You are on page 1of 192

T.C.

TRAKYA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TARİH ANABİLİM DALI
YÜKSEK LİSANS TEZİ

AVUSTURYA-MACARİSTAN’IN BOSNA
HERSEK’İ İŞGALE KARŞI BOŞNAKLARIN
DİRENİŞİ (1878)

ENES TURBIĆ

DANIŞMAN
PROF. DR. İLKER ALP

2018
EDİRNE
i

ÖZET

Tezin Adı: AVUSTURYA-MACARİSTAN’IN BOSNA HERSEK’İ


İŞGALE KARŞI BOŞNAKLARIN DİRENİŞİ (1878)
Hazırlayan: Enes TURBIĆ

1878 yılının yaz aylarında Avusturya-Macaristan monarşisi tarafından


gerçekleştirilen Bosna-Hersek’in işgali, bu Balkan ülkesi açısından yakınçağdaki en
önemli tarihi olaylardan biridir. İşgal, ülkedeki sosyo-politik ilişkileri doğrudan
etkilemiştir. Avusturya-Macaristan monarşisinin güney sınırlarını genişletmek amacıyla
Osmanlı devletinin iki batı vilayetini (Bosna ve Hersek vilayetler) işgali etmeyi
planlamaktaydı. Avusturya-Macaristan’ın Bosna-Hersek’i hızlı bir şekilde ele geçireceği
o dönemde en yaygın görüştü. Lakin Boşnakların çetin direnişleri bu düşünceleri boşa
çıkarmıştır. Avusturya-Macaristan’a karşı direniş bazı bölgelerde birkaç ay sürmüş hatta
Bosna ve Hersek vilayetlerinin bazı bölgelerinde bu direniş hareketleri kısmen başarıya
ulaşmıştır.
Tezimizin amacı, işgal sürecinin analiz edilmesi, Boşnakların işgale karşı
örgütlenmesi, silahlı direnişi, işgalin sonuçları ve bu sonuçlara Boşnakların direniş
hareketlerinin etkisini araştırmaktır.

Anahtar Kelimeler: Bosna-Hersek, Boşnaklar, Avusturya-Macaristan Monarşisi,


Bosna-Hersek'in işgali, Osmanlı İmparatorluğu
ii

ABSTRACT

Name of Thesis: THE RESISTANCE OF BOSNIAKS DURING THE


AUSTRO-HUNGARIAN OCCUPATION OF BOSNIA
AND HERZEGOVINA (1878)

Prepared by: Enes TURBIĆ


The occupation of Bosnia and Herzegovina by the Austro-Hungarian Empire in
the summer of 1878 is one of the most important events in the modern history of this
Western Balkan country. The occupational process had a direct influence on the socio-
political relations in the country. The plan to enlarge the Austro-Hungarian border
included occupation of the Western Ottoman province (the province of Bosnia and
Herzegovina). Although it was thought that the occupational process will unfold quickly
and efficiently, the Bosnians demonstrated a strong resistance. The resistance movement
lasted few months and it was successful in several locations.
The aim of this master’s thesis is to analyze the resistance movement, the
organization of the armed resistance by the Bosnians and the outcome of the occupation.

Keywords: Bosnia and Herzegovina, Bosniaks, Austro-Hungarian Monarchy,


Invasion of Bosnia, Ottoman Empire
iii

ÖNSÖZ
1878 yılındaki Balkan Kongresi’nin 25’inci Maddesi uyarınca, Avusturya-
Macaristan monarşisine Osmanlı devletinin Bosna ve Hersek vilayetlerini işgal etme ve
idare yetkisi verilmiştir. Antlaşmaya göre, ayrıca bu orta Avrupa devletinin Yeni Pazar
Sancağında askeri garnizonlar kurma hakkına sahip olması gerektiği de şart koşulmuştur.

Osmanlı devletinin Rumeli topraklarındaki vilayetlerinde düzen, barış ve dinsel


hoşgörüyü muhafaza etmelerinin imkânsızlığı gerekçesiyle 13 Haziran’da başlayan ve 13
Temmuz’a dek devam eden Berlin’deki büyük Avrupa ülkelerinin (İngiltere, Rusya,
Osmanlı devleti, Avusturya-Macaristan, Almanya, Fransa ve İtalya) bir araya gelmesiyle
birlikte kongre gerçekleştirilmiştir. Balkan topraklarının yeni düzenini belirleyen kararlar
alınmıştır. Böylelikle Balkanlara yönelik genişlemeyi içeren Avusturya’nın hedefleri,
Berlin Kongresi’nde 25’inci maddeye göre, Avusturya-Macaristan’ın planlarında
olmayan Yeni Pazar Sancağı dışında, Bosna ve Hersek topraklarını işgal edebileceklerine
karar verilince nihayet gerçekleşmiştir. 1878 yılın ilkbaharından itibaren Osmanlı
hükümetinin Bosna ve Hersek vilayetlerini Avusturya-Macaristan monarşisinin idaresine
bırakmasına yönelik çalışmalar başlamıştır.

İşgal ile alakalı haberler Berlin Kongresinin sona ermesinden önce dahi vilayete
gelmeye başlamıştır. Bu haberler Saraybosna başta olma üzere Bosna ve Hersek
vilayetlerindeki tüm şehirlerde büyük huzursuzluklara neden olmuştur. Saraybosna’da
Avusturya-Macaristan ordusuna silahlı direniş hazırlıkları başlatmak adına bir Ulusal
Komite kurulmuştur. Bab-ı Ali’nin direnişe karşı olsa da 7 Temmuz 1878’de Halk
Komitesi Bosna’daki Osmanlı ordusunun başkomutanı Veli Paşa’nın istifasına neden
olacak kadar güçlenmiştir. Bosna vilayetinin valisinin istifa etmesiyle 27 Temmuz 1878
yılında Halk Hükümeti kurulmuş ve direnişinin önderliğini üstlenmiştir. Ordu hizmetleri
için Smail Bey Selmanović Taslidžak ve Muhamed Hadžijamaković, kamu işleri için
Abidaga Gačanin ve Ahmed Efendi Nako, telgraf dairesi için Šerif Zildžić göreve
getirilmiştir. Halk Hükümeti tüm Müslüman ve Hristiyanlardan savaşabilecek durumda
olan vatandaşların savaşa katılmasına yönelik çağrılarda bulunmuşlardır.
iv

4 Temmuz 1878 gününde Bosna-Hersek’in işgal edilmesine yönelik karar


verildikten hemen sonra Avusturya-Macaristan’ın hazır bulunan ordusunu derhal harekete
geçirmiştir. Halk Hükümeti tarafından silahlı direnişe yönelik hazırlıklar esnasında 29
Temmuz 1878 tarihinde Bosanska Gradiška ve Bosanski Brod şehirleri üzerinden
Avusturya-Macaristan ordusunun Sava nehrini geçmeye başladığına yönelik haberler
telgraf aracılığı ile merkeze ulaşmıştır. Böylece işgal süreci başlanmıştır.

Şüphesiz ki hiçbir çalışma kusursuz ve tam anlamıyla bitmiş değildir. Çalışmamdaki


tüm hatalar tarafıma aittir. Avusturya-Macaristan monarşisi tarafından planlanan ve
düzenlenen Bosna-Hersek'in işgali birçok sebepten dolayı yeteri kadar incelenmemiştir.
Kanaatimizce 1878 yılındaki Berlin Kongresi ardından gelen Bosna-Hersek'in işgali
Yakınçağ Bosna tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca sonraki dönemlerde de
meydana gelen olayları tetikleyen unsurlardan biri olmuştur.

Bu bilimsel çalışmamın hazırlanmasında karşılaştığım zorlukları aşmamda yol


göstericiliği ile bana ışık tutan değerli tez danışmanım Prof. Dr. İlker Alp hocama şükran
borçluyum. Ayrıca, bilgi, birikim ve desteğiyle her zaman yanımda olan Saraybosna
Üniversitesi öğretim üyesi değerli Prof. Dr. Smail Čekić Hocama teşekkürlerimi
sunuyorum. Çalışmamız esnasında Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü,
Balkan Araştırma Enstitüsü ve de Saraybosna Üniversitesi Felsefe Fakültesinin öğretim
üyeleri ve elemanları, Bosna-Hersek Milli Kütüphanesinde, Saraybosna Üniversitesi
Felsefe Fakültesinin Kütüphanesinde yer alan hocalara ve elemanlara teşekkürü bir borç
bilirim.

Son olarak manevi destekleri ile her zaman yanımda olan aileme şükranlarımı
sunuyorum.
v

İÇİNDEKİLER

ÖZET..................................................................................................................................i
ABSTRACT......................................................................................................................ii
ÖNSÖZ.............................................................................................................................iii
İÇİNDEKİLER.................................................................................................................v
KISALTMALAR............................................................................................................vii
GİRİŞ.................................................................................................................................1
I. BÖLÜM: BOSNA-HERSEK'İN KISA TARİHÇESİ ...............................................4
1.1. Bosna Toprakları ve Boşnakların Kimliği ..................................................................4
1.2. Bosna Banlığı Ve Krallığı (XII-XV yy.) ...................................................................14
1.3 Osmanlı İmparatorluğu Dönemi Bosna 1463-.1878) .................................................26
II. BÖLÜM: BERLİN KONGRESİ VE BOSNA-HERSEK'İN İŞGAL KARARI...40
2.1. XIX. Yüzyılda Osmanlı Devleti'ndeki İç ve Dış Meseleler......................................40

2.2. Hersek İsyanı (1875).................................................................................................50

2.3. Berlin Kongresi'ndeki Bosna-Hersek'in İşgal Edilmesine Dair Kararı......................58

III. BÖLÜM: AVUSTURYA-MACARİSTAN TARAFINDAN BOSNA-HERSEK


İŞGALİ VE İŞGAL SÜRECİ.........................................................................................66

3.1. İşgalın Başlaması (Temmuz 1878)............................................................................66

3.2. İşgale Karşı Tepkiler ve Direnişin Organize Edilmesi..............................................74

3.3. Hacı Loyo (Salih Vilajetović) ve Arkadaşları Önliderliğinde Boşnaklar'ın İşgale


Karşı Direnişi....................................................................................................................84

IV. BÖLÜM: ŞEHİRLERİN İŞGALİ.........................................................................100

4.1. Saraybosna'nın İşgal Süreci.....................................................................................100

4.2. Bosna-Hersek'in Diğer Şehirlerinin İşgal Süreci.....................................................106

V. BÖLÜM: İŞGALİN TAMAMLAMASI.................................................................118


vi

5.1.Direnşçilerin Yargılanması......................................................................................118

5.2. Bosna-Hersek'te Avusturya-Macaristan Monarşi Sisteminin Yerleştirilmesi ve


Kurulması.......................................................................................................................124

5.3. Bosna-Hersek'te Yaşayan Toplumların İşgale Karşı Tepkisi ve Boşnaklar'ın Göç


Hareketi..........................................................................................................................131

VI. SONUÇ...................................................................................................................144

VII. KAYNAKÇA.........................................................................................................149

VIII. EKLER.................................................................................................................160
vii

KISALTMALAR

Alm. Almanca
BEKK Boşnak Entelektüeller Kongre Konseyi
BHBSA Bosna-Hersek Bilim ve Sanat Akademisi
Bkz. Bakınız
Boş. Bosnakça
Fra. Fransızca
Hrv. Hırvatça
İng. İngilizce
SBSA Sırp Bilim ve Sanat Akademisi
SHS Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı
Srp. Sırpça
Tür. Türkçe
YSFC Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti
1

GİRİŞ
Avusturya-Macaristan ordusu Bosna'nın her yerinde çetin direniş ile
karşılaşmıştır. Direnişin ana noktası Bosna vilayetinin merkezi Saraybosna'ydı.
Direnişin liderleri din farkı olmaksızın herkese vatan savunmasına katılmak için
davette bulunmuşlardır. Saraybosna'dan organize edilen çeteler Bosna nehri vadisinin
(Bosanski Brod – Doboj – Zenica – Saraybosna) istikametinde hareket eden
Avustruya-Macaristan kuvvetlerinin ana birliklerine karşı harekete geçmiştir.
Avusturya-Macaristan ordusu Sava nehrini geçerek neredeyse hiçbir direnişe
rastlamayarak kuzey Bosna topraklarının kontrolünü sağlamıştır. İlk yenilgisine 3
Ağustos gününde Maglaj kasabasında uğramıştır. General Jovanović liderliğinde
Avusturya-Macaristan birlikleri Hersek topraklarına geçerek Mostar'ı ele geçirip
Stolac istikametine doğru yola çıkmışlardır.

Direnişçilerin (Avusturya tarafından silahlı direnişe katılan Bosnalılara ve


Boşnaklara verildiği isim) direnişi organize etmelerine ve saldırıya geçmelerine
rağmen General Filipović bunları büyük bir tehtid olarak görmemiştir. Fakat büyük
direniş Maglaj, Žepče, Kakanj yakınlardaki Klokot ve Visoko kasabalarında
gerçekleştirilmiştir. Avusturya-Macaristan birlikleri Ağustos ayının ortalarında Bosna
vilayetinin merkezi olan Saraybosna'ya yaklaşıp kuşatma operasyonlarını
başlatmışlardır. Kuşatma operasyonlarını sürdüren General Filipović 14.000 subay ve
asker ile birlikte 9 batarya ağır silahlarla birlikte şehrin etrafında konuşlanmışlardır.
Saraybosna'nın direnişi Muhamed Efendi Hadžijamaković başta olmak üzere Salihaga
Merhemić, Edhemaga Ćersija, Muhamedaga Šogolj, Mehaga Hadžić, Muzaferija
kardeşleri, Ahmed Efendi Nako, Ismet Paşa Uzurnić, Smailbeg Selmanović,
Aleksandar Kezić ile birlikte organize edilmiştir. Direnişçilerin sayısı 5.000 kişiydi.

Daha güçlü olan Avusturya-Macaristan birlikleri çetin, büyük ve aynı zamanda


beklemediği bir direnişle karşılaşmıştır. 19 Ağustosta meydana gelen Saraybosna
şehrindeki çatışmalarında erkeklerle beraber kadınlar ve çocuklar da yer almıştır.
Şehrin kuşatması sırasında General Filipović’in birlikleri zalimliğini göstermiştir.
Avusturya-Macaristan Genelkurmay Başkanlığı raporlarına göre Saraybosna’nın
kuşatılması sırasında yaralanmış ve hayatını kaybetmiş asker sayısı 370 idi.
2

Direnişçilerin tarafı söz konusu olunca, 350 kişinin hayatını kaybettiğini ve 1.500
kişinin yaralandığı tahmin edilmektedir.

Saraybosna’nın ele geçirilmesi Bosna-Hersek’te tüm direnişin sonunun geldiği


anlama gelmemekteydi. İşgal güçleri Hersek, Krajina (Serhat, kuzeybatı) ve
kuzeydoğu Bosna bölgelerinde çetin mücadelelerini sürdürmekteydi. Bosna Krajina
bölgesindeki Kozarac, Prijedor ve Ključ şehirlerinin işgali sırasında General Filipović
ek askeri birlik talep etmek zorunda kalmıştır. Direniş gösteren son noktalar Bihać
şehri 19, Kladuša ise 20 Ekim 1878 tarihinde Avusturya-Macaristan ordusu tarafından
ele geçirilmiştir.

Beklemediği çetin bir direniş ile karşılaşan Avusturya-Macaristan ordusu birkaç


defa ek ordu birlikleri talep etmek zorunda kalmıştır. 3 aylık işgal sırasında Avusturya-
Macaristan ordusu 76 muharebede yaklaşık 300.000 asker görevlendirmiştir.
Bunlardan yaklaşık 5.000 hayatını kaybetmiştir. Resmi bir rakam olmamasına rağmen,
Boşnaklardan ve diğer Bosnalılardan direnişe katılanların sayısı 93.000 kişiydi.
Direnişte yer alan ve hayatını kaybeden savaşçıların sayısı tam olarak
bilinmemektedir.

Ekim ayının sonuna kadar süren Krajina bölgesindeki tüm askeri operasyonları
bitmeden yeni devlet idare sisteminin kurmasını başlamıştır. Bununla birlikle, sistemin
kurulması ilk günleri direnişte yer alanlar ve destek verenlerin tutuklaması, kınaması
ve zülüm görmesiyle işaretlenmiştir. Bunlardan bazılar gözaltına alınıp Macaristan,
Çekya ve Slovakya’ya göndererek cezasına çaptırılıp bazılar ise ölüm cezasına
çarptırılmıştır. 1878 yılındaki Bosna-Hersek’in işgali nüfusunun göç etmesinin sebebi
olurken Boşnak nüfusunun Rumeli ve Anadolu’daki Osmanlı devletinin topraklarına
göç etmesine yol açmıştır.

Tezin amacı, Avusturya-Macaristan devleti ve sonraki dönemlerde Sırp-Hırvat-


Sloven (başka adıyla Yugoslavya Kralliyeti) ve YSFC tarafından bu konuya yeterince
yer vermemesi ve incelememesiyle birlikte 1878 yılında Boşnakların yanı sıra diğer
Bosnalıların yer aldığı Avusturya-Macaristan ordusuna karşı olan direniş hareketini ve
mücadeleyi göstermek ve analiz etmektir. Tezimde kullanılan kaynaklar söz konusu
olduğunda Almanca olan Viyana arşiv malzemeleri başta olmak üzere, Türkçe ve
3

İngilizce olan kaynakların yanı sıra Güney Slav dillerinde (Boşnak, Sırp, Hırvat,
Makedon kaynakları), arşiv malzemeleri, Bosna-Hersek’in işgaliyle ilgili olan
kitaplar, makaleler, tezler de kullanılmıştır.

Bu tezin önemi Avusturya-Macaristan devleti tarafından Bosna-Hersek’in


işgaline karşı Boşnakların mücadelesinin ve direnişinin belli bir soruna
odaklanmasından kaynaklanmaktadır. Öyle ki beklenmeyen ve büyük ölçüde
gerçekleştirilen direniş Avusturya-Macaristan ordusunu yavaşlayarak çetin
çatışmalara sebep olmuştur. Bununla beraber, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK)'na ait
lisansüstü tezlere ilişkin tarafımızca yapılan katalog taramasında 1878 yılındaki
Bosna-Hersek'in işgali sırasında Boşnakların direnişi ile ilgili çalışmalarının çok az
olduğunu tespit edilmiştir.

Bu bağlamda tezin analitik yapısı beş bölümden oluşmaktadır. Birinci


bölümünde Ortaçağ Bosna devletinin (Bosna Banlığı sonra da Bosna Krallığı)
oluşumundan 1878 yılındaki Avusturya-Macaristan tarafından düzenlenen işgaline
kadar Bosna tarihi özetlemektedir. Tezinin ikinci bölümünde 19. yüzyıldaki Osmanlı
İmparatorluğunun durumunu ve karşılaştığı sorunlar, Bosna işgalinden önce meydana
gelen Hersek İsyanı, Berlin Kongresi ve kararları incelemektedir. Üçüncü bölümde
işgalin başlaması ve Bosna-Hersek'in kuzey topraklarının ele geçirilmesi ve Ağustos
ayına kadar olan Boşnakların direnişi kaleme alınmaktadır. Dördüncü bölümde ise
Bosna Vilayetinin merkezi Saraybosna'nın kuşatılması ve işgali, ardından da Ekim
ayına kadar olan diğer Bosna ve Hersek şehirlerinin işgal süreci analiz edilmektedir.
Son olarak, beşinci bölümde yeni devletinin Bosna-Hersek'te sistematik olarak
kurulması ve düzenlemeleri, ayrıca işgalin sonuçlarından biri olan Boşnakların Bosna-
Hersek topraklarından göç etmesi incelenmektedir.

Enes TURBIĆ

Edirne, 2018.
4

I. BÖLÜM: BOSNA-HERSEK’İN KISA TARİHÇESİ

1.1. Bosna toprakları ve Boşnakların kimliği

“Tarih tek başına kendini oluşturan bir madde, sebep ile sonuçların, kader ve olayın
zinciridir. Bu zincirin oluşmasına da tarihin ta kendisi sebep olmaktadır.”
Cees Nooteboom

Tarih, eski Romalıların da söylediği gibi hayatın öğretmenidir. Hayat ile ilgili
olarak geçmişten öğrenip bugün için değerli dersler çıkartılabilecek birçok konu
bulunmaktadır. Bu bağlamda Bosna-Hersek’in geçmişini düşündüğümüz zaman, hiç
kuşku yok ki tarihten öğreneceğimiz ve bu alanda bizi araştırma yapmaya yönlendiren
birçok olgu karşımıza çıkmaktadır. Bosna-Hersek’in tarihini incelediğimiz zaman,
Avusturya-Macaristan Monarşisinin Bosna-Hersek’i işgalini ve bu işgale direniş
olarak bilinen 1878 olaylarını incelemeden Bosna-Hersek'in tarihi hakkında detaylı
bilgiye sahip olmamız oldukça güçtür.

XVIII. ve XIX. yüzyıllarda Viyana kabinesi tarafından Bosna-Hersek’in


işgalini içeren planlar yapılmaktaydı.1 Avusturya yönetiminin düşüncesine göre,
Osmanlı devletinin bu vilayeti işgal edilerek İstria ve Dalmaçya bölgelerinin güvenliği
sağlanacak ve başta maden ve geniş orman kaynakları olmak üzere zengin doğal
kaynaklar kendi yönetimleri altında olacaktı. Avusturya temsilcileri, Eylül 1814-
Haziran 1815 tarihleri arasında düzenlenen Viyana Kongresi'nde "Bosna'nın,
İmparatorluğun genişleme bölgesini temsil ettiği ve bu eyaletin bir bıçak gibi
imparatorluk topraklarını askeri ve ekonomik yönde bir birinden ayırdığını, bu
sebeple Dalmaçya hinterlandını güvensiz hale getirdiğini belirterek“ Bosna'nın işgal
edilmesi gereğini açıkça vurguladılar.2 İşgal seçeneği ciddi bir şekilde ifade edilmiştir
ve Maraşal Redetzki ve Amiral Teshethof'un raporları, muhtemel işgalin önemini

1
Josif Holeček, Bosna i Ercegovina za vreme okupacije, Štamparija Ace M. Stanojevića, Belgrad 1902,
s. 89.
2
Martin Gabriel, Bosnien und die Herzegovina in den militerstrategischen Planungen der
Habsburgmonarchie (1700-1870), Kakanien, Klagenfurt 2011,
http://www.kakanien.ac.at/beitr/fallstudie/MGabriel2.pdf, s. 4. (10.11.2017)
5

vurgulayan Viyana hükümetine gönderilmiştir.3 Bosna meselesi, Avusturya-


Macaristan sınırları üzerinde büyük bir Slav devletinin kurulmasını önlemesi açısından
önem teşkil etmekteydi. Zira bu önem arz eden mesele “Çiftbaşlı Monarşi“ için büyük
ve direkt bir tehdit oluşturmaktaydı.4 Ayrıca, imparatorluk içinde ciddi oranda Slav
nüfusu bulunmaktaydı. Olası bir ulusal hareketin bir devlet kurma amacıyla organize
olması için Avusturya-Macaristan ideal bir imkan sunmaktaydı. Avusturya'nın Bosna-
Hersek meselesine olan müdahalesinin yanı sıra, Bosna'nın doğu komşusu olan Sırp
Prensliğinin de Bosna'ya hem bir etkisi hem de bir etmeni söz konusuydu. Sırbistan'ın,
Sırp bölgesi olarak gördüğü Bosna-Hersek'i kendi topraklarına katmaya yönelik
planları ve arzuları XIX. yüzyılın başından beri süregelmekteydi. 1844 yılında Ilija
Garašanin (Tr. İliya Garaşanin) tarafından yazılan “Načertanije“ (Tr. Naçertaniye) adlı
Büyük Sırbistan programında, Sırbistan'ın etrafındaki “Sırp toprakları“ ile
birleşmesinin gereği ve Sırp toprağı olan Bosna-Hersek'in de büyük ve güçlü bir Sırp
devletine dönüşmesinin gerekliliği vurgulanmıştır.5 Birleşmenin savunulduğu bu
politika XIX. yüzyılda nasılsa XX. yüzyılda da öyle devam etmiştir. 1849 yılından beri
düzenli bir şekilde Sırbistan'dan gelen gizli örgütler, sistemli bir şekilde Bosna-
Hersek'i tehdit altında bırakacak tüm bölgeleri çevreleyerek huzursuzluk çıkarmayı ve
birleşme fikrini güçlendirmeyi amaçlamaktaydılar. Belgrad yönetimi iki yüzyılı
kapsayan tüm zaman diliminde, Bosna-Hersek'i 'bir Sırp ülkesi', Boşnakları ise
'İslamlaştırılmış Sırplar' olarak görüyorlarmış.

XIX. yüzyılda Osmanlı devleti zayıflamasıyla Avrupa güçlerinin Osmanlı


bünyesindeki süreçlere müdahalelerinin ve baskılarının artması tarihte ''Şark
Meselesi'' (İng. Eastern Question) olarak anılan büyük bir politik sorunun ortaya
çıkmasına neden olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nun en batıdaki bölgesi olan
Bosna-Hersek, doğrudan bu sürecin bir parçası olmuştur. Bosna'nın kaderine 1878
yılının Haziran ayındaki Berlin Kongresi'nde, 400 yılı aşkın Türk egemenliğinin
ardından Avusturya-Macaristan'ın ilhakına bırakılması olduğuna karar verilmiştir. Bu

3
M. Gabriel, a.g.e., s. 5.
4
Orijinal adı Die Doppelmonarchie Österich-Ungarn, Avusturya-Macaristan Monarşisi için kullanılan
bir terimdir.
5
Sırp entelektüelleri ve tarihçileri tarafından kullanılan terim, örneğinde bkz: Jovan Cvijić, Aneksija
Bosne i Hercegovine i Srpski problem, državna štamparija Kraljevine Srbije, Belgrad 1908, s. 25.
6

ilhak bölge halkının ve Müslümanların yani Boşnakların direnci olmaksızın


gerçekleştirilemezdi. Bu süreç Bosna tarihinde, sadece erkeklerin değil kadınların,
çocukların ve yaşlıların da Avusturya-Macaristan işgaline karşı koyduğu bir direniş
olarak kaydedilmiştir.

