You are on page 1of 18

I PAGLIACCI

R. LEONCAVALLO

- Müsaadenizle!

- Bayanlar!... Baylar!...

- Kendi kendimi takdim ettiğim için


bağışlayın beni.

- Ben önsözü sunacağım.

- Yazarın, antik maskelerle gelenekleri


sürdürdüğü her sahnesinde, burada olacağım.

- Söylemedim daha önce:

- Sahtedir akıttığımız gözyaşları!

- Endişelenmeyin bizim acılarımızdan


ve üzüntülerimizden!

- Hayır!

- Hayır! Yazar size hayatın acı yönünü


göstermeye çalıştı.

- Yazar da sanatçıdır.

- Ama önce insandır ve insanlar için yazar


her ilham geldiğinde...

- Bir gün, ruhunun derinliklerinde


yuva yapmış hatıralar şarkı söyledi...

- Ve gerçek gözyaşlarına tempo tutan


hıçkırıklarla yazdı!

- Böylece göreceksiniz insanların birbirini


nasıl sevdiğini.

- Göreceksiniz nefretin hüzünlü sonuçlarını.

- Acının sancılarını, kızgınlığın çığlıklarını,


küçümseyen gülüşleri de göreceksiniz...

- Ve siz, bizim iyi oyunculuğumuzu izlerken


unutmayın ki;

- Biz de etten kemikten yapılmış insanlarız.

- Bu öksüz dünyada sizinle aynı havayı soluyan...


- Size diyeceğim şu ki;
İzleyin bu oyunun gidişatını...

- Ben gidiyorum. Perde açılsın!

- Buradalar!

- Geliyorlar! -Buradalar!
- Palyaço orada!

- Buradalar!
- Genç, yaşlı herkes onu izliyor.

- Palyaço orada! - Herkes onun sözlerini


ve şakalarını alkışlıyor!

- Palyaço orada!
- Halkı selamlıyor!

- Palyaço ciddi bir şekilde halkı selamlayıp


geçiyor. - Buradalar!

- Halkı selamlıyor!
- Buradalar!

- Çocuklar şapkalarını havaya atıyor!


- Kırbaçla eşeğini! Bravo Arlecchino!

- Cehenneme gidin!
- Ah yaramazlar!

- Çığlıklar ve ıslıklar arasında


şapkalarını havaya atıyorlar!

- İşte araba! - Geri çekilin!


İşte yaklaştılar! Geliyorlar!

- Yaşasın Palyaço!

- Yaşasın Palyaçoların Prensi!

- Yaşasın!

- Yaşasın Palyaçoların Prensi!

- Sen neşen ile, kötülükleri yok edersin.

- Yaşasın!
Sen neşen ile kötülükleri yok edersin.

- Herkes onun sözlerini, şakalarını alkışlıyor


ve o ciddi bir şekilde halkı selamlayıp geçiyor.

- Yaşasın! Yaşa Palyaço!


- Yaşa Palyaço! - Selam sana Palyaço!
- Herkes onu alkışlıyor!

- Maskaralar bak! Göründüler!


- Neşe saçarsınız bize! -Selam size!

- Yaşasın Palyaço! - Yaşa!


- Yaşa sen!

- Yaşa Palyaço!
- Herkes onu alkışlıyor.

- Teşekkürler, teşekkürler... İsterim ki...


- Yaşa! Bravo!

- Gösteri?
- Bayanlar baylar!...

- Ah! Müthiş şey!

- Kes şunu!

- Konuşabilir miyim?

- Söz onda, sessiz olun ve dinleyin!

- Sizler için özel olarak hazırlanan gösteri,


saat tam yirmi üçte başlıyor.

- Çıldıran palyaçonun gözü dönmüş bir


şekilde, nasıl intikam aldığını göreceksiniz.

- Sonra entrikaları organize eden, korkaklık-


tan kemikleri titreyen Tonio'yu göreceksiniz.

- Gelin, bizi onurlandıran bayanlar, baylar!...

- Saat tam yirmi üçte!

- Orada olacağız...

- Saat tam yirmi üçte!

- Git oradan!

- Al bunu cesur adam!

