur. Her bir
boyarmadde ait kalibrasyon eğrisini oluşturabilmek amacıyla o boyarmaddeyi 1, 5, 10,
20, 30, 40, 50 mg/l konsantrasyonlarında içeren besiyerleri hazırlanmıştır. Daha sonra
bu besiyerlerinin spektrfotometrede absorbansı okunmuş ve böylece her bir
konsantrasyona karşılık gelen absorbans değeri belirlenmiştir. Daha sonra bu değerler
kullanılarak, her bir boyarmadde için kalibrasyon eğrisi oluşturulmuştur. Bu kalibrasyon
eğrileri daha sonra, absorbansı ölçülen örneklerin konsantrasyonunu belirlemek için
kullanılmıştır.

3.2.2. Beyaz Çürükçül Mantarların Dekolorizasyon Çalışmaları İçin Hazırlanması


Phanerochaete chrysosporium ME 446, Trametes versicolor (M96), Pleurotus
sajor-caju Malt Extract Agar’da, Ganoderma carnosum (M88), Lenzites betulina (S2)
ve Polyporus arcularius (438) Potato Dextrose Agar plaklarına ekilmiş ve 30 °C
sıcaklıkta bir hafta inkübe edilmiştir. Daha sonra bu kültürler yatık Malt Extract Agar
ve Potato Dextrose Agar tüplerine çekilerek 4 °C sıcaklıkta muhafaza edilmiştir.
Kültürler ayda bir yenilenmiştir.

3.2.3. Dekolorizasyon Çalışmalarında Kullanılan Biyomasın Üretimi


Dekolorizasyon çalışmalarında kullanılan biyomasın üretimi için öncelikle beyaz
çürükçül mantarlar Malt Extract Agar ve Potato Dexrose Agar plaklarına ekilmiş ve 30
°C sıcaklıkta bir hafta inkübe edilmiştir. İnkübasyon süresi sonunda bu plaklardan misel
ve spor içeren 1cm çapında diskler çıkarılmış ve içinde Kirk Medium bulunan erlenlere
transfer edilmiştir. İçinde 50 ml. Kirk Medium bulunan 250 ml’ lik erlenlerin
inokulasyonu için 10 adet disk kullanılmıştır. Bu şekilde Kirk Mediuma ekilen
mantarlar 30 °C sıcaklıkta ve 150 rpm’de 4 gün inkübasyona bırakılmıştır. İnkübasyon
süresi sonunda oluşan pelletler steril koşullarda süzüldükten sonra homojenize edilmiş
ve dekolorizasyon çalışmalarında inokulum olarak kullanılmıştır.
38

3.2.4. Dekolorizasyon Çalışmaları


Dekolorizasyon çalışmaları çalkalamalı olarak yapılmıştır. Çalkalamalı
inkübasyon için 250 ml’ lik erlenlere 45 ml. Kirk medium, 5 ml. inokulum ve daha önce
steril edilmiş olan boyarmadde solüsyonlarından steril şartlarda, son konsantrasyon 50
mg/l olacak oranda ilave edilmiştir. Çalkalamalı etüvde 30 °C sıcaklıkta ve 150 rpm’ de
pH 4.5’ta bir hafta inkübasyona bırakılmıştır. Çalkalamalı inkübasyon boyarmaddelerin
ışığın etkisiyle parçalanabileceği düşünülerek karanlık ortamda yapılmıştır. İnkübasyon
süresi boyunca hergün ekstraselüler ortamından örnek alınmıştır. Alınan örnekler filtre
edildikten sonra spektrofotometrede absorbansları okunarak boya konsantrasyonları
belirlenmiştir. Boya dekolorizasyonu için optimum koşulların belirlenmesinde her
çalışma iki paralelli olarak yürütülmüştür.

3.2.5. Kuru Ağırlık Tayini


Tüm dekolorizasyon deneylerinde kültür ortamı belli yaş ağırlıktaki pelletler ile
inokule edilmiştir. Bu yaş ağırlık miktarına karşılık gelen kuru ağırlık miktarını
belirlemek amacıyla öncellikle, belli büyüklükte kesilmiş kurutma kağıtları
sterilizatörde 100 °C’de bir saat kurutulmuştur. Böylelikle kurutma kağıdındaki olası bir
nem uzaklaştırılmıştır. Ardından kurutma kağıdının darası alınmış ve pelletler kurutma
kağıdının üzerine konarak sterilizatöre yerleştirilmiştir. Pelletler 80 °C’de 12 saat
kurutulduktan sonra kurutma kağıdı ile birlikte tartılmıştır. Tartım sonucunda elde
edilen değerden kurutma kağıdının darası çıkarılmış ve böylece başlangıçta ilave edilen
yaş pellet miktarına karşılık gelen kuru ağırlık miktarı tespit edilmiştir. Bu yöntem
kullanılarak, başlangıçta kullanılan yaş inokulum miktarına karşılık gelen kuru ağırlık
miktarına ilaveten, inkübasyon süresi sonunda boyalı ve boyasız besiyerlerindeki
biyomas miktarları da tespit edilmiştir.

3.2.6 İstatistik Analizleri


Beyaz çürükçül fungusların dekolorizasyon yüzdeleri SPSS programı
kullanılarak pH, inokulum konsantrasyonu, çalkalama hızı, boya konsantrasyonu ve
sıcaklık gibi parametrelerin testleri yapılarak sonuçlar istatiksel olarak analiz edilmiştir.
39

3.2.7. “ Brine-Shrrimp Toxicity ” Tekniğiyle Bileşiklerin Toksisitelerinin


Belirlenmesi
3.2.7.1. Bileşiklerin Hazırlanması
Kaya tuzu su içinde çözdürülmüştür. Kaya tuzu Artemia salina larvalarının
gelişebildiği ortamdır. Her bir boyanın 25 ppm - 1000 ppm arasında değişen farklı
konsantrasyonları hazırlanmış ve bunlar içinde 5 ml. çözücü bulunan tüplere
aktarılmıştır.

3.2.7.2. Artemia salina Larvalarının Hazırlanması


Artemia salina yumurtaları akvaryumculardan hazır olarak temin edilmiştir. 5
lt.’lik bir kavanoz içine kaya tuzu ile hazırlanmış su ile doldurulmasından sonra
yumurtalar kavanoz içine bırakılmıştır. Akvaryum motoru ile kavanozun içi
havalandırılmış ve kavanozun üstüne bir ışık kaynağı koyulmuştur. Kavonoz bu şekilde
48 saat oda sıcaklığında (22-29 °C) bekletilmiş, kavanozun üstüne koyulan ışık kaynağı
ile yumurtadan ayrılan larvaların bu bölmeye göçü sağlanmıştır.

Artemia salina larvası (Online: www.sinor.ru/~gammarus)

3.2.7.3. Testin Yapılışı


Işığa göçü sağlanan larvaların yoğun olarak bulunduğu bölgelerden, 10
mikrolitre’ye ayarlanmış mikropipetör yardımıyla suyla birlikte alınan larvalar,
steromikroskop altında boş bir petri kabına damlatılmış ve 10 adet Artemia salina
sayılmıştır. Daha sonra içinde 5ml tuzlu su ile birlikte farklı konsantrasyonlarda boya
bulunan tüplere ve içinde sadece 5 ml. tuzlu su bulunan kontrol tüpüne 10 adet larva
aktarılmıştır.

24 saat sonunda, yine steromikroskop yardımıyla, ölmüş olan larvalar hareketsiz


olmalarına göre ayırt edilerek sayılmış ve kaydedilmiştir. Daha sonra veriler Probit
40

Analiz bilgisayar programıyla değerlendirilmiş ve LD50 değerleri ile % 95 güvenilirlik


sınırları hesaplanmıştır. Çalışmalar çift paralel olarak yapılmıştır.
41

4. BULGULAR

4.1 Dekolorizasyon Yeteneğine Sahip Beyaz Çürükçül Mantarların İzolasyonu

Beyaz çürükçül mantarlardan Phanerochaete chrysosporium ME 446, Pleurotus


sajor-caju Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Biyoteknoloji
Anabilim Dalı Prof. Dr. Nazif Kolankaya’ dan alınmıştır. Trametes versicolor (M96)
türü ve Ganoderma carnosum (M88) Osmangazi Üniversitesi Meşelik kampusünden,
Lenzites betulina (S2) Sarıcakaya ilçesinden, Polyporus arcularius (438) Türkmenbaba
dağından Uzman Biyolog Hasan Köstekçi tarafından izole edilmiş türlerdir.

4.2 Dekolorizasyon Çalışmalarında Kullanılan Boyarmaddelere Ait Kalibrasyon


Eğrileri

Reactive Blue 49, Reactive Orange 12, Reactive Orange 13, Reactive Red 31,
Reactive Black 5, Remazol Brillant Blue R ve Karışım boyasına ait kalibrasyon eğrileri
Şekil 1-7’de verilmektedir.

0,65
0,6
0,55
0,5
0,45
absorbans (600 nm)

0,4
0,35
0,3
0,25
0,2
0,15
0,1
0,05
0
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50
konsantrasyon

Şekil 1. Blue 49’a ait kalibrasyon eğrisi


42

1,3

1,2

1,1

0,9
absorbans (430 nm)

0,8

0,7

0,6

0,5

0,4

0,3

0,2

0,1

0
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50
konsantrasyon

Şekil 2. Orange 12’ye ait kalibrasyon eğrisi

2,3
2,2
2,1
2
1,9
1,8
1,7
1,6
absorbans (490 nm)

1,5
1,4
1,3
1,2
1,1
1
0,9
0,8
0,7
0,6
0,5
0,4
0,3
0,2
0,1
0
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50
konsantrasyon

Şekil 3. Orange 13’e ait kalibrasyon eğrisi


43

2,8
2,6
2,4
2,2
2
absorbans (545 nm)

1,8
1,6
1,4
1,2
1
0,8
0,6
0,4
0,2
0
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50
konsantrasyon

Şekil 4. Red 31’e ait kalibrasyon eğrisi

1,7
1,6
1,5
1,4
1,3
1,2
absorbans (600 nm)

1,1
1
0,9
0,8
0,7
0,6
0,5
0,4
0,3
0,2
0,1
0
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50

konsantrasyon

Şekil 5. Black 5’e ait kalibrasyon eğrisi


44

0,8

0,7

0,6
absorbans (600 nm)

0,5

0,4

0,3

0,2

0,1

0
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50
konsantrasyon

Şekil 6. RBBR’ye ait kalibrasyon eğrisi

1,6
1,5
1,4
1,3
1,2
1,1
absorbans (600 nm)

1
0,9
0,8
0,7
0,6
0,5
0,4
0,3
0,2
0,1
0
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50
konsantrasyon

Şekil 7. Karışım boya çözeltisine ait kalibrasyon eğrisi


45

4.3 Boyarmaddelerin Dekolorizasyon Yüzdeleri

Çizelge 3’te altı boyarmaddenin, kullanılan beyaz çürükçül funguslar ile,


dekolorizasyon yüzdeleri verilmiştir. Boya konsantrasyonu Blue 49, Red 31, Black 5 ve
RBBR için 50 mg/l, Orange 12 ve Orange 13 için 25 mg/l’ dir. Çalkalama hızı 150 rpm,
inokulum konsantrasyonu 5 ml ve sıcaklık 30 °C’ dir.

Çizelge 3. Boyarmaddelerin dekolorizasyon yüzdeleri


Funguslar Boyalar 1.gün 2.gün 3.gün 4.gün 5.gün 6.gün 7.gün
Blue 49 50mg/lt. 52 62 66 74 84 88 90
O 12 25mg/lt 12 24 32 56 68 76 84
O13 25mg/lt 18 20 36 52 64 80 84
Phanerochaeta
chrysosporium

Red 31 25mg/lt 8 25 37 54 62 70 83
Black 5 50mg/lt 6 17 27 52 62 68 75
RBBR 50mg/lt 48 58 66 76 82 88 94
Blue 49 50mg/lt 70 81 91 92 94 95 95
Pleurotus sajor-caju

O 12 50mg/lt 3 10 24 48 76 80 84
O13 50mg/lt 6 10 32 56 64 72 80
Red 31 50mg/lt 22 45 63 74 80 83 87
Black 5 50mg/lt 12 40 56 62 69 77 85
RBBR 50mg/lt 55 68 78 82 86 92 96
Blue 49 50mg/lt 16 50 62 77 85 87 89
Trametes versicolor

O 12 25mg/lt 12 28 40 60 64 68 76
O13 25mg/lt 4 16 25 37 50 62 75
Red 31 25mg/lt 16 25 41 54 66 70 79
Black 5 50mg/lt 6 16 23 40 60 68 75
RBBR 50mg/lt 54 60 66 74 80 86 94
Blue 49 50mg/lt 26 34 44 58 64 64 68
O 12 25mg/lt 8 20 29 33 45 54 58
Ganoderma
carnasum

O13 25mg/lt 4 16 29 41 50 54 62
Red 31 25mg/lt 4 12 25 33 41 45 54
Black 5 50mg/lt 6 14 22 34 44 58 66
RBBR 50mg/lt 38 46 54 62 66 70 72
46

Blue 49 50mg/lt 46 58 66 70 76 78 80
Pol yporus arcularius

O 12 25mg/lt 12 29 41 45 50 54 54
O13 25mg/lt 8 20 33 40 52 60 64
Red 31 25mg/lt 8 16 25 33 45 50 58
Black 5 50mg/lt 4 12 22 38 48 61 69
RBBR 50mg/lt 22 31 43 56 64 72 79
Blue 49 50mg/lt 38 44 48 53 61 65 69
O12 25mg/lt 8 16 32 40 48 52 56
Lenzites betulina

O13 25mg/lt 8 12 25 37 45 54 58
Red 31 25mg/lt 4 16 24 32 52 52 60
Black 5 50mg/lt 6 10 16 27 35 50 60
RBBR 50mg/lt 29 43 58 62 68 70 72

4.4 Dekolorizasyon İçin Optimum Koşulların Belirlenmesi

4.4.1 Dekolorizasyon İçin Optimum pH’ ın Belirlenmesi


Yapılan ön çalışmalar ile (Bölüm 4.3) dekolorizasyon yetenekleri test edilen
fungusların, kullanılan tekstil boyalarını dekolorizasyon yüzdeleri belirlenmiştir. Bu
çalışmadan elde edilen verilere göre, en kısa sürede ve en yüksek dekolorizasyon
yüzdesi sağlayan funguslar seçilmiştir. Test edilen funguslara göre daha kısa sürede
dekolorizasyon yapan (P. chrysosporium, T. versicolor (M96) ve P. sajor-caju) fungus
türlerinin dekolorizasyondaki başarısını artırmak amacıyla, pH, inokulum
konsantrasyonu, çalkalama hızı, boya konsantrasyonu ve sıcaklık gibi parametreleri
değiştirerek daha hızlı ve yüksek oranda dekolorizasyon gerçekleştirilip
gerçekleştirilemeyeceği araştırılmıştır. Şekil 8–19’ de farklı pH değerlerindeki
dekolorizasyon oranları verilmiştir. Optimum pH belirlenirken çalkalama hızı 150 rpm,
sıcaklık 30 °C, inokulum konsantrasyonu 5 ml, boya konsantrasyonu Blue 49, Red 31,
Black 5 ve RBBR için 50 mg/l, Orange 12, Orange 13 ve Karışım boya çözeltisi için 25
mg/l dir.
47

4.4.1.1 P. chrysosporium için optimum pH miktarı


pH’ları 3.5, 4.5, 5.5 ve 6.5’a ayarlanmış ve boyarmadde ilave edilmiş
besiyerlerinin P. chrysosporium tarafından zamana bağlı olarak dekolorize edilme
oranları Şekil 8-11’da verilmektedir.

