You are on page 1of 471

Bu kitap Mitn Elitim Balcan/ılı Talim ve Terbiye Ku-

rulunca titizli/ele incelenerek kabul ve. ilgililere hara-


retle tavsiye edildili. Yayımlar Vt' Basılı Elitim Mal-
temeleH Gent'I Müdürlülünün 12 Teff1muz 1962. gün
Vt' 660/ 11422 sayılı emriylt' bifPirilmiştir.
İNG İLİZCE -TÜRKÇE
DEYiMLER
SÖZLÜGÜ

Pars TUGLACI

Altıncı Basım

İNKIÜP ve AKA
KİTABEVLERİ KOLL. ŞTİ.
İSTANBUL
iLK BASIM .............. ....... 1961
IKt.NCI BASIM .................. 1963
OÇONCO BASIM . . . . . . . . . . . . . . . 1964
DORDONCO BASIM ......... 1965
BEŞiNCi BASIM .. . . . . . . . . . . . . . . 1966
ALTiNCi BASIM . . . . . . . . . . . . . . . 1973

HER HAKKI MAHFUZDUR.

ÇETİN OFSET BASIMEVl - 1973


AN

ENGLISH-TURKISH
DICTIONARY
OF

IDIOMS

BY

Pars TUGLA.CI

Sixth Edition

İNKll.AP ve AKA
PUBLISHING HOUSE
ISTANBUL
FIRST EDITION .... ... ... ..... 1961
SECOND EDITION .. .. .. .. .. .. 1963
THIRD EDITION .. .. .. .. .. .. .. . 1964
FOURTH EDITION ............ 196S
FIFTH EDITION ............... 1966
SIXTH EDITION .. .. .. .. .. .. .. . 1973

ALL RIGHTS RESERVED.


ESER HAKKINDA D0$0NCELER

Son zamanlarda umumiyetle edebiyat ve ilim sahasında gençlerimiz


bir hayli eser vermiılerdir. Bunlar arasında çok faydalı bu/dulum bir iki
eser vardır. Bunlardan ~ars Tullacı'nın çalııması bilhassa dikkate deler.
Bu, lngilizceden Türkçeye tabirleri ihtiva eden, gerek dilbi(gisi gerek mes-
lek ve ilim bakımından ftvkaldde itina ve fedakdrlıkla hazırlanmıı bir
/Qgattır.

lngilizce ile Türkçe arasında dil olarak büyük bir fark o/dulu için
umumiyetle bu salıadaki sözlüklerin kusursuz o/dulunu iddia etmek müm-
kün olmamakla beraber cldd1 ve sebatlı bir mesainin mahsulü saydılım
bu eseri, müstesna bir deler ve ehemmiyet taııması bakımından biiyük
bir muvaffakiyet teldkki eder genç muharriri tebrik ederim.

Ocak JOfıJ
PREFACE

The title of this book is self - explanatory. lts objective is to


reduce many years of study to few months fot a Turkish student
who needs to know the tricky meanings of numerous idioms and
idiomatic expressions which are the flesh and blood of the
English language. A large number of commonly used English and
American idionıs, colloquial phrases and proverbs have been
included, forming a real and unique treasury on this realm of
the language.
Since it is a self - pronouncing dictionary, readers will be a•.
to find the exact pronunciation by Intemational phonetic sym-
bols. There is a list added which contains the irregular verbs in
English.
The lack of an ldlomatlc dictionary in Turkey has inspired
me to prepare this work which has cost me many years of effort.
This is only a paft of the series of books that 1 have been
preparing. 1 have almost come to the end of the ı.-rogramme
occupied by several other professional dictionaries covering
current technical terms and definitions, distinctly defining the
meaning of each word and spanning a wide rage of professions,
namely: Archltectun, Commen:e, Economy Flnance, Law, Me-
dlclne, Mllltary, lluatc, Phllmophy, Polltlcs, ete. which is another
way of saying that it will considerably enrich the student's store
of general knowledge, enlarge the vocabulary and answer the
needs of professional men.
As this is my first attempt, public appreciation will, of course,
encourage me to proceed with the printing and publishing of
future works.

January 1961 Pan nJthACI


YENİ BASIMA ÖNSÖZ.

Her ne kadar bu kitabın başlığı e.>erin bilimsel amacını kıs­


men tanımlıyorsa da, öz olarak tamamlayıcı bir bilgi vermek ye-
rinde olur.
İngilizcedeki ünlü lcllo~'lar yani deyimler, İngiliz dilinin ru-
hunu teşkil eder. Her dilin k.?ndine özgü deyimleri olmasına kar-
şın, dünyada hiç bir dil bu konuda İngilizce ile boy ölçüşemez.
Başka dillere oranla bu dilin grameri kolal' olduiu halde, dilin
özelliğini ·ve en zor yanını oluşturan deyimlerin anlamlarını dil-
bilgisi kurallarına dayanarak veya kelime bilgisine başwrarak
çözmek veya kavramak olanaklı değilcıir. Bu nedenle bu dili öl-
renen her ötrenci güçlüklerle karşılaştığı gibi söz konusu deyim-
leri gereğince bilmeden İngilizce öğrenmiş de sayılamaz.
Bu kt>nuda yardımcı olmak ereği ile bu kitap geniş çapta bu-
günkü İngiliz ve Amerikan deyimlerin.! ayrılmış, aynca bunlara
bir çok Türk ve yabancı atasözleri de eklenmiştir Okurlann ke-
limeleri tam ve doğru olarak c kuyabilmelerini sallamak amacıyle
sözlükte uluslararası fonetik yöntemi uygulanmıştır. Kitaba, ln-
gilizcedeki düzensiz fiillerin üç şekilleri ile anlamlan bulunan
listesi aynca eklenmiştir.
Geniş
bir öğrenci kitlesirıe hitap edebilen bu sözlük bugüne
dek beşdefa basılmıştır. Bu kez duyalan gerek ve yapılagelen
ısrarlar üzerine İnkıllp ve Aka Yayınevleri Sözlük'ün yeniden
)ayımlama işini gerçekleştirmiş bulunmaktadırlar. Bu girişimin
öğrencilerimiz için yararlı olmasını dilerim.

Pan TUCIA.CI
ABBREVIAT10NS
(Kısaltmalar)

••• &. ad~ctive : Sıfat. mech . mechımics : Makina ilmi.


ab reviation : Kısaltma. mecl• medicine: Tıp.
•c1.,. adverb: Zarf. m•fh . mathematics : matematik.
••ro. aeronaatics : Havacılık. mil. military: Askeri.
•gr/c. agriculture : Ziraat. mln. mining: Madencilik.
Am. American: Amerikan. muı. music: Musiki.
•n•f. anatomy : Anatomi. myth. mytholog~: Efsane.
•rch. architecture : Mimarlık. n•f· natural: abii.
•rlfh. arithmetic ; Hesap. n•V• navy: Donanma.
•ıfron. astr.onomy: : Astronomi. n•uf. nautical: Denizcili~e ait.
Bibi. Biblical : incile ait. opt. Yetics : Optik. .
blll. billiards : Bilardo. or: eya.
blochem. biochemistry:Biyo-kimya.
blol. biology: Biyoloji. ,,.,,,,
,,.,ı. parliament: Parlamr
plllhologr Patolof
bot.
bo:J.
botany: Botanik.
bo:ıüng : Boks.
phil.
pltyı.
philosopt: Felseft:.
physics: izik. ·
ce . cards: iskambil. physlol. physiolo~: Fizyoloji.
ehem chemistry : Kimya. pi. plural : ğul.
chess: Satranç. poet. poetry: iir.
colloq. colloquial: Konuıma polif. politics: Siyaset.
diline ait. p. p. past participle: lsmimeful.
com. commerde: TicareL prel. prefix : Bq ( ön ) ek.
con/. co~nction: Bq. prep. preposition : Edat.
er/ele. eri et : Kriket oyunu. prlnf. printing : Matbaacılık.
c1ı.ı. dialect : Lehçe. pron. pronoun: Zaniir.
econ. ecooomy : lktisaL prov. ~roverb: Atasözü.
elec. electricity : Elektrik. p. f. ast tense: Geçmif zaman.
Eng. English : İngilizce. Rom. Roman: Romen.
eng. engineering: Mühendislik. row. rowing: Kürek çekme.
Fr. French : Fransızca. rld. riding: Binicilik.
lig. figurative : Mecazi.
loof. football : Futbol.
fleGI• georo;phy: Coptya.
geol. geo ogy: Jeolojı.
geom. geometry: Geometri.
...
ıcu#p. sculpture: Heykeltraılık.
Sc.
ıl.
Scottish: lskoçya'ya ait.
: Bak.
slang: Argo.
sporfs: Spor.
gr•m. ~mar: Dilbilgiai. surg. surgery: Cerrahi.
Gr. k: Yunan. sw/m. swimmin~: Yüzme.
hlıf. history: Tarih. fen. tennis: enis oyunu.
hunf. huntinfr: Av. fltNf. theatre: TİLatro.
lr. lrish: rlandaya ait. lheol. theo!:fl: ihiyaL
ltalian: İtalyanca.

L.
l•w
Latin : Latince.
Hukuk.
U. S. Unit States: Amerika
Birletik Devletleri.
verb: F"ıil.
log. logic: Mantık ilmi. ""
rool. zoology: Zooloji.
Tel8ffuz, lıUçOlı ı;oculılonn dahi kolayca Barenebllec:e§I gayet bollt
ve vazıh bir metodla tarif edllmlttfr.

PRONUNCIATION
(TelAffuz)

VOWELS • SESLi HARFLER

Short (Kısa ) Long (Uıun) Phonetlc Syinbolı ( Fonetik lıaretler )


Sit Seed
ı Meııell 1 ı:
ı ıı

2
Set - e
" 2
3 . Cat
3 •
. .. - .....
Dark
a:

5 . Pot
5
Pall
55
~ ~ .
6 .. ObeJ
6
- o
7 . Foot Food
u:
8 .
7
Cut
77
-
a

A
.
8
Above Glrl

ı'

99 • •:

' Bra

'
DIPHTHONGS
.,.

- ..,
ÇIFTSESLILER
Kite TOJ
51
How
47
So
67
Mere Palr
29
CONSONANTS • SESSiZ HARFLER "
C, Clı, 1ı Clockwork (ldokwırk) K
Ou QulDc:e (lnriııa) lıw
Clı, falı Qıun:tı. Matc\ı (ça:ç, maç)
J Jote Ccouk) '
CI
Ne Kiq (kin)
,amlsdm n
Plı
Slı


PbiloeophJ (filcıeıfl)
Shark C.tuk>
Fas (Foka)
OTHER SIGNS • DIOER iŞARETLER
.'
8 Tbln (81o) Peltek.
a
3
Then (
Meuure
a en)
(mejı)
- ·-:..
,
Peltek.
ENGLIS·H IDIOMS
(İngilizce Deyimler)
A
ABACK (9 • 3), adv. To fail llbomd : [Naat. 1 Birbirine ,osJa-
· Taken lllıKt : Şaşırmıı. mak, çarpıpnak (gemi).
To talr.c lllNıck : Şaşırtmak. ABOUT (9 - 47), adv.
To be laken llı8Cll : Şaşırmak. Aaı-t facc! : [ Mil. ] Geriye dön!
ABAFT (9 - 4"), adv. & prep. Alıoııt half a kilo: Yanm kilo kadar.
AWt tbo bcam: [Naat.] Kıç taraftan. Aboul 2 o'clock : Saat. 2 sularında.
ABANDON (9 - 3 - 9), v. ~ ııhip!: ( Naut. ) Yola çıkmıya ha-
To ~--- oneself : Tevazu ıösıu­ zır, her :ıey tamam!
melı:, alçak göniUlü olmık.
~ tunı! : [ Mil. ) Geriye dön!
ABERRA noN ("; - 9 - 2 lshn), n. Aballt ıo come : Golmek üere.
l\n lkrnıdaa of tbe miııd: Dilı:katsiz­
Ali aboat ı Her yerinde.
liktcn mütevelllt bir luıta.
AHYANCE (9-21111), n. Be ...... your business! : Kendi işinize
bakın!
in '"1-. Muattal, muallilt.
Juat ııbomt enough·: Oldukça kifi, yeti-
ABHOR (9 - SS), D.
AWıcır to : ·Muhalif, :r.ıt.
pr.
ABiDE (9 - 41)1• v. To bcat Uout the bush : Bin dereden su
1 cannot ..... him : Ondan nefret edi-
,eıınDeıı:.
yorum. To brinı .ııout : Sebep olmak, sebebiyet
To ...,.. by : Sebat etmek, dwmlk. vermek.
To be .ııout to ao : Gitmek ıı.ı.Cre ol-
To ..... - : Talıaınmill etmek,
birinden huzctmek. mak.
To be ..,_, : Meyul olmak, 8eZİDll1ek.
To ııılıWe "1 orı aıpeement : Sözünde
dunnak, sözilnii.u eri olmak.
yataktan ltalkmalt.
ABl.AZE (9-21), rdv. & prep. To be put . . . . : R.alıatsız olmak, taciz
To set ..._ : AlıelO vermek, yakmak, edilmek, rahatı 'xızıılmak.
lı:ı:rıdırmllk, öfkelendiımet.
To c:ome ...,. : Vultua ııelmek, vlkı
ABLE (21), 1. olmak, meydana gelmek.
An· .... man : :ZCki bir adam, akıllı bir To aet . . . : Gc:r.iıımek.
adam. To IO .._.: Etrafında dönmek, gezin..
Alıle bodied : Vlic:udu aalJam, güçlü. mek.
AW. - bodied seaman : Muktedir felllici. To look llltoıd : Bakınmak, etrafına ıö:r.
To be .... to : Muktedir olmak. gezdirmek.
1 am not .... to walt 1O milcs a day : To hana aboat : Oyalarunak.
GtiDdlı 10 mil yflrilyemem. To order aboat : İl buyurmak.,
AmOAllD (9 - 55), adv. To put . . _ : Rahat bırakmamak, altüst
Ali ......ı : ( Naat.] Herkes pmiye! etmek.
Cloİe . . _ . : Yakın; yanıblflııda. To put thc slıip ~ : Gemiyi aksi isti-
To pt .._..: [Naat.] Gemiye bin- kamete çeyirmek, tıraınola etmek.
mek; çapvız plmek; çapan:r. llCtirmek. To !JCI .._. : Bqlamak, tqebbüs et.
To 10 .._.. : Gemiye dotru gitmek. mek, ıiripnek.

P. 1
...... [2)
ll«GUDI

To :um lllıout : Gezinmek. tenezzüh et- Alısolute temperature : Mutlak sıcaklık


mek. derecesi (mutlak sıfırdan hesap ederek).
To turn Mcıut is fııir pıay : Tamj1111ı­ Alılolute vacuum : Mutlak bolluk, mut-
hlını yapmak oyunda hak icabıdır. lak halii.
There is somethinı a"-t you today : Bu- Aıı.olute zero : Hararette mutlak sıfır
gün sende bir ·.fevltalAdelik var. ı noktası, sıfırdan 273 derece aptı.
ABOVE· (9 • 8), adv. ABSORB (9 - SS), v.
Abcwe all : Her 90Yclen .evvel, batlıca. To abaorlı learninı : Kavramak, ötren-
Aııo.e ·par :. ( Com. ] 1-İıritenin Osdbıde. melr..
Alın\'e meanness: Elinden alçaklık ael- To .ıı.ortı in a task : Bütün fikrini il'
mez. vakfetmek.
Alıove cited : Evvelce zikrolunan. ABSTRACI' (9- 3), n.
Aban ground: Yeryüzünde ıörülmemiJ. Abııtnıd of account : ( Com. ] Hesap hu-
Above hoard : Adil, dürüst. liısası.

From abo9e : Gökten; ( fitt. ] Allahtan. Abatnıct noun : [ Gram. ] Mina ismi.
He i\ a b.iı above himself: O biraz maı­ An alıstnıct of an ıtory : Bir hikayenin
rur ve kendini beğenmiştir. özü.
Mentioncd abon : Yukarıda zikredilen; in the alıstnct: Nazari olarak.
doğru. hilesiz, aşikar.
ACCFSS (3ks2), n.
Ovcr and abovt : Bıını.lıın maada. To ıive - to : Müsaade etmek, içe-
To be abon oneself : Birinin kudreti riye bırakmak, serbest bırakmak.
fevkinde olmak. · To ha ve - : Yanına ıirebilmek.
To kecp one's head •bo•e water: Ken- ı ACCOMMODATE (9kS-9-21), v.
Ji~ini tehlikeden azade kılmak, tehlike- Pray be acccımmodatetl : LOtfen oturun.
den !.:açınmak. To ııccommodate oneself to circums·
Th: man above : Yukorıdaki adam. ı tances : Ayajmı yorıRnına göre uzat-
mak.
ABROAD (9 - ~S), adv.
Tu accommodate oneself : Uymak. imti-
Ali abrud : Şaşırmıı. 1
sal etmek.
From abroad : • Ecnebi memleketlerden,
ACCORD (9k.5.5), v. 4 n.
hariçten. ı
Of one's. own ııcconl : Kendiliiinden, ken-
There is a rıımour abroad that; Dedi- 1 di rızası ile.
kodu var. To acconl wjıh : Ahenkli olmak, uyııın
To be ali abroad: Tamamiyle yanılmak, , o!mak.
daima hata yapmak. Wirh one acconl : Hep birlikte.
To ıo alıroad : Ecnebi memleketlere git- ACCOUNT C91r.47), v. et n.
mek; ıüyu bulmak. Accouat book : Hesap defteri.
ABRUPT (9 - 8), a. Acc.ats receivable : ( C11m 1 Tediye
An ııbnıpt manner : Nezaketsizlik. olunacak hesaplar.
ABSENT (3), a. et v. Accoaats payable : [ C om. ) Tah,il olu-
Alıııent minded : Dalıın. nacak hesaplar.
~ treatment : ( MeJ ) Hıtstanın ya- By all _ . . . : Herkesin dedliine ıüre.
nına &itmeyip uzaktan tedavi. Cash accoaat: Kua hesabı.
To .._at oneself : Gitmek, bulunma- Current ııı:coat : [ Com. ] Cırl he11p.
mak. Por the accomt: [ Com. ) Vldell.
Al80LUTE (3 - 9 - 77), L Joint -m: ( Com. ) Mütterek he11p.
Alılalılle ceilinı : ( A-. ) Azamı tavan, Of no __..: Ehemmiyetli&.
azami yOkselit ICViyeai. On _.....: Alelhesap.
A....... scale : Mutlak ölçll ve terazi. :
On llftcımıt .ı için, hasebiyle, 'den naıl.

[ 3 1
.........
On joinı llCC-t : Ortaklaşarak, müste· Cauaht in the ııct : Suçüstünde (cürmil·
On (upon) no _ , : Asla, katiyen, meşhut halinde) yıİkalanmıı.
hiçbir zaman. To ııct •P: Yaramazlık etmek, ıösteriı
Ouısıandinı - • : Tesviye edilmemiı yapmak.
hesap. To ııct ap1111 : Tesir yapmak, mllessir ol·
Overdrırwn - • t : K1111ılıksız hesap. mak.
Profil and loss ıın:oamt : Kir ve zarar To ııct apaa. an advice : Tavsiyeye aöre
hesabı. hareket etmek.
Runninı llCC-t : Açık hesap, cari be· To ilet one's part : Birinin yerini tutmak,
sap. başkasının rolllnil almak.
To ııcccıaat far: İzah etmek. The machine won't ııct: Mıkina çılıpnı·
To cali to ~•: Cevap isteme)(, sor- yacak.
ıuya çekmek.
AcnON (3 • shn), n.
To aive an acc-t ol : Anlatmak, ce,va- Adlen ıakinı : Dedikodulu.
bını vermek, hesabını vermek.
Out of acdoıl : Tesiraiz; hareketsiz, ipiz.
To ıive an mccaum ol onesclf: Nerede Philosoplıy of acdoıl : A..eı febefeai.
oldu&unu ve ne yaptılını söylemek. The acdoıl of a medicine : Bir illcın te·
To carry to 8ftGlmt: Hesabına aeçii'· sici.
mek, hesaba yaımak. 'l1ae IClldlen ue in adlen : [ Mil.] »
To make no mı:c-a ol: Saymamak, iti· terler harbde (seferde).
bar etmemek, ehemmiyet vermemek, al- To brinı an actloa ..._,: Kanuna kar·
dırmamak. sı aelmek.
To pay an ııc:coaat : Hesabını kapatmak, To take acdcın : Bir ite 1iri1111Ck.
borcunu ödemek. To make the actloa dry : hi aüçlettir-
To settle an _ , : Hesabını ııörmek. melc, imklnsızla1tırm11ı:.
To take into _ , : Millahua etmek, AcnVE (3 • 1), a.
hesaba almak, kale almak. Actne circulation : [ Com. ] Tedavüldeki
To turn to acc:oıı•t : Kullanmak, zayi et· para, fiili tedavül.
mek. Adhe debt : Sallam borç.
ACE (2 Is), n. Adlve demand : [ Com. ] Fiili talep.
He was within an Ke of death : Az da- ActlTe office~: [ Mil. ] Muvazzaf subay.
ha ölecekti, ölüm kalım arasındaydı. Adlve volcano : İltial halinde yanardq.
ACQUAINT (9 • 2t), v. ACUTE (9 • 177), a.
To acqıglat oneself wltlı : Ötrennıek, Acalıe ıınael : [ Matlı. ] Dar açı.
tanımak, anlamak. Amlıe • anaJed trianale : [ Matlı. ) Hld
To acqıİ.lmt someone wllll tbe facts : zaviyeli dar açılı Oç,en.
Olup bitenleri bir timaeye bildirmek. Acıdıe illııess : Ciddi hastalık.
To be (aet) ......... with : Tqerrllf Aadl mind: 7.eti.
etmek, tanıpnak. ~DAM (3 • 9), n.
ACQUIT (9 -1), v. A._'s ale: Su.
To -.dl oneself well : Vazifesini iyi Aılml'ı apple : [ A11Gt. ) Gırtlak çıkın­
yapmak. tısı; Adem elması.
To be -..W : Beraet etmek. Not to ltnow one from . . _ : Tanıya­
ACT (3), v. ıl n. mamak.
Ad of God : [ la•. J Elbabı mUcbire, The old .._: Glnaha fıtri temayül.
insan tudretinden GllOn ilet (yıldırma ADAMANT (3 • P • P), n.
iıımesi afbi). To be ........ : Rica tabal etmemekte
Ad of plrllament : Kanun.. inatçı cılmat.
ııddn•
[ 4 ]

ADDRESS (9 - 21, v. it n. To ııdv...._. : . Maksada uysun, i:ıe elve,


A man of pleasing lllMnsa : Mahir ve rişli.
nazik bir adam. To ıhe besi ııdvımtııp : En karlı, en çok.
To ııddnm oneself to : Hazırlanmak (bir i,e gelen, en istifadeli suretle.
işe), başlamak, ele almak, ıirişmek. To ıum to ......... : Fayda çıkarmak,
To ııddnm ·a ball : [ Golf. J Topa nipn kullanmak.
almak. You have the ......lap over - : Siz
To ııddnm a pcnon.: Bir adama hitabel- beni tanıyorsunuz
fakat ben sizi tanıya­
mek. madım, siz benden karlısınız (bir ille).
To pay one's ....,_ to: Evlenme ıeldi­ ADVICE (9 ·41s), n.
finde bulunmak, flön etmek, kur yapmak. Adrice boat : ( Arelııric:. J Resmi haber
ADJUDICADON (9 - 77 - 1 - 2 lshn), n. getiren semi.
,AjJl'dk:ıldam order : ( Com. J tniıs ka- On ıhe ııdYlce of : Nasihatına lift.
rarı. ADVISE (9 • 41z), v. [p. 1. ADVISEDJ.
ADMIT (9 - 1), v. Be ...._. bJ me : SözUmU dinle.
To .._.. al: Müsaade etmek, teslim el· Dl ...._. : Akılsız, tedbinlz.
mek. Well mıhlled : Akıllı, tedbirli.
To aılmlt the ıruıh of : Doirulu&unu ka· ADVOCATE (3-9-1), n.
bul etmek. Devil's 8ıhocMI : MUnabp olsun diye
it l1llmlN of doubı : Şüphelidir. zayıf tarafı müdafaa eden timse.
ADO (9 • 77), n. Faculıy of ......_: Hukuk fakültesi.
Withouı any more Mo : Hemen, ses çı­
Judge ..,,CICllte: Harb divanına tahkikat
karmadan. hakimi.
ADRIFI' (9 • I), adv.
Lord MvocMI : lstoçya'da devletin
To ıurn lldrlfl : Birini işinclm çıkarmak
umumi dlvavekili.
veya evinden uzaklaıtırmak.
AERIAL (29 -19), a.
ADVANCE (9 - 44 - s), v. el n.
Aerlııl assaults : [ 1111, ] Havai taarruz-
~ auard: [Mil. J heri kantaL
lar.
AıhMmll in yean: Yaşta ilerlemiş,
Alliıll car : Kablodan uılan ve havadan
yqlı.
pçıen ara~a, hava hattı anbuı.
An ..._ . idea : Yepyeni bir fikir.
He 'is in 8ıhand aıe: Yqlıdır. Aerllıl naviption : U;at meyrlbeferi.
in ...._.: Pqin. Alliıll reconnaissance : Hava tqfi.
in ııd.-e al : önuncle. Alliıll root : [ Bot· ] Havada yelillirilen
in an ...._.. stqe : İlerlemiı vazi- kök.
yelle. AFi l (9 • 44), adv.
To make an . . _ , : ilerlemek, terakki Ar. oft : Çok uzakta.
etmek, muvaffakiyeı kaydetmek. From ~: Çok uzaktan.
To make .._ to: Birinin dosdutunu AFFAIR (2 • 29), n.
kazanmak, kabili hitap, prıin olmak..
An all* of lııonour : Namus veya ,..r
ADVANTAGE (9 • 44 • lj), n. -leai.
~ sroup: OstUnlUk ve rilçlıa­
nlyet veren mevki veya hal teyfi,et.
Foreiln ııll*I: Harici iller, dıı ltllrl
At an ........ : Kirtı olarak. At ıbe lııead of lllrlllll: İt bııtında.
To pin an . ., 'ı - ~: M .mıılrl lllDd : Simditi lıalcle.
Bir bqkuınclan dlha kuvvetli olmak. A rude 1111*: Çirtin it.
To lake .., 1 t al : Pınanaa illifade His 1ıat - • ~ 1111*1 (.Si.] Tu-
etmek, za'fından istifade em.t, haf bir ııeYdi o.
AFFECT (9 - 2), v. A n. ( p. t.
( sı
Aflılr -birtb : Meydana ıeldiktm -ra.
..
.An'ECIY.DJ.•• Afllr - clap : Umulmadık lıAdilC •
My ana il ....... : Kolum tutuldu, ha- Afllr - comer : Gelecet, erteli.
talık kol- yayıldı. Afllr- _. : Beklenmedik ınunf, ini
To . _ . iporaaııe : Tecehlll etmek. munr.
To . _ . - . . : Temaruz etmek. Aflılr • crop : lkinci mahsul.
m ...,.. : Dlllmaıı. Aflılr ~ damp : Bolucu pz.
Well ....... : Dolt.. Afis - daya : Zaman zarfında, aelecek-
APFECTION (9 - 2 - illa), n. telti allaleıde, istikbalde .
..,..._ of lwnler: Açbt hali. Aftlr - pme : JCaılı ltaqıyı oymı.
To llt oııe'ı ....._ on: Sevmek, itık Aflıtr - aııanl : [ N.uı. ) Geminin kıçında
olına&. hizmet eden ulter.
To win oııe'ı ....._ : Birinin aev&iaini Aflılr - arus : t.lr.inci mahsul ot.
kıgnmak Afllr - life : Hayatm mn merhalesi .
AnlllMA.'11\'E (9 • 99 • 9 • 1), L . . _ - liabt : ( Co111. ] G6rlllcltlkten ııon­
A dec:idecl ........ ,.: Kunedl mtlspct ra (bir mal, evrak, v.ı.).
tarar. An. you lir : Siz buyurun efendim.
in tbe ıilllıwıdte : ispat ve tudik mi- To cali dllr: Hltıruma olarak ad koy-
auuıda, m~. mak; birinin arkuuıdu IClleıımet.
Neptive cır Aiiiiilllhe •-r:Menfi To loolt lılllr : Birini himaye etmek,
veya mlllpet cevap. bakmak, ihtimam Ptermek.
Tlıe .-......n hu it: ( D.6tıte ) Müa- Two yeara ..._ : bı.i sene sonra.
pet tanıt kazandı. AGAIN (9 - 21), adv.
To answer in ıhe ıılllrmalln: Müspet Apıı. aacl ..... : Tekrar tekrar, sık sık.
cevap vermek. Al muclı ..... : Bir milli daha.
AFll'ORD (9 - SS), Y. Now and ..... : Aruıra, bazan.
1 can't . . _ . to buy a car : Bir araba Time aad ..... : Tekrar tetrar, dcf•de.
utın almıya bütçem müaait delil. AGAINIT (9 - 21 ), prep;
1can't1111_. it: Ona para yetiftiremem, ~ a darlt bacQrouad: Koyu renk
param yok, bana pahalı aelir. :r.emin önünde (resim veya lllıne).
To .trartl a chance of : Farut vermek. ~ • rainy day : Kara ıüne k&f1ı.
AFLOAT (9 - 67), adv. A a. ~ the arain : 1ater iltemez, al'ZlllU
There is a story ..._. tbat ... : Rivayete hillfıaa olarak, istemiyerek.
söre. diyorlar iti ... He is ...... reform : O adun ıslllhat
Tiıe finn is alloat : Şirket murafmı çılta­ düpnanıdır.
nyor. I have nothinı ...... hila: Ona mua-
AFOOT (9 - 7), adv . .t a. rız: delilim, onunla hemfikirim.
Thcre is mischief doat : Orada bir do- Over ...... : Ona k&f1t, karşılık olarak;
lap dönüyor, bir kötlllllt tertipleniyor. "-1'11 ltaqıya; ka11ısınct., mukabil.
AFORE (9 - SS), adv. To brinı •n accusation ...... : itham
Al . . _ - uid : l!vvelce dcnildili sibi. etmek.
Afore mentioned : Mezlt6r. To IO ..,.._: Ollımaıı olmak; muarız:
AfGre aamed : Evvelce adı seçen. t.lmak.
M.-. tboualıt : a.-.e.ı diqllıılllmüş, ev~ To lıy up money ....... a rainy day :
. velce · dilfllallle,ı. Kara alin için tuarruf etmek.
AFi' (44 - 9), pnp. A adv. To run ......, a friend : Bir dost. teu-
Aftlr a manner : Tarzında, Pili. dilf etmek (fllllelmek).
Aftlr- aeeı: Gelei:ck ııail, ,elecek uır. AGE (21j), a.
After ali : Ne de olu, nihayet. Advaac:ed . . : İlerlemi' yq.
..... ( 6 J •
Al- of brus : Pirinç devri. Alr conditioııer : Harareti ayar eden ci·
Ap of iron : Demir devri. haz.
Ap of a&oııe : T11 devri. Alr corridor: Hava cleblizi.
For . . . (for an •>: Uzun aman, Alr driven : Hava ile lilriltlenen.
senelerce, çıottaa 1ıeri. Alr fteet : Hava donanmuı.
From • to ... : Nesilden Dille, uır­ Alr ftower: (Bot. ) Hava çlı;eli.
dall ura. Alr forı:e : [ Mil. ) Hava kuneti.
Of • : Olawı. kemale ermil. Aln and araca : Allomıal bir mizaç.
T1ıe dark .... : Cehalet devri, karanlik Alr 11111 : Hava tllfeli.
devir. Alr lıanıaMr : Hava çekici.
11ıe ftower of one'ı • : Geııçl.ilt çalı. Alr heatiq : Hava ile ısıtma.
Under ... : Deha çocuk, muayyen Y• Alr hole : Hava botlulu, ademi tazyik.
selrııemif. Alr intake : [ Arn. ) Hava alılı, hava
AGENT (21j), n. almıya mahsus tertibat.
'Free ...- : Kendi illerinde kanuni ull- Alr intake pipe : Hava melhali borusu.
hiyet ve -1iyet ulıibi. Alr jacket : Hava cakoti.
House ..... : Ev telWı. Alr iane : Hava yolu.
~GUE (9 - il). v. Alr line : Hava hattı; havada dolnı çizai.
To ..,.. te : Bir teY içiıı mutabık bl- Alr mail : Hava pDllUJ• uçak poııtan.
mak, kabul etmek.
Alr • mincled : Havacılık zihniyeti olan.
To ..,.. wlllı: Bir tiaıte De mutabık
Alr puup : Hava pçideri.
kaımak.
Alr poctet : Hava tqiulu.
AGREEMENT (9 - 11 • 9). n. Alr pon : Uçak nıeydaıaı, bava alanı.
Gendeınen'ı ..,.._. : Efr.ııdl lllzll
Alr propeller : Uçak pervanai.
!milletler -mda )1Zılmam11 anllflD&}.
Alr pump : Hava tuhımbuı.
Granımatical .., ı• • : Mutababl.
Alr raid : Hava hüı:uma.
Meıhocl of •••••I : Anlapna UllllD. Alr resistııııce : Hava mutavemed.
Private ..,. . . . . : HUlllli aıılqmL
Alr route : Hava yolu.
To come to an ...-•ı•I: Bir karanı
Alr shaft : Aydııılıt, hava vermeje mah-
varmak. u)'Ullllak.
sus kuyu.
AGGllUtllVE (9 - 2 - 1), a.
To take the ...,...We : Hücum etmek, Alr shicld : Otomobilin hau siperi.
hücuma seçmek. Alr ııpeed : Hava lllrati, havaya nazaran
AHEAD (9 - 2). adv. 111rat.
To ıo .._.: Devam eımek; defolup Alr ııpeed indic:alor : Sürat saati.
ıitmet: dörtnal ilerlemek.
Alr ııtove : 'Odaya aıcat hava ııqredic:i
AD. (21). v. bava lılk:resl ve boruları olan loba.
What an. you? : Nen var'l Alr tcmperature :_ Hava 11caldık denc:ıesi.
AIR (29), n . .t. v. Alr tillıt : Hava 11Ç1D1Z.
Alr base : Hava U.U. Alr transport : Hava nakli, hava ...-ı.
Alr bladder: ~ la.tlii, ~. Alr trap : Hava bpıını.
Alr brake : Hava fnnL Alr valve : Hava valfı.
Alr cutle : Havada kale, hulya. Alr v-1 : [ z..l. ) Nefea borulU..
Alr ı:ell : Hava PiL Alr warfare : Hava harbi.
Alr chamber : Hava bOcrui. Alr - worthy : Uçabilir, havalanalılUr.
Alr chilel : Hava tazyikli kalem.
Alr COOled : Hava De IOiulDlmUf.
An * ol amıpnı:e : Kibirli tavır.
C-p; 1 • ... : Tazyik edllınlt baVL
A1r conditioıı : Mevsime ilke hararet te-
sisatı kurmak.
Foul*:
Frnlı *:
Pli bava, boluk hava.
Temiz bava.
alarm an
[ 7 J
Rumour is in ıhe alr : Ortalıkta bir 111yia ı All aboard : [ .Vaat ) Herkes semiye
dol:ıiıyor. veya aemide.
She is on ıhe alr : Radyoda IÖylilyor. AD foun : Dört ayak.
To alr ıhc room: Odayı banlandırmak. Ali handı : Herkes.
To alr cloıhinı : Elbiseleri havalandır­ AD his life : BUtün ömrUnde.
mak. All day lonı : Blltün atın.
To alr one's vicws : Fikirlerini açmak. All Turkey knew abouı it : BUtUn Tiır·
Tu puı on .an : Çalım satmak. kiye biliyordu bunu. ·
To sinı ıhe a1r: Bir musiki parç•ında All the othen : Ötekilerin hepsi.
baı makamı okumak. All the time (while) : Daima, her za.
To ıake ıhe alr: Dııarıya &itmek; [ aero.] man.
havalanmak. AD the thinp : Her ICY·
To tread on alr : Mesut veya hUzlinlU ol- AD • absorbinı : Herkesi mcuul eden,
mak, sevinmek, heyecanlanmak. tamamen megul eden.
There are many plans in !he .ır : Birçok AD accomplished : Her ICY tamam, qler
muallak plinlar vardır. yolunda.
ALARM (9 • 44), n. AD alonı : Her vakit, daima.
Atu. beli : Bir tehlikeyi veya haberi AD at once : Hep birden.
bildiren çan. AD buı : Az daha; ... den bqka.
Alana clock: Çalar saat. AD· conquerinı: Cihanıir.
Burıılar alana ı Hınızı haber veren ip· Al • destroyinı : Her ICYİ telef edici.
ret. AD • devourinı : Her şeyi yiyip bitirici.
Fire alanı : Yanıın İlllreli. AD • embracinı : Her :ıeyi saran.
To ıive the ........ : Tehlike ipreti ver· AD Fool's Day : ı Nisan• ıünü, herkesin
mek. birbirlerini aldattıkları ıUn.
Watchman's almm : Bekçiyi ı;alırmıya AD hail : Sal ol, yata. merhaba.
mahsus tertibat. AR· holy : Çok mukaddes.
ALERT (9 • 99), a. Al • important : Çok mühim.
To be on lhe alert: Uyanık olmak, ha- AD in : Çok yorıun, bitkin.
zır olmak, lelikle olmak. Al · knowinı : Her şeyi bilen.
ALIVE (9 • 41), a. AH • merciful : Allah.
Be alin! : Yap! Çok yqa! AD of· a sudden : Birdenbire.
AU.e wiıh flies: Sinek dolu. AD over : Tamamen; tekrar, bqtan;
1 am .U.e ıo ıhaı faulı : O yanlııın ben bitti.
de farkındayım. AD· present : Her yerde hazır, Allah.
I.ook .U..! : Canlan, pyreı eti AD risht : Pek iyi, tamam, olur.
Man alh-e! : Hey mübarek! All • round : Çok meziyedi.
No man alin : Hiç kimse. Al • seeing : Her şeyi &iiren, Allah.
To be illin ıo possible danıer : Baıına Al • sufficient : Kifi.
pleceiini bilmek, bir tehlikeye kartı ha- AD the beller : Daha iyi.
zır olmak. AD the same : Hepsi bir.
ALL-(5!1), a . .t. adv. AD there : Aklı bqında.
AD in IOod tiıne : Uysun oldulu zaman, AD ıo1d: Yeklln.
ııc:eleıi yok, pç olsun temiz olsun, sab- AD up : Her şey bitti.
rın sonu aclAmct. Ali too soon : Pek erken, fazla çabuk.
All wenı well : Her it yolunda aitti. All • wise : Her weyi bilen.
All'ı well : Her ICY yolundıo. AD • Worthy : Liyakadi.
AD in • : Her ICY: her ICYi hesaba ala· Aboft al : Bllbasaa, her ICYdcn fazla.
rak; netice, IOD. After all : Nihayet, e11ıilı1. ·
alley
[ 8 ]

God is ali : Allah her iiCYdir. Allar - piece : Altıır arkasında '.:ya üs-
He lost ali : Her şeyini ~aybetti. ıündeki tezyinat veya resim.
in ali : Hepsi, yekQnu. · Altar - plate : Altar takımı.
Once for ali : Son defa olarai. Altar rail : Altar önündeki parmaklık.
He disclaims ali knowledae : Hiç haberi Altar - table : Mihrap (allar).
yokmuı. Allar - tomb : Mezar taşı.
For ali the world : Ne pahasına olursa Allar - wise : Mihrap şeklinde.
olsun, dünyada; tıpkı, aynen. Family altar : Aile duası.
Not aB there : Kaçık, deli. High allar: Büyük altar (mihrap),
At .n : Hiç, katiyen. To Jead someone ıo the allar: Biriı·l.: e\'-
lt's nothing at .ıı : Hiç bi111=y delil. lenmek.
Not at ali : Hiç; estağfirullah, bir~y ALTERNATIVE (S -99-9- 1), a. &:. n.
dejil. Alteraatlve conjunction : İki ııktan biri-
To beat all .hollow : Tamamen yenmek nin inlihabını ifade eden atıf edatı.
(oyunda). Altematlve eııpendienıs: Seçilebilecek iki
One for aU, ali for one : Birimiz hepi- \'eya ikiden fazla çare.
miz, hepimiz: birimiz: için. An .ıternııdve meaning: Başka· miın\!nın
To be .ıı over: Hepsi mahvolmak, bit- yerini tutan mana.
mek, sönmek, kaybolmak, tarihe karıı­ 1 had no oıher altenııthe : Başka çarem
mak. kalmamıştı.
To be 1111 up with : Mahvolmak, if1iıs et- To leave no altemaöve : Mecbur etmek,
mek, ölmek. hiçbir imkan bırakmamak.
With .ıı speed : Bütün hızı ile. To rive Coffer) the alteraaöve.: İkisinden
ALLEY (3 - 1), n. birinin ifttihabını reye bırakmak.
Blind .ııey : Çıkmaz yol veya sokak.
Al\tEND (9 - 2), v.
lt's up his al~y : Tam onun işi, biçilmiı To make aıneads: Yapılan bir iyiliğin al-
kaftan. ıında kalmamak, karşılığını ödemek.
ALLOW (9- 47), v. To make amends for : Tarziye \'ermek.
To .ıı- for : Tenzil etmek.
To allow Öf : KabuJ. etmek. AMISS (9 - 1), a. & adv.
Is there anything aınlss? : Bir şeı· mi
ALLY (9-41), v. (p. t. ALLIED]. a.
. var?
Closely ııUlecl to: Tıpkısı, aynısı.
Not amlu : isabet eder. müna~ip.
To aDy oneself wlth (IO): Birleşmek.
"'lothintı comes amlss lo him : O. müca-
ALOFT (9-S), adv.
deleye hazır.
To go aloft : Kaçmak, sıvışmak.
To go amlss: Yolıı şaşırmak, yanılmıık.
ALONG (9 - S), adv.
To lake amlss : Gücenmek: yanlı~ hükiim
Ali aloİlg : Öteden beri; hep böyle, her
,·ermek, yanlış anlamak.
zaman.
Aloaıı with : Beraber, birlikte. A\fOUNT (9 - 47), n. & "·
Come aloaıı! : Gel· bakalım, haydi gel! Amount hrought forward : [ Crım. l ~ak­
Go alona! : Artık git! Git şıı halde! li yckün.
Along ıhe shore : Sahil boyunca. Your words amount to ıhis: Söılcrinizin
To gel alonı with : 'le geçinmek. hakiki miinası budur.
1 knew it ali alonı : o'nu daima bilirdim AMUCK (9-8). adv.
(tanırdım). To nan amuck: Azgın delilik halinde
ALTAR (55 - 9), n. oraya buraya koşmak.
Allar - cloth : Allar veya mukaddes sofra ANALYSIS (9- 3 - 1 - 1), n.
örtüsü (kilisede). Quanıitati\'e analysls: Kemmi tahlil,
Altıır - frontal : Allar örtilsD. kanıiıaıif analiz.
mdıor
[ 9 ı

Spectnım ...ay• : Tayfi tahlil, spektral A-.le of incidenc:c : [ a..... ] Gelme


analiz. açısı.

Loaical . - , . : Mantıki tahlil. A-.le of inclination : ( Veoa: ) İnhiraf


Cbcınic:al _ . . , . : Kimyevi tahlil. zaviyesi, meyilli açı.
Electrolytic . - , . : Elektrolitik w-ıiJ.
Allale of refleıtioa: [ G-. ) YllDlıma
açısı, inikia zaviyesi.
Qualitative _..,. : Keyfi tahlil, kıılita­
tif analiz.
Allale of relractioo : [ a-.
ı İntiar
zaviyesi, kırılma IÇlll.
ANCHOR (3 Dik 9), o. A..... of repoee : [ Geom. ) Müstenit
A.~ ııround : Gemi demirhyecek yer, zaviye, dayanan açL
demir yeri.
A.9dıor bold : ( Naat. ] Demirin tutmuL
Allale of Vİ8İoD : ( a- )
Görme IÇllL
Acufe ..... : [ Geom.] Dıır açL
A.Dclıor smith : ( Naat. J Leqerei. çapa
yapan demirci. Mt-ı ...... : c a-. ı 1Caaıpı açı-
ıar.
At mdıor : ( Naat. ] Demirli, demirde.
Altemaıe ...... : [ Geom. ) İç veya dlf
Boaı mc:1ıer : [ Naat. 1 Kayık demiri.
ten açılar.
Bowcr _ . _ : (Naat.] Göz demiri.
Obtusc ..... : [ Geom. ) Geoit açı.
Kecİtc mdıor: [ Naat. ] Tonoz: demiri, Plane ..... : ( Geom. ) Düzlem açı.
ufak lenpr. Risht ..... : [ Geont. ) Dit açL
Shcet _._. : (Naat. l En büyük leıı­
Re • eııtcrİDI ..... : { G-. 1 İstihkl·
FJ', ocaklık demiri. matın iç zaviyeai Caçuı).
Spere _ . . . : [Naat ) Yedek demiri.
Solid ..... : Mu-aı zaviye.
Sıreaın wcı.or: :Naat. l See: Kedse Spherkal ..ae : C Geona. ] Küresel açı.
anchor. To ..... for : İstedıjini vermek; tutmap
To caıt mdıor : [ Naat. ) Demir atmak, çalıpnıık.
demirlemek.
ANGRY (3 n11 - 1), a.
taramak.
An ....,,. wound : Alrıyan bir yara.
To cat the 8Mhor: [ Naat.) Demiri ıı­
ravaya vurmak. An -.rJ sky : Bulutlarla kararmıı sök·
To drq the -acır: t Naat. 1 Demiri yüzll.
To fiıh the _ . _ : [ Naat.) Demiri A.llPJ' with a pcnon : Bir kimseye gii-
fışkıya vurmak. cenm!1.
To 9tow the _...,: [ Naat.) Demiri To be (gel) lllt&rY with : Biri ne kızmak,
sefer için ballaıııal. darılmak, ııiicenmek. ·
To heave up the -mor : i Naat. ) De- To be ...,,. about (a tlı.İlll) : (Bir iş için)
miri almak, yelkenleri Pfirmek. darılmak, hiddetlenmek.

To lie Cride) at an mdıor: ( Naat.) De- A.NGULA.R (3 n• 17 - 9), a.


mirlı yatmak. A.Jıpı.r measure : Zaviye ile ölçü.
To wci&h _ _ . : ( Naat. ) Demiri al- ~ motion: Bir merkez: etrafında
mak. dönen bir wcyin hareketi (seyyare veya
The ncltor"ı apcak! : [ Naat. ] İstika· rakkas).
met! A.mpls velocity : Bir merkez etrafında
Thc -'9or's aweiah! : [ Naat. ] Demir devreden bir ICYİn hareketinin ölçüsü.
(çapf) kalktı! ANIM AL (3 • 1), n.
The ._._., .in ıishtl : (Naat. ) Demir A.nlmal breedinı : Hayvan besi-.
(çapa) söründlll A.nlmal extracts : Hayvanlardan alınan
~GLE (3 nul, n. ol v. hulhalar.
A..... of application : { Gnm. ) Tatbiki A.nlııuıl heat : Beden sıcaklılı.
zaviye. A.almal kinsdom : Hayvanat alemi.
c ıo ı
.....
A.....a ımpetiam
: MaııyatimıL mamak, birle1111emek, sokulmamık, ayn
~ ııature : Hayvani tabiaL durmak.
A.....a PIYChololY : Hayvan plikolojlai. To kmw - 8 : Farkmı aörmek. ayırdet·
Mlmııl IPİrib : Caııhlık, ııept. met, totrik etmek.
A.-.ı wonlılp : Hayvana tapma, bay· To live _ . : Ayn yapmak.
vanperelllik. To tab mYll: S&mek.
Domettic ..._.. : l!bl! hayvan, ev hay- To teU m9ll: Birtıiıinden tefrilı. etmek.
vanı. APPEAL (9 • 11), v.
Wild ...... : Vaııp
bayv•" it ....... to tbe eye : Göze ,uı.cı aörU·
ANNUn'Y (9 • 171·1), n. nllr.
Coatinaent --*J : Şarta btıilı 1e11evi This book doeln't ..,..ı to me : Bu ki·
maq. tap enrcreaaıı delil, beleıımedim.
Deferred --*J : ileride muayyeiı bir To ..,..ı from tlıe cbair : Meclia rei·
iamaııda verilecck NDeVi mUf. ıiııiıı karanııa muana olarak mecli•
Joint _ . , . : Muayyen birkaç •tabsm mllrııcııat etmek.
"teya bu pıbıalardan blriııiıı yapdı&ı mtkl· To .,...ı to tbe country : Memlekeı
detçe verilen 111Uf. halkının rey veya fikrine müracaat et·
Life _ . , . : Kaydı bayatla Irat. mek.
Perpetual - - - : Daimi .-vi tabit. A.l'Pl!.AllANCE (9 • 19 • 91), n.
llcvenioııary _ . , . : Muayyen bir va-
For Hı • - .U : El IÖZÜlle kallı.
kadan ve eberiyetle bir pbam öltımtm­ aösteriı ohun diye.
den IOnr& bPlıyaıı 111Uf. To keep up illll • • - : Zevahiri koru-
Survivonlıip _ . , . : Muayyen iti veya mak.
fazla pbıstaıı •I kalaııa verilen mUf. APritiliE (3 • 1·41), n.
ANOTllEll (l • 8 • 9), L ~ for art: Sanat afkı.
~ pıeu of maıı: Bambqb bir Depraved0 . . . . . . : Ködl iftab, kötll meY·
adam. lere kallı- lftab.
One aft.er ...._ : Birbiri utuıııdaıı, To IOle tlıe ........ : ittahı kaybetmek.
ııra ile. RaVCDOUI ...... : Kurt iJtahı.
Ooe ...._: Birb~ yekdljıerini. To sharpen tlıe ........ : İftab açmak.
You are -aı.r!: (Si.) Sen del APPLE (3), n.
ANSWD (4'4. 9), D. A v. ~ • butter (uuce) : Elma reçeli.
No - m : CA:vap yok! Suııl Aflıle • brandy : Elma rakılı.
1 wiU - for his dıarac:ter : Alıll· A .... • cbıeese : Elma tekeri.
kına ben bfillm. A .... • dıeeked :Elma aibi yanalı olan.
it will - well : İhtiyacı ta11ılar. ~ • jack : Elma rakııı.
Our plan bas not _ . . . . : Pllnımız A .... • juicc : Elma ICfbeli.
muvaffak olmadı. A .... of dilcord: Muhalefet mlbebblbi,
To - for : Mesul olmak. kavp veya harbe lebep tetkil eden te)'.
To - - tlıe doorbell : Zil çalmıııca ~ of my eye : ( Fıı. ] Oözllırılln
kapıya aitmet.. bebeli.
To - • to : Tetablll etmek, uymak. ~ • pie order : Çok munıazam.
ANVIL (3 • 1), n. A.... • pariq (poel) : Elma kııbuiu~
On ttie . . . : Hazırlaıımakta. A .... • plp : Elma çıetirdeji.
Drift ....a : Tedricen ayn dtlpnek. ~ • pomace : Elma teıtıetl.
To set ...a : Ayırmak, bir mata koy· ~. puddiJla .: Elma putaaı.
mat, tahlil etn.k. ~ • tocldy : Elma içtill.
T" keep _ . : Uzakta blmat, ,_.. A .... • tart : Elma kompoetOll•
[ il ] •
Apple - thorn : Tatula, 1eytan elması. 1'o b! within um·s reach : Yakın olmak.
Apple - yard : Elma tarlası. To Iİıy down - : Harbi bitiımek, mü-
Adım·s apple: [ Anat.] Acleın elmuı, tareke yapmak, sulh yapmak.
ıırtlık çıkıntısı. To keep (a person) at - · • leqtlı : Bi·
Crab - ..,.. : Pek ltllçük yabani elma; rini uzak tutmak, yUz .vermemek.
küçUk ekıi elma. To take up - apinst : Harbe lıazır­
Custard ..... : KillL lanaıak, harbe airifınek.
To upıet the ..,.. - cart : Pipnit 818 so- To reccive w1th open - : Kaqdaaıü,
luk su katmak, bir ip bozmak. istikbale çıkmak, memnuniyetle kabul
Al'PLICA110N (9-1 -21sluı), n. etmek, bairma blSlllllk.
To make ..,...._ to: Mllracut et- To be up in - apinat : Öfkelen·
mek, baıvurmak. mek, •!el plllkUrmek.
To make . . , . . . _ for : istemek, rica Under - : Harb zamanı, ııefer. mec-
etmek. buri ulıerlik.
APPLY (9- 41), v. To ID under - : Mecburi askere alın­
To llllfl1 o-lf to sometlıiııa : Bir IOJe mü, harbe ittirü etmek.
veya ile kendini tamaıniyle vakfetmek, ARMY (44· 1), n.
çalıımak, pyret etmek, dikkat sıufet­ ,.,_, corp1 : ( Mil. l Kolordu.
mel(, meaul olmak. To enler the _,. : Aıkere yazdmak,
To llJIPIJ for: MUracaat etmek. asker olmak.
11ıis doesn't • ...,. to you: Bu IİZi all- ART (44), n.
kadar etmez. Arta and crafts : Sanadar ve el illeri.
To .,,.,. a match : Kibritle tuluflltnD8k. Art leather : Saııatklrane iflenmit deri.
To .,,ıy somethinı : Bir ICYİ kulluımü, Black art : Sihir, sihirbaz! ık, bllyU, bll-
tatbik etmek. yUcWUt.
APPROACH (9 - 67), v. Art aııd part : Suç onatı.
1 will .,.._. bim on the mailer : Me- Fine arts: Ollzcl 11nadar.
sele hakkında kendisinden izahat istiye- Free (liberal) .eıı : Edebiyat ve fen.
cciim. Mechanical n : Sanayi.
APPROBATION (3 - 9 - 21sbn), n. AR11CLE (44 • 1), n.
To meet one's .,......._ : Belenilmek, Artldllı of apprenticeship : Usla ile çı­
birinin muvafüatını kuamnııt. rak unında mukavele.
AllAB (3 - 9), n. Artldea of usociation : Şirket mukave-
Street anılı : 'Kimaesiz çocuk. lesi.
ARM (44), n. Artldea of faith : Akait, din •e iman
Ann°s lenath: Kol boyu. erklnı.
Arm's reach: Elin yeti1eccii aıaafe. Artldel of marriqe : Niklb 19rtnamesi.
Arm in - ı Kol kola. Artldel of war : Harb kanunnamesi.
Anu of offencc : Hücum vaııtalan. in the artlele of death : Ölllaı anındL
A child in - : Bebek. Leadinı mtlde : Oazetenln bqnıakaleli.
A..- of defeme : Mlklafu vasıtaları. The definite ıırtlde : ( Grarra.] Harfi ta-
Fore - - : [ Anat. ) ön kol, kolun rif, belirtici lıarf.
dinetle bilek aruuıdaki kısmı. The lndefinite mtlde : ( Gram ] Harfi
Fire . _ : hdayıc:ı sillblar. tenklr, tıelaiaiz 11fat.
Small ..._: Hafif lillblar. AS (3z), adv., pron • .t conj.
Stand of .,_ : Teçhizat. Ae allO : Aynı zamanda, hem dahi.
To 81-.! : [ Mil. ) Teçhizat kupnl Si· Ae 100n • : Deihal, mumtıın oldula
llb bqma! kadar çabuk.
...... ( 12 ı

ASK (44),· v.
As mu. • : KUar.
1 am ~ much intcllipnt • yoıı : Ben To -* a pricc : Bir paba istemek.
sizin bdar ıııetiyim. To -* - . : Dileıımet, adata m-t.
A9 weU • : Gibi, bdar. To -* fw: Sormak, anmak, latcmct.
1 fiil uıpy • well • you : Sizin kadar To -* ~: ~ye dawt et-k.
ben de lunlaadım. To • • : Davet e1met, yalvarmak.
As if (tbııqb) : Saati, s0YL To -* ..._: Mallmat ı.r-.t.
~ it .ve : Saati, aQya. To -* ., : Yukarıya çatımıat, Plır­
As lo (for) : Gelince, IUAI edeneniz, der- malt.
ııeaiz. AT (3), prqı.
As you say : Dediliaiz plri. At • imi : Zararla.
As yet : Dalı& lıenBz, Pm41ye kadar. At a price : Piatlı, palıa biçllmil, flada.
So • ı Gibi, mrede, veçlüle: için: ti. At a lpled (rate) : Sllnde.
So • ıo 10 : Gitmek, için. At any ratıı : Her auılla, her 1ıalde.
lbis is • IOod • tbal : Bu öteki kadar At ali : Hiç, hiçbir mrede.
iyidir. At ud from : Gerek limuda ve .-be
A!ICENDANT (9 • 2 • 9), iı. yolda (ııilortaJı).
To be in the • u ' t : Galip o1ma1t, At bal : Nihayet, ola ola.
nüfuz sahibi olmak. At cali : Talep edilmekte.
Lord of the «
rt : Şanlm cilveli.. At eue : llllıat.
A8ll (3), n. At fınt : 0...., evvel&.
in lllıel : KUi halinde, kUI olmut. At home : Evde: bbul sllall.
Peace 10 his Fllllrl : Allalı rahmet ey· At luae : Seıtlelt, bllılıOt.
inini At lut : NilıaJet.
To lay in lllıel : Yakmak, harap etmek, At leut : Alprf. hl; olmua.
yakıp yıkmak.
At 11101t : ·Azami, ea Q0t.
To recluc:e ıo lllıel : KOi etmek, kOI ha- At nisht : Geceleyia.
At oııce : Derhal, bemea.
line koymak.
At oae : Ayın fikirde, mulabıt.
ASHORE (9 • S5), adv.
At par: Bııpbq.
To ao rı«ıcın : Karaya çıkmak, karaya At r.ace: [ Mır. J Sulhta, buarda.
dillmet. At 1e&: Deııime.
Torun rı«ıcın: Karadan aeçım!ı, karaya
At lialıt : [ Cam. ) GörtlldqGnde, ibra-
utramak. zındL
ASiDE (9 • 41), adv. At the c:inema : Sinemada.
A.w. from : ... dtpı bqlta. At an entertaiııment : Bir elleDcede.
To cali ...,. : B~ tarafa çalırmak. At that : Oldutu aibi: haliyle; lıaal, bile.
To draw ...,. : Bir tarafa almak, bir At the beainni111 : Bqlaııaıçta, bidayıette.
tarafa çekmek. At tbe end : Sonwida, nibayedade.
To lay Mite : Bir ıarafa koymak, süJa. At the mercy of : Vicdanına ltalıaq, in-
mat; tasarruf etmek. safına ltalmıı.
To set FllCe a judpment: Elti hültmll Ali .. once : Hepei birden, hep binim.
kaldırıp yenisini vermek. AD ... sea : S..ırmıt. ne Y911K81ını bil-
To stand FllCe : Bir yana çekilmek, bita· miyor.
raf olmak. At war : [ 1111. ] Seferde, harbde.
To tum ...,. : Bir yana sapmak: bir At wort : ı. bllında, itte.
yana aaptırmak, ballan çıkarmak. At random : Rıutple, balıt ifl.
To say (a thiq) ...,. : (Bir teJi) yavq To be • it : ... ile nıeaııl olmak; hB·
ııöylemek, fıııldllllllllr. CWD etmek.
•tlempC awa7
1 13 1
Sick •I heart : Müteessir. Power of ııttame7 : Vekalet, temsil sala-
To be put at a thing : (Bir şeyle) meşgul hiyeti; vekaletname.
olmak. A.UCTION (SS - shn), n.
To be al someone's : Birinin evınde ol- Public: ııucdon: Açık artırma.
mak. · To put up to _ . . : Mezada çıkar-
To cut at: Vurmak, aşındırmak, yıprat­ mak. ·
tmık, koparmak maksadiyle bir şeye vur- To sell by 8Udloa : Anırma ile satmak.
mak. AUDIENCE (SS -19 • s), n.
To look al : Bakmak. A.adle11ee c:hamber : Kabul salonu.
To mock al : Alay etmek. To ıive an auıileace to : Huzura kıibul
To throw 81 : Atmak, savurinak. etmek.
To laugh (jeerl al : Alay etmek, çekiş­ To have an aııdleace with : Huzura ka-
tirmek. bul olunmak, mülakat etmek.
To rejoice at : Etlenmek. A.\'AIL (9-21), v. An.
To sil al table : Sofraya oturmak. Of no ••alJ :
Beyhude, bopıaa.
To work • (a thing) : (Bir şeyle) meşgul To ....u oneself of (a person) : (Birin-
olmak, çalıpnak, etüd etmek. den) istifade etmek.
Without • • : Muvaffakiyetsizlikle.
A.Tl'EMPT (9-2), v.
AVENGE (9-2 • n), v. A n.
To .aeaıpC on one's life : Suihst yap- A•eap of blood : Ölüm cezası, hayat
malt. pahasına intikam.
A.1TEND (9-2), v.
To •nııae oneself on : ... den intikam
To atlellll IO: Kulak vermek, dikkat et·
alm3k, ... den öc: almak.
mek; bakmak, deruhte etmek; mewııl
olmak. A VERAGE (3 • 9 - lj), n. A a.
A.nrııp adjuster: Muhammin, avarya
To ııatad IO lhe ceremony : Merasimi
(töreni) takip etmek. düzenliyen ekspres.
To atlellll ıo the c:oncen : Konseri din- A..nee book: Bankada mevduatın mat-
hıp defleri.
lemek.
To llUe9d • : Hazır bulunmak. A•.,... clause : Siaortacla verilecek
tazminatın miktarını tahdit eden madde.
To atteDd IO school : Okula gitmek, okula
devam etmek. Above the ••ense :Vasattan yukarı.
An a•enıe family : Orta derecede bir
A.Tol'ENDANCE (9 - 2 - 9 - ı), n.
aıle.
Full ....,.._. : Çok kalabalık, dop-
On an nenıee: Vasati olarak.
dolu.
AWA.RE (9 • 29), a.
Poor .... . _ : Çok az kalabalık.
To be -ıın of : Farkında olmak, far-
in ......._.: Beklemekte.
kına varmak.
To dancc ......- . • : Hllnnetle kar-
AWAY (9-21), aclv.
şılıunak.
Far and _.,, the besl : Daha iyi; en
A.'ITEN110N (9 - 2 - shn), n. iyisi.
To call (attract) one's ........ : Birinin Far mJ : Uz.aja, çok uzakta, uzaklarda.
dikkatini çekmek, ipret etmek. Away with hiın (il)! : Defolsun! Gitsin!;
To cali for ......_ : Dikkat istemek. Götllrüa! GözUm gönnesia!
To pay ....._ eo: Dikkat etmek, A.WllJ, my boyı! : Haydi çocuklarım! Ha
ehemmiyet vermek, hürmet etme~. ıayret!
A.Tl'ORNEY (9 - 99 - 1), a. Riaht _.,. : Hemen, derhal.
A.ltlıney at law: Avukat. To be ...,. : Bulunmamak, baık• yere
A.uan.~ aenenl : B1111111ddciumumi. bat' aitmiı olmak.
savc:ı. 'fo c:arry - 1 : Alıp· liltllrmek.
B
[ 14 ı

To come away : Bırakıp aelmek. AWE (.S.S), n.


To do a-y with (a thina) : (Bir meyi) Awe commandinı (inspirinı): Mülhit.
yok etmek, kaldırmak; çalmak, kaçır­ korkunç, dehşctli; heybetli.
mak, çalıp aötilnne.t. To fill (strike) with awe : Dehfele dü-
To drive -111 : Kovmak. .Urmek, korkutmak, tedhiKilik etmek. ·
To eıt away; Aşındırmak; bir dllziye
To keep in a- : Korkuya dUıüp bir ta-
yemek.
rafa çekilmek.
To fetch away: Alıp aötilrmek.
To fire a-1 : Hemen atq etmek; dur- AWKWARD (.S.S-9), a.
madan IÖylemek. To be in an awnn aituıtion : Sıkın­
tıda olmak, müıkül durumda olmak.
To fatl _.., : Terketmek, himiliz bı­
rakmak. AX(E), (3), n.
To fly _.., : Uçup &itmek, bçmak. To put the ıue in the helve : $11phcyi
To aive ...., : Birine hediye etmek; ai- yok etmek.
kihta selini aUveye vermek. ADI (3 - 1), n. [pi. AXllll].
To ao _.,: Gitmek, ayrılmak. A• bearinı : Diqil yatalı.
To bide ...., : Saklamak; saklanmak. Am friction: Mihver ıUrtlbımai.
To make ...., with : Alıp kaçmak, qır­ A• of balance : Muvazene mihveri.
mak, çalmak. A.. of oscillation : bıtizıız mihveri.
To pus ııway : Vefat etmek, ölmek. A- of equator : Ekvator mihveri.
To send ...., : Bqka yere aöndennek, Aıı:• pressun: : Dinıil tazyiki.
kovmak. A.. of roıation : Devenn mihverleri;
To ınatch ...., : Kapmak. ( Matlı. ) dönüm ek1enleri.
To tıke __, : Alınak; aötünnek. Ascendinı - : Alaç aövdesi·
To throw -111 : Bir tarafa atmık, ite Deııcendinı - : Apç kökü.
)•aramıyacık bir feYİ fırlatıp . atmak. Mıpetic - : Mıpıetik mihver veya
To wasıe away : Erimek, sararıp solmak. eksen.
To work _.., : Çalıtınıya devam et- AY (E), (41), ini.
mek, çalıpnak. For a,e : İlelebet.

B (bi), Balt)' farm : Çocuk ve bebeklere para ile


Not to know B from a bull'ı foot: Pek bakılan jer.
çok cahil ve ~rıüsllz olmak, otur ya- ..., jumper : Bir nevi bebek salıııcaJı.
zar olmamak. ...,. nlıboa : 1nce atlas fel'it.
BABE (21), n. BACllELOR (3 - 1 - 9), a.
A ...._ in the wıys of the world : Tc- lladıllar'ı bultoa: [ Bet. J PCyaamber
rübeliz adam, bayatta allçlllldc lwJılq­ çiçeli, rubiye çiçell.
mam11 kimle, bayatı bilmlyen adam.
....._ of arta : Ollıel sanatlar ica-
BABY (21-1), n. atlill.
..., bluc : Çok. 11Çık mavi• ....._ of diviaity : bllİiyat fakOltecia-
..., boad : Yüz dolarlık bono (ICllCI). dea mezun ldıme•
...,., breat1ı: [Bet.] Bir çqit bafıf llııclıalar of lawı: Hukuk fakOlleliadea
kokulu çiçek. mezun kimle •
..., boUlc : Biberon, emzik, emzik ti- ....._ of mediciae : Tıp lcaııetlili.
feai. ....._ of mllllc:: MUlild lcuedili.
blıclı
l ıs ı

BACK lJ), n., a., v. &. adv. To see the b8Ck of : Kurtulmak, yaka-
sını sıyırmak.
Bllclı ıo blıclı: Arka arlı.aya, sırt ıına.
To be at one'i Mc.lı: Birine arlı.a olmalı.. To briııg one on one's back : Muhasım
yapmak, aralarını bozmak.
Behind !he blıcll : Arlı.ıiaından, ııyabıoda,
To fail badı : R.icat etmek, ıeri çekilmek.
yolı. ilı.en.
To fail blıclı upon : İtimat etmek, sıtııı·
B8Clı the main top • sail! : (
Naat. ) Façya malı., güvenmek.
ırandi gabye! . To order blldı: Geri çekilmeye veya ait·
Center • blıclı: [ Foot. ) Merkez muba· meye emir vermek.
cim. To pay blıclı: Ödünç alınmıı bir parayı
To turn one's blıclı on a penoo : Birin· iade etmek.
den yüz çevirmek.. To ıo lıllclı on one's friends : Sadakat
B8Clı - action : Geriye dolnı hareket (ma-
ıöstermemek.
lı.ina).
To blldı a bili : Kefil olmak, bi.r sene-
B8Clı • country : Memleketin uzalı. lı.öıe· din arlı.asına imza atıiıak.
teri, medeniyetçe seri yer.
BACKWARD (3 • 9), a.
B8Clı number : Eski nllsha; itibardan
A blıclıwıınl people : Medeniyetçe seri
düşmüı.
bir millet.
To bKk dowıı (oııt): Caymak, dönmek, A tı.ckw..a pupil : Tembel bir talebe,
sözünden dönmek. derslerinde ıeri kalmış bir talebe.
To blıclı pedal : Ters hareket eıtirmek RACKWATER (J • S • 9), n.
(bisikleti). To live in a bKbrater : Sakin bir hayat
To Hck the oars : [ Naut. ) Siya etmek. yaşamak.
ıo Hdı thc saib : [ Naat. ] Yellı.enlari RACON (21 • 9), n.
faça etmek. To brintı horne the ıı.coa : lstedilini elde
To INıdı up : Geri silmıek, berkitmek; etmek, bir :ıeyde muvaffak olıtıak.
geri gitmek. To save one's bııc:oa: Can veya malını
To lıllclı water : ( Naat. ) Kayık kllrek- ilurtarmak.
lerini siya etmek; pervaneyi tersine iılet· BAD (J), a.
mek. . . . blood : Düşmanlık, darıınılk.
BHk acıing : Geriye aidebilir. Blld blood between them : Aralarında
To fail bııc:k upon (a thİDJ) : Güven· dargınlık.·
mek, sııınmak (bir ,rye). Blld debt : Kabili tahsil olmıyan alacak.
To give bııc:lı : Geri vermek, iade etmek; A W ea : Kokmuş yumurta; [ /ig. ] kö-
gerilemek, seri ıeri silmek. tü muamele, kötü hadise.
To keep badı (the faats) : Saklamak, alı­ Blld form : Kötü huy, ıemiyesizlik.
koymak. Blld arace : Keyifsizlik, iıtahsızlık.
To look INıdı : Gcçmiı zamanı düşün­ BM landı : Ekilmemiı arazi.
mek, maziyi hatırlamak. Blld shot : Kötü tahmin.
B8Clı and belly : Yukarıdan aıalıya, büs- To the W : iflasa dotru.
bütün, tamamiyle. To go to the Mıl : lflisa dolru ıitmek,
ll8Ck and forth : heri seri, atıılı yukarı. fena yola ıitınek.
On !he b8dl of : Fazlasiyle, üstelik ola- To ao Mıl : Kötümter olmak, her teYln
rak. kötü tarafını dilfllnmck.
To break the blıclı of : Fazlasiyle yük· To ao frorn W to wone : Gittikçe fe-
lenmek, bir iıin bUyiUt kısmıııı yapıp bi- nalaşmak, daha beter olmak.
tirmek. BADLY (3 • l), adv.
To put oııe'ı blıclı up : Birini kızdırmak, To want a thinı ~ : Bir ICYİ pek fazla
sinirlcııdirrnck, öfkelendirmek. arzu etmek.
( 16 1
....
BAG (3). n. Balmce wheel : Cep saati rakkası.
. . . and bagage : Bütün qya ile' bera- Trial W - : Mizan.
ber, pılı pırtı. Bıılmı:ed diet ration : LW:umlu unsurla-
To become .... and ba11age policy : Her rın nisbi derecelerde kullanılması ile ha-
,eye malik olmak. zırlanan ııda, muvau:neli pla.
. . . of boııes ! Çok zayıf kimse. To be well lılılMnd : Denıeşınek, denk
lime o' moonshine : Saçma söz, mantık­ aelmek, muvazeneli olmak.
sız konupna.
BALE (21~ v .
. . . of mystery : [ Si.] Sucuk.
To bııle oat : Tayyareden paraşütle ı;tla­
The whole ... of tricks : Her ICY; her mak.
çare, her türlü hal çaresi. BALL (55), n.
To aive one the .... to hold : Yakasını Bııll - and - socket joint : Bir yııtak için- ,
işten sıyınnak, işi yarı brrakmak. de her istikamette dönebilen ucu top bqlı
To let the cat out of the .... : Sırra va- bir koldan ibaret mafsal.
kıf olmak, 11rrı ölrennıek. ·
Bııll - bearinı : Bilyalı yıİtak.
To ıet a ıood .... : Birçok kuı ve hay-
vanlar avlamak. a.11 - cartridse : Tüfek fi1Cli·
WI - cock : Bilyalı valf.
ILUL (21), n. .t v.
. . . bond : Kefaletname. . . of the eye : G6zlin ıüllesi, aöz .
111 ıo Nil tbat : Eminim iti... BaB of the foot : Ayak pannaklarının
On lııııll : Kefalet altında. kökii.
To ne cımt: Şahsına kem olup tevkif- To keep the ıı.o rollinı : Ufı uzatmak,
haneden çıkarmak. meseleyi uzatmak.
To lıllll • :· Silihlannı almat .. To open the lııııll : Balonun açılııını yap-
To pve leı - Nil : Sıvıpnak. mak.
To releue up0n bal : · Kefaletle koyu- To have the WI al ooe'ı feel: ·Muvaf-
vemıek.
fak olmak için en iyi fınatı elde etmek.
BAl.ANCE (3 - 9), n. .t v.
BANDY (3 - 1), v.
A debil ...._.: Zimmet bakiyesi.
To - . . , words : Münakaşa etmek.
A ...._. alıeet : Billııço.
A credit ..._. : Madup bakiyesi. To - . . , a story abont : Bir lllC9Cleyi
...._. brousJıt forward : NakliyekOn. herkese datıtmak, dedikodu mevzuu yap-
...._. due : Zimmet bakiyesi. mak .
...._. ol an ııccount : Hesap bakiyesi. BANDllOX (3 - S), D •
As if out of a . . . . . . : Teni elinden
..._. ol power : Milletler aruaııdaki
askeri kuwet muvueııeai. yeni çıkmıı aibi.
. . . _ . of trade : hhalat ve ihracat ara-
BAN)( (3), n• .t v.
. _ . account : Banka hesabı.
sındaki fart, ticaret muvuıenelİ.
. . . _ of advantaae : IC1r muvazenesi. a.t bW : Baııtnot.
My bank ...._. : Bankaddi param. ._. book : Banka defteri.
To strike a W - : Bir baabı deııklet­ . _ . dilCOWlt : Banka iskontosu ..
tirmek, lıaap muvueııeıi etmek. . _ . holiday : Bankaların resmi tatil
To tum the . . . _ : Teraziııin bir ta• aıınıı.
ratıııı yllbeltna. ._. ııotc : Bantnot.
To hold the ...._. : Deııklcltirınek, . _ . ratc : Banka ı.tonto haddi.
muvazene etmek; hakem olmak. . _ . statement : Banka hesap Uiıdı.
To tremble bı the ...._.: TerecMBdet· Mortqe .... : Emllk baDbn.
met, karar wreınemek. Savinp .... 1 Tuarruf baııtuı.
lıar

To lıMlı. ıhe fires : Ocakları bastırmak.


[ 17 ]
...
A dead (great) ...... : Çok ucuza mal
To ıı.- up : Kömürü toplayıp ·yakmak. olan bir l'Y·
To brcat the .._. : Oyun masasında bi· Barpla aııd sale : Al ışveri1.
rikmiı paraları k.azıuımak. · Dutch (wet) ......... : Bir ziyafet veya
To Mıık aa a person or a thinı : Bir rakı sofrasında yapılan pazarlık.
••hsa veya şeye bajlı olmak. lnto ıhe...... : Bedava, kiinız.
1 didn't ...... for thaı : Zannetmedim,
IAR (44), n. &: v. ümidetmedim.
Bar sinisıer: t Her. l. Armada piçlik işa­ More than one Nrplae4 for: Naho~ bir
reti. sürpriz.
To admit to ıhe INır : Baroya kabul et- To be off one's ...... : Sözüıiden cay-
mek. mak, fikrini delillirmek.
Rehind ıhe llıın : Hapiste, mahpus. To have the best of the ....... : Pazar-
Harbor ... : Liman sıllılı. lıkta aldanmamak.

Plea in .., : Muhakemeyi tehir eden mü- To have the wona of the lıarplıl : Pa·
zarlıkta aldanmak.
racaat.
Trial at ._: Muhakeme. To make the bal of a bad lıuplıı : Bir
To join ıhe ._: Avukat olmak. işten az bir kayıpla sıyrılmak.

1 ._ ıhaı! : Buna mllsaıde etmem! Asla To sırike a ...... : ·Bir pazarlıkta uyuı·
nlmaz! mık.
To ...... I• : Zannetmek, ummak, in·
IAR8 (44). n.
tizar etmek.
Bartled wire : Dikenli teı.
BARK (44), n. el v.
Bartled words : Kalb kırıcı ve aıır SÖl·
His bıırlı is worse than his ~ite : Ne varsa
ler, acı sözler.
dilindedir, havlıyan köpek ısırmaz.
iARE (29), a. To Mrlı . , the wronı tree : l Fig.) Yan·
lı. ıı.e possıbility : Ufak bir Umiı.
lış kapıyı çalmak.
Ban - back : Eversiz fal). To ı..tı one's shins: Dizlerini parala-
lan boned : Zayıf, kunı, tajar. mak.
ilan chancc : Zayıf bir ihtimal. To Mrlı aı ıhe moon : Minasız konuı­
iare · faced : Anız, yüzsüz. mak, faydasız ve saçma söz ııöylemek.
Ban· footed: Yalınayak. KASE C2°ı,, n. 4; v.
ilan • headed : Baıı açık. IMe burner : Mahnıkatı otomatik lt-
iare hint : Ufak ima. kıtde alan aoba.
Ban - legged : Baldırı çıplak, çorapsız. 8 - hit : Beyı.lıolda topu muvaffakıyet­
ilan livinı : Zoraki pçinme. le vurnıL
ilan • necked : Boynu açık, kıravatsız. . _ of a columa: [ Anlı. ) Pabuç (ııll·
ilan ribbed : Zayıi. tun).
ilan sllltenancc : Ölmiyecek kadar gıda. llMe of operations : Harekat u.ıı.
Ban word : Hakikat, dcıılru IÖZ. Naval .._: Deniz lillll.
To lay ._. : Meydana çıkarmak, açık­ To ıı- • (upoa): Bir - llKrinc koy-
lamak. mak, istinat ettu-t.
To picL .ı bone " - : Zayıftatmak, ha- . _ creature : Alçak adam, deleniz
rap ellnf'lı:. kimse.
BARGAIJll C44 • 9), n. el v. 8 - · bom : Piç; avam evladı; alçak.
. . . . . couııter : Tenzilatlı qya tezgihı. ime • lıcaned : Alçalt ıabiadı, ılıtli .
a..- day : Tenzilltıı satıt günü . . _ • mindecl : Köd1 fWrll.
....... prices : Ucuz fiatlar. IASIC (21 - lk), ıı.
A bad ...... : Zararlı bir al11veriı. . . . Englilh : Bir çetlt balİt Lısfllzce.

F. 2
... ( il )

. . . .... : Çelik imaJltıncla iatı11111 edi· Bay ...... : [ N••'· J Cumba•


len fCllıfadı bir Çlllit atıbre. .., lıone : Doru ııL

... ıır- : Damiri tavlama -liyatı. .., rum : l..olyoıı, cWııe İlpİr'IOIU •
ltAT (3), n. .., tree : Defne ailcL
To IO full W : Çok çabuk litmek. To be aı 1ıeJ : Kaçmalmıy..ıt vaziyette
To 10 on a W: Bilenmele silmek. haıımla veya lıerlıaqi bir aOçlllkle kartı
To ID to . . fDr : Nihat bir karar ara- kutıya bulunmak.

mak. - - kadar ulfalınak. To keep (hold) at •~ : Uzakta durmak,


un (21), n. yanına tinueyi yaltl81lJrmaa.k. dllpauı­
To tel into a .... : [ Si.) Kızmak, da· dan kurtulmıya pyrel etmek.
nlınalı, öfkelenmek. To briq (drive) to lıeJ : Avlanan bir
aA111 (44 8), n. hayvanı yaltl11111ak.

llmla brlct : Bıçak temizlemek için kul· To staaıd ıl 11a.J : Mlldafaıya çeltilmelt.
luııluı tulla. BAYONET (211>· 1), n.
a.a chair : Hasta ııezdimıele malısua ..,.... clutdı : [ Mil. ] Somunla bıl·
tekerlekli ilkemle. lamı.
To ID to ._...: Öfkeleıumk. kudunnak. . . , _ . coupli111 Ooia1): Blyoaet kavra-
mı, ıllııall tarzında bailuıç, lllnlll bp-
ltA1TBN (J. !>), v.
· To ...._ . _ : [ Nmd.) Ambar mu· linl.
Saw lla.J-.t : Tellere teklinde 111ıı1ıı.
pınbalanna çekip tirizinl vurmak.
Spade ..,... : Kuma teklinde silaılll·
llA"M'l.E (J • !>), n. .t V. Trowel _ . . . : Mılı pkliade ufak
A drawa ...... : Galip veya mallGp ol· ıJqll.
ııuıdaaı aetlceleııea cenk veya oyua.
Spaailh 1ııııJ-.t : [ Bol. ] Tırfil. tlrftl çi-
..... arny : Saffılıarb.
çeli.
..... • U:: Cenk ballHI, teber. BE (il), v. [p.l.Wu,p.p.....,
..... cruiler : Alar ltruvuör. As il W.. : Gibi, saati, aCIYL
..... royal : Umumi bvp veya muha· So ile il : Olsun, öyle olaun.
rebe; bllyllk ve lllelhur mubanlıe. • There il, lhere - : Var, bulunur.
To ...... tbe watcb : Celun:a pıpıpnak. 11aere --. there _.. : Var idi, bulun·
To have die ...... : Muharebeyi kazan· du, bulunurdu.
mat. pllp .ı-t. To ile ıl (lbout, ıfter) : Etmek, yap-
To join ...... : Muharebe etmek, muha· mak, ltoyulaMk.
rebeye batlaımat. • he aliv.ı or ile he dead : ÖIU veya
To olfer ...... : Muharebeye davet et· diPİ.
met. _,... okumak. BL\D (il), a.
Trial by ...... (W•,er of batde) : DO· Baily'ı ..... : Killuf zamuııada aUllllin
aUo.
sörilıalltll.
11le ...... of life : Hayat mUcacleleli. To ten (bid, uy) one'ı . . . . : Tnblh
Half tbe ..... : BOyllk Ur. çekmek, dua etmek.
Ulle ·of ...... lblp: Harb lllDİIİ- To dnw a .... : Nipa almak.
Lille of ..... : en ..ırı; on1ır, mo. BF..AM (il), n. .t v.
Pllcbed ..... : Hazartaam11 Pddetli mu- Abaft tİıe .._: [ N••I.] Kaç tanfluı.
harebe. On lhe stırboard ..._ : ( N••· )
Gemi-
ltAWL (55), v. nin ön veyı ilkele tarafı.
To .... oaa: Pena uarluıat. On one'ı ..._ endi : Patır, yoUuL
aAY (21), L To be on her . . _ endi : [ N•rıl. ) Gemi
At 1ıeJ : l!mal,.ae. ılıbon olurcuıaa yan yatmak ve yalpa
ilet 1ıeJ : [ Nat. ) Gemi hutaııesi. etmek.
--
On the . . _ : Omurpya aykırı olarak.
[ 19 1

To lııe-. at : Şefkatle tebessllın etmek. To ııe.r a hand : Yardım etmek.


To lıar hiın compuy: Beraber &itmek,
BEAN (11), n. refakat etmek. ·
Broad (windsor) beM : Bakla. To ..._ down upon : Çabuk plmck;
Black - eyed 1ıeu : Börülce. onun istikametine seyretmek.
Full of beMI : [ Si.] Faal, çalııkan, To ııe.. pain (the brunt): Hasıalı&a ya-
canlı, hayatla dolu. kalanmak, haıtalılın bidayetinde olmak.
Hone bem : Acı bakla, ufak bakla. To lıear aaainst : Temuta bulunmak,
Kidney lııaa: ç:ah fuulyesi. d~yanmak, yaslanmak.
Haricoı 1ııeM : Adi fasulye (beyaz). To lııear hard : Sıkmak, mecbur etmek,
Old lteM: Yqlı, ihtiyar adam. kızmak, öfkelenmek; dllpnanlık besle-
Beın , .... : ZiyafeL mek.
Tull of . . _ : Tavla oyuııu. To lleM' in hand: Avucunun içine :ıl­
To ıive soaıeone lııeul : [ Si. ) Birini mak; ilfal etme.it.
marizlemek, dövmek. BIEARD (199), n.
•EAR (29), n. .t v. in one'ı ..._. : YUzüne karsı, dobra
. _ - prden : Hayvanat balıçcsi. dobra .
8 - ·pil : Ayılara malısuı çukur. To teli ııomethiq in one'ı lıe.n: Bir
.... - skin : Ayı poltıı • ııeyi birine açıkça söylemek .
......, fOO( : [ B«. ) Ç6pleıne. BEAJlER (2 - 9), n.
.._., ll'eele: Ayı yatı. A aood lıNnr ı Verimli, mlbıbit.
Greaı . _ : DObbUekber burcu, Büyük- BEARING (29 - 1), n.
ayı takım yıldızı. ...._ block: ( Mtclı.) Kapaklı mil
To ıı.. oııaelf : Hareket etmek, mua- yatalı.
mele etmek. 8-flls body : [ Meelı. ) Yatak aövdeli·
To ..._ off: Uzaldqtırmak; kazanmak; Ball - beariııa : [ Mtclı. ] Bilyalı yatak.
çekilmek; &itmek; [ Not. ] açılmak, ava- . . . . . lubricatlon: [ Meelı. ) Yatııın
re etmek, a1arp olmak. yallanmuı.
To .._ down : l!.aMk, majJCıp etmek; To I01e one's . _ . . . : Şatırmat.
idare etmek, illetmek; tqvik etmek. To take a ....... : [ N.,,t,) Kerteriz
To brinı to llMr: [ Nat. ) Kerteriz al- etmek.
mak. Pası ali 1ınrt.a : Geçmiı olsun.
To .._ on: Yardım etmek; tahrik et- Whıt you say haı on aı..t.s on the
mek;' ilerlemek; aıkıttırmalt, ııkmak. aubject : Mevzu De illisl yok, söyledili-
To lıear ıhrouah (oul) : Daima yardım niz mevzu haricidir.
etmek. BLUT (1 1), n.
To .._ up : Müdafaa etmek; [ N•rı.t./ ..... of burdeıı : Ytlt hayvanı•
rl1qlra bılı mDcadele etmek. . _ . of prey: Yırtıcı hayvan, canavar.
To .._ dal& : Tarih· tatımat. ......, dnınk : Çok aarlıof, kllrkl1tilk.
To .._ the pa1m : Galebe çalmak, aalip Beb11J hard : Çok aüç, çetfn.
aelmeL BUT (il), v.
To .... bKk : Gerilemek, pri)'t sit- a..t it! : ( Si.) Defol!
nıek. Dead - llıelll : Bitkin, erlmlt. hırpalanın..,
To .._ up apiııat : TahammW etmek, yıpramnlf.

sabretmek, l6tilrmeL To llıelll about : Gezinmek, dollll"•k


To .._ wlth : Sabnlmek. To llıelll about the bulh : Bin denden su
To briq to .._ : Uydurmak; düzenle- p:tiımet.
mek, tamlf elDMt. To llıelll a retrut : Çckilnwlt, ~alt,
To lııelr srudlC qaiıılt : Nefret etmek. ricat etmet.
[ 20]

To ı.nt ali to nothinı : Yenmek, ezmek. BEA VER (11 - 9), n.


To ı.nt at : Mükerreren vurmak; vur- To doff one"s llıeaver: Taltif etmek, hür-
mak, çarpmak; muntazaman vurmak met etmek, şapka çıkarmak.
(kalb); ( Naat.] rüqira 1ta111 ilerlemek; BECK (2), v.
vurulunca ses çıkarmak {davul). To be at one's lıeck ınd cali : Birinin
To ı.nt ~wn : Pazarlıkta fiatı indir- kölesi olmak, daima emrini beklemeli.
mek. BECOME (1 - 8), v.
To .... down the price : Pazarlık edip To ' * - due : [ Com.] Vadesi ael-
fiaıı indirmek. mek.
To •t back : Rical ettirmek.
To lıeııt hollow : Tamamen yenmek.
Whaı has lıeeame? : Ne oldu? Ne vır?
Whıt will . _ of me? : Ben ne ya-
pacıjım, benim halim ne olacak?
To lıeat hiah : Heyecana kapılmak.
To .... it : ( Si. ] Acele ıitmek, savuı­ What has lıec.- of him? : O nerede?
.malt, tüymek. BED (2), n.
, A lıed of roses: [ Ft,.] Rahat bir yer.
To lıeat into : Cebir kullanmak.
refahlı bir mevki.
To lıeııt of: Defetmek.
. . and board : Yatak ve yemek {ibate
To ._, one's brains : Zihnini karıştır­ ve iaşe).
mak. Beti of ashes : Kili yılmı.
To lıe8t ouı : Çekiçle vurarak pnitlet- Beti of coals: Kor yı&mı.
mek. Confined to W : Yalap dUpnlJs, ya-
To .... the air : Boşuna utrqmak. taktan kalkamaz halde olan.
To lıat the band : ( Si.] Çok harikull- Gırden W: Bahçe çiçeklili, ocat.
de olarak. Marriaıe W: Oelia yatalı.
To beM time : [ lıla•. ) Tempo tutmak. River (railroad) W : Irmak (demiryolu)
To .... up a man : Birine ili dayak yaıaıı.
atmak. Separate from W and board: Yatak ve
To lıe.a up recruits: Yardımcı toplamak. sofradan ayn (karı koca).
To lıeat up to windward : ( Nu!.) On~­ To be brouaht to W : Çocuk dünyaya
sına seyretmek. ıeıirmek.
To bat up an ea : Yumurtayr döverek To keep one'ı llııed: Yatap dUpnet, ya-
karışıırmak. taktan kalkamaz hale aetmek.
To·lıeat up for: Tedarik et~k için py- To 10 to W: Yatmak.
reı etmek, seçim için çalıpnak. To lie in the lıld ooe hu made : Güna-
hını çekmek.
To bellt up and down : Vurulmuı bir
To make a W : Yatak yapmak.
hayvan plıi dört tarafa sa1dırmak.
To make up a W ı Yııacak yer hazır­
11ıis lıelll everythinı : HarikulAdC bir lamak.
şey, şahane bir İf.
To lake ıo W: Hastalanmak.
This lıHl9 me : Benim için çok ıüç. · To s=parate froın W and board : Ya-
l'o .... in : Hezimete utraımak, maj- tak ve sofradan ayırmak (karı koca).
IQp etmek. BED • l'08T (2 - 67), a.
To lınt ali ıo nothinı : Tamamiyle yen- Twinklinı of ı W •,...: Saniyede, bir
me\. anda.
BEAUTY (177-1), a . BED • ROCK (2 - S), n:
....., aleep : Gece yarısından önce olan To aeı down to W • Ndı : Hıklkatı öi-
uyku . renmek. ·•
. . . . , parlour {lhop) : Gllz.ellik ulonu. BEE (11), n.
. . _ , spot : lasan yllzündeki ben. lee eater : Anltupı.
( 21 ]

... - flowcr : Arı çiçcti. BEHAVIOUR (1-21-19); n.


llee - bivc : Arı kovanı . Bad llcilııllYa- : Terbiyesizlik, nezaket-
... - line : iki nokta arasında arı uçuııu sizlik.
aılıi dolnı hat . :
Good 11cıumc. Terbiye, nezaket.
. . . waıı: : Petek. To be upon one's .....1oıır : Sayp et-
Busy as a ._ : An sibi ınegul. mek.
To have a ... in oae'ı bonnct : Hayalci BEHIND (1 - 41); Adv. ıl: prep.
olmak. tafuında fikir beslemek. ...... time : Geç, vakti aeçmq.
Spellinı 1ıee : İmli müsabakası. lcblllıl hand with the world : Fakirle1-
Hıımble ... : Elckarıaı mek, dünyadan elini ayalını çekmek.
Queen bee : Arı beyi He has 10meone lllelılmıl him : Onu hima·
llwarm of M '. .'\rı· aürillll. ye eden bir kimııe var, day111 var.
llER (19), ıı. Bcllllld with my work : Geç kaldım, itim
S,ruce ltcCI' : Lcpki, hurma ıırası. bitmedi.
leer money : Harçlık; bira parası Belıbıd one's back : Gıyabında, haberi
Small lıeer : Hafif bira. olmadan.
Ginıer beer : ZencefıJ. lchlnd the scenes : Perde arkasında,
NITCfll. n. aizli.
lece rreens : Silkiye, pazı.
BELL (2), n.
lcct suııar: .Pan.-·,·..ıan y;ıpılmıı ,eker. BeU buoy : Çanlı pmandıra.
iMi ıops: Pancar yapraJ•. lcR clapper : Çan dili, çan takmalı.
White il-et : Seker pancarı. BeU foundry : Çan dölcllmhanesi.
lcR jar : Çan ,eklinde kavanoz.
DEFORE (1 - SS), Aav., prep . .x c:uni
A liıtle while Won : Demin, Kısa bir
zaman once.
.......
lcR metal : Çan yapmak için kullanılan

Bel rinııer : Çan Çl'lan.


lcfon cited (beforc mentionedl : Muır ...
lcR tower : Çan kulesi.
ileyh, yukarıcıa zikredile'!.
Divinı - llel : Dalaıçların kullandılı de·
lcfore time : Önce, ili., vaktiyle.
nizc dalma çanı.
lcfore hand : ilk önce, her ,eyden evvel. Dumb - lıell: Jimnastikte kullanılan el
Werc th• ma,t : ( Nırat. 1 Geminin ön aülleleri; ahmak.
kısmı. bıı~ tarafı. Cıp and lllellıı : Soytarı elbisesi.
lcfon the wind : Rllzair ile beraber. One to eiıdıt lıelll : ( Nut.] Gemilerde
REG (l), v. dört aaatte bir rasathane nöbeti.
l 11111 10ur pardon : Affedersiniz, öıllr To bear thc lıell : Galebe çalmak, faik
dilerim. olmak, Ultün ııelmclr..
1'o lles the question : Meseleyi ispat oıun­ To lıel the. cat: Tehlikeyi ıöze alarak
muı flll'V'tnıek. bir iı yapmak.
IEING (il - 1), n. BELOW (1 - 67), Adv. .t prep.
Thc 'hıpreme ..... : Cenabı Hak, Halik. Below one's breath : Fısıldama· ile.
To cali ınto 1ıclııs : Vllcut vennelt. ya- To hit 1ıe1- thc beli : Adamı sırtından
ratmak. vurmak.
•ECJN (1 -1), v. BELT (2), n.
To ...,.. with : Evveli, ilk önoe. lclt buckle.: Toka, kayıı bailamaıı.
lli:GINNING O - 1 · l), n. Bclt lin&; 81hir v.s. etrafını dola1&n hat
From ıne lıepn hı : 1l8'1aıısıç1Ar, biaa- Cdemiryolu wya tramvay v.s.).
vettcn. lelt pulley : Kayıı bsnaıı.
in ttıe • P' . . : B811aııııçta, bidayette. Bclt saw : Şerit eekliııde sonsuz çelik teı­
To have a ......... · llqlaaıak. tcre
...
Below the ... 1 Belden ..-Jı.
[ 22 ]

To mate tbe .... of a bld bvpia: Sı·


Caıtridp . . . : Pilekllk. tıatı ve aGçlQe bqı metanet ....,._
coaoa 1ıe11 : Pamat lllflıul böqeal. met.
Slıoaldll- lıell ı Omuz ta111ı. We had .... do IOlmthina : Bir 1111 yap-
Sward ... : Kılıç UJllL malıyız. bir daha iyi ehır.
ııey yaplat
UNO (2), f. (p. t. IEHI']. BDl'OW (2 • 67), v.
To .... a ull: ( N..ı. ] Yelkeal IÇ- To ...._ • (upoa): Vermek, hldiye
ınak. fara f t tob etmek. etmek.
To .._. tbe browl: YOz ~t. BET (2), a. .t. v.
To be . _ : T.uytll eı-t. To lay • 111& : Bahle slrm"-
To be ıı-t oa : Kanr vermek, tlJin et· You ... : ( SZ.) Tabit, fllplıellz.
-t. t.rarlqtum&k. To ... oae'ı bottom dol1ar • (to ...
To ._. towudl : t.dba.tiııi tlyln et· one'ı ahlrt oa): Son tozunu oynamak,
met. dolnıltmak. dGqlhı bale .--ı:. son çareye blfVUl'lllÜ, metelllhıe kadar
URTR (998), n. oynamak (kumu), bir ili baprmat veya
To sma wlde ._.: Uıakta buJuD. kaçırmamak pyeelyle varını yotmaı bar·
mat. c:amak.
UIRDE (1 • 41), prep. llE'DILEHEM (2 • 1 • 2), n.
...... onaelf : Kendinden aeçmlt, çıl­ Star of ......... : (Bot. ] Tiltrlllı. otu.
suı. mlltebeyyiç. BE'ITER (2 • 9), L .t. adv.
...... tlıe mut : Sadetten lıarlç, m8ııa- ...._. uıd . . _ : Glttltçıe daha iyi •
1ebeti cılmıyaa.
UST (2), L .t. n.
. . . • beıo-1 : Pek çok ICVilea.
Foc ...._., for w-:
..... hıılf: 7.evce, kan.
İyi de ola teııa
da oba, anca beraber kanca beraber•
..., mu : Sa14ıç. For tbe ....._ : YUbelmette, zeqlnlik
. . . . tempered : Çoc iyi llUylu. yobıııda.
AD far tlıe .... : Belki de daha iyi. One'ı ...... : Birinden daha y&llı wya
At .... : Azami, ea fuJa; ancat, ola rütbece daha Oldhı tlımeler.
ola. He had ...._. not : Yapmazu daha iyi
. . . • lıated DIH : Ea çok nefret edilen eder.
.um. 1 had ....... to: Gideyim.
lt'ı an for the .... : İldttlalde blza za. ı w111ı you . . _ : iyi tammıııer.
So mudı tlıe llettld : Dllıa Ul, iyi yal;
nn dokmımıJabDir.
To do -·ı .... :
Biden 111eal yapmak.
To fit tbe .... of: Alt etmek, ,__t.
isabeti
To be the lıeUllf : Faydalanmak, kazalı·
To fit (baw) dıe ._.: K·n-•t, ı:ım- mat.
To be ....... ott: Daha ı.eqiıı olmak.
ftlfflk ....'" To ..._. onaelf : Dıılıa iyi bir it bul·
To mab dıe .... ol a bld barphı: Pe-
lltette iken ııeteU ~ mat, teralll etmek.
To the .... of : Son derece, U4dlDdeıı To aet the illa. of: Galip plmet.
fazla. To pt ...._: İyllqmet.
11ıe .... part : En çolu. To do ...._ than oae'ı word : Omide-
To mate the .... ot oae'ı tJmo : Vakit· dlJdilinden fazlasını yapmak. yapılan
ten lzami IW9tte fa,.Salaamat. va'dl fazlısivle yerine ptinaet.
To mate tlıe .... ol oae'ı way (to pat To thint betin' of : Dlltllnllp fltrinl de-
oae'ı lıllt foot forwvd) : !!UDdoıt llldlll liltlrmet.
kadar ııllradl om-t. Brnnı.EN (1 • 99), prep • .t. adv.
To lı:eep ap witlı tbe .... ot \hem: J3n .....,_ DOW aad Tomorrow: Yarına

tvDeriıllıı denceliDde kalfllllk.. tadar.


[ 23 ]

......_ you and ınc : Söz aramızda. • broker: Kambiyo lılllllı•


Par ...__: Nadir, seyrek. • ol entry : ldıaılt için almrtle ftri..
Oo • ....._ : Koınlayoııc:u, vasıta, ha· len beyanname, mal lillai.
kem. 111 of exceptiC?M : [ L..w.] DlYaV'lkDl-
U'IWIXT (1- 1), prep. al adv. niD temyiz mahkemesine an.etmek tıııme
9elwlD and between : ikisi ortası, ne bu iıiraz llyihası, temyiz istidası.
ne o. ... of eııchaııae : Poli\;e, talıvll. kam·
BEVEL (2), n. & v. bi,o menecli.
Bevel aıear : Mahruti dlıli. ... of fan: : Yemek lisleli; allkart.
Be"91 ııquare : liri pye. Bil of health: [ N•rıt.) Patcnta, pra·
Bevel whcel : Mahruti çark. tlka.
BEYOND (1 • S), adv. al prep. Bil of ladinı : Konipnento, nakliye H·
The lııe:r-ıl (dıe sreat lııe;rOllll) : Ahret, nedi.
öbllr dllnyL 111 of cn:dit : KAiıt para. banknot.
lt's lıe70llll ınc : Anlamıyorum. 911 of demand : btida, dileqe.
The bact of ..,_. : (:ok ualt bir yer. • of badinı : Hamaliye, bamule ücreti
ım (1), v. .t. n. [p.t . ...., ...._]. . . ol mortality : Ccnazıe lilleli.
BW fıair: GUZel obıcala benziyor. • of divorce : Botanma Dlmı.
To lıW fair to be: Olacala benzemek. • of n:ceivable : Makbuz.
To lılıl fan:well : Allaha 111narladık de- • of riahll.: MRletln hukukuna lhde
mek, veda etmek. eden beyanname, Hukuku Beler ..,....
To lılıl beaıs : Taıbih çekmek, tabih ııame11:
çekerek dua etmek. im of sale: Satıı bordrolu.
To blıl defiıuıce : Meydan okumak. Bili of store : ı... listeli.
To lılıl fair: Omltlendirmek, cesaretlen- Bili of parcels : MUzayedıı liltell.
dirmek, iyi muamele etmek. 9llİı payable : Tecli,.ı oluMcak ııenedar.
To do as one is blıl : ltaaı etmek. uı. n:ceivable : Talılil olunaQk lllleller.
He made a stronı lıW for it : Bir weyi To caslı a Mil: Çekin bedelini almak,
elde eunek için bllyllk ıayn:t sarfetti. çeki hm.malı veya kırdırmak.
To lılıl a price : Bir fiat vermek, paha To dl1eounı a . . : Bir menecll faizle kır·
biçmek. mü.
To lıW to a tcat : Davet etmek. To dlshonour a . . : Senedi ldemlmek.
To ... in : MUzayedede mal sahibi he- To clraw a . . : Senedi ııet-k-
saı.na fazla fiat vermek. To fiil the . . : [ Coll01. ] Vazifeyi hak·
To ... . , : Mllzayedede artırmak. kiyle bqarmat.
To ... welcome : Hot pldln demek. To lnclone a . . : Senedi ciro yaıan.
81DE (41), v. To foot the . . ı [ Coll... ) Paruuıı
To .... one's lime : Pınat kollamak. vermek.
aıc o>. a. To lake up a . . : Senedi ödemek.
... Ben : lnsiliz parlimento omuuıdaki To put .into . . : Haaba tayclet.-lr he-
bllyüt saat çanı. Aba pçiraıek.
111 businea : BllyUk ııermayell ticaret• To . . and coo : Sevlfaiek.
... pme : BllyUk av; btlyUk bayvan avı: BIND (41). v.
alır ve tehlikeli tqebbUs. To lıW ...,. : Kontrat yapmak, muta-
Bls tree : Kalifornla'da bulanan ııekva wle teslı etmek.
•lacı. fdmalımudi • • • To lıW ~lf to : Sile V'll'lllot. va'det·
BR.L (1), n. A v. met.
• aı lilht : Çek. To lıW - : · [ Lo.) Mali tefalede
- book : [ Co111. ] Vlde defteri. ballamak, ICllelle bir ite ınec:bur etmek.
( 24]

To .W ., : Sannak; tutmak, meııet· Bit by N: Azar azar.


mek; inkıbaz etmek; tutturmak, kenarını To do one's lılt : Kendine dliııeni yapnıak,
dikmek, ciltlemek; beııdetmck, merbut elinden seleni yapmak.
etmek; ( 1.a. ) .enede ballunak (çırak); To sive • 1111 of one'ı mlnd : Açık IÖY·
yapıpnak, katıl111Mk; tutmak, kayma- lemek, azarlamak.
mak. Not a 1111 : Hiç, asla.
To .... . , in : içine ııannak. A lılt of orator : Hatibin sözü, nutuktan
BIRD (99), n. bir parça.
llH'ı eye view : K111 bakııı. A bit of muslin (ıtaff) : ( Si· ) Genç ka-
llH fancler: Kup, kut meraklısı. dın.
llH arus: K111 otu. Blts of children: Bebekler.
BW in the hand : Eldeki koz. Every lılt : Hepsi birden, tunamiyle.
llH'ı natinı : Kut yuvası arqtınna
To take the 1111 between one's teeth :
veya yumurtalarmı çalma.
Hırsından ıuurunu kaybetmek, öfkelen·
llH of nilht : Baykut. mek, sinirlenmek.
lllnl of pandille: Yeni Gine'ye mahsus Wait a lıllf : Biraz bekle!
cennet kupı. Wail - a - bit: ( Bot. ] Çeqelli dikenleri
BW of passasc : Göçücll kıq.
olan birkaç çeşit bitki.
llln!I of peace : Güvercin (aulh remzi).
llln!I of prey : Avcı ltuı.
BiTE (41), v. (p. t. Brf, p. p. Bl'ITEN).
.... of a feather : Aynı huylu kimleler. 1 offered it but he wouldn't lılte : Yap-
tıiım teklifi kabul etmiyecekti.
A dear old ... : Eski, iyi bir 'dod.
111 do it like lılrd : Onu yapnııya aönül- To bite la : Kesip içine sirmek (hlmız);
lüyilm, memnuniyetle yapacalım .. iliçla aıındırmak, yıpratmak.
To ıive an actor the blN : Birini tahkir To bite of : Isırmak, koparmak.
etmek, yllzllne kal'Jı batırmak, birine To lılle one'ı Jips : Nefsine hikim olmak.
kal'JI kaba lisan kullanmak. • To bite one's thumb at : Birine hakaret
To ııet Csive) the blN : ( Oriı. theatre etmek, saygı göstermemek.
si. ] ıslıklamak, birine yuha çekmek. To lılte off more than one can chew:
. - . of • feather flock topther : Ten· B111ından büyük İle giriımek, ayalını
cere yuvarlandı kapaiını buldu. yorganına ııöre uzatmamak.

BiRSE (991), n. To lılte the dusl : Dilıllp ölmek.


To set up the bine : Öfkelendirmek, kız­ ll'ITER (1 • 9), a.
dırmak. To th~ bitter end: En nihayete kadar,
BIR11I (99 8), n. ölünceye kadar.
lllırtlı control : Yalnız istenildiii vakit BLA.CK (3), a.
çocuk olmaıı için alınan
tedbir. Blact and blue : Çürük, çllrllmUt, morar-
lllırtlı rate : Ahalinin binde pı kadar do- m11-
lum nlsbeti. Blacll and tan : Üstü kahverenıi lekeli
lllrtlıstone : Bir ln•nın doiduiu ayı siyah (köpek).
temsil eden kıymetli tat. talih tatı. llladı and white: Yazı veya buma.
To sive lılnlı to : Doiurmak, husule ııe· Bladı: art : Büyü.
tirmek; menııe olmak. llladı • bird : Karatavuk.
IU8CUIT (1 • 1), n. llladı - cock : Siyalı teklik (erkek).
Thiı ta kes the lıllı:all! : l Si· ) Bu bir llladı cattle: Kasaplık sıtır.
plıeser!, harikulide ııey!, fevkalldel Bladı c:offee : Sütsüz kuvvetli acı kalıve.
•rr Ct>. n. Black dedi : 14 Unc:il asırda Avrupayı
A IOOcl Wt : Epeyce, hayli. kıran veba.
A little lıll : Bir parça, azıcık. Bladı • eyed : Kara &özlü.
[ 25 ]

llllldl Forest : Kara Orman (Almanya'da landan ve körükle veya hava tazyikiyle
bir sıradajlar). iıliyen ocak.
llllldl frost : Kanız ıiddetli ayaz. 81811 you! : Allahtan bul!
llllldl Hand : Amerilıa'da bir aizli şantaj 81811 il! : Linet olsun!
cemiyeti. He blew a Wall on his hom : O lıa\la­
lını öttürdü.
Blııck lead : Grafit, srafit macunu.
llllldl letter : Bir çeıit matbaa "harfi. BLAZE (21), n. ıl v.
.._, list : Kiıra liste. Blaze of coloiır : Çok renk, ıür renk .
lllllClı Maria : ( Si.] Hapishane arabası; in a blau ı Yanmakla, ateşte, alevler
patlarken çok duman neıreden büyük içinde.
menni. Like blazes : Atq aibi; şiddetli.
llld market : Karaborsa. Old lılaUI: Seylan.
llllldl Sea : Karadeniz. Go ıo blmnl : Defol!
llllldl sheep : Bir aile veya grupta baılıa­ To bluıe Cllll: Alevlenmek, yanıp kül
larına benamiyen ve hep pürüz çıkaran olmalı.

kimse, kötü huylu bir adam. To bluıe . , : Hırsından atq fıılıırmalı,


llllldı Shirt : Kara Gömlekli, Faıist bir öfkelenmek.
tqlıilitın azası. To lılııze a-y : Arka arkaya ateı eı­
mek: dunnadan çalı11Dalı:.
1 am in his lllııck books : O bana dargın,
• To blaze a ıran : izini lıaybettinnemek
onu ıücendirdim.
için ajaçların üzerine ipret koymalı:.
The future loolıs blllclı : istikbal lıa- RLAZON (21), v.
ranlılıtır.
To blazDlı abroad : Her yerde anlatmalı
To loolı lllııck : Öfkeli aörünmelı. veya söylemek.
"LAME (21). v. ıl n. 1 BLEED (11), v. [p. t. BLED, p. p. BLED].
He blımed it on me : Kabahati bana Her hcart blee4I: O muztariptir, hu-
buldu. wrsuzlulı içerisinde.
1 .ım to be b181Md : 'Kabahat bende. BLr.88 (2), v.
BLANll. (3nalı), a. Blemed thisıle : [· Bot. J Şevket otu, mü-
llmlı boolı : Not defteri. barek diken.
lllmıl cartridae : Kurusıkı fi1Clı. aa- my soul alive (Bleu me!) : Allah
Blmllı indorsement : [ Cam. ] Açılı ciro, ~ilah! Tutıaf ICY!
beyaz ciro. .U-. Virain: Meryem Ana.
Bla.lı verse : Kafiyesiz ıiir.
Blııalı loolı : İfadeli bir yüz: soiulıkanlı
A ıtatc of sinale "•••«-: Belıirlılı.
God blal me! : Allah Allah!, m8f8)1ah.
bir sima. Nota penny to bla.. oneaclf with: Fakir.
My mind is lılmelı: Hiçbir fikrim yol. To bl- one's stan: [Si. ) Bereket ver-
To draw a lılMll: Muvaffak olmamalı:. sin demek, olana pıtretmek. olanla ik-
BLANKET (3qlıl). n. tifa elmck.
A wet blmbl : Keyif kaçıran, bir mec- The whole w-d lot : ( Si.] Hepsi bil'
lisin ne1C5ini bozan. den, tamamen.
lllmlıel ballot : Bütün nam7.etlerin rey To aslı ......_: Yemekten evvel dua
pusulası. etmek.
A lılmlrıel code : Her mevzuu ihtiva What a Melllms it İl that you have
eden bir seri kanunlar. such a aood wife : Böyle iyi bir zevceye
Bom on the wronı side of the lılıılllıet: sahip oldu&unuz için ne kadar pnslı­
Oayrimetnı çoc:ulı, piç. ıınız.

BLAST (44), n. BUGlll' (41), n. ıl v.


m.t furnacıe : Maden eritmek için kul- ........ hopes : Mahvolmut ümitler
...
To cut a wıpt on thc puty : Mecllale
( 26 J
llood . pressure : 1Metl. ] Kan tazyikı,
huzunuzluk yaratmak, toplantının Uy• tllllliyon.
fıni bozmak. llood reci : Kan reqi, bııltumızı.
JIUND (41), L A. D. llood relatlomlılp : Kan akrabalı&ı .
. . . alley : Çıkmaz IOkü. ...,. aerum: { Ple,.,.,.J Kanın mıblz
. . . ftyhıa : Kör UÇUi (uçak). ııvı kısmı, •~ .
. . . of - eye: Tek paı. llood • stalned : Kan lekesi olan•
. . . ilde : 06zll lllnnlyen taraf (tek . . . . test : ( MeJ. J Kan talılili.
Plll adamda); ,ııızu ballı taraf, lıulnt­ . . . . transfUlioıı : (Mel. ) Kan verme,
IİZl!t, ad. kan nakli .
. . . IPOl: ( Anıd.] Tabakai tebekiyede llood ve11el: ( Anııl.] Kan damarı.
hiçbir teY aönniyen nokta, kör nokta. lload wamı : Kan dereceainde sıcak.
. . . llllch : Kumatın bir veya her iki .._... stock : Cins hayvan; tam kan
tanfındau ,ıırGnmlyeıı dikit. (al)•
. . . to tbe worlcl : [ Si. ] SarhCllJ. lload and thunder : Acıklı bir makale.
Hil tmcs- - aıerely a . . . : Onun husas bir yuı; ( Si.] prap ve konyak
hiçbir Ullllmlyetl yoktu. la meydana ptirilen bir nevi llarııık
. . . worm : Yılana beuıer ve kerten· içki.
ble cillllııdeıı ufak bir hayvan. Cold lılooıl: Sotukknldık.
11ıe . . . 1 JC&ter. Cool • lılooded : Sotukkanlı.
111.0CK (5), D. a. v. Hot lılooıl : Can 11kıntııı, hiddet; nefret.
To 11» to lbe lıloclı : ldııına aitmek; me· kin.
ada pbrılmak. He is of aood lılooıl : O asil sUlileye
To lıledı • : Bloke etmek, döviz mua- mensup .
..ı.ım yuü veya tahdit etmek; kalı· Half Wood : Uzaktan akrabalık.
ba lıoyınak, kalıba çekmek; parçalara His lılooıl is up : 06zü kımııt. öfkelen.
ayırmak; llampa vunnak (cilt); llSlpli
mlf.
lıartlerle .....k. Hot lllooded : ~but kızar, hadid mi·
To lıledı . . : Kapamak, tıkamak; tah· zaçlı.
talana ldlle çıtmnak. la cold ..... : Bile bile, mahsus, mer·
m.ocKADB (5. 21), D. h.-tsizllkle.
Paper lıliıcbıle: bb edilip de infaz
More lhan ftnh ınd ..... can stand :
edllemiyea abluka.
Tıhammm edilmez, dayanılmaz.
To ran a .._...: Ablukayı yannak.
ILOOD (1), n. One's flalı and lılooıl : Aile efredı.
Blue ........ : Asılzade,. aın. Of one lılood : Aynı kından, aynı ırk·
tın.
Bad ..... : Can 11kmt111.
. . . . Miller : Kan otunnası. The lılooıl : AsWik; uD aile•
. . . . count: ( Mep. ] Muayyen mik· To beat the lılooıl of : ÇHeden çıkarmak.
tudaki kanda buluaan kürecikleri sayma. Whole lılooıl : Yıkından akrabalık.
. . . . lıeat : Kan hararet derecesi. RU>ODY (8 • 1), a.
..... la lhlcker than water : Kın su ol- Bloody nu'x : ( Metl. ] Dizanteri, kanlı

........
ımıız, aıhıdıe 10nunda akrabalık kendini

.... • ı.tliııa : Kan alma .


i•hal.
Rloody - mindcd : Hunhar, gaddar, katil
fikirli .
.... aıoney : Adım öldürmek için ve- BLOOM (771. n.
1'°'8 llUL in b l - : Çiçeklenmiş .

.....
. . . . polaoninı : ( Meri. ] Kın zehirlen· in full b l - : T;ım \"İç~~lcnmi~ .
81_... hcalıh: Tam sıhhat.
[ 27 J
Every ~ person : [ Si.] Herkes. Without sırikinı a ltlow: Parmak kıpır·
To ıake tbe W- off : Tıızelilinl slder· datmadan; ıayret arfetmeden.
mek, soldurmak. BLUE (77), a., n. et. v.
BLOT (5), n. el v. A bolt from the ltllle : B~t bir ıUrpriz,
A lılot on one'ı charac:ter : Bir hata. beklenilmedik bir vata .
A Wot on the landscape : Mıuızarayı .._ • blact : Siyaba çalan mavi; mavi
bozan çirkin bir ICY· yazıp kuruyunca siyah olan (milretbp).
To lılot _.: Bozmak, çizmek. llhıe - pencll : Mavi blemle iprel etmek
To hit a Wot : izah etmek, aydınlatmak; veya karalamak (çizmek).
hatayı bulmak. .... • print : Mavi zemin lberiııe beyaz·
BLOW (67), n. et. v. la çizilmit matine v.1. projesi, mavi top.
A blow out : Bir ziyafet. ya, helyoaraf.
At a lılow : Birden, iniden. .._ • wııcr : Denize alt.
lllow iti: Unet ol1Unl llH waıcr : Deniz.
A tcrrible lılow: Bir feliket. · Deep (navy) .._: Koyu mavi.
lllow bom: Kendini beienmit kiıme. Lisht (ıky) .... : Açık mavi.
111 be lllow9tl : [ Si. ] Kabrolayım. Once in a .._ mooa : Çok .eyret, kırt
l'm lılowed if 1 will : Tabit yapmıya­ yılda bir.
catun. Out of the .._ : Damdan dllter ıılıl;
To iti- a hom (a whistle): Borazan ve- beklenmedik bir wetllde.
ya dUc:IUk çalmak. Oııford blııe : Koyu mavi.
To lılow _.,: İdare etmek, aötQnnek The W.. devila (tbe ..._): Can sıkın·
(araba, v.ı.); itletmek (makiııa v.1.). 1111, ııqealzllt; keder.
To lılow by : Oeçınck. The .... scbool : lııaııtcre'de babriyenin
To w- 4IOWll : Barutla atmak, yıkmak. her ty9den mühim oldutuna tanı olan·
To lılow areat 111111 : Şiddetle aınet lar.
(rllqlr). Till ali Is .... : Uzun ramaa.
0

To iti- hot and cold: Hem lehinde hem To pt one'ı .._ : Odord wya Cam·
de aleyhinde bulunmak, tcreddlkletmet. bridp Onivenitellnl IPOl'Cla temlll etmek.
To blow ı. : İlnf etmek; [ 11.trJI.) yat- To 10 .... : Mcınrmat.
mak (cx:ak); [ sı. 1 191lvermet. To look .... : N. .lz ~t; ~
To lılow _. : Üfleyip söııdUrmet; liln- zulmat.
·met. Thlnp are lootlq .._, Vazı,et lua
To lılow off : İlllm aalıverrnet. aörtlnllyor.
To blow - : Oeçmek, unutulmak, da· To have (alt) the ..._ : Çot llkılmat.
lılmak, To .... money : [ Si.] Puayı llraf et•
To lılow tbe ııoee : Burun 111ınet veya met, datıtmat. bolca ban:aımt.
temizlemek. Yoa may talk till JOU ue .._ in tı.
To lılow . . : Şltlnnet; [Si. ] berhava r.. : KonupbDclllln tadar konut! (fay-
etmek, havaya uçurmak; patlamak, - - dalı yok).
laınat; bilylllmelt (fot.olnf: kızqtırmak, The .... : G&; dealL
kqkırtmak; padamak; çok kızmak; top. To feel .._ : Çok ııkllmat.
mat (fırtıııa). Bilek and W.: Cllrlt, ~Ot. mo-
To lılow .,_ : Seviyeaini dtllllnnet, ıvrıuı.
bayalılqtırmat. .... blood : Alll tan, arlltoktat.
To lılow tbe pff: [ Si. ] 0.f yapmak, .... • eyed: Mavi ,ııd8.
birinin ıımnı 1Çıtıımat .._. eyed daily: [ a.t.) A1*ulalı.
To come to lılowa : Yumruk yuınnıta ayı otu.
plmet, ta'Wlpya hıtUlmat- - • eyed sr- : Mavi at.
[ 21 J

.._ • funk : Mlllhit korku. . _ . walk : Bilbuaa deai& aahilleriDcle


. _ laws: Mutaassıpça kanunlar. tahtalardan yapılm11 lı.aldaran.
.... liaht : haret için kullanılan bava By the ._.. : [ Naat. ) Denizde, pml·
fiteli· de, trende v.s.'de.
- petcr : [ Na•t. ) Hareket fllmaaı. A)loq . . . . . : Açıkça, dllrllal.
.... ribboıı.: Herhanai bir uhacla en lliroaninı .._.. : 7.enain bir sofra.
bllytık weref al&meti. in ....... : Kartondan (yapılrnıı).
.._ ribbon jury (pena)) : Pek ıallbim Manual ._.. : Talimname komisyonu
bir cliva için en mllnevver sınıftan ııeçil· (kurulu).
mit jllri heyeti. School b-.1 : Okulun idare heyeti.
.... vitriol : Bakır .Ulfalı. The . _ . : Tiyatro sahnesi (mesleii).
BLUFF (1), n. .t a. To tread the . _ . : Sahneye çıkmak,
A lılıdl man : Kaba ve 18matacı bir rol almak.
adam. To 10 by the . _ . : [ Nagt.) Direk
To cali somone's lılııft : Blöfe aldırma­ v .s. ıüverteden denize dllpnek; [ fla. ]
mak. büsblltün elden çıkmak.
BLUNDER (1 • 9), v. To leı ııo by the .._... : Elden. çıkarmak,
To ......, ....... (into) soıneone : Bi· ,öz önünde tutmamak.
rine çarpmak. To make a ._.. : Bir atalı bir yukarı
To ......... ıİW87: Fayda ve iyiliii tep- sezmek, volta etmek; voli çevirmek.
mek. To sweep the '-"' : Kumarda maaa-
Tu ......, one's way alonı: Çarpa çar- dıki biltlln parayı kazanmak; bir mOaa·
pa ııerlemek. baka v.s.'de blltiln milkAfadarı kazan·
To ........ ...,..... : iyi kötü iti baııar· mak.
malt. To work for oae's llmr'll : Boiaz toklu·
To ......, upon the truıh : Hakikati Auna çalıpnak.
tesadllfen kqfetmek. To . _ . ı ship : Bir semiye hilc:unı eı·
BLUSH (8), v. .t n. mek.
At (the) first lıılllllı : ilk bakııta. To ltaanl allt : Pansiyona yerleflinnek.
in tlıe first .._. of youth : Gençliiin To .._. •• : Talita ile kapatmak.
ilk çailarında. To ._.. wllll : Yemellni beraber almak.
Spa11 my ......_ : Beni utandırma. llOARDER (SS • 9), n.
Put that ..._.. off your face! : Utanmayı Day ltmrıler ı Öile yemelini okulda yi·
bırak! yen talebe:
lllılllırose : Pembemsi bir çeşit ıül; kır· Half .,_.,: Okuma llcretinin yu111nı
mızımsı bir renk. okumakla yarısını da çalıtnıakla ödeyen
To pul Csomeone) to tlıe .._. : (Birinin) talebe .
yüzllnil kızartmak, utandırmak. Parlour lıoerder: Okul veya llDıfm en
To lıılllllı ıo the roots of one's hair : Ku- iyi .(birinci) talebesi.
laklarıan kadar kızarmak. Weeldy "-*' : Hafta bqı tıtilinde
To .._. for someone : Biri namına utan· izin alın talebe.
mak, mahcup olmak. llOARDING (S.5 • 1), n.
llOARD (.5.5), n• .t v. ....... • hollle : Pınsiyoa.
Bed and ._.. CbGmd and 1-....>: Tam . . . . . . • pike : [ Narıt.] Karp, harbe,
pansiyon. mızrak.
. _ . of trade : Tic:M"Ct nezareti. . . . . . . • school : 1.eyn mektep, yıtılı
._,. wqea: Yemek parası da dahil otul.
olarak verilen Dc:ret. ....... student : Leyli talebe.
( 2t ]
IO.ı\ST(67), v.
To be ..... of (aboul) : ... ıe böbllr·
Tbis wine hu a full
kuvvetlidir.
'°"' : Bu prap

lenmek, ölllmnek. Tbe tovemiııa ..., of tlıe ııchool : Oku-


Without wialıiııa to . . _ : Öillnınek lun idare heyeti.
aibi olmasın ama ... llOG (5), n. el v.
IOAT: (67), n. . . . beaıı : Su yoııcuı.
.... - declr : Filikaların bulunduju 111· ... moa: Bataklık ycıaunu•
verte. . . . oalt : BAtaklıırdan çıltanlan abano-
.... - hoolr. : Kayık kaııcuı. za bemer mewe aile•·
.... • house (shed) : Kayıkhane. . . . ore : Bataklardan çıkanlan bir .çe-
1 '>umt my ....._: Keneli rical yolumu . tit demir madeni.
kestim. . . . rush : Batak sazı.
To be ali in the same bom: 'Aynı halde . . . .,avin. : Atın ökçesinin iç tarafın·
olmak. da bilıl olan Iİf.
llOS (5), v. el n. To . . . ...._: TecrUbe neticesinde mu-
To ltalı one'ı hair (To have ~ .._, : vaffalr. olmamak..
Saçlarını kıaa kestirmek (tadın). IOO. {Si), v. el n.
To balı a hone'ı tail : Atın kuyrujunu . . . . ea: Rafadan yumurta.
ke~mek. Hard · ..... ea : Hazırlop (kalı) yu-
To llolı 4 - ; Sakınmak için birden- murta.
bire elilmeıt. To be on the lıGI : Kaynamalr..
To lıGll ..... : Suya batmak (olta man- To ao off the Mil : Kaynamuı durmak.
tarı). To keep the pot ...... : Aileyi pçindir-
To .._ •P : Birdenbire meydana çıkmak. mek.
Dry - lıGll : Top oyununu ııeven çocuk. To make one'ı blood lıal : Birini kızdır­
Usht - ltalı : [ Mil. ) Hafif piyade eri. mak, öfkelendirmek.
Treble - ltalı : Oç tane çan lai. To lıal .ay : Kaynayıp buhar olmak.
Wet llolı : Kayılı seven çocuk. To Hl ...,. : Kaynaya kaynaya azalt·
BODY (S • 1), n. mak; auyunu çıeltmct; buliaa etmek.
lloıly clothes: Esvap, bilhasaa iç çum· it ali . . . dowıı to this : Hullsuı bu-
ıırı. dur, bu detnele ·pllr.
lloıly corporate : Hukuki pb11. To lıal OHr : Kaynayıp ta1111alt.
...,. - c:nloıır : Kaif sulu boya • To Hl over to rap : Hiddetten köpllr·
...,. • auaıd; Hassa ukeri. mek (kudumıal) .
...,. politic : Kendi hllltllmetlerinin ida- To lıoll to rap: Çok piılrmek.
resi ıltınaa hirlepniı halk kitlai; teı­ To lıall •P : Kaynayıp kabarmalr. (ıllt
killL v.s).
llo"1 linen : iç ÇU11R11rı. IOILER (Si - 9), n.
lloıly and IOUI : Blltlln mevcudiyetivle. ..._ coınpound : Kazan tatına kartı
ledy • snatclıer: Celecl hınızı. kimyevi tertip.
lıedy work : Karoııeri. ..._ emplacement : Kazan ayatı.
Jleavenly ...,. : Semavi cisim ..... fittinp: Kazan takımı.
il\ a ltody ~ Birletmil. birlqik llcıler incruıtation: Kazan tR11.
To .kecp ltody aıİd IOUI to,ether. Kıtakıt lloller plate : Kazan levhası.
yqamak, tencerede piıirlp kapalında yc- lloler preasure : Kazan tazyik ı.
ınek. . . . , room : Kazan dairesi.
Thc 1ıoiJ of the hali : Holun ortuı. Double lllallr : Çifte tencere, iki kadı
The INlll) of a car : Otomobilin Ohlrulıı· tencere.
cak arka k111111. Tabular INıller : Borulu kazan.
[ 30 ]

IOLD (67), L BONE (67), a.


Aa lıılW u brua : Çok yllzlllz. A bq of it-. (ıltin ud ._): Bir
.... type : Klha laarf. deri bir temit.
.... • ,... : yııaaz. ıı:talL . _ of coaıeııtioa : Mlhıazaa lebebL
To mab (be IO} lıılW: Clnt etmek. . _ - dry : Kupkuru; [ .U.S. ] 11kı içki
Coald 1 mab mJlllf 10 lıılW U to ay yuajı taraftarı.
- JOU treat badly witb every bodJ : . _ . 1euer : Çıkıkçı, klrılrçı.
a.u. lwlı uca muamele cUilinizi . . . - black : Kemik k&nUrll tozu .
.ıı,.....k cOretiDde buhmlblllr aıiyiaı? llem - lhaker : Elti usul dolma llltWi
To pat a lıılW facıe oa tbe -tter : Haklı bilitlet; talıae otomobil veya billkla.
lmİI lllıi cauıet takuımü.
11em - ••in : Atın ud diz bmlliahı
IOLT (67), L A v.
tllmal.
A lllllt from dıe lılue ı Jtiç umıılımdık
BIİ- .._.. : Bllyot yapılı, vllcuda, iri
it veya llYı tam lllrpriz, tepeden inme. um1t1ı .
.... cllllel: c.v. blkJ. Body ancl . . _ : ~ep beraber, lıepliııi
.... kııUe : Salıifılllrl blmek içlD tuı.
birden.
luıılu mQoellk btÇaiı.
.... apriP& : Dimdik.
1 have a . _ ıo pick witb you : Seaiale
paylqılacak tozum var.
ı ita"' llıol my ... lllllt : Soa kurpınu­
mu eHmclea llleal yaptam.
IUllll;
To mate ao . _ . about (of) it: Tereci·
dlldetmeınek, mıı.terib olmak.
To mab a lllllt fDr it : Tabuları bl·
Hud wonll break DO " - [ l'roe.] Sert
daraıat.
To ...U a lllllt far ........Dl : Bir 11JC IÖZler illlaam bir yeria1 kum&
dolru atılmak (Uplak). To pt wet ıo tbe . _ : lllkıeriae kadar
To lllllt .. : l;eriJe k•mak, l;lnle bt- 11laıımak,. ıınluklam olmP

,.kmat. To be upoa tbe . _ : Hlk:um eta.k.


To lllllt - : DllUÜ Cdakla) bnkmak. To feel ......laı la oae'ı ._.: ıNı.
To ıılııQot ..., lllllt: Bldea lllmıia bep- çln oldııiUDu bllmedea) mnia olmak.
clni yapmak. Wltbout more . _ . : Tereddlltlllz.
IOMa (5), L 90NNrr es -
1), a.
~taaıic·._.: Atam bcımbut. Balmonl .._..: İlkoç ppkuı •
. . . . - Ulcb : lltruvuıllr. . _ . . boıl: x.dm pıpU tamm .
. . . . • ıılıall: ....... Gleaprry .._.. : Oııt0 ıılvri w artuı
He dropped ı ._. - SbeU : n baynt kurdeWı ..,u.
Nl'ld bir llY IDyledi; lllrpri& yapta. Pake .._..: POot (hav.cı) ..,UU.
Valı:alUc . . . . : Yamrdaiılua fırlıyıuı
To have ı bee in oae'ı .._..: Ulee ı
parça, vcılkaıı pupn. la].
90MaA8D (5 - 44\. v.
To ......_. 1C11D1011e witb quatİOnl : llOO (77), inL A v.
Birini IUl1 yalıaunmı tutmak. He woulcbı't •Y ... to a 10011: •Al-
ıma wr loluDlllDI al• kablUndeD
90NI> '5). a.
Uoads in ._. : Gllmrllkte ta!Uı (yataa}
0 To Mo ıt 10111e011e : Birine yuluı diye ba-
ınal. lırmak.
in ...., : Mlladeredi, alıkoaulmue. IOOSY (77 • 1), L
Hil WOrd il u IDCld u bil ._. : SlzD- ...., prlııe: Oyunda IODUııc.. . . . . . Ye-
ııla eridir. rilea mllklfat.
To be la llfllıl:
Aatnıpoda olmak (ega). ....., _trap: KamaflAJ edilmlt uM
To tate ll'adl aut of . _ . : Efyıyı stım· bomba; bpıdaa alrenln bqıaa dGtecek
rlkfllı cWmat. tekilde (laka için} uılaa llY·
l 31 1
llOODLE (77), n. To llOllı a ticket (. .ı) : Bir bilet veya
11ıe wbolc ...... : Hepsini blrdea, ol· yer temin etmek (liaema v.a.'de).
dulu libi. IOOKING (7 • 1), a.
llOOlt (7). n. el v. ....... • off'ıcıe : Seyllıat amımlıla; bi-
A . . . of needles : Defter teklinde ljae let aileli.
mllıfazuı. ....... dellı. : OteDade mlilterileriıı oda
By dıe llOllı : Doinı malOmatla; dl:rlllt için aı~t ettilı.Jerl yer.
zihııiyetle. lloalılms- clerlı.: Giledeld biletçi.
loolı • ead: Kitap dayayacatı. llOOM (77). a. el v.
loolı: • lı.eeper : Muhuebeci. muhuip 11ıe jib . . _ : Bllylllı. butoa.
loolı • lı.eepiq : M.W.be. The . _ for boats : [ Nal. 1 yıuı - ·
loolı • leaminı : Kitabi malOmat. taforuı.
loolı • malı.er : At yarııtarında bllıis 11ıe .,anlı.er M4m: Raadanın bwnbuı
defteri tutan adam. veya ICl'CDİ.
loolı • mllllia : Bir ııevi mllllin; orpndi. The lluddiaı- uil- .._ : l Nut. 1 Cua·
Boak • rest : Olı.urlı.en lı.ullanılan kitap da· da yelkeni, lı.cırdalil& •nal.
yayKaiJ. To M4m a perma : BirindeD litayi91e
. . . . • lhelf: Kitap rafı. bllısetmelı., metlıetmek.
He İl in my blac:t lıoolııı : Ona lı.ınnııını, llOOT (77), n.
ODU lı.ara lilleme bydellrıltlm. llollt • blııc:lı. : Ayalı.kabı boyııc111.
it IUİts my llOllı ı Malı.lada uyaundur, ..... jaclı. : Çizme çelı.eceli.
iıime plir. lellt • polilb : Ayalı.kabı boyuı.
Lilı.e a llOllı: Muntazuı, itiyada aöre. lloaıl • tree : Ayalı.lı.abı lı.alıbı.
iıdet veçbile. ...... aad IPUITed : Bankete lıazır.
Out of llOllı: Ezber. Tbe Mat lıı OD dıe odıer lq : Vaziyet
The loolı (The loolı of G4MI) : tncD. tam akli, eslı.i çamlar blrdak oldu•.•
To be on the lıoolııı: Bir üUp v.ı. lzası 11ıe IMMıel : Otellerde çizme ve ayalı.lı.a·
olarak İlmi defterde yazdı olmat. bıları temizleyen ııduıı
To be in 10111eone's llOllı: Borçlu ol- Like old lıeael : l Si. ] Faaliyeıle, çabuk·
malı.. ' lulı.la; tıı!MDMI!
To be in IOllleOne's aood (bad) 1ıoo1ııı : To bet oııe'ı IMMıel : l!miıı olinak.
Birinin IÖZÜDde olmalı. (olmamak). , To lloııt : 01telik, fazla olarak.
To briaı (someone) to llOllı: (Birini) he- To die in one'ı lıoala : Eceli kua ile
sap vermete mecbıır tutmalı.; birini me· ölınelı..
sut tutmalı.. To f"dl oae'ı . . _ : Birinin yerini al-
malı. (yeriııe seçmek).
To lpCalı. lilı.e a llOllı: Kitabi lı.olMmalı..
To spealı. by the lıoal : Kad o1aralı. bilip · To ıtet tbe Mat : Pabucu cliııe verilmek,
söylemek. sepetleamelı..
To malı.e a bool : ~t yıınıında bllıae To pve someoae dıe (onler of tlıe)
airmelı.. boGt : Biriain pabucuau eliae venııek.
To lı.eep the lıoolııı of a f"ırm : Bir f"ır· To have oııe'ı hean ın oııe'ı llıoeel:
manın defterini tutmalı.. Ödll kopmak.
Without lıoal : Ezbere, kafadan (atıp tut· To llck 'tlıe IMMıel of : Çanak Jlllamak,
malı.). dalkavulı.luk etmek.
To be l»oabd ap: Vakti dolu olmalı. To arow too bil for oae'ı llıoeel : Kibir-
(dolı.tol', it adamı v.ı.), ilerial için dolu IRepaek, çıktılı yumurtayı beteıımemelt.
olmak; (otel v.ı.) bOtUn yerler tutulırıuı To wipe one'ı lıoala oa : Hakaretle aıua·
olmalı.. mele etınelı., tepeleyip 11Ç11Mk.
l ll l
What booCa it?: Neye yarar?, fayduı Don't llM6er younelfl : ÜzUlmeyiDI
ne? Don't . . . _ about mel: Beni dllllbımel
llOOZE (77), n. He doem't ..._. about anyt!ıiq: Hiç
To be on tJıe ııı- : Kafayı çekmek. bir fe)'e aldırmıyor.
BORDO (S.5 - 9), n. ıl v. 1 caa't be lııc6encll : Hiç ilim yoktu ... ,
Colour Ml•dıla on reci : Kırmızıya 'ça- bııııa ne?
lan renk. No ..._. : Zahmet delif, bir ICY delil.
....._ land : Sınırdat memleket; iki ICY I01TLE ('), n. " v •
arası. A IMıCde compuıion : Kadeh yoldqa, içti
To llıonler on ... : ... 'e hudut tefkil etmek; arbdqı.
bitilik olmak; [ fıı. J çok yaklapnat. llolde aourd : Su tabai•·
BORE (S.5), n. ıl v. ..... -areen : Çok koyu yqil.
Ban bit : Tq delecek kalem. llolde - aeck : Site bopzı; ııatll vuıta­
ilan - worm : Oemi kurdu. larının izdihamdan aaplanıp k.almuı;

To be llorN atiff: Can ııkıntııından pat- bir iti çıkmaza IOkan (duratlataa) ICY·
lamak. 8ooda - noeed : Patlıcan burunlu.
BORN (S.5), a.
..... - raclt : $lıe ultııı.
..... - wulıer : Site yıkayıcı; her ile
A Londoner ·ilanı and bred: DoiJnı
büyüme Londralı.
baltan adam.
Looltiııa for a .-elle in a lloMlıl of bay :
.._ tireci : Daima yorawı; fıtraten tem-
Havanda ıu dövmek, ip ile kuyu kaz-
bel ve UYllfUk.
. _ . wlth a lilver spoon in one'ı
mak .
moutb:
To be brouaht up OD tbe ..... : Bibe-
Bqkasının malına mlllklbıe aöz dikmek
ronla bealeamet (bebek).
ve rızkına mlni olmak için dllnyaya ltl-
To ...... aft: Sifeye ııotmot.
mif. To ....._ up oııe'ı 111111' : Humıı yen
Her latcst . . . : Son dolan çocutu.
lstınbul ilanı : İltaabul'da dolmllf.
met.
To ....._ up a fleet : Filoyu çıkına yo-
in ali my ilanı daya : BUtlln ömrllmde.
lunu tutarak ııtqtırmat.
To be ilanı: f>olmak.
He İl a ilanı artist : O dolulta aaat- 801TOM <' -
9), n.
At ......_: Eaumda, uluıda.
kardır.
A forelp . . . _ : Yabuıcı bir pi.
ll080M (7 - 9), n. He İl at tbe ......_ ol all tbis : BUtlln
8 - frlend : Candan dost, umimt ar-
bunlana arkasında o var.
kadq. I bet my . . . _ doUar. : Nnlııe ilıenea
in Abrabam'ı " - : Cennette.
bable sirerim.
in tJıe ' - of one'ı famDy : Aileli
Prom tbe - - . . of one'ı bcan : l:!.n
ıruında.
ltalbden, çolt umiml.
Tbe child of his " - : Sevsfli yııvrusu.
Flat • il ı • : Dı'bi düz.
llO'l1I (67 e>. adv. Oııe'ı OWD . . . . . . : MUataltll olarak •
. . . you and 1 : Hem •n hem de ben. To 111t ıt tbe ...._ ol: Eluını anla-
.... of you : Her ikiniz.• mak.
You can't hıve it lııoClı waya: İkilinin 1be '"*8m bu fallen out of tbe
orta•• olmaz, ya llyle ya böyle. ıııarltet : Ply- çllltttl.
I011IER C5 8 9), v. To pt to tbe ...._ of tbe matter: Me-
BoClıer it! : Allah mUstılıatmı venin! selenin lçylzllııU öireftmek.
He couldn't llııalMr ıbe bodıered) to do To knock the ...._ OUl of aa arsu-
it: Yapınala lltmdL ment : Bir muhakemeyi cerlıetmek, vıt­
Don't aıodNr mel : Beni rahat bırak! mat.
[ 33 J
....
To sıand on one's own boa- : Kendi The ship İl IMıuıl for Enılıncl : Gemi
yqiyle kavrulmak. İnailtere'ye aidecektir.
l"o touch IMıUam : Dibi karaya dokun· To oventep the ...... of coınaıoa
mak (pmi); en 11811 dereceye vıırmak. sense : Aptalca hareket etmek.
To IMıUam on (upon) : Eauını kavramak, Westwud i l - ' : Batıya dolru püyor
iyice anlamak; dayanmak, dibe ula1111ak. (pmi, v.ı.).
IOUNCI. t47), v. A: n. Whither il-': Nereye?
He has ıoo much - . . : Kavpcıdır, BOUT (47). n.
ıımaıacıdır. A ıııo.t of ftslttinı : Kısa bir muharebe.
To - . . ıı.cll ıowardı : Gerisin ıeriye A ıııo.t of illness: Kıu ıllren bir hasta·
dönmek. hk.
To lıouce in (aut) : Birdenbire airmek BOW (67), n. A: v.
«çıkmak). To have two strinp ıo one'ı lıow: ikinci
To ıı-ee someone ı.to doina some- bir imtina malik olmak.
ıhlnı : Birini ııkbolaz ederek bir teYi Bow • leı : Çarpık bacak..
yaptırmak. Bow • man : On tarafta kürek çeken
IOlJND (47), n. A: v. adam; okçu.
Two ....... boyı : iki aUrbUz çocuk. Bow • oar : [ Nsat · ] Filikanın puruva
By leaps and ..._.. : Salırtıcı bir IÜ· küreli.
rade. llow window : Çıkma ve kavis daire tar-
zında enli p e -.
.._. fOI': Müteveccih.
(kabul) ediyorum .
. _ . . up with : Beraber çalıpnıı, ilbir·
To lıow ._.. to : Hlll"lllllt etmek; riayet
illi yapmıı.
1 lıow to your opinion : Fikrinizi tısvip
Hoıneward 111-.t : Kendi limanına veya etmek; dua etmek.
vatanına dOif'u. To crou the ııow. of a slıip : ( Nut. 1
Outwud ._.. : Vatanından uzala. Bir pminin önüne aoçraek, yolunu kes-
He is ._.. up in his famity : O aile- mek.
ılne düıkün, ailesine ballıdır. To draw the lonı lıow : Mllbıılila etmek.
He is ._.. ıo win : O muhakkak ka· To make one'ı lııow to · the company :
anacak. Arzı endam etmek, aörilıunck.
To . _ . away : Zıplayank &itmek. To lııow aııd ICl'Bpe to 101D1011C: Birine
To be llıoad to: Bajlanaıak, ballı ol- kandilli temenna etmek, ya.ltalrlanmet
ma'- To lıow to the inevitable : Kaderi oldu-
To be ._.. up: Ballı olmak. ju pbl kabul etmek.
1'11 be aıo-tı : Mapllahl, hayreti To lıow smwoııe in : Birini (lllim ,. il-
To break .,_..: Yuak edilen yere ıifada) içeri alaıak.
alraıek (uker veya talebe). To lıow wlth : ..• ile •"mla•at
Out of llomıll: Yiuk böl11t aıeaınu llOWEL (47 • t}, n.
mıntaka. 11oweı. of. coaıpauioa : [ Po«.] Mll'ha·
The town is out of .._.. : Sehre ak· met hisai, tefkaL
mık yasaktır. The lıowel of tlıe eanlı: DUnpıııa ıns­
To keep wlthin .._..: Hududu qma- kezi.
mıılt; itidale riayet etmek, haddini Bltr· To empty the . _ . : Aplelle çıkmak.
munat. JIOWL (67}, n. A Y. •
To ııet ..._.. : Bir had çizmek, tabdl- 8-1 of flowen: SUia.
detmek. To 1ııow1 ... : ( Crl•Ut·] Birini OJ1111 ba·
To advıuıc:e by 1eaps and .._.. : Sa- rici yapmak; [ "6· l temizlemek; itini
ıınıcı bir atırade ilerlemek.
.
bitimıek; birini bozmak.

I'. 3
ı.oıı lıran
[ 34 ]

To lıowl o.er: Vurup devirmek; şaşırt­ Old boy! : Ahbap!


mak. One of the boJa: Etlenceye dü5kiln.
To lıowl .ı-.: Hızla aitmelı (araba v.s). ehli keyiften.
llOX (.5), a. & v. ao,. will be boJa: Çocuktur yapacak:
A boıı on the ear : Tokat. çocuklultJnu yapacak.
lloıı - attendant : Loca memuru. 1 hıve known hlm from a boy : Onu ço-
To be bowled over : Hayretten şa~kın:ı cuklutundan beri tanırım.
dönmek, taş kesilmek. The lıoy: [ Si.] Sampany:ı.
lloıı - office : Tiyatro v.s. aişesi .. BRACE !21), n. & v.
lloıı - receipts : Tiyatro aeliri. A lınıce of birds : Avda vurulan iki kuş.
lloıı - wood (lree): Şimşir tahtası (ajacı). Brı:ce and bil : El makkabı.
Christmas - boıı : Yılbaşı veya Noel he- To !ılrKe oneself for a task : Hazırlan­
diyesi. mak. kuvvet toplamak.
Fishina - boıı : Balıkçı kulilbesi. To brKe ap: Kuvvet vermek: kasmak.
Jury- boıı: Mahkemede 12 yeminli ha- aermek, sıkmak, sıkı tutmak.
kimler makamı. BRAIN (21). n.
l.oole - boıı : Ahırda atın b11Iİındulu A man of brıİlııs : Kafalı adam.
hücre. llr9lll - child: Eser.
Money • boıı : Kumbara. Brüıı - faı: Beyin yorıunıuıu.
in the lıoıı : ( La•. J ŞMhit kUrıilsilnde. Brdll · fever : [ M.d. ) Beyin humması.
in the wrtını baıı : Yanlıı )'ere konul• BnılD - pan : Kafatası.
mıq; sıkıntıda. Brala - wave : Birdenbire plen parlak
On the ltoıı : Şoför m:ıhalli
(otomobilde). fikir: sünuhaı.
Shootinı- lıoıı: Avcı kulübesi. To blow out one's lınıllll : Birini başın­
Witness - lıoıı : Şahitler mevkii (mahke- dan vurmak (yaralamak).
mede), ..hit kUrsllsll. To beat one"s anlıl : kafa yormak, çok
To be i..n the same boıı : Aynı vaziyetle dillünmelı.
bulunmalı. To cudael (rack) one's lınıllll : Düıün·
To find oneself in the wronı lıoıı: Müş­ mele çalışmak.
kül bir vaziyette bulunmak. To ıet (have) somethinı on the braln :
To lıoıı of : [ Naat. ) Açılmak (sahilden). Bir şeyi aklından çıkarmamak.
To lıoıı the compus : Pusula kertelerini To ıum someone'ı lınbı : Baıını dön-
saymalı; bqlanmıı bir işi bitirmek. dürmek (ne oldum delisi etmek).
To lıoıı one"s ean : l'okaılamıık. To pick his brallll: Birinin bilaisinden
To lıoıı •P: ( Si. J Sandala veya kutuya isıifade etmek.
koymak; [ Naat.] orsada boca ve pupa BRAKE (21). n.
ederek 11111iyi, yeniden orsaya aeıirmek: Brake action : Fren tesiri.
boks yapmak. Bralıe • block : Tekerlek baskı takozu:
lloıı • calf : Bir çeıiı kahverenıi buzatı fren takozu.
derisi. Brıılıe van : Ş:fdötren furaonu.
lloıı - car : Kapalı yillı vaıonu. Brab - drum : Fren makarası.
lloıı - coat : Kalın arabacı paltosu. Brake - puley : Fren kasnaıı.
lloıı - drain : Kapalı lqım. ı .so lınlıe horsepower : ı SO tıremze bey-
lln - keeper : Tiyatroda loca ıanona. air kuvveti.
JIO& - kite : Dört köweli iki hafif kutudan Hand - tınlıe : El freni.
yapılmıı fenni uçurtma. To put on (applyl' ıhe bralıe : Fren yap-
llOY (.Si), n. mak.
An old ...,. : Bir mektebin e~ki mezunu: BRAN (3). n.
ihtiyarın biri. Braa - ma~h : Su ile ~:ırı,ıırılnıı~ kcııck.
( 35 ]
.....
.,_ - pie (tub) : Bir toplantı v.s.'de için- ...._. of promİle : Evlenme va'diai boz·
den piylJllO libi qya çekilen kepek dolu mL
koVL ...._. of pcace : Al&JİIİ boaaa. lllt6ııu
BRANCH (3), n. ol v. ibW.
Root and 111.-dı : Bqıan bqıı, tam•- ....... of tnılt : !maiyeti ııulillilnal.
men. To llep i.ato tlıe ...._. : lındada yetft.
To lır-.la a.t: Dübudak Almak; ıube­ met.
lere ayrılmak; kol tqkil etmek. To ıhrow onel1ef iato tlıe llıneclı : Tam
To ...._.. oft: Çatallapp ayrılmak. umanda yetipnek (yardıma V.L\
BRAND (3). n. ol v. BREAD (2), a.
A llırmıl from the burniııa : Cehennemde . . . . ıuıd butıer: TereyaiJı e~k;
yanmaktan kunulmuı klmae. ( Colloq. ) rwk, pçim yoıu.
Brull - new : Yepyeni, pcır pc:ır. ...... - cant : Ekmek lıamesi.
To snaıch a llırmıl fronı tlıe burnina : ..... • corn : Ekmeklik zahire.
Birini bil.yük bir ıehlite veya 111ırap1&n .._. • crumb : Bknıet kınatu:.
kunarmak. . . _ butıered OD bodı ıidea : SaadeL
To lınM a man u a thief : Birine hır­ Dally .._.: Gündelik, 1UnlUk maiteı.
sız yaftuıaı yapı1tırmak. . . . . • winner : Ekmelini kazanan, aile
aR.ua (3 ), 11. pçindirea.
Teethina lırllllı ı Kllçllk çocukların diı He knowı on wblch aide his ..... la
çıkarma nhataızlıla. buuered : Meafaaıiaia baqi tarafta ol·
Water indi: ( M.,J. l Mide ebimeaı; dutunu biliyor.
mide suları; salnak. He hu eaten my .._. and Alt : O be-
Weaninı lırllllı : Memelerin akamete ui- nim ekme&imi yemiııir, benim sayemde
ramuı. aeçiamipir. ·
BR.UI (44), n. ol L To cut one'ı .._. upon tlıe watcnı :
. _ barut : Baa<to, mızıka. K"artılılını beklemeden iyililt ,.pmat,
. _ h'll : Ordu erklaı. •balık bilıneZle Halik bilir• tabftllldea •
. _ plaıe : Pirinç levha. To break .._. wlth : Birlikte yemek
. _ ware: Pirinç lletler. ylmek. aynı ııofrada bulunmak.
. _ wind : Pirinçten yapılmıı çalaı bo- To quarrcl with one's lırad and butıer :
rusu . Ekmeliyle oynamak.
Plenty of tn. : [Si. ) Bol parL To tate tlıe .._. nut of one·ı moutb :
To acı down to " ' - tacka: Alıl mae- Bqbsıaın rızkını çalmak. loiaauıaı
leye aelmek, IÇlk k.......ak al;zıadaa
almak.
To have a lol of ..._: [Si. 1 Çok cil- BREAK (21), v. ıt. n. [p. t. UOKE,
retklr oımat. p.p.JlllOIPEN).
BllAVE (21), a. ol v. A ba4 .._.: Pma poe; l&ftlllllıl.
A lırım llıow: . Oilııel bir prerl veya A ...._ in tlıe weatlıer : Havanın deli.-
piyes. mal.
To iınln (somethinı) Clllt : (Bir teye) ce- A cry . . . . froaı bil lipe : O bir çıJlıt
saretle btlıyımıt. kopardı.
BRAZIN (21·9). v• .t. L To have a ..... : Paydol yapmak.
. _ . faced : Anız, yl1zlllz. To make a lınllı: Pot kırmak, Ç&(D de·
To ıın.. it a.t ,..._..,: iti piltinlite vlnnet.
vurmak. To .._. apilllt: YUU..i-&.
BREACH (11), a. To , . . . a ı._ wlıh : Birili ile boy
" - i l of falıh : Va'dini tutmama. ölçtapet, kuvvetini deaemee.
hrralı
1 l6 1
To "'*
bozmak.
an appointmcnt : Randevuyu To brealr. bulk : ( Naul. ) Geminin yü-
künü bo111lımak. gemiyi tahliye etmek.
To "'* a blow (faal ete.) ; Bir darbe
v.s.'nin tiddetini azalkııak.
To brcıık of : Terketmek, bırakmak.
To brcalı opcn a safe: Kıısayı kırıp aç·
11ıc .._. of day: Şafak. mat.
To lınıık cover: Gizlendlii yerden dıp· To breıık away : Kop:ırmak; kaçıp kur·
rıya çıkmak. tulmak; kırılıp kopmak; daiılm:ık, ay-
To lırMlı brcad with : ( Scc : BREAD]. rılmak; yarışla işareı verilmeden önce
To lınlık pound : Toprak sürmek; ilk harekete seçmek: uzakla~mak.
adımı atmak, tcıcbbüstc bulunmak. To brellk d-•: Yıkmak; kırmak; ayır·
To ...... frah sround : Çıiır açmak. mık; yıkılmak, sakatlanmak, bozulmak.
To lınıık someone of a habiı : Birini ' sarsılmak: büyük bir tecssiirden dolayı
bir idetten yupçinnck. aAlamak; hastalanmak.
To lıreak someone'ı hearı : Birine keder To lıırnk forth: Fışkırmak; kopmak; pal·
ve llbrap vermek; ümidini kırmak." lamak.
To kealı one's journey : Uzun bir 1eya· To brealı la : Kırıp sirmek, kırmak, zor·
hatte mola vermek yahut bir yerde ltal· la sirmek; alıştırmak; çökmek; söze ka·
mat. rıımak; saldırmak, tecavüz etmek.
To ....alı one's word : Sözünde durm:ı· To brealı la upon : lnkıllıa utraımak,
mat. müdahale etmek, karılll'lak, katılmak.
To kak one'ı rest : Uyanmak. To breıık lD upon a company : Bir pupa
To ...... one'ı spiril : idare etmek, hük· birdenbire karışmak, çıkıvermek.
meımek; ehlilqıirınck. To break ı.1o: Zorla girmek; içeri dal·
To lınak onc'ı healıh : Sıhhatini boz· · mık, inkılilbetmet.
mat. 1 · To brealr. lato one'ı reserves : İhtiyattan
To bn* a record in runninı : KOl\lda bi· sarfetmek.
rinci plmek. To bruk off : Koparmak, kesmek; ayrıl·
To lınalı the ncws : Haber vermek. mık, kopmak, katetmek, bozmak.
To lınalı the ncws (pndy) : Münasip To lırnlı on •an enıascmenı : Niıanı
bir lisanla haber vermek; alıttıra alııtıra bozmak.
haber vermek (ölüm haberi v.s.). To bretık olf nesaciations : Müzakere·
To ...... an officer : Subayın rlltbesini leri kesmek.
indinnclt. To brealı aut : Patlamak, patlak vermek;
To ..,._ a sel : Takımını bozmak <ıü· çıkmak, kaçmak; kendini kaptırmak.

mllı v.s.). To break ı.ıo pimples : Yüzü sivilce ile


To lıınıık lawı : Kanuna karşı plmek, kaplanmak.
pyrimeıru hareket etmek. To brealı oat into a sweaı : Ter basmak,
To lırtalı locıec (frec) : Kölelikten kur· To break out a flaı: (Naat.] Bayrak
tulmak, uat olmak. tom:mnın ipini çeke~k bayrılı açmak.
To bnalı opcn : Zorla airmek veya aç- To break out a sail: ( Naut. ] Yelken
mak. açmak.
To lırealı tbc icc : Yol açmak, ıüçlllk· To brealr. throqlı : Yarmak, çıkmak; zu.
leri bertaraf· etmek. hur etmek.
To lınllk the ncc:k of : Belini bilkmek, To bruk throıııh opposition : Muhale·
itinin IODUDU ptirmek. feti kırmak.
To lırMlı wind : Yellenmek, osurmak. To break up: Parçalamak; dalıtmak;
To bnalı tbe back of a task : Bir iıin sökmek, yıkmak; topraiı sürmek; parça·
en zor kıanını bitirmek, allçlilill yen· !anmak: çt;kmek; dajılmak; devre sonun·
mü. da tatil olmak (okul); bozulmak (hav!I).
l J'/ J
To bnu •• the mecting : Meclisi da- To ıın.aı .,_ the wheel : Tekerlele
lıtmık. (çarka) ballıyualt itkeacc etmek (bir
nevi ortaçala ait ifkence usulü). benim için canım tadar aziııdir.
To lınU wlllı : Allkasinı kesmek, seli· The last .._.. : Son nefes (öltlın).
mı ubahı \esmek. To catch one's lın8llı : Solulu keaDmek;
To lıralı wlClı 1m1eone : Birisiyle bozuı­ soluk almak, dinlenmek.
mak. To draw ..._.: Nefes almalt.
lllEAKING (21 : 1), ı. To l'etch one's .._.: Aizını sıkı tul·
......_ limit: Kınlma haddi. mık. sımnı if1& etmemek.
........_ loıd : Kıracak derecede alır To &ive ıın.aı : Gevezelik etmek, din-
yük. lettinnek.
llnıılılııı ıtrenııh : Kırılma mukave- To hıve a bad lırueb : Atzı kokmak.
meti. To lose one's lııNMlı : Nefesi lıe~ilmet.
IREAST (2), n . .t. v. tıkanmak.
A troubled lınalt : Dütllnceli, meı:akta; To save one's lllUdt: Nefes tüketme-
huzunuz bir dimal. mek.
lnlll - bone : Oölüs keınilf. To speak below (under) one'ı ..._. :
inat · work : DllzlUkte kurulan siper, Alçak sesle konupnak, fısıldamak.
hendek: [ a,.ı:Jı. ] balkon pannaklılı: To tıke one's lıftldlı away : Şqırtmalt,
( naat. ) lcUpefte vanlıvelesi. hayrete dillllrmek; hayran etmek.
lrnlt - deep (hiah) : Göills derinlilin· To yield one's ...... : Ruhunu teslim
de, aölils boyu. etmek, ölmelc.
llnul - drill i [ Mil.] Hücum talimi; aö- Under one's lırndı ı Fısıltı ile.
iüs mıkkap makinesi. With bated lınlllll : Mlllltlllllla.
lnMt · fast: . [ N11at.] Borda halatı, llREA11IE (11 &>. v.
yoaıL To lıır'e8lllıe courqe into - : Biri·
...., - knot : Göiüs fiyoapsı. ne cesaret vemıek .
lnlllt · pin : Göiils ilnaf, brow. To ........ freely apin : Rahat bir ne·
BreMt • plate : Gölüs zırhı. fes almak: fenhlaamak.
ln8ll • rope : [ .Vaut. ] Avuı palımuı. To lınlıllıe heavily : Zahmeti" nefes al-
inat• ıtroke : ICurbalalama yUzllı. malt.
ln8ll • wheel : Su dolabı. To lınııllıe one'ı last : Son nefesini ver-
Double • ......_.: Çift 11n dQmeli mek: can vermek.
(ceket). To ..._... fadı (•t) ıhreats: Tehdit
Sinale • ...._...: Tek ıın dQmeli savurmak.
(ceket). IRED (2), a. [p. L of BllEm].
Wide ·....,.. : Geniı gölOalU. Half .... : Melez.
To &ive ıhe ...._.: Sllt vennek, meme Hlah .... : Yllbek sWlleden, ull.
ile beslemek. nı -.... : Terbiye IÖfJDemlt. terbiyalz.
To make ı clean lıl.- of it : Her llYi- Low 1!n41 Avama -.up, alçak ımıf·
ni itiraf etmek; içini dikmek. ıaa .
To lınlllt . , : Soyuadurmık. . . . - out : Deje_.. olmu" chıli bo-
BREA111 (2 8), n. mlmut.
Ali in the ııaıne ""'8lll : Aynı zamandı Thorouglı lıırN: lyı cı111, aeçıne.
. . _ . of life: Can daman• WeU - .... : iyi tertıt,e lllrmllt. terbi·
...... - ıakina : Şqırtıcı. yeli.
Out of ..._. : Nefea nefese, IOlula Well • .... hane : Cim aL
keaDmlt. . . . to armı : Ceıılıçl olank yedtliril-
it is thc very ..._.. of life to me : Bu mif.
...... [ 38 J
Breedı - loadinı : Kuyruktan dolma. Brlılle - path : Atlılara mahsus dar yol.
To split a cartridp into the lıreedl : Si- Brlılel-rein : Dizsin.
lilıına fiıek sürmek. He brWled at these words : Bu söze
To wear the lınedl : Koc:asına bikim kızdı, galeyana .geldi.
•Olmak (kadın). To brldle one's desires : Arzularına gem
BREED (11), v. [p. t. BRED, p. p. BRED]. koymak, hislerine hiikim olmak.
He was lınd (up) to tbe law: Avukat To brldle up : Kızmak, kabarmak.
·olarak yetiıtirildi. RRIEF (il), a., v. & n.
ı;o ..... ı. and ı. : Hep aynı yoldan Brlef - baı (c:ase) : Evrak çantası.
ııebe kalmak. in brlef: Huliısa olarak.
To ...._. true : Ebeveynine benziyen ço- 1 don't hold any brlef for him, but ... :
c:uk doiurmak. Onu müdafaa etmek benim vazifem dc:-
BREECR (11), n. Ail, fakat...
Breedı - bloc:k : Kama. To bdef a barrisıc:r : Bir davayı bir
BREEZE (11), v. avukata vermek.
To " ' - ı. : Rllzair eser ıibi ııelmek,
To brlef a c:ase : Bir davanın dosyasını
nqe ile plmek.
tanzim etmek.
To ıır- ap: Hafifçe esmiye başlamak.
To hold a brlef for someone : Birini mah-
BRICK (1), n. A v.
kemede: mildafaa etmek.
He is a lırtclı : ( Colloq. ] Dört yUz dir-
BRIM (1), n. & v.
hem ııdamdrr.
Brlm - full : Alız atza dolu.
To drop a lırlclı : ( Colloq.] Pot kırmak,
çam devirmek. - To brlm over: Tapnak.
BRING (1), v. (p. t. BROUGHT, p. p.
To make lırldıl wiıhouı sıraw : Serıİıa­
BROUGllT].
ycsiz İl çevirmek.
He brOlllM it on himself : Kendi sebc:-
To lırtclı . , : · Tujla örmek.
boldu, bunu başına kendi ptirıil.
Brldı - c:lay (lırkl - earth) : Tujla çamu-
ru, balçık. He c:ouldn'ı brlna himself to leave home:
Brldı - dust : Tuila tozu, horasan. Evden ayrılmaja sönlU razı olmadı.
Brldı - field : Tulla harmanı. 1 c:ouldn't lırlııs myself ıo teli him : Ona
Brld5 - idin : Tulla oc:aaı. söyleme&e dilim varmadı.
Brldı- tea: Kalıp halinılc çay. To brllıs into ac:tion (play) : Ortaya koy-
BRIGDE (1), n. A v. mak, ptermek.
llrWp. head : Köprll bqı; ( mil. ] köp- To b.tq suns to bc:ar on somethinı :
rll bqı mevzii. · Topları bir ICY üzerine çevirmek.

Head 1ır1ı1a11 : Birinci köprü. To brlna abmt : Vukua ptirmek, hasıl


Draw lıdılml ı Ortaçalda kaleler c:ivarın­ etmek, ııebebolmak; [ naat. ] ııemiyi çe-
da bulunan benılckler tıurindeki mllte- virmek.
harrik köprü. To brllls aı-.: Yanında ptirınek.
Flyinı lırldae : Asma köprü, mllteharrik To lırllll bd : Geri çevirmek; hatır­
köprü. lamak.
Suspension lırldp : ( Mıl. ) Asma k6prll. To lırilll back at : Geri gelmek.
Pontoon lırtılp : ( Mil. ] Tombaz köprB. To brlna dow.. : Düllirmek, indirmek;
Tbe lırldae of the nose : Burun kemiji. yıkmak; al 11§811 etmek.
To bum one'ı lırdlp9: [ Mil. ) Ricat 'To brlaı down the house : Alkıı tufanı
yolunu kesmek. koparmak. ·
To lllWee O't'ft : O:r.erine köprü çekmek. To brln& fartlı : Doturınak; meydana çı­
BRIDLE (41), n. A v. karmak; mahsul vermek.
Brtılle • hand : Diqin eli, sol el. To brfna fmwıınt : İleri getirmek; ileri
[ 39 ]

sümıclı.; aösterınelt; hesap yck6nunu nak- On the 1ırlıılı of : Hemen hemen, kıl kal·
letmek. mıı.

To . . . . aw., : Ayımalt; çözmek; yerini On the 1ırlıılı of datnlCtion : . Mahvol·


deliltinnelr.. malt Uzere.
To . . . . boıne to : ikna eunek. On the ~ of the ırıve : Olllın ba·
To . . . . la : içeri aetinnelt, içeri al· linde, ölmek üzere
malt; irııd venııelı., ptirmelt; ithal etmek. BRINY (41 • I), a.
To lıdıls olf: Alıp aötllrmelt: [ 1111•1- '\ The lırlm1: Deniz.
yUzdllrmelr. (pmiyi). On lhe lım, : Deniz lbdlnde, dqizde.
To brt.s olf a succeu: llqannalt. BRIS'IUt (1), v.
To ltrhıl it off : [ Colloq. ] Batamıalt. To mlllllı wltlı : MUtkUlltta olmak.
To lırf1ll • : Sahneye lı.oymalt; sebebol· The wbole question kllllll wtdı
malt, hasıl etınelı.. difficulties : Meseı. ballan bap JllçHlk·
This warm weather will .... on the terle kaplıdır.
ıtrawberries : Bu ııcalt havada çilekler To lırllde wlllı ıuna: Her yanı tap veya
çabuk olacak. tnfekle dolu olmak.
To lırt.a • : Meydana koymak; belli BROACH (67), v.
etmclı.; aöstennelt; ııepetınek.
To llr-.dı to : [ Nııat. ) Denizleri bor·
dayı atmak.
To lırf1ll a ıirl • : Bir pnç kızı ilk
defa sosyeteye çıltarmalr.. aaoAD cm.•·
.._. accent : Kaba teliffuz.
To 1ırbıs OTer: Bqlta tarafa celbetmek.
.._. ıs lonı : Her meye rainlen (kar·
To 1ırlııs IWllıl : Ayıltmak; lyilettinnek;
ıılık); her bakımdan (eibetçe) bir.
ltandırmalı.; yola ptirmelı.; teskin etmek.
8nıM • daylialıt : GUpeJUııdUz. •
To lırlıla llDaaP: JÇ.urtarmalı., balls et·
._,. • p(u)p : Tren batlan aruıııclalti ·
mek.
bir buçuk metrelik veya daha uzun
To lırlııs a patient ........ : Bir hutayı
mesafe. pniı bat; [ 1'6· ] JCDİI dllttl-
iyileştimıelı. (lı.urtarmalt).
nUılU. hUr fikirli; cıöaıert.
To ..... to: Ayıltmak; [ ltflat. ] ıeml·
. _ . • jump : Uzun adama (sporda).
nin bqını rllzaira çevirmek.
.._.. mincled : Geniı fikirli, mUaamı·
To brfıls to pass : Vukua plmesine se·
halı.
be~lmalt, vulı.ua ıetirmelt; iraa etmek.
..... • shouldered : Geoit omuzlu.
To .......... : Rlmetmelt; ııerfUru et·
Bnıedl1 spealtinı : Umumiyede.
tinnelt.
A .._. ıtory : Açık saçık hiklye.
To lırllll .. : Yaklaıtınnak; bllyuımelt, lt's as .._. as its 10111 : Meselenin her
terbiye etmek; mahkemeye celbetmek; iki tarafı hakkında konutulacak (IÖyle·
ileri ıilmıek; birdenbire durdurmak; necek) epey fC)'ler var.
[ naat. ] durmak (lemi). . _ . • seal : Devlet mltlır11.
To lırlıtı up one's food : istifraı etmek, BROKl!N (67 • 9), a. [p. p. of 8REil].
kusmak. A bnılıall man : lflls etmiı adam.
To . . . . •P alonpide the quıy: Rıh!·· A bnılıall reed : Güvenilme& adam.
ma yan&1111ak. llrolra• down : Çökük; bozuk; billtin
To 1ırlas ııomethinı . , ıpinst somcone : llrolıa • hearted : Ye'se dllpıllf, Umitsiz.
Birinin aleyhine bir pyi ileri silmıelı.. 'lroUll number: Kesir.
To brlas ap the rear : Halefi olmalt, ....... time : Sporla nıe""1 olmak için
ll"nrıı4an ıclmek. devamlı it zamanından kaybedilen vakit.
To be lıroaalııt ., ıbon at aomeıııinı: BrGlım winded : Soluyaa (at~.
Bir pye çıırpıp birdenbire dunn.alt. To be ıll lırcılrn . . over : Bir pyden
BRINK (1), n. dolayı çok mUteenlr olmııa..
[ 40]

. . . . . (67-9), n.
To put in tlıe ....._.: Mezata çıkar­
To '"'* .....
ortadan kaldırmak.
a diff'ıculty : MtııkWltı

mak. müzayede ile utmak. To ..... dowlı ı ÜldlnU fırı;alamak,


BROOD (77), n. Av. tımar etmek (atı).

. . . . - - : Damızlık kmat. To ._.. _. : Pırı;a ile temizlemek, 111·


To .._. °"'(on) IOllletbinı : Bir tcYi pUrmek.
kurmak. To lıral1l onr: Boya v.a. ıllrmek.
A - ...._ swecps dean: Yeni me- To lınılılı . , : Pırı;alamak, ıUpUrmek; ta·
mur v.1. iyi it ,ıkilr. ı.elemek Cbilaiyl). '
BllOOM (77), a. BUBBLE (1), n. 4l v.
lllllOnDlt (1 & 9), a. • ....._ and 9C1ııeak : Sebı.eli, et, etli aebı.e.
. . . _ la law : Enifte, kayınbirader,
To lılılılıle - : Cotmak; taımat.
bııcaııat.
. . . _ in anns: Sillb arkadaıı.
:
To prlı:IE the •1t1ı1e Birinin kurdutu
hayali yıkmak.
Elder(older)lıraaıll': Atabey.
BUCK (8), n. 4l v.
POlter ....._: SUtbrdq.
lllıck beıuı : Su yoDCUı.
Hali ....... : Üvey kardq.
lllıck- buket : Çamaıır sepeti.
Step ......_ : Ovey kardet, Uvey ana ve-
Old lıllClı • basket : İhtiyar adam, bunak.
ya babanm erkek çıocutu.
Whole ......... : Öz kardq.
To pus the ı.ck : [ u... )
ı. Bir mesu-
liyet v.s.'yi Ur.erinden atmak.
Yowıaer ....._: KUçUk kardq.
To lıllClı aft : Birini llstilnden atmak
BROWN (47), L a. v.
(at).
ar- bili : Eski zaman silihlarından To ı.ck up : ( Colloq. ) Birine kuvvet
bir çctit mızrak.
ve cesaret vermek; cesaret bulmak,
ar- bread : Siyah ekmek. canlan (dır) mat; harekete plmek.
ar- paper : Koyu renk ambalij kl- 'very ._... : Keyifti, memnun, sevinçli.
lıdı.
&UCKET (1·1), n.
1rvwa ıııout : Kuvvetli liyab blnı.
8-lıet. shop : Hava oyuncusunun dai·
. . _ ltUdy : Dalpılık,çok dlltllnme.
To be "-11!111 off: [ Si.] Usaııınak,
Teli.
To kic:k tlıe ._... : [ .Si.] Nallan dik·
bıkmak.
To do .._. : ( Si.] Pab bastırmak. mek, ölmek, kuyrutu tltretmolt.
· BUCKLE (1), v.
BROWR (47 z), v.
To ._... to : [ Colloq. ] Giripnek, çok
On ...._: Yemek (yaprak v.ı.).
çalıpnak.
To . . _ amona boob: Kitap karıt­
To '-'le down to work : İte airiımet.
tırmak.
To Rdıle . , : Sıcak v.ı.'den bUkUlmek.
BRUlllE (77 z}, v.
To lıaclıle wlllı : Tahrik etmek, harfen·
To ........... : HUeum etmek (av es-
dazlık etmek, llf atmak.
nuuıda).
·aUD (1), n.
BRUNI' (1), n.
To bear tlıe .._. of : Sıkıntuını çek- A ... poet: Yeıipnekte olan taJr.
mek, acısına katlanmak. Jn ... : Tomurcuk (konca) halinde.
BRUIH (1), n. A v. To nip in the ... : Baılanııçıa bir tcYin
A ._.. with tlıe enemy : Kua bir harb. önOne pçınek, bUyllmeden menetmek.
Sweepiq ...... : Sllpllqe. aUFFER (8 • 9), n.
He ....... put me : O beni itip aeı;ti. A lıufter staıe : Mllltakil devlet (İsviçre).
Tbe ._.. : lleslm (çimle); .-ınlık. llıdler arm : T1n1pon kolu.
To ._.. ..... (llWaJ): Bertaraf etmek; a.rr.r battcry : Tampon bataryası.
nazan itibara almamak. Blıfter beaın : Tmıpon tlritl.
1 41 l
Old lııdls : ( Si. J iyi fakat hoppa bir To make a l..rl al onaelr : Gülünç ol-
ihtiyar. mak.
•VG (1), n. He mide a .... al him1eır : OWllaç
Bil ... : Yllbet mevki ublbi ıidam. oldu.
To ..t lbe ... : (Si. ] Atılaamlık. müp- To takc lhe . . . by tlıe honıs : [ See :
ıell olmak (fikir veya merak). HORNJ.
IUILD (1), v. [p. t- 8UB.T, To .... ara : Malın fiatını yüklelt-
p.p. ıun.TJ n. mek, zam yapiulı .
. . . - up area : McüOn bö1p. To l..rl lhe market : llonada fıadarı yUk-
1 am lıdt that way : Ben bbyleyiın. 1elterek hava oyunu ,apaıalt.
1 am not lıdt that way : Bu baw pl- IUNDLE (8). Y.
mer. bu beııiın sldltlme uymaz. To ...a-<maıeoııe)ııll : (lirini) sovnıat.
To . . . in: önneıı. (bir pencereyi v.1.); To . _... {IOlllOOııe) aut of tlıe lıoule :
duvarın içinde.: ini& etmek. (Birini) kapı dıtarı etmek.
To .... . , : Takviye etmek; kurmak; To ..... .,: Soluk havada-iyi sarın­
toplanmak (butalıktan IODra), aelllınek. mak.
..littlrmelr.; doldurmak, muıurlqlırmak; IUNG (1), v•
dUYU V.L İle tıkamak. To be ....... up: Tıkanmak., bpaa-
Tbey are al dıe ame . . . : Onlar aynı mak.
yapıda (biçimde) iııunlardır. Hiı eya wcre ...... ., : 06zleri lile-
Well - lıdt: Biçimli. rek kapandı.
IUOY (51), n. ıl: v.
Well - .... auın : Biçimli adam.
Life ..., : c.akunuan kayılı. filikL
BUILDING (1 - 1), n.
..., n:ıpe : Şaııwıılıra ııaı.tı .
. . . . . . conatnıdioıı : lıı1& tarzı; in...ı. To ..., . . : Yllr.dllrmek, IU Uzcrinde
.....a. contractor: Yapı mllteııhhidi.
tutmak; ( Jt,.] l1aıit veya ..ıret ver-
llUILT (1), a. [p. Lal IWILDl.
mek; ·.-mandıra ile ipret etınelt•
.... • up: Mamur. To ..., . , one'ı hopa : Omidi olmak,
. . . - in : Bina iJc beraber yapılmıa. ümidini kırmamak.
yerli (raf, ldldlpbane v.s.). BURDEN ('9), n.
IUL& (1), n. ıl: v. ...._ of proof : Beyyine klllletl, lapat
lıı . . . : Toptan; a&ürll (aatıı); ( ,..,,,. l kWfeti, ilpat inec:barlJ9li.
d&me lıallııde yük. The ._.. of proof Un- widı ycıa: Ba-
Tn break Mllı ı ( N••I, ] Gemiyi tahliye nu iapat etmek aaaa dU..r.
etmek. 11ıe ._.. of a -a: Bir wutıam -
To . . . lar.. : Çok yer tutmak. karata veya - mbuı.
To •il in . . . : Toptan urm.k. To be a ...._ to aameoııe : Oeçiml bi-
KJLL (7), n. ıl: Y. rine ait olmak, birine yBk olmak.
A . . in a cblna ahop: Satar, orman To ....._ wlllı: Ylltıetn.t.
klban; patavatm adam. To make -·ı life a . . . . . : B'·
. . . - calf : Brbk buzalı; alıınak• rini doldutwıa pqmaa ettirmek.
. . . - fac:ed : iri kaba yOzlU. BURGEON ('9j9), Y.
... - market : 8ona fıadarının artmuı. To ...... • (hdı): Tomnık veya
. . . - peıı : Bola aldı; haplllıaae. filiz~
. . . - terrier : Bulteryer (k!lpek). IUllGIAR ('9 • 9). a .
. . . • dcıar : l!albz Y.L'yi temidemek ....... alarm : Hırsızı haber Yeren leh·
içiD tullaaılaa büyük matiııe. Jike ipNd.
John . . . ı lnsiltere ve hıaiUzlen venlen ........ proof: Hınıza kartı temiudı
ı.ını. 1 - veya kilit V,J.
.... [ 42 J ....
RJIUAL (2 • 19), n. ...... • alıame : BUyllk ayıp, rezalet.
..... • ll'OllDd• Mearlık. alJllNT (99), L (p. L ol. •URNJ
..... • llrVicııı : Ccauıe meruimi (aa- ..... brus: Bakır dlfit..
lllUI).
llll'llıt oftcrinı : [ 816. ] Alet kurbaı,
9lJm (99), •• yakdaa ~.
To . . . . tlıe qllCllion : Cevaplan ka- llll'llıt onap : KırmWDBı san bir Çllit
Çlalak, bpmaklı cevap - - - . . boya.
llVllN (99), •• (p. l RJllNT, llll'llıt IİCaaa : Kırmw..ı kalıftl'Clllİ bir
p. p. 8tJllNTJ. ÇClit bo)'L
He .... moııcy to . . . : DniBle lı.uaı . . . . ıımbcr : Kırmwya çalın bir çqit
oadapara. kalıvcreqi toprak boyaı.
1 1ıope IÜI ean are ...... : Kulakları
BUUI' (99), v. (p. t. •UllST,
çınluml (birinden Mlıleclertea).
p.p. aURST].
Mm.y ..._ a hale in illa pocket : Ce-
To ..... _ . . : Kırmak, koparmak;
binde para danaaz; para ODU dtirfer.
kırılmak. .
To ile . _ . to dallı ~ Diri diri yanmak.
To . _ . __, : Sırra kadem bamak,
Thil lıu . _ . (iUelf) iato my mhid : ·
kaybolmak, 11vı,ıp ptmek.
Bu benim lılfaaına ııaqedildi.
To . _ . 1-6 : Birdenbire çıkmak; fıt­
To . . . 11'"'7: Yakmak, IİllllCk, dikel·
kırmak; birdenbire allylcaıck.
ımk.
To .... " - : ICJıçmak; alunak, akıp
To . . . . _ . : (Bir tdıri, Y.L) yakmak.
plmek (au).
To . . . . . . . . .) : Atqle hlkketmek; de-
My hcart will .... : Me~ kr.dcr-
ria lntıba uyandumak.
liyim. dertliyim.
To . . . . . . : Soauna Uda!' yuup blt-
ımk, klH olmak.
1 am ready to ..nt: Mliıchcvyicim;
hillcrim plcyaaa plmittir.
To be . _ . • r E•i tuumen yanmak.
To .... a door opca : Bir klpıyı kırıp
To . . . . . : o.aı-t. demirle yak-
açmak.
am..
To . . . - · • boallı (bridlll): Geri To . _ . .. : Birden içeriye ainnck,
dllanwk lbere bir ite alılmak. ınyıı pnnck.
To . _ . _.: Şiddetle çıkmalı.; çıkıt­
To . . . - · · tiqln: Batbaıaın iPne
brqawua ceaaını pkmet. mak; birdenbire bııllamak; birdenbire
To . . . . . : Tamunaı yakmak; c:aaluı­ baiırmak.

mak <-.>. To .... _. lalJlhinl: Kahkalıa ko-


To . . . briakly: Alevli yumak, pmla- pumat.
ınak. To . . . . ı.to ıcara: Birden atı.amaya
To . . . Jow: Ola yıı-", iyi yanma-
bqlıımat ,.ılızllndcn ylllar bopmnak.
aıak. To . . . . . , _ : Bİrdcıı lllrtinmck, bir·
To . . . midaislıt oı1 : Geç nkte ka- den hlk:um eta.k.
dar çalqımt, pceyi atındllzıe katmak. To . _ . . , _ ııoınconc'ı ıipl: Biri·
To . . . lbe c:aaılle al bcıdı eııda : KUY· •İlle birdenbire .ıırtınmck.
vetiai fuJa İlnf etmek; 1abıılıl-k. Tlıc lnılh .... (İD) upoa mc : Birden-
To ~ tlıe water : Mumla (bDdille) ~ bire lıakitatı anladım, kafuna dank etti.
balık aYlanıak. To . _ . wlllı joy (pridc ete.) : Sevinç,
RJllNING (99 • 1), n. A. L prur V.L ile ~ tapDÜ•
............ : ıı.na-. 1 - . . . . . witlı İmpllİcDCC : Sabır·
. . . . . . • poiat: Yanma ııottuı, fotuL aızlıktan içim içimi yiyordu.
. . . . . . • qaation : Hayad meele, hara- To be . . . . . wilh lauahtcr: Gillmck·
retle bıılıaeclilen maele. ten katılmak.
[ 43 )

To lıunl aft : Yerinden oynamak, fır­ v.s.'nin) sivri veya kesitin tarafı.
lamak. To be out of ....._. : iııen çekilmek.
BVRY (2. 1), v. To have no ........ ıo ... : Hakkı olma-
To ...., one's sorrowı : Kederini aöm- mak, salihiyetl olmamak.
melt, kederini saklamak. To beıin ...... : Yeni bir i11:·tqebblis
To ıı...,. oneself in the counıry : Uzak etmek <ıiripnelt).
bir yete ıiımelt, gözden uzaltlapnalt, To do tlıe-. ......_ for : hini bitirmek,
inzivaya çekilmek. öldürmek. ·
To lllwJ' lhe halcheı : Oeçmiıi unutup To ıive up ....._ : iti tasfiye etmek,
ıulh yapmak. terki ticaret etmek.
BUS (8), n. To retire from ...._: itten çekilmek.
To miss ıhe ._: Otobüsü kaçırmak; To send sorııeoııe about hiı ...... :
[ fiı. ] fınaıı kaçırmak. Birini defetmek (ltovmılt).
IUSH (7), n. To study ...._: Ticarete devam et·
..... ranaer : Çalılıkta pusuya yatan mek, ticaret oltwnak.
qltıya. BUSMAN (8 - 9), n.
Oood wine needs no ._. : iyi tarap To ıalte a ...._•• holldıy : Tatil veya
reltliim istemez. istirahat zamanında da mesleliae alt it
:
To beat abouı ıhe •..ıı Sözü döndürüp yapaıılt.
dola~tırmak; bir ıllrlil mnzua yanqma· IUST (8). n.
mak; bin dereden su plirmelt. To 10 .... : iflla etmek.
To lake ıo ıhe ._. : Ormana iltica et- To ao on a ..., : ( Si. ) CUmbllt etmek,
mek (sı&ınmalt). iıini bırakıp eiJeameye ptmek.
BUSHEL (7), n. ıur (8), conj.
To hide one's liıht under a ...... : Mi- Ali ... : Hemen lwmn, aibl, az daha.
sal olmaktan çekinmek, kabiliyetini ve- Al\YOllC aı.t me : Benden baflta herkes.
ya iktidarını belli etmemek. Anythina lı9t that : Bu olmum da ne
IUSINEllS <İ - 1), n. oluna olsun.
. . . _ is . . . _ : Dosdult balka alıt­ lllt for: Olmasaydı, olmasa•
veriı başka, alııveriı miskalle; it ittir. ... for thıt: Bu olmasa.
. . . _ man: it adamı. But me no .... : biraz etmeyin, fMata
A llne of . . . _ : S...at, meslek. mlnı yolt.
,Oood ...._.: [Si. ) Yqaaınl, afe- ... yet: Böyle olmakla beraber.
rin!, hele ıllltllr! He is anythina lı9t a hero : O blıra­
Bıd ....._. : Çok ltötll!, yazık! mandaa bapa her 19Ydir.
He is in ....._ for hlmııelf: Kendi he- He ltnows ... little: Pek az bilir.
ubına ·çalıııyor. 1 cannot W believe : lnanmamalt mOm-
He means ....._: Ciddidir, taltuı yok. klln delildir iti, inanmalıyım.
in -.ı-: Saniıtlt&r; tDccar; dllltltlacı. Had 1 W ltaowıı : l!IBr billeydim.
He is ı man of ......_: O İl adamıdır, it was ... lut year: Daha seçen . - .
itin ehlidir. Never a year puan W he comea to
1 don'ı undentaııd thls ....._: Bu me- visit us : Bir eeae yoktur iti o bizim zi-
ııeleyl anlamıyorum. yaretimiı.e plnıaln.
lt'ı noııe of your ......_ : Sizin ne va- Not W that : Yine de, olsa bile, ratmen:
zifeniz.?; size ait bir ICY delil. Not ... thıt 1 pity you : Size acımadı­
Mind your own ......_, : Sen iıine lundan delil.
baki, karı1111a! Who ... you? : Senden ballıa itim?
On . . . _ : it dolay11iyle; it hatltıada. IUTl'ER (8 - 9), n. A v.
The ........ end (of a tool) : (Bir alet llllall' ınd eap : ( Bol. ) Nevruz otu.
( 44 ]

11aUı1r - fuıaers : Daima elinden bir ICY 81 dıy


: Gündüz, ıündüzün.
dütüren kimse (bilhassa atılan lopu tuta-
mayan), çolpaz.
•1 doina that : Bunu yapmak 5Uretiyle.
81 • end : Gizli maksaL
...._ - print : Tereyalı kalıbı veya BJ enor : YınlıflıtlL
dampsı. 87 far : Çok daha fazla; büyük bir fark·
....._ tccth : Enli ön dif. la; fersah fenah.
He looka u thoush ....... wouldn't melt
in his mouth : Pek mlltevazı ve masum
•1•1God : Allah hakkı için.
hook or bJ crook : Bu veya şu IC·
aörtlnllyor. kilde.
He kııowa on which side his bmıd iı
buttered: (See: BREADJ.
•1 hand : Elişi.
81 me {bJ my side): Yanımda.
To ...._. •P : MUdahanc etmek; çok B1 meanı of : Vuıtuiyle; suretiyle.
methetmek. 87 land : Karadan, kara yolu ile. .
Fine words lıllltter no parsnips : Uf ile •1 machincry : Fabrika işi, fabrikada
pillv pipııez. mamOI.
İIU1TON (1 - 9), n.
Boy in . . . _ : Otel veya klüpte çocuk
•1 oncself: Yalnız, tendi bafına; bir
kÖfOdC.
pnon. . 81 instalınents : Taksitle.
. . . _ - holo : bik; yakaya takılan çiçek.
...._ - boolı. : Dilime kancası.
•1 pcrmission of : İzinle, müsaade ile .
•1 sca : Denizden, dj:niz yolu ile.
aUY (41), v.
B1 air : Havadan, hava yolu ile.
A aoocl(bad>'81: Kirlı(zararlı)alıperi1-
81 the bye (way) : Aklıma aelmi~en,
To ""1 r.ı (into): Satıcı namına satın
bu münasebetle, sırası aelmişken.
almak (mezatta); lstok etmek; para ile
yer veya menfut satın almak. 81 this time tomorrow : Yarın bu za·
manlarda (sıralarda).
To ""1 cıll : Para ile veya m,cnfut mu-
kabilinde bafıııduı savmak; (birini) satın •1 way of a jote : Şata olsun diye.
B1 thc wind : [ fıiauı. ] Mümkün ol·
almak.
.dutu kadar rUz.alr istikametine dolnı.
To ""1 on c:redlt : Vereaiye almak (mal).
To ""1 • : HiacliDi satın almak.
•1•1 now (b1 this time): Şimdiye tadar.
rishll : Uıulen, usule &öre·
To ~ - : Rlllvetle birini satın al-
•1 tlıc 1e& : Deniz kenarında.
mak.
To "1 pis in polıe : Gönncdcn almak. •1 road : Bir ana yol lluriııdc kalıba·
lık ~lcrdcn kaçınmak için yapılan
To ~ . , : KlllHyetJI miktarda satın
almak, piyasa BMVCUdunun hepsini sa- tali yol; aapa yol.
Betler Ilı)' far : Çok daha iyi.
tın almak.
llU7.Z (1), v. •1•1 ·-
elcclton : Ara .oçiml.
To ._. .._. : öteye beriye telltla al- iane : Sapa yol.
dip plmek, " bqıııd8 iınif albl dolq- BJ(e) • law : Mahall idarelerce konulan
mak. nizam.
To ._. ..... : ( Si. ] Ac:ele etmek,
çabuk hareket etmek.
1111ıız om : ( Si. J Çek arabayı!
•1•1•1 ··-
name : Utap.
paa : Tlli yol, yan IOÇit.
product : Ferı mahsul.
av <41 >. coııj, a: prep.
•1 ınd Ilı)' : Birazdan; ileride; azar
•1 •
dolWı.
word : Darbımesel olmuı; dillere

azar. Day Ilı)' day : Ollndcn ıllııe.


BJ aceidont (chanc:ıe) : Te.dUfen. North Ilı)' wat : Kuzey batıya do&ru.
ay aD -na : Elbette, muhakkak, hay-· One Ilı)' one : Tctcr teker, birer birer.
bay. •Do u you would be doac ..,.. : Sana
al
[ 45 ]

nasılmuamele etmelerini istiyorsan b11$- My •room is thirty feeı lonı bJ fifteen


lı.alarına
öyle muamele el! feet wide : Odam otuz kadem boyunda
Three feet by two : Boyu üç eni iki ka- onbeı kadem aenillilindedir.
dem. By 1500 printinı wu almosı universal
in Europe : 1500 tarihlerinde matbaa bü- To ao by (lo jud,e' by) : ittifakla karar
tün Avrupa'da hemen hemen tamamen To do one's duty by someone : Birine
yayılmıtt~· kartı olan vazifesini yapmak.

The meetinı
ll!ill be over by 5 o'clock : To abide by : Sadakat ptermek, sözün-
Toplantı her halde saat beıte biter. den kaçırmamak.
This orchestra is conducted lıy Cemal To come by : İlive etmek, arttırmak.
Rqid Rey : Bu Orkestra Cemal Reıid To seiı.e by : Tutmak, yakalamak.
Rey'in idaresindedir. To ııand by : Yardım etmek; ite karı1-
This novel is wriuen by Tobıoy : Bu ro- mamak, müııceııkif kalmak; [ nRt. ) ha·
manın yaz&f'ı TolltOy'dur. rekete. hazır olmak (semi).
This fılm is produced by Henry : Bu fil- To lake by force: Cebren almak, pa-
min rejisörü Henry'dir. petmek.
The river p.._ b)' Anıısia : Nehir BYOONE (41 • 5), a.
Amuya'dın ıeÇer. Leı'ı be •n-:Geçmiıi unutalım.

CABINET (3 - 1 - !>), n. malik olmak imkinıızdır.


c.lılaet - maker : 1ııce İl yapan maran- CA.LCVLA.TE (3 • 17 • 21), v.
IOZ- To. alcalllee on someoıie : Birine bel
CııMlee - wdrlt: ince maraqozluk. ballamak.
Filiııa alılıllt : Dolya dolabı. CALENDS (3 • I>), n.
(' A.BOODLE (!> - 77), n. On the Gİ'eek alt-. : Balık kavata
The whole eUoaılle : [ Colloq. ) Sürü çıkınca.
Mpet; cümbür cemut. CALF (44), n.
CAIN (21), n. C8lf love : bt aft.
To pay the aılıa : Ceza ile ödemek (taz-
in cıılf (with alf) : Gebe (buzaiı).
min etmek).
C'AIOLE (!> - j 67), v.
Sea cıılf : Fok balı&ı; [ -•t· ) ufak baz
aduı. \
To ajole someone out of someıhinı :
Birini kandırıp bir. ICY koparmak. To kili the faıted aılf: Aile efradından
CA.U (21), n. birinin dönütünll kutlamak, kurban kes-
mek.
C....
A alıe of (meat) : Bir parça (et).
with dirt : Pislik içinde.
c.ıı., and ale : . Hayalın avklerl.
CA.LL (55), n. el v.
A ali a. : istek; ihtiyaç.
Like hol ~ : Kapıııtıycır, kapıııan At all : Emre muhavvel.
lı.apı1&11a, ıİlratle; cUretle. Post of all : Geminin u&radı&ı liman.
The aoocb are IOld like hol alın : Mal- To anawer Nature'ı all : Bir 1evki ta·
lar lı.apııılıyor, çok çabuk satılıyor. biiye uymak (ekseriya aptest boımak
To tııte ehe alıe: [Si. J 'Birincllili ka- mlnuına aelir).

zanmak, mlltlfatı almak. To have a close ali : Dar kurtulmak.


•You can't eat your alııl and have it To come aı all : Çaiırıldıiı zaman 111·
too• : Bir ııeyi hem sarfedip hem de ona met.
To feel a all to ... : içinde (vicdanında) sı&ınmak, birini bir diva v.s.'ye hakem
duymak. olarak tayin etmek (çalırmak).
To &ive a aıll : Salenmek; telefon etmek. To all fanlı : Sebebolınak, davet etmek,
llıcre'ı ıııo c:all for njoiciq : Ortada meydan vermek; yol açmak; harekete
avinecek bir ll'Y aörmllyorwn (yok). aeıirmek, ortaya çıkarmak.
To pay a all on . , . . _ : Birini ziya· To aı11 • : Ça&ırmak; içeri çalırmak;
ret etmek. aeri isteyip toplamak; <Uiıt pııra v.s.)
To put a aıll thf9Ulh : Uzak mesafeye yeni para çıkarmak için aeri çekmek.
telefon etmek. To aı11 • question: Teredcllldetmek;
Within all : Çaiırıhnca ilitebilecıek bir mllnaltqa etmek; şüphelenmek.
mesafede. To al lıııto action : Harekele aetirmek.
Loııclon C...., : Burası Londra (radyo). To aıll iıııto beinı : lcadetmek; yarat-
He İl c.ıw ~: ismi Ahmettir. mak; hayat vermek.
He ı:.a.I me a liar: Yalancı oldutumu To c:all ı.to play : Sahneye koymak.
(yilzilme kartı) söyledi. To aıll il Oal : Toparl .. k olarak söyle·
To aıll after: İlinılendirmek, İllllİDİ IÖy· mek.
temek; pqini bırakmamak. To aı11 an :istifa ettirmek, itıen el çek-
To al ııomeone or sometlıina after tirmek.
IOIDeOllC : Bir kimaye veya bir ,eye bi- To alt an a strike : Bir greve nihayet
rinin adını vermek. verilmesini emretmek.
To c:all at: Ziyaret etmek, u&ramak, pç- To al olf a deal : Bir anlapnayı iptal
mek. etmek.
To al a spade a spade : Beyaza beyaz To all olf a ckıs : Kilpeli hOcumdaıı
demek, açık ve sarih konu:ırnak doinıyu vazaeçirmek.
koaupnak. To al • (upon) : Himayesine •ılınmak;
To al a areetiaa to : Sözle 1ellmlamak. ulramak; malQmaı iltcınek; telefon eı­
To all a halt in : Mola vermek. ınek.
To mll lıM:lı: Kartıtıt vermek; cevabını To al • 101DeODe to do -ething:
vermek; tekrs ujramak. Birinden bir ,eyi yapmuını talebetmek,
To aıl baclt to life : Canlandırmak; taz· emretmek.
min veya tcllfi etmek. To al one's own : Bir ili benimsemek.
To al - n e baclt: Birisini &eri ça- To cııll namea: Kllfllr etmek.
iınııü. To al out : Balırmak; sealenmek. çalır­
To al baclt to someone : Döallp birini mak; dUclloya davet etmek; lılzmete ça-
çatumak; balırarak birine cevap ver- tırmak.
mek. To ul - : Yoklama yapmak; yanı­
To aıll before : Huzuruna çalırmak. na çatırmak.
He ali himlelf a doctor : Kendisinin To aıll - the coals : lstiııfat etmek;
doktor olduiunu söylüyor. takbih etmek, tel'in etmek.
To aıll ılowa : Davet etmek. To al the roll : Sayım yapınak.
To al ılowa ıhe cUJ'ICI of beaven upgn: To al to memory (aıind) : Hatırlamak,
Allabın llnetini Yaidırmat. yldetmet.
To al : Bİrille ııaleıımek; birini ça-
fcır To c:all lo account : Hesap sormak, ya-
icabetmek; 7.UUrİ kıl­
iırtmak; İlt.elllek; pılan itlerin lıeaabını vermiye mecbur
mak; taJebetmek; u&rayıp almak. kılmak.
•To be (left till) ı:.a.I for• : Gelinip To c:all to umı : Askere çalumak.
aluıac:ak. To c:all lo the bar : Veklleten kabul et-
To all far belp : Yardıma davet etmek. mek.
To al fcır justicc : Biriııhı adaletine To c:all .. WI'- : ŞeJıadetc çalırnıat.
[ "' ]
To dil to order : İntizamlı olmıya da- CANCEL (3 - 9), n. A v.
vet etmek; sUkOnete davet etmek. Pair of _ . : Bilet delen alet zımba.
To cııll topdıer: Toplamak; içtimaa da· To -eı aat : İptal etmek, hllkUmallz
vet etmek. bırakmak.
To aıll ap: Yukarıya çaiırmak; askere CANDLE (3), n.
çaiırmak, silfıh altına almak; hitırı v.s. He - « hold a aMle to you : O e-
uyandırmak; çaiırmak. nin eline ıu dökemez; 1enin ayaimın
To alll .,_ God: Allahtan dilemek. pabucu olamaz, 1eninle mukayeae edi-
To aıll .,_ 10C11eone to do somethina : lemez.
See: To ca11-. Standard cmdle : Tek bir mumun ver-
To aıll apaa someone for help: Yar- dili ııık ki ölçü olank kabul edilmiltir,
dım için birine baıvurmak. ayar mum.
•I now alll •Pllll M1'. Ahmet• : Şimdi To bum the amılle at both ends: Bqka
sözl1 Ahmet Beye veriyorum. bqka birçok itler yaparak kuvvetini tü-
CALM (44), a. A v. ketmek; aabahlamak.
it wu very alm of him to ... : [ '.sı.1 The pme is not worth the aııllBe : /u-
Ne cUretle ... tan yüzünden pahalı.
CAMEL (3 - 9), n. CANE (21), o.
Arabian -ı : Tek hörıUçlU deve. To aet the - : Dayak yemek.
Bactrian - 1 : Çift höraüçlU deve. CANNON (3 • 9), n.
CAMERA (3 - 9 - 9), n. c - bıll : Top aWJesl.
in - : Gizli, mahrem, phıi. c - - fodder : Harbde malr.eme aibi
CAMP (3), n. A v. harcanah adam.
in the ıame cmnp: Aynı takım veya CANOE (3 - 77), n.
rruptan; aynı fikirde. To paddle one's own caoe : Mllltakll
To aımp aut : Kamp kurmak; konakla- olmak; yardım kabul etmemek; yalnız
mak. kalmak.
CAMPAIGN (3-21), n. A v. CANTEEN (3 - 11), n.
To ı ılp for : Kampanya açmak. A c:mteea of silver : GUmUı takım.
To make a _,..._ aaainst (somethina): CANTER (3 - 9), a.
(Bir aeye) kartı cep1ıe almak, bir weyin To win in a rutıer : Zahmetsiz kazan-
aleyhinde ifade vermek; aleyhte ma- mak (alın teri dökmeden).
kale (yazı) yazmak. CANV AS (3 - 9), n. A v.
CAN (3), v. [p. t. COULD, p. p. COULD]. Under cmav.. : Çadır altında; [ 11aat.
1 ea do: Yapabilirim. Yelkenler fora halinde, açık yelkenle.
1 C.W not do : Yapamazdım. CAP (3), n. A v.
11 ca't be done: Bu mllmtlln deiJldir, Cap and bells : Çınııraklı soytarı kUlihı.
bu olamaz. Cap and aown : Oniveniıe hoca ve ta·
1 euı see nothina : Hiçbir teY pemi- !ebesine mahsus şapka ve cUppe.
yorum. Cap in hand : Tazimkir bir tavırla.
1 cm't do without you : Sensiz yapamam A feather in one's cap : İftihar edilecek
(yapamıyorum). bir ICY·
1 will do whıt 1 ca : Elimden pleni •lf the cap fils wear iti•: Yarası olan
yaparım. kocunaun!
What ea it be?: Ne olabilir?, nedir Black cap : lngiltere'de idam kann ve-
ııcaba? rirken hiıkimin giydiii ppka.
What'ı done cu't be undone : [ Pr-. l Percusaion cap : Kapsol.
Olan oldu, bap plen çekilir. The ap fita : Fikir maksada uyırundur.
C.. you swim? : Yüzmek bilir misiniz? Toe - mp: Ayakkabının ön kı11nı.
To pt oııe'ı
İÇİD leÇİlmek.
c-.: [ Sport.J Bir takım
[ 48 1
c.tıı••w ıyıııeın
mUr tetelr.lr.Wltı (~I).
-
(fonnatioa): K6-

To 11t onc'ı c-.ı at a man : Bir erbll CAllD (44), n.


avlamalt (tadın). en iadeJt : Fit usulü dalya veya liste.
To c-. a llGry : Bir hiklye V.L'yl bu- en. table : Orun muuı.
tırmalr. (daha iyilİnl aöylemek). A queer _.. : ( Si. ] Tuhaf adam.
To C-. a jolr.e : Bir talr.ayı butırmalr... Coolinı ari : Müaelr.lr.ia; aeriaJetic:I.
Tbat afi ali! : Bu bepaiııe tlly dikdl Q>urt _.. : Resimli O)'llD lr.Qldı.
CAPilut (21 ·9), a. He'ı a tnowina _.. : o 111 tilkidir.
<=..-.. of iaıprovernent : Telr.laıUle He'ı a queer esti : Antiltanıa biridir.
mliltait. He hu a esti up hiı aleeve : Diba aoa
He İl a,mlıle of suc;h an ııct : Böyle bir tozunu oynamadı.
lr.ötWUlr. cıadan belr.lenebilir. Houae of ar* : Temeli zayıf İli lr.ar-
CAPACIOVS (9·211b9), a. ıondan hqaat.
FuD to nt ıhm: Tamamen dolu, alız it il qulte on the -* that : Olabilir,
atza dolu. mUmlr.llndUr; haritada var,
CAl'ITAL (3 • I • 9), a . .t. L
On tbe cm* : Mllaıklla.
C..-.. dty : Paytalıt, bqbat. That w11 not upon the _.. : Bu baapta
~ punilbment : Öllm cczuı.
yoklu, evdeü neup çaqıya uymadL
A atlW ııpeedı : Pevlr.allde bir auaulr..
To lay oııe'ı ar* on tbe tablc : Gizlili
Piud a,Maı : Gayrimealr.ul aermaye.
lr.apalr.1111 olmamak, telr.lifliz tJlmak.
Floatiq aıtlMI : Mealr.ul aermaye.
To play onc'' _ . well • Elindeki kozu
Circulatiııa aıtlW : Döner Ml'llUlye.
iyi oynamalı..
To malr.e afllal out ol -ılıina: Bir
To abow oııe's HNI : PllD veya fikrlal
11rdea istifade etmek; bir llYİ iltilaıar 11Çıltlamat.
etmek.
To apeak by the esti : l>Otlaeret he-
CAl'ITA110N (3 • 1 • 211ba), a.
saplı korıupnü.
~ srıınt : Kuuıç Wl'lill· To throw up tbe -*: [ Ccrl. 1 Oyun-
CAl'lllCORN (3 • 1 • 55), a.
dan çetDmek.
Tropiç of ...-... : Medarı cedl
CARDL\C (44 • 19t), L
CAFrAIN (3 • 1), a.
~ imufficleaı:y: [ileti. ) Xalb
Oroup ....... : (Hava) albay.
yeımezlili (kifayellizUll).

.....
C...- of the mala top : Oabyar ça·
c...- l)ellel'al : Amiral.
~ dileue: (ileti.} Kalb bula·
lıjı.
~ puaioa : [ /ıled. ) Mide lir*;
C...- lieuteaant : Mllllzlm.
lr.alb zafiyeti.
A po1t ....... : Oemiain birinci lr.aptallı
(lilvuiaı"). CAllDINAL (44 • 1 • 9), a. .t. L
Flaı ....... : Amiral. c....... reci :Al (renk).
C...- of the fleet : Donanma lr.umaa- ~ aumben: Adı aayıı..
daaı (Oramiral). c...... poiatl : Dllrt aııa c:Dıet.
~ ol a mine : Madende çal•a c...... vtrtuiı. : Dört aııa meziyet.
itçllerin lmiri. CAD 129), a • .t. v.
c...... of a sun : Topçu lr.umaadaaL C.. ol (c/o): Vuıtaalyle, eliyle.
CAUONIPEROU8(44·9·1 ·9-1), L •C.. lr.illed t1ıe cat• : Keadlal fazla az.
c..tıı•m ap (period): IUknUr dev- mel
ri fahmt tabakanın tetelr.lr.lll devri. C.. of Slate : Devletla IDllUllyetleri.
C;._.1811•- atrata : Kömllr tabalr.uı. Pree from - : Mllllerib, tayawz; ta·
fahml talıalr.a. yıtaız.
( 49)

To ıakecan of (ııome<>ııc:): Dikkat et- CAREER (9 - 19). n. .t v.


mek. (biriııeı
ihtimam ve itina etmek. To lake up a - : Bir mealele air-
mek.
That mattCI' wıll lake ca"e of itlelf : O
it kendi kendine dllzelir; kendi haline To - ...... : Delice ve bqıbot kat-
mak.
bırak!
in full .._.: Tam hızla.
•Take an of the pennies and the
CARP (44), v.
pounds will ıake care of themaelve~· :
( Prov.) Damla damla aöl olur. To - . •: Tutturmalı, çekittirmek.
·nıe sJoomy - : Bllyllk dertler. CARPET (44 - 1), ı..
1 clon't c... if 1 dol : Peklll!, iyi!, olur! C.,.. - baı : Halı torba.
Want of c:ıue : İhmal, bakımsızlık.
c.,. - bager : Maceraperest ve pren-
sibi olmıyan politikacı.
To an a straw: Deler vermek, aldırış
C.,..C - knıaht : Salon zlbiti.
etmek. To be on the ._... : Azarlamak.
To aıre . . _ · baılenmek.
To ı:se for: Sevmek. hotlBJlllllllı:.
To emre a ııooı : AJ4ır1t etmek.
c--..
· CAIUUAGE (3- lj), n.

atlı araba.
and pair : Dört tekerlekli ve iki

1 don't eare for beer : Birayı teVmem. c--.. forwani : [ Cam. ) llllktiye
I don't eve! (a damnl): [Si. 1 Vız. plirl ücreti mUfteri tarafından ödenecek.
1 don't aın far him: O lıopıma ııltmi­ c_.. free : [ Cam. ) Nakliye ücreti
yor. tllccara aittir.
Who iı cmt.s for him? : Ona kim bakı· Canllp paicl : Hamaliye ödennıit, nak-
yor? liyesi ödenmq.
1 don't '919 to be seen in bil company :
CAIUUER (3 - 19), n.
Onun yanında aörfilmek istemem.
Aircraft e8lrler : Uçak semili.
1 don't c-. whal ne saysı : Ne töylene Common eMrler: [ JA,,, ) Nakliyat ıir­
ııöylesin (aldırmam)! keti !ambarı).
1 didn't care far that novel: O roman Clntlr pipoıı : Posta ıUvercini.
beni sarmadı. CARROT (3 - 9), n.
1 dım't " - ıwo boots (a red cent, a Curot - headed : Kızıl saçlı.
brass rarthinı) : Bana vız aelir, tırıs li- CARRY (3 - 1), u . .t v.
der. Sword at the ar,,, : Kılıç elde.
To can ıor nolhiııa : Hiçbir ,eye aldır· C...., two : Elde var iki (cemedertcn).
maınak (alikada• olmamak); pervasız To a«J all 'xfore oııe : Her mukave-
olmal:. meti kıimak.; bütün rakipleri yenmek.
For ali 1 ı:se : Bana sorarsan; bana ka- To aay a certain artlcle : Bir eua llze-
lına. rinden muamele yapmak.
Not that 1 '919 : Bana söre bava boş. His woni _ . . . no autlıority : S6zU
That'ı ali he - aDollt : Bütün dlillln· aeçmez; eözflnUn deleri yoktur.
dUIU (ehemmıyet verdlli) bu. To _,,. ..,_,. : Alıp aötürmek; cottur-
lf you eme to ... : ... arzu ederseniz, içi· mat; [ naut. ) Halatı vcva direli k,.,_
nizden aeliyona. tirmek.
Would vou care to read this letter? : To aırry coals to Ncwcastle : 'Boluıu.
Mektubu okumak ister misiniz? çalııımak (havanda 111 dövmek kabDin-
CAREFUL lZ9 - 7), a. den), ijne ile kuyu kazmak.
c..r.ı about : Dikkadi. To an)' , _ _ , . : Bir yeUnu v.ı.'yi
To be vcry careful ..,_ : Çok dikkalli nakletmek.
olmak To ClllTJ' , _ . with : iıerletmek.

P. 4
[ 50 J
To _., eft : Alıp lildlnnelı.: utıaıak: c....._ neı : [ FıJtt,... 1 Serpme •l-
ten_.ır.: (lıutalık) öldllmıek. e_.. vote : Bir meclille reyler mlluvi
To _,. il eft well : Becermek, içinden pldlli zaman reisin verdili rey.
çakmlt. CA8'11.E (44), n. el v.
To _ , .... effect: Talbik eımek. Clllllle builder : Hayalperell.
To _ , oa : Yapmak, devllll ettirmeıt: Clllllle in ıhe a.lr (in Spain) : Hulya, ku·
devam el..t. dayanmak; vuifeainclen runıu.
aynlu blriaia iliııe bakmak. To build ...._ in dıe air : Hayal kur-
C.., ..ı : Dev1111 ediniz!, ıiz ilinize mak; olmıyacak teYler dupmmek.
bakınız! To nade ıhe kinı: [ Chn•) Rok yap-
dıe way ııhe emllle •
1 doa'I like : Gi- mak.
. . . pek belemniyonım. CUTOR (44 - 9). n.
Sile -W • dreaclfully : [ Si.) Kıya­ C.... bean : [ llot. ] Gene oıu, bey·
met lı.apanlL dencir.
To _ , • wltlı ııomeoııe : [ Si.) Biri· C.... oıl : ( Mel.] Hinıyatı.
liyle men:ıa.li fıruıa vermek. C.... and Polluı: [ A•tro11. ) Cevza
To _ , • a correspoadence wilh burcunda iki yıldız: [ naat. ] pmici
-= Blriliyle mekıuplqmak, mu- nuru.
lıabeftde balunmat.
CA9l.IALTY (3CJ1779 • I), n.
l:.~ oaaelf: Kendi kendini idare Faıaı _ . . , : Ölllm.

i'o _ , oae'ı poinı : ikna eımek: fikir CAT (J), n. .t v.


qdamak, teııdl fikrini kabul eainnek. •A nt may look aı • lı.inı• : [ Proe. I
To _,. ... : Yeriae ptUn.k; icra eı­ Kendini dev aynuında pjrme, deveden
a.t, 1& .._~ ıa~k eıa.~ baprmak. bllylllı. f"d var.

To _ , ... orden : Emir~ yerine C.. killed dıe caı : Meralı. eıme, OZW-
,.ıinıek. me.
To _,. ... ıo : Tahakkuk ettirmek. C.. - and - dol fipt : Kedi töpek kav-
To _ , _,.. (fonnrd): Devir ve ıeslım paı.

eımet; . . bir fınat . . . . .k (kol- C.. - block : ( Narıt ) Kapon makaruı.


lamak). C.. bwılar : Duvardan tıl"llWWılk içeri
To .-., ıılıaulder • bip : Omuz UııeriJt. siren hın~
de lapllak. c.tı cradle : Sicimi parmaklara pçire-
To _., ....... : Muvaffakıyeıle yerine rek oynanan çoc:ulı. oyunu.
pdrmek. bqumak, bltlrawL. c.tı eye : AynilHems, aynWbirre (kıy­
To...., .. :~. medi bf).
Tu .-., weıpı: Rebbeı eımek. C.. • eyed : Karanlıkla '6rebllir.
To _,. wlllı oae : Aklında uk11111ak, c.tı meat : Kediye verilen et.
uauımamalı:. C.. • nap : Şekerteme, uyku kellirme.
He _ . . . his ıudlence wilh bl111 : Din- C.. -"o· • nine ıaıla : Dayak c:uuı için
leylcilerl 111ı1Wecli. kullanıabı uçlan dllillmlll dokuz ipten
To _,. tbe day : Muvaffak olmak. yapılmlf bm;ı.
To _ , oae'ı llquor P.11 : tcklye da- C.... • paw : [Naat. ] Geçici pek hafif
nmnak. rllqir; aldanıp birinin iline alcı olan
11ıe molioa wu -W : Teklif kabul kimse: bir çeıiı dllillm: ıu yilzllnlln ha-
edlldL fifçe kırıpnuı, fınfb.
CA8'11NC 144 • 1111), d. el a. C.. david : ( Naaı. 1 Griva metaforuı.
c....._ boa. Zar kutusu. C.. - tail : [ Bol· ] Bllyllk su lı.amçıaı;
c....._ Dne: ı ,,.,,...
1 uftın • 1p1. çayır olu.
Enoııah ıo make a e.ı lauah : insan ıuı­
a.ktım baJlhr.
[ 51 )

kapmak (birilinden).
-
To c*ll an - illııeu : ( Meı/. ) Hastalık

Like IClteıuıy adi : Birlılrini öldürünce- To anJ oneself well : Vücudunu dik
ye kadar. tutmak.
lt's raininı na. and dop : Sainak ha- The sound aınlel 3 milea : Onun ııesi
linde (bardaktan boianırcuını) yıAmur 3 mil uzaktan duyuldu (ilitildi).
YıtlıYOr.
To be like a at on hot bricks : Diken
Usrllııde oturmak.
c..-.
CARRYING (3 • l - 1), n.
capaciıy : İstiap (haddi).
1 don't like your alll'1lııP on: [ Sl.J
To ırin like a Cheshire aıt : Piprıiı kelle Ben senin aidiptını belenmiyorum.
pbl ıırıımat. °CART (44), n. it v.
To Jet tbe at ouı of tbe bal : Bir sırrı c.. - wheel : Araba ıekerleli.
•Azından kaçırmak. To put the art before the horse : Yanlış
To lead a at aad dot life: Hayatı kav- hareket etmek, hatalı iı sörmek, bir iti
p ve silrWttl ile 11Çmek. tersinden yapmak.
To aec whicb -y the at jumps : RUz- To art ...., : Taııyıp durmak.
slrın nereden e1eCC1inl beklemek. To be in the art: Hıpı yutmak.
11ıere la not room ıo ıwinı ı ~ : Kı­ To tura emtl : Elleri üzerinde havada
mıldanacak yer yok. dönerek taklak atmak.
To at tbe aııcbor : [ N•at. ) Demiri CA.SE (21), n. A v.
ırivaya wrmat. A cloctor'ı - : Haatilar.
To waıch wiıh aıl • at - ı - mouae - hole As in the n. of... : ... için oklu&u aibi.
look : Kedinin fareye baktılı plıi birine Aa the - atandı : Halihazır duruma
hakmak. IÖR·
Whicb way the at jumps : İtlerin inki- A- in poinı : Nazarı itibara alınacak ·
pfı. mesele, mevzuubahis ola~k mesele.
CATCH (3),. v. [p. t. CA.UGllT, in any et• : Her halde; nuıl oluna
p. p. CA.UGH'l'J, n. olsun; behemehal; mutlaka.
A aood c1lldl : [ Coolloq.) Kelepir koca in a sad - : Kötll halde, mütkül vazi-
(bir kız bakımıiıdaa); av, ,ıtlr. iyi ıutuı. yeııe.
A aure aıtdl : lyi tutan (beyzbol). i n - : $ayeL
A aklı of ıhe breaıh : Birdenbire nefesi in - he comes ıive him this ıetıer :
tutulma. Gelecek oluna bu mektubu ona verin.
He (il) is no areat aıldıı : Bulunmaz Hini in - of emerpncy : Hini hacette, ica·
kuınqı (matah) delil. bıada, kil !Uzum halinde.
A akla queatioa : İmtihanda talebeye in - of nece11l1Y : LOzumu halinde,
10rulaa öyle bir ııual ti hatıra pleblle- icabında.
cek ilk cevabr..f'lldQtıt. in ao - : Hiçbir zaman, hiçbir 1111-
c.1ı ..... - aılelı - can : Serbest stıret. retle.
c.lı - buin : BOtUn nluı bir ııelıre in your - : Sizin durumunuzda; size
ilkin bilip. (ıizin meaeleye) aelince.
Clldı - points : Bir denıiryol makuındı in thaı - : Şu halde, o halde.
rayların istikamet deliıtirdili nokta. in - .._ (in - of) : Oldutu tak·
C..... mi - handed : Pabuçsuz (ıuçllıtU) dirde, ellili halde.
yakalaamıı. cürmllmqlıut olmu1- in whicb - : O takdirde.
To c*ll a diaease : Hutalanmat. nı take my umbrella in - it ralnı :
To aıtdl a fire : Ateı almak. tutuprıak. Yalmur yal,dılı takdirde wemıiyemi ala·
To aılelı a penon in the acı : Bir adamı catım.
ııuçUıtU yatalıunat. lt'ı eme wlıh : Her teY yolunda.
-
It's a bani -
bir durum, ıllç 111C1ele.
[ S2 )

: Hazin bir hiıdise, acıklı To - - harden : Demirin dııını çelik-


lettirmek.
Just in - : Ne olur ne olmaz. CASll (3), n. Av.
C.. endi111 : [ Gnım. J Hal olı.i. Calh account : Kasa hesabı, para haabı.
C- - hardenecl : Yllzden sertlettirilmi1- Cllllı and carry : Peşin para ile alıp aö-
C.. knife : Kını içinde ıaıınan bıçak. lllrme.
C- lawyer : Dlvavekili, awkat. Cllllı balance : Bakiye hesap, hesap ba-
C.. lhot : Şarapnel mermisi. kiyeıl.
C.. ııystem : [ ı... ] Kitaplardan ziyade Calh - book : Kasa defteri.
ıınıeli oluak malıbınelerde divaludan Calh - box : Pıra kutusu.
hukuk ölretme lllUllL Calh carrier : Büyllt matazalarda pa-
C- woraı : Kabuklu kurt. rayı kasaya s&Uren tllp.
Ablative - : [ Gram. ) MefulUnanh, Clllı down : Peıin para, parası pqin;
ablatif, -den baU. derhal ödenen para.
Accuative - : [ Gram. ) MefulUnbih, Cllllı on delivery : Teslim zamanında te-
akuzalif, -i baU. diye.
Dative - - : [ Gnım. ) MefulUnileyh, Calı price : Satıı fıatı.
datif, ~ hali,. Cllllı reıiıter : Otomatik maltinalı vezne,
Genitive - : [ a...m. ] Genitif, -in kasa makinuı.
hali. Cllllı sale : Pelin para ile sat11-
Locative - : MefulUnfih, lokatif, -de 0uı of cllllı : Mevcut parası yok, parası
hali. bitmiı.
Lower - : Mllreııip ıezaahında kllçUk Calı valı.c : Bir ICYİn kıymeti, pçer ak-
harfleri havi alt kısım. çe oluıu.
Nominative - : [ Gr't1m. ) MUcerret By eula (in nlla, calı pay) : Pelin para;
hal, nominıtif, yalm hal. bedeli peıin ödenen.
Upper - : Mllrettip tezsihında bUyUk On c8lll : Veraiye.
harfteri havi Dit kısım. Hani allı : Nakit para.
11ıat ailen the - : O zaman vaziyet Terma calı : Pelin ödenir.
delilir. To be out of calı: (Yanında) parası ol-
The - in point : Balıil mevzuu olan mamak.
maele. To calı .. : Nakde talıvil etmek, paraya
11ıat iı not the - : Vaziyet boyle de- cevirmek; ııöz (bahis) açmak.
lildir. To calı in on BOmethins : •. .'den ktır te·
There is no - apinst you : Bu me- min etmek, istifade etmek.
selede aleybinir.e dlva açılamaz. CA81A110N (3 -2lllııı), n.
That"s not the - : Mesele o deliJ. Courı of ~: Temyiz mahkemesi.
The - occurins: Vııziyete IÖfe. CAST (44), a., v. A n.
Should ıhe - occur : fcabettili tak- [p. L CAST, p. p. CAS'I').
dirde. Cilt in the eye : Salıılk.
To make ouı a - : Divayı ilpat etmek, C811 of. feaıures : Sima, çehre tipi.
kuvvetli deliller ,etirmek. C811 of mind : DlltUnUı tanı, zihniyet,
To state one'ı - : Birinin dlvasını ve- kafa.
klleten mDdafaa etmek, birilinin yerine C... - down : Hazin; meyus, keyifsiz.
kOnlllftlak. Cilt - net : Serpme aı.
To put a - : Mnele çıkarmak, hldile Cilt - off : Çıkarılıp atılmıı (eski elbi·
yaratmak. ııe v.s.).
You have DO - : Dlvıınız reddedil· Cilt off! : [ Nauı. 1 Alarıal
miflir; divaya hakkınız yok. Cilt- iron : Dökme demirden yapılmış.
.... 1 .53 ı

Cilt - iron rules : Şiddetli kanunlar. To cast off: [ Naat,) Fora etmek, ban·
He has a cut constitution : Bünyesi de· do etmek; atmak; mldetmek.
mir ıibi satlam. The c..t in a play: [ Tlıeat. ) Rol tak-
To cat ııbout : Etrafa atmak, fırlatmak; simatı; iş (vazife) taksimatı (tevziatı).

kurmak, düşünmek. To calt its skin : Kesmek, katletmek,


To cut •bcıut for something : Aranmak, derisini yüzmek.
aramak; çare a~amak. To cat its feathers : Tüylerini dökmek.
To aıst the eyes : Göz dikmek.
·ro allt a balance : Hesabın muvazene· To Clllt •• : Cemetmek, rakamları yekön
•ini bulmak; denketmck, denklc~tirmck.
etmek, toplamak; hesaba katmak, nazarı
To ı:at a ballot : Oy vermek.
itibara almak; istifral etmek, kusmak;
To alll anchor: [ .Vauı. ) Lenıer atmak,
•Azına atmak.
demirlemek; funda etmek.
CASTE (21 ), n.
To ast a shadow : Gölge salmak.
To ı- aite : Cemiyetteki yerini ve ili·
To cııııt alde (away) : Bir tarafa atmak,
. barını kaybetmek.
demirlemek; funda etmek.
CASTLE (44), n.
To be c:tıst llWA)': ( Naat. 1 Karaya düş·
Culle builder : Rüya aören, hayalperest.
mek; kazaya uıtramak.
CATCH (3), (p. t. CAUGKr,
l'o cat an eye upon·: Göz ~tmak. p. p. CAUGHT].
l'o cııst back one"s eyes to: Geriye bak· C•tcb - as - cııtch • can : Serbest ıürq.
mık.
To caldı a ılimpse : Gözüne ililflllk.
To rast discrcdit on : Oeierini düşür­ To catda a tarlar : Kendisinden kuvvetli
mek. adama çatmak; bir muamma ile k8fltlıt­
fo cut forth : Dışarıya atmak, koıtmak. mak, çıkmaza ıirmek. '
To c..a in the teeth of: Yüzüne vurmak, To cadı a thrashinı : Dayak ycınck.
hata kakmak. To ~ 8t : Kapmalı (tutmala) çalış­
To cııst blamc on someone : Birine iftira mak, sarılmak, yapı1111ak.
atmık.
To catdı cıold : Ülllmek, soluk almak,
To cMt behlııd : (Birine) kulak asmamak, nezleye yakalanmak.
ehemmiyet vermemek. To catda fire : Tut1J1111ak.
l'o cııııt down : A:ıaiı atmak; imlirmek; To caklı it : Azar iıitmek, cezaya çar-
atılmak, terkedilmelt.
pılmak.
To be calt dOWB : Neşesiz, keyifsiz, ke- To catdı oa : ( Si.) Anlamak, idrak et-
ılırli olmak. mek; takdir edilmek, ..evilmek, ralbet
To alt her younı; : ( Metl. ) Dolumu görmek, moda olıiıak.
akamete utramak; .çoculu dlllmek (ica- To aıRll someone a blow : Birine bir
dın). yumruk eklemek.
·ro cat lots : Bilet çekmek, kur'a çekmek. To cııtda one's breath : Solulunu tut-
To calt in dıe teeth : Tokatlamak. mak.
To cat in one'ı tol with : Birinin kader To cakll one's eye : Dikkatini celbet·
veya 9Cl'Vetine iıtirak etmek. mek.
To c..t on light : Aydınlatmak, meyda- To catdı one's hand in a machine : Ma·
na çıurmak. kinaya elini taptırmak.
To alt oneself on : Birinin insafına kal· To cakb oat : Topu kaparak birini oyun
mak, himayesine sılınmak, kucalına atıl­ dışı etmek (beysbol v.s.).
mak, iltic:a etmek. To aıfıdı siaht of ' Gözüne iliımek,
To alt one's ılance round : Etrafa ba· aörmek.
kınmak. To addı ap : Arkasınden yeti:ımet.
·ro cnt oat: Atmak, koAnıak, tardetmek. To aıfıdı . , wltlı: Yetipnek, erİfl1tek,
[ 54 l
ayak uydurmak; açık (fira) vermemek; CATILE (3), n.
birinin ııözllnll kesmek. C... lifler : Davar .bırsızı.
To aıtcla Cııomeoae) red • handed : (Biri· Cııltle plaaue : Siri ııtır hutahlı.
ni) c:Unnilmefbut etmek, ıuçllstll yaka· C.ale ranıe : Sıjır odalı.
lamak. Cııale ıhow : Sılır seraisi, ziraat serıisi.
To aıtcla oıınelf : Kendini tutmak. Cıdlle • truck : Öküz nakline mahsus va-
To aerlı tbe train (buı ete.) : Trene ıon.

(otobüse v.s.) yeti1111ek. CAU!IE (SS), n. el v.


That'ı a c*lı in it : •Bir püf noktası A - for worry : Ozüntü, üzülecek
vardır• veya •Ucuzdur illeti var• kabi- mey.
linden. A - for faıiıue: Yorucu 19y.
To aıtdı what is sald : Söylenileni kav- c- ınd effect : İllet ve eser, sebep ve
ramak. netice, neden ve etki.
<:*il • penny : Ucuz satmak için yapıl· First - : bteti asliye; doluş, yara-
mıı (19y). tıhı.
c.tc• me (doinı such a lhİJll)I : Bunu . Final - : Akıbet, son, nihayet; illeti
yapmak mı? Ne mllrıısebet!; bunu ya· ıaiye.
panam arab olayual in the ı:- of science : ilim uırunda.
That's no addı: [ Si.] Delmez. ehem·· in a ıood - ı Hüsnüniyetle, iyilik
miyeti yok. etmek ıayeaiyle.
Tbere is a nldı in it sometrlıere : Bu To gain the - : Dfıvayı kazanmak.
İlle bir oyun (bile) var. To make common - with someone :
His voice eMı:lıls: Sesi tıkanıyor. Bir gaye uırunda birisiyle birlqmek,
1 don't clltdı your meanina : Ne eöyle- iıbirlili etmek; tarafını tutmak.

dilinizi anlamıyorum, ne demek istedili· CAumC C.5-' • 1), a. el n.


nizi anlıyamıyonım. C...ale curve : [ Matla. ] İhtiriık miln·
Youıı c*lı iti : Paparayı yiyeceksin! hanisi.
You don't c*lı mel: Ben faka bas- C...ale lime : Kireç; kalsium hidroksit.
mam, yılma yok! Cllllllc soda : Sodyum hidroksit.
A sound ~ my ear: Kulalıma bir Lunar c...aı: : Cehennem Qlı.
ses çatptı. CAU110N (5.5sh9), n.
A picture ~ my eye : Bir nsim aö- He'ı a natt.: ( Si.] Hot adamdu.
zllme lli1li.
C....._ qainst: bıtiyad tedbirler.
l 'diclıı't quite nldı yoıır name: hminizi To be c8llllam aıainst (someoııe or
iyi qitemedlm. somethinı> : (Birine veya bir meye) ka111

nı adı ., with you : Size yetifirim. tedbirli olmak.


· C...._ of : ihtiyatlı, dikkatli.
CA'DIOLIC (3 • 8 9 • I}, a.
To lake ......_ qainst (somethina) :
Caa.lc ani ApoltOlic chun:h : Kato-
(Bir meye) ta111 ihtiyati tedbirler almak.
lik havariyuıı
killaesi.
To be adam of: Dikkatli olmak.
Cllllıellc
emanclpation : Katolik kilisesin·
CAVE (21), n. el v.
den riyazetin Dpaı.
c... bear : Pıleolitik devre ait bir cins
Callıalr Kiq : bpuıya Kıralı. ayı.
Old adıalla: Eski Alman katolikleri. Can dweller : Matarada oturan adam.
To be alı* in oae'ı tutea : Herkes· Cne man : Bilhassa tq devrinde mala·
le• veya ber meyden :revk almak ChOl- rada oturan. adam; iptidai ihtiru ve ta-
lanmak). vırluı olan adam.
He il alı* la his llllfel : o herkesi Can canem! : Kilpekten kaçın!
veya ber teJi ..... <belenir). To kecp - : Oör.etleınek.
(" l
To CM'e ı. : Çökmek, bel vermek, yıkıl­ To cnllr . , _ : Üzerinde durmak.
mak; [ J/. ] teslim olmak, razı olmak. Ce.._ bil : Birkaç çeıit matkap.
CAVEAT (3 • l - 3), n. Ce•r fire : Merkezinden atcı alan
Cınut emptor: [ Lat.J.a,,, 1 Müııeri sa- fitck.
kınsın, mesuliyet mütteriye ait. Cnlılr forwıııd: 1 Foot. ] Orta muha·
To enler (put in) ı caff• : [La., ) (Ta- cim, santrfor.
raOardln biri) kendini dinlemeden hare- C...... half: ( Foot.] Orta mildıfii,
kete acçilmemcsi hakkındı bir adli ma- santrhaf.
kamı mürıcaıı ·eımek veya itirazda bu- Cellfer laıhc : Punta tornası.
lunmak. Cnter of attracıion : Cazibe merkezi.
CEASE (11), v. Cellter of ıravity : Alırlık noktası, sık·
C... fire! : (Mil. ] Aıeı kes! let merkezi.
He has ce...ı ıo write : Artık yazmıyor. C.cer of motion : Hareket merkezi.
To ce- r..-: Arı vermek. Celller of population : Nüfua merkezi.
Wiıhouı - : Fisılısız. durmadan. Ceıdlr of prcssure : Tazyik merkezi: it·
CELUTIAL (1 - 2-19), ı. me merkezi.
The Celaıd8l Empire : Eski Çin impa- CENTRAL (2 • 9), ı.
rııorıuıu. Cellb'lll force : Merkezi kuvvet.
CELLAR (2 • 9), n. Cnnl hcatinı: Kalorifer.
Salı ceıı.r : Tuzluk, tuz kabı. Ce.cnl lubricıtion : Merkezi yaifama.
CELL (2), n. cumııı movement : Merkezi hareket.
CeU division : Hücre bölmesi. c.-.. ıtrojcction : Merkez mürtaemi.
lmpcrmeable ceU : Su seçmez hücre. CENTIUFUGAL (2 - 1 • 17j9), a.
Pıddcd cel : Çok aqın delilere mahsus C........... castinı : Savurma döı:astinı.
duvarları yastıklı hücre. Cemlrlfapl fan : S.nırifllj vaııtilltir.
Porous cel : Mesameli hilcre. CeııııCıılflipl force : Merkezden uzaklat-
CEMENT (1 - 2), n. tıcı kuvvet.
C.-t sun : Pistole. Cwlllflipl pump : Santrifüj tulumba.
Hydrıulic cemmt: Hidrolik çimento, su Ce•lfllpl scparation : Santrifüj ayırma
allındı sertleşen çimento. cihazı.
Quick - scııinı _ . . : Çabuk donan CEUMONY (2 • 9 • 9 • 1), n.
çimento. C..t of ceremony : Merasim (telrifat)
Slow - scııinı _ . . . : Yıvıı donan çi- salonu.
mento. Master of ceı-•111 : Bawtetrifatçı.
CEMENTATION (il ·2·211hn), iı. To stand upon ce-.,: Resmi olmak,
ee.eımıı.. boıı : Tav kutusu. merasime riayet etmek.
C_...._ furnacc : Tav fırını. No nced to ıtand upon _ _ ..,. : Tek-
C-...._ atcel : Tav çelllf. lif tekellüfe lüzum yok.
CENSUS (2 • 1), n. Without a _ _ , : Teklifsiz.
To take ı ce- : Nüfus sayımı yapmak. CERTAIN (99 • 9), ı.
CENTER (CENTRE), n. & v. (2 • 9). A an.im penon : Birili.
Back cetıtar : Oacr punta. A an.im Mr. John: Mr. John ilıninde
C..... boeıd : ( N•rıt. ] Konırı omur· bir adam.
11: konırı omurplı tekne. A person of certm1a· qe: Yqlıca biri,
C.... • punch : Merkez ııott.ı, nokta yaıını baıını ılmıı bir limae.
zımbuı. A -.ı. amount : Biraz, birkaç', bazı.
Llve allfer : Fener punta. Ceae.lııt of success : Muvaffakıycti mu·
To c:eMlr • : ,Toplamak, temerküz el· halı.kak.
tinnek. For certmla : Mubakltalı.
( 56 ]

Of a _.... qe: Flllıı yatta, muayyen Waıch clllıla : Köstek.