Yeni yönetim ve yeni sistem, Avusturya-Macaristan hükümetinin


kuruluşundan ardından kendi vatanlarından bırakarak, halen Osmanlı devleti
kontrolünde olan Balkanlar'daki bazı bölgelere ve Anadolu'ya geçmek zorunda kalan
Boşnaklar için büyük bir psikolojik darbeye sebep olmuştur. Avusturya-Macaristan,
işgalinden 20 yıl sonra Osmanlı İmparatorluğu'ndaki siyasi sorunlardan yararlanarak
Bosna-Hersek'i topraklarına katmış ve gerek siyasi gerek hukuki çerçevede Bosna-
Hersek'in mutlak yöneticisi olmuştur.6

Konuya başlamadan önce Bosna tarihine kısa bir giriş yapmamız


gerekmektedir. Bosna'nın tarihini dönemleri, ilk bölüm Ortaçağ'da Bosna Banlığı ve
de akabinde Bosna Krallığı olarak karşımıza çıkarken daha sonra 415 yıl devam eden
Osmanlı İmparatorluğu dönemi, kırk yıllık Avusturya-Macaristan dönemi, Büyük
Savaş olarak adlandırılan Birinci Dünya Savaşının ardından başlayan ve XX. yüzyılın
doksanlı yıllarına kadar devam eden Yugoslavya dönemi ve son olarak ise 1992 yılının
baharında başlayan çağdaş dönem yani egemen ve bağımsız Bosna-Hersek dönemidir.
Mustafa Imamović'e göre ise Bosna-Hersek tarihi üç döneme ayrılabilir. Bunlardan
ilki feodal Bosna devleti dönemi, bir diğeri Osmanlı egemenliği altında geçen dönem,
sonuncusu ise Avusturya-Macaristan işgali ile başlayıp günümüze kadar devam eden
dönemdir.7 Noel Malcolm'a göre ise Bosna'nın tarihi şu şekilde sıralanabilir; ilk olarak,
1180 yılına kadar karışık erken feodal dönem, 1180 ve 1463 yılları arasında Ortaçağ
Bosna dönemi, 1463 ve 1878 yılları arasında Osmanlı egemenliği dönemi, 1878 ve
1918 yılları arasında Avusturya-Macaristan dönemi, 1918-1992 yılları arasında iki
Yugoslavya'da Bosna dönemi ve 1992 yılından bu yana çağdaş Bosna-Hersek dönemi
olarak sıralanabilir.8 Osmanlı tarihçisi Ömer Efendi ise 1131 ve 1257 yılları arasında
Banlar tarafından Bosna bölgesinin tam kontrolunun ve iktidarının sağlandığı dönem,

6
Bosna-Hersek'in ihlak ile iligili detaylı biligler için bkz: William Seton-Watson, Die Südslavische
Frage im Habsburger Reiche, Meyer und Jessen, Berlin 1913, s. 201-205.
7
Mustafa Imamović, Historija Bošnjaka, Preporod, Saraybosna 1997, s. 7.
8
Noel Malcolm, Bosna; kratka povijest, Dani, Saraybosna 1995, s. 29-30.
7

1257 ve 1314 yılları arasında Banların güçlerini kaybettikleri dönem, 1314 ve 1377
yılları arasındaki dönemi Kotromanić hanedanlığının dönemi, 1377 ve 1463 yılları
arasını Bosna Krallığı dönemi, 1463 ve 1528 yılları arasını Osmanlılar ile Macarlar
arasında Bosna topraklarının kontrolunu ele geçirmek için mücadele içerisnde geçen
dönem, 1528 ve 1878 yılları arasını ise Osmanlı egemenliği dönemi olarak ortaya
koymaktadır.9

Boşnakları incelediğimizde, Bosna da ikamet edenler, siyasi ve genel etnik


olarak bu bölgenin alt tabakalarını oluşturanlar, Bosna Krallığının siyasi uzantısı yahut
doğrudan devlet hukuku olarak Bosna Paşalığını ve akabinde eyaletini
oluşturmaktaydılar. Boşnak yahut Bosnalı Müslüman adı, tarihsel Bosna topraklarında
etniksel olarak erken Ortaçağdan beri Bosna'nın altında ayrılmaz bir parça olarak
biçimlendirilmiş, ayrıca daha sonra Hersek olarak adlandırılan Hum bölgesini de yurt
tuttukları anlaşılan Güney Slavlarını10 ifade etmektedir.11 Elbette Sandžak (Tr. Yeni
Pazar Sancağı) bölgesini de bu denlem içine katmamız gerekmektedir.12

Bab-ı Âli’nin pek çok resmi belgesinde, Boşnak adı bölgesel ve ulusal bir unsur
olarak çeşitli şekillerde yer almaktadır: Boşnaklar, Boşnak taifesi, Bosnalu takımı,
Bosnalu kavm.13 Boşnak terimi, XIX. yüzyılın Bosna’daki en önemli idarecilerden biri
olan Ali Paşa Rızvanbegoviç (Boş. Ali-paša Rizvanbegović) tarafından da

9
Bkz: Ömer Efendi (Bosna kadısı), Bosna Savaşları, Ötüken, İstanbul 1977, s. 45.
10
Slav kökenleri dışında, Boşnakların kökenlerinde Gotlar, Hunlar ve Peçenekler de bir role sahiptir.
Bkz: İlker Alp, ’’1990’larda Yugoslavya ve Bosna Hersek’’, Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Dergisi, Cilt:1, S:1 Edirne 2011, s. 11.
11
Mustafa Imamović, Historija... s. 10.; Bosna-Hersek'in çoğunluğunda bulunan bir halk olarak
Boşnaklar hakkında hemen hemen her döneminde ezici bir çoğunluğa sahiptiler. XX. Yüzyıl için
detaylar icin bkz: Muhamed Filipović, Bosna i Hercegovina: Najvažnije geografske, demografske,
historijske, kulturne i povijesne činjenice, Compact, Sarajevo 1997, s. 38-40.
12
İktidarının güçlü döneminde, Osmanlı İmparatorluğu üç kıtaya yayılmış bir devletti ve birkaç yüz
Sancağı- idari birimini sayılmaktaydı. 19. yüzyılın başında, daha doğrusu 1800 yılında, Osmanlı
Devleti'ndeki 25 eyalette bulunan sancak sayısı 290 idi. İmparatorluğu güçünün azaltmasıyla birlikte
sancak sayısı giderek azalmıştır ve 20 Ocak 1921 senesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin çikardığı kanunla
idari birimi olarak tamamen kaldırılmıştır. Bundan sonra, siyasi ve diplomatik alanda yalnızca iki
sancak vardı. Bunlar, Türkiye-Suriye sınırındaki İskenderun (Alexandrette) ve Yenipazari sancaktı.
İskenderun Sancağı, iki komşu ülke arasında uzun süredir devam eden bir anlaşmasızlık söz konusuydu
ve Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra İskenderun sancağı gerşekleştiren referandum sonucunda Türkiye
Cumhuriyeti sınırlarına katmıştır. İskenderun, Türkiye Cumhuriyeti'nde Hatay vilayeti haline gelmiştir
ve bu yüzden sadece dünyada sancak adı altında tek kalan Yenipazar sancağı olmuştur. Detaylı bilgiler
için bkz: M. Imamović, Historija..., s. 12.; Ayrıca bkz: Muhamed Filipović, Jedno dugo, dugo
putovanje uz Lim i oko Peštera, Svjetlost, Saraybosna 2001.
13
Aydın Babuna, ''Nationalism and Bosnian Muslims'', East European Quarterly¸University of
Colorado Boulder, Boulder 1999, s. 199.
8

kullanılmıştır.14 Dalmaçya'daki Avusturya yönetim ile Zadar'daki Boşnak tüccarlar


arasındaki 1568 yılına tarihlenen ve sonuçlanan bir çalışma ile olan yazışmalarda
Boşnaklar “Mussolmani di Bossina“ olarak belirtilmiştir.15 Avusturya-Macaristan
işgalinden sonra 1878 yılının sonbaharında, İslam dinine mensup olanlar için
Muhammed'i takip eden anlamında gelen Almanca “Mohammedaner“ terimi resmi
olarak kullanılmaya başlanmıştır.16 Bu adlandırma basılı materyallerde de
kullanılmaya başlandı ancak halk bu adlandırmayı kabul etmeyerek “Boşnak“ ya da
“Türk“ adlandırmalarını kullanmaya devam ettiler. Bošnjak (Tr. Boşnak) ve Behar
gazetelerinde yayınlanan gazetelerde, Boşnak halkı 1900 yılında, mezhepsel, rencide
edici ve resmi kullanıma uygun olmadığı için "Muhamedanac" Muhammed'i takip
eden adlandırılmasının çıkartılıp yerine Musliman (Tr. Müslüman) adlandırılmasının
getirilmesini talep etti.17 Boşnaklar tarafından konuşulan dil ise, Ortaçağda sıklıkla
Slavca ya da daha sonraları Boşnakça olarak adlandırmaktaydı.

Yazı biçimi olarak Kiril alfabesi Bosna ve Hum bölgesinde daha yaygınmıştır.
Dolayısıyla bu bölgelerde Kiril harfleri kullanılarak oluşturulmuş kitabeler daha fazla
korunmuştur. Us Kiril alfabesi, yöresel bir yazı biçimi olarak hazırlanırken hızlı bir
şekilde kabul gördüğü bölgelerde, kendine özgü bazı grafiksel özelikler kazanmıştır.
Klasik doğu Kirilinden sıyrılmış, batı tarzında Bosna Kirili yahut “Bosančica“ (Tr.

14
Ali Ağa ya da Ali Paşa Rizvanbegović Stočević olarak bilinen Osmanlı devlet adamı 1783 senesinde
Stolac'da (Tr. Stolats) dünyaya gelmiştir. Stolac şehrinin kaptanı olan Zulfikar'ın oğluydu. 1813 ve 1833
yılları arasında Stolac kapetanlığı görevini üstlenmiştir. Benzer düşünceyi paylaşanlarla birlikte bir
toprak sahibi ve devlet adamı olan Hüseyin kapudan (kaptan) Gradaščević'in hareketına karşı çıkmıştır.
Ali Ağa Rizvanbegović'in, ilk önce Stolac'daki kendi ailesinde neredeyse 20 yıl süren ve Počitelj (Tr.
Poçitely), Mostar, Ljubuški (Tr. Lyubuşki), Gacko (Tr. Gatsko), Nevesinje (Tr. Nevesinye), Nikšić (Tr.
Nikşiç) ve hatta Trebinje (Tr. Trebinye) gibi diğer şehirlere genişleyen iktidar mücadeleleri sürmüştür.
Sonraki zamanlarda da hemen hemen tüm Hersek bölgesi için iktidar mücadeleler devam etmiştir.
Gradaščević ile mücadelede itibarı kazandığından dolayı Bab-ı Âli, her zamanki geleneksel yasalardan
olmayan bir yasa çıkarıp 1833 senesinde Rizvanbegović'i Hersek sancakbeyi olarak görevlendirmiştir
ve Rizvanbegović, o zamandan 1851 yılındaki ölümüne kadar neredeyse özerk bir şekilde Hersek
bölgesini yönetmiştir. Detaylı bilgiler için: Hamdija Kapidžić, Ali-paša Rizvanbegović i njegovo doba,
Akademija nauka i umjetnosti BiH (Bosna-Hersek Bilim ve Sanat Akademisi), Filizofski Fakultet
Univerziteta u Sarajevu, Saraybosna 2001.
15
M. Imamović, Historija..., s. 14.
16
Muhamedaniler (Boş. Muhamedanci, Alm. Mohammedaner), Bosna-Hersek'teki Boşnak
Müslümanlar için Avusturyalılar tarafından kullanılan terimdir. Örneğinde Müslüman toprak sahibi
(Alm. Mohammedanishce Landsbesitzer). Bkz: Martha M Čupić-Amrein, Die Opposition gegen die
Österreichisch-ungarische Herrschaft in Bosnien-Hercegovina 1878-1914., Verlag Peter Lang un Cie
AG, Bern 1987, s. 18.
17
M. Imamović, Historija..., s. 14.
9

Bosançitsa) adı ile anılan yerni bir tür ortaya çıktı.18 Boşnakça dili adı ilk kez 3
Temmuz 1436 yılından kalma Kotor şehrinde bir noter belgesinde yer almaktadır. Bu
belgede kentin prensinin 15 yaşında "Boşnak asıllı ve heretik (sapkın) inançlı,
Boşnakça'da Djevena olarak adlandırılan" bir kızı satın aldığı kaydedilmiştir. Ayrıca
Nin piskoposu bir keşişe 1581 yılında Boşnakça ile yazılar yazmıştır. XVII. yüzyılın
başlarında Dubrovnikli elçilerin Osmalı padişah ile İtalyanca değil bunun yerine
Boşnakça konuşacaklarını Zvornik'te Bostancı Mehmet Bey adlı birine söyledikleri
kaydı düşülmüştür.19 İlk Boşnakça sözlük, ünlü seyyah Evliya Çelebi'nin de bahsettiği
Muhamed Hevai Uskufi20, tarafından 1631 yılında hazırlanmıştır.21

Duvanj piskoposu Fr. Pavle Dragičević, Bosna'da bazı rahiplerin dini


ritüellerde Klilise Slavcası bilmediklerinden dolayı Boşnakça kullandıklarını 1735
yılında yazmıştır.22 1858 yılında Ivan Kukljević'in olduğu gibi 1842 yılında da Matija
Mažuranić Boşnakça hakkında konuşmuşlardır.23 Boşnakça yahut Bosna dili
adlandırması Avusturya-Macaristan'ın Bosna-Hersek'i ilhakı sırasında kullanımda
kalmıştı. Daha doğrusu 1878 yılından 4 Ekim 1907 yılına kadar Bosna-Hersek Devlet
Hükümeti yeni düzenlemeyle tüm devlet organlarına resmi dilin Sırp-Hırvat yahut
Hırvat-Sırp dili olduğunu duyurmuştur. Ancak Boşnaklara resmi kurumlarda
Boşnakça yahut Bosna dili adlandırmasını kullanmalarına izin verilmiştir. 1918 yılının
ardından Sırp-Hırvat-Sloven (Boş/Srp/Hr. Država Srba Hrvata i Slovenaca) devleti
ortaya çıktığında24, daha sonra Yugoslavya Krallığı ve sonraki zamanlarda Yugoslav

18
Dževad Jahić-Senad Halilović-Ismail Palić, Gramatika Bosanskoga jezika, Dom štampe Zenica,
Zenica 2000, s. 44.
19
M. Imamović, Historija..., s. 15.
20
Muhamed Hevai Uskufi 1601 yılında o zamanki Zvornik Sancağı'na bağlı Tuzla şehrinin
yakınlarındaki Dobrinja'da (Tr. Dobrinya) dünyaya gelmiştir. İstanbul'da eğitimini aldıktan sonra
memurluk görevini yerine getirmek üzere Bosna'ya dönmüştür. Uskufi, yazar, Alhamijado edebiyatı
şairi ve ilk Boşnakça-Türkçe sozlüğü yazarıydı. Detaylı bilgiler için: Noel Malcolm, Bosna… s. 82.
21
Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Balkanlar, Anadolular, Arap Yarımadası, Kuzey Afrika'nın
alanlarını ayrıntılı olarak anlatan Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli gezginlerinden biri. Detaylı
bilgiler için bkz: Robert Dankoff-S. Kim, An Ottoman traveler-Selection from the Books of Travels of
Evliya Çelebi, Eland Books, Londra 2011.
22
M. Imamović, Historija..., s. 15.
23
M. Imamović, Historija..., s. 18.; Branko Petranović, Istorija Jugoslavije 1918-1978, Nolit, Belgrad
1980, s. 15-18.
24
SHS (Sırp-Hırvat-Sloven) devletinin oluşturulmasıyla Boşnaklar ve onların dili marjinelleştirildi. Bu
sadece Bosna'da değil Sandzak'ta da yapılmıştır. Bkz: Sulejman V. Aličković, Sandžak u arhivskim
dokumentima, BKZ, Tutin 2012, s. 2-3.; SHS krallığının oluşturulması hakkında detayli bkz: Ferdo
Čulinović, “Raspad Austrougarske i postanak Jugoslavenske zajedničke države“, Naučni skup u povodu
50-te godišnjice raspada Austro-Ugarske monarhije i stvaranja Jugoslovenske države, Zagreb 27.-28.
10

Sosyalist Federal Cumhuriyetine (Boş. Socijalistička Federativna Republika


Jugoslavija) dönüşen devletinde bu pratik devam edilmemiştir ve bu süreç basın
aracılığıyla 1991 yılının 1 Mayısında geri dönmüştür.

Müslümanların25 sayısal durumlarına gelindiğinde XX. ve XXI. yüzyıllarda


Boşnaklar, 31 Mart 1971 nüfus sayımına göre, Yugoslavya Sosyalist Federal
Cumhuriyeti'nde 1.729.932 kişi, başka bir değişle toplam Yugoslav nüfusunun %
8.4'ünü oluşturmaktaydılar.26 1991'de, Yugoslavya'daki 2.376.646 kişi kendilerini
Müslüman olarak açıklamışlardı.27 Müslüman nüfusun %80'i Bosna-Hersek Sosyalist
Cumhuriyeti'nde yaşamaktaydı (Boş. Socijalistička Republika Bosna i Hercegovina).
Bosna-Hersek'te o dönemde yaşayan Müslümanların toplam sayısı 1.905.018 idi. Bu
da Bosna-Hersek'in toplam nüfusunun %43'üne denk gelmekteydi. Karadağ Sosyalist
Cumhuriyetinde 89.932 Müslüman yaşamaktaydı ve bu sayı Karadağ nüfusunun
%14,6'sına denk gelmekteydi. Bunun yanı sıra Voyvodina Özerk Bölgesi'nde 6.079
yani toplam nüfusun % 0.3, diğer özerk bölge olan Kosova'da 57.408 yani toplam
nüfusun %2,9, Sırbistan Sosyalist Cumhuriyeti'nde 173.871 yani toplam nüfusun
%3,0, Hırvatistan Sosyalist Cumhuriyeti'nde 47.603 yani toplam nüfusun %1,0,
Makedonya Sosyalist Cumhuriyeti'nde 70.000 yani toplam nüfusun %3,3 ve son

decembar 1968. godine, Zagreb 1969, s. 18-21.; Bosna-Hersek'in yeni bir devlete kavuşması ve
kurulmasına ilişkin bkz: Hamdija Kapidžić, Bosna i Hercegovina pod Austro-Ugarskom upravom,
Svjetlost, Saraybosna 1968, s. 262-264.
25
Bu terim 1971'den 1992'ye kadar Yugoslavya döneminde Bosnalılar için kullanılmaktaydı. Boşnaklar
adı 1970 yılında Enver Redžić (Tr. Reciç) tarafından önerilmiş olsa da, bu terim SFYC'de resmi olarak
kullanılmamıştır. 1970'lerde Yugoslavya Merkez Komitesi sadece Müslümanları (Boşnaklar) Bosna-
Hersek ve Sancak için değil, Yugoslavya'daki diğer Müslümanları (Kosova'dan Arnavutlar, Makedon
Müslümanları, Makedonya'dan Türkleri kapsayan) kullanan Müslüman terimini kullanmaya karar
verdi. Bkz: Dejan Jović, “Identitet Bošnjaka/Muslimana“, Politička misao, Y:50, S: 4, Zagreb 2013, s.
137.
26
Muhamed Hadžijahić-Mahmud Traljić-Nijaz Šukrić, Islam i muslimani u Bosni i Hercegovini,
Starješinstvo Islamske zajednice Bosne i Hercegovine, Hrvatske i Slovenije, Saraybosna 1977, s. 32.
27
Savezni zavod za statistiku i evidenciju FNRJ (Federativne Narodne Rebulike Jugoslavije) i SFRJ
(Socijalističke Federativne Republike Jugoslavije), popis stanovništva 1948., 1953., 1961., 1971., 1981.
i 1991. godıne. (Tr. Federal İstatistik Enstitüsü ve Yugoslav Federal Halk Cumhuriyeti ve de Yugoslav
Sosyalist Federal Cumhuriyeti kayıtları, nüfus sayımı 1948, 1953, 1961, 1971, 1981 ve 1991 yıllarında
nüfus sayımı) http://pod2.stat.gov.rs/ObjavljenePublikacije/G1991/pdf/G19914018.pdf (17.07.2017.);
Ayrıca bkz: Republika Bosna i Hercegovina, Državni zavod za statistiku Republike Bosne i
Hercegovine, (Tr. Bosna-Hersek Cumhuriyeti Ulusal İstatistik Enstitüsü) Nacionalni sastav
stanovništva, rezultati za republiku po opštinama i naseljenim mjestima 1991. godine, Aralık 1993
Saraybosna. https://docs.google.com/gview?url=http://fzs.ba/wp-content/uploads/2016/06/nacion-po-
mjesnim.pdf (17.07.2017.); Ayrıca 1991 yılındaki sayımında Bosna-Hersek'in nüfüs istatistiği için bkz:
http://popis2013.net/popis1991.php (17.07.2017).
11

olarak Slovenya Sosyalist Cumhuriyeti'nde 26.725 yani toplam nüfusun 1,36%


Müslüman nüfusu bulunmaktaydı.28 Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nde en
yüksek doğum oranının ve en düşük ölüm oranının Boşnaklarda yani Müslümanlarda
olduğunu önceki 1971 yılında nüfus sayımı göstermektedir. 2013 yılındaki son
sayımına göre, Bosna-Hersek'te 3.531.159 kişi yaşamaktadır ve bunların % 50.11'i
Boşnak'tır.29

Bosna, bu isimle anılmaya başlandığı dönemden itibaren günümüzde


bulunduğu coğrafyada varlığını sürdürmeyi başarmıştır. kendi tarihi boyunca
bulunduğu bölgeden ayrılmadan bir süreklilik içerisinde varlığını devam ettirmiştir.
Aynı adı taşıdığı nehrin üst kısımlarındaki kaynağının etrafından bugünkü sınırlarına
farklı yönetim biçimlerinden geçerek ulaşmıştır.30 Jeopolitik merkezi daima
Saraybosna, Visoko ve Zenica havzası oldu.31 MS 395 yılında Büyük Theodosius
Roma İmparatorluğu'nu Doğu ve Batı'ya olmak üzere ikiye böldüğünde Bosna iki
kültür ve medeniyet için bir sınıra dönüşmüştür (batıda Latin Roma-Katolik, doğuda
Rum Ortodoks). Bizans ve Frank devletleri daha sonra Sırbistan ve Macar-Hırvat
krallığı arasında kültürel kimlik savaşı yüzyıllar boyunca devam etmiştir.

Bilimsel araştırmalarda Bosna isminin anlamı ve kökeni üzerine bir fikir birliği
bulunmamaktadır. Eski yazarlar ve araştırmacılar, Bosna adını, aynı isimlendirmenin
nehre de verildiği Trak kabilesi olan Besa ile ilişkilendiriyorlar. Ancak daha sonra
bilim adamları, bu Trak kabilesinin Bosna'da iz bırakmadığını ve dolayısıyla
Bosna'nın bu Trak kabilesinden geldiği tezinin güçlü bir dayanağı olmadığını ortaya
koymuşlardı. Lajos Thalloczy ve Karl Patsch, Bosna adının kökeni İlir dilindeki “Bos“
sözcüğüne (ki bu sözcüğün anlamı tuzun yıkandığı yerdir) dayandırarak anlamının da
"Tuz memleketi" olduğunu düşündüler.32 Bu tez, Usora ve Soli bölgeleri ile

28
Snježana Mrdjen, “Narodnost u popisima. Promjenjiva i nestalna kategorija.“,
http://www.doiserbia.nb.rs/img/doi/0038-982x/2002/0038-982X0201077M.pdf (19.07.2017), s. 90-96.
29
https://www.klix.ba/vijesti/bih/pogledajte-nacionalnu-strukturu-stanovnistva-bih-na-nivou-kantona-
i-opcina/160630084 (18.07.2017) Detaylı bilgiler için bkz: Popis stanovništva,
domaćinstava/kućanstava i stanova u Bosni i Hercegovini 2013. godine. http://fzs.ba/wp-
content/uploads/2016/06/PopisNaseljenaM.pdf (18.07.2017).
30
Omer Ibrahimagić, Državno-pravni razvitak Bosne i Hercegovine, Vijeće Kongresa bošnjačkih
intelektualaca, Saraybosna 1998, s. 55.
31
M. Imamović, Historija..., s. 23.
32
Bosna topraklarındaki yaşayan İlirler hakkında detaylı bilgiler için bakınız: Enver Imamović,
Historija Bosanske vojske, Bosanski korijeni, Saraybosna 1999, s. 13-15.
12

ilişkilendirilebilir. Ancak, bu bölge Bosna devletinin erken zamanlarında Bosna'ya ait


değildi. Söz konusu olan tez bu sebeplerden dolayı tartışmalıdır. Ayrıca bazı
araştırmacılar, bugünkü Zenica ve Travnik bölgesinde bulunan, Bosna adlandırmasın
Latince karşılığı olan Basante sözcüğü ile ve de 530 ve 533 tarihli Salonik Sabbaths
kayıtlarında yer alan, Roma kenti Bistua Nova ile bağlantı kurmaktadırlar. Anton
Mayer Bosna kelimesinin, bugünkü çevirisinin “suyun akışı“ olduğu eski Hint-Avrupa
kökenli “Bos“ yahut “Bhog“ sözcüğü ile ilgili olacağını ortaya sürmüştür. Bathinus
Flumen'i veya İlirlerin Bassinus'u bazı Roma kaynakları, Bosna adının temelini "suyun
akışı" çevirisi ile karşılanabileceğini ortaya koyuyor. Ayrıca pek sık kullanılmayan
Latince bir sözlük olan “Bosina“ (sınır) sözcüğü VI. yüzyılda Bizans'a sınırları olan
Frenklerin konuşmasında yer almaktadır.