P. chrysosporium fungusu ile yapılan çalışmalar sonucunda pH 4.5 olduğu


durumda dekolorizasyon yüzdesi daha fazladır. pH 4.5’ta boyaları dekolorize etme
hızları da pH 3.5, 5.5 ve 6.5’ a oranla daha yüksektir.

P. chrysosporium’ un boya dekolorizasyonu için optimum pH’ ın belirlendiği


çalışmalar sonucunda, denenen tüm boyalar için pH 4.5’ da, dekolorizasyon yüzdesi
açısından, istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık (p<0.05) belirlenmiştir.

P. chrysosporium fungusunun besiyerinin pH’ı 4.5’a ayarlandığı durumda ilk 24


saat içinde Blue 49 % 52, RBBR ise % 48 oranında dekolorize olurken, diğer boyaların
dekolorizasyon yüzdeleri 6-18 arasında kalmıştır. Orange 12 boyası 4. günü % 50,
Orange 13 ise % 48 oranında dekolorize olmuştur. Red 31 4. günü % 54, Black 5 % 58
oranında dekolorizasyon olmuştur. Karışım boya çözeltisinde 7. gün sonunda % 44
oranında dekolorizasyon izlenmiştir.

pH 3.5’ta ise, 7. günün sonunda dahi % 50 dekolorizasyon elde edilememiştir


(Şekil 8). pH 5.5’ ta dekolorizasyon gerçekleşmiş, ancak dekolorizasyon yüzdesi pH
4.5’a göre daha düşük olmuştur. pH 5.5’ta 7. günün sonunda % 63 oranında
dekolorizasyona ulaşılmıştır (Şekil 10). Son olarak pH 6.5’ta ise 7. günün sonunda
boyaları dekolorize etme oranı en fazla % 26’da kalmıştır (Şekil 11).
48

Phanerochaeta chrysosporium pH 3,5

30

25
% Dekolorizasyon

20 1.gün
3.gün
15
5.gün
10 7.gün

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 8. P. chrysosporium’un pH 3,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu

Phanerochaeta chrysosporium pH 4,5

100
90
80
70
% Dekolorizasyon

1.gün
60
3.gün
50
40
5.gün
30 7.gün
20
10
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 9. P. chrysosporium’un pH 4,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu


49

Phanerochaeta chrysosporium pH 5,5

70

60
% Dekolorizasyon

50
1.gün
40 3.gün
30 5.gün
20 7.gün
10

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 10. P. chrysosporium’un pH 5,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu

Phanerochaeta chrysosporium pH 6,5

30

25
% Dekolorizasyon

20
1.gün
3.gün
15
5.gün
7.gün
10

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 11. P. chrysosporium’un pH 6,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu


50

4.4.1.2 T. versicolor için optimum pH miktarı


T. versicolor’un kullanılan boyaların dekolorizasyonu için optimum pH’ı
belirlemek için yapılan çalışmalar Şekil 12-15’de verilmektedir.

T. versicolor pH 4.5’ta diğer pH oranlarına göre daha yüksek dekolorizasyon


oranı saptanmıştır (Şekil 13).

T. versicolor fungusu tüm boyaların dekolorizasyonu için optimum pH’ın


belirlendiği çalışma sonucunda, dekolorizasyon yüzdesi açısından pH 4.5’ ta anlamlı bir
farklılık (p<0.05) gözlenmiştir.

T. versicolor fungusunun besiyerinin pH’ı 4.5’a ayarlandığında Blue 49’un


dekolorizason yüzdesi 3. gün % 62, RBBR ise % 66 olarak belirlenmiştir. 7. günün
sonunda ise Blue 49 % 89 RBBR ise % 94 dekolorize edilmiştir. Orange 12, 7 gün
sonra % 73, Orange 13 % 75 dekolorize olmuştur. Black 5 ve Red 31’in ise 7 gün
sonunda dekolorizasyon yüzdesi % 80 olmuştur. Karışım boya çözeltisinde
dekolorizasyon oranı ise 7 gün sonunda % 40 olarak saptanmıştır.

T. versicolor’un pH 3.5’ta dekolorizasyon oranı bütün boyalarda çok düşük


olmuştur. Dekolorizasyon oranı 7. günün sonunda % 23 ile % 33 arasında kalmıştır
(Şekil 12).

Dekolorizasyon ortamlarının pH’sı 5.5 olduğunda pH 4.5’a göre dekolorizasyon


biraz daha düşük olmuştur. Blue 49, 7. gün % 63, RBBR % 70 oranında dekolorize
edilmiştir. Diğer boyalardan ise % 48 ile % 60 arasında değişen dekolorizasyon
yüzdeleri elde edilmiştir.

Ortam pH’sı 6.5 olduğu durumda ise boyalar çok düşük bir oranda (%23-%17)
dekolorize edilebilmiştir (Şekil 15).
51

Trametes versicolor pH 3,5

35

30

25
% Dekolorizasyon

1.gün
20
3.gün
15 5.gün
7.gün
10

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 12. T. versicolor (M96)’ın pH 3,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu

Trametes versicolor pH 4,5

100
90
80
70
% Dekolorizasyon

1.gün
60
50
3.gün
40 5.gün
30 7.gün
20
10
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 13. T. versicolor (M96)’ın pH 4,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu


52

Trametes versicolor pH 5,5

80

70

60
% Dekolorizasyon

50 1.gün

40
3.gün
5.gün
30
7.gün
20

10

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 14. T. versicolor (M96)’ın pH 5,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu

Trametes versicolor pH 6,5

25

20
% Dekolorizasyon

1.gün
15
3.gün
10 5.gün
7.gün
5

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 15. T. versicolor (M96)’ın pH 6,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu


53

4.4.1.3. P. sajor-caju için optimum pH miktarı


P. sajor-caju fungusu ile yapılan çalışmalar sonucunda, pH 4.5 olduğunda ilk 24
saat içinde Blue 49 % 70, RBBR ise % 55 oranında dekolorize olmuş, 7. günde ise Blue
49 ile % 95, RBBR ile % 96’ lık bir dekolorizasyon oranına ulaşılmışır. Diğer boyalar
ise 7. günün sonunda; Orange 12 % 75, Orange 13 % 73, Red 31 % 87, Black 5 % 85 ve
Karışım boya çözeltisi % 57 oranında dekolorize olmuştur (Şekil 17).

P. sajor-caju ile pH 4.5’ta yapılan çalışmada, uygulanan diğer pH’lardan daha


yüksek bir dekolorizasyon yüzdesi (p<0.05) elde edilmiştir.

P. sajor-caju’nun pH 3.5’da boyaları dekolorize etme oranı % 14 - 27 oranında


kalmıştır (Şekil 16). Aynı şekilde pH 6.5’da % 18 – 29 arasında kalarak düşük
dekolorizasyon oranı göstermişlerdir (Şekil 19).

pH 5.5’da ise Blue 49 % 51, RBBR ise % 58 oranında dekolorizasyon


saptanmıştır.

Orange 12 % 39, Orange 13 % 36, Red 31 % 42, Black 5 % 45 ve Karışım boya


çözeltisi % 26 dekolorizasyon göstermiştir (Şekil 18).
54

Pleurotus sajor-caju pH 3,5

35

30
% Dekolorizasyon

25
1.gün
20 3.gün
15 5.gün
10 7.gün
5

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 16. P. sajor-caju’nun pH 3,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu

Pleurotus sajor-caju pH 4,5

100
90
80
70
% Dekolorizasyon

1.gün
60
3.gün
50
40 5.gün
30 7.gün
20
10
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 17. P. sajor-caju’nun pH 4,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu


55

Pleurotus sajor-caju pH 5,5

70

60

50
% Dekolorizasyon

1.gün
40
3.gün
30 5.gün
20 7.gün

10

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 18. P. sajor-caju’nun pH 5,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu

Pleurotus sajor-caju pH 6,5

35

30

25
% Dekolorizasyon

1.gün
20
3.gün
15 5.gün
10 7.gün

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 19. P. sajor-caju’nun pH 6,5’ta zamana bağlı dekolorizasyonu


56

Çizelge 4. Fungusların farklı pH içeren besiyerlerinde inkübasyondan önce ve


yedi gün sonra kuru ağırlık miktarları
P.chrysosporium İnkübasyondan Sonraki Kuru Ağırlık

Orange12

Orange13
ağırlık

Karışım
Blue 49
Boyasız

Black 5
Kuru

Red 31

RBBR
pH

Boya
3.5 0.46 0.50 0.55 0.50 0.51 0.52 0.53 0.56 0.51

4.5 0.46 0.67 0.78 0.73 0.71 0.74 0.76 0.79 0.70

5.5 0.46 0.62 0.72 0.68 0.68 0.70 0.72 0.74 0.66

6.5 0.46 0.49 0.51 0.49 0.50 0.51 0.51 0.51 0.49

T. versicolor İnkübasyondan Sonraki Kuru Ağırlık


Orange12

Orange13
ağırlık

Karışım
Boyasız

Blue 49

Black 5
Kuru

Red 31

RBBR
pH

Boya
3.5 0.47 0.51 0.56 0.52 0.53 0.54 0.54 0.55 0.51

4.5 0.47 0.68 0.79 0.73 0.74 0.76 0.77 0.81 0.71

5.5 0.47 0.59 0.67 0.64 0.63 0.65 0.67 0.69 0.63

6.5 0.47 0.50 0.53 0.50 0.51 0.51 0.52 0.52 0.50

P. sajor-caju İnkübasyondan Sonraki Kuru Ağırlık


Orange12

Orange13
ağırlık

Boyasız

Karışım
Kuru

Blue 49

Black 5
Red 31
pH

RBBR

Boya

3.5 0.49 0.52 0.57 0.54 0.53 0.54 0.55 0.58 0.53

4.5 0.49 0.66 0.79 0.73 0.75 0.76 0.77 0.81 0.73

5.5 0.49 0.58 0.70 0.63 0.62 0.64 0.67 0.73 0.62

6.5 0.49 0.51 0.54 0.52 0.51 0.52 0.53 0.53 0.51
57

Besiyeri içeriğindeki pH arttıkça funguslar için uygun olan pH aralığında kuru


ağırlık miktarı artmış fakat funguslar için uygun olmayan pH aralığında kütle artışı çok
az olmuştur (Çizelge 4).

4.4.2 Dekolorizasyon İçin Optimum İnokulum Konsantrasyonunun Belirlenmesi

Dekolorizasyon için farklı inokulum konsantrasyonları (5 ml., 25 ml. ve 50 ml)


kullanılarak, inokulum konsantrasyonunun artışıyla dekolorizasyonda daha yüksek
verim elde edilip edilemiyeceği araştırılmıştır. Bunun için 3 farklı konsantrasyon
denenmiştir. İnokulum konsantrasyonunun dekolorizasyon oranı üzerine etkisi Şekil 20
– 28’ de görülmektedir. Optimum inokulum konsantrasyonu belirlenirken pH 4.5,
çalkalama hızı 150 rpm, sıcaklık 30 °C, boya konsantrasyonu Blue 49, Red 31, Black 5
ve RBBR için 50 mg/l, Orange 12, Orange 13 ve Karışım boya çözeltisi için 25
mg/l’dir.

4.4.2.1. P. chrysosporium için optimum inokulum konsantrasyonu

Santrifüj sonucunda elde ettiğimiz 5 ml., 25 ml. ve 50 ml. inokulum miktarlarını


besiyeri ortamına eklediğimiz zaman Şekil 20 - 22’de görüldüğü gibi inokulum
konsantrasyonu arttığı zaman dekolorizasyon hızları da artmıştır.

P. chrysosporium’un kullanıldığı çalışmada 5 ml. inokulum konstrasyonun da ilk


2 gün içinde Blue 49 ve RBBR % 66 oranında dekolorizasyon görülmüş.7. günün
sonunda ise Blue 49 % 90 RBBR ise % 94 oranında dekolorizasyon olmuştur (Şekil 20).

25 ml. inokulum konsantrasyonunda ise 24 saat içinde Blue 49 % 65, RBBR ise
% 59 oranında dekolorizasyon saptanmıştır (Şekil 21). 50 ml. inokulum
konsantrasyonun’ da ise dekolorizasyon oranı biraz düşmüştür. 48 saat sonunda Blue 49
% 44 RBBR ise % 52 dekolorizasyon izlenmiştir (Şekil 22). 7 gün sonunda Orange 12
ve Orange 13 5 ml. inokulum konsantrasyonunda % 73 ve % 78 (Şekil 20), 25 ml.
inokulum konsantrasyonunda % 85 ve % 88 (Şekil 21), 50 ml. inokulum
konsantrasyonunda ise % 54 ve % 51 dekolorizasyon saptanmıştır (Şekil 22). Red 31
boyası 7 gün sonunda 5 ml. inokulum konsantrasyonunda % 83, 25 ml. inokulum
konsantrasyonun’ da % 89 ve 50 ml. inokulum konsantrasyonun’ da % 55
dekolorizasyon izlenmiştir. Black 5 boyası ise 5 ml. inokulum konsantrasyonunda % 80,
58

25 ml. inokulum konsantrasyonunda % 83 ve 50 ml. inokulum konsantrasyon’da ise %


63 dekolorizasyon görülmüştür. Karışım boya çözeltisinde ise 5 ml. inokulum
konsantrasyonunda 7. gün % 44, 25 ml. inokulum konsantrasyonunda %50 ve 50 ml.
inokulum konsantrasyon’da ise % 39 dekolorizasyon görülmüştür.

