You are on page 1of 9

CÖNK İMLÂSI

Cönk Ortography

Prof. Dr. İ. Hakkı AKSOYAK*

ÖZ
Bu makalenin amacı, halk edebiyatı ve halk biliminin vazgeçilmez kaynakları arasında yer alan
cönklerin, standart yazıldığı varsayılan klasik metinler karşısındaki imlâ kullanımını belirlemek ve
değerlendirmektir. Standart bir imlâ ile kaleme alınan eserler, imlâ bakımından daha az hatalı ör-
nekler barındırırlar. Söz konusu metinler ile karşılaştırıldığında, cönklerde daha fazla imlâ yanlışı
bulunma olasılığı yüksektir. Bununla birlikte, cönkleri karalama defterleri gibi görmek de bu metin-
ler için oldukça ağır bir hükümdür. Cönklerin tamamının yazım yanlışları ile dolu olduğunu söyle-
mek de mümkün değildir. Bir kere imlâ yanlışı oranı cönkten cönke değişiklik gösterir. Kimi cönkler,
standart yazım bakımından mecmualardan farksızdır. Hatta kimi cönklerin müzeye konulacak kadar
güzel ve doğru yazı ile kaleme alındığı da görülmektedir. Aslında cönkleri okumak mecmualara göre
daha kolaydır. Buna mukabil cönklerin okunmasındaki güçlükler, standart imladaki farklılıklardan
kaynaklanmaktadır. Eski yazılı metinlerde müstensihin aldığı eğitimin, özellikle yazı eğitiminin, met-
nin imlâsına yansıyacağı muhakkaktır. Bu standart yanlışların tespiti, o metni okumada kolaylık da
sağlayacaktır.
Anahtar Sözcükler
Cönk, Mecmua, Osmanlı Standart İmlâsı, Halk Edebiyatı.
ABSTRACT
This article aims to determine and assess the usage of spelling in cönks, which are indespensable
sources for folk literature and folklore, with regard to classical texts, that are thought to be written
in standard ortography. The literary works in standard ortographies have less mistakes in spelling. It
is a fact that the probability for a cönk to have more spellling mistakes is higher than a classical text.
Nonetheless it is also a mistake to consider cönks as some kind of drafts. It is impossible to claim that
all cönks are full of spelling mistakes.  The percentage of mistakes from a cönk to another changes
considerably. Some cönks aren’t so different from mecmuas in regard to standard spelling. Moreover
some cönks were written so beautifully and correctly that they are kept in museums. In fact it is easier
to read a cönk than reading a mecmua. The difficulties about reading a cönk originates from the diffe-
rences in the standard ortography as well. It is certain that the education that a scribe had on spelling
reflects on the spelling of the text. The determination of the standard mistakes will be useful at reading
that text.
Key Words
Cönk, Mecmua, Ottoman Standard Ortography, Folk Literature.

* Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Ankara/Türkiye,


aksoyak@gazi.edu.tr

http://www.millifolklor.com 5
Millî Folklor, 2016, Yıl 28, Sayı 111

Eger âdet eger kânûn-ı ezelî işaretlerinden biridir (İpekten vd.