Bunun dışında, sözcüğün Slavca olduğu ve VI. yüzyılda Slavlarla birlikte


geldiğine dair bir tez de bulunmaktadır. Bu sözcük, Karpatlar'da bir yerde Slavların ilk
yerleşimlerinde ortaya çıkmış bir kabilenin ya da kabilenin büyüklerinin adlandırması
olabilir. Ayrıca Bosna adı Dalmaçya, Hırvatistan, Macaristan ve Slovakya'daki
Ortacağ kitabelerinde erkek ve kadın adı yahut yer ismi olarak yer almaktadır.33

Bosna-Hersek'te yaşayan insan topluluğuna değinirsek, burada çok sayıda


kültürün, medeniyetin, halkın ve etnik grupların birbirine karıştığını görürüz.
Haklarında bilgi sahibi olduğumuz Bosna'nın en eski yerleşimcileri İlirlerdir. Onlar
kuzey-batı, kuzey ve orta Bosna, bugünkü Hersek bölgesinde ve ayrıca Hırvatistan'ın
bazı bölümlerinde, Dalmaçya'da İstria'dan güney daha doğru ifadeyle bugünkü
Dubrovnik'e kadar olan bölgede yaşamaktaydılar. Ayrıca, İlir kabileler grubu
günümüzdeki Karadağ'ın kıyı kesiminde ve Arnavutluk topraklarında yaşamıştır.
Bugünkü Arnavutça ile ilgili olduğu düşünülen bir Hint-Avrupa dili konuşmuştur.
Genellikle sığır, keçi, koyun ve domuz yetiştiriciliği ile uğraşmıştır.34 İlirler'in yanı
sıra, yeni çağdan önce I. ve II. yüzyılda Romalıların geldiği Bosna'nın eski
yerleşimcilerine Skordiskleri de dahil etmek gerekir. Araştırmacılara göre, bunlar

33
Macaristan'daki Veszprem yakınlarındaki bir yer „Bosna“ olarak anılmaktadır. Ayrıca Slovakya'daki
Nitra yerleşkesi için de 1130 ve 1138 arasındaki dönemde „Bosna“ adı kayıtlara geçmiştir. 1103 yılında
Dalmaçya'daki Biograd na Moru şehirde „Bosna“ adında bir keşişten bahsedilirken XI yüzyılda Zadar
Priore'sinin hanımının „Bosna“ adını taşıdığı bilinmektedir. Bkz: M. Imamović, Historija..., s. 4.
34
Noel Malcolm, Bosnia, a short history, New York University Press, New York 1996., s. 23.
13

kuzeydoğu Bosna'da yaşayan karışık bir İlir-Kelt kabilesiydi.35 M.Ö. 9. yılda


Romalılar İlir kabilelerinin direnişini tamamen kırarak Bosna'yı hakimiyetleri altına
almıştır. Ortaçağın erken dönemlerinde Hristiyanlık Romalılarla birlikte Bosna-
Hersek topraklarına gelmeye başlamıştır. V. yüzyılda Bosna bölgesine, III. yüzyıldan
beri Balkanlarda diğer bölgelere akınlar düzenleyen Germen kabilesi Gotlar gelmeye
başlamıştır. Çar İustinius onları Bosna'dan kovmayı başardı ve bu dönemde Bosna
resmi olarak Bizans topraklarına katılmış olmuştur. Gotların yanı sıra kuzey Bosna
topraklarına IV. ve V. yüzyıllarda Hunlar da, V. ve VI. yüzyıllarda Avar, Peçenekler
ve Slavların da yapacakları gibi akınlar düzenlemeye başlamışlardır. Bizans, Hırvat ve
Bulgar orduları tarafından yenilen Avarlar uzun süre bu çoğrafyada kalmamışlardır.
Özellikle Ortaçağ Bosna ve Hırvatistan olmak üzere Balkan ülkelerinin tarihlerinde
sıkça rastlanan “Ban“, “Župan“ (Tr. Jupan) ve “Župa“ (Tr. Jupa) ünvanlarının Avarlara
daynadığı düşünülmektedir.36

Yerel halk, geleneksel kabile temelinde örgütlenmişti. Hiyerarşi 'Zadruga'


birleşme, kooparatif ünvanı taşıyan ailelerden başlamaktaydı, aileler aşiretlere,
aşiretler de kabilelere donuştu. Bir kabilenin “Župa“adı verilen toprakları, “Župan“
adı verilen yönetici tarafından yönetilirdi.37 Söz konusu Bosna olduğunda VII. ve XI.
yüzyıllar arasındaki dönemde siyasi durum oldukça karışıktır. IX. yüzyılın başlarında
kuzey ve kuzeybatı Bosna, Frank kralı Büyük Karlo tarafından fethedilmiştir.38

Bizans İmparatoru ve tarihçi Konstantin Porfirogenet X. yüzyılda, daha doğru


ifadeyle 958 yılında “De Administrando Imperio“ adlı eserinde “Horion Bosna“
tabiriyle, Bosna nehrinin orta ve üst akış güzergahında olarak bir yer, ayrıca Katera ve
Desnek adlı iki şehir belirtmiştir.39 Katera, genel bir bulgu yerini olarak işaret
etmektedir ve muhtemelen bugünkü Saraybosna'nın açıklarında bir yerde
bulunmaktadır. İkinci şehir olan Desnek ismi çok sayıda bilim insanı tarafından bir İlir
kabilesi olan, bugünkü Breza ve Visoko şehirleri arasındaki Orta Bosna'da yaşamış

35
N. Malcolm, Bosna..., s. 23.
36
Pavao Anđelić, Periodi u kulturnoj historiji Bosne i Hercegovine, Zemaljski muzej Bosne i
Hercegovine, Saraybosna 1970, s. 200.
37
N. Malcolm, Bosna..., s. 27.
38
P. Anđelić, a.g.e., s. 202-203.
39
O. Ibrahimagić, Državno-pravni..., s. 7.
14

olan Destiyatlar kabilesi ile ilişkilendirilir.40 Konstantin Porfirogenet yazılarında


Bosna'nın yanı sıra tuz şehri “Salines Ad Salinas“ ve daha sonra Trebinje (Tr.
Trebinye), Zahumlje (Tr. Zahumlye) ve Pagania bölgelerinden (Neretlja (Tr.
Neretlya) bölgesinden) bahsetmiştir.

1.2. Bosna Banlığı ve Krallığı (XII-XV yy.)

Erken feodal dönemde devlet kavramından bahsetmek oldukça zordur. Mustafa


Imamović'e göre bu durum, Bizans imparatorları ve Roma başpiskoposlar tarafından
konumları tayin edilen liderlerin kendi hakimiyetlerini sağlamaya çalıştıkları büyük,
sıkı olmayan, bölgesel olarak oldukça gergin kabilelerin ittifakıymıştır.41 Daha önce
belirtildiği gibi, Bosna bölgesi İustinius döneminden beri Bizans kontrolu ve etkisi
altındaymıştır. Makedon hanedanlığının egemenliğnin sona ermesi ve Komnen
hanedanlığının iktidara gelmesiyle Bizans'da feodal dönem başlamıştır.42 Bizans'ta
ortaya çıkan feodalleşme aynı zamanda Balkanların batısındaki Slavların da
feodalleşmesi anlamına gelmektedir. Bizans'ın güç kaybetmesi bazı Slav ittifaklarının
ve birliklerinin, veya başka adıyla Župalar'ın, devlete dönüşümü sağlayan gerekli
alanların açılmasında büyük rol oynamıştır. Bizans'ın yüce iktidarı XI. yüzyılın
ortalarında güç kaybetmeye başlamıştır. Böylece 1042 yılında IX. Konstantin
Monomachos, bağımsızlığını güvence altına almaya çalışan Duklja (Tr. Duklya)43
kneze karşı yapılan savaşta imparatorluk güçlerine katılması için Bosnalı Bana rüşvet
vermek zorunda kalmıştır.44 Papaz Dukljanin'in (Tr. Duklyanin) yıllığına göre,
Saraybosna ve Visoko havzasındaki orta bölge ile Drina'dan üst Vrbas'a ve Adriyatik
havzasının üst kısımlarına kadar olan Župalar'ın (Tr. Jupalar) birleşimi, bölgede lider
konumunda olan banların gücüyle Bosna'nın ilk siyasi-hukusal birliğini oluşturmaya

40
N. Malcolm, Bosnia..., s. 23.
41
M. Imamović, Historija..., s. 29.
42
M. Imamović, Historija..., s. 29.
43
Günümüzdeki Karadağ sınırlar içinde yer almaktadır.
44
Enver Imamović, Bosanska dinastija Kotromanića, Saraybosna 2008. s. 2-3.
https://www.academia.edu/13107320/BOSANSKA_DINASTIJA_KOTROMANI%C4%86A
(22.08.2017).
15

götürmüştür. 1137 yılına ait Macar belgeleri Bosna’nın bağımsızlığını


kanıtlamaktadır.45

İlk Bosna Banı 1154 yılından 1164 yılına kadar hüküm süren Ban Borić (Latin
kayıtlarında Boricio Bano olarak yer alır) olduğundan bahsedilir. 1143 ve 1186 yılların
arasında Manuel Komnenos zamanında Bizans'ın gücü yenilenme sürecindeyken bu
kısa süreli bir dönem olarak kayıtlara geçmiştir. Bizans iktidarını tüm Balkanlar’da
tekrardan sağlarken Komnenos kaçınılmaz bir şekilde aynı bölgedeki Macar
hakimiyetine karşı koymak zorunda kalmıştır. Ban Borić (Tr. Boriç), Bizans ve
Macaristan arasındaki savasın vuku bulduğu dönemde Bosna'nın bağımsız bir
hükümdar olarak ortaya çıkmıştır.46 Vjekoslav Klaić'e göre, Ban Borić, Macar
devletinin bir hizmetkarı değil yalnızca Macarlar tarafından takdir edilen, değer
verilen ve ödüllendirilen müttefleriymiş.47 Bu savaşta Ban Borić, Sırbistan'ın
kuzeydoğusundaki Braničevo kenti kuşatması sırasında Macar Ordusu'na katılmıştır.
İmparator Komnen şehre vardığında Macar ordusu şehrin kuşatmasını durdurmuştur
ve ayrıca, Ban Borić Sava nehri boyunca ülkenin iç kesimlerine geri çekilmiştir.48 Bu
dönem ile ilgili olarak Bizanslı tarihçi Cinnamus kroniğinde, Bosna'nın Büyük Sırp
Županlığı'na bağlı bir bölge olmadığını zira bu bölgedeki insanların kendilerine özgü
bir sosyal hayatlarının ve yönetim biçimlerinin olduğunu yazmıştır.49 Ancak, 1166 ve
1167 tarihlerinde Komnenos ilk ve tek kez Bizans toprakları olarak anıldığı dönemde,
Dalmaçya'yı, Hırvatistan'ın bir bölümünü, Srijem'i (Tr. Sriyem) ve Bosna'yı
fethetmiştir.50

Bir sonraki hükümdar (Latin kaynaklarında Banus Culinus dominus Bosne ya


da Culin, magno bano Bosnie olarak geçer) Ban Kulin'dir. Ban Kulin'in Stjepan I.
Kotromanić ve Tvrtko I. Kotromanić ile birlikte Ortaçağ Bosna devletinin tarihinde en
önemli hükümdarlardan olduğunu rahatça söyleyebiliriz. 1203 yılında Papanın elçisi
Ivan de Casamaris onun hakkında “büyük Ban, soylu ve güçlü adam yahut koca“ diye

45
Nada Klaić, Srednjovjekovna Bosna, politički položaj bosanskih vladara do Tvtrkove krunidbe 1377.
godine, Eminex, Zagreb 1994, s. 34.
46
Vjekoslav Klaić, Poviest Bosne (do propasti kraljevstva), Svjetlost, Saraybosna 1990, s. 49.
47
V. Klaić, a.g.e., s. 51.
48
N. Klaić, a.g.e., s. 51., 56.
49
Ioannes Kinnamos, Historia, TTK, Ankara 2001, s. 79-87.; O. Ibrahimagić, Državno-pravni..., s. 9.
50
M. Imamović, Historija..., s. 31.
16

yazmıştır.51 Büyük ihtimalle 1180 yılında Bizans İmparator Manuel'in ölümünden


önce Bizans'ın bir vasalı olarak iktidara geldi ancak önemli olan diplomatik belgelerde
bir Dukalık (ducatus), bölge (terra, districtus), Banlık (banatus) ve en sonunda Krallık
(regnum) olarak anılan Bosna'yı güçlü bir devlet haline getirmesidir.52 Onun
döneminde Bosna, Usora, Soli ve Sana nehrin etrafındaki Donji Kraji bölgelere kadar
uzanan topraklarla Drina'dan Grmeč'e kadar devletin sınırları genişletilmiştir.53
Ekonomi yüksek seviyedeydi, madencilik ve başta Dubrovnik Cumhuriyeti olmak
üzere komşu ülkelerle yapılan ticaret ekonomik refahı getirmiştir.

Dubrovnik cumhuriyetiyle kurulan ticari ilişkiler 29 Ağustos 1189 tarihli bir


sözleşme olan ve Bosna ile Ortaçağ Bosnasının hüviyeti konumundaki Kulin Ban'ın
beratı ile taçlandırılmıştır. Kulin Ban'ın bu beratı ile Dubrovnikli tüccarların Bosna
topraklarında güvenli ve barış içerisinde yolculuk edip ticaret yapmaları garanti altına
alınmıştır. Bugüne gelmeyi başarmış Kulin Ban'ın beratı Bosna-Hersek'in devlet olma
geleneği için çok önemli bir tarihi belgedir. Orjinal nüshalardan biri St. Petersbug
müzesinde bulunmaktadır. Madencilik ile birlikte ekonominin bel kemiğini oluşturan
ticaret sayesinde Neretva nehrinin sol kıyısında Drijevo (Tr. Driyevo), Visoko ve
bugünkü Saraybosna'da yer alan Vrhbosna bir ticaret merkezine dönüşmüştür.54
Ayrıca, organize edilmiş bir iktidar, belirli bir yasal sistem ve mahkeme düzeni
oluşturulmuştur.

Bosna devletinin özelliklerinden birisi de, Macar hükümdarı ve Vatikan


papaları tarafından sapkın kabul edilen Bosna Kilisesine sahip olmasıdır. 1199'da Zeta
dükü Vukan, İnnocentius III'e Papa'ya, Bosna'daki sapkınlık faaliyetlerinin kendi
bölgelerinden diğerlerine sıçradığını ve Bosna'yı çevreleyen ülkeleri de tehdit ettiğini
bildirmiştir. Ayrıca, Kulin Ban ve eşininin de sapkın (heretik) tarikata mensup
olduğunu, kendileri ile birlikte binlerce Bosnalı yerleşimciyi de sapkın tarika

51
Kulin ban döneminde bir ifade ile ilişkilendirilir “Od Kulina Bana i dobrijeh dana“. Bu ifade “Regno
de gli Slavi“ eserinin 351 numaralı sayfasına 1601 yılında Orbina tarafından kaydedilmiştir. Detaylı
bilgiler için: Noel Malcolm, Bosnia, a short history, New York University Press, New York 1996.
52
M. Imamović, Historija..., s. 31.
53
Osman Karatay, “Kulin Ban Zamanında (1180-1203) Bosna”, Birinci Uluslararası Balkan Dil,
Kültür, Medeniyet Sempozyumu, 08.10.2010 Tiran, s. 248.
54
M. Imamović, Historija..., s. 32.
17

geçirdiklerini eklemiştir.55 Papa, Zenica yakınlarındaki Bilino Polje'de bulunan Kulin


Ban ile birlikte diğer devlet adamlarla Katolik prensipleri kabul eden halka Bosna
kilisesinin ve Katolizmin öğretileri arasındaki farkı bilmediklerinden dolayı Nisan
1203'te kendi heyetini göndermiştir. Ortaçağ Bosnası ile ilgili tartışmalara neden olan
bu konuyla ilgili görüş ve varsayımlar bulunmaktadır. Bosna Kilisesi üyelerinin
aslında Bogomil mezhebine mensup oldukları ile ilgili olan ilk görüşler 1876 yılında
Božidar Petranović tarafından yazılan “Bogomili“ ve Franjo Rački’nin eserinde
“Bogomili i Patareni“ çalışmalarında ortaya atılmıştır.56

Bosna kilisenin Bosna tarihinde oynadığı rol Boşnak kimliğinin oluşması


süreci açısından oldukça anlamlıdır. Bosnalı kilise genellikle Maniheizm ile
ilişkilendirilmiştir. Bu inanış, III. yüzyılda kurulduğu yer olan İran'dan gelip Balkan
Yarımadası dahil olmak üzere Roma İmparatorluğuna yayılmıştır. Çoğu tarihçi, bu
kilisenin üyelerini Balkanlar'ın güneydoğusundaki Bogomillerle ve kuzey İtalya'da ve
güney Fransa'daki çeşitli dualist heretik mezheplerle ilişkilendiriyor. Ante Babić'in
görüşüne göre, Küçük Asya'dan Pirinea'ya doğru 16 hareket ortaya çıkmıştır.57 Bosna
kilisesinin Bosna Banlıklarında daha sonra da Bosna Krallığındaki başarısı ve
gelişiminin önü açan, doğudaki ve batıdaki diğer kiliselerin üyelerin de görüldüğü
üzere Bosna Kilisesi üyelerinin büyük toprak talep etmemeleridir. Bu yolla Bosna
yönetimi kendilerini muhalif görmeyip destek vermiştir.58 Bosna kilisesinin aslında bir
Bogomil inancı olduğu tezinin yanı sıra Ortodoks kilisesinin bir parçası olduğu tezi de
bulunmaktadır. Božidar Petranović ve Vaso Glušac tarafından temsil edilen bu tez
Sırbistan sınırları dışında kabul görmeyip sadece söz konusu çoğrafyada kendine
savunucular bulmuştur.59

Öte yandan, Hırvat tarihçileri Bosna kilisesi ayrı bir kilise olarak değil, Katolik
Kilisesinin bir uzantısı olarak görmektedirler.60 Jaroslav Šidak'a göre, Bosna kilisesi

55
N. Malcolm, Bosna..., s. 41.
56
Detaylı bilgiler için bkz: Božidar Petranović, Bogumili, crkva Bosanska i krstjani, Pečanja Demarki-
Ružier, Zadar 1867.
57
M. Imamović, Historija..., s. 86.
58
Caner Sancaktar, “Osmanlı Hakimiyeti Altında Boşnak Ulusunun Doğuşu“, Akademik İncelemeler
Dergisi, Cilt: 10, Sayı: 2 Yıl: 2015 (23-44), İstanbul 2015, s. 26.
59
M. Imamović, Historija..., s. 87.
60
N. Malcolm, Bosna..., s. 30. Bogumil Kilisesi'nin Ortodoksluk ile benzerliğini vurgulamak gerekir
çünkü Joseph Holeček (Tr. Holeçek), her iki kilisenin de Hıristiyan ideallerine yönelik öğretilerinin yanı
18

Slav ibadet yöntemlerine tabi olan tamamen bağımsız bir Hıristiyan kilisesidir.
Patriklere, Eski Ahit'in peygamberlerine karşı saygı duymaktaydılar ve onların Haç'a,
ikonlara karşı tutumlar, Bogomil öğretileri ile çelişen şeyler kadar radikal
değilmiştir.61 Bu tez daha güvenilir görünmektedir. Zira doğudan veya kuzey İtalya
ve güney Fransa gibi batıdan gelen sapkın öğretiler ile Bogomillerin ve Bogomilizmin
öğretisinin etkisi gibi herhangi bir dış etkiden bağımsız olarak düşünüldüğünde, Bosna
kilisesi, konu hakkında yazan Noel Malcolm'a göre, Ortodoks kilisesinde olduğu gibi
Katolik kilisesinde de bulunan dini törenler ve dini ritüelleri gerçekleştirmekteydi.
Bununla birlikte, Bosna kilisesi her zaman kutsal metinlerde "özel bir kilise" olarak
vurgulanmaktadır. Osmanlı devleti, Bosna'yı fethettikten sonra kendilerinin yaptıkları
ilk nüfus sayımındaki gruplamalarda Müslüman kimliğinden başka Katolik ve
Ortodoks kimliklerini belirtmiş bir gruba da atıfta bulundukları "gebr" (kafir, gavur)
ifadesini kullandılar ve üçüncü defterlerle ilgili kayıtlarda Hristiyan işareti ile
işaretlenen bu grup mensup Bosna'da yaklaşık 700 kişinin varlığı ile ilgili veriler
bulunmaktadır. Bu grup muhtemelen Bosna kilisenin mensublarıydı. Bu gruba özgü
işaretlerden bazıları Bosna ve Hum (bugünkü Hersek) topraklarında bulunan “Stećci“
(Tr. Steçtsi) adı verilen mezar taşlarıdır. Bu mezar taşlarının iki formu vardır.
Bunlardan ilki taş levhalar, diğeri ise dik duran taş bloklardır. Sayıları yaklaşık 58.000
civarındadır ve büyük çoğunluğu günümüze korunmuş durumdadır.62

Latinlerin ve Bizans'ın elinde olan Konstantinopolis'in 1204'te düşüşü, hemen


hemen tüm Balkan ülkelerinin siyasi durumu değiştirildi. Geleneksel Bizans
İmparatorluğu ve Macar Krallığı arasında süre gelen yanı sıra Balkanlar'da egemenlik
kurma mücadelesi yeni bir faktörü ortaya çıkmıştır. Bu mücadele Doğu Akdeniz ile
Balkanlar'daki güçlerin siyasi dengelerini önemli olçüde etkilemiştir. Avrupa siyasi
haritasinda bu yeni unsur Venedik Cumhuriyetiydi.63 1204'te Konstantinopolis'in

sıra her iki kilisenin de ataerkil demokrasinin sosyal bir ideal olduğu gerçeğini vurgulamaktadır. Öte
yandan, dogmatik farklılık ve aşırı Katolik şekilciliği Bogomil'in Katolik Kilisesi'nden ayrılmasının
nedenleriydi. Bkz. Josif Holeček, a.g.e., s. 52.
61
Jaroslav Šidak, Problem heretičke crkve bosanske u najnovijoj historiografiji (1962-1975), Savez
povijesnih društava Hrvatske, Zagreb 1975, s. 35.
62
Bkz: Ibrahim Pašić, Od stećka do nišana u Bosni i Hercegovini, Preporod, Saraybosna 2017, s. 23-
27.; Ayrica bkz: Dubravko Lovrenović, Stećci; Bosansko i Humsko mramorje srednje vijeka, Rabic,
Sarajevo 2009, s. 27-29.
63
O. Karatay, a.g.m., s. 254.
19

düşüşü, Doğu Akdeniz'de Bizans'ın deniz ve ticaret baskınlığının sona ermesine,


Venedik'in sömürge alanlarının genişlemesine neden olmuştur.64 Bosna doğrudan
doğruya bu yolda ve haçlı ortusunun yağma sağası içinde değilmiştir. IV. Haçlı ordusu
Katolik ve Ortodokslar arasındaki uçurumu derinleştirerek Bosna'ya ve Bosna
Kilisesine olan baskının artmasına neden olmuştur. Bunun yanı sıra Haçlı ordusunun
Heretik “sapkınlara“ olan hoşgörüsüzlüğü de ortaya çıkmıştır.65 XII. yüzyılın başından
1232 yılındaki Ban Matej Ninoslav (Tr. Matey Ninoslav) dönemine kadar olan süreçte
Bosna'da Bosna kilisesi üyelerinin sayısı ve güçleri artmıştır.66 Bu nedenle Papa,
Macar kralını, soyluları ve rahipleri Bosna'ya ve Bosna kilisesine karşı harekete
geçmek için yardıma çağırmıştır.