P. chrysosporium’un farklı inokulum yoğunluklarıyla yapılan dekolorizasyon


çalışmaları sonucunda, 5 ml. ve 25 ml.’lik inokulum konsantrasyonlarından elde edilen
dekolorizayon yüzdeleri arasında anlamlı bir farklılık (p<0.05) gözlenmemiştir.
İnokulum konsantrasyonu 50 ml. olduğunda dekolorizasyon yüzdesi belirgin bir şekilde
düşmüştür.
59

Phanerochaeta chrysosporium

1.gün
100
90 3.gün
80
5.gün
% Dekolorizasyon

70
60 7.gün
50
40
30
20
10
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 20. P. chrysosporium’un inokulum konsantrasyonu 5 ml

Phanerochaeta chrysosporium

100
% Dekolorizasyon

80 1.gün
60 3.gün
40 5.gün
20
7.gün
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 21. P. chrysosporium’un inokulum konsantrasyonu 25 ml

Phanerochaeta chrysosporium

80
70
% Dekolorizasyon

60 1.gün
50
3.gün
40
30 5.gün
20
10
7.gün
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 22. P. chrysosporium’un inokulum konsantrasyonu 50 ml


60

4.4.2.2. T. versicolor için optimum inokulum konsantrasyonu


5 ml., 25 ml. ve 50 ml. inokulum konsantrasyonlarıyla inokule edilmiş
boyarmadde içeren besiyerlerinin zamana bağlı olarak dekolorize edilme yüzdeleri Şekil
23 - 25’te verilmiştir.

T. versicolor fungusu ile farklı konsantrasyonlarda inokule edilmiş boyalarda en


fazla dekolorizasyon Blue 49 ve RBBR’de görülmüştür.

Orange 12 ve Orange 13’te ise 5ml. inokulum konsantrasyonun’da 7 gün


sonunda % 73 ve % 75 (Şekil 23), 25 ml. inokulum konsantrasyonun’da % 84 ve % 82
(Şekil 24) ve 50 ml. inokulum konsantrasyonun’da % 60 ve % 62 dekolorizasyon
görülmüştür (Şekil 25).

Red 31, Black 5 ve Karışım boya çözeltisinde ise 5 ml. inokulum


konsantrasyonun’ da % 79, % 78 ve % 39 (Şekil 23), 25 ml. inokulum
konsantrasyonun’ da % 85, % 87 ve % 43 (Şekil 24), 50 ml. inokulum
konsantrasyonun’ da ise % 64, % 66 ve % 29 dekolorizasyon saptanmıştır (Şekil 25).

Diğer boyalarda da olduğu gibi inokulum yoğunluğu arttıkça dekolorizasyon hızı


artmış fakat total dekolorizasyon yüzdesini çok az bir düzeyde etkilemiştir.

T. versicolor’un farklı inokulum konsantrasyonlarıyla yapılan denemeler


sonucunda, istatistiksel olarak 50 ml.’lik inokulum konsantrasyonunda diğer
konsantrasyonlardakine göre anlamlı bir fark belirlenmiştir.
61

Trametes versicolor

100
90
80
% Dekolorizasyon

70 1.gün
60 3.gün
50
40 5.gün
30
20 7.gün
10
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 23. T. versicolor (M96)’ın inokulum konsantrasyonu 5 ml

Trametes versicolor

100
90
80
% Dekolorizasyon

70 1.gün
60
3.gün
50
40 5.gün
30
20 7.gün
10
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 24. T. versicolor ( M96)’ nın inokulum konsantrasyonu 25 ml

Trametes versicolor

100
% Dekolorizasyon

80
1.gün
60 3.gün
40 5.gün
20 7.gün
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 25. T. versicolor (M96)’ nın inokulum konsantrasyonu 50 ml


62

4.4.2.3. P. sajor-caju için optimum inokulum konsantrasyonu


5 ml., 25 ml. ve 50 ml. P. sajor-caju inokulum konsantrasyonları ile inokule
edilmiş boyarmadde içeren besiyerlerinin zamana bağlı dekolorize edilme yüzdeleri
Şekil 26 - 28’de verilmektedir.

Blue 49’un % 80 gibi büyük bir bölümü, 5 ml. ve 25 ml. inokulum


konsantrasyonlarında ilk 3 gün içinde dekolorize edilmiştir (Şekil 26 ve Şekil 27). 7
günlük inkübasyon süresince daha fazla dekolorizasyon yapılmamış, dekolorizasyon
oranı % 95’ de kalmıştır. 50 ml. inokulum içeren besiyerinde ise 7 gün sonunda % 78
oranında dekolorizasyon olmuştur (Şekil 28).

Orange 12 ve Orange 13 ise 25 ml. inokulum konsantrasyonunda % 85 ve % 83


oranında dekolorizasyon izlenmiştir (Şekil 27). 5ml. ve 50 ml. inokulum içeren
besiyerlerinde ise 25 ml. inokulum miktarına göre daha az dekolorizasyon saptanmıştır.

Aynı şekilde Red 31, Black 5 ve Karışım boya çözeltisini içeren besiyerlerinde’
de 25 ml. inokulum içeren besiyerinde 5 ml. ve 50 ml. inokulum içeren besiyerlerine
göre daha fazla dekolorizasyon olmuştur (Şekil 27).

RBBR boya içeren besiyerinde ise 25 ml. inokulum konsantrasyonunda 3. günü


% 74 dekolorizasyon gözlenmiştir (Şekil 27). Diğer günlerde de çok yavaş olmak üzere
dekolorizasyona devam etmiştir.

P. sajor-caju inokulum konsantrasyonlarında istatistiksel olarak 50 ml.’lik


konsantrasyonda anlamlı bir fark görülmüştür.
63

Pleurotus sajor-caju

100

80
% Dekolorizasyon

1.gün
60
3.gün
40 5.gün
20 7.gün

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 26. P. sajor-caju’nun inokulum konsantrasyonu 5 ml

Pleurotus sajor-caju

100
% Dekolorizasyon

80
1.gün
60 3.gün
40 5.gün
20 7.gün
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 27. P. sajor-caju’nun inokulum konsantrasyonu 25 ml

Pleurotus sajor-caju

100
% Dekolorizasyon

80
1.gün
60 3.gün
40 5.gün
20 7.gün
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım

Boyalar

Şekil 28 P. sajor-caju’nun inokulum konsantrasyonu 50 ml


64

Çizelge 5. Fungusların farklı konsantrasyonlarda inokulum içeren besiyerlerinde


inkübasyondan önce ve yedi gün sonra kuru ağırlık miktarları

P. chrysosporium İnkübasyondan Sonraki Kuru Ağırlık


İnokulum

Orange 12

Orange 13
ağırlık
Kons.

Boyasız
Kuru

Karışım
Blue 49

Black 5
Red 31

RBBR

Boya
5 0.25 0.33 0.45 0.40 0.39 0.42 0.43 0.46 0.39

25 0.44 0.57 0.80 0.72 0.70 0.74 0.75 0.82 0.70

50 0.63 0.68 0.72 0.70 0.68 0.71 0.71 0.74 0.68

T. versicolor İnkübasyondan Sonraki Kuru Ağırlık


İnokulum

Orange 12

Orange 13
ağırlık
Kons.

Boyasız
Kuru

Karışım
Blue 49

Black 5
Red 31

RBBR

Boya
5 0.30 0.41 0.51 0.46 0.48 0.49 0.49 0.53 0.46

25 0.51 0.62 0.84 0.75 0.77 0.78 0.79 0.85 0.72

50 0.63 0.69 0.72 0.69 0.69 0.71 0.71 0.73 0.69

P. sajor-caju İnkübasyondan Sonraki Kuru Ağırlık


İnokulum

Orange 12

Orange 13
ağırlık
Kons.

Boyasız
Kuru

Karışım
Blue 49

Black 5
Red 31

RBBR

Boya

5 0.32 0.39 0.49 0.43 0.44 0.46 0.45 0.50 0.44

25 0.53 0.64 0.80 0.70 0.71 0.74 0.74 0.79 0.69

50 0.64 0.69 0.74 0.70 0.69 0.71 0.72 0.73 0.69


65

İnokulum konsantrasyonu 5 ml/l ve 25 ml/l olduğu çalışmalarda inkübasyondan


sonraki kuru ağırlık miktarının inkübasyondan öncekinden fazla olduğu görülmektedir
(Çizelge 5). Ancak inokulum konsantrasyonu 50 ml/l olduğu çalışmalarda
inkübasyondan sonraki kuru ağırlık miktarı inkübasyondan önceki kuru ağırlık
miktarından çok fazla artış göstermemiştir. Dolayısıyla funguslar 5 ml/l ve 25 ml/l
olduğu besiyerlerinde gelişebilmiş ve kütlesini artırmış 50 ml/l olduğu besiyerinde ise
çok fazla kütlesini artıramamıştır.

4.4.3. Dekolorizasyon İçin Optimum Çalkalama Hızının Belirlenmesi


Dekolorizasyon için farklı çalkalama hızları kullanılarak, çalkalama hızının
artmasıyla dekolorizasyonda daha yüksek verim elde edilip edilemeyeceği
araştırılmıştır. Bunun için 3 farklı çalkalama hızı denenmiştir. Çalkalama hızının
dekolorizasyon oranı üzerine etkisi Şekil 29 –37’de görülmektedir. Optimum çalkalama
hızı belirlenirken, pH 4.5, inokulum konsantrasyonu 25 ml., sıcaklık 30 °C, boya
konsantrasyonu Blue 49, Red 31, Black 5 ve RBBR için 50 mg/l, Orange 12, Orange 13
ve Karışım boya çözeltisi için 25 mg/l’dir.

4.4.3.1. P. chrysosporium için optimum çalkalama hızı


Phanerochaeta chrysosporium fungusu ile 100 rpm, 150 rpm ve 200 rpm
çalkalama hızlarında boya çözeltileri ile yapılan dekolorizasyon çalışmalarında aşağıda
Şekil 29 - 31’de verilen sonuçlar alınmıştır.

Blue 49 tekstil boyası 50 mg/l boya konsantrasyonu ile 100 rpm hızda 7 günlük
inkübasyon sonucunda % 55 dekolorizasyon elde edilirken (Şekil 29), 150 rpm’ de ilk
24 saat içinde % 63’ ü, 200 rpm’ de ise % 62’ si dekolorize edilmiştir (Şekil 30).

25 mg/l boya konsantrasyonunda Orange 12 tekstil boyası 100 rpm hızda 7


günlük inkübasyon sonucunda % 39, 150 rpm’de 3. günü % 43, 200 rpm’de % 45
dekolorizasyona ulaşılmıştır. Çalkalama hızı arttıkça dekolorizasyon hızı artmıştır.
Fakat 150 rpm’den 200 rpm’ e çıkınca çok fazla olmasa da dekolorizasyon daha hızlı
olmuştur.

25 mg/l boya konsantrasyonunda Orange 13 tekstil boyası 100 rpm hızda 7.


günü % 41, 150 rpm’ de 3. günü % 45 ve 200 rpm’de 3.günü % 47’ye yükselmiştir.
66

50 mg/l boya konsantrasyonunda Red 31 ve Black 5 tekstil boyaları 100 rpm’ de


7 günlük inkübasyon sonucunda % 45 ve % 47, 150 rpm’de ise % 83 ve % 80, 200
rpm’de ise her iki boyada % 88 dekolorizasyon izlenmiştir.

50 mg/l boya konsantrasyonunda RBBR tekstil boyası 100 rpm çalkalama


hızında 5. günü % 45’i dekolorizasyona uğramıştır. 150 rpm’ de 24 saat içinde % 59’u,
200 rpm ise % 63 dekolorizasyon görülmüştür. İnkübasyon sonucunda her iki çalkalama
hızında da% 98 oranında gerçekleşmiştir.

25 mg/l boya konsantrasyonunda Karışım boya çözeltisi 100 rpm çalkalama


hızında 7 günlük inkübasyon sonucunda % 33 dekolorizasyon, 150 rpm çalkalama
hızında 7.günü % 58, 200 rpm’de % 55 dekolorizasyon görülmüştür. Diğer boyalara
göre daha yavaş bir dekolorizasyon görülmüştür.

P. chrysosporium’un farklı çalkalama hızlarındaki dekolorizasyon yüzdelerini


belirlemek amacıyla yapılan çalışmada 200 rpm’de diğerlerine oranla daha yüksek bir
dekolorizasyon yüzdesi belirlenmiştir.

P. chrysosporium denenen çalkalama hızlarında 100 rpm’de diğer çalkalama


hızlarına göre istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmiş.150 rpm ve 200 rpm’de ise
çalkalama hızları arasında ise anlamlı bir fark (p<0.05) belirlenmemiştir.
67

Phanerochaeta chrysosporium

60

50
% Dekolorizasyon

1.gün
40
3.gün
30
20
5.gün
10 7.gün
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 29. P. chrysosporium’un çalkalama hızı 100 rpm

Phanerochaeta chrysosporium

100

80
% Dekolorizasyon

1.gün
60 3.gün
40 5.gün
20 7.gün
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım

Boyalar

Şekil 30. P. chrysosporium’un çalkalama hızı 150 rpm

Phanerochaeta chrysosporium

100

80
% Dekolorizasyon

1.gün
60 3.gün
40 5.gün
20 7.gün
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım

Boyalar

Şekil 31. P. chrysosporium’un çalkalama hızı 200 rpm


68

4.4.3.2. T. versicolor için optimum çalkalama hızı


Trametes versicolor fungusu ile 100 rpm, 150 rpm ve 200 rpm çalkalama
hızlarında boya çözeltileri ile yapılan dekolorizasyon çalışmalarında Şekil 32 ve 34’ de
verilen sonuçlar alınmıştır.

Blue 49 tekstil boyası 50 mg/l boya konsantrasyonu ile 100 rpm hızda 7 günlük
inkübasyon sonucunda % 65 dekolorizasyon elde edilirken (Şekil 32), 150 rpm’de ise %
92’si, 200 rpm’de ise % 94’ü dekolorize edilmiştir (Şekil 34).

25 mg/l boya konsantrasyonunda Orange 12 ve Orange 13 tekstil boyaları 100


rpm hızda 7 günlük inkübasyon sonucunda % 40 ve % 42, 150 rpm’de 7. günü % 80 ve
% 82’si, 200 rpm’de % 83 ve % 84 dekolorizasyona ulaşılmıştır. Çalkalama hızı arttıkça
dekolorizasyon hızı artmıştır. Fakat 150 rpm’den 200 rpm’e çıkınca çok fazla olmasa da
dekolorizasyon daha hızlı olmuştur.

50 mg/l boya konsantrasyonunda Red 31 tekstil boyası 100 rpm hızda bir
haftalık inkübasyon sonucunda % 44, 150 rpm’de % 81 ve 200 rpm’de % 84
dekolorizasyona ulaşılmıştır.

50 mg/l boya konsantrasyonunda Black 5 tekstil boyası en hızlı dekolorizasyonu


200 rpm’de vermiş inkübasyonun 3. günü % 58, 7. günü % 88 dekolorizasyon
göstermiştir. 150 rpm’de ise 7.günü % 84, 100 rpm’de bu oran iyice düşmüş ve % 49
dekolorizasyon izlenmiştir.

50 mg/l boya konsantrasyonunda RBBR tekstil boyası 100 rpm’de 7 günlük


inkübasyon sonucunda % 58, 150 rpm’de % 92 ve 200 rpm’de % 97 gibi en yüksek ve
hızlı dekolorizasyon sonucuna ulaşılmıştır.