}'alta. To load wiıh cbalm: Prangaya vurmak,
On a artmlıl day : Bir stın. To pul in c:lııılal : Zincire vurmak .
.ffe la artmlıl to come : Muhakkak ae- To dıalıl down : Kazıp zincirlemek.
llr (plecet). To dimin up : Zincire vurmak.
To make anıla of -ıhiııa: Tahkik CHAIR (29), n.
etmek, temin etm:k, hakkmda emin Calr car: Kolluklu vagon.
olmak. Easy dı8lr : hıirahaı sandalyesi, kolluk.
Cl!'JIUEAN (1 • !I • l!I), L Folding c:halr : Açılır kapanır iskemle.
C - - opei'alion : ( Mııtl. ) Dojum Long emir : Şezlong.
ameliyatı (kadın). He holds lhe cbalr of Hillory : Üniver·
CU8 (2), n. sitede tarih hocasıdır, tarih profesörü.
Bad cem to youl : Yazık oldu size!, du· To fiil ıhe c:balr: Baıkanlık etmek; kür·
rumunuz çok ac:ıl silyU i11al etmek; konferans vermek; ho-
Out of ali cem : Haddinden fazla, nl· calık etmek; riyaselle bulunmak.
mlltenabi. To lake a c:luılr : Oturmak.
CHAIN (21), D. ııl v. To lake the cllalr: Bir toplantıya bq-
A dı.ı. of idea : Bir ıllrll fikir, fikirler. kanlık etmek. riyasete geçmek.
A dı.ı. of mounlaim : Dal 11lıilesi. CHALK (SS). n. ııl v.
Ancbor dıala : Gemi zinciri. A long ·cblk: Epey, bir hayli.
Cilala umour : Çelik tellerden örme A. is beller than B. by a lonı dıaUı : A.,
zırh, zincirli zırh. B.'den fenah fersah daha iyidir.
Cb• beli : Zırh kutak. Aı different as cb. . from cheese : Ara·
Cluıla bridııe : Asma köprü. 11nda dallar kadar fark var.•
Cluılıı block : Zincir paluıpsı. French dıaUı : Talk; terzi sabunu.
Cluılıı bolt : Zincir kilit cıvatası. •Will Ahmet win the raceh •Not by a
Cluılıl bucket : Kovalı tarak, çalpara. lonı clmllı• : •Ahmet yarııı kazanacak
o.Ilı couplinı : Zincir bvrunL mı?• •Ne münasebet (tam aksine)o.
Clıalıl pnı : Zincir çekmek için kulla· Cllalk pil : Tebeıir ocatı.
nılan mahkllmlar. praııp]ı mahpuslar. Clıllll stone : Tebeşir yılını; ( Merl. 1
Clııılıl ııear : Zincir çekmek için kulla· Mafsallarda husule selen madeni tera·
nılan dilli tekerlek. kllm.
Cilala lishlnlnı: Yılankavi 19kilde aö- To ebıılk down: Tebeıirle yazmak.
rllnen timtek. To chalk •P : Tebeıirle kaydetmek; kredi
Clııılıl link : Zincir halkası (baklıosı). vermek veya almak.
aı• mail : Zincirli zırh. To clıallı • t : Taslak çizmek.
N••'· ]
Clllılıl plate : ( Paluerte. To cMllı oat a course for oneself : Ken·
Clııılıl puUey : Zincir makası. disine bir istikamet tiyin etmek; çizdili
Clııılıl pump : Çalparalı tulumbL yolu takibetmek; bir meslek intihabetmek
Cllllla abol : Zincirli makas sllllesi. (edinmek).
Cluılıı stiıch : Zincir iti (ör1UsU). CHAMBER (3 • 9), n.
Clıalıl Stora : Çolİ: pıbell mataza. Cllaııdıer council : Gizli veya hususi met-
Cllalıl well : Zincirlik. veret heyeti. gizli (yapıliln) mahkeme.
Clllllıı wheel : Zincirli çark. ClıMalıer music : [ Mru. ) Salon (ocM
in dimim: Pranpdı. milzili.
Ladles' aııla : Rakısta yalnız hanımlar· cı.-ber of aariculture : Ziraat odası.
dan ibaret halta. Cbaıalter of commerce : Ticaret odası.
·Surveyor"ı cluılıı : Ölçme mllbendİIİllİn Cı...lıer of deputies: Millet meclisi.
zinciri, mesaha zinciri. Cbtımber • pot : Oturak, llzımlık.
[ 57 ]

aı.mlıer of pracıicc : (Noter veya avu- lf you clımce ıo see him : Onu aöre-
kat) müvekkili. cek olursanız.
:
in c1ı--.. Hlkimin hususi odasında. To dıMce upon (on) someone : Birine
rastlamak (sokak v.a.'de).
CHAMP (3), v.
To chmDp the bit : Sabırsızlanmak, sinir- Will you be !here by clııua? : Orada
lenmek. olmak (oraya &itmek) ihtimaliniz var mı?
CHANCE (44), n. & v. CHANCELLOR (3 • 9 • 9), n.
A dımce of winninı : Kazınmak ihti- ClımceUor of the duty: Defterdar.
mali yok delildir. ClıaaceUor of a univeniıy : Ünivcnite
A mailer of dıMce : Şans meselesi (işi). müdürü.
By dımce : Teaadllfen, rastııcle, kazara. cıı-11or of a cathednıl : Genel nı·
A dılllıce shot : Rast..le isabet eden hani 1Cf (reis).
ku11un, kaza ku11unu, pns denemesi, Clıacellor of the eııchequer : Maliye

tesadüfi muvaffakıyet. nazırı (İnailtere'de).


On lhe dıMce : Şansa ballı. cıı-.uor of an ecclesiastical court :

How dıMcel : Ne tesadüf!, pnsa bak!; Seri mahkeme reili.


ne pnssızlık! Lord aı-eDor : Lordlar Kamarası rai·
On the dımce of : Ümidiyle. si ve Adliye nazırı ctnantere'dc).
The mıı- are thaı : Çok muhtemel- Vice · dımcelor : Oniveniıe rektörü.
dir ki. QIANCERY (3 • 9 • 1), D.
The clı- are apinıı his comiııa : Gel- Coun of cb-.ry : Lordlar kamarasıo·
mesi ihtimali zayıftır. dan sonra İnailtere'de en yllklelı: mah·
The eıı- are aıainst me : Vaziyet keme.
aleyhimedir. Master in cıuı-,: Maliye (haziııt)
nazırı.
There is an off dıMce ıhaı ... : Muhte-
mel delil fakat olabilir. To put one's head in dl_,-: Kapana
kısılmak, b111ını beliya 10kmat.
To ıive a dıMce : Pınaı vermek, de·
nem ek. CHANGE (21 • nj), n• ..t v.
To hne a aood dılllıce: iyi fallll ol- Ali dı-.e : Buraya kadar (tren bura·
. mak, 111nslı olmak; iyi bir fırsat ele dan ileriye ıitmcz kablliodco)•
aeçirmek. A dımp of front : [ Mil. ] Cephe de-
To have no ~: Fırsat bulamamak; littirme; ( flı. ) yllqcri etme; fikir ve-
pnssız olmak. ya vaziyet clcilttlrmc.
To. have an eye to the main dılllıce : Clııuıp time : Borsa saati.
Daima kendi çıkarına bakmak, kendi Clıap of ııir : Hava tebdili.
menfaatini ıöz önllnde tutmak. Clıaııp of clothes : Dcli1ik elbise.
To take one's dluı:e : Talihe bırakmak . Clııuıp of day line : Glln deliıimi çiz-
The main dumce : En mllhim hidise; en ıiai.
büyük Ur (menfaat). Clımıse of life : ( Plıg•lol. J Adet ke-
To stand a aood dımce : Eline iyi bir silmesi, menopoz (kadınlarda).
fırsat seçmek. C-... of voiQe : Sca dclitlmi.
To lake a clımce : Bir kere denemek. For a dlmae : Bir deli$iklik olsun diye.
To lake a lonı dıuı:e : Muvaffakıyet • No dııuııle given • : Para bozulmaz.
ihtimali pek zayıf bir ile airlpnek. On dump : Bonada.
To dıMce ııa : Rastlamak. 1 coulcJn'ı wish it dıampd: Bu hale (va·
To dıMce it : Tehlikeyi &öze almak. ziyete) razıyım.
To dıMce lo do somethinı : Bir ICYi The dımps of the times : Devrin (as-
tesadüfen yapmak. rın) reformu.
[ " )
......
The moon dı...- to dıy : Bqlhı ay Good duı, ı iyi adam; llicıeaap .....
bqıdır. Olcl duı,: Azizim; (bizim) abMp.
To ıive the clıaap
of a bili : Bir fatu- Pretty clıııll: Yalı:ıtlllı ·adam; - . . Z
ranın (hesabın) bakıyainlödemek. adam.
To rina ıtıe dlaDaN : Aynı mevzu !be- Youııa clıııll: Genç: llllıak vı-au.
rinde durmadan söylenmek, bir ~ tut- Bath dımp: Terbiye ldllaüt yanın do-
turmak; mevc:ut çareye bqvurmak; ııalıte ,pıuı bqı.
para yutturmak, madrabazlık etmelı:; ac- To smaelı: - · • ..... ı BirİIİlli
vezelit etmek. hafif tolı:adamalı:; olı:pımalı:.
To lake the dılllp out of (to lake one'ı The dıııfa of a cbaa.I : Bolu. lı:aııal
clımtl> : intikam almık. apı.
To dıaııp countenance : Bozulmak CHAPEL (3 - 9). a.
(yUıil). ~ - master : Orkalrıı veyı toro ..ıı.
To dımae Wo: Tahvil etmek, ıahavvlil a.,.ı - royal : Kırat urayıaa . mablus
etmek, çevirmek. ınlbet veya ona meuup papaz beJed.
To dıaııp laılo stone : Tq kesılmek.
CHAPl'Ell (3 - 9). a.
To dıaııp from bıd to worse : Gittikçe
Clıllfler house : Papazlar mec:lla biauı.
dıha beter olmak.
Clıııl*r of accidenll : Belı:leDilmedllı
To dıaııp for (ınollıer thinı) : Bir llCYle
vatalar serili; talih., tesadllf:
deliltlmıelı:.
To dımp for the betler (worse) : İyilile To ıive dı8fllr and vene: MOracut
(kötWlile) yUz tutmalı:. yerlerini IÖllCrnMk (bap ve ayet). Wlilı:a
aöstermelı:.
To dıaııp colour : Renai atmık, solmalı:;
lı: ızıınnalı:.
To the enci of ıtıe ~: Babın .,.
To dımp hands : Elden ele seçmek. el nuna kadır, nihayete tadar.
delillirmek. CHAllACl'Ell (3 - 3 - 9). ıı.
To dıaııp one's mind : Fikrini delittir- A public clmmetlr : Taaınmıt bir Dl
melı:, caymak. (llhalyet).
To dıaııp oııe's residence : Nılı:li me- An ofrıcial clım9dlr : Raınt .....,._
kin etmelı:, ilı:ameı,lh delittimff. A perfect clıll9CW (quiıe a clıll9CW):
To dıaııp ..... : DelitiP durmak. Tuhaf bir adam, tipik bir plııılyet.
To dıaılp . _ . : Vitesi lı:Oçllltmelı:. A ~ clmndılr : Uttl adam; kOtCl ka-
To dıaılp - : Bir usiılden bir usule rakter.
pçmelı:; tuz delildrmelı:. A llJOd ....... : iyi adam; iyi tarak·
To dıaılp the polltical coloun : Siyuet ter; hlllalllıal Uiıd•.
delittlrmelı:. Oenerie ...,. ıı m: [ N.ı. Hw. ı 11aJ11
To ........ : Delittirmelı:, çıevirmelı:. ırlı:ıuı lmaalar, muayyen llWldea ID-
To dıaııp wlth someone : Birillyle de- 11nlar; dllli belli cıl8a euaJar (cllimllr).
liltlrmelı:. He il a clıll9CW: O bir llemdlr, tiın­
To dıaılp . , : Vitesi bUyWtmelı:. aeye beıır.enıez, llllllllma bir phaiye&dr.
You woıı't pt mııch dıaılp out of me! : in ......... : Aldlkma aılılalnlı:.
( Co.,1107.) Benden yana llmldlal U.I la hil clıll9CW of a doCkır: Bir ti·
CHANT (3), v. tor 11faliyle.
To am a hone : Sabi veya lı:ıuurlu it has ......... : H....ı,.tl Yal'.
bir. alı •ilam bir al yerine yuUurmak. Men iD hil clıll9CW: O tiple ı..alar,
To clıı.a the prlİle9 of : Oölr.lere ~lı:ar­ onun lı:arakı.rtııi (lnayuR) tataJan hı­
mlk, methetmek. lllllar.
CILU' (3), a. Mea la ıuclı cMndlr: Bu ailıi lmut-
Bad dımp : KötU adam; yaramaz çoculı:. Jar.
[ 59]

Men in dala ..._..,: Bu huyda (tıy· To be in a.p of : Vazifeli olmak,


nette) iıılanlar. lllCIUI olmak.
Out of eı...tlf: Abli.kına uymaz. Director in dı8rp : Mesul müdür.
Runic cm.....: Rwıik yazı. To brinı Oay) a dıİılp apinst aoıncone:
Specific dıeııetan: [ N•t. Hı.ı. J Hu· Birini itham etmek.
ıusi mahiyet, alılik ve vuıfta insanlar To ıive IOlllCOııe dmie of (over): Bi-
(ınilletlcr). rine bir aeyi tevdi etmek.
To uk for a cUnctıer : Salıııdctname To ıive soıneone in dmp: Birini tev·
talebetme'k, bomervis ilteınek. kif ettirmek; ,Gıite teslim etmek.
To be in dmnder with : ... 'e uymak, To put someone in dıMwa of: Birine
lmıizacetmek. tıir vazife v.s.'yi tevdi etmek. .
To be out of elmrKter : Uymamak. To return to the cUrlt : Teknr bııl•·
To cali witnesıes as to cUnctıer : Bir mak (bilhassa mllnakapya); tekrar hU·
kimsenin hlilnühali için phit a&tennek. cuma pçmek.
To clear someone'ı dmnder: Temize To take someoııe in cUrlt : Tevkif et·
çıkarmak; tebriye etmek. mek, nezaret allına almak.
To ıive someoııe a SoOd ~: Bi· To ıake dmp of: Birini veya bir IC)'i
rine iyi numara venrıek, lehinde bulun· üstüne almak, deruhte etmelı.
mak; bonservis vermek. To make a dmp for ııomedıins : ' Bir
To ıo for a clı9lıder : iyi bir huyu ol· ICY için para almak.
mak, iyi yolu takibetmelt. ' To duırp a peraoıı a price for a tlıinı :
To relum by ftyinı dmnden: Muzaf· Bir kimseden bir aeyin paruını almat
fer olarak dönmek (harbden). veya onun hesabına pçmet.
To speak ıo one's dıslıder : Birisinin How much do you dıarp for this? :
hüsnühali için 1&hııdct etmek. Bunun fiatı ne kadar, ne kadar lstb'or·
To talte away one'ı ~ : lanini sun buna?
bozmak, lekelemek. To clmle . _ upon someone : Birinin
To talte a dmmdılr : Bir kimseııiD hak· üzerine dotnı kati ve tehditklr bir ae·
kında ransenyimıın islemek; [ 11ı..ı. 1 kilde ilerlemek.
1'ol almak. To dıarp ı. a court of law : itham et·
CHARGE (4'j), n. ol v. mek (birini).
At a dımp of... : Oc:n:tle, murana. He was clulrae4I wllll spyinı : O c:uus·
Al his own duıqn : Kendi bcubıaa. lukla itham edildi.
Clmqe ıo the jury : Hikimin JUri he· To clmrp 181o ııomethinı : Bir aeye çarp-
yeline ;erdili tııJimat ve tenbibler. mak (yolda v.1.).
Fiıı:cd da. . . : Daimi muraflar. To dıarp oneııelf wllla: Deruhte et·
Free of cUrlt : Paruız, bedava, mu· mek.
nf11z. aı..,.. bayonets! : Sünıü hücumuna
in dmrp : idare elmeltte, iı baıında, hazır ol!
vazifede. CHARITY (3 • 1·1), n.
Officer in dmp : Vazifeli (nöbetçi) aı.tly assoc:iation : Fukaraya yardım
subay. eden hayır cemiyeti.
in c..... of a nunc : Hutabakıcı kadın ~ ball : Bir hayır cemiyeti men-
Oıemıire) nezareti altında. faatine balo.
ı.iıt of dımrlll : Tarife. •cıı.ltJ besins at home• : Şefkat iıi ev·
To be a dmp on someone : Birine yut de bqlar.
olmat. C1ıukJ planı: [Bot.] •Polemonium•
To be at anyoae'ı clı8l'll : Birine yük bitkisi.
olmak. ClıdJ pupil : Meccani talebe.
[ fiO J
C..._
Cmlt1
11:hool: Yetimler yurdu.
boy Cıirl): Yetimler yurdunda
CHA.Tl"EL
(ıh3), n.
ClllıMtl
mortqe : Şahsi qıal llzcrlnde
yetittirilen erkek (kız) çocuk. ipotek, menkul mal llzerlade rehin.
SRt.r of aı.tlJr : Fukara ve hatalara Goods and dılıMelıı : Pılı pırtı, ev bark.
bakan rahibe; iyilikııever kadıa. Clll!.AP (il), a.
Out of cıı.tly : Mcrhaınetea, Adaka A dıellp ıltate : Uc:ıw:u, dmri, bedavacı.
olarak. aı.., · John (Jack) : Ucuz mal satan,
CHMIM (44), v. seyyar satıcı; pazarlıkçı.
A dımml4I life : Sihirli bir hayat, leh· Din c...., : Sudan ucuz.
likeleri adataa bir bayaL On the dıeap : Ucu;uı, ucuz olarak.
To dmm 8Wllf : Bllyll aibi tesir ederek To feci clıup: Keyifsiz olmak; hazan
bir weyi izale etmek. mahcup olmak.
To be dımmeıl wMı : Hoılanmak. To ııet clllllp : Kolaylıkla elde etmek.
1 am ~ wlliı tlıe yOllDI lady: Kil· To hold somethinı elle8p: Bir ıeye
çllk h.-aımdaa çok memnun oldum. ehemmiyet vermemek.
I lhall be dı....ı to : Çok memnun To make oneself clıup : Kendini kilçllk
olurum. dllfllrmek.
CILUl1D (44 • 9), n. .t v. CHEA.T (11), v.
Clmtlr colony : Hükümdardan imtiyaz To dıeat a penon out of a thing : Hile
fermanı olan mllstemloke. ile elinden almak.
~ mem'1er: bk llzalardan olan CHECK (2), v. .t n.
kimle. Clıeelı list : Lilfıl.
c.....- party : Navlun mukavelesi; se-Clıedı nut: [ lleclt. ] Sıkııtırma so·
mi kira kontratı. munu.
aı.t.nıl accountant :. Mlltehassıs mu· Clıedı • taker : Tiyatfocıa bilet toplıyan.
haalp. Clıedı valve r Kontrol valfı.
~ company : imtiyaz beratı olan To be in clıcdt : [ Clı•ı ) Muhatabı t11·
Prtet. rafından •Çeko dcallmelı:.
To c1mrtı1r a shlp : ( N•mt. ] Bir semi To ıive clıeclr : [ Clıuı] •Çeko demek.
;iralamaıt. To aive a dıedı: Durdurmak, önlemek;
CHARY (29 • 1), a. azarlamak, ihtar ehnek. ·
To be dmrJ of doina somcthinı : Bir To hold (kecp) in dıedı : Gözetmek,
feyİ Jllllllaia çıekiamek. kontrol etmek; keyfine bırakmamak.
CHARYDIS (9 • 1 • 1), a. To kecp a clıeclr on somethinı : Mura·
To be betwecn Scylla and aı.,wll : iki kabe (kontrol) etmelı:.
atet araaıada olmak. To receive dıedı : Menedilmek, ihtar
CHASE (21), n. .t v. (tazyik) edilmek.
To &ive dı9I to somcone : Birini kova· To dıeclı ı.: Otel v.ı.'dc airerken· lı:ay­
laaıık. dolunmalı:.
Stem ctı.. : Arkadan kovalama (pml). To dıedı ..t: Kaydını ıildirlp ıitmek;
1be dı9I: Av. numarayı seri verip emaneti almalı:.
To dımm 8W8J: Koimak. To dıeclı
olf : Bozmak, lpret koymak.
To be in dıme of soaıeone : Birlal ko- To clıldı•P : Kontrol etmelı:; atın ba·
valamalı:, birinin peıinde olmak, talı:ı'lıet· ıını yukarı tutmak.
met. CHEEK (il), n.
To ctı.. (aft) after somethlaı : Bir te- Cllellı by jowl : Yanyına; telı:llfıizce,
yin potinden ıitmelı:. sılı:ı bıllılıkla, hatır netlr.
To dıM9 wild aoose : Olmıyacak bir Clleelı pouch : Kemirici hıyvanlırın
ICYİD pqinden aitınet•. ıvurtlarında bulunan alız kneal.
.... ( 61 J
Tonıııc iD clMek : MUrai, dlllüadllllln- a..lal warfın : Kimyevi harb, kın.­
den bqkı tUrlll konıqan. ya harbi.
To have tbe dıellı: to : [ Si. ) Killlah- C"IEMISTllY (2 - ( • 1), n.
li&ında bulunmak, yUzll olmak, sıkıl­ Analytical elıc '*J : TahlDt kimya.
mamak. Applied dıeaılllrf : Tatbiki kimııa.
To one"s cheek : Kendi. payına lhiue- ladustrial elıcmlllrJ' : Sınai kimya.
line.) lnorpııic dlMalllrJ' : Oıyriuzvi kimya.
To dance clıeıılı to clıeıılı : Yanık yı­ Orp.ııic ~ : Uzvi kimya, orsanik
ııata dametmek. kimyL
CHEER (11), n. .t v. Syntbetic clıamlllrJ : Terkibi kimya.
Be of toocl clMed : Cesur ol!, yllrelini CJllQlJD (2 - 9), v.
pek tut!, metin oll A ........ caner : Dılplı hayat.
Oood dıeer : Bolca aüzel yemek. CHEIUtY (2 - 1), n.
Clıeer upl : Ozlllmel A monllo mn,: Vilne.
What dıeerT : Nuıbınız? a.rr, brandy : Vilneli konyak.
To pve three m... for : Yı1&I yqal . a.n, laurel : Tallan alııcı. lr.ara JemİI
yqaı diye baiırmak. ajlcı.

To be of aood cheer : Cesur olmak, m.e- a.rr, IİPI : Kırmızı dudaklar.

tfn olmak, mlllterih olmak; memnun C-., pit : Kiraz çetintelL


olmak, bejnımek. To make two biı.ea of a Ufak m.n :
To m.r ., : [ .>/.) Netelenmek; nete- bir 111111leyi bUylltmet.
leııdirmek; içi (ni) ııçınak. ferahlanmak, ·Two biı.ea at ı elıcn7 : Yanlıı adım <ha·
keyiflenmek; cesaret vermek. reket), hatalı tetebbllL
CH181111Ut (21b419), n.
To clMer • : Alkıtla caaret vermek.
To aria ilke a Clılllılre cat : [ Si. ) Plt-
To haye a aood dıeer : Alkıt toplamak,
lllİI telle al!ri atUınek, ıırtımat, açıkça
alkıllanmak; takdir kazanmak.
biriyle alay etmek.
CllEUE (il). n. CHDT (2), n.
a.- mOftler : Peynln:i. Clıılll of drawen : eemı-ıı CIOlap,
a... - parinı : Hesabi; hesabilik; bı­ k-1.
ııilllk. Clıılll - foundered : CHlilll romatiDnuı
a-. iti : [Si. ] Bırak, kaç!, kes le-
olu (at).
sini! -ı Clıılll - proCeclor : Oöillllllt.
To make . . . _ : lç çamqırlarını P- Clıılll toae (note) : [ Ma•. ) OöiOsten
termek pyeslyle dönmek ve birden dur-
çatan-·
mak (rakkue); eteklerini havalandırmak Clıılll trouble : Göilla hutalıiı.
(kaduı).
Coaımunity dı..a : Umumi yırdım aan-
a.- ıtraw : Baton, peynirli baton. dılı.
Green ~: Çökelek. To pt it off one'ı dı..a : Birine içini
CHE.WCAL (2 - 1 - 9), ı. ıl n. dökmek, yllrelini açmak.
a..laıll apparallll : IC.imyı cihazı. tllESTNUT (2 - 8), n.
CbemlClıl affınity : IC.imyevi allkı veya To pull ...._.. out of the fin : Baı·
mllııuebeL kalının hesabını beliya airmek.
a..laıl coaıpouad : Kimyevı terkip. CHEW (77), v.
Clıemlml eqine : IC.imyevi madde kulla- Oıewlmt aum : Sakız, çiklet.
nın yınaın tulumbuı. To bite off more than one can elıew:
Cbemkal property : Kimyevi h._.. Ayalını yorıınına aön llZlltmımak, bir
Clıemkal enıineerinı : Kimya milhen- koltup iki karpuz ııidırmıla çalıımık.
dillili. To elılw tbe cud : Oevif ptirmek.
[ 62 1
To dtew ıhe raı : Çene çalmak, laklak Wife and cblldren : Çoluk çocuk.
etmek. Stil - born cbllcl : Ölü daimuı çocuk.
To cbew ap : [ Si. ] Tamamen maihip The poor little chlld : Çocukcalız.
etmek, hezimete uğratmak, yoketmek. With chllıl: Gebe.
CHICK (1), n. lt"s mere chlld : İşıen bile değil.
No cbkk or child : Çoluğu çocuğu yok. Second chlld : Bunaklık.
CHICKEN (1: 1), n. Past cbUd bearing : Doium çagını ge-
Cblcten - breasted : [ Meıl. ) Tavuk çirmiş (bir kadın), dojuramıyacıık çağa
göpü biçiminde götsü olan. ı:elmiş (kadın).
Cblcten - hearted : Korkak, tabansız. The only chlld : Bir tanecik (tek) evlat.
Cblcken - pox : [ Meı/, ] Su çiçeli has- To be with chlld : Hamile olmak.
talıjı. To bring forth a chlld : Çocuk dojur-
Don't count your cblckeu before they mak.
are hııtched : Denizi görmeden paçaları To bring up a chUd: Çocuk büyütmek.
sıvama!. To get a dılld : Hamile bırakmak (bir
Mother Carey's clıkkem: Yelkovan im- kadını).
şu, birkaç çeıit deniz kuşu. To grow chlld : Bunamak.
She i9 no düclıen : Pek körpe denmez. To have a cblld: Çocuk sahibi olmak.
pek de genç delil. To be delivered of a cbllıl : Dolurmak,
He hııs neither dılclıen nor child : Ça- kurtulmak (kadın).
l uju çocuju yok. To deliver a cbllcl: Çocuk aldırmak.
CHIEF (11 ), n. To play the chlld : Çocukluk etmek.
Chlef justice : Balhiıkim, başyarııç. CHILL (1), n.
Chlef of (general) staff: (Genel) kurmay A cold cbW came over him : Tüyleri
başkanı. ürperdi.
Commander - in - dılef : Başkumandan. Cbllll and fever : Sıtma.
Cblef air - raid - warden : Pasif korun- To cast a dılll over : Solukluk etmek.
ma reisi (kumandanı). CbUled meal : Dondunılmuı et.
CHILD (41), n. [pi. CHILDREN]. To cast a dıW over the company : Mec-
Adopted dılld : Evlatlık. lise sotukluk getirmek, toplantının key-
A dılld of God (Gr:ıce): [ Bi6. ] Cennet- fini kaçırmak.
lik evlat, Allahın kulıı. To dılU to the bone : lıikleri dondurmak.
A cMlıl of sin : [ 816.] Cehenneme ıi­ To take a dıW of : Şüphelenmek, me-
decek (layık) evlat. raklanmak; bedbin olmak, Umits;ıti&e
A dılld of perdition : [ 816. ] Kaybol- kapılmak.
muş evlat. To take ıhe cıım off : Soluklutunu gi-
A dalld of nature : Terbiyesiz çocuk. dermek; hafifçe ısıtmak, kurutmak.
CblW's - play : Kolay İl. çocuk oyuncajı. Clılleıl steel : Soiutm• usulu ile sert-
Cblld bearinı : Dotunl (kadınların). le1tlrilmi1 çelik.
Cb. . - bed: Lotuaalık. CHIME (41), v.
Be a ıood dılld ! : Uslu dur! To daime 111 : Ahenae ittirak etmek; ııöze
From a dıUd : Küçükten beri. karıımak.
Fatherless dllld : Yetim (çocuk). To mime in with : Uymak, uypn &it-
Cblld study : Çocuk tavır ve hareUtını mek.
mütalaa, çocuk etüdü. Tbe bells dılmM four : Çınlar saat
ClılW welfare : Çocuk esirpme. dördü vurdu.
Foster dılld : Süt evli.dı, evlltlık. CHIMNEY (1-1), n.
Natura! dılW: Oıyrimqru çocuk, piç. CW.-1 board : Şömine kapılJ.
Spoiled dılW : Şımarık çocuk. aıı....1 coıiıer : Ocak bııı, atq bqı.
[ 63 J
Clllıım.,- craııe: Yemek v.s.'yi ısıtmak. CiM* orpn : Koro ak.ompanimanına
için ocak içinde bulunan müteharrik mahsus Ol'I·
demir kol. Clıolr ıcrvice : ibadetin koroya mahıus
OdmMy picce : Ocak rafı. kısmı.
a.ı.., pot: Ocalr. lr.Ulihı. H~ve!'IY dtolr : Melekler lr.oroıu.
C1ılımıeJ swallow (swift): Bacalar içinde CHOKE (67), . n. .t v.
yuva yapan lr.ırlanııç. Clıolıe - bore : Bolumlu (tüfek).
~ swccp.: Baca temizleyicisi, Clıalııe -damp: Maden ocaklarında v.s.
ocakçı. hisıl olan boiucu pz.
CHIN (1), n. To be dıebıl with : ... ıe bolulmak..
cııı. - Slrap : Çene kayışı. To cllcıb Ndl <•OWD): Tutmalr.; yut-
Clıla up : Ccsareıle. mak; menetmek, çekmek, aizlemek.
Double - clıla : Çenesi kat kat olan. To mm. olf : Durdurmak, defetmek.
11ıc dimple of thc dlhl : Çene çukıır:u, To dııı'ıe . . : Tıkamak.
pmz.e. To clM*e to dcath: Botaralr. öl(dllr)meK.
To waa onc's cllıt. : Çene çalmalr.. To dlob with raae : Dili tutulmak, tı­
cmP (1), n• .t v. kanmak.
A dılf of thc old block : Babasına çek- CHOOSE (77), v. (p. t. CHOSE,
mit bir evlat. p. p. CHOSEN].
Dry u a dılp: Yonp aibi kuru. Can 1 ~ but smile? : Gülmemek
To have a dılf on onc's shoulder : [ Si./ elimde mi?
Kavpya hazır olmak. He canııOt m- but accept : Kabul
To dılf la: [.:il. ) lıtirak etmek, para etmemek elinde delil, kabul etmekten
koymak; sözünO kemiek, ııöze karıpnalr..
bqlr.a elinden bir ICY aelmez.
CHJ.ORIDE (67 • 41), n. 1 ·do not m- to do IO : Bunu yapacak
Clılortıle of calcium : Kalsiyum lr.lorid.
delilim.
Clılartıl9 of aold : Altın lr.lorid.
There is nothinı to m- bctwccn
Clıltrile of lime : Kalsiyum klorid.
them : Aralarında. biç fark yoktur.
Clorlıle of ıioc : Çinlr.o lr.lorid.
To piclr. and m- : iyice leÇIDCt, mu·
CHOCK (!I), n. ol v. vaffakıyetli bir intihap yapmak.
Clıodı - a - block : [Naat. ) Palanp ma-
When 1 m- : lsıedilim zaman.
lr.aralarınm birbirine kavupnası; dopdolu.
CHOP (!I), n. lı. v.
Clıodı - full : Dopdolu.
Boat dıocb: (Naat. ) Geminin veya Clıap sıicts : Çinlilerin çatal aı'bi lr.ul-
landıkları çöpler.
sandalın dibindeki tahtalar.
To dıed . , : Sıkı tutmak. ClıOf sucy : Et ve sebze ile yapılan bir

CHOICE (!11), n. Çin yemeli.


Hob9on's dıeke: Ya bu ya biç. cu,. and chan1C5 : Mütemadi delit-
Take your cllolce : Bclendilinizi alınız. meler.
To have a aood daoke : 7.evlr. sahibi The dMıfs of the channel : Manı'ın med·
olmalı.. hali.
To have no dıeke : Elde olmamak, ibtl- Pint dlof : [ Si.) Birinci sınıf, &il,
yarında olmamalı., bqlr.a çaresi olma- ekstra.
malı.. Mutton dıOf: Koyun pirzoluı.
To make a dıoke al: Ilı.isinden birini To chop and dı-.. : Dönek olmak,
ayırmalı., seçmek. bir kararda durmamak.
CHOIR (!il), n. To cllıof . _ : Kesmek.
Clıolr loft : Kilise balkonunda koro yeri. To lick one's dıolll: Atıı sulanmak,
Clıalr music : Koro mUzili. dudaklarını yalamak.
duırclı
( 64 )

To cllop loaic : Münakaşa etmek, bilgiç- kafasında mevcut olduiuna ve İsa'nın


lik taslamak. prensipleri dojru anlqddıiı takdirde bu
To dıop la : Söze karısmalt. gibi şeylerin zail' olabileceii itikadı.
To cbop and chanae : Bir saati diler CHRISTMAS (1 - 9), n.
saatine uymamak. A merry Ctırlstmaa! : Noeliniz kutlu ol-
To dıop roaad (about): Mütemadiyen ıunl

ıleii:ıınek (rllzaiır). Cbrlltm.aa box : Noel zamanında sütçü


To dıop up : Dojramalt, kıymak. v .s.'ye verilen bahşiş; Noel hediyeleriyle
CHOPPING (S - 1), n. dolu kutu; Noelin ertesi allnü İnailtere­
Cbopplaa bloclt : Kütük, et klltüill. de postacı; yılbaşı hediyesi.
CbrWnıas card : Noel tebriki (kartı).
CllClplllııc ltnife : Satır.
ClırWmal carol : Noel tultısı.
CHOPPY (S - 1), a.
Clııİllmıııı day : Noel aünü (2S Aralık).
CboppJ sea : Çırpıntılı deniz.
CtırlltmM Eve : Noel arifesi (aecesi).
CHORD (ltSS), n. Cbrtstmas number : Bir Tisale veya mec-
Dominant dtonl: [Mu•. ) Esası ıamın muanın yılbaşı (Noel) nllahası.
belinci notası olan akort. CtırWmas rose : [ &I. ) Çöpleme.
Cbonl of an arc: [ u"am. ] Kavis ve- Clırlııtınas tree : Noel yortusu milnıue­
leri. betiyle süslenen aiaç.
Spinal dıonl : Omurilik. Clırtltmal tide : Noel mevsimi (zamanı).
Vocal dıonls: Boiazdaki ses ipleri (pli- ClırWmas puddinı : Noel pastası.
kaliırı).
CHUCK (g), v.
Seventh dıord : [ Ma•. ] Birinci ve llçlln- To chııck ıılıoal : Saçmak, savurmak.
cü ve beıinci ve yedinci notalardan iba- · To ctıadı awııy: Koimak; [ •'· ) uzaia
ret alton. atmak, fırlatmak.
To touch the riıht dtord : Hassas tara- To cliack one's weiaht ıılMİllt ı Azamet
fını bulmak, can alacak noktaya dokun-
satmak.
mak, bam teline basmak. To dnlck oaı: Kapı dıprı etmek.
CHORUS (ltSS • 9), n. To cback someone undcr the ehin : Çe-
Ctı- - airl : Mllzikhol dansözü. nesini okşamak, yumruk savurmak.
Ctı~ of praise : Bitmiyen ve tükenmi-
To aet the dnıelı : (Si. J İşinden çıka·
yen methllsena ve sitayiı. rılmalt, sepetlenmek, koiUlmak.
cıa- of lauahter : Hep birden 1111111.
To aive someone the dıock : ( Si. ) Bi·.
in cıı- : Hep beraber ve aynı zaman- rine yol vermek, kojmalt, sepetlemek.
da, hep bi:r aiızdan. To chııCk ap: Vazgeçmek, (iaini) bırak­
CHOSE (67), n. mak.
cıı- in acticin : Bir teYe malik olma CHUM (g), v.
hakkı. To dıam up with someone : Biriyle ah-
cıı- in pomesion : Elde olan mal. bap olmak, muhabbeti kaynatmak.
cıı- loca!: Fabrika v.s. aibi bir yere CHURCH (99), n.
ait olan teY. Cbarrb founder : Kilise mllessisi.
CHRWl'IAN (it - 1 - 19), n. ol a. 'Clıım:h aoer: Kiliseye aitmek itiyadında
C1ırW1ım burial : Hıristiyan ayini ile ya- olan kimse, kilise meraklısı.
pılmıı cenaze merasimi. C1ıardt ıoİlll : Kiliseye aitınelt itiyadı.
Clulldmı era: Miladi tarih. . Qıudı hislory : Kilise tarihi.
ClırlltlaD name : Vaftizde verilmiş isim, Clıarch invisible : Hakiki iman ehlinin
bir şahsın kendi ismi (soyadı hariç). hepsi.
Clıılldaa Science : Hastalık veya fenalık Clıvclı • man : Papaz, vaiz; kilise hası,
veya ölllm denilen şeylerin yalnız insan kİlilo adamı.
dreul•.
( 6S )

• Qıırch time : ibadet vakti. To try ıo square the drele : Olmıyacak


Qaftb triumphanı : Ahrette olup fena- şeyi yapmap yeltenmek.
lıla nihayet galip aelmiı olan iman ehli- To elrcle la : Muhasara etmek, abluka
nin hersi. etmek; hapsetmek.
Clııudı warden : Kilise mütevellisi. To reason in a drele : hi mugııliıtaya
C.-Ch worker : Kilisenin hayır işleri­ boiınak.
ne yardım eden kimse. CIRCUIT (99 - 7), n.
Eaıablished ehure•: Kısmen devlet tara- Clreult breaker : ( Elec. ] Devre kesen.
fından idare edi.len kilise teılr.ilô.tı. Clrcult breakinı : ( Elec. ] inkıta, ke-
Hl&h ehureh : Protestan kilisesinin iıyin­ silme.
lere çok ehemmiyet veren bir kolu. Clmalt chanıer : ( Elec. ] Tahvil kolu.
Ho~y Catholic dlureh: Umumi Hıristi­ Clrcult coun : Şehirden tehre &iden
yıın camiası. mahkeme.
Clmılt diaıram : [ Elec.) Devre tema~ı.
Noncomformist ehureh : Devletten yar-
dım veya idare hakkı kabul etmiyen ki- Clrcult judıe : Seyyar hukim.
1111 teıkilitı. Clrealt rider : M ıntakası içinde atla do-
Poor as a ehurdı mouse : Çok fakir. la'8n protestan vaizi.
The Clıureh of 'En&land : An&likan ki- Branched elmılt: [ Elec. ] Subeli devre.
lllell. Closed elrcult : [ Elec. ) Kapalı devre.
To ıo (enler) into the elnırela : Rahip Grand elrcult : İçlerinde sıra ile at ya·
olmak. rııları yapılan büyük tehirler; bllyillr.
Clıılltı anire : Kilise kıyafeti. turne.
To be elııuelıed : Allaha şükretmek; ki- Jnner elmılt : İç devre.
li• Ayinlerine iıtirak etmek; dindar ol- Maınetic elreuM: [ Elec. J Mıknatıslı
mak. devre.
CIRCLE (99 - 9), n. & v. Open· dreıdt : [ Elec. ] Açık devre.
A drde of friends : Arkadaı muhiti. Shon dmıll : Kontakt.
Oreat elrde : [ G.am. ] Dairei ıızime, To ao on (the) dmılt : Seyyar mahkeme
bllyük daire, kllrei arzı iki müsavi par- ile dola1mak (hakim veya avutat).
çayı ayıran bllyllk halkL CIRCULAR (99 • l 7 • 9). a.
Lesser drdel : Kürci arzın kalan diler cıreaı. arc : Daire kavsi, daire yayı,
ufak "daireleri.
cıre.ı... arca : Daire sathı IHçOlll. daire
lnner elrele : Merkezi pup.
alanı, yllzölçliınll.
Sınan drell : [ C-.] KöçUk daire.
etm.ı.r constant : [ Matla. ) Dairevi •·
ııahası kürenin içinden seçmeyip kilre·
bit, muhit ile lmtur arıııuıdald nilbet,
nln sathında olan daire.
Clmılar Jetler: Yazı ile muhallere,
The upper elrcle : En yliksek tabaka (ce-
proaram (lr.ilıdı), tamim edilmiı mek·
miyette); Ust balkon, pleri (tiyatro).
tup. .
Ylcious elrde : Devri bitıl, fbit daire.
Clrcular lines: .[ Geom. ) Münhaniler.
:
To come full eıre.. Dolaııp aynı yere
Clmd• measure : Dairevi ölçU.
plmek.
To complete the elrcle : Daireyi tamam- Clrcular noıe : Tamim; kredi mektubu
(ticaret).
lamak.
Dreu elrde : ön sıralar (tiyatro). ClreUls saw : Daire testeresi, yuvarlak
To reason in · a drde : Fasit daire ile (dairevi) testere (bıçkı).
lıpııta çalıımak. Clrcular storm : Tayfun, fiddetli kasırp.
To square the drele : imlr.insız bir ICYe Clmllar ıicket : Gidiı dönllı bileti.
ılrlpek. Clmıla tour : Oicliı dönlif seyahati.

P. S
elam
1 66 J
CIRCULA11NG (99 • 17 • 21 • 1), n. CITY (1 ·il. n.
Clmılllllıs medium : Para, nakil. Celestial dty : Cennet.
ctrama.s decimals : [ Matlı. ) Apri Clty c:ounc:il : Belediye meclisi.
mUsellai. Clty foıhers : Şehrin ihtiyarları veya c,.
~ library : Halk kütüphanesi, rafı.
kira ile kitap veren klitüphane veya ki· City hali : Belediye dairesi, belediye.
tapçı. Clty of David : Yeru~lim: beyllthem.
CJRCULA110N C99 -17 • 21shn), n. Clty of God : Gökler.
C~ of atmosphere : Hava c:ere· Clfy of Seven Hills : Roma.
yanı. , Holy Clty : Kudüs tehri, Kudüsü şerif.
Clraıl.ııdaıl of waıer : Su cereyanı. Eternal clty : Roma.
C.......... of news: Haber yayılmHı. The Clty : Londra'nın banka ve iş mer·
Clraladoa pump: Devir tulumbası. kezi, Siıc.
To be in the clty : Ticaret yapmak.
CIRCUMSTANCE (99 • 9 • 3), n.
CIVIC (1·1), a.
Bad (embarraned) cmuaıııtuces : Kötü
CMe riıhıs : Vatandaşlık hakları.
durum, mUıkül vaziyet, sıkıntı.
Clvlt auıhoriıies : Belediye makamları.
C., w JtnPHI alter the c:ases : Ahval
CIVIL (1 • 1), a.
ahlı.imı delillirlr.
Easy dlCP Jtnun: Ferahlık, zengin- Ch•U ac:ıion : Hukuk davası.
lik, refah. ClvO enıineer : inıaaı mühendisi, köprü,
yol, liman v.s. mühendisi.
Good dit - · - : Bolluk; iyi durum.
in (wıder) tbe c1rcwa-.. : Bu vazi- CIYU law : Medeni hukuk (kanun).
yetle, bu ahvalde. ClvO liberıy : Beter hukuku, insan hak·
ları.
in no e.,c As • : Hiçbir tekilde, hiç-
bir zaman. CIYll Jife : Sivil hayat.
My worldly dl Jtn ees : Mali vaziye- CITI list : [ U.S. ) Mülkiye kadrosu;
tim. ( Enı. ] hilkilmdar bütçesi.
Not ı clrallllf- to : Kıyas kabul ti· ClvU marriaae : Medeni nikih.
mez, mukayese edilemez, çok atalı. CIYB riıhıs : Medeni haklar, hukuku me-
Pomp and da c 7 tt1 ı Debdebe ve deniye.
tantana. Clvll service : Mülkiye memurlup.
Well dit Jtn u .. : Hali vakti yerinde. Clvl serviınt : Mülkiye memuru.
Stailcned dmm • · - : Yokluk. ClvU suiı : Hukuk divası.
Under fıvorable ~: Müsait ClvB war : Dahili harb, iç savaıı.
(elveritli) tcrait ılımdı. CLAIM (21), n.
As 1 wu dl Jtnp eti : içinde bulun· To jump a elıılm : Sahibinin kullanma·
dutum vulyette. dıiı böyle bir arsayı igal etmek.
To lay elalm to : Sahip çıkmak.
CIRCUMSTANIUL (99 • 9 • 3shl), ı.
To sıuke a tblnı : Eskiden bir araziyi
ClrnwJtnrdal evidtnc:e : [ La,,,. ] Emare
kazıklarla tahdidederek "onu hükllmetıen
ferı delill.
talebetR"ıtk.
CITIZEN (1 • 1 • 9), a. To stake out a elalm : Yeni keıfedilen
Native d?ber : Bir devletin ıcbaası ola· bir memleketle sonradan işletmek veya
rak doimUI vıtanda1- salmak üzere işaret konan arazi veya
Naturaliz.ed ehbeıl : Bir devletin tabiiye- arsanın hududunu çizmek.
tine aonradaiı airmiı vatandaı. CLAM (3), a.
C.._ of the world : Kozmopolit kim· Te shuı up tike a elam : Birdenbire su~­
1e, dünya vatandııı. mak, çenesini tutmak.
Cl;AMP (3), n. &. v.
Clamp coupling : Sıkııtırma kavramı.
[ 67 ]

Lower
Middle
c:ıa.
: Fakir ahali, avam,
·-
em : Orta sınıf, kllçllk burjuva
cı..,. screw : Sık11tırma viduı. sınıfı.

To c:lııırıp down on : Yasak etmek. me- No dmm : [ Colloq. İ Af8iı sınıf veyı
netmek. derecede.
The eı- and the ma55es : Havas ve
Cl.AP O), v.
avam.
To c:lap eyes on !IOmeone : Gözü birine
Upper el- : Yukarı sınıf, epf.
ilişmek, birini birdenbire görmek.
The eı- ı Zengin sınıfı, burjuvalar.
J've never dapped eyes on him : O hiç
gözüme ilişmedi, hayatımda hiç onu gör· CLATTER (3 -9), n. ıl v.
medim. To come clatterbıs down : Paldır küldür
To dap in j:ıil : Hııp!le atmak. dillmek.
To c:lap OD a fine : Para cezasına çarp- To c:llllter downstain : Merdivenden gü-
tırmak. rWtil ile inmek.
To cl•p on ali sail: [ Naut. ) Blltlln CLAW (!l!I), v.
yelkenleri açmak. Claw coupling : Tırnaklı kavnunı.
To clap someone on ıhe back : Tebrik Claw hammer : Arka ucu çatılh çekiç.
\".5. için birinin sırtına vurmak. Claw coaı : Frak ceketi.
To clap oe one'5 hal : Şapkasını bqına To daw ••8J
(of0: [ Narıt. ] Volta ede-
geçirmek. rek karadan kurtulmak.
To daw •P : [ Dial. ) aad [Si. ) Bir-
To cbp a pistol ıo someone's head : Bi·
den vurmak, Aniden yıpı11ırınak.
rinin baıına tabanca dayamak.
CLAY (3), n.
To clap someone in pri!IOn : Birini hap-
se tıkamak. Clay cylinder : Toprak silindir.
To d8p ap : Dikmek (bina v.s.); çabucak C1aJ cold : Toprak kadar soluk; canı
bitirmek. çıkmıı, so&wnllf.
CLARET (3 • 1), a.
ClaJ laad : Balçıklı
arazi.

To tap the c:laret: Bumuna vurup ka·


ClaJ' pİleOn :
Makina. ile havaya atılaa
balçık nitan veya hedef.
natmak.
CLASH (3), v.
C1a7 pil : Balçık ocatı.
Cla7 soil : Balçık toprak.
To clllllı wllll : 'le müsademe etmek. a.,. stonc : Kuru balçıta benzer bir çe-
Ti> dllllı into : Çarpmak.
IİI ta..
To dalı apoe : Şakırdamak. CLUN (11), a., v. ıl adv.
CLASP (44), n. ıl v. A dlaa aweep: Tam temlılemc; bip
O., kaife : Bllyilk çakı (sullalı). oyunları kazanma; tam bir turta1111o
To d8ll' one's handı: El kaV111twmak. Al c:llaa as a aew pin : Tertemiz, pırıl
CLASS (44), a. pırıl.
O- book : Sınıf albümll. a.. bili of bealth : Tam ııhbat pha·
cıa. day : Mektepten mezun olacak 11· detaamai.
nıfa mahsus merasim günü. a- rıqered : lll1tvet almayan.
cı... llst : Sınıfa mahsus talebe listesi. O.. handl: Temiz eller, mpuz.
O.. mate : Sınıf arkadqı. Cllaa limbcd : Biçimli, eııdllnlı.
O-of 1947: 1947 de mezwı olan sınıf. A c:llaa llate : Vaidlrdaa ildlaa. (liymi
Fint c:ıa. : Birinci sıaıf, en iyi. memuriyette) yeııidea _ . . _ ,
Hlgh elam : Yüklek derecede. a- timbcr : DlllOllllllz tcrate.
ele•
ı 68 J
To GIYe M>methina a c:lean : Bir '!CYi Clear ıoncd : Berrak sesli.
temizlemek. A elear casc : Açık misal; muhııHak.
To have eleaa hands : Namu~hı olmak, To acı elear: Kurıulmak.
rüşvete el silrmemiı olmak. 1 :ım very happy ıo set clear of ıhis
To make 11 deıı• brcast of : Bütün ~ırrı burdcn : Bu yüklen kıırıııldulum için çok
if1ı1 etmek, tam itirafta bulunmak, içini
mesudum.
dökmek. To kcep elear: Kaçınmak, sakınmak.
To show a ele•· pair of heels! : ( .){. \ l.oud and elear : Açık ve berrak.
Sınını görelim, şuradan defol ait! diye- OUt of a elear sky : Hiç yoktan, birden·
rek koimak. bire.
To ele• •-• : Fırçalamak, süpürmek, To stccr dear: Sakınmak, kaçınmak.
silerek temizlemek. The coast is elear : Meydan bottur; •or-
To de• Cl9I: Boşaltıp temizlemek: ıalık sütliman•.

boşaltmak: soymıık: ( al. ) soyup solana To sıand (kecp) elear : Açık durmak,
çevirmek, biltüa parasını çclı;mck. çekilmek. sokulmamak.
To be eıe-d oat: Meteliksiz kalmak. The moment the train was elear "of the
To dna •• : Süprüntü v.s.'yi tophyarak station : Tren istasyondan ayrılır ayrıl­
temizlemek: dilzeltmek; [ col/oq. ) bitir- maz.
mek. To make oncself clear: Maksadını açık·
Cleu sone : Tamamen aitmiı. çı izah etmek.
cı.. eıd : Biçimli endamlı; şekli bariz To ııend a messasc in ele•: Açık C$if-
olan. r~iz) bir haber ıöndermek.
Cleaa throusfı : Tamamen. To elnr a fence : Bir çiti qmak.
Cleu mıd : Tam deli, zır deli. To de• an obstacle : Atlardan dokun-
Clna wronı : Biltiln bütiln yaolıı. maclıın bir maniadan ıımak.
Cle• over: Tamamen. To ele• a ship: (Naut. ] Gemiyi tah-
CLEAR (19), a. A v. liye etmek; bir ıtenıinin bUIUn masraf-
A eleıır mıjority : Tam ekseriyet. larını vererek hareket mllsaıdesini almak.

A ele• profil : Slfi kir. To delll' ı ship for acıion : [ Nae. ] Mu-
A ele• day : BUtUn ıun. harebeye (deniz savaıına) hazırlanmak.
A dtlll' sky: Bulutsuz '6k· To ele• _., : Kıldırıp ıötilrmek, da- .
jılmak; temizlemek, derleyip toplamak.
A ele• thinkcr : Vazıh fikirli.
•AIİ delll'•: Yol açık! .To elear cıft: Defetmek; açılmak (havai:
dajılmak (bulut); ödemek (borç v.ı.):
Are you quite cıe.. about thıt? : Bunu
iyice anlııdınız mı?; bu husıısta tama· kaçmak, sıvıpnık.
men emin mlılalz? To des one"s charııcter : Masumiyetini
Is that demr? : Anlatıldı mı? ispat etmek.
Could 1 make myself' ele• to you? : Fik- To cıe. one's conscience : Vicdanını
rimi size izah edebildim mi?, maksadımı müsterih kılmak.
anlatabildim mi? To ele• one's cosıs : Masrafını çıkar­
Clar - aıt : Düzsiln, biçimli, keskin mak, ,eçimini temiıİ etmek.
hatlı; vazıh, kati. T~ dem' land : Tarlayı temizleyip eki-
O.. · headed : Anlayıllı, açık kafalı. me hazırlamak.
Clar consciencc : Temiz (rahat) vicdan. To ele• ...a : Çekilip aitmek.
a.. eyecl : Temiz yDzlli. He ele..,.. me out coınpletely : O blltUn
Clar siıhted : Baıirelli. paramı isnf etti.
O.. siıhted- : Nilfuzunuar. Clar out! : Çek arabanı!
[ 69 )

To dar thc decka : Güverteyi botaltmak, To dew • - a aail : ( Naat. ) Yelkcailı


To clt• the deckı for ac:tion : [ Na.. J serenini 81Blıya çekmek.
Muharebe için ailvertcyi ncta etmek; bir Clew ıarnct : PunyL
it için hazırlık yapmalı.. Clew eline: (Naat. ) Kuııtra Ulkota.
To clnr tbc air: Havayı temizlemek; CLIMB (41). v.
vaziyeti tavzih etmek, To dlılılı dowa: Tımwıarak inmek (du-
To ele• the pound (for): .. .'e yol aç- var v.s.'dcn); [ el. ) yelkealcri suya in-
mak, zemin hazırlamak. dirmek.
To cleu the skirts of : Şüpheden kur- To c11mı. • of the car : Otomobilden
tulmak. (dış;lrı) çılo.mak; inmek (otomobil, tren,
To ele• S:. SO : Elli lira siıfı kar temin otobik v.s. için kullanılır).
etmek.
CLINCH (leh), v.
To cıe... the land: ( Naat. ) Rota deiit-
lirmek; açıkta mayna etmek. To cllılclı an arsument : Bir mll.ııakatada
karşısındakini (kuvvelli bir cevapla) sus·
To cleu the table: Sofrayı kaldırmak;.
ıurmıık.
masanın Ustilnü toplam4.
My car jusı deıırM the other car : Oto- To dlKı. ıı barpin : Puarlıla uydurmak.
mobilim az kalsın diler bir arabaya CLING (1), v. [p. t. CLUNG,
çarpıyordu. p. p. CLUNGJ.
To ele• •P : Temizlemek; aydınlatmak; To dbıa alıoıat ı Kalmalt, çökmek.
halletmek; tahliye etmek: [Naat. ] ıe­ To dbıa to: Ballamak.
miyi harekete huırlamıık. To dllıl topdıer: Yapıpnalt, sarılmak.
CLEAVE (11), v.
C....-. ı•rments : Dar elbi9e.
To clea.e lo: Yapışmak. a....._ vinc : [ Fıı. ] Erkek kuvvetiııc
CLIEFf (2), n. dayanan kadın.
A cleft stic:k : Çatallı delnek. The cloud dlılp to the bill : Bulut tepeyi
To be in a cleft ııick: Çıkmaza ıirmek. sarıyor.

Cleft fool : Tımalı yarık. CUP C1 l, v. ıl n.


Cleft ırafı : [ Bot. ) kalem aşısı.
To dip orıe's winp: Kanadlarını kırp­
.Cleft palate: Yarık damak.
mak; l fiı.] miıni olmak.
CLIERK (44). n.
To dip one'ı ı's: G harflerini yutmak.
Clerlı of ıhe coune : Yanılarda hakem-
At a npid dip: Hız ile.
lere klıliplik eden.
To dip aomeonc's claws : [ F/6. J Biri-
Clertt of the wemther : Havayı idare eden
muhayyel phıs. nin tırnaklarını IÖkmek.
Clerlı of the peace : Sulh hiıkimi. To dip one's words: Kelimelerin sonunu
Clerk of the works : Murakıp, müfeıtiı. yutmak.
Clerlı in Holy orders : Rahip. To cip the Kinı'ı Enslish : Sarbot p"bi
Parish clerlı : Kilise kitibi. lı.onupnak, sıırlıot olmak.
Town derk: ihtiyarlar heyetinin kiııibi. To ıive someone a dip on the car : Bi·
CLIEVER (2 - 9), a. rine tokat atmak.
Cle·Hr ıılMıllt : Zeka eseri. CLIPPING ( 1 • 1), n.
He was too clever for us : Bizden daha C ....... a,cnc:y : H'** mevzulara dair
kurnaz çıktı. gazete pıırçalarını kaip utan ecenıa
CLEW, CLUE (77), a . .t v. bürosu.
To cllle(clew)llp a uil : ( Naat. ] Yclkeai Olpflııs time : Koyun kırkma mevtlıni:
yukarı serene veya diretc lıiaa etmek. { ~. ) tam vakit.
CLOAK (67), n.
[ 70]

cı- contest : iki tarafın hemen hemen


...
CIGıılı •
room : Eınıınct, prdırop. müsavi pldili müsabaka.
Ladiea doıılı : •Kadınlara•. cı- co - operation : Sılı.ı lıbirlilf.
He mea lonı words as a doM for his cı- corporation : Cemiyeti münhasıra,
iınorance : O daima kendi cehaletini ıiı· yabancı ha olmıyan tqtDAt.
lemep çalııır. cı- - croppcd (cut) : Kısa tcsilmif.
To dlllllı la sileııcc : Sülı.Ota bürünmek. C1- · fisted : Cimri, eli sıkı.
CLOCK (5). n. & v. a- · fıttinı : Dar, vücuda yapıpn
CI°'* • lib : Sanat ılbl, muntazam. (esvap),
Chıelı IPrİnl : Saat :r.embereli. cıi. fricnd : Samimi, ıılı.ı fıkı doat.
Chıelı • wile : Saat yelkovanlarının iıle­ cı- . arain,d : Çizaileri sık (kereste).
dlli istikamete SÖR· cı- • hıwled : [ Naat. ] Orsasına.
Counter • cloclwlle : Bu istikametin ak- C1- • mouthcd : Alzı sılı.ı, sır saklar,
sine. ketum.
Grandfathcr declı : Dolaplı 1Ut. a- oblcrvation : İnceden inceye tetkik.
Three o'clodı : Saat üç. a- order : Sıkı sıralar halinde.
Like one'ı dack: [ Si. ] Mükemmel. C1- quar1en : Kalabalık.
Twenty mlnutes by the clodı : Tım yirmi cı- • reefed : [ Naat. ] Camadanlara
dakika. ballı.
To ıleep the dod; round : On iki saat cı- · set : Birbirine yakın.·
uyumak. cı- · up : Çok yakından çekilen ralm.
To dom la : he gelme saatini kaydetmek. cı- to: Yakınında, bitiıllı..
To dom _. : &,ten çıkma 1Utial· lı.ay­ cı- io the wind: [ Naat.) l.llz&Ar isti·
detmelı.. kametine yalı.ın.
CLOG (5), .v. cı- upon a hundrcd : Hanen hemen
To det wllla : Mini olmak, lı.östelı.lemclı.. ytııe yakın.

CLOIE (67), a., n. & v. To conıe to a dme : Bitmek, nihayet bul-


nıalt.
A dam election : Seçimde pelı. küçük
farlı.la lı.azaııma. To come to cimi quarters : Cenkte bir·
A cı- finillı : Bir yarııı pek az farkla birine çok yakın aclmek.
bitirme. To conıe cimi : Yaklalmalt.
A dme prisoner : Sılı.ı nezaret altında To draw to a el- : Sonu plmek.
olan mahpus. To lie cı- : Birbirine yakın yatmak
At dese quarten : Çok yalı.ındaa; [naat./ (lemi), bir kenara bilzülmeİt veya salt·
borda bordayL lamak.
A el- ıılııvc : Sinek kaydı tırq; [ ftı.J To stand ı:1me· in to the land : [ Naat./
dar kurtulu1o Kıyıdan ıitrnek (pmi).
A eı- thiııa : [ Colloq ] Uc uca, ucu To el- aaainst : ... ye ka111 ltaPaınalt.
ucuna, mllşlı.Wida. To el- thc books: Sene sonuncla v.s.
A cimi tranılatioa: Aslına çolı. yakın hesabı kapatmak.

tercüme. To d - the ranlts: Safları sıltııtırmak;


A dme cali : Az daha, ramak kaldı. [ ftı. J tehlike ka11ısında birlqmek.
C1- • bodicd : Tım vlieuda aöre, dır To eı.. ap : Sıra doldurmak.
(esvap). To cı. . 11J1C111: Kapanmak.
Chm by (elam ıt hand): Yılı.ın(dı), ya- To d - üoat(n111Dd) : Kuptmalt, etra-
nında; clvardL fını çevirmek.
[ 71 ]

To d - dowlı : Büsbütün kapatmak veya To lay lhe colllı : Sofrayı hazırlamak.


kapanmak; (radyo) nq_riyatını bitirmek. To be one of lhe dadı : Rahip olmak.
To el-. • : Kapanmak; çökmek. •The respec:t due to his dadı•: Mensup
To dam iD on dıe enemy : Dlipnana ya· · olduiu mesleie gereken hürmet (umumi·
kın aelip etrafım sanııak. yelle rahipler hakkında).
Niaht is dallml • : Karanlık basıyor. Weaıber dadı : Tembel.
The days aıe ~ ı.: Günler kısalıyor.
CLOTHE (67 S>, v.
To d - one'ı daya : ömrii nihayete ael·
mek, ölmek. To elotlae face in smiles : GWllmsemek,
yüzü glllmek.
To cimi •• a business : Bir ticareti tas·
fıye etmek, bir iıi kapamak.
To elodle ideas in words : Fikirleri SÖZ
To c'- wlllı an offer: Bir teklifi kabul ile ifade etmek. .
etmek. CLOUD (47), n.
To da. with someone : Biriyle aölils Cloud • cıı.pped : Tepesi bıılutlu.
aölüae plmek; biriyle anlaımaya vatmak. Cloud castle : Hayal.
To d - wllla a barpin : Pazarlılı uydur· Ckıeıl • compcller : [ Mlfllı.] Bulutların
mak. amiri.
C... circuit : [ Elet:. ] Kapanmıı (ya- •Every daılıl hu a ıilvor linina•: [Prov.]
kın) devre. Her iııo bir hayır vardır.
Ca-d season (time): Avlanmanın yasak in the eı.-. : Hayali; clalaın.
olduiu mevsim (milıtdel). Under a dOllll of suspicioİı: Bir liiPhe
Ca-d shop : Amele birlili hası olmı· bulutu altında.
yan kimselerin çalı18madılı mü~se. Under cloud of nlslıt : Karanlıktan isti·
The room is clme : Odanın havası bo- fade ederek.
zuktur. Under a daılıl: MenkOp.
CLOSET C.5zl), n. CLUa (1), n. A v.
A domt drama : Okunmak için yazılanı cı.• chair : Rahat ve yumupk bir çqit
piyes. koltuk sandalyesi.
Cl-t strateaist : Nazari sevkülceyşçi. Clü · mın : Kulüp Azası; kulllpçU.
To be damted with someonc : Birisiyle
odaya kapanmak.
a.• · foot : Yumru ayak.
Clalı • law : Kuvvetin bak oldulu ka·
China • da.t : Tabak dolabı.
naatı.
Skeleton in the da.I : Apteahane.
C..b • room : Kulüp odası.
Water el-1 : Apteshane.
Clab • housc : Spor kulübü bina11.
CLOT (S), v.
Clalı • shapcd : Topuz 1Cklindo.
Cloaed cream : Bir çeıit lnailiz kaymalı.
Clalaed hair : Karııık ve birbirine yapı· O.it topsail : Bir çqlt pbyı yelkeni.
ıık saç.
Alpine ehıb : Da&cılık kulübü.
Claaed nonsense : Tamamiyle saçma söz. Golf dıılt : Golf deAneli: aolf kulilbll.
CL011I (.5 &>. n. lndian clü : Lobut, kısa ve kalın jim·
nastik sopası.
Amerikan dollı(oil ·dalla) : Mu1&mba.
Yacht mb: Yat kulübü.
Cloela • bindin& : Bez cilt.
Cloela measure : Eski bir kumaı ölçüsü. To mb topdler: Hep bir arada bir iı
Clodı of ııold or of silver : Altın veya sü·
aörmek veya masraf etmek.
müı telli ipek veya yün kumq.
To d•b a musket : Tllfeli tersine tulup
The doCdı : Rahiplik; rahipler. topuz gibi kullanmak.
To cut accordinı ıo the elatdı : Yorga· CLUSTER (8 • 9), v.
nına göre ayaAını uzatmak. To cluster -ııd: Toplanmak.
[ 72 J
CLUTCH (8), n. Coııl owner : Kömür ocajı 5llhibi.
in ili chddıes : Pençesinde. Coml - pil : Kömür oaıiı.
To fail into ııomeoııe'ı dlıleha : Birinin Coııl - scuttle : Kömür kabı.
peııçealne dlilmek. Co.I tar : Katran, kömür katranı.
To mıke ı cbddı ıt aomethinı : Bir şeyi Coııl yard : Kömür deposu.
tutmak veya yakalamak için ani bir ha· Brown eomı : Lisnit, linyiL
rekel yapmak. Hard eoml : Sert kömür, antrasit.
To lct in the datdl : Ambreyaj yapmak. Live coııll : Kor.
To tbrow out tbe dlltdl : Dcbreyaj yap- To blow a eoııl : Yanıma körükle &it-
mak. mek, fit vermek, tahrik etmek.
To dıdıiı et: Sıkı sıkıyı bajlamak-. •To carry eoııı. to Newcastlc: [Prov.]
COACH (67), n. Denize su taıımak, sahanda su dövmek:
Ca.la and IİX : Altı adı araba. To call (haul) over the coııll : Azarlamak;
Ca.lı box : Arabacı yeri. ısrar etmek.
<:a.lı builder : Fayton yapan usta. 1<ı heap eoııla of fire on someone's head:
Ca.lı dos : Siyah benekli bir çeıit beyaz Kötlilllie iyilikle mukabele etmek ve bu
köpek. surede birini mahcup etmek.
Ca.lı horse : Fayton veya bllyllk yol ara- C0161a station : Kömür alacak liman,
bası beyairi. kömür Ussll.
Ca.lı house : Arabalık, araba yeri. COAST (67), n. el v.
Ca.lı whip : Arabaıcı kaınç111. Cout artillery : Sahil topçusu.
Hıu:kney ea.lı: Eskiden Londra'da kul- Cout defence : Sahil müdafaası, kıyıla­
lanılan binek arabası. rın korunması.
tıtıil ea.1ı : Posta arabası. Coıınt ıuard : Sahil muhafızı.
To drive a ea.lı aiıd four throuah an Cout line : Kıyı boyu.
Act of Parliament : Bir hilcl ter'iye ile COlllt nıviıation : Sahil seyrisefaini.
kanunu hllkllaı.UZ bırakmak. Of( the eOllll of : Sahillerine yakın.
COAL (67), n. The eoat is clear : Kimse yok, meydan
c..ı basket: Kömür sepeti, [ naat. ) kö- boı.
milr çavalyai. . CoııııdDe
trade : Sahil ticareti, kabotaj.
c..ı bed : ( Geol. ) Maden kömllrll da To co.t • - ı bili : Bisikletle veya oto-
man. mobil v .s.'nin nıotörilnll iıJetmeden yo-
c.ı -bearinı : Kömür ihtiva eden. kuı •ıaiı inmek.
c• -black : Simsiyah, bpbra. COARSE (SS), ı.
C_. boıı. : K&nUrlot; [ .1. ) siyah duman Coııne stories : Açık saçık hikiyeler.
çıkaran Alman D*ll!isi. c - - ırıined : İri taneli, damarı kaba.
c.ı breaker : 1Cömlh1l kıran ve ayıran COAT (67), n. el v.
teçlıizaL Coıd - of - arms : Hanedan .arması.
c.ı buııker : Gemi kömllrlUIU. Ccııt - of - mail : Zırh.
c.ı
c• deposit : KömUr daman.
c:ellır : KömUrlllk.
C• - ficld : Maden kömürü hıvzuı.
Coet of palnt : Zar, bir kıt boya.
Coııt and slr.irt : KostUın tayyör.
Dress CGllf: Frak, kuyruklu caket.
Coml - su: Havapzı. Frock ceııt : Redinaot.
Coml - heaver : Kömür hamalı. Mominı - coat: Jaketatay.
-
c..ı hole : Kömürlükten sobp açılan Over(top)coııt : Pardesü, palto.
delik. Coııt - hanaer : Elbise Mkısı.
c..ı - )
: ( a.ı. İçinde maden Coııteıl tonıue : Pulı dil.
kilmllrll bulunan arz tabakası. •To cut one's coııt ıccordina to one's
c..ı on : Petrol doth• : Ayalını yorpnını söre uzatmak.
cohl
l 73 1
To du~ı oac s coııı : Dövmek. .WarmcJ ıhc cocldft of my hc•ırl : Mülc·
To turn onc's cma: Pııni değişıirriıck, hussis oldum, yüreğim ısındı.
baıkıı tarafa ICÇlllek, inidat etmek. CODF. 167). n.
COAX 167), v. Code Napoleon : Napoleon kanunnamesi.
To cau a thinı out of ıı person : Tatlı Medic:ul cade : Tıp mesleli kanun veya
Mizle kandırarak bir ıcY elde etmek. prensipleri.
To coaıı a fire: to liahı : Yavıış yava~ tu· Code of honoıır : Bir cemiyet veya sınıfın
tuşıuraruk uıeı yakmuk. muaşeret iıdııbı.

COCK <'), n. el v. Mor'IC Code : Telıraf yazısı usulü,


At full cock : Tam kurulu (siliıh). • Morsc• alfabesi.
At half cock: Yarı kurulu. COFt'F.E C~ • 1). n.
Ceck • ıı • doodle • doo! : Horoz öımcsi, Blııc:k coffee : Sütsüz kahve.
kukuriko! Coffee beans: Çekirdek kahve.
Cock • and • bull story : Uydurma masalı, Colfee c:ake : Kahvaltıya mahsus bir ı;e·
kurt masalı, manaval. · ~it pasta: kahve ve meyva ile yapılan bir
Coclı • a • hoop : Çok sevinen ve övünen. çeşit keylc.
Coclı • o· leekie : Tavuk ve pırasa ile ya· Colfee c:olourcd : Sütlü t..ahve rcnakıde.
pılmış çorba. Coffee c:up : Kahve fincanı.
At cock crow : Horozlar öterken, sabah Ccffee ıırounds : Kahve telvesi.
karanlılında. Coffee house : Kahvehane, kıraathane,
Cock • eyed : Saıı; elri. Coffee mili : Kahve delirmenl.
Cock • fııht : Horoz döiüşü. Coffee pot : Kahve ibrili.
Cock • horse : Süvari; yüksek mevkie sa· Ccffee room: Kahve(hane), salon (Olcldc).
hip; kendini belcnmiı. Coffee spoon : Tatlı kaıııı.
Cock of the nonh : Dal bülbülü. Cotfce • st'!ll: KÖ!Cbaşlarında seyyar kah·
Codl of the walk : Bir yerde borusu öten veci dükkiını.
kimse, kabadayı. Whiıe lmiiJlcdl Nlfee : Süllü kahve.
Cock of the wood : Yaban tavuıu (ho- COFFIN 1.5 • 1), n.
ro111). Coffln bone : Atın tımajı içindeki ayak
Codl • sure : Kendinden fazla emin, ken· kemij!i.
dine fazla İüvenen. Coffln plııte : Tabut üstüne konulan levha.
Fialıtina • cock : Döiüı horozu. To drive nail into one'ı collllı : Ozüntü
To ao off at half • cock : Hazırlıksız iı veya içki v.s. ile birinin ölümünü yakla1-
aömıek. tırmak. ömür törpüsü olmak.

To cock one's eye : Bir ICY sorarcasına COIN (.51), n. el v.


aöz kırpmak. Falı~ colıl : Kalp sikke; sahte ICY· ·
To cock one's hat : Sapkayı ilri siymek To caha a phrasc : Bir söz icadetmek.
veya kenannı yukarı kaldırmak. To collı money : Para kırmak.
Coclıeıl hat : Yanları kalkık bir çqit üni· To colıl words : Kelime lcadetmek.
forma 19pkası. To pny one in his o~n colıl : Misli ile mu·
To knock into a ceclıed hat : Tanınmaz kabele etmek.
hale aetirmek, pestile çevirmek, maiUlp To pny in colıl of the rcalm : Nakden öde·
etmek. mck.
To livc fialıtinı cecb : $ahane yapmak, COINCIDI!. 151 • 41), v.
kırat pbi YBf81118k. To c.ı.dıle wllh: Uymak, tevafuk etmek.
To codı the can : Kulaklarını dikmek. COLD (67), a. el n.
COCKLE (5), a. CaW in the head : Nezle, nevazil.
Cedde - lhell : Küçük hafif sandal. · 1 have a caW in the head : Nezleyim.
[ 74]

As c:okl u a ıtoae : Katı yllıekli, vic:- Stiff collu : K,plalı yaka.


dauız. To ıake by the ccılal:: Yıı~asına yapı1-
Calıl blut : Soluk bava cereyanı; kötü mak, enselemek.
haber. To slip the ecıllu : Yakasını kunarmak.
Calıl - blooded : Solukkanlı; merhamet- To be hot under the nllmr: Kızmak, öf·
ıiı; cesur. kelenmek •
He commited this erime celıl-bloodedly: COU.EC'l1VE (9 • 2 • 1), a.
O, bu cinayeti hunharca iıledl. CalledlTe baraainiııa : Patron veya pat-
Cald chilcl : Soluk keski. ron arutıu ile amele birllli ansında olan
Cald -c:olours : Mavi veya boz v.s. ıibi pazarlık.
parlak olmıyan renkler. Calleedft note : Birklç devlet tarafından
Cald cream : Kold krem, yajlı krem. imzalanmıı nota, müıterek nota. '
Cald fect : Fazla sulamaktan fidanlara CallledYe ownership : Müşterek malsa-
telen hal; ( •'· J tortu, c:ayma. hipllli.
Cald fnme : Limonluk. CGllectlYe sovereiınty : Mül(erek haki·
Calıl meat : Söilll veya kızannıı et. miyet.
Calıl- short : Soluk iken kırılabilir.
COU.EGE (.5 • 1j), n.
Cold shoulder : Soluk muamele; yüz ver-
ColeP campus : Onivenite meydanı.
mcyiı.
Ccıllep livinı : Fakülte tarafından tiiyin
Calıl sore: Uçuklama;
olunan maaılı memuriyet.
Cald stecl : Kılıç veya sünıü. Callep of cardinals : KardinaUer heyeti.
Cald ıtore (ıtonae) : Solutma tenibatlı
Ccılleae of music: Musiki fakültesi.
depo.
Collqe settlemenı : Kolej profesörleri
Cold • hcancd : Merhametsiz, duyıusuz.
veya talebeleri tarafından bir :ıehrin fakir
in cohl blood : Sotukkanlılılda. mahallesinde içtimai yardım için kurul-
Colıl wave : Soluk dalpsı. muş bir müessese.
To be (feci, aet. lfOW) c:okl : Oıümek; Callep widow ı ( U. S. Si. ] Bir üniver-
solumak (hava). site şehrinde yaıayıp yıUarca talebelerle
To catch (tike) c:okl : Soluk .almak, nez- · ıezcn bekar kadın.
le olmalı.. • COLLISION '(9 • 1 3 n), n.
To lcave someone out in the cohl : Birini To be in ccıDı.ı- wiıh : Çarpıımak.
açıkta bırakmak. . To come into eollllkım with : Çarpmak
it lcavcs mc calıl: Bana tesir etmiyor, (birine).
bana vız plir. Colllllcım mal : ( Narıt.] Çarpışmada ya-
To throw celıl water on : Piımiı aıa so- rılı kapamak için kullanılan pmlet.
luk su katmak, (bir plln v.ı.'yi altüst et· COLO(U)R (8 • 9), n. & v.
mek). Coloıır bar (tine) : Beyaz ırklı renkli ırk·
To starve with c:okl : Donmak, soluktan hır ansındaki kanuni veya içtimai fark.
kaskatı kesilmek.
You will catch your death of celıl: Fena
C..._ - blind : Renkleri tefrik edemiyca.
A aenıleman Oıdy) of ~ : 7.enci.
halde IOIUk alacaksın. Colo9r man : Boya satan, boyacı.
COllAR (.5 • 9), n. Calcıar photoınphy : Renkli foıotnf·
Ccılm band : Gömlelin yaka teridi. çılık. .
Calar beam : [ Arclı. ] Çatının kupklık Colour printina : [ Print.] Renkli basma.
kiriıi. co1_. screcn ; [ Plıot. J Objektif önüne
Ccıllar bone : [ Anat. ] Köprilcllk bmili. konulan renkli cam.
Lie down cellıır : Gömlek yakası. Calcıar seraeant : Baynk taııyın çavuı.
Stand • up cellıır : Dik yaka. Ccılcıar wasb : Renkli bıdanL
culoar
[ 7S )
Brighı col1111r : Parlak renk, açık renk. To put :ı ful,c colour on things : Hadi·
Complementary coloar: Birleıince beyaz sderi yanlı~ bir şekilde göstermek.
renk husule aetiren iki renk (mesela, por· To s:ıil under false col1111n: [ Naut. )
tııkal rengi ile mavi). Sahte bandıra ile çıkmak; [ fig. ] sahte
False eoloar : Mazeret; yol, vasıta, suret. hilviyet takınmak.
Fası eolfıur: Silinmez (sabit) boya, sol· To show one's coloan: Bayrak asmak
maz renk, sabit renk. (çekmek). miting <aösteri) yapmak, fikir
Hiıh colour : Kanlı canlı ve sıhhatli ten. veya plfınını açıja vurmak.
Local eolour : Yerli çeşni. To show oneself in one's true coloan:
1 should like to see the colour of his Yüzünden maskeyi indirmek.
moncy firsı : İlk önce onun parasının ren· To sıiek ıo one's coloun: Kanaatlerine
gini görmek isterim. bajlı kalmak.

Off coı-: İstenilen renkten biraz farklı; Hiıly c:oloared: Süslü, mübaliialı.
rııhııtsız, keyifsiz; münasebetsiz, bııyallı; To eolour up: Kıpkırmızı kesilmek.
ha fil · COMB (67), n. & v.
Primary coloınt: Asıl olan renkler; alfı­ Comb brush : Tarak tcmizllyec:ek fırça.
imisema renkleri. To cut the cmab of: Mahcup etmek,
· Under eoloar of : Bahanesiyle. kiiçük dü~ürmek, bozmak.
Undcr false coloınt: Sahte kılıklı. To comb out: Taramak, ayırmak.
Watcr colour: Sulu boya. . COME (8l, v. [p. t. CAME, p. p. COMEJ.
Wiıh thc colomıı : Askerlikte. A week r - Sunday : Pazar günü haf·
With eoloun flying : Bayraklar dalgola- ıoısı olacak.
narıık. An idea nme into my head : Aklıma bir
With flying coloun: Büyük muvaffakı­ ~ey geldi, bir fikrim var.
yetle (zaferle). Come, c-ı c- now) : Haydi canım!
Some eolour or ıruth : İtimndedilir görü- amma yaptın ha!, haydi bakalım! .
nüşte. Come January: Gelecek Ocak ayına ka·
Oil roloen: Yallı boya. dar.
To chanıe coloar : Rengi uçmak, sarar· Ccme along!: Haydi!, çabuk!
mak, solmak. Coıne what may : Ne olursa olsun.
To come off with flying col-. : Mu- Come your ways ! : Gel!, bunun yakasını
zaffer olmak. bırak!, uAraşma!, vazgeç!, aldırma!
To aet one's colcıen: Bir kolej v.s.'nin For six wceks to come : Gelecek altı hafta
birinci takım oyuncusu olmak. içinde.

c-
To ııive (lendi eoloar to : Hakikat çeınisi How c.lid you rome to do that? : Nasıl
vermek (bahis veya fikir). oldu da bunu yaptınız?
To give Oend) eoloar to a rumour: Bir April : Niaanda üç
He will be five
rivayeti takviye etmek. }'aşında olacak.
To be off eolour : Keyifsiz olmak; her
Don't try ıo - it over me!: Bana hük-
zamanki kadar iyi olmamak. metmeie kalkma!
To haul down the colcıan : Bayrak indir- He will come to no good : Muvaffak ol-
mek. mıyacak.
To join ıhe eoloun: A'kere gönüllü ya· in the time ıo come: İstikbalde, gelecekte.
zılmak. Let them ali come? : Varsın hepsi gelsin!
To nail one's c:oloun ıo thc ması: Ölün-. Gelecekleri varsa görecekleri de var!
ceyc kadar çarpışmak, teslim olmamak. Uıhı come : Az kar (kazanç). .
To lower one's c:ol1111n : Teslim bayrajı The money cmne ıo him from his mother:
çekmek. Ona annesinden miras düştü.
Now that 1 come to ıhink of it : Şimdi
l. 76 1 -
To c:ome bııck inıo favour : Tekrıır ıuıul­
lbu meseleyi) tekrar dUıUnünce.
ıı (ali) c:-. to ıhis ıhaı : Neticesi (hula-
sası) ıudur ki.
To
mak.
c:-
mak, rağbet kazanmak, sevilmek.
betweeıı: Araya girmek, ayır·

•Ahmet is very lazy.. •well, if it ~ To c:ome by : Gelip aeçmek; elde etmek,


to thaı, so are you• : •Ahmet pek tem- kazanmak; yaklaımak, yanıışmak.
bel•, •Ona bakarsan sen de tembelsin!•. Ali hi~ money was honcslly come by:
1 have - to bclieve tİıat : Şu kanaate Bütün parasını namusu ile kazanmıııır.
vardım ki. To - dOWll: inmek, düşmek: yıkıl­
1 c - to like (hale) him : Sonunda on- mak, ıelmek; inhisar etmek; azledilmek,
dan hoılandım (nefret ettim). tardedilmek.
Whaı docs thc total comc to?: Yekün ne
To come •-n from ıhı: University :
{ UniP. ) Derslerin kesilmesi üzerine ıel·
tutuyor?
mek; üniversiteyi bitirmek.
Whaı are thinp .-ı.a to? : Nereye ıi­
To rome dowa handsomely: iyi bir fint
diyoruz?, bunun sonu ne olacak?
veya dejer biçmek, layık olduiu vcçhilc
Your letter has iu•t - to hand : Mek· takdir etmek; cömert davranmak.
tubunuzu henüz aldım.
To. come dowa la ıhe world : Düşmek
nie world· to comc : Ahret, öbür dünyn. (maddi vaziyet bakımındın).
The film to -
To -
: Gelecek program.
abmt : Olmak, vuku bulmak;
To c:o- dOWll off hiı hiah horsc :
[Colloq.] Kibri kırılmak, burnu sürtül·
( naut.] volta etmek, dönmek; iyileımek. mck: attan inip eıcğc binmek.
To - ac..-: Rasaclmek; ıesadilfen To c - • - • oa : Azarlamak.
bulmak; seçmek; rastlamak.' To comc dOWll upon : Üzerine yürümek.
To - acr- wiıh: (Si. ] Teslim et- To come dowa wltlı: Anlatmak, uyuşmak.
mek, ödemek, vermek. To come nsy : Kolay aclmek.
To - lllCllla with : Beraber ıelmek. To come eııpcnsive : Pahalıya mal olmak.
To - after: Arkasından gelmek, ara- To - . for: Bir ıcyi istemelc veya
maya ıelmek. aramaıa aclmek.
To - aplmt: Kaflı aelmek; çarpmak. To c:ome fortlı : Çıkmak, rasıaclmek, te-
To - alaapWe : ( Naut. 1 Yana1111ak sadüf etmek, vuku bulmak.
bordaya aelmck. To . _ . , _ _ . : Yardıma çalarmak;
He is _.... alOlli nicely wilh his meydana çıkmak; namzeılilini koymak.
Turkish : ( Colloq. ] Türkçesi epeyce To - " - : ... dan, ..• den aelmck.
ilerliyor. To - hard : Güçlükle ele aeçınck.
To - nnd ao : Görünmek ve tekrar To - home to : Anlamak, aklına acl·
kaybolmak, plip aitmek (kriz veya ya· mck; kavramak; avdet etmek.
naklardaki renk plıi). To c:ome honestly by : Dotrululda elde
etmek, viıriı olmak.
To - . _ . : Dolaııp aelmek: acl·
To - la: Girmek, visal olmak; yeni
mek, uıramak; mzı olmak.
moda v.s. çıkm•k; pliri olmak; uymak;
To - at: Yetiımek, varmak: Uatilne kabul etmek; olıunlqmak. '
yürümek; elde etnıek, malik olmak. To - ı. eontaet with : Temasa aelmek.
To - _ . , : .Ayrılıp aelmek, bırakıp To - ı. for: Almak.
aelmck; (bir ICY) yerinden çıkmak, IÖ- Thc tide iı _ . . . ı.: Med yllbcliyor.
killmck. •And where do 1 - in'h : •Ya ben ne
To - lıMlı: Dönmek, avdet etmek; olaealım?• . (infial ifade eder).
halın 1Clmck; eski haline aelmck. To - .. strona : [ Si. ı Mübalila el·
To - NlıW: Arkasından çıkmak. mck; atıp tutmak.
To c:ome lıı unıo: Cinsi münasebette bu·
[ 77 l

To come onr: Faik olmak; ıalebe çal-


mak, yanına ıelmek; öbür tarafa SCÇ·
-
lunmak.
To come la useful : Faydalı olmak. mek; ilztrine çökmek.
To c - lılto: Varmak, ulaşmak. To - over one: Aklına aelmek.
To come r-.1 : Ujramak, kendine ıel­
To come lnto beinı : Meydana çıkmak.
mek, ayılmak; etrafına toplanmak; yola
To ı:ome lato family : Aile içine karıı·
ıelmek, kanmak.
mıık, aileden birisi olmak.
The time has - . rowııl to set out
To ccae lııto head (mind) : Akla aelmek,
winter clothes: Kı1'ık elbiseleri çıkartma
akıl etmek.
zamanı sene seldi.
To c - lııto use : Kullıınılmak, kullanılır
You will soon - rOllllll to my way
hale aelnıek.
of thinkinı: Yakında benim dediğime
To c:ome lnto play : Kendi~ini ıösıcrmek, ıelirsin (bana hak verirsin).
gösteriş yapmak; müessir hale aelmek:
To - llıort : Muvaffak olmamak.
rol oynamak, ortaya çıkmak. . To c - ıtraiaht to someone : Dojruca
To c:ome lato money: Miras:ı konmak. birisine ıelmek, baıvurmak.
To come aeıır (ıı.IP): Yaklaşmak, elde To coıne tllroasb: Geçmek; iılemek;
eder veya idrak eder ıibi olmak. ıeçirmek; kurtulmak, muvaffakıyetle çık­
To c - no near: [Naat. ) Yanaşma mak; ... dan, ... den aelmek.
mak: rotasını deiiştirmemek. To - to : Ayılmak, kendine aelmek;
To c - ol : Gelmek (bir aile veya [Naat.] ona etmek, demirlemek; ballı
dan); vuku bulmak, olmak. olmak, varmak.
He c_. ol a ıood family : O iyi bir aile· To come to an end : Bitmek, nihayet bul-
ye mensuptur. mak, neticelenmek, sona ermek.
To c - olf: Çıkmak, inmek, çekilmek; To Coıne to a bad end : Sonu fena olmak,
ayrılmak; düşmek; kopmak; sökülmek; kötüye ıitmek, fena netice vermek.
viıkı olmak; muvaffak olmak. To come to a decision : Karare varmak,
To - off badly : Altla kalmak. karar vermek.
To c:ome oa : ilerlemek, ileri ıitmek, te· To ı:ome to a halı : Durmak, durdurmak.
rııkki etmek; aelişmek; başgöstermek; To c - to a point: Yükselmek, zirVe·
ııelip çatmak, hul!ll etmek. sine ulaımak; buhranlı devre ıir:nek.
Ni;ht is comlıııc oa: Karanlık basıyor. To e - ıo a stop : Durmak.
ır it -ea o. to rain we shall ıeı weı : To coıne to blows : Yumruk yumrul&
Yajmur yajacak olursa ıslanırız. aelmek, kavp etmek.
Your case c:oınes oa tomorrow; Yarın To come lo fruiıion : Meyv:ı vermeye
sizin davanızın. sırası aelecek. başlamak.
To - oat: Çıkmak, ırev yapmak; To - to ırief over : ... için kederlen·
hallolmak; meydana çıkmak; kendini ıös· mek.
ıermek; sosyeteye takdim edilmek <acnç
To eome lo life : Canİanmak, meydana
kız); açılmak (çiçek): doğmak, belirmek,
aelmek.
zuhur etmek. To come to like someone : Birisini sevme·
To come out on strike : Grev yapmak. ye başlamak.
'Jo come out la a rash, spots ete. : Kızıl To come ıo have meaninı : Müna ifade
le keler v .s. dökmek. etmek.
To· - out wiıh : Söylemek, s:ıtılıja çı· To e - to makinı : Yapmaya ıı;lince.
kan'ftak. To coıne to oneself: Kendine aelmek.
To ,~- oat wltb a rcmıırk: Birdenbire To come to pass : Vukua aelmek.
söze karıtıırıık bir şey söylemek. To come to aid : Yardıma koımak.
-
To - to one'ı notice: ·Farkına var·
mak, dikkatini ~kmek.
[ 78 ]

To -
c nd

•PClll the scene : Sahneye çık·


malt, ortaya çıkmak.
To - to someone in termı : Allıyarak To - wlllı : Muzaffer olmak.
aelınek. Two yean - Oıristınas : Noel plince
To CG1111 to the concluslon : Neticeye iki sene olur.
varmak. The butter will not - : Tereyalı kı·
To came to the point: Sadede plmok, vamına aelmiyor (tuımuyor).
konuya airmek. We have - to believe : Su lı.allaale
To - to llay : [Si. ] KendiliDi '*İl pldik ki.

c--.
etmek, çalım satmak.

To -
to the question : Sadede ıııelellm.
lo a head : Olaunlqmak.
•Wbere does the ioke -
bunun neresinde?, bunun nesi pka?•
To staıııe a _
..,. : •Saka
. . . : Eski haline ıııel·
To - le hand : Gelmek, alınmak. miye hazırlanmak,
To - to one'ı ııeıues : Aklı bqına COMFORT (8 • 9), n.
aelmek; ııkJını baıına toplamak: ayılmak; Be of ıood -'an! : Medıı olunuz!
açılmak; makul oılıak. Cold eomlcırt : ZUIUrt terellili.
To - to tenns with : Uzlqmak, anlat- Creature emıfarll: Bol yemek ve IİJC­
mak; teslim olmak. cek v.s., refah vasıtaları, konfor.
To - to tbe front : Şöhret bulmak, it is a e.Dfcırt to me : Benim için bir te-
tanınmak, methur olmak. sellidir.
To - ıo tiırie: Vakti plinc:ıe mUcade· To be eemllllfülJ off: Hali vakti ye-
leye baılamak: randevuya vaktinde ıel· rinde olmak.
mek; kendisinden umulanı yapmak. COMING (8 • 1), n. ıl a.
To - ........ : Birlepnek. A -ı.s mın: lıtikbali açık adam.
To - ırue: Do&nı çıkmak, olmak, Camin& eleven: On bir yqına kadar.
vakı olmak: tam cinsini muhafaza etmek;
Comlıls in : Girit. duhul; aelir, varidat:
tecelli etmek.. aerçeklepnek. yqlanma.
To - Diler: Tabi olmak. Comllıa op : Yaklapna; kendine pime;
To - mıler the sway : Emrine Pnnek· fazlalqma: artmL
To - mılel: the control of : Kontrol Comlııa out of a tum : [ An'O. ] Dönllt-
altına ıirmek. ten çıkıı.
To - . , : Yukarı aelmek; ortayı çık· C ........ out of a dive: [ Auo. ] Dalqtan
malt; yetipnet, eripnek; [ naat.) ma)'lll çıkıı.
etmek; ziyaret etmek; uyanmak: çiçek
COMMAND (9 • 44) or (9 • 3), n. ıl v.
açmak.
At ~: Emre laıade.
To - . , apinst :'Çatmak, ... le kartı·
ecm•... :
e-.,
By Royal Kıratın emriyle
lqmak.
(bazan davetiyle).
To - ap lo : ... dolru ııelmelt.
To ıo tbe univenity : Oniveni·
C - d of lanauaae: Lisana hAkhıı
teye ballamak; Univenitenin yeni bir olma, iyi dil bilme.
By ~•8ıl of: Emriyle.
devresine ballamak.
Word of e.ımaad: Emir; (Jfil.] Komut.
The play didn't - •P to my eıq9CC­
tations : Piyes umdutum ıibi çıkmadL To be in e........a of (a work): (Bir it-
To - ap smilinı: [ Si. ] Alay etmek ten) mesul olmak, bir ime Amir olmak.
To ceme .,_: Hllcum etmek; bulınak; To· have CWWid of several laquqes:
vilkı olmak; raa,elmek; üzerine aelmek; Birkaç lisana vlkıf olmak.
çökmek; kartılapnak. To ~ rapect : HUnnet telkin el·
To - . , wlllı : Yetiımek, ulatmak. mek.
[ 79 ]

Second in _ _ _ . : [ Mil. ] Kumandan c-·•rdııl travelcr: Seyyar ticaret


muavini. accatuı.

To c: w a aood price : İyi fiıt p- COMMmlON (9 • llhn), n. A v.


tirınc:k. C_...._ qent : Komisyoncu.
c-1eıı1cp day : [ E,.,.] Hiıkimin sali·
Youn to ~ : Emrinize hazır, itaat·
hiyetnaıneıi okunduiu mahkemenin ııçı·
klrınız.
hı ıunu.
:OMMEND (9 • 2), v. c_• ...._ merchant: Komisyoncu.

To c:
ıf me to : Benden selim 16yle.
... one for : Bir ~y için birini
c-ı <•••• offıcer: Subay, zlbil,
[ Mil. J vazifelendirilmia 1Ubay.
methetmek.
Por ın utter fool _ _. . me to him :
c-·H• of the peace : Sulh mahke·
mesi hlkimiae veriltn saWıiyetname.
Ahmqın lllıını istersen oaı ait. la e===W.: Salihiyettar; bir komis·
yon uhdesine verilen teY: sefere hazır
(pml), ite hazır.
This didn't c:a ı I iıself to aıe : Ben Out of C"«W•ld•: Sefere hazır olmıyaa
bunu UYIUD bulmadım. <semi); vazife aöremez halde.
To c: ı I oaeself to reıson : Mantık Royal _ . ...... : Parlamento kararlyle
çerçevesine airmek. kurulan tahkikat v.s. heyeti.
COMMENT (5 • 9), n. A v. On cc 1 t • : Vazife ile; veklleten.
To charae a c:a- hda. : [ Com. ] Hia-
To . : - . . • : Şerhetmek, izah etmllk,
se veya komisyon almak veya vermek.
ıenkid etmek.
To eııecuıe a _ . ..... : Bir hizmeti ifa
Runniııa - • : Bir hldise devam etmek, ıevdi edilmiı bir iı veya vazifeyi
ederken bqka biri tarafından verilen iza. yerine ıetirmek.
hat, bir mııç v.ı. devam ederken radyo
To obtain a r-n ' 1 • : Subay rütbesi
ile verilen izahat.
almak.
To ~ to: Bildirmek, mUtalla be· "To put in "4W•W.: Sefere hazır hale

c--
yan etmek.
COMMERCE (.5 • 99 s), n.
deatroyer (raid~): [ Naut. 1
Ticaret aemilerini batırmak veya zaptet·
mek için kullanılan süratli muhrip.
koymak.
To put out of a c W. : Muvakkat
veya daimi olmak üzere bir aeminin mü·
retıebatını datıtmak; azletmek, listeden
iskat etmek.
Ccnamen:e naa : Ticari aemilere mahsus To throw up a ,_...._: Memuriyet·
bayrak. ten ve bilhassa subaylıktan istifa etmek.
Chamber of c:ommerc:e: Ticaret odası. To ıet one's _ ... _ : Subay tlyin
COMMERCIAL (9 • 99 shl), a. olunmak.
c-merdııl aaent : [ U.S. ) Ticvet ata· COMMIT (9 -1), v.
1C5i. To commlt fully : · Muvakkaten hapset·
c-mndlıl collep : Ticaret mektebi. mek.
C - W lıw : Ticaret hukuku. To - i t follies : Çılgınlık yapmak.
To commlt --H: Kendini seri çekemi·
C-.:lal marine : Bir milletin ticaret yecek bir vaziyete sokmak; çok kati liiy·
aemileri; bu aemilerin mUttltebııı. lemek.
C-rdııl note : Muayyen kıtada mek· To commlt _ . , to an action : Va'det·
tup kıilıdı (takriben 14 ila 21 santimetre). mek, itimat telkin etmek.
c-rdal room : Ote!lerde ticaret acen· To - ' I _ . , ıo a cenain coune:
tıılarına mahsus oda. Kendini bir dôva veya gayeye vakfetmek.
[ 80 ]

To commlt the body ıo the arave : Göm- in -oa : Aleni olarak; müıterek.
mek. Nothinı ouı of the coıamoa : Fevkalade
To c - ' t to memory : Ezberlemek. bir ICY dejil.
To c - ' t to paper (writinı) : Yazmak, Junioı cammcm ; Üniversitede talebelere
kaleme almak. mahsus salon.
To cmmnlt ıo prison : Hapse mahltllm c-oa pleas : Hukuk davaları; bu dli-
etmek. valara bakan mahkeme.
Withouı commlttlııa myself : ihtiyat ltay- c-aa prayer : Analikan kilisesine
diyle. mahsus umumi dua kitabı.
COMMl1TEE (9-1-1), n. Commaa school : [U. S.] ilkokul.
Coıamlaee of the whole : Meclisin encü- Coınmoa scold : Kavpcı icadın.
men halinde pyriresmi toplanması. c-oa sense : Aklıselim, sajlıım kafa.
To IO into coınınlttee : Encümene girmek co-oa thief: Adi hırsız.
veya encümen haline koymak. Conımoa time : [Jl'us.] Adi .ölçü.
Standinı ctamlttee : Daimi encümen. Commoa ıo : Yaygın, müşterek.
Joint ~lttee : Birleşik encümen. The -o• people : Halit, avam.
COMMON (S - 9), a. The c-• run : Orta, vasat.
A - • : Umumi yer. Ouı of the - o a : Fcvltalide.
c-aa person : Kaba ve terbiyesiz bir To be - - talk : Herkesin ajzında
adam, idi bir insan. olmak.
A c - - house : Umumhane. To have someıhina in c-• with
Above the - : Umumun anlayışı someone : Biciyle müşterek bir teYi ol·
ve iktidarı fevkinde. malı.; biriyle benı.eyen bir tarafı olmak.
c-oa carrier : Naltliyeci. The House of Comm-: Avam Kama-
c-moa consent : Umumun rızası. rası.

c-moa council : Umumi meclis. To be on short - - : Yiyeceji kıt


c - courtesy (boneıty) : En iptidai olmak.
nezaket (dürlistlük) kaidesi. COMMUNICATE (9· 177- 1-21), v.
c - divisor : Ortak bölen.
c - fraction : Adi kesir.
To -•lc8te to: Haber vermek.
To --.laıte wlda : Haberle1melt,
c-aa pnder : Hem müı.ekker hem muhabere etmek.
müennes olan (isim). COMPANION (9- 3 - 19), n.
c - ıood: Amme menfaati. Compulon in ırms : Silih arltadqı.
C - • Jand : Umumi' arazi.
Coıııpmloa of the Garter : Yüklelt bir
Commoa law: Ahkimı umumiye.
lnıiliz tövalye teıltilitınm izası.
c - looking: Bayajı, adi.
c-oa meler : Eski ibadet bestelerinde c-puloa piece : Eı.
ekseriyetle kullanılan vezin. Compmılon volume : Kitabın eıi.

c-oa multiple : [ Matlı. J Misli müş­ Compuloa hatch: [Naat. ] Kamınuıın


terek; ortak kat. kıpı ajzı.

c-oa noun: [Gram.] Cins isim; c-pııııloa ladder : Kamara iskelesi.

topluluk ismi. C-puloa Way: [ Naat.] Güverteye


c-moa or ıarden : Ekseriya; maruf, bi- açılan kıpı atiı ve koridor.
linen. COMPANY (8 • 9 - 1), n.
c-moa room : Öjretmenler odası. c-pııııy manners: Teklifli eıvar.
Doctor's c - - : Medeni kanunları
okulu, hukuk faltillteıi.
c-....,.officer : [ Mil. ] Böllilt subayL
c-.-1 sıore : Şirket majazası.
......
, [ 81 ]

in ccımpaDJ with : Refakatinde, maiye- Beam c _ , _ : Büyük daire yapmaia


tinde, beraberinde. mahsus sürıillü perpl.
in aood ce...., :İyi ıutadallarla. Drawinı , _ , . _ : Resim peraeli.
Mariner's. c-.-: Gemici pusuluı.
How nice it is to be in your _ , _ , :
Pair of ccımp ı : Pergel.
Sizinle beraber olmak ne h<11 (&ilzcl).
He İl a ıood c-PMJ : Arkadaılılı in small c_,.. :Küçük hacımda.
That'ı beyond my , _ , _ : Bu benim
(sohbeti) iyidir.
iktidarımın haricindedir.
lf 1 err, 1 err in &ood compllll)': Dilliln-
Within the eoın,.. of : Dahilinde.
dülilm yanlıı olabilir, fakat nice sallhi-
To fetch the _ , _ : Büyült tur yapmak,
yet sahipleri benim aibi düıUnüyor.
dönüp dolapnak.
Joint ıtock C:....-Y : Anonim ıiıtet. To boıı: the ccım,_ : Şıra ile pusula ker-
Limited 1iability COlllllUJ : Limited fir·
telerini saymak.
hti.
Ship'ı _,.ay: [Naut.] Gemi müret- COMPETE (9- il), v.
tebatı (tayfuı). . To -pete for: Yanpnak.
To keep _,..,. with : Beraber aemıelt, To" ~ wlllı : Yarıı etmek.
makat etmek; sevipnek. COMPE'ITl10N (!5 - 1 - 1shn), n.
To part ~J with: Ayrılmak. CCJlllllellliGla examination: Müsabaka im-
To ııear (reep) ~ with : Refakat tihanı.

etmek, arkadqlıt etmek. C_,..._ price: [Com.] Rekabet edi-


To aet one's _,..,.: C•il.] Yüzbaşı le<.et fiaL
olmak. COMPLAIN (9-21), v.
COMPAU (9-29), v• .t n. To ccmpWn ıılıoat (of) : Sızlanmak, ıı­
Beyond camıı-e : Epiz, emsalsiz. kiyet etmek.
To ~ ta : Birisine fiklyet etmek.
To e....-. wlllı (to) : Kıyu etmek, mu-
kayese ecmek., lca1111Bttırmak. COMPl.AINT (9-21), n.
John can't ~ with him: John To lodae a eompbılılt apinst someone :
onunla mukayeie edilemez. Biri hakkında ıikiyette bulunmak.
NobOOy can _ , . . . witb hiın in French: COMPLEX (!5 - 2), n.
Fransızcada hiç lı.imııe ona çıkıpınaz. Caınplu fraction : Mürekkep kesir.
This ccımıpmw favorably with thıt : C-pleıı n111111ter : Mürekkep adet.
Onunla mukayesesi bunun lehine netic:.; c-...ıı ııcnteıu:e : Mürekkep elimle.
verir. C-.Ju unit : Mürekkep cUzUtam.
COMPAJUSON (9 - 3 - lzn), n. c-...ıı variable: Müreltltep mütehav-
( ' u pr'w with (to): •.. ıe mukayese. vil.
Beyooa ~ : Mukayese edilemez. lnferiority c-pln : Atalılık duflUSU.
Dearess of ,_....,.: Mukayese dere- COMPLEXION (9 - 2tıJın), n.
celeri. That puts another c-plulaa on the
1~ ......... -.ith: .. .'e nisbeten. matter: O zaman vaziyet delitir.
COMP.US (8 - 9), n. Dark c~: Esmer.
c_,.. card : Pusula levhuı, (kartı). Yellow cemplulcıaed: Sarışın.
C-.- cue : Pusula tutusu. COMPLIANCE (9 - 4191), n.
C-.- needle : Pusula ibr"1. in compllarıce with : •. .'e ıöre, mucibince,
c...,_ plane : Muhaddep rende. Base cempllmce : Boyun e1ıne, yaıtat­
c-,_ rose : Harita üzerindeki pusula lanma.
daireal. To refuse cm.pllaace with an order : Bir
c-.- saw : Delile testeresi. emre itaat etmemek.

F. 6
f'Wll''n • eemcelt
l 82 J
COMft.IMENT (S • l • !1), n.
Double edaed cwpllımem : İjneli kom·
c._......
motor.
motor : Muhtelit teyııkkuı.lu

pliman, sahte kompliman. CClllllfOUll number: Muhtelit ayı.


Pi- teli my cam,. .,.,. to your Ccımpaaıl ratio : Tertip nisbetl.
paretıtl: LOtfen ebeveyninize sellmlarımı C_,_. sentence: Mürekkep ctlmle.
C-.-ıl steam enaine : Kompavwıd
bildil'İll.
c-........ of the seuon: Tebrikler. istim makinuı.
To pay c.apllmenll : Çok kompliman C-.-ıl ıtreu: [M.c/J.] Mürekkep
yapmak, methetmek. tazyik veya çekme.
To make _,.... .... : btifat etmek. ec.,o... time: [Mııa.] Mürekkep
To praent oae'ı com,..._..: Selim IÖY· tempo.
_leınek, hilrmederini takdim etmek. C..,...ı turbine: Koınpavund turbin.
To lelld c a s' ıdl : Selim IÖDdermek. c-.-.z verb : [Gram.] Bllqik f"ıil.
CÔMr08E (!I • 67 ı.), v. Chemical _ , _ . . : Kimyevi terkip.
To c-.wıl a dlfference : bıtiJlflı bir
To _ , . . . a letter : Mektup yazmak.
nokta Uı:crlnde kaqılıklı anlapnaya var-
C-.- yoanelf: Keııdiae pi, .Wn ol.
mak.
To be caıııqıwd of... : ...'dea ibaret (mü-
To _ , _ . . a feloııy : Menfaat muta·
teııekk.il) olmak.
bilinde bir suçluyu takipten vazaeçtnek.
Thia book is ccmpaltd of 300 paııes : Bu To _ , _ . debts: Bir borç Uı:crincle
kitap üç yüz. sahifeden ibarettir. alacaklı ile anlapnak.
COMPOSING (!I • 67 zl), a. To ~ wllı (a person) : Biri De
C......._ mııchine ' (Print.] Harf di- uzlapnak, mutabakat hisıl etmek.
l.CD matlna (liııotip aibi). To com,...S far (a claim) : Bir ııey için
C~ stlck :. (Print.] Kompas de· uı.lqmak, anlapnak, uyupnak.
ailen tertip cetveli.
COMPJlEHEN81VE (S • I • 2 • I), ı.
COMP08URE (!I • 67 CJ !I), n. Cı ... nlıeDllft eııaminatioııs: ŞUmullü
With tlıe utmOlt cam,_. : Hiç kendini imtiJıanlar.
boı.madan, telipıı.ca. Com,re•ımbe proposilion: Şümullü
COMIOUND C!I • 47), n., a. & v. teklif.
c_,_.ı curve : Mllrekkep münhani, ea.,nlımmıılTe fııculty : idrak kuvveti.
sepet kulpu mlbıhanisi. C_,.e' IH tenn : SUmuUU tlbir.
Compound dMıioıı : Mürekkep taksim, COMPIU!88 (!I • 2), v.
bileıl:k bölme.
c....-.. dynamo: Mürekkep dinamo.
Caaıpoımıl eye: Mürekkep aöz,
Ca11111ıı•ıd air: Tazyik edilmil havı.
Com,.._.
hava keskisi.
ıir chisel : Tııı.yik ediJmit

ca., ... Oower : Mürekkep çiçek. C aEQ ı • air hammer : Tııı.yik edilmil
C-zı_.. fraction: (Mıt/J.] Kesri hava çeltic:i.
muhtelit. c_,....,4 yeut: Tazyik edilmif.maya.
Cmıpomd fracture: (Mftf.) Açık yara CON (S), n. & v.
ile tenlik kırılı. Pro and caa : Lehte ve aleyhte olarak.
c_,_.. interest : Mürekkep faiz..
C...,... larceny: [Law] Esbabı mü·
Pros and - : Lehte ve aleyhte olan
deliller veya kimseler.
teddideli hırsızlık. To coa thanlts : MiMettar olmal:.
Ceaıpllmlll locomotive : Kompavwıd lo- CONCErr (!I ·si 1), n .
.lranotif. c-lt of oneself : Kendine itımat, ıcen­
c,...,_.. microscope: Çift adeseli mlk· dini belenme.
roskop. in my own eomcelt : Benim fikrimce.
[ 83 J
To be ouı of - U with : .. .'dan mem· CONCLUDE (9 • 77), v.
nun olmamak, miltteki olmak. To coaclllde : En nihayet, netice itiba-
CONCEIVE (9·si1), v. riyle, ııon olarak.
To - " e a dislike for soıneone : Bi· To be c:wl9llled (in our neııt) : Sonu ge-
rlnden birdenbire nefret etmek. lecek sayıda (lazetede, tefrika v.s.).
To COKelve an idea : Bir fikir edinmek. CONCLUSION (9 • 77 ~n), n.
To coacelve of : Kanaat getirmek, akıl in c-ımıloa : Netlcei kelim, en nihayet.
almak. To try coaclllllom with someone : Biri
His letter was ~ind in the plaincst ile mllsabaka etmek.
lınauaıe : Mektubu çok sade bir lisanla CONCRETE (S • 11 ), n . .l a.
yazılmıştı.
C_.... beam : [En •. ] Beton kiriı.
C-..ete column: [En •. ] Beton direk.
CONCERN (9 • 199), n . .l v.. C-.ete construction: [En •. ]· Beton
A Oourishing coacena: iıi iyi aiden bir yapı. .
tlrket, iyi kazanan bir Iİfket. · CC191:nle foundation: [Eng.] Beton te·
To have no COllCelll with : İtine karıpna­ mel.
mak, alakası olmamak. C - * miur: [Eng.] Betonyer.
He is meddling in my - : Benim c--. Toad: [Eng.] Beton yol.
itime karıııyor. Reinforced ~le: [Eng.] Betonarme.
No ~ra of mine : Beni allkadar et- CONDEMN (9 • 2), v.
mez, bana ne! CmdemMd celi : idam mahklimu hüc-
The wbole - : Bütlln it. her ICY· resi.
With deep c-na : Çok enditc ile. His looks condeam him : Nasıl bir adam
To CODCelll oneself with (in, about) : Ka· oldulu yüzünden belli.
rıımalt. müdahale etmek. To CODdelllll ror : ... dolayı mahklim et·
To be c___. in (with): Allkası ol- met.
mak, ilaiJi olmak, .. .'e .karı.pak. To coademn to death : idama mahklim
A coacened air : Enditcli tavır. etmek.
A matter of great - : Ciddi bir CONDmON (9. 1 shn), n.
mesele, vahim bir mevzu (hal). Ali sortı and coııaılldml : Her çeıitten.
A. aoinı - : YilrilrlUkte olan iı. in ccı.dldoa : Sıhhatli, aürbUz.
A payina cmcena: B111&rılı bir iı. in good coadldcıD: Temiz; kuvvetli.
As coaceıw : .. .'e gelince, ... itibariyle. On cCl9llldcıa that : ... tartı ile, ıu 11rtla
As far as 1 am cwerMll : Bana geliııc:e; iti. . .• .. . takdirde.
bence; benim için. ~ Out of c:oMldaa: Zayıf, kuvvetsiz.
His honour is ccıacenıed : Onun werefi To be out of ccmılltloa : Hamlamak.
mevzuubahis. To be ccıMlthıeıl by somethina : Bir
I was very COMıerMd to hear : ... du- ICYC batlı olmak.
yunca çok müteeuir oldum. To change one'ı CClllılltlcıa : Evlenmek.
CONCRET (S • s9), n. Eııpress COll4lltloa : Sarih 11rt.
c-c.n Grand : Kuyruklu piyano. To malte it a ccıadldom : Şart kotınık.
«=--*of Europe: iBiS ten beri bazan To pass off a coadldcm : İkmal imtiha·
ittifakla hareket eden bilylllt devletler. nını aeçmek.
c-rt of the Powen : BüyUk devletler Penon of hurnble_ ccıadldcıa : Hali vakti
ittifakı. yerinde olmıyan kimse.
c-n pitch : Çok yllltset perde. Under favorable ccmclltkım : Müsait ,art-
in c-n : Hep beraber, ittifakla. lar altında.
To keep up to cmcert pitcb : Yüksek se· To keep (oneselO in HBdltlO. : idmanlı
viyede tutmak. olmak.
cwm- [ 84 l
An implied nmlldoa: Mukadder durum. This is told in .._ , . cc: Söz aramızda.
To impoee (malıe) ,..,...._ : Sart kcıt­ To mate a c-"1 to someoao : Bi·
malt (koymak). riac bir ıır lilıylemet (vermek).
To oblerve a ~: Sana riayet et- To feel c •"«
ı : itimadı olmak.
mek. To put (plaı:e, repoee) eamfldl9c:tl : İti·
On one C..-...: Bir prtla. madetmek. ıl1veıımet.
CONDrnoNAL (il - llhal), a. CONJURE (il - 7711), v.
c......._.. claUle : [Gr•m.J Şart cilm- To c:Glllmn DJ : Sihirbazlıkla davet et·
leai. met; batıra aetirınek. c:anlaııdırmat.
C......_.. mood: [Gr•m.) Sart llYPIL A name to Hlllın with : Sihirli laim,
C +iM._.. ule : Sarta ballı aatq. çok nl1fuzlu bir laiaı.
C........_. aurrender : Şuta ballı ta- CONNECI' (il • 2), v.
lim (olma). To be _ . . . . , with (a penon or a
CONDUCI" (9 • 8), n. .t v. thiDI) : (Bir ICY veya ph11la) ilpsi ol·
He _ .. ~ badly towarda me : O be- mat.
nimle töt11 muamele etti. To be well c.._...: İyi ai_leye men·
Ccrtificate of aood c:Ollll8ct : Hllsnllhal ıup olmak,
Uiıdı. CONNECl'ING (il. 2 - 1), L
To _ . _ . a concert: Konser idare et·
met, orkestra ııefi olmak.
To c:Glldlld a sieae : Muhsara etmek.
C_..
~ bolt: Batlama civatuı.

c-•dlms
cablo: Ballama tablosu.
flanp: BalJama flaııcı.
To ec+lac:t oneself : Davranmak. hare· c - ._ link: C•ırcb.J Halta.
ket etmek. c-ullıli p1ccc: C•ırcb.J Dallama par·
CoMac:.. power : Nakil kabiliyeti. ÇUi, raptiye.
CONE (67), a. c__., plate: Batlama levhası.
c- coupliııa: C•ırcb.] Matiaa ..ft. ca- . . rod: C•ırcb.J Ballama ça-
larım balJıyan cilıaz. buiu veya pini, piston tolu.
c- ıear: C••cb.) Mahruti cliller. CONNEC'l10N, CONNEXION
c- pulley: C•ırcb.] Mahrut makara. (9 - 2 dın), n.
c- shaped: C•ırcb.] Mahrut pldinde. Business CGlledlom : Is veya ticaret mil·
mahruti. nasebetleri.
c- tube : Konik kiiıt kovan. Close c-u:fl-: Dakikası dakikasına
Prustum o f - = [G.om.] Kesit mah· aktarma; sıkı mllnasebetler.
rut . Family c.-dw: Akrabalar.
. Half c:.e : [G.om.] Yarım mahrut. Hol waıer ~-: Sıcak su tcrti·
Jce cream c:.e : Dondurma kW&hı. batı.
Truncaied c:GM: [Gırom.J Kesit mahrut. in this c~ : Bu milnascbetle, bu
CONFIDENCE <S • 1 • lls), a. hususta.
Ccımllılac:e pme (trick) : Dolandırıcılık. in comecdcıD with : MUnuebctiyle, do-
tavlama. layısiyle.
Cc-1"1 ce man : Dolandırıcı. tavcı. c-ud • by marriqc : DllnUrl11lt.
Hı: has ıhı: c:omılWew of the President : To break off -ctıN with : Alüayı
Reisin ona itimadı var. kesmek, sellm sabahı keuaet.
1 have comfldeaı:e in him : Kendisine iti· To cut the ~: irtibatı tamek.
madım var, ona allvenirim. To lteep up a c-cfloa wlth : MUııue­
To inspire with c:cmBıJe-: itimat telkin beti idame ettirmek, mUnuebeti ltemne-
etmek. mek.
To teli in c:clliWı•e : Mahrem olarak The shop hu a aood , ••• a1m : Dllt-
söylemek, &izli söylemek. kin faal (iılek)tir, mi14terisl boldur.
c:onstablc
rrfıtrxe l 8S
C0NSCIENCE (S - sh!lı), n. Pcrson' of coasequeaee : İkı i gdcn kim-
C-leace clause: Vicdana riayet etmek seler; iı> an, eşraf.
flrliyle manasında bir ant veya kanun To lake thc coıısequencc• : Nctıceyi gö-
v.ı.'ye ilave olunan cümle. ze almak.
C-leace money : Vicdan emriyle \'eri- CONSİDER 19 - 1 - 9). v.
len para. To coaslder others: Hcrl.c'i 'evmck,
Camrience smitıen : Vicdanı muazzap. yalnız kendi nefsini dü)ünmcmek.

Comdence struck : Vicdanı muazzep. Ali things coasltlered : Her ~eyi gM


Clear coo1eleace : Temiz vicdan. öniinde tutarak.
For cooscleace sake: Allah a)kına. CONSIDERATIO:'lö 19 - 1 - 9 - 21-hnı. n.
in ali comdeace: Dojrusu, pek haklı For a coasideratlon: İ\;ıL mubbilin.k.
olarak, vicdanen, mutlaka. para mukabilinde.
Guilıy COlllClence : Rahatsız vicdan. in conslderallon of: Dü~ıinerck, ı;iiı
On onc"• cooııı:leace: içi rahahız, ,·icJa- öniinde tutarak; dol;ıy"iylc; karşılık ola-
nının emri. rak.
1 would not have the CODKleace ıo do it: Moncy i• no c:onslcleratlon : Para mev-
Bunu yapmağa vicdanıl!l razı olma1. 111uhahi' değil; masr:ıfa bakılmaz .
With ckar coııscleııce : Vicdanı müste- On no c:Ollllderatlon: Hiç bir sebeple;
rih olarak, huzuru talble. hiç bir suretle. asla.
The que.tion ıınder conslderatlon: Tet-
('ONS("IOUS ıs - sh!I), a.
kik edilmekte olan mesele.
A consdous movemc:nı : Şuurlu hareket.
To lake into consideratlon : Gliz iınündc
Co"'cious superloril)': Hi,scdilen üs-
tutmak, nazarı itibara almak.
tünlük.
That\ a c:oıuldentlon: Diı~iıniılccek bir
To be self·coosclCMıS: Kendi kendisi ile
şeydir.
mc:~ı;ul olmak, mahcup olmak, sıkılmak;
U nder conslderallon : M ıiz d 1.c rede.
kendini belenmek.
CONSIG:'llMENT (9 - 41 - 9l. n.
C'ONSCIOUSNESS (fosh9 - 1), n. For c:onslanmeat abroad : [ Com.] Harice
To Jo~e comdoumess: Kendini (şuurunu) sevkedilecek (mal, v.~.).
kaylıetmek; bayılmak.
On coaslınmeat: [Com.] Satıldığı ıa­
To regain comcl-•: Kendine gel- man tediye edilmek üzere teslim: muh:ıy­
mek. yer.
Rc:turn of c1111tı:lou-• : Ayılma, tekrar CONSOLIDATE 19 - S - 1 - 21), n.
kendine 11c:lmc:. Con!Ollcllıte fund: Milli servet.
Strcam of conxlou-: Şuurun akışı. CONSORT 19 - SS), n. &: v.
CONSE~T (9 - 21, n. Prince c:cım«t: Kıraliçenin kocası.
By common coasenl : Herkesin muvafa- Qucen COlllioı1: Kıralın karısı, haseki.
katiyle; herkesin kabul ellili üzere. her- To consoı1 wlth : Arkadaşlık etmek,
ke•in rızası ile. .. .'le düşüp kalkmak; uymak, muvafakat
•Silence gives eoueat• : [Prov.] Süküt etmek, birleşmek, arkadaş olmak.
ikrardan 11elir. CONSTABLE (8 - !il, n.
With one ec.Hal : Hep birden. Chief c:ODSCııble : Polis komi,cri.
CONSEQUENCE (S - 1 - w9 - s), n. High c:omtable: Emniyet umum müdıiı ii.
Do this or lake thc coaaqııeaee!: Ya Special constable: Yardımcı polis.
bu işi yap yahut akıbetine: (mesuliyetine) Pelly c:onıable : Bekçi.
katlan; bunu yapmazsan vebali boynuna. Policc comtable : Emniyet f•miri.
in comeqııeıace of: Neticesinde, hase- To outrun the coııııtnlc:: Şaşırmak; bor-
biyle:, dolayısiyle, sebebiyle. ca 11irmek, gırtlajına kadar borçlu ol-
Of no ~aeace : Ehemmiyetsiz. mak.
coulımt -ı.mpt
[ 86 J
CONSTANT es - 9), a. & n. To comult ono's own interost : Kendi
COllltımt of aberration : Aberasyon koııa­ menfaatini d~lı..
tantı, sapma sabiti. To coasult someone'ı feeliııp: Birinin
c-.ı attention : Devamlı dikkat. hislerine hürmet etmek.
COllllıınt of friction : Sürtünme kons- To c-ıt toptlılr ı Birbirine danıımalı.:
tantı veya sabiti. (bir meseleyi) beraber konupııalı..
coNmnın: es - ı - ı 11>. v.
CONSUME e9 - 177) v.
To CGllllltlde a man president : Bir ada-
To be c:--.1 wldı boredom :Can sı­
mı reis yapmak.
kıntısından patlamalı..
The coıuıtltufetl authorities : Kanuna göre
To be c-..ed wltla joalousy (envy) :
tlyin olunan veya ııeçilen devlet adam-
Kıskançlıktan içi içini yemolı..
ları.
CONSTITUTIQN es - 1 • 177shn), n. To be ~ with thirst: Susuzluktan
yanmak.
He has an iron Wllllkullua : Bünyesi de-
To c - e the midnisht oil : Geç vakte
mir ıibidir.
kadar çalıımalı..
Good CGllldmdo. : İyi sıhhat, zindelik.
Moral coııııııdtlıtlua: Huy, hilkat, meırep, CONTACT (S-3), n.
tabiat, yaradılıı; bünye. Coıılllct breaker: [Elec.] Otomatik
Physical coııdııtlua : Bünye, yaradılıt. plter.
CONSTRAINT (9 - 21), n. ~llld button: [Elec.] Kontalı. dlll·
To put someone under COUllnlat : Birini 1111111.
nezaret altında bulundurmak, tazyik al- Coıılllct force: [J:lec.] K&r11 lı.uvvet;
tında tutmalı.. mukabil kuvvet.
To speak witbout ~t: Çekinme- Ccııaet lens : Göz kapqmın altına ae-
den (serbestçe) kODIJllllak. çirilen bir çeıit ince aözlllk CUDL
CONSTRUCTION e9 - 8 aha), n. Comllld !ever: [Elec.] Kontalı. kolu, te-
Ccıaıımıctloa drıwina: [Arclı.] Proje. mu kolu.
ComıııDCllom office: Proje dairesi. Comllld point : [Elec.] Temu nolı.tuı.
Cıımlndhıa plan : [Arclı.] Proje planı. C..... pluı: [Elec.] Kontalı. (temu)
Cllllllnlctloa train : İnpat treni. tıpuı.

Sıetl c......._ [Eıı... ] Çelik yapı. de- Coml8d acrew C•ecA.] Koatalı. vidası.
mir inpat. Coııaıd surface : Temas yUzQ, temas
Grammatical cOllllrucllua : Dilbilaisinde sathı.
inp, tertip. Ene...a contact : [Aıtron.] Seyyare-
To put a good c....._.. on hiı act: lerle ıilnq veya ay lı.urslarmın birbirine
Yaptılı ite iyi bir miııa vermek. cllzi dolı.unm111.
C......._ enıiııoor: İnpat mUhen-
Intemal c..ı.t: [Astroıı.] Ay veya
dis_i.
seyyare lı.ununun allneı lı.ununun iç ta-
C......_ in oııo'ı name : BiriDiD adı­
rafına dolı.unmuı.
na izafeten yapıl&D inlut.
in coııDd wlth : ... 'le temas halinde.
CONSULT e9 - 8), v.
To cmllld wldı: Temu etmelı..
To ~ with ea friend) : (Bir dolda) To como (pt) into CGllDd witb : Temasa
istipre etmek, danıpııalı., filı.ir almak. seçmek, irtibat allamalı..
To -ıt libra.ries: Klltllphaııolore mU-
ncaat etmek. CONTEMPI' (9 • 2), n.
To - U ono's wisboa: Birinin arzula- Beneatb comlamft : Son derece Blalılılı.,
ruu besaba almak. menfur; iltilıfafa deler·
c...... coatrol
[ 87 l

C.ıempt of court : Hakime itaatsizlik To contract rusı : Paslanmak.


veya adliye nlzamlarma riayetsizlik. To ccıatract fw ("itli): Mukavele yap-
To brinı into COllfempl : Küçük düşür­ mak, anlaşmak.
mek, mahçup etmek. To ccıatract marriage : Nikiıh etmek.
To bold in caMlmpt : Hakir ıörmek. To ccıatract OD: [Mecb.] Kısaltıp üs-
To fail into _ , . : Gözden dü1111ek. tüne geçirmek.
Familiarity bneds coııtempt : Mahremi· To COlllnct out of : Bir büküm haricin·
yet hünnetsizlik doturur, teklifsizlikten de kalmak llure · kontrat etmek.
tatsızlık çıkar. CONTRARY (S • 9 • 1), a.
To coatempt far: Tahkir (hakaret)etmek. Coatrary - mindcd : Aksini düşünenler;
CONTENT (9 • 2), n. .t v. ters düıünüşlü, aksi fikirli.
To be ~ with : .. .'le iktifa etmek, Coatrary moıion : Aksi istikamette hare·
yetinmek, memnun olmak. ket.
To ccımeat onesclf with : .. .'le iktifa el· Coatrary to my custom : Adetimin hiliı­
mek. f ına olarak.
To your beart's aMellt : Doya doya, A ccıatrary child : Ters (inatçı) çocuk.
kana kana, canmın istedili kadar. Evidence to ıhe coatrııry : Aksini ispat.
CONTEN110N (9 • 2 sbn), n. On lhe contrMT : Biliıkis, aksine.
To be a bone of caateıdl4a : İhtillf se- Coatrııry ıo my expeclations : Ümitleri·
bebi olmak, münazaa mevzuu olmak. min hiUifına olarak.
CON11NENT (S • 1 • 9), D. 1 have notbinı to say to the coatrııry :
Dark camllmmt : Mrlltı. Buna kartı hiç bir diyecelim yoktur.
To travel on tbe ~: lnıiltere'den CONTRAST (5 • 3), n.
bqka Avrupa kıtaaında seyahat etmek. A coatn1t to : Zıt.
CONTINENTAL (5 • 1 • 2 - 9), a. A caatnıııt in colours : Renklerde tezat.
Cm& &' climıte : Bir tıtanm iç taraf- A caatnıııt to my action : Hareketime zıt.
larında oldutu libi-kııı çok solUk ve yazı in cGllblıııt .with this: Buna kıyasla, bu·
çok sıcak olan iklim. na zıt olarak.
CONTRACI' (67. 3), D. Tbe coaCnlt between them : Anılarında·
ki tezat.
C_.._ bridp: Kontrat briç oyunu.
C...... system : Taahhüt sistemi. CONTROL (9 • 67), n.
C.ır.t tablet: Mukavele levbuı. Circ:wnstances beyond our coalrcıl : Eli·
To do on cemlnl:t : GötUril İl yapmak, mizde olınıyan sebepler.
kontrata aöre yapmak. Coatrol cables: [Aero.] Kumanda tel-
CM - - partieı : .iwd taraflar. leri.
Marriap c.tnct: İzdivaç. Coatrol clock : Kontrol saati.
Tbe ecımnct for tbe bridae was placed CClllD'ol column : [Aııro.] Levye.
wlth tbe Oerman company : Köprünün Coatrcıl experiment : Kontrol tecrübesi.
iııpsı Alman lfrketine ihale edildi. C•trcıl stick: [Aero.] Kumanda kolu.
To put worlr. out ıo camnct : Bir iıi mü- CcıatrGI tower: [Aırro.] Kumanda ku·
teahhide verme~ lesi.
To put worlr. up ıo ccımr.t : Bir iti elr.· C•trGI yonelf! : Kendini.kaybetme! ak-
ıiltmeye koymak. lını batına topla!
CONTRACI' (9- 3), v. To lose ccmtrGI of oneself : Kendini kay-
:.
To Ctlllllnd an ın- Hutalanınak. betmek.
To cıamlrııd fıiendabip : ArkadqlıJt telis To loee ccıatrGI of a business : ipin ucunu
etmelr., arlr.Mlq olmak. kaçırmak.
[ 88 J

To be out of ccıalnıl : İdare edilemez nunda mukabil çekillf bir vaziyeti boz-
bale ,elmelt; [naut.] acmi azıya ilmik. mak; tertiplemek, tertibat almak.
CONVENIENCE (9- 11 - 199), n. To c-* ap a ıtory : Masal uydurmalı;.
At yoar -..le.C.: MUsait (mllnuip) What's cooüıısl: [Si.] Ne dolaplar cfö.
zamanınır.dL ' nllyor!
:
At your carlicıt -..-..ı:e Mümkünse COOKING (7-1), n.
bir an evvel. Coolılml ranıe : Yemek pi§irmelc mah-
Ali ıbe - • 1 ıeı : btirahat sebeple- sus fırınlı demir ocak.
rinin hepsi, biltlln kolaylıklar. Coolılq soda : Karbonat.
Ali modem eamns' 11 : Bütün modern COOÖlll utcnsils : Mutfak illetleri.
konfor. COOL (77), a.
Public _....._.: Heli. A hundred cool: [Si.] Yüz tane kadar.
A marriqe of -ı-: Maddi men- A cool million : Müballjasız bir milyon.
faat için yapılan lr.divaç, qltsız lr.div1Ç. A cool rcccption : Soluk karııJama veya
To maltc a - • ' ı • of one : Birinin kartılanmL
iyDilini suiiltiınal etmek, birine fazla Ceal as a cucumber : Soluk, antipatik.
yütl-k. Cool beadcd : Sakin, heyecana kapılma­
A pat _........ : Büyült kolaylık. yan.
To make it cwt:ı'ı • to do aomethinı : He is a cool c11110mer (1 cali tbat prctty
Bir ,eyi yapmalı kolaylqtırmalt; bir ko- cool): [Si.] Nabot bir adam veya ~­
layını bulmak. dir, · buna tatsız ve tutsuz ICY elerler.
CONVERSA110N (5 - 9-21 lluı), n. The cool of the day : Günün 1111rin saati.
Criminal -••wluw : Zina, evli kadınla To cool one's beclı : Bekletilmek:
pyrimqnı dut münaacbct. [colloq.] ayaklara tara ıu inmek, bitap
C-vawluw plece: [Paiııt.] Canlı bir düpnek, pek çok yorulmalı:.
iman pnıJlllllUD rcaaıi. To coİıl onc'ı coppcn: [Si.] . Atcflnl
Ali mamıer of cwvalllll•: Her tavır söndürmek, hararetini aiclcrmck. bir içki- ·
ve barckeL den sonra çok .R1 içmek.
To bold a _ • ......_ witb ııoıncone : To cool . _ . : Saldnie11nek, öfltcsi ya-
Biriliyle tonupak, aörlllmck. tı1111alı:, dinlenmek, yatıpınnak.
CONVlt11810N (9 - 99 lbıı). n. To cool alf : Serinlemek; öfkesi acçmet.
Iınpropcr _ . _ of funds: İbtills. To eoal tbe temperaturc : Havayı eakin-
c-..-. of equationl: StlqUn. lqtirmek.
C00 (77), V. COOP t77), v.
Bmiq and eoalıııs: Cilvclepne, laılr.ane To coap llp(ID) : Kapamak, tıkamalı:.
konupna, öpUtUP totl.qma. COP (5), n.
To bill and eııe : ÖpiilllP kotlapnak. If you arc latc you'U cep iti: Geç kalır-
COOlt (7), n. A v. 1fn aörOnUnl
Putry c-* : Puta yapan, putacı. COPl'Ell (5 - 9), n.
Com houııe : Allwıe, mutfak. Hot ~: Alır.da ve ıırtlakta hisse-
•Too many c-*I ııpoil tlıe brotb•: dilen kutalı:lık (çok içkiden).
[ProP.] Atçı çok oldulu yerde çorba Ollyde of eGl'Plf : Pu, bakır oksidi.
yanar Sulpbatc of c.,,.. : Bakır ııülfatı.
Coolı - book : Yeıııet kitabı. Sulpburct of ~ : Bakır kllkllrtll.
. . is . . . . . ; <Kotuca> kesildi. C.,.. batb : Bakır tuzu mabl411.
1'o ceak llCCOUntl : Hesabı tahrif etmek. Capper botıomed : Batır dipli, karinesi
To. c011k one'ı a - : Birinin yuvasını bakır lr.aplı.
yapmat, hakkından tclmek· C.,.. colourcd : Bakır renkli.
To c-* ., : Hmrlamak; satranç oyu- CClplMr vitrlol : Bakır slllfatı.
Co,,er workı : Bakır fabrikası.
Cllpllel' writlq : Basma sibi muntazam
( 89 ]

Cana flaı:
bak; aladiol, kılıç çiçcli.
--
[Bot.] Bir çctil mavi zam·

el yaz111. c.. flakes: Mısırdan yapılan ve kah·


COPY es - l), n. valtıda sütle yenen bir yemek.

Fair cen : Temiz, teıniı.e çckilmiı. c.,. flower: (Bot.] Peypnıbeı çiçıeli.
Foul Croulh) _,, : Mllavedde, kualama. c- h111k : Mısır kabulu.
c.,,. · book : Mclk defteri. c- land : Mısır veya etin yetiıdrmelc
C..,. • book muim : Atasözll. elveriıti toprak.
C..,. • cali : Taklitçi, mukalliL Corw laWI : İqiltere tarihinde zahire -
To mııb IOOd ce,, : Okumala deler tııını idareye mab1111 kananlar.
bir ICY olmak. C.. loft : Zahire ambuı.
Cara mariaold : [Bot.] Altınc:ık.
CORD (SS), n.
Canı meal : Mısır unu.
Spinal card : Omurilik.
Vocal cGrd.: C•ed.] Bolazdaki ICI ip- Cara poppy (ıose): (Bot.] Gelincik çi-
leri (plitalan). çeti, yabani halhal- .
Ccd maker : ipçi, kaytancı, kirigi. c.. 111ad : [Bot.] Valcrianella.
A four fokl conl : Dön katlı ip, çok c.,. ıtalk: M11ır upı; [colloq.] uzun
kuvvetli bal. boylu adam.
CORDON (SS • 9), n. C.,. atarcb : Nipata.
C.... bleu : Derece veya lallhiyeli yük. c.. plaster : Naır yatısı, nasır ilicı.
sek killllC; uta qçı. Tread on one'ı cwm: Nasırına baınık;
Santitary C....: Bulqık hutalık bu- [li•. ] aöıılünll incitmek, batınnı kırmak,
lunan mahalleyi çevina kordon. bamtellne basmak.
To tlırow a ccınlm uound: Etra•na lndian cen: M11ır.
kordon çekmek. CORNER (SS • 9), n.
CORE (S5), n. C - chilel : Domuz tırnalı.
c.. piece : Maça parçaı. c - cloeet : Kilte dolabı.
Can l8lld : Maça kuma. c - filo: Oç köleli ep.
Rotten at dıe co.. : İçladen bozuk. c - ıtone : Köte tatı, köte bqı.
CORN (SS), n. ,c-r wlso : Çapraz.
C... belt : M11ır yetilliren mınıata <Bir· All four - - of tbe earth : Dllnyanın
lqik Amcrika"nın ona eyaletleri). cliirt buc:a&ı.
c- blade : M11w yapralı. ekin yapnlı. Done in a - : Gizlice yapılmı1-
C.. bread : M11w ekmeli. Round llıo ~ : KHteyi dönDnce, köee
c.. - cob : Mım koçanL batında.
c.. . cob pipe : M11ır ko;aııındaıı ya• To cut off a _ , : Kaçamak yolu ile
pdm11 pipo. bir itten 11yrılmat, k11& yoldan sitmok.
Ccıra c:octle: [Bot.] Karamuk. To clrive into a - : Bir çıkmaza IOk-
c- crop : Mısır malısulll. mat, birini ııtıttırmat.
C.. cropa : Hububat. To pul a child in tbc ~ : Bir 11nıfta
( . - culler : M11ır 1BPluını keıen ma· çoculu köteye dikmek (ceza).
itina. To tum the ~: Tehlikeyi veya zor·
C.. dealer : Zahire dlccan. luiu adatmak.
Ccıra drlll : J!tjn ekmele malı- çark. To rub dıe nmmı eli ııoıııeone : Birini
c- eııclwıp : Zahire bonuı. biraz yolllmat. ·
C.. · clwıdler : Hububat taciri. To ıate a em.. : Viraj yapmak.
c..... lıeef : Kolllene •ıJır ed. To mab a - in wbeal : Jlulday ilı­
C.. field : M11ır tarluı. etin tarlalı. · tiUn yapmak.
[ 90 1
CORPS (SS). n. Pahalıya mal olmak güçlükle haber
Corı- de ball : Bir baloyu tertilieden almak.
heyet. . To recover cosls : Bedelini tahsil etmek;
The Diplomatic corpa : Kordiplomatik, tazminat almak.
elçiler heyeti. Their separation coll biın many tean :
Onların ayrılığı kendisini hayli müteessir
CORRECT (9-2), v. & a.
etti.·
lt's the correel thing : Usul budur.
To clllt nothing : Bedavaya gelmek, cilzi
Canect edition : Sahi tabı.
bir fiata mal olmak.
CCllNd etiquette : Münasip tavır ve ha-
With co111: Mahkeme masrafları ile be-
reket.
Canect taste : :zevkiselim. raber.
Canect in his statement : İfadesi dolnı, To coll little : Ucuza mal olmak.
dedili dotnı. This book CCllt me a dollar : Bu ~itap
To ıtand correded : Hatasını kabul et- bana bir dolara mal oldu.
mek. This cwt me infinite labOur : Bu bana çok
emele mal oldu.
CORREC110N (9 - 2 shn), n.
House of coueellıriu : Islahhane. COTl'ON (S), n. & v.
To spealt under corredloa : Tashihe tabi Absorbent ccıUon : Eczalı pamuk.
olarak söylemek. Cotton batting : Tabaka halinde pamuk.
1 speak under (ıubject ıo) corredloıı : CoCton beli : Birleşik Amerika Devletle-
Belki yanılıyorum. rinde pamuk ekim mıntakası.
To desene corredloa : Cezayı haketmek, Cotton cake : Hayvanlara yedirilen bas-
ceza g6rmek. · ma pamuk ıo~umu.
CORıtr.sl'OND (S - 1 - S), v. CoftOll cloth : Pamuk bezi.
Coltoıl district : Pamuk yetiştiren mın­
To cGITelpOlld to : Uymak, tekabül et-
ıaka.
mek.
C~ fabric ! Pamuklu kuma1-
C08T (67), n. & v.
CcıUod factory : Pamuklu bez: fabrik~ı.
At ali colll (at any COlt): Her ne paha- Cottoa flannel : Paz:en.
sına oluna olsun.
CcıUoa ain ı Cilidi pamuktan ayıran çark,
At pulilic coll : HükOmet hesabına.
çırçır.
At the coll of : Pahasına, bedeline.
CcıUoa growing : Pamuk ekimi.
At litde (Jreat) COlt : Az. (çok) masrafla.
CoUoa mili : Pamuklu bez: fabrikası.
At the COIC of one's life : Hayatı paha-
Cotton packing : Pamuk salınastrası.
sına.

At someone's alt : Birinin hesabına, bi- Cottoa thread : Pamuk iplili..


rinin zararına. CcıUoa seed oil : Pamuk yağı.

Ccllt insurance and freigbt: [Com.] Sif, Cottoa shrub : Pamuk fidanı; yabani pa-
fiat, siııorta ve navlun. muk apcı.
Ccllt of !Wing : Geçim masrafı. CcıUoa staple : Hanı pamutun tel boyu.
Clllt of production : istı'lısal fiaıı. Coetoa ıree : Pamuk apcı.
COlt price : Maliyet fiatı. Coctoa waste Makinaları temizlemek
Higb COIC of living : Hayat pahalılılt. için ·kullanılan pamuk ipliii artıkları.
To my clllt : Benim zararımL Coeto. wool: Ham pamuk.
Bili of colll: Mahkeme v.s. masraflan. coao. yam : .Az. bntlllınüı pamuk iplili.
To carry colll : Masrafa airmek. Gun ceUoa : Pamuktan yapılınıı bir çe-
To know (learn) a tbing to one's CGll : ıit barut.
coup couatemııce
[ 91 ]

Printed ccıCtan : Pamuklu basma. Diocesan councll : Piskoposluk bölgesine


Sewing coCtm : Tire, dikiı iplili. mensup ruhban ve halk mümessillerinden
CoUoa spinner : Pamuk fabrikatörü; mürekkep istipre mec)işi.
pamuk fabrikası amelesi. Privy couacD : Kıratın hususi meclisi.
To bring up a child in coeton : Bir çocu- COUNSEL (47), n.
tu pek mızlı bllyiltmek.
Couasel of perfeclion : Tam kemal yo-
To coUoa totetlıer (wltlı) : Uzlaımak, lunu gösteren nasihat; mükemmel fakat
anlaşmak.
tatbiki gayrikabil bir fikir; eriıilmesi güç
To coetoa to(up to): Yaltaklanmak.
ideal.
1 don't cottOll on to him :. [Si.] Ondan ccMu.eı in chambers : Müşavir avukat.
hotlanmıyorum, o beni sarmıyor.
King's c - 1 : tnıiltere'de en yükselt
Unbleached ceUoa : Amerikan bezi.
avukat derecesi.
COUGH (5f), v. &. n. To keep one's own - • : Keneli dü-
Churchyard cGallı : Ölllm hırıltısı. şüncelerini kendine saklamak; yapacalı
Coup - drop : Öksürük tekeri, ökıilrilk 1eyden kimseye bahsetmemek.
pastili. To talte ~• wlth ıomeone : Birine
To give a cCIUlh : Manalı manalı öksür- danışmak, istipre etmek.
mek. COUNT (47), n. & v.
To coup up (aut) : Ökailrilp çıkarmak;
Every vole C..-: Her yer kıymetlidir.
[si.] ödemek, teslim etmek.
To keep couııt of : Saymak. '
To couslı •-•: ,Bir hatibi öksürerek
susturmak. To lose -ı: Sayıyı 111ımıak.
To lake not much cwat of: Birini say-
COUNCIL (47 - s), n. mamak, fazla ehemmiyet vermemek. ·
Aecumenical C-0 : Beynelmilel din To take the coınd: [Boır.] Yere ııerilip
itongresi; dünya kiliseleri divanı. ltalkmamak, nakavt olmak.
Cabinet C-0 : Bakanlar kurulu. To COUDt on (upoa) : ltimadetaıek, ail-
Common ccıımcU : Belediye meclisi. venmek, bel ballamak.
County comıcll : Villyet meclisi. To ccıuat for : Deleri olmak.
C - 0 board : Etrafında istipre mecli- To ccıuııt la : Dahil etmek, katmak.
sinin toplandılı masa; böyle mcclia. To c•.C off by twos : ltciwer ikiıer say-
CouacU chamber : İstifBl'C meclisinin top- mak.
landılı odL To cout oat : Hesaba katmamak; seçim-
C-U fire : Asıl Amerika yerlileri &.de- de reyleri yantıı saymak suretiyle bir
line &öre etrafında isti11re meclisinin top- namzedi hariç bırakmalı:.
landılı ateı. To be ccıuated oat: Nakavt olmak; nisab
C - 0 house : İstilll'C meclisinin top- olmadılı için celse tatil edilmek.
landıtı ev, meclis binası. You can couııt me oat of this : Bu ille
Ccıucll İıf ministers : Bakanlar kurulu. ben yokum, beni hesaba katmayın.
Coadl of State : Danııtay, ŞO.rayı dev- To ccıuat ap : Hesabetmek, saymak.
let, hllkOmet erkbı. That does not caaat : Hesaba alınmaz,
CaaDdl of war : Harbcle alınacak tedbir- sayılmaz.
leri mllzaltere etmek üzere yükselt subay-
lar arasında lturulan istipre meclisi, er- COUNTENANCE (47 - 1 - 9- ı), n.
klnı harb. To cbanae one's ccıuıdeııucıe : Yüzlinilıt
Town CClllDdl : Şehir meclisi. halini deiiltirmet.
[ 92 ]

To aive (len<l) coate- to : Teveccüh To go up contry : Memleketin içerile-


giiltermek, yüz vermek, tqvilr. etınelr., rine doiru ıitmek.
tasvibetınek, teyidetmek. To go for a walk in tbe c...ay : Köyde
To keep in ı:omılemace : Birine cesaret gezintiye çıkmak, yürüyllf yapmak.
verip bozmamak. To strike (go) ıcross cC11111CrJ: Yolu bı­
To keep onc'ı coıuıtaımce : Kendini tut- rakıp bir yere tarlalu arasından aitınek.
mak, aWmemelr.. What c:oaııtry are you from7 : Hıınai
To lose _....._: Heyecanlanmak. memlekettenıiniz7
To put out of CWDlaDama : Utandırmak,
bozmak, rezil etmek. COUNTY (47- 1), n.
To stare someone out of c.ılle.._ : C..ıy borouah : Elli bin kiıiden fazla
Dik dik bakarak birisini 1&1ırtmak. nüfusu olan kasaba.
in c:cıuı-: Lehimle, lehine; samimi. C-ly derk : Vilfıyet ııekretcrl.
Out of c:-a•- : Aleyhinde, aleyhi- c-ey council : Vilayet meclisi.
ne; utanmıı, 1&ıırm11. c-ey court :. Viliıyet mahkemesi.
A cbeerfuf cmateDaDce: GüleryUz. Coaaly corporate : Ma.takil kontluk (İn­
ıiltere'ye mahsus).
COUNTER (47 - 9), n. 4 a.
Couaty family : Kontluiu kibar ailelerin-
c-•-ıttack: C•il.] Mukabil hü- den biri.
cum.
Clllllller - clockwise : Saat akrebinin dö-
c-1y farm : Darüllceze.
. Coaaly seat : Konılulr. hüldlmet merkezi.
nüt cihetine aykın oluak.
Couaty town : Kontluk hllldlmet merkezi
c-w current : Anafor. olan ııehir.
Under the camater : El altından.
c-11r to: Aksine, ratıne1J. COUP (77), n.
COUN11lY (8 - l ), n. Coap d'eıat: [Fr.] Hüldlmet darbesi.
ContrJ boıı. : Ufak kötke benzer köy evi. Coap de grfıce : Ölüm ıstırabına nihayet
CCIUD7 club : Kırlık yerlerde olan ıolf vermek için indirilen merhamet darbesi.
Coap de main: C•il.] Ani hücum, lıii
c.....,.
veya teniı v.s. kulllbll.
cousin : Köylü tavırlı akraba,
tatralı akraba, dıtulıklı.
darbe.
c.., d'ocil : [Fr.] Nazar, bakıı, bir ba-
Crcm ~ race : Kır kotuıu. kışta ıörülen manzara.

c-cry dance : Çerkez dansı (oyunu). C., de soleil : (Fr.] Güneı çaıpınuı.
k&r11 karlıya iki sıralı bir İnailiz köy Coap de tbiitre : Bir piyeste ini bir de-
dan11. iiıiklik, tiyatroda oluyormui aılıl tertipli
C-9rJ aentleman : Malikine sahibi, sahne deliJikliklerine benziyen hldise.
köyde arazisinde yaııyan efen<Si. COUPLING (8 - l ), n.
C~ııtry house : Sayfiye, yazlık kilfk.
C4lllMry seat : Köyde olan zenain sayfi-
c-... bar : Kavrama kolu, iki ICYi
birbirine ballıyan kol.
yesi.
C. . . . . box: Kavrama kovanı, çarkta
Appeal to the COllııCry : Parlfımento reyini
iki mil parçasını ballıyan kovan.
kati diye kabul etmiyerek balkm reyine
CGlqıll-. ehlin : Kavrama zinciri.
müracaat.
c......._ pin : iki teYi b-tlıyan mil.
Poreian eamb7: Yabancı memleket.
Native _...,. : Ana vatan. COURAGE (8 - 1 j). n.
Open _...,.: Kır, kırlar; dalsız veya Dutch c-.. : biden mııtevellit cıcsa­
ormansız ova. ret, içkinin verdlli yilitlik, a1tol tesiriyle
Wild _..., : Boz kır, illenmemiı top- çılaınlık.
rak. To bave tbe c-.. of one'ı c:onvic:tlom:
[ 93 1

Hareketlerini itikatlarına uydurrnaia ce- To lake its coune : Hükmünü icra etmek.
saret etmek. tabii cereyanına &öre ptmek.
To lake eoıınp: Cesaretlenmek. The - of nature : Tabiatın hilkmll
To take c - . : Cesaretlenmek, kuvvet veya aidişi.
almak. There was no eoane open to me but to
To lake one's c - . in one's handa : run away : Benim için kaçmaktan ba$ka
BUtUn cesaretini toplamak, diıini sıkmak. yapacak bir şey (çare) yoktu.
COURSE (SS), a. To walk over the ccıune : Kolaylıkla
majlilp etmek (yenmek).
A - of bricks : Bir sıra tujla.
A four - dinner : Aynı anda ikram Water - : Çay, dere, ırmak; ırk.
edilen dört çqit yemek. COURT (SS), n. .t v.
By - : Sıra ile. Coıırt baron : [Law] 1naı1tere'de Lord-
Evil COlllW9: Fena hareketler, ahlaksız­
luk divanı.
lık.
Coıırt dress : HUltOmdar huzuruna airınek
As a matter of - : Tabii olarak.
için ıiyilen resmi elbise, saray elbilesi.
c- and drift indicator: [Aero.]
Coıut favor: Hükümdar tarafından ıös­
Dllşme ve ıllrat vizörll.
terilen iltifaL
c - of events : Hldilatın cereyanı,
C_. fool : Saray soytarısı.
vakaluın sidlptı.
C..t house : Mahkeme biauı.
A ~ of lectııres : Bir konferans ııe­
riıi,bir den kursu.
Camt mannen : Seray merulnıleri.
Coıırt martial : Divanı hKb.
A matter of ccıuıw : Tabii bir feY·
Admiralty court : Deniz mahkeınesL
c - of study : Tahsil kursu (devreai). Court of appeal: Yuptay.
c - of treatment: [.lfed.] Tedavi y~
lu, rejim. c.n· of usize: Ceza divanı.
Golf coane: [Goll] oyun meydanı. C..t of divorce : Divon mahkemesi, bo-
in due COllnl : Zamaoı ııelince, vaktinde. 18DD1a davalarını baltan mahkeme.
in the COlllW of : Eaııuında. Coart of equity : Nuafet mahkemesi, ka·

seçmesiyle.
in the ordioary
mal oluak, usuleo.
Evcrythinı procced
c-
in thc l:09fte of time : Zamanla, vaktin

of thinııs : Nor-

on the normal
nuoi metinlerden ziyade adil ve nuafet
dairesinde büküm veren mahkeme.
Coıırt of justice : Mahkeme.
Ccıart pluter : İoailiz yatısı.
Coart of Kinı's or Queen's bendı: Si-
eoune : Her ICY normal, itler yolunda. yaset divanı (İııailtere'de).
Of - : Elbette, ıllpheslz, tabii. Ccıart of probate : Miras dlvalarına ba·
To IO over the eoane : Kursu aözden kan mahkeme, veraset divanı.
pçlrmek. Court 1:>f lord : KudJi mahal.
Race - : Yanı meydanı. Comt roll : Mahkeme kayıtluıoı mah-
Ship's ccıar11 : Rota, 'eminin seyri. sus defter.
To hold (on) one's ccıune : Tuttulu yol- Comt room : Mahkeme salonu.
dan (rotadan) ayrılmamak. Civil CGUrt : Si)181et divanı.
That'ı a matter of _ , . : Bu pek tabii- Criminal coart : Alır ceza mahkemesi
dir, bu mevzuubahis delildir. (İngiltere'de cinayet mahkemesi).
To set the eoane : Rotayı tayin etmek, Ecclesiastical eaart : Şerı mahkeme.
istikamet vermek. Supreme eourt : Divanı ili, Şllrayı devlet.
To lake ooe's own eoane : Kendi bildiii in open ccmt: Aleni mahkemede.
gibi hareket etmek. Out of eoart : Şayanı itibar olmıyan.
[ 94 ) ""''
Law camt : Malıteme. Cenr point : • Crickeb u. oyunlarda
in (out of) cmrt : Mahkeme dahiliııde •pointo mevüini muhafaza eden oyunca.
(haricinde). c - were laid for ten : On tifiliJt ııof·
Police camt : Sulh mahkemesi. ra kurulmıqtu.
To pay cmrt to: Kur yapmak. From - to COYV: Baştan aonwaa
11ıe law <:-a : Adliye sarayı. kadar (bir kitabı otnmat).
To put oııaelf out of cmrt : Tavır Ye To get under cover : Bir yere 11ıınmat.
hareketi yUzllnden iddia hattını kaybet~ To takı: ccnrer : Sılınma'k, iltica etmek;
met. çalılıla ai.zlenmek (av); siper almak.
To be ruled (put) out of emre : Dlvuı To ıive someone ccnrer : Birini buındır­
reddedilmek. mık.
To ıo a camt: Akın etmek.
Ouıer - : Dıı lutili (oto, v.ı.).
They went ıo eaaıt over it : Bu İl için dl·
Uııder seperate ccnrer: Ayrıca, ayrı ola·
va açtılar.
rak.
To emre death : Ölmeyi arzu etmek.
To ccat diaater : Pellketi davet etmek, Under - : Top •telinden muııafaza
belasını aramak. · edilmq; zarfla, paket halinde.
To ao ~: Kur yapmak. Under ccnrer of: Perdesi altında.
To coıırt • hand holy water : Boyun el· To address someone uuder ccnr• of
mek, tahammUI etmek, mUdahene etmek. another: Biri namına yaı.ılmıı mektubu
baıkasının adresiyle ona ıılkıdermek.
COURTl!'SY (SS • 9 • 1), n.
By _...,. (as a matıer of ccımfe11) : Under COYer of frleudlbip: Arkadathk
kisvesi altında.
Nezakeıen.
By ~ of: Sayesinde, lQtfu ile. Conncl way : Oiı.li yol.
c--,. title : MeOıaret C:ıeref) unvanı. To be - - - qainst : Tedbir almak.
COUSIN (lı.), n. To __. a deficit: Bir par• açıltnı ka·
Fint ccımlıl (Colıllm German, own patmak.
ecımlıı): Dolrudan dolnıya amca, dayı,
To _ . a distanc:e : Bir mesafe almak
hala veya teyze çoc:ulu; yatın akral>a. (katetmek).
Fint C.-. onc:e removed : Bu kuzinle- To __. . , : Saklamak, aiı.Jemet, ört.
riu çoculu- met.
Secoud C.- : Amca veya hala veya da· To COftr in : DoldunııU. kapatmıt, (de-
yı veya teyze torunluı. lik v.ı.).
C..... Beıty: Fabi:ıe. To - wltlı a sun : Sllih tebdldi aJ·
Our American comlM : Amerikalı kar· tında tutmak.
dqlerimiı.. To ccnrer _ . , with a1oı'Y : izzet Ye
To cali ~: Akrabaları saymak. :ıeref kazanmak.
COVER (8 • 9), n. & v. To COYer -11 witb ridicule : Birini
Cu.er charııe
: Lokanıalarda servis için gülünç bir hale dillUrmek.
alınan faı.lıpara, bahpf. To stand COYerM : Bqı ıınıııu (laptalı)
Cover crop : Topratı muhafaza matsa· olmak.
diyle kııın ekilen etin. COffl'tııs leıter : Tafsillt veren mektup.
c - alass : Mikroskopla telkik olunacak ccmm, board: [Nıut.J Yalı ldltlllU
şey üzerine konan cam parçası, llmel. astarı, farı utan.
Cu.er piece : Kapak parçası. COffl'lııs note : Siaorta mutaveleııame­
Conr piece futenİDI : Kapat parçası eti. sine mukaddeme olaralı..verilen muvıık·
Cu.er piece rivet : Kapak parçHı per· kat tel.ten. ·
çini. c-r1ııa party: [•il.) Bir uter mUf·
[ 95)

rczesini muhafua için aönderilcn mllf- To cndı on llail: [Naut.] Tam yelken
nze. açmak.
cow (47), ıı. To cndı the braiıı : Aüuıı kaçırmak.
To cndı Q : Parçalamnalt; ihtiyarlık
c- bell : inek çınııraıı. emareleri a&termek; [ colloq.] ölmek,
c- -catclıer : Manialan kaldırmak malt- methetmek; ııkmtıdaıı çatlamak.
ndiyle lokomotifin ön tarafına konulan To cndı 4lowll : Jloyun ejdirmek maka·
teçhizat. diyle lni cezrt tedbirler a1ma1t.
C- duna : Olllıre. To cndı the wbip : Kamçıyı pklatmü
C- • beeJ : Sıiu parçalL
CRAM (3), v. el n.
c- 1ıoua : Ahır.
<:-.. 1ook : Dayak yemif aibi lıir hal. Crma - full : Aizına kadar dolu, dopdolu.
c- puncber: [Colloq., U. S.] Kovboy. To - ılowll one'ı lhroat: Tıkmak,
Wait till the eon coıne lıome : Çıkmaz zorla boiazına doldurmak.
aym IOll çarpmbuına tadar betle. . To cnm wl8a food : Tıkınmak, tıb
basa yemek veya yedirmek.
COWL (47), n.
To ama Wo: Doldurmak, tıkmak.
T1ıe CllWI doea not make the mont : Der- CRAMP (3), n. el v.
vifllk hırka ile olmaz. c..... iroıı : Kenet, kenet demiri.
To ınake the cowl : KePI olmak. Writer'ı cnmp : Çok yazmaktan par-
CltAll (3), ıı. maklarda buaule plen adale tabJIOsu.
A cue of cn1ı1 : Hazin &kıbeL To feel en.... for room: Yeri dar ol-
<:m'ı eyea: Yenıeçin karnında bulunan
mak, ııkı11k olmak.
kireç laflan. To crmıp one'ı atyle: Birinin barelr.etJe-
To catclı a calı: [Naut.] Yanl11 bir ha- rini tutukllflırmalt, birinin maharet
reketle kllreli kımıldamaz bir hale ae- v.s.'aini bozmak.
tirmok. CRANE (21), ıı. cl v.
CRACJ[ (3), n., v. el L C - arm : Vinç kolu.
C - chain : Vlııç ziDciri.
A cndı on the bead : Başa inen mlllhif · C.... poal : Vinç flUİIİ, vinç alt aövdesi.
bir darbe. er-'ı - bDJ : [Bot.] Itır, sardunya çi-
c.- - braiııed : Çatlat kafalı, kaçık, çell, birkaç çeşit yabani ·Oeranium•,
deli. Cupola - : Döldlm ocatı vinçi.
Crd of day : Safalt ııökmeai. Eledric erme : Elektrik vinç!.
Crd of doom : Kıyamet kopması. Hydraulic - : Su ile ifler vinç, hid-
A cndı llıot : Tam nipııcı. rolik vinç.
A cndı ııpeaker: Yaman hatip. To - one'ı neck: Boynunu uzatmak.
Crd - jaw : Tellffuzu allç, dil dönmez. To - forwud: B111nı ileri uzatmak.
He il cndlllıl : Delidir. To - .a : Dik dik bakmak.
To talte (have) a cndı at : Saldırmak, To - •P: Vinç ile kaldırmak; turna
hamle etmek; denemek. kUfll aibi boynunu uzatmak.
To cndı a bottle: Bir ıi,e içkiyi içip bi-
CRASH (3), v. cl n.
tinnek.
To cndı a crib: [Si.] Ev açmak, bir To en* one'ı way llaroatılı a thicket:
Çalılıktan zorla yol açıp seçmek.
eve airmek (hınız).
To cndı a joke : Şaka yapmak. To Cl'llllt Wo : Çarpmak.
To cndı a mıile: OWümsemek. CRAWL (SS), v.
To cndı on : Çıtlamak, patlamak, tı­ To enwl mt : Gizliden aizliye ııyrılmık.
nlmat. To mıwl to ; Sllrllnmelt.
[ 96]

To cnıwl wldı : .. . ile kayn11111ık. Agric:ultural o.ut : Zirai itibar.


CRAZY (21 • 1), ı. Moaey at c:retlll : Elde mevcut para.
er..,· pavinı: Muhtelif ııekikle kaldı· On endlt: Veresiye.
rımlı döteme. To pi cnılll for : ·'dan dolayı meret ita·
To be auy ıbout (over) somelhinı : zanmak; vazifeyi yıpıı&ından dolayı de-
(Bir wey için) deli olmak. çıktınnak. rece kazanmak.
ı:o drive (sendi someone mızy : Birini To ılve crMlt : Kredi açmak, itibar et·
çıldırtmak, delirtmek; mek; ummak, beklemek.
CREAM (11), n. it does bim cn4llt : Ona ııeref ,etirir.
ere- cıke : Kremalı keyk. 1 pve him cndlt for more intellileDce :
en.. cheese: Kremalı bir çeeit peynir. Ben onu daha zeki zannediyordum.
c._ coloured : Krem renıi(nde). To pin l!nldlt : Gittikçe inanılmak; ııe·
en- lıid : Krem renltli (ltilıt). ref ve itibar kazanmak.
c - of lime : Kireç kaymalı. He piııecl endltl in French llld Latin :
ere- of tutar : Kreaı tutar. <imtihanda) Pranıw:a ve Utincedea iyi
c- of a joke: Tadı Oıot> pta. derece ile muvaffak oldu.
C - of IOCiety : Kalbur Uatll, aeçkla
To lead cndll ıo : Takviye etmek, teyi-
tabaka.
detmek.
en.. paper : Kreaı ren~ Jı.Qıt. To place to one'ı cndlt : Hesaba seçlr·
a - putf : içi kremalı puıa; pudra. mek, birinin zimmetine kaydetmek.
Clotted - : Bir çe,iı hısiliz kaymalı. Letter of aMll: [Com.] Akreditif.
Cold - : Yıllı cilt kremi. Lonı cnıllt : Uzun vAdeli kledi.
lce - : Dondurma. Uıısecured cnıllt : Açılı. itibar (bedi).
l1ıe - of lhe story : Hitiyenin özü
veya en bot yeri. Worthy of cnıllt : Şayanı ib'\ıar, hllrmete
layık, muhterem.
CREA1'JRE (1 1 tsb9), n.
To cnıllt wldı honeıty : DoiruluJuau
Cnıllun coaıfoıu : Vücudun rlhatma
teslim etmek.
hizmet eden eeyler, ıııla; refah, konfor.
Dear _.......: Sevıili kul. CREEP (11), v. ıl n. [p. t. CREPI',
Duaıb awılmw : Hayvanlar. p. p. CREPI'].
Fine ....... : GUr.el malı16t. CNep hole : Sokulacak delik, kaçacak
Nuty erafme : Ködl mabl6k. yer.
Creep mouse : Çetiııpa, utuıpç.
CRmENCE (11 • 9 ı), n.
To find ~ : ltimİıt kıızaııaıak. Cnep story : Tüyler ürpertici bir hiklye.
To pve ~: lııanmak. Cnep crawly feeliaı : TUyler .irpenae.
Letten of ~ : ltimıtnameler. Gives one llıe _ , . : Tüyleri Urpertir.
CREDrr (2 • 1), n. A v. To creep aloq : Gizlice ilerlemek.
A man of (lood) cndll : Şayanı itibar bir To - • •IOJ' : SessW:c ııvııaıat.
insan, namuslu (tereOi) adam. To cntıp Ndı: : SeaW:c seri çekilmek.
Cndil and debil: [Com.] Matlup ve zim· To cnep ı.to : Ginnek. sokulmak.
met, alacak ve verecek. To cnep up : Sezdinniyerelr. yaklııpııak.
Crllllt balance: Cctm.1 Matlup bakiyesi. Old aıe is cneplııs on : İhtiyarlılı. çökll·
Creıllt e6try: Matlup'maddesi. yor.
c;.. ·ı~fİatian : Kıedi enflisyonu. My Oeslı ene,.: TUyleriaı Urperlyor.
CMll instrumenı : itibar kllıdı. To make one"s Oesh a.p : Korkutmak
A cnıllt to tbe ldıool : Mektebe bir ııeref, (birini), tüylerini Urpertmek.
mektebin iftiharını mucip. To feel cnep : Ürpermek..
[ 97 J
CRICK (1), v. Crtllcal prcssure : C•eclt.] Eıi yüksek
To crlc:k onc's neck (back) : Boynu (beli) tazyikli islim.
hafifçe tutulmak. Cıtdı:ııl point : Tahavvül ııoktası.
CRICKET (1 • 1), n. Cıtdı:ııl shıfı ıpeed : Milin hid lilraıi.
Not akbt : Oyun kaidelerine aykırı. Crlllcal speed : Son sürat.
That's noı crlı:bt : Bu dolru delil, bu Cıtdı:ııl writer : Tenkidi muharrir.
haksızlık olur, bu yapılmaz. Crldelıl ıituation : MutkUI vaziyet.

CRIMINAL (1 • 1), L CROCK (.5), v.


C....._.
action : Cllriim ve cinayet di· To cndı ., : Çökmek.
To lıe mıdıed : Sakadanmak.
vuı.

c.t.lul code : Ceza kanunu (kanunna· CROOK (7), n.


mcsi). By hoolı. or by crook : Bir yol ile, ne ya·
en.lal convenation: [Law] Evli ka· pıp yapıp.

dınla pyrimeıru cinsi mllnuebet, zina. Crook- back ed) : Kambur.


C....... court: AiJrceza mahkemesi. On the croalı : Dolaiıdırarak.
Crlıııılıllıl law : Ceza hukuku. Shepberd'ı croalı : Çoban deifıeli·
Cdıııılmıl office : Cinayet muuı. To aet someıhinı on the Croalı: Bir tcYi
en..... proceu : Cinayı., Jı&vası. hile ile elde eınıelı..
Criılllul paycholo1Y : C inal ruhiyat. CROOKED (7 • I), a.
Crlıııılıllıl tribunal : Cinayet mahkemesi. CroolrM deıliııp : Dolandırıcılık itleri.
Habiıual alılllMıl : aırmu ltiyad haline CroolrM foot: [Vet.] İlri at ıırmaı.
ptiren limle. CroolrM pneration : liri ve upık bir
Tbe Crtı.lııııl Investiplion J>epartment : nesil.
[C. I. D.] Emniyet Cinayet Dairesi. Cnıolıetl paıhs : liri (upa) yollu.
Cl'OOlıılıl stick : Başı kıvrık depk.
CRIMP (1), n. .t v.
CllOI' (S), n. A •·
C...,... iron: Smç maşuı.
Cl'Oll ınd root : Tepe ve kölı:.
~ machine : Pli1e UtOıU.
Cra, • ear : ·Keıik kulaklı (kllpek).
To put a ~ iD : rsI.1 Eqel olınak.
Cl'Oll of lies : Yalaiı yılını.
CalSIS (41 • 1), n. Eton cnıp : Allpnon kesilmif aaç.
Cabinet crllll : Kabine buhnnı. Neck and cnıp : Hepsi birden, tamamiyle;
Finaııcial crllll : Malt buhran.
hep beraber.
CRll8Cll088 (1 • S). L el: adv. Rotation of en,.: [A•ric.] Münavebe
~ paU&nı: Çapraz hatlı model. (ekiD).
~ trafflc:: Çaprazvari aeyrllsefer. Cl'Oll • end : Kailt uç.
Everytblq weııt cdlıılaem : Her IOY ay· To sive ııoaıeoae a c:be - . ı BirlDia •·
lı:ın puı. çını dibinden ~k.
Clll'l1CAL (1 - ı), a. To cnıp .a (..): Birden ,.uwımet, fıe­
Cdllaıl ap : Hayatın nazilt devreli, na· sadUfen ortaya çılı:mak.
zlt devre. caonat (5 - ,>, a.
Cdllaıl coadiıion : Bulıraıılı vaziyet, Good .(heavy or lillıt) Cl'IWlr: iyi (çolı:
kriz hali. veya az) malmıl veren aebat (fidan).
Cltllal demity: Bir maddeaiıı To ..-oıne (pl)a a.,..: Bq qalt la·
ııolılanııdalı:i
Crlllaıl duıy
mafet.
: C•ecb.]
En ytbek tabı.
tabavvGI
-k.. bozawılula
CllOl!l8 (S5), n., v. A L
ulnmak·
Cltllal load: C•ecı.] En fazla yDk. Aı - ıs two llickl (u a beu) : Çat
Cltllal moment: Babruıh dakika. hu)'IUZ.
Cltllal operation : Nazik wıya telılllıeli c- ICIİOD: [La•] Mlibbil dlYL
ımMliyaL C... aııd pile : Yazı mı cura mı (oymıu).

•• 7
[ 98 1

Cnm beam : Kiriş. Crou • wind : Yandan gelen rüzgiır; mu-


Cnm bearer : Haç taşıyan. halif rüzgiir.
Cnm bun : Ü~tünde haç alameti olan Cross in love : Aşkta bedbaht (lık).
kek veya çörek. Cnaed • out: Çizilmiş, silinmiş, atılmış.
Cross - bench : Parlamento, meclis. To be at ere. purposes : Birbirinin mak·
Croa - bones : Kafatası ve ince kemikler sadını ·yanlış anlamak veya yanlış anlıyn­
(korsan bayraklarında). rak hareket etmek.
Cross - bow : Tatar oku, mancınık oku. To bear one's croa: Haçını yüklenmek,
Croa-country race: Kır koşusu; [Aero.] cefaya sabır ile tahammül etmek;
seyahat uçuşu. Grand Crouı: İftihar nişanının ilk rüt·
Crm.:at saw : Kütük kesmeie mahsus besi.
büyücek bıçkı. Greek crou : Müs:ıvi dört parçadan mü-
Crcm entry : Bir mebliijı başka hesaba rekkep haç.
geçirmek, muvazene temini için bir meb- Maltesc cross : Müsavi dört pıırçadan
lfıAı hesabın öbür tarafına geçirmek. mürekkep haç, ki çapraz noktasında in-
c..- - eyed : Şaıı. celir.
Cnm • examination : Şaşırtmaca isticvap, On ıhe cross: [Adv.] Çaprazvari, ters.
istintak, sorgu. Fiery crou: Halkı isyana te:ivik eden
Crcm - fertilizaıion : Ayrı cinslerden olan işaret.
çiçekleri çiftleştirme. Red Crcm : Kızılhaç, Salibiahmer.
Cnm- fire: [Mil.] Çatal ateıi. Souıhern Cross: Haç Burcu.
Cnm - graincd : Damarı ters ve kırııık To assume the Cross: Hıristiyanlıiı ka-
olan (tahta veya ağaç); ters v~uysıız bul etmek.
kimse. To gel (be) cross wiıh : Darılmak, giicen-
Cnm - fire of queslions : Sual s janajı. m~k. küsmek.
c..- - hatch: Resim v.s. çapraz t ıİmak. To make ıhe sign of ıhe ere. : Haç çı­
Cross - legged : Baidaş (kurmuş); bacak karmak.
bacak üzerine. To sign wiıh a crosıı : İmza yerine haç
Cross • lots : Kese yoldan. çizmek. '
Cross - patch : Huysuz densiz çocuk. To take up the cnm : Her sıkıntıya kat·
Cross -. plow : Evvelce sürülen yeri çap- lanmak, işkence çekmek.
razvari sürmek. Victoria er-: İngiltere'nin en yüksek
Cros& · pollinaıe : Ayrı cinsten ol:ın çi- şecaat nişanı.
çekleri çiftleştirmek. To cross one "s legs : Bacak bacak üstüne
Cross quesıion : İstintak etmek. . atmak, bajdaş kurmak.
Cross reference : Aynı mevzu üzerine bir To crOS& one"s arms: Kollarını kavuş­
yerden başka yere müracaat. turmalı:.
Croa - roads : Dört yol ajzı, kavşak. To cross one's nıind : Aklına gelmek.
We arc at ıhe crosıı - roads : Kati karar To crosıı one"s path : Rastlamak; engel
zamanı geldi. olmak, yolunu kesmek.
Croıııı - secıion : Baştan başa: profil. To cnm one"s ıbreshold: Birine yaklaı·
Cross - sccıion of secicıy : Cemiyetin her mak, yanına sokulmak.
sınıfının mümessilleri grubu. To eros oneself: Haç çıkarmalı:.
Cnıs shaft : Orta mil. To cross one"s rs: Müdekkik olmak;
Croa - stitch : Kanaviçe işi, kruvaze di- •T• harfinin ufki çizgisini çizmek.
kiı. To cross by air : Hava yolu ile aeçmek.
Cross sırap : Atın ayaklarını çaprazvari To Cl'Oll one's mind : Hatırına aclmek,
bajlama kayısı. fikrinden geçmek.
Croıııı • talk : Karşılıklı münakaşa. To c..- one planı with another : Bir ne-
crOlllna
[ 99 1
batı diğer bir nebatla birleştirerek yeni To crowd round : Etrafuıa toplanmak.
bir nebat tef)dl etmek. CROWN (47), n. & v.
To crom someonc (to cross someon's Crowa bearinı : Dişli· yatajı.
plans) : Birinin işini bozmak. Crowa colony : İnıita İmparatorlutuna
To rro111 swords : Çekişmek, kavga etmek. hükümdar tarafından idare edilen müs-
To erosa the suit : iskambil oyununda temleke.
koz olarak ortaya açılan takımın yerine Crowu ıtass : Daire teklinde ortası kalın
başka bir takımı koymak. cam.
To double mm: See : DOUBLE. Crowa imperial : İmparator tacı.
To cnm - eumine : İstintak etmek. Cl'OWll jewels : Hükümdar makamına ait
To croa out (olf) : Haç iıareti veya çizgi mücevherat.
ile bozmak, silmek (yazı). Crowa land : Has tımar, hükümdara ait
To o:rw onr ıo (llıroaab) : Geçmek, kar- arazi ve emlak.
şıya ıeçmek; ıeçirmek; Ul"JI ııelmek; Crowa lawyer: Hükumetin müdafaa ve-
cinsleri ayrıhayvan veya çiçekleri çif(- kili.
leştirip melez çeşitler hasıl etmek. Crowa office : [En6. Lıw] Yükselt adli
CROSSING (S - 1). n. mahkemenin bir ıubeai.
Cnıabıc aweeper: Yol apı yerleri süpü- Crowıa piece : Her hanıi bir ,eyin baş­
ren ltimse. lılı olan parça.
Grade Cl'Olllnı (U. S. or Level mmlas Cl'OWll prince: Veliahd.
Eng.): Araba veya otomobil yolunun Crowıa wheel : Dilleri ltaiaı zaviye ha-
demiryolunu kestili nokta. linde takılı çark.
CROW (67), n. & v. [p. 1. CREW, Crowıa work: [Mil.] Bir çqit tevkif tab-
p.p. CROWED]. yası; [d~nt.] kron işi.
As ıhe crow flies : DümdUz, dosdotnı. Half a mnnı : İki buçuk ıilin.
Craıır's foot : Karga ayalına benzer şey, To mnnı all : Üstelik en fenası (iyisi).
ihtiyarlıkta ıöz köşesinde husulen . ıelen CRUISER (77z9). n.
buruşuk; kaz ayqı.
Arınored cnıller : Zırhlı kruvazör.
Crow's nesi: [Nıut.] Direk üzerinde Battle auller : Savaş kruvazörü.
gözcü yeri; çanaklık. Protected mdler : Zırh ıllverteli t.nıva·
To eat craıır : Çok tıİtsız ve hayİiyet lu- USr.
rıcı bir ,ey söylemele veya yapmata
CRUMB (8), n.
mecbur olmıık.
A mımb of comfort : KllçUcllk bir te-
Tci bave a crow ıo pick (pluclt) with
selli.
someone : Birisiyle paylaşacak kozu ol-
C..ab etol : Kırıntılar için 10franm altı·
malt, birisi ile divuı olmak.
na serilen bez.
To avw onr someone : Baıkuma ltal"Jı
horozlanmak, çalım satmak. CRUMPLE (8), v.
CROWD (47), n• .t. .v. To amnple 11J1 : Çökmek.
A crow4I of sail: [Nıut.] Bütün yelke~­ CRUSE (77 z). n.
ler fora halinde; yelkenlerin mecmuu. Widow'ı aa. : Bitmez tllltenmez ICY·

it milht pass in a crawıll : İyi delil ama CRUSH (8 sh). v. .t. n.


yasak savar (yoklukta olur). Cnılla bat : Körillt ıibi açılıp kapanan bir
To crowd in : Kalabalık (kütle) halinde çeşit silindir fBPka.
ıirmek. Cnllll room : Tiyatro teneffüs ulonu.
To crowd mto : İçeriye dolmak. A CNllıbıa defeat : Kahir bir mailQbiyet.
To crowd out : Sıkııtırıp çıkarmak. To om arapes : Oztım ııltmalt.
To crowıl oa sail: [Naut.] Bütün yel- To er-* oat : Bastırmak, ezmek, ııöııdllr·
kenleri açmak. met.
CI')"
ı ıoo ı

Plcase c:ruslı ap :ı liııle: l.iııf.:n biraz sı­ To er)" onc\ hı::ırt or eyes out: Atlıya
kışınız. ajlıya iki sözünden olmaic.
To c:rmlı a cup (pot) : [Si.] Bir şişeyi İÇ· To c:ry out: Bajırmıık,. haykırmak, ıika­
mek (açıp yuvarlamak). yeı etmek.
CRY (41), v. & n. [p. ı. CRIED, To cry out :ııainst: Mırıldanmak, birine
p. p. CRIF.D). !.:ır~ı fı:ryadcımek.
A foinı c:ry: Yalrnrm:ı: hıçkırık: flgan. To cry sh:ıme upon : Şi!.;iyet etmek, iti·
A loud c:ry; Patırdı. gürülıü. ~m:ııa. r;ızJa bulunma!., haksız bulmak (çıkar·
A far c:ry : Uzun yol. uzak zaman, hüyiik maki. k:ırşı gelmek, ayıplamak.
tah:ıvvlil. To CI')" onr spilt milk : Boşuna ıeessUf
A wur c:ry : S...v:ı~ narası. eımck.
in full c:ry: H:ıvlıy:ırak ııvı kovalıy•ın !av To cry qu:ırtcr : Merhamet istemek, aman
l.öpeği). dilemek.
lı is ıı far c:ry ıo ıh.: ho•pit:ıl : Ha•t:ıhanc To cry quiıs : Yeter demek.
çok uz:ıkırr. To c:ry sıinkinı fish : Alçaltmak, ködlJe..
Mııch c:ry and litıle cool : Lüııım•ıız yay· nıck, deterinl kırmak.
g:ır:ı, hoşuna velvele. To cry to: Hııykırınak, çalırmak.
The pack is in fııll c:ry: [Hunt.] l)ikiırın To c:ry ap : Methetmek, sitaJille bahset·
l..oku~unu olan köpekler balrışıyorlar. mek.
The crowd wııs in full c:ry after the thief: To cry wltll joy: Sevinçten ajlamak.
Kalabalık hirsızın arkasından batrışarak To c:ry wolf : Sebepsiz yere imdat çalar·
koşuyordu. mak.
Within c:ry : Ses i~iıccck mesafede. Crylııa shame : BUyUk ayıp.
To have a ıood C:I')" : Doya doya •il•· C11ı.a evil : Herkesüı aödlne çarpan ta-
mak. tillUk.
Hııc ıınd c:ry : (Sokakta birini tutmak için CUD (8), n.
v.s.) çılrışma. · To c:hew the c:M : Gevlı Fllrmek.
To raise ıı hue and c:ry: Hırsız v.s.'yi
CUDGEL (8 j), v. el n.
bulmak veya tutmak için teliıla çaln1-
To ndatl one'ı braiııs: Hatırlamaja ça·
mak.
lışmak, zihnini illetmek, kafa padatmak.
To c:ry apbıll: VllzUne ka11ı batırıp ça·
To lake up tbe c:MaılJs for: Şiddede mü-
ğırmıık, tehdidetmek.
dafaa etmek; birinden tarafa çıkmak.
To c:ry at : Allamak.
To _, ad : ihtiyacı olmak, bajumak. CUE (177), n. el v.
To c:ry dowa : KötUlemek; yasak etmek, To pve- someone the ne : BJriııe (bir ICY
menetmek; kUçllltmek, kusur bulmak. hakkında) ipret vermek.

To c:ry f• : Çok istemek, dilemek. To take the c:ue from : Birinden ipret
-To c:ry fer the moon : lmklnsız bir ICYİ . almak.
istemek. To me •P : Kuyruk yapmak, sıraya lir·
To c:ry halves : Hakkını istemek, hisse met; örmek, billtmek.
istemek. CUMULA11VE (177 • 17 • !l • 1}, L
To c:ry la church : [ U. S.] İzdiv1eı ilin C....._...e action: C•ed.] Birkaç doz
etmek. alındıktan sonra ilkın ansızın telir et·
To c:ry mercy : ÖzUr (taniye, af) dllemek. mesi; bir ilicın vlk:ulta birlkmeıılııden
To c:ry olf: Vıızpçmek; 16zllnU pri meydana selen tesir.
almak, caymak; tllkllrdUIUnU yalamak, Camıılallve evidenc:e: [La•] Batb IC-
inkir etmek. hadetlerle a&terilen bir weyi ispat etmele
To c:ry - l f to sleep : Uyuyuncaya ka· yanyan wehadel.
dar atlamak. Cııınlatln senıence: [Law] bk bllkllm
... ( 101 1

tmaamlıuıdıktaa mara ilive olunacak To do no - : Ehemmiyeı vermemek,


bGk6m. To are ı skin : Deriyi kötele haline se-
C ' ·,. vodaa : SeçlJecek klaıtelerin tirmet.
adedine aör'I blrblla rey hakkını bir To - fw : İyi selmet. ıedıvi etmek.
veya blrbç tım.,. vera.k ınıretiyle To nn oneself of a trlc:k : Kötü bir iti·
lııDuıabildili bir ll5im uaulll. yadı (huyu) ıerketmet.
CUP (8), a. To - ıneat : Eti kolllerve haline se·
A bitter mp : Bedbahdık, facia, felllet. tinııek.
C., , and , ball : Btrblrine loall ı bir topla CURIOSITY (179 - 16 - 9 - 1), n.
kadeh wekllade yuvalı bir çomaktan iba- ~ shop : Ufak hediyeler satan
ret bir oyuııcak. dükkia.
C., - and - ball jolat : Her istikamette ha- Old aırialllı shop : Antikacı ınaiazuı.
rebt edebilen mafaal. Ouı of aırfalllı : Mütec:esais olmıyan;
Qıp - bearer : Slkl. takıyı, uzaktaa 1eylrc:I kalarak iktifa
C.. calte: Ufak kek, çörek. eden; ilsilenmlyen.
C., - final : Putbol pmpiyoalutu finali. You raise my cmtollt)': Merakımı mu-
C., joint : Diz kapalı meklinde mafal. c:ip ediyorsunuz.
C., - tie : Putbol pmpiyoııluk eleme CURL (99), n. .t. v.
maçı.
Cıul of ıhe tip : İstihzalı tebessüm.
in one's nı,a: Sarhot iken. Cıul papers : Sıç kıvırmala mahsus ki.-
Champıane aıp : Şekerli ve buzlu bir
lıt parçaları.
çqit likör..
Half a aqı: [Cool:inı] Yarım bardak. To keep the hair in aırb : Saçları kıvrıl­
mıı halde muhafaza eımek.
CUPBOARD (8 - 9), a.
C...,_. love : Menfaat için 1evıi.
Skeleıon in tlıe ~: Şerefe doku-
To ani around : Çökmek, dolanmak.
To aırl m : Kıvrılmak.
To cm one'ı hair: [Colloq.] Teskin et-
nac:ak aizlenmiı wey, ııc:ıklı sır.
CUD (99), n. mek, yatıttırmalt.
c... bil : Zinc:irll le&ll· To aırl one1elf •• : Dertop olmak.
c.tı market : Rami borsada kaydedil·
To mrl •P: Ayaklarını allına alıp otur·
memiı hiaeleri utan borsa.
malt.
en roof : İki yanı çifte meyilli çatı. To aırl •P wiıh : Kıvırmak, bükmek.
~ irons: Saı; ma...ı.
c.tı lllODe: Yaya kaldırımı kenar tatı.
To put • _ . OD one'ı pulİODI : bıtı­ cuıutENCY (8 • 9 • al), n.

raların• IClll vurmak. Mctallic: _...,. : Madeni parL


CURD (99), n. a. v. Paper Clll'IUCJ' : Kilıt para, baatnoc.
C.... _., : Peynire benzer beyaz ubun. To ıive ...._,. : Piyasaya ı;ıkarmak.
C... and whey: Bir ÇIClit tatlı yoturt. To be in CllllftC1 : Geçmek. tedavUlde
To nnl the blood : Kortu ve dehmet ver- bulunmak; seçer akçe olmak.
-k. CURRENT (1 • 9), a. a. L
CURE (1779), v. .t. n. C..- coin : GC911r akçe.
C.. , all : Her derde devL
lnataataneous am : Birden ıifL
Put -
Water -
: Çaralz, iyiJepqez.
: C•ld.] Su ile tedavi; (Si.]
çok su içirmek lllnıtiyle quııc:e.
c-·
C....... collecıor: [.l:'lııc.] Cereyan top-
layıcı.

liltiric:i.
c:onverter [.l:'lııc.] Cereyan de·

Cmnml senerator: [.l:'lııc.] JenerUör.


11ıe - of ııouls : hhipUk 'ftZifai. c......a nuınber: Bir mecmua v.ı.'nln 90D
To be siven • nn : Tedavi edilmek. çıkan nUalıuı.
To ıive • nn: Tedavi e~ C - - of air : Hava çenıyanı.
[ 102 1

Cıarat of evenls : Hidisatın cereyanı. "' lıyor.


lron carUla : Demir perde.
Cıarmt of water : Su akıntısı.
c....- opinion : Efklrı umumiye. CUSTOM (8 • !I), n. & L
c...... price : Buatınldl fiat. C..... housc : OtlmrQk.
Counıer amal: Pey; anafor. C..._ union : Olmrtlt ittihadı.
c.ınıat regulator : [El«.] Cereyan re· Clllt- made : llmarlamL
glllltörll. Catom tailor : Ismarlama yapan terzi.
Altemating aıneat: [El«.] Mütenavip Catom worlı: : bmarlama İf.
cereyan. CVT (8), n., a. ıl v.
Arctic Cıareat : Şimali Buz Denizi akın· A prime al : Kasaplık etin en aeçıııe par·
tısı. çası.

Constant mmııt : Sabit cereyan. An unkind cat : Dokunaklı ve kırıc:ı ııöz


Direct camıd : Dolnı akım. veya hareket.
Negativc mmıd : Menfi cereyan. C.t ınd dried : Evvelden bazırlanaııı,
Opcn Clllftlll : Açık cereyan. mllrctlep (plin, v.a.).
Secondary caınıd : nıı cereyan. Cııt and thrust : 06ills aölle savq.
To row apinst the aımat: (Fir.] Umu· Cat by one half : Yarı yarıya indirilmiı.
mi cereyanı zıt gitmek. Cat of beef : Bir dilim ıılır eti.
in cannt use : Umumiyetle kullanılın. A short cat : Kesti~ yol.
it is canntly reported that : Umumiyetle To draw mtl : Kur'a çekmek.
söylenildiline göre. Thc cat of his jib : Biçimi, kılık ve kıır
Canat ıccount : Cari hesap. feti, görünllı ve tavrllhareketi.
Cıırnat events : Cari vıkalır. Unkindest Cilt of ali: En çok incitea ICY·
C!_mııt history : Buıllnlln tarihi. Wood Cilt : Tahta tlite; böyle bir tlifeden
CMTeat money : Mütedavil para. basılan resim.
Carnnt rcport : Dolı11n taylı. Cat aJass : Elmutrq, bllUlr•• kristal.
CURRY (8 • 1), v. ıl n. Cut price : Tenzllidı (kırık) f"ıat.
<:..., comb: Ka111ı. Cat sugır: Kesme teker, küp teker.
To carry favor wltll someone : Mlldahene Cat stone: Yontma 191.
ile birinin gözüne ıirmele çalıımık, ya· Cat out for : Uygun, yakışır, llyılı:.
ranmık. Cat • throat : Katli, cani; insafsıL
CURSE (99), v. Cilt· pune: Yankesici.
To etme d-. : Unet yaldırmak. Cat and long tail : Her nevi köpek.
To cane one's fıte : Bahtını küsmek. low • Cilt dress : Dekolte elbile.
What mned weıther! : Ne kötll havı! The cat of orıe's muı : Yüz, çehre.
CURTAIN (99 • 1), n. Thıt cam no ice: [Si.] Tesinir.dir.
Cmtlllıııı cali: (Tlı~at.] Perde indikten Thaı catıı bolh waya: [Si.] iti yUzHi-
sonra alkııla tekrar sahneye çalarma. dür (kılıç v.s.).
CarUıla lecture : Bir kadınm yalnız ol· To draw Cllla : Ayırmalı:, parçalamak.
duk.ları zaman kocuını azarlaması; kurt To be a cat above : Tenczzlll etmemek;
mualı. birisinden bir gömlek üstün olmak.
Cartabı raiser : Asıl piyesten evvel oyna· To make a clean Cilt with : Biri ile alikayı
nan piyes (kısa). (selfım sabahı) kesmek.
Cartlıhı ring : Perde halkası. To give someone tbc cat direct : Birini
Cıntabı rod : Perde çub1Jlu. çilneyip geçmek (scllm vermemek).
To draw the carala : Perdeyi kapamalı:. To cat and come apin : Sofrada el ye·
To raise the eaıtııla : Perdeyi açmak metinden ikinci defa almak.
(kaldırmak). To cııt at (soınethin&) : (Bir ~ye) vurmak,
Tbe aırc.lıa rises : Piyes veya ffiiın bat- darbelemek.
... [ 103 ]

To Cilt a c:orner : Köteyi d6ıımeyip kes- To Cilt it fine : inı:c doiramak (kesmek).
ttrmedaı ptmelı.; köteYe sllrllııerek viraj To mi ali: Kesip atmak, ayırmak.
yapmak (cıcamobll). To _be aıt ali: Ölmek; inkıtaı utramak.
To mt - c:omıtry : Kırdan kestirme To mt olf wilh a abWinı : Miru bırak·
lftmek..
To mt a lecture: [Colloq.J Bir den ver-
--.
To ad onc's coat ııccordinı one'ıdoth:
mek, kollferuııı vermek. [Pro'F.] •Ayqını yorpnına aörc uzat-
To mt aııd nm: [Naut.] Palamarı kc-
malı•.
alo ıllratJe uzatıapnak; [Fiı. J sllratle
To Cilt onc's stick: [Colloq.] Tabanları
11vıpnak.
yaiJamak, sıvıpnak, sırra kadem bumalı:.
To mt a dalh : Hokkabazlık etmek, ko-
mik harekeder yapmak. To Cilt ııııt : Kesip çıkarmak, hazırla­
To ad a fipıre : Boy pı.tenııet. mak; bir rakibin yerini almak; biçmek;
To ad a toodı : Diş çıbrmak (çıoc:uk). oymak; [aaut.] bir limana airip buldutu
To at a coat : Bir cebdik twnq kes· aemiyi ıorla alıp a&Urmek.
mek; ceket dlkınet. To ad somcone out : Birinin bir il(e ye-
To ad • ~ : Birini aönnemezllkten rini almak; varis olmak.
(tanımanwlıttan) plmek.
To Cilt somcone ıhort: Sözünü kesmek.
To ad appolnıınents : Randevuya plme- He is Cilt _. for lhis job : Bu it onun için
mek. biçilmiı kaftandır.
To mt mm : Kelilmek.
To Cilt the acquaintance of a penon : Bi·
To aıt ice : Aldatmak, tak• etmek.
riyle alil.asını kesmek.
To mt - - (....._.): içinden seçerek
dolnı &itmek.
To Cilt the outlay for : Masrafı kısmak.
To aıt a caper : Sıçrayıp oynamak, yan- To Cilt to picccs : Parça parça etmek.
madık etınct. To mt priccı: Fiattı tenzilat yapmak, is-
To nt _..,, : Kesip çıkumak. konto etmek.
To aıt ftllY mm ı Alüuını kesr:ıek. To Cilt to lhe heart : Kalbine yara açmak.
To aıt lıack: Yontmak; kısaltmak; To aat to tbe bone : Kökünden kesmek.
(Çolloq.J ıl\ratle dönUp ,eri aitınek. To Be aıt ap: Kendini üzmek, çok mü-
ro ad Mwıl : Kesmek; kı1111ak; biçmek; teessir olmak.
Jtrakmak; indirmek (fiat v.ı.).
To cat ap : Dotramak, parçalamak; boz-
To mt eaclı other tıo piec:es : Birbirine kö-
mak.
tDllllt etmek.
To Cilt . , nasty (uaJy): [Si.] Hiddete ka·
To m ı. : Söze k_arı~ak; yantta rııki·
pılmak; tehditklr olmak.
binin yolunu kesmek; [card] oyunda
birinin yerini llmak. To Cilt . , l'Ollllı: [Colloq.] Hiddetlen·
To mt llllo: Yarmak; bir parça kesmek; mek, öfkelenmek.
söze kan1111ak. To Cilt . , well : Çok para bırakmak.
To at it ıılıort : Kısa kesmek, llfı veya To cat ....r : Ucuzlatmak, tenzil etmek.
meseleyi uzatmamak; kc~llmck. Very Cilt ap at: [Si.] Meyus, hüzilnlU.
[ 104 ] ......

DAB (3), n. .t.v. To •uıp d-• :


(Aleti) klille örtmek.
A M at : [Colloq.J istidatlı (bir weyc); To dmıp oft : Rutubetten çllrllmek.
mahir; aki. To ıhrow dııınp over: Omitlerini suya dU-
To be ı dü (bınd) at someıhing: Bir 19yi ıünnek, kadrini lwmak.
yaman bilmek. To pul a dııınp on thc coınpıny : Toplan-
To M •: OvullUrmak. tıya soluk bir hava ptirmck.
DABBLE (3), v.
nAMPER (3 - 9), n.
To dalıltle in someıhing : Biraz mqgul
To .:ası a .._,... on a pıırty : Bir toplan-
olmak, biraz bilmek.
tının tadını tuzunu kaçırmak.
DAGGER (3 - 9), a. To cısı
a dmlper OD one'ı life : Birinin
To be at ....... drawn : Birbirinin kanı­ hayatınızehir etmek.
na susamak, can dllpnanı olmak. To cası a dmnper on IOmCODC : Birinin
To look ...... at someoae: Bir kqık
alzındın burnundan getirmek.
suda bolacalı.mıı gibi bakmak.
DAU.Y (3-1), v. DANCE (44 • ı), n. .t. v.
To ıl8llywflll ı Bir weyle oynamak, bir To daace _ _ , : Etrafında dınsctmek.
şeyi ciddiye almamak. To daace aıtendıncc OD somcoae : Biri-
To üllJ wl8ı IOIDeone : Birini oyalamak, nin etrafında dört dönmek (çırpınmak).
oynatmak. To dance for joy : Sevincinden lakla at-
mık.
DAMAGE (3 - l j), n.
To daace to : .. .'ye göre danseımek.
To lay ........ : Zanır ve ziyanı hesap-
They daaced ıo ıhe mUsic of the
lamak.
orchesıra : Onlar orkestranın mllziline
To make good ...... : Zarar ve ziyanı
uygun olarak dansettilcr.
tazmin etmek.
To . _ wiıh rage : Hiddcıtcn tepinmek.
DAMN (3), n. A: v.
To give a daace : Bir balo tertip etmek,
0-a il! (God . _ you!) : Hay Allıh · balo vermek.
mllatehakkını venin!
To lead a person a UllCe : Birinin baıına
O-• your eya! : Hay Allah 15ztlnll ·iı açmak, birini eziyete sokmak.
kör etsini köroluıca! rıı make him . . . . to a dlfferent tune :
Do your • - •..a : Elinden plcni ar- Ben ona gösteririm, ben ona dllayaaın
kana koymıl kaç bucak oldujunu anlatırım.
Don't give (care) ı d...s : Kulak· uma!
bot ver! DANDER (3 - 9), n.
rıı sec hlm ..._. fll'll : Dllnyada ol- To gel oae's ...._. up (to have onc'ı
mu. duder raiscd) : Hiddeti beynine sıçramak.
lı'ı noı worıh a(twopcMy) Uııuı : On DANGER (21nj9), n.
para etmez. Duaer from : .. .'dan, .. .'den tehlike.
Well fm ......ı : Artık çok oluyor!, There is a dmpr from c:old lhiı ycar :
çok ıcy!, Allah Allah! Bu sene hava tehlikeli derecede IOjuk.
DAMI' (3J, n. .t. v. DANGLE (3), v.
lt'ı just ....... : Yııjmur hafifçe çiae- To dmlle mfter (....r) someone: Pe-
llyor. ıi nde,ıı k0tmak (birinin).
To . . . , 10mcone'ı anlour : Birinin he- To dalılle someıhln ..,_.: Cezbetmek
YClbı.i tınnat. için bir weyi g6stermek (va'dctmck).
... c ıos ı

DARE (29), v. To dalla lato pieccs : Parça parça eımek,


o.n · dcvil : Gözünü çöpten sakınmaz, parçalamak (fırlatarak).
1erdenaeçti. To . . . elf to : Derhal yola çıkmak, ıU·
How Unı you! : Bu ne cesareti, kOstah· raıle uzakhılmak; süratle kar1lamak.
tık! To .... a.t: Dıpn fırlamak; hücum et·
1 dan say : Her halde; sanırım. mck. ·
Don't llıın touch him! : Ona dokunayım To . . . someone's brainı •• : Birinin
deme! beynini patlatmak. ·
To ..... someone to do somethlnı : Birine To Adı elf a lctter : Acele mektup yu-
bir ıcyi •yapamazsın• diye meydan oku· mak.
mak, alnını kanıtamak. To • • ·someone's hopa (spirili) : Birinin
llARK (44), a. ümitlerini (cesaretini) kırmak.
A daıfl horse : Hakkında bir p:y bilinmi· To dalll someone'ı confidence : Birinin
yen yarıı atı (rakip). itimadını sarsmak.
Dıırlı • blue : Uc:lvert. To .... to pieces : Pırça parça etmek.
Dd • eyed : Kara sözlü. To ._. ap to : Hızlı kotmak.
Dıırlı • areen : Nefti. Ali my hopes were ...._. to thc snıwıct:
Dıırlı contlnent : Afrika. Bütün ümitJerim suya dUştU.
Dıırlı lantem : Hırsız feneri. DATE (21), n.
Dırk house : Tım1rhane. Dııte of a bili : Bir eenedin vldeli.
The Dıırlı Ases : Ortaçalın ilk y1rııı. DaW from ... : .. .'dm beri.
To be in the ürlı: Haberi olmımak, mı­ Ouı of üte: Modası pçmi" demode.
lümatı olmamak, bihaber olmak. Siıı months after dale (at siıı months Ull):
Afıcr dllllı: Ortalık klrardıktan sonra. Altı !lY sonunda.
To set (anıw, become) art: Kıranlık Jntc:rest ıo ..._ : Bupıne kadar olan faiz.
bastırmak, akl8m olmık. To be up ıo tlalıl : Zamana uysun olmak;
To keep somethlnı ürlı : Bir ICYİ sizli modem (yeni fikirli) olmak; itini sUnU
tutmak. · gününe yetiıtirmek.
Till d.tı: Ak1Bma kadir. To have a date wiıh someone : Birisi ile
DART (44), v. bir sözü (randevusu) olmak.
To·an ...,- : Pırlamak. To make (fiıı) a dala with ııoıneone :
To an , _ . . : ... doinı fırlamık. [Si.] Birisi ile randevutııımak.
To an a.t: Dı1&rıya fırlımak. Under the date of May 9th : 9 Mayıs la·
rihinde. ·
DASH (3), n. .t v.
Up • ıo • dıde : Modem, asri.
To cut a d..ıa: Caka etmek, çalım ut·
mak. llAUGHTER (.5S • 9), n.
To make a .... at : ••. 'e Aldırmak. o.pıer country (nations) : Kardcı mil·

To mıke a .... for (to) : Soluin ... 'de !etler.


almak; .. .'e dolnt atılmak, selir.mek. DAWN (55), n.
To dmlı aplılltı Çarpmak. At lenıhı it PwMll on me that... : Niha·
To .......... : Hızla Bitmek. yet anladım (kafama dank dedi) ki ...
To .... •"81' ı Hızlı ayrılmak; fırlatmak. DAY (21), n.
To .... al someone : Birinin üzerine atıl· Ali daJ tonı : Bütün ıün akıama kad11r.
mık, saldırmak. Ali daJ : Bütün ıun.
To ..... . _ : Yere atmak, fırlatmak. Before ay : GUııq dolmadan evvel.
To .... far cover : Gizlenmek için kot- Beller ÜJI : Daha iyi 1Unler.
mık. Break of ay : Şafak.
To tlllllı in: Paldır killdUr prmek. Broad uy : Gündüz sözü ile, ıündilz.
[ 106 ]

By ÜJ: OündüzDn. ıo movin : Sinemaya gitmiyeli hayli za·


By ıbe ÜJ : Gündelikle (llcret). maa oldu.
ClvD ÜJ : Gece yarısından Ntbyaa atın. il il ıhree years ap 10 a .., : OünO 111-
:O., after .., : Günlen:ııı. nOne Uç sene enel (oldu).
:O., and ÜJ about : Birisiyle illa aıırı •ll'ı ali in ıhe ..,.. work• : [Prov.]
ııöbetlete. Oyuna çıkan oynamaJL
O., aad nlaht : Gece gündüz, ubah ak· Judaemenı .., : Kıyamet ıünü.
pın. One or oıber ı111J : Bir ıDn. gün selecek
:O.,· boıırder : Ytrım leyli, yemekli. ki ... , olablİir ki..., buslln yahut yann.
0.,- boy: Yemeksiz talebe. Order of the .., : Gün hllkmO.
:O., by ÜJ ı Ollııclea gUne.
:O., - dream : Hulya.
On one's
maa.
•1 : Bir itte en iyi oldu&u za·

1>aJ1 of ll'8CC: [Com.] Tediye için borç· He hu had his .., (his daJ is done
luya verilen fazla Uç glbılUk mOsaade. over) : Onun zamanı llÇ!i.
:O., labour : OOadcUk. One of tbese fine daJI : (İkaz veya tehdit
O., labourer : GUndeUkçl. makamında) GünOn birinde, bir ilin·
:O., nunery : ODndllz bakımevi, kreı. He has seen Iİetter ..,. : Kı'lıır dllfkOnü·
O., ldıool : GOadOz okulu. dllr: ıörnıill ııeçirmiı adamdır.
O., ıprlııa : TOi. Present day : H:ılen, ıu anda; bu asırda.
:O., ıtudcnt : OUndllzlü ölmıc:i. Pıy daJ : Ocreı verildili ilin.
Dccline of .., ı Akpm üsttı. Resi daJI : Gençlik.
Dyinı daJ: ÖIDm günü. Some fine .., : Allıhın bir gUnOnde.
•Every cloa hu his dQ• : [Prov.] Her· Solar .., : Yirmi dört saat, arzın tam bir
kelin sırası (lanı günü) gelir. devir yaptılı mllddet.
Every oıber U, : Gün aıırı. Some day : Bir ıün, günün birinde.
Every ııecond daJI: iki ıDnde bir. The U, Is ours : Kazandık.
Evil da1I: Bedbaht (kara) sllnler. The .., was aoinı badly for the Enalish:
Fası .., : Onıç gllnü (Ramazan).
Muharebe lnaı1iılerin aleyhine gidiyordu.
Flesh .., : Oruç bomla, iftar. The appoinıed .., : Ölüm günü; randevu
ıünO.
From that U, to tbis : O günden buıil·
ne, o ilin buglhıdOr. The .., afıer ıhe neııı : iki ıDn sonra.
The last .., : Mıhter (hülr.Dm) gUnü.
From ibis .., forth : BugUnden itiba·
The .., ıfıer ıomorrow: Yarın delil,
ren. bundan böyle.
öbür ıDn.
From .., to .., : Günden güne.
The daJ before (yesıerday) : Diln delil,
Ooad .., : Merhaba.
evvelki ilin.
Higb ..,. : Zevkli (fevkallde) allnler,
The .., followina : &lesi glbı.
mesut sllnler.
The pıod old ..,. : Hey gidi ıDnler.
in daJI to coıne : Deride, gelecek zaman.
The olher daJ : Geçen ilin.
larda, istikbalde.
This U, week (rnonlh) : Gelecek hafta
in one"ı ılllJ: Vaktiyle, aeçmiıte. (ay) buaDn.
it was broad dQ : Güneı dolalı çolr. ol· To ibis very daJ : Bugün bile, hllii.
mıqtu.
The very daJ : Aynı ıün, itle o ıDn.
in tbe pıod old ÜJ9 (in tbe ..,. of old) : This .., twelve monıh : Bir sene sonra.
Eski zamanda, eskiden. This many a .., : Hayli zamanlar, çok·
in his ÜJ : Onun wıwıuıcla. tın beri.
lt'ı maay ı lonı ÜJ since ... : Ne zaman- To a .., : OOnü sllnllne.
dan beri ... To c:arry (win) the .., : Kazanmak (mu·
lt'ı maay ı lonı ılllJ liDce 1 bave not ıone harebe v.s.), plebe çalmak.
[ 107 ]

To aı;k a sirl lo name thc dııJ: [Colloq.) Deııd • cenıer:[.llfKb.] Bir krankın ölü
Bir kıza evlenme (izdivaç) teklifi yapmak. noktası, sıfır nokıası,dönüm nokıası.
To aan:e upon a day : Randevulaşmak. Deııd - end : Derİıiryolu v.s.'nin bitıili
To cıll it a day : O atınlllk ilC nihayet nokıa, ÇJkm.Z sokak veya boru v.s.'nin
vermek, artık çalışmamak. kapalı ıarafı; meı'um neıicc.
To turp niıhı into da1: Geceyi ıündüzü­ ne.. lanauıae : Konuıulmıyan dil.
ne katmak, çok çalıımık. Deld-liaht: [Naut.J Lomboz kör ka·
To shorten onc's da,..: Hıyntını kısalt· pıli.
mık. DeH - lock : Çıkmaz.
Twice a day : GUncle iki kere. De. . hand : Meıruta. satılmamak ıartına
Two n d91 : GUnde iki tane. ballı hal.
Within a few dQI : Birkaç ıünden. bir- Deııd and done for: [Si.] Hapı yuttu,
kaç ıün zarfında, birkaç ıUne kadar. onun işi bitti.
Within these few U,. : Bu birkaç ıUn, Deııd heıt : Yarılfa ba1ba11 varı1o bera·
içerisinde (zarfında). bere kllıDln yarıt-
You didn't show me a uy : Sen bana ıUn Deııd ı:alm : Tam rcssizllk (ıUkOnet).
göstermedin. Deııd in law : Medeni (imme) haklardan
1 never sııw a dııJ in my life : Hayatımda mahrum.
hiç ıun aönnedim. Dead in sin : Çok aUnlhklr.
DAYLIGHT (21-41), n. Deııd anıle : istikamet haricindeki mU-
D111llalıt 5avinı time : Yaz saati. dafilerin aletinin dokunaınadılı zaviye
Dy dııJllslİt : GUndUz(Un). veya yer.
in broad dayllaht : Gilpe ıündilz. Dead on ıhe mark (on end) : Tam kal'lı·
To beıin to sce dııyllalat: Bir iıin içyüzü- sındı; dolrudan dolnJyı.
nil (mahiyetini) anlıaıala başlamak; De. . letter : Sahibi bulunmayıp posıaha·
ilzUntülU bir i' veya fena bir vaziyetin nede kalan mektup; merı oJmıyan (bUk-
•onuna yaklaııııını sezmek. mil kalmamıı) kanun.
To let d81HPt in : [Si.] Gilnünll bitir· De• line: [.ifil.] OstUnden aeçenlerin
mek (&eçirmek); vurmak, yaralamak. öldürilleceli ilin cdilmiı olan hudut battı.
l>AZZLE (3). v. Dead man:h: C•ua.] Cenaze martı.
To (be) ._... (d) wllb : Göz kaaıapnak; •Dead men teli no tales•: [Pro"r.] ÖIU·
göz kamaıtırmak. ler konu1111az (bir sırrı if11 etmemesi
DEAD (2), a. için öldUrUlen kimse hakkında kullanılır.
A .... certainıy : EIJe bir, kaıi ICY. mu- Dead nettle : Isırpn otu.
hakkak olacak ICY· Deııd on time : Tam vaktinde.
A ddd loss : Tam kayıp. Deııd rcckoninı: [Naut.] Gemi mevkii·
A de.. shot : Keskin nişancı; attılını vu- nin parakete ve pusula vasıtuiyle rasad-
rur. sız tayini, kaba kompas hesabı.
A • • sound : Tok seı. Dead right : Tam mfınasiyle haklı.
At de.. of niıht : Gece yarısı. Dead pın
: Tamamen ifadesiz (çehre).
De.. aplnst : Tam miınasiyle aleyhıc. Dead secreı
: Son derece ıiz1i, sır.
Deııd and sone : ÖlmUı ıiımiı. De8d Sca : Ut aölU, Bahri Ut.
oUd • alive : Ölü aibi, 1evksiz, cansız; Deııd scason : İpizlik ıUnleri.
ııkınblı.
Dem shot : Tam minasiyle ni11ncı.
Dead as a door nail : Tanıaaıen ölaıüı. Dead slecp : Derin uyku.
Dead ball : Oyundın çıkaııı top, ölO top. Dem stock: Bir çiftliiin cansız C1YB91;
Deııd • beat :Bitkin bir blkSe. kullanılmıyan sermaye, IBlılmıyan mal.
Deııd beat : İbresi sallanmıyan (alet). Dem ıo ... : .. .'e ka111 hissiz.
....., [ 108 J
.....
De.. water : Dursun su, dilmen suyu. DEAL (11), n. Av.
De.. window : Taklit pencere. A aood (grcat) deal : Ç!'k• birçok, bir
De.. weiaht capacity : Geminin taııya­ hayli, pek çok.
bildili yük. A de.ı: [Si.] Birçok.
Dellll wirc :. [E/tt.] Elektrik cereyanı A tini too much : Fazlaca.
aeçmiyen tel, yalıtkan tel. A proritable de8I : Klrlı iş.
Duıl to the wi>rld : Son derec:e bitkin ve· 1'11 deal with himl : Onu bana bırak!
ya sarhOf. To de.ı fairly by someonı: : Birine haklı
D... • weiahı : Kesilmi' hayvanın alır· muamele etmek.
lılı: borç v.s. hakkında: • alır yük. To deal by : Birine hasım olmak.
Duıl white : Mat beyaz boya. To deal la (c:oıton yam): (Pamuk ipliji)
1 am .... apinsı it : Ben bunun tama· ıiı:arcli yapmak; mlldabale etmek.

men aleyhinde.yim. To de8I oııı : Tevzi etmek.


To be .... set apinsı : Birine kaflı zıt To de.ı wltlıı (a mailer): (Bir mesele) ile
vaziyet almak, taban tabana zıt olmak. meııul olmak; karşı koymak.
To ao ._. : (Bir uzuv) uyupnak. To deal tılth someone: Birisiyle pazarlık
The dead bours : Gece yarısı, el ayak çe- etmek.
kildili zaman. 1 ad ı1e.ııaa wiıh thaı aroc:er : Şu bakka·
lın mllşterisiyim.
in the de.a of winter : Karakışla.
To c:ome to a de.. stop : Tamamen dur· To make a deal : Ahı veya ıaıııta muta·
bık kalmak.
mak.
The .... : Cenaze, ölüler; gecenin veya To t1e.ı a · blow : Darbelemek, vurmak.
kışın orta vakti; tamamen, büsbütün, bir·
To deal at a shop : Satın almak.
denbire. To *81 la c:oin : Alıt veriı yapmak.
Wı:ll that's a de8I : Pek iyi uyuıtuk.
To fiil a .... man's shoes: Mirasa kon·
mak; halefi olmak (bicinin). DEALER (11 • 9), n.
Double dealer: ikiyüzlü, aldatıcı.
DEADLY (2 • 1), a.
Plain dealer : Samimi, dolru, dürüst.
Dellıllr bombinı : Ölüm saçan bombar·
Rcalail tlealer: [Com.] Perakendeci.
dıman.
Wholesale dealerı [Com.] Toptancı.
Doılly enemy : Can dlişmanı.
DEAa (19), n. ela.
The seven ....., sin: Kebair.
Dcar dnr! : Allah Allah!, yok canım!
Duılly niptshade: [Bot.] Güzelavrat
Dear me! : Sahi mi? deme! aman Ya·
otu.
rabbi!
0...11 sin : Muhlik aUnah. Dear Ahmet : Scvıili Ahmet, Ahmet·
DeMly pale : Benzi solmuş, sapsarı.
çilim.
in.....,. eamest: Şakası yok.
My dear fellow : Azizim, aziz dostum.
Duılly looks : Ölü aibi çehre, sapsarı
Por Dar life : Canını kurtaracakmıı aibi.
yüz.
A .._ shop : Pahalı dllkkin.
DEAF (11), a. Oh tlearl: Vah vah!, yazık!
Dnf and dumb alphabel : Satırlara mah· To acı dnr (ile-): Pahalılaşmak.
ııuı alfabe. To run for dear life; : Var kuvvetiyle kot·
Dol as a post : Duvar aibi satır, hiç mak.
duymaz. You shall pay dnr (ly) for ıhis! : Bu size
•None so luıl as those who won't bear•: pahalıya mal olacak.
[Prov.] lıitmek istemiyen kadar 111tr You are a .._ fricncl te me: Siz benim
olamaz. kıymetli, aziz ve sevaili doslUmlUllUZ.
To tum a lal car ıo : Dinlemek isteme· DEA111 C2 8). n.
met. kulak 11mamak; reddetmek. Al ıleath's door : Ölüm eıilinde.
death
[ 109 ]

Deulı - blow : ÖldürücU darbe. Violıenl deatlı : Tasarlanmıı ölüm.


Deııdı - aaony : Can çekillllC, koma. DEL\ll (1 - 44), v.
Dutlı bell : Cenaze çanı, ölilın çanı. To debu somcone ' " - somethinı : Bi-
DeMla - duty : Veraset ve intikal veraisi- rini bir ,eyden mahrum etmek.
Deaell - mask : Bir ölilnün yilz kalıbı. To delıılr someone rn. doina somcthina:
Dufta on : [Si.] Zararlı, öldürücü. Birini bir ,ey yapmaktan menetmek.
Deatlı - raıe : ÖIUm nisbeli, vefiyat. To ılelıtır somcone a right : Birine bir
Deatlı ratıle : Can çeki1111e hırıltısı. hakkı reddetmek.
Deııtlı sıroke : Ölüm darbeli. DEBT (2), n.
Deatlı warranl : Ölüm hükmü, idam hUk- A bad delıt : Ödenmesi gayrikabil borç.
mü. Action of delıt: [Law] Alacak dlvası.
Feathered tleatlı : Okla ölüm. Delıt of honour : Namus borcu.
Deadıı sııres him in the race : Ölümü mu- Delıt of nature : Ölüm.
hakkaktır. Dalıt payable : Ödenecek borç.
ffashion, ltory) done ıo deatlı : (Moda, in delıC : Borçlu.
hikaye v.s.) insanı bıktıracak derecede 1 shall always be in your debi : Size karlı
yayılmış (tekrarlanmıı). daima borçlu olaı:alım.
Meal done to ıieııdı : Yanmıı eı. Delıt receivable : Alacak, matlup.
Deatb ıtrugle : Can çeki1111e, can hav- Outstandina ..lıt : Halen tahsili veya w-
liyle çabalama. rllmesi llzım plen borç.
PrematUR (untimely) *8tlı: C•ed.] Balance of a dHt : Borç bakiyesi.
Genç yaştı zuhur eılen ölüm. Comolidated delıta : Muntazam borçlar.
Sudden deatlı : Ani ölüm. National (public) tlelıCs: Milli borç, dev-
Pangs of dellllı : Can verme, koma. let borcu, dilyunu umumiye.
Put to deadı : ÖldUrülmüı. To set out of delıC : Borçtan kunulmak.
Sentence or ıleath: Ölüm hükmü (cezası), To run inlo ..lıt : Borca ainnek.
ölilme mahkumiyet. Doubtful delıa : Tahsili ıllpbeli borçlar.
1 was sick ıo deııdı or lhe jail : Hapisha- To be heıd over ean (up to the eyes) in
neden son derece bıkmıftım. ılHt : Uçan kup borçlu olmak, aırtlalı­
The :ınsel of demtlı : Ölüm meleli. nı kadar borçlu olmak.
To ~ in at the deadı: Bir tilki ıvındıı To contract ı delıt : ·Borca girmek.
tilkinin ölümllnde veya bir tqebbüste mu- To senle (dischar1C, liquidate) a .... :
uffakıyet anındı hazır bulunmak. Hesabı kapamak (temizlemek), borcunu
To be ıleııdı on ... : ... 'in can dll1111anı tediye etmek, borçtan kurtulmak.
olmak; .. .'de pek usta ol mü. To pay ı debt : Borcunu ödemek.
To be tlıe *8tlı of : Ölllmilne (mahvına) DECiDE (1 - 41), v.
sebebolmak. To decide ııainst a thinı: Bir weyin aley-
The Black Deldı: Onaçalda Avrupayı hinde karar vermek.
kasıp kavuran BUyük Veba. To dedıle for oneself : Kendi kendine
To catch one'ı delllh of cold : Fena soluk karar vermek.
almak. To decide la favour of (a thing) : (Bir ,e-
To do ıo de• : Zulm (işkence) ederek öl- yin) lehinde kırar vermek.
dürmek. To ıledde on sometlıinı : BiT teyl belen-
To drink oneself to deatlı : Kendini iş­ mek, intihabetmek.
retle öldürmek. To ıledde a,_ : Karar vermek.
To put to ıleadı : idam etmek, öldünnek. Whıı thinı did you Mdıle 1111? : Neyi
War to the ._.. : Ölesiye harb, son ne- belendiniz? hangisine karar kıldınız?
fese kadar cenk. DECIMAL (2 sl),a.
Unto tleadı: Ölüme mıhkllm. . . . . . aritmetic : Atari baap.
[ 110 ]
....
Dedlul fnction: Atari (oadalık) tesir. To ded8n thinp (merchandise): Mal be·
Declııuıl notatioa : Atari ipredeme veya yanında bulunmak.
aotlaınL • Have you anythiq to dedseT• : Güm·
Dedıııal plac:e : Aprl usulde bir rakamın rllje tiibi bir eıyanız var mı?
yeri. To dedan war apoa : Hartı iliın etmek~
Declıaal point : Apri (ondalık) nokta. DECLINE (1·41), v.
Dedaı.. system : İ.lari (ondalık) usul. iN one's decllBlnı yeus: Hayatın sonu·
DECISION (1 slj5 n), n. na dotru.
To come to a declllall: Karara vumık. On the dec:llae: Çökmekte.
To make a decllloa : Karar vermek. To be on the dedme : Azalmap yliz tut·
DECK (2), n. .t. v. mak; ralbetten düpnek.
Deck beam: [Naut.] Gllvcne kirifi. To ao into a decllM : Kuvvetten dütnıek,
Dedı; • chair: Açılıp kapanır sandalye, vereme tutulmak, zafiyet aeçirmek.
şezloııı.
DECOY ll • k ~I), v.
Deck • hand: [Naut.] Güverte tayfası.
To decoy lllto : Tuzata düımek.
Deck • holllC : Güverte kamara11.
DEDICATE (2 • 1·21), v.
Dedı;- passenaer : Güverte yolcusu.
To ılldlcate to : lıh:ıf etmek.
Bridae deck: Köprü üstü; [naut.] Orta
kasara ıüvertesi. DEIED (11), a.
Below deduı: [Naut.] Palavra altına, Deed • box : Evrak kutusu.
ambarda veya ambara. Deed • poll : Tek taraflı mukavelename.
Forecastle deck : Baş kasara ıUvertesi. Good dnda : İyilik, hayırseverlik.
Main (fore) deck: [Naut.] Pıılavr:ı. Evil deed9: Kötülük, ıUnah.
On dedı; : Güvertede; nöbette. in ıleed: Hakikatte, bilfiil.
Orlop • dedı : Tavlun. in very deed : En dotrusu, sahih olarak.
Poop deck: [Naut.] Baı kasarası. Tltle deed : Senet, bono, tasarruf senedi.
Promenade deck : Gezinti ıüvertesi. DeM of sayinı : Sifahi mukavele.
Quırter İledı : [~aut.] Kıç ıüvertesi, kıç Deed of İift : Hibe mukavelesi.
tarar, kıç kasarası. To draw up a deed : Mukavelenameyi
The lower dedı: [Naut.] Alt ıüverte; mübadele etmek; [cam.] temlik etmek,
ıııyfa, bahriye erleri; topambarı. senet yazmak.
To clear the deckl: [Naut.] Gemiyi har- l'o enler into a ıleed : Mukaveleye ıirit­
be hazırlamak, neta batarya etmet. mek, mukavele yapmak.
To deck an oat : Tezyin etmek, doaat- To sip a ıleed: Mukavele imzalamak.
mak. süslemek, teçhiz etmek. To execute a deed : Seaelli imza etmek.
To deck cwer : Güverte koymak, örtmek. To witness a ılHd : Sabit sıfatiylc senede
To deck oneself aut : lki dirhem bir çe- imza koymak; bir iac pbit olmak.
kirdek olmak, ıiyinip kusanmak. DEEP (11 ), a., n. .t. adv.
To sw~cp the dedıa: [Nav.l Top ateşi A deep book : Anlaşılması ıüç (mujllk)
ile ııeminin ıüvertesini yakmak. bir kitap.
To deck up : Güverteye yıAın:ık. Dccp.· chested : Geniı aölllslll.
Watch on deck: [Naut.] Güverte nöbeti; Dccp ıiıh : Derin iç çekmesi.
güverte nöbetçisi. Dccp • 'lııid (plan) : Gizlice ve maharetle
DECLAl\E (1 • 29), v. hazırlınmıı (plia).
To decı.re fcır (ııplmt) somethinı : Bir Dicp • seated : Kök salın11-
!!Cyin lehinde (aleyhinde) söylemek. Deep • seated disease : Kök salmıı has·
To dedan oll: Siklyet etmek. talık.
To dedan oneself : itiraf etmek; ispatı l>eell • set (cyes) : Çukur 111ız.
vücut etmek; beyan etmek. · Dacp atain : Fena leke.
... [ 111 ]

Deep into lhe niaht : Gecenin ilerlelDİI DEFEND (1 • 2), Y.


saatlerinde. To _,_. ...._: .. .'ye kal'tı müdafaa
O., in debt : Borca batnuı. etmek.
Deep moutbed ıone : Kalın perdeli ııea, To ..,_. wlda: ... ile mDdafaa etmek.
boiuk sea. DEFEN81VE (1 - 2 • 1), a.
in lhe delp of winter : Karıkııta. DefemlYe ıılliance : TedafOf itıifak, sa-
•Slill waıers run deep•: [Pl'ov.) Dur- vunma itıifııkı.
ıun sular derin olur. Defemlve position: C•il.) Savunma
The Deep : Deniz. mevzii.
Drıwn up ıix deep : Altı sıra halinde. Defeııııln !ine: C•il.] Sawnma hattı.
The *ep end : Yüzme havuzunun derin Defeııııln zoon: C•il.] Savunma böllesi.
tarafı. To be (sıand) on ıhe defealn : Müda-
Deep sea : Enain deniz. faada kalmak.
Deep • seı fauna: [Zool.] UO metreden DEFER (1 - 99), v.
daha derinde yqıyan deniz hayvanları. Derer ror: Gecikme, tehir.
Deep-seı !ine: [Naut.] Derinde arat- Def. . . payment : Tehir edilen ödeme;
tırma (deniz). taksitle tediye.
To ao off lhe 41eep end: [Colloq.] Hid- Defend ıhares : Bir anonim firkette kı­
deıleomek; fazla heyecanlanmak. demli hissedarların hakkı ödendikten mo-
To commiı a body ıo the ıleep : Bir ölü- ra kalan Urı pıyl1111n blueler.
yü denize aömmck. • To defer to ... : .. .'e hllrmeı ve riayet et-
Two (four) *ep : Üç (dört) sırı. mek.
DEER (19), n. in (oul) of defer: Hilrmeıen, riayeten.
Deer fly : Ufak yeşilimsi birkaç çetit at With ali due derer to you : Hatırınız kal·
sineli. masın ..

Deer park : içinde aeyik beslenilen koru. DEFIANCE (1 - 419 s), n.


Deer - skin : Gllderi. -in delluce (ouı of den-.) : Raimen.
Deer sıalkcr : Geyik ve karaca avcısı. in defluce of the lıw : Kanunu hiçe
DEFAULT (1-5), n. sayarak; kanuna npn.
in defmılt of: Hazır bulunmıdılı için; To bid den-. to 10meone (To set
onun yerine. den-. at someone) : Birisine meydan
in ıhe *'-it : Muhakkak, ıüpheaiz. okumak.
Judaemenı by der.il: Gıyabi hütllm. DEFICIT (2 - 1 si), n.
Match won by defmlt : Rakip aelmedili Delldt of cash : Bütçe veya kasa açılt.
için hiitmen aalip aelme. To cover a deftdt: [Com.) Açılı kapat·
DEFENCE (1 • 2 • s),n. mak.
Counsel for ıhe . . , _ : Müdafaa vekili. To leave a deftdt: [Com.) Açılı ol-
in defeace of : Müdafaada, savunmada. mak, açık vermek.
in one's own defeace : Nefsi müdafaada. DEGREE (1 - 11), n.
The defeııce of a country : TııhtimıL By ...,... : Yavaş yavaş, &ittikçe, tedri-
Line of . . , _ : C•il.] Mlldafıı (sa· cen, derece derece.
vunma) hattı. Deane of lonaitude : Tlll derecesi.
To put oneself in a pasıure of def.- : Dearee of latitııde : Arz derecesi.
MDdafaai nefseımek, müdafaa mevziine in some ılell'ft : Birazıcık.
çekilmek. in some hiahest tlep'ee: Son derece.
To make a defmce: [Law] Müdafaa Of hiah Oow) cı..-: Yübet (alçak)
yapmak veya hazuianmak (avukat), rütbeli; asn (avam) tabakadan.
To appeır for the defence: Müdafaa ve- Positive desne: [Gram.) MBsavat de-
k.lli olmak. reecai.
dellald
[ 112 ]

Comparative ılepee: [Gram.] Mukayese DehcıW muscle: [Anat.] Deltamsı kas.