Kral Andrew II 1255'te krallığın diğer yükümlülükleri ile meşgul olduğundan,


Bosna'daki heretikleri (sapkınları) temizleme görevini Bosna, Usora ve Soli Kaloç
başpiskoposuna vermiştir.67 İşler çok yavaş ilerlediği için daha sonra yeni bir elçi
olarak Kardinal Yakob gönderilmiştir.68 Kardinal, Ban Matej Ninoslav'ı Katolik
inancın ilkelerini kabul etmeye zorlamıştır. Ban'ın oğlunu bir garanti olarak alıkoydu
ve Macaristan'a götürmüştür. Ayrıca Bosna piskoposluğu için Alman Dominik İvan
Teutonius göreve getirilmiştir. Ban Ninoslav'ın tekrardan heretiklere yaklaştığına dair
1234 yılına ait rapor, haçlıların tahrip ettiği ancak Bosna ve Bogomil kiliselerini
yıkmayı başaramadıkları Bosna'ya karşı 1238 yılına kadar sürecek olan bir haçlı seferi
başlatmak için yeterli bir sebep olmuştur.69 Balkanlar'daki amaçları yüzünden kendi
iktidar sahasını ihmal eden Macar Krallığına karşı Dalmaçya şehirlerinin duvarlarına
kadar ulaşan 1241 ve 1242 yıllarında Karpat'ladan gelen Tatar istilasi merkez
Avrupa'ya ve Balkanlar'ın batısına büyük değişimler getirmiştir. O dönemde Split
Trogir'e karşı savaş başlatmış ve Bosna Banı Ninoslav'dan yardım istemiştir. Bunun
üzerine Ban Ninoslav yardım isteğini geri çevirmemiştir. IV. Bela, 1244 yılında yeni

64
M. Imamović, Historija..., s. 98.
65
N. Klaić, a.g.e., s. 98.
66
N. Klaić, a.g.e., s. 90.
67
Macar kralı I. Stefan Kaloç Başpiskoposluğunu kurdu. İlk Başpiskopos altın tacı Vatikan'dan Macar
Kralına götüren aziz Astrik'tir. Yaklaşık 1010'da bu başpiskoposluğun ilk kilisesi inşa edilmiştir. 1135
yılında Kalac Başpiskoposu Bac ile birleşti ve Kaloç-Baçka Başpiskoposu kurulmuştur. Detaylı bilgiler
için bkz: Gergely Balint Kiss, “Utemeljenje i teritorijalni opseg Pečuške biskupije“, Scrinia Slavonica,
Sveučilište u Pečuhu, 9 (2009), UDK 262.3 (439) 10/12 (07.07.2017), s. 353.
68
M. Imamović, Historija..., s. 40.
69
N. Klaić, a.g.e., s. 97-98.
20

bir savaş tehdidi ile Bosna bölgesine girmiştir. Bunun üzerine Ban Ninoslav yetkile
Bosna piskoposluğuna teslim ederek IV. Bela'nın egemenliğini tanımıştır. Yine de o
zaman ait belgelerden Bosna piskoposluğunun yeterince başarılı olamadığını ve kendi
yerleşimini Slavonya'ya Đakovo (Tr. Cakovo) şehrine doğru kaydırdığını görülüyör.70
Bosnalı Ban olan Matej Ninoslav'ın 1249 yılından sonraki son bahsedeğer eylemi
Dubrovniklilerle 1253 yılında sözleşme yenilemesi ve IV. Bela'nın bunun üzerine
Bosna'ya karşı savaşı yeniden başlatması ve ülke çapında direnişi aşmayı başarması
olarak söylenebilir.

IV. Bela, Ninoslav'ın kuzeni Kotromanić (Tr. Kotromaniç) hanedanlığının


kurucusu olarak kabul edilen Prijezda'yı (Tr. Priyezda) yeni Bosna Banı olarak başa
getirmiştir. Prijezda, Bosna askeri birlikleriyle birlikte Macaristan bayrağı altında Çek
kralı Pšemisla Otokara'ya (Tr. Pşemisl Otokar) karşı savaşa katılmıştır.71 Onun
döneminde de seleflerinin dönemlerinde bir gelenek haline dönüşen Dubrovniklilerle
ticaret anlaşması imzalanmıştır. Prijezda'nın bir Ban olarak 1287 yılında yazdırdığı ve
içerisinde Bosna'nın büyük asilzadelerin de onaylamasıyla Yukarı Vrbas bölgesinde
bulunduğu Zemljanik'i (Tr. Zemlyanik) veya başka adıyla Zemunik Jupayı Sana'daki
Babonić Vodički sülalesinden olan kendi damadına teslim ettiği yer almaktadır.
Prijezda, Bosna Banlarının liderliğini, Dubrovniklilerle kurulan sıkı bağları devam
ettirecek olan oğlu Stjepan (Tr. Styepan) I. Kotromanić'e miras bırakmıştır.72 O
dönemde Katolik kilisesine göre mürted ve sapkın olan Bogomillere karşı yapılan
zulum durmuyor ve etkisiz kalan Dominikanlar yerine Macar feodalitesinin vasalı olan
ve Belgrad bölgesini de kapsayan “Mačvanska“ Banlığının yöneticisi, ayrıca “Srem
Kralı“ olarak bilinen Stefan Dragutin'in önerisi üzerine Fransiskanlar göreve
getirilmekteydi. Onun zamanında, Raška bölgesinden kuzeye doğru Sırp-Ulah
sömürgeleştirme dalgası başlamıştır.73

1291 yılında Katolik tarikatı Dominikanların yerine diğer tarikat Fransiskanlar


Bosna'ya gelmişlerdir. Yaklaşık 50 yıl boyunca ‘’sapkınlığı’’ ortadan kaldırmaya,
Bosna'da büyük aileleri ve küçük esnaf sınıfını köylüler gibi asimile etmeye çalışan

70
O. Ibrahimagić, Državno-pravni..., s. 10.
71
M. Imamović, Historija..., s. 46.
72
N. Klaić, a.g.e., s. 118.
73
M. Imamović, Historija..., s. 47.
21

ancak başaramayan Katolik tarikatı Dominikanları zamanla Bosna'dan çıkartmışlar.


Mustafa Imamović'e göre, Fransiskalar, öncüllerinden çok daha farklı yöntemler
kullanmıştır. Her ne kadar güç ve sorgulayıcı yöntemleri tamamen reddetmediyseler
de odak noktalarını halkı kademeli fakat kalıcı olarak dönüştürmekti.74 Bu yaklaşım,
kesinlikle meyvelerini verdi ve öncüleri olan Dominiklerden farklı olarak kısmen
Bosna'yı ve Bosna'daki yaşamı Katolikliğe ve Roma Katolik öğrenmesine
yaklaştırmayı başarmışlar.75

1302 yılında merkezi Šibenik (Tr. Şibenik) ve Skradin bölgesinin


hinterlandında olan ve ilk kez Dalmaçya'da XIII. yüzyıldan itibaren topraklarını
genişletme imkanı bulan ve de bu bölgede Šibenik (Tr. Şibenik), Trogir ve Split
şehirlerine hükmeden daha sonra da Neretva'nın alt kısımlarına da hükmetmeye
başaran Šubić (Tr. Şubiç) ailesinin büyüklerinden Pavao I. Šubić kardeşi Mladen'i
Bosna Banı olarak görevlendirmiştir. Bosnalı Ban Stjepan I. Kotromanić kararlı bir
şekilde direnmiş ve taht savaşı 1304 yılına Mladen Šubić hayatını kaybedene kadar
devam etmiştir. Onun yerine Pavao Šubić "Bosna'nın Efendisi" olarak nitelendirilen
Mladen'in oğlu II. Mladen'i göndermiştir. Bu, Šubić ile Kotromanić ailesinin de dahil
olduğu Bosnalı soylu aileler arasındaki ilişkilerle oluşan vasallık sistemine
dayanmaktaydı.76 Ancak bu taht kavgalara rağmen, Stjepan, Bosna hükümdarı
kalmayı başarmıştır.

Stjepan I. Kotromanić'in ölümünden sonra Šubić de dahil olmak üzere Hırvat


hükümdarı karşı savaşan güçlü ve kararlı Karl Robert Anjou ile bağlantıları olan oğlu
II. Stjepan'ın tahta çıkmıştır. Bu Stjepan II. Kotromanić'in Šubićlerin gölgesinden
çıkarak Sava'dan Adriyatik denize, Cetine'den Drina'ya, ve bugünkü Hersek bölgesi
olan Hum topraklarının Bosna'nın bir parçası olduğu 1322'den 1326'ya kadar olan
dönemde bir iktidar kurmasını sağlamıştır.77 İlk Bosna parasının basımı II. Stjepan

74
M. Imamović, Historija..., s. 48.
75
Noel Malcolm'a göre, 1385'te, yani Fransiskan teşkilatının Bosna Bölgesine gelmesinden 94 yıl sonra
dört manastır aktif hale geldi. Bunlar Visoko'da, Travnik Lašva'da, Kaknja Sutjeska'da ve Olovo'da idi.
Bkz. Noel Malcolm, Bosnia, a short history, New York University Press, New York 1996.
76
Vladimir Ćorović, Istorija Bosne, Srpska kraljevska akademija, Belgrad 1940, s. 217.
77
Sima Ćirković, Istorija srednjovekovne bosanske države, Srpska književna zadruga, Belgrad 1964, s.
88-90.; Boris Nilević, “Bosanske Države“, Bosna i Hercegovina od najstarijih vremena do Drugog
svjetskog rata, editör: Ibrahim Tepić, Bosanski kulturni centar, Saraybosna 1998, s. 63.
22

Kotromanić döneminde gerçekleşmiştir. İlk Bosna parasına dinar (veya dinarius) adı
verilmişti ve para için gerekli madenler Srebrenica'da (Tr. Srebrenitsa) olduğu gibi
Fojnica'daki (Tr. Fojnitsa), Ostružnica (Tr. Ostrujnitsa) ve Deževica (Tr. Dejevitsa)
madenlerinden elde edilmekteydi.78 II. Stjepan, 1353'te kızını Elizabethe Macar-
Hırvat Kralı Ludwig I Anjou ile evlenerek itibarını güvence altına aldı ve Avrupa'nın
yüksek siyasi dünyasına bir adım daha yaklaşmış oldu.79 Aynı yıl, oğlu I. Tvrtko
Kotromanić' yerine geçti. Hükmdarlığın başları Tvrtko için çok kolay geçmemiştir.
Zira Macar Kralı I. Ludovic, Hrvat asilzadelerinin direncini kırdıktan sonra, Bosna'ya
yönelerek Tvrtko'yı Batı Hum bölgesini Elizabeth'in çeyizi olarak kendisine vermesi
için zorlamaya başlamıştır. Ayrıca, 1358 yılındaki Zadar barışının sonuçları
gerekçesiyle Dubrovnik'in Bosna Banı yerine, Pelješac (Tr. Pelyeşats) adası'nın
tazminatı olarak kendisine vergi ödemesini talep etmiştir. Sonunda, Bosna’daki
sapkınlara karşı Haçlı ordusu harekete geçti ve 1363 yılında iki ordu toplanmıştır. Biri
I. Ludovik önderliğinde Sava nehirden Jajce'ye (Tr. Yayçe) doğru hareket ederken
diğeri ise Nikola Kat önderliğinde Usora ve Soli bölgelerine ulaşmıştır.80 Ludovik,
Tvrtko'nun ordusuyla Jajce'deki Pliva nehri üzerinde Sokol kalesinin yakınlarında
karşı karşıya gelirken Nikola Kat liderliğindeki diğer ordu Tvrtko'nun birlikleriyle
Srebrenik'te karşı karşıya gelmiştir. Her iki mücadeleden de Ban Tvrtko'nun güçleri
galip çıkmıştır.81

1366 yılında Bosna asilzadeleri I. Tvrtko'ya karşı bir isyana kalkıştılar ve


Bosna Banlığına Tvrtko'nun kardeşi Vuk'u getirmeye çalıştılar ancak Tvrtko, I.
Ludovik'ten aldığı yardım ile isyanı hızlı bir şekilde bastırmayı başarmıştır.82 1369
yılında Tvrtko mutlak iktidarını oluşturdu ve önündeki 20 yıl boyunca Bosna
Balkanların en büyük ve en güçlü devleti olmuştur.83 Nikola Altomanović'e (Tr.
Altomanoviç) karşı kazanılan zafer, Piva, Tara ve Polimlje (Tr. Polimlye) ile birlikte
yukarı Podrinje'yi (Tr. Podrinye) de topraklarına katmasını sağlamıştır.84 Kısa süre

78
M. Imamović, Historija..., s. 58.
79
B. Nilević, a.g.e., s. 64.
80
Salih Sidki Hadžihuseinović Muvekkit, Povijest Bosne, El-Kalem, Saraybosna 1999, s. 20.
81
M. Imamović, Historija..., s. 59.
82
S. S. H. Muvekkit, a.g.e., s. 18.
83
N. Klaić, a.g.e., s. 266.; O. Ibrahimagić, a.g.e., s. 13.
84
N. Malcolm, Bosna..., s. 33.
23

sonra, Trebinje (Tr. Trebinye), Konavle ve Dračevica (Tr. Draçevitsa) Jupanlıkları


alarak Bosna sınırını Boka Kotorska'ya kadar taşımıştır. 10 Nisan 1377'de Prijepolje85
yakınlarındaki Mileševa (Tr. Mileşeva) Manastırı'nda "Srbljem i Bosne i Primorjem i
Zapadnomm Stranam" (Tr. Sırbistan, Bosna, Sahil ve Batı bölgelerin) kralı olarak taç
giymiştir.86 Doğudaki fethinden sonra yüzünü batıya ve Adriyatik sahile (Boş.
Primorje) dönmüştür. 1382'de Bokokotor körfezi girişinde Novi limanını kurdu, bir
sonraki yıl ise Opuzen yakınlarındaki Brštenik kasabasını inşa ettirmiştir.87 1390'da
Ludovic'in ölümünden sonra Macar-Hırvat krallığında yaşanan krizi kullanarak eski
Hırvat topraklarının önemli bölümlerinin Bosna Krallığına kazanmıştır. Brač (Tr.
Braç), Korčula (Tr. Korçula) ve Hvar adalarıyla Split, Trogir ve Šibenik (Tr. Şibenik)
gibi şehirler Bosna topraklarına dahil olmuşlardır. Tvrtko'nun egemenliğinin sonuna
doğru, Osmanlıların ilk birlikleri, Bosna ve Hum topraklarına gelmeye başlamışlardı.
Osmanlı birliklerinin ilk akını 1386'da meydana geldi. Tvrtko tarafından 1389 yılında
Kosova Savaşına gönderilen ve onun voyvodası olan Vlatko Vuković'in (Tr. Vukoviç)
Neretva vadisine kadar Bosna topraklarına girmiş olan Osmanlıları durdurmayı
başarmıştır.88 Kral Tvrtko iki yıl sonra vefat etmiştir. Her şeyden önce Tvrtko'nun
Bosna tarihindeki önemi güçlü bir merkeziyetçi devlet kurmasıdır. Bunun yanı sıra
sınırlarını doğuya, batıya ve Adriyatik denizin sahillere (Boş. Primorje) bölgesine
doğru genişletmiş ve buraları güçlendirmiştir. Ayrıca Bosna krallığının ilk tacını giyen
kraldır.

Bununla birlikte, hükümdarlığı süresince, kendi soyundan gelen asilzadeleri


güçlendirdi ve bu gücü kalıcı bir hale getirmek için temeller atmıştır. En güçlü ve etkili
aileler arasında Hrvatinići (Tr. Hrvatiniçi), Hranići Kosače (Tr. Hraniçi Kosaçe) ve
Radinović Pavlović'in (Tr. Radinoviç Pavloviç) knezleri bulunmaktaydı.89 Onlar

85
Yeni araştırmalar, Bosna kralı Birinci Tvrtko Kotromaniç'in taçlandırılması Prijepolje yakılnarındaki
Mileşeva Manastırı'nda değil, Orta Bosna'nın Visoko şehrinin yakınlarındaki Mile'de gerçekleştiğini
ortaya koymuştur. Detaylı bilgiler için bkz: Pavao Anđelić, Bobovac i Kraljeva Sutjeska, Sarajevo
Publishing, Saraybosna 2004.
86
N. Klaić, a.g.e., s. 255.
87
S. Ćirković, a.g.e., s. 148-149.; S.S.H. Muvekkit, a.g.e., s. 20.
88
V. Ćorović, a.g.e., s. 327.
89
Aralarında en güçlüsü Lašva jupalığını, Sana'daki Ključ şehirlerini, Hlivno'yu, Kotor Varoš ve Jajce'yi
elinde tutan Hrvoje Vukčić Hrvatinić idi. Onun yanı sıra Sandalj Hranić Kosača, daha sonra sözü edilen
aralarında Foča i Dobrun gibi önemlilerin de bulunduğu Drina nehirdeki jupalıkları elinde tutan Vlatak
Vuković bulunmaktaydı. Detaylı bilgiler için bkz: M. Imamović, Historija..., s. 69.
24

büyük asilzadeler gibi Ortaçağ düşüncesinde hukukun üstünlüğü fikrini bir kenara
bırakıp topraklardan ve vergilerden gelen gelirlere el koymayı amaç edinmişlerdi.
Böylece, I. Tvrtko Kotromanić'in ölmünden sonra Bosna asilzadeleri onun halefi
olarak onun kuzeni Stjepan Dabiša'yi (Tr. Styepan Dabişa) göreve getirmişlerdi.
Bosna'nın yeni hükümdarı, Đakovo'da (Tr. Cakovo) 1393 yılında bir anlaşmayla
Macar tahtı için yapılan savaşta kazanan 1387 yılında Stjepan'ın (Tr. Styepan) tacını
kabul eden Sigismund'a Dalmaçya ve Hırvatistanı bırakmaya zorlanmıştir.90 4 yıl
süren hükümdarlığının ardından yerine Stjepan Ostoja (Tr. Styepan Ostoya)
geçmiştir.91 Bu arada Macaristan hükümdarı Sigismund Luxemburg hızlı bir şekilde
birlikler ve eski düşmanlarını topluyor ve doğudan Avrupa'ya karşı büyük bir tehlike
oluşturan Osmanlı devletine karşı büyük bir Haçlı ordusu hazırlıyormuştur.92

Hırvat asilzadelerinin yardımıyla bu göreve getirilen ve kendi kendini kral ilan


eden Macar-Hrvat kralı Ladislav'ın 1403 yılında Zadar'daki taç giyme töreninde
bulunan, Bosna krallığının siyaset sahnesinde en güçlü figür haline gelen ve
Ladislav'ın desteği gören Hrvoje Hrvatinić'ın baskısında dolayı Stjepan Ostoja
Sigismund'un himayesinde dokuz sene hüküm sürdükten sonra 1404 yılında görevden
alınmıştır. Ostoj'un yerine I. Tvrtko'nun oğlu II. Tvrtko Kotromanić geldi.93 Celje (Tr.
Celye) kontlarının yardımıyla Ladislav'ın gücünü kıran Sigismund 1408 yılında hala
Hrvoje Hrvatinić'in büyük etkisi altında olan Bosna'ya girip Modriča'da (Tr. Modriça)
yaşayan halkı kılıçtan geçirmiştir.94 Hrvoje Hrvatinić 'in Sigismund ile barışmasına
rağmen, 1409 yılında asilzadeler II. Tvrtko'yu ele geçirdiler ve Stjepan Ostoja'nın
Macar yanlısı oğlu Stjepan Ostojić'i tahta çıkarmışılardı.95 Sigismund kendi durumunu
sağlamlaştırdığında Hrvoje Hrvatinić'in gücünü tamamen ortadan kaldırmaya ve Brač
(Tr. Braç) ile Hvar adalarını almaya karar vermiştir. Bunun üzerine Hrvoje
Osmanlılardan yardım istedi.96 1414 yılında I. Mehmet Hrvoje'nin davetini kabul etti
ve Bosna'ya girip Bosna asilzadeleri Osmanlı devletinin yardımıyla Sigismund'un

90
V. Ćorović, a.g.e., s. 339.
91
N. Malcolm, Bosna..., s. 34.
92
S. S. H. Muvekkit, a.g.e., s. 32.; V. Ćorović, a.g.e., s. 353.
93
S. Ćirković, a.g.e., s. 204.
94
S. Ćirković, a.g.e., s. 210.; S.S.H Muvekkit, a.g.e., s. 33.
95
V. Ćorović, a.g.e., s. 405.
96
B. Nilević, a.g.e., s. 76.; V. Ćorović, a.g.e., 406, s. 411-412.
25

ordusunu Doboj (Tr. Doboy) yakınlarda yenmiştir.97 Kral Ostoja'nın (Tr. Ostoya) oğlu
Stjepan Ostojić'in (Tr. Styepan Ostoyiç) kısa süren iktidarından sonra, iktidar
tekrardan II. Tvrtko'nun eline geçti ve 1443 yılına kadar da elinde kalmıştır. Onun
egemenliği Bosna devletinin ekonomik yükselişi ile şekillenmiştir. Ayrıca, 1428
yılından itibaren Bosna'daki etkisi her geçen yıl daha da artarak devam eden Osmanlı
devletine vergi ödemek zorunda kalmıştır.98 1443'de II. Tvrtko'nun ölümünün
ardından yerine Stjepan Ostojić'in oğlu Stjepan Tomaš (Tr. Styepan Tomaş)
geçmiştir.99

Stjepan Tomaš iktidarını kalıcı kılmak ve batıdan daha doğrusu Papa ve


Roma'dan destek almak için 1445 yılında Katolikliği kabul edip Bosna kilisesi
mensuplarına karşı zulme başlamıştır.100 Bununla beraber Osmanlının doğudan gelen
etkisi azaltmamaktaydı. 1448 yılında Osmanlılar Vrhbosna ile Hodidjed (Tr.
Hodidjed) kalesini fethederek orada bir askeri üs kurmuşlar. Katolikliği kabul eden
kendi sonu için endişe edip Stjepan Tomaš, Hersek kontrolündeki ve Osmanlı kontrolü
altında bulunan Hersek'e kaçan Bosnalı Bogomillere zulum ve yok etme sözü
vermiştir.101 Vatikan ile olan resmi yazışmalarda şikayet eden ve seçim hakkı
kalmayan Tomaš, Osmanlı devletine haraç teklif etmiş ve sadece dört yıl içinde
160.000 dukat (altın) ödemek zorunda kalmıştır.102 Onun zamanında, özellikle
1460'ların başında madencilik, özellikle Fojnica (Tr. Foynitsa) ve Srebrenica (Tr.
Srebrenitsa) çevresindeki gümüş ve altın madenleri gelişmiştir.103 Kral Tomaš
öldükten sonra yerine oğlu Stjepan Tomašević (Tr. Styepan Tomaşeviç) geçmiştir.
Babasının ayak izlerini takip ederek kısa iktidarı süresince Osmanlı devletine karşı
olacak bir savaşta yardım istemek için bir çok kez Papaya mektup yazmıştır. Papa
dışında, Janos Hunyadi'nin oğlu Matia Korvin'den de yardım talep etmiş ancak
talepleri her defasında cevapsız kalmıştır.104

97
V. Ćorović, a.g.e., s. 417.
98
S. Ćirković, a.g.e., s. 256.; M. Imamović, Historija..., s. 75.
99
N. Malcolm, Bosna..., s. 35.; S. Ćirković, a.g.e., s. 276.
100
E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 48.; Franjo Rački, Bogumili i Patareni, Rad Jugoslavenske
akademije znanosti i umjetnosti, Zagreb 1869, s. 147-148.
101
F. Rački, a.g.e., s. 166-167.
102
M. Imamović, Historija..., s. 79.
103
N. Malcolm, Bosna..., s. 36.
104
M. Imamović, Historija..., s. 81.
26

1.3. Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Bosna (1463-1878)

Osmanlının Balkanlar'da hızlı bir şekilde ilerlemesi iki gerçeğe dayanır; bunlar,
Balkan devletlerinin zor durumları ve genel feodal sistemin çökmesi ile Osmanlı
devletinin çetin devlet politikası ve ayrılma taktikleridir.105 Balkan feodal devletler
sıkça birbirleri ile çatışma halindeydi ve o dönemin Avrupa gücü olan Macaristan’a,
XII. yüzyıldan itibaren Venedik Cumhuriyetine karşı da ayaklanmaktaydı. Ayrıca söz
konusu olan feodal devletler bu süreçlerde sık sık Osmanlı devletinden yardım
istemekteydi. 1371 yılındaki Meriç Muharebesi ve 1389 yılındaki Kosova Savaşı'ndan
sonra Osmanlılara bağlı Balkanlar'da küçük vasal devletler ve knezlikler kurulmuştur.
Bizans kraliyet ailesinden Paleologlar bile Osmanlı sultanından Bizans imparatorluk
tahtı için diğer ailelerle olan savaşlarında yardım istemişlerdir.106

Osmanlı'nın Bosna fethi söz konusu olduğunda bu fetih kısa sürede hızlı bir
şekilde gerçekleşen bir süreç değilmiş. Bosna üzerindeki Osmanlı etkisi 1463'te
Bosna'nın fethedilmesinden önce dahi hissedilmekteydi. Bosna bölgesinin fethi 1463
yılından 1592 yılında Bihać (Tr. Bihaç) şehrinin düşmesine kadar geçen 130 yıl devam
etmiştir.107 Fetih, XV. yüzyılın yirmi ve otuzlarında yavaş yavaş başlamıştır ve bu
süreçte Osmanlı ordusunun bir askeri garnizonu olarak, askeri eylemlerin ve
gözlemlerin çoğunun başladığı Üsküp şehri bu dönemde büyük etkiye sahipti. Üsküp
şehrinin o zamanki yöneticisi İshak Bey’in oğlu İshak Bey İshakoviç, Saraybosna'nın
kurucusu kabul edilir.108 1396 yılında Zvečan'da (Tr. Zveçan), Doğu Bosna sınırında
Osmanlı ordusu bulunmaktaydı. Ayrıca, 1416 yılında İshak Bey Evrenos Paşa'nın
yardımıyla Aşağı Bosna'ya, Višegrad (Tr. Vişegrad) kalesine, Sokol'a, Saraybosna'ya,
Farih'e ve Bosna nehrinin kaynağında bulunan kalesiyle birlikte Kresavica (Tr.
Kresavitsa) kasabasına saldırı gerçekleşti ve tamamen yok etmiştir.109