Karışım boya çözeltisinde ise 150 rpm ve 200 rpm hızlarına birbirine yakın
sonuçlar alınmıştır, bu oranlar % 53 ve % 54’tür. 100 rpm’de ise % 36’dır.Diğer
boyalara göre dekolorizasyon oranı düşüktür.

T. versicolor fungusu denenen çalkalama hızlarında 100 rpm’de diğer çalkalama


hızlarına göre istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmiş.150 rpm ve 200 rpm’de ise
çalkalama hızları arasında ise anlamlı bir fark (p<0.05) belirlenmemiştir.
69

Trametes versicolor

70

60
% Dekolorizasyon

50 1.gün
40 3.gün
30 5.gün
20 7.gün
10

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 32. T. versicolor (M96)’ın çalkalama hızı 100 rpm

Tram etes versicolor

100

80
% Dekolorizasyon

1.gün
60 3.gün

40 5.gün
7.gün
20

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 33. T. versicolor (M96)’ın çalkalama hızı 150 rpm

Trametes versicolor

100
% Dekolorizasyon

80 1.gün
60 3.gün
40 5.gün
20 7.gün

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 34. T. versicolor (M96)’ın çalkalama hızı 200 rpm


70

4.4.3.3. P. sajor-caju için optimum çalkalama hızı


Pleurotus sajor-caju fungusu ile 100 rpm, 150 rpm ve 200 rpm çalkalama
hızlarında boya çözeltileri ile yapılan dekolorizasyon çalışmalarında aşağıda Şekil 35 -
37’de verilen sonuçlar alınmıştır.

Pleurotus sajor-caju fungusu ile Blue 49 ve RBBR tekstil boyaları ile yapılan
denemeler sonucunda 50 mg/l boya konsantrasyonunda 200 rpm hızda dekolorizasyon
150 rpm’e yakın fakat daha hızlı olmuştur. 200 rpm’de 5. günü Blue 49 % 96, RBBR %
92 dekolorizasyon gösterirken 150 rpm’de 7.günü Blue 49 % 95, RBBR ise % 97
dekolorizasyon olmuştur. 100 rpm hızda ise 7.günü Blue 49 %63, RBBR % 57
dekolorizasyon izlenmiştir.

25 mg/l boya konsantrasyonunda Orange 12 ve Orange 13 tekstil boyalarında


150 rpm’de 5. günü % 59 ve % 61 yüzdesi verirken 200 rpm’de 5. günü her iki boya da
% 71 dekolorizasyon göstermiştir.

50 mg/l boya konsantrasyonunda Red 31 tekstil boyası 200 rpm’de 3. günü %


62, 7.günü % 93 dekolorizasyona ulaşılmıştır. 150 rpm’de ise 3.günü % 57’si, 7. günü
% 88 dekolorizasyon olmuştur. 100 rpm’de bir haftalık inkübasyon sonucunda % 53
dekolorizasyon olmuştur.

50 mg/l boya konsantrasyonunda Black 5 tekstil boyası 200 rpm’de % 90


dekolorizasyon 150 rpm’ de ise % 85 dekolorizasyon göstererek birbirine yakın
sonuçlar alınmıştır. 100 rpm hızda ise % 50 gibi bir yüzdeyle diğerlerine göre düşük bir
dekolorizasyon göstermiştir.

25 mg/l boya konsantrasyonunda Karışım boya çözeltisi en düşük


dekolorizasyonu 100 rpm’de bir hafta sonunda % 33 dekolorizasyon verirken, 150
rpm’de % 60, 200 rpm’de % 68 dekolorizasyona ulaşılmıştır.

P. sajor-caju fungusunun farklı çalkalama hızları ile yapılan denemeler


sonucunda 100 rpm’de diğer çalkalama hızlarına göre istatistiksel olarak anlamlı bir
fark görülmüş, diğer çalkalama hızlarında anlamlı bir fark (p<0.05) görülmemiştir.
71

Pleurotus sajor-caju

70
60
% Dekolorizasyon

50 1.gün
40 3.gün
30
5.gün
20
7.gün
10
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boy alar

Şekil 35. P. sajor-caju’nun çalkalama hızı 100 rpm

Pleurotus sajor-caju

100
90
% Dekolorizasyon

80
70
1.gün
60 3.gün
50
40 5.gün
30
20 7.gün
10
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 36. P. sajor-caju’nun çalkalama hızı 150 rpm

Pleurotus sajor-caju

100
90
80
% Dekolorizasyon

70 1.gün
60 3.gün
50
40 5.gün
30
20
7.gün
10
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 37. P. sajor-caju’nun çalkalama hızı 200 rpm


72

Çizelge 6. Fungusların farklı çalkalama hızlarında boyarmadde içeren


besiyerlerinde inkübasyondan önce ve yedi gün sonra kuru ağırlık
miktarları
P. chrysosporium İnkübasyondan Sonraki Kuru Ağırlık

Orange 12

Orange 13
ağırlık

Boyasız
Kuru
rpm

Karışım
Blue 49

Black 5
Red 31

RBBR

Boya
100 0.49 0.53 0.67 0.59 0.60 0.63 0.65 0.71 0.58

150 0.49 0.58 0.78 0.68 0.71 0.74 0.74 0.80 0.68

200 0.49 0.60 0.80 0.70 0.71 0.75 0.76 0.81 0.68

T. versicolor İnkübasyondan Sonraki Kuru Ağırlık


Orange 12

Orange 13
ağırlık

Boyasız
Kuru
rpm

Karışım
Blue 49

Black 5
Red 31

RBBR

Boya
100 0.53 0.58 0.71 0.63 0.64 0.67 0.69 0.73 0.61

150 0.53 0.64 0.84 0.75 0.77 0.78 0.77 0.85 0.73

200 0.53 0.66 0.86 0.77 0.77 0.80 0.78 0.88 0.75

P. sajor-caju İnkübasyondan Sonraki Kuru Ağırlık


Orange 12

Orange 13
ağırlık

Boyasız
Kuru
rpm

Karışım
Blue 49

Black 5
Red 31

RBBR

Boya

100 0.54 0.63 0.73 0.68 0.68 0.70 0.71 0.74 0.65

150 0.54 0.67 0.85 0.78 0.77 0.81 0.83 0.86 0.73

200 0.54 0.70 0.87 0.78 0.78 0.83 0.84 0.88 0.75
73

Çalkalama hızı artıkça kullandığımız funguslarda inkübasyondan sonra kuru


ağırlık miktarlarında artış olmuştur. Çalkalama hızı arttıkça fungusların gelişimi de
artmış, buna bağlı olarak da kütle artışı da olmuştur (Çizelge 6).

4.4.4. Dekolorizasyon İçin Optimum Boya Konsantrasyonunun Belirlenmesi


Dekolorizasyon için farklı boya konsantrasyonları (25 mg/l., 50 mg/l. ve 100
mg/l) kullanılarak, boya konsantrasyonu miktarının artışıyla dekolorizasyonda daha
yüksek verim elde edilip edilemeyeceği araştırılmıştır. Bunun için 3 farklı
konsantrasyon denenmiştir. Boya konsantrasyonunun dekolorizasyon oranı üzerine
etkisi Şekil 38 – 46’ de görülmektedir. Optimum boya konsantrasyonu belirlenirken pH
4.5, çalkalama hızı 200 rpm, sıcaklık 30 °C, inokulum konsantrasyonu 25 ml’ dir

4.4.4.1. P. chrysosporium için optimum boya konsantrasyonu


Phanerochaeta chrysosporium fungusu ile 25 mg/l, 50 mg/l ve 100 mg/l boya
konsantrasyonu içeren besiyerlerini zamana bağlı olarak dekolorizasyon sonuçları
aşağıda Şekil 38 - 40’ da belirtilen sonuçlar alınmıştır.

25 mg/l Blue 49 içeren dekolorizasyon ortamındaki boyanın 24 saat içinde %


88’i giderilmiştir. Aynı şekilde RBBR tekstil boyası da 24 saat içinde % 68 dekolorize
olmuştur. 50 mg/l boya içeren besiyerinde Blue 49 % 65, RBBR % 59 oranında
dekolorizasyon gözlenmiştir. Dolayısıyla ilk 24 saatlik inkübasyon sonunda
boyarmadde konsantrasyonu arttıkça dekolorizasyon oranı düşmüştür. Ancak
inkübasyonun yedi günlük süresi sonundaki değerlere bakıldığında 25 mg/l ve 50 mg/l
Blue 49 sırasıyla %99 ve %95 oranında giderilmiştir. RBBR’nin ise 25 mg/l ve 50
mg/l’lik çözeltileri %97 dekolorizasyon göstererek dekolorizasyon oranlarının birbirine
oldukça yakın olduğu görülmektedir. Yedi gün sonunda 100 mg/l’lik boya
konsantrasyonunda Blue 49 % 77, RBBR % 85 oranında giderilmiştir. Dekolorizasyon
yüzdeleri açısından bakıldığında 25 ve 100 mg/l’lik Blue 49 ve RBBR
konsantrasyonları arasında anlamlı bir fark gözlenmiştir.

25 mg/l Orange 12 içeren besiyerinde 5. gün % 70, 50 mg/l’de % 30 ve 100


mg/l’de % 17 dekolororizasyona ulaşılmıştır. Aynı şekilde 25 mg/ l Orange 13 içeren
besiyerinde 5. gün sonunda % 78, 50 mg/l’de % 35 ve 100 mg/l’de % 17
dekolorizasyon izlenmiştir. Orange 12 ve Orange 13 boya konsantrasyonları arttıkça
dekolorizasyon hızı ve yüzdesi inkübasyon sonunda oldukça düşmüştür.
74

Orange 12 ve Orange 13’ün 25 mg/l ve 100 mg/l’lik konsantrasyonları arasında


dekolorizasyon yüzdesi açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmuştur.

Red 31 tekstil boyası 25 mg/l boya konsantrasyonu içeren besiyerinde 3.günü %


63, 7. günü % 92, 50 mg/l boya konsantrasyonunda 3.günü % 47, 7. günü % 89 100
mg/l boya konsantrasyonunda 3.günü % 35, 7.günü % 65 dekolorizasyon izlenmiştir.
Boya konsantrasyonu 50 mg/l’den 100 mg/l’ye çıkınca dekolorizasyon hızında
yavaşlama olmuştur. Denemeler sonucunda 25 ve 50 mg/l boya konsantrasyonları
arasında anlamlı bir fark (p<0.05) görülmemiştir. 100 mg/l boya konsantrasyonunda
diğerlerine göre anlamlı bir fark belirlenmiştir.

Black 5 tekstil boyası 25 mg/l boya konsantrasyonu içeren besiyerinde 5.günü %


78, 50 mg/l boya konsantrasyonunda %72, 100 mg/l boya konsantrasyonunda % 67
dekolorizasyon göstermiştir. İnkübasyon sonucunda dekolorizasyon oranları birbirine
oldukça yakındır. Black 5 boyasıda Red 31 boyası gibi istatistiksel analiz sonucunda
100 mg/l boya konsantrasyonunda diğerlerine göre anlamlı bir fark belirlenmiştir.

Karışım boya çözeltisi 25 mg/l boya konsantrasyonu içeren besiyerinde 7. günü


% 58’i giderilebilmiştir. 50 mg/l boya konsantrasyonunda ise bu oran % 50’ye
düşmüştür. 100 mg/l boya konsantrasyonunda dekolorizasyon hızı iyice yavaşlamış ve
% 38 dekolorizasyon görülmüştür. İstatistiksel olarak 25 mg/l boya konsantrasyonundan
100 mg/l konsantrasyona çıkınca anlamlı bir fark gözlenmiştir.
75

Phanerochaeta chrysosporium

100

80
% Dekolorizasyon

1.gün
60
3.gün
40 5.gün
20 7.gün
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 38. P. chrysosporium’un boya konsantrasyonu 25 mg/l

Phanerochaeta chrysosporium

100
% Dekolorizasyon

80
1.gün
60 3.gün
40 5.gün
20 7.gün
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 39. P. chrysosporium’un boya konsantrasyonu 50 mg/l

Phanerochaeta chrysosporium

100
% Dekolorizasyon

80 1.gün
60 3.gün
40 5.gün
20 7.gün
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 40. P. chrysosporium’un boya konsantrasyonu 100 mg/l


76

4.4.4.2. T. versicolor için optimum boya konsantrasyonu


Trametes versicolor fungusu’nun 25 mg/l, 50 mg/l ve 100 mg/l boyarmadde
içeren besiyerlerini zamana bağlı olarak dekolorizasyonu Şekil 41 - 43’te verilmektedir.

25 mg/l Blue 49 ve RBBR tekstil boyası ilave edilmiş besiyerinde 7 günlük


inkübasyon sonucunda % 98 dekolorizasyon görülmüştür (Şekil 41). 50 mg/l
boyarmadde konsantrasyonunda ise Blue 49 % 96, RBBR % 97 sonuç alınarak 25
mg/l’ye yakın sonuç görülmüştür (Şekil 42). 100 mg/l’de ise Blue 49 % 90, RBBR ise
% 86 dekolorizasyon izlenmiştir. Boyarmadde konsantrasyonu arttıkça dekolorizasyon
oranı az da olsa düşmüş fakat inkübasyon süresi sonunda birbirine yakın sonuçlar
alınmıştır. Dekolorizasyon yüzdeleri açısında bakıldığında 25 ve 100 mg/l Blue 49 ve
RBBR konsantrasyonları arasında anlamlı bir fark görülmüştür.

Orange 12 ve Orange 13 tekstil boyaları boyarmadde konsantrasyonu arttıkça


fungus tarafından dekolorizasyon hızında aşırı düşüş olmuştur. 25 mg/l boyarmadde
konsantrasyonunda Orange 12 % 83, Orange 13 % 85 dekolorizasyon göstermiştir
(Şekil 41). 50 mg/l’de Orange 12 % 53, Orange 13 % 52 gibi birbirine yakın sonuçlar
alınmıştır (Şekil 42). 100 mg/l’de ise Orange 12 % 25, Orange 13 % 28 oranında diğer
boya konsantrasyonlarına oranla cok düşük bir dekolorizasyona ulaşılmıştır (Şekil 43).
İstatistiksel olarak 25 mg/l’den 100 mg/l boya konsantrasyonuna çıkıldığında anlamlı
bir fark gözlenmiştir.

25 mg/l Red 31 ve Black 5 ilave edilmiş olan besiyerlerinde 7 günlük


inkübasyon sonucunda % 95 ve % 96 dekolorizasyon olmuştur (Şekil 41). 50 mg/l’de
Red 31 %80, Black 5 %91 (Şekil 42), 100 mg/l’de ise Red 31 % 68, Black 5 % 75
dekolorizasyon oranı göstermiştir (Şekil 43). Boya konsantrasyonu arttıkça
dekolorizasyon hızıda düşmüştür. Denemeler sonucunda yapılan istatistik sonuçlarında
25 mg/l ve 50 mg/l boya konsantrasyonları arasında anlamlı bir fark belirlenmemiştir.

