Professional Documents
Culture Documents
Pars TUGLACI
Altıncı Basım
İNKIÜP ve AKA
KİTABEVLERİ KOLL. ŞTİ.
İSTANBUL
iLK BASIM .............. ....... 1961
IKt.NCI BASIM .................. 1963
OÇONCO BASIM . . . . . . . . . . . . . . . 1964
DORDONCO BASIM ......... 1965
BEŞiNCi BASIM .. . . . . . . . . . . . . . . 1966
ALTiNCi BASIM . . . . . . . . . . . . . . . 1973
ENGLISH-TURKISH
DICTIONARY
OF
IDIOMS
BY
Pars TUGLA.CI
Sixth Edition
İNKll.AP ve AKA
PUBLISHING HOUSE
ISTANBUL
FIRST EDITION .... ... ... ..... 1961
SECOND EDITION .. .. .. .. .. .. 1963
THIRD EDITION .. .. .. .. .. .. .. . 1964
FOURTH EDITION ............ 196S
FIFTH EDITION ............... 1966
SIXTH EDITION .. .. .. .. .. .. .. . 1973
lngilizce ile Türkçe arasında dil olarak büyük bir fark o/dulu için
umumiyetle bu salıadaki sözlüklerin kusursuz o/dulunu iddia etmek müm-
kün olmamakla beraber cldd1 ve sebatlı bir mesainin mahsulü saydılım
bu eseri, müstesna bir deler ve ehemmiyet taııması bakımından biiyük
bir muvaffakiyet teldkki eder genç muharriri tebrik ederim.
Ocak JOfıJ
PREFACE
Pan TUCIA.CI
ABBREVIAT10NS
(Kısaltmalar)
PRONUNCIATION
(TelAffuz)
2
Set - e
" 2
3 . Cat
3 •
. .. - .....
Dark
a:
5 . Pot
5
Pall
55
~ ~ .
6 .. ObeJ
6
- o
7 . Foot Food
u:
8 .
7
Cut
77
-
a
A
.
8
Above Glrl
ı'
•
99 • •:
' Bra
'
DIPHTHONGS
.,.
2ı
- ..,
ÇIFTSESLILER
Kite TOJ
51
How
47
So
67
Mere Palr
29
CONSONANTS • SESSiZ HARFLER "
C, Clı, 1ı Clockwork (ldokwırk) K
Ou QulDc:e (lnriııa) lıw
Clı, falı Qıun:tı. Matc\ı (ça:ç, maç)
J Jote Ccouk) '
CI
Ne Kiq (kin)
,amlsdm n
Plı
Slı
•
PbiloeophJ (filcıeıfl)
Shark C.tuk>
Fas (Foka)
OTHER SIGNS • DIOER iŞARETLER
.'
8 Tbln (81o) Peltek.
a
3
Then (
Meuure
a en)
(mejı)
- ·-:..
,
Peltek.
ENGLIS·H IDIOMS
(İngilizce Deyimler)
A
ABACK (9 • 3), adv. To fail llbomd : [Naat. 1 Birbirine ,osJa-
· Taken lllıKt : Şaşırmıı. mak, çarpıpnak (gemi).
To talr.c lllNıck : Şaşırtmak. ABOUT (9 - 47), adv.
To be laken llı8Cll : Şaşırmak. Aaı-t facc! : [ Mil. ] Geriye dön!
ABAFT (9 - 4"), adv. & prep. Alıoııt half a kilo: Yanm kilo kadar.
AWt tbo bcam: [Naat.] Kıç taraftan. Aboul 2 o'clock : Saat. 2 sularında.
ABANDON (9 - 3 - 9), v. ~ ııhip!: ( Naut. ) Yola çıkmıya ha-
To ~--- oneself : Tevazu ıösıu zır, her :ıey tamam!
melı:, alçak göniUlü olmık.
~ tunı! : [ Mil. ) Geriye dön!
ABERRA noN ("; - 9 - 2 lshn), n. Aballt ıo come : Golmek üere.
l\n lkrnıdaa of tbe miııd: Dilı:katsiz
Ali aboat ı Her yerinde.
liktcn mütevelllt bir luıta.
AHYANCE (9-21111), n. Be ...... your business! : Kendi işinize
bakın!
in '"1-. Muattal, muallilt.
Juat ııbomt enough·: Oldukça kifi, yeti-
ABHOR (9 - SS), D.
AWıcır to : ·Muhalif, :r.ıt.
pr.
ABiDE (9 - 41)1• v. To bcat Uout the bush : Bin dereden su
1 cannot ..... him : Ondan nefret edi-
,eıınDeıı:.
yorum. To brinı .ııout : Sebep olmak, sebebiyet
To ...,.. by : Sebat etmek, dwmlk. vermek.
To be .ııout to ao : Gitmek ıı.ı.Cre ol-
To ..... - : Talıaınmill etmek,
birinden huzctmek. mak.
To be ..,_, : Meyul olmak, 8eZİDll1ek.
To ııılıWe "1 orı aıpeement : Sözünde
dunnak, sözilnii.u eri olmak.
yataktan ltalkmalt.
ABl.AZE (9-21), rdv. & prep. To be put . . . . : R.alıatsız olmak, taciz
To set ..._ : AlıelO vermek, yakmak, edilmek, rahatı 'xızıılmak.
lı:ı:rıdırmllk, öfkelendiımet.
To c:ome ...,. : Vultua ııelmek, vlkı
ABLE (21), 1. olmak, meydana gelmek.
An· .... man : :ZCki bir adam, akıllı bir To aet . . . : Gc:r.iıımek.
adam. To IO .._.: Etrafında dönmek, gezin..
Alıle bodied : Vlic:udu aalJam, güçlü. mek.
AW. - bodied seaman : Muktedir felllici. To look llltoıd : Bakınmak, etrafına ıö:r.
To be .... to : Muktedir olmak. gezdirmek.
1 am not .... to walt 1O milcs a day : To hana aboat : Oyalarunak.
GtiDdlı 10 mil yflrilyemem. To order aboat : İl buyurmak.,
AmOAllD (9 - 55), adv. To put . . _ : Rahat bırakmamak, altüst
Ali ......ı : ( Naat.] Herkes pmiye! etmek.
Cloİe . . _ . : Yakın; yanıblflııda. To put thc slıip ~ : Gemiyi aksi isti-
To pt .._..: [Naat.] Gemiye bin- kamete çeyirmek, tıraınola etmek.
mek; çapvız plmek; çapan:r. llCtirmek. To !JCI .._. : Bqlamak, tqebbüs et.
To 10 .._.. : Gemiye dotru gitmek. mek, ıiripnek.
P. 1
...... [2)
ll«GUDI
From abo9e : Gökten; ( fitt. ] Allahtan. Abatnıct noun : [ Gram. ] Mina ismi.
He i\ a b.iı above himself: O biraz maı An alıstnıct of an ıtory : Bir hikayenin
rur ve kendini beğenmiştir. özü.
Mentioncd abon : Yukarıda zikredilen; in the alıstnct: Nazari olarak.
doğru. hilesiz, aşikar.
ACCFSS (3ks2), n.
Ovcr and abovt : Bıını.lıın maada. To ıive - to : Müsaade etmek, içe-
To be abon oneself : Birinin kudreti riye bırakmak, serbest bırakmak.
fevkinde olmak. · To ha ve - : Yanına ıirebilmek.
To kecp one's head •bo•e water: Ken- ı ACCOMMODATE (9kS-9-21), v.
Ji~ini tehlikeden azade kılmak, tehlike- Pray be acccımmodatetl : LOtfen oturun.
den !.:açınmak. To ııccommodate oneself to circums·
Th: man above : Yukorıdaki adam. ı tances : Ayajmı yorıRnına göre uzat-
mak.
ABROAD (9 - ~S), adv.
Tu accommodate oneself : Uymak. imti-
Ali abrud : Şaşırmıı. 1
sal etmek.
From abroad : • Ecnebi memleketlerden,
ACCORD (9k.5.5), v. 4 n.
hariçten. ı
Of one's. own ııcconl : Kendiliiinden, ken-
There is a rıımour abroad that; Dedi- 1 di rızası ile.
kodu var. To acconl wjıh : Ahenkli olmak, uyııın
To be ali abroad: Tamamiyle yanılmak, , o!mak.
daima hata yapmak. Wirh one acconl : Hep birlikte.
To ıo alıroad : Ecnebi memleketlere git- ACCOUNT C91r.47), v. et n.
mek; ıüyu bulmak. Accouat book : Hesap defteri.
ABRUPT (9 - 8), a. Acc.ats receivable : ( C11m 1 Tediye
An ııbnıpt manner : Nezaketsizlik. olunacak hesaplar.
ABSENT (3), a. et v. Accoaats payable : [ C om. ) Tah,il olu-
Alıııent minded : Dalıın. nacak hesaplar.
~ treatment : ( MeJ ) Hıtstanın ya- By all _ . . . : Herkesin dedliine ıüre.
nına &itmeyip uzaktan tedavi. Cash accoaat: Kua hesabı.
To .._at oneself : Gitmek, bulunma- Current ııı:coat : [ Com. ] Cırl he11p.
mak. Por the accomt: [ Com. ) Vldell.
Al80LUTE (3 - 9 - 77), L Joint -m: ( Com. ) Mütterek he11p.
Alılalılle ceilinı : ( A-. ) Azamı tavan, Of no __..: Ehemmiyetli&.
azami yOkselit ICViyeai. On _.....: Alelhesap.
A....... scale : Mutlak ölçll ve terazi. :
On llftcımıt .ı için, hasebiyle, 'den naıl.
•
[ 3 1
.........
On joinı llCC-t : Ortaklaşarak, müste· Cauaht in the ııct : Suçüstünde (cürmil·
On (upon) no _ , : Asla, katiyen, meşhut halinde) yıİkalanmıı.
hiçbir zaman. To ııct •P: Yaramazlık etmek, ıösteriı
Ouısıandinı - • : Tesviye edilmemiı yapmak.
hesap. To ııct ap1111 : Tesir yapmak, mllessir ol·
Overdrırwn - • t : K1111ılıksız hesap. mak.
Profil and loss ıın:oamt : Kir ve zarar To ııct apaa. an advice : Tavsiyeye aöre
hesabı. hareket etmek.
Runninı llCC-t : Açık hesap, cari be· To ilet one's part : Birinin yerini tutmak,
sap. başkasının rolllnil almak.
To ııcccıaat far: İzah etmek. The machine won't ııct: Mıkina çılıpnı·
To cali to ~•: Cevap isteme)(, sor- yacak.
ıuya çekmek.
AcnON (3 • shn), n.
To aive an acc-t ol : Anlatmak, ce,va- Adlen ıakinı : Dedikodulu.
bını vermek, hesabını vermek.
Out of acdoıl : Tesiraiz; hareketsiz, ipiz.
To ıive an mccaum ol onesclf: Nerede Philosoplıy of acdoıl : A..eı febefeai.
oldu&unu ve ne yaptılını söylemek. The acdoıl of a medicine : Bir illcın te·
To carry to 8ftGlmt: Hesabına aeçii'· sici.
mek, hesaba yaımak. 'l1ae IClldlen ue in adlen : [ Mil.] »
To make no mı:c-a ol: Saymamak, iti· terler harbde (seferde).
bar etmemek, ehemmiyet vermemek, al- To brinı an actloa ..._,: Kanuna kar·
dırmamak. sı aelmek.
To pay an ııc:coaat : Hesabını kapatmak, To take acdcın : Bir ite 1iri1111Ck.
borcunu ödemek. To make the actloa dry : hi aüçlettir-
To settle an _ , : Hesabını ııörmek. melc, imklnsızla1tırm11ı:.
To take into _ , : Millahua etmek, AcnVE (3 • 1), a.
hesaba almak, kale almak. Actne circulation : [ Com. ] Tedavüldeki
To turn to acc:oıı•t : Kullanmak, zayi et· para, fiili tedavül.
mek. Adhe debt : Sallam borç.
ACE (2 Is), n. Adlve demand : [ Com. ] Fiili talep.
He was within an Ke of death : Az da- ActlTe office~: [ Mil. ] Muvazzaf subay.
ha ölecekti, ölüm kalım arasındaydı. Adlve volcano : İltial halinde yanardq.
ACQUAINT (9 • 2t), v. ACUTE (9 • 177), a.
To acqıglat oneself wltlı : Ötrennıek, Acalıe ıınael : [ Matlı. ] Dar açı.
tanımak, anlamak. Amlıe • anaJed trianale : [ Matlı. ) Hld
To acqıİ.lmt someone wllll tbe facts : zaviyeli dar açılı Oç,en.
Olup bitenleri bir timaeye bildirmek. Acıdıe illııess : Ciddi hastalık.
To be (aet) ......... with : Tqerrllf Aadl mind: 7.eti.
etmek, tanıpnak. ~DAM (3 • 9), n.
ACQUIT (9 -1), v. A._'s ale: Su.
To -.dl oneself well : Vazifesini iyi Aılml'ı apple : [ A11Gt. ) Gırtlak çıkın
yapmak. tısı; Adem elması.
To be -..W : Beraet etmek. Not to ltnow one from . . _ : Tanıya
ACT (3), v. ıl n. mamak.
Ad of God : [ la•. J Elbabı mUcbire, The old .._: Glnaha fıtri temayül.
insan tudretinden GllOn ilet (yıldırma ADAMANT (3 • P • P), n.
iıımesi afbi). To be ........ : Rica tabal etmemekte
Ad of plrllament : Kanun.. inatçı cılmat.
ııddn•
[ 4 ]
God is ali : Allah her iiCYdir. Allar - piece : Altıır arkasında '.:ya üs-
He lost ali : Her şeyini ~aybetti. ıündeki tezyinat veya resim.
in ali : Hepsi, yekQnu. · Altar - plate : Altar takımı.
Once for ali : Son defa olarai. Altar rail : Altar önündeki parmaklık.
He disclaims ali knowledae : Hiç haberi Altar - table : Mihrap (allar).
yokmuı. Allar - tomb : Mezar taşı.
For ali the world : Ne pahasına olursa Allar - wise : Mihrap şeklinde.
olsun, dünyada; tıpkı, aynen. Family altar : Aile duası.
Not aB there : Kaçık, deli. High allar: Büyük altar (mihrap),
At .n : Hiç, katiyen. To Jead someone ıo the allar: Biriı·l.: e\'-
lt's nothing at .ıı : Hiç bi111=y delil. lenmek.
Not at ali : Hiç; estağfirullah, bir~y ALTERNATIVE (S -99-9- 1), a. &:. n.
dejil. Alteraatlve conjunction : İki ııktan biri-
To beat all .hollow : Tamamen yenmek nin inlihabını ifade eden atıf edatı.
(oyunda). Altematlve eııpendienıs: Seçilebilecek iki
One for aU, ali for one : Birimiz hepi- \'eya ikiden fazla çare.
miz, hepimiz: birimiz: için. An .ıternııdve meaning: Başka· miın\!nın
To be .ıı over: Hepsi mahvolmak, bit- yerini tutan mana.
mek, sönmek, kaybolmak, tarihe karıı 1 had no oıher altenııthe : Başka çarem
mak. kalmamıştı.
To be 1111 up with : Mahvolmak, if1iıs et- To leave no altemaöve : Mecbur etmek,
mek, ölmek. hiçbir imkan bırakmamak.
With .ıı speed : Bütün hızı ile. To rive Coffer) the alteraaöve.: İkisinden
ALLEY (3 - 1), n. birinin ifttihabını reye bırakmak.
Blind .ııey : Çıkmaz yol veya sokak.
Al\tEND (9 - 2), v.
lt's up his al~y : Tam onun işi, biçilmiı To make aıneads: Yapılan bir iyiliğin al-
kaftan. ıında kalmamak, karşılığını ödemek.
ALLOW (9- 47), v. To make amends for : Tarziye \'ermek.
To .ıı- for : Tenzil etmek.
To allow Öf : KabuJ. etmek. AMISS (9 - 1), a. & adv.
Is there anything aınlss? : Bir şeı· mi
ALLY (9-41), v. (p. t. ALLIED]. a.
. var?
Closely ııUlecl to: Tıpkısı, aynısı.
Not amlu : isabet eder. müna~ip.
To aDy oneself wlth (IO): Birleşmek.
"'lothintı comes amlss lo him : O. müca-
ALOFT (9-S), adv.
deleye hazır.
To go aloft : Kaçmak, sıvışmak.
To go amlss: Yolıı şaşırmak, yanılmıık.
ALONG (9 - S), adv.
To lake amlss : Gücenmek: yanlı~ hükiim
Ali aloİlg : Öteden beri; hep böyle, her
,·ermek, yanlış anlamak.
zaman.
Aloaıı with : Beraber, birlikte. A\fOUNT (9 - 47), n. & "·
Come aloaıı! : Gel· bakalım, haydi gel! Amount hrought forward : [ Crım. l ~ak
Go alona! : Artık git! Git şıı halde! li yckün.
Along ıhe shore : Sahil boyunca. Your words amount to ıhis: Söılcrinizin
To gel alonı with : 'le geçinmek. hakiki miinası budur.
1 knew it ali alonı : o'nu daima bilirdim AMUCK (9-8). adv.
(tanırdım). To nan amuck: Azgın delilik halinde
ALTAR (55 - 9), n. oraya buraya koşmak.
Allar - cloth : Allar veya mukaddes sofra ANALYSIS (9- 3 - 1 - 1), n.
örtüsü (kilisede). Quanıitati\'e analysls: Kemmi tahlil,
Altıır - frontal : Allar örtilsD. kanıiıaıif analiz.
mdıor
[ 9 ı
ASK (44),· v.
As mu. • : KUar.
1 am ~ much intcllipnt • yoıı : Ben To -* a pricc : Bir paba istemek.
sizin bdar ıııetiyim. To -* - . : Dileıımet, adata m-t.
A9 weU • : Gibi, bdar. To -* fw: Sormak, anmak, latcmct.
1 fiil uıpy • well • you : Sizin kadar To -* ~: ~ye dawt et-k.
ben de lunlaadım. To • • : Davet e1met, yalvarmak.
As if (tbııqb) : Saati, s0YL To -* ..._: Mallmat ı.r-.t.
~ it .ve : Saati, aQya. To -* ., : Yukarıya çatımıat, Plır
As lo (for) : Gelince, IUAI edeneniz, der- malt.
ııeaiz. AT (3), prqı.
As you say : Dediliaiz plri. At • imi : Zararla.
As yet : Dalı& lıenBz, Pm41ye kadar. At a price : Piatlı, palıa biçllmil, flada.
So • ı Gibi, mrede, veçlüle: için: ti. At a lpled (rate) : Sllnde.
So • ıo 10 : Gitmek, için. At any ratıı : Her auılla, her 1ıalde.
lbis is • IOod • tbal : Bu öteki kadar At ali : Hiç, hiçbir mrede.
iyidir. At ud from : Gerek limuda ve .-be
A!ICENDANT (9 • 2 • 9), iı. yolda (ııilortaJı).
To be in the • u ' t : Galip o1ma1t, At bal : Nihayet, ola ola.
nüfuz sahibi olmak. At cali : Talep edilmekte.
Lord of the «
rt : Şanlm cilveli.. At eue : llllıat.
A8ll (3), n. At fınt : 0...., evvel&.
in lllıel : KUi halinde, kUI olmut. At home : Evde: bbul sllall.
Peace 10 his Fllllrl : Allalı rahmet ey· At luae : Seıtlelt, bllılıOt.
inini At lut : NilıaJet.
To lay in lllıel : Yakmak, harap etmek, At leut : Alprf. hl; olmua.
yakıp yıkmak.
At 11101t : ·Azami, ea Q0t.
To recluc:e ıo lllıel : KOi etmek, kOI ha- At nisht : Geceleyia.
At oııce : Derhal, bemea.
line koymak.
At oae : Ayın fikirde, mulabıt.
ASHORE (9 • S5), adv.
At par: Bııpbq.
To ao rı«ıcın : Karaya çıkmak, karaya At r.ace: [ Mır. J Sulhta, buarda.
dillmet. At 1e&: Deııime.
Torun rı«ıcın: Karadan aeçım!ı, karaya
At lialıt : [ Cam. ) GörtlldqGnde, ibra-
utramak. zındL
ASiDE (9 • 41), adv. At the c:inema : Sinemada.
A.w. from : ... dtpı bqlta. At an entertaiııment : Bir elleDcede.
To cali ...,. : B~ tarafa çalırmak. At that : Oldutu aibi: haliyle; lıaal, bile.
To draw ...,. : Bir tarafa almak, bir At the beainni111 : Bqlaııaıçta, bidayıette.
tarafa çekmek. At tbe end : Sonwida, nibayedade.
To lay Mite : Bir ıarafa koymak, süJa. At the mercy of : Vicdanına ltalıaq, in-
mat; tasarruf etmek. safına ltalmıı.
To set FllCe a judpment: Elti hültmll Ali .. once : Hepei birden, hep binim.
kaldırıp yenisini vermek. AD ... sea : S..ırmıt. ne Y911K81ını bil-
To stand FllCe : Bir yana çekilmek, bita· miyor.
raf olmak. At war : [ 1111. ] Seferde, harbde.
To tum ...,. : Bir yana sapmak: bir At wort : ı. bllında, itte.
yana aaptırmak, ballan çıkarmak. At random : Rıutple, balıt ifl.
To say (a thiq) ...,. : (Bir teJi) yavq To be • it : ... ile nıeaııl olmak; hB·
ııöylemek, fıııldllllllllr. CWD etmek.
•tlempC awa7
1 13 1
Sick •I heart : Müteessir. Power of ııttame7 : Vekalet, temsil sala-
To be put at a thing : (Bir şeyle) meşgul hiyeti; vekaletname.
olmak. A.UCTION (SS - shn), n.
To be al someone's : Birinin evınde ol- Public: ııucdon: Açık artırma.
mak. · To put up to _ . . : Mezada çıkar-
To cut at: Vurmak, aşındırmak, yıprat mak. ·
tmık, koparmak maksadiyle bir şeye vur- To sell by 8Udloa : Anırma ile satmak.
mak. AUDIENCE (SS -19 • s), n.
To look al : Bakmak. A.adle11ee c:hamber : Kabul salonu.
To mock al : Alay etmek. To ıive an auıileace to : Huzura kıibul
To throw 81 : Atmak, savurinak. etmek.
To laugh (jeerl al : Alay etmek, çekiş To have an aııdleace with : Huzura ka-
tirmek. bul olunmak, mülakat etmek.
To rejoice at : Etlenmek. A.\'AIL (9-21), v. An.
To sil al table : Sofraya oturmak. Of no ••alJ :
Beyhude, bopıaa.
To work • (a thing) : (Bir şeyle) meşgul To ....u oneself of (a person) : (Birin-
olmak, çalıpnak, etüd etmek. den) istifade etmek.
Without • • : Muvaffakiyetsizlikle.
A.Tl'EMPT (9-2), v.
AVENGE (9-2 • n), v. A n.
To .aeaıpC on one's life : Suihst yap- A•eap of blood : Ölüm cezası, hayat
malt. pahasına intikam.
A.1TEND (9-2), v.
To •nııae oneself on : ... den intikam
To atlellll IO: Kulak vermek, dikkat et·
alm3k, ... den öc: almak.
mek; bakmak, deruhte etmek; mewııl
olmak. A VERAGE (3 • 9 - lj), n. A a.
A.nrııp adjuster: Muhammin, avarya
To ııatad IO lhe ceremony : Merasimi
(töreni) takip etmek. düzenliyen ekspres.
To atlellll ıo the c:oncen : Konseri din- A..nee book: Bankada mevduatın mat-
hıp defleri.
lemek.
To llUe9d • : Hazır bulunmak. A•.,... clause : Siaortacla verilecek
tazminatın miktarını tahdit eden madde.
To atteDd IO school : Okula gitmek, okula
devam etmek. Above the ••ense :Vasattan yukarı.
An a•enıe family : Orta derecede bir
A.Tol'ENDANCE (9 - 2 - 9 - ı), n.
aıle.
Full ....,.._. : Çok kalabalık, dop-
On an nenıee: Vasati olarak.
dolu.
AWA.RE (9 • 29), a.
Poor .... . _ : Çok az kalabalık.
To be -ıın of : Farkında olmak, far-
in ......._.: Beklemekte.
kına varmak.
To dancc ......- . • : Hllnnetle kar-
AWAY (9-21), aclv.
şılıunak.
Far and _.,, the besl : Daha iyi; en
A.'ITEN110N (9 - 2 - shn), n. iyisi.
To call (attract) one's ........ : Birinin Far mJ : Uz.aja, çok uzakta, uzaklarda.
dikkatini çekmek, ipret etmek. Away with hiın (il)! : Defolsun! Gitsin!;
To cali for ......_ : Dikkat istemek. Götllrüa! GözUm gönnesia!
To pay ....._ eo: Dikkat etmek, A.WllJ, my boyı! : Haydi çocuklarım! Ha
ehemmiyet vermek, hürmet etme~. ıayret!
A.Tl'ORNEY (9 - 99 - 1), a. Riaht _.,. : Hemen, derhal.
A.ltlıney at law: Avukat. To be ...,. : Bulunmamak, baık• yere
A.uan.~ aenenl : B1111111ddciumumi. bat' aitmiı olmak.
savc:ı. 'fo c:arry - 1 : Alıp· liltllrmek.
B
[ 14 ı
BACK lJ), n., a., v. &. adv. To see the b8Ck of : Kurtulmak, yaka-
sını sıyırmak.
Bllclı ıo blıclı: Arka arlı.aya, sırt ıına.
To be at one'i Mc.lı: Birine arlı.a olmalı.. To briııg one on one's back : Muhasım
yapmak, aralarını bozmak.
Behind !he blıcll : Arlı.ıiaından, ııyabıoda,
To fail badı : R.icat etmek, ıeri çekilmek.
yolı. ilı.en.
To fail blıclı upon : İtimat etmek, sıtııı·
B8Clı the main top • sail! : (
Naat. ) Façya malı., güvenmek.
ırandi gabye! . To order blldı: Geri çekilmeye veya ait·
Center • blıclı: [ Foot. ) Merkez muba· meye emir vermek.
cim. To pay blıclı: Ödünç alınmıı bir parayı
To turn one's blıclı on a penoo : Birin· iade etmek.
den yüz çevirmek.. To ıo lıllclı on one's friends : Sadakat
B8Clı - action : Geriye dolnı hareket (ma-
ıöstermemek.
lı.ina).
To blldı a bili : Kefil olmak, bi.r sene-
B8Clı • country : Memleketin uzalı. lı.öıe· din arlı.asına imza atıiıak.
teri, medeniyetçe seri yer.
BACKWARD (3 • 9), a.
B8Clı number : Eski nllsha; itibardan
A blıclıwıınl people : Medeniyetçe seri
düşmüı.
bir millet.
To bKk dowıı (oııt): Caymak, dönmek, A tı.ckw..a pupil : Tembel bir talebe,
sözünden dönmek. derslerinde ıeri kalmış bir talebe.
To blıclı pedal : Ters hareket eıtirmek RACKWATER (J • S • 9), n.
(bisikleti). To live in a bKbrater : Sakin bir hayat
To Hck the oars : [ Naut. ) Siya etmek. yaşamak.
ıo Hdı thc saib : [ Naat. ] Yellı.enlari RACON (21 • 9), n.
faça etmek. To brintı horne the ıı.coa : lstedilini elde
To INıdı up : Geri silmıek, berkitmek; etmek, bir :ıeyde muvaffak olıtıak.
geri gitmek. To save one's bııc:oa: Can veya malını
To lıllclı water : ( Naat. ) Kayık kllrek- ilurtarmak.
lerini siya etmek; pervaneyi tersine iılet· BAD (J), a.
mek. . . . blood : Düşmanlık, darıınılk.
BHk acıing : Geriye aidebilir. Blld blood between them : Aralarında
To fail bııc:k upon (a thİDJ) : Güven· dargınlık.·
mek, sııınmak (bir ,rye). Blld debt : Kabili tahsil olmıyan alacak.
To give bııc:lı : Geri vermek, iade etmek; A W ea : Kokmuş yumurta; [ /ig. ] kö-
gerilemek, seri ıeri silmek. tü muamele, kötü hadise.
To keep badı (the faats) : Saklamak, alı Blld form : Kötü huy, ıemiyesizlik.
koymak. Blld arace : Keyifsizlik, iıtahsızlık.
To look INıdı : Gcçmiı zamanı düşün BM landı : Ekilmemiı arazi.
mek, maziyi hatırlamak. Blld shot : Kötü tahmin.
B8Clı and belly : Yukarıdan aıalıya, büs- To the W : iflasa dotru.
bütün, tamamiyle. To go to the Mıl : lflisa dolru ıitmek,
ll8Ck and forth : heri seri, atıılı yukarı. fena yola ıitınek.
On !he b8dl of : Fazlasiyle, üstelik ola- To ao Mıl : Kötümter olmak, her teYln
rak. kötü tarafını dilfllnmck.
To break the blıclı of : Fazlasiyle yük· To ao frorn W to wone : Gittikçe fe-
lenmek, bir iıin bUyiUt kısmıııı yapıp bi- nalaşmak, daha beter olmak.
tirmek. BADLY (3 • l), adv.
To put oııe'ı blıclı up : Birini kızdırmak, To want a thinı ~ : Bir ICYİ pek fazla
sinirlcııdirrnck, öfkelendirmek. arzu etmek.
( 16 1
....
BAG (3). n. Balmce wheel : Cep saati rakkası.
. . . and bagage : Bütün qya ile' bera- Trial W - : Mizan.
ber, pılı pırtı. Bıılmı:ed diet ration : LW:umlu unsurla-
To become .... and ba11age policy : Her rın nisbi derecelerde kullanılması ile ha-
,eye malik olmak. zırlanan ııda, muvau:neli pla.
. . . of boııes ! Çok zayıf kimse. To be well lılılMnd : Denıeşınek, denk
lime o' moonshine : Saçma söz, mantık aelmek, muvazeneli olmak.
sız konupna.
BALE (21~ v .
. . . of mystery : [ Si.] Sucuk.
To bııle oat : Tayyareden paraşütle ı;tla
The whole ... of tricks : Her ICY; her mak.
çare, her türlü hal çaresi. BALL (55), n.
To aive one the .... to hold : Yakasını Bııll - and - socket joint : Bir yııtak için- ,
işten sıyınnak, işi yarı brrakmak. de her istikamette dönebilen ucu top bqlı
To let the cat out of the .... : Sırra va- bir koldan ibaret mafsal.
kıf olmak, 11rrı ölrennıek. ·
Bııll - bearinı : Bilyalı yıİtak.
To ıet a ıood .... : Birçok kuı ve hay-
vanlar avlamak. a.11 - cartridse : Tüfek fi1Cli·
WI - cock : Bilyalı valf.
ILUL (21), n. .t v.
. . . bond : Kefaletname. . . of the eye : G6zlin ıüllesi, aöz .
111 ıo Nil tbat : Eminim iti... BaB of the foot : Ayak pannaklarının
On lııııll : Kefalet altında. kökii.
To ne cımt: Şahsına kem olup tevkif- To keep the ıı.o rollinı : Ufı uzatmak,
haneden çıkarmak. meseleyi uzatmak.
To lıllll • :· Silihlannı almat .. To open the lııııll : Balonun açılııını yap-
To pve leı - Nil : Sıvıpnak. mak.
To releue up0n bal : · Kefaletle koyu- To have the WI al ooe'ı feel: ·Muvaf-
vemıek.
fak olmak için en iyi fınatı elde etmek.
BAl.ANCE (3 - 9), n. .t v.
BANDY (3 - 1), v.
A debil ...._.: Zimmet bakiyesi.
To - . . , words : Münakaşa etmek.
A ...._. alıeet : Billııço.
A credit ..._. : Madup bakiyesi. To - . . , a story abont : Bir lllC9Cleyi
...._. brousJıt forward : NakliyekOn. herkese datıtmak, dedikodu mevzuu yap-
...._. due : Zimmet bakiyesi. mak .
...._. ol an ııccount : Hesap bakiyesi. BANDllOX (3 - S), D •
As if out of a . . . . . . : Teni elinden
..._. ol power : Milletler aruaııdaki
askeri kuwet muvueııeai. yeni çıkmıı aibi.
. . . _ . of trade : hhalat ve ihracat ara-
BAN)( (3), n• .t v.
. _ . account : Banka hesabı.
sındaki fart, ticaret muvuıenelİ.
. . . _ of advantaae : IC1r muvazenesi. a.t bW : Baııtnot.
My bank ...._. : Bankaddi param. ._. book : Banka defteri.
To strike a W - : Bir baabı deııklet . _ . dilCOWlt : Banka iskontosu ..
tirmek, lıaap muvueııeıi etmek. . _ . holiday : Bankaların resmi tatil
To tum the . . . _ : Teraziııin bir ta• aıınıı.
ratıııı yllbeltna. ._. ııotc : Bantnot.
To hold the ...._. : Deııklcltirınek, . _ . ratc : Banka ı.tonto haddi.
muvazene etmek; hakem olmak. . _ . statement : Banka hesap Uiıdı.
To tremble bı the ...._.: TerecMBdet· Mortqe .... : Emllk baDbn.
met, karar wreınemek. Savinp .... 1 Tuarruf baııtuı.
lıar
Plea in .., : Muhakemeyi tehir eden mü- To have the wona of the lıarplıl : Pa·
zarlıkta aldanmak.
racaat.
Trial at ._: Muhakeme. To make the bal of a bad lıuplıı : Bir
To join ıhe ._: Avukat olmak. işten az bir kayıpla sıyrılmak.
1 ._ ıhaı! : Buna mllsaıde etmem! Asla To sırike a ...... : ·Bir pazarlıkta uyuı·
nlmaz! mık.
To ...... I• : Zannetmek, ummak, in·
IAR8 (44). n.
tizar etmek.
Bartled wire : Dikenli teı.
BARK (44), n. el v.
Bartled words : Kalb kırıcı ve aıır SÖl·
His bıırlı is worse than his ~ite : Ne varsa
ler, acı sözler.
dilindedir, havlıyan köpek ısırmaz.
iARE (29), a. To Mrlı . , the wronı tree : l Fig.) Yan·
lı. ıı.e possıbility : Ufak bir Umiı.
lış kapıyı çalmak.
Ban - back : Eversiz fal). To ı..tı one's shins: Dizlerini parala-
lan boned : Zayıf, kunı, tajar. mak.
ilan chancc : Zayıf bir ihtimal. To Mrlı aı ıhe moon : Minasız konuı
iare · faced : Anız, yüzsüz. mak, faydasız ve saçma söz ııöylemek.
Ban· footed: Yalınayak. KASE C2°ı,, n. 4; v.
ilan • headed : Baıı açık. IMe burner : Mahnıkatı otomatik lt-
iare hint : Ufak ima. kıtde alan aoba.
Ban - legged : Baldırı çıplak, çorapsız. 8 - hit : Beyı.lıolda topu muvaffakıyet
ilan livinı : Zoraki pçinme. le vurnıL
ilan • necked : Boynu açık, kıravatsız. . _ of a columa: [ Anlı. ) Pabuç (ııll·
ilan ribbed : Zayıi. tun).
ilan sllltenancc : Ölmiyecek kadar gıda. llMe of operations : Harekat u.ıı.
Ban word : Hakikat, dcıılru IÖZ. Naval .._: Deniz lillll.
To lay ._. : Meydana çıkarmak, açık To ıı- • (upoa): Bir - llKrinc koy-
lamak. mak, istinat ettu-t.
To picL .ı bone " - : Zayıftatmak, ha- . _ creature : Alçak adam, deleniz
rap ellnf'lı:. kimse.
BARGAIJll C44 • 9), n. el v. 8 - · bom : Piç; avam evladı; alçak.
. . . . . couııter : Tenzilatlı qya tezgihı. ime • lıcaned : Alçalt ıabiadı, ılıtli .
a..- day : Tenzilltıı satıt günü . . _ • mindecl : Köd1 fWrll.
....... prices : Ucuz fiatlar. IASIC (21 - lk), ıı.
A bad ...... : Zararlı bir al11veriı. . . . Englilh : Bir çetlt balİt Lısfllzce.
F. 2
... ( il )
... ıır- : Damiri tavlama -liyatı. .., rum : l..olyoıı, cWııe İlpİr'IOIU •
ltAT (3), n. .., tree : Defne ailcL
To IO full W : Çok çabuk litmek. To be aı 1ıeJ : Kaçmalmıy..ıt vaziyette
To 10 on a W: Bilenmele silmek. haıımla veya lıerlıaqi bir aOçlllkle kartı
To ID to . . fDr : Nihat bir karar ara- kutıya bulunmak.
llmla brlct : Bıçak temizlemek için kul· To staaıd ıl 11a.J : Mlldafaıya çeltilmelt.
luııluı tulla. BAYONET (211>· 1), n.
a.a chair : Hasta ııezdimıele malısua ..,.... clutdı : [ Mil. ] Somunla bıl·
tekerlekli ilkemle. lamı.
To ID to ._...: Öfkeleıumk. kudunnak. . . , _ . coupli111 Ooia1): Blyoaet kavra-
mı, ıllııall tarzında bailuıç, lllnlll bp-
ltA1TBN (J. !>), v.
· To ...._ . _ : [ Nmd.) Ambar mu· linl.
Saw lla.J-.t : Tellere teklinde 111ıı1ıı.
pınbalanna çekip tirizinl vurmak.
Spade ..,... : Kuma teklinde silaılll·
llA"M'l.E (J • !>), n. .t V. Trowel _ . . . : Mılı pkliade ufak
A drawa ...... : Galip veya mallGp ol· ıJqll.
ııuıdaaı aetlceleııea cenk veya oyua.
Spaailh 1ııııJ-.t : [ Bol. ] Tırfil. tlrftl çi-
..... arny : Saffılıarb.
çeli.
..... • U:: Cenk ballHI, teber. BE (il), v. [p.l.Wu,p.p.....,
..... cruiler : Alar ltruvuör. As il W.. : Gibi, saati, aCIYL
..... royal : Umumi bvp veya muha· So ile il : Olsun, öyle olaun.
rebe; bllyllk ve lllelhur mubanlıe. • There il, lhere - : Var, bulunur.
To ...... tbe watcb : Celun:a pıpıpnak. 11aere --. there _.. : Var idi, bulun·
To have die ...... : Muharebeyi kazan· du, bulunurdu.
mat. pllp .ı-t. To ile ıl (lbout, ıfter) : Etmek, yap-
To join ...... : Muharebe etmek, muha· mak, ltoyulaMk.
rebeye batlaımat. • he aliv.ı or ile he dead : ÖIU veya
To olfer ...... : Muharebeye davet et· diPİ.
met. _,... okumak. BL\D (il), a.
Trial by ...... (W•,er of batde) : DO· Baily'ı ..... : Killuf zamuııada aUllllin
aUo.
sörilıalltll.
11le ...... of life : Hayat mUcacleleli. To ten (bid, uy) one'ı . . . . : Tnblh
Half tbe ..... : BOyllk Ur. çekmek, dua etmek.
Ulle ·of ...... lblp: Harb lllDİIİ- To dnw a .... : Nipa almak.
Lille of ..... : en ..ırı; on1ır, mo. BF..AM (il), n. .t v.
Pllcbed ..... : Hazartaam11 Pddetli mu- Abaft tİıe .._: [ N••I.] Kaç tanfluı.
harebe. On lhe stırboard ..._ : ( N••· )
Gemi-
ltAWL (55), v. nin ön veyı ilkele tarafı.
To .... oaa: Pena uarluıat. On one'ı ..._ endi : Patır, yoUuL
aAY (21), L To be on her . . _ endi : [ N•rıl. ) Gemi
At 1ıeJ : l!mal,.ae. ılıbon olurcuıaa yan yatmak ve yalpa
ilet 1ıeJ : [ Nat. ) Gemi hutaııesi. etmek.
--
On the . . _ : Omurpya aykırı olarak.
[ 19 1
llllldl Forest : Kara Orman (Almanya'da landan ve körükle veya hava tazyikiyle
bir sıradajlar). iıliyen ocak.
llllldl frost : Kanız ıiddetli ayaz. 81811 you! : Allahtan bul!
llllldl Hand : Amerilıa'da bir aizli şantaj 81811 il! : Linet olsun!
cemiyeti. He blew a Wall on his hom : O lıa\la
lını öttürdü.
Blııck lead : Grafit, srafit macunu.
llllldl letter : Bir çeıit matbaa "harfi. BLAZE (21), n. ıl v.
.._, list : Kiıra liste. Blaze of coloiır : Çok renk, ıür renk .
lllllClı Maria : ( Si.] Hapishane arabası; in a blau ı Yanmakla, ateşte, alevler
patlarken çok duman neıreden büyük içinde.
menni. Like blazes : Atq aibi; şiddetli.
llld market : Karaborsa. Old lılaUI: Seylan.
llllldl Sea : Karadeniz. Go ıo blmnl : Defol!
llllldl sheep : Bir aile veya grupta baılıa To bluıe Cllll: Alevlenmek, yanıp kül
larına benamiyen ve hep pürüz çıkaran olmalı.
........
ımıız, aıhıdıe 10nunda akrabalık kendini
.....
. . . . polaoninı : ( Meri. ] Kın zehirlen· in full b l - : T;ım \"İç~~lcnmi~ .
81_... hcalıh: Tam sıhhat.
[ 27 J
Every ~ person : [ Si.] Herkes. Without sırikinı a ltlow: Parmak kıpır·
To ıake tbe W- off : Tıızelilinl slder· datmadan; ıayret arfetmeden.
mek, soldurmak. BLUE (77), a., n. et. v.
BLOT (5), n. el v. A bolt from the ltllle : B~t bir ıUrpriz,
A lılot on one'ı charac:ter : Bir hata. beklenilmedik bir vata .
A Wot on the landscape : Mıuızarayı .._ • blact : Siyaba çalan mavi; mavi
bozan çirkin bir ICY· yazıp kuruyunca siyah olan (milretbp).
To lılot _.: Bozmak, çizmek. llhıe - pencll : Mavi blemle iprel etmek
To hit a Wot : izah etmek, aydınlatmak; veya karalamak (çizmek).
hatayı bulmak. .... • print : Mavi zemin lberiııe beyaz·
BLOW (67), n. et. v. la çizilmit matine v.1. projesi, mavi top.
A blow out : Bir ziyafet. ya, helyoaraf.
At a lılow : Birden, iniden. .._ • wııcr : Denize alt.
lllow iti: Unet ol1Unl llH waıcr : Deniz.
A tcrrible lılow: Bir feliket. · Deep (navy) .._: Koyu mavi.
lllow bom: Kendini beienmit kiıme. Lisht (ıky) .... : Açık mavi.
111 be lllow9tl : [ Si. ] Kabrolayım. Once in a .._ mooa : Çok .eyret, kırt
l'm lılowed if 1 will : Tabit yapmıya yılda bir.
catun. Out of the .._ : Damdan dllter ıılıl;
To iti- a hom (a whistle): Borazan ve- beklenmedik bir wetllde.
ya dUc:IUk çalmak. Oııford blııe : Koyu mavi.
To lılow _.,: İdare etmek, aötQnnek The W.. devila (tbe ..._): Can sıkın·
(araba, v.ı.); itletmek (makiııa v.1.). 1111, ııqealzllt; keder.
To lılow by : Oeçınck. The .... scbool : lııaııtcre'de babriyenin
To w- 4IOWll : Barutla atmak, yıkmak. her ty9den mühim oldutuna tanı olan·
To lılow areat 111111 : Şiddetle aınet lar.
(rllqlr). Till ali Is .... : Uzun ramaa.
0
To iti- hot and cold: Hem lehinde hem To pt one'ı .._ : Odord wya Cam·
de aleyhinde bulunmak, tcreddlkletmet. bridp Onivenitellnl IPOl'Cla temlll etmek.
To blow ı. : İlnf etmek; [ 11.trJI.) yat- To 10 .... : Mcınrmat.
mak (cx:ak); [ sı. 1 191lvermet. To look .... : N. .lz ~t; ~
To lılow _. : Üfleyip söııdUrmet; liln- zulmat.
·met. Thlnp are lootlq .._, Vazı,et lua
To lılow off : İlllm aalıverrnet. aörtlnllyor.
To blow - : Oeçmek, unutulmak, da· To have (alt) the ..._ : Çot llkılmat.
lılmak, To .... money : [ Si.] Puayı llraf et•
To lılow tbe ııoee : Burun 111ınet veya met, datıtmat. bolca ban:aımt.
temizlemek. Yoa may talk till JOU ue .._ in tı.
To lılow . . : Şltlnnet; [Si. ] berhava r.. : KonupbDclllln tadar konut! (fay-
etmek, havaya uçurmak; patlamak, - - dalı yok).
laınat; bilylllmelt (fot.olnf: kızqtırmak, The .... : G&; dealL
kqkırtmak; padamak; çok kızmak; top. To feel .._ : Çok ııkllmat.
mat (fırtıııa). Bilek and W.: Cllrlt, ~Ot. mo-
To lılow .,_ : Seviyeaini dtllllnnet, ıvrıuı.
bayalılqtırmat. .... blood : Alll tan, arlltoktat.
To lılow tbe pff: [ Si. ] 0.f yapmak, .... • eyed: Mavi ,ııd8.
birinin ıımnı 1Çıtıımat .._. eyed daily: [ a.t.) A1*ulalı.
To come to lılowa : Yumruk yuınnıta ayı otu.
plmet, ta'Wlpya hıtUlmat- - • eyed sr- : Mavi at.
[ 21 J
To be llorN atiff: Can ııkıntııından pat- bir iti çıkmaza IOkan (duratlataa) ICY·
lamak. 8ooda - noeed : Patlıcan burunlu.
BORN (S.5), a.
..... - raclt : $lıe ultııı.
..... - wulıer : Site yıkayıcı; her ile
A Londoner ·ilanı and bred: DoiJnı
büyüme Londralı.
baltan adam.
Looltiııa for a .-elle in a lloMlıl of bay :
.._ tireci : Daima yorawı; fıtraten tem-
Havanda ıu dövmek, ip ile kuyu kaz-
bel ve UYllfUk.
. _ . wlth a lilver spoon in one'ı
mak .
moutb:
To be brouaht up OD tbe ..... : Bibe-
Bqkasının malına mlllklbıe aöz dikmek
ronla bealeamet (bebek).
ve rızkına mlni olmak için dllnyaya ltl-
To ...... aft: Sifeye ııotmot.
mif. To ....._ up oııe'ı 111111' : Humıı yen
Her latcst . . . : Son dolan çocutu.
lstınbul ilanı : İltaabul'da dolmllf.
met.
To ....._ up a fleet : Filoyu çıkına yo-
in ali my ilanı daya : BUtlln ömrllmde.
lunu tutarak ııtqtırmat.
To be ilanı: f>olmak.
He İl a ilanı artist : O dolulta aaat- 801TOM <' -
9), n.
At ......_: Eaumda, uluıda.
kardır.
A forelp . . . _ : Yabuıcı bir pi.
ll080M (7 - 9), n. He İl at tbe ......_ ol all tbis : BUtlln
8 - frlend : Candan dost, umimt ar-
bunlana arkasında o var.
kadq. I bet my . . . _ doUar. : Nnlııe ilıenea
in Abrabam'ı " - : Cennette.
bable sirerim.
in tJıe ' - of one'ı famDy : Aileli
Prom tbe - - . . of one'ı bcan : l:!.n
ıruında.
ltalbden, çolt umiml.
Tbe child of his " - : Sevsfli yııvrusu.
Flat • il ı • : Dı'bi düz.
llO'l1I (67 e>. adv. Oııe'ı OWD . . . . . . : MUataltll olarak •
. . . you and 1 : Hem •n hem de ben. To 111t ıt tbe ...._ ol: Eluını anla-
.... of you : Her ikiniz.• mak.
You can't hıve it lııoClı waya: İkilinin 1be '"*8m bu fallen out of tbe
orta•• olmaz, ya llyle ya böyle. ıııarltet : Ply- çllltttl.
I011IER C5 8 9), v. To pt to tbe ...._ of tbe matter: Me-
BoClıer it! : Allah mUstılıatmı venin! selenin lçylzllııU öireftmek.
He couldn't llııalMr ıbe bodıered) to do To knock the ...._ OUl of aa arsu-
it: Yapınala lltmdL ment : Bir muhakemeyi cerlıetmek, vıt
Don't aıodNr mel : Beni rahat bırak! mat.
[ 33 J
....
To sıand on one's own boa- : Kendi The ship İl IMıuıl for Enılıncl : Gemi
yqiyle kavrulmak. İnailtere'ye aidecektir.
l"o touch IMıUam : Dibi karaya dokun· To oventep the ...... of coınaıoa
mak (pmi); en 11811 dereceye vıırmak. sense : Aptalca hareket etmek.
To IMıUam on (upon) : Eauını kavramak, Westwud i l - ' : Batıya dolru püyor
iyice anlamak; dayanmak, dibe ula1111ak. (pmi, v.ı.).
IOUNCI. t47), v. A: n. Whither il-': Nereye?
He has ıoo much - . . : Kavpcıdır, BOUT (47). n.
ıımaıacıdır. A ıııo.t of ftslttinı : Kısa bir muharebe.
To - . . ıı.cll ıowardı : Gerisin ıeriye A ıııo.t of illness: Kıu ıllren bir hasta·
dönmek. hk.
To lıouce in (aut) : Birdenbire airmek BOW (67), n. A: v.
«çıkmak). To have two strinp ıo one'ı lıow: ikinci
To ıı-ee someone ı.to doina some- bir imtina malik olmak.
ıhlnı : Birini ııkbolaz ederek bir teYi Bow • leı : Çarpık bacak..
yaptırmak. Bow • man : On tarafta kürek çeken
IOlJND (47), n. A: v. adam; okçu.
Two ....... boyı : iki aUrbUz çocuk. Bow • oar : [ Nsat · ] Filikanın puruva
By leaps and ..._.. : Salırtıcı bir IÜ· küreli.
rade. llow window : Çıkma ve kavis daire tar-
zında enli p e -.
.._. fOI': Müteveccih.
(kabul) ediyorum .
. _ . . up with : Beraber çalıpnıı, ilbir·
To lıow ._.. to : Hlll"lllllt etmek; riayet
illi yapmıı.
1 lıow to your opinion : Fikrinizi tısvip
Hoıneward 111-.t : Kendi limanına veya etmek; dua etmek.
vatanına dOif'u. To crou the ııow. of a slıip : ( Nut. 1
Outwud ._.. : Vatanından uzala. Bir pminin önüne aoçraek, yolunu kes-
He is ._.. up in his famity : O aile- mek.
ılne düıkün, ailesine ballıdır. To draw the lonı lıow : Mllbıılila etmek.
He is ._.. ıo win : O muhakkak ka· To make one'ı lııow to · the company :
anacak. Arzı endam etmek, aörilıunck.
To . _ . away : Zıplayank &itmek. To lııow aııd ICl'Bpe to 101D1011C: Birine
To be llıoad to: Bajlanaıak, ballı ol- kandilli temenna etmek, ya.ltalrlanmet
ma'- To lıow to the inevitable : Kaderi oldu-
To be ._.. up: Ballı olmak. ju pbl kabul etmek.
1'11 be aıo-tı : Mapllahl, hayreti To lıow smwoııe in : Birini (lllim ,. il-
To break .,_..: Yuak edilen yere ıifada) içeri alaıak.
alraıek (uker veya talebe). To lıow wlth : ..• ile •"mla•at
Out of llomıll: Yiuk böl11t aıeaınu llOWEL (47 • t}, n.
mıntaka. 11oweı. of. coaıpauioa : [ Po«.] Mll'ha·
The town is out of .._.. : Sehre ak· met hisai, tefkaL
mık yasaktır. The lıowel of tlıe eanlı: DUnpıııa ıns
To keep wlthin .._..: Hududu qma- kezi.
mıılt; itidale riayet etmek, haddini Bltr· To empty the . _ . : Aplelle çıkmak.
munat. JIOWL (67}, n. A Y. •
To ııet ..._.. : Bir had çizmek, tabdl- 8-1 of flowen: SUia.
detmek. To 1ııow1 ... : ( Crl•Ut·] Birini OJ1111 ba·
To advıuıc:e by 1eaps and .._.. : Sa- rici yapmak; [ "6· l temizlemek; itini
ıınıcı bir atırade ilerlemek.
.
bitimıek; birini bozmak.
I'. 3
ı.oıı lıran
[ 34 ]
sümıclı.; aösterınelt; hesap yck6nunu nak- On the 1ırlıılı of : Hemen hemen, kıl kal·
letmek. mıı.
. . . . . (67-9), n.
To put in tlıe ....._.: Mezata çıkar
To '"'* .....
ortadan kaldırmak.
a diff'ıculty : MtııkWltı
To lıunl aft : Yerinden oynamak, fır v.s.'nin) sivri veya kesitin tarafı.
lamak. To be out of ....._. : iııen çekilmek.
BVRY (2. 1), v. To have no ........ ıo ... : Hakkı olma-
To ...., one's sorrowı : Kederini aöm- mak, salihiyetl olmamak.
melt, kederini saklamak. To beıin ...... : Yeni bir i11:·tqebblis
To ıı...,. oneself in the counıry : Uzak etmek <ıiripnelt).
bir yete ıiımelt, gözden uzaltlapnalt, To do tlıe-. ......_ for : hini bitirmek,
inzivaya çekilmek. öldürmek. ·
To lllwJ' lhe halcheı : Oeçmiıi unutup To ıive up ....._ : iti tasfiye etmek,
ıulh yapmak. terki ticaret etmek.
BUS (8), n. To retire from ...._: itten çekilmek.
To miss ıhe ._: Otobüsü kaçırmak; To send sorııeoııe about hiı ...... :
[ fiı. ] fınaıı kaçırmak. Birini defetmek (ltovmılt).
IUSH (7), n. To study ...._: Ticarete devam et·
..... ranaer : Çalılıkta pusuya yatan mek, ticaret oltwnak.
qltıya. BUSMAN (8 - 9), n.
Oood wine needs no ._. : iyi tarap To ıalte a ...._•• holldıy : Tatil veya
reltliim istemez. istirahat zamanında da mesleliae alt it
:
To beat abouı ıhe •..ıı Sözü döndürüp yapaıılt.
dola~tırmak; bir ıllrlil mnzua yanqma· IUST (8). n.
mak; bin dereden su plirmelt. To 10 .... : iflla etmek.
To lake ıo ıhe ._. : Ormana iltica et- To ao on a ..., : ( Si. ) CUmbllt etmek,
mek (sı&ınmalt). iıini bırakıp eiJeameye ptmek.
BUSHEL (7), n. ıur (8), conj.
To hide one's liıht under a ...... : Mi- Ali ... : Hemen lwmn, aibl, az daha.
sal olmaktan çekinmek, kabiliyetini ve- Al\YOllC aı.t me : Benden baflta herkes.
ya iktidarını belli etmemek. Anythina lı9t that : Bu olmum da ne
IUSINEllS <İ - 1), n. oluna olsun.
. . . _ is . . . _ : Dosdult balka alıt lllt for: Olmasaydı, olmasa•
veriı başka, alııveriı miskalle; it ittir. ... for thıt: Bu olmasa.
. . . _ man: it adamı. But me no .... : biraz etmeyin, fMata
A llne of . . . _ : S...at, meslek. mlnı yolt.
,Oood ...._.: [Si. ) Yqaaınl, afe- ... yet: Böyle olmakla beraber.
rin!, hele ıllltllr! He is anythina lı9t a hero : O blıra
Bıd ....._. : Çok ltötll!, yazık! mandaa bapa her 19Ydir.
He is in ....._ for hlmııelf: Kendi he- He ltnows ... little: Pek az bilir.
ubına ·çalıııyor. 1 cannot W believe : lnanmamalt mOm-
He means ....._: Ciddidir, taltuı yok. klln delildir iti, inanmalıyım.
in -.ı-: Saniıtlt&r; tDccar; dllltltlacı. Had 1 W ltaowıı : l!IBr billeydim.
He is ı man of ......_: O İl adamıdır, it was ... lut year: Daha seçen . - .
itin ehlidir. Never a year puan W he comea to
1 don'ı undentaııd thls ....._: Bu me- visit us : Bir eeae yoktur iti o bizim zi-
ııeleyl anlamıyorum. yaretimiı.e plnıaln.
lt'ı noııe of your ......_ : Sizin ne va- Not W that : Yine de, olsa bile, ratmen:
zifeniz.?; size ait bir ICY delil. Not ... thıt 1 pity you : Size acımadı
Mind your own ......_, : Sen iıine lundan delil.
baki, karı1111a! Who ... you? : Senden ballıa itim?
On . . . _ : it dolay11iyle; it hatltıada. IUTl'ER (8 - 9), n. A v.
The ........ end (of a tool) : (Bir alet llllall' ınd eap : ( Bol. ) Nevruz otu.
( 44 ]
The meetinı
ll!ill be over by 5 o'clock : To abide by : Sadakat ptermek, sözün-
Toplantı her halde saat beıte biter. den kaçırmamak.
This orchestra is conducted lıy Cemal To come by : İlive etmek, arttırmak.
Rqid Rey : Bu Orkestra Cemal Reıid To seiı.e by : Tutmak, yakalamak.
Rey'in idaresindedir. To ııand by : Yardım etmek; ite karı1-
This novel is wriuen by Tobıoy : Bu ro- mamak, müııceııkif kalmak; [ nRt. ) ha·
manın yaz&f'ı TolltOy'dur. rekete. hazır olmak (semi).
This fılm is produced by Henry : Bu fil- To lake by force: Cebren almak, pa-
min rejisörü Henry'dir. petmek.
The river p.._ b)' Anıısia : Nehir BYOONE (41 • 5), a.
Amuya'dın ıeÇer. Leı'ı be •n-:Geçmiıi unutalım.
.....
C...- of the mala top : Oabyar ça·
c...- l)ellel'al : Amiral.
~ dileue: (ileti.} Kalb bula·
lıjı.
~ puaioa : [ /ıled. ) Mide lir*;
C...- lieuteaant : Mllllzlm.
lr.alb zafiyeti.
A po1t ....... : Oemiain birinci lr.aptallı
(lilvuiaı"). CAllDINAL (44 • 1 • 9), a. .t. L
Flaı ....... : Amiral. c....... reci :Al (renk).
C...- of the fleet : Donanma lr.umaa- ~ aumben: Adı aayıı..
daaı (Oramiral). c...... poiatl : Dllrt aııa c:Dıet.
~ ol a mine : Madende çal•a c...... vtrtuiı. : Dört aııa meziyet.
itçllerin lmiri. CAD 129), a • .t. v.
c...... of a sun : Topçu lr.umaadaaL C.. ol (c/o): Vuıtaalyle, eliyle.
CAUONIPEROU8(44·9·1 ·9-1), L •C.. lr.illed t1ıe cat• : Keadlal fazla az.
c..tıı•m ap (period): IUknUr dev- mel
ri fahmt tabakanın tetelr.lr.lll devri. C.. of Slate : Devletla IDllUllyetleri.
C;._.1811•- atrata : Kömllr tabalr.uı. Pree from - : Mllllerib, tayawz; ta·
fahml talıalr.a. yıtaız.
( 49)
atlı araba.
and pair : Dört tekerlekli ve iki
1 don't eare for beer : Birayı teVmem. c--.. forwani : [ Cam. ) llllktiye
I don't eve! (a damnl): [Si. 1 Vız. plirl ücreti mUfteri tarafından ödenecek.
1 don't aın far him: O lıopıma ııltmi c_.. free : [ Cam. ) Nakliye ücreti
yor. tllccara aittir.
Who iı cmt.s for him? : Ona kim bakı· Canllp paicl : Hamaliye ödennıit, nak-
yor? liyesi ödenmq.
1 don't '919 to be seen in bil company :
CAIUUER (3 - 19), n.
Onun yanında aörfilmek istemem.
Aircraft e8lrler : Uçak semili.
1 don't c-. whal ne saysı : Ne töylene Common eMrler: [ JA,,, ) Nakliyat ıir
ııöylesin (aldırmam)! keti !ambarı).
1 didn't care far that novel: O roman Clntlr pipoıı : Posta ıUvercini.
beni sarmadı. CARROT (3 - 9), n.
1 dım't " - ıwo boots (a red cent, a Curot - headed : Kızıl saçlı.
brass rarthinı) : Bana vız aelir, tırıs li- CARRY (3 - 1), u . .t v.
der. Sword at the ar,,, : Kılıç elde.
To can ıor nolhiııa : Hiçbir ,eye aldır· C...., two : Elde var iki (cemedertcn).
maınak (alikada• olmamak); pervasız To a«J all 'xfore oııe : Her mukave-
olmal:. meti kıimak.; bütün rakipleri yenmek.
For ali 1 ı:se : Bana sorarsan; bana ka- To aay a certain artlcle : Bir eua llze-
lına. rinden muamele yapmak.
Not that 1 '919 : Bana söre bava boş. His woni _ . . . no autlıority : S6zU
That'ı ali he - aDollt : Bütün dlillln· aeçmez; eözflnUn deleri yoktur.
dUIU (ehemmıyet verdlli) bu. To _,,. ..,_,. : Alıp aötürmek; cottur-
lf you eme to ... : ... arzu ederseniz, içi· mat; [ naut. ) Halatı vcva direli k,.,_
nizden aeliyona. tirmek.
Would vou care to read this letter? : To aırry coals to Ncwcastle : 'Boluıu.
Mektubu okumak ister misiniz? çalııımak (havanda 111 dövmek kabDin-
CAREFUL lZ9 - 7), a. den), ijne ile kuyu kazmak.
c..r.ı about : Dikkadi. To an)' , _ _ , . : Bir yeUnu v.ı.'yi
To be vcry careful ..,_ : Çok dikkalli nakletmek.
olmak To ClllTJ' , _ . with : iıerletmek.
P. 4
[ 50 J
To _., eft : Alıp lildlnnelı.: utıaıak: c....._ neı : [ FıJtt,... 1 Serpme •l-
ten_.ır.: (lıutalık) öldllmıek. e_.. vote : Bir meclille reyler mlluvi
To _,. il eft well : Becermek, içinden pldlli zaman reisin verdili rey.
çakmlt. CA8'11.E (44), n. el v.
To _ , .... effect: Talbik eımek. Clllllle builder : Hayalperell.
To _ , oa : Yapmak, devllll ettirmeıt: Clllllle in ıhe a.lr (in Spain) : Hulya, ku·
devam el..t. dayanmak; vuifeainclen runıu.
aynlu blriaia iliııe bakmak. To build ...._ in dıe air : Hayal kur-
C.., ..ı : Dev1111 ediniz!, ıiz ilinize mak; olmıyacak teYler dupmmek.
bakınız! To nade ıhe kinı: [ Chn•) Rok yap-
dıe way ııhe emllle •
1 doa'I like : Gi- mak.
. . . pek belemniyonım. CUTOR (44 - 9). n.
Sile -W • dreaclfully : [ Si.) Kıya C.... bean : [ llot. ] Gene oıu, bey·
met lı.apanlL dencir.
To _ , • wltlı ııomeoııe : [ Si.) Biri· C.... oıl : ( Mel.] Hinıyatı.
liyle men:ıa.li fıruıa vermek. C.... and Polluı: [ A•tro11. ) Cevza
To _ , • a correspoadence wilh burcunda iki yıldız: [ naat. ] pmici
-= Blriliyle mekıuplqmak, mu- nuru.
lıabeftde balunmat.
CA9l.IALTY (3CJ1779 • I), n.
l:.~ oaaelf: Kendi kendini idare Faıaı _ . . , : Ölllm.
To _ , ... orden : Emir~ yerine C.. killed dıe caı : Meralı. eıme, OZW-
,.ıinıek. me.
To _,. ... ıo : Tahakkuk ettirmek. C.. - and - dol fipt : Kedi töpek kav-
To _ , _,.. (fonnrd): Devir ve ıeslım paı.
kapmak (birilinden).
-
To c*ll an - illııeu : ( Meı/. ) Hastalık
Like IClteıuıy adi : Birlılrini öldürünce- To anJ oneself well : Vücudunu dik
ye kadar. tutmak.
lt's raininı na. and dop : Sainak ha- The sound aınlel 3 milea : Onun ııesi
linde (bardaktan boianırcuını) yıAmur 3 mil uzaktan duyuldu (ilitildi).
YıtlıYOr.
To be like a at on hot bricks : Diken
Usrllııde oturmak.
c..-.
CARRYING (3 • l - 1), n.
capaciıy : İstiap (haddi).
1 don't like your alll'1lııP on: [ Sl.J
To ırin like a Cheshire aıt : Piprıiı kelle Ben senin aidiptını belenmiyorum.
pbl ıırıımat. °CART (44), n. it v.
To Jet tbe at ouı of tbe bal : Bir sırrı c.. - wheel : Araba ıekerleli.
•Azından kaçırmak. To put the art before the horse : Yanlış
To lead a at aad dot life: Hayatı kav- hareket etmek, hatalı iı sörmek, bir iti
p ve silrWttl ile 11Çmek. tersinden yapmak.
To aec whicb -y the at jumps : RUz- To art ...., : Taııyıp durmak.
slrın nereden e1eCC1inl beklemek. To be in the art: Hıpı yutmak.
11ıere la not room ıo ıwinı ı ~ : Kı To tura emtl : Elleri üzerinde havada
mıldanacak yer yok. dönerek taklak atmak.
To at tbe aııcbor : [ N•at. ) Demiri CA.SE (21), n. A v.
ırivaya wrmat. A cloctor'ı - : Haatilar.
To waıch wiıh aıl • at - ı - mouae - hole As in the n. of... : ... için oklu&u aibi.
look : Kedinin fareye baktılı plıi birine Aa the - atandı : Halihazır duruma
hakmak. IÖR·
Whicb way the at jumps : İtlerin inki- A- in poinı : Nazarı itibara alınacak ·
pfı. mesele, mevzuubahis ola~k mesele.
CATCH (3),. v. [p. t. CA.UGllT, in any et• : Her halde; nuıl oluna
p. p. CA.UGH'l'J, n. olsun; behemehal; mutlaka.
A aood c1lldl : [ Coolloq.) Kelepir koca in a sad - : Kötll halde, mütkül vazi-
(bir kız bakımıiıdaa); av, ,ıtlr. iyi ıutuı. yeııe.
A aure aıtdl : lyi tutan (beyzbol). i n - : $ayeL
A aklı of ıhe breaıh : Birdenbire nefesi in - he comes ıive him this ıetıer :
tutulma. Gelecek oluna bu mektubu ona verin.
He (il) is no areat aıldıı : Bulunmaz Hini in - of emerpncy : Hini hacette, ica·
kuınqı (matah) delil. bıada, kil !Uzum halinde.
A akla queatioa : İmtihanda talebeye in - of nece11l1Y : LOzumu halinde,
10rulaa öyle bir ııual ti hatıra pleblle- icabında.
cek ilk cevabr..f'lldQtıt. in ao - : Hiçbir zaman, hiçbir 1111-
c.1ı ..... - aılelı - can : Serbest stıret. retle.
c.lı - buin : BOtUn nluı bir ııelıre in your - : Sizin durumunuzda; size
ilkin bilip. (ıizin meaeleye) aelince.
Clldı - points : Bir denıiryol makuındı in thaı - : Şu halde, o halde.
rayların istikamet deliıtirdili nokta. in - .._ (in - of) : Oldutu tak·
C..... mi - handed : Pabuçsuz (ıuçllıtU) dirde, ellili halde.
yakalaamıı. cürmllmqlıut olmu1- in whicb - : O takdirde.
To c*ll a diaease : Hutalanmat. nı take my umbrella in - it ralnı :
To aıtdl a fire : Ateı almak. tutuprıak. Yalmur yal,dılı takdirde wemıiyemi ala·
To aılelı a penon in the acı : Bir adamı catım.
ııuçUıtU yatalıunat. lt'ı eme wlıh : Her teY yolunda.
-
It's a bani -
bir durum, ıllç 111C1ele.
[ S2 )
Cilt - iron rules : Şiddetli kanunlar. To cast off: [ Naat,) Fora etmek, ban·
He has a cut constitution : Bünyesi de· do etmek; atmak; mldetmek.
mir ıibi satlam. The c..t in a play: [ Tlıeat. ) Rol tak-
To cat ııbout : Etrafa atmak, fırlatmak; simatı; iş (vazife) taksimatı (tevziatı).
aı.mlıer of pracıicc : (Noter veya avu- lf you clımce ıo see him : Onu aöre-
kat) müvekkili. cek olursanız.
:
in c1ı--.. Hlkimin hususi odasında. To dıMce upon (on) someone : Birine
rastlamak (sokak v.a.'de).
CHAMP (3), v.
To chmDp the bit : Sabırsızlanmak, sinir- Will you be !here by clııua? : Orada
lenmek. olmak (oraya &itmek) ihtimaliniz var mı?
CHANCE (44), n. & v. CHANCELLOR (3 • 9 • 9), n.
A dımce of winninı : Kazınmak ihti- ClımceUor of the duty: Defterdar.
mali yok delildir. ClıaaceUor of a univeniıy : Ünivcnite
A mailer of dıMce : Şans meselesi (işi). müdürü.
By dımce : Teaadllfen, rastııcle, kazara. cıı-11or of a cathednıl : Genel nı·
A dılllıce shot : Rast..le isabet eden hani 1Cf (reis).
ku11un, kaza ku11unu, pns denemesi, Clıacellor of the eııchequer : Maliye
P. S
elam
1 66 J
CIRCULA11NG (99 • 17 • 21 • 1), n. CITY (1 ·il. n.
Clmılllllıs medium : Para, nakil. Celestial dty : Cennet.
ctrama.s decimals : [ Matlı. ) Apri Clty c:ounc:il : Belediye meclisi.
mUsellai. Clty foıhers : Şehrin ihtiyarları veya c,.
~ library : Halk kütüphanesi, rafı.
kira ile kitap veren klitüphane veya ki· City hali : Belediye dairesi, belediye.
tapçı. Clty of David : Yeru~lim: beyllthem.
CJRCULA110N C99 -17 • 21shn), n. Clty of God : Gökler.
C~ of atmosphere : Hava c:ere· Clfy of Seven Hills : Roma.
yanı. , Holy Clty : Kudüs tehri, Kudüsü şerif.
Clraıl.ııdaıl of waıer : Su cereyanı. Eternal clty : Roma.
C.......... of news: Haber yayılmHı. The Clty : Londra'nın banka ve iş mer·
Clraladoa pump: Devir tulumbası. kezi, Siıc.
To be in the clty : Ticaret yapmak.
CIRCUMSTANCE (99 • 9 • 3), n.
CIVIC (1·1), a.
Bad (embarraned) cmuaıııtuces : Kötü
CMe riıhıs : Vatandaşlık hakları.
durum, mUıkül vaziyet, sıkıntı.
Clvlt auıhoriıies : Belediye makamları.
C., w JtnPHI alter the c:ases : Ahval
CIVIL (1 • 1), a.
ahlı.imı delillirlr.
Easy dlCP Jtnun: Ferahlık, zengin- Ch•U ac:ıion : Hukuk davası.
lik, refah. ClvO enıineer : inıaaı mühendisi, köprü,
yol, liman v.s. mühendisi.
Good dit - · - : Bolluk; iyi durum.
in (wıder) tbe c1rcwa-.. : Bu vazi- CIYU law : Medeni hukuk (kanun).
yetle, bu ahvalde. ClvO liberıy : Beter hukuku, insan hak·
ları.
in no e.,c As • : Hiçbir tekilde, hiç-
bir zaman. CIYll Jife : Sivil hayat.
My worldly dl Jtn ees : Mali vaziye- CITI list : [ U.S. ) Mülkiye kadrosu;
tim. ( Enı. ] hilkilmdar bütçesi.
Not ı clrallllf- to : Kıyas kabul ti· ClvU marriaae : Medeni nikih.
mez, mukayese edilemez, çok atalı. CIYB riıhıs : Medeni haklar, hukuku me-
Pomp and da c 7 tt1 ı Debdebe ve deniye.
tantana. Clvll service : Mülkiye memurlup.
Well dit Jtn u .. : Hali vakti yerinde. Clvl serviınt : Mülkiye memuru.
Stailcned dmm • · - : Yokluk. ClvU suiı : Hukuk divası.
Under fıvorable ~: Müsait ClvB war : Dahili harb, iç savaıı.
(elveritli) tcrait ılımdı. CLAIM (21), n.
As 1 wu dl Jtnp eti : içinde bulun· To jump a elıılm : Sahibinin kullanma·
dutum vulyette. dıiı böyle bir arsayı igal etmek.
To lay elalm to : Sahip çıkmak.
CIRCUMSTANIUL (99 • 9 • 3shl), ı.
To sıuke a tblnı : Eskiden bir araziyi
ClrnwJtnrdal evidtnc:e : [ La,,,. ] Emare
kazıklarla tahdidederek "onu hükllmetıen
ferı delill.
talebetR"ıtk.
CITIZEN (1 • 1 • 9), a. To stake out a elalm : Yeni keıfedilen
Native d?ber : Bir devletin ıcbaası ola· bir memleketle sonradan işletmek veya
rak doimUI vıtanda1- salmak üzere işaret konan arazi veya
Naturaliz.ed ehbeıl : Bir devletin tabiiye- arsanın hududunu çizmek.
tine aonradaiı airmiı vatandaı. CLAM (3), a.
C.._ of the world : Kozmopolit kim· Te shuı up tike a elam : Birdenbire su~
1e, dünya vatandııı. mak, çenesini tutmak.
Cl;AMP (3), n. &. v.
Clamp coupling : Sıkııtırma kavramı.
[ 67 ]
Lower
Middle
c:ıa.
: Fakir ahali, avam,
·-
em : Orta sınıf, kllçllk burjuva
cı..,. screw : Sık11tırma viduı. sınıfı.
To c:lııırıp down on : Yasak etmek. me- No dmm : [ Colloq. İ Af8iı sınıf veyı
netmek. derecede.
The eı- and the ma55es : Havas ve
Cl.AP O), v.
avam.
To c:lap eyes on !IOmeone : Gözü birine
Upper el- : Yukarı sınıf, epf.
ilişmek, birini birdenbire görmek.
The eı- ı Zengin sınıfı, burjuvalar.
J've never dapped eyes on him : O hiç
gözüme ilişmedi, hayatımda hiç onu gör· CLATTER (3 -9), n. ıl v.
medim. To come clatterbıs down : Paldır küldür
To dap in j:ıil : Hııp!le atmak. dillmek.
To c:lap OD a fine : Para cezasına çarp- To c:llllter downstain : Merdivenden gü-
tırmak. rWtil ile inmek.
To cl•p on ali sail: [ Naut. ) Blltlln CLAW (!l!I), v.
yelkenleri açmak. Claw coupling : Tırnaklı kavnunı.
To clap someone on ıhe back : Tebrik Claw hammer : Arka ucu çatılh çekiç.
\".5. için birinin sırtına vurmak. Claw coaı : Frak ceketi.
To clap oe one'5 hal : Şapkasını bqına To daw ••8J
(of0: [ Narıt. ] Volta ede-
geçirmek. rek karadan kurtulmak.
To daw •P : [ Dial. ) aad [Si. ) Bir-
To cbp a pistol ıo someone's head : Bi·
den vurmak, Aniden yıpı11ırınak.
rinin baıına tabanca dayamak.
CLAY (3), n.
To clap someone in pri!IOn : Birini hap-
se tıkamak. Clay cylinder : Toprak silindir.
To d8p ap : Dikmek (bina v.s.); çabucak C1aJ cold : Toprak kadar soluk; canı
bitirmek. çıkmıı, so&wnllf.
CLARET (3 • 1), a.
ClaJ laad : Balçıklı
arazi.
boşaltmak: soymıık: ( al. ) soyup solana To sıand (kecp) elear : Açık durmak,
çevirmek, biltüa parasını çclı;mck. çekilmek. sokulmamak.
To be eıe-d oat: Meteliksiz kalmak. The moment the train was elear "of the
To dna •• : Süprüntü v.s.'yi tophyarak station : Tren istasyondan ayrılır ayrıl
temizlemek: dilzeltmek; [ col/oq. ) bitir- maz.
mek. To make oncself clear: Maksadını açık·
Cleu sone : Tamamen aitmiı. çı izah etmek.
cı.. eıd : Biçimli endamlı; şekli bariz To ııend a messasc in ele•: Açık C$if-
olan. r~iz) bir haber ıöndermek.
Cleaa throusfı : Tamamen. To elnr a fence : Bir çiti qmak.
Cleu mıd : Tam deli, zır deli. To de• an obstacle : Atlardan dokun-
Clna wronı : Biltiln bütiln yaolıı. maclıın bir maniadan ıımak.
Cle• over: Tamamen. To ele• a ship: (Naut. ] Gemiyi tah-
CLEAR (19), a. A v. liye etmek; bir ıtenıinin bUIUn masraf-
A eleıır mıjority : Tam ekseriyet. larını vererek hareket mllsaıdesini almak.
A ele• profil : Slfi kir. To delll' ı ship for acıion : [ Nae. ] Mu-
A ele• day : BUtUn ıun. harebeye (deniz savaıına) hazırlanmak.
A dtlll' sky: Bulutsuz '6k· To ele• _., : Kıldırıp ıötilrmek, da- .
jılmak; temizlemek, derleyip toplamak.
A ele• thinkcr : Vazıh fikirli.
•AIİ delll'•: Yol açık! .To elear cıft: Defetmek; açılmak (havai:
dajılmak (bulut); ödemek (borç v.ı.):
Are you quite cıe.. about thıt? : Bunu
iyice anlııdınız mı?; bu husıısta tama· kaçmak, sıvıpnık.
men emin mlılalz? To des one"s charııcter : Masumiyetini
Is that demr? : Anlatıldı mı? ispat etmek.
Could 1 make myself' ele• to you? : Fik- To cıe. one's conscience : Vicdanını
rimi size izah edebildim mi?, maksadımı müsterih kılmak.
anlatabildim mi? To ele• one's cosıs : Masrafını çıkar
Clar - aıt : Düzsiln, biçimli, keskin mak, ,eçimini temiıİ etmek.
hatlı; vazıh, kati. T~ dem' land : Tarlayı temizleyip eki-
O.. · headed : Anlayıllı, açık kafalı. me hazırlamak.
Clar consciencc : Temiz (rahat) vicdan. To ele• ...a : Çekilip aitmek.
a.. eyecl : Temiz yDzlli. He ele..,.. me out coınpletely : O blltUn
Clar siıhted : Baıirelli. paramı isnf etti.
O.. siıhted- : Nilfuzunuar. Clar out! : Çek arabanı!
[ 69 )
Off coı-: İstenilen renkten biraz farklı; Hiıly c:oloared: Süslü, mübaliialı.
rııhııtsız, keyifsiz; münasebetsiz, bııyallı; To eolour up: Kıpkırmızı kesilmek.
ha fil · COMB (67), n. & v.
Primary coloınt: Asıl olan renkler; alfı Comb brush : Tarak tcmizllyec:ek fırça.
imisema renkleri. To cut the cmab of: Mahcup etmek,
· Under eoloar of : Bahanesiyle. kiiçük dü~ürmek, bozmak.
Undcr false coloınt: Sahte kılıklı. To comb out: Taramak, ayırmak.
Watcr colour: Sulu boya. . COME (8l, v. [p. t. CAME, p. p. COMEJ.
Wiıh thc colomıı : Askerlikte. A week r - Sunday : Pazar günü haf·
With eoloun flying : Bayraklar dalgola- ıoısı olacak.
narıık. An idea nme into my head : Aklıma bir
With flying coloun: Büyük muvaffakı ~ey geldi, bir fikrim var.
yetle (zaferle). Come, c-ı c- now) : Haydi canım!
Some eolour or ıruth : İtimndedilir görü- amma yaptın ha!, haydi bakalım! .
nüşte. Come January: Gelecek Ocak ayına ka·
Oil roloen: Yallı boya. dar.
To chanıe coloar : Rengi uçmak, sarar· Ccme along!: Haydi!, çabuk!
mak, solmak. Coıne what may : Ne olursa olsun.
To come off with flying col-. : Mu- Come your ways ! : Gel!, bunun yakasını
zaffer olmak. bırak!, uAraşma!, vazgeç!, aldırma!
To aet one's colcıen: Bir kolej v.s.'nin For six wceks to come : Gelecek altı hafta
birinci takım oyuncusu olmak. içinde.
c-
To ııive (lendi eoloar to : Hakikat çeınisi How c.lid you rome to do that? : Nasıl
vermek (bahis veya fikir). oldu da bunu yaptınız?
To give Oend) eoloar to a rumour: Bir April : Niaanda üç
He will be five
rivayeti takviye etmek. }'aşında olacak.
To be off eolour : Keyifsiz olmak; her
Don't try ıo - it over me!: Bana hük-
zamanki kadar iyi olmamak. metmeie kalkma!
To haul down the colcıan : Bayrak indir- He will come to no good : Muvaffak ol-
mek. mıyacak.
To join ıhe eoloun: A'kere gönüllü ya· in the time ıo come: İstikbalde, gelecekte.
zılmak. Let them ali come? : Varsın hepsi gelsin!
To nail one's c:oloun ıo thc ması: Ölün-. Gelecekleri varsa görecekleri de var!
ceyc kadar çarpışmak, teslim olmamak. Uıhı come : Az kar (kazanç). .
To lower one's c:ol1111n : Teslim bayrajı The money cmne ıo him from his mother:
çekmek. Ona annesinden miras düştü.