105
M. Imamović, Historija..., s. 103.
106
M. Imamović, Historija..., s. 103.
107
O. Ibrahimagić, a.g.e., s. 15.
108
S. S. H. Muvekkit, a.g.e., s. 64.; Behija Zlatar, “Bosna i Hercegovına u okvıru Osmanskog carstva
(1463-1593)“, Bosna i Hercegovina od najstarijih vremena do Drugog svjetskog rata, editör: Ibrahim
Tepić, Bosanski kulturni centar, Saraybosna 1998, s. 104.
109
S. S. H. Muvekkit, a.g.e., s. 37.
27

Aynı zamanda Novi Pazar'da (Tr. Yeni Pazar) kadıdan bahsedilmesi bölgede
Müslüman varlığın oluşmaya başladığı anlamına gelmektedir. Bu tarihsel veriler
ışığında henüz Bosna kralı ünvanı ile taç giyen I. Tvrtko Kotromanić döneminde,
Bosna'nın siyasi ve ekonomik olarak zirveye ulaştığı dönemde bu bölgelerde
Müslüman nüfus mevcuttu ve Polimlje bölgesinde (Tr. Polimlye) yerleşmişlerdi.110
XV. yüzyılın başlarında Bosna asilzadeleri arasında yer alan Sandalj Hranić (Tr.
Sandaly Hraniç) Beyazıd'in oğullarından ve Osmanlı devletinin tahtının talibi olan
Süleyman'a yaklaştığı fark edilmeye başlandı. Hranić, 1411 yılında kendi
topraklarında diğer asilzadelerle olan savaşlarında kullanmak için 7.000 Osmanlı
askerini bulunduruyordu.111 Aynı yıl, Hrvoje Vukčić (Tr. Hrvoye Vukçiç), I.
Sigismund'a karşı olan savaşta Osmanlı sultandan yardım istemiştir.112 1448'de
Osmanlılar bugunkü Saraybosna yakınlarındaki bulunan ve daha sonra tüm Bosna
bölgesini fethedmeyi mümkün kılacak olan Hodidjed'de (Tr. Hodidyed) bir garnizon
kurmuştur.113 XV. yüzyılın otuzlu yıllarında Osmanlılar Ustikolina'da bir cami inşa
etmişler,114 ve bu cami Bosna-Hersek topraklarında kayıtlı en eski cami olarak kabul
ediliyor.115

Son Bosna kralı Stjepan Tomašević'in ailesiyle birlikte idam dildiği ve Ortaçağ
Bosna devletinin ortadan kaldırıldığı Jajce'nin 1463'te alınmasından sonra, Fatih
Sultan Mehmed bu kalede küçük bir askeri garnizon bırakmıştır.116 Aynı yılın kışı
gelmeden hemen önce Matia Korvin ordusuyla birlikte şehri işgal eder. Jajce kalesi
Mohaç Muharebesinden bir yıl sonra, 1526 yılında tekrar Osmanlıların eline geçmiştir.
Matia Korvin Jajce'den sonra Osmanlı ile diğer tarafta Macarların egemenli altında
olan Slavonya arasında bir tür tampon bölge olan Jajce ve Srebrenik Banlıklarını da
kurmuştur.117 Bu bölge, 1512'de Osmanlı'nın Srebrenik'ı fethine kadar mevcudiyetini
sürdürmüştür. Fethedilen bölgede Osmanlılar Bosna Sancağını kurmuşlar. Bosna

110
M. Imamović, Historija..., s. 106.
111
B. Nilević, a.g.e., s. 76.
112
B. Nilević, a.g.e., s. 76-77.
113
N. Malcolm, Bosna..., s. 35.
114
Jugoistočna Bosna.
115
Bkz:http://www.islamskazajednica.ba/index.php?option=com_content&view=article&id=22240:nis
te-ni-zapamtili-a-vec-ste-zaboravili&catid=201&Itemid=457 (18.07.2017).
116
Joseph von Hammer, Historija turskog (osmanskog) carstva, Štamparski zavod Ognjen Prica, Zagreb
1979. s. 196.
117
N. Malcolm, Bosna..., s. 47.; J. Hammer, a.g.e., s. 196.
28

Sancağının yanı sıra XV. yüzyılın sonunda Hersek ve Zvornik sancakları da


kurulmuştur.118 Hersek bölgesi 1466 yılında fethedildi ve dört yıl sonra 1470 yılında
Foča (Tr. Foça) merkezli Hersek Sancağı oluşturulmuştur. 1572 yılında ise sancağın
merkezi Pljevlja'ya (Taşlica) taşınmıştır. XVI. yüzyıldan itibaren Mostar, Hersek
Sancağının merkezi olarak anılmaya başlandı ancak resmi olarak 1833 yılında merkez
olarak kabul edildi.119 1483 yılının Haziran ayının başlarında Zvornik, Srebrenica,
Gornja ve Donja Tuzla (Tr. Gornya ve Donya Tuzla) kasabalarını kapsayan Zvornik
Sancağı kurulmuştur. Bu bahsedilen her üç sancak da Rumeli Eyaletinin bir parçasıydı
ve 1580 yılında Bosna Eyaleti kurularak bahsi geçen sancaklar aynı isimli eyaletin
parçası olarak şekillendiler.120

Osmanlıların Bosna'ya gelişiyle birlikte timar sistemi de başlatılmıştır. Bu


sistem, Osmanlı devletinin askeri ve memuri ihtiyaçlarına hizmet eden klasik bir
Ortaçağ sistemiydi. Osmanlı İmparatorluğu tüm ekilebilir araziyi Osmanlı devletinin
malı olduğunu ilan etti lakin vakıflara tanınan mülkiyet hakları özel statüdeydi.121
Fatih Sultan Mehmed döneminde devletin menfaati için arazi edinimi, halefi olan II.
Beyazid zamanında olandan çok daha önemliydi. Yine de Selim ve Muhteşem
Süleyman zamanında ola ekilebilir arazinin %87'si devlet kontrolu altındaydı. 122 Bu
sistemin özü, at binicilerinin birliği olan Sipahilere ve mülklerin yöneticisi
konumunda olan tımar sahipleri ile ilişkiliydi. Bunlar arazilerin sahipleri değil, sadece
bu arazileri işleyen köylülerden vergi alma yetkisi olan ve devlet için ödenecek
vergileri toplayan kişilerdi. Devlet, mümkün olduğunca çok ekilebilir arazinin
işlenmesi ve devlete daha fazla gelir getirmesi için tımarlarına köylüleri yerleştirmeleri
için sipahileri cesaretlendirmekteydi.123 Buna ek olarak, Sipahilerin hırsızları bulup
tutuklama gibi görevleri de vardı ancak onları yargılama yetkisi Sipahilerde değil yerel

118
B. Zlatar, a.g.e., s. 97.
119
M. Imamović, Historija..., s. 111.
120
Vakıflar tarafından vakıf olarak %80 XVI. yuzyıl sonundan itibaren kaldırılan Bosna şehirlerinin
gelişimi o dönemde başladı. Bkz: Hatidža Čar Drnda, ‘’Mostar, a Legacy of Islamic Culture and
Civilization’’, Proceedings of the second international symposium on islamic civilisation in the
Balkans, 4-7 Aralık 2003, Tirana-Albania, IRCICA (Research center for islamic history, art and culture,
İstanbul 2006, s. 175.
121
Bosna'daki vakıflar ve tarihi hakkında detaylı bilgiler için bkz: B. Zlatar, a.g.m., s. 99.; Vakufi u
Bosni i Hercegovini, historijat, trenutno stanje i perspektive, Islamska zajednica BiH-Vakufska
direkcija Sarajevo, Bemust, Saraybosna 2010.
122
M. Imamović, Historija..., s. 114.
123
M. Imamović, Historija..., s. 115.
29

kadılara (yerel mahkemelere) verilmişti. Bosna'nın özgünlüğü de bu konu ile ilgilidir.


İdarenin başlarında, özellikle XV. yüzyılın sonlarına doğru kayıt defterlerinde
tımarların yerli halka dağıtıldığı gerçeğini ortaya koyan ve 1516 yılında yasalarla ilgili
olarak imzalanan kanunname yer aldığı gibi Hristiyan sipahiler de bulunmaktaydı. 124

Osmanlı devletinin XV. yüzyılda gelişi muhtemelen Balkanlarlar'ın ve Bosna


bölgesinin İslam'la olan ilk teması değilmiştir. Mekke ve Medine kutsal şehirlerinden
başlayarak kuzeye, kuzeybatıya Akdeniz'e kadar yayılan erken dönemdeki Arap-İslam
genişlemesi Güney İtalya ve Güney İspanya'da da olduğu gibi Girit ve Sicilya'ya hızla
yerleşmiştir. Ayrıca, bu genişleme Müslüman tüccarları ve korsanları Dalmaçya
kıyılarına kadar getirmiştir. Bu kıyılardaki köle ticareti muhtemelen daha önceki
dönemlerde de yaygınmıştır.125 X. yüzyılda Sarazen hükümdarının 13.750 Slavdan
oluşan ordusu bulunmaktaydı.126 Bosna nüfusunun büyük bir bölümünün Osmanlı
devletinin yönetimi altındaki İslamlaşması, Bosna'nın yeni tarihinin en belirgin ve en
önemli özelliğidir. Bu konuda birçok teori bulunmaktadır. Ancak 1940'larında
Osmanlı arşivlerinin ciddi bir şekilde incelenmeye başlandığı döneme kadar bir çok
tarihi gerçek ve ifadeler bilinmemekteydi.127

Bunun yanı sıra Bosna'da İslamın kabulune ilişkin bilgileri Papalık elçilerinin
raporlarından öğrenebiliyoruz. Bu bilgilere göre, Bosna'da İslamın kabulu yavaş
olduğunu, yaklaşık 250 yılda gerçekleşen bir süreçtir. Ayrıca, 1526 yılındaki Mohaç
Muharebesi'nden sonra İslama geçiş bir ivme kazanmıştır.128 Böylece, İslamlaşma
süreci 1878 yılındaki Avusturya-Macar ilhakından önceki son yirmi yıla kadar devam
eder. Ancak bu süreç Osmanlı İmparatorluğu egemenliğinde gerçekleşen 150-200
yıllık dönemdeki gibi yoğun ve güçlü değilmiş.129 1468-1469 yılına ait Osmanlı
defterlerine bakıldığında yeni dini Orta ve Doğu Bosna bölgesinde sadece bir avuç
insanın kabul ettiği sonucuna ulaşabiliriz. Aynı defterlerdeki kayıtlara baktığımızda,
Bosna'da 37.125 Hristiyan ve 332 Müslüman ailenin yaşadığını görüyoruz.130 Nedim

124
E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 118.
125
M. Hadžijahić, M. Traljić, Nijaz Šukrić, a.g.e., s. 21.; N. Malcolm, Bosna..., s. 52.
126
Vladimir Mažuranić, Südslaven im Dienste des Islams, Zagreb 1928, s. 21., s. 27.
127
N. Malcolm, Bosna..., s. 52.
128
B. Zlatar, a.g.e., s. 118.; M. Imamović, Historija..., s. 140.
129
M. Imamović, Historija..., s. 140.
130
N. Malcolm, Bosna, s. 52.
30

Filipović'e (Tr. Filipoviç) göre, ilk yıllarda Müslümanların en kalabalık bulunduğu yer
Hodidjed idi. Bu görüş oldukça akla yatkındır çünkü Hodidjed Bosna'nın Osmanlı
yönetimine giren ilk bölgelerindendir.131 Bir sonraki defter 1485 yılına aittir ve
Müslüman sayısındaki artışı göstermektedir. Bu deftere göre 30.552 Hıristiyan aile ve
4.134 Müslüman aile yaşıyormuştur. Her ailenin 5 ferdi olduğunu varsaydığımızda,
15.5251 Hristiyan ve 21.734 Müslümanın o dönemde Bosna'da yaşadığı sonucuna
ulaşabiliriz.

XVI. yüzyılın sonunda Bosna'da 98.095 Hristiyan ve 84.675 Müslüman


yaşamaktaydı.132 Hersek bölgesinde İslamlaşma süreci de hız kazanmıştı. 1509
yılından kalma bir Ortodoks keşiş düştüğü kayda göre, pek çok Ortodoks İslam'a
dönmüştür. Bosna'nın kuzey kısımları daha sonra Osmanlı devleti tarafından
fethedildiğinden dolayı bu süreç yavaş gerçekleşmekteydi. 1533 senesinde bölgenin
tamamında nüfusun üçte birini Müslümanlar oluşturmaktaydı. Bu sayı 1548 yılında
bölge nüfüsünün %40'ına kadar ulaştı. İslamlaşma süreci papaz veya Fransiskanlar
rahiplerinin etkisi ile kiliselerden uzak olan bölgelerde ve köylerde daha kolay
gerçekleşmekteydi.133

XVI. ve XVII. yüzyılda Müslümanlar Bosna'da büyük bir avantaj elde etmiştir,
ancak Osmanlı devletinde o şekilde defterin (istatistiklerin) yazma geleneği bittiğinden
dolayı kesin verileri bulmak oldukça güçtür. Papa'nın Arnavut asıllı ziyaretçisi Peter
Masarechi'nin (Tr. Masareki) raporuna göre, 1642'de Bosnalı yerleşimcilerin 450.000
Müslüman, 75.000 Ortodoks Kilisesi mensup iken 150.000 kişi ise Katolikti.134 Noel
Malcolm'un görüşüne göre de, Bosna'daki İslamlaşma süreci uzun ve yavaş bir
süreçtir. Bosna’da yalnızca bir aile üyesi İslam'ı kabul ederdi (baba ya da oğul) ve
kalan üyelerin Hristiyan olduğu ailesi ile birlikte yaşamaya devam ediyordu. Bu
süreçte genellikle gönüllülük esastı.135 1463 yılında Bosna Kilisesi üyeleri ve Fatih

131
Nedim Filipović, “Napomene o islamizaciji Bosne i Hercegovine u XV. vijeku“, Godišnjak
Akademije nauka i umjetnosti Bosne i Hercegovine 7, Centar za balkanološka ispitivanja 5, Saraybona
1970.
132
Dominik Mandić, Etnička povijest Bosne i Hercegovine, Hrvatski povijesni institut, Roma 1967, s.
154.
133
N. Malcolm, Bosna..., s. 53.
134
N. Malcolm, Bosna..., s. 43.
135
N. Malcolm, Bosna..., s. 54.
31

Sultan Mehmed öncesinde İslamı kabul edenler toplandığı Jajce'nin Haziran ayında
düşmesinin ardından hemen İslamlaşma sürecinin başlamasına dair teoriler ve fikirler
bulunmaktadır. Buna göre Jajce'ye gelen ailelerin sayısı yaklaşık 36.000 idi.136 Burada
sultana ve devlete bağlılık sözü verdiler ve aralarından 30.000 genç Yeniçerilerin
emrine girmiştir. Bu teori, 1724 yılında İstanbul'da hayata geçirilen Yeniçeri Kanunu
ile ilgili olan kayıtlarda doğrulanmaktadır. Bu teoriye ek olarak Polonya tarihçisi Jan
Dlugosz'un (Tr. Yan Dlugos) kaydettiği bir belgede hızlıca İslamlaşma teorisi olarak,
Papa elçisi Petar Masarechi 1624 tarihli raporuna atıf yaparak 100.000 kişinin
Bosna'dan sürüldüğü ve bunların 30.000'nin genç erkeler olduğu ve Yeniçerilere
katıldığını bildirmiştir.137

Hiç şüphe yok ki nüfusun belli bir kısmı İstanbul'a götürülmüştür. Ancak 1724
Yeniçeri Kanun'a yapılan atıf iki basit nedenden dolayı geçerli değilmiş. Birincisi,
yasanın olaydan 250 yıl sonra yazıldığı ve gerçek olaylarla iç içe geçmiş çeşitli mit ve
geleneklerin etkisinde kaldığıdır. Diğer neden ise Yeniçeri ocağına gönüllü olarak 30
bin kişinin katılmasının mümkün olmadığıdır. Zira Fatih döneminde Osmanlı
ordusunun bu askeri düzeninin birkaç bin askerden oluştuğu ve daha sonra sayının
artmadığı bilinmektedir.138 Bosna Müslümanlarının büyük çoğunluğunu Ortaçağ
Bosna devleti döneminde çoğunluğu oluşturan eski Bosnalı Bogomillerin torunlarının
oluşturduğu düşünce özellikle Boşnaklar arasında çok popüler ve yaygın bir görüştür.
Katoliklerden ve Ortodoks Hıristiyanlardan gelen büyük ve sürekli saldırı ile baskı
nedeniyle, Bosna Klisesi mensupları, bu görüşe göre, İslam'ı hızla kabul etmişler.139
Bu teoriye şüphe ile yaklaşmak gerekir çünkü tarihsel kaynaklar, Stjepan Tomaš ve
son Bosnalı Kral Tomaš Tomašević'in zamanında Bosna Kilisesi'nin neredeyse
tamamen kapatıldığını ve az sayıda inananın hayatta kalmayı başardığını
göstermektedir.140

136
M. Hadžijahić, M. Traljić, Nijaz Šukrić, a.g.e., s. 39.; E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 55.
137
M. Imamović, Historija..., s. 139.
138
Srećko Matko Džaja, Die Bosnische Kirche und das Islamisierungs problem Bosniens und der
Herzegowina in den Forschungen nach dem zweiten Weltkrieg, Münih: Trofenik 1978, s. 93.; E.
Imamović, Historija Bosanske..., s. 55.
139
M. Imamović, Historija..., s. 138.
140
M. Hadžijahić, M. Traljić, Nijaz Šukrić, a.g.e., s. 39.
32

Bazı tarihçilere göre, Bosna'daki İslamlaşma sürecine fiziksel ve psikolojik


baskılar damgasını vurmuştur. Bu tezlerde Sırp tarihçi Radovan Samardžić (Tr.
Samarciç) ve Hırvat tarihçi Dominik Mandić (Tr. Mandiç) özellikle ısrar
etmektedirler. Tezlerine göre Osmanlılar, Bosnalıların ve genel olarak Balkan
bölgesinin İslamlaşması sürecinde ağır ve baskıcı bir tutum sergilediler. Ayrıca,
İslamın kabul edilmesinin nedenlerinden biri olarak da köleliği kaldırarak kölelerin
özgür vatandaşlar olmalarını vaat etmeleri olduğunu savunmaktadırlar.141 Zorla
İslamlaşmanın en önemli örneği olarak da Hristiyan çocuklarının toplatılmasını veya
halk arasında bilinen “kan vergisi“ (Boş. “Danak u krvı“) süreci yahut Devşirme
sistemi olduğu iddia edildi. Bu tez, çoğunlukla Sırp akademik çevrelerinden gelen bazı
akademisyenler tarafından öne sürülüyor ve Osmanlı döneminin kasvetli, karanlık ve
kölelik dönemi olarak tasvir edilmeye çalışılıyordu.142 Gerçek şu ki devşirme sistemi
uygulanmaktaydı ve bu süreçte Edirne ve İstanbul'da Osmanlı İmparatorluğu'nun
eğitim merkezlerinde eğitim almaları için Balkan yarımadasından yaklaşık 200.000
çocuk alınmıştır. Devşirme sistemi ihtiyaçtan dolayı gerçekleştirildi ve bazı Batı
Balkan tarihçilerinin belirttikleri gibi düzenli değildi. Zira Fatih Sultan Mehmed
döneminde yalnızca bir kez gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, sadece Hristiyan çocuklarının
toplandığını söylemek çok doğru bir söylem olmayacaktır. Zira Müslüman çocukları
da toplanmıştır. Bu bağlamda Boşnaklar, Arnavutlar ve Kafkaslar'dan Abhaza halkına
da bu sistem uygulanmıştır. Ayrıca, gönüllülük temelinin esas olduğunu vurgulamak
gerekmektedir. Bosnalı Müslüman çocukları, Boşnaklar ile devlet arasındaki anlaşma
gereği Acemi oğlan (Boş. Adžemi Oglan) olarak XVI. yüzyılın ilk yarısından itibaren
daha doğrusu 1515 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğu'nun yüksek okullarına
alındılar.143 Bu şekilde, Bosnalılar Osmanlı devleti'nde çok önemli idari ve devlet
görevlere girmişlerdir.144

Müslüman olmak, Osmanlı hukuk-siyasi hiyerarşisinde yüksek pozisyonlara


erişme imkanı demekti. Ancak, aynı zamanda, Osmanlı padişahın her şeyi iptal ederek

141
M. Imamović, Historija..., s. 144-145.
142
Detaylı bilgiler için: Andrić i Bošnjaci, Zbornik radova- Bibliografija, Preporod, Tuzla 1999.
143
Aleksandar Solovjev, Nestanak Bogumilstva i islamizacija Bosne, Godišnjak istorijskog društva
Bosne i Hercegovine, Saraybosna 1949, s. 51-52.
144
Safet Bašagić, Kratka uputa u prošlost Bosne i Hercegovine, Bosanske Pošte, Saraybosna 1900, s.
59-60.
33

kişiyi tekrar köle statüsüne taşıma yetkisi vardı.145 İslam'a geçenlerin zenginlik elde
etmesi geçerli bir sebep değildi. Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Balkan (Rumeli) ve
Anadolu'daki Müslümanların çoğu sıradan köylülerdi ve birçoğu çok zor koşullarda
yaşamaktaydı.

Bütün eski Bosnalı hükümdarların mülklerini korumak için İslam'ı kabul


ettikleri inancı, halk destanında ve çeşitli geleneklerde ortaya çıkan popüler
önyargılardan biridir. Bu konu ilgili, Karadağlı piskopos Njegoš (Tr. Nyegoş)
tarafından 1847'de Gorski Vijenac (Tr. Gorski Viyenats) kitabında, 1851 yılında
olduğu gibi, "Slavoljub Bošnjak" (Tr. Slavolyub Boşnak) takma adı altında Bosnalı
Fransiskalar'dan Ivan Franjo Jukić (Tr. İvan Franyo Jukiç) de yazmıştır. Aynı konu
hakkındaki bilgileri Hırvat tarihçisi Vjekoslav Klaić (Tr. Vyekoslav Klaiç), 1878'de
"Bosna; çoğrafya ve tarih hakkında bilgiler" adlı eserinde aktarıldı. Klaić, Bosnalı
beylerin yaşlılık ayrıcalıklarını dikkatlice koruduklarını ve eğer Hristiyan bir
hükümdar Bosna'ya hükmederse dahi bu şartların geçerli olacağını yazıyor. Benzer
şekilde, İslam'ın kabul edilme süreci Sırp düşünür ve tarihçi Jovan Cvijić (Tr. Yovan
Tsviyiç) tarafından da yorumlandı. “La Peninsula Balkanique - Geographie
Humaine“ adlı eserinde Bosnalı yetkililerin üstünlüklerini korumak için İslam'ı kabul
etmesinin mümkün olduğu yargısında bulmuştur.146

Bosna makamlarının toprak mülkiyetini korumak için İslam'ı kabul ettikleri


inancı, Osmanlı devletinin yapısı ve sistemi hakkında bilgi eksikliğini ortaya koyuyor.
Osmanlı İmparatorluğu, bazı özel mülkler ve vakıflar hariç, toprağın sadece devlete
veya sultana ait olduğu, sıkı sıkıya merkezileştirilmiş bir devlettir. Bosna'yı
fethederek, diğer fethedilen ülkelerde ve krallıklarda olduğu gibi, Osmanlılar Bosna
soylularının çoğunluğunu fiziksel olarak tamamen yok etmiştir. Bosna'nın fethinden
hemen sonra Ključ'ta (Tr. Klyuç) fiziksel olarak tasfiye edilen son Bosnalı kral Tomaš
Tomašević olduğu gibi Kovačević (Tr. Kovaçeviç) ve Pavlović (Tr. Pavloviç) soylu
aileleri buna örnek gösterilebilir.147 Bosna'daki büyük arazi sahiplerinin tarihinde çok
fazla değişiklikler vardır ve böylelikle XIX. yüzyıl sonunda ve XX. yüzyıl başında

145
M. Imamović, Historija..., s. 147.
146
M. Imamović, Historija..., s. 152.
147
J. Hammer, a.g.e., s. 196.
34

Müslüman büyük toprak sahipleri Ortaçağ Bosna devleti devlet yapısı ile doğrudan
bağlantılı kişiler değillerdi.148

Osmanlı devleti gayrimüslimleri İslamlaştırma konusunda resmi bir politika


yürütmemekteydi. Bu bağlamda, ülkede örgütlü herhangi bir dini propaganda
yapılmamıştır. Ulema bazı bölgelerde İslam'ın tanıması ve İslam'a geçişin ardından
aktif şekilde harekete geçmeye başlamıştır.149 Gönüllü olarak İslama geçiş esastı ve
gayrimüslimlerin dini özgürlükleri haraç adı verilen vergileri ödedikleri sürece garanti
altındaydı. Din özgürlüğü hakkındaki deliller ve Fatih Sultan Mehmed tarafından
Fransiskan tarikatına teslim edilen Ahıdname dini özgürlük uygulamalarını
göstermektedir.150 Orijinal Ahıtname bugüne kadar korunmuş ve Fojnica'daki
Fransiskanlar manastırında tutulmuştur. Dini özgürlüğe ek olarak, birçok yüksek ve
önemli devlet görevli gayrimüslimlere emanet edilmiştir. Böylece Hristiyan sipahiler,
Nahi voyvodaları, Kale koruyucuları, üyeleri Müslümanlardan oluşan Yeniçeri ocağı
hariç farklı askeri teşkilat üyeleri devlete görev alırlardı.151

Bosna'nın ve Balkanlar'ın İslamla ilk temasının Osmanlılar'ın fethi sırasında


olmadığı, Serezenler'in İspanya ve Güney İtalya bölgesine, Akdeniz adalarına girişleri
sırasında olduğu sonucuna varılabilir. Gerçek şu ki, XV. yüzyılın ikinci yarısında
Osmanlıların gelişleri ve egemenliği Bosna'da İslam'ın varlığını yoğunlaştırmıştır.
Ancak, bazı tarihçilerin göstermek istedikleri gibi bu süreç zorlama ile değil
gönüllülük temelinde gerçekleşmiştir. İslam'ın zorla kabul ettirililmesine ilişkin tezin
savunucuları, devşirme, kölelikten kurtulma ve mülkiyetin muhafaza edilmesi
konularını dile getiriyorlar ve bunun yanı sıra yeni bir inanca geçiş sebebi olarak
Müslüman olmanın daha az vergi yükü ile kolay bir hayat anlamına geldiğini
vurgulamaktadır. Ancak bu tarihsel gerçeklerle çatışmaktadır. Zira devlet arazinin
çoğunun sahibi olduğu ve Bosna Eyaletindeki toprakların da sahibi olduğu açık bir
şekilde bilinmektedir. İslam'a geçiş özgürlüğü, kölelikten kurtulmayı ve hatta rahat bir
yaşamı garanti etmedi. Örneğin, XVII. yüzyıldan sonra Bosna kırsalının çoğunda rahat
bir köylü hayatı olmayan Bosnalı Müslümanlar'dan oluşmaktaydı. Buna ek olarak,

148
M. Imamović, Historija..., s. 154.
149
M. Imamović, Historija..., s. 143.
150
M. Imamović, Historija..., s. 144.
151
M. Imamović, Historija..., s. 145.
35

gayrimüslimlere birçok önemli devlet görevi emanet etmiştir. Devlet kayıt


defterlerinde, çok sayıda ileri seviye ticari işlerle ve Osmanlı devletinde el sanatlarıyla
uğraşan Yunan, Yahudi, Ermeni zengin gayrimüslimler gibi birçok Hristiyan sipahi
de kaydedilmiştir.