Öperler kokarlar her bir güzeli yayınlanmamış çalışma). Orhan Şaik
Bunı yazan yazmış levh-i ezelden Gökyay’a göre “Dil ve Tarih-Coğrafya
Şeftâli almak zekât imiş güzelden Fakültesi Kitaplığı’nda bulunan ve
Her kim okur ise bu cönkten tarih itibariyle bilinenlerin en eski-
Şeftâl versin o kırmızı dudaktan si olan cönk nüshasının, XV. yüzyıla
Eger şeftâl vermezse yanaktan ait olduğu tahmin edilmektedir. Sayı
Okuduğu harâm olsun bu cönkten bakımından en fazla cöngün XVIII.
(06 Mil Yz. Cönk 27, 2) yüzyılın son yarısından XIX. yüzyı-
lın sonlarına kadar olan döneme ait
Bu makalenin amacı, halk ede- bulunduğu sanılmaktadır (Gökyay,
biyatı ve halk biliminin vazgeçilmez 1995: 73 )”. Gelibolulu Mustafa Âlî,
kaynakları arasında yer alan cönk- 1582’de kaleme aldığı CamiülBuhur
lerin, standart yazıldığı varsayılan adlı mesnevisinde cönklerden birinin
klasik metinler karşısındaki imlâ Mir Ali hattı ile yazıldığı belirtiliyor.
kullanımını belirlemek ve değerlen- Mir Ali Herevî (ö.1544), XV. yüzyılın
dirmektir. Böylece verilerden oluşan sonlarında Herat’ta Timurî hükümda-
“cönk imlâsı”nın yardımıyla bu biçim- rı Sultan Hüseyin Baykara’nın hima-
de kaleme alınan metinlerin okunma- yesinde ünlenmiş nestalik yazının en
sında kolaylık sağlanabileceği umul- ünlü üstadıdır. Mir Ali Herevî’nin hat-
maktadır. ları, XVI. yüzyılda yüksek ücretlerle
Osmanlı Türkçesi’nde “standart alıcı bulduğuna göre 1582’de cönklerin
imlâ” nedir sorusuna kısaca yanıt de özel hattatlar tarafından kaleme
vermek gerekir. “Standart imlâ”, Os- alınmasından muteber eserler olduğu
manlı Türkçesi’ndeki Arapça, Türkçe anlaşılıyor (Bağcı, 2013: 37). Hüseyin
ve Farsça kelime ve eklerin yüzyıllar Baykara’nın meclislerinde muteber
boyunca aynı tutarlılıkta yazılmasıdır. cönklerin bulunduğu da şu dizelere
Cönkler için söylenen pek çok yazım yansıyor:
yanlışlarını barındırdığı düşüncesi Cönk-i eş‘âr Mîr ‘Alî hattı
de standart imlâ ile ölçülmesinden, Andan ol serverün celî hattı (Ars-
bazen de okunamamasından kaynak- lan, 1999: 133)
lanan bir yargıdır. Cönk imlâsını da Niçe tuhfeler getürdi nazar-ı şeh-i
kısmen ilgilendiren cönk tarihine kı- cihâna
saca bir göz atalım. İlk cöngün ne za- Niçe cönkler mülevven nice cild-i
man kaleme alındığı konusunda kesin bî-bahâne (Arslan, 1999: 157).
bir bilgi yoktur. Anadolu sahasında İlk surname olan Ferahî
şairler tezkiresi yazma geleneği, Sehî Surnamesi’nde, yazılışı 1582’den önce,
Bey’in 945/1538 yılında Edirne’de ta- (Özdemir, 2016: 15) kitap cildi usta-
mamladığı  Tezkire-i Sehî  olarak da ları kâğıttan bir köşk yaparak içine
bilinen  Heşt Behişt  ile başlar. Heşt “garrâ=parlak” cönkler yerleştiriyor-
Behişt’te cönk kelimesinin geçmeme- lar. Aynı eserde yine medrese mezunu
si Sehî veya döneminde bu tip eser- genç öğrenciler, geçit töreninde elle-
lerin en azından yaygın olmadığının rinde cönklerle geçmektedir. Bu eser-

6 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2016, Yıl 28, Sayı 111

den cönklerin geçit töreninde teşhir hibinin zevkiyle doğrudan alakalıdır.