- Sağlığınıza!...

- Ödeyeceksin bunu! Alçak!

- Bizimle şu köşede bir bardak şarap


içmek ister misin?
- İster misin?

- Memnuniyetle...
- Bekleyin, ben de geliyorum.

- Söyle Tonio,
sen de geliyor musun?

- Eşeği bağlıyorum, siz önden gidin.

- Dikkat et Palyaço, o Nedda'yı


baştan çıkarmak için burada kalmak istiyor.

- Öyle mi?

- Eğer bu bir oyun ise,


en iyisi benimle oynamamak.

- Önce Tonio'ya,
sonra herkese söylüyorum!...

- Tiyatro ve gerçek hayat aynı şey değil...

- Hayır! Hayır değil, aynı şey değil...

- Eğer sahnede, palyaço karısını bir gençle


odada yakalarsa, tam bir komedi olur.

- Sonra sakinleşir ama gencin sırtı da


kurtulmaz dayaktan.

- Seyirciler de neşeyle, gülerek


alkışlar bunu!...

- Ama Nedda, eğer gerçekten böyle


bir şey yaparsa...

- Bambaşka bir son ile biter bu hikaye.

- Size gerçeği söylüyorum!...

- Öyle bir oyun ki,


oynamamak en iyisi!...

- Çok şaşırdım!...

- Sen de ciddiye mi aldın bunu?

- Ben mi? Size öyle geldi.


Beni affedin...

- Karıma tapıyorum ben!


- Çalgıcılar! Çalgıcılar!
- Çalgıcılar kiliseye doğru gidiyorlar.

- Gruplar halinde, yürüyenlere eşlik


ederek, akşam duasına gidiyorlar.

- Ah, gidelim!
Kilisenin çanı bizi duaya çağırıyor!

- Ama sonra...
Unutmayın! Saat tam yirmi üçte!

- Haydi gidelim!

- Akşam duası için çalıyor,


genç kızlar ve delikanlılar...

- Hep birlikte kiliseye gidelim.


Güneş batmak üzere, yeri öpercesine...

- Anneler bize dikti gözlerini, dikkat!

- Her şey, ışık ve sevgi içinde parlıyor.

- Ama yaşlılar cesur aşıkları gözetiyor.

- Anneler bize dikti gözlerini, dikkat!


- Yaşlılar, cesur aşıkları gözetliyor.

- Akşam duası için çalıyor çanlar.


- Her şey ışık ve sevgi içinde parlıyor.

- Akşam duası için çalıyor çanlar.


Genç kızlar ve delikanlılar...

- Bakışlarında alev vardı!

- Korkudan gözlerimi yere indirdim,


gizli düşüncelerimi okumasın diye.

- Ah! Eğer anlarsa beni...


Zaten kötü biri o!

- Ama yeter. Şimdi o yok artık.


Korkutan çılgın rüyalar bunlar!

- Ah! Ne güzel, güneşli bir ağustos günü.

- Yaşam doluyum ve kalbim gizemli


arzularla çarpıyor.

- Ne istediğini bilmeden...

- Ah! Nasıl uçuyor kuşlar ve nasıl da


şakıyorlar.

- Ne istiyorlar? Nereye gidiyorlar?


Kim bilir?

- Annem anlardı sizin yeni bir macerayı


haber veren şarkılarınızı.

- Ve ben çocukken,
bana böyle mırıldanırdı:

- Ok gibi uçan kuşlar, bağırıyor gökyüzünde.

- Yakan güneşe, bulutlara karşı gidiyorlar.


Gidiyorlar gökyüzüne doğru.

- Bırakın uçsunlar gökyüzünde,


susamış onlar mavinin görkemine.

- Bir rüyanın, bir kuruntunun ardından


gidiyorlar.

- Gidiyorlar altın bulutların arasından.

- Kanatlarını açıp,
rüzgara ve fırtınaya karşı gelircesine.

- Yağmur ve şimşekler bile yakalayamıyor


onları.

- Gidiyorlar bilinmeyen denizlere.

- Kanat çırpıyorlar bir yuva bulmak için,


belki de rüyalarında gördükleri ülkeye.