Bosna'nın XV. yüzyıldaki fethinden sonra, bu bölge Osmanlıların batıya doğru


genişlemesinde savaşların başlangıç noktası haline geldi. XVI. yüzyıl Bosna açısında
doğrudan Osmanlı devleti olaylarla ilgili olan savaşlar ile uğraşmakla geçti. Her
şeyden önce bu 1593-1606 yılları arasında Osmanlılar ve Habsburglar arasındaki
savaşla ilgilidir ve bu savaş döneminde Bosna Eyaleti maddi açıdan zayıflamış ve
askeri olarak tükenmiş durumda kaldı. Bunu takip eden birkaç on yıl, 1615-1625 yılları
arasındaki dönemde, tüm imparatorlukta devletin resmi para biriminin devalüasyonu
ve enflasyonda iyileşme emareleri görülmektedir.152 Aynı yüzyılda Osmanlılar'ın
Venediklilere karşı yürüttükleri yirmi beş yıl süren uzun savaş 1669 yılında son buldu
ve bu muharebe sırasında Bosna Eyaleti’nde bulunan tüm Osmanlı ordusu yer almıştır.
1645 yılında söz konusu olan Osmanlı birlikler Dalmaçya'ya girmiş ancak herhangi
bir başarı sağlayamamıştır.153 Ciddi sonuçlar doğuran en büyük kayıplar, Osmanlıların
Avusturyalılara karşı yenildiklerinde Macaristanı kaybetmesiyle ve böylece
Avrupa'daki toprakları kaybetme sürecinin başlamasıyla, 1683-1699 yılları arasında
gerçekleşti. Bu savaşın, Slavonya ve Macaristan bölgelerinden gelen çok sayıda
mülteci nedeniyle Bosna'daki ilişkiler üzerine doğrudan etkisi vardır. Bu mülteci
dalgasında 30.000 Müslümanın Bosna'ya sığınarak Bosna-Hersek nüfusunun etnik
yapısını önemli ölçüde değiştirdiği düşünülmektedir.154 Ayrıca, çok sayıda
Müslümanın Lika bölgesinden kaçmayı başarmıştır. Ancak, kaçamayanlar baskı
altında kalıp Katolik inancına geçen sayıları yaklaşık 1.700'u bulan Müslümanın
olduğu düşünülmektedir.155 Ferdmareşel Ferdinand Zaprar değiştirilerek, Eugene
Savoy'un Osmanlılara karşı savaşan Avusturya askeri kuvvetlerinin genel
sekreterliğine gelmesiyle birlikte her şey değişti. Osmanlı birliklerine karşı 1697'de

152
N. Malcolm, Bosna..., s. 70.
153
N. Malcolm, Bosna..., s. 70-71.
154
Martin Gabriel, a.g.e., s. 1.; N. Malcolm, Bosna..., s. 71-72.
155
Alexandre Popović, L' islam Balkanique, Les Musulmans du Sud-Est europeen dans la period post-
ottomane, Osteuropa-Institut an der Freien Universitet Berlin. Balkanoligische Veröffentlichungen, Bd.
11, In komission bei Otto Harrassowitz, Wiesbaden 1986, s. 259.
36

Macaristan ve Sırbistan topraklarındaki savaşı başarıyla idare eden enerjik genç subay
Savoy, sadece 6.000 asker ile Saraybosna'ya kadar girmeyi ve burayı ateşe vermeyi
başardı.156

Karlofça Barış Antlaşması Osmanlı devletinin Macaristan, Slavonya ve


Voyvodina bölgesinden çekilmesi anlamına gelmekteydi. Bunun sonucu olarak,
çoğunlukla Bosna kendilerine barınak bulan bu bölgelerden büyük bir mülteci dalgası
daha bulunmaktaydı.157 Avusturya, Bosna'yı işgal etme niyetini gizlemedi ve bundan
dolayı 1737 yılında Bosna Eyaleti'ne ordu göndermiştir. Savaşan taraflar Banja Luka
(Tr. Banya Luka) şehrinin yanındaki savaşa yönlendiriliyordu. Bu sebeple bu olay
Banja Luka Muharebesi olarak tanındı. Bu dönemde başta Boşnaklar olmak üzere
Osmanlı ordusuna Ali Hekimoğlu önderlik ediyor ve Avusturya ordusunu Sava
nehrinden çekilmeye zorluyordu.158

1780 yılından bu yana Avusturya, Bosna'yı fethetme girişimleri için bazı


hazırlıklar yapmaktaydı. Çoğunlukla bu girişimler, askeri istihbarat bilgilerini
toplamaları için ajanlar göndererek yapılmaktaydı. Avusturya ajanları, Bosnalı
Katolikleri ve Fransisknalar'ın Katolik tarikatı tarafından destek verip yardım
etmekteydi. Bunların arasında özellikle Orta Bosna'da daha doğru ifadeyle Kreševo
(Tr. Kreşevo) kasabasında doğan Fransiskan mensubu Augustin Boteš-Okić (Tr.
Boteş-Okiç) özellikle vurgulanmalıdır.159 Savaşın ilaniyle birlikte Avusturya
İmparatoru II. Joseph Bosnalı halka bir bildiri gönderdi ve Bosnalı Müslümanları
barışçıl bir teslim olmaya davet etti. Bu durumda, kişisel ve mülkiyet güvenliğini,
İmparatorluktaki diğer dinlerle birlikte İslam'ın da tamamen eşitlikten faydalanacağı
garanti edilmektedir. Ayrıca, imamların ve diğer İslam dini görevlilerin devlet
hazinesinden maaşlarının ödeceği bildirildi.160 Bu bildiri kabul edilmedi ve Bosna
Müslümanları, Sava nehrinde yer alan Avusturya ordusuna sert bir direniş gösterdi.161

156
N. Malcolm, Bosna..., s. 71.
157
N. Malcolm, Bosna..., s. 72.
158
N. Malcolm, Bosna..., s. 72.
159
Barbara Jelavich, History of the Balkans, Eighteenth and Nineteenth centuries, Cambridge
University Press, Cambridge 1983, s. 90.
160
M. Imamović, Historija..., s. 323.
161
Srećko Matko Džaja, Konfesionalitat und Nationalitat Bosnien und der Herezegowina,
Vorempanziopatorische Phase, 1463-1804, Münih Oldengorg 1984, s. 98.
37

Avusturya, Bosna'ya 51/000 askerden oluşan iki birlik göndermiştir.162 12.000 kişiden
oluşan Slavonya Kolordusu Gradiška'dan (Tr. Gradişka) Šabac'a (Tr. Şabats) kadar
olan bölgede konuşlanırken, Lika-Dalmaçya sınırından Dubica'ya (Tr. Dubitsa)
uzanan bölgeyi 39.000 askerden oluşan bir Hırvat birliği kaplamıştır.163 Savaşın
merkezi Dubica çevresidir ve bu sebeple tüm bu askeri hareket Dubica Savaşı adı
altında bilinmektedir.164

Ağustos 1788'de Avusturyalılar beş ay süren bir kuşatmadan sonra Dubica'yı


ele geçirmiş165, ve aynı yılın Ekim ayının başında Bosanski Novi kontrol altına
alınmıştır. 1789 ve 1790'da ise Gradiška'yı işgal etmişlerdir.166 Sırbistan cephesinde,
Avusturya ordusu'nun Slavonya Kolordusu Šabac'ı 1788 baharında aldı.167 Cephede
Avusturya ordusunun zayıf performansı dışında Rus çariçesi Katarina da kısa ve
belirsiz savaşlarla ve İsveç'in Finlandiya'ya saldırısı ile meşguldü. Ayrıca İngiltere ve
Prusya, Avusturya'nın ilerlemesine karşı çıkmış ve bunun sonucunda 1791 yılında
Ziştovi'de barış ilan edilmiştir.168 Bu barış ile Dubica, Bosanski Novi ve Gradiška
Bosna'ya yanı Osmanlı İmparatorluğu'na geri verilmiştir. Bosna'nın kuzey sınırında
Ziştovi Antlaşması ile barış sağlanmasının ardından kökten bir değişiklik olmamıştır.
Ancak bu anlaşma Bosna'nın günümüzdeki sırını için zemin hazırlamıştır.169

XIX. yüzyılın başında İstanbul'da Osmanlı idaresi ile birlikte, İmparatorluğun


yapısında ciddi biçimde ele alınması gereken sistemik zayıflıklar olduğu netleşti.
Fransız Devrimi, Osmanlı İmparatorluğu içindeki ilişkileri doğrudan etkileyen ulusal
duyguları uyandırdı ve her şeyden önce Hristiyanların Osmanlı iradesinden ayrılıp
bağımsızlıklarını ilan etmelerine yönelik isteklerini ortaya çıkardı. 170 İlk sırada Rus
İmparatorluğu'nun yardımıyla bu fikir ile ilişkilendirilen Yunanlar, Sırplar ve

162
E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 104.
163
M. Imamović, Historija..., s. 324.
164
E. Imamović, Historija bosanske..., s. 106.; Enver İmamoviç'in görüşüne göre, Dubica kuşatmasında,
18.000 Avusturyalı askerine karşın, büyük bir çoğunluğunu Boşnakların oluşturduğu 8 bin Osmanlı
askeri savaşa katılmıştır.
165
N. Malcolm, Bosna..., s. 73.
166
Hašim Šerić, Dubički rat, Gajret, Saraybosna 1938, s. 109-125.
167
Gunther E. Rothenberg Military border in Croatia 1740-1881, University of Chicago Press, Chicago
1966, s. 72-73.
168
J. Hammer, a.g.e., s. 264.
169
E. Imamović, Historija bosanske..., s. 108.
170
N. Malcolm, Bosna..., s. 92.
38

Bulgarlar bulunmaktadır. Bu vesileyle, XIX. yüzyılın başında öne çıkın Sırp


Ayaklanmaları ve XIX. yüzyılın otuzlulu ve kırklı yıllarında da Yunan Ayaklanmaları
ile imparatorlukta isyanlar baş göstermeye başladı.171 Avrupa gücleri, özellikle
Avusturya ve Rusya, kendi haklarını ve Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Hristiyanların
(Katoliklerin koruyucusu olarak Avusturya, Ortodoksların koruyucusu olarak ise
Rusya) haklarını müdafaa ettikleri görünümünde Osmanlı topraklarını elde etme
amacıyla çeşitli reformları gerçekleştirmesi için padişahlara baskı yapmaktadırlar.
XIX. yüzyılın ilk yarısında devletin karşılaştığı ikinci büyük sorun, giderek güç
kazanan ve İstanbul'daki merkezi yönetimin etkisinden uzaklaşan yerel
yöneticilerdir.172

Bosna Eyaletinde sorun, Bosna Valisi Ali Paşa Silahdar'ın ve yerel güç
beyleriyle görüş ayrılıklarıyla, Vali Saraybosna'ya itaat etmeleri için askeri birlik
göndermek zorunda kaldığında, 1813 yılında ortaya çıkmaya başladı.173 Ertesi yıl,
ordu Mostar'ın kontrolünü ele geçirmek üzere gönderildi. 1820'de, Cellaletin Paşa
komutasındaki askeri birlikler Mostar ve Srebrenica'da eylemler gerçekleştirdiler ve
Banja Luka ve Derventa'daki kapudanları öldürdüler.174 1826'da Sultan II. Mahmud'un
Yeniçeri ocağını kaldırılması Bosna bir isyana sebep oldu. Bosna'da Yeniçeriler,
eyalette sosyal koşulları etkileyen ayrıcalıklı bir sosyal kurumdu. Böylece, 1827
yılında, Saraybosna'da bir isyan patlak verdi. Askeri müfrezesiyle Abdurahman Paşa
Belgrad'dan çıkıp Saraybosna'daki isyankar Yeniçerileri bastırdı.175 Gradačac (Tr.
Gradaçats) Kapudanı Husein Gradaščević'in liderliği altında Ayanlar, Kapudanlar ve
yerel güçlü beyler ülkede reformlara isyan ettiklerinde, Bosna'dan altı nahiyeye el
koyulmuş ve imparatorluk içinde özerklik kazanan Sırbistan'a katılmaları sürecinde
1831 senesinde yeni çatışmalar meydana geldi.176 Bir yıl sonra isyan bastırıldı ve

171
XIX. yüzyılın başlarındaki Sırp isyanlarla ve bağımsızlık kazanma çabalarıyla ilgili detayları bkz:
Selim Aslantaş, Osmanlıda Sırp İsyanları, 19. yüzyılın Şafağında Balkanlar, Kitap yayınevi, İstanbul
2007, s. 66-72.; S. Aslantaş, a.g.e., s. 107-123.
172
N. Malcolm, Bosnia..., s. 92.
173
Midhat Šamić, Les Voyageurs francais en Bosnie a ala fin du XVIII siecle et au debut du XIX et la
pays tel qui'ls l'ont vu, Coll. “Etudes de litterature etrangere et copmaree“, M. Didier, Paris 1960, s.
193-194.
174
N. Malcolm, Bosna..., s. 92.
175
Ami Boue, La Turquie d' Europe, Keesinger Legacy Reprints, Paris 2010, s. 375-377.
176
Hüseyin Bey Gradaşçeviç’in (Husein Beg Gradaščević) hayatı ve mücadeleleri hakkında detaylı
bilgiler için bkz: Hamdija Kreševljaković, Husein kapetan Gradaščević, Zmaj od Bosne, Hrvatska
tiskara, Saraybosna 1931.
39

Hüseyin kapudan İstanbul'a gönderildi. 1836, 1840, 1849 ve 1850 yıllarında da


Bosna'da küçük çapta isyanlar meydana geldi.177 XIX yüzyılın altmışlı yıllarında
Topal Osman Paşa Vali'ye geldiğinde, Bosna'daki genel durumda bir ilerleme
kaydedildi. Onun yönetimi süresince İslami okullar ve Gazi Hüsrev Bey Camii'ndeki
kütüphane kuruldu, bir baskı makinası tedarik edildi ve burada kitaplar ile birlikte
haftalık Türkçe ve Boşnakça “Bosna“ gazetesi basıldı. Ayrıca bir yıl içinde
Saraybosna-Bosanski Brod yolu, Banja Luka'dan Hırvatistan sınırına kadar uzanan
demiryolu hattını tamamladı ve Saraybosna'da bir hastane yapıldı.178

Bosna'ya refah ve iyi bir durum getiren bu kısa dönemin ardından, 1870'lerde
başlayan yeni sorunlar ortaya çıkmıştır. Doğudan Sırp milliyetçi düşüncesi uyanırken
batıdan da Hırvat milliyetçiler uyanmaktaydı. Bu durum ilişkilerin gerilmeleri
beraberinde getirmiştir. Her şeyden önce Avusturya'nın işgal arzusu ve bu amacın
peşinde koşması Selanik'in kontrol altına alması doğururken, diğer taraftan Rusların
Balkanlar'daki çıkarları doğrultusunda Osmanlı devletine karşı savaşta Ortodoks
nüfusa sürekli yardım ve destek sağlanması gibi dış etkiler istikrarın bozulmasının
temel etkenlerindendir.179

177
Hamdija Kreševljaković, Kapetanije u Bosni, Veselin Masleša, Saraybosna 1991, s. 68-69.
178
Josef Koetschet, Osman Pascha, der letzte grosse wesier bosniens, und seine nachfolger, Drug und
verlag von Daniel A. Kajos, Saraybosna 1909, s. 1-5, s. 11-12. ; T. Herlaković, Vorgeschichte der
Occupation Bosniens un der Herzegovina, Druck von Milivoj Majcen, Zagreb 1906, s. 8-10.
179
Bkz: İlker Alp, Şark Meselesi veya Emperyalizmin Türk Politikası, Trakya Üniversitesi Sosyal
Bilimler Entitüsü, Edirne 2008. s. 80-85; N. Malcolm, Bosna..., s. 100-102.
40

II. BÖLÜM: BERLİN KONGRESİ VE BOSNA-HERSEK'İN


İŞGAL KARARI

2.1. XIX. Yüzyılda Osmanlı Devleti'ndeki İç ve Dış Meseleler

XVIII. yüzyıl, başta merkezi hükümeti olan Bab-ı Ali’nin zayıflamasıyla


Osmanlı İmparatorluğu'nda yerel yönetimlerin olan Ayanların güçlendiği birçok
bölgede kontrolü kaybederek, Avrupa'da toprak kayıpları ile damgasını vurmasına
rağmen, Avrupa'ya doğru kademeli olarak açılması ve 1718-1730 yılları arasında
“Lale Devri“ (Boş. Doba lala) adı altında hüküm süren III. Ahmed'in dönemi sırasında
başlayan kültürün gelişmesi ile ayırt edilmektedir. Osmanlı İmparatorluğu için bir
sonraki XIX. yüzyıl Sırbistan, Yunanistan, Eflak ve Boğdan'daki ulusal
ayaklanmalarda olduğu gibi merkez hükümetle sık sık çatışmaya giren yerel Ayan
güçleri biçimindeki iç sorunlarla mücadelenin devamıydı. Avrupa, Afrika ve Arap
yarımadasındaki birçok bölge eyalet yönetiminin köntrölünden çıkmıştır. Bunun
başlıca nedeni ise yerel yöneticilerin İstanbul’dan gelen emirleri çoğu zaman
uygulamamasıydı. Bu Ayanların etkisinin artmasına uygun zemin hazırlamıştır.
Merkezi hükümetin zayıflaması yalnızca alternatif bir siyasi merkez oluşturmanın yanı
sıra, neredeyse tüm bölgelerde yasal ve yasadışı silahlı çetelerin mevcut olması
sonucunu doğurdu. Bunlara yukarıda bahsedilen Ayanlar, Kırcaaliler, eşkıyalar,
Yeniçeriler, Bosnalı kapudanlar (kapetanlar) da dahildir. Ayrıca, hem yasal hem de
yarı yasal olan Ulah silahlı çeteleri, şehir makamları ve isyancı polisler ve de Eflak'taki
Pandurlar (Polis çeteleri) gibi Krajina (Tr. Krayina) bölgesindeki Sırp çeteleri de
dahildir.180 Bu soruna ek olarak, imparatorluk çeşitli ayaklanmalarla karşı karşıya
kalmıştır. Bu da XVIII. yüzyılın son on yılında Sırbistan, Trakya, Epir, Arnavutluk ve
Karadağ topraklarında ulusal hareketlerin oluşturulması ve harekete geçirilmesinin
gerçekleşmesine kadar gelmiştir.181

Barbara Jelavich, “Balkan Tarihi, 18. ve 19. Yüzyıllar, Kure Yayınları, İstanbul 2009, s. 217-218.
180
181
Robert Mantran, “Doğu Sorunu'nun Başlangıçları (1774-1839)“, Çev: Server Tanilli, Osmanlı
İmparatorluğu tarihi II, editör: Robert Mantran, Cem Yayınevi, İstanbul 1995, s. 9.
41

Bu yüzyılın en geniş dönemi, daha kesin bir ifadeyle 1804 ve 1878 yıllar
arasındaki dönem, ulusal ayaklanmalar ve yeni yönetimlerin oluşması ile
kaydedilmiştir. Bu dönemde Bulgaristan’ın kurulduğu gibi Yunanistan'ın
bağımsızlığı, Sırbistan ve Romanya'nın özerkliği sağlanmıştır. Ayrıca, Arnavutluk'taki
bir ulusal hareket fark edilmekteydi. Her şeyden önce bu olayların asıl nedeni olarak
ulusal bağımsızlık ideolojisinin oluşması ve kabullenmesini buluyoruz. İkincisi,
değişen ekonomik koşullar ve üçüncü olarak çeşitli sorunlara yol açan bütün büyük
Avrupa devletlerinin giderek artan müdahalesidir.182 Balkan’daki Osmanlı devletinin
var oluşu meselelerinin çözülmesi, bu bölge XIX. yüzyılın büyük güçlerinin ilgi alanı
haline geldiğinde daha da karmaşıklaşmıştır. Osmanlı İmparatorluğu, başta Rusya,
İngiltere, Fransa ve Avusturya olmak üzere, Avrupa güçlerinin etkisi altındaydı ve
Balkanlar ve de Ortadoğu'daki topraklar çıkarlarının doğrultusunda Osmanlı
İmparatorluğu üzerinde baskı uygulandı ve böylece topraklarının bir bölümünü
devralmayı amaçlanmıştır.183 Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıflaması, ulusal
ayaklanmalar, Avrupa'nın bu soruna karışması Şark Meselesi olarak adlandırılan
önemli bir sorunu ortaya çıkardı. Bu mesele, büyük güçlerin eşi benzeri olmayan bir
sorunu ve diplomatik mücadelesi haline gelecek ve Viyana Kongresi, Kırım Savaşı ve
Birinci Dünya Savaşı'na da neden olacaktır.184

XIX. yüzyıl, Osmanlı İmparatorluğu'nda, sistemi modernleştirmeye ve kendini


Avrupa ülkelerinin ilkelerine göre standartlaştırmaya çalışan Batılılaşma adlı bir dizi
önemli reform dönemiydi. Bu reformlar her şeyden önce, 1826'da yapılan eski
geleneksel askeri birlikleri olan Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasını, beş yıl sonra ise
1831 yılında Tımar sisteminin kaldırılmasını ve bir dizi askeri, ekonomik ve eğitim
reformunu içermekteydi. 1856 yılındaki dini, etnik ve milli bağlılığına bakılmaksızın
ülkenin tüm vatandaşlarının eşitliğini garanti altına alan Hatt-ı Humayun'un olduğu
gibi 1839’da halka bildiren ismini Topkapı Sarayı’ndaki gül bahçelerinden alan
Gülhane Hatt-ı Şerifi fermanı reformlarını vurgulamak gerekir. Bu dönemde devlet

182
B. Jelavich, “Balkan Tarihi..., s. 195.
183
İ. Alp, Şark Meselesi..., s. 22-23.
184
Vasilj Popović, Istočno pitanje, Službeni list, Belgrad 1996, s. 1-2.; B. Jelavich, “Balkan Tarihi...,
s. 210.
42

büyük ekonomik sorunlarla da karşılaşmış ve bu nedenle 1854 yılında yurtdışından ilk


kez borç kredi almıştır.

Genel olarak Osmanlı devleti tarihinin bu dönemi göz önüne alındığında


aşağıdaki sonuçlar çıkarılabilir:

 XIX. yüzyılın başlangıcı halkın Osmanlı idaresine karşı isyan etmesi ve


Sırbistan'daki daha doğrusu Belgrad Paşalığı'ndaki 1804'te Birinci Sırp Ayaklanması
ve daha sonra İkinci Sırp Ayaklanması ve de 1806-1812 yılları arasında Osmanlı
İmparatorluğu ve Rusya arasında Bükreş'te Osmanlı’nın Besarabya'yı kaybetmesiyle
barış ile sona eren yeni bir savaş başlamasına neden olan Yeniçeri otokrası hareketiyle
işaretlenmiştir.185
 XIX. yüzyılın yirmili yılları, daha doğru ifadesiyle 1821 yılında
Yunanistan’da ortaya çıkan 1829’da Edirne şehrinde barış antlaşmasında bağımsızlık
kazanılmasıyla ve de 1830’da Sırbistan, Moldova ve Eflak'ın geniş bir özerklik
kazandığı bir ayaklanma patlak vermiştir.186 “Hasta Adam’ın“ (Avrupa devletleri
tarafından Osmanlı İmparatorluğu’nun o zamanki görünüşü) zayıflığını istismar
etmeye çalışan Mısır valisi Mehmet Ali Paşa ile çıkan çatışma nedeniyle Bab-ı Ali
1833'te Rusya'yla bu devleti Osmanlı İmparatorluğu'nun tek koruyucusu olarak
tanımlayan bir antlaşma imzalamaya zorlandı187. Ülkenin Avrupalılaşması adına
Sultan II. Mahmut, çeşitli reformları devam ettirmiştir.