malzemesi olarak kullanıldığı anlaşı- Bu zevkin de aslında bir plana bağlı
lıyor. olduğu varsayılabilir. Buna bağlı ola-
Cönk ve mecmua ayrımı da imlâ rak da ilahîleri, naatları veya dağınık
açısısndan önemli bir husustur. Cönk da olsa belli bir şairin şiirlerini topla-
ve mecmuayı ayırmak için çeşitli öl- ma çabası cöngü hazırlayanın önceden
çütler konmuşsa da en barizi yatay tasarladığı bir plandır.
açılan yazma eserlere mecmua; dikine Mecmualarda müstensihin adı
açılanlara da cönk denmesidir. Prof. çoğu zaman belirlenebilirken, cönkle-
Dr. Şükrü Elçin, cönk ve mecmuala- rin yazarları ve yazıldıkları tarihler
rı hitap ettikleri çevrelere göre şöyle çoğu zaman bilinmemektedir (Elçin,
ayırıyor: Cönkler, halk; mecmualar, 2001: 5). Aslında cönklerin de müsten-
klasik kültürümüzün mahsulleridir. sihlerinin belli olmasının önündeki en
Cönklerde saz ve tekke şiirimizle folk- önemli engel, baş ve son sayfalarının
lorumuzu; mecmualarda ise Arap-Fars yıpranmasından veya kaybolmasın-
dil ve edebiyatlarının tesirinde medre- dan kaynaklanmaktadır.
se – mektep mensuplarının manzum – Cönkler klasik metinlere göre
mensur; edebî, dinî, tarihi, tasavvufî malzeme açısından çok fazla zengindir.
… eserlerinden yapılmış seçmeleri bu- Bu eserlerde akıl ve hayal sınırlarını
luyoruz (Elçin, 2001: 5). dahi zorlayacak her tür malzeme bul-
Mecmua ve cönk arasındaki ay- mak mümkündür. Cönkler, içlerinden
rıma içerik açısından da bakılabilir. birçok malzeme barındırdıklarından
Cönkler, içindeki malzemeye göre mecmualara göre içerik bakımından
divan edebiyatı ağırlıklı cönkler ola- daha zengin oldukları söylenebilir.
rak da tanımlanabilir. Aynı biçimde Hatta bazı nazım türlerinin sadece
mecmualar da cönk ağırlıklı olarak cönklerde bulunduğu söyleyenebilir.
nitelenebilir. Örnek olarak Mezakî Örnek olarak, “destan” başlığı taşıyan
Divanı’nın bir nüshası cönkte kayıtlı- manzumeler sadece cönklerde bulu-
dır (06 Mil Yz. Cönk 18). Eser, cönke nur. İstisna olmak üzere 06 Mil Yz.
yazılmakla birlikte tamamen divan A 1583’te kayıtlı Mecmua-i Eşar ise
edebiyatı ürünüdür. tamamen destanlardan oluşmakta-
Prof. Dr. Elçin aynı makalesin- dır. Buna karşılık mecmualarda yer
de, cönklerin herhangi bir düzen içer- alması beklenen münşeat parçaları da
mediğini de ileri sürmektedir (Elçin, cönklerde yer alabilir. Bir ayırıcı özel-
2001: 5). Aslında eski yazıyla yazılan lik de cönk tipli mecmualarda özellikle
eserlerin hemen hepsinde bir planı cönklerin sonunda bulunan münşeat-
olabileceğini kabul etmek gerekir. lar, yani mektup örnekleridir (06 Mil.
Cönklerde baştan sona bir plan dahi- Yz. Cönk 53, 06 Mil. Yz. Cönk 86).
linde yazılması, gerek kopukluklardan Cönkler, tarihin bilinmeyen yönleri-
gerekse ciltlenmeden mümkün olma- ne de ışık tutabilir (Cunbur vd., 2002:
yabilir. Yine de cönklerde belli başlı Sunuş). Destanların yanı sıra hutbe-
konulardaki eserler bir araya getiril- ler, mevizeler, dualar, ilaç terkipleri,
miştir. Bu durum da aslında cönk sa- yemek tarifleri, vergi hesapları, do-

