Professional Documents
Culture Documents
I. CILT
IX. Uluslararası Türk Dili Kurultayı Bilge Tonyukuk
Anısına (Ankara: 26-30 Eylül 2021)
IX. Uluslararası Türk Dili Kurultayı Bilge Tonyukuk
Anısına Ankara: Türk Dil Kurumu, 2021
1034 s.:— (Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek
Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları; 1445/1)
Kaynakça bölüm sonlarındadır.
ISBN 978-975-17-5089-1 (1. cilt)
ISBN 978-975-17-5088-4 (Tk.)
1. Toplantılar, Türk Dili I. e.a
410
Türk Dil Kurumu Yayınları
I. CILT
Ankara, 2021
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu
Türk Dil Kurumu Yayınları: 1445
*
Metin Denetimi:
AYK Uzmanı Abdullah DURKUN - AYK Uzmanı Âdem TERZI -
AYK Uzmanı Betül EYÖVGE YILMAZ - AYK Uzmanı Beyza GÜLTEKIN -
AYK Uzmanı Burcu ŞEN - AYK Uzmanı Cemil EKER - AYK Uzmanı Dr. Reşide GÜRSES -
AYK Uzmanı Ekrem BEYAZ - AYK Uzmanı F. Belgin AKSU -
AYK Uzmanı Hatice MALKOÇ - AYK Uzmanı Hikmet ERDEM -
AYK Uzmanı Irem Işıl ALTUN - AYK Uzmanı Kadir UZUN -
AYK Uzmanı Mustafa TIZLAK - AYK Uzmanı Semih TOPSAKAL -
AYK Uzmanı Serdar KARACA - AYK Uzmanı Uğur MANTU -
AYK Uzmanı Yaşar YILMAZ
*
Kapak Tasarımı:
TDK - Dilek ŞERBETÇI
*
Sayfa Tasarımı:
TDK - Dilek ŞERBETÇI, TDK - Faik YANGIR, TDK - Mehmet GÜVEN
*
*
Birinci Baskı: Ankara, 2021 Aralık
ISBN: 978-975-17-5089-1 (1. cilt)
ISBN: 978-975-17-5088-4 (Tk.)
*
Dağıtım:
Türk Dil Kurumu
Atatürk Bulvarı No.: 217
06680 Kavaklıdere / ANKARA
Telefon: +90 (312) 457 52 00
Belgegeçer: +90 (312) 468 07 83
Genel ağ: http://tdk.gov.tr
*
©5846 sayılı Yasa’ya göre
eserin bütün yayın, çeviri ve alıntı hakları
Türk Dil Kurumuna aittir.
İçindekiler
Eski Türk Tengricilik Inancı ile Islam Dininin Arasındaki Bağlantılar ● 11
Bekjan ABDUALLİ
Hakan AKCA*
Özet
Bir kelimenin asıl anlamından az veya çok uzaklaşarak zamanla yeni
bir anlam kazanmasına anlam değişmesi denir. Anlam değişmeleri sebepsiz
olarak gerçekleşmez, her anlam değişmesinin mutlaka bir sebebi vardır. Dilin
nitelikleri, zaman, toplum hayatındaki sosyal ve kültürel değişmeler, yabancı
dillerin tesiri vb. anlam değişmelerinde önemli rol oynar. Anlam değişmeleri;
anlam daralması, anlam genişlemesi, anlam iyileşmesi, anlam kötüleşmesi
şeklinde gerçekleşebilir. Önceden iyi, güzel anlamları olan kelimelerin zamanla
kötü veya kötüye doğru giden anlamlar kazanmasına anlam kötüleşmesi denir.