Reformlar, yargıyı Avrupa'ya bir örnek olarak düzenleyen 1839-1861 yılları


arasında hüküm süren I. Abdulmecid tarafından devam ettirildi ve merkezi idare
yönetimini başlamıştır. Mehmet Ali Paşa'nın zayıflamış devlete yönelik yeni tehdit
krize neden olmuştur ve bu nedenle İngiltere, Prusya, Rusya ve Avusturya Monarşisi
1840'da Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkılmaktan kurtarmak için Bab-ı Ali’nin
katılmadığı Londra Antlaşması'nı imzalamıştır. 1853 yılında Ruslar, 1853'ten 1856'ya
kadar süren Kırım Savaşı'na neden olan Eflak ve Boğdan'ı işgal etmiştir, ancak
Osmanlı devletinin toprak bütünlüğü korunmuş olsa da Avrupa güçlerinin siyasi ve

185
R. Mantran, a.g.e., s. 33.
186
R. Mantran, a.g.e., s. 33.
187
1825 ve 1855 yıllar arasında Rus Çarlığın tahtasında kalan Birinci Nikola tarafından adlandırılınan
Osmanlı devleti.
43

ekonomik etkisine kapılmıştır. Osmanli İmparatorluğu’nda yaşanan ayaklanma ve


özellikle de Hristiyan ulusların bölücü talepleri devleti giderek tehlikeye atmıştır.
1859'da Eflak ve Boğdan birleşti ve Bab-ı Ali 1861'de yeni kurulan Romanya'yı
tanımıştır. Girit'te 1866'da özerkliğin tanınmasıyla sona eren bir isyan çıkmış ve aynı
zamanda 1875-1876 yıllar arasında Bosna-Hersek, ayrıca Bulgaristan, Sırbistan ve
Karadağ'da da ayaklanmalar patlak vermiştir.

XVIII. yüzyılın olaylarını aşağıdaki satırlarda belirtmek ve analiz etmek


mümkündür. 1789 yılında Avrupa'nın yakın tarihindeki en önemli olaylardan biri
olarak kabul edilen ve sonraki yıllarda meydana gelen bir dizi ulusal hareket ve
karışıklıklara neden olan Fransız Devrimi'ne aynı zamanda olan III. Selim'in gelişi, I.
Abdülhamid188 döneminde Avrupa'da modellenen ve tüm sistemi yeniden organize
etme amaçlı reformlara devam edilmiştir. Sultan III. Selim, Avrupa ülkelerine
büyükelçiler gönderip düzenli olarak bu kıtadaki olaylarla ilgili raporlar ve bilgi
almıştır. Getirdiği Fransız, İngiliz ve Alman subayların yardımıyla 1794 yılında
Nizam-ı Cedid ismini alan yeni bir askeri müfreze kurmuştur.189 Kara kuvvetlerine ek
olarak deniz filosunu da modernize etmiştir.190

I. Abdülhamid'in kısmen başlatılan reformlarını sürdüren III. Selim


döneminden sonra, IV. Mustafa 1807'de Osmanlı devletinin tahtına gelmiştr. Onun
kısa süren yönetimi sırasında reformlar askıya alınması ve Yeniçerilerin tekrar eden
büyük etkilerine kadar gelinmiştir.191 Fakat IV. Mustafa uzun süre tahtta kalamadı ve
ertesi yıl onun yerine II. Mahmut gelmiştir. XVIII. ve XIX. yüzyılın başından itibaren
öncüsü III. Selim'den çok daha kararlı bir şekilde reformlarla devam eden bir sultan
olarak kaldığı akıllara kazınmıştır. Bulgaristan'ın etkili Ayanı Alemdar Mustafa

188
Sultan Birinci Abdülhamit, Küçük Kaynarca Antlaşmasının hemen ardından devletin askeri alanında
reformları başlatmıştır ve her şeyden önce Avrupalı askeri uzmanları Osmanlı ordusunun modernize
edilmesi amacıyla getirtmiştir. Osmanlı sultanı I. Abdülhamit ordunun topçu kısmı modernize edilmesi
için Macar asıllı Baron de Tott, İskoçyalı Campbell ve de Fransız Ambert uzmanları getirtmiştir.
Osmanlı filosunun yeniden organize edilmesi için Fransız mühendisler Le Roi ve Durest'in yanı sıra
Cezayırlı Gazi Hasan sorumluluğu üstlenmiştir. Bkz: Robert Mantran, “Doğu Sorunu'nun Başlangıçları
(1774-1839)“,Osmanlı İmparatorluğu tarihi II, editör: Robert Mantran, Cem Yayınvi, İstanbul 1995.
189
R. Mantran, a.g.e., s. 14.
190
R. Mantran, a.g.e., s. 15.
191
R. Mantran, a.g.e.,s. 22.
44

Paşa'nın yardımıyla iktidara geldiğini unutmamak gerekmektedir.192 II. Mahmut


döneminde ilk en önemli olay 29 Eylül 1808 tarihinde İstanbul'da imparatorluk
yönetiminin etkili ve güçlü Ayanlar ile imzaladığı bir anlaşma olan Sened-i
İttifak'tır.193 Yönetimin ilk senelerinde II. Mahmut iki ayaklanma ile karşılaşmıştır;
Arabistan'da Vahabi Hareketi ve Balkanlar'da Birinci Sırp Ayaklanması.194 Suudi
ailesi liderliğindeki Vahabi hareketi Arap Yarımadasında büyük bir tehdit
oluşturulmuş; bu nedenle Mısır'ın Arnavut asıllı valisi Mehmet Ali Paşa başarıyla
gerçekleştirmiş olduğu ayaklanmayı bastırmakla yükümlü olmuştur.195 İkinci isyan,
1804 yılında Kara Yorgi’nin (Srp. Karađorđe) liderliğinde Sırbistan'da başlamış ancak
padişaha karşı bir ayaklanma olarak değil, İstanbul’un emirlerini yerine getirmeyi
reddeden Yeniçerilerin otokrasine karşı mücadele olarak gösterilmiştir.196
Napolyon’un Rusya'ya karşı savaşı ve ülkeyi fethetme tehdidi, Rus İmparatorluğu'nun
bu isyan üzerindeki belirleyici etkisini azalttı ve 1813'te Niş, Vidin ve Bosna'dan
gönderilen Osmanlı güçleri tarafından bastırılmıştır.197

Ekim 1820'de İran, Bağdat ve Şehrizor bölgelerine saldırarak II. Mahmut'u


İran'la savaş ilan etmeye itmiştir. Kuzeyden gelen orduyu komuta eden Erzurum valisi
Hüsrev Paşa ve güneyden gelen Memlük Ordusu, kuşatılmış toprakları geri kazanmak
için Bağdat'a doğru yola çıkmışlardı. Bu savaştan galip olarak çıkan İran Erzurum ve
Diyarbakır şehirlerini fethetmeye başladı ancak kolera İran ordusunun çoğunu yok
etmiş ve ilerlemeyi engellemiştir. Bundan sonra, 28 Temmuz 1823'te Erzurum'da bir
barış antlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşmaya istinaden, İranlı hacı ve tüccarlar

192
Stanford J. Shaw, Ezel Kural Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, cilt II Reform,
devrim ve cumhuriyet: Modern Türkiye’nin doğuşu 1808-1975, Çev: Mehmet Harmancı, İstanbul 1994,
s. 25.
193
S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e.,s. 26.
194
R. Mantran, a.g.e.,s. 19. Vahhabilik, 1745 yılında meydana gelen dini ve aynı zamanda siyasi bu
hareketinin kurucusu Muhammed ibn Abdulvehab geçmektedir: bu dini lideri 1703-1792 yıllar
arasındaki Suud kabilesinin liderli olan Muhammed ibn Suud ile anlaşarak hareket Arap yarımadasında
hızlıca yayılmıştır. Bkz: Jane Hathaway, Osmanlı Hakimiyetinde ArapToprakları, Türkiye İş Bankası
Kültür Yayınları, İstanbul 2016, s. 271-272.
195
John Arthur Ransome Marriot, The Eastern Question, an historical study in European policy, Oxford
at the Clarendon Press, Oxford 1917, s. 205-206.; S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e.,s. 36.
196
B. Jelavich, Balkan Tarihi..., s. 221.R. Mantran, a.g.e.,s. 26.;
197
S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e.,s. 40-41.
45

Osmanlı yönetiminden, serbestçe dolaşmak ve Osmanlı topraklarında ticaret yapmak


için izin almıştır.198

Osmanı İmparatorluğu'nun Avrupa toprakları ve orada yaşayan halkları söz


konusu olduğunda, önde gelen uluslardan biri Yunanlılardı. Onlar, Osmanlı
toplumunda değer verilen ve o dönemde Osmanlı devleti ile Avrupalı devletler
arasındaki ticaretin çoğunu gerçekleştiren, deniz filosunu geliştiren ve modernleştiren
çok önemli bir ticaret tabakasıydı.199 Fransız Devrimi'nin yarattığı ulusal uyanışla
kışkırtılan Yunanlılar, Ukrayna liman şehri Odesa'da devletin diğer bölgelere, başta
Yunanistan, Eflak, Boğdan olmak üzere İstanbul'un merkezi gibi kısa bir sürede
nüfuzunu genişleten Filiki Eterya adında gizli bir örgütü kurmuşlardı. Bu gizli örgütün
fikir ve amacı, Bizans İmparatorluğu'nu yeniden kurmaktı.200 Bu fikir Avrupa’da
sosyal yaşamın önde gelen insanlarının açık bir desteğini almıştır. Bu ayaklanmaya
sadece Yunanistan topraklarında değil Avrupa ülkelerde de şahsen birçok kişi
katılmıştır. Bunların arasında Fransız General ve Büyükelçi Charles Nicholas Fabvier
ve İngiliz şair Lord Byron vardı. Söz konusu Lord Byron (tam adı George Gordon
Byron) 1824'te yaşamını yitirdiği Missolonghi şehrinde Yunanistan ayaklanmasının en
etkili destekçilerinden biriydi.201

O yıllardaki ulusal hareketlere karşı mücadelede en başarılı Ayanlardan biri,


Ayan ve Yanya valisi olan Yanyalı Ali Paşa idi, ancak devlet ordusunun onu devirmek
için gönderilmesiyle 1820 yılında bir ayaklanma başlatılmıştır. Kendini Yanya
şehrindeki kaleye kapatmıştır ve sadece iki yıl sonra bağışlanacağı umuduyla
yetkililere teslim oldu ancak idam edilmiştir.202 Yanyalı Ali Paşa'nın devletin bu
toprakların siyasi manzarasından kaybolması sonrasında Yunan isyancılarının elleri
serbest kalıp bir ayaklanma başlatılmıştır.203 Sultan II. Mahmut bu hareketi
bastırabilecek durumda değildi ve Mısır valisi Mehmet Ali Paşa'ya yardım çağrısında
bulunmuştur. Böylece, Mehmet Ali Paşa sultana sadık bir devlet adamı olduğunu

198
S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e., s. 43.
199
S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e., s. 44.
200
B. Jelavich, Balkan Tarihi..., s. 229.; Robert Mantran, a.g.e., s. 34-35.
201
Edouard Driault, Şark Mes'elesi, Bidayet-i Zuhurundan Zamanımıza Kadar, Çev: Nafiz, Derleyici:
Dr. Emine Erdoğan Özünlü, Berikan, Ankara 2005, s. 170.
202
R. Mantran, a.g.e.,s. 35.
203
B. Jelavich, “Balkan Tarihi..., s. 241.
46

göstermek istemiştir, ancak onun dışında isyancıları da cezalandırmak istemiş çünkü


bunlar her şeyden önce Girit ve onun Mısır valiliği ile Yunan adaları arasındaki ticareti
olumsuz etkileyen bir faktördü. Böylece, 1826 senesinde oğlu İbrahim Paşa
önderliğindeki 17.000 askerden oluşan bir ordu isyanı hızla bastırmıştır.204

Sultan II. Mahmut reformlarla devam ederek ilmiye sınıfının da desteğini elde
etmek istemiştir ve bu nedenle dini konusuna özel bir dikkat göstermiştir. Birçok cami,
vakıf ve diğer İslami kutsal yerler inşa ettirmiştir. Özellikle Yeniçeri Ocağı düzeninin
kaldırılması konusuna gelindiğinde, ulemanın desteğinin çok önemli olduğunu
farkındaydı. Çünkü, Yeniçeriler Osmanlı İmparatorluğu'nda uzun soluklu bir
meseleydi. Yeniçeriler oldukça sık isyanlar çıkarıp sultanları devirmişlerdir ve II.
Mahmut’un kendisi de bundan korkmuştur. Hükümdarlığının başından itibaren orduyu
yeniden düzenlemesi onların etkilerini azaltmıştır. Bu etkili askeri ocağına son darbe
15 Haziran 1826 senesinde Yeniçeri kışlasına bir top ateşi emriyle verilmiştir ve
böylece onları tamamen yok etmiştir.205 Bu olay İstanbul'un sokaklarında
Yeniçerilerin kendilerinin yarattığı bir ayaklanma ve kargaşaya neden olmuş ve bu
nedenle Sultan II. Mahmut bu düzeni sonlandırmak için o anı kullanmıştır. Ayrıca
Yeniçerilere çok yakın olan ve çok sayıda Bektaşiler yandaşını infaz eden Bektaşi
tekkeleri de kapatmıştır.206 Yeniçeri düzeninin kapanmasının hemen ardından sultan
yeni askeri birlikler kurmuştur.207 Bu birliklerin müzik takımını modernleştirmek
amacıyla sultan tarafından getirtilen Guiseppe Donizetti, askeri birliklerin Avrupa
tarzında tekrardan düzenlenmesi için 1828'den 1856'ya kadar Osmanlı ordusunda
görev almıştır.208 Kara kuvvetlerde meydana gelen değişiklikler yanında, deniz
filolarında da önemli değişiklikler ve modernizasyonlar gerçekleştirilmiştir. 1827'den
1828'e kadar görevde kalan Topal İzzet Mehmet Paşa, Osmanlı Deniz Filosunun
başına getirilmiştir. Denizcilerin aylık maaşları arttırıldı ve müslüman denizcileri
Yunan denizcilerin yerine getirilmiştir.

204
S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e.,s. 45-46.
205
E. Driault, a.g.e., s. 168.; R. Mantran, a.g.e.,s. 37.
206
S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e.,s. 48.
207
Yeni garnizonların kurulmasıyla birlikte yüzbaşı Helmuth Karl Bernhard von Moltke getirelerek
belçika tufeklerin ve ingiliz kılıçlarının yanı sıra sarık yerine fes kullanılmaya emir vermiştir. Bkz:
Edouard Driault, a.g.e., s. 167-169.
208
S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e.,s. 51.
47

Rusya ile Osmanlı arasındaki ilişkide gerginlik azalmamıs ve Sultan II.


Mahmut bu nedenle Akif Paşa tarafından yönetilen Divan-ı Hümayun tavsiyesini
kabul etmiş ve böylece yeni bir savaşın yolunu açmıştır.209 O dönemde, Haziran 1827
senesinde Mısır birliklerinin yardım ettiği Osmanlı ordusu Atina'yı işgal ederek Yunan
Ayaklanmasını tamamen bastırmıştır.210 Navarin'de, Osmanlı ve Mısır filosu Avrupa
devletleri muhalif filolar tarafından kuşatıp 3 saat içinde 57 Osmanlı gemisinin battığı
yerde 8.000 Osmanlı askeri hayatını kaybetmiştir.211 Bu olayların ardından sultan II.
Mahmut Boğazı kapatıp Rus çarı I. Nikola’ya savaş ilan etmiştir. Savaşın ilanından bir
hafta sonra, Rus ordusu halihazırda Boğdan, Kafkasya bölgesi ve Doğu Anadolu’yu
elinde bulundurmaktaydı. 16 Haziran'da Ruslar İbrail ve Dobruca'yı ele geçirmiştir.
Ermenilerin yardımıyla Temmuz 1828'de Kars’ı da ele geçirmişlerdi.212 Aynı zaman
içerisinde Avrupa devletleri Londra'da bir araya gelmiştir; burada, prensin
öncülüğünde küçük bir bağımsız Yunanistan devleti kurmaya karar verilmiştir.
Prenslik kalıtsal bir monarşiydi ve yeni oluşan devlet her yıl vergiyi Osmanlı
İmparatorluğu'na ödemekle yükümlü olacaktı.

Osmanlı-Rus savaşı devam etmiş, ancak cephe hatlarında Osmanlı ordusunun


direnişi zaten 1829 yılında düşmüştür. Ruslar Doğu Anadolu’da Erzurum’u işgal
ederken diğer tarafta Edirne şehrine kadar da gelmişlerdir. Sultan II. Mahmut, büyük
Avrupa güçlerinin yardımına başvurdu ve buna dayanarak 1829 yılında Edirne
şehrinde barış sağlanmıştır.

Bu antlaşmaya istinaden Rusya, Dobruca'dan ve Prut'un güneyinde kalan


topraklarından çekilmek zorunda kalmıştır. Rusların Tuna nehrinde ticaretine izin
verildi ve doğuda kendi sahalarında Kafkasya ve Gürcistan'ın yanı sıra Nahcivan ve
Erivan da kalmıştır. Öte yandan, Rus askeri güçleri Erzurum ve Beyazıt’tan çekilmek
zorunda kaldılar. Sırbistan, Yunanistan, Eflak ve Boğdan prensliği Rus
İmparatorluğu'nun himayesine girmişlerdi. Ayrıca, Osmanlı İmparatorluğu 400
milyon kuruşla Rusya'ya savaş tazminatı vermek zorunda kaldı ve bu devletin

209
S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e.,s. 58.
210
R. Mantran, a.g.e.,s. 40.
211
S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e.,s. 59.; Edouard Driault, a.g.e., s. 176.
212
E. Driault, a.g.e., s. 179.
48

ekonomisine büyük darbe olmuştur.213 Böylece 1830 yılında Yunanistan prensin


yerleştirildiği tamamen bağımsız bir devlet haline gelmiştir 214 ve 1832'de Sisam ve
Kiklad adaları aynı şekilde Avrupa güçlerinin yardımıyla bağımsız prenslikler olarak
ilan edilmiştir. Aynı yıl 5 Temmuz'da Fransa, Kuzey Afrika'da Osmanlı
İmparatorluğu'nun önemli topraklarından biri olan Cezayir'i işgal etmiştir.215 Sultan II.
Mahmut 29 Ağustos Edirne Antlaşmasının ardından Sırbistan'a özerklik getirdiğini
kabul etmiştir. Bu karara göre Sırbistan prens başkanlığındaki bir özerklik olarak
tanınmıştır. Böylece, Sırbistan, kalıtsal bir knezlik haline geldi ve Bosna ve Vidin'den
ele geçirilen başka 6 bölge (Sancağı), Sırbistan Prensliğine bağlanmıştır.216

Mısır valisi Mehmet Ali Paşa, Osmanlı sultanın Yunanistan'daki ayaklanmayı


bastırma konusundaki sözünü yerine getirmediği gerçeğinden ötürü isyan etmiştir.
Mehmet Ali Paşa Suriye'yi istiyordu ancak Bab-ı Ali ona o vilayet yerine Girit'i
vermiştir. Mehmet Ali'nin memnuniyetsizliğinden dolayı olaylar Mısır valisi ve
İstanbul'daki padişah arasında bir çatışmaya kadar gelmiştir. Böylece 1831 ve 1832
yıllar arasındaki döneminde Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Suriye'yi ele
geçirmiştir.217 Bab-ı Ali ve Mehmet Ali Paşa arasındaki başarısız müzakerelerin
ardından İbrahim Paşa 21 Kasım 1832'de Konya şehrini kontrol altına almıştır.218 Rus
İmparatoru I. Nikola Ortadoğu'da yeni bir güçlü devlet kurulmasını istemediğinden
Osmanlı sultana yardım teklif etmiş.219 İbrahim Paşa Konya'dan sonra batı yönünde
Kütahya’yı alarak yürüyüşü devam ettirdi ve padişah için alarm niteliğinde olan
Bursa'daki kışlaya kendi birliklerini koymak için izin istemiştir.220 Sultan II. Mahmut,
Rus çarının yardımını kabul etti ve kısa süre sonra Rus askerleri Boğaz kıyılarında inip
İstanbul halkı ve uleması arasında bir ayıplamaya neden olmuştur. İkinci Mahmutun
bu hareketi zaten Rus varlığı konusunda endişeleri bulunan İngiltere ve Fransa’yı
hayal kırıklığına uğratmıştır.221 Bunun ardından Mısır valisi ile mümkün olan en kısa

213
S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e.,s. 61.
214
Otto von Witelsbach, Bavyera asilzadesi, çağdaş Yunanistan Cumhuriyetinin ilk kralıydı. Bkz: E.
Driault, a.g.e., s. 185-186.
215
S. J. Shaw, E. K. Shaw., a.g.e., s. 61.
216
R. Mantran, a.g.e.,s. 41.
217
J. A. R. Marriot, a.g.e., s. 206.
218
S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e.,s. 62.
219
S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e.,s. 62.
220
J. A. R. Marriot, a.g.e., s. 207.
221
J. A. R. Marriot, a.g.e., s. 209.
49

sürede anlaşma sağlanması için yukarıda bahsedilen devletlerden sultana bir baskı
yapılmıştır. Oğlu İbrahim Paşa Cidde'de bir valilik elde ederken Mehmet Ali Paşa
Mısır ve Girit idaresini elde etmiştir.222

1839 senesinde Sultan II. Mahmut vefat edip oğlu Abdülmecid onun yerini
almıştır. Abdülmecid babasının izinden devam etti ve önceden başlatılan reformları
durdurmadı. Yeni hükümdarın saltanatının ilk iki yılı, merkez yetkililerin Suriye'den
vazgeçtiği ve Nil Nehri vadisini aldığı bir anlaşmaya varmayı başaran Mısır valisi
Mehmet Ali Paşa ile yeni bir çatışma ile damgasını vurmuştur.223 Tahta geçen yeni
Osmanlı sultanı, ondan önce başlatılan reformlarla devam etmis ve kararlı bir şekilde
Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleştirmeye gitmiştir. Her şeyden önce
imparatorluk yönetimi çeşitli bakanlıklara bölündü; Dışişleri Bakanlığı kurup ona Dış
Ticaret Dairesini eklemenin yanı sıra Ekonomi Bakanlığını da oluşturmuştur.224
Ayrıca ulemaya ve okul tesislerine zarar vermediğini dikkat ederek birçok okul açarak
eğitimde reform yapmıştır.225 3 Ekim 1839 yılında, daha doğru ifadeyle Sultan
Abdülmecid'in yönetiminin ilk aylarında, Topkapı Sarayı’nda Osmanlı
İmparatorluğu'nun tüm vatandaşlarının eşitliği, yeni düzeni ve modernizasyonu ve
devletin Avrupalılaşmasını ilan eden Gülhane Hatt-ı Şerif’i ilan edilmiştir.226
Yargıdaki değişiklikler ve reformlarla birlikte 1858 yılında da olduğu gibi ülke
çapındaki çiflik reformlarıyla da devam etmiştir.227 Fakat, imparatorluğu kurtarma
yönündeki reformlar ve girişimlere rağmen yeni gerginlikler ve huzursuzluklar vardı.
1841'deki Libya krizinde olduğu gibi Mısır Sorunu tekrar yerinden oynamıştır.

Bu krizlerin yanı sıra 1853-1856 yılları arasında süren Kırım Savaşı olarak
bilinen yeni bir Osmanlı-Rus muharebesi başlamıştır. Bu savaşın başlangıç nedeni
Rusya’nın, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ortodoks nüfusu üzerinde Osmanlı tarafının
reddettiği bir himaye talebiyidi.228 Savaşın başlamasından sonraki yıl Osmanlı
tarafında, İngiltere ve Fransa, 1855'te Sardunya Krallığı'nın katıldığı bir savaşı

222
S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e., s. 63.
223
R. Mantran, a.g.e.,s. 43.
224
S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e., s. 49.
225
S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e.,s. 52.
226
S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e.,s. 55.
227
S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e., s. 82.
228
Matthew Smith Anderson, The Eastern Question, Macmillan Press Londra 1966, s. 123.
50

başlatmıştır. Üç yıllık savaş, 25 Şubat ile 16 Nisan 1856 tarihleri arasında Paris'te
sağlanan bir barışla sona erdi ve yapılan müzakerelerde Rusya Sivastopol ve
Balaklava'yı geri almaya başarmıştır fakat Osmanlı devletinde bulunan Ortodoks
nüfusu üzerindeki himayesini, Besarabya güney bölgesini ve Kars şehrini olduğu gibi
terk etmek zorunda kalmıştır.229 Karadeniz askerden arındı ve Boğaz savaş gemilerine
kapatılmıştır. Birkaç yıl sonra, daha doğrusu 1866 senesinde Girit adasında bir isyan
çıkmaya başlamıştır.230 Ayaklanma bu bölgedeki çok sayıda Türk ve diğer Müslüman
nüfusun ölümüyle sonuçlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun geri kalan bölgeleri de
huzur bulamadı. Batı Balkanlar da aynı şekilde o yıllarda yabancı Avrupa güçlerinin
büyük etkisi altında kızgın bir yerdi. Bosna-Hersek toprakları daha doğrusu bu
toprakların güneydoğu kesiminde yer alan bölge XIX. yüzyılın ikinci yarısında
meydana gelen sivil kargaşa, ekonomik ve siyasi sorunlarla karşılaştı ve bu da 1875'te
Hersek Ayaklanması olarak bilinen bir diğer ayaklanmaya yol açmıştır.