http://www.millifolklor.com 7
Millî Folklor, 2016, Yıl 28, Sayı 111

ğum ve ölüm tarihleri, ay tutulma- geçirmiş olabilirler. Zaten matbaanın


sı, büyük yangınlar ve sel felaketleri da devreye girmesiyle özellikle dini
cönklerde daha çok işlenen konular- eserler, kolay okunması amacıyla ha-
dır. Cönklerde Hz. Ali etrafında pek rekeli olarak basıldı. Dolayısıyla XVII.
çok manzumeye yer verilir. Esed ile ve XVIII. yüzyıla ait cönklerin hareke
Şah-ı Merdân Cengi (06 Mil. Yz. Cönk ile yazılması da cönk yazarının eser-
221, 39), Mersiye-i Şah-ı Şehîd (06 Mil. lerini hareke ile vermesi sonucunu
Yz. Cönk 224, 168), Mersiye-i İmam-ı doğurdu. Baştan sona kadar hareke-
Hüseyn (06 Mil. Yz. Cönk, 225, 50) ve li cönkler de bulunmaktadır (06 Mil.
Kabristan-ı On İki İmam (06 Mil. Yz. Yz. Cönk 21). Özellikle hutbelerin de
Cönk, 271, 48) örneklerden birkaçıdır. harekeleri ile yazıldığı görülmektedir
Mecmua-cönk ayrımını gösteren (06 Mil. Yz. Cönk 6, 14). Bektaşiliğe
önemli özelliklerden biri de hareke- ait erkân ve duaları içeren (06 Mil Yz.
dir. Klasik metinlerde hareke, daha Cönk 30) da harekelidir. Bu durumda
çok XIV-XV. yüzyıllarda geçerliydi. olan birinden harf birleştirmelerinde
Bundan sonraki yüzyıllarda okur-ya- çok az yanlış bulunmaktadır. Hareke-
zar sayısının artması ile harekeye de ler, cönklere yazılan metinlerin yanlış
ihtiyaç kalmadı. Ancak cönklerde du- okunmasının da önüne geçmek gibi bir
rum farklıdır. Eldeki cönklerin çoğu işlev taşımaktadır.
XVIII-XIX. yüzyılda yazıldığına göre Mecmua-cönk ayrımını gösteren
bu eserlerde, klasik metinlere paralel bir başka özellik de mecmualarda
olarak, daha çok harekesiz yazılma- Arapça ve Farsça şiirler yer alırken,
sı beklenirdi. Ankara Milli Kütüp- cönklerde bu dillerden çok az örnek
hane’deki cönklerin bazen tamamı, yer alır. İstisnai bir örnek olarak
bazen de bazı kısımları harekelidir. İran taliki hatla yazılan cönk tama-
Bazen birkaç sayfa harekelendikten men Fars şairlerinin şiir örneklerin-
sonra öbür sayfalarda herhangi bir den oluşmuştur (06 Mil. Yz. Cönk,
işaret bulunmamaktadır. Hareke açı- 128). Klasik edebiyatta kullanılan
sından mecmualarla cönkler karşılaş- Arapça ve Farsça kelime sayısı 1500-
tırılırsa, cönklerin mecmualara göre 2000 civarındadır (Aksoyak 2016:
harekeli örnekleri daha çok barındır- Önsöz). Halk edebiyatı metinlerinde
dığı söylenebilir. Cönklerin yazımı bu sayı daha azdır. Bununla birlik-
ve harekelemesi de cöngü yazan kişi te klasik metinlerde kulanım sıklığı
ile ilgilidir. Öncelikle cöngü yazan en daha fazladır. Halk edebiyatı metin-
azından Arap harflerini bilen, orta- lerinde Arapça ve Farsça kelimelerin
lama edebî zevke sahip biridir. Baş- kullanımı daha azdır. Buna karşılık
langıçta bu kişilerin Arap alfabesini hem Arapça hem de Türkçe kelime-
Kuran-ı Kerim’den öğrenmiş olmaları lerin çeşitliliği yaygındır. Aşağıda
muhtemeldir. Ayrıca Kuran-ı Kerim’in örnek olarak aldığımız İlahi-i Koyun
yanı sıra Mevlid, Muhammediye ve adlı özgün manzume baştan sona
Battal Gazi gibi eserleri de gözden hareke ve sade bir dil yazılmıştır.

8 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2016, Yıl 28, Sayı 111

ciltlenme esnasında birbirine karışmış


da olabilir.
İncelemeye tabi tutacağımız An-
kara Milli Kütüphane’de bulunan 300
cönkten, divan edebiyatı ağırlıklı olan
cönklerin farklı imlâ açısından değer-
lendirilmesinin faydası yoktur. Cönk
ve mecmuayı muhtevaya göre ayır-
mak, cönk imlâsı üzerine çalışmada
hangi cönklerin alınıp alınmayacağını
da belirlemektedir. Adı cönk olup da
klasik edebiyat malzemesi barındıran-
lar da aynı şekildedir. Ankara Milli
Kütüphane’deki bir cöngün ilk sayfa-
sında klasik edebiyatta çok kullanılan
bir ibarenin üzerine cönk imlâsı ve
halk ağzı söyleyişi ile eklemeler yapı-
(05 Mil. Yz. Cönk 13, 9). larak kaydedilmiştir. XIV. yüzyıl şairi
İlahi-i Koyun Hafız-ı Şirazî’nin
Gel koyun gel koyun başına püs- “Elâ yâ eyyühe’s-sâkî edir ke’sen
kül dakayım ve nâvilhâ”
Kapanalu taşlara tuzlar dökeyim Ki ışk âsân nemûd evvel velî üftâd
müşkilhâ (Ey sâkî! Kadehi dolaştır ve
Kuzıgın yerine kuzı bakayım bana sun. Çünki aşk başlangıçta çok
Gel koyun meleme vaz gel kuzın- kolay göründü; ancak içine girince ne
dan zorluklar ortaya çıktı.)
beytinden Elâ yâ eyyühe’s-sâkî
Aglayup sızlama vaz gel yüzinden kısmı alınarak şaka yollu bir manzu-
Seni gören çoban böyle gütmesin me oluşturulmuştur. Bu iktibasın yer
aldığı gazeller divanlarda gazellerin
Cönklerde yazıldığı yüzyıllara başına konurdu. Cöngü hazırlayan da
da uygun olarak Avrupai kâğıtlar bu uygulamanın farkında olarak man-
kullanılır. Hatta harita metot defte- zumeyi en başa yerleştirmiştir.
rine mürekkeple yazılmış cönklere Elâ yâ eyyühe’z-zerdî
bile rastlanmaktadır. Bu cönklerin Pilav şifâ imiş derdi
kâğıtlarının yıpranmaya uygun oldu-
ğunu da söyleyebiliriz. Cönklerin ge- Eli ki kendüni yerdi
rek kâğıtlarının zayıflığından, gerekse Ha kaşukla ha kaşukla
kolay tahrip olmasından kenarlarında (Pilav kelimesi pelev biçiminde
hemen hemen hiç yazı bulunmaz. Bu yazılmış. Eli ki kendüni, ibaresinden
da mecmualarla cönkler arasındaki anlam çıkmıyor. Eline girdügi olabi-
farklardan en bariz olanlarıdır. Çok lir.).
olmasa da cönklerde sayfalar yeniden