- Gökyüzünün hakimleri, kendilerine güç


veren kutsal gücün ardından gidiyorlar.

- Gidiyorlar! Gidiyorlar!

- Orada mısın?
Gittiğini sanmıştım!...

- Bütün suç...

- Beni etkileyen ve mutlu eden şarkında...

- Ne şairane!...
- Gülme Nedda!

- Haydi gitsene lokantaya!

- Sadece alay edilen, korkunç ve çirkin


biri olduğumun farkındayım.
- Oysa ki, benim de güzel düşlerim,
arzularım ve çarpan bir kalbim var.

- Sen küçümseyerek yanımdan geçerken,


ne kadar acı çekerek ağladığımı bilmiyorsun.

- Şu halime rağmen,
aşk beni benden aldı!...

- Ah! İzin ver, izin ver bana...


Söyleyeceklerim var.

- Sen beni mi seviyorsun?

- Kalbin hala çarpıyor olursa,


bunu bu akşam gösterecek zamanın var.

- Nedda!

- Bu akşam, sahnede rol yaparken,


bunu bana gösterebilirsin!

- Gülme Nedda!
- Sahnede zamanın olacak.

- Sahnede rol yaparken gösterebilirsin!


- Hayır! Burada söylemek istiyorum.

- Beni dinleyeceksin!
- Gülme! Gülme!

- Şu anda bunun bir anlamı yok!


- Seni arzuluyorum! Benim olacaksın!

- Nedda!
- Şu anda bunun bir anlamı yok!

- Hayır! Burada söylemek istiyorum!

- Beni dinleyeceksin!

- Seni seviyorum! Seni arzuluyorum!


Benim olacaksın!

- Söyle Tonio, içindeki ateş yüzünden


dayak mı istiyorsun yoksa kulağını mı çekeyim?

- Benimle alay mı ediyorsun?


Sefil kadın!

- Tanrı şahit! Dikkatli ol!


Bunu pahalıya ödeyebilirsin!
- Tehdit mi ediyorsun?
Canio'yu çağırmamı ister misin?

- Seni öpmeden olmaz!


- Dikkatli ol!

- Ah! Benim olacaksın!

- Sefil adam!

- Kutsal Meryem adına yemin ederim


ki, bunu ödeyeceksin Nedda!

- Yılan! Git!
Masken düştü! Aptal Tonio!

- Ruhun da bedenin gibi çarpık!...


Pis herif!...

- Nedda!
- Silvio!

- Bu saatte burada!...
Bu ne terbiyesizlik!

- Ah! Bil ki, hiçbir şeyi riske atmıyorum.

- Canio ve Peppe'nin meyhanede olduklarını


gördüm.

- Sana bir leke gelmemesi için,


tedbirli davrandım.

- Tonio az önce buradaydı.


Neredeyse onunla karşılaşacaktın!

- Ah! Çirkin Tonio mu?


-Korkulur o çirkinden!

- Az önce bana, beni sevdiğini


söyledi.

- Gözü dönmüş bir şekilde,


beni zorla öpmek istedi!

- Aman Tanrım!

- Ben de onu, bir hayvan gibi kırbaçlayıp


sakinleştirdim.

- Bu korkuyla nasıl yaşayacaksın?


Nedda!

- Kaderime karar ver Nedda!


Nedda, kal!...

- Biliyorsun ki,
gösteri bittiğinde herkes gidecek.

- Nedda! Nedda!...

- Sen buradan gittiğinde,


bana, hayatıma ne olacak?

- Silvio!
- Nedda! Nedda, bana cevap ver.

- Eğer Canio'yu sevmediğin gerçek ise...

- Eğer gerçek ise işinden nefret ettiğin...

- Eğer büyük aşkın bir yalan değil ise,


bu gece kaçalım! Haydi kaç benimle!

- Hayır! Kanıma girme!


Benim ölmemi mi istiyorsun?

- Sus Silvio, fazlasını isteme...


Bu delilik, çılgınlık!...

- Sana kalbimi verdim, sana güveniyorum.

- Benim ateşli aşkımı istismar etme.

- Kanıma girme, acı bana!