ııfaıı, üstünlük derecesi. DEMAND (1 • 44), n.
Supedaıive ılepee: [Gram.] Mtıbalila On demıuıd: [Com.] Siparq halinde.
veya tafdı1 sıfatı, en UstünlUk derecesi. 1 have many ........ upon my time':
Murder in the first dearee : En alır de- Vaktim doludur.
recede kaatil cinayeti. in ıreat demllld : Re'(açta, çok aranıyor,
Prohibited deanes : Evlenmeleri caiz ol· büyiik raibet görmekte.
mıyan yakın akrabalık dereceleri. Law of ıupply and 0
Arz ve ta·
...._. :

Third depee : Töhmetliyi söyletmek için lep kanunu.


yapılan şiddetli istintak. Many demudıı on one : Her taraftan
To a ....... : [Colloq.] Haddinden fazla. çal~ıyor, çok vazifesi var.
To (a) some depee : Bir dereceye kadar. Payable on demllld: [Coıtı.] İbrazmda
To the 1ast dep'ee: Son dereceye kadar. tediye olunacak.
To take one's tlqne : Bir üniversiteden DENIAL (1 • 419), n.
mezun olmak, ıahadetnamesini almak. A ...._. of justice : İhkakı haktan im-
DELIGHI' O· 41), D. " v. tina.
DellPW wllll : Memnun. A ftat deDllıl : Kati inkir.
To be delfPleıl with: .. .'dan memnun 1 will talte no demlal: Umı cimi yok, iti·
olmak. raz yok.
Turkiıh 4W1Pt : Lokum. Self • duW : Perapti ne&.
To aive delıpt to : Zevk vermek, ellen· DENIZEN (2 • 1), n.
dirmek. Deımn of the air: Kllf.
To have (find, take) delfllıt in : Ellen· DBNTAL (2), a.
melt, zevk almak. Demi arch : Dil kavai.
To MlllM la : .. .'dan hazzetmek. Deatııl surgery : Dlgllik.
DELiVER O· 1 • 9), v. DENY (1 • 41), v.
To tlell•er rı- : Kurtarmak. He is not to be ...... : Ona red cevabı
To dell'fer (a messaae> to : Birisine (bir verilemez, o red kabul etmez.
haber) v.s. vermek, teslim etmek. To dell)' oneself ta : Misafir kabul etme-
To ....._ a woman (of a cbild): Bir ka· mek, evde yolt ded~k.
dını dolurtmak. To dem, somelhİDI to IODleone : Birine
To be ........ el a child: Doturmak. bir ııeyi vermemek, nuibetmemek.
To delhw a ııpeech : Nutuk vermek. To dellJ oneaelf somethina : Kendini bir
To ...._ oııeaelf el an opiDion: Bir ııeyden mahrum etmek.
fikri ileri ıUnnek. To d091 one'ı falth : Dinini inklr etmek,
To ..U.... aat: Taksim etmek, dalıtmak. ihtida etmek.
To ....... - : Teslim etmek. To dell)' the door to soıneone : Birini i9eri
To deUnr ap: Hediye etmek. almamak, kabul etmemek, kapıyı ytlzllııe
The arain dellTen lıdo the hold : Bulday kapatmak.
ambara girer. · There is no demylııs that ... : İnkir edil·
DELIVERANCE (1 • 1 • 9 • ı), n. mez bir ııey varsa...
On deU.enKe: Tesliminde (mal, v.a.). To dell)' the charge : Töhmeti reddetmek.
To accept ılell'f- of : Teslim almak. DEPART (1 • 44), v.
To take deUY. . . . of.: Tesellüm et- To ılQıırt " - : İnhiraf etmek, çıkmak,
mek. sapmak; bir yeri terketmek.
DELTOID (2 ·.Si), a. To ..,_. tbis life : Bu dilnyadan göç-
Dehold leaf : Oç köteli yaprak. mek, irtihal etmek, öllDl'k.
Deltlıld lipment: [Anat.] Ayak bileli· DEPAll'l'MENT (1 • 44 - 9), n.
nin iç tarafındaki bal. De..-a ıtore : Boamal'IC.
depend
[ ı 13 ]
deme
DEPEND (1 • 2), v. To ıet out of one's deplb : (Suda) ayağı
Depead upClll it! : Emin olunuz! yerden kesilmek; [lig.] salahiyeti hari·
To ..,.. . OD (llpOD) : .. .'e ballı olmak, cine çıkmak.
libi olmak; sllveıımolı:. DEPUTY (2 • 17 - 1), n•
.That depeııdl (it ali dependa) : Belli ol· Deputy cbairmıın : Reis vekili.
maz, vaziyete &öre. 0e,.1y ıovernor : Vali muavini.
That depeııü oa you : Bu size ballıdır, DERISION (1 • 1 an), n.
sizin elinizdedir; sizin bileceiiniz ittir. To be in 4lerlllon : İstihzaya hedef olmak,
To depelld • someone : Geçimi birine iıleme mukara olmak.
ballı olmak, birinin eline bakmak.
To brinı into derllloıa : Aleme maskura
To depemd (up) OD someone : Birine bel
etmek.
ballamak, birine ıüvenmek; birinden To have (hold) in derlslOD : Alay etmek.
emin olmak. DF.SCEND (1 • 2), v.
DEPORT (l • SS}, v. To ılescend on (•poa): Çökmek, inmek:
To deport _ . , ı Hareket etmek, dav·
üzerine çullanmak: U1U1111ek.
ranmık.
Well • dnııeaded : İyi aileye mensup.
To deport to : Sürmek, nıklelmek.
DF.SCRIPilON (1 • l - shn), n.
DEPOSE (l • 67 z), v.
Nothinı of any descrlpd1111: Hiçbir şey.
To d8pa. to a fu:t : Şehadet etmek.
Tyrant of the worst descrtpdon : Son de·
DIPOSIT (1 • S zl), n. ol v.
rece pddar (zaliıiı).
DepGlll ııcc:ount : P.ınıuıet hesabı.
DelCllpllOD of : .. .'i tasvir eden.
in depclllt ı Emanet olarak.
To answer to someone'ı dmeripdoa : Bi·
Deplllll bank : Tevdiat blnkuı, depozito
rinin eıkiline (tasvirine) uymak.
blnkuı.
To be beyond detcrlpll1111 : Sözle tarif edi·
On depClllt : Emanetle; faize yatırılan
para.
lemez olmak.
Beyond deKrtpdoa : Tarifi ıayrikabil.
Demand de,.....: Videsiz mevduat.
Money on depclllt : Para, mevduat. DF.SCRIPTIVE. (1 • l • l), a.
o-ripdTe botany : Tavsifi nebatat ilmi.
Time depallts : Vadeli mevduat.
ı>e.crtpd1'e ıeometry : Tersimi hendese.
l'o ıive a depllllt : Depozito yatırmak;
Delcrtpthre touches : Tavsifi nebzeler.
avans para vermek.
J>acrliıdve.writer: Tavsifi kabiliyeti olan
To leave a depllllt : Tonu bırakmak.
To tle)IOllt eus : Kuluçkaya yatmak, ku· muharrir.
luçkaya yatıp civciv çıkarmak, yumun· Dl'SIGN (1 z41}, n.
lamak. A fine delip : Güzel model.
To depGllt money : Para y.ııtımıak. By ııcc:ident or dellsa : Kazaen veya kas-
DEP08ITION (1 l • !lzllbn), n. ten, ıayriihtiyari veya ihtiyari.
To mab one'ı de,...._: Yeminle tah· Ar1WDCnt from dlllp: Kainatta bir mak·
rlrt ifade vermek. sat veya bir plln oldujunu ileri ıllrerek
DBl'l'H (2 8), n. Allabm mevcudiyetini ispat bllrlwıı.
.,.... cbal'IC : Sn bombası. He hu~ on me: Benden bir ICY ko-
DQlı meaaure : Derinlik ölçUaü. parmak istiyor, niyeti bozuk.
Beyond (out) of one'ı . . . . : Boyu qaıı, To dalp to: Kudetmek.
aıılDtılmaz derinlik veya deriııliJc. Dl'SIRE (iz 41!1}, n. ol v.
in tlıııı ...... of deapair : Tıım bir ümit· Eanıest daln : Samimi arzu.
ıizlik içinde. By ..._ of: Emriyle.
in the deplla of winter : Kaıakqta. it leaves much to be demed: Mllkemmet
.,...._ of dearadatiOD : llaalet ummanı, (kusursuz) olmaktan uzaktır.
kepazelik. •The beat way to ovcrcome ..... il IO
devU
[ 114 J
satisfy it• : [Prov.] Arzuyu yenmenin en The deuee lake! : Şeytan aörsün yilzilnil!
iyi çaresi onu tatmin etmektir. To play the deaee wiıh somethina : Bir
1be ._... of somethina : Bir ıeYin faydalı şeyi berbat etmek.
olup olmadıjı. The deııce to pay! : Sonu fena olacak!
To curb oae'.s delıln : Esir etmek, tahdi- •We are in the . _ . of a mns!• :
detmek. [Prov.] Gel, ayıkla pirincin taıını!
DISPITE (1 • 41), n. &. prep. Who the deuce is he! : Bu herif de kim?
Dllplte the fact t~at ... : ... ye rıı&men. DEVELOP (1 - 2 • 9), v.
To do ....... to : Zarar vermek. · Let's see how tbinp ılevelof : Hadiselerin
DFSl'llUCTIVE (1 • 8 - 1), a. inkişafını bekliyelim.
DellnldlTe criticism : Menfi tenkid. DIVIA110N (11 • 1 - 2llbn), n.
l>ellr9dlYe distillation : Odun ve kömllr De...._ clause: [Naut.] Geminin bo-
ve kemik &ibi ııeylerin eczasını hararet şaltma limanından baıka yerlere utrama·
vasıtuiyle tahallül ettirmek. sına izin veren mukavele maddesi.
DETACH (1 - 3), a. Devldm ı..- : inhiraf (etme), sapma.
Deı.dıed !ever : Saat zcmbereli. Devlallaa ı- virtue : Faziletten 111"
. To deac• rr- : Ayırmak. ma, dalllct •
DETAIL (1 - 21), n. Devladoa of a falllnı body: Düımekte
in delılll: Tafıilltla, teferruatla. olan bir maddenin lnlıirafı.
in every delııll : Her noktada. Oe•ladaa of thc compau : Pusulanın
Bcatcn in dltall: C•il. .t Hav.] MalJüp arızi inhirafı.
olmu1- DEViCE (1 - 411), ıı.
To ao into detıılla : Teferruata &iri1111ek. To leave aomeone 'to his e>Wn . ..._,
DETEC11VE (1 - 2 • 1), n. & a. Birini kendi haline bırakmak, iline klll'lf"
Amateur tleCtdlYe : Cilrllmler hakkında mamak.
nazariye yapan kiınsc. Please Jeave me to my o - deYlcal : Rica
Private detedlft : Ücretli hafiye. ederim beni yalnız bırakın!
Defedin story : Polis romanı. Thinas of stranae . . . _ : Acayip teYler.
DETEN110N (1 • 2 - shn), n. DEVIL (2), n. .t v.
Deleııdoa canip : Tevkif kampı. A de•ll of a fellow : Canlı, dinamik bir
Pl:ıce (house) of ılefıelldoa: Tevkifhane. adıım.
DIETERMINE (1 • 99 - 1), v. A she devi : Zavallı sefil bir kadın; tir·
To delerıalae to : Tayin etmek. ret, cadaloz,
A clelennlMd man : iradeli (kararlı) •Between the '"8 and tbe deep blue
adam. sea•: [Prov.] Al&lı tUlı.llnem aakalım
DEUCE (177s), n. yukarı tlllı.llraem bıyıp.
De- ace: [Fi,..] Dr talilı. Devi • may - care : Pervuız, bqıbot.
De.. of a lot : Bol, hayli miktarda. Dnll'ı - paint bl'Ullı : [Bot.] iti çewit
A de- of a time : Pek fena vakiL •Hieracium• otundan biri.
A dellCe aame: [Tl!n.] Berabere kalan ve DeYll's tattoo : Parmaklarla veya ayakla
bir tarafın arka arkaya iki puvan kazan- sinirli sinirli bir yere wrma.
ması lazım olan oyun. De•ll worshipper : Şeytana tapan.
Oo to the .._! : Cehennem ol! Devli a one (bil) : Hiç mi hiç.
He Is the deııce of a liar : Sunturlu ya- Devll a lot: Bir hayli, epey;
lancıdır. To aive the deYI his due : Kötll veya se-
The dncel : Melünl, ııeytan!, aman!, de· vilmiyen bir adama bile hakça m-Je
mel etmek.
The deuce is in him! : Şeytan karnında­ Go to the llnlU : Cehennem ol!, tahnıll,
dır!, içi ıeytan dolu! cehennemin dılıiııe aiti
dle
c tıs ı

He has ıone ıo tbe ılHll : Sefahate vunıp DEW (177), n.


mahvoldu. Dew • claw : Köpeliıı arka tımaıı.
Li1ıc tbe tleTll : Şeytan pbi; çok çabuk, Dew • drop : Çil damlası.
ayatma tez. Dew • point : Çil hasıl eden sıcaklık de-
Printer's •'fil : Matbaa yamaıı. recesi.
How thc de•ll do you know that? : Bunu Dew pond : Çilden hasıl olmu~ ufak ve
da nereden biliyorsun? sıı aaı.
lt'İ thc vcry ...,D : Çok yazık, çok zor Mountain dew: Kaçak rakı.
ııııacle. DIAL (419), n. & v.
To do sometbina tike lhc de•ll : Alabil· Dlııl plate : Kadran, saat minesi.
diline, domuzuna (yapmak). Dı.t teleıraph : Kadranlı telpuf.
dohn ia cqqed• .. •1lıc deYll he is!~ : Dlııl telephone : Diskli telefon.
•John nipnlamnıı•. •Yok canım! deme!• Sun dl8I : Güneş sa:ıti, basita.
The blue ...,... : İç sıkıntı11. · DIAMOND (419 • 9), n.
To IO to tbe ...,D : M11hvolmak, iOis et· Black dlamond : Kömür.
mek. Cuııinı dlamond : Camcı elması.
To have deYll : Atılpn ve cesur olmak Dlamoad anniversary : 60 ıncı yıldönilmll.
(asker, sporcu v .ı.). DlamODd cııııer : Elmastrq.
11ıcrc'll be tbe deYll to pay : Bunun acısı •Dlıımond cut dı.moıııb : [Prov.] Din·
IODra Çıkar, . .sizin hakkından imansız plir.
To play the deYll wiıh : Berbat etmek. oı.m_. drill : Elmaslı delik matkabı.
To raise the ılnll : [S/.] Kıyameti ko- Dlmıı_. plate : Elmas levhası.
parmak. Dlmıııed point : Elmaslı sramofon iine-
11ıc dfflll : Aman! vay canına! kör ICY· si; baklava şeklinde demiryolu aeçidi.
tan! Dlıııııomıl ıhaped : Baklava şeklinde.
Thc ...,B lake the hindmostl : Alııa ka· 1>1-.1 weddinı : İzdivacın altmıııncı
lanın canı çıksın! yıldönllmil.
What lhc devll are you doinı? : Ne halt Cuı dlmı_. : Wenmiı elmas.
ediyonun? Rose .._111111 : Roza,
ıllt biçiminde lı·
Thc poor de.O : Zavallı ıdamcalız. lenmiı
elmas.
To dı•U lor 101DC011C : Birinin muavini Roustı ........ : tıııenmemq elmas; ka·
oluık en sıkıntılı lıılerini yapmak. ba fakat iyi kalbli, delerli fakat incelik·
Dnlled ham : Bir çqlt ezme jambon. siz kilDJI, yontulmamıı adam.
DEVOLVE (1-5), v. DICK (1), ıı.
To de•olYe om (..-) : Geçmek, intikal To take oııe's dldı: Yemin etmek, yemin·
etmek, kalmak. le inandınnak.
DEVO'l'E (1 • 67), v. Up to dick: Dürüst; kumıız. açıtaöz.
To ...,... ıo: Hasretmek, vakfetmek. DICKENS (1 • 1 • z), n.
To be ...,_. lo music : Kendini mllzile What the dldınl arc you dolnı here? :
vermek (hasretmek). Burııda ne halt ediyonun?
Ho has ....._. hilDIClf to politics : O DICTATE (1 • 21), v.
lımclini siyasete vakfetmittir. 1 won't be dlctMed to: Ben emre ıele·
Blows fell uponlıil dncıeed hcad : Ta· mem.
llhsiz baıına
darbeler indi. DIE (41), v. .t. n.
DEVOVR (1 • 479), v. Dil • hard : Kandırılmaz kimse.
To ...,_ thc way: [Poet.] Çok hızlı Ncver say ılll: Divandan asla vazpç·
yUrllmek. mel, Umidini kesme, metin ol!
DeYOlll'ltl by fear : Korkudan bitkin bale To be ı1J1ııs to do somethi111 : Bir ICYİ
•imla. yapmalı ıiddetle arzu etmek.
dlffer
[ 116 ı
...
To dle a doa's death: [S/.] Gebermek. With the dlftı- of · Farklı olarak.
To dle a aJorious death: Şerefle ölmek. DIFFERENT (1 • 9), a.
To • aWIQ' (dowıı) : Yavaı yavaı kesil· 1 feel a ....... man : Kendimi bambaı­
mek, &ittikçe hafifleyip kaybolmak, uzak· ka hissediyorum.
Jqmak (ses v.s.). They are of dlfflftlll colours : Ayrı renk-
To • bJ violence : Suika!lt netice5inde tedirler, renkleri bir delil.
ölmek, katledilmek. He is dllfımıt from me : O benden fark·
To dle far (a causc): Utruna ölmek. lıdır, bana benzemez.
To dle rr- wounds: Yaralardan ölmek. His character is .ıffereat to (.._ or
To dle ı. hamess : iş başında ölmek. frem) mine : Onun karakteri benimkine
To • ı. the lası ditch : Bir ICYi mezbu- uymaz.
haııe müdafaa ederek ölmek. That's a dlftırnt matter : O ba$ka me-
To • fil (smallpoır.) : Çiçek hııstalıiı Cn· sele.
dan) ölmek. DIFFERENTIAL (1 • 9 • 2 • shl), a.
To dle off: Birer birer ölmek: tedricen Dlffırudml calculus : Tcfazuli hesap,
kurumak (alaç v.s.). differensiyal hesap.
To dle oat: Yavaı yavaı ortadan kalk- otnere....ıı coefficient : Tefazul emsali,
mak, tedricen zail olmak, sönmek. türev.
To dle for: Hayatını biri ulruna feda et- Dlffemıdlll coil : Diferensiyııl bobini.
mek, bir kimse için ölmek. Dlffen..... duties : Ahvale aörc delilen
To dle tlıraaah (wlth) neılecı : ihmal yü· ıüınrük rillumu.
zünden ölmek. Dlnı....allıl equation : Tefazuli muadele,
To dle uato: Vicdan azabı çekmek. diferensiyal denklem
The dle is cast : Ok yaydan çıktı. Dlfenııalııl aear : Diferensiyal di1lisi.
Ole - sinker : Baskı blıpçısı. DfffeN.allll screw : Diferensiyal vidası.
Ole • stock : Pafta kolu. Dllfımıtlml thermometer : Hararet dere·
l)ylııs breath : Son nefes, ölüm. cesi farklarını tayin eden termometre.
DIFFER (l · 9), v. Dllfereııtlııl wind • lass : Diferensiyal ır­
To dltrer wllh (f.-): Muvafakat etme- aadı.
mek, ayrılmak. DIFFICULTY (1·I·9 • 1). n.
To dlffer •ltb (someone) : (Bir kimse ile) To be in dlfllmlty : Müıküle tutulmak,
kavıa etmek, bozupnak. 51kıntıda olmak.
DIFFERENCE (1 • 9 • s), n. With ıllftladty: Güçlükle.
Dlffenace arose : Münakasa çıktı, ihtilaf To make dlfllmlda : Enael çıkarmak,
basaösterdi. müşkülit çıkarmak.
Dlffere- of latitude: [Geo•. ] Arz ay· To raise dlfllnıltles : itiraz etmek, itiraz-
rımı. lar bulmak.
Dllf...- of lonaitude: [Geo•. ] Tfıl DIG (il, n. ol v.
ayrımı. To lake a ılla at somebody : Yapmacık
il makes a dlffınse : Farkı var. nezaketle kusurunu söylemek.
lt makes no dtnere.ı : Aynı ıey. hepsi 1 have been havin& a dls ID(a&) the prden:
bir, rarketmez. Bahçeye birkaç kazma vurdum.
That made alt the ılllfereace : Bu her To aive someoııe a dls in the ribs : Birini
seyi delistirdi. dürtmek.
To settlc oııe's ata.- : Anlasmak, mli- To havc a illa at someone : Birini dün·
nazaayı halletmek, uyusmak. mek, birine taı atmak.
To p:ıy the ı1111en- : Farkını ödemek. To İlls away at sometlıinı: [Colloq.]
To spliı the dlffel'Uft : F:ırkı paylapnak, Çok çalıımak, kafasını patlatmak.
farkın yarısını almak. To illa dowa : Altından kazıp yıkmak.
dlrect
[ 117 J

To dla la : Gömmek, siper kazmak. Dlaaer party : Ziyafet, yemek daveti.


To dla lato (tlırolıP): Kazıp delmek. Dlnaer set (ware): Sofra takımı.
To dla - · • ıoes la : Direnmek. Dlnaer tablc : Sofra.
To dls out: Kazıp çıkarmak, didiklemek. Dlnaer table : Sofra.
To dla OYer: Kamıak (kazma v.s. ile). Dlnaer time : Yemek vakii.
To dla ııp : Meyclmıa çıkarmak, kazıp çı­ DINT (il. n.
karmak; kazıp topniı açmak. By dini of: Kuvvetiyle, vasıtasiyle.
To dla ap the hatehet : Harbe girmek. By dlat of workinıt: Çalışa çalı5a.
DIGNITY (1 - 1 - 1), n. DiP. (il. n. & v.
To be (stand) on one's dlplty : Yukarı­ Dip needle: Mıknatısi inhitatı ölçmejc
dan almak (muamele etmek). (bazan) mah\u~ ibreli pusula.
sahte vakar olmak. Dip net : Uzun saplı balık ağı, kcJl\:C.
it is beneath your dlplty ıo aecept it : Dip of the horizon : Gün batışı.
Bunu kabul etmeie tenezzül edemezsiniz. Dip pipe: Havagazının sudan geçmesine
DILATE (41 - 21), v. mahsus boru.
To dUııte 11J1011 something : Bir mevzuu Tallow dip: Mum.
uzun uzadıya anlatmak. To dijl a nag : Bayrağı arya etmek.
DIMINISH (1 - 1 -1), v. To dip lnto a book : Bir kitabı karıştır­
To dlmlnlsb by half: Yarı yarıya eksili· mak. gözden geçirmek.
mek. To dip lnto onc's purse : Çok masrafa
To dlmlnlsh to : .. .')•a .. .'ye kadar azal- girmek.
mak. To dip lolo ıhe fııtııre : İstikbale nüfuz
DIM (1), a. & v. etmek.
Dlm - sighted : h·i görmiyen, anlayışsız. To dip dc:ep : Derine dalmak.
Dlm ıo : Alaca bulaca. To dip shecp : Parazitlerini öldürmek
To dlın CMlt: Işıkları donuklaştırmak ve- i1;in koyunları iliıçlı suya duldırm;ık.
ya yarı karartmak. maskelemek. To dip something up: Bir !!eYi av111;la ve-
DiN (1), n. ya kepçe v.s. ile almak.
To dla something lnto someonc's ears : DIPLOMATIC (1 - 9 - J - il. a.
Miltcmadiycn sö)•liyerek bir şeyi birinin Dlplomadc affairs : Diplomatik işler.
kafasına sokmak. Dlplomatk agent : Elçi, işcüdc:r.
DiNE (41), v. D!plomadc body: Elçiler heyeti.
To ııllae and wine : İçkili ziyafet vermek. Dlplomıtlc ~ervice : Hariciye memuriyeti
To dlae oat : Akpm yemel!ini (evden) (servisi). ·
dışarıda yemek. Dlplomadc rclations : Diplomatik müna-
To dlae with Duke Humphry : Aç .kal- sebetler.
mak, yemeksiz kalmak. DIRECT (1 • ~l. a. & v.
To ııllae fllf silver plates: Çok rahat ya- Dlrec:t action : Dojrudan doi\ruya yönel-
• 11111ak. tilmiş hareket; zorla hükümcte el koyma
DINING (41 - l), n. (inkılap).
OW..- c:ar: Yemek vqonu (trende). Dlrect c:urrent: Doi\ru akın (cereyan).
Dw..- room : Yemek adası. Dinci discourse : Dojrudan dolruya ikti-
Dlıdııs- table : Yemek masası, sofra. bas edilen müklileme.
OW..-hall: Yemek salonu. Dlrect evidence : İzaha veya tahkika muh-
DINNER (1 - 9), n. taç olmayan delil.
Dlıılller bell : Y emelt zili veya çanı. Dlred hit : Taın isabet.
Dlıılller hour : Yemek saati. Dlrect ray : Milstakim şua.
Dlaer jacket : Smokin. Dlrect tu : Billvasıta vergi.
Dlaaer paı1 : Sefertası. The dlrect opposite : Tam aksi.
[ ili ]

Thc dinci ro11d : Dojru (yakın) yol. To dllcoııM a llory : Hikayeye tamamen
To 6'ed to: Tevcih etmek; kılavuzluk inanmamak.
etmek. DISCOVRSE (1 • .55), •·
DIRT (99), n. To dllcaune on something : Bir mevzu
Dlıt cheap : Çok ucuz, sudan ucuz. lizerinde yarı rami bir atızla konupnak.
Dlrt track : Ynrıs için toprak yol. DISCREDrr (1 • 2 - l), n. .
To eaı dlıt: [Colloq.] Tarziye vermcjc To throw ....... on ı statement: Bir
mecbur olmak, hakarete katlanmak. ifadeyi şüpheye dllfllmıek.
To flllll dlıt : Aleyhinde söylemek, leke it is to his ....... that ... : Onun aley-
sllrmek. hine kaydedilecıek bir ıeydir.
To throw tlllt at someone : Birini çamu· DISCRE110N (1 - 2slın). n.
ra bulamak; iftira atmak. At ılllcnCloıl: Her halde, mudaka.
To treat someone tike ıllrt : Birine köpek At (within) your .......... : Arzunuza
muamelesi etmek, hiçe saymak, çok hor (takdirinize) ballı, nasıl İlteneniz.
aönnek. • Dlln'edoa is lhe beller part of valor• :
Pay (yellow) dlrt : Altın. [Prov.] Basiret cesaretten uyılır.
DIRTY (99 - 1), L To reach yean of Auadoa: [Law] MO-
A dlıfy lool : Fena bakıs. meyyiz olmak.
A direy trick : Etek 1&kuı. To come to yeın of ..,_.._ : Kemale
A ıllrty work: [Si.] El altından is. ermek, akıl balll olmak.
To have a dlrtJ mind : Aklı daimıı müs- To surrender at ...._doa : Kayıtsız prt-
tehcen ııeylerde olmak. sız teslim olmak.
To play a 61)' trick upon someone : Bi- To use ..,_.._ : Teenni ile hareket et-
rine iidi (alçakça) bir oyun oynamak. mek.
DISADVANTAGE (1 • 9 • 44- Jj), n. Dlln'edoll power : Takdir salAhiyeti.
To be al a dlllııl•almp : Daha zayıf bir DISCRIMINATE (1-1·1-21), v.
vaziyette olmak. To ........... W - (......) people:
To lake someone al a ............. : Bi· Farklı .muamele etmek; ayrı ııeçi yapmak.
rini gafil avlamak. DISCUM (1 - 1), v.
To be to somebody's .._., · sı : Biri- To . . . _ a bottle of wine : [Si.] Sarıp
nin zaranna olmak. dalıtmak.
To show oneself to ............ : Kendini To . . . _ wldı someone : Mllnakııp et-
aösterememek. mek.
DISBURDEN (1 - 99), v. DISCUS810N CI • lshn), n.
To .......... _ . : içini bopltmak. Thc subject under Aı:sa.ılıım : Bahis mev-
To dWıarıle• one1Clf of a sec:ret : Bir ıım zuu olan mesele.
söyleyip ferahlamak. DISFAVOUR (1 ·21 ·9), n.
Dl8CHARGE (1 - 44j), n. A •- To fail into ......_: Gömetı dtlpnek;
Dfldllrp pipe : Aknİa (botaltma) bo- raibellen dOımek.
rusu. DISGRACE (1 - 2 Is), n.
Dflı:Ursa valve : Botaltma valfı. He is a ....._. to hiı famDy: O aileli
in the ........ of hlı dutles : Vazifesi- için bir yllz bruıdır.
nin ifası sırasında, vazifesi batında. To be in . . . . . : Olıdcn dUpnek.
To tike one'ı ....... : C•it.) Terhis 011111 (1), n. & v.
edilmek. A standinı . . . : Demirbaf yemek; [fi••)
To ....... a bankrupt: [Com.] Mlf- temcid pilivı.
liıin ltlbaolıt yerine ptlrmek. Dlllı of fMIİP : Sohbet, dedikodu.
DISCOUNT (1 - 47). n. Dlllı pan : Bulqıt bin.
At a llllcoımt: Tenzı1ida (latontolu). Dlllı of tea : Çay (ziyafeti).
.... [ 119 ]

Dlllı • doth: Bulqılr. bezi. DIS10SAL (1 - 67zl), n.


Dlllı- water : lhdatılr. ııuyu; pek sulu ve Al one'ı dllpmal (at ılıe ...,_. of): BI·
a.daız çorba. rlnln emrine •mac1e
(bazır).
Dlılı wulıer : Bu111ıtçı; bul..ık yıkama 1 anı aı your .u..-ı ıir : Emrinize ima··
ellttrlt c:llıuı. deyim efendim.
Side .... : Salata u. sibi asıl ycmekıen For ..,_.: Satılık.
batta fCYler, al8miııUı yemek; fazla (art· To bave ılıe . . , _ . of : Bir ICYi iıledili
m11) yemek. ıibi kullanabilmek.
To .... onaclf: Kendi kendini mahvet· DISl'OSE (1 - 67z), v.
met, içi içini yemek. •Man proposea God .U..-• : [Prov.]
To . . . . . . : Kolumu; yemek servisi Murat insandan ıakdir Allahıan, ıakclir
yapmak; [Si.] malıvclmek, harap cımek. tedbiri bozar.
To ...... old fac:ıs in a ııcw form : Her· To be ili (well) ....,_. ıoward someoııe:
kesin bildlli eski 111lerl ısıtıp 111ııp yeni Birine kartı ıuiniyeı veya (hllsnllniyel) sa·
imlı albl atlrmet. hibi olmak.
DBIONotJll (1 - 5 - 9), v. To ...,_ f/I: Bertaraf etmek; bıışından
To Mı••• a bm: [Com.] Bir poliçeyi savmak; halletmek; salmak.
kabul eıınemek veya ildememek. To be ...,_. f/I: Bertaraf edilmek; sa·
To . . . . ._. one'ı word : Sözt1nde dur- tılmak.
ımmat. To be ...,_. CD: MUıemayil olmak,
DB.OtE (1 - 41), n. içinden aelmek, islemek.
Dllmııl f/I: Nefret. 1 am noı 4lllpoled ıo do il : Bu qi yap-
To lalıc a ...._ ıo - - : Birinden map mlllemayil delilim, bunu yapmalı
hotlanmama&a bqlunak; birinden eolu· canım islemiyor.
mat. •Givc wlıaı you feci ıu.,-41 ıoı. : Gön·
To havc a ..... for: Semıemek. lllnden ne kopana veri
DllMlll (1-1), v. To ...,_ oııeself to ıleep : Uykuya ha-
zırlanmak.
To ...... " - mind: Aklından çıkar·
mak, dlltllıımemek. Well • ...,_.: Hayırhah.
ili - ...,_. : Bedhah.
DmollDD (1 - 55 • 9), n. DISl'08l110N (1 • 9dslın), n .
.,...._. boım: Umumhane.
~ of Providence: Takdiri iliıhi.
DllPA'ICll (1-3), n. DISREftJTE (1 • 1 - 177), n•
.,.._.. ricler: {•il.] Muhabere polta· To fail into dllrepmtıe : İtibardan dü1111ek.
lannı tqıyan allı veya molollkleıli asker, töhreli bozulmak.
lıaben:i. DIBENT (1 • 9), v .
.,.._.. boz : Evrak çanlaı. To ........ r~: Kabul eımcmek, muha-
Menıionecl in • s • 5 11 : Harbde yapı ılı lif olmak, ayrılmak.
hizmele bqılılr. olarak kumandan rapo- DISSOLVE (1·5), v.•
runda adı zikredllınit olan. To .....,... in ıean : Gözllnden yaılar bo-
W"ıth aU pmsible ılllzı*lı : MUmkUn olan 1&nmak.
lllralle. DISTAFF (1 ·44), n.
DllPBNIE (1 • 2), v. The dlıılııf'f side : Ana tarafı.
To . . , _ , , _ ı Muaf ıuıınat; yapmak DISl'ANCE (1 - 9- ı), n.
(ili; reçelelhü). A aood ....._. Glf: Epeyce uzakta.
To - - wM1ı: Sarfınazar eımet, vaz. At a ....._.: Uzakta.
aecmek; muaf llltmak. At this dlltnce of time : Bunca zaman
Dl!ll'LAY (1 - 21), n. aeçt.ıltlen soııra.
To make a .....,-: G&lerlt yapmak. From a ....._.: Uzaktan.
t 120 ]
.
Anıular dlslıuıce : Zoıviyeli mesafe. Dı.trld viıiıor: Bir mahalle abaJillDc
in the dllıtMce : Uzakta. hizmet eden kili8e IDllD1lnl.
Linc of dlltmce : Mesafe hattı. DITCH (l), n.
Middle dw-e : Orta buutta. As dull as dlldı : Son derece ruhsuz ve
• Dlııtlınce lends enchanımcnt to the view•: -sıkıcı.
[Prov.] Uzaktın davulun sesi hoş ıelir. Dltdl • water : Duraua iti.
Poinı of dllelllıce : Görtıı noktası (zavi- To dic in thc laat . . : Sonuna kadar
yesi), noktainazar. dayanmak.
To kecp someonc at a ıllllace : Birine DITllER (1 a9>. n.
soAuk davranmak, samimi olmamak. To be ııll in a dllılr : Tir tir titremek,
To keep one's dllCuce : Fazla samimi çok heyecanlanmak, bUyUt tclllta olmak;
olmamak; haddini bilmek, sokulmamak, sarsaklık etmek.
lazım gelen hürmeti ptermck. A dllllerlıla idiot: Ebleh.
Wthin strikinı dlmılee : Darbe indirecek DITTO (1 - 67). n.
mesafede. A suit.,of dlttm: Aynı kumaııan bir kat
Dl8TANT (1 • 9), a. elbise.
Al a dlllımt: Uzakta. To say 411tto : Tasdik etmek; •evet efen·
Dw..t in manner : SoAuk, samimi delil. dim• demek.
Dlstıuıt relative : Uzak akraba. DIVE (41), v.
To have a dlltlDI view of : .. .'i uzaktan DITllıa apparatus : Dıılııç takımı.
ıörmek. DIYhıa bell : Dıılııç kubbesi.
DISnNCTION (1 • 1 • shn), n. Dh'l111 board : Denize atlama tablası.
A man of dlııffnctlcm : Seçkin (mümtaz) DiT... suit : Dıılııç esvabı.
adam. DIVIDE (1 • 41), v.
To ıain ıllsClmcdon : Temayüz etmek. To dlYlde lıdu (parts) : (Kısımlara) böliln·
Wiıhout dlltlncdoa : Farkı gözetmeden, mek; ayırmak.
ayrı seçi yok, biUitefrik. To dlYlde ap : BölUpnek.
Dlıılbıctloa wiıhout a differcncc : Sahte To dhlde ıhe Housc : dnailiz parliımen­
temayüz, suni fark. ıosunda) rey verdirmek.
DISTRACTION ( 1 • 3 • shn), n. DMNE 0 ·41), a.
To drive someone to dlıılnctloa : Birini DIYlne officc : İbadet yeri.
çıldırtmak. DIYlııe service : ·Dua, ibadet.
To love someone to dlstnıetlon : Birini A dlYlne sona : İllhi (şarkı); mükemmel
çıldırasıya sevmek. hir şarkı.
DISTIWIS (1 - 2), n. DIVISION (1 • 1j5n), n.
in dı.tress: [Naut.] Kazazede. DIYlaloa of labour : h bölümü.
To lcvy a dlllrell : Kanun yolu ile bir Short dhllhm : Bir haneli taksim (böbnf).
mala haciz (el) koymak. Long dhlıloa : İki nya ziyade bıuıeli
DISTRICT (1 - 1), n. taksim (bölme).
Dlııtrkt aıtorncy : Bir mıntıkanın müd- DIZZY (1 - 1), n.
deiumumisi. To feci dbzy : Baıı dönmek.
Dlstrk:t council : Mahalll hUkllmet he- DO (77), v. [p. t: om, p. p. DONE].
yeti. To do 8lıcııd: Yapmak.
Dlııtrkt court : Hukuki bir mıotatca için· Do • all : Her iti lllrcn, klbya.
de sallhiycti olan mahkeme. To do ııway wlllı : Ortadan kaldırmak,
Dllbld Railway : Londra'om bazı kısım­ öldürmek; bertaraf etmek.
lanna mahsus dcmiryolu. To do a favour : İytUt etmek.
Dlllrld school: [U. S.] Mahalle veya To do awıy wl8ı (soınetlıiııa): (Bir ICYİ)
köy mektebi. Jljveımek, kaldırmak, yok etmek.
do
[ 121 ]

To do badly : İtini becerememek, fenalaş· There's nothinı: dola& here : Burada hiç
mak. bir şey olmuyor; işler kesad.
To do battle : Ujraşmak, milcadele d· There's nothinı 1 can do lor you: Sizin
mek. için hiç bir şey yapamam.
To do for: ... için iyilik etmek. The paticnt is dolııa well : Hasta iyileşi­
To do (someooe) la : (Birini) öldürmek. yor.
To do it lato English : İngilizceye çevir· That won't do: Bu olmaz, sökmez.
melı::. To be done : Yapılmak; tamamlanmak
To do one's best (utmosl) : Elinden seleni (el) küfi pişirilmek; bitkin bir hale gel-
yapmak. mek; [si.] aldanmak.
To do ooe's hair : Saçlarını düzeltmek, This sort of thi11g isn't doae: Böyle şey
fırçalamak, taramak. yapılmaz, (dolru delil).
To do (a room) •t: (Bir odayı) temizle- To have done : Bitirmek.
mek, dUzeltroelı::. To have done with : . Yapmak, bitirmek,
To do OYtr ..... : Tekrar yapmak. başarmak, becermek.
To do to (by): Ona göre hareket etmek. There's nothing to be done : Yapılacalr.
To do to death : Öldürmek, mezara sok· bir şey yok.
mık.
ı\11 • - up: Bitkin halde, çok yorulmuş;
To do a ıown (muscum ete.) : Bir ıehri · hep5i hazır, sarılmıı (paket v.ı.).
(müzeyi v.s.) gemıck (turist).
Be done!: Yetiılr! lr.lfıl, suıl
To do aood to : İyilik etmek.
Do as you would be done by : Sana karıı
To do evil (harm) to: KötülUk etmek.
nasıl hareket edilmesini istiyorsan sen de
To do nothinı : lpiz olmalı:, boş gezmek,
başkalarına karıı öyle muamele et.
bir ~yle mCHUI olmamalr..
Done to a tum : Olmuı, tam pi1111iı.
To do the meal : Eti pişirmek.
To do the flowers : Çiçekleri tanzim et- Done in the eye : [Si.] Aldatılmt1, ton-
ıaya düşilrUlmut.
mek.
To do the carpcts : Halıları temizlemek. Fair do's: [Si.] Mllsavi olarak dajıtıl­
m15 şey (pasta v.s.); mUsavi parçalar (kı­
To do the buttons : Düimeleri iliklemek.
sımlar).
to do ap : Tamir etmek; tanzim etmek;
ballamak, sarmak; uydurmak; yormak. How do you do1 : Nasılsınız?
To - do: .Karışıklık, gürültü, patırdı. He is dolq law (medicine):·Hukuk (tıp)
To do well : Muvaffak olmak; becermek. tahsil ediyor.
To do wcll by him : Ona iyılik etmek. Do as you pleasc! : lstedilini yap!
To do wklı :"Kullanmak, ilalli (alikalı) Do pleasc! (pray dol) : LQtfedin!
olmalı:; rolü olmalr. (bir şeyde). Do come tomorrow! : Ne olur yarın se-
To do wklıo.t : Muhtaç olmamak, ... sız lin; yarın gelıncnıczlik etmeyin!
olmak; lüzumsuz görmek. He dld say so! : O vallahi böyle dedi!
To do wronı : Fenalık yapmak. . He dld well (badly) in his eıı:amination :
To have to H with : MeHUI olmak, ilgisi İmtihanda muvaffak oldu (olamadı).
olmak, ilailenıııck, kan1111alı::. He dOCI himself very weD : Bolazına ve
To have a areat dcal to do: Çok mqauJ nhatına iyi balr.ar.

olmalı:, iıi başından ııkın olmak. He had a lot to do witb the succcss of
To ,have ııotbiııa to H witb: Kanpna- the sdıeme : Plinın muvaffak olmuında
malr., hiçbir ilalsi olmamak. onun bUyülr. hissesi var.
'ibis isn't very mitıblc but 1 will malr.e it I've had a lot to do witb horses : Atla çok
to do (malr.e do with it) : Bu pek elverişli ITIC18UI oldum.
delil fılr.at idare cdccıelim. 1 could do with another L 100 a year :
That will do: Yeter, lr.lfıdir. Senede 100 lira daha alsam fena olmaz.
das
l 12? 1
lı will do you: Sana yakı1acak, uyacak l>OCl'ME:"oi'r (~ - 17 - 9), n.
Crlbisc v.5. ı. DOC11ment C:\İdenc:e: Yazılı delil.
in thesc day5 laziness won'ı ılo : Ru za- DOCUMENTARY (S - 17 - 2 - 9 - 1), a.
manda tembellik yürümez (olmaz). Do&:llmen,_,. billı : Vesiknlı poliçeler.
il doesn't ılo to work lale and niaht : Ge- DecınM....,. credit : Vesikalı kredi.
ce aeç vakit çalıımıık zararlıdır. DOG <~>. n. el v.
1 do know ~im : Onu iyi (hem de nasıl) A gay d• : Nqeli (ten) bir adam: çap-
tanırım, tanımaz olur muyum? kın, köftehor.
1 am ılolııa very well : ·t;ok iyiyim. A dead ılos : Ehemmiyetsiz 'SCY·
1 ıım done : Bittim, mahvoldum. •A foolish d• hopes for a sharc of lhe
l've been d - : Aldatıldım. pÜddi~&• : [Pror.] Göniil zevzeLıir
lı ~imply i5 not done : Yapılmaz, yakı~­ umar.
ınnz, terbiyeli ıidam böyle yapmaz. Dirty dOK : Alçak herif.
Noıhina dolııs: [Si.] Yeni hir ~Y yok; •Dop bark bul the caravan gocs on•:
asla! IProv.] İt ulur kervan yUrür.
No you cloa't! : Öyle yajma yol.: Dcıı= - biscuit : Köpek biskUviıi.
Let's have done with it! : Artı!.. hu i~~ Dııs - cart : Arkı arkaya oturacak yer-
nihayet verelim! leri olan tek atlı hafif araba.
Poıaıoes do well in ıhis disırict : Bu mın­ D• cheap : Pek ucuz.
lakada patates iyi yetiıir. Daıs- clutch : Tırnaklı kavrama.
Well ıo do: Hali val.ti yerinde. DOK - collar : Köpek tasması: rahipkre
Whnt can 1 do for you? : Ne emriniz mahsus yuvarlak yakalık.
var?, arzunuz nedir? DOK - days : Yazın en sıcak ıllnleri.
What do you do with younc:lf ali day DOK - car: Kitap sahifeslnin kıvrılan ke-
long? : Bütün gün \·:ıkıinizi nasıl aeçiri- narı.

yonunuz? Doıı in ıhe manaer: Ne yer ne yedirir,


What's dolaı here? : Hura•la neler olu- hasis, cimri.
yor?. Doa kcnnel : Köpek kulübesi.
Well done? : Aferin, bravo! Dog l.aıin : Yanlıı (uydurma) Llıtince.
DOCK (S), n. DOK liserice : Köpelin tasma markası ve-
ya kayıt vesikası.
Dry <ıravinı> ılocl: [Naut.] Sabit ha-
DOK rose: [Bot. J Yabani alil.
vuz.
DOK Star : Büyük Köpek burcunda en
· Floaıina doclı: [Naut.J ·Yüzer havuz.
rarlak yıldız. Siriııs.
Naval ıloclıs: Tersane.
Dtıs tired : Çok yorıun.
Wet ılocl: [Naut.] Gemilerin yüLlcrini
DOK - tooıh violet : [Bot.] • ErytJıro­
doldurup tıopltııkları havuz.
nium•, bir menekıe tUril.
DOCTOR (S - 9), n. el v. DOK - watch : [ N aut.] iki saatlik nöbet.
Doctor of divinity: [D. D.] İliıhiyat fa- DOi weary : Çok yorsun, bitkin.
kültesi mezunu (icazetlisi). Dop of war : Hırb vıhıeıleri vrya ha-
Dertw of la1A1S: [L. D.J Hukuk falıülle~i rabiyeıi.
mezunu, hukuk doktoru. A dOK'• life : Çok sıkıntılı hayat.
Domır of medicine: C•. D.J Tıp fakül- A jolly • • : Şen ve 111lıacı kimse.
tesi mezunu, doktor, hekim. Creepinı ılCll'ı tooth ırass: [Bot.] Bü-
To . . . _ a patienı: l•ed.] İhtimam yük ayrık otu, domuz ayrılı.
söstermek; tedavi etmek. •Every • • hu biı day•: [Pror.) Her-
To . . . _ accounıs : Hesapları tanzim et- kesin sırası CıUnll) pllr.
mek, lıesaplara titizlik Plermek. To die like a . . . : [Si.] Gebermek.
To ıladar foocl : Hile yapmak. •Give a dGI a bad name and hıina him•:
doldrun
[ 123 ]

[Prav.] Bir adamın adı çıkacağınu canı The dommln of science : ilim sahusı.
çıksın. DOMESTIC (9-2 • 1), a. ııl n.
Sea - das : Denizci, deniz kurdu. o-9llc concerns : ~v illeri.
•Das eat das•: [Prov.] it iti yesin, it O - * industries: Yerli sanayi.
diıi domuz derisi. A d-.dr woman : Ev kadını.
Fire dop : Ocakta kullanılan demir ayak- n-atk animals : Ehli hayvanlar.
lar. Dllllle8dc archiıecıure : Yerli mimarlık,
To ao ıo the dap : Sefalete dUımek, mah- ev yapısı.·
\•olmak, periıan (sefil) olmak. o-9llc science : Ev bakımı.
ıo lead a dot'ı life : Baıı dertten kurtul-
DOOM (77), n.
mamak, tahammUI edilmez bir hayat ya-
Crııck of . _ : Kıyamet kopması.
ıamak.
His • - iı scaled : O mahvolmuı de-
To Jet sleepinı dop lie : fıi kurcalama-
mektir.
mak, ili haline bıralı:malı:.
The • - is irrevocable : HUkllm katidir
To be top .... : Osıtıiı selmek •.
CdeliııirHemez).
To help a lame dCll over a stile: Çaresiz
kıılmıı birini mUıkWlttan kurtarmak. DOOR (SS), n.
•To one who bu lost his way, a dol'• Dead u a ._.: Ölmill ptmit-
bark is sweeter than the sonı of the Door - check : Kapının çarpmasına mini
niı:htinple• : [Pro,..] Denize dillen yıla­ olmak için kapı kanadına takılan alet.
na sarılır. Door - frame : Kapı çerçeval.
To put on the ıtoc : [ U. S. Colloq.] Ça- Door - mal : Pupaa.
lım satmak. Door - cue : Kapı çerçevesi.
To rain cats and dop : Sel ıibi yatnıur Door - Keeper : Kapıcı.
yatnıak. o- · Knob : Kapı topuzu (tolunalı).
To throw ıo the dop : İsraf etmek, ziyan Door - nail : Bakiden iri bqlı çivi.
etmek. Door - plate : Kapıya takılan tabela.
To dCll one's steps : Birinin peıini bırak­ Door - post : Kapmm yuıt.
mamak. . , _ - ıtill : Kapı ePiİ·
DOLDRUMS CS - z), n. o- - step : Kapı önUndeki basamak.
The daWnms: Okyanusun Hattı lstivaya Door - to - door visitı : Kapı kapı dolq-
yalı:ın rOqirı az olan yerleri. ma.
To be in ıhe ~: Canı çok sıkkın Door - way : Kapı methali, kapı ıruı.
olmak; [Hut.] rUzP..sızlıktan pek yavat Door • yard: [U. S.) Ev avlusu.
ilerlemek; [fil'.] (işler) durpn olmak. At death's . _ : Ölllm eplbıde.
DOLE (67), n. .t. v. Dead as a . _ nail : Ölmllı litmlı.
To ıo (be) on the dele : HlikOmetin İl­ Deaf as a ..__post : Tamamen salır.
,jzlere verdili yardım paruından almalı:. Front , _ : Sokak kapısı.
To dole a.t : iane olarak dalıtmalı:; cim- in . _ . (wlthln ._.): fçente, evde.
ricesine tevzi etmek. Ncxt . _ : Yandaki ev, kapı kom111111,
DOLL (S), n . .t. v. bitifik evde, yakın.
To del . . : (Colloq.] Süılc_nmek; 1ık Ouı of • - : Açık havada; d!llnia, -
ıiyinmek; ıllllemek. kakta; ııanıevcııt; alAkumı keunİf.
To . . . . . : Gösteriıli veya cicili bicili To darken the . _ : Biiialnin evine ıiı­
tı:Yler pydlnııelı:. mek.
DOMAIN (9 - 21), n. To lay at the , _ of : Kabahat illladet-
it does ant come within my ilam• : Bu mek, bamletmelı:.
benim saham haricindedir. He laid at my ._. : Kabahati bende bul-
Riıhı of eminent ._... : fsıimlik hakkı. du, beni suçlu çıkantı.
[ 124 ]
......
To show <-> the ._:(Birini) kovmak, l>cıllble - dutch : Anlqılmaz llkırdı (li-
kapıyı aöstermclt. san).
The fault !ays at my • - : Kabahat be- Doalıle - dyed : İki kat boyamn11, kat·
nimdir, aUnahı (vebali) benim boynuma. merli.
To lteep wlthln doan : Evde otmmak, l>cıllble - edaed : İki tarafı keskin; tiem
solcaja çıkmamak. lehte he.m aleyhte.
To kick out of dOlll'I : Kapı dıprı etmek, Double - ender : İki ucu bir; iki istikamet-
kovmak, aepetlemek. te; aynı kolaylıkla sldebilen lokomotif
To see a person to the ' - : Birine ka- veya semi.
pıya kadar refakat etmek. Double -entendre : [Fr.] İki manalı ııöz.
To tum someone out of dom"S: Birini dı­ Double - faced : İki yUzlU; iki tarafı havlı
prı çıkannak. (kumaş).
DOSS (5), v. Dcı9ble - handed : İki elli, hilekar; iki
To 4- down : Yatmak. elle kullanılmaAa mahsus.
DOT (5), n. & v. Double - headed : Çift başlı.
DoUeıl with : Serpilmiş, serpiştirilmi1. Doalıle - header : İki lokomotifli tren;
He arrived on the dot : Elifi elifine gc!Ji. iki takım arasında art arda oynanan iki
On the dcıt: [Si.] Tam.zamanında. beysbol oyunu.
To dot the i's and cross the t's : Bir !ICYi Doalıle - hearted : Sahtekar ltalbli, hile-
iyice izah etmek. kar, hain.
Sea •otted with ships : Gemilerle benek DODble - minded : İki fikirli, karınız.
benek olan deniz. Double - quick : Çok çabuk, koşarak.
DOTE (67), v. Double star : Birbirine çok yakın oldu-
To • • on (•pon) : Çıldırasıya (ifratla) ğundan göze bir tele yıldız gibi aörllnen
sevmek, mDptelil (düşkün) olmak. çift yıldız.
DOUBLE (8), n., a., adv. & v. Double talk : Görünüşte ciddi ve minnl!
Advance at the double: [.ifil.] Koşu. fakat hakikatte saçma söz.
At the double : Koşar adam. Double - time: [.ifil.] Çift sürat.
Doable - actinı: İki tarahı çalışan. Double - tonı:ued : 1k i türlü lif söyliycn,
Doalıle - banked: [Naut.] İki sıra kü- hilekar, mürai.
rekçisi olan (semi veya kayık). Double - track : Çifte hat.
Double - barreled : Çift namlulu. To see double : Çift ıörmek.
Double • bass : Konftııbaso, en pes sesli To sleep dCM1ble : Bir yatakta iki kişi
keman nev'inden musiki aleti. yatmak.
Double - boiler : Çift kazan; içine ısıtıla­ To double back : Katlamak; süratle seri
cak bir icap konulan kaynar su kabı, ben- dönmek;
mari. To dCMable down : Kıvırmak.
l>Güle- bottom: [Naut.] Çifte karina. To doable eııertion : Gayret sarfetmck.
Double • breasted : Kruaze (ceket). To double for : Tehlikeli veya çok ustlı­
Double • cross: [Sport si.] Mailüp ol- lıklı bir hareketle meşhur artistin yerini
map taahhüt ettikten sonra oyunda ka· tutmak: [print.] yanlışlıkla bir sözll iki
nnmala çalışma; [si.] aldatma, hıyanet. defa dizmek.
Double - dealer : İkiyüzlü, sahteltlr. To double ovcr : Kıvırmak; ikiye bük-
l>cıllble - dealinı : İkiyUzlUIUk, riya. mek.
l>cıllble • decker : İlci katlı (otobUa veya To double up: İkiye bUk (W) mek; kOfll"
yatak v.s.); iki güvertesinde topu bulunan adım ilerlemek; [si.] yanında oturmak;
eski harb gemisi; iki ambarlı gemi; çift ejilmek, iki büklüm etmek veya olmak,
satıhlı uçak. katlanmak.
doubt
[ 125 ]

To doable •llCID: C•il.] İki taraftan ku- Dowa on his luck : [Si.] Cesareti kınl·
ıatmak, ateı çemberine almak. mıı, sukutu hayale utramıt. ümitsiz, ta-
DOUBT (47), n . .t v, lihsiz.
Beyond 11.w : Şüphesiz. Dowa for a Tuesday : Salı ıUnll için
Withouı doabt : Filhakika, filvaki. konuşulmuı.
1n doabt : Süpheli, belli delil. Dowa- to • earth: Sapına kadar, tam mi·
No doabt : Süphesiz, elbet, muhakkak. nasiyle.
Dcıulıtllla Thomas : Evhamlı. Down with! : Kahrolsun!
To aive the benerit of the daaM: Sllpbe- He is 4-a for a speech : Hatiplerin lis-
ye ehemmiyet vermeden masumiyetini ve- tesine dahildir, o da nutuk söyliyecekler
ya dotrulutunu kabul etmek. meyanında yer ılmı:ilır.
1 ıt.lıt whether he will come : Gelece- Dowa to the beainnina of tbe 19th
lini pek zannetmem, aelecelinden şüphe­ century : Buıünden 19 uncu asrın bqına
liyim. kadar.
1 don'I doubt that: Süphem yok ki ... Bread is • - : Ekmek ucuzladı.
Never doalıt of success : Muvaffakıyetten He is dOWll with fever : Sıtmaya tutul-
ıüphe etmeyin. mut. sıtma ile huta yatıyor.
To have (enlertain) a doabt : Süphe et- 0-a the country : Bqkentten tap-aya.
mek, merak etmek.
Dowa the river: lnnalın aaalısına dotru.
To raise a doaM : Müıtül&t çıkarmak. Dowa the wind : Rllzaiır istikametinde.
To remove' a d•bt : Şüphesi zail olmak. Dowa town : Çartıya, ÇB11ıcla.
To resolve a doubt : Mlllkülltı haldır­
Dowa train : Londra'dan ıiden tren.
mak (halletmek).
Dowa platform : Londra'dan aiden trenin
To vaccilate in daabt : Kararsız olmak.
hareket ellili platform.
There is no doabt of it : Şüphe yok, mu-
Just Jet me acı that . _ : Dur yazayım.
hakkak.
1 am ten pounda . _ on this : Bu itte
DOUSE, DOWSE (47), v.
on lira açılım vaz:.
To · - the alim : [Sl. l lşıtı söndür-
1 sohuld like dıat dowa on pıper : Bunu
mek.
yazı ile tesbit edelim.
DOVE (8), n.
This tyre is dOWll: Bu lastik sönmü1-
Dcwe cot : Güvercinlik.
The watch is dowa : Saat kurulmuı delt1·
Dove • coloured : Pembe.nsi kurşuni.
dir.
To flutter the dOYe • cot: Sikin halkı te·
Sun aoes dowa : Oilnq batıyor.
H'ışa düıünnek, hercllmerç yaratmak.
DOVETAIL (8 • 21), v. Up and dOWD : Bir aşalı bir yukarı; ha-
Their planı dowetdetl : Onların pliınları zan iyi bazan fena; arızalı.
birbirine çok iyi uydu. Ups and dOWllS of life : Felelin aennU-
DOWN (47), n., adv., prep. .t v. serdi, hayatın istikrarsızlılt.
D - and ouı : Nakaut; hayatla mallilp Up - and • d-. motion : Yukarı Bllllı
olmuı, bitkin; parasız pulsuz. hareket.
D-a by ıhe head (stern): [Naut.] Baılı To be (feci) dowa : Keyfi yerinde olmı­
lkıçlı). mık.
Down fail : Sııkııı, dü~me, inhilal. To be dOWll wiıh influenza: C•ed.]
Doaw in the mouıh : Konuıamaz hale Gripten yatmak.
gelmiş, sesi çıkmaz olmuı. To be d-. for someıhina: Bir listeye
Down at the heels : Topukları aşınmıt. ismini yazdırmış olmak.
periş.ıın kılıklı. · To be:ır (beat)dowlı: [Naut.] R.Uqira
D-n in the dumps : Asık çehre ile, me· karşı aitmek, rüzprla mücadele etmek.
yııs, cesareti kırılmıı. To bum dowa : Yakıp kili etmek.
[ 126 J
To cune someonc up and ılowıl: Birini A *-ft oa my llnaaht: Çok yorucu ICYo
tepeden tırnata donalmak. tuwetlmi tlltctiyar.
To do . . _ : Aldatmak. A bitler *-ft: Çile, ..._
To fail ._.: Dllpnek. Demaad *-ft: lbrazmıla ....,. al-.
To hunt ılowıl the fos: : Tilkiyi yakala- cak poliçe.
mak (avlamak). Porced ,... : VantRltarlc ocaia verilen
To tnock • - : Vurup dUıUrmck, yık­ hava. ·
mak. To makc a *-ft on : Fazla 11kmak, çok
To pay a dollar ılowıl : Pqinen bir dolar taciz elmlt.
vermek. Ship of ...... fcet .... : Oa iki bdclll
To put hclm . _ . : [Naut.] Gemiyi rliz- ıu çıeker .....ı.
aür istikametine çevirmek.
To hıve a . . . . oa: [Si.] Hotluınıa·
To makc *-ft a on-·• frlendlhip:
Birlaia cloltlulımu iltlmlar etmek.
mak, kaqı olmak, praz batlaınak. O...,.. room : Tulak çlmıele malılııı
To . . . . a penon: Birini davmck veya oda,reaamoduı.
yenmek, alt etmek. DmAG (3), v. A a.
To ılowıl tooll: Grev yapmak.
To . . aa ancbor: C•••t.) Lcnter 111-
To fail ...,. on onc'ı knccs : Diz çök-
rUldemet, 1cqer tutmamak.
mek. To . . r.: Al veya çeqel)c IUlla (bir
To aet .... : Aplı iamck; indirmek;
tcY) aramak.
yuımat.
Dnl aaclıor (chala) : Anbe ta.teli.
To 10 . . . . : Bıtmak (IUnq); çökmek. To . . . . . . . ....._,: llrGtlımıet.
To have a...,. (be...,.) OD mmeoac:
To . . ~ : 7.orla abp ,ıltllnmt, sll-
Birine kancayı takmat.
rilkllyeret llldrmet.
To hit a man wbcn ı. is ılowıl : Zcbwı­
kilflllk etmek (vur abalıya tabllladca). To . . la : Balıac kanilamak (IOkmat).
To buat (rldc) , _ . : Pqladcn koprak To . . • (lıl): 9lbtWlamet, devam
yetipnck; yaaıaa ptlr(t)met. edip skmet: drtlaoeaıede kalmak.
To sead . . _ : Tardlıtınct; azlctawk. To . . _.: Uzamak, lllh1Weylp (çekip)
çıkarmak.
To lhout ...,. : OGrllltll <-> çıkararak
To . . _. a wmcbed Uİllllll&ll : lllrU·
susturmak, balırarat birinin koaUllDUI·
na mlııi olmak. ncrck yapmak.
To put a . . _ cı11 : CSl.J itiraf em.le. To . . . . : SllrlWeyip ..,.ya çatlp çıkar­
To walt up aad . . _ : Bir aptı bir yu- mak: lllillallml tertıiJe --.
karı llZIDCk.
To . . tbe lake : Caet lıaJmak lçbı IUda
Caöl v.ı.'dc) .......,_ yapmak.
DOZ& (67), "·
To . _ . . : Uyuklamak; katıra.k. To . . tD: StlrlWemek.
DOUN (iz), L DaAGON (J • t). L
Baker'ı (clevil..) . _ : o. &;. ......... -blood: 8lrka; - - ..,.
To •ll by tbe . _ : DOzlac ile ..amat. meyvadan alınan birka; ııePt Uyu kır-
To talk Diaeı.a to tbe . _ . : (:ene çal- mızı lakız.
mak, pr ıır aır komıpnak. old (red) .,..... : . . . . .
T1ıc
Dit.UT, DllAUOBT (44ft), n• DllAIN (21), "·AL
.,.... eııahıe: c•ın.J Çekmek veya kaJ- A peaı ..... on my rncıanıC1 : ltınvet
dınnat içUı tullaıııJaıı makina. veya kc1eme fazla alır lllea bir 111·
Dnft bone : Yit lıeyairi. Dnlm • boıınl: Yıkalım• lıalatıklum il·
.,.... reiıı : Clfl Iİdell alın ... dlqialeri. zOJıııaine mahlUI tahta.
A *-ft of &lıee : Bir al çekilinde avla- To lbıvw moncy dowa tbe ..... : Parayı
nan balık mlktm.. IOkalallmlt.
draw
( 127 1

To dnba ali to: BOJll)mak. To draw ulde : Bir tarafa çekmek, bir
To ..._ aomeone dry : Birinin parasını kenara çekilmek.
son saıltimiııc kadar almak, kurutmak. To draw attention· : Dilliti çekmek.
To ..._ to: Akmak, ıızmak. To draw dOWll: İndirmek.
DRAUGHT (44 ft), n. To draw ı. : İçine çekmek.
At a ılnqlıt: Bir yudumda. To dnw alf: Çekmek; çıkarmak; çekil-
A dr-atat of water: Bir yudum su. mek.
Bcast of *-alıt : YUk hayvanı. To *-" oa : Yakına 'aelmek, yaklqmak:
Black ....... : Mllshit (iliç). siymek; aeçirmck; ııevketmek.
DrııııPt - board : Dama tahtası. The day is drawbıc ı. : Akpm oluyor.
o....pt- bone: Yük arabasını çeken The eveninı was dıawbıs Oll : Akpm
alır at. yaklqıyordu.

Forced .......t : Şöminedeki kuvvetli ha- To draw lots : Kur'a çekmek.


va cereyııuı. To •raw - : Sokulmak, yaklqmak.
Liiht *-'Pt: [Naut.] Geminin· az su To draw one's breath : İçini çekmek.
çekmeli. To draw one'ı pay : Tahsıl etmek.
DRAW (H), v. & n. [p. t. DREW, To draw oneaelf . , : Dik durmak, diın·
p. p. DRAWN], a. dik ayakta durmak.
To nw lnterest : Kazanmak.
Ora- butter : SllzUlmllş tereyalı.
Draw on (round)I : Gel!, yaklql To * - Clllt : Çekip çıkarmak; .at.met.;
taslalmı çizmek; uzatmak; uzamak; yay-
11ıe battle was dnwn ; Muharebe netice-
siz kaldı. mak; konuıturmak, söyletmelt.
The chimmey •nw1
dir (iyi tlltllyor).
well : Şömine temiz- To dr8W l'Oll9d the table : Masanın etrıı­
f ına toplanmak.
The traiıı . .,, into the station : Tren ia- To draw someone aat : Birini konıqtur­
tasyona &inli. mak.
The eveninı was dnwlııa on : At.18111 To ılraw ıea : Çayı demlemek.
yaklqıyordu. To draw teeth: Diı çekmek.
The days are dıawlııs out : Günler um- To draw the tine ııt (murder): Katletme-
yor. mek; öldllrmemek.
The play was a areat draw : Piyes bllyük To draw to : Çekip kapatmak, çekmek.
muvaffakıyet kazandı. To dr8W the lonı bow : Birine tun ma-
To ~ a coven: [Hunt.] Tilki avında salı okumak, hikaye okumak.
bir koruyu taramak. To dnw •P: Yazmak, hazırlamak, tııu­
To draw a fowl : Bir tavutwı içini temiz- zim etmek; ıiderken birdenbire durmak;
lemek. atını veya arabasını durdurmak; çekip
To llnıw a foıı: (badpr) : Tilkiyi (porsuk) kaldırmak; (kol v.s.) sıvamak; (plln v.s.)
ininden çıkarmak. ıenip etmek; çekmı!k.
To draw a cunain : Perdeyi çat.mı.it. To draw •P to the table : Masaya yak-
To draw a aame : Bir oyunda berabere 1.qıııak.
kalmak. To dnw up troops : Askeri dizmek.
To draw audience : Mllfteri çekmek. To draw up with someone : Birine yetiı­
To draw awa7 : Çekilmek; çekip ayırmak. melt.
To draw nct: Geri almak; seri çekil- To draw •JOll one's memory : Hnfızuını
mek veya çekmek. yoklamak.
To draw a bead : Tesbih çekmek. To draw wine : Fıçıdııu şarap boşaltmak.
To *-" alOlll : SllrUklemek. To try it' 41raw someone : (Birinin) aizını
To dnw apan : Ayırmak, aynlmak. aramak, söyletmek.
[ 128 ]

1 won't be drawa: Aizımdan lfıf alamaz- Dre9I parade : Geçit resmi.


sın. Drus rehearsal : Sahne elbiseleriyle ya-
1 had to * - ..,_ my savinıı : T&S11J- pılan son prova.
ruf etıiiim paradan alıp sarfetınele mec- Dre. stand : Manken.
bur oldum. Evening dress: Gece (balo) elbisesi.
DAWING (SS - il, n. Full dre.: Frak.
DnwlDa block : Resim kiiıdı bloku. Morning dre. : Her ıUnlük kadın elbi-
Ddwhıa board : Resim tahtası. sesi; redingot.
Drawlıılı book : Resim defteri. Winter ..._ : Kıllık elbiae.
Drawı.. compasses : Resim perldi. Right ılrem!: C•il.] Saldan hizaya ~I!
Drawl.. master : Resim hocası. To dre. for dinner : Akşam tuvaleti veya
Drawhıtı mili : Telhane, haddehane. frak yahut smokin giymek.
Dn•llQE room : Kabul salonu; salon. Do we drea for the ball?: Balo için smo-
Drawlaı pen : Cetvel kalemi. kin mecburi mi?
Drawlnı pin = Pünez (raptiye). To dre• a ship : Gemiyi bayraklarla do-
DREAD (2), n. mıtmak.
To stand in drud of: ... 'den yılmak. To *'- doWD : Azarlamak.
DREADFUL (2 • 7), a. To drem la a top hat: Resmi aiyinmek.
Penny dreadful : Korkunç hikiyeler. To dre. om L 12 a year: Elbise içinse-
DREAM (11), n. & v. nede on iki lira harcamak.
Day dream : Ku"1ntu, hulya. To drem one's wound: C•n.] Panııman
To dream al : Tahayyül etmek, tasarla- yapmak (yaraya).
ınak, düıünmek; zannetmek, ummak. To drem Old: Çok ıUslll pydirmek•.
1 should not dream al doinı !hat : Bunu To drem to death : Sıkıca ıiylnmiı ol-
kat'iyen yapmam. mak veya ıiyinmek.
liıtle did 1 dre- : Hayalimde bile yoktu. To drem . , : Giyinip kllf8nmak.
To dream •••J' : Bopına vakit tı.ybet­ Dltf.SSING (2 - 1), n.
mek, vaktini israf etmek. Dn.ı.c case : Tuvalet çantası.
To dream ap: [Co/loq.] Hayal kuvve- Dlftllms down : Azarlama, dayak atma;
tiyle bulmak, ıasavvılr etmek. dayak; sllbre.
DREE (il), v. Dl'ftllml ıown : Robdöpmbr, sabahlık.
To ılree one's lot : Mukadderatına boyun Oftlllııl rooın : Giyinme oduı.
etmek, kaderine katlanmak. Drelllııl table : Tınalet ınuuı.
DREG (2), n. Top ılrellılıılı Tarla v.ı.'ye aerpilen alllN'e·
To drain to thc drep : Son damlasına DRIFf ()), n. & Y.
kadar içmek. Drtft anchor: Geaıiniıı rilqlrla lllrllk-
Drep of society: Ayak takımı. lenmesine mini olmak için denim atılan
Not a dns: Hiçbir damla, hiçbir tane, ve ekseriyetle yelken bezinden yapılmıı
hiçbir parça. tertibat.
DRISS (2), n. & v. Drlft ice : Yüzen buz.
Drem circle : Vaktiyle ancak resmi ak- Drtft minina : Tilaeller ııçınak suretiyle
şam elbisesi ile ıirilen tiyatro hususi kol- altın madeni arama.
tuklar kısmı, balkon. To Jet oneself *111: Kapıp koyuwrmek.
Dre• coat : Kuyruklu caket, frak. To let thinp .,.. : itleri lr.eııdi IWiDe bı­
Dreu ıoods : Kadın esvabını mahsus ku- rakmak.
maş. Boat drlflİ uhore: Kayık 181ıilc lllrtlt-
Brem ıuard : Eteii muhafaza etmek için lenir.
bisiklet v.s.'nin arka tekerleline konulan Road has drlfW badly: Yol karla hba-
..... :ı.. ... mıı.
drll
[ 129 ]

Drlft way : Otlaklarda sürünün aesmesinc DRIPPING (1 • 1), n.


mahsus yol; ·maden kanalı veya aeçidi; Drtppllıs board: C•eclı.] Su veya yal
pminin asıl istikametinden kaçması. damlaımap mahsus tahta.
11ıe sand llrlfll : Kum birikiyor. ~ pan : Kebabın damlıyan yalını
To clrtft _. : Uzaltlqmak. toplamap mahsus kab.
DRILL ( 1), n. ~ wet: Sınıklam.
DRIVE (41>. n. ol v. [p. t. DROVE,
DrUI bench : Delme tezıihı.
p. p. DRIVENJ
DrUI press: Maden parçalarında' delik
Belt drln: Kayııla döndürme, kayııla
açan malr.ina.
kuvvet nakli.
Machine ıll:lll : Delme malr.inası, makkap.
Direct drlve: [E/ec.] Direkt priz.
DRINK (1), v. ol n. [p. 1. DRANK, Drbe way : Araba yolu.
p. p. DRUNK 1 Friction clrlve : Delkle döndürme, kayıtla
A ılrlak of water : Bir bardak su. kuvvet nakli.
Drlaa offerinı: [Bib.] Dökülen takdime. Machine drlve : Maltina ile ilJetmc.
Hard tlrlıllıs : içki, sarhoş edici içki." Ovef'head drlve : Havai hat.
Soft drt.b : Meırubat, alkolıliz içki. Underıround clrlve: Yeraltı hattı.
Stronı ılrWı : Kuvvetli içki, içki. A drlve for funds : Para toplamak için
Give me a drilık of wate-r : Bana biru su yapılan hamle.
ver. To 4dve aııart : Ayırmak.
The tlrtıılı question : Alltolimı. To *lft at: Atılmak; lwdetmek; [&"oll]
To have a *"lı : Bir teYi içmek. •tec• den vurmak; tevcih etmek.
To be in ılrlılk: Sarhot olmak. To clrlve a tıarsain : Bir puarhlı kabul
·.To lake to ılrllılı : Kendini içkiye vermek. ettirmek.
To ılrlılk _.,. onc's fortune : Varını yo- To clrlve _., : Kovmak; silrüp uz.akl..-
Junu içkide bitirmek. tırmak; lıl'llba v.s. ile uzaklapnak.

To drlmk -a1 one's sorrows : Kederini To ılrtve a ball : Hızla vurup topu atmak.
içki ile dajıtmlk. To drlve a nail : Bir çiviyi çııknwk.
To *ilk ..., : Pek fula içmek. To drlve a ıood barpin: İyic:e pazarlık
To drtalı dowm: Sarlıot olmak. yapmak.
To ılrWı beavily : Çok içmek. To drlve a tunnel : Tiinel açmak.
To d.t.lı: ~ (to) : Emmek, içmek. To drlve alaaa : Sürüklemek, yüriltmek;
He dnlllı it ali ı.: Hepeini yuttu (yalan . .. boyunca sürüp &itmek.
u.'yi). To tlrlft blck : Geri silrmek; araba ile
To drbılr oır : Kadehi dibine kadar içip pri aiımek veya aötllrmek.
bopltmak. To drlve bJ : Araba ile llÇIDek.
To lklılk to: Şerefıne içmek. To ılrtve • - : İnınele mecbur em.it.
To 4lll!ık to the health : Sıhhatine içmek. To clrlva a. (to) : İçeri ıllnnelt; lolımak.
To drbılr like a fish : Çok içmek. To clrlve ~ (home) a nail : Bir çiviyi iyice
To dlWı . , : içip bitinnek. çakmak.
DRINKING (1 • 1), n. To 411Ta ID (home) a point: Bir noktayı
hiç tereddüde mahal kalmıyacak tekılde
Drtıdıbıs bout : İçlr.i llemi.
anlatmak.
DrllıUııa cup : Kadeh, U1e.
To *IYe oır: Kovmak; (araba v.ı. ile)
O.-.... bom : Boynuzdan kadeh. ayrılmak.
A ....... man : İçkici, ayyaı. To clrlve • : beri sürmek; (araba v.ı. ile)
DRIP (1), v. ol n. durmadan ilerlemek.
Dr1p • ılltp : Durmadan damlama. To drhe home : Kad delille bitirmek
To dıt, wlllı blood : Kanı akmak. (münakasa).
.. '
drMaa
1 130 ]
To drlYe mad : Çıldınmak. narak birinden evvel silah çekmek; Us-
To dme oat : Kovmak, sünnek. tünlük kazanmak.
To Jet ılrtfe ııt: Salıvermek, atmak; he- 1 am ready to dnıp : (Yoraunluktan)
defe atmak, vunnak, nipn almak (tüfek ayakta duramıyorum, nerdeyse yeıe yıkı·
v.s. ile); tokatlamak. lıcaıım.
What are you drlYlaa an : Ne demek 1"11 drop you at your hoıise : Sizi evinize
istiyorsunuz? bırukacatım.
To ıo for a ddve: Otomobil v.s. ile ııe­ !"ve dropped S:. 100 over this : Bu iııe
zinti yapmak. yüz lira kaybettim.
The rain was drlvlaa in our faces: Yai- To drop a brick : Meddahlık etmek, bir
mur yüzümüze çarpıyordu. toplantının mensuplarını komik hareket·
DRIVING (41·1), n. it a. lerle ıüldürmek: budalaca hareket etmek.
Drlvhı& axle (shaft) : hletme mili. To drop a habit : Bir adetten vazaeçmelı:.
Drlvbıa - band : Sevk çemberi. To drop a letter (word): (Yazıda) bir
Drlvlaa - belt : Çark kayııı. harfi (kelimeyi) atlamak; (konuıurken)
Drlvlaa iron: [Gol/] •tee• den vuruı bir harfi telaffuz etmemek.
için kullanılan demir depk. To dnıp a Jeller in the post : Postahaneye
Drlvhı& lisence : Şoförlük ehliyeti. mektup atmak.
Drivbıı rain : Şiddetli yalmur. To dl'Oll a person : Biriyle alüasını kes-
Drlvlıııs test : Şoförlük imtihanı. mek, arkadaılıta son vennek.
I>rlvllll wheel : İşletici tekerlek veya To drop a hint : Bile bile aazından ka·
çark, ana tekerlek. çırmalt, imada bulunmak.
DROP (5), n. &. v. To dnıp a tine : iki satır yazıvermek, bir
•A dnıp in a bucket•: [Prov.] Bir kova pusula aöndennek.
~uda tek damla, devede kulak. To drop a remark : Kasten söylemek.
A drop too much : Fazla içki; sarhoş, To dnıp acroa: Rastlamak; takbih etmek,
fazla kaçınnıı. azarlamak.
At the drop of a hat : l,areı v~rilince, To drop anchor: [Naut.] Demir atmak.
hemen istekle. · To drop altera: (Naut.] Kıç tarafa doi·
Acid drop : leblebi şeklinde mayhoı bir ru ıiımek; aeri kalmak.
nevi şeker. To drop away: Dajıhnak; azalmak;
Drop by drop : Damla damlı. damla damlı akmak, azar azar dökül·
Drop • cunain : inerek kapanan perde. mek (su); (naut.] akıntı ile beraber yol
Drop • forae : Kalıp ile dövmek. almak <aemi), akıntı istikametine doiru
Drop • forıinı : Kalıplı dövme. kürek çekmek (sandal); teker teker çıkıp
Drop • hammer : Şahmerdan. ıitmek, bir yeri terketmek.
Drop kick: [Foot.] Top düşüp yere do· To drop lıehlııd : Geri kalmak.
kunduktan sonra vurulan tekme. To drop bricks : IS/.] Çam devinnek, pot
Drop letter: Verildili postaneden sahi· kınnak, ıaf yapmak.
hine teslim edilecek mektup. To drop dowa: Akıntı ile •ili•
ıitmek
Drop • liıhı : Asma lamba. <ıemi, kayık v.s.); düşmek, yıkılmak.
Drop of 10 metres : On metre düşme To drop la : Eve utrnmak; misıfirlile
yüksekliti. ıitmek, damlıımıık.
Drop screen : Yukarıya dojru açılıp ka· To drop ı.to ıhe habit of ... : ... 'i Adet
panın resimli asma tiyatro perdesi. edinmek.
Drop shuıter : Fotoifaf makinasının bir· To drop money : Para kaybetmek (dü·
den düşen ortası delikli kıpatı. şürmekl.
Heiııht of drop : Dilime yükseklili. To dnıp someone a line : Birine iki 5atır
To aer fhave) ıhe dnıp on : Tetik davra- bir şey yazmak.
[ 131 1
There the maıter . . , , . . : Mesele öylece To ılıma someıhinı into someone : Bir
kaldı. ııeyi birine tekrar ede ede ölretmek.
To *9p cılf: Aynlıp dllpnek; eksilmet. To dnm ap : Toplamak; çatınnat; ilin
To ılrap olf to lleep: İçi seçmek. etmek, teblii etmek; dawlla makam tul·
To 4lrGp a.t of : Saftan ayrılmak; çıkıp mat; mrla zihnine sindinnek; lwıad ve·
vazaeçmek; çtkannak; dlltllnnek. ya ayakla ses çıkarmak (kut veya böcek).
To dnıp m one'ı knees : Diz çökmek. To dnm apom:. Çabuk çabuk vurmak.
To drap one'ı h'ı : •h• harfinl ııByleme· To dnm ap irade : Gezip sipariı bulmak.
mek (yutmak). DRUNK (8), a. it n.
To take a *8p ıoo much : içkiyi fazla Dnall as a fıddler (lord} : Çok sarho'-
kaçırmak, sarhot olmak. fitil aibi. .
Where aball 1 ...., you?: Sizi nerede Draak wiıh success: Muvaffakıyetten
indireyim? (IQftk). nıesıolmuı.
DROWN (47), v. Bllnd ııhmılı : Körklitllk.
Dead dl"llllk : Çok sarhoş, fitil.
To * - ID : Oömillmek, batmak.
To ılrowa oneself : Kendini suya atarak Half dnllk: Yarı ıarhot.
DRY (41), a. it v.
intihar etmek.
To . . _ one'ı sorrows in drinlt: Ke· A drJ saıile : 7.orati veya istihzalı ıü­
derini içki ile avutmak. lilmseme.
To * - a a.t : Akıntıya kapılmak, akm· Dry behind lhe ean : Olsun.
tıların tesiriyle ıUrUtlenmek; kesilmek,
Dry ·as • dusı : Kuptwu_
Dly cleaninı : Benzin v .ı. ile elbise le·
azalmak.
To drowD ıhe land : Memleketi su al· mizleme, turu temizleme.
tında bırakmak.
Dry • dock : Kuru havuz; havuzlamak.
His voice tlİowDell : Sesi kısıldı. Dry fmminı : Kuru ziraat uaulU.
Dry IQOds : Manifatura, meMUCaL
O.-.. in ıleep : Alır uykuya dalmıt.
Drowmıl in tears : iti gözll iki çepne.
Dry humour : OUlmeden ve tabii olarak
yapılan nüktecilik.
DRUG (8), n.
Dry measure : Kuru ııeylere mahsus ha·
A dnıa in the market : Piyasada araaıl­ cım ölçüleri.
mıyan bir mal, satılmaz mal. O,, money : Nakit para.
DRUM (8), n. .t v. Dry nurse : Dadı; emzilıle bilylltmek;
O.- head court martial : C•il.] Se- [fil".] bir acemiye vazifesini öiretınek.
ferde acele toplanan harb divanı. Dly point : Asitsiz ltullandan baWk ka·
O.- head : Davul derisi. lemi.
O.- major : Askeri bando ııefi. Dry rot : Kereııenin içindeki toz libi çll-
Dnm wlndlna: [Elec.] Manyeto (arma· rllklllk; meyvadaki çllrilkllllt veya bu çil·
tör) silindir tellerinin Usı taraftan sarıl­ rüklUiU hbıl eden mantarımsı ııeyler;
ma uaulU. [li I'.] ahllki boımtluk.
Bua dnıa : Bllylllt dawl. Dry • ıbod : Ayaklar ıslanmadan.
•Sweet is lhe music of a diıtanı dnaa•: Dry town: [U.S.] İçki yasalı olan ııebir.
[Prov.] Uzaktan davulun sesi hoı aelir. Dry wit : Zarif nükte, farkmda deiJlmiı
To banı the biı drma : Dawl çalmak; libi söylenen nükteli iliz.
reltlim yapmak. The cow is *1 : İnelin sütll kesilmi..
To . . _ • ıhe piano : Acemice piyano With dry eye1 : Oöderinden bir d1n1ta
çalmak. yaş akmadı, ailamıyarak.
To . _ oat: C•ll.] Ordudan tardetmek. A dry speech: Yavan söz, tatsız nutuk.
To drma a.t of: Yuhalarla bir yerden To drJ olf a cow : Her ınn daha az sa·
çıkarmak. pralt bir ineiJn ıUtUnU kesmek.
[ 132]
.....
To dı7 ., : Kurutmak; kurumak; kuru- d1ldıl and drakea with)o : [Prov.] Har
lamak; silmek; susuz kalmak; [U. S.] vurup harman savurmak.
susmak. ÇC11CSinl tutmak; [Si.] ipiz bı­ To lake to it like a ılılelı to water : Seve
rakmak. seve bir iııe airilnıet. kolay alıtmak. bir
To feel lrt : :>usunak. itten hoşlanmak.
To pump a well lrt : Bir kuyunun suyu- To aet a dacldlıs : Suya dil1ilp ıslanmak.
nu bopltmak. To dlldı , _ _.: Dalmak.
To run llrJ: Kurumak, suyu çekilmek. DUE (177), ıı., ıdv. ol n.
DRYING (41. 1), n. Dııe to ... : Mukadder; vakti plmiş; li-
DrJIDI - cupboard : Nemli çamaıırların yık, münasip, lhım ıelen; hasebiyle, se·
kurutulduiu dolap. bebinden, .. .'den dolayı, .. .'in sayesinde.
Dl'Jiıll line : ÇamqR' ipi. in dae time (coune) : Tam vaktinde.
DUAL (179), a. ol n.
o..ı control: [Aero.] Çift kumanda.
Duııl ıovemment : Müstakil iki takım
After •e
il is d111 to him: Onun hakkıdır.
consideration : iyice du,unuıı
taıındıkıan sonra. ·
ricale salihiyet veren devlet sistemi. Dııe east : Tam 11rlr.a doiru.
Duııl Monan:hy : Eski Avusturya - Maca- The monry is lhıe to be pald today: Bu-
ristan İmparatorıuıu. ılln para ödenecek, paranın buılln öden-
Dal ownership : Bir mlllklln iki sahibi mesı liıım.
olması. The dcpt is dae on April ISth : Borcun
DUB (8), v. ödenme tarihi 1.5 Nisandır.
To dlllı a cock : Horozu kavpya (clöiilfe) To fail ... : [Com.] Vadesi aelmek (bir
hazırlamak. senet v.s.'nin).
To • • cloth: lsırpn otu ile vurarak de- To give someone his._: B~rine hakkını
riyi kabartmak. vermek.
DUBIOUS (177-19), a. To ıive the devil hil • • : KötWillll iyi-
Dlılılam answer: Müphem cevap. likle mukabele etmek.
Dıdı'- state of mind : Kararsız bir hal. DULL (8), a.
Dulılam battle: Neticesi şllpbeli hırb. 1 fe:I daU : l9im sıkılıyor.
~ transaction : Şüpheli puarhk. To be duU of hearinı: Alır isitmek.
DUCK (8), n. ol v. The daU seuon : ÖIU mevsim.
A tbıek of a bat : Çok ıık çok cici bir DUMll (8), n.
ppka.
Dllmb- beli: Jimnastik ıüllesi; [ıl.] ap-
A lame dwlı: Borçlannı ödiyemiyen
tal kimse.
borsa simsan; ihtiyar adım; sı~at ve seri
Damlıı show : Pandomima, dilsiz oyunu,
kalan aeırıt; sakat kinue.
dilsiz sahne oyunu.
O.lı and dralıe (Hclıs ınd drakes) :
Dıımlıı waiter : Portatif yemek masası;
Yassı taıı suyun yllzUnde sektirerek atmıı
oyunu.
yemek nakleden asansör.
Dllelı'sea: [Cricl:.] Sıfır (sayı). The o-it : Hayvanlar.
D8elı on tbe nıc:k : Kaydırak oyunu, ufak To strike ıı-11 : Hayretten dondurmak;
tatlar atarak oynanan oyun. hayretten tq kesilmek.
Fine day for . . . . : Yıimurlu hava. DUMP (8), n. ol v.
Like water off llllClı'ı back : Tesirsiz, ne· l>mDp can : Kum v.s.'yi taşıyıp bolllt-
tice vermiyen, fayduız. maıa mahsııs araba.
My liUle dadı : Sevailim! pıkeriml To be down in the ._,.: Kederli ol-
She's a perfect tip: Çok ıllzeldlr. mak, keyfi yerinde olmamak.
•To make . . . . and drakes of (to plııy To be . _ , . . ııt : Dolapnak.
... l 133 1
.,....
DUN (8), v. olunan fakat herkesin kendi masrafını
To be duaııed on ali sides : Uçan kuşa ödediği cilencc.
borçlu olmak. Double dulcb : Anlaşılmaz lisan.
DUSK (8), n. High Dutcb : Güney Almanyalı.
ll'ı ırowinı dm ; Hava kararıyor. Low Duteh : Hollandalı Alman.
At dulıi : Hava kararırken, akşam üstü. To bcat thc Dutch : [Colloq.] Çok tuhaf
DUST (8), n: .t v. veya acayip olmak; hiç görülmemit bir
D..a and heat : Mücadele meşakkati. ~y yapmak.
o..t - c&öl : Çöp arabası. To gel in Dutch : Başı derde girmek.
Dast - coat (cover) : Tozdan ve kirden ko- To go Dutcb: [Colloq.] Herkes kendi
runmak için iş gömleği, v.s. maHafını ödeyerek eğlenmek.
Dııııt - collector : Toz yuvası. toz kapan. To talk tike a Dutch uncle : Baba gibi
Dııııt - filler : Toz filtresi. sertçe azarlamak.
Dııııt and ashes ; Nedamet. DUTY (177 - 1), n.
Dmt - hcap ; Toz veya süprüntü yığını.· Dul)' cali : Nezaket ziyareti.
Dut - pan : Faraı. Duty - free : Gümrük. resminden muaf.
Dast - shot : Kum saçma. F,·om a sense of dul)' : Vazife icabı.
Dut storm ; Kum (toz) fırtınası. Off duty : Serbest.
To bite the ıhnt ; Yaralı veya ölü olarak On dul)'; Vazife başında.
düşmek. Stamp dullff : Pul resmi.
To huml:le to ıhe dult : Tezlil etmek. Liable to dul)' : Gümrük resmine tıibi.
To lick thc dııat: Yaralanıp veya ölüp To do dlll)' for: V~zifesini yapmak.
düşmek; yerde sürünmek; kendini alçalt- To be on dul)' : Vazifede (nöbette) olmak,
mak. nöbetçi olmak.
To raisc a ıhılt ; Karga,alık çıkarmak, Ta enıer upon (lake up) one's d.cln:
kıyameti koparmak. Vazifeye başlamak.
To kick up the dut : Toz çıkaTmak; me- DWELL (2), v.
sele yapmak. To dweU oa : Durmak, kalmak; ııecilt·
To shake off the dmt of onc's fcct: Bı­ mek; üzerinde durmak, ısrar etmek.
rakıp ıitmek, ayaiının tozunu silkmek. To dweU ı.: .. ."de itame.ı etmek.
To throw • • in somconc's eyes : Al- To dweU near: Yakınında oturmak.
datmak maksadiyle birinin dikkatini bar DYE (41), n. .t v.
ka t11rafa çekmek. birinden hakikatı aiz- A liar of th: dcepcst dye : Sunturlu bir
lemck. yalancı.
To tum to dlllt and ashes : Kullanılmaz Dyed in thc wool : Ham madde halinde
hale aclmck, battal olmak. boyanmıı; hakiki, öz.
To na one's jacket : Birini dövmek. Double - dyed : iyi boyanmış, huyları
To ıhılt the eyes of : Aldatmak. kökleşmiş, itikatlarıııda koyu.
DUTCH (8), n. .t a. Dye - works : Boyahane.
O.tdı auction : Müşteri zuhur edinceye To dye badly: Boyayı fena almak (kuma')
kadar fıatın indirildiii mezat. To dye well : Boyayı iyi almak.
o.klı brick : Sert tulla. DYING (41.1), n . .ta.
o.klı chcese : Süzme peynir. Dyiaı bcd : Ölüm yatalı Cdöteiil·
D9fdı couraae : içkiden ileri selen çıl­ Dylıls corıfession (declaration) : Ölüm ha-
ııııca cesaret. linde iken edilen itiraf veya ifpat.
o.tdl oven : Bir açık hava ocaiı önllrı­ 0yı.a oath : Ölmek üzere iken edilen
dc et v.s. kızartırıala mahsus aac veya yemin.
tenekeden yapılmıı fırın. D)'iııla wish : Ölmek llzere iken ifade edi-
Dıltdı treat: Birkaç dost arasında tertip len arzu, 1011 arzu.
Hrth
1 134] '

·:ACH 111 l. ıı. H ;, word~. ı;o into at onc cır and out aı
f:ııch onc : Her hiri. thc oıhcr : Onun s(;zıcri bir kıılatımdan
t:ııeb other: Birbirini. ycı..dij;crini. (!ircr öhüründcn çıkar.
~AGLE (1 11. n.
f:ARl.Y (99 • 11. ı.
Emalc • eyed: Kesi.in ııözlli (nazarlı). At your earlleıll convenience : İlk mU~aiı
&&le • siıhted : Uzak aörUşlU. keskin fırsaıta.
aıözlü.
Al an early datc : Yakındı.
Eııılle• winııed : Kartal gibi çabuk veya
Early hird : Erken kalkan. qbahçı.
)'Ükı.cklen uçan.
•F.arly hird ıeıs the wamı•: (Prov.]
f:AR 1191. n. Sena k.ılan dona kalır.
1\ box of thc eu : Tokat, si11e. Early in life : Gençlikte.
A word in your •• : Gizli söz. Early in ıhc day : Erkenden.
By thc eım : lhtilrıf halinde, birbirine zıt. Early in lhe ~•son : 'ram mevsiminde.
Did yoıır ean burn? : Kulatınız çınlııdı turfand;ı olarak.
mı? Sizi meıhediyorduk. Early ri•er : Sabah erken kalkan.
Ear lobe : Kulak memesi. EARNEST 199 • il. n.
t:ıır • minded : Zihni aözdcn ziyade ku·
in ..,... : Ciddilikle; samimi olarak.
lııktan intıba almıla müstait (kimse).
in good eanınt : Uayıkı veçhile.
kulaktan öirenmelc müstait.
F.ar lrumpct : Yarı satır kimselerin kul- EARTH 1991. n. [EARTIIED], a.
landıkları kulak borusu. Estb baıh : Toprak banyosu.
J would ııive my nn : Her fedakilrlıla Earth hoıırd : Sabanın topratı çeviren
razıyım. kı.mı.

Middlc eu: Kulak zarı. Eıırtb lıorn : lnsanollıı, fiıni, dünyevi:


Over head and 0n: Çok dalıın (dalmıı). fakir ailede dolmuı.
To be ali - : Kulak kesilmek. Ea1b closet : Susuz aplcsane.
To be by the ean : Bıkıp usanmak. canı 'Eıırtlı current : · [Elec. J Toprak cereyıını.
sıkılmak. E.a. movcment : ( Geo•. ) Arz kı~ının
To. chırm the . . : Kulap hoı selmd:. harekeli.
To ııive ur to: Dinlemek. kulak vemıek. t:.rtlıed up : Etrafına toprak çekilmiş.
To havc a aoocl ... : Notaları iyiçe ayır­ F.artbed ovcr : Gömülü.
detmek. Fuller"s ellltll : KUi.
To havc a good ear for music : Mu5iki Poıter"s eıırtlı : Balçık, kil.
için iyi kulalı olmak. Scum of ıhe ellltll: [Fi6.] Haşarat, ayak
To lend an e• : Dinlemek. takımı.
To lend a ravourable ... to one"ı ıuit: To c:omc lıack to esitı : Hulyadan vaz·
Anlaşmıık, kabul etinek. ı;cçmek.
To prick ııp one"s - : Kulak kabart· To eıntlı ap : Etrafını toprakla bellemek.
mık, dinlemek. To artlı onr : Üzerine toprıık örtmek.
To put a flee in onc's ean: İmada bu- To move heaven ınd eııı111: Ellndeiı se·
lunmak, ikaz etmek. leni yapmak, her çııreye bııJyunnak.
To set by the - : Aralarında kavga To run ıo emöı: Yaklllııyıncaya kadar
çıkarmak, birbirine dDıUrmek. kovalamak; buluncaya kadar aramalı:.
To tum a deaf ur : Kulak umamak, al- What lhow) on ...aı:: Ne hıılt etmele?
dırmamak, ehemmiyet vermemek. acaba niçin?
[ 13.5 1
EARTIILY (99 • 1), a. in ...,. c:ircum5tances (on c;"y street) :
Ea1lıl7 mlnded : Cisınani dlifUnüllU, Vakii hali yerinde, refah içinde.
dünyevi fikirli. Stand ••11 : C•il.J Rıhaı dur!
No dl1lılJ me : Hiç faydası yok. Take il ••1! : Yavaı yavaş! kendini yor·
Noı an ...a clıanc:e : tmUnıız. ma! kolayına bak!
EME (l iz), n. To be 1111 for : Kolay plmek.
At • - : Ralıaı; serbat; klllfelliz. EAT (il), v. [p.l:ATE. p.p.EATENl.
Eme ıtıe helml : [Naut.J Alır alır aell
Eme her (the s6ip)I: [Naut,) Denizleri Emaa •• wiıh pride : Gururlu.
The honc .... his head off : Al kendi
kollıl (dümenciye emir).
delerinden fazlasını yiyor.
To - 8W11J (all): [Naut.] Kaloma et-
mek; yavaı yavıı pvweımek (ip), az mu- To etıt
away : Aıındırmak; ılikendirmek;
kavemet aöeeermek. yavıı yıvaıyiyip bitirmek.
To - the pain : Acıyı (ıtrıyı) hafiflet· To nt awııy at : Kemirmek, mahvetmek.
mek (dindirmek). To aat crow: [Am. al.] TıhammUI el·
To - ı coat : C.Cketl pınleletmek.
met, kadınmak, yutmık.
To - one's mind ': Zihnini rahat et· To eat humble pie : Tarziye vermek, ka·
timıek. bahıti ınlıyarık mılıcup olmak.
To e11e onesclf : Kendini teskin etmek, To eat one's heart out : Kendi kendini
lıcndl lıcndlııc teselli bulmak. yemek. kederlenmek.
To • - ıhe siıuıtlon : Tatlıya ballamak, To iM one's words : Sözünden dönmek.
vaziyeti kurtarmak. To at ouı of housc and home : Her 11·
To feel at - : içi nhaı eımok. yini bitirip mıhveımck, çok yiyerek biri·
To talıc one's - : Rahat elmek. ni mahvetmek.
Stand ıı e..ı: C•il.] Rahat dur! To eat up: Yiyip bitirmek.
Wilh - : Kolayca, kolıylıkla. To at diri: Sözünden dönmek: alçalmak.
EASO.Y (llzl • 1), adv. To eat one's ıerms : Baroya girmek için
To lake .-.Y : Müsterih olmak. çalışmak.
EAn (il), n. To e81 lor ılie bı~ : Avukatlığa hazırlan·
EllC wlnd: Sarklln esen rtıqlr. mık.
F.llt Indles : Hlndilt1n ve Hindiçinl ve To eaı one's head elf: Pahalıya mılol­
DoP Hint adalan. mak.
EllC is E..e : Sark clelilmez. To ·eat lhe air: Sukuıu hııyale utramak.
Fır e• : Uzak DolU CSark).
Ncar EllC: Yakın Dolu ($ark).
To eat on : Kemirmek, mahvetmek.
To ıat ıo pne's hcart contenı : Patlayu·
The middle Ult : Orta Sark. cıık kııdar yemek.
EASY (llzl), a.
t:ATING (il • 1), n.
Eaay chair : Rahat koltuk sandalyesi.
Good ıathıa:
Güzel yemek.
EalJ • ıoinı : Yumu111k, mWiyim huylu,
kalender: rahvan yürüyüşlü (al). Eatlns housc: Lokanıa, yemek yenen yer.
EalJ manners : Tabii elvar, tekellüfsüz He is ıoo fond of Htlnıı: : O yemeli çok
civar, kibarca tavır ve hareke!. sever.
EalJ money : Kolayca plip kolay sarfo- EBB m.v. & n.
lunan para. · Ebll and now: Med ve cezir, plgit.
EalJ of ac:cess : Kolay . aöriilür, yanını Elılı ·tide : c.ezir, inik deniz.
yaklqılır. Al a low ılıb : Çok kötü halde.
Eal)! emy!: Yavaı!, acele etme! His fortuneı ... : istikbali karanlıktır.
EllJ' ahead! : Yavaı yolla Deri! To elıb and flow : Yükselip alçalmak (de·
E.., ali! [Row.] Alma!, çekme! niz); [lic.J azalıp çolalmak.
ecclı .. ıılial ·
[ 136 1
ECCLF.SIASTIC.U. 11 • 1lzll·11, a. To edp 11111 : [Naur.] Yavııt yavaı çı­
~annak.

To edıe olf: [Naur.] Kıyıdan veya her-


l!cd ' ılaıl courı : Şeri mıhkeme. hanai bir noktadan veya ıemidcn yavıı1Ça
Ecdelludcıl law : Şeriat kanunu. ıızııklııtmak.
Ea:lalaldeııl states : Papa idaresindck i To edp d-•: [Naur.J Rüzcıir üsıün­
Ulke. d:n ajır utır yaklaımak Caemi).
ECHO (2 • 671, n. el v.
To cdp in wlth: [Naur.] Yavaş yavuı
·He is ın edıo of his faıher : Babasına
ı·anaımak, 50kulmak.
benziyor, tıpkı babası.
To edao oat: Yankı yapmak. aksetmek.
To edp -•Y "'-: [Nıut.] Yavaı
yavaı açılmak.
ECLIPSE (1 • 1), n.
AMular ecıı,. : Halkavi küsuf, güneşin F.DUCATION 12-17 • 21shn), n.
halka teklinde tutulması. Ari edllUflcnt : Güzel sanatlar tahsili.
Eclipme of the momı Ay tutulması. Classic:al ethıc:..ıo. : Eski Uııin ve Yunan
edebiyatı tahsili.
f.cll.- of the sun Güneş tutulması.
Lunar . . , _ : Ay ıutulması. Commercial educnkıll: Ticaret tahsili.
Partial ...,.. : Güneı veya ayın kısmen Eftc:ıred on some lincs : Bazı alanlarda
tutıılması, kısmi örtme. yetişmiş.

She is quite ecıı,.ıt by her sisler : Kız­ Minister of eduadoa : Maarif bakanı.
kardqi kendisinden çok daha gllzel. EFFECT il - 21. n. el v.
Solar ecllp9I : Küsuf, süııeı tutulması. Ali my efftcts : Bütün eşyam.
Total ecllpn : ,Güneş veya ayın tama- For effect: Tesir hhıl etmek için; &(iste·
men tutulması. riş için.
ECONOMY ( 11 - 5 - 9 - 1), n.
Cıusc and effed: illet ve eser, sebep ve
Domesıic _ , . : Ev idaresi.
netice,· neden ve etki.
Minister of _ _ . , : Ekonomi bakanı.
National _ , . : Millt iktisat. in effect : Vakla, gerçi: tesir itibariyle.
Politieal _ , : iktisat ilmi. No effectl : PJnıız, tırıl.
ECSTAIY (2-9-1), n. Of no effect: Tcsiniz: s:mcrcsiz, beyhude.
in ....., : btiirak içinde. To c:arry into effect (lo &ive effect tol :
l'.atll)' of jay : Son derece sevinç. · Tatbik mevkiine koymak, tatbik etmek.
EDGE Cl;t, n. av. To take etrect : ·Tesirini IÖllCflllek, iı­
Fine .... : Katin. letmek.
1 could not .... a word in : (0 kadar çok Thc etrect was aood : iyi tesir bınktı.
söylüyorCIU ki) ben tek söz söyliyemedim.
On .... : Arzulu, ubınız, endilCli, sinirli.
To that elhd: Bu hususta, bu -'*·
To efflCI an inıurance policy : Siaortı po-
M9I tool : Keskin ılet. liçesi almak.
The knife hu ııo .... : Bıçak kördür.
To no effect : Beyhude, botu botuna.
To take the .... off: Körletmek, boz-
To talk for elfect: iyi tesir bırakmıya
mak Ciıtah).
pyret etmek.
To sive an .... to : Bilemek, açmak.
Withouf elfect : Teıiniz, beyhude.
To be on .... : Heyecanlanmak, mllte-
To elfect • : Tesir etmek, etki yapmak.
lıassis olmak; asabiletmek; sinirlenmek;
llbınızlanmat, endifelell!JIH.
EmCIENT (1 - lshnt). ı. ·
To put an .... OD : Bilenıet. Elllde•t cause : Kifi sebep.
To ilet tbe teeth on .... : Dit pcudatmat t:mCIENCY (1 - lshnsl), n.
dit bilemet. . Ac:tual ıel'llıl rr: C•ecb.J Verim nis-
To .... doler: '\'uyaııa karmak. beti, kabiliyet dereceli.
elldltc[..1
[ 137 l

Nominal ....._, : C•ecb.] Zahiri ve· 11Pt hour law : hçilerin ıilnde sekiz sa·
rim nisbcti, zahiri kabiliyet. allcn fazla çalıtmalarını meneden kanun.
EFFIGY (2 • 1 • jl), n. To ıeı bchind ıhc elPt ball : MUıklll va-
To bum (hanı) in efllu : Halk nefreti ziyette olmak.
ifadesi olarak birinin resmini yıkmık vcyı EITHER (41a9>. ı.
)'ırtmak. Eldıer he iı ıalkins or he iı ıinslnı : Ya
EFFORT (2 • 9), n. konuıuyor, ya. prkı söylüyor.
it wu ı IOOd elfart: [Si.] iyi veya mu- Eldler of them iı cnOU1h: ikisinden biri
vaffakıyetli bir ifti. kafi.
To be a ıreaı ellart to: Güç olmılı:, biri· Eltlacr this or ıhat : Ya bu, ya o.
sine ıüç ııclmck. Nor you, eltlıerf : Ne de siz!
EGG (2), n. &: v. On elllıer chcek : Her yanalındı.
Addlc ea: Cılk yumunı. t:KE (11 ), v.
Bad (rolten) ea : Çürük yumurta. To eke out : idare ile kullanmak, ilive
Ea bcateor : Yumurta v.s."yi çalkaİımala etmek, anırmak, katmak. ·
mahsus ıleı.
ELBOW (2 • 67), n.
Ea cup : Yumurta fiııcını. At one's ellıow: Yanıbııındı, yakın.
Ea · shapcd : Yumurta ıeklinde, bcyzf. Ouı of en.ow. : Dirsekleri çıkmıı (palto);
Ea shcll : Yumurta kabulu; kolıy kırı· fakir, çapaçul, düıkiln, perifBD.
lır ICY·
To elbow one'ı way throush ı crowd :
Ea whip (whisk) : Yumurta çalkalamala Halkı yarıp ıeçmek, kendisine yol açmak.
mahsus alcı.
To crook (lift) the elbow: Çakııtırmak:
Easıcr e• : Paskalya yumurtası, kırmızı
içmek (rakı v.s.).
yumurta.
Up to ıhc .U.OW. : Çok meRUI.
Ea and spoon race: Kaıık içinde ta- ELECT (1 • 2), v. ıl n.
,ıyarak yapılan at yvııı.
Bride elect : Ni1Bnh, sclinlije seçilmit
He is a bad ea: [Si.] Fcn'l adımdır,
kız.
adam delil.
Elected by a majority : Kahir eberiyetlc
Hard • boiled . .: Çok. kaynımıı yumurta.
(çotunlukla) seçilmi1-
New laid ea: Günlük yumurta.
The ellet : Gilzideler; [ tb.al. J milntchap-
Sofi boiled ea : Rafadan yumurta.
Jar zümresi, kendilerine cennet nısip
Scraınblcd . . : Alakok yumurta.
olanlar.
•To leach one"ı pandmother to suck
To elect ıo say : Söyleınele kır•r vermek.
qp•: [Prov.] Tereciye tere satmak.
To put ali ea1 in one buket: Her te· ELEC110N ( 1 • 2 • shn), n.
yini tehlikeye koymak, bütün sermayesini By - clcction : Anı seçim.
Eleetloıı day : Seçim ıUnil.
bir ite koymak, talihini denemek.
To lay ın . . : Yumurtlamak. Eleetlom district : Seçim bölpai.
To sil on . . . : Kuluçkayı oturmak. Ellc:tlOll precinct : Seçim mahallesi.
To ea and crumb : Yumurta sarısına kı· General eledlaa : Umumi seçimler.
rıflınlmıı ekmek kırıntısı ile bulamak. ELEC11VE (1. 2 -1), L
To hatch .... : Civciv çıkarmak. Eiec:th'ı franchisc : Sly11i seçimlerde rey
To ea oa : Talırik (lefvik) etmek. verme hakkı.
White of an . . : Yumurta akı. EladlTe ıff"ınity: [Cbem.] Kimyevi bir
F.GRIGIOUS (1 • 1 ljl9), L maddenin terkibinde ba"'3 hulUIİ bir
An .......... an: Etine natlannuyan ap- maddeyi tercih ıemayUID.
tal bir adam. ELECTIUC[A.L} (1 • 2 • 1), ı. ıl n.
EIGllT(ll), a. Eladltc batıery : Elektrik ba&aryuı.
Bchind thc elllıl ball : Mıqtlll•ıtL Eladrtc: bluc : Çelik 'l'Cnainde mavi.
ılectrldlı
l 131 ]

Eleetrlcal beli : Zil. White ıleplımt : KWfetH mal, faydasız


Eleclrlc butıon : Elektrik diltaıesi. qya.
Eledrlc chair : Elektrik sandalyesi. ELEVEN111 (1 • 2 - 9 - 8), a.
Eledrlc charae : Elektrik bataryasında At the eleTntlı hour : Son dakikada.
toplanan elektrik kuvveti. ELF (2), n.
Electrk circuit : Elektrik devresi. Elf arrow (boll) : Çakmak ıaıından yapıl·
Eleclde clock: Elektrikli saat. mıı ok baıı.
ElecCrlc column : Bir nevi volta pili. Elf child : Cinler tanfından deliltiril-
Eledrlc counter : Elektrik sayıcı alet. dili farzolunan çocuk.
Eledrlc current : Elektrik cereyanı. Elf struck : BllyWenmit.
ElecCrlc fluid : Elektrik akımı. ELIMINATE (1-1·1·21), v.
ElecCrlc iron : Elektrik ütUsil. We may ılbnı..te the possibility of
Eledrlc jar : Elektrik bataryaaı pili, pil failure : Muvaffaluyetsizlili de nazarı
1i115i. ·itibare almak lazım.
Eledrlc liaht : Elektrik 11111. ELIXIR (1 • 1 - 9), D.
Electrtc sbook : Elektrik çarpmaaı. Elbılr of life: Abıhayat, hayat ikliri, ben-
Eledrlc sıorm : Siın11kli ve sök ıürUI· ıisu.
tllHl fırtına. D.L (2), n.
Electrfc pole: Elektrik direli. •Give him an inch heıt takı an ıD• :
Elec:lrlc telearaph : Elektrikli telaraf. [Prov.] Yllz verince astarını da beraber
Electrfc ırain : Elektrikli tren. ister.
Eledrtelll enainter : Elektrik mühendisi. F.LSE (2), adv.
ELEC11UCITY· (1 • 2 • 1si • 1), n. Did you see anyone ıt.T : Balka birini
Dynamic ılectrtcltJ : Dinamik elektrik. ı:ördlinüz mil?
Galvanic ıledrtdtJ : Galvanik elektrik. Come, or eı. you will be sorry : Geliniz
Neptive electrlcll)' : Menfi elektrik. yoksa piıman olacaksınız.
Positive ılectrldty : Müspet elektrik. Go somewhere .... : Baıka bir yere ıi·
Stitic ıledrldtJ : Statik elektrik. diniz.
ELEMENT (2 • 1 • 9), n. Or ıı. : Yoksa, aksi halde.
Elemeııtıı of astronomy: Astronomi esas· How elle can you do it? : Bunu baıka
ları. nasıl yapabilirsiniz?
To be in this elelllllll : Tam iıini bulmak. it was somebody ea.: Ballı.asıydı.
To be out of one'ı elemnt : Bir iıin ace- Who ,._ is ıoinı? : Balkı kim aidiyor7
misi olup ne yapacalını bilmemek. EMBARK (2 - 44), v.
The four ,..__..: Dünyanın dört un· To emlmtı . , _ an aı:lion : Bir ite bal-
suru (toprak, hava, alq, su). lamak, alriamek.
To leam the eleDM911 of a ıubject : Bir E\IBARRASS (l • 3 - 9), v.
mevzuun unsurlarını ötrenmek. •Emı.n. de richesse•: [Fr.Prov.] Ne
There is an elemeat of trulh in it : Onda oldum delisi olmak, ıımarmak.
az çok hakikat mevcuttur. in -ı.n-. circumstances : Müıkiltat
War of the elem•ts: Fırtına, kasırıa. içinde, darlıkta, paraca sıkıntıda.
ELEMENTARY 12 • 1 • 2 • 9 • 1), a. EMBER !2 • 9), n.
Ele_...,,. education : ilk tahsil.
~tary preposition: [Loı.J Asıl ka·
Emlıer days : Yortu ıünleri.
EMBRACE (1 • 21s), v.
ziye, asıl önerme. This boolt _ . . . . . many subjects : Bu
ELEPHANT (2 • 1 - 9), n. kitap birçok mevzular ihtiva eder.
To see or show the eleplıal : BüyUk bir EMBROIL (2 - .51), v.
tehrin manzaralarını ıörmek veya ıös· To .....,. (a person) in a quarrel : Mil·
ıermek. nakaıaya tqvik etmek.
139 J
...
EMBRYO (2- 167). n. ENCVMBRANCE (1 - 8 - 9 - ı), n.
in . . - , . : İlk devresinde. No _ . . . . . . _ : Çocuksuz, evlidı ol-
EMERALD (2 - 9), n. mıyan; ipotekalz, ililikalz.
1be ._.... isle : lrlanda. END (2), n. .t v.
EMERGENCY (1 - ffj - il), n.
in cue of -l'llllCJ : icabında.
At a loose n• : Takatsiz,
kımsız. ,dermansız, ~alsiz.
at:YICk. ba-

Sıate of _.....,. : FevUJlde tehlike. At ıhe e. . of one'ı tether : Elinden ar-


~ door (eııit) : Tehlike zamanın­ tık bir ICY aelmez; lllırabuı sonu.
da çıkıı kapısı (yeri). At one's wit'ı _.: Pek 1811mtıı.
'-1'11•1 man : Yardımcı amele.
~ ration : FevUJlde zamıanlara
A privaıe ea• :
HU1111i mabat.
Al an end : Sona emıil.
ınahlua tayın. At the latter ... : En -unda.
EMINENCE (2 - 1 - 9 • s), n. By the nıl: Sonuna kadar.
To have the M w al : OstUn olmak. End for _. : Ten ucunu (çevir).
EMODONAL (1 • 67abn), a. · En in smoke : Faydasız, beyhude.
ElllOllmlıl nature : Hassasiyet. EH on: [N.ut.] Batbap, tam pruvada.
Emoa-1 play : Hissi piyes. EH to ... : Sıra ile veya ucu ucuna di-
EMPIRE (2-419), n. 1ilmi1-
Eastem aqılre : Dolu Roma imparator- From beıinninı to mıl : Bqtan sonuna
luiu (Bizans). kadar.
Tho Emplre : Roma lmparatorlup. Froın end to 11111 : Bqtan bap.
Western Eıllplre : Batı Roma imparator· He is no ... of a man : BUyÜk adamdır.
lup. 1 am at the 11111 of my tetlıer : Elimden
EMPLOY (1-Sl), v. el n. baıka bir ICY p:lmez.
in the emplOJ al : Maiyetinde. in the ... : Nihayet, ilubet, m -unda.
EMPLOYMF.NT (1 - S1 - 9), n. Oddı and endi : Ufak tefek weyler.
Em,..,_... aaency : ı. bulma bürosu.
EMPTY (2 • 1). a. .t v.
No nıl : Sorısuz, pek çok.
On 11111 : Dik, dikine; mütemadiyen,
EmııtJ proml1e1 : Faydasız vaidler. üstliste.
Eınııt1 - handed: Eli bcıe- Rope's e.. : Usturpa.
ı:..., - headed : Bot kafalı, beyinsiz. Shoe • maker'ı ad : Ucu llneli balmum-
Emft1 words: Bot lif. lu iplik.
•F.mptı words will not fili an • ..,., To end •P : Bitirmek, nihayet vermek.
stomach•: [Prov.] Ufla peynir aemisi To attain one'ı _.: Muradına ermek,
yUrUmez. meramına nail olmak.
On an _,.,. ıtomack : Aç karınla. To be near one's ..ı : Eceli yakın ol-
To ..pey oneself of power : Kuvvetten mak, bir ayalı çukurda olmak.
kendini malınım etmek. To be at one'ı wit's ...ı : Ne yapacalını
To empty lato: Botaltmak (ateı etmek). ıaıırmak.
ENAMEL (1 - 3), n. To bring to an ead : Nihayet vermek;
~I ware : Emay iıi. ölümüne sebebolmak.
ENAMOUR (1 • 3 • 9), v. To come ıo an ...t : Sona ermek; ölmek.
To be -m al: Meftun olmak. To compass one'ı end: Muvaffak olmak;
ENCORE (44nkSS), n. sonunu dillünmek.
He had an-= [TllHt.] Tekrar sah- To draw near one's ... : Eceli plmek.
neye çaitJ'ıldı. To ao in off the deep ... : Tehlikeyi
ENCROACR (2 • 67), v. söze almak, dülilnmeden atılmak.
lo e--aı . , . a penon'ı time : Me1- To acı hold of the wronı ..ı of the
1ul etmek, birinin vaktini almak. stick : Yanılmak.
--
To ııin one'ı emıl: Menunına nail ol·
mlk; lhn:tini luızanmık.
( 140

To keep one's 11111 . , : Kendi tanıfını iyi


J
ENFOLD (1·67), v.
To eafolıl (a penon) in one's arms: (Bi·
rini) kucak.lımık, bılrına bumlk.
müdıfıı etmek veyı tulmlk. ENGAGE (lnl21i), v.
•To mıke botb .... meeh : [Prov.] To ftP1e ı.: Meuut olmak; siripnck,
Geçinebilmek, munıfını çıkarmak, iki klrıpnak; çırpıpnılt; döllipnek;[m.cb.]
ucu bir ırııyı ptirmek. Birbr.ine seçmek, birbirini tutmlk.
To mlke 1n ud ol. : Nihıyet vermek. To be . . . . . . to: MC11UI olınlk; biri·
To put ın nd to : Nihayet vermek. sine söz (rıındcvu) vermek; ni11nlanmık.
To !he ... dılll : Gıyesi ile. To ftP1e ı room : Bir oda kinıl1111ak.
To whlt _., : Ne mlkutlı? Emppd couple : Nipnlı çift.
To no nd: Beyhude yere. Eııppıl wheels : Birbirine seçme ditli
To serve one's cİwn .... : Kendi ımı· çmrklar.
sunı hizmet etmek; kendi İııer11111nı üs- ENGiNE (2njll, n .
tllnlemek. ...._. cowlinı: [.ıhro.] Motör kapur·
To lllDd on nd : Dimdik durmak; Ur· 1111.
permek. E-.IH drivcr: Mıkiniıt (tren).
To the eM of time : DUnyı durdukçm. EııPle house : itfaiye merkezi, lokomotif
•The ... justifleı the rııeanı• : [Prov.]
HUsnUniyctle söylenilen yılan veya ya-
pılan köllllUk mubah sörUlür.
E..._
deposu.

EaPıe
man: Makinist.
room : Mıkinı dairesi (odası).
World without e.. : Ebediyen. Fire e..ıne : hfıiyc mıkinuı, yanıın IU·
Wilhout nd : Sonsuz. lumbası.
Week • nd ı Hıfta sonu (tatili). ENGINEER (2nj 1 • 19), n.
The enıl of time : Kıyamet sUnü. Chicf ınaillffr: Çarkçıbaıı.
To nd someone : Birini mıhvetmek. Civil .......,., : Bayındırlık mühendisi.
To ... wlllı : ... ile nihayedenmek. Electricıl ......... : See : ELECTRICAL
The etldl of !he earth : Arzın en uzak Mechanical ......... : Makina mühendiıi.
yerleri; kutuplır. Military e....,..: lıtihkAmat mühendisi,
ENDORSE (1 • ' >·
v.
To ...._ ener: [Com.] Ciro etmek.
harbiye mühendisi.
Mininı . . , . _ : Maden mühendisi.
Structural ......,, : Yapı mUhcndisi.
ENDOllSEMENT (1 • " · 9), n.
Hydnıulic .......,, : Su mühendisi.
Ellıloii ıllt in full: [Com.] Tım ciro.
ENGROSS Clnı· 67sl, v.
Blınk ..... • - • : Beyaz (.çık) ciro.
[p. t. ENGROSSED].
ENDOW (1 • 47), v.
t:.ıar-411 in ı booll : Kitaba dalınıı.
To be well ...__. by nature : Dotul"
To e..- one's dıoushts : Zihnini ta·
tan zeki ve stml olmak.
m1111en iıpl etmek.
ENEMY (2 • 1·1), n. ENGR0881NG (Jq · 67sl), a.
How aoa the _ , , : Saat klç? An . . . a 1 ı story : Entel'CSln bir hi·
The e-r: Şeytan. ki.ye.
ENERGY (2 • 9jl), n. ENIOIN (1 • '1), v.
Devcıce your •-.ha to thiı : Gıyreti­ Elıjal8etl lı)' : Emrcdilmi1. mevzuata uy-
nizi buna urfedin. sun hale konmut.
- - . , conıponent: [Pbys.] Enerji hlld To emJolıl to eıt : Yemeyi emrelmck.
eden lmiller. To ,.,... from eııtlnı : Yemeden me-
Kinetic tmru: [Pl171.] Kinetik eııuji. netmek.
Potential e-v: [Pb,s.] Potınsiycl To ea,lolB silence upon : SllkOıa davet
enerji. etmek.
enjoy
[ 141 ]

ENJOY (1 ·Sil. v. To enler lnlo details: Tafsilata ginnek,


To enJoy oneself: [Colloq.] Zevk ve teferruata ıirişaıek.
neşe almak, neıelenmek. To enler lııao a coiıtract : Mukavele yap-
To enjoy poor healıh : Sıhhati bozuk malt. ·
olmak. To enler lato convenation with : Konuş­
ENLARGE (1 • 44jJ, v. maya başlamak (bir kimse ile).
To enlıırwe upon: Tafsiliııa girişmek. To enler office : iktidara seçmek.
F.NLIST (1 • 1), v. To enler upoa: Kavramak, anlamak.
To enlllt one's help : Birinin yardımını To eatır lato the composiıion ol: i.,ıirıık
etmek.
temin etmek.
To eater lnlo a person's feelinp: Birinin
ENOUGH (1 • 8fJ, a.
hislerine intıbak etmek.
Eaouah and to spare : Yeter ve artar bile. To enler lnıo the spiril of (a person): (Bir
Eaouah noise to wıılr.e the dead : Ölüleri
kimsenin) ruhunu anlamak.
uyandıracak kadar ıürültü.
To enler apen a new life: Yepyeni bir
•Encıılb is as ıood asa feast•: (Prov.]
hayata atılmak.
Kıyafet ziyo.fettir: elde bulunan nimete
şük·retmeli.
ENTERTAIN (2 • 9 • 21), v.
Good enouah! : Aferin! 1 cııteıUln a areat de al : Misafirlerim
1 have had taOllp of him : Artık ondan çok olur.
bıktım. To eıdertlıiD a motion: Bir teklifi kabul
Oddly eaoap : Tuhafı şu ki. edip meclise arzetmek (reis).
She sinas well enCIUlh : Oldukça iyi şar­ To eııtertalıı anaels unawares : Bilmiye-
kı okur, sesi fena delil. rek melekleri misafir etmek.
Well eııoualı : Oldukça iyi, iyice. To be eatertalnecl at : ikram edilmek.
Sure eacıaP : Gerçek. To ntntııla an idea: Bir fikir edinnıet.
This is aood •-.lı for me : Bana bu da ENTERTAINMENT (2 • 9 · 21·9), n.
yeter. Much ıo my eıdıe1't81ame• : Bana hot
You see well eııouP: Pekiilfı aörüyor· vakit ıeçirtecek, beni eiJendirecelt.
sun uz. Musical eatenu-. : Konser.
ENSHRINE (1 • 41), v. Place of eate....ı-at : EiJenti yeri.
His name is eaıılırlMd in our memory: F.NnlRONE (1 • 67), v.
O bizde iyi bir hatıra bırakmıştır. To be eatlıı·OMd la one's heart : Çok se·
l::NSIGN (2 • 41), n. vilmiş ve sayılmış olmak.
E..... bearer: Alemdar, bayraktar. EN11RETY (2 • 419 • 1), n.
The red emip : İnailtere ticaret ıemileri in ils Hllrety : Tamamiyle.
bandırası. Possession by eatlndes: Mllflerek ta·
ENTAIL (1·21), v. .t n. sarruf.
Tc cut off the e...U: [L•w] Miras prt-
F.NTRANCE (2 • 9 • s), n . .t v.
larını kaldırmak.
Ean- fee (money) : Duhuliye.
Writinı this bock has eac.IW much
work : Bu kitabı yazmak için çok çalıt­ To force an eatrmce : Zorla sirJnek.
mak llzım ıeldi. To elllnKe wldı : Çıldırmalt, teshir et-
F.NTER (2 · 9), v. mek.
To •ter lnto : Tetkik etmek, düpınnıek. EN11tY (2 · 1), n.
To eater lıııto (..,_): Girmek; ıiriJınet, Eat17 clerk : Kayıt tfıtibi.
iştirak etmek. ENUNCIATE (11·8 • sl21), v.
To _... f• an eumination : imtihana To eaımdMe well : Kelime~ri açık söy-
ainnek. lemek.
en•Y 142 ]

ENVY (2-1), n. Simple equadoa : Birinc:i derece denklem.


To be ıreen with eın"y : Kıskançlıktan · Quadratic equııdoa: C•ıth.] ikinci de-
patlamak, pek çok kıskanmak. rec:e denklem.
EPITIIET (2 - 1 8 2), n. EQUINOCTIAL (11 • 1 • S - slıl), L
Sıandina epldıet : Daimi liltap. Eqalıüıdlııl colure : İtidaleyn dairesi.
Stronı epilbetıı: Küfür, sövüp sayma. Equlncıcllal ıales : Gün dönümü fırtı­
EPOCH Cl I • Sk), n. naları.
Tı> make (mark) an epoch: Yeni bir de- Equlaoctlal line : [Astron.] Hattı istiva
vir açmak, çıtır ııçmalt. üstünde ıüneıin ıeçtiii daire, semavi
EQUAL (11 - 9). a., n. & v: hattı istiva.
Equal to : Akran, emsal, eı: aynı miktar. Equllıcıctlal point : itidal noktası, ilk ve-
Equal to the occ:asion : Her ihtimale kar- ya sonbahar noktası.
şı hazır. Eqabıoctlal storm : Ekinoks fırtınası.
F.qual to the task : iıin ehli. Equlıuıcdal time : Gilneıin itidali rebii
He eqaatı me in strenıht but not in noktasından müruru anından itiba~n sa-
intclliıenc:e : O benim kadaf' kuvvetlidir yılan zaman.
fakat akıllı delil. EQUINOX (11 - 1 - S), n.
To threat eqaally: Müsavi ıözle bakmak, Autumn equlaoıı: : Sonbahar noktası (23
tefrik koymamak. Eylüle tesadüf eden ekinoks).
To be eqaal to one's work : Çalıpbilınek, Mean eqalaoıı : Vasati ilkbahar noktası.
meydana iş çıkarabilmek. Proc:ession of the eqalaouıı : itidal nok-
The applcs are equal in size : Elmalar talarının ileri hareketi.
aynı büyüklllktedirler. True eqalaoıı : Hakiki ilk' "1ar noktuı.
This is equal ıo a kilo : Bu bir kiloya Vernal eqalaoıı:: ilkbahar •oktası (21
muadildir. Marta tesadüf eden ekinoks).
EQUALITY (11 - 3 - 1 • 1), n. ERA (1!1- !il), n.
On an eqaallty with (a penon) : (Biriyle) Christian en : Milidi tarih.
e~it, müsavi; anlaşmış vaziyette. Mohammedan enı : Hicri tarih.
Siın of ~ : Müsavi ipreti (=). ERE 129), adv. & prep.
F.QUATION (11 - 21ııhn), n. Ere lonı: Yakında, çok seçmeden.
Algebraic: eqaadoa: C•ath.] Cebir mua- Ere now : Bundan evvel.
delesi (denklemi). Ere then: O zamana kadar, ondan evvel.
Cubic:'equdoa: [Jfatb.] Üçünc:ü derece Ere while : Evvelce, etlı:iden.
muadele (denklem). ERECT (1 - 2), v.
Differential equmloa: [Jfath.] Tefaziili To ered a buildinı : Bina inp etmek.
muadele (denklem). To erect a perpendicular: [G~om.] Amut
Equatloa of liaht: [Astron.] Bir yıldı­ dikmek.
zın ıııiının ıöze görünmesi müddetini ERRAND (2), n.
hesap için muadele (denklem). A fool's cnuıl : Saçma şey, botuna te-
Eqwıdoa of payments : Taksitlerle öde· şebbös; bir gayesi olmıyan kimse, hayatta
necek bortun bitim zamanını hesap usulü muvaffak olamıyacalt bir lııun.
Equadoa of time: [Astron.] Tadili za- Erraad boy : Haber veya itle ıuraya bu-
man, vasati ve haktki vakitler arasındaki ray~ ıönderilen çırak.
fark. zaman denklemi. To ao (run) on an el"l'llllll : Haber veya
Penonal equaao.: [Astron.] Bir ada- işle bir yere sltmek.
mın bir hidiseyi yanlış olarak kaydetme- To have several ......... ıo do: OörOle-
sine yarayan zaman. cek bazı illeri olmak.
Simultaneous eqııllllcm: C•ath.] Denk- To ııend on an ernııd : Haber veya ifle
lemler sistemi. bir yere aöndermek.
[ 143 1
....
ERROR (2 - 9), n. t:.eulhıl oil : Fidanlardan alınan ve sı­
'Clerical errar : Yazı batası. cılr.tan uçan ·kokulu yı&, ruh, tasfiye edil-
Error of a cloclr. : Asıl vakit ile saatin miı madde.
ipret ettlll valr.lt arasuıdaki farlr.. E...elııl orıans: Esaslı uzuvlar.
Error of a planet : Bir seyyarenin mev- Eaeıltlul preposition : Esasi dava, bir şe­
kii ile hcsabedilen mevkii arasındaki fark. yin aslını lr.atilestiren hilkUm.
in error: Yanlıılılr.la, sehven. Eaeutı.I riaht : Asıl hak.
To commit an error: Hata işlemek. F.sTABLISH (2 - 3 - 1), v.
RRST (99), a. An emblllbH facı : Kökletmiı hakikat,
At ent : Erir.enden; derhal. emri muhakkak.
l!SCAPE (1 - 21), v. ıl n. To elllıblllla ID : Yerleımek.
A narrow __,. : Dar lr.urtulıq. FAtubllmed in life : İli aUcU yolunda;
. evli barlr.lı.
A hairbreadth llCllPI : Tehlilr.eye kıl lr.al-
He has elClıbUıılled himself in business :
mıılr.cn lr.urtuluı.
Ticarete airmiı.
~ coclr. : Emniyet muslu&u.
To 111.ııu.ı. a chıir: KUnU ihdas etmelr..
Eııcııpe literaıure · Hayat ylilr.linden mu·
valr.lr.aten lr.unulmak ve lr.af .yı dinlendir- ESTABLISHMENT (2 • 3 - 1 - 9), n.
mek için olr.unan lr.itap. Manufacturina esUNlllameut : Fabrika.
Elaıpe pipe : Emniyet borusu, fazlı su Peace .....,.,,.._.: Sulh zamanuıdalr.i
veya buharı çıkarmap malısus boru. ordu veya donanma.
Elaıpe shaft : Maden oca&ından tehlike Seperate embllllmıeat : Evlenince (veya
zuhurunda kaçılacak şaft vcy' mahreç. kapatma için) kurulan ayrı ev.
EICllpe valve : Emniyet (lr.açırma) valfı. War elllıbllıılıaıeıd : Harb zamanındaki
Fire etCIPI : Yanıın .nerdiveni. ordu veya donanma.
To _.,. fnım: Kaçmak. ESTATE (1 - 21), n.
To _ , . one's notiu: Gözünden lr.aç- Penonal eltllle : Menkul mal.
malr.. Rear ...... : MWlr., pyrimenlr.ul mal.
To 11e11pe the danaer: Tehlilr.eyi atlat- Thc fourth · a111te : Gazeteciler; aazete-
mak. cililr..
To acmpe wldı one'ı life : Canını kur- Thc three ....._ : Asiller ve ruhban sı­
tarmak. nıfı halt.
Your name has_.,... me: isminiz ha- ESTEEM (1 - 11), n.
tırımdan çıtmıı. Self - - - : İzzetinefiı.
F.SCORT (1 - 55), n. ESTIMA110N (2 - 1 - 21sbn), n.
Under aı:art: Himaye altında. in my elllmadcıııı : Bence, fikrimce.
E·SCUTCHEON (2 - 8 - 9), n. ETERNAL (1-99), a.
A blot of one's -•h:lwGw : Bir ıahsın The Eeerul : Ebedf Tanrı, Allah.
· The Eten81 City : Roma.
acrefine sUrtllmUı lelr.e.
E'SSENTIAL (1 • 2nshl), a. Thc ..._. trianafe : Evli çift ile bun-
EaeutW ıttribute : Sıfatı zatiye. lardan birinin scvpıisi.
Eaelldııl chancter : Mahiyet, ııfıtı uli- E11QUETTE (2 - llr.2), n.
ye, bir şeyi dilerinden ayırdeden husu- Not to stand upon edqaelte : Teklif~iz
siyet. olmak, cUr'etkir olmak.
Ele1ldııl for : ... için esas, temel. F.TON (11), n.
Eaeaaw to : Liizumlu. Eecıa collar : Calr.et yakası ilz~rine d6ııen
E......a harmony : Esas melodi. ıeniı ve seri bir 9Cfit aömlelr. yakası.
Eaelldııl mineral : Bir kıyadaki esaslı Eecıa crop : Erir.ek saçı aibi kılB keıilmiı
maden. lr.adın AÇı, alipraoa ııaı;.
ell5ebbın iVii')'
[ 144 ]

EUSl.BIAN (177 - 11 - 19), a. EVER (2 - 9), adv.


Eamlılu canons : Dört kitabın birlepnc- Ever adlve : Durmadan iıliyen.
sinden hisıl olmuı din. Ever arter : Ondan sonra daima.
El"ADE (1-21), v. E•er ınd none : Sık sık, aruıra.
To ..... the law : Kanuna karşı aelmek. EHr buminı : Sönmiyen, daima yanan.
EVE (11), n. EHr chanıinı : Daima deli:ıen, 'kararsız.
Dauıhter of EH : Kadın, anasının kızı. Ever in one : Mütemadi olarak.
On the En of : A-rifesinde. EYer li:inı : Ölmez, ebedi.
Ever memorable : Hiç unutulmaz ..
EVEN (il), a. el v.
EHr mon: : Daima, ilelebet.
Eve• at thaı : Öyle olduiu halde bile ...
Ever IO much : Pek çok, derecesiz.
Ena colur : Her tarafı aynı n:nk.
E•er since : Ondan (o tarihten) beri.
E•ea dollars: Yuvarlak hesap.
For eHr (evennore): Ebedi olarak.
Even handed justice : Bitaraf hakkaniyet.
For ever and ever: Ardı arası kesilme-
Evea mincıed : Temkinli, kendine hakim.
den, durmadan.
Even if : Olsa bile, hatıiı.
For ever ı day : llelebet, daima.
Evea so : Aynı veçhile, böyle dahi, öyle
lf ever : Şayet.
olsun.
Hardly Her : Hemen hemen hiç.
Even with the ıround : Yerle müsavi.
Nothina ..., happens : Hiçbir ICY ol-
Of en• ate : Buıünkil llrihli, aynı ta-
dulu yok.
rihte.
Scarcely ..,er : Hemen biç.
On an nn keel: [Naut.] Gemi ufki
Seldom if ınr : Nadiren belki de hiç.
durumda.
That is the besi ınrl : Bundan iyisi ol-
Odd or ıvea : Tek mi çift mi (oyun).
maz! Ancak bu kadar olur.
To break l\'aa: [Cam.] Kiır ve zararı mü-
The finest e•er : En allzıeli.
savi gelmek, ancak masrafını kapaimak.
Well, did you ever! : Acayip! Çok ICY!
To be wiıh : intikam almak, hak-
tfta
Whıt e•er does he wınt? : Allahqkına
kından aelmek; hırslanmak, öfkeleıışnek. ne istiyor?
To aet a•• with (ı person): (Birinden) Which ever Ahmet do you mean? : Hanıi
intikam almak, (birinin) hakkından ael- Ahmeıten bahsediyorsun yahu?
mek; (birine) kızmak. Who ever can it be? : Acaba kimdir? Kim
To ıiııke e•en: Hesaplqmık; [print.] olabilir?
bir cümlenin satırı doldurabilmesi için Why Her did you do it? : Allıhaıkını
kelimelerin aruını açmak. bunu niçin yaptın?
To avea . , : Müsavi yapmak, düzeltmek.
EVERLASTING (2 - 9 - ~ - 1), ı.
EVENING (11 - 1), n. The E•ertııedııl: Tanrı, Allah.
Good He.... : Tnnaydın. E\"ERY (2- 1), ı.
EYHlas star : A'kpm yıldızı. •E•tl')' W hu ib WOl'll• : [Prov.] Be-
E....._ primrose : Ak11m ııefuı çiçcli. terin beteri v.-.
E....._ dn:ss : Gece (balo) elbiııesi. Eve17 bit : Tam, tamamiyle.
Musical ,...... : Musiki aecesi. Eni')' .bit u much: Tam onun kadar.
EVENT (1 - 2), n. •Ev..,. cloud hu a silver lininı•:[Prov.]
At ali e•nla : Herhalde. Her ille bir hayır vardır.
A double ...- : Rulıpn iki vıka. EYll')' now and then (qain) : Arasın,
in ıny H'Hl : Herhalde·, her ne de olsa. arıda bir.
in the • ...- al : Takdirde, vukuunda. E•ll')' other day : Gün R11rı.
in the . . - of my failun: : Şayet muvaf- E•ll'J other person : Her iki kiticlen biri.
fak olamlZIRm. E_, IO often : Sılt ıık.
Quite an nnt : Fevkalide bir hldiie. E•117 time : Her clefumdı.
evw.- ( 145 ]

Ev1r1 wbiı:b way : (Colloq.] Her istika· EXAMPLE (lp44), a.


meıe', her tarafa, pyrimuntazam. After lbe _ , . . ol: önıet tutualt.
EVIDENCE. (2 • 1 • ı}, a. •ıı.:.-,le aoe• before pr-pb: (Pro•.]
Ezteraal nW-. : Harici delil, mevzu lı IÖr.e terc:ih olunur, Wla pillv pipnez.
haricinden ptirllea delil. For eample: MeselL
lntenıal nlıleme : Dahilt delil, muhtevi· To make an ,._,.. ol: ibret ollun
yattan çıkarılan delil. diye ceza vermek.
in ....._. : Apaçık; delil oluık. To set a aood ....... : ibret obr.alt.
To be in ....._ : Göz önUncle olmak, To take e-ple "1: Beuemek, takli·
kendini aöatcrmek. detmek.
E\İIL (il • 1), L Without eumple : MİlallİZ (örneksiz)
Aleppo 9911 : Halep çıbanı. EXCEP110N (1 • 2 • sha}, a.
Evi affected : Fena fikirli, bedhah, yll· Beyond euepdaa : Bahane bulunmaz.
reji bozuk. Liable to eı:ce,._ : biraz kaldırır.
EvU disposed: Yilreii kötU, yllreli bozuk. · To be an eKepdcıa: Müstesna olmak..
l!:vU entreat : Kötü davranmak, c:efa To make an ,..,.._ : Kaideyi bozmak,
etmek. mllitesna tutmak.
EvU eye : N112ar, nazu detmeai. To take acepdGll lo : İtiraz etmek, ita·
EvU eyed : Kıakaııç, bedhah; kemlÖZ. bul etmemek.
Evi favored : Çirkin, kerih ıörUalltlU. Without ,..,.... : BillİllİIDL
EvU minded : K.ötU fikirli (niyetli). Wilh tbe ıııat6a : Mliltelna alarak,
EvU omeaed : Ulunuz. mqum. . . .'den buiç.
Kinı's evll : Sıraca illeti (rivayete ıöre EXCEIS (1 • 2), a.
kıratın dokunması ile ıifa bulur). E.- fair : Fazla Ucret; bilet farkı;
The e't'll oııe : Şeytan. zam.
To speak evi ol: Zemmetmek. E - air : Fazla bava.
The lesser of two evla : İki kötlllllkten ıı.:- luuaae: Yolc:uaun paruız '61Dr·
nisbeten hafifi. dlliü bqajdan fazlası.
EXACT (lazJ). ı . .t v. Z - pressure : Fazla tazyik, atmosfer·
E. . . sı:ieac:e : Matematik aibi kati neti· den yukarı tazyik.
ccler çıkuabilca fen. ıı.:- profili tH : Pevkalidc: kazanç ver·
To eud lrem (af) : Cebren almak, ver· ıiıi.
mele mecbur etmek; talep etmek, davet E.- votıaae: Fazla voltaj.
etmek; [lııw] birisini mahkemeye cetbet· To drink to • - : İfratla içmek.
mek (vermek) in - of: .. .'den fazla, onu pçeıı
EXAMINADON (1p3 • 1·21slıa), n. To IO IO · - : ifrata kaçmak.
l!'-bntl• on papcr : İmtihan sualleri EXCHANGE (1·21aj). a . .t v.
veya c:evapları. em of,....._.: Kambiyo, poliçe, tahvil.
Post· mortem n_ı..,._; Öltımden Courle of udımıp: Kambiyo fiyatı, po-
sonra yapılan keşif ameliyatı, otopsi. liçe deprl.
To be upon e:ıımdıudoa : İmtihanda ol- Commen:ial esdııamp : Tic:aret bonası.
mak. EJIClıaııle broker : Bona IİmMrı, saınf,
To be under e:um!wııdon : Tetkikte bu· borsacı.
luamak Eııdıuee rates : Kambiyo kuru, kambi·
To aive an eumı..dam İmtihana airmek yo fiyatları.
To pass an eıı:llnludoa : İmtihanda mu· Foreian udamp: Harici kambiyo; döviz.
vaffak olmak. Eacıı-.. value : M8badele kıymeti.
To ıake an u_ı..f!ee : İmtihana tlbi lntemal udlBp : Dahili kambiyo.
tutulmak, imtihan pçirmek. Produı:e eubaııp : Zahire bona11.
F. 10
[ 146 1
Rate of eubıuıae : Kambiyo fiyatı. EXERT (lgz99), v.
Stock aduııııp : Borsa, esham ve ıahvi· To eurt oneself : Gayret sarfetmek.
lit borsası. To eıı:ert oneself ıo thc utmost : Bütün
To ucbup poıitions : Becayiı etmek. kuvveti ile çalıpalt.
EXCLU81VE ( l • 77 • 11, a. EXHAUST (lgz.S.S), v. ıl n.
Eııdallff clique : Kapalı cemiyet. Eıılıallll chamber: Çürük pz kutusu.
EııclllliYe privileaes : Hususi menfaatler. Eıı..._ pipe : Çürük pz (egzogt) bo-

EııdılllTe proposition: [Lo,..) Kaziyei rusu.


hasıra. Eıı:llault stroke : Emme devreıi.

EXCOMMUNICA110N EXHIBmON (2 • l • hhn), n.


(2·9-177· l ·2lshn),n. To make an ıülbltlcıa of one1elf : Ken·
Greaıer eııccmmmıadcm: Kiliseden tard, dini rezil etmek.
dinden hariç; büyük aforoz. EXIS11NG (lgzl • l), a.
Under ııdldq circ:umatances: Şimdiki
EXCURSION (l • 99shn), n.
duruma göre, bustıne göre.
Esaınl• ıickeı : Hususi tur için aidlı
geliı bileti.
EXPANSION (l • 3 • shn), n.
Eıı:pllllllcın coefficicnt : Geniıleme emsali,
Eıımnlaa ırain : Tenezzüh treni; hususi
ıenziliılı tren.
imbisat emsali.
Eıı:pllllll• curve : Genillenıe mllnhanisi.
EXCUSE (2 • 177z), v. A n.
Eıı:,..... of lhe currency : Mütedavil
Eııcue me: Affedersiniz.
paranın çoiaJması.
"I e - ıou ıhe penally : Cezanı affedi· Eıı:pllllllaa steam engine : lmbisatlı istim
yorum. maki nası.
1 will eııcue your presence : Gelmezseniz Eıı:paıuloa valve : Geniıleme valfı.
de olur. Triple eıqımgloa enıine : Üç lmbisaılı
To eııcue from: Müsaade etmek. makina.
To e - onnelf : Af (özür) dilemek.
EXPECTA110N (2 • 2 • 2lsbn), n.
To make eııcu1t : Ölür dilemek; mazeret
Contrary ıo my ıııpectıdlııa : Ümitleri·
ileri sünnet..
min hilafına olarak, bekledijimiıı aksine.
EXECU110N (2 • 1 • l 77shn), n. F.ıı:pedali• of life : Vasati olarak 111 ka·
To do esecutloa upoa: İdam etmek. dar yaşamak ihtimali, muhtemel ömür.
To order (a person) for e:ııecadm : (Bir He has eııpedadom : Umdu&u :ıeyler var
adamın) idamına karar vermek. (miras, mevki, v.s.).
EXECUTIVE !1 gz2 • 17 • 1), a. in eıı:pectadod of: lniizaren, Umidi ile.
F.ııec:utlTe officer: [Naur.) İkinci kap- To come up to eııpectatl- : Beldedlii
tan, [pi.) gllverıe subayları. (umuldutu) ıibi çıkmak.
Eııecutlve power : İcra kuvveti, yürlltme EXPEDmON (2 • 1 • lshn), n.
yetkisi. With eıı:pedhlcıa : Çabucak, ıüratle.
EXERCISE (2 • 9s41z), n. & v. EXPENSE (1 • 2), a.
To do eııerdles: Jimnastik yapmak. Aı the eıı:peue cıl : Hesabına; [liI'·) za.
Graduaıion eurdııeıı : Diploma tevzi me· rarına; birinin sırtından (geçinmek).
rasimi, mezuniyet merasimi. A lauah at his eııpe- : Onunla ellenme.
To be eıı:erdııecl ıılıout : Endi:ıe etmek. Daily eıı:peme : Günlük masraflar.
To eıı:erdle patience : Sabırlı olmak. Free of eıı:pe- : Masrafsız, bedava.
To lake eıı:erdle : Beden terbiyesi için lncidental eııpelllU: Ansızın zuhur eden
sezmek, idman yapmak. masraflar.
To eun:lle one~lf la : Bir işi yapa yapa Petty eıı:pe- : Müteferrik masraf!•,
alıımat. ufak tefek masraflar.
[ 147 ]

To pay his ı...-: MasraOarını öde· EXTEND (1 • 2), v. [p. t. EXTENDED], "a
"nıek. Em.... insurance : Müddeti· uzatılan
With no ı.- to you : Siz.e masraf et· ıiaorta.
tirmeden. Eııa.de4 order: [Mi/• .t Naut.] Açıl·
EXPERIENCIE (2 • 19 • 19 - ı), n. .t v. ma nizamı.
An unpleasant ....,.._ : Bap aclen To eıı:tud lıeJClllıl : ... ya, ... ye yayılmak.
fena feY, nahOf bir ıecrübe. To ute.t control over : Kontrol ve nll·
in ali my eqıerleMe : Blltlln hayatımda. fuzıı aenitletmek.
To eQerllmce relilion: [U.S.J Din de· E.._.. type: [print.] Mlltaıtan enli
iiJıirmek, ihtida etmek. matbaa harfi.
To learn by eı:perlmff : Tecrübe ile öl· To ellfelld kindness IO : Şefkat aösıermek.
renmek. To eııte.t lllto: Yayılmak, inkişaf etmek.
i'.XPLAIN (1-21), v. EXTENSION O • 2 - shn), n.
To . . . . . ...,. : İzahat vererek :rıorluk· Elde..._ course: Üniversite kunıı.
tan kurtarmak, tevil eımek. · E......_ work : Dışarıyı da teımil olıı·
To ~ oneself : İzahat vermek, İıe· nın hizmel.
sap vermek, meramını anlatlllllk. Univeniıy eı:teMlaıl : Ünivenilede res-
EXPLODE (1 • 67), v. men kayıılı olmıyınlara bazı· Univenite
To ....... a theory : Bir nazariyeyi ip- tedrisatının teşmili.
tal .etmek.. EXTENT ( 1 • 2), n.
To eqıloıle a shell: C•il.] Bir mermiyi
A vast ene• of manh : Pek ııeniı bir
patlatmak. bataklık.
To uplode wltb rap : Köpürmek, hid· To a ıreaı eııtnt : Mllhlm bir denıcıeye
detlenmek, öfkelenmek.
kadar.
To nplode an idea: Bir fikri tekzi·
To the full ennt of his power : Kuv-
betmek. vet ve sallhiyelinin yellili kadar, elinden
EXPOSUU (2 - 67;59). n.
ıetdili derecede.
The house has a aoutlıem aııcııwe :
EXTERIOR (2 • 19 • 19), a. An.
Evin yUzU aüneye babr. ·
A aood man with a rouııtı eııterlar : Ka-
EXPRESS (1 • 2), v. 4 n.
ba sörllnllflil iyi bir adam.
Eııpr111 bullet : Dumdum kurpınu.
Emrlar analı: [G.am.] Dış açı.
Eııa-- company : Sllrat katarı ile nakli·
Eııterlcır plaııets
: Arzın medarı haricinde
yat yapan prkel, ııakliyat alrketi.
dönen seyyarrler.
Express ınesaenae~ : Hususi kurye.
EXTERNAL (1 - 99), a.
IEJlllft8 riOe : Bir çefit av tllfeli.
Eu.rul affain: [Po/it.] Dıı itleri.
Es..- train : Sürat katarı, ekspres.
Eıı..- wa10n : Nakliyat arabası. D11NCT (1 • 1nık), a.
E...- dellvery : Hu111ıl postacı ile tevzi. Eııtlmct animıl : Soyu kalmamıı hayvan.
He dld it for tlıil ..,._ pufllOll : O, bu Eldlıld volcano: Sönmüş volkan.
sebeple bunu yaptı ve sonra itiraf etti. Hope is eKkt: Omit lr.almamqtır.
To •Jlllft8 oneself: Meramını anlatmak, Life is udıld : Hayal söıımllllllr.
maksadmı ifade etmek. That family is eıdlDd : O soydan kimse
To Hpl'lll in oıher terms : Başka söz. kalmamıttır.

terle anlatmak. The fire eııdılct : Aıcı sönmüı.


EXPRl!SSION (1 • 2shn), n. EXTIRPATE (2 • 99 • 21), v.
Eııpnlllloıa stop : Hava tazyikini ve ses To ,....,_,. a heresy : Yanlış bii- dini
kuvvetini tanzim eden perde. akideyi izale etmek.
To ıinı with areat .........._ : İçli 18r· To eııtlqıııte a tumor: [Sur•. ] Uru kı­
kı söylemek. sıp çıkarmak.
eııtn
[ 141 ]
.,..
D1'llA (2 - 9), •. haber veya hWİll; [U. S • .ı.] billwla
Duc:iq 'is ın eııtn: Dans denleri için sabahları ilk içilen içki, mahmurluk bo-
aynca Ucret verilir. zan.
Eııtn bindiq : Pevbllde cilt. Eye rhyaıe : İmliaı kafiyeli fakat 1esçe
Em. stnıns : Çok kuvvetli. tam kafiyeli olmıyu.
EDn pay : Pazla llcret, aıUstesna ödeme. Eye for • ,,. : Kllala kısu.
Eııtn joy : Bllyllk ııqe. Ey11 froııt! ıywe riaht! ""tefi!: C•il.]
Eııtn curric:ulam : Den propamınclan ileri bak! sa&a bak! sola bak!
_hariç. in the ıye (ı) of: Nazarında, indinde,
Eııtn judiciıl : Hikiın veya mahkeme· hükmünce, dllşllnı:aiııe ilke.
Din lllihiyeti haricinde olan. ır you had half ın ıye : Körlllk yahut
Eııtn leaal : Kanun haricinde. ahmaklık etmneydln, .aözllnll açaydın.
Em. professional : Meslek vazifeleri ha- in lhe wind's ıyı: [Naut.] Rllzair Us-
ricinde. · ıünde rUzıirın atili tarafı Ul'fl.
EXTRAcr (1 - 3), v. .t n. Mind your eye! : Dikkat eti
Beef eıdnd : Et auyu hutasuı. Mind'ı .,, : Dlllilnce; sezit; ulıyıı.
Milk eıdnd : Sllt hullsuı. My IJ'll : [Si.] Vay aözllm vıyl Ah iki
To em.t the root of: C•atıi.] Raka- sözüm! Mal&llahl Aman aman!
mın kare kökllnll bulmak. Don't have an •JW for my manııen: Ba-
EXTRACDVE (1 - 3 - 1), ı. na bakını, hareketlerime ehemmiyet ver-
EıdnıdlYe industries : Tabii maddeleri me!
isbbsal sanayii (madencilik, ziraat, balık­ ft's ali in my ıyee : Aldatamazsın, aldat-
çılık, v.s.). mak ahmaklıktır.
EX11lEME (l - il), ı . .t n. in ıhe mind'ı eye : Hayalinde, ümidinde.
An ennme caae : Nadir vata. The eye of day : Gllııet.
Eıdnme ınd mean raıio: Tıraf ve vasat Sheep's e:rw: Tatlı ve şefkatli bakıtlar.
nisbeti. The eye of a needle : line delliL
Estre- ideu : Dejerli filtlrler. To be 1111 ey• : Gözllnll dllrt açmak.
Eııtre- meeı : Pek farklı tcYler kl11ı· To etap eyea on (ı thiRI) : (Bir tcYde)
lqır. ıözll olmak, &öz dikmek.
Eııtreaıeopinions : Müfrit fikirler. To 4o (a person) in the ıy11: (Birini) al-
Eıme.. unctioa : Katolik kil.U Adetin· datmak.
ce ölilm hılinde bulunın kimseye papa- To find f•vour in the eyee of : Göze ıir­
zın mukaddes ·yıl .Unnesl. mek, 1ev1i kazanmak, iyi k&l'fılanmak.
Eııtreme beauty : Pevkalide sUzelHt. To have a ıreen (jealouı) 11e : Kıskanç
in the eııa.-: Son derece, ziyııdeİiyle. olmak, kemaöz olmak.
in his em.- old ase : Son yatlarında, To cut shecp's .,.. : Aııkane bakmak.
çok ihtiyar oldulu zaman. To catch one's eJı : Dikkatini ~lanet.
To ICJ(run) to em- : İfrata ıitmelt. To &ive (ı penon) a black ,,.. : Bir yum-
EXTREMITY (l - 2 - 1 · 1), n. rukla aözünü mosmor etmek, aözllnU
Eııtremltles of the body : Eller, ıyıklar, patlatmak; itibarını bozmak.
vücudun haları. To have an eye (to a thinı) : (Bir şeyde)
To proceed to atremldes: ifrata &itmek. ıözü olmak.
EYE (41), n. ıl v. To have an eye fıw : Lüzumu tadır
A black eye : Monraııı aöz. ehemmiyet vermek.
Ali my -eye and Betty Martin : Hepsi ya- To keep an eye oa : Göz ·kulak olmak,
lan, boş llkırdı. ıözden kaçırmamak, dikkat etmek.
A atass eye : Camtıöz. To make •Jel at : Sevıi ıözll Re bak-
Eye opener : Tenvir eden veyı ,aşırtan mak, aııkane bakmak.
[ 149 J
To•makc (a pcnon) opeıı his eya: (Bi- To sel e,-es • (a thi.ııa) : (Bir ICYe) aöz
rini) tatırtmık. dikmek, (bir ICYde) söZil olmak.
To lay e:ra • (a thinı) : (Bir feye) SÖ- Up to ıhe e:ra in work : lşi bqından aş­
zll olmak, ıöz dikmek. kın, çok meıaul.
To open one's .,... to: Hakkındı tenvir To view with a friendly eye : Şefkat sö-
etmek, birinin aözilnü açmak, fikir ver- zü ile bakmak, arkıdıtça bakmak.
mek, zihnini aydınlatmak; hayretle bak· To wipc one's eye : Ahmaklıiını yilzllne
mak. vurmak, yüzüne k&11ı söylemek.
To pipc thc eye : [Si.] Göz yaşı dökmek; With an eye to: Hesaba alarak, dlltil-
ajlamak. nerc:k.
To see eye • eye : Aynı fikirde olmak, With half • eye : Bir bakıtla.
uyu1ırıak, anlqmak. To hana on by the eya: Tehlikeli vazi-
To ICC half an eye : Göz ucu ile bakmak; yette olmak.
bir bakııta pınnet. To .,_ ııomeoııc wlda: Süzmek, &özden
To set qes opcn : Oönrıek. aeçirmek.

FACE (211), n. & v. To look (a penon) in the fııc:e : (Birinin)


About hı:el ı C•il.] Geriye dön! yüzllne bakmaktan çekinmemek.
Pııce card : Resimli iskambil kitııfı. To look death in the r.. :
Ölllmü aöze
Pace down : YllzllslU, yllzllkoyuıı. almak.
Pııc:e liftinı: Gilzel)qmek ;çin yqlılarm To bit (a penon) in . the fııce : (Birini)
yllzleri Uz.erinde yaptın:lıklan ameliyat. tokatlamak.
Pııc:e powder: Yüz pudrası. To lose fııc:e : hibarını kaybetmek.
Pııc:e to fııc:e : YUzyllz:e, ka!"lı karııya. To make at : Surat etmek, yüzünü
fııc:eı

Pııc:eto fııc:e with: Karı• ka!"lıya. ekıitmek, yüz kırııtmnıık.


Pace valııc : İtibari kıymet. To pull (wear) a lonı fııc:e : Suratını as-
in the , _ of : Huzurunda, ka!"lısında; mak.
yüzüne ka11ı. To put a aood (bold) f11ee on : Kı11111n­
in the face of day : Açıkça. da cesaret ıöstermek.
On the fııce of it : GörUnülC söre:. To put a new fııc:e on : lıin teklini delit-
To fııce ılowt1 : Ka11ı durmak, ceuret tirmek.
ıı&termek; sükGt ile veya küstahlıkla To one's &ce : Açıkça, yüzüne karşı.
muhasımını susturmak. To save one's fııc:e : Açık rc:ıaJelten aa-
To fııc:e Ollt : Hayisız:lık aöstermek. kınmak, ııerc:fıni kurtarmak.
To r.:e the enemy : Dil1ırıanı metanetle To set one"s f-. apinst : Kallı aelmek,
k&11ılamak. mukavemet etmek.
To f11ee up: K111ılamak, aötUs sermek. To show one's fııc:e: Meydana çıltıııak,
To fııc:e thc music : Z.ortup ka111 sebat kendini aöstermek.
aösıcrmek; cez.aya katlanmak. What face can you put on7 : Ne cesaret-
To fly in lhe r..
of : Açıktan açıla söz le? Ne kUstahlık!
dinlememek, alenen meydan okwnat, FACING (2111), n.
birine isyan etmek. To put throuah oııe"s fMhıp: [Colloq.J
To have lhe fııc:e : Ylizll tutmak, cUret Sorpya çekilmek, iıin hcaabını vermlye
etmek; küstahlık etmek. mecbur edilmek.
faclal falnt
l ıso J
FACIAL (21shl9J, a. To fail in : Başarısızlığa uAramak.
Faclal angle: [Geom.] Y_üz açısı. Words faH mc : Söz bulamıyorwn.
FACT (3), n. Withouı fail : Elbeıte, mutlaka.
Acccssory after the fact : [ Law] Cü- l'AILING (21 - 1), n.
rümden sonra şerik olan. Falling that : Aksi takdirde.
A questioo of fııc:t : Bir şe'niyct meselesi. To havc a falllııg for drink : İçki müpte·
Bcfore or after the facı: Yakadan önce ı:.. ı olmak.
veya sonra; aslı olan bir şey, doğru olan f'AILURE (21 - 19), n.
bir hiıdisc. Failure of a person in a matter : Birinin
His facts are fulse : Söyledikleri doğru bir işte muvaffakıyetsizliği.
değil, dayandığı deliller yanlış. Fallure of a plan: Bir planın muvaffakı·
in facı: Filhakika, filvaki, doğrusu. yetsizljğe uAraması.
in point of fad: Vakıa, gerçek. Fallıue of engine: [Aero.] Motorun pan
As a maııer of facı : İşin doğrusu. yapması.

FACULTY (3 - 1), n. Fallurc- of memory : Hafızanın kaybol·


A person's fııc:ulties: Bir insanın işitme, ması.

rörmc, düşünme, v.s. kabiliyeti. Fallure of sillht : Gözlerin zayıflaması.


Court of facultles : Dini ahkam mahke- FAIR !29). a.. adv. & n.
mesi (Şei"'i mahkeme). A day after the falr: Geç kalmış.
Faculty of advocates: Hukuk fakültesi; By fair mcans : Hilesiz, doğrulukla; ic-
İskoçya'da avukatlar koleji. barsız.
The four fııcultles : İlahiyat, hukuk, tıp A falr amount : Bir miktar, bir hayli.
''c edebiyat. Ali is falr in love and war : Aşkta ve
FADE (21), v. harbde her şey mubah.
To fade ... ay (out) : Sönmek, zail olmak, Falr ground : Panayır meydanı.
geçmek; soldurmak, kuvvetten düşürmek; Falr and square : Doğru ve dürüst.
kararmak, azalmak. Fatr in place: [Naut.] Yerinde düzelt-
To fade from : Silinmek. mek (geminin bir kısmını).
To fade in (oul) : Ses yüksckliAini veya Falr copy : Temiz kopya.
rörüş kuvvetini tedricen daAıtmak veya Falr - faced : Sarışın.
değiştirmek. Falr - haired : Sarı saçlı.
FAG (3), n. & v. Falr - minded : Haklı düşünüşlil.
Fa"g end : Kumaşın kötü dokunmuş sonu Falr name : Şerefli isim, iyi nam.
veya başı, halatın gevşek ucu; işe yara- Falr play : Haklı oyun, müsavi şartlarla
mıyan artık şey. olan oyun.
lt's too ınuch (of a) fag: Çok iş; aAır · Falr speechcs : Nezaketli fakat manasız
iştir. sözler.
To fıııı: out : Çok yorulmak. Falr spokcn : Haklı ~öz söyliyen; nazik,
To be fagged out: Bitkin halde olmak. tatlı dilli, kandıncı.
Brain fag : Zihin yorgunluğu. Falr weatlıcr : Açık hava.
What a fq! : Ne ağır iş! bu ne \adar iş! Falr - wcather friend : İyi gün dostu.
FAiL (21), v. Falr wind : Uygun rüzgar.
Don 't fail me! : Sözünün eri ol! Falrly well : Fena deiil, idare eder.
Don't fail to acı! : Mutlaka yap! yapma- Fancy falr : Bir hayır veya şefkat mües·
mazlık etme! scsesi namına satış.
He falled to come : Gelemedi, aelmedi, The fatr seıı : Kadın, cinsi latif.
meydana çıkmadı. To be in a falr way: Talihi uygun git-
The wind falled us : Rüzgar durdu. mek, pnslı olmak.
Time would fail me : Vaktim yok. To bid falr : Sözünde durmak.
fail
ı ısı ı

To play fıılr : Kaidelere göre oynamak: Fail of thc hammer: [Law]. Müzayede
hakça mücadele etmek. edilirken malın satıldıiını bildiren çekiç
To speak (a penon) falr : (Birine) neza- darbesi.
ketle söz si>ylemek. His eye fell upon me : Gözü bana ilişti.
To write out falr: Temiz kopya çıkarmak. His face fell : Suratını astı.
To hit fılr : Düzgün vurmak. it ali fell out for the besi : Neticesi ha-
FAITH (21 0), ~· yırlı oldu.
Bad falth : Kötü niyet, hiyanet, samimi- it fell to my lot : Bana düştü.
yetsizlik. Plans fail to the sround : Planlar boşa
Falth cure : lmanla şifa. çıkıyor, suya düşüyor.
Falth healer : İmanla hastalıiı iyi eden. The fallen : ~bitler.
Falth in God : Allaha iman. The barometer falls : Barometre düşüyor.
Good falth : Samimiyet, hüsiıüniyet. To fail a long way short of: Uzak kal·
in good (bad) falth : İyi (kötü) niyetle. mak.
in falth : itimatla; gerçek, hakikaten.· To fail aboard of: [Naut.] Bordasına
On (by) my faltb! : Vallahi! bindirmek.
Lively fahh : Dotru itikat. To fail among : Tesadüfen araya girmek.
Punlc falth : Fena itikat, imansızlık. To fail astem: [Naut.] Kıça düşmek.
The falth : Hakiki din. · To fail at : Düşmek.
To break one's falth : itimadını veya To fail away : Çekilmek; fenalaşmak, ge·
imanını kırmak.
rilemek: zayınamak, terketmek, bırakıp
To do soınethinv in good faltb : İyiniyetle kaçmak; isyan etmek: dininden dönmek,
yapmak, hüsnüniyetle yapmak. ahlakı bozulmak; eksilmek.
To keep falth with: Sadakat aöstermek.
To kcep one's faltlı : İmanını bırakma­
To fail bac:k : Geri çekilmek (kalmak).
To fail badı. upon : İmdadına koşmak.
mak.
To put faltlı in : inanmak. To fail behlnd: Gori kalmak.
To pin one's falth on (to): İtimadetmek, To fail betow : Aşaiılanmak, dcierini
güvenmek. kaybetmek, kıymetten düşmek.
FAITHFUL (21 0 • 7), a. To fail between : Arasına düşmek.
To be falthful to one's word : Sözünün To fail by the ears: Çeki,mek, kavga el·
eri olmak. mek.
FA1111FULLY (21 O· 7 • 1), :ıdv. To fail down: Yıkılmak, düşmek, kapan-
To deal falthfully with : Sadıkane mua- mak, secde kılmak; ahlakı bozulmak.
mele etmek, namuslu daYranmak. To fail fası asleep : Başını yastıia koyıır
To promise falthfully: [Colloq.] Ciddi koymaz uyumak.
olarak va'detmek. To fail for: [U. S. si.] Meftun olmak,
Yours fahbfully : Sadık arkadaşınız, ve- Çok beğenmek, bayılmak.
fakar dostunuz, veya hürmetkarınız To fail foul of: Çatışmak; hücum et-
(mektuplarda bailama). mek; azarlamak; [naut.] çaparız vermek.
FALL (55), v. & n. i [p. t. FELL - To fan from grace : Günaha girmek; ha-
p. p. FALLEN], a. & n. taya dü'imek; gözden düşmek.
A fallen woman : Fahi1C. To fail frozen with : Donakalmak.
Fallen angel : Cennetten kovulan melek- To fail home: [Nıut.] Geminin kabur·
lerden biri. gaları veya bordası gibi içeriye doirn
Fallen oa evil times : Fena günlere gel- ejilmek.
miş. To fail in : Dizilmek, sıraya gi-rmek; çök-
FaD of man (The Fail) : Hazreti Ademin melc, yıkılmak; bitmek; muteber olmak;
günahı ve neticeleri. sapıtmak; [mil.] taburda sırasına geçmek.
[ 152 1
......
To r.11 .. wlllı:Tesadüfen bulupııak; To ıake a faD 09t el :' Hakkından pl-
raıtplmek; kabul etmek. mek, muvakkaten yıkmak.
To flıll .. lene wlllı : A,ık olmak. FALLACY (3 ·!lal), 11.
To hl W. error : Yanılmak. A popular lııllKJ : Yanlıı zihniyet.
Ti> r.n olf : Çekilmek. azalmak, dUı· FALLING (.5.5 • I), n.
mek, bozulmak, münuelıetini kesmek; ,...._ _., : Sapıtma, din deliıtinne.
rnaut.] rUıPra baı tutamamak, onadan , ....... :Çukur.
dllpnet. . , .... on : SUkOt, 1011u selıne, inhitat.
To flıll • : Gelmek, dü11Mk; hücum et· FALLOW (3 -67), a. 1: v.
mek, harbe ıiripnek; istekle ıiripnek, iı Fal- crop : Nadu yerine ekilen etin.
edinmek. P.ııow deer: Avrupaya mahlul ııçık sarı
To fllll • one'ı feet : İyi çıkmak, mllt- renkte bir çelit kllçUk pylk.
klllittan iyi çıkmak. Green Wlow : Tarlayı bot bırakmaktansa
To r.11 • one'ı sword : Kılıc:ının !la· ıalıam ve pancar aılli yqi1 yapnldı 11·
rine dlllenk intihar etmek. yin ekilmesi.
To flıll _. : Kavp etmek, bozıqmak; To lie fdow : istirahat etmek, dinlen·
vukua p:lmek; [mil.] sıradan çıkmak, met.
vazifesinden ayrılmak. FALSE (5), a.
To 11111 ""' : ÖbUr tarafa seçmek; yıkd· F.... bottom : Sahte dip, sizli dip (Ull-
malt, çökmek, dllpnek. dık veya çekmecr.).
To r.11 proetrate ; YUzUstU kapanmak, Palle colour : Yabancı bir memleketin
bayılıp dUtmek, yere dUımek. bayralı, sahte hUvlyeL
To flıll shon (ol) : K&fi plmemek, eksik F• fıce : M11ke.
ıelmek, varmamak, ulapmanıak, um· F.ıı. · heırted : HıiD, saclakataiz.
dulu ıibi çıkmamak, bqaramamak. Fıılle horiıoıı : DDz ayna (yllbcklilderi
To r• calm : SUkOn etmek; rahatlamak, ölçmek. için kullanılır.
dirımek. F.ı. keel : Kontra omınp.
To r.lı far fllll : [Si.] Meftun olmak
suretiyle boyun elmek, kapılmak sure·
F•
F•
key : MaymuDCUk.
paper : Sahte pasaport;
tiyle teslim olmak. r.ı. pride : Sahte aurur, sahte vakar.
To r.11 lıdo a passion : Hiddetlenmek, .,.._ pretense1 : Yapmacık, Abte etvar,
hınlaııınak. sahtı hıl.
To 11111 ...... : Muvaffak olamamak, F.ı. representatlon : Sahte pteri1o sah·
vıııpçilmek. te iddia.
To 1111 to : Bqlamak (yemele, harbe, F.ı. step: Yanlı1, hata.
v.s.), dalmak; bir yere dlllmek. F.ı. teeth: Tıkma diller.
To 1111 to pieceı: l>arth8dalın olmak. Faı. to ın ideal : MefUreye lılyanet
To WI ..._: Altına dUpnek, dahD ol· eden.
mak, sirmek, tlbi olmlk, maiyetine sir· To act under ,.._ coloun : Hile yapmat,
mlı bulunınalt. aldatmak.
To 1811 .,... : Saldırmak, llatilne plmet; To play hlee : Aldatmak, ihanet etmek.
Uzerine ilabet etınet; mllracaat etmot. FAME (lt), n.
To 181 vlctim to : Bir llYI kurban ılt· Hou• of ill , _ : Umumhane.
met. In , _ : Fena lilbreL
To be on tbe flıll : Fiyatı. dUtmek. FAMIUAR (9· l • 19), a.
To
To
ahe a flıll : DllPlmıek; yere Y111111alt.
bave a 1111 : Dilmek (fiyat v.a.).
F...._ spirit : Bir İllADID içinde olan
cin ruhu.
To try a imi : GUJ"elle yenmele çalıpnak. He iı '-lhr with matbeınııtica : iyi ıaa·
To ride for a imi : Beli aramak. tematik bilir.
c ın ı

Your
bana
fııoe is,...._
tanıdıktır,
lo me: Simanız
ilana yabaac:ı plmiyor-
By r.r : Çok, bir hayli.
F• and away : Pek çok.
1Uauz, ııizi tuuJOrwn. P• and a-y between : Ekseriya buluna·
FAMILY (J-1 • I). a. mıyaa, antika, tinıyL
P_., allar : Aileye mahsus lbııclet veya F• and ııear: Her yerde.
ibadet yeri. P• and wide: Her yerde; mun uzadıya,
P..a, Bible : .Aile hldllllerini tac:Ue pniı ölçUde.
mahlul 1q Abifeleri olan bUyük Kitabı P• East : Uzak l>oiu·
Mukadda. F• West: Miaissippi nehrinin Batısın­
F-'1 cirde : Aile muhiti, aile; tiyatro daki Bi:iqik Amerika; Uzak Batı.
balkonlarından biri. P• be it from me (IO do) : Allah Cliqlye,
F-'1 botel : Allelenı ınahlUI tenzllltlı bana a6re delil (ben yapamam).
otıel. P• between : Seyrek.
FamlJ man : Aite 1&hlbl, ane
adamı. F•. f~ : $Bhredi, mqlıur.
hımlJ name: Sopdı. F• · ftunı : Çok yayılmq.
F-IJ tree : Aile lillileııi, wecere. F• from it : Hill, blllkil.
P-'7 butcher :· Aile babı. F• from doinı thiı : Bunu yapmak bir
PımılJ liviııa : Aile hayatı.
yana dur1Un.
FamllJ coadı: Hıınmiaile uabalı; lldes Far JOM: Çok huta, çok Derlemi" çok
oyunu.
deli, çok •rbot.
FAN (3), n. A; v.
F• off : Çok uzak; dalsın.
J.. mm r.: [Si.] Sinema merakh11. F• - rcachinl : Netic:eleri çok, pnlı mik·
Elcct;ic: r..:
Vantilltör.
yulL
Fu trac:ery : Yelpaı.e teklindekl kemer
Far • seeinı : Uzalı aören, ileri lllrilı!U.
sUsU.
F• up : YUkaelderde.
F• vaultinı: Yelpua 19ldlnde kemer.
How hr1 : Nereye kadar?
To fa oneself : Kendi kendini Umıek.
How r.r can you ao? : Nereye kadar al-
To r. the fire : Ate1i körllklemek.
debilirsiniz?
•To r. the name• : [Pıow-.] Yanıına
How flır is it from here to Ankara : An-
körllklc aitmek.
kara buradan ne kadar uzalttır7
FANCY (3 • si), n.
lt"s fılr froın me : Benim yapamıyacalun
Pmc, dre11 : Fantezi elbise.
bir iıtir: kabiliyetimin dııındadır.
Fmc, dress ball : Malkcli balo, kıyafet
So flır so aood : Şimdiye kadar iyi.
balosu.
To ıo f• : ileri ıitmek, muvaffak ol·
F-1 free : Afktan azade.
mak: çok dayanmak, çok mDessir olmak.
Fmc, price : Palıit fiat.
To catdı the '-1 fil : He>1una silmek, FARCE C44s), n.
belenilmek. His plans were ı r - : Plinları fıyd1111
The rac,. : Sporcular. ve alımakça leli.
To '-1 oncself : İyi bir fikre Abip ol· l'ARE (29), n. lı. v.
malı, hakkında iyi dlltUnmek. Bili of fmn : Yemek liıleli.
To havc a fmcJ far : Merak sarmak, sev· Full fare : Tam bilet, tam navlun.
mek, istemek. Half r.re : Yırım bilet, y•ım navlun.
To lake a r.c, to : Belenmek, aeVmtk. it faM ili with him : Bapnsızdı.
FAR (44), L . Poor r.re : Pena yemek.
As r.r u: .. .'ye tadar; .. .'ye aauran: To r.re r.. : Dıpn çıkmak, yola çık·
iae. mat.
A r.r cry : Çok uzak, bUyük fark, uzun To r.re 1Umpluoualy : Bol bol yiyip iç-
mesele. ' mek, safa sllrmet.
far• fnlt
[ 154 ı

You may ao farıher and ,_. wone : Ha· To plıoy fat and loose : Riyakarlık et·
line ıükreı, daha beteri var. mek, h:le ile davranmak.
Fare ye ··•eli : Uturl• olsun, ııellmetle. To ılnp f..a : ~rin derin uyumak.
FARM (44), n. ııl v. To akı fast hold of: Sıkı tutmak.
FAS'l'L~ (44), v.
:
Chicken ı- Tavuk çiftlili.
Oyster fıımı : İstiridye tarlası. To faııtea 1111 (ııpoa) : Tutmak, yapıımak,
sarılmak; katıla,mak; takılmak.
· To , _ •Cthe ~orkl: <İli) t&fZlm et·
mek, İl bölümü yapmak. He f&llnld his eyes on her: Gözleri
onı•n üzerinde mıhlandı kaldı.
FAR11DNG (4481),n.
FAT (3J, a.
it isn'ı wonh a fartlılııa: Beş para etmez.
Fn lime : Halis (kolay sönen) kireç.
F ASHION (]), n. • .. witted : Ahmak.
A man of ,....._ : Moda adamı. The fal is in the fire : Kıyamet kopacak,
Afıer a hllllm : Şöyle ·böyle.
iı paılak verecek.
Afler the ,...._ fil : Gibi, aynı surette.
P...._ plate : Elbise modeli.
A 181 lot you care: [Si.] Ehemmiyet ver·
mi>·ors-.ın, hiçe sayıyonun.
in a hllıloıl : Şöyle böyle. The fat of ıhe land : Memleketin feyiz
in fallılClll : Modaya UYllJn. ve bereketi.
Out oC falbkıa : Modası• pçmiş. The faaed calf : Besli dana.
il is the fllllılm to kin the elder's handı To live on ıhe fal of the land · ~=r tcYin
in Turkey : Tilrkiye'de büyüklerin elini iyisi ile ıeçinmek, huzurda yaşamak.
öpmek &dettir. FA.THER !44G9), n. &. v.
The latest fBllılolı : En son moda. Adoptive fatlıer : Üvey baba. babalık.
To be the fllld08 : Herkes tarafından be· Almiıhty r.tber : Tanrı, Allah.
AenRmek ve kopya edilmek. Father • in • law : Kayınfleder.
To sel the flıdıroe : Moda çıkarmak, mo· Father: in • God : Patrik.
dayı deliıtlrmek. Father of a family : Aile reisi.
FAST (44), a. Father of lies : Şeytan.
A. 11111 friend : Hal.iki bir arkada,, sı)'ı Holy father : Papa. ·
dOlt. Natunl fatlıer: Gayrimeıru babı.
A 11111 Jrienö : Kötü ahlatlı kadın. Putalive fmther : Gayrimeşru babalık.
Fili by : Yakmda, yanında. Step falher : Üvey baba, babalık.
P• beside : Yanıbaıında, yanyana. From r.tlıer to son : Ecdattan evlada, ba·
Fili uleep : Derin uykuda. badan oPıla.
Fili and I001e : Kay111ız. liubali. To fatller Oll(apon) : lsnadetmek, atfet·
Fili day : Oruç ıünU. ·perhiz atınü. mek. yükletmek. hamletmek.
Fili llıul : Sıkı kapalı. To fatlıer a plan : Bir plônı yürürlütc
Fili lrack : Sallam yapılı kotu yolu. sokmak; bir planın tatbiki ciheline ıitmek.
Mw 11111: &allama. The fııtlıen of a counlry : Bir meınJeketin
The 11111 set : Hovarda takımı, zevk ve kurucuları.
safaya dilşklln timseler. Like fatller like son : oıuı babaya çeker.
The annııal f&lt : Senevi oruç. Conscript fathen : Roma senatörleri.
To break one's f..a : Perhizini bozmak, FAlTY (3 • 1). a.
iftar, kahvalıı etmek. Fatty deııeneration: [Mm.] Gayritabii
To hold 11111 : Sıkıca tutmak. şişmanlık, yal dejeııerasyonu.
To lead a flll life : Zevk ve safa için ya- Fatty tissue: Yallı nesiç.
18111ak. FAULT (5). n.
To live r..t : Çılıınca bir hayat ıUrmek: At f..ıt : Sapıtmış: taımn11, yınılmıı.
az zamanda çok enerji sarfetmek. in f•lt : Kusur etmiı, hata işlemiı.
fnoar fHffıer
[ 1.55 1
lt's my r..11: Kabahat benim. FEAR (19), n. el v.
Foot - ,_..: [Teon.] Çiz&i hatası. For feıır of : Korkusundan.
Kind to a '-it : Müıamahakiır; wefkatli. 1 fear it is too !ate : Ne yazık iti çok seç.
Net ,_it: [Teon.] Net (al) hatası. Never fur! : Enditcı etmeyin!; heyecan-
To a r.ıt: ifratla. lanmayın! torkmal
To be at fmlt: Kabahatli olmak. No fear!: [Si.] Şüphesiz delil! Elbette
To find fmlt with (a penon) : (Birine) delil!
kusur bulmak. To fur GOd: Allahtan korkmak.
Throuah no f•h of : Kabahati olmadan. Withouı far or fıavoiır : Bitanfane, kor·
FAVOUR (21-9), n. el v. ku veya taraftarlık olmadan.
[p. t. FAVOURED] a. FEAST (11 ), n. el v.
By fa•oar of : Eliyle, vaııtaıiyle. Fe..t of reason : Sohbet, edebiyat v.ı.
Do me the fa•- of: Utfen. hakkında bol bol muhavere.
Fiıu:d f.... : Her sene muayyen zamandı
in r . - of : Lehinde, taraftan.
in his faTRr: [Coar.] Emri~e (çek); telen yortu; [colloq.J kanrlqtırılmq zi-
lehinde. yafet.
Out of fa•oar: Gözden' dü1111ü1. kabul Movable re..t : Her ııene pyrimuayyen
cdilmemif, tasvip olunmamıı. tarihe tesadüf eden yortu.
in fHOllr : Tasdikli, kabul edilmiı. lmmovable felllt : Yılbaıı &ibi hep aynı
To ask (beıl a ,.,.._: Rica etmek, yal- selen yortular.
varmak. iyilik beklemek. To fHlt _.,.: :levk ve safaya dalmak.
To be~tow faTOlll'I oa: iltifat ıöstennek. To felllt one's eyes on : Bakmaktan zevk
To curry fnOllr: Yaltaklanarak kendini almak, zevkle ve ·kana kana aeyrecmet.
sevdinnele çalıımak, müdahane el111Ck. FEATIIER c2a9l, n. el v.
To do (a penon) a r....-: (Birine) iyilik A feadıer in one"s cap : Şeref aıimeı;,
yapmak. iftihar edilecek ICY·
To drink a fa•1111r : ~vgi veya dostluk Birds of a faOıer: Aynı, cins, tabiat,
ş~refine içmek.
ahlak v.s.'de hılk.
The child fHoan his father : Çocuk b:ı­ • Bil'ds of a feadıer nock t0tether• :
basına çeker.
[Prov.J Tencere yuvarlanmıı kapalım
Under faTOllr of (a thinı> : (Bir weyin) bulmu1-
Futlıer bed : KuıtüyU yıtak.
yardımiyle, sayesinde, müsaadesiyle.
With your flwoar : SayeniZde. Featller weir:ht : Tiiy sıklet.
Fur and fuClıer: Av hayvanları ve kuı­
Your fnoar of the 14th July: 14 Tem-
ları.
muz tarihli mektubunuz.
in hiıhCfull) feaftıer: Netcıli.
ili fnOlll'ell : Çirkin.
Thafı a faClıer in my cap : Benim için
Mosı f-...1 nation clause : En ziyade
bir tcreftir.
mazhan müsaade miUet kaydı.
To be in high fallıen: Gurur Pter- .
Well fa•oımcl : Güzel, gösteriıli.
mek, kabarmak, ftCICleıımek.
To faT•r wldl: Tenezzill etmek.
To cut a felldlK: [N•ut.) Gemi hızla
FA.WN C.5.5), n. el v. ıiclerken suyu yarmak; Cli•-1 boy pter·
Fawa coloured : Açık ııarımsı kahveren- mek, salınarak teıinmek; çalım utmak.
ıinde.
To f..aller one'ı ııest : :lenıin olmak.
in faWll : Gebe (Jeyik). ihtiyacını temin etmek, bilhassa tendi-
To lawa.OD<..-> : Çok oklamak, sevıi ıine emanet edilen ınaldan plıaı için pa-
ifad:sf olarak el yalamak (köpek). ra biriktirmek.
l"AY (21), n. To lhow the white ,...._ ı Korkaklık
By my fay : imanım hakkı için. •"meli 1Ö5lermek.
rue.a
[ 156 J
Thc fulllerH ıribe : Kuılar iılemi. To frecl •P : Fula yedirmek; semirtmek.
To tar and faaıer: Hakaret için birine To be fetl ., (wlllı veseıable) : [Si.]
klıran sllrilp llsıüne ılly yapıııırmalı:; ile· (Sebze ile) tamamen doymalı:.
me mukara eımek. To feeıl the names: Aleti körüklemek,
l1ıe hMlıered ıame: [Colloq.] Av kut- sobaya kömür veya odun almalı:.
lıtrı. FEEL (il), v.
FEA.11JRE (1 llsh9), n. A v. From ıhe feel of il : Dokununca. histe·
To have u chicf hlDre : Ballıca husu- dince.
siyell olmak, baı rolü oynamak, bat rol· To feel afıer : Aramak, el yardımlyle
de olmak. ' aramak; karanlıkla arattırmak.
To felllme anythinı : Bir te~ önemli To feel blue : Bedbin olmak.
bir yer vermek, ehemmiyetle Oarinde To feel cold : Oıllmek.
durmak. To feci f• : Acımak, ihtiyatla ıramak.
FEDERATION (2-9·21sbn),n. To feel hot : ısınmak, üzerine ııcakhk
Jmperial ,...nılloa: [Polit.] Britanya basmak.
tmparatorlutu mllstemlekelerinin lmpa- To fHI in one'ı boncs : Tam sebebini
raıorluiun umumi muraftarma ve idare· bilmeden kuvvetle hissetmek.
sine lltirak için birlepnesi usulü. To feel keenly : Kuvvetle hissetmek, de·
Social ı...........: Tarihle sosyal fcde· rin bir duypısu olmak.
rasyon. To feel one'ı way : Karanlıkla boc:alıı·
FEE (11), n, A v. mak, karanlıkla yerini bulmaya çalıımak,
Club ' - : Kulllp llcreti. çok dikkatli ilerlemek.
Niıhı's he : Tımar, zıeameı.
To feel liahter : Peralılamalı:.
Lawyer'ı he : Avukat Dereli.
To feci lik .. tealinıl: Canı Cyemek) İ5IO·
License fee : iluhsaıname llcreli.
mek.
Schooi r- : Okul llcreti.
T!> feel like oncself : iyi olmak, lam sıh·
To he a porler : Hamala bahtlı vermek.
halle olmak.
To hold in fee : Mülk olarak tasarruf el·
To feel ol: El ile yokla'llak.
mek, mülke ıam sahip olmak.
To feel one's lep : Yadırıamamak.
FEED (11), v. el n. [p. 1. FIED], a.
:
At ı... Besli halinde, beside. To feel one's oat.• : Pek canlı olmak (at);
Feci up wlth: [Si.] Çok doymuı; bez· kibirli olmak, böbllrlenmelı:.
miı. bıkmıt. usanmıı.
To feel one'5 pul• : Nabzına bakmak.
Feetl coclc : Besleyici musluk. To feel one's way : Yıvaı ve ihtiyatlı
FNtl line (pipe) : Besleyici boru. gitmek.
Feed tank (trouıh): Lokomotif su de· To feel oııt : Varlıtını hiueımek.
posu. To feel quiıe oncself: İyi olmak, tam aıh·
Feed valve : Besleyici valf. halle olmak.
Feed water : Kazan ıuyu. To feel •P lo : iktidarı oldutumı hisset-
Off one's feel : lllahsız. mek, yapacak halde olmak.
On the feetl : Beslenmekle; otlanmakta. To feel unwell : Keyfi bozuk olmak; ra-
Ouı al feed : Otlakta. hatsız olmak.
To be feci •P wiıh : Çok doymak; .bez· To feel well : Keyfi yerinde olmak, ken·
mek. • dini iyi hissetmek.
To , ... . _ : Mlltemadi olarak besle- FEELING (il -1), n.
mek; bir aleti daima iıler halde bulun- Oood feeU.S: Arkaılqlılı:, umimlyet.
durmak; oılaıarak beslemek. To hun one's ,_.... : Ozmelı:.
To ,_. o. (•pOll): Kamını doyurmak; 1 have ı feeU.. (lhal) : İçimde bir his
otlanmak; ... ile beıılemet. var, bana öyle aeliyor ki ...
felp

FEIGN (21), v.
[ U7 l
FERMENT (9 - 2), v.
..
To hlp IMdaess : Deli aörtlnmck, deli [RllMDIT], <" - 2), D.
taklidi yapmak. , To r-.. trouble : Ama yaratmak;
To ftılp lickMa : Temanız etmek. lı:arıııtlıla sebebiyet wrmet.
in a , . . _ . : Tepik ve tahrik olun-
FELLOW (2 - 67). n.
muş; kızsın, öfkelL
Fellow citizen : Vatandaı. FERRET (2 • 1), v.
Fallow commoner : Umumi yemekhane- To hnet out: Arattumalı:.
de yemek halı:tı olan arkad&$. nrca <2>. .Y. [p. t. İ'E'l'CHEDJ,
F•D- countryınan : Hemıeri.
To feCdı (a persoıı) a blow on tbe - :
F.0- creature: Hemcins, benzer. (Birlıiae) yumruk iadlrmet.
Fellow feellnı : Aynı duysu, aynı teY ba- The picture feteW I! ı .oo: Ralm ı li-
şına ıeldilinden ba,~asının halinden an- raya satıldı.
lama. To fetdl .._. : Dolambaçlı yol takibet-
FeUow laborer : lı arkııdıışı, itdııı. mek; birden dönmek; kaçamak vermek.
Fen- member : Aynı cemiyette ılrtadaı. To ~etda a compau: [Naut.] Bir devir
FeUow prisoner : Hapishane arkadaıı. yapmak, dolapnak..
FeUow servant : hçililı arkııclatı, kapı
yold911.
To falda a pump : Tıılwnba içine su
klip su çelı:ec:ek hale lı:oymalı:.
*
FeU- soldier : Askerlik arlıad911. To fetda and carry : öteye beriye kofup
Fıll- student : Okul (den) arkııdaıı. İl aömıelc.
Fıllow sufferer : Sıkıntı arkadaıı. To fetdl olf : İyisini seçmek.
FıU- traveler: Yoldaı. To fetda cı.a : Meydana· çılı:armalı:.
Good reı- : iyi çocuk, iyi arkadaş. To feCdı to : Bayaınlıktan ayılmak.
Hail fellow well met : Liuball kimse. To feCdı •• : Durmalı:; kavramak. hatır­
Old rıu- : Arkadaş. azizim. lamak; kusmalı.; lı:aybolan vakit v.s.'yi
kazanmak.
Poor. fıUow : Zavallı adamcqız.
To feCdı . , all llandlnp: [Nıut.J Orsa-
He is a ıood fellow for gettina thinp
sına durmak.
Jone : O beceriltlidir.
FE1TLE (2), n.
FENCE (2 • s), n. el v. in fine hale : İyi kıyafette; tavrı dllz-
Doa - leı re- : Çapraz çit. ıün; [.si.] sarhot, mest; keyfi yerinde.
Master of reace : Eskrim talimi ustası: FEVER (ti - 9). n.
hazır cevap adam. To be in a feftl:: Yanmak, atq albi ol-
On the riaht side of the fıııce : Kazana- mak, hararetli olmak; teliıı etmek, pek
cak tarafta (olmak). merak etmek.
Sunk fence : Hendek çiti. FEW (177), a.
To sil on the fellCe : Hıınıi tarafı tuta- A hw : Birkaç.
catını bilmemek, tereddüdetmek, taraf A hw of my books : Kitaplanmdan ba-
zıları.
tutmamak.
To fence wlllh: Kaçamak cevııp vermek. A few thousand : Birkaç bin.
Virıiniıı (worm) fence: Çapraz siper.
A ıood few: [Colloq.) Hayli kalabalılı:.
A man of few wordı : Az söz söyliyen
FEND (2), v.
adam.
To ı.- lor oneself : Geçinmek. Every few dayı: Birkaç ıllade bir.
To fead olf: Kovmak, bir ~yin bir yere Every few hours: Birkaç saatle bir.
çarpmasına miini olmak, kollamak.
1 have a few of (bookı) : Birlı:aç (kitabun)
To 11811 olf ıı blow : Bir darbeden sa- var.
kınmak. in few : Sözün kı1111, •clbbıl; kllKll.
· llddle
c ısa ı

Noı ıt few : Az delil, birçok. FIFlll (1 • 8), a.


Some few : Birkaç kiti (iane). Flftb column : Beşinc:i kol.
The few : Güzideler, seçkinler; ekalliyet. FIG (1 ), n. .t v.
FIDDLE (1), n• .t v. Don't care a na for himl (it!) : (Ona) al-
A face as lonı as a ftddle : Suratı iki dırma! boş ver!
karış, asık surat, suratsız. in full fls: [Colloq.] Tam ıiyiniş; tam
He hangs up his flddle when he c:omes teçhizatlı.
home : Eve gelince suratı bir kanı olur. in good na : iyi halde veya vaziyette.
dışarda şen evde suratsızdır. 1 don'ı care a na : Hiç aldırmam, ehem·
Fhı.lle bloc:k: [Naut.] Makara rolU. miyeı vermem, umurumda delil.
Fit as a flddle : Zinde ve neşeli; hazır, To na oat (a horse): (Bir atı) sürmek,
her şeye hazır. koşturmak; diriltmek, kuvveıle1tirme'k.
To flddle -ay at it : Eilenc:e kabilin· Under one's vine and na ıree : Kendi
den meşgul. olmak. evinde rahat.
To play first flddle : Birinci derecede rol FIGHT (41), v. & n.
oynamak. Fiahı ıo a flnllb : Bir karara varıncaya
FIELD il 1), n. kadar kavıa veya harb.
Army in the flehl : Harbde .ordu. Running fllht ı Takip harbi, kovalama
A fair flelıl : Müsabakada müsavi'Şartlar. harbi.
Fleld artiİlary : Saha topçusu. Sham flPt : Harb manevrası.
Fleld book : Mesaha defteri. Sıand • up flPt : Apaçık milc:adele.
Fleld c:orn : Hayvan yemi için yetiştiri·
To ftdıt aplnlt : Mücadele etmek, karşı
len mısır.
Fleld day: [lllil.) Manevra ıünü; resmi · durmak.
To tlpt one's way in life (in the world):
spor günü. 1
Hayatta her türlü güçlükleri yenip mu-
Fleld evenıs : Atletizm müsabakasında
yarışlardan başka müsabakalu.
\'affak olmak.
Fleld of forc:e: [Pbys.] Bir kuvvetin le· To lllht • : Harbe veya kavpya devam
sir sahası. etmek.
To flaht shy ol: Kaçınmak, çekinmek.
Fleld rlass : Askeri dürbün.
Fleld marshal : Mare19I, mUpr. To ffııht off: Püskürtmek, defetmek.
Fleld officer : Binbaıı veya y81'bay veya To rtpt<a thinı) oılt: Davasını kavga
(mücadele) ile halletmek.
albay rütbesini haiz subay; alay komu·
To show flaht : Pes dememek, kavpya
tanı.
hazır olmak.
Fleld ıelegraph : Seferde kullanılan por·
latif telıraf. , To flPt wltb clean hands: Mertçe har·
Fleld of view (vision) : Görüt sahası. bctmek.
To bel (lay) againsı the fleld: Bir veya FIGURE (1 • 9). n.
daha fazla yarış alı, köpeli, v.s. için ba· A high flı:ure : Yüksek fiaı, pahatı.
his tutuşmak. A low flaure : Ucuz fiat,
To hold the fleld : Mevkiini tutmak; A flaure in hisıory : Tarihle meşhur bir
f /ig.] rakiplerinden Ustün olmak. sima.
The fleld of my work : ihti!llS edindllim Flpre dancer : Fiıür yap&Jl daııaör veya
iş, kendime seçıiiim meslek. danwz. ·
To bcıtı the flelıl: Davayı kazanmak: Flpre of speech : Mec:az, kinaye.
hepsini malhlp etmek. Flpre skating : fipürlerle pat~.
To fleld a ball : Bir oyunda topu durdur· To buy (a ıhing) at a hiah or low flaare:
mak (meseli kriketle). !Bir şeyi) yük.sek veya uc:uz fiaıa almak.
To ıake the flelıl : Sefere çıkmak. To 1:uı (makeJ a flpre: Kendini aöster-
ile
[ Ut l
melr.; muayyen bir tesir hasıl etmek, mq- To 111 the office: Bir memurun ilini yap-
hur olmak. mak; memnuniyetle pçionıet.
To cuı a brilllanı flpre : Parlak töbreti To 1111 one'ı lhoa : Bir adamın yerini
olmak. almak (tutmak), mirasa komnak.
To cuı a poor flpn: Yerinde saymak, To fll ., : Tamamen doldurmak.
muvaffak olamamak, ahmaklık etmek. To nD to the top : Aizına kadar dolmak.
To flpre aat: Hesaplamak, tasavvur et· To fiil wlllı : ... ile doldurmak.
mek. FILLING (1 • I). n.
To llpn . , : Hesabctmck, cemetmek, Fi&Iİlll ·in picces: Yamalık tahtalar.
FDllııa ıtaıion : Benzin istasyonu.
ilave etmek, hesaba katmak.
To llpre in a play : Aktörlük yapmak, FllM (1), n. el v.
sahneye çılr.mak. Film ran.: Sinema delisi.
To kecp one's llpre : Şipnanlamamak, Film • pack : Düz foıotraf filim paketi.
vücudunun iyi teklini muhafaza etmek. Film • star : Sinema yıldızı.
Film • test : Sinema artistlerine mahaıl
FiLE (41), n. & v.
roıotraf ıecrUbeıi.
A ille of men : Bir vazife için ayrılmıı
She - well : Filime iyi aelir, filimde
birkaç lcifi.
iyi aörünür.
Double • cut flle : lıci dilli ete.
The fllııa : Sinema.
FD... cabinct : Dosya dolabı, (lclisör).
FIL111Y O • 80. a.
File dust : Ele tala11.
Fil... system : Dosya sistemi.
lndian flle : Birbiri arlcasından dizilen
FllthJ lucre : Rilpct; para.
FiNAL (41), a.
Flal cause : Kiıinatın yaradılııından
sıra.
maksat, son emel.
in me : Tabur halinde, dizili.
My judacment Is 1111111: HUkmDm katidir.
On ille : tnıizamlı, dosyaya acçirilmiı
The flDal ıaınc : Kimin tırzanacaAını teı·
levralı. v.ı.).
bit eden fırsat.
Ran~• and ile: Efrat, umumi halle. lmme.
FIND (41), ı.
Sinalt • cut ile : Tek dilli ele.
How did you ftDd the weather? : Hava
Sinsi~ ille: Birbir; arkasından dizilen
nasıl?
11111.
1 loaad him out : Ne mııl · oldujunu ın·
To 'flle away (off) : Ele ile düzeltmek,
ladım.
c:Aelemck, ete ile çıkarmak; sıra ile yU· To rw a bili : İhtiyaca kiri aelmek.
rüınelc.
To flıld a ship's ırim : [Naut.] Gemi·
To flle wlllı : Birlikte yürUmek.
nin en iyi rotasını ıi~in etmek.
To anaw a ile : Sıkıntı ile bitecek bir ite To llılıl eıı:prcssion: ifade etmek, ken-
bile bile siripnclc. dini ptermek.
FILIAL (1·19) a. To llaıl out : Anlamak, öjrcnmek: bul·
Flllal picty : Bir evladın kendi ebeveyni· mak.
ne: karşı beslem:si tnzım selen sevıi, say· To . . one's voice (lonıue) Dili açılmak.
ıı ve vazifesi. To IW one's way : Varmak, ulatınak. ·
FILL (1), v. To be well toa... : Tedarikli olmak.
To 1111 a vacancy : Münhal bir yeri dol· To tı..I faıılt wllla : Kusur bulmak, iıiraz
durmak. etmek, ıikayet eımek.
To nD la : Doldurmak; noksanı tamamla· To 111111 auilly : Suçlu çıkarmak, mıh·
mak, eksiiin yerin_i doldurmak. •kllm etmek.
To fll IMt : Doldurup kabartmak ve To llılıl ı. : Teçhiz etmek; temin etmek.
1i1innek; dolup kabarmak. To llılıl OMIClf : Kendine plmek, sıhhati
To fUI the bili : ltıtiy:ıcı aklermek. yerine aıelmek: aeçinmek: olmak.
( 160 J

To .... oac'ı feet : ICeDdiDi ID;İndirecet To bum ~·s ....... : Birinin itine ita·
balo •lmet. illidadaruıı 11llldrmet: ce- rıııp tendi balına elen ııçmat.
wet hranmııJı; [li•.] olanca kuvvet ve To have a ,.._ iD: Herlıuıai bir itte
fırsatını. tulluımak. parmaiı olmak, müdahale etmek. · •
To .... one'ı level : Uyık oldulu mev- To have a flıılar .. every pie : Her ile
kii bulmak. bumunu sokmak.
To .... wantinı : Kusurlu bulmak, umul- To have aı one's ftııeer tips: Çok iyi bil·
dııju aibi çıtnwnak. mek.
To .... pleuure .. (a thina) : (lir ıey­ To hıve the busiaeu at oııe'ı n..- tips :
den) zevk almak, lııızzetmek. lıin teferruatına vlltıf olmak, illıa elıli
F1NE (41), a. ıl v. olmak•.
A llııe lady : Hanımefendi. To lıy a ftBaer cıa (apcm): Parmalt ile
A llııe day: Mükemmel hava, aıızeı dokunmak; biraz müdahalede bulunmak;
havL me11ul olmak.
A fble clistinction : CUzi bir fark. To leı slip ıhroup one's ft9len : Elin-
Flae arta : Güzel sanallar. den kaçınnak.
Pime 11 a f"ıddle : Çok aUzel To put one 's llllaer cıa : OstUne parma·
tını koymak, isabetle bulmak.
Flıle - p-ained : ince dıuıwtı (ajaç); ince
taneli; [fi•. ] ince tabiatlı. To the llmpr tips: Tırnaklarını kadar,
Fille pen : ince kalem. tamamen, halis muhlis.
Flae - spoken : Kibar sözlU. FINISH (1 • 1), v. ıl n.
Flae weather : GUzel havı. [p. t. FINISHED], a.
Flalllıed pnılemın : Tam kibar adam,
in lllle : Velhisıl.
My llııe fellow!: Oilwnl Yahu! tam centilmen.
Some flıııe day 11ir atın. in at the flıllllt : Sonunda iftirak.
To llııe ılowa : Kabalık, hainlik veya na- To , . . . olf (.,): Bitirmek.
m.-ızluktan kunulmııJı.
To n.llll _.. : MUaısebetiai kesmek,
anık onunla iti olmamak.
FINGER (1 - 9), n. ıl v.
To fıaht to a llıllllı : Sonuna kadar mil·
A liaht ......... man : Hınız, yankeaici.
cade1e etmek.
F~ boant : Keman ve ud v .1.'ııia sapı;
FiRE (419), n. ıl v.
piyano kllvyesi (ıuı tenibatı).
Flııpr bowl : Sofrada pamıak yıkayacak
•Between two nr-: [Prov.] Asalı tü-
kürsem sakalım, yukarı tilltUnem bıyı­
tas, el tası.
iım.
Flapr post : Cihet göstennelt için yol
Fire away! : Haydi! Bqlal
atızlarını dikilen parmak teklinde levha.
Fire alarm: Yanaın tehlike i1&reti.
Fİııpr readins : Körle.re mahsus parmak-
Fin brick : Alet tui1111.
lı okuma uaılU.
Fire bripde : ttflliye alayı (takımı>
1 can twist him around my liıde lhıpr : Fin .bucket : Yansın söndUrmete mahsus
Onu isıedijim aibi oynatırım, bumuna su kovası.
kancayı takarım. Fire cock : Yanım muslu&u.
My ..._... itch to do it: Bu iti yapmak Fin conırol : Gemi veya istihklm top
için 11bınızlanıyorum, ıu iıi bir ın evvel ateıini idare sistemi.
yapsam. Fire drill : Yangından kaçma talimi.
To llııpr a book : Bir kitabı karııtırmak. Fin eaıer : Ateı yutan hokkabaz, kav-
To flııaer (a ıhinal: (Bir 11yi) tarııtır­ pcı.

mak, ellemek, bir 11ye dokuıınnık. Fin enıine : Yanıın tulumbası.


To ....... • : [Si.] Suç onatını ele ver- Fire eııcape : Yanaın merdiveni.
me\, ihbar et~ Fire eııtinauisher: Yınıın söndUnne aleti.
..
Fin hazard : Yuıaın tehlikesi çok olın
[ 161 ]

To set the oc:ean on lln: Fevk.alide bir


yer. şey yapmak, ınqhur olmak.
Fire insurance : Y1111ın si11>rt111. To strike fire: Kıvılcım çtltannat.
Fin irons : Mqıı ve kilrelt ve ıaı karış· To fire a volley : C•il.] Yaylım ateşi
tıracak demirden ibaret ocak takımı. etmek.
Fire power: C•il.] Aıeı kudreti. To fire a broadside: [Naut.] Borda ateii
Fin· proof: Yınmaz, ateı seçmez. etmek, aeminin bir tarafındaki bütün top-
Fire screen : Ocak önüne konulan perde; lara birden aıeı etmek.
yanım siperi. To fln awmy: [Si.] Başlunak, ıirişmek;
Fire ship : Dü$111an ıemileri arasına s:ı­ devam etmek.
lıverilen ateş aemisi. To fire it: Ateş etmek.
Fire shovel : Ateş küreli. To ~ aft : Ateş etmek, fişek atmak.
Fin ıonp : iri ateş mqıısı. To fire oat: [U. S.] Zorla defetmek.
Fin tower: Yanıın kulesi. To fire up : Birden .kızmak, hemen par·
Fin walkinı : Hint fakirleri adetince ateş lamak.
korları Ustllnde yürüme. The speaker llntl his listeners : Hatip
Fin wall : Yınıın duvarı, yanıın sira· dinleyicilerini faaliyete teşvik etti.
yetine miıni olmak için yapılan duvar. To fire an employee: [Si.] i1Çiye yol
Fin worship: Ateşperestlik. vermek.
Gnell fıre : Yallı paçavra ateıi. Under fire: !•il.] Ateş altında, düşman
He is full of fire : O, namuslu ve çalıı· ateşine maruz.
kandır.
FIRST (99), a.
On fln: Tutuşmuş, yanmakta; [li,..] öf-
At flnt : Önce, evvelce.
·kdi, heyecanlı, çok coşmuş.
Flnt aid : [Jf ed.] ilk yardım, ilk tedııvi.
St. Anthony's fire: [.lfed.] Yılancık illeti.
Fint and above :ıll : Her şeyden önce.
Sı. Elino's fire : Yakamoz, aemici nuru.
Flnt and foremost : ilk önce, en bqta.
To catch (Lake) fire : Tutuşmak, ateş al-
Flnt and lası : İlk ve son, her şeyi he·
mak.
saba katarak, umumiyet itibariyle.
To cease fire: [Mil.] Ateşi kesmek.
To go lhrouıh fire ınd water: Bütün Flnt • bom : llk evlat, ilk dotan.
Fint c - : Cenabı Hak, ilk sebep.
tehlikelere ıölüs ıerıneJt.
Flnt class : Birinci sınıf, birinci mevki,
To hanı fire : Muallilkta olmak. ıeri
fılfı; birinci sınıfa ait.
kalmak, yavq davranmak.
Flnt coaı : ilk kat boy:ı.
To heap coals of fire Oll one's head : Ba-
Flnt cost : Maliyet.
şına ateş korları yıtmak, iyilik ederek
utandırmak.
Flnt Day : Pazar ,Unü.
To lay a ftre : Odunları çatıp ateş için Flnt floor: İlk kat; [U. S.] :r.emin kat.
hazırlamak. l'inl form : Okulda ilk sınıf.
To miss fire: Muvaffak olamamak; Fll"lt fruits : Turfanda.
[mil.] isabet ettirememek. Flnt of ali : Her şeyden önce.
To play with fire : Ateşle oynamak, teh· Flnt offendcr : [ Law] llk defa olarak
likeli işe karışmak. suçlu. sabıkası olmıyan.
To keep up a running llre of words : Çe- Flnt or lası ; Er pç.
n~si makara ıibi işlemek, hiç durmadan Flnt person siııcııJar: [Gram.] Birinci
çabuk çabuk konuşmak. tekil şahıs.
To set fire to : Tuıu1turmak, ateşe ver· Flnt person plural: [Gram.] Birinci ço·
mek. ~ul şahıs.
To set on fire: Yakmak, alevlendirmek, Flnt r:ıte : Ali, birinci, pek iyi.
tahrik etmel, şevklendirmek. From the rint : Bqtan; tekrar.

F. il
fit
.ı 162 1
p,_ fınt IO lut : Başından IODUDa ka- Fl!llfY (1 • 1), L
dar. Thıt IOWlda 1111ıJ : Yalancı ve hilekir bir
1 am. tlıe llnt: bit (yapan v.ı.) benim; tim9e ola .-t.
ilk plinda ben. IO!iriın. FBI' (1), n.
rıı ııee him hınaıed llnt : Onun dedilini Clou (tiafıt) ...._. : Cimri.
yapmıfKatım. To rnake ı poor IW • (a thinl) : Bir iti
rıı come llnt tlıiııı : Sabah erkenden aıe­ beceriklizıce yapmak. elinden plıneınİt.
lecelim, ilk İfİJll burayı aıelmot olacak. FiT (1), V. el n.
The . . . two : ilk selen ati, birinci selen A dish fit for a kinı : Krala llyak bir
iki (kimse veya ICY). yemek.
FISll (1), n. el v. By na atıd startı : Arasıra.
Ali İl 11111 that comes to his net : Eline Dresscd up fit to kili: [U. S. Colloq.]
aıelen her ııeyi almalı ltlr sayar. Çok aöateriali ıureue siyinınlı.
A poor ftlla: [Si.] Ahmak, deleniz Fit time and ıpace: Dotnı ve uysun.
itimle. Fit for nothins : Hiçbir iııe yaramaz.
A pretty tettle of 11111 : Kötü bir iş; ıllç Fil to be aecn: Görillmeje liyılt.
·bir mesele. n to be tied: [Colloq.] Çcıt kır.mq,
Flıılt ltettle : BUyilcelt batılı bütün olarak çok sinirli; sabınlL
piıirmete mahsus, w:un tencere. Fit to drop : Çok yorsun, bitkin.
Flııla slue : Balık tutkalı. Fil • ap : Portatif sahne ve teçblzatı.
Fllll market : Balık puan. lt's a bad fll: İyi uymuyor, tam oturmu-
FWıı oıd of water: Yerini yadırııyın yor (elbile v.s.).
kimse, bir yerde yabancılık duyan. lt"s tiafıt fit : Dır aıeliyor (elbile).
Flııla slice : Balık bıçalı. Lauahed fit to buat : [Si.] Serbest, itiya-
Fldı story : Martaval, kurt masalı. da ballı olmıyan.
Mute as a fllla : Bahit gibi dılsiz. To beat (a penan} into flla : (Biriııi) lı.o­
?lleither lllb, flesh nor fowl : HUIUliyeti layca yeıımelt.
olmıyan ııey: ıcaip tabiatlı. To aive (a penon) a fll : (Birini) çıkfırt·
To drinlt lilte a ftlb : Fazlı içki içmek. malt, utançtan birini yerin dibine aolt-
To feed the flllles : Denizde bolulmılt; mak.
deniz tutmasından kusmak. To tive a (penon) flll : (Birine) hllcum
To lıave other fllb to fry: Daha ehem- etmek ve azarlamak.
miyetli işi olmak. To have ı fll: C•ed.] Saraaı tutmak;
To fllb cıat: Sudan çıkarmak, seçi,. al- utançtan yeı:ür dibine aıeçmet.
mak; aıız aramak. To have a fit of idleness : Tembellili tut·
To fllb the anchor: [Naut.] Demiri fıı­ malt.
kıya vurmak. To have a fit of lauahter : GUlmeıi tut-
To feel lilı.e a fllll out of water : Yabancı malı..
şahıslar arasında ııltılmak; sıltılpn ve To feel fit : Tam sıhhatte olmıılı:.
mahçup bir hal takınmak. To be as fit u a fıddle : Tam sıhhaUe
To cry stinltinı IWı : Birinin ııyabında olmak, keyfi yerilKie olmak.
söz söylemek, aleyhinde bulunmak. To fit for : Hazırlamak.
•To rwı in troubled wıters•: [Prov.] To fit it: Uymak, uysun aelmet.
Bulanık suda balık avlamılt. To fit • : Prova etmek.
To rwı for: Yardım aörmek; himayesini To fit out : İhtiyacını temin etmek, teç-
kaz.anmalı.; bir feyin Potinde olmak. hiz etmek, donatmak, kuşatmak.
There is as good flııb in tbe 9eB as ever To fit . . : Teçhiz eıınek.
camc out of it~ Kıtlılı yok, böylesi çok. To keep ilt : Sıhhatini korumak; kendi-
To fWI ap : Çıkarmak.. Iİne iyi baltmıılı:.

five-flapr
[ 163 1

To thin& ftt to : MUnasip aörmek. Red fl8' : Kızıl bayrak, ihtilil bayralı;
FIVE·FINGEll (4l+ln&9), n. isyan işareti.
Fin • ftııpr exercises : Piyano dersi. The white flıııı : Teslim bayrajı.
FIYe • fllıpr tied : Kavranmı1. tekmil el To ftlıs a train : Durması için trene bay-
ile tuıulmut; sı.kı sa.kıya tutunmuş. Takla i111ret vermek.
FIX (1), v. lı. n. [p. t. FIXED], a. To ftq an order to an army : Bııyr.ıkla
Flutl air: Karbon dioksit. orduya emir vermek.
Fbed alkalies: [Cb~m.] Kolayca uçmı­ To dip the Dq : Sancakla selamlamak.
yan ıazlar. To hanı the ftq at half mast : Matem
Flııed assets : Sabit kıymetler. alameti olarak bayrajı yarıya kadar çek·
Fhed charaes: Sabit masraflar.. mek.
Fbeıl focus: [Pbot.] Sabit mihrak. To haul down a Dq : Bayrak indirmek:
Fl:ııetl idea : Sabit fikir. teslim olmak.
Fbetl oils: Kuruyup kaybolmıyan yallar. To hoist a flq : Bayrak. çekmek.
Fbed poiııt : Polisin daima bulunduju To strike ıhe O.. : Teslim Ôlmak üzere
yer; nokta. sancaıı aşalı almak.
Flııed star : Sabit yıldız. sabite. To wave a red fllıl : Kızdırmak (boj:ı
1'11 ftx you ap : Sizi misafir olarak kabul güreşinde olduju &ibi).
edccelim. Yellow fi•: Hastahane gemisi bayrajı:
1'11 ftx you : Sizi cezalandıracatım .• karantina işareti; sirayet edici hastalık
in a bad il&: ZDr durumda, ıüç mevki· olan gemiye çek.ilen sarı bayrak.
de, sıkıntıda. To tum on a Dq : Bir memleketin tebaa·
To ftıı the shoes: [ U. S.] Ayak:kapları sına geçmek.
tamir etmek. FLAKE (21). v.
To be in a fine ftx: Bir çıkmaza girmek, To flMe away (off): Tabaka parçaları
mülkülita düşmek. halinde çıkarmak veya çıkmak.
To il& ap a quarrel : Bir mllnakapyı FLAME (21), n. & v.
halletı:.nek; bir kavgayı yatııtınnak. An old ftame of. mine : Eski sevgilim.
To ftıı •P: [Colloq.] Tamir etmek; terti· FIMte - coloured : Ateş rengi.
betmek; işi yoluna koymak. FIMte - ıree: Alev ajacı; [bot.] alpa
To ftx oa (apaa): Karar vermek; seçmek, gülü.
intihııbetmek; aözünü dikmek. Flmılııa eyes : Öfkeli &özler.
FIX.nJRE (1 - tslı9), n. Flıımlııı cheeks: Kırmızı yanaklar.
Electric - li&ht ftstııres : Elektrik teçhi- in flamea: Alev içinde, yanmakta.
zatı. To name up : Alevlenmek, yanakları kıp­
PIZZLE (l), v. kırmızı plmak.
To pla:le oat: [Colloq.] Aciz kalmak, To fan the Dameı: See: FAN.
sakat bir sonuca ermek, vızlayıp sönmek, To burst into.Dame: Tutu:ıınak, alev al-
evvela iyi baılayıp sonradan suya düş­ mak.
mek, bozulmak. FLANK (3ngk), n.
FLAG (3), n. lı. v. • ,To turn the ftaak of: [Jlil.] Yandan
Black ftlıs : Kara bayrak, korsan gemisi çevirme hareketiyle düşman cenahını ri-
bayrajİ. cale mecbur etmek.
Fi• station : Yalnız ipret verildili za· FLAP (3),n.
man trenlerin durduiu istasyon. Flap indicator: [A~ro. l Filap müş'iri.
~ officer: [Nav.] Sancak sahibi, üst- FLARE (29), n. & v.
subay, amiral veya tomodor. A n.. up : Tutu:ıına; alevlenme; caka
Fi• of truce : MUlareke fllması. satıı: öfke, hiddet; sevinç gösterme; cllm-
~ captain : Amiral gemisi süvarisi büı, ellenti.
..... [ 164 ı

..... r : ' . lpret olarak alev yapmala . FLATl'EN (3 :9), v.


maıuua-ı. To ...._ o-1f: Sanmak, zanaetmek,
ıılln lbılte : [Aero.] Teavir fqeli. llmidelmelt.
To . . . ..a (.,): Birden alevlemnek ve- To ....._ ... : DllındUz yapmak. batır­
ya öAelenmet. mak, d~ltmet.
To 8ln "': Tutupnak: tutıqtumıalt. FLEA (1 1), n.
FLASH (3), n. .t; v. To put a flea in one's ear : Doltça ihtarda
bulunmak, birinin aözllnü açmak, fılırinl
A 1111111 ol lıcıpe : Bir Umit pdeli.
ayduılatınat.
A 1111111 in the pan : TUfek çakmilından
çıltıp banatu alcllcyemiyen kıvılcım: IO-
FLEET (11), a. .t; v.
nu aelınemit tıqebbUa. ..... - footed : Çlıbuk kotaa-
To illet a calıle (haW1Cr): [Jf.ut.] lr-
A 1111111 of lilbtniııa : $imlek.
pt Ilı.erinde zinciri salya etmek.
llİllllıı lamp: [Pilot.) Şhntcıt Pbi ıtık ve-
To illet a tactle: [Naut.) Bir palaııpYJ
ren llaaba.
llbllı cardı : Tiyatroda limtek taklidi için
tiramola etmek.
FLEMISll (2 - 1), a.
kullaıııluı tertibat.
Plemlllı bond: Tullaları enine ve boyuna
Flllıılı laapıaae : Hınız arfDIU.
koymak suretiyle duvar örme lllllllL
ansızın, lniden.
in a 1111111 : Birden,
it ....... .,_ me: Birden aklıma pldi. n..llla bric:ks: •rt san tUllL
Fi.ESii (l), n. Av.
News 1111111 : Radyo veya telpafla plen
Ali 111111 : Bl1llin canlı mablOldar.
acele ve kısa havadis.
After tlıe lhllıı ı [Bib.] Bedene ll!n, c:il-
Newa......, - tlıe laad: Haber -.n·
leketin bet tarafına telarafta yayıldı. mani tabiata töre.
To fllllllı ..,. : Yatmak. An arm of llllllı : lnaan kuvveti yahut
yıudunı.
To llllllı • ("'): Birden öfkeleıımet ve·
...... aad blooııl : Nelil, kan, akraba; be-
ya parlaaıak.
ter. beter tabiatı.
FLAT (3), a. .t; v.
Fllllı aad fell : Tamamiyle: bl1ll1n mev-
A n.a life : Eııtereıııuı olmıyaa bir hayat, c:udiyetiyle.
ııqesiz bir hayat. Fllllı colour : Ten nınıi. et reql.
Jllııt boUGmed : Düz karinalı, dibi dUz. in lhllıı : Şipnan, ICIDiz. ,
Jllııt qainst tlıe wall : Duvara yapqık. in the lhllıı : Sal. dOaya aözllyle, bu dün-
Jllııt denial : Kad IUrette red (iııklr). yada.
Jllııt fooced: DUzaaban: [U. S • .si.] azimli. it maka my lllllı creep : Tilylerlml ürper-
Jllııt nc:e : Düz yenlt yarıı. tiyor.
Flııl rate : Tek fıat. Proud lllllı : Bir yara etrafında olan
ııı teli you llıııt : Açık söyliyeceliın. kırmızı ııert et.
Ten llCOads tlıııt : Tanı on ıııuıiyede. To be made ..... : Et balJam.t, ııilman­
Tban ... : Açık ve utidir, filpbesiz. laaıak.
To fail &t : Büyült muvaffakıyetaizlile To be one n..lı : Canciler olmak, tay-
utramıık. nqmak.
To 11111 out : lyi bir baılanaıçtan 10nra TIİo ..... : Vücut arzulan, telıevt hisler.
muvaffak olamamak. To ıppear in the 111111 : İspatı vUc:ut et-
To &ive a llıd rate : Muhtelif maddeleri mek, plmek, buluıınıat.
a)'lll fıata satmak. To ile* •P: Topl-.ak, 1İ11Daalamak.
The ltıoly fell tlıııt: Hikive allka uyan· To loae llalı : GUrbilzlülünü bybetmek,
dumııdı. zayıflamak.
We bad a lllt tire : Ustiliıniz patladı To put on 111111 : $ilnıanlamak.
(otomobil). :ro ao thc -Y of ali lllllı : Ölmek.
...... [ 165 ]

To have onc's pound of Dalı : Bir borcu- To set one's facc like Olat: Azmetmek,
nun tamamının ödenmesini istemek. kuvvetle karar vermek.
FLIGllT (41), n. To skin a Hini : Son derece cimri olmak.
A n1s1ıt of sıairs : Bir· kat merdiven. To wring water from a ftlat : Taştan su
çıkarmak, harikalar yaratmak.
FllPt of fancy : Hayal, hulya.
The f111bt of time : Zaman kaybı, vaktin FLiT fi), n. & v.
geçmesi. To do a moonlight Dit : Borçlarını öde-
To put to fllİbt : Kaçmalı mecbur et- memek için evinden firnr etmek, ıece
mok. vakii kaçmak.
To take to flllht: Kaçmak, firar etmek. To flit aboul : Kaçmak. kaçışmak.
Two nıpc. ap : İki kat merdiven. FLOAT (67), v.
To ftoııt a company: lüzumlu sermayeyi
FLING U), v. & n.
tedarik edip bir şirket kurmak veya bir
To fthıı away: Dı~arı atmak, dııarı fır­ i~: başlamak.
lamak. FLOATING (67 • 1), a. el v.
To fllq dowa: Yere çarpmak; yıkmak .. Floadaı anchor: Geminin yan gitmesini
To f11ns la : İçeri atmak, caba olarak üze- mı:n için ıcmiye baAlanıp suya atılan kalın
rine katmak. b:ıden mahnıt $Cklinde yapılmış cihaz,
To nı.. la onc's teeth : Başa kakmak, deniz demiri.
yüzüne vurmak. Floatfnı battcry : Seyyar batarya, silahlı
To ftlq aft: İzini bybellimıek (av), de- gemi.
fetmek; üzerinden atmak, maledinmemek, Floadq bridge : Asma köprü; yüzen köp-
sahip çıkmamak; müsabakada hile yap· rü dubalı köprü; nehir vapuru.
mnk: savurmak (küfür v.s.). FJ;..tlııg dock : Seyyar (yüzer) havuz.
To ft'ııg epen: Birdenbire açmak. FJoatlac derrick : Gezer maçuna.
To ftlq ..t: Şiddet veya itaatsizlik gös- Floııdnc dredge : Dubalı tarak.
termek; tecavüzde bulunmak; fırlatıp at- Flcıııtlııg harbour : Ahşap iskele.
mak. Flo.clııtı island : Yilzi.inde yer yer yumur-
To ntııa to: Hızla kapatmak. talı köpük olan bir çeşit krema.
To nı.. ap : Terketmek. Floııd111 lighl : Fener dubası, fener ıe·
To have a f1t.s at: Denemek, yapmaAa misi, fenerli şamandıra.
çali1111ak; zemmetmek, çekiıtirmek; ı:eçici Floatlıls popull!tion : Gelici ı:eçici ahali,
heves töstermek. gayrisabit nüfus.
To have one's fllııa: Kayıttan kurtulup To naat Kn. : Yayılmak, daiılmık.
serbestçe hareket etmek, meydanı boş hu· To ftoıd ap : Yükselmek.
lup bol bol ellenm~. FLOCK (5), n. el v.
To fUaa one's clothes oa: Acele giyin· Flodl bed: Kıtık şilte.
mek. Fı.t paper : ince yün veya pamuk par-
The dance was in full ftlııg : Dans fev- çaları koyarak beze benzetilmiş duvar kıi­
kalade idi. Aıdı, kadifeli kİliıt.
The Highland Jl1hıa : Bir nevi lskaç dansı. Flock sand herds: Sürül« ve sılırlar,
FLINT (1), n. davar.
F11at aac : Taş devri. To ftedı to,ether : Sürü halini almak,
Fllat ınd stone work : Sert zemin üzerine sürü halinde gitmek, sürü olmak, toplan-
taşla slls işlemek. mak, üşüşmek.
Fllıd and ııeel : Ç.Clik çakmak. FLOG (5), v.
Fllıııt glass : BillQr. To 0111 a dead horse : Eski bir şeyi yeni-
FUat warc : Hamurunda çakmak taıı bu- lemeje çalı1111ak; ümitsiz bir işe airi1111ek.
lunan iyi cins çanak çömlek. To flOI the skin aft : Derisini yüzmek.
..... [ 166 )
lhııılı

FLOOD (8), n. .t v. [p. ı. FLOODED], a. FLOVRISH (8 -1), n• .t v.


Floaıl of liıhı : Bol ziya, bol ııtk. Fl-W. of kllmpell : Bllyllk bir adam
Floaıl of lava: Liv .eli. için yapılan resmi kabulde boruların ça·
Floaıl of tean : Sel aibl aöz yaıı. lınmısı; merasim tıonısu.
Floaıltidc: Med. To 11-w. • : Oelitmek, inkipf etmek.
n.-. wiıh leucn; Mektup yaAmuruna FLOW (67), n . .t v. [p. t. FLOWm].
ıutulımıt. n- meler : Su saati.
The Floaıl : Hazreti Nuh tufanı. Fi- of rivcr : Nehir alı.mtısı.
n- of soul : Sohbet, muhabbet etme.
n--
The rooın ftoodetl with a liaht : Oda ay-
dınlandı. Fi- of spirili : Ncpı, nepıli tabiat.
FLOOR (55), n• .t v. nıe winc freely : Su aılıi prap
[p. t. ·FLOORED], a. içildi, çok 111rap sarfolundu.
Completely n-...: Tamamen tatımut. To ftow f..-: ... 'dın, ... 'den akmak.
ap açık kaJaııı. To n- la: Akmak.
Fint llow : Birinci kaL To flow ner : Dıılplarımık.
n- l1111p : Uzun ayaklı r.ıeınin IAmbaaı. To 8 - past : Gelip seçmek.
n- plan: [Arcb.] Bir bina talının FLOWING (67 • 1), n. .t L
pllnı. Flowllıs bowl : İçki, içki kisesi.
n- ıhow : Varyete numaruı. Flowfııs style : Aklllı (selis) ıısıap.
Gı:oiınd llow : Zemin katı. Land n--.. wiıh milk and honey : Sili
To have tJıe llow: Mecliste söz hakkı ve bal akan diyar, refah memleketi.
olmak. kOft\11111& haltkına haiz olınal. The n-lılc tide.: Med. med ıkıntısı.
To lake the llow : Mecliste söz almak, FLOWER (479). n.
[Ir.] dansa kalkmlık. A tlower of speedı : Şairane bir konu1111a
You have the ftoor: Sıra sizin. tarzı.
FLOP (5), v . .t L n - bed : çiçek tarhı, ocak.
To ftop around: Çırpınmak. Flcwer carpeted: Çlçelı.le bezenmiı.
To ftop clown: Ç&llvermet, döallver- n-er. of aııJphur : Klllı.llrt toım.
ınok; çarpmak, vum.k; dçvimıek (dll- in llower 1 Çiçek halinde, tam aelitınc
tünnelt). devrinde.
The play was a ftop : ·[Si.] Piya atızıel in tJıe nower of one's aae : "ir adamın
delildi. hayatının en iyi devresi.
P'l.088 (5), n. The flower of life (youth) : Gcııç!lk.
n- lillı. : FJ islerinde kullanılan Oot. The flower of thc flock : Ailenin en sç-
ham ibrİllİOI. vilmiı cvlldı, cvlltlardan en iyisi.
n- thread : FJ islerinde kullanılan bir FLUFF (8), v.
çe.ıit keten iplik. 1 To flldf omt (..) : Silkinip tOylerinl ka-
Dcntal n- ı Dit aralarını temizlemele bartmak; sahne rolünde yanlıı oynamak,
mahsus iplik. unutmak; dıprıya atmak; ae~tmelt; iÇ·
FLOTA'DON (5-211hn). n. mak.
Ccntre of ftofıldam : Yllan Cİlmin alırlık FLUID ('J71). a.
merkezi. Fl.W ileci : Mayi halinde çelik.
Une ot ftofıldam : Geminin su teıimi n.UJCE (77), n.
hattı. To do by a fhılre : Gcliliallzıel yapmalı:,
FL01BAM (5 - 9), n. b1$1an savma yapmalı..
....._ and jetsam : Denizde yllr.en veya FLUME (8), n.
'kıyıya atılan enkaz; ufak tefek, elıaıımi­ To 10 (be) up dıe a... ı Endqe etımlı:.
yetsiz ııeyler, deVllDlı iti veya evi olma- n.USH (8). n., a. & v. [p. t. n.tJSHEDl.
yan kimseler, eenert ayak takımı. Blood 11...ıl lnto her facıc : YUzDnc kaa
natter Oylntı
l 167 J
hücum ediyor, yüzü kıpkırmııı:ı oluyor. tehlikeli bir işe atılmak; tehlikeli bir İl
Fllllb of moııey : Bolca para. yapmak, başını belaya ·sokmak.
Fllllb wiıh edp o( lhe ıable : Masanın To Oy hdo a rap : ·Birdenbj,re öfkelen·
boyunda. mek, hiddetlenmek.
Her face lllı*d ;.'Yüzü kıpkırmızı oldu, To Oy lnto a passion : Çok kızmak, hid·
yanakları kızardı: dete kapılmak.
in ıhe first nu.1i' of passion : İlk heyecan· To Oy lato winds : Darmadatın olmak.
la. hissiyatın ilk galeyanında._ To Oy orr : Uçup aitmek.
Fluslıed wilh vicıory : Zaferin vcrdili To Oy olf al a fanıenı : Bir mevzuu bir·
ş:vk ve heyecanla dolu, zaferden dolayı den bırakıp büsblltlln buşka bir mevzua
büyük bir sevinç ve heyecan içerisinde. · ;eçmek. .
Royal fluh : En yüksek~ilıt sınsiyle To Oy off ıhc handle : Birden öfkelen·
floş, floı nıayal. mek, parlamak.
Sıraiıhı Oub : Kiıiıt sırasiyle floş. To Oy opea : Birdenbire (hızla) açılmak.
The fllllılı of youlh : Gençlik (hali) aıeıi. To Oy aut: Öfkelenmek; fırlayıp çık·
FLUTIER (8 • 9), n. mak.
To be ali in a Oatter: Büyük bir heyecan To Oy out and back: Uçak ile aidip ıel·
içerisind: olmak; öfkelenmek. mek.
Fl.V (411. n. &ı: v. To Oy to: .. .'ya, .. .'ye uçmak.
A Oy in the ointmenı: Nete bozan JC)'. To Oy ap : Fırlamak.
• A Oy i~ sınai! bul it is enoulh ıo make To leı Oy at : Atmak, nişan almak, aıeı
you sick• : [Prov.] Sinek ufaktır mide eımeıc:: birine karşı ateı fışkırmak; şid·
bulandırır. detli lisan kullanmak; [nau_t.] bando el·
A Oy on the wheel : Kendisine ehemmi· ' mek.
yel veren de&crsiz bir kimse. 1 Time Oles: Vakii nakillir.
Fly blisıer: l•ect.] Kunıtulmuı lspan· FL VING 141 • il. n . .t. a.
yo~ sinejinden yapılmış bir çeıit yakı. Fıyıı. army : Seyyar ordu.
Fly.· blow : Sinek yumurtası. Flylaa boat : Deni;: uçatı.
Fly whisk : Sinek öldürmeic veya kov· Flylas bomb : Uçan bomba.
mata mahsus alcı. 'Fıyhıc bridae : Takma köprü; seyyar du·
No Oles on him: [S/.] Hiç kusuru yok, ba: muvakkat köprü.
mükemmel. Flylııa buıtress : Payanda, yan direk.
On ıhe fty : Uçarken, havada iken. Flylna camp: C•il.] Muvakkat karar·
To Oy aballt : öteye beriye uçmak. ıah; seyyar fırka.
To Oy ııcl'Olil: Koşarak (uçar ıibi) gitmek. Flyhıa colours: Uçar renkler; dalıala·
To Oy - n d : Acele ile öteye beriye nan sancaklar.
koşmak; etrafta UÇIJllllak. Flylııs column : Seyyar kıt'a.
To Oy apmt : Birdenbire kcpup ayrılmak, Flyhıı Dutchman : Kıyamete kadar d:·
parÇalanmak. nizlerde dolaşmıya mahklim efsanevi
To Oy at : Üzerine saldırmak, fırlamak, Hollandalı ıemici; denizciler tarafından
atılmak. bu Hollandalının ıemisi oldu&una inanı·
To Oya kile: [Com. si.] Vadeli scneıle lan tayf kabilinden bir ıemi ki aözük·
pan almak; [/ic.] bulanık suda balık av. mcsi ujursuz sayılır.
lamak. Flylng field : Uçak ahını.
To Oy hilh : Yüksekten atmak, ümide Flylq fortress : Uçan kale (uçak).
d~ck: yükseklerde uçmak. Flylııı position: [Aı!ro.] Ufki uçuş va·
To Oy in the face of: Sözünü dinleme· ziye:i.
melt, açıkça itaatsizlik etmek. Fl:rlal • saucers: Uçan daireler.
To Oy Ilı thc face of Proviclence : Çok Flylaı start : Yarı1Çılar hareket çizıisine
l [61 ]

pliıten •baila• ipreti yapılan yarıı To fallow .rter (im) : Tü.lbetmet.