http://www.millifolklor.com 9
Millî Folklor, 2016, Yıl 28, Sayı 111

Elâ yâ eyyühe’s-sohta verilebilir. Yanakta ben hayal edilerek


Elini koynuna sok da benli dahi düşünülebilir. Ancak şapır-
Bir yüsek yere çık da dat fiiline uygun olarak ballı şeklinde
Ha kehlelen ha kehlelen yiyecek ismi olması uygundur. Şapır-
(Medrese talebesi anlamında, dat, ses taklidi bir kelimedir. Standart
Sûhte /Sohta, te ile değil tı ile yazıl- Osmanlı Türkçesi imlâsında ses takli-
mıştır. Bu durumda kelimeyi sohta di kelimelerde bütün ünlülerin yazıl-
olarak okumak uygun olacaktır. Yü- ması beklenir. Cönteki örnekte ünlü-
sek, halk ağzında söylendiği gibi ya- ler kallanılmamıştır.)
zılmıştır. Klasik edebiyatta da görülen
ağız özelliklerine eldeki metinde de
rastlanmaktadır (Kutlar, 2005: 70-71).
Elâ yâ eyyühe’l-kızlar
Sizde vardır beyâz yüzler
Sizi hemân alırık bizler
Ha kucakla ha kucakla
(Sizde kelimesinde kalma duru-
mu ekindeki güzel he yazılmamıştır.
Arkasından gelene -dır bildirme ekin-
de ise ye harfi ile yazılmıştır. Beyâz,
kelimesinde dad yerine keskin ze ile-
dir. Alırık, halk ağzında söylendiği (06 Mil Yz. Cönk 27, 2),
gibi yazılmıştır). Cönklerdeki imlâ yanlışlarını tas-
Elâ yâ eyyühe’z-zerdli nif ettiğimizde birkaç başlık altında
Hastayı kaldurur şefteli toplandığı görülmektedir.
a-Harfi Fazla Yazma
Eline girerse yanagı belli *Elif harfinin fazladan yazılması:
Ha şapırdat ha şapırdat Eylemez: Bu örnekte -mez oluzsuzluk
Elâ yâ eyyühe’z-zerdli, dizesin- eki elifsiz yazılması gerekirken elifle
de, zerdli veya   zerdeli ? zerdali’nin yazılmış. 06 Mil. Yz. Cönk 8, 12a.
halk ağzındaki şekli yani, kafiyeye *Vav harfinin fazladan yazılması:
ve anlama daha uygundur. Kaldu- Gül, Farsça bir sözcük olup vavsız ya-
rur, fiilindeki geniş zaman eki ünlü zılması gerekir. Eldeki örnekte vav ile
ile yazılmıştır. Şefteli, halk ağzında yazıldığı görülüyor. (06 Mil. Yz. Cönk
Şeftali›nin muhaffefi olmalıdır. Şef- 36, 1). Vasıl: Bu kelime Arapça olup
te, şifte kelimesinden de getirilebilir. ikinci hecesindeki ünlü yazılmaz. Ör-
Şifteli, cilveli anlamına da gelirse de nekte son hecede ye harfi yazılmıştır
şeftali anlamına göre daha uzak düş- (06 Mil. Yz. Cönk 12, 1).
mektedir. Yanak kelimesi de nun ile *Ye harfinin fazladan yazılması:
yazılmıştır. Aynı dizedeki, belli, bura- Belim: bel kelimesi ilk hecesinde ye ile
da da “bal” kelimesini kafiyeye uydu- yazılması gerekir. Ancak ek olan ikin-
rup “belli” okutmuştur. Bu kelimeye, ci hecede ünlü olmaması gerekir. Bu
tevriyeli hem ballı hem de belli anlamı kurala rağmen ekte ye ünlüsü bulun-