Karışım boya çözeltisinde ise 25 mg/l’de % 64, 50 mg/l’ de % 51 ve 100 mg/l’


de % 24 dekolorizasyon sonucu alınmıştır. İstatistiksel olarak 25 mg/l’den 100 mg/l
boya konsantrasyonuna çıkıldığında anlamlı bir fark gözlenmiştir

Tüm tekstil boyalarında boyarmadde konsantrasyonu arttıkça dekolorizasyon


oranı düşmüştür.
77

M96(Trametes versicolor)

100

80

60
%

40

20

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boy alar

Şekil 41. T. versicolor (M96)’ın boya konsantrasyonu 25 mg/l

M96(Trametes versicolor)

100

80

60
%

40

20

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boy alar

Şekil 42. T. versicolor (M96)’ın boya konsantrasyonu 50 mg/l

M96(Trametes versicolor)
100

80

60
%

40

20

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 43. T. versicolor (M96)’ın boya konsantrasyonu 100 mg/l


78

4.4.4.3. P.sajor-caju için optimum boya konsantrasyonu


Pleurotus sajor-caju fungusu’nun 25 mg/l, 50 mg/l ve 100 mg/l boyarmadde
içeren besiyerlerini zamana bağlı olarak dekolorizasyonu’nu Şekil 44 - 46’da
verilmektedir.

25 mg/l Blue 49 ve RBBR ilave edilmiş besiyerinde 24 saat içinde % 78 - % 73,


50 mg/l’ de % 73 - % 65 ve 100mg/l’de ise %59 - % 64 oranında dekolorizasyon
olmuştur. Boyarmadde konsantrasyonu arttıkça dekolorizasayon oranı düşmüştür.
Ancak inkübasyon süresi sonunda ki değerlere bakıldığında dekolorizasyon oranlarının
birbirine oldukça yakın olduğu görülmektedir. Bu nedenle boyarmadde
konsantrasyonun değişmesi total dekolorizasyon oranını önemli ölçüde etkilememekle
birlikte beraber dekolorizasyon hızını etkilemiştir. İstatistiksel olarakta 25 ve 50 mg/l
boya konsantrasyonları arasında anlamlı bir fark belirlenmemiştir.

25 mg/l Orange 12 ve Orange 13 tekstil boyaları içeren P. sajor-caju fungusu


tarafından 5 günlük inkübasyon sonunda % 71 dekolorizasyon oranına ulaşılmıştır
(Şekil 44). Boyarmadde konsantrasyonu arttıkça dekolorizasyon hızı düşmüşttür. Total
dekolorizasyon oranlarına bakıldığında ise 100 mg/l boyarmadde ilave edilmiş olan
besiyerinin dekolorize edilme oranının diğer konsantrasyonlara oranla düşük olduğu
görülmektedir. Boyarmadde konsantrasyonunun artması dekolorizasyon hızını ve
oranını düşürmüştür (Şekil 46). P. sajor-caju fungusu Orange 12 ve Orange 13 boyaları
25 mg/l’den 100 mg/l’ye çıkınca istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmüştür.

25 mg/l Red 31 tekstil boyası ilave edilmiş olan besiyerinde 7 günlük


inkübasyon sonucunda % 97 (Şekil 44), 50 mg/l boya ilave edilmişte % 93 (Şekil 45)
dekolorizasyon oranına ulaşılmıştır. Dekolorizasyon oranları birbirine oldukça yakındır.
Fakat 100mg/l boyarmadde konsantrasyonu içeren besiyerinde 7 günlük inkübasyon
sonucunda % 49 gibi diğer konsantrasyonlara göre düşük dekolorizasyon görülmüştür.

Black 5 tekstil boyasıda diğer boyalar gibi boyarmadde konsantrasyonu arttıkça


dekolorizasyonda yavaşlama olmuştur. 25 mg/l’de 7 gün sonunda % 93, 50 mg/l’de %
90 oranında birbirine yakın sonuç alınmıştır. 100 mg/l’ye çıkınca bu oran düşmüş % 51
gibi düşük bir dekolorizasyon görülmüştür.
79

Black 5 ve Red 31 boyaları 25 mg/l ve 50 mg/l’lik konsantrasyonlarda


istatistiksel olarak anlamlı bir fark (p<0.05) görülmemiş fakat 100 mg/l’de diğer
konsantrasyon oranlarına göre anlamlı bir fark belirlenmiştir.

Karışım boyasında ise boya konsantrasyonu 100 mg/l’ye çıkınca dekolorizasyon


cok yavaşlamış 7 gün sonunda % 27 gibi bir oranda kalmıştır. 25 mg/l boya
konsantrasyonunda % 67 ve 50 mg/l boya konsantrasyonunda ise % 60 dekolorizasyon
izlenmiştir. İstatistiksel olarak 25 mg/l’den 100 mg/l boya konsantrasyonuna
çıkıldığında anlamlı bir fark gözlenmiştir.
80

Pleurotus sajor-caju

100

80
% Dekolorizasyon

60

40

20

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boy alar

Şekil 44. P. sajor-caju’nun boya konsantrasyonu 25 mg/l

Pleurotus sajor-caju

100
% Dekolorizasyon

80

60

40

20

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 45. P. sajor-caju’nun boya konsantrasyonu 50 mg/l

Pleurotus sajor-caju

100
% Dekolorizasyon

80 1.gün
60 3.gün
40 5.gün
20 7.gün
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boy alar

Şekil 46 P. sajor-caju’nun boya konsantrasyonu 100 mg/l


81

Çizelge 7. Fungusların farklı konsantrasyonlarda boyarmadde içeren


besiyerlerinde inkübasyondan önce ve yedi gün sonra kuru ağırlık
miktarları
P. chrysosporium İnkübasyondan Sonraki Kuru Ağırlık
Boya Kons.

Orange 12

Orange 13
ağırlık
Kuru

Karışım
Blue 49

Black 5
Red 31

RBBR

Boya
25 0.50 0.74 0.63 0.65 0.69 0.70 0.72 0.64

50 0.50 0.70 0.55 0.54 0.64 0.62 0.68 0.53

100 0.50 0.63 0.51 0.52 0.55 0.59 0.64 0.52

T. versicolor İnkübasyondan Sonraki Kuru Ağırlık


Boya Kons.

Orange 12

Orange 13
ağırlık
Kuru

Karışım
Blue 49

Black 5
Red 31

RBBR

25 0.52 0.71 0.63 0.64 0.68 0.69 0.73 Boya


0.60

50 0.52 0.68 0.58 0.59 0.65 0.67 0.69 0.55

100 0.52 0.65 0.56 0.56 0.63 0.65 0.67 0.55

P. sajor-caju İnkübasyondan Sonraki Kuru Ağırlık


Boya Kons.

Orange 12

Orange 13
ağırlık
Kuru

Karışım
Blue 49

Black 5
Red 31

RBBR

Boya

25 0.53 0.74 0.68 0.69 0.72 0.70 0.73 0.66

50 0.53 0.72 0.57 0.58 0.69 0.68 0.70 0.55

100 0.53 0.69 0.55 0.56 0.59 0.60 0.70 0.54


82

Tüm tekstil boyaları, boya konsantrasyonu arttıkça kuru ağırlık miktarları


azalmıştır (Çizelge 7). En fazla kütle artışı tüm tekstil boyalarında 25 mg/l’ de olmuştur.
Boya konsantrasyonu arttıkça fungusların gelişimi de az olmuştur.

4.4.5. Dekolorizasyon İçin Optimum Sıcaklığın Belirlenmesi


Dekolorizasyon için farklı sıcaklık dereceleri (25 °C, 30 °C,35 °C ve 40°C)
kullanılarak, sıcaklığın yükselmesiyle dekolorizasyonda daha yüksek verim elde edilip
edilemiyeceği araştırılmıştır. Bunun için 4 farklı sıcaklık denenmiştir. Sıcakılığın
dekolorizasyon oranı üzerine etkisi Şekil 47 - 58’de görülmektedir. Optimum sıcaklık
belirlenirken pH 4.5, çalkalama hızı 200 rpm, inokulum konsantrasyonu 25 ml ve boya
konsantrasyonu Blue 49 ve RBBR için 100 mg/, Red 31 ve Black 5 için 50 mg/l,
Orange 12, Orange 13 ve Karışım boya çözeltisi için 25 mg/l’dir.

4.4.5.1. P.chrysosporium için optimum sıcaklık


Phanerochaeta chrysosporium fungusu ile 25 °C, 30 °C, 35 °C ve 40 °C
sıcaklıklarda zamana bağlı olarak yapılan dekolorizasyon çalışmaları sonucunda Şekil
47 - 50’de verilmektedir.

Şekillerde’de görüldüğü gibi P. chrysosporium fungusu en iyi dekolorizasyonu


30 °C sıcaklıkta göstermiştir.

P. chrysosporium’un boya dekolorizasyonu için optimum sıcaklığın belirlendiği


çalışmalar sonucunda, 30 °C’de dekolorizasyon yüzdesi açısından istatistiksel olarak
anlamlı bir fark gözlenmiştir.

25 °C’de Blue 49 ve RBBR tekstil boyaları 7 günlük inkübasyon sonucunda


Blue 49 % 49 RBBR ise % 52 dekolorizasyon göstermiştir (Şekil 47). 30 °C sıcaklıkta
ise Blue 49 24 saat sonunda % 62 oranında dekolorizasyon elde edilmiştir. 7. gün
sonunda % 94 dekolorizasyona ulaşılmıştır. RBBR tekstil boyası ise 24 saat sonunda %
63 dekolorizasyon olmuştur. Bir haftalık inkübasyon sonucunda ise % 98
dekolorizasyon izlenmiştir (Şekil 48). Orange 12 tekstil boyası 25 °C’ta 7 günlük
inkübasyon sonucunda % 33 dekolorizasyon izlenmiştir (Şekil 47). 30 °C sıcaklıkta ise
25 °C sıcaklıkta ki dekolorizasyona göre daha hızlı dekolorizasyon olmuş,
inkübasyonun 3. günü % 50 dekolorizasyon 7. günü ise % 83 dekolorizasyona
ulaşılmıştır (Şekil 48). Orange 13 tekstil boyası 7 günlük inkübasyon sonucunda 25 °C
83

sıcaklıkta % 40 dekolorizasyon, 30 °C sıcaklıkta ise 3. günü % 52 dekolorizasyon


göstermiştir. 25 °C sıcaklığa göre 30 °C sıcaklıkta daha hızlı dekolorizasyon olmuştur.
Red 31 tekstil boyası 25 °C sıcaklıkta 7 günlük inkübasyon sonucunda % 39 gibi düşük
bir dekolorizasyon fakat 30 °C sıcaklıkta 3.günü boyanın % 50’ si giderilmiştir. Black 5
tekstil boyası Red 31 tekstil boyası gibi bir haftalık inkübasyon sonucunda % 39 fakat
30 °C sıcaklıkta % 72’si renk giderilmiştir. Karışım boya çözeltisinde diğer boyalara
göre 25 °C sıcaklıkta en düşük dekolorizasyonu göstermiştir. 30 °C sıcaklıkta ise
inkübasyon sonucunda % 55 dekolorizasyona ulaşılmıştır.

35 °C sıcaklıkta ise tüm tekstil boyaları 30 °C sıcaklıkta ki gibi dekolorizasyon


oranına yakın dekolorizasyon göstermiş fakat dekolorizasyon hızı daha yavaş olmuştur
(Şekil 49).

40 °C sıcaklıkta P. chrysosporium fungusu tekstil boyalarının rengini giderme


hızı yavaş olmuştur. Blue 49 7 günlük inkübasyon sonucunda % 69, Orange 12 % 49,
Orange 13 % 44, Red 31 % 48, Black 5 % 51, RBBR % 60 ve Karışım boya çözeltisi
ise %39 dekolorizasyon oranı elde edilmiştir (Şekil 50).
84

Phanerochaeta chrysosporium

60

50
% Dekolorizasyon

40 1.gün

30
3.gün
5.gün
20
7.gün
10

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 47. P. chrysosporium’un inkübasyon sıcaklığı 25 °C

Phanerochaeta chrysosporium

100

80
% Dekolorizasyon

1.gün
60
3.gün
40 5.gün
7.gün
20

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 48. P. chrysosporium’un inkübasyon sıcaklığı 30 °C


85

Phanerochaeta chrysosporium

100

80
% Dekolorizasyon

1.gün
60
3.gün
40 5.gün
7.gün
20

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 49. P. chrysosporium’un inkübasyon sıcaklığı 35 °C

Phanerochaeta chrysosporium

70

60

50
% Dekolorizasyon

1.gün
40
3.gün
30 5.gün
20 7.gün

10

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım

Boyalar

Şekil 50. P. chrysosporium’un inkübasyon sıcaklığı 40 °C


86

4.4.5.2. T. versicolor için optimum sıcaklık


Trametes versicolor fungusu ile 25 °C, 30 °C, 35 °C ve 40 °C sıcaklıklarda
zamana bağlı olarak yapılan denemeler sonucunda aşağıda Şekil 51 - 54’de belirtilen
sonuçlar alınmıştır.

Trametes versicolor fungusu ile 25 °C sıcaklıkta Blue 49 tekstil boyası 3. günü


% 46, 7 günlük inkübasyon sonucunda ise % 67 oranında dekolorizasyon izlenmiştir
(Şekil 51). 30 °C sıcaklıkta ise 3. günü % 71 oranında rengi giderilmiştir (Şekil 52).
Dekolorizasyon hızlı olmuştur. Fakat 35 °C’de ise 7. günü % 45 (Şekil 53), 40 °C
sıcaklıkta ise 7. günü % 31 dekolorizasyon izlenmiş 30 °C sıcaklıktakine göre
dekolorizasyon hızına göre daha yavaş olmuştur (Şekil 54).

Orange 12 tekstil boyası en iyi dekolorizasyonu 30 °C sıcaklıkta % 83 oranında


vermiştir (Şekil 52). Sıcaklık 30 °C’nin üstüne çıktıkça dekolorizasyon oranında düşüş
gözlenmiştir. 35 °C’ de % 39, 40 °C sıcaklıkta % 23 olmuştur. 25 °C sıcaklıkta
dekolorizasyon 30 °C’ ye yakın fakat daha yavaş olmuş 7 günlük inkübasyon sonunda
% 67 dekolorizasyon oranı görülmüştür (Şekil 51).

Orange 13 tekstil boyası 25 °C sıcaklıkta 5. günü renk % 50 oranında


giderilmiştir (Şekil 51). 30 °C sıcaklıkta ise 5. günü % 72 oranında rengi giderilmiş ve
3. günden sonra dekolorizasyon hızlı olmuştur. 35 °C sıcaklıkta dekolorizasyon oranı 25
°C ve 30 °C sıcaklıklara göre daha yavaş olmuş. 7. günü % 35’e ulaşılabilmiştir (Şekil
53). 40 °C sıcaklıkta da 7 günde % 27 oranında dekolorizasyon olmuş ve tüm sıcaklık
oranlarına göre en yavaş dekolorizasyon gözlemlenmiştir (Şekil 54).