Anlam değişmeleri genellikle uzun bir sürede, çoğu kez birkaç yüz yıl içinde
gerçekleşir. Ancak toplumlarda kısa bir dönemde meydana gelen gelişmeler
sebebiyle çok daha kısa sürede anlam değişmesi görülebilir. Bu çalışmanın
konusu, Türkiye Türkçesinde yakın zamanda anlam kötüleşmesine uğramış
olan “çakma” kelimesinin incelenmesidir. Bildirinin amacı ise “çakma”
kelimesindeki anlam kötüleşmesi sürecini incelemek, kelimedeki anlam
değişmesinin sebebini ortaya koymaktır. Türkçe sözlüklerde 2010’lu yıllara
kadar “çakmak işi, vurulup çakılarak yapılarak çakılmış kuyumcu işi, bu işte
kullanılan kuyumcu kalıbı” gibi anlamları bulunan “çakma” kelimesi son
yıllarda “sahte, taklit” gibi kötü bir anlam kazanmıştır. Kelimedeki anlam
kötüleşmesi önce argoda gerçekleşmiş ve halk dilinde hızla yaygınlaşmıştır.
Yaygın kullanım sebebiyle “çakma” kelimesinin “taklit olan, sahte” anlamı
Türkçe Sözlük’ün (TDK) 2011 yılı baskısına girmiştir. Çalışmada ilk önce
anlam değişmeleri üzerinde durulacak, daha sonra “çakma” kelimesindeki
anlam değişmesi süreci, tarihî ve çağdaş sözlükler yardımıyla ortaya konacaktır.
Bu çalışmada eş zamanlı ve art zamanlı dil bilgisi yöntemleri kullanılacaktır.
*
Doç. Dr., Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı
Bölümü Yeni Türk Dili Ana Bilim Dalı öğretim üyesi, hakan.akca@hbv.edu.tr
110 Türkiye Türkçesinde Bir Anlam Kötüleşmesi Örneği: Çakma
1. GİRİŞ
Anlam değişmeleri, dil bilimi çalışmalarında en çok ilgi duyulan
konulardan biridir. Canlı bir varlık olan dil, sürekli bir değişim ve gelişim
içerisindedir. Dildeki değişmeler ses bilgisinde, şekil bilgisinde, söz varlığında
ve anlam bilgisinde görülebilir. Örneğin Tarihî Türk Lehçeleri ile bugünkü
Türkiye Türkçesi karşılaştırıldığında ses bilgisindeki değişmeler tarihî ses
değişmeleri veya ses düşmeleri şeklinde görülür: Eski Türkçe (ET) bar- >
Türkiye Türkçesi (TT) var-, ET kör- > TT gör-, ET tirig > TT diri vb. Şekil
bilgisindeki değişmeler, bir ekin artık kullanılmaması veya ses bakımından
değişmesi şeklinde gerçekleşebilir: ET közel turur >> TT güzeldir, Eski Anadolu
Türkçesi (EAT) gide yorur >> TT gidiyor vb. Söz varlığındaki değişmeler,
daha çok Tarihî Türk Lehçeleri’ndeki pek çok kelimenin unutulması ve artık
kullanılmaması şeklinde ortaya çıkar. Örneğin Eski Türkçede kullanılan
eçü “ağabey”, apa “ata, amca”, yış “orman”, süle- “asker sevk etmek”, yaġı
“düşman” vb. kelimeler bugünkü Türkiye Türkçesinde yoktur (Geniş bilgi
için bk. Eker, 2005: 159-161).
Dilde anlam bakımından da değişmeler gerçekleşebilir. Dilin kendi
özellikleri, tarih, toplumsal ve ruhsal etkenler, yabancı dillerin etkisi vb. anlam
değişmelerinde önemi rol oynar. Anlam değişmeleri1, genellikle şu başlıklar
altında incelenir: Anlam genişlemesi “bir sözcüğün ilk anlamından daha geniş
anlamlar kazanması” (örneğin, ET katun “kağanın karısı” > TT kadın “erişkin
dişi insan”), anlam daralması “bir sözcüğün eskiden karşıladıklarının bir
bölümünü karşılar duruma gelmesi” (örneğin, ET oġlan “erkek ve kız çocuk”
> TT oğlan “erkek çocuk”), anlam iyileşmesi “kötü anlamlı bir sözcüğün
zamanla daha olumlu bir anlam kazanması” (örneğin, ET yabız “kötü, fena”
> TT yavuz “yiğit, kahraman”), anlam kötüleşmesi “iyi, güzel anlamlı bir
kelimenin zamanla kötü veya olumsuz bir anlam kazanması” (örneğin, Far.