10 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2016, Yıl 28, Sayı 111

maktadır. 06 Mil. Yz. Cönk 61, 1). İma- c-Harflerin Birbirinin Yerine
nım: Bu örnekte de son hecedeki ekte Kullanılması
ye harfi yazılmış (06 Mil. Yz. Cönk 12, *Ha /Hı/he’nin birbirinin yerine
2. yaprak.). kullanılması: Günümüzde kullanılan
*Ye tamlama ekininin ilk kelime- latin alfabesinde olduğu gibi Osmanlı
ye birleştirilmesi: Klasik metinlerde de alfabesinde de üç harf birbirinin yeri-
bulunabilen bu durum cönklerde sık ne kullanılabilir. Sabah, kelimesinde
sık görülmektedir. Bu imlâ özelliği ilk ha yerine hı kullanılmış (06 Mil. Yz.
dönem klasik edebiyat metinlerinde Cönk 3, 2).
de sık sık görülür. Aslında bu şekilde- *Kaf /Kef /gayın’ın birbirinin ye-
rine kullanılması: Kalın ka’nın yerine
ki bir imlâya, metni bir kişinin okuyup
gayın yazılabilir. Konca, kelimesinde
müstensihin duyduğunu kopya etme-
ilk ses, gayın yerine kaf ile yazılmıştır
sinin etkisiyle olduğunu tahmin ede-
(06 Mil. Yz. Cönk 121, 1). Neylemek,
biliriz. Zülfi dil-ârâ: Bu tamlamada
neylemak şeklinde kaf ile yazılmıştır
ilk heceye, olmaması gereken, ye ek-
(06 Mil Yz. Cönk 122, 1).
lenmiştir (06 Mil. Yz. Cönk 3, 2). Nûrı
*Nazal yerine nun kullanılması:
îmân, zülfi dil-ârâ tamlamasındaki Kuzumu yiyenler onup bitmesün, dize-
gibi ilk heceye, olmaması gereken, ye sine on- eylemi nun ile yazılmıştır (06
ilave eklenmiştir (06 Mil. Yz. Cönk 5, Mil. Yz. Cönk 9, 19).
1). Dergâhı Hakk’a, tamlamasında ilk *Te / tı’nın birbirinin yerine kul-
hecede yazılmaması gereken tamlama lanılması. Ot, kelimesi tı ile yazılmış
ye’si bulunmamaktadır (06 Mil. Yz. (06 Mil. Yz. Cönk 101, 1). Aşağıdaki iki
Cönk 202, 79). mısraın ilk kelimelerinde te yerine tı;
b-Harfi Eksik Yazma tı yerine te kullanılmıştır. Tutagum,
*Elif harfinin çıkarılması: Kimse- kelimesinde iç seste tı harfinin kul-
ye: İlk hecede olması gereken ye yazıl- lanılması yanlıştır. İkinci dizede, ta-
mamış (06 Mil. Yz. Cönk 63, 1). nıyamazım, ibaresinde kelimenin ilk
*Vav harfinin çıkarılması: Kul: harfi tı ile yazılması gerekirken kelime
İlk hecede yazılması gereken aradaki te ile yazılmıştır.
vav ihmal edilmiştir (06 Mil. Yz. Cönk
69,1).
*He harfinin çıkarılması: Kabede-
dir: Kabe sonda güzel he yazılmadığı
gibi -dir eki de ye harfi ile yazılmıştır
(06 Mil. Yz. Cönk 68, 1). (06 Mil. Yz. Cönk 21, 1)
*Ye harfinin çıkarılması: perişân, Tutagum kurudu benzim sarardı
kelimesinde i sesi yazılmamıştır. (06 Tanıyamazam oldum ol yahşı ya-
Mil. Yz. Cönk 144, 53). Mey içüp key- manı
fiyetin izhar itmek, cümlesinde içmek d-Heceleri Bölerek Yazma:
ve itmek kelimelerinde ye harfi kulla- Müselsel: müsel sel, biçiminde he-
nılmamıştır (06 Mil. Cönk 145, 64). celer ayrı yazılmıştır (06 Mil. Yz. Cönk
25). Dilber: dil ber, şeklinde imlaya