- Haydi gel!

-Merhamet et! Kanıma girme!


- Haydi kaç benimle!

- Hayır, beni sevmiyorsun!

- Seni alçak!
- O!...

- Artık beni sevmiyorsun!...

- Evet, seni seviyorum!


Seni seviyorum...

- Yarın sabah mı gidiyorsun?

- Eğer acımadan beni terk edeceksen


söyle, neden beni baştan çıkarttın?

- Neden bana öpücük verdin


o ateşli dudaklarınla?
- Eğer aramızda geçenleri unuttuysan,
ben unutmadım.

- Hala istiyorum o sıcacık öpüşleri,


kalbimizin aşkla çarptığı o anları...

- Hiçbir şeyi unutmadım...


Işığınla parlayan bu aşk, beni alt üst etti!

- Hayatımı senin yanında, huzur dolu bir


aşkla geçirmek istiyorum.

- Kendimi sana teslim ediyorum.

- Bana hükmeden bu sevgiye teslim


oluyorum...

- Sana geliyorum...
Kendimi sana bırakıyorum...

- Her şeyi unutalım!


- Her şeyi unutalım!

- Gözlerimin içine bak...


- Sana bakıyorum...

- Öp beni! Her şeyi unutalım...


- Seni öpüyorum! Her şeyi unutalım...

- Gelecek misin?
- Evet, öp beni!...

- Gözlerime bak... Seni seviyorum...


- Gözlerine bakıyorum... Seni seviyorum...

- Yavaş ol! Onları ürküteceksin.

- Gece yarısı orada olacağım.


Dikkatli gel.

- Beni orada bulacaksın...

- Bu gece ve sonsuza kadar senin olacağım.

- Ah!
- Kaç!...

- Tanrım ona yardım et!

- Korkak!
Saklanıyorsun!

- Bravo, bravo Tonio!


- Elimden geleni yaptım!
- Tam da düşündüğüm gibi!

- Daha iyisi yapılamazdı!


- Senden tiksiniyorum! İğrençsin!

- Ah! Ne kadar mutluyum bilemezsin!...

- Alay, alay! Elde bir şey yok!


O, bu yolları iyi biliyor!

- Fark etmez! Nasıl olsa aşığının ismini


bana söyleyeceksin.

- Kim?
- Sen! Tanrı aşkına!...

- Şu an da seni gebertmememin nedeni,

- Bu bıçak, pis kanınla kirlenmeden,


aşığının adını istiyor olmam!...

- Utanmaz kadın!... Konuş!

- Boş yere hakaret ediyorsun!


Suskun kalacak dudaklarım...

- İsmi ne? İsmi ne?


Utanmaz kadın!

- Hayır!
Hayır, asla söylemeyeceğim!

- Kutsal Meryem adına söyle!

- Patron! Ne yapıyorsunuz?
Tanrı aşkına!

- Herkes kiliseden çıkıyor ve gösteri


başlıyor!

- Haydi gidelim, sakin olun...

- Bırak beni Peppe!


İsmi ne? İsmi ne?

- Tonio, gel tutalım onu.

- İsmi ne!
- Gidelim, seyirciler geliyor!...

- Sonra açıklarsınız...
Haydi gidin ve giyinin...
- Biliyorsunuz...
Canio çok asabidir, ama iyidir.

- Alçak!... Alçak!...
- Sakin ol patron!...

- Rol yapmak daha iyi.


O rezil gelecek, güven bana.

- Onu izliyorum. Şimdi oyuna başlayalım.

- Kim bilir, belki de oyunu izlemeye gelir


ve kendini ele verir.

- Şimdi gidin.
Başarmak için rol yapmalıyız.

- Gidin, giyinin patron.

- Sen trampeti çal Tonio.

- Rol yapmak! Acıdan böylesine delirmişken...

- Ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi bilemezken...

- Güçlü olmalıyım!

- Sen adam değilsin!


Sen Palyaçosun...

- Giy kostümünü ve yüzünü pudrala.

- İnsanlar para verip,


karşılığında gülmek ister burada.

- Arlecchin Colombina'yı ayartsa da


gül Palyaço! Gül ki, herkes alkışlasın!