canavar “canlı, mahluk” > TT “yırtıcı, vahşi hayvan”), genelleşme “biz
sözcüğün veya özel adın genelleşerek bir tür adına dönüşmesi” (örneğin, ET
araba “at arabası” > TT araba “motorlu, motorsuz bütün tekerlekli araçlar”,
Diesel “Alman mühendis” > dizel “motorinle çalışan bütün araçlar”) ve başka
anlama geçiş “sözcüğün çok farklı bir anlamı karşılar duruma gelmesi”
(örneğin, ET teŋri “gök” > TT tanrı “Allah”, ET kiyik “yabani hayvan” > TT
geyik “geyik”).
1
Anlam değişmeleri hakkında geniş bilgi için bk. Aksan, 2000/III: 211-216, Aksan, 2009:
88-94, Vardar, 2002, Imer vd. 2011, Eker, 2005: 522-526, Kerimoğlu, 2017: 209-210,
Demirci, 2017: 228-231.
112 Türkiye Türkçesinde Bir Anlam Kötüleşmesi Örneği: Çakma
durumun adı” kenef (Ar.): sığınak, korunak > tuvalet, hela; dayı: annenin erkek
kardeşi > torpil yapan tanıdık; numara: sayı, sıra > kötü plan, kötü metot,
kıraathane: okuma evi > okey, tavla, kâğıt oynama salonu. (Demirci, 2017:
229-230), “Sözcüğün insanlarca daha olumsuz bulunan bir kavramı karşılar
duruma gelmesi” Örneğin, sürtük “sürtülmüş, aşınmış” > “evinde oturmayan,
çok gezen kadın” (Kerimoğlu, 2017: 210), “Sözcüğün eskiye göre daha kötü
bir anlamı yansıtır duruma gelmesi” (Imer, Kocaman ve Özsoy, 2011: 28),
“Bir sözcüğün başlangıcındaki anlamına göre daha olumsuz, kötü bir anlam
kazanması” Örneğin, Osmanlıcada efendi “eğitimli kişilere verilen bir unvan”
> TT “eğitim, kültür düzeyi vb. noktalardan düşük kimselere seslenme sözü”,
kaltak “ata vurulan bir çeşit eyer > “iffetsiz kadın” (Eker, 2005: 525).
Anlam değişmeleri genellikle uzun bir sürede, genellikle birkaç yüzyıl
içinde gerçekleşir ancak bir toplumda kısa bir dönemde hızlı gelişmeler
olmuşsa bu anlam olayları da kısa bir süre içinde, bazen on on beş yılda
gerçekleşebilir (Aksan, 2000/III: 217). Örneğin Eski Türkçede sakınmak
fiili, “düşünmek, üzerinde durmak, planlamak” anlamlarında kullanılırken
Türkiye Türkçesinde sakınmak “sakınmak, bir şeyi yapmaktan uzak durmak”
anlamındadır. Cumhuriyet’e kadar hatta Cumhuriyet’in ilk yıllarında efendi
kelimesi “saygın insan, yönetici” anlamlarındayken bugünkü Türkiye
Türkçesinde “kapıcılık, odacılık, temizlikçilik yapan kişiler için hitap sözü”
anlamında kullanılmaya başlamıştır. “Sakınmak” fiilindeki anlam değişmesi
uzun bir süreçte, efendi kelimesindeki anlam değişmesi ise daha kısa bir
sürede gerçekleşmiştir.
1.2.3. Anlam Değişmesinin Sebepleri
Aksan; anlam değişmesinin bir bölümünün ruhsal, toplumsal nedenlerle
ve dilin niteliklerinden kaynaklanan etkenlerle gerçekleştiğini, bu değişmelerin
birçoğunda aktarmalarının, güzel adlandırma ve terbiyeliliğin, toplumun
dünya görüşündeki değişikliklerin etkileri olduğunu söyler (2000/III: 216-
217).