Now that 1 come to ıhink of it : Şimdi
l. 76 1 -
To c:ome bııck inıo favour : Tekrıır ıuıul
lbu meseleyi) tekrar dUıUnünce.
ıı (ali) c:-. to ıhis ıhaı : Neticesi (hula-
sası) ıudur ki.
To
mak.
c:-
mak, rağbet kazanmak, sevilmek.
betweeıı: Araya girmek, ayır·
To -
c nd
c--.
etmek, çalım satmak.
To -
to the question : Sadede ıııelellm.
lo a head : Olaunlqmak.
•Wbere does the ioke -
bunun neresinde?, bunun nesi pka?•
To staıııe a _
..,. : •Saka
. . . : Eski haline ıııel·
To - le hand : Gelmek, alınmak. miye hazırlanmak,
To - to one'ı ııeıues : Aklı bqına COMFORT (8 • 9), n.
aelmek; ııkJını baıına toplamak: ayılmak; Be of ıood -'an! : Medıı olunuz!
açılmak; makul oılıak. Cold eomlcırt : ZUIUrt terellili.
To - to tenns with : Uzlqmak, anlat- Creature emıfarll: Bol yemek ve IİJC
mak; teslim olmak. cek v.s., refah vasıtaları, konfor.
To - to tbe front : Şöhret bulmak, it is a e.Dfcırt to me : Benim için bir te-
tanınmak, methur olmak. sellidir.
To - ıo tiırie: Vakti plinc:ıe mUcade· To be eemllllfülJ off: Hali vakti ye-
leye baılamak: randevuya vaktinde ıel· rinde olmak.
mek; kendisinden umulanı yapmak. COMING (8 • 1), n. ıl a.
To - ........ : Birlepnek. A -ı.s mın: lıtikbali açık adam.
To - ırue: Do&nı çıkmak, olmak, Camin& eleven: On bir yqına kadar.
vakı olmak: tam cinsini muhafaza etmek;
Comlıls in : Girit. duhul; aelir, varidat:
tecelli etmek.. aerçeklepnek. yqlanma.
To - Diler: Tabi olmak. Comllıa op : Yaklapna; kendine pime;
To - mıler the sway : Emrine Pnnek· fazlalqma: artmL
To - mılel: the control of : Kontrol Comlııa out of a tum : [ An'O. ] Dönllt-
altına ıirmek. ten çıkıı.
To - . , : Yukarı aelmek; ortayı çık· C ........ out of a dive: [ Auo. ] Dalqtan
malt; yetipnet, eripnek; [ naat.) ma)'lll çıkıı.
etmek; ziyaret etmek; uyanmak: çiçek
COMMAND (9 • 44) or (9 • 3), n. ıl v.
açmak.
At ~: Emre laıade.
To - . , apinst :'Çatmak, ... le kartı·
ecm•... :
e-.,
By Royal Kıratın emriyle
lqmak.
(bazan davetiyle).
To - ap lo : ... dolru ııelmelt.
To ıo tbe univenity : Oniveni·
C - d of lanauaae: Lisana hAkhıı
teye ballamak; Univenitenin yeni bir olma, iyi dil bilme.
By ~•8ıl of: Emriyle.
devresine ballamak.
Word of e.ımaad: Emir; (Jfil.] Komut.
The play didn't - •P to my eıq9CC
tations : Piyes umdutum ıibi çıkmadL To be in e........a of (a work): (Bir it-
To - ap smilinı: [ Si. ] Alay etmek ten) mesul olmak, bir ime Amir olmak.
To ceme .,_: Hllcum etmek; bulınak; To· have CWWid of several laquqes:
vilkı olmak; raa,elmek; üzerine aelmek; Birkaç lisana vlkıf olmak.
çökmek; kartılapnak. To ~ rapect : HUnnet telkin el·
To - . , wlllı : Yetiımek, ulatmak. mek.
[ 79 ]
c--
yan etmek.
COMMERCE (.5 • 99 s), n.
deatroyer (raid~): [ Naut. 1
Ticaret aemilerini batırmak veya zaptet·
mek için kullanılan süratli muhrip.
koymak.
To put out of a c W. : Muvakkat
veya daimi olmak üzere bir aeminin mü·
retıebatını datıtmak; azletmek, listeden
iskat etmek.
Ccnamen:e naa : Ticari aemilere mahsus To throw up a ,_...._: Memuriyet·
bayrak. ten ve bilhassa subaylıktan istifa etmek.
Chamber of c:ommerc:e: Ticaret odası. To ıet one's _ ... _ : Subay tlyin
COMMERCIAL (9 • 99 shl), a. olunmak.
c-merdııl aaent : [ U.S. ) Ticvet ata· COMMIT (9 -1), v.
1C5i. To commlt fully : · Muvakkaten hapset·
c-mndlıl collep : Ticaret mektebi. mek.
C - W lıw : Ticaret hukuku. To - i t follies : Çılgınlık yapmak.
To commlt --H: Kendini seri çekemi·
C-.:lal marine : Bir milletin ticaret yecek bir vaziyete sokmak; çok kati liiy·
aemileri; bu aemilerin mUttltebııı. lemek.
C-rdııl note : Muayyen kıtada mek· To commlt _ . , to an action : Va'det·
tup kıilıdı (takriben 14 ila 21 santimetre). mek, itimat telkin etmek.
c-rdal room : Ote!lerde ticaret acen· To - ' I _ . , ıo a cenain coune:
tıılarına mahsus oda. Kendini bir dôva veya gayeye vakfetmek.
[ 80 ]
To commlt the body ıo the arave : Göm- in -oa : Aleni olarak; müıterek.
mek. Nothinı ouı of the coıamoa : Fevkalade
To c - ' t to memory : Ezberlemek. bir ICY dejil.
To c - ' t to paper (writinı) : Yazmak, Junioı cammcm ; Üniversitede talebelere
kaleme almak. mahsus salon.
To cmmnlt ıo prison : Hapse mahltllm c-oa pleas : Hukuk davaları; bu dli-
etmek. valara bakan mahkeme.
Withouı commlttlııa myself : ihtiyat ltay- c-aa prayer : Analikan kilisesine
diyle. mahsus umumi dua kitabı.
COMMl1TEE (9-1-1), n. Commaa school : [U. S.] ilkokul.
Coıamlaee of the whole : Meclisin encü- Coınmoa scold : Kavpcı icadın.
men halinde pyriresmi toplanması. c-oa sense : Aklıselim, sajlıım kafa.
To IO into coınınlttee : Encümene girmek co-oa thief: Adi hırsız.
veya encümen haline koymak. Conımoa time : [Jl'us.] Adi .ölçü.
Standinı ctamlttee : Daimi encümen. Commoa ıo : Yaygın, müşterek.
Joint ~lttee : Birleşik encümen. The -o• people : Halit, avam.
COMMON (S - 9), a. The c-• run : Orta, vasat.
A - • : Umumi yer. Ouı of the - o a : Fcvltalide.
c-aa person : Kaba ve terbiyesiz bir To be - - talk : Herkesin ajzında
adam, idi bir insan. olmak.
A c - - house : Umumhane. To have someıhina in c-• with
Above the - : Umumun anlayışı someone : Biciyle müşterek bir teYi ol·
ve iktidarı fevkinde. malı.; biriyle benı.eyen bir tarafı olmak.
c-oa carrier : Naltliyeci. The House of Comm-: Avam Kama-
c-moa consent : Umumun rızası. rası.
F. 6
f'Wll''n • eemcelt
l 82 J
COMft.IMENT (S • l • !1), n.
Double edaed cwpllımem : İjneli kom·
c._......
motor.
motor : Muhtelit teyııkkuı.lu
ca., ... Oower : Mürekkep çiçek. C aEQ ı • air hammer : Tııı.yik edilmil
C-zı_.. fraction: (Mıt/J.] Kesri hava çeltic:i.
muhtelit. c_,....,4 yeut: Tazyik edilmif.maya.
Cmıpomd fracture: (Mftf.) Açık yara CON (S), n. & v.
ile tenlik kırılı. Pro and caa : Lehte ve aleyhte olarak.
c_,_.. interest : Mürekkep faiz..
C...,... larceny: [Law] Esbabı mü·
Pros and - : Lehte ve aleyhte olan
deliller veya kimseler.
teddideli hırsızlık. To coa thanlts : MiMettar olmal:.
Ceaıpllmlll locomotive : Kompavwıd lo- CONCErr (!I ·si 1), n .
.lranotif. c-lt of oneself : Kendine itımat, ıcen
c,...,_.. microscope: Çift adeseli mlk· dini belenme.
roskop. in my own eomcelt : Benim fikrimce.
[ 83 J
To be ouı of - U with : .. .'dan mem· CONCLUDE (9 • 77), v.
nun olmamak, miltteki olmak. To coaclllde : En nihayet, netice itiba-
CONCEIVE (9·si1), v. riyle, ııon olarak.
To - " e a dislike for soıneone : Bi· To be c:wl9llled (in our neııt) : Sonu ge-
rlnden birdenbire nefret etmek. lecek sayıda (lazetede, tefrika v.s.).
To COKelve an idea : Bir fikir edinmek. CONCLUSION (9 • 77 ~n), n.
To coacelve of : Kanaat getirmek, akıl in c-ımıloa : Netlcei kelim, en nihayet.
almak. To try coaclllllom with someone : Biri
His letter was ~ind in the plaincst ile mllsabaka etmek.
lınauaıe : Mektubu çok sade bir lisanla CONCRETE (S • 11 ), n . .l a.
yazılmıştı.
C_.... beam : [En •. ] Beton kiriı.
C-..ete column: [En •. ] Beton direk.
CONCERN (9 • 199), n . .l v.. C-.ete construction: [En •. ]· Beton
A Oourishing coacena: iıi iyi aiden bir yapı. .
tlrket, iyi kazanan bir Iİfket. · CC191:nle foundation: [Eng.] Beton te·
To have no COllCelll with : İtine karıpna mel.
mak, alakası olmamak. C - * miur: [Eng.] Betonyer.
He is meddling in my - : Benim c--. Toad: [Eng.] Beton yol.
itime karıııyor. Reinforced ~le: [Eng.] Betonarme.
No ~ra of mine : Beni allkadar et- CONDEMN (9 • 2), v.
mez, bana ne! CmdemMd celi : idam mahklimu hüc-
The wbole - : Bütlln it. her ICY· resi.
With deep c-na : Çok enditc ile. His looks condeam him : Nasıl bir adam
To CODCelll oneself with (in, about) : Ka· oldulu yüzünden belli.
rıımalt. müdahale etmek. To CODdelllll ror : ... dolayı mahklim et·
To be c___. in (with): Allkası ol- met.
mak, ilaiJi olmak, .. .'e .karı.pak. To coademn to death : idama mahklim
A coacened air : Enditcli tavır. etmek.
A matter of great - : Ciddi bir CONDmON (9. 1 shn), n.
mesele, vahim bir mevzu (hal). Ali sortı and coııaılldml : Her çeıitten.
A. aoinı - : YilrilrlUkte olan iı. in ccı.dldoa : Sıhhatli, aürbUz.
A payina cmcena: B111&rılı bir iı. in good coadldcıD: Temiz; kuvvetli.
As coaceıw : .. .'e gelince, ... itibariyle. On cCl9llldcıa that : ... tartı ile, ıu 11rtla
As far as 1 am cwerMll : Bana geliııc:e; iti. . .• .. . takdirde.
bence; benim için. ~ Out of c:oMldaa: Zayıf, kuvvetsiz.
His honour is ccıacenıed : Onun werefi To be out of ccmılltloa : Hamlamak.
mevzuubahis. To be ccıMlthıeıl by somethina : Bir
I was very COMıerMd to hear : ... du- ICYC batlı olmak.
yunca çok müteeuir oldum. To change one'ı CClllılltlcıa : Evlenmek.
CONCRET (S • s9), n. Eııpress COll4lltloa : Sarih 11rt.
c-c.n Grand : Kuyruklu piyano. To malte it a ccıadldom : Şart kotınık.
«=--*of Europe: iBiS ten beri bazan To pass off a coadldcm : İkmal imtiha·
ittifakla hareket eden bilylllt devletler. nını aeçmek.
c-rt of the Powen : BüyUk devletler Penon of hurnble_ ccıadldcıa : Hali vakti
ittifakı. yerinde olmıyan kimse.
c-n pitch : Çok yllltset perde. Under favorable ccmclltkım : Müsait ,art-
in c-n : Hep beraber, ittifakla. lar altında.
To keep up to cmcert pitcb : Yüksek se· To keep (oneselO in HBdltlO. : idmanlı
viyede tutmak. olmak.
cwm- [ 84 l
An implied nmlldoa: Mukadder durum. This is told in .._ , . cc: Söz aramızda.
To impoee (malıe) ,..,...._ : Sart kcıt To mate a c-"1 to someoao : Bi·
malt (koymak). riac bir ıır lilıylemet (vermek).
To oblerve a ~: Sana riayet et- To feel c •"«
ı : itimadı olmak.
mek. To put (plaı:e, repoee) eamfldl9c:tl : İti·
On one C..-...: Bir prtla. madetmek. ıl1veıımet.
CONDrnoNAL (il - llhal), a. CONJURE (il - 7711), v.
c......._.. claUle : [Gr•m.J Şart cilm- To c:Glllmn DJ : Sihirbazlıkla davet et·
leai. met; batıra aetirınek. c:anlaııdırmat.
C......_.. mood: [Gr•m.) Sart llYPIL A name to Hlllın with : Sihirli laim,
C +iM._.. ule : Sarta ballı aatq. çok nl1fuzlu bir laiaı.
C........_. aurrender : Şuta ballı ta- CONNECI' (il • 2), v.
lim (olma). To be _ . . . . , with (a penon or a
CONDUCI" (9 • 8), n. .t v. thiDI) : (Bir ICY veya ph11la) ilpsi ol·
He _ .. ~ badly towarda me : O be- mat.
nimle töt11 muamele etti. To be well c.._...: İyi ai_leye men·
Ccrtificate of aood c:Ollll8ct : Hllsnllhal ıup olmak,
Uiıdı. CONNECl'ING (il. 2 - 1), L
To _ . _ . a concert: Konser idare et·
met, orkestra ııefi olmak.
To c:Glldlld a sieae : Muhsara etmek.
C_..
~ bolt: Batlama civatuı.
c-•dlms
cablo: Ballama tablosu.
flanp: BalJama flaııcı.
To ec+lac:t oneself : Davranmak. hare· c - ._ link: C•ırcb.J Halta.
ket etmek. c-ullıli p1ccc: C•ırcb.J Dallama par·
CoMac:.. power : Nakil kabiliyeti. ÇUi, raptiye.
CONE (67), a. c__., plate: Batlama levhası.
c- coupliııa: C•ırcb.] Matiaa ..ft. ca- . . rod: C•ırcb.J Ballama ça-
larım balJıyan cilıaz. buiu veya pini, piston tolu.
c- ıear: C••cb.) Mahruti cliller. CONNEC'l10N, CONNEXION
c- pulley: C•ırcb.] Mahrut makara. (9 - 2 dın), n.
c- shaped: C•ırcb.] Mahrut pldinde. Business CGlledlom : Is veya ticaret mil·
mahruti. nasebetleri.
c- tube : Konik kiiıt kovan. Close c-u:fl-: Dakikası dakikasına
Prustum o f - = [G.om.] Kesit mah· aktarma; sıkı mllnasebetler.
rut . Family c.-dw: Akrabalar.
. Half c:.e : [G.om.] Yarım mahrut. Hol waıer ~-: Sıcak su tcrti·
Jce cream c:.e : Dondurma kW&hı. batı.
Truncaied c:GM: [Gırom.J Kesit mahrut. in this c~ : Bu milnascbetle, bu
CONFIDENCE <S • 1 • lls), a. hususta.
Ccımllılac:e pme (trick) : Dolandırıcılık. in comecdcıD with : MUnuebctiyle, do-
tavlama. layısiyle.
Cc-1"1 ce man : Dolandırıcı. tavcı. c-ud • by marriqc : DllnUrl11lt.
Hı: has ıhı: c:omılWew of the President : To break off -ctıN with : Alüayı
Reisin ona itimadı var. kesmek, sellm sabahı keuaet.
1 have comfldeaı:e in him : Kendisine iti· To cut the ~: irtibatı tamek.
madım var, ona allvenirim. To lteep up a c-cfloa wlth : MUııue
To inspire with c:cmBıJe-: itimat telkin beti idame ettirmek, mUnuebeti ltemne-
etmek. mek.
To teli in c:clliWı•e : Mahrem olarak The shop hu a aood , ••• a1m : Dllt-
söylemek, &izli söylemek. kin faal (iılek)tir, mi14terisl boldur.
c:onstablc
rrfıtrxe l 8S
C0NSCIENCE (S - sh!lı), n. Pcrson' of coasequeaee : İkı i gdcn kim-
C-leace clause: Vicdana riayet etmek seler; iı> an, eşraf.
flrliyle manasında bir ant veya kanun To lake thc coıısequencc• : Nctıceyi gö-
v.ı.'ye ilave olunan cümle. ze almak.
C-leace money : Vicdan emriyle \'eri- CONSİDER 19 - 1 - 9). v.
len para. To coaslder others: Hcrl.c'i 'evmck,
Camrience smitıen : Vicdanı muazzap. yalnız kendi nefsini dü)ünmcmek.
Sıetl c......._ [Eıı... ] Çelik yapı. de- Coml8d acrew C•ecA.] Koatalı. vidası.
mir inpat. Coııaıd surface : Temas yUzQ, temas
Grammatical cOllllrucllua : Dilbilaisinde sathı.
inp, tertip. Ene...a contact : [Aıtron.] Seyyare-
To put a good c....._.. on hiı act: lerle ıilnq veya ay lı.urslarmın birbirine
Yaptılı ite iyi bir miııa vermek. cllzi dolı.unm111.
C......._ enıiııoor: İnpat mUhen-
Intemal c..ı.t: [Astroıı.] Ay veya
dis_i.
seyyare lı.ununun allneı lı.ununun iç ta-
C......_ in oııo'ı name : BiriDiD adı
rafına dolı.unmuı.
na izafeten yapıl&D inlut.
in coııDd wlth : ... 'le temas halinde.
CONSULT e9 - 8), v.
To cmllld wldı: Temu etmelı..
To ~ with ea friend) : (Bir dolda) To como (pt) into CGllDd witb : Temasa
istipre etmek, danıpııalı., filı.ir almak. seçmek, irtibat allamalı..
To -ıt libra.ries: Klltllphaııolore mU-
ncaat etmek. CONTEMPI' (9 • 2), n.
To - U ono's wisboa: Birinin arzula- Beneatb comlamft : Son derece Blalılılı.,
ruu besaba almak. menfur; iltilıfafa deler·
c...... coatrol
[ 87 l
To be out of ccıalnıl : İdare edilemez nunda mukabil çekillf bir vaziyeti boz-
bale ,elmelt; [naut.] acmi azıya ilmik. mak; tertiplemek, tertibat almak.
CONVENIENCE (9- 11 - 199), n. To c-* ap a ıtory : Masal uydurmalı;.
At yoar -..le.C.: MUsait (mllnuip) What's cooüıısl: [Si.] Ne dolaplar cfö.
zamanınır.dL ' nllyor!
:
At your carlicıt -..-..ı:e Mümkünse COOKING (7-1), n.
bir an evvel. Coolılml ranıe : Yemek pi§irmelc mah-
Ali ıbe - • 1 ıeı : btirahat sebeple- sus fırınlı demir ocak.
rinin hepsi, biltlln kolaylıklar. Coolılq soda : Karbonat.
Ali modem eamns' 11 : Bütün modern COOÖlll utcnsils : Mutfak illetleri.
konfor. COOL (77), a.
Public _....._.: Heli. A hundred cool: [Si.] Yüz tane kadar.
A marriqe of -ı-: Maddi men- A cool million : Müballjasız bir milyon.
faat için yapılan lr.divaç, qltsız lr.div1Ç. A cool rcccption : Soluk karııJama veya
To maltc a - • ' ı • of one : Birinin kartılanmL
iyDilini suiiltiınal etmek, birine fazla Ceal as a cucumber : Soluk, antipatik.
yütl-k. Cool beadcd : Sakin, heyecana kapılma
A pat _........ : Büyült kolaylık. yan.
To make it cwt:ı'ı • to do aomethinı : He is a cool c11110mer (1 cali tbat prctty
Bir ,eyi yapmalı kolaylqtırmalt; bir ko- cool): [Si.] Nabot bir adam veya ~
layını bulmak. dir, · buna tatsız ve tutsuz ICY elerler.
CONVERSA110N (5 - 9-21 lluı), n. The cool of the day : Günün 1111rin saati.
Criminal -••wluw : Zina, evli kadınla To cool one's beclı : Bekletilmek:
pyrimqnı dut münaacbct. [colloq.] ayaklara tara ıu inmek, bitap
C-vawluw plece: [Paiııt.] Canlı bir düpnek, pek çok yorulmalı:.
iman pnıJlllllUD rcaaıi. To coİıl onc'ı coppcn: [Si.] . Atcflnl
Ali mamıer of cwvalllll•: Her tavır söndürmek, hararetini aiclcrmck. bir içki- ·
ve barckeL den sonra çok .R1 içmek.
To bold a _ • ......_ witb ııoıncone : To cool . _ . : Saldnie11nek, öfltcsi ya-
Biriliyle tonupak, aörlllmck. tı1111alı:, dinlenmek, yatıpınnak.
CONVlt11810N (9 - 99 lbıı). n. To cool alf : Serinlemek; öfkesi acçmet.
Iınpropcr _ . _ of funds: İbtills. To eoal tbe temperaturc : Havayı eakin-
c-..-. of equationl: StlqUn. lqtirmek.
C00 (77), V. COOP t77), v.
Bmiq and eoalıııs: Cilvclepne, laılr.ane To coap llp(ID) : Kapamak, tıkamalı:.
konupna, öpUtUP totl.qma. COP (5), n.
To bill and eııe : ÖpiilllP kotlapnak. If you arc latc you'U cep iti: Geç kalır-
COOlt (7), n. A v. 1fn aörOnUnl
Putry c-* : Puta yapan, putacı. COPl'Ell (5 - 9), n.
Com houııe : Allwıe, mutfak. Hot ~: Alır.da ve ıırtlakta hisse-
•Too many c-*I ııpoil tlıe brotb•: dilen kutalı:lık (çok içkiden).
[ProP.] Atçı çok oldulu yerde çorba Ollyde of eGl'Plf : Pu, bakır oksidi.
yanar Sulpbatc of c.,,.. : Bakır ııülfatı.
Coolı - book : Yeıııet kitabı. Sulpburct of ~ : Bakır kllkllrtll.
. . is . . . . . ; <Kotuca> kesildi. C.,.. batb : Bakır tuzu mabl411.
1'o ceak llCCOUntl : Hesabı tahrif etmek. Capper botıomed : Batır dipli, karinesi
To. c011k one'ı a - : Birinin yuvasını bakır lr.aplı.
yapmat, hakkından tclmek· C.,.. colourcd : Bakır renkli.
To c-* ., : Hmrlamak; satranç oyu- CClplMr vitrlol : Bakır slllfatı.
Co,,er workı : Bakır fabrikası.
Cllpllel' writlq : Basma sibi muntazam
( 89 ]
Cana flaı:
bak; aladiol, kılıç çiçcli.
--
[Bot.] Bir çctil mavi zam·
Fair cen : Temiz, teıniı.e çckilmiı. c.,. flower: (Bot.] Peypnıbeı çiçıeli.
Foul Croulh) _,, : Mllavedde, kualama. c- h111k : Mısır kabulu.
c.,,. · book : Mclk defteri. c- land : Mısır veya etin yetiıdrmelc
C..,. • book muim : Atasözll. elveriıti toprak.
C..,. • cali : Taklitçi, mukalliL Corw laWI : İqiltere tarihinde zahire -
To mııb IOOd ce,, : Okumala deler tııını idareye mab1111 kananlar.
bir ICY olmak. C.. loft : Zahire ambuı.
Cara mariaold : [Bot.] Altınc:ık.
CORD (SS), n.
Canı meal : Mısır unu.
Spinal card : Omurilik.
Vocal cGrd.: C•ed.] Bolazdaki ICI ip- Cara poppy (ıose): (Bot.] Gelincik çi-
leri (plitalan). çeti, yabani halhal- .
Ccd maker : ipçi, kaytancı, kirigi. c.. 111ad : [Bot.] Valcrianella.
A four fokl conl : Dön katlı ip, çok c.,. ıtalk: M11ır upı; [colloq.] uzun
kuvvetli bal. boylu adam.
CORDON (SS • 9), n. C.,. atarcb : Nipata.
C.... bleu : Derece veya lallhiyeli yük. c.. plaster : Naır yatısı, nasır ilicı.
sek killllC; uta qçı. Tread on one'ı cwm: Nasırına baınık;
Santitary C....: Bulqık hutalık bu- [li•. ] aöıılünll incitmek, batınnı kırmak,
lunan mahalleyi çevina kordon. bamtellne basmak.
To tlırow a ccınlm uound: Etra•na lndian cen: M11ır.
kordon çekmek. CORNER (SS • 9), n.
CORE (S5), n. C - chilel : Domuz tırnalı.
c.. piece : Maça parçaı. c - cloeet : Kilte dolabı.
Can l8lld : Maça kuma. c - filo: Oç köleli ep.
Rotten at dıe co.. : İçladen bozuk. c - ıtone : Köte tatı, köte bqı.
CORN (SS), n. ,c-r wlso : Çapraz.
C... belt : M11ır yetilliren mınıata <Bir· All four - - of tbe earth : Dllnyanın
lqik Amcrika"nın ona eyaletleri). cliirt buc:a&ı.
c- blade : M11w yapralı. ekin yapnlı. Done in a - : Gizlice yapılmı1-
C.. bread : M11w ekmeli. Round llıo ~ : KHteyi dönDnce, köee
c.. - cob : Mım koçanL batında.
c.. . cob pipe : M11ır ko;aııındaıı ya• To cut off a _ , : Kaçamak yolu ile
pdm11 pipo. bir itten 11yrılmat, k11& yoldan sitmok.
Ccıra c:octle: [Bot.] Karamuk. To clrive into a - : Bir çıkmaza IOk-
c- crop : Mısır malısulll. mat, birini ııtıttırmat.
C.. cropa : Hububat. To pul a child in tbc ~ : Bir 11nıfta
( . - culler : M11ır 1BPluını keıen ma· çoculu köteye dikmek (ceza).
itina. To tum the ~: Tehlikeyi veya zor·
C.. dealer : Zahire dlccan. luiu adatmak.
Ccıra drlll : J!tjn ekmele malı- çark. To rub dıe nmmı eli ııoıııeone : Birini
c- eııclwıp : Zahire bonuı. biraz yolllmat. ·
C.. · clwıdler : Hububat taciri. To ıate a em.. : Viraj yapmak.
c..... lıeef : Kolllene •ıJır ed. To mab a - in wbeal : Jlulday ilı
C.. field : M11ır tarluı. etin tarlalı. · tiUn yapmak.
[ 90 1
CORPS (SS). n. Pahalıya mal olmak güçlükle haber
Corı- de ball : Bir baloyu tertilieden almak.
heyet. . To recover cosls : Bedelini tahsil etmek;
The Diplomatic corpa : Kordiplomatik, tazminat almak.
elçiler heyeti. Their separation coll biın many tean :
Onların ayrılığı kendisini hayli müteessir
CORRECT (9-2), v. & a.
etti.·
lt's the correel thing : Usul budur.
To clllt nothing : Bedavaya gelmek, cilzi
Canect edition : Sahi tabı.
bir fiata mal olmak.
CCllNd etiquette : Münasip tavır ve ha-
With co111: Mahkeme masrafları ile be-
reket.
Canect taste : :zevkiselim. raber.
Canect in his statement : İfadesi dolnı, To coll little : Ucuza mal olmak.
dedili dotnı. This book CCllt me a dollar : Bu ~itap
To ıtand correded : Hatasını kabul et- bana bir dolara mal oldu.
mek. This cwt me infinite labOur : Bu bana çok
emele mal oldu.
CORREC110N (9 - 2 shn), n.
House of coueellıriu : Islahhane. COTl'ON (S), n. & v.
To spealt under corredloa : Tashihe tabi Absorbent ccıUon : Eczalı pamuk.
olarak söylemek. Cotton batting : Tabaka halinde pamuk.
1 speak under (ıubject ıo) corredloıı : CoCton beli : Birleşik Amerika Devletle-
Belki yanılıyorum. rinde pamuk ekim mıntakası.
To desene corredloa : Cezayı haketmek, Cotton cake : Hayvanlara yedirilen bas-
ceza g6rmek. · ma pamuk ıo~umu.
CORıtr.sl'OND (S - 1 - S), v. CoftOll cloth : Pamuk bezi.
Coltoıl district : Pamuk yetiştiren mın
To cGITelpOlld to : Uymak, tekabül et-
ıaka.
mek.
C~ fabric ! Pamuklu kuma1-
C08T (67), n. & v.
CcıUod factory : Pamuklu bez: fabrik~ı.
At ali colll (at any COlt): Her ne paha- Cottoa flannel : Paz:en.
sına oluna olsun.
CcıUoa ain ı Cilidi pamuktan ayıran çark,
At pulilic coll : HükOmet hesabına.
çırçır.
At the coll of : Pahasına, bedeline.
CcıUoa growing : Pamuk ekimi.
At litde (Jreat) COlt : Az. (çok) masrafla.
CoUoa mili : Pamuklu bez: fabrikası.
At the COIC of one's life : Hayatı paha-
Cotton packing : Pamuk salınastrası.
sına.
Ccllt insurance and freigbt: [Com.] Sif, Cottoa shrub : Pamuk fidanı; yabani pa-
fiat, siııorta ve navlun. muk apcı.
Ccllt of !Wing : Geçim masrafı. CcıUoa staple : Hanı pamutun tel boyu.
Clllt of production : istı'lısal fiaıı. Coetoa ıree : Pamuk apcı.
COlt price : Maliyet fiatı. Coctoa waste Makinaları temizlemek
Higb COIC of living : Hayat pahalılılt. için ·kullanılan pamuk ipliii artıkları.
To my clllt : Benim zararımL Coeto. wool: Ham pamuk.
Bili of colll: Mahkeme v.s. masraflan. coao. yam : .Az. bntlllınüı pamuk iplili.
To carry colll : Masrafa airmek. Gun ceUoa : Pamuktan yapılınıı bir çe-
To know (learn) a tbing to one's CGll : ıit barut.
coup couatemııce
[ 91 ]
c-cry dance : Çerkez dansı (oyunu). C., de soleil : (Fr.] Güneı çaıpınuı.
k&r11 karlıya iki sıralı bir İnailiz köy Coap de tbiitre : Bir piyeste ini bir de-
dan11. iiıiklik, tiyatroda oluyormui aılıl tertipli
C-9rJ aentleman : Malikine sahibi, sahne deliJikliklerine benziyen hldise.
köyde arazisinde yaııyan efen<Si. COUPLING (8 - l ), n.
C~ııtry house : Sayfiye, yazlık kilfk.
C4lllMry seat : Köyde olan zenain sayfi-
c-... bar : Kavrama kolu, iki ICYi
birbirine ballıyan kol.
yesi.
C. . . . . box: Kavrama kovanı, çarkta
Appeal to the COllııCry : Parlfımento reyini
iki mil parçasını ballıyan kovan.
kati diye kabul etmiyerek balkm reyine
CGlqıll-. ehlin : Kavrama zinciri.
müracaat.
c......._ pin : iki teYi b-tlıyan mil.
Poreian eamb7: Yabancı memleket.
Native _...,. : Ana vatan. COURAGE (8 - 1 j). n.
Open _...,.: Kır, kırlar; dalsız veya Dutch c-.. : biden mııtevellit cıcsa
ormansız ova. ret, içkinin verdlli yilitlik, a1tol tesiriyle
Wild _..., : Boz kır, illenmemiı top- çılaınlık.
rak. To bave tbe c-.. of one'ı c:onvic:tlom:
[ 93 1
Hareketlerini itikatlarına uydurrnaia ce- To lake its coune : Hükmünü icra etmek.
saret etmek. tabii cereyanına &öre ptmek.
To lake eoıınp: Cesaretlenmek. The - of nature : Tabiatın hilkmll
To take c - . : Cesaretlenmek, kuvvet veya aidişi.
almak. There was no eoane open to me but to
To lake one's c - . in one's handa : run away : Benim için kaçmaktan ba$ka
BUtUn cesaretini toplamak, diıini sıkmak. yapacak bir şey (çare) yoktu.
COURSE (SS), a. To walk over the ccıune : Kolaylıkla
majlilp etmek (yenmek).
A - of bricks : Bir sıra tujla.
A four - dinner : Aynı anda ikram Water - : Çay, dere, ırmak; ırk.
edilen dört çqit yemek. COURT (SS), n. .t v.
By - : Sıra ile. Coıırt baron : [Law] 1naı1tere'de Lord-
Evil COlllW9: Fena hareketler, ahlaksız
luk divanı.
lık.
Coıırt dress : HUltOmdar huzuruna airınek
As a matter of - : Tabii olarak.
için ıiyilen resmi elbise, saray elbilesi.
c- and drift indicator: [Aero.]
Coıut favor: Hükümdar tarafından ıös
Dllşme ve ıllrat vizörll.
terilen iltifaL
c - of events : Hldilatın cereyanı,
C_. fool : Saray soytarısı.
vakaluın sidlptı.
C..t house : Mahkeme biauı.
A ~ of lectııres : Bir konferans ııe
riıi,bir den kursu.
Camt mannen : Seray merulnıleri.
Coıırt martial : Divanı hKb.
A matter of ccıuıw : Tabii bir feY·
Admiralty court : Deniz mahkeınesL
c - of study : Tahsil kursu (devreai). Court of appeal: Yuptay.
c - of treatment: [.lfed.] Tedavi y~
lu, rejim. c.n· of usize: Ceza divanı.
Golf coane: [Goll] oyun meydanı. C..t of divorce : Divon mahkemesi, bo-
in due COllnl : Zamaoı ııelince, vaktinde. 18DD1a davalarını baltan mahkeme.
in the COlllW of : Eaııuında. Coart of equity : Nuafet mahkemesi, ka·
seçmesiyle.
in the ordioary
mal oluak, usuleo.
Evcrythinı procced
c-
in thc l:09fte of time : Zamanla, vaktin
of thinııs : Nor-
on the normal
nuoi metinlerden ziyade adil ve nuafet
dairesinde büküm veren mahkeme.
Coıırt of justice : Mahkeme.
Ccıart pluter : İoailiz yatısı.
Coart of Kinı's or Queen's bendı: Si-
eoune : Her ICY normal, itler yolunda. yaset divanı (İııailtere'de).
Of - : Elbette, ıllpheslz, tabii. Ccıart of probate : Miras dlvalarına ba·
To IO over the eoane : Kursu aözden kan mahkeme, veraset divanı.
pçlrmek. Court 1:>f lord : KudJi mahal.
Race - : Yanı meydanı. Comt roll : Mahkeme kayıtluıoı mah-
Ship's ccıar11 : Rota, 'eminin seyri. sus defter.
To hold (on) one's ccıune : Tuttulu yol- Comt room : Mahkeme salonu.
dan (rotadan) ayrılmamak. Civil CGUrt : Si)181et divanı.
That'ı a matter of _ , . : Bu pek tabii- Criminal coart : Alır ceza mahkemesi
dir, bu mevzuubahis delildir. (İngiltere'de cinayet mahkemesi).
To set the eoane : Rotayı tayin etmek, Ecclesiastical eaart : Şerı mahkeme.
istikamet vermek. Supreme eourt : Divanı ili, Şllrayı devlet.
To lake ooe's own eoane : Kendi bildiii in open ccmt: Aleni mahkemede.
gibi hareket etmek. Out of eoart : Şayanı itibar olmıyan.
[ 94 ) ""''
Law camt : Malıteme. Cenr point : • Crickeb u. oyunlarda
in (out of) cmrt : Mahkeme dahiliııde •pointo mevüini muhafaza eden oyunca.
(haricinde). c - were laid for ten : On tifiliJt ııof·
Police camt : Sulh mahkemesi. ra kurulmıqtu.
To pay cmrt to: Kur yapmak. From - to COYV: Baştan aonwaa
11ıe law <:-a : Adliye sarayı. kadar (bir kitabı otnmat).
To put oııaelf out of cmrt : Tavır Ye To get under cover : Bir yere 11ıınmat.
hareketi yUzllnden iddia hattını kaybet~ To takı: ccnrer : Sılınma'k, iltica etmek;
met. çalılıla ai.zlenmek (av); siper almak.
To be ruled (put) out of emre : Dlvuı To ıive someone ccnrer : Birini buındır
reddedilmek. mık.
To ıo a camt: Akın etmek.
Ouıer - : Dıı lutili (oto, v.ı.).
They went ıo eaaıt over it : Bu İl için dl·
Uııder seperate ccnrer: Ayrıca, ayrı ola·
va açtılar.
rak.
To emre death : Ölmeyi arzu etmek.
To ccat diaater : Pellketi davet etmek, Under - : Top •telinden muııafaza
belasını aramak. · edilmq; zarfla, paket halinde.
To ao ~: Kur yapmak. Under ccnrer of: Perdesi altında.
To coıırt • hand holy water : Boyun el· To address someone uuder ccnr• of
mek, tahammUI etmek, mUdahene etmek. another: Biri namına yaı.ılmıı mektubu
baıkasının adresiyle ona ıılkıdermek.
COURTl!'SY (SS • 9 • 1), n.
By _...,. (as a matıer of ccımfe11) : Under COYer of frleudlbip: Arkadathk
kisvesi altında.
Nezakeıen.
By ~ of: Sayesinde, lQtfu ile. Conncl way : Oiı.li yol.
c--,. title : MeOıaret C:ıeref) unvanı. To be - - - qainst : Tedbir almak.
COUSIN (lı.), n. To __. a deficit: Bir par• açıltnı ka·
Fint ccımlıl (Colıllm German, own patmak.
ecımlıı): Dolrudan dolnıya amca, dayı,
To _ . a distanc:e : Bir mesafe almak
hala veya teyze çoc:ulu; yatın akral>a. (katetmek).
Fint C.-. onc:e removed : Bu kuzinle- To __. . , : Saklamak, aiı.Jemet, ört.
riu çoculu- met.
Secoud C.- : Amca veya hala veya da· To COftr in : DoldunııU. kapatmıt, (de-
yı veya teyze torunluı. lik v.ı.).
C..... Beıty: Fabi:ıe. To - wltlı a sun : Sllih tebdldi aJ·
Our American comlM : Amerikalı kar· tında tutmak.
dqlerimiı.. To ccnrer _ . , with a1oı'Y : izzet Ye
To cali ~: Akrabaları saymak. :ıeref kazanmak.
COVER (8 • 9), n. & v. To COYer -11 witb ridicule : Birini
Cu.er charııe
: Lokanıalarda servis için gülünç bir hale dillUrmek.
alınan faı.lıpara, bahpf. To stand COYerM : Bqı ıınıııu (laptalı)
Cover crop : Topratı muhafaza matsa· olmak.
diyle kııın ekilen etin. COffl'tııs leıter : Tafsillt veren mektup.
c - alass : Mikroskopla telkik olunacak ccmm, board: [Nıut.J Yalı ldltlllU
şey üzerine konan cam parçası, llmel. astarı, farı utan.
Cu.er piece : Kapak parçası. COffl'lııs note : Siaorta mutaveleııame
Conr piece futenİDI : Kapat parçası eti. sine mukaddeme olaralı..verilen muvıık·
Cu.er piece rivet : Kapak parçHı per· kat tel.ten. ·
çini. c-r1ııa party: [•il.) Bir uter mUf·
[ 95)
rczesini muhafua için aönderilcn mllf- To cndı on llail: [Naut.] Tam yelken
nze. açmak.
cow (47), ıı. To cndı the braiıı : Aüuıı kaçırmak.
To cndı Q : Parçalamnalt; ihtiyarlık
c- bell : inek çınııraıı. emareleri a&termek; [ colloq.] ölmek,
c- -catclıer : Manialan kaldırmak malt- methetmek; ııkmtıdaıı çatlamak.
ndiyle lokomotifin ön tarafına konulan To cndı 4lowll : Jloyun ejdirmek maka·
teçhizat. diyle lni cezrt tedbirler a1ma1t.
C- duna : Olllıre. To cndı the wbip : Kamçıyı pklatmü
C- • beeJ : Sıiu parçalL
CRAM (3), v. el n.
c- 1ıoua : Ahır.
<:-.. 1ook : Dayak yemif aibi lıir hal. Crma - full : Aizına kadar dolu, dopdolu.
c- puncber: [Colloq., U. S.] Kovboy. To - ılowll one'ı lhroat: Tıkmak,
Wait till the eon coıne lıome : Çıkmaz zorla boiazına doldurmak.
aym IOll çarpmbuına tadar betle. . To cnm wl8a food : Tıkınmak, tıb
basa yemek veya yedirmek.
COWL (47), n.
To ama Wo: Doldurmak, tıkmak.
T1ıe CllWI doea not make the mont : Der- CRAMP (3), n. el v.
vifllk hırka ile olmaz. c..... iroıı : Kenet, kenet demiri.
To ınake the cowl : KePI olmak. Writer'ı cnmp : Çok yazmaktan par-
CltAll (3), ıı. maklarda buaule plen adale tabJIOsu.
A cue of cn1ı1 : Hazin &kıbeL To feel en.... for room: Yeri dar ol-
<:m'ı eyea: Yenıeçin karnında bulunan
mak, ııkı11k olmak.
kireç laflan. To crmıp one'ı atyle: Birinin barelr.etJe-
To catclı a calı: [Naut.] Yanl11 bir ha- rini tutukllflırmalt, birinin maharet
reketle kllreli kımıldamaz bir hale ae- v.s.'aini bozmak.
tirmok. CRANE (21), ıı. cl v.
CRACJ[ (3), n., v. el L C - arm : Vinç kolu.
C - chain : Vlııç ziDciri.
A cndı on the bead : Başa inen mlllhif · C.... poal : Vinç flUİIİ, vinç alt aövdesi.
bir darbe. er-'ı - bDJ : [Bot.] Itır, sardunya çi-
c.- - braiııed : Çatlat kafalı, kaçık, çell, birkaç çeşit yabani ·Oeranium•,
deli. Cupola - : Döldlm ocatı vinçi.
Crd of day : Safalt ııökmeai. Eledric erme : Elektrik vinç!.
Crd of doom : Kıyamet kopması. Hydraulic - : Su ile ifler vinç, hid-
A cndı llıot : Tam nipııcı. rolik vinç.
A cndı ııpeaker: Yaman hatip. To - one'ı neck: Boynunu uzatmak.
Crd - jaw : Tellffuzu allç, dil dönmez. To - forwud: B111nı ileri uzatmak.
He il cndlllıl : Delidir. To - .a : Dik dik bakmak.
To talte (have) a cndı at : Saldırmak, To - •P: Vinç ile kaldırmak; turna
hamle etmek; denemek. kUfll aibi boynunu uzatmak.
To cndı a bottle: Bir ıi,e içkiyi içip bi-
CRASH (3), v. cl n.
tinnek.
To cndı a crib: [Si.] Ev açmak, bir To en* one'ı way llaroatılı a thicket:
Çalılıktan zorla yol açıp seçmek.
eve airmek (hınız).
To cndı a joke : Şaka yapmak. To Cl'llllt Wo : Çarpmak.
To cndı a mıile: OWümsemek. CRAWL (SS), v.
To cndı on : Çıtlamak, patlamak, tı To enwl mt : Gizliden aizliye ııyrılmık.
nlmat. To mıwl to ; Sllrllnmelt.
[ 96]
•• 7
[ 98 1
Plcase c:ruslı ap :ı liııle: l.iııf.:n biraz sı To er)" onc\ hı::ırt or eyes out: Atlıya
kışınız. ajlıya iki sözünden olmaic.
To c:rmlı a cup (pot) : [Si.] Bir şişeyi İÇ· To c:ry out: Bajırmıık,. haykırmak, ıika
mek (açıp yuvarlamak). yeı etmek.
CRY (41), v. & n. [p. ı. CRIED, To cry out :ııainst: Mırıldanmak, birine
p. p. CRIF.D). !.:ır~ı fı:ryadcımek.
A foinı c:ry: Yalrnrm:ı: hıçkırık: flgan. To cry sh:ıme upon : Şi!.;iyet etmek, iti·
A loud c:ry; Patırdı. gürülıü. ~m:ııa. r;ızJa bulunma!., haksız bulmak (çıkar·
A far c:ry : Uzun yol. uzak zaman, hüyiik maki. k:ırşı gelmek, ayıplamak.
tah:ıvvlil. To CI')" onr spilt milk : Boşuna ıeessUf
A wur c:ry : S...v:ı~ narası. eımck.
in full c:ry: H:ıvlıy:ırak ııvı kovalıy•ın !av To cry qu:ırtcr : Merhamet istemek, aman
l.öpeği). dilemek.
lı is ıı far c:ry ıo ıh.: ho•pit:ıl : Ha•t:ıhanc To cry quiıs : Yeter demek.
çok uz:ıkırr. To c:ry sıinkinı fish : Alçaltmak, ködlJe..
Mııch c:ry and litıle cool : Lüııım•ıız yay· nıck, deterinl kırmak.
g:ır:ı, hoşuna velvele. To cry to: Hııykırınak, çalırmak.
The pack is in fııll c:ry: [Hunt.] l)ikiırın To c:ry ap : Methetmek, sitaJille bahset·
l..oku~unu olan köpekler balrışıyorlar. mek.
The crowd wııs in full c:ry after the thief: To cry wltll joy: Sevinçten ajlamak.
Kalabalık hirsızın arkasından batrışarak To c:ry wolf : Sebepsiz yere imdat çalar·
koşuyordu. mak.
Within c:ry : Ses i~iıccck mesafede. Crylııa shame : BUyUk ayıp.
To have a ıood C:I')" : Doya doya •il•· C11ı.a evil : Herkesüı aödlne çarpan ta-
mak. tillUk.
Hııc ıınd c:ry : (Sokakta birini tutmak için CUD (8), n.
v.s.) çılrışma. · To c:hew the c:M : Gevlı Fllrmek.
To raise ıı hue and c:ry: Hırsız v.s.'yi
CUDGEL (8 j), v. el n.
bulmak veya tutmak için teliıla çaln1-
To ndatl one'ı braiııs: Hatırlamaja ça·
mak.
lışmak, zihnini illetmek, kafa padatmak.
To c:ry apbıll: VllzUne ka11ı batırıp ça·
To lake up tbe c:MaılJs for: Şiddede mü-
ğırmıık, tehdidetmek.
dafaa etmek; birinden tarafa çıkmak.
To c:ry at : Allamak.
To _, ad : ihtiyacı olmak, bajumak. CUE (177), n. el v.
To c:ry dowa : KötUlemek; yasak etmek, To pve- someone the ne : BJriııe (bir ICY
menetmek; kUçllltmek, kusur bulmak. hakkında) ipret vermek.
To c:ry f• : Çok istemek, dilemek. To take the c:ue from : Birinden ipret
-To c:ry fer the moon : lmklnsız bir ICYİ . almak.
istemek. To me •P : Kuyruk yapmak, sıraya lir·
To c:ry halves : Hakkını istemek, hisse met; örmek, billtmek.
istemek. CUMULA11VE (177 • 17 • !l • 1}, L
To c:ry la church : [ U. S.] İzdiv1eı ilin C....._...e action: C•ed.] Birkaç doz
etmek. alındıktan sonra ilkın ansızın telir et·
To c:ry mercy : ÖzUr (taniye, af) dllemek. mesi; bir ilicın vlk:ulta birlkmeıılııden
To c:ry olf: Vıızpçmek; 16zllnU pri meydana selen tesir.
almak, caymak; tllkllrdUIUnU yalamak, Camıılallve evidenc:e: [La•] Batb IC-
inkir etmek. hadetlerle a&terilen bir weyi ispat etmele
To c:ry - l f to sleep : Uyuyuncaya ka· yanyan wehadel.
dar atlamak. Cııınlatln senıence: [Law] bk bllkllm
... ( 101 1
liltiric:i.
c:onverter [.l:'lııc.] Cereyan de·
To Cilt a c:orner : Köteyi d6ıımeyip kes- To Cilt it fine : inı:c doiramak (kesmek).
ttrmedaı ptmelı.; köteYe sllrllııerek viraj To mi ali: Kesip atmak, ayırmak.
yapmak (cıcamobll). To _be aıt ali: Ölmek; inkıtaı utramak.
To mt - c:omıtry : Kırdan kestirme To mt olf wilh a abWinı : Miru bırak·
lftmek..
To mt a lecture: [Colloq.J Bir den ver-
--.
To ad onc's coat ııccordinı one'ıdoth:
mek, kollferuııı vermek. [Pro'F.] •Ayqını yorpnına aörc uzat-
To mt aııd nm: [Naut.] Palamarı kc-
malı•.
alo ıllratJe uzatıapnak; [Fiı. J sllratle
To Cilt onc's stick: [Colloq.] Tabanları
11vıpnak.
yaiJamak, sıvıpnak, sırra kadem bumalı:.
To mt a dalh : Hokkabazlık etmek, ko-
mik harekeder yapmak. To Cilt ııııt : Kesip çıkarmak, hazırla
To ad a fipıre : Boy pı.tenııet. mak; bir rakibin yerini almak; biçmek;
To ad a toodı : Diş çıbrmak (çıoc:uk). oymak; [aaut.] bir limana airip buldutu
To at a coat : Bir cebdik twnq kes· aemiyi ıorla alıp a&Urmek.
mek; ceket dlkınet. To ad somcone out : Birinin bir il(e ye-
To ad • ~ : Birini aönnemezllkten rini almak; varis olmak.
(tanımanwlıttan) plmek.
To Cilt somcone ıhort: Sözünü kesmek.
To ad appolnıınents : Randevuya plme- He is Cilt _. for lhis job : Bu it onun için
mek. biçilmiı kaftandır.
To mt mm : Kelilmek.
To Cilt the acquaintance of a penon : Bi·
To aıt ice : Aldatmak, tak• etmek.
riyle alil.asını kesmek.
To mt - - (....._.): içinden seçerek
dolnı &itmek.
To Cilt the outlay for : Masrafı kısmak.
To aıt a caper : Sıçrayıp oynamak, yan- To Cilt to picccs : Parça parça etmek.
madık etınct. To mt priccı: Fiattı tenzilat yapmak, is-
To nt _..,, : Kesip çıkumak. konto etmek.
To aıt ftllY mm ı Alüuını kesr:ıek. To Cilt to lhe heart : Kalbine yara açmak.
To aıt lıack: Yontmak; kısaltmak; To aat to tbe bone : Kökünden kesmek.
(Çolloq.J ıl\ratle dönUp ,eri aitınek. To Be aıt ap: Kendini üzmek, çok mü-
ro ad Mwıl : Kesmek; kı1111ak; biçmek; teessir olmak.
Jtrakmak; indirmek (fiat v.ı.).
To cat ap : Dotramak, parçalamak; boz-
To mt eaclı other tıo piec:es : Birbirine kö-
mak.
tDllllt etmek.
To Cilt . , nasty (uaJy): [Si.] Hiddete ka·
To m ı. : Söze k_arı~ak; yantta rııki·
pılmak; tehditklr olmak.
binin yolunu kesmek; [card] oyunda
birinin yerini llmak. To Cilt . , l'Ollllı: [Colloq.] Hiddetlen·
To mt llllo: Yarmak; bir parça kesmek; mek, öfkelenmek.
söze kan1111ak. To Cilt . , well : Çok para bırakmak.
To at it ıılıort : Kısa kesmek, llfı veya To cat ....r : Ucuzlatmak, tenzil etmek.
meseleyi uzatmamak; kc~llmck. Very Cilt ap at: [Si.] Meyus, hüzilnlU.
[ 104 ] ......
1>aJ1 of ll'8CC: [Com.] Tediye için borç· He hu had his .., (his daJ is done
luya verilen fazla Uç glbılUk mOsaade. over) : Onun zamanı llÇ!i.
:O., labour : OOadcUk. One of tbese fine daJI : (İkaz veya tehdit
O., labourer : GUndeUkçl. makamında) GünOn birinde, bir ilin·
:O., nunery : ODndllz bakımevi, kreı. He has seen Iİetter ..,. : Kı'lıır dllfkOnü·
O., ldıool : GOadOz okulu. dllr: ıörnıill ııeçirmiı adamdır.
O., ıprlııa : TOi. Present day : H:ılen, ıu anda; bu asırda.
:O., ıtudcnt : OUndllzlü ölmıc:i. Pıy daJ : Ocreı verildili ilin.
Dccline of .., ı Akpm üsttı. Resi daJI : Gençlik.
Dyinı daJ: ÖIDm günü. Some fine .., : Allıhın bir gUnOnde.
•Every cloa hu his dQ• : [Prov.] Her· Solar .., : Yirmi dört saat, arzın tam bir
kelin sırası (lanı günü) gelir. devir yaptılı mllddet.
Every oıber U, : Gün aıırı. Some day : Bir ıün, günün birinde.
Every ııecond daJI: iki ıDnde bir. The U, Is ours : Kazandık.
Evil da1I: Bedbaht (kara) sllnler. The .., was aoinı badly for the Enalish:
Fası .., : Onıç gllnü (Ramazan).
Muharebe lnaı1iılerin aleyhine gidiyordu.
Flesh .., : Oruç bomla, iftar. The appoinıed .., : Ölüm günü; randevu
ıünO.
From that U, to tbis : O günden buıil·
ne, o ilin buglhıdOr. The .., afıer ıhe neııı : iki ıDn sonra.
The last .., : Mıhter (hülr.Dm) gUnü.
From ibis .., forth : BugUnden itiba·
The .., ıfıer ıomorrow: Yarın delil,
ren. bundan böyle.
öbür ıDn.
From .., to .., : Günden güne.
The daJ before (yesıerday) : Diln delil,
Ooad .., : Merhaba.
evvelki ilin.
Higb ..,. : Zevkli (fevkallde) allnler,
The .., followina : &lesi glbı.
mesut sllnler.
The pıod old ..,. : Hey gidi ıDnler.
in daJI to coıne : Deride, gelecek zaman.
The olher daJ : Geçen ilin.
larda, istikbalde.
This U, week (rnonlh) : Gelecek hafta
in one"ı ılllJ: Vaktiyle, aeçmiıte. (ay) buaDn.
it was broad dQ : Güneı dolalı çolr. ol· To ibis very daJ : Bugün bile, hllii.
mıqtu.
The very daJ : Aynı ıün, itle o ıDn.
in tbe pıod old ÜJ9 (in tbe ..,. of old) : This .., twelve monıh : Bir sene sonra.
Eski zamanda, eskiden. This many a .., : Hayli zamanlar, çok·
in his ÜJ : Onun wıwıuıcla. tın beri.
lt'ı maay ı lonı ÜJ since ... : Ne zaman- To a .., : OOnü sllnllne.
dan beri ... To c:arry (win) the .., : Kazanmak (mu·
lt'ı maay ı lonı ılllJ liDce 1 bave not ıone harebe v.s.), plebe çalmak.
[ 107 ]
To aı;k a sirl lo name thc dııJ: [Colloq.) Deııd • cenıer:[.llfKb.] Bir krankın ölü
Bir kıza evlenme (izdivaç) teklifi yapmak. noktası, sıfır nokıası,dönüm nokıası.
To aan:e upon a day : Randevulaşmak. Deııd - end : Derİıiryolu v.s.'nin bitıili
To cıll it a day : O atınlllk ilC nihayet nokıa, ÇJkm.Z sokak veya boru v.s.'nin
vermek, artık çalışmamak. kapalı ıarafı; meı'um neıicc.
To turp niıhı into da1: Geceyi ıündüzü ne.. lanauıae : Konuıulmıyan dil.
ne katmak, çok çalıımık. Deld-liaht: [Naut.J Lomboz kör ka·
To shorten onc's da,..: Hıyntını kısalt· pıli.
mık. DeH - lock : Çıkmaz.
Twice a day : GUncle iki kere. De. . hand : Meıruta. satılmamak ıartına
Two n d91 : GUnde iki tane. ballı hal.
Within a few dQI : Birkaç ıünden. bir- Deııd and done for: [Si.] Hapı yuttu,
kaç ıün zarfında, birkaç ıUne kadar. onun işi bitti.
Within these few U,. : Bu birkaç ıUn, Deııd heıt : Yarılfa ba1ba11 varı1o bera·
içerisinde (zarfında). bere kllıDln yarıt-
You didn't show me a uy : Sen bana ıUn Deııd ı:alm : Tam rcssizllk (ıUkOnet).
göstermedin. Deııd in law : Medeni (imme) haklardan
1 never sııw a dııJ in my life : Hayatımda mahrum.
hiç ıun aönnedim. Dead in sin : Çok aUnlhklr.
DAYLIGHT (21-41), n. Deııd anıle : istikamet haricindeki mU-
D111llalıt 5avinı time : Yaz saati. dafilerin aletinin dokunaınadılı zaviye
Dy dııJllslİt : GUndUz(Un). veya yer.
in broad dayllaht : Gilpe ıündilz. Dead on ıhe mark (on end) : Tam kal'lı·
To beıin to sce dııyllalat: Bir iıin içyüzü- sındı; dolrudan dolnJyı.
nil (mahiyetini) anlıaıala başlamak; De. . letter : Sahibi bulunmayıp posıaha·
ilzUntülU bir i' veya fena bir vaziyetin nede kalan mektup; merı oJmıyan (bUk-
•onuna yaklaııııını sezmek. mil kalmamıı) kanun.
To let d81HPt in : [Si.] Gilnünll bitir· De• line: [.ifil.] OstUnden aeçenlerin
mek (&eçirmek); vurmak, yaralamak. öldürilleceli ilin cdilmiı olan hudut battı.
l>AZZLE (3). v. Dead man:h: C•ua.] Cenaze martı.
To (be) ._... (d) wllb : Göz kaaıapnak; •Dead men teli no tales•: [Pro"r.] ÖIU·
göz kamaıtırmak. ler konu1111az (bir sırrı if11 etmemesi
DEAD (2), a. için öldUrUlen kimse hakkında kullanılır.
A .... certainıy : EIJe bir, kaıi ICY. mu- Dead nettle : Isırpn otu.
hakkak olacak ICY· Deııd on time : Tam vaktinde.
A ddd loss : Tam kayıp. Deııd rcckoninı: [Naut.] Gemi mevkii·
A de.. shot : Keskin nişancı; attılını vu- nin parakete ve pusula vasıtuiyle rasad-
rur. sız tayini, kaba kompas hesabı.
A • • sound : Tok seı. Dead right : Tam mfınasiyle haklı.
At de.. of niıht : Gece yarısı. Dead pın
: Tamamen ifadesiz (çehre).
De.. aplnst : Tam miınasiyle aleyhıc. Dead secreı
: Son derece ıiz1i, sır.
Deııd and sone : ÖlmUı ıiımiı. De8d Sca : Ut aölU, Bahri Ut.
oUd • alive : Ölü aibi, 1evksiz, cansız; Deııd scason : İpizlik ıUnleri.
ııkınblı.
Dem shot : Tam minasiyle ni11ncı.
Dead as a door nail : Tanıaaıen ölaıüı. Dead slecp : Derin uyku.
Dead ball : Oyundın çıkaııı top, ölO top. Dem stock: Bir çiftliiin cansız C1YB91;
Deııd • beat :Bitkin bir blkSe. kullanılmıyan sermaye, IBlılmıyan mal.
Deııd beat : İbresi sallanmıyan (alet). Dem ıo ... : .. .'e ka111 hissiz.
....., [ 108 J
.....
De.. water : Dursun su, dilmen suyu. DEAL (11), n. Av.
De.. window : Taklit pencere. A aood (grcat) deal : Ç!'k• birçok, bir
De.. weiaht capacity : Geminin taııya hayli, pek çok.
bildili yük. A de.ı: [Si.] Birçok.
Dellll wirc :. [E/tt.] Elektrik cereyanı A tini too much : Fazlaca.
aeçmiyen tel, yalıtkan tel. A proritable de8I : Klrlı iş.
Duıl to the wi>rld : Son derec:e bitkin ve· 1'11 deal with himl : Onu bana bırak!
ya sarhOf. To de.ı fairly by someonı: : Birine haklı
D... • weiahı : Kesilmi' hayvanın alır· muamele etmek.
lılı: borç v.s. hakkında: • alır yük. To deal by : Birine hasım olmak.
Duıl white : Mat beyaz boya. To deal la (c:oıton yam): (Pamuk ipliji)
1 am .... apinsı it : Ben bunun tama· ıiı:arcli yapmak; mlldabale etmek.
Thc dinci ro11d : Dojru (yakın) yol. To dllcoııM a llory : Hikayeye tamamen
To 6'ed to: Tevcih etmek; kılavuzluk inanmamak.
etmek. DISCOVRSE (1 • .55), •·
DIRT (99), n. To dllcaune on something : Bir mevzu
Dlıt cheap : Çok ucuz, sudan ucuz. lizerinde yarı rami bir atızla konupnak.
Dlrt track : Ynrıs için toprak yol. DISCREDrr (1 • 2 - l), n. .
To eaı dlıt: [Colloq.] Tarziye vermcjc To throw ....... on ı statement: Bir
mecbur olmak, hakarete katlanmak. ifadeyi şüpheye dllfllmıek.
To flllll dlıt : Aleyhinde söylemek, leke it is to his ....... that ... : Onun aley-
sllrmek. hine kaydedilecıek bir ıeydir.
To throw tlllt at someone : Birini çamu· DISCRE110N (1 - 2slın). n.
ra bulamak; iftira atmak. At ılllcnCloıl: Her halde, mudaka.
To treat someone tike ıllrt : Birine köpek At (within) your .......... : Arzunuza
muamelesi etmek, hiçe saymak, çok hor (takdirinize) ballı, nasıl İlteneniz.
aönnek. • Dlln'edoa is lhe beller part of valor• :
Pay (yellow) dlrt : Altın. [Prov.] Basiret cesaretten uyılır.
DIRTY (99 - 1), L To reach yean of Auadoa: [Law] MO-
A dlıfy lool : Fena bakıs. meyyiz olmak.
A direy trick : Etek 1&kuı. To come to yeın of ..,_.._ : Kemale
A ıllrty work: [Si.] El altından is. ermek, akıl balll olmak.
To have a dlrtJ mind : Aklı daimıı müs- To surrender at ...._doa : Kayıtsız prt-
tehcen ııeylerde olmak. sız teslim olmak.
To play a 61)' trick upon someone : Bi- To use ..,_.._ : Teenni ile hareket et-
rine iidi (alçakça) bir oyun oynamak. mek.
DISADVANTAGE (1 • 9 • 44- Jj), n. Dlln'edoll power : Takdir salAhiyeti.
To be al a dlllııl•almp : Daha zayıf bir DISCRIMINATE (1-1·1-21), v.
vaziyette olmak. To ........... W - (......) people:
To lake someone al a ............. : Bi· Farklı .muamele etmek; ayrı ııeçi yapmak.
rini gafil avlamak. DISCUM (1 - 1), v.
To be to somebody's .._., · sı : Biri- To . . . _ a bottle of wine : [Si.] Sarıp
nin zaranna olmak. dalıtmak.
To show oneself to ............ : Kendini To . . . _ wldı someone : Mllnakııp et-
aösterememek. mek.
DISBURDEN (1 - 99), v. DISCUS810N CI • lshn), n.
To .......... _ . : içini bopltmak. Thc subject under Aı:sa.ılıım : Bahis mev-
To dWıarıle• one1Clf of a sec:ret : Bir ıım zuu olan mesele.
söyleyip ferahlamak. DISFAVOUR (1 ·21 ·9), n.
Dl8CHARGE (1 - 44j), n. A •- To fail into ......_: Gömetı dtlpnek;
Dfldllrp pipe : Aknİa (botaltma) bo- raibellen dOımek.
rusu. DISGRACE (1 - 2 Is), n.
Dflı:Ursa valve : Botaltma valfı. He is a ....._. to hiı famDy: O aileli
in the ........ of hlı dutles : Vazifesi- için bir yllz bruıdır.
nin ifası sırasında, vazifesi batında. To be in . . . . . : Olıdcn dUpnek.
To tike one'ı ....... : C•it.) Terhis 011111 (1), n. & v.
edilmek. A standinı . . . : Demirbaf yemek; [fi••)
To ....... a bankrupt: [Com.] Mlf- temcid pilivı.
liıin ltlbaolıt yerine ptlrmek. Dlllı of fMIİP : Sohbet, dedikodu.
DISCOUNT (1 - 47). n. Dlllı pan : Bulqıt bin.
At a llllcoımt: Tenzı1ida (latontolu). Dlllı of tea : Çay (ziyafeti).
.... [ 119 ]
To do badly : İtini becerememek, fenalaş· There's nothinı: dola& here : Burada hiç
mak. bir şey olmuyor; işler kesad.
To do battle : Ujraşmak, milcadele d· There's nothinı 1 can do lor you: Sizin
mek. için hiç bir şey yapamam.
To do for: ... için iyilik etmek. The paticnt is dolııa well : Hasta iyileşi
To do (someooe) la : (Birini) öldürmek. yor.
To do it lato English : İngilizceye çevir· That won't do: Bu olmaz, sökmez.
melı::. To be done : Yapılmak; tamamlanmak
To do one's best (utmosl) : Elinden seleni (el) küfi pişirilmek; bitkin bir hale gel-
yapmak. mek; [si.] aldanmak.
To do ooe's hair : Saçlarını düzeltmek, This sort of thi11g isn't doae: Böyle şey
fırçalamak, taramak. yapılmaz, (dolru delil).
To do (a room) •t: (Bir odayı) temizle- To have done : Bitirmek.
mek, dUzeltroelı::. To have done with : . Yapmak, bitirmek,
To do OYtr ..... : Tekrar yapmak. başarmak, becermek.
To do to (by): Ona göre hareket etmek. There's nothing to be done : Yapılacalr.
To do to death : Öldürmek, mezara sok· bir şey yok.
mık.
ı\11 • - up: Bitkin halde, çok yorulmuş;
To do a ıown (muscum ete.) : Bir ıehri · hep5i hazır, sarılmıı (paket v.ı.).
(müzeyi v.s.) gemıck (turist).
Be done!: Yetiılr! lr.lfıl, suıl
To do aood to : İyilik etmek.
Do as you would be done by : Sana karıı
To do evil (harm) to: KötülUk etmek.
nasıl hareket edilmesini istiyorsan sen de
To do nothinı : lpiz olmalı:, boş gezmek,
başkalarına karıı öyle muamele et.
bir ~yle mCHUI olmamalr..
Done to a tum : Olmuı, tam pi1111iı.
To do the meal : Eti pişirmek.
To do the flowers : Çiçekleri tanzim et- Done in the eye : [Si.] Aldatılmt1, ton-
ıaya düşilrUlmut.
mek.
To do the carpcts : Halıları temizlemek. Fair do's: [Si.] Mllsavi olarak dajıtıl
m15 şey (pasta v.s.); mUsavi parçalar (kı
To do the buttons : Düimeleri iliklemek.
sımlar).
to do ap : Tamir etmek; tanzim etmek;
ballamak, sarmak; uydurmak; yormak. How do you do1 : Nasılsınız?
To - do: .Karışıklık, gürültü, patırdı. He is dolq law (medicine):·Hukuk (tıp)
To do well : Muvaffak olmak; becermek. tahsil ediyor.
To do wcll by him : Ona iyılik etmek. Do as you pleasc! : lstedilini yap!
To do wklı :"Kullanmak, ilalli (alikalı) Do pleasc! (pray dol) : LQtfedin!
olmalı:; rolü olmalr. (bir şeyde). Do come tomorrow! : Ne olur yarın se-
To do wklıo.t : Muhtaç olmamak, ... sız lin; yarın gelıncnıczlik etmeyin!
olmak; lüzumsuz görmek. He dld say so! : O vallahi böyle dedi!
To do wronı : Fenalık yapmak. . He dld well (badly) in his eıı:amination :
To have to H with : MeHUI olmak, ilgisi İmtihanda muvaffak oldu (olamadı).
olmak, ilailenıııck, kan1111alı::. He dOCI himself very weD : Bolazına ve
To have a areat dcal to do: Çok mqauJ nhatına iyi balr.ar.
olmalı:, iıi başından ııkın olmak. He had a lot to do witb the succcss of
To ,have ııotbiııa to H witb: Kanpna- the sdıeme : Plinın muvaffak olmuında
malr., hiçbir ilalsi olmamak. onun bUyülr. hissesi var.
'ibis isn't very mitıblc but 1 will malr.e it I've had a lot to do witb horses : Atla çok
to do (malr.e do with it) : Bu pek elverişli ITIC18UI oldum.
delil fılr.at idare cdccıelim. 1 could do with another L 100 a year :
That will do: Yeter, lr.lfıdir. Senede 100 lira daha alsam fena olmaz.
das
l 12? 1
lı will do you: Sana yakı1acak, uyacak l>OCl'ME:"oi'r (~ - 17 - 9), n.
Crlbisc v.5. ı. DOC11ment C:\İdenc:e: Yazılı delil.
in thesc day5 laziness won'ı ılo : Ru za- DOCUMENTARY (S - 17 - 2 - 9 - 1), a.
manda tembellik yürümez (olmaz). Do&:llmen,_,. billı : Vesiknlı poliçeler.
il doesn't ılo to work lale and niaht : Ge- DecınM....,. credit : Vesikalı kredi.
ce aeç vakit çalıımıık zararlıdır. DOG <~>. n. el v.
1 do know ~im : Onu iyi (hem de nasıl) A gay d• : Nqeli (ten) bir adam: çap-
tanırım, tanımaz olur muyum? kın, köftehor.
1 am ılolııa very well : ·t;ok iyiyim. A dead ılos : Ehemmiyetsiz 'SCY·
1 ıım done : Bittim, mahvoldum. •A foolish d• hopes for a sharc of lhe
l've been d - : Aldatıldım. pÜddi~&• : [Pror.] Göniil zevzeLıir
lı ~imply i5 not done : Yapılmaz, yakı~ umar.
ınnz, terbiyeli ıidam böyle yapmaz. Dirty dOK : Alçak herif.
Noıhina dolııs: [Si.] Yeni hir ~Y yok; •Dop bark bul the caravan gocs on•:
asla! IProv.] İt ulur kervan yUrür.
No you cloa't! : Öyle yajma yol.: Dcıı= - biscuit : Köpek biskUviıi.
Let's have done with it! : Artı!.. hu i~~ Dııs - cart : Arkı arkaya oturacak yer-
nihayet verelim! leri olan tek atlı hafif araba.
Poıaıoes do well in ıhis disırict : Bu mın D• cheap : Pek ucuz.
lakada patates iyi yetiıir. Daıs- clutch : Tırnaklı kavrama.
Well ıo do: Hali val.ti yerinde. DOK - collar : Köpek tasması: rahipkre
Whnt can 1 do for you? : Ne emriniz mahsus yuvarlak yakalık.
var?, arzunuz nedir? DOK - days : Yazın en sıcak ıllnleri.
What do you do with younc:lf ali day DOK - car: Kitap sahifeslnin kıvrılan ke-
long? : Bütün gün \·:ıkıinizi nasıl aeçiri- narı.
[Prav.] Bir adamın adı çıkacağınu canı The dommln of science : ilim sahusı.
çıksın. DOMESTIC (9-2 • 1), a. ııl n.
Sea - das : Denizci, deniz kurdu. o-9llc concerns : ~v illeri.
•Das eat das•: [Prov.] it iti yesin, it O - * industries: Yerli sanayi.
diıi domuz derisi. A d-.dr woman : Ev kadını.
Fire dop : Ocakta kullanılan demir ayak- n-atk animals : Ehli hayvanlar.
lar. Dllllle8dc archiıecıure : Yerli mimarlık,
To ao ıo the dap : Sefalete dUımek, mah- ev yapısı.·
\•olmak, periıan (sefil) olmak. o-9llc science : Ev bakımı.
ıo lead a dot'ı life : Baıı dertten kurtul-
DOOM (77), n.
mamak, tahammUI edilmez bir hayat ya-
Crııck of . _ : Kıyamet kopması.
ıamak.
His • - iı scaled : O mahvolmuı de-
To Jet sleepinı dop lie : fıi kurcalama-
mektir.
mak, ili haline bıralı:malı:.
The • - is irrevocable : HUkllm katidir
To be top .... : Osıtıiı selmek •.
CdeliııirHemez).
To help a lame dCll over a stile: Çaresiz
kıılmıı birini mUıkWlttan kurtarmak. DOOR (SS), n.
•To one who bu lost his way, a dol'• Dead u a ._.: Ölmill ptmit-
bark is sweeter than the sonı of the Door - check : Kapının çarpmasına mini
niı:htinple• : [Pro,..] Denize dillen yıla olmak için kapı kanadına takılan alet.
na sarılır. Door - frame : Kapı çerçeval.
To put on the ıtoc : [ U. S. Colloq.] Ça- Door - mal : Pupaa.
lım satmak. Door - cue : Kapı çerçevesi.
To rain cats and dop : Sel ıibi yatnıur Door - Keeper : Kapıcı.
yatnıak. o- · Knob : Kapı topuzu (tolunalı).
To throw ıo the dop : İsraf etmek, ziyan Door - nail : Bakiden iri bqlı çivi.
etmek. Door - plate : Kapıya takılan tabela.
To dCll one's steps : Birinin peıini bırak Door - post : Kapmm yuıt.
mamak. . , _ - ıtill : Kapı ePiİ·
DOLDRUMS CS - z), n. o- - step : Kapı önUndeki basamak.
The daWnms: Okyanusun Hattı lstivaya Door - to - door visitı : Kapı kapı dolq-
yalı:ın rOqirı az olan yerleri. ma.
To be in ıhe ~: Canı çok sıkkın Door - way : Kapı methali, kapı ıruı.
olmak; [Hut.] rUzP..sızlıktan pek yavat Door • yard: [U. S.) Ev avlusu.
ilerlemek; [fil'.] (işler) durpn olmak. At death's . _ : Ölllm eplbıde.
DOLE (67), n. .t. v. Dead as a . _ nail : Ölmllı litmlı.
To ıo (be) on the dele : HlikOmetin İl Deaf as a ..__post : Tamamen salır.
,jzlere verdili yardım paruından almalı:. Front , _ : Sokak kapısı.
To dole a.t : iane olarak dalıtmalı:; cim- in . _ . (wlthln ._.): fçente, evde.
ricesine tevzi etmek. Ncxt . _ : Yandaki ev, kapı kom111111,
DOLL (S), n . .t. v. bitifik evde, yakın.
To del . . : (Colloq.] Süılc_nmek; 1ık Ouı of • - : Açık havada; d!llnia, -
ıiyinmek; ıllllemek. kakta; ııanıevcııt; alAkumı keunİf.
To . . . . . : Gösteriıli veya cicili bicili To darken the . _ : Biiialnin evine ıiı
tı:Yler pydlnııelı:. mek.
DOMAIN (9 - 21), n. To lay at the , _ of : Kabahat illladet-
it does ant come within my ilam• : Bu mek, bamletmelı:.
benim saham haricindedir. He laid at my ._. : Kabahati bende bul-
Riıhı of eminent ._... : fsıimlik hakkı. du, beni suçlu çıkantı.
[ 124 ]
......
To show <-> the ._:(Birini) kovmak, l>cıllble - dutch : Anlqılmaz llkırdı (li-
kapıyı aöstermclt. san).
The fault !ays at my • - : Kabahat be- Doalıle - dyed : İki kat boyamn11, kat·
nimdir, aUnahı (vebali) benim boynuma. merli.
To lteep wlthln doan : Evde otmmak, l>cıllble - edaed : İki tarafı keskin; tiem
solcaja çıkmamak. lehte he.m aleyhte.
To kick out of dOlll'I : Kapı dıprı etmek, Double - ender : İki ucu bir; iki istikamet-
kovmak, aepetlemek. te; aynı kolaylıkla sldebilen lokomotif
To see a person to the ' - : Birine ka- veya semi.
pıya kadar refakat etmek. Double -entendre : [Fr.] İki manalı ııöz.
To tum someone out of dom"S: Birini dı Double - faced : İki yUzlU; iki tarafı havlı
prı çıkannak. (kumaş).
DOSS (5), v. Dcı9ble - handed : İki elli, hilekar; iki
To 4- down : Yatmak. elle kullanılmaAa mahsus.
DOT (5), n. & v. Double - headed : Çift başlı.
DoUeıl with : Serpilmiş, serpiştirilmi1. Doalıle - header : İki lokomotifli tren;
He arrived on the dot : Elifi elifine gc!Ji. iki takım arasında art arda oynanan iki
On the dcıt: [Si.] Tam.zamanında. beysbol oyunu.
To dot the i's and cross the t's : Bir !ICYi Doalıle - hearted : Sahtekar ltalbli, hile-
iyice izah etmek. kar, hain.
Sea •otted with ships : Gemilerle benek DODble - minded : İki fikirli, karınız.
benek olan deniz. Double - quick : Çok çabuk, koşarak.
DOTE (67), v. Double star : Birbirine çok yakın oldu-
To • • on (•pon) : Çıldırasıya (ifratla) ğundan göze bir tele yıldız gibi aörllnen
sevmek, mDptelil (düşkün) olmak. çift yıldız.
DOUBLE (8), n., a., adv. & v. Double talk : Görünüşte ciddi ve minnl!
Advance at the double: [.ifil.] Koşu. fakat hakikatte saçma söz.
At the double : Koşar adam. Double - time: [.ifil.] Çift sürat.
Doable - actinı: İki tarahı çalışan. Double - tonı:ued : 1k i türlü lif söyliycn,
Doalıle - banked: [Naut.] İki sıra kü- hilekar, mürai.
rekçisi olan (semi veya kayık). Double - track : Çifte hat.
Double - barreled : Çift namlulu. To see double : Çift ıörmek.
Double • bass : Konftııbaso, en pes sesli To sleep dCM1ble : Bir yatakta iki kişi
keman nev'inden musiki aleti. yatmak.
Double - boiler : Çift kazan; içine ısıtıla To double back : Katlamak; süratle seri
cak bir icap konulan kaynar su kabı, ben- dönmek;
mari. To dCMable down : Kıvırmak.
l>Güle- bottom: [Naut.] Çifte karina. To doable eııertion : Gayret sarfetmck.
Double • breasted : Kruaze (ceket). To double for : Tehlikeli veya çok ustlı
Double • cross: [Sport si.] Mailüp ol- lıklı bir hareketle meşhur artistin yerini
map taahhüt ettikten sonra oyunda ka· tutmak: [print.] yanlışlıkla bir sözll iki
nnmala çalışma; [si.] aldatma, hıyanet. defa dizmek.
Double - dealer : İkiyüzlü, sahteltlr. To double ovcr : Kıvırmak; ikiye bük-
l>cıllble - dealinı : İkiyUzlUIUk, riya. mek.
l>cıllble • decker : İlci katlı (otobUa veya To double up: İkiye bUk (W) mek; kOfll"
yatak v.s.); iki güvertesinde topu bulunan adım ilerlemek; [si.] yanında oturmak;
eski harb gemisi; iki ambarlı gemi; çift ejilmek, iki büklüm etmek veya olmak,
satıhlı uçak. katlanmak.
doubt
[ 125 ]
To doable •llCID: C•il.] İki taraftan ku- Dowa on his luck : [Si.] Cesareti kınl·
ıatmak, ateı çemberine almak. mıı, sukutu hayale utramıt. ümitsiz, ta-
DOUBT (47), n . .t v, lihsiz.
Beyond 11.w : Şüphesiz. Dowa for a Tuesday : Salı ıUnll için
Withouı doabt : Filhakika, filvaki. konuşulmuı.
1n doabt : Süpheli, belli delil. Dowa- to • earth: Sapına kadar, tam mi·
No doabt : Süphesiz, elbet, muhakkak. nasiyle.
Dcıulıtllla Thomas : Evhamlı. Down with! : Kahrolsun!
To aive the benerit of the daaM: Sllpbe- He is 4-a for a speech : Hatiplerin lis-
ye ehemmiyet vermeden masumiyetini ve- tesine dahildir, o da nutuk söyliyecekler
ya dotrulutunu kabul etmek. meyanında yer ılmı:ilır.
1 ıt.lıt whether he will come : Gelece- Dowa to the beainnina of tbe 19th
lini pek zannetmem, aelecelinden şüphe century : Buıünden 19 uncu asrın bqına
liyim. kadar.
1 don'I doubt that: Süphem yok ki ... Bread is • - : Ekmek ucuzladı.
Never doalıt of success : Muvaffakıyetten He is dOWll with fever : Sıtmaya tutul-
ıüphe etmeyin. mut. sıtma ile huta yatıyor.
To have (enlertain) a doabt : Süphe et- 0-a the country : Bqkentten tap-aya.
mek, merak etmek.
Dowa the river: lnnalın aaalısına dotru.
To raise a doaM : Müıtül&t çıkarmak. Dowa the wind : Rllzaiır istikametinde.
To remove' a d•bt : Şüphesi zail olmak. Dowa town : Çartıya, ÇB11ıcla.
To resolve a doubt : Mlllkülltı haldır
Dowa train : Londra'dan ıiden tren.
mak (halletmek).