Red 31 ve Black 5 tekstil boyaları 25 °C sıcaklıkta Red 31 % 69, Black 5 % 72,


30 °C sıcaklıkta Red 31 % 84, Black 5 % 88, 35 °C sıcaklıkta Red 31 % 39, Black 5 %
45, 40 °C sıcaklıkta her iki boyada da % 28 dekolorizasyon görülmüştür. Sıcaklık
arttıkça dekolorizasyon oranı düşmüştür.

RBBR tekstil boyası 25 °C sıcaklıkta % 79, 30 °C sıcaklıkta % 97 oranında


yüksek ve hızlı dekolorizasyon görülmüştür. 35 °C sıcaklıkta % 51, 40 °C sıcaklıkta %
37 dekolorizasyon oranında kalmıştır.

Karışım boya çözeltisi ise en yüksek dekolorizasyon oranını 30 °C sıcaklıkta %


54 oranında vermiştir. Diğer sıcaklıklarda oran gittikçe düşmüştür.
87

T. versicolor fungusu tüm boyaların dekolorizasyonu için optimum sıcaklığın


belirlendiği çalışma sonucunda, dekolorizasyon yüzdesi açısından 30 °C sıcaklıkta
anlamlı bir farklılık (p<0.05) gözlenmiştir.
88

Trametes versicolor

100

80
% Dekolorizasyon

1.gün
60
3.gün
40 5.gün
7.gün
20

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 51. T. versicolor (M96)’ın inkübasyon sıcaklığı 25 °C

Trametes versicolor

100

80
% Dekolorizasyon

1.gün
60
3.gün
40 5.gün
7.gün
20

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım

Boyalar

Şekil 52. T. versicolor (M96)’ın inkübasyon sıcaklığı 30 °C


89

Trametes versicolor

60

50
% Dekolorizasyon

40 1.gün

30
3.gün
5.gün
20
7.gün
10

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 53. T. versicolor (M96)’ın inkübasyon sıcaklığı 35 °C

Trametes versicolor

50

40
% Dekolorizasyon

1.gün
30
3.gün
20 5.gün
7.gün
10

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım

Boyalar

Şekil 54. T. versicolor (M96)’ın inkübasyon sıcaklığı 40 °C


90

4.4.5.3. P.sajor-caju için optimum sıcaklık


Pleurotus sajor-caju fungusu ile 25 °C, 30 °C, 35 °C ve 40 °C sıcaklıklarda
zamana bağlı olarak yapılan denemeler sonucunda aşağıda Şekil 55 - 58’de belirtilen
sonuçlar alınmıştır.

P. sajor-caju fungusu ile farklı sıcaklıklarda yapılan denemeler sonucunda en


iyi dekolorizasyon sonucunu 30 °C sıcaklıkta alınmıştır. İstatistiksel olarakta diğer
sıcaklıklara göre anlamlı bir fark elde edilmiştir.

Blue 49 boyası 25 °C sıcaklıkta 24 saat içinde % 56 dekolorizasyon gösterirken


(Şekil 55), 30 °C’ de 24 saat içinde % 73 (Şekil 56), 35 °C’ de % 44 (Şekil 57), 40 °C’
de % 25 dekolorizasyona ulaşılmıştır (Şekil 58). Sonuçlardan da görüldüğü gibi en iyi
dekolorizasyon sonucu 30 °C’ de alınmıştır.

RBBR tekstil boyasıda Blue 49 boyası gibi en verimli sonucu 30 °C’de


göstermiştir. 30 °C’de 7.günü % 97 dekolorizasyon sonucuna ulaşılmıştır. 24 saat içinde
boyanın %65’i giderilmiştir (Şekil 56). 25 °C sıcaklıkta bir haftalık inkübasyon
sonucunda % 69, 35 °C’ de % 54, 40 °C’ de ise % 29 dekolorizasyon görülmüştür.

Orange 12 ve Orange 13 tekstil boyaları 25 °C sıcaklıkta bir haftalık inkübasyon


sonucunda % 35 ve %39 (Şekil 55), 30 °C’ta %85 ve % 83 gibi birbirine yakın
dekolorizasyon oranı göstermişlerdir. 35 °C’de ise % 33 ve % 29, 40 °C’ta ise % 21 ve
% 19 gibi çok düşük dekolorizasyon sonucuna ulaşılmıştır.

Red 31 tekstil boyası ise 30 °C’de inkübasyonu 3. günü % 62 (Şekil 56)


dekolorizasyon izlenmiştir. Sıcaklık 35 °C’ ye çıkınca 3. günü % 32, 40 °C ise %21
olmuştur (Şekil 58). Sıcaklık 30 °C’nin üstüne çıktıkça dekolorizasyon düşmüştür. 25
°C’ ta ise 3 günlük inkübasyon sonucunda % 44 dekolorizasyona ulaşılmıştır.

Black 5 tekstil boyasıda diğer boyalar gibi dekolorizasyona en uygun sıcaklık 30


°C’dir. 7 günlük inkübasyon sonucunda % 90 dekolorizasyon, 25 °C’ de %58, 35 °C’ de
% 51 ve 40 °C’ de % 25 dekolorizasyon izlenmiştir.

Karışım boya çözeltisi en iyi dekolorizasyon sonucunu 30 °C sıcaklıkta % 68


oranında dekolorizasyon gösterirken diğer sıcaklıklarda bu oran çok düşmüş 25 °C
sıcaklıkta % 41, 35 °C sıcaklıkta % 26 ve 40 °C’ de ise % 19 gibi düşük bir
dekolorizasyon göstermiştir.
91

Pleurotus sajor-caju

80

70
60
% Dekolorizasyon

1.gün
50

40
3.gün
30
5.gün
20 7.gün
10
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 55. P.sajor-caju’ nun inkübasyon sıcaklığı 25 °C

Pleurotus sajor-caju

100

80
% Dekolorizasyon

1.gün
60
3.gün
40 5.gün
7.gün
20

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 56. P.sajor-caju’ nun inkübasyon sıcaklığı 30 °C


92

Pleurotus sajor-caju

70

60
% Dekolorizasyon

50
1.gün
40
3.gün
30 5.gün
20 7.gün
10

0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım

Boyalar

Şekil 57. P.sajor-caju’ nun inkübasyon sıcaklığı 35 °C

Pleurotus sajor-caju

40

35
30
% Dekolorizasyon

1.gün
25
3.gün
20
15
5.gün
10 7.gün
5
0
B49 O12 O13 R31 B5 RBBR Karışım
Boyalar

Şekil 58. P.sajor-caju’ nun inkübasyon sıcaklığı 40 °C


93

Çizelge 8. Fungusların farklı sıcaklıklarda boyarmadde içeren besiyerlerinde


inkübasyondan önce ve yedi gün sonra kuru ağırlık miktarları
P.chrysosporium İnkübasyondan Sonraki Kuru Ağırlık

Orange12

Orange13
Sıcaklık

ağırlık

Karışım
Blue 49
Boyasız

Black 5
Kuru

Red 31

RBBR

Boya
25 °C 0.45 0.55 0.69 0.60 0.60 0.65 0.64 0.70 0.58

30 °C 0.45 0.67 0.78 0.72 0.71 0.73 0.75 0.80 0.71

35 °C 0.45 0.62 0.72 0.69 0.67 0.70 0.71 0.74 0.67

40 °C 0.45 0.54 0.65 0.60 0.62 0.63 0.63 0.67 0.59

T. versicolor İnkübasyondan Sonraki Kuru Ağırlık


Orange12

Orange13
Sıcaklık

ağırlık

Karışım
Boyasız

Blue 49

Black 5
Kuru

Red 31

RBBR

Boya
25 °C 0.48 0.59 0.71 0.67 0.68 0.69 0.70 0.73 0.65

30 °C 0.48 0.64 0.77 0.72 0.73 0.75 0.76 0.79 0.69

35 °C 0.48 0.57 0.67 0.65 0.65 0.68 0.67 0.69 0.63

40°C 0.48 0.51 0.58 0.53 0.54 0.57 0.59 0.60 0.53

P. sajor-caju İnkübasyondan Sonraki Kuru Ağırlık


Orange12

Orange13
ağırlık

Boyasız
Sıcaklık

Karışım
Kuru

Blue 49

Black 5
Red 31

RBBR

Boya

25 °C 0.49 0.56 0.68 0.64 0.65 0.67 0.69 0.70 0.62

30°C 0.49 0.66 0.78 0.73 0.75 0.75 0.75 0.80 0.70

35 °C 0.49 0.62 0.66 0.62 0.63 0.64 0.66 0.69 0.61

40 °C 0.49 0.53 0.60 0.56 0.56 0.58 0.59 0.63 0.55


94

Sıcaklık arttıkça fungusların inkübasyondan sonraki kuru ağırlık miktarlarında


çok fazla kütle artışı olmamıştır. Fungusların gelişmesi için en uygun sıcaklık olan 30
°C’ de inkübasyondan sonraki kuru ağırlık miktarı inkübasyondan öncekinden fazla
olduğu görülmektedir (Çizelge 8). 40 °C’ de kullandığımız fungusların gelişimi az
olduğu için kütle artışıda az olmuştur. 35 °C’ de inkübasyondan sonra kuru ağırlık
miktarları artmış fakat 30 °C’ de ki kütle artışından az olmuştur.
95

4.4.6. Beyaz çürükçül funguslarla optimizasyon koşullarında tekstil boyalarının


dekolorizasyondan önce ve sonraki durumları

4.4.6.1. Phanerocheate chrysosporium

1. gün 7. gün

Şekil 59. Blue 49 tekstil boyasının P. chrysosporium ile dekolorizasyondan önce ve


sonraki durumu.

1. gün 7. gün
Şekil 60. Orange 12 tekstil boyasının P. chrysosporium ile dekolorizasyondan önce ve
sonraki durumu
96

1. gün 7. gün

Şekil 61. Orange 13 tekstil boyasının P. chrysosporium ile dekolorizasyondan önce ve


sonraki durumu

1. gün 7. gün

Şekil 62. Red 31 tekstil boyasının P. chrysosporium ile dekolorizasyondan önce ve


sonraki durumu
97

1. gün 7. gün

Şekil 63. Black 5 tekstil boyasının P. chrysosporium ile dekolorizasyondan önce ve


sonraki durumu

1. gün 7. gün

Şekil 64. RBBR tekstil boyasının P. chrysosporium ile dekolorizasyondan önce ve


sonraki durumu
98

1. gün 7. gün

Şekil 65. Karışım Boya Çözeltisi boyasının P. chrysosporium ile dekolorizasyondan


önce ve sonraki durumu
99

4.4.6.2. Trametes versicolor (M96)

1. gün 7. gün

Şekil 66. Blue 49 tekstil boyasının T. versicolor ile dekolorizasyondan önce ve sonraki
durumu

1. gün 7. gün

Şekil 67. Orange 12 tekstil boyasının T. versicolor ile dekolorizasyondan önce ve


sonraki durumu
100

1. gün 7. gün

Şekil 68. Orange 13 tekstil boyasının T. versicolor ile dekolorizasyondan önce ve


sonraki durumu

1. gün 7. gün

Şekil 69. Red 31 tekstil boyasının T. versicolor ile dekolorizasyondan önce ve sonraki
durumu
101

1. gün 7. gün

Şekil 70. Black 5 tekstil boyasının T. versicolor ile dekolorizasyondan önce ve sonraki
durumu

1. gün 7. gün

Şekil 71. RBBR tekstil boyasının T. versicolor ile dekolorizasyondan önce ve sonraki
durumu
102

1. gün 7. gün

Şekil 72. Karışım Boya Çözeltisi boyasının T. versicolor ile dekolorizasyondan önce ve
sonraki durumu
103

4.4.6.3 Pleurotus sajor-caju

1. gün 7. gün

Şekil 73. Blue 49 tekstil boyasının P. sajor-caju ile dekolorizasyondan önce ve sonraki
durumu

1. gün 7. gün

Şekil 74. Orange 12 tekstil boyasının P. sajor-caju ile dekolorizasyondan önce ve


sonraki durumu
104

1. gün
7. gün

Şekil 75. Orange 13 tekstil boyasının P. sajor-caju ile dekolorizasyondan önce ve


sonraki durumu

1. gün
7. gün

Şekil 76. Red 31 tekstil boyasının P. sajor-caju ile dekolorizasyondan önce ve sonraki
durumu
105

1. gün 7. gün

Şekil 77. Black 5 tekstil boyasının P. sajor-caju ile dekolorizasyondan önce ve sonraki
durumu

1. gün 7. gün

Şekil 78. RBBR tekstil boyasının P. sajor-caju ile dekolorizasyondan önce ve sonraki
durumu
106

1. gün 7. gün

Şekil 79. Karışım Boya Çözeltisi boyasının P. sajor-caju ile dekolorizasyondan önce ve
sonraki durumu.
107

4.4.7. Bileşiklerin “Brine-Shrimp Toxicity Assay” Yöntemiyle Belirlenmiş


Toksisite Değerleri

Toksisite testinden elde edilen veriler Probit Analiz adlı bilgisayar programıyla
işlenmiş ve LD50 değerleri ile birlikte üst ve alt % 95 güvenilirlik sınırları
hesaplatılmıştır. Toksisite testi sonuçları ise Çizelge 9’da gösterilmiştir.

Çizelge 9. Boyaların Brine-Shrimp Toxicity Assay Testi Sonuçları ve LD50


değerleri.

Boyalar LD50 (µg/ml) Üst %95 Alt %95


Güv. Lim.( µg/ml) Güv. Lim.( µg/ml)
Blue 49 578.15 µg/ml 472.88 µg/ml 774.08 µg/ml
Orange 12 280.81 µg/ml 214.33 µg/ml 387.86 µg/ml
Orange 13 298.59 µg/ml 243.12 µg/ml 376.04 µg/ml
Red 31 425.67 µg/ml 351.86 µg/ml 551.04 µg/ml
Black 5 484.20 µg/ml 390.61 µg/ml 660.54 µg/ml
RBBR 527.26 µg/ml 432.36 µg/ml 699.54 µg/ml

Dekolorizasyon gerçekleştikten sonraki kalan sıvıya bırakılan Artemia Salina


larvalarından sadece 2-3 tanesi ölmüştür
Bizim yaptığımız denemeler sonucunda Boya + Beyaz çürükçül mantar +
Artemia Salina larvaları ile % 100 öldüren doz olmamıştır.
.
108

5. TARTIŞMA ve SONUÇ

Son yıllarda su kirliliği kontrolü büyük önem kazanmıştır. Tekstil ve boya


sanayilerinin de çevresel sorunlarda büyük payları vardır. Her yıl milyonlarca galon
boya üretilirken, çevreye de bu sanayilerin büyük miktarlarda boya içeren çıktı suları
bırakılmaktadır. Bu sanayi kuruluşlarında sıklıkla azo grubu boyaların (Tropaeolin-O,
Congo Red vs.) mikrobiyal atıklara karşı oldukça stabil olduğu bilinmektedir. Bu tip
sanayi kuruluşlarının çevresindeki su kaynaklarına bu atık suları vermelerinden dolayı
renk kirliliği oluşmaktadır. Bununla beraber, azo boyaların anaeobik degradasyon ürünü
olan aromatik aminler toksik ve karsinojenik özelliktedir.