Vardar anlam değişimlerinin genellikle tarihsel, dil bilimsel, toplum
bilimsel, ruh bilimsel nedenlerle ortaya çıktığını; bilimlerde, kurumlarda,
törelerde görülen değişimlerin nesneleri değiştirerek dil dizgesini dolaylı
olarak etkilediğini (tarihsel nedenler); seslere, biçimlere, söz dizimine
ilişkin nedenlerin bulaşmaya, köken yakıştırma ya da yerlileştirmeye, eş adlı
çatışmasına yol açtığını (dil bilimsel nedenler), sözcüğün dar bir toplumsal
kesimden geniş bir kesime aktarılmasıyla anlamca genişlemesi ya da bunun
tersine bir süreç sonunda anlamca daralmasının içerik alanını etkilediğini
Hakan AKCA 115
daha erken dönemde “sahte, taklit” anlamı kazanırdı ve bu anlam 2000 yılı
öncesindeki Türkçe ve argo sözlüklerde görülürdü. Oysa kelimenin “sahte,
taklit” anlamı, 2010 yılından sonra basılan sözlüklerde görülmeye başlanmıştır.
Üstelik altın, gümüş gibi değerli madenlerde çakma işi bir emek ürünüdür ve
bu madenlerin değerini artırır. Değerli madenlerde çakma işi emek ve sabır
istediği için kelime, sahte altın üretimi sebebiyle yaygınlaşmış olamaz.
Biz, kelimedeki anlam kötüleşmesiyle ilgili olarak Ekşi Sözlük yazarları
tarafından 2012 ve 2017, Uludağ Sözlük yazarları tarafından 2016 yılında
yazılan görüşlerin isabetli olduğunu düşünüyoruz. Bizce de çakma kelimesinin
“sahte, taklit” anlamı, 1980’li yıllarda otomobillerin debriyaj ve fren
balatalarının tamirhanelerde çakılarak tamir edilmesi ve bunlara çakma balata
3
denmesi sebebiyle otomobil sanayii dilinde ortaya çıkmış ve yaygınlaşmıştır.
Bu anlam değişmesinde sosyo-ekonomik durumun etkili olduğu
anlaşılmaktadır. Nitekim Türkiye’de otomobil kullanımının 1970’li yıllarda
artmaya başlamasıyla otomobillerde yedek parça ihtiyacı doğmuştur. O yıllarda
araçların yedek parçalarının üretimi Türkiye’de yaygınlaşmamıştı ve orijinal
yedek parçaların maliyeti çok yüksekti. Bu sebeple otomobil tamircileri yedek
parçada maliyeti düşürmek için bazı çözümler üretiyorlardı. Bunlardan biri
de araçların debriyaj veya fren mekanizmasına balatanın çakılmasıydı. Bu
şekilde yapılan balatalara çakma balata deniyordu. Ancak o dönemde çakma
balata tamlamasındaki çakma kelimesi, doğrudan “sahte, taklit” anlamını
değil, “çakılmış, çakmak suretiyle elde edilmiş” anlamını taşıyordu ve aynı
zamanda çakılarak elde edilen bu ürün aslında orijinal değildi, yani taklitti. Işte
bu durum, kelimede anlam değişmesine yol açmış, sanayi dilinde ve argoda
orijinal olmayan, taklit olan bütün ürünler için “çakma” kelimesi kullanılmaya
başlamıştır. Örneğin çakma gözlük, çakma öğrenci, çakma eşofman takımı,
çakma Adidas vb.
Bir kelimedeki anlam değişmesinin sözlüklere yansıması için belli
şartların oluşması gerekir. Bunlardan en önemlisi, kullanım sıklığı ve
yaygınlaşmadır. Nitekim çakma kelimesindeki anlam kötüleşmesi, 2000’li
yıllarda yaygınlaşmaya başlamış, kelimenin “sahte, taklit” anlamları Türkçe
ve argo sözlüklere 2010 yılından sonra yansımıştır.