Dowa platform : Londra'dan aiden trenin
To vaccilate in daabt : Kararsız olmak.
hareket ellili platform.
There is no doabt of it : Şüphe yok, mu-
Just Jet me acı that . _ : Dur yazayım.
hakkak.
1 am ten pounda . _ on this : Bu itte
DOUSE, DOWSE (47), v.
on lira açılım vaz:.
To · - the alim : [Sl. l lşıtı söndür-
1 sohuld like dıat dowa on pıper : Bunu
mek.
yazı ile tesbit edelim.
DOVE (8), n.
This tyre is dOWll: Bu lastik sönmü1-
Dcwe cot : Güvercinlik.
The watch is dowa : Saat kurulmuı delt1·
Dove • coloured : Pembe.nsi kurşuni.
dir.
To flutter the dOYe • cot: Sikin halkı te·
Sun aoes dowa : Oilnq batıyor.
H'ışa düıünnek, hercllmerç yaratmak.
DOVETAIL (8 • 21), v. Up and dOWD : Bir aşalı bir yukarı; ha-
Their planı dowetdetl : Onların pliınları zan iyi bazan fena; arızalı.
birbirine çok iyi uydu. Ups and dOWllS of life : Felelin aennU-
DOWN (47), n., adv., prep. .t v. serdi, hayatın istikrarsızlılt.
D - and ouı : Nakaut; hayatla mallilp Up - and • d-. motion : Yukarı Bllllı
olmuı, bitkin; parasız pulsuz. hareket.
D-a by ıhe head (stern): [Naut.] Baılı To be (feci) dowa : Keyfi yerinde olmı
lkıçlı). mık.
Down fail : Sııkııı, dü~me, inhilal. To be dOWll wiıh influenza: C•ed.]
Doaw in the mouıh : Konuıamaz hale Gripten yatmak.
gelmiş, sesi çıkmaz olmuı. To be d-. for someıhina: Bir listeye
Down at the heels : Topukları aşınmıt. ismini yazdırmış olmak.
periş.ıın kılıklı. · To be:ır (beat)dowlı: [Naut.] R.Uqira
D-n in the dumps : Asık çehre ile, me· karşı aitmek, rüzprla mücadele etmek.
yııs, cesareti kırılmıı. To bum dowa : Yakıp kili etmek.
[ 126 J
To cune someonc up and ılowıl: Birini A *-ft oa my llnaaht: Çok yorucu ICYo
tepeden tırnata donalmak. tuwetlmi tlltctiyar.
To do . . _ : Aldatmak. A bitler *-ft: Çile, ..._
To fail ._.: Dllpnek. Demaad *-ft: lbrazmıla ....,. al-.
To hunt ılowıl the fos: : Tilkiyi yakala- cak poliçe.
mak (avlamak). Porced ,... : VantRltarlc ocaia verilen
To tnock • - : Vurup dUıUrmck, yık hava. ·
mak. To makc a *-ft on : Fazla 11kmak, çok
To pay a dollar ılowıl : Pqinen bir dolar taciz elmlt.
vermek. Ship of ...... fcet .... : Oa iki bdclll
To put hclm . _ . : [Naut.] Gemiyi rliz- ıu çıeker .....ı.
aür istikametine çevirmek.
To hıve a . . . . oa: [Si.] Hotluınıa·
To makc *-ft a on-·• frlendlhip:
Birlaia cloltlulımu iltlmlar etmek.
mak, kaqı olmak, praz batlaınak. O...,.. room : Tulak çlmıele malılııı
To . . . . a penon: Birini davmck veya oda,reaamoduı.
yenmek, alt etmek. DmAG (3), v. A a.
To ılowıl tooll: Grev yapmak.
To . . aa ancbor: C•••t.) Lcnter 111-
To fail ...,. on onc'ı knccs : Diz çök-
rUldemet, 1cqer tutmamak.
mek. To . . r.: Al veya çeqel)c IUlla (bir
To aet .... : Aplı iamck; indirmek;
tcY) aramak.
yuımat.
Dnl aaclıor (chala) : Anbe ta.teli.
To 10 . . . . : Bıtmak (IUnq); çökmek. To . . . . . . . ....._,: llrGtlımıet.
To have a...,. (be...,.) OD mmeoac:
To . . ~ : 7.orla abp ,ıltllnmt, sll-
Birine kancayı takmat.
rilkllyeret llldrmet.
To hit a man wbcn ı. is ılowıl : Zcbwı
kilflllk etmek (vur abalıya tabllladca). To . . la : Balıac kanilamak (IOkmat).
To buat (rldc) , _ . : Pqladcn koprak To . . • (lıl): 9lbtWlamet, devam
yetipnck; yaaıaa ptlr(t)met. edip skmet: drtlaoeaıede kalmak.
To sead . . _ : Tardlıtınct; azlctawk. To . . _.: Uzamak, lllh1Weylp (çekip)
çıkarmak.
To lhout ...,. : OGrllltll <-> çıkararak
To . . _. a wmcbed Uİllllll&ll : lllrU·
susturmak, balırarat birinin koaUllDUI·
na mlııi olmak. ncrck yapmak.
To put a . . _ cı11 : CSl.J itiraf em.le. To . . . . : SllrlWeyip ..,.ya çatlp çıkar
To walt up aad . . _ : Bir aptı bir yu- mak: lllillallml tertıiJe --.
karı llZIDCk.
To . . tbe lake : Caet lıaJmak lçbı IUda
Caöl v.ı.'dc) .......,_ yapmak.
DOZ& (67), "·
To . _ . . : Uyuklamak; katıra.k. To . . tD: StlrlWemek.
DOUN (iz), L DaAGON (J • t). L
Baker'ı (clevil..) . _ : o. &;. ......... -blood: 8lrka; - - ..,.
To •ll by tbe . _ : DOzlac ile ..amat. meyvadan alınan birka; ııePt Uyu kır-
To talk Diaeı.a to tbe . _ . : (:ene çal- mızı lakız.
mak, pr ıır aır komıpnak. old (red) .,..... : . . . . .
T1ıc
Dit.UT, DllAUOBT (44ft), n• DllAIN (21), "·AL
.,.... eııahıe: c•ın.J Çekmek veya kaJ- A peaı ..... on my rncıanıC1 : ltınvet
dınnat içUı tullaıııJaıı makina. veya kc1eme fazla alır lllea bir 111·
Dnft bone : Yit lıeyairi. Dnlm • boıınl: Yıkalım• lıalatıklum il·
.,.... reiıı : Clfl Iİdell alın ... dlqialeri. zOJıııaine mahlUI tahta.
A *-ft of &lıee : Bir al çekilinde avla- To lbıvw moncy dowa tbe ..... : Parayı
nan balık mlktm.. IOkalallmlt.
draw
( 127 1
To dnba ali to: BOJll)mak. To draw ulde : Bir tarafa çekmek, bir
To ..._ aomeone dry : Birinin parasını kenara çekilmek.
son saıltimiııc kadar almak, kurutmak. To draw attention· : Dilliti çekmek.
To ..._ to: Akmak, ıızmak. To draw dOWll: İndirmek.
DRAUGHT (44 ft), n. To draw ı. : İçine çekmek.
At a ılnqlıt: Bir yudumda. To dnw alf: Çekmek; çıkarmak; çekil-
A dr-atat of water: Bir yudum su. mek.
Bcast of *-alıt : YUk hayvanı. To *-" oa : Yakına 'aelmek, yaklqmak:
Black ....... : Mllshit (iliç). siymek; aeçirmck; ııevketmek.
DrııııPt - board : Dama tahtası. The day is drawbıc ı. : Akpm oluyor.
o....pt- bone: Yük arabasını çeken The eveninı was dıawbıs Oll : Akpm
alır at. yaklqıyordu.
To drlmk -a1 one's sorrows : Kederini To ılrtve a ball : Hızla vurup topu atmak.
içki ile dajıtmlk. To drlve a nail : Bir çiviyi çııknwk.
To *ilk ..., : Pek fula içmek. To drlve a ıood barpin: İyic:e pazarlık
To drtalı dowm: Sarlıot olmak. yapmak.
To ılrWı beavily : Çok içmek. To drlve a tunnel : Tiinel açmak.
To d.t.lı: ~ (to) : Emmek, içmek. To drlve alaaa : Sürüklemek, yüriltmek;
He dnlllı it ali ı.: Hepeini yuttu (yalan . .. boyunca sürüp &itmek.
u.'yi). To tlrlft blck : Geri silrmek; araba ile
To drbılr oır : Kadehi dibine kadar içip pri aiımek veya aötllrmek.
bopltmak. To drlve bJ : Araba ile llÇIDek.
To lklılk to: Şerefıne içmek. To ılrtve • - : İnınele mecbur em.it.
To 4lll!ık to the health : Sıhhatine içmek. To clrlva a. (to) : İçeri ıllnnelt; lolımak.
To drbılr like a fish : Çok içmek. To clrlve ~ (home) a nail : Bir çiviyi iyice
To dlWı . , : içip bitinnek. çakmak.
DRINKING (1 • 1), n. To 411Ta ID (home) a point: Bir noktayı
hiç tereddüde mahal kalmıyacak tekılde
Drtıdıbıs bout : İçlr.i llemi.
anlatmak.
DrllıUııa cup : Kadeh, U1e.
To *IYe oır: Kovmak; (araba v.ı. ile)
O.-.... bom : Boynuzdan kadeh. ayrılmak.
A ....... man : İçkici, ayyaı. To clrlve • : beri sürmek; (araba v.ı. ile)
DRIP (1), v. ol n. durmadan ilerlemek.
Dr1p • ılltp : Durmadan damlama. To drhe home : Kad delille bitirmek
To dıt, wlllı blood : Kanı akmak. (münakasa).
.. '
drMaa
1 130 ]
To drlYe mad : Çıldınmak. narak birinden evvel silah çekmek; Us-
To dme oat : Kovmak, sünnek. tünlük kazanmak.
To Jet ılrtfe ııt: Salıvermek, atmak; he- 1 am ready to dnıp : (Yoraunluktan)
defe atmak, vunnak, nipn almak (tüfek ayakta duramıyorum, nerdeyse yeıe yıkı·
v.s. ile); tokatlamak. lıcaıım.
What are you drlYlaa an : Ne demek 1"11 drop you at your hoıise : Sizi evinize
istiyorsunuz? bırukacatım.
To ıo for a ddve: Otomobil v.s. ile ııe !"ve dropped S:. 100 over this : Bu iııe
zinti yapmak. yüz lira kaybettim.
The rain was drlvlaa in our faces: Yai- To drop a brick : Meddahlık etmek, bir
mur yüzümüze çarpıyordu. toplantının mensuplarını komik hareket·
DRIVING (41·1), n. it a. lerle ıüldürmek: budalaca hareket etmek.
Drlvhı& axle (shaft) : hletme mili. To drop a habit : Bir adetten vazaeçmelı:.
Drlvbıa - band : Sevk çemberi. To drop a letter (word): (Yazıda) bir
Drlvlaa - belt : Çark kayııı. harfi (kelimeyi) atlamak; (konuıurken)
Drlvlaa iron: [Gol/] •tee• den vuruı bir harfi telaffuz etmemek.
için kullanılan demir depk. To dnıp a Jeller in the post : Postahaneye
Drlvhı& lisence : Şoförlük ehliyeti. mektup atmak.
Drivbıı rain : Şiddetli yalmur. To dl'Oll a person : Biriyle alüasını kes-
Drlvlıııs test : Şoförlük imtihanı. mek, arkadaılıta son vennek.
I>rlvllll wheel : İşletici tekerlek veya To drop a hint : Bile bile aazından ka·
çark, ana tekerlek. çırmalt, imada bulunmak.
DROP (5), n. &. v. To dnıp a tine : iki satır yazıvermek, bir
•A dnıp in a bucket•: [Prov.] Bir kova pusula aöndennek.
~uda tek damla, devede kulak. To drop a remark : Kasten söylemek.
A drop too much : Fazla içki; sarhoş, To dnıp acroa: Rastlamak; takbih etmek,
fazla kaçınnıı. azarlamak.
At the drop of a hat : l,areı v~rilince, To drop anchor: [Naut.] Demir atmak.
hemen istekle. · To drop altera: (Naut.] Kıç tarafa doi·
Acid drop : leblebi şeklinde mayhoı bir ru ıiımek; aeri kalmak.
nevi şeker. To drop away: Dajıhnak; azalmak;
Drop by drop : Damla damlı. damla damlı akmak, azar azar dökül·
Drop • cunain : inerek kapanan perde. mek (su); (naut.] akıntı ile beraber yol
Drop • forae : Kalıp ile dövmek. almak <aemi), akıntı istikametine doiru
Drop • forıinı : Kalıplı dövme. kürek çekmek (sandal); teker teker çıkıp
Drop • hammer : Şahmerdan. ıitmek, bir yeri terketmek.
Drop kick: [Foot.] Top düşüp yere do· To drop lıehlııd : Geri kalmak.
kunduktan sonra vurulan tekme. To drop bricks : IS/.] Çam devinnek, pot
Drop letter: Verildili postaneden sahi· kınnak, ıaf yapmak.
hine teslim edilecek mektup. To drop dowa: Akıntı ile •ili•
ıitmek
Drop • liıhı : Asma lamba. <ıemi, kayık v.s.); düşmek, yıkılmak.
Drop of 10 metres : On metre düşme To drop la : Eve utrnmak; misıfirlile
yüksekliti. ıitmek, damlıımıık.
Drop screen : Yukarıya dojru açılıp ka· To drop ı.to ıhe habit of ... : ... 'i Adet
panın resimli asma tiyatro perdesi. edinmek.
Drop shuıter : Fotoifaf makinasının bir· To drop money : Para kaybetmek (dü·
den düşen ortası delikli kıpatı. şürmekl.
Heiııht of drop : Dilime yükseklili. To dnıp someone a line : Birine iki 5atır
To aer fhave) ıhe dnıp on : Tetik davra- bir şey yazmak.
[ 131 1
There the maıter . . , , . . : Mesele öylece To ılıma someıhinı into someone : Bir
kaldı. ııeyi birine tekrar ede ede ölretmek.
To *9p cılf: Aynlıp dllpnek; eksilmet. To dnm ap : Toplamak; çatınnat; ilin
To ılrap olf to lleep: İçi seçmek. etmek, teblii etmek; dawlla makam tul·
To 4lrGp a.t of : Saftan ayrılmak; çıkıp mat; mrla zihnine sindinnek; lwıad ve·
vazaeçmek; çtkannak; dlltllnnek. ya ayakla ses çıkarmak (kut veya böcek).
To dnıp m one'ı knees : Diz çökmek. To dnm apom:. Çabuk çabuk vurmak.
To drap one'ı h'ı : •h• harfinl ııByleme· To dnm ap irade : Gezip sipariı bulmak.
mek (yutmak). DRUNK (8), a. it n.
To take a *8p ıoo much : içkiyi fazla Dnall as a fıddler (lord} : Çok sarho'-
kaçırmak, sarhot olmak. fitil aibi. .
Where aball 1 ...., you?: Sizi nerede Draak wiıh success: Muvaffakıyetten
indireyim? (IQftk). nıesıolmuı.
DROWN (47), v. Bllnd ııhmılı : Körklitllk.
Dead dl"llllk : Çok sarhoş, fitil.
To * - ID : Oömillmek, batmak.
To ılrowa oneself : Kendini suya atarak Half dnllk: Yarı ıarhot.
DRY (41), a. it v.
intihar etmek.
To . . _ one'ı sorrows in drinlt: Ke· A drJ saıile : 7.orati veya istihzalı ıü
derini içki ile avutmak. lilmseme.
To * - a a.t : Akıntıya kapılmak, akm· Dry behind lhe ean : Olsun.
tıların tesiriyle ıUrUtlenmek; kesilmek,
Dry ·as • dusı : Kuptwu_
Dly cleaninı : Benzin v .ı. ile elbise le·
azalmak.
To drowD ıhe land : Memleketi su al· mizleme, turu temizleme.
tında bırakmak.
Dry • dock : Kuru havuz; havuzlamak.
His voice tlİowDell : Sesi kısıldı. Dry fmminı : Kuru ziraat uaulU.
Dry IQOds : Manifatura, meMUCaL
O.-.. in ıleep : Alır uykuya dalmıt.
Drowmıl in tears : iti gözll iki çepne.
Dry humour : OUlmeden ve tabii olarak
yapılan nüktecilik.
DRUG (8), n.
Dry measure : Kuru ııeylere mahsus ha·
A dnıa in the market : Piyasada araaıl cım ölçüleri.
mıyan bir mal, satılmaz mal. O,, money : Nakit para.
DRUM (8), n. .t v. Dry nurse : Dadı; emzilıle bilylltmek;
O.- head court martial : C•il.] Se- [fil".] bir acemiye vazifesini öiretınek.
ferde acele toplanan harb divanı. Dly point : Asitsiz ltullandan baWk ka·
O.- head : Davul derisi. lemi.
O.- major : Askeri bando ııefi. Dry rot : Kereııenin içindeki toz libi çll-
Dnm wlndlna: [Elec.] Manyeto (arma· rllklllk; meyvadaki çllrilkllllt veya bu çil·
tör) silindir tellerinin Usı taraftan sarıl rüklUiU hbıl eden mantarımsı ııeyler;
ma uaulU. [li I'.] ahllki boımtluk.
Bua dnıa : Bllylllt dawl. Dry • ıbod : Ayaklar ıslanmadan.
•Sweet is lhe music of a diıtanı dnaa•: Dry town: [U.S.] İçki yasalı olan ııebir.
[Prov.] Uzaktan davulun sesi hoı aelir. Dry wit : Zarif nükte, farkmda deiJlmiı
To banı the biı drma : Dawl çalmak; libi söylenen nükteli iliz.
reltlim yapmak. The cow is *1 : İnelin sütll kesilmi..
To . . _ • ıhe piano : Acemice piyano With dry eye1 : Oöderinden bir d1n1ta
çalmak. yaş akmadı, ailamıyarak.
To . _ oat: C•ll.] Ordudan tardetmek. A dry speech: Yavan söz, tatsız nutuk.
To drma a.t of: Yuhalarla bir yerden To drJ olf a cow : Her ınn daha az sa·
çıkarmak. pralt bir ineiJn ıUtUnU kesmek.
[ 132]
.....
To dı7 ., : Kurutmak; kurumak; kuru- d1ldıl and drakea with)o : [Prov.] Har
lamak; silmek; susuz kalmak; [U. S.] vurup harman savurmak.
susmak. ÇC11CSinl tutmak; [Si.] ipiz bı To lake to it like a ılılelı to water : Seve
rakmak. seve bir iııe airilnıet. kolay alıtmak. bir
To feel lrt : :>usunak. itten hoşlanmak.
To pump a well lrt : Bir kuyunun suyu- To aet a dacldlıs : Suya dil1ilp ıslanmak.
nu bopltmak. To dlldı , _ _.: Dalmak.
To run llrJ: Kurumak, suyu çekilmek. DUE (177), ıı., ıdv. ol n.
DRYING (41. 1), n. Dııe to ... : Mukadder; vakti plmiş; li-
DrJIDI - cupboard : Nemli çamaıırların yık, münasip, lhım ıelen; hasebiyle, se·
kurutulduiu dolap. bebinden, .. .'den dolayı, .. .'in sayesinde.
Dl'Jiıll line : ÇamqR' ipi. in dae time (coune) : Tam vaktinde.
DUAL (179), a. ol n.
o..ı control: [Aero.] Çift kumanda.
Duııl ıovemment : Müstakil iki takım
After •e
il is d111 to him: Onun hakkıdır.
consideration : iyice du,unuıı
taıındıkıan sonra. ·
ricale salihiyet veren devlet sistemi. Dııe east : Tam 11rlr.a doiru.
Duııl Monan:hy : Eski Avusturya - Maca- The monry is lhıe to be pald today: Bu-
ristan İmparatorıuıu. ılln para ödenecek, paranın buılln öden-
Dal ownership : Bir mlllklln iki sahibi mesı liıım.
olması. The dcpt is dae on April ISth : Borcun
DUB (8), v. ödenme tarihi 1.5 Nisandır.
To dlllı a cock : Horozu kavpya (clöiilfe) To fail ... : [Com.] Vadesi aelmek (bir
hazırlamak. senet v.s.'nin).
To • • cloth: lsırpn otu ile vurarak de- To give someone his._: B~rine hakkını
riyi kabartmak. vermek.
DUBIOUS (177-19), a. To ıive the devil hil • • : KötWillll iyi-
Dlılılam answer: Müphem cevap. likle mukabele etmek.
Dıdı'- state of mind : Kararsız bir hal. DULL (8), a.
Dulılam battle: Neticesi şllpbeli hırb. 1 fe:I daU : l9im sıkılıyor.
~ transaction : Şüpheli puarhk. To be duU of hearinı: Alır isitmek.
DUCK (8), n. ol v. The daU seuon : ÖIU mevsim.
A tbıek of a bat : Çok ıık çok cici bir DUMll (8), n.
ppka.
Dllmb- beli: Jimnastik ıüllesi; [ıl.] ap-
A lame dwlı: Borçlannı ödiyemiyen
tal kimse.
borsa simsan; ihtiyar adım; sı~at ve seri
Damlıı show : Pandomima, dilsiz oyunu,
kalan aeırıt; sakat kinue.
dilsiz sahne oyunu.
O.lı and dralıe (Hclıs ınd drakes) :
Dıımlıı waiter : Portatif yemek masası;
Yassı taıı suyun yllzUnde sektirerek atmıı
oyunu.
yemek nakleden asansör.
Dllelı'sea: [Cricl:.] Sıfır (sayı). The o-it : Hayvanlar.
D8elı on tbe nıc:k : Kaydırak oyunu, ufak To strike ıı-11 : Hayretten dondurmak;
tatlar atarak oynanan oyun. hayretten tq kesilmek.
Fine day for . . . . : Yıimurlu hava. DUMP (8), n. ol v.
Like water off llllClı'ı back : Tesirsiz, ne· l>mDp can : Kum v.s.'yi taşıyıp bolllt-
tice vermiyen, fayduız. maıa mahsııs araba.
My liUle dadı : Sevailim! pıkeriml To be down in the ._,.: Kederli ol-
She's a perfect tip: Çok ıllzeldlr. mak, keyfi yerinde olmamak.
•To make . . . . and drakes of (to plııy To be . _ , . . ııt : Dolapnak.
... l 133 1
.,....
DUN (8), v. olunan fakat herkesin kendi masrafını
To be duaııed on ali sides : Uçan kuşa ödediği cilencc.
borçlu olmak. Double dulcb : Anlaşılmaz lisan.
DUSK (8), n. High Dutcb : Güney Almanyalı.
ll'ı ırowinı dm ; Hava kararıyor. Low Duteh : Hollandalı Alman.
At dulıi : Hava kararırken, akşam üstü. To bcat thc Dutch : [Colloq.] Çok tuhaf
DUST (8), n: .t v. veya acayip olmak; hiç görülmemit bir
D..a and heat : Mücadele meşakkati. ~y yapmak.
o..t - c&öl : Çöp arabası. To gel in Dutch : Başı derde girmek.
Dast - coat (cover) : Tozdan ve kirden ko- To go Dutcb: [Colloq.] Herkes kendi
runmak için iş gömleği, v.s. maHafını ödeyerek eğlenmek.
Dııııt - collector : Toz yuvası. toz kapan. To talk tike a Dutch uncle : Baba gibi
Dııııt - filler : Toz filtresi. sertçe azarlamak.
Dııııt and ashes ; Nedamet. DUTY (177 - 1), n.
Dmt - hcap ; Toz veya süprüntü yığını.· Dul)' cali : Nezaket ziyareti.
Dut - pan : Faraı. Duty - free : Gümrük. resminden muaf.
Dast - shot : Kum saçma. F,·om a sense of dul)' : Vazife icabı.
Dut storm ; Kum (toz) fırtınası. Off duty : Serbest.
To bite the ıhnt ; Yaralı veya ölü olarak On dul)'; Vazife başında.
düşmek. Stamp dullff : Pul resmi.
To huml:le to ıhe dult : Tezlil etmek. Liable to dul)' : Gümrük resmine tıibi.
To lick thc dııat: Yaralanıp veya ölüp To do dlll)' for: V~zifesini yapmak.
düşmek; yerde sürünmek; kendini alçalt- To be on dul)' : Vazifede (nöbette) olmak,
mak. nöbetçi olmak.
To raisc a ıhılt ; Karga,alık çıkarmak, Ta enıer upon (lake up) one's d.cln:
kıyameti koparmak. Vazifeye başlamak.
To kick up the dut : Toz çıkaTmak; me- DWELL (2), v.
sele yapmak. To dweU oa : Durmak, kalmak; ııecilt·
To shake off the dmt of onc's fcct: Bı mek; üzerinde durmak, ısrar etmek.
rakıp ıitmek, ayaiının tozunu silkmek. To dweU ı.: .. ."de itame.ı etmek.
To throw • • in somconc's eyes : Al- To dweU near: Yakınında oturmak.
datmak maksadiyle birinin dikkatini bar DYE (41), n. .t v.
ka t11rafa çekmek. birinden hakikatı aiz- A liar of th: dcepcst dye : Sunturlu bir
lemck. yalancı.
To tum to dlllt and ashes : Kullanılmaz Dyed in thc wool : Ham madde halinde
hale aclmck, battal olmak. boyanmıı; hakiki, öz.
To na one's jacket : Birini dövmek. Double - dyed : iyi boyanmış, huyları
To ıhılt the eyes of : Aldatmak. kökleşmiş, itikatlarıııda koyu.
DUTCH (8), n. .t a. Dye - works : Boyahane.
O.tdı auction : Müşteri zuhur edinceye To dye badly: Boyayı fena almak (kuma')
kadar fıatın indirildiii mezat. To dye well : Boyayı iyi almak.
o.klı brick : Sert tulla. DYING (41.1), n . .ta.
o.klı chcese : Süzme peynir. Dyiaı bcd : Ölüm yatalı Cdöteiil·
D9fdı couraae : içkiden ileri selen çıl Dylıls corıfession (declaration) : Ölüm ha-
ııııca cesaret. linde iken edilen itiraf veya ifpat.
o.tdl oven : Bir açık hava ocaiı önllrı 0yı.a oath : Ölmek üzere iken edilen
dc et v.s. kızartırıala mahsus aac veya yemin.
tenekeden yapılmıı fırın. D)'iııla wish : Ölmek llzere iken ifade edi-
Dıltdı treat: Birkaç dost arasında tertip len arzu, 1011 arzu.
Hrth
1 134] '
·:ACH 111 l. ıı. H ;, word~. ı;o into at onc cır and out aı
f:ııch onc : Her hiri. thc oıhcr : Onun s(;zıcri bir kıılatımdan
t:ııeb other: Birbirini. ycı..dij;crini. (!ircr öhüründcn çıkar.
~AGLE (1 11. n.
f:ARl.Y (99 • 11. ı.
Emalc • eyed: Kesi.in ııözlli (nazarlı). At your earlleıll convenience : İlk mU~aiı
&&le • siıhted : Uzak aörUşlU. keskin fırsaıta.
aıözlü.
Al an early datc : Yakındı.
Eııılle• winııed : Kartal gibi çabuk veya
Early hird : Erken kalkan. qbahçı.
)'Ükı.cklen uçan.
•F.arly hird ıeıs the wamı•: (Prov.]
f:AR 1191. n. Sena k.ılan dona kalır.
1\ box of thc eu : Tokat, si11e. Early in life : Gençlikte.
A word in your •• : Gizli söz. Early in ıhc day : Erkenden.
By thc eım : lhtilrıf halinde, birbirine zıt. Early in lhe ~•son : 'ram mevsiminde.
Did yoıır ean burn? : Kulatınız çınlııdı turfand;ı olarak.
mı? Sizi meıhediyorduk. Early ri•er : Sabah erken kalkan.
Ear lobe : Kulak memesi. EARNEST 199 • il. n.
t:ıır • minded : Zihni aözdcn ziyade ku·
in ..,... : Ciddilikle; samimi olarak.
lııktan intıba almıla müstait (kimse).
in good eanınt : Uayıkı veçhile.
kulaktan öirenmelc müstait.
F.ar lrumpct : Yarı satır kimselerin kul- EARTH 1991. n. [EARTIIED], a.
landıkları kulak borusu. Estb baıh : Toprak banyosu.
J would ııive my nn : Her fedakilrlıla Earth hoıırd : Sabanın topratı çeviren
razıyım. kı.mı.
She is quite ecıı,.ıt by her sisler : Kız Minister of eduadoa : Maarif bakanı.
kardqi kendisinden çok daha gllzel. EFFECT il - 21. n. el v.
Solar ecllp9I : Küsuf, süııeı tutulması. Ali my efftcts : Bütün eşyam.
Total ecllpn : ,Güneş veya ayın tama- For effect: Tesir hhıl etmek için; &(iste·
men tutulması. riş için.
ECONOMY ( 11 - 5 - 9 - 1), n.
Cıusc and effed: illet ve eser, sebep ve
Domesıic _ , . : Ev idaresi.
netice,· neden ve etki.
Minister of _ _ . , : Ekonomi bakanı.
National _ , . : Millt iktisat. in effect : Vakla, gerçi: tesir itibariyle.
Politieal _ , : iktisat ilmi. No effectl : PJnıız, tırıl.
ECSTAIY (2-9-1), n. Of no effect: Tcsiniz: s:mcrcsiz, beyhude.
in ....., : btiirak içinde. To c:arry into effect (lo &ive effect tol :
l'.atll)' of jay : Son derece sevinç. · Tatbik mevkiine koymak, tatbik etmek.
EDGE Cl;t, n. av. To take etrect : ·Tesirini IÖllCflllek, iı
Fine .... : Katin. letmek.
1 could not .... a word in : (0 kadar çok Thc etrect was aood : iyi tesir bınktı.
söylüyorCIU ki) ben tek söz söyliyemedim.
On .... : Arzulu, ubınız, endilCli, sinirli.
To that elhd: Bu hususta, bu -'*·
To efflCI an inıurance policy : Siaortı po-
M9I tool : Keskin ılet. liçesi almak.
The knife hu ııo .... : Bıçak kördür.
To no effect : Beyhude, botu botuna.
To take the .... off: Körletmek, boz-
To talk for elfect: iyi tesir bırakmıya
mak Ciıtah).
pyret etmek.
To sive an .... to : Bilemek, açmak.
Withouf elfect : Teıiniz, beyhude.
To be on .... : Heyecanlanmak, mllte-
To elfect • : Tesir etmek, etki yapmak.
lıassis olmak; asabiletmek; sinirlenmek;
llbınızlanmat, endifelell!JIH.
EmCIENT (1 - lshnt). ı. ·
To put an .... OD : Bilenıet. Elllde•t cause : Kifi sebep.
To ilet tbe teeth on .... : Dit pcudatmat t:mCIENCY (1 - lshnsl), n.
dit bilemet. . Ac:tual ıel'llıl rr: C•ecb.J Verim nis-
To .... doler: '\'uyaııa karmak. beti, kabiliyet dereceli.
elldltc[..1
[ 137 l
Nominal ....._, : C•ecb.] Zahiri ve· 11Pt hour law : hçilerin ıilnde sekiz sa·
rim nisbcti, zahiri kabiliyet. allcn fazla çalıtmalarını meneden kanun.
EFFIGY (2 • 1 • jl), n. To ıeı bchind ıhc elPt ball : MUıklll va-
To bum (hanı) in efllu : Halk nefreti ziyette olmak.
ifadesi olarak birinin resmini yıkmık vcyı EITHER (41a9>. ı.
)'ırtmak. Eldıer he iı ıalkins or he iı ıinslnı : Ya
EFFORT (2 • 9), n. konuıuyor, ya. prkı söylüyor.
it wu ı IOOd elfart: [Si.] iyi veya mu- Eldler of them iı cnOU1h: ikisinden biri
vaffakıyetli bir ifti. kafi.
To be a ıreaı ellart to: Güç olmılı:, biri· Eltlacr this or ıhat : Ya bu, ya o.
sine ıüç ııclmck. Nor you, eltlıerf : Ne de siz!
EGG (2), n. &: v. On elllıer chcek : Her yanalındı.
Addlc ea: Cılk yumunı. t:KE (11 ), v.
Bad (rolten) ea : Çürük yumurta. To eke out : idare ile kullanmak, ilive
Ea bcateor : Yumurta v.s."yi çalkaİımala etmek, anırmak, katmak. ·
mahsus ıleı.
ELBOW (2 • 67), n.
Ea cup : Yumurta fiııcını. At one's ellıow: Yanıbııındı, yakın.
Ea · shapcd : Yumurta ıeklinde, bcyzf. Ouı of en.ow. : Dirsekleri çıkmıı (palto);
Ea shcll : Yumurta kabulu; kolıy kırı· fakir, çapaçul, düıkiln, perifBD.
lır ICY·
To elbow one'ı way throush ı crowd :
Ea whip (whisk) : Yumurta çalkalamala Halkı yarıp ıeçmek, kendisine yol açmak.
mahsus alcı.
To crook (lift) the elbow: Çakııtırmak:
Easıcr e• : Paskalya yumurtası, kırmızı
içmek (rakı v.s.).
yumurta.
Up to ıhc .U.OW. : Çok meRUI.
Ea and spoon race: Kaıık içinde ta- ELECT (1 • 2), v. ıl n.
,ıyarak yapılan at yvııı.
Bride elect : Ni1Bnh, sclinlije seçilmit
He is a bad ea: [Si.] Fcn'l adımdır,
kız.
adam delil.
Elected by a majority : Kahir eberiyetlc
Hard • boiled . .: Çok. kaynımıı yumurta.
(çotunlukla) seçilmi1-
New laid ea: Günlük yumurta.
The ellet : Gilzideler; [ tb.al. J milntchap-
Sofi boiled ea : Rafadan yumurta.
Jar zümresi, kendilerine cennet nısip
Scraınblcd . . : Alakok yumurta.
olanlar.
•To leach one"ı pandmother to suck
To elect ıo say : Söyleınele kır•r vermek.
qp•: [Prov.] Tereciye tere satmak.
To put ali ea1 in one buket: Her te· ELEC110N ( 1 • 2 • shn), n.
yini tehlikeye koymak, bütün sermayesini By - clcction : Anı seçim.
Eleetloıı day : Seçim ıUnil.
bir ite koymak, talihini denemek.
To lay ın . . : Yumurtlamak. Eleetlom district : Seçim bölpai.
To sil on . . . : Kuluçkayı oturmak. Ellc:tlOll precinct : Seçim mahallesi.
To ea and crumb : Yumurta sarısına kı· General eledlaa : Umumi seçimler.
rıflınlmıı ekmek kırıntısı ile bulamak. ELEC11VE (1. 2 -1), L
To hatch .... : Civciv çıkarmak. Eiec:th'ı franchisc : Sly11i seçimlerde rey
To ea oa : Talırik (lefvik) etmek. verme hakkı.
White of an . . : Yumurta akı. EladlTe ıff"ınity: [Cbem.] Kimyevi bir
F.GRIGIOUS (1 • 1 ljl9), L maddenin terkibinde ba"'3 hulUIİ bir
An .......... an: Etine natlannuyan ap- maddeyi tercih ıemayUID.
tal bir adam. ELECTIUC[A.L} (1 • 2 • 1), ı. ıl n.
EIGllT(ll), a. Eladltc batıery : Elektrik ba&aryuı.
Bchind thc elllıl ball : Mıqtlll•ıtL Eladrtc: bluc : Çelik 'l'Cnainde mavi.
ılectrldlı
l 131 ]
EaPıe
man: Makinist.
room : Mıkinı dairesi (odası).
World without e.. : Ebediyen. Fire e..ıne : hfıiyc mıkinuı, yanıın IU·
Wilhout nd : Sonsuz. lumbası.
Week • nd ı Hıfta sonu (tatili). ENGINEER (2nj 1 • 19), n.
The enıl of time : Kıyamet sUnü. Chicf ınaillffr: Çarkçıbaıı.
To nd someone : Birini mıhvetmek. Civil .......,., : Bayındırlık mühendisi.
To ... wlllı : ... ile nihayedenmek. Electricıl ......... : See : ELECTRICAL
The etldl of !he earth : Arzın en uzak Mechanical ......... : Makina mühendiıi.
yerleri; kutuplır. Military e....,..: lıtihkAmat mühendisi,
ENDORSE (1 • ' >·
v.
To ...._ ener: [Com.] Ciro etmek.
harbiye mühendisi.
Mininı . . , . _ : Maden mühendisi.
Structural ......,, : Yapı mUhcndisi.
ENDOllSEMENT (1 • " · 9), n.
Hydnıulic .......,, : Su mühendisi.
Ellıloii ıllt in full: [Com.] Tım ciro.
ENGROSS Clnı· 67sl, v.
Blınk ..... • - • : Beyaz (.çık) ciro.
[p. t. ENGROSSED].
ENDOW (1 • 47), v.
t:.ıar-411 in ı booll : Kitaba dalınıı.
To be well ...__. by nature : Dotul"
To e..- one's dıoushts : Zihnini ta·
tan zeki ve stml olmak.
m1111en iıpl etmek.
ENEMY (2 • 1·1), n. ENGR0881NG (Jq · 67sl), a.
How aoa the _ , , : Saat klç? An . . . a 1 ı story : Entel'CSln bir hi·
The e-r: Şeytan. ki.ye.
ENERGY (2 • 9jl), n. ENIOIN (1 • '1), v.
Devcıce your •-.ha to thiı : Gıyreti Elıjal8etl lı)' : Emrcdilmi1. mevzuata uy-
nizi buna urfedin. sun hale konmut.
- - . , conıponent: [Pbys.] Enerji hlld To emJolıl to eıt : Yemeyi emrelmck.
eden lmiller. To ,.,... from eııtlnı : Yemeden me-
Kinetic tmru: [Pl171.] Kinetik eııuji. netmek.
Potential e-v: [Pb,s.] Potınsiycl To ea,lolB silence upon : SllkOıa davet
enerji. etmek.
enjoy
[ 141 ]
To pay his ı...-: MasraOarını öde· EXTEND (1 • 2), v. [p. t. EXTENDED], "a
"nıek. Em.... insurance : Müddeti· uzatılan
With no ı.- to you : Siz.e masraf et· ıiaorta.
tirmeden. Eııa.de4 order: [Mi/• .t Naut.] Açıl·
EXPERIENCIE (2 • 19 • 19 - ı), n. .t v. ma nizamı.
An unpleasant ....,.._ : Bap aclen To eıı:tud lıeJClllıl : ... ya, ... ye yayılmak.
fena feY, nahOf bir ıecrübe. To ute.t control over : Kontrol ve nll·
in ali my eqıerleMe : Blltlln hayatımda. fuzıı aenitletmek.
To eQerllmce relilion: [U.S.J Din de· E.._.. type: [print.] Mlltaıtan enli
iiJıirmek, ihtida etmek. matbaa harfi.
To learn by eı:perlmff : Tecrübe ile öl· To ellfelld kindness IO : Şefkat aösıermek.
renmek. To eııte.t lllto: Yayılmak, inkişaf etmek.
i'.XPLAIN (1-21), v. EXTENSION O • 2 - shn), n.
To . . . . . ...,. : İzahat vererek :rıorluk· Elde..._ course: Üniversite kunıı.
tan kurtarmak, tevil eımek. · E......_ work : Dışarıyı da teımil olıı·
To ~ oneself : İzahat vermek, İıe· nın hizmel.
sap vermek, meramını anlatlllllk. Univeniıy eı:teMlaıl : Ünivenilede res-
EXPLODE (1 • 67), v. men kayıılı olmıyınlara bazı· Univenite
To ....... a theory : Bir nazariyeyi ip- tedrisatının teşmili.
tal .etmek.. EXTENT ( 1 • 2), n.
To eqıloıle a shell: C•il.] Bir mermiyi
A vast ene• of manh : Pek ııeniı bir
patlatmak. bataklık.
To uplode wltb rap : Köpürmek, hid· To a ıreaı eııtnt : Mllhlm bir denıcıeye
detlenmek, öfkelenmek.
kadar.
To nplode an idea: Bir fikri tekzi·
To the full ennt of his power : Kuv-
betmek. vet ve sallhiyelinin yellili kadar, elinden
EXPOSUU (2 - 67;59). n.
ıetdili derecede.
The house has a aoutlıem aııcııwe :
EXTERIOR (2 • 19 • 19), a. An.
Evin yUzU aüneye babr. ·
A aood man with a rouııtı eııterlar : Ka-
EXPRESS (1 • 2), v. 4 n.
ba sörllnllflil iyi bir adam.
Eııpr111 bullet : Dumdum kurpınu.
Emrlar analı: [G.am.] Dış açı.
Eııa-- company : Sllrat katarı ile nakli·
Eııterlcır plaııets
: Arzın medarı haricinde
yat yapan prkel, ııakliyat alrketi.
dönen seyyarrler.
Express ınesaenae~ : Hususi kurye.
EXTERNAL (1 - 99), a.
IEJlllft8 riOe : Bir çefit av tllfeli.
Eu.rul affain: [Po/it.] Dıı itleri.
Es..- train : Sürat katarı, ekspres.
Eıı..- wa10n : Nakliyat arabası. D11NCT (1 • 1nık), a.
E...- dellvery : Hu111ıl postacı ile tevzi. Eııtlmct animıl : Soyu kalmamıı hayvan.
He dld it for tlıil ..,._ pufllOll : O, bu Eldlıld volcano: Sönmüş volkan.
sebeple bunu yaptı ve sonra itiraf etti. Hope is eKkt: Omit lr.almamqtır.
To •Jlllft8 oneself: Meramını anlatmak, Life is udıld : Hayal söıımllllllr.
maksadmı ifade etmek. That family is eıdlDd : O soydan kimse
To Hpl'lll in oıher terms : Başka söz. kalmamıttır.
To play fıılr : Kaidelere göre oynamak: Fail of thc hammer: [Law]. Müzayede
hakça mücadele etmek. edilirken malın satıldıiını bildiren çekiç
To speak (a penon) falr : (Birine) neza- darbesi.
ketle söz si>ylemek. His eye fell upon me : Gözü bana ilişti.
To write out falr: Temiz kopya çıkarmak. His face fell : Suratını astı.
To hit fılr : Düzgün vurmak. it ali fell out for the besi : Neticesi ha-
FAITH (21 0), ~· yırlı oldu.
Bad falth : Kötü niyet, hiyanet, samimi- it fell to my lot : Bana düştü.
yetsizlik. Plans fail to the sround : Planlar boşa
Falth cure : lmanla şifa. çıkıyor, suya düşüyor.
Falth healer : İmanla hastalıiı iyi eden. The fallen : ~bitler.
Falth in God : Allaha iman. The barometer falls : Barometre düşüyor.
Good falth : Samimiyet, hüsiıüniyet. To fail a long way short of: Uzak kal·
in good (bad) falth : İyi (kötü) niyetle. mak.
in falth : itimatla; gerçek, hakikaten.· To fail aboard of: [Naut.] Bordasına
On (by) my faltb! : Vallahi! bindirmek.
Lively fahh : Dotru itikat. To fail among : Tesadüfen araya girmek.
Punlc falth : Fena itikat, imansızlık. To fail astem: [Naut.] Kıça düşmek.
The falth : Hakiki din. · To fail at : Düşmek.
To break one's falth : itimadını veya To fail away : Çekilmek; fenalaşmak, ge·
imanını kırmak.
rilemek: zayınamak, terketmek, bırakıp
To do soınethinv in good faltb : İyiniyetle kaçmak; isyan etmek: dininden dönmek,
yapmak, hüsnüniyetle yapmak. ahlakı bozulmak; eksilmek.
To keep falth with: Sadakat aöstermek.
To kcep one's faltlı : İmanını bırakma
To fail bac:k : Geri çekilmek (kalmak).
To fail badı. upon : İmdadına koşmak.
mak.
To put faltlı in : inanmak. To fail behlnd: Gori kalmak.
To pin one's falth on (to): İtimadetmek, To fail betow : Aşaiılanmak, dcierini
güvenmek. kaybetmek, kıymetten düşmek.
FAITHFUL (21 0 • 7), a. To fail between : Arasına düşmek.
To be falthful to one's word : Sözünün To fail by the ears: Çeki,mek, kavga el·
eri olmak. mek.
FA1111FULLY (21 O· 7 • 1), :ıdv. To fail down: Yıkılmak, düşmek, kapan-
To deal falthfully with : Sadıkane mua- mak, secde kılmak; ahlakı bozulmak.
mele etmek, namuslu daYranmak. To fail fası asleep : Başını yastıia koyıır
To promise falthfully: [Colloq.] Ciddi koymaz uyumak.
olarak va'detmek. To fail for: [U. S. si.] Meftun olmak,
Yours fahbfully : Sadık arkadaşınız, ve- Çok beğenmek, bayılmak.
fakar dostunuz, veya hürmetkarınız To fail foul of: Çatışmak; hücum et-
(mektuplarda bailama). mek; azarlamak; [naut.] çaparız vermek.
FALL (55), v. & n. i [p. t. FELL - To fan from grace : Günaha girmek; ha-
p. p. FALLEN], a. & n. taya dü'imek; gözden düşmek.
A fallen woman : Fahi1C. To fail frozen with : Donakalmak.
Fallen angel : Cennetten kovulan melek- To fail home: [Nıut.] Geminin kabur·
lerden biri. gaları veya bordası gibi içeriye doirn
Fallen oa evil times : Fena günlere gel- ejilmek.
miş. To fail in : Dizilmek, sıraya gi-rmek; çök-
FaD of man (The Fail) : Hazreti Ademin melc, yıkılmak; bitmek; muteber olmak;
günahı ve neticeleri. sapıtmak; [mil.] taburda sırasına geçmek.
[ 152 1
......
To r.11 .. wlllı:Tesadüfen bulupııak; To ıake a faD 09t el :' Hakkından pl-
raıtplmek; kabul etmek. mek, muvakkaten yıkmak.
To flıll .. lene wlllı : A,ık olmak. FALLACY (3 ·!lal), 11.
To hl W. error : Yanılmak. A popular lııllKJ : Yanlıı zihniyet.
Ti> r.n olf : Çekilmek. azalmak, dUı· FALLING (.5.5 • I), n.
mek, bozulmak, münuelıetini kesmek; ,...._ _., : Sapıtma, din deliıtinne.
rnaut.] rUıPra baı tutamamak, onadan , ....... :Çukur.
dllpnet. . , .... on : SUkOt, 1011u selıne, inhitat.
To flıll • : Gelmek, dü11Mk; hücum et· FALLOW (3 -67), a. 1: v.
mek, harbe ıiripnek; istekle ıiripnek, iı Fal- crop : Nadu yerine ekilen etin.
edinmek. P.ııow deer: Avrupaya mahlul ııçık sarı
To fllll • one'ı feet : İyi çıkmak, mllt- renkte bir çelit kllçUk pylk.
klllittan iyi çıkmak. Green Wlow : Tarlayı bot bırakmaktansa
To r.11 • one'ı sword : Kılıc:ının !la· ıalıam ve pancar aılli yqi1 yapnldı 11·
rine dlllenk intihar etmek. yin ekilmesi.
To flıll _. : Kavp etmek, bozıqmak; To lie fdow : istirahat etmek, dinlen·
vukua p:lmek; [mil.] sıradan çıkmak, met.
vazifesinden ayrılmak. FALSE (5), a.
To 11111 ""' : ÖbUr tarafa seçmek; yıkd· F.... bottom : Sahte dip, sizli dip (Ull-
malt, çökmek, dllpnek. dık veya çekmecr.).
To r.11 proetrate ; YUzUstU kapanmak, Palle colour : Yabancı bir memleketin
bayılıp dUtmek, yere dUımek. bayralı, sahte hUvlyeL
To flıll shon (ol) : K&fi plmemek, eksik F• fıce : M11ke.
ıelmek, varmamak, ulapmanıak, um· F.ıı. · heırted : HıiD, saclakataiz.
dulu ıibi çıkmamak, bqaramamak. Fıılle horiıoıı : DDz ayna (yllbcklilderi
To r• calm : SUkOn etmek; rahatlamak, ölçmek. için kullanılır.
dirımek. F.ı. keel : Kontra omınp.
To r.lı far fllll : [Si.] Meftun olmak
suretiyle boyun elmek, kapılmak sure·
F•
F•
key : MaymuDCUk.
paper : Sahte pasaport;
tiyle teslim olmak. r.ı. pride : Sahte aurur, sahte vakar.
To r.11 lıdo a passion : Hiddetlenmek, .,.._ pretense1 : Yapmacık, Abte etvar,
hınlaııınak. sahtı hıl.
To 11111 ...... : Muvaffak olamamak, F.ı. representatlon : Sahte pteri1o sah·
vıııpçilmek. te iddia.
To 1111 to : Bqlamak (yemele, harbe, F.ı. step: Yanlı1, hata.
v.s.), dalmak; bir yere dlllmek. F.ı. teeth: Tıkma diller.
To 1111 to pieceı: l>arth8dalın olmak. Faı. to ın ideal : MefUreye lılyanet
To WI ..._: Altına dUpnek, dahD ol· eden.
mak, sirmek, tlbi olmlk, maiyetine sir· To act under ,.._ coloun : Hile yapmat,
mlı bulunınalt. aldatmak.
To 1811 .,... : Saldırmak, llatilne plmet; To play hlee : Aldatmak, ihanet etmek.
Uzerine ilabet etınet; mllracaat etmot. FAME (lt), n.
To 181 vlctim to : Bir llYI kurban ılt· Hou• of ill , _ : Umumhane.
met. In , _ : Fena lilbreL
To be on tbe flıll : Fiyatı. dUtmek. FAMIUAR (9· l • 19), a.
To
To
ahe a flıll : DllPlmıek; yere Y111111alt.
bave a 1111 : Dilmek (fiyat v.a.).
F...._ spirit : Bir İllADID içinde olan
cin ruhu.
To try a imi : GUJ"elle yenmele çalıpnak. He iı '-lhr with matbeınııtica : iyi ıaa·
To ride for a imi : Beli aramak. tematik bilir.
c ın ı
Your
bana
fııoe is,...._
tanıdıktır,
lo me: Simanız
ilana yabaac:ı plmiyor-
By r.r : Çok, bir hayli.
F• and away : Pek çok.
1Uauz, ııizi tuuJOrwn. P• and a-y between : Ekseriya buluna·
FAMILY (J-1 • I). a. mıyaa, antika, tinıyL
P_., allar : Aileye mahsus lbııclet veya F• and ııear: Her yerde.
ibadet yeri. P• and wide: Her yerde; mun uzadıya,
P..a, Bible : .Aile hldllllerini tac:Ue pniı ölçUde.
mahlul 1q Abifeleri olan bUyük Kitabı P• East : Uzak l>oiu·
Mukadda. F• West: Miaissippi nehrinin Batısın
F-'1 cirde : Aile muhiti, aile; tiyatro daki Bi:iqik Amerika; Uzak Batı.
balkonlarından biri. P• be it from me (IO do) : Allah Cliqlye,
F-'1 botel : Allelenı ınahlUI tenzllltlı bana a6re delil (ben yapamam).
otıel. P• between : Seyrek.
FamlJ man : Aite 1&hlbl, ane
adamı. F•. f~ : $Bhredi, mqlıur.
hımlJ name: Sopdı. F• · ftunı : Çok yayılmq.
F-IJ tree : Aile lillileııi, wecere. F• from it : Hill, blllkil.
P-'7 butcher :· Aile babı. F• from doinı thiı : Bunu yapmak bir
PımılJ liviııa : Aile hayatı.
yana dur1Un.
FamllJ coadı: Hıınmiaile uabalı; lldes Far JOM: Çok huta, çok Derlemi" çok
oyunu.
deli, çok •rbot.
FAN (3), n. A; v.
F• off : Çok uzak; dalsın.
J.. mm r.: [Si.] Sinema merakh11. F• - rcachinl : Netic:eleri çok, pnlı mik·
Elcct;ic: r..:
Vantilltör.
yulL
Fu trac:ery : Yelpaı.e teklindekl kemer
Far • seeinı : Uzalı aören, ileri lllrilı!U.
sUsU.
F• up : YUkaelderde.
F• vaultinı: Yelpua 19ldlnde kemer.
How hr1 : Nereye kadar?
To fa oneself : Kendi kendini Umıek.
How r.r can you ao? : Nereye kadar al-
To r. the fire : Ate1i körllklemek.
debilirsiniz?
•To r. the name• : [Pıow-.] Yanıına
How flır is it from here to Ankara : An-
körllklc aitmek.
kara buradan ne kadar uzalttır7
FANCY (3 • si), n.
lt"s fılr froın me : Benim yapamıyacalun
Pmc, dre11 : Fantezi elbise.
bir iıtir: kabiliyetimin dııındadır.
Fmc, dress ball : Malkcli balo, kıyafet
So flır so aood : Şimdiye kadar iyi.
balosu.
To ıo f• : ileri ıitmek, muvaffak ol·
F-1 free : Afktan azade.
mak: çok dayanmak, çok mDessir olmak.
Fmc, price : Palıit fiat.
To catdı the '-1 fil : He>1una silmek, FARCE C44s), n.
belenilmek. His plans were ı r - : Plinları fıyd1111
The rac,. : Sporcular. ve alımakça leli.
To '-1 oncself : İyi bir fikre Abip ol· l'ARE (29), n. lı. v.
malı, hakkında iyi dlltUnmek. Bili of fmn : Yemek liıleli.
To havc a fmcJ far : Merak sarmak, sev· Full fare : Tam bilet, tam navlun.
mek, istemek. Half r.re : Yırım bilet, y•ım navlun.
To lake a r.c, to : Belenmek, aeVmtk. it faM ili with him : Bapnsızdı.
FAR (44), L . Poor r.re : Pena yemek.
As r.r u: .. .'ye tadar; .. .'ye aauran: To r.re r.. : Dıpn çıkmak, yola çık·
iae. mat.
A r.r cry : Çok uzak, bUyük fark, uzun To r.re 1Umpluoualy : Bol bol yiyip iç-
mesele. ' mek, safa sllrmet.
far• fnlt
[ 154 ı
You may ao farıher and ,_. wone : Ha· To plıoy fat and loose : Riyakarlık et·
line ıükreı, daha beteri var. mek, h:le ile davranmak.
Fare ye ··•eli : Uturl• olsun, ııellmetle. To ılnp f..a : ~rin derin uyumak.
FARM (44), n. ııl v. To akı fast hold of: Sıkı tutmak.
FAS'l'L~ (44), v.
:
Chicken ı- Tavuk çiftlili.
Oyster fıımı : İstiridye tarlası. To faııtea 1111 (ııpoa) : Tutmak, yapıımak,
sarılmak; katıla,mak; takılmak.
· To , _ •Cthe ~orkl: <İli) t&fZlm et·
mek, İl bölümü yapmak. He f&llnld his eyes on her: Gözleri
onı•n üzerinde mıhlandı kaldı.
FAR11DNG (4481),n.
FAT (3J, a.
it isn'ı wonh a fartlılııa: Beş para etmez.
Fn lime : Halis (kolay sönen) kireç.
F ASHION (]), n. • .. witted : Ahmak.
A man of ,....._ : Moda adamı. The fal is in the fire : Kıyamet kopacak,
Afıer a hllllm : Şöyle ·böyle.
iı paılak verecek.
Afler the ,...._ fil : Gibi, aynı surette.
P...._ plate : Elbise modeli.
A 181 lot you care: [Si.] Ehemmiyet ver·
mi>·ors-.ın, hiçe sayıyonun.
in a hllıloıl : Şöyle böyle. The fat of ıhe land : Memleketin feyiz
in fallılClll : Modaya UYllJn. ve bereketi.
Out oC falbkıa : Modası• pçmiş. The faaed calf : Besli dana.
il is the fllllılm to kin the elder's handı To live on ıhe fal of the land · ~=r tcYin
in Turkey : Tilrkiye'de büyüklerin elini iyisi ile ıeçinmek, huzurda yaşamak.
öpmek &dettir. FA.THER !44G9), n. &. v.
The latest fBllılolı : En son moda. Adoptive fatlıer : Üvey baba. babalık.
To be the fllld08 : Herkes tarafından be· Almiıhty r.tber : Tanrı, Allah.
AenRmek ve kopya edilmek. Father • in • law : Kayınfleder.
To sel the flıdıroe : Moda çıkarmak, mo· Father: in • God : Patrik.
dayı deliıtlrmek. Father of a family : Aile reisi.
FAST (44), a. Father of lies : Şeytan.
A. 11111 friend : Hal.iki bir arkada,, sı)'ı Holy father : Papa. ·
dOlt. Natunl fatlıer: Gayrimeıru babı.
A 11111 Jrienö : Kötü ahlatlı kadın. Putalive fmther : Gayrimeşru babalık.
Fili by : Yakmda, yanında. Step falher : Üvey baba, babalık.
P• beside : Yanıbaıında, yanyana. From r.tlıer to son : Ecdattan evlada, ba·
Fili uleep : Derin uykuda. badan oPıla.
Fili and I001e : Kay111ız. liubali. To fatller Oll(apon) : lsnadetmek, atfet·
Fili day : Oruç ıünU. ·perhiz atınü. mek. yükletmek. hamletmek.
Fili llıul : Sıkı kapalı. To fatlıer a plan : Bir plônı yürürlütc
Fili lrack : Sallam yapılı kotu yolu. sokmak; bir planın tatbiki ciheline ıitmek.
Mw 11111: &allama. The fııtlıen of a counlry : Bir meınJeketin
The 11111 set : Hovarda takımı, zevk ve kurucuları.
safaya dilşklln timseler. Like fatller like son : oıuı babaya çeker.
The annııal f< : Senevi oruç. Conscript fathen : Roma senatörleri.
To break one's f..a : Perhizini bozmak, FAlTY (3 • 1). a.
iftar, kahvalıı etmek. Fatty deııeneration: [Mm.] Gayritabii
To hold 11111 : Sıkıca tutmak. şişmanlık, yal dejeııerasyonu.
To lead a flll life : Zevk ve safa için ya- Fatty tissue: Yallı nesiç.
18111ak. FAULT (5). n.
To live r..t : Çılıınca bir hayat ıUrmek: At f..ıt : Sapıtmış: taımn11, yınılmıı.
az zamanda çok enerji sarfetmek. in f•lt : Kusur etmiı, hata işlemiı.
fnoar fHffıer
[ 1.55 1
lt's my r..11: Kabahat benim. FEAR (19), n. el v.
Foot - ,_..: [Teon.] Çiz&i hatası. For feıır of : Korkusundan.
Kind to a '-it : Müıamahakiır; wefkatli. 1 fear it is too !ate : Ne yazık iti çok seç.
Net ,_it: [Teon.] Net (al) hatası. Never fur! : Enditcı etmeyin!; heyecan-
To a r.ıt: ifratla. lanmayın! torkmal
To be at fmlt: Kabahatli olmak. No fear!: [Si.] Şüphesiz delil! Elbette
To find fmlt with (a penon) : (Birine) delil!
kusur bulmak. To fur GOd: Allahtan korkmak.
Throuah no f•h of : Kabahati olmadan. Withouı far or fıavoiır : Bitanfane, kor·
FAVOUR (21-9), n. el v. ku veya taraftarlık olmadan.
[p. t. FAVOURED] a. FEAST (11 ), n. el v.
By fa•oar of : Eliyle, vaııtaıiyle. Fe..t of reason : Sohbet, edebiyat v.ı.
Do me the fa•- of: Utfen. hakkında bol bol muhavere.
Fiıu:d f.... : Her sene muayyen zamandı
in r . - of : Lehinde, taraftan.
in his faTRr: [Coar.] Emri~e (çek); telen yortu; [colloq.J kanrlqtırılmq zi-
lehinde. yafet.
Out of fa•oar: Gözden' dü1111ü1. kabul Movable re..t : Her ııene pyrimuayyen
cdilmemif, tasvip olunmamıı. tarihe tesadüf eden yortu.
in fHOllr : Tasdikli, kabul edilmiı. lmmovable felllt : Yılbaıı &ibi hep aynı
To ask (beıl a ,.,.._: Rica etmek, yal- selen yortular.
varmak. iyilik beklemek. To fHlt _.,.: :levk ve safaya dalmak.
To be~tow faTOlll'I oa: iltifat ıöstennek. To felllt one's eyes on : Bakmaktan zevk
To curry fnOllr: Yaltaklanarak kendini almak, zevkle ve ·kana kana aeyrecmet.
sevdinnele çalıımak, müdahane el111Ck. FEATIIER c2a9l, n. el v.
To do (a penon) a r....-: (Birine) iyilik A feadıer in one"s cap : Şeref aıimeı;,
yapmak. iftihar edilecek ICY·
To drink a fa•1111r : ~vgi veya dostluk Birds of a faOıer: Aynı, cins, tabiat,
ş~refine içmek.
ahlak v.s.'de hılk.
The child fHoan his father : Çocuk b:ı • Bil'ds of a feadıer nock t0tether• :
basına çeker.
[Prov.J Tencere yuvarlanmıı kapalım
Under faTOllr of (a thinı> : (Bir weyin) bulmu1-
Futlıer bed : KuıtüyU yıtak.
yardımiyle, sayesinde, müsaadesiyle.
With your flwoar : SayeniZde. Featller weir:ht : Tiiy sıklet.
Fur and fuClıer: Av hayvanları ve kuı
Your fnoar of the 14th July: 14 Tem-
ları.
muz tarihli mektubunuz.
in hiıhCfull) feaftıer: Netcıli.
ili fnOlll'ell : Çirkin.
Thafı a faClıer in my cap : Benim için
Mosı f-...1 nation clause : En ziyade
bir tcreftir.
mazhan müsaade miUet kaydı.
To be in high fallıen: Gurur Pter- .
Well fa•oımcl : Güzel, gösteriıli.
mek, kabarmak, ftCICleıımek.
To faT•r wldl: Tenezzill etmek.
To cut a felldlK: [N•ut.) Gemi hızla
FA.WN C.5.5), n. el v. ıiclerken suyu yarmak; Cli•-1 boy pter·
Fawa coloured : Açık ııarımsı kahveren- mek, salınarak teıinmek; çalım utmak.
ıinde.
To f..aller one'ı ııest : :lenıin olmak.
in faWll : Gebe (Jeyik). ihtiyacını temin etmek, bilhassa tendi-
To lawa.OD<..-> : Çok oklamak, sevıi ıine emanet edilen ınaldan plıaı için pa-
ifad:sf olarak el yalamak (köpek). ra biriktirmek.
l"AY (21), n. To lhow the white ,...._ ı Korkaklık
By my fay : imanım hakkı için. •"meli 1Ö5lermek.
rue.a
[ 156 J
Thc fulllerH ıribe : Kuılar iılemi. To frecl •P : Fula yedirmek; semirtmek.
To tar and faaıer: Hakaret için birine To be fetl ., (wlllı veseıable) : [Si.]
klıran sllrilp llsıüne ılly yapıııırmalı:; ile· (Sebze ile) tamamen doymalı:.
me mukara eımek. To feeıl the names: Aleti körüklemek,
l1ıe hMlıered ıame: [Colloq.] Av kut- sobaya kömür veya odun almalı:.
lıtrı. FEEL (il), v.
FEA.11JRE (1 llsh9), n. A v. From ıhe feel of il : Dokununca. histe·
To have u chicf hlDre : Ballıca husu- dince.
siyell olmak, baı rolü oynamak, bat rol· To feel afıer : Aramak, el yardımlyle
de olmak. ' aramak; karanlıkla arattırmak.
To felllme anythinı : Bir te~ önemli To feel blue : Bedbin olmak.
bir yer vermek, ehemmiyetle Oarinde To feel cold : Oıllmek.
durmak. To feci f• : Acımak, ihtiyatla ıramak.
FEDERATION (2-9·21sbn),n. To feel hot : ısınmak, üzerine ııcakhk
Jmperial ,...nılloa: [Polit.] Britanya basmak.
tmparatorlutu mllstemlekelerinin lmpa- To fHI in one'ı boncs : Tam sebebini
raıorluiun umumi muraftarma ve idare· bilmeden kuvvetle hissetmek.
sine lltirak için birlepnesi usulü. To feel keenly : Kuvvetle hissetmek, de·
Social ı...........: Tarihle sosyal fcde· rin bir duypısu olmak.
rasyon. To feel one'ı way : Karanlıkla boc:alıı·
FEE (11), n, A v. mak, karanlıkla yerini bulmaya çalıımak,
Club ' - : Kulllp llcreti. çok dikkatli ilerlemek.
Niıhı's he : Tımar, zıeameı.
To feel liahter : Peralılamalı:.
Lawyer'ı he : Avukat Dereli.
To feci lik .. tealinıl: Canı Cyemek) İ5IO·
License fee : iluhsaıname llcreli.
mek.
Schooi r- : Okul llcreti.
T!> feel like oncself : iyi olmak, lam sıh·
To he a porler : Hamala bahtlı vermek.
halle olmak.
To hold in fee : Mülk olarak tasarruf el·
To feel ol: El ile yokla'llak.
mek, mülke ıam sahip olmak.
To feel one's lep : Yadırıamamak.
FEED (11), v. el n. [p. 1. FIED], a.
:
At ı... Besli halinde, beside. To feel one's oat.• : Pek canlı olmak (at);
Feci up wlth: [Si.] Çok doymuı; bez· kibirli olmak, böbllrlenmelı:.
miı. bıkmıt. usanmıı.
To feel one'5 pul• : Nabzına bakmak.
Feetl coclc : Besleyici musluk. To feel one's way : Yıvaı ve ihtiyatlı
FNtl line (pipe) : Besleyici boru. gitmek.
Feed tank (trouıh): Lokomotif su de· To feel oııt : Varlıtını hiueımek.
posu. To feel quiıe oncself: İyi olmak, tam aıh·
Feed valve : Besleyici valf. halle olmak.
Feed water : Kazan ıuyu. To feel •P lo : iktidarı oldutumı hisset-
Off one's feel : lllahsız. mek, yapacak halde olmak.
On the feetl : Beslenmekle; otlanmakta. To feel unwell : Keyfi bozuk olmak; ra-
Ouı al feed : Otlakta. hatsız olmak.
To be feci •P wiıh : Çok doymak; .bez· To feel well : Keyfi yerinde olmak, ken·
mek. • dini iyi hissetmek.
To , ... . _ : Mlltemadi olarak besle- FEELING (il -1), n.
mek; bir aleti daima iıler halde bulun- Oood feeU.S: Arkaılqlılı:, umimlyet.
durmak; oılaıarak beslemek. To hun one's ,_.... : Ozmelı:.
To ,_. o. (•pOll): Kamını doyurmak; 1 have ı feeU.. (lhal) : İçimde bir his
otlanmak; ... ile beıılemet. var, bana öyle aeliyor ki ...
felp
FEIGN (21), v.
[ U7 l
FERMENT (9 - 2), v.
..
To hlp IMdaess : Deli aörtlnmck, deli [RllMDIT], <" - 2), D.
taklidi yapmak. , To r-.. trouble : Ama yaratmak;
To ftılp lickMa : Temanız etmek. lı:arıııtlıla sebebiyet wrmet.
in a , . . _ . : Tepik ve tahrik olun-
FELLOW (2 - 67). n.
muş; kızsın, öfkelL
Fellow citizen : Vatandaı. FERRET (2 • 1), v.
Fallow commoner : Umumi yemekhane- To hnet out: Arattumalı:.
de yemek halı:tı olan arkad&$. nrca <2>. .Y. [p. t. İ'E'l'CHEDJ,
F•D- countryınan : Hemıeri.
To feCdı (a persoıı) a blow on tbe - :
F.0- creature: Hemcins, benzer. (Birlıiae) yumruk iadlrmet.
Fellow feellnı : Aynı duysu, aynı teY ba- The picture feteW I! ı .oo: Ralm ı li-
şına ıeldilinden ba,~asının halinden an- raya satıldı.
lama. To fetdl .._. : Dolambaçlı yol takibet-
FeUow laborer : lı arkııdıışı, itdııı. mek; birden dönmek; kaçamak vermek.
Fen- member : Aynı cemiyette ılrtadaı. To ~etda a compau: [Naut.] Bir devir
FeUow prisoner : Hapishane arkadaıı. yapmak, dolapnak..
FeUow servant : hçililı arkııclatı, kapı
yold911.
To falda a pump : Tıılwnba içine su
klip su çelı:ec:ek hale lı:oymalı:.
*
FeU- soldier : Askerlik arlıad911. To fetda and carry : öteye beriye kofup
Fıll- student : Okul (den) arkııdaıı. İl aömıelc.
Fıllow sufferer : Sıkıntı arkadaıı. To fetdl olf : İyisini seçmek.
FıU- traveler: Yoldaı. To fetda cı.a : Meydana· çılı:armalı:.
Good reı- : iyi çocuk, iyi arkadaş. To feCdı to : Bayaınlıktan ayılmak.
Hail fellow well met : Liuball kimse. To feCdı •• : Durmalı:; kavramak. hatır
Old rıu- : Arkadaş. azizim. lamak; kusmalı.; lı:aybolan vakit v.s.'yi
kazanmak.
Poor. fıUow : Zavallı adamcqız.
To feCdı . , all llandlnp: [Nıut.J Orsa-
He is a ıood fellow for gettina thinp
sına durmak.
Jone : O beceriltlidir.
FE1TLE (2), n.
FENCE (2 • s), n. el v. in fine hale : İyi kıyafette; tavrı dllz-
Doa - leı re- : Çapraz çit. ıün; [.si.] sarhot, mest; keyfi yerinde.
Master of reace : Eskrim talimi ustası: FEVER (ti - 9). n.
hazır cevap adam. To be in a feftl:: Yanmak, atq albi ol-
On the riaht side of the fıııce : Kazana- mak, hararetli olmak; teliıı etmek, pek
cak tarafta (olmak). merak etmek.
Sunk fence : Hendek çiti. FEW (177), a.
To sil on the fellCe : Hıınıi tarafı tuta- A hw : Birkaç.
catını bilmemek, tereddüdetmek, taraf A hw of my books : Kitaplanmdan ba-
zıları.
tutmamak.
To fence wlllh: Kaçamak cevııp vermek. A few thousand : Birkaç bin.
Virıiniıı (worm) fence: Çapraz siper.
A ıood few: [Colloq.) Hayli kalabalılı:.
A man of few wordı : Az söz söyliyen
FEND (2), v.
adam.
To ı.- lor oneself : Geçinmek. Every few dayı: Birkaç ıllade bir.
To fead olf: Kovmak, bir ~yin bir yere Every few hours: Birkaç saatle bir.
çarpmasına miini olmak, kollamak.
1 have a few of (bookı) : Birlı:aç (kitabun)
To 11811 olf ıı blow : Bir darbeden sa- var.
kınmak. in few : Sözün kı1111, •clbbıl; kllKll.
· llddle
c ısa ı
To .... oac'ı feet : ICeDdiDi ID;İndirecet To bum ~·s ....... : Birinin itine ita·
balo •lmet. illidadaruıı 11llldrmet: ce- rıııp tendi balına elen ııçmat.
wet hranmııJı; [li•.] olanca kuvvet ve To have a ,.._ iD: Herlıuıai bir itte
fırsatını. tulluımak. parmaiı olmak, müdahale etmek. · •
To .... one'ı level : Uyık oldulu mev- To have a flıılar .. every pie : Her ile
kii bulmak. bumunu sokmak.
To .... wantinı : Kusurlu bulmak, umul- To have aı one's ftııeer tips: Çok iyi bil·
dııju aibi çıtnwnak. mek.
To .... pleuure .. (a thina) : (lir ıey To hıve the busiaeu at oııe'ı n..- tips :
den) zevk almak, lııızzetmek. lıin teferruatına vlltıf olmak, illıa elıli
F1NE (41), a. ıl v. olmak•.
A llııe lady : Hanımefendi. To lıy a ftBaer cıa (apcm): Parmalt ile
A llııe day: Mükemmel hava, aıızeı dokunmak; biraz müdahalede bulunmak;
havL me11ul olmak.
A fble clistinction : CUzi bir fark. To leı slip ıhroup one's ft9len : Elin-
Flae arta : Güzel sanallar. den kaçınnak.
Pime 11 a f"ıddle : Çok aUzel To put one 's llllaer cıa : OstUne parma·
tını koymak, isabetle bulmak.
Flıle - p-ained : ince dıuıwtı (ajaç); ince
taneli; [fi•. ] ince tabiatlı. To the llmpr tips: Tırnaklarını kadar,
Fille pen : ince kalem. tamamen, halis muhlis.
Flae - spoken : Kibar sözlU. FINISH (1 • 1), v. ıl n.
Flae weather : GUzel havı. [p. t. FINISHED], a.
Flalllıed pnılemın : Tam kibar adam,
in lllle : Velhisıl.
My llııe fellow!: Oilwnl Yahu! tam centilmen.
Some flıııe day 11ir atın. in at the flıllllt : Sonunda iftirak.
To llııe ılowa : Kabalık, hainlik veya na- To , . . . olf (.,): Bitirmek.
m.-ızluktan kunulmııJı.
To n.llll _.. : MUaısebetiai kesmek,
anık onunla iti olmamak.
FINGER (1 - 9), n. ıl v.
To fıaht to a llıllllı : Sonuna kadar mil·
A liaht ......... man : Hınız, yankeaici.
cade1e etmek.
F~ boant : Keman ve ud v .1.'ııia sapı;
FiRE (419), n. ıl v.
piyano kllvyesi (ıuı tenibatı).
Flııpr bowl : Sofrada pamıak yıkayacak
•Between two nr-: [Prov.] Asalı tü-
kürsem sakalım, yukarı tilltUnem bıyı
tas, el tası.
iım.
Flapr post : Cihet göstennelt için yol
Fire away! : Haydi! Bqlal
atızlarını dikilen parmak teklinde levha.
Fire alarm: Yanaın tehlike i1&reti.
Fİııpr readins : Körle.re mahsus parmak-
Fin brick : Alet tui1111.
lı okuma uaılU.
Fire bripde : ttflliye alayı (takımı>
1 can twist him around my liıde lhıpr : Fin .bucket : Yansın söndUrmete mahsus
Onu isıedijim aibi oynatırım, bumuna su kovası.
kancayı takarım. Fire cock : Yanım muslu&u.
My ..._... itch to do it: Bu iti yapmak Fin conırol : Gemi veya istihklm top
için 11bınızlanıyorum, ıu iıi bir ın evvel ateıini idare sistemi.
yapsam. Fire drill : Yangından kaçma talimi.
To llııpr a book : Bir kitabı karııtırmak. Fin eaıer : Ateı yutan hokkabaz, kav-
To flııaer (a ıhinal: (Bir 11yi) tarııtır pcı.
F. il
fit
.ı 162 1
p,_ fınt IO lut : Başından IODUDa ka- Fl!llfY (1 • 1), L
dar. Thıt IOWlda 1111ıJ : Yalancı ve hilekir bir
1 am. tlıe llnt: bit (yapan v.ı.) benim; tim9e ola .-t.
ilk plinda ben. IO!iriın. FBI' (1), n.
rıı ııee him hınaıed llnt : Onun dedilini Clou (tiafıt) ...._. : Cimri.
yapmıfKatım. To rnake ı poor IW • (a thinl) : Bir iti
rıı come llnt tlıiııı : Sabah erkenden aıe beceriklizıce yapmak. elinden plıneınİt.
lecelim, ilk İfİJll burayı aıelmot olacak. FiT (1), V. el n.
The . . . two : ilk selen ati, birinci selen A dish fit for a kinı : Krala llyak bir
iki (kimse veya ICY). yemek.
FISll (1), n. el v. By na atıd startı : Arasıra.
Ali İl 11111 that comes to his net : Eline Dresscd up fit to kili: [U. S. Colloq.]
aıelen her ııeyi almalı ltlr sayar. Çok aöateriali ıureue siyinınlı.
A poor ftlla: [Si.] Ahmak, deleniz Fit time and ıpace: Dotnı ve uysun.
itimle. Fit for nothins : Hiçbir iııe yaramaz.
A pretty tettle of 11111 : Kötü bir iş; ıllç Fil to be aecn: Görillmeje liyılt.
·bir mesele. n to be tied: [Colloq.] Çcıt kır.mq,
Flıılt ltettle : BUyilcelt batılı bütün olarak çok sinirli; sabınlL
piıirmete mahsus, w:un tencere. Fit to drop : Çok yorsun, bitkin.
Flııla slue : Balık tutkalı. Fil • ap : Portatif sahne ve teçblzatı.
Fllll market : Balık puan. lt's a bad fll: İyi uymuyor, tam oturmu-
FWıı oıd of water: Yerini yadırııyın yor (elbile v.s.).
kimse, bir yerde yabancılık duyan. lt"s tiafıt fit : Dır aıeliyor (elbile).
Flııla slice : Balık bıçalı. Lauahed fit to buat : [Si.] Serbest, itiya-
Fldı story : Martaval, kurt masalı. da ballı olmıyan.
Mute as a fllla : Bahit gibi dılsiz. To beat (a penan} into flla : (Biriııi) lı.o
?lleither lllb, flesh nor fowl : HUIUliyeti layca yeıımelt.
olmıyan ııey: ıcaip tabiatlı. To aive (a penon) a fll : (Birini) çıkfırt·
To drinlt lilte a ftlb : Fazlı içki içmek. malt, utançtan birini yerin dibine aolt-
To feed the flllles : Denizde bolulmılt; mak.
deniz tutmasından kusmak. To tive a (penon) flll : (Birine) hllcum
To lıave other fllb to fry: Daha ehem- etmek ve azarlamak.
miyetli işi olmak. To have ı fll: C•ed.] Saraaı tutmak;
To fllb cıat: Sudan çıkarmak, seçi,. al- utançtan yeı:ür dibine aıeçmet.
mak; aıız aramak. To have a fit of idleness : Tembellili tut·
To fllb the anchor: [Naut.] Demiri fıı malt.
kıya vurmak. To have a fit of lauahter : GUlmeıi tut-
To feel lilı.e a fllll out of water : Yabancı malı..
şahıslar arasında ııltılmak; sıltılpn ve To feel fit : Tam sıhhatte olmıılı:.
mahçup bir hal takınmak. To be as fit u a fıddle : Tam sıhhaUe
To cry stinltinı IWı : Birinin ııyabında olmak, keyfi yerilKie olmak.
söz söylemek, aleyhinde bulunmak. To fit for : Hazırlamak.
•To rwı in troubled wıters•: [Prov.] To fit it: Uymak, uysun aelmet.
Bulanık suda balık avlamılt. To fit • : Prova etmek.
To rwı for: Yardım aörmek; himayesini To fit out : İhtiyacını temin etmek, teç-
kaz.anmalı.; bir feyin Potinde olmak. hiz etmek, donatmak, kuşatmak.
There is as good flııb in tbe 9eB as ever To fit . . : Teçhiz eıınek.
camc out of it~ Kıtlılı yok, böylesi çok. To keep ilt : Sıhhatini korumak; kendi-
To fWI ap : Çıkarmak.. Iİne iyi baltmıılı:.
'·
five-flapr
[ 163 1
To thin& ftt to : MUnasip aörmek. Red fl8' : Kızıl bayrak, ihtilil bayralı;
FIVE·FINGEll (4l+ln&9), n. isyan işareti.
Fin • ftııpr exercises : Piyano dersi. The white flıııı : Teslim bayrajı.
FIYe • fllıpr tied : Kavranmı1. tekmil el To ftlıs a train : Durması için trene bay-
ile tuıulmut; sı.kı sa.kıya tutunmuş. Takla i111ret vermek.
FIX (1), v. lı. n. [p. t. FIXED], a. To ftq an order to an army : Bııyr.ıkla
Flutl air: Karbon dioksit. orduya emir vermek.
Fbed alkalies: [Cb~m.] Kolayca uçmı To dip the Dq : Sancakla selamlamak.
yan ıazlar. To hanı the ftq at half mast : Matem
Flııed assets : Sabit kıymetler. alameti olarak bayrajı yarıya kadar çek·
Fhed charaes: Sabit masraflar.. mek.
Fbeıl focus: [Pbot.] Sabit mihrak. To haul down a Dq : Bayrak indirmek:
Fl:ııetl idea : Sabit fikir. teslim olmak.
Fbetl oils: Kuruyup kaybolmıyan yallar. To hoist a flq : Bayrak. çekmek.
Fbed poiııt : Polisin daima bulunduju To strike ıhe O.. : Teslim Ôlmak üzere
yer; nokta. sancaıı aşalı almak.
Flııed star : Sabit yıldız. sabite. To wave a red fllıl : Kızdırmak (boj:ı
1'11 ftx you ap : Sizi misafir olarak kabul güreşinde olduju &ibi).
edccelim. Yellow fi•: Hastahane gemisi bayrajı:
1'11 ftx you : Sizi cezalandıracatım .• karantina işareti; sirayet edici hastalık
in a bad il&: ZDr durumda, ıüç mevki· olan gemiye çek.ilen sarı bayrak.
de, sıkıntıda. To tum on a Dq : Bir memleketin tebaa·
To ftıı the shoes: [ U. S.] Ayak:kapları sına geçmek.
tamir etmek. FLAKE (21). v.
To be in a fine ftx: Bir çıkmaza girmek, To flMe away (off): Tabaka parçaları
mülkülita düşmek. halinde çıkarmak veya çıkmak.
To il& ap a quarrel : Bir mllnakapyı FLAME (21), n. & v.
halletı:.nek; bir kavgayı yatııtınnak. An old ftame of. mine : Eski sevgilim.