(yelken pmileri v.s.). To foUow • : Ara vermeden deTmn et·
Fl7lıll visit: Çok tısa ziyaret. mek; [ CricJı:.] sırası llÇliktca IOllra lllt-
F1J1ı11 weipt: [Aero.] Uçuı alırlııı. rar airmek.
FIJlıll-1\UlW'd jib: [Naut.] Kontra To follow one's footltepl : Birlllnln slt-
no1t yelkeni. tili yoldan ıiımek.
FIJlıll-sumant jib • boom: [Naut.J To hllow one'ı nose : Dolnı ptmet,
Civadra butonu. doııdolnı yürümek.
PIJllıl- sumard jıunF: Yarıı adayııı. To fallow Olll : Nihayete kadar veya ta-
FIJlıll - sumard maine : Uçak. mamen icra etmek.
FIJlıll - sumard man : Uçak makinisti. To fallow suit: [Card.] Aynı ciıısten oy-
FIJlıll • l'lmard party : Çaıtıacı taburu. namak: birine imtisal etınet.
PIJlıll - 111mard squadron : Seyyar fılo. To fGllow dıe hounclı: Köpekleri takl-
To ntum with llJflıs coloun : Muzaffer bederet ada ava aitmck.
olanılı: dllna.k. To follow the ploup : Çiftçi olmak, sa-
FOAM (67), v. ban ıUmıek ..
To r- 111 the mouth : Hiddetleıımet, To fallow the aea : Denizci olmak.
köplinnek. To fallow throush : Bllh- .,ır oyu-
FOB (.5), v. nunda bir vuruı hareketini IODUna kadar
To fob a penoa .ır wlaı : Birisine kötü aötllnnek.
malı iyi diye yuUııımal. To fahw ., : Taki'betmek, kollamak; ni-
To falı elf : Sr,nlmak: llıerinclen atmak. hayetine kadar icra etmelt; bir dulıe 'Ve-
FOCUS (67 - 9), n. ıl v. ya hareketi tekrarlıyarak daha tesirli yap-
in ı-: Mihnkı tam ayarlı. mak, yakuını bırakmamak; musallat ol-
Out of ı. . : fyi ayar odllmemlt- mak.
To r... one'ı aUcation on (a tblq) : FOOD (77), n.
Dikkatini (bir fCYİn) llıerlae toplamak. Animal .... :Yem..
FOG i.5). n. .t v. ır... card: Y....t kanell.
l'OI blank : Sia bankı, sis yatını . .,... control : Yiyecek maddelerbıla ma-
.,. . Iİpa1 : Sis itanıd. rablıeal •
To be in a over : Zalınl
"ıs taraıakanıık .,... for camıon (powder) : JCunuaa bır­
olmak, .-.ımııt olmak. ban Plecet uter•
To be ~ Buııalmak, dıni bnpnat. .,... for thouabt : DlllOııecelt 191;
FOIS'I' (.51), v. To be ,_. r. fislıea : Balıklara yem ol-
To rallt IOllllllhİlll .ır • (a penon) : mak, denizde bolulmak
(Birine) hile ile kabul ettirmek, yuttur- To be r..ı r. WC111D1 : Ölmllt almak,
mak. kurdan yem olmak.
FOi.O (67), v. ıl n. POOL (77), L ıl n.
Piwı - r.M: ilet miall, bet bt. A hal'ı pandlle : Gayrita!ıil bir<llllC ve
To r.M the UIDI : ltollan bVUllUnnak. sevinç, fllÇic:i ve yalancı IUlllL.
FOLDING (67 • I), L AD ır..rı Day : 1 Nilaıı.
P ...... bed : Açdır bpaııır bryola. Aprtl r.aıı : Nisan binle ııldatdan bir
.,...... chair : Açılır kapanır lakemle, ki-.
portatif aaııdalye. Poal'ı ernncl : Bir it için boluna bir JeR
.,.._ nudıine : Katlama makinuı, ptme.
kırma maWnuı. To feal ..., : Dlvuıecalno lllfetmet,
FOİ.u>W (2 - 67), v. israf etmlt, sacmuapaıı 1111erte ulnt-
Al ...... : Şöylem, IBJle ti. mat.
it ....... hm tbls: Binaenaleyh. To ,. . . . . . . : Aylak dııla.,...ır.
... [ lff J
To fool wldı: [U. S. colloq.) Ubyt ve To foat ., an ac:count : Hesabın yek<ı·
tehlikeli bir tarzda mUdahale etmek. nunu çıkarmak.
To fool wldı ı pın: Tilfokle oynamak, The yacht ,_.. fut: Yat (kotra) bazla
ıUfeli tehlikeli bir tekilde tutmak. aidiyor.
To ao on ı fal'ı errand : Ahmakça ve To 10 on foat: Yayı aitmck.
lüzumsuz bir İl yapmak. To foat •P to : Hesabı kapatmak.
To mıke ı hal fil (a penon) : (Birini) To carry (ııwecp) a penoıı off lıil r.et:
qelt yerine koymak, budala yerine koy· Bir adaİnı kendiııdm llÇirmek, haltını
mak, aldatmak; mütkUI vaziyete sokmak. t,.:;zmak ve wuurunu kaybettirmek; çok
To play the fool: Mukara olmak. memnun etmek.
The Kina's hal : Kral soytarısı. To have a r.t of clay : Yıkılmuı lıolay,
FOOT (7), n. [pi. FEET]. ayakları balçıktan.
A ten • foat pole : On kadem boyunda 11· To keep one's feet : DUtmemek, sanıl·
rık. mamak.
At one fed : Ayalanın dibinde, birinin To put one's foat . _ . : Azimle ısrar
müridi, birinin dalkavutu. · eırnek., istedilini mutlaka yaptırmak;
Cubic foaC: Kadem mikibı, kübik itadan. ayak diremek.
•Fooliıh head weary feet•: [Prov.] To put one's best foat forward : iyi le-
Akılsız batın cezasını ıyak çeker. si; bırakmamak; elinden plenin en iyi·
F• Guards : Seçme alaylara mensup ıini yapmak: çok hızlı yllrUınek.
piyade asker. To pul one'ı foet t • il : Pot tımıak,
Foat IOOle : Serbest, bqıbof, bı&sız. pf yapmak.
Foot of ı mut: [Naut.] Direk ıskarçası. To set on foat : Harekete ptirmek; ya·
Foot of ı sail: [Naut.] Yelkenin alta· ralmak.
t-qosu. To set foat • : Girmek, ayak buınık.
Foot pıss:naer : Yaya yolcu Caiden). To 1et a plan on foat: Bir pli.nı yilrllr·
Foot • pr1nt : Ayak izi. lüle sokmak.
Foat rot: [Bot.] Portakal apcının aöv· To ıit at one's feet : Birinin çok hayranı
desine Atız olan bir hutalık., herhanıi bir olmat, pkirdi olmak.
filizin kaidesinde husule plen bir hu· To stınd on one'ı own feet : MUstakil ol·
talık. mık.
Foat rule : Bir kıdem boyunda cetvel. Under feet: Ayak altında.
Foot IOldier : Piyade neferi. With both feet ı [Si.] Kuvvetle; alır
Foot • sore: YUrilmekten ayakları acımıı. basarak; tamamen.
The r.t of ali pıaes : Bllliln sahifelerin F0011NG (7 • 1), n.
yeklbıları. Look to yaur ,....._ : Bastılınız yere
On foat : Yayı, yUrUyerek. dilrıkııt edin.
On one'ı r.t: Ayaktı; [li•.] sıhhatte, On ı berter foadııi than ever : Araları
iyilepnektc. her zamankinden iyi.
One foot in the ırave : Bir ayalı çukurda, To keep one's r.-...: Dilwmemek, sıkı
ölmesi yakın. basmak.
Square ket : Murabba kadem, kadem To ,et a ,....._ ta a IJ'OllP of personı :
kare. Bir cemiyete iza olarak kabul edilmek.
Swift of foat : Ayalına tez, çabuk kopr. The amıy is on ı war foodaa : Ordu hır·
To fail on one'ı leet : Şanslı olmak, bahtı be hazırdır.
açık olmak. To be on a friendly foadııi : Samimi ol·
To foat ı measure : Dans etmek. mık, ırlr.adqlık etmek; samimiyet p
To foat it : Yayı aitmek. termet.
To faot the bil•: Hesabı ödemek. To pay one's focılbıs: Peflemallık ver·
,.,...., [ 170]

mek; hava parası vermek; duhuliye ver- 1 don't believe it I • oııe: Keneli baa-
mek. bıma ben inanmıJQnllll.

FOOTSTEP (7 - 2), n. Jt is lor you to nuıU thc move : Siz bat-


lamalııınız, işe alrillMk sim dlllOr.
To follow in one's ,......,. : Birinin
izinde yürilmek.
Jt is time far ııc:hool : Okul zamanı sekli.
Jt is a terrible weathcr far thin boota :
FOR (SJ, prep. A conj.
Hava çok kötll (bozuk veya yalmurlu).
Alas lor him! : Yazıklar olsun!" Not lonı far this world : ÖIUmU yakın.
As lor me : Bana aclince. Nothinı far it but to dO thiı : Bunu yap-
For a time (while) : Bir müddet. maktan baıka çare yok.
For a lonı time : Uı.un bir zaman. New we are in lor it : Çauık.
For ali he seems to dislike me 1 stili like Oh, lor winp : Kqke kanadlarım ol-
him : Onun beni sevmemesine raanıen saydı.
ben onu yine seviyorum. Onc:c far ali : En nihayet, nctk:c olarak.
For ali 1 oknow : Kim bilir, belki. One far alt, ali far oııe : Birimiz hepi-
For ali that : Hepeine rapn, bununla miz, hepimiz birimiz için.
beraber. Ready far (dinner) : (Yemete) hazır.
For ali the world : Ne pahasına olursa So much far that : Bu hı,ısuıta şlmdilllı. bu
olsun, dünyada; tıpkı, aynen. kadarı yeter.
For as much as: Bu sebepten, mademki. Things look bad for you : lıiniz kötU.
For cash : Peıin para ile. Too beautiful far words : Sözle tarif
For example (insıance) : Mesela.· edilemiyecek kadar ,uzeı.
For aood : Bütün bütün. Tooıh for tooth: Diwc diş.
For life : Bütün hayatı müddetince. To be tired for his life: Muhııkcmesindc
For many milcs around : Bütün civarda. idam cezası ıalebedilmek.
For monlhs : Aylardan beri, aylarca. To carc for : Bakmak: sevmek.
For my part : Bence, bana kalırsa. To last lor many houn : Saatlerce sür-
Far my age : Yaşıma IÖfe. mek.
For my sake: Hatırım için. To lcave for (lstanbul) : <lstanbula) ha-
For once : Bir keredk, bir defacık. reket etmek veya gitmek.
For one enemy he has a hundred friends : To long lor: Hasretini çekmek, özlemek,
Bir düşmana mukabil yüı. dostu var. arzulamak.
For over : ... 'den faı.la. To be mistaken for Ca person): (Birine)
For reform : Islahat lehinde. henı.etilmek.
For sale : Satılık. To be noıorious lor : Tanınmış olmak.
For some time : Bir müddei. To pay for: Parasını vermek. ödemek.
For the firsı time : ilk defa olarak. To look for (a person): (Birini) aramak.
For short : Velhasıl. To ask for (a person) : (Birini) sormak;
For sure (c:ertain) : Kati olarak. rica etmek.
Fie for shame! : Ne ayıp! To shift for oneself: Geçinmek.
Fit for nothing : Hiçbir işe yaramaz. To take la person) for a doctor : !Birinin)
Go lor it! : Saldır! İşe giriş! Başla! llzerine titremek.
Hard up for mom:y : Para sıkıntısında, To stay in London for ıwo years: Lon-
parası yok. tlra'da iki sene kalmak.
He was hanged for a pirale : Korsan di- Two wal.ı: for two miles: İki mil yürü-
ye asıldı. mek.
Hold it lor certain : Emin ol. Were it not for my being sick 1 would
He is the man far the job : O. b:.ı işin er- hal(e gone : Hasta olmasaydım gidecek-
babıdrr. tim.
[ 171 )
,..
Whaı forT : Niçin? Niye? Neden Fore and aft: [Naat.] Baş ve kıç istika·
Word f• word: Harfıyen, kelime kelime. metinde semi.
FORBID (9-1), v. The fan part : Ön taraf, baı taraf.
[p. ı. FORllIDDEN], a. To the fon : Hazır; bariz, atikir.
God fOltılıl : Allah vere de olmasın, keş­ To come ıo the fon : Bap seçmek,
ke olmasa. ileri aeçınek.
The fartılddea fnıiı : Adem PeY1ambere FOREFOOT (55 • 7), n.
yemesi menedilen meyva. cennet meyvası. Fonfoat of teel: [Naut.] Çene.
FORCE C.55s), n. el v. [p. ı. FORCED], a. FOREGROVND (55 - 47), n.
By farce of : İcabı olarak. in the fore11 .... : Ön pllnda, ön tarafta,
By (main) farce : Zorla, cebren. aöze çarpacak yerde.
FCfte pump : Alavereli (baskılı) tulumba. FOREIGN (5 - 1), a.
Fone of circumstaııc:es : Ahvalin ilcaaıı, Crime is fanlp to his nature : CUrUm
hal VF keyfiyetlerin icabı. onun tabiatını aykırıdır, o katil olamaz.
Fora4 drafı : Vanlilltörle verilen hava. Fonlp ac:cenı : Yabancı pve.
Fon:ed draupl: [Naat.] Gemi yüklU Forelp affairs : [Polit.] Dıtilleri.
iken çektili su. Farilp body in the eye : Gözde bir ya·
Fon:ed labour : Cebrt çalııtırma. bancı cisim (toz, v.ı.).
Fon:ed landinı: [Aero.] Mecburi iniı. Fcnlp eııı:c:hanae : Döviz.
Fon:ed loan : Cebri istikraz. Forelp minister : Dıptleri bakanı.
Fon:ed march: C•il.] Cebri yürUytlı. Forelp office : Dıtitleri bıkanlıtı.
Foreed sale : Mecburi satıı. Fl'nlp postaae : Ecnebi memleketlere
in fCfte: Büyük kuvvetlerde, bUllln kuv- mahsus posta ücreti.
vetiyle: ıedavUlde, muteber, icra halinde, Fore... to one's nature : Kendi tabiatına
vün hükmü, yürUrlUkte. vabancı.
There is force in whıt yc:u say : Hakkı· · Forelp irade : Dıt ticaret.
nız var. FORELOCK (55 • 5), n.
The farce : Polis. To seize (lake) time by tlıe fanlodı :
To come inlo fl'l'Ce: YürürlUkte olmık, Fırsatı yakalamak, fırsatı kaçırmamak.
meydana konmııık, tedavüle çıkarılmak. FOREMOST (55 • 67), a. el adv.
To farce a smile : Zorla ıUIUmııemek. First and fonmGlt : En bqta, evveli.
To fone from : Zorla itiraf eııirmek. Head fonmGlt : Baı •tBlı.
To farce lato : Zorlamak. FORGE (S5j), v.
To fon:e one's way : Zorla yol almak. To fOl"llt ahead : Güçlükleri yenmek, ya·
To fon:e one's hand : Bir iıi vaktinden rışta en ileriye ıeçmek.
evvel yaptırmak. FORGET (9 • 2), v.
To foru the door : Kapıyı zorlamak. To forpt oneself: Kendini unutİnat,
To fon:e ıhe pme : Fazla sayı kazanmak kendinden seçmek, terbiyesini unutmak.
icin oyunu tehlikeye koymak. To forıet about (a thina) : (Bir ıeyi) blb-
To fOl'ft the pace : Sürati arttırmak, iıi bUtUn unutmak.
veya ıidişi hızlandırmak. To lorpt the pası : Geçmiıi unutmak.
To fCfte a flower : Bir çiçe§i çabuk bir FORK (5S), n. el v.
,ckilde büyütmek. Forlı; • tailed : Çatal kuyruklu.
To fon:e aut : Kovmak. Fodted liıhtninı : Zikzak şimşek.
To see the fon:e ol: Kavramak, mana· Tuning forfl : Diyapazon, iki kollu çelik
sını anlamak. ses ölçüsü.
To fon:e upoa : Cebretmek. To fark up : Tediye etmek, teslim etmek.
FORE (55), n. el a. To fon aut (OYer) : Teslim etmek, tediye
At the fore: [Naut.) Puruva direlinde. etmek, para vermek: [s/.] uçlanmak.
FORLORN (9 - 5.5), a.
[ 172 ]

To make a rom.. : Zenain olmak.


,..
Fart- hope : Fedailer talcımı; [li•·] To marry a fomme : Zenain kızla evleıı.­
pek de ümitli olmıyan bir tqc:bbüs; cüzi mek.
ümit. To teli one's fortuııe: Fala bakmak.
FORM (.5.5), n. el v. To try one's forı- : Şansını denemek.
A telqraph f - : Telgraf Uiıdı. fORWARD (.5.5 - 9), a., adv. el v.
:
A bad ı- Etikete aykırı hareket, uy- Fcrwanl child : İlerlemiı çocuk, zeki ço-
ıunsuz tavır. cuk.
:
Face and ı- Endam, biçim. Forwanl ıun: [Naut.] Ba~taki top; ileri
F - letter : Tamim ııeklinde mektup. mevzi topu.
For r-·s sake : Adet yerini bulsun diye. Fcnnnl movcment : İleriye dojru ha-
:
Good ı- Etikete aöİ'e hareket, iyi reket.
tıynet, iyi huy. Forwanl statesman: Radikal devlet adamı.
in due , _ : Usulü dairesinde, kanuni Looking fonranl : Önceden düıünmek,
formaliteye töre. ileriyi &örmek.
in aood , _ : İyi halde, keyfi yerinde. Please , _ _ . : LGtfen bu mektubu ad·
it is 11 matter of ı- : Formalite icabı. resine gönderiniz.
:
Out of ı- Pek iyi halde delil, keyfi To look f-.cl to : Zevkle beklemek;
yeriode delil. ümidetmek.
To ı- an idea : Bir fikir edinmek. To forwanl a plan : Bir plinda rolü ve·
FORMER (.5.5 - 9),ı. ya parmajı olmak, bir plinın tatbiki için
F - times : Evvelki (eski) zamanlar. uıra,mak.
Like ı-: Eskisi gibi. To put thc best foot r-...ıı : En iyi te·
1 don't fcıel mysetf tike my r-er self : sir veya intıbaı bırakmap çalışmak.
Kendimi eskiai gibi hissetmiyorum. To send him forwn : ileriden &önder·
FORTH (.5.5 0), a. mck, önceden aöndermek.
And so fartlı : Ve saire; bu tarzda. To put forw_. : h.:ri sürmek.
Back and lorda : ileri geri. To bring , _ _ . : Göz önüne koymak,
So far fardı: O dereceye kadar. üzerine nazarı dikkati çekmek.
To brinı fonlı : J><ıitırmak, meydana ae· Go r-nı: C•il.] öne seç! İleri!
timıek, hisıl etmek, çıkarmalı:. F08SIL (.5), n.
To comr fonlı : Dolmak. meydana aet- An old foall : Fikirlerini deliftirmeyen
mek. bir adam; eski kafalı bir adam.
To cast fortlt : Dışarı atmak. FOSI'ER (.5 - 9), a. el v.
To ao fardı: Yayılmak, ıüyu bulmak. F..eer brother : Sütkardeş (erkek).
To put fortlı : Uzatmak, ileri sikmek. FOlter child : Evtitlık, süt evlat.
To set fllltlı : Donatmak, süslemek. Fc.ıer father : Babalık.
To issue fllltlı : Çıkmak. Follıer mother : Sütana, analık.
Prom this time ,..,.. : Bundan böyle. Fcİleer nunc : Sütana, sütnine; dadı.
FORnJNE (S.5 - 17), n. FGllıtr parents : Cocutu kendi evinde ev-
A handsome fortınle : Hayli para. ladı ıibi besliyen ana veya baba.
A soldier of fortmM : Balkası için dövüı­ To foııter evit thoughts : Kötü dlltünceler
meye hazır bir kimse. beslemek.
Forame hunter : Bilhassa izdivaç yolu FOUL (47), a., adv., n. el v.
ile zenain olmak iıtiyen. Faal air : Bozuk hava.
Fortıme teller : Falcı. F•I anchor: [Naut.] Çaprazlı demir.
Fortae telling : Falcılık. Fa.I breath : Pis nefes.
To be out of auits with fertıa:: ~ : ncdbaht Fa.1 ball : Saha huduttan dıtına wrul-
ve fakir olmak, flllllSU: olmak. ımıı top.
,_ [ 173 ]
Faul berth: [Naut.] lsltarça ve tehlikeli FRAcnON (3 - ııho), o.
liman. A frııdl4m of a aecood : Saniyede; çok kı­
Fcıml bili of health : Bulaıık; patente. sa bir zamanda.
Fml copy: Tubihlerle ltaralanmıı kopya. Compound frııdl4m: Bilefik kesir.
FG81 fıend : Seytaıı. D:c:imal fractlom: Ondalık kesir.
Fcıml play: Kaidelere aykırı oyun; haince \' ulıar fnıdloa : Adi kesir.
hııreket, hiyan~ı. suikast. FRAME (21), n. it v.
By fair means or fG81 : İyi veya kötli yol F - house : Ahşap ev.
ile, nuıl oluna olsun. p,._ of ıovemment : Devlet yapısı.
To fail fcıml : Ay\ırı dll1D1Ck; çatmak, sa- Fraıne of mind : Dimaii durum, mizaç,
tqmak. hal; dlilÜllill tarzı.
To fail fClld of: [Naut.] Çaparız &el- F - - up : Gizli tertip, komplo.
mek; çatmat, kızdırmak." Man of aipntic rn.e : iri yapılı adam.
Rope is fG81 : Halat çaparızlıdır, halat The stronı " - : Kuvvetli bir vücut.
dolaınııı. To , _ a plaııe: Bir plan hazırlamak.
To run fG81 ili : Mukavemet aöstermek. To rı- a penon: [Si.] Bir kiınaeyi
To play (bit) faal : Hainlik etmek, hile- kabahatli ptermek; iftira atmak.
ye baıvurmak. To fnml am : Sekil vermek.
The ship f..W another ship : İki gemi FRAZZLE (3), n. .
k1r1ıla1ıılar. Beaı him a frMzh! : [Si.] Onu parçala!
Throuah fG81 and fair : • iyi ve kötü za- Eşek sudan aelinceye .kadar dövl
manlardL FREE (11). a.
FOUR (.5.5), a. Fne and easy : Merasimsiz, teklifsiz.
Carriqe and four : Dört atlı ar.ıba. Fne aaency : iradei cüziye, ihtiyar.
F_. by fou: Dörder dörder. Fne board : Paruız yemek.
Fl'411' corners of ıhe eıırıh : Dünyanın Free Churc:h : Devletle alitlsı olmıyan
dört bucaiı. kilise.
Fcar dimensicinal : Dört buutlu. Fne fiıhı : Umumi ltavp.
Foıır horse : Dört ayaklı. Fne - for - ali : Herkeae açık yarıı veya
Foar horse : Dört aıl.ı (araba). müsabaka.
Faır - in - hand : Bir kişinin sürdüiü dört Free from pain : Airıdan azade.
at v:ya dört atlı araba; kıra\·aı, boyun Free sifı : Karşılıksız hediye.
bağı; dört atlık takım. Fne arace: Allahın inayeti.
Fl'ur - m:ısıed: [Naut.] Dört direkli. Fne labour : Köle olmıyan i1ıriler; ame-
Fcur o'clock : Saat dört. le birliiine mensup olmıyan iıçiler.
Four · o'clock : [Bot.] Gece safası çiçeği Free lance: Parti v.s.'ye baiJı olmıyan
Foar - poster : Dört direkli karyola. kimse: serbest muharrir (sanııklir).
Four - wheeled : Dört tokerlekli. Free drinks : Bedna içki.
Foar - wheeler : Dört tekerlekli araba. Fne drinks ali round! : Herkese benim
On ali foun : Dört ayak üzerinde. hesabıma içki dalıtın!
To go (run) on ali foars.: Eller ve a)·ak- Fne lisı : Gümrüksüz siren etya listesi:
lar yahut dizlerle yürümek, sürünerek bir yere duhuliyesiz sirenlerin veyı mec-
ilerlemek. mua v.s.'yi parasız alanların listesi.
FOX (.5), n. Free liver : Her ıeyden bol bol yiyip içen.
A slay fos: Pelt kurnaz adam, tilki. Free love : Bir erkekle bir kadının niltih-
Fox and ıees: : liirkaç çeşit oyıın. sız olarak birlikte yapması keyfiyeti ve-
Fox chase : Tilki avı: bunun taklidi oyun. ya nazariyesi.
Fos - huntinı : Tilki avı. Fne of ice : Buzları çözUlmlll.
Fox - trot :- Fokstrot denilen dans. Fne of ıhe city : Vatındaı hakkı olın.
l 174 1
Fr.e pus: Puo. FRENCH (2 - ih). a.
FNI ICbool : Meccani (paruız) okul. Fnmdl bean : Taze f~ye.
FNI - ııpoken : Açılı. IÖZIU, sözlinll eıirae­ Frnclı berries : Cebri taneleri.
miyen, dllllbıdUltlnll töyliyen. Fremdl chalk : Te~ tebetiri·
Fr.e tbcııulbt : Serbest dllıllnlit (fikir); Fremll polish: Bir çqit tahta cilası.
bilbaaa il inci uırda serbest bir din. Fruclı roof: Bir tısını yassıca ve bir kıs­
• - - toaaued : Hiç sakınmayıp a11Zına mı dikçe olan kırmalı dam (çatı).
aeleni töyliyea. Frellda toaıt : Yımıurtaya ve süte batırı­
FNI travel : Serbeat seyahat. lıp tavada lcızandmıı ekmek.
FNI vene : Serbest pir. To take r.-11 leave : Habeniz veya aiz-
•FNI vinepr İl ıweeter than honey• : lice sıvıpnak.
C!'ror.] llec#ava ıirlte baldan tatlıdır. FllFSH l2), a. ·
" - will : Serbest irade, muhtariyet. Fl'llll 1ıreeze : Siddctli rl1zal.r.
Fıw witb hia moaey : Eli açık, cömert. Pl'llll complexion : Taravet.
Have you any rooms fneT : Bot odanız Pl'lllı - water : Tatlı suya ait, tatlı suda
var mı? yqıya; acemi.
1 un fne to coııfess : Diyebilirim ki. Fl'elıll-water collep: [U. S. si.] Ufak
Open ine : Gİ.ril ICllbest, umuma açık. kolej.
POlt ine : Polta masarifi olmadan veya Fl'lllı news : Yeni havadis, yeni haber.
pjnderene aiL in the fnllı of the momi111: Sabah se-
To make fne wldı : Uubali olmak. rinlilinde.
To set fne : Serbest bırakmak, azadet- To besin a frlllı chapter: Yeniden baıla­
mek. mak, yeni bir sahife açmak.
To aet a fNe haııd : Mllltaltil olmak, is- To breık fl'llll around: Yepyeni bir ilC
tediliıti yapma kudretine haiz olmak. bqlıunalt.
To be free with ono'ı money : Hovarda To pther (have) fl'llll way: [Naut.] Çok
olmak. hızla &itmek.
FREEZE (11), v. FRET (2), v. &l n.
it fNelm: Ayaz var. in a rnt: Daima sinirli.
To frene•: [Naut.] Buzlar içinde do- To fnt ııbout: Yıpranmak.
nup kalmak. To fret and fume: Mırıldanmak, söy-
To r - o.a: [Si.] 1'ten veya cemiyet- lenmek.
ten çeltilmeje mecbur etmek. To fret .away (Ollt) oııe's life : Kendini
To fNeae omo: [Si.] Üzerine çullan- yemek, kunıntu emıet.
mak, sımsıkı yakalunak. PRIC110N ( l - shn), n.
To fıreea over : Yüzü buz tutmak (su). Frlctlaa brake : Sürtünme baskısı, delk
To fNeae to: [Si.] Yapıpnak, tebelliiı freni.
olmak, musallat olmak. Fddloa clutch : Sllrtllnme kavramı.
To " - . , : Tamamen donmak, buz Frlctlaa parinı : Çarkların dipiz sllrtlln·
kesilmelt; sohbetten çekilip bir daha aj- mcsi.
zını açmamak. Frldlaa match : Kibrit.
To fnllll one'ı blood : Kanını dondur- Frldloa wheel : Delk tekerlell.
mak, çok korkutmak. There is fricdolı in the pvup : Gnıpta
To " - to death ~ Soiııktan ölmek, do- kavp var.
nup ölınok. FRIEND (2), D.
PREEZING (11 - l ), n. A frleılıl at court : btimuçı, arb.
FNe.... miature: Su v.s.'yi dondurmak Society of frle... : Din kardellcr cemi-
için kullandan tıız veya ecza terkibi. · yeti.
,........ point : Donmr noktası. To be fıllm wffll : Ahbabolmak.
[ 175 ]
...,..._,..
To bave a frt.d at court : Mahkemede To prescnı a bold r...a : Cesaret Pisler·
dayısı olmak, arkası olmak. mek, kabadayılık. etmek.
To mıtke fıt.ıll: Dost kazanmak. Thc housc rn.11 tlıe seı : Ev denize bı·
FRIENDLY (2 - 1), adv. lı.ıyor (denize nazır).
FrludlJ IOCİety : Seftat birlili. Two • pıir fnat : Ev cephesinde ilı.inci
FrlelllllJ suit : Uzlapna, bir metcle halı.­ lı.at oda.
kında dOllça anlapna. To corne ıo ıhe rr.& : Ön sıraya ael·
To ao ,.._.., wldı : Arkadq olmak. mek, mqhur olmak.
ı:tUGHT (41), n. FR08T (5), n.
Slıe lookı a frlPt ı Çok çirkin bir hali Black frGll : Kuru IOIUk.
vır. Depecs of fl'Cllt : O dan •Pi• olan de·
FRITl'ER (1 - 9). v. recelcr.
To rıtaer •111 : lsraf etmek, botuna Fl'Cllt- bound : Buz bı1lımı1-
sarfetmek, IUlı.etmelı.. Fl'Cllt liınal: [U. S.] Don olacılını ıli­
FRO (67), ıdv. meı olarak çekilen bayrak.
To anıl h : Şurayı burayı, öteye beriye. it wu a rr.t : [Si.] Bqaramadı, muvaf·
FROG {5), n. fıkıyctsizlile utrad•·
A fnıs in the ıhroaı : Ses kısılması. Jaıek frGll: Buzdan adam; buzlu babı.
FROM (5 or 9),prep. White frGll : Kıralılı aotıılı..
Aı r.-: .. .'dan
bqlıyarak, itibaren. nurr <77), n.
F.- ıbove : Yukardan, tölı.ı,en. Fndl calı.e : Meyvalı kek.
Frem ı child : Çocukluktan beri. Fndt knife : Meyva bıçalı.
Fıaa ali etemiıy : Ez.elden beri. Fnll of the body : Bvllt.
Fram bonnct ıo heelı (fıaa head ıo ıoe): F...ım of industry : Sanayi mahlulU.
T.epeden ıırnaja kadar. Fnllıt of tbe earth : Toprak mıblalD.
F,_ five ıo ten : Beı ile on arasında. Fnll piece : Meyva remıi, sUs için tat
Frem teneraıion ıo erneraıion : Nesilden veya çiniden yapılmıı nwyvalar.
nesle. · Fnll salad : Şekerle karııılı. yeınif.
Frem ouı: .. .'dan hariç, .. .'den muJa. Frult ıupr : Nebat tekeri.
Fram thıı day (then) on : O ıünden beri, Finı fnıltıı : Turfanda.
o ıUnden (andan) itibaren. Sıonc fllllt : Sert çekirdekli yemiı.
Frem time ıo lime : Aruıra, valı.iı vakit. To pretcrve hMI : Meyva koatcrvCIİ
To be r - home : Evde olmamak. yapmak.
To die frmı weıkneu : Zafiyeuen ölmek. To reap the fnlll fil: Faydasını aörmek:
To act frem plty: Merhametli davran- kötU neticelerini çekmek.
mak, insanı olmak. The fndt of one'ı lıboun : Çalıpnaları·
FRONT (il, n. & v. nın neticesi.
lehind the fnlııl : Cephe aerilinde. The 11"1111 of the womb : Evllt, çocut.
Fnmt root : Bir ananın sokak veya ön To bear fnll : Meyvı vermek.
tarafından ölçOJea kadem boyu. FRY (41),n.
,,_. pqe: Bat uhife. He iı a smaU frJ : Ehemmiyetli& bir
Head ınd mat: Ba1o önder. kimM.
He had the r...a ıo do ıhaı : Bunu yap- Slnall frf : Çocuk sllrUsU: deteniz kimse
mak kUslahlılındı bulundu. wya IC)'.
in fnıılt fil: ÖnUade. FRYING • PAN (41 • 1 +3), a.
To ao ıo thc fnıılt : Cepheye aitmııt. •To jump (lo) ouc of the flı... ,_ lnro
To put on ı bold fnıılt : Kendisini c:aur lhe fim• : [.Pro,..] Yalmurdan k.çıp do-
Ptermt. luya tutulmak.
·-·
FUEL (1779), n.
F.I cock: [A•ro.] Benzin muslu&u.
[ 176 ]

in fuU of ali demands: Hiç alacajı kal·


mamak üzere.
Fml aaııae: [A•ro.] Akaryakıt müfiri. 1 ran fllll tilt into him : Onunla fena IC-
Fuel oil : Mazot, akaryakıt. kilde kartılqtım.
Fael tank: [A•ro.] Benzin deposu. Keep Jısr flıll!: [Naut.] Onaya al! (DU·
•To add r.eı to the flames•: [Prov.] menciye emir).
Yanaına körükle &itmek. My heart is too r.u for words : Hisleri·
FULL (7). a. mi izah edemem.
At fuU ıallop : Dörtnala (al). Of r.u aae : Ersen, yetipni1. bilyilmüı.
At the fuU : Yüksekte, en yllkselr. vazi· To the fıdl: Son derecaine kadar.
yelle; bedir halinde (ay). To r.B account : Bütün etrafı ile.
Chock r.u : A&zına kadar dolu. FULLNF.88 (7 • 2), n.
FuU • blooded : Tam kanlı; melez olmı· in the r.u.e. of time : Tam vaktinde;
yan, ııiaf lr.an. vakti aelince.
Full brother : Öz kardeş. FUN (8), a.
FaU dres.s : Resmi elbise, frak. For ru. : Sakı diye.
Fail house: [Th.at.] Her yer dolu. in ,_ : Şakadan, liıtife olarak.
Fail le111ht : Tam vücut portre, beden Like fua: [Colloq.] Çok hızlı, ICYlln
portresi. 9ibi; delicesine, hiddet ve ıiddetle; yalan
FaU membenhip : Tam iızalık. atma, martaval.
Fail moon : Bedir, ayın bedir hali, tam To make fm fil : Biri ile ellenmek.
ay, dolunay. To poke full .a : Alay etmek, alaya al·
FaU • mouthed : Dudakları kalın, iri mık.
otızh; kalın sesli. ,_ What fmll : Ne hoş! Enfes!
F•U of himself: Yalnız kendini dllıünen, FUNcnON (8n,Uhn), a.
ept. A social flllldlm : EiJence veya t:ilyilk
Full of life : Hayatla dolu. bir adam için tertibedilen .toplantı.
Fail of yean : Yaıını almış, Çok yaşlı. FUND (8), İı.
FaU orbed : Kunu ve dairesi tam olmuş A sinkinı ,... : Borca kartı bırakılan
(ay). rehin.
F.O pay : Tam ücret veyo maaş. A ,_. of knowledp : Çok bilıi, bilıi ha-
FaU speed : Tam sürat. zinesi.
FuU steam ahead : Son silratle ileri. Flllllled debi : Birleıtirilmiı devlet borç·
Full stop : Nokta; tam duruı. !arı.
FaU summer: Yazın ortası. He has ı ,_. of hum~r : Onun birçok
Fuq ıo overflowi111 : Dopdolu, tap tap neşeli fılr.irleri vardır.
dolu. in , _ . : Paralı olma.
FaU ıo the brim : Ajzına kadar dolu. Reserve '-d : tlıtiyat akçesi.
FuU •P: [Colloq.] Dopdolu. FUNERAL (177 - 9), n.
FaU blown: Tam açılmıı, olaunla1111ıı. Fuaeral oration : Cenaze merasiminde
FaU fled&ed : Tam olıunlııpnıı. söylenen hitabe.
FaU arown : Kemale ermif, tam bllyll- F-ral pile: Üzerinde cenaze yatılan
mllı. odun yılını.
Fail many a ftower: Birçok çiçekler. Faaenıl urn : Yakılan cenaze tWUnUn
FuU on the nose : Tam bumuna. muhafaza edildili kab.
Half r.o : Yarı dolu. 'fbat's your ,_....: [Si.] O saıia ait bir
in r.u: Tam, etraflı. iı; bundan bana ne?
in r.u blast (swin&) : Blltlln kuvvetiyle FUNK (8). n.
(çalı1r11ak), tam faaliyette. Blue r..lı ı [Colloq.] Siddedi kortu.
[ 177 ]

To be in a fuıık : Dehşet veya korku için- FURY (177 - 1), n.


de olmak. in a fury : Öfkeli.
FUR (99), n. ıl a. Likc fury : [ Colloq.] Hiddellc; çok hızlı.
Af~ toque: [Jhd.] Paslı dil To rain lilte fUJ : Bardaktan boşanırca­
sına yalmalr. (yajmur).
F• and feather : Kürklü veya tüylü hay-
van, veya av kutu. FUSS (8), n. ıl v.
To malr.o tlıc ~ Oy : Kavıa çıkarmak. To r.. Mer : Telli ptcrmek.
To ltrolı.e a person's f11r the wronı way: To maltc ı.. ıılloıd : Merak etmek, en-
sinirine dokunmak, sinirlendirmek. dişe etmek.

FURIOUS (177 - 19), a. FUTURE (l 77tsh9), n.


A futıın statc : Ahret.
Al a r..9- pacc : Büyük bir süraıle.
For the fatse : Bundan 10nra; :ırtık.
FURTHER (99 59), adv. .t a. He has a future : O yükselecek, isıikbali
J. have no hıtlıer que5tions : Başka sua- parlak, büyült adam olacak.
lim yoktur. To deal in f111unı : Fiatın anıp eksilme-
To ....., one'ı planı : Plinın tatbiki sini dütünmelt, alım ve satımda ilerisi
için ulnlmak. için tedbirli davranmak.

Gil (3).a. To . . around : itinde ileriye ıitmek;


Tbo lift of tbe ... : [Colloq.) iyi veya terakki etmek; yertcpet.
çok komıpııa lr.abiliyeli. To pla • (.,..): YaklBJlllalt; saıtmıı­
GAD (3).n•. lılt ·etmek, ıccavilzıdc bulunmak.
by pıl: Hafıf yemin. To .... ıround . , _ Yarıp& yaltlapııak.
GAFii' (3). a. To. pla °"' : Her cihetle UstUn olmak.
Penny ·pll : Ucuza mal olan ellencc; bir To pla lhe car al : Sempatisini kazan-
penilik kumar, içlr.İIİJle -kumar. mak.
To blow one'ı pll: [Si.] Birinin sırrını To plll the uppcr hand : Muzaffer ohnak.
m•aaa çıkanıwk; haber vermek; fiya- To . . the time : Vakit kuanmalr., oya-
ltumı bozmak. lamak.
To coınmit a pll : Pot ltumalr., bilmiye- To pim lhe wind: [Naat.] Bqlta bir
relt birinin kalbini kırmak, aüccndirmclt. aeminin rllqir üstü tarafına 11Çmek.
GAGE (21j). a. Tbe ...... way : En kısa yol.
Tbe weallıcr 1111: [Naat.] Rilzlir üstü. GALE (21). n.
Tbe lec 1111: [Naut.] Rllqir altı. G.._ of laualıtcr : ICahtaha.
To dııow down lhe 1111 : Eldiveaiai (es-
GALLERY (3 - 9- 1). n.
ti tövalyclere ait) yere aımak, dllelloya To play the pllerJ : IC.aba tekilde alkıt­
dawt 11met,· aıcydaa okumak.
lamalt.
GAIN (21). v.
GAU.OP (3 - 9), n.
To . . a foot • bold : Mesnet elde etmek.
To . . a atcp up in rank : Terfi etmek. To pllop Nek te: Sllratle pri dönmek.
To . . admit&ance to : Müsaade cldc et- To pllGp •• te: Dörtnala ıitınelt.
mek. GAMllLE (3). v.
To . . control ovcr : ... lbcriııe lıikim To ...... 8W11J : Kumardı kaybetmek.
olmak. GAME (21), n.
To . . . f•: ... için tazamnak. A . . . . lcl : laciamit bir bacak.
To . . . rr-: .. .'dan. ...'den bzaamalt. A- penoa : IC.avpcı bir adam.
[ 178 l

Don't try any of your pmes! : Hile yap- GAS (3), n.


mıya kalkııma! A ps baı : Boşbojaz, çok konuşan bir
Tbe PaM is up; Her $CY ~ çıktı; av- adam.
cılık bqladı. Step on ıhe Pil: [Si.] Sürati fazlalaştır!
To die pıne : Sonuna kadar sebat ıös­ GASP (44), v.
termek. To psp for : Nefes almak, solumak.
To have ıhe ııame la one's hanJs : Kazan- To psp to : Soluk soluia söylemek.
cından emin olmak; [lig.] Muvaffak
GATE (21),n.
olmak.
Any ple : Her yer.
To play ıhe pme : Usule riayet etmek;
Some ıate : Bazı yer.
[lig.] namusluca hareket etmek.
Thaı ple : Şu yer.
To make pme of : Maskaralık etmek,
The game had a good ııaıe : Oyun çok
güldürmek.
beğenildi.
To die pmely : Mertçe ölmek.
To be pme with : Uyuşmak, anlaşmak. GATE· POST (21 +67), n.
This is beıween you, me and ıhe pte.
To be pme for anything : Herhangi bir
şeyi yapmıya hazır bulunmak. pGlt : Uıf aramızda kalsın.

GAMMON (3 - 9), n. & v. GATIIER (3 G9), v. [p. t. GATIIERED].


N o lllJIUllClll : H aıas ız; saç mu ız. Gadıered to his fathers : Ölmüş.
TQ pııunoa lushy : [Si.] Sarhoş görün- 1 pdıer he is ili : liittijime ıöre ~asıadır.
mek, sarhoş taklidi yapmak. To ptber arouııd : Toplanmak.
GAMUT (3 - 9), n. To ptber breath : Ferahlamak, vakit ka-
The whole pmat of (pleasure) : Her tür· zanmak.
lü eğlence. To ıaıber head: Kuvvet kazanmak; baş­
lanmak,' cerahat toplamak.
GANGWAY (3-21),n.
To brinı ıo the paaway: [Naut~] Bağ­ To plller oneself toaether: Kendine gel-
mek, aklını baıına toplamak.
layıp kırbaçlama suretiyle cezalandırmak.
To sit below the pDIWBY: Avam Kama- To pther toaıetber : Bir araya ıelmek.
To ıııtber up : Toplamak, toparlımak.
rasında müstakil aza &ibi oturmak.
To ıııdıer way: [Naut.] Yol almak.
GAP (3).n.
To stand in ıhe pp: Başkalarını himaye GAUNTLET (SS - 1), n.
için kendini öne atmak. To ıhrow down the pıuıdet : Meydan
To stop (rill, supply) .:ı pp: Yanlışlığı okumak,. kızıştırmak, düelloya davet el·
düzeltmek; kusuru örtmek. mek.
GAPE (21 ), v. To lake up ıhe puntlet: Düelloyu kabul
To ppe at : Atzı açık bakakalmak. etmek.
To ppe for (after): İştahı çekmek, ağzı To run ıhe ııuntlet : Direğe serilip dö-
sulanmak. vülme cezası çekmek, dövülme suretiyle
cezalandırılmak.
To make (pcople) ppe : (İnsanı) şaşırt­
mak, •Azını açık bırakmak. GAZE (21), v. & n.
GAPE • SEED (21+11), n. Al a pze : Hayretle bakan.
To show ppe • ııeed : Eşyayı seyrederek To sıand aı aue : Dikkatle bakmak, süz-
vakit acçirmek. mek.
GARB (44), n. To pze at : Bakmak.
in the prb of (a poor) : (Bir fakir) kıya­ To pze ıwıy : Uzaklara bakmak.
fetinde, biçiminde. To pze far om : Uzaklara bakmak.
GARNISH (44 - 1), v. To pze 011 : Bakmak.
To pnılslı wllb : ... ile ıarniıürlemek. To ııue tbroalh : Arasından bakmak.
1
...,, [ 179 l
ıermanlc

GEAR (19), n. yere göre biçim, huy, v.s.'ce dclişikliii.


Ali one's wordly ııear: Birinin bütün GEOGRAPHY (j 11 • S - ·9 - 1), n.
mülkiyeti.
Mathematical seopıtpby : Arzın heyet,
in ıeıır: [.lfecb.] Harekete hazır. ölçü, v.s.'sini hesapla bulan ilim, riyazi
To be cut of te•: İyi çalışmamak. cojrafya.
To telll' to~ Çalıştırmak, işletmek. Bioloıical gellp'llpby : Biojeoarafi.
To throw out of ıe11r : İşlemiyecek hale
Commercial ıeCJll'llpby : Ticari cojrııfya.
koymak; [lig.] bozmak, altüst etmek.
Physical 'ıeCJll'llpby : Arzın sathından
GE~E (11 ), n. [pi. of GOOSE].
kara ve denizlerin taksimatından, iklim-
•Ali his s - are swans•: [Prov.] Her
lerden ve üzerinde yetişen nebat ve hay-
yüze güleni dost sanıyor.
vanlardan bahseden ilim, siyasi ve iktisadi
GEM 02), o. cojrafya.
He is a ıem: [S/.] Çok iyi bir insandır,
Political ıeoıınıpby: Memleket ve hüku-
cevherdir.
metlerin siyasi taksimatından, içtimııi ve
GEN11..E 02), a. iktisadi hallerinden bahseden ilim, siyasi
A teııtle blow : Hafif bir darbe.
ve iktisadi cotrafya.
A ıeatle wind : Hafif rilzgir, meltem.
Of seutJe brecding : Asn, iyi dojuılu. GEOLOGY 015-9-jl), n.
The teıade craft : Olta balıkçılıtı; kun- Dynamic polCll)' : Jeolojik tebcddüller
duracılık. husule getiren kuvvetler nazariyesi.
The ıeatle (gentler) sex. : Latif cinsten Economic polCll)' : İktisadi jeoloji.
kimseler, kadınlar. Cosmical polCll)' : Topojrafyanın jeolo-
GEN11.EMAN (j2 - 9), n. jik tetkiki.
A pntlema of fortune : işini bahtına Historical leoloo: Yeryüzü tarihinde
bırakan bir kimse; maceracı kimse. vakaların takvim sırasına ıöre tarifi.
Gendemıııı's sende- : Hususi hizmetçi. Mining polCll)': Maden tetkik ve arama
GENTRY (j2 - 1), n. ilmi.
Light - fingered teıdry :.Hırsızlar. Physical seolcıo : Fiziki jeoloji.
GEOGRAPHICr ALI (j 11. 9 - 3 • 1), a. Physiolraphic polCll)' : Fizyonomi il"1i.
Geopllplıkal biology: [Bio/.] Biojeog- Stratigraphical seolOIY : ·Arz kışrını tefkil
rafi . eden kaya tabakaları ilmi.
. GeCllrllPlılcal botany : [Bio/.] Fitografi, Structural teolOIYl Arz kışrını tetkil eden
nebatların cins itibariyle taksim ve isim- kaya taba.kalan 11rasındaki münasebetler
lendirilmesi. ve bu münasebetleri tevlideden tabii
GeCJll'llplılcal distribution: [Bio/.] Çeşitli sebepler ilmi.
hayvan ve ncbatların tabii tanzim ve tas· GERMAN ü99 - 9), n.
nifi.
GecJsnıpWcal latitude: [Geog.] An üze-
Germu millet : Çavdar.
Germu ocean : Şimal (kuzey) denizi.
rinde bulunan herhangi bir noktada arza
dikey olan hat ile orta kuşak sathı ara- Ge.- sausa1C : Alman sucuAtı.
Gennaa script : Almanlara mahsus yazı.
sındaki açı, cotrafi arz.
Gernı.aa silver : Taklit aümlll.
GeCJll'llplllcal longitudc: [Geo/.] Muay-
yen bir nısfınnehar dairesinin kuzey veya Gennu tcx.t : Gotik harflerine benziyen
siyah harf.
ıilneyine dolnı bir mahallin mesafesi.
Geop'lllllılclı mile~ [Geog.] Meridyen Hiah Gennm : Dilz&iln Almanca.
derecesi dakikasııfın ortakupkta ölçülen Low Germu : Kaba Almanca.
2000 yardalık bo1u· GERMANIC (j99 • 3 - 1), a.
GeCllrllPlılcal varicty : [Bio/.] Nebat ve East Gel"lllMk : Burıondiya ve Vandal
hayvanların arz Uz.erinde bulundukları dillerine benziyen doju Almança.
[ 180 1
...
North Germaalc : İskandinavya diline To ıet Nck at (lo): Geri dönmek.
benziyen kuzey Almanca. To pt lııutea : MıiJilbolmak, yenilmek.
Wnt Gennmic : Karışık Almanca. To set beton : Önüne çıkmak (Seçmek).
GET (2), v. [p. t. GOT]. To aıet belılad: Geri(sinde) kalmak; St>-
Cet an (alona) with you! : Defol kar- ruşturmak, araştırmalı:.
şımdan; be"ni rahat bırak! To ıet behlad the !ICenes : İsin kolııyını
Get you ıone! : Git işine! bulmak.
Get out! : Derhal odayı terket! Dışarı! To set betler: İyileşmek.
Get - toıether : Birleşme; buluşma, bir To pt _,,: Me11ul olmak.
araya ıelme. To pt lt7 : Geçinmek; idare etmek.
A well - ıot up book : Güzel bıısılmıı bir To pt lt7 heart : Ezberlemek.
kitap. To ıet clnr: Kurtulmak.
He ıot his: Hakkını aldı; layık olduğu To pt control of: Kontrol altına almak.
cezayı ve mükafatı elde etti. To pt done wltll: Bitirmek, sona erdir-
1 have ıot : Malikim, sahibim. mek, münasebetini kesmek.
l· can't ıet the door shut : Kapıyı kııpıya­ To pt ılow• : A$ııjıya almak, indirmek:
mıyorum. aşajıya inmek; ejilmelı:.
it has cet to be done : Yapılmalı, olmalı. To pt • - • to ıhe job : Bir iııe .koyulmak.
1 have ıot to succeed : Muvaffak olmalı­ To pt • - . to the truth : Esasa, haki-
yım. kaıa varmak.
To set a closer look: Yakından takibet- To set ürk: Karanlık basmak; akpm
mek. olmak.
To pt a divorce fcw : Bopnmak. To 11t dressed : Giyinmek.
To pt a thinı done: Bir ııey yapmak. To pt drunk <-> : Sarhot olmak.
To pt a train : Trene yetİIJllCk. To pt elected: Seçilme.k. intihabedilmek.
• To pt altoılC : Hastalıktan sonra aez,ebil- To ... fal: Şipnanlamak.
mek; etrafta dolaşmak; tanınmak, bilin- To pt fcww... : ilerlemek. ileri sitmek,
mek; seyahat etmek; şüyu bulmak. muvaffak olmak, b&IUftUlk.
Tô set .._.: Harice sitmek, dıı mem- To 9tf fNm : Elde etmek.
leketlere ıitmek; yayılmak (haber). To 9tf home : Evine veya memleketine
To aet ..... of : Kurtulmak, saadete er- 4önmek; [a/.] hedefe varıp lazanmak.
mek; [colloq.] üstlin almak; ilerlemek. To aıM hold el : 1\ıtmak, yakalamak.
To 9tf ..... ı. : lıerlemck; muvaffak ol- To 9lt huqry : Acıkmak.
mak; işini yoluna koymak. To pt hunıry lor: Hasret çekmek.
To ıet ...... wltla ~Biriyle ıeçinmek. To pt 111 : Girmek; dahil olmak; varmak,
To aet - ... : Arıılarına karışmak. ul8'1ftK; sokmak; içeriye almak.
To 9tf an illness : Hastalanmak. To pt 111 each : other'ı way : Zararı do-
To aıetUT_. : Telifi etmek. kunmak.
To aıet Mleep : Uykuya dalmak. To aıM 111 pinch : Sıkışmak.
To pt 8*117 : Dotru yoldan çıkmak, kö- To pt 111 ıouch wltla: Temas etmek, te-
tü yola sapmak. masta bulunmak, temasa seçmek.
To 1tt ııt: Meydanı çıkam\ak, teıbit et- To pt .... : Giyinmek; dalmak.
mek; varmak; kavramak, anlamak; [s/.] To pt lllto bribery : Rilfvet almak.
alaya almak, kızdırmak; ayırtmak; us- To pt lllto fiaht : Kavpya lutupnık.
landırmak (atı); kudetmek. To pt ı.to hot waıer: Sıkqnuık.
To set ...U: Uyanmak. To pt W. one"s head : Kanaat aıetimıek,
To pt 8WllJ' f . - : Uzaklaşmak, sıvış­ ikna olmak, kavramak.
mak, kaçıp ·kurtulmak. To pt llleo jams : Sıkıntıya düpnek.
To aıet bedı: Geri dönmek; ıcri almak. To pt W. liberty : Serbestiye -kavupnak.
... ( 181 ]
...
To pt lalo tlıe thiclt of IOlftethinı : lçine To pi ooe's idcı .... shıpe : Fikirlerine
dalmak. tekil vermek.
To pt soınconc .... trouble : Birini nh· To pi onc's owo back : Hıncını almak,
mctc aokmak, zahmet vermek. cezalandırmak.
To pt intcrcstcd .. : baiJcnmek. To pi one"s way : lstcdilini elde cta'ıek.
To pt M: Cezalandırılmak. To pi cıat: Çıkarmak (mana, netice v.s.),
To ... leavc : hin almak. anlamak; neırctmck; çıkmak; ınlaıılmak,
To pt loosc (frcc) : Kunulmak, yakasını ıızmık; çıkarmak; defolmak.
sıyırmak. To pi ..a a book : Kitap çıkarmak; kil·
To set losl : K.:ıybolmak. tllphıneden kitap almak.
To pt mad (anıry): Öfkelenmek, kızmak To pi ..a a shout : Çıilık koparmak.
To set married : Evlenmek. To set oat ol: Çıkmak; inmek.
To set •ar: Yaklaşmak. To pi ..a ol bcd • the wronı side : Ya·
To pt odd jobs at pıy : Ufak tefek ayak laJın ters tarafından kalkmak, ters ve huy·
işlerine ıirmck. suz olmak.
To pt ol : istifade etmek; yaklaşmak. To pt Ollt ol brcath : Nefesi kesilmek.
To pi alf : lnmek; çıkmak; dı111rı çık· To pt cıat ol hand : idare olunamaz hale
mak; kurtulmak, münasebetini kesmek: sclmek, azmak, ele avuca sıtınamak.
kalkmak, hareket etmek: açılmak, uzak- To ıet • t ol one'ı depth : Derin suya dal·
laımak: benet etmek; kurtarmak; uykuya mık; başından bllyllk ite karıpnak.
dalmık; söylemek C11ka v.s.): uzaklaıtır· To set oııt ol ordcr : Bozulmak.
mak; kaybolmak. To set ..a ol siıbt: Göz önünden gitmek,
To pi old : ihtiyarlamak, yaılanmak. ortadan kaybolmak.
To pi ow : Giymek; binmek; ilerlemek: To pi out ol trouble (jams) : Sıkıntıdan
iyi &itmek (iı); içine girmek; yakalamak: {çıkmazdan) kurtulmak.
varmak, çıkmak. To pt oat ol temper : Sabrı tükenmek,
To pi 011 wltb : iyi geçinmek (biriyle): kızmak.
d:vam etmek. To pi onr : Bitirmek; iyilcımck; kur-
To set aa one's fcet : AyaJa kalkmak; tulmak: geçmek, öteye geçmek, allatmak:
iş sahibi olmık, kendini acçindirc:cck ha- [si.] ayartmak. kandırmak, tongaya bas·
le plmck. tırmak; üzerine binmek: [si.] yenmek;
To pt • onc's nervcs : Sinirine dokun· yaltaklanmak; bcrtanf etmek.
mık (birinin). To pt OYer one's way : İlini becermek.
To set (penon or thioı> oa the brain : To pt proııd : iftihar etmek.
Bir kimseyi veya ıcyi aklından çıkarama· To pt quiı : Kunulmak.
mak. hep ıynı ıcyi dUıUnmek. To pi rcady : Hazırlanmak; hazırlamak.
To pt oncself in aood terms wllll To set rcligion : Dindarla~ak.
someonc : Biriyle münasebetini dllzcne To pt ric:h : Zcnsin olmak.
koymak. To pt rid d : Kunulmak, birinden yaka-
yı sıyırmak; bertaraf etmek.
To pt orıc .-1111 one's neck : Baıına
beliıyı salın
almak. Tn pi nıuM : Kandırmak: (kanuna) karşı
To pi onc's back . . : lnadetmck; kız­ aclip eczasız kalmak: kuıatmak.
mak; kızdırmak. To 111t satisfied : Tatmin olmak: doymak.
To pt one's hair cut : Saçını kestirmek. To pt sick of : Bıkmak. usanmak.
To pt onc's hand .. : Eli alıprıık, usta To pt lessonı : Ders almak.
olmak. To ıct sobcr : Ayılmak, aklı baıına gel-
To pi onc's handı Oll somcone : Yakasını mek.
yapıımak. To pi sorry : Üzülmek, müteessir olmak.
[ 182 1
To pt something M a place : Elde etmek; mak, yola çıkmak, yelken açmak.
bir ICYİ bir yerden temin etmek. To ıet up : ~aJkmak (yataktan); çıkmak;
To pt square wldı : Hesaplaımak, inti- kaldırmak; hazırlamak, tertibetmek; do-
kam almak; vazife borcunu ödemek. natmak, süslemek; ayala kalkmak; ica-
To pt started : Bqlamak. detme ... ; artmak; scrtlepnek (rilzgir veya
To pt stingy : Cimrilepnek. deniz); yükselmek (ifat); haydi! (ata emir).
To pt (a thinı) straigbt : (Bir şeyi) inti- To get up a ball : Baloya hazırlanmak.
zama koymak. To 11t up a celebration : Bi~ müsamere
To pt talkinı : Konupnaja başlamak; hazırlamak. · '
konuıturmak. To 11t ap a flirtation with: Flört yapma-
To pt the best ol: Üstün çıkmak. ya kalkışnıak.
To set the child to bed : Çocutu yatır­ To get up froın : .. .'dan, .. .'den kalkmak.
mak. To ııet up steam: İstim kaldırmak; hızını
To pt the drop oa : Haberi olmadan bi- artırmak; heyecanlanmak..
rine silih çekmek; daha müsait vaziyette To get up to: Yetipnek.
olmak. To get up wltll : .. . ile ayaja kalkmak.
To pt the hanı ol : Minasını kavramak, To gel used ıo (a thing) : (Bir şeye) ılıt­
iıletme sırrını öjrenmek; anlaımak, ta- mak.
biatına uymak.
To set weı : lslanmırlt.
To pt the millen : Reddolunmak (nişanlı). To 11t well oiled : Sarhoş olmak.
To pt the thinp done : İşleri halletmek, To ııet wind (air) : Tanınmak, bilinmek,
becermek. şüyu bulmak; geniş nefes almak; rllzıir
To pt the upper hand : Galip olmak; girmek.
kazanmak. To 11t wind of : Sezmek, kokusunu al-
To pt the wind of: [Naut.] Rüzgar üs- mak, duymak, haber almak.
tü tarafına geçmek, daha müsait vaziyetle To get wltla child (young): Gebe bırak­
olmak. mak.
To pt the worst ol it : Periııan olmak. To get wiggle (a lump, a husıle) on : Ha-
To pt the wind up : Korkmak. rekete geçmek, faaliyete geçmek; acele
To pt there: [Am. si.] Muvaffak ol- etmek.
mak, gayeye varmak; kıstırmak. To pt move (moving) : Çabuk olmak,
To pt tlılnlf : SÜsamak. acele etmek.
To pt ftınıadı : Bitirmek; geçirmek; geç-
You'll pıt nowhere if you speak like that:
mek; inkişaf etmelt, yemek; tahammül et-
O wekil konupnakla bir neticeye varamı­
mek, .kadanmak.
yacaksınız.
To pt tired: Yorulmak.
To aıet tired ol (a thing) : Bıkmak. GHOST (67), n.
To pt to : Varmak, vasıl olmak; gitmek; A glıost of a smile : Tebessüm.
başlamak, dalmak (işe v.ı.).
I haven't a post of a chance : Şansım
To pt to know: Tanışmak, bilmek. yok.
To aıet to liking (a thing) : (Bir şeyi) sev- The Holy Ghoııt: Ruh-ül-kuddüs.
miye bqlamak. To give up the ghost : Ruhu teslim et-
To pt toptlıer : Toplanmak; birleşmek; mek, ölmek.
·buluşmak; anlaşmak; birleştirmek; yıl­ GIDDY (1 - 1), n.
mak. To play the alıldY goat : Sersem ıibi do-
To pt uııiller
: Tibi olmak. emri altına laşmak.
ıimıek; bastırmak,
söndürmek (isyan, GIFT. HORSE (1 +ss), n.
yangın v.s.); başaramamak; yenilmek. Must not look a glft horse : Hediyeye pa·
To pt mıder way :· [Naut.] Demir al- ha biçilmez.
[ 183 J
GIİ..DED (l - 1), L To alTe baclı : Geri vermek, iade etmek.
GDded chamber : Lordlar Kamarası. To pve birth to : Doj\ırmak.
Glldetl youth : 7.engin ve şen pnçlik. To glve body and system: Şekil ve sistem
To atJd the pili : Oöz boyamak; hoı btr vermek.
manzara vermek. To lfye cha'se to : Kovalamak.
To llld thc liJy : Fazla süs vermok, lü- To pyc colour to : Açıklamak, izah et-
zumsuz pilde süslemek. mek.
GILL (1), n. To glve consent to : Razı olmak.
:
Jack and .ııı Ollan ve kız. To pve credit for : Kabul etmek, teslim
About thc sllls : Hasta veya korkmuş va- etmek, inanmak; veresiye vermek.
ziyette. ' To g1,,,dOWll : Kendini saldırmak (inek).
GINGER (j 1nj9), n. 4 v. To glve car to: Dinlemek, kulak vermek.
To do a thing .....rly : Hata veya zede- To glve fortlı : İf1& etmek, içindekini söy-
leme korkusu ile diklı.atli davranmak. mek, ilan etmek.
To abıler ap : Daha ziyade hareketli yap- To afYe glance for glancc : Bakışmak.
mak; faaliyete gctirmok. To. slTe for : Bir tcY için vermek.
GIVE (l), v. 4 n. To afYe ...-ıl : Meydan vermok, aeri
GITe it him bot!: [Si.] Onu cezalandır! çekilmek.
cezasını ver! To afYe ID : Rıza göstermek, boyun ei-
Glve - and - ıake : Alıreriı. mek, susmak, kabul etmek; feragat et-
•If you slTe him cloth, he'll ask for the mek; teslim olmat.
lining• : [Porv.] Yilz verirsen astarını To &h'e la marriagc : Evlenmesine izin
da beraber ister, yilz venniye gelmez. vermek.
There is no pye in a stone floor : Ta5 dö- To ..,,. it: [Colloq.] Cezalandırmak;
ıemedc aerilemc hasiyeti yoktur. azarlamak; dövmek.
To &iT• a boost ap to : Desteklemek, mu- To slve into : custody (to glvı in change):
zaheret etmek. Polis emrine teslim etmek.
To gh'ı a close look : İyice bakmak, in- To glve lip service to someone : Boş liıf
ceden inceye tclkik etmek. etmek, çene çalmak.
To giye a command : Emir vermek. To glve offence : Darıltmak.
Tİ> ısh'e a dinncr : Ziyafet vermek. To glve off : Meydana vurmak; vazgeç-
To &iT• a forma! notice : Nota vermek. mek; çekilmek; çıkarmak (duman, v.s.);
To ıı!Te a groeting to : Sclimlamak. sızdırmak (gaz, v.s.); salmak (dal, v.s.);
To alve a hecd to : Aldırıı etmek. vermek, terletmek.
To glve a peace of mind : Huzur vermek. To glve on:. Hücum etmek, saldırmak;
To w!Tı a play : Temsil \termek, bir piyes karıı durmak.
oynamak. To sfve (a person) a cold : Birine nezle
To pe ı present : Hodiye vermek. geçirmek.
To pı a step ap : Kalkınmaya, terfiye To glve out : Neşretmek, yaymak; pay
yardım. etmek. etmek, tatsim etmek; tükenmek, takati
To alTe account of : Hesap vermek. kesilmek, bitkinleşmek.
To pe and lake : İnsaflı olmak, hakkı To pve one's ears : Her !jCyini v~rmek,
gözetmek. bir şey esirgememek.
To lfye aid to : Yardım etmek. To pve one's hand : Evlcnmeje razı
To "" approval to : Tasvibetmek, ka- olmak (kadın).
bul etınok. To tlve (a person) fits : (Birine) hücum
To pvı away : Bahşetmek, balıılamn; etmek, çok azarlamak, haılamak.
çeyiz olarak vermek; [si.] ifıa etmek, boş­ To P,,e one's life to it : Hayatını bir şeye
boiazlık etmek; ele vermek. vakfetmek.
.... r 114 ı

To ah'•
one'ı piece of mind : Birisi balr.- To pe an advantap : Kir, fayda temlD
kındaki fikrini söylemek. etmek; müsaade etmek.
To ah'• one's word : Söz: vermek. To ah'e a denial : Reddetmek.
To ah'e oneself ain : Çalım satmak, aös· To lfye in c:harp : Havale etmek; tavalye
teriı yapmak. etmek; hııpsettinnelt.
To ah'e oneself trouble : Sıkıntıya gir· To pe a hand to: Yardım etmek.
mek, başına bela almak. To lfye way to tean: Allmnat.
To ah'e ..,. : Ferapt etmek, teslim et• GIVEN (1), [p. p. of GIVE],
mek; vııqeçmek, feda etmek; ali.kasını Ghu that ... : Fanedelim iti ...
kesmek; [si.] durmak, duraklamak. He is llT• to stealinı : O hınızlık için
To lfye place to: Yer vermek, meydan yaratılmıttır.
vermek; çekilmek, yok olmak. GIYea name: [Am.] Vaftiz adı.
To lfye praise to: Medbetmek. GIYea to : DUıkün, mOptell.
To lfye permission: MUsaade vermek. GIZZARD (1·9), n.
To lfye pleuure : Zevk vermek. lı stic:ks in one'ı ........ : Keder verir;
To pe reırets : Teessürlerini bildirmek. hota gitmez:.
T~ ah'e rise to: Sebebolmak, sebebiyet To fred one's alaanl : Canını sıkmak,
vermek, yol açmak. keder vermek.
To ah'e stare for ıtare : Bakıımak. GLAD (3), a.
To lfye suc:k : Emzirmek, meme vermek. To be slad of: Memnun olmak.
To pe thanks : Şükretmek. To give the .... eye to: [Si.] Şefkatle:
To lfye the sack: [Colloq.] Kovmak, bakmak.
işlen çıkarmak (sepetlemc:Jt). Glmd hand : El sıkma, hot ıeldiniı: deme.
To slve ıhe slip: Yanından savuıup kaç· GI.. eye: [Si.] Göz: etme, göı:le iprct
mak. etme.
To pe the boot (mitten): [Si.] Kovmak, GI.. rags : Yabanlık esvap, c:n süslü el·
işlen çıkarmak, sepetlemek. bise.
To slve to : Vermek. GLANCE C44s), v.
To pye tongue : Havlamat; yaygara ko- To sl•ce - : Karşı tarafa göz: at·
parmiık. mık.
To ah'e ., : Terk ve teslim etmek; teslim To slmce ı.co : Bakmak.
olmak; ümidini kesmek; vazaeçmek. To . . _ t--*: .. .'ye doinı bakmak.
To ah'e ., the post : Ölinek, ruhunu GLASS (44), n.
teslim etmek. Blown .... : Adi cam, ıite c:amı.
To ah'e ., the struale : Teslim olmak, Burninı .... : Pertavsız:.
pes demek, mllc:adeleden vaqeçaıek. Annealed 11- : Şiıirdikten sonra yavq
To llv• ., hope : Ümidini kesmek. yavaı sotutularak sertleştirilmiı c:am.
The door sl"9 upon the street : Kapı so- Cheval .... : Endam aynası, boy aynası.
kala açılır. Coloured .... : Renkli c:am veya billOr.
To alft way : Teslim olmak, mukavemeti Cut .... : Elmastıraı. billOr, kristal.
kırılmak; çökmek, yıkılmat; kıymetten Dressinı .... : Tuvalet aynası.
düımek; [naut.] kürek çekerek yollandır· Drinkinı .... : Kadeh.
mak; olanc:a kuvvetle kürek çekmek. Friendly .... : Arkadaş iltramı bir ka·
To lfye ways to : Müsaade etmek, ser· deh içki.
best bırakmak; yer açmak. Fond of his .... : lı;tı.iyi sever; ayyaı.
To ah'• vopıe : Moda olmak. Gı- blower : Cam ve ıite yapan klmae.
To be lfyea to : Dllltün olmak (bir feye). G1- blowinı : Camc:ılık ve ıiteeilit aa-
To ah'e what for: [Si.] Kızdırmak, öf- natı.

kelendirmek. G1- c:ase : Camlı dolap.


......._ [ llS ] ..
Ga- cıılture : Cam altında fidan yetittir· setmek; [lig.] istekle mllcadele etmel;
me usulü. merhamet göstermek.
Ga- cutter : Cam kesici kimııe veya alet. To handle with lfoyft: Kızdınnamııt
Ga- oven : İçinde cam piıirilen fırın. için birisine yumuşak davranmak.
Ground .... : Buzlu tam. To take up the atoYe: Düelloyu kabul
Lookinı .... : f.ynı. etmek.
Mıınifyinı .... : Pertavsız, bllyllten cam. To throw down the slOTe : Harb ilin et·
Pane of .... : Pencere camı. mek; dllelloya davet etmek, meydan oku-
Plate .ı-: Kalın ve düz cam. mak.
Spun .... : Mayi iken ince tel haline ıe· To be hand in ıloH : Samimiyet göster·
!irilen cam. mel ve işbirtiti yapmak.
Stained 11- : Renkti cam. To handle without slOYea : Kabaca mua-
Swinı .... : Tuvalet aynası. mele etmek, nezaketsizlik etmek.
The .... is fallinı : Barometre l!ıvanın To fit likc a ılove : Eldiven gibi uymak,
bozulacatını gösteriyor. . tam kalıbına göre olmak, biçilmiş kaftan
To have a .... ttıo much : Sarhot olmak, olmak.
fazla kaçırmak (içki). GLOW (67), v. lı:. n.
Watch .... : Saat camı. To 11- - : Parlamak.
~LASS • HOUSE (44+47), n. Ali of a 11- (in a 11-> : Heyecan veya
To lie in ..... b0Ule9: Bir iı veya fikft' spordan hararetlenmit-
sahasında tenkide maruz kalmak. To speak in .ı-ıııs terms : Koltuklarını
GLIM (1), n. kabartmak, pofpoflamak.
To douse the aUm ! [Si.] lşıtı söndür· GNAT (3), n.
mek. •To "Strain ata pal and swallow a camel•:
GLORIA (SS • 19), int. [Prov.] Deprsiz ıeyde cimrilik ve bil·
Glorla in eııelsis!: [L.] Nazar delme· yük şeyde müsriflik yapmak, hovarda
sin! hamdoJsun! olup icabında beş kuruıu aramak; bir
Glorla Patri: [L.] Elhamdülillllı. pire için yorıanı yakmak.
Glorl8 Tibi: [L.] Al,lahım sana ham- GO (67), v. [p. t. WENT, p. p. GONE].
dolsan. · A ıood role to ıo 1'y : İyi kanun, takibe
GLORY (SS • 1), n. deler.
in slorr: Ahiret saadetine mazhar. Far . - : Çok ilerlemi1t iı ilerlemif;
it was a pıry ı. hiıtory : Tarihte bir za· ölümü yaklapnıı.
ferdi. Go ahead! : Bqla! Devam et!
He is in his alGl'J todıy: [Si.] Bugün Go to! : Haydil Gel artık!
yüzü gülüyor, keyfi yerinde. Go to Bath (Jericho, Putney) : Defol!
T~ ao to slorr : Ölmek. Go ııhılls wllb you( oh, ao on)! : Adam
To be in one's slorr : Keyfi yerinde ol- sende! Hadi ıit ıuradan! Ahmaklık etme!
mak, ellemnet. · Great 19: [Eng. Univ. Si.] Umumi im·
Old ri/tflr1 : Amerikan bıyralı. ti han.
Vain rJıw1: Gurur, kendini belenmeklik. Go - as - you • please : Keyn, serbest, iste·
GLORIOVS (SS • 19), a. nildili ıibi.
To have a . . . . _ time : Mesut bir va· Go • ptter : Ekmelini tqtan çıkaran.
kit aeçinnek. it pea like thiı: Böyle söylüyor, bu ıe·
To -u a ......_ mess of tile room: kilde.
[Si.] Odayı alttlat etmek. it . - without sayiq : Söz a&Urmez,
GLOVB (8), n. s6ylemele lüzum yok, iı aıitir.
Ghrre stretdıer : Elcliven mquL it pea to his head : Bqına wruyor, eer·
To ft,ııt without ...,_ : Eldivcmiz bot· semletiyor (i;kj, v.s.).
[ 186 ]

Jt's no p! : Olacak iı delil! To ao ..... : Devam etmek; ileri ıit·


It's a ao : [Si.] Anlııtık, tamam. mek; önden &itmek.
1 can't ao with you in what you say : Si· To ıo aloaı: Yoluna devam etmek; bir
zinle hemfikir delilim. yolu bilerek takibetmelt; bir Ulkilyil an·
1 am ..... to ao: Gidecelim. lıyaralt takibetmek.
Here a- : Haydi .bakalım! Bqlıyoruz! To ııo U'oand : İdare etmek.
How a- it? : İtler nasıl? To ıo .,,.. : Kenara çekilmek; yoldan
How a- everythinı? : İtler nasıl aicliyor? sapmak.
Here we pi : Yine baıladık! To ıo lllnıy : Dotru yoldan çıkmak,
Who a- there!: [Mil.] Kim o? sapıtmak.
He made a ao of it : lıinile muvaffak ol· To ao at : Saldınnak (ite): azimle ilC ıi·
du, iyi iı aördil. ritmek.
Here is a aol : Mapllah! hale bak! Al. To ıo away : Ayrılmak; uzaklqmak.
sana bir daha! To 10 lıııck from : .. .'den pri dönmek:
Near ao: [Colloq.] Kaza atlatma, IÜÇ· caymak, sözünde durmamak.
!ilkle kurtulut. To ao ._. to: Geri dönmek; bqvumıak.
No ao : Faydasız; yapılması imkiinsız; ta· To 10 lıııı:kwad : Geri pri &itmek; aeri·
mamiyle muvaffakıyetsizlik. temek.
On (upcın) the ıo : Harekette: ıittikçe kö- To ıo lıllıl : Fenalllflllak, bozulmak: kir·
tillqmekte. lenmek; illeri yolunda &itmemek.
Let p! : Bırak! Koyver! To p bail for: Birine kefil olmak.
Let US' IO : Gidelim. To ııo lıefon : Huzura çıkmak.
Quite (ali) the ao : Modaya tamamiylc To IO beginı : Dilenmek.
uypırl. · To IO lıelılnd: Peıini bırakmamak, araa-
tırmak, tahkik etmek.
PreUy IO: [Si.] Hayret verici vaka.
To ııo below: [Naut.] Güverteden aemi·
So far as it pes: Bir dereceye kadar.
nin içine inmek.
11ıe spcaker wtat for the rich : Hatip
To ıo betler : İyilqırıek; terakki etmek.
zenainlerin aleyhinde konuıma yaptı.
To ao between : Araya airınelc, vasıta ol·
1be c:oaıc and ıo ol traffi'c : ~yrilsefer.
mak.
11ıere is no p in him : Enerjisi yok, cıın·
ıızdır.
To ıo .. :r_. :öteye seçmek, haddi te-
cavüz etmek; aldatmak, diJcdilini yapma·
To p a • beuinı : Dolqıp dilenmek;
malt.
[lil'.) nlbct aötmemek.
To p lıy : Geçmek, yanından acçmck,
To ao a lonı way : Çci~ i~ aörmek, çok
aldırmamak; yol ptcrmek, rehberlik et·
tesiri olmak, çok devam etmek.
mek.
To ....... : Arkasına dllfmck; baıla· To ao by thc boanl: Mahvolmak; [ııaut.)
malt tlrere olmak; pzimnclt, dolapnalt; kınlıp denize dUpnck (direk, v.s.).
[aaut.) tiramola etmek; yayılmak, dalıl· To p c:hcap at : Ucuza Ptmet.
malt. To p • - : İnmek; batmak (ıllnq veya
To ıo about a tuk : Bir ilC baılamak. acmi); yutulmak; fiatı dOpnek; boyun et-
To p lllloat one'ı buıincsa : b tutmak. mek, teslimiyet ,ıı.tcrmck; ınas ctınck;
To llD ....... : Ecnebi mcmlctetlere alt· [Ba,.. Uai.-.] Onivenltedcn ayrılmat;
mek; lllyu bulmak. [colloq.J maktul olmak.
To llD lfllr : Bir ICY aramala silmek, ta· To 10 . _ . in the wortd : Dtlpek, fakir.
knıeta.lt. 1epnck.
To p ....... : Saldırmak; bqı dar· To ID casy wlllı ICllDCthİq•: [Pro.-.J
mak, kaqı aıelmek; itiraz etrn:lt; :ıleyhin· GUrUltUye pabuç bırakmamak.
de ncticeleanıclt; Iİllİrinc dotunmalt. To 10 . _ . llıdD: Dalmak.
.. [ 187 ]

·ro ıo d-• bıto oblivion : Unutulmak. To ıo it : Devam ettirmek; ylikıekte tul·


To ıo •Ellall*• inıiliz ıibi hareket et· mak; kayıtsız ve korkusuz hareket etmek;
mek (davranmak). delicesine hareket etmek; hızla. ilerlemek.,
To .ao far : Çolr. iş ıörmek, çok işe yara- atılmak.
mak, çok tesirli olmak; [colloq.] §(>hret To ao it blind : Körü körüne pnnek, dil·
kazanmak; ilerlemek, gelişmek. şünmeden bir işe atılmak.
To ıo for : Geçmek, sayılmak; peşinde To ııo large: [Naut.] Pupasına seyret-
olmak, potine düşmek; aramak; [colloq.] mek.
saldırmak; gitmek; ilgilendirmek; h&rcao· To ııo mad: Çıldırmak, deli olmak.
mak. To ao native: Yerlileşmek, yerlilere ben·
To ıo for nothing : Hükmü olmamak; zemek.
boıa gitmek; yok pahasına satılma~; bo- To IO olf : Patlamak, atq almak; ait·
şuna gitmek; netice vermemek. mc:k. devam etmek; bayılmak, uyumak;
To ıo fortb : Bir yerden çıkmak; yayıl­ ölmek; çıkmak (sahneden); insafsız dav-
mak. ranmak; satılıp elden çıkmak; uzaklat-
To ıo forwıınl : İlerlemek, gelipek. mak; iyi veya kötü emeline nail olmak.
To ııo from bad to worse : Fenalaşmak. To ıo olf one's head : [Colloq.] Çıldır­
To ııo halvc:s : Paylaşmak, ortak olmak. mak.
To ıo fartber : Devam etmek, ileri git· To ıo oa : Devam etmek, ileri ıitmek;
mc:k. hareket etmek; [tbnt.] sahnede görün-
To go hard with : Büyük zahmet tehlike mek.
veya zorlup sebebolmak. To ııo on strike : Grev yapmak.
To go him one betıC'I" : Başkasından bir To ıo oıt the road (tour): Turneye çık-.
puvan veya derece ileriye geçmek. mak (tiyatro kumpanyası).
To go hungry : Aç ·kalmak. To ıo on the staııe : Tiyatroya intilabet·
To IO ili (well) with : İyilik veya kötülük mek, sahneye çıkmak.
getirmek. To ıo out : Çıkmak, evden &itmek; dö-
To ao la : Girmek; bulutların arkasına vüşmc:je çıkmak; sönmek; memuriyetten
çekilmek; [Crick.] sırası gelince vurucu çıkmak; ıeçmek (moda); grev yapmak;
mevkiine geçmek. yürc:ji dolmak (sevııi v.s. ile); oyundan
To ao in and ouı : Tamamiyle serbest bu- çıkmak; ölmek; taşraya &itmek; hayata
lunmak; istedili aibi girip çıkmak. atılmak.
To ıo in for : Girmek, iştirak etmek, nam· To IO Per : Geçmek, öbür tarafa ııeç­
zc:tlijini koymak; dost geçinmek; bir iş pe· mek; parti veya meıhc:p dc:jiştirmek; tek·
~ine düşmek; [colloq.] taraftarı olmak. rarlamak, ııözden geçirmek, prova etmek;
To ıo hı for music: Müziie zaman tahsis tehir edilmek;. her tarafını sezmek; çök-
etmek. mek; kapılmak.
To ao in one car and out the other : Bir To ao pası : Geçmek, geçip ııitmek.
kulajından girip öbüründen çıkmak. To IO right alıellll : Bir işe hemen başla­
To ao bıto : İçeri girmek; ziyaret etmek; mak.
girişmek (miinakaıa v.s.). To ıo round : Yetmek, kii.fi ııetmek; uAra·
To RO lnto debi : Borca ııirme·k, borçlan· mak; [card.] aynı renkten oynamak; do-
mak. laşmak, ziyarete gitmek; kuşatmak, çe-
To ııo lnto c:dition : Basılmak (kitap). virmek.
To ıo lnto effc:ct : Yürürlüle ııirmek. To ıo shabby : Derbeder olmak.
To ıo in wlth : Anlaşmak, uyu1111ak; it- To ıo shares with one : Biri ile paylat-
birliji yapmak. mak, yarı yarıya almak.
To ııo in unto (to); }iuzuruna çıkmak; To ıo slack : Gevşemek.
cinsi münasebette bulunmak. To ıo snacks : Paylaşmak.
. [ 111]

To . . the JlllCC : Sefahate dalmak, ah· .tillt haline airmek. faaliyetine sizli ola·
ilin bozulmak. rat devam etmek.
To • atraiJht : Doldolnı sitmek. To • mıler sail: C•aat.] Yelken açmak.
To • tlıe way of all the eanh: Herteain To • •P : Çıkmak, ytlbelmet, fırlmıak;
sittili yola sibnek, ölmek. [tb.at.] sahnenin •ta tarafına &itmek;
To • the whole hos (fipıre) : latedllini (J:n6. UniP.] Oniveniteye ainnelf;
elde etmek için her teYi söz.e almak. tat- [colloq.] batmak, ınallvolmık; plipaet.
tınlılt Ptermek. To ao ., apinst : Aleyhine litmek; mUt-
To • ........ : Yoklamak, 16zden pçir- kWida kartılqmak.
mek; pçirmek (haatahk, v.s.); baprmak, To • . , and ...._ : Her tarafı clolat-
becermek; llstllnden sirip altından çık­ mak.
mak, sarfedip bitirmek; satılmak; durma· To ao ., to : 11erlemek, &itmek.
dan ıitmek (tren, v.s.); [ıl.] Y•lm• et· To ao .,_ : Dayanmıı olrıı.ak, mllstenit
met, soymak. bulunmak, esasını tqkil etmek.
To • llırollP a blockade : Ablukaya air· To ao well : itleri yolunda &itmek.
met. To • wcat: [Si.] Ölmek.
To ao llınıallt fire and waıer : Bllyllt To ao w1t11 : Beraber litmck, uymak; mi-
imtihandan aeçmek; çok ıstırap çekmek. na çıkarmak, anlamak; aebe kalmak; ka-
To • ........ with : Yapmak ve bitirmek. bul etmek, oy birllli yapmak, taraf tut·
To p to bed : Yatmak, uyumak. mak; yakııtmalt (elbise, v.s.).
T~ • ıo dop : Sukut etmek, minen dllt-
To ao wllll tlıe tide : Zamana uymak.
mek, mahvolmak. To ao wlllla9I : ... 'sız olmak, mahrum
To ao to great eııpense : Çok masrafa olmak.
ıinnek.
To IO w1t11 (child) younı : Gebe kalmak.
To ao to ıround : Deliline ıirmek (tilki, To ao whistle: [Si.] Memnun kalmamak.
v.s.); makul dilfllnmek. To ao without sayinı : Aliklr olmak.
To ao wronı : Bozulmak, lnza yapmak,
To ao to pieces : Parçalanmak; maddeten
To ıive the ao • by to : Oörmemczlikten
ve minen dlltmek: sıhhati bozulmak.
ıclmek, atlatmak, ehemmiyet vermemek:
To ao to press: Basılmak (pzete, v.s.).
birinden kaçmak; arkada bırakmak, PÇ·
To ao to sea : Denizci olmak; denize çık·
met.
mat. To hıve a . . at : Denemek.
To ao to smash : Harap olmak, mahvol·
GOAT (67), n.
mak.
To play the aiddy ·..,.. : Maskaralık et-
To ao to the country : Kendi mıntakaıı·
mek.
nın reyine mllracaat etmek.
To separate the lheep from thc . - :
To ao to the troubles (Jlllins): Zahmete
iyi insanı kötllden ayırmak.
katlanmak.
This aets my .... : csı.] Sinirime doku·
To p to war: Harbe ıirmek.
nuyor, lsııbım bozuluyor.
To . . to the wall : Akta kalmak, iftlı Tbc sheep •nd the ...,. : iyiler ve kö- ,
etmek; son derece sıkılmak. tüler.
To ao to the wrong way : Yanhı yoldan GOB (5), n.
gitmek, hata etmelı:. Stop your aeltl : [Si.] Kes sesini! Alzını
To ao taptber: Beraber ıitmek, uymak. kaJlllt!
To ao under : Batmak; tanınmak, maruf GOD (5). n.
olmak; ölmek. A feast for the .... : Pevkallde bir ziJa-
To p u•r ıhe name of : Bir adla ta· fet.
nınmak, bafka birisinin adı i!~ tanınmak. Gallery .... : [Tb1tıt.] Ea yUbek ple-
To p •ıler around: (Polit.] Gizli tet- ride oturaıılar.
( 189 )
......
God of this world : Şeytan, iblis. Would ıo God : Ketlı.e.
God aranı! : İıqallah, Allah vere. Ye GGdl!: Allah ·Allah! Hayreti
Go4 fearins: Allahıan korkar, dindar. Ye c.11 and liıtle fishes! : Aman Ya-
God forbid! : Allah ıösıermesin! maazal- rabbi!
lah! GOING (67 • 1), n. & v.
God speed you! : Yolunuz :ıçık ol~un! A lalDs concem : Yolunda aidcn bir iş.
ulurlar olsun! Golap on: Olup bitenler, hal ve hare-
God bless me! : Allah, Allah! Maşallah! ket (ekseriya· fena minada).
Good Goıl! : Aman Yarabbi! Gollıs down : Batıı: ıunıp.
God bless you! : Allah sizi korusun; ma- Gollıs onler : ltiemek için elveritli sıra
pllah! veya şart.
God • a • mercy! : Allah acısın! lnayeı ol· Gollıs lite hoc cakes : iyi aa1aı.
sun! 1 am ..... ıo do ıhis : Bunu yapacatım.
God of war : Harb ilahı (Mars vey:ı Jü- il is ..... on four o'clock : Saaı dörde
piter): Merih yıldızı. aeliyor.
God of wine : Şarap ilihı (Baklis). Noıhina ..... • : Hiçbir ICY yok, faa-
G..'s ıruth : Tam hakikat, asıl hakikat. liyet .yok.
G . . of love (The blind ı..) : Aşk mii· One of the besi men . . . . : En iyi insan·
budu (kllpid). lardan biri.
CM woc : Allah bilir ki. The bell that are ..... : itin en iyili.
G . . save the Kins!: Yapsın kınll To seı tbe clock ..... : Saati illeımelı..
GM'ı acrc : Mezarlık: mezar. GOLD (67), n.
GM'ı imaae : insan vücudu. A heart ol .... : Sif ve temiz yOrek.
G ...ı lid : Allah pıhit olsun. Dead .... : Ham allan.
G.. willinı : İnpllah, Allah lııene. Galıl amalpm : Civa ile allan ınabl6tu.
CM t - : Allah bilir. Galıl basis : Altın euaı.
CM praise!: Mqallah! nazar dcjınesiıı! Galıl beater : Vırüçl.
For God's sake! : Allalı qkınal Galıl brick : Kıymetli ıtörOnen kalp eey.
•Fear him who fears ııoc God!•: [Prov.] Galıl Cout : Afrilı.a'da altın ııalıili.
Allahıan korkmıyandan korkulur. Gelıl diger: Altın arayıcıaı: [il.] er-
Household .... ı C•7tll.] Evbark yahut tetlerden para ıızd&ruı lı.adm.
ocak iliahları: [li•. J inu11ın bütün mal Gelıl dust : Altın tom.
ve mülkll (olanca serveti): evde pek kıy­ Galıl fıcld : Altın mııdeni ııalıuı.
meıll tutulan llfYL G... foil : Altm varalı, alhn pllk.
• lf Go:I clolel one door He opens a Gelıl lace : Sırma, kılaptan.
lhousand new CiMi•: lPro•.] Allah bir Galıl leaf : Çot ince altm varak.
kapıyı kaparsa bqka bir kapıyı .açar. Galıl rush : Altına hOcum, altın madeni
To be ı liııle. tin ... : Böbllrlenmek, ken· sahalarına a&terilen raitlet.
dini dev aynasında tllrmek. G ... ııandard :. Para delerine altını nu
Thank G .. : Allaha lilkOr, çok adt0r. .utma usulü, altın 11111.
To ... il : Tanrılık ıaslamak; tann yerine Galıl thread (wire): ince ııltın tel.
koymak. Gelıl wuher: Yıkayarak altını kumdan
To bici one Go4 speed : Teni etmek, yol· ayırın kimse veya alet.
cu etmek, pçimıek. Old .... : Donuk altın renıi (renkli).
To serve Go4 and Mammon : Hem Allaha She is pure u .... : Halis altın aibi kız­
hem paraya &apınmak. dır.
Uncler CM : Evvel Allah, Allahın yardı· GOLDEN (67), L
mı (izni) ile. Gelıln weddlnı : EvliUiin -eDincl yıld6-
Wiıh pace of Geıll : lıİpllab! nlllll.
golden • trelNll
ı 190 ]

Golden mouthed : Belügatli, güzel konu· Good for nothinı : Beceriksiz, ise yaca·
şur. maz, deAersiz, haylaz.
Golden opinions : Hürmet, saygı. Good for ten miles : On mil yürüyebilir.
Golden mean : İfrada ve tefride kaçma· Good friday : Matem cuması, İsa'nın çar·
yış, itidal. mıha ıerildili haftanın cuması.

Golden Horn : Haliç <l~tanbul). Gooıl aracious!: Allah Allah! Çok ICY·
Golden gatc : San Fransisko körfezinin Good heavens!: Aman Yarabbi!
ajzı. Good humour : HQf mizaç; pkacılık.
•Silence is piden• : [Prov.] Sliköt al- Gooıl look.inı : Görllnillü aüzel, aıaeı.
tındır. Good mannered : Güzel tavırlı, terbiyeli,
The Golden Age : İnsanların saadet, safi· nazik.
yet ve sulh içinde yaşadıkları çok eski de- Gooıl morninı : Gün aydın.
vir; be14=riyetin ilim ve irfan noktasından Gooıl nature : • İyi huy, kibirsizlik.
en parlak devri; bir milletin en 14=refli Good niıht : Allah rahatlık venin, ha·
devri. yırlı ıeceler.

GOLDEN • TRF.sSED (67 • 9 + 2), a. 1


Good offices : Yardım, vasıta olma, ara
bulma (bilhas5a diplomatik itlerde).
Golden • lremed weddinı : İzdivacın el·
Good old : Canım, gilı.elim.
linci yıldönümll.
Good old dayı! : Hey aidi sllıılerl
GONE (S), a. [p. p. of GO]. Good riddanccl : Çolı. ıllkllr kurtuldum!
A ıoae man : inas etmiş adam, harap Good samaritan : Kara ıiln doatu, ihtiyaç
olmuş adam.
ıünü dostu.
A ı- case : Kazanılmamıı bir dava. Good sense : Makul dilfllnll1, aldı selim.
A ı- feelinı : Bitkinlik, bayaınlık. Good time : Hoş aeçlrilen vakit.
Gcıee cıa: [Si. J Müptela olmuş, tutul·
Good temper : Uysallık, yumupklık.
muş; iııık.
Good thinı : Zarif hiltlye veya nükte;
it has ırone siıı: : Saat S. elveriıli alım satım, spekillisyon; [Pi.]
GOOD (7), a. nezaket, yumiı1&klılı..
As ıooıt • : Kadar iyi, gibi, dejerinde. Good worlts : Hasenat, sevap, hayır iş­
Ali in aood time : Müsait zamanda. leri.
A aood while : Uzun bir müddet. He is as aood as his word : SözllnOn eri·
A aood distaııc:e : Uzun bir mesafe. dir, itimada layıktır.
A aood lonı time : Hayli uzun zaman. He is aood for a hundred powıds: 100
A aood tum : İyilik. lirayı ödeyeceline emin olabiliriz.
A aood deal : Hayli, birçok. He will come to no aood : Sonu iyi delil,
As aood as dead : Ölmilf ıibi, ölmllı sa· adam olmaz.
yılır. in aood IOOth : Yemin ederim, vallahi.
Be aooıl enoush to coıne : Utfen seliniz. How aood of you : Bu ne IQtuf; çok na·
For aooıl aad ali (for aood) : Vellıasıl, ziksiniz.
netice olarak; tam11Diyle; aerçeltten. 1 havı: a aood miad to : Aklıma koydum,
Ooııd breedina : Edep, terbiye. tasıtrladım, yapacatmı.
Gooıl bye : Allaha 11marladık, hOKa lı.al; • lf you wish to do a aood deed, consult
ıüle ınıe, selimetle. no one•: [Prov.] İyilik yapacak11n tim·
Good day : Merhaba, selamünaleyküm; seye danıımadan yap.
Allaha ısmarladık, aWe ıille. 1n aood. part : İyilikle, nezaketle.
Good eveııiııa : Tün aydın. in &ood spirili : Neweli, keyfi yerinde.
Gooıl fellowtlıip : Sohbet, arlı.adqlılı.. in &ood train: İyi aidiyor, itler yolunda.
Good fellow : lyi huylu adam, sıcak The aood : Namuslu halt.
kanlı, yumuşak adam. The aood (tbe aood people) : Periler.
[ 191 ]

To make .... : Tudik etmek, ispat et· He can't 5'-Y boo to a ııcı- : Karıncaya
mek; yapmak; noklanmı ikmal etmek; bile basamaz, korbktır.
yerine koymak; tanzim etmek. To c:ook one'ı . - : [Si.] Şöhret veya
To ıtand .... : Kefalet etmek, kefil fırsatlarını bozmak; dalavereıini çevir·

olmak. mek.
To the .... : Ka11ılık olarak, kiır olarak, cTo kili the S - that layı the aolden
fevlcalide. eus•: [Prov.] Altın yumurtlıyaiı kazı
To think IOOll: Muvafık (uyıun) saymak; ·kesmek, itini ·kendi eliyle bozmak.
memnun olmak. To play the ııcı- : Ahmaklık etmek, bu·
To see .... : KOiianmak. dalaca hareket etmek.
To do a .... turn : İyilik etmek. The . - hanp. hiııh : İşi iyi ıidiyor;
To make ıood : Muvaffak olmak, adam şimdilik istikbali parlak.

olmak. GOOSEBERRY (77z • 9 • 1), n.


'to the lood : Klrdan, kardır. G-berry fool : Kaymaklı b:ktaş üzü·
What's the pod of it? : Faydası ·ne? Ne mü tatlısı.
çıkar? Bundan ıie çıkar? To play a-benJ : iki sevdalıya refa·
kat etmek, sajdıç olmak.
GOODNUS (7 • 2). n.
GORDIAN (.5.5 - l 9), a.
For ....._ lllllce: Allah afkına.
To cut the Gonllan lcnot : Z.orluju kolay-
Goadılell sraciousl : Allah hakkı için.
lıkla yenmek; meseleyi zorbalıkla hallet·
~ knowı! : Allah 'Jilir.
mek.
Have the .,..._ to: LOtfen, nezake·
GORGE (.5.5j), v. &. n.
ten.
To IOIP OD : Çok yemek.
1 wish to ıoodMm : Aman keşke, Allah
To make one's ıorp rise : Nefret uyan·
vere.
dırmak, nefret ettirmek.
GOODS (7), n. GOSPEL (S), n. &. L
Gooü and chattles : Şahsi emlil, insa· GOlpel truth : Asıl hakikat.
nın bütün serveti.
GOWN (47), n.
Gooü traiJ: YUlt vaıonu. T-n and ao- : Şehir halkı.
Gooü truck : YUlt arabası. GRACE (211), n.
To deliver the ...,... : [S/.] Beklenilen Airs and . . . - : Yapmacık tavır ve eda.
~yi muvaffakıyetle bqarmak.
Gdee cup : Sofrada içilen son kadeh.
To set (have) the ...... OD: [S/.] Fo- Have the . . - to : LOtfen, inayeten.
yasını meydana çıkaracak vaziyette ol·
(Her, His) Your anıce: Bir metropolit,
mak. dük, düşes ve eskiden hükümdara hitabe·
GOODYEAR (7 • 99), n. derken yahut onlardan bahsederken kul·
The podyeuwl (a ıoodyeıır talr.e it!) : lanılan hürmet lakabı.
Şeytan alsın! in his ıood ıraces : Teveccilhüne maz·
GOOSE (77), n. [pi. GEUE]. har, birinin ıözUnde olma.
•A neiııhbor's hen is as big as a •-·=
[Prov.] Komıunun tavuAu komşuya kaz
State of ..-e : Allahın inayetine maz·
har olma.
aörünür. To have the ance to : Şefkat göstermek.
Foll and ae- : Körebe oyunu; bunu The Grııeeı: [Gr. .llfyth.] Üç güzel kar·
takliden dama tahtası üstünde oynanan deş mabude.
birkaç çeşit oyun. To say arııce: Yemekten evvel veya son·
G - flesh : Soluktan veya korkudan ra Allaha dua etmek.
tüyleri lirpermiı vücut. With a aood or bad ance : istiyerek
6 - step: Kaz adımı, Alman askerle· veya istemiye.-ek.
rinin yürüyüıü. Year of anıce: Milattan sonra.
[ 192 J
GRACIOUI (21ab9), a. C..- Juror : •Grand jury• buı.
Good • ' nl, Gndw IQOdneul, Grmııl monarque: [F.] Bllytlt büküm·
Gndw mel : Hayret veya iliraz ıaiduı, dar.
Albb .AJlalal Hayreti Grmııl aıoııdc : Kibar llemi; saray •· '
GRADB (21), n. ı1. v. kinı ve uılzadeler ımıfı.
At .... ı [U. S.] Aynı •viyafe (yol). C..- aipior: Y~k ımıkam ubibi
en.. Cl'Clllİlll : Bir yolun eimendifer adam, akiden Padi$8ba Avrupalıların ver.
rayluuua llatOnden pçme ,.n. dili l&bp.
C.-. IClıoal : Muntazam ıınıftara ay· Grmııl llaDcl : Biriııci llDıf ~irci mcv·
nlmıt olıul. kii (tiyatro, hipodrom, v.a. de).
On tııe up . - . : iyilqmektc. Grmııl tour : Devrilleia •Yabali.
On t1ıe dowıı . . . . : KlltWetaıette. Grmııl curt: ATATÜRK.
Tbe dowıı of the up ..... : Yokulun inil Grıuııl vwer: Sadrlzam, bqvczir.
veya çıt111; [li,..] İDİi veya çıtıe. in ...... ıtyle : G&ııeritli, modayı IÖl'C·
To ınalıe tbe .... : YokllfU çıkmak, aüç- To have a ...... time : Eilencelt bir vakit
llWeri yenmek, muvaffak olmak. pçU-k.
To . . . . . , : Soyca daha iyi olanla çift· GRANT (4"), v.
lqlirmelı., cilllini iyilel(irmet. ~ lhat thil be lrue : Dolru oJda-
GRAIN (21), a. tunu kabul ellet bile.
Ap.imı t1ıe .... : Tabiatına zıt, hopına To lake fOI' ...... : Bir aıadeyl tuılik
IİflllİyeD. edilmit addetmek, plpheaiz olanlı blıul
Coane ~: iri ıaneli; dıumn lı:aba. etmek.
Clole ...... : Dunarı ııt. To lake oae fOI' ...... : Birhıla kıy­
FiDC .,.... : ince lulli; damarı ince. metini lakdir elmeden onun yaptıklarını
Gnm eleYalor : Zahire ambarı. bir hat diye kabul etmek.
Gnım leatlıer : Kıllı yUzDadea ..._İl GRAPE (21), D.
deri.
Gnılll lide: Derini• kılları çıkanlmıt
c,... brandy : Ozüaı ra1ı111.
yllzl1.
C,... hyaciıılh : Selkımlı ıllmbW.
Gnılm of paradile (Guinea .....) : la·
C,... ICİlaOn : Sofrada UzUaı ulkımla·
tı Afrilı:a'da
yetifen baharlı bir nebatm to- rını kamete maıı.. matu.
humu, kimyon c.o1ı-u. C,... aupr : Ozlqadenalman ..ur.
Sour ...,.. : Kanıt; ele llÇirilemedilin·
la . - : DoiNdaa dolnaya, akili pbi.
To cut ~ t1ıe .... : Ataç clamarlarm- den dolayı bor ,ıırOlea lllY.
dan kamet. GRASP (4"), v.
To dye in .... : İyice boyamak. To . .., at: Saldırmak, tutınala çalll"
To lake it wldı a .... of ..ıı Duyduk· : malı:; [fi,..] kabule ilıek aöttermet; an·
!arının bepline inanmamak. lamalı:, nllfuz ec-lı:..
Widı a .... of ult : İhtiyatla, 1Uplıe ile. To ...., aı a llraw : En ufak bir teJC
GRAND (3), a. ümit ballamak.
A ..... miıtake : BUyUk hata. To ...., a netlle : Caarede tehlikeye
Grmııl air : Müstesna bir vaziyet. atılmak.
Grmııl Almoner, Chambellan, Falc:oııer, To P81f f•: Anlamak, kavramak.
ece. : Bqrahip, v.s. ıibi meslelinin en GRASS (44), n.
yüksek. adamı. At . , _ : Çayıra bıra!ı.ılmq; botta. ipiz.
G.._. Canal: Venedikte en büyllk kanal. C... areen =· Çimen reııai yetlJ.
C..- dııcal :· Grandllke ait. ffe leli DO . . . . lfOW under bis feet :
C..- ductıe11 (duchy) : GnndU1C9. Ayllmm altında ot biıirtmez, bopına va-
C..- duke : Graadüt. çar kardqi. kit FÇirmez.
[ 193 ı
......
To ıo or ııend to .,_: Yere çarpılmak Gnat ıranclfalher : BıablDID dedesi.
veya çarpmak. GnM ao : Kenıbriç'de edebiyat mezunu
To briııa to . - : C•iıı.] Kuyu aizına olmak için imtihan.
çıkarmak. G....a aros : 144 dllıllııe.
To ao out to . - (to put out to . - . Greııt houae: Kipne, bir memlekette en
to sencl out to ....., to tum out to ...->: bllylllt konak.
Otlamıya &itmek veya ııöaderilınet. ça- Greııl hearted : Alicenap, yükselt ruhlu,
yıra ulınmak; [fi6.] ifinclen çekilmek cömert. .
veya elçektirilmek. GNat ipıoraııce : Koyu c:ebalet.
To an to .... : Çayıra bırakılmak (at); Grnt powen: Büyük devletler.
itten çekilmek; mahvolmak; iti bitmek, Great primer : [Priııt.] 18 punto harf.
ölmek; [si.] yere ııerilmelt; defolmak. Great seal : Hüldlmetin resmi mllhrU.
GRATE (21). v.
Such lhinp "'* • me: Bu plıl weyler·
den nefret ederim, hotlanmam.
Grut Scotı!: Allah Allah! Çok teY·
GNll spiril: Kuı.ey Amerika Hintlileri·
nin mi.butlarına verdikleri isim.
GRArurrous <9 • 1111 • 9). L . Great thouıhts : Yüksek dUtUnceler.
A .......... lnsiılt : Bot yere tal*Jr, hak· it is a anat thi111 to know : Bilmek çok
ıız yere lalıtir.
iyi IC=Ydlr.
GRAVEN (21), a. it would be areat if : Olsa çok iyi olurdu.
er-.. imqe : Put. 11ıat's areat : Fevtal&de, çok atımL
GRAVITY (3 • 1 • 1). n. To be ...... • : Meraltlı olmak, llailen·
Centre of pa'fltJ' : Sıklet merbzi. mek; allkadar olmalt. ·
Law of pnMJ : [Pbs.] Çekim kanunu. 11ıe ..-a alliıe (iııquat, Day) : Kıyamet
Specifıc: pnMJ : İlibart atır1ık.
ıUn\I.
GUASE (11), n. To live to ı
..... qe : Çok yapmak, ya·
C - paint : Makiyajda kullanılan yallı
ıını b11mı
almak.
boyL The G,... Bear: [4btroıı.] BllyWt Ayı.
C - trap: Mutfakta bulqık suyunun The peat majörity : Bllylllt eberiyet;
aktıtı bcınmİnı atızlılt lllqeci. ölWer.
To . . - tbe wlıeela ~ Para De itini yll- 11ıe put unwashed : Avam, ayak ta-
rUtmelt. kımı.
To . . - one'ı paw (finprı, palm) :
Rtltyet vermet.
GUU (11), a.
GUAT(21),L c-11 ca1endar : Rumi tarih.
A ...... dea1 : Bir b~yll, birçot. GNlll caleııdı lltalends) : Hiç plmiyecelt
A ..... dea1 of fnıit : Birçok meyva. · zaman, çıkmaz aym son çaqamlıuı.

A ..... many : Pek çok. GNllı dıun:h : Ortockıb ltDilell..


A ..... occulon : Bllyllk meruim; bll- GNllı Cl'Oll : Ortockıb baçı.
yllk fınlt. c-1ı rıre : BizuıalıJann lıarb lllDIJerine
A ..... ICCIUlldrel : Blly&k alçM, bin ot- lı.&r11 ltullandıltlan ve lllatılmc:a yanan
lu hiıl. bi~ çı!,iı kimyevi tertip; 111 ile lllamiyea
A ..... tallıer: Çok ltcıaUIUI kime, P- eski bir tertip.
verıe. Oreek lift : Kiltll ınaltsada wrDen Jıe.
A ..... wlılle llO : Hayli :aman evvel. diye.
GRlll Brlıain : BtlyWı. Britaaya, lııalltme. it il Gnelı to me : ili; anlıyamıyarum.
1*oçya w Oal 1ıOllllerindea nı.ret ada Wben GNlll aıeell 0.-lı : iti ltuvvedl
illerindeki tllke. mubuun lr.arfılaluıca.
C..... cln:le: [GH6.] Bllyllk daire. GllEIEN (l l). a. A v.
Oreat frleııdl : iyi clllltlar. A ..... old qe : 7Jnde lbdyarlalı.

P. 13
Grey
[ 194 J
Do )OU see any sne• in my eye7 : Be.ıi GRiP (1), v.
aptal mı sanıyorsun7 A good plp of the affair : İyi kavrayış.
Greeıa at : Acemi. A ptpplaa story : Enteresan bir hikaye.
Greeıa cheese : Lor peyniri; kesilmiş süt GRJS'f ı ı ), n.
peyniri; adaçayı ile boyanmış peynir. Ali his pW that comes to his mil! : Taş­
Greea Cloth : Kilercibaıı dairesi. tan eknıeiini çıkarır.
Grem cloth : Kumar masası. To bring pilt to the mili : Kiırlı işe ıi·
Greea eye: [Fig.] Kıskançlık. rişmek; kazanç temin etmek.
Grem fat : Deniz kaplumbaiasının jela· GRIT (1 ı. n. & v.
tinli yeıil kısmı. He has plenty of ptt ; Cesaret sahibi bir
Gree• house : Limonluk. adamdır.
Gree• sıall : Sebze pazarı. To ıırlt the tecıh : Bir zorluk ka11ısındı
Greea stuff : .Yeşillik, sebze. bulunmak.
Greea tea: Buhar ile kurutulmuş çay. GROAN (67), v.
Greea vitriol ; Krıstal halinde sülfat dö The table IJOUN with food : Zenıin bir
fer. masa.
in the peea tree ; Gençlik veya zindelik GROAT (67), n.
çatında. Not worıh a pc19t : Metelik etmez, de·
Paris peea : Arsenikli ve zehirli bir boya. jeniz.
To peea the old wound : Maziyi tazele· GROOM (77), n.
mek, aeçmişi kanŞtınnak (hatırlamak). A well poımN man: [Colloq.] Saçı.
GRE\', GRAY (21), a. ve sakalı taranmıı temiz kıyafetli bir
Grey wether : (Elr.seriya çotul olarak kul· kimse.
!anılır) Kum lafı parçaları. GROOVE (77), n.
The future looks pey : istikbal karanlık His life runs in a pooyı : Monoton bir
ve ümitsizdir. hıyıtı var.
in the poon: [Si.] Mükemmel halde.
GRIDIRON (t - 419), n.
GROSS (67), a.
GrW!roa mınoeuvre: [Naut.] Borda
A ...- mistake : Fena bir hıtı.
•yrinde yer deiiştinne manevrası.
By the ..,_ ; On ikiwer düzine olırık,
Grtıllrcİll pendulum : lskara teklinde saat
yüz kırk dörder.
rakkası.
G...._ valve : Çok delikli bir çeşit valf.
c .... winı areı: [Ae-ro.] Kınadın umu·
mi k.ııldırıcı sathı.
GRIEF (t 1), n.
To coıne to plef : Belayı tutulmalı:; ifliıs
c,_ weight : Darası çıkarılmamıı alır·
lık, ıayrisifi sıklet.
etmek; muvaffak olamamalı:. GROUND ("7), n.
GRIEVE (11), v. Above ..._.. : Yeryüzünde, meydanda;
To pleYe • : Üziilmek, kederlenmek. saL hayaua.
To sine fw : Bir teY için üzülmek. Down to the ...-- : [Colloq.] Tama-
To pleya OYar : Bir weyden dolayı UzUl- miyle; her husutta.
ınet. Forbidden ....... : Memnu mıntakı.
GIUM (1), ı. c..-. crew : Hava meydanında uçak·
Like .... deıth : Israr ederek, inatçılıkla. lıra bakan mühc:ndiı ve makinistler ekipi.
GlllN (1), v. C..-. form: [Gram.] Köt.
To p " - car • ear : Apı kulakları­ C..-. · lıoa day : 2 $ııbıL
na varant sülmet. C..-. ice : Suyun dibinde hasıl olan
GltlNDITONE (41 - 67), n. buz.
To keep one'ı noee to the
Birini dnrmadan çalıttumak.
P••-: C..-. ivy: [Bot.] Yer
c;,... line : Resimde
sarmııtı&ı.
ılt (ön) çizai.
[ 19S ]

Grcıpaıl rent : Toprak rantı. To have (keep) an ·car to the ...... :


Ground speed: [Aero.] Yere nazaran Dikkatle dinlemek.
sürat. To have a ar-41 fw : Mazıereti olmak,
Groımd swell : Denizde uzak bir mesafe- sebebi olmak.·
de çıkan fırtınadan hasıl olan uzun dal- To keep in the baclc ..._. : Gösterme-
galar, ölİi deniz. mek; meydana çıkmamak.
Grouad tackle: [Naut.] Demirlemiye To raze with the . , _ . : Taş tq Ustllııe
mahsus aoınene, zincir ve lenaer takımı. bırakmamak, yerle bir yapmak.
GIGlmd test: [Aero.] Kalkııtan evvelki
To ....... arms : Silüıı yere dayamak.
muayene. Consecrated . , _ . : Kiliae veya mezar-
Grouad water : Kuyu suyu, pınar suyu.
lık gibi takdis edilmiı yer.
Groaad wire: [E/ec.] Toprak teli.
Froın the poaııd up : Temelinden, ta-
Grou. . glass : Buzlu cam; pürüzlü cam.
mamen.
Not without srOUDlll: Bihakkın.
GROW (67), v.
On what anıad? : Ne sebeple.
On ıood ~: İyi sebeplere müstenit. To pow bald: Dazlak kafalı olmak.
On public poımda : Umumun menfaati. To pow cold to : Sotuk davranmaya
bakımından. bqlamalt.
On the .,.... of : Sebebiyle. To pvw dark : Hava kararmak.
Risinı . , _ . : Yokuf. To pow llowa: l>Ulmok. eklilmolt.
To bite the ....... : Yere dllşilp öl- To 11WW . _ " _ , : Azalmak.
mek, yanlanıp dllpnek. To . , _ full of tean : Oöızleri yaşarmak.
To break ....... : Tarla sürmek; ilk çi- To pvw ıray : Saçları atarmak.
meni kesmek; [fi,..] ilk adımı atmak, ilC To pow ı. popu)ation : Nllfuau artmak.
bqlaınak. To sr- lıııte infhıence : Nüfuz sahibi ol-
To cover much ....... : Birçok nıevzu­ mak.
İara temu etmek. To pow el : .. .'dan, .. .'den blly6mek, ae-
To cut the .-.ı .from under one'ı feet : lipnelt.
Ayalın altındaki taıı kaldınnat, delille- To ...- • : ltiban artmak; ptaikçıe da-
rini çllrlltmek.. ha çot belenilmek, birini kendine 11ındır­
To fail to tbe ...... : Ümidi beta çık­ mak .
mak, emeli bap ptmek. .To ...- ellt el: Meydana teJmet.
:
To pin .-.ı tleı1emek, yer tu:an- To ...- pale wlıllı: Sapsarı lıelilmek,
mak, muvaffak olmak. benzi uçmak.
To pther (Jet) ...... : Yer hnnrnak. To ...- tlıousbtfu1 : Her teYi dikkate al-
To sive . . . . : Meydan vermek, rical mak.
etmek, çetılmelt; fınat vermek. To ll'9W tD : 11Jimek. lllieıDılL
To bold one'ı ....... : Mevkiinl 11tı tut-
To 1J9W te ~: Taııımala NelamK-
mak, ayak diremek. To ...- ......... : YMlnen birlepnet.
To lote ...... : Gerilemek, raibetten birbirine karıpnak.
dilfmek, vaziyete töre ıuamak, fınatı To ll'9W . . : BllyUmet.
kaçınnat.
To ...- . . • weedl : Harabeye dön-
To abift oae'ı ..... : Fikrini delillir-
mek.
mek; ba. . bir yol tutnıat.
To ...- wlllı : .. . ile yedtınek.
The ahip ........ : [Jfaat.] Gemi ka-
raya oturdu. GRU9 (1), v.
To atancl one's . . . . . : Karıı clurmak; To ......... , [Colloq.] Ycıruca 1tee
1abit durmak, dayanmak, v~ çalı.-t.
teslim olmamak. To .... . , : Kazıp kötlerinl ııçmet_
[ 196 J
GRUDGE (8j), v. & n. 1 have pta to say that : Diyebilirim lr.i.
To bear a . . . . . qainst (lo owe a per- GYP {jl), n.
son & . . . . .) : Kin bellemek. l've been .,.,..U: [U. S. si.] Kazık ye-
GRUEL (79), n. dim! Tonpya dlilllkn.
To ıive one his snel: [Si.] Birini ıid­ To ıive (one) l1P: (Birine) ceza veya
detle cezalandırmak. ıstırap vermek, llzınek.
GUARD (44), v. .t n. To . . . . . . . . . . (fnnl): Korumak, hi-
A ........ answer: Dikkatli bir cevap. maye etmek.
After . . . . : [Naut.] Geminin kıç tara-
GUARDIAN (44 - 19), a.
fında duran nöbetçi.
Ganim ınael : Bir insanı himaye eden
G...ı chamber : Nöbetçi odası.
melek, koruyucu melek.
On .....: Nöbette: G_..._ of the poor : Fulr.araperver ce-
Rear ..... : Artçı, dUmdar.
miyeti izaıı.
To relieve ....,ı : Nöbetçi delittirmek.
GUELPRIC (99 • l), a.
To mount ....,ı : Nöbeti teslim almak;
G•lfılılc order : Milli lstikliil madalyuı
nöbette ·olmak.
To catch off . . . . : Oafil avlamak.
cur.ss (2), v. .t n.
To lllCl8 at somethina : Tahmin etmelr..
To be off ....,ı : Boı bulunmak, ıafil
avlanmak. By . . . . : Baht ifi.
To be on ....,ı : Hllcuma hazır bulun- GUIEST (2), n.
mak. Payinı pell: Pauiyoncr.

To stick to one's . . - : Diıvumdan vaz- GUM (8), n.


geçmemek, ayak diremek. By . . . : Allah halı.lr.ı için.
To apike one'ı . . - : Birinin kuvvetini To be up a . . . tree: [U. S. al.] Cılr.·
bozmak, yenmek. maza ıirmek; ıılr.ıpnak; mllllr.111 vaziyette
To bJow areat . - . : Bllyillt fırtına çık­ bulunmak.
ITW~, ~iJdetli rüzajir esmek, kasıp kavur- GUN (8),n.
mak. A biı . - (lreıt .->:[Fi•. ] Bllyllt
CUNNER (8 - 9), n. . mevki sahibi adam, tanmm1t tahsiyet,
To marry the ........ dauahter: [Nav. kodaman.
Si.] Topa bailanıp kırbaçlanmak; kamçı As sure as a . . . : Şllphcsiz, muhııtlr.ak.
ile cezalandırmak (eskiden). C.. shy : Silih IClinden llrter (köpek
GUT (8), n. veya at).
1 have no .... to tallı to my fatber : Ba- Son of a ... : KDlblabeyl, çapkın, al·
bamla konupnaya yllzilın tutmuyor. çak adam.

H
RACK (3), n. halde; samimi dost, sılr.ı arkadq.
At Udi : Tetikte. Hail Mary : Meryem Ana.
HAD (3), [p. t. of. BAVE]. To .... a ship: Gemidekilere llllenınet.
To be W .. : Bir hatim huzuruna p- :
To .... ır.- Bilinen bir yerden plmek;
tirilmek. [naut.] filinc:a limandan bllr.malr.; 81İ·
You ... betler do it: Yapmanı tavsiye nalılr. ailltennet,
1elimlamalr..
ederim, yapun iyi olur. Where do you 11811 ıra.! : NerelİIİD7 ne-
You've beeıı W: [Si.] Sizi aldalmıflar. reden çıktm7
HAiL (21), v• .t n. Within W : Ses duyacak ıneufede, ya-
IW - fellow - weU - met : Çok amiaıt kın.
llAIR (2!>), n.
( ,,., ]

Raif· loDC : Ototlpl.


...
Apimt tbe .... : llCJIUllA aitmlyen, hu· Raif • witted : Ahmak, akh kısa.
yuna zıt olan. Half • yearly : Altı ayda bir olaa.
lblr • pin 1ınd : Tehlikeli virajlar. Half threc: [Naut.J Oç buçuk tuı.ç,
Keep your .... on!: [Si.] Öfkelenme! Raif wıy throıqh: Yarı yola kadar.
To ICl - by thc lhort .... : Sı­ My betler .... : Karun, avı:cm.
lı.11ılı. vaziyete koyııralı. birine bir l8Y yap- Noı ..., • [Si.] Asla, hiçbir aman.
tırmak, iki ayaJını bir pabuca IOkmalı.; Not . . . bad : HJç fena delil.
cmrivllı.i yapmak. To cut in ..., (To cut into lılhtl): Yuı­
To ıum a .... : Yorpnlulı. alinıcıi ,ı;.. ya bölmek.
ıcrmclı., kılını kıpırdatmak. To do a thina by lılhtl: Bir iti yarım ya-
He didn't tum a lııılr : Aldırıt etmedi. malak yapmak.
To a lııılr : Tıpkı, ıama-n. To 10 lmhwl: Mlbavi olanlı pay a-t.
To aplit .... : Çok incelemek. To hoist Rq at ..., ·mut: [Nıat.]
To lose one's lııılr : Öflı.clcmnclı.. BayraJı _..... cm.it (matem allmeti
To nuıkc oae's lııılr llalld on end: (Birini) olanlı
yanya lndinnclı.).
korkutmak. llrkııt-ıt. Too clcver by ...., : Fazla lı.unıu: (zeki).
My lııılr mnds on cnd: Tilylcrim ürpe- To cry ....._ Mlllavl hı.. iltemet; adi·
riyor. lct istemek.
HALF (44), a., adv . .t. n. [pi. HALVES]. With ..., an eye : Tek bir batılla.
· At lı.ıt c:ock : Tctili yarı çclı.llmiı halde; HALIDOM (3 • 1 • 9), a.
[liı. J çileden çılı.mı1. çok öflı.clcıımit. By my ......_ : Mukıddcatım hakkı
By llıllha : Fena halde, noksan ol~k. için.
Half • ıınd • lı.ıt: Yarı yanya, karııık. HAMMEll (3 ·9), n. et v.
Half • bııkcd vicws : Yarım yamalak fi. Bclwoen thc ...._ and tJıe anvll : iti
kirler. kılıç uuında, iki atct ıanında, çok mllt-
· Hııll • bakcd: Yarı pipni1; [liı.J lcc!O· kUI mevkide.
hesiz. olpnlapnam ıı. To brinı to thc ......_: Nez.ada koy-
Halt bindina : Arkası ve kötclcri deri ve mak.
yanlan lı.ilıt veya bez cilt. To comc undcr thc .._.,.: Haraç mc·
Half brodıcr : Ovcy kımlq. zat satılmak.
Half • bn9d : Melez. To pt at it .._.. uıd tonp: BUyUlı:
Raif cuıe: Scc: lllllf • llneıl. ıUrUltU ve pyrcde İ1 aörmek; tiddcde
Hıılf holiday : Yarım ıUnlUlı. ıatO. çalı,malı..
H81f • hourly : yarım saatte bir. To ııı-tr an idea ı.to one's 1ıcad : Biri·
Hd • lenath : Yın boy. nin kafasını bir fikir lokmalı., r.orla an-
lllllf past : Yarım aaat pçe. latmak.
Half put onc : Sut bir buçuk. To " - - r • : Azimle ulnlmak, u&ra·
lllllf. pay : Yarım muı. şıp •urmak.
Half • scu ovcr : Yan aarhot. To . ._ . . ••llJ' : Durmadan çalıpnalı..
Raif Iİlter : Ovcy lı.ızkardc1- To . _ , om: Şekil vermek, pllnlamak
.... sote : Gizli pençe (ayalılabı). llAND (3), n. .t v.
Half sovcrcian : Yarım lnıiliz lrrası, en A aood Cold) .._. at : Uıta, tccrUbeli.
ıilin. A hcıvy .._. : Sertlik, zulUm.
Raif lime : Verilen mllhlctin yarısı; y:ı· Ali ...... : [Nıut.] Tekmil tayfı.
nm ıUn hesabiyle (it). Al ali 1ıaaıı. (on ali .....) : Hep birlikte;
Raif· ıimer : Yınm aUn çalı..n; yırım her ıanftan.
ıUn okula aidip yarım aUn itte çalı.. n At ıny .._. : Ne pahuına olursa olsun.
talebe. At fint .._. : ilk satın alan (mal sahibi·
..... [ iti ]

himil, v.s. veya bqka elcl111 alan veya Liaht in.._.: TlllZim ve idareli kolay.
öjrenen lı.imae aibi). Off .... : Birdenbire, yekten.
At .._. (near at .._.) : Yakıa, yanında, On ali .._..: Her taraftan.
hazır. Off oııe'ı ...... : EliDdeD çıkm11. uhde-
Al thelımmıl(I) of : V asıt.asiyle. sinden aitmi1-
A note of .... : Bilet. 0n ._.: Elde, birilı.mil, hazır, aıevaaı.
A cool .... : Cüretltlr ve utanmaz. On one's ...... : Mesuliyeti altıada, omuz·
An old ._. : Tecrübeli bir ıdam. lımnda; elinde.
A ._. of cardı: [Card.] ()ywıaılara On the oııe .... : Bir bılmndan.
daiıtıllD bir el lı.liıt.
On the other .... : Diler balı.ımduı.
By .... : El ile (ınaltina ile deliJ). Out of .... : Yapılmıt. eldets çıkmıt:
Bird in .... : Elde bulunan fınat; elde dotrudın dotnıya; birdenbire; lı.ontrollllZ.
cilan hazine, eldeki lıoL To !ive from .... to nıouth: llerili için
Clean .._..: Namu. tedarikli bulunmamak, lı.azuıdılıaı ye-
For oae'ı own .... : Kendi lı.azancı için. mek.
From .... to .... : Bir adamdan dile- To tel work off one's .._..: itini bitir·
rine, elden ele. · melı..
From .... to mouth : ilerisi için diltUn·
To gct the upper .... : Kazanmalı. veya
miycrelı., hır vurup harman savurarak.
hakim olmık.
H_. ınd ılove with : Sıkı fı:kı.
To force onc's .... : ~rzu edilmlyen
H•il down : Pımıııını lı.ıpırdatmedın,
bir ICYi zorla yapttrmalı..
çolı. \olıyhkla.
To Hk for a lady'ı .... : Bir bdına iz.
Hm aaJlop : Hafif dörtnala aidiı.
divaç teklif etmek.
Hm alas : El ıynuı; el pertavıızı.
To ıive one'ı .... to : Birille evlenme
H_. in C-- and alcwe) : En samimi
va'dinde bulunmak (-kedm).
11rtlarla, ı;plı. ıılu al&bda.
To be1r ı .... : Yardım eımet.
Hm in .... , Elbirİili ile, elele; Cli6.]
To eat wt of one'ı .... : Birinin fikir·
ittifakla.
!erini kabul edip ona uymak; birinin dal·
Hm loom : El ıez,ihı.
~-out, [U.S.11.] Dilenciye bpı­
klvulu olmalı..
To be1r in .... : Yalan nitlerle oya-
dın venlen aıdalı.a.
lamılı..
Hm over .... : Tutuna tuhmıı (tırmaıı­
ro be on the mendin& .... : [U.S.]
ina); Cli•-1 çabuk çabulı., hızla.
Şifa bulmak.
Hm to .... : Yakınlarda; liliOI &611be,
To chıııp . _ . : Baıılı.uının mllı ol·
yumruk YımruiL
mık, baılı.uının eline tcçmek.
.._. to -*: KazandıPıı bolu& ar· To come to lıımıtd : Ele llÇl'Mk: ya•.ınına
fedınek, _..(kıt kanaat) .-çi_..lı.; ih-
tiyalsız, çok mlllrif.
telmek.
...... .m : Bınlı.! Tutma! El ıllrmel To have ı ._. ._ : O itte lllta olmak.
Hm l'WUIİDI : Sıra ile, arlı.ası kain· To hıve ı .... la : Hmnı olmak: bir
den. itin içinde pannalı olmık .
...... .,ı : Eller yutan! Dııvranmal To have one's ...... full : Çok megul
Hcawy oa .... : Tauiın w lılaral mili" bulunmak, bqka ile vakti olmamalı.. ·
kili. To hold .... _.: Emsal olmü, •D-
in ._. : EWe; hulrlaıınıaktı; kontrol savi olmak; rekabet etmek.
lltıllda, .......... To join .._. ...... : Mütt&rek olmalı.,
qtiralı. etmek.
in - ' I ._.: • ••ın bımoll, lda-
NIİ 'llllP ....u,.ti llt.......... To lı.eep oee'ı .... in : Prlllflini kıJbet·
~llıe ..... ff: Kudreti';= t,....._ ınenıek.
[ 199 ]

To tay (put) ..... on : Dolruıımak,


el To .... somconc out of : Elini tutank
atmak (ıııalmak); aaJdırmak;
h..nle etz yardım etmek.
~ ymblamak, ele aeçlrmek, el koyz H-* ticd in : Eli ayalı baiJı.
malt. .._. ıo ._. fiptinı with : Omuz omu·
To lnd a ._.: Yardım etmek. za harbctme.
To oee'ı ._. ....,_): Hazır. HAN0a> (] • 1), L

To atretch (put) forth oııe'ı ._. qaiıısl: ~ • lıanded : EJi lıot-


Şiddet ll!lk,_k: aaJdumak. Left z ...... : Solak.
Open EJI açık, cömert.
To aet dıe . _ . • : Üzerine .ımat, itin
z ...... :

içine airmek. Risht ...... : 5q eliyle it IÖRD·


Siqle • ...... : Tek batına, yüıız ça·
To ahalıe ..... : Dollça el ııkıtmak. tııır.
To ııtrilte ..... : Pazuhla sirilmcti kez Two • ...... : lki eliyle iı tören; iki el
fllet etımk. ile kullanılan; iti kiti ile oynanan (oyun).
To lake a ._. : bkambil oyuıwna iftiz Under • ...... : Hileli, alttan alta.
nk ctn.k. HANDKDlClllD' (l • 9 11), n. z

To lake by the ._. : Himayesi altına al- To throw the ' • :dılef • : Oyuncuya
mak, elledcn tutmak. oynamasını teklif etmek; ihizam ile acç·
To lake in ._. : Te.-bbüa etnıok, airiJ- met.
melı; allbdar olmak, lbtllae almak. HANDU (3), n.
To talıe one in ._.: Avuc:wıun içine A ...... to one'ı - : Libp, 11fat.
almak, tahakkllm etmek: yola llllrmft, To fty off the ...... : [Si.] Çok kız­
terbiye etmelı. mak.
To tum one's ..... to mnythiq : EJI her To ...... (one) riıht : (Birini) iyi !üre
it: yakııpnak, çok becerikli olınak. etmek:
To - * _., ..... off: Memllyctl llzez To aive a ...... : latibdc yolu pter·
rillclea ııtaak; .wı_. k-k. met.
To win ..... .._: Üzerine düpnemck, To one a ...... apinst: Bqkuını
ıive

kolayca kazanmak. ienalıja ıqvik


etmek.
HANDPUL (3 • 7), n.
Undcr one'ı .._. : imzası dolnı olank. He's a ...._. : Warai stlç bir imandır.
Wlth alıeavy ._. : Sıkıntı verir surette,
HANIJIOME (l 9), a. z

hazırlanmadan. H z a '
: 1
iı does : Bir insa·
Wlth a hillı
. _ . : Gelitilllzcl; kendine nın yüzllııdcn ziyade kalbinin lilal olmaz
aüveııerek,dlRtle: r.orbüıkla. ıı llzımdır.
To .... . . _ : bıale etmek; llzcrine ae· HANDY (l • 1), ı.
çirmet; Mlildea . . . *vretımk. 11mı1J man : Eli:ıden her it selen ltçi.
To ._. .. - · · checb: [Colloq.) Öl- lt will come in ...., : 1te yanyııcaktır.
n.t. HANG (3), v. A a. [p. t. RlJNG
To ._. .. : Takdim et..... tevdi etmek, • HANGED].
VWIMk. ..... it! : Unet, beddua ve feryat niduı.
To ._. • : llaMdaıı otula pçirmck, H ... ..ı : Dur biraz! Sabırlı ol! Acele et·
me!
ıı..t•ıu ..... Not a ıı..s: [Co/loq.] Hiç, k.atiyen.
To ._. 9llt favoıın : lıtimu yapmat.
..... ·Cifti": ru. S. Colloq.] Eskiden
To ._. _.: Dqıtmak.
kalmıt wey; içki mabmurtuıu.
To ._. - : Vermek, teslim etmek, To ıı..s .._.:
()ya)aaH; oyalaıaü.
uzatınak.
To ıı-. ..... :
[Colloq.] Salım.at,
To ._. • piok : Seçınet. avare sez-k, dotatmat. llrtmek.
....... [ 200 ]

To ..... llllClı (oll): Tereddüt aöstennek. Die • ._. : Nihayete kadar dlvasında ıs­
To . . . ...._: Sallaıımalt, asılı durmak. rar eden inatçı kimse.
To . . . fire : Atq almamak; [fil'.) te- H_. and fut rule: Çok ııkı kanun, latil-
reddllt aöstermek; ölll sibi davranmak. na kabul eımez kaide.
To . . . heavy : Yavq aeçınek (zaman). H_. aweather: [Naut.) Boca alabanda.
To . . . .. doubt : intizarda kalmak, JbN astartıoard: [Naut.) Sancak ala·
aözll yolda kalmak. banda. •
To . . . • <..->: Yınını sokulmak; en aport: [Naut.) ilkele alabandL
llD:riııe yllk olmak; llD:rine dayanmak; en alee: [Naut.) Ona alabandL
clik.ltalle dinlemek; yapqmık; sarılmak. 1181-. ınd fast : Kati; sabit.
To hına on by the eyelids: [Colloq.) 1181-. court: [Ten.) Taprak saha.
Ucundan ilittinnek. Jlmrd • eamecl : GUç kazanılmıı.
To ..... ooe'ı head: Utanmak, mahçup H_.. • favorecl : Çirkin, sert çehreli.
olmak. en· fısted : Tamahklr, cimri, eli sıkı.
To . . . Ollt: Sarkmak; sarkıtmak. Hani • foupt : sı.ıı.ı dölllpnU..
To . . . - : Asılmak, abanmak; ba· ._. • ıotten : EmCkle elde edilmif.
ııada olmak (q•v.ı.); tehdidetmek; atiden H_. • headed : Makul dU.llnllllU. hisle-
kalmıt olmak. rine mıllOp olmıyan; katı yürekli.
To .... toaether : Yanyını plmek; bir- Hani hiı : Büyllk zararı ujramıt.
birini tutmak; daimı beraber olmak, bir· Hud lıbour: Alır iı cezası.
birinden aynlmamak. lbrd row to hoe : Çetin İl·
To . . . . , : Amııık; mllddetsiz olarak lllınl rubber : Çok ıertlqtirilmiı kauçuk,
askıda bırakmak; kapamak (telefon). ebonit
To pt the . . . of: Fikir yahut mUnue- Harıl ıimes: MUfkUI zamanlar.
betinl anlamak; huyunu kapmak .• Ha · workiııa : Çok çalıfkan.
:
ııı be -...ı Ulıet ve yaypra nidası, Hani of heırinı : Kulalı ajır.
kahrolayım. To be llartl put to it : MUıkUlit içinde
HANGING (3 • l ), n. .t L (darlıkla) olmak.
....... commlttee: Serside resimleri ıı will ıo hani wlllı him : İt aleyhine dö-
asıp tqhir eden komisyon. necek, sonu fena ol~k.
........prden: Asma bahçe. Ha· bitted :. lııaıçı .
....... paınl : Kılıç ile mlldafaa yeri ..... . , : Metelikslı.; parasız, eli dar.
veya vaziyeti• Ha drink : Kuvvetli içki. ·
....... valve : Otomatik valf. Hani water : Bol kireçli su.
HAPPEN (3), v. lbnl of hearinı: Zor itilir, kulalı alır
To ...,_ • : Tesadllfen bulmak. itilir, satır sılıi.
HAPPY (3 • l), L en upon : Tam arkasında.
a..., dilpatch : Japonların karınlırını Hani luck : Talihsizlik.
clqerek intihar uıulll, harakiri. Hani put to it : Darlıkta, ı.orlukta.
H..., family : Adetlcri aykırı olan tU- Hani· tloiled : Çok bynımıı (yumurta);
çlllt hayvanların bir aradı yqaması (ki· [Colloq.) sert, kolay kanmaz.
fes içinde oldulu sibi); mesut ıile. Hani by : Yaoıbaıında, yakında.
a..., · aıo - luclty : Gamsız, kayıııız. To die ...... : Ölümle mücadele etmek;
llAJmOUR (44 • 9), n. ıiddetli mukavemet ıöstermek, kolay tes-
To ...._. evil thOIJlfıts : Fena düıüııc:e· lim olmamak.
ler bellemek. To RO lııınl wiıh : Doılça aeçinrnemek.
llAltD (44), L .t adv. HARDY (44·1), a.
A _.. baipiıı : Sıkı pazarhlt. Half ı.r.1: Solula tahaınmUlU ulmıyan
~ ._. mutcr : Sert bir patron. (nebat).
[ 201 ]

HARMONY (44 - 9 - 1), n. •lllıllıe makes wute• : [Prov.] Acele ilC


H....,. of lbc spheres : Arz etrafında weytıÜı karışır.
döndUjU fanedllen a& kürelerini bUyUk- •He bitea his tonııue who speaks in
lllk, hıı. ve uzMlıkları nispetinde nalme- ._...: [Prov.] Acele ite weytan karqır.
ler yaydıtı hakkında ..,...._'in ileri in .._.. : Acele ile; dikkatsizlikle, dllflln-
sUrdlllil ıuıı.ariye. ceai:r.ce.
Pre - establiahed ~ : Allah tara- To make lıııılU : Acele etmet.
fından dünya yantıhrken fı.kir ile madde To ..... lıı&o : Acele etmek.
arasında mllnuebet tesis cdilmiı oldutu More lı8lte leM speed : Acele ile çabuk
hakkında IAlımb nazariyesi. iş ıör\İlmez.
Tİ> live in ..._,. : Beraberce huzur HAT {3), n.
içinde yapmak. My bati: Tuhaf ,eyi
HARNl!88 (44 - 1), n. a. v. To talk throuıh one'ı Ut: [Si.] Palavn
in ıı.-.: İt bqıncla, çahımakta. atmak; bilmedili weyden dem vurmak.
To die in . . . _ : İt veya ınealelinde To hanı iıp one's luıt: Bqltaaının evin-
sonuna kadar ııebat ptermek. de kendi evi aibi yerleflllek.
To . . _ a water-fall : Sudan elektrik To pass the Ut: Para toplamak.
kuvveti temin etmek. To keep under lıat : Sır olarak saklamak,
HARP (44), v. gizli tutmak.
To . . . om : Bir §eyde ısrar pterme.k, Kcep it under your lıaa : Uf aramızda!
uzatmak, Uz.erinde fazla durmak. To pass (send) round the Ut: Şefkat,
To harp om dıe aame strinı: Fikrinde ıs­ yardım v.s. dilemek.
rar etmek, mOtenıadiyen aynı weyden bah- To nİIC the lıılıt te: Selim vermek.
aetmek. Top Chiah) 11111 : [ Colloq.] Silindir ppka.
HARROW (3 - 67), n. A v. Under Ut: [Si.] Gizli, mahrem.
To ~ the feelinp : Müteessir etmek, HATCH (3), v. a. n.
kalbini kırmak. To be under luıtdıa: [Naut.] Tavluna
Under the ı..nw : Felaket veya yok- kapatılmak; [fil'.] esaret veya zincir al-
sulluk içinde, ıstınp içinde. tında bulunmak.
HARVEST (44-1), n. To i l * ' a plan : Gizlice bir plln kur·
H...- feast : Haı lıian sonu etlencesi. mak.
Hlln'elt festival : Hamton sonu iyini. HATCHET (3 - 1), n.
H...- hoaıe : Harman sonu; harman To bury the Ulıı:lıet : Barış (lllllı) yap-
sonu ellenc:esl. mak, barışmak.
Hı:nat lord : Orakçıbaıı. To diı up the lıaldıet : Harbetınek.
.._... month : Onk biçme ayı (eylCıl To throw the baldıet : Palavra atmak,
ayı). yalan uydurmak.
HSTat moon : Sonbaharda gece ile aOn· HAUL (H), v.
düzün müsavi oldutu ııralıra tesadüf eden A fıne ıı..ı : Bir defada ele seçen büyllk
tım ay. miktar.
Hanlll queen : Ekin biçme zamanının A Jonı ı..aı : Uzun ıaııma mesafesi.
sonuncu ıUnU ekin ilfıheaini temsil eden To b..ı n : Çekmek, ıUrll.kJemek.
adam veya tuvir. To haul olf : Alır bir yumruk vurmak
HASH (3), n. için kolu seriye atmak.
To aettle oııe's lıMlı: [Si.] hini becer- To ıı..ı out : Boşaltmak, savurmak.
mek; bir adamı tamamiyle yenmek. To ıı..ı ener the cnals: Azarlamak.
To make a .... of it : Fena çalı1111ık, To ıı.J to the wind: [Naut.] Orsasına
baıtan savma iı IÖl"IDK. weyretmek.
HA8TE (21), v. .t n. To ı..aı someone ap : Islah etmek, fena
[ 202 J
....
yoldu iyi yola •vbtmelı. To .... a tallt wta ııomeoae : Biriliyle
To ._. .. : [N.ut.] Ona w.k; çalı· kon111111Ak, lilrlilmlk-
np uarlamak. To ..._ a tlılnt far : Huret çekmek.
HAVE (3), v. [p. L HAD, p. p. HAD] • To ııa.. a try : Bir bre tecrUbe eı-t.
..... cloael : Dur! u.ı artık ,...ı" To .... a vope la: Moda olmak.
...... it your own way : Sil blllniııiz; ne To - . . aa .,..titc for : ltaalılı olmak•
ilteneaiz mu yaplL To lıaft an eye for: Kuvvetli popa ol-
He ._ • EıtPlııb : l.,w.. ili; bilmi- mak.
yor, hpı;.-ı yok. To ..,. an lnfluenc:e upon : Tair etlmk.
He ... aodaiDı OD - : Beadea fula llir To .... _ . t i : Görlllecek hesabı ol·
weyiJ'Ok. . mat.
..... wilb yaa : Silinle lıenlıeriın; idi- To ..._ advantqe - : Cıt.ırı olmak.
niz; muvafıktır, malılıaldlr. · To .... affec:doa fw: Sevlili olnııık.
1le will .... it abat : iddia ediyor ki. To ..._ ..._: Takibetmek, kovıılmnak.
i ........ :a.... .w-. To .... anytlıinı to do wta : Mllnuebeti
J ... bim thln : 0 llOttada ODU mat olmak.
ettim. To ...... : Hkuın etmek, saldıl'Jllllk.
1 ... rather ., : o~ ...... iyi olur. To ..._ inim: Alı:ıllı olmak.
1 will DOi . _ . you say IO : Öyle .ay. To ..,. clıarwe .ı: Bqında bulunmalı,
ıemeam ...... elmiyorum. idare etınek.
Let hİlll .... it: [CNlocı.J Onu ceza- To .... daim on _ . . . . : Blrlllrıclaı
lanclırmız; vanıa allıa. hak !alelıetmelı:.
To .... a lııUy : Bir çoculu cloiımk· To· .... - r a wta: tıpı cılluk.
To have a . . . : tlıtiyadı da~ To - . . eaey ..men: K~ı ve
dikbdi ~~açmak. ha...Ut etmahıi bihmlı:.
To .... a colıl : Ne11eJe yalıal•-lı. To ..._ effect • : T•ir lbmlı:.
To ...,. a filıler ia dil pie : Kar...U, To .... -l'IY fw: Enerji ~.
bir ile paımmiJaı IOkmııt. To ..._ . . . . ·on : Flilrt yapmak, sizli
To have a foothold: Yerlqmek, tutun· a,k OJUllUM dalmalı:.
mat. To .... "*titılda • - : Biriline
To ...,. a sllml* : Vukufu olmak. kartı ııüıuıens olllllılı.

........
To ..... a IDOd time : lyi vakit ~lı:,

To ...,. a . . - : Bir oyun a,aaauıt.


To .... aren eym: ı..elı:li olmalı:.
To .... lftlUllda: lllfti obualı .
To .... auta • do -thlna : Bir ..Y
y.....ya cıeanc .....1ı:.
To .... a hand .. : Parmalı olmak.
To .... a lwıd anıler
rili tarafmdıuı ~ ıı'rk' -·lı:
-··il"-:ai-
To ......
To - . il
nlhıd: Hatırı...
hı for:
tue..k.
BirlBe pnz e111ıM.,
lıln ...._lı:, lı:hıc:i olmM.
To ..._ a lıeart ot lllıl : Merlıamadi (iyi
To .... it ... : Bir davayı lıavp veya
blblı'} olmak.
ınllubp De bitirmek.
......
To ..._ a lıuck fw : Maharet llllıilli

Ta .... a mlnd • ı Niyeti ellMk.


To .... il
-ıı.
tlıal: Dıuı ...... ftYa 1ı:,vra­

To .... link wllh : tr&Hı.lı ......


To - . a penoa: [il.] Aldalmıık, yll- To .... 1eıta PPI : Uam ftalla venmk.
• aWmet. To .... .-ey • : A&:-lı.
To .... a row in the 1treet : K.,nk yap- To lıllft no ahernalıe : &.pa ı;aı.i ol-·
.at (IDkatta). mat.

......
T• .... a IAY : !öyliyellk 1111 (lllı:ri) To lıllft ııodıiDI for it : Çueaiai bula-
mamalı: .
( 201 J

To luıTe • : Giymiı olmak, tekmak. tehlikelere rapn, neye mal oluna ol·
To luıTe • toast : [Si.] Aldatmak, fııka sun.
bastırmak; oyun etmek; susturmak, mat Losinı .._.. : Karıılaınayı önleme.
etmek. To run tlıc .._.. : Tehlikeye atılmak.
To ..... one's eye • (someone) : Gözü Winninı ..._. : Aaqılapna (epor).
olmak (birisinde). Hl:AI> (2), n. Av.
To lııwe one'ı tonpıc • oac'ı c:ı-Jı. : $a· •A balcl .... and a boııwood c:ıamb do
ka etmek. not IO toptlıcr•: [Pro.-.] Kel b... lim·
To ..._ one's word : Biriline inuınak. ıir tarak.
To ..._ onlcn: Emir almak. A c:rowned .._. : Kıral veya ktraliçe.
To ..._ pain: Ac:ı ~. Above one'ı .._. : Kavray111 dııında.
To lılıft pleaaure: .Zevk duymak. •liı ..... bit....._..: [Pro.-.] BI·
To lıllTe reuon Criaht) : Hakkı olmak. yük bqın bllyllk derdi olur.
To lımft riaht • do somethinı : Bir fCY By the .._.: [Naut.] Pruva far.la auya
yapmak için hakkı olmak. batm11.
To lımft ııomeone • onc:'s bac:k : Bel From .._. to fool : Tepeden tarna&a ka-
batlıyac:ak lıirmui olmak. dar.
To lıllTe someone ait one'ı mcrc:y : Biri· He.. and ean : Tamamiyle; bOtUn vUc:ut.
5iniıı merhametine kalmak. H... and shoulden: Bat ve omuzlar
To lııaTe somethinı fw ıift: Bedava olsa yükse ki ilinde.
almak. Heıııl over heelı : Tepe taklak; perende
To lıa•• somethinı • one's mind : Pik· atma.
rini iyal etmek. Heıııl over heel in ı- : CıJaanc:a ..ak.
To lıP• somethinı Nt wldı soıneone: a..I or teil : Yaza aıı, tura mı?
Aradaki anlqmazlı&ı kaldırmak. Heıııl master (mİlb'ell): OkuJan er.lıelı
To lıPe ıympaday wMı : Yakınlık söa· (kadın) batllı'ellnenl.
terme it. Heıııl . . : [•aut.] Geminin - - 4lol-
To -.e the law • somcOM : Kanunun ru plen cWplar, bat denizleri.
pençesine vermek. Heıııl owır an la debi: OartJalnıa ka-
To ..._ the offensive : Taarruza 11Ç1Mlt. dar borçlu.
To .... the radio • : Radyayu açmalı. ile.. IO wiad: (Naat.] .... rllqlra kar-
To ..._ time f• : Vakti olm.t. i• (81111İ).
To lılıft le: Mcc:bur olmak. Heıııl wind: [Waut.] Pnna rllqln.
To lılıft le do 90mclhinı : lir ICYi yap- it eo1t hlm his ..... : Hayatına mal oldu.
mak mec:buriyctincle lıalınak. it runs in my ..... : Aklımdan çılınnyor,
To - . , te handcuff one • one's wriıt: aklımda ıM!nlp duruyor.
liriline esir olmak. it turned my ..., : 9eneınlettl, aklımı
To lılıft troubk wllı : Mütkllllta utnı· lıafımdaa .....
malt. •it iı the .... ofa fiıılı that ıtinks finb:
The ...._ and ........ : Zenıinler ve [lfHt.] Balalı Wttan lıolıar.
fakirler, varlıklılar ve yolııullar. Off onc's ..... : ·Aklı zınlllldııa çıkmıt.
HAY (21), n. kaçılı, d l - .
To ınake lııQ : liçilınit Olu ıli.....,. ,.,., <>ver ..... lllld un: T~ ........
kurulmak. 111 batını a111111o bitlin bltlln.
To ınake .., of : Karmakarıtık yapmalı. <>ver onc'ı lınıl: Anlay111n llltllııde.
To make ..,. while the IUll ahiııes : Fır­ ON ..... on J011111 lhouldcn : Colı akaUı
!llıtan istifade etmelı. çoc:ulı. ·
HAZARD (J • 9), n. Oat of - · · ..... : Deli, çıldtrlltlf.
At ali ...... : labt iJi, rast,ele; blWla To ~ .-·ı lınıl: Kafa JClftlllllı.
.... [ iıM J
To brinı ıo a ._. : iti kıvamına ptir· To .._ rn. one'ı ıı.,.: Birinin llZın­
mek, olsunlıqtırmalt. dan duymak (bir weyl).
To come to a ..... : Bqlanmalt; bat bal- To ..._ from someom : Cevap bekJo.
lamak (çıban, yara v.s.); olpuılapnalt; en met.
yilbek noktaya (zirveye) ulııeaıaL To ...... fil: lptmet.
To sive one hiı ._. : Serbat bıratmalt, HEART (44), n.
çırak çıkarmalı.; bapbClf salıvermek (atı). After his own lılMt : Tam lltedlli ,ıbl;
To ao lo one'ı .... : Batını clöndllrmclı., diledili pbi.
aklını almak. At lılMt : Halıilı.ıtte, cloirusu: ltalblnin
To hana (bide) one's .... : Utanmak, derin llilpsiııde, içten.
utancından baıını etmek. A lıemt • to • lınrt talk : Samimi bir lto-
To keep .... : Salı.in 4urmalt, so-
one'ı nutma, içten bir koaupna.
tulı.lı.anlılılmı muhafaza etmek. A man after my own lılMt : Hayalim-
To put ..... topdıer :· Mllzalı.ere etmek, deki adam.
bqbap verip dlltüıımelı. · A clıanp of lıaıt : lalalı (adam) olmL
To loee one'ı ..... : Muhakemesini kay· A lılMt • ........ scene: Acıklı mıuızanı.
betmelı.; kendinden ıeçmelt; boynu vurul- An affair of the .._. : Bir atlı mııceruı.
mak (kesilmek); ptırmalt. By .... : Ezberea.
To make ._. : ileri ıünnelı.; kafa tut- •Por love-united .._.. a hayloft is a
mak, mllcadeleye ılriııııek. palace•: [ProP.] Gönüller bir olunca A·
To make .... apinst : Mlltlı.lllit kartı· manhk seyran olur.
ııncla ilerlemek.
From one'ı .._. (Prom the bottom of
To put somethinı out of one's ..... : one'ı hurt): Kalbinin en derin killesfn·
Unutmalı.; unutturmak.
den, samirniyetle; hasrale.
To lake it into oııe'ı lıe8ıl : Kafasını koy- Hurt and hand : İllelı.le, pyretle.
malı., fıkir edinmek, tasarlamak.
Hurt and soul : Pedalılrlılı.la; can ve IÖ"
To malte .... or tail of it : Bir meseleyi
nWden.
ınlaınıyı çalıpnalı.; lı.avnmılı..
Heart - felt : Yürekten, candan, samimi.
To ..... llWa1 : Batla vurmalı..
tıe.t - felt tn'bute : içten plen sayp.
To 1118' '-il lor: Geri dönmek.
tıe.t - free : GöıılD birisine Nllı olma-
To ._. a.ı:l (aft): Yolunu kesmek; ber·
tanf etmek, prl püslı.Urtmelı.; batını ver- yan, a.ık delil.
mek. Hurt of oak : Cesur adam.
tıe.t • slck •at aomethlq: Deli divane.
To ..... (straipl) fer. Bir (lıedef)'e dol-
TU sitmelı., doedoiru silmek.
Hemt· llirrlq: İnsanın içine dokunan,
To lıe8ıl . , : [Colloq.) Rlyuet etmek. mllealr, dokunaklı.
•To eat one's ..... off•: [ProP.] Yan Hurt - stricken : Kalbinden yaraluım11;
plip harman savurmak; bedavadan p- son derece kederli.
çiamelı.. 11..c - whole : See : Hart• flw.
•Two ...... are betler thın one•: [ProP] •Hnrf9 are of crystal, oııce brokcn t1ıey
Bir elin nesi var, iki elin sesi var. cannot be ınendecb: [ProP.] Kalb ıırça
HEAP (il), n. ol: ~. bir aynadır, kırılırsa tamir edilmez.
H.... of times : Sık ıılı., ekseriya. Have a ...a : Vlcıclaıılı ol!
Struclt ali of ı .... : [Colloq.] Senem· Hiı lılMt is in the rllht plKe: Niyeti

lqmif, yıtıla ltalmıı. iyidir.


To ............ : Yılmalı., bir anya top- in one'ı .._. ot ..... : Kalbin en sizli
lamak. kölelerinde.
HEAR (19), v. it does my lılMt aood: Hopınıa psiyor,
To ııı.r .._.: Duymak, iptmelt. içimi açıyor.
lıeart lındıer
[ 20S)

Jn heut (in ıood heut) : İyilikte; iyi To speak ıo one's ·lıart: Müsterih et-
halde, verimli, mamur. mek, sevindirmek; cesaretlendirmek.
in one's lıart: Kalben, ıizlice. To talıe lıart : Cesur olmak, cesaretlen·
in ıhe lınrt of Africa: Afrilıa'nın ıöbe­ melı.
jinde. To tıılıe lıuıt
of ırace : Cesaret almak.
My heM! : Başıma ıelenler!; aman! To talıeto heM't : Ciücllne &itmek, incin·
Near onc'5 lıHrt : Cıın:ı yakın, çok ııev­ melı; ehemmiyet verip unutmamalı..
ıili. To one's heiırt's content: Doya doya, ka·
Ouı of heut : Dermansız, lı.uvveııiz. nıı kana.
Ouı of lıuıt : Cesareti lıırılmıı, çok üz- To wear one's hemt on one'ı aleeve:
ıün, dermansız, kuvvetsiz. Son derece açık kalbli olmak.
To become hem and soul : Canciler ol- With ali my lınrt : Blltün yürekten, çok
malı, eı tırnak olmalı. samimiyetle, candan.
To break one's lıuıt : Kalbini kırmak, llEAR111 (44), a.
çok kederlenmesine sebebolmalı. · A man's ..._...: Ev, yuva.
To cry one's heut ouı : Doya doya atla- HEAT (11), n.
mak. Hut conducıioa : Sıcalılılı. nakli.
To do one's lıMrt ıood : Gönlünü ferah- Hut enerıy : Hararet kuvveti.
landırmak, sevindirmek.
H ... equivılent : Sıcaklık muadili.
To eaı one's lınrt out: Kendini yemek, Hat ea.chanp: SıcaltJık teatisi.
çok üzülmek; hasret çekmek. Hut liıhtninı : Gök ıürlemesi olmadan
çakın 1im1Ck, uzaklılından dolayı 1e1i
To find in one's heart : Ralbet (iııtek)
işitilmiyen şimmek.
aöstermek.
To set (learn) by lıeart : Ezberlemek. Hm of vaporization : Tebahhur hara·
To set to the lıMrt of : ÖzUne nüfuz et- reli.
Hut ndiation : Sıcaklık ııınımı, 11caklık
mek, esas minuını kıvramak.
yayılmuı.
To ıive (lose) one's lınrt IO: Derin ııka
dillmek, ııönlUnü kaptırmak. H..t ny : Sıcakht llJ8Sı.
To hıve at lıart: Candan ıiripnek, dört Hut speclrum : Sıcaklık tayfı, kırmızı.

elle sarılmak. dan öte ıualar tayfı.


To have one'ı lıurt in one'ı boots : Çok
üzsün olmak, çok korkmak. H•
Hat stroke : Sıcalt çarpmuı.
utilization : Sıcaklık sarfiyatı.
Hat wave : Sıcak dalsuı.
To have one'ı ıı..t in one'ı mouth : Yli·
reli atzına plmek, ödü kopmak. Final ıı.t: [Sport.] Final kopısu, kad
netice kcıtuıu.
To lay to lıart : Yllreline koymak, unut·
in a .... : Öfke içinde, darılarak.
mamalı..
in lıellt: Hayvanların kızaınlık zama·
To mıke one'ıheart bleed : Oönlllnli nında.
kırmak, ıönUI llzüntUsü vermek. Specific lıe9I : Bir ICYln hararetini bir
Siclı at heut : Me)'lll, muztarip.
derece anırmak için lizım plen hararet
To hurt soıneone to ıhe lınrt : Kalbini ölçUall.
kırmak. Trial .... : [Sııort.] Tecrübe kCJIUIU.
To pluclı up lıurt : Cesaretlenmek. To speak with lıellt : Öfkeyle veya hid-
To pull at one's lıart st;·inp : Derdini detle konu11T1ak.
döktürmek. 11ıe first helll iı takinı place: Maçın
To set the hem at _rest : Teskin etmek, ilk kısmı bıllıyor.
teselli etmek. HL\THER (2 8 9), n.
To set the lıart on : Gönülden arzu el· To sel ıhe ....._. Oll' fire : Mesele çıkar­
mek; caa atmak. mak.
[ 206 1
....
To take to the lııudler: Medeni haklar- ffell'l'y eyed from ıleeplessness : Uykudan
dan mahrum olmak; firari olmak, &si bıyılmıı sözler, mahmur.
olup kaçmak.· HEDGE (2j), n. .t v.
HEAVE (11), v. Deıd IMdp : Kuru dallardan yapılmil
HuYe hol : [_,.aut.] Visal vira süpa! çit.
To lıuYe a sigh : içini çekmek, ah et· Hldp note : Fena ve rabıtasız yazı, ka-
mele. ralama.
To lıeaTe Hwıl: [Naut.] Karina etmek, Quickset lıetlae : Dikilmit köklü çalı çit,
kalafat için aemiyi yan yatırmak. yıı dallardan yapılmıı ~L

To lıeaYe la si&ht: [Naut.] Meydana To lıe4lp a bet : Kumarda kal'$ılık oy-


çılcmak (aemi), ıörünmek.
namak.
To lıeHe to: [Naut.] Rüzprı bap alıp To ...... cm a question: Kaçamak yollu
ıemiyi durdurmak.
cevaplar vermek; bir suali atlatmaya bak-
To beDe oat: Fırlatmak. mak.
To lıean ap : Vira etmek (demiri). HEED (11), n.
To heaYe wldı : Kabarmak. To pay (live) lıeeıl to (To lake lıeM):
To heaYe the loa: [Naut.] Parakete at- Ehemmiyet 9ermek.
mak. HEEL (11), n.
The lıeaYe or the seı : Deniz kabarması­ At lıeel (to lıeel) : Hemen arkasına veya
arkasında, anl11ua.
nın aeminin eeyri Uzcrindeki leliri.
Down at the lııeela : Topukları qınmı1.
HEA VEN (2), n.
peripn kıllklı.
By lıea'fft : Vallahi.
Heıd over Mell : Bq aptı, tepetaklak.
For lıe•eıa's sake : Allah ııkını!
No ._. taps! : Kadehini iyice dik! Kadeh
Good lııea1'nl!: Aman Yarabbi!
artılı bırakma!
Heana of lııeBe• : En yübek cennet,
Out at the lıeel : Ökçesi delinmit.
ıöjün en yüksek yedinci tabakası.
To be al .<upon) oae'ı lııeell: Tam peıin·
in the seventh lıe•n : Saadet içinde,
de bulunmak; dikkatle takibetmek.
refah içinde.
To be down (out) at ..... : Topukları
Tc move lıeaTea and eırth : Mümkün
aşınmak; [/i~.] ökçeleri ezilmit veya
olan her ICYi yapmak.
şappl olmak; fena vaziyette bulunmak.
HEAVENLY (2- 9- 1), ı. To come to-..: Petindeıı plmek.
A lıea"81y man : Allahlık bir adım. To cool (kick) one'ı ..... : Betlemek (bi-
H•nllly body : Gökte bulunan cisim. rini). bot vakit pçimıek.
Hunaly minded : Ali düıünceli; temiz
To lay (clap)by the lıeall: Tevkif etmek,
ltalbli; sif; tofu. hapsetmek.
HUVY (2· 1), a. To show the lııeallı (to show a clean pair
ilen)' - armed : Ajır siliihlı. of lıeell) : Tabanları kaldırmak, Ulymek,
lleay - handecl : Eline ajır, beceriksiz. kaçmak.
......,. industries : Aiır sanayi. To ıread upon one'ı lıeall: Peline dllt-
HeaYJ - laden : Ajır yUklU, çok sıkıntıda. mek, yakından tatlıetmet.
......,. loss : Aiu kayıp, ziyan. To ıurıı on one'ı ._. : Birdenbire dön-
llnYJ oiJ : Mu.ot. mek.
aa..,. 1eas: Büyük dalplar. To kiclr. up one's ..... : Nqeleııınet; çok
a...,. sileııcc: Alır. rahatsız eden sUkCıt. sevinmek.
......,. ıııowfall : Çok kar. To be hırd on one'ı . . . : Arbaını bı­
a_,. aıock : Alır yUt vqonlan. rakmamak .
. To be 1ıaaYJ: AJır bumak, okka çekmek. Under tlıe lıeel el : Hilbnlnde, boyun-
To haq ._.,. : AJır aeçmek (zaman). dunıjwıda.
helslıt
[ 207 1

Well lıMW: [Colloq.] Sarfedecek pa- Thaı's neiıher here nor ıherc : Bunun
rası bol. mevzu ile alakası yok.
HEIGIIT (41), n. Here you are : lşıe!, ha ıetdin mi?
Al ils lıeıpt : Son mertebesinde, kemal- HEREIN (19 - 1), adv.
de; en yüksek mevkide, tepesinde. Herela afıer : Alide, aşajıda.
The lııelsht : Tam vüs'at, olgun. Hereln before : Yukarıda, evvelce.
HELL (2), n. HEROICS (1 - 671), n.
A pmblinı lııeD : Kumarhane. To ıo inıo berolcs: Mübaliıjalı sözler
Go llell fw leather : Elinden ıeldiji ka· Qrfeımck.
dar çabuk. HERRING 12 - 1), n.
HELP (2), v. A n. Neiıher fish, flesh nor ıood red heniaa :
A lıelp for : Çare, yıırdım. Hususiyeti olmayan şey.
Help yourself : Buyurun. To draw ıı red berrlıla across ıhe path
it cannot be lıelped : Çaresiz, elden bir (lrııil) : Bir söz. söyliyerek muhavereyi
şey ıelınez. · kasden sadetten çevirmek.
Lady 1ıeı.: Haberci kadın. The berrilll pond: [Si.] Allantijin ku-
Moıher'ı llııel)I : Sütanne. zey kısmı.
1 can'ı lıel)I it : Elimde dejil.
HIDE (41), n. A v.
1 can't lıelf ımilinı: Gülmekten kendimi
HWe - and - seek : Saklambaç oyunu.
alamıyorum.
l')leiıher lılıle nor hair : izi tozu yok.
So llııel)I me God : Allah yardımcım ol-
To lılıle MIClllS: Arasına saklamak.
sun.
To lılıle 1.- : Salı.lanmak.
There's no lıelp lor il : Yapılacak bir
To lılıle one's head : Utancından saklan-
ICY yoktur.
mü.
To be ...,_. wiıh: Yardım aönnek.
To lılıle one's liıhı _.... a bushel : Gös-
To lıelp ı-n : ilerlemesine yardım
teriş yapmamak.
etmek.
To•save one's lılıle: Kellesini kurtarmak;
To lıelp • : berletmek.
Cli6.] aemiıini kurtarmak.
To ...., tlllt : Yardım etmek, kurtarm:ık
To tan one's lılıle : Birine dayak atmak.
(müıküllttan).
Tô lııelp .._.: Üstün olmasını temin et- HIDING (41 - 1), n.
mek. . . . . . - place : Saklanacak Caizlenecek)
To ...., to: Para v.s. vererek yardım et- yer.
mek; ikram ve taltif etmek. in ..... : Saklı; aiıli.
Tİ> W, ., : Yükseltmek, zenıinlqtir­ To aive someone a lılıllıııa : Sopa atmak,
me~.
dayak atmık.
To lıelp olf : Bir adamın paltosunu aiyip HIGH (41), a.
çıkarmuına yardım etmek. From on lılslı : Yüksekten, aökten.
HEN (2), n. H!p ınd dry : [Naııt.] Sudan dıprı,
•A stunted ... remains a chicten•: karada; yalnız. veya yardımsız katmıı.
[Pro... ] Bodur tavuk her ilin pıliç. KIP and low: Her 11nıftan (halk); r.~f.]
Like a lııesı with one chicken : Fazla te- hileli zar; her yerde. . ·
lilJı kimle. 8'- and miahty : Gururlu, azametli.
HERD (99), n. A v. KIP colour : Koyu kırmızı, koyu renk.
The common lıerıl : Adi halk. Kıp dıy : Panayır ıünü, festival; aUn
HuM ...... : Sevk ve idare edilmiı. ortası, öiJe zamanı.
IRU (19), ııdv. a. n. Hlslı flavoured : Çot bahar:ıtlı (lezzetli).
H1n İl to you : Sıhhatine içiyorum. Hlslı - flown : Tumturaklı (ııöz); matrur,
lllN aııd there : Şurada burwla; aruıra. kibirli.
[ 208 J
H1P - hat : [ U. S . .si. 1 Bllyillıltlk ıaslı­ To ruıı lılP: Kuvvetli akıntısı olmak;
yan timse. çekilmek {deniz).
J1111t bone : Yüksekten atma, ıösteriı The Most BiP : .Tanrı, Cenabı Halt.
yapma; çok neıeli hal. Witb a lllP hand : Bllyllk kudretle, kud·
HIP jinks {time) : Nqeli vakit. redi el ile.
HIP life : Kibar hayatı; itibar veya zen- Hl~T (1), n.
ıin sınıfı. Up to the lıDt : Tamamen.
HIP liYinı : Zenıin yemek; nefis yemek- RiNGE (lnj), n. el v.
lerle yaııama. Off the ....... : ·Zıvıuuısıi:ıdan çıkmıt. çı·

Jllllt- minded: Alicenap; matnır, kibirli. iırından çılunıı.

Jllllt noon : Tam ölle vakti. To be off the ...... : Zıvanuından çık·
lllP opinion : Yllkaek fikir, tam itimat. malt, fikri dai·ıımak, çalıpna intizamını
HIP • pitched: Çok tiz {nota v.s.). kaybetmek.
HIP point {spot): En mühim veya en he· To ..... .,_: Ballı olmak.
yecıınlı ııoktL
HiNT (l), v. cl n.
lllllı · pressure :
Yllksek tazyik. A lıllll mt : ima.
H1P priest : Bqpapaz. There iı a lılııt of trouble : Sıkıntı all-
meti IÖlteflyor.
H1P • principled : Yllksek prensip sahibi.
To lıllııt .... : MUtalla yllrillmek.
lllP · proof: Çok alkollil; [li,..] fazla
To lılııt .a : Atfetmek, llBl'el etmek, azı·
derecede.
cık anlatmak. kapalı aöylemek, ima et·
lllllı ııeu : Enain. açık deniz, okyanus.
mek.
Hlllı • aoundina : Debdebeli, tantanalı.
To talte a lılııt from : Bir fikir edinmek,
HIP ·..,ad : Son sürat, bllyllk hız.
birisi~ fikir almak.
llfP · spirited : Yllksek ruhlu, ilicenap, HIP (1), n.
ceıur; atclli (at).
To catch {bave) on (upon) dıe ... : Biri·
llfP · stnına : Çok sinirli, fazla hauas. ıini elinde {inufıada) bulundurmak.
llllla 111nnner : Yazın ortuı, en ııcaıı: za· HIU (419), Y. cl D.
man,
On {for) lıln : Kiralık..
H1P tea : Alır çay zi:ııafeti. To lılre r - : ...'dan, .. .'den tiralamık.
lllP" tenm : Methlllena liSzlerl. To 1ııln ..t : Kiraya vermek; Derede ça·
lllllı tide : Met Yaltti; tenlik ııınu. lıpnak.
BiP time : Tam vakit, vakti aeldi ve HISTORIC(il] (1 - 5 - 1), a.
~ibile. Hllllarlı: chıracıcr : Tariht ılma.
llllla • toned : Usul. ve llslQbu yllkııek; Hlltorlc event : BDylllt ve mühim valta.
[.si.] modadan. · Hlııearic lnfinitive: [Gram.] lı'an ııyp
H1P treaaoa: Vatan bainlilL yerine kullanılan mutar.
llllla -ter : En yllksek met; nehir suyu- Hlahırlc present : Mazi llYllll yerindr
nun en çok ytlbelmai. kullanılan ınuzarl ııyıuı.
llllla - water mark : Suyun en çok yllk- Hlııearic
tenses: [Gram.] Mazi 11)'181an.
seldili irtifa çiqiai. Hlııeıırlal ınethod
: Tarihe {haltiki valta-
lllllı wiııd : Sert ı11qlr. lara) iltinadeden teltik UllllU.
llllla • Wİlll: [Aero.] YDksek kanadlL Rlllmlaıl picture : Tan'h Yakalarını izah
lllllı wordl : Balıraralt aöylenen sert 16z. eden resim, tariht resim.
H1P • wrouabt : İnce İflenmit; çok aleY• HISTORY (1 - !I - 1), n.
lenmif {hiddet). Aııclent .....,. : Elti çailar tarihi, {Batı
To 111 lılP : Bllyllk emeller beal.-t.. Roma İmparatorlutunun - u olan 476
To play lılP : Bllyllk kumar oynamak. yılına kadar devam eden tarih).
To ride tbe lılP bone : Gururlu olmM.. Medlaıeval .....,. : 476 yılından tekrar
lıold
[ 209 ı

tqekltW olan 1517 yılma kadar seçen za· Witbout a lıllıdı : PllrllDllzıcc, bldileliz
maoın tarihi, ()rtaçailar tarihi). olarak.
Modem lılltDrJ: Yeni çailar tarihi, (1517 To lılRla . , : Kopnak (at); yukarı çek·
den buaüne tadar aeçıeo vablar tarihi). mek.
Natural ...._, : Tabii tarih. To lıMcll • to : Bir feye ballamak.
Sacred lliltCll'J : Din tarihi (mukaddes To lıllıdı one's waaon to a atar:. Yüklek
tarih). bir pyeye ballanmak, yUkııek pye pe·
Someoııe'ı past ....._, : Birinin aeçıniıi linde olmak.
(mazili veya evveliyatı). RIVE (41), n.
Tbe inoer .........,. of somethioı : Bir me· A lllff industry : Arı kovanı aı'bl itJeyen
.elenin içyilzlL bir it yeri .
cThat's ıuıcieııt ......,.. : [Prov.] EaltiHOHY (S • 1), n.
çamlar bardak oldu, o tarihe karıl(ı; onu To ride a llcılıby : Meraklı olduiu meye
herkes bilir. fazla dütklln olmak, özenmek.
HIT (1), v. HOG (S), n. el v.
Hard lılt : Güçlükler içinde. H• in armour : Beceriksiz adam; zarif
Kit· aod • run : Çarpıp kaçan (toför v.ı.). elbise içinde yabancılık ve rahatsızlık du-
Kit • or • ınİll : Rastple, neticesini dil· yan tüme.
tUnıneden, dikkatsizce, tesadUft, labytça. H•'• back: Uzun ve arızalı tepe; [&"eol.]
To be hard lılt : Para kaybetmek sure· buz tabakası.
tiyle zarara utramak. Road llOI: Arabuiyle lllzumundan fazlr
To hlt 8t : Bir feyİ vurmak, isabet ettir- yer iyal eden dikkatsiz toför.
mek. To ıo the whole llcıc: Bir iti tamam yap-
To hlt lııelow the belt: [Bo.ır.] Oyunda mak; önceden hazırlık yapmamak.
usule muhalif hareket etmek; [fi,..] hak· HOIST (Si), v.
sızl ık etmek. •To. boW with one's own petard• :
To lıılt hard: Hızlı darbe indirmek. [Prov.] Kurduau tuzap (kazdılı çu-
To hlt it olf ı [Colloq.] Mutabık kııl· kura) kendisi dlltmek; kendi bombalı ile
mak, uyupnak. kendini uçurmak (berhava etmek).
To hlt olf: Çabucak ve ustalıkla yap- HOLD (67), n. el v. [p. t. llELD].
mak; taklidetmek. Holıl your horııes : İhtiyatlı davran, ken·
They lılt it olf well : Onlar fevkalade ar· dini kolla!
kadallardır, kafadardırlar. Hol• hardı (Hold on!): [Colloq.] Dur!,
To hlt oa (apoa) : Tesadüf etmek; karşı· davranma!
l111111ak; teaadUf eseri olarak bulmak. To laold a fort : Müdafaa etmek.
To bit nt : Omuzundan vurmak, yum- To bold aood (true) : Muteber olmak; yll-
ruklamak, yuınrukla vurmak. rilrlllie airmek.
To lılt the nail on the head : Dobra dobra To bolıl a thinı OHr ooe : Bir ICY De mü-
konlljmak, hakikatı söylemek. temadiyen tehdidetınek.
To hlt the road: Yola dUzWmek. To laaW a waaer : Bahis tutupnak.
To hlt one's stride: [Colloq.] En yük- To hold a chair : Mevki (yer) almak.
sek sürate veya dereceye ulapnak. To lıold ......, : Muhafaza (mlldafaa)
To hlt apoa the idea : İyi bir noktaya te· etmek.
mas etmek. To lao141 aloof irca: Uzak kalmak (dur·
To m..ıte a lılt: [Si.] Çok muvaffak ol· mak), yalı.laımamak, münasebete airitme·
malt. mek.
HITCH (1), n. el v. To laold .ı bay : Uzakta tutmak, yaklaı·
Half hltdl: [Nıut.] Meı.e volta. tırmamak.

P.·14
hold lıole
[ 210 ]

To bold lıııck : Geciktirmek; durdurmak; malt; ayırmamak; birleltirmek.


zaptetmek; kendini tutmak, çekinmek. To bold true : Dotnı diye kabul etmek;
To bold bJ : Tutunmak, baiJamnak. dolru olmak, varit olmak.
To lıold ~ : iıpl etmelr. (İf, mevki); To hold ap : Yüksele <Nkarıya) kaldır­
koyvermemek, elden çıkarmamak. mak; himaye (müzaheret) etmek, tutmak;.
To lıold for : İcra etmek; açmak. arzetmek, göstermek, teşhir etmek;' dur-
To 1ıold fadll : Nutuk söylemek, uzun durm:ık, miıni olmak; yolunu kesip soy-
boylu izah etmek; sunmak, ileri sürmek; mak; kesilmek (yatmur); 'düşUrmemek;
teklif etmek; aleni olarak söylemek, açılmak (hava); aynı hızla devam etmek;
To llold anıdae apinst : Kin beslemek. korkmalllak.
To lıold la : Tutmak (bulundurmak); zap- To hold up one"s head high : Kibirli dav-
tetmek; :kendini tutmak; mukavemet aös· ranmak, ıurur göstermek.
termek; susmak, sesini kesmek. To bold ap to: ltibar eımek; addetmek.
To laolıl la esteeın, ete. : Hürmet etmek, To hold la the hollow of one's hand: Ta·
saymak. mamiyle hakimiyet göstermek.
To luıld ID hand : Avucunun içine almak. To bold water: [Fi,..] Su kaldırmak,
To luıld la play: Meıaul etmek, oyalamak muteber olmak, aranmak.
To bolıl la wldı : Dostlujunu kazanıp To bold. wldı : Aynı fikirde olmak, bi·
muhafaza etmek. rini tasdik etmek. •
To hold it aood : Doiru bulmak. To have a ltold OD : Nüfuz etmek, tesir
To lıold ol (Hcıld frcım, Hold llllller)ı Tu· ıöstermek, hlkim olmak.
tunmak; nam kazanmak. To tay bohl OD : Yakalamak; tevkif et·
To lıold olf : Uzakta tutmak; ıecikmek. mek.
To llold OD : Devam etmek, tutup düfilr· The cold weather lııoldl : Soluk devam
mek; ilerlemek; [colloq.] durmak, bek· ediyor. ·
mek. To be lıeld : Vuku bulmak; meydana p·
To hold OD one's way : Durmadan ilerle· tirilmek, tertibedilmelt (konaer v.ı.).
mek. HOLE (67),· n. ıl v.
To lıold one responsible : Mesul tutmak. A bole to creep out of: Kaçacak yer.
To hold one's around: Mevltiini muhafa- A swimminı hole : Çay veya ırmakta
za etmek. yüzmeye elveriıti yer.
To hald one's hand : El çekmek, vazpç· H;: lives in a rotıen hole: [Si.] Pis bir
mek, çekilmek. yerde oturuyor.
To holıl one's head hiıh : Elilmemek, Hole and corner methods : Hileli ve do-
m:ıilüp olmamak. lambaçlı yollar.
To hold oııe's own : Geri aitmemek, ayak Like a rat in a hole : Kaçamaksız bir yer,
diremek, mevkiini kaybetmemek. kapana airmi1-
To hald one's peace (toque): Dilini tut· Hole in the air : Havada uçatı birden
mak, susmak, sesini kesmek. düşüren bolluk.
To hold out : Dayanmak; ileri. sürmek; To hole aut: [Golf] Topu delile dUıür·
tahammül etmek; ısrar etmek; uzatmak; mek.
tutmak. To burn a hole in one's pocket : Cebini
To luıld over: Geri bırakmak, tehir et· delmek, harcamak istemek (para).
mek; muayyen vakitten fazla devam et· To crawl into one's htıle : Deliline çekil·
ınelt; [lıw] tasarrufuna geçirmek. mek.
To hold the trumSKards: Koz oynamak. To find oneself in a hole : Kendini m!lf-
To hold to : Kefalete ballamak; girmek kül mevkide bulmak.
(göze, kalbe). To make a hole in : Büyük parçasını sar·
To bold ,......, : Anlqmak, ayrılma- fetınet.
[ 211 ]

To piclt bolu in : Kusur bulmak. Holy Rood: Üzerindo İsa'nın gerilmiı su-
Square peg in a round bole : Mevkiine reti bulunan haç.
uygun olmıyan kimle. Holy Thunday : İngiliz kilisesine göre
To be in a bole : Güçlükte (sıkıntıda) ol- İsa'nın uruç gllnil; Paskalyadan önceki
mak. haftanın pefltmbesi. ·
HOLIDAY (5 - 1 -21), n. Holy waier : Papaz tarafından takdis
Hollday cloıhe& : Süslll elbise. edilip Katolik ve ·Ortodoks kiliselerinde
HcıllUJ speeches: Yaldızlı cümleler, şa­ insanları takdis için kullanılan su.
tafatlı sözler. Holy Week : Pukalyadan önceki hafta.
İ..egal bolWay: Resmi tatil günll. Holy Wriı : Tanrı kellmı; Kitabı Mukad·
Roman baıllday : İştirak edenlerin zara- des.
rına olan ellence. Holy terror: [Si.] Fena huylu ve ahlülı
To make llollday : Güzel ıibirler kullan- adam, korkunç kimse; yaramaz çocuk.
mak. The Holy Family : Yusuf, Meryem ve ço-
HOLLOW (5 - 67), a. & n. cuıu İsa. '
Hollow cboeu : Elmacık kemikleri çıkık, To take boly orden : Papaz olmak için
yanakları çökUlt. kilisece takdis edilmek.
Holl- - eyed : Gözleri çukura düşmüş, HOME (67), n.
çukur gözlü. At bome : Kendi evinde, evde; memlelı.e­
Hollow pretense : Boş gösteriş, samimi- tinde; alışltın.
yetsizlik. Home base: [Nav.] Anayurt llssll.
Holl- square : Dört köşeli ve içi boı Home - brew : Evde çıkarılan içki.
1ey; [mil.] manevra v.s.'de askerlerin Home - coming : Eve veya memlekete
dört köte saf tutması. avdet.
Hollow victory : Neticesiz zafer, bot mu- Heme - consumption : Dahili istihllk; ev-
\'affakıyet. de istihlak edilen yemekler.
Holl- ware: Tencere '\'.s. gibi çukur H - countries : Londraya en yakın eya-
sofra veya mutfak takımı. letler.
To beat him ali bollow : Tepelemek, e1tk Home economics : Ev bilgisi; ev bilgisi
sudan selinceye kadar dövmek. tedrisatı.

HOLY (67 • 1), a. H - - folks : Yakın akrabalar.


Holy Cross : İsa'nın gerilip öldllrilldlljll H - - made : Evde yapılmış; yerli (mal)
haç. H - office : İdare merkezi; İçitleri
Holy Cross Day: 14 Eyl(l)de lsa'nın uruç Bakanlıtı.
yortusu. Home port : Batlama limanı.
Holy Glıost (Hcıly Spiril): Ruhülkuddlls. H- rule : Muhtariyet.
Hcıly Orail : Kaııılıklı okunan tilise Home Secretary: [En~.] İçitleri Bakuıı.
duası; İsa Peygamber tarafından IOD ye- Heme thruıt : Hedefe isabet eden darbe.
mekte ltullanıklıtı ve çarmıha prildili Home trade : İç ticaret.
zaman Yusuf tarafındın kanının kondutu Lası (long) llGm : Mezar.
bildinlen kap. Sl\e hu an .a -. _ every Friday : Her
Holy ı.-t : [Bib.] Filistin. Cuma onun misafir kabul sUnüdür.
Holy office : Enkizisyon mahkemesi. To be at . . _ : Tamamiyle vüıf veya
Holy orden : Takdis merasimi; ruhaniler bilgisi olmak; misüır kabul etmek.
rlltbesi; ~ılın en yllbet mertebesi. To bring chıırıııe . _ to a penoa : Bi-
Holy Scripture: Kitabı Mubddea. rini suçlu ç.ıtarmak..
Holy Saturday : Pukalyadan önceki cu- To come . . _ to (someone): (Birine) de-
martesi. rin tesir etmek.
[ 212 ]

To feci at bome: (Bir yeri) yadırıama­ He is an boaour to his profession : Mes-


mak. leiine şeref ıetirir.
To be not at . . _ : Keyfi yerinde olma- On(upon) one's bcıeoar: Şerefi üzerine,
mak, vaziyeti misafir kabul etmiye mü- :ıerefi hakkı için.
sait olmamak. Upon my lıonour : Şerefim hakkı için;
To drive a nail 1ı-e : Bir şeyi sağlam namusum üzerine (yemin).
yapmak, ayağını denk almak. To hoaour a debı : Borcunu ödemek.
Make yourself at b-e : Kendi evinizde To bonour a parıy : Bir toplantıya şeref
imiş aibi hareket edin, rahatının .bakın. vermek (huzuru ile).
H-wanl - boİınd : Evine veya memle- To bonour a person : Birini taltif etmek,
ketine dönen. birine hürmet aöstermek.
HONIST (S - 1), a. To boaour a promise : Sözünde durmak.
To make an hoaeııt penny: [Colloq.] Word of boaour·: Namus sözü.
Kazanç için fırsat elde etmek; alın teri HOOF (77), n. .l v.
ile para kazanmak. On thc lıoof : Ayakta, sağ, kesilmemq
To make an lı-.t woman of: Baştan (hayvan).
çıkarılmış bir kadınla evlenmek; bir ka- To boof it: Yaya &itmek.
dını dojrıl yola sevkeımek. To boof it home : Yürüyerek eve &itmek.
HONEY (8 - 1), n. To show the cloven boof : Ne mal oldu-
•Anger is·sweeter than lıone7•: [Prov.] ğunu ıösıermek.
Öfke baldan tatlıdır. HOOK (7), n. .l v.
• Free vinegar is sweeter than lıcıae7• : By book or by crook : Herhanai vasıta
[Prov.] Bedava sirke baldan tatlıdır. ile, dojruluk veya hile ile.
Hone;y bread: [Bot.] Keçiboynuzu. Bili book : Ejri bıçak.
My hoae;y : Şekerim, canım. Hook and eye : Fermajüp, çıtçıt.
HONOUR (s. 9), n. &; v. Hook - and - ladder company : İtfaiye ta-
Birthday bOB~ : Doğum ıünü tebriki. kımı:
Bound in honour: Namus borcu say- Hook - nosed : Gaga burunlu.
makta. Hook of Holland : Holandanın ·kuzey de-
Cod~ of boaour : Ahliik kaideleri. nizine dojru çıkıntılı lısmı.
Funeral (lası) boaoun : Cenaze merasi- Fish - booll : Olta ijnesi; zoka.
minde ölüye karşı yapılan hürmet teza- Off the boob : Aklını bozmuş, kaçık,
hürleri. deli.
Hoaoun are easy : Berabere (oyun v.s.). On my own book : Kendi hesabıma,
Honoun of war : Şartla teslim olan düı­ kendi kendime.
mana verilen haklar, To do it on one's own book : [Si.] Kendi
Hoaour briaht: [Colloq.] Birinin :ıere­ hesabına yapmak; kendi başına yapmak.
fine. To drop off the lıoob : [Si.] Nalları
in boaoar of: Şerefine. dikmek, ölmek.
Maid of ıı-: Nedime, bir kraliçe ve- To hook it <To sling one's lıooll).: [Si.]
ya prensese hizmet eden kadın. Sıvışmak, tüymek, kirişi kırmak.
Military 1ı-rs : Cenaze alayı; düğün To hook up: Arabaya at koşmak.
merasimi; ziyafet v.s.'de bir asker veya HOP (5), n. & v.
yüksek rütbeli bir subaya ordu tarafından Hop it! : [Si.] DCfol!
gösterilen hürmet. Hop - o' - my - thumb : Cüce.
To do bcıacıar to : Şereflendirmek, şeref Hop, ship (step) and a jump : Üç adım
getirmek; hilrmet göstermek. atlama oyunu.
To do the ıı-n: Ajırlamak, hürmet To caıch on the hop : Çocuğu yaramazlık
göstermek, izaz ve ikram etmek. yaparken yakalamak.
[ 213 ]

To lıııp it : Oidiwnnet. •it iı usclea to loct thc stable after tbe


To ..., elf : Ha'nluımıılt (uçak). ..._ hu been llolen•: (Prov.] Atça-
To lıııp tbe wlq: [Si.] Kuyrulu titret· lındıktan aonra ahır kapısına kilit vu-
met, 61mek; aı-lılıaıaa ınuaJ okumak. nılmaz.
HOPE (67), n. To look a lift . . _ in the moutb : He-
A ....... qaimt .... : Beyhude Umlt diyeyi tenlr.icletmet, verilen !Mıdiyeye lr.u·
besleme, lmidiiıi blmiyeret. sur bulmak.
..... c:hat: Çeyiz uııdıiL On lıane - bııck : Ata ~imnif, at llattlDde,
ne.
in ....... : Oaıidl beysirle.
ROPUUL (67 • 7), a. . Rac:e ..._: Kapı atı.

To be .....,.. tıl .(fs): Omltll olmak. To nas a dead ...._: csı.1 Wı uzat·
Younı .....,.. : Bir ailenin Dmlt balla- malt, olan biten bir fCYİ tueıe-k; be-
dıJı ae~ kız: veya olbm- dava çlıpnak.
llOltN (55), a. Av. To mount (ride) tbe hisb ...._ : Gurur
Drlnklnı ._. : Boyauz(clu) kadeh. ptern.k, çalım utmak; teııdiliai dev
Huntinı -..: Av bonılu. aynuında '6rmet.
..... - mad : Kudurmuf deli. To lake ...._ : Ata binmek; at Ur.erinde
" - of a dilemma : Birisinin ııcçmesi aeyahat etmek.
icabeden iti mDwtW pk. To put tbe cart before tbe ...._ : Ter·
To chcıo1e oııe . . . of a dl1eaıma : iki liııe it Pmek, abine hareket etmek
ııktan daha .az k61tl olanı leÇlllCk. • veya ICY dülllnmek.
To draw (pull) in one'ı ı.ar-: Korkup To ı.-1 : Ata bin!
1eri çekilmek, pri durmak; yelkenleri Teli it to tlıe lıane - mırineal : Kurt ma·
ıuya indirmek. salı okuma bana! Martaval ıtmı!
Liıtle ead of· tlıc .... : Sututu hayal, ha- HOST (67), n.
yal kırıklıJı. 1be lıeavenly lıalll (llGlt of lıeaven): Me-
To lake tbe bull by tbe . _ : <Maretinl lekler; (li•.] IÖk cllimleri (yddızlar,
toplamak, cesaretle bir iııe atılmak. seyyareler v.ı.).
To ._. ı.: [Si.] Bir ile bumunu aok- The Lord of H.... : Cenabı Hak. ·
makı mGdalıale etmek. To recton wlthout one'ı lıalll : Ev sahi-
llOltlE (55), n. bini hesaba katmamak, atıçliltleri veya
A ...... laush : Patırddı bir aUJllf. enplleri dllflbımeclen pl&n kurmak, ev-
A dut ...... : Oyunda 'bellenilmecllt bir deki hesabın Ç1U11ya uymadılını dUtUn·
ııekllcle kazanan ıneç4uı bir timse. memek.
Blood lıane : Chıa .,t HOSTAGE (5 • lj), n.
Draft (Draupt) 1ıane ~ YUt beyslri. ......_. of fortune : Bir idamın en çok
Oeldecl ...... : İldlt"'" sevdlll klm1eler.
Hirecl ...... : Kira beysirl. To ıive lıalqel to fortuııe : Kadere re-
...._ !ıreaker : At tımarcııı. hine olarak vermek, taybeclilmeal muh-
" - bean : Balda, Hint balduı. temel bir kimsesi veya malı olmak.
H - cbelbıut : Attatanesl. ROT (5), a.
H - ıteaıer : At utıcıaı, cambaz. A lıoC - bed of erime : Batakhane.
" - of a different (another) color : Give it to him lıol! : Onu c:eulandır!
Farklı, çok bqta. HGC air : [Si.] &Of iM, turu kuruya
a- opera: [Si.] Amerika Batı cya· övUııme.
!etlerinin beyecaıdı bayatını ,ıı.teren Hat blast : Erime ocatına verilon sıcak
lllnema filmi. havı.
" - 1e111e : Makul dllfilııce. HGC - blooded : Hiddetli.
lAd lıane: Yeclet beyprl. Rot coctleı : Körebe oyunu.
[ 214 ]

Hot dog: [S/.] Sıcak sucukla (so~isle) The hour : Şimdiki zaman.
yapılmış sandviç. To keep good (regular) houn: Vaktinde
Hot news : Taze havadis. eve ıelmek; erken yatmak.
Hot pot: Güveç; güveçte pişmiş etli pa- The small houn : Gece yarısındııa son·
tates. raki ilk saatler.
Hot words : ~jır (acı) sözler. llıe quesıion of the hoar : Günün me-
in hot water : Zorluk içinde, sıkıntıda. selesi (konusu).
To be hot on the scenı (lrail) : Arzusuna HOUSE (47), n. 4: v.
yakın olma. H - agent : Ev simsarı (lellalı)ı
To blow hot and c:old : Hem lehinde hem Houııe and home : Ev bark.
de uleyhinde bulunmak. Hoaııe dog : Ev köpeii.
To gel hot : Isınmak; kızmak, öfkelen· House nag : Geminin mensup olduiu
mek. şirket hayratı.
To gel into hot water : Bir vartaya düş­ House of Bishops : Piskoposlar heyeti.
mek. Hnıse of cards : Dayanıksız iş; kolay yı·
To aive it ıo him hot : İyice azarlamak, kılan (temeli zayıO ıey.
hakkından ıelmek.
Houe of Commons: Avam Kamarası.
To make it bot for him : Birini çok ra- House of correc:tion : Islah evi, ıslah­
hatsız etmek, taciz edip kaçırmak.
hane.
To.mıke a place too bot ıo hold someone: HCUR of cali : Seyyar iş ustalarının lpiz
Bir yeri oturulmaz hale getirmek. kaldıkları zaman iş bulmak için toplan-
HOUND (47), v. &. n. dıkları yer.
To bound on : Tahrik etmek. House of detention : Tevkifhane.
To follow (ride) ıhe hounds : Tımlarla H - of God : ibadethane, kilise.
avlamak. House of ili fame : Umumhane.
HOUR (479), n. House of offic:e : Apteshaae, heli.
After hoan : Mesai dışı, muayyen iş saat· House of LÖrds : LOrdlar Kamarası.
!erinden sonraki zaman. House of Merey : Bilhassa düşmüı kadın
An idle lıoılr: Boı zaman. ları barındırmata mahsus milesaese.

Eleventh boar: Son saat, son fırsat. H - of refuıe : Muhtaçları barındıran


Eight • bClllr day : Sekiz saatlik iı ıünü. müessese.
Hero of ıhe lıour: Günün kahramanı. Public hOUR : Meyhane; içkili lokantası
His bour has come : Ceza veya mükafat olan otel.
saati gelmittir; bir ayalı çukurda. HGUR of Representatives: [U. S.] Tem·
HOlll' after hClllr : Saatlerce. silcilc:r Meclisi.
Hoar circle: [Asrron.] Gök kutupla· Hoae party : Bir· evde bir veya birkaç
rından geçen büyük daire, saat dairesi. gece misafir olan birkaç kişilik lfllP·
H - hand : Saat akrebi, saat üzerinde HOUle repılationa : İç tüzük.
saat işarttlerini aösteren müı'ir. Country ia- : Sayfiye evi, kır evi.
H•r line : Güneş saatinde saatleri İös­ Disorderly • - : Umumhane.
teren çizsilerin biri. Like a b - afire : Şiddetle, kuvvetle.
in an evil hour : .uıunuz saatte, maale- On thc house : Meccanen, masrafı pal·
ı;ef. rona ait.
Lonı boura : Uzun iı saatleri. Town • - : Şehir evi.
Office lıoan: Bir doktorun veya iı lldamı Is it a . . _ on fıre : Acelen ne?
v.s.'nin dairesinde bulunduiu saatler. Noble . _ : Asn aile.
Sidereal lıoun: Yıldız v.s.'ain hareketiyle llıe " - : lsa kilİleli; [colloq.] borsa
tayin olunan saat. dairesi; iı yeri, iı evi.
"-lıold lnımo(u]r
[ 215 ]

To briq down the tı.. : Çok alkıılan­ To lıııa one's chains : Seve seve köle ol-
mak; he~keal &llldilrmek. mak, kurtulmak istememek.
To clean aı- : Ev temizlemek, it v~s.'de To bas oaeself : Gizli bir sevinç içinde
temizlik yapmak. olmak.
To eat ııoaıcone out of houae and 1ı- ı To .... the shore Oand): [Naut.] Sahil
Başkasının evinde bulunan her teYi yiyip (kara) boyuna (yakınından) aitmek.
tüketmek. To lıııa the wind ı [N.ıut.] Rllzaira kU1ı
To kecp . . _ : Ev idare etmek. aitmelı..
To keep open . . _ : Her selen misafiri HULL (8), n.
atırlamak, misafırperver olmak. Hllll down: [Naut.] Yalnız direk ve
To keep tbe il-. : Evde oturmak, dıprı yelkenleri aörUnecek kadar uzak.
çıkmamak. HnU ap: [Naut.] Teknesi aörWecck ka-
To put (set) one's . _ in order : İtle­ dar yakın.
rini dUz.ene koymak. HUM (8), v.
They who live in slass . _ should not To ı.m and haw : Tereddütle konut-
throw ıtoııes : Sırçadan evde otunn bq- mak; cevap vennelı.ten çekinmek.
kasına tat atmamalıdır. To make thinas lıam : Halkı faaliyete sev-
To ı.o... fa : Yerlellirmek. ketmek.
To . . _ the aeroplane : Uçalı hanpra To b - to : Mırıldanmak.
koymak. KUMAN (177 • 9), a.
HOUSEHOLD (47 • 67), n, & a. Hıımu affairs : İçtimai hayat işleri.
Hcı-lıokl bread : Ev ekmeli; ikinci
Hınma bcing: Adanı,· insan.
sınıf ekmek.
Humu naturc : Be~r tabiatı, bcfcriyet;
H-atoW aods : Ev bark; bir evin en insan hali.
kıymetli qyası.
Hmna race : insan cinsi (ırkı).
H-lııold ııtuff : Ev qyuı. Hemınıly speaking: Açık (erkekçe) ko-
H-lııold troop&: Haasa ulı.eri, kıralla­
nuşma.
rın maiyetinde .bulunan aslı.er.
HUMANE (177- 21), a.
Hounlıold wo~ : Teklifsiz hitap (söz).
Humaııe leaminp : insan ve sanat bahsi.
HOW (47), adv;
H- are you? Nasılsınız?
a - letters (ııtudies): insani hisleri
yükseltici talim ve terb~.
H- do you. do? : Nasılsınız?, müwcrref
Hamue Socicty : İnsan veya hayvanları
olduk.
H- d'ye do: [Co/loq.] Can sıkacak koruyan cemiyet.
vaziyet. HUMBLE (8), a.
H- ıoes it?: Ne llemdesiniz?, itler ne A lımnlıle talk : Basit ve delcrslz bir va-
halde? zife.
H- ia that for pretty?: Güzel delil mi?, Hamble apolo&Y : Tevazu ile özür dileme.
hotunuza aitmiyor mu? Humlıle dwellina: Mütevazı ev.
a- now ~ thcn)? : Bu da ne demek? Humlıle follower : Mütevazı mürit.

H- so? : Bu nasıl olabilir? Of lıumble birth : Mütevazı doluılu.


Show me the 1ı- and the why of it: To eat lıumlıle pie : Kibri kırılmak, övün-
Bana işin nasıl ve niçin böyle olduiunu ıenlikten vazaeçip boyun etmek; kaba-
anlatın. hatini itiraf edip özür "dilemek; teessürle-
HOWL (47), v. rini bildirmek.
To lıowl dOWll: Yuhalarla kürsüden in- HUMO[U]R (177 - 9), n. & v.
dinnelt, yuhalarla susturmak (hatip v.s.). Good lılllllOllr: İyi huy, hot mizaç.
HUG (8), v. Ill lıamoılr: Ters huy, aksi mizaç.
H•- me - tight; Yün atkı. He is in the 1ı- for: Canı istiyor.
[ 216 J
....
Out of ıı.m_. : Canı sıkkın; sinirlenıniı, To lıunt the foı, hare, sllppcr, aquirrcl:
öfkelcnmiı. Ebe olan oyuncuyu veya aranan bir tc-
Sense of ......_ : Bir ıcyin tuhaf tarafını yi bulmaıa mahsus tllrlll tllrlU oyuıılar.
aörme kabiliyeti; pkadan anlamı. HUN11NG • GROUND (8 • 1 +47), n.
To ...._. ı child : Bir çocula istedijini Happy lıalllilıl • . . . . . : G6kyllzU.
vercnk onu memnun etmek. HURRY CİI • 1), v. & n.
HUNCH (8), n. Av.
ff•"7 • scurry : Karmıkarıııt, tellfla,
A ..._. of cake : BUyllk bir pasta. acele.
1 have a lımdı that ... : Öyle inanıyorum H•ITJ up! : Çabuk! Acele et!
ki, tahminime söre ..• Not in lıımy t [Colloq.J Acelesi yok.
To havc ı lımdı for : Bir ıcye kartı zaa· in a hanJ: Acele ile, çabuk, kolay kolay.
fiycli olmak, arzulamak.
To lıa"7 al11111 to : Boyunca acele Re ait·
To ..._. . , : Etmek; •lmak.
mek.
HUNGER (8ng9), n. To lılll'T)" to : Birisine acele ile kCJlll'lak.
To ao on a . . . . . strikc : Açlık pevi
To 1mnJ •P : Acele etmek, çabuk olmak.
yapmak.
HUSIAND (8z • 9), v.
HUNGRY (8 • 1), a.
•A .....,. bar docs not dancc• :
To ......... one's ınoney : Pıra biriktir·
[Prov.] Aç ayı oynamaz. mck, bOfUna israf etmemek, parayı ye·
HuNK (8np), n. rinde kullanmak.
To be (on) . _ . : Mlltılaı odasını çekil· HUSH (8), v.
·mek; [lil'.] rahatı yerinde olmak. H.... • lıDllı ı [Si.] Gizli, kapalı.
KUNT (8), v. Hılllı money : Susturma rllıveti, ıus payı. ·
To lnııd nwa: Yıkalıyıneıyı kadar pc· To lıullı ., : Örtbas etmek, kapatmak.
pni bırakmamak; takibcdcrck öldürmek. To .._. •P the ıffair : Meaeleyi hasır
To lnıııt f•: Aramak. altı yapmak, örtbas etmek.

To lımt • : İninden çıkarmak, ırayıp HUsn.ER (8 • 9), n.


bulmak. He is ı lnlltler: [Si.] O çok çalıtbn ve
To lıat up (ııfler) : Araııırmak, aramak. beceriklidir.

ICE (41s), n. On lhin lct : f ehlikede; mlifklll vaziyet·


Artificiıl lce : Suni buz. te, nazik durumda.
la accrction : [Aero.] Buzlanma. The lce bctwcen : •Karakedi•, aotukluk.
lce ıac : Buz devri. To brcık the lct: Yol ıçmık; Rk lıanıle­
lce crcam : Dondurma. dc ilerlemek; tatsız bir ıllkOta son vermek
lce crccpcr : Kaymamak için ayakkabı ıl· üzere söz açmak.
tına konan demir, buz nalçası. To cut no lce : Ehemmiyet veya tesiri
la fıcld : Buz sabası. olmamak, ite yaramamak, akim kalmak.
lce noc : Denizde yüzen buz kitlesi. iDEA (41 • 19), n.
Ice hocby : Buz üzerinde oynanan hokey. idea of life : Hayat felsefesi.
lce machine : Buz yapma makinesi. 1 haven't an idea: Hiçbir fikrim yok.
kıe pack : Kutup denizlerinde küme ha~ The ideal : Ne tuhaf; çok ıey!
lincle bulunan iri buz parçaları. The idea is : Meale 111dur, maksat IUD·
la storm : Yıjmuru yalar yalnıaz don· dan İbarettir.
duran fırtına: The idea of such ı thina! : Bunu nasıl ıkıl
la yacbt : Buz ilzcrinde aiclcn pmi. ettin!
..
Tbe JGUlll . . . : Cocak aklı.
[ 217]

il· humoured : KötU huylu, çirkin tabi-


IDU (41), İl. A Y. atlı, buy-.
Aa•ııa.mpt:Bqarmızlt- il · iudled : Teclbiralz, dlllllncaiz.
1 baven't an• - t : Daima 11111111- • • loothıı : Kuta '5r0allll0; çirtlll
llhn, bot Yaklim yok. jtlzlU.
To lland . . : İl* blmak, iti aDcll ol· •• luc:t : Becnı.lıdlk., talllıalzllk.
mmaat. il maıuıer : TcrbiJalr.lit, talıüıt.
it il . . 10 eııpect : ()mide baf•nmamelı. D • - - - : TerbiJe*, kaba.
To . . ,,_,: lopma ilraf -.t. il aature : Hayaııluk, tenlik.
To . . ,,_, tı..: Vüli bot llÇirmet. i l · aatured : Huymz, ten, 11rkq.
111' (1), canj. il · omened : Utarmz.
As • : 06ya, um ti, sl1ıl. il · proviclecl : Teduibiz.
Evca • : t. de, ı. bile, ola dalıl. . il reoeiYed : ~ kaqılanm•·
lf 1 haven't lalt my nldll : EJYlllı ... il . requited : Deleri verllmemlt. kıymeti
tim ,ıtmit. IUllml ~ bilimnemlf.
B 1 oaly bew : ICePe bl!Mm. il . ltarnd : Bahtı bra, taUlıllz.
• ııeed be : Eler lcahedem, lllmmu .... il tmnpcr: Ruymzluk, hırçınlık.
llnde. il · tempereıl : Haymz, hırçın.
B you were oaJr bere : ICetb banda ol- • • tiıned : Vlkilllz. IDIYIİlllllE.
aydın.
il · tum : Peaa mamnele; hutalılt ııöbltt.
lf DOi : Eler delllee, delille bile, olmua, il me : Zalimce mmmele.
abi lıalde.
•ff a q'ı prayen were amwereıl, boDll • il · will : Pena niyet, dDtmanlık, pnıı,
woııld '9ia from tbe lky•: [Pro•.] Ka.
kin.
ııelin niyazı kabul ol-ydı llll1lıa ke-
To do an • tura to IOlllCODI : Birini ~
mik y...rdı. tUIOk etmü:.
•u you ım blm c:loth, heıl alk for tbe •lt'ı an • wind tbat blowa ııobody ıııocb:
lıninı•: [ProW'.] See: GIVE. [Prn.] içinden lıiçblr lyiHt çıkmıyan
lf thiı be ID : Eler bu öyle ... fellket yoktur; her itele bir bayır Yar.
lf wont c:oma to wont : t.ıer fena ... To take • : Pena kartduııak, bir ıteye
dene. lllcenmek.
ILL (1), L To be taken • : Huta dlltmek.
m•Adapted : Uymıyan, uy111a p1m1,_. To apeak m: Hakkında fena IÖ]lleınet.
m • .tviled : hıı1ya1111, teı11ı1n1z. To m· ille (To W• treat): KötU muamele
i l at eue : Humnuz, içi nlıat delil, etmek.
tızllntUIO; ıneratlı. IMAGE (1 • tj), n.
il blood : Kaanılık; darsınlık: ll>lukluk.. He İl the livlnı . . . . of his fatber : O
m • boclinı : Ulunuz, mqum. babuının olludur, tıpkı babasına çek-
m-bred : nrtııya1z. mildr.
m•breedlq : Terblyellzllk. To .,eak in ...... : Hitııalır canlan-
il · c:oııditioaod : Pena tabiatlı. dırmak.
m . dİlpOled : KÖlll huylu, tertlllliz. IMBOllTION U • 1 • llluı), n.
D • fune : Sabıka, fena töbret.
Wıter of ......._: [GHI.] Kayalar
m . famed : K610 İlim çıkarmıı; ...,..
tanfınclan aıauedildiktea aonra imtilu
blı.
latbı pırillea IU.
m•fawured : Çirkin; kerBı. lberiade
i l · fated : Talihllz;. ulunuz. IM8UE O· 177), v.
il · eotten : KiltlllOklc lw.anılm11-
m. bumour : fena buy.
I.._. with : Dıuıııırlarıaa itlemlt.
To lıllJıae with hıte : Nefret uyandırmak.
.._..... [ 211 ı
.
IMMEDIATE (1 - il - 19), a. 1 am la pocket : Kirdayım.
ı dlllle family : Baba, enııe, kız ve er- la a big way : Tentanalı bir tarzdL
kek kerdeıler. la ı brisk, even voice : Canlı ve dllz bir
IMPA11ENT (1 - 2 hhnt), a. sesle.
ImrnM-« at : Sabınız. la a day or two : Bir iki sl1n içinde.
•=r Mnt of blame : Öfkeli, kızaın. la a crowd : Kalabalık içinde, küme ba-
im....... for: ... için sabınız. 1,inde.
IMPEDIMENT (1 - 2 - 1 - 9), n. la a fit of anger : Hiddet anında.
._,..._,.t in the spcech : Pelteklik. in a gesture of commınd : Kumanda ip-
retiyle.
IMPOSE (1 - 67z), v.
To . . , _ • (..-): Empoze etmek, la a meısure : Bir dereceye kadar.
zorla kabul ettirmek. la a moment : Bir dakikada.
IMPRES8 (1-2). v. la ı month : Bir ayı kadar, bir ayda, bir
He ..,,..._. on me the need of hani ay zarfında.
work: Sıkı çahprıam lazım geldillni la a reıl aen:ııe : Hakiki mlnada.
söyledi. la a sensible way : Makul tarzda.
He didn't bnpnm me at ali : O üzerimde in a sharp voicc : Keskin bir IClle.
iyi tesir bırakmadı. in a short time : Kısa bir zamandL
l'm much .., . _ . by this book : Bu ki· la a strange way : Garip tarzda (usulde)•.
tabı çok belenclim. la a vital way : Önemle, hayati bir tarzda.
To ....._.,..: Empoze etmek. la any case (event): Her halde, ne olursa
IMPRESSION (1 - 21hn), n. olsun.
1 have an ._,....._ thıt : Zannedersem. la and out : Kih lçerde klih dıprda.
Fint ...,._... : tık intıba; ilk tabı. 11111 and outs : Bir iıin bUIUn teferruatı;
1 was under the .......... that : Zanne- · bir yerin bütün köşeleri.
diyordum ki. in accord with : .. .'ya, .. .'ye uygun.
That is my lınpl'allm : Öyle zannediyo- in ııccordanee with : Tevfikan, uyarık.
rum, bana öyle pliyor. in advance : Peşin.
IMPROVE (1 - 77), v. la advance of : .. .'den önce.
To lmrron cin(..-): Üstün olmak; ıslah la addition to : lıive olarak.
için istifade etmek; akıl atrenınek. la alarm : Saıırm11 bılde.
To ........ the occasion : Ele seçen fır­ la ıll : Hepsi, cümlesi.
sattan istifade etmek. la ıppearancc and minct: Görünüş ve
IMPROVEMENT (1 - 77 - 9), n. kafa itibariyle.
There is room for lııııproft-ıat : ilerle- la approval aı : Tasvip edercesine.
me fırsatı ve imUnı vardır. la arms : Silihlanmıı.
To make a roôm for lm"°"-ıtt : Re· la attendanee : Vazifeli.
kabet etmek; terakki etmek. la beginninı : &atlarken.
IMPllTE (1- 177\ v. la behalf of: Namına:
To ......... evil ıo: Suçu birisine yükle- la being : Mevcut.
mek; bir adama suç atfetmek. la beıween : Arıda.
iN (1), ıdv. ııl prep. la blue - prinı sııge : Hazırlık devresinde.
As far as la me lies : Elimden pldili ka- la broad daylighl : Güpegündüz.
dar, mümkün mertebe. in broad terms : Geniı mlaada.
Blind • one eye: Bir aözll lı:ör. Jo care of : Kontrolu altında, tedavisi
lf 1 were 111 your place : Sizin yerinizde altında.
olsaydım. la cıse : Vutuuada, halinde, icabında.
1 ım one lira 111 : Bir lira kirdayım. la case of : Vukuunda, halinde.
.. ( 219 J
..
I• c:ub: [Colloq.] Pcıın olarak. I• justice ıo: Hakkını vermek llzımsa.
I• c:hıırp of : Uhdesinde, idaresinde. ı. larp part : Oenlt ölçllde.
To be .. c:baree of : İdaresinde almak. la Ucu of : Gerclinc:e, icabını sllre. UIU•
ı. c:old bloocl : Merhamelliıce, mahsul, JUne tevfikan. ·
bile bile, kUltcn. ı. line with IOllletlıinı: ... 'ya, ...'ye uy-
ı. c:ompany : Bir arada, ark.adat olarak. sun.
ı. c:oaclusioa : Netice olarak, netice iti· Ja•liquor: Sarlıot.
bariylc. ı. mıny rcspecta : Birçok hususlarda.
ı. c:oafmnity with : Uyarık, tevfikan. la mıny ways : Birçok bakımlardan, bir-
la c:onfuaion : Şıııırmıt. tcreddlldc dili· çok hususlardı.
mllf. I• my opinion (c:onjecturc): · Fikrime 16-
ı. c:oajunction with : MU.terckcn. re, bana kalına, kaautınıc:a.
I• c:onsideration of : MWihuasiylc, mil- la mourninı : Yulı, ılyablır ıiymif.
taliuiylc. I• need of : Muhtaç.
I• c:onscqucnc:e of : Neticesinde, IOllUnda. la number : Sayı itibariyle.
I• considenble amount : Çok miktardL la. obedienc:e to : but ederek.
ı. c:ontr11t to : Ralmcn. aksine, tersine. I• one'ı ırithmetic: Haatıını IÖf'C.
I• convcnicnt plıces : MUaaaip yerler. la one's arms : Kolunda.
I• c:onvenatioa with : Konupırken. I• one'ı button hole : YatuındL
I• c:rossinı thc rivcr : ırmaktan pçerkcn. in one's hcarinı : Yanında, huzurundL
ı. danpr of : Tclılikcde. · in onc'ı power: iktidar dahDinclc.
la dccidinı : Karar verirken. in one'ı ıtand : Zamanında, devrinde.
la demand : Revaçta, raibettc. la one'ı view : Birisine sön.
I• disonlcr : Karııllt, dllzensiz, tcnipliz. ı. onlcr thıt : İçin, diye, ta ki.
ı. duplicate : Çift alllha ballade. I• order to : ..• için.
ı. diapute : bıtnu halinde. I• otlıer wordı : Baıka bir deyimle, diler
la duc coursc : Zamanında, vakti pllac:e. bir tlblrlc.
I• duc time : Vakti pliııcc. ı. particulır : Billıusa, hususiyle, husu-
la dozcns : Dllzinc halinde, düzinelerle. siyet itibariyle.
I• camcst : Cidden, ciddiyetle. ı. · patient : Hastanede yatan buta.
I• csacnc:e : Eua itibariyle. la penon : Şııhaen.
la eııdıınse: Mübadele ile. I• privıte : Mahrem olarak.
I• eııtent : Genitllk itibariyle. I• public : Herkesin öaOndc, alenen.
I• fac:t : Filhakika, prçek, oldutu ıibl. I• psychol01ic:al make • up : Psikolojik
ı. faimess to someone : Hıkikatı IÖyle- bünye itibariyle.
mek lizımsa. in qucstion : Mevzuubahis.
la front of : Önü, önüne, llnünde. I• reallty : Hakikat halde.
I• full : Tam mlnuiyle. la reprd to : Dair.
I• full dreu : Bllylik llnlforınL I• relıtloıı ıo : .. .'ya, .. .'ye dair.
la full swinı : En hararetli anda, hum- I• reply to : .. .'c cevaben, cevap olarak.
malı faaliyet halinde. la responsc to : Cevaben.
la general : Umumiyetle. la retum : Mübadele; mukabil olarak.
la half: Yarı yarıya. I• rcvenp for : İntikam için.
in haıte : Acele ile. I• rcvcrsc : Gerisin pri.
I• hcalth : Sıhhatte. I• scarch of : Aramak Uzcre.
ı. bonour of : Scrcfiac. I• shıpe : Halde, lıallade.
ı. hot -ter : Mlltküllt içinde, zora sel· I• ıhırp c:ontrut to : Tam bir tezat hı·
miı. lindc.
ı. itaelf : Haddizatında, mUsıılUI olarak. I• ıisht : Göz öııllndc.
.. [ 220 ]
.
la siaht of : Herkesin aözü önünde. ı. ıhe name of humaa klndaess : lasaalık
ı. sipı of : baret olarak. namına. .
la silence : Sessizce. ı. the name of law : Kanun namınL
ı. splıe of : Ralnten. I• the name of God : Allah qkına.
ı. so far as : ... 'e kadar. la the nick of time : Anide, kawla iliz
I• sunshinc and in storm : İyi veya fena arasında.
1Unlerdc. la the put : Oeı;miJte, mazide.
ı. sympathy with someone : Blrlılnc kar· la the presence of : G6zll önllnde.
ıı aempatl beslcmiı. la the public • eye : Efkarı umumiye
I• tcnna of : Gerclince, ... 'ya, ... 'ye SÖR· önünde.
I• that : Çünkü, cihetiyle, sebebiyle, ma- ı. the same way : Aynı ııekilde {tanda).
demki. ı. the slıht of : Nazarında.
•• ıhat c:ue : o takdirde, o halde. la the timi to come : Gelecekte .
I• that way : O ııekllde, o tarzda. ı. the twinklina of an eye : Göze açıp
I• the act of : Halinde, halde. kapayıacıya kadar.
ı. the air: Şayi, cari (havadis v.s.);_ha- ı. the word of : ... 'in dedili 11"bi.
vada a6kte. la the year of: Yılında.
h the army: Aaker, ulterlikıe. ı. the yar of 1960 : 1960 yılında.
I• the attitude : Halinde, vaziyetinde. la this coanection : Bu münaaebetle.
I• the back of : Gerisinde. la ıhis day and ap: : BuaUn, bu zamanda
la the brlef : Kısaca. buıünkü ıiınde.
la ıhe corner: Köacde. la this way : Bu suretle, bu ııekilde.
la ıhe courae of time : Zamanla. la these dıys: Buallnlerde.
I• the dark : Karanlıkta, bilmiycrck, ma· la those dayı : O aUnlerde, eskiden.
lllmatı olmıyarak. la time : Tam zamanındı.
I• the day : Gündüzün. la lime of danler : Tehlike anında.
ı. the dead anıle of : Ölü zaviyede. in lime of need: ihtiyaç anında.
in the distance : Uzaklarda. la lime of peril : Feliket· zamanındı.
la ıhe ead : Sonunda. la ıimcs of sıreu : Mütkül zamanlarda.
la ıhe eye and Jetler of law : Kanun na- la tip· lop c:oadition : Mükemmel vui-
zarında, kanunda. yette.
ı. the face of : Kaflısında, muvacehe- la token of : Nipnai olarak.
sinde. la ıum : Sıra. ile; bilmukabele.
la the firsı place : ilk önce, evvelii. la ırain : Merkez i~ıasyona dönen tren.
lıl the hand : Eldeki. la under... monıh : ... aydlft az bir zıı·
la the heat of passion : Cinnet halinde. manda.
la ıhe heighl of somethinı : Civcivli zıı~ la vain : Beyhude.
manda. la view of : MWlhazasiyle.
la ıhe house : Evde, evin içinde. la YOSUe : Mndada, revaçta.
la lhe liglıı of : lşıAı altında. la wail : Pusuda.
la ıhc lonı·: Uzun zaman. la ycars : Yıllarca.
in thc lonı ı un : Genel olıırak, uzun zıı. la white : Beyazlar ıiymiı.
man. Not la il: [Si.] Muvaffakıyet fırsatı ol-
la the mean time : Esnasında, anında; mayan.
aynı zamanda. One 111 a hundred : Yllzde bir, müstesna.
ı. ıhe misı of time : Zamanla. Shares 111 a company : Bir ıirtetin hisse
la the name of: Adına olarak, :..ararına seneıleri.
tibi olarak, namına, birisinin üzerinde. Three in number : Sayıca Uç, Uç iane.
[ 221 )

Wantinı la couraae : Cesaretsiz, korkak. llldlııa Ocean : Hint Okyanusu.


To be la f• : Mesulü olmak; namına ika ...._ ink : Çini mürekkebi.
etmek; namına airmelt (yanı v.s.). indim fire : Parlak ip.ret ziyası.
To be la with : Ortalı olmak; dostça ...._ date : Demirhindi.
muamele etmek. hıdlm corn : Mısır buldayı, mısır.
To believe la a penon : Birine ıüvenmek. J..U. club: Jimnastik sporunda kulla·
To drinlt a health la chımpaane : Sıh­ nılan şişe ~klinde çomak.
hatine pmpanya içmek. IDdlaa berry : Kakule.
To drive the nail ID : Çiviyi sonuna kadar Red ı.ıu. : Kuzey Amerika yerllli.
çıkmak.
INDIGNATION (1 • 1 • 2labn), n.
To stand ı. well with : Ahbabı olmak,
,.........,... at(over) .a thinı: Bir pye
IW:rinde nüfuzu olmak, birine sözU aeç-
öfkelenme, kızma.
mok.
Jıwıltpadooı with (........) a penon : BI·
The lady ı. ı.: Hanım evde.
rine karşı ltızıınlık.
The ship is bı : Gemi limana ıirdi.
The sails are la: Yelkenler indirilip içeri
Jadlpallm meetina : Bir haksızlılı pro-
testo mak.sadiyle yapılan mitinı.
alınmıf.
We are la for a fiaht : Şimdi çattık; mu· INDIRECT (1 • 1 • 2), a.
hakkak kavp olacak. IDlllnet complement: [Gram.] Dolaylı
To keep the fire ı.: Ateıi yanılt halde tUmleç.
tutmak (söndllrmemelt). lDıllnct cost: Versl veya faiz v.s. slbl
INCH (1), n. 4 v. dolayııiyle olan muraflar.
An lııııcla of time : Bir tahza. llllllnct damqes : Zımni zarar.
By IDdln (lmlı by bldı): A7.ar azar. IMlred object: [Gram.] Fiilin mlnuuıı
Every bldı : Tam:ı.miyle, tepeden tımala bilvasıta tamamlıyan tümleç; sarih olma·
kadar. yan tümleç.
Square bldı : Pus kare. bdlnd reıult : Dolayısiyle olan netice.
Within an bıch of his life : Ölümüne ra· INDIVIDUAL. (1 • 1 • l • j 179), n.
mak kalmıı. An qreeable ladlYldul : İyi bir adam.
To die by ._..: Alır alır ölmek.
INDOOR (1 • SS), a.
To IDdı ..... : Vavq yavaı hareket el·
mek. I...,_
pmes: Evde oynanan oyunlar.
ıu- life : Ev hayatı.
INDIA (1 • 19), n.
..._. relief : [Ene.] DarUlkezede da·
Fanher Wlıı: Hindiçini. lıtılan yardım.
lndla ink : Çini mürekkep.
Jadla offıce : Britanya bUltUmetinin Hin· INDUCTION (1 • 8 • shn), n.
diıt:ın ifleri ile meaul olan daire. lllıllldlm ıpparaıus : İndllltsiyon cihazı.
l•6ı paper : Kopya k&iıdı, bıkltWarın hlıblctloa balana: : Madenlerin iletken-

nümune bastıkları ince Çin kilıdı. lik delitiltliklerini ölçen çok bauu bir
Oıı.ford IDılll1 paper : Oltsford Ünivenite· cihaz.
sinde yapılan çok ince, kuvvetli ve do- l ..adlcım coil : İndUkslyon bobini.
nuk renkli bir uııt. llldadloıl current : İkaz cereyanı.
Jadlll rubber : Kauçuk, lastik. ........_ dynamo : İkaz dinamOIU.
JNDIAN (1 • 19n), a. el n. lllılHtlcım aenerator : İndüksiyon jenera·
ı.Ma aummer: Kuzey Amerika'da son- törü.
bahar sonlarında olan yaz aibi sıcak 1Nncllm machine : İndllbiyon makiııeal.
hava, pastırma yazı. hlılllCdo9 motor : İndllltslyon motoru,
l•ıllml meal : M111r unu. mütenavip cereyan motoru.
lndulae
[ 222 1
Maanetic lıuhlctloD : Mıknatısi indüksi- lak· horn terms : Oturaklı, güzel tibir-
yon. ler; kitabi sözler.
INDULGE (1 - 8j), v. lak roller: [Print.] Harflere mürekkep
He lndulpa too muc\ı: Çok içer, içkiye süren silindir.
müpteladır. lndelible lnk : Solmaz veya çıkmaz mü-
To ladalae one-.:ır wlth: Milptelli ol- rekkep.
mıık. lnvisible lalı: Gözle aörülmiyen ancak
To ladulae Co : Müsamaha etmek. huraret veya kimyevi usullerle meydana
To ı.dlllp m: NC!)Clenmek, zevk almıık; çıkarılan mürekkep.

müsamaha etmek; müptela ol:nak. Printcr's lalı: Matbaa mürekkebi.


INDULGENCE C1 - 8j9 - s), n. Solid lak : Kalıp şeklinde kuru mürekkep.
Declaration of ladal&enc:e: [Eng. Hist.] To lalı la : Kurşun kalemle çizilmiş veya
yazılmış şeyleri mürekkeplemek.
Din serbestliti ilanı.
To lalı up: Mürekkeple koyulaştırmak.
INDUSTRIAL (1 - 8 • 19), a.
ladumbıl arts : Sanayi.
INQUIRE (1 - 419), v.
To laqaJn ücı9t (a thinı): Bir şey hak-
llllllımtııl exhibition: Makina v.s. sanayi
kında ıual sormalı.
mamulatı serıisi.
laclalUlıal
Jaw : Sanayi kanunları. To laqulre ııfter (a person): Bir kimsenin
ladıuırtal
school : Bilhassa mahkQm ço- hal ve hatırını sormak.
cuklara mahsus sanayi okulu. To lnqalre hııfo: Tahkik etmek, teftiı et·
mek; araştırmak.
INDUSTRY (1 - 9 - 1), n.
To lnqalre the name of: ismini sormak.
Commercial Wmtry : Ticari sanayi.
Farming lııdustry : Zirai sanayi. INROAD (1 - 67), n.
1ron ladllllry Demir sanayii. To make lıırcıMa on one's money: Pa-
ranın altından airip üstünden çıkmalı, har
Manufacturing ladllllry : İmalatçı sanayi.
Oraıınized IBdutey : Teşkilatlı sanayi, vurup harman savurmak.
endilstri. INSENSIBLE (1 - 2 - 1), a.
Transport ladllllry : Nakliye (taşıl) ~ana­ To be hamllıle fnm: Bihaber olmak.
yii. To become .... _ . . wlGı : Bayılmak;
lnfant ladlllbia : İşe yeni bıışlıyan en- uyuımak.

düstriler. iNSiDE (1 - 41), n . .l a.


INFINITE (1 - 1 - 1), ı. iDiide information : Gizlice toplanan ma-
lııfllllfe Beinı: Cenabı Hak. lumat, içerden aelen haberler.
laflalte pains : Sonsuz ıayret. lmlde leakaae : içeri akma; içinden sız­
lıdlıalte
space : Hudutsuz saha, feza. ma (haber v.s.).
lııflıllle
time : Ebediyet. lmlıle pole dynamo : iç kutuplu dinamo.
The lalWCe : Tanrı, Allah. inside screw : Somun vidası.
JNFORM (1 - SS), v. lııskle thread : Difi vida.
To lnfonn ııpı.t: Ele vermek, ihbar et- lıuılde veneer : iç kaplamı.
mek, aleyhinde şikiyet etmek. lııskle of an hour : Bir saat zarfında.
Well lafonned : Bilaisi çok, bilgili. inside, of a mile : Bir mil dahilinde.
JNK (1), n. .l v. lmlde out : İçi dı1ını dönmUt.
lalı baı : Mürekkep balığının mürekkep To have the lıuılıle track : Daha müsait
torbası. mevkide olmak.
lıık botıle: Mürekkep şişesi. To tum lllllde out : içini dııına çevirmek.
lıık- horn mate (vale!): Bilgili görünen INSIST (1 - 1), v. .
adam, bilıiçlik taslıyan adam, ıldi mu- To IDIW oa (upoa) : Dil dökerek istemek;
harrir. ısrar etmek.
[ 223 1

INSTANCE (1 • 9 • ~), n. To make ....._ with : Sahip olmak.


At the . . . . _ of : Dileli veçbile, talebi To tike an ......... in: Allka Ptermot.
(İltej) tı.rine. To look after one'ı own .......... : Kendi
Por ....._: Mesell. menfaatini öne sürmek, ltlnııı dllfllamok.
in tlıe fint ....._ : ilkin, bidayette, ev- To reıum a blow wiıh ......... : Daha hız­
vekmirde. lı bir darbeyle mukabele etmek.
in this ,...._. : Bu sefer. To be llllerelled in: ilıilen~et.
Jl'lıı'TELUGENCE (1 • 2 • lj • s), n. INTERFERE (1 • 9 • 199). v.
.......... bureau : İstihbarat komil- To ı.teıt- la: Müdahale etmek; bur-
yoau. nunu sokmak.
'Mlllll•• et office : İl ve İKİ bulma bü· To ı.a.rr- wllı : ihlal etmek.
J'OIU. INTERVAL (1 -9), n.
............ quotient : 7.eki derecesi. At 1*rnll : Arasın, fasılalarla, zaman
IWl'll •cı tell : ZeUyı ölçme, zekl öl- zaman.
çDllL INTES11NAL (1- 2 • 1), a.
To have ı.tellllr•cı of: Havadisi olmak. Iatetdmll war : Bir memlekette iç tarp-
.......... 1enice : Milli Emniyet tetki· llllıltlar ve muharebe.
lltı, entellijam • ııervil. INTRODUCl10N ( 1 • 9 • 8 • llııı), n.
INTEND (1 - 2), v. Letter of lıılrGılllCllN : Tavsiye nıelttubu.
To ..._. .. do : Yapmala karu vermek.
INTRUSIVE (1 • 77 • 1), a.
1 ..._. her lor a wife : Onunla evlen· Ialnııılvt rocu: [Geo/.] Çamur tabaka-
mele niyetim var. sına siren yaiıık kayalar.
1 ..._. ao harm : Niyetim kötU dela1,
INVIST (1 • 2), v.
kötUIUk yapacak delilim.
To ..._. mooey cııa: Para yatırmak (ban-
........ f•: Maksat, niyet aözetmq.
What do )İou w.• by ıhis?: Bununla ne
kaya).
To ıs..- a city : Bir lthri istila etmek
demek iltiyonunuz?
için abluka etmek.
Jl'lıı'TENTION (1 • 2 • shn). n.
Fint ......._: [Lol'.] Bir iıe fltir sar- To lınlll • a (car) : Satın almak (bir oto-
mobil v.ı.).
(etmek için ilk karu.
ı.do• of: Niyet, 'anu. INVITE (1 - 41), v.
1 iı:ıve ......_: Evlenmek arzuıunda­ To t.lte doubts : Şllpbe uyandırmak.
yıın. To ı.• questiom : Sorau IUaldeıı lıot­
ili .....u...: Bedhlh. lanmat.
Well ........_.. : Hayuhlh. To ı..ıte to (dinner): (Yemele) davet
S:cond ........_ : ·Fikrin ile airipnesi ile etmek.
hisd olan ikinc:i tasanurlar. IRON (419), n., a. el v.
To lıeal by t1ıe fınt ..._.._: C•ecf.] A man of ın. ~ Bıkmayan ve U11111Dayan
Yarayı depneden tedavi etmek. (iradeli) adam, yılmayan, azimli adam.
To heal by tlıe ııecond ......._: C•ecf.] ....... : Demir devri. •
Yarayı cleltikten 10nra kUrtaj (kazıma) ın. fouııder : Diltmecl.
usulU ile tedavi etmek. ın. times: MütltW zamanlar.
The WO&lnd lıeaJed wiıh the fint ......._: ın. foundry : Dökllmhane, demirhane.
Yara derhal kapanıp iyilefd. Ira. curtain : Demir perde.
With tlıe tııt.dm of : Mabadiyle. lnıa horııe : Lokomotif.
JNTERE8'f (1·9), n. el V, lnm mo(u)ld : Pas (mllrekltep) lekesi.
in ıhe . . . _ of: Menfaatine, için. ın. ııecesaity : Mübrem ihtiyaç.
it İl your ....._. : Kendi iyilillaiz için· Maaııetic ın.: Mıknatıslı demir.
· dir, menfaatınız icabıdır. The .._ band : Kudretli tL ·
[ 224)

•Many ıra. in the fire•: [Prov.] BirÇOk IMUE (l • 177), D. el Y,


itlerlemeyul, bin tarakla bezi var. At ı... : Kavplı, münakap edilen, mev·
Rod of lııw: [Fic.J Sert rejim. zuubahis olan, münazaalı (maele).
•Strike whlle the km iİ hoh : [Prov.] Date of imle : ihraç allnll, kqide aUnü.
Demir tavında dövülllr. The lalue of a newspaper : Bir gazetenin
•Do not have ıoo many ıra. in the.fıre•: neşriyatı.
[Prov.] Bir koltula iki karpuz ıılmez. :
To abide ıhe ı..e Neticeyi beklemek.
To rule with a rod of ır. : Derebeylik :
To brinı to a successful ı..e Başarı ile
a&termek, vahııetle idare etmek. bitirmek.
To put a man in lnm: Bir adamı pıran· To die wiıhouı ı..e : Çocuksuz ölmek.
ıaya vurmak, iıkence yapmak; sıkııtır· · To face the imle : Bir vaziyeti oldulU
mak. . ıibi aörüp icabına ıöre hareket etmek.
To ıra. out : Ütülemek; atır silindirle To join (lake) lalue with : Milnakapda
dllzeltmek (yol v.s.); zincire vurmak, zıt mevki almak, muhalif tarafı tutmak;
kontrol altına almak. [lıw] bir meseleyi mahkemeye vermek.
IRONY (41 • !I • 1), n. To ı... to: Dalıtmak, netretmek.
The lnılıy of fate : Talihin cilvesi. n"ORY (41 • !1 • I), n.
Socratic .._,. : Anlamamazlıktan gelme, l"Vory tower : Dünyadan ayrılmıı rllya
aptallık taklidi yapma. iılemi, kafa dinlendirecek yer.
ISOLATE (41 ·!1·21),v. lvory whiıe : Fildİfİ renai.
To laaWe fnm : Tecridetmek. Black lva)y : Afrika zencisi köle sınıfı.

IAB (3), v. la puddinı : Dalkavuk.