http://www.millifolklor.com 11
Millî Folklor, 2016, Yıl 28, Sayı 111

geçirilmiştir. (06 Yz.Cönk1, 37, 1). farklı yazı çeşidi ile yazılmaktadır.
Ayrıca dil kelimesi ye ile yazılmıştır. Klasik metinlerin yazıldığı mecmua-
Bülbül sözcüğü bül bül, imlasıyladır larda talik ve nesih yazı ağırlıklıdır.
(06 Mil. Yz. Cönk, 275, 103). Buna karşılık, cönklerde talik yazıdan
e-Kelimeleri Birleştirerek çok nesih ve özellikle rika yazı çeşidi-
Yazma: nin yoğun olarak kullanıldığı söylene-
Can vermege: Canvermege, şek- bilir. Rika yazısının da daha çok XIX.
linde birleştirilmiştir (06 Mil. Yz. yüzyılda kullanıldığı bilinmektedir.
Cönk 265, 1). Bu eserlerin yazımının Anadolu sa-
Cönk imlâsı ve bu imlânın daha hasında daha da yaygınlaştığı anlaşıl-
da belirginleştirilmesi uzun bir in- maktadır. Bunun yanı sıra cönklerin
celeme ve araştırma konusudur. Bir çoğunlukla rika yazı ile kaleme alın-
makale çerçevesinde 300 cönke hızlıca ması da okumayı kolaylaştıran bir hu-
göz attıktan sonra şu genel çıkarımlar- sustur. Dolayısıyla araştırmacılar ge-
da bulunabiliyoruz: nellikle aynı yazı tipi ile karşı karşıya
Standart bir imlâ ile kaleme alı- kalacaklardır.
nan eserler, imlâ bakımından daha az Yukarıda saydığımız üç maddede
hatalı örnekler barındırır. Söz konusu görüldüğü gibi cönkleri okumak mec-
metinler ile karşılaştırıldığında, cönk- mualara göre daha kolaydır. Buna
lerde daha fazla imlâ yanlışı bulunma mukabil cönklerin okunmasındaki
olasılığı yüksektir. Bununla birlikte, güçlükler, standart imladaki farklılık-
cönkleri karalama defterleri gibi gör- lardan kaynaklanmaktadır. İmlâ yan-
mek de bu metinler için oldukça ağır lışları ise belli başlı olarak a- harfi faz-
bir hükümdür. Cönklerin tamamının la yazma, b-harfi yazmama, c-harflerin
yazım yanlışları ile dolu olduğunu söy- birbirinin yerine kullanılması gibi
lemek de mümkün değildir. Bir kere gruplanabilmektedir. Aslında fazla
imlâ yanlışı oranı cönkten cönke deği- harfle yazma çabası metni okumayı
şiklik gösterir. Kimi cönkler, standart kolaylaştırırken, eksik veya yanlış ya-
yazım bakımından mecmualardan zımlar zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla
farksızdır. Hatta kimi cönklerin mü- bu eksikler göz önüne alınırsa, cönk-
zeye konulacak kadar güzel ve doğru lerin okuma zorluğu barındırdığı gibi
yazı ile kaleme alındığı da görülmek- bahaneler de ortadan kalkacaktır.
tedir. Eski yazılı metinlerde müstensi-
Cönklerin mecmualara nazaran hin aldığı eğitimin, özellikle yazı eği-
önemli özelliklerinden biri, daha çok timinin, metnin imlâsına yansıyacağı
harekeli metinler içermesidir. Zaman muhakkaktır. Bu standart yanlışların
zaman okuma yanlışlarına sebebiyet tespiti, o metni okumada kolaylık da
verseler de cönklerdeki harekeli me- sağlayacaktır.
tinlerin mecmuadakilere göre okun- Sonuç olarak şunu söyleyebili-
masının kolay olduğu düşünülebilir. riz, kimin kaleminden, hangi kitleyi
Mecmualar cönklere göre daha hedefleyerek yazılmış olursa olsun