To ftıı •P: [Colloq.] Tamir etmek; terti· FIMte - coloured : Ateş rengi.
betmek; işi yoluna koymak. FIMte - ıree: Alev ajacı; [bot.] alpa
To ftx oa (apaa): Karar vermek; seçmek, gülü.
intihııbetmek; aözünü dikmek. Flmılııa eyes : Öfkeli &özler.
FIX.nJRE (1 - tslı9), n. Flıımlııı cheeks: Kırmızı yanaklar.
Electric - li&ht ftstııres : Elektrik teçhi- in flamea: Alev içinde, yanmakta.
zatı. To name up : Alevlenmek, yanakları kıp
PIZZLE (l), v. kırmızı plmak.
To pla:le oat: [Colloq.] Aciz kalmak, To fan the Dameı: See: FAN.
sakat bir sonuca ermek, vızlayıp sönmek, To burst into.Dame: Tutu:ıınak, alev al-
evvela iyi baılayıp sonradan suya düş mak.
mek, bozulmak. FLANK (3ngk), n.
FLAG (3), n. lı. v. • ,To turn the ftaak of: [Jlil.] Yandan
Black ftlıs : Kara bayrak, korsan gemisi çevirme hareketiyle düşman cenahını ri-
bayrajİ. cale mecbur etmek.
Fi• station : Yalnız ipret verildili za· FLAP (3),n.
man trenlerin durduiu istasyon. Flap indicator: [A~ro. l Filap müş'iri.
~ officer: [Nav.] Sancak sahibi, üst- FLARE (29), n. & v.
subay, amiral veya tomodor. A n.. up : Tutu:ıına; alevlenme; caka
Fi• of truce : MUlareke fllması. satıı: öfke, hiddet; sevinç gösterme; cllm-
~ captain : Amiral gemisi süvarisi büı, ellenti.
..... [ 164 ı
To have onc's pound of Dalı : Bir borcu- To set one's facc like Olat: Azmetmek,
nun tamamının ödenmesini istemek. kuvvetle karar vermek.
FLIGllT (41), n. To skin a Hini : Son derece cimri olmak.
A n1s1ıt of sıairs : Bir· kat merdiven. To wring water from a ftlat : Taştan su
çıkarmak, harikalar yaratmak.
FllPt of fancy : Hayal, hulya.
The f111bt of time : Zaman kaybı, vaktin FLiT fi), n. & v.
geçmesi. To do a moonlight Dit : Borçlarını öde-
To put to fllİbt : Kaçmalı mecbur et- memek için evinden firnr etmek, ıece
mok. vakii kaçmak.
To take to flllht: Kaçmak, firar etmek. To flit aboul : Kaçmak. kaçışmak.
Two nıpc. ap : İki kat merdiven. FLOAT (67), v.
To ftoııt a company: lüzumlu sermayeyi
FLING U), v. & n.
tedarik edip bir şirket kurmak veya bir
To fthıı away: Dı~arı atmak, dııarı fır i~: başlamak.
lamak. FLOATING (67 • 1), a. el v.
To fllq dowa: Yere çarpmak; yıkmak .. Floadaı anchor: Geminin yan gitmesini
To f11ns la : İçeri atmak, caba olarak üze- mı:n için ıcmiye baAlanıp suya atılan kalın
rine katmak. b:ıden mahnıt $Cklinde yapılmış cihaz,
To nı.. la onc's teeth : Başa kakmak, deniz demiri.
yüzüne vurmak. Floatfnı battcry : Seyyar batarya, silahlı
To ftlq aft: İzini bybellimıek (av), de- gemi.
fetmek; üzerinden atmak, maledinmemek, Floadq bridge : Asma köprü; yüzen köp-
sahip çıkmamak; müsabakada hile yap· rü dubalı köprü; nehir vapuru.
mnk: savurmak (küfür v.s.). FJ;..tlııg dock : Seyyar (yüzer) havuz.
To ft'ııg epen: Birdenbire açmak. FJoatlac derrick : Gezer maçuna.
To ftlq ..t: Şiddet veya itaatsizlik gös- Floııdnc dredge : Dubalı tarak.
termek; tecavüzde bulunmak; fırlatıp at- Flcıııtlııg harbour : Ahşap iskele.
mak. Flo.clııtı island : Yilzi.inde yer yer yumur-
To ntııa to: Hızla kapatmak. talı köpük olan bir çeşit krema.
To nı.. ap : Terketmek. Floııd111 lighl : Fener dubası, fener ıe·
To have a f1t.s at: Denemek, yapmaAa misi, fenerli şamandıra.
çali1111ak; zemmetmek, çekiıtirmek; ı:eçici Floatlıls popull!tion : Gelici ı:eçici ahali,
heves töstermek. gayrisabit nüfus.
To have one's fllııa: Kayıttan kurtulup To naat Kn. : Yayılmak, daiılmık.
serbestçe hareket etmek, meydanı boş hu· To ftoıd ap : Yükselmek.
lup bol bol ellenm~. FLOCK (5), n. el v.
To fUaa one's clothes oa: Acele giyin· Flodl bed: Kıtık şilte.
mek. Fı.t paper : ince yün veya pamuk par-
The dance was in full ftlııg : Dans fev- çaları koyarak beze benzetilmiş duvar kıi
kalade idi. Aıdı, kadifeli kİliıt.
The Highland Jl1hıa : Bir nevi lskaç dansı. Flock sand herds: Sürül« ve sılırlar,
FLINT (1), n. davar.
F11at aac : Taş devri. To ftedı to,ether : Sürü halini almak,
Fllat ınd stone work : Sert zemin üzerine sürü halinde gitmek, sürü olmak, toplan-
taşla slls işlemek. mak, üşüşmek.
Fllıd and ııeel : Ç.Clik çakmak. FLOG (5), v.
Fllıııt glass : BillQr. To 0111 a dead horse : Eski bir şeyi yeni-
FUat warc : Hamurunda çakmak taıı bu- lemeje çalı1111ak; ümitsiz bir işe airi1111ek.
lunan iyi cins çanak çömlek. To flOI the skin aft : Derisini yüzmek.
..... [ 166 )
lhııılı
mek; hava parası vermek; duhuliye ver- 1 don't believe it I • oııe: Keneli baa-
mek. bıma ben inanmıJQnllll.
To ah'•
one'ı piece of mind : Birisi balr.- To pe an advantap : Kir, fayda temlD
kındaki fikrini söylemek. etmek; müsaade etmek.
To ah'• one's word : Söz: vermek. To ah'e a denial : Reddetmek.
To ah'e oneself ain : Çalım satmak, aös· To lfye in c:harp : Havale etmek; tavalye
teriı yapmak. etmek; hııpsettinnelt.
To ah'e oneself trouble : Sıkıntıya gir· To pe a hand to: Yardım etmek.
mek, başına bela almak. To lfye way to tean: Allmnat.
To ah'e ..,. : Ferapt etmek, teslim et• GIVEN (1), [p. p. of GIVE],
mek; vııqeçmek, feda etmek; ali.kasını Ghu that ... : Fanedelim iti ...
kesmek; [si.] durmak, duraklamak. He is llT• to stealinı : O hınızlık için
To lfye place to: Yer vermek, meydan yaratılmıttır.
vermek; çekilmek, yok olmak. GIYea name: [Am.] Vaftiz adı.
To lfye praise to: Medbetmek. GIYea to : DUıkün, mOptell.
To lfye permission: MUsaade vermek. GIZZARD (1·9), n.
To lfye pleuure : Zevk vermek. lı stic:ks in one'ı ........ : Keder verir;
To pe reırets : Teessürlerini bildirmek. hota gitmez:.
T~ ah'e rise to: Sebebolmak, sebebiyet To fred one's alaanl : Canını sıkmak,
vermek, yol açmak. keder vermek.
To ah'e stare for ıtare : Bakıımak. GLAD (3), a.
To lfye suc:k : Emzirmek, meme vermek. To be slad of: Memnun olmak.
To pe thanks : Şükretmek. To give the .... eye to: [Si.] Şefkatle:
To lfye the sack: [Colloq.] Kovmak, bakmak.
işlen çıkarmak (sepetlemc:Jt). Glmd hand : El sıkma, hot ıeldiniı: deme.
To slve ıhe slip: Yanından savuıup kaç· GI.. eye: [Si.] Göz: etme, göı:le iprct
mak. etme.
To pe the boot (mitten): [Si.] Kovmak, GI.. rags : Yabanlık esvap, c:n süslü el·
işlen çıkarmak, sepetlemek. bise.
To slve to : Vermek. GLANCE C44s), v.
To pye tongue : Havlamat; yaygara ko- To sl•ce - : Karşı tarafa göz: at·
parmiık. mık.
To ah'e ., : Terk ve teslim etmek; teslim To slmce ı.co : Bakmak.
olmak; ümidini kesmek; vazaeçmek. To . . _ t--*: .. .'ye doinı bakmak.
To ah'e ., the post : Ölinek, ruhunu GLASS (44), n.
teslim etmek. Blown .... : Adi cam, ıite c:amı.
To ah'e ., the struale : Teslim olmak, Burninı .... : Pertavsız:.
pes demek, mllc:adeleden vaqeçaıek. Annealed 11- : Şiıirdikten sonra yavq
To llv• ., hope : Ümidini kesmek. yavaı sotutularak sertleştirilmiı c:am.
The door sl"9 upon the street : Kapı so- Cheval .... : Endam aynası, boy aynası.
kala açılır. Coloured .... : Renkli c:am veya billOr.
To alft way : Teslim olmak, mukavemeti Cut .... : Elmastıraı. billOr, kristal.
kırılmak; çökmek, yıkılmat; kıymetten Dressinı .... : Tuvalet aynası.
düımek; [naut.] kürek çekerek yollandır· Drinkinı .... : Kadeh.
mak; olanc:a kuvvetle kürek çekmek. Friendly .... : Arkadaş iltramı bir ka·
To lfye ways to : Müsaade etmek, ser· deh içki.
best bırakmak; yer açmak. Fond of his .... : lı;tı.iyi sever; ayyaı.
To ah'• vopıe : Moda olmak. Gı- blower : Cam ve ıite yapan klmae.
To be lfyea to : Dllltün olmak (bir feye). G1- blowinı : Camc:ılık ve ıiteeilit aa-
To ah'e what for: [Si.] Kızdırmak, öf- natı.
To . . the JlllCC : Sefahate dalmak, ah· .tillt haline airmek. faaliyetine sizli ola·
ilin bozulmak. rat devam etmek.
To • atraiJht : Doldolnı sitmek. To • mıler sail: C•aat.] Yelken açmak.
To • tlıe way of all the eanh: Herteain To • •P : Çıkmak, ytlbelmet, fırlmıak;
sittili yola sibnek, ölmek. [tb.at.] sahnenin •ta tarafına &itmek;
To • the whole hos (fipıre) : latedllini (J:n6. UniP.] Oniveniteye ainnelf;
elde etmek için her teYi söz.e almak. tat- [colloq.] batmak, ınallvolmık; plipaet.
tınlılt Ptermek. To ao ., apinst : Aleyhine litmek; mUt-
To • ........ : Yoklamak, 16zden pçir- kWida kartılqmak.
mek; pçirmek (haatahk, v.s.); baprmak, To • . , and ...._ : Her tarafı clolat-
becermek; llstllnden sirip altından çık mak.
mak, sarfedip bitirmek; satılmak; durma· To ao ., to : 11erlemek, &itmek.
dan ıitmek (tren, v.s.); [ıl.] Y•lm• et· To ao .,_ : Dayanmıı olrıı.ak, mllstenit
met, soymak. bulunmak, esasını tqkil etmek.
To • llırollP a blockade : Ablukaya air· To ao well : itleri yolunda &itmek.
met. To • wcat: [Si.] Ölmek.
To ao llınıallt fire and waıer : Bllyllt To ao w1t11 : Beraber litmck, uymak; mi-
imtihandan aeçmek; çok ıstırap çekmek. na çıkarmak, anlamak; aebe kalmak; ka-
To • ........ with : Yapmak ve bitirmek. bul etmek, oy birllli yapmak, taraf tut·
To p to bed : Yatmak, uyumak. mak; yakııtmalt (elbise, v.s.).
T~ • ıo dop : Sukut etmek, minen dllt-
To ao wllll tlıe tide : Zamana uymak.
mek, mahvolmak. To ao wlllla9I : ... 'sız olmak, mahrum
To ao to great eııpense : Çok masrafa olmak.
ıinnek.
To IO w1t11 (child) younı : Gebe kalmak.
To ao to ıround : Deliline ıirmek (tilki, To ao whistle: [Si.] Memnun kalmamak.
v.s.); makul dilfllnmek. To ao without sayinı : Aliklr olmak.
To ao wronı : Bozulmak, lnza yapmak,
To ao to pieces : Parçalanmak; maddeten
To ıive the ao • by to : Oörmemczlikten
ve minen dlltmek: sıhhati bozulmak.
ıclmek, atlatmak, ehemmiyet vermemek:
To ao to press: Basılmak (pzete, v.s.).
birinden kaçmak; arkada bırakmak, PÇ·
To ao to sea : Denizci olmak; denize çık·
met.
mat. To hıve a . . at : Denemek.
To ao to smash : Harap olmak, mahvol·
GOAT (67), n.
mak.
To play the aiddy ·..,.. : Maskaralık et-
To ao to the country : Kendi mıntakaıı·
mek.
nın reyine mllracaat etmek.
To separate the lheep from thc . - :
To ao to the troubles (Jlllins): Zahmete
iyi insanı kötllden ayırmak.
katlanmak.
This aets my .... : csı.] Sinirime doku·
To p to war: Harbe ıirmek.
nuyor, lsııbım bozuluyor.
To . . to the wall : Akta kalmak, iftlı Tbc sheep •nd the ...,. : iyiler ve kö- ,
etmek; son derece sıkılmak. tüler.
To ao to the wrong way : Yanhı yoldan GOB (5), n.
gitmek, hata etmelı:. Stop your aeltl : [Si.] Kes sesini! Alzını
To ao taptber: Beraber ıitmek, uymak. kaJlllt!
To ao under : Batmak; tanınmak, maruf GOD (5). n.
olmak; ölmek. A feast for the .... : Pevkallde bir ziJa-
To p u•r ıhe name of : Bir adla ta· fet.
nınmak, bafka birisinin adı i!~ tanınmak. Gallery .... : [Tb1tıt.] Ea yUbek ple-
To p •ıler around: (Polit.] Gizli tet- ride oturaıılar.
( 189 )
......
God of this world : Şeytan, iblis. Would ıo God : Ketlı.e.
God aranı! : İıqallah, Allah vere. Ye GGdl!: Allah ·Allah! Hayreti
Go4 fearins: Allahıan korkar, dindar. Ye c.11 and liıtle fishes! : Aman Ya-
God forbid! : Allah ıösıermesin! maazal- rabbi!
lah! GOING (67 • 1), n. & v.
God speed you! : Yolunuz :ıçık ol~un! A lalDs concem : Yolunda aidcn bir iş.
ulurlar olsun! Golap on: Olup bitenler, hal ve hare-
God bless me! : Allah, Allah! Maşallah! ket (ekseriya· fena minada).
Good Goıl! : Aman Yarabbi! Gollıs down : Batıı: ıunıp.
God bless you! : Allah sizi korusun; ma- Gollıs onler : ltiemek için elveritli sıra
pllah! veya şart.
God • a • mercy! : Allah acısın! lnayeı ol· Gollıs lite hoc cakes : iyi aa1aı.
sun! 1 am ..... ıo do ıhis : Bunu yapacatım.
God of war : Harb ilahı (Mars vey:ı Jü- il is ..... on four o'clock : Saaı dörde
piter): Merih yıldızı. aeliyor.
God of wine : Şarap ilihı (Baklis). Noıhina ..... • : Hiçbir ICY yok, faa-
G..'s ıruth : Tam hakikat, asıl hakikat. liyet .yok.
G . . of love (The blind ı..) : Aşk mii· One of the besi men . . . . : En iyi insan·
budu (kllpid). lardan biri.
CM woc : Allah bilir ki. The bell that are ..... : itin en iyili.
G . . save the Kins!: Yapsın kınll To seı tbe clock ..... : Saati illeımelı..
GM'ı acrc : Mezarlık: mezar. GOLD (67), n.
GM'ı imaae : insan vücudu. A heart ol .... : Sif ve temiz yOrek.
G ...ı lid : Allah pıhit olsun. Dead .... : Ham allan.
G.. willinı : İnpllah, Allah lııene. Galıl amalpm : Civa ile allan ınabl6tu.
CM t - : Allah bilir. Galıl basis : Altın euaı.
CM praise!: Mqallah! nazar dcjınesiıı! Galıl beater : Vırüçl.
For God's sake! : Allalı qkınal Galıl brick : Kıymetli ıtörOnen kalp eey.
•Fear him who fears ııoc God!•: [Prov.] Galıl Cout : Afrilı.a'da altın ııalıili.
Allahıan korkmıyandan korkulur. Gelıl diger: Altın arayıcıaı: [il.] er-
Household .... ı C•7tll.] Evbark yahut tetlerden para ıızd&ruı lı.adm.
ocak iliahları: [li•. J inu11ın bütün mal Gelıl dust : Altın tom.
ve mülkll (olanca serveti): evde pek kıy Galıl fıcld : Altın mııdeni ııalıuı.
meıll tutulan llfYL G... foil : Altm varalı, alhn pllk.
• lf Go:I clolel one door He opens a Gelıl lace : Sırma, kılaptan.
lhousand new CiMi•: lPro•.] Allah bir Galıl leaf : Çot ince altm varak.
kapıyı kaparsa bqka bir kapıyı .açar. Galıl rush : Altına hOcum, altın madeni
To be ı liııle. tin ... : Böbllrlenmek, ken· sahalarına a&terilen raitlet.
dini dev aynasında tllrmek. G ... ııandard :. Para delerine altını nu
Thank G .. : Allaha lilkOr, çok adt0r. .utma usulü, altın 11111.
To ... il : Tanrılık ıaslamak; tann yerine Galıl thread (wire): ince ııltın tel.
koymak. Gelıl wuher: Yıkayarak altını kumdan
To bici one Go4 speed : Teni etmek, yol· ayırın kimse veya alet.
cu etmek, pçimıek. Old .... : Donuk altın renıi (renkli).
To serve Go4 and Mammon : Hem Allaha She is pure u .... : Halis altın aibi kız
hem paraya &apınmak. dır.
Uncler CM : Evvel Allah, Allahın yardı· GOLDEN (67), L
mı (izni) ile. Gelıln weddlnı : EvliUiin -eDincl yıld6-
Wiıh pace of Geıll : lıİpllab! nlllll.
golden • trelNll
ı 190 ]
Golden mouthed : Belügatli, güzel konu· Good for nothinı : Beceriksiz, ise yaca·
şur. maz, deAersiz, haylaz.
Golden opinions : Hürmet, saygı. Good for ten miles : On mil yürüyebilir.
Golden mean : İfrada ve tefride kaçma· Good friday : Matem cuması, İsa'nın çar·
yış, itidal. mıha ıerildili haftanın cuması.
Golden Horn : Haliç <l~tanbul). Gooıl aracious!: Allah Allah! Çok ICY·
Golden gatc : San Fransisko körfezinin Good heavens!: Aman Yarabbi!
ajzı. Good humour : HQf mizaç; pkacılık.
•Silence is piden• : [Prov.] Sliköt al- Gooıl look.inı : Görllnillü aüzel, aıaeı.
tındır. Good mannered : Güzel tavırlı, terbiyeli,
The Golden Age : İnsanların saadet, safi· nazik.
yet ve sulh içinde yaşadıkları çok eski de- Gooıl morninı : Gün aydın.
vir; be14=riyetin ilim ve irfan noktasından Gooıl nature : • İyi huy, kibirsizlik.
en parlak devri; bir milletin en 14=refli Good niıht : Allah rahatlık venin, ha·
devri. yırlı ıeceler.
To make .... : Tudik etmek, ispat et· He can't 5'-Y boo to a ııcı- : Karıncaya
mek; yapmak; noklanmı ikmal etmek; bile basamaz, korbktır.
yerine koymak; tanzim etmek. To c:ook one'ı . - : [Si.] Şöhret veya
To ıtand .... : Kefalet etmek, kefil fırsatlarını bozmak; dalavereıini çevir·
olmak. mek.
To the .... : Ka11ılık olarak, kiır olarak, cTo kili the S - that layı the aolden
fevlcalide. eus•: [Prov.] Altın yumurtlıyaiı kazı
To think IOOll: Muvafık (uyıun) saymak; ·kesmek, itini ·kendi eliyle bozmak.
memnun olmak. To play the ııcı- : Ahmaklık etmek, bu·
To see .... : KOiianmak. dalaca hareket etmek.
To do a .... turn : İyilik etmek. The . - hanp. hiııh : İşi iyi ıidiyor;
To make ıood : Muvaffak olmak, adam şimdilik istikbali parlak.
P. 13
Grey
[ 194 J
Do )OU see any sne• in my eye7 : Be.ıi GRiP (1), v.
aptal mı sanıyorsun7 A good plp of the affair : İyi kavrayış.
Greeıa at : Acemi. A ptpplaa story : Enteresan bir hikaye.
Greeıa cheese : Lor peyniri; kesilmiş süt GRJS'f ı ı ), n.
peyniri; adaçayı ile boyanmış peynir. Ali his pW that comes to his mil! : Taş
Greea Cloth : Kilercibaıı dairesi. tan eknıeiini çıkarır.
Grem cloth : Kumar masası. To bring pilt to the mili : Kiırlı işe ıi·
Greea eye: [Fig.] Kıskançlık. rişmek; kazanç temin etmek.
Grem fat : Deniz kaplumbaiasının jela· GRIT (1 ı. n. & v.
tinli yeıil kısmı. He has plenty of ptt ; Cesaret sahibi bir
Gree• house : Limonluk. adamdır.
Gree• sıall : Sebze pazarı. To ıırlt the tecıh : Bir zorluk ka11ısındı
Greea stuff : .Yeşillik, sebze. bulunmak.
Greea tea: Buhar ile kurutulmuş çay. GROAN (67), v.
Greea vitriol ; Krıstal halinde sülfat dö The table IJOUN with food : Zenıin bir
fer. masa.
in the peea tree ; Gençlik veya zindelik GROAT (67), n.
çatında. Not worıh a pc19t : Metelik etmez, de·
Paris peea : Arsenikli ve zehirli bir boya. jeniz.
To peea the old wound : Maziyi tazele· GROOM (77), n.
mek, aeçmişi kanŞtınnak (hatırlamak). A well poımN man: [Colloq.] Saçı.
GRE\', GRAY (21), a. ve sakalı taranmıı temiz kıyafetli bir
Grey wether : (Elr.seriya çotul olarak kul· kimse.
!anılır) Kum lafı parçaları. GROOVE (77), n.
The future looks pey : istikbal karanlık His life runs in a pooyı : Monoton bir
ve ümitsizdir. hıyıtı var.
in the poon: [Si.] Mükemmel halde.
GRIDIRON (t - 419), n.
GROSS (67), a.
GrW!roa mınoeuvre: [Naut.] Borda
A ...- mistake : Fena bir hıtı.
•yrinde yer deiiştinne manevrası.
By the ..,_ ; On ikiwer düzine olırık,
Grtıllrcİll pendulum : lskara teklinde saat
yüz kırk dörder.
rakkası.
G...._ valve : Çok delikli bir çeşit valf.
c .... winı areı: [Ae-ro.] Kınadın umu·
mi k.ııldırıcı sathı.
GRIEF (t 1), n.
To coıne to plef : Belayı tutulmalı:; ifliıs
c,_ weight : Darası çıkarılmamıı alır·
lık, ıayrisifi sıklet.
etmek; muvaffak olamamalı:. GROUND ("7), n.
GRIEVE (11), v. Above ..._.. : Yeryüzünde, meydanda;
To pleYe • : Üziilmek, kederlenmek. saL hayaua.
To sine fw : Bir teY için üzülmek. Down to the ...-- : [Colloq.] Tama-
To pleya OYar : Bir weyden dolayı UzUl- miyle; her husutta.
ınet. Forbidden ....... : Memnu mıntakı.
GIUM (1), ı. c..-. crew : Hava meydanında uçak·
Like .... deıth : Israr ederek, inatçılıkla. lıra bakan mühc:ndiı ve makinistler ekipi.
GlllN (1), v. C..-. form: [Gram.] Köt.
To p " - car • ear : Apı kulakları C..-. · lıoa day : 2 $ııbıL
na varant sülmet. C..-. ice : Suyun dibinde hasıl olan
GltlNDITONE (41 - 67), n. buz.
To keep one'ı noee to the
Birini dnrmadan çalıttumak.
P••-: C..-. ivy: [Bot.] Yer
c;,... line : Resimde
sarmııtı&ı.
ılt (ön) çizai.
[ 19S ]
H
RACK (3), n. halde; samimi dost, sılr.ı arkadq.
At Udi : Tetikte. Hail Mary : Meryem Ana.
HAD (3), [p. t. of. BAVE]. To .... a ship: Gemidekilere llllenınet.
To be W .. : Bir hatim huzuruna p- :
To .... ır.- Bilinen bir yerden plmek;
tirilmek. [naut.] filinc:a limandan bllr.malr.; 81İ·
You ... betler do it: Yapmanı tavsiye nalılr. ailltennet,
1elimlamalr..
ederim, yapun iyi olur. Where do you 11811 ıra.! : NerelİIİD7 ne-
You've beeıı W: [Si.] Sizi aldalmıflar. reden çıktm7
HAiL (21), v• .t n. Within W : Ses duyacak ıneufede, ya-
IW - fellow - weU - met : Çok amiaıt kın.
llAIR (2!>), n.
( ,,., ]
himil, v.s. veya bqka elcl111 alan veya Liaht in.._.: TlllZim ve idareli kolay.
öjrenen lı.imae aibi). Off .... : Birdenbire, yekten.
At .._. (near at .._.) : Yakıa, yanında, On ali .._..: Her taraftan.
hazır. Off oııe'ı ...... : EliDdeD çıkm11. uhde-
Al thelımmıl(I) of : V asıt.asiyle. sinden aitmi1-
A note of .... : Bilet. 0n ._.: Elde, birilı.mil, hazır, aıevaaı.
A cool .... : Cüretltlr ve utanmaz. On one's ...... : Mesuliyeti altıada, omuz·
An old ._. : Tecrübeli bir ıdam. lımnda; elinde.
A ._. of cardı: [Card.] ()ywıaılara On the oııe .... : Bir bılmndan.
daiıtıllD bir el lı.liıt.
On the other .... : Diler balı.ımduı.
By .... : El ile (ınaltina ile deliJ). Out of .... : Yapılmıt. eldets çıkmıt:
Bird in .... : Elde bulunan fınat; elde dotrudın dotnıya; birdenbire; lı.ontrollllZ.
cilan hazine, eldeki lıoL To !ive from .... to nıouth: llerili için
Clean .._..: Namu. tedarikli bulunmamak, lı.azuıdılıaı ye-
For oae'ı own .... : Kendi lı.azancı için. mek.
From .... to .... : Bir adamdan dile- To tel work off one's .._..: itini bitir·
rine, elden ele. · melı..
From .... to mouth : ilerisi için diltUn·
To gct the upper .... : Kazanmalı. veya
miycrelı., hır vurup harman savurarak.
hakim olmık.
H_. ınd ılove with : Sıkı fı:kı.
To force onc's .... : ~rzu edilmlyen
H•il down : Pımıııını lı.ıpırdatmedın,
bir ICYi zorla yapttrmalı..
çolı. \olıyhkla.
To Hk for a lady'ı .... : Bir bdına iz.
Hm aaJlop : Hafif dörtnala aidiı.
divaç teklif etmek.
Hm alas : El ıynuı; el pertavıızı.
To ıive one'ı .... to : Birille evlenme
H_. in C-- and alcwe) : En samimi
va'dinde bulunmak (-kedm).
11rtlarla, ı;plı. ıılu al&bda.
To be1r ı .... : Yardım eımet.
Hm in .... , Elbirİili ile, elele; Cli6.]
To eat wt of one'ı .... : Birinin fikir·
ittifakla.
!erini kabul edip ona uymak; birinin dal·
Hm loom : El ıez,ihı.
~-out, [U.S.11.] Dilenciye bpı
klvulu olmalı..
To be1r in .... : Yalan nitlerle oya-
dın venlen aıdalı.a.
lamılı..
Hm over .... : Tutuna tuhmıı (tırmaıı
ro be on the mendin& .... : [U.S.]
ina); Cli•-1 çabuk çabulı., hızla.
Şifa bulmak.
Hm to .... : Yakınlarda; liliOI &611be,
To chıııp . _ . : Baıılı.uının mllı ol·
yumruk YımruiL
mık, baılı.uının eline tcçmek.
.._. to -*: KazandıPıı bolu& ar· To come to lıımıtd : Ele llÇl'Mk: ya•.ınına
fedınek, _..(kıt kanaat) .-çi_..lı.; ih-
tiyalsız, çok mlllrif.
telmek.
...... .m : Bınlı.! Tutma! El ıllrmel To have ı ._. ._ : O itte lllta olmak.
Hm l'WUIİDI : Sıra ile, arlı.ası kain· To hıve ı .... la : Hmnı olmak: bir
den. itin içinde pannalı olmık .
...... .,ı : Eller yutan! Dııvranmal To have one's ...... full : Çok megul
Hcawy oa .... : Tauiın w lılaral mili" bulunmak, bqka ile vakti olmamalı.. ·
kili. To hold .... _.: Emsal olmü, •D-
in ._. : EWe; hulrlaıınıaktı; kontrol savi olmak; rekabet etmek.
lltıllda, .......... To join .._. ...... : Mütt&rek olmalı.,
qtiralı. etmek.
in - ' I ._.: • ••ın bımoll, lda-
NIİ 'llllP ....u,.ti llt.......... To lı.eep oee'ı .... in : Prlllflini kıJbet·
~llıe ..... ff: Kudreti';= t,....._ ınenıek.
[ 199 ]
To lake by the ._. : Himayesi altına al- To throw the ' • :dılef • : Oyuncuya
mak, elledcn tutmak. oynamasını teklif etmek; ihizam ile acç·
To lake in ._. : Te.-bbüa etnıok, airiJ- met.
melı; allbdar olmak, lbtllae almak. HANDU (3), n.
To talıe one in ._.: Avuc:wıun içine A ...... to one'ı - : Libp, 11fat.
almak, tahakkllm etmek: yola llllrmft, To fty off the ...... : [Si.] Çok kız
terbiye etmelı. mak.
To tum one's ..... to mnythiq : EJI her To ...... (one) riıht : (Birini) iyi !üre
it: yakııpnak, çok becerikli olınak. etmek:
To - * _., ..... off: Memllyctl llzez To aive a ...... : latibdc yolu pter·
rillclea ııtaak; .wı_. k-k. met.
To win ..... .._: Üzerine düpnemck, To one a ...... apinst: Bqkuını
ıive
hazırlanmadan. H z a '
: 1
iı does : Bir insa·
Wlth a hillı
. _ . : Gelitilllzcl; kendine nın yüzllııdcn ziyade kalbinin lilal olmaz
aüveııerek,dlRtle: r.orbüıkla. ıı llzımdır.
To .... . . _ : bıale etmek; llzcrine ae· HANDY (l • 1), ı.
çirmet; Mlildea . . . *vretımk. 11mı1J man : Eli:ıden her it selen ltçi.
To ._. .. - · · checb: [Colloq.) Öl- lt will come in ...., : 1te yanyııcaktır.
n.t. HANG (3), v. A a. [p. t. RlJNG
To ._. .. : Takdim et..... tevdi etmek, • HANGED].
VWIMk. ..... it! : Unet, beddua ve feryat niduı.
To ._. • : llaMdaıı otula pçirmck, H ... ..ı : Dur biraz! Sabırlı ol! Acele et·
me!
ıı..t•ıu ..... Not a ıı..s: [Co/loq.] Hiç, k.atiyen.
To ._. 9llt favoıın : lıtimu yapmat.
..... ·Cifti": ru. S. Colloq.] Eskiden
To ._. _.: Dqıtmak.
kalmıt wey; içki mabmurtuıu.
To ._. - : Vermek, teslim etmek, To ıı..s .._.:
()ya)aaH; oyalaıaü.
uzatınak.
To ıı-. ..... :
[Colloq.] Salım.at,
To ._. • piok : Seçınet. avare sez-k, dotatmat. llrtmek.
....... [ 200 ]
To ..... llllClı (oll): Tereddüt aöstennek. Die • ._. : Nihayete kadar dlvasında ıs
To . . . ...._: Sallaıımalt, asılı durmak. rar eden inatçı kimse.
To . . . fire : Atq almamak; [fil'.) te- H_. and fut rule: Çok ııkı kanun, latil-
reddllt aöstermek; ölll sibi davranmak. na kabul eımez kaide.
To . . . heavy : Yavq aeçınek (zaman). H_. aweather: [Naut.) Boca alabanda.
To . . . .. doubt : intizarda kalmak, JbN astartıoard: [Naut.) Sancak ala·
aözll yolda kalmak. banda. •
To . . . • <..->: Yınını sokulmak; en aport: [Naut.) ilkele alabandL
llD:riııe yllk olmak; llD:rine dayanmak; en alee: [Naut.) Ona alabandL
clik.ltalle dinlemek; yapqmık; sarılmak. 1181-. ınd fast : Kati; sabit.
To hına on by the eyelids: [Colloq.) 1181-. court: [Ten.) Taprak saha.
Ucundan ilittinnek. Jlmrd • eamecl : GUç kazanılmıı.
To ..... ooe'ı head: Utanmak, mahçup H_.. • favorecl : Çirkin, sert çehreli.
olmak. en· fısted : Tamahklr, cimri, eli sıkı.
To . . . Ollt: Sarkmak; sarkıtmak. Hani • foupt : sı.ıı.ı dölllpnU..
To . . . - : Asılmak, abanmak; ba· ._. • ıotten : EmCkle elde edilmif.
ııada olmak (q•v.ı.); tehdidetmek; atiden H_. • headed : Makul dU.llnllllU. hisle-
kalmıt olmak. rine mıllOp olmıyan; katı yürekli.
To .... toaether : Yanyını plmek; bir- Hani hiı : Büyllk zararı ujramıt.
birini tutmak; daimı beraber olmak, bir· Hud lıbour: Alır iı cezası.
birinden aynlmamak. lbrd row to hoe : Çetin İl·
To . . . . , : Amııık; mllddetsiz olarak lllınl rubber : Çok ıertlqtirilmiı kauçuk,
askıda bırakmak; kapamak (telefon). ebonit
To pt the . . . of: Fikir yahut mUnue- Harıl ıimes: MUfkUI zamanlar.
betinl anlamak; huyunu kapmak .• Ha · workiııa : Çok çalıfkan.
:
ııı be -...ı Ulıet ve yaypra nidası, Hani of heırinı : Kulalı ajır.
kahrolayım. To be llartl put to it : MUıkUlit içinde
HANGING (3 • l ), n. .t L (darlıkla) olmak.
....... commlttee: Serside resimleri ıı will ıo hani wlllı him : İt aleyhine dö-
asıp tqhir eden komisyon. necek, sonu fena ol~k.
........prden: Asma bahçe. Ha· bitted :. lııaıçı .
....... paınl : Kılıç ile mlldafaa yeri ..... . , : Metelikslı.; parasız, eli dar.
veya vaziyeti• Ha drink : Kuvvetli içki. ·
....... valve : Otomatik valf. Hani water : Bol kireçli su.
HAPPEN (3), v. lbnl of hearinı: Zor itilir, kulalı alır
To ...,_ • : Tesadllfen bulmak. itilir, satır sılıi.
HAPPY (3 • l), L en upon : Tam arkasında.
a..., dilpatch : Japonların karınlırını Hani luck : Talihsizlik.
clqerek intihar uıulll, harakiri. Hani put to it : Darlıkta, ı.orlukta.
H..., family : Adetlcri aykırı olan tU- Hani· tloiled : Çok bynımıı (yumurta);
çlllt hayvanların bir aradı yqaması (ki· [Colloq.) sert, kolay kanmaz.
fes içinde oldulu sibi); mesut ıile. Hani by : Yaoıbaıında, yakında.
a..., · aıo - luclty : Gamsız, kayıııız. To die ...... : Ölümle mücadele etmek;
llAJmOUR (44 • 9), n. ıiddetli mukavemet ıöstermek, kolay tes-
To ...._. evil thOIJlfıts : Fena düıüııc:e· lim olmamak.
ler bellemek. To RO lııınl wiıh : Doılça aeçinrnemek.
llAltD (44), L .t adv. HARDY (44·1), a.
A _.. baipiıı : Sıkı pazarhlt. Half ı.r.1: Solula tahaınmUlU ulmıyan
~ ._. mutcr : Sert bir patron. (nebat).
[ 201 ]
........
To ..... a IDOd time : lyi vakit ~lı:,
......
T• .... a IAY : !öyliyellk 1111 (lllı:ri) To lıllft ııodıiDI for it : Çueaiai bula-
mamalı: .
( 201 J
To luıTe • : Giymiı olmak, tekmak. tehlikelere rapn, neye mal oluna ol·
To luıTe • toast : [Si.] Aldatmak, fııka sun.
bastırmak; oyun etmek; susturmak, mat Losinı .._.. : Karıılaınayı önleme.
etmek. To run tlıc .._.. : Tehlikeye atılmak.
To ..... one's eye • (someone) : Gözü Winninı ..._. : Aaqılapna (epor).
olmak (birisinde). Hl:AI> (2), n. Av.
To lııwe one'ı tonpıc • oac'ı c:ı-Jı. : $a· •A balcl .... and a boııwood c:ıamb do
ka etmek. not IO toptlıcr•: [Pro.-.] Kel b... lim·
To ..._ one's word : Biriline inuınak. ıir tarak.
To ..._ onlcn: Emir almak. A c:rowned .._. : Kıral veya ktraliçe.
To ..._ pain: Ac:ı ~. Above one'ı .._. : Kavray111 dııında.
To lılıft pleaaure: .Zevk duymak. •liı ..... bit....._..: [Pro.-.] BI·
To lıllTe reuon Criaht) : Hakkı olmak. yük bqın bllyllk derdi olur.
To lımft riaht • do somethinı : Bir fCY By the .._.: [Naut.] Pruva far.la auya
yapmak için hakkı olmak. batm11.
To lımft ııomeone • onc:'s bac:k : Bel From .._. to fool : Tepeden tarna&a ka-
batlıyac:ak lıirmui olmak. dar.
To lıllTe someone ait one'ı mcrc:y : Biri· He.. and ean : Tamamiyle; bOtUn vUc:ut.
5iniıı merhametine kalmak. H... and shoulden: Bat ve omuzlar
To lııaTe somethinı fw ıift: Bedava olsa yükse ki ilinde.
almak. Heıııl over heelı : Tepe taklak; perende
To lıa•• somethinı • one's mind : Pik· atma.
rini iyal etmek. Heıııl over heel in ı- : CıJaanc:a ..ak.
To lıP• somethinı Nt wldı soıneone: a..I or teil : Yaza aıı, tura mı?
Aradaki anlqmazlı&ı kaldırmak. Heıııl master (mİlb'ell): OkuJan er.lıelı
To lıPe ıympaday wMı : Yakınlık söa· (kadın) batllı'ellnenl.
terme it. Heıııl . . : [•aut.] Geminin - - 4lol-
To -.e the law • somcOM : Kanunun ru plen cWplar, bat denizleri.
pençesine vermek. Heıııl owır an la debi: OartJalnıa ka-
To ..._ the offensive : Taarruza 11Ç1Mlt. dar borçlu.
To .... the radio • : Radyayu açmalı. ile.. IO wiad: (Naat.] .... rllqlra kar-
To ..._ time f• : Vakti olm.t. i• (81111İ).
To lılıft le: Mcc:bur olmak. Heıııl wind: [Waut.] Pnna rllqln.
To lılıft le do 90mclhinı : lir ICYi yap- it eo1t hlm his ..... : Hayatına mal oldu.
mak mec:buriyctincle lıalınak. it runs in my ..... : Aklımdan çılınnyor,
To - . , te handcuff one • one's wriıt: aklımda ıM!nlp duruyor.
liriline esir olmak. it turned my ..., : 9eneınlettl, aklımı
To lılıft troubk wllı : Mütkllllta utnı· lıafımdaa .....
malt. •it iı the .... ofa fiıılı that ıtinks finb:
The ...._ and ........ : Zenıinler ve [lfHt.] Balalı Wttan lıolıar.
fakirler, varlıklılar ve yolııullar. Off onc's ..... : ·Aklı zınlllldııa çıkmıt.
HAY (21), n. kaçılı, d l - .
To ınake lııQ : liçilınit Olu ıli.....,. ,.,., <>ver ..... lllld un: T~ ........
kurulmak. 111 batını a111111o bitlin bltlln.
To ınake .., of : Karmakarıtık yapmalı. <>ver onc'ı lınıl: Anlay111n llltllııde.
To make ..,. while the IUll ahiııes : Fır ON ..... on J011111 lhouldcn : Colı akaUı
!llıtan istifade etmelı. çoc:ulı. ·
HAZARD (J • 9), n. Oat of - · · ..... : Deli, çıldtrlltlf.
At ali ...... : labt iJi, rast,ele; blWla To ~ .-·ı lınıl: Kafa JClftlllllı.
.... [ iıM J
To brinı ıo a ._. : iti kıvamına ptir· To .._ rn. one'ı ıı.,.: Birinin llZın
mek, olsunlıqtırmalt. dan duymak (bir weyl).
To come to a ..... : Bqlanmalt; bat bal- To ..._ from someom : Cevap bekJo.
lamak (çıban, yara v.s.); olpuılapnalt; en met.
yilbek noktaya (zirveye) ulııeaıaL To ...... fil: lptmet.
To sive one hiı ._. : Serbat bıratmalt, HEART (44), n.
çırak çıkarmalı.; bapbClf salıvermek (atı). After his own lılMt : Tam lltedlli ,ıbl;
To ao lo one'ı .... : Batını clöndllrmclı., diledili pbi.
aklını almak. At lılMt : Halıilı.ıtte, cloirusu: ltalblnin
To hana (bide) one's .... : Utanmak, derin llilpsiııde, içten.
utancından baıını etmek. A lıemt • to • lınrt talk : Samimi bir lto-
To keep .... : Salı.in 4urmalt, so-
one'ı nutma, içten bir koaupna.
tulı.lı.anlılılmı muhafaza etmek. A man after my own lılMt : Hayalim-
To put ..... topdıer :· Mllzalı.ere etmek, deki adam.
bqbap verip dlltüıımelı. · A clıanp of lıaıt : lalalı (adam) olmL
To loee one'ı ..... : Muhakemesini kay· A lılMt • ........ scene: Acıklı mıuızanı.
betmelı.; kendinden ıeçmelt; boynu vurul- An affair of the .._. : Bir atlı mııceruı.
mak (kesilmek); ptırmalt. By .... : Ezberea.
To make ._. : ileri ıünnelı.; kafa tut- •Por love-united .._.. a hayloft is a
mak, mllcadeleye ılriııııek. palace•: [ProP.] Gönüller bir olunca A·
To make .... apinst : Mlltlı.lllit kartı· manhk seyran olur.
ııncla ilerlemek.
From one'ı .._. (Prom the bottom of
To put somethinı out of one's ..... : one'ı hurt): Kalbinin en derin killesfn·
Unutmalı.; unutturmak.
den, samirniyetle; hasrale.
To lake it into oııe'ı lıe8ıl : Kafasını koy- Hurt and hand : İllelı.le, pyretle.
malı., fıkir edinmek, tasarlamak.
Hurt and soul : Pedalılrlılı.la; can ve IÖ"
To malte .... or tail of it : Bir meseleyi
nWden.
ınlaınıyı çalıpnalı.; lı.avnmılı..
Heart - felt : Yürekten, candan, samimi.
To ..... llWa1 : Batla vurmalı..
tıe.t - felt tn'bute : içten plen sayp.
To 1118' '-il lor: Geri dönmek.
tıe.t - free : GöıılD birisine Nllı olma-
To ._. a.ı:l (aft): Yolunu kesmek; ber·
tanf etmek, prl püslı.Urtmelı.; batını ver- yan, a.ık delil.
mek. Hurt of oak : Cesur adam.
tıe.t • slck •at aomethlq: Deli divane.
To ..... (straipl) fer. Bir (lıedef)'e dol-
TU sitmelı., doedoiru silmek.
Hemt· llirrlq: İnsanın içine dokunan,
To lıe8ıl . , : [Colloq.) Rlyuet etmek. mllealr, dokunaklı.
•To eat one's ..... off•: [ProP.] Yan Hurt - stricken : Kalbinden yaraluım11;
plip harman savurmak; bedavadan p- son derece kederli.
çiamelı.. 11..c - whole : See : Hart• flw.
•Two ...... are betler thın one•: [ProP] •Hnrf9 are of crystal, oııce brokcn t1ıey
Bir elin nesi var, iki elin sesi var. cannot be ınendecb: [ProP.] Kalb ıırça
HEAP (il), n. ol: ~. bir aynadır, kırılırsa tamir edilmez.
H.... of times : Sık ıılı., ekseriya. Have a ...a : Vlcıclaıılı ol!
Struclt ali of ı .... : [Colloq.] Senem· Hiı lılMt is in the rllht plKe: Niyeti
Jn heut (in ıood heut) : İyilikte; iyi To speak ıo one's ·lıart: Müsterih et-
halde, verimli, mamur. mek, sevindirmek; cesaretlendirmek.
in one's lıart: Kalben, ıizlice. To talıe lıart : Cesur olmak, cesaretlen·
in ıhe lınrt of Africa: Afrilıa'nın ıöbe melı.
jinde. To tıılıe lıuıt
of ırace : Cesaret almak.
My heM! : Başıma ıelenler!; aman! To talıeto heM't : Ciücllne &itmek, incin·
Near onc'5 lıHrt : Cıın:ı yakın, çok ııev melı; ehemmiyet verip unutmamalı..
ıili. To one's heiırt's content: Doya doya, ka·
Ouı of heut : Dermansız, lı.uvveııiz. nıı kana.
Ouı of lıuıt : Cesareti lıırılmıı, çok üz- To wear one's hemt on one'ı aleeve:
ıün, dermansız, kuvvetsiz. Son derece açık kalbli olmak.
To become hem and soul : Canciler ol- With ali my lınrt : Blltün yürekten, çok
malı, eı tırnak olmalı. samimiyetle, candan.
To break one's lıuıt : Kalbini kırmak, llEAR111 (44), a.
çok kederlenmesine sebebolmalı. · A man's ..._...: Ev, yuva.
To cry one's heut ouı : Doya doya atla- HEAT (11), n.
mak. Hut conducıioa : Sıcalılılı. nakli.
To do one's lıMrt ıood : Gönlünü ferah- Hut enerıy : Hararet kuvveti.
landırmak, sevindirmek.
H ... equivılent : Sıcaklık muadili.
To eaı one's lınrt out: Kendini yemek, Hat ea.chanp: SıcaltJık teatisi.
çok üzülmek; hasret çekmek. Hut liıhtninı : Gök ıürlemesi olmadan
çakın 1im1Ck, uzaklılından dolayı 1e1i
To find in one's heart : Ralbet (iııtek)
işitilmiyen şimmek.
aöstermek.
To set (learn) by lıeart : Ezberlemek. Hm of vaporization : Tebahhur hara·
To set to the lıMrt of : ÖzUne nüfuz et- reli.
Hut ndiation : Sıcaklık ııınımı, 11caklık
mek, esas minuını kıvramak.
yayılmuı.
To ıive (lose) one's lınrt IO: Derin ııka
dillmek, ııönlUnü kaptırmak. H..t ny : Sıcakht llJ8Sı.
To hıve at lıart: Candan ıiripnek, dört Hut speclrum : Sıcaklık tayfı, kırmızı.
Well lıMW: [Colloq.] Sarfedecek pa- Thaı's neiıher here nor ıherc : Bunun
rası bol. mevzu ile alakası yok.
HEIGIIT (41), n. Here you are : lşıe!, ha ıetdin mi?
Al ils lıeıpt : Son mertebesinde, kemal- HEREIN (19 - 1), adv.
de; en yüksek mevkide, tepesinde. Herela afıer : Alide, aşajıda.
The lııelsht : Tam vüs'at, olgun. Hereln before : Yukarıda, evvelce.
HELL (2), n. HEROICS (1 - 671), n.
A pmblinı lııeD : Kumarhane. To ıo inıo berolcs: Mübaliıjalı sözler
Go llell fw leather : Elinden ıeldiji ka· Qrfeımck.
dar çabuk. HERRING 12 - 1), n.
HELP (2), v. A n. Neiıher fish, flesh nor ıood red heniaa :
A lıelp for : Çare, yıırdım. Hususiyeti olmayan şey.
Help yourself : Buyurun. To draw ıı red berrlıla across ıhe path
it cannot be lıelped : Çaresiz, elden bir (lrııil) : Bir söz. söyliyerek muhavereyi
şey ıelınez. · kasden sadetten çevirmek.
Lady 1ıeı.: Haberci kadın. The berrilll pond: [Si.] Allantijin ku-
Moıher'ı llııel)I : Sütanne. zey kısmı.
1 can'ı lıel)I it : Elimde dejil.
HIDE (41), n. A v.
1 can't lıelf ımilinı: Gülmekten kendimi
HWe - and - seek : Saklambaç oyunu.
alamıyorum.
l')leiıher lılıle nor hair : izi tozu yok.
So llııel)I me God : Allah yardımcım ol-
To lılıle MIClllS: Arasına saklamak.
sun.
To lılıle 1.- : Salı.lanmak.
There's no lıelp lor il : Yapılacak bir
To lılıle one's head : Utancından saklan-
ICY yoktur.
mü.
To be ...,_. wiıh: Yardım aönnek.
To lılıle one's liıhı _.... a bushel : Gös-
To lıelp ı-n : ilerlemesine yardım
teriş yapmamak.
etmek.
To•save one's lılıle: Kellesini kurtarmak;
To lıelp • : berletmek.
Cli6.] aemiıini kurtarmak.
To ...., tlllt : Yardım etmek, kurtarm:ık
To tan one's lılıle : Birine dayak atmak.
(müıküllttan).
Tô lııelp .._.: Üstün olmasını temin et- HIDING (41 - 1), n.
mek. . . . . . - place : Saklanacak Caizlenecek)
To ...., to: Para v.s. vererek yardım et- yer.
mek; ikram ve taltif etmek. in ..... : Saklı; aiıli.
Tİ> W, ., : Yükseltmek, zenıinlqtir To aive someone a lılıllıııa : Sopa atmak,
me~.
dayak atmık.
To lıelp olf : Bir adamın paltosunu aiyip HIGH (41), a.
çıkarmuına yardım etmek. From on lılslı : Yüksekten, aökten.
HEN (2), n. H!p ınd dry : [Naııt.] Sudan dıprı,
•A stunted ... remains a chicten•: karada; yalnız. veya yardımsız katmıı.
[Pro... ] Bodur tavuk her ilin pıliç. KIP and low: Her 11nıftan (halk); r.~f.]
Like a lııesı with one chicken : Fazla te- hileli zar; her yerde. . ·
lilJı kimle. 8'- and miahty : Gururlu, azametli.
HERD (99), n. A v. KIP colour : Koyu kırmızı, koyu renk.
The common lıerıl : Adi halk. Kıp dıy : Panayır ıünü, festival; aUn
HuM ...... : Sevk ve idare edilmiı. ortası, öiJe zamanı.
IRU (19), ııdv. a. n. Hlslı flavoured : Çot bahar:ıtlı (lezzetli).
H1n İl to you : Sıhhatine içiyorum. Hlslı - flown : Tumturaklı (ııöz); matrur,
lllN aııd there : Şurada burwla; aruıra. kibirli.
[ 208 J
H1P - hat : [ U. S . .si. 1 Bllyillıltlk ıaslı To ruıı lılP: Kuvvetli akıntısı olmak;
yan timse. çekilmek {deniz).
J1111t bone : Yüksekten atma, ıösteriı The Most BiP : .Tanrı, Cenabı Halt.
yapma; çok neıeli hal. Witb a lllP hand : Bllyllk kudretle, kud·
HIP jinks {time) : Nqeli vakit. redi el ile.
HIP life : Kibar hayatı; itibar veya zen- Hl~T (1), n.
ıin sınıfı. Up to the lıDt : Tamamen.
HIP liYinı : Zenıin yemek; nefis yemek- RiNGE (lnj), n. el v.
lerle yaııama. Off the ....... : ·Zıvıuuısıi:ıdan çıkmıt. çı·
Jllllt noon : Tam ölle vakti. To be off the ...... : Zıvanuından çık·
lllP opinion : Yllkaek fikir, tam itimat. malt, fikri dai·ıımak, çalıpna intizamını
HIP • pitched: Çok tiz {nota v.s.). kaybetmek.
HIP point {spot): En mühim veya en he· To ..... .,_: Ballı olmak.
yecıınlı ııoktL
HiNT (l), v. cl n.
lllllı · pressure :
Yllksek tazyik. A lıllll mt : ima.
H1P priest : Bqpapaz. There iı a lılııt of trouble : Sıkıntı all-
meti IÖlteflyor.
H1P • principled : Yllksek prensip sahibi.
To lıllııt .... : MUtalla yllrillmek.
lllP · proof: Çok alkollil; [li,..] fazla
To lılııt .a : Atfetmek, llBl'el etmek, azı·
derecede.
cık anlatmak. kapalı aöylemek, ima et·
lllllı ııeu : Enain. açık deniz, okyanus.
mek.
Hlllı • aoundina : Debdebeli, tantanalı.
To talte a lılııt from : Bir fikir edinmek,
HIP ·..,ad : Son sürat, bllyllk hız.
birisi~ fikir almak.
llfP · spirited : Yllksek ruhlu, ilicenap, HIP (1), n.
ceıur; atclli (at).
To catch {bave) on (upon) dıe ... : Biri·
llfP · stnına : Çok sinirli, fazla hauas. ıini elinde {inufıada) bulundurmak.
llllla 111nnner : Yazın ortuı, en ııcaıı: za· HIU (419), Y. cl D.
man,
On {for) lıln : Kiralık..
H1P tea : Alır çay zi:ııafeti. To lılre r - : ...'dan, .. .'den tiralamık.
lllP" tenm : Methlllena liSzlerl. To 1ııln ..t : Kiraya vermek; Derede ça·
lllllı tide : Met Yaltti; tenlik ııınu. lıpnak.
BiP time : Tam vakit, vakti aeldi ve HISTORIC(il] (1 - 5 - 1), a.
~ibile. Hllllarlı: chıracıcr : Tariht ılma.
llllla • toned : Usul. ve llslQbu yllkııek; Hlltorlc event : BDylllt ve mühim valta.
[.si.] modadan. · Hlııearic lnfinitive: [Gram.] lı'an ııyp
H1P treaaoa: Vatan bainlilL yerine kullanılan mutar.
llllla -ter : En yllksek met; nehir suyu- Hlahırlc present : Mazi llYllll yerindr
nun en çok ytlbelmai. kullanılan ınuzarl ııyıuı.
llllla - water mark : Suyun en çok yllk- Hlııearic
tenses: [Gram.] Mazi 11)'181an.
seldili irtifa çiqiai. Hlııeıırlal ınethod
: Tarihe {haltiki valta-
lllllı wiııd : Sert ı11qlr. lara) iltinadeden teltik UllllU.
llllla • Wİlll: [Aero.] YDksek kanadlL Rlllmlaıl picture : Tan'h Yakalarını izah
lllllı wordl : Balıraralt aöylenen sert 16z. eden resim, tariht resim.
H1P • wrouabt : İnce İflenmit; çok aleY• HISTORY (1 - !I - 1), n.
lenmif {hiddet). Aııclent .....,. : Elti çailar tarihi, {Batı
To 111 lılP : Bllyllk emeller beal.-t.. Roma İmparatorlutunun - u olan 476
To play lılP : Bllyllk kumar oynamak. yılına kadar devam eden tarih).
To ride tbe lılP bone : Gururlu olmM.. Medlaıeval .....,. : 476 yılından tekrar
lıold
[ 209 ı
tqekltW olan 1517 yılma kadar seçen za· Witbout a lıllıdı : PllrllDllzıcc, bldileliz
maoın tarihi, ()rtaçailar tarihi). olarak.
Modem lılltDrJ: Yeni çailar tarihi, (1517 To lılRla . , : Kopnak (at); yukarı çek·
den buaüne tadar aeçıeo vablar tarihi). mek.
Natural ...._, : Tabii tarih. To lıMcll • to : Bir feye ballamak.
Sacred lliltCll'J : Din tarihi (mukaddes To lıllıdı one's waaon to a atar:. Yüklek
tarih). bir pyeye ballanmak, yUkııek pye pe·
Someoııe'ı past ....._, : Birinin aeçıniıi linde olmak.
(mazili veya evveliyatı). RIVE (41), n.
Tbe inoer .........,. of somethioı : Bir me· A lllff industry : Arı kovanı aı'bl itJeyen
.elenin içyilzlL bir it yeri .
cThat's ıuıcieııt ......,.. : [Prov.] EaltiHOHY (S • 1), n.
çamlar bardak oldu, o tarihe karıl(ı; onu To ride a llcılıby : Meraklı olduiu meye
herkes bilir. fazla dütklln olmak, özenmek.
HIT (1), v. HOG (S), n. el v.
Hard lılt : Güçlükler içinde. H• in armour : Beceriksiz adam; zarif
Kit· aod • run : Çarpıp kaçan (toför v.ı.). elbise içinde yabancılık ve rahatsızlık du-
Kit • or • ınİll : Rastple, neticesini dil· yan tüme.
tUnıneden, dikkatsizce, tesadUft, labytça. H•'• back: Uzun ve arızalı tepe; [&"eol.]
To be hard lılt : Para kaybetmek sure· buz tabakası.
tiyle zarara utramak. Road llOI: Arabuiyle lllzumundan fazlr
To hlt 8t : Bir feyİ vurmak, isabet ettir- yer iyal eden dikkatsiz toför.
mek. To ıo the whole llcıc: Bir iti tamam yap-
To hlt lııelow the belt: [Bo.ır.] Oyunda mak; önceden hazırlık yapmamak.
usule muhalif hareket etmek; [fi,..] hak· HOIST (Si), v.
sızl ık etmek. •To. boW with one's own petard• :
To lıılt hard: Hızlı darbe indirmek. [Prov.] Kurduau tuzap (kazdılı çu-
To hlt it olf ı [Colloq.] Mutabık kııl· kura) kendisi dlltmek; kendi bombalı ile
mak, uyupnak. kendini uçurmak (berhava etmek).
To hlt olf: Çabucak ve ustalıkla yap- HOLD (67), n. el v. [p. t. llELD].
mak; taklidetmek. Holıl your horııes : İhtiyatlı davran, ken·
They lılt it olf well : Onlar fevkalade ar· dini kolla!
kadallardır, kafadardırlar. Hol• hardı (Hold on!): [Colloq.] Dur!,
To hlt oa (apoa) : Tesadüf etmek; karşı· davranma!
l111111ak; teaadUf eseri olarak bulmak. To laold a fort : Müdafaa etmek.
To bit nt : Omuzundan vurmak, yum- To bold aood (true) : Muteber olmak; yll-
ruklamak, yuınrukla vurmak. rilrlllie airmek.
To lılt the nail on the head : Dobra dobra To bolıl a thinı OHr ooe : Bir ICY De mü-
konlljmak, hakikatı söylemek. temadiyen tehdidetınek.
To hlt the road: Yola dUzWmek. To laaW a waaer : Bahis tutupnak.
To hlt one's stride: [Colloq.] En yük- To hold a chair : Mevki (yer) almak.
sek sürate veya dereceye ulapnak. To lıold ......, : Muhafaza (mlldafaa)
To hlt apoa the idea : İyi bir noktaya te· etmek.
mas etmek. To lao141 aloof irca: Uzak kalmak (dur·
To m..ıte a lılt: [Si.] Çok muvaffak ol· mak), yalı.laımamak, münasebete airitme·
malt. mek.
HITCH (1), n. el v. To laold .ı bay : Uzakta tutmak, yaklaı·
Half hltdl: [Nıut.] Meı.e volta. tırmamak.
P.·14
hold lıole
[ 210 ]
To piclt bolu in : Kusur bulmak. Holy Rood: Üzerindo İsa'nın gerilmiı su-
Square peg in a round bole : Mevkiine reti bulunan haç.
uygun olmıyan kimle. Holy Thunday : İngiliz kilisesine göre
To be in a bole : Güçlükte (sıkıntıda) ol- İsa'nın uruç gllnil; Paskalyadan önceki
mak. haftanın pefltmbesi. ·
HOLIDAY (5 - 1 -21), n. Holy waier : Papaz tarafından takdis
Hollday cloıhe& : Süslll elbise. edilip Katolik ve ·Ortodoks kiliselerinde
HcıllUJ speeches: Yaldızlı cümleler, şa insanları takdis için kullanılan su.
tafatlı sözler. Holy Week : Pukalyadan önceki hafta.
İ..egal bolWay: Resmi tatil günll. Holy Wriı : Tanrı kellmı; Kitabı Mukad·
Roman baıllday : İştirak edenlerin zara- des.
rına olan ellence. Holy terror: [Si.] Fena huylu ve ahlülı
To make llollday : Güzel ıibirler kullan- adam, korkunç kimse; yaramaz çocuk.
mak. The Holy Family : Yusuf, Meryem ve ço-
HOLLOW (5 - 67), a. & n. cuıu İsa. '
Hollow cboeu : Elmacık kemikleri çıkık, To take boly orden : Papaz olmak için
yanakları çökUlt. kilisece takdis edilmek.
Holl- - eyed : Gözleri çukura düşmüş, HOME (67), n.
çukur gözlü. At bome : Kendi evinde, evde; memlelı.e
Hollow pretense : Boş gösteriş, samimi- tinde; alışltın.
yetsizlik. Home base: [Nav.] Anayurt llssll.
Holl- square : Dört köşeli ve içi boı Home - brew : Evde çıkarılan içki.
1ey; [mil.] manevra v.s.'de askerlerin Home - coming : Eve veya memlekete
dört köte saf tutması. avdet.
Hollow victory : Neticesiz zafer, bot mu- Heme - consumption : Dahili istihllk; ev-
\'affakıyet. de istihlak edilen yemekler.
Holl- ware: Tencere '\'.s. gibi çukur H - countries : Londraya en yakın eya-
sofra veya mutfak takımı. letler.
To beat him ali bollow : Tepelemek, e1tk Home economics : Ev bilgisi; ev bilgisi
sudan selinceye kadar dövmek. tedrisatı.
To be .....,.. tıl .(fs): Omltll olmak. To nas a dead ...._: csı.1 Wı uzat·
Younı .....,.. : Bir ailenin Dmlt balla- malt, olan biten bir fCYİ tueıe-k; be-
dıJı ae~ kız: veya olbm- dava çlıpnak.
llOltN (55), a. Av. To mount (ride) tbe hisb ...._ : Gurur
Drlnklnı ._. : Boyauz(clu) kadeh. ptern.k, çalım utmak; teııdiliai dev
Huntinı -..: Av bonılu. aynuında '6rmet.
..... - mad : Kudurmuf deli. To lake ...._ : Ata binmek; at Ur.erinde
" - of a dilemma : Birisinin ııcçmesi aeyahat etmek.
icabeden iti mDwtW pk. To put tbe cart before tbe ...._ : Ter·
To chcıo1e oııe . . . of a dl1eaıma : iki liııe it Pmek, abine hareket etmek
ııktan daha .az k61tl olanı leÇlllCk. • veya ICY dülllnmek.
To draw (pull) in one'ı ı.ar-: Korkup To ı.-1 : Ata bin!
1eri çekilmek, pri durmak; yelkenleri Teli it to tlıe lıane - mırineal : Kurt ma·
ıuya indirmek. salı okuma bana! Martaval ıtmı!
Liıtle ead of· tlıc .... : Sututu hayal, ha- HOST (67), n.
yal kırıklıJı. 1be lıeavenly lıalll (llGlt of lıeaven): Me-
To lake tbe bull by tbe . _ : <Maretinl lekler; (li•.] IÖk cllimleri (yddızlar,
toplamak, cesaretle bir iııe atılmak. seyyareler v.ı.).
To ._. ı.: [Si.] Bir ile bumunu aok- The Lord of H.... : Cenabı Hak. ·
makı mGdalıale etmek. To recton wlthout one'ı lıalll : Ev sahi-
llOltlE (55), n. bini hesaba katmamak, atıçliltleri veya
A ...... laush : Patırddı bir aUJllf. enplleri dllflbımeclen pl&n kurmak, ev-
A dut ...... : Oyunda 'bellenilmecllt bir deki hesabın Ç1U11ya uymadılını dUtUn·
ııekllcle kazanan ıneç4uı bir timse. memek.
Blood lıane : Chıa .,t HOSTAGE (5 • lj), n.
Draft (Draupt) 1ıane ~ YUt beyslri. ......_. of fortune : Bir idamın en çok
Oeldecl ...... : İldlt"'" sevdlll klm1eler.
Hirecl ...... : Kira beysirl. To ıive lıalqel to fortuııe : Kadere re-
...._ !ıreaker : At tımarcııı. hine olarak vermek, taybeclilmeal muh-
" - bean : Balda, Hint balduı. temel bir kimsesi veya malı olmak.
H - cbelbıut : Attatanesl. ROT (5), a.
H - ıteaıer : At utıcıaı, cambaz. A lıoC - bed of erime : Batakhane.
" - of a different (another) color : Give it to him lıol! : Onu c:eulandır!
Farklı, çok bqta. HGC air : [Si.] &Of iM, turu kuruya
a- opera: [Si.] Amerika Batı cya· övUııme.
!etlerinin beyecaıdı bayatını ,ıı.teren Hat blast : Erime ocatına verilon sıcak
lllnema filmi. havı.
" - 1e111e : Makul dllfilııce. HGC - blooded : Hiddetli.
lAd lıane: Yeclet beyprl. Rot coctleı : Körebe oyunu.
[ 214 ]
Hot dog: [S/.] Sıcak sucukla (so~isle) The hour : Şimdiki zaman.
yapılmış sandviç. To keep good (regular) houn: Vaktinde
Hot news : Taze havadis. eve ıelmek; erken yatmak.
Hot pot: Güveç; güveçte pişmiş etli pa- The small houn : Gece yarısındııa son·
tates. raki ilk saatler.
Hot words : ~jır (acı) sözler. llıe quesıion of the hoar : Günün me-
in hot water : Zorluk içinde, sıkıntıda. selesi (konusu).
To be hot on the scenı (lrail) : Arzusuna HOUSE (47), n. 4: v.
yakın olma. H - agent : Ev simsarı (lellalı)ı
To blow hot and c:old : Hem lehinde hem Houııe and home : Ev bark.
de uleyhinde bulunmak. Hoaııe dog : Ev köpeii.
To gel hot : Isınmak; kızmak, öfkelen· House nag : Geminin mensup olduiu
mek. şirket hayratı.
To gel into hot water : Bir vartaya düş House of Bishops : Piskoposlar heyeti.
mek. Hnıse of cards : Dayanıksız iş; kolay yı·
To aive it ıo him hot : İyice azarlamak, kılan (temeli zayıO ıey.
hakkından ıelmek.
Houe of Commons: Avam Kamarası.
To make it bot for him : Birini çok ra- House of correc:tion : Islah evi, ıslah
hatsız etmek, taciz edip kaçırmak.
hane.
To.mıke a place too bot ıo hold someone: HCUR of cali : Seyyar iş ustalarının lpiz
Bir yeri oturulmaz hale getirmek. kaldıkları zaman iş bulmak için toplan-
HOUND (47), v. &. n. dıkları yer.
To bound on : Tahrik etmek. House of detention : Tevkifhane.
To follow (ride) ıhe hounds : Tımlarla H - of God : ibadethane, kilise.
avlamak. House of ili fame : Umumhane.
HOUR (479), n. House of offic:e : Apteshaae, heli.
After hoan : Mesai dışı, muayyen iş saat· House of LÖrds : LOrdlar Kamarası.
!erinden sonraki zaman. House of Merey : Bilhassa düşmüı kadın
An idle lıoılr: Boı zaman. ları barındırmata mahsus milesaese.
To briq down the tı.. : Çok alkıılan To lıııa one's chains : Seve seve köle ol-
mak; he~keal &llldilrmek. mak, kurtulmak istememek.
To clean aı- : Ev temizlemek, it v~s.'de To bas oaeself : Gizli bir sevinç içinde
temizlik yapmak. olmak.
To eat ııoaıcone out of houae and 1ı- ı To .... the shore Oand): [Naut.] Sahil
Başkasının evinde bulunan her teYi yiyip (kara) boyuna (yakınından) aitmek.
tüketmek. To lıııa the wind ı [N.ıut.] Rllzaira kU1ı
To kecp . . _ : Ev idare etmek. aitmelı..
To keep open . . _ : Her selen misafiri HULL (8), n.
atırlamak, misafırperver olmak. Hllll down: [Naut.] Yalnız direk ve
To keep tbe il-. : Evde oturmak, dıprı yelkenleri aörUnecek kadar uzak.
çıkmamak. HnU ap: [Naut.] Teknesi aörWecck ka-
To put (set) one's . _ in order : İtle dar yakın.
rini dUz.ene koymak. HUM (8), v.
They who live in slass . _ should not To ı.m and haw : Tereddütle konut-
throw ıtoııes : Sırçadan evde otunn bq- mak; cevap vennelı.ten çekinmek.
kasına tat atmamalıdır. To make thinas lıam : Halkı faaliyete sev-
To ı.o... fa : Yerlellirmek. ketmek.
To . . _ the aeroplane : Uçalı hanpra To b - to : Mırıldanmak.
koymak. KUMAN (177 • 9), a.
HOUSEHOLD (47 • 67), n, & a. Hıımu affairs : İçtimai hayat işleri.
Hcı-lıokl bread : Ev ekmeli; ikinci
Hınma bcing: Adanı,· insan.
sınıf ekmek.
Humu naturc : Be~r tabiatı, bcfcriyet;
H-atoW aods : Ev bark; bir evin en insan hali.
kıymetli qyası.
Hmna race : insan cinsi (ırkı).
H-lııold ııtuff : Ev qyuı. Hemınıly speaking: Açık (erkekçe) ko-
H-lııold troop&: Haasa ulı.eri, kıralla
nuşma.
rın maiyetinde .bulunan aslı.er.
HUMANE (177- 21), a.
Hounlıold wo~ : Teklifsiz hitap (söz).
Humaııe leaminp : insan ve sanat bahsi.
HOW (47), adv;
H- are you? Nasılsınız?
a - letters (ııtudies): insani hisleri
yükseltici talim ve terb~.
H- do you. do? : Nasılsınız?, müwcrref
Hamue Socicty : İnsan veya hayvanları
olduk.
H- d'ye do: [Co/loq.] Can sıkacak koruyan cemiyet.
vaziyet. HUMBLE (8), a.
H- ıoes it?: Ne llemdesiniz?, itler ne A lımnlıle talk : Basit ve delcrslz bir va-
halde? zife.
H- ia that for pretty?: Güzel delil mi?, Hamble apolo&Y : Tevazu ile özür dileme.
hotunuza aitmiyor mu? Humlıle dwellina: Mütevazı ev.
a- now ~ thcn)? : Bu da ne demek? Humlıle follower : Mütevazı mürit.
nümune bastıkları ince Çin kilıdı. lik delitiltliklerini ölçen çok bauu bir
Oıı.ford IDılll1 paper : Oltsford Ünivenite· cihaz.
sinde yapılan çok ince, kuvvetli ve do- l ..adlcım coil : İndUkslyon bobini.
nuk renkli bir uııt. llldadloıl current : İkaz cereyanı.
Jadlll rubber : Kauçuk, lastik. ........_ dynamo : İkaz dinamOIU.
JNDIAN (1 • 19n), a. el n. lllılHtlcım aenerator : İndüksiyon jenera·
ı.Ma aummer: Kuzey Amerika'da son- törü.
bahar sonlarında olan yaz aibi sıcak 1Nncllm machine : İndllbiyon makiııeal.
hava, pastırma yazı. hlılllCdo9 motor : İndllltslyon motoru,
l•ıllml meal : M111r unu. mütenavip cereyan motoru.
lndulae
[ 222 1
Maanetic lıuhlctloD : Mıknatısi indüksi- lak· horn terms : Oturaklı, güzel tibir-
yon. ler; kitabi sözler.
INDULGE (1 - 8j), v. lak roller: [Print.] Harflere mürekkep
He lndulpa too muc\ı: Çok içer, içkiye süren silindir.
müpteladır. lndelible lnk : Solmaz veya çıkmaz mü-
To ladalae one-.:ır wlth: Milptelli ol- rekkep.
mıık. lnvisible lalı: Gözle aörülmiyen ancak
To ladulae Co : Müsamaha etmek. huraret veya kimyevi usullerle meydana
To ı.dlllp m: NC!)Clenmek, zevk almıık; çıkarılan mürekkep.
P. IS
[ 226 J
JOLLY (5 - 1), a. it v. JUMP (8), n. it v.
Jally filler : Üzerinde kuru kafa ve çap- To be on ıhe jump : Tetikte bulunmak,
raz kemik resmi bulunan korsan bayra&ı. her i:ıe hazır olmak; sinirli olmak.
A Jall1 aood fellow : Çok iyi bir adam. There is a Jmap in pricea : Fiatlarda ini
To 1G11y a penon .ı-. (np) : Bir insanı yükselme var.
kendi acmisini yürütmek için pofpoOa- To acı lhe ,ı-p on (a penon): [Si.] (Bir
mak, köprtlyU gcçinciye kadar ayıya dayı kimseden) lisıün ıelmek, avantajlı ol·
demek. mak.
He jolly well had ıo : Pekiıliı i1i y:ıpmıy:ı To ıive (a pcrson) the jumps: [Si.] (Bir
mecbur oldu, ister istemez y:ıptı. adamı> çok sinirlendirmek.
JOURNEY (99-1), n. To jamp a claim : Bir maden veya arazi ·
To lake a jouraey: Yolculuk eımek. davasında hak iddia etmek; lüzumsuz
olarak müdahale etmek.
To underı:ıke a jounıey : Uzun bir yol·
culup hazırlanıp çıkmak (göze almak). To jump ap (and
lamak.
•-> : Sıçramak, hop-
JourneY work : Gündelik işi; kalfanın
işi; her günliik sıkıcı iş. To Jamp hı : İçine atlamak.
JOWL (47), n. To Jump up lo : Geçmek, sirayet etmek.
Cheek by jowl: Yanak y:ınaia; b:ış b:ııa. To jump sky • high : Şapkasını ıö&e at-
mahrem. mak, sevinçten göte uçmak.
JOY (Si), n. To jump a train : Trene atlamak.
To havc a joy : Ellenmek, zevkeımek. To Jump al : Atılmak, istekle kabul et·
To ıake joy ridcs: Otomobille c&lencc mek; hemen sonuna ıeçmek.
gezintisi yapmak. To Jump dow• (one'sı throaı: Ani ve
JUllLEE (77 • 1 - 11). n. seri münakapya airişmek, sözle hücum
Diamond jllbllee : Altmışıncı veya yeı etmek; azarlamak.
mişbeşinci yıldönümü. To jump bılo: Atlamak.
Golden Jnbllee: Ellinci yıldönümü. To Jump off : Bir yerden atlamak.
Silver jubUee : Yirmih:~inci yıldönümü. To Jump one's bail: Ortadan kaybolup ke·
JUDGF. !Bil. n. filini kefalet karşılı&ını ödemete mecbur
A aood Judae of mıısic: Müzikten anlar, bırakmak.
To pass judp1MDt : Hükmetmek. .To julp «Mil of one's skin: Hayretle ye-
To rcscrve Judpment : Çabuk hüküm rinden sıçramak.
vermemek. To jwnp ıhe ırack : Hattan çıkmak (tren).
JUGGLE 18), v. To mııke ıı person )llmp : Bir adamı 111·
şırımıık, sarsmak.
To Juale ouı of: HilC ile hir işten sıy
rılmak. JUST (8), a.
To Jqale wlth : Ald:ıımak için karıştırıp Jut ıı minuıc (moment) : Bir dakika!
ıerlibeımek. (müsaade buyurun).
To Juale wltb fıcıs : İspat etmek, hala· Jmt abouı : Üzere.
yı meydana çıkarmak. · Just a§ : Üzere, iken; esnasında; tıpkı.
... [ 227 J
....
ı... bow many? : Tamamı tamamına ne JUS'OCE (8 ·Is), a.
tadar? in jaldce to : Adaletle, dolndukla.
ı... - : Hemen pmdi; binz evvel, de· He did himself jıllllce : Elinden pleni
min; derhal. yaptı.
To lıeep la wltll : Dost kalmak. To lıeep the pot boilin& : [Si.] iti tıkı
To lıeep la mind: Akılda tutmak, unut- rında olmak; oyunu canlandırmak (kızıı
mamak. tınnak).
Nothinı cf the klad may happcn : Böyle mıık, boyun etmek; ölmek; yaralanmak.
bir şey olamaz. To klss the around (earth): Secdeye var-
Of a different lılllll : Başka çeşitten. mak; ayağına kapanmak; [fil'.] mallGp
Somethinı of ıhe klllll : Onun gibi bir olmak.
ICY· To kla the rod : Cezaya boyun etmek.
That's very lılllll of you : Çok nazik~iniz. To klu on : Öpmek.
Of a lılnd : ·Aynı cinsten, müpbih. KiTE (41), n.
To differ in lılnd : Her cihetle farklı ol· To Oy a kite: [Fi,..] Rüqir cihetini
mak. keşfe çalışmak; [com. si.] vadeli tahvile
To repair onc's rudenus in lılnd : Kala· para yatırmak; dolandırıcılık için sahte
balıia kalabalıkla mukabele etmek. bono çıkarmak.
They differ in .... : Çeıitleri ayrı. KITH (1), n.
To pay in lılnd: Eşya v.s. ile borç öde· Kltlı ınd lıln : Hısım akraba.
mek. . KNEE (11), n. '
KINDNESS (41 • l), n. it i~ on the lıma of the gods : Daha
Out of ...._ : Nezaketten. belli delil, Allaha kalmıı.
To show (do) a lılıld-: iyilik yapmak. On the bH9 of thc gods : Şüpheli, ka·
KINC (1), n. rnrsız.
L
LUOUR (21-9), n. .t v. s(;zdes.i kadın, hanımefendi, sarayl! ha-
A ..._. of love : avlt iç.in çalı1111a. nım.
Forc:ed ..._. : Anpıya iı; mecburi hiz- LııdJ O., : Meryem ananın himile kal-
met. dılı 2S Mart yortusu.
Hand lüoar : E.lifi, el emeli; amelelik. IAılJ Chapcl: Meryemana kilisesi.
Harcl ....... : Alır iı. My ı..,. : Leydi unvanını taııyan kadın
in ..._. : Doturma halinde, a&rı.. çeki- lara hitap cümlesi.
yor. Öur LııdJ : Meryemana.
Lüav bureau : İl ve i5i bulma bül"Olll
LAG (3), n. .t v.
(kurumu).
ıa.r leader : lwçi lideri, eendika tefi. An old ı.a : Daima hapishanede kalan
ı.a.a.. market : l5ile~ ii bulma piya- bir adam.
1811. To ı.s lııelıW: Geride kalmak.
ım.. quellion : ltçi meselesi . LAKE (21), n.
....._ Party : ltçi partisi dnsiltere). IAlre district : Göl vilayeti.
ı..bıNr union : İIÇi birlili, sendika. Lllb dweller : Tarihten evvel söllerdc
To rest from one's ...._ : iti bitmek kazıklar üstünde bina edilmiı evlerde ya-
(hutalık halinde), ölmek. ııyan kimse.
To ...,_. - : Üzerinde çalıımak. IAlre poels : lnıillere söl eyaletlerinde
To . . . _ the point : Lllzunmız itina ile ya11mıı olan Cnlerlılp, SalltlıeJ ve
•bir meeeleyl izah etmek.
Wcn.wortlı sibi 11irler.
To ...._.. ...... a delusion : Yanlıı fik-
re uhibolmak. LAM (3), n. .t v.
To ..._. _.., difficulties: Mllpüller To ıake iı on ıhc ı..: [Si.] Acele tüy-
altında çalı1111ak. mek, sırra kadem basmak.
To ..._. wlllı : lknaa utra1111ak. To lam il ı.to: Harman etmek.
LADY (21 - 1), n. ' LAMa (3),n.
l..Mr'• mantle .: GW fidanı. •As wcll be hanlfd for a shcep as a
....,., maid : Leydi'nin hususi cariyesi. imalı• : [Prov.] Olan olmuıtur, bata
Llllly of pleasure : [Si. 1 Pahile, OftllPU· selen çekilir.
...., of the bedc:hamber : HIWlmdar The Lırmb: isa Peyıamber.
.... [ 233 ]
....
LAME (21), L LAP (3), v. A n.
A ._. duck : [Si.] Borsa simsan; yaıı ı.,,-1 in luııury : Huzur ve refah içinde.
pçmiı adam, bir ayalı çukurda. Lllp of luııury : Servet ve rabıdık.
A ._. eJU:UIC : Kabul edilmez özür, sa· To run one . . round the fıeld : Tarla-
kat bir mazeret. nın etrafında bir kere dönmek.