To JM fato : Batırmak. To Jlldı ap : Birine vazifesini hatırlatmak.
To J8b a.t : Sllnıll saplamak, kılıçtan ae· IACKET (3 • 1), n.
çirmek. To dust (swinııe, triın) one'ı )lıelıet : Bi·
IACK (3), n. el v. rine sopa çekmek, dayak atmak.
Every mın Jac1ı: Herkes. Potaıoes boiled in tbeir ,lııclılltl : Kabu&u
Cheap )d: Sokak saııcııı. ile haılanmıı patates.
Before you c:ould say ) d Robinson : Bir
IAM (3), v.
dakika, çok seçmeden, çok kısa zamanda,
llllllDMd la : Sılr.1111111-
saniyelik i1-
to jam lato : Tıkabua koymak.
Steeple )lclE : [ Colloq.] Kule, minare,
To Jma cn-er : Kapıuıınak.
V.L tamin:laf. .
llldı • a • dandy : Çıtkırıldım delikanlı,
IAR (44), n. el v.
zllppe. The news pve me a nasty Jlr: Haber be-
Jlldı frost : Sıkı ayaz. ni müteessir etti.
llldı • in • the boll : Kutu içinden dıprı To Jar on (a person) : (Bir lı.imsenin) key·
fırlıyan yaylı kukla. fini bozmalı., lsabını bcmnak.
llldı • of • ali • ırades : Elinden her iı ıe· IAW (SS), n.
len adam, qaOzar. Hokl your jııwl: Çeneni tut! Mırıldan·
llldı Keıch : Celili. mal
llldı tar: [C91loq.] Denizci, gemici. JERK (!l!I), v.
llldı in office : Kendisine ehemmiyet ve- To jerlE ap : Silkmek, sallamak.
ren aşalı rütbeli bir subay. To )erk wlda : Sallamak.
[ 22S 1
ırsr (2), n. To Jos oa : Salına salına aıczinmck veya
in jelt : Utifc yollu, taka olarak. ilerlemek.
Staııdiııı jelt : Alay mevzuu. To Jos one's memory : Haımna ıetirmek,
il.SUS (1 1:r.9), n. bir seyi hatırlatmak. için birinin zihnini
' - ' 1 Allah Allalıl canlandırmak.. ·
ı- Oırist : isa. Mesih. We must be Joabıl : Kımıldasak., anık
Society of ı-: Cizvit cemiyeti. aitsek.
IEU (je), n. IOHN (S), n.
..
ı de mots : Cinu söz, kelime oyunu. loluı Barleycorn : [ joc.) lçki, viski.
lea de main : El 11kası. lolm Bull : inıiliz.
ı.. d'esprit : Zeltli oyunu, bilmece. loluı chinamıın: [Colloq.) Çinli, Çin
Ayinı jl1t: [Naut.] Kuntra nok. milleti.
Jlb boom : Bllyllk baston. Jolıa Smith : Alelade bir adıım, herhanıi
The cut of his Jllı: [Naut. si.] Adamın bir kimse.
dıı ıöriinüıü, çehresi, yliz ifadesi.
IOHNNY (S - 1), n.
HG (1), n. Jolanny cake: [U. S.) Mısır çöreli:
The Jls is up: [Si.] Sır meydana çıktı, r Austral.) Un gözlemesi.
it bozuldu. Jolmay Raw : Acemi talebe.
llNGO (1111167), n.
IOIN (Si), v.
By Paso : Vallahi.
To jcım battle : Muharebeye airi11Rek.
IJNU (1 nak), n.
To )ola hands : Elele ıuıuımak. (bilhassa
Hlah jhıb: Ejlence; cümbüş, sefa.
evlenmede); [Fic.] anla11Rak, mutabık
JOB (5), n. & v.
kalmak.
A ıood (or bad) Jolı: [Colloq.] İyi (veya
To )ola in : Girişmek, itbirlili yapmak.,
kötü) vaziyet.
iıtirak. etmek.
A Job lot : Kar ümidi ile ucuz alının ka-
To jolıl hıto : Birleştirmek.
rııık qya.
To Jola issııc: Scc: &VE.
By the Jolı : h baıına alınıın ücret; mu-
To jola the coloun : Orduya yazılmak,
ayyen saaıe tfıbi olmıyan çalışma; aöıü­
aslı.er olmak..
ril; iş (vazife) b&Jında.
To jola to : Ballamak.
Jolt printer : Ufak seyler matbaocısı.
To jola . . : Asker yazılmalı.; fıza yazıl·
Jolt work : Göıllrl1 iı.
mık.
lob's comforter : Birini tescili yolu ile il-
neleyen sahte dost; çıban. JOINT CSI). n.
Jolt's ncws : Fena havadis, kara haber. Out of jolM: C•ect.] Çıkık; çıtırından
Jolt'ı post : Kua haberci. çıkmış: [fic.J intizamsız.
Poor as lob's turkey : Son derece fakir. To put out of J. . : Çıkmak. veya çıkar·
To do thc Jolt fcw onc : Öldürmek, işinı mık (kol ayak, v.ı.).

bitirmek. To put one's nosc ouı of Jolılt: Bir ııda·


To be on thc Jolı : Meşaul olmak. mı 1111ırtmık, menetmek ve\'a ilinden et·
To Jolt a.t : Resmi bir i)in yapılmıısını mck, pabucu.nu dama attırmak.
yüklenmek. JOKE (67), n.
JOBBING (S - 1), ı. 1n jolıe : Şaka olarak.
laMılıls hoıne : Kitap ve gazeteden bat- lt's no Jolıe : Şaka kaldırmaz, pkası yok,
ka seyler basan matbaa, ufak seyler mat- şakaya ııclmez.
baası. Pracıical jolıe : Muziplik, el pkası.
IOG (S), v. To make (crack) a jolıe : Şaka etmek.
Matters Jos .ıa.a: İller yavq yavaı iler- To lake a jolıe : Şaka kaldırmak, takayı
liyor, işler tıkırında (yolunda). ııclmek.

P. IS
[ 226 J
JOLLY (5 - 1), a. it v. JUMP (8), n. it v.
Jally filler : Üzerinde kuru kafa ve çap- To be on ıhe jump : Tetikte bulunmak,
raz kemik resmi bulunan korsan bayra&ı. her i:ıe hazır olmak; sinirli olmak.
A Jall1 aood fellow : Çok iyi bir adam. There is a Jmap in pricea : Fiatlarda ini
To 1G11y a penon .ı-. (np) : Bir insanı yükselme var.
kendi acmisini yürütmek için pofpoOa- To acı lhe ,ı-p on (a penon): [Si.] (Bir
mak, köprtlyU gcçinciye kadar ayıya dayı kimseden) lisıün ıelmek, avantajlı ol·
demek. mak.
He jolly well had ıo : Pekiıliı i1i y:ıpmıy:ı To ıive (a pcrson) the jumps: [Si.] (Bir
mecbur oldu, ister istemez y:ıptı. adamı> çok sinirlendirmek.
JOURNEY (99-1), n. To jamp a claim : Bir maden veya arazi ·
To lake a jouraey: Yolculuk eımek. davasında hak iddia etmek; lüzumsuz
olarak müdahale etmek.
To underı:ıke a jounıey : Uzun bir yol·
culup hazırlanıp çıkmak (göze almak). To jump ap (and
lamak.
•-> : Sıçramak, hop-
JourneY work : Gündelik işi; kalfanın
işi; her günliik sıkıcı iş. To Jamp hı : İçine atlamak.
JOWL (47), n. To Jump up lo : Geçmek, sirayet etmek.
Cheek by jowl: Yanak y:ınaia; b:ış b:ııa. To jump sky • high : Şapkasını ıö&e at-
mahrem. mak, sevinçten göte uçmak.
JOY (Si), n. To jump a train : Trene atlamak.
To havc a joy : Ellenmek, zevkeımek. To Jump al : Atılmak, istekle kabul et·
To ıake joy ridcs: Otomobille c&lencc mek; hemen sonuna ıeçmek.
gezintisi yapmak. To Jump dow• (one'sı throaı: Ani ve
JUllLEE (77 • 1 - 11). n. seri münakapya airişmek, sözle hücum
Diamond jllbllee : Altmışıncı veya yeı­ etmek; azarlamak.
mişbeşinci yıldönümü. To jump bılo: Atlamak.
Golden Jnbllee: Ellinci yıldönümü. To Jump off : Bir yerden atlamak.
Silver jubUee : Yirmih:~inci yıldönümü. To Jump one's bail: Ortadan kaybolup ke·
JUDGF. !Bil. n. filini kefalet karşılı&ını ödemete mecbur
A aood Judae of mıısic: Müzikten anlar, bırakmak.

mıısikiıinas. To Jump oa (apGll): [Si.] Azarlamak;


JUDGEMENT (8j - 9), n. üzerine atılmak (kurbanın), hücum et·
Judpment day: Kıyamet günü. mek.
in my Jadgement : Benim fikrimce, zan- To J-p "*: Ür.erinden adamak.
nıma güre. bana kalırsa, bence. To Jump o.er lhe brooın (broomstick) :
lı"s a Judgement on him : Allah onun ce- Sahte merasimle evlenmek.
zasını verdi, Allahıan buldu. To Jump the rails (lrack) : Hallan çık·
Thc lası jadpmeal : Kıyamet günü. mık (tren)

To pass judp1MDt : Hükmetmek. .To julp «Mil of one's skin: Hayretle ye-
To rcscrve Judpment : Çabuk hüküm rinden sıçramak.
vermemek. To jwnp ıhe ırack : Hattan çıkmak (tren).
JUGGLE 18), v. To mııke ıı person )llmp : Bir adamı 111·
şırımıık, sarsmak.
To Juale ouı of: HilC ile hir işten sıy­
rılmak. JUST (8), a.
To Jqale wlth : Ald:ıımak için karıştırıp Jut ıı minuıc (moment) : Bir dakika!
ıerlibeımek. (müsaade buyurun).
To Juale wltb fıcıs : İspat etmek, hala· Jmt abouı : Üzere.
yı meydana çıkarmak. · Just a§ : Üzere, iken; esnasında; tıpkı.
... [ 227 J
....
ı... bow many? : Tamamı tamamına ne JUS'OCE (8 ·Is), a.
tadar? in jaldce to : Adaletle, dolndukla.
ı... - : Hemen pmdi; binz evvel, de· He did himself jıllllce : Elinden pleni
min; derhal. yaptı.

ı... thea : İtte o zaıİıan, derken. To do jaldee to : Hakkını liS:z.etmek, dil·


ı ...there : Tam orada. rüst davranmak, doiruluk ıöstenne~.
J ... ıtıe ııamc : Aynı tekilde. To brinı (a Pf:rson) to )ıldce : (Birine)
ı... ıhink! : Dllılin bir kere! Tasııvvur el! ctıilini buldurmak, çezasını vennek.
He J... escapcd : Dar kurtuldu. JUT (8), v.
lı is Jlllt fiııe : Çok ıUzetdir. To Jul aut : Çıkıntı halinde dıprı fırfa·
Noı jul yet : Daha vakti actınedi. mış olmak, çıkıntı yapmak.

KAM (3),n. To lıeep ahead: İlerde (önde) olmak.


Qeaa 1ıı1m : Maksada tamamiyle aykırı. To lıeep a ıerm: Kolej, v.ı. okulları açık
Kii.EL (11), n. it v. bulundutu zaman orada kalmak.
False ır..l ı [Naut.] Kontra omurıa. To bep a diary : Günlük hatıralarını
On an evea .... : Sallantısız; sakin. 1amat. hatıra defteri ıutmak.
To tay down a .... : Bir aemi veya ka· To bep açcounts: [Coaı.] Giren ve çı·
yıiın inpsına başlamak. kanın hesabını ıutmak.
To lıeel °"': Alabura olmak; birden To lıeep alive : Dikkatli (uyanık) olmak.
devrilip düımek. To lr.İep an eye on : Göz dikmek; aöz
KEIN (il). a. ününde bulundurmak.
A lıeo wiad : Çok soluk. To bep at : Pqini bırakmamak, yakası·
Keu • edaed: Keskin aiızlı (bıçak v.s.). na yapıpnak, arkasına dilllnek.
KHD • eyed : Gözü keskin, açıkaöz. To lıeep al a job : Bir ip: devam eımek.
K- 1111: [Si.] Aliıkadar, meraklı; ltık; To lıeep _.,: Yanına yaklqtınnamak
çok hevesli. veya yaklapnamak, uzak kalmak; uzak
KMm • set for : Hevesli, arzulu. tutmak.
Keea • siahled : Gözll keskin. To lıeep lı.:lı : Alıkoymak, aöz hapsinde
Kem· wittcd : Keskin zekatı, anlayıtlı, bulundurmak; ihtiyat olarak saklamak;
zeki. sır olarak tutmak.
To be lıeell 1111 (a thinı> : Bir ıeye meraklı To lıeep body and soul toıether : Geçin·
olmak, bir p:yi sevmek. mek.
KEIP (il), v. lı: n. To bep books : Muhasebel:ilik yapmak.
Por ...,. : [Si.] Daima, ilelebet, temelli To lıeep 1:ave: [Si.] Gözlemek.
olarak. To lıeep dose to: Yakın durmak, ayrıl·
Jn aıood 1reep : Semiz, besli. mamak.
in bad ..., : Zayıf. To keep oompany : Yalnız bırakmamak,
Keep oll!: Yanapna! [Naut.] alarp! refakat eımek, arkadqlık eımek.
Keep quietl : Sus! Uslu dur! To keep oompany with : Geri kalmamak;
He earns hil lıeep : Geçimini kazanıyor. arkadaşlık etmek; kur yapmak.
it iıa't worth his lııeep : Masrafına del· To lıeep çows : inek beslemek.
mez. To lıeep 1:001 : Sopkkanlı olmak, sotuk·
To lıeep a ariP 1111 : Kendini bırakmamak. kanlılıiını muhafaza etmek.
To ..., abreast : Yanyana (yakın) bu· To lıeep dowa (ader): Baş kaldırtma·
luamak. mat; yükselmesine müsaade etmemek.
.... [ 221 ]
....
To bep aossip tlo- : Dedi-kodunun To bep one's hair on: [Si.] Öfkelen-
önüne llÇlllOk. memek, sakin olmak.
To ...., carly (pod) houn : Erken eve To lıeep one'ı teınper : Soiukkanlı ol-
dönmek, erken yatmak. mak, kendine hlkim olmak.
To bep lnm: Sakınmak, çekinmek; me- To lıeep open house : Çok misafirleri ol-
netmek. mak, seleni aideni çok olmak.
To bep aoina : Devam etmek; ilerlemek; To lıeep out : Girmesine veya bir ,eyi
devam ettirmek. elde eımesine miıni olmak; dııında (uzak)
To lıeep ıood heath : Sıhhatli olmak. kalmak.
To lıeep ıuird : Nöbet beklemek. To bep school, shop, ete : Bir okul, dük-
To lıeep houııe : Ev idare etmek. kan v.s. idare etmek (kendi hesabına).
To lıeep hold of : Bırakmamak, alıkoy­ To lıeep step : Ayak uydunnak.
mak; ele aeçinnek. To lıeep silence : Susmak.
To lıeep la : Alıkoymak, salıvermemek; To lıeep the ball rollinı : İyi bir İ$İ de-
bir çocutu cezalandırmak (ders zamanı vam ettirmek.
haricinde); ateşi yanar halde bulundur- To lıeep the ball low : Pas vermek.
mak, menfaatine mani· olmak; evinde To lıeep the law : Kanuna itaat etmek.
kalmak, sokap çıkmamak; esiraememek, To lıeep the peace: [Law) Sulhu boz-
vermek, tedarik etmek. mamak.
To lıeep la dark : Sır 'saklamak. To lıeep to : Sıkıca tutunmak, elinden
To lıeep la fronı : Önde &itmek. kaçırmamıya çalı1111ak, muhafaza etmek.

To lıeep la wltll : Dost kalmak. To lıeep the pot boilin& : [Si.] iti tıkı­
To lıeep la mind: Akılda tutmak, unut- rında olmak; oyunu canlandırmak (kızıı­
mamak. tınnak).

To ..., la order : Düzenli bulundunnak. To lıeep time : Tempo tutmak.


To lıeep la power : İktidarı muhafaza et- To lıeep touch with : Münasebeti devam
mek. ettirmek.
To lıeep it up : Devam etmek, elden bı­ To lıeep to oneself: Arkadqlık etmek-
rakmamak. ten hoşlanmamak, yalnızlıjı tercih etmek.
To lıeep ·ıaıe hours : Geç vakit kadar ça- To keep ırack of : Takibetmek, &özetle-
hımak. mek; izini kaçırmamak.
To lıeep low : Bastırmak, mecbur etmek; To lıeep topdler: Birlikte ya111mak.
masrafını kısmak; fiatça ucuz bulundur- To lıeep u..ıer: Emri alıınd• bulundur-
mak. mak.
To lıeep olf: Sakınmak, yaklaşİnamak; To lıeep up : Muhafaza etmek; destekle-
defetmek, uzaklapınnak; açıkta durmak, mek, aeçindirmek; devam ettirmek.
uzak kalmak; üstüne basmamak. To lıeep ap appcarances : Kendisini fakir
To lıeep • : Maiyetinde tutmak; yap- göstermemiye çalı1111ak.
makta ısrar aösıennek; devam etmek. To lıeep up wWı : Revaçta kalmak veya
To ..ep • foot : Hazır bulundurınak tutmak; her sahada aynı seviyeyi muha-
(ordu &ibi), ayakta tutmak. faza etmek, geri kalmamak.
To lıeep one's balance : Kendine hakim To bep watch : Bekçilik etmek, nöbet
olmak, muvazenesini kaybetmemek. beklemek, &özetlemek.
To bep one's counsel : Sır saklamak. Ta lıeep word : Sözünün eri olmak, sö-
To lıeep one's feet : Ayakta kalmak, dlil- zünden dönmemek.
memek; daima hazır durmak. KEEPER (11 - 9), n.
To lıeep one's hands in : Sebat ıöster­ House lıeeper: Ev kadını.
mek, metin olmak. Keeper of ıhe ıreat seal : Başvekil.
[ 229 ]
....
Kee,... of the Kinı's conscience : inıil­ To lklck oTtr : Tekmelemek, ıekme at·
tere'de baıhikim. mak, almak, bırakmak.
KEEPING (il • 1), n. To aet ıhe ide• : işinden veya vazifesin·
in or out of kffllbıl : Bir teYdc ve bilhas· den çıkarılmak, kovulmak.
sa resim renklerinde uypnluk veya uy- To lılck up: Kışkırtmak; ıcpmek (tüfek
gUnsuzluk. v.s.); !ekmeler aibi kovmak.
To be in ._..... wiıh : Uymak, yakış­ To ldck up a dust (fuss, rumps, row): l.fe·
mak. sele çıkartmak, kavp çıkarmak.
Your tic is ouı of lıeephqı with your To ldck . , one's heels : Sıkıcı bir işlen
cloıhes : Kravatınız: elbisenize uymuyor. sonra ejlenmek, zevke dalmak.
KETl1.E (2), n. To ide• ıhe buckel: [Si.] Kuyrup liı­
This is a pretty lıettle of fish : Halim fe· rcımck. nalları dikmek, ölmek.
na, işler !IRrpa !lllrdı. KID (1). n.
KEY ıı n. n. it v. Kld aJove(d): [Fi•. ] işlerinde çok tiıiz;
Key induatry : Lüzumlu (ana) sanayi. fazla nazik.
Key man : Baş olma kabiliyetinde kimse. •Onc cannoı fiıhı a war in W-llOY••:
Key notc : [Fi•• ] Esas mesele, önemli [Prov.J Muharip olmıyan muharebe
şey, esas. yapamaz.
Key poinı : Kilit noktası, önemli yer. KIDNEY (1 • 1), n.
Key posiıion : Bq (ana) mevki. A man of riıhı W•Y : iyi adam.
Ke:r rinı : Anahtar halkası. KILL (1), v.
Key word : Ulıaı veya ansiklopedi kilap- K!Ulq!: [Sl.J Çok hoş, neşelendirici.
ı~rında sahife ba,ına ıelen kelime. To lılll off : Öldürerek kurtulm•k, hep-
Masıcr lıey: Aynı neviden birtakım ki· sini öldürmek, kıfİçıan ıcçirmek.
liılcri açan anahtar. To ldll up : Sona erdirmek. iptal etmek.
To lıey . , : Öfkelendirmek, tahrik et- To klll wiıh kindness : iyilikle hakkından
mek; kurmak; ıazete ilanlarında mUra· ııclmek, güzellikle yenmek (yola setir·
caat edilecek rumuz koymak. mekl. fazla illifaıla canını sıkmak.
KIBE (41), n. To idil time : Ellence ile vaktini pçir-
To ıread (ıalll on one's lılın : Bir ada- mek.
mın hislerini incitmek, üzmek, damarına •To kil two birdı with one stone•:
basmak, sıkıp sinirlendirmek. [Prov.] Bir tatla iki kus vurmak, hem
KICK C1), n. el v. ziyaret hem ticaret eımek.
He has no lıldı left : 'Karlı duracak hali Dres.~:d up to ldll : Herkesin dikkatini
kalmamıı. çekecek şekilde ıiyinmiş.
To lıkll ıınınMI : Tepmek, almak. KIN (1), n.
il ıives me a lıldı : Beni heyecanlandırı­ Near of •tn : Yakın akraba.
yor, hotuma aidiyor. Ncııı of •in : Kankardeşlik.
More ldeb than half pence : Takdirden KIND (41), n. it a.
ziyade tekdir, mUkafaıtın ziyade ceza. He is lıhıd to me : O bana ka1"11 nazik ve
To lıldı • (...,_): Tekme vurmak. mü1fikıir.
To ldd; ıı.dı: Geriye tepmek (tüf:kl. A lıhıd of : Cinsinden, benzeri, bir çeıi·
To ide• olf: Tekme ile rırlaımak; dinden.
(/ootball] Topa ilk tekmeyi vurmak; How lıhıd of you : Ne kadar müıfiksiniz.
[ ıl.] ölmek. in lıllıd : Mütekabilen; aynen.
To ldd; one's heels : Ayakta dikilip bek· Kllld • hcarlcd : Müıfik, iyi kalbli.
lcmek, boşu boşuna bekleyip zaman kay- Klllll • spoken : Tatlı dilli.
betmek. Nothinı of the ldM : Katiyen, hiçbir su·
To lklc• aat : Kapı dı:t1rı etmek. rette, hiç de öyle delil.
lıhıdneu
[ 230 ]

Nothinı cf the klad may happcn : Böyle mıık, boyun etmek; ölmek; yaralanmak.
bir şey olamaz. To klss the around (earth): Secdeye var-
Of a different lılllll : Başka çeşitten. mak; ayağına kapanmak; [fil'.] mallGp
Somethinı of ıhe klllll : Onun gibi bir olmak.
ICY· To kla the rod : Cezaya boyun etmek.
That's very lılllll of you : Çok nazik~iniz. To klu on : Öpmek.
Of a lılnd : ·Aynı cinsten, müpbih. KiTE (41), n.
To differ in lılnd : Her cihetle farklı ol· To Oy a kite: [Fi,..] Rüqir cihetini
mak. keşfe çalışmak; [com. si.] vadeli tahvile
To repair onc's rudenus in lılnd : Kala· para yatırmak; dolandırıcılık için sahte
balıia kalabalıkla mukabele etmek. bono çıkarmak.
They differ in .... : Çeıitleri ayrı. KITH (1), n.
To pay in lılnd: Eşya v.s. ile borç öde· Kltlı ınd lıln : Hısım akraba.
mek. . KNEE (11), n. '
KINDNESS (41 • l), n. it i~ on the lıma of the gods : Daha
Out of ...._ : Nezaketten. belli delil, Allaha kalmıı.
To show (do) a lılıld-: iyilik yapmak. On the bH9 of thc gods : Şüpheli, ka·
KINC (1), n. rnrsız.

Klnıı of beıısts : Arslan. To bring to his bH9 : Diz çöktlinnek,


Kllqı of ıerrors : ÖIUm. boyun eldirmek, yola getinne'k.
Klnı Charlcs' spanicl: [Fiı.J Yaltak To ıive a imle to : Kıvpda veya ıürqte
odam, dalkavuk. fırsat bulup çelme atmık.
Kini of lılllp: Şark hükümdarlarının lln· To ıo on one's lmees: Diz çökmek, yal-
vanı, şehinşah; Tanrı, Allah. varmak; dua etmek.
Klnls Enılish : En düzgün lngilizcc, kı· KNIFE (41), n.
raliyet inıilizcesi. Before you can say lılllfe : Birden, soluk
Don't you understand the lılq's Enılish?: almadın, fırsat bulmadın.
Ll'ıf anlamıyor musun? The kaffe: C•ed.] Cerrahi ameliyat.
Lonı live the lıhıs!: Yaşasın kırıl! To get onc's bire into (a person): (Bir
KINCDOM (1 • 9), n. adıma) öldüresive hücum etmek.
Oone ıo lılılldom come: [Colloq.] Öbür Wır to blfe : Öldüresiye mücadele, vic·
dünyayı boylamı$, ölmllı. dansız harb.
Klmsdom come: [Si.] Ahret, öbür dünya. KNIT(l), v.
Kbıadcım of heaven : Gökler mclekGtu, A well • lınlt frame : iyi yapılı vllcut.
Allahın hiıkim olduiu lllke. To lnılt up : Örerek tamir etmek. '
The animal lılııldom : Hayvanat alemi. To lmlt one's brows : Kışlarını çatmak.
The United Klıtıplcın : Büyük Brit<ınya The bone has bit : Kemik kaynayıp bi·
ile Kuzey lrliinda. tişmiı.
KIRN (99), n. KNOCK (S), v.
To win (pi) the lılnı : Harman sonunu To lıııodı aboat : Sık darbelerle vurmak:
devşirmek. şiddetle sarsmak, tartaklamak; [colloq.]
KISS (1), v. lı. n. derbederlik etmek, intizamsız hayat ııc·
Kı. in· the ring : Öpücük oyunu. çirmek, oradan oraya dola1111ak.
To .._ and be friends : Barışmak. To lıııodı qıhılt : Tesadüfen buluşmak.
To .._ _.,. : Öperken yalanmak, yalar To knodı; at : Vurmak, çalmak.
ıibi öpmek. To knoclı al the door : içeriye ıirerken
To .._ The loolı : Yemin ederken incili kapıyı vurmak.
itpmek. To . .ock in : Çivilemek, vurarak içeriye
To .... the dust (ıround): MallGp ol· sokmak.
1 231 J
To lıaodı ._.: · Yumrukla yıkılmak; don't bow h- to write this letter:
[lif.] hayretle apışmak; mezatta çekici Bu mektubun nasıl yızılıca&ını bilmiyo-
vurup salmak; [colloq.] fiat, kıymet, rum.
v.ı.'ce dOpnek; indirmek; yert' sermek. To lırıow one's own business: lıini bil-
To lıllodı olf : Fırlatmak; grev yapmak; İnek.
fiatını kırmak; iıi bırakmak, tatil etmek. To lmow one's own mind : Emin olmak,
To bodl one'ı head ...ı-t: [Fi,..] Ml· tereddüt etmemek.
.nasız sözlerle kırıı koymak. To kn- (a pll'IOn er thinı> from : (Bir
To bodı m thc head : Bir yumrukta lıim~eyi veya teYi) diAerinden tefrik et·
senemletmek veya öldilmıek; [fi&'.] yen- melı; iki kim!enin veya ııeyin arasındaki
mek, fiyakasını (iıini) bozmak, tepesine farkı ıörmelı.
vurmak. To lmow of (a thing): CBir şey) hakkında
To llllodı m : Kapı çalmak. malCımalı olmak; haberdar olmak, bil-
To bcıelı cıat : Vurup yıkmak, nakavt mek.
yapmak; muııılıyırak dıprıya sürmek; To lınow the ropcs: [Colloq.] Bir vıka­
bir yumrukıa takltını kesmek. nın tafsiliıtına viılııf olmak, vaka hakkın·
To ..... cıat of time : Nakavt etmek. da ipucu elde etmiş bulunmak; usulünü
To lıllodı OYer : Devirmek. (çaresini) bilmek.
To lıHıık tepdıer: Bir'birine çarpmak; To kaow f• certain (sure) : Kesin ola-
rastgele yerleıtinnek, acele ile bir arayı rak bilmek.
getirmek. To bow which side of one's bread is
To lllloıılı the bollom out : Foyasını mey- buıtered : Çıkarını bilmek.
danı çılılrmık. To . . _ whıt's what : Uyanık fikirli ol·
To llllodı ...er : Yenildilini itiraf etmek. mak, dünya ahvaline vakıf olmak, umu·
To lmodl . . : Yukarıya dolru sürmek; mi mall'ımatı olmak.
kapısını vurarak uyandırmak; yoı'mak, To make oneself lmowa : Kendisini tak·
bitkin hıle koymak; rL\tgelc yerleıtinnek; dim etmek.
[Crici.] oyunda yirmi puan yapmak; To lınow by hcart : Ezbere bilrpelı.
bir ıraya toplamak. To bow ıılıeat.: Bilm:k, anlamak, vfikıf
To llllodı ı pcrson·~ heıd arr: [Si.] Ko- olmak.
laylıkla yenmek, mı&ll'ıp etmek. 1 Jıııow not whaı : Bilmem ne.
To llllodı ı thinı • - la : En yüksek Noı that 1 lmow of : Bildi&ime göre
fiıtı teklif edene malı vermek. (yoktur).
KNOT (.5), v. & n. To be lmowıı to: Tanınmış olmak, hak·
To tie oneself Cup) in (tol .._: Zorlukla kında mall'ımaı veya ipucu loplanmıı
kar~ıl•'"1•k, çıkmazı ıirmek. bulunmalı.
To tie the bet: Nikihla ballamak. He is lınowıı to ıhe poliec : Şüpheli bir
/1. lı•oltJ' question : Çetin bir sual veya ıahıs oldujuna1 dair onun ııoliste kayıt·
mesele. ları var.
To cut the bol: Miişkül bir meseleyi To be lmowa • : Bir meslek sahibi ola-
cebir kullanarak halletmek. rak tanınmış olmak.
Weddinı bol : Evlilik batı. He is lıno,.. as a lawyer: Avukat olıı·
KNOW (67), v. [p. t. KNEW, rak tanınmıştır.
p. p. KNOWN]. To be in the bow: [Colloq.) Gizli kay-
in the ·lıllow : Gizli; vlluf, haberdar. naklardan haber almak, mall'ımılı ol·
To lıllow better : Çok iyi mıll'ımatı ol· mak, sizli biı şeyden haberi olmak.
malt; daha zeki ve ıedbirli olmak. He bew poverty and sorrow in his early
To . _ lıow: Yolunu, usulünü bilmek, life : Ufak yıı:şıan sefalet ve cefayı tattı,
işini bılmek; yıpmıya muktedir olmak. ııençlitinde çok çekli.
[ 232 ]

KNOWLEDGE (S - Jj), n. parenls : Kendi ebeveyninden habersiz


To my .......... : Zannıma p;re, ka- Caizli) evlendi.
naatimce, bildilime aöre. A baby has no ......._. of aood and
My .._..... ol Mr. Ahmet is not very evil : Bir çocuk iyiyi ve kötüyü birbirin-
aood : Ahmet be~ hakkındaki intıbaım den ayırdedemez, iyiyi kötüyü bilmez.
çok iyi delil, onun lıatkında. edindijim He has a ıood lmowledp of French :
mıllunat çok iyi dejil. O Fransızcayı iyi bilir.
KNUCKLE (8), v.
~ of lhe defı:at soon spread :
To mclıle ılowa (nder) to : Boyun et-
MailObiyı:t haberi derhal yayıldı.
mek, iıi uzatmamak için muvafakat gös-
To the best of my lıaowlıılae : MalQma- termek, teslim olmak, itaat etmek.
tım veçhile.
To lmaelde ılowa Jo work : Tam bir hızla
He married wilhout the b-letlp of his işe ıiriımek, bir baltaya sap olmak.

L
LUOUR (21-9), n. .t v. s(;zdes.i kadın, hanımefendi, sarayl! ha-
A ..._. of love : avlt iç.in çalı1111a. nım.

Forc:ed ..._. : Anpıya iı; mecburi hiz- LııdJ O., : Meryem ananın himile kal-
met. dılı 2S Mart yortusu.
Hand lüoar : E.lifi, el emeli; amelelik. IAılJ Chapcl: Meryemana kilisesi.
Harcl ....... : Alır iı. My ı..,. : Leydi unvanını taııyan kadın­
in ..._. : Doturma halinde, a&rı.. çeki- lara hitap cümlesi.
yor. Öur LııdJ : Meryemana.
Lüav bureau : İl ve i5i bulma bül"Olll
LAG (3), n. .t v.
(kurumu).
ıa.r leader : lwçi lideri, eendika tefi. An old ı.a : Daima hapishanede kalan
ı.a.a.. market : l5ile~ ii bulma piya- bir adam.
1811. To ı.s lııelıW: Geride kalmak.
ım.. quellion : ltçi meselesi . LAKE (21), n.
....._ Party : ltçi partisi dnsiltere). IAlre district : Göl vilayeti.
ı..bıNr union : İIÇi birlili, sendika. Lllb dweller : Tarihten evvel söllerdc
To rest from one's ...._ : iti bitmek kazıklar üstünde bina edilmiı evlerde ya-
(hutalık halinde), ölmek. ııyan kimse.
To ...,_. - : Üzerinde çalıımak. IAlre poels : lnıillere söl eyaletlerinde
To . . . _ the point : Lllzunmız itina ile ya11mıı olan Cnlerlılp, SalltlıeJ ve
•bir meeeleyl izah etmek.
Wcn.wortlı sibi 11irler.
To ...._.. ...... a delusion : Yanlıı fik-
re uhibolmak. LAM (3), n. .t v.
To ..._. _.., difficulties: Mllpüller To ıake iı on ıhc ı..: [Si.] Acele tüy-
altında çalı1111ak. mek, sırra kadem basmak.
To ..._. wlllı : lknaa utra1111ak. To lam il ı.to: Harman etmek.
LADY (21 - 1), n. ' LAMa (3),n.
l..Mr'• mantle .: GW fidanı. •As wcll be hanlfd for a shcep as a
....,., maid : Leydi'nin hususi cariyesi. imalı• : [Prov.] Olan olmuıtur, bata
Llllly of pleasure : [Si. 1 Pahile, OftllPU· selen çekilir.
...., of the bedc:hamber : HIWlmdar The Lırmb: isa Peyıamber.
.... [ 233 ]
....
LAME (21), L LAP (3), v. A n.
A ._. duck : [Si.] Borsa simsan; yaıı ı.,,-1 in luııury : Huzur ve refah içinde.
pçmiı adam, bir ayalı çukurda. Lllp of luııury : Servet ve rabıdık.
A ._. eJU:UIC : Kabul edilmez özür, sa· To run one . . round the fıeld : Tarla-
kat bir mazeret. nın etrafında bir kere dönmek.
LAMMAS (3 • 9z), n. The wıves ...... the shore : Dalplar
kıyıyı dövdü.
Laller . . _ _ : Hiç aclmiyecek pn, ba-
To ı., ., (...._): Çabucak içip yutmak;
lık kavata çıktılı zam1n.
hafif çarpmak (dalp).
l.AMP (3), n. LARGE (44j), ı.
Olow...,: Ampul. At .... : Ziyadesiyle; tafailldı; IUbeat;
lnc:andcsccnt ._,: Ampul. umumi.
Safety .... : Kömür madeni ocakların· He has a . . . beart : O iyi kalbU bir
da kullanılan emniyet feneri. adamdır.
To smell of the ' - • : Vaız, nutuk, in the . . . : Bütlln tümulll ile.
v .s."yc hazırlık a!imetleri göstermek: IAl'p handcd: almert, eli açık.
LAND (3), n• .t: v. ...... • minded : Geniı fikirli, serbest dil·
Arable ._. : Tarlı, ziraat edilen toprak. şllaUtlU.
By l•d : Karadan, kara yolu ite. To lhe world at larp : Bütün dünya, bil·
Dry ._. : Çorak arazi. tlln insanlar.
Foreisn ._. : Ecnebi memleketi. To ıo(sail) ..... : [Naut.] Pupasına sey·
Lad brceze : Karadan esen rllqir. rctmek.
Lud measurc : Arazi ölçüleri sistemi. LARK (44), v. el n.
Lııad of ıhe )ivinı : Dllnyı, hayal yeri. He only said it for a tarlı : Şaka için ııöy·
L ... of ıhe leal : Cennet; ıhiret. ledi, latife olarak söyledi.
.._. of rromise : Cennet. l.ASH (3), v•
varmlık, boylımık. To ._. • - : [Naut.] &allayıp muhı·
Nıtive lud (soil): Anavııan, dolum yeri. faza etmek.
Made ._. : Dolma arazi. To ..... oneaelf ı.to a fury : Çok öfke·
Pasıurc lnd : Çayır, otlak. lenmek.
To be in the lalld of livinı : Ya1&mak, To llllı . t at: Çifte atmak; huyıuzlut
salolmak. etmek: [lic.J zemmetmek, arkuından
To laad oa : Karayı çıkmak. çekiıtirmek; birine kartı alaylı ııöz 11•
To laad •P: [Colloq.] Eninde sonunda vurmak.
To make the lau: [Naut.] Karayı gör· To lalh wltll the tonıue: Aıarlımık.
mck; karadan aörUnmek. To bıah taptlıer: iple birbirine balla·
To sce how the ._. lies : lılerin ne halde mak.
oldupna bıkmak, zemini yoklamak. l.AST (44), v., n. A ı.
LANGUAGE (3naa771j), n. At ıa. : Nihayet, en 10Dundı.
At lonı lat : Uzun pcikmeden sonra.
Sıronı lıı:lllUP: Şiddetli (sert) lisan.
How lonı doc:s it laııt? : Ne kadar sürer?
To use bad ..._.. : Küfretmek, atzını
ı...t but not leası : Son fakat aynı dere-
boZmak.
cede ehemmiyedi.
l.ANTERN (3 • 9), n. ı...t mentioned : En son .olarak zikrolu·
Bull's • eye ı.ten : Polis feneri. nın, son bahsedilen.
Chinese ......_ : Kiiıt fener. Lllt nisht : Dün sec:e.
Dark ı...... : Hınız feneri. Lllt of ıll : En nihayet.
Magic ı...... : Sihirli fener, davarı re· Lllt offices : Cenaze duııırı.
sim aksettiren fener, projeksiyon. Lllt quırıer : Ayın son terbii.
ı.te
( 234 ]

J.ut ~ıeep : Ölüm, son uyku. Miliıdın 17S inci yılına kadar devam
Lııııt straw : Son had, dayanılmaz derece, eden liıtin edebiyatının parlak devri.
işin son kertesi. Dog lallll : Kaba lltince.
IMt Sunday : Geçen Pazar. Latin peoples (races) : Fransızlar, lspan-
Lat word : Son söz. son moda; en mü- rollar, Portekizliler ve ltılyanlar ıibi
kemmel !ICY· lisanlarının aslı liıtince olan milletler.
To breathe one·s lut: Son nefc~ini ver- l.ow lada : Ortaçal latincesi.
mek, ölmek. lale lalhı: Milfadın 17S - 600 yıllarına
in my lalt 1 wrotc : Son mektubumda mahsus liıtin edebiyatı.
yazdım. Modern tatla: Hırsızlara mahsus ıizli
it is of thr last important : Son derece dil, arao dili, kuş dili.
mühimdir. Mediaeval latln: Miliıdın 600- ISOO yıl­
The ıwo 11111 : Sonuncu iki. larına mahsus ortaçal liıtin edebiyatı.
Thc ı.st day : Mahşer (kıyamet) ıUnü. Lada America : lspanyolca ve Portekiz-
The lat ıwo : Son ve sondan evvelki. ce konuıulan Amerika memleketleri.
The lat word on the mattcr : Mesele LATTER (3 - 9), a.
hakkında M>n ve kati söz. LaUer - day : Asri; halihazır, şimdilti za-
To the 1851 : Nihayete kadar. man.
When did you go there l81t! : Son defa Lııtter end : Son; ölllm.
oraya ne zaman ıiıtiniz? Latter ırass : ikinci mahsul çayır.
To stick to onc"s 11151 : Kendi şah~i İ)iylc Thes! lalter days: Şimdiki zamanlar.
meşıul olmak. l.\UGH (440, v.
To tut to : Dayanmak, devam etmek. •He lnalıs besi who-... ıash:[Prof'.]
LATE (21), a. &. adv. S'ln ııiilen iyi aliler.
•Beller lıııt than nevcr•: [Prov.] Geç To la•vh at: Birine ılllmek, alay etmek.
olsun dil güç olmasın. To 18'1ah away: Gülüıle meseleyi kapat-
Early ıtnd late : Erken veya geç demez, mak. gülerek ııeçirmek (korku v.s.).
vakti saati yok. To ta• dOWll ; Gülerek susturmak.
Free lııte : Müıaı V•ıktindcn sonra verilen To lı:ap la one·s sleeve: İçinden sUl-
mektup. v.s. için verilen fazla posta pa- mek, bİyık altından ıülmek, kıs kıs sili·
rası.
mek.
Lale comer : Geç selen, geç kalan. To 181111ı in the face of : Hiçe saymak,
kıymet vermemek.
l..aCe for dinner : Yemeje seç kıılmı~.
Late in 19f.O: 1960 yılın sonlarında. To 1.... olf : Gülerek seÇiştlrmek, el-
Later on : Sonra, nihayet. lcnce yerine koymak.
Of lale : Biraz evvel, seçmiş. To ...... oa the other (wronı) side of
Of lale years : Son birkaç sene zarfında, the mouth : Gülmekten allamaya seç-
son zamanlarda. mek.
Sooner or ı.ter: Erıeç. To ....... oat of court : Ehemmiyet ver-
Too late : Fazla ıeç. mez: gibi davranmak.
Very lale : Çok ıeç. To lllllP Offl': Anlatıp sUlmek.
The lale: Sabık, eski; miitevefra. To l•alı to scorn: Nefretle muamelede
bulunmak.
LA TF..ST 121 - 2J, a.,
LAUGHING (44fl), n.
At ıhe latest : En geç. ......... stock : GUIUnç adam, maskara.
Have heard ıhe latat! : Son olan biten·· No ......... mauer: Şakaya 'plmez, cid-
!erden haberiniz var mı? di meaele, ıWünecek ııey delil. ·
LA11N (3 - 1), n. & a. LAUNCH (SS), v.
Classical latln : Miliıttan 7S sene önceden To 1-ıt for6 : ite veya söz.c baılamak.
l 23.5 ]

To 1-.lı bıto (on) : Bqlamak. To lay hare to someone : lfp etmek.


To . _ . • • : he ballamak veya .ıııl­ To lay 'by the hecls : Tevkif etmek, dur·
mak; bol para sarfetmek, israf etme\. durmak, yıkahyarak hapsetmek.
LAUREL<'), n. To lay claims to : iddia etmek.
To rest .on one'ı ı-11 : Faal hayattan To lay •-•: Yatırmak; terketmek, bıra­
çekilmek veya çalqmaktan vazaeçmek, kıvermek; 1Cklini çizmek, teslim etmelt;
kazan dan şöhretle kanaat etmek. açıklamak ve tefsir etmek; koymak, istif
To .reap (win) lmrell: Fark "Veya 1Cref etmek; ödemek; kumarda pqin pırı çık·
kazanmak. mak; feda etnıek; esas kısımlarını vUc:u-
To look to oııo's ı.nı.: Rekabete kal'1ı d:ı. r.etirmek; depo etmek; piyasaya çıkar­
uyanık olmak; Uıtllnllllllnli kaybetme- mak; bahse ıirmek.
mek için dikkatli davranmak. To lay . _ the law : Diktatörlük etmek.
l.AW (.5.5), n. l'o lay fası: Yakalalnak, kaçmasına mey-
Lııw • abidinı : Kanuna itaat eden. dan vermemek.
Lııw aıainst : .. .'ya, .. .'ye leaf1ı kanun.
To lay for: [U. S. si.] Pusu kurmak.
Laws of ınotion: [P.lıın.J Tabiatta hare- To lay a finp:r oa : Dokunmak, zarar
keı kanunları.
vermek.
ı..w term : Fıkıh tibiri veya dili. To lay handı on : Ele ıeçirmek, bulmak.
L:ıw school : Hukuk fakWtesi. To lay one's heart hare : Derdini dökmek,
Ncc:ssity knows no ı.w : ihtiyaç kanun içini açmak, sırrını söylemek.
tanımaz.
To lay handı top:ther : Başbap verip
To lake the ı.w in one's own hands : Zor· isti:ıare etmek.
la kabul ettirmeye çalışmak, hakkını
To lıy hold of (1111): Yakalamak, tutmak;
kendi eli ile ihkak etmek.
kucaklamak; [lig.] bahane etmek; isti-
To lay down the lıw : Diktatörlük etmek.
' fade etmek; ele ııeçirmek.
To have ıh: ı,w of: Aleyhinde diıva aç-
To lay in : Biriktirmek; çokça tedarik
mak.
etmek.
To ıo to • - : Kanuna veya mahkemeye
müracaat etmek. To lay lnto: [Si.] Muştalamak; aban-
LAV (21), v. mak; dövmek; azarlamak.
To lay -•Y : Bir yuna koymak; ııyır· To lay it on : Dayak atmak, sopa çekmek;
mübıılaph hareket etmek.
mıık, saklamak.
To lay a eıble : Halat kollarını bllkmek. To lay strcss O. it : Üzerinde durmak
To lay a line of defense : Müdafaa hattı (mühim bir meselenin).
açmak. To lay it on thick : [Si.] Ballandırarak
To lay about one : Her tarafa isabet et- söyl:mek, çok müdahane göstermek; had-
tirmek; ıayretle saldmnak. dini tecavüz .etmek.
To lay aside : Ferapt etmek; vazaeçınek; To lıy Oll: Yüklenmek; (tokat, v.s.) yer·
biriktirmek, bir tarafı koymalı:. lcıtirmek; (su veya gaz) doldurmak; bas-
To lay apart : Bir tarafa atıvermek. kı için (kiılıdı) makina üzerine yerleştir·
To lay at one's door : Hamletmek, isna- mek; bırakmak, koymak; kaplamak; ki·
detmek. lo almak, şişmanlamak.
To lay hare: izah etmek; soyup çıplak To lay on the table : Tehir etmek, reye
hırakmak; açmak. koymamak.
To lay bcfore : Teıhir etmek; izahat ver- To lay opea : Kesip içini açmak; açmak;
mek, arzetmek. teşhir etmek; açıklamak, aydınlatmak,
To lay 'by : Saklamak, biriktirmek, yıl­ izah etmek.
mak. To lay oat : Pliına ıöre tanzim etmek;
To lay betwecn : ikisi arasına dö1Cmek. yaymak; izah etmek; genişletmek; teçhiz
( 236 J
....
etmek; [s/.J öldürmek; bir şeyi yapmak To lellll ..We: Bir yana çekmek.
için nefsini vakfetmek. To le.. astray : Fena yola sevketmek,
To la)' - : Üzerine: koymak, llurini ayartmak.
kaplamak;· sonraya bırakmak, talik et- To im -ay : Rast1tle sevketmek.
mek. To lellll by the nose : Tamamiyle hakim
To la)' sic:ge lo : Ku111tmak, muhasara et- olmak, burnuna kancayı takmak.
mek; rahatsız ermek. To lnd captive : Esir etmek.
To ıa,, stress on : Önem vermek, tebarüz To !ad llllo: Nihayetlenmek.
ettirmek. To .... olf : Hareket etmek; baılamak.
To lay il .a his door : Ayıplamak, hakir This le... nowhere : Bu, faydalı neticeler
aörınek. doiunnıyacaktır.
To laf the land: [Naut.) Sahilden uzak· To !ad • : Ayartmak, bir gayeye dol-
laııp ufukta kaybetmek. rıı sevketmek, ııe';!ı aötUrmck.
To la)' the tablc: : Sofra kurmak. J am W to bclievc : inanmak mecburi·
To 1aJ to: lsnıdetmek; [naut.) scminin yet indeyim.
seyrini kontrol etmek; faça etmek. To !ad the way : öne seçip yol aöster·
To ı., topther : Yanyana koymak; bir- mek; ilerlemek.
birine ilave et.nek. To lud Q to : Bir bahse yol açmak;
To llır to heart : Kuvvetle veya derin su· [cırd.) oyuncuyu istenilen kôiıdı oyna·
rede ~Utunmek; ehemmiyeıle nazarı dik· maya mecbur etmek; aötUnnek.
kale almak; unutmamak. To inli one a life : Birinin hıyarını zeh·
To lay 18 ıleep (resi) : Gömmek, cN:di rctmek.
istirahate vardırmak. To lead dowa : Sevketmck, ,urUkleınck.
To lay - . r : Emrine tiıbi kılmak.
l.EADING (11 • 1), a.
To ı.y ap : Biriktirmek, toplamak, sak-
Leadlns .article : Bapnakale.
lamak; hastalık :1ebebiyle yatalından ve-
ya odasından çıkamamak; (gemi) teçhi- Le..... business : Esas rol (piyes \l.s.'de).
Lnıl... lady : Prlma doana.
zatını soyup havuza koymak.
To 111)' 11po11 : Terkeımek, bırakmak. l..eadtas man : Jönpremiyer.
To lay wute : Tahrip (harap) etmek. Le..... motive : Esas mevzu; bir musiki
havasında sık sık tekrarlanan esas parça.
LEAi> (2), n.
A biı .._. : Çok önde; uzun mesafe al- Ladlas question : Muayyen bir cevap
mıı.
için sorau.
PiıleM : Külçe kurtun. Le..... rein : Yular.
r.e..ı.s strinp : YUrümele yeni baıhyan
Red 'leM : SUlyen kurpsn.
çocukların beline bailanaır kordon; [li•.)
Sheet lead: Kurtun levha.
Supr .... ı KUl'lun tozu. bir baıtasının elinde veya idaresinde
Whiıe luıl : OstUbeç.
olan yular; baıkasının keyfine söre aftme
To follow '>ne'ı ı.ıl : Birinin ardından
mecburiyeti.
ıitmek.
To be in ....... • mt.p: Balkalarınıa
yardımına muhtaç vaziyette olmak.
To have the lud: [Naur.) iskandil et-
mek, yoklamak. LEAF (l lf), n. [pi. LEAVU), (l lvz).
To take the lad : Ba11 aeçmek, rehber in ı..ı: Yapraklanmıf.
olmak. Lal stalk: Yaprak sapı.
To swina the leM : Vazifeden kaçmak. Lal ınold: Yaprak ıübreıi, yaprak çU-
LEAD (11), v. [p. t. tl p. p. LED]. rOllL
To ....... : Dıllfı çıkarmak. Leal bud : Yıprat tomrutu.
To .... a dance: Üzmek, sıkıntı ver- ı:...ı bliaht : Yapraklara Arız olan ha-
mek; pefindea ltotturmak, oyalamak. talık.
( 237 ı
...
To ıake a laf ... ol one'ı book : Tekli· it lea•• much ti> be desir~ : Daha iyi
!'etmek, misline benzetmek. olmalıydı.
To turn over • new laf : Hayata yeniden By your lean: Müsaadenizle.
bqlamak, hayat tarzını daha iyi hak de· On lııaY• : izinli.
lillirırıek, hayatını yeniden tanzim et- To ask for leawe: hin istemek.
mek. To ıo on lııaYe : izinli ıitmek.
f.EAK 111 ), n. .t. v. To ıet left (be nicely leftJ : Ald:ıtılmak,
To lellk .., : Dı111rı ~ızınıık, irtıı olun· tonpya ıetirilmek.
mak (sır v.s.). To takc le••• : Veda etmek, ayrılmak.
To sprinı a lut: [Naut.) Su edecek ka- To lene aı- : lpııe karıpııamak: ali·
dar ayrılmak. kası olmamak, haline bırakmak.
LEAN (11), v. To leaY• behind : Terketmek: üstlln ol-
Le• yeıın : Kuraklık seneleri. mak: kayıt, eser, semere, v.s. olarak bı·
To ıe.a a stain • : Leke sllrmek. rakmak.
To lna ....... : Dayıınmıık Cbir yere). To leaff far : Bir yere hareket etmek.
To ıe.. •: Dayanmak, elilmek. To leawe rr. : Serbest bırakmak.
To lem °""· bııckward : Taranar :ıra· To lene Glf: Vazacçmek, el çekmek; sır·
sında muvazene lemini için bir tarafı tından çıkarmak (atmak); bırakmak.
f11zla tutmak. To lean with a liaht heart: Huzur ile •Y·
'ro have a ....... tow_.: Bir ICYe kar· rılmat.
ıı zaafı olmak, bir weyle ilsilenmek. To leawe in dark : Şüphede bırakmak,
LEAP (11), n. .t. v. ıereddllde dlllÜJ'lllek.
A lup ı. the dark : Tehlikeli ıewebblls: To luft ..C: Nuarı itibarc almamak,
sonu belli olmayan is. llstllnde durmamak, hariç bırakmak.
By ..... and bounds : Şaıılacak hızla, LEcnJRE (2 • tlh9), n.
çabucak. To read (one) a llcmrl : (Birisini) tekdir
l..eap year : Senei kebiie, Artık yıl.
etmek, uarlamak.
To leap ~: KarJı tarafı sıçramak. To sive a curtain leetılN : Yalnız olduk·
To .... ı.to: içine sıçramak, adam:ık.
ları zaman locayı azarlamak (kadın).
To lnp into oııe'ı mind : Aklımı ıelınek.
To lnp 09er (.,): Sıçramak. LED C2J, a. (p. t. of LEAD].
LEASE (il), n. .t. v. LM capcain : Çanak yalayıcı, dalkavuk,
A new ıe- of lire : Hatalık veya me- parazit 11Çinen kimle.
1&kkatıan kurtulduktan sonra hayatın LN hone : Yedek at.
şifa veya nete devri. LEE (11), n.
To ıa- to: Kiraya vermek. Under (in) the ile ol : MuhıfaZalı tara·
l.EAST (l il, ıı. fında, limanlık tarafında, himaye altında.
At ıe.t : Aspri, hiç olmusa. LEEK (11), n.
in the ..... : Asla, katiyen. To eat the leelı: Süzllnll pri almala
Lı.e of leMl resisıance : En kolay yol. mecbur olmak; çekilmele mecbur edil·
Not in the .._.: Hiç, zerre kadar detı1. met.
f.EA THER (2 8 t), n. 1.IG (2), n.
Fair leadıer : Tabii renıinde köaele. On one'ı last lep: Öltım halinde, ölmek
Le•"'' prunellı : Deteniz wey, hesabı O.re; çok bitkin halde.
katılamıyac:ık mesele. Las • and • ... : [Si.] Yırıı veya oyun·
LEAVE (il), n. .t. v. [p. t. LEFI'). da pata.
LeaYe takinı : Ayrılma, veda. Las before wicket: [Cl'ici] Topun vi-
LHYıı it to me : O ip bana bırak. kctl vurmuı muhtemel oldutıı zaman
Lnn over : Artakalaııs. aiperci ayalı ile durdurulmuı.
leıloa let
[ 238 )

To pull one's lq: [Si.] Alay etmek, el- LENG111 (2), n.


lenmek,· birine takılmak. At ıreat lenafla : Tafsilitiyle, mufassalan.
To be on one's laıt lep: Tahammülün At lnldı : Boylu boyunca; uzun lizadıyı;
son mertebesinde bulunmak; infıs etmek .bertafsil; iı.kıbet, en nihayet.
üzere bulunmak. Keep him at ami's leqtlı! : Mümkün ol-
To feel (find) on:'s lep : (Küçük çocuk duiu kadar ondan uzak dur, onunla ar-
aibi) sıralamak veya yürümeıe başlamak; kadaşlık etme, samimi olma!
servet veya kudret kazanmak. Leııstlı of days: Uzun ömür.
To ıeı on one's lep: Bilhassa nutuk ver- To ıo lo ali leaatlıa (lo ıo ıo any leqtlı):
mek için ayala kalkmak. Her çareye baıvurmak.
To make a les: Diz kırarak hürmet aös- l.ESS C:?J, a.
termek (kız). Nothinı ıe. : .. .'den başka; .. .'den ise.
To stand on one's own lep : Kendine LET (2), v.
güvenmek, nefsine itimadeımek. Let be! : Öyle kalsın, dokunma, bozma.
To ıive a lea up: [Si.] Yardım etmek. To let: Kiralıktır.
To ıive no les ıo sıand on : Tutunacak Lel alone: [Colloq.] Delersiz, kale alın­
bir dalını bırakmamak. maz; çok az; bir yana, şöyle dursun.
To keep one'ş lep: Ayakta durmak, düş· Let me say : Bakllyım, diyelim ki. ..
memek. To let alone : Kendi haline bırakmak, işi­
To shake a lq: [Si.] Acele etmek. ne karışmamak; hesaba katmamak, kale
To sıreıch one's lep : Yürüme ekzersizi almamak.
yapmak, ıezmele &itmek. To let ...,. : Terketmek, bırakmak.
To give les- lıaU : Sıvışmak, firar etmek, To lel be : Müdahale etmemek. olasıya
bırakmak.
kaçmak, tüymek.
To lake to one's lep : Kaçmak. To let blood : Kan çıkarmak, kan almak.
To let dowu : Batmasına veya düşmesine
J.EGION (1 lj9), n.
meydan vermek; kadrini kırmak; [si.] al-
Lealon of Honour : Birinci Napoleon dev-
datmak; iyi muamele etmek, affetmek;
rinde ihdas edilmiş şeref nipnı, lejyon
indirmek; bota çıkarmak (ümit).
donör.
To let someone dowa ııcntly : Yavaş ya-
My enemies are lealoa : Pek çok düşman­
vaş alııtırarık birini hayal sukutuna ui-
larım var.
ralmak.
LEJSURE (2 (J 9), n. To let drive : Sille atmık.
Al 1eı..re : Serbest, vakti var; acelesiz; To let fall: Düşürmek; [liı.] tesadüf et-
Al one's leı..re : Vaili olduiu zaman. tirmek, rastgetirmek; •Azından kaçırmak.
Leı.un' time : Boı vakit. To let fly : Elden kaçırmak; salıvermek; ·
To be at lelmre : Serbest olm:ık, meşıul atmak (top, tüfek v.s.); [Naut.] Bando
olmamak. etmek.
LEND (2),v. To let ao : Salıvermek; rabıtasını kesmek;
il leııdl ilsclf to: Uyıundur. fikirden çıkarmak, unutmak; [naut.]
Leııcl me your ears : Dinle, kulaiını aç. funda etmek; bando etmek.
To leaıl a hand : Yardım etmek. To let onesclf ıo : Taşkınlık ıöstermek.
To lmıl a favourable car ıo one's suiı : To let lu : İçeriye girmesine izin vermek,
Kulak vermek, dinlemek; mutabık kal· içeriye kabul etmek; [si.] aldatmak, faka
mak, anlaşmak. bastırmak; içerleımek; kumarda yutmak:
To leaıl an car ıo : Kulak vermek, dikkat dolandırmak.
etmek. To let Wo : Sokmak, ithal etmek; zih-
To lend oneself to : Uymak; yardım et- nine yerleıtirmek; ıecavilzde bulunmak;
mek. kadrini kırmak.
le iter ile
( 239 J

To let loosc : Serbest bırakmak; aevwet- başıboş.


mek; [naut.] kaloma etmek. Cap of llMrtf : Eski zamanlarda azatlı
To let fllf : Salıvermek; tüfek v .s.'yi ateş­ esirlerin baslarına giydikleri bir nevi ser-
lemek; affetmek veya hafifletmek; atmak; puı.

terketmek, bırakmak. LlbertJ pole: [U.S.] Üzerine Cumhuri-


To leC off a pın ·: Ateş etme~. yet bayralı çekilen uzun direk.
To let •:.[Si.] ifşa etmek (sırrı). Llberty man: [N~ut.] Karaya çıkmal:ı
To let oat : Yol göstermek, kapı dışarı izinli gemici.
etmek; ifp etmek; pniıletmek; kiraya To set at Ulıerty : Suçluyu tahliye etmek,
vermek; kııçırmak; salıvermek; akıtmak serbest bırakmak, azadetmek.
(su, v.s.). To take llıertln wllla : Küstahlık etmek,
To let slip : Kaçmasına meydan vermek; teklifsizlik göstermek, 1-ııtksız muamelede
kaçırmak, elinden kaçırmak. bulunmak.
To let the business alone : be k:ırıpa­ To take ıhe llbertJ : Cürcı ı:östermek,
malt. işinde muhtar olmak.
To let •P : Yumıq:ımak. LIBRARY (41·9- 1), n.
WithOut let ·or hindranc:e : Hiçbir enıclle Circulating Ulınry : Kira ile kitap alınan
kıırtıl11111adan. kütüphane.
LETl'ER (2 - 9), n. • Free lllınıry : Umumi kitabevi, ücretsiz
Commonwealth (republic) of letten: Ede- kitap okunan kütüphane.
biyat fılemi; müellifler sınıfı. Public lllırary : Halk kUtUphanesi.
Deııd letter : Sahibi bulunamayıp posta- Reference lllırııry : içindeki kitaplar oku·
hanede kalan mektup. nabilir ve fakat harice verilmez olan ki·
Man of leaen: Müellif, yazar.· tabevi.
To tlıe ....., : Harfi harfine. Walltfog llınry : Ayaklı kütüphane, çok
The profession of leften: Müelliflik, telif. bilgili adam.
LEVEL (2 - 9), a., n. el v. LICK (1), v.
Dead lefti: DUmdUz satıh; [lif.] aynı­ A llelı and a promise : Baştan savma, ya-
lık, müsavi derece. rım yamalak.
Le•el crossing : Bir ıimendiferin dUzlüle As fut as he could lldr : Elinden geldili
çıktılı yer; demiryollarının aynı seviyede kadar çabuk.
birleştiii yer. At full lklı : Son ıüraıle.
Lefti - headed : Kafası muvazeneli (a- •Do not lldr whıt you hıve spat• :
dam), anlayışlı, iyi dlilUnUılU. [Prov.] TUkürdütUnü yılama!
LeveW to : Bir 11viyeye ptirilmis. To lldr lnto shape : Biçim vermek, hazır­
On the lefti: [Si.] Namuslu. lamak.
To do one's leql bat : Olanca kudretini To Od; one's boots : Ballılık göstermek,
sarfetmek, elinden seleni yapmak. dalkavukluk etmek, çanak yalamak.
To find one'ı level : Dengini bulmak, To Dek the dust : DövUlmek, dayaktan
ayarını bulmak, qitini bulmak, slicUne öldürWmek: mıiJOp olmak.
göre bir it !>ulmak. To Bek one's lips : AiZı sulanmak, iştahı
LEVY (2 - 1), v. olmak.
To leYJ a fine : Bir arazi veya çiftlilin To llelı ap : Yalayıp yutmak, aç gözlii
tasarrufunu tevsik için diiva açmak. gibi yemek.
To leyY • : Haciz koymak. LIE (41), v. el n.
To leYJ war • : Seferberlik ilin etmek: As far as in me U.. : Elimden ııeldili ka··
(birine) kaflı harb açmak. dar, bUtUn kuwetimle.
LIURTY (1-9-1), n. A white • : Zaranız (ehemmiyetsiz) ya-
At ....., : HUr, serbest; mUııcatil; ipiz, luı.
ile IHe
[ 240]

Here lles: Mezarı burasıdır. To ile 1111 one's oars : Hazır olmak, kil·
il lles with you to decide : Sizin bilece· rekler elde olarak emir wklemek.
linii iftir, kararı size aittir. To ile Cilt the bed one has made: Yap-
•Let sleepiq dop ile•: [Prov.] Uyuyan tıjının neticesini çekmek.
köpeli oyarma, meseleyi kurcalama. To He - the head"of: Dayanılabilmek,
Lle • detector: Mücrimin yalanını mey- isnadcdilebilmek.
dana çıkaran alet. To ile oıı one's hand5 : Satılmayıp elde
Lle • abed : Yatajından geç kalkın. kıılmak (mal).
Lle douo! : [Si.] Sakin ol! Sesini kes! To ile OYer : Beklemek; talik edilmek.
Ses çıkarma! To ile sick: Hasta ya~ak.
Lle in : Kundakta. To ile to: Apışıp durmak; yalan söyle-
To ile fl long way from : Uzakta olmak. mek; [Nauı.J faça edip beklemek.
To ile 81C1111 tlıe shore : Kıyıya yakın To ile ullller : Altında olmak, giriftar
durmak. olmak.
To ile at one's heart: Merakını uyandır­ To ile up: Yatmak, yatılma uzanmak;
mak. [naut.] havuza girmek (gemi).
To ile at one's mercy : Birinin insafına To ile wltlı : Bir ırada yatmak, beraber
kalmak. yatmak; cinsi münasebette bulunmak; ait
To ile bJ : Yanında bulunmak veya kal· olmak, tabi olmak.
mak; bir tarefa bırakılmak; durmak, din· To ile wldı one's ears back : Kulajı ki·
lenmek, istirahat etmek. rişte bekleme"k.
To ile •--: Yatmak, uzanmak; mezara To s:e how the land Ues: İşlerin geliş:ı­
gömülmek; boyun ·ejmek, itaat '-'.'llCk. tına dikkat etmek, vuiyete bakmak.
To ile hard (hcavy) oa : Üzerine yük ol- To give one the ile : Yılanını çıkarmak,
mak. yalancılıkla itham etmek.
To ile in : Doiurmak; bulunmak, mev-
To give the ile to : Yalancılıkla itham
cut olmak.
etmek; yanlış oldutunu göstermek.
To ile in one : Kudret veya kavrayışı da·
LIEU (177), n.
bilinde olİnak.
To ile in one's hand: Avucunun içinde in llea (oO: (Birinin veya bir şeyin) ye-
rine, bedel olarak.
olmak, ballı olmak.
LiFE (41). n.
To ile ı. thc way : Mıfnia teşkil etmek,
araya ıirmet. As big as life : Canlısı veya hakikisi ka·
To ile ı. wait : Pusu kurmak. dar bllylllr.; şahsen, bizzat.
Eııpectation of ille : Muhtemel olan hıı·
To ile ı. state : Resmi bir yerde halk ta·
rafından ziyaret edilmek üzere konmak
yat müddeti.
(ccnuc).
Early life : Gençlik.
To ile ı. ruins : Harap olmak. Eternal life : Ebccll bayat.
To ile like a troopcr : Çok yalan söyle· For one's life (for dcar life) : Ölümden
mek. kurtulmak için, yqaıiıak için.
To ile one's character away : Yalan ııöy­ For life : Bütün hayat müddetince, ölün·
liyerek kendi itibarını bozmak. ceye kadar.
To ile a.t of it: Yılan söyliyerek bir il· For the life of me : Hayatım hakkı için;
ten sıyrılıvermek. ölecek olsam bile.
To ile low : Gizlenmek, saklanmak. l.Wı • and • dealh struale : Ölllm dirim
To ile off : [N aa·t.] AJarpda yatmak. savqı.

To ile on <..-> : Dayanmak, ihtiyaç l.We • &iving : Canlandıran. hayat veren.


g&tennek; üzerinde durmak (mua v.s. Life hlstory : Tercümeihal, biyosrafi.
Din). Llh's blood : Esulı madde.
[ 241 ]
llPt

He ia tbe • of the pany : Toplantıyı To lift ., the eyea : Bakmak; yalvarmak


çaıılandıranodur. (Allaha).
Hlah • : Kibarlar hayatı, hay • layf. To lift ap 'ooe•ı heart: Dua etmek.
Larp u life: Ta kendisi. To Ôft ap the voice : Bajırmat, selini
Life term murdenr: Kürele mahkOm, yükseltmek; [lic.] 1CVinçle dua ebnek
katil. \'Cya ili.lıi okumak.
MIUlllCr of IKe : Yqayıı tanı. To lift ooe's heaıd : Hutalık veya keder:
Married llfİa : Bvlililr. hayatı. den kunulmak.
Matter of • and dcath : Hayat memat To give a lift to(to give IOl;llCODC ı lift):
aıaeleai, 61üm kalını dlvuı. Birini arabasını veya oComobiline almak.
Prime of • : Hayatın en iyi devnsi, tam Lift of :. Sıçrama, belecan.
diııçlit mmam. LIGHT (41), n., L & v.
Siqle ... : Beklrlılr.. According to ooe'ı lllM : Aklının erdili
Station in ille: İçtimai mevki. kadar.
To brina to • : Yqatmalr., hayatını ~a­ Between the llclm : Tan vakti ile pfak
zandırmak. zamanlannda.
To come to • : Taze hayat bulmak, in a good il... : Müsait İartlar altında
yeniden cenlenmak, ayılmak. (bir ICYi görmek). ·
To deput thia ille: Bu dünyadan &ÖÇ· in the llPt of tbe fac:tl : H&diaelerin iıı­
melr., ölmek. lr.i19fına (seyrine) gön.
To eacape with IKe and limb : Sai salim ı.ıpt c:omedian : Hafif komedi oynıyan
lr.ıırtulmat, deriaiıı.i kunarmalr.. artisı.
To have the time of ooe's ille : Hayatın •Lillıt c:ome lllld ao•: [Prov.] Haydan
en ellenceli vaktini pçirmek. selen huya aiclcr.
To lay down one'ı llfe : Canını feda et· LIPt · finaeıed :'Hınız, yankeaic:.i.
melr.. 1JPt - banded : Eli hafif; becerikli; yllkil
To lead a dol'• ille : Çok sıkıntı çekmek, hafif.
lilı1lamek.. LIPt - lıeaı1ed : Nqeli.
To lnd a • of pleasure : .ZCvk hayatı upt - hcelcd : AyaiJna tez, atik.
ya1&111ak.. LIPt in the head : B11ı döıımllf, eenem-
To tabı away • i Öldllrmok. lemif; budala, ahmek; deli.
This . . : Bu dllııyadaki hayaL upt literature: llomaıı v.s. aibi kolay
1be . . IO cmm : Ölllmden tonralr.i hayat. okunur edebi aerler, ınizalıi eserler.
To dırow away oııe'ı • : Hayalını he- ı..ıpt - minded : Hafif, kararaız, döııelı:.
der etmek. LIPt o'love : Hafifmqrep kaduı, fahite.
Tımcof•: Yq. ı..ıpt poner: Hafif yük hamalı.
True IO . . : Hakiki uyatta olduiu pbi. Llllıl sleeper : Uykum hafif.
To try one for hia lfe : İdam cezasını Men ol ...... and leadina : Açık fikirli ve
icabettiımeei muhtemel olan bir dlvada nllfuzlu .kimııelcr.
birisini yarplamalr.. To mak& llPt of : Ehemmiyet vermemek.
To tbe • : Tamunlyle ulı &ibi (fotoi· That puts thlnp in a dlffereot IPt : İt
raf v.1.). delisiyor, vaziyet blfkalalıyor.
LiFi' (1). v. An. To bring to llslıt : Ketfetmek, meydana
To • a hand : Parmatuıı kıpırdabnak, çıkarmak.
en ufak bir pym .ııetermek. To come to Hpt : Herkesçe maruf olmak,
To • tbe hand : Sille indirmek.. tanınmak, bilinmek.
To • ııomeone • ID : Birisini bir yen To ICC the lllW : Vücut bulmak, dotmak,
lr.aldırmık.. meydana gelmek; iyi anlamak; gerçek·
To . . . . : Kaldırmak. lqmek..

P. 16
.......... [ 242 ı
llae

To slıed (tlırow) lıpt upon : Aydıolat­ LIKELY (41 - 1), a. el adv.


mak, açıklamak. A lllely penoa for work : Elveriıti adam.
To llaııd iD one'ı own lllllıt : Meramın­ Moat UlıelJ' : Çok muhtemel.
dan mahrum blmat. LIMll (1), D.
To sırike a llPI: ICılırit çakmak. Llııııb by lllllb : Parça parça.
'Jlıe UsM of one'ı couotenaoce : Bir ada- Llııııb from llmb: Tamamen parçalanmış.
mın arzusu, nzaaı, tam"bi. Llınb ef the devit: Yaramaz çocuk, ~y­
To DIM lılto: AzArlamak. tan yumurcak.
To upa aa: Raqelmek. Limit of the law : Avukat; polis.
To upe • : Ydclırım pbi ptmek, koı­ To be out OD the end of a llmb : Destek-
mak, yolculup çıtmat. yola dllzUlmek. siz kalmak.
To llPI ., : Nllbetmek; tenvir etmek, To escape with life and llaıb: Hiçbir yeri
ışıklandırmak; sipra veya pipo yakmak. incinmeden kurtulmak, bumu kanama-
To llPt .,_ : Tesadüf etmek, rastael- dan kurtulmak.
nıek. LIMBER (1 - !1), v.
LIGHTNING (41-1), a. To llmlıar •P : Top arabasına kopun &fır­
Chain (forked, ziszq) ........_: Zikzak çasını ballamak; harekete ılııtınnak.
çakan ıi.ıntek. LIMELIGHT (41 - 41), n.
Heat ........._ : Ufukta aörWen sessiz A man in the Umeupı : Günün adamı.
,ımaek. in the llmellPI: Meıhur; mühim.
iAıılıı' hı conductor (rod): Puatow. LiMiT (1 - 1), n. el v.
Like ......... : Şimııolt pbi, çok çabuk.. Limit man : (KOfll v.s.'de) en uzun mesa-
Sheet ........_: Bulutlar ar.kasından yal- fe kateden adam.
nız ııık ,&teren ıimaek. zikzak PmlClin Limit of ıaıe : Yq haddi.
ak.settirdili ı"k. That's the llnılt : [Si.) Her aeyin bir had-
With ......... speed: Şiııqek hızı ile. di hududu var, yeter anık, çekilir ICY
LIU (41), a. el v.
Ahi 11ıat'ı aomııdıiııa
limclir!
•t :
Tam iatedi-
değil.
To llmlt to : Tııhdidetmet, indirmek.
LIMITA110N (1 - 1 - 21shn), n.
He hld a. lo have died : Az dlha ölü- To have one'ı llmllulom: Bir insanın
yordu. zayıf noktalan olmak.
1 ... thatl : [Si.] Tuhafıma aitti, lıollan­ LINE (41), n. A v.
madım. AH alona tbo U. : Sıra boyunca.
1 doa't llıe to trouble you : Sizi Umıek Branch llıııe : Şube hattı, kol; asıl ite ila-
iatemem. veten yapılan ikinci derec:ıede iş.
1 cloo't feel a. it : Canım istemiyor. Equinoctial U. : Hattı iativa.
in • manner : Aynı tarzda. Hard llllea: [Si.) .Kara talih.
Like father Bile IOD : Tıpkı babasına ben- in the bankina U. : Banka illerinde.
:r.er. Just a im to teli you : Bir iki satırla size
IAıe minded : Aynı fikirde, hemfıtir. bildiriyonım.
Somethiııa a. : Benzıer aibi; mükemmel; U.. upon a..: Yavq ve tedric:i.
çok elverifli. U. of distıınce : GörUı hattı; aöz,den bir
To feel llııe : Benzıetmek; aynı zannet- sathın muayyen noktasına &iden pıa.
mek; [colloq.] maruz veya mütemayil Main . _ : Ana bat, ana yol; bqlıca iş.
addetmek. On a llllC : Aynı hizada.
To look ille : Benzetmek, qit pbi aö- On political llıHI : Siyasi meseleler üze-
rUomek. rinde.
T1ıe .._ of: [Colloq.] Sizin ve benim That's not in my llM : Beni allkııdar et-
p"bi kimııeler. nı:z, benim itim <branıım) delildir.
llned
( 243 ı '·
Out of llae : Aynı fikirde dejil. None of your U.: [Si.] Senden hürmet
To cross the Hm : Ekvatoru geçmek. beklerim, kartıııdıkini ıİdam yerine koy;
To d~w the llne at : Fena bir ICYi yap- aevezelik istemez. ·
mayı veya yaptırmayı arzu etmemek. To curt one's llp : Dudak bülunek.
To come into 11111 with : Anlaşmak, uyuş­ To bite one's Bp : Kıqınlık aöslcrmek;
mak. hiddet, istihza ve esef yollu dudaiını ısır­
To give one llne enough : Yarııta bir mak.
adama ınesafe vermek. To carry a stiff upper U.: [Si.] Kendine
To read between the ıı... : Bir harf, keli- ıüvenmek; inadeımek; cesaret ıöstermek.
me veya ifadenin kapalı manasını keş­ To hanı on one'ı U,. : Söylenen her sözü
fetmek. dikkatle dinlemet.
To aeı (have) a llDe on : Hakkında ma- To make ı llp : Somurtauıt.
lumat almak, malumatı olmak. To keep a ıtiff upper Bp : Cesaretini kay-
To know where to draw tbe ime : hin betmemek, metin durmalı:.
mahzurlu (kötü) tarafını bulmak. . To smack one'ı u,. : Alı• sulanmak, iş­
To ıoe the llae : Emirlere itaat etmek, bir tahı olmak, atzının suları akmak.
kanun veya kaideye itaat etmek veya et- LiSTEN (1 - 9), v.
tirmek. To llltea 111 the door : Kapıdan dinlemek.
To lake a stronı llııe : Merhamet etme- To ...._ for: ... yi dinlemek.
mek, sert davranmalı:. To . . _ a. : Aaıl takbe olmayıp dinle-
To llıle one's jacket : Midesini doldur- yici sıfatiyle bir .tuna devam etmek; te-
mak, tıkınmak. lefonda bqkıwnın muhavereıinl dinle-
To llae *-alı: Ortasından seçmek. mek, kulak misafiri olmalı:; ndyo dinle-
To llne ap: Sıraya sokmalı:, sıraya ıir­ mek.
mek, sıra tqkil etmek. To llllell to: Dinlemek.
What's his U..T : O ne itle meaul? To ...._ to a ltOry : Hiklye dinlemek.
LINEN (1 • 1), n. To ...._ wlda due attcntion to : Dikkatle
To wash dirty ıı.... in public : Kirli ça- dinlemek.
maıırlarını meydana dökmek.
LITERAllY (1 • 9 - 9 - 1), L
LMlrsy man : Mllellif; kalem adamı, mu-
LION (419), n.
harrir.
A lloa in the path (w.ıy): Muhayyel teh- Llltn11 pursuits : Yazı qleri.
like veya minia. LITl1.E (1), a.
IJaa - hearted : Arslan yürekli, cesur, Every lllde difficulty : Her ufak mUt-
yilit. kUlit.
IJaa's share of : Anlan payı. For a ilde : Kısa bir zaman için, azıcık.
•To beard tlıe U. in his den• : [Pro•.] Give me a llttle time : Bani biraz vakit
•Her horoz kendi çöpl~de öter• kabi- verin.
linden birine kendi evinde veya yerinde He did not a lale for the ca111e : Gaye
ka1"11 .durmak. utrunda çok ııey yaptı.
To put one'ı head in the lloll'ı mouth:· He ilde knoıın : Bilmiyor ki ...
Tehlikeye atılmalı:, kellesini koltujuna al- 1 did what ilde 1 could : Elimden seleni
mak. yaptım.
The lllıa'ı skin : Sahte kahramanlık. 1 ıot but ilde out of it : Elime hemen
To twiat tlıe b's tail : Aslanın kuyru- hemen bir ICY seçmedi; bundan pek bir
ğuna basmaık.
ICY anlamadım.
LIP (1), n. 1 tike him Dide : Onu hiç sevmem .
..... - cleep : Sathi; pyrisamlınl. in llftle : Minyatür halinde; muhtasar
Up ser1'ice : Kuru lif, bot W. ol vak.
ladıer
l 244 ]
Little by lale : Azar azar, yavq yavat. LIVING (l - 1), n. .t a.
tedricen. A ...... faith : Kuvvetli ve faal iman.
•Lllde peed, biı loss• : [Prov.] Az ta- Good ...._ : İyi yiyip içme, bojaz dllt-
mah çok ziyan plirir. kilDllljü.
IJale or nothiııa: Ya az ya hiç, biç me- U9llıs lanpae : Kullandan lisan.
sabesinde. lbllıs picture : Canlı tablo.
Llltle people : Periler. 1J911ıs waae : Geçindirebilecek maq.
My lllllle ones: Çocuklarım. Ur... water : Daima akar su.
Not a Bide : Bir bayii; ziyadesiyle. To make one:ı lhrlıls : Hayatını kazan-
To make - . of: Ehemmiyet verme- mak, ıeçiıımek, masrafını çıkarmak.
mek, pek az anlıyabilmet. To make a comfortable lhr... by tbe
To think llall of : Kıymet vermemek, trade : Para kat.anmak, müreffeh bir ba-
ehemmiyetsiz uymak; tereddildetmemelı:. yat sallamak.
Wait a lale! : Biraz bekle! LOAD (67), n. .t v•
LIVE (1), v. .._.. of love : Pek çok 11vaiJer, .kucak
Ure and let lhre : Ne 11n bana bnt. ne kucak muhabbet.
ben sana karıtayım! To teke a .... off one'ı mind : Endi,e-
To lift and let U.e : Hem yqamak, ve lini izale etmek.
That'ı a .... off my ıniDd : Şimdi içim
hem de yaptınak.
To lhre a double life : lki yllzlO hayat ya- rahadaııdı, mUslcrih alabilirim.

111mak. To ...... : Ytıltlemet, alır ~it.


To llYe a lie : Sahte bayat aeçirmek. LOAF (67), n. Av. [pi. LOAVD].
To lhre and leU'D: Yqadıkça ö&remnek, ı- and fillıa : Şabai varidat, maddi
( •yapyan aörilr• kab11üıden). kir.
To • • ltJ one'ı wits : Hokkabazlıkla To ..., • : Havyar k-k, vakti bot
aeçbın:ıek, aldatarak para kaıanmak. ıeçinnelt.
To lhre fası : Sefahat etmek. LOAN (67), D.
To U.e close : Yokluk içiııde yqamak. •for IGm oft 1oaes botb it1elf aDd friend•:

....
To lhre cloae to : Yatın olmak. [Prov.] Borç veren adam ekleriya hem
To 119e ..... : Bir adamın lyillji 1ebe- parayı hem doltunu kaybeder . _ . . .

biyle etki kötlllllilbıü unıılmalt. ).


To U.e '1 : Bir weyle veya bir weyin aa- LOCK. (S), n. Av.
yesinde ')'afalllak. .... of bair : Perçem (uç)•
To U.e rr- band to mouıh : Zorla ae- ..... .. : lçerde tabııq.
çiııınek, ıuıc:ak aeçinmek. To lodı: .. : İçeriye kapamak, ll7.erine lı.a­
To llff .. : Oturmak, yapmak. pıyı ltilitlemelt.
To lhre .. a alus house: See: HOUSL To lodı: ..t : Dıprda (lokatta) bırak·
To lhre .. style: Lükl bir hayat sürmek. mak. ·
To lhre .. the old sc:ene : Eskiye bajh To be lodıetl om : Dıprda kalmak.
olmak. To lod up a form : Dizilmit forma aa-
To Dre • : Ballı olmak, aeçinmek. hifel.:rini hHkı çerçevesine sıkıttırıp ba-
To lhre • air : Çok az yemek yemek. kıyı hıızırl:ımak.
To Dre • : Sonuna lı.adar yaşamak. To luck up : Kilitlemek; (parayı) kolay
To lhre oat one"s life: Ya~anı;ık. alınaınıyacak bir yere kapatmak.
To live one's life: Hayatını sürnıd. U t1der lodı: and ley : Kilit altında.
io U.·~ lhruuKh: ... i.;inde ya~amak. LO('KER (S • 9), n.
To lh~ up ıo unc"s repul;ıtion : Şiihrstiııi Ncıe a slıoı in the ladıer : Ceple metelik
haklı .;ıbı.ırn~ l>ir hayat );ı~;ıın;ı~. yok.
[ 24.5)

There is not a ahot in my lodıer : Mete- To lona ıılter a friend: Bir dostu özle-
liksizim, on puam yok. mek, ıöreceji plmek.
LONG (.5), L A v. To IOlll for : Huret çekmek, 1iddet1e ar-
A .... cbalk : Bir hayli, epeyce. zu etmek, özlemek.
A .... fKe : Kederli bir bakıı: mahzun To .... for freedom: Hürriyet hasretini
bir alma; uık bir ytlz. çekmek.
A .... arm : Uzata eriııebilme kabiliyeti. LOOK (7), n. & v.
A .... heacl: Zeki, akıl, feruet. A ıearchinı la«* : Teceulls.
A ı-. tonıue : Uzun dil, çok söyliyea B*siness is loolılıls .. : İl dilzeliyor.
kiıme. Fair to la«* at: GUzel, ııörllnUtU sUzel.
As IGlıs aı (so luı u): Mademki. Good. looks : Gilzel yüzlWUk, meWıat.
Before .... : Çok seçmeden, yakında. ili loob : Çirkinlik.
Oendemen Of tlıe ı-. robe: Avukadar. lt's your own lo«* outl : Siz bilininlz!
in tlıe .... rua : Zamanla, mllddetince, Look alive! : Dikkat eti
ensoııuada, nilıayette. Loolı before you leap : iyi dilfiln sonra
IAlll - diatance : Uzun mesafeli, ııehir ha- ıirit.
rici (telefon v.s. mesafesı"); uzak aöİteren Loolı here! : Bana bak!
<ıözlllk). Loolı lively!: [Colloq.] Çabuk ol!
Laq dıte
: Uzat tarih. Look outl : Dikkat et!
IAılll dozen : On iç. Loolı sharpl : Davran! kımıldan!

ı.a.ı - drawn : Uzun sUren. Loolı youl : Babana!


IAlll - forpten : Çoktan unutulmuı. Loolı - out : Gölıedeme; nöbetçi; nöbet ye-
...... lut : En nilııyet. ri: aözedeme mevkii; manzara; [fi•.]
Laq - lived : Uzun ömllrlU. istikbal ümidi; hususi ahvıl veya umur.
Lcıok to your mannen : Etvarına dikkat
IAılll meuure : UlAlllluk ölçlllO.
ı,... odds : Bir balıiate iki taraftan biri-
et! kendine pi!.
Loolı- in: Utrama, kısa ziyaret; [.d.]
nin koydup bllyllk mehllJ.
ltwnırda kazanma .. nsı.
Laaa of: Sebebiyle, huebiyle.
La.s hundred : Yllz yirmi. To la«* a aift horse in tlıe moudı : Veri-
len hediyeyi belenmemek, hediyede ku-
Loııs ranp : Uzun menzilli (top v.s.).
sur bulmak.
ı.a., run : Uzun mesafeli kOfU( pzinti).
To loo1ı abcıat : J?;trıfını bakmak, dört
Loııs shot : Uzaktan •tef etme.
yanını gözetmek veya kollamak; ıjlırden
Loııs - sighted : Uzalı Pen, ilerisini dü-
aeçirmek, araştırmak; aöz atmak; dikkat
şünen.
etmek.
Laaa - sufferinı : TahammUI, 11bır, azap
To looll ~ to: Kaflı tarafa bakmak.
çekme.
To looll lllfter : Birine bakmak, ihtimam
Loıls view : Uzalı (ileriıiai) ııörllı.
ıöstermek; sör.etmek.
ı:.cı.s -winded : Söri uzatır, uzun, bit- To look alllre : Birbirine benzemek.
mez, ttlkeaırıez.
Not by a .... sislıt (not by a ı-. wayı):
To looll ah••: beriye baltaıak; iatikbale
bakmak.
Katiyen. To looll allve: Acele etmek.
Of ıa.s standinı: Çok eski. To looll _ . . : Bütün ihtimalleri tetkik
The .... and tlıe ahorl of it : Uzun llfın veya mlltalia etmek.
kı1111, bulüa, dotrusu, vellıisıl. 1 To loal at : Bakmak (birine veya bir
To have a .... arm : Eli uzap eripnek, ıeye).
hllkmll pçmek. To looll daagera • : Birisine hınlı hırslı
To draw tbe IGlıs low : Mübalağa etmek, bakmak. bakıııyla lehdidetmek. ·
söı.e yalan katmak. To loal ıı..; Hatırlamak.
lonl
[ 246 ]

To loolı lıhıe: Bedbaht görilıımelı.. Lo"!~ box : Atın ahırda serbest bulun·
To look dOWll • (apoa): Hakir ıörınelı.. dulu yer.
To look lor : Aramak, beklemek. 1 - ends: Yarım ·kalmış işler.
To loolı ,__. to : Beklemek, ummak. 1 - rein : Dizginleri aevwek, baslı.ısız.
To loolı .. : Uiramalı., lı.ıaa ziyaret etmek. ı- tongue : Çenesi gevıek, çok söyler.
To loolı ı.ao : Araştırmak, tahkik etmek, ı- tallı: : Bo.5 lif.
tetkik etmek; içini muayene etmek. On the ı-: [Si.] Zevke dalmış.
To loolı oa : Bakıp durınak, ııeyretmet; To brcalı. loon : ipini koparıp baııboş
baılı.ası ile aynı kitaptan okumak; aeyir- kalmak; hapishane v.s.'den kaçıp kurtul-
ci kalmalı.; oazarı dikkate almak. mak, hürriyetine kavuımalı..
To loolı one .. llıe face : Utuımıyaralı. To cast im: Çözmek, ayırmak.
veya cesaretle birinin ytızüne batmalı:. To cuı .lome: Münasebeti kesmek; kaç-
To look oııeaelf: İyi halde olmak. mak, kurtulmak; cümbüş etmek, ellen-
To loolı o.a: Sakınmalı., aöı.etmelı:; dik- mek.
kat etmek; bqını pencere v.ı.'den çıka­ To gel lome : Boşanmalı., kurtulmalı:.
rıp balı;malı.. To glve a • - : Apına geleni söylemek,
To loolı .a (.,): ~ak. filı.rindelı.ini meydana vurınak.
To loolı - : Tetkik etmek, muayene To hanıı • - : Sarkmak.
etmek, SÖZ pzdirmek, yoklamak. To let ı-: Salıvermek, çözüp koyver-
To 1oo1ı ıharp : Dikkat etmek. mek; [naut.] bando etmek. ·
To look dırolılb: İçine doifu bakmak; To play fası and • - : Hile ile davran-
derinliiini ıönnek; içindekini muayene mak, söz:il özü birbirine uymamak.
etmek. To set (turn) le>ose : Serbest bırakmalı.,
He loolıed me tlırouP and &rcJllllı : Be- başıboş salıvermek.
ni iyice tetkik etti, beni sllzdU.
1.0RD (55), n. el v.
To look to (•te) : Tedbirli olmak, ihti-
yatlı davranmak; söz hapsine almalı:; &li-
House of lordl : Lordlar Kamarası.
venmek. Lord bless me! : Aman Yarabbi!
The house loolııı to the sea : Ev deniz.e Lorü of rnisrule: Kumar, v.s. aı"bi oyun-
nazırdır. ları ve Yılbaşı eAlenceleri tertip ve İdllA'
To took ı. the face : Dik dik yUzllne balı.­ eden kimae.
malı:. Lvrdl Commissionen : Teftiş divanı ha·
To look •P : Aramak, bakmak; ziyaret !arı.

etmek, yoklamalı.; iyilepnek, düzelmek. Lord Mayor : l.ondra belediye reisi.


To lcok up to: Hürmetle gözetmek; &11- Lord Rector : Bazı İskoç üniveniteleri-
venrnelı., itimadetmek. nin bqmUderrisi.
Thinp look bad for you : iıiniz kötü, Lonl's Day : Pazar gUnU.
haliniz yaman, yandınız! Lords of creation : İnsan, be,er.
LOOKING (7 - 1), a. Lord's Supper : isa'nın taam Ayini.
Loru spiritual : Lordlar Kamarasının ru-
Good 1oot1ııs : Güzel, dilber.
hani izası.
ili loolılııs : Çirkin.
Lonlıı temporal : Lordlar Kamarasının
LoHhıs - &lass : Ayna.
cismani izası.
LOOSE (77), a.
Lortls talıle: Kilise mihrabı; isa'nın taam
A lome life : Solı.alı. (aeraeri) bayatı. sofrası.
At • - ends : Kanıılı., intizamsız; aev- Lord of Heavens : Tann, Allah.
ııelı:. My lonl: Yüksek rütbeli ldnıael~ hitap
He has a :ıcrew ı- : Tahtası noksandır, şekli, efendimiz.
delidir, aklından.zonı var. O Lordf: Yarabbi!
low
[ 247 ]

Our Leni : Rabbimiz, Efendimiz, Haz- He h.as lota of friends : Pek çok do$tları
reti İsa. var.
Our soven:ian Leni: Ha:ımetli kıralımız. LOVE (8), n. &. v.
The Lcınl knows how : Nasıl olduiunu A labour of loYe : Hatır için yapılan iş.
ancak Allah bilir. For ı- or money : Bu veya ıu vesi!'°
To lonl it over : Gururlu davranmak, ki- ile, herhanai bir sun:tle.
birlilik ıöstermek. For thc loYe of: Altına. hatırı için.
To lonl Ot'er : Hükmetmek. Give my loYe to-: Sevıilerimi söyleyiniz.
To !ive tike a lonl : Lord aibi lüks yaşa­ LoYe all : Kumanda (pala).
mak. Love apple : Domates.
LOSE (77z), v. L"We - beıotten : Gayrimeıru çocuk.
LoYe charm : Aşk husule aetln:n bUyll
To ı- one's grip on life : Yaşamak ar-
Lon for : Sevp.
zusunu kaybetmek.
To ı- orıe's bead: Heyecana kapılmak, 1 - letter : Aşk melttubo.
ıaşırmalt, çılıına dönmek. 1 - potion : Atk iksiri.
To ı- one's way: Yolunu kaybetmek. LoYe suit : Aşk ve aliılta aösterme.
To ı- oneself : Kendini kaybetmek, LoYe story : Atlt romanı.
kendinden ~elt. To fail in love wlClıı a ıirl : Bir kıza qık
To ı- one's temper: Kızmak. ol malt.
To 1- 011t : Kaybetmek. Not for IOYe or money : Hiçbir sun:tle.
To ı- siaht of somethinı: Görememek. To malte loYe : Kur yapmak, Dört etmek.
To ı- someone to other person: Bir Then: is no loYe tost between them : Bir-
kimseyi başkasına vermek zorunda kal- birlerini hiç sevmezler.
mak. To play for IOYe : Keyif için kazançsız
To ı- somethinı to someone: Birisi oynamak.
için bir ICY kaybetmek. LOW (67), a.
To ıc. touch with : Teması ılı.esmek. A low fellow : Fena (alçalt) adam.
To ı- around : Geri çeltilmelt, mevltiini ı- birth : Fakir sWiıleden olmaltlık.
kaybetmek. ı- - brow : Adi, tahsil gönnemiı, basit.
To ı- siaht of : Gözden kaybetmek; ı- - browed : Yassı alınlı, suratsız, ası~
unutmak. çehn:li.
To ı- the way : Yolu şaşırmak. ı- comedian : Soytarı.
LOSS (5), n. Low comedy : Soytarılık.
A deııd ıo. : Tam ziyan; her ICYi kay- Low down :,Namussuz.
betme. Low drcss : Dekolte elbise, omuzları ve
Al a ı- : Şaşırmış, apışıp kalmıı. ıöisU gösteren elbise.
1 am at a ı- to know how to do it : Low Dutch : Holanda Almancası.
Bunu nasıl yap~cajımı bilemiyorum. Low life : Pis hayat, iıdi halkın hayatı.
To bear a ı- : Ziyana tahammill etmek. Low - minded : Adi dUşUnUtlU, alçak fı­
LOT (5), n. kirleri olan.
A bad (nice) lot: [Si.] Bir adamın fena Low - necked : Açık yakalı (elbise), de-
veya meşltllk vaziyeti. kolte.
To cast in one's lot with : Birinin mukad- L - - pn:ssure : Az tazyikli.
deratına ballanmak, birinin nasibini pay- Low n:lief : Hafif kabartma.
lapnalt. Low - ııpirited : Keder)J, sıkıntılı, 117.ıiliı.
To cast lota : Zar atarak veya başka su- Low tide : Cezir, inik deniz.
retle talihini denemek. To brinı low : Servet, makam veya sıh­
To draw kıa .IC.Jrr'a çekmek. hatçe alçaltmak.
1 141
....
in ı- water: [Fi•. ] Zülllrt; sıhhat ' ' ' For luck: Ulur ,etinin diyw.
serveı dü•kiinil. in ladı : Talihli, flDll açık, bahtiyar.
To lıy lo" : Yatırmak, yıtıla dllPlnnek; Just my lllCll: Tam benim tıılibim veya
yıkınak, mahvetmek. ıalihıizliiim.
To lie ı-: Saklanmak; niyetini lizlemek, Out of lllCll : Talilıliz.
susup beklemek; çömelmek; dlltklln hale To try one'ı lllCll :- Şanlını denemek.
ainnek; hcllk olmak; [Si.] ıinıi sinsi Wone hldı: : Maalaef, ne yazık.
beklemek, fın1t kollamak. LUCKY (8 • 1), a.
To be laicl low: Öldürlllmek. LllClıy penny i Uturlu para.
l.OWER Lac:ky day : uıurlu .Un. memul aUn.
Lower boy : İlkokul talebesi. Lac:ky doa! : Talihli <tanalı) adam.
1 - . case: KUçllk harfler bası. To cut one'ı 1-'1 : Sıvıpnak, kaçmak.
Lower chamber (house): Avam Kama· LUMBER (8 ·il), n. el v.
rası. l.mıller mili : Kereste kesme yeri.
Lower deck: [Naut.] Tavlun. To ~ "1 (ııkılıl): Hantııl hantııl yll·
ı-w Empire : Son Roma (Bizans) lm- rilmek, aavnık &itmek.
paratorlutu. To ...... . , : Ulzumauz teylerle dol·
.__ IClıool : İlkokul •. durmak, nizamaızca yılaıak, enael .ol·
1 - world : · Arz, sakini oldulumuz mık: kereste temıek; ormanda alaç kes-
kilre; öllller dlbıyuı. mek.
LUCK (8), n. LUMP (8), n. el v.
As l9dı would have it : Ş.nsa ııöre, 11ns in ıhe lmap : Toptan, hep birden.
iıi. To have a lır.llp in one'ı throat : 'reeı·
Down on one'ı l9dı : Talihsiz, bahtsız. sürden bolıızı tıkanmak.

M
MA.CIDNE ("'111), n. Like .... : Deli aibi, çılaınca.
Knittins ıudılM : ör.O veya trikotaj To be . . . lfNr someone : Birini çılaın·
makinuı. ca sevmek.
M..,_ : Makina iııpatı.
c:ıonstruc:tion To be . . . wllı : Bir aeyden dolayı de·
MllClılıle
lubrication : Makina yajlaması. liye dönmek, deli aibl olmak.
~ • made : Makina 111. To nın . . . : Çıldırmık, delirmek.
~ shop: Makina atölyesi; IOmKı
MA.DE (21), ı. [p. t. of MA.U].
dllkUnı.
M..,_ tools : Kelici aletle maden veya Loosely lllllıle : Bol yıpılmı1, &eVtek örW-
milı (caket, v.ı.).
tahta kaen veya telillendiıen maklnalı
MUe dish : Tllrlil yemek.
torna veya pllnya v.1. makiııa aletleri,
imalit alederi. Made ground : Doldunılmuı toprak, ıuni
~ work: Matina 111. arazi.
Sewina _....: Dikit makinuı. Mıııh lllJ (ı penon) : Birisi tarafındın'yı­
pılmı1. imal edilmiı.
MA.D (3), a. el n.
~ u • halter : Zırdeli. Thiı is . . . . "1 hinı: Bunu yıpan odur.

~ u a Man:h lıue : Mart kedili p"bi M8lle "1 hand : Elle yapılmlf (imal edil·
kıqın. mit), el iıi.
Hoppina _ . : [Si.] Çat kızmıt. tapllr- M8lle f• : ... için yapılmıı.
mlil. This buildina is . . . . fer the purpose of
[ 249 J

ıivinı shelter IO the poor : Bu bina fakir- M...-lle pole : Bir mıknatısın iki kut-
leri barındırmak için yapılm11tır. bundan biri, mıknatıs kutbu; mıknatısi
M... .. : ... 'da, .. .'de yıpılmı1. imal kutup.
edilmiı. Maıpelle sı:reen: Mıknatısi ibreyi mık­
The ship is ..... ı. 1920 : Gemi 1920 natıs tesirinden muun kılan yumupk de-
de yapılmıttır. mirden yapılmıt levha.
Milde ol : .. .'dın, .. .'den yapılmıı; mey- Mapelle sıorın: Mıknatısi ibreye ihtizaz
dana aetirilnilı. veren arz mıknatısiyeti intiz.amsızlılı.
The constnıction is ...- ol iron : Yapı Mqııede telearaph: Mıknatıs kuvvetiyle
demirden mam6ldUr. işliyen telaraf.
Made wldı (an instnıment): ... atede ya- Mapelle variation: Pusula ltııesinin nıa­
pılmıı. fınnehardan inhiraf derecesi.
This is· BUde wldı mıchine : Bu mıkina MAGNEmM (3 • 9 - iz), n.
i1idir. Animal ............ : ManyetimıL
Mlllle • . . : Yapmacık (mizaç, tuır, v.s.); MAii> (21), n.
uydurma, yalan; makiyajlı, ytlzü boyalı. MJılıl of ali work : Orta hizmetçisi, her qi
Milde to meıisure : Ismarlama yapılniq. ıören hizmetçi Udın.
Ready made : Hızır yıpılmıı. hazır (el- MJılıl of hoııour : Kırallçe veya prenses
bise, v.ı.). nedimesi; dOlilnde pline refakat eden
Well mate : Biçimli, iyi yapılı. ·kız.
MAGIC (3jl), ı., n. el v. Old ..W: Evlenmemiı yqlı kız.
Black n-.k : Sihirbazlık. MAiDEN (21), n. ela.
Mııslc lantern : Proiek•iyon, duv&r1' re- M..._ effort: hk tqeM!Os.
Malılea over: [Crici.] Oyunda sayı kay-
sim aksettiren fener, lantemmıjik.
Mm&IC mirror : Bakılınca gaipten haber dedilmiyen devir.
veren ayna. M..._ speech : Bir parlamento Azasının
Mııslc wand : Sihirli delııek. verdili ilk nutuk; aç11 nutku.
\\'hile ııuııık : Melekler vasıtasiyle yapı­ ~ voyap : İlk 1efer.
lan büyü, zaranız bOyll, hokkabazlık. MAiN (21), n. el a.
To - • ınto : ·euyWemet. in the ımlD : Bıtlıca, kısmı Azamı itiba-
MAGNE11C (3 • 2 • 1), L riyle, en çok ihtimale SÖR·
M....,.ck battery : Mikııatısi batarya, mil· M• chance : İlk fıraL
rekkep mıknatıs. With miaht and . . - : Var kuvvetiyle.
M.,..lle coı1: Mıknatıs bobini. M• dec:k: [Naat.] Palavra, bq ıu­
Mlllllllk current: Mıknatıs cereyanı. verte.
Mııpedı: cunes : Mıknatıs kuvvetinin ci- Mm street : Soae. ana yol.
hetini a&teren mOıılwıiler. Mlllll yud: [Naut.] Mayıstra •reni.
M ..... deviation: Pusula. 11ıe .... clıaııce : SUsi menfaaL
M..-& equator : Pumla ilııesinin Kıı· To aplice the ...... brace: [Naat.] Ana
zey veya Gtlııeye meyletmedili mıknatısi pıruyayı dcıaafmat.
hattı illiva (ekvator). MAINTAIN (2·21), v.
Mapelle field : Mıknatısın tesir eUili To ............... : Kartı durmak.
saha. To ........... a family: Aile pçindirmek.
M...-ck fluid : Mıknatısi aeyyale. To ......... an opinion : Bir adamm le-
M..-11e iron: Mıknatısi demir oklidi. tlinde toaıqmat, fikrini desteklemek.
~ ııeedle : Pumla itııeai, mıkna· To ......... one'ı reputatloa : salıntlai
tıslı ibre. muhafaza etmek, adını boan-ak.
M..-lle aorth : Pusulanın ipret ettili To ........ that it İl eo: B6yledir diye
Kuzey ciheti. iddia etmek.
mııjar make
[ 250 l
M.UOR (21 - 9), n. el a. ıo mm a forced landinı : Mecburi iniş
MaJcır uis: C•atlt.] Bir mahrut mllk- yapmak (uçak veya pilot).
taıııda ihtirak noktalarından seçen mih- To ...a a fuss about : Telaşlanmak:
ver, büyük mihver. enditelenmek.
Malar domo : Vekilharç, kihya. To ..... a ao of: Geliştirmek.
MaJar offence : Büyük suç. To mııb a arcat to do about : Telaşlan­
Malar preınise (term): [Loc,] Büyük te- mak.
rim, büyük öııerme. To mııb a halı : Mola vermek.
Mıılm' subject : Batlıca konu. To ..... a joke : Şaka etmek.
M8J• term: [Loc.] Mantıki delil mü- fo ..... a livinı : Geçimi temin etmek.
eyyidi. To ..... a mess : Altüst etmek.
M.UORrrY (9 - S - 1 - 1), n. To ımlıe a niıht of it : Sabaha kadar el-
Absolute maJorlty : Verilen rey yeltfınu­ lenmek.
nıın yarısıııdan fazlası.
To ıuıb a noıe : İşaret etmek.
To auılıe a queue : Kuyruk yapmak.
To ioin the ınalarltJ' : Çokluğa katılmak;
To ıulııe a risht - abouı face : Yüz çevir-
cu,..ı ölmek.
mek.
To reach one's mıdarllJ': 21 yaşına bas-
To ımlıe a row : Sıraya girmek.
mak.
To IMlıe a scenc : Mesele (ru.alel) çı­
The ........,. : Ölüler.
t:ırmak.
MAKE (21), v. el D. To llllllıe a score : Sayı yapmak, puvan
On the ımlıe: [Si.] Dalavere, kazanç kazanmak; aol yapmak.
entrikası.
To ..... a show of : Gösıeriı yapmak.
To be on the ıMlııe: [Si.] Kendi kazancı To ..... ı stand on : Cephe almak.
pqiııde olmak; iyilepnot.
To ..... a start : Bir ite ballamak.
Is this your ewn ....., : Bu sizin mamfı­ To ...- a succcssful ao of IOlllethinı :
lltınız mı? Düun vermek, ba1&rılı tekle ııokmak.
To . . . . a book: At yarı'ı v.s.'de toplu To ...a a poinı : Bir pyeye eriwmek.
•ahis tutmak. bir adım ilerlemek, terfi etmek.
ro ım1ıe a breatfast : Kahvaltı yapmak. To ..... a point of: Eualı tutmak,
To . . - a choiee : Seçmek. ehemmiyet vermek; it edinmek; berhanıi
To ..... a clcan bre8ll of : İtiraf etmek, bir hususta titiz olmak.
içini bopltmak. To ..... ın c:ntry : içeri ıirmek.
To ..... a contributlon ıo : Hizmet et- To -ıı. ..._ : ... söre yapmak; kova-
mek; yararlıiı dokunmak. lamn. ·
To ..... a day of it : GllnünU atın yap- To ımlıe as if : Bahane bulmak.
mak. •To ıulıe a tempest in a tea - poh :
To . - . a declaratioD to : Biriılne llb [Prov.] Habbeyi kubbe yapmak.
eınıek. To ıulı.e aquaintanc:e : Tanıpnak.
'.l'o ..... a differencc·: Parketmek, fartı To ~ 8W11f : Acele etmek; yok etmek.
olmak. To _ . . __, wilh : Alıp a&ürmek; ba$-
To ..... a face : Suratını bufllllurmak; kasına devretmek, elden çıkarmak, israf
somurtmak. etmek: öldUnnek, yoketmek.
To ..... a f"ıaure : Rabm yumak. To ..... belleve : ikna etmek.
To ..... a f"ıne (pıod) appearaııc:e : Şık To ..... bold : CUret aöııtennet. eeaaret
lllribımek. etmek; eeaaretleaİlirmek.
To ..... a m: Atq yMmat. To . . . . dear: Açıklamü, izah etmek.
To ..... a fool of : Budala JViae koy- To ..... complainıs of : .. .'den pkAyet
mak. etmek.
To nııılıe cracb: Nilkte yapmak.
To malıa eyes • : Göz etmek, ııözle flört
[ 251 ]

To . . . .
rıpnak.
peıu:e
-
with : Sulh yapmak, ba-

etmek; ipret emwk. To . . . . plana : Pllıı tuıırlamak.


To ..... far : Hak.kında hayırlı olmak, To ..... ..-. (plııcc) for: Yer vermek,
yardımı olmak; vesile olmak; tudBt ve yer açmak, meyduı bırakmalı:.
teyidetmek; üzerine yUrUınek, hUcum et- To ..U sacrifıc:es : · Fedakirlık etmek.
mek. To . . . . Ali : Yelken açmak.'
To nııılıe lor home : Evin yolunu tut- To _ . . llips: Hata yapmak.
mak. eve kopnak; temin etmek. To . . . . llUl'e of : Bmin olmııl; bakmak;
To . . . . free : Girilmek; ııeıtıest bırak­ itimat Plermek, mal6m addetmek.
mak. To . . . . lhe beııl of : Azamı illifade et-
To . . . . free wllh : Çekinmemek, tek- n:ıek; ldarei mulabat etmek.
lifsiz muamele etmek. To _ . time : Vakit kuıuımak; hızla
To ..a. fun of : El)eımıet, alay etmek. ıitmek.
To nııılıe frlends: Arkadq edlım.k: To . . . . "' : Bir araya 1Clirmek, topla-
To ııuılıe sranıa to: Talıllut vermek. mak; tanwnlamat; tertı'lıetmek; uydur-
To . . . . ııood : Yerine 1Clirmek, telifi mak, ic:adetmek; telifi eı-t; barıput;
etmek; muvaffak olmak, baprı Pter- yi1zUne boya ıUrmelt, boyanmak.
mek. To ..... oae'ı toilet : Saçlannı düzelt-
To _ . . hay of: Karmakarıııt yaymak. mek, tuvalet yapmak.
To _ . . head : Mukavemet ennek, lı:aqı To . . . . ııometbinı up to aomeone: Bir
durmak. ıeyi birine terketmek, bırakmak.
To ..... lllto: ... haline IOkmak. To ..... . , for loel time : Bota pten
To . . . . it ali risİıt : Hallelmek. vakti teWI etmek.
To nııılıe it ap ı Bıırıpnak. To _ . . . , onc'ı mind : Karar vermek.
To ııuılıe lipt of: Eil~k. alay etmek. To . . . . up to : ~ prmeke çalıı­
To ..ta love to: Kur yapmak, ııevipnet. mak.
To ..-. merry : ClhnbOt etmek. To malıe me of: Kullanmak.
To llllllı.e money: Para tuuımak. To ..... lhe table : Sofrayı hazırlamak.
To ııuılıe much of: NOvuit aöıtermet; To . . . . lhe bed : Yatalı düzeltmek .
.ehemmiyet vermek. To mlllıe way : Yol vermek; ilerlemek.
To ..... no doubt : Şllphe etmemek, To ..... water: lwemek; [naat.] su et-
emin olmak. mek.
To . . . . no boım Of it : Bir iti tered- To . . . . words: Dil kavpsına tutupnak.
dütsllz hemen yapmak, tereddüt eı­ Is this your own _.., : Bu sizin ma-
mek, kolayca yapmak. m6lltınız mı?
To . . . . one ao c:old : Soluk ter dötdlr- 1 cannot ..... head or tail of it : Hiçbir
mek. lllY anhyamıyorum, içinden çıbmıyo-
To ..... of: Mlna vermek, anlamak. rum.
To _ . oft: Sıvıpnak, alıp kaçmak. What is the ..-. of lhiı c:ar'1 : Bu oto-
To . . . . oft with: Çalıp kaçmak. mobil hansi fabrikada Cmemlelı:ette) imal
To . . . . or break: Ya kuaıımak veya edilmiıtir,
bu arabanın markuı ne?
batırmak, ya adam eder ya yıkar. MAKING (21 - 1), n.
To . . . . cıat: Yamıak, yapmak; çıkar­ He hu lhe ....... ofa ID8D : Oııda adam
mak, anlamak; okumak, çözmek; farket- olacak evsaf var.
mek (aıliz ile). in tlıe ....... : Olmakta, yapılmatta.
To _ . . onr: Devretmek, feral etmek. Malılııs iron: [Naat.] Kalafat demiri.
To . . . . pasecı at : Girmek, pçmek. MAN (3), n.
-
Aı a -
bakımından.
: Bir in.'8n aöz0 ile,
[ 252 1

insanlık in what - " : Ne :ıekilde?


What - of? : Ne aibi? Ne çeıit?
As OllC - : htifaklL He has no - : Adlbı muatcret
Besi - : Saidıç. bilmez, terbiyeaiııdir.
Every mu jack : Herkes, son ferde ka· MANNERED (3 • 9), a.
dar. ili · - n d : Terbiyesiz.
Fellow - : Hemcins, inaıuı. Rouah • _ , . . . . : Kaba tavırlı.
Man'ı eatate : Rllıt, erkelin maddeten ve Well • - • : Nazik, terbiyeli.
mlııcn olaunlqmıı hale aelmesi. MANUAL (3 • 179), a. &. n.
lnner mu: lnaanın iç veya nıhi tarafı. M...ı alphabet : Parmaklarla tekil ve-
M• about town : Boş gezen, bot aeze· rilen dilsiz alfabesi.
nin bot kalfası, kibar. M..ııl enıine : El ile işletilen yanıın
M• alive! : Yahu!, be adam! tulumbası.
M• and boy : Blltlln hayatında. ~1 labour : Elle yapılan if, alır iş.
Mm and wife : Karı koca. M-' trıininı : Sanat dersleri.
Mm • at· umı : Asker, eski zamanda sil· Siıın maımal: El imz.ısı.
vari neferi. MANY (2 • 1), ı. &: n.
M• • child : Erkek çocuk. A ıood _ , : Birçok, hayli.
Mm· eater: Yamyam. A ıreat 1111111)' : Pek c;ok.
Mm Friday : Köle pbi sadık llfllk. How _.,.?: Ne kadar. kıç tane?
M.- • hater : Erkek dllpnanı. Many • coloured : Renkleri çok, renai·
M• in the mcon : Ayın içinde ıörüldlllll renk. 1
farzolunan hayali adam. Mmy • headed : Çok b:ı,ıı.
Ma in the sıreet : Alellde ııdam, sokak Mav • headed monsıer : Çok başlı cana·
ııdamı; halk. vır; [lig.] halk kitlesi.
M• of letters : Edib. Mny • sided : Cok cepheli, karışık.
Mm of ıtraw : Detersiz adam, erkek MNY a time : Çok kere.
mllsvelldeai, bcstan korkutuıu. One too _ , . : Fazla gelen, istenilme-
Mm of ille house : Evin erkeli. yen.
Mm of ıhe world : Dünya halinden bilir Onc too _ , for : Üsılln aelen, ıaıır·
adam, halden anlıyan adam. tan.
Mm • power : Askeri kuvvet; amele aa· Thc ....,. : Halk kitlesi.
yısı; insan kuvveti.
MARCH (44), n. &: v.
M• • to • man : Erkekçe.
•The rich -n·ı wealth tirea the poor Dead (funeral) -ıa : Cenaze mal'I•·
- · s jaw• : [Prov.] Zenıinin kesesi M.mt chick : Vaktinden evvel plipniı
fakirin çenesini yorar. aenç.
To be one's own - : Müstakil olmak, To steal ı marc:h : Belli etmeden lllltlnlllk
kendisini idare edebilmek. kazanmak.
To play the - : Erkek olmak. To - a - : Karşı tarafa yllrtlmek.
To aman: Son ferde kadar, lıepai birden. To ...mıı al... : ... boyunca yllrtbnek.
Yes - : Evet efendimı:i, takpkçı. To - ' t 11WaJ (out) : YUrllyilp aitmek.
MANNER (3 • 9), n. To _ . . .,_ : Üzerine yllrllmek.
Ali - of: Her çctit. Weddinı ..dl : DlliUn martı.
By ali - of meanı: Muhakkak, her MARGIN ("4jl), n.
halde. ~ of power : lhtiyaı kuvvet.
By no - of means: Katiyen, asil. ....... of safety : F.aıniyet pııyı.
in a - : Bir mlnııda; muayyen bir To buy on . . . . . : lhtiyat payı yatır­
tamla; oldukça, hayli; g6ya, sanki. mak suretiyle satın almak.
[ 253 l
......
MARINE (9 - 11), a. .t a. Mart.t place: Puu :yeri.
Tell that to the ......_ : Söyledilin be- Marlıat town : içinde pazar kurulan lı.a­
nim kulajıma airınez., onu benim kWi- saba.
h ıma anlat. To put on the ..at: Satı.. çıkarmak.
MARK (44), a . .t v. To coıne iato ...... : Satı.. çıtanlmak.
A bad ..i.rtt: Kırık not, fena numara. MARRIAGE (3 - lj), n.
A man of m..tı: Mümtaz bir admı. Compaııionate -tase: [U. S.] Bir
Below the •adı (not up to the ant) : çiftin evlenmeden evvel tecrübe mahiye-
istenilen derecede olmama. tinde bir müddet beraber yatamaları.
Beside the muk : Sadetten hariç, mev- Communal -ntqe : Bir kabDe ltad.ın­
zudan dıpn. larının bütün erltetlerle evlenmeli uaulll.

Hail a•k : Altın veya ıümüte vunıJaıı Mmntqe artidea : Evlenmeden evvel ya-
ayar dampu. pılan mukavc1-me.
Hiah water mnll : Sıılann en çolı yllbel- ~ ilce- : Nillh lı.liaclı, evlenme
me haddini pıcren ipıet. cllzdanı.

Of .-il: Elıemmiyetli, mqbur. ~ bed : [,İ•. ) "8n t0ca yataaı.


Save the ..tıı : Nete. aef veya tahkir M.mı. broter : Kılavuz. cvlcııme tel-
nidası. Wı.
~ certificate : Evlenme Jı.iiıdı.
Sea - " : Deniz ilareti.
To pt off the mait : Ballamak (yanı). M.mı. portİOG : Çeyiz.
To hit the ••k : Nipm vurmak, muvaf- M811iıwa U-: [Colloq.) Niltih fllha-
fak olmak. ~.
To malte one'ı m.tt : Şöhret kazanmak. Mmrlııılt acuıe-t : Evlenirken Irat tah-
To lnİll the ••*:
Hedefe isabet etme- lili.
M.mı. YOWI : Bvleııme
mek; tam dotru olmamak; aadeacıı lıariç taabhDtleri.
olmak. MAllTYa (44 • 9), a.
Trade mark : Allmeti farika. A .-t,ır to : Mazlum.
To m.tt afi : Hudutlannı çizmek; IÖI" To mab a .-t,ır of ooeaclf : İyi inlıba
tennek, meydana koymalı.. uyandırmak için Ollzwnsuz yere) cefa
To - " ._.: Plat lndinnelı.; mimle- cetmet.
mek; kırılı. not vermek. M.uR (3), v.
To •Mlı: - · • word : Södball bydet- ....... potatoca : Patatea pGrai.
melı., unutmamat. To be ...... • : .\tıt cılmat, alAka
To m.tt _. : Hudutlarını çirmek; pll- paermek.
nını yapmalı.; seçip ayırmak. MA8lt (44), n.
To .-il time : Yerinde uymak. durup Death . . . : Ölllnlln ~ıdan yapılmıı
betlemelı.. yllz lı.alıbı.
To •..tı . , : Puh not vermek. To throw off tlıe malı: Malkcalnl ladir-
To toe the - " : Bafkalan ile tun hi- mek, hakiki mabiyetiııi -ydana lı.oymalı..
zada bulunmalı. için ayak uçlarını çizil- ....... ball : Mulıeli balo.
mit bir bat blzumda bulundurmak; MAM (3), n. .
[li &'.] va.zifeaini yapmalı.. Hllb - : ... nbip tanfıadaa idare
MAllED (44), a. edilen la'nm et ve tanını lalıdil iyini.
A . . . . . difference : Belli bir fart. in the -31 : KWçe halinde; - ·.... he-
A . . . . . man: ŞUplıeli (mimli) adam. yeti umwniye blıkımuıdaa.
MAUET (44 - 1), n. J..ow - : ia'nın et ve bıı.mı IMdil
Madıılt buket : Çaqı .,al.. için çalaıaız ve bet rabipliz cıluK yapı­
Madıılt day : Pazar lı.uruJdulu IÜD· lan iyin.
~ prden : Bostan. Mm. mııedq : BOyQk i;tima (mkhıa)
[ 254 1
Mm. movement : GeııJt halk lwelıeti .. ~ parent: Ana, vilide.
Mam production : Toptan illllılallt. M-..... uncle: Dayı.

The - : Halit ltlltleai, &ftlll. MATl'Elt (3 - 9>. a. av.


The pat - : Kalılr eberiyet; ltUtle. As ı ......, of fact : Hıldltaten, filha·
MAS'İ'ER C44- 9>. a. a v. ltilta.
Head mlllel' : Ba'61retmcn, (mUdllr). A _..., of i! 10: On liralık bir llCY. on
Little M•en : See : LITl'LE. lirayı yaltm.
Mlıller of Artı : Edebiyat lıltllltesl me- For that mıııllıel': Ona plince; o hususta.
zunu. in tlıe ......., of: Hususunda.
Mlıller of foıılıounds, hımen, ete.: Av- M.a. of coune: Tabii bir llCY· itin ta·
cı ltuJUbU nisi. bit aidİIİllC ilke.
Mlılllr of the tıone : Hu ahır mOclllrU Mllllelr bf fact : İlin hıltiltatı tarafındın
(11rayın). · ıyrılmıyaa, hayale kapılmaz, lıeyecaaaız,
~ of the revels : Suay elleııc:eleri ılellde.
mlldUrU. No laupinı ...a.: itin 111tuı yok, 11-
~-ıt-ırmı: [Naut.) Hırb pmi- kayı plmez.
~inde sefine emini. No ........, : Ehemmiyeti yok, zarar yok.
Mlılllr ltey : Aynı cinsten birtakım kilit- No ......., how difflcult ... : Ne kadar ıüç
leri açan anahtar. oluna olıun.
MMter mırlner : Ticaret semili kaptanı; Printed ......, ı Mıtbuı, buılniıt yazı.
böyle kaptınlıla sallhiyetli olan denlzıci. What la the ...a.T : Ne var? Ne oldu?
M..._ mind : Fevkıllde akıl, bDhıaa Whıt'ı the ...a. with you? : Neyiniz
'bı~kalarını idare eden akıl. var?
M..._ stroke : Çok uııtalılth tedbir, ma- What does it ......, : Ne ehemmiyeti
haretli it. var? Ne olur iti?
Mllfer touch: Usta eli. MEAN (l l), n., a. cl: v.
To be 11111111r of: Umu olmılt.
Greenwlch - time : G.....wtm vasati
To be one'ı own ....._: HUr wı muhtar
ıUaet saati.
olmak, bqını buyruk olmak.
He - well: Hüaııllniyet sahibidir.·
The ~: Hazreti lu.
1- you to do this : Bu iti yapmanı
The old ........ : Eüi Ullldlar (bDbuaa istiyorum.
rönesanı devrine ait İtalyan l'Cllllllları).
No - city : Çok iyi 1Chir.
To lllllllr one's harmful deslrea: Pena
Mem distance : Vasati meaafe.
arzularını frenlemek.
Mem preaure : Vasati tazyik.
MATCH m. n. A v.
M - time : Vasati allnq ıünü, orta saat,
He is a good lllMdl : Evlenmek için mü-
vasati saat.
nasip bir adımcbr (zcnlinlili, v.a.'li içln).
His tie ...eem wıry -il .... his suit: in tlıe - time : O sırada, bu esnada.
Kıravatı elbi!eline UytUD. The pılden - ı Her ICYin kararı, ikisi
ortası, ideal olaıı lef·
To meet one'ı ..e&lı : Hakkından eete-
rek birine rastııelmelt, kendinden Uatiln To - to : Mlııuı olmılt, ifade etmek.
biriyle kıqılapnak. What do you - by it? : Ne demek
MATERIAL (9- 19- 19), ı. istiyorsun, yaptılın dolnı mu?
it is mllıllllııl to tlıe cue : Meeele ile eaulı MEANS (l lz), n.
aliikası vardır. A man of - : ZeDIİD adam.
M...w well - belnı : Maddi refah. By ali - : Elbette, ıüpheaiz; ııilti'ır
MATEllNAL (9 - 99), a. olarak; hayhay.
~ aunt: Teyze. By no - : Asli, ltatiyen, hiçbir su-
M......a sruıdmolber : Amıeaane. retle.
By any - : Herhanp bir IUletle, her rak takdim olunan un ve ekmet, v.a.
veçhile. Mut pie : Edi b&'et.
By - of: Vuıtaaiyle. Mut aafe: Tel dallp.
By - : Şekilde. To Iİt at mellt : Sofraya oturınak.
By falr - : N1111uslulukla, dürüst ııe· This boolı. is fuD of _ . : Bu kitabın
kilde. içinde birçok fikirler mevcuttur.
By aood - : İyilikle. MEDICINE (2 • 111), o.
MaM of transport : Nakil vasıtaları, ta- A llllllklme man : Sıbirbaz, bUyücll, vah·
ııtlar. ıi kabUelerde sihirbaz bekim.
~ to an eod : Gayeye eripııet için M8dldmt baU: Jimnutikte kullıuulan iri
vuıta, vuıta. ve atırca top.
MIWIURB (2 i5 !I), o. .t v. Medldle duce : Amerika Hintlileri ara·
Aııplar - : 7.aviye ö1çlliL sında dini bir elam.
Beyond .._..: Hadden apn. - de- To study . . . . . . : Tıp ıablili yapnak..
rece. To lake one'ı ....._ : Rota ailmiyen
Cloth - : lnailtere'de tullanılu bir ııeyi yapmıya mecbur olmak. it.adan-
bir kumıq ölçllall. mak, &CUIDI çıekmet.
Commoa - : Mllllerek mityu. MEDIUM (l I - l!I), o. .t L
Clodıes ınade to - : lmnarlama el- Circulatiııa ...... : Para.
bilO. Th~ tbe _..... of: Vuıtaıiyle.
Full - : Tam ölçlL MEEK (il), L
in soıne - . . . : Bir dereceye kadar, Al . . . . u a lamb : Kuzu pbi, uyul.
kısmen. Al mlllı as Moeea: Muu aibi mUtevuı.
Liquid - : Mayi hacım ölçllleri. Mee1ı - eyed : Mabçup baltqlı.
Slıort - : Eksik ölçll. Meelı - ıplrited : Mütevazı rublu.
To take a penoa'ı _ . . : Bil'İllİll öl- MEET (11), v.
çüsünü almak; [liı.J birinin kabiliyetini To . . - llt : Toplanmak, bıılupnak.
tartmak. To ...C a penon'ı wisheı : İltediliııi
To ıive short • - : MUfllll kemnek, yapmak.
verilmesi llzım selen miktardan daha To ıMet a bili : Borcunu ödemek; heu-
azını vermek. bını kapatmalı:.
To lake - : Tertibat almak; hazır· To make both eada . . t : iki ucunu' bir
lıklı bulunmak. araya aetirmek, aeçinmek, murafını çı­
Tape - r e : Mezura. karmak..
To tread a - : Dansetmek. To - • a penoıı half way : Bir meselede
To me- one'ı lenath : Halsiz dU1111ek; anlıqmak pyeslyle bazı hKlarmdan fe-
boyunun ölçüsünü almak. rapt etmek, hllanllniyet sahibi olmak.
To - swords : Düelloda kılıç öl- To meet demandı : İhtiyacı kartılamak.
çUpnek; [liı.] boy ölçllpnek: kuvvetini To _ . tbe eye : Göa ilipnek.
mukayae etmek. To meet the ear : Kulap aelmek..
To - alt: Uzunluktan bir kısmı To _ . wllla: Kaqılapııak; vakıf ol-
ölçmek. mak; muanz olmak.
To - oat : Ölçll ile clalıtmak. To _ . with success : Ba'8rı elde etmek.
Without --re : Hadsiz, itidalsiz. MELT (2), v.
MEAT (11), n. Her tean IM1W my heart : Göz yatları
After ..... : Yemekten 11011ra. yürelimi ııcıkladı.
M• and drink to him : Onun için ııda To melt awııy : Kaybolmak, sır olmak;
kadar lllzumlu ııeY. zail olmak.
Mat offeriq : lbadet merasiminden ola· To - i t from ıiaht : Gözden kaybolmak.
nıercy
mlııd
J_ 2S6 ]
l\IEMORY (2 - 9 - 1), n. To malr.e melT)' OYer : Eğlence yerine
A stone in _ , of : Anıt. koymak.
in ~ of: HitırasınL MESS (2), v.
in livinı ~ : Ebedi, daima hafı­ To - llboıd ( - d ) : Hiçbir iş gör-
zada. meden dolaşıp durmak, bqıboş dolq-
MEND (2), v. mak.
Least said soonest.mmded: Ne kadar az To mem ıoaetber: Toplu :ıekÜde yemek
tüf söylenirse -ıe o kadar çabUk ka- yimek.
panır.
MID (1), a.
MeDded matters: Kapanmış meseleler. Mld - air : Havada.
Mlıl - course : İfratla tefrit arasır.da orta
On the - - : İyilepnekte, düzeliyor.
To meDd matt.ers: Vaziyeti düzeltmek, yol, itidal yolu.
i:ıe yaramak.
MW - earth : Dünyanın orta yeri.
MJıl - summer: Yaz ortası, yaz dönümü.
To meDd onc's pace :· Çabuk yürüıneAe
başlamak.
MIDDLE (l), a. lı; n.
in the ml6lle of : Ortada; esnasında, de-
MENTAL (2), a.
vam etmekte iken.
A ...al cıise : Deli bir adam.
Mlıldle - aged : Orta yaş) ı.
Me.aıl ıuitmetic : ·Zihni hesap.
Mlddle Ages : ona çailar.
MelMıll philÖsophy: Psikoloji ve mantık
Miıldle class : Orta tabaka, zenıinlerlc
ve metafizikten ibaret felsefe tubesi.
amele sınıfı arasındaki halk.
MEN110N (2 - shn), n. lı; v. MWılle kingdom : Çin hükümeti.
Don't mentl• it: Bir ICY delil efendim, Mlddle term: [Log.] İtidal haddi, va-
estaifurullah. sat had.
Hooorable -Cloa: Bir müsabakada MIDNIGHT (1 - 41), n.
miikafat k.azanmap yakın gelip kazana- To bUfn the mldalslıl oil : Gece ıcç vakte
mıyan kimseoia taltif makamında isminin
kadar ça1111Dak.
zikrolunması, manayon.
MIDST (1), n., adv. &. prep.
Not to mems- others : Başkalarından in the ınlıllt of : Orta yerinde, kuşatılmıs
sarfınazar.
halde.
To m:ıke -ııdoa of : Zikretmek, ara- in our mlUt: Aramızda.
mak. MILK (!), n.
MERCY (99s - 1), n. • A buffalo is black but gives white mllk•:
At the mercy of: Kudreti dahilinde, elin- [Prov.] Görünüşe aldanmamalı.
de; insafına kalmış. A land of mDJı; and honey : Bolluk ve
For mercy's sake : Anah rızası için (mer- refah olan bir memleket.
hamet talebi için nida). Crying over spilt ınUk : Faydasız piş­
Left ıo the tender mercy of: İnsafına bı­ manlık, telafi edilemiyecek zarar için •i-
rakılmıı. vicdanına havale edilmiş. lama.
Sisler of ıaercy : Fukaraperver kadınlar Mllk - and - waıer : Tatsız veya tesirsiz
birlili lizası. (şey veya kimse).
That's a ımrcy! : Allaha çok şükür: Mlllı and watery : Beyhude, saçmasapan.
hamdolsun. Milk for babcs : Tatsız ve basit yazılar.
To show mercy ıo : Merhamet sahibi ol- Mllk - livered : Korkak.
mak; merhamete gelmek. M1lt - white : Süt gibi beyaz.
MERRY (2 - 1), a. M1lt of human lr.indness : İnsanın tabii
Meny - andrew : Soytarı. şefkati.
Merry - ıo - round : Atlıkarınca. To mllk the ram (bull) : Bir kimllCden
To make - r : Cümbüt etmek. para sıı.dımıak; ümitsiz bir işe batlayıp
l 257 ]
oyalamak; haber çalmak: (telgraf veya te- it you don't mlM : Bir mahzur ıönnez·
lefondan); 11ttrap vermek. seniz, müsaade edeneaiz.
MllL (1), n. To brina (cali) to .... : Hatırlamak.
Coffec • mUI : Kahve delirmeni. To have a ..... : Niyet etmek, meram
Mtll hand : Fabrika amelesi. edinmek.
MUI whecl : Delirmen çarkı veya dolabı. To have in mlad : Hatırında olmak, niye·
Saw • mHI : Bıçkı fabrikası, bıçkıhane. tinde olmak.
To IO throqh the mll : MilltOI haller· To be of one ..._. : Hemfikir olmak.
den seçmek; tecrübe sahibi olmak. To chan11 one's ııılılıl : Caymak; fikrini
Five per r"t : Binde beı. delillinnek.
To see fa. into a mlllltme: Kılı kırk To pve hiın a piece of one'ı ..... : Azar·
yarmak, çok dilı.kadi olmak. lamak.
MINCE (1 - ı), v. To know one's .W: Kendi fikrini bil-
Don'ı ..,_. matters! : Hakikatını söyle, mek, ne dUılindlllilnll bilmek.
erkekçe koa\uı! To make up one's mlllll : Karar vermek.
MINCEMEAT (l · s • 11}, n. To have somethinı on oae's .... : Ke·
To make h - • • of : Parça parçıı et- derli olmak, bir derdi olmak, merak et·
mek; tamamiyle tahribetmek. mek.
MIND (41), n. 4 v. To pasa out of ..W: Unutmak, hatır­
Absence of .... : Dalıınhk. dan çıkmak.
Broad • ....... : Aydın fikirli. To ııet oae's mlDd oı:ı: Çok arzu etmek,
Do you lllbıd my smokinı? : Siıara iç- .kafuına koymak.
mem sizi nhatsız ediyor mu? To speak one's .ııılılıl : Dilşündülilnü
ln his ·riaht mlllll : Aklı batında. açıkça söylemek.
1 don't ııılılıl: Aldırmam, bence hava Widı ıhis objec:t in my ..... : Bu niyetle
hot, bence mahzur yok. (maksatla), bu amaçla.
Mllld you : Dikkat edin, hatırlayın. To put in (one'ı . . . .) ııılılıl of: Hatır·
MW you do it: Mu~ yapınız. latıaak..
Mlılıl your p'ı and q'ı : İbarelerinize ve- Tum of aıılllıi : Tabiat.
ys tavrıhareketinizc cliktat edin. MiNE (41), n., pron. 4 a.
MW your ıtep! : önüne bak! sakın! A frlead of .._ : Benim bir arkadafım.
Mhıd your own businessl : iıine bak! baş­ it helps me and ..._ : Bana ve benimti·
kuının itine mlklahale etme! ltarltma! lere (bana mensup olanlara) yardımı
Mlllll the electric current! : Elektrik ce- olur.
reyanına dikbtl MiNERAL (1 • 9), n. 4 L
Mlllll out! : [Si.] Dikkat! dik-katli ol! Mlmeral areen : Bakır puı.
H: is out of his mlad : Delidir. ~ kiqdom : Maden havalisi, ma·
MW's eye : Muhayyile. denler sınıfı.
Never ııılılıl: Zararı yok, bot ver. Mlaenıl oil: Mineral yat.
Of unsound mlılıl : Kafuı sallam delil. MlıMnıl salı:· [Cbem.] Madeni asit tuzu,
On one'ı mlmd : Akılda, vicdanda. madeni tuz.
Presence of mlllll : Tehlike zamanında Mlneml waıcr : Maden ıuyu.
ite yarıyan çabuk dlifilnüş ve solukkan· MINION (1 • 19), n.
lılık. ~ of ıhe moon : Haydutlar, yGI ke-
Sıate of mW : Haleti ruhiye; zihin karı­ sen qkıya.
ııltlılı, endi~. MINUTE (1 • I ), n.
Time out of nıllld : Öledenberi, eskiden· MlllııR beli : Dakikada bir çalınan çan;
brri. ölümü ilan eden çaa.
To one's mlıatl : Fikrine ııöre. Mmlte glass : Dakikalık kum saati.

F. 17
[ 258 ]

Mı.ate ıun : Tehlike veya matem İŞMeti Ma.ı.a link : [FiI"·] Bir talr.unı ikmal
olarak da.lr.ilr.ada bir atılan ıop. için islenilen ICY, eksik parça; [zool.]
~ band : Saat yelkovanı, dair.ika cins milııuebeti.
mUt'iri. 1be ......... : Harbde kayıp ukedei.
M-. mark : Dair.ika ipreti, derecenin There is a pqe - . . . . : Bir sahife ek-
allmlftl birini &österen ipret. siktir.
Mmate wheel : Saat yelkovanını hareket MISTAKE (l • 21), v. A n.
ettiren çarlr.. And no ıııWalıe : Şüphesiz, muhakkak.
MISCHD:F (l - l), n. Make no mılllMe : Şüphe etmt, yanılma.
Mlldllef maker : Kavp çıkaran, fitneci- MWııke for one : Hata.
lik eden. To be ~ I• : Yanılmak; benzetil-
To aeı into mllı:lılef : Yaramazlık et- mek, ba~a biri zannedilmek.
mek. To mllalıe I• : Kant11rmalr., ayırama­
To lr.ecp ouı of nıı.lllef: Yaramazlıktan mak.
lr.açınr.1ak. MITl'EN (1 ), n.
To malr.e ıallclllef between : Aralarında To aet the mlttea : Terkedilmelr. <Atık).
fitne sokmak, ilı:i adamı birbirine dlllür· To &ive the mitten : Aııkını ıerketmet.
melr.. MIX (l), v.
The chiklren are up ıo mlldıld : Çoc:ult- Mh • up : Kırışıklık; anla1UJ1amazlıt.
lar yaramazlık yapmıya haz.ır, yaruııaz­ To . . . . . : Karmalr.arıtık olmak; [li&".]
lılr. dilşilnllyorlar. ıaplamalr., hayrete dlipnek.
MISRULE (1 • 77), n. To be mhe4I . , : Ambale olmak, zihni
Lord of mllrule: Yılbaşı oyun ve etlen· karışmak, pppllaımalr.; Jlipheli işlerde
. celerine nezaret eden kiıme. pannalı olmak.
MISS (1), n. A v. They do not mlıl well : Anlaşamıyorlar,
•A mim is as &ood u a mile• : [Prov.] uyu1UJ1ıyorlar.
Tehlilr.eyi atlatmak tehlikeye hiç manu: MIXED (1), a.
kalmamakla bıibavidir. Mhed bathin& : Kadın ve erir.eklerin bir
1 was sorry to ..._ yoa : Sizi &öremedi- arada banyo yapması.
iime ilzWdllm, yazıt ki sizinle bulup- Mlud doUblet: [Tn.] Her ilr.i tarafta
madım. birer kadınla birer erlelt olarak oynanı­
1'11 111111 you very much : Sizi çok özliye- lan oyun, lr.arlfllt çiftler·
ceiim. Mlud fraction : C•atb.] Bir tam adet
To &ive a . . . : [Bili.] Kendi bilyesini ile bir keairden mllrekkep rakam.
emniyette bulundurmak için hedef olan Mhed aroup : Farklı sınıflardan mllte-
bilyeyi vurmamak. 1Cllil ırup.
To &ive a penon a ..._: [Si.] Kaçamak Mluıl marriaae : Farklı milletlere men-
vermek, &örünmemezlile aelmek. sup kimselerin birbiriyle evlenmesi.
To ıalll fire : Atet almamak. Mlud mathematicıı : Amelt ve nazari ma·
To . - _.: Atlamak, &örmemek.; &ide- tematik.
memet. kaçırmak. ilplenmemek, temas Mlud metapbor : Birbirine uymıyan is-
etmemek. tiarelerin bir araya aetiriJ.ınesi.
To - . . the opportunity : Fırsatı kaçır­ Mb-' train : Yolcu ve yllk vqonların­
mak. dan mlltqeltlr..il tren, muhtelit katar.
To .._ the point: Meseleyi kavramamak. Mbed 1ehool : Kız ve erkek talebelerin
To . . . the ıtays: [Naut.] Ona edeme- bir arada bulundukları okul
mek, onasını dönememek. MOCK ('), v., n. A a.
To ..._ the train : Treni kaçırmak. Modı • heroic : Kahramanca iıir hareketi
MISSING (l - l ), a. taklit.
mollel
[ 2$9 )

Moc:t rainbow : Allimilcmanın lialllnde MomlııtJ wrench : Somun anahtarı.


bu.an &örülen daha hafif renkli allimi- To pt (pul) one's ...-., up: [Colloq.]
sema. Öfkelenmek veya öftelcıııdirmet.
Moc:t aolemnity : Ciddilik taslama, yap- MOON (77), n.
macık ciddilik. Blue - : Nadir vata, umulmadık hl·
Moc:t aun : Ollııqe yakınve lt&J1l tarafta dilc.
aörülen gUııqakli, yalancı ıihıef. Cycle of thc - : 19 eeııelik ay devri.
Moc:t ıurııe aoup : Kaplumbaia çorbaaı Full - : Dolunay, ayın bedir hali.
taklidi olarak dana bqı v .ı.'den yapılan Moon alt : Ahmak, aptal
çorba. M - • struck : Mccamı; içli.
Moc:k vclveı : Taklit bdife. New - : Hilll, yeal ay.
To malte a m-* of: Ollldürmck, aoyta· Oncc in a blue - : Hemen hemen hiç.
n1ık etmek, hokkabazlık etmek, muka· MOP (S), n. ıl v.
ralık etmek.
MGlll aııd mows : YUzll burufturma veya
To modı 8t : Alay etmek. tuhaf hallere sokma, yüz barckctlcri.
MODEL (S), n. ıl a. To ...., onc's brow: Yllzllııll silmck, al·
Model cloll : Manken. nın terini silmek.
Model man : Örııclt adam. To mııp ıhe Door wiıh : [Si.] Bir mlbıa·
MOLE·lllLL (67+1), n. kap veya oyunda muhasımını tamamen
•To malte a ınowıtain out ofa ........ : mateımet.
[Prov.] Habbeyi kubbe yapmak, pireyi To _,, ap : Mop De silmek, yerdeki ya1-
deve yapmak. lıiı silmek; ıilip sllpilrmck; [Si.] ensele-
MOMENT (67 - 9), n. mek, yakalamak; İIİJlİ tamamlamak;
At tbe present - C : Simdilik. [mil.] dilfllWl bakiyesini temizlemek.
For a _ _ . : Bir an.
MORAL (S), a. ıl n.
in a - 9 : Çok aeçmeden, çabucak,
hemen Pmdi. A ...a muı : Dllr1bt bir adam.
Man of ıhe - 9 : Asrın en mühim M...a ccrtainty : Az. ıllpbc bırakan haki·
adamL kat, altla UYllJll IDCIClc.
M _ . of a force: C•~b.] Bir kı,ıvvet Moral couraıe : Manevi teCQI.
ile bunun taıbllr. nolı.tasıııdaıı tesir nokta· Mani dcfcaı : Manevi plcbc (mailllbi-
sına indirilen amudun hiaılı zarbı, bir
yet).
kuvvetin vcmiyeti. Monıl faculty : İyi veya kötllyll MÇme
1
Of littlc --m : Ebemm.iyeıaz.- kabiliyeti.
.ibis very momeat : Derhal, hemen, bu Monl philosophy : Ahllt ilmi.
anda. Monl vicıory : Manevi r.afer.
fhe momem : Bir ICYİn tam zamanı, fır· Mani principle : Ahlit bidesi.
saL To give monıl supporl : Fikrini destekle-
MONEY (8 - 1), n. mek.
A man of m_, : Zenıin adam. The monıl of a ıtory : Bir hikiyeden alı­
Bade (bad) mm1e1 : Kalp para. nan den, ibret.
Easy _ , . : Kolay lr.u.anılmış para. MORE (SS), a., adv. ıl n.
M-y order : Posta havalesi Monı or lcss : Oldukça, takriben.
M-1 · maltinı : Para kazanma. Monı and - : Artııllça, aiıtikçc fazlıa.
Pocket m-y : Harçlık. Monı oftcn !han not : Ebcriya, çoiu za-
To malte _ , : Para kazanmak. man.
MONKEY (8 - 1), n. Monı ıhan oııc : Birden fazla.
McıMeJ busincss (trick) : Gevezelik; aık No - : Yeter; mlltcveffa.
münasebeti. He İl DO - : Ölmüştür.
motloa
[ 260 ]

Neither mon nor less : Ne fazla ne eksik; it is . . . absurd : Son derec:edc mana-
tam öyle, tam o bdar. sızdır.
Never - : Alla. MGll of il is ırue : Çoiu haldir.attır.
Nothinı - than : Yalnız, sadec:e. Mc.a people think so : Çokları böyle· dil·
One mon : Bir tane daha. şünüyorlar-
Orıce - : Bir daha. MOll of us : Çopmıız.
Somc ıaon : Biraz daha. Most men : Ekieri insanlar.
So much the - : Bahusus ki. MOlt likely : Pek muhtemel.
To be no mare : Vefat etmek. Moa interestinı : Gayet enteresan.
The mare you listen ıo ıbc music thc To malr.e the IDOlt of: Azami istifade et·
mare you like it : Müzili ne kadar din· mek, ehemmiyet vermek, büyütmek.
lerseni.ı o kadar seveniniz. 'İ'1ıe IMlt part : En büyük kısım.
The •arer he came thc - . his voice M0111ER (8 6 9), o.
was heard : Yaklqtılr.ı;a sesi daha fazla Modıer church : &:dadın mensup olduiu
duyuldu. kilise.
MORNING (.5.5 • I), n. Madler counıry : Ana yurt, vatan.
From ınwnhıs till niaht :. Sabahtan alr.13· Modıer eanh : &:dadın yatadılı toprak:
ma kadar. [lacııt.) yer, zemin.
Good IDGl1lllla: Günaydın. Modıer ıonıue : Anadil.
Monılna cali : Gündüz ziyareti, akşam­ ~·in - lıw : Kaynana, kayıovalide.
dan evvel olan ziyaret. Modıer liquor : İçindeki madde scrtle1ti·
Mondılc dress : Sabahlık elbise. rildiklen veya alındıktan sonra kalan
Mcınılııs aown : Sabahlık (kadınların). ·mayi.
in ıhe _ . . . . : Sabahleyin. Mcllıer love : Anı sevaiıi.
Mandlla prayer : Sabııh duası (namazı). Modıcr wiı : Tabii zeki.
M . . . . . star: Sabah (Zühre) yıldızı; te>- Molller • of • pearl : Sedef.
puzun sapına zincir ile bııiJıuımıı aillh. Modıer'ı son: [Colloq.J Ana evlidı:
Monıllıa waıch: [Naut.] Sabah vardi· yilit.
yası: saat dörtten sekize kadar olan var· Every mıııdıer'ı son : MUsıesnaıız her
diya. fert, her ana evlWı.
M...... performaıice : Matine, ıinema M0110N (67 lhn), o. A v.
veya tiyatronun aUndUz seansı. Anaular ....._ : Mail hareket.
MOllPllEUS (.5.5 - 19), n. in mada9: Hareket halinde.
in ıhe arms of 111.,._: Uykuda, uy- Lateral ...._: Yandan hareket.
ku halinde. Laws of ....... : Sir llaac Newton tara-
MOR'ICAGE (.5.5 - lj), n. fındın lr.qfedilen Uç hareket kanunu.
To pay off ı __...., : Bir ipoleli kur- M..._ bar: [E'nı.J Hareket kolunu
tarmak. kontrol eden yan demiri.
M088 (.5), n. Madom of the plıneıı : Seyyarelerin ha-
• A rollinı stone pthcn no - · : reketleri.
[ Prov.] Sabınız bir killllC 1ellmcte lr.a· Modm picture·: Sinema filmi.
vu1amaz, daima İl delittiren bir adamın Perpetuıl modom : Daimi hareket.
iki yak'lsı bir ıraya 1elmez. Reıroarade ınodoa : Geriye hareket:
M- • ırown : Yosun kaplı; eskimit. [astron.] doludan batıya hıırekeı.
M- ırooper: Haydut. To mıke a modoll : Bir meclise teklifte
MOST (67), a. lı. adv. bulunmak.
At ınCllt : Azami, en ziyade, olsa olsa~ To have a lllOllcıll : Aptes etmek.
For the mmt part : Umumiyetle, ekseri· To set (pul) in nıcıdam : Harekete setir·
yctlı:; başlıca. m:~:. iıletmek.
mo..-e
( 261

MOTI.F.Y <5 - ı ı. a. & n. Froın ınouth ıo mouth: Dilden dile. ;ığıı­

Man uf modey : Soyları. dan ajıza.


To w~:ır modey : Soyıarılıl cımck. Down in the mouth : Cesareti kırılmış.
MOTOR 167 - 9), n. & a. kederli.
Moeor gcneraıor : Elektrik kuvveıi husule Mouth - filling : Alız doldurucu: göz do·
ıeıircn molör.
yuran: [lig.] şişkin; yüksek sesli. ıannan.
MotM starıer: Motoru harekele rctiren To live froın hand to moulh : Ancak ek- .
ciha1. işleıme anahtarı. mejini kazanabilmek. ç<':.. 7.or geçinmek:
ülmiyecck kadar geçimi olmak.
MOUNT C47). v. & n.
To give mcıudı : Havlamak, ulumak.
To moum a horse : Ara binmek.
To m:ık: mouth waıcr: Ajzı sulandır·
To mouat a play : Bir piyesin takımını
nuk, imrendirmek.
tertibetmek.
To make moutlıs at : Birine surat ekşit­
To moaat a pictur: : Bir resmi muk~v­
mek.
nya yapıştırmak.
To laugh on ıhe wrong side of one"s
To -aıd ııuard : Nöbel beklemek, nö-
moutlı: Gülmekten ajlamıya geçmek.
betçi olmak.
To nur words into his •Olltlı : Ne söyli·
To .. _ , the hill : T:peye çıkmak.
yccejini öjretmek.
Onc\ colour mouab: İnHnın yüzü kıza­
rır.
To make (a wry -•> movtha : Sunt
ckşiımcit, surat Hmak, somurtmak.
To -ı a friend: Atını arkadaşına
To •lop the _ . . . : Susturmak. iskat er-
ödünç vermek.
mek.
To ıaounl . . : Yükseltmek, fazlalaştır­
MOVE (77), v. & n.
mak.
it i• your IDOTe : Sıra sizin.
MOUNTAIN C47 • 1), n. On ıh~ nıoYe: Hareket halinde, seyyar.
MOIUICaht chain : Daj silsilesi. To ıaove a muscle : Kılını oynatmak.
M•abıhl nour: Yenir ıoprak, Norveç To 'l!ake a nıne : Harekete geçmek, kı­
ıopralı.
mıldanmak;. gitmek; yemek masasındıın
Mauabıla limestone : Karbonlu kireç tqı. kalkmak: dama v.s.'dc tq sürmek.
Mouımbı's hi&lı: [Fig.) DaiJar gibi, To move away: Uzaklaşmak.
dajlıır kadar yüksek (dalıa. v.s.).
To - e Mdı : Gerilemek.
Mau..- sickness : Kesafeti az olan dal To ..-e close to: Yaklaımak.
havasına kadar çıkan muhtelif kimseler- To mene heaven and eanh : Elinden ge-
de husule gelen keyifsizlik. leni yapmak, her çareye başvurmak.
Mowatat. soap : Renkli kalem resmi yap- To ınove from : .. .'dan, .. .'den naklet-
makta kullanılan yumuşak ve kurıuni mek.
renkte bir maden. To move off : Gitmek.
M-1mlll ranıe : Dal silsilesi. To move further : Daha ileriye aitınek.
MOURNING 1779 - 1), n. To ntOYe 111 (lo) : Eve taşınmak; içeri ıir­
Half m•raı..: Yarı matem elbisesi. mek; nakletmek.
in llK'Dıalwc: ~farem halinde, siyahlara To ınove 011 : Yürümek, ilerlemek.
bürünmüş. To mene oat : Evden taıınmak, dıprıya
Mo•mlııa paper : Kenarı siyah mektup ,·ıkmak'.
kilıdı. To - e over : Kaldırmak, nakletmek.
M....._ ring : Ölmüş bir adamın hfıtı· To move •P to : Yukarıya çıkmak; .. .'ya,
rasına giyilen yüzük. .. .'ye doiru ıitmek.
MOU111 (47 O), n. To . . . . wldı : ... ile harekete ıeçmeı..
A hard m•llı : Geme itaat etmiyen alız To be on the - . : Durmadın hareket
(al). etmek.
ınoYı.1 m191lf
[ 262 ]

Whosc mOYe is it?: [Card) Kim oynu· To muddlc thnıaP: Rastaele muvaffak
yor? olmak, her ICYC ralmen ıemisini kurtar·
MOVING (77 • 1), a. mak.
M...ı.s day : Mesken deliıtirilen alin, MURDER (99 • 9). v. & n.
taıınma aUnü. .
The .....-, is out : Hakikat meydana
M...ı.a picture : Sinema.
çıktı.
MOYlma picture machine : Sinema maki· To manler a picce of music : Bir müzik
nası.
parçasını kötü çalmak.
MOYı.a platform: Müteharrik platform.
To m11r*r the Kina·s Enalish : lnpiz-
MOY... stairwııy : Müteharrik merdiYen.
ceyi kötü konuımak.
MUCH (8), a.
As _ . : Kadar, aynı miktarda. MUSJC (177zl), n.
How -.:la: Kaç, ne kadar? He brings his ın8* : Notasını beraber ae·
Not - ' ı [Si.) Elbette delil, pek öyle tiriyor.
delil. To face the muıılo : Hcrhanai biİ" naOO.
Mm of a ınuchneu : Tıpkısı, pek ayn11ı. 11yi Yeya aüc;llilü yılmadan kaflılamak.
Thus _ . : Bu kadar. To set to nııillk : Bestelemek.
Too madl : Pek çok. To set a poeın ıo ınallc : Bir ıiiri beste·
To maltı _ . of: izaz Ye ikram etmek; leırıek.
kıymet Ye ehemmiyet wrmek. MUSLiN (8z • 1), n.
To thinlt .._. of: Ehemmiyet vermek, A bit of ...... : [Si.] Genç kadın.
takdir etmek. MUST (8), v.
MUCK (8). n. & Y.
He mmıt havc ıonc : Gitmiş olacak.
Mact heap : Gübre yılını.
1 ınuat ask you to ao : Haydi artık aidln
Mlld rake: Gübre taralı; [lia-.J piı ICY·
bakalım .
. leri toplayıp bir ıraya aetimıe vuıtuı.
To llHldı ..._,: [Si.) Bqıbof punelt. it lllllll be done : Yapılmalıdır.
it mut be .so: Böyle olmalıdır.
To make ı ınact of: Tahribetmelt, harap
etmek, mahvetmek. · We llllllt see : Bakalım ne olacak; bekle·
MUCKER (8 • 9), n. meliyiz.
To come a -U..: Fena hale düımek, MUSTER (8. 9), Y. ıl D.
ye·~ dlipnelt. To lllUllDr in : Askere kaydetmek.
To ıo a _....: Milıtalrak olmak; itidal To ._.., oııt : Terhis etmek (asker);
haricine çıkmak. kovmak, tardetmek.
\IUD 18). n. To pass 111111fer: Matluba muvafık olmak,
Ckar as mud : Anlqılmaz Cwey). kabul olunmak, seçmek.
M• bath : ~aınur banyosu. MUTl'ON (8), n.
Mad volcano : Çamur fıılurtan yanar·
To come back (return) to our •'*- :
dal.
Stick ·in - the • mad: [Colloq.] herliye- Mevzuumuza (sadede) gelelim, bıraktılı·
mız mcvzııa aelince.
miyen kimse.
To throw _ . at : Birine çamur atmak, MYSE~F (41 • 21, pron.
birinin aleyhinde bulunmak Yeya iftira et· 1 don"t feci likc m1911f (1 anı not mJWll):

M•
mek. ·
slinaer : Çamur atan, iftiracı.
MUDDLE (8), Y. & n.
iyi delilim, keyfim yok.
1 m,.U aın doubtful : Ben bile filplıe
ediyorum.
M ..... headed : Senem, budala. 1 feel mJBtlf apin : Kendime pldim,
To ....ae • (alona): Çabalamak: ol· aklım bqıma pldi.
raımak, didinmek. You two and m,.elf: Siz ikiniz ve ben.
.. [ 263 ]
...
NAiL (21), a. el v. Famlly - : Soyadı, aile ismi.
As hant u _ . : Kuvvetli, sı!ıhatli, sa· Good - : İyi nanı, iyi töhret.
pasatlaın; çok lelt. He has a bad - : Kötil töhreli var,
A mi in one'ı coffin : Birinin ömrünü adı kötüye çıkmq.
kıultan ahval. in the - of : Namına, yerine; baıı
N• file: Tırnak törpUıU. için. haktı için, atltıaa.
Nd • heaclecl : Çivi Jıatlı, çivi baıına in ıhe - of God : Allah atltmı.
benzer." Maiden B.ae : Bir kadının evlenmeden
N• puller : Kerpeten, kıskaç. evvelki (kızlık) 10yid1.
On the ..a : Hemen, derhal; oracıkta; N . . . day : İsim sUall.
mevzuubabil olan. Not a pcnny to his - : Parasız. mele·
•One . . driva out anotber• : [Prov.] likslz.
Çivi çiviyi söker. - plale : Tabeli.
Riaht as . . . : [Colloq.] Dürüst, çok N-e your price : lstediliniz fialı söyle-
namuslu. yin, ne isterseniz verecejim.
To drive the • • home : Çiviyi iyK:e çak· 1 know him by - : Onu ismen tanı­
mak; [li&".] iddiayı ispat etmek. yorum.
To fiaht tooth ancl .a: Ceqi cenk kav· i n - = lamen.
ıa etmek, diı dlte plmek. Of tbe - of : İsminde, ismiyle, na·
. To hit the riıht ..O on tlıe head : Bir me- mında.
selenin hakikatına temas etmek; iıin en Propcr - : ismi has, öul ad.
dojrusunu yapmak. To cali ..... : KUfrcımek, sövüp ııııy­
To aall to the counter (bam • door) : Te1- mak.
hir etmek; veledi zina diye damplaınak. To ıive it a - : tsıenildili ~in ismini
To un ap : Çiviliyerek kapatmak; çiviye , söylemek.
asmak.
To be nıımed after : ... ismi konulmak,
To ...U a lie down to the counter : Ya-
... adı ile anılmak.
lancılıjını ispat etmek, hakiltatı meydana
To aame ıhe day: [Colloq.] Evlenme
çıkarmak.
ııırihini tayin etmek (kadın için).
To ..U a man down to his promise : Sö-
To lake ;ı 88llle in vain : Hürmetsizlikle
zünde durması için bir adamı zorlamak,
muamele etmek.
sözünde durmıya icbar etmek.
NAP (3), n.
To •R one's coloun to the mut : Boyun
elmiyecelini söylemek, yılmamak, sebat Cat nap: Çok kısa hafif uyku.
aösıennek. 1 cauıhı him upplaa : Onu pfil avla-
l"o pay on the nail : Derhal ödemek. dım, hazırlıksız tuttum.
NAKED (21 • I), a. To caıch aapplna : Gaflet içinde iken ya-
NMed eye : Çıplak göz (gözlüksüz). kalamak; hazırlıksız veya lüzumsuz yere
NMed truth : Sırf hakikat. tutmak.
Sıark ulred : Çırılçıplak, anadan dolma. To go nap: Beş kiiJdı birden oynama-
NAME (21), n. el v. sını teklif etmek (iskambilde).
Assumed (niclt) - : Lakap; takma ad. Togo mp on: [Si.] Kablelvuku bir hiui
By ume : İsmiyle, isminde. olmak; bir tcyin dotnı oldutıuıdan emin
Chrisıian - : Vaftiz adı, ıahsın asıl olmak.
'ismi, öz ad. To lake a up : Kestirmek (uyku).
--
NARROW (3 • 67), a.
[ 264 ]

Ccpicd from nıılıın : Tabiauan alınmıı.


A ~ cscape : Ucuz kurtulma. By utıare Fıtri olarak, yaradılıtta. ta-
By a unvw majority : Az bir ekseriyetle. biaıiyl:, doluıtan.
Nmnow circumııances : Fakirlik, zaruret, Good uture: İyi buy.
parasızlık, darlık. Good ........ : iyi huylu, ıiller yilz.
N....- cloth : Eni n pustan az yün ku· Froın ..._. : Canlı modelinden veya ta·
maı. bii manzarasından.
N...- pp (puge): 4 kadem 8.!i pus Human ııMİın : insan hali.
açıklıkta veya daha dar pmendifer yolu, 111 -.n : Kötil huy.
dar hat. ili ........ : Kötü huylu, huysuz.
N...- aoods : Şerit kordele. in .-... : Kiinatıa; bcıbanıi bir yerde;
N_._ • minded : Qu fikirli, dar aörilı· imkin sahası dahilinde.
lü. mutaasaıp. in ıhe .....,. of thinp : H3lin icabatın·
N4STY (44· I), a. dan olarak, tabiatiyle.
Don'ı be 1111111 : Fesadı&ı bırak, vazgeç. Nıdııre myth : Tabiat hadiselerinden alın·
NllllJ blow : Alır darbe, tehlikeli vuruı. mıı efsane.
NBllJ boy : Yaramaz çocuk. Nalılre worsbip : Tabii cisimlere tapınma.
NllllJ sea : Dalplı detıiz. The debi of ...... : Ölüm.
Nllllty weaıher : Kötü hava. NAUGHT l!i!i), n.
NATIONAL (211h9), a. To come ıo _ .... : Ba1&ramamafı:, bol&
A sıaıe of ....._.. emergency : Fevkalii· c-ık.mak.
de milli tehlike hali. To set 111 ...... : Hiçe saymak, ehemmi·
Natloml conıresa : Millet meclisi. )ICI vermemek.
Nllllcıul anıhem : Milli ma11 (pırkı). NEAR 1191, adv .• 11. 4 v.
Nllllamlıl Assembly : Millet mecliai. Near at hand : Yakın.
N...._. bank: Milli banka. Ne• beer : Hafif bira.
N.....ı debi : Devlet borcu. N. . • by : Yakın, yanında, yakınında.
N..._.. monumenı: Milll Abide. To draw - : Yaklapnak.
NA11VE (21 • 1). a. To .... itı ,inilh : Sona yaklapnak.
Nadft ·bom : Dolma büyüme, yerli. NEAT (11), a.
Nllllff land (IOİI) : Ana vatan, yun; do- A neat trick : Becerikli oyun.
lum yeri. Neat as a pin : Son derece zarif.
NllllYe powen : Dotuııan olan zeki, To drink it .... : Su katmadan içmek
dehi. (rakı, v.s.'yi).
NA11VITY C9 • 1 • 1 • 1), n. NECE8811'Y (hl· 1·1), n.
Thc ıullwlly : lsa Peygamberin doluıu. Froın --*J : lbtiyaçtmn dolayı.
NAnJRAL C3tab9), a. in case of MCelllllJ : icabederse, ihtiyaç
Nabınıl order: [Bot.] Nebatatın tabii halinde.
ıekilde yetipne tarzı. t.oıical -ııy : Mantıki ihtiyaç.
Nabınıl 1elcction : Neb111 ve hayvanların Necelllty knows no law : ihtiyaç kanun
yaradılışlannı ıöre yaşayıp yqamaması; tanımaz.
tabii istifa. Of •ecaslly : Zaruri olarak : ister iıle·
Nalılnl tbeoloSY : Mantıki din, ilhama mez.
dayanmıyan alı.ide. Ph'ISical ııecenlty : Tııbii ihtiyaç.
Nlllllnllto:Tabii. NECK (2), n.
NAnJRE (21tlh9), n. Nedı and crop : Tamamiyle; hep birlikte.
Apinst ....... : Tabiata aykırı. Neck and ndı : Ba1&baf, millavi, pek
Animate •tura : Canlı ıeyler, hayvanlar yakın; yarııta at baıı beraber.
ve nebatlar. Necil or nothinı : Her fCYİ söze alarak.
nul
1 26q
Neclı to neck: Yanyana, b1Ş başa. To thmıd a needlc : İğneye iplik ~cı·ir·
StiH neck: inat; inatçı. mek.
To break one's Declı : Boynu kırılmak; rı-.EGA TJVE 12 - 9 • 1). a. &. n.
rfiı. ı fızami ıayreti sarfetmek. A aepdve answc:r: Hayır, menfi ccrnp.
To break the neclı dl: Hakkından gel- Nepdn siın: Nakıs ipreti, eksi.
mc'k, en rüç kısmını bitirmek. Ncpdn vote : Alcyhıe verilen rey.
To fall on one's aedı: Birinin boynuna Of aeplhe value as proof : ispat c:ımc
~arılmalt. •·eya etmeme.
l'o aet it ın the mKk : [Si.] Cezasını bul- NEGUGENCE ('.! -1 • j9ns), n.
mak, bııtıncl.ln hoşa ıidilmiyen bir hadise Gro.•s neslll!ence : Büyük g:ıneı.
seçmek. atır darbe yemek. Slitıhı Mtdlııe11ee : Hafif ıoncı.
To risk oııe's Drclı : Hayatını tehlikeye 1'F.ITHER 141~91. a .. pron. & conj.
k<-ymak. 1 -shall drink nelllıee tea nor coffee : Ne
Wry ncck : Etri boyun. çay ne de kahve içecejim.
NF.ED Cl 11. n. &. v. !'llelthtr here nor !here : Onun ehem·
miyeıi yok. mesele onda deAil.
He necd not do it : Onu yapmıya m:cbur
Nelther do 1 condcmn you : Ben de sizi
delil, yapmıyabilir: yapmasınıı lüzum
mahkum etmiyonım.
yoktur.
Ntld.ttr of them know•: Hiç birinin ha-
ır nen be : icabında.
beri yok.
in cas: of IKed: icabı halinde: icabederı.c.
NEP'RJNE (2 - 17), n.
l'lieed for : , .. için ihtiyaç.
A tribute to Seııc-: Deniz tutmasın·
•Oııc does not .eli a ıuide when the
dan dolayı kusma.
'illage is in sight• : [ Prov.] Görünen
NERVE 199), n. &. v.
köye kılavuz istemez.
To nene oneself: \tetanetini takınmak.
Thc nced of : ihtiyaç.
ceşur olmak.
To be in need: Muhtaç olmak, fakir ol·
To gct on one"s n'"": Birinin 'inirin~
mak.
dokunmak. asabını bozmak.
To be in need of: ihtiyacı olmak.
To have thc nene to : Cc~ıır olmak.
To have need to : Zorunda olmak.
To strain every ııene : Son derece tıa:-rcı
To awd account to someone: Hesap ver·
ırc~tennek.
mck zorunda kalmak.
To suffer froın nenes: Sinirli olmak. hiç
NE°EDFUL Cl I • 7), a. yoktan sinirlenmek veyıı korkmak.
The Medfal: [Si.] Lüzumlu şey ve bil- NF..ST m. n.
hass1 para, A nnt of erime : Batakhane.
NEEDLE (11). n. A nnt of thieves: Hırsız yataAı.
Crochet llMdle : Dantel itnesi, ııı. •God builllı a ..ı for the homeless
Darnlng ..-.e : örsü itnesi. bird•: (Prov.] Fakir kuşun yuvasını Al·
Magnetic ...ne: Puıula ib~si. lah yapar.
Nettlnı ...me : Mekik. Nt1t cgg: Yuvayı bırakılan hakiki veya
Neeılle bath : Çok ince delikli duş. suni yumurta: fol: ihtiyat akçesi; kese be·
Nee41e lace : ltne ile yapılmı~ dantel, oya re keti.
iti. To fcather one's own mnt: Kesesini dol-
Nee6 vaJve : Karbüratör ilnesi. durmak, bilhassa kendisine emanet edi·
Sewinı ....ae : Dikiş ipsi. len maldan iç etmek, sebeplenmek.
llıe eye of a - 6 : 1tııe delili. To foul · one 'ı _ . : Evinde veya oturdu-
•To look for a ...U. in a hayltaclt• : ıu muhitle hqanlık ptcrmek, bu 11"bl
[Prov.] Saman yJiınında iine aramn, hallerle kötü tesir uyandırmak.
imkimız tcYi bulmıya çalıpnak. •lt's an ili bini that fouls its own _..:
....... [ 266 ]

[Prov.] lııaan kendi aile veya akrabala- Neııt ıo : Hemen; yanuıda(ki), lı.omıtı.
rını zemmetmez.. Neııt of kin : En yakın akraba.
1'"EVl'.ll (2 - 9), ldv. Naııt ıo ııollıina : Hiç meaabesinde, hiç
Nnw a oııe : Hiç kimae. bir teY·
Nnw ceuina : Hiç durmadım, bitip tü- Naııt monıh : Gelec:elı. ay.
kenmeden. Friday •ııt : Gelec:elı. Cuma. ·
Nnw eadhıa : Bitmez, tükenmez, ebedi. NICK (1), n . .t. v.
~ failhıı : $almaz. yanılmaz. in lhe ıılct of time : Tam zamanında"
N - mlnd : Zararı yok, aldırma, adam dalı.ilı.uı dalülı.uına.
tende. To ıılct a bone (hone's) taiJ : Alın lı.uy­
Nanr IO : Milli aörillmemiı miktarda, rutunu dilı. tutmuı için lı.uyruk dibine
çok fazJa Climdl kullanılmaz). çeltik yapmalı..
Nnw IO pal : ömründe bu kadar bll- NIGRT (41), n.
yllt olmanıııtır; törlllmemlı derecede A dirty ...... : Fınınalı aece.
bllyllt. A ....... out : Zevlı. ile seçirilen bir aece:
Nner • ıo ·be - foraotıen : Alla unutul- bir hlı.ınetçinln iı.in ııec:esi.
mıyaeak. unutulmaz. Ali lhe livelonı lllPt : Sılı.ınlı ile seçen
Well 1 ....., : Şaftım kaldım! hayret! blltlln bir pce.
NEW (177), a. Al alaW : Geceleyin.
As aood u - : Yeni aibl. Ali ....., lonı : Bütün gc:c:e, sabaha ka-
New fndt : Taze meyva. dar.
New year'ı day : YıJbatı. By .ıpt : Geceleyin, lı.aranlılı.la.
New woınan : Yeni 7.Blllan tadını, içti- Day and mlsM : Gec:e gündllı., hiç dur-
mai, idari ve siyui illerde ertelı.le mllla- madan.
vaı iddia eden kadın, modem kldın. Every ..... : Her alı.tam.
New fanalecİ : Yeni çıkma, yeni moda. Good aıpt: Hayırlı (iyi) pc:eler.
New ııtyle : Yeni usul. Last ıılalll : Dün gec:e.
N- colııed: Yeni çılı.m11. yeni icadedil- Nıpt watchman : Gec:e bekçisi.
mif. Nıpt editcr : Gec:e çalıtan ıaute tahrir
Naw - creale : Yeniden icadetmek. mlldllrll.
N.,, • f.alJen : Yeni yaJmıt- Nilllıl ıuditor: Otel, v.s. ıibl bir mllesse-
~ - ınade : Yeni yapılm11. senin ,ec:e mlldllrll.
The N- World : Amerika. NIPI latc:h : Geceye mahsUI tapı tilldi.
NEM (177ı.), n. Nlalıt letter : Gec:eleri uc:uz fiatıa aönde-
Oood Mws: Hıvldiı (billıa- iyi), mlljde. rilen ıelaraf.
NBWI qenı : Gaı.etıe bayii. Nlalıt sc:hool: Gündüzleri çalıpıı ltçilere
Nawm venckr : Oaııeteci, pz.eıe satan. mahsus ~ olı.ulu.
'to break lhe - : UIUI ile söylemek. Nıpt !ilıift : Gec:e.
WUt - 1 : Ne var ne yolı., ne haber? Nıpt vision : Gec:e ıörülen hayalet; ta-
NDT (2), ı., ldv . .t. prep. ranlılı.ta ıörme hassası.
Nnt but oııe : Hemen llncelı.i, bir evvelki. •Nlalıtl are preananl• : [Prov.] Oeceler
Neııt bat : ilı.inc:i selen en iyisi, ilı.lnci ve &ebedir.
en ili. To makc a lllıllıl of il : Ejlenc:eli bir aec:e
Naııt door : Yanuıdali evde, bititik evde; aeçirmelı..
yınıbqında; tapı kompuu. The other mlsM : Geçen ııec;e.
Nua, pleaae : Lillfen ııiıdeıı IOIU'aki tel· NiNE (41 ), a. ııl n.
Iİn; batta ne iltiyonwıuı.? Nm day'a wonder : Zunaııın mod&11 olup
The man •ııt ıloor lo you : Koınpıııuı. çabuk unutulan vaka, tahu veya l'Y·
olan adam. Nı.. fold : Dokuz misli.
•ip

Nine ıimes ouı of ten: Umumiyetle, ae·


nel olarak. .
( 267 ]
-
No mean c:ity : Hiç de ·fena 1Chir delil,
çok ailZel tehir.
The Nine : Güzel sanatlar mibudeleri. No miıtake : Dojrudur.
To ıhe alııes: Mükemmel olarak, emekle •No • one diea with the dcacS. : [Prov.]
vücuda ı:•lmiş. tamamı tamamına. Ölenle kimse ölmez.
~tp (1), V. & n. • No • one will ıive sııck to a child tbat
Nlp anJ ıuck : Yarıl(a berabere ptıne, does not cry• : [Pro".] Ailamıyan ço-
ıt 118'• beraber; daradar. cuja meme vermezler.
l\llp iıı ıh• bud : Baılırken baılınnak. No sooner said tban doDe : Sö& aizından
çıkar çıkmaz yapdır.
To tike a nlp : Bir iki kadeh alıflırmak.
No snıoke! : Sipra içmek yıısaktır.
Te nip uff: [Si.] Kiriıi kırmak, kaçmak,
No thorouahfare : Bir yol, pçit, v.s.'nin
51vıtmok: kıstırıp kopann'ak.
kapalı veya hususi olduitı hakkında ilin.
TIİere İl a nlp in the air: Soluktur, hava
No whit : Asla, katiyen, hiç.
soiuk.
No wonder : Satma, hayret etme, hiç aa·
:\O (671, a. el adv. rip delil, tabii.
Hv no means : Hiç, katiyen, ısla. •No wort ·no bread• : [Frof'.] Çalıpnı­
Hı: comes here - longer: O artık buraya yana ekmek yok.
ı:clmiyor,
T1ıe - have it : Aleyhtarlar kazandı.
He did it in ao time : Çok çabuk yaptı~ NODDING (S • 1), a.
He is - more : Öldil, yok oldu. A . . . . . . acquaintance : Uzaktan tanı·
1 wanı no more of it : Bu kadarı yetiıir; dık olan bir killllC.
wzü uzatma. NOl8E <Siz), n.
in no time: Hemen, derhal. A big a • : [Si.] Mühim bir 1&hıs ve-
in no wise: Hiçbir suretle. 11 hrıdise.
lı is ao usc : Faydasız.
Nols• - infc,ıcd : GürültülO.
lı\ İlo jokc:: Kolay i~ değil. ~alaya gd- NON•: f ~ ı. ;ıdv.
mez. NnM ıhc less: Bununla beraber; yine
No hail: [Cric.t.] U~ıılü veçhile çelinmc:- ayıııJcn:cede.
miş top. atıcının ni.ı:ama aykırı olarak at- 'OR\'IA.L CSS), a.
lıi!ı top. Nonnıl school : Öjretmen okulu.
No betler than: .. .'dan daha iyi dejil. Ncrınıd specimen : Nümune olacak dere·
No end of talk : Sonu gelmez liıf. cede normal kimse veya ICY·
No go: [Si.] Olmıyacak şey, sökmez iı. NORTH ıssı. adv., n. &. a.
No doubt : Şüphesiz. Norftı by Eası: [Naut.] Yıldız kerte
No douhı about that : Hiç ıüphe yok. poyraz.
No one (man): Hiç kimse. Nortlı country : Bir memleketin tuzey
•No-one will say •Amen• ıo a futile kısmı, KU7.Cy lnailtere veyı BüyOk Bri·
prayer• : [Prov.] Olmıyacak duaya imin lilnya'nın kuzey kısmı.
demezler. Nortlı al : Kuzeyinde.
No livinı soul : Hiç kimse. Nortlı Pole : Kuzey Kutbu.
No man'ı laııd : İki cephe ilruındu sa- NOl6 Star : Kutup yıldızı.
hipsiz arazi parçası; çok tehlikeli mın­ NOIE C67ı), n. .l v.
tJka. As plain as the - on your face : Bes·
No IC5s : Noksansız, az delil; o tadar. belli, alilir.
No longer : Artık, daha fazla. N - bas : Atın y.m torbası.
No more : Yeter, daha ziyade dejil. N- dive : [A•ro.] Bq lfBiı clalıı.
No man's lud : BiJinmiyen, insan ayajı N - of wu : Kolayca nilfuz edilen veyı
basmamlf yerler. yumuptılan adam veya ICY·
1 261 ]

To - aııt: Bilhassa arayıp koklıyaralt J'lıiot


that (Not but whaı, • but that) :
bulmak; yarışta çok u bir farkla birinci Maamafıh; o demek de&ıldir ki; ve ilkin;
aelmek .. v;: yine.
To c:ount (teli) 909• : Hazır bu1unan kim· Nat that it mattcrs : Ehemmiyeti olma·
s:lerin adedini saymak; reyleri, taraftar· matla beraber.
!arı, v.s.'yi yymak. 1 do llClt sce : Görmüyorum.
To follow one's - : Burnunun doiru· 1 want to know whcther He wW ııo or
suna &itmek, dosdolru yürllmelt. •Ol: Gidip aiımiyccetlni bilmek iltiyo-
r.ım.
To keep one's - to the ariııdıtone:
Birini insafsııca çalııtırmak; sıkı çah5- Whcther he ao or •Ol : Girse de ıitmesc
malt mecburiyetinde olmak. de.
To lead by ııie - : Bumuna kancayı NCTE (67), n. & v.
t.\kmak, körUkörl\nc takibettinnek, tama- A man of lloCe : Mcthıır adam, tanınm11
miyle hikim olmak. kimse; b:lli kimse.
A llOCe of infıımy: ·ReTalct aliımcti.
To look down onc's - at : Hakir ııör·
Circular .oee : Tamim. ~iraUler; bir çeşit
mek.
kredi mektubu.
To Dıy throurh the - : Pek pahalıya
Note papcr : t-fektup defteri.
mal olmak.
To poke onc's _ , in : Vazifesi olmıyan Ndetl f• : Tanınmıt. maruf.
To compar~ •*": Filıir teati etmek.
iF bumunu s.,kmak.
To •ııcak without ııotn : Hiç yazıya bak·
To nuı onc's - ouı of joint : Birinin
madan nutuk söylemek.
ayaJını kaydınnak, birini aöııdcn dlltür-
To 5trikc ıtıc rirhı nete : Yerinde ııö7.
mek. kıskandınnak, birinin işini boımak.
söylemek veya bir iş ~·apmak. tam mev-
To th:'Ust <Duıı rne's - into : Her IC}'e
1ua intikal cım~k.
burnunu sokmak.
To ıake mote cf : Ehemmiyet vermek,
To ıurn up on:'s - at : Nefret pter·
mek. birini hııkir aönnctt. dikkat etmek.
The aotes of a ırue man : Ciddi bir adu·
To cuı off one's - ıo spiıe one'ı fııce:
mı temyiz eden aliımetler.
Başkalarına hırshnarak kendi kendini
To _.. ...._ : Kaydetmek, not ılm.t,
hırpalamak.
bir yere yaımak.
To - one's way : Diltkade yürümek,
NOTHING (8 R 11. n. el adv.
hıırnunundibini IÖl'Crek aitmek.
Under one's rw: Burnunun dibinde. Goo:I for ııodılııı : Yaramaz; bayıraız.
Mere ııodılılp : Dclersiı, ehcmmlyetslı
. NOIJY (f;7ıl). '" ııcyler, vakalar, v.a.
Nan parker: [Col/oq.J Her i,e bumunu
Ncııı ıo 110t1ı1ı1a: Hiç yok aibi, hemen
~okan kimse.
hemen hiç.
NOT (8), adv. Ncıdılııs doina: [Si.] Ben kaıı~mam: hiç
Not a few : Bir hayli. bir ş:y yok, it yok.
Not at ali : Hiç, asla, lr.aıiyen;
bir teY de· N<61q like ; Pek de d~til.
ğil, cstatfunıllah; ıarar
yok. •Notlıllta venıurc ....... have•: [ProY.]
Not half bad : Çok iyi, hiç fena delil. Cilf'Ctsiz kazanç olma1, kullan kartın
Not in it: [Col/oq.] Haberi yok, allkuı darı elune4..
)Ok. N ...... ebe : Ancak, sadece, yalnız.
Not lonı aao : Çok seçmeden, biraz evvel. N...... for it but : Hiçbir veçlıile.
Not lonı before : Çok seçmeden. N ..... ıo you : Siııc alt delil, vazifeniz
Nat ıo tunı a hair : Renk vermanek. haricinde
Nat only this : Bundan batka. yalnız bu That is ....... to me : Beni alikadar et·
delil. me&.
.... ( 269 1

To oomc to ......... : Botıı çıkmak, bir Public uiluce : Umumun rahatını bo-
netice vermemek. zan ICY·
To make . . . . . ol : Anlıyamamak, kav- :
What a ..-.-ı Bellya çattık!
rıyamamak; ehemmiyet vermemek. NUMBER (8 - 9). n• .t. v.
To whilper sofi ........ : Manasız tatlı A ...alMr of : Birtakım, birbç.
söZler fısıldamak. Back - - : Bir mecmuanın eski sayı­
larından biri; fikir v.s. bakımından çok
NOTICE (67 - hl, v. .t n.
ııeri adam'
Nadct board : itin tahtası. Beyond ._.., : Sayısız. sayıya plınez.
Short llOflce : Az mllhlet. Fractional ........ : Kesir.
To aive a servant ..clee : Bir hizmetçiye He is not of our ...._: Biz.den dei;il.
yol vermek.
To aive _._ : ihtar etmek; i1ten çıka­
His opposite ••lıer : Mukabil tarafta
aynı mevkii i11al eden kiıme.
c:ıtını önceden haber vermek.
lmaıinary •••Nr : Cebirde kullandan
To take taive) no lladc:e of: Ehemmiyet fakat aslı olmıyan rakam( menfi adedin
vermemek, aldırmamak, nuarı itibare murabba cezri ıibi).
almamak. lrrational _ . _ : Muayyen nıtamlarla
To lake ..clee of : Ehemmiyet vermek. ifade olunamıyan adet.
To ııerve llodel : ihtar etmek, teblil et- N-w one: [Colloq.] Birinci.
mel, l1ln etmek. N....._ plaıe : Pllka.
To take -*ıe ı Parkına varmak, farkeı­ Rational ....._: Muayyen rakamlarla
melı. ifade olunabilen adet.
Till furtber -*ıe : ikinci bir habere ta~
dar, yeni ihbara tadar. Without -•ar :
Wholc ••Mr: Tım adet.
Sayısız, sayıyı plmeı,

-=
l\OUN (47). n. hesapeız.
c.ollective - [Grmm.) Topluluk ilmi. NUR8E (99), n. .t v.
Common [Gram..J Cini isim. Dry . . - : Mürebbiye; dadı.
Proper - : [Gram.) Hu (öw.el) lalın. N..... father : Mlnevi baba.
NOW (47), adv., oonj • .t a. To •rw ı busiııess : Bir i~ çok ihtimam
Before - : Bundan ilnc:e. ve dikkat a&ıcrmek.
But (jlllt) - : Demincek, hemen timdi. To nne Nelı ·to health : Yeniden ııh­
By - : Şimdiye kadar. hıt kazandırmak, iyileşlirmek.
How - 1 : Bu ne demet, bu nud ICY? !liUT (8), n. .t v.
N- and tlıen (apiıı) : Aralın, bazan. A touah a.t : [Si.) Sabit fikirli bir adam.
N- tlıen : Su halde, öyle ise. A hani mt to c:nck : Halli mllflı:ül mese-
N- ibis, now that : Bazan biri, bazan le, mütkül diva, çetin ı:cviz.
ötekisi, bir bu bir o. He can't do iı for • • : [Si.] En mllaait
N- or never: Ya limdi ya hiç. 11rtlarla bile yapmıya muvaffak olımaı.
Till •w : Şil'ldiye kadar. it is••la to me : Çok h4>1umı aidiyor.
Up ıo . . . : Su ana kadar. Nat brown : Fındık veya kestane renain-
NOWllERE (47 -19), adV. de.
Nowlıen near : Hiçbir civarda delil. N• coal : Ceviz. iriliiinde mıden kömürü.
To be (come) in ....tıen: [Colloq.] Ya- Off onc's _. : Kaçık, deli; sarhoş. .
rıı veya kumarda fena halde yenilmek. To be .... upon (on) : [Si.] Çok sev-
NUISANCE (177 • 9 • ı), n. . mek, divanesi olmak.
Don'ı be a .m.-eı: (Beni) rahatsız et- NUTSHELL (8 • 2), n.
me! in a ......ı : Birkaç sözle, kısaca.
N...._. taıı. : Çok ufak mcblillar halin- To lie (be) in a •Wiell : Çok basit olmak,
de toplandıiından dolayı sıkıcı olan verıi. pek toplu halde ifade edilmek.
l 270 1

o
OAK • Al'J'LE (67+3), n. On the _ . . . . Qf : Zamanındı; müna·
To sport one's Glıık • ııpple: [Univ.] Zi· sebeliyle.
yaretçileri kabul etmemek için odalarının On OCCllllm : Arasıra, fırsat düıtilkçe.
dış kapısını kapatmak. OCCUPY (.5kt7 • 41), v.
OAR (.5.5), n. To be ocmpled wlllıı : Bir teYle veya bir
To lie (re91) on one's - : Kürekleri ye· kimse ile meuul olmak.
rinde tutarak çekmemek; [lil'.] istirahat To - . , . oneself ı. : Ça111111ak, bir yerde
için durmak., bir milddeı dinlenmek; itin kapanıp çalıpak.
neticesinden memnun olarak iııen çekil· To -PY a land : Bir toprağı iıpl etmek.
mek. OD (.5), n.
To pull a ıood _. : iyi kürek çekmek. Oıl"s bodikins : Allah korku~u.

To pul Csıick) one's oer in : Konuımıya Oıl's life : Tanrı hayatı.

k:ırışmak, söze müdahale etmek, burnunu Od's pitikins : Tanrının rahmeti.


sokmak. ODD (.5), L
Tn ~hip (or unship) -.. : [Naut.] Kü· An odıl fish : Tuhaf adam.
rekleri iskarmoza takmak veya takma· At odtl moments : Vakit buldukça.
malt. Odd iobs : Gayrimuntazam çalııma.
OAT (67), n. Odd • lookinı : Tuhaf, acayip.
To feel cıne's cıMa: Kendini belenmek, Oılıl Fellowı : Amerilta'da içtimai ve ıizli
kendini yüksek ıörmek; zinde olmak. bir hayır cemiyeti.
To sow one's wild oall : ·oençlikle çıl· Oıld or even : Tek mi çift mi?
ııınlılt yapmak. Oddl:r enou~ : Oldukça prip.
Wild o.ı.: Yabani yulaf; [fil'.] pnçlile Oııe hwıdred odtl : Takriben yüz.

mahsus çılıınlık. 0008 (.5 • z), n.


OATH (67 Ol, n: At oılds : Araları açık, kavıalı.
To ııke an oelh : Yemin etmek, söz ver· l.onı (large) oılds: Bahis nispetinde faz.
melt, and içmek. talık. ·
OBLIGE (9 • 41j), v. Oılds and ends : Kırıntı, döküntü, artık
To ile olıllpd lo do somethinı: Bir teYi 1eyler; ufak tefek weyler.
)':ıpmıya mecbur olmak. The eda are that : ihtimali var ki.
To be dıllıled to someone : Birisine borç· ODIUM (67 • 19), n.
lu (minneııar) olmak. 1 shall aeı the oıllıma of il : Onun yllzün-
OBSERVE (9 • z99), v. den söz iıiıecetim.
To olımerTe the laws : Kanuna ııaaı el· ODOUR (67 - 9), n.
mek. in had odour : Fena liShretli, itibarsız.
To oıı.erve oe <•.->: MUıalb beyan OF (Sv), prep.
eımelt. •Ol everythinı the newesı, ol friends the
OBTAIN (9·21), v. oldesb: [Prov.] Her teYin yenisi arb-
The cusıom has ........ for .many yean : daşlılın eskisi makbuldllr.
Senelerce ideı baki kalmılfır. Ol late : Son zamanlarda.
OCCASION (9k21;5n), n. Ol noıe: Ehemmiyetli, itibarlı, dikkate
Havinı cıcam. to : bııiyacı olma. deler.
No cıcam. for : Herlıanıi bir aebebi ve· Ol oneself : Keodililinden; kendi hak·
ya ihtiyacı olmamL kında.
of(
l 271]

A man .eri means : :zengin adam. The cılf side : Uzak taraf.
OFF (.S); adv., prep. &: a. The fish is a bit cılf : [Si.] Balık taze de·
A week cılf : Bir haftalık izin; bir hafta lildir (biraz bozulmut).
sonra; hesapta bir hafta yanl!llık olması. Thc ps İl off : a.. blildi.
An cılf clay : Tatil gtlnü (mesai dııı). The man is cılf : Adam çıklırmıı.
An cılf sıreet : Sapa aokak. We are cılf now : Nihayet yola çıkrık.
Far cılf : Çok uzak. Well Cbadly) cılf : İyi (fena) vaziyette;
He is well cılf : Hali vakti yerinde, zen· uygun (fena) halli.
sindir. OFFENCE, OFFENSE (9 • 2 - ı), n.
lt's my cılf day today : Bualln tatil (izinli No on-: GUcenmeylniz, ayıp olmuın.
olduium) gtlnUm; bullbı fena gtlnllmdllr. To commit an""-: Kabahat ltlemek;
Just cılf the headland: [Naut.] Burun- sokakta apteı bozmak.
dan uzak delil. To give " " - : Bqkalarını ailcendir·
Oll and on : Bazan, 1ruıra. mek veya kızdınnıık.
on colour : Bozuk renkli; nİabiyeti fllp- To take cılfeMB : GUcenmek, darılmak.
heli, pek de iyi delil. Weapon of " " - : Tecavüz ıDAhları.
Off hand : aa.ı,eıe, emeksiz; fikir yor-
OFFENSIVE (9 - 2 - l), a. &: n.
madan.
Jt'ı cıll my handa : Benim elimden çık· An ......._ smell : Kötü bir koku, ra·
haısız eden bir loku.
mıttır ve artık ben maul delilim. tur·
tuklum. To take the cıllnllTe : HUcum etmek.
Five miles cılf : Bq mil uzakta. • OFFDt (.S - 9), v
on witb youl (Be cılfl) : Defol!, haydi ba· To . _ . battle : Muharebe açmak.
kalım!, çek ıırabanıl, git buradan! To cılrer for sale : Satılıp çıkarmak.
To come cılf : Açılmak, kuıtulmat. To cılfw resistance : Mukavemet etmek
To be cılf : Vu.pçmet. veya lllııtennek.
To be cılf in one'ı calcul~: Hesa· To cılfw tıo : Teklif etmek, takdiıı.ı etmek.
bında yanılmıı olmak. OFFlat (.S - Is), n.
To beat cılf tlıe attack : Hllcıunıu tama· Bookinı .....,. : Bilet ailesi; vapur v.s.
men pilskllrtmek. acentalıiı (Amerika'da •Tıckct cılllce•
To dedare the pme cılf : Oyunu tatil et- derler).
mek, devam ettirmemek. Good cılfk9I: Yardım.
To dine cıll bread and clıeeııe : Sadece Ofllııe bearer: Memur, hususi vazife ile
peynir ekmek yemek. muvazzaf olan ldmac.
To fall cılf : Bozulmat; prilemek, dilt- Ofllııe houn : Çalıpna uatleri.
mek. lnsuraııce cıllke: Siıort!l acentalıtı.
To go cılf : Gitmek; ölmek. Military cılllce : Askerlik tubesi.
To kili cılf ali enemies : Düpnanların To perform the last olllces : Cenaze me-
hepsini öldürmek. rasimini icra etmek.
To lake cılf : Nefsini ayırmak, kaçınmak; Police cılllce : Karakol.
taklidetmelt. taklidini yapmak; [Aero.] The last omı:.. : Bir cenazeye okunan
kalkmak, havalanmak (uçak). dua.
To lake one's clothes cılf : Soyunmak. To give (takc) thc cılllce : ima etmek,
To show cılf : Gösterit yapmak. haber vermek; iprct almak, ima edilen
To lake oncself cılf: Bir yerden uzaklae- tekilde hareket etmek.
m~ . Throuah the good cılfk9I of : Birinin dc-
To put fllf : Tehir etmek, aecildrmek; lileliylc, birinin muaveneti sayesinde.
ihmal etmet. Treasury cılllce : Vezne dairesi.
oU on
[ ~72

OIL ıs 1), n. &. V. Old - fııshioned: Modası ı::çmiş. dcmcd!.


Essenıial (volaıilc) all: Tasfiyesi müm- Ohl fo1Y : Eski kafalı, köhne.
kün olan yallar, nebaıi yallar. Old -rlory: [Am.] Birlc1ik Amerika hü-
Fuııy (fiud) oa. : Tasfiyesi mümkün r.!- kumeti bıyrıtı.
ınıyıın yatlar (tuıyvani ve)'& nebali). Old aold : Donuk altın n!'llai, mat sarı.
Mineral ollıl: Mad~ni yaifar. Old hand : Tecrübeli (p,ullil kimse. us-
011 cııke : Keıen veya pamuk tohumunun la adam.
po'llsı, küspe, köfıün. Old haı: [ tolloq.] Modası seçmi~.
011 colour: Yıilı boya. Ohl maid : Evknmcmi) )&111 .<ız: lıir i\·
011 engine : Yatla işliyen makina. kambil oyunu: l lig.] her iki cinsten cid-
011 field : Peı,ol sahası. di tavırlı, iffet satıcı kimsoı.
011 line : P'eırol nakleden boru. My old man: [Si.] 8Jbaın, kocanı, do\·
OD lubricaıion : Yajlama. ıum.
011 r f 'iıriol : Asil sillfirik. Old nııın of ıhe scıı : Yapışkan adıım.
011 pinıing: Yatlı boya re,im. pü,küllü beliı.
Oil poır~r : Yajlı kaııı. Old rnt: (Si.] Hinoilu hini. ş~ytıın.
Oil. 'arni'h : Yai:lı ciliı. Ohl red •andstone : Karbonlu ıalıaka al-
T.> hurn ıh~ nıidnighl oU : Gece y:ıri,ıno ıınd:ı~i kı1rl li.umtıışı tabal..ası.
bdar çalışmak veyıı okumlk. Old sıyle : E•ki usul; Rumi takvime ait.
ro pnıır oH en ıroııbled waıen: Kavgayı
Old Tesıamenı : Eski Ahit ITevr:ııı.
,!indirmek, ~ıılh getirmek. Old woman: [Colloq.] Kurı. zevce: kı­
To sırike oll : Kıymetli keşif yapmak.
lıbık koca.
Ti\ oil l\n~·, hand : Rüşvet· vermek.
Ohl World : Eski dünyıı (Avrupa. A~yıı ve
To oll cnc:"s ıonrııe: Kompliman yap-
Afrika!: Hki moda.
ma~. ıııbıısbıı~ etmek.
Old year : Ge~n veya seçmek üz:re olan
To oll ıhe wheel' : Kolaylık gösıemıek,
sene.
il 'aha'lnı hazırlamak.
The old: Ya1lılar. ihtiyarlar.
Ol.O lf>71. a.
The old school : Eski terbiye.
An eki hand aı ıhe ııamc : Tecrübeli
Three - year - old: Üç yaşınd3, üç sen~lik.
adıım.
To ırow old : Ya~lanmak, ihliyarlamak;
An eki salı : Tecrübeli denizci.
Anv oWI lhinı: Ne olur•a olsun, herhan- eskimek.
Young and old: Herkes.
tıi bir ~ey.
Gocd old ıimcs! Hey gidi ıünler hey!, OLIVE (5 - 1), n.
l,!eçmi~ ho~ zamanlar. eski demler. Ollve ıreen : Zeytuni yeşil.
Of olıl: E•ki zamandıın, çok evvel. Olln oil : Zeyıinyqı.
Of old •landing: (ok e~ki ı~·apı. m:de- Olln ıree: Zeytin apcı.
niyeı v .s.), !emelli. Thc ollve branch : Sulh alameti olan uy-
Old aıe : İhtiyarlık. )'ıışlılık. lin dalı; sulh sembolü olarak kullanılan
Old hachelor : Tek başına (bekar) yaşa­ herhanıi bir ICY.
m" olan orta ya,lı veya seçkin adam. ON (S). prep . .t adv.
oW bini: Ana veya baba ku1; [fi•• ] ıec­ And so • : Ve saire.
frh~. •anaı, haylazlık, u. içinde koca- Breakfast is • : Kahvaltı hazır.
mış adam. eski kun. Come on!: Gel bakalım; etme canım.
Old hoJy : Zebani. Fıırıher oa : ileride.
Old boy (fellow) : Eski dost. From now • : Bundan böyle, ,bu tarih-
Old cloıhes mın : Eskici. ten itibaren, bundan sonra.
Old Enılish : 11.SO aenesinden önce kul- Go ..ı : Devam eı!, yürü bakalım; ileri!
lanılan Anılo - Saııou dili. Laıer • : Daha sonra, biraz soara.
[ 273 l
O. a larp sı:a1e : Geııit ölÇocie. o. the riaht band : Saj tolda.
O. a small acalc : Kil~ çapta. O. the left below : Apiıda ve IOl ta·
O. a vuı IC8le : Btlytlk çapta. rafta.
o. KCOUllt of : .. .'den dolayı. o. the mardı : YUrtlytlf lıaliade.
O. and • : [Naut.) Maai mani, vira O. the oae hand : Bir taraftaıı (bakım·
vira; durmadan, devamlı, mlltemadiyeıı. dan), bir hususta.
O. bobalf of : Namııııı, adına. belabma. O. the other hand : Diler taraftan (ba·
O. buaim9; İt veya ticaret makladiyle. mandan), dijer bUIUlta.
._.. coudition dW : Sartlyle. o. the other ıide of : öte tarafuıda•
da dilplay : Tefhir edilınit veya edilmek· O. the outlkirts of 1oWll : Kaubanıo dı·
ıe, terli halinde. ııadL
0. clilland tcrmı : MjlDUCbederi prpn, O. the paıt of : ..• bakunmdaa. •.• zavi·
aralan açık. . yeaiaden.
O. door stepi : Kapıamda, etilinde; çok O. dıe poiot of : Anında, ııruuıda, ha·
yakında. linde.
O. duty : Vazifede, il bquıda. O. the ıkyliae : Ufukta.
O. equal footiq : Ayaı aeviyede.
O. the way back : Döallpe.
O. fire : Y aiımakta, tututmut-
O. the -Y to town : KMabaya Plerkell,
0. rııe with : Hcyec:aalaaııu.. ka11ba yoluada.
O. foot : YayL
O. band : El altında, mevcut.
o. to : 07.erine, Uldlııdelti yere.
O. the a1ert : Tedltle, uyaaık.
O. leaw : lziali. o. the c:oatrary : Abhıe, blllkla.
Oll lip: Dillerde clelluı.
o. ıı.eac:e : İçki aatqı veaikaiı; içki ruh· o. the c:oatnry - : Ten tarafta.
O. the offemive : Taamız vaziyedade,
..... 1
lıllcum hallaııle.
O. my -Y baclr. : Döalllllmde. avde-
timde.
o. the wlıole : Her IOYi ...... katarak;
O. occuİoD : Pınat dlltttlkçe. aeoel olarak.
O. oae c:oaclition : Bir prtlL o. the track of : ....... lr.bıde.
O. the way: Yolda.
o. -·· _ , : llllabuıa. o. Tuaclay : Salı aııao.
o. -·· lİoacMır : Şerefi tızımae.
Ga oae'ı part : Kendine bu. Off and • : Vakit vakit, aruıra.
O. one'ı toa : Tetb, hazır. The • ilde : Yakıa taraf.
O. one'ı way ~: Yolda. The play il - : Pi1'I OJDUyol'.
O. pleuure : Zevk içiD, ıenaztlb maba- What film il • tbla weelt? : Bu hafla
hup mım oyoaycır'l
diyle.
O. request : Ana Ilı.erine. Why • earth : Alala Yaralılıl. ııedaı,
O. seeiaa : Oörqııc:e. llİÇİD.
O. liclt leave : TebdiJbavalı. To be a lildc bit•: [Si.] Fazlaca keyif
O. trial : Mabbmede. olmak.
O. the bale of~ &u ib'lwlyle. To - . • : [Naut.] Pnavma iltibme-
O. the clown snıde : Bq aealı litmele tinde.
yüz tutmıq. To briq • a IWOOl1 : Bayıltmak, bayaın­
O. the froat : Ön tanfta. lık aetirmek.
O. the 10 : Terakki, iledemc. To set •: [Naut.] Avara ıtmek, açıl­
O. the snıwıd thlt : Esas itibariyle, preo· mak; ilerlemek.
lip batunıadaa. To ao •: Devam eı-t.
O. the left (riaht): Solda (111da), sol To have m : Giymif olmak, Dııetinde ta-
(ili) tarafta. şımak.

P. il
Open
[ 274 1

To ıook • : Seyretmek. O. tlıiq is c:ertain that : Şurası hakikat·


NiJht c:omea • : Karanlık basıyor. tır ki ...
To put • (a coat) : Giymek (bir caket). Tbey were maid - : Evlendiler, birlq-
To tum • lhe pa : Havııpz.ını açmak. tiler.
To walk • : Yllrilyedurmak, ileri ait· OPEN (67), a. & v.
met. An opm question: iki tarafın da haklı•
ONCE (wl - ı), adv., conj. & n. bulundulundan karar verilememiı me-
Ali at - : llep birden, birdenbire. sele.
At - : Hemen, derhal; Ani olarak. An opu winter : Hüıf k11-
For - : Bir keıellk, bu IOfer. 0pem air : Açık haVL
O-. apin : Tekrar, bir iteni daha, FM· Opm d~r : Herkele açık kapı; ııerbest ti-
O-. and ııpin : Tekrar tekrar. caret (siyaseti).
O-. for ali : Nihayet, son olarak; ilk ve O,.. - eyed : Açık aözlll, aözll açık, anla-
son olarak, yalnız bir defa. yıtlı, bilerek.
O-. in a while : Arasıra, ikidebir, pek Opea - faced : Yllzil açık; kapaksız. •
nadir olarak. ()peıl - minded : Açık fikirli, yeni fikir-
O-. ınore : Bir kere dahL leri kabuLı hazır.
Oııce o twice : Bir iki kere. O,.. - miııcledness : Açık fikirlilik.
Oııce upon a time : Evvel zaman içinde, O,.. to doubt : Şüpheyi davet eden.
vaktiyle. O,- work : Kafes halinde iılemeli illa.
ONE (wl), a., n. el pron. Tbe harbour is .,.. : Liman açıktır, li·
Ali in - : Hep birlikte. manda buz v.ı. aibi mania talmamıwtır.
Ali - :'Her huılllta aynen. The door ftew apea: Kapı birdenbire
At - : Beraber, birlqmiı; mutabık, uy- açıldı. .
sun. To lay opea : Kesip açmak.
it is ali - to me : Benim için hepsi bir, To rec:eive with awıe• arms : Samimiyetle
farketmcz. kartdamak.
O.. after another : Birbiri arkaama. To keep opn bouse : Birçok misafırleri
O. and 111 : Herkes. olmak.
O.. by • • : Birer birer, ııra ilB. To leave lhe maucr opa : Meseleyi bir
•Oıle doea not bunı' a blanket in to acı karara bailamamak, meseleyi askıda bı­
rid ofa ftea•: [Prov.l Bir pire için yor- rakmak.
pıı yakılmaz. To be opm with a person : Birisinden hiç
O.. · eyed : Tek aözlU. bir sır saklamamak, içli dallı olmrk, sa-
O.. - handed : Tek elli, bir elden çıkmıı. mimi olmak.
O. for 111 and ali for one : Birimiz hepi· To opea fire (•,_) : Ateı açmak (üze-
miz, hepimiz birimiz için. rine).
O.. · hone : Tek atlı; ikinci derecede, To opee la: içeriye dotru açılmak.
ldL To ..,_ oat: Dıearıya dotru açılmak;
O.. - !egeci : .Tek bacaklı, topal. açılmak, ııerpilmek, inkipf eımek; tonu-
•O.. reaps what oae IC>WI• : [Prov.] ıup anlatmak.
İnsan ne ekene onu bi;er. To opea one's eyea : Gözünü açmak, ikaz
0..- ılded : Tek taraftı, yalnız bir tara· etmek, hıberdar etmek.
fm çok sayı yaptıjı (oyua). To opea around : Topraiı sürmek.
O.. - step : Tek adım duası. To opea a prospecı : önüne meydan aç-
O.. - way atreet : Otomobil veya arabala· mak, iş v.s. ihıimallerini göstermek.
rın tek istikamette aittili sokak, tek yol. To opea the ball: hk dansı açmak; [lig.]
Oae too many : Çok atıç, pek ıror. harekete seçmek; ite başlamak.
O.. witb another : Umumiyetle. To opea •P : Girilir vaziyete koymak;
oıcler Olll
l 27S ]
meydana çıkarmak, duyurmak; ltcffet· 0111ER (8 S 9), a., adv. it pron.
mek; milzııkcreye başlamak, söz açmak; Bvery olller da,J : Gllıı ...ırı.
açılmak; yaratmak. Some day or Ollıer : Gilnlln birinde, bir
ORDER (SS - 9), n. it v. atın.
Apple • pie onler : Çok muntazam wekil- The olller day : Geııen sGn.
de, her ICY yerinde. OUT (47), adv., prcp., n• .t a.
At one's onlen: Emre hazır. From a.t : Hariçten, dqarclan.
By arder: Emre aöre, emir mucibince. 1nside oml : lı;i d11111& dilmııllf.
Holy onlen: Papazlar sınıfı, papazlık Out and about : Kalltıp aitmeie muktedir.
rütbeleri. Out and away : Pek çok, fersah fersah;
Hiaher onlen: Yü~k sınıflar. kovulan, defedilmif.
in alphabetical onler : Alfabe sıra11 ile. Oul and aut : Bütün bütün, tamamen, her
in order1 Sıra ile; yolunda, usule ıöre. veçhile.
in onlen: Papazlık sıfatını haiz. Out at elbows : Dinekleri sökük; dinek-
in cınler that he could ıo : Gidebil~si leri çıkık (elbile).
için. Oat fora aood time: Eilence petinde.
in order to ao : Gitmek için. Out of : İçinden hariç, dııında; anısından
in shon onler: Çabuk. çıkmıı; müntehasından dıtarı; ... sız kal-
Lower m*n: Adi sınıflar. mı1-

Made to order : Sipariı üz.erine yapılmıı. 0.t of brcath : Nefesi kesilmil, soluk so-
On the order of : Kabllinde, tarzında. luiL
Order of tbe day : Günlük vazife; allnlllk O. of countenance: Uıanmıı.
vazife cetveli; [ I i c.] işlerin aiditi, itlerin Oul of danpr : Tehlikeyi atlatmıf.
intizamı; aüııün meselesi, ihtiyacı. Oul of date : Moduı pçmit; müruruza-
Out of onler : intizamsız; ııruız, karma- mana ujramıt; kullanılmaz bale plmİf.
karııık; sakat, bozuk; usule aykırı. Out of band : Elden ı;akarılmı" tamam·
Sıaııdinı onlen : Hllltmü devam eden lanm11; birdenbire, dolrudaıı dolruya;
emirler. kontrolü lmklnsız.
To cali to onler : Usule aöre açmak Out ot healtb : Rahallız, bula.
(toplantı). Ollt of it : Dahil delil. sarfı nazar edil-
To kecp order : Disiplini muhafaza et- miı; kaybolmut; hatalı, yanıltıcı.
mek. Oat of one'ı lıad : ÇıJaın.
To take an onler : Emir almak; sipariı ODI of one'ı time : Çıraklık devresini bi-
almak. tirmif.
To take orden : Papaz "olmak. Ollt of order : Yolsuz, bozuk; nizamsız
Till funher onlen : Bqlta emir lllinceye veya ııraaız.
kadar. Out of patience : Sabrı tOltenmq.
To order : Siparime aöre, ımıarlama. Oıd of pocket : Sarfedilmi" cepten çık·
To order ııbaat : Oraya buraya k()ftur- mıt.
mak; [lic.] kabadayılık etmek, hllltmet- Oat of print: Mevcudu bitmiı (kitap).
mek. · Oul of queatioa : Mulıaktak, kati, şüp­
To onler a retreat : Geri çekilmesini em· hesiz.
retmek. Oul ol. reach : El erilmez, uzat.
To onler away : Kovmak, &itmesini em- Oul of seuoıı : Mevsimsiz, yeniz.
retmek. Oul of siaht : Oözdeıı kayıp.
To order someone a.t of : Birini kovmak, Oul of sons : Rahatsız, keyifsiz; dar~ın.
dışarı çıkartmak. Ollt of spirits : Canı sıkılmıs. newesiz.
To onler dinner : Yemek ısmarlamak. To be at outs wlth: [Colloq.] Arı.ı açık
To onler up: Getirmesini emretmek. olmak.
[ 276 )

Oıı& of tempcr : Kıı.aın. öfkeli, biddedi. To set over with : Bitirmek.


Oat of the way : MOtat hllifı, usul harici; To t.ıl OYer : I>Upnelr., de11rilmclr..
uzakta. To ao - : Dikkadc muayene etmek,
Oıı& o( time : Aheqe uypn deiiJ. tetkik etmek.
Ollt of trim : intizamsız. To pay °"' mooey : Pan ödemek.
Ollt of water : Sudan çıkınq. To play it OYCr : Blltlln bir musiki par·
Oat of work : ipiz, aylak. çuını bir kere çalmak; tekrar çalmak ve·
0.1 in ooe'ı sue•: Yaolıt, hatalL ya oynamak.
My dauııbter ia not yel llllt : Kızım daha To roll a stoııe OYer: Bir tqı yuvarlayıp
ufaktır (daha beoilz dan.. v.ı.'ye ptme tenine çevirmek.
zamanı delil). To run OY• a man : Birini çipmck,
Tıme 091 of mind : Ötedenberi, eskiden• (olomobll v.a.).
beri. To talk it - : Mllzakere etmek.
Tireci Gld : Çolr. yorpn, bitir.in. Two left OYer : iki tane kaldı.
To die G11t : Nesli bitmek; IÖDDlelt. To tip a boat OY• : Sandalı alabora et·
To ,_ .e: S&ıdllrmek (ıpt, atet). mek.
To 10 ..t: S6ıımet. To lhink it Oftr : Bir ICY llzerinde tekrar
To be llllt : Meydana çıkmak; evde ol· dllfıı-lr.. icabına bakmak, 1Crclini dll-
mamak; dıpn çılr.mıt olmak. ıllnmek, llaeriDdc durmak.
To become •I of cootrol: Ele avuca 11~ To tıım ._. : Çevirmek; aldllt etmlt.
mamat. devirmek; teslim clnMk, havale elmek;
OVEll (67 • 9), adv., n. ıl: prep. sözünde durmamak. .
Ali - : Tamamiyle; ber yerde; tama· To tum - a new leaf: Yepyeni bir ba-
miyle -a ermil- yata atılmak. hayata yenidea bqlamak.
All " • tlıc world : BOtlln dOnyada. OWE (67), v.
For .,.. : .. .'dca fazla.
Owlııs ta : Haaebiyle, .. .'dan, .. .'den do-
lt'ı ali - : Her ICY bitti.
layı.
Onr ..... : Bir daha, ,eaidcn. tekrar.
Onr apimt : KarJıama, lr.art11mda.
To owe onc's neck ta ııomeonc : Haya-
tınıbirine borçlu olmak.
O.er qe : HaddiDdcn fazla yqlı.
O.er od above : .. .'dan fazla, .. .'dan They had dilpute -fws ta lhe shcırtqe
o( uııdentandlna Anlayıılı
: olmamaları
baıka, illvetea.
O•• and - : Paldır kllldllr, yuvarla·
yilzllnden
OWN (67), a.
mlbıakqa ettı1cr.
ıl: v.
narak; tekrar tekrar.
O.er head od can : Tepeden tırnata ita· My fricnd'ı - book : Arkadaıımm
dar; tamamiylc. kendi kitabı.
O.er oııe's head : insanın tavnyııı dı- On oae's - : [Colloq.) Kendi hesabı·
ıında. . nı, kendi bqına, mllstakil olarak.
Onr 1CU : Deniz qırı yerlerde, yabancı To be one'ı owa man : Bqına buyruk
memlclr.cdcrdc. olmak.
0..r thcrc : Or8da, ta ötede. To comc ioto one'ı - . : Kendi malma
O.er - work : Çok çalıtmL sahip olmak; llyık oldutu mevkie erit-
Scattered o.er with llOacl : Her tarafı mek.
la$la dolu. To hold one's - : Mevkiini muhafaza
She wu ali over him: [Si.) Onu mem· etmek.
nun etmete bir hayli utnııtı. To owıı •P : İtiraf etmek, içindekini IÖ)'·
To be o.er: Bitmek, nihayet bulmak. leyip yllrelini temizlemek.
[ 277 ]
....
p (11). To ... the hoof : Tabanları yajlamak.
To miocl oııe'ı P's and Q'ı : ince nokta- PADDLE (3), v.
larına dikkat etmek, teferruata ehemmi- To ,.wle far out : Kayıkla uzaklara açıl­
yet vermek, titiz davranmak. mak.
Mind your P'ı aocl Q's: Ufak teferruatı To ..-.ne one's own canoe : Kendi tıini
ihmal etmeyin, lizım selen dikkati sar- kendisi &örmek.
fedin. PAGODA-TREE (9 • 67- 9+ 11), n.
PACE (21s), n. & v. To shake the pllloda - tne : Pqoda ap-
PKe maker: Yarııçı. cından para silkmek (yerden faraşla para
To &O tlıe pMe : Pek hırlı giımek (yüril- toplamak ıibi), çabuk para kazanmak.
mek); [fic.] eefahet hayatı yapmak. PAIN (21), n.
To keep ,_. with : Ayak uydurmak. · To take palm: Zahmete katlanmak; çok
To put a person throush his ,_.. : Biri- emek veya dikkat sarfetmek.
nin kabiliyetini denemek. Under ,.1a: Cezaya çarpılm11.
To set· (make) the pııce: Yarış veya yU- On (under) pıılıı of death : ÖIUm cezasına
rUyUş v.s.'de sllrat derecesini tiyin etmek;
çarptırılmış, aksi takdirde cezası idam.
nilmune olmak.
PAINT (21), v .
. To PllCe np and • - : Aşalı yukarı hız­
He Is not so black as he is pıılııW : O
la gezinmek, volta etmek.
zannedildili veya söylendi&i kadar fena
PACK (3), n. & v.
delildir.
A pııdl of fools : Ahmak sUrUsU.
To pııiııt aut: Üzerine boya sürerek ka-
A pııdl of lies : Bir sU.rll yalan.
patmak.
P8d: animal : YUk hayvanı.
To pııiııt the town red: [Si.] Şamatalı
hck horse : Yilk beyairi.
cümbllş ile rahatsızlık vermek; elJenceli
Pııck ice : Bir araya toplanıp kitle haline
bir akşam ıeçirmek.
gelmiş buz parçaları;
P8d: saddle : Semer. PAIR (29), n. &. v.
Pııck tnil : Kervan yolu. Bridal plllr : Gelin ve ıüvey.
To pııdl 1111 sail: [Naut.]• Bütün yelken- in paln : Çifter çifter, çift olarak.
lerini açmak. Palr of scissors : Makas.
To piıdı ap: .[Colloq.] İfi durdurmak, Pııir of compasses : Pergel.
çalışmamak. Pııir of pyjamas : Pijama.

To JN1Ck (a person) an : Göndermek, de- Palr of ırousers : Pantolon ..


fetmek, kovmak. To palr an (wltb) : Çift çift ayırmak;
To pııdl oneself aft : Defolup gitmek. çift çift gitmek; [ parl.] reyde muhalifi
(
The snow p'dm hard : Kar katılaşır. olmak.
PACKING (3-1), n. PAL (3), v.
Paddnııt bo" (case): Denk sandıjı, eşya To pml ap wldı : Arkadaşlık etmek; tıbir­
sandıliı. liji yapmak.
P.rlıiq needle : Çuvaldız. PALE (21), a. &. n.
To send a person paddıq: Birine derhal Beyond the pııle: Hariç bırakılmıı.
yol vermek, hemen kovmak, pılıyı pırtıyı Pale ale : Beyaz bira.
toplatıp defetmek. Pale - faced : Benzi sararmış, renai uç-
PAD (3), n. & v. muı.

Knight (squire) of the pd : DaiJar ha· To make pııle : · Mahçup etmek; sinirlen-
kimi. dirmek.
parl
[ 278 ]

The pııle : [Hiıt.] İrlanda'da lnailiz hl- Paper hanıer : Duvar kiığıdını yapıştıran
kimiyetinin tanınmq oldutu tısım. kimse.
To srow , . : Renai atmak, saranııat, Paper mill : Kağıt fabrikası.
solınat. PAR (44), n.
Within the .... : Hudut dahDlnde. On a ,_ with : Müsavi, aynı ayarda veya
PAU. (SS), n. el v. derec:ede.
it ,.O. • me : Bana ıına veriyor, ıına PARADE (9-21), n.
geldi; bıktım artık. On .....- : Resmiseçit halinde.
PaD bearer : Cenaze meruimlnde tabu- To make a pıınıle of : Gösteriı yapmak.
tun yanı sıra aklen veya onu tqıyan PARALLEL (3 - 9- 2), a. it n.
kim•. Never panlleled : Epiz, emsalsiz.
PALM (44), n• .t v.
Panllel ol lllltate : Arz derec:esini ıös­
Püa oil: [Colloq.] Rllpet, bahtil.
teren dairelerin biri, arz dairesi, paralel.
Nm Sunday : laa'nın Kudlbe muzaffer r...au.ı ruler : Muvazi cetveli.
olarak airiliniıı hltıruı olan Paskalyadan To draw a pıınıllel : Mukayeae etmek.
önc:eki Pazat.
Pıılm branch : Zafer allmetl olan hurma
· PARDON (44), n. it v.
1 beg your , . . . . c...ı. me): Affınw
dalı.
To bear (çarry off) the ,.1m : Zafu ka- rica ederim. affedersiniz.
PARE (29), v.
zanmak, plip olmak.
To yield tlııı ..... to : MalJGp olmak, To pue olf (aw&J): Yontmak; yavaı ya-
bqkasının üstllnlllltlnll kabul etmek..
va1 eksiltmek.
To have an itchlnı (llllın : Anaforcu ol- PARLIAMENT (44-9-9), n.
mak; para hırsı olmak. Act of ,.ılıımeıd: Meclis kararı.
To grease one's .... : Rllpet vermek. PAROLE (9 • 67), n.
To ,.._ fllf : Hile ile kabul ettirmek; On , . . . : Şeref ııözll üzerine (serbest
saklamak, pzlemek. bırakmak).

PALMY (44 • 1), a. PART (44), n. it v.


Palay days : Refah sttnleri, iyi allnler. A porson of ,_. : Kabiliyetli kimse.
PAN (3), n. .t v. Component ,... : Mürekkep cllzlller.
A fluh in the ,_ : Kura ıllrtlllll; netice For my ,.t : Bana kalırsa, bence.
vermiyen pynt. for the mosı ,.t : Bkaeriya; esas itiba-
,_ - Americ:uı : Btltlln Amerika devlet- riyle.
lerine mahSUI veya ait. Foreian ,_.: Yabancı memleketler.
To ,_ eft (o.t): Altın aeçmek; [li6.] 1 live in these ,_. : Ben buralarda (bu
iyi veya kötU muayyen .bir netice çıkar­ civarda) oturuyorum.
mak. in ıood part : Tatlılıkla, iyilikle.
To ,_ oml : · Netic:e vermek; muvaffak 1 took it in aood part : Ben kızmadım, iti
olmak. tatlıya bailadım.
PANIC (3 -1), a. el n. Jn ili part: Muarız olarak, uyupmıya­
l'Dlc monser : Eussız tellp aebebolan, rak.
panik çıkaran kimse. Jn pan: Kı~men, bazı cihetle.
l'uk stricken : Panije dllfmüı, lni ve Jn parts : Kısım kısım, parça parça.
esassız korkuya kapılmlf. On the put of : Tarafından.
PANT (3), v. el n.
To ,.u
cıal (fortlıı) : Nefesi kesilerek ça-
buk söylemek.
Foolish behaviour 011 the put of him :
Ahmakça (budalaca) hareket etti.
The outer put : Dıı kısmı, dıı aörilnUtli.
PAhR (ll - 9), n. el v. Part and parc:el : Esas kısım.
l'aper'hanginp: Duvar kliıdı. Parti of speech: [Gram.] Bir kelimenin
[ 27!1 1
....
Let us pM't friends : Dost olarak ayrıla­ rindcn ayıran hudut hattı; parti siyaseti.
lım, dost kalalım. Party spiril : Bir parti iiz:alarına bakim
isim, sıfat, zamir, v.s. gibi ait bulundulu olan şevk, v .s.
kısımlar, cümlenin kısımları. Cocktail pmty : Kokteyl parti.
Spare ,.ra: Yedek parçalar (oto, v.s.). PAS8 (44), v. it n.
To play a pıırt : Rol oynamak. A frce , . . : Paso.
To play a noble pıırt : Şerefli bir rol oy- it . , _ my comprehension : Aklım er·
namak. mez.
The inner ,.ra: İç kısımlar. P89' key : An~htar, yol, rehber.
The crowd pm1ed : Kalabalık ayrılarak To hring to pus : Vukuuna sebcbolmak.
yol verdi. To come to , _ : \'ukua aelmek.
To take pıırt in: Yardım etmek; hissedar To come to a strange p1191 : Beklenilme-
olmak, iıtirak etmok. dik bir dönüm nok.tasıoa varmak.
To take put with : Terketmek; Htmak; To hold thc .,.m : Bir davayı destekle-
a~~~ .
mek veya müdafaa etmek; geçidi tutmak.
The privy ,.res : Edep yerleri, Yticudun To seli the pas : Hainlik etmek; mevzii
mahrem ·kısımları. bırakıp kaçmak.
To take put with one : Yardım etmek; To , _ ..oııa to : İntikal ettirmek.
tarafını gütmek.
To • - mway : Vefat etmek, ölmek; kay·
To have neither put nor lot in : Hiçbir bolmak, sır olmak, orladşn kalkmak.
hissesi veya kirı olmamak.
To , _ a divident: [Com.] Kir hissele·
To take the pıırt of : Birinin tarafını tut·
rini ödememek.
mak, himaye etmek, desteklemek, birin·
To , _ off: Geçirmek, sürmek (sahte
den yana çıkmak.
para); geçmek, sahte sıfat takınarak bir
The greater pıırt ı Ekseriyet.
yerde YBfBlll&k.
To pıırt coınpany : Birbirinden ayrılmalı:,
To , _ ı.etweea : Arasından geçmek:.
alakasını ke~mek.
To , _ be7cıM : Geçmek; üstlln gelmek.
To pıırt " - : Birinden ayrılmak.
To pıırt wldı : Bir şeyden ayrılmak veya To , _ by: . Görmemezlikten gelmek;
vazgeçmek, terketmek. yanından geçmek; uJramak, ıeçip ait·

PAR11AL (44shl), a. mele; terketmek:; kulak asmamak; sarfı


To be pertlııl to : Sevmek (sinema, içki nazar etmek.
v.s.). To , _ ener: Üzerinde durmamak, geç-
To be pmtlııl in one's judgements : Muha- mek; habeniz: seçmesine müsaade etmek,
kemesinde yanılmak; her iki tarafa tarşı göz yummak; terk ve ihmal etmek; Uze·
haksız davranmak. rinden geçmek.
PAR11CIPATE (44 ·isi· 21), v. To , _ for : Teli.kici edilmek, addedil·
To ,.&:lpııte wldı a pel'!Oll in a thinı : mele.
Bir kimse ile bir ~ye iştirak etmek. To pu1 for a doctor : Doktor diye geçin·
T pıırtklpMfı trltlı you ı. your grief : Istı· mek.
rabınız:a iştirak.ederim. To , _ tlıroaah : Nüfuz etmek; içinden
PAR11CULAR (9 • 1·17 • 9), a. it n. geçmek; geçip kitmek:.
in ,.nlcııl• : BllhaMıı. To,.. 09t: Dışarı çıkmak; [colloq.]
hrtlaılar about : Bir ICY hususunda titiz:. şuurunu kaybetmek, bayılmak; ıeçmek~
PAR11NG (44. 1), n. To , _ an examination : Bir imtihanda
Parthıs of the ways: Yol ayırımı. muvaffak olmak.
PARTY (44 • 1), n. .t a. To , _ water : Su dökmek, ifemek.
r.ty !ine : Birkaç aboneyi birden rapte· To , _ the time of day (witb) : Selim·
den telefon hattı; kompı mWkleri birbi· !aşmak.
..... [ 280 ]
..,
To , . . onaelf alt 11 : .. .' tavrı takın· To palda up a quarrel : Münazaayı mu-
malı:. vakkaten dindirmek.
To , . . a remark : Konupnak, bir IBY To , _ . •P : Acele Ye tabaca birbirine
söylemek,
To , _ muster: İmtihanda muvaffalu·
yetle seçmek.
To atrike a bad
ramak.
'*' :
uydurmak; tamir etmek.
Talihlizlile uı·

To , . . the ball: [Foot.] Topa bqb PA111 (44), n.


bir oyuncuya pçlrmek, pu YenllCk. Cinder ,... : Kömür cürufundan yapıİ·
To , . . . , : [Si.] istifade etmemek, fır· mıı yarıı yolu.
satı kaçırmak. The beaten ,... : Herkesin aeçtlJi yol,
To , . . .,_: Kanr vermek. iılek yol.
To , _ • : 'Geçip sitmelı:, yürümek, PA11ENCE (21sh9 • ı), n.
ileri ıitmelı:: ölmek: pçinnek, baıltaıına Out of ,...,_ with : TahammUI ede·
vermek. mez, kadanamaz.
·To , . . • • : Havale etmek. •PlldellCe le..S. to salvatioa• : (Prov.]
Pleue , . . tlıe butter : Tereyalı bana
Sabrın sonu sellmettir.
verin IOtfen (IOfnıda). To have no ,.._. wilh : Birlikte ta-
To , _ wlth ftylna eoloun : BUyllk bir hammUle kabiliyeti olmama; darıın olma.
ba1Brı ile sınıf pçmelı:; muzaffer olmak,
To ıırow out of ....... : Sabınızlan·
ıalip aelnıek.
mık.
PASSAGE (3 • lj), n. To have the ,...._ : Sabırlı olmak.
A stormy , . . . . : Fırtınalı deniz yol· To be out of , . . _ with : Darsın ol·
culutu. mak, kızaın olmak.
Bird of,.....: [Colloq.] Göçebe kimse.
PAUSE (55z), v .
. . . . . of (at) ınnı : Kavp, cenk.
To , . _ far : ... için durmak.
PA881NG (44 • 1), n., ı. A ..Sv. To , . . . • (upOll): Üzerinde durmak
in ....... Oeııerten. (mesele v.ı.).
...... bell : Ölllm çanı.
PAVE (21), v .
...... snde : Sınıf pçlrec:ck numara. To ,... the way far (to) : Hazırlanmak
PASllVB (3 • 1), L A n. bir ICY için hazırlık likmet·
....._ obedience: Kanaat veya premip- PAY (21), n. Av.
lere aykırı da ola tam itaat. Extra .., : Bahıiı; ikramiye.
,..... reslltance : Puif mub'VClllet. Pull pay : Gündelik; haftalık; aylık; se·
PA8'1tJU (44 • llb9), n. nelik.
Summer ,..._.: Yayll. Half pay: Yarım Ucret (Jündelik).
Winter ....... : ltJflak. l'llf diri : t,ıeıme zahmetine deler mik·
PAT (3), v., n., ..Sv. a: L tanla maden ihtiva eden topnk.
To ,_ ancl ııpoı1 : Severek ıımartmat, To be in the pa:J of : Ocredili olmak,
okfaınalı:. maiyetinde olmak.
To , . one • the back: Olqamak; [fil'.] To pay attentionı to : Blıemnıiyet ver-
tebrik etmek: memnunluk ptcrınet. mek; dikkat etmek; saymak, kulak asmak.
To answer pllt : Dertıal Ye r.eki bir cevap To pay a-:r: Hakkını ödemek; [Naat.]
YerDMk, hazır cevap olmat. halatı kaloma etmek.
To atand Jı111 : ltıyadmı bomıamak, alıt­ To pay for (a thinl) : (Bir IC)'in) paruını
tılı ulullerde devanı etmek. ödemek.
PATCR ('3), n. Av. To ~ alt: Tamamiyle &temek; DllBI
A , _ . of: Ufak bir parça. 11ermek; ile almak, acısını çıkarmak;
Not a , . . on : [Si.] Kıyas kabul etmez. [Naııt.) rUzalr altı tanfa dllfmek.
[ 211 J
...
To ,., 11111 (awmJ) : Para sarfctmek; Purl diver : lnci avcısı, inci Çılr.:ıran dal·
[Naut.] halatı taloma·eımek. ııç.

To pay 11111 : [Si.] Cezalandırmak; inti- Purl flııhery : lnci avcılıtı.


kamını almak. Pad lf&Y : lnci rensl.
To ...,. tfıe difference : Parkını ödemek. Pearl whlte : Bi11nut v.1.'den yapılan yUz
To 11111 the piper : Bedelini tazmin et- ~mi.
mek; masnfı yüklenmek•. PECJ[ (2), n.
To ..,. bd: Aldılı borcu ilde etmek; A llllClı of troubles: Birçok dert.
karıılık vermek.
PECUlt (2 - 9), n.
To pay a visit (cali): Ziyaret etmek. To keep one's pedrn' . , : [Si.] Nqell
To PmıY calls on : Utramak. olmak; cesur olmak, nıettn olmak; ıay­
To ,.,. one's way : Borca ılnnemek, ret etmek.
borçtan sakınmak. PEEP (1 l), v. An.
To ,.,. the penalty : Cezalanclınlmak,
Peep of day: Gibi ııtumuı.
cezuını çekmek. . hep show : Adaeli kOçWt bir delikten
To pay the debt of nature: Ölmek. seyredilen resimler.
Tö pay ....... the noııe : BUyWt bir mas- To .... d-. (•): Göz.etleıneı, sizli·
raf yapmak; pek fazlasiyle ödemek; 119" den BizJlye bakmak.
halıya almak.
PEER (l I), n. A v.
To pay la : :llara yatırmak.
Houııe of l'Hn : Lordlar Kamaruı.
To pay up : Bon:unu vermek.
Peen of the Unlted Kinsdom (of the
To ..,. duc allention : Gereken ilıiyi realm) : Lordlar Kamansıada bulunmıya
ptermek.
· salihiyeıi olan Britanya asılzadeleri.
PEACE (l Is), n. 1 r - of Irelancl : Kaydı hayat tartiyle
A bı:anch of the pese : bıtilll veya kar· . seçilmiı yirmi tekiz 1za.
ıaşalık. Pttn of Scolland : Her iki parlamentoya
At puce : Hazarda, sulh halinde; nhatta; seç.ilmlf OD altı lza.
ölmüı. To p11r llllo : Göz.ellemek, tecesatble
Juslice of ıhe ,.. . : Sulh bitimi. batmak; bir yarık v.ı.'den batmak veya
Peııcı be with you : Allah ııellmel ver- çıkmak.
sin, ııeli.nıetle. To ,.... •I : Aralıktan bakmak veya
The Kinı's (queen's) pe11e1 : Aıayiı; bU· çıkmak.
tün memleltetı. 1ellmeL To p11r aıro.p : ... araiından bakmak.
To hold one'ı P...:Sikin dunnat, _.. PEG (2), n. ıl v.
mat. A rouııd ,.. in a 111uare hole : Bulnn-
To keep the pe11e1 : Sulhu muhafaza et- duiu yere yakıpıyan kimme.
mek. Clothea ,.. : Elbile aatm.
To make peııce with : Biri ile barıpnat, Pel leı : Tahta bacak. tahta bacaklı
sulh yapmak. adam.
To make one'ı peııce with : Bir mDna· Pestop:T~
zaaya son vermek. To Pli old: [Si.] Ölmek; aciz Blllter·
PeKe of mind : Kalb huzuru, huzur, 1111· mek; bitkin hale slrmet.
ton. To Pli • (... ....,): latitrarlı surette
r- to his ashes : Allah nhnıet eylclin. çalıtınak.
. , _ time : Hazar, banı, sulh. To ,.. . . _ ı Alaç çivilerle mılılamat;
PEARL (99), n. kanunlar v.ı.'ye kartı dannat.
P..t barley : Kabuju 10yulmuı ve yu· To lake (one) dowa a ,.. : (Birini) tllçllk
varlak hale konmıit arpa. dutUmıet.
penoal
[ 282 ]

PELT (2), n. Per contra : [L.] Öbür cihetten, diler ta-


Full pelt: Tam hızla, çok ıiddetle. raftan.
Peltlııs rain : Sürekli yalmur. Per diem: [L.] Günde; her ıün.
PEN (2). n. ııl v. Per fu el nefas': [L.] Haklı veya haksız
Fountain pee : Dolma kalem. Per mensem: [L.] Ayda, her ay.
Pea name : Müstear isiİn, tatma ad. Per pro: [L.] Namına (imzalarda kulla-
Pea point : Kalem ucu. ~ılır • p. p. olarak da yazılır).
Pee portrait: Yazı ile tarif. Per saltum: [L.] Bir aılayıfla; birden.
Slıadinı pea : Gölpli yazı yazmaya mah- Per se: [L.] Kendilitinden; haddizatın­
!IUS ucıı kesik kalem. da.
Stub pea : Kalın uçlu kalem. PERCH (99), n. ııl v.
PENANCE (2 • 9 - s), n. Come off your perdı! : Kendini dev ay-
To do pemııce : Kefaret olar · ·za çek- nasında görme!
mek. PERDU (9 - 17), a.
PENNY (2 - 1), n. To lie perdlı : Pusuya yatmak, gizlenmek;
A Pllm1' for your thouıhts : Ne düıünü­ tehlikeli vaziyette ölmek.
yorsunuz? PERIL (2-1). n.
A pretty peaııJ : İyi meblll. çok para ve- At your peri : Günahı boynuna.
ya masraf. in peri of: Tehlikede.
in for a peany (pound) : Baılanan iı ne J am in pul of losing my life : Hayatım
pahasına olursa olsun bitmeli. tehlikededir.
•Take care of the ........ and pounds PERIOO (19- 19), n.
will take carc of themııelves• : [Prov.] The perlo• : Şimdiki zaman.
Damlıya damlıya söl olur, para parayı To pul a perlod to : Bitirmek, son ver-
çeker. mek.
Pnay wiııe : Çok cimri. PERPETIJrrY (99 - 1 - 1771 - 1), n.
Ten plllll)' nail : İri çivi. For (İn) perpellılly : Her zaman için, dai·
To tum an honest pell'I)' : Dolrulukla ve mi olarak.
alın teri ile para bzanfl13k. PERSIAN (99 - sbn), n. ıl a.
To tum up like a bad -PIDJ : Geçnıez Pe.-. apple : Şeftali.
akçe iibi sahibine dönmek. Penlllll blind : Sark mUslini,
To be ..-v wise and pound foolish : Pe.._ carpet : Acem halısı.
Ufak :ıeylerde tutumlu büylllt :ıeylerde Penfllll ıulf : Basra körfezi.
müsrif olmak. ......_ Morocco : Acem sahtiyanı.
PENSIONER (2 - ah9n9), n. Peni.la inııec:t powder : Ha11ratı öldür
Grand pellll-: Holinda ve Zealand me tozu.
Cumhurreiıi. Pım.. wheel : Su dolabı.
PEOPLE (11), n. Perııllla lamb : Ati cins astraıan kürk.
A pat maııy ...... : Çok kalabalık. PERSON (99), n.
Pe°"8 say: Diyorlar. in , . _ : Bizzat, phsan.
The people : Halk, ayak takımı. Fırst ,.._: [Gram.] Birinci pbıs.
PER (9). prep. Second ~: [Gram.] İkinci phıs.
Per annum: [L.] Senelik; her sene. Third ,...ıi: [Gram.] Üçüncü phıs.
Per upera ad astra : [L.] Mepkkat ve PERSONAL (99- 9), L
ıüçliltlerden yükııek pyeye. ....._.. appearaııce : Kıyafet, sima, tö-
Per capita: [L.] Nllfua bqına; mllaavat rünllı.
(eıidik) bere. ....... effectı : Zati efYL
._. cent (centum) : Yllzde, yllrde tıeaa­ . . . _ . equation: [Aıtron.] Gök hi-
biyte. diselerini kaydeden bir kimsenin bu hAdi-
[ 283 ]

scleri yanlış olarak kaydelliii vakitlerden Prepositional plırml: [Gram.] Öntakı


biri. ile başlıyan ibare (söz).
Penoaııl gain : Sahıi me~faat. Plına boolt : Cilmle veya ıstılah kitabı.
Penoaııl . pronoun: [Gram.] Şahıs za- PHYSICAL (izi), a.
miri. A pbyııkal impo11ibility : Maddi imkin-
Penoaııl re'!larks : Şahsi imalar. sızlık.
Penoaııl verb: [Gram.] Şahsi fiil. Pbr*al beauty : Endam aüzelliil.
Penoaal ıo myself : Kendi phsıma ait. Pb,.... educatioıı : Beden terbiyesi.
PERSPECTIVE (9 - 2 - 1), İı. & a. Phy*-1 examination : Beden muayenesi,
Aerial penpedlve: [Paint.] Resimde sıhhi muayene.

eşyanın renk v.s. vasıtalarla temin edilen Phymlaıl geography : Tabii cojrafya.
yakın veya uzak görünillll. PbY*al properties : Bir ci11nin renk ve-
in pcnpedln: Menazır ilmi usulünce. ya büyüklük v.s. aibi kimyevt dcilfildik-
Linear pe~ : See : LINEAJt. lere ballı olmıyan hususiyetleri.
Perspedhre glass : Dürbün. Pbydaıl aciences : Tabit ilimler.
PenpectlTe view: Mesafelere .nispetle l'llydcal ıuperiority : Bedeni kuvvet cihe-
görünüş, perspektif manzara. tinden Ustilnlilk.
PET (2), n. & a. PHYSIQUE (izi lk), n.
My pet : Sekerim, canım. A man of strona: pbrllqae : Kolay kolay
Pet aversion : En çok nefret edilen ICY hasta olmıyan adam.
veya kimse. A man of powerful plıYliqae : GliçlU kuv-
Pet name : Sevgiliye verilen hususi isim. vetli adam.
To be a ıreat pet : Çok sevgi uyandır­ PICK (1), n. el v.
mak. A bone to plı:l : Paylaşacak koı.
PETARD (2 - 44), n. 1 have a bone to plı:l wlda you : Sizinle
To hoist with one'ı own pemnl : Kıız.dıiı aörülecek hesabım (payla1&cak kozum)
var.
çulrura kendi dil$111ek, kendi bombası ile
Pldl-me -up: [Colloq.] Canlandırıcı
kendini uçurmak.
içki.
PETER (11 - 9), n. & v.
Pldl - up : Rastaele kimselerle oynanan
Blue peter: [.lfaut.] Hareket filfunuı.
(oyun); fahiae.
•To rob Peter to pay Pauı. : [Prov.]
To pick and choose : İIİedili sibi ııeç­
Ali'nin küllbını Veli'ye, Veli'ninkini de
mek; kılı kırk yannalc.
Ali"ye vermek.
To plı:l at : Çimlenmek, yemlenmek;
To peter . t : Yavaş yavq bitmek veya
dırdır etmek.
ortadan kaybolmak, t11ılmak (aes).
To pkk olf : (Alaçtan) koparıp topla-
PHIL080PHY (1 - S - 9 - 1), n. mat; [li6.] Birer birer vurup dtlfllnnek
Experimental phlkılaflaJ : Ameli veya (tabanca ile).
tecrübi felsefe. To plı:l oa : Durmadan kusur bulup azar-
Moral phlmoplıy : Ahlilt ilmi. lamak, ulrapnalc, ııleyhinde bulunmak.
Mental pllDG9Qlllly : Zihnt felsefe. To plclı oaa : Seçmek, llf'a&ındaıı ~
Natura! ,..._,,.,. : Tabii bit.met ilmi. ııeçip almak, ayırmak; parlak renklerle
Speculative phl-.pby : Nazari felsefe. boyayıp aöı.e çarpar hale koymak; mlna-
PHRASE (21z), n. sını kavramak; ltul.ıt dolıunluiu ne çal-
Adjectival , . . _ ı [Gram.] Bir sıfat ifa- mak, notaJız pratik çalmak (piyano v.s.).
de eden ibare (llÖz). To plck one's way : Enplleri yenerek
Felicity of ,..._ : Tam yerinde söz aöy- kendine yol açmak.
leıne. To plı:l to pieces : Didik didik etmek;
in simple , . . _ : Sade sözlerle. çeki~tirmek.
( 284 ]

To fkk ener : Ayılı.lamalı:. Of a plea with : Aynı, tıpkısı, benzer.