12 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2016, Yıl 28, Sayı 111

bütün metinlerin amacı belli duygu ve Etnografya Araştırmaları, Anadolu Sanat


Yayınları, 1984, s. 107-173.
ve zevkleri paylaşmaktır. Cönkle- İpekten vd., Sehi, Heşt Behişt. yayınlanmamış
ri yazanlar da duygularını birtakım çalışma.
yanlışlarla da olsa ifade etmeye ça- Kutlar, Fatma Sabiha. “XVI. ve XIX. Yüzyılda
Yazılmış İki metnin İmlâsına ilişkin Kimi
lışmışlardır. Birtakım imlâ yanlışla- Tespitler”,   http://www.turkishstudies.net/
rı olsa da amaç duyguları iletmektir. Makaleler /1659088333_ 26 kutlar fatmasa-
Cönkleri, vermek istediği mesajları biha. pdf, Erişim Tarihi: 06.05.2016
Kutlar, Fatma Sabiha.  Klâsik Dönem Metinle-
anlamadan imlâlarından dolayı ilgi- rinde Değerli Taşlar ve  Risale-i Cevahirna-
sizliğe mahkûm etmek, bu metinlerin me. Öncü Kitap. Ankara 2005, s. 70-71.
Özdemir, Mehmet. Ferahi Surname Bir Özge
günümüze aktarılmasının önündeki
Âlem. Grafiker Yayınları. Ankara, 2016.
en önemli ön yargıdır. Cesaretli araş- Prochazka-Eisl, Gisela. Die Wiener Handschrift
tırmacı arkadaşların bu konuya eğil- des Sûrnâme-i Hümâyûn. Wien, 1992.
Ülkütaşır, M. Şakir. “Halk Edebiyatı Araştırma-
mesi ile kısa sürede pek çok cönk met- larında Cönklerin Yeri”, Türk Kültürü. 1967,
ninin günümüz Türkçesine aktarılıp 5(60): s. 905-907.
halk edebiyatı, özellikle de halk bilimi Yücel, Bilâl. “Garibname’nin İmlâsı Üzerine”,
Âşık Paşa ve Anadolu’da Türk Yazı Dilinin
açısından incelenebilmesi oldukça ge- Oluşumu Sempozyumu Bildiriler. 1-2 Kasım
reklidir. 2013, 469-480.

KAYNAKLAR
Aksoyak, İ. Hakkı. “Gelibolulu Mustafa Âlî’nin
“Dölek” Redifli Gazeli ve “Dölek” Kelimesi
Üzerine”, Milli Folklor. Ankara 2005, S. 65,
46-48.
Aksoyak, İ. Hakkı. Osmanlı Türkçesi Okuma Ki-
tabı. Ankara 2016, 11. Baskı.
Aksoyak, İ. Hakkı. “Hafız Divanı’ndaki İlk Bey-
tin Osmanlı Edebiyatına Etkisi”, Söylenme-
miş Sözler. Ankara 2016, 11-15.
Arslan, Mehmet. Türk Edebiyatı’nda Sûrnâmeler.
Âlî, Câmiü’l-Buhûr Der-Mecâlis-i Sûr. Anka-
ra 1999.
Bağcı, Serpil. “Kitap Sanatları ve Mustafa Âlî”,
Gelibolulu Mustafa Âlî Çalıştayı Bildirileri.
Ankara 2013, 27-43.
Cumbur, Müjgân. “Folklor Araştırmalarında
Cönklerin Yeri”, I. Uluslararası Türk Folklo-
ru Semineri Bildirileri. Ankara 1974.
Cumbur, Müjgân-Dursun Kaya-Niyazi Ünver.
Milli Kütüphane Yazmalar Katalogu VII:
Cönkler, Ankara 2002.
Elçin, Şükrü. Halk Edebiyatı Araştırmaları I.
Ankara 1997, 2. Baskı.
Elçin, Şükrü. Halk Edebiyatına Giriş. Ankara
2001, 7. Baskı.
Gökyay, Orhan Şaik. “Cönk maddesi”, Türkiye
Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisi, 1993.
Gökyay, Orhan Şaik. “Cönkler Üzerine”, Seçme
Makaleler 1, Eski, Yeni ve Ötesi. İstanbul.
İletişim Yayınları, 1995, 73-147.
Gökyay, Orhan Şaik. “Cönkler Üzerine”, Folklor

http://www.millifolklor.com 13

You might also like