LAMMAS (3 • 9z), n. The wıves ...... the shore : Dalplar
kıyıyı dövdü.
Laller . . _ _ : Hiç aclmiyecek pn, ba-
To ı., ., (...._): Çabucak içip yutmak;
lık kavata çıktılı zam1n.
hafif çarpmak (dalp).
l.AMP (3), n. LARGE (44j), ı.
Olow...,: Ampul. At .... : Ziyadesiyle; tafailldı; IUbeat;
lnc:andcsccnt ._,: Ampul. umumi.
Safety .... : Kömür madeni ocakların· He has a . . . beart : O iyi kalbU bir
da kullanılan emniyet feneri. adamdır.
To smell of the ' - • : Vaız, nutuk, in the . . . : Bütlln tümulll ile.
v .s."yc hazırlık a!imetleri göstermek: IAl'p handcd: almert, eli açık.
LAND (3), n• .t: v. ...... • minded : Geniı fikirli, serbest dil·
Arable ._. : Tarlı, ziraat edilen toprak. şllaUtlU.
By l•d : Karadan, kara yolu ite. To lhe world at larp : Bütün dünya, bil·
Dry ._. : Çorak arazi. tlln insanlar.
Foreisn ._. : Ecnebi memleketi. To ıo(sail) ..... : [Naut.] Pupasına sey·
Lad brceze : Karadan esen rllqir. rctmek.
Lud measurc : Arazi ölçüleri sistemi. LARK (44), v. el n.
Lııad of ıhe )ivinı : Dllnyı, hayal yeri. He only said it for a tarlı : Şaka için ııöy·
L ... of ıhe leal : Cennet; ıhiret. ledi, latife olarak söyledi.
.._. of rromise : Cennet. l.ASH (3), v•
varmlık, boylımık. To ._. • - : [Naut.] &allayıp muhı·
Nıtive lud (soil): Anavııan, dolum yeri. faza etmek.
Made ._. : Dolma arazi. To ..... oneaelf ı.to a fury : Çok öfke·
Pasıurc lnd : Çayır, otlak. lenmek.
To be in the lalld of livinı : Ya1&mak, To llllı . t at: Çifte atmak; huyıuzlut
salolmak. etmek: [lic.J zemmetmek, arkuından
To laad oa : Karayı çıkmak. çekiıtirmek; birine kartı alaylı ııöz 11•
To laad •P: [Colloq.] Eninde sonunda vurmak.
To make the lau: [Naut.] Karayı gör· To lalh wltll the tonıue: Aıarlımık.
mck; karadan aörUnmek. To bıah taptlıer: iple birbirine balla·
To sce how the ._. lies : lılerin ne halde mak.
oldupna bıkmak, zemini yoklamak. l.AST (44), v., n. A ı.
LANGUAGE (3naa771j), n. At ıa. : Nihayet, en 10Dundı.
At lonı lat : Uzun pcikmeden sonra.
Sıronı lıı:lllUP: Şiddetli (sert) lisan.
How lonı doc:s it laııt? : Ne kadar sürer?
To use bad ..._.. : Küfretmek, atzını
ı...t but not leası : Son fakat aynı dere-
boZmak.
cede ehemmiyedi.
l.ANTERN (3 • 9), n. ı...t mentioned : En son .olarak zikrolu·
Bull's • eye ı.ten : Polis feneri. nın, son bahsedilen.
Chinese ......_ : Kiiıt fener. Lllt nisht : Dün sec:e.
Dark ı...... : Hınız feneri. Lllt of ıll : En nihayet.
Magic ı...... : Sihirli fener, davarı re· Lllt offices : Cenaze duııırı.
sim aksettiren fener, projeksiyon. Lllt quırıer : Ayın son terbii.
ı.te
( 234 ]
J.ut ~ıeep : Ölüm, son uyku. Miliıdın 17S inci yılına kadar devam
Lııııt straw : Son had, dayanılmaz derece, eden liıtin edebiyatının parlak devri.
işin son kertesi. Dog lallll : Kaba lltince.
IMt Sunday : Geçen Pazar. Latin peoples (races) : Fransızlar, lspan-
Lat word : Son söz. son moda; en mü- rollar, Portekizliler ve ltılyanlar ıibi
kemmel !ICY· lisanlarının aslı liıtince olan milletler.
To breathe one·s lut: Son nefc~ini ver- l.ow lada : Ortaçal latincesi.
mek, ölmek. lale lalhı: Milfadın 17S - 600 yıllarına
in my lalt 1 wrotc : Son mektubumda mahsus liıtin edebiyatı.
yazdım. Modern tatla: Hırsızlara mahsus ıizli
it is of thr last important : Son derece dil, arao dili, kuş dili.
mühimdir. Mediaeval latln: Miliıdın 600- ISOO yıl
The ıwo 11111 : Sonuncu iki. larına mahsus ortaçal liıtin edebiyatı.
Thc ı.st day : Mahşer (kıyamet) ıUnü. Lada America : lspanyolca ve Portekiz-
The lat ıwo : Son ve sondan evvelki. ce konuıulan Amerika memleketleri.
The lat word on the mattcr : Mesele LATTER (3 - 9), a.
hakkında M>n ve kati söz. LaUer - day : Asri; halihazır, şimdilti za-
To the 1851 : Nihayete kadar. man.
When did you go there l81t! : Son defa Lııtter end : Son; ölllm.
oraya ne zaman ıiıtiniz? Latter ırass : ikinci mahsul çayır.
To stick to onc"s 11151 : Kendi şah~i İ)iylc Thes! lalter days: Şimdiki zamanlar.
meşıul olmak. l.\UGH (440, v.
To tut to : Dayanmak, devam etmek. •He lnalıs besi who-... ıash:[Prof'.]
LATE (21), a. &. adv. S'ln ııiilen iyi aliler.
•Beller lıııt than nevcr•: [Prov.] Geç To la•vh at: Birine ılllmek, alay etmek.
olsun dil güç olmasın. To 18'1ah away: Gülüıle meseleyi kapat-
Early ıtnd late : Erken veya geç demez, mak. gülerek ııeçirmek (korku v.s.).
vakti saati yok. To ta• dOWll ; Gülerek susturmak.
Free lııte : Müıaı V•ıktindcn sonra verilen To lı:ap la one·s sleeve: İçinden sUl-
mektup. v.s. için verilen fazla posta pa- mek, bİyık altından ıülmek, kıs kıs sili·
rası.
mek.
Lale comer : Geç selen, geç kalan. To 181111ı in the face of : Hiçe saymak,
kıymet vermemek.
l..aCe for dinner : Yemeje seç kıılmı~.
Late in 19f.O: 1960 yılın sonlarında. To 1.... olf : Gülerek seÇiştlrmek, el-
Later on : Sonra, nihayet. lcnce yerine koymak.
Of lale : Biraz evvel, seçmiş. To ...... oa the other (wronı) side of
Of lale years : Son birkaç sene zarfında, the mouth : Gülmekten allamaya seç-
son zamanlarda. mek.
Sooner or ı.ter: Erıeç. To ....... oat of court : Ehemmiyet ver-
Too late : Fazla ıeç. mez: gibi davranmak.
Very lale : Çok ıeç. To lllllP Offl': Anlatıp sUlmek.
The lale: Sabık, eski; miitevefra. To l•alı to scorn: Nefretle muamelede
bulunmak.
LA TF..ST 121 - 2J, a.,
LAUGHING (44fl), n.
At ıhe latest : En geç. ......... stock : GUIUnç adam, maskara.
Have heard ıhe latat! : Son olan biten·· No ......... mauer: Şakaya 'plmez, cid-
!erden haberiniz var mı? di meaele, ıWünecek ııey delil. ·
LA11N (3 - 1), n. & a. LAUNCH (SS), v.
Classical latln : Miliıttan 7S sene önceden To 1-ıt for6 : ite veya söz.c baılamak.
l 23.5 ]
Here lles: Mezarı burasıdır. To ile 1111 one's oars : Hazır olmak, kil·
il lles with you to decide : Sizin bilece· rekler elde olarak emir wklemek.
linii iftir, kararı size aittir. To ile Cilt the bed one has made: Yap-
•Let sleepiq dop ile•: [Prov.] Uyuyan tıjının neticesini çekmek.
köpeli oyarma, meseleyi kurcalama. To He - the head"of: Dayanılabilmek,
Lle • detector: Mücrimin yalanını mey- isnadcdilebilmek.
dana çıkaran alet. To ile oıı one's hand5 : Satılmayıp elde
Lle • abed : Yatajından geç kalkın. kıılmak (mal).
Lle douo! : [Si.] Sakin ol! Sesini kes! To ile OYer : Beklemek; talik edilmek.
Ses çıkarma! To ile sick: Hasta ya~ak.
Lle in : Kundakta. To ile to: Apışıp durmak; yalan söyle-
To ile fl long way from : Uzakta olmak. mek; [Nauı.J faça edip beklemek.
To ile 81C1111 tlıe shore : Kıyıya yakın To ile ullller : Altında olmak, giriftar
durmak. olmak.
To ile at one's heart: Merakını uyandır To ile up: Yatmak, yatılma uzanmak;
mak. [naut.] havuza girmek (gemi).
To ile at one's mercy : Birinin insafına To ile wltlı : Bir ırada yatmak, beraber
kalmak. yatmak; cinsi münasebette bulunmak; ait
To ile bJ : Yanında bulunmak veya kal· olmak, tabi olmak.
mak; bir tarefa bırakılmak; durmak, din· To ile wldı one's ears back : Kulajı ki·
lenmek, istirahat etmek. rişte bekleme"k.
To ile •--: Yatmak, uzanmak; mezara To s:e how the land Ues: İşlerin geliş:ı
gömülmek; boyun ·ejmek, itaat '-'.'llCk. tına dikkat etmek, vuiyete bakmak.
To ile hard (hcavy) oa : Üzerine yük ol- To give one the ile : Yılanını çıkarmak,
mak. yalancılıkla itham etmek.
To ile in : Doiurmak; bulunmak, mev-
To give the ile to : Yalancılıkla itham
cut olmak.
etmek; yanlış oldutunu göstermek.
To ile in one : Kudret veya kavrayışı da·
LIEU (177), n.
bilinde olİnak.
To ile in one's hand: Avucunun içinde in llea (oO: (Birinin veya bir şeyin) ye-
rine, bedel olarak.
olmak, ballı olmak.
LiFE (41). n.
To ile ı. thc way : Mıfnia teşkil etmek,
araya ıirmet. As big as life : Canlısı veya hakikisi ka·
To ile ı. wait : Pusu kurmak. dar bllylllr.; şahsen, bizzat.
Eııpectation of ille : Muhtemel olan hıı·
To ile ı. state : Resmi bir yerde halk ta·
rafından ziyaret edilmek üzere konmak
yat müddeti.
(ccnuc).
Early life : Gençlik.
To ile ı. ruins : Harap olmak. Eternal life : Ebccll bayat.
To ile like a troopcr : Çok yalan söyle· For one's life (for dcar life) : Ölümden
mek. kurtulmak için, yqaıiıak için.
To ile one's character away : Yalan ııöy For life : Bütün hayat müddetince, ölün·
liyerek kendi itibarını bozmak. ceye kadar.
To ile a.t of it: Yılan söyliyerek bir il· For the life of me : Hayatım hakkı için;
ten sıyrılıvermek. ölecek olsam bile.
To ile low : Gizlenmek, saklanmak. l.Wı • and • dealh struale : Ölllm dirim
To ile off : [N aa·t.] AJarpda yatmak. savqı.
P. 16
.......... [ 242 ı
llae
....
To lhre cloae to : Yatın olmak. [Prov.] Borç veren adam ekleriya hem
To 119e ..... : Bir adamın lyillji 1ebe- parayı hem doltunu kaybeder . _ . . .
There is not a ahot in my lodıer : Mete- To lona ıılter a friend: Bir dostu özle-
liksizim, on puam yok. mek, ıöreceji plmek.
LONG (.5), L A v. To IOlll for : Huret çekmek, 1iddet1e ar-
A .... cbalk : Bir hayli, epeyce. zu etmek, özlemek.
A .... fKe : Kederli bir bakıı: mahzun To .... for freedom: Hürriyet hasretini
bir alma; uık bir ytlz. çekmek.
A .... arm : Uzata eriııebilme kabiliyeti. LOOK (7), n. & v.
A .... heacl: Zeki, akıl, feruet. A ıearchinı la«* : Teceulls.
A ı-. tonıue : Uzun dil, çok söyliyea B*siness is loolılıls .. : İl dilzeliyor.
kiıme. Fair to la«* at: GUzel, ııörllnUtU sUzel.
As IGlıs aı (so luı u): Mademki. Good. looks : Gilzel yüzlWUk, meWıat.
Before .... : Çok seçmeden, yakında. ili loob : Çirkinlik.
Oendemen Of tlıe ı-. robe: Avukadar. lt's your own lo«* outl : Siz bilininlz!
in tlıe .... rua : Zamanla, mllddetince, Look alive! : Dikkat eti
ensoııuada, nilıayette. Loolı before you leap : iyi dilfiln sonra
IAlll - diatance : Uzun mesafeli, ııehir ha- ıirit.
rici (telefon v.s. mesafesı"); uzak aöİteren Loolı here! : Bana bak!
<ıözlllk). Loolı lively!: [Colloq.] Çabuk ol!
Laq dıte
: Uzat tarih. Look outl : Dikkat et!
IAılll dozen : On iç. Loolı sharpl : Davran! kımıldan!
To loolı lıhıe: Bedbaht görilıımelı.. Lo"!~ box : Atın ahırda serbest bulun·
To look dOWll • (apoa): Hakir ıörınelı.. dulu yer.
To look lor : Aramak, beklemek. 1 - ends: Yarım ·kalmış işler.
To loolı ,__. to : Beklemek, ummak. 1 - rein : Dizginleri aevwek, baslı.ısız.
To loolı .. : Uiramalı., lı.ıaa ziyaret etmek. ı- tongue : Çenesi gevıek, çok söyler.
To loolı ı.ao : Araştırmak, tahkik etmek, ı- tallı: : Bo.5 lif.
tetkik etmek; içini muayene etmek. On the ı-: [Si.] Zevke dalmış.
To loolı oa : Bakıp durınak, ııeyretmet; To brcalı. loon : ipini koparıp baııboş
baılı.ası ile aynı kitaptan okumak; aeyir- kalmak; hapishane v.s.'den kaçıp kurtul-
ci kalmalı.; oazarı dikkate almak. mak, hürriyetine kavuımalı..
To loolı one .. llıe face : Utuımıyaralı. To cast im: Çözmek, ayırmak.
veya cesaretle birinin ytızüne batmalı:. To cuı .lome: Münasebeti kesmek; kaç-
To look oııeaelf: İyi halde olmak. mak, kurtulmak; cümbüş etmek, ellen-
To loolı o.a: Sakınmalı., aöı.etmelı:; dik- mek.
kat etmek; bqını pencere v.ı.'den çıka To gel lome : Boşanmalı., kurtulmalı:.
rıp balı;malı.. To glve a • - : Apına geleni söylemek,
To loolı .a (.,): ~ak. filı.rindelı.ini meydana vurınak.
To loolı - : Tetkik etmek, muayene To hanıı • - : Sarkmak.
etmek, SÖZ pzdirmek, yoklamak. To let ı-: Salıvermek, çözüp koyver-
To 1oo1ı ıharp : Dikkat etmek. mek; [naut.] bando etmek. ·
To look dırolılb: İçine doifu bakmak; To play fası and • - : Hile ile davran-
derinliiini ıönnek; içindekini muayene mak, söz:il özü birbirine uymamak.
etmek. To set (turn) le>ose : Serbest bırakmalı.,
He loolıed me tlırouP and &rcJllllı : Be- başıboş salıvermek.
ni iyice tetkik etti, beni sllzdU.
1.0RD (55), n. el v.
To look to (•te) : Tedbirli olmak, ihti-
yatlı davranmak; söz hapsine almalı:; &li-
House of lordl : Lordlar Kamarası.
venmek. Lord bless me! : Aman Yarabbi!
The house loolııı to the sea : Ev deniz.e Lorü of rnisrule: Kumar, v.s. aı"bi oyun-
nazırdır. ları ve Yılbaşı eAlenceleri tertip ve İdllA'
To took ı. the face : Dik dik yUzllne balı. eden kimae.
malı:. Lvrdl Commissionen : Teftiş divanı ha·
To look •P : Aramak, bakmak; ziyaret !arı.
Our Leni : Rabbimiz, Efendimiz, Haz- He h.as lota of friends : Pek çok do$tları
reti İsa. var.
Our soven:ian Leni: Ha:ımetli kıralımız. LOVE (8), n. &. v.
The Lcınl knows how : Nasıl olduiunu A labour of loYe : Hatır için yapılan iş.
ancak Allah bilir. For ı- or money : Bu veya ıu vesi!'°
To lonl it over : Gururlu davranmak, ki- ile, herhanai bir sun:tle.
birlilik ıöstermek. For thc loYe of: Altına. hatırı için.
To lonl Ot'er : Hükmetmek. Give my loYe to-: Sevıilerimi söyleyiniz.
To !ive tike a lonl : Lord aibi lüks yaşa LoYe all : Kumanda (pala).
mak. Love apple : Domates.
LOSE (77z), v. L"We - beıotten : Gayrimeıru çocuk.
LoYe charm : Aşk husule aetln:n bUyll
To ı- one's grip on life : Yaşamak ar-
Lon for : Sevp.
zusunu kaybetmek.
To ı- orıe's bead: Heyecana kapılmak, 1 - letter : Aşk melttubo.
ıaşırmalt, çılıına dönmek. 1 - potion : Atk iksiri.
To ı- one's way: Yolunu kaybetmek. LoYe suit : Aşk ve aliılta aösterme.
To ı- oneself : Kendini kaybetmek, LoYe story : Atlt romanı.
kendinden ~elt. To fail in love wlClıı a ıirl : Bir kıza qık
To ı- one's temper: Kızmak. ol malt.
To 1- 011t : Kaybetmek. Not for IOYe or money : Hiçbir sun:tle.
To ı- siaht of somethinı: Görememek. To malte loYe : Kur yapmak, Dört etmek.
To ı- someone to other person: Bir Then: is no loYe tost between them : Bir-
kimseyi başkasına vermek zorunda kal- birlerini hiç sevmezler.
mak. To play for IOYe : Keyif için kazançsız
To ı- somethinı to someone: Birisi oynamak.
için bir ICY kaybetmek. LOW (67), a.
To ıc. touch with : Teması ılı.esmek. A low fellow : Fena (alçalt) adam.
To ı- around : Geri çeltilmelt, mevltiini ı- birth : Fakir sWiıleden olmaltlık.
kaybetmek. ı- - brow : Adi, tahsil gönnemiı, basit.
To ı- siaht of : Gözden kaybetmek; ı- - browed : Yassı alınlı, suratsız, ası~
unutmak. çehn:li.
To ı- the way : Yolu şaşırmak. ı- comedian : Soytarı.
LOSS (5), n. Low comedy : Soytarılık.
A deııd ıo. : Tam ziyan; her ICYi kay- Low down :,Namussuz.
betme. Low drcss : Dekolte elbise, omuzları ve
Al a ı- : Şaşırmış, apışıp kalmıı. ıöisU gösteren elbise.
1 am at a ı- to know how to do it : Low Dutch : Holanda Almancası.
Bunu nasıl yap~cajımı bilemiyorum. Low life : Pis hayat, iıdi halkın hayatı.
To bear a ı- : Ziyana tahammill etmek. Low - minded : Adi dUşUnUtlU, alçak fı
LOT (5), n. kirleri olan.
A bad (nice) lot: [Si.] Bir adamın fena Low - necked : Açık yakalı (elbise), de-
veya meşltllk vaziyeti. kolte.
To cast in one's lot with : Birinin mukad- L - - pn:ssure : Az tazyikli.
deratına ballanmak, birinin nasibini pay- Low n:lief : Hafif kabartma.
lapnalt. Low - ııpirited : Keder)J, sıkıntılı, 117.ıiliı.
To cast lota : Zar atarak veya başka su- Low tide : Cezir, inik deniz.
retle talihini denemek. To brinı low : Servet, makam veya sıh
To draw kıa .IC.Jrr'a çekmek. hatçe alçaltmak.
1 141
....
in ı- water: [Fi•. ] Zülllrt; sıhhat ' ' ' For luck: Ulur ,etinin diyw.
serveı dü•kiinil. in ladı : Talihli, flDll açık, bahtiyar.
To lıy lo" : Yatırmak, yıtıla dllPlnnek; Just my lllCll: Tam benim tıılibim veya
yıkınak, mahvetmek. ıalihıizliiim.
To lie ı-: Saklanmak; niyetini lizlemek, Out of lllCll : Talilıliz.
susup beklemek; çömelmek; dlltklln hale To try one'ı lllCll :- Şanlını denemek.
ainnek; hcllk olmak; [Si.] ıinıi sinsi Wone hldı: : Maalaef, ne yazık.
beklemek, fın1t kollamak. LUCKY (8 • 1), a.
To be laicl low: Öldürlllmek. LllClıy penny i Uturlu para.
l.OWER Lac:ky day : uıurlu .Un. memul aUn.
Lower boy : İlkokul talebesi. Lac:ky doa! : Talihli <tanalı) adam.
1 - . case: KUçllk harfler bası. To cut one'ı 1-'1 : Sıvıpnak, kaçmak.
Lower chamber (house): Avam Kama· LUMBER (8 ·il), n. el v.
rası. l.mıller mili : Kereste kesme yeri.
Lower deck: [Naut.] Tavlun. To ~ "1 (ııkılıl): Hantııl hantııl yll·
ı-w Empire : Son Roma (Bizans) lm- rilmek, aavnık &itmek.
paratorlutu. To ...... . , : Ulzumauz teylerle dol·
.__ IClıool : İlkokul •. durmak, nizamaızca yılaıak, enael .ol·
1 - world : · Arz, sakini oldulumuz mık: kereste temıek; ormanda alaç kes-
kilre; öllller dlbıyuı. mek.
LUCK (8), n. LUMP (8), n. el v.
As l9dı would have it : Ş.nsa ııöre, 11ns in ıhe lmap : Toptan, hep birden.
iıi. To have a lır.llp in one'ı throat : 'reeı·
Down on one'ı l9dı : Talihsiz, bahtsız. sürden bolıızı tıkanmak.
M
MA.CIDNE ("'111), n. Like .... : Deli aibi, çılaınca.
Knittins ıudılM : ör.O veya trikotaj To be . . . lfNr someone : Birini çılaın·
makinuı. ca sevmek.
M..,_ : Makina iııpatı.
c:ıonstruc:tion To be . . . wllı : Bir aeyden dolayı de·
MllClılıle
lubrication : Makina yajlaması. liye dönmek, deli aibl olmak.
~ • made : Makina 111. To nın . . . : Çıldırmık, delirmek.
~ shop: Makina atölyesi; IOmKı
MA.DE (21), ı. [p. t. of MA.U].
dllkUnı.
M..,_ tools : Kelici aletle maden veya Loosely lllllıle : Bol yıpılmı1, &eVtek örW-
milı (caket, v.ı.).
tahta kaen veya telillendiıen maklnalı
MUe dish : Tllrlil yemek.
torna veya pllnya v.1. makiııa aletleri,
imalit alederi. Made ground : Doldunılmuı toprak, ıuni
~ work: Matina 111. arazi.
Sewina _....: Dikit makinuı. Mıııh lllJ (ı penon) : Birisi tarafındın'yı
pılmı1. imal edilmiı.
MA.D (3), a. el n.
~ u • halter : Zırdeli. Thiı is . . . . "1 hinı: Bunu yıpan odur.
~ u a Man:h lıue : Mart kedili p"bi M8lle "1 hand : Elle yapılmlf (imal edil·
kıqın. mit), el iıi.
Hoppina _ . : [Si.] Çat kızmıt. tapllr- M8lle f• : ... için yapılmıı.
mlil. This buildina is . . . . fer the purpose of
[ 249 J
ıivinı shelter IO the poor : Bu bina fakir- M...-lle pole : Bir mıknatısın iki kut-
leri barındırmak için yapılm11tır. bundan biri, mıknatıs kutbu; mıknatısi
M... .. : ... 'da, .. .'de yıpılmı1. imal kutup.
edilmiı. Maıpelle sı:reen: Mıknatısi ibreyi mık
The ship is ..... ı. 1920 : Gemi 1920 natıs tesirinden muun kılan yumupk de-
de yapılmıttır. mirden yapılmıt levha.
Milde ol : .. .'dın, .. .'den yapılmıı; mey- Mapelle sıorın: Mıknatısi ibreye ihtizaz
dana aetirilnilı. veren arz mıknatısiyeti intiz.amsızlılı.
The constnıction is ...- ol iron : Yapı Mqııede telearaph: Mıknatıs kuvvetiyle
demirden mam6ldUr. işliyen telaraf.
Made wldı (an instnıment): ... atede ya- Mapelle variation: Pusula ltııesinin nıa
pılmıı. fınnehardan inhiraf derecesi.
This is· BUde wldı mıchine : Bu mıkina MAGNEmM (3 • 9 - iz), n.
i1idir. Animal ............ : ManyetimıL
Mlllle • . . : Yapmacık (mizaç, tuır, v.s.); MAii> (21), n.
uydurma, yalan; makiyajlı, ytlzü boyalı. MJılıl of ali work : Orta hizmetçisi, her qi
Milde to meıisure : Ismarlama yapılniq. ıören hizmetçi Udın.
Ready made : Hızır yıpılmıı. hazır (el- MJılıl of hoııour : Kırallçe veya prenses
bise, v.ı.). nedimesi; dOlilnde pline refakat eden
Well mate : Biçimli, iyi yapılı. ·kız.
MAGIC (3jl), ı., n. el v. Old ..W: Evlenmemiı yqlı kız.
Black n-.k : Sihirbazlık. MAiDEN (21), n. ela.
Mııslc lantern : Proiek•iyon, duv&r1' re- M..._ effort: hk tqeM!Os.
Malılea over: [Crici.] Oyunda sayı kay-
sim aksettiren fener, lantemmıjik.
Mm&IC mirror : Bakılınca gaipten haber dedilmiyen devir.
veren ayna. M..._ speech : Bir parlamento Azasının
Mııslc wand : Sihirli delııek. verdili ilk nutuk; aç11 nutku.
\\'hile ııuııık : Melekler vasıtasiyle yapı ~ voyap : İlk 1efer.
lan büyü, zaranız bOyll, hokkabazlık. MAiN (21), n. el a.
To - • ınto : ·euyWemet. in the ımlD : Bıtlıca, kısmı Azamı itiba-
MAGNE11C (3 • 2 • 1), L riyle, en çok ihtimale SÖR·
M....,.ck battery : Mikııatısi batarya, mil· M• chance : İlk fıraL
rekkep mıknatıs. With miaht and . . - : Var kuvvetiyle.
M.,..lle coı1: Mıknatıs bobini. M• dec:k: [Naat.] Palavra, bq ıu
Mlllllllk current: Mıknatıs cereyanı. verte.
Mııpedı: cunes : Mıknatıs kuvvetinin ci- Mm street : Soae. ana yol.
hetini a&teren mOıılwıiler. Mlllll yud: [Naut.] Mayıstra •reni.
M ..... deviation: Pusula. 11ıe .... clıaııce : SUsi menfaaL
M..-& equator : Pumla ilııesinin Kıı· To aplice the ...... brace: [Naat.] Ana
zey veya Gtlııeye meyletmedili mıknatısi pıruyayı dcıaafmat.
hattı illiva (ekvator). MAINTAIN (2·21), v.
Mapelle field : Mıknatısın tesir eUili To ............... : Kartı durmak.
saha. To ........... a family: Aile pçindirmek.
M...-ck fluid : Mıknatısi aeyyale. To ......... an opinion : Bir adamm le-
M..-11e iron: Mıknatısi demir oklidi. tlinde toaıqmat, fikrini desteklemek.
~ ııeedle : Pumla itııeai, mıkna· To ......... one'ı reputatloa : salıntlai
tıslı ibre. muhafaza etmek, adını boan-ak.
M..-lle aorth : Pusulanın ipret ettili To ........ that it İl eo: B6yledir diye
Kuzey ciheti. iddia etmek.
mııjar make
[ 250 l
M.UOR (21 - 9), n. el a. ıo mm a forced landinı : Mecburi iniş
MaJcır uis: C•atlt.] Bir mahrut mllk- yapmak (uçak veya pilot).
taıııda ihtirak noktalarından seçen mih- To ...a a fuss about : Telaşlanmak:
ver, büyük mihver. enditelenmek.
Malar domo : Vekilharç, kihya. To ..... a ao of: Geliştirmek.
MaJar offence : Büyük suç. To mııb a arcat to do about : Telaşlan
Malar preınise (term): [Loc,] Büyük te- mak.
rim, büyük öııerme. To mııb a halı : Mola vermek.
Mıılm' subject : Batlıca konu. To ..... a joke : Şaka etmek.
M8J• term: [Loc.] Mantıki delil mü- fo ..... a livinı : Geçimi temin etmek.
eyyidi. To ..... a mess : Altüst etmek.
M.UORrrY (9 - S - 1 - 1), n. To ımlıe a niıht of it : Sabaha kadar el-
Absolute maJorlty : Verilen rey yeltfınu lenmek.
nıın yarısıııdan fazlası.
To ıuıb a noıe : İşaret etmek.
To auılıe a queue : Kuyruk yapmak.
To ioin the ınalarltJ' : Çokluğa katılmak;
To ıulııe a risht - abouı face : Yüz çevir-
cu,..ı ölmek.
mek.
To reach one's mıdarllJ': 21 yaşına bas-
To ımlıe a row : Sıraya girmek.
mak.
To IMlıe a scenc : Mesele (ru.alel) çı
The ........,. : Ölüler.
t:ırmak.
MAKE (21), v. el D. To llllllıe a score : Sayı yapmak, puvan
On the ımlıe: [Si.] Dalavere, kazanç kazanmak; aol yapmak.
entrikası.
To ..... a show of : Gösıeriı yapmak.
To be on the ıMlııe: [Si.] Kendi kazancı To ..... ı stand on : Cephe almak.
pqiııde olmak; iyilepnot.
To ..... a start : Bir ite ballamak.
Is this your ewn ....., : Bu sizin mamfı To ...- a succcssful ao of IOlllethinı :
lltınız mı? Düun vermek, ba1&rılı tekle ııokmak.
To . . . . a book: At yarı'ı v.s.'de toplu To ...a a poinı : Bir pyeye eriwmek.
•ahis tutmak. bir adım ilerlemek, terfi etmek.
ro ım1ıe a breatfast : Kahvaltı yapmak. To ..... a point of: Eualı tutmak,
To . . - a choiee : Seçmek. ehemmiyet vermek; it edinmek; berhanıi
To ..... a clcan bre8ll of : İtiraf etmek, bir hususta titiz olmak.
içini bopltmak. To ..... ın c:ntry : içeri ıirmek.
To ..... a contributlon ıo : Hizmet et- To -ıı. ..._ : ... söre yapmak; kova-
mek; yararlıiı dokunmak. lamn. ·
To ..... a day of it : GllnünU atın yap- To ımlıe as if : Bahane bulmak.
mak. •To ıulıe a tempest in a tea - poh :
To . - . a declaratioD to : Biriılne llb [Prov.] Habbeyi kubbe yapmak.
eınıek. To ıulı.e aquaintanc:e : Tanıpnak.
'.l'o ..... a differencc·: Parketmek, fartı To ~ 8W11f : Acele etmek; yok etmek.
olmak. To _ . . __, wilh : Alıp a&ürmek; ba$-
To ..... a face : Suratını bufllllurmak; kasına devretmek, elden çıkarmak, israf
somurtmak. etmek: öldUnnek, yoketmek.
To ..... a f"ıaure : Rabm yumak. To ..... belleve : ikna etmek.
To ..... a f"ıne (pıod) appearaııc:e : Şık To ..... bold : CUret aöııtennet. eeaaret
lllribımek. etmek; eeaaretleaİlirmek.
To ..... a m: Atq yMmat. To . . . . dear: Açıklamü, izah etmek.
To ..... a fool of : Budala JViae koy- To ..... complainıs of : .. .'den pkAyet
mak. etmek.
To nııılıe cracb: Nilkte yapmak.
To malıa eyes • : Göz etmek, ııözle flört
[ 251 ]
To . . . .
rıpnak.
peıu:e
-
with : Sulh yapmak, ba-
Hail a•k : Altın veya ıümüte vunıJaıı Mmntqe artidea : Evlenmeden evvel ya-
ayar dampu. pılan mukavc1-me.
Hiah water mnll : Sıılann en çolı yllbel- ~ ilce- : Nillh lı.liaclı, evlenme
me haddini pıcren ipıet. cllzdanı.
F. 17
[ 258 ]
Mı.ate ıun : Tehlike veya matem İŞMeti Ma.ı.a link : [FiI"·] Bir talr.unı ikmal
olarak da.lr.ilr.ada bir atılan ıop. için islenilen ICY, eksik parça; [zool.]
~ band : Saat yelkovanı, dair.ika cins milııuebeti.
mUt'iri. 1be ......... : Harbde kayıp ukedei.
M-. mark : Dair.ika ipreti, derecenin There is a pqe - . . . . : Bir sahife ek-
allmlftl birini &österen ipret. siktir.
Mmate wheel : Saat yelkovanını hareket MISTAKE (l • 21), v. A n.
ettiren çarlr.. And no ıııWalıe : Şüphesiz, muhakkak.
MISCHD:F (l - l), n. Make no mılllMe : Şüphe etmt, yanılma.
Mlldllef maker : Kavp çıkaran, fitneci- MWııke for one : Hata.
lik eden. To be ~ I• : Yanılmak; benzetil-
To aeı into mllı:lılef : Yaramazlık et- mek, ba~a biri zannedilmek.
mek. To mllalıe I• : Kant11rmalr., ayırama
To lr.ecp ouı of nıı.lllef: Yaramazlıktan mak.
lr.açınr.1ak. MITl'EN (1 ), n.
To malr.e ıallclllef between : Aralarında To aet the mlttea : Terkedilmelr. <Atık).
fitne sokmak, ilı:i adamı birbirine dlllür· To &ive the mitten : Aııkını ıerketmet.
melr.. MIX (l), v.
The chiklren are up ıo mlldıld : Çoc:ult- Mh • up : Kırışıklık; anla1UJ1amazlıt.
lar yaramazlık yapmıya haz.ır, yaruııaz To . . . . . : Karmalr.arıtık olmak; [li&".]
lılr. dilşilnllyorlar. ıaplamalr., hayrete dlipnek.
MISRULE (1 • 77), n. To be mhe4I . , : Ambale olmak, zihni
Lord of mllrule: Yılbaşı oyun ve etlen· karışmak, pppllaımalr.; Jlipheli işlerde
. celerine nezaret eden kiıme. pannalı olmak.
MISS (1), n. A v. They do not mlıl well : Anlaşamıyorlar,
•A mim is as &ood u a mile• : [Prov.] uyu1UJ1ıyorlar.
Tehlilr.eyi atlatmak tehlikeye hiç manu: MIXED (1), a.
kalmamakla bıibavidir. Mhed bathin& : Kadın ve erir.eklerin bir
1 was sorry to ..._ yoa : Sizi &öremedi- arada banyo yapması.
iime ilzWdllm, yazıt ki sizinle bulup- Mlud doUblet: [Tn.] Her ilr.i tarafta
madım. birer kadınla birer erlelt olarak oynanı
1'11 111111 you very much : Sizi çok özliye- lan oyun, lr.arlfllt çiftler·
ceiim. Mlud fraction : C•atb.] Bir tam adet
To &ive a . . . : [Bili.] Kendi bilyesini ile bir keairden mllrekkep rakam.
emniyette bulundurmak için hedef olan Mhed aroup : Farklı sınıflardan mllte-
bilyeyi vurmamak. 1Cllil ırup.
To &ive a penon a ..._: [Si.] Kaçamak Mluıl marriaae : Farklı milletlere men-
vermek, &örünmemezlile aelmek. sup kimselerin birbiriyle evlenmesi.
To ıalll fire : Atet almamak. Mlud mathematicıı : Amelt ve nazari ma·
To . - _.: Atlamak, &örmemek.; &ide- tematik.
memet. kaçırmak. ilplenmemek, temas Mlud metapbor : Birbirine uymıyan is-
etmemek. tiarelerin bir araya aetiriJ.ınesi.
To - . . the opportunity : Fırsatı kaçır Mb-' train : Yolcu ve yllk vqonların
mak. dan mlltqeltlr..il tren, muhtelit katar.
To .._ the point: Meseleyi kavramamak. Mbed 1ehool : Kız ve erkek talebelerin
To . . . the ıtays: [Naut.] Ona edeme- bir arada bulundukları okul
mek, onasını dönememek. MOCK ('), v., n. A a.
To ..._ the train : Treni kaçırmak. Modı • heroic : Kahramanca iıir hareketi
MISSING (l - l ), a. taklit.
mollel
[ 2$9 )
Neither mon nor less : Ne fazla ne eksik; it is . . . absurd : Son derec:edc mana-
tam öyle, tam o bdar. sızdır.
Never - : Alla. MGll of il is ırue : Çoiu haldir.attır.
Nothinı - than : Yalnız, sadec:e. Mc.a people think so : Çokları böyle· dil·
One mon : Bir tane daha. şünüyorlar-
Orıce - : Bir daha. MOll of us : Çopmıız.
Somc ıaon : Biraz daha. Most men : Ekieri insanlar.
So much the - : Bahusus ki. MOlt likely : Pek muhtemel.
To be no mare : Vefat etmek. Moa interestinı : Gayet enteresan.
The mare you listen ıo ıbc music thc To malr.e the IDOlt of: Azami istifade et·
mare you like it : Müzili ne kadar din· mek, ehemmiyet vermek, büyütmek.
lerseni.ı o kadar seveniniz. 'İ'1ıe IMlt part : En büyük kısım.
The •arer he came thc - . his voice M0111ER (8 6 9), o.
was heard : Yaklqtılr.ı;a sesi daha fazla Modıer church : &:dadın mensup olduiu
duyuldu. kilise.
MORNING (.5.5 • I), n. Madler counıry : Ana yurt, vatan.
From ınwnhıs till niaht :. Sabahtan alr.13· Modıer eanh : &:dadın yatadılı toprak:
ma kadar. [lacııt.) yer, zemin.
Good IDGl1lllla: Günaydın. Modıer ıonıue : Anadil.
Monılna cali : Gündüz ziyareti, akşam ~·in - lıw : Kaynana, kayıovalide.
dan evvel olan ziyaret. Modıer liquor : İçindeki madde scrtle1ti·
Mondılc dress : Sabahlık elbise. rildiklen veya alındıktan sonra kalan
Mcınılııs aown : Sabahlık (kadınların). ·mayi.
in ıhe _ . . . . : Sabahleyin. Mcllıer love : Anı sevaiıi.
Mandlla prayer : Sabııh duası (namazı). Modıcr wiı : Tabii zeki.
M . . . . . star: Sabah (Zühre) yıldızı; te>- Molller • of • pearl : Sedef.
puzun sapına zincir ile bııiJıuımıı aillh. Modıer'ı son: [Colloq.J Ana evlidı:
Monıllıa waıch: [Naut.] Sabah vardi· yilit.
yası: saat dörtten sekize kadar olan var· Every mıııdıer'ı son : MUsıesnaıız her
diya. fert, her ana evlWı.
M...... performaıice : Matine, ıinema M0110N (67 lhn), o. A v.
veya tiyatronun aUndUz seansı. Anaular ....._ : Mail hareket.
MOllPllEUS (.5.5 - 19), n. in mada9: Hareket halinde.
in ıhe arms of 111.,._: Uykuda, uy- Lateral ...._: Yandan hareket.
ku halinde. Laws of ....... : Sir llaac Newton tara-
MOR'ICAGE (.5.5 - lj), n. fındın lr.qfedilen Uç hareket kanunu.
To pay off ı __...., : Bir ipoleli kur- M..._ bar: [E'nı.J Hareket kolunu
tarmak. kontrol eden yan demiri.
M088 (.5), n. Madom of the plıneıı : Seyyarelerin ha-
• A rollinı stone pthcn no - · : reketleri.
[ Prov.] Sabınız bir killllC 1ellmcte lr.a· Modm picture·: Sinema filmi.
vu1amaz, daima İl delittiren bir adamın Perpetuıl modom : Daimi hareket.
iki yak'lsı bir ıraya 1elmez. Reıroarade ınodoa : Geriye hareket:
M- • ırown : Yosun kaplı; eskimit. [astron.] doludan batıya hıırekeı.
M- ırooper: Haydut. To mıke a modoll : Bir meclise teklifte
MOST (67), a. lı. adv. bulunmak.
At ınCllt : Azami, en ziyade, olsa olsa~ To have a lllOllcıll : Aptes etmek.
For the mmt part : Umumiyetle, ekseri· To set (pul) in nıcıdam : Harekete setir·
yctlı:; başlıca. m:~:. iıletmek.
mo..-e
( 261
Whosc mOYe is it?: [Card) Kim oynu· To muddlc thnıaP: Rastaele muvaffak
yor? olmak, her ICYC ralmen ıemisini kurtar·
MOVING (77 • 1), a. mak.
M...ı.s day : Mesken deliıtirilen alin, MURDER (99 • 9). v. & n.
taıınma aUnü. .
The .....-, is out : Hakikat meydana
M...ı.a picture : Sinema.
çıktı.
MOYlma picture machine : Sinema maki· To manler a picce of music : Bir müzik
nası.
parçasını kötü çalmak.
MOYı.a platform: Müteharrik platform.
To m11r*r the Kina·s Enalish : lnpiz-
MOY... stairwııy : Müteharrik merdiYen.
ceyi kötü konuımak.
MUCH (8), a.
As _ . : Kadar, aynı miktarda. MUSJC (177zl), n.
How -.:la: Kaç, ne kadar? He brings his ın8* : Notasını beraber ae·
Not - ' ı [Si.) Elbette delil, pek öyle tiriyor.
delil. To face the muıılo : Hcrhanai biİ" naOO.
Mm of a ınuchneu : Tıpkısı, pek ayn11ı. 11yi Yeya aüc;llilü yılmadan kaflılamak.
Thus _ . : Bu kadar. To set to nııillk : Bestelemek.
Too madl : Pek çok. To set a poeın ıo ınallc : Bir ıiiri beste·
To maltı _ . of: izaz Ye ikram etmek; leırıek.
kıymet Ye ehemmiyet wrmek. MUSLiN (8z • 1), n.
To thinlt .._. of: Ehemmiyet vermek, A bit of ...... : [Si.] Genç kadın.
takdir etmek. MUST (8), v.
MUCK (8). n. & Y.
He mmıt havc ıonc : Gitmiş olacak.
Mact heap : Gübre yılını.
1 ınuat ask you to ao : Haydi artık aidln
Mlld rake: Gübre taralı; [lia-.J piı ICY·
bakalım .
. leri toplayıp bir ıraya aetimıe vuıtuı.
To llHldı ..._,: [Si.) Bqıbof punelt. it lllllll be done : Yapılmalıdır.
it mut be .so: Böyle olmalıdır.
To make ı ınact of: Tahribetmelt, harap
etmek, mahvetmek. · We llllllt see : Bakalım ne olacak; bekle·
MUCKER (8 • 9), n. meliyiz.
To come a -U..: Fena hale düımek, MUSTER (8. 9), Y. ıl D.
ye·~ dlipnelt. To lllUllDr in : Askere kaydetmek.
To ıo a _....: Milıtalrak olmak; itidal To ._.., oııt : Terhis etmek (asker);
haricine çıkmak. kovmak, tardetmek.
\IUD 18). n. To pass 111111fer: Matluba muvafık olmak,
Ckar as mud : Anlqılmaz Cwey). kabul olunmak, seçmek.
M• bath : ~aınur banyosu. MUTl'ON (8), n.
Mad volcano : Çamur fıılurtan yanar·
To come back (return) to our •'*- :
dal.
Stick ·in - the • mad: [Colloq.] herliye- Mevzuumuza (sadede) gelelim, bıraktılı·
mız mcvzııa aelince.
miyen kimse.
To throw _ . at : Birine çamur atmak, MYSE~F (41 • 21, pron.
birinin aleyhinde bulunmak Yeya iftira et· 1 don"t feci likc m1911f (1 anı not mJWll):
M•
mek. ·
slinaer : Çamur atan, iftiracı.
MUDDLE (8), Y. & n.
iyi delilim, keyfim yok.
1 m,.U aın doubtful : Ben bile filplıe
ediyorum.
M ..... headed : Senem, budala. 1 feel mJBtlf apin : Kendime pldim,
To ....ae • (alona): Çabalamak: ol· aklım bqıma pldi.
raımak, didinmek. You two and m,.elf: Siz ikiniz ve ben.
.. [ 263 ]
...
NAiL (21), a. el v. Famlly - : Soyadı, aile ismi.
As hant u _ . : Kuvvetli, sı!ıhatli, sa· Good - : İyi nanı, iyi töhret.
pasatlaın; çok lelt. He has a bad - : Kötil töhreli var,
A mi in one'ı coffin : Birinin ömrünü adı kötüye çıkmq.
kıultan ahval. in the - of : Namına, yerine; baıı
N• file: Tırnak törpUıU. için. haktı için, atltıaa.
Nd • heaclecl : Çivi Jıatlı, çivi baıına in ıhe - of God : Allah atltmı.
benzer." Maiden B.ae : Bir kadının evlenmeden
N• puller : Kerpeten, kıskaç. evvelki (kızlık) 10yid1.
On the ..a : Hemen, derhal; oracıkta; N . . . day : İsim sUall.
mevzuubabil olan. Not a pcnny to his - : Parasız. mele·
•One . . driva out anotber• : [Prov.] likslz.
Çivi çiviyi söker. - plale : Tabeli.
Riaht as . . . : [Colloq.] Dürüst, çok N-e your price : lstediliniz fialı söyle-
namuslu. yin, ne isterseniz verecejim.
To drive the • • home : Çiviyi iyK:e çak· 1 know him by - : Onu ismen tanı
mak; [li&".] iddiayı ispat etmek. yorum.
To fiaht tooth ancl .a: Ceqi cenk kav· i n - = lamen.
ıa etmek, diı dlte plmek. Of tbe - of : İsminde, ismiyle, na·
. To hit the riıht ..O on tlıe head : Bir me- mında.
selenin hakikatına temas etmek; iıin en Propcr - : ismi has, öul ad.
dojrusunu yapmak. To cali ..... : KUfrcımek, sövüp ııııy
To aall to the counter (bam • door) : Te1- mak.
hir etmek; veledi zina diye damplaınak. To ıive it a - : tsıenildili ~in ismini
To un ap : Çiviliyerek kapatmak; çiviye , söylemek.
asmak.
To be nıımed after : ... ismi konulmak,
To ...U a lie down to the counter : Ya-
... adı ile anılmak.
lancılıjını ispat etmek, hakiltatı meydana
To aame ıhe day: [Colloq.] Evlenme
çıkarmak.
ııırihini tayin etmek (kadın için).
To ..U a man down to his promise : Sö-
To lake ;ı 88llle in vain : Hürmetsizlikle
zünde durması için bir adamı zorlamak,
muamele etmek.
sözünde durmıya icbar etmek.
NAP (3), n.
To •R one's coloun to the mut : Boyun
elmiyecelini söylemek, yılmamak, sebat Cat nap: Çok kısa hafif uyku.
aösıennek. 1 cauıhı him upplaa : Onu pfil avla-
l"o pay on the nail : Derhal ödemek. dım, hazırlıksız tuttum.
NAKED (21 • I), a. To caıch aapplna : Gaflet içinde iken ya-
NMed eye : Çıplak göz (gözlüksüz). kalamak; hazırlıksız veya lüzumsuz yere
NMed truth : Sırf hakikat. tutmak.
Sıark ulred : Çırılçıplak, anadan dolma. To go nap: Beş kiiJdı birden oynama-
NAME (21), n. el v. sını teklif etmek (iskambilde).
Assumed (niclt) - : Lakap; takma ad. Togo mp on: [Si.] Kablelvuku bir hiui
By ume : İsmiyle, isminde. olmak; bir tcyin dotnı oldutıuıdan emin
Chrisıian - : Vaftiz adı, ıahsın asıl olmak.
'ismi, öz ad. To lake a up : Kestirmek (uyku).
--
NARROW (3 • 67), a.
[ 264 ]
[Prov.] lııaan kendi aile veya akrabala- Neııt ıo : Hemen; yanuıda(ki), lı.omıtı.
rını zemmetmez.. Neııt of kin : En yakın akraba.
1'"EVl'.ll (2 - 9), ldv. Naııt ıo ııollıina : Hiç meaabesinde, hiç
Nnw a oııe : Hiç kimae. bir teY·
Nnw ceuina : Hiç durmadım, bitip tü- Naııt monıh : Gelec:elı. ay.
kenmeden. Friday •ııt : Gelec:elı. Cuma. ·
Nnw eadhıa : Bitmez, tükenmez, ebedi. NICK (1), n . .t. v.
~ failhıı : $almaz. yanılmaz. in lhe ıılct of time : Tam zamanında"
N - mlnd : Zararı yok, aldırma, adam dalı.ilı.uı dalülı.uına.
tende. To ıılct a bone (hone's) taiJ : Alın lı.uy
Nanr IO : Milli aörillmemiı miktarda, rutunu dilı. tutmuı için lı.uyruk dibine
çok fazJa Climdl kullanılmaz). çeltik yapmalı..
Nnw IO pal : ömründe bu kadar bll- NIGRT (41), n.
yllt olmanıııtır; törlllmemlı derecede A dirty ...... : Fınınalı aece.
bllyllt. A ....... out : Zevlı. ile seçirilen bir aece:
Nner • ıo ·be - foraotıen : Alla unutul- bir hlı.ınetçinln iı.in ııec:esi.
mıyaeak. unutulmaz. Ali lhe livelonı lllPt : Sılı.ınlı ile seçen
Well 1 ....., : Şaftım kaldım! hayret! blltlln bir pce.
NEW (177), a. Al alaW : Geceleyin.
As aood u - : Yeni aibl. Ali ....., lonı : Bütün gc:c:e, sabaha ka-
New fndt : Taze meyva. dar.
New year'ı day : YıJbatı. By .ıpt : Geceleyin, lı.aranlılı.la.
New woınan : Yeni 7.Blllan tadını, içti- Day and mlsM : Gec:e gündllı., hiç dur-
mai, idari ve siyui illerde ertelı.le mllla- madan.
vaı iddia eden kadın, modem kldın. Every ..... : Her alı.tam.
New fanalecİ : Yeni çıkma, yeni moda. Good aıpt: Hayırlı (iyi) pc:eler.
New ııtyle : Yeni usul. Last ıılalll : Dün gec:e.
N- colııed: Yeni çılı.m11. yeni icadedil- Nıpt watchman : Gec:e bekçisi.
mif. Nıpt editcr : Gec:e çalıtan ıaute tahrir
Naw - creale : Yeniden icadetmek. mlldllrll.
N.,, • f.alJen : Yeni yaJmıt- Nilllıl ıuditor: Otel, v.s. ıibl bir mllesse-
~ - ınade : Yeni yapılm11. senin ,ec:e mlldllrll.
The N- World : Amerika. NIPI latc:h : Geceye mahsUI tapı tilldi.
NEM (177ı.), n. Nlalıt letter : Gec:eleri uc:uz fiatıa aönde-
Oood Mws: Hıvldiı (billıa- iyi), mlljde. rilen ıelaraf.
NBWI qenı : Gaı.etıe bayii. Nlalıt sc:hool: Gündüzleri çalıpıı ltçilere
Nawm venckr : Oaııeteci, pz.eıe satan. mahsus ~ olı.ulu.
'to break lhe - : UIUI ile söylemek. Nıpt !ilıift : Gec:e.
WUt - 1 : Ne var ne yolı., ne haber? Nıpt vision : Gec:e ıörülen hayalet; ta-
NDT (2), ı., ldv . .t. prep. ranlılı.ta ıörme hassası.
Nnt but oııe : Hemen llncelı.i, bir evvelki. •Nlalıtl are preananl• : [Prov.] Oeceler
Neııt bat : ilı.inc:i selen en iyisi, ilı.lnci ve &ebedir.
en ili. To makc a lllıllıl of il : Ejlenc:eli bir aec:e
Naııt door : Yanuıdali evde, bititik evde; aeçirmelı..
yınıbqında; tapı kompuu. The other mlsM : Geçen ııec;e.
Nua, pleaae : Lillfen ııiıdeıı IOIU'aki tel· NiNE (41 ), a. ııl n.
Iİn; batta ne iltiyonwıuı.? Nm day'a wonder : Zunaııın mod&11 olup
The man •ııt ıloor lo you : Koınpıııuı. çabuk unutulan vaka, tahu veya l'Y·
olan adam. Nı.. fold : Dokuz misli.
•ip
To oomc to ......... : Botıı çıkmak, bir Public uiluce : Umumun rahatını bo-
netice vermemek. zan ICY·
To make . . . . . ol : Anlıyamamak, kav- :
What a ..-.-ı Bellya çattık!
rıyamamak; ehemmiyet vermemek. NUMBER (8 - 9). n• .t. v.
To whilper sofi ........ : Manasız tatlı A ...alMr of : Birtakım, birbç.
söZler fısıldamak. Back - - : Bir mecmuanın eski sayı
larından biri; fikir v.s. bakımından çok
NOTICE (67 - hl, v. .t n.
ııeri adam'
Nadct board : itin tahtası. Beyond ._.., : Sayısız. sayıya plınez.
Short llOflce : Az mllhlet. Fractional ........ : Kesir.
To aive a servant ..clee : Bir hizmetçiye He is not of our ...._: Biz.den dei;il.
yol vermek.
To aive _._ : ihtar etmek; i1ten çıka
His opposite ••lıer : Mukabil tarafta
aynı mevkii i11al eden kiıme.
c:ıtını önceden haber vermek.
lmaıinary •••Nr : Cebirde kullandan
To take taive) no lladc:e of: Ehemmiyet fakat aslı olmıyan rakam( menfi adedin
vermemek, aldırmamak, nuarı itibare murabba cezri ıibi).
almamak. lrrational _ . _ : Muayyen nıtamlarla
To lake ..clee of : Ehemmiyet vermek. ifade olunamıyan adet.
To ııerve llodel : ihtar etmek, teblil et- N-w one: [Colloq.] Birinci.
mel, l1ln etmek. N....._ plaıe : Pllka.
To take -*ıe ı Parkına varmak, farkeı Rational ....._: Muayyen rakamlarla
melı. ifade olunabilen adet.
Till furtber -*ıe : ikinci bir habere ta~
dar, yeni ihbara tadar. Without -•ar :
Wholc ••Mr: Tım adet.
Sayısız, sayıyı plmeı,
-=
l\OUN (47). n. hesapeız.
c.ollective - [Grmm.) Topluluk ilmi. NUR8E (99), n. .t v.
Common [Gram..J Cini isim. Dry . . - : Mürebbiye; dadı.
Proper - : [Gram.) Hu (öw.el) lalın. N..... father : Mlnevi baba.
NOW (47), adv., oonj • .t a. To •rw ı busiııess : Bir i~ çok ihtimam
Before - : Bundan ilnc:e. ve dikkat a&ıcrmek.
But (jlllt) - : Demincek, hemen timdi. To nne Nelı ·to health : Yeniden ııh
By - : Şimdiye kadar. hıt kazandırmak, iyileşlirmek.
How - 1 : Bu ne demet, bu nud ICY? !liUT (8), n. .t v.
N- and tlıen (apiıı) : Aralın, bazan. A touah a.t : [Si.) Sabit fikirli bir adam.
N- tlıen : Su halde, öyle ise. A hani mt to c:nck : Halli mllflı:ül mese-
N- ibis, now that : Bazan biri, bazan le, mütkül diva, çetin ı:cviz.
ötekisi, bir bu bir o. He can't do iı for • • : [Si.] En mllaait
N- or never: Ya limdi ya hiç. 11rtlarla bile yapmıya muvaffak olımaı.
Till •w : Şil'ldiye kadar. it is••la to me : Çok h4>1umı aidiyor.
Up ıo . . . : Su ana kadar. Nat brown : Fındık veya kestane renain-
NOWllERE (47 -19), adV. de.
Nowlıen near : Hiçbir civarda delil. N• coal : Ceviz. iriliiinde mıden kömürü.
To be (come) in ....tıen: [Colloq.] Ya- Off onc's _. : Kaçık, deli; sarhoş. .
rıı veya kumarda fena halde yenilmek. To be .... upon (on) : [Si.] Çok sev-
NUISANCE (177 • 9 • ı), n. . mek, divanesi olmak.
Don'ı be a .m.-eı: (Beni) rahatsız et- NUTSHELL (8 • 2), n.
me! in a ......ı : Birkaç sözle, kısaca.
N...._. taıı. : Çok ufak mcblillar halin- To lie (be) in a •Wiell : Çok basit olmak,
de toplandıiından dolayı sıkıcı olan verıi. pek toplu halde ifade edilmek.
l 270 1
o
OAK • Al'J'LE (67+3), n. On the _ . . . . Qf : Zamanındı; müna·
To sport one's Glıık • ııpple: [Univ.] Zi· sebeliyle.
yaretçileri kabul etmemek için odalarının On OCCllllm : Arasıra, fırsat düıtilkçe.
dış kapısını kapatmak. OCCUPY (.5kt7 • 41), v.
OAR (.5.5), n. To be ocmpled wlllıı : Bir teYle veya bir
To lie (re91) on one's - : Kürekleri ye· kimse ile meuul olmak.
rinde tutarak çekmemek; [lil'.] istirahat To - . , . oneself ı. : Ça111111ak, bir yerde
için durmak., bir milddeı dinlenmek; itin kapanıp çalıpak.
neticesinden memnun olarak iııen çekil· To -PY a land : Bir toprağı iıpl etmek.
mek. OD (.5), n.
To pull a ıood _. : iyi kürek çekmek. Oıl"s bodikins : Allah korku~u.
A man .eri means : :zengin adam. The cılf side : Uzak taraf.
OFF (.S); adv., prep. &: a. The fish is a bit cılf : [Si.] Balık taze de·
A week cılf : Bir haftalık izin; bir hafta lildir (biraz bozulmut).
sonra; hesapta bir hafta yanl!llık olması. Thc ps İl off : a.. blildi.
An cılf clay : Tatil gtlnü (mesai dııı). The man is cılf : Adam çıklırmıı.
An cılf sıreet : Sapa aokak. We are cılf now : Nihayet yola çıkrık.
Far cılf : Çok uzak. Well Cbadly) cılf : İyi (fena) vaziyette;
He is well cılf : Hali vakti yerinde, zen· uygun (fena) halli.
sindir. OFFENCE, OFFENSE (9 • 2 - ı), n.
lt's my cılf day today : Bualln tatil (izinli No on-: GUcenmeylniz, ayıp olmuın.
olduium) gtlnUm; bullbı fena gtlnllmdllr. To commit an""-: Kabahat ltlemek;
Just cılf the headland: [Naut.] Burun- sokakta apteı bozmak.
dan uzak delil. To give " " - : Bqkalarını ailcendir·
Oll and on : Bazan, 1ruıra. mek veya kızdınnıık.
on colour : Bozuk renkli; nİabiyeti fllp- To take cılfeMB : GUcenmek, darılmak.
heli, pek de iyi delil. Weapon of " " - : Tecavüz ıDAhları.
Off hand : aa.ı,eıe, emeksiz; fikir yor-
OFFENSIVE (9 - 2 - l), a. &: n.
madan.
Jt'ı cıll my handa : Benim elimden çık· An ......._ smell : Kötü bir koku, ra·
haısız eden bir loku.
mıttır ve artık ben maul delilim. tur·
tuklum. To take the cıllnllTe : HUcum etmek.
Five miles cılf : Bq mil uzakta. • OFFDt (.S - 9), v
on witb youl (Be cılfl) : Defol!, haydi ba· To . _ . battle : Muharebe açmak.
kalım!, çek ıırabanıl, git buradan! To cılrer for sale : Satılıp çıkarmak.
To come cılf : Açılmak, kuıtulmat. To cılfw resistance : Mukavemet etmek
To be cılf : Vu.pçmet. veya lllııtennek.
To be cılf in one'ı calcul~: Hesa· To cılfw tıo : Teklif etmek, takdiıı.ı etmek.
bında yanılmıı olmak. OFFlat (.S - Is), n.
To beat cılf tlıe attack : Hllcıunıu tama· Bookinı .....,. : Bilet ailesi; vapur v.s.
men pilskllrtmek. acentalıiı (Amerika'da •Tıckct cılllce•
To dedare the pme cılf : Oyunu tatil et- derler).
mek, devam ettirmemek. Good cılfk9I: Yardım.
To dine cıll bread and clıeeııe : Sadece Ofllııe bearer: Memur, hususi vazife ile
peynir ekmek yemek. muvazzaf olan ldmac.
To fall cılf : Bozulmat; prilemek, dilt- Ofllııe houn : Çalıpna uatleri.
mek. lnsuraııce cıllke: Siıort!l acentalıtı.
To go cılf : Gitmek; ölmek. Military cılllce : Askerlik tubesi.
To kili cılf ali enemies : Düpnanların To perform the last olllces : Cenaze me-
hepsini öldürmek. rasimini icra etmek.
To lake cılf : Nefsini ayırmak, kaçınmak; Police cılllce : Karakol.
taklidetmelt. taklidini yapmak; [Aero.] The last omı:.. : Bir cenazeye okunan
kalkmak, havalanmak (uçak). dua.
To lake one's clothes cılf : Soyunmak. To give (takc) thc cılllce : ima etmek,
To show cılf : Gösterit yapmak. haber vermek; iprct almak, ima edilen
To lake oncself cılf: Bir yerden uzaklae- tekilde hareket etmek.
m~ . Throuah the good cılfk9I of : Birinin dc-
To put fllf : Tehir etmek, aecildrmek; lileliylc, birinin muaveneti sayesinde.
ihmal etmet. Treasury cılllce : Vezne dairesi.
oU on
[ ~72
P. il
Open
[ 274 1
Made to order : Sipariı üz.erine yapılmıı. 0.t of brcath : Nefesi kesilmil, soluk so-
On the order of : Kabllinde, tarzında. luiL
Order of tbe day : Günlük vazife; allnlllk O. of countenance: Uıanmıı.
vazife cetveli; [ I i c.] işlerin aiditi, itlerin Oul of danpr : Tehlikeyi atlatmıf.
intizamı; aüııün meselesi, ihtiyacı. Oul of date : Moduı pçmit; müruruza-
Out of onler : intizamsız; ııruız, karma- mana ujramıt; kullanılmaz bale plmİf.
karııık; sakat, bozuk; usule aykırı. Out of band : Elden ı;akarılmı" tamam·
Sıaııdinı onlen : Hllltmü devam eden lanm11; birdenbire, dolrudaıı dolruya;
emirler. kontrolü lmklnsız.
To cali to onler : Usule aöre açmak Out ot healtb : Rahallız, bula.
(toplantı). Ollt of it : Dahil delil. sarfı nazar edil-
To kecp order : Disiplini muhafaza et- miı; kaybolmut; hatalı, yanıltıcı.
mek. Oat of one'ı lıad : ÇıJaın.
To take an onler : Emir almak; sipariı ODI of one'ı time : Çıraklık devresini bi-
almak. tirmif.
To take orden : Papaz "olmak. Ollt of order : Yolsuz, bozuk; nizamsız
Till funher onlen : Bqlta emir lllinceye veya ııraaız.
kadar. Out of patience : Sabrı tOltenmq.
To order : Siparime aöre, ımıarlama. Oıd of pocket : Sarfedilmi" cepten çık·
To order ııbaat : Oraya buraya k()ftur- mıt.
mak; [lic.] kabadayılık etmek, hllltmet- Oat of print: Mevcudu bitmiı (kitap).
mek. · Oul of queatioa : Mulıaktak, kati, şüp
To onler a retreat : Geri çekilmesini em· hesiz.
retmek. Oul ol. reach : El erilmez, uzat.
To onler away : Kovmak, &itmesini em- Oul of seuoıı : Mevsimsiz, yeniz.
retmek. Oul of siaht : Oözdeıı kayıp.
To order someone a.t of : Birini kovmak, Oul of sons : Rahatsız, keyifsiz; dar~ın.
dışarı çıkartmak. Ollt of spirits : Canı sıkılmıs. newesiz.
To onler dinner : Yemek ısmarlamak. To be at outs wlth: [Colloq.] Arı.ı açık
To onler up: Getirmesini emretmek. olmak.
[ 276 )
Knight (squire) of the pd : DaiJar ha· To make pııle : · Mahçup etmek; sinirlen-
kimi. dirmek.
parl
[ 278 ]
The pııle : [Hiıt.] İrlanda'da lnailiz hl- Paper hanıer : Duvar kiığıdını yapıştıran
kimiyetinin tanınmq oldutu tısım. kimse.
To srow , . : Renai atmak, saranııat, Paper mill : Kağıt fabrikası.
solınat. PAR (44), n.
Within the .... : Hudut dahDlnde. On a ,_ with : Müsavi, aynı ayarda veya
PAU. (SS), n. el v. derec:ede.
it ,.O. • me : Bana ıına veriyor, ıına PARADE (9-21), n.
geldi; bıktım artık. On .....- : Resmiseçit halinde.
PaD bearer : Cenaze meruimlnde tabu- To make a pıınıle of : Gösteriı yapmak.
tun yanı sıra aklen veya onu tqıyan PARALLEL (3 - 9- 2), a. it n.
kim•. Never panlleled : Epiz, emsalsiz.
PALM (44), n• .t v.
Panllel ol lllltate : Arz derec:esini ıös
Püa oil: [Colloq.] Rllpet, bahtil.
teren dairelerin biri, arz dairesi, paralel.
Nm Sunday : laa'nın Kudlbe muzaffer r...au.ı ruler : Muvazi cetveli.
olarak airiliniıı hltıruı olan Paskalyadan To draw a pıınıllel : Mukayeae etmek.
önc:eki Pazat.
Pıılm branch : Zafer allmetl olan hurma
· PARDON (44), n. it v.
1 beg your , . . . . c...ı. me): Affınw
dalı.
To bear (çarry off) the ,.1m : Zafu ka- rica ederim. affedersiniz.
PARE (29), v.
zanmak, plip olmak.
To yield tlııı ..... to : MalJGp olmak, To pue olf (aw&J): Yontmak; yavaı ya-
bqkasının üstllnlllltlnll kabul etmek..
va1 eksiltmek.
To have an itchlnı (llllın : Anaforcu ol- PARLIAMENT (44-9-9), n.
mak; para hırsı olmak. Act of ,.ılıımeıd: Meclis kararı.
To grease one's .... : Rllpet vermek. PAROLE (9 • 67), n.
To ,.._ fllf : Hile ile kabul ettirmek; On , . . . : Şeref ııözll üzerine (serbest
saklamak, pzlemek. bırakmak).
eşyanın renk v.s. vasıtalarla temin edilen Phymlaıl geography : Tabii cojrafya.
yakın veya uzak görünillll. PbY*al properties : Bir ci11nin renk ve-
in pcnpedln: Menazır ilmi usulünce. ya büyüklük v.s. aibi kimyevt dcilfildik-
Linear pe~ : See : LINEAJt. lere ballı olmıyan hususiyetleri.
Perspedhre glass : Dürbün. Pbydaıl aciences : Tabit ilimler.
PenpectlTe view: Mesafelere .nispetle l'llydcal ıuperiority : Bedeni kuvvet cihe-
görünüş, perspektif manzara. tinden Ustilnlilk.
PET (2), n. & a. PHYSIQUE (izi lk), n.
My pet : Sekerim, canım. A man of strona: pbrllqae : Kolay kolay
Pet aversion : En çok nefret edilen ICY hasta olmıyan adam.
veya kimse. A man of powerful plıYliqae : GliçlU kuv-
Pet name : Sevgiliye verilen hususi isim. vetli adam.
To be a ıreat pet : Çok sevgi uyandır PICK (1), n. el v.
mak. A bone to plı:l : Paylaşacak koı.
PETARD (2 - 44), n. 1 have a bone to plı:l wlda you : Sizinle
To hoist with one'ı own pemnl : Kıız.dıiı aörülecek hesabım (payla1&cak kozum)
var.
çulrura kendi dil$111ek, kendi bombası ile
Pldl-me -up: [Colloq.] Canlandırıcı
kendini uçurmak.
içki.
PETER (11 - 9), n. & v.
Pldl - up : Rastaele kimselerle oynanan
Blue peter: [.lfaut.] Hareket filfunuı.
(oyun); fahiae.
•To rob Peter to pay Pauı. : [Prov.]
To pick and choose : İIİedili sibi ııeç
Ali'nin küllbını Veli'ye, Veli'ninkini de
mek; kılı kırk yannalc.
Ali"ye vermek.
To plı:l at : Çimlenmek, yemlenmek;
To peter . t : Yavaş yavq bitmek veya
dırdır etmek.
ortadan kaybolmak, t11ılmak (aes).
To pkk olf : (Alaçtan) koparıp topla-
PHIL080PHY (1 - S - 9 - 1), n. mat; [li6.] Birer birer vurup dtlfllnnek
Experimental phlkılaflaJ : Ameli veya (tabanca ile).
tecrübi felsefe. To plı:l oa : Durmadan kusur bulup azar-
Moral phlmoplıy : Ahlilt ilmi. lamak, ulrapnalc, ııleyhinde bulunmak.
Mental pllDG9Qlllly : Zihnt felsefe. To plclı oaa : Seçmek, llf'a&ındaıı ~
Natura! ,..._,,.,. : Tabii bit.met ilmi. ııeçip almak, ayırmak; parlak renklerle
Speculative phl-.pby : Nazari felsefe. boyayıp aöı.e çarpar hale koymak; mlna-
PHRASE (21z), n. sını kavramak; ltul.ıt dolıunluiu ne çal-
Adjectival , . . _ ı [Gram.] Bir sıfat ifa- mak, notaJız pratik çalmak (piyano v.s.).
de eden ibare (llÖz). To plck one's way : Enplleri yenerek
Felicity of ,..._ : Tam yerinde söz aöy- kendine yol açmak.
leıne. To plı:l to pieces : Didik didik etmek;
in simple , . . _ : Sade sözlerle. çeki~tirmek.
( 284 ]
it ,_.: Çok fena yalınur yalıyor. ~ b.Jıe : Makin& kuvveti ile i1UJeD
it ncver nim but it , _ . : Hep bir ua· torna makmuı.
el& (bazan lyllitler buan da ablllkJer); . . . . of life and deaıh : telam wıya af
durur durur hepli birden IOlir. aalllılyd.
Lellen ,_. in : Pek çok a.ktup pllyor• hww cwer a penon : Birine llOklm p-
...... rain: MUtblı- 1&1ınur, -ıan.t çirebDme kuwetl, blrisıin ıı.rı.. lıW-
nlımcL ml,.t. .
•To ,_. cold water • • : [Pro... ] PIİ Pww pluıt : Elektrik untnlı, elektrik
mlt &I& IOiuk IU katmak.• fabrikalı.
To , _ aomelblııs ılowa a nt hole : Lll· Poww J11U1: [Priat.] Elektrikle i1UYen
zum1UZ yere harcamak, ..rrem.t. bukı makiııua; matörle ltllJm oeaılln•.
To ,_. ..._: Boplmak, inmek. Poww widı a penon : Birine alldJıtı lt-
To ,_. ılowa .... : Döklllmek, akmak. çirme kunetl; nllfu& edilme.
To ,_. oll • troubled wlllen : Bir lıeye Party in ..... : iktidar a.vkliılde bula-
canı takla lbnot. ııu putl.
To ,_. 11111 tlıo tea: Çayı budakma The put , . . . . : DOnyaııın 111 kanetll
koymak. memlekederl.
To ,_. la : İçeri pmıek, içeri dolmak. To come lnto ,_..: iktidar mevkbne
To ,_. wlllı : Fıpınnak, akmak. pçmek.
l'OVDITY (5 • 9 • 1), 11.
POftlt.f ııtrlcbn : Çok fakir, zarurete
To do a,...... of work : [Colloq.J KUl-
liyetli ıDiklarda it yapmak.
dllpnl!f. To niac to dıe IOdı ,..... : C•at.lı.]
To come to
mek.
'°""': Yobullup dllt- Onuncu lw-nete pkannat.
To hlYe the ,..... to: Muktedir olmak,
To plead "'""1 : Paruızlıiını öz6r sallhiyetl olmak.
paermet. Sleam ,...... : t.tlm kuvveti.
l'OWDBll (47 • 9), n. A, Y. Water ...... : Su kuvveti.
hwW ftult (borıı) : Barutluk, banıt PllACDC.U. (3 • I). a.
mahfuuı. Pndlaıl joU: El pkuı.
rinc m döküp itlemele hazırlamak; l'rtııllr'a mart : Kl&ap llslllne buılan na-
[Ilı.] tk:aml hızluıdırmak için .,.,a ur- tlriıı dampaa.
fetmek (devletçe). l'rlııllr'I pi (e) : Birbirine brılDUf mat·
PIUMROllB (1 - 67z), n. bu harfi.
The , . _ _ path : bvk ve ufa yolu. PIUN'l'ING (1 - 1), D.
....._ mııc:lılııe: Matbaa makiııuı.
PRINC& (1 - ı), n. ..-..ıır-a:Madlu.
..... Albert coal : Rediqot.
PIUVACY (1- 911) .. (41 - 91- 1), D.
l'ltılClll Colllort : Kadın hllkllmdanıı ko-
in ablolute ,m.,-: Tamamen mabrem
c:uı olan preu.
l'ltılClll of Wala : Britaııva ı.htı vlrillııe
olarak.
verilen llnvan. PIUVA.ft (41 - 1), a. 4 n.
Prlıılft imperial : İmparatorun ilk ollu. in , . . . . : HUlllli turelte, mahrem ola-
l'rt.c. of darkneu : Seytan, lblla. rak; hususi hayatta.
l'rtııla of ilan: Bq yalancı. ......_. talk : Mııhrem ltonupna.
Prlıılft of novelista : llomuıc:ılar kınlı. ......_. judpmeııt : Şallli kanaat.
...... of peace: Haueti ı... ........ parti : Edep yerleri .
l'ltılClll of thl blood : Kır.ı hanedanına ........ car: HUIUli otomobil.
memup ertet. PmMe ııı:hool
: HUIUSi okul.
l'ltılClll of the chan:h : Kardinal. Prtnı6e boudhıı - lıouııe
: Pansiyon.
l'ltılClll baent : Naip prem. Pmm door: HUlllli kapı.
Prlıılft royal : Hllltllmdarın en bllyllk PIUV A110N (41 - 211hn), D.
!>llu. Cold İl the ......... ol. heat : Soluk il·
Pı1Me Rupcıt'ı dropa : Armut ııffllııde caklılın ekslltllllndendlr.
cam ktlre. He suffen many jih ·' : Çok mahnı-
Unfair queııdoa: Münasebetsiz sual. To cry qults: Yeter artık demek, pes
QUICK (1), a., n. el adv. demek; yalvarmak.
A qulck mile : Hızlı ıidilen bir mil. To be qults :·Fit olmak, berabere kalmak,
As qulelı as 1 can : Elimden geldiği ka· haş:ıbaş olmak.
To beat (break) the nen : Rekoru kır· Red lattice : Eskiden meyhane alameti
mak; her ilde kendini yllkselr. aöstermek. olan kırmızı kafesli pencere.
red
[ 311 1
Reci lattice phrases : Meyhane dediko· To reel oat : Olta çubuAu makarasından
dusu. ipi koyvermek.
RH lead: [Jfin.] Sülüpn. REFERENCE (2 • 9 • s), n.
Red !eller day : Büyük yortu gü~ü; bir Cross r e f - : Aynı kitapta başka yere
insanın hayatındaki çok mühim gün. müracaat.
Red light district : Fahişeler mahallesi. in (with) reference to: Nazaran, .. .'e aö-.
Red man : Kızıl derili adam. re, münasebetiyle.
Reference Bible : Derkenarlı Kitabı Mu-
Red pepper: Kırmızı biber.
kaddes, tefsirli İncil.
Red rag :. Kırmızı rengin lıojazı kızdır
Refereııce for : Kefil, kefalet.
ması gibi öfkelendirici her şey.
Ref~reı:ee library: Tetkikat ıçın müra·
Red ribbon : İngiltere'de •Order of the caat olunan ve fakat kitap alıaanııyaa
Bath• denilen bir şövalye sınıfının nişanı. kütüphane.
Red sea : Kızıl deniz. Reference mark : Müracaat işareti.
Red snow : Alp dallarında ve Kuzey kut- To give referenees: Müracaat yerlerini
bunda görülen kızıl kar. · göstermek.
Rtd tape : Kırtasiyecilik. Without refereace to: Hesaba almıyarak.
Red threat : Kızıl tehlikesi. REFU.CI' ( 1 • 2), v.
Red with anger: Öfkeden yüzü kıpkır To reOect in: Aksetmek.
mızı kesilmiı. To reflect on (apon) : Kabahat bulmai.,
To draw a red herring across the track: kusurunu görmek; aksetmek.
Sadet harici münaka13ya girişerek işgal REFLEX (11·2), n. &. a.
etmek, mevzu dışına çıkmak. ReOeıı; action : Gayriihtiyari hareket.
To see red : Son derecede öfkelenmek, REFORM (1 • SS), v. &. n.
gözlerini kan bürümek, adam öldürecek Reform school: [U. S.] lslahhane, ahlak
kadar kızmak. okulu.
REDD (2), v. REFRACTING (1 • '3 • 1), a.
To redd ap : Hazırlamak, sıraya koy- Refrııctlııtı angle : Kırılma açısı.
mak. Refncdng telescope : Adeseli dürbün.
REDUCE (1·177s), v. REFRF.SHMENT (1 • 2 • 9), n.
To reduee something to : Düşürmek, in· Refreslımenl booth (stand) : Bllfe.
dirmek. Refreııhment car : llllfeli vagon.
To red11tt to : Azaltmak; azalmak, Refreshment room : Tren istasyonunda
REED (11), n. büfe.
A brokcn reed : Güvenilmez kimse veya REFUGE (2 • 177j), n.
şey.
City of refuge: [Bibi.] İstemiyerek ka·
REEF (11), n. til olan kimselerin iltica etmesine mahsus
To lake in a nef: [Naı.ıt.] Yelkeni bir olan Arzı Mukaddesteki altı IChlrden
kat camadana vurmak. biri.
REEL (11 ), n. &. v. House of refuge : Fakirler ve mekfınsız
Off the reel : Durmaksızın; çabuk ve ko· lara mahsu~ fakirhane.
lay. REGARD ( 1 • 44), n. &. v.
To reel mlOlll : Sarhoş gibi yürümek. As reprdl : Nazaran, hususunda; &öre.
To reel la (ap) : Olta çubutu makarası Give my repnls to: Selimımı söyle.
üzerine ipi sarmak; çıkrıkla balık tutmak. in (with) repnl to: Göre, nazaran; sebe·
To reel off: Makara v.s.'den ipliji çöz- biyle; ilgili, .. .'ya, .. .'ye ait.
mek: [eolloq.] pürüzsüzce anlatmak (hi- Out of repnl to : Hatırı için, .. .'e ria-
kiıye, v.s.). yeten.
[ 312 J
To reaHd • : Nazarı ile bakmak. To nİmaln close to: Yanında kalmak,
He Is reprded as a child : Ona çocuk uzaklaımamak.
naariyle bakılıyor. To remaılıa la : Kalmak •
Without ıwaft to : Bakmadan, ehemmi- To nllllllD la need: İhtiyaç içinde bulun-
yet vermeden. mak.
REGISTER 12jl - 9), n. it v. To remıılıl la ~ffice : iktidarda kalmak.
in ntılller: Tam ayarlı (baskı, klite, v.s.). To nmalıt la one'ı hand: Elinde bulun-
Parish nalster : Mahalle kaydı. mak .
.._..r of births : Dolum tlitlllil.
To nalster a letıer : Bir mektubu taah-
To remaa ot1 : Kalmak, bulunmak.
To remıılıl true to : ... "ya, .. .'ye sadık
hütlü olarak göndermek. kalmak.
...o .......... ıurprise : Hayret ifadesi gös- REMEMBER (1 - 2 - 9), v •
. ·,;nek. .......,... me to him: Benden ona sellm
REIN (21), n. it v. söyleyin.
To ıive reı. to : Diqinini salıvermek, To -miler ııbaat : Bir teY hatırlamak.
baııbot bırakmak. To remember oııeself : Dllıllnmek, dll-
To reı. la (.,) : Dizpnini çekip durdur- ıünceye dalmak; hatırlamak.
To go for a ıide : Gczmelc çıkmak (at To have a aood rtp&: Çok hakkı olmak,
ile). tamamiyle haklı olmak.
RIDING (41 - 1), n. Thiı won't be dlbt fcır me : Bu benim
Rldlng habit : Kadın için at elbisesi. için dolru olmıyacak (olmaz).
Rlcll111 hood : Kadın biniciye mahsus bal- To put (sel) to rlPtl : Dllzeltmek, inti-
lık. zama koymak.
Rldlaı master : Binicilik hocası. To rlPt the helm: [Naut.] Dilmeni vi-
Rlcllaıschool : Binicilik okulu. yaya koymak.