To plek •• : Kaldırmak; toplamalı. <aaıa, Plec:e by pleee : Parça parça, teker teker.
parmak, v.ı. ile); 6tesinden berisinden ya- To breık ıo ıılea. : Parça parça etmek
hut azar azar seçip almak; rastaele bul- veya olmak.
malı.; pratik olarak ötrenmek; almalı.; ku- To ,lece oa : Eklemek, ilave etmek.
caklamak; tanı1111ak; uysun silmek. To plece _,: Parça illve etmek suretiyle
To pldı oneself . . : Toparlamak. kendi- tamamlamak.
ne plmek; hızını artırmak. To lılec:e .. : Yamamak.
To fkk holes la : Bir ilde hata bulmak, To plece toseıher: Parçaları bir arıya
kusur bulmak. toplamak.
To fkk a quarrel wlllı : Kasden kavıa PIG (1), n.
çıkarmak. ... ile kavp aramalı.. He is a pis: O çok yer, oburdur.
PICKET (1 - 1), n. Pis - eyed : Yumuk aözlll.
Pldıat fence : Kazıklardan yapılmıt çit. Pis - headed : inatçı; ten; ahmak.
Jlldıwt llJ&l'd : inzibat po1tası. Pla iron : Ham demir, demir ldllçıeal.
Plciılt tine : Grevciler tarafından tiyin ...,, wash : . Domuza yedirilen matbah
olunan bokçıler safı. silprüntllsll.
Pldıat rope~ Hayvanı kazıla balhyıcak Roası tıll: Domuz eti kızartmuı.
ip. To make a pis of ones:lf : Çok yemek.
PICKLE (1), n. v. +. To buy a tıll in a poke : Malı aönneden
salın almak; körükörünc ahı verit etnıek.
in a sad plclılc: : [Fi&'.] Pena veya sıkın­
tılı vaziyette. PIKFSl'AFF (41 +44), n.
To have a rod in pldde: Yola getirmek Plain as a plkeataff : Apaçık, alikir.
için dövmek veya azarlamak. PiLE (41), n. et v.
PICl'URE (1 - tsh9), n. el v. To pile Krem : Çabuk seçmek (yol v.ı.
Movinı pldlıre : Sinema. den).
Ple-.'8 book : Resim kitabı; çok resimli To ...e la: ·[Si.] Kide haline airmek.
kitap. To plle OD: Yıtmak.
Plrftn frame : Resim çerçevesi. To ple o.a: [Si.] Kitle halinde dıprı
Plctllre pllery : Resim 9e1'1İıl. çıkmak.
l'lctllre hat : Genlt kenarlı ve sUslll ka- To plle .. the qony: See : AOONY.
dın ppkuı. To make one'ı plll : ISleclili parayı elde
Pire.re postc:ard : Reaimli kartpostal. etmek.
Pldılre lheatre : Sinema. To plle . . to: Yılılmak.
The ......_: Sinema. PILL (l),n.
The flcMw of lıeallh : Sıhhat timsali, A betler lıll : Yutulmaz weY. kabulll ıllç
mllceuenı 11hhaL if.
Tbe ,..... of despair : Omillizlik tim- To 111d tbe . . : Acı bir teYI taddıkla
sali. yutturmak.
PIECE (l lı), n. et v. PiLi.AR (1 - 9), n.
A ,._. of ııewı : Havadis, haber. A , . _ of the church : Kilile erkinından
A .... in lhe teahlre : 11yatroda bir biri.
piyes. Prom ,.._ ıo post : Bir merciden bir
A aood ,-. of luct: İyi pna. merciye.
A ,._. of one's mbıd : Plkriai aç*ça ,.... bÖx : Yol kenarında ltltun llldin-
beyan etme; azarlama. de posta lmtmu.
By the ,_.:Yapılan it miktarına a&e. Plllan of Herculeı : .Cebelltank Bolm-
parça bqına. nın iki tarafındaki yllbek kayalar.
[ 215 ]
PiLOT (41 • 9), D. Pin (41), D. a.
v,
, . . clotb : Gemici elbileli ~ mavi ... .... dream : Bot emel, hulya.
y.t. .... doWDI : ICa eaiDil Ceıımi taııuı
, . . enaine : Kılavuz lokomodf, tren "'9 to quarten: [Nauı.] Silillre ile
hattmı teftit için &M:e llSndcrileD loko- •lııerbl yerine• lııumıııda11nı vem»k.

motif. .... to the ilde: [Nauc.] Selim için ıi·


!lky .... : Gök rehberi, ruhani kılavuz, liatre çalmak.
papu. Put that io your .... aııd mıoke it : b-
To drop the .... : Kılawz Alı-vermek; ter inan iller bıaııma it böyle.
w•. 1 nulhatçıdan vaqeçmek, tendi ak· To .... . , : (Si.] Çalmala bq1aınak
lına IÖR hareket etmek. (çalaı); - IOyleaıet.
•Too nwıy .... liııt the lhip•: [Prov.] To .... oae'ı eye : (Si.] Al)amalıı.
Kaptuı çok oldu&u yerde pml batar. •.Who pafl the piper pla11 oa the ..... :
PiN (1), D. ıl v. [Prov.] Parayı wrea dUdqtl çalar.
Belayinı . . : c•auc.] Armadura çelili.
. . . . . (41. 9), D.
Don't canı a flllll : Zene tadar lllDlllUD• •Pay the .... aııd caD the time-:
da olmuınl, aldırma!
[Prcw.] Parayı vereıı didlllll çalar.
He il quick OD hil .... : [Si.] ava al· To pay tbe ,.._: MIR'lfmı lldemet.
bidir, alittir; çabuk kopr. IVING (41 • 1), L
A ...... voicıe : ince -ve ytlbet bir - .
On oııe'ı . . : lyi vaziyette (halde).
A ...... IDOd tüm: Çok hıııt nlit.
1'111 ınoney : Bir erkelin kanama verdiji
...... bot: Çok uc:at; lli•-1 tam, ,...ı
cep harçlı&ı.
yapılm... çlııeli bunıılDda.
Safety ... : Çcqelll llne·
11ıe ...... thma ol peam : a.faJılı IUllı
"fo . - ._.: Mecbur etınet. mahtGm
zamuu.
etmek: lelpİt etmek.
To . . oııe'ı faidl .. (•) : Taaıamlyle
l'IT (1), D. a. •.
Pli _.: Madea UmDrlL
itimat aöstermck. tllwım.t.
To ,ıa .. : Ballamak
,.. • ran : Tımıt; w•.1 aızıı te11111re.
The ,ıt: Cemuem; maar.
1 ..... lıopea .. hlm : Ona Dmit balla· To ,At one apbılt anodıer : Birbiriyle
dım.
ıqllc:adeleye IObıat, aralaruıda fitne IOk·
To mm ., : Yel9 dDpneliD Ilı,. toplu 11ne
mat, bnlınDat.
Dıİ mammat.
To ,At ..... : Blrilbıe kartı cephe al·
JllNCB (1), D. A. v. mat, mulwebeye Prmet.
A .... ol Alt: Bir tutam tuz. Pn'Cll (1), n. A. V.
A . . . . .ı : Bazı; lllfat miktarda. Al blııct u . . . : Slmliyah, zift libl-
Ata.-.:Dll'lıtla,ıambda. . . . aııd pay: .,..... •ymL
On a . . . : ihtiyaç brt!llDda, iclbmda. PM piııe : CırL
The lhoe ...... : Ayakkabı vuruyor; . . . dark: Zlfiıt brulıt.
w•. ı ilin ıamtııı tarafı çıtıyor, iPD Pti ol a roof: Ycıbi. lıayır.
kötll tarafı var. To ,ıd la: Gayıede bqlamak, veya al-
To lake il with a ,._. of Alt : lmlyeyi rlpek.
epeyce lir lllıoalo ile kabul etmek, deni- To ,ıd .... : [Colloq.] Yumruk veJa
lenin cıo&uaa ı.....mam•t dil ile lecavOıde buhııımak; t1ııtlbıe Aldır·
PIP (l),n.. mak; azarlamak; atmak; ilmik; tollamak.
it si,,. me the ... : [Si.) 11eD1 bedbalıt To 1J11ı::1a .,.. : Seçmek; lıakkıııda tarar
ediyor. wrmek; bilhuu birini llÇİp lllttbıe yU-
To have (set) the ... : [Si.) ICcyfml rllınek.
bozmak, rahallızlumak 11ıo lıllelı of the voice : Sesin Yllbekliiİ·
[ 286 ]

Pltcb and toss : Bir hedefe para atma To plaee • : Atfetmek.


oyunu. PLAGUE (21), n. .t. v.
Plldıed battle : Meydan muharebesi. Plasae spot : Veba bulunan yor, veba alll-
PITCHER (l - 9), n. meti olarak deride çıkan leke; [li,..) fe-
•Liıtle ,lldıen bave loııa ~ars•: [Prov.) sat ocaıı.
Çocukların kulalı delik olur, çocuktan Plasae lake it! : Allah beliısını versin!
al haberi.
PLAIN (21), a., adv. el n.
PITY (1 - 1), n.
Plala clothes : Sivil elbise.
Deserving of plty : Merhamete llyık.
Plahı - clothes man : Sivil polis.
lt's a plty Cll8I : Maalesef, ıecssUrle söy-
PW. dealing : Dotnılut, namusluluk;
lemek isterim iti.
saflık; açık aözlillük; do&nı iı.
Ouı of plty: Merhameten, acıyarak.
PWn livina : Basit yapyıı.
To feel plty fer : Birine acımak.
...... sailinı: [Naut.] Seyri mUst~vi
To take plty cm : Acımak, merhamet ı&­
usulü; aüçlültsUz. İf.
termelt.
PWıa spoken : Açık sözlü, ifadesi sarih,
What a plty: Ne yazık.
do&nı söyler.
PIZE (41), n.
PlalD words : Açık söz..
A pbıe upon it! : Unet olsun!
Plöı sewing : Düz. dikiı.
Jı's a thousand pi-. : Çok yazık, yazık­
lar olsun. PLAN (3), n . .t v.
PLACE (21s), n. .t v. Perspective ,._ : Menazır ilmine (pers-
High plııcH: Yüksek mertebeler. pelttiv) söre çiz:ilmiı plin.
He knows his plııce : O iıini bilir. Raised ,._ : Kabartma; harita.
Worltiııa ,._: İIÇiler için yapılmış tefer-
in plııce of: Yerine, bedel olarak.
ruatlı plln.
in plKe: Elverişli, muvafık.
in the second plllce : İkinci olarak, ondan PLANE (21), n., v. el a.
rnra, ikinci pt•nda (derecede). Automatic plaae : Mail satıh ilzerind:
in the first plllce: tık olarak, ilk plindı. taşıma cihazı ki bir yandan inen dolu va-
lt's not my plllce to: Hakkım yoktur. ıonun atırlılı öbllr yandan boı vagonu
My phıce : Evim. yukarı çeker.
Out of plac:e : Münasebetsiz, uy111nsuz. lnclined pime : Eiik dllzlem.
Pi- card : Bir ziyafette davetlilerin sof- On the same , . _ : Aynı satıhta, müsa-
radaki yerini ıösteren kart. vi, aynı derecede.
To hold a plac:e : Bir mevki tutmak. Plam angle : Basit açı.
To pike a bet : Bahis tutmak. Plaııe eh~ : Mütevazı ve nısfınnehar
To plKe an order : Sipariı vermek. hatlarının hepsi dllz. olan harita.
To plKe bellde: Yanına koymak. PIBDe figure : O:r.erinde bulunan tekmil
To place la hand : Ele pçmek. noktaları aynı satıh ü:r.erinde bulunan
To plllce cm probation : Bir ICYİD tahkik tekil.
veya ispatı için birisine bir imkln daha Pi- table : Mesaha tahtası, plançete.
vermek. Pi- aeometry : Musattab geometri.
To phıcıe something at the disposal of : Pime sailinı : Müstevi seyri usulü, bir
Emrine vermek, tahsis etmek. ıcminin müstevi satıh üzerinde .acı.dili
To give plııce to : Öne aeçirmek, yol ver- farzolunarak mevkiini tayin etme usulü.
mek; meydan vermek; müsaade etmek; PLANET (3 - 1), n.
başkasına yer vermek; yerine aeçirmek. Major (primary) pıa-t: Gilncıin etra·
To lake plac:e : Vukua tclrnek, zuhur et- fında dönen seyyare.
mek. Minor (secondary) ,ı-t : Seyyare etra-
To lake plllce ol: Yerine ıeçmek. fında dönen peyk.
l 287 ]
"-« ltricken (struck) : Korkudan 1&· Plataalc pcriod : Enüm devri.
ıırmıı. PLAY (21), v. ıl n.
PLANK. (3nak), n. A smile plafa apoa his lips : Dudakların·
To plak dOWll (ınoııey): [Colloq.] Der- da bir tebessllm var.
hal ve memnuniyedc ödemek (para). A ....,. upon wordı : Kelime oyunu.
To wallt the ,._.: [Naut.] Geminin At play : Oynamakta; oyunda.
yanından uz.atılmıt bir kalaı ilurindc Chikl"s JÜ1 : Çocuk oyuncatı, Ç9k ko-
aözleri ballı olarak yllrllmele mecbur ol· lay iı.
mak (korsanlarda idam usulll); vazifesin· Foul fla1 : Hileli oyun; ıılçakcasına iı;
den istifaya mecbur edilmek. suikast.
Pi.ANT (3), n. ıl v. in JÜ1 : Şaka olarak; oyunda (top}.
P1..a food : Nebadarın aıdası olan allb- Out of JÜ1 : Oyundan çıkarılmıt­
rc, v.s. l'llly on words : Cinu.
ft88t house : Limonluk. Play of worda : Gcvczclilt; kelimelerle
To plut a.t: Sabı veya limonluktan çı- oyun tertibi; kelime ejlenc:eai.
karıp bahçeye·dikmet. · l'l8J • or ·pay bet : Baht ili-
To plat onaelf : Dikilmek. l'laJ• out : Kullanılmıı; sarfedilip tllke·
PLASTER (44 • 9), v. tilmiı; bitkinlqınif. iti bitmit-
To ,..._ wldı flattery : Çok fazla kom· To come into ..., : Meydana çıkmak;
pliman yapmak, aşırı derecede yallaldan· kullanılmala bqlamat.
mat. To plaJ a role (part) .. : Rol OYD!Ullak.
Pi.ATE (21), n. ıl v. To JÜ1 a trick om soaıeone: Saka etmelı:,
Book pWe : Bir kitap sahibinin ismini oyun oynamak.
taııyan basılmıı etiket. To play • : Herbanıi bir oyuna iflirak
Coffin plllte : Ölünün isim v.ı.'slnl tatı· etmek, oynamak.
yan ve tabuta takılan maden levha. To plllJ - - : Dolapnak.
Dinner ,..te : Bllyült sofra tabqı. :ro ,..,. it 10lcllerin1 : Aslı:er oyunu oy·
Gold ..... : Altın kaplı maden etYL namak (çocuklar).
Name pbıte : Üstllnde isim yazılı levha To ,..,. false : İhanet etmek; bileklılılt
(meseli. kapıda). etmek.
Pbıte armour : Zırh levha. To ..., fast and IOOle : İlinin neticelİllİ
Pbıte buket : GOmllt çatal ve bıçak v.s. dillUnmemeJt; kay111ızca hareket etmek.
ye mahaus içi utarlı ııepet. To p111J fair : Dolru veya bileli& oyna·
..... alua : Camekln veya ayna camı. malt.
Pbıte mark : Altın veya allmlltlln ayarını To pllıy lııdo one's hands : Ortalma veya
tasdik için basılan resmi · damaa, ayar rakibine fınat verecek tekilde oynamak
dıımauı. veya hareket etmek.
Pbıte printinı : Galvano klitclerle kitap To plllJ hiab : Yükselt kumar oynamak.
basma. To pllry i t • Oow down on) :[Si.] Oayri-
Pbıte ahean : Maden levhalarını kesaıele melfU istifadeye talltıpnak.
malı.sus makas. To plırJ ali : Bqka bir ICY yerine lllr·
Soup plııte : Çorba tabatı. mek; kendi istifadesi için iki kifiyi bir-
PLATFORM (3+.55), n. birine dlltllnnelı.;" dıılavcre çevirmek.
1'18d- crane : Portatif plitform vinçi. To plırJ ali a lie : Berabere kalan bir
Platf- oratory : Kilnll hatiplili. oyunu aonradan tamamlamak.
Pllıtf- scales : Sabanlı&ı olan terazi. To plııy ca: Tesir yapmak; [Cric.I:.] to-
PLATONIC (3 • 67 • 1), a. pu kendi kalesine doiJu çelmek; durma·
Plıılaalı: love : Sif sevgi, minevi qk, dan çalmak, çalmap devam etmek.
plitonik afk. To plırJ one's cardı : Koz kullanmak.
[ 211 l
......
To fla1 safe : ip emniyet altına lllm.t.. To lake ,.._.. in coıniq: Memauai-
To ..., straiaht with 10111e011e: ~ık y0. yelle plmek.
retle tonQllllM.
To fla1 the pme: Oyunu Ullllll claire-
What ia your ,.._..T :
siniz?, U'ZUDUZ aedlr'I
Ne arzu eder·

linde oyuyıp ,...ıJmektaı puyet etme- PLEDGE (lj), a. ıl v.


mek, hakilti ipOrtıMa aibi oyauıak; To bold in ...... : ltelıin tutmak.
[liı.J her ilde dllrllstçe hareket etmek. To put in ...... : Rehiae koymak.
To ..., thc fool : Ahmakça davnamak. To lake tbe ...... : Yeınİll etmek, aad
To ,._, .,.. : Bqkuıaıa hesabıaa lıare­ içmek (bilbuaa içki içmmıet için).
ket etmek; aldatmak; tesir (aUfuz) etmek. PLOW, PLOUGH (47), a. ıl v.
To fla1 the ınuı : Brbtçıe davranmak, , . _ MODday : Haça lllJa atma atıalln­
mertçe hareket etmek. den 10Drati pazartesi (llumlum).
To ,._, wlela : Bilence yerine koymak, To ,._ • : Saban ile kazıp liknmek
alay etmek. <bulclay, v.ı.).
To ,IS7 9CGllll fiddle: ltıncı dcrecıe rol To ,._ oat: Kazıp tötmek.
oynamak. To ,._ ıbe saııda : Botuna ulrqınak.
To ..., ....-r:Beraber oyaamat. To pul one's haııd to tbe plow : Bir ip
To "81 ., : Eliadea pldili kadar iyi airipııek.
oynamak. To pi- ....... : Yolıma devam etmek.
To ..., . , to: Sahnede bqkuına yar- To ,a- llınıllP the snow: GUçlUlde yol
dımcı rol oynamak. açıp ilerlemet.
ft.EA8E (l lz). v. To ,._ ...... a book : Bir kitabı ,UÇ.
lf you , . _ : Rica ederim, IOtfea. IUkle okuyup bitirmek.
To ile ,.._. to do: Seve 11ve yapmak. Pl.UCK (8), a. ıl v.
..._, &ive me : Ultfea baaa veriaiz. A crow to lllKk : Halli lhını olan mese·
To ..... the eye : Oörtlalltll hop ait· le; IOrullcak bir sual.
mek, &öze bOt aörUıımct. He bu pleaıy of lllKk: O cesurdur.
To be ~ wllı - - : Biriliaden To ,ı.k ., : Sökllp ı;ıkamıık.
memnua olmak. To ııl9ck .. heut (courqe): Cauetini
To ..._ oaeself : lstedili libi hareket toplamak, cesaret almak.
etmek, botuna &iden pyi yapmılt. To , . _ 09t : Çıtannat; eökUp ı;ıku·
When you ...... : Ne zamaıı iııteneaiz. mat.
PLEASURE (2 ~ 9). n. To be plllCW : imtihanda muvaffak ola·
At , . . _ : Nasıl isterse, arzusu bilir. mamak.
Altered at ,..._.. ı istenilen tekilde de· • To plllCk Glf : Koparmak.
jiştirilir. Pl.UG (8), a. ıl v.
Durinı our . . . . . . : Arzumuz oldulu .... IMııl : Maden ocalında IU botaltma·
milcldeıçe(imala mııhlus tlbir). la mahsus boru.
it is a p l e - to me : Benim içıa bir .... hat: [U. S.] Silindir ppka.
lffktlr. l'lııl uaJy: [U. S.] Seneri; ha...-ı adam.
P l e - boaı : Tenezzüh sandalı, pzlnıi To plaa • : Prizi yerine takmak.
vapuru. PLUM (8),o.
To do the , . . _ al: Unfunda bulun· Plıml cake : Kuru Uzllmlll puta.
mık. PiMi duff : Kuru l1zllııı ve balıuat ltuıt­
~ ıround : Tenezzüh yeri . tırılmıı Noel yorıusunı mahnıs :renaia
. . . _ . houııe : Ejlcnceye mahsus bina. pasla (lıto).
To conıulı one'ı ,..._. : Arzusunun ne PLUNGE (8nj). n. A v.
oklutunu ııormak. Plımp bath : Dalma havuzu, ıuya dalma.
plural

To take the ....... : Tehlikeye veya ilerisi


[ 289 ]

Out of poclı.et : Para sarfetmiı


...
veya ltay-
belli olmıyan bir 19ye atılmak. betıni1-
To pluaae lııllo: Dalmak. To be in ..... OD: Bir ille ltirlı çık­
Pi.URAL (77), a. el n. mak, kazanmak
Plllnıl marriııae : Birden ziyade karısı ol- To be out of pocUt • : Bir itte zararlı
ma. çıkmak, kaybetmek.
l'lllnl vole : Bir kimsenin birden fazla Put your baııd in your ,_...: Kneain
rey verme hakkL apını aç, elini !)ebine aödlr. harca.
Phınl wife : Bir erkelin birden fazla ka· Put your pride in your ,_... : Xibrinizi
rllL kırın, mütevazı oluauz.
PLY (41), n. & v. Ticket . . . . . : Bilet cebL
P1Jimı1 between New York aııcl London: Watcb . . . . . : Saat cebL
New Yort ile Loıııdoa aruında ilüyen To . . . . . a thiııa : Bir 11yi c:ıebiDe aok-
(pmi). mak.
To take a M' froaı a penoa : Birinin te- To . . . . . an affront (inault, wrnq ete.):
siri altında kalmak. · Bir itiraz, tahkir, hata, v.1.'yi sUceıımcden
To ııl7 a maa wilh liquor : Birine durma- hazmetmek.
dan içki içirmek. POFM (671). n.
To ııl7 one witb questionı : Birine dur- A , _ in ltoae : Şiir Udu allııel bina,
madan su.al aormat. ııairane bina veya lblde.
a. el a.
PNEUMA.11C (177 - 3 - 1).
Slıe la a . . . . : Sür Udu - - bıılmdır.
Pme-* clock : Hava tazyiki ile itliyen
fOE11C, fOE11CAL (672. 1), L
saat.
POldc justice : Karin tecelli ettirdili
. . . . _ . dispatdı : Paket, mektup v.ı.
ain, borularla hılva tazyiki vuıtuiyle
adalet.
POI& lic:eme : Şiirde kaidelen aykırı ol·
ıöııderilmeal.
Plll * rail-y :
liyen demiryolu.
Hava tazyiki ile 11- du&u halde aUr.ellill veya IUViri mahiyeti
l8bebindea caiz •YJla tlblr.
r.-+ tire : İçüıe bava doldunıknut fOINT (51), iL "v.
otomobil, v... Jllaili. At ali ..... : Her lıulalta, her bııkun­

Paı 'r troulh: İçüıe yavap batırı­ dan; tamamlyle; mtıkemmaleıı.


lan makat; kaplara aazJar topllDlala At . . . : Hazar.
mabsuı içi eiva veya ıır dolu tebıe. At (on) the ..... : TIDI ftktiade, brte-
Pz ..... tube : Hava tazyiki ile llfeberi sinde.
nakleden boru.. At the ..... of death: ÖIOm lıalmde.
POCKET (5 - 1). n. & v. Boiliııa ..... : Kaymma ....... by-
Air . . . . . : Hava botluiıL ııama nolttuı.

Coat ..... : Catet cebi. Critical . . . ı Nullt notta; telıUbU


Pociııll boroulh : Mllınalilleri bir phıa hal veya devre.
veya bir ailenin nutuzu ile leÇilen bOlie· Cardiaal ,..... : Ana c:ibeder; pumllıam
Padıet editioD : Cep defteri boyllada Km.ey, Gllney, DoiU ve Bata cibıllleri.
kitap. Dead lllllıd: Bir kıulı: v.:a.'nla Sil DOt·
l'cıdı8t moııey: Cep harçlıtı. tuı, 11fır aaıttuı.
Pociııll pİltOI : Cep tabucuL Flnile ,.._: [GNllll.] lıleafeai lllvlle-
l'cıdı8t veto: [U. S.] KoaareniD tatil bilen DOktL
devnıline airmlt cılmuı aebebindeD bir . . . . . point: Donma .............
kanunun çılmıamua için cumlıuınldlım DOttuı.
keııcliline arredilen bu baan llyilıumı HJaılnılı(l paiDl : Omm bnetU dbed.
huır altı ederek lmnlf••muı. Onthe . . . el: o....
P. it
pole
[ 290 ]

in polılt : Münasip, uypn, yerinde. To differ on the polıd : O mesele hak-


in polıd of (fııct) : (DoinıJuk) bakımm­ kında farklı dillUİımek.
dan, (hakikatı) halde. To polılt mt : Göaıemıek, ipret etmek;
it came to the polılt : O nddeye ae]di. söylemek, zikretmek, temas etmek.
Meltinı palılt : Erime noktası. To the polDt: Muvafık, uygun, münasip.
To see ıhe polııt : Esas fikre intibak et-
Polılt·to·palılt nce: Muayyen bir nok-
tadan diler bir noktaya yapılan dolnı
yarıı.
mek. .
To sıreıch a polnt : Hatır için müsaade
Polılt blank : Dojnıca hedefe atılmıı etmek.
(menni); w•. ı dotnıdan dotruYa, açık.
To polnt .a (to): (Pannak v.s. ile) pjs-
ıermek; [sur•. ] olıunlqmak (çıban v.s.);
Polııt of distance : Bir ramin r1lyet ıua­
larının birlqtiji nokta, 111& merkezi nok-
[naut.] orsa seyri yapmak, ıevec:cllh et-
tası.
mek, bakmak.
Point lace : i&ne ile yapılmıı iplik dan- To pobıa a sun : Tüfekle ni19n almak.
teli. To polıd a moral : Ahilik deni çıkannak.
Polııt of hoııour : Seref maelesi.
To polıd a ıoe: Tırnak ucu Uz.erine bas-
Polml of intenec:tion: [Geom.] JCaipne mak (atlarda hastalık allmeti).
noktası. To palılt alf: Büyük nkamları virgUl-
Polııt of onler : iç tüzük muelesi; usul lerle hanelere ayınnak.
meselesi. To palDt wllll : ... ile İl8ret etmek; gös-
On polılt duty : Se)'l'llseferi (trafili) ida- termek.
re mevkiinde (polis). POKE (67), n. el v.
On lhe polılt of IOİDI: Gitmek bere. Polıe buddinı: Obur veya IİiJllan adam:
Poaeuion is nine polıılıt of lhe law: Zil- (İngilizlerin, İıkoçyalıların hareket için
yedlik mlllldyet hakkının en büyük deli- kullandıkları tabir).
lidir. To polre ope in lhe riba : Birinin bölı'llnü
Polılt of view : Noklai nuar, lörUt nok- dilnllklemek.
tası, bakım. To polre one'ı llOle la (to) : Bir İle bur-
Polııt of lhe compaa : PulUla kertesi, nunu sokmak; bqkalarının işine karıı­
pusulanın her biri il• 1!1' lık 32 kısım­ mak; iltirak etmek.
.ıarından biri. To palıa fun ııt : Birisi ile alay etmek.
Polııt ol railtance : Mukavemet notıuı. To buy a Pİi in a .... : See : PIG.
Polııt ıystem: [Print.] Körlere nıalısua POD'.ll (67 - !I}, n.
kabartma noktalarla yazı sİlllllli. PaUr fııce : Tamamen ifadesiz bir yllzll
Salient pcüt : Göz.e çarpan nokta, beUi olan kimse.
husus. POLE (67), n.
You don't ııee the polat: Alıl meseleyi Celestlal pole : Gök kutbu.
anlamıyorsunuz. North pole : Kuzey kutbu.
To c:any oııe'ı )lolılt: Mabadına ermek, Neptive pole : Menfi kutup.
ialedlibıi elde etmek. Mqnetic pole : Mıknatısi kutup.
To caaıe to tbe paılll : Sadede plmek. Polt horse : Araba okuna ballı atlardın
To make a ,.._: Puan kazanmak. uyı biri.
yapmak: w•.
ı u)'llllllak, mukavelede Pole beans .: Sırık fuulyeai.
muvafık bir noktaya nrmat. Posiıive pole : Mllapet kutup.
To give ,..... to: Yıırıı v.L'cle nkı"bine South pole : Gllııcy kutbu.
avantaj vermek. Terrestrial .... : Arz lı:atbu.
To make a ~ ol: Bilb- itiDa et- Under bire pala11 [Naut.]' Kuru direk,
mek. hiç yelken 11Çmıyarak.
[ 291 )

POLICV (S - isi), n. To pop ap : Birden aelmek veya a6zUk-


Domesıic polky : İç politika. melt, Çlkıvermek.
For palley'ı salr.e : İdarei maslahat ol- To pop ı. : Birden sirmelt.
sun diye. To pop one·s aold riDI: [Si.] Divon et-
Foreian polky : Dıı politika. mek, bolamık.
it is not aood poUey to : Doinı delil, To pop eat : Patlamak; fırlamak; kapat-
dilıünülmiiş bir. hareket delil. mak (radyo, limbı, v.s.).
Public polky : Amme menfaatini koru- POPE (67), n.
yan politika. Pope'ı eye : Sılır veya koyun budundaki
l'Ol.mll (S - 1), n., a. a: v. yallı audde.
A pcıllllıed man : kıllar (medeni) adam. Pope'ı head : Uzun saplı tavan süpllrsesi;
Silver pollllı : Gümüş takımlara mahsus Batı Hindistan ve Güney Amerika'nın
cili. kalr.tils alacı; malrip inciri.
To fcılllla cılf : itini bitirmek, ıiıirmelr.; Pope'ı nose: Kuı kıçı; taw&un aerili.
bir muhasımı yenip başından defetınek. POPULAR (S • 17 - !I), L
To polllıb •P : Daha iyisini yapmak, te- Papam election : Herkain rey verebil-
rakki etmek. dili intihap.
POLL (67), n., a. a: v. Popalmr front: Halk ceplıai.
To pall a jury: [U. S.] Bir kırar halr.- ,.,.._ hero: Halt kahramanı.
lr.ında jüri hasından her birinin reyini Popalmr initiative : isviçre'de oldu&u slbl
al mık. hallı. arasında toplanan reylerle bir ple-
POOR (779), a. bisiti hllkilmete kabul ettirme tetebbllllL
A ,_. three - weelı.s holiday : Fena ae- PORE (SS),v.
çen ilç haftalık tatil. To pare one's eyeı ..a : Çok otuyırılr.
As ,_. ıs lob (as ,_. as a church sözleri yormak.
mouse) : Çok fakir, metelibiz. To ,_. - : Dikkatle tetkik etmek.
in my ,_. opinion : Acizane fikrimce. To ,_. °"'a boot : Kitap okumayı
• - boı: : Fultara sandılı, sadaka ku- dalmak, kitapla megıd olmak.
tusu. PORT (SS), n.
P- farm : Fakirlerin salıttırddılı çift- Close polt: [Ea•. ] Nehir boyunca olan
lik. liman, nehir kenarında olan liman.
,_ fellowl : Ah zavalhl Valı b~I Home polt : Ballama limanı.
,_ laws : Pultarayı koruma kanunları. ·On the polt bow: [Nıut.] Provanın.,..
,_ rate : Ahaliden toplanan fukara ver- lundı (lemi).
IİIİ· Open polt : Cinde esir.iden ecnebi aemDe-
• - spiriıed : Korltalt, cebin, alçalt. rine açık olan liman.
The ,_. : Paltirler. Port admiral: [Nıut.] Bahriye limanuıı
• The ,_. have empty pockell but full idare eden amiral.
hearts• : [Prov.] Fakirin tllnlU :ıenain Part of cali: [Nıut.] Utrındacak Uman.
olur. To helm to polt: [Nıut.] Dilmeni is-
l'OP (S), n., v., adv. a: inL keleye kırmak.
in pop: [Si.] Merhum. POSE (67z), v. a: n.
To ao pop : Pıtlama ııeti yapmııt. To , _ • : Tavır talwımalt, taklldet-
To pop at : onaya çıkmak; fıtk.ırmak. mek, ... ıibi hareket etmek.
To pop corn : Mısır padatmak. . To , _ 111 : Resim çektirmet, poz almak.
To pop cılf: [Colloq.] Alelicele aitmek, P081'110N (9zllhn), n.
birden aitmek; ölllvermek; öldUrmct A man in my ...... : Ben mevkide bir
To pop the queırtioıı: [Si.] İzdivaç teklif adam.
etmek. in ı false ...... : Sahte bir vulyette.
[ 292 ı
'°"'
in ,....._: Tam yerinde. Pmt card : Kartpostal.
Out of ,....._ : Yeriadea çıkaıı.. POlt chaise : POlta arabalı.
People of ,....._: Mevki uıhipleri. POlt office : POltabane.
To IOCW'e a , _ _ : Bir meYki veya nıe­ POlt free : Posta Ucretine tlbi olmayan.
muriyet elde etmet. POlt haste : BUyUk lllratle, çok acele.
l'Oı!llTIVE (Szl • 1), L P811 hora : Eskiden posta arabasının ael-
A . - . . nuisance : Tam bell. dilini haber vermek Uzere önUnd:n çalı­
POlldve auertit>n : Kati ifade. nan boru.
POlldYı electricity : MUapet elektrik ce- ..,.. rider : Posta katarı.
reyanı. POlt road : Posta yolu.
l'Glllhe plıilOIDPlıy: Mllapetçilit, pozlti- Pmt Mntılllm (P.M.): [L.) Ölleden
viım. -ra.
POlldYe pole : Mllapet kutup. To , . . ap: Yevmiye defterindeki beup-
....... proof : Kad delD. ları esas deftere pçlrerek kapatmak;
POlldYe sipı :·Toplam (cemi) i1&retl, artı, Cli6.J tam maUbrılt vermek.
zait<+>. To ride , . . ı Posta beyıirl ile litmek;
POME CS-1), n. acele yola çıkmak.
in , _ : tmkla cfahlliade, mUmtlbı. POSTAL (67), a.
· - comitahıl: IJıtilll, Y,I. vııkuunda l'Oltııl clerk : POltalWıe memuru.
polia mlklllrlbılln yardıma çalırdıla ahali. ,_... conveation : Memleketler ıruuıda
P08lll8I (tzl), Y. posta mukavele~.
Like ali , _ . ı Cin tuUDUt 111'1, bU· l'Oltııl union : Memleketler arısı polla
tlla kuvvet ve fiddetle. birliji.
To , _ wllll : Aklına koymak, bevae POT (S), D. ıl Y.
dllpnek. Bil pot: [Si.] MUhlm adam.
To , _ Ollelllf el: Kıuanıat elde Clımmey pot: 8 - bltlılı. ocak kUllhı.
etmek. edlıumt. Clıimney ,.. bat : SlliDdir ..pka.
To be , _ . el: lknllDMIDlk, ..ıılp lıı Cone'ı) ,... : Sarlıot.
çıkmak. Pat bat: Melon ppta.
To ?ıe ,_. wllı: Meftunu olmak. Pat lead : Yll'll totruma lllrat vermek
~ (tzZllın), a. için tekneye ıllrlllea liyab lr.uqwı boyala.
in r <•• : Bide etmil. elinde; tuar- Pat lhot : Slıdece çantayı dolduımak
rufunda. makudiyle avlama; lr.11a meaafeclea lilAb
P la Dille points ol tlıe law : See : lllmL
POINT. Pat Yallaııt : Sarbcıt oldııiu l;İD kabadayı.
SeU ' : XeııcliDe bitim olma. Pat walloper : ı.ı.ııeın·c1e 1132 'ye lr.ad8r
To iM ' d : lııtimllt eltlrmek; rey vame balr.lr.ı ev abibl olmuma lılll•
y...-t_ talim etmek. o1an t1ıme: c...,.ı .. yama1ı.
To tike ' r ' : 7.aptetmek; almft; To 10 IO rıt: [Si.] İftla etmek; lr.a'-
yıhlM1ık· IDzlbat altuıa almak airmek; tazıkluımalr.; itia uauıu taçumat
l'OMUM (S - 9). a. To lı:eep tbe rıt boiliq : ip tılr.umda
To play , _ : Yapmlelt ,apmak; lkl- olmak.
yllzlWUk em.t. To tike a rıt rıt:
[Si.] Vurmalr. (tllfak,
POST (67), D. ıl •• tabaııca, Y.I.
ile).
A beavy .... : BOylllr. polla. POTATO (9-21-67). a.
Keep me well ,.... : Olu bitımlerdea Slrıall ,...._: [Si.] Blıemml,.,uiz ve
beni iyice babeıdll' et. leli ICY wya \imle.
Moraiq ,... : Sablıla pclltuL Tlıe ,......, [Si.] En iyi llJ, dolru 18J.
. . . towa: ............... ollll llÜ'· POUR (SS), v.
[ 293 )

it ,_.: Çok fena yalınur yalıyor. ~ b.Jıe : Makin& kuvveti ile i1UJeD
it ncver nim but it , _ . : Hep bir ua· torna makmuı.
el& (bazan lyllitler buan da ablllkJer); . . . . of life and deaıh : telam wıya af
durur durur hepli birden IOlir. aalllılyd.
Lellen ,_. in : Pek çok a.ktup pllyor• hww cwer a penon : Birine llOklm p-
...... rain: MUtblı- 1&1ınur, -ıan.t çirebDme kuwetl, blrisıin ıı.rı.. lıW-
nlımcL ml,.t. .
•To ,_. cold water • • : [Pro... ] PIİ­ Pww pluıt : Elektrik untnlı, elektrik
mlt &I& IOiuk IU katmak.• fabrikalı.
To , _ aomelblııs ılowa a nt hole : Lll· Poww J11U1: [Priat.] Elektrikle i1UYen
zum1UZ yere harcamak, ..rrem.t. bukı makiııua; matörle ltllJm oeaılln•.
To ,_. ..._: Boplmak, inmek. Poww widı a penon : Birine alldJıtı lt-
To ,_. ılowa .... : Döklllmek, akmak. çirme kunetl; nllfu& edilme.
To ,_. oll • troubled wlllen : Bir lıeye­ Party in ..... : iktidar a.vkliılde bula-
canı takla lbnot. ııu putl.
To ,_. 11111 tlıo tea: Çayı budakma The put , . . . . : DOnyaııın 111 kanetll
koymak. memlekederl.
To ,_. la : İçeri pmıek, içeri dolmak. To come lnto ,_..: iktidar mevkbne
To ,_. wlllı : Fıpınnak, akmak. pçmek.
l'OVDITY (5 • 9 • 1), 11.
POftlt.f ııtrlcbn : Çok fakir, zarurete
To do a,...... of work : [Colloq.J KUl-
liyetli ıDiklarda it yapmak.
dllpnl!f. To niac to dıe IOdı ,..... : C•at.lı.]
To come to
mek.
'°""': Yobullup dllt- Onuncu lw-nete pkannat.
To hlYe the ,..... to: Muktedir olmak,
To plead "'""1 : Paruızlıiını öz6r sallhiyetl olmak.
paermet. Sleam ,...... : t.tlm kuvveti.
l'OWDBll (47 • 9), n. A, Y. Water ...... : Su kuvveti.
hwW ftult (borıı) : Barutluk, banıt PllACDC.U. (3 • I). a.
mahfuuı. Pndlaıl joU: El pkuı.

• - - mapzlnc : Barutbam. PRAcnc& (3 • lı), a •


• _.... mili : Buut fabrlkau. in ...... : Fiiliyat aahuıada, lc:rutta.
...... montey : c•.. t.] Bakiden ae· It'ı my ,._.. e.: Adetimdir•
milerde cephanelikten ·tcıplua banıt tqı· He hu a larp lftdlee: (:ok ili veya
yan miço. mllfterill var (doktor v.a. için).
PowMr puff: Pudn ponponu. He knoW. the ıheory but ııot İlıe ,._...
Pow-.. 1Upr: Toc llbri· Nazari aahada kuvvetli fakat ...U ulıa­
Tooth ...... : Dit tom. da zayıftır.
Tollet ,...._: Yllz pudrası. Out of lftdlee: Çoktan bırakm.., lali·
POWER (479), n. maiden sakıt. melekal kilrieılınlt-
Eisht iı a,...... of two: C•at.lı.] Sekiz • Pndlce maka perfect•: [Pro,..] Mlllk
ikinin bir kuvvetidir. amale erdirir.
Pull ,...... : Tam aallhlyet. Sharp . . . . . . : Delİlell itler, dalavere.
Heatiq ,_.. : lııtma kuvveti. The replar ...... : ltiyııd, W.C.
H - ....... : Beyair kunetl. To have a , . . _ in : Tecrlbeai olmak.
He hu tbe ,...... to do: Yapmıya muit· To make a lftdlee ol c:beatİJll: Dala·
tedirdlr. vereyi !IU&t adbımek.
Man of varied ,_.. : Çok kabiliyederi To put into . . . . . : Fiiliyat .u.ıaa
olan adam. ı koymak, tadrikatıaı · ,.;..ak, tadıılt et•
Mechanical ,_...: Mihanikl kuvvetler. mek.
[ 2!14 ]
... ......
To pnı:tb with a rifle : [ilil.] TI!fekle PREMISE (2 - 1), n.
atıı yapmak. in these ,......_ : Bu ahvale aöre, bu
PRAYER (l!I). n. l&fl)ar altmdL
Book of common fnl)'er: Umuma mah- Major ...... ı [Loı.J Büyük terim.
sus dua kitabı. Minor ,...... : [Loı.] Kllçllk terim.
Eveniııa pn,...: Akpm duaaL On the ,....._: Bina veya mtlttemilitı
Family Jll'll1WI : Ailece edilen dua. dahilinde.
Lord'a pnıJW: İncilde Hazred Jaa'nm öl- PREMIUM (11 - 19), n.
rettili dua, Rabbin duuı. At a ........ : İtibari kıymetleri illtlln-
Momiııa ,...,.. : Sabtıh duası. de; reamt kıymet fevkinde; [liı.J çok
l'raJW beada : Tesblh. ralbette, çok aruılan, talibi çok olan.
PnıJw boolt : Dua kitabı. PRESENCE (2z - ı), o.
....,.. carpet : Seccade. in the , . _ ol : Hıızunında, &ıllııde .
PraJW meetinı : Dua meclisi. " - of mind : Filr.rln aatin ve toplu
Praıw wheel : Dua yazılı uııttann ... hali; dimal ıllldbıeti; aiJrballılık; teıııtiıı.
rıldılı dönen silindirdir mbet Buddlıist­ Real , . _ : İ.la'nın vtk:udu ile tanı­
lerine mahsua). nın badarak iyininde temalli.
PREACH (11). v. Savina your , . _ : Hifl huzurdan,
•Prııc:tice what you ,.udi•: [Prov.] sözüm yabana.
Yap ki yapsınlar, wrdllin ölUtleri yap ti Your , . _ . . is !'CClueated : Hazır bu-
bqkaları da yapsınlar. lunmanız rica olunur.
To ,rndı . . : Vaiz vasıtasiyle methllle- PRESENT (2z), a. el n. PRFSENT (lı.2). v.
na etmek, lehinde nutuk vermek. A very ,._ı help : Daima hazır bulu-
To ,...m dOWll: Nutuk vererek zemmet- nan yanlım.
mek; va'zetmek. At ili-* : Halihazırda, ıimdik.i halde.
To prnda war : Halkı muharebeye lefVik For the , . - - : Şimdilik; hemen timdi;
etmek. bir müddet zarfında.
PRECEDl!'.NCE (2 - 1 - s), n. in the , . _ t c:ase : Bu meselede.
Order of ,nc:ıilıaı::e: Kıdem sırası. The pr..- writer : Bu yazıyı yazan, im-
To take 11nud•ce ol: Takaddüm et- za sahibi.
mek; batta aeJmek. The pn..a worth ol : Slındikl lı.ıymet.
PRECIOUS (211ı9), a. To give a pr..a to : Hediye vermek.
A ~ mesa of it : Pek berbat iş. To aive it as a ,._... : Hediye olarak
Predoaa metals : Altın, ıümOı ve pla- vermek, hediye etmek.
tin gibi kıymetli madenler. To ..-at arms: [Jli/.] Selam vvJyetl
..._._ stoae : Mücevher. almak (tüfek, v.ı. ile).
To aet fftClam little : Eline bir fCY seç- To ......- oneaelf : İspatı vllcut etmek,
memek, pek az almak. gelmek, hazır bulunmak.
PREFERl!'.NCE (2 - !I - !I - s), n. To praeıııt a penon with a thing (to
To ıive pnfereıace to: Tercih etmek. prneııt a thinı to a peraon) : Birisine bir
To have fnfereace over: Tercih hakkı şey hediye etmek.
olmak. To preııent a raucd appearanc:e : Perişan
PRE1UDICE (2 - 17 - Is), v. bir hal anetmek.
To pnjadlce lll favour ol: Birinin lehin- To praıent some difficulty : Güçlük ar-
de haksız hlllr.üın verdirmek. zı:tmek.
To prejaılke ııplmt: Birine kartı hat- To prneat to : Anetmek; göstermek; tak-
sız hlllr.üm verdirmelı:. dim etmek.
To be pre)mlked llllılııııt: Birine kartı PRESENTATION (2z- 21ahn), n.
kin beslemek. PrewntMlcım copy : Hediyelik nüsha, tak-
( 29.5 1

dim nüshası. To preııs ror: Sor111 suale devam etmek,


PRFSERVD> (lz99), a. durmadan soruşturmak; sıkıttırmak.
Pnmrffd meal : Konserve et. To ,._ forwmnl: Hızla ilerlemek.
Well ..-ned : Genç kalmıı, bozulma- To prea roamıl : Etrafına üıüımek, elra-
mıı (kadın veya erkek). f ını sarmak.
PRFSERVER (lz99 - 9), n. To ,._ the button : Elektrili açmak:
Life ..-ner : Can kurtaran. elektrik dülnıesine basıp makinıyı itlet-
PRESIDE (lz41), v. mek; işe bqlamak; faaliyete pçmek.
To pntlde M (en-er) : Baıkanlık etmek. To ,._ lupllııer : Beraber sıkı1mak.
PRFSS (2), n. .t v. PRE5SURE C2sfı9), n.
Hard llft9lll : GUçlUkte, sıkıntıda. Atmcspheric ı--re : Hava taz} i} i.
in ,._ : Basılmı1: basılmakta, baskıda. Financial , . _ : Para sıkıntısı.
Off the pnm : Henüz basılmıı. High ,..._... : Yüksek tazyikli.
rn. of sail (canvas): [Nıut.] Tam ta- Hydrostatic , . _ . . : Dur111n şuyun taz-
kım-yelken. yik kuvveti.
,._ agent : Tiyatro v.s.'nin ilinat me- Low ~: Az tazyikli.
muru. r-n gauge: Tazyik mikyası.
, . _ association : istihbarat birlili: ba- ~ sroup : Hükümet üzerinde tesir
sın kurumu. etmeie çalıpn nüfuzlu grup.
Prns bed : Kapanınca dolap haline gelen Standard , . _ : Parklı cinsten tazyik-
yatak. ler için kullanılın ayar.
Prea campaign : Blltlln matbuatın aynı To bring ,.._... to bear • : Bir kiıme­
zamanda meseleyi ele alm1sı. ye bir iti zorla yaptırmala çalıpııak, sı­
Preu clipping : Muayyen bir madde hak- kıştırmak.
kında gazeteden kesilmiı parça. To work at hiah ,.,._.. : Son sUratle
rn. proof: [Print.] Son prova, mıkina çalı1111ak.
provası. To work under , . _ . : Tazyik veya
, . _ gallery : Millet meclisi v.s.'de mat- cebir altında çalışmak.
buat locası. PRETENCE (1 - 2 - s), n.
Prealııır need : Mübrem ihtiyaç. False ,...._ : Sahte gösteriı (tavır).
The pre11 : Gazeteler, matbuat. On the slightest pretellCe : En ufak baha-
The pn91 of modem life : Zamanın icap- ne ile.
ları. To make a ,....._. al: Yapar sibi IÖ-
The yellow pn91 : Menfaat için her :ıeyi rilnmek, yalandan yapmak.
neşreden gazeteler. tRETEND (1 -2 ), v.
Time ,._.: Vakit dar. To pretad illness : Temaruz etmek, ya-
Time , . _ . on us : Vaktimiz yok. landan hasta olmak.
To go ,._ : Matbaaya verilmek, basıl­ To ,...._. ilDorance : Tecablll etmek.
mak. To ,....... to a lady's band : Bir kadına
To have a good pre. : Gazetelerin bir izdivaç teklif etmep kendini llyık &ör-
kimseden iyi bahsetmesi. mek.
To Jft11 clothes: FJbise lltWemek. To ,....... to the throne : Hllkllmdarlık
To ,._ a kiss cm one's hand : Birinin tahtına hak iddia etmek.
elini öpmek. To ,...._. to be a acbolar: Alimlik tas-
To ,._ a penon to (act) : Bir adamı lamak.
(faaliyete) icbar etmek, sllrllklemek, sür- PRETl'Y (1- 1), L .t adv.
mek. A preUJ penny : Bol parL
To .,_ • : Acele etmek, çabuk olmak, A preUJ ınea : Beıtıat iı.
aıır basmak, zorlamak, ılkı11ınnak. l'rlaJ difficult : Hayli sOç.
pınnlnt prlm•ry
r 296 ı

Pretty good: (Si.] Çok iyi. Prirlıs of conscience : Vicdan azabı.


Preıty much the same : Hemen hemen Prlclı • cared : Dik veya sivri kulaklı.
aynı; yine öyle. To kick againsı ıhe prlcu : Nafile yerde
l'relty soon : Çok erken. ve kendine ancak zararı dokunabilen bir
Pretty well suited : İyi uymuş. mukavemet göstermek.
Siıting preıty : Cebi dolu. To prlck off (oat): Bir modeli ilnelemek,
To cost a pntty penny : Çok pahalıya fideleri açık açık dikmek.
mal olmak.• To prick ıhe bubble : Ehemmiyetli sanı·
PREVENIENT (1 - il - 19), a. lan birinin foyasını meydana çıkannak.
Pre<realeat grace : Islah olma, dotru yo- To prlck up one's ears : Kulaklarını dik·
la &itme; pişman olma; imana gelme. mek (köpek v.s. aibi); kulak kabartmak;
PREVENTIVE (1·2 -1), a. el n. rlig.] çok dikkatli olmak.
Prevend<re service : KııçakçılıAa mini To prlck out a paııern : İAne işaretiyle el
olan sahil muhafızlıtı, kolculuk. işi modeli yapmak.
Pre<reıad•e war : önleme harbi. PRIDE (41), n. &. v.
rREVIOUS (11 - 19), a. & adv. False prlde : Sahte gurur.
PreYlou eııamination: {Cambridge Prkle of place : Mevkiinden dolayı kibir
Univ.] Edebiyat fakültesi mezuniyeti satma.
için ilk veya hususi imtihan. Pride of the morning : Güneş dolarken
Pre<rl- question: (Par/.] Azalır tara- ~elen hafif sis veya saAanak.
fından reye konacak mesele olup olma· Proper prlde : Haklı gurur.
dılı hakkında ilk sorgu. To pdde oneself on someıhinı : Bir şey
......,._ to this : Bundan evvel. ile iftihar etmek veya övünmek.
To move the pren- question: (Par/.] To humble one's prtde : Birinin kibrini
Mecliste müzakereyi kısa kesmek için kırmak.
meselenin reye konup konmaması husu- To lake ,ride in : Bir şey ile iftihar et·
sunda reye müracaat etmek. mek.
Pnvı- to the war : Harbden önce. To prlde on : iftihar etmek.
PREY (21), n. el v. PRIMA (11 - 9), a.
Beut or bini of prey : • Yırtıcı hayvan
Prim• buffa : Komik baı aktris.
veya kuı.
Priına donna (donne) : Operada bq aktııs
To prey oa (llJIGD) : Soymak, yatma et-
mek; pusu kunnak, yakalamaya çalış­ (aktrisler).
mak. PRIMARY (41 - 9 - 1), a. &. n.
PRICE (4ls), n. Prtmary assembly (meeting): (Po/it.]
Above (beyond, without) prlce : Çok kıy· Bir partiye iıza seçimi için yapılan ilk
melli, paha biçilmez. toplantı.
At any prlce : Her ne pahasına , olursa PrlıDsy baıtery: (Elec.] İkinci veya
olsun. . imliı bataryasına karşıcereyan husule ge·
•Every man has his flb•: (Prov.] Her- tiren batarya.
kesi ikna edecek veya satın alacak bir fiat . Prlmary colours : Esas renkler.
bulunur. PrlıMry education : ilk ötretim (elitim),
Prlce lisı : Fiat listesi, tarife. ilk tahsil (talim veya terbiye).
To let a prlce on orıe'ı be..S : Bir kimse· Prtmary feather: (Ornitb.] Kuş kana·
nin ölUsUnll veya dirisini talim edene dının en bllyUk tüylerinclFn biri.
p:ıra mUk.ifatı va'detmek. Prt..-y meaning : Asıl mim.
PRICK (1). n. el v. ........,. tılanets: Bıılıca seyyareler.
My conscience fllı!lııl aıe : Vicdanım ra- l'rtıurJ scholar. : bkokul talebeai.
hat delil, vicdan azabı çekiyorum. Pr"-7 school : bkoltul.
[ 297 1

PRiME (41), L, n • .\ V, To retı. OD ....... : Prensibe UY1Un


in the early ..... of oae'ı Ufe ~ Gcno- oım.dılmdan ~. '
lijiıı atctll çalıııda. PRINT (1), n. "v.
...._ maver : Bir aı.tlnayı Jıaretete 11- Pinpr ..... : hrmalı. izi .
timı Dk kuvftt. in ~ : Buılmıt. matbu; nlillıaları ba-
...._ number : Alli 8det, bir .-dedi ile lumır•
kencllliDden lıııfka bir lldetle tKaim olan- Out ol ,.... : Baaılı nlhhuı blmam11-
mıvaıı .Jet. To nuh. lnto ..... : Bir an evvel acele
Pmle vertical : Dolu ve Bab DOktalan ile butıımıık.
ile ııemtllrreilten aeçon bllyilk _.. dal- l'RIN'IDl (1 - 9), n.
rai. l'rtııllr'ı dnll : Matbaacı el ula.il çocuk,
To ..... the pipe : Tulumbanın lilbıcll­ matbuc·ı çınlı.

rinc m döküp itlemele hazırlamak; l'rtııllr'a mart : Kl&ap llslllne buılan na-
[Ilı.] tk:aml hızluıdırmak için .,.,a ur- tlriıı dampaa.
fetmek (devletçe). l'rlııllr'I pi (e) : Birbirine brılDUf mat·
PIUMROllB (1 - 67z), n. bu harfi.
The , . _ _ path : bvk ve ufa yolu. PIUN'l'ING (1 - 1), D.
....._ mııc:lılııe: Matbaa makiııuı.
PRINC& (1 - ı), n. ..-..ıır-a:Madlu.
..... Albert coal : Rediqot.
PIUVACY (1- 911) .. (41 - 91- 1), D.
l'ltılClll Colllort : Kadın hllkllmdanıı ko-
in ablolute ,m.,-: Tamamen mabrem
c:uı olan preu.
l'ltılClll of Wala : Britaııva ı.htı vlrillııe
olarak.
verilen llnvan. PIUVA.ft (41 - 1), a. 4 n.
Prlıılft imperial : İmparatorun ilk ollu. in , . . . . : HUlllli turelte, mahrem ola-
l'rt.c. of darkneu : Seytan, lblla. rak; hususi hayatta.
l'rtııla of ilan: Bq yalancı. ......_. talk : Mııhrem ltonupna.
Prlıılft of novelista : llomuıc:ılar kınlı. ......_. judpmeııt : Şallli kanaat.
...... of peace: Haueti ı... ........ parti : Edep yerleri .
l'ltılClll of thl blood : Kır.ı hanedanına ........ car: HUIUli otomobil.
memup ertet. PmMe ııı:hool
: HUIUSi okul.
l'ltılClll of the chan:h : Kardinal. Prtnı6e boudhıı - lıouııe
: Pansiyon.
l'ltılClll baent : Naip prem. Pmm door: HUlllli kapı.
Prlıılft royal : Hllltllmdarın en bllyllk PIUV A110N (41 - 211hn), D.
!>llu. Cold İl the ......... ol. heat : Soluk il·
Pı1Me Rupcıt'ı dropa : Armut ııffllııde caklılın ekslltllllndendlr.
cam ktlre. He suffen many jih ·' : Çok mahnı-

PIUNCl'M (1 - ı2), ıı. mlyetlere btlanıyor.


Pr-.. Refenl : Naip prens br111. PRIVILEGE (1 • 1 • lj), n .
....._ d.-: Beden ve dlz1lji bir ar9da Bili ol ........ : Bir uılzadeııln amali
dilllmit .ıımJek; tulum flltlD. 111ıi muamele aörmai talebini havi ilti-
....._ royal : Hllkllmdarın bllyllk kızı. duı.
PIUNCIPLE (1-ıl), n .. Prhllep of cleray : Papaz aidatı.
Ac:tive ..__.. : Bir iliç veya eczayı PRIVY (1 • 1), n. .t L
uıl kuvvetini veren uıısur. Lord Pm,. Seal: [J:aı.] Sadrazam; ve-
Plnt ...-.... : Zaman ve mekAn Pbi bü- killer heyeti reili, · bqvekil; hükllnıdar
tlln bidilalııı CIUI dlan mobde. mllhllrdan.
Man of blF jik lshı: \'Ubek pren- Pm,. cıı-ber : Sarayda lıuaıai daire.
sipleri olan adam. ""'1 cowıcO : [J:aı.] Husuai meclis;
[ 298 ]

hülı.llmdar idaresinde bazı saray erUnı PROCEED (9sl 1), v.


ve vekiller tarafından yapılan toplantı. To proeeed 6 - the near to the far :
PIW)' councillor: [Eac.] Sarayda top.. Yakından uzap aitmek.
lanın hususi meclis bası. To pnned tlırollP : İlerlemek, takibet-
~ pune: Cebi hümayun, hazinei husa, mek.
hiWlmdara mahsus para dairesi; kıral To proceed to : Devam etmek.
huiııeai nazın veya mildilrll. To proceed wHlı : İlerlemek.
~ ııeal : MOhrO hilmayua, hükümdara PROCUDING (9sll • 1), n.
mahsus milhilr. A hiah - baaded pnıc:eedlas : Haksız veya
PRiZE (41), n• .t v. zorlu muamele.
Pille c:rew : D01111aadan . zaptolunan se- The proudhp of the meetinı: Bir mec-
miye llyin olunan mürettebat . lis toplantısınııi neplunan zabıtnamesi.
...._ 'llowship : Onivenitede daha yUk- PROCIBS (67s2), n.
ııet &ahsil aörmek için liyakatli sayılan in ,._.. of time : Zamanla, zaman
talebeye tahlis edilen para. geçtikçe.
Prl• fıalıt : MOtlfadı boks maçı. in ıır- of completion : Bitmek Oz.en.
Pille money : [NaP.] Harb pnimeti his- PRODIGAL (5 • 1), a. .t n.
sesi. l'ftııllpl son : [Bibi.] Müsrif otul.
Prtıe riq : Boks maçı sahuı. PROFDSION (9 - 2shn), n.
To become prtm ol : Harbde. zaptedil- The military profoalcn : Askerlik mes-
mek, harb ganimeti olmak. leti.
To make prize ol : Harb pnimeti olarak The proftlllloll: [S/.] Aktörler.
zaptetmek. The three prafeml- : hihiyal, hukuk,
tıp.
PRO (67), prep. .t n.
Pro and c:on : [L.] Lehte veya aleyhte The leamed prdetllııu: Hukuk, tıp, ila-
olan delil, her iki taraf için. hiyat okumakla elde edilen meslekler.
Pro bono publico: [L.] Umumun men- PROGRF.SS (67 • 2), n.
faati için. in , . . . - : İlerlemekte, terakkide.
Pro British : lnıiliz taraftarı, İnplizler PROGRESSION (9 - 2shn), n.
lehinde. Arithmetical ,.,........ : f•atb.] Arit-
Pro forma : [ L.] Şekil meselesi olarak. metik dizi.
Pro rata: [L.] Nispet Oı.ere; aisbl. Geometrical PrClp'ellloa: C•atb.] Geo-
Pro tempore : [ L.] Şimdiki zaman için; metrik dizi.
muvakkat olarak. PROJECl10N (9 - 2 - shn), n.
Map proJedloa : Harita çizme usulü; ha-
PROBABILITY (5 - 9 - 1 - 1 - 1), n.
ritada kullanılan irtisam sistemi; projek-
in ali ~: Her ihtimale ıöre
siyon.
(karıı).
Mercaror's projecdaa : Merkator sistemi
What are the .......,...ldesT : Ne olacatı­
üstüvani projeksiyon.
nı tahmin ediyorsunuz? Ne olabilir?
PROMISCUOUS (9 - 1 - 179), a.
PROBLEM (5 - 1), n. ~ bathing: Kadın ve erkekle-
A social prolılem : içtimai (sosyal) me- rin bir arada banyo yapması.
sele. · Prcımllca- intercourse : Rastgelen kim-
Kepler's problem : Muayyen zamanda bir se ile yapılan cinsi muamele.
seyyarenin tam mevkimi tlyin hU1111Uada .......__ mass: Karmakarııık yılın.
1609 yılında Kepler tarafından meydana PROMmE (S -1), n . .t v.
konan mesele. Breach of pramll9 : Bilhusa evlenme
......._ play : Bir içtimai veya balka bir va'dini tutmama; sözünden dönme, cay-
meseleden bahseden. piyes, ma.
promoCloa
[ 299 ]

Express ,.._._ : Kati vait. PROPOR110N (9 • .5.5ahn), n.


lmplied ,.._.. : Zımni vait. A Jarse proportlcım of profits : Ki.rın mü·
it ;rcımlle9 well: İyi olacaja benziyor. him miktarı.
Land of proaılle : Arzı Ken'an, İbrahim Geometrical proportlcım : Hendesi tena·
Peygambere (le ahfadına mev'ut olan yer; slip, geometrik orantı (çekim).
[lic.] Cennet; huzur ve saadet verici her· Harmonic ,........._: Adet orantısı (çe·
hanıi bir yer. kimi), adedi tenuUp.
Pranlııed land : Filistin, Arzı Mev'ut; in ,..apardııa to : Nispetle, nazaran.
cennet; saadet yeri. Out of ali )lrOllClldam : Gayrimlltenaıip,
To , . - - . • one's honour : Şerefi üze- tamamen nispetsiz.
rine söz vermek. Propertlcm of births to population : Halit
To proaılle oneself : itimat beslemek, sayısına göre dolum nispeti.
kati olarak ümidetmek. PROPRIETY (9 • 41 • 1 • 1), n.
To keep a promlle : Sözilnde durmak. Breach of .........., : Adetlere aykırı ha·
PROMOTION (9 - 67shn), n. re ket.
On proınoCloa : İntizar edici, bekleyici, The propdelllm: Adlp; erkln.
ümideden; bir kimsenin iyi hallerine &öre. PR08PECl1VE (9 • 2 • 1), L
PRONOUN (67 • 47), n.
Demonstrative pronoun: [Gram.] İta·
• Pr........ si•• :Sihirli cam, falcı camı;
sahra dllrbUnll, teleskop.
ret zamiri.
PROTECI' (9 - 2); v.
lndefinite pronoun: [Gram.] Belsisiz
To pneect aplmİ: Bir weye kartı koru·
zamir.
mak.
lnterrogative pnın-: [Gram.] Soru za.
To ...... ~: Bir ICYden korumak.
miri.
Personal pronoan: [Gram.] Şahıs za. PROUD (47), a • .t adv.
miri. A ,._. day for ua : Bizim için iftihar
Possesive pronoun: [Gram.] MWkiyet edilecek bir aUn.
zamiri, ilgi zamiri. 1 am ...... of knowinı bim : Onu tanı·
Reflexive prGllDllD: [Gram.] DönUllU makta iftihar ediyorum.
zamir. 1 am ,..... of my son : Ollumla iftihar
Relative , . _ : [Gram.] Nispet za. ediyorum.
miri. ...... • spirited : İzzetinefı sahibi.
PROOF (77), n . .t a. PROVIDE (9 • 41), v.
Armour of pnıol: Mukavemetli zırh. Prcmdetl that ... : Şu 1&rtla ki, prtiyle.
Artist"s pnıol : Basma resmin ilk provası. To pro.lde ......., : •• .'e kaflı temin ve
Proof before letters : Yazı ilave edilmez- tedarik etmek.
den önce kalıptan basılan prova. To ,......_ far: Temin etmek.
Proof positive : Kati delil. To ,....we ..tılı : ... ile teçhiz etmek.
Proof reader : Matbaa provaları tashih·
PROVIDER (9 • 41 • 9), n.
çisi, düzeltmen.
A good pnnlıler-: Ailesine iyi yemek ye·
Proof sheet : Matbaa provası.
Water pnıol : Su seçmez. diren ki1111e.
Weather proof : Havanın tesirinden koru· PROVINCE (.5 • 1 • s), n.
nan, hava tesir etmez. Within my prclYlnce : İhtisasım dahilinde.
PROPER U • 9), a. PROVOCATION (9 • .5 • 21shn), n.
Proper for : Uygun, münasip. ,He did it under pnw...._ : Öfke ile
Proper name: [Gram.] Özel (has) lainı. yaptı, tahrik neticesinde yaptı.
To be praper far : Uymak, yak11ık almak, To pve .......... : Tahrik etmek, si·
münasip olmak. nirlendirmek.
palplt
[ 300 1

PUBLIC (8 - 1), a . .t n. PULL (7), n. .t v.


in the ,...le domain : Umumun malı To have ,.O : Arkası olmak, mahkeme-
olmuı. de dayısı bulunmak.
in . . . . : Açıkta, aleni olarak, herkesin To have the ... : Ostiln aelmelı. •
. önünde. To ,.U ı lonı faı:e : Surat asmak.
()pen ıo the ,...le : .Umuma açılı, herkes To ,.u ı party : Ellenı:e ıertibetmelı.
airebilir. To ,.ıı a penon's leı : Alay etmek, çelı.iı­
, . . . acı (Bin) : Halk menfutine elve- tirınelı.; alclıtmalı..
ritll kanun. To ,.U .._. : İtip kakııtırınalt; öteye
l'lllıllı: ıddrcas ıystcm : Umumt yerlerde beriye çekmek; çekip öbilr tarafı çevir-
kullanılın hoparlörler tesisatı. mek.
l'lllıllı: baths : Hallı. hamamlın. To ,.U apmrt: Çekip ayırmalı..
Plılıllc buildinp : Belediye binaları veya To ,.O mway : Çekip ayırmalı.; çekilip
kilise Ye)I tiyatro v.s. aı1ıi halkı mıhsuı ayrılmalı.; çelı.nıelı..
binalar. To ,.n .._: Yılı.malı.; mlneviyatını
kırmalı.; ucuzlatmalı., fiıtının dilpnesine
, . . . cducation : UlllWDi tahsil, hallı.
sebebolmalı.; Uzmelı.; çekmek; indlnnelı..
okulunda tahsn,
,.ltllı: hiahway : Cadde, fOSC.
To ,.O olf : Çekip çılı.annalı.; muvaffakı­
Pıllıllı: house : Hın, otel; birahane, mey-
yetle yapmalı., bapnnak.
hane; umumhane. To pal Ollt : Çekip \:lkarınalı. (dit).
, . . . life : Şahsın hallı. ile alllı.ası olan To ,.U Ollt ol: Kurtarmalı..
hayatı, içtimai hayat. To ,.O to. pieces : Parçalamalı; qelemek,
, . . . mindecl : Umumun menfaatini dU- inceden inceye araıtınnalı.
ıUnen; hamiyetli; yardımsever. To pall 111 : Durdurmalı, mini olmak.
r.wlc nuiaancc : Batlı.alarına bat atn11 To pıdl one's slecve : Birinin diltlııtini
olan kimse veya llCY· çekmek (elbisesini çekmek veya ona do-
kunmalı. suntiyle).
l'lllıllı: opinion : Eflı.irı umumiye.
, . . . sclıool : Hallı. tarafından idare olu- To pıdl onesclf toaeıher : Kendine pl-
nan ve bDhassa Univcnitclcre ve umumi melı; ıslah olmalı.; kendine hllı.im olmalı.
itlen talebe yetiftirilcn okul. To pal one'ı weiatıı : binin mühim bir
kısmını yapmalı.
, .. . spiril : Halta kUJı alllı.ı veya fe-
dalı.irlılı..
To ,.U OYer: Üzerine çelımelı..
l'Ulılc spiritcd : Yırdınıscvcr. To pal topther : htıirliii yapmalı..
r.lıllc sccurity : Umumi emniyet. To paU ..,..... : Zorluktan kurtulmak
.....,c servant : Devlet memuru.
, . . . service : Amme hizmeti.
veya kurtarmalı; bir imtihanı zorlukla
atlatmalı; aölils aermelı, dayanmak.
To ,.U the beli in : Kısıntı yapmalı., ke-
, . . . shcltcn: Sıiıııalı:lar.
meri ııkmıılı..
l'lllıllı: utilitics : Umumi hizmet milcale-
To pal . , : Zorla sllrüklemelı; parçala-
selerl.
malı; çekip ltöltUnden çıkarmalı; djzainiıİi
, . . . works : Demiryolu, park v.ı. aibi çekip durdurmalı; duraja aelmek; ileri
halkın menfaati ve istirahati için yapılan aitmelı.; duralı.lamalı..
11eyler, nafia (bayındırlık) illeri. To talte a pal at the bottom : SillCden iç-
PUFF (l),v. mek.
To be . . . . . . : Sitirilmck; [fi•. ] aıı­ PlJLl'IT (7 • 1), n.
rar veya azametle lı.abannıı olmak, au- l'lıllıll eloquence : Kllnll bellpti.
rurlaıımak.
..... orator: KUrsil hatibi, bellpdi
To ,.,, Ollt ol: Pıtlı.ırmak. vaiz.
[ 301 ı

PUl.SE (8), n. .t v. Novel wiıh a ....,.. : içtimai veya air


To feci someoııe's ,.._: C•ed.1 Nab- meseleyi ,ıs.cennet veya müdafaa için
zuıa bakmak; w•. 1 fikrini yoklamak. yazdmıt roman.
To ,.._ ._. ıo life: Yeniden bayata On ,..._: T-üden, maıı-, O.
dönmek, hayatiyet kazanmak. den; ICbeblyle; bilb.-.
PUMP (8), n. .t v. To the , . , _ : Sadede muvafık olarak,
To , . . . . _ : Tazyik etmek. münasebetiyle; faydalı olarak.
To ,.... dowa cm : Yıkılmak, kendini To ııerve tlle ..,,.. : itine plmck, mat·
atmak. aadına hizmet etmek, matluba muvafık
To ,.... dry : Tulumba ile suyunu çekip olmak.
kurutmak; w •. 1 birine blltUn blldiklCrini To sıood ..,_ : iyi netice vererek,
söylemek. faydalı auıene.
To , _ , . . : Pompa ile ıiıirmek (bilik· To what ,_...,: Fayduı ne? No ile
Jet llatili V.1.). yarli?
PUNCH (8), n. .t v. f\11181: (99), D. ıl; v.
Beli pmdı : Çıııaıraltlı biletçi zımbuı. A common , . . : MDtterek kele.
....,. punch : Konyakla yapılan punç. ~ liabt , . _ (__, . . - ) : Fakirlik,
Cc:nter ,._.. : Delik açılacak yerleri ita· ihtiyaç, ıaıuret.
ret eden zımbL A lona (beavy) , _ . : Zeqiııllt.
Gana ,._. : Birkaç delili birden delen Privy . . . l See : l'IUVY.
zımba makinuı. r- proud : ICeaCline map, ııervotine
P-'t bowl : İçinde punç yapdan iri aUvenen.
bardak. To put up a , . . . : Mllltlfat olarak mey·
Pmcll ..... : Punç kadehi. dana toymat.
Mil.lr. . . . . : Slltlll punç. To , . _ . , : Bllmıet.
,._la ·and • judy lhow : İqiltere'de bir PUllSVANCE (9·1779 • ı), n.
. nevi kukla oyunu. in , . . . . _ al : Billmtilal, ... 'ye llk'e·
Pleued u .-ela: Çok memnun. in ıhe pa of my dutiet: Vazife.
Tıcltet pmdı : Bilet zımbası. !erimi ifa ederteıı. .
To mate pmdı:. [S/.1 İçmek, kafayı PUSH (7), v. .t. n.
çekmek. At a ,... : ihtiyaç hlsıl olwıça; zaruret
PUNC'l'UllE (8qltlllı9), n. baliııdo.
We had a ........ : Uatiiimiz patladı , . . bottoD : metırik v ... dupıesi.
(otomobil). r.w far time : Vakti dar•
PUNIC (177 • ı), L .t n. ....._. for moaey : Para 11kmhııncla.
Pımlc faith : Hainlik, hıyanet. To ,... ..... : Öloye beriye baltmat;
PUP (8), n. kak&pnak.
in ,.. : Gebe (hayvan). To ,... ........ : itip luıkmak.
'.J"o seli a ,.. to: [S/.1 Dolandırma~. To ,.... ..W. : Bir tarafa bırakmak.
PURE (179), a. To ,... 8W11f : İtip defetmek.
l'llre and simple : Sadecıe, yalnız. To ,... Ma.t: Öloye beriye kakmak;
SUno. ,._ : Halil, hakiki. To .... ..,_ : Atalı ıllrmelt, itip yık·
PURPLE (99), n. .t a. mat.
Bom in the ,...... : Yllksek ve zenain ve To ,... ,__..: beri ıllrmok ·(it.mek).
bilhassa hllkllmdar ailesine meDJUp. To ...... hard : Gayret etmek; destek·
Royal ....,.. : Koyu menektc renai. lemeit.
PURP08E (99 • 9), n. To ...... : İtip içeriye IOltmak.
At erosa ...,_. : Birbirinin maksadına To .... .,_: İtmek.
aykırı. To .... afi: [Naut.1 Avara etmek.
... [ 302 l

To ,.... cm : Devam etmek; ileri sDr· To ,.a (money) by : Para biriktirmek.


mek; acele etmek; ilerlemele çalıpnak; To pat coafidenc:e in IOIDeOne: Birisine
desteklemek. itimadetmek.
To ..... a.t: [Naut.] Denize açılmak; To pat . _ : Yıkmak; ..... (yere) toy·
itmek; atmak. mak, indirmek; ihanet etmek, bdrini kır·
To ,...ıı ....._.. : Nihayetine kadar aö- mat; azaltmak, tenzil etmek (fiat); izah
tilrmek, hitirmek; derpiı etmek. etmek, yazıp çizerek anlatmak; hesabına
To ,..ıı ••: Yukarı sürmek., katmak; addetmek; [colloq.] vazııeçmek,
To pmlı oae's way : ileri &itmek; yol terketmek; bastırmak; menetmek; sustur·
açarak ilerlemek. mat; kaydetmek, yumak; bırakmak.
PU8S (7), n. To pat faith 111 : İnanmak.
• - in the corner : Kate kapmaca oyunu. To pat foot 111 ' Ayat basmak.
PUT (7), v. To ,.a foot ander any roof : Eve ayak
A put • ap jo,b : Tuzak. basmak.
Pat it down on my account! : Hesabı•• To pat fortlı : Bildirmek, ileri sürmek, be·
ıeçir! yan etmek, öne sürmek; yaymak, neiret·
To pat a price on one's head : Birisinin mek; (tedaville) çıkarmak; uzatmak, tevsi
öldUrülmesi için mllkafat teklif etmek. etmek; sarfetmek; sürdürmek, tomurcuk-
To pata stop to: Bitirmek, son vermek. landırmak; [naut.] denize açılmak.
To put an end to : Bir teYe son vermek. To pat fonrn : Teklif etmek, ileri sür·
To put a detective on someone's trail: mek; ileri almak (saat).
Birisinin arkasına takipçi 'koymak, birisini To pat heart and IOUI lııto : Canla başla
tatibettirmek. çalıpnak, hasretmek.
To put a person wise: [Si.] Birisine ha· To pat 111 : An.etmek, derpiş etmek; içeri
kikatı söylemek. koymak, sokmak; memuriyete koymak;
To put a hone .t a fence : Atı (setten) (mahkemede) izahat vermek; [med.] yer·
atlatmak. leltirmek, yerine koymak; Olmana) ıir·
To put a law in force : Bir kanunu yürür· met; [colloq.] seçirmek (vakit).
lüle sokmak. To pat la a hole : [Si.] Kafese sokmak.
To put a'bcıut: Zorluk IÖSlermek; [naut.] To pat la a nut • sbell : Hulasa etmek.
travers yapmak, rotasını aksine çevirmek; To pat mhand : Başlamak.
[colloq.] yaymak (haber v.s.). To pat in mind : Hatırlatmak, aklına ıe·
To pat llllıle (money): Tasarruf etmek. tirmek.
To put _.,. wltll: Yanından kovmak; To pat (one) la mimi : (Birisini) hatırlat·
terketmek; biriktirmek, bir tarafa koy· mak.
mak; bo15mak, aynlmak; saklamak. To pat la order : Dllzene koymak.
To put away food: [Si.] Çok yemek, To pat in work : Yapmak, icra etmek.
boka yemek yimet. To pat lnto circulation : Tedavüle çıkar·
To pat lıaı:k : Geciktirmek; ilerlemesine mak (para).
mani olmak; yerine iade etmek; [na.;t.] To pat lato eııecution : Tatbik sahasına
yoldan ııeri dönmek, bocalamak, sahile koymak.
avdet etmek; reddetmek; eski yerine koy- To pat lllto practice : Tatbik fnevkiine
mak. koymak, tatbikata sokmak.
To pat bac• the clock : Hadiselerin aksi· To pat it _._: [Si.] Muvaffakıyete er·
n: ıitmek. dirmek, b...rmak; dövmek; mallCıp et·
To pat by : Bir tarafa koymak, saklamak; met; kabul ettirmek.
yerleştirmek; sakınmsk; savma cevap ve- To put life llllo : Canlandırmak.
rip savmak; [colloq.] vazııeçmek, al&ka· To pat altı İhmal etmek; IC!'iye bırak·
sını kesmek. mat, ıeciktirmek, tehir etmek: savmak,
pat
[ 303 ]

vazgeçirmek; elden çıkarmak; ricasını To put Clllt ol mind : Hatırdan çıkar­


reddetmek; [naut.] açılmak, aynlmak; mak, dllfıım-k; unutmak.
bırakmak. To pat a.t to: [Naut.] Açılmak, aynl-
To pat • : Giymek; taklidini yapmak, mak, (karadan) uzatlapnak.
suretini (tavrını) takınmak; üzerine koy- To put oalllde : Dıl&l'ı .ımak.
mak; atfetmek, isnadetmelr.; toplanmak; To pat oırer : Üzerine nazır veya memur
Iİ!illlanlamalr.; başka ICYlerden menederelr. olarak tiyin etmek; aeçirmek; tehir et-
perhiz vermek. mek, geri bırakmak; [si.] muvaffakıyetle
To pat m a show Temsil vermek; film ba14rmılr..
ıöstermelr.. To pat ener a person: [Si.] Biriaini al-
To pat • ain (IDd araces) : Caka sat- datmak.
mak, tavır takınmak, kendini dev ayna- To pat pep lllto somethinı : Canlandır­
sında aönnelr., büylWUlr. taslamak, mak.
To pat • Hamlet : Hamlet piyesini sah- To pat someone at ease : Teselli etmek.
nede ptermet. To pat aomeone bıcır. to worlr. : İline iade
To pılt •side: [En6. si.] Caka satmak. etmek.
To pat • one's auard : Birini ikaz etmek. To pllt ııomeone ı. the teeth of war : Har-
To pat m playı : Sahneye koymak. bin pençesine vermek.
To pat one wise to : Birini altıllandır­ To put someone to worlr. : Birisini İIC koy-
mak. mak.
To pat one's foot 111 it : Pot kırmak, gaf To put aomeoae ap to somethinı : Birisi-
yapmak. nin llzerine atmak.
To pat one's best foot forward: Elinden To pat ııııurs to : Mahmuzlamak.
geleni yapmak, hamle yapmak. To put to bed : Yatırmak (yatala).
To pat one's foot d - : Kararının kati To put to death : Öldllrmet.
oldutunu göstermek; ayak diremek. To ,_ to fiiaht : Çil yawusu ıibl dalıt­
To put one's baclt 9P: [Si.] Öfkelendir- malr..
mek, çileden çıkarmak. To pılt to n,hta : Tashih etmek, dllzelt-
To pat one'a finpr • : Parmapıı bu- melr..
mak, llzerinde durmak. To pat to it : Zarurete sokmak; mecbur
To put one'a head 111 a hole: [Si.] Bir etmek; llzmek, sıkıntı vermek.
.adamın bqını bellya sokmak; birini ka- To pılt to ahame : Sönük bırakmak.
fese aotmak. To pllt to the test : Sınamak, imtihan et-
To pllt one's head taptlıer : Bq b&IB mek.
vermek. To pat to use : Bir :ıeyi yaradıiı İIC
To pat one's trust • someone : Birisine sllrmek.
itimadetmelr.. To pat to work : Çalııtırmalr..
To put oneself forwıınl : Kendini göster- To put tıınıap : Bitirmek. ·
mek. To pat toptber : Bir ıraya toplamak, ıe­
To pat oneself oat : Kendisini bir ICYe tirmelr.; bir arayı konmak.
vermek. To pat trust 111 someoııe : Birisine itima-
To pat one's shoulder to the wheel : Des- detmek, güvenmek.
teklemek, yardım etmek. To pat ımder contract : Kontrata balla-
To pat oat : Faize yatırmak; azletmek; mak.
söndürmek Olmba v.s.); sekte vermek, To pat ander martiıl lıw : Sıkı yönetim
geri bıraktırmak; hiddetlendirmek; zorluk (örfi idare) uygulamak.
göstermek; israf etmek, yerinden çıkar­ To pat ap : İıışa etmek, dikmek; teklif et-
mak; ileri vermek. mek; namzetlilini koymak; namzet gös-
To pat ollt ol business : İlten çıkarmak. termek; niltih ilinı astırmak; istif etmek;
l 304 l
......
sandık veya bohçaya yerlqtirmelı.; emni· To be pat ~ : Endişeli ve huzursuz
yelli bir yere saklamak; yUUcılmelı.; kur· olmalı., enditelenmelt.
mak; yerlettirmelı.; misafir etınelt; komı!r· To be pat ...a wlllı : Darıın olmalı., kız·
vesini ya!>lll•k; yarış v.L'de bahis tutmak. ıın olmak.
To , . . , wlllı: Muvafık &örmek; ta- To stay pat: Yerinde rahat durmak, ye-
hammUI etmek, çekmek, btlanmıak. riııckn lı.ımıldanmamat..
To ll'lt •• wlllı someonr : Biriliyle ben· PUZZLE (8), n. &. v.
ber olmalı..
To ,., •• a prayer : Dua etmek. Chineae pade : Çok dolaşık bilmece ve·
To , . •• for sale : Satı11 çıkarmalı.. ya meaele, muamma.
To plll ııp a job: [Si.) Komplo yapmalı., Crossword puz:de : Bulmaca.
Picture pu:de: Resim bilmecesi.
tuzak kurmak.
To pat . , llt : İkamet etmek, oturmak, To be puded : Şqırmak, afallamak.
lı.almalı..
To paıle one'ı bead ücnıt somethinı :
To pat up a sail : Yelken açmalı.. Kafa yormalı. (bir şeye).
To put ili> to (one): Birine arzetmelı.; bi· To pu:de oat: Muamma veya bilmeceyi
rinin reyine bırakmalı.. halletmek; lı.eıfetmek.
To pat •jNlll: Üzerine atmak (suç v.s.). To panle o•er : Çok dütünınek, zihnini
To ,ut wisc : İkaz etmek. yormalı..

QUADR.\TE (S-21), v. His ıood ........ : Onun iyi hususiyet·


To qa811net wldı : Uymalı.; uydurmalı.. teri (meziyetleri).
QUADRUPLE (S • 77), a. &. n. Pecıple of qullty : YUluelı. sınıftan halk,
Qın...... Alllıııce : Dörtlü pakt. elı.lbir.
Quılnlple eııpansion ensine : Dört silin· Poor .-llly : Adi mal veya cins.
dirli istim makinası. The qalMJ : YUlı.sek ımıf.
QUAUFICA110N (S • 1·1·21sbn), n. QUAN11TY (S • 1 • I), n.
He has ali the qallllaıdom : BUtUn ev- A nealiıible ..-ekf: Ehemmiyetsiz
safı haiz. miktar.
it requires q9lllHlaıdoa: Tıdiltıt ister. Qa.dey marki : Kemiyet (nicelik) ifadesi
With many quUlladcı• : Birçok mezi- için sesli harfler üzerine konan i11ret.
yetlerle; birçok prtlarla; çolı. tereddütle. To buy in larte p 'M"" :
KUiliyetli
QUALIFY (S • 1 • 41), v. miktarda satın almak.
Adjectivea .....,,. nouns : Sıfatlar ilim· QUARREL (S), n. &. v.
leri tavsif eder. To pick a . - 1 with (a person) : Kavp
To ~ a person for the taslı. : Rir çıkarmak, mesele çı'Q.nııak.
lı.imaeyi iş için ehliyetli kılmak. To take up a .-nl : Kavpya ittirak et·
To ......,. it as a lie: Yalan olarak tav· mek, döiille ıimıek.
sif etmek. To qllUftl llbOllt (a thins) : (Bir ICY için)
QUALD'Y (S • 1 • 1), n. lı.avp etmelc.
A per~.:ın of qaallly : Kibar kimae. To qu81ftl " .. (a thinı) : (Bir teYe dair)
Averap: qallty : Mlitat cins veya lı.ey· kavga etmek.
fi yet. To qalrftl wltb (a penoo) : (Birisiyle)
Hiah tııııillly : Çolı. iyi cins. kavga etmek.
quııner qundon
[ 30S )

QUARTER (SS - 9), n . .t v. Queea of Love : Aşk ilihesi (Afıodlt).


A bad qumter of an hour : Kısa ve acı QuMa of night : Ay, kamer.
bir tecrübe. QuMa of the Antilles : Küba.
At close qurten : Çok Y.akın, hemen he- QUEER (19), a . .t v.
men yanyanL He is a bit ıı-er : Delicedir.
At free qurter: İsteıidiji kadar. in qaeer street: [Si.] Dert içinde; rengi
For qaarter: [Naut.] Baı mangası; baş uçmu~; karanlık içinde.
omuzlutu. Things look veİ-y .-r : İıter çatallaıı­
Fore .-.r: Omuz (el). yor.
From ali ..-een : Her yerden, her cihet- To feel . . - : Rahatsız olmak, iyi his-
ten, her taraftan. s:tmemek, keyifsiz olmak.
Qımter beli : Saatlerde çeyrek saatte bir To qu_. one's pitch : İp bozulmak.
çalınan zil. QUU'l10N (2 - tshn), n.
Qınırter deck: [Naut.] Kıç güvertesi, An open qDelllan : Hallolunmamıı (mu-
subaylara mahsus güverte. · allak) mesele.
Qurter miler : Çeyrek millik k1>1ularda A difficult ......._: Güç mesele, mütkUI
kOIUCU. vaziyet.
Qurtw of an hour: ıs dakikalık zaman, A leading fl9llllan : İstintaka verilecek
çeyrek saat. cevabı kolaylqtıran sual.
Qurter wind: [Naut.] Kıçın yan tara- A ......-. of privilege : imtiyazlarını
fından esen rilzgir. (haklarını) kullanma meselesi.
Hind qımter: [Naut.] Kıç mangası; kıç A qlll9llan of time : Zaman meselesi.
omuzlutu; but (et). Beside the ......_ : Sadetten dııarı,
in high ....,.., : Yüksek makamlarda. mevzu harici.
lt'ı a ...-ter to six : Altıya çeyrek var. Beyond ....... : Şllplıesiz, teredclDde
No qıuııtar: Amansız. mahal bıratmıyarat.
To cry ......... : Aman dilemek. Fair· ....... : Muvafık sorgu, münase-
To ask for .....-. : Af dilemek. betli sual.
To beat to .....-.. : C•il.] Harb için it is a .......,. of fact : Bir hakikat me-
herkes yerini alsın diye trampet çalmak. selesidir.
To come to close ıpautenı : Gölils gö- in qMIÖaD : Bahis mevzuu: münazaalı,
iiise döiilfmek, cenketmek. münakaşaya tlbi.
To divide into ....-.. : Dörde bölmek. lndirect ......_.: Bilvuıta sorulan sor-
To give qurter to : Aman vermek, mer- ıu.

hametli olmak; öldürmemek. Oblique ........ : Dolambaçlı sorp.


The 1\ırkilh .-ttr: TUrt mahallesi Out of q...a.. : Şüphesiz, qitir.
(Kıbrıs'ta). Out of the ....a-: MUnakJıtaya del-
To qudlr oneself an : Beraberce yap- mez. ehemmiyetsiz, mevzu harici; im-
mak, aynı yerde oturmak. Unsız.
QUEEN (1 1), n. Past ......_: Şüphe kaldırmaz.
Queea city : Memleketin en büyük veya Qalldam mart : Sonı ipreti ('1).
en melbur febrl. Rhetorical ~: Cevabı betlenmi-
Qıleea cell : Arı beyi için arıların tavan- yen sual.
da yaptıkları hususi yer. That is not the qMlllo. : Mesele orada
Qaee. coıısort : Hükümdarın karısı olan dejil.
kıraliçe. The person .. ......._ : Bahis mevzuu
Qmea dowager : Eski hUkUındarın dul olan adam.
tanaı. To ıpeak to tlıe ........ : Aaıl meseleden
Qaeo of Heaven : Meryem Ana. bahsetmek, adetten çıkmamak.
F. 20
•ııılelı radlaııı
[ 306 1
Prcvioııs question :· See: PREVIOUS. A qulet dig aı him : İma yolu ile tenkic.I.
To heg ıhe quesdon : Tasdik edilmiş say- To b: qulet : Uslu olmak, su~mak.
mak. To lteep qulet : Rahat durmak.
To cali in questloa: İtirazda bulunmak, QUJFTUS (41 • 11·9), n.
t~slim ve kabul etmemek.
To give a person his quletus : Birini ya
To pop thc questlon : izdivaç teklif et-
kovup susturmak veyıı ölc.lürmd.
mek.
QUIT (1), a. el v.
To put :ı question ıo (a p~rsonl: <Bir ·kim-
':ycl ·sun! sormak: reye koymak. Doııhlc or qults: Ya mars y:ı fit.

Unfair queııdoa: Münasebetsiz sual. To cry qults: Yeter artık demek, pes
QUICK (1), a., n. el adv. demek; yalvarmak.
A qulck mile : Hızlı ıidilen bir mil. To be qults :·Fit olmak, berabere kalmak,
As qulelı as 1 can : Elimden geldiği ka· haş:ıbaş olmak.

ıl:ır çabuk. To qult oneself: Ödemek.


Be qu!elı! : Çabuk ol!, çabuk! To qult cost : Bedelini ödemek, bedeline
Qulelı car : Kulak keskinliji. karşılık gelmek.
Qulelı • eared: Kulağı keskin. To qult scor~s : Denkleştirmek, bapbaş
Qulelı match : Çabuk yapan barutlu fitil. getirmek; denkleşmek.
Quklı rclurns : Çabuk gelen hasılat. We are qults : Alacak verecek yok, fitiz.
Qulelı · sighted : Keski~ nazarlı (&özlü). QUJTE (41 ), a.
Qulelı • ıempered : Çabuk kızar, asabi.
Qulle a little : Oldukça, hayli.
Qıılek wit : Zeka.
Qulte different : Bambaşl. ı.
Qulek • wiııed : Zeki, hazrrcevap.
Qulte righı : Gayet dojru.
To the qulek : Çok hassasiyete kadar;
Qulte \O : Doğru,· öyle, hakikaten, evet,
pek derin.
hakkınız var (cevaplarda kullanılır).
The qulelı and the dead : Diriler ve ölil·
Qulte the thing : Ta kendisi, modaya uy-
ler.
gun, modadan. ·
QlllF.T C419), a.
At qulet : SüıiOnette; sulh ve asayiş için- QUJ VIVE (ki 1+11), n.
e.le. On ıhe qııi vlve : Uyanık, kulağı kirişte.

RACK (3), v. el n. mak, azar azar ödemek; bedbahtlıia düş·

On the ıw:k : Çok muıtarip. mek.


Raelı • and • pinion: [Naut.] Dişli kol ve RADIAL (21·19), a.
fener dişli. Rlldlal axle : Demiryolları, v.s.'de dönüş
Haclı and ruin: Yıkım, harabiyet. münhanisi nısıf kutru yerine uymak üze.
RllCk block: [Naut.] içinden halat geçer re tanzim edilmiı dingil.
delikleri olan tahta. Rlldı.I axle • box : Bir lokomotif, v.s.'de
To go ıo nıck and ruin: Tamamiyle iflas tekerlek poyralıjı.
etmek. RADIANT (21·19), a. el v.
To pul ıo thc rxk : İskence etmek. A nıdlımt smile : Sevinç ifade eden gü·
To raek one's brainıı: Çok düşünmek, lüms:me.
kafo patlatmak, zihnini yormak. Rııdlmt point: [Astron. el opt.] Şeha­
RACKET (3 • 1), n. bın sükiıt noktası; hararet veya ziyaın
To stand the rııeket : Masrafını durdur- mcnb:ıı.
radium ralıl'
[ 307 l
To rııdlant with : ... ile parlaınak. RAIN (21), n. & v.
RADIUM (21 - 19), n. it looks like raln: Hava yağmurlu.
Radlum paint : Saat reklamlarına v.s.'ye it ra1nıı: YaAınur yağıyor.
karanlıkta parlaması için sürülen rad- Raln gauge: Ya&ınur ölçüsü.
yomlu boya. To raln cats and dogs: See: CAT.
RADIUS (21 - 19), n. To raln deııth : Ölüm yağdırmak.
Hadius vector : Sabit hir noktadan müte- To raln on: Yağdırmak (bir yere veya
harrik bir cisme olan mesafe; [astron.] üzerine). ·
güneş ile bir seyyare arasındaki hat veya
RAINY (21 - 1), a.
mesafe. Ralny day: [Fig.] Sıkıntılı zaman; kara
The (four - mile) l'lllllu& : Londra şehrin­ gün.
deki Charing Cross'tan itibaren her cihete
RAISE (21z), v. & n.
doğru dört mil imtidadeden arazi.
To ra19e a blockade (siege) : Muhasarayı
RAG (3), n. & v.
(ablukayı) kaldırmak.
Cooked to rııııs: Çok fazla ııişmiş" (et,
To nı1ııe a check: Sahtekiırlıkla bir çekin
\'.S.).
l>ıymetini ıırttırmak.
Glad rags: Süslü elbise.
To raile a memorial to: Abide dikmek.
in rap: Paçavralar giymiş, yırtık pırtık.
To ralııe an objection : İtiraz etmek.
Rag - and - bone man : Eskici, paçavracı.
To ...ı. Cain (heli, the devi!): [Si.] Ka-
R111 baby (dol!): Kumaştan yapılmış
rışıklık çıkarmalı; büyük gürültü veya
kukla.
heyecan uyandırmıtk.
Rag paper : Paçavradan yapılmış kağıt.
To nı1ııe cloth : 'Kumaşı havalandırmak
To nııı a person : [Si.] Eğlenmek için bir
(kabartmak).
insanı kızdırmak, alay etmek.
To nılııe for : ... için yetiştirmek.
To tear to rap : Paramparça etmek.
To r.ı.e one's eyes : Gözlerini havaya
RAGE (21j), n. & v.
dikmek.
Ali the nıae : Herkesin arzusuna uygun,
To nılle the country : Memleketi ayağa
modaya muvafık.
kaldırmak.
To put into a nıce : Öfkelendirmek.
To nılııe the dead : Kıyameti kopa·rmak.
To fly into a nıae : Öfkelenmek.
To ralse the hat to : Şapkasını çıkarıp
To nge at : Kızmak, kükremek.
selam vermek.
RAGTAG (3 - 3), n.
To ra1ae the roof'(a dust): [Si.] Çok ıü-·
Racllll and bobtail : Ayak takımı, her
rültü yapmak (ev, v.s.'de); taciz etmek;
çeşit adi insan.
karıştırmak.
RAIL (21), n. & v.
Double - ralled: Çift hatlı.
To nme the wind: [Si.] Fesat veya ihti-
liıl çıkarmak,
bayrak açmak; bir. maksat
To go by nB : Trenle seyahat etmek.
için para bulmak; hesaba çekmek.
To go ol'f the nıllıı: Yanlış gitmek; hata
To rıı1ııe an eyebrow : Muvafakat etme-
yapmak. •
mek, itiraz etmek.
To run off the nllıı : Raydan (yoldan)
çıkmak. RAKE (21), n. & v.
To nD mplusl (al): Eğlenmek, alay etmek A rııld111 fire : Yandan gelen top ateşi.
RAILWAY (21 - 21), n. Rake - off : Doğru olmıyan kazanç veya
Rallway company : Şimendifer kumpan- bahşiş.
yası. To nıb off stones : Elek ile taş elemek.
Railway novel : Tren seyahatinde· okuna- To nı1ı.e out : Araştır~rak bulmak, keşfet­
cak kısa hikaye. mek.
Rallway spine : Tren kazası vukuunda To nıb out the grate : Ocalın k.ülUnil
sarsıntı ile vukua gelen sersemlik. silmek.
ram rate
[ 308 ]

To nlre in money : Kolayca para kazan- RANK (3ıiak), n. el v.


mak. Rulı and fashion : Yüksek sınıf halkı.
To nlre over the coals : Şiddetle azarla· Rlllllı and file : Efnt; askeri sınıf; her-
mak. hangi bir teşkilatın alelade fertleri; [lic.]
To ralıe •P : Canlandırmak, tazelemek avam, BiBi• tabaka halkı.
(hatıra, v.s.'yi); hatırlatmak. Ruk poison : Öldürücü zehir.
To ralıe ap the past : Eski defterleri ka- To nak above : Daha yüksek rütbede
rı,urmak. olmak.
RAM (3), n. el v. To raak neııt to : Rütbe veya mevkice
To nm • - one's throat : Birine iste· ikinci aelmek.
mediji bir ICYi zorla dinletmek. To take ..... with : Aynı seviyede ol-
To nm the argument home : iddiayı kuv- mak.
vetle ispat etmek. The p~rson in his l'lllılı : Onun mevki, se-
RAMPAGE (3 • 21j), v. el n. viye veya sınıfından olan adam.
On the nmııııae : Pür hiddet, çok öfkeli; To nalı ... to: ... derecede plmek.
içki keyfi halinde, cotkun. To ....- wltla: ... ile bir rütbede bir se-
viyede olmak.
RAMPANT (3 - 9), a.
RAP (3), n. el v.
RamPMt gardant : Şaha kalkmıı (al).
. Rampmt passant : Saj ön pençesini hava- 1 don't care a nıp: [Si.] Hiç de umu·
' ya kaldırıp yürür vaziyette durmak. rumda delil.
aam.-ı redardant : Baıı arkaya bakar
Not worth a np : Dejersiz, ehemmiyet-
sii, beş para etmez. ·
vaziyette 1&ha kalkmıı.
To np and rend : Yatma etmek.
RANDOM (3 • 9), n. el a.
To lake the np: Cezasını ödemek.
At l'8llllcm : Rastaele; baht işi; aeli1i1U·
To np Clllt : Vurutla cevap vermek; lid·
zel; son hızla.
detle söylemek veya vurmak; aıızdan ka-
Rllııdom shot : Rastııele atılan ıülle; son
çırmak.
· menziline atılmıı kurpın.
Ruı1oııı work : Rastııele yapılmıı iı.
RAPIER (?. 1 - 19), n.
Rlıpler thrust : Meçle vuruş; [ I i c.] il·
RANGE (21nj), v. el n.
neli söz.
Hi5 thoupts rmae cnrer a wide field :
RARE (29). a.
Düıüncelerinin büyült bir sahaya şümulü
To have a ııwe time : Eilenceli bir vakit
var.
geçirmek.
Out of naae (beyond ruıp) : Menzil me·
safesi dışında. RASPBERRY (44z • 9-1), n.
Rmp finder : Telemetre. To ıive the l'lllbe117: [Si.] Dilini çıkar­
Rap li,ııts: [Nııut.] Çifte silyon fe· mak, dilini uzatarak bir kimseyi tahkir
nerleri, sın fenerler. etmek.
R-.e rider : Atlı bekçi, koru veya çiftlik RAT (3), n.
bekçisi, kovboy. Like a drowned nt : Sırsıklam.
Raııp of mountains : Dal silsilesi. To sınell a nt : Hile sezmek, kufkulaıı­
Raııp of pOlitics : Politika sahası. mak, tllphelenmek.
lbııae of one's voice : Sesin en alçak RATE (21), n. el v.
perdesinden en yükseline kadar olan me· At any nll2 : Her nuılsa, herllıılde; ifil
safe. de olsa.
To l'lllllf oneself: Hayatını tanzim et- At tl:ıe nlll of: Hesabiyle, nispetinde.
mek: nefsine hakim olmak. At this me : Bu 1idi1le.
Within nııse : Yetişilir, menzil mesafesi First nte : Ali, eksin.
dahilinde. To nıte apcım : Derece vermek.
1 309 1
RATHER (44 ô 9), adv. To read one : Kalbini okumak.
1 had nıdıer: Tercih ederim, bana ka- To rellll out : Kovmak, alakasını kesmek.
lırsa. To rellll oat loud : Yüksek sesle okumak.
1 had not : Yapmasam daha iyi.
rııllıer To read out ol : Bir ilin veya beyanna-
Rlıdler ıood : Fena delil. menin resmen okunması ile tardctmek.
The n6er : Bilhassa, hatta. To read mer : Baştan başa okumak; tek-
RATTLE (3), a., n. &. v. rar okumak.
RMtle - hcaded (brained) : Boş kafalı, ah- To rcad pcople : Halkı anlamak.
mak, hoppa. Well reııd : Çok okumuş, malOmatlı.
The death nıale: Ölü hırıltısı. READING (11 - 1), n.
To nale alonı : Çabuk çabuk aitınek, Readlna desk : Ayakta kitap okumala
hızla aitmek. mahsus yüksek masa; mütalaa masası.
RAVING (21 - 1), a. Ro.adlng lamp : Üst tarafı kapalı okuma
RaYlaa mad : Kudurmuş deli, zır deli. lambası.
Raw deal ; Çiy (haksız) muamele. Rt8111ııc room: Mütalia (okuma) salonu.
R- weather : Rutubetli (soluk) hava. READY (2 - 1), a.
To touch on the raw : Hassas noktasını A rcady pen : İyi yazı yazma kabiliyeti.
)aralamak. Ready - built housc: Hazır ev.
RAY (21), n. Ready madc: Hazır (ısmadama delil)..
Ray of hopc : Ümit 11111. To make l'C8dy : Hazırlamak.
Ray of sunshine : Gözbcbcii. To make reıııb for : Bir şey için hazır­
He is the ray of sunshine of his family : lamak.
O ailesinin ıözbcbclidir.
REAL (19), a. el n.
RAZZLE - DAZZLE (3 + 3), n.
A real man : Tam adam.
On the nızzle - duzlc : Zevke dalmış, ke-
The real thinı : Asıl ıey, lli ıey: hakiki
yif aleminde.
şey.
REACH (11), v. &. n.
Bcyond radı (out of reııdı) : Eri~ilmez, REASON (!iz), n. &. v.
yetişilmez. By r e - ol : Çünkü; sebebiyle;.
Throughout the retıdı of history : Tarih in re.- : İtidal dahilinde; esas itiba-
boyunca. riyle.
To reııch an impasse : Çıkmaza ıirmek. in ali r e - : Mantıki olarak, hakkiyle
To rudı ahcad : İleriye uzanmak. düşünülürse.

To retıdı down : Elini aşalıya uzatmak; it stands to r e - : Hakkiyle, şüphesiz.


aptıya dolru uzanmak.
To bring to re._ : Aklını başına getir·
To reııclı for : Almak ilz.crc uzanmak. mek, doğru düşünmesine vesile olmak.
To ~ thc point : .. .'ya, .. .'ye ulaş­ To ~ about : Hilkme:mek, hüküm
mak, erifmck. vermek.
Within reııch: Yetişilir; mümkün. To r e - wltb : ikna etmek; münalı:ap
READ (11), v. [p. t. READ (2), a.] etmek.
To ..... bctween the lines : Kapalı ma- With reMOll : Hakkiyle.
nasını kqfetmet. REBEL (1 • 2), v.
To rem (a pcrson) a lesson : (Birine) iyi To rcbel asiılmt (M) : İsyan etmek.
bir ders vermek, iyice azarlamak. RECALL (1 - SS), v.
To fttııi needs : İhtiyacını anlamak. To reaıll to : Geri çalırmaıt.
To re.ı one's heart (mind) : Aklından RECEIVE (isli), v.
ıcçcni bilmek, kalbini okumak. To recelYe for : ... için almak, elde et-
To read oncsclf in ~Otuz dokuz maddeyi mek.
alenen okuyarak papazlık silkine girmek. To recehre from : .. .'den, .. .'dan almak.
[ 310 ]

1 recelved a letter from him : Ondan bir RECOUP ( 1 · 77), v.


mektup aldım. To recoup oneself : Zarar veya masrafı
To ncel.e thumbs d-n: _Oy alama- telafi etmek.
mak, kabul edilmemek. RECOURSE (lkSS), n.
To ncelve wHlı : Karşılamak. To have ncoane to: Başvurmak, müra·
To be ncelved wllh applause : Alkışla caat etme\; yardım veya öğüt dilemek.
karşılanmak. Without ncoune : Başka taahhüt altına
RECIPROCAL (isi - 9), a. el n. girmeden {çek v.5. imzasını tasdik eder-
Contract containinı nclprorııl promises : ken başka herhangi bir mesuliyetin ka-
Tam karşılıklı akit. bul cdilmiyeceğini istihdaf eden ve im·
Redprecal insurance : Mütekabil sigorta. zanın yanına konulan tabir).
Reclprocal terms: [Log.] Aynı manaları
RECOVER (1 - 8 • 9), v.
havi oldukları için mübadeleleri caiz. olan To ncover damages : Tazminat almak.
olan tabirler. ı·o ncover from {an illness) : Şifa bul-
RECIPROCATING (isi - 9-21 - 1), a. mak, iyileşmek.
Reclproadlııa engine : Bir kısmının müte- To nconr lost time : Kaybolan vakti le·
navip surette hareketiyle işleyen malr.ina, !afi etmek.
mütenavip kuvvetle iıleyen makina. To JHonr one"s voice: Sesi tekrar tabii·
Redprecadıııa motion : Piston gibi ileri leşmek.
geri veya yukarı •tal• hareket, müteba· RED (2), a.
dil hareket.
Rlood nd : Kıpkırmızı.
RECK (2), v.
in ıhe nd: Zarar etmiı.
He ndııı not of il : Umurunda değil, ona
Not worth a nd ccnt : Değeniz.; mete-
vız. gelir.
liksiz.
RECKON (2 • 9), v. Red as a rose : Gül renginde.
To nclkoa cm : itimat göstermek, güven- Red bark : Kızıl kınakına.
mek; [colloq.] zannetmek, düşünmek. Red · blooded : Çok sıhhatli.
To nclkaa wlllı : ... le hesap ıörmek; he- Red book : Kırmızı kitap, kırmızı kaplı
saba katmak, düşünmek. olup asılz.adeler, mülkiye memurları, v.s.,
RECKONING (2 • 9 - 1), n. listesini havi olan kitap. ·
Day of reclkcınlDI : Hesaplaşma günü; Red Crescent : Kızılay.
[lig.] kıyamet sUnü. Red cross : İngiltere bıiyralındaki kırmızı
Dead nckoalBI : Paralı.ele hesabı; haç; Kızıl Haç cemiyeti.
[naut.] parakete hesabı ile gemi mev- Red eyes :· Kan bürümüş gözler; allamak·
kiini bulma. tan kızarmıı aöz.ler.
Out in one's nckoahıa : Hesabında yanıl­ Red flag : Anarşistlerin ihtilal bayrağı,
mıı. kızıl bayrak; [lig.] tehlike iıareti.
RECORD (2 - SS), n. el v. Reci -handed : Elleri kanlı, cinayet işler­
A gramaphone nen: Plak. ken (yakalanmış), sufilstU.
A reconl run: [Naut.] Bir aeminin bir Red hat : Katolik Kardinal şapkası.
tek günde veya bütün yolculuAunda re· Reci - headed : Kızıl saçlı; çabuk kızar.
kor yapan seyri. Reci herring : Kurutulmuş ve tütsülenmiş
Off the reconl : Mahrem, açıklanmamak ringa balıAı; sadetten çıkaran mevzu.
ıartiyle. Reci hot : Ateşten kıpkırmızı kesilmiş;
On reconl : Kaydedilen, kaydı olan. [lig.] ateş püskürüyor, çok heyecanlan·
Reca breakinı : Rekor kırma. mış.

To beat (break) the nen : Rekoru kır· Red lattice : Eskiden meyhane alameti
mak; her ilde kendini yllkselr. aöstermek. olan kırmızı kafesli pencere.
red
[ 311 1
Reci lattice phrases : Meyhane dediko· To reel oat : Olta çubuAu makarasından
dusu. ipi koyvermek.
RH lead: [Jfin.] Sülüpn. REFERENCE (2 • 9 • s), n.
Red !eller day : Büyük yortu gü~ü; bir Cross r e f - : Aynı kitapta başka yere
insanın hayatındaki çok mühim gün. müracaat.
Red light district : Fahişeler mahallesi. in (with) reference to: Nazaran, .. .'e aö-.
Red man : Kızıl derili adam. re, münasebetiyle.
Reference Bible : Derkenarlı Kitabı Mu-
Red pepper: Kırmızı biber.
kaddes, tefsirli İncil.
Red rag :. Kırmızı rengin lıojazı kızdır­
Refereııce for : Kefil, kefalet.
ması gibi öfkelendirici her şey.
Ref~reı:ee library: Tetkikat ıçın müra·
Red ribbon : İngiltere'de •Order of the caat olunan ve fakat kitap alıaanııyaa
Bath• denilen bir şövalye sınıfının nişanı. kütüphane.
Red sea : Kızıl deniz. Reference mark : Müracaat işareti.
Red snow : Alp dallarında ve Kuzey kut- To give referenees: Müracaat yerlerini
bunda görülen kızıl kar. · göstermek.
Rtd tape : Kırtasiyecilik. Without refereace to: Hesaba almıyarak.
Red threat : Kızıl tehlikesi. REFU.CI' ( 1 • 2), v.
Red with anger: Öfkeden yüzü kıpkır­ To reOect in: Aksetmek.
mızı kesilmiı. To reflect on (apon) : Kabahat bulmai.,
To draw a red herring across the track: kusurunu görmek; aksetmek.
Sadet harici münaka13ya girişerek işgal REFLEX (11·2), n. &. a.
etmek, mevzu dışına çıkmak. ReOeıı; action : Gayriihtiyari hareket.
To see red : Son derecede öfkelenmek, REFORM (1 • SS), v. &. n.
gözlerini kan bürümek, adam öldürecek Reform school: [U. S.] lslahhane, ahlak
kadar kızmak. okulu.
REDD (2), v. REFRACTING (1 • '3 • 1), a.
To redd ap : Hazırlamak, sıraya koy- Refrııctlııtı angle : Kırılma açısı.
mak. Refncdng telescope : Adeseli dürbün.
REDUCE (1·177s), v. REFRF.SHMENT (1 • 2 • 9), n.
To reduee something to : Düşürmek, in· Refreslımenl booth (stand) : Bllfe.
dirmek. Refreııhment car : llllfeli vagon.
To red11tt to : Azaltmak; azalmak, Refreshment room : Tren istasyonunda
REED (11), n. büfe.
A brokcn reed : Güvenilmez kimse veya REFUGE (2 • 177j), n.
şey.
City of refuge: [Bibi.] İstemiyerek ka·
REEF (11), n. til olan kimselerin iltica etmesine mahsus
To lake in a nef: [Naı.ıt.] Yelkeni bir olan Arzı Mukaddesteki altı IChlrden
kat camadana vurmak. biri.
REEL (11 ), n. &. v. House of refuge : Fakirler ve mekfınsız­
Off the reel : Durmaksızın; çabuk ve ko· lara mahsu~ fakirhane.
lay. REGARD ( 1 • 44), n. &. v.
To reel mlOlll : Sarhoş gibi yürümek. As reprdl : Nazaran, hususunda; &öre.
To reel la (ap) : Olta çubutu makarası Give my repnls to: Selimımı söyle.
üzerine ipi sarmak; çıkrıkla balık tutmak. in (with) repnl to: Göre, nazaran; sebe·
To reel off: Makara v.s.'den ipliji çöz- biyle; ilgili, .. .'ya, .. .'ye ait.
mek: [eolloq.] pürüzsüzce anlatmak (hi- Out of repnl to : Hatırı için, .. .'e ria-
kiıye, v.s.). yeten.
[ 312 J
To reaHd • : Nazarı ile bakmak. To nİmaln close to: Yanında kalmak,
He Is reprded as a child : Ona çocuk uzaklaımamak.
naariyle bakılıyor. To remaılıa la : Kalmak •
Without ıwaft to : Bakmadan, ehemmi- To nllllllD la need: İhtiyaç içinde bulun-
yet vermeden. mak.
REGISTER 12jl - 9), n. it v. To remıılıl la ~ffice : iktidarda kalmak.
in ntılller: Tam ayarlı (baskı, klite, v.s.). To nmalıt la one'ı hand: Elinde bulun-
Parish nalster : Mahalle kaydı. mak .
.._..r of births : Dolum tlitlllil.
To nalster a letıer : Bir mektubu taah-
To remaa ot1 : Kalmak, bulunmak.
To remıılıl true to : ... "ya, .. .'ye sadık
hütlü olarak göndermek. kalmak.
...o .......... ıurprise : Hayret ifadesi gös- REMEMBER (1 - 2 - 9), v •
. ·,;nek. .......,... me to him: Benden ona sellm
REIN (21), n. it v. söyleyin.
To ıive reı. to : Diqinini salıvermek, To -miler ııbaat : Bir teY hatırlamak.
baııbot bırakmak. To remember oııeself : Dllıllnmek, dll-
To reı. la (.,) : Dizpnini çekip durdur- ıünceye dalmak; hatırlamak.

mak. RENT (2),n.


Reıat charge : Kira üzerinden alınan verp.
REIOICE (1 - 511), v.
To reJolcıe M : Sevinmek. Re•t free : Kirasız; bedava.
To rejoke la : Netelenmek, sevinç duy- Remi roll : Kiraya verilen mülklerin lis-
mak. tesi.
To n)oke OYH : Sevinç duymak. RHI service : Kira yerine yapılan himıet.
To re,lalı:e wltlı : ... ile sevinmek. REPAIR (1 - 29), n. it v.
RELAY (1-21), n. it v. Good (in) ..,.... : iyi halde, tamirli (bina
Rellıy nu:e : Yedek deliıtirme suretiyle
v.s.).
yapılan kotu. bayrak yarııı.
He replllnd to Pariı yesıerday : O dün
Pariı'e aitti.
To ~ a messap : Bir haberi alıp ce-
vabını aöndermek.
in bad re,.... (out of repıdr): Tamire
muhtaç.
RELID' (1-11), n. it v.
R...... shop : Tamirci dllkUnı
Comic nlW : Fııc:ialı bir piyes veya hi-
To ...... to: Gitmek.
kayede teeallrll yum111Btıcı komik muha-
REPEATING (1- 11 • I), a.
bere veya uıbne.
........ circle: [A.ttron.] Oktant
lndoor nlef : DarUllcıeze (dlltkllnler m)
nev'inden tam daire. .
fakirlerine verilen yardım.
. . . . . . . decimal: l•atA.] Devri ke-
Low nW: Az mlk.euem kabartmL
sir.
Outdoor ...., 1 Sadaka.
. ....... method : Aynı aletle blıbç
. . . , map: Kabartma harita.
açıyı birden ölçme U1Ulll.
To affonl (live) nW : Teselli etmek;
. .,...... station : Mükerrer İpret ftl'eD
yardım etmek.
istasyon.
To brina into ·nlW : · Tcceullın ettirmek.
..,...... watch : Dlltmeline basılınca
To fly to one's ..W: lmcladına kOIDl&k.
saati çalan cep saati.
To nlef to one'ı mind : Teselli etmek.
REPENr (1 - 2), v.
REUGION Cl • lj9), n. 1 n.-ı me (it ....... me) Eaef ederim.
To pt ...... : Dindar olmak. To ..,... ol: Pipnan olmak.
REMAIN CI • ıl), v. REl'ORT (1 - 55), n. it v.
To ...... - - . : Aruında kalmak, ...,... stqe : [Parl.] Uyihanm müza-
uzaklqmamıık. kere saflıası.
republlc
[ 313 1
To report a bili to the house : Liyiha RF.SPECT (1·2), n. & v.
müzakeresinin encümence tamamlandılı in re.pect of (with nspect to) : Bakımın·
umumi heyete bildiımek; encilmence mil· dan, nazaran, hususunda, .. .'e gelince.
zakeresi bitirilen layihayı umumi heyete lr, ali rapedl : Her hususta, her bakım·
takdim etmek. dan.
To report oa : .. .'ye dair rapor vermek. To pay one's reapect.: Hürmetlerini sun·
To repclt ontself: İspatı vücut etmek, bir mak, saygılarını arzetmek.
yerde hazır bulunmak.
RESPEC'J'ER ( 1 • 2 • 9), n.
To report proııresa: [Pul.] Liyiha hak·
kında bu ane kadar ne görilıüldüiUnü
~r of persons: Hatır sayan, şahıs·
hıra bakan; lüzumundan fazla saygı gös-
umumi heyete izah etmek.
To report to : Birisine rapor (haber) ver- teren kimse.
mek. RESPONSIBLE (1 • ' • 9), a.
REPUBLIC (1 • 8 • 1), n. A rupcııMıllıle penon: Şayanı itimat bir
kimse, güvenilir adam.
Repüllc of letten : Edebiyat i.lemi; mu·
A ~ post : İtimatlı bir kimııeye
harrirler zümresi.
verilebilecek önemli bir iı.
REQUF.ST (1 • 2), n.
Rapomlıle for -(a thinıl : Bir ICY için so-
A reqaat for help: Yardım dileme. rumlu.
By reqa..t : Ricası üzerine. ~ to (a person) : Birisine karıı
in great reqllllt (much in reqllelt): Çok mesut.
aranır, çok revaçta. To be rapcı. .le fw: Mesut olmak.
On nquat : iıtenildiii zaman. REST (2), n. &: v.
To grant a r..-.a : Bir ricayı kabul et·
Ali the rell : Geri kalanları.
met..
At rat : Hareketsiz; rahauıı; ölmüı.
RESERVE (lz99), v. &: n.
For the 1'111 (as for the nlt): Geri kalan
in .-ne : İhtiyaç olarak satlanılmıı eıhasa, meselelere veya ,eylere aöre, bq-
(alıkonulmuı). ka teYlere aöre, kalanına plince.
Rese"e acceaaories: (Otomobil, v.s.), ye· Here rem a man : Burada birisi ıömlllü
dek parçaları. yatıyor (mezar taıı hitabesi).
To - a aeat in a theatre : Tiyatroda His eyes Nil m it : Oöderi ona dikilmiı.
bir yer ayırmak. Relt day : İstirahat ıUnU (Pazar v.ı.).
With all - (with ali proper ~•): To ıo to nlt : Dinlenmek, yatmak.
Dojrulutundan emin olmıyarak.
To lay to ı...i: Gömmek, defnetmek.
Without - :. Çekinmiyerek; tama· To nlt m: Bajlı olmak, ait olmak.
men.
Ttıe .-esponsibility of tbe work ...... on
RF.SISTANCE (izi • 9 • s}, n. me : İlten ben sorumluyum.
Pasaive rı 1 ? ; : Pasif mukavemet. To nlt • one'ı oan: Çalıpııadan son-
R-.a- boıı [El«.] Rezistans kutusu. ra istirahate çekilmek; ua kanaat etmek.
R-..... coil: [El~c.] Rezistans bo- To nlt hope m soıneone : Birine llmit
bini. bealernek.
RE80RT (lz5,), n. &: v. To rat wllla : Eline bırakılınalr., reyine
A -ide ~ : Deniz kıyısında say· havale edilmek.
fiye yeri. RF.SlJLT (lz8), n. .t v.
Lasl _ . : Son merci; IOn çare. With the . _ . that : Netice ltılıarlyle.
Summer ı-« : Sayfiye, yazlık. To . - i t " - : Cıiaıuıt, meydana pi·
To . - t to : Sıiınmak; IOD çareye bal" met..
vurmak. To l'llmM .. : Neticelenmek.
rlde
[ 314 ;

RETIRE (1 - 41), v. edilmiş veya arkadan atılan batarya veya


To retlre from (Public life) : Emekliye ay- silah.
rılmak, çekilmek. Reverııe
curve : •Ş• şeklinde demiryolu
To retlre hıto (private life) : Ayrılmak, hattı
dönemeci.
çekilmek. Revene side : Ters taraf.
To redre on (a pcns'ion) : Tekaüdiye De Revene turn : Aksi tarafa dönüş.
emekliye ayrılmak. The revene ol: Tersi, eksisi, karşı ta-
To redre to : Çekilmek, yerini terkcdip rafı.
geri çekilmek. To suffer a revene: Muharebede mağ­
0

RETORT (1 - SS), v. & n. lup olmak.


REVIEW (1 - 177), v. & n.
The retort courteous : Nezaketle verilen
Subject to revlew : Tetkik olunmak pr-
aksi cevap.
tiyle.
RETREAT (1 - 11), n. & v. To pass in revlew: Resmigeçit yapmak.
To beat a retreat : Rical etmek, kaçmak. REVOLVING (t - S - 1), a.
in full reere.t : Tam ricat halinde. RevoMns storm : Hortum halinde yu-
To retreat to : deri çekilmek. '"arla1lıp giden fırtına.
To retmıt apoa: ... üzerine doifu geri RHYME (41), v. & n.
çekilmek. Nursery rlıymes: Küçük çocuklara mah-
To retıwt wltb : ... ile geri çekilmek. sus şiirler. ;,
RETIJRN (1 - 99), v. & n. Rhyme royal : Yco:li mısralı ve on heceli
By retam of post (by ntam mail) : hk beyit.
posta ile cevap. Without rlıyme (reason): Mantıksız şey,
in retum: Cevap olarak; bilmukabele, hiç mant.ıla dayanmıyan; sebepsiz, esas-
karşılık olarak; iade suretiyle. sız, beyhude.

in re-. for : Karşılık olarak. RIBBON (1), n.


Retılnı address : ,Zarf üzerinde yazılan Torn to dbbomi : Lime lime olmuş.
gönderenin adresi. To take the rlıb0118 : Dizginleri eline al-
Remn pme (match) : Aynı kulüpler ara- mak.
sında ikinci maç, revanı maçı. RID (1), v.
Retllm ticket : Gidip aelme bileti; avdet Good rlddulı:e : Çok ıükUr kurtuldum.
bileti. To gel (be) rld of : Başından defedip kur-
Relunılq officer : intihap memuru. tulmak.
To retıına thanks : Mukabeleten tegekkür RIDE (41), v. & n.
etmek, bilhassa yemekte Allaha şükret­ To rlde .ı11111 : Boyunca sürmek, atla
mek. gitmek.
To retum to dust : Ölmek. To rlde and tie : İki kişi tek ata nöbetle
REVERENCE (2 - 9 - s), n. binip gezmek.
To rlde M a single anchor: [Naut.] Tek
Saving your reYerHce : Sonsuz saygıla­
demir üzerinde yatmak.
rımla (mektup, v.s.'de).
To rlde down : Atla arkadan yetişmek;
To do reYerence to : Saygı göstermek,
atla giderken çitnemek.
ihtiram etmek.
To rlde easy: [Naut.] Sansabosa yat-
Your revereace: Hürmetli efendim (pa-
mak, demir hiç binmiyerek yatmak.
paz veya vaizlere hitapta kullanılır).
To ıtıle for a fall : Körükörüne gitmek,
REVERSE (1 - 99), v., a. & n. akılsızca hareket etmek, felikete sürük-
On the ruene: C•otor] Geriye dolru lenmek.
giden araba ile. To rlıle olf to : Atla gitmek.
Revene battery (fire) : Arkaya tevcih To rlde ap to : Atı ileri sürmek.
rldlaı
[ 315 ]

To go for a ıide : Gczmelc çıkmak (at To have a aood rtp&: Çok hakkı olmak,
ile). tamamiyle haklı olmak.
RIDING (41 - 1), n. Thiı won't be dlbt fcır me : Bu benim
Rldlng habit : Kadın için at elbisesi. için dolru olmıyacak (olmaz).
Rlcll111 hood : Kadın biniciye mahsus bal- To put (sel) to rlPtl : Dllzeltmek, inti-
lık. zama koymak.
Rldlaı master : Binicilik hocası. To rlPt the helm: [Naut.] Dilmeni vi-
Rlcllaıschool : Binicilik okulu. yaya koymak.
Rldlaa whip : Süvari (binici) kamçısı. RiNG (1), n. & v. [p. t. RANG,
RIG (1), n. & v. p.p. RUNG].
To run the rltl : Alaya almak, takılarak Rhıs fence : Geniı bir yerin etrafını çe-
kızdırmak. viren çit, v.s.
To ıia the market : Piyasayı oynatmak, Rlq fingcr: Nikah yUzülünün takıldılı
ihtikar yapmak. . sol elin üçünc:U parmajı.
To rltl up: Donatmak, teçhiz etmek. Rlac master : Sirk oyunları uıüdürU.
RIGHT (41), a., n., adv. & v. RIDs syııtem : Suyun depoya aetirilip ye-
niden kullanılmasını temin eden sistem.
Ali rlsbt: [Colloq.J Doiru, tamam, ku- Rbıs tailed : Renk -renk kuyruklu.
sursuz; evet, pekiila.
To rilıl • - : Perdeyi indir ipretini ver-
At npt anales : Amudi vaziyette, kaimi; mek (tiyatro).
birbirine amut. To rhıs false (true) : Parayı yere atıp ses
On the rlght side : Doiru tarafta dotru
çıkartarak iyi veya kalp oldulunu mua·
yüzünde.
yene etmek.
Rllbt! : Hakıısınız; dolrudur!
Rlglıt ııfter : Hemen, derhal.
To rlns lor (a servant) : Hizmetçiyi çalır·
mak; ... için zil çalmak.
·RIPt alona : Boyuna, bUtUn vakit.
To rbıg lıı : Makbul olmıyan bir kimseyi
Rllbt and left : Her tarafta; salda solda;
her iki el ile. veya -ICYi ustalıkla sokmak; münasebetsiz·
Rlsht anale: [Geom.] Dik açı. c:e airmek; çan sesiyle aetirmek.
Rllbt arm : Sat kolu (en iyi elemanı). To m.s ali: Telefonu kapatmak.
R!pt ascenaion: [Astron.] Asensyon, To rlal aat : Çan sesiyle yola çıkarmak;
hızlı hızlı çalmak; çmlamak, haykırmak.
metali.
Rlllıt away : Hemen, derhsl.
To rbıg the c:hanaea oa : Aynı ICYi tekrar
Rllht down : Tamamiyle, dosdotru. tekrar söylemek.
To rlns true : Dolru ıibi aelmek (ııöz,
Rıpt " - the beginninı : Ta baılanııç­
tan beri. v.s.).
To rilıl ., : (Birine) telefon etmek; tele·
RIPt · hand man : En çok aUvenilen
kimse (bilhassa ilde), sal kolu. fon çalmak.
RIPt hand : Sal taraf; [lic.J bir adamın To ılııs wlllı : Çevirmek.
en iyi yardımcısı, sal kolu. · The town il rlılpd wlla mountains : Ka-
Rlslıt honourable : Asaletmeap.
saba dallarla çevrilmitılr.
RJpt - minded : Dolru dUıUnen, aklıse­ RIOT (419), n.
lim sahibi. Rlot Act: Şiddetli azar.
Rlalıt ııow : Hemen ıimdi, derhal. To read the rlot act: {Colloq.] GürUltU·
RIPI on enci: Bq llflllı. nün kailmeainl emntmek (ana, baba,
RIPt oh! ıfPt you are: [Colloq.] v.s.); ihtililcilere k.aqı atq ııçnıadaa önce
Haklıımız, hillmız var. ihtarda bulunmak.
To pt to ~: Hakkını ihkak etmek, To run rlot : İfrata varıp kendini hiç zap-
iti düzeltmek. tetmemelt; bafıbot hlll"Oket etmek; ser·
rtp
ı 316 l

beaı üreyip her yeri doldurmak (nebat); zin hesabınıza, tehlike meıuliyeti size ait.
[li6.] bolluk içinde büyümek. To run a rllk : Tehlikeye atılmak; ıchli­
Race rlot: [U. S.. ] Irk düşmanlıiından keye düımek.
ileri gelen ayaklanma. To take the rtıık: Tehlikeyi aöz.c almak,
RIP (1), n. & v. katlanmak.
Leı thinas rlp: [Si.] Bırak ne olursa ol-
sun, koyuver aitsin.
To "* .. :
RIVER (1 - 9), n.
Tehlikeyi göze almak.

Rlp cord : Balonu çabuk indirmek için Rlnr bad : lmıak yatalı.
saz torbuını azıcık açmap mahsus ip. RIYer front : Irmak kenarı havalisi.
Rlp proof : Dikitleri ııökWmez. Rlnr &od : Irmak mabudu (ilihı).
To rlp aıd: [Colloq.] Birdenbire küfür Rlnr man : Irmak üstünde çalışan adam.
savurmak; a&zını bozmak. RITer raı : Irmak kenarında hırsızlık eden
To rlp flınılıllı : Yannak, kazmak. haydut; nehir haydudu.
To rlp ap : Koparmak, çekip almak, at- RITer road : Irmak boyunca aiden yol.
mık. RIVET (1 - 1), v.
RIPPLE (1), n. To m.t • : Takılı kalmak, perçinlenmek
A rlpfle of convenation : Dalsa İibi yük- · To rlYeC one's eyes on : Perçinlenmiı ıibi
selip alçalan konUllJIB ııeııi. gözlerini bir noktaya dikmek.
RI..... mark : Kaya, çamur veya kum ROAD (67), n.
üzerine suyun veya rtızaarın bıraktıiı iz. JUslı l'OlMI : Cadde, tose.
RISE (41z), n. & v. [p. t. ROSE, On ıhe l'Olld: Gezgin, seyyar, seyahat
p. p. RISEN]. eden.
Rlllııs gcneraıion : Yetip:n nesil. Out of my l'Olld!: Yolumdan çekil! Des-
:
To rlle ...-.ı Aleyhinde ayaklanmak. tur!
To rlle ınd fail wiıh : Yükselmek ve Rmd agcnt: [U. S.] Yol kesen eşkıya.
dlltmek. Road cart : iti tekerlekli binek arabası.
To rlle frem : Yükselmek. Rmd hoı : Bütün yolu iıaaJ eden toför
To rlle r.- the dead : Uruc etmek cisa). veya arabacı.
To rlle .. : ... halinde (p:klinde) yüks::l- Rmd hOUIC : Konak, menzil, han.
mek. RaM machine : Yolu düzeltme makinaıı.
To rlle to one's feet: Ayıp kalkmak. Rule of ıhe l'Olld : Karada arabaların ve
To rlle to oııe'ı memory : Hatırına gel- denizde gemilerin cihet deiiıtirme nizam-
mek. naınai.
To rlll to thc occuion : Fırsattan isti- 11ıc l'Olld:
Cadde, umumi yol.
fade etmek. To lake the l'Olld: Yola çıkmak.
To rlle ıowers of ırıument : Dedi-kodu To take ıo the l'Olld: Yola dlipnek; ser-
yaratmak. seri olmak, eşkıya olmak.
To &e ap : Kalkmak, yükselmek; peyda ROARING (55 - 1), a.
olmak, meydana çıkmak. . _ . . . applause : Ortalıiı çınlatıcı alltıı.
To mlı: far a rise : Zam istemek (maq). 11ıc ._... fortics : See : FORTY.
To be on thc rtse : Artmakta olmak, ylllt- ROAST (67), v. & n.
selmekıe olmak. To rule the l"OMI : Kumandayı eline al-
To aive rlle to : Sebebolmak, iraz etmek, mak, elebaşı olmak.
davcı etmek; ltalltınclınnak. ROBE (67), n.
To lake a rlle _. el (onc) : Şaka ile bi- Gendemen of thc ..... : Avukatlar.
risiııia zayıf ııoktuına temas ederek he- Ralıe of hoııour : K.aftaıı, hd'at.
yecanlandırmak. Ralıe de chambrc: ltobdöpmbr, ııablhlık.
Rl8lt (l), n. Av. R.._ of sıaıc: Hükllmdar, v.1.'nin ra-
At your "* ı Ziyan oldutu takdirde ıi- mi uzun cfbilCli.
The loııa ..... : Avukatlık.
ROBIN (S • 1), n.
[ 317 1
reachinı the
aörmeden
-
strcam• : [Prow-.] Denizi
paçaları sıvama!
RcıWa Goodfellow: (En6. mytlı.] Ya· He'ı rollllıc la wealtb : Servet (uıqiıılit)
ramaz peri, ev perisi. içeninde yüzüyor, çok ı.enaindir.
ROCK (S), n• .t. v. To rcıll Mel : Tekrar (tekerrür) etmek..
Bed rom : Temel olan kaya. To roll ap: Sıvamak (kolları).
Livina rom : An: kıınndaki tqkllredcn To reU • - : Aaalı dolra yuvarlan·
ayrılmamıı kaya kidcıi. mak, akniak.
On the rodııı : Kayaya çaıpını1. harap Rall top desk : Çubuklardan yapı1m11 ka·
olmuı; iflb ctmit. palı kıvrılarak açdıp kapanan yazıllane,
Rodt alum : Mi pp. Amerikan yazılıaneıi.
Rodt bottom : Kıyı tabakası; en lfllı To cali .the nıll : 1aım yoklaması yapmak.
(fiyat). To strikt off the nıllıı : Ehliyetli dlva
Rodt bound: Etrafı kayalık; ulqılmaz, vekillcri sicilinden çıkarmak.
•rifilmcz. . ROLLER. (67 • 9), n.
Rodt candy : Atide tek.eri. RoDer beariııas : C• eelı.] Makaralı ya·
Rodt ıarden : Kayalık. yerde bulunan tak.
bahçe; dal çiçıek.lcri yotiftinııck. için bil· Roller skatinı : Tekerlekli nalınla patinaj.
hassa yapdan kayalık balıçe. Roller towel : Uçlan birbirine dik.ili ve
Rodt Eııalish : Bozult İnaiJizce, Cebclita· bir sırıta asılarak lr.ullanılan havlu.
rılr.'ta lr.onutulan maballl pve ile Urıııt ROLLING (67 • 1), n. .t. a.
İnaiJizce. A rollllıc stone : Hiç oturmıyan adam,.
Rodt of Aacs : Hazreti laa. itten ite saldıran adam.
Rodt oil : Gazyatı, petrol ıazı. Rollllll mili : Un deilnrıeni; hadde fab-
Rodt ribbed: Kayadİln ddıları olan; rilr.ası.
[li6.] çok. kuvvetli. Rolllıııs pin : Oklava.
The Roek: Cebclitant. Rolllaıs preu : Ütü makiııuı.
To rodt oa : Sanılmalt. Rotiııs stoclt : Bir ıimcndiferin vaıon·
To rodt wlllt lauahtcr : Kahkahadan kı· lan, lokomotifleri, yük arabaları, v.s.'nin
nlmak. hepsi birden, timcndifer takımı.
ROGER (Sj9), n. ROMAN (67 • 9), a. ol n.
Jolly repr: Konan bayratı. Rcmım canclle : Havan (çanak) maytabı.
ROGUE (67), n. R-• C..tholic: Katolik..
Rape elephant : Başıbof kalmıı 87.&ın R - Empire : Milattan 27 sene önce
fil.
Rape aallery : Sabıkaldarın resiml~rini
A...-. tarafından Dolu ve Batı ola·
rak ıkiye bölünen Roma İınparatorfalu.
havi ltolcltsiyon. • - letters : Utin harfleri.
Roa-'s march : Ahalinin pzabını veya R - llOIC : Romalı bumu, elrl burun,
cezayı davet etmiı bir kimse kovulurken ıaaa burun.
çalınan alaylı müzik. R - numerals : Romen rakamları.
Rop's yam : İııailtere donanmasında tul· ROMP (S), v.
tanılan halatların içine karııtınlan renkli To nımp .. : Kolayca kazanmak.
yün ipeli. ROOM (7), n.
ROLAND (67 • 9), n. Dinina - : Yemek odası.
A rolud for an oliver: Misli ile muka· Drawinı - : Misafir salonu.
bele. in the roma ol: Yerine, yerinde.
ROLL (67), v. &. n. it takea up much .._:Çok yer tutuyor.
Roll • call: Yoklama. No - for doubt : Şüpheye mahal yok.
•Do not nıll ap your trousers bcfore Sittinİ - : Oturma odaıı.
[ 318 1
Slate - : Bir saray, v.ı.'de reuni sa· olmıyan bir hata irkilip etmesi için fır·
lon; pıni 1ıam-1; yataklı vaıoııda sat vermek.
kompartıman. To know the .,._: [Si.] Bir iti iyi bil·
Toilet , . . . : Tuvalet odası. mek.
To &ive Oeave, make) . _ : BalkallU'llla •Two acroball cannot dance on the same
yer vermek için çekilmek, yer açmak. rape• : [Prov.] İki cambaz bir ipte oy-
To make - for : Birisi için yer aç· . namaz.
mat. ROSE (67z), n.
ROOST (77), n. .t v. Attar of - :-GUI yalı.
At - 1 : Uyumak üzere bir dala veya Bank's n. : Dikensiz aUI.
çubu&a konup ıinmiı (kutlar). Brier n.: Yaban alllü.
To nıle the rOGller: [Colloq.] Hlkim Cabbap . _ : Sadberk IUIÜ; Vln alllU.
olmak. Canine (doı) ..- : Yabani ıüt.
ROOT (77), n. .t v. Cluster - : Çardak alllü.
Damast nıu : Mor illi, Şam gülü.
Cube roat : Cezri mikip, küp kök, üçün·
Guelder ..- : Kartopu.
cU kuvvetten kök.
Monthly n. : Yediveren gül.
Root and branch : Dal ve budak, tama·
Moss rcıae: Yosun alllü.
miyle, hepsi.
Must ıue: Misk aUlil.
Root beer : Bazı köklerden çıkarılan al·
Provence , _ : Frenk lillU.
kolsilz bira.
Rock ...-: Uden.
Root gali : Bilhassa parazitlerin köklerde
• - coloured : GW renginde, pembe.
hasıl etti!i şişlik.
• - preserve : GUI reçeli.
Root leaf : Doin•ca kökten süren yaprak,
Rme quartz : Kızıl çakmak tqı.
kök filizi.
Squıre rocıt : Cezri murabba, karekök,
a- water : Gülsuyu.
ikinci kuvvetten kök.
a- window : Tekerlek teklinde ve
renkli camlarla sUalU pencere.
Tbe rocıt ol a word : Bir kelimenin mas-
Tea - : Çay ıUIU.
tarı.
•To do thinp under the rmt• : [Prov.]
To pluck up by the rooe. : Kökünden
S:ıman altından su yürütmek; gizli ıizli
sökmek.
iş yapmak.
To ıake rocıt : Kök salmak.
Under the rme : Sır olarak, aizlice, mah·
To root Ndı: to ııomethinı : Esasına var·
rem olarak.
mat (bir teYin).
ROUGR (8(), a . .t v.
To root aat (ap) : Kökünden sökmek;
in the rcıasb : Kaba hal~e. işlenmemiş.
izale etmek, yok etmek; atmık, çıkarmak.
RINllı and ready : Kaba fakat pyretli
To root ID: Kök salmak.
ve elinden iı gelir.
ROPE (67), n• .t v. · Rllllllı and tumble : intizamsız ve hııp·
Rope maker : ip yapan; ipçi. rıca.

Rope of saııd : Gevtek veya ıüvenilmez RoııP auess : Tahmin.


bağ. Roup sea: Dalplı deniz.
Rope yam : Halat kolu, fillsa. Rcuıılı voyaae : Rahatsız yolculuk.
The ....,.. : [Si.] Boks rinıi etrafındaki Roap weather : Fırtınalı havL
halat. To ride nıuP · shod over : Tahakküm et·
To be at ıhe end of one's rape : Çaresiz met.
kalmak. To nıuP it : Tahammül ıöstemıek; hu·
To ıivc (oııe) rope : Serbest brratmak, zur içinde yapmamak.
haline bırakmak. ROUND (47), a., adv., prep., n . .t v.
To ıive plenty of rapa : Tamiri mümkün A nıuU oath : Okkalı küfür.
roat
[ 319 l
Ali remd : Mükemmel, her hllllllta iyi. Mail ....,. : l'ol&a yolu; postacmm ııit­
A .....a of pme: Bir el oyun. tiii yol.
A ..... of fire : Bir el atq. To IO the ....._ : Sonuna kadar devam
.An all ıı....ı man : Her cihetçe mükem- etmek.
mel adam. ROVERS (67 - !iz), n.
in the.,.....: [Seulp.] Müstakil (kabart- To shoot at rcmn : G.eliıisU:ı:el ~tnıalı.
ma ıibi bir· zemine yapışık olmıyan hey- (oku).
kel). ROW (67), v; - ROW (47), n.
Raaad about : Dolambaçlı, dolaıık, dola- Hard row to hoe : MtııkUlidı 11-
yısiyle. To row qainıt the tide : Akmtıya kartı
R--ı - backed : Sırtı yuvarlaldapnq. kürek çekmek; lllçlllklere kart• utrat-
Road dance: Vals libi dönerek O'yııa­ malı., Aıdetlere aykırı litmet.
nılan dans. To row ılowa : Klirek yarqmda pçmet.
Rİıaıi pme : Yuvarlak masa baeında oy- To row alf : Tehir olunan bir kllıet ya-
nanan kumar; herkes kendi hesabına ya- rııını yapıp bitirmek.

ni ortaksız oynanan kumar. To malı.e a row : Kavp etmek.


Roıııad table confereııce : Taraftarların ROYAL (51!1), a.
müsavatına dayanan toplantı. Ropl bloocl : Hllkllmdar aileli.
RClllllll the corner : Y alı.m. Ropl Burp : Kıral tarafından dahut im-
ROlllld trip : Gidip Flme. lidİI clönllf; tiyazı verilen kasabL

tur. RoJal arcb : Farmasonlutun en yllbek


Roud of applause : Alkq tufanı. derecesi.
Rouad of visitı : Sıra ile yapılan birçok R01al blue : Ucive-rt.
ziyareder. Royal mast: [Naut.J Kontra babafinao
Road - up : Hep bir araya toplama. çubutu.
Road vcıice : Dolaun ve tatlı ııea. Ropl purple : Koyuca mor.
To come raad a person : [Colloq.) Mll- Rayal rbyme : See: RHYME.
dahane veya hile ile iltifade etmek. RUB (8), v.
To ıeı romıd a penon : Bir adamı idare To ıW _.,: Silmek, bozmalı..
etmek. To ..b dınnl: Masaj yapmak.
To ıo the remıl : Alızdan aiza dolat- To n" elbowı : Düşüp kalkmak, konut-
mak; her tardta. seı,dirihnek. mak (biriyle).
To roamd alf: Toparlamak; yuvarlak To ..11 ı.: Olarak yedirmek (yal. v.s.);
yapmak veya olmak. zorla içeriye sllrmet.
To rcımd aut : Tamamlamak, bitirmek. To nb it in: [Colloq.] Hoşa sitmiyen
To raad cm : Saldırmak, üzerine atıl­ 19yden tekrar bahsetmek, kederini artır­
mak; mukabil dlva açmak. mak.
To rcıaad to: [Naut.] Rüzslr llstllne To m oat (aft) : Silip çıkarmak, boz-
dojru dönmek. mak.
This earthly rouad : Her ıünkll ırkıcı To nılt shoulders with : Temaı etmolı:.
hayat. To 1"1111 the risht way : Memnun etmek,
ROUT (47), n. ol v. suyuna Bitmek.
To nb tlıe wrODI way : Sinirlendirmek.
To put to ro.t : Tamamiyle malHlp et-
To ftlb ap : Kazıyıp parlatmak, cili ver-
mek.
mek; yeniden hatıra aetirmek; hitırasını
To rout aut : Gizlendili yerden çıkar­
tazelemek.
mak; zurla çıkarmak.
RUBHR (8 - !I), n. ol v.
ROUTE (77), n. Ralıller belt: Ustik kemer.
En route: [Fr.] Yolda. Rulılıer boot : Şoson, !istik çizme.
[ 320 ]
..
a...... ccment : Kauçuk yapıttırmaia . _ off: Yarıtta berabere kalınc:a yapı·
mahsus tutkal sibi madde. lan ikinci yarı1-
....... oloth : Mtlfllllba. The c:ommon . - : Alellde veya alıtılmıı
....... stamp : Ustlk mllhUr, iltlmpa; kimseler veya ııeyler•
[fil'.] 11hsiyeti olmıyan ve daima bir bat- The ordinary .,.. of manlr.ind : Avam,
itasına uyan kim1e. idi halk.
lndia nabber: Goma liistilt, kauçuk; 111- The npa of mankind : Halkın umumiyeti
tik ıilai. veya orta seviyede olanı itibariyle.
RUBICON (77 • 1 • 9), n. To go for a .,.. : Gezmele çıkmak (ara·
To çroa the R.wc..: DönUlmiyecck bir ba, ot~il ile}.
karar vermek: hileye Apmak. To .,.. a buıiness : ~ir İl çevirmek, tic:a·
RUBY (77 • l ), n. ret yapmak.
Above nalılll : Kıymeti biçilmez, çok cle- To .,.. bloc:kade : Ablukayı yarmak.
lerli. To n111 a temperature: Muntazam 'ateti
Rlllty ıtass : Koyu kırmızı cam. olmak.
RUG (1), n. . To na ._.: Öteye beriye topnak.
Penian ns (çarpet) : Acem halın. To .,.. - : Tesadllf etmek, ruttel·
Steamer 1111 : Yolculuk battaniyesi. mek.
RUIN (771), n. To .,.. lfler : Petinden kopnak. kovala·
in the nılıll: Harap halde, virane olmuı. mak, takibetm:k; emek urfetmek.
To be the Nla of: Birinin mahvına se- To .,.. ....... : Çatmak, utramak, kar·
bebolmak. ıılqmak.
RULE (77), n. A v. Tona -.dl: See: AMUCK.
As a nde : Umumiyetle. To .,.. llllıare: [Naut.] Karaya dU1ı
By nale : Kaideye veya kanuna IÖR· mek, oturmak.
lbıle of three : [Aritb.] Basit orantı
To na • : Saldırmak. hllcum etmek.
(çekim).
To rm awaJ: Kaçmak.
Rale of thumb : Parmak heAbı.
To .,.. - . , wn: Alıp Uçmak; kolay
Rule of the faith : İman hllkmll.
kazanmak.
lbıle of the road: Yol nizamı.
To . - c:hanccs : Tehlikeli illere girmek,
The nıle of the air : Pilot veya havacılık
llftlmı denemek.
kaidesi.
To .,.. oounter to : Atlbıe gitmek Ot.
To nde olf : Yarıı, v.s.'den çıkarmak,
v.s.); tezat tqlr.il etmek.
menetmek.
To nale oat : Kullanılmasına mini olmak, To raa ._.: Zemmetmek, kötülemek,
çıkarmak, hariç bırakmak.
aleyhinde söylemek; arkasından kOfllp
To nle O"rer : Hükmetmek. yakalamak; arqtınp kesfetmek; [naut.]
çarpıp batmak; zayıftamak.
To nle tbe roost : Baı olmak; bqta bu-
lunup tahakküm etmek. To na tor: Seçim kampanyasına (mil·
RUN (8), v. el n. eadelesine) airiımek, çalıpak.
A run of luek : Birbirini takibeden şanslı To na for one's life : Mümkün olan SÜ·
işler. ratle kaçıp kurtulmak.
At a .,.. : Cari, devamda. To na • - - : Birisine veya bir teYe
in the lonı 1'1111 : En IODunda, ikıbet, ni· dolnt ltO§mak.
h:ıyet, zamanla, mllddetincc. To rm hani : Hızlı lı.opnat.
Mile na• : Bir millik yarı1- To na ı.: [Print.] Birlettirmet, bi·
0n the n111 : Acele etmekte; ric:at halinde. tiıtirmek; yakalayıp haPle atmak; atıl
Rıaa • down oondition : Mariz:, zayıf, bo- hayvanlarını içeriye sünnet: utramak;
zuk. [colloq.] yakalamak, tevkif ~tmet;
tuti
( 321 l
,......
[laat.] topu kalenin hizasındaki çizgiden To na ıhe show : [Si.] İdare etmek; yu-
dı:ıarıya ıeçirmek. larınıelinde bulundıirmak.
To na lnto : Tesadüf etmek, rastaelmek; To na ......... : Saplamak, içine aeçir-
çarpışmak; nüfuz etmek; balij olmak, mek; çabucak p.dea aeçirmek; israf et·
muayyen bir adet veya miktar kesbet· mek; istili etmek; hikim olmak.
mek. ula1111ak, varmak. To nan *CMllb money : Hesapsız para
To rua ı.to D case : Bir vaka ile karşıla1- harcamak.
mak. To naa to : .. .'ya, .. .'ye doiru kotmak.
To na bıto danıer : Tehlikeye sokmak. To rm •---·: .. .'ya, .. .'ye dojru kot"
To nm lıdo debt : Borca airmek, batmak. malt.
To nm bıto trouble : Tehlikeye dülfllek. To .... to ·waste : Zarar etmek, zararına
To rm mad : Çıldırmak. iılemek.
To 11111 neck and neck : At başı beraber To .... lo earth : Delijine kadar kovala·
gitmek. malt (tilki, v.s.'yi).
To rua off to : Kaçmak, koşup ıitmek; To na to seed : Bütün kuvvetini tohum
[print.] basmak; sonuna kadar biti~ek vermiye sarfetniek (nebat); [li6.] zihni
(yarış veya piyes). kuvveti tükenmek.
To na office : Seçim mücadelesine ıiriı· To rua true to form: Tam usule ıöre
mek. hareket etmek.
To na • : Devamlı surette aitmek veya To rm •P : Fiat veya borcu artırmak;
konuşmak; tahayyüle kapılmak, dalıın· çabucak bina etmek; çabucak büyümek;
lqmak; [print.] arkasını kesmeden de· koprak çıkmak.
vam etmek; devam etmek; iılemek. To rua •P lo : .. .'ye, .. .'ya dotru kotmak.
To rm • further : Daha ileriye ltotmak. To rua .,_ : TeaadDf etmek; alay et·
To na • the rocb: [Naat.] Kayaya mek; üzerinde durumsamak.
oturmak, kayalıklara bindirmek; ift&a To rm wild : Bqıbof kalmak; yabani·
etmek. lqmek.
To ... one'ı head ....... a stone wall : •To na with the harca and huni with the
Başını tqtan tap vurmak, çok pipnan houads•: [Prov.] Tav18fta kaç, tazıya
olmak. tut demek.
To n11 a.t: Dıpn topnak veya akmak This road nu from here to Ankara :
(su, v.s.); bitmek, tıitenmek; dıpn. at· Bu yol Ankara'ya aidiyor.
mak; kovmak; seçip altmek. To have a .... for one's money : Şid·
To na a.t ol: (Mlbemeai veya ııerma· detli rekabetle ka,..ılapnak; bDsbütUn
yesi) bitmek, tükenmek. semeresiz olmamak, zahmetine delmek.
To na İİıd • lo : .. .'ya, .. .'ye topnak. To have (let) the nm of : itletmeaini
To ıaa OYll" : Ezmek, tepelemek, çilne· öjrenmek; her tarafı clolqma salihiyeti
mek; tekrartamak; p sezdirmek, aörden olmak.
pçirmek; taımak, dökülmek; dolapnak. Wlth a ._ : Alellcele, telAıla.
To ... pası : Geçip aitmek. . RUNAWAY (8 • t · 21), n.
To raa riot : Bol surette yetitınek: ba-
Ruaawa1 marriqe (maldı) : Gizli izdi-
ııbot kalmak; saldırmak; ayaklanmak, is-
vaç, Aııkına kaçarak evleniı.
yan etmek.
To ra shon ol : (Mal:r.emesi) tükenmek, RUNNER (8 • t), n.
kıtlapak; parası kalmamak; azalmak. The - r ap: M&aabakada ikinci ııe­
To rm ıky • hiaJı : Göklere yUkııelmek. len kimse.
To na the puntlet : Birçok timııelerden RUNNING (8 • 1), a. &\ n.
kötü muameleye maruz kalmak. Four (five) timeı ....... : Dört beı kere
To na the risk : Tehlikeye atılmak. devam eden.
P. 21
uek
[ 322 1
in tout) of the l'llDDlns: Yarııta kazan· Rlllllı candle : Saz mumu, saz özünden
mak; talihi olma veya olmama. yapılmıı mum.
Rılllıılııs board : Vaaon, v.s.'nin boyunca R11.ıt light : Saz mumunun ıtılı; zayıf
uzanan basamaıı. ııık.
Rınllllna fight : Kaçan ile kovalıyan ara· Rllllıı hour: Kalabal.ık saati.
sında olan mücadele. To nulıı a bil! dır..p : Bir kanun liyi·
Ruaııbıs fire: [Fif.] Bir hatibe tevcih hasını acele ile meclisten geçirmek.
edilen fasılasız sualler. To ntllı awııy : Uzaklll§lllak.
Rım.... gear : Arabanın kotum takımı. To nah Wo print : Kitap neşretmiye
ıt...ı.a hand : İllek el yazısı, güzel ve veya gazeteye yazı koymıya acele etmek.
pürüzsüz el yazısı. To nılb oat of the room : Odadan fırla·
R_... jump : Yarıııa ilk hamle. yıp çıkmak.
RılMllıs mate : Koıuı veya İl veya nam· To nılll the growler: [S/.] Meyhaneden
zetlik arkadqı. eve bira ıaıımak.
Rumbıs powen : Bir ıimendifer kum· To rwll the season.: Mevıimlilt elbise
panyasına başka bir kumpanya hattında giymekte acele etmek.
işliyebilmek için verilen salahiyet. To ralıı to : Süratle göndermek; hücum
Rmııllıla race : K()fma yarııı. etmek.
Rmuılııı riging: [Naut.] Geminin dai· To refuse to be .,..... : Kendi ıtır tem·
ma elde bulunup kullanılan ince halatları, posundan vıızpçmemek.
selviçeler. To ralıı someone to : Birisini ıllrade
R•ııbıs track : Bilhassa yapılmıı yarıı (acele) götürmek, utaıtırmak (bir vasıta
yolu. ile).
To be in tJıe rwmlııl : Kazanma iınkinı To l'Ulb wltla: .•. ile hücum etmek.
olmak. With a nıllı : Birdenbire, tehacüm ha·
To be out of the . - . . , : Kazanma im· tinde.
kanı olmamak. RUSSET (8 • 1), n. .t a.
To take up the 111mlıls : Koşucuların ba· R.-t apple : Bir çeıit kıı elması.
şına geçmek. RUT (llJ, n.
RUSR (g), n . .t v. To get (be) in a nıt : Deiişmez itiyada
Gold nllı : Altın akını, altına hücum. ballanmak.

SABBA111 (3 • 9 8), n. SACK (3),n.


!Wılımla day : Cumartesi. Saclı coat : Ceket.
Sıllılılldı day's joumey : Kısa yolculuk. S.Clı cloth : Çuval bezi; matem alameti
To keep the s.bbatb : Bayram veya yor· olarak giyilen kaba çul.
ıu günlerinde ibadet etmek, dini tatil gil- To gel the -*: [S/.] İşten kovulmak;
nünün kaidelerine riayet etmek. terkedilmek, bırakılmak (sevgilisi tara·
To break. the . . . . . : Dini tatil günü fından).
kaidelerine riayet etmemek.
To give (a person) dıe l8dı: [S/.] {Birini)
Witches 8abltMb : Sihirbazların, büyü-
işten kovmak, pabucunu eline vermek.
cülerin ve şeytanların gece yarısı toplan·
To hold the l8dı: [Co//oq.] Çaresiz
tısı.
kalmak, eli bol kalmak.
SABRE (21), n. To put to the l8elı: Yatma etmek, so-
8*e rattling : Harb tehditleri. yup solana çevirmek.
saekclodıı
( 323 ]

8ACKCLOTH (3 - S O), n. 1 am ......_. with too biı a trouble : Ba-


la -'rdolla and aslıcs : Keder ve neda- ıımcla çok büyük bir dert var.
met içinde, pi1111an ve tövbekir. SADLY (3 - 1), adv.
To sit in -'rdadl and ulıes : Çula sarı­ 1 anı lldl7 in need of c:lıaqe : Bir tebdili
nıp külde oturmak (nedamet veya yas havaya çok ihtiyacım var.
alameti). You are mdly miıtaten: Çok yanılıyor-
SACRED (21 -1), a. sunuz. .
Nothina wu __... to hiln : Hiçbir weye SAFE (21), a. ıl n.
hürmet etmiyordu. Gun at ..re : (Tilfek) emniyette.
s.a..ı duty: Vecibe. He İl llıfe to win : Kıızanacalı muhak-
SaerM to the memory of Atatil'rk : kaktır.

Atatllrk'ün hitıruına tahsis edilmiı. it İl not .ıe to IO out alonc : Sokap yal-
nız çıkmak telılilteliclir.
SACRIFICE (3 - 1 - 41s), n.
it is in ..re: Emniyettedir.
He suc:c:eedod at the lllClllke of his
it is ..re to say that ... : ... demek yerin·
health : Sıhhati bahasına muvaffak oldu.
dedir (haklıdır).
To seli at a -ulee : Mecburen ziyanı­
Sılfe and sound : Sal salim.
na satmak.
Safe conduct : Mürur tezkeresi, bilhassa
SAD (3), a. düşman memleketinde verilen seyahat
A lllllder and wiser man : Sukutu hayale tezkeresi veya himaye vesikuı.
utramıı ve akıllanmıı adam.
Sale deposit : Kıymetli eıya saklamap
W to say : Ne yazık. mahsu• emniyetli yer.
To grow (Jet) _.: Kederlenmek. lbfe - guard : Himaye, muhafaza vasıtası:
To make ad : Kederlendirmek. teminat, pranti; ihtiyat: korumak, himaye
SADDLE (3), n. ıl v. etmek; temin etmek.
in the addle: At llstünde; Cfi•.] İl ba- •fe keepiııa : Emniyetle koru(n)ma.
ıırıda. • To be on the .ıe side : Ne olur ne ol-
Pad •ddle : Palan. maz; ihtiyatlı davranmak.
Pack •dılle: Semer. To be •fa rr- : Emniyette olmak.
Saddle back : Balıksırtı, eyere benziyen SAFETY (21 - 1), n.
ipretleri olan bazı hayvan ve kuılara ve- Salety arch: Emniyet için yapılan kemer.
rilen İıd. s.rety bicycle : İki tekerlekli müsavi bü-
s.dılle - backed : Beli çökük. yüklükte biliklet.
s.wle bq: Heybe, hurç. Sdety belt : Emniyet kemeri.
SMdle cloth : Çaprak. Wety first : Her weyin baıı ihtiyat, ev·
Slııklle pil : Yalır (yara). veli emniyet.
s.wJe horse : Binek atı. Wety fint policy : ihtiyat politikuı.
s.ddle - slıaped : Eyer weklinde. Slıfety catch: Emniyet kanadı, susta.
Side •ılılle : Alafranıa kadm eyeri. Sdety pus : Kırılmaz cam.
W.W with : Yüklü. Wety cap : Maden kuyusunda hususi
To be in the •dılle: [Fig.] Diz.sinler emniyet cibazlan olan uamör.
elinde olmak. Safety lamp : Madenci llmbası, kömür
To keep the lddle : At üzerinde dura- ·madenlerinde kullanılan emniyet feneri.
bilmek. Wety lock : Emniyet kilidi.
To put the addle on the wronı horse : Slıfety match : Yalnız kutusuna sürterek
Bir teYi yanlıı yere birine atfetmek, yanan kibrit.
•yanlıı kapı çalmak•. Safety pin : Çenııelli ilne.
To addle with (a duty) : Yüklemek (va- Sarat)' razor : Jilet.
zifeyi). Wety valve : Emniyet supapı (valfı).
[ 324 J lllloon

To play for afety : İhtiyatlı oynamak SAILOR (21 • 9), n.


(kumar). A bad ..nar : Deniz tutan kimse.
SAIL (21), n. &: v. A ıood allar : Denizden müteeuir olma·
A fleeı of fifıy ..U : Elli yelkenliden mü· yan timse.
rekkep btr filo. SAINT (21), n. [ab. ST.].
Fore - and • aft ..O : Yan yelkeni. Enough to try the patience of n
insanıçileden çıkarır.
-.t :
Port of ull : Geminin çıktılı liman.
He is a aood ..U : Onu denij!: tutmaz. St. Andrew's cross : See : CROSS.
He is a bad ..U: Onu deniz !ular. SL James's Court: 1nıiliz hükümet sa·
it is a monıh'ı al from Istanbul : İstın· rayı.

bul'dan yelkenli ile bir ayda aidilir. St. Martin's ıumı:nCr: Sonbahar meltemi.
lı's ali plain (smooth) ..S : Bundan ötesi 8t. Monday : Amele tarafından tatil all-
kolaydır.
nil yapılan pıwırtesi.
SaH cloth: Yelken -bezi. Sf. Nicholas : N<İiil baba.
S.U suiı : Çocuk için bahriyeli. elbisesi. St. Peter's chair : Papllık tahtı.
Sın • trainlnı ship : Okul (tllim) aemisi. ~·ı ~~y : . Azizlerden birine ve bllhllll
To be abouı ıo ..U : [Naut.] Sefere çık· bır kılısenın namına izafe edildili azize

malt üzere olmak. mahsus olan &lln-


Togo for (lake) ı Dle: [Naut.] Yelkenli St. Vllentine'ı day: See: VALEN'l1N E.
ile gezintiye çıkmak. St. Vitus' dance : Dallrrakıs; Kore.
To make ..S: [Naut.] Sefere çıkmık; SAKE (21), n.
fazla yelken açmak. For God'ı (Heaven's) ..U : Allah aflı:ına.
To ...U IWll)' : Kayıklı, vapurla yola çık· For my lllıe : Hatırım için.
mak. For old _ , , IÜe : Geçmiı ıllnlerin
To ..S before the wind : [Naut.] Pupı hitırısı olarak.

yelken &itmek. , For the •lıe of : İçin, .batın için.


To -8 close to the wind: [Naut.] Or· For the ıı*e of one's country : Vatan ui·
sasını seyretmek. runda.
To ..O lor : Gemi ile bir yere hareket For ıhe ..U of peıce : Barıı (sulh) ul-
etmek. runda.
To ..O into: [Colloq.] Fena ıwırlamık. To talk fM the . . . of rıılkinı : .Konut-
To set llıll: [Naut.] Sefere çıkmak. mı zevki için konupnık.

To set thc . . . : [Naut.] (Rllzalrı aö- SAi.AD (3 - 9), n.


re) yelkenleri dllzeltmek. Sabıd dayı : Gençlik ve tecrllbeaizlit çıtı.
To aO under fllse coloun : Oldutundan Salad dressiq : Zeyt.inyatı, airke ve har-
başka türlll aörilnmek. dil ile yıpılmq terbiye.
Salıııl oil : Zeytinyatı.
To shorten . . : [Naut.] Yelkene cama·
dan vurmak, bazı yelkenleri indirmek. SALE (21), n.
To strilte ..U: [Naut.] Yelkenleri may· Sille of work : Bir hıyır teıektlllUnDn
eliıi satışı.
na etmek; Lliı.] inltıytıdettimıe.lt.
Under ..U: [Naut.] Yelkenleri fora ola· To put up for Dle : Satıp arzetmek, 11•
tılıia çıkarmak.
rak; seyir halinde olarak.
Vessel under .U: Yelltenle yürüyen The ..... were enorınouı : Fevkalade çok
satıldı.
ıemi.
SALLY (3 -1), n. &: v.
SAILER (21 • 9), n.
To ..U, cım (fordı) : Çıkıt hareketi yap-
A fast Miler : Süratli yelken ıemiıi. mak, çıkmak.
A ıood ıaı11er: Çok sarsmayan gemi. S.u.ooN (9 • 77), n.
A heavy ..._ : Çok sanan ıemi. Sal- cabin : Birinci sınıf kamara.
....
8ıılomcar : Dört veya altı kiıilik kapalı
otomobil.
[ 325 J
With a arain of ..at : lhtiyatkirhk aös-
ıere-rek, 1Uphe ile.
-
Sal- deck : Gemi salonunun bulundulu SALUIE (9 - 17), v. &l n.
ıüverte. To fire a ...... : [ifil.] Selim topu at-
SALT (S), n., Y. A a. mık, topla aelbılamak.
Above the alt: Yemek masasının en bq To give ı lllllte : Selim vermek.
yerinde, tuzlulun Uarinde. To return a ...... : &ıllma kartılık se-
An old .at : İhtiyar pmlci. lam.
Attic _.. : Zarafet; ince nükte. To take the ...... : C•il.] Geçit reJIDin-
Below the _.. : Az tanııımıı kimseler dc askerin ~:lamını almak.
arasında. SALVADON (3-llshn),n.
Epsom idi : lnailiz tuzu. SalYatkll Army : Fakirler arasında ça-
He is not wonh his alt : Ekmeli hallet- tıımak için askeri tarzda kurulmuı dini
miyor. lelkiliı; selamet ordusu.
in mit : Tuzlanmıt. salamuraya bas!ırıl· To work out one'ı own .-hııdon: Kur-
mı1- tulUJUnu kendi kendine hazırlamak.
Rock llllt : Kaya tuzu. SALVE (44), Y •.
!llılt beef : Tuzlanmıı ııjır eti.
To nlve one's conscience : Vicdanını
Slılt cellar : Tuzluk.
müsterih kılmak.
!llılt fish : Tuzlu balık.
SAM (3), n.
S1ı1t lick : Hayvanların aidip tuz yaladık­
ları toprak.
s..n Browne belt : lnailiz zibitlerinin kı­
lıç kemeri.
Salts of lemon : Umontuzu.
Salt of life : Hayatın tuzu biberi. Uncle S..: Sam Amca (Amerika).
Salt of the earth : [Bibi.] Dünyanın tadı SAMARITAN (3 - 3 - 1 - 9), n.
tuzu olan iyi insanlar, en mükemmel sı­ A ıood · - llu : [Bibi.] Şefkatli ve
nıf, tub. mürüvvetli adam.
Salt pan : Tuzla. SAME (21), a.
s.ıt water : Deniz suyu, tuzlu ıu. Ali the - : Yine de, buna ralmen,
s.lt worlr.s : Tuzla. maamafih, olsa bile.
Sea 1111 : Denizden çıkan tuz. At the - time : Aynı zamanda.
Smellinı _... : Bayaınlık hallerinde kok- •Happy Holiday to you!•, •the - to
latılan amonyak ruhu. you• : Bayramınız kutlu olsun•, •sizin
Spirits of mit : Asid lr.loridrik. de•.
To eat (one'ı) alt: (Birinin) davetini He is just the - as ever : O hiç deliş­
kabul etmek, misafiri olmak. memiı.
Table _. : Sofra tuzu. He said the - as you : Sizin söyle-
To ..at ..., (tlowıt): Tuzlıyarak· muha- dilinizin aynını söyledi.
faza etmek; [si.] biriktirmek, istif etmek He likes a holiday the - as you : Sen
(para, Y.S.). nasıl tatil istenin o da ister.
To alt a mine : Bir madeni iwe yarar we- He left the mDe day he came : O pldili
kilde göstermek için maden fılizlerini istif l!Ün gitti.
etmek. · lt's ali the ame to me : Bana ıöre hava
To ..U an account : Çok fıat koymak. hol.
To alt o.t: Tuz katarak çöktUrmek. Just the - : Aynı wekikle, eskisi ıibi.
To take (ııoınethina) with a arain of ıııılt : Much the - ı Hemen hemen aynı,
(Bir weyi) ihtiyatla karşılamak (haber v.s.). oldulu gibi.
To weep (ıhed) ,lllJt tean : Acı ıöz yaıtarı S.... here : Benden de al o kadar.
dökmek. One and the 1m11e : Tamamen aynı, tıpkı.
Tiıc very -
SAMl'LE (3), n.
: Ta keııdlai.
[ 326 ]

SA11N (3 - l), n.
-
s.aı. finish : Giimilı kablara tel fırça ile
Up to _ , . . : Nümuııesiııe uyaun. verilen cili.
SAM!ON (3 - 9), n. 8 6 paper : Cililı yazı kiılıdı veya du-
8-'ı pOlt: [Naut.] Anbar punteli; var lr.ilıdı.
balıkçı pmilerinde zıpkın halatının bai- Slılla ıtoııe : Bir ı;etit cililı alçı tqı.
laadıla en-. Slılla wood : Sara Hint atac:ı, ipek sarı
8ANcnJARY (3qk- 179- 1), ıı. muhtelif alaçlanlan yapdan ve aeten
Bini of w.1waJ : KUiiarın tonmduiu atacı adı verilen bir cinı tahta.
yer. SATISPACDON (3 - l - 3 - slın), n.
To take _ . . . , : İltica etmek, •ılın­ To slYe (someone) llMlııfatdu&: (Birini)
mak. ikna etmek; aevlndirmelr.; birine tarziye
SAND (3), n. et Y. vermek. ·
s..ıl - bq : Kum tortıuı, lr.um dolu uzun To make full •dııfatdu& (someone) : Bi-.
bir torba ile birinin batma vurmalr.; bir rinin :r.ıtr1rını tamamen tazmin ve telifi
yeri lr.um torbalar De muhafaza etmelr.. etmelr..
s..ıl batlı: Cam v.a.'yl kamet veya SATISPY (3 - l - 41), v.
hilr.lr.etmelr. için !berine ılddetle UfllrUlen 1 am _..... that ... : ... kanaatindeyim.
lr.um. Self • _.....: Kendini belenmi1-
. . . - haired : Sarımtırak kızıl saçlı. To adlfJ a c:ondilion: Bir prtı_yerine
s..ıl banlr.: Kumsal; ııllık; kayır. aetirmek.
s..ıl lot: [U.S.] Kumluk arazi• To adlfJ a lonıinı : Bir hasreti ılder­
. _ . man : Çoculr.larm ı~erine kum mek.
aerpınelr.le uykularını aetirdili fa17.0lunan To ...W, the needır : İhtiyacı temin, tat·
peri. min etmek.
s..ıl paper : Zımpara lr.ilıdı; zampara SAUCE (SSı), n.
kilıdı ile cililamak. Hunaer İl tbe best - : En iyi ittah
s..ıl ıhoe : Uatilr. tabanlı bez ayakkabı. açıcı wey açlıktır.
s..ıl ıtoııe : Kumlu laf, kefeki tqı. None of your - : Yllzallzlilllln lüzu·
s..ıl aternı : Kum fırtınası; sam yeli. mu yolr..
To ..ı ., : Kmn doldurmak Oiman, s- boal : Salça lr.abı.
v.a.). What - : Ne yUzsllzlUlr., ne piıkinlik.
SANDWICH (3 - 1), n. et v. What'ı - for the aooae İl - for
Sı ..wldı man : Sırtıııcla ve aölaünde the gander : Birine yalr.11&n ötekine de
rclr.lim yaftaları dolqtıran ııclam. yakııır.
To ..ıwldı (IOlllClhiq) ı.tw.. otlıer SAUSAGE (S • ljJ, n.
thinp : (Bir weyl) ilr.i bqlr.a ICY arasına ...... meat : Suculr.luk domuz eti.
sılr.ııtırmak. 8 - balloİ>n : Sucuk halinde balon.
!IANGUINE (3111171), L S..... machine: Sucuk makinaaı.
He is ........ of auccess: Bqandan s....,. roll : Hamura batırılıp piıirilmiı
emindir. sucuk, sucuklu börelr..
8-plDe hopes : Çok ümitli. SAVE (21), v. et adv.
8-plDe temper: Hareketli, alq)i huy. God llllff the kinı (Queen), : Allah kıralı
SAPIENTIAL (2 l - 13 - llbl), a. (kıraliçeyi) korusun (İOIİliz milli martı).
Sıqıilıdlııl bookı : [Bibi.] Emsal, haki- S.e for : MU.tesna.
mane llÖZler; nasihat lr.itabı. This hu - - me much work : Bu itimi
SARDINE (44 -1), n. çok hafiftetti.
Packed lilr.e ....._ : Balık istifi. To - • one'ı fac:c : Ayıbını yUzllne vur-
Tinned ....... : S&nlalyı. mamak.
IR1Cllll'
[ 327 1

To an time : Vakit kazanmak. it is hard to 181 : Söylemesi ayıp.


To - trouble : Zahmetten kurtulmak. So to .., : nbir caizse.
To ..,,. " - : Bir teYden kurtarmak. That is to..,: Yani, demek ki.
To - (aomeone) llıe troııble of doinı •Thoush 1 191 it wlıo shouldn'l : Bunu
(somethİDI} : (Birini) bir zahmetten kur- söylemek bana dtıpnez ımı .. ., (kendini
tarmak. medlıederken v.ı.). lıaddim olmayarak.
To .-e carriap fare, he walked : Araba There iı muclı to be .W for thla pro-
parası yanına kalsın diye yaxan pttl. posal : Bu teklifin lehinde çok ıeyler siy-
To - . . : Para biriktirmek; saklamak. lenebilir.
1 aın well - that 1 have a cold : iyi- There is no AJiı11 what will hıppen : Ne
yim, yalnız nezlem var. olacalını kimse bilmez.
SA VOUll (21 • 9), n. ot; v. To have one'ı .., : Bir meselede 15yll·
s..- herbs : Kokulu otlar. liyecelini söylemek.
1!111Yau omelette : Mantar veya kokulu To have a .., in a mailer : Bir mesele·
otlarla yapılan omlet. de söz sahibi olmak.
To • • - of: Tadı olmak; koktnak. To 191 nay : Reddellllek, Nuh demek
My hands _ _. of fllh : Ellerim balık Peypmber dememek.
kokuyor. To ay . . . . (ol): Bir teJe dair söylemek.
Thıt nvourıı of treuon : Bu ihaneti an- To ..,. ....... : Aleyhinde söylemek.
dırıyor. To .., apla: Tekrarlamalı. (söz).
SAW (!l!I), n. ot; v. il>· t. SAWED, To ny sood • bye ·to : Alltayı kesmek.
. p. p. SAWN]. To laf nothinı of ... : ... de (Uste) caba.
Sııw boneı : Cerrah. To . , one'ı .., : Söyliyecelini söylemek.
Sııw dust : Testere ve bıçkı tozu. To ..,. over ınd - apin : Tekrar tek·
Sııw bench : Teqlh llzıerlne kurulmuı rar söylemek.
makineli testere. To laf rlaht : Dolru söylemek.
Sııw mili : Kerellle fabrikası, bıçkıhane. To laf to : Söylemek, anlatmak.
To set a llW : Testere dilleri arasındaki What do you _, to a drink? : Ne dersi·
zaviyeleri tuhlh etmek. niz. biraz içelim mi?
To - afi : Testere ile kesip ayırmak. Well, •>' he does come, what then? :
To - •P wood : Odunu testere De parça Pelr.i diyelim pldi, ya 10nra?
parça kesmek. You don't ..,. IO: Yok canım, deme!
BAY (21), v. .t n. [p. t. SAm, SAYING (21 • 1), n.
p. p. SAiD]. Aı the 12)'lıls aoes : Meıhur tlbiriyte,
As it is alıl : Söylenildill sibl. dedikleri ıibi.
Give me a few, lllF five : Birkaç tane, Coınmon ..,... : Meıhur tlblr.
mesela bet tane ver. There is no ay1ms : Bilinmez.
He had, .., a thousand dollars : Diyelim 8CAB (3),v.
ki bin doları vardı. To . - - : Kabuk ballamak ~yarı).
1 •Y : Bir cümle baıında dikkati çekmek SCAFFOLD (3), n.
için kullanılan tabir. (bana bak beni dinle To ıo to (mount) the IClllfoW : Dırap·
v.s. ıibi). cını ıitmek.
1 can not _, when he will come : Ne va- SCA.LE (21), v. .t n.
kit plecejini bilmiyorum ... ; ... söyleme· A pair of IJC81el : Terazi.
le mezun detılim. A Yut . . . . : Genit ölçUde (çapta).
1 dare _, : Diyebilirim ki, belltL Decimıl lctlle : Ondalık hesap cetveli.
it aoes without ..,.. that ... : ... bedihi- Falırenheit _ . : P. dereceai.
dir; elbette ... On a larae (smıD) ııaıle : Geniı (veyı
it is l8ld (they '!IY) : Rivayete aöre. ufak) ölçüde, çapta.
[ 321 ]

Saıle of 1 to 5000 : l'e 5000 mikyası. yerinden çekilmek.


Sodııl scıle : l~mai ıınıf dereceleri. SCENT (2), n.
To dnw IO .... : Ölçüye &tire ·çlmıek Keen - ICelll doı : Bumu keskin kllpelt.
(bllyWtmck, ktlçllltmelt). Sam ııpray: Vııporizatör.
To-tıım the mıle: Alır baara.t vaziyete To set _ . of : Kokuyu almak. öiren-
teılretmek. mek.
To .... teeth: Ditlerin 1tiriııi çılı.armak. To pt (piclı. up) the ...r : Kokuyu al-
To ..a. olf: (deri) pul pul .W-k. mak.
To ..a. waaes . , (dowm) : Blltthı 4lcrct- fo be OD the ript - t : iz (koku) üze-
leri aynı nispet dahilinde arttırmak (in- rinde olmak.
dirmek). To throw (10111eonc) off the - t : izini
SCANDAL (3), n. llirine ltaybettinİıek.
To rise a _ . . . : Rezalet çıkarmak. To put on the wrona IC9llt: Yanlıı yola
aaptırmak (ııevketmek).
SCARCE (291), a.
To make onaelf .-a : Sıvıpnat; çclı.il­ Upon the riaht 1eeııt : Tam iz 117.erinde.
mek, uzatlapnak. SCHEDULE (ah2 - 17) or (slt2j 17), n.
Accordins to ......_: Proıırama töre.
SJ:ARCELY (291-1), adv.
Six lıoura behind IClıeale : Miadından
He can •8ft'JllJ speak : Hemen hiç ko-
altı aaat pciltmif,
nupnaz.
The train iı Rlııılllleıl to arrlve at 10
H' is lal'ftlJ ten yeara old : On yaıında
o'cloclı. : Tarifeye aöre tiren aaat tam on-
ya var ya yok.
da ııelecektlr.
1 _ . , know what to aay : Ne eöyle-
SCHOLAR (5 - 9), n.
yecelimi bilemiyorum <11ıınp kaldım).
A fine ldıolar : Çok Alim bir adam.
He can ~ have 11icl ao : Bunu aöy-
He is .no IClıalM' : Tahsili az.
lemiı olmasına ihtimal veremem.
SCHOOL (77), n.
1 ICM'ftb' know him : Onu lıemen hiç ta-
Boardins IClıoal : Leyli (yatılı) okul.
nımıyonun.
Business (trade) ldıoal : Tıcaret okulu.
8arcely any: Yok deııccelt kadar.
Continuation IClıoal : ilkokulu tamamla-
San:ely ever : Hemen hemen hiçbir za-
yıp iı vakitlerinin haricinde tahsile de-
man.
vam etmek isteyenlere mahsus okul, yar-
SCAU (29), n. et. v. dımcı okul.
Scan crow : Bostan korkulutu. Day IClıoal : Yatısız (nehari) okul.
Scan nıonser : Telilçı. EJementary ldıoal : ltkokul.
To ıive (a peraon) a _.. : Birini amı­ Pree _IClıoal : Meccani (parasız) okul.
zın ürkütmek.
Onmmer 1elıool : Litin dili okulu; or-
To rise a 1e1nı : Ortalılı telfıp vermek, taokul.
korku salmak.
Oraduate 1elıool : Yüksek derece ven:n
To ııcPe •W87 : Korkutur kaçırmak. üniversite tubesi.
SCENE (11), n. Hiıh ldıool : Lise.
Behind the - : Perde arlı.asında; iıin Mi1.ed 1elıool : Karma okul.
içyilzll, sizli kapaklı tanfı. National 1elıool : Medrese.
Chanae of - • : Seyahat esnasında Niıhı sclıool : Oece okulu.
muhitin (manzannın) delipnesi. Old ııdıool : Eski zamana ait.
S - painter : Sahne dekorları ressamı. One of the old Rlıool: &ki zaman adamı.
!kene shifter : Tiyatroda dekorları delil- Parochial ldıool : Bir kiliaenin hususi
tiren adım, makiııist. okulu.
To make a _ . : Rezalet çıkarmak. Preparatory IChool : ihzari okul.
Ta quit the acene : Sahneden veya vaka· Primary IChool : İlkotul.
Private ll:lıoGI : özel okul.
Public ldıoal : Ocret.IİZ halk okulu
( 329 ]
-
Sdllan· and paste : Müntehabat; topla·
ma; iktifıf; müntolıabat kitabı.
Rqaed ldıool: Yetimler veya fakir ço- Sclllan kick : Makaslama (yUzüı).
cuklar okulu. SCOFF (5), v.
Reform ldıool : hlab evi. To. ııctıft llt (someoııe): (Birini) mask••
Sdaool 1irl : Kız talebe. etmek; (biriyle) alay etmek.
Sclıool boy : Brtek talebe. To ICeft al (soınetbin1): İstihfaf etmek,
Sc1ıaa1 ap : Okul çatı. dudak bllkmek.
Sclıaal fellow : Okul arkadaıı. SCOOP (77), v.
Sdıool muter : B•'61retmen, okul mll· At oııe ICOGp: Bir hamlede.
dUrU. To ııcoap a.t: Bir kepçe v.ı. ile bofalt·
Scbool mistress: Kadın ölretmen, okul mak; boplmak, tapnak.
mUdireu. To 11Ct10p . . : Kürek ile kaldırmak.
Sclıool room : Smıf, denlıane. To . . . , a Jarse prof"ıt : BIİyUk bir Ur
sdaool treat : Fakir talebeler için krtibe- vurmak.
dilen yemeklt mllumere veya pzinti. SCOOT (77), v. el D.
Sunday ldıool : Pazar aUnlerine mahsus To ICOlt all'(llWQ) : Tabanları yallamak,
din okulu. kaçmak.
Sclıool board : Çocuklann ilk tabailini To do a ııcoot : Tabanları yalJamat.
temin için her vilayette toplanan okullar SCOPE (67), n.
cemiyeti. To ıive free (full) ııcope to oııe'ı
Technical edıool : Meslek okulu. imqlnation : Muhayyelesinl doludiqin
To keep a ldıoal : Okul idııre etmek, kotturmak.
okul açmak. SCORE (55), n. el v.
To put to ldııool : Okula bati.atmak A ııcan of people : Yirmi kiti.
veya aöndermek. A cheap ııcan : Zayıf bir nükte veya ce·
Upper (middle, lower) ldıool: Bir oku· vap.
lun büyük (orta, kilçük) ıınıftarı. Four • - : Seben. .
Vacination ICbool: Yaz tatilinde iıleyen Hıve no fear on that ııcore : O cihetten
mektep. korkma.
What ldlool were you at? : Hanai okul- On the ııcore of : Sıfatiyle; nazaran; ııe­
da okudunuz? bepten dolayı.
SCIENCE (419-ı),n. On the ııcore of ili · heılth : Sıhhatinin
Mental . . . . . : Ruhiyat bilaisi, psikoloji, bozukluiu sebebiyle.
fikir bilaiıi. Sc.- of the people : Pek çok tiınııe.
Moral . . . _ : Ahllk bllaisi, terbiye To pay off old - : Bir kuyruk acısını
ilmi. çıkarmak, öcünU almak.
Natura! . . . _ : Tabiiyıt bilaiıi. To mıke a aood ICGft : Büyük aayı yap-
SdeDCe ıtudent : Pen talebesi. ı mak.
Physical ldeace : Fizik. To 1191 alf: [61.) Heaaplılt1lllk: söz,
Pure ldeac:e : Mantık, matematik, v.1. delil v.ı.'de ıalebe çalmak.
ıibi nazari bilai. To sore a goal [Foot.] Gol yapmak.
To ıtudy Dllft : Müspet ilimler (fen) To sore CMlt: Or.erine çiqi çimıek.
tahıil etmek To son ••W: Altına çiqi çizmek.
SCION (419), n. To ııcore ap : Sayısını arttınnat, puvan
The mu. of a noble house : AıD bir aile- almak.
nin ahfadından. To ııcan alf (someone) : Bir mUnakllfllda
SCJSSORS {lz9z), n. (karsısında'dni) nükteli bir cevaplı sus-
A pair of ııclllOIİ: Makas. ıunnak.
-
That'ı where he ICWll : itte üstOnlUlll
burada.
[ 330]

Scnp book : Ouele mektupları veya öte-


den beriden toplanmıı resimler yapııtırıl­
T1ıne ICWll and ten : Yetmlı. mıı defter.
What'ı the ...., : (Oyunda) kaç kaçaı· Sen, heap : Döküntü (e~bz) yılını.
nız?, kim kazanıyor? Sen, iron : Hurda demir.
8CORN (.5.5), "· ııl v. To be tlırown on the llftf : labrtaya
To laush (IOllleOllll) to - : (Biriyle) çıkarılmak.
alay ede ede onu atılUnç bir hale aetir· To catch ICl'llpl of a convenııtion : Bir
met. konupnanın bazı parçaları kulalına çıı·
To - 10meone'ı advlce : Birinin nul· lınmak.
hatanı tepmek. SCRAPE (21), n. ııl v.
8COT (.5),n. A 1C111fe of butter: ince bir tabaka le·
8C'llt and lot : llerkeain kudretine IÖ{e rey alı.
ballanan kuaba ve malıalle verpai. !Jcnıpe penny : Hula idam.
8C'llt banda :. Tereyalı yapmakta tanını· To aet into a ICl'llPI : Beliya çatmak.
lan yuaı tahtadan bir alet. To aet out of a _,.,. : itin içinden ııy·
To pay aal and lot : Açıkta kalan heup- rılmak, yakuını kurtarmak.
ları kapatmak, tamamen ödemek. To _ , . acquaintance witb (ııomeone) :
scarce (.5), n. tanıpnak için birine yana1111ak.
Se*lı and Enalislı : Esir almacı oyunu. To ıın-.e alona : İyi kötU aeçinip sit·
Sncda catch (snap) : Aynı tempo ile çalı· mek. '
nan bir kısa ve iki uzun nota. To bow ınd Krmpe : Yerlere kadar elil·
Scaedı miat : Rutubetli kesif sis. mek.
Scaedı thisde : İslı:oçya'nın milli alimeti To snpe one's plıte : Tabalııı.ı sıyır·
olan devedilteni. mık (temizlemek).
SccıCdl whislı:y : İskoçya viskisi.
To ııenıpe
4owll : Kazımık; bııtan lfl•
SCOUT (47), n. ııl v.
lıyasüzmek; ayak diriyerek iskat etmek.
Boy ICmt ı İzci erkek. To ııenpe ...._...: Yakayı kurtarmak.
Oirl .-t: İzci kız. To srape ....,... an eııamination : imti·
On the - • : Keıif vazifesinde. handa gUç beli geçmek.
Sc.a muler : lzcibaıı. To ııenıpe tapllıer (•p) Some money :
To llCGllt al: Haktr aörmek, .istihza et-
Diıinden tımaıından artırmak.
mek.
We're in a nice ICl'8PC : Ayıklı timdi pi-
SCRABBLE (3), v.
rincin taıını.
To llfthlıle alıoat : Eteleyip araıtırrnak.
SCRAMlll.E (3), v. ııl n. SCRAPPY (3 • 1), a.
A KftPPJ dinner : Artıklardan ibaret ye-
A aeneral anmlıle : İti1ip kakııma: ka·
pan kapana. mek.
Samllıled eus : Alakok yumurta. SCRATCH (3), a., n. & v.
To acnımble for (somethinı>: Kap11111ak. A ııerııkh meal : Derme çatma yemek.
To srmllıle egp : Yumurtayı çalkalıya· A ICnCdl team : Derme çatma takım.
rak piıirmek. A ııerııkh player : Birinci sınıf oyuncu.
SCRAN (l). n. A llCntdl race : Handikapsız yarıı.
Bad ıman to you!: [lr.] Linet olsun! A Kraldı wiııa: Bqın yalnız bir kısmını
SCRAP (3), n. kaplayan takma saç.
A ıımıp of comfort : En kUçUk bir le· From Kraldı: Fayduızca.
aelli. Old sraklı : Şeytan, iblis.
Sen,. of news: Kırık dökUk haberler. Scntdıı paper: Yazı 1taralamap mahsus
Scnp of the pen : Yazi parçası. kilıt.
[ 331 J
..
He came throusfı the war without Set . . .., ı Sıkııtırma vidası (somunu).
1enıtc:ll 1 Burnu bile kanamadan harbdcn Screw nut : Civata somunu.
döndü. Scnw plate : Vida paftası, mala pafta.
Scrıdda crcw : Derme çatma toplanmıı .Scnw ball: [Si.] Kaçık, tafadan kon·
ıemi tayfası veya yar11 fdikası takımı. takt.
To coıne up to tbe ıımıtdı (to toc the To have ı RftW loose : Bir tahtası eksik
lllftlı:lıı) : 1steniklili zaman hazır bulun- olmak.
mak; bir ilde kendini aöstermek; bekle- To put the .ICftw on : Sıkıpırmat (biri-
nildili &ibi çık.mat. sini).
To start from -*la : Bir yarıtta avan- To put a . . .., on the ball : Hususi bir
tajsız olarak hareket çiqlsinden k.oluya hareketle topun seyrini deliftirmek.
baılamak; bir ite avantajsız oluak en To give ınotber tum to tbe - : Bir
baıından ballamak. daha sıkıttırmat.
•Sc:ndl:• my back and 1'11 ICl'Btch youn•: To ICl'IW . _ . : Vidalamak, vida ile sı·
Karsılıklı piyaz veya birbİl'İllİ ölrenmek kııtırmat; pek aplıya fiat vermek.
minasında kullandır. To - • : Vidalamak.
To ıımık• alonı: [Si.] Saldırmak, ıllç To ...., a.t : Ötrenmek, muttali olmak.
ııeçinebilmek. To anw tbe truth • of (soıneone):
To ICl'dı:h a.t : Üstünü çizmek, boz- (Birisinden) hakikati allç beli ötrenmek.
mak; içini kazımak. To ll:NW money oat of (someone) : (Biri·
To llCnklı orıe's eyes out: Birinin sözle- sinden) domuzdan kıl çeker ıibi para
rini çıkarmak. koparmak.
To Kntda •P : Kazmak; arayıp topla- To ll:NW ap : Vidalamak; hapsetmek;
mak. sarmak dolııtırmak; çcvinnelt, döndür-
To ııcnddl . , a bone: Yeri kazıp bir mek.
kemik çıkarmak (köpek, v.s.). To ICl'IW . , the eyes : Göderinl kısmak.
Tomorrow's matclı hu been -"*'*' : To ...., . , one'ı courııae : Cesaretini
Yarınki maç yapdmıyacak. toplamak.
To llCfttda the surfac:c : Üstünü kazımak, To anw . , one's fıce : Yllztlııü burut-
içine nllfuz etmemek. turmat.
Up to ~: İyi halde. To - . , one'ı lip : Dudalı.larmı bük-
SCREAM (11), n• .t v. mek.
it w~ a perfect - : Aman ne komik 0
To - oneself ., to do (aometJıiııa):
teydi, hiç bu tadar atllınemiftim. Kendini zorlamak.
Sere.. of lauahter : Kahkaha, haykıra· To - (somethiq) ., in a plece of pa·
rak alllllf. per : Bir ICyi kQıda 1ar1p bllbnek.
To ....- n: Haykırmak, batırmak, ça· SCUM (8), n.
lırmak. The - of the earth (people) : Erazil,
To - oııe1elf hoarse : Sesi kısılın­ ayak takımı.
caya kadar batırmak. SCUTl'LE (1), n.
To • - someone dcnnı : Birisine hay- Saıöle butt: [Naut.] Su nwıc:anuı;
kırmak, batırmak, çalınnık. [si.] pyia, dedikodu.
SCREEN (11), v. SEA (il), n.
To - aft : Paravanı ile ıizlemek. A - of f1Ce1: Bir çehreler ummanı,
SCREW (77), n. & v. insan kalabıılıtı.
Differential ICl'eW : Tefazuli vida. Arın of tbe - : Körfez.
Endless llftW : Dilli çark vidası. At - : Deııiı.de lllfU'IDJI.
There's a 1erew loose somewhere: Bir By - and land : Hem deııiı.den hem
yerde bir bozukluk var. karadan.
... [ 332 ]

By the - : Deniz kenarından. Sea serpent : Denizciler tırafından Okya-


Beam ••: Yandan plen dalsalar. nusun dibinde yqadılına inanılan çok
Cloeed . . : İç deniz, aizı dar deniz. bllyllk ve yılan ıekliude bir cınavu.
Deep ııea : Açık deniz; okyanm. Sea shell : Deniz kabutu.
Followina - : Arkadan aelen dalplar. Sea sick : Deniz tutmuı.
Half - over : Sarfıot. Sea urchin : Deniz keataaeıl.
Head . . :·önden plen dalplu. Sea wııll : Deniz basmasına mini olan du·
Narrow - : Botaz. var veya ııet.
On tlıe open (hiah) - : Açık denizler· To follow tlıe - : Gemici olmak.
de, enainlerde. SEAL (11), n. ol v.
Rouıh (heavy) - : BOyük dalp; fırtı· His fıte is lellled : Onun ılın yazısı bel·
nalı deniz. lidir, mukadderatı ·tlyin edilmiıtir.
Sea anchor: [Naut.) Sal demir. it is a _... book to me : Buna aklım
S.. anemon : Deniz inciri. ermez, bu benim için kapalı bir kutudur.
Sea boat : (Denize elveritli) iyi kayık. My lips are _ . . : Bu sım kimltye lliy·
Sea bom : Denizde dolmut. denizden hi· le yemem.
111 olmUf. Seal rina : MU1'ür yUzüp.
S.. bome : D~niz yolu ile aönderilen. The sreat 1eal : Hükllmetin resmi mUhrU.
Sea breeze : Denizden eııen riizalr, imbat, To ıffiıı: th~ • • : MUhUrlemek.
meltem. The book bean th: sef11 of ıeniuı : Ki·
S.. captain : Kaptan, lllvui. lapta dehanın dampsı var.
S.. chest : Gemici undılı. To sı:t oııe's . . . : Mührünü basmak.
Sea cock: [Naut.) Deniz musıuıu. To set the •al on Csomethinı): Bir me-
Sea dot : Eski pmici, deniz kurdu. seleyi kökünden halletmek.
S.. front : Bir ~hrin denize bakan kısmı. To .... one's fate : Mukadderatını tfıyin
S.. God: Deniz mlbudu, Neptün. etmek.
Sea 10inl : Açık denizlere aklen. Under ... : Mllhürlenmiı, mUbürlU.
Uııder the .... of secrecy : Gizli tutmak
Sea areen : Açık mavimsi yeıil.
l*rtiyle.
S.a lıwyer : Safsatacı ve daima kusur bu·
lan pmici. SEAMA.N (il· 9), n. .

-=
S.. lep : Fırtınalı hıvıluda aUvertede A aood _ . . : İyi (maharedi) bir de· _
aezinebilme kabiliyeti. nizci.
S.. level : Deniz seviyesi. Able (·bodied) Bahriye oabq•ıı.
S.. mile : Deniz mili. Merchant - : (Tıcaret pmiıinde)
Sea nıomıcr : Deniz canavarı. ııemici.
Sea ooze : Deniz mili; sahillerde topla· SEA.MY (11 • 1), a.
nan ve ıübre yerine kullanılan deniz ça· S...., side : Elbisenin teni.
muru . 11ıe - . . . side of life : Hayatın fena
. . power : Deniz kuvveti; deniz kuvveti tanfı.
olan devlet. SEARCH (99),·n. ol v.
Sea purse : Köpek halılı aibi birkaç ba- A valn ..dl : Sop aiden uama.
lılın yumurtasının ııert kabulu. A IUldı reprd : Nüfuz eden nazar.
Sea puss : YUzUclller için çok tehlikeli A ..dl eıı:amination : Derin tetkik ve
olan su altı akıntısı. muayene; çok ııkı imtihan.
Sea room : Denizde pmiyi hareket ettir· in ..a of Ahmet: Alımed'i bulmak için,
mek için açık uba. Ahnıed'i anyuak, pefÜıde.
Sea rover : Konan veya kman pmisi. Riıht of ..-clı: (La•) (Bir evi, v.ı.)
S.. scout : Deniz izclıİ. arama hakkı
t mı
Suftll of ıhe heart: Vicdanını yoklama. To lake back ..a : Bir kenara çekilmek;
Surdı questions : İnceden inceye sual- ehemmiyetini kaybetmel.
ler. Two - - • : İki lti.\ilik.
Snrdı liıht : Iııldak, projektör. Sut capacity : Oturacak yerlerin mik-
To ıo in -ıı ol : Aramaya çıkmak. tarı.

To memdı high and low : Fellek fellek Seat of disease : Hastalık yeri veya mer-
aramak. kezi.
To - h fa. (something) : (Bir ICYİ) To ae.. oneself : OtlN"mak.
araıtırmak, aramak. Be ...., pleue : Lütfen oturunuz.
The leU'da far ıruth : Hakikatı bulmaja SECOND (2 - 9), a . .t v.
çalıpna.
Every IKaad day : OUn aım.
To .-dl Wo (somethinı) : (Bir ICYİ)
lt'ı a llCCIM - best : İsledilirniz ıibi de-
ıeıltilt eımet. lil, fakat olur.
To lnl'dl oat (al): Aramak; arattırmak. My mcomd suit : En iyi elbisemden sonra
SEASON (1 lı.), n. .t v. ıelen elbiııem.
A word in - : Yerinde bir IÖL SecoM advent: İsa'nın dilnyaya ikinci
in - : Mevsiminde, nibette; çalın­ defa plifi.
da; elveriali zamanda veya fınatta. Secod ballot: Bir intihap v.s.'de ikinci
in due - : Mllıwip bir umanda, defa rey alma.
ıınsma a6re. Seca.ıl clıamber : İki mertebeli bir eacll-
in and out of season : Olur olmaz zaman, mende mafevk kısmı.
vakitli vakitslı.. Sec..a childhood : İhtiyarlık çatı.
Out of - : Zamanı aeçmq. S.C.. class : lüııci derecede, ikinci
S . - ticltet : Vesait abonmanı, mevsim mevü.
karnesi.
S.... comiııa: See : s.c.ıl aıheat.
The dull (dtad, ofO - : Me'flimi
s.c..ıl COUIİll :Kur.en çıoculu.
olmadılı zaman.
s.c.ıl day : Pazarteli aGnU.
To lası for a - : Bir mevaimlik ömril
8ecaM - hand : Eden dllpnDf, kullaıııl­
olmak.
m11-
To • - jllltice with men:y : Adaleti
s.c.ıl - hand dealer : Ealtlci.
merhametle telif etmek.
S.CC.I nature : Bir inııanm tabiat ola-
SEA't (11), n. Av.
cak derecede töklenmiı buyu.
, A car with four . . - (a car to ... four):
Seecı.ıl ıtriq : l1tinci aıaıf (oyuncu).
Dört tifilit otomobR.
Secomıl rate : ikinci talile, ikinci derece-
A good . . . (ona horse): (Atın 117.eriııde)
de, qaJı (mal); sililt, kötll.
iyi oturma.
Sinale ...a: Bir ltililik (uçak v.ı.). S.CC.d sighı : Hayal, aeçrniı zamana ait
To be on the anxious ...a : ÜzOntllde ol- veya uzak yerde bulunan bir ICYi ıörme
mak. kabiliyeti; ilerisini Jörme kabiliyeti; nil·
The hali with . . , 1000 : Salonda bin fuzunaı.ar, kesitin aöriltlll olmL

1tlP oturabilir. ' SeecıM thoughts : Sonradan ııtla plen


To bep one's 11111 : Oturdutu yerden d11'1lnceler.
kalkmamak; millet meclisi, v.ı.'de mev- Secmd wind : Kotma v.s.'den solulu k&
kiini muhafaza etmek. sildikten sonra tekrar alınan nefe1.
To loee one'ı ... ı Yerini kaybetmek. The -cıad of January: 2 Ocak.
To talte . . , : Oturmak. To be mcnıl to oone: Hiç ltim1eden
To talte one'ı . . . : Yerine oturmak. aeri kalmamak; hepaiaden iyi olmak.
To ut (ııoıneone) to be ..... : (Birine) To learn {hear) somethinı _.... - hand:
•oturwıuı.• demek. Bir ICYİ bafkasından öjrenmek (duymak).
IH
[ 334 ]
To come off llCa.d : Altta kalmak," ye- 8ec:nary of embassy Oeıaıion) : Sefaret
nilmek. bqtaıibi.
111 come in a -..a: Şimdi plirim. Private 11cnDrJ : Hususi titip.
in a split llCGDd : Bir aııcla. Honorary _..,.,. : Fahri vekil vey:ı
To -..a :ı motion : Bir teklifi deıtet­ titip.
lemet. Honıe -ar, : lçqleri batanı.
To llCGlld an officer (official) for otber 4nder _.....,. : Vekalet kitiplerinden
service: Bir ıubayı.(memuru) b8fka bir biri, vekillik (bakanlık) muavini veya
vazife için ayırmak. mllstepn.
SECONDARY (2 - 9- 9 - 1), a. ol n. SEC110N (2 - shn), n.
!leecıaılsJ accent : Uzun bir kelimede All .edom of the population : Haltın
ikinci derecedeki vurpı. bütün smıfları.
Set: ••'l'
battery : [Elec:.] Tlli b:ı­ Made in __.._: Söklllllp takılır.
taıya. Sectlaa crou : Profil, matta.
~ consideration : ikinci derecede Secdm iron : Profilli demir.
ehemmiyetli mesele. SECURE (1 -17 -9), D• .ı v.
Sec..._,. evidence : ikinci derecede To aemn arını: C•il.] Silahı ya1ntur-
ehemmiyetli olan delil. dan muhafaza için namlusunu bq aplı
Seeoılduf planet : Peyk. ve makanizmasını koltuk altında tutmak.
Secllllllm7 rayı: Rönt&el' v.,.. 111alarının To lend money on - - . : Rehine kal'1•
tesiriyle hasıl olan plar. ödünç para vermek.
Secwılary rocts : Bqka kayalardan veyı To ıtand _... for ııoıneone : Birine ke-
ıaı madenlerden husule ıelen taya veya fil olmak.
tq. To - a po1ition wldı : Mevti elde
s.c.dary school : Ortıotul. eımet.
SECRECY (11 - 911), n. ol a. To _.... fnm: Temin etmek.
Under pleclp of .a'ICf : Mahrem ola- SECURn"Y (1 - 17 - 9- 1 -1), n.
rak. To pve (a) 11Cw11J: Kam &Öllermet.
SECRET (11 - 1), n. To lend money on -'IJ: Rehine ka1"11
An open .awt : Herkesçe bilinmif sır. . ödünç para vermek.
in the - c : Sırra vltıf. To stand -'IJ for aneoııe : Birine
in...-: Gizli olarak. kefıl olmak.
Seeret parti : Edep yerleri. SEE (11), n. .t; v. [p. t. MW, p. p. SEEN].
SecNt soc:iely : Gizli cemiyet. Aı far u 1 can - : Görebildilim tadar;
Seereta of nature : Tabiat esrarı. bana ııorananız.
The .cnt service: Gizli haber alma te1- He can't - a jote : Sakadan (nllkteden)
kil&tı. anlamaz.
Top .a'll: Çok mahrem. He hu - ill besl days : Blkidi, esti-
To teep .awt : Gizli tuıaıat. miılir, iyi ıllııler Plnnlif.
To teep a _... : Sır saklamalı:. He will never - fifty apin : Elliyi çok-
To lct <-> into the .awt: Bir sırrı tan qlı.
(birine) aöylemek. Just - him in, will you? : Onu içeri ahr
To teli (minethinl) as a llCl'lt : (Bir meyi) m11ma:'l
mahrem olarak 16y1-t. Let me - : Bııtayıaı; dur bakayım; (ııöz
F..cRETARY (2-1 - 9- 1), n. ınruında) efendime llyleyeyim.
Colonlal __...._, : Mllatıeınletit vetılf Nothiq could be - of him : · Hiç sö-
(batanı). rllntırlerde JOktu.
SecNarJ of ııtaıe : Nazır. Oııe can't - to read : Çot karanlık,
Slate llCfttm7 : Batan, vetıı. otıuımu,ar.
see ııeelnı:
[ 335 1
See you later : Sonra (gene) görüıürüz. mak, (bir ICYin) sonuna kadar dayanmak.
The Holy - : Papalık; Papa makamı. A ton of coal will ııee us thrGUllı the
To be well (ili) - in : Melekesi olmal winıer : Bir ton kömür kııı çıkarır.
(veya olmamak). To ııee (someone) tlırauP : (Birine) müı­
To - ..._. : Dikkat sarfetmek; icabına kül bir zamanını atlatıncaya kadar yar-
bakmak; hazırlık yapmak; reddolunmak- dım etmek.
tan sakınmak; bir mesele üzerinde dü- To ııee tlırouP someone : Birinin içini
ıünmek. okumak, zihnindekini keıfetmek.
To - active service : Harbe iıtirak et- To ııee dınıuslı someone's plan : Birinin
mek. dolaplarına kanmamak; birinin maksadı·
To - llfter : Gözetmek; muhafaza et- nın arkasındakini sezmek.
mek. To - to : Gözetmek, meıpıl olmak, ica-
To - daylight: [U. S. Colloq.] Anla- bına bakmak, ilailenmet, bakmak.
maja ballamak, bir mu.külden çıkarak To - someone to the door : Bir misa-
ilk çareyi ıömıek. firi kapıya kadar teni etmek.
To - every thina in the darkest light : This stove must be . . . to : Bu sobaya
Her şeyi kara ıörmek, kötümser olmak. baktırmak llzım.
To - double : Seıi bq &örmek, biri iki To - the doctor: Kendini doktora ıös·
aömıek. termek, doktora gitmek.
To - eye ıo eye : İyice anlapnak. We ııee a lot of eaaı other : Birbirimizi
To - (someone) olf : Birini yolcu et- ' sık sık aörilrUz.
mek, aeçirmek. You - ... ,: Söz arasında kullanılan ve
To - lıc.pe for : Omitlenınek. yerine söre: Şimdi, efendim, anlatabildim
To . . . . the New Year: Yeni Yılı me- mi?, Gördünüz mU? v.s. mlııalanna se-
rasimle kutlamak. len bir tlbir.
To - Wo : Tetkik etmek; nüfuz etmek, SEED (11),"n. el v.
kavramak, ıörmelt. Seed bed : Tohum ekmek için hazırlan·
To - it that ... : Dikkat edilmelidir ki ... mıı toprak.
To ııee out : Sonuna kadar aetirmek, bi- Seed cake : Kcraviye keki.
tirmek. Seed com: Tohumluk bulday, arpa v.s.
ro - (somoone) oaı1 : (Birini) tqyi et- 8eeıl leaf : Tohumdan ilk çıkan yaprak.
mek; birini kapı dqarı etmek. Seed pearl: Ufacık inci.
To - (somethiq) ... : Bir teYİ sonuna
kadar ıörmek. ...._
Seed plot : Bahçede tohumluk tarh, fi-

To - one's way : Çaresini bulmak. Seed vessel : Tohum tabı.


To - life : Hayatı anlamaja baılamak, To ao (run) to - · : Tohuma kaçmak;
tecrübe sahibi olmak. [lil'.] kuvvetten dlllmck, zayıflayıp bu-
To - red : Çok öfkelenmek, aöı.Unil kan namak.
bürümek. To raise up _ . : Zürriyet lıiad etmek.
To - service : Hizmet ıönnek, harbe To . . . the draw: [Sport.] Turnuvada
katılmak. en iyi oyuncular birbiriyle karfılapın di·
To - stan : B-.ıaa vurulmak suretiyle ye oyuncuların yerlerini öııceden tlyin
ıözünden tıvılcımlar çıkmak. etmek.
To - the light : Dolmak, dünyaya ıel­ To _ . tlowıl : Çimen tolıumu ekmek.
mek; bir fCyin hakikatını anlamak. SEEING (11 , 1), n.
To - the thiııp in perspective: Vakaları SeelDa is believiq : İnsan aörünce ina-
hakiki olarak aörilp muhakeme etmek. nır.

To - (somethilll) tlaraaalt : (Bir ICYİ) Seelııs that ... : ... 'e &öre, ... 'e bakarsa-
sonuna kadar ıötürmek, tuttu&wıu topar- nlL
[ 336 1

Within ...... distanc:c : Göz aörcbildiii To •la m (•poa) : Kavramak, ıuımak,


kadar. yakalamak.
8UK (11), v. [p. t. a. p. p. SOUGHJ']. To ..._ . . : (Matine) sıkılık, sıcaklık,
A .-k after knowledp : Bilsi arayan. yapızlıktan dolayı yapıpnat.
Pleuure . . - : 7.evkine dUıkUn. To .ı. hold of: Yakalamak, eline ıe·
Soapt - after : Aranan. çirmek. '
To Mek llffıer (somethinl) : (Bir ıeyi) ara-· To .ı. the opportunity : Fırsatı ıani·
malt, (bir teYin) ,etinde kOjlDak. met bilmek.
To llek for (..): Aramak. SRDOM (2 - 9), adv.
To .U one'ı hand : İzdivaç talebinde He ..W-, if ever, answers a leııer : KKk
bulunmak. yılda bir mektuba c:cvap verir.
To "* a.t : Arayıp bulmak, yerinden
çıkannak; ar8flırmak.
SELP (2), n.
Self - abued : Kendini alçaltan.
To "* te : Denemek (bir ıeyi). 8elf • abhorrence : Kendi kendinden nef-
Tbercason is not far to . . - : Sebep mey- ret etme.
danda. Self - abuse : Kendini fenaya kullanma;
There is somethinı to Mel : Etsilı. bir ICY istimna, abaza, suiistimal.
var; bulunamamıı veya aranması lizım Self • ıcıinı : Kendi kendine ifler.
ıelen bir teY· Self • admiraıion: Kendini belenme, hod·
To seek : Lüzumlu, eksik, pyriUfi; bu- peresılik.
lunamaını1o araamuı lizım. Self - appointed : Kendi kendini tiıyin
SEEM (11), v. etmi"
1- to hear : iptir ıibi oluyorum. Self - usertive : Israr aösteren, kendini
1- to have heard his name : İsmini empor.e eden, kendini zorla kabul eııiren.
duydum pbime pliyor. Self • banillıed : Kendini ıllraUn etmiı.
in spite of his - indifferenc:c : Zlhi· Self • centered : Hep keııdini dliıünen.
'!'en likayı a&'llnmeline ralaıen. Self - c:omınand : Kendini id.-e etme.
it - aa if (aa thoup): Sanki, pliba, 8elf • coııc:elt : Kendini beiel!IDitlik.
imiı sibi (IJ(SrünUyor). Self • confıdenc:e : Kendine fazlı ıüven·
it - aa if be is a doctor ; Doktormuı nıe.

&ibi pUnllyor, pliba doktordur. Self • concious : Kendi halini çok dütil·
it - beat : En iyili fUdur. nen.
it - not: Böyle olmadıiı anlqılıyor. Self- c:oatained: MOmıik, kendi dUtUn-
it - to me thaı ... : Bana öyle pli· celerini bqtuına llSyleıniyen; kendine
yor ki ... hikim olan.
it - that he iı well : Galiba iyidir. Self • control : Kendini tutma.
There - ıo be aome diffıculty : Bu S.lf • created : Kendi kudreti ile vücuda
ilin içinde bazı ıUçlUkler var aılıi aörU· plmi1-
nü yor. Self - dec:ciı : Kendi kendini aldatma.
To - to : Yalandan yapmalı:; aöriln- Self - denial : Peraıat, mahviyet; kendini
mek, zannetmek, pbi plmek. tutma.
SEIZE (11), v. Self - dependent : Kendi nefsine aüvenen,
Selaeıt of : Hat ile tasarruf eden. başkuına muhtaç olmıyan.
To be . . . . with a deaire to do 8elf - deatruc:tion : Kendi kendini telef et·
somethinı : Bir ICIY yapmak arzusuna nıe, intihar.
kapılmak. Sell - deterınination : Kendi meslek veya
To be ..._. wlla fear : Korkuya kapıl· istikbalini tlyin etme.
mat. Sell - devoted : Kendi kendini vakf veya
To ..._ .. : Y.talamak. feda etmİI-
.., [ 337 1

Self distrust : Kendi kendine ıüvenıneyiı. Seti - renunciation : Ferapl, kendini feda
..
Seli - educated : Kendi kendini yetiıtir­ eıme.

miş. Sllf - reproach : Kendi keııdiııi takbih.


Seli - educaıion : Kendi kendini yetit&ir- Se., - respec:t : Nelıioc bllrmet, izletiaefa.
me . Sel - riahteous : Keııdiııi ulib zanoedeıı.
• Self - esteem: Nefsine hürmet; hodpesent- 8:11 - sacrifıcc : Fedaklırbk..
lik. kendini belenme. Seli · satisficd : Kendinden lllCIDDllll.
Self - evident : Atikiir, açık, meydanda. Self~ seekinı: Y•lnız tendi menfuaini
Self - eıı:amination : Kendi vicdanını tet- arıyıoıı.

kik. Self - sown : Kendi kendine ekilmit, tabii


Self - nistence : Kendiliiinden mevcut tohumdan yetifen.
olma. Self • -.rter: Ocomobil v.a.'de bir dlll-
Self - foractful : Nefsini düıünmiyen, fe- aıcye buılıoca makiııayı illeten tcrtılıat,
raıatli. otomatik illetnıe anahtarı.
Self · government : Nefsine hlkimilk: Self • styled : Kendine pı veya bu aıfatı
demokrasi, halk hüldlnıeti; muhtariyet. veren.
Self - help : Kendine yardım; bqkasına Self - ıuffitient : Kendine aOveDCD (kim-
muhtaç olmadan kendini müdafaa etme. se ); bqkaaına muhtaç cılm.ıyuı.
Self - importancc : Kendini fazla yllk1ek Self • IUpport : ICcndİDİ llCiııdinne·
aömıe. Self • surrender • TedimlJCL
Self - indulacncc : Kendini nefis arzula- 8elf - nutaincd : Kendi kendini idaa. et-
rına bırakma. tiren.
Self - intercst : Sahsi menfaat; hodbinlik, Self - taqht : Hoc:aııaz olarak kendi ba-
bencilik. dine ölrenmiJ.
Self- invitcd: Davetsiz olarak tendi ken- Self - tormeııtor : Kendi teııdlne llbnce
dine selen. eden ÜDll.
Self - knowlcdie : Kendini tuıımL . . - wiU : ~ılık.
Seff - love : Hodbinlik, kendini belenme. Self - wiııdiııa : Kendiliifnclea veya elet·
Self - made : Kendi kendine yctipnit. trik kuvvetiyle kurulan (IUI, V.L).
kendi kendine adam olmUf. Self - wonbip : Tapar denıcıede badini
SeH - mastery : Kendini ıutma; kendine belenme.
hikim olma. İEIL (2), v. [p. l. IOLD, p. p. IOLD].
Self - IDOYiDI : Kcodi kendine hareket 8olıl apin : Yme yallllnlalarl; f8lına
eder, otomatik. yok!, tapan da taç.n mı7
S.U- murder: İntihar. To be ..W: [Si.] KafCle koymak.
Self - opinionatcd : inatçı, kendi fikirle- Thiı book . . well : la tlllp iyi •tılı­
rinde ılfllr eclen. ycır.

Self - pity : Kendine fazla acımL To .a : Satılık.


Self-.poaession: Vakar, kendine hlkim Home to . . (to be llW) : Satıbk ev.
olma. To . . • : Satmak.
S.lf - prai1e: ÖVUnme, kendini methetme. To .O M a profil : Kirli Dtmak.
8elf - prc1ervation : Nefsini koruma. To .a "1 auctlon : Artırma (mDzayedc)
Self - rc1İ91erinı : Kendililioden kayde- ile satmak.
den (alet). To . . (IOllleOllC) fw a daw : Birial U1e
Self - reaulatiııa : Kendi kendini tanzim olarak satmak.
eden (alet), ayarı otomatik. To . . like wildflre : Çok •tılınııt, ta-
Self - reıulator : Otomatik dllzenpç, re- pıfılnıak.
ıillitör. . To . . elf: Neli blm11D bepliai Dbp
S.lf - reliance : Kendine aııveııme. bitirmek, talfiye etmek.
P. 22
ıeller
[ 338 1
To ııeU
aft one's bclongings: Bütün eş­ To RDıl la a bili : Fatura (hesap) ıön-
yasını satıp savmak. dermek.
To ııell 1111 : Satmak, satılmak. To •ad in one's name: İsmini içeriye ha-
To •ll •t: Bütün mevcudu (stoku) sat-. . bcr vermek.
mak, satıp bitirmek, likide etmek. To lelld in one's resignation : istifasını
We are ııold cıld of that bOOk : O kitap vermek.
tamamen satıldı (bitti). To send aft : Defetmek, hudut harici et-
To Jell short : Sonradan ucuz almak ümi- mek, yollamak; teşyi etmek, uturlamak.
diyle satmak. To lellll aft a letter : Mektubu postaya
To •ll . , : (Borçlunun) malını satıp pa- vermek.
rasını almak, müflisin malına el koyup To __. on : Gelen bir ııeyi başka bir yere
satmak; satıp savmak. ıöndermek; (bir emri) başlı.asına teblii
To seli to: Birisine satmak. etmek; önden ıöndermek.
SELLER (2 - 9), n. To sead oat : Dıprıya göndermek; at-
mak; çıkarmak; fışkırmak; her tarafa
Bcst seller : Çok satılan (sürümlü).
aöndcmıek; neıreımek.
This book is a good •Der : Bu kitap iyi
To . . - to : Bir yere veyi!- bir kimseye
satılıyor.
göndermek.
!IEMBLANCE (2 - 9 - s), n.
To •Dıl ap : Yukarıya göndermek; artir-
To bear .emlılnce of : Benzemek.
mak; yükseltmek; [naut.] yukarıya kal-
To put ona Rlllblaace of gaiety: Yalan-
dırmak; [U. S. si.] hapse tıkmak.
cıktan neşeli ıörünmek.
SENSE (2), n.
SEND (2), v. [p. t. SENT; p. p. SENT]. A sixth •DR : Beş hassadan ayrı olan
God • • that ... : Allah vere de ... his.
God u.ıt hinı victorious! : Allah onu mu- A man of ııeme : Aklı başında kimse.
zaffer eylesin! A dull seme : Zayıf his, keskin olmayan
it •llt a shiver down my spine : Bu bütün his.
vücudumu ürpertti. A kecn ııeme : Keskin his.
The blow _ . hinı sprawlinı : Darbeyi Common - : Aklıselim, sajlam kafa,
yiyince yere yuvarlandı. saiduyu.
To .... abClllt one's business: Yol ver- in a bad • - : Zem yollu.
mek, defetmek. in a pickwicltian - : Hususi mi.nada.
To •Dil 8"11)' : Kovmak, yol vermek; in. a good - : Medih yollu.
uzaklaştımıak, göndermek. in one's - : See : SANE.
To •Dil -ay for (somethinı) : (Bir şeyi) in one • - : Bir minada.
batka yerden ıöndermek. it does not make • - : Mi.nası yok.
To .... blldı : iade etmek, ıeri aönder- Moral - : Fikir, iz'an, zamir, ahliki
mek. şuur.

To • • dowa : Aıaiıya ıöndermek; Out of one's - : Sec : INSANE.


[univ.] ceza olarak muvakkat surette Pleasures of • - : Hislerin verdili
tardetmek. zevk.
To . . . lor (somethinı) : (Bir şeyi) istet- S - impression : Hissin dimaia verdiii
mek, aetirtınek; ısmarlamak. tesir, hassasiyet.
To RDıl someone lor something : Birini Se- organ: Duysu organı.
bir şey için ıöndermek. Se- pcrccption : Hisle seziş, idrak.
To • • fcirtlı (cıld) : Dışarıya aönder- The five • - : Bet his (duyular).
mek; salmak; neşretmek; kusmak. The • - of fcelinı : Dokunma hissi (du-
To .... ... (into) : İçeriye ıöndermek; yusu).
takdim etmek; arzetmek; atmak. The - of heariııa : Duyma hissi.
[ 339 ]

11ıe • - of (siahl) seeinı : Görme hllli. SEQUESTER (1 - 2 - 9), v.