- Bin acıyla dolar kalbimiz, saklarız


nefret ve kinimizi!...

- Ah!... Gül, palyaço!...


Paramparça aşkına...

- Gül, kalbini zehirleyen üzüntüyle...

- Çabuk! Çabuk!
Acele edelim! Çabuk olalım!

- Çabuk acele edelim!

- İlerleyin! İlerleyin!

- Gösteri başlıyor!
- Çabuk!

- Erken gelen, önde yer bulur.


- Çabuk acele edelim!

- Erken gelen, önde yer bulur.

- Nasıl da koşuyor küçük çocuklar!

- Aman Tanrım!
Herkes yer kapmak için koşuyor!

- Ön tarafa ilerleyin!

- Erken gelen önde yer bulur!


- Ön tarafa ilerleyin!

- Acele edin gösteri başlıyor!


Önlerde yer bulmak için ilerleyelim!

- İlerleyin! Ön tarafa ilerleyin!


- Acele edin! Gösteri başlıyor!

- Neden geç kaldınız böyle?


Hepimiz buradayız! - İlerleyin!

- Başlayın artık! Neden geciktiniz?

- Bağıralım! Gürültü yapalım!

- Neden geciktiniz?
Gösteri başlasın!

- Bağıralım! Gürültü yapalım!

- Saat yirmi üçü gösteriyor.

- Bağıralım! Herkes sabırsızlanıyor!

- Perde açılıyor! Sessizlik!

- Palyaço benim kocamdır,


gece geç vakit döner eve.

- Şu aptal Taddeo...
Neden hala burada değil?

- Ah! Colombina,
uysal Arlecchino hep senin yanında.

- Soluk soluğa seni bekliyor zavallıcık.

- Göster bana yüzünü,


geç kalmadan ver öpücüğümü.
- Bu aşk acısı yakıyor beni.

- Ah! Bu aşk acısı yakıyor beni.

- Ah! Colombina,
pencereni açık bırak ki yanında olayım.

- Hep seni arar, seni ister zavallı Arlecchin!

- Yanında olayım!

- Arlecchin!...

- Arlecchin'in beklediği işareti


hemen vermeliyim.

- İşte o!...

- Çok güzel!
Tanrım ne kadar güzel!

- Hastalıklı aşkımı anlatsam,


taşlar bile anlar!

- Kocası uzakta.
Neden cesaret edemiyorum?

- Yalnızız, hiç şüphe yok.


Deneyelim şansımızı.

- Sen misin şapşal?


- Evet benim!

- Palyaço gitti mi?


- Evet gitti.

- Neden kazık gibi duruyorsun?


Tavuğu getirdin mi?

- İşte burada! Kutsal Meryem!

- Aslında, erzak sepetimle


önünde diz çöküyorum.

- Kalbimi sana açmamın zamanı geldi


Colombina!

- Söyle, beni dinlemek istiyor musun?

- Haydi söyle!
- Alışverişte ne kadar harcadın?

- Bir buçuk lira.


- O günden beri kalbim...
Kalbim...

- Canımı sıkma Taddeo!

- Biliyorum ki, sen çok safsın.

- Kar gibi tertemizsin!


Evet! Kar gibi... Tertemiz...

- Bana karşı sert görünmeni anlıyorum ve


seni zorlamıyorum.

- Hayır! Zorlamıyorum.
- Sen biraz hava al bakalım.

- Tanrım! Birbirlerine aşıklar! Emrini yerine


getireceğim. Kutlarım! Sizi kollayacağım.

- Arlecchine!
- Colombina!

- Sonunda aşk dualarımız kabul oldu.

- Bir şeyler atıştıralım.

- Bak aşkım, ne harika bir akşam yemeği


hazırladım.

- Bak aşkım, ben de nefis bir şarap getirdim.

- Ah! Aşk, şarap ve mutfak kokusunu seviyor!

- Benim aç gözlü Colombina'm!

- Tatlı sarhoşum benim!


- Colombina!

- Şu uyku ilacını al ve uyumadan önce


Palyaçoya içir. Sonra beraber kaçalım.