Rldlaa whip : Süvari (binici) kamçısı. RiNG (1), n. & v. [p. t. RANG,
RIG (1), n. & v. p.p. RUNG].
To run the rltl : Alaya almak, takılarak Rhıs fence : Geniı bir yerin etrafını çe-
kızdırmak. viren çit, v.s.
To ıia the market : Piyasayı oynatmak, Rlq fingcr: Nikah yUzülünün takıldılı
ihtikar yapmak. . sol elin üçünc:U parmajı.
To rltl up: Donatmak, teçhiz etmek. Rlac master : Sirk oyunları uıüdürU.
RIGHT (41), a., n., adv. & v. RIDs syııtem : Suyun depoya aetirilip ye-
niden kullanılmasını temin eden sistem.
Ali rlsbt: [Colloq.J Doiru, tamam, ku- Rbıs tailed : Renk -renk kuyruklu.
sursuz; evet, pekiila.
To rilıl • - : Perdeyi indir ipretini ver-
At npt anales : Amudi vaziyette, kaimi; mek (tiyatro).
birbirine amut. To rhıs false (true) : Parayı yere atıp ses
On the rlght side : Doiru tarafta dotru
çıkartarak iyi veya kalp oldulunu mua·
yüzünde.
yene etmek.
Rllbt! : Hakıısınız; dolrudur!
Rlglıt ııfter : Hemen, derhal.
To rlns lor (a servant) : Hizmetçiyi çalır·
mak; ... için zil çalmak.
·RIPt alona : Boyuna, bUtUn vakit.
To rbıg lıı : Makbul olmıyan bir kimseyi
Rllbt and left : Her tarafta; salda solda;
her iki el ile. veya -ICYi ustalıkla sokmak; münasebetsiz·
Rlsht anale: [Geom.] Dik açı. c:e airmek; çan sesiyle aetirmek.
Rllbt arm : Sat kolu (en iyi elemanı). To m.s ali: Telefonu kapatmak.
R!pt ascenaion: [Astron.] Asensyon, To rlal aat : Çan sesiyle yola çıkarmak;
hızlı hızlı çalmak; çmlamak, haykırmak.
metali.
Rlllıt away : Hemen, derhsl.
To rbıg the c:hanaea oa : Aynı ICYi tekrar
Rllht down : Tamamiyle, dosdotru. tekrar söylemek.
To rlns true : Dolru ıibi aelmek (ııöz,
Rıpt " - the beginninı : Ta baılanııç
tan beri. v.s.).
To rilıl ., : (Birine) telefon etmek; tele·
RIPt · hand man : En çok aUvenilen
kimse (bilhassa ilde), sal kolu. fon çalmak.
RIPt hand : Sal taraf; [lic.J bir adamın To ılııs wlllı : Çevirmek.
en iyi yardımcısı, sal kolu. · The town il rlılpd wlla mountains : Ka-
Rlslıt honourable : Asaletmeap.
saba dallarla çevrilmitılr.
RJpt - minded : Dolru dUıUnen, aklıse RIOT (419), n.
lim sahibi. Rlot Act: Şiddetli azar.
Rlalıt ııow : Hemen ıimdi, derhal. To read the rlot act: {Colloq.] GürUltU·
RIPI on enci: Bq llflllı. nün kailmeainl emntmek (ana, baba,
RIPt oh! ıfPt you are: [Colloq.] v.s.); ihtililcilere k.aqı atq ııçnıadaa önce
Haklıımız, hillmız var. ihtarda bulunmak.
To pt to ~: Hakkını ihkak etmek, To run rlot : İfrata varıp kendini hiç zap-
iti düzeltmek. tetmemelt; bafıbot hlll"Oket etmek; ser·
rtp
ı 316 l
beaı üreyip her yeri doldurmak (nebat); zin hesabınıza, tehlike meıuliyeti size ait.
[li6.] bolluk içinde büyümek. To run a rllk : Tehlikeye atılmak; ıchli
Race rlot: [U. S.. ] Irk düşmanlıiından keye düımek.
ileri gelen ayaklanma. To take the rtıık: Tehlikeyi aöz.c almak,
RIP (1), n. & v. katlanmak.
Leı thinas rlp: [Si.] Bırak ne olursa ol-
sun, koyuver aitsin.
To "* .. :
RIVER (1 - 9), n.
Tehlikeyi göze almak.
Rlp cord : Balonu çabuk indirmek için Rlnr bad : lmıak yatalı.
saz torbuını azıcık açmap mahsus ip. RIYer front : Irmak kenarı havalisi.
Rlp proof : Dikitleri ııökWmez. Rlnr &od : Irmak mabudu (ilihı).
To rlp aıd: [Colloq.] Birdenbire küfür Rlnr man : Irmak üstünde çalışan adam.
savurmak; a&zını bozmak. RITer raı : Irmak kenarında hırsızlık eden
To rlp flınılıllı : Yannak, kazmak. haydut; nehir haydudu.
To rlp ap : Koparmak, çekip almak, at- RITer road : Irmak boyunca aiden yol.
mık. RIVET (1 - 1), v.
RIPPLE (1), n. To m.t • : Takılı kalmak, perçinlenmek
A rlpfle of convenation : Dalsa İibi yük- · To rlYeC one's eyes on : Perçinlenmiı ıibi
selip alçalan konUllJIB ııeııi. gözlerini bir noktaya dikmek.
RI..... mark : Kaya, çamur veya kum ROAD (67), n.
üzerine suyun veya rtızaarın bıraktıiı iz. JUslı l'OlMI : Cadde, tose.
RISE (41z), n. & v. [p. t. ROSE, On ıhe l'Olld: Gezgin, seyyar, seyahat
p. p. RISEN]. eden.
Rlllııs gcneraıion : Yetip:n nesil. Out of my l'Olld!: Yolumdan çekil! Des-
:
To rlle ...-.ı Aleyhinde ayaklanmak. tur!
To rlle ınd fail wiıh : Yükselmek ve Rmd agcnt: [U. S.] Yol kesen eşkıya.
dlltmek. Road cart : iti tekerlekli binek arabası.
To rlle frem : Yükselmek. Rmd hoı : Bütün yolu iıaaJ eden toför
To rlle r.- the dead : Uruc etmek cisa). veya arabacı.
To rlle .. : ... halinde (p:klinde) yüks::l- Rmd hOUIC : Konak, menzil, han.
mek. RaM machine : Yolu düzeltme makinaıı.
To rlle to one's feet: Ayıp kalkmak. Rule of ıhe l'Olld : Karada arabaların ve
To rlle to oııe'ı memory : Hatırına gel- denizde gemilerin cihet deiiıtirme nizam-
mek. naınai.
To rlll to thc occuion : Fırsattan isti- 11ıc l'Olld:
Cadde, umumi yol.
fade etmek. To lake the l'Olld: Yola çıkmak.
To rlle ıowers of ırıument : Dedi-kodu To take ıo the l'Olld: Yola dlipnek; ser-
yaratmak. seri olmak, eşkıya olmak.
To &e ap : Kalkmak, yükselmek; peyda ROARING (55 - 1), a.
olmak, meydana çıkmak. . _ . . . applause : Ortalıiı çınlatıcı alltıı.
To mlı: far a rise : Zam istemek (maq). 11ıc ._... fortics : See : FORTY.
To be on thc rtse : Artmakta olmak, ylllt- ROAST (67), v. & n.
selmekıe olmak. To rule the l"OMI : Kumandayı eline al-
To aive rlle to : Sebebolmak, iraz etmek, mak, elebaşı olmak.
davcı etmek; ltalltınclınnak. ROBE (67), n.
To lake a rlle _. el (onc) : Şaka ile bi- Gendemen of thc ..... : Avukatlar.
risiııia zayıf ııoktuına temas ederek he- Ralıe of hoııour : K.aftaıı, hd'at.
yecanlandırmak. Ralıe de chambrc: ltobdöpmbr, ııablhlık.
Rl8lt (l), n. Av. R.._ of sıaıc: Hükllmdar, v.1.'nin ra-
At your "* ı Ziyan oldutu takdirde ıi- mi uzun cfbilCli.
The loııa ..... : Avukatlık.
ROBIN (S • 1), n.
[ 317 1
reachinı the
aörmeden
-
strcam• : [Prow-.] Denizi
paçaları sıvama!
RcıWa Goodfellow: (En6. mytlı.] Ya· He'ı rollllıc la wealtb : Servet (uıqiıılit)
ramaz peri, ev perisi. içeninde yüzüyor, çok ı.enaindir.
ROCK (S), n• .t. v. To rcıll Mel : Tekrar (tekerrür) etmek..
Bed rom : Temel olan kaya. To roll ap: Sıvamak (kolları).
Livina rom : An: kıınndaki tqkllredcn To reU • - : Aaalı dolra yuvarlan·
ayrılmamıı kaya kidcıi. mak, akniak.
On the rodııı : Kayaya çaıpını1. harap Rall top desk : Çubuklardan yapı1m11 ka·
olmuı; iflb ctmit. palı kıvrılarak açdıp kapanan yazıllane,
Rodt alum : Mi pp. Amerikan yazılıaneıi.
Rodt bottom : Kıyı tabakası; en lfllı To cali .the nıll : 1aım yoklaması yapmak.
(fiyat). To strikt off the nıllıı : Ehliyetli dlva
Rodt bound: Etrafı kayalık; ulqılmaz, vekillcri sicilinden çıkarmak.
•rifilmcz. . ROLLER. (67 • 9), n.
Rodt candy : Atide tek.eri. RoDer beariııas : C• eelı.] Makaralı ya·
Rodt ıarden : Kayalık. yerde bulunan tak.
bahçe; dal çiçıek.lcri yotiftinııck. için bil· Roller skatinı : Tekerlekli nalınla patinaj.
hassa yapdan kayalık balıçe. Roller towel : Uçlan birbirine dik.ili ve
Rodt Eııalish : Bozult İnaiJizce, Cebclita· bir sırıta asılarak lr.ullanılan havlu.
rılr.'ta lr.onutulan maballl pve ile Urıııt ROLLING (67 • 1), n. .t. a.
İnaiJizce. A rollllıc stone : Hiç oturmıyan adam,.
Rodt of Aacs : Hazreti laa. itten ite saldıran adam.
Rodt oil : Gazyatı, petrol ıazı. Rollllll mili : Un deilnrıeni; hadde fab-
Rodt ribbed: Kayadİln ddıları olan; rilr.ası.
[li6.] çok. kuvvetli. Rolllıııs pin : Oklava.
The Roek: Cebclitant. Rolllaıs preu : Ütü makiııuı.
To rodt oa : Sanılmalt. Rotiııs stoclt : Bir ıimcndiferin vaıon·
To rodt wlllt lauahtcr : Kahkahadan kı· lan, lokomotifleri, yük arabaları, v.s.'nin
nlmak. hepsi birden, timcndifer takımı.
ROGER (Sj9), n. ROMAN (67 • 9), a. ol n.
Jolly repr: Konan bayratı. Rcmım canclle : Havan (çanak) maytabı.
ROGUE (67), n. R-• C..tholic: Katolik..
Rape elephant : Başıbof kalmıı 87.&ın R - Empire : Milattan 27 sene önce
fil.
Rape aallery : Sabıkaldarın resiml~rini
A...-. tarafından Dolu ve Batı ola·
rak ıkiye bölünen Roma İınparatorfalu.
havi ltolcltsiyon. • - letters : Utin harfleri.
Roa-'s march : Ahalinin pzabını veya R - llOIC : Romalı bumu, elrl burun,
cezayı davet etmiı bir kimse kovulurken ıaaa burun.
çalınan alaylı müzik. R - numerals : Romen rakamları.
Rop's yam : İııailtere donanmasında tul· ROMP (S), v.
tanılan halatların içine karııtınlan renkli To nımp .. : Kolayca kazanmak.
yün ipeli. ROOM (7), n.
ROLAND (67 • 9), n. Dinina - : Yemek odası.
A rolud for an oliver: Misli ile muka· Drawinı - : Misafir salonu.
bele. in the roma ol: Yerine, yerinde.
ROLL (67), v. &. n. it takea up much .._:Çok yer tutuyor.
Roll • call: Yoklama. No - for doubt : Şüpheye mahal yok.
•Do not nıll ap your trousers bcfore Sittinİ - : Oturma odaıı.
[ 318 1
Slate - : Bir saray, v.ı.'de reuni sa· olmıyan bir hata irkilip etmesi için fır·
lon; pıni 1ıam-1; yataklı vaıoııda sat vermek.
kompartıman. To know the .,._: [Si.] Bir iti iyi bil·
Toilet , . . . : Tuvalet odası. mek.
To &ive Oeave, make) . _ : BalkallU'llla •Two acroball cannot dance on the same
yer vermek için çekilmek, yer açmak. rape• : [Prov.] İki cambaz bir ipte oy-
To make - for : Birisi için yer aç· . namaz.
mat. ROSE (67z), n.
ROOST (77), n. .t v. Attar of - :-GUI yalı.
At - 1 : Uyumak üzere bir dala veya Bank's n. : Dikensiz aUI.
çubu&a konup ıinmiı (kutlar). Brier n.: Yaban alllü.
To nıle the rOGller: [Colloq.] Hlkim Cabbap . _ : Sadberk IUIÜ; Vln alllU.
olmak. Canine (doı) ..- : Yabani ıüt.
ROOT (77), n. .t v. Cluster - : Çardak alllü.
Damast nıu : Mor illi, Şam gülü.
Cube roat : Cezri mikip, küp kök, üçün·
Guelder ..- : Kartopu.
cU kuvvetten kök.
Monthly n. : Yediveren gül.
Root and branch : Dal ve budak, tama·
Moss rcıae: Yosun alllü.
miyle, hepsi.
Must ıue: Misk aUlil.
Root beer : Bazı köklerden çıkarılan al·
Provence , _ : Frenk lillU.
kolsilz bira.
Rock ...-: Uden.
Root gali : Bilhassa parazitlerin köklerde
• - coloured : GW renginde, pembe.
hasıl etti!i şişlik.
• - preserve : GUI reçeli.
Root leaf : Doin•ca kökten süren yaprak,
Rme quartz : Kızıl çakmak tqı.
kök filizi.
Squıre rocıt : Cezri murabba, karekök,
a- water : Gülsuyu.
ikinci kuvvetten kök.
a- window : Tekerlek teklinde ve
renkli camlarla sUalU pencere.
Tbe rocıt ol a word : Bir kelimenin mas-
Tea - : Çay ıUIU.
tarı.
•To do thinp under the rmt• : [Prov.]
To pluck up by the rooe. : Kökünden
S:ıman altından su yürütmek; gizli ıizli
sökmek.
iş yapmak.
To ıake rocıt : Kök salmak.
Under the rme : Sır olarak, aizlice, mah·
To root Ndı: to ııomethinı : Esasına var·
rem olarak.
mat (bir teYin).
ROUGR (8(), a . .t v.
To root aat (ap) : Kökünden sökmek;
in the rcıasb : Kaba hal~e. işlenmemiş.
izale etmek, yok etmek; atmık, çıkarmak.
RINllı and ready : Kaba fakat pyretli
To root ID: Kök salmak.
ve elinden iı gelir.
ROPE (67), n• .t v. · Rllllllı and tumble : intizamsız ve hııp·
Rope maker : ip yapan; ipçi. rıca.
Atatllrk'ün hitıruına tahsis edilmiı. it İl not .ıe to IO out alonc : Sokap yal-
nız çıkmak telılilteliclir.
SACRIFICE (3 - 1 - 41s), n.
it is in ..re: Emniyettedir.
He suc:c:eedod at the lllClllke of his
it is ..re to say that ... : ... demek yerin·
health : Sıhhati bahasına muvaffak oldu.
dedir (haklıdır).
To seli at a -ulee : Mecburen ziyanı
Sılfe and sound : Sal salim.
na satmak.
Safe conduct : Mürur tezkeresi, bilhassa
SAD (3), a. düşman memleketinde verilen seyahat
A lllllder and wiser man : Sukutu hayale tezkeresi veya himaye vesikuı.
utramıı ve akıllanmıı adam.
Sale deposit : Kıymetli eıya saklamap
W to say : Ne yazık. mahsu• emniyetli yer.
To grow (Jet) _.: Kederlenmek. lbfe - guard : Himaye, muhafaza vasıtası:
To make ad : Kederlendirmek. teminat, pranti; ihtiyat: korumak, himaye
SADDLE (3), n. ıl v. etmek; temin etmek.
in the addle: At llstünde; Cfi•.] İl ba- •fe keepiııa : Emniyetle koru(n)ma.
ıırıda. • To be on the .ıe side : Ne olur ne ol-
Pad •ddle : Palan. maz; ihtiyatlı davranmak.
Pack •dılle: Semer. To be •fa rr- : Emniyette olmak.
Saddle back : Balıksırtı, eyere benziyen SAFETY (21 - 1), n.
ipretleri olan bazı hayvan ve kuılara ve- Salety arch: Emniyet için yapılan kemer.
rilen İıd. s.rety bicycle : İki tekerlekli müsavi bü-
s.dılle - backed : Beli çökük. yüklükte biliklet.
s.wle bq: Heybe, hurç. Sdety belt : Emniyet kemeri.
SMdle cloth : Çaprak. Wety first : Her weyin baıı ihtiyat, ev·
Slııklle pil : Yalır (yara). veli emniyet.
s.wJe horse : Binek atı. Wety fint policy : ihtiyat politikuı.
s.ddle - slıaped : Eyer weklinde. Slıfety catch: Emniyet kanadı, susta.
Side •ılılle : Alafranıa kadm eyeri. Sdety pus : Kırılmaz cam.
W.W with : Yüklü. Wety cap : Maden kuyusunda hususi
To be in the •dılle: [Fig.] Diz.sinler emniyet cibazlan olan uamör.
elinde olmak. Safety lamp : Madenci llmbası, kömür
To keep the lddle : At üzerinde dura- ·madenlerinde kullanılan emniyet feneri.
bilmek. Wety lock : Emniyet kilidi.
To put the addle on the wronı horse : Slıfety match : Yalnız kutusuna sürterek
Bir teYi yanlıı yere birine atfetmek, yanan kibrit.
•yanlıı kapı çalmak•. Safety pin : Çenııelli ilne.
To addle with (a duty) : Yüklemek (va- Sarat)' razor : Jilet.
zifeyi). Wety valve : Emniyet supapı (valfı).
[ 324 J lllloon
bul'dan yelkenli ile bir ayda aidilir. St. Martin's ıumı:nCr: Sonbahar meltemi.
lı's ali plain (smooth) ..S : Bundan ötesi 8t. Monday : Amele tarafından tatil all-
kolaydır.
nil yapılan pıwırtesi.
SaH cloth: Yelken -bezi. Sf. Nicholas : N<İiil baba.
S.U suiı : Çocuk için bahriyeli. elbisesi. St. Peter's chair : Papllık tahtı.
Sın • trainlnı ship : Okul (tllim) aemisi. ~·ı ~~y : . Azizlerden birine ve bllhllll
To be abouı ıo ..U : [Naut.] Sefere çık· bır kılısenın namına izafe edildili azize
SA11N (3 - l), n.
-
s.aı. finish : Giimilı kablara tel fırça ile
Up to _ , . . : Nümuııesiııe uyaun. verilen cili.
SAM!ON (3 - 9), n. 8 6 paper : Cililı yazı kiılıdı veya du-
8-'ı pOlt: [Naut.] Anbar punteli; var lr.ilıdı.
balıkçı pmilerinde zıpkın halatının bai- Slılla ıtoııe : Bir ı;etit cililı alçı tqı.
laadıla en-. Slılla wood : Sara Hint atac:ı, ipek sarı
8ANcnJARY (3qk- 179- 1), ıı. muhtelif alaçlanlan yapdan ve aeten
Bini of w.1waJ : KUiiarın tonmduiu atacı adı verilen bir cinı tahta.
yer. SATISPACDON (3 - l - 3 - slın), n.
To take _ . . . , : İltica etmek, •ılın To slYe (someone) llMlııfatdu&: (Birini)
mak. ikna etmek; aevlndirmelr.; birine tarziye
SAND (3), n. et Y. vermek. ·
s..ıl - bq : Kum tortıuı, lr.um dolu uzun To make full •dııfatdu& (someone) : Bi-.
bir torba ile birinin batma vurmalr.; bir rinin :r.ıtr1rını tamamen tazmin ve telifi
yeri lr.um torbalar De muhafaza etmelr.. etmelr..
s..ıl batlı: Cam v.a.'yl kamet veya SATISPY (3 - l - 41), v.
hilr.lr.etmelr. için !berine ılddetle UfllrUlen 1 am _..... that ... : ... kanaatindeyim.
lr.um. Self • _.....: Kendini belenmi1-
. . . - haired : Sarımtırak kızıl saçlı. To adlfJ a c:ondilion: Bir prtı_yerine
s..ıl banlr.: Kumsal; ııllık; kayır. aetirmek.
s..ıl lot: [U.S.] Kumluk arazi• To adlfJ a lonıinı : Bir hasreti ılder
. _ . man : Çoculr.larm ı~erine kum mek.
aerpınelr.le uykularını aetirdili fa17.0lunan To ...W, the needır : İhtiyacı temin, tat·
peri. min etmek.
s..ıl paper : Zımpara lr.ilıdı; zampara SAUCE (SSı), n.
kilıdı ile cililamak. Hunaer İl tbe best - : En iyi ittah
s..ıl ıhoe : Uatilr. tabanlı bez ayakkabı. açıcı wey açlıktır.
s..ıl ıtoııe : Kumlu laf, kefeki tqı. None of your - : Yllzallzlilllln lüzu·
s..ıl aternı : Kum fırtınası; sam yeli. mu yolr..
To ..ı ., : Kmn doldurmak Oiman, s- boal : Salça lr.abı.
v.a.). What - : Ne yUzsllzlUlr., ne piıkinlik.
SANDWICH (3 - 1), n. et v. What'ı - for the aooae İl - for
Sı ..wldı man : Sırtıııcla ve aölaünde the gander : Birine yalr.11&n ötekine de
rclr.lim yaftaları dolqtıran ııclam. yakııır.
To ..ıwldı (IOlllClhiq) ı.tw.. otlıer SAUSAGE (S • ljJ, n.
thinp : (Bir weyl) ilr.i bqlr.a ICY arasına ...... meat : Suculr.luk domuz eti.
sılr.ııtırmak. 8 - balloİ>n : Sucuk halinde balon.
!IANGUINE (3111171), L S..... machine: Sucuk makinaaı.
He is ........ of auccess: Bqandan s....,. roll : Hamura batırılıp piıirilmiı
emindir. sucuk, sucuklu börelr..
8-plDe hopes : Çok ümitli. SAVE (21), v. et adv.
8-plDe temper: Hareketli, alq)i huy. God llllff the kinı (Queen), : Allah kıralı
SAPIENTIAL (2 l - 13 - llbl), a. (kıraliçeyi) korusun (İOIİliz milli martı).
Sıqıilıdlııl bookı : [Bibi.] Emsal, haki- S.e for : MU.tesna.
mane llÖZler; nasihat lr.itabı. This hu - - me much work : Bu itimi
SARDINE (44 -1), n. çok hafiftetti.
Packed lilr.e ....._ : Balık istifi. To - • one'ı fac:c : Ayıbını yUzllne vur-
Tinned ....... : S&nlalyı. mamak.
IR1Cllll'
[ 327 1
-=
S.. lep : Fırtınalı hıvıluda aUvertede A aood _ . . : İyi (maharedi) bir de· _
aezinebilme kabiliyeti. nizci.
S.. level : Deniz seviyesi. Able (·bodied) Bahriye oabq•ıı.
S.. mile : Deniz mili. Merchant - : (Tıcaret pmiıinde)
Sea nıomıcr : Deniz canavarı. ııemici.
Sea ooze : Deniz mili; sahillerde topla· SEA.MY (11 • 1), a.
nan ve ıübre yerine kullanılan deniz ça· S...., side : Elbisenin teni.
muru . 11ıe - . . . side of life : Hayatın fena
. . power : Deniz kuvveti; deniz kuvveti tanfı.
olan devlet. SEARCH (99),·n. ol v.
Sea purse : Köpek halılı aibi birkaç ba- A valn ..dl : Sop aiden uama.
lılın yumurtasının ııert kabulu. A IUldı reprd : Nüfuz eden nazar.
Sea puss : YUzUclller için çok tehlikeli A ..dl eıı:amination : Derin tetkik ve
olan su altı akıntısı. muayene; çok ııkı imtihan.
Sea room : Denizde pmiyi hareket ettir· in ..a of Ahmet: Alımed'i bulmak için,
mek için açık uba. Ahnıed'i anyuak, pefÜıde.
Sea rover : Konan veya kman pmisi. Riıht of ..-clı: (La•) (Bir evi, v.ı.)
S.. scout : Deniz izclıİ. arama hakkı
t mı
Suftll of ıhe heart: Vicdanını yoklama. To lake back ..a : Bir kenara çekilmek;
Surdı questions : İnceden inceye sual- ehemmiyetini kaybetmel.
ler. Two - - • : İki lti.\ilik.
Snrdı liıht : Iııldak, projektör. Sut capacity : Oturacak yerlerin mik-
To ıo in -ıı ol : Aramaya çıkmak. tarı.
To memdı high and low : Fellek fellek Seat of disease : Hastalık yeri veya mer-
aramak. kezi.
To - h fa. (something) : (Bir ICYİ) To ae.. oneself : OtlN"mak.
araıtırmak, aramak. Be ...., pleue : Lütfen oturunuz.
The leU'da far ıruth : Hakikatı bulmaja SECOND (2 - 9), a . .t v.
çalıpna.
Every IKaad day : OUn aım.
To .-dl Wo (somethinı) : (Bir ICYİ)
lt'ı a llCCIM - best : İsledilirniz ıibi de-
ıeıltilt eımet. lil, fakat olur.
To lnl'dl oat (al): Aramak; arattırmak. My mcomd suit : En iyi elbisemden sonra
SEASON (1 lı.), n. .t v. ıelen elbiııem.
A word in - : Yerinde bir IÖL SecoM advent: İsa'nın dilnyaya ikinci
in - : Mevsiminde, nibette; çalın defa plifi.
da; elveriali zamanda veya fınatta. Secod ballot: Bir intihap v.s.'de ikinci
in due - : Mllıwip bir umanda, defa rey alma.
ıınsma a6re. Seca.ıl clıamber : İki mertebeli bir eacll-
in and out of season : Olur olmaz zaman, mende mafevk kısmı.
vakitli vakitslı.. Sec..a childhood : İhtiyarlık çatı.
Out of - : Zamanı aeçmq. S.C.. class : lüııci derecede, ikinci
S . - ticltet : Vesait abonmanı, mevsim mevü.
karnesi.
S.... comiııa: See : s.c.ıl aıheat.
The dull (dtad, ofO - : Me'flimi
s.c..ıl COUIİll :Kur.en çıoculu.
olmadılı zaman.
s.c.ıl day : Pazarteli aGnU.
To lası for a - : Bir mevaimlik ömril
8ecaM - hand : Eden dllpnDf, kullaıııl
olmak.
m11-
To • - jllltice with men:y : Adaleti
s.c.ıl - hand dealer : Ealtlci.
merhametle telif etmek.
S.CC.I nature : Bir inııanm tabiat ola-
SEA't (11), n. Av.
cak derecede töklenmiı buyu.
, A car with four . . - (a car to ... four):
Seecı.ıl ıtriq : l1tinci aıaıf (oyuncu).
Dört tifilit otomobR.
Secomıl rate : ikinci talile, ikinci derece-
A good . . . (ona horse): (Atın 117.eriııde)
de, qaJı (mal); sililt, kötll.
iyi oturma.
Sinale ...a: Bir ltililik (uçak v.ı.). S.CC.d sighı : Hayal, aeçrniı zamana ait
To be on the anxious ...a : ÜzOntllde ol- veya uzak yerde bulunan bir ICYi ıörme
mak. kabiliyeti; ilerisini Jörme kabiliyeti; nil·
The hali with . . , 1000 : Salonda bin fuzunaı.ar, kesitin aöriltlll olmL
To - (somethilll) tlaraaalt : (Bir ICYİ) Seelııs that ... : ... 'e &öre, ... 'e bakarsa-
sonuna kadar ıötürmek, tuttu&wıu topar- nlL
[ 336 1
&ibi pUnllyor, pliba doktordur. Self • concious : Kendi halini çok dütil·
it - beat : En iyili fUdur. nen.
it - not: Böyle olmadıiı anlqılıyor. Self- c:oatained: MOmıik, kendi dUtUn-
it - to me thaı ... : Bana öyle pli· celerini bqtuına llSyleıniyen; kendine
yor ki ... hikim olan.
it - that he iı well : Galiba iyidir. Self • control : Kendini tutma.
There - ıo be aome diffıculty : Bu S.lf • created : Kendi kudreti ile vücuda
ilin içinde bazı ıUçlUkler var aılıi aörU· plmi1-
nü yor. Self - dec:ciı : Kendi kendini aldatma.
To - to : Yalandan yapmalı:; aöriln- Self - denial : Peraıat, mahviyet; kendini
mek, zannetmek, pbi plmek. tutma.
SEIZE (11), v. Self - dependent : Kendi nefsine aüvenen,
Selaeıt of : Hat ile tasarruf eden. başkuına muhtaç olmıyan.
To be . . . . with a deaire to do 8elf - deatruc:tion : Kendi kendini telef et·
somethinı : Bir ICIY yapmak arzusuna nıe, intihar.
kapılmak. Sell - deterınination : Kendi meslek veya
To be ..._. wlla fear : Korkuya kapıl· istikbalini tlyin etme.
mat. Sell - devoted : Kendi kendini vakf veya
To ..._ .. : Y.talamak. feda etmİI-
.., [ 337 1
Self distrust : Kendi kendine ıüvenıneyiı. Seti - renunciation : Ferapl, kendini feda
..
Seli - educated : Kendi kendini yetiıtir eıme.
To mow lbrousb : ... arkasından (arasın To slıut out : içeri bırakmamak; kapat-
dan) görünmek; sırıtmak. mak (ziya, manzara, v.s.).
To be lbowa ap; Foyası mey~ana çık To ıılıut oat a view : Bir manzarayı ka-
mak; telhir edilmek. patmak.
To lbow up: Telhir etmek; foyasını mey- To sbut to: Kapatmak (kapıyı, v.s.).
dana çıkarmak; (renk, v.s.) bdirmek; (im- To ııhat ap: Kapamak; hapsetmek;
tihanda) kopya vermek; bir yerde ıörlln [colloq.] susturmak; susmak; kapanmak.
mek, gelmek. He ought to be iılıut up : Toptaıına (Ba-
Whaı can 1 lhow you, •sir? : Ne istiyor- k ırköyüne) göndermeli.
sunuz, efendim? (dükkanda). To 8'ıut a house ap : Bir evi -kapayıp kul-
SHOWER (479), n. lanmamak.
Heavy llı°"er : Sajanak. To !hat up shop : Dükkanını kapatmak;
Shower - bath : Duş. işten vazgeçmek.
SHRED (2), v. & n. SHUTTLE (8), n.
Not a llıred of evidence : En kllçük bir Stmale cock: •Badminton• oyununda
delil yok. kullanılan ucu tüylü mantar bir oyuncak.
To tear to ıbredı : DoAramak, parça par- Shltle service : Gidiş geliş karşılıklı se-
ça etmek. fer.
SHUCK (8), v. Sbattle race : Mekik yarışı.
To ıılılldt off: Soymak (kabuk). Slnıale train : İki yakın istasyon arasında
SHUFn.E (8), v. & n. gidip gelen tren.
Double lhıılfle : Bir ayajını iki defa sll-
SHY (41), a.
rüyerek yapılan dans figürll.
To llıy lıt somethinı : Bir teYden llrkllp
To ~lıuffle off : Kaçınmak, omzundan
atlamak.
atmak (mesuliyet. v.s.): ölmek.
:ro fight llıy of somethiq : Bir teYdcn
To ıılıume away : Gizlice aşırmak.
kuşkulanmak.
To sbuffle up : Acele ve dikkatsiz iş ıör
To fiılıt llıy of a job : Bir itlen çekinmek.
mek, gizlemek için acele toplayıp kal-
dırmak.
SICK (1), a.
SHUT (8). v. 1 am ıılck of you! : Senden illillah!
Shut up! : Sus!. kes sesini! Slc:k - abed : Yataklık hasta.
Shut · down : <Fabrika,· v.s.'de) işi tatil Slck allowance : Hastalık tahsintı.
etme. Slck at heart : Meyus, muztarip.
Shut · in : Eve kapanmış hasta veya yaşlı Skk - bay : Bir gemide hastalara mahsus
(kimse). kamara.
Sldı - bed : Hasta yatajı.
To shut close : İyice kapatmak.
To ıılıut one"s cyes: Gözünü yummak. Slck - berth : See : Sldı lllıy.
To shut one"s eyes lo somethinıı: Bir şeye Slck to death : Ölesiye hasta.
göz yummak. To be ıılı:k : Hasta olmak; kusmak.
To shut one's fingcr in the door: Par- To be ıılck of somethiq : Bir teydcn tik-
mağını kapıya kıstırmak. sinmek, bıkmak, bezmek.
To shut dl'wn : Kapıyı indirip kapatmak; To be *"of life: Dünyaya klllmek.
bir fabrikayı Jtapatmak. To feel ıılck : Midesi ~anmak, kulBCajı
TÔ ııhut in : İçeri kapamak, kuşatmak; gelmek.
kapalı kalmak. SIDE (41), n. & v.
To llıut off : ·Kesmek; su, havap.zı, Badr. .... : Arka taraf.
\'.s.'yi kesmek; tec:ridetmek; uzaklapnak. By my .... : Yanımda.
To shut one's mouth: Susmak, sesini Near ilde : At ve arabanm aol lat'afı.
kesmek. On ilde : Oyunlarda hattın doiru tarafı.
[ 34-4 J
To •tde an ac:count : Bir hesabı tediye 'JEW (67), v.
etmek. To •w oa: Dikerek takmak, üzerine
To ..... an KCOUDt with IOllleoııe : Bi- dikmek, dikerek iliıtirmek.
riyle kozunu paylapııak. t"o be ıet1red •P : Dikilmiş olmak, ekli
To llale a penon'ı accouııt (to .tde olmak; [.rl.] afallamak, wal&lamak; sar-
. - ) : Birinin icabına bakmak, he-
sabını sörmck.
'*"
Tu -
olmak.
. . : Dikip kapatmak.
To ..ale a penon'ı cloubts: Birinin IÜP- SEWAGE (17 - lj), n.
hesinl aidermck. Sewmp disposal : uıım tenibatı.
To _ . . an annuily on a penon : Bir Sewııp famı : uıım pislikleri ile aüb-
adalna aenelik gelir sallamak. releme tertibatını havi çiftlik.
To .ale defınitely (once for all) : Kesip SEWING (67 • 1), a.
atmak. Sewhla circle : Dikiş dikmek için bir ara-
To .tde ılowm to : Sükl'ınet bulmak; du- ya toplanan kadınlar kulübü.
rulmak; bir yerde yerle:ırnek; oturmak; Sewlııs machine : Dikit makinası.
yeni bir muhite alıpııak; uslandırmak Sewlııs school : Terzi okulu.
veya uslanmak. Sewlııs silk : İbriıim.
To metde • : Yeni bir yere ıirip yerleş 8ewlııs woman : Dikişçi kadın.
mek; bastırmak (kıt. v.s.).
SEX (2), n.
To ..ala maııen with : Birisiyle meseleyi
Over ıeı:: Müfrit derecede cinsiyete düş·
halletmek.
kün.
To .tde • : Karar vermek; yerlepnek.
Seıı appeal : Cinsi cazibe.
To .cae one'ı hash: [Colloq.] Sustur-
Thc fair •ıı: Kadınlar, cinsi latif.
mak, ajzını kapatmak; pes dedirtmek.
The stemer •ıı : Erkekler.
To .cae •P: Hesap aörmck.
To .cae .,.. : Karar vermek;· seçmek; SHABBY (3 • 1), a.
(birine) ballamak; Uz.erine korunak. SUbb)' acnteel : Fakirlilinc ratmcn ze-
To .ede wfflı : Halletmek, uzlapnak, vahiri kunannata çalışan dlltklln kibar.
anlaşmak. SHADE (21), n. .t v.
SnTI.ED (2), a. A lhaılc bcttor : Biraz daha iyi.
Sease. in life : Ev bark ve İl ıüç sahibi; Ali lhades of ıhou&ht: Bütün farklı fi-
Ck ız) evlenml1- kirler.
With a _... job : 'Devamlı bir it sa- Green .pdlq into blue : Maviye çalan
hibi.
Social -1
SETn..EMENT (2 • 9), o.
i ... : Pubra mahallesinde
kunılan yardım yunlu.
8ETTLING (l - 1), a.
yeşil.
Lamp • ııluıdc : Abajur.
Slmıl• of me:ıninı : Anat, ince mlna
farkları.
Slı8ıles of diffcrencc : lncclilı.ler.
. . . . . day : Heaap sOnll. The ııluıdn of nisht : Karanlık .
RVEN (l - 9). a. To put somcone in thc **: Birini ııöl
S... cleadly sim: Yedi mlllılik nakisa rcdc bırakmak.
(kibir, 8Ç aözllllllt, tchvet. obmluk, hid- To ııluıdc lııto : Birbirine ainnek, birbiri-
det, ıı-t ve tembeDlk). ne karışmak.
~ doloars : Meryem Ana'nın hayatta To ** cıff: Fiatını az kırmak; hafif
aeçirdlll ,edi acı tecrlbe. bir deliıiklikle bir ı.evk veya mlnadan
S... lhocıter ~ Yedi kurpmlu tabanca, ba~kasına geçmek.
Sb.,,,..
SHOPPING (.5-1), n.
district : Ça111 ııemtl.
Slaopplııs list : Çartıdan alınacak ICYle-
Slıort - lived : Kısa ömürlü; seçici, çolı.
sürmeyen.
Slıort of : Noksan, eksik.
rin listesi. Sbort s:ıı : Küçük çatlak dalplı deniz.
To ıo lllapplııa : Ca11ıya (allfverite) çık Slıort - siahtcd : Basiretsiz, ihtiyatsız.
malı., dülı.lı.inları aczmck. 81ıort- tempered : Çabuk öfkelenir.
Window *°PPlııl : piilı.klnların vitrinle- Slıort waves : Kısa dalplar (radyo).
rine bakma, vitrinleri ııeyretmc.
The official waı 100 ıılıort in hiı accounts:
SHORE (.5.5), n. ol v.
in •on : Kıyıya (karıya) yakın.
Off ıılaoft: [Naut.] Sahilılen açılmış
Memurun yilz lira açılı çıktı.
To be a •ort of breath : Nefesi daral-
mak.
(ICmi). To be slıort of money : Parası olmamak
On llıare : Karada. (azalmalı.).
Slıore dinnor : Balık veya midye v.s. pbi We arc ıılıort of sugar : Şekerimiz azaldı.
deniz hayvanlarından ibaret yemek. To be in llıort supply : Kıtlıiına kıran
Slıore line : Sahil hattı. ıirmek.
To ao on llıore : Karaya inmek. To be taken llıart : (Abdesti) sıkışmak.
To llıore up : Desteklemek, dayaklamak. To come ıılıort : Eksik veya kısa aelmek;
SHORT (S~). a. eritememek.
A sllort drink: Viski, cin v.s. ıibi az mik- To cut (brinı. pull up) llıort: Kısa kes·
tarda içilen içki. mek (sözü). birden kesmek (söz veya
A ııbort ten miles : Pek on mil yok. yazı).
At ııbort notice : Hazırlık için az vakti To fail llıort of: ... 'e erişmemek, yet·
olan (acele emir. v.s.). memek.
Cuttinı it ııbort: VeUıasıl, nihayet. To fail llıort of the mark : istenilen de·
For ıılıort : Kısaltılmış (isim). receye erişmemek.
in .ııort : Velhasıl, IÖzün kısası, hulasa. To ıive llıort weiıht : Eksik tartmak.
it is nothi111 (little) ıılıort of madncss to To &<> llıort of something : Bir Şeyde~
do it : Bunu yapmak delilikten aşalı mahrum kalmak.
delil. To have a Mıort memory : Çabuk unut·
[ 3Sl l
mak, hifızası zayıf olmak. . _ . . yoıı 10 there: Oraya aidenniz.
Time ia rullllİJll ._.: Vakit FCikiyor; He ıılıCllılıl have anivecl by thia time :
pek az vakit kaldı. Şimdiye kadar lllmeliydl (lelınlli icabe-
11ıe loııa and . _ . of it : See : LONG. deıdl).
To make . _ . work of : Çabuk bitirmek •He ia very ~ fer what he did•
(İl. v.s.), belini bilkmck. . . . . . . . think IOI• : •Yaptılı ICYe çok
To run lllort : Klfi plıncmct. mlltessirdir.• •Elbette bir de mUteeair
To seli 9Cllt : Açıla satıl yapmak. olmıyacak mıydı?•
To stop 9Cllt : Birdenbire durmak. Thia . _ . . have bcen done yateıday :
We are runninı . _ . of coıı1 (our coıı1 ia Bu dün yapılmalıydı.
'l'UMİDI llaort) : KömllrllmUz azalıyor. •Will he be at dıe party?• •I .....
SHORTAGE (SS - lj), n. think so• : •Toplantıya plecek mi?o
Housinı ..._... : Mesken buhranı. •Zannoclerim, her halde•.
Labour shortqc : İKi kıtlılı. Why ıılıııı9Nıl't ıhe rlcle a bicycle? : Ni-
SHOT (S), n. [p. ı. of IHOOT]. çin bisiklete biD111C1in? Vanın bisiklete
binıin.
A ıood . . . : İyi nİplıCL
Whom ıılıCllılıl 1 meet but Mebınet? :
A lonı llıcıt : Mlllklll ile felCbbUa.
At a ııllot : Birden, dcrtıal. Kime raalaııam beleninin?, Mebmede.
At the first llıcıt : İlk qızda, ilk ham- You ..._.. ao there : Oraya aiı.niz iyi
lede. olur, aitmeliainiz.
He is a aood lllat : İyi avcıdır. SHOULDER (6'1 - 9), n. A v.
He acceptcd like a •ot : Derhal kabul An old head on youq ııll•Hın: Y..ına
etti. &öre tecrübeli.
He wou1d ac:ecpt like a llıcıt : O buna Broad mal•ın : Oenit omıızlar; Cliı. 1
dllnden hazır. mesuliyıet yükleme kabiliyeti.
Lilte a shot : Ok &ibi, birdenbire, bızlL . . . . _ to ......... : Omuz omuza:
Not by a lonı lllat : Hiç, katiyen. Cliı.J tam itbirllliyle,; aamlmt ittifakla.
Slıat ıo pieces : Tamamen bozul.mut. dar- His ıılımlden are broad: [Fiı.J O da-
madalın olmıq. yanıklıdır, o çok bldırır.
That was a bad lllatf : Hiç tutmadı; 1 let him have it 11raıatıı from the
amma yaptın bal ......... : Ona bütün kuvvetimle yum-
To have a lllat at sometbina: [Fiı.] Bir rulu yapııtınlım: [liı:J açtım atzımı
ICYİ bir kere tec:rllbe etmek, talihini de- yumdum aözllmll.
nemek. Square ._ltın : Kalkık omıızlu.
To be off like. a lllat : Ok ıibi fırlayıp Straipt from the ....._: Açıkça. dob-
ıitmek. ra dobra.
To mak! a ıood lllat at ııometbiq : Ba- To aive somcone the cold .._....: is-
ıarmıık için iyi bir tqebblls yapmak; bol tiskal etmek, ehemmiyet vermemek; -
atıp dolu tutmak. Auk muamele etmek.
To put the lllat : Gülle atmak. To have a head upon one's ~ :
Several •oaı were heard : Birkaç silih Zeki, akıllı olmak.
sesi iıitildi. To put one's lbmNer ıo the wheel : BU-
Withoııı firinı a llıot : Kurpın atmadan.
yük ıayret sarfetmek, pyret sarfederek
SHOULD (7~, auxiliary verb. yardım etmek.
[p. t. of SHALL]. To stand hand and moülen above the
As it ..._.. be : Haklı olarak, liyıkiyle. rest : B..kalarından kat kat UstUn ol-
Ali is as it llıoald be : Her ICY yolun-' mak.
dadır. To ......... oat: Dı1&rı atmak, kovmak.
[ 352 l
SlıGmlıler of mutton uil: [Naut.] lam- Slıow - bili : BUytlk harfli duvar illnı.
balı bat vekıç yelkeai. Sbow busiııe11 : Tiyalro Alemi.
To ......_ umı : C•il.] Tllfell omza Sllow - cue : Dllktln içinde camekln.
almak. llı9W - airlı : s.hne kızları (kabare,
To llıollMer (a rapoaaibility ete.) : Ca- v.s.'de).
rini almak (bir mauliyeıi, v.L). Sllow - pound : Serai ııalıuı.
SHOur (47), n. el v. Sllow - window : Vitrin cameklnı.
.S..... of applause : Siddtlli alkqlar. To ıive ııomeoııe a fair ıılıow: [Colloq.)
.._.. of lauıhıer: GUrOlıUIU kahkaha- Birine kendini ptennek için llyık ol-
lar. dutu fırulı vermel.
To .._. ...._: Batırarak bir hatibin se- To aive ıhe llıow away: [Col104.] Al-
sini lwtırmak. zından baklayı çdwmak; ihanet ederek
To .._. • : Birine yUzUne batırmak, ifp etmek; foyuını meydanı çıkarmak.
bqırarak tonupnak, haykırmak. To make a aood .._ : [Colloq.) Ken-
To lllollt 81 each oıher : Birbirine batır dini ıöstem.k; iyi bir lelir bırakmak.
mak. To 11ı- a bent : TemayUl ,ıımrmek,
To .._. _. somelhinı: ... diye batır ilpilenmek.
mak. To now a concern far : llailellmek, ilıı
To .._. ._. al IOl'llCOftl: Yankı ver- ııöstermek.
mek. yan~ılaınat. To . . _ a plac:e : Görmele deler mubte-
To .._. 10111COM ...._: Birini yuhala- tem bir ev v.1.
mak; baiırarak SUllUnnak. The .._ pııp11 of llıe ICbool : Mektebin
SllOVE (1), v.
To -.e -tbiııa Wo a drawer: Bir
ICYİ çekmeceye ııokmat.
örnek (en mllmtu) taıebeli.
Torun the .._: [Collot.] Bir İl idare
etmek; bir yerde hakiki patron olmak.
To ..... • : [Nıut.] Bir kayıtı IVara
To ıılıow fiaht : JCarp dımudan talim
etmek, semiden veya kıyıdan iterek açıl
olmamak.
ıut.
To . . _ one'ı cards (hand): [Cucl.J
To ..... oııe'ı wıy ....... : ite lu.kı
Kliıl oyununda elini a&termek; [li,..]
kendine yol açmak.
maklıııdını belli etmek.
To ........... - · • no1e: Burnunun .
To . . _ someoııe tlıe cloor : Birini klpı
dibine IOkmak.
dıprı etmek, kovmak.
SHOVEL (1), n. el v.
..._. - bat : Proıatan p1p:ızları tara- To . . _ illelf: O&ihımek, peyda olmak.
fından aiyilen 18PkL To ..._ orıe1elf : Kendini göstermek,
To -..ı in food : Atııtırarak yemek. ispatı vllcut etmek.
To llıoftl .n: Kürekle atmak, temiz- To . . _ - - to his room : Birini
leınek. odasına götUrmek.
On ıbc .... : [Si.] Faıla olarak, bundan To pl .on the 10ft .... of aomeoae : Bi-
bqka. rini zayıf tarafından yalıa•amık
Risht .W.: Yüz (kumq, v.s.). To clıome .W.. : Taraftar edinmek; bir
Se1111y .W. : Hayatın katı ve atlçlllkle oyunda teadi pu1İlilıe arbdq almak.
dolu tarafı. SIDEllEAL (41 • it• lf). L
Side - boıt: Yan loca (tiyatro) S........ clock: Yıldızlann hareketiııe
Slıle by .... : Yanyana. göre illeyen saat.
SSılenlıl day : Bir yddwn nıafmaehlr
8lıle - cır : Motosiklet yan arıbuı (se-
daireliııden ayrdıp onya tehar varmuı
peti).
Sille - lanıps : Otomobilin kllçllk llmba- müddeti.
..._. time : Yıldızlarm dh.lrl hareket·
lırı.
Side - liııe : nıı hat (demiryolu), bir fab- lerine Pire hesap edilen zaman.
Slderelıl year : Ollnep bir sabit yddız·
rika v.s. ud .istihsali haricinde yaptılı
dan iki kere aeçmeıi yılı.
19y; tili iı.
SIDLE (41), v.
Side - linc : Yandan ballanmıı ip; ııs.ıl
To ıılılle ..... : Yan yan ptmek.
meslekten ayrı meguliyet.
To alılle Df to IOllleOnı= : Birine IOkul·
8lıle of : Cepbeİi, tarafı.
mak.
8lıle - uıdd1e : Kadınların ata yan binıne
SIEGE (l lj), n.
siııe mahlul ,er.
To lay ..... to: Mubuan etmek.
8lıle - lhow : nn bir meale.
To nise a ..... : Muhasara eden dllpnaııı
Slıle- slip: Yan savurma (biliklet veya
çekilmele mecbur etmek; mubaaanyı
otomcıbll).
kaldınnak.
Side - ıtep : Yan basamak; yam aldan
adım; bir yana adım atmak;
veya mlııiden kaçmmak.
'* allçlllk
81Fr (1), v.
To lift the evidence : Şehadetin ~
.-inden hakikiaini yalanından ayıımat..
8lıle ıtrote: Yandan kulaç atmak (yüz-
To lift oııt : Kalburdan pçirip ayırmak.
mede). SIGH (41), D.
Side - tnıclt : Demlrycılunun yan yolu; bir To lillı I• (sometbiq) : Bir ICYin hu-
treni yan yola pçirınek; bir ili bir tarafa retiai çekmek, bir teY aözUııde tlltmel.
koymak, tehir etmek. SIGlrr (41), n.
Side - walk : Kaldırım. At (on) lillıt : Oörllr lllrmez.
8lıle - whisken : Favori.
At fint ..... : bit tlkülte.
Top .... : "Oat tarafı. His face was a lillldl : YllzUnU. aönneliy-
To ıplit one's ..._ : Olllmeden katılmak. dinl
fo take .W.. : Birinin tanfmı tutmak. 1 hate (can't bear) the ..... of him : Onu
To .... ..,... : Tarafını tutmak. gömıele tahammUI edemem.
He is oa our .... : O llizim taraftıa:ıdır in ıılPt : GörilDUrde.
(bizdendir). in tbe llllıt of : GözU öaUııde, llizUııde.
Tbe otiıer llıle of the picture : Madalyo- To come into ..... ı Oözllkmek; ortaya
nun ten tarafı. çıkıvermek.
11ıiı country'ı climate is on the cool To find fawur in -e·ı llllıt: Bi-
aWe : Bu memleketin iklimi sotula kaçar. rinin gözüne airmek.
These bools are on the heavy ilde : Bu To be in the lillıt ol : Görebilmek.
ayakkabılar blnz alırdır. To aeı a ..... of: Bir tere pmek.
To be on tbe wronı (.-ipt) .... of forty: To bave aood (bad) llllıt: Gözleri iyi
Kırk yqından yukarı (qalt) olmak. (fena) olmak.
You bave the law on your .... : Kanun To keep in llllıt (not to Jet out of oııe'ı
sizin tarafıaadadır. .ıpt) : Gözden kaçırmamak.
P. 23
[ 3S4 J
it ..... fOI' sore eycs : Bir içim su; uzun To "'8 • : . 'Memur v.s. ite batlarkeıı
zaman eörillmiyen bir dosta rudayınca defteri imzalamak; yazılmak.
söylenir. SIGNAL (1), a . .t. n.
fve quite IOlt ..... of bim : Ondan hiç 8lpııl • boıı (cabin) : Demiryolu ipret
haberim yok, onu &özden kaybettim. kulesi.
Lonı ııillll : Prezbitimı. Slamıl • cord : imdat if8reti (trende).
Out of llPt: Oörtınmez. ~ • station : (Gemilerde muhabere
•Out o>f llPr, out of miııd• : [Prov.] için Ahillerde kurulan) semafor veya tel-
Gör.den uzak olan aönlllden de ur.ak olur. siz iı&uyonu.
Out of my llalıll : Defol! SIGNIFY (l • 1 • 41), v.
To kııow MmıeODe by ..... : Birisiyle a6Z it does not ....., : Ehemmiyeti yok; za.
aıinalıiı olmak. rar yok.
To lose one'ı llPt: Kör olınü:. To liplfy to: Teblii etmek.
To IOle ..... of: Gör.den kaybetmek, What does it llplryT : Ne ehemmiyeti
unutmak. var?, ne çıkar?
To put out of ..... : Gizlemek. SiLENCE (41·9 • ı), n.
!lhort ..... : Miyopluk. Dead .._.: ÖIUm .UkQtu, tam lllkllt.
To take a llPt at the sun : Gllnql ra· •SU- aives consent• : [Prov.] SUkllt
aadetmet. ikrardan plir.
S1Pt • -ını : Manzara, 1eyredecek yer· To pus sometbina over in ..... : Bir
ler. feyİ ıilk6da pçiftiımek.
To 1D ..... • teeiııa : Seyredecek yerleri
SO.BNT (41 • 9), '
aönnele &itmek. . _ . letter : Oltu. .ıayan harf.
sıpı . ~ : Seyyah, turill. sa.. pUtııer : Bir i~ ..ı mur~eleliae ka·
Wlıat a "Pi you arel : Bu ne hali, bu ne rıpayan ortak.
kıyafeti
sa..t ııyatem : Mahpusların birbiriyle ko-
SIGR11NG (41 • 1), a. nutmuını yualt eden ulul .
....... • abot : Bir alil mllubalwında To lteep . . . . : Sumıat.
deneme atııı. iD.K (IJ, n.
The ........ of tlıil rille la an
wronı : Artificial • : Suni ipek.
Bu tllfelia ııiluılAhı bozuktur. Raw illa: Ham ipek.
SIGHnD (41 • 1), a. Sllı hat : Silindir fapb.
.Far· ....... : Uzalı aören, pru.blt; ba· • • mercer : İpekçi, ipekli kumq aatı
liredl. cıaı.
Oxidized ııilwer: Oksijen ile karartılmıı Dcadly lla : Ajır günah, affolunmaz aü·
ıümüş. nah.
SllYer bath : Fotojrafçıhkta filim veya for my . . : Haııai ıünahım içillle.
camlan hassaslaıtıracak ailınüş nitratı. Likc • : [S/.] Şiddetli, alabildijine.
Sllver • ıift : Altın yaldızlı ıümilş. More ...ecı aıainst than ıılıuıbıs : Kabı·
Sllver gray : Gümüş renai, gümüşi. liaı yalnız onun dejil.
Sil.er · haired : Beyaz saçlı. Monal llD: Allahın affetmiyeceji ıü·
Sllnr · headed : .Beyaz saçlı; gümüş. başlı nah, büyük aünah. •
(baston). Oriainal lln : (Hıristiyanlarca) insanların
Sllver plate : Gümii4 takımları. yaratılışında olan ıünah itleme temayü-
Sllver sand : Bahçecilikte kullanılan ince lü; fıtri ahliluızlık.
beyaz kum. Sla offerinı : GUnahların affı için yapı
Sllnr paper : OUmüş renıindc kiıjıt; gü- lan takdime.
müş nitratlı fotojraf kiıjıdı. Sin • sick : Günahlarından bezain (kimse).
Sllver print : Gümüş nitratlı klıjıda bası· To live in lla: Evli olmadan beraber ya-
lan resim. şamak, nikahsız olarak karı kora bayatı
Every ıılnıılc day : Tanrının günü. To ııbık money in an enterprise : Bir iıe
Not a sluııle one : Bir tek bile yok; hiç parasını bağlamak (yatırmak).
mi hiç. The patient is ıılalılna : Hasta fenalaşıyor
Slngle bed (bed room) : Bir kişilik yatak (ölmek li7.ere).
(oda). To slnk a well : Kuyu kazmak.
Slngle blessedness (life) : Bekarlık. To ııhık between : Arasına düşmek.
Shıale - breasted : Tek sıra düğmeli (ce- To slnk in (to) : İşlemek, nüfuz etmek;
ket). tesir etmek; göm(ül)mek; yığılıp kalmak,
Sllllle combaı : İki adam arasın"da mü- çökmek.
cadele. To shıJı on: Çökmek.
Sbıgle file : Birbiri arkasından dizilen SISTER (1 - 9), n.
sıra; tek sıra. Elder slııfer : Abla.
Sllıcle · foot : Binek atının bir çeşit rahat Half slllter : Anaları bir babaları ayrı ve·
yürüyüşü. ya babaları btr anaları ayrı kızkarcieı.
Slngle - handed : Tek başına, yapayalnız. Lay slııfer : Rahibe namzedi.
Slıılle - hearted : Samimi; dürüst. Siiter - in - law : Görümce; baldız; yenge,
Single - minded : Doiru fikirli; garazsız. elti.
Slıılle of heart : Samimiyet. Slııter of mercy (charity) : Fukara ve has-
Sbıale of purpose : Garazsızlık; teklik; talara bakan rahibe.
bir tek maksadı (gayesi) olma. Slster - ships : Aynı tipte gemiler.
Slpgle - seater : Tek kiıilik (uçak). Step ıılıar : Üvey luzkardeı.
Shı&le - screw : Tek uskurlu (gemi). SIT (1), v. [p. t. S~T, p. p. SAT].
Slııcle - stick : İsmm depeği, değnekler A ıılt - down strike : Kolları kavupurma
le oynanılan iırkrim kısa kaim depek. grevi. ,
Sftısle track:· Tek hatlı olan. To ıılt a horse well (':ıadly) : Ata iyi (fena)
The liııale state : Bekarlık. binmek:
To . . .e aut : Seçip bir tlllleSİDİ almak. To ıılt llt one's feet : Talebesi olmak, bi-
To m..ae out someone : Birçok kimse rinin ayalr.ları dibine oturup dersini din-
arasından birini seçip ayırmak. lemek.
SINISTER (1 • 1 - 9), n. ıl:. L To ıılt a the table : Sofraya oturmak.
A llıllııfıer desip: Kötü fikir; ıeametli To ıılt down : Oturmak; muhasaraya baş
plin. lamak; yerlqmek. ·
Bar .-wer: See: BAR. To ıılt d-. behind : Arka tarafta dur-
SINK (1), v. [p. t. SANK, p. p. SUNK]. mak.
Hore goes, 111* or swim! : Haydi baka- To İlt down to : Bir iş yapmak üzere
lım, ya batarız ya çıkarız!; ya herrü ya oturmak.
merril. Not to ıılt down under an insult : Bir ha-
He was left to ıılıık or. swim : Yilzilstü karetin altında kalmamak.
bırakıldı, kendi mukadderatına terkedildi. To ıılt dowll to table : Sufraya oturmak.
My spirits IUll : İçime kasvet çıöttll. To ıılt far a borougb, ete. : Bir ıehir
To ıılıılı: bJ' tbe bow (atem): [Naut.] Baı v.s.'nin mebusu olmak.
taraftan (kıçtan) batmak (lemi). To llt far an eıuımination : Bir imtihana
The building is ıılDlılıls: Bina çökllyor. girmek.
They mık their differences : İhtiliftarmı To llt in: Misafir sıfatiyle içtimada bu-
bertaraf ettiler. lunmak.
That ....... feeling : İnsanın içine çöken To ıılt in parliament: Parllmento izası
o korku, o baygınlık. olmak.
With ~ heart : Oittilr.çe kasvete da- To llt on : MUnakafaya 1iritmek;
larak; kalbi burkularak. [colloq.] ihanet etmek; [si.] ıııstur-
.ıt size
[ 35.7 1
mak, ağzını kapatmak; içtimada tetkik At one sitdng : Bir oturuşta; bir celsede.
etmek. Bcd sitdng : Hem yatak hem oturma
To sit on the fence : İki fikirde olmak, odası.
her iki tarafı iltizam etmek. He ate them ali at one slttlnc: Bir otu-
To ıılt OD the lid : Zorla ve tehlikeye ma- ruşta hepsini yedi.
ruz kal~rak isyanı bastırmak. ~lttlııa • box : Folluk.
To slt on the throne : Tahta oturmak; Sittlnc • room : Oturma odası.
kıra! olmak. The jury sentence~ him to death at one
To ıılt OD a committee, ete. : Bir komite slttilll : Jüri heyeti bir celsede onu idama
v.s.'ye dahil olmak. mahküm etti.
To slt OD someone: [Coiloq.] Birini ez- SITUATED (1 - 1721 -1), a.
mek; haddini bildtrmek. A ple:ısantly ııltuated house : Yeri çok hoş
To sit oneself down : Oturmak. bir ev.
To .ıt out: (Bir oyun v.s.'ye) iıtirak et- That is how J am sltuated : hte vaziyetim •
memek. budur.
To ııit out a dance with someone : Biri- SITUATION (1 - 1721shn). n.
siyle dans etmeyip konuşmak (bir dansta). Out of a ııituatlou : işsiz, boş gezen.
To ııit a lecture out : Bir dersi sabrede-
SIX (1), a. & n.
rek sonuna kadar dinlemek.
To .ıt over : [S/.] Sıkışıp başkasına da At sb.es and sevens : İntizamsız karma-
karışık.
yer vermek.
T-o lllt pretty: [Si.] Tuzu kuru olmak. Coach and sis : Altı atlı araba.
To slt l'OUlld : Etrafta oturmak. Double ııfııes : Düşeı.
To ıılt tight : Oturduju yere yapışıp kal- Everything is at ııhes and sevens : Her
ş~y karmakarışık.
mak; yılmadan devam etmek.
To slt under: Vekaletini ifa etmek; bir 1ı's slll of one and half a dozcn of the
profesörün dersini dinlemek. other : Ha o ha bu; ikisi de aynı şey: al
To llt up: Dotru oturmak; yatmış vazi- birini vur ötekine.
yetteyken kalkıp oturmak. Slll - fold : Altı katlı; altı misli.
To .U up importantly : Kurularak otur- Slll - footer : Altı kadem boyunda adam.
Slll pence : Altı peni, altı penilik.
mak.
Sili penny : Altı penilik.
To .ıt up !n bed: Yatakı, doirulup otur-
Sili shooter : Altı patlar taf?anca.
mak.
To slt up !ate : Geç vakte kadar (yatma- Sili worth : Altı penilik.
yıp) oturmak.
The ıılll of spades : İskambilde maça al-
tılısı.
To ıılt up for someone : Birini bekleyerek
yatmamak. SIX111 (1), a.
To ıılt ap to the table : İskemlesini ma- Slstlıı day : Cuma günü.
They are both of a ııln : Aynı (ölçüde) Keep your e)'c~ ııldDMtl : [Si.] Dikkat el;
boydadırlar. ayağını tetik al!
To take the ııl:re of somethinı : Bir ICYi Skin flint : Cimri.
ölçmek (ölçüsünü almak). Skbı • deep : Sathi, deriden öteye girme·
To .ı. up: [Colloq.] Bir adamın kabi- miş, yüzden.
liyetini takdir etmek, ölçmek; cüssesini Slıln game : Hileli oyun.
tasarlamak; tahmin etmek; deAerlendir- To keep one's cyes *buıed : Göz kulak
mek. olmak.
To ıılze someone up: Birini tartmak. To come orf with a whole ıılıbı (to save
SKATE (21), v. one's ııldn): Sal kurtulmak, postu kur-
To ııbfe OTer (1111) thin ice : Çetin ve leh· tarmak.
tikeli bir ilC ustalıkla te1Cbbüs etmek. Thick • llılDMd : Derisi kalın; duygusuz,
SKELETON (2 • 1), n. vurdumduymaz.
Family llıeletlllı (a llıeletGll in the Thin • ııııldmed : Derisi ince; hauaı, duy-
cupboard) : Bir ailenin utanılacak veya gulu, alınpn.
keder verici sırrı. To have a ..... : [Si.] Kafayı iyice çek·
SlıeletOll at the feast : Keyfi kaçıran ICY. mek.
Slıeletlllı crew : Çekirdek tayfa; dar kad- To get unde'r one's .ıım : Birinin sinirine
rolu tayfa. dokunmak.
S1ıelefOll 'key : Maymuncuk. Wet to the ıılılll : Sıraıklam.
Slıetet.n type : İnce çiz111i harf. To ılılm ı..::Jııle'.·•z etmek, tesir etmek.
Slıeletoa in the closet : Saklanılan acıklı To .... oııC 'İti~~ : İnsafsızca birinin pa·
sır. rasını çekmek, para sızdırmak.
SKETCH (2), n. To ııtiıi the cat : Elleri ile demir çubula
Slıetdı knowledıe : Derme çatma (üstün- asılı iken ayakları ve bUtUn vDcudu kol·
körü) bilgi. ları arasınd.an geçirerek dönmek.
Skektt • book : Kroki defteri. To ıılılll ClırClaalı: [Colloq.] Ancık seçe·
SKID (1), n. , cek kadar numara almak (den).
On the llılılıı: [Si.] Kayma halinde; SKIPPER (I·- 9), n.
mevki v.s.'sini kaybetme tehlikesinde. Slılpper'ı daughters : Beyaz köpüklü dııl·
Slılıl - chain : Araba tekerlelini zapt için galar.
takılan zincir. SKIRT (99), n.
SKILL (1), n. S..rt boan! : Enli ütü tahtası.
it llılllıı not : llC yaramaz, faydasız. Sldrt dance : Geniş ve uzun eteklikle edi·
5'IJleıl trades : Mahanrt isteyen sanatlar. len dans.
5KIM (1), v. SKITTLF.S (l - z), n.
To IÜll alonı : Kayar sibi ilerlemek. •Life is not ali becr and ııkMlln• : Hayat
To dlıB the cream off 10111ethlng: [Fic.J hep eiJenccden ibaret delildir.
Bir fCyİn en iyi kısmını almak. SKY (41), n.
To ..... OTer (.........) a book: Bir ki- Sty • blue : Gök mavisi.
taba .ayıe ıöz gezdirmek. Slıy • hiıh : Göklere yeti1CCek kadar yük·
SKiN (1 ), n. el v. sek.
By the ıılıha of one's teeth : Darı darına, Sty line : Bir 1Chir v.s.'nin silueti.
ıüç belA. Sty pilot : Papaz, rahip, gök rehberi.
From the .... out : Bqtan aplı, bllflan To loud ıo the ııııtıı. : Göklere çıkarmak.
bo,a. Out of a cJear ıılıJ : Birdenbire, tepeden
Fair IÖI : Beyaz cilt. inme.
Mere llılll and bone : Bir deri bir kemik. To prailC to the .U. : Methü ıitayiıle
Ncııt to one's 8la: Tenine. göklere çıkarmak.
[ 3.59 ]
....
Under the open ıılı1 : Açık havada, aök To ııı..e _., • aomcthinı : Bir ilC din·
kubbesi altındı. lenmeden çalıımık.
SLACK (3), n. ol v. SLAVERY (21·9·1), n.
To have a ııllıdı: : Mola vermek. To reduce to ...._.,. : Boyunduruk ı;ltı·
To lake up tlıe ııllıdı: : Bolunu almak. na almak.
To ııllıdı: _., (all) : Liçkı etmek, kalo- SLAVISH (21·1), a.
ma etmek, aersinlilini azaltmak, yıvaw
yıvıı aevıetmek.
Sla..._. imitation : Körll lı.örllne taklit.
SLEEP (il), n. el v. [p. t. ol p. p. SU:Pf].
To keep ı ııllıdı: hınd : Dikkatsizce veya
Broken • . . . : Kalk kesik uyuma.
beceriksiı.ce it aörmek.
Beauty . ., : Gece y•ıaından önceki
To ııllıdı: ., : Yavqlamak; yolda alırlaw
uyku.
mak, hızını ekailtmek. ·
Last aleep: Ölllm, 11>n uyku.
SLAKE (21), v.
•Let ...... dop liel• : [ProY.] U)ıl·
To ..... one'ı thint : Birinin IUIUZlulu-
yan yılanın kuyrujuna 1ıamal
nu ıidemıek.
. . . . . . ac:coınmodatloa: Yatlcalt yer.
To ..... lime : Kireci ııöııdllnııek.
S1ee;ı11ıs • bq : Torba 1ekliııde yatak ta-
SLAM (3), n.. ol v. kımı, 901Ult memleketlerde içine airip
Grand .._ : Btiç'de her eli kazanma. uyudukları torba.
Little .ı- : Briç'de birden fazla her eli _,...·car: Yataklı vqoa, vqım-0.
kazanma. To clrop off to . . , : içi seçmek.
sa.. · bana : Gllrültll ile; dllıllııceaizce. To ao to ..... : Uywnalt; (ayak, v.s.)
To . . . . _ : GllrültU ile yere çarp- UyDllDlk.
mak. To put to ...., : Yatırmak; (hayvanı)
To ıılmı .. : GllrWtU ile kapanmalı. (kıpı). canını yakmadan öldllrmek.
To ..... • : YUzllne kapamak (kapı). -To aend to . . . : Uyutmak.
SLAP (3): n. ol v. To talk in one'ı . . , : Slyıklamak.
A ..., in the face : Şamar; fllllU ıibi To walk in one'ı ...., : Uykuda pımek.
ters bir cevap; beklenmedik munffakı· To ..... lilte a IOI (top).: Ölll p'bi U)'U·
yetsizlik. mık, klltllk aibi uyumak.
- on tlıe spot : Sıp diye yapıflırma. To ...., fili a debauch : Sarhoflulu uy-
.!!lap. banı : Şıp diye, pıt diye, hızlı; ku ile aidermek ..
beklenmedik tekilde. To . . . the cloclt rouncl: 12 aat mlltc-
Slııp • dash : Acele ile; dillllnmiyerek; ih· madiyen uyumak.
tiyatsızca. To lleep ...., the time : Vakti u~kuda
To ..., • - • : Vurmak, çarpmak. aeçirıııek.
SLATE (21), n. To - . , • : (Hizmetçi) evde yatmak.
SWıe • coloured : Barudi. To . . , fili the effec:ts of sometlıiq :
To clean the ..... : Maziyi unutmak. Bir teYi uyuyanıt ~k.
To start witlı a clean ..... : Geçıniti unu· To ...., • : Açıkta yatmak; (hizmetçi)
tarak yeni bir hayata bawlamık. hizmet ettlll evde yatmamak.
SLAUGHTER (5' • 9), n. To . . , O'fW ( . , . . IOllledıina: Bir me-
•Lilı.e a slıeep to the ........, : Kasap- sele Uzerlnde bir pcc dlltllnmek.
lık koyun ıibi. To ...., of tlıe jUll : Vicdan rahatlıJın·
SLAVE (21), n. ol v. dan ileri l8leıı delibiz uyku.
8lmff driver : Köle aı'bi adam çalqtıraıı 8LEEVE (il), D.
kiınae. - . . • vaive : Delilı.li IJllmlet (lllPIP>-
8lmff ship : Köle tawıyan •mi, esir ae- To Iaup in one'ı ....._: Bıyık altuıduı
misi. alllmek, için için aWmek. 1
llop
[ 360 ]
i'o roll up one's ıılene : Paçaları (kol- te lip• : [Prov.] •Dereyi görmeden pa-
ları) sıvamak. çaları sıvama• kabilinden.
To wear one'ı heart on one'ı . .,.e : See: To ıllp the cable (anchor) : [N aut.] De-.
HE.\RT, hislerini ıöstermek. miri kaldırmayıp zincirini salıvererek git-
To have something (a cani) up one's mek (gemi), ölmek, yomayı kaloma et-
ılene : Kozunu saklamak, harekete ıeç mek.
mek, icabında kullanılmak üzere saklı To slip tbrouctı : Arısından kaymaıı:.
kozu bulunmalı:. To slip homc a bolt : Sürmeyi sürmele-
SLEIGHT (41), n. mek.
8leıpt of hand : El çabuklutu; hüner; His name has lllppecl my memory : İsmi
hollıbazlık. hatırımı gelmiyor.
An hour or • : Bir uate kadar. ı ıucl& bır*ıp ıslatmak; (bir nebata) çok
And • : Bunun &ibi, böylece; -e ,ııre. su vermek.
He pve me money • that 1 c:ou1d buy To llllı .. : blemet, nllfuz etmek.
tbe book : Kitabı alabUmem içiıı o bana To . . . . . : İçmel:, çekmek.
para verdi. SOAP (67), n.
He didn't • much u ult me to ait dowıı: 8omp boiler : Sabun kaynatılan kazan;
Bana otur bile demedi. sabun yapan idam, 18buııc:u.
1 reprd it as • much lost time : Ben S., - box : ·~bun sanclılL
onu ltaybolm111 vakit sayıy~. S-. - lıubble : Sabun kabarc:ıtı.
1 told you iDi : Ben sana demedim mi? S., fat : Sabun imalinde kııDaadan yal.
You don't say iDi: Yok c:aınml, ADah S-. opera: [Colloq.] Tefrikalı bir çqit
Allah! radyo temaili.
Quite llOI: Elbette!, tamam. llellp orawr: Sabit hablıi.
• Y ou aslted me it 1 kııew Eıısliah•, •So S., wort : Çöven.
do 1! • : •Bana İnai&ce bilip bDmedilimi Soft _ , : Arap ubunu; dalltavultlut.
soruyordunuz., •Tabii biliyorum•. SOBER (67 - 9), a. .t v.
1 ltnow Turltilb and • doa my brodıer : A ..._ atimate : Makul ve dlltllnWmllt
Ben TUrltçe bilirim kantetim de bilir. helap.
it is • happened that ... : TeudUfai... ; in def fac:t : HatJbtte.
öyle oldu iti. in ...., earnelt : Pek ciddi olarak.
in a weelt or • : Bir haftaya kadar ffilıı. . . _ - mlııded : Altlı bqında, makul,
Is that •? : Öyle mi? temkinli.
Or IO: Veya takriben o yer, miktar, de- To ............. : Ayı(t)malt; ualaıı(dır)
rece v.ı.'de. malt; cWdilqmet.
So muc:h for his Turltishl : Onun 'IUrt- To ...... up (off) : Ayılmak, altlı· batına
çesi de itte bu kadar! plmet.
So, IO : Şöyle böyle, pek iyi delil. SOCIAL (67ıılı), L
8o what! : Ne ollCatl (taHdayıhk). Soclal Democrat : İçtimai (.-yal) tekl-
So to spealt (say): Sözde. ,aya, IBDki; mUI fırkuı bumdan kimM; .-yal de-
tibir c:aizae; Adeta. moaat putİIİDden timK.
So that : Öyle ki, IÖYle iti, neticede, pr- Sodal pdııeriııa : Et dost toplantıaı, der-
tiyle. nek.
So then : Su halde. bmıun fçlıı. Sodal interc:oune : Muaeeret; i;tiDıai
So be it : Öyle olsun. (-yııl) mDnuebet; illfet; IOlıbet, aörilf-
He said • : Öyle dedi. me, ltCllUlllDL
Who said '°' :
Kim dedi?
so far rortb: Bu dereceye kadar.
8odııl life : İçtimai hayat.
8odııl ac:ienc:e : Solyoloji.
8o much 11 : Ne kadar çok oluna; her- Sodal problemi: İçtimai meaeleler, - -
hansi dereceye kadar. yal dlvalu.
So belp me God! : Allah yardımcım ol- 8odııl worter : İçtimai yaahm illerinde
sun; Allah phittir (yemin). çal1f8D kimle.
•So many men, • many lllİDdl• : Ne The mdal evil : Pulıut; fahitelill; ·içtimai
kadar inaaıı varsa o kadar fikir var. dlltkUnlük.
So you are not IOİııl to Loııdoıı? : De- 80CIETY ("419- 1), n.
mek iti Londra'ya aitmiyanuııuz? Leader of _ . : Cemiyet hayatını ida-
so.uı: (67), n. & v. re eden timle.
An old . . . : Ayyat. bekri. To Mlx in _ . : Cemlyeı hayatına
S - P"t of... :
..
Hertıanai, töYle bir.
Sole- duty : Mukaddes vazife.
To keep a . . _ fac:e : Glllmemek için He's 1111111e doetor! : [Colloq.] Yaman
kendini tutmak. doktor!
SOUCITOUS (9 - hl - 9). a. •l hapı we sbaD wiıı•, • 8 - lıape!•:
SoUdlam about sornethinı : Bir teY hak- •İnpllalı yeneriz•. •Bekle, yeaeniniz!•
kında enditeli. !istihza).
To be ......_ for somethinı : Bir ICYi He eams ten pouada a week and then
istemek. - : [Colloq.] Haftada IU içinde on
To be ......... for 101Deone'ı c:omfort : lira kazanıyor.
Birinin rahatına ihtimam a&tennet. s- .wy yean aao : Altmıı mene ka-
SOLID (5 • 1), L dar evvel.
A ııollııl bour: Tam bir uat. SOMUODY (8 • 5 • 1), n.
A ııollııl man : Hali vakti yerinde kimle. He iı (a) 11•1....,. :
O mühim bir 18hai·
Solld tyre : Dolma llstik. yettir. ··
8ollıl vote: Müttefikan verilea rey. He thinks he'ı (a) ..,.,....,. : Kendini
Solld body : Sulp dllm. bir ICY zannediyor.
Sold foot : Kadem mitlbı. Somı•a.,.ı rina: Brkln, maiyet.
Sold anale : Mücemm açı. SOMBllOW (I • 47). .adv.
Solld c:omfort : Ciddi ve devamlı nlıaı. S. mı•..,. or other : Her nuıl olsa.
SolW food : Sulu olmayan ,_ıt. SOME'l1llNG (1 • O 1), n.
Sold aeometry : Uzay pcımeCri. He is '! ' s under flfty : O elliden
8allıl meuure : Sulp maddelere manıus biraz apjıdır.
ölçü, hacım ölçUlerl. ıı- .... like: bıtimal ki.
To sleep for ten ııollııl : Tam on uat uyu· The two • • . . . traİ1I : ikiyi bilmem
mak. kaç pııe treni.
To be lalld for : İttifakla birinin tarafını There il 11 a n: a in nat yoa ay :
tutmak. SöylediliaiJıde bir lıaklkat himll <dolru
SOLtmON (9 • 77shn). a. bir taraf) var.
8olıdllm of continuity: lrtnıatı U-. That'ı ......... like a bone! : hte at
SOME (8). adv. diye buna derler.
Ask - clever pe~! : Akıllının bl· 80METIME (I • 41). n.
rine sor! General lnlhıD, ,_,.... prealdent of
-·=
•Do you waat -
de vır•.
money7•, •No 1 have
•Para ister misiniz?•, •Hayır ben·
Turby : l!lki 'l'Drklye reilk:um!ıuru İı·
met Pqa (İnllnll).
!I a p\ıM lut year : Geçıea •ne içinde.
Give me - -ter : Bana (biraz) 111 . . . . . _ later: Bir mUddet 10Dra.
ver. ........... or other: beride bir atın.
S - came, - went : IClmi pldl, ki· 8-lima IOOD: Yakında.
mi aitti. SOMEWllERE (I • 29). adv.
in - dearee (to - euent) : Bir de· nı aee hiın _....,. fınt: [Coll04.]
receye tadar. Haddiyle yapsın bakalım!; avucunu yala·
in - -Y or another : Şu veya bu sın!; cehennemin dlblııel
~kilde, herhanai '>ir 1eülde; nuılaa. 5-wlıeN about 5 lira : 5 lira fllln.
1 reıd it in - book or aııother : Bil· 8omewlıaN at about two o'cloc:k : Saat
mem hınai kitapta okudum. ikide filAıı, iki llllan.
1 have been waiıinı - time : Bir hayli S-wlıeN ebe : Bqka bir' yerde.
bekledim. SON (8). n.
1 will ao there - time : Oraya mlhıa· The . . (the - of Man) : Mallı; Haz·
sip bir zamanda aJdenm. reli ....
•11111 l 368 ]
SOUTH (47 8), n. 1 can noı .,.... lhe ıi~ : Vaktim yok.
Due lkılllla: [Naut.] Tam aUneye dolnı. 1 hıve not a minuıe to .,.... : Kaybede-
Saatla by eaıt: [Naut.] Kıble kerte te- cek hiç vaktim yoktur.
ıiıleıne. •S,.. lhe rod and spoil ıtıe child• :
s..aı by wesı: [Naut.] Kıble kerte lo- [Prov.] •Kızını dövmeyen dizini döver•
dos. tabninden.
Soatlı wind : Cenup rllzııirı, sUneyden There's enouıh and to .,.... : Yeler de
ı.ıelen rilq&r. artar.
SOW (67), v. To .,.. no expence : Murafı esiraeme-
•As you - · so will you reap• : [Prov.] mek.
İnsan ekıilini biçer. To.,... one'ı feelings : Birini kırmamak;
To - one'ı wild oats : Gençlikte çılıın hislerine hürmet ıösıermek.
lıltlar yapmak. To .,.. ıtıe life of: Kıyamamak.
To - ıtıe. wiııcl and reap lbe whirl The Kinı had ...... his life : Kınl onun
wind : Rllqir ekip kuırp biçmek. hayatını bılıflamlflı.