11ıe - of tastiııg : Tatma hillf. A ........... ıpot : Çckilıniı sakin bir
11ıe - of unelliııg : Koklama hissi. yer.
To be in one'ı • - : Aklı batında ol- A . .111tı ... life : Sakin bir hayat.
mak. To llqlllltll' one1elf: inzivaya çekilmek.
To be ouı of one's - : Deli olmak, SERENE (1-11), L
çıldırmak. Ali . . . .ı : [Si.] İller tıkıruıda.
To brinı someone to his - : Birinin His - Hipne11 : Bazı prenslere ve·
aklını bqına aetinilek. rilen unvan. ·
To come to one'ı - : Kendine aıel­ SERVE (99), v.
mek, aklı baıına plmek. Asparqus 8lrTM wllh butter : Oreriae
To IOIC one'ı - : Çıldırmak. tereyap aeı.dlrilen tuıtMmaz
To make - out of: Mina çıkarmak. Dinner is .,..C: Yemep buyurun!
To talk - : Akıllıca konuımak, aç- He .....1 me ıhamefully: Bana çok
malamamak. fena muamele etti.
To lake lhe - of the meetinı : Bir it mTes hlm risbl! [Colloq.] Belhını
toplantı v.s.'de halkın fikrini yoklamak. buldu; oh olıunl; meheldir.
To lake a word in the wronı - : Ke- il 11ne1 the Pllf1'0IC: İle yarar.
limeyi yanlıı mlnaya almak. lf my memory 11n• me riaht : Hifızam
SENSELaS (2 - 1), a. beni aldalmıyona.
To fail -ae.: Kendinden ııeçerek it will not _ . . : Olmaz, bir teYe yara-
dütmek, bayılmak. maz.
To knock (someone) - ' - : (Birine) Nothin& will -.e but the best: En iyisi
vurup bayıltmak. olmazsa olmaz.
SENSlllLE (2 - 9), L 11ıe new railway will - . a Jarse area:
Be llHlllılel: Makul ol! Yeni demiryolu bUyük bir bölaenin ihti-
yacını brtılayaçak.
54fııllıle clothina: Uyıun (münasip) el-
bise. To - a mare : Bir kuralı (bllh-
Se. . . . ol: Müdrik, husu. döl için kiralanan) aypra çekmek.
To be __.... of: Sezmek. To 11ne a rope: [Naut.] Halatı façuna
To be ....... of a danaer : Tehlikeyi etmek. .
sezmek. To 11ne a time : Bir mUddet hizmet et-
SENTENCE (2 - 9 - ı), n. mek.
To 11ne • sentence : Verilen cezayı çek-
He is under ....._. of death : Ölüme
mek, mahkilmiyetinl aeçlrmek.
mahkOm olmU§lur.
To •ne • : Hizmet etmek, yaramak,
To pus ....._ of someone : (Mahke·
... diye kullanılmak.
me) birini mahkOm etmek.
To underıo one'ı . . . . _ : MahkOmiyet
To - as a pretext : Bahane yerine
geçmek, vesile olmak.
müddetini (hapiste, v.s.) aeçinnek.
To 11ne fw life : Kaydı hayat prtiyle
SENTRY (2 - 1), n.
hizmet etmek.
To stand ....,. (lo be on sentry ao> :
Nö- To .ne one'ı time : HUkmünU infaz et-
bet beklemek. mek; çıraklık etmek; daimi müstahdemi
To relieve a 1entry : Nöbetçiyi deliılir· olmak; askerlik hizmetini yapmak.
met. To 11ne one'ı apprenticeıhip ; Çıraklık
SEPARATE (2- 9 - 21), v. etmek. -
To .......- milk : Sütün kaymaAını al- To 1ene out : Dalıtmak, taksim etmek.
mak. To 1ene (someone ouı) : Birinden öc
To sepıırate from :. Ayırmak. almak.
l l40 l
To .ne tables : Sadaka dalıtmalt. A lef of teeth : Dit takımı.
To ..ne .. : Sofraya koymak (yemek). A alt smile : Daimi tebeaüm.
To 11ne ap food: Kotarmak. A 9lt speech : IClife nutuk.
To - wllll : ... ile beraber harbetmelt, Dead 9lt : Tumiın olunm111 hlicum.
hizmet etmek. Deep - 9lt : Köklepnif; çukura ltaçmı1-
To .ne notice : Hizmetten çıltacatını Dinner 9lt : Sofra takımı.
v .s.'yi bildirme it. Hard alt: (Çimento, v.s.) donmuş.
Whcn occasion ..nee : icabında; fırsat Of alt purpose : Dllfilnülerelt, t~mü­
düşünce. den.
SERViCE (99 - la), n. 8et - b1elt : Oerileme, ltötfilepne, mu-
At your ~ : Emrinize Amade. valtltat muvaffatıyetaizlilt.
Civil lenlce : Amme hizmeti. set of apartme.ııta : Apartman daireli.
Dinner 8lrYb : Sofra takımı. Set of coat : Celtetin sırta ot11nJ1L
Diploınatic ııenke : Elçiler, konsoloslar Set of the current : Abııtmın istibmeti.
heyeti; bu heyetlerin vazifeai. Set of the head : Bqın dlllUflL
1 am at your ııenlce : Emrinize imade- Set of the sails : Y elltenlerin vaziy9ti.
yim. Set of a aaw : Testerenin ula w 10la
On His (Her) Majesty'ı 11nlce (0. H. M. dönWı. diıleri arasındaki zaviye.
S.) : Devlet hizmetinde (lnıiltere'dc). Set off : KUJdık.
On .nice : Vazifede. Set fair: (Barometre) devamlı açık baft.
Of lftTlce : Faydalı. 8et phraııe : IClife.
Public 11nlce : Belediye v.s. hllltümet Set purpoee : Katf mabat.
memuriyeti, halita hizmet. Set ıubjec:t (boolt) : İmtihan için muay-
Secret •nice : Hültümet sizli hizmet tet- yen mevzu kitap.
ltilltı. Set piece : Tabya üzerine yerlellirilmil
Senice boolt : Kiliae dua kitabı. bllylllt çapta top; tısmen mlicellem w
8enlcıe ıtation : Oto aervil istasyonu. sabit dekor.
Senice ltrlpe : Bir ulter veya memurun The fut ııet : Sefahat arltadqlan, ho-
hizmet mUddetini ~D kol teridi. varda takımı.
Senice hoilt : Mutfakta ııervis asansörü. Toilet llt ı Tuvalet takımı.
Tea ~ : Çay takımı. The fruit is 9lt : Meyvalar tuttu.
This hat hu leCll much ....tce : Bu pp- To be all 11t : Bqlamaja hazır olmat.
lta çok s&"mllt pçinnitür (eskidir). To make a • : (Av köpelı) ferma et-
To be of ~ to IOlllCOne : Birine yar- mek.
dım etmek. To make a (dead) İlt at - : Birine
To ao ouı to (into) •nlee : Evlerde hiz- diş FÇirmet, ltancayı taltmalt; (bdm)
metçilik etmek. bir erkeli avlamala çalqmalt.
To see .nice : (Asker) muharebe aör- Wet don't move in the ume alt: Aynı
mclt; tccrllbeli olmak. muhite devam etmiyoruz.
To lake menice with someone : Birinin To _. a boolt for an namlnation : im-
evine hizmetçi aimıelt. tihan için bir kitap tesbit etmek.
Will you do mc a .nlceT : Size bir ricam To alt a broken lea : Kırıt kanili yerine
var. koyarak sarmak.
SESSION (lshn), a. To •t a hen : Bir tavuiu kuluçkaya ya-
The House is now in ...ıoa : Parlamento tırmak.
içtima halindedir. To set a rumour .._. : Bir rivayeti yay-
«)ET (2), n., a. .t v. mak.
A well - 9lt - up youth : Boylu boslu ıeııç. To • a liaht to : Açıltlaınalt.
A ııet of fumiture : Mefrupt. Wireless •t : Radyo cihazL
.. [ 341 ]
...
To . t a price • : Fiyat koymak, paha To set Shakcapcare beton Dante : Sha·
biçmek. kespcare'i Dantc'ye tll{Cih etmek.
To . t ._.: a..Jamak; ıüru etmek; ha· To llt bread : Hamura maya katmak ve
zırlamak, tetcbblla etmek. kabanın dıye hamuru bırakmalı..
To _. .._. doina ııomcthinı : Bir ite To llt "1 : Hazırlamak; biriktirmek; bir
giripnclı. lbalJamak). tarafa koymak; kıymet biçmek.
1 don't know lıow to 111 lllıallt it : Bu ite To at lty tbe c:ompl!SI : Pusula ile ker·
aud siriwecclimi bilmiyorum. teriz etmek.
To . . ...., - : [Colloq.] Birine· To at b)' the can (at loucrheads) : Do-
hiiı:um etmek. ıuımak, arası açılmak.
To llt afırc (aOamc) : Atcwc vcnnclı.. To set down: İndirmek, yere lı.oymak;
To _. lıllaııt: YIWlllrmelı.. yazı ile kaydetmek, not etmek; atfetmek,
To _. ...... : Karşı durmak, muarız isnadetmek; izah etmek; ihanet etmek,
olmak; bir ııcyi eliler bir acylc karaılaıtır· . baıını derde sokmak, suçlu düıürinek;
malı.; aleyhine çıkarmak; aleyhiııclc karar alçaltmak, kibrini kırmak.
verdirmek. To .et eyes 1111 : Göz dikmek; balı.malt.
To _. onc penon ııplıllt another: Bi· To llt fire to (aa) : Tutuşturmak, ateıle·
rini baltasının aleyhine çevirmek. mek, ateşe vermek, yakmak.
To At onc thiııa: ...... another : Bir To .et foot : Ayak altında çilnemek;
acyin dekrini bqka bir acyinki ile ölçüye ayak diremek.
vurmak. To •t foot • (m): Bir yere ayak basmalı..
To llt a housc Mdt from the road : Bir To •t fortll : beri sürmek; beyan etmek;
evi yoldan içeri (geri) almalı.. yola çıkmak; ııqretmek; zikretmek.
Tc> llt . . - . (in motion): hletmek, yü- To 11et r-an1: Yardım etmek, iltimas
riitınık, lııc bqlııtmalı.. etmek, ilerletmek, ileri koymak.
To llt .,.t : Ayırmak, ayrı koymak; bir To •t free : Tahliye etmek, serbest bı·
tarafa koymak; tahsis etmek. rakmak, salıvermek.
To llt ..W.: Bir tarafa kuymu; atmak; To wt heart : Canla başla utraımak, ça·
birittinnck; iptal etmek; ifraz etmek; lışmak.
lfıtyctmck, fcslıctmck. To llt heart on somethinı : Israr etmek.
To llt a wlll illide : dir vasiyetnameyi To •I in : Baılamak; ralbet kıızamnak;
iptal etmek. peyda olmak; sahile doiru (med clalpsı)
To llt • defıanc:c : Meydan okumalı.. yürümek; [naut.] havadan kaçıp limana
To _. • casc : Müsterih kılmak, me· iltica etmek, içeri airmek; (\IKUllık) bas-
rak, korku, mahcubiyet, v.s.'den kurtar· mak; (kı1- v.s.) aelip çatmak, plmek.
mak, zi'ınini teskin etmek, sıkıntısını de· To ilet • order : Tanzim etmek. nizama
fetmek, salı.inlqtinrıek. sokmak; cı;,..] ıslah etmek, dllzcltmek;
To llt .. lar1C : Serbest bırakmalı.. çizmek.
To llt • nauıhty : Hiçe saymalı., adam To •t keynote to : Ana hatları çizmek.
yerine kc>ymamalı.. To •t little (much) by : Az (çok) kıymet
To llt • worlı.: lııc başlatmak. vermek.
To llt lıeı:lt: Geriye çevirmek; geri bı· To At loose : Bqıboş bırakmak, serbest
rakmak, ilerlemesine mani olmalı.. bırakmak, salıvermek.
To at mdı: its Clll'I (horsc): (At) kulak· To llt alf : Zıt renklerle daha cazip veya
larını yatırmak. parlak hale koymak; &llzcllqtinnck, SÜS·
To _. lımıl a clock : Saati geri ııJmak. lemek; kartılık olarak ortaya koymak;
To llt W-; öauac koymalı., ptcr· yola çıkmak, hareket etmek; yükııeltmek;
mek; anlatmalr., .rzctmek. göstermek; telafi etmek; fitillemek; tiyin
[ 342 ]

etmek; boylamak; meydana çıkmmak; To 111 over : Tahakkllm etmek; kontrol


tabi yapmak. etmek.
Thil aııawer llt tbem rılf laupiq : Bu To 8lt riaht : Tashih etmek, dllzeltmek.
cevap onları allldilrdll. To llt 11il f•: [N.ut.] Yelken açmak;
To • • : Teovllr. etmek. lufkırtmalt; deni7.e açılmak; yelkenli ile hareket et-
ip kullanmak, vazife vermek; llzerine mek.
hllı:um etmek, saldırmak; koymak. To llt someone lıMılı on one'ı heelı : Ko-
To at a doa on to ııomeone : Bir köpeli lunu kanadını kırmak, çaresiz bırakmak.
birine saldırtmak. To •t ıııore by : Kıymet vermek, kıymet·
ı wu llt • by a doa : Bir köpek bana lendirmek, çok kıymetli 11ymalt.
To _. the . fallıion : Moda çıkarmalı.,
saldırdı.
örnek olmak.
To be 11t • ııoınetbiııa : Bir meyi aklına
koymak, canı çok istemek. To llt the teeth on edae : Dit aıcırdat·
mak, öflı.e ve nefret alameti aöstennek.
To llt • edae : Kamaftırmalt (diı); sinir·
lendlnnek. To llt the pace : Yarııta nuıl kotulaca·
To llt • fire : Alete vermek, tutıqtur· tını aöstennek.
malt; heyecanlandınnalt. To M the watch : Nöbet beklemek.
To llt to : Koyulmak, ime koyulmalı..
To aet • end: Dikmek, dik koymak.
To . . ·1o music : Bestelemek.
To llt • foot: Bqlatmak.
To llt oneaelf: llzerine almak, deruhte To M to work : ime koyulmak.
To .ı to rislıts : Dllzeltmek, tashih et·
etmek; kararlattırmalt.
met.
To M one'ı cap fer: [Colloq.J Kanca·
To ..C ııp : Dikmek, kurmalı.; ileri ıllr·
sını takmak, birinin peıini bırakmamak.
mek; ime ballamak veya baılatmalt; fır·
To llt one'ı hand, seal, ete. : imza etmek,
11t vermek; inlı.ipfına meydan vermek;
mllhllrlemek, v.s.
(sesi) ylllr.aeltmek; yaymak; harflerini diz.
To aet one'ı hand to : Bir ime el atmak,
mek; [n.ut.] aerip tam yerine aetirmek
ballamak, siripnek. (yelken, ·v.ı.).
To M one'ı .face ....... : Şiddetle kartı To .ı •P house : Ev kurmak.
selmek, mini olmala çalıpalt. To .ı someone ap .. business : Birini bir
To at one'ı foot . _ : Diretmek, karar i:ıe yerlettinnek (ballatmak).
vermek. To •t ., a shout : Feryat lr.oparmalı.,
To llt one's ınind • rest : Sakinlepirmek, haylı.ırmak.
kafa dinlendirmek. He mtl ap to be a poet : Şairlik dllva·
To M one's heart (mind) • : Ele seçir- sına dllatll; pirtik taslıyor.
meAe veya yapmala azmetmek. To .ı ııp a manuscript : (Matbaa) bir
To _. one's teetlı : Azimle karar ver· yazıyı dizmek.
mek, dilini sıkmak, sabretmek. This medicine 1et me ap : Bu il&ç beni
To . . Gllt: Kaydetmek, markalamak; diriltti, kendime aetirdi.
yaymak; ıllrmek; izah etmek, .merhetmek, To •t upoa : Hücum etmek, çullanmak.
uzun uzadıya anlatmak; tahsis etmek; To 1et watch (cloclı.) : Saati ayar etmek.
sllslemek, atıulle§tirmek; tesis etmek; yo- SETI1.E (2), v.
la veya seyahate çıkmak; ballamak; tq.- lt's as good as •ttled : Oldu bitti sayılır.
hir etmek. That •tae. it! : Milnakapya lüzum kat-
To llt cıat f•: Yola çıkmak. madı; mesele kendililinden halledildi.
To M cıat • : Yola devam etmek. The snow is •ttl... : Kar tutuyor.
To _. ..a ta... : .. .'e koyulmak. To •ttle accounts : Hesaplqmalt; hıncını
He _. •t to reform tbC world : Dllnyayı almak.
ıslah etmep kalkııtı. To ınttle a penslon : Mali§ ballamak.
s:ıower
[ 343 ]

To mow lbrousb : ... arkasından (arasın­ To slıut out : içeri bırakmamak; kapat-
dan) görünmek; sırıtmak. mak (ziya, manzara, v.s.).
To be lbowa ap; Foyası mey~ana çık­ To ıılıut oat a view : Bir manzarayı ka-
mak; telhir edilmek. patmak.
To lbow up: Telhir etmek; foyasını mey- To sbut to: Kapatmak (kapıyı, v.s.).
dana çıkarmak; (renk, v.s.) bdirmek; (im- To ııhat ap: Kapamak; hapsetmek;
tihanda) kopya vermek; bir yerde ıörlln­ [colloq.] susturmak; susmak; kapanmak.
mek, gelmek. He ought to be iılıut up : Toptaıına (Ba-
Whaı can 1 lhow you, •sir? : Ne istiyor- k ırköyüne) göndermeli.
sunuz, efendim? (dükkanda). To 8'ıut a house ap : Bir evi -kapayıp kul-
SHOWER (479), n. lanmamak.
Heavy llı°"er : Sajanak. To !hat up shop : Dükkanını kapatmak;
Shower - bath : Duş. işten vazgeçmek.
SHRED (2), v. & n. SHUTTLE (8), n.
Not a llıred of evidence : En kllçük bir Stmale cock: •Badminton• oyununda
delil yok. kullanılan ucu tüylü mantar bir oyuncak.
To tear to ıbredı : DoAramak, parça par- Shltle service : Gidiş geliş karşılıklı se-
ça etmek. fer.
SHUCK (8), v. Sbattle race : Mekik yarışı.
To ıılılldt off: Soymak (kabuk). Slnıale train : İki yakın istasyon arasında
SHUFn.E (8), v. & n. gidip gelen tren.
Double lhıılfle : Bir ayajını iki defa sll-
SHY (41), a.
rüyerek yapılan dans figürll.
To llıy lıt somethinı : Bir teYden llrkllp
To ~lıuffle off : Kaçınmak, omzundan
atlamak.
atmak (mesuliyet. v.s.): ölmek.
:ro fight llıy of somethiq : Bir teYdcn
To ıılıume away : Gizlice aşırmak.
kuşkulanmak.
To sbuffle up : Acele ve dikkatsiz iş ıör­
To fiılıt llıy of a job : Bir itlen çekinmek.
mek, gizlemek için acele toplayıp kal-
dırmak.
SICK (1), a.
SHUT (8). v. 1 am ıılck of you! : Senden illillah!
Shut up! : Sus!. kes sesini! Slc:k - abed : Yataklık hasta.
Shut · down : <Fabrika,· v.s.'de) işi tatil Slck allowance : Hastalık tahsintı.
etme. Slck at heart : Meyus, muztarip.
Shut · in : Eve kapanmış hasta veya yaşlı Skk - bay : Bir gemide hastalara mahsus
(kimse). kamara.
Sldı - bed : Hasta yatajı.
To shut close : İyice kapatmak.
To ıılıut one"s cyes: Gözünü yummak. Slck - berth : See : Sldı lllıy.
To shut one"s eyes lo somethinıı: Bir şeye Slck to death : Ölesiye hasta.
göz yummak. To be ıılı:k : Hasta olmak; kusmak.
To shut one's fingcr in the door: Par- To be ıılck of somethiq : Bir teydcn tik-
mağını kapıya kıstırmak. sinmek, bıkmak, bezmek.
To shut dl'wn : Kapıyı indirip kapatmak; To be *"of life: Dünyaya klllmek.
bir fabrikayı Jtapatmak. To feel ıılck : Midesi ~anmak, kulBCajı
TÔ ııhut in : İçeri kapamak, kuşatmak; gelmek.
kapalı kalmak. SIDE (41), n. & v.
To llıut off : ·Kesmek; su, havap.zı, Badr. .... : Arka taraf.
\'.s.'yi kesmek; tec:ridetmek; uzaklapnak. By my .... : Yanımda.
To shut one's mouth: Susmak, sesini Near ilde : At ve arabanm aol lat'afı.
kesmek. On ilde : Oyunlarda hattın doiru tarafı.
[ 34-4 J
To •tde an ac:count : Bir hesabı tediye 'JEW (67), v.
etmek. To •w oa: Dikerek takmak, üzerine
To ..... an KCOUDt with IOllleoııe : Bi- dikmek, dikerek iliıtirmek.
riyle kozunu paylapııak. t"o be ıet1red •P : Dikilmiş olmak, ekli
To llale a penon'ı accouııt (to .tde olmak; [.rl.] afallamak, wal&lamak; sar-
. - ) : Birinin icabına bakmak, he-
sabını sörmck.
'*"
Tu -
olmak.
. . : Dikip kapatmak.
To ..ale a penon'ı cloubts: Birinin IÜP- SEWAGE (17 - lj), n.
hesinl aidermck. Sewmp disposal : uıım tenibatı.
To _ . . an annuily on a penon : Bir Sewııp famı : uıım pislikleri ile aüb-
adalna aenelik gelir sallamak. releme tertibatını havi çiftlik.
To .ale defınitely (once for all) : Kesip SEWING (67 • 1), a.
atmak. Sewhla circle : Dikiş dikmek için bir ara-
To .tde ılowm to : Sükl'ınet bulmak; du- ya toplanan kadınlar kulübü.
rulmak; bir yerde yerle:ırnek; oturmak; Sewlııs machine : Dikit makinası.
yeni bir muhite alıpııak; uslandırmak Sewlııs school : Terzi okulu.
veya uslanmak. Sewlııs silk : İbriıim.
To metde • : Yeni bir yere ıirip yerleş­ 8ewlııs woman : Dikişçi kadın.
mek; bastırmak (kıt. v.s.).
SEX (2), n.
To ..ala maııen with : Birisiyle meseleyi
Over ıeı:: Müfrit derecede cinsiyete düş·
halletmek.
kün.
To .tde • : Karar vermek; yerlepnek.
Seıı appeal : Cinsi cazibe.
To .cae one'ı hash: [Colloq.] Sustur-
Thc fair •ıı: Kadınlar, cinsi latif.
mak, ajzını kapatmak; pes dedirtmek.
The stemer •ıı : Erkekler.
To .cae •P: Hesap aörmck.
To .cae .,.. : Karar vermek;· seçmek; SHABBY (3 • 1), a.
(birine) ballamak; Uz.erine korunak. SUbb)' acnteel : Fakirlilinc ratmcn ze-
To .ede wfflı : Halletmek, uzlapnak, vahiri kunannata çalışan dlltklln kibar.
anlaşmak. SHADE (21), n. .t v.
SnTI.ED (2), a. A lhaılc bcttor : Biraz daha iyi.
Sease. in life : Ev bark ve İl ıüç sahibi; Ali lhades of ıhou&ht: Bütün farklı fi-
Ck ız) evlenml1- kirler.
With a _... job : 'Devamlı bir it sa- Green .pdlq into blue : Maviye çalan
hibi.

Social -1
SETn..EMENT (2 • 9), o.
i ... : Pubra mahallesinde
kunılan yardım yunlu.
8ETTLING (l - 1), a.
yeşil.
Lamp • ııluıdc : Abajur.
Slmıl• of me:ıninı : Anat, ince mlna
farkları.
Slı8ıles of diffcrencc : lncclilı.ler.
. . . . . day : Heaap sOnll. The ııluıdn of nisht : Karanlık .
RVEN (l - 9). a. To put somcone in thc **: Birini ııöl­
S... cleadly sim: Yedi mlllılik nakisa rcdc bırakmak.
(kibir, 8Ç aözllllllt, tchvet. obmluk, hid- To ııluıdc lııto : Birbirine ainnek, birbiri-
det, ıı-t ve tembeDlk). ne karışmak.
~ doloars : Meryem Ana'nın hayatta To ** cıff: Fiatını az kırmak; hafif

aeçirdlll ,edi acı tecrlbe. bir deliıiklikle bir ı.evk veya mlnadan
S... lhocıter ~ Yedi kurpmlu tabanca, ba~kasına geçmek.

yedi patlar. SllADOW (3 - 67), n. A v.


S... woaden of tbe world : Dllnyanan A .....,, of fear croaed his fac:c : Yü-
yedi lwikuı. zünde bir korku rll.qirı dolaıtı.
[ 345 J
He is mere llıu- of his former5clf : To llııılle handı on it : Bir meselede uz:.
Nerede timdi o eski hali. laşıp el sıkıJlnllk.
He is under a lluıd- : Lekeli veya şüp­ To sUlıe head at: Tehdidetmek.
helidir. To lhab in one's shoes: Korkudan tit-
May your 11uıı1- never ırow less! : Al· remek.
lah feyzini daim etsin! To ıllalı.e one's fist at someone'ı face':
To cast a lluıd- : Gölae yapmak; ka· Birisine kartı kızaınlıkla yumruk ..U..
ranmak, keder vermek. mak, tehdidetmek.
Cominı events cası their *8dowı before To ııbıılıe one's head : lled veya tebdil
them : Olacak ,ey kendini belli eder. için başını sallamak.
To ııbıılıe dOWll : Sarsa sarsa yere dııpir­
To slılMI- fortlı: İma etmek.
mek; [colloq.) arkadatlarına veya mu-
To quarrel wiıh one·s own • • - : Bey-
hitine alışmak; bujdayı idhar etmek
hude yere üzülmek; kendine zarar ver·
(küme halinde yılmak); sıkı1tırmak; ra-
mek.
hat veya UY1Un hale koymak; oturmak,
To wear oneself ıo a ...._: Uirap ut-
olunmak, yerlettirmek; [al.] para m-
raşa hayalifenere dönmek.
dtrınak.
There is not the *811- of doubt that ... : To ııbıılıe off : Silkip atmak.
Zerre kadar ıüphe yok ki. .. To lbaU off a cold : Bir nezleyi sa'*llak.
Under the ııluıdow of this disaster : Bu ~o ııbıılıe the dust oft one's feeı : Nefretle
felaket havası içinde. uzakl~ak.
Wom ıo a ....,.. : Çok zayıflamıı. aCil· To ııbıılıe off a person : Sım91ık birisin-
gc haline ıirmiı.
den yakasını kunarmak; silkmek; d01ilr·
SHADY (21 • 1), a. mel.
He is a ......,. charaçter : Sallam ayak- To ııluılıe Ollt: Sılklp tozunu v.a. çıkar­
kabı delil. mak; sUltip boşaltmak.
On the shmdJ side of forty : Kırkını seç· . To lllıllb hıpllıer : iyi ,eçlnmek, uymak.
miş. To ..... . , : ÇalltaJamat; •'itmek;
The shady side of pulitics : Politikanın [colloq.] uyandırmak, pyretc ptlrmek;
çirkin tarafı. ıözllnü açmak.
To be on t.he lluıdy side of fifty : Ellisini That's &iven him a bit of a ..... ·.,:
oşmış olmak. Bu onun aklını batına ,etirir.
sıtAKE (21). n. &. v. [p. t. SHOOK, To ıılıaU .,... : Sallanmak, titremek.
p. p. SllAJ[EN]. SHAM (3), n. ıl v.
He lhook his head (to say no): Yok ml· He is only • • . . : Allı yok, mah-
nasında baıını sallmdı. yapıyor.

in a ..... (in a brace of ...._): [Si.] Pillow .... : Yastık 6rtOl8.


Hemencecik. To ..._ death (dead): ÖIO aibl ,.....ak.
No areat ...... , [Colloq.] Deleniz, To . . _ Abnham (liı:knea): Temaruz
kıymetsiz, fevltallde delil, ldi. etmek, sayrımsamak.
To give a ..... down : Misafir etmek. To .._ ıleep: Uyur slbl yapmak.
To ııluılıe ali over : Tır tir titremek. SHAME (21), n. ıl v.
To ..... handa .,... : El ııkmak, toka· For m-1 : Ne ayıp! . ' '
latmak. It'ı a . . _ to laqb at hlm : Onaala
To ..... a penon by tbe hand : Birinin alay etmek dolru delil
elini sıkmak. - OD yoa 1 Ayıp . . . . u&alll
To ııUlıe (oııaelf) free (from ııomethlna): To put to 6 - : Utaııclırmak, ral et-
Silkip kendini turtannak, uzaltlqınak; mek; luyu kabul etmez derecede liltlla
ayırmak. çıkmak.
~hape
[ 346 ]
.....
To llamm (a person) IDto doing somethinı: SHATTER (3 - 9), v.
(Birini) utandırarak bir ICYi yaptırmak. Sluıtter - braincd : Sersem, zihni dalınılr..
What a ...._! : Ne yazık!; ne ayıp, olur SHAVE (21), v. it n.
A closc ııhne : Sinek kaydı 11'81: dar kur-
ICY delil!
Withouı •me : Arsız, hayasız. tuluş.
To have a closc (narrow) -.e : Dar lr.IH'-
SHAPE (21), n. & v.
To ...,. a c:ourse: [Naut.] Cihetini tiı­ tıılmak.
yin edip yola koyulmak. SIİE (il), pron.
To llıape to: Şekil vermek. Slıe - bear: Diıi ayı.
To lhape well : Ümit verici olmak. She - dcvil : Kadın şeytan.
To put out of ...... : Şeklini bozınıık, She of the golden hair : O sarı saçlı ka-
deforme etmek. dın: •
To put to (into) ııluıpe : Şekle sokmak, SHEAR (19), v. & n. [p. t. SllORE,
ıclr.illendirmek. p. p. SHORN].
To lake ....... : Şekil almak. A pair of ........ : Büyük mııbs, terzi
SHARE (29), n. & v. makası.
He came in for his full . . _ of misfortunc S...... - lep : . İki dir~kten yapılmıı ma-
(good fonunc) : Uyık olduiu feliketc çuna. ,
(saadete) fazlasiyle uiradı (nail oldu). To be ıılıorD : Kırkılmış, saçı kcsilmiı ol-
in half . . _ : Yarı yarıya. mak.
.Shan and •re alilr.e : Müsavi his!ICler To be ıılıorD of: ... 'den mahrum olmak .
alarak. SMmr hulk : Alıarin.
To ıo ~ : Paylaşmak. 8HEA111 (11 ~). n. it v.
To ~ in (lake a .un
in) : .. .'e iıtirak Copper lhelldl : Bakır kaplamalı.
etmek. Shudı - knife : Kınlı bıçak.
To llı8re oat : Pay etmek, taksim etmek, To meııtlı the sword : Sulh yapmak.
müsavi miktarda dajıtmak.
SHED (2), v.
To ...... wlllt : Birisiyle paylaşmak.
To . . . tean : Allamak.
SHARP (44), a. & adv. To ııtıed light on a matter : Bir meseleyi
At ıwo O'c:loc:k . . . . : Saat tam ikide. aydınlatmak.
Look .ıuır.? : Haydi çabuk! To lhed blood mer somethinı: ... için
Sharp - c:ut : Pürüzsüz, temiz. .kan dökmek.
Slıarp- cdged: Keskin, kesir.in aiızlı. SHEEP (11), n. it v.
Slıarp featurcd : Yllzilnün hatları keskin. A tost lheep : Gllnahklr adam.
Sbarp - pointcd : Sivri uçlu. • Every ııheep is hung by its own fech :
Slıarp prac:tic:c : [ Colloq. ]' Dalewrc, fı­ [Prov.] Her koyun kendi bacalından
rıldakçılık. asılır.
Slısp - set : Çok ac:ıkmıı, çok muhtaç; Sheell - dip : Koyun parazitlerini öldllrcn
iyi bilenmiş.
bir ilAç; koyunları bu ilaçla yıkamala
Sluırp - sipted (eycd) : 06.zll keskin, iyi mahsus havuz.
ıörür. ~ Slleep fold : Koyun •iılı.
Sharp - sh İyi nişancı, ııücr. Slıeep shank: [Naut.] Marprita balılı:
Shıırp - vi5!!ged nc:c yllzlll. koyun paçası.
SUrp - v . d : ~ sesli, tiz IC!ii. Slleep skin : Koyun p&tckisi, aocut.
Sllarp - ~: ~\i, fe1"5Cdi. Slleep - run (walk) : Koyun odalı.
To look ıılllıtp ı ...'~ikkat ctınck, gözllnll 8heep Stealcr: Koyun hınızı.
dön açmak. ·· Slıeep's eyes : Mahc:ubanc arzu ve illiyak
To be .... : Karnı zil çalmak. bakııı.
[ 347 )
....
To llıeep olf: [Naut.] Demir alıp Ulk· To .... olf: Kabuk halinde dökUlırıek.
malt, alarpya çıkmak. To come out of one'ı llıeB: Açılmak,
To make (caat) ...,., eyea at ııomeoae : sıkıqanlıimı bırakmak.
Birine mahcubane ve hasretle bakmak. To retire lnıo oae'ı .... : Kapanmak,
The black ....., of the family: Bir aı1e· ausmak.
nin iııe yaramaz ve seneri ferdi. SHELTEll (2 • 9, n.
SHEER (19), a. A ....._ life : Mahfuz ve rahat bayat.
A ...._ waıte of time : Bu vakit kaybet• Slıelter industry : l!cııebl rekabetine kartı
mekten baıka bir ICY delil. himaye edilen sanayi.
it is ...._ robbery : Düpedüz bu sonyn· To lake (-k) ...... : Salınmak. barın­
culuk. mak.
Sbeer folly : Tam delilik. Under llıelter: · Emniyetli, mahfuz, ba·
Slıeer from the water : Suyun kenarından rınmı..

yükselen (dimdik bay1r). SHEPHERD (2 • 9), n. el v.


Slıeer nec:essity: Mübrem ihtiyaç: Sllepllerd'ı crook : Çoban delneil·
Slleer nonsense : Bütün bütün ııaçma. ........... pune : Çoban çantuı.
To ıılıler off: [Naut.] Ayrılmak, alar- The ıoocl ........... : Hazreti laa.
ıaya çıkmak; [colloq.] uvupnak. To .......... childnın ac:ross tlıe atreet :
SHEET (11), n. el v. Çocukları koruyarak caddeııin kartı ta·
in ..... : Forma halinde, clltlenmemlı rafın~ P\)İrmelt. .
(kitap). SHERIFF (2-1), n.
8lıeet • anchor: [Naut.] Ocaklık demiri; Hiah llıerlft : Kaza kaymakamı.
en çok ıüvenilen ııey veya kimse; kurtuluı Sherllr (llıertll's) off'ıcer : Nahiye mlldilr·
Um idi. llllil icra memuru.
Sheet - bend : İlkota balı. SHIELD (11), n.
!jheet lishtniq : Her tarafa ııık 18Ç8n The other side of the llılelıl ~ Bir mesele·
şimııek. nin öbllr tarafı, &izli tarafı, madalyonun
Sheet ircn : Sac levha. ters tarafı.
Three llıeeCs in the wind : [Si.] Çok. aar· SHIFT (1), n. el v.
hoş, bulut gibi. An eiafıt - hour ıılılft : Sekiz saatte lılr de-
To lbeet home: [Naut.] Kasa iskota ilııen it nöbeti.
etmek. Slılft of the carao : Gemi ambaruıdaki
SHELF (2), n. yllk istifini,. bozulması.
On the llıeff : Bir tarafa atılmıı: iskarta To make a ııhlft : Tedbir kullanmak; ba·
edilmiş. prmak; becermek; tqınmak.
To lay on the llıeff : İakartaya ayırmak. The last llılft: Son çare, son -koz.
SHELL (2), n. el v. To make a ıılılft to do sometbina: Bir
Shell - back : Deniz kordu, tecrilbeli de- ııeyi yapmanın yolunu bulmak, ne yapıp
nizci. yapıp yapmak.
Shell - fish : Kabuklu deniz hayvanları, To make a ııhlft with wlıat one hu : Mev.
naime. cutla idare etmek.
Shell - ice : Altından suyu · çekilmiı olan To be at one's last ıılılfl : Çaresiz kalmak.
huz tabakası. To slılft lor oneself : Kendi başınm ça·
Shell - shock : Bombardımanın sinirler resine bakmak, ıııdi yalı ile kavrulmak.
üzerindeki tesiri. To ıılılfl ~ : , leı;ip &itmek.
To come under llıeD fire : Bombardıina­ To ıılllft one' fli arters : Taıınmak.
na tutulmak. To ...- t nsibility of somethinı
To lbell oat: [Si.] Uçlanmak, isıenilen on to sömeone : Bir ııeyin mesuliyctiP'
parayı vermek. baıkasııun üzerine atmak.
..... ( 341 J
To .... the belm: [Naat.] Dilmeni kır­ Slıl(ıl chaııdlcr : Gemi lcvazunı salıcı
mak. dlbaeni kUfı wafa butmnak. küme.
To .... . . _ : 5qa cloiru cl&unek; Slılp - mate : Aynı IClllİdC himıct eden
samıa c:ıevap vermek; bir yandan 6blir arbdq.
yana döııclllrlllmek. Slıl(ıl nilway : Gemilerin nakline mahsul
To .... aft: Kurtulmak, yakamı sıyır- . dcnliryolu.
mat; ,eri bırakmak, tehir etmek; lilkmek. 5lıılp registcr : Gemi sicili.
To wurk in ..... : Bir ilde sıra ile çah1- Slıl(ıl'ı husbancl : Umanda bulunan tüc-
mak. car pmisinin karadaki blitlln illerini gö-
SlllLUNG (1 - 1), n. ren IClCllla.
To cuı IOlllCOne off a ...... : Mirastan Slılp's life boal : Filika.
mahrum etmek. To .... ı sca : Dİıll'I almak (gemi}, ge-
To lake ıbe Kinı's ...... ı (Eskiden) miye dalga basmak.
İngiliz ordusuna gönüllü yazılmak. To lake ı - : Gemiye binmek.
8lllN (1), D. •To many piloll sink thc ..... : [Pro•.]
To llıllll., a ırcc: [Si.] Bir apca tır­ S::e : PiLOT.
manmak. When one's .... comes in (bome) : Ser-
SHINDY (1 - 1), n. veti olunca, pM"ası çoplıncL
To lr.ick up a ıılıWJ: [Si.] Gürültü et- To llılp olf : Vapurla yola çıkarmak.
mek, ortalıiı kanıtll'İllak; kıyamcı kopar- SHIPPING fi - 1), n.
mak. Shl,,.. compan; : Gemicilik kumpan-
yası.
SIDNIE (41). v. &. n. [p. ı &. p. p. SHONIE].
Slı...... room : Fabri"8 v.s.'dc ambalaj
Rain or llı9e : Hava nasıl olursa olsun.
ve nıkliye dairesi.
To pul a good shine on : İyic:e cilalamak
To ıake ........ : Gemiye yüklemek.
veya partalınak.
Thc hırbour was full of ........ : Liman
To llıiıle ılewn .,.. : Üzerine parlamak.
gemi ile dolu idi.
To ..._ a.t : Parlımak. aydınlık saç-
SHIPWRIECK (1 - 2), v.
mık.
To be .... wııadial : Kuaya utramak.
To llılllle ISar.lı: Arasından parıldamak.
To .......... a plın (undertaking) : Bir
To llılllle llP: Cililamık.
plinı ftcıebbüsü) suya dii$ilrınek.
To ..._ llP lo: Memnun eımeje çalıt­
SHIRT (99), n.
mak, teveccühünü kaz1nmıp çalıpnak.
To take a "I• ıo onc : Birinden çok
~ (sıarched, boiledl ıılılrt : Kolalı su-
vare gömlep.
lıoşlanmık.
in ..lıt sleevcs : Ceketsiz.
SHINGLE (lng), n. Niırht ıılılrt : Gecelik entıri.
To hanı out one's llıllllle : [Colloq.] Slılrt band : Gömlek yakası kenarı.
YIZıhıne açmak (avukat); muayenehane
Slılrt fronı : Gömlek götüslütü.
açmık.
Slılrt sleeve : Gömlek kolu.
SHIP m. n. &. v. 8ltlrt - blOU5C : Kısa kollu ve yakalıklı ka-
On board .... : Gemide, güvertede. dın bluzu.
Slılp's boy: Miço. To pul one's ıılılrt on a honc : Al yan.,.
Slıl(ıl broker : Gemi simsarı, deniz sigor- larında varını yolunu bir al üzerine ko-
tası acentesi. yarak balı9e girmek.
- buildinı : Gcmt •yapımı, aemi İll- To lr.ecp onc's ıılılrt on: [Si.] Sinirlen-
palL \. memek, sotukkanlılıiını mahafua et-
Slılıp brcaker : Gemi cnkUCllı. mek.'
Slıl(ıl load : Bir ,eminin ylikleycbildili To lose onc's ıılılrt: (Si.] Her ICYİDi by-
qya, yolcu v.s. b::tnıek, metelilr.siz kalmak.
l 349 ı
...
SH0QT (77), Y. (p. t. ol; p. p. SllO'I').
8lllVDl (1 - 9), D. ol; Y.
To ICM cold ....... down one'ı Met : He: had oae arm . . . a-y: Bir kalıma
11iylerini ürpertmek. ıiille '6WrdlL
To ..._. .... : Puçalıımak, panlamat. Ha ._. him.ıt' : O intihar c:ai.
To ..... W.: AfılamH, mrtclmc:t.
SllOCK. (!I), D. ol; Y.
To ..... qUCllİOlll .. : Soru ,.Puruna
Eully - ...._.: Çabuk utanır; her weyi tutmak.
ayıpbr.
To ..... OGelClf : intihar eımc:k.
Slıodı- absorber : AmOrtilBr. To .._. llııİM : Kolu, yllmıe, v.s.'dc: ça-
. _ . - headed: Kaba ve kannabntıt
bucak ÖDll ~t.
a;lı.
To ..... • (Bir lııedc:fc:) afıel elmlt.
To be . . . . . . : Çok milteasir olmal; To ..... 8W11r aD onc:'ı ~:
fena utuıınak; çok acımak. BGıOııı miilııimmatını ~
1 - ...... lo hear of his cleııl : Ölll- To ......... : Top ftYa tar.t aleliJlc
mü haberi beni çok IUllL vurup dlillrmc:k-
To .-ı .. : Hayrette blnuıt, iqınııak. To ....... dıe air: Ha,,.,a *1 ce-t..
SllOE(77),L To . . . . . . . : Ot sibi fut.mat. 'ftll1IP
. . . blacl: Apüabı boyuL ayırtmak.
Slıee buttıoıı: Apüabı dülmcsl To .._. • lor • priıe : Bir abl mıı.­
. _ palilb (mam): Ayakkabı cilisı. bakuıııda finale: ......._
8lıee hora: Çebcıek (ayUbbı). To ..... _. lo: Dlpnp f~ bir-
. _ - malı.er: KıınduracL dc:nblıe ~ (&iz) .om.t; , . _

. _ lac:c : Ayakkabı bajı. malt; ,.... • t; fırlalmat.


. . . . unith: Nalbant. To ....... piecll: Dqılaıat, malnal-
. . . trce : Ayakkabıyı dilzaün tutmak mak.
için içine konan kalıp. To .._. - : Her JWİ dalapp av av-
To fili a man's .._: Birinin yerini tut- lamak.
mak, birinin yerini almak. To . . . . llnilbt: Tam ilabede vwmat.
To be in ochcr's . . _ : Başkasının yerin- To ..... . , : Yukarıya fırtamat; pek
de: olmak. çabuk yükselmek; (çocuk) birdenbire boy
1 should noı like ıo be in his . . _ : Onun atmak, atq ahuıa almat.
· yerinde: olmak istcınc:ın.
•Evc:ry one ıı.- whcre his -n ._
pinches• : [Pro ... ] Herkes tendi derdini
SHoon:a (77 - 9),, L
Six - ....... : Albpadar tabanca.
Straialıt ....... : Pek aammlu k.İllllc:, na-
tendi bilir. muslu adam.
That's anothcr pair of llıoes : O mc:sc:lc: SH0011NG (77 - 1), n.
bıqka. Seadııt& - boz : Avcılık mc:nimi için malı­
To cast a ıılıoe: (Al) nalını dü~ürmek. ~us bir köşk, avcı kulübesi.
To die in onc's slıoes: Gayriıabii !jCkildc Slıoodl!K - iron : [ U. S. si.] Silllı..
iilmek (asılmak gibi). Sbocıdııa- gallery: Nişan atmala mah-
To pul the shoe on ıhc right foot : Ka- sus kapalı yer. .
bahat kimin'le onu ilham etmek. Sboodma- stick: Açılır kapanır otancat
To •tep inıo another's llıoes : Birinin ye- )·eri olan baston.
rini almak. Shc..._ - star : Uçan yıldız. !jChap.
Waiıing for d.:ad men's •oe: Mirasına SHOP ısı. n. &. v.
konmak veya yerine ıeçmek .İçin birinin Ali ovcr thc ıılıop : [ Colloq. l Karmak:ı­
ölümünü bekleme. rı)ık: allak bullak.
You are not fil ıo black his moes : Sen Sbop - keeper : Dükkfıncı.
onun ayağının pabucu olamazsın. Sbcp keeping : Dükkfıncılık.
ıılıcırt
[ 3.50 ]

SlıOJ - liftinı : Dükkiııclaıı qırma. 1 would do. anythinı ııllort of murdcr to


S1tG11 - aailtant : Teqllıtar. "' some money : Para bulmak için her
S1ıcp - caııe : Dükklııların cam dolabı. ICYİ söze alırım (adam öldürmek müs-
Sllolı - front : Dükklnın ön cameklnı. tesna).
Slaop - airl : Satıcı kız (majazada). 1 am llıort of money : Param yok.
Sllap- soiled : Uzun müddet dükkinda He stops ııllort of notbinı to achicve his
kalarak tuelilini kaybetmiı. ends : Maksadına erişmek isterse hiçbir
Sllop - walker :· Büyilk majazalarda müt- ICY ona mini olamaz.
terilcre yol &&teren mcm•. He has a llıart tcmper : Çabuk parlar,
To ao throualı thc ..... : Alır sanayiin sabınızdır.
bir ııubclindc muhtelif atölyelercic çalıta­ He was very llıort widı me : Bana ten
rak ihtısas yapmak. muamele etti, çok kısa cenp verdi.
To shut up lllop: itini terletmek. Slıort calı.e : Meyvalı pasta.
To set up ...., : Dülı.lı.an açmak, yeni bir Slıort - circuit : [J:lec.] Kısa devre; kon-
iae baılamalı.. takt; kontalı.t yapmak; [li&".] kestirme
To takc llıcılt .: itten bahsetmek. yol bulmak.
You have come to thc wronı llıcılt: Yan- Slıcrt c'mmons : Gıda eksiklili. .
lış kapıyı çaldınız.
Slıort - handed : i1Çisi veya yardımcısı az.

Sb.,,,..
SHOPPING (.5-1), n.
district : Ça111 ııemtl.
Slaopplııs list : Çartıdan alınacak ICYle-
Slıort - lived : Kısa ömürlü; seçici, çolı.
sürmeyen.
Slıort of : Noksan, eksik.
rin listesi. Sbort s:ıı : Küçük çatlak dalplı deniz.
To ıo lllapplııa : Ca11ıya (allfverite) çık­ Slıort - siahtcd : Basiretsiz, ihtiyatsız.
malı., dülı.lı.inları aczmck. 81ıort- tempered : Çabuk öfkelenir.
Window *°PPlııl : piilı.klnların vitrinle- Slıort waves : Kısa dalplar (radyo).
rine bakma, vitrinleri ııeyretmc.
The official waı 100 ıılıort in hiı accounts:
SHORE (.5.5), n. ol v.
in •on : Kıyıya (karıya) yakın.
Off ıılaoft: [Naut.] Sahilılen açılmış
Memurun yilz lira açılı çıktı.
To be a •ort of breath : Nefesi daral-
mak.
(ICmi). To be slıort of money : Parası olmamak
On llıare : Karada. (azalmalı.).
Slıore dinnor : Balık veya midye v.s. pbi We arc ıılıort of sugar : Şekerimiz azaldı.
deniz hayvanlarından ibaret yemek. To be in llıort supply : Kıtlıiına kıran
Slıore line : Sahil hattı. ıirmek.
To ao on llıore : Karaya inmek. To be taken llıart : (Abdesti) sıkışmak.
To llıore up : Desteklemek, dayaklamak. To come ıılıort : Eksik veya kısa aelmek;
SHORT (S~). a. eritememek.
A sllort drink: Viski, cin v.s. ıibi az mik- To cut (brinı. pull up) llıort: Kısa kes·
tarda içilen içki. mek (sözü). birden kesmek (söz veya
A ııbort ten miles : Pek on mil yok. yazı).
At ııbort notice : Hazırlık için az vakti To fail llıort of: ... 'e erişmemek, yet·
olan (acele emir. v.s.). memek.
Cuttinı it ııbort: VeUıasıl, nihayet. To fail llıort of the mark : istenilen de·
For ıılıort : Kısaltılmış (isim). receye erişmemek.
in .ııort : Velhasıl, IÖzün kısası, hulasa. To ıive llıort weiıht : Eksik tartmak.
it is nothi111 (little) ıılıort of madncss to To &<> llıort of something : Bir Şeyde~
do it : Bunu yapmak delilikten aşalı mahrum kalmak.
delil. To have a Mıort memory : Çabuk unut·
[ 3Sl l
mak, hifızası zayıf olmak. . _ . . yoıı 10 there: Oraya aidenniz.
Time ia rullllİJll ._.: Vakit FCikiyor; He ıılıCllılıl have anivecl by thia time :
pek az vakit kaldı. Şimdiye kadar lllmeliydl (lelınlli icabe-
11ıe loııa and . _ . of it : See : LONG. deıdl).
To make . _ . work of : Çabuk bitirmek •He ia very ~ fer what he did•
(İl. v.s.), belini bilkmck. . . . . . . . think IOI• : •Yaptılı ICYe çok
To run lllort : Klfi plıncmct. mlltessirdir.• •Elbette bir de mUteeair
To seli 9Cllt : Açıla satıl yapmak. olmıyacak mıydı?•
To stop 9Cllt : Birdenbire durmak. Thia . _ . . have bcen done yateıday :
We are runninı . _ . of coıı1 (our coıı1 ia Bu dün yapılmalıydı.
'l'UMİDI llaort) : KömllrllmUz azalıyor. •Will he be at dıe party?• •I .....
SHORTAGE (SS - lj), n. think so• : •Toplantıya plecek mi?o
Housinı ..._... : Mesken buhranı. •Zannoclerim, her halde•.
Labour shortqc : İKi kıtlılı. Why ıılıııı9Nıl't ıhe rlcle a bicycle? : Ni-
SHOT (S), n. [p. ı. of IHOOT]. çin bisiklete biD111C1in? Vanın bisiklete
binıin.
A ıood . . . : İyi nİplıCL
Whom ıılıCllılıl 1 meet but Mebınet? :
A lonı llıcıt : Mlllklll ile felCbbUa.
At a ııllot : Birden, dcrtıal. Kime raalaııam beleninin?, Mebmede.
At the first llıcıt : İlk qızda, ilk ham- You ..._.. ao there : Oraya aiı.niz iyi
lede. olur, aitmeliainiz.
He is a aood lllat : İyi avcıdır. SHOULDER (6'1 - 9), n. A v.
He acceptcd like a •ot : Derhal kabul An old head on youq ııll•Hın: Y..ına
etti. &öre tecrübeli.
He wou1d ac:ecpt like a llıcıt : O buna Broad mal•ın : Oenit omıızlar; Cliı. 1
dllnden hazır. mesuliyıet yükleme kabiliyeti.
Lilte a shot : Ok &ibi, birdenbire, bızlL . . . . _ to ......... : Omuz omuza:
Not by a lonı lllat : Hiç, katiyen. Cliı.J tam itbirllliyle,; aamlmt ittifakla.
Slıat ıo pieces : Tamamen bozul.mut. dar- His ıılımlden are broad: [Fiı.J O da-
madalın olmıq. yanıklıdır, o çok bldırır.
That was a bad lllatf : Hiç tutmadı; 1 let him have it 11raıatıı from the
amma yaptın bal ......... : Ona bütün kuvvetimle yum-
To have a lllat at sometbina: [Fiı.] Bir rulu yapııtınlım: [liı:J açtım atzımı
ICYİ bir kere tec:rllbe etmek, talihini de- yumdum aözllmll.
nemek. Square ._ltın : Kalkık omıızlu.
To be off like. a lllat : Ok ıibi fırlayıp Straipt from the ....._: Açıkça. dob-
ıitmek. ra dobra.
To mak! a ıood lllat at ııometbiq : Ba- To aive somcone the cold .._....: is-
ıarmıık için iyi bir tqebblls yapmak; bol tiskal etmek, ehemmiyet vermemek; -
atıp dolu tutmak. Auk muamele etmek.
To put the lllat : Gülle atmak. To have a head upon one's ~ :
Several •oaı were heard : Birkaç silih Zeki, akıllı olmak.
sesi iıitildi. To put one's lbmNer ıo the wheel : BU-
Withoııı firinı a llıot : Kurpın atmadan.
yük ıayret sarfetmek, pyret sarfederek
SHOULD (7~, auxiliary verb. yardım etmek.
[p. t. of SHALL]. To stand hand and moülen above the
As it ..._.. be : Haklı olarak, liyıkiyle. rest : B..kalarından kat kat UstUn ol-
Ali is as it llıoald be : Her ICY yolun-' mak.
dadır. To ......... oat: Dı1&rı atmak, kovmak.
[ 352 l

SlıGmlıler of mutton uil: [Naut.] lam- Slıow - bili : BUytlk harfli duvar illnı.
balı bat vekıç yelkeai. Sbow busiııe11 : Tiyalro Alemi.
To ......_ umı : C•il.] Tllfell omza Sllow - cue : Dllktln içinde camekln.
almak. llı9W - airlı : s.hne kızları (kabare,
To llıollMer (a rapoaaibility ete.) : Ca- v.s.'de).
rini almak (bir mauliyeıi, v.L). Sllow - pound : Serai ııalıuı.
SHOur (47), n. el v. Sllow - window : Vitrin cameklnı.
.S..... of applause : Siddtlli alkqlar. To ıive ııomeoııe a fair ıılıow: [Colloq.)
.._.. of lauıhıer: GUrOlıUIU kahkaha- Birine kendini ptennek için llyık ol-
lar. dutu fırulı vermel.
To .._. ...._: Batırarak bir hatibin se- To aive ıhe llıow away: [Col104.] Al-
sini lwtırmak. zından baklayı çdwmak; ihanet ederek
To .._. • : Birine yUzUne batırmak, ifp etmek; foyuını meydanı çıkarmak.
bqırarak tonupnak, haykırmak. To make a aood .._ : [Colloq.) Ken-
To lllollt 81 each oıher : Birbirine batır­ dini ıöstem.k; iyi bir lelir bırakmak.
mak. To 11ı- a bent : TemayUl ,ıımrmek,
To .._. _. somelhinı: ... diye batır­ ilpilenmek.
mak. To now a concern far : llailellmek, ilıı
To .._. ._. al IOl'llCOftl: Yankı ver- ııöstermek.
mek. yan~ılaınat. To . . _ a plac:e : Görmele deler mubte-
To .._. 10111COM ...._: Birini yuhala- tem bir ev v.1.
mak; baiırarak SUllUnnak. The .._ pııp11 of llıe ICbool : Mektebin
SllOVE (1), v.
To -.e -tbiııa Wo a drawer: Bir
ICYİ çekmeceye ııokmat.
örnek (en mllmtu) taıebeli.
Torun the .._: [Collot.] Bir İl idare
etmek; bir yerde hakiki patron olmak.
To ..... • : [Nıut.] Bir kayıtı IVara
To ıılıow fiaht : JCarp dımudan talim
etmek, semiden veya kıyıdan iterek açıl­
olmamak.
ıut.
To . . _ one'ı cards (hand): [Cucl.J
To ..... oııe'ı wıy ....... : ite lu.kı
Kliıl oyununda elini a&termek; [li,..]
kendine yol açmak.
maklıııdını belli etmek.
To ........... - · • no1e: Burnunun .
To . . _ someoııe tlıe cloor : Birini klpı
dibine IOkmak.
dıprı etmek, kovmak.
SHOVEL (1), n. el v.
..._. - bat : Proıatan p1p:ızları tara- To . . _ illelf: O&ihımek, peyda olmak.
fından aiyilen 18PkL To ..._ orıe1elf : Kendini göstermek,
To -..ı in food : Atııtırarak yemek. ispatı vllcut etmek.
To llıoftl .n: Kürekle atmak, temiz- To . . _ - - to his room : Birini
leınek. odasına götUrmek.

SROW (67), n. el v. [p. I. SHOWED, To . . _ fonlı : izah etmek, beyan et-


p.p. SROWN]. mek.
A fiııe .._: iyi bir piya veya film v.s. To ıdıow la : (Bir miufiri) içeri almak,
For .... : Göste:iı olsun diye. yol a&termek.
He claims wilh - ıılıow of re1son : To llıow lıllo the pre1ence ol : Huzuruna
Oldukça haklı ol.at iddia ettiline söre. çıkarmak.
He has nodıiııa to .._ far aD bil worlt: To . . _ • : Gllzel IÖllemıet: tqlılr
Blliiln çalıpnuını ratmen ortada bir ICY etmek; a&teriı yapmak; fiyaka utmak,
yok. çalım utmak.
On your own ........ : Kendiniz itiraf To • - Ollt : Birini kapıya tadar utur-
eHlliniz 11'bi. l:ımak; birini kapı dıprı etmek.
[ 353 )

On ıbc .... : [Si.] Faıla olarak, bundan To pl .on the 10ft .... of aomeoae : Bi-
bqka. rini zayıf tarafından yalıa•amık
Risht .W.: Yüz (kumq, v.s.). To clıome .W.. : Taraftar edinmek; bir
Se1111y .W. : Hayatın katı ve atlçlllkle oyunda teadi pu1İlilıe arbdq almak.
dolu tarafı. SIDEllEAL (41 • it• lf). L
Side - boıt: Yan loca (tiyatro) S........ clock: Yıldızlann hareketiııe
Slıle by .... : Yanyana. göre illeyen saat.
SSılenlıl day : Bir yddwn nıafmaehlr
8lıle - cır : Motosiklet yan arıbuı (se-
daireliııden ayrdıp onya tehar varmuı
peti).
Sille - lanıps : Otomobilin kllçllk llmba- müddeti.
..._. time : Yıldızlarm dh.lrl hareket·
lırı.
Side - liııe : nıı hat (demiryolu), bir fab- lerine Pire hesap edilen zaman.
Slderelıl year : Ollnep bir sabit yddız·
rika v.s. ud .istihsali haricinde yaptılı
dan iki kere aeçmeıi yılı.
19y; tili iı.
SIDLE (41), v.
Side - linc : Yandan ballanmıı ip; ııs.ıl
To ıılılle ..... : Yan yan ptmek.
meslekten ayrı meguliyet.
To alılle Df to IOllleOnı= : Birine IOkul·
8lıle of : Cepbeİi, tarafı.
mak.
8lıle - uıdd1e : Kadınların ata yan binıne­
SIEGE (l lj), n.
siııe mahlul ,er.
To lay ..... to: Mubuan etmek.
8lıle - lhow : nn bir meale.
To nise a ..... : Muhasara eden dllpnaııı
Slıle- slip: Yan savurma (biliklet veya
çekilmele mecbur etmek; mubaaanyı
otomcıbll).
kaldınnak.
Side - ıtep : Yan basamak; yam aldan
adım; bir yana adım atmak;
veya mlııiden kaçmmak.
'* allçlllk
81Fr (1), v.
To lift the evidence : Şehadetin ~
.-inden hakikiaini yalanından ayıımat..
8lıle ıtrote: Yandan kulaç atmak (yüz-
To lift oııt : Kalburdan pçirip ayırmak.
mede). SIGH (41), D.
Side - tnıclt : Demlrycılunun yan yolu; bir To lillı I• (sometbiq) : Bir ICYin hu-
treni yan yola pçirınek; bir ili bir tarafa retiai çekmek, bir teY aözUııde tlltmel.
koymak, tehir etmek. SIGlrr (41), n.
Side - walk : Kaldırım. At (on) lillıt : Oörllr lllrmez.
8lıle - whisken : Favori.
At fint ..... : bit tlkülte.
Top .... : "Oat tarafı. His face was a lillldl : YllzUnU. aönneliy-
To ıplit one's ..._ : Olllmeden katılmak. dinl
fo take .W.. : Birinin tanfmı tutmak. 1 hate (can't bear) the ..... of him : Onu
To .... ..,... : Tarafını tutmak. gömıele tahammUI edemem.
He is oa our .... : O llizim taraftıa:ıdır in ıılPt : GörilDUrde.
(bizdendir). in tbe llllıt of : GözU öaUııde, llizUııde.
Tbe otiıer llıle of the picture : Madalyo- To come into ..... ı Oözllkmek; ortaya
nun ten tarafı. çıkıvermek.
11ıiı country'ı climate is on the cool To find fawur in -e·ı llllıt: Bi-
aWe : Bu memleketin iklimi sotula kaçar. rinin gözüne airmek.
These bools are on the heavy ilde : Bu To be in the lillıt ol : Görebilmek.
ayakkabılar blnz alırdır. To aeı a ..... of: Bir tere pmek.
To be on tbe wronı (.-ipt) .... of forty: To bave aood (bad) llllıt: Gözleri iyi
Kırk yqından yukarı (qalt) olmak. (fena) olmak.
You bave the law on your .... : Kanun To keep in llllıt (not to Jet out of oııe'ı
sizin tarafıaadadır. .ıpt) : Gözden kaçırmamak.

P. 23
[ 3S4 J

it ..... fOI' sore eycs : Bir içim su; uzun To "'8 • : . 'Memur v.s. ite batlarkeıı
zaman eörillmiyen bir dosta rudayınca defteri imzalamak; yazılmak.
söylenir. SIGNAL (1), a . .t. n.
fve quite IOlt ..... of bim : Ondan hiç 8lpııl • boıı (cabin) : Demiryolu ipret
haberim yok, onu &özden kaybettim. kulesi.
Lonı ııillll : Prezbitimı. Slamıl • cord : imdat if8reti (trende).
Out of llPt: Oörtınmez. ~ • station : (Gemilerde muhabere
•Out o>f llPr, out of miııd• : [Prov.] için Ahillerde kurulan) semafor veya tel-
Gör.den uzak olan aönlllden de ur.ak olur. siz iı&uyonu.
Out of my llalıll : Defol! SIGNIFY (l • 1 • 41), v.
To kııow MmıeODe by ..... : Birisiyle a6Z it does not ....., : Ehemmiyeti yok; za.
aıinalıiı olmak. rar yok.
To lose one'ı llPt: Kör olınü:. To liplfy to: Teblii etmek.
To IOle ..... of: Gör.den kaybetmek, What does it llplryT : Ne ehemmiyeti
unutmak. var?, ne çıkar?
To put out of ..... : Gizlemek. SiLENCE (41·9 • ı), n.
!lhort ..... : Miyopluk. Dead .._.: ÖIUm .UkQtu, tam lllkllt.
To take a llPt at the sun : Gllnql ra· •SU- aives consent• : [Prov.] SUkllt
aadetmet. ikrardan plir.
S1Pt • -ını : Manzara, 1eyredecek yer· To pus sometbina over in ..... : Bir
ler. feyİ ıilk6da pçiftiımek.
To 1D ..... • teeiııa : Seyredecek yerleri
SO.BNT (41 • 9), '
aönnele &itmek. . _ . letter : Oltu. .ıayan harf.
sıpı . ~ : Seyyah, turill. sa.. pUtııer : Bir i~ ..ı mur~eleliae ka·
Wlıat a "Pi you arel : Bu ne hali, bu ne rıpayan ortak.
kıyafeti
sa..t ııyatem : Mahpusların birbiriyle ko-
SIGR11NG (41 • 1), a. nutmuını yualt eden ulul .
....... • abot : Bir alil mllubalwında To lteep . . . . : Sumıat.
deneme atııı. iD.K (IJ, n.
The ........ of tlıil rille la an
wronı : Artificial • : Suni ipek.
Bu tllfelia ııiluılAhı bozuktur. Raw illa: Ham ipek.
SIGHnD (41 • 1), a. Sllı hat : Silindir fapb.
.Far· ....... : Uzalı aören, pru.blt; ba· • • mercer : İpekçi, ipekli kumq aatı­
liredl. cıaı.

SIGN (41), n. a Y. 8lllı: • mili : ipek fabrikaaı.


8lp laquqe : Sajır ve dilıiıleriıı lf8• • • ıtoc:tiq : lpet çorap ıiymiı; aiJr
rede konllflUkları dD. elbise pymif; ariltOkratça; kibar, IUkl.
. . . manual : Bir kimsenin kendi eliyle • • weaver : ipek dokumacılL
yudıiı lmzuı. Spun . . : İbriflm.
!ip •painter : Tabell -~
lllp-writer :· Tabell yanca ••
To _ _.,.:Bir mUlkll v.ı. 1enede bq-
SD.LY (l - l), L
To knoc:k soıneoae •1 : Senemletmek.
The .., 1A10D: Guetelerin havadiul>
kuıal tertet.ı.k, imza De kontrata bat likten, uçm...pan nelfiyat yaptıkları
lamak; lpret etmek; imza etmek. devir.
To .... aft: [Colloq.] Radyo yayınını SU.VER Cl • 9), n.
durdurmak; memur v.ı. itten Çıkarken German lllYw: Çinko, bakır ve nikelden
defteri imalaınak; yazılı olduilu bir ICY· yapılan bir halita, sofra takımı için kul·
den vazaeçmek. tanılan aıımuı taklidi mahlQt madde.
ılmıııer
[ 355 ]

Oxidized ııilwer: Oksijen ile karartılmıı Dcadly lla : Ajır günah, affolunmaz aü·
ıümüş. nah.
SllYer bath : Fotojrafçıhkta filim veya for my . . : Haııai ıünahım içillle.
camlan hassaslaıtıracak ailınüş nitratı. Likc • : [S/.] Şiddetli, alabildijine.
Sllver • ıift : Altın yaldızlı ıümilş. More ...ecı aıainst than ıılıuıbıs : Kabı·
Sllver gray : Gümüş renai, gümüşi. liaı yalnız onun dejil.
Sil.er · haired : Beyaz saçlı. Monal llD: Allahın affetmiyeceji ıü·
Sllnr · headed : .Beyaz saçlı; gümüş. başlı nah, büyük aünah. •
(baston). Oriainal lln : (Hıristiyanlarca) insanların
Sllver plate : Gümii4 takımları. yaratılışında olan ıünah itleme temayü-
Sllver sand : Bahçecilikte kullanılan ince lü; fıtri ahliluızlık.
beyaz kum. Sla offerinı : GUnahların affı için yapı­
Sllnr paper : OUmüş renıindc kiıjıt; gü- lan takdime.
müş nitratlı fotojraf kiıjıdı. Sin • sick : Günahlarından bezain (kimse).
Sllver print : Gümüş nitratlı klıjıda bası· To live in lla: Evli olmadan beraber ya-
lan resim. şamak, nikahsız olarak karı kora bayatı

Sllver • platc : Gümüş kaplama işi; gü· yaşamak.

mliş kaplamak. Venial lln: Hafif aUnah, affolunur ıllnah.


Sllnr • paper : Yaldız kijıdı. SiNCE (1 • ı), adv.
SD•er • side : Sıjır budu dıı parçası. A more dan,erous, llDce unknown, foe :
SU.er • tonaued : Tallkatlı. Bilinmediji için dıiha tehlikeli bir dllt-
SDver • Weddinı : Evlenmenin 2S inci yıl· man.
dönümü. Ever a.ce: O zamandan beri.
To be born with a .,.er spoon in one's it is three yean (qo) .-:. 1 saw blm :
mouth : Büyük ve zenıin bir ailede dol- Onu aöreli Uç aene oldu, onu Uç seneden
mak; yıldızı parlak olmak. beri aörmedim-
SIMMEll (1 - 9), v. Lonı .-. : Çoktan beri.
To .ım- dowa : Yavaı yavaı hafiflet- Many years .ı.. : Bundan çok ııene
mek, yatıpnık; karar kılmak, neticelen· evvel.
mek. 8lmce then : O zamandan beri.
SIMPJ.E (1), a. s-. wben did you ımtc free to pt
Slmfle additlon : [Aritb.] Mllaavi mah· with otber men'ı pıoda: Ne zamandan
reçli adetlerin cem'i. beri bu tekllfalzllt?, ııe bu llubalillt.
Slmple folk: Kendi halinde kimseler. smce you say ao, it mUlt be true : ....
lt'ı a ..... matter : İlten bile aeııı. demki ııiz söylüyonunuz, doinJdur.
Slınple - hearted : Sif yürekli. We have been ben .-C. Mım:lı : Mart·
Slınfle · minded: Sifdenın, cahil; aadedll. tan beri buradayız.
SIMPLY (1 - 1), adv. SING (1), v. [p. t. SANG, p. p. 8UNG].
1 am .......,. said that ... : Yalnız (sade) Sllıs - aoııa : Muttarid ve can utıcı -ıe
dedim ki ... söylenen veya otıııwı; hep beraber sarkı
1 wu llııllfl7 deliahted : Bilseniz ne ka· IÖylemek lçlıı yapılan toplantı.
dar memnun oldum. To .... om: Bıjırmat; tarltı eöylemek•.
lt'a ~ ridiculous : Bu Adeta aUlUnç. To .... a.t of time : Aheııtaiz prtı IÖY·
You ~ muat ıo: Muhakkak aitme· leınet.
Hainiz. To .... amali : Yelkenleri suya indirmek,
SIN (1), n. ol v. kuyrutu kıtmalt.
Belettina • : İnaanm daima Jllemele SINGLE (lııa), n., L ol v.
mütemayil oldutu lllnah. c._.., • barrel : Tek ııamlulu (tllfet).
slnlııter slt
[ 356 ]

Every ıılnıılc day : Tanrının günü. To ııbık money in an enterprise : Bir iıe
Not a sluııle one : Bir tek bile yok; hiç parasını bağlamak (yatırmak).
mi hiç. The patient is ıılalılna : Hasta fenalaşıyor
Slngle bed (bed room) : Bir kişilik yatak (ölmek li7.ere).
(oda). To slnk a well : Kuyu kazmak.
Slngle blessedness (life) : Bekarlık. To ııhık between : Arasına düşmek.
Shıale - breasted : Tek sıra düğmeli (ce- To slnk in (to) : İşlemek, nüfuz etmek;
ket). tesir etmek; göm(ül)mek; yığılıp kalmak,
Sllllle combaı : İki adam arasın"da mü- çökmek.
cadele. To shıJı on: Çökmek.
Sbıgle file : Birbiri arkasından dizilen SISTER (1 - 9), n.
sıra; tek sıra. Elder slııfer : Abla.
Sllıcle · foot : Binek atının bir çeşit rahat Half slllter : Anaları bir babaları ayrı ve·
yürüyüşü. ya babaları btr anaları ayrı kızkarcieı.
Slngle - handed : Tek başına, yapayalnız. Lay slııfer : Rahibe namzedi.
Slıılle - hearted : Samimi; dürüst. Siiter - in - law : Görümce; baldız; yenge,
Single - minded : Doiru fikirli; garazsız. elti.
Slıılle of heart : Samimiyet. Slııter of mercy (charity) : Fukara ve has-
Sbıale of purpose : Garazsızlık; teklik; talara bakan rahibe.
bir tek maksadı (gayesi) olma. Slster - ships : Aynı tipte gemiler.
Slpgle - seater : Tek kiıilik (uçak). Step ıılıar : Üvey luzkardeı.
Shı&le - screw : Tek uskurlu (gemi). SIT (1), v. [p. t. S~T, p. p. SAT].
Slııcle - stick : İsmm depeği, değnekler­ A ıılt - down strike : Kolları kavupurma
le oynanılan iırkrim kısa kaim depek. grevi. ,
Sftısle track:· Tek hatlı olan. To ıılt a horse well (':ıadly) : Ata iyi (fena)
The liııale state : Bekarlık. binmek:
To . . .e aut : Seçip bir tlllleSİDİ almak. To ıılt llt one's feet : Talebesi olmak, bi-
To m..ae out someone : Birçok kimse rinin ayalr.ları dibine oturup dersini din-
arasından birini seçip ayırmak. lemek.
SINISTER (1 • 1 - 9), n. ıl:. L To ıılt a the table : Sofraya oturmak.
A llıllııfıer desip: Kötü fikir; ıeametli To ıılt down : Oturmak; muhasaraya baş­
plin. lamak; yerlqmek. ·
Bar .-wer: See: BAR. To ıılt d-. behind : Arka tarafta dur-
SINK (1), v. [p. t. SANK, p. p. SUNK]. mak.
Hore goes, 111* or swim! : Haydi baka- To İlt down to : Bir iş yapmak üzere
lım, ya batarız ya çıkarız!; ya herrü ya oturmak.
merril. Not to ıılt down under an insult : Bir ha-
He was left to ıılıık or. swim : Yilzilstü karetin altında kalmamak.
bırakıldı, kendi mukadderatına terkedildi. To ıılt dowll to table : Sufraya oturmak.
My spirits IUll : İçime kasvet çıöttll. To ıılt far a borougb, ete. : Bir ıehir
To ıılıılı: bJ' tbe bow (atem): [Naut.] Baı v.s.'nin mebusu olmak.
taraftan (kıçtan) batmak (lemi). To llt far an eıuımination : Bir imtihana
The building is ıılDlılıls: Bina çökllyor. girmek.
They mık their differences : İhtiliftarmı To llt in: Misafir sıfatiyle içtimada bu-
bertaraf ettiler. lunmak.
That ....... feeling : İnsanın içine çöken To ıılt in parliament: Parllmento izası
o korku, o baygınlık. olmak.
With ~ heart : Oittilr.çe kasvete da- To llt on : MUnakafaya 1iritmek;
larak; kalbi burkularak. [colloq.] ihanet etmek; [si.] ıııstur-
.ıt size
[ 35.7 1

mak, ağzını kapatmak; içtimada tetkik At one sitdng : Bir oturuşta; bir celsede.
etmek. Bcd sitdng : Hem yatak hem oturma
To sit on the fence : İki fikirde olmak, odası.
her iki tarafı iltizam etmek. He ate them ali at one slttlnc: Bir otu-
To ıılt OD the lid : Zorla ve tehlikeye ma- ruşta hepsini yedi.
ruz kal~rak isyanı bastırmak. ~lttlııa • box : Folluk.
To slt on the throne : Tahta oturmak; Sittlnc • room : Oturma odası.
kıra! olmak. The jury sentence~ him to death at one
To ıılt OD a committee, ete. : Bir komite slttilll : Jüri heyeti bir celsede onu idama
v.s.'ye dahil olmak. mahküm etti.
To slt OD someone: [Coiloq.] Birini ez- SITUATED (1 - 1721 -1), a.
mek; haddini bildtrmek. A ple:ısantly ııltuated house : Yeri çok hoş
To sit oneself down : Oturmak. bir ev.
To .ıt out: (Bir oyun v.s.'ye) iıtirak et- That is how J am sltuated : hte vaziyetim •
memek. budur.
To ııit out a dance with someone : Biri- SITUATION (1 - 1721shn). n.
siyle dans etmeyip konuşmak (bir dansta). Out of a ııituatlou : işsiz, boş gezen.
To ııit a lecture out : Bir dersi sabrede-
SIX (1), a. & n.
rek sonuna kadar dinlemek.
To .ıt over : [S/.] Sıkışıp başkasına da At sb.es and sevens : İntizamsız karma-
karışık.
yer vermek.
T-o lllt pretty: [Si.] Tuzu kuru olmak. Coach and sis : Altı atlı araba.
To slt l'OUlld : Etrafta oturmak. Double ııfııes : Düşeı.
To ıılt tight : Oturduju yere yapışıp kal- Everything is at ııhes and sevens : Her
ş~y karmakarışık.
mak; yılmadan devam etmek.
To slt under: Vekaletini ifa etmek; bir 1ı's slll of one and half a dozcn of the
profesörün dersini dinlemek. other : Ha o ha bu; ikisi de aynı şey: al
To llt up: Dotru oturmak; yatmış vazi- birini vur ötekine.
yetteyken kalkıp oturmak. Slll - fold : Altı katlı; altı misli.
To .U up importantly : Kurularak otur- Slll - footer : Altı kadem boyunda adam.
Slll pence : Altı peni, altı penilik.
mak.
Sili penny : Altı penilik.
To .ıt up !n bed: Yatakı, doirulup otur-
Sili shooter : Altı patlar taf?anca.
mak.
To slt up !ate : Geç vakte kadar (yatma- Sili worth : Altı penilik.
yıp) oturmak.
The ıılll of spades : İskambilde maça al-
tılısı.
To ıılt up for someone : Birini bekleyerek
yatmamak. SIX111 (1), a.
To ıılt ap to the table : İskemlesini ma- Slstlıı day : Cuma günü.

saya yaJ..iaştırmak. Shtlı sense : Altıncı his.

To ııit uprllbt : Dimdik oturmak. SiZE (41), n. & v.


To make someone ıılt up: [Co//oq.] Bi- A ıdzıe too big : Bir numara büyük.
rini şaşırtmak; şiddetle azarlamak. Ali of a ııbe : Hepsi aynı büyüklükte.
To shoot a pheasant ıılttlDs : Yere kon· Full m : Tabii büyüklük.
muş bir sülUnü vurmak. Just my m : Tam benim qlçüme göre.
•Sff crooked but talk straighb : [Prov.] Large ııılııe ııbıeıl : İri cisimli, bllylik.
Eiri oturalım doiru konuşalım. Of diminutive ııiae : Ufak yapılı.
SITl1NG (1 - 1), n. Small ııılııe ııbıeıl: Ufak yapılı, ufak.
A .ıtdıq shot : Vurması pek kolay bir To be of vast ııılııe : Büyük olnıalt, muaz-
av. zam büyüklükte olmak.
..... [ 3!18 ]

They are both of a ııln : Aynı (ölçüde) Keep your e)'c~ ııldDMtl : [Si.] Dikkat el;
boydadırlar. ayağını tetik al!
To take the ııl:re of somethinı : Bir ICYi Skin flint : Cimri.
ölçmek (ölçüsünü almak). Skbı • deep : Sathi, deriden öteye girme·
To .ı. up: [Colloq.] Bir adamın kabi- miş, yüzden.
liyetini takdir etmek, ölçmek; cüssesini Slıln game : Hileli oyun.
tasarlamak; tahmin etmek; deAerlendir- To keep one's cyes *buıed : Göz kulak
mek. olmak.
To ıılze someone up: Birini tartmak. To come orf with a whole ıılıbı (to save
SKATE (21), v. one's ııldn): Sal kurtulmak, postu kur-
To ııbfe OTer (1111) thin ice : Çetin ve leh· tarmak.
tikeli bir ilC ustalıkla te1Cbbüs etmek. Thick • llılDMd : Derisi kalın; duygusuz,
SKELETON (2 • 1), n. vurdumduymaz.
Family llıeletlllı (a llıeletGll in the Thin • ııııldmed : Derisi ince; hauaı, duy-
cupboard) : Bir ailenin utanılacak veya gulu, alınpn.
keder verici sırrı. To have a ..... : [Si.] Kafayı iyice çek·
SlıeletOll at the feast : Keyfi kaçıran ICY. mek.
Slıeletlllı crew : Çekirdek tayfa; dar kad- To get unde'r one's .ıım : Birinin sinirine
rolu tayfa. dokunmak.
S1ıelefOll 'key : Maymuncuk. Wet to the ıılılll : Sıraıklam.
Slıetet.n type : İnce çiz111i harf. To ılılm ı..::Jııle'.·•z etmek, tesir etmek.
Slıeletoa in the closet : Saklanılan acıklı To .... oııC 'İti~~ : İnsafsızca birinin pa·
sır. rasını çekmek, para sızdırmak.
SKETCH (2), n. To ııtiıi the cat : Elleri ile demir çubula
Slıetdı knowledıe : Derme çatma (üstün- asılı iken ayakları ve bUtUn vDcudu kol·
körü) bilgi. ları arasınd.an geçirerek dönmek.
Skektt • book : Kroki defteri. To ıılılll ClırClaalı: [Colloq.] Ancık seçe·
SKID (1), n. , cek kadar numara almak (den).
On the llılılıı: [Si.] Kayma halinde; SKIPPER (I·- 9), n.
mevki v.s.'sini kaybetme tehlikesinde. Slılpper'ı daughters : Beyaz köpüklü dııl·
Slılıl - chain : Araba tekerlelini zapt için galar.
takılan zincir. SKIRT (99), n.
SKILL (1), n. S..rt boan! : Enli ütü tahtası.
it llılllıı not : llC yaramaz, faydasız. Sldrt dance : Geniş ve uzun eteklikle edi·
5'IJleıl trades : Mahanrt isteyen sanatlar. len dans.
5KIM (1), v. SKITTLF.S (l - z), n.
To IÜll alonı : Kayar sibi ilerlemek. •Life is not ali becr and ııkMlln• : Hayat
To dlıB the cream off 10111ethlng: [Fic.J hep eiJenccden ibaret delildir.
Bir fCyİn en iyi kısmını almak. SKY (41), n.
To ..... OTer (.........) a book: Bir ki- Sty • blue : Gök mavisi.
taba .ayıe ıöz gezdirmek. Slıy • hiıh : Göklere yeti1CCek kadar yük·
SKiN (1 ), n. el v. sek.
By the ıılıha of one's teeth : Darı darına, Sty line : Bir 1Chir v.s.'nin silueti.
ıüç belA. Sty pilot : Papaz, rahip, gök rehberi.
From the .... out : Bqtan aplı, bllflan To loud ıo the ııııtıı. : Göklere çıkarmak.
bo,a. Out of a cJear ıılıJ : Birdenbire, tepeden
Fair IÖI : Beyaz cilt. inme.
Mere llılll and bone : Bir deri bir kemik. To prailC to the .U. : Methü ıitayiıle
Ncııt to one's 8la: Tenine. göklere çıkarmak.
[ 3.59 ]
....
Under the open ıılı1 : Açık havada, aök To ııı..e _., • aomcthinı : Bir ilC din·
kubbesi altındı. lenmeden çalıımık.
SLACK (3), n. ol v. SLAVERY (21·9·1), n.
To have a ııllıdı: : Mola vermek. To reduce to ...._.,. : Boyunduruk ı;ltı·
To lake up tlıe ııllıdı: : Bolunu almak. na almak.
To ııllıdı: _., (all) : Liçkı etmek, kalo- SLAVISH (21·1), a.
ma etmek, aersinlilini azaltmak, yıvaw
yıvıı aevıetmek.
Sla..._. imitation : Körll lı.örllne taklit.
SLEEP (il), n. el v. [p. t. ol p. p. SU:Pf].
To keep ı ııllıdı: hınd : Dikkatsizce veya
Broken • . . . : Kalk kesik uyuma.
beceriksiı.ce it aörmek.
Beauty . ., : Gece y•ıaından önceki
To ııllıdı: ., : Yavqlamak; yolda alırlaw­
uyku.
mak, hızını ekailtmek. ·
Last aleep: Ölllm, 11>n uyku.
SLAKE (21), v.
•Let ...... dop liel• : [ProY.] U)ıl·
To ..... one'ı thint : Birinin IUIUZlulu-
yan yılanın kuyrujuna 1ıamal
nu ıidemıek.
. . . . . . ac:coınmodatloa: Yatlcalt yer.
To ..... lime : Kireci ııöııdllnııek.
S1ee;ı11ıs • bq : Torba 1ekliııde yatak ta-
SLAM (3), n.. ol v. kımı, 901Ult memleketlerde içine airip
Grand .._ : Btiç'de her eli kazanma. uyudukları torba.
Little .ı- : Briç'de birden fazla her eli _,...·car: Yataklı vqoa, vqım-0.
kazanma. To clrop off to . . , : içi seçmek.
sa.. · bana : Gllrültll ile; dllıllııceaizce. To ao to ..... : Uywnalt; (ayak, v.s.)
To . . . . _ : GllrültU ile yere çarp- UyDllDlk.
mak. To put to ...., : Yatırmak; (hayvanı)
To ıılmı .. : GllrWtU ile kapanmalı. (kıpı). canını yakmadan öldllrmek.
To ..... • : YUzllne kapamak (kapı). -To aend to . . . : Uyutmak.
SLAP (3): n. ol v. To talk in one'ı . . , : Slyıklamak.
A ..., in the face : Şamar; fllllU ıibi To walk in one'ı ...., : Uykuda pımek.
ters bir cevap; beklenmedik munffakı· To ..... lilte a IOI (top).: Ölll p'bi U)'U·
yetsizlik. mık, klltllk aibi uyumak.
- on tlıe spot : Sıp diye yapıflırma. To ...., fili a debauch : Sarhoflulu uy-
.!!lap. banı : Şıp diye, pıt diye, hızlı; ku ile aidermek ..
beklenmedik tekilde. To . . . the cloclt rouncl: 12 aat mlltc-
Slııp • dash : Acele ile; dillllnmiyerek; ih· madiyen uyumak.
tiyatsızca. To lleep ...., the time : Vakti u~kuda
To ..., • - • : Vurmak, çarpmak. aeçirıııek.
SLATE (21), n. To - . , • : (Hizmetçi) evde yatmak.
SWıe • coloured : Barudi. To . . , fili the effec:ts of sometlıiq :
To clean the ..... : Maziyi unutmak. Bir teYi uyuyanıt ~k.
To start witlı a clean ..... : Geçıniti unu· To ...., • : Açıkta yatmak; (hizmetçi)
tarak yeni bir hayata bawlamık. hizmet ettlll evde yatmamak.
SLAUGHTER (5' • 9), n. To . . , O'fW ( . , . . IOllledıina: Bir me-
•Lilı.e a slıeep to the ........, : Kasap- sele Uzerlnde bir pcc dlltllnmek.
lık koyun ıibi. To ...., of tlıe jUll : Vicdan rahatlıJın·
SLAVE (21), n. ol v. dan ileri l8leıı delibiz uyku.
8lmff driver : Köle aı'bi adam çalqtıraıı 8LEEVE (il), D.
kiınae. - . . • vaive : Delilı.li IJllmlet (lllPIP>-
8lmff ship : Köle tawıyan •mi, esir ae- To Iaup in one'ı ....._: Bıyık altuıduı
misi. alllmek, için için aWmek. 1
llop
[ 360 ]

i'o roll up one's ıılene : Paçaları (kol- te lip• : [Prov.] •Dereyi görmeden pa-
ları) sıvamak. çaları sıvama• kabilinden.
To wear one'ı heart on one'ı . .,.e : See: To ıllp the cable (anchor) : [N aut.] De-.
HE.\RT, hislerini ıöstermek. miri kaldırmayıp zincirini salıvererek git-
To have something (a cani) up one's mek (gemi), ölmek, yomayı kaloma et-
ılene : Kozunu saklamak, harekete ıeç­ mek.
mek, icabında kullanılmak üzere saklı To slip tbrouctı : Arısından kaymaıı:.
kozu bulunmalı:. To slip homc a bolt : Sürmeyi sürmele-
SLEIGHT (41), n. mek.
8leıpt of hand : El çabuklutu; hüner; His name has lllppecl my memory : İsmi
hollıbazlık. hatırımı gelmiyor.

SLENDER (2 - 9), a. To dip one's moorings: [Naut.] Şaman­


dıradan ayrılmak (lemi).·
Land . . . _ : Çökme; yıkıntı (yer).
Of ...... inteJqencc: Altlı kıt. To dip one's noıice (attention) : Gözün-
Of . . . _ ıııeana : Dar plirli, az nsı­ den kaçmak (bir 19y).
talı.
To Jet lllp an opportunity : Fırsat kaçır­
mak.
SLICK (1), ı.
To Jet a lllp a remark : Alzından bir söz
Be 6* about it! : Elini çabuk tut!
kaçırmak.
llldı in the eye : Tam södhıe·
To allrp ııl11111: SüzWerek seçmek, yavaş­
SLIDE. (41), n . .t v. [p. t . .t p. p. SLID]. ça ıidivermek.
Sllıle scale: Mütehavvil mikyu.
To ııllp 8W8Y : Sıvıpnak, sözden .kaybol-
Sllıle - aause : Sürmeli tumpu. mak; çabuk seçmek (vakit); belli etme-
Slldll - rest : (Torna) arabL den savllflllak; ölmek.
Sllde - rule : Hesap cetveli. To lllp by,: Çabuk seçmek, kayıp ait-
To Jet thinp . . . :·İhmal etmek, umur- mek (zaman, v.s.).
samamak. To lllp dowD : Kayıp düşmek, parça-
To . . . Oftl' somethinı: [Fi•. ] Üstünde lanmak.
durmamak; ıWr.Otlı aıeçittinnek. To lllp ır- : Geçmek, ıitmet, kaçmak.
To ıılWe Ndı to one'ı mind : Zihinde ye- To allp aft : Sıyrılmak; sıyırmak (elbise,
niden canlanmak. v.s.); sıvıııp aitmek.
SUP (1), n. .t v. To lllp o.t: Dıprı sıvıımık, sıyrılmak;
A ..., of a boy : Fidan sibl çocuk. alzından kaçmak.
He ....... the money into hla pocket : The secret ııllpped o.t : Sır meydana çı­
Parayı cebine koyuverdi. kıverdi.
ııt jıut .... over to my friend'ı : Arka- To lllp oat of: Kaçırmak.
dqımı töyle bir utnYacaıım. To lllp . , : Kayıp düşerek ayakları ha-
Sllp of tbe toııaue : Dil hatası. vaya kalkmak; yanılmak; sürçmek.
8llf of the pen: Yazı hatası. SLOG (S), v.
8llp - carrlqe (coıch) : Hareket halinde To llCll aloııa : Alır alır ve seballa yü-
bulunan bir ekspres treninden bir iııtu­ rümek.
yonda bırakılan va1DD. To sloa awııy ııt somethinı : Bir şeye çok
SUp - ltnot : ilmek, müteharrik dülllm. fazla çalıpnak.
Slp - ııtream : Pervane 111yu; pervane ha- SLOP (S), v. .t n.
~ketinden h&eıl olan havı oereylDL To ıılolı .._ in thc mud : Çamurda yü-
SUp - wıy : Gemi teqihı, kıt.ak. rilyerelt ıslanmak.
To sive (ııomeoııe) tbe lllp: Birinin elin- To liop o.er (sornething) : (GWünç bir
den ııvı..,.U turtıılmalt, ııvıpııalt. tekilde) COllDak, tapnak; (fi•. ) lflp laf-
•Therc's many a dp twist tbe cup ınd mak; fııkırmak.
.... [ 361 ]
.....
To live on ıılap : Çorba, etauyu va.. afbi SMACI[ (3), n. A v.
ıulu yiyecıekJerle bealemnet. A . . . . in tbe eye : Pelr. ten bir red;
. . . • pail : Bulqık myu v.a. tovuı. umulmayan bir aUWk.
SLOl'B (67), •• A ..... ııolle : Saparta.
Slope 1111111!": C•il.] 111fet uı To . . . . tlıe tipi : Duılalr.larmı llPtr-
To ...,. ..... : [Colloq.] Sallana ..ı­ dalaıat.
lana ve iplz ·allçallz ,amet. To . . . . f>f IOllletlılq : Bir llY to1r.ma1r.;
To ..... . . _ : İıılt teetil ilmek. çepıiai olmak.
To ...,. . , : Yolr.111 tqlr.il etmek. 8MAIL (5S), L
SLOW (67), a. A v. la _ . aumbera: Azar arar.
•Slow but sure•: Yav&1 fakat eaalı. in a . . . . . ., : O&fcrlpiz lllr.Dde; ufalr.·
Slow traia : Her iltuyona utrayaa tren. tan.
Slow. COKh : [Colloq.] Pe1r. yav.. ban- it ia a -a WODder tbat.•• : ~ P.fıla­
lr.et eden 1r.iıme. -tır ylrtlyaa. ve çalıpa cak ICY delil. tevetbli delil-
adam; ealr.i lr.afalı; mmılr.afa; ulayıp bt ..... arma: Hafif ıılllhlar, .. ılWıJan,
adam. tabanca y ... ailıi afat lllllılar.
Slow • matclı : Buudu fitil, eczalı fllil. . . . . beer : Hafif bin; ebeaımiyetlk it-
Slow • mcıtİOll : Y av&1 çevrilen (filim). ler. .
81ow • apeed : Alo' allrat. 8..a c:çitala : [Priat.] Aynı puntodan
Slow to aqer : Kolayca hiddetlenmez. büyOlr. harflerden yOUeklili lr.ua olular•
8'ow • witted : Anlayııı alır (kıt). . . . . cin:le : Kllçll1r.. daire..
Slow • worm : Kör yılan. 8-11 -1 : Ufacık parçalı UmOr.
Slow of speec:h : Y avaı koııUfllll. . . . . craft : KOçlllr. 11111Der.
To ao ıılow: Acele etmemek; iti kasten . . . . fry : Ufak balıklar; ebemmiyetliz
yavqlatmak. kimle wya ..,1er; lr.UçOk çoculr.lar.
To ao llow with oae'ı proviaionı : Erza. 8IMll haad : Adi el yalllL
kını idare De lr.ulluımalr.. . _ . boun: Gece yarıauıdaıı ~
To cook in a ıılow oven : Alır atette pi- ııaatler.
3irmek. Smlll potatoeı : Ehemmiymlz tiınae ve-
He wu not ıılow to... : ... 'de pcilr.medi. ya ICY·
To 11- oae'ı llridea tD : Bir ICY.: &6re s..a holcler : KOçlllr. bir çiftlik sahibi.
yürümeyi yaVBllatmak. s..I boldiq : Kl;Olr. çiftlllr..
To Si- . _ (.,): Yavqla(t)malr.; -tır· ..... • mindecl : Dar, dar lr.afalı, lr.tlçll1r.,
lal(tır)mak; hızını almak. dar filr.lrli, dar dlltllnceli.
SLUM (8), n. s..n - tootlıod : Sat dltll.
To . . _ (to ao ılummiDJ) : Hayır malr.· S... - tootlıod comb : Sılr. dltll taralr..
ııadiyle fakirleri ziyaret elmelr.. To chronicle ..a beer : Deleniz meııe­
Si.UR (99), n. Av. lelerden ehemmiyetle ba1ıletmet.
To cast a .... on -.ıe'ı reputation : To loolr. (feci) ...O : Aptallqmalr., atan-
Birinin 1Crefini lelr.elemek. malr., mıılıçup olmak.
To ıılw - a word : Bir kelimenin he- To cry (ıiııa) . . . . : Alalıdan almak,
celerini ayırdetmemelr.. yellr.enleıi auya indlnnelr.; mütevazı ve
To .._ - a matter, ete.: Bir mesele v.L terbiyeli olmalr..
üzerinden hafifçe pçivermelr.; sizlemelr.; To live in a ..a -Y : Ml1tevazı bir ba-
mUııamaba etmelr.. yat pçirmelr..
SLY (41), a. To malr.e ııomeoııe loolr. ...a : Birini lr.tl-
A 1117 ckJs: Cin aı'bi herif, pelr. aimi adam. çük dlltllrmelr..
On the 1117 : El altından, IİlllİCCline, kur· The ..a of the blCk : Bot böllr: kuy·
nazca, sizli sizli, aezdirmedea. rulr. sokumu.
[ 362 ]
.....
To loolr. (feci) - O : Kllçlllr. dillınek. To -11 Uollt: Arqtırmak, anlamaja
To make someone c:ry ..U : Pce dedir- çalıpnak.
mek, bumunu kırmak. To ..a _.: KokJıyarak bulmak (kö-
He iı a 11111111 eater: Bopzıı dellldlr. · pek); [fic.] ıır v.s. kqfetmck; meydana
To malr.e oncsclf ...n : Kendini bllı.uclr. çıkarmak (hile).
vücudunu lr.Uçültmck; ıöz.c lilrlbımemek. To -a ap: Kokutmak.
5-11 talk : Havadan ıudan koııupna, To -o ., thc shop : Fazla teknik ifa·
ehemmiyetsiz lif, IWikiyaL de ile konupnak.
SMART (44), ı. el v. To - 8 a nt: Bir şeyden 1Uphelcnmck.
A - n fellow: Yamaıı adam. SMILE (41), v.
A _ . reply : Parlak ve yerinde bir He ılways comes up _.... ı Baıına ne
cevap. acı ine aclain aUlcr yüzle çıkar.
He thinlr.s it - C to ... : ... 'yi marifet To kccp ...... : Ye'ıe kapılmamak.
zannediyor. To _ . M (ıqıaa): Birisine aWmek.
Loolr. _ . . about iti : Haydi çabuk oll To _ . to: .. .'ya, .. .'ye tebcllllın et· ·
s.st ınoııcy : Cerlnic; tazminat. mek, aUlmck.
Sınart soc:lcty (dıe _ . . sel) : YUbclr. S~ (41), v. [p. t. SMOTE,
sosyete. p. p. SMITl'EN].
To malr.e oncsclf mmt: Giyinip lr.Uflln· His conscience -ıe him : Vicdan azabı
nıak. hissetti; piıman oldu.
To ma.t oncs~lf up : Süslenmek, ıılr.laı· To be ......_ with the plaauc: Vebaya
mık. tutulmak.
To ..n under an lnjusticc : Bir haksız· To be .mue. with somconc: Birine abayı
lıkv.s. içinde ukde olmak. yakmak.
To -nt up : Canlandırmak; Ustünü SMITHEREl!.N& ( 1 O9 - 11 • z), n.
bqını dllı.cltmek. Brokcn into llllldlereeu : Tuzla buz ol·
You ahali - r t for this! : Sen bunun cc· muı.
ıasını çetenin. To knoclr. (smash) to llldlhereHI: Tuzla
SMASH (3), n. & v. buz etmek, parça parça etmek.
To lllllllll • and • ırab : Camekanı kırıp SMOKE (67), n. & v.
(mUc:cvhcr v.s.'yi) çalmak.
Like 1111ale: [Si.] Bal &ibi, alabildilinc;
SIUllı - ap: Büyük kaza, ıiddetli çarpışma
süratle; çabuk ve kolay.
(otomobil, v.s.\.
Smolıe ball : Duman bombası.
To __. : Paramparça, tuzla buz.
Smolıe hol : Pek sıcak.
To llllllııb ...ımt: Çarpmak.
Smoke • house : Et v.s.'nin tütsü ile ku·
To mllilll •P : Parça parça etmek.
rutuldukları yer.
To llDlllla the door open : Kapıyı zorla·
Saıob • screen: Sun'i sis; deniz muha-
yıp kırmak, kapıyı kırıp açmak.
rebelerinde kullanılan duman perdesi.
To __. (run ....ıa) tmo somethinı :
Sıaolııe • stack : Baca.
Bir şeye ıiddetle çarpmak.
He is a great ınaolıe : Çok tUtUn içer.
To muııılıı to : Parçalamak.
•No 1111olı.e!• : Siıara içmek yasaktır.
SMATI'ERING (3 -9-1), ıt.
To ınaolıe oat : Gizlenmiı adam veya iti
To have a ......,... of Enalish : .Çatpat meydana çıkarmalı.; duman ile öldürmek
lnıilizc:c bilmek. veya kaçtrmak.
SMELL (2), n. & v. [p. ı. el p. p. SMELT]. To mıolı.e • dry : Tütsü ile kurutmak.
An offensive -ıı : Kötü bir koku. To llDOlre ap : Dumanla doldurmalı:; tüt-
SmelU.. bottle : Amonyak ıişcsi. sü ile bolmak veya meydana çıkarmak;
S-lllııc saltı : Uçucu emlih. tütün içmek.
[ 363 ]

To ao up in - U : Yanıp bitmek. du- 8aıılre • bite : Yılan sokması.


man olmak. Slllllıe dance : Amerika Hintlilerinin yı­
To have a mıalııe : Siıara içmek. lanlarla yıptıklırı dbıi bir raks; yılar.kavi
To end in _... : Suya dUımek, bota yilrllyUfle yapılan dana.
çılım* (Umit v.s.). 8lllllıa fence : Dolanbaçlı çit.
SMOKING (67 • 1), n. s.alıa in tbe aruı : Oizll teblille veya
Smcılılms • car : Tiitlln içenlere mahsus dilpnın.
vaıon. To sce ...._ : Pazla aarlıCJllak neticesi
SmoJılna • carriage : Siııra içilebilen va- olarak yılanlar aöımek.
IOD. To mab onc's way ..._...: SllrUnmck,
Smolılııs • jacket (dinner jackel) : Smo- gizliden alzliye yol almak.
kin. SNAP (3.ı. n. ıl v.
SM00111 (77 S>. a. ıl v. A cold _ , : Kısa sllren ıiddetli soluk,
SmooClı - shaven : Sakallı, tırqlı. Aniden mbur edip kısa m&dclet de'lam
smoacı. • spoken : Tadı dilli; -mllrai. eden IOiuk bava.
SmeoClı breathinı: [Gram.] Selli harf- Mate it ..,ı : Çabuk ol!, sallanma!
leri tam ııefeale tellffuz; buna ait ipreL Not a . . . : Kadyyen, biç.
smoacı. • chinned : Sakalsız. Put ..ame . . , lnto iti : Haydi biraz
SmooClı - faced : Sakalsız; ımer yllzlll; pyretl
mllrai, ikiyllzlll. S... drqon : Aslınaizı.
SmooClı • paced : DUzalln yllrüyeıı tatlı 8aaf - flllener : Çıtçıt; yaylı raptlJe.
yllrllyllılU. ~ ııhot : Estıntane fotolraf.
S..ooClı - tonaued : Diplomat dilli; rlyı­ S.., dıort : Nipn almııdan ıtq; nattele
Ur. atıf.
To mıooClı 11W11J (difficulty, obstacle): s.a,vote : Cmit edftmeyen zamandı
(Gllçlllk, enpl) ortadan kaldırmak, dil· ılınan
rey (parllmentoda).
zeltnıek; kurtulmak (llzllntU, v.ı.'den). To _ , at (mak~ ı . . . at) : laırmıla
To ınııooClı - : Yumu11tnıık, oldulun- çalıpnat.
dan daha iyi 1Ö9lermek. To _ , one's finaen at : Hiçe saymak;
To _ . . . - ı matter (to mooClı brr teY birine vız plmek.
thinp out) : Maeleyl tatlıya ballamak. To - . one'ı flapn : Parmaklarını ıı­
To ..oaa ...,_: Yıtqtırmık. tırdıtmak.
To ınııooClı a.t : Dllzeltnıek. To . . , aomeone'ı head f/lf: Birini '14·
We ıre now in ..oaa water : [Fi,..] dede terslemek.
GllçlUkleri ıdattıt. To . . , • an order : Keakln ve lidcletll
SNACll[ (3), n. emir vermek.
Jlllt ı _ . : Bir lokma. 11ıe boıı: ehut with a . . . : Kuta tırak
s..t: ·bar : Hafif ,aıek ve mer.e 1er- diye kapuıdı.
viıi yapan biralıane veya lotantı. To lake ı _ , c.., sltot) of : Potolra·
To 80 -'8: Pıylapnak. fını çekmek.
To hıve ı _ . : Safra batırmak. To _ , _. of it : [Si.] Birdenbire (ta-
SNAG (3), n. vır, v.s. için) deliftlraMk.
11ıere'ı ı . . . ııoınewhere: Altından ça· To . . , . . : KapıtıDBk.
panollu çıkabWr; aörtınmeyen bir Weti 8NATCH (3), a. ıl v.
olmalı. . . . . • bloct: Balllta.
To lb'ike a . . . : Bir cqele rutlamak. To pt ı . . . . of deep: Biraz bitir-
SNAU (21), n. ıl v. mek (ll)'lllllak).
s..lıe · charmer: Yılın 'Yllllıcı, yılan To mab ı ..... at 111111ethlq: Bir teYİ
oynatan hokkabaz. kıpmala çalıpnak.
ınuk IO
[ 364 ]

To work in -tdıeıı : intizamsız çalış­ sn- - white : Bembeyaz.


mak. Saow - bound : Kardan dolayı yola çıka­
To ••tela
at : Yakalamak, kapmak, el mayan; kardan kapanmıı.
atmak. Sa- - tine : Bir dal v.s. üz.erinde da!mi
SNEAK (11), n. &. v. karın hududu.
5-M boat : Avcıların kullandılı dibi Sa- shocs : Karda yürüyebilmek için
düz ufak kayık. ayak raketi.
5-M thicf : Açık pencere veya kapı­ To be - e d la (ap) : Tamamen karla
lardan eıyayı çalan hınız. örtUlü olmak (kapanmak); kardan dolayı
To havc a . . - affcction for someone : dııarı çıkamamak.
Birine kartı (kusurlarına ratnıcn) aizlice To - in : Kırın yılılmıisiyle mahpus
veya itiraf edilmez bir muhabbet besle- kalmak.
mek. To - under : Karla kaplamak; ıaıı·rt­
To IDlllk away: Sıvıımak. mak.
To -'* oat : Gizlice çıkmak, 11v111T1ak.
To • - up : Kar altında kalmak .
.SNEER (il), v. The - • of seventy yean : Ak saç, yet·
To _ , at : istihfaf etmek, hakir aör- mişlik kimsenin aprmıı saçları.
mek. hor aörmck. The train is aowc:I up : Tren kara sı:p­
To meer at wcalth : 7..cnginlile dudak landı._
bükmek. it •owıı : Kar yajıyor.
SNEIZE (11), Y. SNUFF (8), v. .t n.
An offer not ıo be -.d"at: Yabana
Sautf - taker : Enfiye kullanan kimse.
atılmaz bir teklif.
To -n aut : Söndürmek (lamba veya
To - • at : Hakir ıörmek, küçümse- mum); [Si.] ölmek; ııılı dinlendirmek.
mek. Up ıo -n: [Si.] Bilaili; fatih; dalavere
Not to be meeıred at : Fena delil, i1C
yutmaz, kurnaz; umuldulU kadar.
ıelir, kıymet venlir.
SNUG (8), a.
SNICK (1), n. 4 v.
To IDldı: and snee : Birini bıçaklamak. To make ali .... : [Naat.] Fırtınaya
kartı her ııcyi ballayıp mahfuz kılmak.
Slıldı - a - sncc : Bıçakla kavp.
Sl'lı'UGGLE (8), v.
SNIFF (1), n. 4 v.
Not to be mllfed at : Yabana atılmaz, To ....... up to somcone : Isırmak i,;in
küçümsenemez. yanına sokulmak.
To have a mlff at somethinı : Bir ııcyi To -ale down in bcd : Yatakta top top
koklamak. olmak, rahatça yerleımek.
SNOW (67), n . .t v. SO (67), adv. .t a.
Saow ball: Kar topı:. An so on (and ıo forth) : Vesaire; falan
S-W blind : Kar tesiriyle gözleri kamat- filin.
mıı veya kör olmuı. So and IO : Nitekim, keza, falan, filin;
S-W - blindness : Karın güneıte pırılda­ filin adam veya ııcY: falan fıstık.
masından hasıl olan aöz kaniaıması. Sa - and - IO : Filin, filinca.
Saow drift : Kar yıtıntısı. Sa - callcd : Sözde, sözilm ona; adi;, de-
Saow drop : Kardelen. nilen.
S-W fail : Kar yatmuı. Sa far : Şimdiye kadar; o kadar uzak.
S-W Oake : Kutbqı br, tar tanesi. Sa long!: [Colloq.] Şimdilik Allaha ıs­
S-W man : Kardan adam. marladık.
S-W plouah : Kar temizleme makinası. Sa much for that! : Bunun için bu ka-
• - - storm : Kar fırtınası, tipi. dar yeter; vesscllml
( 3fı!I)

An hour or • : Bir uate kadar. ı ıucl& bır*ıp ıslatmak; (bir nebata) çok
And • : Bunun &ibi, böylece; -e ,ııre. su vermek.
He pve me money • that 1 c:ou1d buy To llllı .. : blemet, nllfuz etmek.
tbe book : Kitabı alabUmem içiıı o bana To . . . . . : İçmel:, çekmek.
para verdi. SOAP (67), n.
He didn't • much u ult me to ait dowıı: 8omp boiler : Sabun kaynatılan kazan;
Bana otur bile demedi. sabun yapan idam, 18buııc:u.
1 reprd it as • much lost time : Ben S., - box : ·~bun sanclılL
onu ltaybolm111 vakit sayıy~. S-. - lıubble : Sabun kabarc:ıtı.
1 told you iDi : Ben sana demedim mi? S., fat : Sabun imalinde kııDaadan yal.
You don't say iDi: Yok c:aınml, ADah S-. opera: [Colloq.] Tefrikalı bir çqit
Allah! radyo temaili.
Quite llOI: Elbette!, tamam. llellp orawr: Sabit hablıi.
• Y ou aslted me it 1 kııew Eıısliah•, •So S., wort : Çöven.
do 1! • : •Bana İnai&ce bilip bDmedilimi Soft _ , : Arap ubunu; dalltavultlut.
soruyordunuz., •Tabii biliyorum•. SOBER (67 - 9), a. .t v.
1 ltnow Turltilb and • doa my brodıer : A ..._ atimate : Makul ve dlltllnWmllt
Ben TUrltçe bilirim kantetim de bilir. helap.
it is • happened that ... : TeudUfai... ; in def fac:t : HatJbtte.
öyle oldu iti. in ...., earnelt : Pek ciddi olarak.
in a weelt or • : Bir haftaya kadar ffilıı. . . _ - mlııded : Altlı bqında, makul,
Is that •? : Öyle mi? temkinli.
Or IO: Veya takriben o yer, miktar, de- To ............. : Ayı(t)malt; ualaıı(dır)­
rece v.ı.'de. malt; cWdilqmet.
So muc:h for his Turltishl : Onun 'IUrt- To ...... up (off) : Ayılmak, altlı· batına
çesi de itte bu kadar! plmet.
So, IO : Şöyle böyle, pek iyi delil. SOCIAL (67ıılı), L
8o what! : Ne ollCatl (taHdayıhk). Soclal Democrat : İçtimai (.-yal) tekl-
So to spealt (say): Sözde. ,aya, IBDki; mUI fırkuı bumdan kimM; .-yal de-
tibir c:aizae; Adeta. moaat putİIİDden timK.
So that : Öyle ki, IÖYle iti, neticede, pr- Sodal pdııeriııa : Et dost toplantıaı, der-
tiyle. nek.
So then : Su halde. bmıun fçlıı. Sodal interc:oune : Muaeeret; i;tiDıai
So be it : Öyle olsun. (-yııl) mDnuebet; illfet; IOlıbet, aörilf-
He said • : Öyle dedi. me, ltCllUlllDL
Who said '°' :
Kim dedi?
so far rortb: Bu dereceye kadar.
8odııl life : İçtimai hayat.
8odııl ac:ienc:e : Solyoloji.
8o much 11 : Ne kadar çok oluna; her- Sodal problemi: İçtimai meaeleler, - -
hansi dereceye kadar. yal dlvalu.
So belp me God! : Allah yardımcım ol- 8odııl worter : İçtimai yaahm illerinde
sun; Allah phittir (yemin). çal1f8D kimle.
•So many men, • many lllİDdl• : Ne The mdal evil : Pulıut; fahitelill; ·içtimai
kadar inaaıı varsa o kadar fikir var. dlltkUnlük.
So you are not IOİııl to Loııdoıı? : De- 80CIETY ("419- 1), n.
mek iti Londra'ya aitmiyanuııuz? Leader of _ . : Cemiyet hayatını ida-
so.uı: (67), n. & v. re eden timle.
An old . . . : Ayyat. bekri. To Mlx in _ . : Cemlyeı hayatına

To ıive somethin& a IDOd llllı: Bir IC)'i ltarıpnak. ·


[ 366 ]
......
He İl a FOd of lldlf:f : Arkadaflıktan Wt water: ~ 111, tadı ıu.
ve IOlıbetten lıolluıır. · 8aft. wiUed : Aptal.
. . . , life : Zeaalıa ıuuflaruı •ilence Wt • _., : Yumupk sabun; [lic.] mü-
bayatı; cemi,.& ba)'UL dalıeneli aöz; riyatlr.
8ce1atJ manııen : Medeniyete yatqır et· WI - toııed : Tadı ..u <çııJıı).
var. Wt. voiced : Tatlı . .n küme.
To avoid dıe ..W, of : Birinia lllfe.. Wt pedal : Piyanoaun .-ini milliyim·
tinden kmçmaıat. lellirmek için kulluıılen pedal.
To ao inıo (ınove ia) lldlf:f: Klılr aı.. Saft aawder: [Si.) Salıte komplimen,
mine (_,-,.) .ır-t; cemiyet bayall- mlklabeııell lllz..
aa atılmak. 8aft alıelled : Yumupk kabuklu (yen·
SOCK (5), n. seç, v.a.).
To pull up one'ı IDdı : [Si.) Kendini To have a lllfl place in one'ı heart for .•. :
toplayıp çalıaınala bellımM .. .'e k11111 zlfı olmalı.
SOCRA11C (5 • 3 • 1), L To have ..... of tbe braln : Beyni IU·
8ocnıde lrony : Yalandan unutbnlık; te- lanmat.
pfW; tecalıll. son. (51), n.
aaa.ac DMtlıod : Scqulan Sotıat UIU- Alluvial lal : Sel De aetin1en toprak.
lliııc:e cıevıp v~ mredyle mllklleme Nıtive aol : Vatan; valen topralı.
llllİIU. Nlaht • lal : llllllll allbrai·
SOD 151, n. Poor aol : _Zayıf toprak.
Under dıe a : Mezaraa. Rlch . . : Verimli topnt.
SODIUM (67 • 19), n. Son of tbe . . : Dylll, çiftçi.
50IMmt blcuboaate : lhmur illerinde To refım to . . oaıı'ı lwıdl : Serefliz
kullanuau IOdyum blkarboaat. bir ile btılmıyı reddetmek; ellerini kir·
..._ c:artıoaaee : Adı IOda. lecme-k.
.,.._ hydnııdde : Vakıa bir cıetit IOda. SOLAll (67 • 9), L
...._ lilht: Yanan IOda lıubarmm ver- 8oler ıuoaıh : Semi ay•
ctlll ian qıt. 8oler myıh : Ollnete alt hidiaeleri hlklyc
. . . _ perulde: Bir teyia mıPnl çıkar- 1 ettili fanedileD efsane.
mat için kullanılaa _ , _ per obll. 1 8oler eclipae : OllDCa tutulmuı, kllluf.
..._ au1Jıba111: Mlllbll olaa'lt w caın· 8o1er l)'llem : OllDCa menzwneal; Oilneı
cılıkta kullanılan bir ~ IOdyam. ile etrafında dönen •yyareler heyeti.
!IOBVD (672•t), adv. ..... apeclnlm : Ollnet tayfı.
in eny way - : Nuıl oluıu olllln. SOLDIEll (67)9), n.
...._ put it may be: Ne b4ar bDyUk Every lnch a ....._: Tam mlnuiyle
oluna otaun. ubr.
son <5>. L SoWm of fortune : R.utaele herbanai bir
Wt·coal: Ziftli k&nllr, yumupt ma· memleketin hizmetinde askerlik eden
den kömllrU. kim•: menfaat veya aersUzett için as-
8llft drlnk : MollOz lı;tl. kerlik eden ki-.
Wt fruita : Kiraz, frentnzllmll, çilek, ..._,, wind : MU..lt rllqlr.
aleççilell. Old ...._ : Tecr1lbe aörmllt. bilaili veya
Wt aoodt : Meuucat. illilZU adam; [il.] bot file; ılpra izına·
Wt job: [Co/109-) IColay pualı 11- riti; çijııeıımif tOtlln lotmuı.
Wt. lıoOed : Rafadan (Jumarta). ...... to ...... : Alkerce.
Wt·bacled:Aptal;b&a;alıt. 801.EMN (5 - 9), a.
Wt • apcılıen : Tatlı dDH; mllnl. Thia tbe . . . _ tnıdı (hcl): Yemin ede·
.... bearted : MertaaıDetu. rlm ki bu ~ledlr.
[ 367 ı

S - P"t of... :
..
Hertıanai, töYle bir.
Sole- duty : Mukaddes vazife.
To keep a . . _ fac:e : Glllmemek için He's 1111111e doetor! : [Colloq.] Yaman
kendini tutmak. doktor!
SOUCITOUS (9 - hl - 9). a. •l hapı we sbaD wiıı•, • 8 - lıape!•:
SoUdlam about sornethinı : Bir teY hak- •İnpllalı yeneriz•. •Bekle, yeaeniniz!•
kında enditeli. !istihza).
To be ......_ for somethinı : Bir ICYi He eams ten pouada a week and then
istemek. - : [Colloq.] Haftada IU içinde on
To be ......... for 101Deone'ı c:omfort : lira kazanıyor.
Birinin rahatına ihtimam a&tennet. s- .wy yean aao : Altmıı mene ka-
SOLID (5 • 1), L dar evvel.
A ııollııl bour: Tam bir uat. SOMUODY (8 • 5 • 1), n.
A ııollııl man : Hali vakti yerinde kimle. He iı (a) 11•1....,. :
O mühim bir 18hai·
Solld tyre : Dolma llstik. yettir. ··
8ollıl vote: Müttefikan verilea rey. He thinks he'ı (a) ..,.,....,. : Kendini
Solld body : Sulp dllm. bir ICY zannediyor.
Sold foot : Kadem mitlbı. Somı•a.,.ı rina: Brkln, maiyet.
Sold anale : Mücemm açı. SOMBllOW (I • 47). .adv.
Solld c:omfort : Ciddi ve devamlı nlıaı. S. mı•..,. or other : Her nuıl olsa.
SolW food : Sulu olmayan ,_ıt. SOME'l1llNG (1 • O 1), n.
Sold aeometry : Uzay pcımeCri. He is '! ' s under flfty : O elliden
8allıl meuure : Sulp maddelere manıus biraz apjıdır.
ölçü, hacım ölçUlerl. ıı- .... like: bıtimal ki.
To sleep for ten ııollııl : Tam on uat uyu· The two • • . . . traİ1I : ikiyi bilmem
mak. kaç pııe treni.
To be lalld for : İttifakla birinin tarafını There il 11 a n: a in nat yoa ay :
tutmak. SöylediliaiJıde bir lıaklkat himll <dolru
SOLtmON (9 • 77shn). a. bir taraf) var.
8olıdllm of continuity: lrtnıatı U-. That'ı ......... like a bone! : hte at
SOME (8). adv. diye buna derler.
Ask - clever pe~! : Akıllının bl· 80METIME (I • 41). n.
rine sor! General lnlhıD, ,_,.... prealdent of

-·=
•Do you waat -

de vır•.
money7•, •No 1 have
•Para ister misiniz?•, •Hayır ben·
Turby : l!lki 'l'Drklye reilk:um!ıuru İı·
met Pqa (İnllnll).
!I a p\ıM lut year : Geçıea •ne içinde.
Give me - -ter : Bana (biraz) 111 . . . . . _ later: Bir mUddet 10Dra.
ver. ........... or other: beride bir atın.
S - came, - went : IClmi pldl, ki· 8-lima IOOD: Yakında.
mi aitti. SOMEWllERE (I • 29). adv.
in - dearee (to - euent) : Bir de· nı aee hiın _....,. fınt: [Coll04.]
receye tadar. Haddiyle yapsın bakalım!; avucunu yala·
in - -Y or another : Şu veya bu sın!; cehennemin dlblııel
~kilde, herhanai '>ir 1eülde; nuılaa. 5-wlıeN about 5 lira : 5 lira fllln.
1 reıd it in - book or aııother : Bil· 8omewlıaN at about two o'cloc:k : Saat
mem hınai kitapta okudum. ikide filAıı, iki llllan.
1 have been waiıinı - time : Bir hayli S-wlıeN ebe : Bqka bir' yerde.
bekledim. SON (8). n.
1 will ao there - time : Oraya mlhıa· The . . (the - of Man) : Mallı; Haz·
sip bir zamanda aJdenm. reli ....
•11111 l 368 ]

The 111111 of God : Suleha; ıünahsız kim· SORE (SS), L


seler. ·A - subject: Nazik mesele, acı veren
SONG (5), n. mesele.
An old . . . : [Colloq.] Saçına söz; eski Foat • sore : Ayalr.ları acımıı.
masal; ehemmiyetsiz; ICY· San at heart : Mahzun, kır1111.
For a mere .,.. : Yok pahasına. San by wounded : Fena surette yaralı.
For a .,.. : Çok ucuz. To be - ali over : Vücudunun her
tarafı airımak.
Soq · bird : Ötücü kuş.
To buy for mere 90lll : Pek ucuza almak. A siaht for - eyes : GUzel ve hoı man·
To malr.e a ..,... (and dance) about zara.
somethinı : Fazla ehemmiyet vermek, To touch someone on his - . spot : Bi·
~inin bamteline basmak.
mesele yapmak.
SORROW (S • 67), n.
SOON (77), adv.
ı saw to my . . . - : Teessürle gördüm ki.
As • - : Hahiş ıöstererek; istekli ıibi.
SORRY (S • 1), a.
As • - as (so - as) : Olur olmaz;, A _..,, eııcuse : Saçına mazeret.
akabinde, derhal, hemen.
He's very _.,. for himself : Halinden
As • - as he went : Gider aitmez.
şikiyetçi; sünaUıU dU1Uk.
As sooa as possible : Mümkün olduiu
l'm llOITYI : Affedersiniz!
kadar çabuk, bir an evvel.
To be _..,. : Teessüf etmek; pifman ol·
her halde; ister istemez.
malr.; UzUlmek.
He no _ , came than he went : Gel·
To be _..,. about somethinı : Bir §eye
mesi gitmesi ile bir oldu.
How •-! : Ne zaman?
acımak.
To cut a _.,. fiaure : Rezil olmak; yü-
ı would as • - ıo as not : Bana aöre alt· züne aözüne bulaıtırmak.
mekle ıitmemek müsavidir, aitsem de You'H be 11n7 for thiı: Bunun acısını
olur altmesem de. çekeceksin; pi1Man olacaksın.
1 would _ , not ıo : Ben aitmesem da·
SORT (S5), n. &t v.
ha iyi. After a _. : Bir dereceye kadar, kendi
ı would - die: Ölllrüm de bunu yap- tarzına JÖre.
mam. An army of a _. (after a .n, of ..a):
No - than : Olur olmaz. Sözüm ona (iyi lr.ödl) bir ordu.
No - said than done : Demesi ile He's a very IOOd .m: [Colloq.] Çok
yapması bir oldu.
iyi adamdır.
SHll after : Çok ıeçmeden, bir müddet it is nothinı of the _. : Hiç de öyle de·
~onra.
iil, kazın ayalı öyle delil.
S - or later : Eninde sonunda; erseç; 1 -c of eıı.pected it : Böyle bir teYi Adeta
Too ıooa : Pek fazla erir.en, zamanından
bekledim (diyebilirim).
evvel, çok erken. in some _. : Bir bakımdan, bir derece·
S001'H (77 8), ye 'kadar; bir raddeye kadar.
in (every) ııoaCb: Hakikaten, hakikatte, Of llOrU : Herhanıi neviı1en; aplı mrııl·
gerçek. dan.
Sootlı to say : Doirusu. Out of ..a : Keyifsiz, rahatsız; sıhhati
SOP (S), n. &t v. bozukça; [print.] pwatosu ayr\; baılr.a
• A 111p to cerberus : Deri beli kabnin· puntodan; darılmı1. ıUcenmiı•
den verilen hediye v.s. San of : Oldukça, hayli; çqit.
To throw (Jive) a 111p to : önüne bir lr.e- San of larp : irice.
mik atmak. That's the ..c of thinı 1 mean : Böyle
To IGP up : Süııaer pbi massetmet. bir ICY kastediyorum.
.. [ 169 ]
-
To .n ill with : Uymunak, yakışmamak. fikir ve IÖZlerini pniı bir sahaya yay·
To _ . well with : Uymak; tam aelmek, mat için c:ihllz veya vuıta.
yakışmak. it ....... b&d to - : Bu bana fena Pil·
SOU (77), n. [F.] nllyor; bunu iyiye yonnaaı.
Not with a - : Metelik etmeL 1 don't like the ..... of it: Pek aklım
Without a - : Cebidelilt, meteliksiz. yatmıyor, söZUm tutmuyor.
SOUL (67), n. Not a _ . . Is heant : Ses seda yok.
A lost -ı : Dalalete dllpnUı. S...t • detector: Uçak v.L'yi dinleme
Poor ..ı : Zavallı, biçare. aleti.
Departed ..... : ÖIWer, öllllerin ruhu: SClllllll conductor : Gemilere bulunduk·
Enoup to keep bocly and -ı toaether : ları ciheti anlatmak için ııablldo bulwıaıı
Bir lokma bir hırka. istasyondan farklı llller aklettlrell cılıu,
God reat bia .... : Nur içinde yatsın. ses nakili.
Good _ . : İyi adam. 8Gmlıl fDm : Sesli ıinema filmi.
He has a 111111 above money makinı : SClllllll lenı : Selleri temerküz ettiren
P:tra dllıünecek adun delildir. · adese.
He is the 111111 of honour : O mücessem SClllllll wave : Sel dalplıırı, ledi dıılp.
namustur. 1) .-iıl f•: Çalmak.
He's a sood ..ı : Çok iyi adamdır.
'fi> ..-ıl tlıe alarm : İmdat (tehlike) dll-
1 cannot cali my -ı my own : Elim
dütllnll v.s. çalmak.
kolum ballı; baıımı taııyacak vaktim
To _ . . ıhe charae : Hücum borma
yok; dur yok otur yok.
çalmak.
Not a ..ı : Kimsecikler yok.
To __. someone : Birinin ai:zını ara•
Not a livinı -a in the house : Evde
mak.
kimsecikler yok.
To ıake - - . : İlkandll atmak.
Saal ben : Ölüm çanı, ölll ruhu için çalı­ Within __. of : Sai iptilecek nıaafede.
nan çan.
Scııd • killin& : Hayvantaıtırıcı.
SOUNDING (47 - 1), n.
So.llılllls boıınt : See : SClllllll ......
Scııd • stirrinı : Mllbeyyiç.
The life and ııoal of a party : Toplantının Soadlııs line : t.kanclll ipi veya teli.
r.uhu olmak. ......._ rod : Geminin Iİlltiııeeiılde bu·
There was not a ııoal ıo be seen: in cin lunan suyun miktarını ölçmeye malılUı
taksimadı çubuk, sintine iakudil rodu,
yoktu.
burıaıa.
•To keep body ancl _ . toptber• :
[Prov.] Tencerede piıirip kapalıncla SOUP (77), n.
yemek. Clear _ , : Süzme elluyu.
Upon my -U : Vallahi. in ıhe _ , : Bqı bellda, ııkınllya dDt-
With ali my - • : Candan, blltlln kal· müı.
bimle. Pea _., : Beı.elye çoıiıesı; pek koyu sis.
The ship was losı wllh ali ..... : Gemi Soup - kitchen : İmarethane.
içindekilerle beraber battı. Thick _ , : Ezme QOrtıuı.
SOUND (47), n., a. &. v. We're in the _ , . : [Si.] Hapı yuttuk!
As _.... u a beli : Sapsatlam. SOUR (479), a.
A -1111 thruhing : Temiz bir dayak. Poverty has IOlll'ld hiın : Fakirlik onu
SouDd sleep : Deliksiz uyku. ters ve huysuz yaptı, l4Unyaya kilstllrdü.
8ond boat'd: Keman aövdesi v.ı. sibi Saur • faced : Abus, sıınıllız.
sesi aksettirme vasıtası; hatibin sesini •Sour ırapesl•: [Prov.J •Kedi uzana·
cemaate aksettirmek için baıı üzerinde madıtı citere pil der!•
asılı duran h.visli tahta; [fic.] birisinin Soar • ıempered : Klllkllll.
p, 24
[ 370 ] S.P.C. A.

SOUTH (47 8), n. 1 can noı .,.... lhe ıi~ : Vaktim yok.
Due lkılllla: [Naut.] Tam aUneye dolnı. 1 hıve not a minuıe to .,.... : Kaybede-
Saatla by eaıt: [Naut.] Kıble kerte te- cek hiç vaktim yoktur.
ıiıleıne. •S,.. lhe rod and spoil ıtıe child• :
s..aı by wesı: [Naut.] Kıble kerte lo- [Prov.] •Kızını dövmeyen dizini döver•
dos. tabninden.
Soatlı wind : Cenup rllzııirı, sUneyden There's enouıh and to .,.... : Yeler de
ı.ıelen rilq&r. artar.
SOW (67), v. To .,.. no expence : Murafı esiraeme-
•As you - · so will you reap• : [Prov.] mek.
İnsan ekıilini biçer. To.,... one'ı feelings : Birini kırmamak;
To - one'ı wild oats : Gençlikte çılıın­ hislerine hürmet ıösıermek.
lıltlar yapmak. To .,.. ıtıe life of: Kıyamamak.
To - ıtıe. wiııcl and reap lbe whirl The Kinı had ...... his life : Kınl onun
wind : Rllqir ekip kuırp biçmek. hayatını bılıflamlflı.
To - to : Tohum almllt, ekmek. To hıve noıhinı
to .,... : Anca yetec:et
SOW (47), n. (parası,
v.s.) olmak.
To aeı the wronı - by lhe ear : Bir SPARING (29- 1), a.
kims: ve bir ICY halckında yanılmak, hata He is ...... of praise: Kolay "kolay
etmek. meclhetmez.
SPACE (21s), n. ıl v. To be ...... wiıh ıhe butter : Yalı ida-
For a .,_. : Bir müddet zarfında. re etmek, idareli kullanmak.
To . . . . _. (oll) : Anlıtlı dizmek; fl- SPARI (44), n.
sılı vermek. Not a ..-t of life remained : Hayattan
There is noı .,ııce : Zemin ve zaman mü- eser kalmadı.
11it delil. s,.k · arrestor : Pnfurd, kıvılcım ka-
SPADE (21), n. fesi, elektrik v.s. kıvılcımlarını menetmek
S..-.- work : Bel iti; çok dikkatli ve için cihaz.
zalınıeıli hazırlık İIİ· s,.k coil :. [Elec.] Endüksiyon bobini,
:
•To cali a ..... a ...-ı• •Kör kadıya kıvılcım bobini.
könün clemeb, erkekçe toıııqauıt, dob- s,.k pp : [Elec.] Kıvılcım ıiperi.
ra dobra IÖylenıek, açık aöylenıek. s,.k of hope for : Omit ııııı.
SPANUR (3 - 9), n. s,.ll pluı : Atealcme bujili.
_.... boom: [Naut.] Raııclanın bum- SPA'n (2 ı}, n.
bası veya sereni. A ...- of words : Alız talabalılı.
SPAR (44), n. A ...,. of oatha : Alız dolusu.
S,. deck: [Naut.] Kunıra ıUverte. The river is in ...,. : Nehir yUkselmif.
SPARE (29), a. ıl v. SPAVIN (3 -1), n.
S,.. diet : Bol olmayan yemek. Blood (boa) ...... : Topuk maf11lından
S,.. parti: Yedelt parçalar; yedek ık- akan yapııltan IU sebebiyle topuktan hl-
sam. sıl olan inıifah.
s,.. time : Bol,müsait vakii. Bone ....... : Kemikleri birlet1iren ve
Spae lyre : Yedek IAslik (oto, v.s.). birikinti halinde bulunan kemik cinsin-
s,.n room : Mi11fir için yatak odası. den bir madde.
S,.. rib : Domuz elinin az elli tabur- S.P.C.A. [es (2), pii (11), sii (11), ey (21)] n.
psı. Socieıy for ıhe preventinı of cruelty ıo
Can you .,.... it? : Bunu verebilir misi- animalı (S. P. C. A) : Hayvanları koruma
niz, size lazım delil mi? cemiyeli.
l 371 J
SPEAK (il), v. [p. t. SPOKE, To ııpeııll far itself : Beyanda müstajni
p. p. SPOKEN]. olmak.
Do you spealı English? : İngilizce bilir To ....- in ı:horus : Hep birden söyle·
misiniz? mek, konupnak.
Frankly .,ealılaa : Açıkça, samimi ko-· To ııpeııll to the point : Hemen sadede
nıı~mak iı:abederse. . geçmek; yerinde söz söylemek ..
1 know him to ııpelllı to : Onunla a~in:ı· To speııll thiı:k : Kekelemek.
lığım var. To speııll up far : Lehinde konuşmak.
Roughly ......_: A~jı yukarı. To ııpeM •P : Çekinmeden açık söylı:­
So to . . . - : Söz temsili, ıabir caizse. mek; yüksek sesle konuııınalr., sesini yük·
selımek; baklayı a1Zından çıkarmak.
Speu up! : Sesinizi yükseltiniz! hitemi·
yorum. To .,... . , someone: Birinin lehinde
Speıık • easy: [Si.] Gizli içki ~atılan yer.
konupnak.
Spelllılaa far myself: Bana sorarsanız, To ....- well (highly) of soıneone : Birini
medhetınek; lehinde söylemek.
benı:e.
Spealdnı ol him : Ona gelince. To .,._ wllll : Görlllmek, ... ile konui·
To spelılt by the book : Resmi bir talimat malt.
muı:ibinc:e konuşmak.
The faı:ts ııpelılt for themselveı : Vaziyet
To ıpelılt dauers : Aı:ı söz söylemek. meydanda, llCsbellidir.
That ...... well far his per1evcranı:e :
To ..... fair : Dostço/ '>llUpnak; açık
Bu onun sebatını ilpat eder.
söylemek.
To speııll ol: Babaetmek.
To 1peıık ol : Bahsetmek; hakkında ko-
That ...... ili for his education : Bu
nuşmak; zikretmek.
onun tahsilinin ne derece oldulunu a&-
To 1peü one's mind : Liıfını sakınma­
terir.
mak, aklındakini söylemek.
1 ı:an . . . - to hia haviq been there :
Nothing ıo ....- of : Bahse detnıez,
Kendisinin orada bulundutuna phidlm.
ehemmiyetsiz.
SPEAUR (11 - 9),. n.
·• We were .,...... of you : Sizden bahse-
Loud ........ : Hoparlör.
diyorduk. ·
SPEAKING (il - 1), İı . .t. a.
He has no rnoney ıo ...- of : Parası
A ........ likeııea : Canlı, y11ıyan bir
var denmez.
resim; çok benzeyi" tıpkıaı olmL
His sunken ı:heeks .,.._of hiı sufferinp: Not ıo be on ........ terms with: ... ile
Çökük yanakları çektiklerinin deliliydi. dargın olmak, kon111111amak.
To ııpeak oat (up) : Açık söylemek; sö- On .,..._. termı: Sadece selim v.ı.'den
zünü sakınmamak; fik!'ini serbest söyle· ibaret aıinılık.
mek; yüksek sesle konupnak. Spe..... aı:quaintance : Uzaktan atina-
To ııpeu to : Hitap etmek; teyidetmek; lık; bildik.
şahadet etmek; ... ile konupnalt.
~ ınadıiııe : Gramofon.
To ııpeııll volumeı : Büyük ve hususi bir s,e--. - trumpet : Mepfon.
miinası olmak, çok mina ifade etmek. ~-tubc (pipe): [Naut.] Kuman-
To ııpeak iU ol (far) : z.emmetmek, aley- da bOnısu, mllklleme borusu.
hinde söylemek. Striı:tly (frankly) ........ : [Colloq.]
To ııpelılt highly of : Medhetmek; övmek. dojruyu söylemek llzım gelirae; açıkçası.
To ııpelılt altoılt : Bir şeye dair konuprıak. SPEAR (19), n. ıl v.
To lpetık aplllııt: Aleyhinde konıqmak. 8pea' side : Bir ailenin erkek ıDllleıl.
To spuk far : Lehiıide söylemek; birili SPECIAL (2shl), a.
için konupnak; birinin namına konu1- SpecW aim: Muayyen maksat.
mak. 8,.mı fricnd : En yakın dola, mahrem.
l .112 1
Spec:lal agent : Hususi acenta. Speed counter: Sürat ölçme aleti, hız
Spedal consıable : Yardımcı emniyet sayacı.

memuru. Speed - lathe : Hızlı tornıı.


Spec:lal case : Hususi mahiyeti olan şey Speed sight : Hareket halinde bir hedefi
(dfıva, v.s.). vurmak için top namlusu üzerin<IP bulu-
Spedal department : ihtisas. nun nişan yeri.
Spetlal edition : Özel sayı, hususi tobı. Send me good speed : Rana muv.ıffakıycı
Speclal delivery : Postay;ı aelen bir mek- temenni edin.
tubun hu.susi memur tarafından sahibi- Thrcc speed - engine : Üç süraıli makina
nin eline teslim usulU. veya motor.
Speclal student : Hususi bir program taki- To put on ıpeed: Hızını arııırmak.
beden talebe.
To speed the parling ıuest : Giden misa-
ipeclal train: Hususi tren.
firi uğurlamak.
Speclal verdict : iptidai tahkikat.
To speed up: Hızını arttırmak, hızlan­
51'ECIFIC !2s 1 - 1), a.
dırnıak.
Spcelflc ıravity : İzafi sıklet (ajırlık).
Speelfle heat : izafi hararet, bir aramlık To speed up ıhe work : İşe hız vermek.
maddeyi bir derece yükselten 1hararet, SPELL (2), n. & v. [p. t. & p. p. SPELT].
özaül sıcaklık. Four hours at a spell : Fasılasız döı1 saat.
SPECIFV (2st : 41), v. To speU out : Hecelemek; heceleyerek
Unlcss otherwise spedfled : Hilafı bildi- veya güçlükle okumak; harflerle kelime
rilmedikçe. teşkil etmek.
SPECIMEN (2sl - 9), n How is it ııpelt! : Nasıl yazılır?
A queer .,c:lmea : Antika, bir alem. This move 1pells disaster : Bu hareketin
SPECTRAL (2 - 9), a. sonu, felakettir.
Specfnll analysis : Tayf analizlenmesi. The ııpell is broken : Tılsım bozuldu.
SPECTRUM (2 - 9), n. To cast a ııpeU over (on) someone : Bi-
ipedrum analysis : Ziya ıuaları içinde rini büyülemek, kuvvetli tesir altında bı­
bulunan kimyevi maddelerin spektros- rakmak.
kopla tahlili, tayf analizleme. To tay someone under spell : Birini bü-
jPEECH (11), n. yülemek.
Direct (indirect) lfHdl: [Gram.] Va- To take ııpeU. at 'a job: Bir işde sıra ile
sıtasız. (vasıtalı veya dolaylı) ifade. (nöbetleşe) çalışmak; müna\lebe ile yap-
Fiaure of .,eedıı : Timsal, mecaz. mak.
Free ııpeeda : Söz hürriyeti. SPELLING (2 - 1), n.
Paı1s of .,eech: [Gram.] Cümlenin kı­
SpeUlııs bee (match) : imlfı müsabakası.
sımları.
Spellllll book : imla kitabı.
Speeeb - day : Okullarda mükifat clajıt­
Spelllq reform : İmla usulünde yapılan
ma günü.
reform, imla inkılabı.
To be slow of ııpeedı : Alır konU1mak.
SPEND (2), v. [p. t. & p. p. SPENT].
SPEED (11), n. & v. [p. t. & p. p. SPED].
At .,eed: Hızla giderek. Spend power : Satınalma kabiliyeti.
Af full .,eed (at the top of .-ı
Alabildijine koşarak v.s.; son süratle;
: To ııpead money oa someone : Birisi için
para sarfetmek.
[naut.] tam yol alarak. · To 1petld money oa something: Bir şeye
At half 9Peetl: Yarım süratle; [naut.] para sarfetmek.
yarım yol alarak. To speDll oneself in vain endeavour: Boı
With ali . - : Bütün hızı ile. yere kendini yormak.
ııplck spirited
[ 373 J
Spelldinı money : Cep harçlığı. SPli'lılDLE (1), n.
To ııpend nal : Parasız kalmak, harca· Spladle - leıgcd 1>hanked) : İnce vı: pı:k
mak. uzun bacaklı.
To spend the war: Harbi ıeı;irmek. SpiDdle - shanks: Leylek b;ı~aklı, in'e ve
The bııllet has 1p1nt its force : Kul)Un pek uzun bacaklı adam.
hızını kaybetmişti. Splıulle side : Bir ailenin kadın süliılcsi.
The day was far .,.nı : Akşam yaklaşı­ Spüıdle whore : İle ajırJık vermek için
yordu. kullanılan ortası delikli yuvarlak halka.
Wcll ııpent : Mahalline masruf. SPINNING ( 1 • 1), a.
SPICK (1). n. Splnnhı& factory (mill): Bükümhane, iplik
Splck and span : Taptaze; yepyeni; iki fabrikası, iplikhane. '
dirhem bir çekirdek. Splnnhı& frarnc : Eğirme tezgahı.
SPIKE (41), n. el v. Splıla... jenny : İplik eğirme makinası,
Splke ıeam : ikisi yanyana biri önde üç çıkrık arabası.
beygirli koşum. Splıuılnı machinc: İplik bükme makinıısı.
To spllıe one's guns : Birinin fena mak· Splnnl. . • whecl : Çıkrık.
sadına mani olmak. Spbmlna - top : Topaç.
SPILL (1 ), n. el v. SPIRIT ( 1 • 1), n. el v.
To spill ali over: Dökmek, atmak, serp· Ardent ııplrlb : Alkolü kuvvetli içkiler.
mek; boşalmak. Familiar aplrlt : Bir insana daima refakat
To cry ov~r .,Ol milk : Geçmiş ~y için veya hizmet eden peri.
nııfile şik" • etmek. Hiııh splrilıı: Keyif, sevinç.
To splll blood : Kan dökmek. ·ın a splrlt of mischief: Muziplikle.
To have a ııplll : Düşmek, yuvarlanmak. Mcthylated l(Jlrlt : Odun ruhu ile karışık
To splll the beans : [Si.] Uygunsuz za. alkol.
manda lüzumsuz malümat vererek bir işi Splrlt room: [Naur.] ·Gemi katibi ku-
bozmak. manyası (~skiden ispirtolu içkiler sakla·
SPIN Cl I, n. & v. [p. t. SPAN, nırdı).

p.p. SPUN). Splrlt lamp : İspirto lambası, kamineto.


Spgn glass : Bükülmüş ince cam. Splrlt level : Tesviye ruhu.
To ııo for a spln: Bisiklet v.s. ile gezmek. Splrlt rappinı : İspirtizmada ruhların ma·
To gel into a .... : Döne döne inmek saya harif hafif vurmaları. ·
(uçak). Splrlt stirrinı : Heyecan veren. ·
To scncl someonc ........ : Birini yere Splrtt of the timcs : Zamane ruhu, za·
yuvarlamak; bir yumrukta birini fırıldak manın icabatına aöre düıünüı.
aibi döndürtmek. To ııplrtt away (off) : Gizlice göndermek
To ......... : Hızla &itmek. \·eya götürmek.
To .... for fish : Dönen yem veya zoka To enler into the .,ırtt of somethiaı : Bir
ile balık avlamak. şeyin-ruhuna nüfuz etmek, ruhunu an·
lamak. ·
To llPha oıd: Uzun uzadıya anlatmak;
To take aomethinı in a wronı splrlt : Bir
uzatmak; sürdürmek; beyhude münaka-
şeyi fenaya çekmek.
şalarla vakit kaybetmek.
To aplrtt someonc (somethinı) awa1 :
To .,a. aat one's money : Parayı yetiı·
Kayıplara ltarııtırmak.
tirmek.
To ııpln nıunıl : Dolaşmak; mihver etra- SPIRITED (1·1 -1), a.
fında dönmek; birdenbire dönmek. Bold .,ıldlM: Cürctkiir.
To ııplm yamı : lnanılmıyacak hikayeler Low ....... : Bitkin; bitap.
siiylemek, masal okumak. Poor lpldtft : Yüreksiz.
[ 374 ]

SPIRITS (1 - 1), n. dağılmak; içki içmek; [si.] kafayı IÜlsü-


in aood (hislı) .,lırtll : KeyiOi, ne1Cli. lemek.
in low ll*fD: Gamlı, kederli. SPUT (1), a. & v.
Low .,...... : Can sıkıntısı, kasvellilik, ke- Split personality : İkiz phsiyel.
der, ıam. Spllt peas : Kırık bezelye.
Ouı of splrlll : Kederli, mahzun. 8pllt pin : Gupilya, emniyet ma1B51.
Raw .,..... : Sifi .alkollü içkiler. Split pulley : Birbirinden ayrılabilen iki
To be in low splrlll : Süngüsü düıük ol- parçadan ibaret makara.
mak. Spllt ring : (Anahtar, v.s. için) yarık
To keep up one's .,utc.: Cesaretini kay- halka.
betmemek; neş'esini kaybetmemek. Spllt second : ):'arım saniye; an.
SPIRrn.JAL (1 • 1·179), a. Spllt shot : Kroke oyununda oyuncunun
Splrftlıal court : Şer'i mahkeme. kendi lopu ile muhasımının lopunu farklı
Splrltul faıher : Mihlil, manevi §Cylerde istikametlere ıönderen vunış.
rehber. To ııpllt ıhe afom : Atomu parçalamak.
Splrltal - minded : Zihni ruhani işlerle To spllt hairs: Kılı kırk yarmak.
meşsul olan. To sıtllt lnto: Ayımak.
Splrleuııl world : Mana Alemi. To spllt oa someone: [Colloq.] Birini
SPIT (1), v. [p. ı. et. p. p. 8PAT]. ele vermek, ihbar etmek.
To splt at : Tükürmek. To spllt one's sides wilh laughler : Ka-
tılırcasına gülmek.
To ııplt somelhinı oat : (Bir ICYi) tükür-
mek. To spllt up : Bölünmek; taksim etmek
To ııplt oa (upoıı) one's face : Tahkir et- (edilmek).
mek, yü.züne tükürmek, çok fena hak.arcı SPLUTTER (8 - 9), v.
eıınek.
To lll'lbtter mplMt: İhbar etmek.
The ııplt and imase of: [Dial.] Aynen SPOIL (!il), v.
benziyen, burnundan dü1111üş ıibi. Spoll - sporl • Oyun bozan.
He is ıhe very ııplt of him : Hık demiı •To ııpoll lhe Egyptians• : Düımanından
burnundan düşmüı. mümkün olan her menfaati çıkarmak.
To be spolllnc for a fight : Kavıaya su-
SPITE (41), n. el v.
samak.
in .,.. of : .. .'e ralmen, inadına, hiç ·
SPOKE (67), n.
saymıyarak.
To pul a spolıe in one's wheel : Bir ada-
Ouı of . , . : İnadına, nispet için; köıü­
mın işine enııel olmak; bozmak.
llljünden.
SPOKEN (67), n.
To ııplte someone : Ona nispet olsun diye
Pl.ın • spoken: Dobra .dobra söyleyen.
bir JCYi yapmak.
He is very well spolıea of : Onu çok med-
To . , . his face : Nispet vermek.
hediyorlar.
SPLASll (3), n. Ple....ı - spoken : Tatlı dilli.
S,._. board : Çamurluk. SPONGE (lnj), n. et. v.
To make a ....... : [Colloq.] Fiyaka Sponae bath : Islak süngerle silinerek
yapmak; caka satmak; aösteriı yapmak, yapılan banyo.
dik·kati çekmek, heyecan uyandırmak. Spl"~qe cake : Pandispanya.
SPLICE (4h), n. el v. To throw up the ııpoııp: Yenildijini iti-
Eye ııpllce : Dikif)i kasa. raf etmek; iıten vazpçmek; mücadeleden
Lonı ııpllce: Matiz. vazgeçmek; •pes• demek.
To set ...lıced: [Colloq.] Evlenmek. To 1Pf1D111 a meal : A!"afordan yemek
To ııplke the main orace: [Naut.] Bir yiyen.
donanmada bir ıeyi tesld etmek için rom To spoııp on another : Otlakçılık etmek.
[ 375 1
To lfCllllt tlowa : Sünıer ile silmek, te- [Prov.] Kaz gelen yerden tavuk esir-
mizlemek. ıenmez.

To ..-.. aft (a.a): Üzerinden sünger SPREAD (2), n. el v:


geçirerek silmek.
To ııpnad - : Yayılmak.
To ..-.. • : Anafordan aeçiiımek, bi-
8pıud eape : Armalardaki gergin ka-
rinin parasını çekmek; sünpr toplamak.
nadlı kartal; [colloq.] ıatkınlıkla vaıa­
Sl'OON (77), n.
nını öven gösterişçi; kollarını ayaklarını
Born with a silver llllOOD in one's mouth :
ıerip ballamak.
Zeqin aile çoculu olarak dolnJıq.
Dessert . , _ : Komposto kaıılı. To ııpread ıılıroad: Açıklamak (haber,
Spom - fed : Nazlı bllyllmllf. v.s.).
s,_ meal : Sulu Yemek, çocuk maması. To ııpread out : Germek; teşhir etmek.
Spooa oar : Palası taıık teklinde kllrek. To spremd the table : Sofrayı kurmak.
.Spooa victuals: Katıkla yene.n yemek, To spreııd oneself : İyi tesir bırakmaja
çalışmak; kendini harcamak.
sulu yemek.
Tea . , _ : Tatlı katılı. To llpl'Ull one•lf thin: Kudretinden
Table lpOOll : Çorba katılı. fazla iı yüklenmek; fazla masraf yapmak.
SPORT (SS), n. To ııpread lo : ... 'ya, ... 'ye yayılmak.
Field spora: Avcılık, balıkçılık v.s. SPREE (11), n.
in (for) lpGl't : Şaka yollu. To ıo on the .... : Alem yapmak, el·
To make lpGl't of : Maskara etmek; 1111- lenmek, felekten bir gün çalmak.
dünnek; muziplik yapmak, alay etmek, To ıo out on the .,ne : [Si.] İçki, zevk
ellenmek. ve safaya dalmak; sarhoş olmak.
To be aport of fortune : Kaderin cilvesi- To have a ııpne : Alem yapmak; cümbllı
ne tibi olmak. etmek; neteli bir vakit ıeçirmek.
To have a good lpCllt: (Avda) İli iyi git- SPRING (1), n. &. v. [p. t. SPRANG,
mek. p. p. SPRUNG].
To be a ıtpOlt: Oyun, tetkilit v.s.'ye baı·
Sprlnııı • c:lean : Evde büyük temizlik.
kalarının hatırı için itdrak etmek.
SPOT (S). n. 8prt.s board : Yaylı atlama tahtası
liıthe spot: Herkesin ajzında, meıhur. (yüzmede); atlama kasa.
Stır!aa balance : Yaylı kantar, yaylı te-
On the spot : Tam yerinde; oracıkta;
derhal; mahalde. razi.
On the very ııpoC : Olduiu yer~; ora- Sprlaa • like : Bahar aibi.
Sprtr~ mattress : Karyola somyesi.
cıkta; hemen; derhal.
Soft ııpoC : Zaaf, ııevai. Sıırtnlı • tide (time>.: İlkbahar mevsimi;
Someone's weak ııpoC : Birinin zayıf da- [fic.] his veya tesirin en kuvvetli za-
marı. manı.

s,ot doı : Kuru Uzllmlll bir puta. Spila8 washer : Yaylı rondela.
The weak ııpot of somethinı : Bir iıin 5"lııs water : Memba suyu, pınar auyu.
püf nolı:tası. To ..._ at someone : Birine saldırmak.
To knock .,oea off someone: [Si.] Bi· To aprlna it: Üzerine sıçramalı.
rini adamakıllı yenmek. To IPllııs bııdl: Geriye f.ırlamak veya
To put on the ııpot : Hesaba çalırmak. sıçıramıik.
SPOUT (47), v...t. n. To .-ıı to one's feet : Yerinden fırla·
Up the ııpclllt: [Si.] Rehinde; harap yıp
kalkmak; cloirulmak.
olmuı, mahvolmuı. To .,... lo fame :· Mqhur olmak.
SPRAT (3), n. To ........ mp: Birdenbire kalkmak; çık·
•Throw a ııprat to catch a mackereh mık, türemek; ba11östemıek, baılamak.
[ 376 ]

To .,rtq forilı (f-•rd) : Sürüp mey- To spy oııt ıhe ıround : Etrafını iyice
dan• çıkmak; ileriye (öne) atılmak. keşfetmek.
To 1Prt.. from : Çıkmak, meydana act- SQUAD (S), n.
mek. · The flyinı ııquııd : i~ailiz polisinin mü-
To ııprtq .. : İçeri atılm•k. teharrik kolu.
To ...... 11111: Dı..rı fırlamak. SQUARE (29), n., a. el v.
To IPllml a surprisc·• somconc: Birine A eqıqre deal : Dürüst bir muamele;
hir sürpnz yapmak. makul bir anla1111a.
To ...... a leııt: [Naut.] Su etmele Fairly and lqll8nly : · Biri~i adamakıllı ve
bql•mak (pmi v.s.). haklı olarak yenmek.
To ...... llıto bcinı : Canlanmak, •yak- On the 111uııre : Kaim zaviyeli; amudi
lanmak, kalkınmak, bagösıcrmck, ·mey- vatiyette; dotru.· itimadedilir.
dana 1Clmek. Out of 11111ııre : Kaim zaviyeli olmayan;
To ...... hıto actlon : PHliyete acçmck. nizamsız.
!IPltlNKLE (lnp), n. ıt. v. Square dancc : Dört çiftin karşı karşıya
A ......... of knowledlC : Biru malOm•t. oynadıkları birkaç çeşit dam.

m•IOmıt kırıntı11. Sq1*'C-·riued: [Naut.] Kabasorta do-


Thon: was ı lpdıılıle of Enalishmcn at nanımlı; döri kö:ıe seren yelkeni olan, ka·
thc mcctina : Toplantıd• tek tük İnailiz­ basorta.
ler vardı. Sqnre sail: [Naut.l Dört kötc 1eren
To .,rtMll wı. : Serpmek, scrpiıtinnck. yelkeni.
SPROVT (41), n. SqaM'e-tocd: Bumu sivri olmayan (ayak-
kabı); eski usullere diltklln, eski moda.
To put throu&h a counc of spnıuta: Sıkı
Sqaıarc - shouldered : Geniı omuzlu.
disiplin •Ilındı tutmak.
Sqlm'C mile : Miİ kare.
!IPRUCE (771), n. ıt. v.
Sqmm-e fooı, ineh, ete. : Kıdem, pus, v.s.
S..- beer : Reçine 1Bnbı.
murabbaı.
To .,._ . , : Z.rlf ve ıık aiyinmck;
Sqmre meal : iyi ve doyurucu yemek. ,,
cill vemıck, tazelemek.
~ root : Karekök; cezir; kendi nef~
!IPUll (99), n. ile ıarbcdilincc muayyen bir adedi hu-
On the . . . of the moment : Bot buluna- sule getiren adet.
nk; o ukikad.ti ..ıttc. Squre meler : Metrekmre.
Onc can't flnd it on thc .,... of thc mo- S...,. mcasurc: Kadem v.s. murabbaı
ment : Ha eleyince bulunmaz. cihetiyle mesaha uıulil; •lıh (yüzey) öl•
8'llr tnck : Dcmiryolıdıun kı• tubc çüsil.
bmttı. llllMn numbcr : Murabba adet; bir ade-
S,.r wlıccl : Dllz dilli çark alın dqlisi. din kendi nefsiyle ıarbının hasılı.
To win one'I .,... : Liyakmtini l1119t et- To ....... the circle : İmkinsız. bir tcYi
mek; p.lyelik rütbeli kazum•k; [lif.] yapmalı çahımık; bir daire mcsahuını
ll!hret kuanmak; iltlhU' etmek. tam murabba ölçü ile ptcrmek; imkan-
To . . - -.eorıc • : Tetyik ve tahrik sız :ıeylerlc iıtiıat etmek.
etmek. To be ..-n wlth : Öde1111ek; uymak,
To 1et .,... to : Mahmuzlamak. mutabık düşmek.
8PY (41), n. a v. To acı . . . - with : Hakkından actmck.
Spy - alus : DllrtlOn. To ....... gp to somcone : Birim kU'fı
Sn - hole : Göatlcme delili. kavp vaziyeti almak.
To ""' • (....) IOlllCOllC : Birini ıizlic:e To . . . - gp wı. 10meonc: Hcaplıt­
&özetlemek, casusluk etmek. mak.
....... [ 377 ]
....
SQUEAK (1 1), n. Milfklll vaziyette olmak, enaeller korıı­
A narrow .....- : [Colloq.] Dar bir sında olmak.
kurtuluş, tehlikeyi zor adatma. STAFF(~n.
SQUEEZE (11), n . .t. v. Pastoral ıDll: Piskopos v.ı.'nin önllııra
A ....-. of lemon : Birkaç damla limon taşınan ve salihiyet ifade eden ad.
suyu. Quarter afi : Eskiden ıllih yerine kul-
it was a. tiıhı . . - . : Çolr. sıkıııktı. lanılan uzun sopa.
To ıive someoııe a . . . . - : Birini kol- 8lııff system: [U.S.] Tn:n makiniltine
ları arasında sıkmak. bir de&nek teslim ederek öteki istasyona
To ..-eııe money Ollt of someone : Bi- ıitme salihlyetini verme.
rinden para sızdırmak. · To be over (under).- ıılllllM: Kadrosu
To sııueeııe ı. (lo) a small place : Dar bir fazla dolu (eksik) olmak.
yere sıkıtmık, ıılnıak. The .-.n
of life : Ekmek.
To • • • lale (llırelıP) : Sıkıpnak, STAGE (21j), n.
sıkışıp arasına ıirmek. At thls ..... an lntcrrupdoıı occurrcd :
To ....-- money Ollt: Para sızdırmak. Tam o aafhada (muhabere v.ı.) tClildl.
SQUJB (1), n. By euy ...... : Deıece dereci, azar
A damp 1J1111i1t: Muvaffakıyetsiz tqebblls. azar.
SQUINT (1), n. Critlcal ..... : Nazik ve tehlikeli aafha,
Sqıd.a - eyed : Şaşı söZIU.
.buhranlı aafha.
To hıve a 1q11lllt at somethinı : Bir teYe He is stili in the ııdıoolboy ..... : O he-
bakıvermek.
nüz çocukluk çalmdadır.
Larval ..... ı Böceklerin larve oldukları
cWho lleepıı with a blind man will ld
up with a ....... (Evil communications devre.
~orrupt ıood manners): [Prov.] Körle On the ..... : AktörlUk etmekte.
Pupa ..._. : Böceklerin ı- ile olpaluk
yatan şaşı kalkar.
arasındaki devre, pupa safhası.
STAB (3), n. ıl v.
Sllp dcsiın : Sahne dekoru yapma sa-
A stıılı in the baclı; : Arkadan vurma;
natı. ·
kancıkça hileum.
s.._. directions : Sahne izabaıı.
To süb llt someone : Birine bıçak savur- s.._. director : Saime tertılıatını tiyin
mak. eden ve aktör rollerini idare eden mlldllr.
To Dlı Csomeone) ıo: .. .'den, .. .'dan S11p fever : Aktör olmak arzusiyle yan-
yaralamak, vurmak.
ma.
To stıılı wlllı : ... ile vurmak, öldürmek.
Slap fri1hı : Aktörün sahncdC hİllellili
To make a .... at: Tewebbllste bulun-
korku.
mak, denemek.
s.._. - coach : Menzil arabası; posta.
STABLE (21), n. el a. Slip - crafı : Sahne teknili, 1iyatıo tek-
He has a fine Dlıle : Pek ıUzet adan nili.
var. Slllp door: Aktörlere ve sahne ilÇ.ileriııe
Slıılıle equilibrium : Sabit denkli olma, mahsus tiyatro kapısı.
muvazene. Slllp ·properties : Sahne malzelllCli.
Slalıle companion: Aynı ahırdan ııelen al. s1aae player : Aktör.
Saltle - boy : Seyis yamalı, ahırda hiz- 8ap whisper : Sahnede aktörOn kolayca
met eden u11k. · iıitilen fısıltısı, bqkuı tanfından ftitilen
STACK (3), n. el v. fısıltı.
To .a.k cardı: [Carcl.] Hileli oyun için To IO on the ..... : Aktör olmak.
iskambil kilıtlannı ıizlice tertibelmek. To quiı the .... : Aktörlükten vazpç-
To have tbe card Dclred aıainsı one : mek.
ııaln stancl
[ 378 1

To quiı
this mortal stap : Dünyadan ay- STAMP (3), n. &. v.
rılmak, ölmek. Men of that stmnp: Bu karaktcrJc (çc~iı)
Thc Frcnch 1tııp : Fransız tiyatrosu. adamlar.
To travcl by easy stıllH : Kısa menzil- Stmnp - album : Posta pulu albümü.
lerle yolculuk etmek. Stmnp. collcctor : Pul k.ıeksiyoncusu
STAIN (21 ), n. Stamp. duty : Pul vergisi, damga resmi.
To 11tamp about : Tepinmek.
Without a staiıı on his t"haracter : Alnı­
To stmlp'llll : Kalıp veya damga basmak;
nın akıyle.
ayak patırdısı ile içeri girmek.
Stııln steel : Paslanmaz çelik.
Slamp acı : Damga kanunu.
STAKE (21), n. &. v.
To stanp on: Çiğnemek.
At stüe : Kumarda çıkılan (para). To stıımp something on the mind: Bir
His life is at stake : Hayatı mevzuuba- ~eyi dimağına hiıkketmek.
histir (tehlikededir). To ııtamp out : Üstüne ayak basıp sön-
Stake - holder : Bir bahis için ortaya ko- dürmek (ateş); bastırmak. (isyan); ezip
nulan parayı muhafaza eden kimse. yok etmek; kalıp ile kesmek; ayak patır·
Slab boat : ·Kayık v.s. yarışında menzil dısı ile çıkmak; söküp (kaldırıp) atmak;
işareti olarak bir yere bağlanılan sandal. fırlayıp çıkmak.
Shılıe horse : Para mükafatlı yarışlarda STAND (J), n. &. v. [p.t. &o p.p. STOOD].
koşturulan aliı at.
A stand • up lunch : Ayakta yenilen ye-
To stıllıe aut (off): Kazıklar ile işaret el· mek.
mek veya bölmek; kazıklar ile çerçevele- A stıınd of colou .·s : Bir asker alayının
mek; kumard1 para koymak; ti:hlikeye bütün bayrakları. ·
koymak.
SUnd and deliver! : Ya keseni ya canını.
To ııDlıe one's ali: (Bİi' maksat için) her
Stud - of - fish: [Colloq.] Burnundan
şeyini tehlikeye koymak. ·
kıl aldırmaz; mağrur.
To hiıve a r.ake in something : Bir ilde
Stand • pipe : Amudi ve sabit ·boru.
nıenfaati olmak.
To come to a ltand : Duraklamak.
To hold the stalıes : Kumarda ortaya ko- To make a stud (against): ( .. .'e karşı)
nulan parayı muhafaza etmek. kafa tutmak, mukavemet etmek.
To ııt.ııe one's hopes on : ... 'e ümidini Ayakta sımsıkı
To take a firm .....
ballamak. durmak; kıpırdamam\.~.
To lay the, stüet : Kumarda para koy-
J take my ııtud on the principle that ... :
mak.
Ben şu prensipe dayanırım.
To be at llake : Tehlikede bulunmak,
To take upone's ııtaıv.I near the door: Ka-
şansa bajlı olmak.
pının yanına gidip durmak.
To bring to the ııDlıe: Yakarak idam et·
To buy something as it stmıd., : Bir şeyi
mek veya idamına sebebolmak.
oldutu gibi satın almak.
To perish at the ııDlıe: Diri diri yakıl­
To ııDlld someone a drink ete. : Birine
mak, yakılarak idam olunmak.
içki v.s. ikram etmek.
To pull up ııtabs: Başka yere tqınmak.
STALE (21), v. His home ....ds open to everyone : Evi
(kapısı) herkese açıktır, geleni gideni
A pleasure that never IUla : Doyulmaz
(dostları) çoktur.
bir zevk.
To .._. six feet high : Boyunun uzun-.
STALL (SS), n. · tuğu altı kadem olmak.
Newspaper ııtııll : Gazete kulUbcsi. How do we .._. ı. the mailer of
Stall • fed : Ahrrda besili (sıp). horses?: At vaziyetimiz nasıl?
Thumb • (finger ııUıll) llııll : Parmak kılıfı. To let ..... : Bırakmak.
[ 379 1 .....
As matıers ~ : Şimdiki halde. To •1111 well wltlı someone : Birinin
He ltııDds to losc nothinı : Bu işde onun nazarında itibarı olmak.
kaybedecek bir ICYİ yoktur. MS. ıılıınds fw miınuscript : MS. kısaltıl­
1 staml to lose 100 in this matıer: Bu iı ması ...-rtpc kelimesini ıösterir.
bana yüz liraya patlıyabilir. To llnd firm : Sabit durmak.
Thc: house staııds in my name : Ev benim To llt8llll fortlt : öne atılmak, •bayrılı
iistümİledir. çekmek>. .
The thennometer llood at 80° : Termo- To .,.... la : içinde dunnak; bulunmak;
metr; 80 dereceyi gösteriyor. malolmak;delerinde olmak..
To let the tea lllııDd : Çayı demlenmek To llmd 111 queue : Kuyruk yapmak.
için bırakmak. To lllııDd 111 the way : Yolunda durmak,
To ~tand -'de from : Bir tarafa çekilip miıni olmak.
durmak: kaçınmak, ayaiını denk almak. To ltımıl in the land: [Naut.] Gemiyi
To stand a c:hanc:e: İhtimali olmak. karaya dojru yürütmek.
To stand a pillar and beacon : Abide- To .,..... la wltlı : Araları iyi olmak; an-
leşmek. laşmak veya iş ortaklılı etmek.
To staad aplıllt : Cephe almak, karşı To .._. in wbla others : MUıterek mas-
gelmek. rafa iştirak etmek.
To stand at a bay: Son çare olarak mü- To .._. la awe of: Korkmak, birine
dafaaya girişmek. karşı korku dolu hürmet beslemek.
To stmıd aside in favour someone : Biri- To slımd off: Uzak durmak; [naut.]
nin lehine çekilmek; başkası lehine bir açılmak; iş olmadılı için yol vermek (bir
~eyden feragat etmek. işçiye); •razı olmamak; kenari çekilmek..
To staııd back: Geriye çekilmek. To .,.... olf and on: [Naut.] Sahil bo-
The house ıılaadı b:ıc:k from the road : Ev yu seyretmek.
içerlektir (yol üzerinde delildir). To staad on : Israr göstermek; üzerinde
To stand by: Hazır olmak; alesta dur- durmak; [naut.] aynı rotayı muhafaza
mak: yanında durmak; bırakmamak, yar- etmek: ayakta durmak.
dım etmek. To stand on one's own fcet : Kendi başı­
To staad by one's word : Sözünden dön- na dayanmak. yardım kabul etmemek.
memek. To stand one's ground: Davasından v~­
1 stBIHI by what 1 said : Söylediğimden ı,:eçmemc:k. sebat etmek.
şaşmam.
\o stand l"Ut; Çıkıntı teşkil
etmek; 8ÖZe
Stand - hy : Başvurulacak şey veya kimse: çarıımak: karşı durmak; teslim etmemek;
çare; güvenilir şey veya kimse; yedek; m~tanct ı:östermek; fırlatmak.
destek. To stand out to sea : Engine çıkmak.
To stand down: (Mahkemede bir şahit) To stand out against : .. .'e kafa tutmak,
şahadetini bitirip çekilmek. karşı durmak; tebarüz etmek.
To stand down in favour of someone: To staİıd over: Gecikmek; yanında· dur-
Ha~ka.ının yerine namzetliğini geri al- mak: tehir edilmek; tecile ulramak, mu-
m;ık. alliıkta kalmak.
To stand for : Temsil etmek; demek, ma- He does no work unles one ıılıınds OYer
nası olmak; bir yere namzet olmak;· mü-
him : Baıında durmadıkça İl yapmaz.
dafaa etmek, tarafını tutmak; destekle- To .._. pat : Delifiklile mupyir ol-
mek; yardımcısı olmak; ifıule etmek; mak, politika deli1tirmemek.
vekalet etmek. To staad still : Hareketsiz kalmak, kımıl­
To ııtıınd to the South: [Naut.] Güneye damamak.
teveccüh etmek. j To staaıl lo: Yanında ikamet etmek;
[ 380]

yalnız bırakmamak; üzerine dlllmek; tab· To leave someoae ........ : Birini fer·
rik etmek. sah fersah seçmek.
To .._. to reuon : Makul olnıat; atla To be left ........ : (Yarııta) kalakal·
yatmak. mak; [li•.] bir ip yaya kalmak.
To ..... ıreaı : Bqkalıtrına ikram etmek. A firm of rccoıpıizcd ........ : Tanınmıı
To . _ . . . : Ayap · lı.altmak; ayakta bir fırına.
durmak; ayaklanmak. At _...... : Durıun; itlemez.
To . _ . . . fw: Yerine kaim olmak; An offıcer of siıı: month'ı ........ : Altı
iltizam etmek, tuafını tutmak, kayırmak, ay hizmet aörmüt ıubay.
taraftarı olmak. ·Men of hisb ........ : Yüksek zevat.
._. .P f• your riıhta! : Hakkını an Man of no ........ : Ehemmiyetsiz bir
(müdafaa et)! adam.
To . _ . ııp to: Cesaretle kartılamak. Of lona ....aa.: Çoktan beri bu~nan
To .._. . , to fate : Talihe, kadere aötüs veya muteber olan; eski.
prmek. Of hiah . . . . . . : itibarlı, itibarı yüksek.
To .._. . , to (.......): ... 'e ltafa tut· Of no ........ : itibanız, ehemmiyetsiz.
mak, kal"lı durmak. Stanıllıll riainı: [Naut.] Ana arma;
To ._..,..: [Naut.] Aynı rotayı mu- ;eminin asıl ana halatları.
hafaza etmek; aynı cihetle seyretmek. To be at a ......tlU : Durpn halde ol·
My house ııtaııd9 a little way back from mak; irıltıtaa u1ramak, kesilmek.
the park : Evim parktan biraz seriye dü· To brinı to a s1BndstiH : Durdurmak;
ter. ıekteye uıratmak.
To ıılDıl uprlght : Dik durmak. To come to a ıtandatlll : Duraklamak,
liTANDARD (3 • 9), n. .t a. sekteye utnmak.
Not up to ııtanünl : Matluba muvafık STAR (44), n.
olmay1111, istenilen seviyede olmayan. His ..... is in ıhe ascendant : Yıldızı par·
...._. of -livinı: Hayat seviyesi. lak.
The ......... answer : Basmakalıp (her Shootinı .._.: Akar yıldız, tahap.
zamanki) cevap. The llın and ıtripa (the .., • ıpanıled
STANDING (3- 1), a. .t n. Banner) : Amerika Birleıik Devletlerinin
sc.Mhıs committee : Daimt encümen. hayratı.
S-.- back : içerlek (ev).
....... CfOPs : Biçilmiı mahlul.
l ıank my ltarl that ... : Çok tükür ki ... ,
reket versin ki ...
.._ cluster : Birbirine çok yakın aörU·
~ joke : Beylik taka, umumi alay
mevzuu. nen yıldızlar kümesi.
S....... jump : Durdu&u yerden atlama. 81111' drift : Bütün yıldızlardan ayrı ola·
sa.dl.. ru\e : Daimi nizamname, esaslı rak küme halinde yıldızların hareketi.
kaide. Stlır fort : Yıldız tabya.

- . . . . water : Dursun ıu, ıu birikin• Stlır • aazing : Müneccimlik; dalıınlık,


tiıi. taıkıalık.
s....._ orders : Daima hükmü olan SC. • lit : Yıldızlarla aydınlanmıı.
emir; [par/.] dahüt nizamname, iç lll· SC. • shell : Tenvir fiteii·
lük; bir illa idwi içia uzun müzakereler SC. motion : Bir yıldızın hareketi.
neticıeli verilen talimat. SC. n>11te : Muntazam yolu olmayan
S-... room only! : Yalnız ayakta du· mıntakalarda pcJlla idaresinin kullandılı
racak yer. · at veya yaya yolu.
To be brouaht up ali ........ : Birden· To be bom under a lucky ıar : Talihi
bire ve tamamen durdurulmak. yaver olmak.
t 381 J
To aee - . : Şeıi beı ıönnelı.; aözleri To ıet ıhe art of soıneone: Birinden
kararmak. daha evvel bqlamat.
To malı.e one see - . : Seli bel aöster- To aive a ııllrt : Ürküp sıçramak.
melı.. To aive aoıneoııe a ııllrt : Birdenbire çı­
Double llıır : Birbirinden ayrı oldukları kıverip birini ilrklllmelı.; bir itele veya bir
yalnız teleskopla farkedilen yıldız. meslekte birini onaya çıkarmak, ona
Piıı:ed .._.: Sabit yıldız. yardım eımelt; bir yarıııa birine avans
North llıır: [Astron.] Şimal (kutup) yıl­ vermek.
dızı.· To malı.e a art : Baflamak.
Star actor : Sinema veya tiyatro yıldızı. To ııllrt 8llıle : Yan taraftan çıkıt yap-
StU' player : Mefhur ·~· mak.
STARBOARD (44 ·il), n. .t v. To ııllrt - . , (cılf, ...) • one's way :
Hard a ....._..: [Naut.] Alabanda Yola çıkmalı., hareket etmek.
sancak. To ııllrt 1ı-* : Gerilemek.
To . . . . _ . helm : ['Naut.] Dilmeni To ııllrt em (fw): Yolcututa çıkmak, yo-
sanc:aıı basmak la koyulmak, ...'ya, .. .'ye hareket etmek.
STARE (211), v. To ııllrt .a for: Yolunu tutmak.
To .._ aıt : ... 'e pek diltkatle bıkmak, To ııllrt ..... : Yine ıirifmelı.; tekrar
dik dik bakmak. bqlamalı..

To .... ııomeone ... (-...) of Hiı eyes were ..... , _ his head :
countenance : Birinin yüzüne dik dilt ba- Gözleri fırlam11tı.
karak ıaıırtmalı. veya utandırmalı.. To ııllrt a fire: Yanıın çıkarmak, yan-
To .._. (a person) ı. tbe Iace : ... ile ıına ııebeh!:>lmak.
kartı karııya bulunmalı.. To ııllrt la : Baıtamalı..
To ııflll'e lıleo: ... 'ya, ... 'ye bakmak. To ıı11rt alf: Ayrılıp aitmelı..
To ıı11rt wMb: Bqlaqıç olarak.
To ~ ..a: Dıprı bakmak.
Once you ııllrt bim taWna he never
STARING (211-1), L
stops : Bu adamı konUllData batlatınan
5arlms coat : Hastalıltlı hayvanın pllrüz- susmak bilmez.
lü derisi.
To ııllrt ... to do somethinı : Ön«
SUrtlrs coıoı.: Cii renk. .. . yapmak niyetiyle ite baflamak.
s....._ eyes : Fıtıaıı ıibi &özler; pırtlak
Tean llmted 1.- his eyes : Gözleri ya-
sözler.
şardı.
STAH (44), L To llıırl . , : Sıçrayıp kallı.malı:; ansızın
5e.rlı ancl lliff : Kukalı.
hatıra aetmelı.; ansızın zuhur etmek.
Sark mad : Zırdeli, çqın deli, tam deli. New facıories ...... . , everywlıere :
Scn naked : Çırılçıplak. Her yerde yeni fabrikalar bayölterdi.
5arl nonsense : Saçınasapan. Start ap the eqine! : Makinayı harekete
START (44), n. it v. geçir!
At ıhe ııllrt : Batlaftllçla. To art whh: ... ile b&1lamlk.
By fits aad ııllrt : Nöbet nöbet; arasıra To ııllrt wltb we must fmd the money :
kesilerek. llköncc para bulmak lazımdır.
Falııe .art : Çıkq hatuı. To llıırl wlda we were only siıı: : Başlan­
Flyinı ııllrt: Yarıp çılı.ıı noktasından gıçta yalnız altı kişi idik.
evvel bqlama. •Who stull ap in anıer siis down with
From ııllrt to finish : Çıkıştan bitiwe ka- a loss•: [Prpv.] Öfkeyle talkan zararla
dar. oturur.
Sıanding art: Yarışa çıkış noktasından STARVATION (44-21shn), n.
başlama. SlarYaıtloe waaes : Geçindirmeyen Ucreı.
....... t 382 l
STARVE (44), v. ti18111 içinde. yapmak, debdebeli bir ha·
To ı:tııne to death : Açlıktan öl(dür)mek. yat ıilnnek.
To ıtane oaıı : Aç bırakılarak yeıımelt. To sit in ..... : Kurulup oturmak.
To .ı.ne oat a town : Bir ,ehri aç bı­ TC? be in a areat . _ (of mind) : Etekleri
tutupııat.
rakarak zaptetmet.
To lt8ne wlda cold : Sofuktıln donmak. What a ıılııte you are in! : Bu halin nedir!
To be ıtarTed for : Çok özlemek, hasre- Secretary of ııeııee: [En •. ] Bazı nazırlara
tini çekmek. verilen unvan; [U. S.] Hariciye nazırı.
The United satea (U. S. A.): Amerika
STATE (21), n. & a.
Birlqik Devletleri.
Affairs of mu : Devlet iıleri (umuru). STAnON (2lshn), n. & v.
.Chair of U* : Taht, kıra! tahtı. Fire adaa :· ltfaiye mertczi.
ln ...,. : lhti18111 ile; büyük törenle; res- Life boat llllllcm : Tahlisiye merkez bi-
mi olarak. nası, cankurtaran semi istasyonu.
Department of ..._ : Amerika DıpsJeri Radio adaa: Radyo istuyonu.
Batanlılı. Railway - ...... : Tren istuyonu.
Here's a pretty ...., (of affain)! : Gel Rail road ...._ : Demiryolu istasyonu.
ayıkla pirincin tqını! Stııdon in life : İçtimai mevti.
ft{arried ...., : Evlilik hayatı. SCUloa master : latasyon mildürU.
8&ate apaıtments : Bir saray veya mubte- Sllıtlon calendar : lstuyonda tnn hareket
,em bir konalı.ta mlltellef daire. saatini v.s.'yi ıösteren ilin.
sc.&a ball : Sarayda verilen balo. SClıdm house : Polis merkezi; istasyon
8ate earriaae (coach) : Bllyllk merasim binuı.

arabuı. wason : Bir çeşit kaptıkaçtı.


!kııdml

Sı.te craft : Devlet idaresi; hutilmet ida- To marry below o~e's IDdell : Kllfvü ol-
resi bilpi; ıiyuet. mayanla evlenmek.
To ...... at: Yerlqtinnet.
!kıD paper : HUtllmet iılerlne ait vema.
STAnONARY (21sh9 - 9 -1), a.
Sil* house : Hllkilmet binuı; meclis bi-
~ air : Daiaıa atcilerde kalan
nuı.
hava.
s.... ıishts : Amcnka Birletit Devletle-
~ diseue : Havaların detişme­
rinin her birine alt hutur..
siyle histi olan ve bir müddet sonra ge-
saıı. rooın : Merasim ulonu (oduı);
çen baatalıt.
[naut.] lllks hususi kamara (aeml).
Sbıdcw) enaine : Sabit matina.
S.... - owned : Devlet malı. ~ population : Bir yerin saym
State of life : İçtimai mevti.
delifmeyen aballal.
SC. of mind : Haleti ruhiye. Sbıdcw'7" temperature : Muayyen dere-
State of w.- : Harb hali.
cede kıllan hararet.
S... robea : Meruiaı elbiseli. ~ troops : Muayyen bir yerde
Statıel pneral : Devlet ıllruı.
kalan asker.
SCııte serv~ : Devlet hizmeti.
STAVE (21), v. [p. t . .t p. p. STOVE] ..
S.... ıocialisın : Devlet -yalizmi, dev- To at.Ye • : Ü:zerine vurarak kırmak,
letçilik. çoıctilnnek, delmek; fıçı tahtalarını bir
To dine in ..... : Miltellef bir ziyafette araya ptirip fıçı yapmak; sandal veya
bulunmak. fıçı v.s.'de delik açmak.
To live in ...., ı ·Tqblr edilmek Uzcre To llıwe off : Savmalr., defetmek, önüne
açık tabut içinde yatmalı. (bUyUk bir zatın ıetmet; .. .'den muvakkaten kurtulmak;
ceııueal). uzak tutmalı., uzaldqtırmat, bertaraf et·
To tcep pat ....; (to live in .....) : tıı- met.
[ 383 l
STAY (21), n. el v. Marriap will ._., him down : Evle-
. !kay - at - home : Hep evde oturan, so- ninc:e yatııır.
kap çıkmaz. To .....,. ontself ....... somethinı : Bir
To be in ıılaYS: [Naut.] Ona alabanda weye tutunmak veya dayanmak.
etmekte olmak. STEAL (il), v. [p. t. STOLE,
To be slow in ııtays: [Naut.] Kolay or- p. p. 8TOLEN].
~a)•:ı ııelmez. To ııteal a ılanc:c at someone : Göz uc:uy·
To stay to dinner : Ak511m yemeline kal- la bakmak, aizl!c:e bakma~.
mak. · · To ..... a marc:h on someone (a penon):
To ...Y the night : Gec:elemek, yatmak. (Birinin) sırasını almak; baıkasıııdan ev-
To illa)' one's hand: Harekete pçmemek, vel davranmak, baıtasından Ustiln çık·
kendini tutmak. mat:
To 1t1ıJ .. : Evde oturmak, aokaja çık­ To ..... ll'Olmıl: Sokıdmak.
mamak: izinsiz olmak. To llıeal away : Yava1ÇB sıvıpnak, sezdir-
To ..., la power : iktidarda kalm,.t. meden seçmek.
This horsc c:an not ...,. three miles : Bu To ..... r - uııder one's nose : Gözün-
at üç mil dayanamaz. den sürmeyi çalmak.
To •1 it: .;.'da, .. .'de kalmak. To lletıl lılto: Gizlenmek, saklanmak.
• Who ...... a minaret knows wlıerc to
To •Y .-ay : Gelmemek; batka bir yer-
bide it•: [Prov.] Minareyi çalan kılıfmı
de -kalmak; yaldapnamak, uzak kalmak,
hazırlar.
uzak durmak.
STEAM (il), n.
To _ . by someoııc : Birisine müzaheret
At full * - : BlltUn ıilratle:
etırıeL
Dry *-: Kuru iıtinı.
To my • : Biraz daha kalmak..
Full . , _ ahead : Tam ıilratle ileri.
To ...,. aat : İçeri airmemek, dıtuda
llead of * - : lstinı tazyiki.
kalmak~
. S.... puae : Manometre.
To my Olll ali l!İlht : beceleyin kendi
Ste- - tisht : Buhar JleÇIDeZ.
evinde bulunmamak.
To ...Y ap: Yatmamak; uyanık kalmak;
s......_ bot: Çok 11c:8k.
yerinde rahat durmak, yerinden kımdda·
S.... boiler : Buhar -kazanı.
S.... enıine : Buhar makinası; loko-
mamak; havada kalmak.
motif.
To llıQ' ap late : Oeç vakte kadar yatma-
8tema hammer : lıtimle ça111&n varyos.
mak (oturmak).
SC- heat : Suyu kaynatma derecealnde
STEAD (2), n. hararet; buhar ile binaları ısıtma sistemi.
in someone's llıead : Birinin yerine. 8tema - roller : İstim ile ifleyen silindir;
To llmıl someoııc .. aood llead: Birine iıtimle iıleyen ajır merdane; ev. s.
pek faydalı olmak, birinin iline yaramak, Co}loq.] muhalefeti bastırma vasıtası.
yardımı dokunmak.
&tema ıhovel : Toprak kazma itlerinde
STEADY (2 • 1), L el v. kullanılan ve istimle itleyen bll)'Qk tllıek.
His hcalth aets llıeadlly wone : Sıhhati Super heated ..._ : Ajır tazyikle hbıl
ıittikçe fenalqıycır. olan kuru ve fazla aıc:altlıkta latim.
On llMılJ!: Yavaı! To let off (blow off) * - : Kazandan
To kecp ....., : Kımıldamamak. istimi salıvermek; İltİm bcıpltmak; ajzını
To lead a ....., life : Çapkınlıktan ve açıp aödlnil yumarak hiddetini hafiflet-
hovardalıktan sakınarak namulıu ve mek.
muntazam bir tarzda yqamak. To aet up .._. : HUIUli bir ilin kuvve·
Steııdy weather : Kararlı (sabit) bava. tini toplamak, mühim bir faaliyete hazır­
To ııteaııly dolra : Sakin olmak, yatıpak. laıımalt.
ıfffl step
l 384 l
To ıo by lltnm : Buhar kuvvetiyle işle­ STEM (2), n. & v.
mek. From stem to lllenı : [Naut.] Baştan
To ıet up (~ise) * - : istim ıetinnelr.. kıça kadar.
To • - _ . . . : Dolaşmalı., uçuşmalı.. To stem the current : Akıntıya karşı iler·
To • - out : İslim almalı., harekete ha· lemelr..
ıırlanmalr.. To ııtem from : Zuhur etmek, meydana
To ste:ım open an envelope : Zarfın zam- çıkmak.
kını buğu ile eritere~ açmalı.. · STEP (2), n., v..& a.
To proceed under its own lfeMı: [Nıut.] A short step: Kısa adım; yakın mesafe.
~endi malr.inasıyle yürümek (semi). flight of . , . : Merdiven.
To work off ite- : istim salıvermek, it' a aood llep to ... : ... epeyce uzaktadır.
fazla toplanmış enerjiyi salıvermek. in llep : Ayak uydurarak.
STEEL (11), n. & v. Out of llep : Adımları birbirine uyma·
yan, başkasına ayak uyduramıyan.
Cold ııtffl : Kesici silihlar.
Step by ltep : Adım adım; kademe kn·
Heart 'Of ....ı : Demir yilrekli.
Steel blue : Çelik mavili. deme.
Step · brother : Üvey birader.
StHI • clad : Çelikten zırh ıiymit. zırhlı.
Step - child : Üvey çocuk.
Stee1 enıravinı : Çelik levha ilzerine hak
Step·. father : Üvey baba.
s:ınatı; çelik hilr.lr.ilr.lıjı; hilr.Jıedilmiş çe-
lik levha ile
basılan resim.
Step· mother : Üvey anne.
Steri wr..oe : Çelik tel. Step • dauıhter : Üvey kız.
Steel workı : Çelik fabrilr.uı. Step ladder: Yassı basamaklı merdiven.
Step· down : [Elec.] Elektrik kuvvetini
Steel yard : Kantar.
azaltma cihazı; [mecb.] makina süralini
To lteel ~ : Kuvvet, metanet lr.a-
zanmalr.. azaltma cihazı; inmek.
To sıeeeı _ . (one'ı lıeart) : Kalbini Step - son·: Üvey otul.
katılaştırmak. Step· up : [Elec.] Elektrilr. kuvvetini ar-
Worth of one's ..... : Kılıcına layık, tırma cihazı; [mecb.] makina süratini
küfüv; zahmetine deler.
STEEP (11 ), a.
Ste,....
artırma cihazı.
stone : Basamak (atlama) taşı.
To ııtep lılter : Peıine dUpııelr..
A lfeep climb : Pek ıilç bir çıkıt (tırma· ·
To llep lıeck : Gerilemek.
nıı).
To lfep f--.1: berıemelt.
Steep story : inanılmaz hikaye.
To sıtep mwa : A1&lıya plmek, inmek;
That's a bit -.ep!: [Colloq.] Bu kadarı
(voltaj. v.ı.) azaltmak.
da biraz fazla!
To be in step (keep llep): Adım uydur-
To be lfıeeped in : Kafuını doldurmuı
<'lmak. alimi olmalı.. mak.
To ...., in : Emdirmek; iıba etmek. To be out of lfep: Bozuk adım atmak.
The fint •P will be to ... : Yapılacak ilk
STEEJ< O 1), v. ,ey ...
To .._. clear of: Sakmmak, uzak dur- To follow in someoııe'ı .,.,. : Birinin
ınak. eserini takibetmek, birinin yoluD(lan ıit­
flTElmNG (11 • 1), a. mek.
Steertııs committee : Bir teİebbllsU veya To lake . , . to: ... için tedbir almak,
konareyi idare eden heyet. teşeb1tüee sirişmek.
Steertnı par : Dilmen donanımı, dümen To ıRpa malt: [.lfaut.] Geminin dire-
ditli mekanizmuı. iiıM i*açaya oıunmak.
Steerlııa wheel : Dümen dolabı. 8Cewı this wa)4 : Bu tarafa 1111!
r l•5J
To ..., la : Girmek, müdahale etmek 8TEW (177), n. it v.
karı1111ak. in a llew : Telilta, heyecanda; ııcele ile.
To watdı one"s *": Dikkat etmek. Irish llaw : Etli patata yalmiai.
To llıep ao : Çijnemek; üzerine adım at· •Le& him llaw in his own jııice•: Bırak,
mak, ayak bumak, inmek. ne hali varsa aönlln.
To *" • it: [Colloq.] Acele etmek. Stew• apples : Blma ltompostoau.
To ..., aat : Çıkmak; adımlarını açmak; !lfewed tea: Fazla demlcnmiı çay.
adımlarla ölçmek; [colloq.] eilenceye To llew la one's iıwn juic:e : Amelinin ce·
aitmelt. zasını çeltmelt.
To •P 011t cıe1D: Dı1&r1 çıkmak. STICK (1), n. el v. [p. t. el p. p. m.JCK].
To .... fllf: (Araba v.s.) den inmek. •Any ilk* to bea\ a dos•: Sevmedili bir
To..., • the ps: [U. S. si.] Otomobili adamı küçük dllftlrmek her teYine kulp
hızlandırmak, ıaza bumak. takmalt caizdir.
To llep - : Üzerinden aeçmek. Here 1 am and here 1 lddd : Buradayım
To llep - to the opposi~ house : Kar- ve buradan kımıldanmam.
ııki eve aeçivermek. 1 can't lllı:k to him : Ona tahammül ede·
To dep to: Yana çekilnıek. miyorum.
To •P ap : Yukarıya çıkmak; yükselt· 1 lent Ahmet m:r dictionary, but he is
mek, arttırmak; [El«.] elektrik kuvve- ııtudı ıo it: Ahmed'e IGptımı ödllııç ver-
tini ııruırmalt. dim, illtüne otımlu.
To •P . , to : Yaklapnak. Nota lllı:k was saved: Bir çöp bile kur-
To take rtıiıps0 : Tetebbüs etmek. tulmadı.
Watch your slepl : Ayajını denk al! Stlck • in • the • mud : Gayrimütqebbiı,
S"fERN (99), ıİ. eski kafalı; uyıqulı:.

By the ııtıenl: [Naut.] Kıça biraz fa1Ja SClek no bills! : ilin yapııtınnak yasak-
suya batmıı; kıç tarafından. tır!

From stem to ııtıenl: [Naut.] Baştan &acık· up: Birbirine yapııık; [colloq.]
kıça kadar. kibirli, burnu havada.
Stem chase: [Naut.] Arkadan aelen bir The biı lllı:k : Kuvvet kullamna, zora
gemi tarafından takip. müracaat.
Stenıı chaser : Kıç topu. To ıeı the ldı:k : Dayak yemek.
S... · pllery : Kanaryalık. To gather lllı:ka : Kuru dal toplamak.
Slent ·post: [Naııt.] Kıç bodoslaması. •To get hold of the wronı end of the
SCen painter : Panya. iti• : Bir teYi ten anlamalı:, yanlıı mi·
Stern sheets : Sandalyenin içeriıinin inç na vermek.
tarafı; filika veya kayıjın kıçaltı yeri. The lllcb ~ [U. S. Colloq.] Melkl\n
Stern wheeler : Kıç padılı (çark kanadı) yerlerden uzak ormanl11r.
ile işleyen nehir vapuru. To be lluek : Saplanmalı:; kımıldanama­
mak; iıin içinden çıkamamak; anlıyama­
Stern • way : Geminin geriye doiru git·
mak.
mesi.
To lllı:k around: [Si.] Yakınında dur-
To anchor by the mm: [Naut.] Kıçtan
mak veya beklemek.
demirlemek.
Some of the money llllck io bil finaer :
To be down by the dem: [Naut.] Kıçı
Paranın bir kısmını ziftlendi (cleve yaptı).
iyice suya batmak.
To ilk* .ı (•) : Yapılftla!r. (bir ite); ta·
To sink •m foremost: [Nıut.] Kıçtan kılmak; nraltlama!r..
batmak (gemi). To l&lt br : Beraber olmak, beraber ha·
To bave a ııtenıway: [Nıut.] Kıçın kı­ reket etmek, yanından ayrılmamak, sadık
çın Jitmelt. !r.almalt.
F. 25
stklı
[ 386 ) •
Walkina ııdclı : Baston. mat; •anca beraber kanca beraber• ol·
Without a ııdclı of fumiture : Döşeme mak; (iki ,eyi) birbirine yapıttırmak.
namına hiçbir tcY yok. To ııtldı to one's word : S&tlnden ppna-
To ııdclı .a a job : Bir ite durmadan de- mak.
\'am etmek. To ııdclı ••: (İlln v.ı.) duvara v.s.'ye
To Rldt 81 nothinı: Hiçbir ıeyden çekin- yapİştırmak; dikmek; ayakta durmak; dik
memek, tereddüde dlifmeınek. durmak; dinelmek; yübelmek; maruf ol·
1 rather ııdclı • doina that : Dotnısu, mak; [si.) haynn olmak; llllD•k;
bunu yapmalı dutünürüm. [Austral. si.) tutunmak; daim olmak;
yolunu kesmet, 10ymak.
To Rldt IJJ (to) a fricnd : Bir dosta sa-
To ııddı ., foi' ııomeoııe : Birinin tanıfını
dık kalmak, yardım etmek.
tutmak, dutelılemek, müdafaa etmek.
To stlek down: Yere koymak.
·Slldı; it dOWll anywherel : Nereye oluna
mcKLER cı 9), n. -
A ltklıler for ceremony : Mer11imperest.
olsun koyuver! A lllı*ler for IOlllCthina : (Bir hUIUIU)
To llklt dowıl an envelope : Zarfı yapıt­ muta&Slıp, titiz.
tırmak. A ııddıler for dicipline : Diliplin menk-
To ltklı dOWll in a notebook: Not def- luı.
terine yazıvemİek. STICKY (1 - 1), a.
To aldı m :'°Üzerine yapııtımıak; llze- He wlll coıne to a ııdclıJ end : [Si.) Akı­
rine yapııık kalmak. beti fena olaaıt.
To llldt it on: [Si.) Çok pahalıya At- STIFF (1), L
mak; hesaba illveler yapmak. 8dff - backed : İnatçı.
To ııddı cılılt : Çıkmtılı olmak; kaba dur- Stllr neck : Boyun alrısı.
mak, kabarmak; dayanmak; kabartmak; Stllr - necked : Boynu tutulmuı; inatÇı.
dıprı fırlamak; yaplfıp kalmak; kopma- san - shirt : Premlplerinden fedaklrlık
mak; ucu çık.mat; hayrete dlifmek; etmiyen, sert, sıkı.
[colloq.) aöz önllude olmak, açık olmak; That's a .aHr bit!: [Colloq.) Bu kadarı
sonuna kadar kahrmı çekmek. da f.azla!
To ııddı it mt : Dayanmak. To be ııdll : Her tarafı tutulmak.
To ııddı .a onc'ı chest: Göisllnü ıiıir­ To arow .aHr: Sertlepnek.
mek. To have a ııdll ııect : Boynu tutulmak.
To ııdclı mt one's hand before stoppinı : To offer ııdll resiatance : Şiddetli muka-
vemet a&termek..
(Otomobilde) duracalını ıöstermek için
STJLE (41), D.
elini uzatmalı.
To ııddı C111t for hiaher waaes : Israrla •To help •.lame doa over a de•: Yar-
fazla tlcret isıeıMk. dıma muhtaç olana yardım etmek.
S11LL (1 ), a.
To ııddı to : Sadık kalmak, ballı olmak. veaaiı
StDI life : Natllmıort; meyva, çiçek
To ııddı to (bJ): Durmak, sebat etmek.
cansız tcYlerin tuviri (tablosu).
To ııddı to one's auna: S\bal etmek, bil-
Stil hunt : Sessiue ve aizlencret avlama;
dilinden 1&11Damak.
seuizce ve ihtiyatla bir şeyin pqinden
The lift has .ı.lı : Asanaör 11k11ıp kaldı, ptıne.
illemiyor. Stll wineı : K,öpUklll olmayan praplar.
To llclı to one's post : Mevziini terketme- •StDI waters run deep• : [Prov.) Yumu-
mek; vazifesinden ayrılmamak. şak huylu atın çifteli pektir; yere bakar
it ııdcb la my throat : Ben bnnu hazme- yürek yakar.
demiyorum. To stand Oie, keep) dl : Kımıldama­
To lllclı tcıpdıer : Birbirinden ayrılma- mak.
sılmuı.dcıd
[ 387 l.
The 11111 small voicc : Vicdan. To IJdr llıoılt (ııromıl): Dolalftlllk.
STIMULATION (1 - 17 - 2 lshn), n. To lllr 1.- : Hareket etmek; kımılda­
Sdmalalloa of industry : Teıvilr.i sanayi. mak.
STING (1), v. [p.ı. it p.p. snJNG]. To .ır la : Harekete aeçmek.
His consciencc llus him : Vicdan azabı To .ır one's blood: Kanını tututtıırmak.
duydu. To make (create) a ııllr : Heyecan uyan-
His speec:tı had no ...., in it : Nutulr. çolr. dırmak.
cansız (ruhsuz) dı. To ııdr someone ıo pity: Birinin merha-
Thaı caae . _ : O dejnelr. insanın ca- metini tahrik etmek.
nını yak.ar. To .ır someone'ı wrath : Birini sazaba
l1ıe remarlr. ..... bim (to the quiclr.) : Bu ıetirmek.
söz (ubir aibi) içine ifledi. To .ır tbe fire : Atqi tarqtırmak.
To ..... to: Sokmak. To lllr ., : K.an1tırmak; canlandırmak;
STINK (1), v. [p. t. STANK, teşvik etmek, kııkırtmak.
p. p. S'11JNK). To .ır up old memorieı: Baki hltınlan
it lllılb in the nostrils : Koklayanın bıır­ (defterleri) lr.ar11tıımak.
nu dü11:r.
One chemistry paper was a .eı.k : Kimya
sualleri berbattı.
•A _.in
STtl'CH (1), v. & n.
time saves nine•: [Prov.]
Zamanında tamir edilen kllçllk bir bata
•To cry ...... fish• : Kendi malını kö- büyllk fenalıkların önllne pçer.
tülemek (•Yoturtçu yoprdum taradır• Not a dry llMı::lı o.: Sırılaıklam, çok 11- •
demesi aibi). lanmıı.
To llbık oat : Fena koku veya duman ile To ldkh ., : Yırtılı ditmek; yarayı dik·
kaçırmak. melr.; eklemek, yamalamak.
To 611 •P : Kokutmak, taaffün ettir- Without a lllllclı of dothins : Çmlçıplalr..
mek. With every llMdı of canvu ICl: [Naut.]
To .eı.k one's ııostrilı : Bumuna pis kok- Blltlln yelkenleri fora.
mak.
STOCK (.5), n. & v.
To rise a .ılıllı: [Si.] Velvele çıkar­
mak, kıyameti koparmak. On tbe lloelıl : Hazırlanmakta; yapıl­

To write someone a ııdıllı : Birine pek makta.


şiddetli bir meklup yazmak. Stoeb and ııones : Camız tcyler; faali-
STINT (1), v. & n. yetsiz kiımeler.

To ıive wiıhout . . : ibzal etmek. Stocık answer : Dainıa hazır cevap.


To 1111.ı oneself : Kendini bir aeyden mah- Stadı breeder : Hayvan yeıilliren lr.im1e.
rum etmek. Stadı - book : Efya defteri; demirbaf.
Without ..ı.ı : Bol bol, esirscmiyerek. Stodı company : Sermaye biaeleri olan

STIR (99), n. & v. ıirket; [tbHt.] mum>'Yen bir ll'UPla ça-


A placc full of .ır: Çok canlı bir yer. lı1&n aktörler.

Do not 1111'1 : Kımıldama! StGCk farm : Hayvan yetİllİrilCn çiftlik.


He iı not ~ yet: Hlll leı 11öi ya- 8todı - in - tnıde: Ma1aza mncuclu; atok;
tıyor. temcid pillvı; klitc.
lf you lllr, 1 lhoot! : Davranma, yaka- Stadı phrues: Beylik kelimeler, llftar.
rım! sı.m- atili : Hiç kunıldaaııyank, ıama­
There is not a .ır : Ortalıkta çıt yok. miyle barekelliz.
Tbere İl not a breath of air ~ : Yap- To be llıoclrell al : Aptallllflllllk, hayret
nk kımıldamıyor. • etmet.
To make a sreat .ır : Çok 1ıeyec:an uyan- To lake IMdı : Envanter yapmak; Cll•·l
dırmak. bir lİlllleDln vuiyet, mvet. v.1.'lbıl ti
sıne ııtop
[ 388 ı

yin etmek; muayene etmek; tahmin et- Stone man: Yol, v.s. işareti olan taş.
mek. Stone's cast (throw) : Taş menzili; bir ta-
To lake ltock in: [Colloq.] Alakadar şın el ile atılabildiji mesaf~.
olmak; ehemmiyet vermek; hisse senedi St- wall : [Cricl:.] İhtiyatkirane vur-
almak. mak; [polit.] Obstrüks yolculuk yap-
To stock up : Mal depo etmek. mak.
'.ffOKE (67), n. & v. Stone ware : Kumlu taştan yapılan saksı ..
Stoke - hold : Vapurun ocak dairesi. Tn cası stoaes at : Birine taş atmak, tc:n-
Stoke - hole : Ocak dairesi; külhan, kül- kid etmek.
han kapajı; kalorifer kazanının bulun- To cası ıhe firsı ııtane : Birini kötüle-
duju yer. mekte önayak olmak.
To lfolıe ııp : Ocak v.s.'nin ateşini arttır­ To leave no .._ untumed : Bir işi ba-
mak; [si.] karnını doyurmak. şarmak için her çareye başvurmak.
STOLE (67), n. STONY (67 - 1). a.
Groom of ıhe ltole : Kırat sarayında ya- A ııtony look : Sojuk bakıı.
tak odası nazırı. Stoay- broke: [Colloq.] Tırıl, dımdız­
STOMACH (8 - 9k), o. lak.
He has no lfomach for adventure : Ser- Stony - hearted : Taı yürekli.
güzeştlere hevesi yok. Stcıity politeness : Buz ıibi nezaket.
His eyes are bi11er than his . _ . : STOOL (77), n.
Haris bir adamdır; aç &özlüdür.
Office ııtool : Yüksek yazıhane için uzun
it makes my ltom8Cb rise : Midemi bu-
ayaklı iskemle.
landırıyor.
Stool piıeon : Polis hafiyesi; birinin suç
1 can not llomarb it : Buna tahammülüm
ortalı; tuzakçı, bilhassa hırsızları tuzap
)•ok; hazmedemem.
düşüren kimse.
On an empty " - h : Aç kamına.
Three - leged ltool : Üç ayaklı iskemle.
On a full ııtam.ıleb: Yemek üstüne.
•To fail between two ııtuoll• : [Prov.]
Stonuıdr - ache : Karın ajrısı, mide aj-
iki cami ırasında peyoamaz, iki iıi bir-
rısı.
den yapmap çalışırken hiç birinde mu-
To tum one's - - . b : Mide bulandır­
vaffak olamamak.
mak.
To go ıo ltoal : Defi hacet etmek.
STONE (67), o.
STOOP (77), v.
•A rollinı ııtane ıathers no moss• :
[Prov.] Yuvarlanan taı yosun tutmaz. 1 wouldn't llOOp to such a thina: Böyle
ııeye teııezzW etmem.
A ıııo.'s throw: Yirmi otuz adım.
STOP (5), n . .t v.
A heart of .._ : Katı yürek; amansız;
vicdansız.
Not to leave a .._ standinı : Yerle yek-
He never
mez.
"°" talkiııa : O suımak bil-

san etmek; Step - cock : Kapama musluiu (ıupapı).


Rollinı .,_ : Bir dalda durmaz adam. Stop - aap : Muvakkat çare; ijreti olarak
bir baltaya sap olmamıı ·kimse. kullanılan ııey.
'it- ase : Tq devri; insanların bütün SCop - press : Gazete basılırken son da-
aletleri taııan yaptıkları devir. kikada ilive edilen parça, makineye veri-
seo.e - cold : Çok soluk. lirken (havadis).
Stoae - dead : Taı sibi ölü; tq kesilmiı. Step - watch : Zamanı saniyeye kadar öl-
Stme - blind : Hiç ıörmez, tamamiyle çen cep suti.
kör. · To brinı to a ltoll : Durdurmak; .ekleye
Stom - deaf: Hiç itilmez, sajır. ujratmak.
8t- - fn:ıit: Çekirdekli meyva. To come to a ltcıp : Bir durap llllmek;
[ 389 ı

durmak; kesilmek; dinmek; sekteye utra- 1 havc a ııreat surprise in llGre for you :
mak. Size büyük bir sürprizim var.
To make a ltlıp: Durmak; mola vermek; in llore : Hazır; elde mevcut; yedek ola-
bir yerde muvakkaten kalmak. rak.
To put a ltlıp to : ...'e nihayet vermek, SCore - room : Kiler.
durdurmak. · Store cattle : Besili olmayan sılırlar.
To put the ...,. : Noktalamak. This book is a ııllll'e of infonnation : Bu
To itap a thina : Bir ııeyi durdurmak. kitap malOmat hazinesidir.
To ltlıp ııt notbina : Hiçbir ııeyden çe- SCore - hou1e : Antrepo. ardiye.
kinmemek; her ııeyi göze almak. 5eore keepcr : Ambar memuru; kumanya
mem.uru; kilerci; [U. S.] dükklıncı.
He did not ltlıp at that : Bununla iktifa
Store teeth : lireti (tıkma) diller.
etmedi, bununla kalmadı (yetinmedi).
To hold (keep) in ııllll'e : ileride kullan-
To ltlıp a"'-': Gelmemf'k; muvakkaten
mak için saklamak.
evden bBfka yerde kalmak. .
To lay in a llGre of ·someıhina: Bir :ıcyi
To ltlıp (payment oO a cbeque : Bir çe-
depo edip iddihar etmek.
kin tediyesini durdurmak. To set great _.. by somethina : Bir ııeyc
To ltop deacl (short) : Birdenbire durmak
çok ehemmiyet venı11k.
(hayretten), donakalmak.
To set little ilen by somethinı : Bir ııeYi
To ltllp doina sonıethiı:ıa : Bir ııeye son hiçe saymak, ona eheııımiyet vermemek.
ve~k.
To set ıreat llore on (by) : Çok takdir
To ıılap ..... a lens: Adese perdesini etmek; pek kıymet vermek.
küçültmek. To ııı... ., : Biriktirip saklamak; istif
To itap 4l9wll: [P!ıor.l Ziyayı diyafram etmek, yılmak; dolu olmak; kederli bu-
(adese perdesi) vasıtasiyle tadil ederek lunmak.
adesenin sahasını daraltmak. To llore •P in memory : Hatırda tutmak.
To ltlıp aft : Muvakkaten durmak, ko- We do not know what the future has in
naklamak, utramak. atore for us : istikbalin bize ne hazırlı­
To ltop shon : Kesilmek, durmak; kısa dılını bilmiyoruz.
kesmek. STORM (SS), n. &. v.
To ııtup ap : Tıkamak. •A llorın in a tea - cup• : [Prov.] Bir
To ltop the mouth : Susturmak, sözü aı­ bardak suda fırtına.
zına tıkamak. Cyclonic ııtwm : Kasırga.
To ltop lor someone : Birini beklemek; St- and stress : Buhran devresi.
birini almak için araba v.s.'yi durdurmak. Stcnn - beaten : Fırtınaya tutulmuı.
To 1t1ıp a gap : Delik (gedik) tıkamak; bir St~- bound: [Nauf.] Fıttına sebe-
eksili tamamlamak. ' biyle bir yerde durm111-
To ltop OYer: Yolculuk esnasında bir Stmm center : Kasırga merkezi; karnü-
yerde bir müddet kalmak. vesi.
STOllE (SS). n. A v. Starın - cone : Gemilere haber vermek
A surprise is in llOlw for you : Sizi büyük için karadan aösterilen mahrut ııeklinde
bir sürpriz bekliyor, size bir sürpriz hazır­ fırtına i11reti.
lanmııtır. St.. cloud : Fırtına getiren bulut.
At the ..... : Dükkinlarda, Ç1U1ıda. St- door : K~ veya fırtınaya kal'11
Departnıental .._ : Her türlü caya satan ilaveten yapılan d11 kapı. ·
büyük mataza; bonmarııe. St.m flag : Fırtma çıkacaiına ali.met
He is a ıılwe of infomıation : Havadis olarak rasathane tarafından çekilen 'hu-
(maUlmat) kwıİkuma11dır. susi bayrak.
[ 390 ]

S... ~il: Yalnız futmalı havalarda STRAIGın' (21), L


kuDanılan ve çok dayanıklı yapılmlfkll- A ..._... face : GOHlmaemeyen veya
çük yelken. ifadesiz çehre, uık suraL
sc- s1ına1 : Futuıa .allmetl. A .ıınııpt flabt : İki kiti aruuıda kup;
!ICwm window : Kıı mevaimüıde pencere- (seçimde) yalnız iki oamz.ed aruıncla mü-
ye ilive oluııan dlf kanaL cadele.
To brlııa a . . _ about oae'ı ean : Ba- He bit me ltnılPt in tbe fac:ıe : Tam ytı­
ıına bell 0çıbrmak. zllme vurdu.
To stlr up a - : Kıyamet topartmak. 1 teli you alnlPt : Siu açıkça söylüyo-
To lake by . . _ : Şiddetle bllcum ede· rum.
rek zaptetınek. Out of the ..._..: Elri.
To take tbe audieııce by - : Dinle- SCnıiPt olf : TereddDdetmeden; derhal.
yicileri tabir etmek. 8CrllPt on : Dobra dobra, 11ÇıtÇL
To - • aomeone : Atq pllalı.llrınek, ~ edp : Bir lı.enarı dDz olan cetvel.
batırmak, çatırmaJt. SCnılPt - ıix (eipt) Bir ııra altı (aek.iz)
To - ..._: Yel yeperek yelken kllrelı. ıilindirli otomobil.
içeri sinnet. tellfla sinnelt. To acı on the llnılPt : Dl1rllnt hareket
STORMY <" -
1), L etmek.
~ IUllld : Fırtına çıbı:alını bildi- To be 11nfPt with ııomeone : Birine ba-
ren sUnet batmuı. kihtı IÖylemelı.; birine kartı dllrUlt hare-
STORY (.5.5 - 1), n. ket etmek.
As the lfGr7 saes : Anlattıklaruıa ıöre, To ..,.... _., (aft): Hemen, derhal.

-e
böyle ııöylilyortar. To drink *8IPt froın the bottle : Bar·
But that'ı another ltGr7 : Onu bqka bir dalı. lı.ullanmadao 'fileden içmek; fİteyl
ı.aman anlatırım. dilı.nıelı..
•lt'ı quite ıınother ltGr7 now• : [Prov.] To loolı. ıılnıılPt in tbe fac:e :
Eni çamlar bardak oldu. Birinin aözllne balı.malt.
!ICDr7 - teller : Hiklyec:i; [colloq.] marta- To read a boolı. matPt tlııouah : Bir
valcı. kitabı haftan bata olı.umalt.
SCW7 writcr : Romancı, hilttyeci. Thiı train pocs ......_. throuah to
That is anotber ltGr7 : Bu bqka bahis. London : Bu tren alı.tarmuız Londra'ya
That'ı quite ıuıother l(ery : O blbblltiln tadar gider.
bqka; o ayn bir weY· 8TRAIN (21). v. .t n.
To mııke a loııa ...,. ıhort : Sözü uzat- Ali his senseı were on the ltnılD : Bütün
aııyalım, 'uzun lifuı kısası. melekeleri prilmif!İ.
To teli ......... : Yalan söylemek. Bindinı lnlıl: BOkülıne dayanıklıjı.
•lbe aame old ltGr7• : [Prov.] Eski ha· Breakinı ııtnılıı : Çekme dayanıklıtı.
mam elltl tu. He said a tol more in the same atnıbı :
Thete empty bottleı teli their own ltory : Bu mealde daha çok söyledi.
(Baıka söze hacet yok) bu boş ıiııeler klfi Mental llnıln : Zihni yoraunluk.
derecede izah ediyor. To ııtnıla at (ııftet-) somethinı : Bir teYI
STI>W (67), v. elde etmek için kendini zorlayarak çaba-
sc- iti : Muzlplilt etme! lamak.
To ll9W ......, : Bir yerde saklanmak; To atrm at a point : Bir nokta Uzıerinde
<semi, tren v.ı.'de) kaçalı. olarak 11eyahat fazla ehemmiyetle durmalı..
etmek için saklanmak. To ltnla one'ı back : Belini incitmek
STRADDLE (3), v. (burlı.utmalı.).
To llnıiılle a qııestiqn : MUoakapda iki The martial ........ of the band : Bando-
tarafını birden tutll\llk. nun aıkert havalan.
[ ,,. J
To lll9tD lbc in: 8'r bauaım mlllude ll'J'RAND (3). Y. A L
ettill badada --.ıc. To be - - . . : Pma Yaziyette ~
To llnla ........,... cıat ol. a Uquld: Bir mat; ylzllldl kalmat; .,.,. kalmat; pa-
maJll ...... lı;iılıllkl ..,. ..... elmet. l'DI& talmü.

........
To ...... '"'1 .... : Blttla ..,..abıl

To ...... o.-11: Keadlııl ...........k,


To lean ......,... - - . . : Birini yO-
zlllltl bnbııü.
'ibne ......... nıpo: Oç lıolhı lıalaL
bDdlnl fada JOllDÜ; Ylk:udu bir tını ntiNGS (2laj), L
barkıılmat. 1 am ....... • tlıe wcırk: Bu iti alıtık
To ....,_ a polııt : Bir fltrl Y.L'J1 lfnıta delilim, bu ilin llCllDillylm.
llllllrmet (..-.at). ......... •Y: Nı pılp, ne tuhaf, bay·
To ...... ell tlll •$tııblll: 2'AnlYatm nt.
IUJllll1I .azmet <t8Ylinlm llCirm*). To fiDd (feel) ...... : v..........-, p·
ne _.. o1. lllOdenı life : Moderıı ba- riplemlk.
yatın lbılrleri .... ruu,ed. l'mANGDl (21njt), D.
11ıe ...... ol tlıe nıpe . . ....,mbw· He il ·a ....... to me : Oau tuıımıyo­
ı, çok fala prilmfllL
.._.
The eduı:atioıı of my bor il (pall) a pea 1 am ....... to tbae parti: Buranın
...... OD my relOUl'Clll : ÇonıiPımm talı· yabuıcı11yıaı.
ıil ıııurafı omm!Dda -aır bir ,ottllr. You're quitc a -...rt: Seni a&en lıaı:ı
To anıl tlıe ...... : Zora dayuımat. olur.
11ıelr frleııdslılp ııtood tlll ...... : Her ITllAP (3), n. 4 "'·
leye ......... dolt kaldılar. 8erlıp iroa: Demir çember.

To ...... c:ourtay: Pula nezaketle ıuv ... -tcb-= Kol aati.


etmek; icabına ,ııc. ııezabt wya ımra­ 11ıe ..... : Kayıtla d6Yme aıza11.

lim taYırlaruıdaıı feda elmet. To pve - - . . . : lC•ll09.] Ka-


yıtla dayat atmak.
To . . . . lifler effect: iyi talr bınık­
To ..... ., : KaJllla ballamak: C•td.]
mak için kendini lllzamwıdu fala zor-
(burtulm111 bir umı) yapqba yakı De
lamak.
sarmak.
1'o .... tbe meanİDI : lPııe llldill te-
S'l'llAW (.55). n., a. A "'·
kilde mba 'VV!Dek.
A · man of llnW : U,clunııa adam, muı­
Parti under ...... : Tmzyit altında olaıı
ken, aösterilii fakat Yarlıbız llduı.
kısımlar.
He lıu a ...... of Oermuı blood : Onda
1 doa't care a llnW : Bu balla yız ..ur.
•A drowninı man..will clutdı ata*""•:
biraz Alman WI YU.
[Pro,..] Deniııe dllten yılana urılır.
l11LUI" (21), n. A a. in the llnW: I..oiUla·
lllnılt Jaı:tet : Deli aömlell. Not wortlt a ...._ : Metelik etmez,
SCntt • laced : Koneslnl pek aıkmıı; çolı. •One can't make brlckı witbout *""•:
sofu ve mutaassıp, lllt, ııkı, premipler· [Prov.) Samuııız kerpiç yapılmaz. ·
den fedaklrlık yapmıyan. SCraw color : Saman renal.
llnlt • pllCCd : AbJlk bUIUlunda pek titiz SCraw • cutter : Saman blmele malllus
ve muıu.ıp, aleL
1111 911.ıııı.: Bolazlm, htaabul ve Ca· 8lrmw • board : Kaba mukanL
nakble bo1uJan. .... - boUoıııed : Oturacak yeri buırlı
To be in put ıınltl : Sikıntı içinde ol· (iıkeınle).
mak, danla blmak. 8lnw - hat : Huır .. ,u.
kanat~
To be in _... cin:umlt.lnca : Darlık 81nw mattrae : Samanla doldurulmuı
içinde olmak, minder.
........"' [ 392 ]
•A llnlW showı which way the wind Up - - : Akıntıya kartı.
blows• : [Prol'.] K.Gçllk bir itaret (ala- With the ..n..: Alr.mtı ile.
met) vaziyetin clelittiiüıi Pterir. 5TREET (11), n.
Nol to care a *8w : Aldtrmamak. Crou ııb'let: Yolu kateden ikinci yol.
•llıe ııınıw tbat breab tbe camel'ı back•: Not in tbe same .._. witb ... : [Colloq.)
[Prov.] Barclaiı tqıran mn damla. ... ıe aynı seviyede cletı1, bqkuına naııı­
This was tbe lut llnlW : Bardala taııran ran karakter veya meziyet bakımından
son damla buydu. dillllk olan.
11ıat'ı. the last .ırawr : Bir bu eksiltti!; On tbe ıılreel : Fahi1tlikle yapyan; fa-
bu hepsine tlly dikti! hite olmuı.
To clıldı ıt a . . . , : Millltlll bir vui- Main llnel : Ana cadde, dolru yol.
yette her çareye bapurmak. l!Mreet - Arab :. Afacan; seneri çocuk.
Tt> * - ...,. : Saman 1Crmek (ahır StNet - door : Sokak lı.apııı.
v.ı.'de). Stloeet - fislıtinı : Sokak muharebeleri.
STRAWBERRY (.5.5-9-1), n. senet level : Salı.ak hizası. .
ser.......,. mark : YUzcleki kırmızı leke. ...._ railway : Tramvay hattı veya kum-
STRAY (21), n., adv. a.v. panyası.

Slray bullet : Seneri kurwun. SCnet - sprinkler : Sokak sulama arabası,


Stray customer : Beklenilmedik mlilteri. arozöz.
To let one'ı tboupta *8J : Dalmak. SCreet - sweeper : Sokak silplirllcil kimse
To ıılnı)' .._. : Bqıbot, avare kalmak. veya makina.
Waifs and .....,. : Kimsesiz çocukla•. 11ıe
man in the llnet : Aleliıde insan,
halk.
STREAK (11), n. .t. v.
To play both sideı of tbe llnel : Siya-
Althouah he seema so •riouı there iı a setçi olmak, iyi siyaset kullanmak, vazi-
Like ....- of lislıtninı : Simwek aibi. yeti idare etmek.
Like a llrak: [Colloq.] Çolı. çabuk, son To turn someone into the ııll'lel : Birini
silratle. sokata atmak, açıkta bırakmak.
8llm bacon: Yallı ve yapız karııık You are ...._.. betler ıhan him : Onu
domuz pastırması. fersah fersah seçersiniz.
atıalı of hıımour in him : Çok ciddt IÖ- STRENG111 (2nk0), n.
rünmesine nıimen onun mizahtan anla- On the atrellllh of: ... 'e güvenerek; ... 'e
yın bir tarafı var.
binaen; ... 'e mebni, mucibince; yardımı-
11ıe first llnÜ of dawn : Sabahın ilk
na ıllvenerek. .
11111. To brinı a batıalion up to llnnstlı : Bir
To ...... -...ı : Sllzillllp ıitmelı.. taburun mevcudunu tamamlamak.
STREAM (1 1), n. To strike someone off tbe llnasftı : Bi-
A . . . _ of abuae : Küfür yatmuru. rini kadrodan çıkarmak.
A * ' - of cars : Sel halinde otomobil- STRESS (2), v. & n.
ler. To llre9I (to !ay ııtrW9 on) the importance
Aıainst the * - : Akıntıya karwı. of maller: Bir meseleyi tebarüz ettirmek, •
Down ....._: Akıntı ile. ona çok ehemmiyet vermek.
Gulf SCnam : Meksika körfezinde batla- STRETCH (2), n. & v.
yan akıntı. At a llNtclı : Fasılasız, ara (mola) ver-
se.- with aweat : Ter içinde. meden; bir hamlede; ara vermeden.
Strnm tin : Dere kenarındaki toprakta At full lllıelclı : Tamamen uzanmıı bir
bulunan kalay filizi. vaziyette; alabildiline.
To * - fertll (•): Sel ıibi çıkmak. A -.tdl of open çountry : Geni1 düz
To . . _ the toı : Paralı.ete atmak. arazi.
[ 393 1
Home ıılretcb : Koşu yolunun son düz To lake somethinı in one's llrlıle : Bir
kısmı. ıeyi kolayca yapıvermek.
By a lltretcb of the imapnation : Mu· To talte in one's ııtrWe : Temposunu boz-
hayyeleyi zorlayarak; biraz hayal kuvveti madan bir maniadan atlamak; umumi si·
kullanarak. dişini deiiıtirmeden hayat aüçlülderini
On the ııtretcb : Gerain halde. yenmek, telapızca ilini yapmak.
•Stretcb your feci ac:cordhıa to your To ııDlıle -111 : Geniı, açık adımlarla
blanket• : · [Prov.] AyaiJnı yorpnına yürümek. ·
aöre uzat. To *"* hıte: Geni1. açık adımlıırla
Stretdt of winı : Açık kanadlar arasın· airmek.
daki mesafe. To .atde oat : Açık adımla yürümek.
To lay lbwtcbed : Uzanıp yatmak; uzan· To sldde o•er : Bir adımda aşmak; uzun
mak. adımlarla ıeçmek.
To aive a ııtreCdt : Gerinmek. STRIKE (41), n. ol v. [p. t. ol
Three houn at a ııtretdı : 3 saat lisılasız, p. p. 8TRUCK].
3 saat durmadan. A lucky ııtrtke : Turnayı aözllnden vurma.
To ıo for a ııtreldı : Bacakların uyuşuk­ General llrtb : Umumi srev.
luiunu ıidermek için biraz aezjnmek. Strllıe
breaker : Grevi baltalamap utra-
To ııtretdı oneself : Gerinmek. şan kimse.
To **9a one's leas : Uyuıuklutunu ai· His hour has ııtnclı : Sonu yaklaştı; (ba-
dermek, biraz sezinmek. zan) hayatın en mühim zamanı aeldi.
To ltretch a privileae : Bir imtiyazı bi- How did he mtlıe you? : Onu nasıl bul-
raz suiistimal etmek. dun?
To ltretcb a point : Bir noktayı zorla·. He muc:k me as (being) rather conceited ;
mak. O bana biraz kibirli aibi geldi.
To llretcb alıellıl : Uzanmak.
1t 1tr1ıa me ıhat... : Bana öyle aeliyor
To ııtretrlı oat : Uzatmak; elini uzatmak;
ki ...
yayılmak, serilmek.
it has just ııtraclı ten : Saat ıimdi onu
STRICKEN (1), a.
çaldı.
Poverty ICrldrft: Çok fakir.
l've ltnlclı •pon an idea : Aklıma bir fikir
Strlcbıı in yean : ihtiyar, yaılı.
aeldi.
STRICT (1), a.
To be on ııtrlıe : Grev halinde olmak.
He is a strld Moslem : Koyu bir müslü-
To come out on lh'lr.e : Grev yapmak.
mandır.
To be ııU1ldı on someone: [Colloq.] Bi-
in the ııtrkteııt sense of the world : Keli-
rine abayı yakmak.
menin tam mlnaaiyle.
To 110 on llrtb: Grev yapmak.
Smokinı is llrldly prohibited : Sigara
To ııatlıe ...ı..c somethinı : Bir teYe
içmek katiyen yasaktır.
çarpmak.
SDlctly spealting : Dotrusunu söylemek
lazım aelirse. To litrtlıe the eye : Göze çarpmak.
STRIDE (41), n. ol v. [p. t. STRODE, To llrtb his flaa : (Amiral) fonunu in·
p. p. STRIDDEN]. dirmek (kumandasını terkctmek).
To gel into one's ııbtde : Tam yoluna To .atıı.e its flaa (colours) : (Geri) bay-
ıirmek. raiını indirmek, teslim olmak.

To bit one's *ille : Normal seyrini veya To .atıı.e the lıour: Saati çalmalt.
hızını bulmak. To ııtrlıe fish : Balık sürüsü bulmalt.
To make sreat (rapid) ...W.. in To ....., hands : Pazarlık etmek; tem
somethinı : Bir ıeyde çok ilerlemek; bir olmak; pazarlık prtlarmı kabul ederek
,eyde büyük terakki söstermek. el sıkmak.
[ 394]

The hour hu ıılradı : Mllhim an seldi To ..... ap a tune : Bir makam tuttur-
çattı. mak.
To lldre a barphı : Pazarlık etmek; To ..... . , a friendslıip : Biriyle dost-
an18f1Dak. lup bqlamalı..
To ..... a match : Kibrit çakmak. Well ...... in years : İyice ihtiyırlamıı. ,
To ..... it rich: Altın v.s. madeni bul· We've llnck (a,ae) just the risht man :
mak; beklenmedik muvaffakıyete erit- Tam adamına çattık.
mek. STRDaNG (41 • I), a.
To ..... oı1, aold, ~ : (Maden arayıcı) A ...... clock : Çalar saat.
petrol, altın v.L'ye rastlamak. A ...... llkeness : Şaıılacak benzerlik.
The plant hu 111-* (root) : Dikilen ne- &rllılqly beıutiful : Göz ılıcak derecede
bat tuttu. gllul.
The road now ...._ North : Yol burada Within ...... distınce : Vurulacak me-
kuzeye sapıyor. safede.
The tlıoualıt - - hiın tbat •.. : Birden· STRING (1), n. el v. [p. t. el
bin aklına IC)dl ki.-.. p. p. STRUNG].
To ııtrlıa _,eone wlllı woııcler : Birini
•To hıve two ltrlııp to one'ı blow• :
hayrete dllıllrmek. [Prov.] Ümidini yalnız bir yere balla-
To ıdl9rıe terror into someone : Birinin
mamak; bııvuracak iki çaresi olmak.
içine dehpt salmak.
Has a lllrlıııl to it : Şarta bıllıdır.
To. llrllııe d-n : Vurup yere dUıUrmek; He can pull ....._. : Dümende dayısı vır,
yere sermek.
arkası var.
To ..... la: Vurup saplamak.
Highly lfnnıl : Sinirli, çok hBSSll.
He ıdndl ı. wı• a new proposal : Yeni
On a ltrlas : Baskı veya kontrol altında.
bir teklifle lafa karıttı.
Oııford's. first lfrtııa : Oııford'un birinci
To ..... cılf : Vurup koparmak; vurup
mümessili (yarııta).
çıkarmak; kazımak; vurup ayırmak veya
Strhıg bean : Çalı fasulyesi.
yerinden fırlatmak; kazıyıp silmek; ba1-
To have two ıılrlnp to one's bow : See :
mak; tabetmek.
To ııtrlıa ofl 100 copies: Yüz nUıha bas- IOW.
mak. To harp on onc ııtıtııı : Aynı mevzuu
To mlb a name olf a liıt : Bir ismi liste- diline virdetmek.
den çıkarmak. To pull ltrlnp : İltimas yapmak; baıka­
larının faaliyetini ııi7.lice idare etmek;
To aıtb oat: Çizmek, hazfetmek; vurup
başkalarına gizlice müessir olmak.
çıkarmak; kazımak; izale etmek; teskin
etmek; icadetmek; yüzme ve kayakta ku- To play second llrlııııı to someone : Aynı
laç atmak veya kulaçlama kıymak; boks- ilde birine nazaran ikinci derecede (seri-
ta omzuna vurmak; darbe indirmek. de) bırakılmak.
To ..... to the right : Sap dolru git- To ııtıtıııı (someone) ap : (Birini) ipe çek-
mek. mek, asmak.
To ..... right ınd left : Sap sola vur- To be ali llnml •P: Asabileımck; heye-
mak. can içinde olmak.
To ...._ oat fw oneself: Kendi açtılı STRIP (1 ), v.
çıtırda ilerlemek. Sbtp tease : Kadın sahne artistlerinin çı­
To *""'
yUmıek.
GUt lor the shore : Sahile dolru rılçıplak soyunup vUcutlarını seyircilere
tqhir etme unatı; bir ,antöziln sahrıec:e
To ııtrlıa ••: Vurup fırlatmak; çelmek: tempolu soyunma numarası.
çalmala ve tepnnlye bıılaıııık; IÖz.e ka- 8trlfped of ali his wealth : Soyulup so-
rıtmak. lana çevrilmek; iOls etmek.
[ 3!15 1
To ıı1rtp ol : Elinden almak; mahrum et- ser-. ımell : Alır koku.
mek; 111ymak. SCrcılıs • minded : Azimkir, iradeli.
To llrfp a scrcw : Vidanın diılerini sıyı­ sercı.s· drlnk (waters) : Sen içki; ispirto-
rıp kırmak. lu içki.
To llrfp to tbc skin : Tamamen soyun- SCrcılıs holds : Kilit noktaları.
mak. SCraaı meat : Aiırlapnıı et; hazmı ıüç
STIUVE (41), Y. [p. t. STROVE, et yemek.
p. p. ITRIVEN]. To ıo it ....... : [Si.] Pena muamele et-
To llriYe f•: ... için mllcadelc etmek. mek.
To ııtme f• (llfllr) somedıiq: Bir ICYi With a ....... hand : Gayretle; fiddetle.
elde etmctc çalıpnak, bir 1Cyc eriımclc STRUC'ruRAL (8 • tlh!I), a.
çabalamak. 51..-..c:lw.. botany : Nebatların teıekkil·
To ııtme wllll (.......) : ... ıe utrapııak, ilinden balıseden ilim.
çekiamet. mücadele etmek. ser.-.. c:olor : Renkliz kısımların ter-
STROU (67), n. .ı Y. tiWnden lıllıl olan renk.
lllrıldlınl lteel : lnpaıa elveritll ıekll­
A aoocl ....... of businesa : Kirlı bir iı;
lerdc olan çelik.
•turnayı' aözilndcn vurdu• kabhindcn.
STRUOOLE (8), v.
A - - . of bushıess : Bir miktar i1-
To .............. : ... 'ya, .. .'ye karlı
A - - . of aenius: Dahiyane bir hare-
mllcadelc etmek.
tet v.ı.
To *"ille r.- ı .. .'dan, .. .'den sıyrıl­
At a ....... : Birden.
mak için mücadele etmek.
Finiahinı - - . : itini bitiren darbe.
To ...._.. • : Mlk:aclelcyc devam et·
He had a - - . : Ona inme indi.
mek.
He has not done a ..._ of wort : Elini
To 1fr11111e to one'ı fcet : Zahmetle ayala
hiçbir ite sürmedi.
kalkmak.
On the _ . of nine : Sut tam dokuzda.
To ........ wllll: ... ile milcadele etmek.
Piston lllnılıe : Piston 1eyrinin uzunlutu.
Wc ......... lıroııah: Dllte kalka çıktık;
To stnıU (soıneone) tbc wroııa way :
utrafB uinıa bütün mUıkWleri yendik.
(Birinin) damarına ba1111ak; lilc:eııdir­
STUB (8), v.
mek; canını ııtmak.,
To . . - one's toe aıainıt somethiııa :
.To be killcd by a - - . of liptnlnı:
Ayalı bir 19ye çarpmak.
Yıldırım çarparak ölmek.
To .... ap a root : Bir kölr.il sökmek.
To row a fut (llow) ....... : Hızlı (alır)
STUD (8), n.
kilrek darbeleriyle kilrek çelaııek.
St1ld • book : Cins atların ıec:erc defteri.
Two- (four) ....... : iki (dört) zamanlı
8e.ıt - farm : Hara.
motor.
SC.. • horse : Damızlık.
To - - . a boat : Kilrek 11111dalının ham-
To be at .... : (Ayıır) damızlık olmak.
lac:ııı olmak.
STUDDING - SALL (8 - 1 +21), n.
STRONG (5), a. .t adv. Lower ........_ . . . : [Jraut.J lstopo-
Golnı ..._.: [Si.] Refah içinde. mar yelkeni.
Palience il not bil . . . . poiot : Hiç ... ......... • . . boom: [Naut.] Yan çu-
bırlı ıfelildlr. butıı.
. . . . -boa:X-. Top mut . . . . . . . ..O: [Naut.] Kor-
. . . . cbeele: AJır kotulu peynir. delila yelkeni.
...... comdtutloa : Sıllllm bllnye. Top pllant . . . . . . . . . : C•aut.] Kor·
....... laııaaqe: Sert . . . . tafllr. dellçin yelkeDI.
. _ . roam: ICua wya dellrll lffUI• mJDY (I • 1), n• .t Y•
mulıafaza edlldlli aıubtcm oda. Bıown ...., : Dalpılık.
Alb.led
[ 396 1
His face was a llılcly : Yüzü görülecek To stumble aloııg : Sendeliyerek yürü-
şeydi. mek.
in a brown llaıly : Büsbütün dalmıı. To aumble hı one's speech: Söz söyler-
To finish one's ııtudleı: Tahsilini bitir- ken duralamak; kekelemek.
mek. To amitle lnto : Sendeleyerek girmek
To make a lltlldy of : ÖArenmiye· veya To ııtumble oa (upon) : Aramıyarak rası­
anlamıya çalışmak. gelmek, tesadüfen bulmak.
To make a lllldy of something : Bir tcYi To staınble over something : Ayalı bir
bilhassa tetkik etmek. şeye çarparak sekmek.
To ...., for the bar : Hukuk tahsil et- STUMP (8), v.
mek. On the lbanp : Siyasi nutuklarla meşgul.
To ıady one's health : Sıhhatine ihti- Stump orator : Sokak hatibi.
mam etmek. To .._, aloııs (lbolıll : Tahta ayaklı
To ....,. 9P : İmtihan v.s. için ders ça- gibi gürültü yaparak IC'Zmek.
lışnıak. To draw ııhınıPI: [Crick.] Oyunu bitir-
To .....,. one's comfort : Rahatına bat- mek.
mak. To be up a ııtanıp : [ Colloq.] Aciz oı:
To stady hard : Çok çalışnıat. mak; şaşkın halde clmak; şaşırıp hiçbir
To llılcly a.t: İyice tetkik etmek. ş:y yapamamak.
STUFF (8), n. & v. To stir one's ııtump: Yürümek, kımıldan­
Garden ıılıdf : Sebze. mak.
He's hot ııtı.n: [S/.] Yamandır. To lake. the ııtamp : Ba~kası hesabına nu-
He is thc lhdf hcrocs arc made of : Bu tuklar söylemek.
ııdam kahramanların yolurulduju ha- To ııtump off: Hantal hantal yürümek.
murdan. STUPID (177 - 1), a.
Houschold aff : E.v eşyası. To drink ones:lf stapld : Aptallaşmaıa
How arc we ıo gel the ıımtr home? : Bu kadar içmek.
eşyayı eve nasıl taııyacaiız? STURDY (99 - 1), a.
Silly ıımtr : Saçma. SCunly bcggar : Güçlü kuvvetli dilenci.
SCaff and nonsensc! : Saçmasapan!, bü- STYLE (41), n.
tün butün saçma. in ltyle : Modadan. modaya uygun.
SCuffed shirt: [ U. S. s/.] Resmiyete çok in fine style : Adamakıllı veya mükem-
ehemmiyet veren kibirli kimse. mel şekilde.
That's the ıduff ıo give thcm! : [Si.] Ha in the lalesi ııtyle : Sen modaya göre.
şöyle! New style : Efrenci tarih; Greguvar usu-
There's good ııtuff him : Bu adamda cev- lü taril>.
her var. No style abouı him : Şık dejil, modaya
This book is sorry .mlf : Bu kitap pek aykırı.
yavan. Allahlık. Old ııtyle: Rumi tarih; Julien usulü tarih.
To .eutr ap: Tıkamak. Out of style : Modası geçmiş, demode ol-
My nosc is ııbıffed up : Burnum tıkandı. muş.

l'o knoct the lhıff out of someonc : .Bi- She has no ııtyle : Onda bir kibarlık yok.
rine dayak atmak; birinin bumunu kır­ To do something in ICyle .: Bir tcYi mü-
mak. kellef bir şekilde yapmak; adamakıDı
STIJMBLE.(8), v. yapmak.
To . _ . . - (lqıom): .. :'e rastıel­ To !ive in grcat ııtyle : Saltanatla yap-
mek. mak, ptafat yapmak.
To sCamJıle ~ a thiag: 8ir ICYi tesa· SUBJECT (8 - 1), n. .t v:
düfen bulmak. Salı)ect matter : Esas madde, esas mevnı.
[ 397 1
lıllıjed to: Şartiyle; tibi; [colloq.] da- in rapıd w 11 d : Süratle birbiri arka-
yanmq olarak, ltaadi. sından.
. . . . . .. ooaec:tioıı: Yaıılıt olabilir. SUCB (8), a. .t. pron•
To clıaqe tbe ..., _ : Ukırdıyı (llfı) Ali mcEı u are of my opinion : Benim
deliftirmet, DMVZll1I delifdrmet. fikrimde olanlar.
The JIUllİ) muat pua in five _.Ject : Ta- As _ . : Böyle olmak 11fatlyte, bu il•
lebenin bet dentea muvaffalt olmuı IA- fatla, haddizatında.
zımdır. At meli ta time : Öyle bir 'akitte.
11ıe ubfed of much ridiı:ule : Bir hayli He la mcEı a bore : O tadar can ııkıcı­
alay mevzuu. dır ki.
To ...,_. to: Maruz kalmak; te*i al- 1 am a doctor and, u ..tı, must rehıle
tında bırakmak; malıt.Om etmek, icbar to do thb : Ben doktorum ve bu sıfatla
etmek, tibi ltılmalt. bunu yapamam.
SU38CRDE (9 - 41), v. in Bristol or ııome mcEı place : Briaol'da
To . . - . . . for: Abone olmak; ~Q­ veya bunun afbl bir yerde.
detmelt. Latin, u mclı, is not very ıueful, but oae
To _...ille to: imza De tudik etmek; of tbe aırca -of l!qlisb it la impor1ant :
ballanmak; abone olmak. Utiııce haddizatında o tadar faydalı de-
SUl8CIUPl10N (8 • 1 - lhn), a. lildir, fakat İqilbcenin esularından biri
!l••zı'z ' • to a loan: Bir ilıtitram itti- olarak mlllılmdlr.
rak. 8-Jı u 1: Benim slbL
To open a ılllı ıl;d• llat: Defter aç- 8-Jı and . . . : Pllln.
mak. !lmdı lib : Bun1111 slbl, b6yleaL
To ·raile a lı ..,...._: iane toplamalt.
!lmdı u it la : Oldulu Pbl; lıer nuılaa,
!IUBnTn.JTE (8- 1 - 177), v. fena (deleniz) olmaltla beraber.
To •1ılıdtıae marprine for butter: Te- 8-Jı people (people . . . u 1bele): Bil
reyatı yerine marprin koymak.
afbDer.
To •lılıdCate fm: 1:tame etmek; yerine Tbe food, ma u it ı., la abundaııt : Yi-
koymak.
yecek pek iyi dellbe de Wdur.
To ..wc.t. for .aeone: Birinin ye- There are DO mciı dıiııp U t.lriea : Peri
rini tutmak. diye bir teY yobm.
Sl.ICCEED (9bl1), v. Thole wbo Jeaw dünp in tnhıl me
To meeeed .. : 8qarmat. unliltely to - _.: Etyahınaı tmı­
To _ . . . te: BirİIİDin yeriae PÇIDek.
lerde unotanlum bunlan tekrar elde et-
To _ . . . .. tbe tbroııe : Tahta toÇmelt.
meleri mobı-1 delildlr.
To ...:eeıl to an estate : Bir mfilke vAriı
Unlil . . . lime u ... : ... ince kadir.
olmak.
We tnow of no mdı : B6yle bir eey bil-
SUCCP.SS (9k12), n.
miyoruz.
To malte a - ol~: Bir iti
bafU111111t; bir itele muvaffak olarak ka- SUClt (8), v.
zanç elde etmek.. To IMlt aıt somethinı : P.mmelt; (pipo
. To meet with - : Muvaffak olmak.. v .ı.) Qeltmelt.
SUCCE!ISION (9b2shn), n. To IMlt ._.: Yotmalt.
After a -cı '• of defeats: Oltl1ste To •ek W, : Emerek IUVUDU lturutmalt;
maiJQbiyetten sonra. (birini) ıwhrmak.
Por ttıree yean in ~cwlw ı OltOate To ..m .. : P.mmelt, yutmak, çekmek.
Uç sene. To ..m _.: Emmek..
in _c.._: Birbiri arltaama, mllteva- To ..m ., : M.-tmelt, emmek, çek-
liyen, mllteaelsDen; ııra De. ınelt.
[ 398 1
To Aldı up to someooe: [Si.] Birine Generosity is not his stronı mil : Onda
çanak yalayıcılık etmek. pek cömertlik ırama.
What a llKt!: [Si.] Bozwnl; yuttur· it mlllı my book to put up witb bim : Ona
dular! '8hammUI etmek itime aeliyor.
SUDDEN (8), a. el n. Ridiıİı • . . : Binicilik elbileli.
Ali of a lllddea (on a llldlle•): Ansızın; To follow ..M: [Card.] Aynı renkten
birdenbire. oynamak: cı;,..] aynı şeyi yapmak; tak-
SUE (177), v. lidetmek.
To me someone lor damaıes : Birinin That hat doeı not mit you : O pplr.ı size
aleyhine zarar ve ziyan davası açmak. yakıpnıyor.
To - lor peace : Sulh talebetmek. SUITE (711), n.
To - ·1111t: istida ederek karar, af, v.s.
Sıdte of furniture : Aynı desende mo-
almak.
SUFFER (8 • 9), n. el v. bilya.
On •ffer : Müsamaha yüzünden (dola- Salte of rooms : Daire, apartman.
yısiyle). SULK (8), n.
The baıtalion lllffen«I heavy loues : Ta- To be in the •u (to hnve the mllıll:
bur nıır zayiat verdi. Somurtmak.
To suffer damaae : Zarar ıörmek. SUM (8), n. ol v.
To lllffer lor one 's mildeeds : Y aptıjı A mm of money : Bir miktar para.
fenalıkların acısını çekmek.
A lump - : Toptan para.
To ııuffer lrom an illness : Hula olmak,
hastahp müptela olmak. Good at - : İyi hesap bilir, hesabı
To suffer 1..- a weak heart : Kalbi za. kuvvetli.
yıf olmak.
He is very bad at his - : Hesabı çok
fenadır.
SUFFICE (9 - 41s), v.
Sufllce it to say that ... : Yalnız ıu kada-
in •m : Velhbıl, sözllD kıauı.
1 can't do this - : Bu hesabı yıpamı·
rını söyliyeyim ki ...
yorum.
SUGAR (sh7 - 9), n.
To - . . : YeltOn yapmak; hullsa et-
Burnt ...... : Karamela.
mek.
Brown ...... : Ham teker.
The mm and substaace of it : Hulisuı,
Castor ...- : Toz teker.
kısacası.
Lump mpr : Kesme teker.
8apr - beet : Şeker pancarı. To - someone ., : Birinin hakkında
Supr • cane : Şeker kamııı. hüküm vermek, birinin numarasını ver·
Supr · candy : Nöbet ıekeri, akide tekeri. mek.
Supr - loaf : Kelle şekeri. To - ap the situation at a ıtance : Va-
Supr - plum : Şekerleme, bonbon. ziyeti bir bakışta takdir etmek.
Sapr - tonıs : Şeker maşası. SUMMER (8 - 9), n.
SUGGESTION (9j2stshn), n. Boy of ten - - . : On yaıında oiJın.
He speaks with just the rt'ıım of a Indian - : Sonbahar sıcalı: pastır­
foreiın accent : Pek az hissedilir bir ec- ma yazı.
nebi şivesiyle konuıuyor. S . - time : Yaz saati.
SUICIDS (1771s41), n. St. Martin'• _ . . : Sonbahar meltemi.
Sulclde squad : Fedai müfreze. S-mer liahtninı : Yaz Jimteli; aöt ıü­
To c~mmit lllldıle : İntihar etmek. rültüsü iıitilmiyecek kadar uzakta aörUlen
surr (77), n. el v. şimıek.
Bathinı · mh : Mayo. S - r squash : Sakız kabalı.
.ammOD
[ 399 ]

SUMMON (8 - 9), v. SUNNY (8 - 1), L


To - • a town to surrender: Bir 1eh· The ......,. side of the picture : Mesele-
ri teslim almaya davet etmek. nin hoı tarafı.
To - up one's courage : Cesare- SUNDAY (8 - 21), n.
tini toplamak. A ınonth of .....,_: Uzun bir mliddet.
To ıake out a - aıain~t someone: One's ...._, besi: [Colloq.] Pazar ıo­
Birini mahkemeye vermek. nü ıiyilecek en ıüzel elbise, bayramlık
(yabanlık) t;lbise.
To serve a - • on someone : Birine
celpname teblil etmek. Palm SullıılııJ: Pukalyadan bir evvelki
pazar.
SUN (8), n. .t v.
8-daJ - beıt : En iyi elbise, bayramlık.
A place in the - : Müsait yer, İl sahası, .....,. Mass : Hristiyanların Pazar lyini.
v.s.; yüksek ve 1erefli mevki. SUNDER (8 - 9), v• .t n.
Aıainat the • • : Güneı ka!'lısında ola-
in IDDıler: Ayrı; iki kııım.
rak; saldan 10la. SUNK (8qk), L
From - to - : Sabahtan ıikpma ka- Sulı cheekl : Çök.Ot yanaklar.
dar. s..lı t;yes : Çukun kaçmıı aözler.
He had a touch of the - : Onu IÜDel SUPEREROGADON (177 · , _ 2 - 9 -
çarptı. 21ııhn), n.
His - is set : Yıldızı llÖDdü. Workl of ..,... e ,.._ : Allalıın emrin-
Hold a candle to the - : Mlnuız vcı den fazla yapılan itler.
ifadesiz iı. SUPPER (8 • 9), n.
in the - : Kolay ıörlilec:et mevkide. The Lut ...... : Haueti isa'nın hava-
Su drawinı water : Hafif siste yere dol- rileriyle IOD yemeli.
ru uzandılı aörillen aUnet pWU'I. The Lord'ı . . , . . : {Hrilllyuılltta) 18·
Su• - dial : Güneı saati. raplı ekmek yeme iyini.