Bilim adamları bu sorunlara çözüm bulmaya çalışırlarken, özellikle gelişmekte


olan ve tüketim konusunda tam olarak bilinçlenmemiş toplumlarda aşırı tüketim sonucu
ortaya çıkan atık madde miktarı, gün geçtikçe artan nüfusa da paralel olarak
artmaktadır.

Bu nedenle büyük hacimli atık sulardaki boyarmaddelerin etkili ve ekonomik bir


şekilde giderilebilmesi için biyolojik sistemler gibi alternatif yöntemlere gereksinim
vardır. Suda çok az miktarda boya bulunması bile rengi değiştirmekte, suyun
geçirgenliğini ve çözünebilirliğini de etkilemektedir. Boyalar genelde kompleks
aromatik yapıda olduklarından arıtımı zordur. Bu yüzden araştırmacılar renk giderimi
için alternatif yöntem üzerine çalışmaktadırlar. Biyoteknolojik çalışmalar bu açıdan
ümit vericidir.

Çalışmada reaktif boya grubundan olan Blue 49, Orange 12, Orange 13, Red 31,
Black 5, RBBR boyalarının renginin gideriminde P. chrysosporium, T. versicolor
(M96) ve P.sajor-caju’nun kullanılabilirliliği araştırılmıştır. Bu çalışmada en uygun
renk giderim koşulları araştırılmıştır.

Kullanılan beyaz çürükçül funguslar Basidiomycetes sınıfına dahil olan


funguslardır.

Renkli organik bileşikler çevre kirliliği yaratan etmenler arasında önemli bir yer
tutmaktadır. Boya içeren atıklar renklerinden dolayı estetik açıdan da oldukça uygunsuz
görülür. Tekstil ve boya fabrikalarının alıcı ortamlara sürekli olarak atık vermesi buna
109

bağlı olarak potansiyel kirletici konumları üzerinde araştırma yapılması ihtiyacını daha
da arttırmaktadır.

Çalışmamız süresince Blue 49, Orange 12, Orange 13, Red 31, Black 5 ve

RBBR tekstil boyalarının beyaz çürükçül funguslarla (P. chrysosporium, T. versicolor

(M96) ve P. sajor-caju) renginin gideriminde pH’nın, inokulum miktarının, çalkalama


hızının, boya konsantrasyonunun, çalkalama hızının ve sıcaklığın etkisi araştırılmıştır.

Optimum pH:

Çalışmanın ilk kısımlarında dört farklı pH değeri denenerek (3.5, 4.5, 5.5, 6.5)
tekstil boyalarının renginin gideriminde en uygun pH değeri saptanmıştır.
Dekolorizasyon için uygun pH değerinin saptanması için pH değerleri 3.5, 4.5, 5.5 ve
6.5 olan tamponlarla hazırlanan besiyerlerinde, P. chrysosporium, T. versicolor (M96)
ve P.sajor-caju funguslarının inkübasyonu sağlanmıştır. P. chrysosporium, T. versicolor
(M96) ve P. sajor-caju funguslarının pH 4.5’ta maksimum dekolorizasyon yaptığı tespit
edilmiştir. pH 4.5’un altına yada üstüne çıktığında dekolorizasyon oranı düşmüştür.

Benito ve arkadaşları (1997) dekolorizasyon için optimum pH’ın 5 olduğunu


tespit etmişlerdir. T. versicolor pH 3.5 ve 7’ye ayarlanan atık suları sırasıyla % 60, % 80
ve % 10 oranında dekolorize etmiştir. pH 8-9’da ise fungus hemen hemen hiç,
gelişmemiş ve sadece %10 oranında dekolorizasyon yapabilmiştir.

Shin ve arkadaşları (1997) Pleurotus ostreatus’tan elde ettikleri peroksidazın pH


3.5 civarında maksimum dekolorizasyon aktivitesine sahip olduğunu tespit etmişlerdir.
pH 4 ‘ün üzerine çıktığında ise dekolorizasyon oranının hızla düştüğü belirlenmiştir.

Shahvali ve arkadaşlarının (2000) bir tekstil atık suyunun P. chrysosporium ile


dekolorizasyonunda etkili olan çevresel faktörleri araştırdıkları bir çalışmada,
maksimum dekolorizasyonun pH 3’te gerçekleştiği tespit edilmiştir. pH 5’ten yukarıya
çıkıldıkça dekolorizasyon oranının düştüğü görülmüştür. Shahvali ve arkadaşları bunun
nedeninin ozmotik değişiklikler ve hidrolize edici etki olabileceğini ileri sürmektedirler.

Swamy ve arkadaşları (1990) tekstil boyalarından Amarath, Remazol Black B,


Remazol Orange, Remazol Brillant Blue, Reactive Blue ve Tropaeolin O boyaları ve
110

P. chrysosporium , T. versicolor ve Bjerkanderara sp. beyaz çürükçül funguslarıyla


yaptığı renk giderim deneylerinde pH 4.5’ta en iyi sonuç verdiği görülmüştür.

Yeşilada ve arkadaşları (2002) ise başlangıç pH’sının dekolorizasyon oranını


etkilemediğini tespit etmişlerdir. F. trongii 6-11 arasındaki tüm pH değerlerinde
Astrozon Red FBL’yi dekolorize etmiştir.

Sam (1999) Orange II tekstil boyasının , T. versicolor beyaz çürükçül


fungusuyla dekolorizasyonunda pH 4.5-7 arası yaptığı denemelerde pH 4.5 % 63
oranında diğer pH değerlerine göre en yüksek dekolorizasyon elde edilmiştir.

Tatarko ve Bumpus (1998) P. chrysosporium’un Congo Red’ i


dekolorizasyonunda optimum pH’ ın 2.5 olduğunu tespit etmişlerdir.

pH ile ilgili tüm bu çalışmalar, dekolorizasyon açısından pH’ ın önemli


olduğunu ortaya koymaktadır. Maksimum dekolorizasyonun genellikle
mikroorganizmanın optimum gelişim gösterdiği veya dekolorizasyonda rol oynayan
enzimin optimum aktivite gösterdiği pH değerinde gerçekleştiği görülmektedir. Bu
çalışmada da, P. chrysosporium, T. versicolor (M96), P. sajor-caju maksimum
dekolorizasyon pH 4.5’ ta olmuştur. pH 5.5’ da da bir miktar dekolorizasyon olmuştur.
Ancak pH 3.5 ve 6.5’ ta dekolorizasyon çok düşük olmuştur.

Optimum İnokulum Konsantrasyonu:

Çalışmanın ikinci kısmında inokulum miktarının dekolorizasyon üzerine etkisi


saptanmıştır. Bunun için P. chrysosporium, T. versicolor (M96), P. sajor-caju
funguslarının % 5, % 25 ve % 50’ lik miktarları dekolorizasyon ortamlarına eklenmiştir.
İnokulum konsantrasyonunun dekolorizasyon üzerine etkisine bakıldığında, maksimum
dekolorizasyon % 25 inokulum konsantrasyonunun kullanıldığı ortamda saptanmıştır. %
5 inokulum konsantrasyonundan % 25 inokulum konsantrasyonu’ na çıkıldığında
dekolorizasyon hızıda artmıştır.

Shahvali ve arkadaşları (2000) P. chrysoporium’ un dekolorizasyon yeteneğinin


inokulum konsantrasyonu arttıkça arttığını ve maksimum dekolorizasyonun inokulum
konsantrasyonunun % 10-15 olduğu durumda gerçekleştiğini ortaya koymuşlardır.
111

Benito ve arkadaşları (1997) T. versicolor kullandıkları çalışmada inokulum


konsantrasyonunun arttıkça dekolorizasyon yüzdesinin de arttığını tespit etmişlerdir.

Yeşilada ve arkadaşlarının (2002) Funlia trogii peletlerini Astrazon FBL içeren


besiyerinde inkübe ettikleri zaman, inokulum konsantrasyonu yüksek olduğu
durumlarda elde edilen dekolorizasyon yüzdesinin de yüksek olduğunu saptamışlardır.
İnokulum konsantrasyonu 60 mg/50 ml olduğunda % 64 olurken 150 mg/50 ml’ de
%96’ dır.

Assadi ve arkadaşlarının (2001) P. chrysosporium ile tekstil atık sularının


dekolorizasyonunda inokulum konsantrasyonu % 2-20 arasında denemişler ve % 10-15
arasında maksimum dekolorizasyon sağlamışlardır.

Örneklerden de görüldüğü gibi inokulum konsantrasyonu arttıkça


dekolorizasyon oranıda artmaktadır. İnokulum konsantrasyonunun artması
boyarmaddenin bağlanabileceği daha fazla bölge anlamını taşıyacağından
dekolorizasyonun hızlanması beklenen bir sonuçtur.

Optimum Çalkalama Hızı:

Çalışmanın üçüncü kısmında çalkalama hızının P. chrysosporium, T. versicolor


(M96), P. sajor-caju üzerine etkisi araştırılmış 100 rpm, 150 rpm ve 200 rpm çalkalama
hızları kullanılmış ve optimum çalkalama hızı 200 rpm’ dir. Çalkalama hızı arttıkça
dekolorizasyon hızının arttığı görülmüştür.

Swamy ve Ramsay (1999a), Bjerkandera sp. BOS 55 Remazol Black B’ yi 200


rpm çalkalamalı koşullarda 3 günde % 96 oranında dekolorize edilmiştir. T. versicolor
ise aynı boyayı 200 rpm hızda 2 günde % 100 oranında dekolorize etmiştir.

Shahvali ve arkadaşları (2000) bir tekstil atık suyunun P. chrysosporium ile


dekolorizasyonunda etkili olan çevresel faktörleri araştırdıkları bir çalışmada,
dekolorizasyonun 250 rpm hızda gerçekleştiği tespit edilmiştir.

Chagas ve arkadaşları (2001) P. sajor-caju ve P. chrysosporium beyaz çürükçül


funguslarla Amaranth, new coccine ve Orange G’ nin dekolorizasyonun 200 rpm’ de
olduğunu saptamışlardır.
112

Yeşilada ve arkadaşları (2003) F. trogii fungusuyla Astrazone Black FDL,


Astrazone Blue FGRL VE Astrazone Red FBL tekstil boyalarıyla yaptığı çalışmada en
yüksek dekolorizasyonun 150 rpm’ de olduğunu açıklamışlardır. Bu fungus düşük
çalkalama hızında (100 rpm) dekolorizasyonun yavaş fakat 150 rpm’ de yüksek
dekolorizasyon gösterdiğini açıklamışlardır.

Knapp ve arkadaşları (2001) Orange II tekstil boyası ile statik koşullarda % 45


dekolorize olurken, çalkalamalı koşullarda bu oran % 97’ ye çıkmıştır.

Assadi ve arkadaşları (2001) P. chrysosporium tarafından tekstil atık sularının


dekolorizasyonunda 1/10 boya konsantrasyonunda, inokulum miktarı % 10 olduğunda
250 rpm çalkalama hızında dekolorizasyonun iyi sonuç verdiğini tespit etmişlerdir.

Sam (1999) Orange II tekstil boyası ile C. versicolor ve F. trogii funguslarının


renk giderimi üzerine yapılan optimizasyon çalışmasında çalkalama hızını 50-200 rpm
değerleri arasında denemiş ve 150 rpm’ de en yüksek dekolorizasyon değerine
ulaşmıştır.

Bu çalışmalar çalkalama hızı artıkça hücreler ile besiyeri arasında daha fazla
kütle ve oksijen transferi olduğu için, dekolorizasyon daha hızlı olmaktadır. Aynı
şekilde mikroorganizma ile boya moleküllerinin temas etme olanağının daha hızlı ve
daha fazla olmaktadır.

Optimum Boya Konsantrasyonu:

Çalışmanın dördüncü kısmında P. chrysosporium, T. versicolor (M96), P. sajor-


caju’ nun dekolorizasyonda boya konsantrasyonunun etkisine bakılmıştır. Boyarmadde
konsantrasyonu miktarında her boya farklı sonuç vermiştir. Boya konsantrasyonu
miktarları 25 mg/lt, 50 mg/lt ve olarak seçilmiştir. Bütün funguslarda, Blue 49 ve
RBBR tekstil boyası 25 mg/lt’ den 100 mg/lt’ ye çıktıkça dekolorizasyon olmuş, fakat
25 mg/lt boya konsantrasyonunda 24 saatte % 85’ e yakını dekolorize olurken, 50 mg/lt
boya konsantrasyonunda bu oran % 70 - 75’ e, 100 mg/ lt’ de ise % 60’ a düşmüştür.
Dekolorizasyon oranlarından da görüldüğü gibi boya konsantrasyonu oranı arttıkça
dekolorizasyon hızında düşüş olmuştur.

Orange 12, Orange 13 ve Karışım boya çözeltisi (Blue 49, Black 5 ve RBBR)
P. chrysosporium, T. versicolor (M96), P. sajor-caju beyaz çürükçül funguslarında
113

boya konsantrasyonu 25 mg/lt’ den 100 mg/lt’ ye çıkınca dekolorizasyon oranı aşırı
düşmüştür. 25 mg/lt’ de inkübasyonun 3. günü dekolorizasyon oranı % 40 oranında
olurken, 50 mg/lt boya konsantrasyonunda ise 5. gün % 40’ a yakın dekolorizasyon
göstermiştir. 100 mg/lt boya konsantrasyonunda ise inkübasyonun 7.günü
dekolorizasyon % 30’a yakın oranda kalmıştır. Boya konsantrasyonu arttıkça
dekolorizasyon çok yavaşlamıştır.

Red 31 ve Black 5 tekstil boyaları ise 25 mg/lt boya konsantrasyonunda


inkübasyonun 7.günü % 90 - 95 oranında dekolorizasyon görülürken, 50 mg/lt boya
konsantrasyonunda % 80 - 85, 100 mg/lt’ de ise % 45 - 50 oranında dekolorizasyon
göstermiştir.

Kullandığımız tüm tekstil boyalarında boya konsantrasyonu miktarı arttıkça


dekolorizasyon için gerekli süre uzamıştır.

Yeşilada ve arkadaşlarının (2002) Astrazon Red FBL ilave edilen besiyerinin


Funalia trogii pelletleri ile dekolorizasyon yeteneğini araştırdıkları çalışma sonucunda,
dekolorizasyon yüzdesinin, boyarmadde konsantrasyonu 66mg/lt oluncaya kadar
arttığını, boyarmadde konsantrasyonu 66 mg/lt’ nin üzerine çıktıktan sonra ise
azaldığını göstermektedir.