To - to : Tohum almllt, ekmek. To hıve noıhinı
to .,... : Anca yetec:et
SOW (47), n. (parası,
v.s.) olmak.
To aeı the wronı - by lhe ear : Bir SPARING (29- 1), a.
kims: ve bir ICY halckında yanılmak, hata He is ...... of praise: Kolay "kolay
etmek. meclhetmez.
SPACE (21s), n. ıl v. To be ...... wiıh ıhe butter : Yalı ida-
For a .,_. : Bir müddet zarfında. re etmek, idareli kullanmak.
To . . . . _. (oll) : Anlıtlı dizmek; fl- SPARI (44), n.
sılı vermek. Not a ..-t of life remained : Hayattan
There is noı .,ııce : Zemin ve zaman mü- eser kalmadı.
11it delil. s,.k · arrestor : Pnfurd, kıvılcım ka-
SPADE (21), n. fesi, elektrik v.s. kıvılcımlarını menetmek
S..-.- work : Bel iti; çok dikkatli ve için cihaz.
zalınıeıli hazırlık İIİ· s,.k coil :. [Elec.] Endüksiyon bobini,
:
•To cali a ..... a ...-ı• •Kör kadıya kıvılcım bobini.
könün clemeb, erkekçe toıııqauıt, dob- s,.k pp : [Elec.] Kıvılcım ıiperi.
ra dobra IÖylenıek, açık aöylenıek. s,.k of hope for : Omit ııııı.
SPANUR (3 - 9), n. s,.ll pluı : Atealcme bujili.
_.... boom: [Naut.] Raııclanın bum- SPA'n (2 ı}, n.
bası veya sereni. A ...- of words : Alız talabalılı.
SPAR (44), n. A ...,. of oatha : Alız dolusu.
S,. deck: [Naut.] Kunıra ıUverte. The river is in ...,. : Nehir yUkselmif.
SPARE (29), a. ıl v. SPAVIN (3 -1), n.
S,.. diet : Bol olmayan yemek. Blood (boa) ...... : Topuk maf11lından
S,.. parti: Yedelt parçalar; yedek ık- akan yapııltan IU sebebiyle topuktan hl-
sam. sıl olan inıifah.
s,.. time : Bol,müsait vakii. Bone ....... : Kemikleri birlet1iren ve
Spae lyre : Yedek IAslik (oto, v.s.). birikinti halinde bulunan kemik cinsin-
s,.n room : Mi11fir için yatak odası. den bir madde.
S,.. rib : Domuz elinin az elli tabur- S.P.C.A. [es (2), pii (11), sii (11), ey (21)] n.
psı. Socieıy for ıhe preventinı of cruelty ıo
Can you .,.... it? : Bunu verebilir misi- animalı (S. P. C. A) : Hayvanları koruma
niz, size lazım delil mi? cemiyeli.
l 371 J
SPEAK (il), v. [p. t. SPOKE, To ııpeııll far itself : Beyanda müstajni
p. p. SPOKEN]. olmak.
Do you spealı English? : İngilizce bilir To ....- in ı:horus : Hep birden söyle·
misiniz? mek, konupnak.
Frankly .,ealılaa : Açıkça, samimi ko-· To ııpeııll to the point : Hemen sadede
nıı~mak iı:abederse. . geçmek; yerinde söz söylemek ..
1 know him to ııpelllı to : Onunla a~in:ı· To speııll thiı:k : Kekelemek.
lığım var. To speııll up far : Lehinde konuşmak.
Roughly ......_: A~jı yukarı. To ııpeM •P : Çekinmeden açık söylı:
So to . . . - : Söz temsili, ıabir caizse. mek; yüksek sesle konuııınalr., sesini yük·
selımek; baklayı a1Zından çıkarmak.
Speu up! : Sesinizi yükseltiniz! hitemi·
yorum. To .,... . , someone: Birinin lehinde
Speıık • easy: [Si.] Gizli içki ~atılan yer.
konupnak.
Spelllılaa far myself: Bana sorarsanız, To ....- well (highly) of soıneone : Birini
medhetınek; lehinde söylemek.
benı:e.
Spealdnı ol him : Ona gelince. To .,._ wllll : Görlllmek, ... ile konui·
To spelılt by the book : Resmi bir talimat malt.
muı:ibinc:e konuşmak.
The faı:ts ııpelılt for themselveı : Vaziyet
To ıpelılt dauers : Aı:ı söz söylemek. meydanda, llCsbellidir.
That ...... well far his per1evcranı:e :
To ..... fair : Dostço/ '>llUpnak; açık
Bu onun sebatını ilpat eder.
söylemek.
To speııll ol: Babaetmek.
To 1peıık ol : Bahsetmek; hakkında ko-
That ...... ili for his education : Bu
nuşmak; zikretmek.
onun tahsilinin ne derece oldulunu a&-
To 1peü one's mind : Liıfını sakınma
terir.
mak, aklındakini söylemek.
1 ı:an . . . - to hia haviq been there :
Nothing ıo ....- of : Bahse detnıez,
Kendisinin orada bulundutuna phidlm.
ehemmiyetsiz.
SPEAUR (11 - 9),. n.
·• We were .,...... of you : Sizden bahse-
Loud ........ : Hoparlör.
diyorduk. ·
SPEAKING (il - 1), İı . .t. a.
He has no rnoney ıo ...- of : Parası
A ........ likeııea : Canlı, y11ıyan bir
var denmez.
resim; çok benzeyi" tıpkıaı olmL
His sunken ı:heeks .,.._of hiı sufferinp: Not ıo be on ........ terms with: ... ile
Çökük yanakları çektiklerinin deliliydi. dargın olmak, kon111111amak.
To ııpeak oat (up) : Açık söylemek; sö- On .,..._. termı: Sadece selim v.ı.'den
zünü sakınmamak; fik!'ini serbest söyle· ibaret aıinılık.
mek; yüksek sesle konupnak. Spe..... aı:quaintance : Uzaktan atina-
To ııpeu to : Hitap etmek; teyidetmek; lık; bildik.
şahadet etmek; ... ile konupnalt.
~ ınadıiııe : Gramofon.
To ııpeııll volumeı : Büyük ve hususi bir s,e--. - trumpet : Mepfon.
miinası olmak, çok mina ifade etmek. ~-tubc (pipe): [Naut.] Kuman-
To ııpeak iU ol (far) : z.emmetmek, aley- da bOnısu, mllklleme borusu.
hinde söylemek. Striı:tly (frankly) ........ : [Colloq.]
To ııpelılt highly of : Medhetmek; övmek. dojruyu söylemek llzım gelirae; açıkçası.
To ııpelılt altoılt : Bir şeye dair konuprıak. SPEAR (19), n. ıl v.
To lpetık aplllııt: Aleyhinde konıqmak. 8pea' side : Bir ailenin erkek ıDllleıl.
To spuk far : Lehiıide söylemek; birili SPECIAL (2shl), a.
için konupnak; birinin namına konu1- SpecW aim: Muayyen maksat.
mak. 8,.mı fricnd : En yakın dola, mahrem.
l .112 1
Spec:lal agent : Hususi acenta. Speed counter: Sürat ölçme aleti, hız
Spedal consıable : Yardımcı emniyet sayacı.
s,ot doı : Kuru Uzllmlll bir puta. Spila8 washer : Yaylı rondela.
The weak ııpot of somethinı : Bir iıin 5"lııs water : Memba suyu, pınar auyu.
püf nolı:tası. To ..._ at someone : Birine saldırmak.
To knock .,oea off someone: [Si.] Bi· To aprlna it: Üzerine sıçramalı.
rini adamakıllı yenmek. To IPllııs bııdl: Geriye f.ırlamak veya
To put on the ııpot : Hesaba çalırmak. sıçıramıik.
SPOUT (47), v...t. n. To .-ıı to one's feet : Yerinden fırla·
Up the ııpclllt: [Si.] Rehinde; harap yıp
kalkmak; cloirulmak.
olmuı, mahvolmuı. To .,... lo fame :· Mqhur olmak.
SPRAT (3), n. To ........ mp: Birdenbire kalkmak; çık·
•Throw a ııprat to catch a mackereh mık, türemek; ba11östemıek, baılamak.
[ 376 ]
To .,rtq forilı (f-•rd) : Sürüp mey- To spy oııt ıhe ıround : Etrafını iyice
dan• çıkmak; ileriye (öne) atılmak. keşfetmek.
To 1Prt.. from : Çıkmak, meydana act- SQUAD (S), n.
mek. · The flyinı ııquııd : i~ailiz polisinin mü-
To ııprtq .. : İçeri atılm•k. teharrik kolu.
To ...... 11111: Dı..rı fırlamak. SQUARE (29), n., a. el v.
To IPllml a surprisc·• somconc: Birine A eqıqre deal : Dürüst bir muamele;
hir sürpnz yapmak. makul bir anla1111a.
To ...... a leııt: [Naut.] Su etmele Fairly and lqll8nly : · Biri~i adamakıllı ve
bql•mak (pmi v.s.). haklı olarak yenmek.
To ...... llıto bcinı : Canlanmak, •yak- On the 111uııre : Kaim zaviyeli; amudi
lanmak, kalkınmak, bagösıcrmck, ·mey- vatiyette; dotru.· itimadedilir.
dana 1Clmek. Out of 11111ııre : Kaim zaviyeli olmayan;
To ...... hıto actlon : PHliyete acçmck. nizamsız.
!IPltlNKLE (lnp), n. ıt. v. Square dancc : Dört çiftin karşı karşıya
A ......... of knowledlC : Biru malOm•t. oynadıkları birkaç çeşit dam.
To quiı
this mortal stap : Dünyadan ay- STAMP (3), n. &. v.
rılmak, ölmek. Men of that stmnp: Bu karaktcrJc (çc~iı)
Thc Frcnch 1tııp : Fransız tiyatrosu. adamlar.
To travcl by easy stıllH : Kısa menzil- Stmnp - album : Posta pulu albümü.
lerle yolculuk etmek. Stmnp. collcctor : Pul k.ıeksiyoncusu
STAIN (21 ), n. Stamp. duty : Pul vergisi, damga resmi.
To 11tamp about : Tepinmek.
Without a staiıı on his t"haracter : Alnı
To stmlp'llll : Kalıp veya damga basmak;
nın akıyle.
ayak patırdısı ile içeri girmek.
Stııln steel : Paslanmaz çelik.
Slamp acı : Damga kanunu.
STAKE (21), n. &. v.
To stanp on: Çiğnemek.
At stüe : Kumarda çıkılan (para). To stıımp something on the mind: Bir
His life is at stake : Hayatı mevzuuba- ~eyi dimağına hiıkketmek.
histir (tehlikededir). To ııtamp out : Üstüne ayak basıp sön-
Stake - holder : Bir bahis için ortaya ko- dürmek (ateş); bastırmak. (isyan); ezip
nulan parayı muhafaza eden kimse. yok etmek; kalıp ile kesmek; ayak patır·
Slab boat : ·Kayık v.s. yarışında menzil dısı ile çıkmak; söküp (kaldırıp) atmak;
işareti olarak bir yere bağlanılan sandal. fırlayıp çıkmak.
Shılıe horse : Para mükafatlı yarışlarda STAND (J), n. &. v. [p.t. &o p.p. STOOD].
koşturulan aliı at.
A stand • up lunch : Ayakta yenilen ye-
To stıllıe aut (off): Kazıklar ile işaret el· mek.
mek veya bölmek; kazıklar ile çerçevele- A stıınd of colou .·s : Bir asker alayının
mek; kumard1 para koymak; ti:hlikeye bütün bayrakları. ·
koymak.
SUnd and deliver! : Ya keseni ya canını.
To ııDlıe one's ali: (Bİi' maksat için) her
Stud - of - fish: [Colloq.] Burnundan
şeyini tehlikeye koymak. ·
kıl aldırmaz; mağrur.
To hiıve a r.ake in something : Bir ilde
Stand • pipe : Amudi ve sabit ·boru.
nıenfaati olmak.
To come to a ltand : Duraklamak.
To hold the stalıes : Kumarda ortaya ko- To make a stud (against): ( .. .'e karşı)
nulan parayı muhafaza etmek. kafa tutmak, mukavemet etmek.
To ııt.ııe one's hopes on : ... 'e ümidini Ayakta sımsıkı
To take a firm .....
ballamak. durmak; kıpırdamam\.~.
To lay the, stüet : Kumarda para koy-
J take my ııtud on the principle that ... :
mak.
Ben şu prensipe dayanırım.
To be at llake : Tehlikede bulunmak,
To take upone's ııtaıv.I near the door: Ka-
şansa bajlı olmak.
pının yanına gidip durmak.
To bring to the ııDlıe: Yakarak idam et·
To buy something as it stmıd., : Bir şeyi
mek veya idamına sebebolmak.
oldutu gibi satın almak.
To perish at the ııDlıe: Diri diri yakıl
To ııDlld someone a drink ete. : Birine
mak, yakılarak idam olunmak.
içki v.s. ikram etmek.
To pull up ııtabs: Başka yere tqınmak.
STALE (21), v. His home ....ds open to everyone : Evi
(kapısı) herkese açıktır, geleni gideni
A pleasure that never IUla : Doyulmaz
(dostları) çoktur.
bir zevk.
To .._. six feet high : Boyunun uzun-.
STALL (SS), n. · tuğu altı kadem olmak.
Newspaper ııtııll : Gazete kulUbcsi. How do we .._. ı. the mailer of
Stall • fed : Ahrrda besili (sıp). horses?: At vaziyetimiz nasıl?
Thumb • (finger ııUıll) llııll : Parmak kılıfı. To let ..... : Bırakmak.
[ 379 1 .....
As matıers ~ : Şimdiki halde. To •1111 well wltlı someone : Birinin
He ltııDds to losc nothinı : Bu işde onun nazarında itibarı olmak.
kaybedecek bir ICYİ yoktur. MS. ıılıınds fw miınuscript : MS. kısaltıl
1 staml to lose 100 in this matıer: Bu iı ması ...-rtpc kelimesini ıösterir.
bana yüz liraya patlıyabilir. To llnd firm : Sabit durmak.
Thc: house staııds in my name : Ev benim To llt8llll fortlt : öne atılmak, •bayrılı
iistümİledir. çekmek>. .
The thennometer llood at 80° : Termo- To .,.... la : içinde dunnak; bulunmak;
metr; 80 dereceyi gösteriyor. malolmak;delerinde olmak..
To let the tea lllııDd : Çayı demlenmek To llmd 111 queue : Kuyruk yapmak.
için bırakmak. To lllııDd 111 the way : Yolunda durmak,
To ~tand -'de from : Bir tarafa çekilip miıni olmak.
durmak: kaçınmak, ayaiını denk almak. To ltımıl in the land: [Naut.] Gemiyi
To stand a c:hanc:e: İhtimali olmak. karaya dojru yürütmek.
To stand a pillar and beacon : Abide- To .,..... la wltlı : Araları iyi olmak; an-
leşmek. laşmak veya iş ortaklılı etmek.
To staad aplıllt : Cephe almak, karşı To .._. in wbla others : MUıterek mas-
gelmek. rafa iştirak etmek.
To stand at a bay: Son çare olarak mü- To .._. la awe of: Korkmak, birine
dafaaya girişmek. karşı korku dolu hürmet beslemek.
To stmıd aside in favour someone : Biri- To slımd off: Uzak durmak; [naut.]
nin lehine çekilmek; başkası lehine bir açılmak; iş olmadılı için yol vermek (bir
~eyden feragat etmek. işçiye); •razı olmamak; kenari çekilmek..
To staııd back: Geriye çekilmek. To .,.... olf and on: [Naut.] Sahil bo-
The house ıılaadı b:ıc:k from the road : Ev yu seyretmek.
içerlektir (yol üzerinde delildir). To staad on : Israr göstermek; üzerinde
To stand by: Hazır olmak; alesta dur- durmak; [naut.] aynı rotayı muhafaza
mak: yanında durmak; bırakmamak, yar- etmek: ayakta durmak.
dım etmek. To stand on one's own fcet : Kendi başı
To staad by one's word : Sözünden dön- na dayanmak. yardım kabul etmemek.
memek. To stand one's ground: Davasından v~
1 stBIHI by what 1 said : Söylediğimden ı,:eçmemc:k. sebat etmek.
şaşmam.
\o stand l"Ut; Çıkıntı teşkil
etmek; 8ÖZe
Stand - hy : Başvurulacak şey veya kimse: çarıımak: karşı durmak; teslim etmemek;
çare; güvenilir şey veya kimse; yedek; m~tanct ı:östermek; fırlatmak.
destek. To stand out to sea : Engine çıkmak.
To stand down: (Mahkemede bir şahit) To stand out against : .. .'e kafa tutmak,
şahadetini bitirip çekilmek. karşı durmak; tebarüz etmek.
To stand down in favour of someone: To staİıd over: Gecikmek; yanında· dur-
Ha~ka.ının yerine namzetliğini geri al- mak: tehir edilmek; tecile ulramak, mu-
m;ık. alliıkta kalmak.
To stand for : Temsil etmek; demek, ma- He does no work unles one ıılıınds OYer
nası olmak; bir yere namzet olmak;· mü-
him : Baıında durmadıkça İl yapmaz.
dafaa etmek, tarafını tutmak; destekle- To .._. pat : Delifiklile mupyir ol-
mek; yardımcısı olmak; ifıule etmek; mak, politika deli1tirmemek.
vekalet etmek. To staad still : Hareketsiz kalmak, kımıl
To ııtıınd to the South: [Naut.] Güneye damamak.
teveccüh etmek. j To staaıl lo: Yanında ikamet etmek;
[ 380]
yalnız bırakmamak; üzerine dlllmek; tab· To leave someoae ........ : Birini fer·
rik etmek. sah fersah seçmek.
To .._. to reuon : Makul olnıat; atla To be left ........ : (Yarııta) kalakal·
yatmak. mak; [li•.] bir ip yaya kalmak.
To ..... ıreaı : Bqkalıtrına ikram etmek. A firm of rccoıpıizcd ........ : Tanınmıı
To . _ . . . : Ayap · lı.altmak; ayakta bir fırına.
durmak; ayaklanmak. At _...... : Durıun; itlemez.
To . _ . . . fw: Yerine kaim olmak; An offıcer of siıı: month'ı ........ : Altı
iltizam etmek, tuafını tutmak, kayırmak, ay hizmet aörmüt ıubay.
taraftarı olmak. ·Men of hisb ........ : Yüksek zevat.
._. .P f• your riıhta! : Hakkını an Man of no ........ : Ehemmiyetsiz bir
(müdafaa et)! adam.
To . _ . ııp to: Cesaretle kartılamak. Of lona ....aa.: Çoktan beri bu~nan
To .._. . , to fate : Talihe, kadere aötüs veya muteber olan; eski.
prmek. Of hiah . . . . . . : itibarlı, itibarı yüksek.
To .._. . , to (.......): ... 'e ltafa tut· Of no ........ : itibanız, ehemmiyetsiz.
mak, kal"lı durmak. Stanıllıll riainı: [Naut.] Ana arma;
To ._..,..: [Naut.] Aynı rotayı mu- ;eminin asıl ana halatları.
hafaza etmek; aynı cihetle seyretmek. To be at a ......tlU : Durpn halde ol·
My house ııtaııd9 a little way back from mak; irıltıtaa u1ramak, kesilmek.
the park : Evim parktan biraz seriye dü· To brinı to a s1BndstiH : Durdurmak;
ter. ıekteye uıratmak.
To ıılDıl uprlght : Dik durmak. To come to a ıtandatlll : Duraklamak,
liTANDARD (3 • 9), n. .t a. sekteye utnmak.
Not up to ııtanünl : Matluba muvafık STAR (44), n.
olmay1111, istenilen seviyede olmayan. His ..... is in ıhe ascendant : Yıldızı par·
...._. of -livinı: Hayat seviyesi. lak.
The ......... answer : Basmakalıp (her Shootinı .._.: Akar yıldız, tahap.
zamanki) cevap. The llın and ıtripa (the .., • ıpanıled
STANDING (3- 1), a. .t n. Banner) : Amerika Birleıik Devletlerinin
sc.Mhıs committee : Daimt encümen. hayratı.
S-.- back : içerlek (ev).
....... CfOPs : Biçilmiı mahlul.
l ıank my ltarl that ... : Çok tükür ki ... ,
reket versin ki ...
.._ cluster : Birbirine çok yakın aörU·
~ joke : Beylik taka, umumi alay
mevzuu. nen yıldızlar kümesi.
S....... jump : Durdu&u yerden atlama. 81111' drift : Bütün yıldızlardan ayrı ola·
sa.dl.. ru\e : Daimi nizamname, esaslı rak küme halinde yıldızların hareketi.
kaide. Stlır fort : Yıldız tabya.
To .... ııomeone ... (-...) of Hiı eyes were ..... , _ his head :
countenance : Birinin yüzüne dik dilt ba- Gözleri fırlam11tı.
karak ıaıırtmalı. veya utandırmalı.. To ııllrt a fire: Yanıın çıkarmak, yan-
To .._. (a person) ı. tbe Iace : ... ile ıına ııebeh!:>lmak.
kartı karııya bulunmalı.. To ııllrt la : Baıtamalı..
To ııflll'e lıleo: ... 'ya, ... 'ye bakmak. To ıı11rt alf: Ayrılıp aitmelı..
To ıı11rt wMb: Bqlaqıç olarak.
To ~ ..a: Dıprı bakmak.
Once you ııllrt bim taWna he never
STARING (211-1), L
stops : Bu adamı konUllData batlatınan
5arlms coat : Hastalıltlı hayvanın pllrüz- susmak bilmez.
lü derisi.
To ııllrt ... to do somethinı : Ön«
SUrtlrs coıoı.: Cii renk. .. . yapmak niyetiyle ite baflamak.
s....._ eyes : Fıtıaıı ıibi &özler; pırtlak
Tean llmted 1.- his eyes : Gözleri ya-
sözler.
şardı.
STAH (44), L To llıırl . , : Sıçrayıp kallı.malı:; ansızın
5e.rlı ancl lliff : Kukalı.
hatıra aetmelı.; ansızın zuhur etmek.
Sark mad : Zırdeli, çqın deli, tam deli. New facıories ...... . , everywlıere :
Scn naked : Çırılçıplak. Her yerde yeni fabrikalar bayölterdi.
5arl nonsense : Saçınasapan. Start ap the eqine! : Makinayı harekete
START (44), n. it v. geçir!
At ıhe ııllrt : Batlaftllçla. To art whh: ... ile b&1lamlk.
By fits aad ııllrt : Nöbet nöbet; arasıra To ııllrt wltb we must fmd the money :
kesilerek. llköncc para bulmak lazımdır.
Falııe .art : Çıkq hatuı. To llıırl wlda we were only siıı: : Başlan
Flyinı ııllrt: Yarıp çılı.ıı noktasından gıçta yalnız altı kişi idik.
evvel bqlama. •Who stull ap in anıer siis down with
From ııllrt to finish : Çıkıştan bitiwe ka- a loss•: [Prpv.] Öfkeyle talkan zararla
dar. oturur.
Sıanding art: Yarışa çıkış noktasından STARVATION (44-21shn), n.
başlama. SlarYaıtloe waaes : Geçindirmeyen Ucreı.
....... t 382 l
STARVE (44), v. ti18111 içinde. yapmak, debdebeli bir ha·
To ı:tııne to death : Açlıktan öl(dür)mek. yat ıilnnek.
To ıtane oaıı : Aç bırakılarak yeıımelt. To sit in ..... : Kurulup oturmak.
To .ı.ne oat a town : Bir ,ehri aç bı TC? be in a areat . _ (of mind) : Etekleri
tutupııat.
rakarak zaptetmet.
To lt8ne wlda cold : Sofuktıln donmak. What a ıılııte you are in! : Bu halin nedir!
To be ıtarTed for : Çok özlemek, hasre- Secretary of ııeııee: [En •. ] Bazı nazırlara
tini çekmek. verilen unvan; [U. S.] Hariciye nazırı.
The United satea (U. S. A.): Amerika
STATE (21), n. & a.
Birlqik Devletleri.
Affairs of mu : Devlet iıleri (umuru). STAnON (2lshn), n. & v.
.Chair of U* : Taht, kıra! tahtı. Fire adaa :· ltfaiye mertczi.
ln ...,. : lhti18111 ile; büyük törenle; res- Life boat llllllcm : Tahlisiye merkez bi-
mi olarak. nası, cankurtaran semi istasyonu.
Department of ..._ : Amerika DıpsJeri Radio adaa: Radyo istuyonu.
Batanlılı. Railway - ...... : Tren istuyonu.
Here's a pretty ...., (of affain)! : Gel Rail road ...._ : Demiryolu istasyonu.
ayıkla pirincin tqını! Stııdon in life : İçtimai mevti.
ft{arried ...., : Evlilik hayatı. SCUloa master : latasyon mildürU.
8&ate apaıtments : Bir saray veya mubte- Sllıtlon calendar : lstuyonda tnn hareket
,em bir konalı.ta mlltellef daire. saatini v.s.'yi ıösteren ilin.
sc.&a ball : Sarayda verilen balo. SClıdm house : Polis merkezi; istasyon
8ate earriaae (coach) : Bllyllk merasim binuı.
Sı.te craft : Devlet idaresi; hutilmet ida- To marry below o~e's IDdell : Kllfvü ol-
resi bilpi; ıiyuet. mayanla evlenmek.
To ...... at: Yerlqtinnet.
!kıD paper : HUtllmet iılerlne ait vema.
STAnONARY (21sh9 - 9 -1), a.
Sil* house : Hllkilmet binuı; meclis bi-
~ air : Daiaıa atcilerde kalan
nuı.
hava.
s.... ıishts : Amcnka Birletit Devletle-
~ diseue : Havaların detişme
rinin her birine alt hutur..
siyle histi olan ve bir müddet sonra ge-
saıı. rooın : Merasim ulonu (oduı);
çen baatalıt.
[naut.] lllks hususi kamara (aeml).
Sbıdcw) enaine : Sabit matina.
S.... - owned : Devlet malı. ~ population : Bir yerin saym
State of life : İçtimai mevti.
delifmeyen aballal.
SC. of mind : Haleti ruhiye. Sbıdcw'7" temperature : Muayyen dere-
State of w.- : Harb hali.
cede kıllan hararet.
S... robea : Meruiaı elbiseli. ~ troops : Muayyen bir yerde
Statıel pneral : Devlet ıllruı.
kalan asker.
SCııte serv~ : Devlet hizmeti.
STAVE (21), v. [p. t . .t p. p. STOVE] ..
S.... ıocialisın : Devlet -yalizmi, dev- To at.Ye • : Ü:zerine vurarak kırmak,
letçilik. çoıctilnnek, delmek; fıçı tahtalarını bir
To dine in ..... : Miltellef bir ziyafette araya ptirip fıçı yapmak; sandal veya
bulunmak. fıçı v.s.'de delik açmak.
To live in ...., ı ·Tqblr edilmek Uzcre To llıwe off : Savmalr., defetmek, önüne
açık tabut içinde yatmalı. (bUyUk bir zatın ıetmet; .. .'den muvakkaten kurtulmak;
ceııueal). uzak tutmalı., uzaldqtırmat, bertaraf et·
To tcep pat ....; (to live in .....) : tıı- met.
[ 383 l
STAY (21), n. el v. Marriap will ._., him down : Evle-
. !kay - at - home : Hep evde oturan, so- ninc:e yatııır.
kap çıkmaz. To .....,. ontself ....... somethinı : Bir
To be in ıılaYS: [Naut.] Ona alabanda weye tutunmak veya dayanmak.
etmekte olmak. STEAL (il), v. [p. t. STOLE,
To be slow in ııtays: [Naut.] Kolay or- p. p. 8TOLEN].
~a)•:ı ııelmez. To ııteal a ılanc:c at someone : Göz uc:uy·
To stay to dinner : Ak511m yemeline kal- la bakmak, aizl!c:e bakma~.
mak. · · To ..... a marc:h on someone (a penon):
To ...Y the night : Gec:elemek, yatmak. (Birinin) sırasını almak; baıkasıııdan ev-
To illa)' one's hand: Harekete pçmemek, vel davranmak, baıtasından Ustiln çık·
kendini tutmak. mat:
To 1t1ıJ .. : Evde oturmak, aokaja çık To ..... ll'Olmıl: Sokıdmak.
mamak: izinsiz olmak. To llıeal away : Yava1ÇB sıvıpnak, sezdir-
To ..., la power : iktidarda kalm,.t. meden seçmek.
This horsc c:an not ...,. three miles : Bu To ..... r - uııder one's nose : Gözün-
at üç mil dayanamaz. den sürmeyi çalmak.
To •1 it: .;.'da, .. .'de kalmak. To lletıl lılto: Gizlenmek, saklanmak.
• Who ...... a minaret knows wlıerc to
To •Y .-ay : Gelmemek; batka bir yer-
bide it•: [Prov.] Minareyi çalan kılıfmı
de -kalmak; yaldapnamak, uzak kalmak,
hazırlar.
uzak durmak.
STEAM (il), n.
To _ . by someoııc : Birisine müzaheret
At full * - : BlltUn ıilratle:
etırıeL
Dry *-: Kuru iıtinı.
To my • : Biraz daha kalmak..
Full . , _ ahead : Tam ıilratle ileri.
To ...,. aat : İçeri airmemek, dıtuda
llead of * - : lstinı tazyiki.
kalmak~
. S.... puae : Manometre.
To my Olll ali l!İlht : beceleyin kendi
Ste- - tisht : Buhar JleÇIDeZ.
evinde bulunmamak.
To ...Y ap: Yatmamak; uyanık kalmak;
s......_ bot: Çok 11c:8k.
yerinde rahat durmak, yerinden kımdda·
S.... boiler : Buhar -kazanı.
S.... enıine : Buhar makinası; loko-
mamak; havada kalmak.
motif.
To llıQ' ap late : Oeç vakte kadar yatma-
8tema hammer : lıtimle ça111&n varyos.
mak (oturmak).
SC- heat : Suyu kaynatma derecealnde
STEAD (2), n. hararet; buhar ile binaları ısıtma sistemi.
in someone's llıead : Birinin yerine. 8tema - roller : İstim ile ifleyen silindir;
To llmıl someoııc .. aood llead: Birine iıtimle iıleyen ajır merdane; ev. s.
pek faydalı olmak, birinin iline yaramak, Co}loq.] muhalefeti bastırma vasıtası.
yardımı dokunmak.
&tema ıhovel : Toprak kazma itlerinde
STEADY (2 • 1), L el v. kullanılan ve istimle itleyen bll)'Qk tllıek.
His hcalth aets llıeadlly wone : Sıhhati Super heated ..._ : Ajır tazyikle hbıl
ıittikçe fenalqıycır. olan kuru ve fazla aıc:altlıkta latim.
On llMılJ!: Yavaı! To let off (blow off) * - : Kazandan
To kecp ....., : Kımıldamamak. istimi salıvermek; İltİm bcıpltmak; ajzını
To lead a ....., life : Çapkınlıktan ve açıp aödlnil yumarak hiddetini hafiflet-
hovardalıktan sakınarak namulıu ve mek.
muntazam bir tarzda yqamak. To aet up .._. : HUIUli bir ilin kuvve·
Steııdy weather : Kararlı (sabit) bava. tini toplamak, mühim bir faaliyete hazır
To ııteaııly dolra : Sakin olmak, yatıpak. laıımalt.
ıfffl step
l 384 l
To ıo by lltnm : Buhar kuvvetiyle işle STEM (2), n. & v.
mek. From stem to lllenı : [Naut.] Baştan
To ıet up (~ise) * - : istim ıetinnelr.. kıça kadar.
To • - _ . . . : Dolaşmalı., uçuşmalı.. To stem the current : Akıntıya karşı iler·
To • - out : İslim almalı., harekete ha· lemelr..
ıırlanmalr.. To ııtem from : Zuhur etmek, meydana
To ste:ım open an envelope : Zarfın zam- çıkmak.
kını buğu ile eritere~ açmalı.. · STEP (2), n., v..& a.
To proceed under its own lfeMı: [Nıut.] A short step: Kısa adım; yakın mesafe.
~endi malr.inasıyle yürümek (semi). flight of . , . : Merdiven.
To work off ite- : istim salıvermek, it' a aood llep to ... : ... epeyce uzaktadır.
fazla toplanmış enerjiyi salıvermek. in llep : Ayak uydurarak.
STEEL (11), n. & v. Out of llep : Adımları birbirine uyma·
yan, başkasına ayak uyduramıyan.
Cold ııtffl : Kesici silihlar.
Step by ltep : Adım adım; kademe kn·
Heart 'Of ....ı : Demir yilrekli.
Steel blue : Çelik mavili. deme.
Step · brother : Üvey birader.
StHI • clad : Çelikten zırh ıiymit. zırhlı.
Step - child : Üvey çocuk.
Stee1 enıravinı : Çelik levha ilzerine hak
Step·. father : Üvey baba.
s:ınatı; çelik hilr.lr.ilr.lıjı; hilr.Jıedilmiş çe-
lik levha ile
basılan resim.
Step· mother : Üvey anne.
Steri wr..oe : Çelik tel. Step • dauıhter : Üvey kız.
Steel workı : Çelik fabrilr.uı. Step ladder: Yassı basamaklı merdiven.
Step· down : [Elec.] Elektrik kuvvetini
Steel yard : Kantar.
azaltma cihazı; [mecb.] makina süralini
To lteel ~ : Kuvvet, metanet lr.a-
zanmalr.. azaltma cihazı; inmek.
To sıeeeı _ . (one'ı lıeart) : Kalbini Step - son·: Üvey otul.
katılaştırmak. Step· up : [Elec.] Elektrilr. kuvvetini ar-
Worth of one's ..... : Kılıcına layık, tırma cihazı; [mecb.] makina süratini
küfüv; zahmetine deler.
STEEP (11 ), a.
Ste,....
artırma cihazı.
stone : Basamak (atlama) taşı.
To ııtep lılter : Peıine dUpııelr..
A lfeep climb : Pek ıilç bir çıkıt (tırma· ·
To llep lıeck : Gerilemek.
nıı).
To lfep f--.1: berıemelt.
Steep story : inanılmaz hikaye.
To sıtep mwa : A1&lıya plmek, inmek;
That's a bit -.ep!: [Colloq.] Bu kadarı
(voltaj. v.ı.) azaltmak.
da biraz fazla!
To be in step (keep llep): Adım uydur-
To be lfıeeped in : Kafuını doldurmuı
<'lmak. alimi olmalı.. mak.
To ...., in : Emdirmek; iıba etmek. To be out of lfep: Bozuk adım atmak.
The fint •P will be to ... : Yapılacak ilk
STEEJ< O 1), v. ,ey ...
To .._. clear of: Sakmmak, uzak dur- To follow in someoııe'ı .,.,. : Birinin
ınak. eserini takibetmek, birinin yoluD(lan ıit
flTElmNG (11 • 1), a. mek.
Steertııs committee : Bir teİebbllsU veya To lake . , . to: ... için tedbir almak,
konareyi idare eden heyet. teşeb1tüee sirişmek.
Steertnı par : Dilmen donanımı, dümen To ıRpa malt: [.lfaut.] Geminin dire-
ditli mekanizmuı. iiıM i*açaya oıunmak.
Steerlııa wheel : Dümen dolabı. 8Cewı this wa)4 : Bu tarafa 1111!
r l•5J
To ..., la : Girmek, müdahale etmek 8TEW (177), n. it v.
karı1111ak. in a llew : Telilta, heyecanda; ııcele ile.
To watdı one"s *": Dikkat etmek. Irish llaw : Etli patata yalmiai.
To llıep ao : Çijnemek; üzerine adım at· •Le& him llaw in his own jııice•: Bırak,
mak, ayak bumak, inmek. ne hali varsa aönlln.
To *" • it: [Colloq.] Acele etmek. Stew• apples : Blma ltompostoau.
To ..., aat : Çıkmak; adımlarını açmak; !lfewed tea: Fazla demlcnmiı çay.
adımlarla ölçmek; [colloq.] eilenceye To llew la one's iıwn juic:e : Amelinin ce·
aitmelt. zasını çeltmelt.
To •P 011t cıe1D: Dı1&r1 çıkmak. STICK (1), n. el v. [p. t. el p. p. m.JCK].
To .... fllf: (Araba v.s.) den inmek. •Any ilk* to bea\ a dos•: Sevmedili bir
To..., • the ps: [U. S. si.] Otomobili adamı küçük dllftlrmek her teYine kulp
hızlandırmak, ıaza bumak. takmalt caizdir.
To llep - : Üzerinden aeçmek. Here 1 am and here 1 lddd : Buradayım
To llep - to the opposi~ house : Kar- ve buradan kımıldanmam.
ııki eve aeçivermek. 1 can't lllı:k to him : Ona tahammül ede·
To dep to: Yana çekilnıek. miyorum.
To •P ap : Yukarıya çıkmak; yükselt· 1 lent Ahmet m:r dictionary, but he is
mek, arttırmak; [El«.] elektrik kuvve- ııtudı ıo it: Ahmed'e IGptımı ödllııç ver-
tini ııruırmalt. dim, illtüne otımlu.
To •P . , to : Yaklapnak. Nota lllı:k was saved: Bir çöp bile kur-
To take rtıiıps0 : Tetebbüs etmek. tulmadı.
Watch your slepl : Ayajını denk al! Stlck • in • the • mud : Gayrimütqebbiı,
S"fERN (99), ıİ. eski kafalı; uyıqulı:.
By the ııtıenl: [Naut.] Kıça biraz fa1Ja SClek no bills! : ilin yapııtınnak yasak-
suya batmıı; kıç tarafından. tır!
From stem to ııtıenl: [Naut.] Baştan &acık· up: Birbirine yapııık; [colloq.]
kıça kadar. kibirli, burnu havada.
Stem chase: [Naut.] Arkadan aelen bir The biı lllı:k : Kuvvet kullamna, zora
gemi tarafından takip. müracaat.
Stenıı chaser : Kıç topu. To ıeı the ldı:k : Dayak yemek.
S... · pllery : Kanaryalık. To gather lllı:ka : Kuru dal toplamak.
Slent ·post: [Naııt.] Kıç bodoslaması. •To get hold of the wronı end of the
SCen painter : Panya. iti• : Bir teYi ten anlamalı:, yanlıı mi·
Stern sheets : Sandalyenin içeriıinin inç na vermek.
tarafı; filika veya kayıjın kıçaltı yeri. The lllcb ~ [U. S. Colloq.] Melkl\n
Stern wheeler : Kıç padılı (çark kanadı) yerlerden uzak ormanl11r.
ile işleyen nehir vapuru. To be lluek : Saplanmalı:; kımıldanama
mak; iıin içinden çıkamamak; anlıyama
Stern • way : Geminin geriye doiru git·
mak.
mesi.
To lllı:k around: [Si.] Yakınında dur-
To anchor by the mm: [Naut.] Kıçtan
mak veya beklemek.
demirlemek.
Some of the money llllck io bil finaer :
To be down by the dem: [Naut.] Kıçı
Paranın bir kısmını ziftlendi (cleve yaptı).
iyice suya batmak.
To ilk* .ı (•) : Yapılftla!r. (bir ite); ta·
To sink •m foremost: [Nıut.] Kıçtan kılmak; nraltlama!r..
batmak (gemi). To l< br : Beraber olmak, beraber ha·
To bave a ııtenıway: [Nıut.] Kıçın kı reket etmek, yanından ayrılmamak, sadık
çın Jitmelt. !r.almalt.
F. 25
stklı
[ 386 ) •
Walkina ııdclı : Baston. mat; •anca beraber kanca beraber• ol·
Without a ııdclı of fumiture : Döşeme mak; (iki ,eyi) birbirine yapıttırmak.
namına hiçbir tcY yok. To ııtldı to one's word : S&tlnden ppna-
To ııdclı .a a job : Bir ite durmadan de- mak.
\'am etmek. To ııdclı ••: (İlln v.ı.) duvara v.s.'ye
To Rldt 81 nothinı: Hiçbir ıeyden çekin- yapİştırmak; dikmek; ayakta durmak; dik
memek, tereddüde dlifmeınek. durmak; dinelmek; yübelmek; maruf ol·
1 rather ııdclı • doina that : Dotnısu, mak; [si.) haynn olmak; llllD•k;
bunu yapmalı dutünürüm. [Austral. si.) tutunmak; daim olmak;
yolunu kesmet, 10ymak.
To Rldt IJJ (to) a fricnd : Bir dosta sa-
To ııddı ., foi' ııomeoııe : Birinin tanıfını
dık kalmak, yardım etmek.
tutmak, dutelılemek, müdafaa etmek.
To stlek down: Yere koymak.
·Slldı; it dOWll anywherel : Nereye oluna
mcKLER cı 9), n. -
A ltklıler for ceremony : Mer11imperest.
olsun koyuver! A lllı*ler for IOlllCthina : (Bir hUIUIU)
To llklt dowıl an envelope : Zarfı yapıt muta&Slıp, titiz.
tırmak. A ııddıler for dicipline : Diliplin menk-
To ltklı dOWll in a notebook: Not def- luı.
terine yazıvemİek. STICKY (1 - 1), a.
To aldı m :'°Üzerine yapııtımıak; llze- He wlll coıne to a ııdclıJ end : [Si.) Akı
rine yapııık kalmak. beti fena olaaıt.
To llldt it on: [Si.) Çok pahalıya At- STIFF (1), L
mak; hesaba illveler yapmak. 8dff - backed : İnatçı.
To ııddı cılılt : Çıkmtılı olmak; kaba dur- Stllr neck : Boyun alrısı.
mak, kabarmak; dayanmak; kabartmak; Stllr - necked : Boynu tutulmuı; inatÇı.
dıprı fırlamak; yaplfıp kalmak; kopma- san - shirt : Premlplerinden fedaklrlık
mak; ucu çık.mat; hayrete dlifmek; etmiyen, sert, sıkı.
[colloq.) aöz önllude olmak, açık olmak; That's a .aHr bit!: [Colloq.) Bu kadarı
sonuna kadar kahrmı çekmek. da f.azla!
To ııddı it mt : Dayanmak. To be ııdll : Her tarafı tutulmak.
To ııddı .a onc'ı chest: Göisllnü ıiıir To arow .aHr: Sertlepnek.
mek. To have a ııdll ııect : Boynu tutulmak.
To ııdclı mt one's hand before stoppinı : To offer ııdll resiatance : Şiddetli muka-
vemet a&termek..
(Otomobilde) duracalını ıöstermek için
STJLE (41), D.
elini uzatmalı.
To ııddı C111t for hiaher waaes : Israrla •To help •.lame doa over a de•: Yar-
fazla tlcret isıeıMk. dıma muhtaç olana yardım etmek.
S11LL (1 ), a.
To ııddı to : Sadık kalmak, ballı olmak. veaaiı
StDI life : Natllmıort; meyva, çiçek
To ııddı to (bJ): Durmak, sebat etmek.
cansız tcYlerin tuviri (tablosu).
To ııddı to one's auna: S\bal etmek, bil-
Stil hunt : Sessiue ve aizlencret avlama;
dilinden 1&11Damak.
seuizce ve ihtiyatla bir şeyin pqinden
The lift has .ı.lı : Asanaör 11k11ıp kaldı, ptıne.
illemiyor. Stll wineı : K,öpUklll olmayan praplar.
To llclı to one's post : Mevziini terketme- •StDI waters run deep• : [Prov.) Yumu-
mek; vazifesinden ayrılmamak. şak huylu atın çifteli pektir; yere bakar
it ııdcb la my throat : Ben bnnu hazme- yürek yakar.
demiyorum. To stand Oie, keep) dl : Kımıldama
To lllclı tcıpdıer : Birbirinden ayrılma- mak.
sılmuı.dcıd
[ 387 l.
The 11111 small voicc : Vicdan. To IJdr llıoılt (ııromıl): Dolalftlllk.
STIMULATION (1 - 17 - 2 lshn), n. To lllr 1.- : Hareket etmek; kımılda
Sdmalalloa of industry : Teıvilr.i sanayi. mak.
STING (1), v. [p.ı. it p.p. snJNG]. To .ır la : Harekete aeçmek.
His consciencc llus him : Vicdan azabı To .ır one's blood: Kanını tututtıırmak.
duydu. To make (create) a ııllr : Heyecan uyan-
His speec:tı had no ...., in it : Nutulr. çolr. dırmak.
cansız (ruhsuz) dı. To ııdr someone ıo pity: Birinin merha-
Thaı caae . _ : O dejnelr. insanın ca- metini tahrik etmek.
nını yak.ar. To .ır someone'ı wrath : Birini sazaba
l1ıe remarlr. ..... bim (to the quiclr.) : Bu ıetirmek.
söz (ubir aibi) içine ifledi. To .ır tbe fire : Atqi tarqtırmak.
To ..... to: Sokmak. To lllr ., : K.an1tırmak; canlandırmak;
STINK (1), v. [p. t. STANK, teşvik etmek, kııkırtmak.
p. p. S'11JNK). To .ır up old memorieı: Baki hltınlan
it lllılb in the nostrils : Koklayanın bıır (defterleri) lr.ar11tıımak.
nu dü11:r.
One chemistry paper was a .eı.k : Kimya
sualleri berbattı.
•A _.in
STtl'CH (1), v. & n.
time saves nine•: [Prov.]
Zamanında tamir edilen kllçllk bir bata
•To cry ...... fish• : Kendi malını kö- büyllk fenalıkların önllne pçer.
tülemek (•Yoturtçu yoprdum taradır• Not a dry llMı::lı o.: Sırılaıklam, çok 11- •
demesi aibi). lanmıı.
To llbık oat : Fena koku veya duman ile To ldkh ., : Yırtılı ditmek; yarayı dik·
kaçırmak. melr.; eklemek, yamalamak.
To 611 •P : Kokutmak, taaffün ettir- Without a lllllclı of dothins : Çmlçıplalr..
mek. With every llMdı of canvu ICl: [Naut.]
To .eı.k one's ııostrilı : Bumuna pis kok- Blltlln yelkenleri fora.
mak.
STOCK (.5), n. & v.
To rise a .ılıllı: [Si.] Velvele çıkar
mak, kıyameti koparmak. On tbe lloelıl : Hazırlanmakta; yapıl
yin etmek; muayene etmek; tahmin et- Stone man: Yol, v.s. işareti olan taş.
mek. Stone's cast (throw) : Taş menzili; bir ta-
To lake ltock in: [Colloq.] Alakadar şın el ile atılabildiji mesaf~.
olmak; ehemmiyet vermek; hisse senedi St- wall : [Cricl:.] İhtiyatkirane vur-
almak. mak; [polit.] Obstrüks yolculuk yap-
To stock up : Mal depo etmek. mak.
'.ffOKE (67), n. & v. Stone ware : Kumlu taştan yapılan saksı ..
Stoke - hold : Vapurun ocak dairesi. Tn cası stoaes at : Birine taş atmak, tc:n-
Stoke - hole : Ocak dairesi; külhan, kül- kid etmek.
han kapajı; kalorifer kazanının bulun- To cası ıhe firsı ııtane : Birini kötüle-
duju yer. mekte önayak olmak.
To lfolıe ııp : Ocak v.s.'nin ateşini arttır To leave no .._ untumed : Bir işi ba-
mak; [si.] karnını doyurmak. şarmak için her çareye başvurmak.
STOLE (67), n. STONY (67 - 1). a.
Groom of ıhe ltole : Kırat sarayında ya- A ııtony look : Sojuk bakıı.
tak odası nazırı. Stoay- broke: [Colloq.] Tırıl, dımdız
STOMACH (8 - 9k), o. lak.
He has no lfomach for adventure : Ser- Stony - hearted : Taı yürekli.
güzeştlere hevesi yok. Stcıity politeness : Buz ıibi nezaket.
His eyes are bi11er than his . _ . : STOOL (77), n.
Haris bir adamdır; aç &özlüdür.
Office ııtool : Yüksek yazıhane için uzun
it makes my ltom8Cb rise : Midemi bu-
ayaklı iskemle.
landırıyor.
Stool piıeon : Polis hafiyesi; birinin suç
1 can not llomarb it : Buna tahammülüm
ortalı; tuzakçı, bilhassa hırsızları tuzap
)•ok; hazmedemem.
düşüren kimse.
On an empty " - h : Aç kamına.
Three - leged ltool : Üç ayaklı iskemle.
On a full ııtam.ıleb: Yemek üstüne.
•To fail between two ııtuoll• : [Prov.]
Stonuıdr - ache : Karın ajrısı, mide aj-
iki cami ırasında peyoamaz, iki iıi bir-
rısı.
den yapmap çalışırken hiç birinde mu-
To tum one's - - . b : Mide bulandır
vaffak olamamak.
mak.
To go ıo ltoal : Defi hacet etmek.
STONE (67), o.
STOOP (77), v.
•A rollinı ııtane ıathers no moss• :
[Prov.] Yuvarlanan taı yosun tutmaz. 1 wouldn't llOOp to such a thina: Böyle
ııeye teııezzW etmem.
A ıııo.'s throw: Yirmi otuz adım.
STOP (5), n . .t v.
A heart of .._ : Katı yürek; amansız;
vicdansız.
Not to leave a .._ standinı : Yerle yek-
He never
mez.
"°" talkiııa : O suımak bil-
durmak; kesilmek; dinmek; sekteye utra- 1 havc a ııreat surprise in llGre for you :
mak. Size büyük bir sürprizim var.
To make a ltlıp: Durmak; mola vermek; in llore : Hazır; elde mevcut; yedek ola-
bir yerde muvakkaten kalmak. rak.
To put a ltlıp to : ...'e nihayet vermek, SCore - room : Kiler.
durdurmak. · Store cattle : Besili olmayan sılırlar.
To put the ...,. : Noktalamak. This book is a ııllll'e of infonnation : Bu
To itap a thina : Bir ııeyi durdurmak. kitap malOmat hazinesidir.
To ltlıp ııt notbina : Hiçbir ııeyden çe- SCore - hou1e : Antrepo. ardiye.
kinmemek; her ııeyi göze almak. 5eore keepcr : Ambar memuru; kumanya
mem.uru; kilerci; [U. S.] dükklıncı.
He did not ltlıp at that : Bununla iktifa
Store teeth : lireti (tıkma) diller.
etmedi, bununla kalmadı (yetinmedi).
To hold (keep) in ııllll'e : ileride kullan-
To ltlıp a"'-': Gelmemf'k; muvakkaten
mak için saklamak.
evden bBfka yerde kalmak. .
To lay in a llGre of ·someıhina: Bir :ıcyi
To ltlıp (payment oO a cbeque : Bir çe-
depo edip iddihar etmek.
kin tediyesini durdurmak. To set great _.. by somethina : Bir ııeyc
To ltop deacl (short) : Birdenbire durmak
çok ehemmiyet venı11k.
(hayretten), donakalmak.
To set little ilen by somethinı : Bir ııeYi
To ltllp doina sonıethiı:ıa : Bir ııeye son hiçe saymak, ona eheııımiyet vermemek.
ve~k.
To set ıreat llore on (by) : Çok takdir
To ıılap ..... a lens: Adese perdesini etmek; pek kıymet vermek.
küçültmek. To ııı... ., : Biriktirip saklamak; istif
To itap 4l9wll: [P!ıor.l Ziyayı diyafram etmek, yılmak; dolu olmak; kederli bu-
(adese perdesi) vasıtasiyle tadil ederek lunmak.
adesenin sahasını daraltmak. To llore •P in memory : Hatırda tutmak.
To ltlıp aft : Muvakkaten durmak, ko- We do not know what the future has in
naklamak, utramak. atore for us : istikbalin bize ne hazırlı
To ltop shon : Kesilmek, durmak; kısa dılını bilmiyoruz.
kesmek. STORM (SS), n. &. v.
To ııtup ap : Tıkamak. •A llorın in a tea - cup• : [Prov.] Bir
To ltop the mouth : Susturmak, sözü aı bardak suda fırtına.
zına tıkamak. Cyclonic ııtwm : Kasırga.
To ltop lor someone : Birini beklemek; St- and stress : Buhran devresi.
birini almak için araba v.s.'yi durdurmak. Stcnn - beaten : Fırtınaya tutulmuı.
To 1t1ıp a gap : Delik (gedik) tıkamak; bir St~- bound: [Nauf.] Fıttına sebe-
eksili tamamlamak. ' biyle bir yerde durm111-
To ltop OYer: Yolculuk esnasında bir Stmm center : Kasırga merkezi; karnü-
yerde bir müddet kalmak. vesi.
STOllE (SS). n. A v. Starın - cone : Gemilere haber vermek
A surprise is in llOlw for you : Sizi büyük için karadan aösterilen mahrut ııeklinde
bir sürpriz bekliyor, size bir sürpriz hazır fırtına i11reti.
lanmııtır. St.. cloud : Fırtına getiren bulut.
At the ..... : Dükkinlarda, Ç1U1ıda. St- door : K~ veya fırtınaya kal'11
Departnıental .._ : Her türlü caya satan ilaveten yapılan d11 kapı. ·
büyük mataza; bonmarııe. St.m flag : Fırtma çıkacaiına ali.met
He is a ıılwe of infomıation : Havadis olarak rasathane tarafından çekilen 'hu-
(maUlmat) kwıİkuma11dır. susi bayrak.
[ 390 ]
-e
böyle ııöylilyortar. To drink *8IPt froın the bottle : Bar·
But that'ı another ltGr7 : Onu bqka bir dalı. lı.ullanmadao 'fileden içmek; fİteyl
ı.aman anlatırım. dilı.nıelı..
•lt'ı quite ıınother ltGr7 now• : [Prov.] To loolı. ıılnıılPt in tbe fac:e :
Eni çamlar bardak oldu. Birinin aözllne balı.malt.
!ICDr7 - teller : Hiklyec:i; [colloq.] marta- To read a boolı. matPt tlııouah : Bir
valcı. kitabı haftan bata olı.umalt.
SCW7 writcr : Romancı, hilttyeci. Thiı train pocs ......_. throuah to
That is anotber ltGr7 : Bu bqka bahis. London : Bu tren alı.tarmuız Londra'ya
That'ı quite ıuıother l(ery : O blbblltiln tadar gider.
bqka; o ayn bir weY· 8TRAIN (21). v. .t n.
To mııke a loııa ...,. ıhort : Sözü uzat- Ali his senseı were on the ltnılD : Bütün
aııyalım, 'uzun lifuı kısası. melekeleri prilmif!İ.
To teli ......... : Yalan söylemek. Bindinı lnlıl: BOkülıne dayanıklıjı.
•lbe aame old ltGr7• : [Prov.] Eski ha· Breakinı ııtnılıı : Çekme dayanıklıtı.
mam elltl tu. He said a tol more in the same atnıbı :
Thete empty bottleı teli their own ltory : Bu mealde daha çok söyledi.
(Baıka söze hacet yok) bu boş ıiııeler klfi Mental llnıln : Zihni yoraunluk.
derecede izah ediyor. To ııtnıla at (ııftet-) somethinı : Bir teYI
STI>W (67), v. elde etmek için kendini zorlayarak çaba-
sc- iti : Muzlplilt etme! lamak.
To ll9W ......, : Bir yerde saklanmak; To atrm at a point : Bir nokta Uzıerinde
<semi, tren v.ı.'de) kaçalı. olarak 11eyahat fazla ehemmiyetle durmalı..
etmek için saklanmak. To ltnla one'ı back : Belini incitmek
STRADDLE (3), v. (burlı.utmalı.).
To llnıiılle a qııestiqn : MUoakapda iki The martial ........ of the band : Bando-
tarafını birden tutll\llk. nun aıkert havalan.
[ ,,. J
To lll9tD lbc in: 8'r bauaım mlllude ll'J'RAND (3). Y. A L
ettill badada --.ıc. To be - - . . : Pma Yaziyette ~
To llnla ........,... cıat ol. a Uquld: Bir mat; ylzllldl kalmat; .,.,. kalmat; pa-
maJll ...... lı;iılıllkl ..,. ..... elmet. l'DI& talmü.
........
To ...... '"'1 .... : Blttla ..,..abıl
To bit one's *ille : Normal seyrini veya To .atıı.e the lıour: Saati çalmalt.
hızını bulmak. To ııtrlıe fish : Balık sürüsü bulmalt.
To make sreat (rapid) ...W.. in To ....., hands : Pazarlık etmek; tem
somethinı : Bir ıeyde çok ilerlemek; bir olmak; pazarlık prtlarmı kabul ederek
,eyde büyük terakki söstermek. el sıkmak.
[ 394]
The hour hu ıılradı : Mllhim an seldi To ..... ap a tune : Bir makam tuttur-
çattı. mak.
To lldre a barphı : Pazarlık etmek; To ..... . , a friendslıip : Biriyle dost-
an18f1Dak. lup bqlamalı..
To ..... a match : Kibrit çakmak. Well ...... in years : İyice ihtiyırlamıı. ,
To ..... it rich: Altın v.s. madeni bul· We've llnck (a,ae) just the risht man :
mak; beklenmedik muvaffakıyete erit- Tam adamına çattık.
mek. STRDaNG (41 • I), a.
To ..... oı1, aold, ~ : (Maden arayıcı) A ...... clock : Çalar saat.
petrol, altın v.L'ye rastlamak. A ...... llkeness : Şaıılacak benzerlik.
The plant hu 111-* (root) : Dikilen ne- &rllılqly beıutiful : Göz ılıcak derecede
bat tuttu. gllul.
The road now ...._ North : Yol burada Within ...... distınce : Vurulacak me-
kuzeye sapıyor. safede.
The tlıoualıt - - hiın tbat •.. : Birden· STRING (1), n. el v. [p. t. el
bin aklına IC)dl ki.-.. p. p. STRUNG].
To ııtrlıa _,eone wlllı woııcler : Birini
•To hıve two ltrlııp to one'ı blow• :
hayrete dllıllrmek. [Prov.] Ümidini yalnız bir yere balla-
To ıdl9rıe terror into someone : Birinin
mamak; bııvuracak iki çaresi olmak.
içine dehpt salmak.
Has a lllrlıııl to it : Şarta bıllıdır.
To. llrllııe d-n : Vurup yere dUıUrmek; He can pull ....._. : Dümende dayısı vır,
yere sermek.
arkası var.
To ..... la: Vurup saplamak.
Highly lfnnıl : Sinirli, çok hBSSll.
He ıdndl ı. wı• a new proposal : Yeni
On a ltrlas : Baskı veya kontrol altında.
bir teklifle lafa karıttı.
Oııford's. first lfrtııa : Oııford'un birinci
To ..... cılf : Vurup koparmak; vurup
mümessili (yarııta).
çıkarmak; kazımak; vurup ayırmak veya
Strhıg bean : Çalı fasulyesi.
yerinden fırlatmak; kazıyıp silmek; ba1-
To have two ıılrlnp to one's bow : See :
mak; tabetmek.
To ııtrlıa ofl 100 copies: Yüz nUıha bas- IOW.
mak. To harp on onc ııtıtııı : Aynı mevzuu
To mlb a name olf a liıt : Bir ismi liste- diline virdetmek.
den çıkarmak. To pull ltrlnp : İltimas yapmak; baıka
larının faaliyetini ııi7.lice idare etmek;
To aıtb oat: Çizmek, hazfetmek; vurup
başkalarına gizlice müessir olmak.
çıkarmak; kazımak; izale etmek; teskin
etmek; icadetmek; yüzme ve kayakta ku- To play second llrlııııı to someone : Aynı
laç atmak veya kulaçlama kıymak; boks- ilde birine nazaran ikinci derecede (seri-
ta omzuna vurmak; darbe indirmek. de) bırakılmak.
To ..... to the right : Sap dolru git- To ııtıtıııı (someone) ap : (Birini) ipe çek-
mek. mek, asmak.
To ..... right ınd left : Sap sola vur- To be ali llnml •P: Asabileımck; heye-
mak. can içinde olmak.
To ...._ oat fw oneself: Kendi açtılı STRIP (1 ), v.
çıtırda ilerlemek. Sbtp tease : Kadın sahne artistlerinin çı
To *""'
yUmıek.
GUt lor the shore : Sahile dolru rılçıplak soyunup vUcutlarını seyircilere
tqhir etme unatı; bir ,antöziln sahrıec:e
To ııtrlıa ••: Vurup fırlatmak; çelmek: tempolu soyunma numarası.
çalmala ve tepnnlye bıılaıııık; IÖz.e ka- 8trlfped of ali his wealth : Soyulup so-
rıtmak. lana çevrilmek; iOls etmek.
[ 3!15 1
To ıı1rtp ol : Elinden almak; mahrum et- ser-. ımell : Alır koku.
mek; 111ymak. SCrcılıs • minded : Azimkir, iradeli.
To llrfp a scrcw : Vidanın diılerini sıyı sercı.s· drlnk (waters) : Sen içki; ispirto-
rıp kırmak. lu içki.
To llrfp to tbc skin : Tamamen soyun- SCrcılıs holds : Kilit noktaları.
mak. SCraaı meat : Aiırlapnıı et; hazmı ıüç
STIUVE (41), Y. [p. t. STROVE, et yemek.
p. p. ITRIVEN]. To ıo it ....... : [Si.] Pena muamele et-
To llriYe f•: ... için mllcadelc etmek. mek.
To ııtme f• (llfllr) somedıiq: Bir ICYi With a ....... hand : Gayretle; fiddetle.
elde etmctc çalıpnak, bir 1Cyc eriımclc STRUC'ruRAL (8 • tlh!I), a.
çabalamak. 51..-..c:lw.. botany : Nebatların teıekkil·
To ııtme wllll (.......) : ... ıe utrapııak, ilinden balıseden ilim.
çekiamet. mücadele etmek. ser.-.. c:olor : Renkliz kısımların ter-
STROU (67), n. .ı Y. tiWnden lıllıl olan renk.
lllrıldlınl lteel : lnpaıa elveritll ıekll
A aoocl ....... of businesa : Kirlı bir iı;
lerdc olan çelik.
•turnayı' aözilndcn vurdu• kabhindcn.
STRUOOLE (8), v.
A - - . of bushıess : Bir miktar i1-
To .............. : ... 'ya, .. .'ye karlı
A - - . of aenius: Dahiyane bir hare-
mllcadelc etmek.
tet v.ı.
To *"ille r.- ı .. .'dan, .. .'den sıyrıl
At a ....... : Birden.
mak için mücadele etmek.
Finiahinı - - . : itini bitiren darbe.
To ...._.. • : Mlk:aclelcyc devam et·
He had a - - . : Ona inme indi.
mek.
He has not done a ..._ of wort : Elini
To 1fr11111e to one'ı fcet : Zahmetle ayala
hiçbir ite sürmedi.
kalkmak.
On the _ . of nine : Sut tam dokuzda.
To ........ wllll: ... ile milcadele etmek.
Piston lllnılıe : Piston 1eyrinin uzunlutu.
Wc ......... lıroııah: Dllte kalka çıktık;
To stnıU (soıneone) tbc wroııa way :
utrafB uinıa bütün mUıkWleri yendik.
(Birinin) damarına ba1111ak; lilc:eııdir
STUB (8), v.
mek; canını ııtmak.,
To . . - one's toe aıainıt somethiııa :
.To be killcd by a - - . of liptnlnı:
Ayalı bir 19ye çarpmak.
Yıldırım çarparak ölmek.
To .... ap a root : Bir kölr.il sökmek.
To row a fut (llow) ....... : Hızlı (alır)
STUD (8), n.
kilrek darbeleriyle kilrek çelaııek.
St1ld • book : Cins atların ıec:erc defteri.
Two- (four) ....... : iki (dört) zamanlı
8e.ıt - farm : Hara.
motor.
SC.. • horse : Damızlık.
To - - . a boat : Kilrek 11111dalının ham-
To be at .... : (Ayıır) damızlık olmak.
lac:ııı olmak.
STUDDING - SALL (8 - 1 +21), n.
STRONG (5), a. .t adv. Lower ........_ . . . : [Jraut.J lstopo-
Golnı ..._.: [Si.] Refah içinde. mar yelkeni.
Palience il not bil . . . . poiot : Hiç ... ......... • . . boom: [Naut.] Yan çu-
bırlı ıfelildlr. butıı.
. . . . -boa:X-. Top mut . . . . . . . ..O: [Naut.] Kor-
. . . . cbeele: AJır kotulu peynir. delila yelkeni.
...... comdtutloa : Sıllllm bllnye. Top pllant . . . . . . . . . : C•aut.] Kor·
....... laııaaqe: Sert . . . . tafllr. dellçin yelkeDI.
. _ . roam: ICua wya dellrll lffUI• mJDY (I • 1), n• .t Y•
mulıafaza edlldlli aıubtcm oda. Bıown ...., : Dalpılık.
Alb.led
[ 396 1
His face was a llılcly : Yüzü görülecek To stumble aloııg : Sendeliyerek yürü-
şeydi. mek.
in a brown llaıly : Büsbütün dalmıı. To aumble hı one's speech: Söz söyler-
To finish one's ııtudleı: Tahsilini bitir- ken duralamak; kekelemek.
mek. To amitle lnto : Sendeleyerek girmek
To make a lltlldy of : ÖArenmiye· veya To ııtumble oa (upon) : Aramıyarak rası
anlamıya çalışmak. gelmek, tesadüfen bulmak.
To make a lllldy of something : Bir tcYi To staınble over something : Ayalı bir
bilhassa tetkik etmek. şeye çarparak sekmek.
To ...., for the bar : Hukuk tahsil et- STUMP (8), v.
mek. On the lbanp : Siyasi nutuklarla meşgul.
To ıady one's health : Sıhhatine ihti- Stump orator : Sokak hatibi.
mam etmek. To .._, aloııs (lbolıll : Tahta ayaklı
To ....,. 9P : İmtihan v.s. için ders ça- gibi gürültü yaparak IC'Zmek.
lışnıak. To draw ııhınıPI: [Crick.] Oyunu bitir-
To .....,. one's comfort : Rahatına bat- mek.
mak. To be up a ııtanıp : [ Colloq.] Aciz oı:
To stady hard : Çok çalışnıat. mak; şaşkın halde clmak; şaşırıp hiçbir
To llılcly a.t: İyice tetkik etmek. ş:y yapamamak.
STUFF (8), n. & v. To stir one's ııtump: Yürümek, kımıldan
Garden ıılıdf : Sebze. mak.
He's hot ııtı.n: [S/.] Yamandır. To lake. the ııtamp : Ba~kası hesabına nu-
He is thc lhdf hcrocs arc made of : Bu tuklar söylemek.
ııdam kahramanların yolurulduju ha- To ııtump off: Hantal hantal yürümek.
murdan. STUPID (177 - 1), a.
Houschold aff : E.v eşyası. To drink ones:lf stapld : Aptallaşmaıa
How arc we ıo gel the ıımtr home? : Bu kadar içmek.
eşyayı eve nasıl taııyacaiız? STURDY (99 - 1), a.
Silly ıımtr : Saçma. SCunly bcggar : Güçlü kuvvetli dilenci.
SCaff and nonsensc! : Saçmasapan!, bü- STYLE (41), n.
tün butün saçma. in ltyle : Modadan. modaya uygun.
SCuffed shirt: [ U. S. s/.] Resmiyete çok in fine style : Adamakıllı veya mükem-
ehemmiyet veren kibirli kimse. mel şekilde.
That's the ıduff ıo give thcm! : [Si.] Ha in the lalesi ııtyle : Sen modaya göre.
şöyle! New style : Efrenci tarih; Greguvar usu-
There's good ııtuff him : Bu adamda cev- lü taril>.
her var. No style abouı him : Şık dejil, modaya
This book is sorry .mlf : Bu kitap pek aykırı.
yavan. Allahlık. Old ııtyle: Rumi tarih; Julien usulü tarih.
To .eutr ap: Tıkamak. Out of style : Modası geçmiş, demode ol-
My nosc is ııbıffed up : Burnum tıkandı. muş.
l'o knoct the lhıff out of someonc : .Bi- She has no ııtyle : Onda bir kibarlık yok.
rine dayak atmak; birinin bumunu kır To do something in ICyle .: Bir tcYi mü-
mak. kellef bir şekilde yapmak; adamakıDı
STIJMBLE.(8), v. yapmak.
To . _ . . - (lqıom): .. :'e rastıel To !ive in grcat ııtyle : Saltanatla yap-
mek. mak, ptafat yapmak.
To sCamJıle ~ a thiag: 8ir ICYi tesa· SUBJECT (8 - 1), n. .t v:
düfen bulmak. Salı)ect matter : Esas madde, esas mevnı.
[ 397 1
lıllıjed to: Şartiyle; tibi; [colloq.] da- in rapıd w 11 d : Süratle birbiri arka-
yanmq olarak, ltaadi. sından.
. . . . . .. ooaec:tioıı: Yaıılıt olabilir. SUCB (8), a. .t. pron•
To clıaqe tbe ..., _ : Ukırdıyı (llfı) Ali mcEı u are of my opinion : Benim
deliftirmet, DMVZll1I delifdrmet. fikrimde olanlar.
The JIUllİ) muat pua in five _.Ject : Ta- As _ . : Böyle olmak 11fatlyte, bu il•
lebenin bet dentea muvaffalt olmuı IA- fatla, haddizatında.
zımdır. At meli ta time : Öyle bir 'akitte.
11ıe ubfed of much ridiı:ule : Bir hayli He la mcEı a bore : O tadar can ııkıcı
alay mevzuu. dır ki.
To ...,_. to: Maruz kalmak; te*i al- 1 am a doctor and, u ..tı, must rehıle
tında bırakmak; malıt.Om etmek, icbar to do thb : Ben doktorum ve bu sıfatla
etmek, tibi ltılmalt. bunu yapamam.
SU38CRDE (9 - 41), v. in Bristol or ııome mcEı place : Briaol'da
To . . - . . . for: Abone olmak; ~Q veya bunun afbl bir yerde.
detmelt. Latin, u mclı, is not very ıueful, but oae
To _...ille to: imza De tudik etmek; of tbe aırca -of l!qlisb it la impor1ant :
ballanmak; abone olmak. Utiııce haddizatında o tadar faydalı de-
SUl8CIUPl10N (8 • 1 - lhn), a. lildir, fakat İqilbcenin esularından biri
!l••zı'z ' • to a loan: Bir ilıtitram itti- olarak mlllılmdlr.
rak. 8-Jı u 1: Benim slbL
To open a ılllı ıl;d• llat: Defter aç- 8-Jı and . . . : Pllln.
mak. !lmdı lib : Bun1111 slbl, b6yleaL
To ·raile a lı ..,...._: iane toplamalt.
!lmdı u it la : Oldulu Pbl; lıer nuılaa,
!IUBnTn.JTE (8- 1 - 177), v. fena (deleniz) olmaltla beraber.
To •1ılıdtıae marprine for butter: Te- 8-Jı people (people . . . u 1bele): Bil
reyatı yerine marprin koymak.
afbDer.
To •lılıdCate fm: 1:tame etmek; yerine Tbe food, ma u it ı., la abundaııt : Yi-
koymak.
yecek pek iyi dellbe de Wdur.
To ..wc.t. for .aeone: Birinin ye- There are DO mciı dıiııp U t.lriea : Peri
rini tutmak. diye bir teY yobm.
Sl.ICCEED (9bl1), v. Thole wbo Jeaw dünp in tnhıl me
To meeeed .. : 8qarmat. unliltely to - _.: Etyahınaı tmı
To _ . . . te: BirİIİDin yeriae PÇIDek.
lerde unotanlum bunlan tekrar elde et-
To _ . . . .. tbe tbroııe : Tahta toÇmelt.
meleri mobı-1 delildlr.
To ...:eeıl to an estate : Bir mfilke vAriı
Unlil . . . lime u ... : ... ince kadir.
olmak.
We tnow of no mdı : B6yle bir eey bil-
SUCCP.SS (9k12), n.
miyoruz.
To malte a - ol~: Bir iti
bafU111111t; bir itele muvaffak olarak ka- SUClt (8), v.
zanç elde etmek.. To IMlt aıt somethinı : P.mmelt; (pipo
. To meet with - : Muvaffak olmak.. v .ı.) Qeltmelt.
SUCCE!ISION (9b2shn), n. To IMlt ._.: Yotmalt.
After a -cı '• of defeats: Oltl1ste To •ek W, : Emerek IUVUDU lturutmalt;
maiJQbiyetten sonra. (birini) ıwhrmak.
Por ttıree yean in ~cwlw ı OltOate To ..m .. : P.mmelt, yutmak, çekmek.
Uç sene. To ..m _.: Emmek..
in _c.._: Birbiri arltaama, mllteva- To ..m ., : M.-tmelt, emmek, çek-
liyen, mllteaelsDen; ııra De. ınelt.
[ 398 1
To Aldı up to someooe: [Si.] Birine Generosity is not his stronı mil : Onda
çanak yalayıcılık etmek. pek cömertlik ırama.
What a llKt!: [Si.] Bozwnl; yuttur· it mlllı my book to put up witb bim : Ona
dular! '8hammUI etmek itime aeliyor.
SUDDEN (8), a. el n. Ridiıİı • . . : Binicilik elbileli.
Ali of a lllddea (on a llldlle•): Ansızın; To follow ..M: [Card.] Aynı renkten
birdenbire. oynamak: cı;,..] aynı şeyi yapmak; tak-
SUE (177), v. lidetmek.
To me someone lor damaıes : Birinin That hat doeı not mit you : O pplr.ı size
aleyhine zarar ve ziyan davası açmak. yakıpnıyor.
To - lor peace : Sulh talebetmek. SUITE (711), n.
To - ·1111t: istida ederek karar, af, v.s.
Sıdte of furniture : Aynı desende mo-
almak.
SUFFER (8 • 9), n. el v. bilya.
On •ffer : Müsamaha yüzünden (dola- Salte of rooms : Daire, apartman.
yısiyle). SULK (8), n.
The baıtalion lllffen«I heavy loues : Ta- To be in the •u (to hnve the mllıll:
bur nıır zayiat verdi. Somurtmak.
To suffer damaae : Zarar ıörmek. SUM (8), n. ol v.
To lllffer lor one 's mildeeds : Y aptıjı A mm of money : Bir miktar para.
fenalıkların acısını çekmek.
A lump - : Toptan para.
To ııuffer lrom an illness : Hula olmak,
hastahp müptela olmak. Good at - : İyi hesap bilir, hesabı
To suffer 1..- a weak heart : Kalbi za. kuvvetli.
yıf olmak.
He is very bad at his - : Hesabı çok
fenadır.
SUFFICE (9 - 41s), v.
Sufllce it to say that ... : Yalnız ıu kada-
in •m : Velhbıl, sözllD kıauı.
1 can't do this - : Bu hesabı yıpamı·
rını söyliyeyim ki ...
yorum.
SUGAR (sh7 - 9), n.
To - . . : YeltOn yapmak; hullsa et-
Burnt ...... : Karamela.
mek.
Brown ...... : Ham teker.
The mm and substaace of it : Hulisuı,
Castor ...- : Toz teker.
kısacası.
Lump mpr : Kesme teker.
8apr - beet : Şeker pancarı. To - someone ., : Birinin hakkında
Supr • cane : Şeker kamııı. hüküm vermek, birinin numarasını ver·
Supr · candy : Nöbet ıekeri, akide tekeri. mek.
Supr - loaf : Kelle şekeri. To - ap the situation at a ıtance : Va-
Supr - plum : Şekerleme, bonbon. ziyeti bir bakışta takdir etmek.
Sapr - tonıs : Şeker maşası. SUMMER (8 - 9), n.
SUGGESTION (9j2stshn), n. Boy of ten - - . : On yaıında oiJın.
He speaks with just the rt'ıım of a Indian - : Sonbahar sıcalı: pastır
foreiın accent : Pek az hissedilir bir ec- ma yazı.
nebi şivesiyle konuıuyor. S . - time : Yaz saati.
SUICIDS (1771s41), n. St. Martin'• _ . . : Sonbahar meltemi.
Sulclde squad : Fedai müfreze. S-mer liahtninı : Yaz Jimteli; aöt ıü
To c~mmit lllldıle : İntihar etmek. rültüsü iıitilmiyecek kadar uzakta aörUlen
surr (77), n. el v. şimıek.
Bathinı · mh : Mayo. S - r squash : Sakız kabalı.
.ammOD
[ 399 ]
P. 26
IWffl
( 402 ]
To 8Wear a.t a warrant : Yeminle bi- To aweep the around : Yerleri sUpUrerek
rinin suçunu tasdik ederek tevkif emri aeçrııek (etek).
çıkarttırmak. To 1Weep the heavens : (DllrtıUn veya
To swear someooe to secrecy : Kimseye projektörle) aökleri arattırmak.
wylemiyec:eline yemin ettirmek. To _ , the strinp : Çalaının bUtlin
SWEARING (29 • 1), a. tellerine birden dokunmak.
To sweep tlıe aees of ooe's enemiea : De-
Swearlıııa mad : Küfredecek kadar öfke-
nizleri dilpnandan temizlemek.
lenmiş.
To _ , ap the room : Odayı ıUpürUp
SWEAT (2). n. Av.' temizlemek.
Ali in a 1Weıd : Ter içinde. To be . ..,. cılf one'ı feet : Dalaa v.ı. ile
He shall aweat for it : Bu it için ceza aö- sürüklenmek; heyecana kapılmak.
rccektir. The maid awept oul the room : Hizmetçi
in a ııweat: [Colloq.] Endite içindei odayı baıta~ bap ıUpllrdU.
ııcelc ile. The lady awept oat of the room : Hanım
s,veat shop : Az ücretli ve kötD werait al- v:ırdakost3 bir eda ile odadan çıktı.
ı ı nda çalıştırılan yer. Tlıe ıbore .,...,. te tlıe South in a wide
•To earn by (with) tlıe .....- of tlıe curve : Sahil büyük bir kavisle 1Uneye
brow•: [Prov.] Alın teri ile kazanmak. ilotru kıvrılıyor.
SWEEP (11). n. & v. [p. t. A With a wide 1Weep of the arın : Geoit bir
p. p. SWEPI']. kol hareketi -ile.
SWEET (11), n.
Chimney aweep : Baca temizleyici kimse.
A IW9lt tooth : Tatlıyı sevme tabiatL
To make a clean IWeep of: Silip ıUpllr
A ...r..C vokıe : Tatlı - .
mek; bUtUn bUtDn temizlemek.
At one'ı owıı •..C wlll : Xeyfbıo ,ılre,
To aweep 81-a: SüpilrUp aıetirmek; aza-
kapris, llhsi arzuya ,ıxe.
metle. yürUyDp aeçmek.
How 1Weet of you!: çOk naziblniz!
To sweep ali before one : Devamlı bir
şekilde muvaffak olmak.
•Sw"t is the muaic of a dlatant dnmı• :
[Prov.] Uzaktan davulun sesi bot pllr.
To sweep -ay : Silip ıUpllnnek, ıDpD·
s-ı meal : Selterleme.
rilp temizlemek.
Swnt oil : Z.Cytiııyqı.
To sweep d-. : Yukarıdan aşalıyı dol-
ru silpUnnek. Sweet - Sceııted : OIU.el kokulu.
Sweet tcmper : Tatlı ve yumUflk huy,
Pirates swept do- on the town : Kor-
aUzel tabiat.
sanlar şehre çullandılar.
Sweet water : Tatlı au.
To . ..., otr: Bir feyin UstUııden süpür- Sweet bread (neck IWMI) : Uykuculuk.
mek. Stomıck sweet : Özden.
To sweep pası : Çabuk ve azametle seç- To be IWeet OD IOmeone: [Si.] Birine
mek. dUşkOn olmak; birine ltık olmak.
To ...., Cl9t of existcnce : Defetmek, To keep the room cleuı and ....C: Oda-
yok etmek. yı temiz ve sakin yapmak.
To IWMP - : Silip ıüpürmek. The 1Weela of succea : Muvaffakıyetin
To ııweep the boırd : Kumarda masadaki verdili tatlı hiı.
bütün parayı kazanmak; kumarda her To h3ve IWeel tooth : Tatlı 11ylerl le\'·
seyi kazanmak; mümkün olan her şeyi mek.
kazınmak. ·ro say nothinp to aomeone : (Meseli iki
To 1Weep the horimn wlaa ı teleteeıpe : sevıili aibi) havadan IUClan atızel IÖzler
Ufku bir dDrtıUnle bir battan bir ba11 söylemek.
tetkik etmek. What a •..C ehildi : Ne cici çocuk!
IWell
[ 403 J
SWELL (2), n., a. el v. [p. t. SWEU.ED, de partilerin münavebe ile RÇDmesi te-
p. p. SWOLLEN]. mayWü.
Swell mob : Çete; haydut ııebekai. To be in full IWlııs : Tam faaliyette ol·
Swell party: [Colloq.] Pek eilenceli top- malı:.
lantı. To walk with a ...... : Hızla ve intlum·
SweU soc:iety : Kibar takımı. la yürilmek.
To IWtll aut: Dıl&l'ıya dolru kabarmak. SWINGING (1 - 1), a.
To awell tbe total : YekQnu kabartmak. To c:atch someone a ......... blow : Bi-
To IWtlll up: $ipnek, kabarmak. rine ıiddetli bir yumruk aalıvermek.
To ...a wlda the pride : iftiharla aölsD SWITCH (1), v.
kabarmak. To IWti olf .tlıe llsbt : Elektrlli kea-
The 1WeD ol the pound : TDmsek, tatlı melr. (IÖ!ldllraıek).
meyil. To 9""dı GD tlıe llaht : Blelttrlli açmak.