Saa and planet: Dilli çark donanımı. SUPPLY <'- 41), n• .t v.


Sıuı - baked : Günetten tavrulm111- Enaland hu larle ...... or coal: ln-
Saa bath : Günq banyosu. 111tere'nin, bOyOt miktarda t&nDrO var-
S.. - boom : GUnq pıaı. dır.
in lhort ...,., : Kıt olma.
S.. - rise : GOaq dolmuı, plak.
S.. wonbiper : Oüneıe tapan timııe. ...., baııe : . . Ollll.
S.. of Riabteousnea : Hazreti t.a. s.,,17 coluauı : laee kolu.
S.. shade : Şemsiye. 811"'7 and deınaııd: An. ve tüp.
S.. - atasseı : GOaq aöz!Dltl (renkli). To cut off the ...,.. : Malrıemalnl
S.. - helmet : Kolonial ppka. kesmek.
To voee ....... : [Perl.] Taıı.ilat ta-
To have the - in one'ı eyes : Sarlıot
but etmek.
olmak.
To .....,. IOIDeOne .... somellaiııa: Bl-
To demand a place in the - : (Bir mD
rilıe bir teYi tedarik etmek, temhı etmek.
let) yeryOzOnde muhtaç oldulU ulıayı İl­
8UPf'ORT <' - SS), n. .t v.
temek.
nom-11 in ....... of clalm: Bir kl-
To but in the - : OOaetleıımet. diayı teyideden valbJar.
To - owlf: ODDqlaımet. . . , _ •: Datet, mllzablr.
To - the - : Hayalla olmak, yapmak. To speat in ..,.... ol 1C11D101111 : Blrflıl
To take (lbool) the - : [Nıırt.) An. tl- de:detlemet için nutuk IBylemek, birilllD
yinl i;in lllDelin lrtifauıı n.-.mek lehinde 1111 llSylemek.
Wilb tbe ııu : OtlDet artumda cılant; Tbe sole ...... or bls olcl ... : lbtiyar-
IOldaa ala; çok erta. lılıııda yeabe dayuıdıtı kİmll.
[ 400)

To support oneself : Geçinmek; dayan- rm mre 1 don·ı know! : Vallahi bilmem!


mak. •Slow but mre• : Alır fakat esaslı.
To be 111pported by a life - buoy : Bat- Sure enou&h : Hakikaten; zandan ibaret
mamak için bir cankurtarana sarılmak. delil; elbette.
SUPPOSE 19 - '7z), v. Sure - footed : Ayalı kaymaz; düımez.
To .be •re of somcthing : (Bir $eyden)
Creation mppGRs a creator : Hilvarlığı
emineolmak.
Halikin varlığını gösterir (farzeıtirir).
To be •re!: [Colloq.) Şüphesiz; elbette;
He is supposed ıo be very ric:h : Pek zen-
emin olmak; hakkınız var.
ııin oldujunu söylüyorlar.
To make sure : Muayyen kılmak; temin
1 am not 111..,-d to know : Onu benim
etmek; inandırmak; tahkik etmek.
bilmemem mefnız Clizım); onu benim
To malte sure of ..• : .. .'i temin etmek;
bilmedilimi zannediyorlar.
s:ıilama ballamak.
1 don'ı suppGR he will come: Gelecejini
To make •re of a facı : Bir vakayı tah-
zannetmiyorum.
kik etmek.
Suppose you are right (supposinı that you
·Surely you don't believe that! : Amma
:ıre right) : Farzedelim ki haklısın.
yaptın ha!, buna nasıl inanırsın?
Suppou we change the subject : Mevzuu
Well l"m mrel (well to be 111re!) : Allah!
d~ği~ıirs:k n:ısıl olur?
Allah!, tuhaf ICY!
•Wi!I you go there?•. •I ...,,_ so•:
SURETY (sh79- 1), n.
•Oraya gidecek misin?•, •Herhalde (zan-
Stlrety packa&e : içinden unutulmadık
nederim)>.
şeyler çıkan paket.
SUPREME 1177 - 11), a. Surety party : Sllrpriz olarak tertibedilen
Supreme happiness : Tam bahtiyarlık. ellenti v.ı.
Supreme good : En büyük iyilik, en yük- To (stand) mnty for (a person): (Birine)
sek hayır gayesi. kefil olmak.
Supreme test : En büyük imtihan. SURFACE (99- Is), n.
The Supreme: Allah. One never ıets below the ..tııee with
To hold someone in . , . _ conıempt : him : Bu adamın içine nüfuz etmek im-
Birini şiddetle istihfaf etmek. kansızdır.
To make the mprenıe sacrifice : Canını Surfaa current : Yüz akıntısı.
feda etmek, ölmek. · Surf- impressions : Sathi intibalar.
To reign ..,..._ : Mutlak bir 1Ckilde SarfKe printiııa : Kabartma yazı ile bas-
hakim olmak. ma, kabartma klilC basması.
SURE (sh79), a. Surface tension: [Pbs.] Osı yüzey ıi­
A sure thinı : Elde bir. rilimi.
And nre enouıh he died neıt week : Ha- Surfare water : Satıhta toplanıp topralın
kikaten de ertesi hafta öldü. yüzünden akan su.
Be mre not to forget! : Dikkat et!, unut- SURFEff (99- 1), v.
ma! To •rfelt oneself with somethinı : Bir
For sure : Elbette, muhakkak. şeyden midesi bulanacak kadar yemek.
He is •re to come : Muhakkak aelir. SURPRISE (9- 41z), n. ol v.
He will come mre enouah : Korkma Taken by _,,.. : Gafil avlanmıı; hay-
gelir. rete dillmUı.
1 don't know for _.: Kati olarak bil- To be_,.... at soınethinı (ııoıneone):
miyorum. Bir ICYC (birisine) hayret etmek.
I said it would rain and _.. enou&h it To be laken by Hlllı&e : Gafıl avlanmak.
did : Yatmur yılacak dedim, bak itte To take ııomeone by _,... : Bmni pfil
yaldı. avlamak; birine baskın yapmak.
J 401 J
....
SURVEILLANCE (9 - 21 - 9 - s), n. To 1Wall- a c:amel : ivutulmaz meyi yut-
Under •"elllımce: Nezaret altında. mak, zoraki sindirmek.
SURVEYING (9 • 21 - 1), n. To 1Wall- an iıİsult : Hakareti IİJleye
Aerial -Ylıııl: Havadan mesaha et- çekmek.
me, uçakla harita çıkarma. To aw.U- one'ı pride : Gururu bir ta-
Hydroıraphic mne:rma: Bir havzanın rafa bırakmak.
idroarafik haritasını yapma. To ııwaıı- one'ı words: TUkllrdlliUnll
Photoaraphic mne:rlaa : Fotolraf çek- yalamamak.
me suretiyle mesaha etme. To awlıllow it whole: Araetırınadan ve
SURVIVE (9 - 41), v. oldulu aibi kabul etmek.
To ~ an accident : Kazıdın canını To awall- •P : Yutmak, bOtUn bütün
kurtarma. yutmak: mahvetmek.
Sl.i8CEP1DLE (9 - 2 - 9), a. SWAP (S), v.
1 llllpHted u much : Ben de bundan •Don't .... hories la micbUeam•: Sılı
şiiphe ediyorum. bir' zamanda idare edenleri cleliltirme.
S111pected GI : Maznun, sanık. To .... , sometlılq r.. aomethİlll : Bir
Sıucepdble of proof: ispat edilebilir•. şeyi bir tc:Yle trampa etmek.
Suı:epdlıle to a disease : Bir h11talıla To .... , plaeel wlllı aomeone: Biri De
istidadı olan. yer· delillirnMt.
Suspeet (9 - 2), v. SWARM (55), n. el v.
To lllllllCf someone GI ı erime : Birinin Sw- of : Pek çok, sllrll, tDme.
bir c:inayeıi işledilinden ıllphe etmek. This place . . . . . wfflı forelpers : Bu
SUSPENSE (9 - 2), n. yerde ecnebiler tum p'lıl bynıycır.
Matters in ...,._ : MuaUikta kalan To ıtrftlll . , a tree : Bir ataca tırman­
meseleler. mak.
To be in . . . , _ : Askıda kahnık: (in- To . . , _ wllla : Karınca aı'lıf kaynamak.
san) meraktı kalmak. SWAY (21), n. el y,
To keep someone in ...,.._ : Birini me· To hold ..._,, over : ... 'e lıltlm olmak.
ralı;ta bırakmak. To brina a people UD,der one'ı ..._,,: Bir
SlJSPICION (9 - 1sh9), n. milleti hikimiyeti altını almak.
Above ......._: Şüphenin fevkinde, çok To away .._. : Sallanmü.
dürüsı. SWEAR (29), v. [p. t. SWOllE,
SUSTAIN (9-21), v. p.p. SWOllN].
To .-.... an injury : Yarılanmak, zarar .To awur at someone : Birine klltUr et-
ıörmek.
mek.
To ..... away ııoıneone'ı life : Yılan
SWAB (S), n. & v.
yere yemin ederek birinin idamına •be-
To IWab dowa : Silpürıe ve su ile temiz-
bolmak.
lemek.
To "'"" •1 somethlııa : Bir ICY llarfae
SWAGGER (3 -9), v. yemin etmek: [ colloq.] bir weye ııot lti-
SwllllCI' stic:k: Subay v.s.'nin slls için madetmek.
taşıdıkları kamçı.
To awnr la : Yemin ettirerek vazife ver-
To IW&aer ıılıoııt : Kurularak yürümek. mek.
SW AU.OW (S - 67), n. & v. To - Gll: Rnınen alikasını teamet:
•One 1Wall- does not make a summer•: yeminle vazaeçmek (ıipra içmekten v.L);
[Prov.] Bir çiçekle bahar olmaz. bir ideti bıralr.ıcalına dair yemin etnıelr.:
Swall- coat: Jaketatay. bir ıeye tövbe etmek.
To drink somethinı at oae IWııllow : Bir To - (IOlllelbiııa) • tbe Blble : lncil
içki v.s.'yi bir yudumda içmek (dikmelr.). Ilı.erine yemin etmek.

P. 26
IWffl
( 402 ]

To 8Wear a.t a warrant : Yeminle bi- To aweep the around : Yerleri sUpUrerek
rinin suçunu tasdik ederek tevkif emri aeçrııek (etek).
çıkarttırmak. To 1Weep the heavens : (DllrtıUn veya
To swear someooe to secrecy : Kimseye projektörle) aökleri arattırmak.
wylemiyec:eline yemin ettirmek. To _ , the strinp : Çalaının bUtlin
SWEARING (29 • 1), a. tellerine birden dokunmak.
To sweep tlıe aees of ooe's enemiea : De-
Swearlıııa mad : Küfredecek kadar öfke-
nizleri dilpnandan temizlemek.
lenmiş.
To _ , ap the room : Odayı ıUpürUp
SWEAT (2). n. Av.' temizlemek.
Ali in a 1Weıd : Ter içinde. To be . ..,. cılf one'ı feet : Dalaa v.ı. ile
He shall aweat for it : Bu it için ceza aö- sürüklenmek; heyecana kapılmak.
rccektir. The maid awept oul the room : Hizmetçi
in a ııweat: [Colloq.] Endite içindei odayı baıta~ bap ıUpllrdU.
ııcelc ile. The lady awept oat of the room : Hanım
s,veat shop : Az ücretli ve kötD werait al- v:ırdakost3 bir eda ile odadan çıktı.
ı ı nda çalıştırılan yer. Tlıe ıbore .,...,. te tlıe South in a wide
•To earn by (with) tlıe .....- of tlıe curve : Sahil büyük bir kavisle 1Uneye
brow•: [Prov.] Alın teri ile kazanmak. ilotru kıvrılıyor.
SWEEP (11). n. & v. [p. t. A With a wide 1Weep of the arın : Geoit bir
p. p. SWEPI']. kol hareketi -ile.
SWEET (11), n.
Chimney aweep : Baca temizleyici kimse.
A IW9lt tooth : Tatlıyı sevme tabiatL
To make a clean IWeep of: Silip ıUpllr­
A ...r..C vokıe : Tatlı - .
mek; bUtUn bUtDn temizlemek.
At one'ı owıı •..C wlll : Xeyfbıo ,ılre,
To aweep 81-a: SüpilrUp aıetirmek; aza-
kapris, llhsi arzuya ,ıxe.
metle. yürUyDp aeçmek.
How 1Weet of you!: çOk naziblniz!
To sweep ali before one : Devamlı bir
şekilde muvaffak olmak.
•Sw"t is the muaic of a dlatant dnmı• :
[Prov.] Uzaktan davulun sesi bot pllr.
To sweep -ay : Silip ıUpllnnek, ıDpD·
s-ı meal : Selterleme.
rilp temizlemek.
Swnt oil : Z.Cytiııyqı.
To sweep d-. : Yukarıdan aşalıyı dol-
ru silpUnnek. Sweet - Sceııted : OIU.el kokulu.
Sweet tcmper : Tatlı ve yumUflk huy,
Pirates swept do- on the town : Kor-
aUzel tabiat.
sanlar şehre çullandılar.
Sweet water : Tatlı au.
To . ..., otr: Bir feyin UstUııden süpür- Sweet bread (neck IWMI) : Uykuculuk.
mek. Stomıck sweet : Özden.
To sweep pası : Çabuk ve azametle seç- To be IWeet OD IOmeone: [Si.] Birine
mek. dUşkOn olmak; birine ltık olmak.
To ...., Cl9t of existcnce : Defetmek, To keep the room cleuı and ....C: Oda-
yok etmek. yı temiz ve sakin yapmak.
To IWMP - : Silip ıüpürmek. The 1Weela of succea : Muvaffakıyetin
To ııweep the boırd : Kumarda masadaki verdili tatlı hiı.
bütün parayı kazanmak; kumarda her To h3ve IWeel tooth : Tatlı 11ylerl le\'·
seyi kazanmak; mümkün olan her şeyi mek.
kazınmak. ·ro say nothinp to aomeone : (Meseli iki
To 1Weep the horimn wlaa ı teleteeıpe : sevıili aibi) havadan IUClan atızel IÖzler
Ufku bir dDrtıUnle bir battan bir ba11 söylemek.
tetkik etmek. What a •..C ehildi : Ne cici çocuk!
IWell
[ 403 J
SWELL (2), n., a. el v. [p. t. SWEU.ED, de partilerin münavebe ile RÇDmesi te-
p. p. SWOLLEN]. mayWü.
Swell mob : Çete; haydut ııebekai. To be in full IWlııs : Tam faaliyette ol·
Swell party: [Colloq.] Pek eilenceli top- malı:.
lantı. To walk with a ...... : Hızla ve intlum·
SweU soc:iety : Kibar takımı. la yürilmek.
To IWtll aut: Dıl&l'ıya dolru kabarmak. SWINGING (1 - 1), a.
To awell tbe total : YekQnu kabartmak. To c:atch someone a ......... blow : Bi-
To IWtlll up: $ipnek, kabarmak. rine ıiddetli bir yumruk aalıvermek.
To ...a wlda the pride : iftiharla aölsD SWITCH (1), v.
kabarmak. To IWti olf .tlıe llsbt : Elektrlli kea-
The 1WeD ol the pound : TDmsek, tatlı melr. (IÖ!ldllraıek).
meyil. To 9""dı GD tlıe llaht : Blelttrlli açmak.
•To suffer from tbe 1WollH lıead•: To 1Wltela o.er : Bqlr.a cihete çevirmek.
[Prov.] KDçDk dalları ben yarattım de· To IWti tlıe tail : Kuyrutu aavurınak
mek. (hayvan).
SWIFT (1). a. SWOOP (77), v. el n.
Swlft • footed : Çabuk k011r, ayalına tez. At one fell ....., : MUthlı lnl bir darbe
Swlfl. banded : Eline çabuk. ile.
Swlft • winpd : Hızlı uçan. To 1W01111 ıA-. .,_ IOlllClhiDa : Bir F-
SWING (1), n. el v. [p. t. el yin berine aaldırmak; tiddctll hlkwa et·
p. p. SWUNG]. mek; çökmek.
Everythinı went with a ..... : Her ICY To IWOGf •P: Yakalamak.
tam yolunda aittL SWORD (55), n.
He shall IWlııta for it : Bu İl için darala· •A IWGN don DOi c:at ita .......... :
cına asılacak. [Pro•.]
in full IWbıs: Tam faaliyette, en canlı
derecesinde. At 1Wflftl1 points: Mubaaamada, dut-
it aoes with a ...... : Salınarak aicler, manlık içinde.

tempoya UYIUll aider. Fire ınd ..... : Yı&ma: mllltevliler v.ı.


Sw... plow : Tekerlekaiz saban. tarafından tahrip.

The door "'.... to : Kapı kendiliiüıdelı Swanl of j\lllice : Mit hWmlyet.


kapanır. S__. of llate : Merulmde hllkllıııdır
The ...... of tlıe pendulıım : Saat rakka· önünde taıınan kılıç; ICyfi blltllmeL
sının salınmuı. Sward of the spiril : Allabın emri.
The car IWlllll romıd : Otomobil tekerlek· Sward • play (verbal a.vaN) ; Söz dilet·
leri kayıp aeri döııdD. tosu, milııalr.ap.
The c:ar ........... the corner : Otomo- Swanl - llıaped : Kılıç teklinde.
bil köteyi döııilverdi. Sınall 1Ward : Eskrimde ltullınılın ufak
The boata were ...._. out : DeniJ.e indi· kılıç.
rilecek filikalar dqan uzatıldı. To erosa "'-* : Harbe tutupnık; dü-
To ...... lılll:k : Eski yerine avdet etmek. ello etmek, mDcadeleye ıiritmek; boy
To ...... oneself lıdo tbe aaddle : Eyerin ölçütmek.
üzerine sıçramak. To draw one'ı IWaN : Kılıcmı çekmek;
To IWbıs to : Geçmek, istikamet deliftlr- mUcadeleye aiımelr..
mek. To put to tlıe ..... : Kılıçtan pçirınck,
The ...... 6f t1ıe pendıılıım: [Polit.] kılıçlı lildllrmek.
Münavebeye meyletme, bilbaaa seçimler- To draw IWcırds : Harbe &iripnek.
( 404 ]

1 o put up one'ı ..... : Kılıcını yerine To be ia .,,......, wllı ııoaıeone'ı ideu:


(kılıfına) koymak. lirinin fikirlerine iftirak etmek.
8YMPA11DTIC (1 • '82 • 1), L SYSTBM (1 • 1), a.
s,..,.,...ıc heart : Bqkaluının duyp-
Momıtain .,.._ : Tıkım dallar, birkaç
larından veya lıaliıııda anlıyan kimııe.
dal lilalleainden ibaret takım.
Srw;ııdwdt iıık : Yazarken aörtımneyip
Solu. .,.._ : Ollnet ınanmmesi.
ate~ aillterilince meydana çıkan JUi
S,.... of perııment : ~ veya btıkll­
mürekkebi. met sblemi.
S,......lde pain: Baıkalının kederin· s,.._ of plıilolopby : Pellefe aiateml.
den dolayı duyulan acı.
s,.,..... IOUDd : Bir lella talrirle
.,..._ ol. pulleyl : Makara takımı.
SYSl'EMA'llC (l • l • 3 • 1), L
ihtizaza aıelen bir cilmia çıkudılı llCla.
SYMPATBY (1 • 9()1), n. A .,.._ille
yen kiıme.
Uar: Daima yala llyJe..
1 havc no . , . _ , fw him: Ona hiç
acımanı. A Q • "e worbr : intizam llun plı·
Populu .,......._ anı cıa bil aide : pn adam.
Umumi efk&r onun tarafını tutuyar Oa- Sy ' 'I• bocany : Nebatat Dmlaln ne-
hindedir). baduın tuniflnden babledeD tunu.

T (il). To lay Ole) oa tbe ..... : [Pad.] Oayıi­


T ıhirt : Adet aömlejl. muayyen bir zaman için teri bıratmat
To a T : Tunamiyle; tıpkı11. veya bıratılmat.
it suitı me to a T : Tam iltcdilim. ta· To lay (make) tbe ..... : Sofra~ı it~
mam. (hazırlamak).
TAB (3), n. To turn tlıe ...._: $ardannı ..,a mil·
Ear .... : Sapka kulülıkluı. nuebederbıl ablne çevirmek, tudılı
To keep ... : Baap bltmak. kuyuya~
To keep tB oa: [Colloq.] Takibetmet To turn tbe tdlll oa (a penan): (Biri·
(İl); kontrol etmek; nezaret etmek. nin) lbnl V.L'lilıl abİDe çevirmek.
TABEllNACLE (1·9 • 3), n. TAG (3), "·
Feut of ......_.. : Muııevilerin tamıı llq, ... and bobtall : Ayak takımı.
bayramı. To ... ııffer ,....., : Pqlni bırakma·
1'ABLE (21), n. mak.
At ..... : Sofra batında, 10frada. Tas day : Hayır ili lçlıı rozet eatılan sıın.
Table cloth : Mua örtUsn. Tas end: ~ıt uç, bir weyln - ve idi
Table llnen : Mua örtUIG Re peçeteler tıunı.
takımı. TAiL (21), n. .t; v.
Table talk : Sofra IObbeti. 1 can't make heııd or ... of k : içinden
Tıılıle tenniı : Pinı · J10111 oyunu. çıkamıyonuıı, biç anlıyamıyonmı.
Table waıcr : Maden 1Uyu. Tal end : Soa uç.
Time talıle : Sut CllYeli. TaD coat : Frak.
Toilet table : Tuvalet mua11. T• of a alılp : Oemialn kıç tanfı.
To clean the lllMe : Sofrayı kaldırmak. Tııll piec:e : Et puça.
To clean away the disheı froın the Cıllıle: To tum ... : Ktıçmak; ukumı clöımıeL
!lofrayı kaldunıak. To . . fllf: Yavq yavq bitmek,
... ....
To imi llfler : Hemen arkasından taki- To tııke as a mailer of cour1e : Oldutu
betmek. aiti kabul etmek.
To ... ·~: Geride kalmak, pride To lıılre ııtıadı: Şaıırtmak.
kalarak dalılmıtk. To talre ..._.: Gezdirmek.
With his tall between his lep : Kortmuı; To lake ıccount of: Ehemmiyet vermek,
terkedilmiı; kllçUk dlltmllt· ıöz önllnde bulundurmak. nazarı dikkate
TAKE (21), v. [p. l TOOK, almak, hesabı almak veya katmak. dil·
p.p. TAUN]. ıünmek.

T• a look : Bir bakınız, ll!rilnllz.


Talııe • off : Taklit ICY, karikadlr.
To lmlıe - to: Karşı tarafa pçirmek.
To tııb action in : Harekete pçmek, ted·
Tab my word for it : Bana inanınız, söz bir almak.
veriyorum, sizi temin ederim. To tıılıe advantqe of : Fırsat uymak,
To lıılre a back seat : Çekllmekr inziva istifade etmek, faydalanmak.
etmek. io Dire advice : Nasihat. söz dinlemek.
To lmlıe a bad tum : Fenalqmak. fenaya To llllııt arter : Peşine düşmek; benzemek.
dönmek (hasta). To .... affront : Alınmak, darılmak.
To lıılre a beuinı: : Yenilmek. To .... aim : Nipn almak.
To talıe a course: [Naut.] Muayyen isti· To talıe altn11 : Beraber götürmek.
kametle ııitmek; bir sıra denleri takibet· To .... amı.: Yanlıı anlamak, darıl·
mık.
mek.
To lıılre arını : Siliha sarılmak.
To tıılıe a dare : Meydan okumaya aldı­
To llh 8W11f : Alıp aötürmek.
rı' etmemek, •yapamazsın• diye kızdıra­
To talıe ltaclı : Geri çekilmek, ricat et·
na ehemmiyet vermemek.
mek; geri almak.
To talıe a dislike to : Scvmcmele balla· To •lıe bre~th : Nefes almak, dinlenmek.
malt. To .... care : Dikkat etmek, ihtiyatlı
To ..ı. a farewcll look at : Ayrılık ba· davranmak.
kışı ile bakmak.
To lıılre aıre of: Dikkat etmek; ihtimam
To tııke a favour from someone : Biri· etmek; bakmak, göz kulak olmak; idare
~inden iyilik aörmek.
etmek.
To talıe a joke : Şakaya ıclmek, şakadan To take caution aplnst : Bir weye karşı
anlamak, pkı kaldırmak. tedbir almak.
To talıe a look over : Muayene etmek. To lake chaflC : İdaresini üzerine almık,
To talıe a lonı drive lato : Uzun bir ae· deruhte etmek.
zinti yapmak. To tıılıe command of : Kumandayı ele al·
To fMe a low vlew of someone : Hor mak.
görmek. To tw departure : Hareket etmek, ıy·
To lıılre a nap : Şekerleme yapmak, uyuk· rılmak.
laınak. To tav dewn: Yazmak, not almak; in·
To llllıe a post with : Mevkie aeçnıek. dirmek, alçaltmak; tevazu a&termek;
To Dile a risk : Tehlikeye atılmak. boyun eldirmek; yutmak; yudum yudum
To talıc a trip : Seyahat etmek. yrmek veya içmek; ayırmak, koparmak.
To lıılre a walk : Yürüyüşe çıkmak, yü- To tııke effect : Tesir etmek, hüküm ıe·
rüyüş yapmak, aezintiye çıkmak. çirmek; muteber olmak.
To ...e a win or lose chance : Kazan· To bire eumlnation : İmtihana girmek.
mayı oldu&u kadar kaybetmeJi de dllfil· To .... eumple : örnelı. (ibret) almak.
nerek tehlikeyi göre almak. To tab fire : Atq almak, tutupnak; hid-
to t8lıe an oath : And içmek, yemin et· detlenmek.
mck. To talıe fliaht : Kaçmak, Ulllklaımak.
.... [ 406 J
....
To .... lw : Suımat, zannetmek. To ,... knowledp of: Tanımak, ebem·
To .... lw puled: Oldulu libl kabul miyet veımek.
etmek. To .... it hArt : Altrdaa almak, çok
To .... form : •.• 1Cklbıe P-k. 1Ctliııi ebemm!Jet ,,.,.._
almat. To .... leaw : Aynlıp litmelt, veda et-
To .... r.- ı içinden çıkarmak; azalt- mek, mllaade lltemek.
mak, teazil em.t. To .... leave el a tltlaı : Terketmck.
To .... bud : Peııalı&a yormak, clcldiye To talıll leave öl someoae : Mllsaa4e al-
almak. mak.
To .... Preacb leaw : lzillllz {babenlz) To Wrıe life euy : Keadial sıkmamak,
sitmek, 11vı1111ak, tOymek, taçmat. hayatı ciddiye almamak.
To .... beart : Caaret almak. To .... muuurea : Tedbir almak.
To ..._ heed: Ebemmlyet vermek, ku- To .... moaey : Parayı mal olmak.
lak - - . dlıılemtt. To .... mucb money : Pahalıya mal ol·
To .... bold ol (laaıedüq): Bir eeyl ya- mat.
kalamak, ele 11Çirmet. To .... DO ııotice of : Nazarı itı"bare al·
To ..._ homıe : Eve llldlrmek. mamak, ehemmiyet vermemek.
To .... m: llulallllmak. To ..._ aotice : Parkında olmak, fuket-
To ...... : Almak. kabul etmek; deruhte mok, dikkatial çekmek.
etmek; ihtiva em.k; kıalllllak; ula- To laM notice of <-thiDI) : Bir weyi
mak; [ııauc.J yelkenleri ildap etam; nazarı ltibare alıaat, ehemmiyet vermek.
[c:olloq.) aldalnıat, vutturmat; lıeaba To talla aote of: Parkına varmak.
katmak. To lllıe occuioa : Pıraattaa istifade et·
To W. .. adultery : Etlae lbaııet etmek. met. • '
To 11111 .. band: G1rllmek, tetehlıll et- To .... fili : Kalkmak (uçak); çıkarmak;
mek; ele almak (idare v.a.). '6dlrmek: yutmak, içmek, çalu1t,rmak;
To ...... tow: Petl ııra tatımak veya alaya almak, •il- yerine koymak;
~ Ozeriııclen adamak; canını almak, 6lc1Ur-
To ........ : ... içine (içeriye) a&ünnek. mek; taklldetmck, kopya etmek.
To ..._ , _ aı:coaııt: Hesaba katmak, To Calıll fili oae'ı hat te IOIDtone : Biı !-
ak &tllndl bulUDdarmak. ıine (11pkuıaı çıltannık auretfylel llllm
To ........ COllllderatloıı : 06z &tOııde vermek.
tullllak, llslleıımek, allladar olmak. Ta lıllıe fili the edp of aometlılnı: Bir
To .... lnterat .. : bıtıeıımet. maelenln çetin tarafını ele almamak,
To tmJııa llıle -·• bead: Aklına koymak, bırakmak.
yapmayı meram elmlt. To .... offeace : Cumburrelsi olmak,
To .... lııldaln. la : Tetebblle llÇ· iktidara 11Ç111Ck.
mek. To W. on : Meaullyet altına sirmek;
To W. .... lap: Kucaia almak.
To ta.. laue w111ı : Alıal tarafı tutmak.
To 11111 il euy : lpn kolayına bakmak,
ite almak, vazife vermek, aııpje etmek;
[c:olloq.) alınmak, mUteeulr olmak: rol
yapmak, yaysara etmek.
aldum-k, llDeın vermcmet, tellt et- To ide aa aay odda: Her tebllteyl li!a
....-k. almak.
To tdll it _. al: Pahalıya mal olmak. To cab oae .._ wlla: Beraber dola1-
To W. i t _ . • (a aıer->: [Colloq.) tırmak.
latit.am almak; takatini kumak. To ..._ oae • oııe'ı word : S6IODe iaaa-
To tllll it •rloully : addiJe almak. mak, kabul etmek.
To ..._ it _. .. : Para yerine kabal et- To .... oae .. baad : Elladea tutıaak,
mek (mal, v.ı.); bınıaı·Çlkmmak. yudıın etmek.
.... [ 407 )

To .... one'ı brcath aw91 : Şatınmak. hand : Birini veya bir neyi bir kimsenin
To llllrıe one'ı dcath el cıold : Tehlikeli elinden almak.
soluk almak. To .... IOnıetlıİlll : Olduju ıibi k11r1ılı·
To .... ooe's feııcea deaııly : MütkllJJeri mak.
yenmek. To lalm ııoaıethlna on ıhe ehin : Bir ıeyi
To .... one'ı hat olf: Selimlamak. cesaretle, metanetle bqılamak.
To 'tab ooe'ı lıancl : El sıkmak. Te .... 1tep1: Hamle yapmü, lellbbllle
To .... one's life hı bınd : Kallaiai geçmek, tertibat almak, icabını bakmak,
koltujuna almak, 61Umll a6ıe almak. halletmek.
To .... oae'ı part : Blriaiııia tarafını tut· To .... ltock : [Com.] Envanter yap-
mık. mak.
To .... oae's ıtand ...... 101De011C : To .... ııtock el : Kıymet (paha) biçmek.
Birisine karşı cephe almak. To .... tea wllla: Çayı beraber lcmek.
To .... oae'ı time : Acele etmemek, va· To .... the 8lr : Havalaıunat; bava al·
kit kaybetmek, ıamaaıaı almak. mıya çıkmak.
To .... one's word: S6zl1ııe hıaıımak. To .... ıbe cbalr : Bqkaıılık etmek.
To .... opealy : Açıktan açıla almak. To .... ıhe f"ıeld : Meydana a&ılmak; bar·
To .... opportunity : Pınat bDmek. be lttirak etmek; aavqa batlamak. kam·
To tüe Clllt: Çıkarmak (leke v.s.); alıp panya açmak.
götürmek; dıprı çıkarmak; kopyamı To ..,_ the 1ead : ÖDderlik elmet, bap
çıkarmak; bitirmek. seçmek. idare etmek.
To Dire Clllt to : Oötilrmek. To talııa the ilet olf: Batta tarafa bM·
To fllb .,.., : Zaptetmek, almak; deruhte mak, aözllnD ilinden ayırmamak.
etmek, yüklenmek (vazife v.s.); talim al- To. .... the ııeWI : Halleri Urplamat.
mak. To llllre the offeuive : Taanma ....-t.
To .... pains ınd. carc : Zahmet çekmek. To talıe the atand (floor) : Söz .e,lemek
To ı• part ı. : Rol almak, lltink et· için ayala kalkmak.
mek, karıtrnak, dalıR olmak. To taM the wlııd a.I of .,..._: Öf·
To talıe place : Vuku bulmak, olmak, keyl dalıtmat.
cereyan etmek. To ake thouaht fil : Dl1"1ııınet. hesaba
To . . . pleuurc in : Zevk almak. katmak.
To tüe posseasion of : HllkmU altına al· To .... time : Vakit almak.
mak. To .... time out tor ııcımetblq : Zammı
To Dlıe pot • luck : Allahın verdllinden ayırmak.
beraberce yemek. To .... to : Oötllrmek, ballanmak; Dtica
To .... pride la : İftihar etmek. etmek; alıpnak, lıotlanaıayı ballamak,
To .... risk : Tehlikeyi atia almak. sevmek.
To .... root : Kök salmak, aellpnek. To .... to be : Kabul etmek; tellkkl et·
To .... shape : Şekil almak, teklllea· met.
mek, teıekkUI etmek. To .... to bed : Yatala dlltmek. balta·
To lüe sick : Hastalanmak. lanmak.
To .... side : Tanf tutmak. To talıe to boaonı : Jlalrına bumak.
To .... aomeone by the arm: Koluna To tab to 1ıeart : Kederlenmek, Dzlll·
airmek. mek, çok mDteesalr olmak, içerlemek.
To t.ıı.e 101Deone. by the elbow : IColııaa To .... to oae'ı 1-b : Talıuları kaldır·
ıinnek. mak, kaçmak.
To .... aomeone far somehody : Biriliae To .... to pieces : Parçal-U, tlhlıl et·
benzetmek; tellkki etmek. met.
To .... someone or ııoınethilıı olf oac'ı · To .... ıo task : Azarlamak, paylamak.
..
To .... turm: Saruı pJmet.
[ 408 ]

11ıe ... el tbe tcnnı : Herkesin koallf"


To .... . , : B•aJe•ü; bldamü. tutu (bahaettlll) ınetele, decİitoclu.
To .... . , . - ......,: Hanbte ııeç· To tallı • : Blltlln teferruatiyle mllza·
met (bir tcYe brJı); ılWıa urılmH. ken etmek; içini bopltmak.
To .... . , room: Yer lyal etmek. To be tııllımd a.t: Söyliyecek *il kal·
To .... . , tbe lıatdııet : llarb açınü. mamak.
To W. ., tbe nıımlnı: Yuıtta bap To tallı ... el: Kandınnü.
aecmek. To tallı openly lllMıllt : Açıktan. açıla ko-
To .... . , wlllı (a penon): (Biriyle) u- nupnak.
bdallık etmek; beraber otarmak. To tallı - : 06rlllmek, mllzakere et·
To W. .,_: Pımetmet. mek; uzun uzadıya baluetınek.
To .... walkl: Dol81111Ü. pmıek. To talk nııuıl : Mealenln aslına temas
To lıtlıe wildoın ud patleııc::e : Zekl w
ubn ihtiyaç ..,._...t.
To .... wlllı : Benber ,ııttlrmek.
etmeden mllzakere etmek.
To llıll ....... one'ı bead: [Si;] Mil·
_

ballla cımek, kafadan atmak; etraflıca


To ..._ worda lııldc: Slldnll ICri almak: . konıqmak.
To be ..... m: Huta olmak. To talk to : Hltabetmek; konıqmak, 16-
To be ..._ wlllı: 'çok hopma ptmek. rllpnek; [colloq.] azarlamak.
•The devit aırı. a hud in wbat lı done To tallı •P : Methetmek.
in halle• : [Pro•.] Acele ite tcytaD ka· TAMPER (3 • 9), v.
rııır. To taınper wlClı : Ayartmak; kurcalamak;
TALE (11), n. tahrif etmek.
By .... : Tane heaablyle. TANGENT (3nj9), n. ti: L
To teli ..._: Dedikodu çıkarmak. To fly <ao> off at a ......- : Birden fikir,
TALK (55), n. ti: v. konu, v.s. deliıtirmek, hareket veyıı IÖztl
Crosl tallı : Telefon wya radyoda parazit. birdenbire çevirmek.
Small Wk : Hotbe.. llllıbet. TAP (3), n. ti: v.
Tali tallr: Uydurma hlklye, mııul. An eıu:ellent .., : Aıl içki.
To hıve a . . . with (aomeone) : (Biri) ile On lap : Burplanmq (fıçı, v.ı.); botal·
konıqmat. tılmıla hazır.
To talk it (a penon): Birine hltabetmek, Tap room : Fıçıdan dolduruluak içki U·
yUzllne a6ylemet. tılan yer, meyhane.
To tallt .._ (al): Hakkında konupnü, To tap • the shoulder : Omuza vurmak.
balıaetrnek.
TAPE (21), n. & v.
To lıılk 9W11J : Boyuna konutmak. llkırdı
T.,. recordinı : Makine vasıtasiyle seıl .
ile vült ııeçirmek.
teride alma uaulU.
To talk ıı.k and lmaı : Şundan bundan
Tııpe recordinı mıchinc: Ses alma cihazı.
konu1111ü.
To ... Mdı to : Kartılık vermek; kartı TAPIS (3 • 11), n.
plmek. On thc tapll: Mllzakere halinde.
To be (comc) on the t8plır : Mllzakere
To tallı • - : Yllkııek ııeale veya çok
söyliyerek SUllurmak. edilmekte bulunmak, ıllndemde olmak.
To tallı non1enııe : Saçmalamak, bot llf TASK (44), n. & v.
etmek. To take to talk : Hata bulmak, kabahadi
To .......... : AleYlıte konıqmak. bulmak; ayıplamak.
To talk biı : .Yllbekten atmü. To talk wlda : Yllldetmek.
To tallr el.(•): ...'ya, .. .'ye dair koaut- TASTE (21), n. & v.
mak. bahaetmek, ... hakkında mllnaka11 Out of taife : Zevkaiz..
vtya mlltalia etmek. To one's taife : Kendi ı.evkine uypn.
( 409 ı

He has ,..... far nic:e thinp : Gllzel aey·We tea ld five o'clock : Saat 5 de çay
le re merakı (lıeveai) var. içeriz.
He has a ..... far taklnı a wallt every TEAR (29), v.
eveninı : Her tec:e dola1111ayı 1ever. To .._apart: Parçalamak.
He is a man of - . : O zevkli adamdır, To tear • - : Yıkmak; çürütmek (bir
ajzının tadını bilir. fikir veya iddiayı).
The dish . . _ aood: Yemek leziz olmut. To tea' . _ the idea : Bir fikri balta·
To tlıc kinı'ı (qııeen'ı) ..,. : MUkemmel, lam ak.
ili, kırala !Ayık. To tem' in half : İkiye bölmek.
To have a tast. for : Belenmek, 1evmek, To .._ ...._...: Mahvetmek.
00,lanmalt, isıemek. TEE (11), v.
To ...,. the cup : Bir ıeyin tadına bak· To tee elf: [Gol/) Topu kum tepecilin·
mak. · den çelmek; [li•.] bqlamalt.
To ...,. the cup of bitıerness : Kötülük TELEGRAPll (2 • 1·44), n. el v.
ıörmek, acı (ıstırap) çekmek. Orapeviıııe ........ : Rivayet, pyia,
TAX (3), n. el v. tevatür, dedikodu.
T...,.. cable : Telaraf kabloeu.
A tu OD (llPOD) someone : Birine yOklen-
Telepaplı key : Telaraf anahtan, telaraf·
miı ,mesuliyet, İl. yOk, sıkıntı, v.s.
la haber aönderme aleti.
This work tues my powers : Bu İl bana
Teıepa,11 line : Telaraf teli (hattı).
çok alır (zor) aeliyor.
Telepaplı pole (post) : Telaraf direli.
To tu wltb : Yüklemek, doldıırmak, ar-
Teletnpll wire : Telaraf teli.
tırmak (yilkllnü veya miktarını, sıkıntı­
To hlep'aplı to : ... 'ye, .. .'ya telaraf çek-
sını, v,,.),
mek.
TEA (il), n. & v. Wireleas ...._......: Teleiz telaraf.
Beef • tea : Et suyu (hastalar için). TELEPHONE (2 • l • 67), n. el v.
Cambric tea: Fazla hafif sütlO çay. Maanetic tıeleplloae: Mıknatıs kuvvetiyle
Teıı · caddy : Çay kuıuau. işleyen telefon.
Tea • chest : Çay sandılı. On the tıelephoııe : Telefonda, telefonla.
Tea • cloth : Sofra örtlbO; tabak ve bar· Telepb- central (exchange) ': Telefon
daklan kurutma bezi. merkezi, santral.
Tea • cup : Çay bardaAı. To teleplı- to : .. .'ye, .. .'ya ıelefon el·
Tea • cupful : Çay hardalı dolıısu mek.
Tea • dance : fedaııaan. TEL1!'3COPE C2 • l • 67), n.
Teıı • fiıht: [Si.] Bir çay ziyafeti. Reflecting tele9eope : Aynalı dllrbiln.
Tea • gown : Çay elbİICll (kadınlann). Refracting telaccııpe : İki ucunda adesesi
Tea • house : Çayhane, kıraathane. olan dilrblln.
Ta • ketıle : Çaydanlık. Terrestrial telesope : Resmi ters plf\ren
1 ea • party : Çay ziyafeti. tesiri kaldıracak adeııesi olan teleskop.
Tea • pot : Çaydanlık. TELl!'3COPIC (2 • 1 • 5 • 1), ı.
Tea • room : Kahve, çay, limonata ıibi TeJaropk boiler: İç içe kavır kısımları
içkiler içilecek yer. olan makina kazanı.
Teıı • 1ervic:e : Çay takımı. Telncoplc chimney : İç içe kayar kısım­
r ••. spoon: Çay t.aııtı. ları olan vapur bacası.
Ta • table : Ufak çay masaaı .. TeleKoplc observations : DUrbUııle taru-
Tea • thinp : Çay takımı. sut.
To come to ... : Çay ziyafetine gelmek. TeleKoplc siaht : Çok uzalı Pkebilme.
Tea drinker : Çay tiryakisi. Telncol* itan : Yalnız teleskopla görü·
Tea ·um: Semaver. len yıldızlar.
... [ 410 ]

TELL (2), v. T-panıl powllı' : Bir memleket idaresin-


To 1111 aile: Yalan eöylcmct. de Papalık veya tJliae nUfuzu.
To tel a atory Oie): Yalan 16ylılllıek, nNTEll (2 - 9), n.
masal okumak. On ...._ hoolt : Şllpb. ve merak içinde.
To ........ : ... dair anlatmak.. TDM (99), o.
To ..U thiııp ıı,.n : Tefrit ilmek, ayır­ Duriııa lıenıı • time : Den devresinde
mak, birbirinden ayırdetıılet. (okul). •
To ... fortuııa : Fal açmak, fala bat- in plain ..._ : Açıkça. sarih olarak.
mak. in tel'm8 of : 11birince, beublyle.
To tel rr.. : .. .'dan,
.. .'den ıııtylemet, J told him the matte·r in plain ..... : Me-
tarafından haber vermek. seleyi ona açıkça anlattım.
To .111 talel : M-1 uydurmak: sır IÖy- On eaıy .._.: Kolay bir ,etikle, n-
lemet, pmmazlık etmek. hltça, iyi (müsait) 1&rtlarla.
To e.n elf . Sayıp ayırmık; hususi bir Tcna of office : Hizmet veya memuriyet
vazifeye seçmek veya ayırmak; [colloq.] müddeti.
az.vlunat. To be on ıpeaklng tenu with : Tekrar
To tell • (a pel'IOll) : (Blrim1 ele vermek, konutmak, barıpıııı olmak.
pmmazlaınat. To come to tenıııı : Anlaımak, mutabık
To ten one from the othcr : Her iki kim- kalmak; rıza ptCrınek.
senin veya ,eyin aruınd~kl farkı atınnck, To brinı to tenm : Kabul cıtirmek, rıızı
ayırcleımek, tefrik etmek. etmek.
To ..U of ı ... dair bahsetmek, IÖZ açmak. To be in good (ili) tcmıs : Araları iyi (fe-
To ... talea aut of 1ebool: Dedikodu na) olmak.
etmek. To make f8mıtı : See : !O ~ to tenm.
To tel the tnıth : Hakllıab 16ylmıct. TERROR (2 - 9), n.
To ... thne : Saati 16ylmıet. A tenor to evi! • dccn : KötUIUk lılcyen­
TELLEll (2 - 9), n. lcre dehtet.
Fortune ...._.: Falcı. Kinı of eemır : ÖIUm.
Reiın of •mır: [Hist.] Fransa ihtilUi·
TEMPER C2 - 9), n. lı v.
Even - .._,... : Sakin tabiatlı. nln en kanlı devresi (Nisan 1793 • Tem-
Out of ...,_: Keyifti.ı; öfkeli. muz 1794).
To put oat of tenqıer : Öfk.clendirmek. TF.ST (2), n.
To 1ose one's teftrper : Kızmak. öftelen- A telt for iron : Bir maddede demir ara-
mık için yapılan tahlfl.
mclı, soiukkanlılılını kaybetmek.
Drivlnı tnt : Şoför imtihanı.
To kccp one'ı tMııper: Sotukkanlılılını
muhafaza etmek, hiddctlenmemek. Fly tut : Deneme uçu~u (uçak).
TClll paper : Tumsol kijıdı.
To temper iu•ticc wlllı mercy : Adalete
merhamet katmak. Tat tube : Kimyaıer cam tübil.
To ....... wlllı : Katmak, lıatı,tımıak, To stand the tat : imtihan olmak.
kanf(ırmak, kıvamına getirmek.
To put ıo thc tat : imtihan veya tecrübe
etmek.
TEMPEltANCE (2 - 9 - 9 - ı), n.
TEXT (2), n.
T-perMCt hospital (hotcl) : fçkiıl.ı otel, Corrapt teııt : Tahrif edilmiı metin.
sofular oteli. Large teııt : SWill yazı.
Tı •ı • - mcetinı: içki ile milcadele SmaU f8ııt : llıt'a yazı.
eden toplantı. Tat writer : Don kitabı mUellifi.
TEMPOllAL (2 - 9), a. Tat letter: Asd kitabın buıldıtı harfler.
T...,.... affain: Uik meeeleler. Teııt book : Den kitabı.
Temporııl lords : Bir meınleketin eşrafı. Tnt hand : Kalın yazı, nesih yazı.
[ 411 J
To stick to oııe's teııt : Sadede ballı kal- Tlıe dice wu cut : Ot. yaydan çıktı, olan
mak. oldu, it itten pçti.
THACK (03), n. TREN (~2), adv• .t conj.
'lllKk and rape: [Sc.] Samanlık, v.s.'nin By .... : O zamana kadar.
damının ot örtllıll; bu örtllyU vlkudı p- Every now and dıla : Anaıra, zaaıu za-
tiren çalı çırpı. man.
Under dllıck aod rape: [Fiı.] Rahat, Since . . . :o zaaıudan beri.
mahfuz. Tlıea only tlıu: O zaman, itte o zamu ...
11IAN <al), conj. What happened dıla? : Sonra ne oldu?
More a. : Daha fazla. What dılaT: Ne olııeak?, ya Mmra?
Shc is ınore beautiful . _ her friend : You say you won't ao to tlıe park with
O arkadaıından daha sUzeldir. me, wherc shall wc meet ...., : Benimle
Morc dım once: Çok kere. parka aelmiyec:elfol söylllyonuıı, nerede
More as. that : Dahası var, batka bir bulu1&lım ıu halde?
feY daha var. THERE (529), adv • .t int
Morc aı. two : İkiden daba fazla. All ...._: [Si.] Açık ~ uyanık; dira-
Rather 6ım : Tercihan. yetli; bDslll.
THANK (93), n. .t v. To be aU tlılft: Açık S0t olmak.
1 will . _ . you to opco the window : Here ancl ...._ : Bunya pınya; arasıra.
Lıltfen pencereyi açınız. Look at .....ı : Oraya baki
No duıllb to me : Ben bir ICY yapma- Over ...._ : Orada, oracıkta.
dım, estatfurullah.
Tlıen ıııd back : Olcllt - selif.
nmılı God: Şllkllr Allah, çok pıkUr.
Tlıen or tbcreabouta : Orada wya o ci-
Tluınk you : Size tqettllr ederim.
vardL
11ımb a lot: Çok çok tqekkOrler, çok
Tlıenl 1 tolcl you eo : Bak, sana deme-
tqckkilr ederim. dim mi?
Tbaab to : Sayesinde. T1ıen is no doubt that: Şüphe yoktur ki.
Tlumlıs ıo his hclp : Onun yardımı saye-
nen il no harm in tbat : Zarar yok.
sinde. ~ is not: Yok.
To thlllk someone f• soınetbinı : Biri- Tlıen lı no: Yoktur.
sine bir teY için tetekkOr etmek. T1ıen iı (pi. iten are) : Vardır.
JHAT <al>.
a., pron. ıl conJ. Tlıen wu (pi...... were): Vardı.
Ali tbM 1 know : Bildllirn bir ICY· What's aoinı OD tlıen~ : Neler oluyor
For ali th.C : Buna ratnıen. orada?
11ıat is a deal : Anlattık, mutabıkız.
THEY (~21), pron.
Tlıat il: Yini, mesel&; mMkmkl.
Tlıey say : Halkın dediline p;re, duydu-
Tbt'ı ali : Hepsi bu kadar, itte bu ka-
tuma Pire. rivayete tike.
dar.
Tlıef told me you were ricb : Zenain ol-
Tluıt is to say : Yiıni, bu demek oluyor
dutunuzu söylediler.
ki, şöyle ki...
What's thM to you : Sana ne, ııen ne ka- TIDCK (91), L
rıııyonun, bund1D sana ne? Blows camc dıldı and fut : Yumruklar
THE (89), definite article. birbiri ardı sıra indi.
The all round : Dört baıı mamur. in the tlıldı of tlıe fipt : M lk:adelenin
n. more 1 ııee hiın tile better 1 like biın.: en tlcldetll zamanımm.
Onu her aönfllkçe daha çok seviyorum. On thc tlıldı of the fisht : Savqın en çe-
na best : En iyisi. tin anında.
T1ıe boy · in tlle picturc : Resimdeki ~ ~ ancl fut : Ardı sıra, birbirini mU-
cuk. tcakıp.
llılıı
[ 412 J
To be very tlılck topther : Gayet samimi To tldıılı - : Bir ICY üzerinde tekrar
olmak. dil§linmelı.
Tlıldı - ıkinned : Vurdum duymaz; day- To tlalalı dır9llllıı : Dlltilnllp netice çıkar­
ıusuz, yllzll pek. mak; inceden inceye dUtUnmelı.
ThrouaJı tblek and thin : Her prta aöre, To tldıılı fo : Niyet etmek.
cürctkircasına, yılmadan. To llılnlı (it) twic:c : İyi dilfilnmck; dü-
ıünüp taıınmak, ıereddUdetmelı.
To ıet dılelı : Şipnanlamak, yal balla-
mak. To tlılalt ap : Dillllnllp lcrtibctmelı.
To lay it on Clılck: (Colloq.] Lüzumun- THIS Côl), a. .t proıı. [pi. 'IHFJJE].
nı. day weclı : Gelecek hafta bııJlln.
dan fazla övmek veya kötülemek.
nı. oncc : Bu bre.
1111N (81), a • .t v.
Thls moment: Hemen ıimdi.
To ıeı (lrow) ılım : Zayıftamak. 11ıfl will never do : Bu iı böyle yllril-
To ıtıla oat : Azalmak; incelmek. ıncz, bu böyle aökmoz.
THING (Ol), n. He ouıht ıo be here ltJ tbls : Siındiyc lıa­
Above ali llllap: Her :ıeydcn evvd. . dar burada olmalıydı.
For one llıhıs : fık önce. 1 don'ı tike tbls one : Bunu sevmiyorum.
No such ffılııs : Aıla, olamaz. I've misscd you so m11ch in . . _ days :
Poor llıhıs! : Zavallı! Bugünlerde seni o kadar özledini ki.
Such a thhıs: Böyle bir py. I've becn waiıing thtse three wecks : Son
That is quite another lldıq : Bu bam- .üç hafla henüz seçti, ııkıeı pçd, pç-
baıka bir :ıeydir.
mcz oldu.
:
The 11ıı.. Moda. With (al) tlıll : Bu durum kB11111ncla, hal
böyle iken, bunun üzerine.
To make a aood lhlııs of (a thinı) : (Bir
1eyden) istifade etmek, kar çıkarmak. THOSE C567z), pron. & a.
•'llıale we love are always bcautifuh:
To know a •ını or two: [Colloq.] Tec-
rllbcli ve bilaili olmak. [Prov.] Gönül kimi severse lilzel odur.
To see llllap: Hulyaları olmak. THOUGH <867), conj.
As llıoaalı : GCıya; sanki.
THINK <on. v. [p. ı. moucm1.
Even flloıap: Olu dahi.
1 llılDk 1 will comc too : Ben de •lcce- Tboash it was very lale, he went on
lim ıaliba. workinı : Çok acç olmasına ralaıco o ça-
1 doa't •bılı: so: Hiç de zannetmiyorum, lışmaya devam etti.
zannetmiyorum, zannetmem. moucm (9SS), n.
To •hık aboat : Dllıllnınck. A. thoapt: [Colloq.] Azıcık py, llClllC.
To tlalalı aloud : D111ilndUlilnU aöyİemek. A happy tlloulht : Münasip dUıllnc:e.
iyi
To llılnlı hard : Derin dlttilnccye dalmak. bir fikir.
To ldnk ili of somcoııe : Bir. kimse hak- On ııecond thou&he. : Daha iyi dütll-
kında fena dilfllnmct, aleyhte dilfllnmclı. nllııcc.
To llılıık much cıl (a thlq) : (Bir 111yc) '11aoapt. transfercncc : Telepati.
çok ~m vermek. To lake •-.M : Dllşllnmek, tartmak.
To llılıılı of (a pcnon) : (Birini) dllıUn­ THRASH (0-3), v.
mek; hatırlamalı, aklına aetirınclı; unut- To Clıralh oat : İncelemek, aıılamıya ça-
mamak; hakkında hU1Uai bir fikir, veya lışmak.
emel bcdemek; takdir etmek, hllrmetlc To flınlll 099' : Birçok defa tekrarla-
yidctmelı. . mak.
To llılllk • : Bir ICY Uzerlııde dlltllmnelı. TllREAD (82). D• .t v.
To allık a.t : Tasavvur etmek; dlllUnllp His life hanp by a llır'lad : Hayatı pamuk
tqınarak halletmek; heuba katmak. iplijinc ballı.-
dıree
[ 413 ]

Not a dry llnM on him : Sınıklam ol- Wlııen the concert will be dırolıPT : Kon-
muş, her tarafı ıslanmıt. aer ne zamıııı bitecek?
'ı.reııd and tbrma : iyi fena bir arada, To be wet ........ : Sıraıtlam olaıat.
hep birbirine benzer. 'nl'Olllb ali my life : Hayatım boyunca.
To dırnd one's way aut of: Yolunu bul- 11uoaP meuate : Baıka merkezlerden
mak. ıeçcrek aöııderilen telaraf.
'l1ıra.alı cım the season : Mevıim bo-
THREE (6- il), a.
Rule of Oıree :. [Aritb.] Buit teııullp. yunca.
'l1ırmelı ..t the world : BUtlln dllnyadı.
'nTet colour proceu : Üç eııaa renkle
1'lu..p teara : Göz yqlarlyle.
baskı uaulU. '
To ao ...... it : Teltik etmek, &özden
Tlıree deckcr: [Naat.] Üç stıvertesinde
aeçirınet.
topu olan zırhlı aemi; Uç tatlı bina v.s.
THROW (6 • 67), v.
Tlıne tc0re : AJtmıı ııene.
To tbrow a Oy : Su yllzllııde duran oltayı
Tlıne R's: ....... (otuma), ~
atmak.
(yazma), ve - .lk nı-p). To tbrow a tin : Eli ile öpllf aöndermek.
Tlıne· way : Üç y.,ıJu.
11ıo ..._ a ııop ıo : Önllne teınlk atmak.
THROAT (6 • 67), n. To ar- 8W11J : Pırlaımat, rutFle atı­
Sore ...... : Bolaz yanııaı. vermek; lanf etmek, rutaele urfetmek;
To cut onc another'ı ....... : tnm var- dikkatsizlik veya ihmal yUzllııdcn kaybet·
dıracak bir rekabete airilmet.
met.
To cut one's own . _ . : İntihar ıiyuctl The Ilı.- ...... : Fırlatıp atmak.
takibetınek, intihar etmek. To ..._ lıllelı ıo: Işık v.s. aibl seriye
To lie in one'ı tbl'Ollt : Pahiı yalAn lrti- aksetmek; teri atılmak.
kfıbetınek. To ..._ ._.ıo: Atmak.
To jump down one'ı .._. : Birden llze- To * - dult la one'ı eyes : Aldatmak.
rine saldımiat; fiddetle tentld etmek. To ......, la: Aruın tatmak, dercetmek;
To etick in one'ı ...... : Söylenmetl &Uç fazla ücret almadan içeriye !Oltmak; ha-
olaıai.
zırlanmıt 1'ir ~ DAve yapmak.
111ROUGH (6 - 77), prep. To ...._ la one's teeth : Meydan oku-
Ali ff1nımt1ı : Her vatlı; tamamlyle. mak. hakaret etmek.
1 apt the news ........ hlaı : Haberi To ..._ Wo heart and soul : Canla
(onun vuıtasiyle) ondan aldım. batla vaJıpnat; kendini bir tcYe vermek.
ııı aend the Jeller ........ aİy friend : To da*- liaht oa : Aydınlatmak.
Mektubu arkad&1ıın eliyle &6ndereeelirn· To tlal'Ow aff: Vu.aeçmek, terltetmek,
Tb...,.P and tbnJ9lfa : Tekrar tekrar aöı­ b&11ndan atmak; çalıpadan . kazanmak;
den aeçirerek; b&1tan bap, tamamen. fırlatıp atmak.'
To pass Cael) ..._... : (Arasından veya To llırow -91 at : Himayesine sılın­
içinden) seçmek. malt, ltucalına atılmak.
To be (aet) ....... with (a thina) : To tıırvw cıpea : Ansızın ve ardına ta-
[Colloq.J (Bir ,eyi) 1'1tlmıet, IODa er- dar açmak;. aerbesıçe airlleut hale koy-
dirmek; alikayı tamamen temnet. mak.
To carry ..._...: Bqarmat. To llırow ... ; Dıfarl atmak; yaymak;
To fail (drop) ClırG!lllı: Tllkemnot; mu- kovmak; piyasaya veya tedavüle ~ıltar­
vaffak olamamak, kaçırmak, boll alt- mak; fırlatıp atmak.
mek. To tıırvw - : Vaqeçmet, terltetmek;
To ıo tlıroaP wltlı (a thina) : (Bir teyi) atmak; kaçırmak; tahliye etmek.
yapıp tamamlamak. To 6low _ . _ . . : Atmak, bııtından
To be ...._.: Dll'llmak; 1'itmek. atmak, terk.etmek.
[ 414 ]

To ...._ qııatio111 • : (Birisini) soru 111• far : Buraya kadar, bu dereceye


yapıunma tutmııt. kadar.
To ..._ lt.Onel .t (a penon): (Birine) TICK (1), n. 4 v.
taı atmak, lif lbnak. On lldı: Veresiye.
To tlırvw . , a job : Bir iıten ayrılmak. On the lldı : Saniyesi saniyesine.
To t " - •P a winclow : Bir pencereyi To buy on tlck : Veresiye almak.
açmak. To tlck alf : Tık tık vurarak saymak.
To Clııow . , one'ı· dinner : Kuamak. TICUT (l • I), n.
To * - ., the sponae : Bobla yenil· A ddıet • of· leave maa : Kefaletle ser·
dilini kabul etmek. pes demek. beıt bırakılmıı kimae (mevkuf).
To Clııow . , : Hızla kaldırmak veya
Return ddıet : Gidif • aelia bileti.
kalkmak; vaqeçmek, ferqat etmek; kus·
Sinsle ddıet : Gidil bileti.
mat; yukarı atmalı:, fırlatmak. Tldet punch : Bilet zımbuı.
THRUST (0 • 1), v. 11ıat'ı the ddıet :. [Colloq.] Dolru, ta·
A home dınılt : Tam yerine isabet eden mam; en dolrıııu bu, çok mUnuip.
vuruı.
The ddıet: [Si.] Tam ia. mUk.emmel
A llırewd dınlt : Kurnazca bir aaldırıı.
\:imse.
To ..._. - . , : İtip defetmek.
11DAL (41), L
To dınst , _.... : beri ııarlı:ıtmak.
T1t1ıı1 basin : Med ve cezire maruz havza
To tlınlt oneıelf .. (a bualııeu) : (Bir ile)
(liman).
karışmak, müdahale etmek.
Tlılııl clock : Med ve cezir zaman ahva·
To llılmt (a penoa) ,,_ bil ritbta:
tini s&terea aut.
(Birini) haklarından mahrum etmelı:.
TWlıl doclı: : Suyu med ve cezir ile dolup
To llır..a ..._.. : De1me1ı:, cerbetm91ı:.
boplaa ıtemi havuzu.
To dınllıt •pm : Zorlamalı:, tazyik eta.lı:.
Tlılııl barbour : Med ve cezir yardımiyle
To llınlll a.t a 1ıand : El uzacmat.
sirilip çılı:ılabilen Umaa.
To dırwt" (a thin&) . , : (Bir teYO yulı:an
Tlılııl river : Çok lı;erlleriDe kadar med
ıllrmek.
To tlırut ..to: Sokmalı:, eDmmet. ve cezir teairlne maruz olan nehir.
Tlılııl wave : Med ve cezir clalpaı; mUt·
THUM11 (08), n. 4 v.
Ali hiı finpn are ...... : Becerllı:alı.dlr.
hit dalp; nlbnayif.
'l1ımllt • ICreW : Eaki zamuılarda par-
Time and lıCe wait foc DO maa : Fırsat
ınakları ııkı1tırmak için 1ı:ulluııdaa
bir elden aidlııce bir daha bulıunaz.
nevi itkeııc:e aleti. TiDE (41), n. A v.
To ................ : Parmakla açmalı:. Hiplıte: Med.

n..111 • ., : Cesaretini kaybetme, mo- Low .... : Cezir.


ralini bozma. Time and ..,. wait for no man: Vakit
Under oae'ı ...... : Tamaaılyle birialn nakittir, fırsat eldea ıidince bir daha bu·
nüfuzu veya ıahaktllmD altında, teliri al· lunmaz.
tanda, elinde. To tlM • : Sl1rmelı:. dayanmalı:.
1111JNDD (98 • 9), a. A v. To turu tlıe lıCe ı Bir halden aksi hale
To steal one'ı ......, : Baalı:aaının ftlı:. pçirmek.
rini lı:endl fllı:ri diye atmalı:. To .... - : Halı:kıııdan ıtelmelı:, yen·
To ........ ,,_: Afet plalı:Drmelı:. met (IGçlllk. v.a.yl).
THUNDDING (81·9 • 1\, L TIE (41), v • .ı D.
r C 1q fool : Zınlell. 11ıe aa- ended in a dl : Oyun beraber-
TRUS <&I>. adv. likle bitti.
,.._ and IO: PYll ..,.., ma. filan. T'lal of blond : Akrabalat.
n. much : Bu kadar. To dl .... : Kayıt altuıa almalı:.
[ 41.5]

To de ., : Bailaınak, beııdetmek; kupt· A tona llıDI : Uzun mllddet. bayii zaman.


mıdı:, mubuara etmek. At tbe wııe ... : Mumafıb, bunınıla
To de a penon'ı handı : Biriııin bOrri· beraber, aynı zamandL
yetini elinden almak, ellerini kollannı At ..._: Aruıra, zaman zaman.
ballamak. At ali ..._: Her zaman, daima.
TIED (41), ı. Al any lime : Ne zaman oluna.
1W house: Bira, v.s. içkilerini bir fab- ~s tlnles 10: Bu &idille.
rikadan almaya kontratlı meyhane. Appırent lime : GUnepn hakiki devrine
1W hand and foot : Kolu kanadı kırıl· söre sayılan zaman.
mıı. Behind the dmea : Eski, kabne, zamanı
TW to: Ballanmq. aeçmif.
1W ap: Bailanmıı kalmq. Doinı lime: Hıpialwıede.
TIGllT (41), L Equation of time : Tadili zamaa.
A baı filled until it il dPC : Torba tıklım For tbe dllle beinı: SimdDik.
tıklım dolduruldu. Four dmel :· Dört Ura, dört millL
A llalıt comer : Mllıklll vaziyet. From lime to dmı : Aruıra, vakit vakit.
A lfôıt rope : Gersin bir balaL Good a- : İyi aUDler, ıet.blı amanlar.
A trpt • rope walker (daııcer): Cambaz. Greenwicb . . . : OrlDÇ orta uati.
Money İl tfPt tbls week : Bu hafta para Hard · - : Kötll allnler, IDÇimiD atı;
ııkıntııı var. oldulu zamanlar.
,..... • fısted : Cimri. Hlah .... : l!llenceli vakit.
To siı ....t : Sebat ,ııstermek, fikir, mev- 1 hıven't - n you for a leni llıDI: Sizi
ki, hak, v.1. !erini mUdafaa etmekte de· uzun zaman pırmedim.
vam etmek. in a montb'ı llıDe : Bir aydan, lıir. ay
npt · lipped : Alzı sıkı. sonra.
Water (air) tıpt : Su (bava) llÇllleZ. in ti-. : Zamanında, vaktinde; erkence;
TILL (1 ), prep., conj, el n. nihayet; vezin, tempo, v .L itibariyle.
He aaınbled tm dawn : Şafala kadar ku· in aood lime : Tam zamanında; talibin
mır oynadı. yardımiyle.
Tlll now: Şimdiye kadar. in c:ôune of dllle : Zamuılı.
TOi the end of time : Ebediyyen. in tbe nick of llıDI : Saniyeli saniyesine.
Tll tben : O zamanı kadar. lt'ı .._ ı wu aoiD1 : Gitmeliyim.
m tomorrow : Yarma kadar. in DO . . . ! Cabucak.
TILT (1), n. el v. Keepiııa aood (bad) . _ of a clock : Bir
Full tDt : Tam hızla, tam hamle De, olaİl· saatin iyi veya klkll çal11111Uı.
ca kuvvetk, son sUratle. My wıtcb keepa aood ..._. : Saatim iyi
To tDt llt: Saldırmak, kavp etmek, iti- ıidiyor.
raz ebnek. Mean --:-Vuatl 188t.
To Clt OYer : Apl111ndan tutup devir- Next .._ : Gelecek lefer.
mek. Now's your .._ : Şimdi fınat elinde,
To Clt . , : Ucu veya yanı jukırı kalk-· timdi ııra ICDde.
mık veya kaldırmak. On time : Tam vaktinde.
TIMBER (1 • 9), n. Out of dllle: Tempoeuz, tempoya ıykm,
Tlmlıer line.: Ötesinde alaç bltmlyen vakidi vıkitılz.
yllkseklik hududu. Sidereıl tlılll : [Aıtıoa.] Yıldızlann her
Tlnıılıer work : Çatı. ıııntıı devrine IÖl'C tutulan zaman, vakti
Tlınlıer yard : Kereste maiaza11. nlk:wni.
TiME (41), n. el v. She is neır her. time : O yakındı dolum
At one lime : Vaktiyle, eskiden. yapacak (kadm).
[ 416 ]

Summer .._: Yaz mevsimi; yaz tatili. What time: [Poet.] Ne zaman; ilı:en.
That wül take time: Zaman alır, çabuk TINY (41 • 1), a.
bitmez. ~ bit : Azıcık.
TJme and a half : Bir buçuk misli ücret. TIP (1), n. .t v.
Time after dıDe: Tekrar tekrar. On the tip of his tonıue : Dilinin ucunda.
Time and again : Tekrar tekrar. Take my tip! : Beni dinlet
Tbne filler : V:ıktini faydalı şeylere har· To miss one's tip: Muvaffak olamamak.
cıyan. Tip to tip : Uc uca.
Time immcmorisl : Çok eski zaman. To tip on : Birine &izli malOmıt vermek;
Tbne limit : Muayyen müddet. ikaz etmek. ,
Till ıhe end of Clnıe : Ebediyen. To tip cnrer : Devirmek; altllst etmek.
This time ncııtt year : Gelecek sene bu TIPl'OE (1 • 67), n. &l v.
zaman, gelecek sene. On the tlptoe : Ayak ucu üzerine: pek
Time killer: Vaktini bol yere harcıyan. istekli; ,Wk:e.
Time • off : Zaman tenzili. To tlpCoe awa)" : Ayak parmakları üze.
Time out of mind : Çok eıki (zaman). rine basarak ıizlice uzokl&1mak, ııessizce
TlnM enough : Çabucak. yürümek.
The time of day : Saatin Plerdili vakit; To dptoe .. : Parmaklarının ucuna basa-
ahvalin son durumu. . rak içeri airmelt. ·
Tlıne will show (teli) : Zaman aösterir. To tlptoe to: Parmaklarının .acuna bau·
Time will show who is riıht : Kimin rak yürümek.
h:ıklı olduğunu zaman aösterir. TiRE (41), v. [p. t. 11RED], L
Time work : Gündelik it. saatle çalıpna. His lectures lllM the audience : Onun
nme · expired : Vazifesini yapmıı bir konferansları dinleyicileri sıktı.
adam, hizmetini y:ıpmıı (asker, v.ı.). To be (ael) tlnll: Yorulmak.
11ıae • honoured : IC ıdemli veya eski ol· To be (pi) dnd of (a thin&) : (Bir ICY·
dupndan dolayı hürmet a&terilen adam den) bıkmak, usanmak.
vey:ı kıymet verilen ICY· To tire ol : İlrendirmek, usandırmak.
•Time is :ı great healer• : [Prov.] Za· To tire ..a : Sıkmak, çok yormak.
m:ınla yaralar kapanır, her lfY unutulur. To feel very tlnd : Çok yot1Un olmak
Tinw is up : Vakit ıeldi (tamam}, paydos. (hissetmek).
•Time is money• : [Prov.] Vakit na· To be too tlnıl to ıo any further : Daha
kittir. ileriye aidemiyecek kadar yor1Un olmak.
To beat dme: [M'us.] Tempo \o\lıma"'lt 11red out : Takatsiz, bitkin.
(ayak, el, v.s. ile); usul tutmak. TIT (1), n.
To do time: fColloq.] Hapishanede yat· Tit for tat : Kısasa kısas, misli ile muka·
mak. hapsolm:ık. bele.
To ~in· dme : Vakit kazanmak, oyala· To &ive tlt for tat : Misli ile mukabele
mak. etmek.
To drive against time : Son ıtlratle ıllr· TITLE (41), n. .ta.
mek (otomobil). · He has a tltle ıo publish :·Telif hakkını
To loosc time : Vakii· kaybetmek, haizdir.
There is no time to lose : Kaybedecek Tide paae : Baş sahife.
v;ıktimiz yok. To hıve a tide to a place amonı the
To pass the time of day with (a penon): To have a tltle to a place amonı the areat
Birine merhaba demek, selim vermek. poets : Büyük şairler arasında yeri ol·
Up ıo the present time: Şimdiye (bugüne) mak.
kadar. TO (7), prep. & adv.
What time is it? : Saat kaç? Give it to me! : Bana ver!
ree [ 417 1
Five minutes to ıix : Altıya beı var (saat). TOG (S), v. .t n.
Five to ıix : Altıya bet var. Loııs top: [Naut.] Gemicilerin karaya
If you are to IO : Şayet aidecekseniz. çıkmasına mahsua reimt elbUell.
it belonp to me : Bana aittir. To tas oneself . . (Ollt) : Giyinip kUf&D-
Jt's up to you : Sizin bileceliniz ittir, sız mak, ııt pyinmek.
bilirsiniz. TOKEN (67 - 9), n.
To err is human : Yanılmak insanlara By the same tabll : Bundan baflıa.
mahsustur. in tobll of: Allmeti olarak.
To me : Bana; bana ıöre. More by tabll : Munzam delil olarılk.
To a T : tamamiyle. Tolıen money : itibari para, para yerine
To and fro : öteye beriye, ıuraya buraya. ıeçen ~itte veya Uiıt.
To a certainty : Muhakkak. TOM (S), n.
To an extent: Bir dereceye kadar. Old tam : En keskin cin lçkiai.
Ten to one : Bire ka111 on. Tam and Jerry : Yumurtalı rum denilen
To one's heart's content : Doyuncaya ka- içti.
dar. Tma, Dick and Harry : Avam sınıfından
To one's mind : Birisinin fikrine söre. halk; rastaele alınan feY·
To one's resret : Teessllrüne ralnten. TOMMY (S - 1), n.
To one's secret : Haberi olmadan, ıizll Soft a-,.: [Nıut.) Kolay q.
olarak. T - 1 atkinı : Bir İqiliz askeri.
To skin and bone : Bir deri bir kemik. T - . , rot : [Si.] Ahmaklık, budalalık.
To that end : Bu maksatla. TON (8), n.
To the best of my belief: Eler yanılmı­ He has , _ of money : 7.enıindir, Çok
yorsam. parası var.

To the end : Sonuna kadar. Metric t • : 1000 kilo.


To the full : Tam minasiyle. Reıister t•: 1000 kadem ınikibı.
To the lası : Sonuna kadar, ölünceye ka- Short toa : 2000 libre.
dar. T - of time : Hayli zaman.
To the left : Solda. TONE (67), n. el v.
To thiı day : BusllnkO sllndd. Low a- : Alçak 1elle.
To thiı end : Bu maksatla. To toae dowa : Hafifletmek. yumUtBl-
•To one who has IOll his way, a doı'ı mak.
bark is aweeter than the 111nı of the To • - la : Ses veya renkçe uyıun sel-
niahtinple. : [Pro.,.] Koyunun bulun- mek.
madılı yerde keçiye Abdurrahman çele- To ime . , : Kuvvetleadlrmct.
bi derler. Toae arms : Ses kolu (lramofon).
The way te Ankara : Ankara yolu. TONGUE (8), n.
To thiı day : Busllne kadar. A sharp . _ : Acı dil.
Te set to mlllİC: : Bestelemek. A ready ._.... : Kolay iliz IÖyleme ka-
Up - to - date : Asri, zamane, modem. biliyeti.
Up to now: Şimdiye kadar. A alib . _ : Geveze.
World to coıne : Ahret, öbür dünya. Iı's on the tip of my ...... ı Dilimin
TOE (67), n. &t v. ucundadır, nerdey1e 16yliyeceliaı.
1 am on my loe9 : tıe hazınm. Slip of . _ : Dil hataaı, dil bymUı.
To tee lıl or Olll : Yürürken ayak par- :
The 8ift of ı-.- Lisan öirenme ka-
maklannı içeriye veya dıprıya dolru biliyeti.
lıvırmak. T1111pe - tied : Aizı dili baifı.
To tee the tine:. Verilen emri harfi har- To ıive te111pe : Şiddetle tonupnak, açık­
fine infaz etmek, aöylenDenl yapmak. ça söylemek.

P. 27
toııdı
[ 418 1

To find one's tGllpe : Yeniden konupbil· sındaki aeall iklim, sıcak ve kuru mın·
mek, konu11rııya bqlamak. takı.
:
To hold one'ı ı-.. Sumıak, dDini tut· TORY (.5.5 • 1), n.
mak. Tmy Democraı : Demokrat prosramına
To waı oae'ı tGllpe : Gevezelik etmek, taraftar muhıfazaklrlar <lnsiltere'de).
boşbojazhk etmek.
TOSI (.5), v. ıl. a.
T00111 (770), n. [pi. TEETll]. lt's a ı.. · •P whether he will ıet here
Armed to ıhe leetlı : Baston tımola ka· in time : Burayı vaktinde ıelip ııelmiye­
dıır ıilihlı.
ccji belli delil.
By the skin of one'ı ._.. : Ancak, ıOç· Pitch and ._: Yazı mı tura mı?
beli. To . _ ...... : Dalıtmak, sııçınık.
1 ıoı free by the skin of my leellı : GOç· To . _ off : Bir dikiıte içmek; hırslı
belfı kurtuldum.
yutmak, yuvarlamall.
in the leedı of : Ona rajmen; doinJdın To • - • l : Fırlatıp atmak.
dojruya muhalefet ederek. To teli •P : Yazı tura, v.ı. için para at·
in ıhe llldı of the wind: Rllqlra J.arwı. mak, yukarı fırlatmak (atmak).
To cast in one'ı leldı : Takbih etmek; To win the tem: Yazı turayı kazanmak.
azarlamak; yllze wrmak. To lam awa:r (llllıle): Bir tarafı atmak.
To fiıht IGcıdı and nail : Var kuvvetiyle fırlatıp atmak.
s:ıvaımak, mOcadele etmek.
To take ı lam : Dllfınek, sarsıntıdan yere
To one'ı IMdı : yUzllne kaqı, açıkça. yuvarlanmak (at UstUnde, v.ı.).
To show one'ı ..... : Tehdidetmek. To be . _ . to wlnds : Darmadatıa ol·
To set one's llle8ı: Zor bir ite azmetmek. mak.
To set one'ı teellı on eclııe : Diı 11eırdat·
TOTAL (67), ı. ıl. v.
mak (bilemek), nefret a&termek.
TOP (.5), n. ıl. v. Our eııpenseı ....W 300 dollus: Mas-
rafımız 300 doları buldu.
From .., to toe: 8altM bap.
Toüıl silence : Tam bir ıUkQnet.
On lop: Muvaffakıyetle.
On ıhe ... : Tepelinde. TOTE (67), n. ıl. ı.
Top ali : Hepsinden UllUn, dehası, To tote fıir : Nezaketle muamele etmek.
Top boot~ Uzun potin. TOUCH (8), n. ıl. v.
Top par : En sUradi viteı (oto). A t-'ı of nıture : Tabiattan bir nebze.
Top dl'elliq : Serpme &llbre. A sliaht t.m : Hafif bir temas.
Top hat : Silindir ppka. To tllllClı •.: Yınapnak, utnmak.
Top heavy : Havaleli, Uıt tarafı çok To 1-'ı bottom : Dibe varmak; en de·
yUklU. rin noktasını eripnek.
Top secret : En ıizli, çok mahrem. To t-'ı . _ : [Foot.] Hasım kalenin
To top elf (.,): Tamamlamak; bitirmek. arkasındaki yere top ile teınu etmek.
To be ..,._. wldı : Taclınmak. To 1-11 (a penon) far a dollar : Birin·
TORCH (.5.5), n. den bir dolar borç almak.
Electric lwelı : El feneri. To ta.eli elf : Ateı dokundurarak patlat·
T" hand on the tıırm: hım v.ı. ıııjını mak; bir iki kalem v.ı. dokundurarak
devam ettirmek. bitirmek.
TORRICELLIAN (.5 • l ı2 • 1il), a. To to.11 • (•,..): ima etmek; bir me·
Tontcem. tube : Barometre. sele, bahis, v.s.'den kısaca bahsetmek;
Tantı:em. vacuum : Barometre civası 7İkreımek; temu etmek.
üzerindeki hava botlutu. To ı-ıı ., : Retuı yapmak (resim, v.s.),
fORRID (.5 • 1), ı. el sürerek tashih veya ıslalı etmek; at,
Tonlıl zone : Arz \!Zerinde medarlu ıra· v.s.'yi hafifçe dokunarak yUrUtmek.
..... [ 419 ]

To c-b (a penon) to the quick : Cile· To paint the • - red : [Si.] OUrliltWü
rine itlemek. yllreline teair etmek. ellenti yapmak.
To mda one's hat : Selim vermek (pp- T - meetina : Bir baaba abaliainin top-
kayı kaldırarak). lantıaı.
To ...m one'ı hean : Yllrelini yumupı­ TRACE (211), v. A n.
mak, mlheellir etmek. No trKe remainı : H1ç bir izi veya eteri
To keep (be) in tDllCll wlth (a penon) : kalmaz .
(Biri ile) ıemuıa bulunmak, alakada de- Tnıee of soda : Çok az miktarda aoda.,
vam etmek. y , _ of pain : Alrt allmetleri. hafif
To put in mda : Temu ettirmek. alrtlar.
To la.dl wood : Nazar dclınesin diye To trKe lıMlı : Allını arayıp bulmak.
tahtaya vurmak. To .._. .a : Krokialni yapmak, pllamı
T-'ı and IO : Tehlikeli vaziyet, meçhul çizmek.
il- To ar- - : ince lı.lilt Ilı.erine tap-
Taada stone : Meheok (taıı). yuını yapmak.
•Who ._... honey licb his fin1Cn•: To kick over the . _ : SerUtllli ele
[Prov.] Bal tutan parmatını yalar. almak.
TOUGH (lf), a. 'JRACK (3), n. A v.
A tcıllllı pıy : Kabadayı, zorba. DoublC tndı : Çifte hadı (dcmlryol).
A hllıllt job : Çetin, r.or İl- in one'ı tndı : BulundUiU yenle.
T .... luck : [Si.] Şanaızlık, kötll talih. Off the laıdı : Hattan ÇÜIDlfi ııadclteD
T.... nut to enek : Halli ıüç mesele, aynlm11-
•çetin ceviz•. 0n the riabt tndı : Dolfu yolda.
TOW (67), n. A v. On the tndı : Sadette.
To have in • - : Yedekte bulundurmak; Sinalc tndı : Tek yol, tek lıadL
[li8.] birinin nezareti, himayesi. v.ı. al- To put (a penoa) oa tbe riPt ..- : (Bi·
tında bulunmak, birini ııetlnden aezdir· rini) dc»lru yola aevkelmlk.
ınek. The beaten tndı : En ltlek yol.
To ıate in c-: Yedcle alınak, yedekte To tndı ._. : hini taklbeclcrek bul-
çekmek. mak, btfem.k.
To tow a damaled shlp lııto pon : Ha- To keep tndı el : izini bırakmamak, dik·
san utramıı bir 1Cmlyi limana çekmek. kade takl1ıetmek.
TOWN (47), n. To ıo. tndı of : tıJni kaybllmck.
A man • about • C - : Solycte adamı. To make tndm for : ıc.ı;mat, llVltmak.
Down towıl : Cartı civarı, 1Chrin ça111 acele aftmek.
semti. TRA.DE (21), n. A v.
Oııt of .._ : Kırda. • Eat and drlnk wltb your frieDda bu& do
Tiıe talk of the ...,.: . OUnUn declikod.-ı. not ..... witb dlem•: [Proıo.) Dollluk
T .... and 10WD : Şehir halkL batta alqverif batta.
T._ clerk : Kasaba defter emini veya ,.,... wind : MeVlim rilqlrL
sicil memuıu. To ..... la (lııoda) : Tlcuet yapmak.
T._ coımcll : Belediye eııcllmenl. To ..... • : laifadc etmek, İllİlalar et·
T... couııcillor : Belediye buı. met..
T._ erler : Şehir tellllı. To ..... wlllı (a pe~): Blrlalyle 11.
Towa hail : Belediye dalreai, villyet bl- ticaret yapmak.
nuı. TRAIN (21), Y, A n.
-r-. hoUle : Şehir itaınetalhı, bir kim- Put ..... : l!bprea.
senin teblrdekl evi. Plıyaical ........., : Beden terblyeal.
Up .._ : Şehrin mesken semti. To . , . - . . : Zayıflama njlml yapmak.
( 420 ı

To lnlıı fine : Talim ile ehliyet kazın­ ye nezaretinin sair büyült memurlarına
mak veya tazaııdırmalt. mahsus olan hitabet kl1rsüıil salındaki
To ....... : Xetillimıelt, terbiye etmek. mevki.
TRAMP (3), n. el v. TREAT (11), n. .t v.
A long ..... : Uzun yayı aezintisi. A children's tnııt : Hususi olarak çocuk-
On ıhe trma• : Y~rden yere dolapnıkta, lar için tertibedilmiı bir ellence. ·
serserilik etmekte. The mu'ic was a real inal: Miizik çok
T..-. pick : Topraiı 1eV1ttmiye mahsus eğlendirici idi.
Jemir kazıt. To treat (a person) kindly (badly): (Bir
To ini.Dil oa (....) : lnsafaızca muamele kimseye) iyi veya kötü muamele etmek.
eımek. To lreal of(a person) : (Birinden) bahset-
To ...... ...., foot: Köt11 muamele et- mek.
mek, insafsızca davranmak. To inat it as serious : Ciddiye almak.
To lnm• wld& : Yilrl1mek, dolapnalt.
We had ıo irimi' it : Y:ıyı ıitmiye mec·
T ı> treat somethinı as jokes : $akayı
bolmalt.
bur olduk. To inat wllh: Muamele etmek.
TRAVEL (3), n. .t v. To Irat wltb the enemy : DUıı;ıanla sulh
His eyes lranlled OYer me : Benim llzeri- yapmıya çalışmak.
me aöz &ezdirdi. To stand inal: (Colloq.] Baıltuına ik·
He isn't back from his lnYe.. yet : Da· ram edilen içki, v.s. masraflarını 6demelt.
ha henüz seyahatinden dönmedi. TREATY (11-1), n.
To tnıvel lııto : Seyahat etmek.
To cn.el w• :
TREAD (2), v. .t n.
Birisiyle seyahat etmek.
To be in treaty : Mllzalterede bulunmak.
Treaty terms : Muahede ıartları.
TREE (11 ), n.
To .._. ~ Ayakla buıp ezmek; 11ze· At ıhe top of ıhe ine: Bir meslek v.ç,'de
rinde tepinmek; çipmelt. en yükselt mevki tutan.
To lnM ı. : Ayaklı içeriye sUrmelt. Aııle ine : Araba dinsili.
To ...... em(..-): Üzerinde aezinmek; Family tne : Aile IC(eresi.
llzerine basmak; izini taltibetmelt. Tne of life : Cennetle meyvası Adem ile
To .._. oa air : Sevinçten kendini hı· Havva'ya yasak edilen ataç.
vada uçar plıl hı.etmek. To be up a tne : [Fi.-.] Müşkül durum·
To tNllıi oa eus: Ziyadesiyle ihtiyatlı da olmak; tereddütte olmak.
davranmak. TRENCH (2);n.
To ..... oa one's toes : Birinin hislerini To open the lrelldıelı C•it.] Hendek·
incitmek; baıtasının hakkını ıecıvlız et· !er kazmak veya siper hatları tesis el·
mek. ' ' mek.
To ln8ıl .,_ one'ı heels : Peıine dilı· Treaelı coaı : Yatmurluk, trençkot.
mek; yıkından taklbetmek. Treadı plow : Hendek açma sabanı.
To tre• oat : $araplık l\zOm çilnemek;
lizerine basıp söndOrmelt (ateli).
To trarb oa (ı person): (Birine) ıecavOz
etmek; yıkın aelmek.
To tN11ıi tlıe boards: Altt6rll1k etmek. TRIAL (419), n.
To lreM under foot : Ezip tahribetmelt; Life is full of ırt.11 : Hayat sıkıntı ile
alaya almak, istihza etmek, tahkir etmek, doludur.
iueıinefisle oynamak. On trlal : Muhayyer.
To lre.. waıer : El ve ayakların hafif He was oa trlal : Mahkemelik oldu, mah-
hareketleriyle su içinde dik durmak. k~meye verildi, davada idi.
TREASURY (2~9 • il, n. Ple:ıse ıalte il • trlal : Bunu muhayyer
T . . - , bench-: Avam Kamarasında olarak alın.
maliye nazırı, beytilmıl nazırı ve mali- To be on trlal : Muhayyer olmak.
[ 421 J
...
To givc a lrW : Tecrübe (prova) etmek, 1Bkalapnak, saygısızlık a&tennelı.; el-
denemek. lencc yerine koymak, alay etmek.
To make thc lrlııl : Tccrilbesini yapmak, He is not a man to llllle wlllı : O alay cdi·
denemek. lcc:clı. bir adam delil.
To ıtaııcl 111111 : Muhalıcmc edilmek, mu· To bllle 8Wlllf : t.raf etmek, botuna ·har-
bakemai olmak; tecrübe edW...k. camalı., ziyan etmek.
The lrlııl lasted lbrec days : Dlva Uç slln He ...._ 11W117 his ınoney and time oa
ıUrdU (mahkemede). cincmas and danciq : O hem paruını
0
TRIANGLE (413nu), n. hem de valı.tlni danaa ve slaemaya itnıf
Acutc • aııaled ......_.. : Dar açdı liçpıı. ediyor.
Equilatcral trllllale : Ettenar llç91n. TR1G (1), a.
lsosc:eles Cdllılle : ikizkenar Uçpn. To tr1s cıııd (.,) : $ılı.lqtınnak, s11Zelle1-
OblUIC lrinlle : Oput açılı llçgen. tirmek.
:
Planc ır-... Dılıları düz llçp. TRIP (1), n. ol v.
Riaht • analed ....... : Dik açılı Uçaen, A lllp to : Bir yere acyabat.
Scalenc lrl8lllle : Ettcnar olmıyan Uçaen, Round btf : Gidit tellt acyabati.
Spherical ....... : Dılıları mDnhani Oç· Slıe came lll(ııwılııs ._. thc prdcn path:
ı:en, lı.llrcvi mUICUcı. O aıçrıya ııçrıya veya dameclcrek bahçe
TRICE (4ls), n. ol v. patilı.uından qaltya dolnt plcll.
in a lrke : Bir anda, çabucak. Tıtp hammcr : Fabrika çekld.
To lrke ., : Çekip ballamak. To take a lllp : Seyahat eı-t.
To trlce ap a aail : Bir yelkeni toplıyıp To alp . , <->: [l'i•.] Hataya dtlt-
baAlamık (sarmık). mck, apıtınak.
TRICK (1), n. &. v. TRIPLE (1), a. ol v.
A dirty (nasty) trtdı : Pil oyun. He hlflıleıt hlı income : Kuucuıı Uç
miıll artırdı.
A ıhıbby (unfıir) lrldı : Alçaklık.
He has a trtdı of rubbina hiı ehin wlıcn Trlflıle alliıncc: Üçler ittifakı.
T....... erowıı : Papalık tacı.
he is thinlı.ing : DDıUndtllU zaman çene·
5ini otmalı. Adetidir. TRIPLICATE (1 • 1 • 21), L ol a.
1 ~now a trlck worth two of lbat: Daha in lrtplaıte : Oç nOaha oluat..
iyi çare buldum, daha iyi tedbir var. Trlplaıte ratio: hı kemiyet mltlpları
To do the trtdı : :zor bir ille muvaffak arasındaki nispet.
olmak, güç bir vazifeyi yapmak. TRiTON (41), n.
To lake (win) a trtclı : Bir et oyun kazan· A trltm amonı ·ıhe minnows: Artad..-
mak (isklmbil). larından bUyUlı. olan ümae.
To trtdı (a pcnon) lllto cloiq somethinı : TRtuMPH (419), n. ol v.
(Birine) bir Fyi yapmıya tefVik (mecbur) in ~: Zafer veya muvaffakıyetten
etmek, birine oyun oynamak IUJ'Ctiylc bir dolayı bUylllt ııeviııç içinde.
ıcyi r.oralı.i yaptırmak. Napoleon had many ....... : Napol·
To trlck oat : Giyindirip lı.u1Btmalı.; do- Y911Un birçok zalerleri YardL
natmalı., sOalemck. To ..._.. . , . : Galebe çalmak, llllUa
TRIFLE (41), n. ol v. ı:clmek, plip plmet.
A trllle of : Ufak bir parça, ufu:ık. TRIVET (1 • 1), L
it cost oaly a trllle ı Çok ucuza mal oldu, Riaht u a lıt.wt: [CoUoq.) Sabit muh-
bedavaya pldi. kem; sıhhat, hal, vaziyet lti1ıuiyle iyi;
Thiı baı İl a bllle heavy : Bu çanta çıolt her ICY yolunda.
(oldukça) alır. 'lllOIL (67), n. A; Y,
To irine wlllı (a pcnon) : (Bir kim• De) To tnıll thc bowl : Kalı dolafınnık.
trampet
[ 422 1
TROPIC (S - 1), n. TRUCK (8), n.
The tnıplc of canccr : Kuzey inkılap Truek farm : Satmak için sebze yetiıtiri­
dairesi. len bostan.
The tnıplc of capricom: Cedi medarı; l'o have no tndı with (a thinı) : (Bir
ı;üney inkılap dairesi. tcYle) aliıkası olmamak, münasebeti ol-
TROPICAL (S • 1), a. mamak.
Tl"O(llaıl year: Sencl tcmsiye, ıüne1in TRUE (77), a. el v.
devrine ait sene.
TROT (S), v. el .. A true copy : Aslına uyıun kopya.
To trot away (off): Alelacele ıidip uzak- lt's inle : Doirudur, hakikattır.
lapnak, sıvıpnık, kaçıp gitmek, tırıs ıiı- Out of true : Tam uymıyan.
mck, hızlı yürtlmek. · That's tnıe : Doiru. hakkınız var.
To trot awııy dowıa: Hızlı ıpjı inmek. The trae friendship lasts forever : Hakiki
;ırkadaşlık sonuna kadar devam eder.
To trot deıth : Gezdirerek çok yormak.
To trot oat: [S/.] Tetlıir etmek; fikrini Thc tnıe heir : Asıl v&ris.
söylemek; meydanı ptirmek. Teli me tnıe ı Bana dotnısunu söyle,
To be on the trot: [Col/oq.] Çok meş­ dojru söyle.
gul olmak, iti batından ışkın olmak. True - blue : Sadık; sözünün eri.
TROUILE (8), n. el v. True - bom : Mcıru, hakiki.
Don't mı.ille yoursclf: Zahmet veya me- Truc - love : Sevilmiı bir kimse; scvıili.
rak etmeyin. True · hearted : Samimi, alt.
Engbıe trouble : Motör &rızuı.
True - love Oover's) knot : Çifte ilmekli
Life is full of troalılea : Hayat sıkınıı­ dül!üm, fiyonga.
larla dOludur. To eome tnıe: Gerçekleşmek, tahakkuk
it is not worth the troable : Zahmete del- etmek.
mez. To true ap: Ayarlamak, biçime sokmak;
To lıe in troable : Başı dertle olmak. düzeltmek, yerine koymak, yerleştirmek.
To be lnılılıled Ü09t: Merak etmek, TRUMP (8), n. & v.
üzülmek. Trump - card : Koz.
To get inıo troalıle : Üzülmek; zahmet To play one's tnmıp- card : Son kozunu
eımek. kullanmak.
To feci lnılıbled ııboat : Merak etmek, To put to one's tramps : Son çareye baş­
üzülmek. vurmak.
To lake the troable to : Zahmete katlan- To ıurn up tramps: Umulmadık bir ba-
mak (girmek). şarı göstermek; mühim yardımda bulun-
To get (a pcrson) inlo troable: Bir insa- mak, işe yaramak.
nın başını belaya (derde) sokmak.
To tnımp up : Benzerini yapmak, takli-
To ask (look) for troable : Belasını ara-
dctmck, uydurmak. '
mak, rahat durmamak.
To trump up a charge against : İftira at-
What's thc troulıleT : )ile var, derdin ne?
mak, çamur atmak.
What troublea me is ... : Beni üzen (sıkan)
şudur ki...
TRUMPET (8 - 1), n. & v.
TROWEL (479), n. To blow one"s own trumpct: Kendi ken-
To lay it on with a trowel : Aşırı dere- dini methetmek, övünmek.
cede yaltaklanmak, müdahene etmek. The radio tnımpcted the news ali over.
TRUANT (779), n. & a. ıhe world : Radyo haberleri bütün dün-

To be a truut : Tembel olmak, çalışmak­ yaya yayınladı.


ıan kaçınmak. serseri bir hayat sürmek. Treast of lıumpcli: Musevilerin Yılbaşı
To play tnıant :· Okuldan kaçmak. bayramı.
[ 423 J
TRUNK (inak), n. TRY (41), v. & n.
Tnııll - can : Şebirluaruı telefon kODlll" He w•bW and found pıilty : Muhake-
ması. me edildi ve suçlu oldulu anlB1ıldı.
'in.it - liae : Alla hat (demiryol, telsraf, He will .. bW ler murder : Adam öl-
v.a.). dürmekten sanıktır, cinayetten yarıda­
T-* - nail : iri ve ıUllU batlı çivi. nacaktır.
Trmlı - toH : Alla yol, çadde, He had tlıree lrllll aııd failed cadı time :
TRUIS (8), v. 4 a. Üç kere tqebblla etti (CS.nedl) llçllııde de
To en. ••: (Si.] Daraıacıaa umak. muvaffak olaİnadı.
TRUST (8), v. ela. Let me hıve a 1rJ at it : Bir bamle yapa-
A tnııl company : Balkalarının iıini ida- yım, bir deneyim.

re eden tirket. Trı to aet here early: Buraya eriten ael-


He h11 a position of srcıt tnııl : Mcsuli- miye çalı"
yetli veya 11yaaı itimat bir mevkü var- To c.., a fail : Gllrqnıek.
dır. To frJ hard :· Çok çalıpnak, didinmek,
1 haven't muc:h tnııl in hla wOnsa: Ona çabalamak.
pek sııveıımeaı, onun ııözlcrine pek itima- To Cf1 one'ı bela : Elinden plcni yapmak.
dım yoktur. To try Mdı : Sadede dönmek.
On tnııl : Emniyetle; veraiye; emaneten. To frJ lor : Hedef ittihaz etmek; ara1tır­
Pııt your tnııl in God : Allaha inanın, mak; temine çalıpnak.
Allaha k111Jı imanınız obua. To frJ lor a position : Bir mevkii ele ae
Tnaıl - deed : itimatname, veUletaame. çirmiye tetebblll etmek.
Tl'lllll - fund : Tesis panııı, vakıf para. Thls boolt Dlll my eyes : Bu kitap aöz-le-
Trmt - money : Emanet para. rimi yoruyor.
He is not a man to be ..,.... : OUveni- To try one'ı luck : Şansını (talihini) de-
lir bir.kimse delil. nemek.
1 tnııl my affain to an eıı:perieııced Have you llW Whiıltey? : Hiç viski içti-
lawyer : işlerimi tecrübeli bir avukata niz mi?
teslim ederim. To C.., (aometbinı) ma : Bir tcYi pyip pro-
1 tr..c you arc in aood hcalth : Ümidede- va etmek (ceket, elbise, v.s.).
rim ki sıhhattcsiniz. To lr>' (soınethinl) _.: Bir teYi dene-
Don't tnııl ıo c:haııc:e: Şansa ballanma
(inanma).
To 11'11111 to luck : Talihe boyun etmek.
rübe ettikten -ra
mek, bir fikri veya teYi adamakıllı tec-
kabul etmek.
To lr)' (ı pcrson) • : (Fil'.] Bir ada-
To trmt wlla : Birisine itimadetmek; bel mın tahammUI dcreccaini aönnek için
ballamak. tecrübeye ıiri,mck, denemek.
You tnııl your memory ton much : Hl- To lr)' it • : Bile bile ııuç ltlemek, kanu-
fızana çok sllveniyonun. na kartı aıelmek.
TRUSTEE (8 - il), n. To 1rJ to : Ulntınak.
Board of lnıltea : idare kurulu. This iı very ..,.... : Bu insanı öfke ve
ıstırap veriyor.
TRU1H (776), n.
Gospcl lnıClıı : M utlalt haltiltaL Whü:h judp will 11'1 tbe casc? : Dlvayı
in fnlOı : Hakikaten, prçek. hanai hlkim ııörec:ektir?
Of a lnıClıı : Oerçekten, filvaki. TUCK (8), v.
Teli me ıhe tnla : Bana hakiltatı söyle. T-* - in : Enfes llir yemek, leziz ve ıı­
To teli ıhe ln&ı : Doirumnu istenen.iz. dalı bir yemek.
•TNdı ia bitter•: [Prov.] Hakikat acı­ Tad; - shop: Tadıcı · dUkkiını; okul v.s.
dır. lerde bulunan kantin.
[ 424 ]
...
To l9dı -111 : Emniyedi bir yere koyup To tamblc OYer : Gliçlükle yürilmek.
saklamak. To tunıblc home: [Naut.] Geminin en
To ıı.lı . - , the dotlıea : Elbilcleri kal· seniı yerin bordaları içeriye çökmek.
dırıp dolaba koymak. To lıımlıle ollt of bed: Yataktan fırlamak.
To l9dı .. : içeriye sokmak, ııkııtırmak; To htmlıle to: [Si.] Derhal anlamak,
[li•.] tıkınmak, obur p"bi yemek. iniden kavramak.
To ıı.lı .... (a tbiq) : (Bir teYI) l1tah1- To ._... . , : Çabuk yataa.tın kalkmak;
yemet. [naut.] çabucak ıüverteye çıkmak.
To ıı.lı . , (im) : Sokmak, yerlqtirmek; To tmdıle ı person'ı hair: Saçlarını al-
yatırıp Üllünü örtmek (bir çoc:ulun). tllst etmek (bir kimsenin).
To ıı.lı ., : Yukarı kaldırmak, uılan TUNK (177), v. ıl a.
herhansi bir teYI yutan kaldırmak; tat· 1 am in iane with my companionı : Ar·
lamak, yukarı kıvırmak. kadqlarımla aram iyi.
To ıı.lı ., oııe'ı ııleeYeS : Kollarını sıva· Some ol this modem music hu not much
mak; Cli•.] ile hazırlanmak. C.ae in it : Yeni warkılann buıları ku·
TUCXDt (1 • 9), a. lala çok bot selmiyor.
These are my best bl1" ıııd tlıden : Bun· To whilde a popular ı.. : Islıkla bir
lar benim en iyi elbitelerün. halk tllrkOsü çalmak.
TUPT (1), n. To cbanse one'ı c..e : Alız deliıtimıek,
poliıikayı çevimıek.
T.rt Oock) of halr : Perçem.
To the lae of: [Colloq.) Bestesiyle;
TUG ll), v. ol n.
meblllını kadar.
Tıls of war: Halat çekiı sporu; [li•. ]
To . ._. .. : İstuyon açmak (radyo).
son ıayret.
To tae ap : Çalıılırı akordetmek: IU'kl
To ... • (IOlftetbinl) : (Bir teYdea) uıl·
okumıya 1!eyı çalmıya ballamak.
mak, bir pyi çekıqek.
To sive (a thial) a ... : (Bir tcYO çekmek. TURKEY (99 • 1), a.
The nauıhty boy pve his ıister'ı halr Talk hatlı1 to me! : Açık tonuı!, do1'ra
a ... : Yaramaz çocuk kızkardqinin sa· dobra konut.
çını çekti. TURKllll (99 • 1), ı. ol n.
TlJMaLE (1), n. ol v. Tınlılıılı bath : Alaturka hamam.
Ali in a ._... : Tamamen ıltillt. Tınlılıılı dellaht : Lokum.
He had a nuty ._... : Çok fena yuvar- TURN (99), v. ol n.
landı (dUıttl); sarsıntıya maruz 'kaldı. At every ._. : Her defa, istisnasız.
'l'a•lıh • down : Fakir, darlık içinde; yı­ A aood .... : MUnuip bir it. iyilik.
kılmıyı yakın, çökük, yırı yıkık. By . . _ : Sıra ile, nöbetleterek.
Thlnp are aD la a ...... : Her FY iati· Done to ı c.a : Tam kıvamında piıin1·
zamsız (alJtllt). mi1. pitmiı (yemek).
To ...ıııle ._. the ltalrs : Merdivenler· He didn't ._. a hair : Kılını bile lr.ıpır­
den lfliı yuvarlanmak. dıtmadı, ıldırıı etmedi.
To ......_ .. : Bir tahtayı dilcrlndeld His fortune toolr. a . . . for the betteı' :
yuvaya yerlqtlrmek; [colloq.] yatala Onun ıanıı iyiye dolru döndü, timdi va-
airmek: yuvarlanır p"bl prmek; çökmek. ziyeti iyi.
To ...ıııle .... ı river: Nehre yuvarlan· lt'ı your ._. to read now : Simdi oku·
mak. ma ııruı Uzia.
To ...... oll ı bone: Altla aplı yu- Dl ._. : Kötü hareket veya muamele.
varlanmak. in . . . ı Nllbetle, ııra ile.
To ....... • al a wiadow: Pencereden On tbe .... : Dönüm halinde; clr.fimelr.
yuvarlanmak. lir.ere.
... [ 42'1
...
1 doa't thlnk llıis wıll ııerve my - . : lamak; [colloı.J yatmıya sitmek, yat-
ilime yanyacajını zannetmiyorum, mak- mak, uyumak; Ur etmek.
sada. elveri~ll olacalmı zaıuıetmiyorum. To ._. W.: Kalbctmck.
One aood .... daerva anotber : İyilik To ............ : İçi d11ım çevirmek.
ka11dıklıdır. To . . . lllfıts . , _ : Aydııılalmat.
The - . of events : Hldbelerin 11litl. To - . .n: Kapuıak; liladİrmek; sap-
The .... of IOllletbiq : Bir teyin dönUm mak; ltlnden azletmek; bqarmak; as-
noktuı. mak (btlll).
The ._. is yours : Sıra sizin. To - . • : Açmak (MI, elektrik, ndyo,
Tum and tna about : Delilik bir ııekilde, , ..ı.); teveı:elllı etmek, tarafına dillımek;
hep delilen. aynen mukalıelede bulunmak.
To do a aooct .... : iyilik etmek. To .... oae'ı cmt : Putl clellldrmek·
The neWI pve me quite a . . . : Haber To - . one'ı band : Çalıııınak, pyret
beni oldukça untı. etmek.
To take .._ : Nöbetle çalıpnak. To ._. ... : Defetmek, kovmak; pri
To lake a . . . in tbe prden: ~ çevirmek; çıltatmak; dqarı .ımak; olmak,
sezinmek. neticelenmek; ,ıtz &ıO. koymak; blpr-
To hırD a cold ıhoulder on : Yllz çevir- m~ çallfUak meydana ptiımek;
mek. [colloı.J yataktan kalkmak; çıtmak.
To C.. a dcaf car to : lıitmemezllkten To ._. ..,. , Devirmek; aldllt olmak,
gelmek. vaziyetini deliıtirmek, abelmek; Nfb
To hım a hair : Korkm1mak. idare altım koymak; alllill etmek; pan·
To tmll ııbolll : Baıka tuafa dönmek; sına aön: it aönnek; çevirmek, clillldOr-
kısaca dönüp dolapııak; elinde evirip çe-
mek.
virmek.· To a...,... a ııew leaf: Yeni bir ba-
To lanı 8llrlft: [N.ut.] Bir pmiyl de- yata bqlamak.
mirlcmiyerek akıntıya tlbi olarak altme- To a.. ...... : Etrafına balmunak; yeni
ıine meydan vermek; [ile.] demir ta· bir pye, ıdyaat, fikir v.a. laklbetmck;
dllııcklik etmek; döıımet.
raımak.
To ........ : Geri phaek, avdet etmek. l'o ... ,.... oae'ı fiqer: ParmaJı
Uıerfnde çevi..-k, oynatmak.
To lımı ap1M1: DOtınan olmak, yüz
veya dinek çevirmek; birini dijeriııe düt- To a.. ılck : Haııtalanaıak.
man yapmak, uaya fitne sokmak. To a.. IOllleOlll 1-: Sertıat bırakmak.
To ._. ııomethlnı • : ••• 'ya, ...'ye çevir-
To 111111 ..... : Bqka istitaınete dolna
mek.
dönmek veya çevirmek; sapıtmak.
To eu. ııoaıetblns enr a. ııomeone: Bir
To ._. an hoııest penny : Namusu ile
teYi biriainc devretımk.
el..ilıelinl kazanmak, kir etmek.
To . . . tal : Alçatçaaına ricat elmek,
To ._. atteııtiolİ le : Dikkat etmek.
kaçmak.
To - . . _ , : htltaınctini delittinnck:
To ._. tho corııer: ~ dillımek;
yllı. çevirmek, yUz vermemek; bot a&mc-
krizi pçirnıek; ıeblikeyl atlatmak.
mek, kabul etmemek; dönmek.
To .... lo : Temaytll lllltermek; kendini
To - . mdı (lo) : Geri çevirmek; pri hasretmek; mllnıcaat etlmk; ile batla-
dönmek. mak; ... 'ya, .. .'ye clöıımek; çevirmek, mç-
To ._. llMlı • : Sırtını çevirmek. mak (sayfa, v.L).
To a.. ._.: Kıvırmak; çevirmek; red· To ._. tbe table : Delilikllt ppmak.
detmek; katlanmak; [Si.] kovmak, kabul To . . . tbc trlct : Mudr.e yaratmak.
etmemek; mullutu tedricen kapatmak. To ._. ebe tabla • (a pe..a): Huma
To ._. la : içeriye dolnı çevirmek; kat· misli ile mukabele etmek.
two
[ 426 ]

To lana tbouıhta to : Kendini vermek, il- TWIST (1), n. .t v.


ailenmek. A twllt in a road : Bir yolda dönemeç.
To tara (10metbin1} to account : Bir ICY· A twllt of thc wrist: Hllner, ustalık.
den faydalanmak. My ankle tw..._. : Ayak bilelim bur-
kuldu.
To l8nı to ııomeone for help : Birisinden
To twllt a penoa's arm : Bir insanın ko-
yardım istemek.
lunu acıtacak derecede bükmek.
To tıa. turtle : Altüst olmak, alabora ol-
To twllt IDto : Çevirmek, tahrif etmek.
mak, ten dönmek, kapatlanmak; [naııt.]
To twlllt aft : Büküp koparmak.
batmak, ten dönmek. To twllt one'ı wordı : Birinin ııözlerine
To cua .. : Sathına çıkarmak; bir iskam- yanlış mlna vermek.
bil Uiıdını yllzll açık koymak; bir ki- To twllt . . : Büküp bırakmak, bükmek,
tapta bir bahis bulup tetkike airlpnek; yuvarlamak (kliıt parçası, v.s.).
sathına çıkmak; aörünmek; yukarıya çe-
To twllt ap: Yukarı kıvrılmak.
ıirmek; vuku bulmak; söylemek, if111 et-
The road twlllM up the side of thc
mek. mountain: Yol daja dolru kıvrıldı.
To :ana •P one's nose at ııoıneone : Bi- To twlllt out : Kurtulmak, yata11nı kur-
rine yüzünü çevirmek. tarmak, kaçıp kurtulmak, sıvışmak.
To hini Dpllll : Dönmek, dikilmek (na- He twı..ed oot of my ;ırms and ran away:
zar, v.a.}. O elimden kurtulup kaçtı.
To lana upside down : Altüst etmek veya Twist drill : Helezon makkap.
olmak, devrilmek. The injured man tw!sted aboat ı. pain :
To serve one's lana : İtine yaramak. Yaralı adam sancı (ajrı) içinde kıvrandı.
To lake a sudden lana : Birden fenaya We twllted (our way) throqb thc crowd :
veya iyiye dönüvennek (hastalık). Kalabalıjı yarıp geçtik.
TIJRNING (99 - 1), n. TWO (77), a.
A lllnııllls point : Dönüm noktası; buhran. By twOI: İkişer iki2Cr.
nVJCE (41s), ıdv. in two : iki parça; münfasıl, ayrı ayrı.
To think twlce about doing (a thing}: (Bir One or two : Birkaç tane, bir iki tane.
2CYi) yapmadan evvel iyi diltünmek; bir •Two acrobats cannot dance on the seme
şeyi yapmıya tercddiidetmek.
rope•.: [Prov.] iki cambaz bir ipte oy-
Twke as mııch : iki misli, iki kat; bir kıt namaz.
daha. Two - coloured : iki renkli.
Two - faced: İkiyüzlü; sahtekar.
TWIDDLE (1), v.
Two - handcd: iki elli; iki el ile kulla-
To twlıldle one's thumbs : Elleri cebinde nılır.
gezmek, yapacak bir meyi( iıi) olmamak, Two - head,..d : Çifte başlı.
tembellik etmek. ·
Two - seater : İki kişilik (araba, v.s.).
TIVINKLING (1 nak - 1), n. Tw'o - sided : İki taraflı; ikiyüzlü, mürai.
in the twlalıllıls of an eye : Kaşla ıöz ara- Two - stroke : iki zamanlı (motör).
sında, bir anda. To put two and two together : Düşüne­
in a twı.tdlıııa : ~rhal, hemen. rek bir netice çıkarmak.
..., ( 427 1
....
u
u... culdvatloe : itlctllDİI (toprak).
UGLY (8 • l), a.
An !llfR customer : Teblltell bir adam.
it loob 1lllJ: Teblltell aörihallyor.
u.....
halinde.
developaıent : Otllpne (intipf)

To arow !llfR: Çirtialqmek; çlrkialq- u... clifficuJtla : Mlltkllllt bılısmda.


tirmek. Ulllllr difflcult coaclltioaa : Mtııklllltta,
ULTRA (8. 9), L mlllklll vaziyette.
Ultra • aı-lc : Atomlardan daha ufak UMer dUcuaioa : Mllzakerede.
cisimlere alL u ..... fırc : Atct altuıcla.
UMra • careful : Çok dikkatli. Ulllllr foot: Ayak altmda.
Ultra clusical : Atın derecede killik 111- u... my eya : Gllızllmlln öallııdc.
ICıbu olan. u.... obllptioa : ~ mecburen,
Vln • marine : Deniz qın; lklvert. mecburiyet altmda.
UICnt • vira : Kudret wya aalllılyetiıı u..... obliptlon .. : Minnet altındL
ötesinde. u... one'ı 110M1 : Burnunun dibinde.
To ıct ıılln • virea: Yıpamıyacalı veya u... prolectlon : Himayede.
yıpmıyı hakkı olmıdı&ı bir aıeyl( iP) yap- U.._ rcpair : Tamirde.
mak. u... uil: [N•ut.] Seyir halinde.
UMllRAGE (8 • lj), n. u.... aeateıxıe : MabUm.
1 took ......... at you : Sana aOceadim. U.... IOmeODe : J!mrl altında, emrt.
To ıive . . . . . : Ollcendlrınck. hazır.
To lake - • . . . at : Ollcenmek, hatırı
kalmak.
u... ııoıııeoııe'ı thumb : Birisinin bilk·
mU, nllfuzu altında.
UNAWARF.S (8 • 9 • 29z), adv.
U..._ the breatb : Alçak ııeale.
At - - : Umulmabızın. u..... tlıe clrcuınstaııcıes : Vaziyet icabı.
To be laken ........ : iki ıyalı bir pa·
buca sirmek.
u-. tbe coınmand of : Emrinde, emri
altındL
UNCALLED (8 • .5.5), a.
UııaW for : Lllzumsuz, faydasız, bey·
u.... tlıe covcr : örttısll altuıcla.

hudc.
u•r thc suırdiınshlp of (soıneoııc):
(Birinin) nezareti altındı.
UNCLE (8n1k), n.
UMlr thc bıt (roee) : Sır olarak, aizlic:c.
To talk to a pcl'IOll likc a Dutclı .-le :
Plcasc, keep it ..._. your bat : W arı·
Birini dostça fakat tlddetle azarlamak.
mızda, klmlc duymuuı.
Uııcle Sam : Blrlqlk Amerika hllkUmeti
veya onun tipik bir mllıncuıli. u..... tlıe bcel : ... çimıell altındı.
UNDER (8 • 9), prep. U.._ tlıe note of : Oöztlniln öııllııdcn,
He is.-.. thirty: Otuz yqında yoktur, burnunun dibinden, ltqlı g& arasından.
otuza basmadı. u.... tlıe alıadow of sometblna : YUkll
To set •lllıler weish: [Naut.] Yelkenleri altında.

fora etmek, harekete bazırlaııınak. Umder tlıe aurvey (aupcrviaion) of


Two acres ımder com: Mısır ekilmiı iki (somcone) : (Birinin) nezaretinde.
dönümlük arazi. u.... tlıese clrcumllaDcel : Bu prtlar
UHer ase : Çocuk, yqı küçük. altında, bu durum kartısında.
Uııder arrest : Tevkif edllmiı. Uaııler wıy: Yolda, hareket halinde; der·
Under considcration : Tetkikle. Pil edilmiı.
............. [ 428 J ....
Ullller way on : Devam ecllp aklen. To be up ali niJht : Sabahlamak, uyuma·
Ullller weipı : Zayıf, kilOIU dllfllk. mak.
UNDERSTANDING (8 • 9 • 3 • I), o. To be up to the eyes in debi : Gırtlajına
An iiidetiillmılllll person: Anlay!llı bir kadar borçlu olmak.
inlan. To ~ ap ıo the eyes in work : İti baıın·
To çome to an ............ : Anlat- dan aıkıo olmak, çok çalıpnak.
mak, uyupnak. To come ap with (a penon) : (Bir kim·
To have an ..teı . . . . . with (a penon): scye) plebe çalmak, yetişmek, ulıqmak.
Bir kime De anlapnak. To eaı ap : Hep1iai yiyip bitirmek. ·
u...,........ of: Aıılııyıı. To open ap: Yeniden yolunu açmak, aç·
UNHINGED (8 • 1nj), a. mak; ifıa etmek, açıla vurmak.
He has an ......... mincl: Delidir. mak; ifıa etmek, açıla vurmak.
UNION (177 • 19), n. To pack ap : Eşyayı toplayıp 1a11dık
Benevolent ..._: Yardımsever birlili. v.s.'ye ko)"11ak.
The Uıdoll Jack : Bllyllk Biritanya, lak~ To ıame İl ap : Oyun bitti; foyamız mey·
ya ve Kuzey lrlanda ittihadına alimet dana çıktı, plinlarımız mahvoldu.
olan baynk. · Up a tree : Tereddütte, karanızlılr. için·
Uııhıa work house : Amele birlili. de.
UNJSON (177 • 1ı), n. Up aaıinst : Karıı k:ır~ıya (allçlllk, v.s.
in perfect -~wn : Tam ittifakla, lam ile).
ahenkle. Up :ıncl down : Ötede b~ridc; ıurada bu·
To act in aıılııcıa : İttifakla hareket etmek. radı; her tanfta; baştan başa.
To sina in aııllea : Hep beraber aynı an· Up to : ...'ya, ... 'ye kadar; yOksekllline
da :JBrkı söylemek. kad:ır; [ıl.] verai olarıık yllkseltilmi..
UNrr (177 -1), n. Up ıh~ wind: [A•ro.] Rllqirın içine.
in perfecı anıt : Tam ittifakla, tıım Up to anythinı : [ Colloq.] Her tllrlll
ahenkle. ı~ylanala, spora, v.s.'ye hazır.
UNITE (177 • 41l, v. Up to date: [Colloq.] Halihaııra kadar;
To aıılla to : ... ile blrlqtirınek. yeni, son moda, modem.
To ..ıte wltlı : Bir araya ııelmek. Up to no 8ood : İyilik beklenmez, hayır·
Uıılted la : Birlepnl.. sız, faydHıı.
UNJVERSAL (177 • 1 • 99), a. Up to now : Bu zamana kadar, limdiye
Uıdnral applause : Umumi takdir. kadar. ·
Uıılnral lanıuase : Beynelmilel lisan. Up to ınuff: [Colloq.] Bilıili, kurnaz.
UalYeral suffrage : Umumi rey hakkı. Up to the end: Sonuna kadar.
UnlTe. .ı wrench : İnailiz anahtarı. Up to the mark : Mllkemmel, tam aıh·
UP (8), adv., prep. &: n. halle.
Ali is ap : Bitti, tamam. Up to the minute : Ültra modem. son de-
lt'ı ali .,ı : Her ICY bitti, mahvoldum! rece modem.
lt's . , ıo you : Sizin bilecclinlz ittir, size Ups and downs : Dalaalanma; talih deli-
b~l!lıdır, ıiz bilininiz. ıikliji, hayatın cilveleri; iniı, yokuı: zor.
The time is ap: Vakit pçmiıtir, vakit ta· luk.
mamdır. ' What's apT : Neler oluyor?
To be ap and doina : h baıında olmak, We are ap aıainat it : Simdi çattık.
faaliyette olmak. • UPPER (8 • 9), a. ol n.
To be ap and down with : Kih bltmak Down on one's •ppen : Fakir ve .ümitsiz,
kah yatmak (hastalıktan). zavallı.
To be ap : Kalkmak (yataktan). UPllft classcı : Zenainler sınıfı; ileri ıe·
To be harcl . , : Para sıkıntısı olmak. !enler; eıraf.
..... [ 429 ]

To be on one'ı appen : Çaresiz kalmak, To be _ . to : Allfltan olmak.


paruız blmat. To be . - . , : Çok yorulmak, bitkin
To set the . . , . hand : Galip plmek, hale gelmek.
Ustlln olmak. To brinı into - : Çıltannak, icadetmek.
Ul'l!IET (8 • 2), v. To make - of : Kullanmak; istifade
l'm very DJ*I ııboat : Sinirlerim altüst etmek.
oldu, asabım bozuldu. To put ıo ne : Kullanmak.
The food u111et me: Yemek beni hasta·
To - (a person) ili : (Birine) kötll mua-
)andırdı.
mele etmek.
To ..,... the ıovemmet : Hilkllmeti de·
virmek. To - one's brains : Kafasını ltJetmek,
kafasını kullanmak.
URGE (99j), v.
To urp oa : Israr etmek; tazyik etmek. To ıue one's hold upon someone : Birisi
USE (177z), v. it n. [p. t. USED]. llzerinde tesirini kullanmak.
A used road : ݧlek yol. . To - . , : Kullanıp bitirmek, tllltetmek.
All the coal is . . . . . : Kömür ltalmadı, To - . , _ someone : Birisi için aarfet·
köm Urllmllz tlllteııdi. met.
1 am not _ . ıo thls : Buna alıtılt deli· U• and wont : Adet. itiyat.
tim. . What'ı the _ , : Neye yarar?, ne fayduı
1 __. to IO : Olımeyl ltlyadedlııınittim, var?, ne çıkar?
siderdim. USUAL (177j579). L
1 hove no - for him : [Si.] Onu eev· it is _ . IO do IO : Böyle fapaıak &det·
mem, ondan lıotlaıımıyorum. tir.
in - : Kullanılmakta; ltiy9CledDmit, cari
UTMOl!rl' (1- 67), L A L
olmakta; hııtmB cari.
At the ...._.: Ea ziyade.
Of sreat - : Çok faydalL
Of - : FaydalL
Do your ...... : Ellnlr.den seleni (her
Of no . . : Faydasız. weyi) yapm.
Out cıf use : Kullanılmıyan, Adet olmtyan. To the ıdmCllt: Son dereceye kadar.

v
\'ACATION (9·2llha), n. V ANITY (3 • 1 • 1), n.
Summer TllCllliom: Yaz tatBL VMllJ' baı caae : Kadınların \OçUk tuva·
V_.._ school: Yaz tatili okulu. Jet çanwı.
'UCUUM (3·179). D. V-.ltf boıı: Tuvalet kutusu.
v - brake: Vakum ~nl. VANl'AGE (44 • lj), n.
v - cleaner : lllektrit ıdlpOrpsl. Colpı of ....._. : it veya mllphedeye
v._ tube: [Elec.] Vakum tUbll. elveriıli yer veya sabL
VAIN (21). a.
Point of ,,_... : HOcwn etmek için mll-
A v81a hope : Bot llmlt.
sait bir mevki.
in • • : Bot yere, beyhude yere.
VALVE (3), D. v...._. sround: tl'110nllllt veya rOçhanl·
yet veren mevki veya hal ve keyfiyet.
Conical ftln : Maıınrti valf.
Double • seated •ıılYe : Çifte yataklı valf. \'APOUR (21 ·9), n.
Valn sear : Buhar maltinasının vatoannı Vmpoıır batlı : Buhar banyoau.
i11eteıı cihaz. v.,_- bumer: Bir mayii tephir aleti.
[ 430 1
V•pour enıine : Buhar makinası. To veııt one's anıer cm : Hiddet ve öfke
Water w.,_. : Sis. saçmak, köpürmek, küfretmek.
VARIADON (29- l-21shn), n. He found vena for his anaer in sıronı
Perioclic •ellıelaa : Muntazam fisılalarla l:ınguaıe : Hırsını aldı, küfrederek öfke·
\'akı olan deliliklit. sini indirdi.
,,......_ compass : İbrenin en ufak de· VEN11.JRE (2 • tsh9), n. & v.
ğişikliklerini ajjsteren pusla. At :ı venture ı Baht işi, rastgele.
VARIETY (9 • 419 • 1), n. 1 don·ı wanı to wntun ıı penny • it :
Climaıic wMtety : İklim tesiriyle husule Ona bir para harcamak istemiyorum.
ıelen deiiıik çeıit. 1 will weıdılre my life for my country :
V.teey entertainment (show) : Varyete. Vııı:ınım için hayatımı feda edecelim.
VEER (19). n. & v. To weaa.re fortb : ·eesaret (cUret) etmek.
To veer •w•y (oul): [Naut.] Bando et- To •eature out : Cesaret aösterınek.
mek. To nntun 11111 cmto : Cüret (cesaret)
To •eer romıl: [Naut.] Dönüp aksi İSii· ıöstermek.
kamete &ilmek. VERi (99). n.
To veer •-ani : istikamet deliıtirınek.
Veer and houl: [Naut.] Uçka ve virıı
Active verb: [Gram.] Etken fiil.
Auııiliary Ytrb: [Gram.] Yardımcı fiil.
etmek. Compleıı verit: [Gram.) Yunanca ve Lii·
\'EGETABLE (2jl - 9), a. & D. ıinccde sıyıa itibariyle meçhul fakat mil·
Vqenble acid: Nebatlarda bulunan ha- na itibariyle maUlm fiil.
mız. Compound (Composite) verb: [Gr:ını.]
VepCıılıle black : Boya olarak kullanılan Bilqik fiil.
nebati yal isi. Defedin nrlt: [Gram.] Kusurlu fiil.
\' raetalıle buıter : Nebati yat. lmpersonal •n: [Gram.] Gayriphsi
Vqetalıle hair : YaSlık ve saire doldur· fiil.
mala mahsus nebati kıl; Birlqik Ameri· lntraıısitive (Neuter) 'fft'lı: [Gram.] Ge·
ka'da bir çqit yosundan çıkan kıl. çipiz fiil.
Vqec.lıle ivory : Güney Amerika'da bu· lrreaular verit: [Gram.] Kıyassız fiil.
lunan bir hurma aıııcından alınan ve dili- Passive verit: [Gram.] Edilaen fiil.
me yapılan bir çe,iı iri ve sert çekirdek. Reciprocal verit: [Gram.] twceılik fiili.
Vqetüle kinadom: Nebatlar alemi. Refleııive •erb: [Gram.] DönllşlU fiil.
Vepalıle marrow: Sakız kabalı. Reaular "": [Gram.] Kıyulı fiil.
\'eptlılıle silk : Drezilya'ya mahsus bir Substantive •erlı: [Gram.] Ek fiil.
ajaçıan alınan ve yastık v.s. doldurmak Transitive "": [Gram.] Geçitli fiil.
için kullanılan pamuk aibi madde. VERBAL (99), a.
Vepmlıle waıı: Nebati mum. A •..W messap: Şifahi bir haber.
VEIL (21), n. Veııtıal chanae: [Gram.] Kelime deli·
Beyond the veli : Hayattan ötedeki meç- şiklili.
hul lilemde. Verltal contacı : Şifahi kontrat, sözlü
To take the •el : Cennette, merhum. mukavele (anlatma).
VeW resentment : Gizli kin. \'erlılıll distinction : Kelime farkı.
Vel of mystery: Esrar perdesi. V.W note : Şifahi takrir, nota.
VENGEANCI. (2 • j9 • ı), n. Vertı.I ııoun (Gerund) : Fül luııi.
Wiıh a • ..,.... : Büyük tiddetle, son v.w subleties : Kelime oyunu, söz ma-
derecede, ziyadesiyle. nasındaki lnceUltler.
VENT (2), n. it v. Velhl tnn6tlon: Harfi harfine ter·
To •ellt a nae on soıneone: Ale1 püs- cllme.
kürmek. VllUTY (2 • 1·1), n.
[ 431 ]

Of a yertty : Şüphesiz, filhakika. From my poinı of Yllw: Benim aörU-


VERNAL (99), a. ıümle, bence.
Verul cquinoıı : İlkbahar noktası, (iti- 1 will try lo meeı your Ylewl : lstedijiııi
dali), itidali rebit (Mart 21). yapmap çalıpcatıın.
Verml pus: Otlar arasında biten ıilzel ı muıt reach my Ylew : Arz.uma nan ol-
kokulu bir çqit ot. m:ılıyım, pyeme vannalıyun.
VERSE (99), n• .t. v. in full Ylew of: Tam aözO önilnde.
Blank Y- : Kafiyesiz. ıiir. in Ylew : Görünürde, ıöz öaDndc.
Eleıiac ye. . : Matem piri. in vlew of : Nazaran, ona l!Jre.
Well Yenetl in : Zeki, malOmat aahibi. On Ylew : Açıkça, meydanda.
VER'l1CAL (99- 1), a. Point of Ylew : Noktai nazar, pııa, mll-
Verdıı:lıl anales: Dikey açılar. taliL
Vertlal circle: [Aıtron.] Semt dairesi. To ıhe Ylew: Herkel tarafından lllrtlle-
Vertlaıl plane: Amudi hattan ıeçen mUs- ceii veçlıilc.
tevi. To air oae'ı Ylewıı : Fikrini sliyleaıet,
\."ESSEL (2), n. kanaatini beyan. etmek.
The weaker Y_. : Kadın. To Ylew . . . . one'ı eye: Bir 11)'1 111-
VFSI' (2), n. .t. v. risialil aözllyle batmat.
To Y... wldı : Salahiyet vermek. batka- Wlth a Ylew ıo : MabldlyJe.
sına emanet etmek, havale etmek. With a Ylew : Bir batımda.
Velt pocket: Yelek cebi. VJNE (41), n.
V!S'lTIULE (2 - 1 - 177), n. Hop .._ : Şerbetçlola, maya otu.
Veldlııale train : Koridorlu tren. Melon .._: Kavun Yeya karpuz nebatı.
VIA (419), n. VlıM cbıd : Amnalarla taplL
· \'la crusis: [L.] Hac yolu.
Vla lactea: [Altron.] Saman utnısu,
V._ clreller: Balcı.
VIOLATE (419- 21), v.
hacılar yolu, tehteıaa. • To ...._ a proaılte : Sözllade dumt•
Vla medi:ı: [L.] İfratla tefrit araıındati mat.
orta yol. VIOLENCE (4111 - 9 - ı), a.
VIAL (419), n. To do . W - to : 7.orla ırzına 111C1Mk.
To pour out Ylall of wrath : İntikam al- VIOLET (419- 9), n.
mak, öfkesini meydana vurmak. Vw.t rayı : Mor 111alar, aOnet tayfının
VICE (411), n. en tıu ıımJm.
Vlce cbalrman : Meclis reı. muavini. VIR'nJAL (99· 179), L
Vlce chaacellor : BU~ malıkemenla A 9lrW pnımilC : Zımel bir valt.
baııhltlml muavini, Onivenite lmlrl mua- The vlrtual nsler : Blltuvve bWtUmdar-
vini. lıt edee.
Vlce consul : Vlıkollllll, tOlllOlol vetDL vnrnJE (99· 17), n.
Vlee preııldeat : ltlııı:I reis, reis vetnı, By 'ffdle of : Binaen, lltlaadea, dolayı,
reisicumhur vetill (muavini). tebeblyle.
Vlce repnt : Kıral aalbl vetDL To mııb a 'ffdle of ııecealty: Uzım
VICl'ORY (1 - 9 - 1), n. olan 1CY1 .eve n yapmat.
Declslve Yldıııl7 : Kad r.afer. VBrl' (izi), v.
Moral Yldıır7 : Mlnevl zafer. A Ylllt .. : ..• 'yı, ••• 'yl ziyaret.
Pyrrlıic yfdorJ : Pula fedatlrlıkla ka- To Ylllt ılns upoa oae : OOnabları için
z.anılan zafer. birini cezaluıdımtat.
VJEW (177), n. .t. v. To Yllll wlth : Abbap;a tonupnat.
A beautlful Ylew : Ollal bir manzari. VIHJAL (1~79), a.
Birdı eye Ylew : Kut batııı. Vllmıl anale : Oörillea cismin uçlarından
vlbl wab
1 432 ı

göze uzanan hatların teıkil ellili zaviye, To aive Yolce to : ifade etmek.
görme açuı. To lift up one's Yokıe : ·Suunamak, yük-
vı.aı edııc:ation : Görülen teYler vasıta­ sek sesle söylemelıj hakkını aramak; şi­
siyle öİretim. kayet (protesto) etmek, mitinı yapmak.
Visual field : GörllJ sahası. With one Yolce : Hep bir atıı.dan.
VITAL (41), a. \'OLt:ANIC (S - 3 • 1), a.
Vltal force (principle): Hayat enerjisi. \'olcıınk ash : Yanardal külil.
Vllal issue (problem) : Hayati meaele. Volcaıılc cone : Yanardal liivlıırından h:l·
Vltııl statistics : Dojum ve ölüm istatis- sıl olan mahrut yıtın.
tiji. Volanlc alass : Uvların çabuk sojuma-
\'ltııl to : ... için hayati önemi olan. sından hlsıl olan tabii cam.

\'ITRIOL (1 - 19), n. VolcMle rocks : Yanardaldan dıprı fır-


Dl:ıck vltrtol : Göztaıı tuzu.
lıyan kayalar. ·
Blue (çopj:ıer) : vbrlcıl : Zaçı kıbrıs, kib- VOLLEY (S - 1), n.
ritiyeti hııdid. A volley of oııths : Ayak takımının ko-
Oil of vhrlol : Zaçyaiı. nuştuju lisan, kötü lisan, ıırıo.
Red (rose) vltriol : Kibritiyeti kobalt. VULGAR (8 • 9), a.
White rltriol : Ak zac. The vlllpr herd : Halk sürüsü, avo.m,
\'OICE (Sis), n. ayak takımı.
Active Yolce: [Gram.] Etken çatı. Vıalpr era : Miliıdi tarih devresi.
Middlc Yolee: [Gram.] Meçhul bina Vıdpr frnction : Adi mir.
,eklinde malfım manuı veren ııyp.. Vlllpr superstilions : Halka mahsus biitıl
Passive volce: [Gram.] Edllaen çatı. itikatlar.

w
WADE (21), v. To keep (a penon) wllldlıs : (Birini) bek-
To wııde lato: [Colloq.] Şiddetle aaldır­ letmek.
mak. To lay "* for (a person): (Birine) kartı
To w811e tlıroadı (a book) : Uzun veya pusu kurmak.
sıkıcı bir kitabı güçlükle okumak; yllrll- To lie in w.ıt : Pusuya yatmak.
yerek içinden geçmek. To wlllt fw : Beklemek.
WAGE (21j), n. & v. To wıılt • (..-) : Hizmetine bakmak;
ziyaret için utramak; muntazır olmak;
A living wap : Geçindirecek maa1, tifi
sonunu beklemek; refakat etmek; ıözle­
miktarda ücret.
mek.
D:ıy's wııce : Gündelik.
Wmk a minute (bit) : Biraz durun, bir
To waae war : Harbetmek.
dakika müsaade edin (biraz bekle).
WAG(G)ON (3 - 9), n.
WAKE (21), n. & v.
He hitches his wqoa to a star : Onun çok in wake of : izini takibederek, pefİnde.
yüksek ideali vardır, aözil yük.sekte. To ...ııe •• : Uyanmak; heyecanlanmak,
To climb a ·board the band ...-= [U. S. tahrik olunmak; esmeje bqlamak, çık·
Colloq.] Kazanan tarafa seçmek. mak (rilqir); canlanmak, yeni hayat bul-
WArr (21), n. & v. mak; tekrar dirl~k; uyandırmak, ikaz
A lonı walt : Uzun bir bekleme müddeti. etmelı.; tahrik etmek, kıt!tırtmak; canlan-
Lady in walllııc : Kıraliçe nedimesi. dırmak, tazelenmek.
w.Jt
[ 433 J
WALK (SS), n. &: v. [p. t. Wı\LKED]. WaJlıbıa stick : Baston.
WALL (55), n. &: v.
A wıılk of life : Rütbe veya vazife; mes·
lelr., bayat yolu.
A walk over : Kolay elde edilmit bir za.
1 shall fıaJıt wltb my back to the
Kanımın
w• :
son damlasına kadar dövtlJe·
fer, yarııın kolaylıkla ltazaııılması. celim.
To ıo at a wıılk: Yavq yavaı yilrilmek. To drive (pusb) to the wall: Duvarı k•
To ıo for a wmlk: Gezintiye çıkmalı., yü- tırnıak, sıkıttırmık.
rilyUte çıltınalt. To ıive the ..O to : Nezaketen yol ver·
To talte a waDl : Yilrilyilf yıpmılt, ıez· mek.
mele aitmek (yayı). To ıo to tbe Wllll : Pena vaziyete düş­
To wıılk ap : Yukarı çıltmılı::. mek (dilelloda); altta kalmalı. (lı.avıada);
To w. . . , ıuıd • - : A11iı yukarı si· iniıs etmek.
dip gelmek. To take the w.U of : Nezakellizlik ola·
To wıılı undcr one'ı lead : Birilinln ltla- rık yaya kaldırımı tarafına aeçmek.
vuzlutundı yUrllmelt. To run one'ı head apinst a wal: Ola-
To wıılk aını.p: Aruuıdan ytlrtımelt. mıyacak bir ICYe baıvurmak, imkansız
To wdı pası : Geçip aitmek. bir ICYİn pqine dilfmelı..

To w• .._. :
To wllk arın in - : Kol kola yürümek.
Etrafında yllrllmelt.
To waOı 8Wll)' wlllı : Kolaylıkla yenmek,
To wall . , : Duvar çekmek.
•Walll have ear1> : [Prov.] Yerin kulalı
var.
mailClp etmek. Witb one'I bact to the wall : Son nefesi-
To walk bell•• :Yanında yilrilmek. ne kadar (lı.avpda).
To walk la : İçeri alrmek. WAll.ABY (S • 9 • 1), n.
To wlll1ı: IJdD : [Si.] Sopa çekmek; bor On the wallllty ı [Si.] it petinde, iı ara-
kullanmalı., hırpalamak; aç ,ııır.IU ıibi malı.ta.
yemek, aaldımıalı.; tesadüf etmek; dilf- W Al.LOP (S • 9), v.
melı.. A bis _..,... fellow : [Si.] CUaeli
To w8Bı: lllto a trap: Tuula dtlpnelı.. alır bir adam.
To wdı olf wldı: [Colloq .. ) Atırmalı.; To ......, ..... : [Si.] Çabuk ve dUtD·
alıp ıötUnrıek; alıp aitmet, kazanmalı., nerek hareket etmek. ·
almak; nzaltlaemak. WANT (S). v. ti: n. [p. t WAlft'ED].
To wııllı one'ı clıalu : Sıvıpnak. A typitt WMtlıl : Bir üktDo bilen aranı·
To . . . the holpltal : Hı•ahııwle ta- lıyor.
lebe (uiltaıı) ııfat.lyle ita) aannet. For wmt of: Bulunmadılındaıı.
To wallı o.• :
Üzerinde yDı1lmelı. i t . - . 10 mlnutea of four: Saat dlkde
To walk the plank : See : l'IANK. on var.
To wıılk tbe meell : P~ etmek, To be in wud : Fakir olmak. muhtaç ol-
IOkak ıllpllqeel olmak. mak.
To WIOı . . ; Dıtarı çıkmalı.; pey yap- To be in Wlllt of (a thllll): (Bir teYC)
malı.. ihtiyacı olmak.
To wmlk • • 10111Ctbln1 : Eh~mmlyete Tc- ....a a hud : Yardım istemek.
alınnuıt. . To wam a dlbıı : Bir teY iltemet.
WALKING (SS -1), n. To . . .t a word wllı IOlllCODC : Birisiyle
A wallılq delepte : Amele blrlili mil· biraz lr.onupnak (lörGpnet).
messlli. To waa ter someone : Biriai için istemek.
A wallıbıs
dictionary : Her kelimenin To wut • do sometbiq : Bir teY yap-
manasını IÖylemlye hazır olan kbnte, ıqak iltemelt.
teyyar 16pt. W..W by the police : Polit tarafından
At ...... pace : YUrUyilş ıllratiylc. arıuıılıyor.

P. 28
.. [ 434 ı

WAR (55). n. Av. w- · blooded : Delikanlı, çabuk 11111·


Lihtnlq .., : Yıldmm bubi. miyen.
He lıu ben iD tbe . . . : Çok harbler w- climate : Mutedil iklim.
IÖl'lllllf. .w- Mlrk : Terletici it. vlıcudu 111-
Private .., : Sahlllaı' aruında cenklq- tan İf.
me. WARNING (55 • I). n.
To be at - : Harlı lıallııde olmü. A week'ı ...... : Bir haftalık mllhkt
To cany the - into tlıe eııemy'ı camp : veya vade.
C•il.) Amızın bulun yapmak, dllpnanı To be a . . . . . . : İbret olmak.
beklenilmedik bir buluna utraamat. To ıive ....... : İkaz etmek, tehlikeyi
To declare - • (a pemment) : (Bir haber vermek.
hUkUmete) harb Dlıı etmek. To take ....... : Nulhat kabul etmek,
To drifı into • • : Harbe ıllrUklenmek. ibret almak.
The dop of - : [Po.t.) Harb vahwet· WARRANT (5). n. Av.
leri. 111 ..,...... you that : Eminim iti, sizi te·
The tlıeatre of - : Harb ..ıu.ı. min ederim ki.
To wap . . with (a penan) : (Biri) ile You have no ..-... for 11yiııa that :
harb halinde olmak. Bunu IOylemiye hııltkınız yoktur.
WASll (5). n.. .t.·v. [p. t. WASHED).
To be. (lo) on the • • • path: Kavpya
hazır veya namzet olmak. w• ıoods: YıkannDir lı.umaı v.L
it wu a wulı • ouı: [Si.) İçinden çıkıl·
To .., .,.. : MUc:adeleye sirilmek.
War of nerveı : Sinir harbi. madı, muvaffak olunamadı.

W• ıo the lı.nife : Sonuna kadar harlı. The .... : Çaınqın:ılık ••


That ltory won't wulı: [Si.) U~urma
WARD (55), n. A v.
hlklyedir, ben yutmam, heni aldatamaz·
in (uncler) ..... : Muhafaza altında: lı:ı­
sın.
pilhaııecle.
To wulı dirty llnen in public: Bir phlın
To wn lllf (a blow) : (Bir darbeden) • kirli çamaşırlarını onaya dökmek, rezil
kınmalı.. kendilinl korumalı..
etmek.
To wtnl lllf clefeat wlth a ımile : Mal·
To Wllll . _ : Yıkayıp temizlemek
ll'ıbiyetl ılller yUzle lı.artılamalı..
<aUverıe, v.s.); ıu v.L ile yutmuını kolay-
Watch and wnd: See: WATCH.
lqtırmak. ·
WARE (29), D. a. v.
To wulı handl of ııometbinı : Bir teyden
Dinner - : Sofra takımı. elini etelial çelı.melı., vazpçmek.
Eııamel •iN : Emaye kablar.
To Wllll one'ı hands of (a penon) : (Bir
Smıll - : Danteli ve dilim• v.ı. ıibi kimseden) bıkıp elini çekmek, alakasını
ufak tefek terzilik eıyııı, tuhafiye.
kesmek.
WARM (55), a . .t. v. To ..,... ıhe eye: [Si.] Göz boyıamak.
A . _ welcome : Hararetli kabul. To wulı off : Silmek, ıilip süpürmek,
A warm - : [Si.) Tehlikeli bir yer, temizlemek; unutmak.
tuzak. To wlllı • : SllrUp IÖlilrmek.
in wu. blood : Kızaın, öfkeli. To wMlı •P : Yıkanmak; bulaşık yıka·
To set ..,.,.. : lıınmak: aradılını bul· mak.
mak üzere olmak, izinde bulunmak. W• • day : Çamaıır ıunu.
To make ıhinp · - for :' HUcum et- Will ıhis cloıh wMlı well? : Bu kuma1 yı·
mek; ltızıtıırmak, rahat bırakmamak, ta· kanabilir mi?
ciz eımelı.. WASTE (21), n. &: v.
To wann one·s jackeı : Birine dayak al· To go ıo wute : Bo~ gitmek, bo,una
mak. geçmek.
[ 4JS J
To tay Wllllll : Batımaız bınkmak, harap To baclt ..._ : KayıJı liya etmek.
etınet. To be nove ..._ : Sıkmtıdaa kurtul-
To ..... time .,_ IOIDdıiq: Bir ııey mak.
için Ylıkil lwaımat. •To filb in tbe lrCIUbled . . . . . : [Prn.]
w.... ,.,.r : Kallaaılmlf veya İll yara- Bulanık 111da balat avlamak.
mu Ulıt. To pt into hot W111r: Sıtuıtıya Pmet,
WATCR (5), 11• .t. v. bellya duçar olmak.
By my . - . : Benim 1Utlme 1Dre. To be in hot - : Batı dertte olmak.
By my . - . it İl S o'cloct: Benim ua- To holcl Wlllr: Akmamak, mmama~;
timle IU& bef. ujlam olmak; inanılmak, IU laldırmak.
On the __.: Uyanık, aöztl 1Çıt, ~ That story lıoldl ..... to a . . . . : ...
bette. hiklye bir derece 111 kaldınr.
To be oa dıe .....,. : Dikkat etmek, uya- The ltOr)' woıı't hold ..... : HIUyeııbı
nık olmak; nillıet tutmak. IU kaldırac:ak tarafı JOklm.
To wlllda ... : Dikkat etmek. To make one'ı - t h ..... : A1zmı m-
To ntdl • of the conıer of one'ı eye: laııdırmak, ltlabmı ~
Göz ucu De bakmak. Troııbled "*'9 : [Flr.] Darpıılıt, fit·
To wlllda .,_. : Bakmat, nezaret etmek. ne; ralıallızbt.
To ICt the wlllda : Bekçi koymak; ..al voı- ot ..._: Su Jıacaıı.
ııy11r etmek. · w... coloıır : Subı boya; llllu boya r.-
WUdı aııd wanl : Dalmt n8bet, llCI aUn- mL
dOz aörJeylt. w..... bailiff : Balıklwıe mUfettitl.
W..._ of tlıe nlsht : Gece uyku1UZ ,e- w.- bearer : Sucu, laka.
çım IUder. W.,_ ebet : Aptalıaae.
Wııtdı bill: [N.ut.] Nllbet vazife def· w.......... :. Suyua ylbelılijiııi llçme
teri, n8bet ~. aleti, 111 uvlyeli ,ıı.teriı:lll.
WATER (SS - ll), 11• .t. v.
Fresh (IOft) Wller : Tadı m.
w..... pp : tkt dııi arulllda buluıwı de-
rin elen.
Hard .....- : Al. ı 111, aabwıla k&pllnııez w..... front: Sehrin nehir v.1. kenarında
su. bulııaan kısmı.
Head of ...... : Kaynak yeri, IU baıı; IU
haçını.
w.- liııe :. Su battı (lemDer).
HisJı ..... : See : lllGIL
w...r rat:[Colloq.] Llınıuılllda veya
kenarlannda bınızlık iden· 1erleri.
in deep "*': Zorlukta, 11kıntıda veya
1U
Water tower : YUUekte bulunan ft cle-
fellkeıte.
po111.
in ımooth
..._: 7.o'1uk veya 11kıntı11n­
d~n kurtulmu1. refaha kavupnu1-
w... of cryltallzatioıı : 1Cr1ata11epne
ameliyatında tuz ile lılrleten 1U.
Lo111 "*': See : LOW.
w.....
Of the fint ...., : En baliı cinsten;
[Fiı.] fevlı.alide. w....._ crafb : - Gemiler, Ulllhllar,
place : Kaplıca.
v.ı.

Stronı _...,.: See : STRONG. WAVE (21), \'. lP· t. WAVED].


Shallow wafer: Sıllık. He _ ... the proposal ..... : Teklifi
Sprinı watıer : Pınar suyu. reddetti.
Smooth "*' : Limanlık. To waft (ı penon) m1 : (Bir adamı)
uzaldapnası için elle ipret etmek, (1olriııi)
To keep one'ı head above water: [Fiı.]
Mali iftbtaa sakınmak. savmak.
To make (pası) wııfel' : İdr1r çıkarmak; To - • ı hand • : El sallamalı:, ADlha·
sızmak, ıkmak. ısmarladık demek.
To throw cold Wllltr on : See : COLD. To wne • : Sallamak.
[ 436)

To - • lıMlı: El ipretl ile pri aönder· To come pne'ı _, : Bııına plmek.


met. · The ....,. of ali flesh: Herkesin ıideceli
To - / fuewell (lood-bye) : El veya yol, ölüm.
ıneadll alıyaralt Allalla11111arledılt de- To be in a bad W11J : Hula olmak, ııh·
met. hatl veya keyfi yerinde olmamak.
To Wllff ı. help : Yardım için el salla· Ta be in dıe _ , : Ensel olmak, ayak al-
mak. · tında olmak.
To _,. • : FJ l111reti ile ileri' ıltmesini To be under _,: [Naut.] Seyir halinde
sarı.-t. olmak.
To - . . . . : Ozerinde dalplanmalt To be ..., behlnd ıhe timeı : Yaya kal-
(bayrak). mak.
WAY (21), n. To ıive WQ to(İa penon) : (Bir kiıllleye)
A wa, in : Girilecek yol. yol vermek, mukavemet edememek,
Ac:rosı ıhe WQ': Yolun öte tuafında. teslim 'Olmak; ricat etmek; )'Umupmak.
A aood ••J :
Hayli maafe; iyi 111111. To ao one'ı _ , (W8JB) : Ayrılmak, kendi
A lion in ıhe W8J : Parmlmwı fakat ha· yoluna aitmek. ·
ltiltatte IMftUl olmıyan telılllte. To a-> out of one'ı W11J : Zlhmet etmek.
A little _ , elf : Biraz uzakta, yakında. To have one'ı WQ' : Arzusuna nail olmak.
A lonı _ , elf: Çok uzakta. To have a wııy wllla (a per10n) : (Bir kim·
A WllJ ..a : Çıkar yol, çare. seyi) ikna edici kabiliyeti olmak.
By ıhe wıır : Bu vesile ile, sırası aelmlt- To lead tlıe _ , : Raltple sevketmek,
lten. yol aöstermek, kılavuzluk etmek.
By wıır of : Tanl:lyle, yolu ile; ıuretlyle: To lose the _,. : Yolunu pprmak.
tarzında. To malte oae'ı ..,. : bini yoluna koy·
C - your wıır (...,.)1 : Haydi pli, yola mak, ileri ıitmek, muvaffak olmak.
1111 To malte .,., : Yol açmu, yol vermek.
Commlaee of ....,. and means: Avam To pave the way for : 7.emin hazırlamak,
Kamarasında teklif olunan verılleri tak· bir İl için plin kurmak.
dir ltoınilyonu. To take one'ı own Wt1J : Kendi bildilinl
it lı a loııı "il>' from here to Aııltara : yopmalt, bildilinden ppııamak.
Buradan Aatua"ya p uzalttwr. To take one'ı way: Yolı çıkmak.
la the famlly llVQ' : Gebe, hlmile. Under way: [Naut.] Sefer halinde.
in lhe wt1ff: Mlni olacak halele veya va- W111 of the Cross: Bir lt.ililede İaa'nın
ziyette. hayat safhalarını aöeteren tasvirler seriıi:
in ıhe WQ' of : Ele aeçirmelt llure, izin· bu saflıaluın her birine mahsus ibadeller.
de; ıııızann: yolu Re. Wayı and means : İl aönne vuıtalırı ve
in a w11 : llr dh'*. bilhassa para.
in a bad W!IJ : KötO bir ıurelle; tehlikede: Wll)' train : Her iıtaıyoaa utrayıa tren.
çok hasta. Whk:h way did he 10? : Hanai tarafı
in a ımall . . , : Ufak mlkyallı, ufık gitıi?, ne istikamete dolnı piti?
ölçUdo. WEAR (29), v. al a. [p. L WOllB,
ltalf way : Yuı yolda. p. p. WOllN].
On the •OJ : İk:iemekte, yolda. 1 am utt=rly WOl9 • : Çok yoruldum.
0ut. of ıtır _, : Uzak; mOtıt hilifı, usul My suit is wor. _. : Elbilem eskidi.
harici; sapa. These clotbes will - well : Bu elbiseler
Rüılıt of _ , : önce aitme batkı. uzun mllddet dayanacaktır.
Si.il • foot wııy : İki ıiıneadlfet aı uındaki The day is •artma • : C'riln yavaı seçi·
ııcçit. yor.
1 437 J
To wear a hair ıılıirt of shamc : Mahçu- Oolden ......._ : Evlllllin ellinci senesi.
biyet hltıruı tatımak. Diamond _.....: Evlililin altmıtıneı
To be ..,.. .U: Etkimek; zamanı aeç- senesi.
mek, moduı pçmek. Wed- nlaht: Zifaf pc:esi.
To - a bcard : Sakal bırakmak. w...... iollrDIY: Balayı aeyahali.
To "* a look : ifade tapmak. WEDGE (2j), n.
To wur aff : Silmek, yok etınek; qm- 1be thln edae of tile ..... : Oerl blınıı
mak (zamanla). mUhim bir iti bqannak için ilk adım ve-
To - ..t: Yıpratmak, cakltmck, qın­ ya tqehbh
dırmat •.
WEED (ti), n. A v.
To To - ıhc brcec:hes : HU.imi olmak
Thc weed : Tllttlıı.
(karıımın).
To weed ..t: Temlzlemek, lllzuaıluz ~y­
To - a worried look : OzUntlllU bir leri atmak veya çıkumalt, tasfiye etmek,
hali olmak. ayıklaıntlk.
To - a amile: YUzde tebalüm taıı­ Wld~'ı -ed: Kocuı ölmllt dul bir ka-
aıak.
dınm matem elbileleri.
To wcıır • : Yıpratmak; pçmek., ilerle-
W'EEK (11), D.
mek..
A full WHlı: : Tam bir hafla.
To wear wcll : iyi dayanmak; iyi uymak;
A weelı of ıundays: [Colloq.] Yedi haf-
uypn 11ImH.
ta; [lic.J uzun bir zaman.
To - - : O&llnnck, sünnet; ıU­
By tha WHlı: : Hafta lıaabına ,ıın, haf-
rillmek; qınmak, yıpranmak.
talık.
To - bedly : Dayanıksız olmak, az
For weelııl : Haftalarca.
dayanmak.
To wes. dawn : Az.ar azar kuvvetini tU- Since lası wwelı : Geçen haftadan beri.
ketmak, yavaı yavq yıprandırmak. ve-· To work by the welı : Haftahlı almak
ya yıpranmak. (ma111).
To - the ıılılp: [N.ut.] Pua alaban- To - day weelı : Geçen hafta lıualln.
da etmek. To - morrow W8llı: Geçen hafla y•mkl
\\"EA111ER (2159), n. Av, 1Un.
lı'starible -a.r for thln boob : Hava W.... aao: Çok haftalar evvel.
kötU. Weelı end : Hafta -u.
Kcep your ...._.. eye opea : Çok dik- Week in and weelı out : Haftalarca, uzun
katli olun, aözUnUzU açın. ve sıkıcı mllddet.
Stress of .......... : Havanın fırtına, rUz- Yesterday weelı: Geçen hafta dinkti atın.
pr, v.ı. clbctiyle tiddetl. WEIGH (21), Y. A D.
To make fair wudler : Doııtlutunu ka- To wetp anehor: See : ANCHoa.
zanmak. To -'Ilı .... : Al8lı ilmek; 11.tı al-
To make aood or bad ......, : [N.ut.] tında tutmak, ziyadesiyle keder vermek;
Bir 111miyi fırtınada iyi kötU abramak. manen çökttlrmelı (blrlalal).
To weııther a storm : Bir fırtınayı atlat- To Mlllı la: Yanta baflamadaa 6nce
mak. hazırlanmıı bulunmak.
Under the -11ıer: [Si.] Kederli veya To -1s1ı llllt: Bir 11yden muayyen mik-
hasta. tarda olmak; tartılı kıaıınlua aywmak;
Wutller Bureau : Devlet meteoroloji bU- tartarat dal&lnlak; yarqtan _ , . tartıl­
l'OIU; rasadıane. malı:; [Si.] para dalıtmak, manaiz u~
WEDDING (2 - il, n. laamak.
Silver wwHfq: Evlililfn yirmi bqlnci To weratıı -·· words: Ditkadl tonu1-
senesi (yıldönUmU). mak, lllderllll tutmak; haddini bllınek.
wbıt
[ 438 1

To wefP lhe ı:lıanccs : 1mUnları hesap- Well • read : Çok olı.umu1-


lamak. Well • set : İyi yerlefllrilmit, utıam.
Uııder ....... : See: WAY. Well • said : Yerinde söylenmiı.
WELCOME (2. 9), a., n. & v. Well - spolı.en : Sohbeti tatlı, bot lı.onu­
To wcar out oae'ı ...ac- : Ziyaret edip ıur, bot sohbet.
bıktırmak. Well to be sure : Olur IOY delil; eh ola-
To müe a penon ~: Bir adamı bilir.
memnun etmek. lıot brtıJamak. Well • to • do : Zenain, hali vakti yerinde.
To ~ an offer: Bir teklifi mem- Well • traiııed: İyi yetltmilo usta, mahir.
nuniyetle kabul etmek, hot kaqdamak. Well up in lhe list : Listede ismi ilerle-
You are welcGmı: Hot pldinlz; estat- mi1o sırada yukarı çılı.mıı.
furullah, bir IOY delil (tetekkUre cevap). Wel, wem : .Aman efendiın; çolı. tcY!,
You are wü:..., to stay bere: Buradı hayreti
kalabilininiz. You may wel say that : Çolı. haklı ola-
WELL (2), a., adv., int., n. & v. rak bunu ııöyliyebilirsiniz.
As weD : blve olarak; 1110..vi miktarda, You miaht as weD stop: Durunız daha•
daha az detı1; makul tekilde, fena netice iyi olur.
hlsd etmez tarzda; tam, dolru; aynı za- To well ıqı : Fıtkırmalı..
manda; dihi. WFSI' (2), n.
1 had aone there as weD : Ben de oraya Togo wat: [Si.] Öbür dünyaya ıitmek.
1itmi1tim. kuyrutu titretmek, nallan dikmek.
1 wish him wıD : İyililini temennı ederim. \\'ET (2), ı.
Very wel tlıen : İyi o halde, tamam. Wet blınlı.et : Ze\rlı.e au katan lı.imae veya
·w.u appointed: Teçhizatı mllkemmel. ICY·
Wl!I, as 1 was uyinı : Ha ... diyordum ki. 1 Wet bob : See : IOB.
•Well beaun is half done• : [Pror.J İyi Wet bulb tlıermometer : OıtU ıslak bu-
b.ıılıyan it yarı yarıya bitmiı demektir. lundurulan termometre.
WeD behavecl : Terbiyeli. Wet day : Yajmurlu IÜD·
Wel beiııa : Refah, iyilik, uadet. Wet doclı. : Gemilerin yüzdllrllldillll ha·
W• bred : Terbiyeli, kibar. vuz, 1abilı havuz.
Wd • biıılt ~ İyi lnp edilmiı. Wet aoods : Fıçı veya lifelerde bulunan
Wel c:hoeen : İyi 1CÇ11mi1o ııeçlı.in. mayiler; [Si.] allı.ollU içkiler.
w• - car : Biçimli. Wet nurae : Sütnine, .Utne.
Wel done! : Aferin!, bravo! Wet plate : [Pbot.] Kolidion ile husas-
Wel • done : İyi plpniı. la1tırılm11 ldife.
Wel • educated : Talıailli, terbiyeli, mll· Wet to lhe bone (ılı.in) : bilderine kadar
nevvcr. ıslanmıı.
Wd el!Olllh: See : ENOUGR. \\11AT (S), ı.
w• · favoured : Gllzıel, atızel törllnıı.tü.
Wel • feci : iyi belleıımil-
But wlmt: Ukin.
Don't fear but ...... we wlll WİD: Ka-
Wel " fouııded : İyi eu1a dayaıımıı. zanmayız diye korkma.
Wel • informed : BllsilL Thcre is not a man but wlıılıt lilı.ea her :
Wel into : Hatd. bile. Onu sevmiyen erkek yolı..
W• • knowıı : Herkaçe malOm, maruf. Wlıat are you about? : Ne yapmak filı.rin­
w• ııish : Hemen lıemen, takriben. desiniz?
Wd • off : Zeqiıı. hali vakti yerinde, Wlıııt are you driviq ·at? : Ne demek İl·
müreffeh. tiyorsunuz?
wea on in life : Yatı hayli ilerlemif. WlıM il on your mind : Makaadmız ne·
w• pası fourty : Kırkını hayli 11Ç1Dil. dir?
wlıeel
[ 439 ]

Wlıııt is the matter with you7 : Neyiniz To break upon the wlıMI: Çarka balla-
var? yıp ifkence etmek (eakiden).
Wluıt a pity : Ne yazık. To put a spoke in ooe'ı wlıMI: Birinin
•Wlıııt can't be cured mU1t be endııred : iıini boanak, itine mini olmak.
[Prov.] Bap selen çekilir. To put one'ı ııboulder to the wtıeeı : Can-
Wluıt do you mean7 : Ne demelt istiyor- la baıla iııe sarılıp yardım etmek, canını
sunuz? diıine tatmak.

Wlud for7: Niçin? There are wlıeell within wlleea.: bin için-
Wlılıt for no7 : [Sc.] Niçin kabul etmi- de it var.
yonunuz? To wlıeel one's horse: Atını sürmek.
Wbat aood is it? : Faydası ne? \\'HEN (2), adv. a. c:onj.
W1ıat have 1 done?: Ne yapmııım?, ne He cannot buy ..._ he hu no money :
yaptım? Parası olmadıkça alamaz.'
Wlıııt bol : Kaııılama veya bulupna ni- Since wlHa his oath iı broken? : Ne za-
dası, ne var ne yok! mandan beri andı bozulmuttur?
Wluıt is in the boıı : Kutuda ne var? Since wlıeıa did you make free ıo acı with
Wluıt's moreJ.: Dahuı var!, bitmedi! other ınen's ıoods?: Bu samimiyet neden
Wluıt neııt? : Çok acayip!, çok abesi, icabetti?, bu ne teklifsizlik? ,
saçma!, daha neler! Teli me the wlHa and the how of it : ltiıı
wı..t not: Daha sair ııeyler; v.s.
zaman ve keyfiyetini bana anlat, bana
anhasını miahasını anlat.
Wı..t of it : Ehemmiyeti yok, aldırma,
Wlıea he comea : Geleceli zaman, o p-
ne çıkar.
Wlıııt can 1 do for yo? : Ne emredersi- lince.
niz?, arzunuz nedir? Wbea shall 1 ıo? : Ne zaman pcıcyim?
W'hat tbouıh7 : Ne ihtimali var? Write wlıea you please : İstediliniz za-
man yazınız.
•Wlıal's done can't be undonc• : [Prov.]
•Wlını two hungry people lie topther,
Olan olmuıtur.
a benar is bom•: [Prov.] İki çıplak
Wlıat's that to me7: Bana ne?, beni all-
bir hamamda yakqır.
'tadar etmez.
WHE1HER <2a9), conj.
Wluıfs tho uae of it? : Payduı ne?
1 don't know whetlıer he will be here (or
Wlıal'ı wlıat: [Colloq.] Dotrusu, ha·
not) : Burada olup olmıyacatını bilmiyo-
kitilL
rum.
Wlıııt'ı up? : Neler oluyor?
Wlıellıerwe llve or (wbether we) die :
Wluıfı your name? : Adın ne?
Kalsak de ölsek de.
Wlıatı the time? : Saat kaç?
Wlıethft or no : Olsa da olmasa da.
Wluıt time? : Ne zaman?

WHEEL (11), n. & v.


wmca co.pron. & conj.
Of wlıldt ı Onun hakkında, it i bunlar-
Balance wlıeel : Saatin rakkas çarkı. dan, ki ondan.
Fifth wlıeel : Yedek tekerlek; lüzumsuz Take wlıldt you will : Hanaisini isterse-
kimse veya ııey. niz alınız.
1be man at the wlıeel : İdarenin batında Two of wlıldı were lovely : Onlardan
bulunan klıme. ikisi sevimli idiler.
WMel hone : En alır iıi yapan ve kolay Wlıldt one do you like besi? : En ;ok
kolay yorulmıyan adam. hangisini seviyorsunuz?
WMel and ule : Çark ve mihver (diqil). WHILE (41), conj., a. & v.
WlıMI of life : Canlı fırıldak, içindeki A little wlıDe aao : Bir müddet evvel, az
resimleri hareket eder 111>i aösteren silin- önce.
dir blçimiııde fırıldak; feleiin çarkı. Between wbllel : Bazan, arasıra
wbole
[ 440 J
Onc:e in a wMle : Araaıra, uzun fkıla­ Wlllte House : Amerika cumhurreisinin
larla. resmi dairesi, Beyaz Saray.
in a wMle : Bir anda, birden. Wldle lead : Oııtııbeç.
To be worth wlıl9: Zahmetine delmek, Wlılta lie : Zaranız yalan.
delalet. Wldle liaht : Glhıet ııılı aibi beyaz ııık.
Tbe ..... : O eanada, aynı zamanda. Wldte - livered : Korkak, cebin.
To wlıDe ._, (time) : (Vıılit) aeçirmet. Wlılte man'ı burden : G6ya beyaz ırka
Worth wlı8e : Sarfoluaan zaman, zahmet düşen dünyayı medenilqtirme vazifesi.
veya masrafa deler. Wlllte mqic : Şeytanlarla allkası olmı­
WlllP (1), n. el v. yan ıihir.
To wlılp oat (aft) : Çabucak çekmek. Whlte meat: Beyaz et, tavuk, v.s.'nin be-
To wlılp .._.. : Çabucalt dönmek. yaz eti.
To have the wlılp band of (a person) : (Bi- Wblte ·metal : Birkaç çeıit malılllt beyaz
rine) nilpetle llltüalOlil olmak, birinin maden, yatak madeni, beyaz metal.
sakalını elinde bulundurmak; tesir etmek. Wblle race : Beyaz ırk.
To wlılp . , : Toplamak. bir araya getir- WlıUe ribbon : Ahllki nezahet veya içki
mek, içtima etmek; kamçılamak. aleyhtarlılı ılilmeti olan beyaz kordela.
Wblp and ıpur : En yüksek hızla. Whlle squall : Bulutsuz bora.
Wblp hıınd : Kamçı tutan el; salihiyet, Whlte wine : Beyaz prap.
üstUnlUk. Whlte witch : Hayra hizmet eden sihir-
\VlllSTLE (1), v. el n. baz.
To wet one's whlllle : [Si.] Çakı1tırmak, Whlte of an egg: Yumurta akı.
kafayı çekmek, içmek. WHO (77), pron.
To &O wlMe : Zarara dolru gitmek. As who should say : Söyler gibi, derce-
To wlılllle for: Ele geçirmek için az fır­ sine, diyomıuı gibi. ·
satı olmak, veya hiç olmamak. •He who falls has no fricnds• : [Prov.]
To whlııle wind: [Naut.] Eski gemici- Dü~nin dostu olmaz.
lerin sakin havada gösterdili kehanet. Who comes first wins : Önce gelen ka·
•Who ıives the ınoney blowı the whlııtle•: zanır.

[Prov.] Parayı veren dildillll çalar. Who's who: Hayatta olan biltlln belli
wmn: (41), a. kimselerin isim ve meslek ve hal tercüme·
He is a nlle man : Alnı pak bir adam- lerini kısaca bildiren ve seneden seneye
dır, namusludur. ne~rolunan kitap, biyografi ansiklopedisi.
To blecd wlılte : Kanını sömürmek; bü- •Who buys cheap buys dear• : {Prov.]
tlln parasını almak. Ucuzdur vardır bir illeti, pahalıdır· var-
Wlllte alloy : Gllmllş taklidi maden. dır bir hikmeti, ucuz etin yahnisi pahalı
Wblte as a slıeet : Bembeyaz. olur.
Wlllte bear : Beyaz ayı, kutup ayısı. • Who lnves the rose should put up with
WJılte collar : Efendi sınıfından kimse. ih thorns• : [Prov.] Gülli seven dike-
WMte elephant : Faydasız ve masraflı nine katlanır.
mülk, 'mzumsuz eua. WHOLE (67), a. &. n.
WJılte feather : Korkaklık alameti. As a ,.·hok : Umumiyet itibariyle.
Wblte flag : Beyaz bayrak, teslim hay- On (ııpon) the whole : Umumiyetle.
ratı. To have a whole lot of fun : Çok ellcn-
Wlılte friar : Beyaz rahip, kamıel rahibi. celi vakit geçimıek.
Wlılte froat : Kıralı, çil- · To go to the wllole hog : See : HOG.
Wlıhe heat : Akkor, naribeyza; [lig.] Wbole number : Kesirsiz adet.
şiddetli
öfke. \\'bole· skinned : İncinmeden, burnu ka·
Whlte horses: Köpiı1dü dalgalar. namadan.
whoop
[ 441 ]
Wlıole - souled : Samimi ruhlu, candan. Good wW : İstek, rajbet; hüsnüniyet.
Wbole wheat bread : Kepekli bujday ek· ili wlll : Kin, ıaraz, husumet.
meli. 'fo make one's wlll: Vasiyetnamesini
Wlıale day : Bütün ıün, sabahtan ak1&- yapmalı..
ma kadar. To have one's wll : istelinc nail olmak,
With a wlıole skin : Sapasailam. dileline lı.avupak.
With m1 wbale heart : Bütün kalbimle. WW wonhip : Kendi iradesine tapma.
WHOOP (77), v. With a wlll : istiyerek, candan, azimle.
To whoop it up: [Si.] Ortalılı heyeca- Where tlıere )s a wlll thcre is a way :
na bolmak, ortalılı karıDtırmalı.. Meramın elinden bir ICY kurtulmaz.
To whoop wllla : Bajrlflllalı.. WILLOW (1 - 67), n.
WHOPPING (5 - 1), a. To wear the w111- : Ölen veya kaybo-
Whopplııa bia story : Kuyruklu yalan. lan bir aıılı. için kederlenmek.
WIDE (41), a. WIN (1), v.
Wiıh wlde - open eycs: Faltaıı. gibi açıl­ To wla '1 a head : Yarııta bir at başı
mıı ıözlerle. farkı ile kazanmak.
Wlde angle,: Geniı zaviyeli. To wln favour with : Teveccüh kazan-
Wlde awakc: Tamamca uyanık; gözü mak.
açık, zeki. To wı. hands down : Çok kolayca kazan-
Wlde of the mark: Nipndan uzak, çok malı..
)'anlıı. To wln for: Kazanmak, elde etmek.
Wlde - opcn : Tamamen açık. To wln in a canter: Gayret sarfetmeden
Wlde - ıhin king : Aydın fikirli. hzanmak.
\\'11.D (41), a. To wlııı a person to one'ı side : Bir kim-
A wlld ni&ht : Çok fınınalı ıcce. seyi kendisine cclbetmek, tariıftarlılını
in wlhl disorder : Büyük karııılı.lılı. için· kazanmak.
de. To w1n a person mer : Başka parti aza-
1 am wlld about her : Ona aıılı.ım, ona sını kandırıp kendi tarafına geçirmek,
tapıyorum. elde etmek, taraftar kazanmalı..
it drives me wlld: Beni çıldırtıyor, beni To wln office : iktidara geçmek.
çileden çıkariyor. To wln one's spun : Ceht ~ ıayretle töh-
To be wlld over somcone : Birisi için çıl­ ret kazanmak.
dırmak. To wln the (field) day : Muharebeyi ka-
To run wUd : Baiıboı kalmak, yabani- zanmak, ıalip gelmek.
leşmek. To wln the toss: Yazı veya tura atımın­
To sow wUd oats : Gençlilinde çok hay- da kazanmak.
lazlık etmek. To wln out : Mücadele neticesinde ka-
WUd &008C chasc : Ele acçınez bir wcyin zanmak.
peşinden kopnak. WIND (1), n. WIND (41), v.
WU living : Serseri bir hayat. [p. t. .t p. p. WOUND].
Wlld wiıh joy : Hudutsuz zevk içerisinde. A capful of whıd: [Naut.] Hafif esinti.
"''Bd talk : Saçma lı.onuıma, hesapsız ko- An ili wlad : Gayrimüsait rüzaar; feliı­
nuıma. lı.ct.
WILL (1), n. Before the wlad : Rüzaiırın estlli istika-
•A doa wDI barlı.• : [ProY.] Köpek dc- mette.
dilin havlar. Cloee to tbe wW : Hemen hemen rüz-
At wDI : lstediji vakit, keyfe tabi; rıza ile. ıiıra karşı.
Agaiaıt my wllİ : lstelime ra&nıea, bilmi- Down the wW : Rüz&irla beraıı., rllz-
yerek, istemiyerelı.. ıarın istikametinde.
[ 442 ]

Fair wW : Müsait rüqlr. Wblll pump : Yel delirmeni ile illiyen


Foul wlllıl : Kötü veya akıi ·rilzair. tulumba.
Gale of wW : Şiddedi rllı&ir. Wlnd sail: [Naur.] Makina.
Gust of wlllıl : Birden esip seçen rUzaijr. WIH scale : Rilzlirın sürat ve kuvvetini
Head wW ı Baı taraftan nen rüzalr. kayıt için rakam veya kelimelerle terli·
Hiah wlıld: Kuvvetli rtıqlr. bolunmuı bir cetvel.
How tlıe wW blowa : Vaziyete göre. wın• siınal : Gemi, v.s.'ye hava hallerini
His talk lı ali wW: Palavracıdır. i1&ret eden alimet.
in the teeth of the wlıld: Şiddedi rüzıira Wind swept : Rllzgira maruz, muhafaza-
k&fll. sız.

lnto the wW: Rilzaira kafi•· Wlndlng shect : Kefen.


Thc four wWI : Baılıca dört istikamet- WliliDOW (1 - 67), n.
ten esen rllzairlar. Bay wlıld- ı Cumba penceresi.
There is somethinı in the whıd : Dolap- Wı.tlow boıı : Pencemıin dıı tarafına kİ>­
lar çevriliyor, entrikalar dönüyor. nulup içine çiçek ekilen sandık.
To flina to the wlıllll: Saçıp dalJtınak. Wlnd- dressinı : Malaz& camlarında
.To ıet (lake) wı.d : Yayılmak, dıprıya konulan ve ıüzel tanzim olunmuı mallar.
aksetmek (haber, v.ı.). Wlndow shoppinı : Mapza vitrinlerine
To ı:cı wlllıl of: Koku almak, sezmek, göz gezdirme, vitrinfore bakma.
duymak, haber almak. WINE (41), n.
To go tike the wW : Rllzair ıibi hızla To dine and wl•: Yedirip içirmek, izaz
Jitmek. ve ikram etmek.
To raise the wllld: [Si.] Uzım olan mik- Wlııe bibber : Ayyıı.
tarda para çekmek. WIDe cellar : Şarap mahzeni.
To sail close to the wlıld: [Naur.] Orsa- Wlne prcss : Üzüm cenderesi.
sına 1eyretmek; namussuzca hareket et- Wlne stone : Şarap fıçısmın dibinde ka·
mek. lan asit tartarik, kefeki taıı.
To sail in the wlad's eye: [Naur.] Rllz- w1ııe' vıult-: Şarap mahzeni.
giırın gözüne kaflı ptmek. WING (1), n. .t v.
To take the whlıl Gllt of one's sails : On the wllıs : Uçmakta, hareket halinde;
[Naur.] Rilzlira ka111 seyretmek; her- hızlı yürümekte. ·
hanai bir 1Uretlc birinin iıini veya pllnmı On the whıp of the wind : Çok hızlı
bomıak. To be on the wfııl : Uçmak, uçmakta ol-
To sec how the wlllıl blowı : Vaziyete mak, hareket halinde olmak; hızla yü-
göre hareket etmek, ahvale uymak. rümek.
To ıct the whıd up : [Si.] Korkmak. To clip one's wbıp : Kanadlarını kırp­
To wlııd its way : Dolaııp aitmek. mak; [fi•.] hareketlerine veya arzu ve
To wW olf: Çözmek; bir çark veya ihtiraslarına engel olmak, belini bükmek.
ilden dilıerine sarmak (iplik, v.s.). To take (a person) under his wfııl : (Bir
To wlıııd ., : [Colloq.] Bitirmek, itini kimseyi) kendi himayesi altına almak.
tasfiye Oikide) edip çekilmek; bir saatin To set under one'ı wlms : Birinin hiıiıa­
zemberelini kurmak; w•. ı faaliyete ha- yeai altına airmek.
zırlamak. To take to itself wbıp : Kanadlaıunak,
'WW bound : [N.ur.] Rllzairın aykırı uçup ptmek.
olmumcfan dolayı limandan çıkamayıı. To lake wfııl: Uçmak, taııadlanmak;
WW - dried : Rllqlrdan lı:urum\llo [fi•.] ııvıpnak,
W.... pup : Rllzalr ölça. aleti. To wfııl one'ı wıy : Çabuk yllrllınek;
'WW iııstnıment : Nefa çalpı. uçmak.
wlalı
wll
[ 443 1

Wlııa and wlılı: [Naut.] Yelkenleri apıı· A wn pullcr : Entrikacı.


tırılmı1- Barbcd - wlre : Dikenli tel.
wı., c:asc : Böcek kanadının kabutu.
To acı under tlıe wln : Son dair.ikada
Wlag • footed : Ayıklı kanadlı; çabuk lr.o-
yetiımek, zor yelillftCk.
1&r; [Zool.J ayaklı uçup yarıyan.
WINK (I); n. & v. [p. t. WINUD]. To pull tlıe wlra : Perde arkasından ipleri
çekmek; siyasi entrika çevirmek; kukla
Forty wbıb : Kısa uyku, tclr.crlemc.
oynatmak.
1 c:anni>t sleep a nlı : Gözüme uyku
girmiyor. To scnd by wlre : Telsrafta aöndcrmek.
in a wlak : Saniyede, lr.aıla IÖZ aruı. To wlre in: [Si.] he Aldınnat. pyreı
in forty wlıılıa: Çabucak. göstermek.
To give tlıe wbılı : Göz etmek. Wlre cutter : Tel makası.
To tip a pcnon tbe wb* : Birine ıizliçe Wln entranglements : Tel maniL
ihtarda bulunmak. \\'in ıauze : Tel örsU.
To wla,lt at : Göz kıpmak, IÖZ etmek; bir Wlre • hıired : Tel libi kıllı (köpek).
ICYe göz yummak. Wlre ropc: Tel halat, tel kablo.
To wlK tlıc facı: Hakikati siz1cmek, Wlre sprinp : Tel yaylar.
görmemezlikten plmck. Wlc tappcr : Telsraf veya telefon telin·
To wbık to : Göz lr.ırpmalr., s6z1c i111Rt den b8flr.alarına ait malOmatı çalan kim11.
etmek.
\\'iSE (41z), a.
WINKER ( 1nglr.9), n.
Lilr.e wbılıer : Çok hızlı; çok iıtelr.le. • Bctter a wla foe than a foolisb fricnd•:
WJPE (41), n. & v. [p. ı. WIPED]. [Prov.] Akıllı dllpnan akılsız dosttan
1 wlpM tbc Ooor wlla bim : Onu yen iyidir.
serdim, sırtını yen ptiıdim. in any wla : Herhanli bir suretle.
To wlpe -ar : Silip IÜpÜrmck; silkinip in no wla: Hiçbir nıredc, lr.atiycn, asla.
kurtulmak. On tlıiı wla : Bu vcçhllc.
To wlpe the teın 11W9J: Göz yaf)arını To be ....... and old and aray : Tecrübeli
silmek. olmak.
To ·w1pe off : Uzatlqaıak; uzaklqtır· Wlle man : Sihirbaz.
malı.. Wlll woman : Falcı kadın; [Sc.] ebe.
You must wlpe ali thc dismıl tlıoupts wrr cı>. o. a: v.
off your mind : Bütün kötO dllıüııcelcrini A nimblc wlt : Keskin zeki, anlayıılı
aklından silmen (uzatlqtırmaıı)' llzım.
lr.afL
To wlpe Önc's eye : [Si.] Sırumı almak. At one's wlt'ı enci : Tamamen 18fırmıı.
To wlpe one's eycı: [Fi&".] Göz Yatlarını 1 am at my wlt'ı end : Ne yapacalımı
dindirmek (ıilmek). bilmiyorum, 18flıdım.
To wlfe aat : Silip temizlcmck; tazıyı·
Ouı of onc'ı ...._ : Deli, divane.
rak silmek; tahribetmck, felce upat·
T1ıe five ...._ : Bet haaa, bet duyu.
malr.; ortadan kaldırmak.
To wlpe oat an army : Bir orduyu yok To wlt: Yani, demek ki, demek oluyor
etmek (malıvetmck). ki.
Tl)wlpe tlıc Ooor wlla: [Si.] Tamamiyle To drive (a pcnon) out of bil wlts : (Bir
mailllp etmek. kim11yi) çileden çıkarmak, çıldırtmak.
To lake a ""' at (a pcnon): (Biriılne) To have (lr.eep) one'a
wMa about : Uyanık
bir tqjtat vurmak. olmak, tetikte buluıımat.
WIRE (419), o. el v. To live by one'ı ...._ : Zekiaı ile pçin-
A live wln : Elektrik cereyanlı tel; -ır..
[li&".] pyretll adam; belipdi hatip. To UIC oae'ı ...._ : Aklını kullaıımalr..
[ 444 1
WITH (18>. prep. Wlthha the earsbot of : Burnunun dibinde.
As compared wtaı : Nazaran. Wltlıta the means : Kudreti dahilinde.
He camc bere wfdı bis handa in his WITHOlIT (1847), adv., prep. &; conj.
pockets : O buraya elleri cebinde p:ldi. Wltlıoat doubt : ŞUpheıtlz, ~pbe etme-
His hıt i.s amali u compared wtaı (to) den.
his had : Şapkası bqına nazaran ufıklır. \Vltlıoat getting much blow thc surfacc :
I mı wtaı you : Seninle hcmflkirltıı, ın· Derinleımcden.
lııtık. WtttK.t incidcnt : Hadisesiz.
111 fiil my slus wltlı wıter : Bırdatunı WOLF (7), n.
su doldurıcaıım. •A wolf in shecp's clothinı• : [Prov.]
To fill wtaı (ııomcthinl) : Doldurmak Kuzu postuna bürünmüı kurt, dııı ka-
(bir ll)'lc). laylı içi alaylı.
1 shlll pı wltlı ple-re : Memnuniyetle To cry wolf: Kurt var diye balırmıık,
aidecellm. boş yere ıthlike işareti vermek.
I n accordınce wlllı : Göre, veçhile. To kcep thc walf from ıhe door : Fazlıı
in accorduıce wHll custom tbey bowed sıkıntı çekmeden acçinmek.
to their teac:her : Adete söre onlar kendi WOMAN (7 • 9), n.
ötrctmenlerinin huzurunda elildiler. To make an honesı woma of : See :
in hannony wldl : lıtikrarlı, müsavi dere· HONF.ST.
ccde, uyıcak 1tkildc, söre. To play the womıuı : AJlımak: korkudan
in apeement wltlı : Anlqm ıı vaziyette, göz ya~ı dökmek.
uyıcak tekilde, g6re. w- bater: Kaılın ılli~mıını.
To be ınary wllh (ı pcTIOD) : (Birine) kız· Womm of the world : Dünya i1lerindc
mu. ' mahir kadın; sosyete (aile) kadını.
To ıırec wlClı Ca pcrsoıı) : (Bir adamla) Womm suffraııc : intihap salihiyelinin
uyuımık, anlaımak. kadınlara teımili; kadınların rey verme
To quarrel (dlscua) wlllı ı pcnon : Bir hakkı.
adamla bvp (mOnıkqa) etmek. WONDER (8 · 9), n. it. v.
To inspire (a r-:rson) wltlı (hopc): (Bi· Nine days nooader : Scc : NiNE.
rini) Omitlcndlrmelı. Jfo w_,...: Şaıma! tabii kaf1ılamak ıa­
To be acquıinıed wMlı (a pcrson) : (Bi- zım, hayret etme!
riyle) tınqmak. Seven wa.len of thc world: Sec: SEVEN.
To compare wlth (to) : Mukıycac: etmek. That'~ a woadcr! : Harikadır!, enfes!
Wltlı one :ınoth:r : Birbiriyle. WOOD (7), n.
WIGı onc's had in tıie air : Bumu hava· A clearing in the woodıı : Alın, orman·
dıı (Kafdalında). lık içinde ııtaçsız saha.
Wltlı the co .ıscnt of : Rızasiyle, muvafa· To be out of the wood : Tehlikeyi veya
katiyle. ıUçlDill atlatmak.
WMb the intention of : Gayesiyle, bı· Wooıl carving : Oymacılık.
dlyle, niyetiyle. Wood engraving : Tahta ilzerinde gravllr-
Wlllı God's hclp : Allahın yardımiyle. cülök; tahta kalıptıı çekilen resim, ıra­
I didn't say that wMlı tbe intention of vOr.
hurıing your feclinp : Banu ıizi Ozmek Wood nymph : Orman perisi.
için töylemeclim. WOOL (7), n.
To die wlllı tlıunt Chunaerl: Susuzluk- Cotton wOGI : Hmı pamuk.
tan (açlıktan) öhnet. Dycd in thc wool : iplik bilinde iken ~
W1l1llN (181). ıdY. &; prep. yaıim ıı yün tumq; [li •.] karıberi 11-
Wltlılm thc bounda of : ... tDmulU dahi- bit, koyu mutausıp.
linde. Glass wool : Cam tel.
wonl worlı
[ 445 1

Great cry and little woal : Hiçe çalıpna, To lake the worda ouı of one's mouth :
bot yerine utraprıa, çalışmalarından hiç- Birinin aizından llÖZ kapmık.
bir netice alamama. Wonl for ...... : Kelimcti keJlmeailıe.
To pull thc woal over oııc'ı eycs : Wenl method : Kelimelerle okumak 61-
[Colloq.] Aldatmak. renme usulll.
To lose onc'ı woal: [Si.] Öfkelenmek, Wonl of honour : Namuı ııözll, parol-
hiddetlenmek. donitr.
He has aone wool ıatherinı : Onun aklı Wonl pai~ter : Herhanai bir ICYİ kelime-
b:ışka yerde. lerle 1Uzelce tarif veya tasvir eden kimse.
WORD (99), n. Wonl picture : Kelimelerle tasvir edilmiı
A ıood wonl : Tavsiye, medih, övme. ICY·
Word square : Soldan sala ve yukarıdan
A household wonl : Bir aile içinde çok
a111lıya aynı kelimeler okunan murabba.
kullanılan söz.
Wonk fail me : Sözle tarif edemem.
Biı wonb : BUyük söz, ö111111Cnlik, ınu-
WORK (99), n. .t v. [p. t. WOUED].
balita. ·
Ali in the day'ı wortı : Her sllnlllk İl ka-
By wonl of mouth : Aiızdan, tifahi ola-
bninden, normal, tabii.
rak.
An iron - wmlm: Demir fabrikuı.
Fair •-*: Tadı ııözler.
At wortı : lı baıında.
God'ı •-* : Tanrı kelinıı, liyet.
Dry wGllE : Sıkıcı iı.
He İl u aood u hiı ...... : O aözUnU tu-
Hard wortı : Alır it. 11.lç iı.
tar, ıözllnUn eridir.
lron wortı: Demirden yapılmıı teyler.
Hiıh •-*: Öfkeli sözler. it will not wortı : ltlemez: yllrllmez, ol-
1n a wonl : Bir IÖzle, sözUn kısası, hullisa maz, sökmez; tutmaz.
olarak; velhlaıl. •Lazy ancı. out-of- wortı•: [Prov.] Boş
in word and dced : Kavlen ve fiilen, töz- ıezenin bot kalfuı.
den ibaret kalmıyarak. Maid of aD wortı: Her iıi yapan hirmetçi ·
Man nf his word : Södnlln eri. kız, orta hlmıetçisi.
My word!: Allalı Allabl Out of worlı : lpiz.
Thc Word : Kitabı Mukaddes. Plain wortı : ~asit İl. kolay iı.
To break onc's wonl : Verdili sözü tut- Rclief wortı : Kabartma iı: fukaraya yar-
mamak. dım iıi.
To eat onc'ı .,... : SözllnU seri almak, To have ooc'ı wodl cut out : BUtOn vak-
ıükilrdUIUnU yalamak. tini dolduran iti olmak, çok meaul ol-
To forfeit one'ı •-*: SözUnden dön- mak.
mek. To set t~ worlı : he baılamık veya bat-
To have the lası word : Sözllnll yUrUt- latmak.
mek, son sözU kendili ııllıylemek. l set the macbine to wortı : Makinayı
To have a word with : Sözleşmek; açıkça çalıştırdım.
konuımak: kon111mak. To be w.U. ., llbout soİneıJılnı : Bir
To keep one's word: SözUnU tutmak, sö- ICY için telltlanmak, merak etmek, en-
züniln eri olmak. di,e etmek, kuruntu yapmak.
To rcceive word : Haber almak, malO- Unit of wortı: [Pbys.] 11 blrlili.
mat edinmek. Welfan wortı: Sosyal yardım.
1 couldn't receive any sinıle word from Wortı bq : El iti torbası.
)'Dil : Senden bir tek haber alamadım. Wortı of art: Sanat aeri.
Tp take (a person) at his word : (Bir ada· Worlıed •P: Kızsın, öfkeli.
mın) sözilne inanmak, itimıdetmek, &U- Worlıed " - : itlenmiı demir, dövme de-
venmek. mir.
[ 446 ]

To malte sad wan of it : Bozmak, yüzll- W...... man: lgi.


ne aöztine bulqtumak. w...... preauıe: ....... tazyiki.
To malte lhort _... of: Kua bllDek, W ...... railtuce : t,letme mukavemeti,
çabuk bitirmek. illetme direnci.
To _... . . . . . (IOllleOne) : (Biriyle) W. . . . IW'face : Çalıpııa aathı. ltletme
mücadele etmek.· yUı.eyi.
To wan .a : (Muayyen bir ilde) çalıt­ W...... minilter : Calıpna bakanı.
mak. W..U.. minlstry : Çalqma balr.anlıjı.
You don't warlı M anythinı : Hiçbir i p WOllLD (99), n.
çalıpnıyonun, bollun. A man of the wadıl : Dllnya adamı, ha·
To wan onaelf . , .... trouble : Batını yatta anlay111 ve tecribni olan küme;
derde sokmak. pifkin adam.
To wan IWllJ • (a thiııa) : Sebatla (bir A worlıl of meaniq : Çok 1Umullll ınlna.
iwe) çahpnak. Ali tbe _....: Herba.
To work . _ : Çevire çevire indirmek. Al the worlıl 10C1 : DUnya telllr.lr.lslne
To work far : ... için çalıpak. a&e.
To work far an employer: Bir patronun For all tbe _.... : Blltlln dUnyayı vere·
hizmetinde olmak, müstahdem olmak, ça- cclt olsalar; tamamlyle, kati olarak.
lışmak. For the warld : Her buausta.
To worlı hand in alow with: Beraber ça· 1 would ılve tbe _.... ·to know : Anla·
lışmak. malt için her meyi feda ederim.
To work in : be ite 1akmak; bafka mad· in thc worlıl : ihtimal ki, belki.
denin içine karıştırıp eze eze yedirmek; On the top of the wmlıl: [Colloq.] MU·
el ile i11eyerek 'meydanı ptirmelr.; mUda· ltemmel halde, fevlr.alide, lll.
hale etmek. The next worlıl : ÖbUr dUııya, ahret.
To work hard : Çok çalı1B1ak. Thc New WCllW: Amerika.
To wcırk cılf (a busbıeu) : Kurtulmak The way of the worlıl : DUnya hali, dUn·
{işten); meydana ıetirmek; müıteri bul· ya usulü.
m:ık: çevire çevire koparmalr.. The worlıl of !etten : Edebiyat llemi.
To work off an old joke : Eski ·bir pir.ayı The worlıl and his wife : Herkes, medeni
yerinde kullanmak. alem.
To wcırk • (a thinı) : (Bir weyin) Uzerin· Wodd Court : Milletlerarası mahkeme.
de çalıpnak veya tesir etmek. Worlıl lanauaae : Beynelmilel lisan.
To wort Ollt (a problem) : Çözmek (bir World Soul (Spirit) : Alemin ruhu mesa·
problemi); halletmek (bir meseleyi); yap- besinde olan Cenabı Halt.
mak; hesabetmelr.. World to ı:ome : Öbür dünya, ahret.
To work o.er : Seklini deliıtirmek, itle· Warld War : Umumi Harb, Cihan Harbi.
mck, üzerinde t:ıdiliıt yapmak. World weary : Dünyadan bıkmıı.
Tn wcırk to full capac:iıy: Tam randı· World wide : Ciha111Umul.
mania çalışmak. World without end: Ebediyete kadar, in·
To work up la thinıl: (Bir şeye) emek sanlar yapdıltça, illnihaye.
•~rfeımek. emekle vücuda ıetirmek;, he· Worldly man : Dünya adamı, cismani.
)'ec::ınlanılırmak, kamçılamak, kurmak. Worldly • minded: Menfaatperest, maddi·
To work up lnto : ... haline sokmak. leşmiş.
WORKING (99 • 1), a. & n. WORM (99). n. & v.
WorJLlng class : İşçi sınıfı. To worm it aut of (a pcrson): Ustalıkla
Workhıtı conditions : Çalıtma şartları. birinin atzından söz almak.
Worldııg day : İş 1Unll, mesai ailnll. To wonn omRlf lnto : Hile veya usta·
Worklnı: hours : Mesai saatleri. hltla sokulmak.
worn wrlte
[ 447 ]

To worm one's way tbroaP : Kalabalık WORTHY (9981), ı.


arasından yol açarak acçnıek. Wortby of a pcnon : Birine layık, birine
Wcwm - eaıen : Kurt (solucan) yemiı. yakışır.
WORN (SS), a. WOULD (77), auııiliary
verb
TÖ look very wcına : Çok yorgun olmak, [p. t. of WILL].
yorgun görünmek. That would make men talk : O İl dedi-
Wcına - ouı : Eskimiş, yıpranmıı; yorgun. koduya yol açar.
~ORRY (8-1), v. [p.ı. WORRIED], a.
Would be ıe'ntleman : Sözde efendi, efen-
di" geçinen.
Don'ı worry! : Merak etmeyin!
To worry aboat: Merak etmek. Would 1 were there: Keşke orada oluy-
dım.
To worry alCllll : Enıellere ratıııen yol
bulup ilerlemek. You waald beller ao there: Oraya ıider­
To worey dowa food : Zorla yemek yi- seniz daha iyi olur.
mek. WREBT (2), v.
To worey oaeırelf : Üzülmek, kendi ken- •To wrelt a bare livinı from the IOil•:
dini üzmek. [Prov.] Taştan ekmelini çıkartmak.
To worry oYer : Merak etmek, üzülmek. WIUNG (1), v. [p. t WRUNG].
To worry to deaıh : Ölesiye üzülmek. To wrms clothea: Islak elbl11eleri sıkıp
WORSE (99), a. & n. suyunu akıtmak.
The wone for him : Kendi bilir. To wrlıııs " - : Öjrenmek, anlamak,
To put ıo the w - : Daha fena vazi- muttali olmak.
yete sokmak. To wrlas one's hands : Pek çok mütees-
To gel w - and w - : Gitıikçe kötü- sir olmak, ümitsizlik veya teessür göster-
leşmek. mek; ellerini ovu11urmak.
To "ll'l'ln& oat: Yıpratmak, eskitmek.
Wone followed : Arkasından daha fenaıı
geldi. w..-.... wet : Sırılsıklam.
\UUTE (41), v. [p. p. WRl'ITEN], a.
WORST (99), a. & n.
Heaven save me from the wont: Allah To wrlte ır aood hand : Güzel el yazısı
beni beterinden korusun, Allah acısın! olmak.
To ıet the wont of it : MailOp olmak, To wrlte aboat : Bir şeye dair yazmak.
pek fena vaziyet veya hale airmek. To wrlte dowa : Yumak, kaydetmek;
The wont of (ali) : En fenuı. deterini kırmak, kadrini tenzil etmek.
WOR111 (990), a. & n. To wıtte larıe : Büyütmek, mllbalila et-
mek. ·
For ali one is wordı : [Si.] Olanca kuv-
vet, faaliyet, v.ı.'sl ile. To wrlte lor a livlnı: Yazı yazarak ha-
yatını kazanmak.
How much ıs he wordıT : Ne kadar ser-
veti var? To wrlte oll : iptal etmek, heaabı kapat-
lt's wortb (lrouble) doinı : Zahmete de- mak; çabucak ve kolayca yazmak.
ler. To wr1te aa : (Bir ICye veya kim11eye) dair
Not wortb a ccnı: On para etmez. yazmak, hakkında yazı yazmak.
Not wortb thc candle : Zahmetine del- To wrlte aat : Yazmak, aynen kopya et-
mez. mek.
Not worth - while : Detıııez. To wrlte - " aat : 'Yazma kudretini
Woe wortb the day! : Haram olsun, linet ıilketmek.
olsun! To wrlte ap : HikAyesinl yazmak; beaabı
Worth of : Deterli. şimdiki tarihe kadar kaydetmek; yazıyı
Worth ııeeing : Görülmlye depr. şişirmek; ikmal etmek.
Worth one's salt : Pahasına deler (kimle). The book il wrlttH bf biın : Kitap onun
yoke
[ 441 ]
tarafından yazılmısıır, kitabın yazarı To put (a person). in the WrtJ91 : (Birini)
odur. kabahatli çıkarmak, kabahati baıkasına
\Vrlte - up [Colloq.] Röportaj; ıazetede
yüklemek.
methiye kabftinden yazı.
WRONG (5), a. Wroac side out : İçi dışına dönmüş.
in the wn1111 : Pena vaziyette; hatalı. Wnııq • headed : Ters, inatçı.

To ı;ct hold of the wrOBI end of the Yoıı did me wroaı: Bana fenalık etti-
stick : Evde.ki hes:ıp ç:ırşıy:ı uymam:ık. niz.

y
VANKEE (lnakl), n. YEARN (99), v.
Yankee doodl.: : Amerik:ı Birlqik HUkU- it ye- my heart : Beni kederlendiriyor,
metlcrinin milli prkısı. yüreğimi Uzilyor.
YARD (44), n. To yeMlt for (a person) : (Bir kimseyi)
Royal yanı": [Naut.] Kuntra babafinao pek çok arzu etmek; özlemek.
sereni. YELLOW (2 - 67), a.
Square yM'll: Murabba yarda, yarda kııre. He's yellow: [Si.] Korkaktır, cesur de-
The 100 yani dash : Yllz yardalık yarıı. jildir.
To sail yard: [Naut.] Gabya yelkeninin The yellow press : Meraklı ve siyasi ma-
.•ereni. kaleler muharriri •
To man the y. . : [Naut.] Selimlııı_ve­ Yillow joumaliıını: Atılı cinsten ıazete­
ya aeçiı resmi için tayfayı serenlerde cilik, yaypracı ıazetecilik.
durdurmak. Yellow men : San cinsten adamlar.
Y.,.. arın: Seren uc:u. Yan- naa : Karantina alimeti olan sarı
Yani measure: Bir yardalık ölçü. bayrak.
Y ARN (44), n. Yallow metal : Pirinç isimli maden.
To have :ı Y8111 with : Sohbet etmek, ko- YEOMAN (67 • 9), n.
nuımalt. Y - • of the auard : Muhafız milis as-
To spin a y. . (yams) : Yalan uydurmak. keri.
kurt masalı okumak. Ya-·s service (work): iyi iıçilik, dil·
YEAR (99), n. rüst ve aadakatli hizmet.
A m:ın la yeBI : Yaşlı adam. YET (2), adv. ııl conj.
Lcap year : Senei kebise. As yet : HenUz, limdlye kadar.
Ncw ye1r: Yılbaşı, yeni yıl. Jusı yet: Hemen derhal.
Year by Jftl' (y- to )'elll'): Seneden se- Not as yet : Henüz delil, daha delil.
neye, yıldan yıla. , White there is yat time : iş işten aeçıne­
Year of ır&Ge: Milidi heaaba pıre sene. den, henllz fırsat varken.
Ye• after ,....~ Her sene. Yet more: Hattl bundan daha fazlı.
v- in, y. . ouı: BUtUn sene zarfında, \'OKE (67), n. A v.
daima, uzun mUddet. ı To pass under the yob : Mıilllp olmak.
Year - round : BütUn yıl boyuııc:a. To yob wltlıı : Çiftle1tirmek.
v- in between: Aradaki ydlar. Under the yote: Boyunduruk altında,
To arow in , _ . : lhdyarlamak. eaaretıe.
To reach Je. . of dacretion : Akıl balil Yob of land: Bir çift ökllzle bir aUncle
olmak, kemale ermek. · çifti sUrUlebilen arazi.
( 449 ]

of tho n.ıddcr ~ [N aut.] Dilmenin


Yolı:ıı Yoaaa Turb: Jön Türkler.
boyunduruk yekeli. •Day İl ,...... but not man•: [Prov.]
YORE (SS), n. Gün pııçtir fıı.kat iman deliJ,
in dayı of yon : Eskiden, ilki zamuıda, YO\Jll (79), pıoıı. 4 L
vaktiyle. Y1>11 uıd ,._.: Siz ve ailemiz nya size
YOU (77), pron. ait olanlar.
For tbe aake of 1• : Hatınnız için. y_. falthfully, obediently, ıapec:daUy,
From 1• : Sizden. . truly, ete. : Sadabtliıtiı, itaatUnnız. lllr-
~use of ,._ : Siz.ia ytlzllnilı4eo. metklnnız, hakikadiniz-,..v.a. silN bir .et-
Ou ac:couııt of ,._ : Sayeııizlte. tupta imzadan ewd yaıllan ·meruia lfa-
lf 1 wenı ,._ : Y eriıılzde olaydım. dehd.
in favour of ,._ : Lehhıiz4e. YOURSEU' (79 - 2). prcıa. ·
it wu JGll wbo told me tlıil : Bumı balla BJ _ . , : Kendi bllma, kfmlenlıı yar-
söyliyen ıizdinlz. dımı <ı1madaıı.. •
YOll don't •Y IO: Yok ı:aıum, OJla deme. Be your..elf : TabD ohhı& ·
Y Oll'd better : ty1 edeniıı, tyi olu,r. Behave J-.lf : Kendinize pUıı. tcıbi­
Y•'d betler 1D: Oidcınen iyi olur. yoııizi takının,
haddini bil.
Yaa're anotJıerl: Tahkir adedinde rau- Did you do it by y-m : Baunı kendi
kabelo. b&Jınu:a mı yaptınız?
YOUNG (8), L PuU ,_..., toptber: [Colloq.] Keıı­
He İl too YCIDI to ıo ıo IChool yet : o dine 191.
daha henUz okula gitme çalında cleiil. Wero you 311 by J--ar? : Yalnız mıy­
He la YOUC for his qe: Y&flll& lllre dınız?
aeııçtir.
You ,_..., told mo: Siz kendiniz bana
My JOllllS woman (man) : Şekerim, ca-
aöyledinlz.
nım, aevsilim.
YOU111 (778), n.
The niaht la :r--. yet : Daha erten.
We need 1GllllS lılooıl : Genç deman 1&- lbı ~ of Jodt: Oençlilin en ~I
zım, taze kuvvete ihtiyacımız var. zamanL
With ,_..: Oebe (hayvan). 11ıo ,.... of a -iıation : Bir milletin en
v-. blood : Oençllk. ıUzlde pııçleri.
Ycım11 man (penon) : Delikanlı, bentır YULE (77), ıı.
himayeye muhtaç çalda thme. Ya Joa : Noit ;ceninde yanan kUtUk.
YOllllR peoplo : Oençler. Y• tide: Noel.

ZENANA (2 - 44 - 9), n. baldı telelcope : Semtllrrelln kmıeylııde


ZeuM miasion : a.,_ kadınlan araauı­ ve süneyinde bulunu iki yıldızdaa her
da ilınt, sıhhi ve dini teWııat yapmak. içhı
birinin aemtllrresten ıneafellııi .ölçıuek
telkil odilmiı kadın bnalııler heyeti.
kllreınizdekl bir llıOltanın uzuıı 1AJtıı
ZENrnl (2 • 18), n. eden teleskop.
At its ımlal : En yllklek dem:eaiııdc, zir-
ZERO (l 9 - 67), a.
vesinde.
Tbe _.... of fame: Şöhret zirvesi. · Zoro hour: [ifil.] Bir muharebe v.a.•ae
7ABllb distance : Bir sök cisminin ııemtar­ bqlanıııç saati; herhanli bir bullramn en
resten mesafesi. nazik saatL
P. 29
Zero potential : [El.c:.] Ar.z aadıuıda
olan elektrik tevettllrll, ııfır potamiyelL
[ 450 ı

Zodllıc
-
ligbt : Sıcak arzlarda &lhıelln lıe­
nllz dolduju veya battılı noktadan ylllt-
ZF.ST (2), D. selen Uçpn ICkfinde qık llltwm.
To ..e to : Daba ziyade en·
ııive {adcl) ZONE (67), D.
teraaıı, bot
w heyecanlı yapmak, neıe Frigid . . . : Soiult mmtaka, kutup dai-
ve tat vermek. resideki solak yerler.
ZINC (inak), a. Temperato - : Mutedil mmtaka.
Zille oıüclo : Cinko oblt. Torrid . . . : Sıcak ve kuru mmtaka.
DK plate : Cinko levha. 7 - (zoııiııl) ıyatem : Tren veya vapw
: Cinko l8C {levlıa).
7.lıle abııet yolcularında blHpJen &öre bilet verme
7.lıleaulpbate : tüıko ılllfatı, ak zaç. sistemi.
ZODIAC (67 • 13), o. ZOOM (77), "·
Sipa of tlıe llllıllııc : On W burç. To - *8ııl: Blrdeablre ili ilerlet·
Zodlaıe COllltellatioıı : Burçlar lıölpaiııe mek, ticareti pliftlrmet.
ait kevkep cllmlcaL To - ..._: Hızla dalaıat.

IRBEGULAR VERBS
{İngllUcedekl Kıyusız Fiiller)

....... T_ .... T _ .... l'arddple


(Genli 7.amaD) (Oeçmlt 7.ııman) <•-mit• u amvl
AlıWe Alıofe Alıofe bwnet etmek, oturmat.

...... .....
Art.

......
Awıılııl
An.
Awelra[l'1
Bııdıtıll
Arta.

..........
AWllba[l'1

..........
Kalkmak.
Uyanmak; uyandırmak.
Zemmetmek, kötlllemek .

...
...
ae.- W•

....._ .....
Ban
Ban
lleea

._
BOnl
Dönmek.
Olmak.
Dotunnat•
Tqımak .
Bat
.._ Vurmak; dövmek.

............... ................. .......


~ Olmak.
Befall lleleD Befallm Vlltı olmak, baıa gelmek
llept DoJunnak.
Becan Bqlamak.
Kıqatmak•
Belıolıl Belıeld Belıelıl Görmek, seyretmek.
Beatl Bnt Etmek; elilmek•
uq

.....
BereaY• Bereft [K) Bereft Mahrum etmek.
Be..m Be-abt ae-glıt Yalvarmak.
Beeet Beeet Beeet Kuptmak, çevirmek.

........
Beııpuk

JW
Bespob
Beatroıfe
[ ]
ne.trtddn
Bet [KJ
Ismarlamak; allmet olmak
Binmek.
Bahse siri1mek.
Bet "
[ 451 1

Pr-.ıaT- l'llllT- 1'1111 Plll'tldple


(Genq Zaman) (Geçmq Zaman) ( •-mjp U ortaç)
Beıüe
Betlıbılıı
Bici
.......
Betool

..... lıld
Detııtea
Betboqlıt
Blıl
Müracaat etmek.
Hatırlamak.
Teklif etmok.; emretmek .

.....
Bide lloıie[K)

...
lloımıl
Blded
Boaad
Beklemek.
Ballamak;. aanııat.

....
Bite Utan bırmak.

-........... .................
Bleed Bled Bled Kuıamat.
lllmt [K) lllellt[K) Karıpırmat; u,mat.

.....
Blcnr
.... [K)
Blew .....
.... (1()

......
TakdD otmelt.
l!mıek; llflomet.

....
......
Kırmak.

.......
._.... ._... ......
Be"emek
Oedrmek.

........
Yayuılamak (ıwlyo).

.... .,.
BroMaıll[KI •w1eııı1e [K)

..... Yıldırmak; korkutmak.

11"7
..........
lldt
._.(KJ
.....
. . . [K)

......
İDi& etmek.
Yakmak;yamııak.
Çatlamak, pUlamak•
Satın almak.
ea. CcııaW c..w Muktedir olmak.
CAlll CM c... Atmak, fırlabnak.
Cllk:h c...., c...., Tlıtmak. yabJaınak.
Cldıle QW ONılm Azartamak.
a- aıc. a.- Seçmek.
Cleft'e Cleft,~ Cleft, . . . . Yumak, delmek.
ca.. a..a a.. Yapıtmak, •rıılmal:.
Clc6e CiM [K) cw [KJ Giydirmelt.
c- c- c- Gelmek.
<:Cilt <:Cilt <:Cilt Mal olmak.
Crelp en,t Cnııt Sllrthımek.
Crow Crew [K] er-.. Ötmek (lıoro&).
Cııt c.t Clll Kcmmk.
o.re Dımt [Kl o.re. c-reı (dlret) etmcjk,

.,..
o.ı

Dip
.,..
Delılt

Dip [K]
.,..
n.11

Dip [K]
Alqverlf etmek; daiıtmak
Kamıal:.
Batırmak, daldırmak.
Do Dlıl Dam Yapmak.
Dnw Dnw nr.wa Çizmek; çekmek.
Drema Dreıad Dremat Rüya aörmet.
DrW: Drmlı: Drwılr tçmet.
l>rlft Dnıve Sünnet; ICVketmek.

...
Drhw
~ DweH n-lt l:taınet etmek.

....
Ate ır.ae. Yemek.
Pal FeD F._ DGpnek
Fed foeıl Beıılemek.
Peel Ftlt Felt Hl91Ctmek.
[ 452 ı

Flgbt Foapt F.... Dövüpııelt.


Flaıl Foaıl . F-.1 ' üıılmak.
Fite

..,
Flbıa .....
Pleıl

n..
FW

.......
Flus
Kaçmak.
Atmak,
Uçmak.
fırlatmak.

F..._ Fartıon FCll1ıGr'lle Sakmmak, çekiıımek.


Fortılıl p ...... • Fcıdılıldea Meaeemet.
FGnalt FONeiılt[K] Fen&lllt[K ) Tabliıin etmek, kqfecmet.
Fonao
Fanbow
F._
..........
i'omr..e
.......,,
F........
F....._.
F--
Öıııcıedeo aitmek.
ÔDcodeD bilmek.
O-.SCO aörmelt (ba-k).
Foncell
Forpt
Foqb• ''
......
il'.......

ll'orlıwe ........
FGntlıN
P-.ııttea
Kebaiıct etmek.
UllUllllalt.
Afhtaıek.
FCllllllıı9 llPcınool il'. . . . . Terltetmelt, bırakma.
F-.. l'onwure Foawunı YemiDle inltlr (rcd) lbmt.
F- ·"- '.Fnaıııi Doımıak.
FreJaM. ll'nıfdıt ,....,.... Ylltleinelt.
GalııaJ G9IMQI Giıliıiiİıld İfttlr etmek, reddetııiet.'
Gelıl -Gelt ['] Gtlt (K] Hadımlqtırmak.
Get .jl'
Oot: Got; ~olk• EJde etmek.
GDd '. Cilt fKJ Cilt [l(J Yaldızlamak.
Glnl Clrt tKJ Oİft °') Sarm'at; pyclirmck.
Ga..
Go
Graft.' '..•
......
~-·

' ar.rld
'
'OIM.
G4İlle.

0-lia [K)
Verınet.

Gltmot.
O&ıiinelt; oymak.
' '' •,'

··· · ;

.........
Grtaıl o..... .. GNllİıılıl ÖYllimet.
G~ ~a.ww· GnıWll Bllytlınclt :' '
llaımbflıs Rmılidnma (K] H---.CK J Sabtliımalt, topal etmek.·
llma
llne •:'' İf>iııl ' '
~]
........
H... '(K) A9rfhlk (elbile).
Mllllr. · olmak. . ,. ~

Bur HeıN İtitlnft.


lfeııiİlliıi.';ı' H-.e fle] R"'9 [KJ ' •J ' KAldinıak.

İle;fi'•'': ,.•:···~

mtıt ,\ H~il (K) vÖiitmak.


Sııiı~alt.
-·~
Rhttı
Bit , .. ; Wlt ;"1tıt " ' : \luWiılıt. ,_..._,
Rold •ffeN' Tutaİak.
Hıııt 'HM lrmt· \ ' liıi:ırMeıc.
Keep Re,t·•. ~llept· · Sakfam!lk; a111toymllk •·, ·
Kııeel fttNH· ' ltilelt' tRf '~kınelt. ·' "' ·!
Kalt ,; " ~ lhlf;tKJ Dft'[K) ~atı1'ak {ita§); örm&t'! · ·
. 'JCaeoı4.' ' KiıcıWD Btlm~k. '
t.'liıfea ' l.lllıtllt ; vuttemclt.
'LiııliP: 1'.11'4 '' KdYma~. yatırmak. ,: · ·:
'liN ·~ Lei ; Gıftıinnelt, yedmek. ' •
Leiiiıııt1 (K) 1.-ıt' [K) oıifaıirtıalt, yaslanmalı1'.' ;
[ 453 J

Lap LellpC (K] Lettpl [K] Atlam~ sıçramak. ·


ı­ IA9illl [K) 8-llt(K] ötreııınek.

.....
Lelıft

Let
Lift
lal
Let
Lell
l.ftl
1d
Bırakmak,
Ödlhlç vermek.
Bınkmak;
terketmet.

kirap "fCl'IDtk.
Yatmak.
......
Ue ı..,r

........
Ut[K]
Lılıl

......
1.lt [I[] Yakmak, a}'duıtafmaJt.

-
1-t Ylklemek.
1- Lell Lalt Kaybetmek.
Malıa MMlıı Mm Yapmak, imal etmet.
Mlalıt 1 .•• ~ ... iı ihtimal, mllaaade Jfadell;
M em M.- M... ifade etmek, kudetmet.
M.c
Mel&
~
.......
'Met

'Mllılelılt
Met
M..._[1'1
MWlıllt
Rasıelınet, bulupnak.
Erlmft; eritmek.
Y11alıf dalıtmat.
l!lplııi wmıek; koıblııiıal.

Mllslft Mllptoe
MlllaJ Mlmlıl Mlııllll Yani• yere koyınü.' · ·.'

·- ,,....
~ Mlll9ıl Mlllll Yımlıt JOla 1evblmit: ·
Mllllılııl MlllıDoİı ~ Yıılılıı anlamak. . .. '•
~O 'ı t • "Mlwmı11191ood Wnlif anlamak.
Mml Mml · ....... -niel~ ~malı •
.:
M- M-.t M'oWii· (KJ ıHçnıet. ı:

Oııdıl Oııdıl .......-· ;meıı,.;-~ı.:.


Oı.aılıl . Odlııle a ·•ırııa Platl' *ttınnat.
Olıfdo
OılflO
o.tsr-
OıatM'
o.c.eıit
.,...._
.,.....,
0...-.

o.lpMıİa
Olltlltplmek,
Oeçnılsl, ~ııa plınet;
Dlır.,etmek (elbise)...
.'I

Oatrlıle Oımlllle o.ıMıM.a DM& hızlı stırmek.


o.tna o.ıır.. om.ı.t Dala hızlı kotmak.
Oıllııldmı •' .,........ Daha fazla parlamak.
om,re.t Oatlprellll Ya;aiü.
o.twe. o.tware Fazla, eıılimek.
o.mı- Onrlıen Çiktlnnek.
Oftl'alt Onnmt Kllliltinak.
o.-·-·~ Ma116P etmek.
OYne ..... Fazla &ıeamek ~
°"'*-
OftnlrlTe·
°"'*"'
o......
Pula-(para) çetmet. ,, ,:.
Çok .ludı aümıet.
OTerat o...· ıı.ıa remet.
Oftrfeeıl 0...- T.ıı. liııııa yeclirmet. ,, : .
o.....- o...nw Jl'arJa.. 1ıllyllınet.
o.e-..., .. -~ 01m'İdll ..nü (arkmalt).
Offrlıemo,< ·n;. ,:, ......... Kulak. mitatlri o~ . :-.
()yerl8y -~ K·r' • ' "'" •.
Qyettelıp -~ [K] DaJıa,·Beriye adamak·, "··
o..Be ~, .. ~: 07.llfdl ~tmaJt. ' ><.•' •
( . ,.. ]

Pıuildfle
rr-.aT- P..t Te-
(Oeniı Zaman) (Geçmiı Zamın) · - li ortaç)
(c-mip
()yenide OYerrode Overrldden Tepelemek; çljnemek.
OYena OYenn OYeman Kaplamık; iatill .etmek.
OYenee OYenınr Oveneen Teftit (nezaret) etmek.
OYeıwt OftlWt OY..t Altüst etmek veya olmat.
OYenlaoo& OYenlıoC Ovenlaol Hedefi apnak.

o.....-.
09enleep

()yllflıb
09enlepl
Onnprellll
Oveıtoolı
OYenlepl
o.eıapıem
OYen.llee
Fazla uyumak.
Kaplamak.
Yatalamat; yedpnek.
~ OYertbrew ~ Yıtmat, devirmek.
Overwn OY....W
........
Onıwıoqlııl [I[). Fazla çahpnat.
Partab

...
Pay

....
....
Putoolı

... ,....,
... ..
..... lstirak etmek; payı.tmat.
Ödemek.
Koymak.

..........
Qtılt Qıalt cıu nn Bıraltmalc, terk.etmet..

......
Qak

..... ......
..... .....
....
Relıalt
(ıff) Okumak.
Yeniden 11111 etmek.

......
..........
.......... .............
...... Yeniden d61tıııek•
Yeniden ltoym.ü •
Yannat, yırtmak.

.......
~

......
iade etmek, ödemek.
Tekrar diDnok.

.......
Tekrar anlatmat .

.... ..........
814(1'1 Rlıl (it] Kurtannat •

....... .............. ....


Binıııft (at v.s.'re>.
Çalmak (zil).

....
....... Yllbelıııet.

....._, ......
._. ...
..... un
R4*19
Yarmak •
ÇUrllmet .
Kopnat.

........... ...
Saft(K] Biçmek,tesmet(leltlle~

.......
!idi Söylelmt.

..
6örmet.
llellı

..... ......
... !IGallıt
l!lald
Araınat.
Satmak.
GöndenneL

....
IW Set Koymak •

...... ....
s.-cın Diltıııek •

.............
....... ....
lllıoalı: Sanmak; silkmek.

-
...... -calt, -cet..

..... Biçim (tekil) vennet.

....
SMl9
.... ...
...... Slı-.

-[it)
[K) SIMn(K]
Trq olmat.
Kırpmak; kırkmak•
Dötnmt.
Parlaınat•
akıtmak.

..... !llıod
lllıat .... Nallamak.
SilAb almlk.
( 455 ]

Presenı Tense Past Teme Pası Partklpl"e


(Geniş Zaman) (Geçmiş Zaman) ( •·miş• li ortaç)
8how Sbowed Sbowıı [K) Göstermek.
Sbred Sbred [K I Shred [K) Parçalamak.
Shrink Slınuıt Sbrunk, ııhnmk.e Çekmek.
Shrive Shrovo [Ki SlırtYen [K) Günah çıkarmısk.
Shul Sbnt Si.at Kapamak.
Sina 811111 Sans Şarkı söylemek.
Slnk Sak Sunlr, ...... Hatmak; batırmak.
8lt Sat Sal Oturmak.
Slay Slew Slaln katletmek, kesmek.
Slttp Slept Slept Uyumak.
Sllde Sllıl Stlcl, llldde• Kaymak.
Sllnc 81.uıa Slımtı Atmak, fırlalmalt.
SliDJı: Slmık Sluak Sıvışmak.
SUt SUt Sllt Yarmak, kesmek.
Smdl Sınelt[Kl Smelt [K) Koklamak; kokmak.
Smlte Smole, _ .. Smlttea, .... Vurınak.
Sow Sowe4 Sown [K) E.kmek (tohum).
Speak Spob Spobn Konuşmak.
Speed Spod [K) Spod [KJ Çabuk (hızJa) gitmek_
SpoD Spelt [it) Spelt [K] Hecelemek.
Spend Spent Speat Harcamak, •~etmek_
SplD 8pllt (K] SpUI [Kl Dökmek.
Spln Spaa Spua Elirmct.
Splt SpM Spat Tükilrmct.
Spllt SpHt Spnt Yırtmak, yarmak.
Spretıd Spretıd Sprad Yaymak; 11ermct.
Sprbıa Spraoıı Spnnıs Sıçramak.
Stımd Stood Stood Durmak; dayllllllak.
StaTe Stove [K) StOTe (K) Yarmak.
Steal Stole Siolen Çalmak, aşırmak.
'.'Jtkt Stack Stnck Yapışmak, saplamak.
Sttnı Stunıı: sıuna Böcek sokmak.
Sdnt Stant. ırtuDlı Stunk Fona kokmak.
Strew Sırewed Slrewn [K) Saçmak, yaymak.
Strlde Strode Strldden, drld Ytirümck (uzun adımla).
StrlU Strudı: Strudı, ~ Vurmak.
8trlns Slnnıg Strunı iple bağlam:ılc; gerıtıc)[.
Strfft SlrOTe Stmen Çalışmak, didinmek.
su- Strowed Strown Sermek.
S-1ııarn Sonburnt [K l Sunbumt [K) Yanmak (giine~ten).
Swear Swore Swoıın Yemin cımck; kilfrctnıek.
Sweat Sweat [K) Sweat [K] Terlemek.
hMp Swept Swept Süpürmek.
Swell SweDed Swollen [K) Si~ek: 5i5innck.
lhrlm Swam Swum Yilzmek.
s.... SW1llll SWllllS s.. ııanmalı:.
l 456 )
Preseat T -
(Geniı Zaman)
Past Teme
(Geçmiı Zaman)
...........
(o-mi~· li ortaç)
Tııb Tooll T- ~
Telldı Tlllllb& T-t ~&rcımek.
'
Tur Ten TOIJI Yıı:ımak.
Tel Tolııl .. ", 'İ'oW
' Söy~k; anlatmak.
Tblat
Tbrfq
.TboaPt
~e[KI
Th••
~[Ki
Dillll,ııınek.
Uüyüııııek; baprmak.
Tluow ~, "'•'
..n.ıow.• A~ fırlatmak.
11ıımt '.Jlmld. ' ~. lımet;, laplamak.

..... ....
T- TCJlt.UU TOlt(~J Sav»rmalı:, atmak.
Tread Troıl • 1 ~ Baunak; yllrilmek.
Uabead u~ ~ '/ Çözİneki ıevtemek.
UabW u~ ~ Çözm,ek.ııevıetmck.
Vııderbld ~ u~~- P~O.ınnak. .
Vııtlerpı ,. u..,.. u~ ~k (amcUyat).
Ullllentll. ~-nold '1~ Daha ucuz satmak.
u........ Uadentood ' \!.~ . . ~İılamak.
u......... ~ \' ı'1P*• °'1ııhw _etmek.
Uııderwrlte Ulldenrrolıl u....... Sigqrta ettirmek.
~· pi.ihiM: . ça~;n~ı.. ııöltmet.

. ...
Uado
u.... u,.c, . : '·y.ı,iıi'i' '. AıttiSt.' eı,nek.
·. .woıe.lıcı Ü)·ıliıdirmak; uyanmalı.
w•
Wım
WayllıJ'
.
w-.:cıc1

~..,....
w-. ......
w.ma· :lrf ~'iıiiıma1ı.
Yofua\ı kamet <PuaUdıı
·..
w..
Wan
w..
Weep
Wine ·
we.iıw
,Wept
w•
W~n·'·'

wefriı
we;c.
Giy~~.
Örmit; dokumak.
F.v~~~.
Ati amali.
.. ,

Wet Wet (KJ Wet'(Kl hlatıiiak. '


Whet
wm
Wla
......
Whet {Ki

w.
'Wlıd ~Ki
......
WÔıt
Bilcinok.
-ece~.
K.'\l.ilıınak.
WIDd W......r (Kl Wcıancl [JC) Kurmak; sarmak.
Wldlılnw Wltllıhw wuwn- Geri çekmek, çekilmek,
Wltlalıolııl Wlllllıeld Wfflllleld bptctmet, tutmak.
Wldntmd 'Wltlılluull WllWood Kal'$t 'koymak.
wa·
wm.
Wl'Ollllıt[K]
,..... [I[) .,..,...
Wll'Oallıt(IU Çalıpnak; ~alıştınnalı.
Bunnalı.
Wrlfe Wroee, wrlt Wıtiıfn, writ Y:ız.ınak.

N ot ı [K) ipretll fiDleria ·~· 1e1t1i de vanbr.

You might also like