Mou ve arkadaşları (1991) adsorbsiyona bağlı olarak besiyerlerini dekolorize


eden Myrothecium verrucaria’nın dekolorizasyon yeteneğinin, boyarmadde
konsantrasyonu belirli bir değere ulaşıncaya kadar arttığını, ancak daha sonra azaldığını
tespit etmişlerdir.

Kapdan ve arkadaşları (2000), C. versicolor fungusuyla Everzol Turguoise Blue


G ile yaptığı dekolorizasyon çalışmasında boya konsantrasyonu miktarı arttıkça fungus
için toksik etki gösterebileceğini söylemişlerdir.

Optimum Sıcaklık:

Çalışmanın beşinci kısmında ise P. chrysosporium, T. versicolor (M96), P.sajor-


caju funguslarının dekolorizasyonunda sıcaklığın etkisi çalışıldı. 25 °C, 30 °C, 35 °C ve
40°C sıcaklıklarda dekolorizasyonun zamana bağlı olarak değişimine bakıldı.
114

P. chrysosporium fungusu maksimum 30 °C sıcaklıkta dekolorizasyon yüzdesi


% 90’ lara ulaşırken, 35 °C sıcaklıkta ise % 70 - 80 arasında dekolorizasyon
gerçekleşmiştir. Sıcaklık 25 °C olduğunda ise dekolorizasyon % 50’ nin üstüne
çıkmamış, 40°C sıcaklıkta % 45 - 60’ larda kalmıştır.

T. versicolor (M96) fungusu ile maksimum dekolorizasyon 30 °C sıcaklıkta


olmuştur. Dekolorizasyon oranı bazı boyalarda ( Blue 49 ve RBBR gibi) inkübasyon
süresi sonunda % 94’ lere kadar çıkmıştır. 25 °C sıcaklıkta ise % 50 - 75 dekolorizasyon
oranlarında kalmıştır. 35 °C sıcaklıkta % 40 - 45 arası dekolorizasyon oranı görülürken,
40 °C sıcaklıkta dekolorizasyon çok düşük olmuştur. (% 25 - 35)

P. sajor-caju fungusuile yapılan denemede dekolorizasyon için optimum


sıcaklığın 30 °C olduğu belirlenmiş ve sıcaklık arttıkça dekolorizasyon yüzdesi
düşmüştür.

Toh ve arkadaşları (2003) P. chrysosporium, T. versicolor funguslarıyla


Remazol Red R R ve Remazol Yellow R R boyalarını 30°C ve 37 °C sıcaklıklarda
yaptıkları dekolorizasyon çalışmalarında, 30 °C’ deki dekolorizasyonun 37 °C’ dekine
göre daha hızlı olduğunu bildirmişlerdir.

Assadi ve arkadaşları (2001) P. chrysosporium ile tekstil atık sularının, 25 - 40


°C sıcaklıklarda dekolorizasyonunu araştıkları çalışmada 30 °C ve 35 °C sıcaklıklarda
dekolorizasyonun daha iyi olduğu sonucuna varmışlardır.

Sam (1999), C. versicolor ve F. trogii funguslarıyla Orange II tekstil boyasının


dekolorizasyonunda 20 - 35 °C sıcaklık aralığını denemiş ve en uygun sıcaklığı 30 °C
olarak bulmuşlardır.

P. chrysosporium, T. versicolor (M96), P .sajor-caju funguslarıyla tekstil


boyalarının dekolorizasyonuyla ilgili yapılan çalışmalarda genel olarak 30 °C sıcaklık
optimum olarak belirlenmiştir. Bu sonuçlarda bizim çalışmamızda elde ettiğimiz
verilere uygunluk göstermektedir.

Tekstil endüstrisi atık suları biyolojik yöntemlerle arıtılabileceği gibi fiziksel ve


kimyasal yöntemlerle de arıtılabilir. Ancak bu yöntemlerin yüksek maliyet, zehirli yan
ürünlerin oluşumu, aşırı miktarda enerji tüketimi, konsantre çamur oluşumu ve farklı
karakterdeki tüm atık sulara adapte edilememe gibi dezavantajları vardır. Oysa biyolojik
115

yöntemlerin kullanımı hem daha ekonomiktir hem de çevreye zararlı herhangi bir etkisi
yoktur. Bu nedenle tekstil atık sularının arıtımında biyolojik yöntemlerin kullanımı daha
avantajlıdır. Tekstil endüstrisinde kullanılan boyarmaddelerin mikroorganizmalarla
parçalanabilirliği üzerinde son yıllarda bir çok araştırma yapılmış ve bu boyarmaddeleri
dekolorize edebilme veya parçalayabilme potansiyeline sahip olan birçok
mikroorganizmanın var olduğu ortaya konmuştur. Bu potansiyelin ortaya konmuş
olmasına rağmen henüz tamamen biyolojik arıtıma dayalı bir arıtma tesisi
kurulamamıştır. Biyolojik sistemlerde kimyasal veya fiziksel sistemlerin aksine canlı
organizmaların kullanılıyor olması biyolojik sistemleri ortam koşullarından çok daha
fazla etkilenir hale getirmektedir. Mikroorganizma gelişiminin birçok faktör tarafından
etkilenmesi ve oldukça hassas olması biyolojik sistemlerde verim almayı
güçleştirmektedir.

Son yıllarda yapılan çalışmalar özellikle beyaz çürükçül mantarlarla çok yüksek
dekolorizasyon yüzdelerinin elde edilebildiğini göstermiştir. Beyaz çürükçül mantarlar
dekolorizasyonda enzimlerini kullanarak boyarmaddeyi parçalar ve böylece
boyarmaddenin neden olabileceği herhangi bir problemi ortadan kaldırırlar.

Yapılan çalışmada yüksek enzim kapasitesine sahip olan beyaz çürükçül


mantarlar kullanılmıştır. Yüksek enzim kapasitesine sahip olmaları bu renk giderim
işlemlerinde kullanılma olasılıklarını artırmaktadır.

Bu araştırma renk giderimi çalışmalarında en uygun koşullarda çalışmanın daha


yüksek renk giderim aktivitesine ulaşmak için gerekli olduğunu göstermiştir.

Sonuç olarak bu funguslar renk gideriminde alternatif bir biyoteknolojik yöntem


olarak düşünülmelidir.
116

6. KAYNAKLAR DİZİNİ

Banat İ., Nigam P., and Marchant R., 1996, Microbial Decolorization of Textile- Dye-
Containig Effluents: A Review, Bioresource Technology 58, 217-227

Başer İ. ve İnanıcı Y.,1990, Boyarmadde Kimyası, Marmara Üniversitesi Yayın No:


482, İstanbul,216 s.

Başıbüyük M., Yüceer A., Yılmaz, T., 1998, Tekstil Atık Sularına Renk
Giderilmesinde Kullanılan İleri Teknolojiler, Kayseri 1. Atık Su Sempozyumu
Bildiri Kitabı,Kayseri

Brayn, B., Timothy, M.,Tore, S., 1997, General and Applied Toxicology, 2 nd.
Edition, 1, 52.

Bozdoğan A., 1984, Atık Sulardaki Tekstil Boyarmaddeleri Renginin Devrettirilen


Koagülant (CaCO-MgCO3) ile Giderilmesi, Doktora Tezi, İstanbul Teknik
Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 110s

Bumpus J. A., 1995, Microbial Degradation of Azo Dyes Biotransformation:


Microbial degradation of health risk compouns, Elsevier Science 54:157-176

Caner, O., 1998, Beyaz Çürükçül Mantar Phanerochaete chrysosporium ile Tekstil
Endüstrisi Atıksularının Arıtılması, Doktora Tezi, İstanbul Üniv. Fen Bilimleri
Ens., İstanbul

Chung, K. T., Stevens, S. E., and Ceniglia, C. E., 1992, The Reduction of Azo Dyes by
the İntestinal Microflora, Crit.Rev. Microbial., 18: 175-190

Correia, V. M.,Stephonson, T.and Judd, S. J., 1994 Characterisation of Textile


Wastewaters- Rewiev, Environmental Technology, 15, 917-929
117

Crips C., Bumpus J. A. ve Aust S. D., 1990, Biodegradation of Azo and Heterocyclic
Dyes by P. chrysosporium. Applied En. Microbiol. 56: 1114-1118

Doralice S. L. and Regina T. R., 2001, Decolorization of Textile İndigo Dye by


Ligninolytic Fungi. Journal of Biotechnology vol:89 141-145

Erdik E., Obalı E., Yüksekışık N.,Denel, 1998, Organik Kimya Ankara Fen Fak. Yayın
No: 145 Ankara.

Forgacs E., Cserhati T. and Oros G., 2004, Removel of Synthetic Dyes from
Wastewaters. Environmental international vol:30: 953-971

Fu,Y. and Viraraghavan, T., 2001, Fungal Decolorization of Dye Wastewaters: a


review, Biores. Techolol., 79: 251-262

Gönüllü T., Göknil H., 1983, Boya Endüstrisi Kullanılmış Suların Tasfiyesi II. Çevre
Mühendisliği Sempozyumu Bildiri Kitabı 1-5 Haziran 1983

Güler Z., 2003 Tekstil Boyalarının Adsorbsiyonunda Killerin Kullanılması Anadolu


Üniv. Y. Lisans Tezi

Kahraman S., Ünyayar A., 1998, Pamuksapı ile P. Chrysosporium ve F.trogii’nin


Yarı-katı Fermantantasyonu Sonucu Oluşan Lakkaz, Peroksidaz, Ligninaz ve
Sellulaz Aktiviteleri. Doğa Türk Biyoloji Dergisi. 22,3: 287-298

Kapdan İ. A. ve Kargı, F., 2000, Atıksulardan Tekstil Boyar Maddesinin Coriolous


versicolor ile Dolgulu Kolon Reaktörde Giderimi, İ.T.Ü. 7. Endüstriyel
Kirlenme Kontrolü Sempozyumu, İstanbul, 1-7

Kocaer O., Alkan U., 2002, Boyarmadde içeren tekstil atıksularının arıtım
alternatifleri, Uludağ Üniv. Müh. Mimarlık Fak. Dergisi Cilt 7, Sayı 1
118

Kulla H, G., 1981, Aerobic bacterial degradation of azo dyes, In: (Ed.Leisinger, T.,
Cook, A. M., Nüesch, J., Hütter, R.) Microbial degradation of Xenobiotics and
Recalcitrant Compounds, Academic, London, pp.387-399

Minussi R. C., Moraes S. G., Pastore G. M. and Duran N., 2001, Biodecolorization
Screening of Synthetic Dyes by Four White Rot Fungi in a Solid Medium:
Possible Rol of Siderophores

Mou D. G., Lim K. K. and Shen, H. P., 1991, Microbial Agents for Decolorization of
Dye Wastewater, Biotechnol. Adv., 9:613-622

Naumczyk, J. Szyprkowicz, L. and Zilio-Grandi, F. 1996, Electrochemical Treatment


of Textile Wastewaters, Water Science and Technology, 40(4-5), 425-433

Nigam P., Banat İ., Singh, D. and Marchant R., 1996, Microbial Process for the
Decolorization of Textile Effluent Containing Azo, Dizazo and Reactive Dyes,
Process Biochemistry, 31(5), 435-442.

Pagga U., and Brown, D., 1986, The Degradation of Dyestuffs Part II: Behaviour of
Dyestuffs in Aerobic Biodegradation tests, Chemosphere, 15 (4): 479-491

Paszczynski, A., Pasti-Grigsby, M.B., Goszczynsky, S., Crawford, D. L. and


Crawford, R. L., 1992, Mineralization of Sulfonated Azo Dyes and Sulfanilic
Acid by P. chrysosporium and Streptomyces chromofuscus, Appl.Environ.
Microbiol., 58: 3598-3604

Robinson, T., McMullan, G., Marchant, R. and Nigam, P., 2001, Remediation of Dyes
in Textile Effluent: A Critical Review on Current Treatment Technologies with
a Proposed Alternative, Biores. Technology, 77(3): 247-255

Slokar, Y. M. and Marechal, A. M. L., 1997, Methods of Decolorization of Textile


Wastewaters, Water Science Techn. 37(4) 335- 356
119

Stolz A., 2001, Basic and Applied Aspects in the Microbial Degradation of Azo Dyes,
App. Microbiol Biotechnol. 56: 69-80

Strickland, A. F. and Perkins, W. S., 1995, Decolorization of Continuous Dyeing


Wastewater by Ozonation, Textile Chemist and Colorist, 27(5) 11-15

Sumathi , S., and Manju, B. S., 2000, Uptake of Reactive Textile Dyes Aspergillus
Foetidus, Enzyme and Microbial Technology, 27: 347-355

Sam M., 1999, Beyaz Çürükçül Fungusların Boyar Maddelerin Renginin Gideriminde
Kullanımının Araştırılması Yüksek lisans tezi

Şengül F., 1983, Pamuklu Tekstil Sanayi Atık Sularına Organik Madde ve Renk
Giderme ile İlgili Laboratuar Model Çalışmaları Çevre 83 II. Ulusal çevre müh.
Sempozyumu 1-5 haziran 1983, İzmir

Tünay, O., Kabdaslı, I., Eremektar, G. ve Orhon, D., 1996, Color Removal from
Textile Wastewaters, Water Science and Tech., 34(11), 9-16

Vaidya, A.A and Datye, K. V., 1982, Environmental Pollution During Chemical
Precessing of Synthetic Fibres, Colorage, 14: 3-10

Wong Y., Yu J. 1999, Laccase-catalyzed Decolorization of Synthetic Dyes. Water


Resourch 16:3512-3520

Yeşilada Ö., Fışkın K., 1995, Decolorization of Alcoholic Waste Water by White Rot
Fungi Coriolus versicolor, Funalia trogii and P. chrysosporium ME 446. Tr.J.
of Biology. 19: 191-200

Yeşilada Ö., Özcan B., 1998, Decolorization of Orange II Dye the Crude Culture
Filtrate of White Rot Fungus, Coriolus versicolor. Tr. J. of Biology, 22: 463-476
120

Yeşilada Ö., 1996, Decolorization of Crystal Violet by Fungi and Commercial


Horseradish Peroxidase , Tr. J. of Biology, 20: 129-138

Young Y. and Yu J., 1997, Ligninase-catalysed Decolorization of Synthetic Dyes,


Water Res., 31(5): 1187-1193

Yusuf Y., 1998, Tekstil Atık Sularından Boyar Maddelerin Elektro Adsorbsiyonla
Giderimi. Anadolu Üniv. Y.Lisans tezi

Zhang F., Knapp JS, Tabley KN 1999, Development of Bioreactor Systems for
Decolorization of Orange II using White rot Fungus. Enzyme Microb Technol.
24: 48-53

Zollinger H., 1987, Color Chemistry- Synthesis, Properties and Applications of


Organic Dyes and Pigments, New York: VCH

Zollinger, H., 1991, Color Chemistry, 2nd Edition,VCH Publishers, New York

You might also like