•To suffer from tbe 1WollH lıead•: To 1Wltela o.er : Bqlr.a cihete çevirmek.
[Prov.] KDçDk dalları ben yarattım de· To IWti tlıe tail : Kuyrutu aavurınak
mek. (hayvan).
SWIFT (1). a. SWOOP (77), v. el n.
Swlft • footed : Çabuk k011r, ayalına tez. At one fell ....., : MUthlı lnl bir darbe
Swlfl. banded : Eline çabuk. ile.
Swlft • winpd : Hızlı uçan. To 1W01111 ıA-. .,_ IOlllClhiDa : Bir F-
SWING (1), n. el v. [p. t. el yin berine aaldırmak; tiddctll hlkwa et·
p. p. SWUNG]. mek; çökmek.
Everythinı went with a ..... : Her ICY To IWOGf •P: Yakalamak.
tam yolunda aittL SWORD (55), n.
He shall IWlııta for it : Bu İl için darala· •A IWGN don DOi c:at ita .......... :
cına asılacak. [Pro•.]
in full IWbıs: Tam faaliyette, en canlı
derecesinde. At 1Wflftl1 points: Mubaaamada, dut-
it aoes with a ...... : Salınarak aicler, manlık içinde.
To .... one'ı brcath aw91 : Şatınmak. hand : Birini veya bir neyi bir kimsenin
To llllrıe one'ı dcath el cıold : Tehlikeli elinden almak.
soluk almak. To .... IOnıetlıİlll : Olduju ıibi k11r1ılı·
To .... ooe's feııcea deaııly : MütkllJJeri mak.
yenmek. To lalm ııoaıethlna on ıhe ehin : Bir ıeyi
To .... one'ı hat olf: Selimlamak. cesaretle, metanetle bqılamak.
To 'tab ooe'ı lıancl : El sıkmak. Te .... 1tep1: Hamle yapmü, lellbbllle
To .... one's life hı bınd : Kallaiai geçmek, tertibat almak, icabını bakmak,
koltujuna almak, 61Umll a6ıe almak. halletmek.
To .... oae'ı part : Blriaiııia tarafını tut· To .... ltock : [Com.] Envanter yap-
mık. mak.
To .... oae's ıtand ...... 101De011C : To .... ııtock el : Kıymet (paha) biçmek.
Birisine karşı cephe almak. To .... tea wllla: Çayı beraber lcmek.
To .... oae'ı time : Acele etmemek, va· To .... the 8lr : Havalaıunat; bava al·
kit kaybetmek, ıamaaıaı almak. mıya çıkmak.
To .... one's word: S6zl1ııe hıaıımak. To .... ıbe cbalr : Bqkaıılık etmek.
To .... opealy : Açıktan açıla almak. To .... ıhe f"ıeld : Meydana a&ılmak; bar·
To .... opportunity : Pınat bDmek. be lttirak etmek; aavqa batlamak. kam·
To tüe Clllt: Çıkarmak (leke v.s.); alıp panya açmak.
götürmek; dıprı çıkarmak; kopyamı To ..,_ the 1ead : ÖDderlik elmet, bap
çıkarmak; bitirmek. seçmek. idare etmek.
To Dire Clllt to : Oötilrmek. To talııa the ilet olf: Batta tarafa bM·
To fllb .,.., : Zaptetmek, almak; deruhte mak, aözllnD ilinden ayırmamak.
etmek, yüklenmek (vazife v.s.); talim al- To. .... the ııeWI : Halleri Urplamat.
mak. To llllre the offeuive : Taanma ....-t.
To .... pains ınd. carc : Zahmet çekmek. To talıe the atand (floor) : Söz .e,lemek
To ı• part ı. : Rol almak, lltink et· için ayala kalkmak.
mek, karıtrnak, dalıR olmak. To taM the wlııd a.I of .,..._: Öf·
To talıe place : Vuku bulmak, olmak, keyl dalıtmat.
cereyan etmek. To ake thouaht fil : Dl1"1ııınet. hesaba
To . . . pleuurc in : Zevk almak. katmak.
To tüe posseasion of : HllkmU altına al· To .... time : Vakit almak.
mak. To .... time out tor ııcımetblq : Zammı
To Dlıe pot • luck : Allahın verdllinden ayırmak.
beraberce yemek. To .... to : Oötllrmek, ballanmak; Dtica
To .... pride la : İftihar etmek. etmek; alıpnak, lıotlanaıayı ballamak,
To .... risk : Tehlikeyi atia almak. sevmek.
To .... root : Kök salmak, aellpnek. To .... to be : Kabul etmek; tellkkl et·
To .... shape : Şekil almak, teklllea· met.
mek, teıekkUI etmek. To .... to bed : Yatala dlltmek. balta·
To lüe sick : Hastalanmak. lanmak.
To .... side : Tanf tutmak. To talıe to boaonı : Jlalrına bumak.
To .... aomeone by the arm: Koluna To tab to 1ıeart : Kederlenmek, Dzlll·
airmek. mek, çok mDteesalr olmak, içerlemek.
To t.ıı.e 101Deone. by the elbow : IColııaa To .... to oae'ı 1-b : Talıuları kaldır·
ıinnek. mak, kaçmak.
To .... aomeone far somehody : Biriliae To .... to pieces : Parçal-U, tlhlıl et·
benzetmek; tellkki etmek. met.
To .... someone or ııoınethilıı olf oac'ı · To .... ıo task : Azarlamak, paylamak.
..
To .... turm: Saruı pJmet.
[ 408 ]
He has ,..... far nic:e thinp : Gllzel aey·We tea ld five o'clock : Saat 5 de çay
le re merakı (lıeveai) var. içeriz.
He has a ..... far taklnı a wallt every TEAR (29), v.
eveninı : Her tec:e dola1111ayı 1ever. To .._apart: Parçalamak.
He is a man of - . : O zevkli adamdır, To tear • - : Yıkmak; çürütmek (bir
ajzının tadını bilir. fikir veya iddiayı).
The dish . . _ aood: Yemek leziz olmut. To tea' . _ the idea : Bir fikri balta·
To tlıc kinı'ı (qııeen'ı) ..,. : MUkemmel, lam ak.
ili, kırala !Ayık. To tem' in half : İkiye bölmek.
To have a tast. for : Belenmek, 1evmek, To .._ ...._...: Mahvetmek.
00,lanmalt, isıemek. TEE (11), v.
To ...,. the cup : Bir ıeyin tadına bak· To tee elf: [Gol/) Topu kum tepecilin·
mak. · den çelmek; [li•.] bqlamalt.
To ...,. the cup of bitıerness : Kötülük TELEGRAPll (2 • 1·44), n. el v.
ıörmek, acı (ıstırap) çekmek. Orapeviıııe ........ : Rivayet, pyia,
TAX (3), n. el v. tevatür, dedikodu.
T...,.. cable : Telaraf kabloeu.
A tu OD (llPOD) someone : Birine yOklen-
Telepaplı key : Telaraf anahtan, telaraf·
miı ,mesuliyet, İl. yOk, sıkıntı, v.s.
la haber aönderme aleti.
This work tues my powers : Bu İl bana
Teıepa,11 line : Telaraf teli (hattı).
çok alır (zor) aeliyor.
Telepaplı pole (post) : Telaraf direli.
To tu wltb : Yüklemek, doldıırmak, ar-
Teletnpll wire : Telaraf teli.
tırmak (yilkllnü veya miktarını, sıkıntı
To hlep'aplı to : ... 'ye, .. .'ya telaraf çek-
sını, v,,.),
mek.
TEA (il), n. & v. Wireleas ...._......: Teleiz telaraf.
Beef • tea : Et suyu (hastalar için). TELEPHONE (2 • l • 67), n. el v.
Cambric tea: Fazla hafif sütlO çay. Maanetic tıeleplloae: Mıknatıs kuvvetiyle
Teıı · caddy : Çay kuıuau. işleyen telefon.
Tea • chest : Çay sandılı. On the tıelephoııe : Telefonda, telefonla.
Tea • cloth : Sofra örtlbO; tabak ve bar· Telepb- central (exchange) ': Telefon
daklan kurutma bezi. merkezi, santral.
Tea • cup : Çay bardaAı. To teleplı- to : .. .'ye, .. .'ya ıelefon el·
Tea • cupful : Çay hardalı dolıısu mek.
Tea • dance : fedaııaan. TEL1!'3COPE C2 • l • 67), n.
Teıı • fiıht: [Si.] Bir çay ziyafeti. Reflecting tele9eope : Aynalı dllrbiln.
Tea • gown : Çay elbİICll (kadınlann). Refracting telaccııpe : İki ucunda adesesi
Tea • house : Çayhane, kıraathane. olan dilrblln.
Ta • ketıle : Çaydanlık. Terrestrial telesope : Resmi ters plf\ren
1 ea • party : Çay ziyafeti. tesiri kaldıracak adeııesi olan teleskop.
Tea • pot : Çaydanlık. TELl!'3COPIC (2 • 1 • 5 • 1), ı.
Tea • room : Kahve, çay, limonata ıibi TeJaropk boiler: İç içe kavır kısımları
içkiler içilecek yer. olan makina kazanı.
Teıı • 1ervic:e : Çay takımı. Telncoplc chimney : İç içe kayar kısım
r ••. spoon: Çay t.aııtı. ları olan vapur bacası.
Ta • table : Ufak çay masaaı .. TeleKoplc observations : DUrbUııle taru-
Tea • thinp : Çay takımı. sut.
To come to ... : Çay ziyafetine gelmek. TeleKoplc siaht : Çok uzalı Pkebilme.
Tea drinker : Çay tiryakisi. Telncol* itan : Yalnız teleskopla görü·
Tea ·um: Semaver. len yıldızlar.
... [ 410 ]
Not a dry llnM on him : Sınıklam ol- Wlııen the concert will be dırolıPT : Kon-
muş, her tarafı ıslanmıt. aer ne zamıııı bitecek?
'ı.reııd and tbrma : iyi fena bir arada, To be wet ........ : Sıraıtlam olaıat.
hep birbirine benzer. 'nl'Olllb ali my life : Hayatım boyunca.
To dırnd one's way aut of: Yolunu bul- 11uoaP meuate : Baıka merkezlerden
mak. ıeçcrek aöııderilen telaraf.
'l1ıra.alı cım the season : Mevıim bo-
THREE (6- il), a.
Rule of Oıree :. [Aritb.] Buit teııullp. yunca.
'l1ırmelı ..t the world : BUtlln dllnyadı.
'nTet colour proceu : Üç eııaa renkle
1'lu..p teara : Göz yqlarlyle.
baskı uaulU. '
To ao ...... it : Teltik etmek, &özden
Tlıree deckcr: [Naat.] Üç stıvertesinde
aeçirınet.
topu olan zırhlı aemi; Uç tatlı bina v.s.
THROW (6 • 67), v.
Tlıne tc0re : AJtmıı ııene.
To tbrow a Oy : Su yllzllııde duran oltayı
Tlıne R's: ....... (otuma), ~
atmak.
(yazma), ve - .lk nı-p). To tbrow a tin : Eli ile öpllf aöndermek.
Tlıne· way : Üç y.,ıJu.
11ıo ..._ a ııop ıo : Önllne teınlk atmak.
THROAT (6 • 67), n. To ar- 8W11J : Pırlaımat, rutFle atı
Sore ...... : Bolaz yanııaı. vermek; lanf etmek, rutaele urfetmek;
To cut onc another'ı ....... : tnm var- dikkatsizlik veya ihmal yUzllııdcn kaybet·
dıracak bir rekabete airilmet.
met.
To cut one's own . _ . : İntihar ıiyuctl The Ilı.- ...... : Fırlatıp atmak.
takibetınek, intihar etmek. To ..._ lıllelı ıo: Işık v.s. aibl seriye
To lie in one'ı tbl'Ollt : Pahiı yalAn lrti- aksetmek; teri atılmak.
kfıbetınek. To ..._ ._.ıo: Atmak.
To jump down one'ı .._. : Birden llze- To * - dult la one'ı eyes : Aldatmak.
rine saldımiat; fiddetle tentld etmek. To ......, la: Aruın tatmak, dercetmek;
To etick in one'ı ...... : Söylenmetl &Uç fazla ücret almadan içeriye !Oltmak; ha-
olaıai.
zırlanmıt 1'ir ~ DAve yapmak.
111ROUGH (6 - 77), prep. To ...._ la one's teeth : Meydan oku-
Ali ff1nımt1ı : Her vatlı; tamamlyle. mak. hakaret etmek.
1 apt the news ........ hlaı : Haberi To ..._ Wo heart and soul : Canla
(onun vuıtasiyle) ondan aldım. batla vaJıpnat; kendini bir tcYe vermek.
ııı aend the Jeller ........ aİy friend : To da*- liaht oa : Aydınlatmak.
Mektubu arkad&1ıın eliyle &6ndereeelirn· To tlal'Ow aff: Vu.aeçmek, terltetmek,
Tb...,.P and tbnJ9lfa : Tekrar tekrar aöı b&11ndan atmak; çalıpadan . kazanmak;
den aeçirerek; b&1tan bap, tamamen. fırlatıp atmak.'
To pass Cael) ..._... : (Arasından veya To llırow -91 at : Himayesine sılın
içinden) seçmek. malt, ltucalına atılmak.
To be (aet) ....... with (a thina) : To tıırvw cıpea : Ansızın ve ardına ta-
[Colloq.J (Bir ,eyi) 1'1tlmıet, IODa er- dar açmak;. aerbesıçe airlleut hale koy-
dirmek; alikayı tamamen temnet. mak.
To carry ..._...: Bqarmat. To llırow ... ; Dıfarl atmak; yaymak;
To fail (drop) ClırG!lllı: Tllkemnot; mu- kovmak; piyasaya veya tedavüle ~ıltar
vaffak olamamak, kaçırmak, boll alt- mak; fırlatıp atmak.
mek. To tıırvw - : Vaqeçmet, terltetmek;
To ıo tlıroaP wltlı (a thina) : (Bir teyi) atmak; kaçırmak; tahliye etmek.
yapıp tamamlamak. To 6low _ . _ . . : Atmak, bııtından
To be ...._.: Dll'llmak; 1'itmek. atmak, terk.etmek.
[ 414 ]
Summer .._: Yaz mevsimi; yaz tatili. What time: [Poet.] Ne zaman; ilı:en.
That wül take time: Zaman alır, çabuk TINY (41 • 1), a.
bitmez. ~ bit : Azıcık.
TJme and a half : Bir buçuk misli ücret. TIP (1), n. .t v.
Time after dıDe: Tekrar tekrar. On the tip of his tonıue : Dilinin ucunda.
Time and again : Tekrar tekrar. Take my tip! : Beni dinlet
Tbne filler : V:ıktini faydalı şeylere har· To miss one's tip: Muvaffak olamamak.
cıyan. Tip to tip : Uc uca.
Time immcmorisl : Çok eski zaman. To tip on : Birine &izli malOmıt vermek;
Tbne limit : Muayyen müddet. ikaz etmek. ,
Till ıhe end of Clnıe : Ebediyen. To tip cnrer : Devirmek; altllst etmek.
This time ncııtt year : Gelecek sene bu TIPl'OE (1 • 67), n. &l v.
zaman, gelecek sene. On the tlptoe : Ayak ucu üzerine: pek
Time killer: Vaktini bol yere harcıyan. istekli; ,Wk:e.
Time • off : Zaman tenzili. To tlpCoe awa)" : Ayak parmakları üze.
Time out of mind : Çok eıki (zaman). rine basarak ıizlice uzokl&1mak, ııessizce
TlnM enough : Çabucak. yürümek.
The time of day : Saatin Plerdili vakit; To dptoe .. : Parmaklarının ucuna basa-
ahvalin son durumu. . rak içeri airmelt. ·
Tlıne will show (teli) : Zaman aösterir. To tlptoe to: Parmaklarının .acuna bau·
Time will show who is riıht : Kimin rak yürümek.
h:ıklı olduğunu zaman aösterir. TiRE (41), v. [p. t. 11RED], L
Time work : Gündelik it. saatle çalıpna. His lectures lllM the audience : Onun
nme · expired : Vazifesini yapmıı bir konferansları dinleyicileri sıktı.
adam, hizmetini y:ıpmıı (asker, v.ı.). To be (ael) tlnll: Yorulmak.
11ıae • honoured : IC ıdemli veya eski ol· To be (pi) dnd of (a thin&) : (Bir ICY·
dupndan dolayı hürmet a&terilen adam den) bıkmak, usanmak.
vey:ı kıymet verilen ICY· To tire ol : İlrendirmek, usandırmak.
•Time is :ı great healer• : [Prov.] Za· To tire ..a : Sıkmak, çok yormak.
m:ınla yaralar kapanır, her lfY unutulur. To feel very tlnd : Çok yot1Un olmak
Tinw is up : Vakit ıeldi (tamam}, paydos. (hissetmek).
•Time is money• : [Prov.] Vakit na· To be too tlnıl to ıo any further : Daha
kittir. ileriye aidemiyecek kadar yor1Un olmak.
To beat dme: [M'us.] Tempo \o\lıma"'lt 11red out : Takatsiz, bitkin.
(ayak, el, v.s. ile); usul tutmak. TIT (1), n.
To do time: fColloq.] Hapishanede yat· Tit for tat : Kısasa kısas, misli ile muka·
mak. hapsolm:ık. bele.
To ~in· dme : Vakit kazanmak, oyala· To &ive tlt for tat : Misli ile mukabele
mak. etmek.
To drive against time : Son ıtlratle ıllr· TITLE (41), n. .ta.
mek (otomobil). · He has a tltle ıo publish :·Telif hakkını
To loosc time : Vakii· kaybetmek, haizdir.
There is no time to lose : Kaybedecek Tide paae : Baş sahife.
v;ıktimiz yok. To hıve a tide to a place amonı the
To pass the time of day with (a penon): To have a tltle to a place amonı the areat
Birine merhaba demek, selim vermek. poets : Büyük şairler arasında yeri ol·
Up ıo the present time: Şimdiye (bugüne) mak.
kadar. TO (7), prep. & adv.
What time is it? : Saat kaç? Give it to me! : Bana ver!
ree [ 417 1
Five minutes to ıix : Altıya beı var (saat). TOG (S), v. .t n.
Five to ıix : Altıya bet var. Loııs top: [Naut.] Gemicilerin karaya
If you are to IO : Şayet aidecekseniz. çıkmasına mahsua reimt elbUell.
it belonp to me : Bana aittir. To tas oneself . . (Ollt) : Giyinip kUf&D-
Jt's up to you : Sizin bileceliniz ittir, sız mak, ııt pyinmek.
bilirsiniz. TOKEN (67 - 9), n.
To err is human : Yanılmak insanlara By the same tabll : Bundan baflıa.
mahsustur. in tobll of: Allmeti olarak.
To me : Bana; bana ıöre. More by tabll : Munzam delil olarılk.
To a T : tamamiyle. Tolıen money : itibari para, para yerine
To and fro : öteye beriye, ıuraya buraya. ıeçen ~itte veya Uiıt.
To a certainty : Muhakkak. TOM (S), n.
To an extent: Bir dereceye kadar. Old tam : En keskin cin lçkiai.
Ten to one : Bire ka111 on. Tam and Jerry : Yumurtalı rum denilen
To one's heart's content : Doyuncaya ka- içti.
dar. Tma, Dick and Harry : Avam sınıfından
To one's mind : Birisinin fikrine söre. halk; rastaele alınan feY·
To one's resret : Teessllrüne ralnten. TOMMY (S - 1), n.
To one's secret : Haberi olmadan, ıizll Soft a-,.: [Nıut.) Kolay q.
olarak. T - 1 atkinı : Bir İqiliz askeri.
To skin and bone : Bir deri bir kemik. T - . , rot : [Si.] Ahmaklık, budalalık.
To that end : Bu maksatla. TON (8), n.
To the best of my belief: Eler yanılmı He has , _ of money : 7.enıindir, Çok
yorsam. parası var.
P. 27
toııdı
[ 418 1
To find one's tGllpe : Yeniden konupbil· sındaki aeall iklim, sıcak ve kuru mın·
mek, konu11rııya bqlamak. takı.
:
To hold one'ı ı-.. Sumıak, dDini tut· TORY (.5.5 • 1), n.
mak. Tmy Democraı : Demokrat prosramına
To waı oae'ı tGllpe : Gevezelik etmek, taraftar muhıfazaklrlar <lnsiltere'de).
boşbojazhk etmek.
TOSI (.5), v. ıl. a.
T00111 (770), n. [pi. TEETll]. lt's a ı.. · •P whether he will ıet here
Armed to ıhe leetlı : Baston tımola ka· in time : Burayı vaktinde ıelip ııelmiye
dıır ıilihlı.
ccji belli delil.
By the skin of one'ı ._.. : Ancak, ıOç· Pitch and ._: Yazı mı tura mı?
beli. To . _ ...... : Dalıtmak, sııçınık.
1 ıoı free by the skin of my leellı : GOç· To . _ off : Bir dikiıte içmek; hırslı
belfı kurtuldum.
yutmak, yuvarlamall.
in the leedı of : Ona rajmen; doinJdın To • - • l : Fırlatıp atmak.
dojruya muhalefet ederek. To teli •P : Yazı tura, v.ı. için para at·
in ıhe llldı of the wind: Rllqlra J.arwı. mak, yukarı fırlatmak (atmak).
To cast in one'ı leldı : Takbih etmek; To win the tem: Yazı turayı kazanmak.
azarlamak; yllze wrmak. To lam awa:r (llllıle): Bir tarafı atmak.
To fiıht IGcıdı and nail : Var kuvvetiyle fırlatıp atmak.
s:ıvaımak, mOcadele etmek.
To take ı lam : Dllfınek, sarsıntıdan yere
To one'ı IMdı : yUzllne kaqı, açıkça. yuvarlanmak (at UstUnde, v.ı.).
To show one'ı ..... : Tehdidetmek. To be . _ . to wlnds : Darmadatıa ol·
To set one's llle8ı: Zor bir ite azmetmek. mak.
To set one'ı teellı on eclııe : Diı 11eırdat·
TOTAL (67), ı. ıl. v.
mak (bilemek), nefret a&termek.
TOP (.5), n. ıl. v. Our eııpenseı ....W 300 dollus: Mas-
rafımız 300 doları buldu.
From .., to toe: 8altM bap.
Toüıl silence : Tam bir ıUkQnet.
On lop: Muvaffakıyetle.
On ıhe ... : Tepelinde. TOTE (67), n. ıl. ı.
Top ali : Hepsinden UllUn, dehası, To tote fıir : Nezaketle muamele etmek.
Top boot~ Uzun potin. TOUCH (8), n. ıl. v.
Top par : En sUradi viteı (oto). A t-'ı of nıture : Tabiattan bir nebze.
Top dl'elliq : Serpme &llbre. A sliaht t.m : Hafif bir temas.
Top hat : Silindir ppka. To tllllClı •.: Yınapnak, utnmak.
Top heavy : Havaleli, Uıt tarafı çok To 1-'ı bottom : Dibe varmak; en de·
yUklU. rin noktasını eripnek.
Top secret : En ıizli, çok mahrem. To t-'ı . _ : [Foot.] Hasım kalenin
To top elf (.,): Tamamlamak; bitirmek. arkasındaki yere top ile teınu etmek.
To be ..,._. wldı : Taclınmak. To 1-11 (a penon) far a dollar : Birin·
TORCH (.5.5), n. den bir dolar borç almak.
Electric lwelı : El feneri. To ta.eli elf : Ateı dokundurarak patlat·
T" hand on the tıırm: hım v.ı. ıııjını mak; bir iki kalem v.ı. dokundurarak
devam ettirmek. bitirmek.
TORRICELLIAN (.5 • l ı2 • 1il), a. To to.11 • (•,..): ima etmek; bir me·
Tontcem. tube : Barometre. sele, bahis, v.s.'den kısaca bahsetmek;
Tantı:em. vacuum : Barometre civası 7İkreımek; temu etmek.
üzerindeki hava botlutu. To ı-ıı ., : Retuı yapmak (resim, v.s.),
fORRID (.5 • 1), ı. el sürerek tashih veya ıslalı etmek; at,
Tonlıl zone : Arz \!Zerinde medarlu ıra· v.s.'yi hafifçe dokunarak yUrUtmek.
..... [ 419 ]
To c-b (a penon) to the quick : Cile· To paint the • - red : [Si.] OUrliltWü
rine itlemek. yllreline teair etmek. ellenti yapmak.
To mda one's hat : Selim vermek (pp- T - meetina : Bir baaba abaliainin top-
kayı kaldırarak). lantıaı.
To ...m one'ı hean : Yllrelini yumupı TRACE (211), v. A n.
mak, mlheellir etmek. No trKe remainı : H1ç bir izi veya eteri
To keep (be) in tDllCll wlth (a penon) : kalmaz .
(Biri ile) ıemuıa bulunmak, alakada de- Tnıee of soda : Çok az miktarda aoda.,
vam etmek. y , _ of pain : Alrt allmetleri. hafif
To put in mda : Temu ettirmek. alrtlar.
To la.dl wood : Nazar dclınesin diye To trKe lıMlı : Allını arayıp bulmak.
tahtaya vurmak. To .._. .a : Krokialni yapmak, pllamı
T-'ı and IO : Tehlikeli vaziyet, meçhul çizmek.
il- To ar- - : ince lı.lilt Ilı.erine tap-
Taada stone : Meheok (taıı). yuını yapmak.
•Who ._... honey licb his fin1Cn•: To kick over the . _ : SerUtllli ele
[Prov.] Bal tutan parmatını yalar. almak.
TOUGH (lf), a. 'JRACK (3), n. A v.
A tcıllllı pıy : Kabadayı, zorba. DoublC tndı : Çifte hadı (dcmlryol).
A hllıllt job : Çetin, r.or İl- in one'ı tndı : BulundUiU yenle.
T .... luck : [Si.] Şanaızlık, kötll talih. Off the laıdı : Hattan ÇÜIDlfi ııadclteD
T.... nut to enek : Halli ıüç mesele, aynlm11-
•çetin ceviz•. 0n the riabt tndı : Dolfu yolda.
TOW (67), n. A v. On the tndı : Sadette.
To have in • - : Yedekte bulundurmak; Sinalc tndı : Tek yol, tek lıadL
[li8.] birinin nezareti, himayesi. v.ı. al- To put (a penoa) oa tbe riPt ..- : (Bi·
tında bulunmak, birini ııetlnden aezdir· rini) dc»lru yola aevkelmlk.
ınek. The beaten tndı : En ltlek yol.
To ıate in c-: Yedcle alınak, yedekte To tndı ._. : hini taklbeclcrek bul-
çekmek. mak, btfem.k.
To tow a damaled shlp lııto pon : Ha- To keep tndı el : izini bırakmamak, dik·
san utramıı bir 1Cmlyi limana çekmek. kade takl1ıetmek.
TOWN (47), n. To ıo. tndı of : tıJni kaybllmck.
A man • about • C - : Solycte adamı. To make tndm for : ıc.ı;mat, llVltmak.
Down towıl : Cartı civarı, 1Chrin ça111 acele aftmek.
semti. TRA.DE (21), n. A v.
Oııt of .._ : Kırda. • Eat and drlnk wltb your frieDda bu& do
Tiıe talk of the ...,.: . OUnUn declikod.-ı. not ..... witb dlem•: [Proıo.) Dollluk
T .... and 10WD : Şehir halkL batta alqverif batta.
T._ clerk : Kasaba defter emini veya ,.,... wind : MeVlim rilqlrL
sicil memuıu. To ..... la (lııoda) : Tlcuet yapmak.
T._ coımcll : Belediye eııcllmenl. To ..... • : laifadc etmek, İllİlalar et·
T... couııcillor : Belediye buı. met..
T._ erler : Şehir tellllı. To ..... wlllı (a pe~): Blrlalyle 11.
Towa hail : Belediye dalreai, villyet bl- ticaret yapmak.
nuı. TRAIN (21), Y, A n.
-r-. hoUle : Şehir itaınetalhı, bir kim- Put ..... : l!bprea.
senin teblrdekl evi. Plıyaical ........., : Beden terblyeal.
Up .._ : Şehrin mesken semti. To . , . - . . : Zayıflama njlml yapmak.
( 420 ı
To lnlıı fine : Talim ile ehliyet kazın ye nezaretinin sair büyült memurlarına
mak veya tazaııdırmalt. mahsus olan hitabet kl1rsüıil salındaki
To ....... : Xetillimıelt, terbiye etmek. mevki.
TRAMP (3), n. el v. TREAT (11), n. .t v.
A long ..... : Uzun yayı aezintisi. A children's tnııt : Hususi olarak çocuk-
On ıhe trma• : Y~rden yere dolapnıkta, lar için tertibedilmiı bir ellence. ·
serserilik etmekte. The mu'ic was a real inal: Miizik çok
T..-. pick : Topraiı 1eV1ttmiye mahsus eğlendirici idi.
Jemir kazıt. To treat (a person) kindly (badly): (Bir
To ini.Dil oa (....) : lnsafaızca muamele kimseye) iyi veya kötü muamele etmek.
eımek. To lreal of(a person) : (Birinden) bahset-
To ...... ...., foot: Köt11 muamele et- mek.
mek, insafsızca davranmak. To inat it as serious : Ciddiye almak.
To lnm• wld& : Yilrl1mek, dolapnalt.
We had ıo irimi' it : Y:ıyı ıitmiye mec·
T ı> treat somethinı as jokes : $akayı
bolmalt.
bur olduk. To inat wllh: Muamele etmek.
TRAVEL (3), n. .t v. To Irat wltb the enemy : DUıı;ıanla sulh
His eyes lranlled OYer me : Benim llzeri- yapmıya çalışmak.
me aöz &ezdirdi. To stand inal: (Colloq.] Baıltuına ik·
He isn't back from his lnYe.. yet : Da· ram edilen içki, v.s. masraflarını 6demelt.
ha henüz seyahatinden dönmedi. TREATY (11-1), n.
To tnıvel lııto : Seyahat etmek.
To cn.el w• :
TREAD (2), v. .t n.
Birisiyle seyahat etmek.
To be in treaty : Mllzalterede bulunmak.
Treaty terms : Muahede ıartları.
TREE (11 ), n.
To .._. ~ Ayakla buıp ezmek; 11ze· At ıhe top of ıhe ine: Bir meslek v.ç,'de
rinde tepinmek; çipmelt. en yükselt mevki tutan.
To lnM ı. : Ayaklı içeriye sUrmelt. Aııle ine : Araba dinsili.
To ...... em(..-): Üzerinde aezinmek; Family tne : Aile IC(eresi.
llzerine basmak; izini taltibetmelt. Tne of life : Cennetle meyvası Adem ile
To .._. oa air : Sevinçten kendini hı· Havva'ya yasak edilen ataç.
vada uçar plıl hı.etmek. To be up a tne : [Fi.-.] Müşkül durum·
To tNllıi oa eus: Ziyadesiyle ihtiyatlı da olmak; tereddütte olmak.
davranmak. TRENCH (2);n.
To ..... oa one's toes : Birinin hislerini To open the lrelldıelı C•it.] Hendek·
incitmek; baıtasının hakkını ıecıvlız et· !er kazmak veya siper hatları tesis el·
mek. ' ' mek.
To ln8ıl .,_ one'ı heels : Peıine dilı· Treaelı coaı : Yatmurluk, trençkot.
mek; yıkından taklbetmek. Treadı plow : Hendek açma sabanı.
To tre• oat : $araplık l\zOm çilnemek;
lizerine basıp söndOrmelt (ateli).
To trarb oa (ı person): (Birine) ıecavOz
etmek; yıkın aelmek.
To tN11ıi tlıe boards: Altt6rll1k etmek. TRIAL (419), n.
To lreM under foot : Ezip tahribetmelt; Life is full of ırt.11 : Hayat sıkıntı ile
alaya almak, istihza etmek, tahkir etmek, doludur.
iueıinefisle oynamak. On trlal : Muhayyer.
To lre.. waıer : El ve ayakların hafif He was oa trlal : Mahkemelik oldu, mah-
hareketleriyle su içinde dik durmak. k~meye verildi, davada idi.
TREASURY (2~9 • il, n. Ple:ıse ıalte il • trlal : Bunu muhayyer
T . . - , bench-: Avam Kamarasında olarak alın.
maliye nazırı, beytilmıl nazırı ve mali- To be on trlal : Muhayyer olmak.
[ 421 J
...
To givc a lrW : Tecrübe (prova) etmek, 1Bkalapnak, saygısızlık a&tennelı.; el-
denemek. lencc yerine koymak, alay etmek.
To make thc lrlııl : Tccrilbesini yapmak, He is not a man to llllle wlllı : O alay cdi·
denemek. lcc:clı. bir adam delil.
To ıtaııcl 111111 : Muhalıcmc edilmek, mu· To bllle 8Wlllf : t.raf etmek, botuna ·har-
bakemai olmak; tecrübe edW...k. camalı., ziyan etmek.
The lrlııl lasted lbrec days : Dlva Uç slln He ...._ 11W117 his ınoney and time oa
ıUrdU (mahkemede). cincmas and danciq : O hem paruını
0
TRIANGLE (413nu), n. hem de valı.tlni danaa ve slaemaya itnıf
Acutc • aııaled ......_.. : Dar açdı liçpıı. ediyor.
Equilatcral trllllale : Ettenar llç91n. TR1G (1), a.
lsosc:eles Cdllılle : ikizkenar Uçpn. To tr1s cıııd (.,) : $ılı.lqtınnak, s11Zelle1-
OblUIC lrinlle : Oput açılı llçgen. tirmek.
:
Planc ır-... Dılıları düz llçp. TRIP (1), n. ol v.
Riaht • analed ....... : Dik açılı Uçaen, A lllp to : Bir yere acyabat.
Scalenc lrl8lllle : Ettcnar olmıyan Uçaen, Round btf : Gidit tellt acyabati.
Spherical ....... : Dılıları mDnhani Oç· Slıe came lll(ııwılııs ._. thc prdcn path:
ı:en, lı.llrcvi mUICUcı. O aıçrıya ııçrıya veya dameclcrek bahçe
TRICE (4ls), n. ol v. patilı.uından qaltya dolnt plcll.
in a lrke : Bir anda, çabucak. Tıtp hammcr : Fabrika çekld.
To lrke ., : Çekip ballamak. To take a lllp : Seyahat eı-t.
To trlce ap a aail : Bir yelkeni toplıyıp To alp . , <->: [l'i•.] Hataya dtlt-
baAlamık (sarmık). mck, apıtınak.
TRICK (1), n. &. v. TRIPLE (1), a. ol v.
A dirty (nasty) trtdı : Pil oyun. He hlflıleıt hlı income : Kuucuıı Uç
miıll artırdı.
A ıhıbby (unfıir) lrldı : Alçaklık.
He has a trtdı of rubbina hiı ehin wlıcn Trlflıle alliıncc: Üçler ittifakı.
T....... erowıı : Papalık tacı.
he is thinlı.ing : DDıUndtllU zaman çene·
5ini otmalı. Adetidir. TRIPLICATE (1 • 1 • 21), L ol a.
1 ~now a trlck worth two of lbat: Daha in lrtplaıte : Oç nOaha oluat..
iyi çare buldum, daha iyi tedbir var. Trlplaıte ratio: hı kemiyet mltlpları
To do the trtdı : :zor bir ille muvaffak arasındaki nispet.
olmak, güç bir vazifeyi yapmak. TRiTON (41), n.
To lake (win) a trtclı : Bir et oyun kazan· A trltm amonı ·ıhe minnows: Artad..-
mak (isklmbil). larından bUyUlı. olan ümae.
To trtdı (a pcnon) lllto cloiq somethinı : TRtuMPH (419), n. ol v.
(Birine) bir Fyi yapmıya tefVik (mecbur) in ~: Zafer veya muvaffakıyetten
etmek, birine oyun oynamak IUJ'Ctiylc bir dolayı bUylllt ııeviııç içinde.
ıcyi r.oralı.i yaptırmak. Napoleon had many ....... : Napol·
To trlck oat : Giyindirip lı.u1Btmalı.; do- Y911Un birçok zalerleri YardL
natmalı., sOalemck. To ..._.. . , . : Galebe çalmak, llllUa
TRIFLE (41), n. ol v. ı:clmek, plip plmet.
A trllle of : Ufak bir parça, ufu:ık. TRIVET (1 • 1), L
it cost oaly a trllle ı Çok ucuza mal oldu, Riaht u a lıt.wt: [CoUoq.) Sabit muh-
bedavaya pldi. kem; sıhhat, hal, vaziyet lti1ıuiyle iyi;
Thiı baı İl a bllle heavy : Bu çanta çıolt her ICY yolunda.
(oldukça) alır. 'lllOIL (67), n. A; Y,
To irine wlllı (a pcnon) : (Bir kim• De) To tnıll thc bowl : Kalı dolafınnık.
trampet
[ 422 1
TROPIC (S - 1), n. TRUCK (8), n.
The tnıplc of canccr : Kuzey inkılap Truek farm : Satmak için sebze yetiıtiri
dairesi. len bostan.
The tnıplc of capricom: Cedi medarı; l'o have no tndı with (a thinı) : (Bir
ı;üney inkılap dairesi. tcYle) aliıkası olmamak, münasebeti ol-
TROPICAL (S • 1), a. mamak.
Tl"O(llaıl year: Sencl tcmsiye, ıüne1in TRUE (77), a. el v.
devrine ait sene.
TROT (S), v. el .. A true copy : Aslına uyıun kopya.
To trot away (off): Alelacele ıidip uzak- lt's inle : Doirudur, hakikattır.
lapnak, sıvıpnık, kaçıp gitmek, tırıs ıiı- Out of true : Tam uymıyan.
mck, hızlı yürtlmek. · That's tnıe : Doiru. hakkınız var.
To trot awııy dowıa: Hızlı ıpjı inmek. The trae friendship lasts forever : Hakiki
;ırkadaşlık sonuna kadar devam eder.
To trot deıth : Gezdirerek çok yormak.
To trot oat: [S/.] Tetlıir etmek; fikrini Thc tnıe heir : Asıl v&ris.
söylemek; meydanı ptirmek. Teli me tnıe ı Bana dotnısunu söyle,
To be on the trot: [Col/oq.] Çok meş dojru söyle.
gul olmak, iti batından ışkın olmak. True - blue : Sadık; sözünün eri.
TROUILE (8), n. el v. True - bom : Mcıru, hakiki.
Don't mı.ille yoursclf: Zahmet veya me- Truc - love : Sevilmiı bir kimse; scvıili.
rak etmeyin. True · hearted : Samimi, alt.
Engbıe trouble : Motör &rızuı.
True - love Oover's) knot : Çifte ilmekli
Life is full of troalılea : Hayat sıkınıı dül!üm, fiyonga.
larla dOludur. To eome tnıe: Gerçekleşmek, tahakkuk
it is not worth the troable : Zahmete del- etmek.
mez. To true ap: Ayarlamak, biçime sokmak;
To lıe in troable : Başı dertle olmak. düzeltmek, yerine koymak, yerleştirmek.
To be lnılılıled Ü09t: Merak etmek, TRUMP (8), n. & v.
üzülmek. Trump - card : Koz.
To get inıo troalıle : Üzülmek; zahmet To play one's tnmıp- card : Son kozunu
eımek. kullanmak.
To feci lnılıbled ııboat : Merak etmek, To put to one's tramps : Son çareye baş
üzülmek. vurmak.
To lake the troable to : Zahmete katlan- To ıurn up tramps: Umulmadık bir ba-
mak (girmek). şarı göstermek; mühim yardımda bulun-
To get (a pcrson) inlo troable: Bir insa- mak, işe yaramak.
nın başını belaya (derde) sokmak.
To tnımp up : Benzerini yapmak, takli-
To ask (look) for troable : Belasını ara-
dctmck, uydurmak. '
mak, rahat durmamak.
To trump up a charge against : İftira at-
What's thc troulıleT : )ile var, derdin ne?
mak, çamur atmak.
What troublea me is ... : Beni üzen (sıkan)
şudur ki...
TRUMPET (8 - 1), n. & v.
TROWEL (479), n. To blow one"s own trumpct: Kendi ken-
To lay it on with a trowel : Aşırı dere- dini methetmek, övünmek.
cede yaltaklanmak, müdahene etmek. The radio tnımpcted the news ali over.
TRUANT (779), n. & a. ıhe world : Radyo haberleri bütün dün-
hudc.
u•r thc suırdiınshlp of (soıneoııc):
(Birinin) nezareti altındı.
UNCLE (8n1k), n.
UMlr thc bıt (roee) : Sır olarak, aizlic:c.
To talk to a pcl'IOll likc a Dutclı .-le :
Plcasc, keep it ..._. your bat : W arı·
Birini dostça fakat tlddetle azarlamak.
mızda, klmlc duymuuı.
Uııcle Sam : Blrlqlk Amerika hllkUmeti
veya onun tipik bir mllıncuıli. u..... tlıe bcel : ... çimıell altındı.
UNDER (8 • 9), prep. U.._ tlıe note of : Oöztlniln öııllııdcn,
He is.-.. thirty: Otuz yqında yoktur, burnunun dibinden, ltqlı g& arasından.
otuza basmadı. u.... tlıe alıadow of sometblna : YUkll
To set •lllıler weish: [Naut.] Yelkenleri altında.
v
\'ACATION (9·2llha), n. V ANITY (3 • 1 • 1), n.
Summer TllCllliom: Yaz tatBL VMllJ' baı caae : Kadınların \OçUk tuva·
V_.._ school: Yaz tatili okulu. Jet çanwı.
'UCUUM (3·179). D. V-.ltf boıı: Tuvalet kutusu.
v - brake: Vakum ~nl. VANl'AGE (44 • lj), n.
v - cleaner : lllektrit ıdlpOrpsl. Colpı of ....._. : it veya mllphedeye
v._ tube: [Elec.] Vakum tUbll. elveriıli yer veya sabL
VAIN (21). a.
Point of ,,_... : HOcwn etmek için mll-
A v81a hope : Bot llmlt.
sait bir mevki.
in • • : Bot yere, beyhude yere.
VALVE (3), D. v...._. sround: tl'110nllllt veya rOçhanl·
yet veren mevki veya hal ve keyfiyet.
Conical ftln : Maıınrti valf.
Double • seated •ıılYe : Çifte yataklı valf. \'APOUR (21 ·9), n.
Valn sear : Buhar maltinasının vatoannı Vmpoıır batlı : Buhar banyoau.
i11eteıı cihaz. v.,_- bumer: Bir mayii tephir aleti.
[ 430 1
V•pour enıine : Buhar makinası. To veııt one's anıer cm : Hiddet ve öfke
Water w.,_. : Sis. saçmak, köpürmek, küfretmek.
VARIADON (29- l-21shn), n. He found vena for his anaer in sıronı
Perioclic •ellıelaa : Muntazam fisılalarla l:ınguaıe : Hırsını aldı, küfrederek öfke·
\'akı olan deliliklit. sini indirdi.
,,......_ compass : İbrenin en ufak de· VEN11.JRE (2 • tsh9), n. & v.
ğişikliklerini ajjsteren pusla. At :ı venture ı Baht işi, rastgele.
VARIETY (9 • 419 • 1), n. 1 don·ı wanı to wntun ıı penny • it :
Climaıic wMtety : İklim tesiriyle husule Ona bir para harcamak istemiyorum.
ıelen deiiıik çeıit. 1 will weıdılre my life for my country :
V.teey entertainment (show) : Varyete. Vııı:ınım için hayatımı feda edecelim.
VEER (19). n. & v. To weaa.re fortb : ·eesaret (cUret) etmek.
To veer •w•y (oul): [Naut.] Bando et- To •eature out : Cesaret aösterınek.
mek. To nntun 11111 cmto : Cüret (cesaret)
To •eer romıl: [Naut.] Dönüp aksi İSii· ıöstermek.
kamete &ilmek. VERi (99). n.
To veer •-ani : istikamet deliıtirınek.
Veer and houl: [Naut.] Uçka ve virıı
Active verb: [Gram.] Etken fiil.
Auııiliary Ytrb: [Gram.] Yardımcı fiil.
etmek. Compleıı verit: [Gram.) Yunanca ve Lii·
\'EGETABLE (2jl - 9), a. & D. ıinccde sıyıa itibariyle meçhul fakat mil·
Vqenble acid: Nebatlarda bulunan ha- na itibariyle maUlm fiil.
mız. Compound (Composite) verb: [Gr:ını.]
VepCıılıle black : Boya olarak kullanılan Bilqik fiil.
nebati yal isi. Defedin nrlt: [Gram.] Kusurlu fiil.
\' raetalıle buıter : Nebati yat. lmpersonal •n: [Gram.] Gayriphsi
Vqetalıle hair : YaSlık ve saire doldur· fiil.
mala mahsus nebati kıl; Birlqik Ameri· lntraıısitive (Neuter) 'fft'lı: [Gram.] Ge·
ka'da bir çqit yosundan çıkan kıl. çipiz fiil.
Vqec.lıle ivory : Güney Amerika'da bu· lrreaular verit: [Gram.] Kıyassız fiil.
lunan bir hurma aıııcından alınan ve dili- Passive verit: [Gram.] Edilaen fiil.
me yapılan bir çe,iı iri ve sert çekirdek. Reciprocal verit: [Gram.] twceılik fiili.
Vqetüle kinadom: Nebatlar alemi. Refleııive •erb: [Gram.] DönllşlU fiil.
Vepalıle marrow: Sakız kabalı. Reaular "": [Gram.] Kıyulı fiil.
\'eptlılıle silk : Drezilya'ya mahsus bir Substantive •erlı: [Gram.] Ek fiil.
ajaçıan alınan ve yastık v.s. doldurmak Transitive "": [Gram.] Geçitli fiil.
için kullanılan pamuk aibi madde. VERBAL (99), a.
Vepmlıle waıı: Nebati mum. A •..W messap: Şifahi bir haber.
VEIL (21), n. Veııtıal chanae: [Gram.] Kelime deli·
Beyond the veli : Hayattan ötedeki meç- şiklili.
hul lilemde. Verltal contacı : Şifahi kontrat, sözlü
To take the •el : Cennette, merhum. mukavele (anlatma).
VeW resentment : Gizli kin. \'erlılıll distinction : Kelime farkı.
Vel of mystery: Esrar perdesi. V.W note : Şifahi takrir, nota.
VENGEANCI. (2 • j9 • ı), n. Vertı.I ııoun (Gerund) : Fül luııi.
Wiıh a • ..,.... : Büyük tiddetle, son v.w subleties : Kelime oyunu, söz ma-
derecede, ziyadesiyle. nasındaki lnceUltler.
VENT (2), n. it v. Velhl tnn6tlon: Harfi harfine ter·
To •ellt a nae on soıneone: Ale1 püs- cllme.
kürmek. VllUTY (2 • 1·1), n.
[ 431 ]
göze uzanan hatların teıkil ellili zaviye, To aive Yolce to : ifade etmek.
görme açuı. To lift up one's Yokıe : ·Suunamak, yük-
vı.aı edııc:ation : Görülen teYler vasıta sek sesle söylemelıj hakkını aramak; şi
siyle öİretim. kayet (protesto) etmek, mitinı yapmak.
Visual field : GörllJ sahası. With one Yolce : Hep bir atıı.dan.
VITAL (41), a. \'OLt:ANIC (S - 3 • 1), a.
Vltal force (principle): Hayat enerjisi. \'olcıınk ash : Yanardal külil.
Vllal issue (problem) : Hayati meaele. Volcaıılc cone : Yanardal liivlıırından h:l·
Vltııl statistics : Dojum ve ölüm istatis- sıl olan mahrut yıtın.
tiji. Volanlc alass : Uvların çabuk sojuma-
\'ltııl to : ... için hayati önemi olan. sından hlsıl olan tabii cam.
w
WADE (21), v. To keep (a penon) wllldlıs : (Birini) bek-
To wııde lato: [Colloq.] Şiddetle aaldır letmek.
mak. To lay "* for (a person): (Birine) kartı
To w811e tlıroadı (a book) : Uzun veya pusu kurmak.
sıkıcı bir kitabı güçlükle okumak; yllrll- To lie in w.ıt : Pusuya yatmak.
yerek içinden geçmek. To wlllt fw : Beklemek.
WAGE (21j), n. & v. To wıılt • (..-) : Hizmetine bakmak;
ziyaret için utramak; muntazır olmak;
A living wap : Geçindirecek maa1, tifi
sonunu beklemek; refakat etmek; ıözle
miktarda ücret.
mek.
D:ıy's wııce : Gündelik.
Wmk a minute (bit) : Biraz durun, bir
To waae war : Harbetmek.
dakika müsaade edin (biraz bekle).
WAG(G)ON (3 - 9), n.
WAKE (21), n. & v.
He hitches his wqoa to a star : Onun çok in wake of : izini takibederek, pefİnde.
yüksek ideali vardır, aözil yük.sekte. To ...ııe •• : Uyanmak; heyecanlanmak,
To climb a ·board the band ...-= [U. S. tahrik olunmak; esmeje bqlamak, çık·
Colloq.] Kazanan tarafa seçmek. mak (rilqir); canlanmak, yeni hayat bul-
WArr (21), n. & v. mak; tekrar dirl~k; uyandırmak, ikaz
A lonı walt : Uzun bir bekleme müddeti. etmelı.; tahrik etmek, kıt!tırtmak; canlan-
Lady in walllııc : Kıraliçe nedimesi. dırmak, tazelenmek.
w.Jt
[ 433 J
WALK (SS), n. &: v. [p. t. Wı\LKED]. WaJlıbıa stick : Baston.
WALL (55), n. &: v.
A wıılk of life : Rütbe veya vazife; mes·
lelr., bayat yolu.
A walk over : Kolay elde edilmit bir za.
1 shall fıaJıt wltb my back to the
Kanımın
w• :
son damlasına kadar dövtlJe·
fer, yarııın kolaylıkla ltazaııılması. celim.
To ıo at a wıılk: Yavq yavaı yilrilmek. To drive (pusb) to the wall: Duvarı k•
To ıo for a wmlk: Gezintiye çıkmalı., yü- tırnıak, sıkıttırmık.
rilyUte çıltınalt. To ıive the ..O to : Nezaketen yol ver·
To talte a waDl : Yilrilyilf yıpmılt, ıez· mek.
mele aitmek (yayı). To ıo to tbe Wllll : Pena vaziyete düş
To wıılk ap : Yukarı çıltmılı::. mek (dilelloda); altta kalmalı. (lı.avıada);
To w. . . , ıuıd • - : A11iı yukarı si· iniıs etmek.
dip gelmek. To take the w.U of : Nezakellizlik ola·
To wıılı undcr one'ı lead : Birilinln ltla- rık yaya kaldırımı tarafına aeçmek.
vuzlutundı yUrllmelt. To run one'ı head apinst a wal: Ola-
To wıılk aını.p: Aruuıdan ytlrtımelt. mıyacak bir ICYe baıvurmak, imkansız
To wdı pası : Geçip aitmek. bir ICYİn pqine dilfmelı..
To w• .._. :
To wllk arın in - : Kol kola yürümek.
Etrafında yllrllmelt.
To waOı 8Wll)' wlllı : Kolaylıkla yenmek,
To wall . , : Duvar çekmek.
•Walll have ear1> : [Prov.] Yerin kulalı
var.
mailClp etmek. Witb one'I bact to the wall : Son nefesi-
To walk bell•• :Yanında yilrilmek. ne kadar (lı.avpda).
To walk la : İçeri alrmek. WAll.ABY (S • 9 • 1), n.
To wlll1ı: IJdD : [Si.] Sopa çekmek; bor On the wallllty ı [Si.] it petinde, iı ara-
kullanmalı., hırpalamak; aç ,ııır.IU ıibi malı.ta.
yemek, aaldımıalı.; tesadüf etmek; dilf- W Al.LOP (S • 9), v.
melı.. A bis _..,... fellow : [Si.] CUaeli
To w8Bı: lllto a trap: Tuula dtlpnelı.. alır bir adam.
To wdı olf wldı: [Colloq .. ) Atırmalı.; To ......, ..... : [Si.] Çabuk ve dUtD·
alıp ıötUnrıek; alıp aitmet, kazanmalı., nerek hareket etmek. ·
almak; nzaltlaemak. WANT (S). v. ti: n. [p. t WAlft'ED].
To wııllı one'ı clıalu : Sıvıpnak. A typitt WMtlıl : Bir üktDo bilen aranı·
To . . . the holpltal : Hı•ahııwle ta- lıyor.
lebe (uiltaıı) ııfat.lyle ita) aannet. For wmt of: Bulunmadılındaıı.
To wallı o.• :
Üzerinde yDı1lmelı. i t . - . 10 mlnutea of four: Saat dlkde
To walk the plank : See : l'IANK. on var.
To wıılk tbe meell : P~ etmek, To be in wud : Fakir olmak. muhtaç ol-
IOkak ıllpllqeel olmak. mak.
To WIOı . . ; Dıtarı çıkmalı.; pey yap- To be in Wlllt of (a thllll): (Bir teYC)
malı.. ihtiyacı olmak.
To wmlk • • 10111Ctbln1 : Eh~mmlyete Tc- ....a a hud : Yardım istemek.
alınnuıt. . To wam a dlbıı : Bir teY iltemet.
WALKING (SS -1), n. To . . .t a word wllı IOlllCODC : Birisiyle
A wallılq delepte : Amele blrlili mil· biraz lr.onupnak (lörGpnet).
messlli. To waa ter someone : Biriai için istemek.
A wallıbıs
dictionary : Her kelimenin To wut • do sometbiq : Bir teY yap-
manasını IÖylemlye hazır olan kbnte, ıqak iltemelt.
teyyar 16pt. W..W by the police : Polit tarafından
At ...... pace : YUrUyilş ıllratiylc. arıuıılıyor.
P. 28
.. [ 434 ı
Wlıııt is the matter with you7 : Neyiniz To break upon the wlıMI: Çarka balla-
var? yıp ifkence etmek (eakiden).
Wluıt a pity : Ne yazık. To put a spoke in ooe'ı wlıMI: Birinin
•Wlıııt can't be cured mU1t be endııred : iıini boanak, itine mini olmak.
[Prov.] Bap selen çekilir. To put one'ı ııboulder to the wtıeeı : Can-
Wluıt do you mean7 : Ne demelt istiyor- la baıla iııe sarılıp yardım etmek, canını
sunuz? diıine tatmak.
Wlud for7: Niçin? There are wlıeell within wlleea.: bin için-
Wlılıt for no7 : [Sc.] Niçin kabul etmi- de it var.
yonunuz? To wlıeel one's horse: Atını sürmek.
Wbat aood is it? : Faydası ne? \\'HEN (2), adv. a. c:onj.
W1ıat have 1 done?: Ne yapmııım?, ne He cannot buy ..._ he hu no money :
yaptım? Parası olmadıkça alamaz.'
Wlıııt bol : Kaııılama veya bulupna ni- Since wlHa his oath iı broken? : Ne za-
dası, ne var ne yok! mandan beri andı bozulmuttur?
Wluıt is in the boıı : Kutuda ne var? Since wlıeıa did you make free ıo acı with
Wluıt's moreJ.: Dahuı var!, bitmedi! other ınen's ıoods?: Bu samimiyet neden
Wluıt neııt? : Çok acayip!, çok abesi, icabetti?, bu ne teklifsizlik? ,
saçma!, daha neler! Teli me the wlHa and the how of it : ltiıı
wı..t not: Daha sair ııeyler; v.s.
zaman ve keyfiyetini bana anlat, bana
anhasını miahasını anlat.
Wı..t of it : Ehemmiyeti yok, aldırma,
Wlıea he comea : Geleceli zaman, o p-
ne çıkar.
Wlıııt can 1 do for yo? : Ne emredersi- lince.
niz?, arzunuz nedir? Wbea shall 1 ıo? : Ne zaman pcıcyim?
W'hat tbouıh7 : Ne ihtimali var? Write wlıea you please : İstediliniz za-
man yazınız.
•Wlıal's done can't be undonc• : [Prov.]
•Wlını two hungry people lie topther,
Olan olmuıtur.
a benar is bom•: [Prov.] İki çıplak
Wlıat's that to me7: Bana ne?, beni all-
bir hamamda yakqır.
'tadar etmez.
WHE1HER <2a9), conj.
Wluıfs tho uae of it? : Payduı ne?
1 don't know whetlıer he will be here (or
Wlıal'ı wlıat: [Colloq.] Dotrusu, ha·
not) : Burada olup olmıyacatını bilmiyo-
kitilL
rum.
Wlıııt'ı up? : Neler oluyor?
Wlıellıerwe llve or (wbether we) die :
Wluıfı your name? : Adın ne?
Kalsak de ölsek de.
Wlıatı the time? : Saat kaç?
Wlıethft or no : Olsa da olmasa da.
Wluıt time? : Ne zaman?
[Prov.] Parayı veren dildillll çalar. Who's who: Hayatta olan biltlln belli
wmn: (41), a. kimselerin isim ve meslek ve hal tercüme·
He is a nlle man : Alnı pak bir adam- lerini kısaca bildiren ve seneden seneye
dır, namusludur. ne~rolunan kitap, biyografi ansiklopedisi.
To blecd wlılte : Kanını sömürmek; bü- •Who buys cheap buys dear• : {Prov.]
tlln parasını almak. Ucuzdur vardır bir illeti, pahalıdır· var-
Wlllte alloy : Gllmllş taklidi maden. dır bir hikmeti, ucuz etin yahnisi pahalı
Wblte as a slıeet : Bembeyaz. olur.
Wlllte bear : Beyaz ayı, kutup ayısı. • Who lnves the rose should put up with
WJılte collar : Efendi sınıfından kimse. ih thorns• : [Prov.] Gülli seven dike-
WMte elephant : Faydasız ve masraflı nine katlanır.
mülk, 'mzumsuz eua. WHOLE (67), a. &. n.
WJılte feather : Korkaklık alameti. As a ,.·hok : Umumiyet itibariyle.
Wblte flag : Beyaz bayrak, teslim hay- On (ııpon) the whole : Umumiyetle.
ratı. To have a whole lot of fun : Çok ellcn-
Wlılte friar : Beyaz rahip, kamıel rahibi. celi vakit geçimıek.
Wlılte froat : Kıralı, çil- · To go to the wllole hog : See : HOG.
Wlıhe heat : Akkor, naribeyza; [lig.] Wbole number : Kesirsiz adet.
şiddetli
öfke. \\'bole· skinned : İncinmeden, burnu ka·
Whlte horses: Köpiı1dü dalgalar. namadan.
whoop
[ 441 ]
Wlıole - souled : Samimi ruhlu, candan. Good wW : İstek, rajbet; hüsnüniyet.
Wbole wheat bread : Kepekli bujday ek· ili wlll : Kin, ıaraz, husumet.
meli. 'fo make one's wlll: Vasiyetnamesini
Wlıale day : Bütün ıün, sabahtan ak1&- yapmalı..
ma kadar. To have one's wll : istelinc nail olmak,
With a wlıole skin : Sapasailam. dileline lı.avupak.
With m1 wbale heart : Bütün kalbimle. WW wonhip : Kendi iradesine tapma.
WHOOP (77), v. With a wlll : istiyerek, candan, azimle.
To whoop it up: [Si.] Ortalılı heyeca- Where tlıere )s a wlll thcre is a way :
na bolmak, ortalılı karıDtırmalı.. Meramın elinden bir ICY kurtulmaz.
To whoop wllla : Bajrlflllalı.. WILLOW (1 - 67), n.
WHOPPING (5 - 1), a. To wear the w111- : Ölen veya kaybo-
Whopplııa bia story : Kuyruklu yalan. lan bir aıılı. için kederlenmek.
WIDE (41), a. WIN (1), v.
Wiıh wlde - open eycs: Faltaıı. gibi açıl To wla '1 a head : Yarııta bir at başı
mıı ıözlerle. farkı ile kazanmak.
Wlde angle,: Geniı zaviyeli. To wln favour with : Teveccüh kazan-
Wlde awakc: Tamamca uyanık; gözü mak.
açık, zeki. To wı. hands down : Çok kolayca kazan-
Wlde of the mark: Nipndan uzak, çok malı..
)'anlıı. To wln for: Kazanmak, elde etmek.
Wlde - opcn : Tamamen açık. To wln in a canter: Gayret sarfetmeden
Wlde - ıhin king : Aydın fikirli. hzanmak.
\\'11.D (41), a. To wlııı a person to one'ı side : Bir kim-
A wlld ni&ht : Çok fınınalı ıcce. seyi kendisine cclbetmek, tariıftarlılını
in wlhl disorder : Büyük karııılı.lılı. için· kazanmak.
de. To w1n a person mer : Başka parti aza-
1 am wlld about her : Ona aıılı.ım, ona sını kandırıp kendi tarafına geçirmek,
tapıyorum. elde etmek, taraftar kazanmalı..
it drives me wlld: Beni çıldırtıyor, beni To wln office : iktidara geçmek.
çileden çıkariyor. To wln one's spun : Ceht ~ ıayretle töh-
To be wlld over somcone : Birisi için çıl ret kazanmak.
dırmak. To wln the (field) day : Muharebeyi ka-
To run wUd : Baiıboı kalmak, yabani- zanmak, ıalip gelmek.
leşmek. To wln the toss: Yazı veya tura atımın
To sow wUd oats : Gençlilinde çok hay- da kazanmak.
lazlık etmek. To wln out : Mücadele neticesinde ka-
WUd &008C chasc : Ele acçınez bir wcyin zanmak.
peşinden kopnak. WIND (1), n. WIND (41), v.
WU living : Serseri bir hayat. [p. t. .t p. p. WOUND].
Wlld wiıh joy : Hudutsuz zevk içerisinde. A capful of whıd: [Naut.] Hafif esinti.
"''Bd talk : Saçma lı.onuıma, hesapsız ko- An ili wlad : Gayrimüsait rüzaar; feliı
nuıma. lı.ct.
WILL (1), n. Before the wlad : Rüzaiırın estlli istika-
•A doa wDI barlı.• : [ProY.] Köpek dc- mette.
dilin havlar. Cloee to tbe wW : Hemen hemen rüz-
At wDI : lstediji vakit, keyfe tabi; rıza ile. ıiıra karşı.
Agaiaıt my wllİ : lstelime ra&nıea, bilmi- Down the wW : Rüz&irla beraıı., rllz-
yerek, istemiyerelı.. ıarın istikametinde.
[ 442 ]
Great cry and little woal : Hiçe çalıpna, To lake the worda ouı of one's mouth :
bot yerine utraprıa, çalışmalarından hiç- Birinin aizından llÖZ kapmık.
bir netice alamama. Wonl for ...... : Kelimcti keJlmeailıe.
To pull thc woal over oııc'ı eycs : Wenl method : Kelimelerle okumak 61-
[Colloq.] Aldatmak. renme usulll.
To lose onc'ı woal: [Si.] Öfkelenmek, Wonl of honour : Namuı ııözll, parol-
hiddetlenmek. donitr.
He has aone wool ıatherinı : Onun aklı Wonl pai~ter : Herhanai bir ICYİ kelime-
b:ışka yerde. lerle 1Uzelce tarif veya tasvir eden kimse.
WORD (99), n. Wonl picture : Kelimelerle tasvir edilmiı
A ıood wonl : Tavsiye, medih, övme. ICY·
Word square : Soldan sala ve yukarıdan
A household wonl : Bir aile içinde çok
a111lıya aynı kelimeler okunan murabba.
kullanılan söz.
Wonk fail me : Sözle tarif edemem.
Biı wonb : BUyük söz, ö111111Cnlik, ınu-
WORK (99), n. .t v. [p. t. WOUED].
balita. ·
Ali in the day'ı wortı : Her sllnlllk İl ka-
By wonl of mouth : Aiızdan, tifahi ola-
bninden, normal, tabii.
rak.
An iron - wmlm: Demir fabrikuı.
Fair •-*: Tadı ııözler.
At wortı : lı baıında.
God'ı •-* : Tanrı kelinıı, liyet.
Dry wGllE : Sıkıcı iı.
He İl u aood u hiı ...... : O aözUnU tu-
Hard wortı : Alır it. 11.lç iı.
tar, ıözllnUn eridir.
lron wortı: Demirden yapılmıı teyler.
Hiıh •-*: Öfkeli sözler. it will not wortı : ltlemez: yllrllmez, ol-
1n a wonl : Bir IÖzle, sözUn kısası, hullisa maz, sökmez; tutmaz.
olarak; velhlaıl. •Lazy ancı. out-of- wortı•: [Prov.] Boş
in word and dced : Kavlen ve fiilen, töz- ıezenin bot kalfuı.
den ibaret kalmıyarak. Maid of aD wortı: Her iıi yapan hirmetçi ·
Man nf his word : Södnlln eri. kız, orta hlmıetçisi.
My word!: Allalı Allabl Out of worlı : lpiz.
Thc Word : Kitabı Mukaddes. Plain wortı : ~asit İl. kolay iı.
To break onc's wonl : Verdili sözü tut- Rclief wortı : Kabartma iı: fukaraya yar-
mamak. dım iıi.
To eat onc'ı .,... : SözllnU seri almak, To have ooc'ı wodl cut out : BUtOn vak-
ıükilrdUIUnU yalamak. tini dolduran iti olmak, çok meaul ol-
To forfeit one'ı •-*: SözUnden dön- mak.
mek. To set t~ worlı : he baılamık veya bat-
To have the lası word : Sözllnll yUrUt- latmak.
mek, son sözU kendili ııllıylemek. l set the macbine to wortı : Makinayı
To have a word with : Sözleşmek; açıkça çalıştırdım.
konuımak: kon111mak. To be w.U. ., llbout soİneıJılnı : Bir
To keep one's word: SözUnU tutmak, sö- ICY için telltlanmak, merak etmek, en-
züniln eri olmak. di,e etmek, kuruntu yapmak.
To rcceive word : Haber almak, malO- Unit of wortı: [Pbys.] 11 blrlili.
mat edinmek. Welfan wortı: Sosyal yardım.
1 couldn't receive any sinıle word from Wortı bq : El iti torbası.
)'Dil : Senden bir tek haber alamadım. Wortı of art: Sanat aeri.
Tp take (a person) at his word : (Bir ada· Worlıed •P: Kızsın, öfkeli.
mın) sözilne inanmak, itimıdetmek, &U- Worlıed " - : itlenmiı demir, dövme de-
venmek. mir.
[ 446 ]
To ı;ct hold of the wrOBI end of the Yoıı did me wroaı: Bana fenalık etti-
stick : Evde.ki hes:ıp ç:ırşıy:ı uymam:ık. niz.
y
VANKEE (lnakl), n. YEARN (99), v.
Yankee doodl.: : Amerik:ı Birlqik HUkU- it ye- my heart : Beni kederlendiriyor,
metlcrinin milli prkısı. yüreğimi Uzilyor.
YARD (44), n. To yeMlt for (a person) : (Bir kimseyi)
Royal yanı": [Naut.] Kuntra babafinao pek çok arzu etmek; özlemek.
sereni. YELLOW (2 - 67), a.
Square yM'll: Murabba yarda, yarda kııre. He's yellow: [Si.] Korkaktır, cesur de-
The 100 yani dash : Yllz yardalık yarıı. jildir.
To sail yard: [Naut.] Gabya yelkeninin The yellow press : Meraklı ve siyasi ma-
.•ereni. kaleler muharriri •
To man the y. . : [Naut.] Selimlııı_ve Yillow joumaliıını: Atılı cinsten ıazete
ya aeçiı resmi için tayfayı serenlerde cilik, yaypracı ıazetecilik.
durdurmak. Yellow men : San cinsten adamlar.
Y.,.. arın: Seren uc:u. Yan- naa : Karantina alimeti olan sarı
Yani measure: Bir yardalık ölçü. bayrak.
Y ARN (44), n. Yallow metal : Pirinç isimli maden.
To have :ı Y8111 with : Sohbet etmek, ko- YEOMAN (67 • 9), n.
nuımalt. Y - • of the auard : Muhafız milis as-
To spin a y. . (yams) : Yalan uydurmak. keri.
kurt masalı okumak. Ya-·s service (work): iyi iıçilik, dil·
YEAR (99), n. rüst ve aadakatli hizmet.
A m:ın la yeBI : Yaşlı adam. YET (2), adv. ııl conj.
Lcap year : Senei kebise. As yet : HenUz, limdlye kadar.
Ncw ye1r: Yılbaşı, yeni yıl. Jusı yet: Hemen derhal.
Year by Jftl' (y- to )'elll'): Seneden se- Not as yet : Henüz delil, daha delil.
neye, yıldan yıla. , White there is yat time : iş işten aeçıne
Year of ır&Ge: Milidi heaaba pıre sene. den, henllz fırsat varken.
Ye• after ,....~ Her sene. Yet more: Hattl bundan daha fazlı.
v- in, y. . ouı: BUtUn sene zarfında, \'OKE (67), n. A v.
daima, uzun mUddet. ı To pass under the yob : Mıilllp olmak.
Year - round : BütUn yıl boyuııc:a. To yob wltlıı : Çiftle1tirmek.
v- in between: Aradaki ydlar. Under the yote: Boyunduruk altında,
To arow in , _ . : lhdyarlamak. eaaretıe.
To reach Je. . of dacretion : Akıl balil Yob of land: Bir çift ökllzle bir aUncle
olmak, kemale ermek. · çifti sUrUlebilen arazi.
( 449 ]
Zodllıc
-
ligbt : Sıcak arzlarda &lhıelln lıe
nllz dolduju veya battılı noktadan ylllt-
ZF.ST (2), D. selen Uçpn ICkfinde qık llltwm.
To ..e to : Daba ziyade en·
ııive {adcl) ZONE (67), D.
teraaıı, bot
w heyecanlı yapmak, neıe Frigid . . . : Soiult mmtaka, kutup dai-
ve tat vermek. resideki solak yerler.
ZINC (inak), a. Temperato - : Mutedil mmtaka.
Zille oıüclo : Cinko oblt. Torrid . . . : Sıcak ve kuru mmtaka.
DK plate : Cinko levha. 7 - (zoııiııl) ıyatem : Tren veya vapw
: Cinko l8C {levlıa).
7.lıle abııet yolcularında blHpJen &öre bilet verme
7.lıleaulpbate : tüıko ılllfatı, ak zaç. sistemi.
ZODIAC (67 • 13), o. ZOOM (77), "·
Sipa of tlıe llllıllııc : On W burç. To - *8ııl: Blrdeablre ili ilerlet·
Zodlaıe COllltellatioıı : Burçlar lıölpaiııe mek, ticareti pliftlrmet.
ait kevkep cllmlcaL To - ..._: Hızla dalaıat.
IRBEGULAR VERBS
{İngllUcedekl Kıyusız Fiiller)
...... .....
Art.
......
Awıılııl
An.
Awelra[l'1
Bııdıtıll
Arta.
..........
AWllba[l'1
..........
Kalkmak.
Uyanmak; uyandırmak.
Zemmetmek, kötlllemek .
...
...
ae.- W•
....._ .....
Ban
Ban
lleea
._
BOnl
Dönmek.
Olmak.
Dotunnat•
Tqımak .
Bat
.._ Vurmak; dövmek.
.....
BereaY• Bereft [K) Bereft Mahrum etmek.
Be..m Be-abt ae-glıt Yalvarmak.
Beeet Beeet Beeet Kuptmak, çevirmek.
........
Beııpuk
JW
Bespob
Beatroıfe
[ ]
ne.trtddn
Bet [KJ
Ismarlamak; allmet olmak
Binmek.
Bahse siri1mek.
Bet "
[ 451 1
..... lıld
Detııtea
Betboqlıt
Blıl
Müracaat etmek.
Hatırlamak.
Teklif etmok.; emretmek .
.....
Bide lloıie[K)
...
lloımıl
Blded
Boaad
Beklemek.
Ballamak;. aanııat.
....
Bite Utan bırmak.
-........... .................
Bleed Bled Bled Kuıamat.
lllmt [K) lllellt[K) Karıpırmat; u,mat.
.....
Blcnr
.... [K)
Blew .....
.... (1()
......
TakdD otmelt.
l!mıek; llflomet.
....
......
Kırmak.
.......
._.... ._... ......
Be"emek
Oedrmek.
........
Yayuılamak (ıwlyo).
.... .,.
BroMaıll[KI •w1eııı1e [K)
11"7
..........
lldt
._.(KJ
.....
. . . [K)
......
İDi& etmek.
Yakmak;yamııak.
Çatlamak, pUlamak•
Satın almak.
ea. CcııaW c..w Muktedir olmak.
CAlll CM c... Atmak, fırlabnak.
Cllk:h c...., c...., Tlıtmak. yabJaınak.
Cldıle QW ONılm Azartamak.
a- aıc. a.- Seçmek.
Cleft'e Cleft,~ Cleft, . . . . Yumak, delmek.
ca.. a..a a.. Yapıtmak, •rıılmal:.
Clc6e CiM [K) cw [KJ Giydirmelt.
c- c- c- Gelmek.
<:Cilt <:Cilt <:Cilt Mal olmak.
Crelp en,t Cnııt Sllrthımek.
Crow Crew [K] er-.. Ötmek (lıoro&).
Cııt c.t Clll Kcmmk.
o.re Dımt [Kl o.re. c-reı (dlret) etmcjk,
.,..
o.ı
Dip
.,..
Delılt
Dip [K]
.,..
n.11
Dip [K]
Alqverlf etmek; daiıtmak
Kamıal:.
Batırmak, daldırmak.
Do Dlıl Dam Yapmak.
Dnw Dnw nr.wa Çizmek; çekmek.
Drema Dreıad Dremat Rüya aörmet.
DrW: Drmlı: Drwılr tçmet.
l>rlft Dnıve Sünnet; ICVketmek.
...
Drhw
~ DweH n-lt l:taınet etmek.
....
Ate ır.ae. Yemek.
Pal FeD F._ DGpnek
Fed foeıl Beıılemek.
Peel Ftlt Felt Hl91Ctmek.
[ 452 ı
..,
Flbıa .....
Pleıl
n..
FW
.......
Flus
Kaçmak.
Atmak,
Uçmak.
fırlatmak.
ll'orlıwe ........
FGntlıN
P-.ııttea
Kebaiıct etmek.
UllUllllalt.
Afhtaıek.
FCllllllıı9 llPcınool il'. . . . . Terltetmelt, bırakma.
F-.. l'onwure Foawunı YemiDle inltlr (rcd) lbmt.
F- ·"- '.Fnaıııi Doımıak.
FreJaM. ll'nıfdıt ,....,.... Ylltleinelt.
GalııaJ G9IMQI Giıliıiiİıld İfttlr etmek, reddetııiet.'
Gelıl -Gelt ['] Gtlt (K] Hadımlqtırmak.
Get .jl'
Oot: Got; ~olk• EJde etmek.
GDd '. Cilt fKJ Cilt [l(J Yaldızlamak.
Glnl Clrt tKJ Oİft °') Sarm'at; pyclirmck.
Ga..
Go
Graft.' '..•
......
~-·
' ar.rld
'
'OIM.
G4İlle.
0-lia [K)
Verınet.
Gltmot.
O&ıiinelt; oymak.
' '' •,'
··· · ;
.........
Grtaıl o..... .. GNllİıılıl ÖYllimet.
G~ ~a.ww· GnıWll Bllytlınclt :' '
llaımbflıs Rmılidnma (K] H---.CK J Sabtliımalt, topal etmek.·
llma
llne •:'' İf>iııl ' '
~]
........
H... '(K) A9rfhlk (elbile).
Mllllr. · olmak. . ,. ~
İle;fi'•'': ,.•:···~
.....
Lelıft
Let
Lift
lal
Let
Lell
l.ftl
1d
Bırakmak,
Ödlhlç vermek.
Bınkmak;
terketmet.
kirap "fCl'IDtk.
Yatmak.
......
Ue ı..,r
........
Ut[K]
Lılıl
......
1.lt [I[] Yakmak, a}'duıtafmaJt.
-
1-t Ylklemek.
1- Lell Lalt Kaybetmek.
Malıa MMlıı Mm Yapmak, imal etmet.
Mlalıt 1 .•• ~ ... iı ihtimal, mllaaade Jfadell;
M em M.- M... ifade etmek, kudetmet.
M.c
Mel&
~
.......
'Met
'Mllılelılt
Met
M..._[1'1
MWlıllt
Rasıelınet, bulupnak.
Erlmft; eritmek.
Y11alıf dalıtmat.
l!lplııi wmıek; koıblııiıal.
~·
Mllslft Mllptoe
MlllaJ Mlmlıl Mlııllll Yani• yere koyınü.' · ·.'
·- ,,....
~ Mlll9ıl Mlllll Yımlıt JOla 1evblmit: ·
Mllllılııl MlllıDoİı ~ Yıılılıı anlamak. . .. '•
~O 'ı t • "Mlwmı11191ood Wnlif anlamak.
Mml Mml · ....... -niel~ ~malı •
.:
M- M-.t M'oWii· (KJ ıHçnıet. ı:
o.lpMıİa
Olltlltplmek,
Oeçnılsl, ~ııa plınet;
Dlır.,etmek (elbise)...
.'I
Pıuildfle
rr-.aT- P..t Te-
(Oeniı Zaman) (Geçmiı Zamın) · - li ortaç)
(c-mip
()yenide OYerrode Overrldden Tepelemek; çljnemek.
OYena OYenn OYeman Kaplamık; iatill .etmek.
OYenee OYenınr Oveneen Teftit (nezaret) etmek.
OYeıwt OftlWt OY..t Altüst etmek veya olmat.
OYenlaoo& OYenlıoC Ovenlaol Hedefi apnak.
o.....-.
09enleep
()yllflıb
09enlepl
Onnprellll
Oveıtoolı
OYenlepl
o.eıapıem
OYen.llee
Fazla uyumak.
Kaplamak.
Yatalamat; yedpnek.
~ OYertbrew ~ Yıtmat, devirmek.
Overwn OY....W
........
Onıwıoqlııl [I[). Fazla çahpnat.
Partab
...
Pay
....
....
Putoolı
... ,....,
... ..
..... lstirak etmek; payı.tmat.
Ödemek.
Koymak.
..........
Qtılt Qıalt cıu nn Bıraltmalc, terk.etmet..
......
Qak
..... ......
..... .....
....
Relıalt
(ıff) Okumak.
Yeniden 11111 etmek.
......
..........
.......... .............
...... Yeniden d61tıııek•
Yeniden ltoym.ü •
Yannat, yırtmak.
.......
~
......
iade etmek, ödemek.
Tekrar diDnok.
.......
Tekrar anlatmat .
.... ..........
814(1'1 Rlıl (it] Kurtannat •
....
....... Yllbelıııet.
....._, ......
._. ...
..... un
R4*19
Yarmak •
ÇUrllmet .
Kopnat.
........... ...
Saft(K] Biçmek,tesmet(leltlle~
.......
!idi Söylelmt.
..
6örmet.
llellı
..... ......
... !IGallıt
l!lald
Araınat.
Satmak.
GöndenneL
....
IW Set Koymak •
...... ....
s.-cın Diltıııek •
.............
....... ....
lllıoalı: Sanmak; silkmek.
-
...... -calt, -cet..
....
SMl9
.... ...
...... Slı-.
-[it)
[K) SIMn(K]
Trq olmat.
Kırpmak; kırkmak•
Dötnmt.
Parlaınat•
akıtmak.
..... !llıod
lllıat .... Nallamak.
SilAb almlk.
( 455 ]
..... ....
T- TCJlt.UU TOlt(~J Sav»rmalı:, atmak.
Tread Troıl • 1 ~ Baunak; yllrilmek.
Uabead u~ ~ '/ Çözİneki ıevtemek.
UabW u~ ~ Çözm,ek.ııevıetmck.
Vııderbld ~ u~~- P~O.ınnak. .
Vııtlerpı ,. u..,.. u~ ~k (amcUyat).
Ullllentll. ~-nold '1~ Daha ucuz satmak.
u........ Uadentood ' \!.~ . . ~İılamak.
u......... ~ \' ı'1P*• °'1ııhw _etmek.
Uııderwrlte Ulldenrrolıl u....... Sigqrta ettirmek.
~· pi.ihiM: . ça~;n~ı.. ııöltmet.
. ...
Uado
u.... u,.c, . : '·y.ı,iıi'i' '. AıttiSt.' eı,nek.
·. .woıe.lıcı Ü)·ıliıdirmak; uyanmalı.
w•
Wım
WayllıJ'
.
w-.:cıc1
~..,....
w-. ......
w.ma· :lrf ~'iıiiıma1ı.
Yofua\ı kamet <PuaUdıı
·..
w..
Wan
w..
Weep
Wine ·
we.iıw
,Wept
w•
W~n·'·'
wefriı
we;c.
Giy~~.
Örmit; dokumak.
F.v~~~.
Ati amali.
.. ,
w.
'Wlıd ~Ki
......
WÔıt
Bilcinok.
-ece~.
K.'\l.ilıınak.
WIDd W......r (Kl Wcıancl [JC) Kurmak; sarmak.
Wldlılnw Wltllıhw wuwn- Geri çekmek, çekilmek,
Wltlalıolııl Wlllllıeld Wfflllleld bptctmet, tutmak.
Wldntmd 'Wltlılluull WllWood Kal'$t 'koymak.
wa·
wm.
Wl'Ollllıt[K]
,..... [I[) .,..,...
Wll'Oallıt(IU Çalıpnak; ~alıştınnalı.
Bunnalı.
Wrlfe Wroee, wrlt Wıtiıfn, writ Y:ız.ınak.