- Tamam! Anlaştık!...

- Dikkat edin! Palyaço orada!


Delirmiş sanki, silah arıyor!

- Herşeyi biliyor!
Ona engel olmaya gidiyorum!

- Haydi git!...

- İlacı, şarabına karıştırmayı unutma!


- Bu gece... Sonsuza kadar senin olacağım.

- Tanrı aşkına! Yine aynı sözler!

- Cesur ol!...

- Burada seninle birlikte bir erkek vardı!


- Bu ne saçmalık! Sen sarhoş musun?

- Sarhoş mu! Evet...


Tam bir saatten beri!

- Erken döndün...
- Tam vaktinde!...

- Üzüldün mü?
Üzüldün mü tatlı karıcığım!

- Yalnızca sana inanırdım ben,


ama bu masa iki kişi için!

- Taddeo da benimle oturuyordu.


Korkudan şuraya saklandı!

- Haydi!... Konuş!...

- İnan ona!... O masumdur. Onun


kutsal dudakları yalan söylemeyi bilmez.

- Ölümü haketti!
Bitirelim şu işi!

- Hangi erkek olsa bunu yapar!

- İsmi ne?...
- Kimin?

- Seni kollarının arasına alan rezil aşığının


adını bilmek istiyorum! Aşağılık kadın!

- Palyaço!

- Hayır! Palyaço değilim ben!

- Eğer yüzüm soluksa,


utançtan ve intikam isteğimdendir!

- Şimdi onurumu geri alacağım!

- Namusumu ancak kalbinden akan kan


temizler! Lanetli kadın!

- Hayır! Palyaço değilim!...


- Sen kimsesizken, sefil hayatında
açlıktan ölmek üzereyken...

- Seni kurtaran, sana ismini veren ve


seni çılgın bir aşkla seven zavallıyım ben!

- Gözlerim yaşla doldu! Bu sahne gerçek gibi.


- Susun, konuşmayı kesin!

- Kendimi zor tutuyorum!

- Umuyordum ki, gözümü kör eden bu


sevgi, merhamet ve acıma değildi.

- Yaptığım bunca fedakarlık, Tanrı'dan


çok sana güvenmem, karşılığını buldu.

- Ahlaksızlık, senin pislikle kaplı


kara ruhunda!...

- Hayatımı alçakça mahvettin! Defol!


Ben bu acıyı haketmiyorum!

- İğrenç bir kadınsın!


Ayaklarımın altında ezeceğim seni!

- Bravo!

- Öyle demek! Beni böyle alçakça


yargılayacaksan, şimdi kov beni buradan!

- Tabii! En iyisi aşığına koşmak!...


Çok kurnazsın!

- Hayır! Alçak!...
Burada kalacaksın.

- Şimdi bana aşığının adını söyleyeceksin!

- Haydi! Bu kadar korkunç mu gerçekten?


Sana inanmıyorum.

- Burada trajik bir şey olmadı.


Taddeo buraya gel.

- Burada benimle oturanın, korkmuş ve


günahsız Arlecchino olduğunu söyle!

- Ah! Bana meydan okuyorsun!

- Sana inanmadığımı anlamadın!


Ya adı, ya canın! Adı ne!...

- Hayır, Yüce Meryem adına!


- Bu gerçek mi?

- Ben buna layık değilim!...


- Daha fazla dayanamayacağım!

- Benden istediğini vermeyeceğim!


- Ne ilginç bir komedi!

- Tanrı aşkına! - Bana kalırsa işler çok ciddi.


-Susun!

- Buradan çıkmalıyız Tonio!


- Sus be aptal!

- Benim aşkım senin nefretinden daha büyük!


- Korkuyorum!

- Söylemeyeceğim! Hayır!
Ölüm pahasına bile olsa!

- İsmi ne! - Hayır!


- Kahretsin! Gerçekten öldürecek onu!

- Dur! Dur!...
- İşte! Ölürken mi söyleyeceksin ismini!

- Yardım et Silvio!
- Nedda!

- Ah! Demek sensin!


Hoşgeldin!

- Yakalayın!
- Tanrı aşkına!

- Komedi artık bitti!

You might also like