1970’li ve 1980’li yıllarda otomobil yedek parçası olan çakma balatalar
gerçekten çakılarak elde edilmiş, bu ürünler aynı zamanda taklit, bir bakıma
3
Çakılarak tamir edilen balatalara çakma balata dendiğini 1993 yılında Ankara’da aracımızı
bakıma götürdüğümüzde duyduk. Otomobil tamircisi, değişmesi gereken debriyaj balatası
yerine çakma balata veya orijinal balata takabileceğini söylemiş; çakma balatanın ne
olduğunu sorduğumuzda balatayı kendi dükkanlarında çakarak tamir ettiklerini, çakma
balatanın orijinalinden çok farkı olmadığını ifade etmiştir.
Hakan AKCA 123
sahte olduğu için çakma balata tamlamasındaki dolaylı olan “orijinal olmayan,
taklit” anlamı taklit edilen bütün ürünler için kullanılıp yaygınlaşmış ve yaygın
kullanım sebebiyle yeni anlam 2010 yılından sonra sözlüklere yansımıştır.
Nitekim Evirgen’in (2020: 518), 2010 ve 2020 yılları arasında yayımlanan
gazetelerin haber metinleri ve köşe yazılarında çakma kelimesinin “aslına
benzetilerek yapılan” ürünlerle ilgili kullanımlarının yanında sözde gibi
“gerçekte öyle olmayıp öyle geçinen veya bilinen” anlamıyla da sıklıkla
kullanıldığını tespit etmesi bizim görüşümüzü desteklemektedir. Çünkü
çakılarak tamir edilen çakma balatalar aynı zamanda aslına benzetilerek
üretilmiştir.
SONUÇ
Bir kelimenin gösterdiği anlamından az veya çok uzaklaşarak yeni bir
anlam kazanmasına anlam değişmesi; iyi anlamlı bir kelimenin zamanla kötü
veya kötüye doğru giden bir anlam kazanmasına anlam kötüleşmesi denir.
Anlam değişmeleri sebepsiz yere gerçekleşmez, her anlam değişmesinin
mutlaka dilsel, tarihî, sosyal, ruh bilimsel vb. sebepleri vardır.
Bu bildiride “çakmak işi, vurulup çakılarak yapılarak çakılmış kuyumcu
işi, bu işte kullanılan kuyumcu kalıbı” gibi olumlu anlamları bulunan ve son
yıllarda anlam kötüleşmesine uğrayarak “sahte, taklit, uydurma” anlamları
kazanan çakma kelimesindeki anlam değişmesinin sebebi ortaya konulmaya
çalışılmıştır.
Bizce kelimenin argoda “sahte, taklit” anlamı kazanması ve bu
anlamın yaygınlaşması otomobil sanayii dilinde sosyo-ekonomik sebeplerle
gerçekleşmiştir. Görüşümüzü destekleyen deliller şunlardır:
1. Türkiye’de 1980’li yıllarda otomobil yedek parça ihtiyacı artmıştır ancak
o dönemde otomobil yedek parçalarının üretimi Türkiye’de yaygınlaşmadığı
için orijinal yedek parçaların maliyeti çok yüksektir. Bu sebeple yüksek
maliyetli olan debriyaj ve fren balataları, otomobil tamircileri tarafından
genellikle çakılarak tamir edilmiş ve bunlara çakma balata denmiştir.
2. Çakma fren veya debriyaj balataları sahte değildir, gerçekten de
çakılarak elde edildikleri için bunlara çakma balata denmiştir ancak çakılarak
elde edilen çakma balataların aynı zamanda orijinal ürünün taklidi, bir bakıma
sahtesi olması sebebiyle bu anlam orijinal olmayan, taklit olan bütün ürünlere
sirayet etmiştir. Kelimedeki anlam kötüleşmesinin argoda yaygınlaşması da
bu anlamın sanayi dilinde ortaya çıktığını göstermektedir.
3. Çakma balatanın ortaya çıkışı (1970’li, 1980’li yıllar), kelimedeki
“sahte, taklit” anlamlarının yaygınlaşması (1990 ve 2000’li yıllar) ve yeni
124 Türkiye Türkçesinde Bir Anlam Kötüleşmesi Örneği: Çakma