2.2. Hersek İsyanı (1875)

Ayaklanmanın resmi başlangıcını farklı tarihsel veriler ve raporlar nedeniyle


tespit etmek zordur. Ayaklanma öncesi birkaç yıl önce meydana gelen ufak çaplı yerel
çatışmalar ve karışıklıklar büyük bir isyana öncülük etmiştir. Karışıklığın ilk işaretleri
1872 senesinde Bosna Paşalığı sınırları dışına köylü ailelerin kaçmasıyla
başlamıştır.231 Sorunun devamı ve derinleşmesi iki kriz oluşturuldu. İlki, Jusuf aga
Mučina'nın (Tr. Yusuf Ağa Muçina) Podgorica'da öldürüldüğü 10 Ekim 1874'deki
Podgorica kriziydi 232
ve Müslümanlar, yirmi kadar Karadağlı tüccarı öldürerek
misilleme yapmıştır. Bu gergin olaylar Osmanlı İmparatorluğu'na sınırları
güçlendirmek için bir sebep olmuştur. Karadağ prensi Nikola bu konuda Avusturya ve
Rusya'dan yardım çağrısında bulundu, bu nedenle bu ülkeler Bab-ı Ali'ye bir nota

229
Alan John Percivale Taylor, The Struggle for Mastery in Europe (1848-1918), Oxford at the
Clarendon Press Oxford 1954, s. 84-86.
230
S. J. Shaw, E. K. Shaw, a.g.e.,s. 116.
231
Milorad Ekmečić, Ustanak u Bosni i Hercegovini 1975-1978, Veselin Masleša. Saraybosna 1973, s.
25.
232
Ferdo Šišić, Kako je došlo do okupacije a onda do aneksije Bosne i Hercegovine (1878. odnosno
1908.), Matice Hrvatske, Zagreb 1938, s. 32.
51

göndermiştir.233 İkinci kriz, Kasım 1874 Nevesinje'de (Tr. Nevesinye) Ortodoks


nüfusunun isyanı olmuştur.234

12 Kasım 1874 tarihinde Avusturya-Macaristan konsolos başvekili, Mostar'a 6


saat uzaklıkta bulunan Nevesinye Kadılığının altı köyündeki öşür vergisini reddeden
tüm Hristiyanları Osmanlı yönetimine karşı isyan çıkardıklarını Dışişleri Bakanlığı'na
bildirmiştir. Aynı zamanda Stolac kadılığında 40 eşkıyadan oluşan bir çete ortaya
çıkmıştır.235 Birçok araştırmacıya göre, Hersek isyanı 19 Haziran 1875 yılında, Don
Ivan Musić (Tr. İvan Musiç) liderliğindeki Katolik asilerin ilk isyanı Batı Hersek'teki
Gabela yakınlarındaki Dračevo'daki (Draçevo) Krupa nehri kıyılarında patlak
vermiştir.236 Bundan kısa bir süre sonra ayaklanma Doğu Hersek'teki Ortodoks
nüfusunun Nevesinye, Gacko (Tr. Gatsko), Stolac ve Trebinje illerde ilerlemiştir.237
Çoğunlukla Sırp tarihçilerinin eserlerinde bulunan ikinci değişik versiyona göre,
ayaklanmanın başlangıcı 9 Haziran 1875 senesinde Nevesinye ovası yakınlarındaki
Krekovi köyüne yakın olan Grebovac (Tr. Grebovats) tepesinde gerçekleşti.238

Aslında en batıdaki Osmanlı eyaleti olan Bosna Hersek ve Balkanların batı


kısımları açısından Hersek ayaklanmasının, Şark Meselesinin çözümüne yönelik
süreçte doğrudan etkisi vardır. Özellikle Güney Slav literatüründe ifade edilen
ayaklanmanın nedenleri arasında köylülerin zor sosyo-ekonomik durumları vardır.239
77.000 aileden oluşan köylü özgür halkın % 95'i Müslümanlarda yani Boşnaklar'dan
oluştururken geriye kalan %5'lik kısım ise Ortodoks ve Katoliklerden oluşmaktaydı ve
dolayısıyla bu sorun Hristiyan kökenli köylülerin sosyo-ekonomik durumu ile
ilgiliydi. Bazı küçük istisnalar haricinde, 6000-7000 toprak sahibi Boşnak Müslüman

233
Mihovil Mandić, Povijest okupacije Bosne i Hercegovine 1878. godine, Matice Hrvatske, zagreb
1910, s. 8.
234
Galib Šljivo, Bosna i Hercegovina 1869.-1878., Planjax, Teşany 2013., s. 442.
235
G. Šljivo, a.g.e., s. 442.
236
Don Ivan Musić, 24 Aralık 1824 yılında Hersek'teki Ljubuski kasabasının Klobuk köyünde dünyaya
gelmiştir. Papaz olan Ivan Music 1875 ve 1878 yıllar arasındaki meydana gelen Hersek
Ayaklanması'nda asilerin liderlerden biriydi. 1888 yılında Belgrad şehrinde vefat etmiştir. Detaylar
için:http://www.donivanmusic.net/index.php?option=com_content&view=article&id=50&Itemid=58
(25.08.2017)
237
N. Malcolm, Bosna..., s. 99.
238
Milorad Ekmečić, “Istorijski značaj ustanka u Bosni i Hercegovini 1875-1878.“, Međunarodni
naučni skup povodom 100-godišnjice ustanaka u Bosni i Hercegovini, drugim balkanskim zemljama i
Istočnoj krizi 1875-1878. godine, Saraybosna-İlica 1-3 Ekim 1975., s. 55.
239
Bkz: Berislav Gavranović, Bosna i Hercegovina u doba okupacije 1878. godine, ANUBiH, Sarajevo
1973, s. 11.
52

ailenin arazilerde çalışan Katolik ve Ortodokslardan oluşan yaklaşık 85.000 çiftçi aile
bulunmaktaydı.240 Feodalizmin yıkımı bu Osmanlı topraklarında gecikmişti.241
Avusturya Monarşisi'nin kırsalındaki feodal sistem 1848 senesinde Avrupa'yı saran
isyan sırasında yıkılırken, ayaklanmadan sonra Sırbistan'da ortadan kayboldu ve
Bosna'da bu sistem güncellenmiştir; bu nedenle Bosna-Hersek nüfusunun % 90'ı
kırsalda yaşayan bir ülke olarak kalmış ve bu eğilim Avusturya-Macaristan
Monarşisi'nin gelişiyle bile değişmemişti.242 Bosna kırsalındaki tarım ile ilişkili temel
meselelerden biri de devlete verilen onda bir vergi ile arazi sahibine verilen üçte bir
vergidir. 1858 yılından olan Sefer Yasası gereği devlet yetkilileri tarafından kırsal,
ilçe, il ve eyalet düzeylerinde öşür vergilerinin toplanması başarılı olmuştur. Vergiler
zamanla köylüler için bir yük haline gelmiştir.

Ayaklanmanın diğer nedeni siyasi etkenli ve komşu ülkelerden gelmişti.


Sırbistan'ın ilk temel arzusu, Bosna-Hersek'i topraklarına katmak olup, daha sonra
ayaklanma sırasında Bosna'nın toprakları Sırbistan'a ait olması ve Hersek'in Karadağ'a
katılmasının gerektiği düşünülüyordu ve böylece büyük bir Slav devletinin
oluşturulması için bir yol oluşturulacaktı.243 Sırp hükümeti isyancılara açık bir şekilde
destek vererek ayaklanma oluşturma görevinde bulunanlar Bosna şehirler olan
Bijeljina (Tr. Biyelyina), Tuzla ve Brčko'da (Tr. Brçko) bulunan görevlilere ödeme
yapmaktaydı.244 Bosna-Hersek'i tehdit eden gizli Sırp örgütler 1849 yılından beri tüm
eyaletin çevresinde sistematik bir şekilde mevcuttu ve bu Osmanlı topraklarındaki
çıkıntılı ve kesilmiş alanda bir ayaklanma başlatma amacına sahiplerdi.245 Bu faaliyet
gösteren tüm örgütlerin ortak yanı, Bosna'da uyumsuz birkaç dini birime bölünmüş bir
Sırp milleti yaşadığı düşüncesiydi.246 Ne askeri ne de maddi yardım eksikti. Böylece,
Hersek Ayaklanması sırasında Hersek'teki tüm Ortodoks nüfusu silahlanmış ve askeri
olarak örgütlenmiştir 247 ve hatta buna Sırp ordu çeteleri de katılmışlardır. Bu ilk kez

240
M. Ekmečić, ''Istorijski značaj''..., s. 52.
241
19. yüzyılda meydana gelen Bosna-Hersek'teki tarım sorunuyla ilglil detayli bkz: Thomas
Herlaković, a.g.e., 5-6.
242
M. Ekmečić, Istorijski značaj..., s. 52.
243
E. Imamović, Historija bosanske..., s. 220. G. Jakšić s. 13.
244
G. Šljivo, a.g.e., s. 461.
245
M. Ekmečić, Istorijski značaj..., s. 58.
246
M. Ekmečić, Istorijski značaj..., s. 58.
247
M. Ekmečić, Istorijski značaj..., s. 55.
53

1875 yılın yaz aylarında Sırp Prensi Milan'ın bilgisi dahilinde Jovan Panić (Tr. Yovan
Paniç) liderliğindeki Sırp askeri birliklerinin Bosna Vilayetinin Zvornik şehri
yakınlarındaki Drina nehrinin üzerine vilayete geçmesiyle gerçekleşti.248 Sırpların
yardımına ek olarak, isyancılar Karadağ Prensi Nikola'dan düzenli askeri yardım
almaktaydı.249 1875 yazında ayaklanmanın başlangıcında isyacı birlikler, 16 taburdan
oluşuyordu ve 1878'de tabur sayısı 53'e çıktı ve 326 çete olarak sınıflandırıldı.250
Belgrad ve Cetinje'deki (Tr. Tsetinye) hükümetler Rus yardımına güveniyordu. Rusya
kendi ulusal çıkarları doğrultusunda çizgiler çizmişti ancak Rus İmparatorluğu'ndan
Bab-ı Ali'ye karşı Balkan'daki ayaklanmacılara askeri ve mali yardım esirgememiştir.

Ayaklanma ve doğrudan Bosna-Hersek'in kaderi ile ilgilenen o zamanki başka


bir Avrupa gücü ise Avusturya-Macaristan Monarşisiyidi. Viyana kabinesinde Bosna-
Hersek'i işgal etme arzusu on yıllardır mevcuttu.251 Bu Osmanlı vilayetini işgal ederek
İstria ve Dalmaçya'nın hinterlandı korunacak ve başta madenler ve Bosna meselesi,
Avusturya-Macaristan sınırında bir Slav devleti kurulması ve bu kurulacak devletin
Avusturya-Macaristan içindeki Slav menşeili unsurlara etkisinin olabileceğinden
dolayı monarşiye büyük ve deoğrudan bir tehlike oluşturacağı düşüncesi ve bunu
önleme girişimleriydi. Bu nedenle ''Çiftbaşlı monarşi'' böyle bir devlet oluşumunu
önlemek adına askeri olarak da hazır olmuştur.252

Ayrıca, Viyana'nın ve özellikle Dışişleri Bakanı Julius Andrassy'nin (Tr.


Yulius Andraşi) önlemek istediği temel şey, Avusturya-Macaristan Monarşi'si içinde
Hırvatistan merkezli büyük bir Slav devletinin kurulmasını önlemekti. Böyle bir
durumda monarşi yapısının ikili biçimini zorunlu olarak yıkacak ve Macarlar sahip
oldukları pozisyonlarını kaybedeceklerdi.253 Aynı zamanda, Avusturya-Macaristan
İmparatorluğu, her şeyden önce Katolik isyancılarına uzun süredir arzulanan Bosna-

248
G. Šljivo, a.g.e., s.458.
249
N. Malcolm, Bosna..., s. 100.; Berislav Gavranović, a.g.e., s. 5.
250
M. Ekmečić, Istorijski značaj..., s. 57.
251
Bekir Sitki Baykal, “Pitanje Bosne i Hercegovine Osmanska država 1878. godine“, prevod: Jasna
Šimić i Ekrem Čušević, Naučni skup Otpor Austrougarskoj okupaciji 1878. godine u Bosni i
Hercegovini, Saraybosna 23. i 24. oktobar 1978., posebna izdanja knjiga XLIII, odjeljenje društvenih
nauka Knjiga 8., Sarajevo 1979. s. 95.
252
Viyana kabinesi Rus ajanların yardımıyla büyük Sırbıstan ülkesinin kurulacağına dair endişeler
mevcuttu. Bkz: Grgur Jakšić, Bosna i Hercegovina na Berlinskom Kongresu, SANU, Belgrad 1955, s.
8.
253
M. Ekmečić, Istorijski značaj..., s. 67.
54

Hersek'i işgal etmek için iyi bir fırsat olarak gördüğü ayaklanmaya dolaylı destek
vermiştir.254 Avusturya İmparatoru I. Franz Josef'in Nisan ve Mayıs 1875 senesinde
Dalmaçya'ya ziyaretinde katkıda bulunmuştur.255 Başta Almanya, Fransa ve İtalya gibi
Avrupanın diğer güçleriyle birlikte İngiltere, Rusya'nın Balkanlar üzerindeki etkisi ve
dış politikasındaki Boğazları ele geçirme arzusundan çekinerek Paris Antlaşması'nı
korumayı planlarken, Bosna-Hersek Sorunu ile o kadar ilgili olmadılar.

Başından beri ayaklanma bir gerilla savaşı özelliği taşıyordu, bu yüzden


isyancılar birtakım çetelere düzenlendirip ve bu gruplar zaman zaman pusular kurarak
düzenli Osmanlı ordusuna saldırmaktaydı. İsyancılar özgürlük ve toplumsal
mücadeleler fikrini vurgulayarak, Avrupa kamuoyunun desteğini ve dikkatını elde
etmiştir. Hem isyancılara hem de sayıları 100.000'i aşan mültecilere yardım komiteleri
de kurulmuştu. Ayrıca, çatışmaların çoğunun gerçekleştiği Doğu Hersek bölgesine
gönüllüler gönderilmiştir.256 Büyük Avrupalı güçler derhal bir çözüm bulmaya
çalışarak bu soruna katılmıştır. Zaten Ağustos 1875 senesinde Avusturya-Macaristan
Dışişleri Bakanı Andrassy, Üç İmparatorluk İttifakı temsilcilerinin bir toplantısını
talep etmiştir.257 Bab-ı Ali'ye bazı tavsiyeler verilmişti ancak bu hareket istenilen
başarıya ulaşamadı, çünkü Osmanlı hükümeti kendi iç sorununa yabancı güçlerin
karışmasına yanaşmıyordu. Gerginliği gidermek için yapılan bir sonraki teşebbüs
Aralık 1875 yılında Viyana Memorandum idi ancak bu da başarısız olmuştur.
Sorunların çözülmesi ve gerginliklerin hafifletilmesi konusunda, istenilen talepleri
yerine getirmeyen Osmanlı tarafı kadar isyancılar da bu durumun çözümüne yönelik
isteksiz davranmışlardı. Onlar isyanın başlangıcından itibaren komşu Sırbistan ve
Karadağ'dan askeri ve maddi yardım almışlardı.258 Hersek Ayaklanması da Osmanlı
İmparatorluğu'nun diğer bölgelerindeki olayları etkileyip Bulgaristan'daki Müslüman
ve Ortodoks nüfus çatışmalarında altmış civarında köyün yakıldığı bir kargaşa

254
F. Šišić, a.g.e., s. 46.
255
Thomas Herlakovich, Vorgeschichte der Occupation Bosniens un der Herzegovina, Druck von
Milivoj Majcen, Zagreb 1906. s. 46.; G. Šljivo, a.g.e., s. 448.
256
N. Malcolm, Bosna..., s. 100.
257
G. Jakšić, a.g.e., s.8 .; M. Mandić, a.g.e., s. 9.
258
M. Mandić, a.g.e., s. 10.
55

yaşanmıştır.259 Ayrıca İstanbul, Selanik ve İzmir'de de ayaklanmalar patlak


vermiştir.260

Tüm bu olaylar nedeniyle Berlin'deki Almanya yetkilileri, Avusturya ve Rusya


temsilcileri Mayıs 1876 senesinde bir araya gelerek Berlin Memorandumu olarak
adlandırılan bir dizi öneri ileri sürdüler. Fransa ve İtalya tarafından da kabul edilen
ortak bir eylem arayışı vardı ancak İngiltere, bu hareketin nedeni olarak Paris Barış
Antlaşması'nın çöküşünü gerekçe göstererek, bu soruna müdahale konusunda karşı
çıkmıştır.261 Ancak bu memorandumun öncesinde İstanbul'da önemli değişiklikler
yaşanmıştır. Sultan Abdülaziz iktidardan uzaklaştırıldı ve onun yerine V. Murat
getirilmiştir. Bu hareketin birçok nedenlerden biri tahtan indirilen padişahın
müsrifliğidir. Yeni sultan, ayaklanmanın durması halinde Bosna sakinlerine genel af
ve altı haftalık ateşkes düzenlemesine karar verdi, ancak bu teklif reddedilmiştir.262
Sultan V. Murat'ın psikolojik sorunları nedeniyle kısa bir süre içerisinde tahtta bir
değişiklik meydana gelmiş ve II. Abdülhamit, Osmanlı İmparatorluğu'nun 34. padişahı
olarak yerine geçmiştir.263 O sırada Sırbistan ve Karadağ, Osmanlı İmparatorluğu'na
karşı savaş başlatmaya karar verdiler.264 Belgrad ve Cetinje hükümetleri, Osmanlı'nın
gücündeki bu değişimi Bosna-Hersek'in bahsi geçen ülkelere katılma fikrini
gerçekleştirmek için bir fırsat olarak gördüler.

Böylece, Belgrad hükümeti resmi olarak 27 Haziran'da İstanbul'a Bosna’nın


Osmanlıya vergiye bağlı kalacağı ve prens Miloš’un (Tr. Miloş) Bosna üzerindeki bir
idareyi istediği bir ültimatom göndermiştir. Bu seçenek reddedildiğinde Sırbistan ve
bir süre sonra Karadağ resmi olarak Osmanlı İmparatorluğu’na savaş ilan etmiştir.
General Alimpić (Tr. Alimpiç) önderliğindeki Sırp ordusu kuzeybatı Bosna'da
Bijeljina kasabasına nüfuz ederek Osmanlı ordusu ve Bijeljina Boşnak Müslümanları
tarafından yenilgiye uğramış.265 Sırp ordusu Kasım 1876'ya kadar yenilmiş ve Osmanlı

259
B. Gavranović, a.g.e., s. 5.
260
M. Mandić, a.g.e., s. 11.
261
M. Mandić, a.g.e., s. 11.
262
M. Mandić, a.g.e., s. 12.
263
Yeni Osmanlı Sultanı devletinde din fark olmakzısın bütün vatandaşların eşitliği garante edilen bir
yeni anayasayı ilan edilmiştir. Bkz: B. Gavranović, a.g.e, s. 5.
264
M. Imamović, Historija..., s. 346.
265
M. Mandić, a.g.e., s. 13.
56

ordusu Aleksinac'ı (Tr. Aleksinats) işgal ederek Belgrad istikametinde harekete


geçmiştir. Bu olayların gelişimi Rusya'nın katılımını sağladı ve dolayısıyla Sırbistan
ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki müzakerelerin arabuluculuğu başlamıştır. Aralık
ayında bir barış antlaşması imzalanmış ve aynı gün İngiltere’nin daveti üzerine bir
İstanbul Konferansı'na başlanmıştır.266

Bir taraftaki Osmanlı İmparatorluğu ile öbür taraftaki Sırp ve Karadağ ordusu
arasında savaş çıktıktan birkaç gün sonra iki ülkenin devlet çıkarlarının ele alındığı
Çek'te bulunan Reichstadt kalesinde Avusturya ve Rusya'nın temsilcilerinden oluşan
bir toplantı düzenlenmiştir.267 Görüşmelerden kısa bir süre sonra, Sırp ve Karadağ
ordularının yenilmesi halinde Bab-ı Ali'ye karşı tutumlarının değişmemesi gerektiği
konusunda gizli bir anlaşmaya varılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilmesi
halinde barış sonucunda Sırbistan, Bosna'nın Drina nehri boyunca olan bir bölümünü,
Karadağ ise Doğu Hersek'in sınır bölgesini alacak ve geri kalanı Bosna toprakları
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafından işgal edilecekti.268 Öte yandan Rusya,
Asya'daki topraklarını genişletecek ve Avrupa'da toprakları Karadeniz'e kadar
uzatılmış olacaktı. Slav devleti kurulması Avusturya-Macaristan İmparatorluğu
tarafından reddedilmiştir.269

Sözü edilen İstanbul Konferansında Bosna-Hersek’in özerkliği ve Hristiyan bir


valinin buraya atanması önerilmiş ancak bu öneri Osmanlı sultanı ve Bab-ı Ali
tarafından reddedilmiştir. Sözü edilen İstanbul Konferansı'nda, Hristiyan bir valilik
Bosna-Hersek'in özerkliğini önerilmiş ancak bu öneri Sultan ve Bab-ı Ali tarafından
reddedilmiştir. Londra Protokolü de Mart ayından bu yana meyvelerini vermemiştir.
Bütün bu anlaşmazlıklar gerginliğin daha üst bir seviyeye yükselmesine ve yeni
savaşların olasılığına neden olmuştur. Çıkarlarının korunması uğruna Rusya ve

266
M. Mandić, a.g.e., s. 14.
267
Mehmet Yılmazata, Savaşa Giden Yol 1908, Bosna-Hersek’in İhlakı, Doğu Kutuphanesi, İstanbul
2012, s. 61. E. Imamović, Historija bosanske..., s. 221.; G. Jakšić, a.g.e., s. 14-15.
268
B. S. Baykal, a.g.e., s. 97.; Sırbıstan'ın Bosna-Hersek topraklarını ele geçirmesini Hersek
Ayaklanması ve Berlin Kongresinden sonra da devam etmiştir. Bu sorunla ilgili Sırbistan'ın siyasi
eylemleri Birinci Dünya Savaşı'nın ve Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı'nın kurulmasına kadar aktif
kalmıştır. Avusturya-Macaristan monarşisi dönemindeki Sırbistan devletinin planları ile ilgili. Bkz:
Adin Ljuca, “František Valoušek- Sudionik i svjedok zbivanja u Istočnoj Bosni u vrijeme Aneksione
krize“, Međunarodna konferencija Bosna i Hercegovina u okviru Austro-Ugarske 1878-1918 Zbornik
radova, Saraybosna 2011, s. 354.
269
M. Mandić, a.g.e., s. 14., Bkz: M. Imamović, Historija..., s. 347.
57

önerilen önergenin reddedilmesinden memnun olmayan Osmanlı İmparatorluğu'na


karşı savaş seçeneği dikkate alınmıştır. Bu, Rusya'nın resmi olarak savaş ilan ettiği
Nisan ayında olmuştur. Rusya'nın Balkanlar'daki çıkarlarını korumak için Avusturya-
Macaristan'ın askeri çatışmalara aktif olarak katılacağından duyduğu korku, bu
devletin önceden güvence altına alınmasını sağlamış ve Osmanlı-Rusya savaşı
konusunda tarafsızlık kurduğu Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile anlaşma
imzalamıştır.270 Diğer Avrupa devletleri, Rusya'yı İstanbul, Süveyş Kanalı ve Mısır'a
saldırmamaları için uyarıda bulunan İngiltere dışında bu konuda tarafsızlıklarını dile
getirmişler.271

Rus ordusu kentleri ve kaleleri fethederek Rumen toprakları boyunca hızla


ilerlemiştir. Osmanlı ordusunun büyük direnişi Bulgaristan'daki Plevne şehrinde
sağlandı ancak şehir 10 Aralık 1877'de teslim olmuştur.272 Ocak 1878'de Rus ordusu
Edirne’yi ele geçirdikten sonra İstanbul'a giden yol açılmıştı ve bu sadece İstanbul'da
değil, aynı zamanda Londra'da da bir uyarı başlatmıştır. Kendi çıkarlarına karşı olan
tehditleri düşünen İngiltere, Rus tarafını da Türk temsilcilerinin önerdiği müzakereleri
kabul etmesi için etkilediği bir filoyu Marmara Denizi’nde Çanakkale’ye kadar
göndermiştir. 31 Ocak'ta Edirne'de Mütareke Antlaşması imzalanmış ve 3 Mart'ta
İstanbul yakınlarındaki Sanstefan'da (Ayastefanos) bir barış antlaşmaya imza
atılmıştır. Rus İmparatorluğu, Osmanlı hükümetine karşı ağır barış koşulları getirdi
ancak Osmanlılar getirilen talepleri kabul etmek zorunda kalmışlardır. Bu barış
antlaşması uyarınca, Romanya, Sırbistan ve Karadağ, Türkiye tarafından kabul edilen
bağımsızlıklarını kazanmıştır. Sonra da, Besarabya Rusya'ya teslim edilmiş ve
Romanya Dobruca bölgesini sınırlar içine katmıştır. Bulgaristan prensliği Osmalı
devleti ile doğrudan ilişkilerde kalmış ancak sınırları önemli ölçüde genişletilmiştir,
bu nedenle Makedonya'nın tamamı ve Halkidik adasının olduğu gibi yeni Bulgaristan'a
katılmıştır. Bosna-Hersek bu anlaşma ile özerklik kazanmıştır. Tuna Nehri boyunca
Osmanlı kaleleri yıkılmak zorundaydı ve savaş tazminatı da 1410 ruble olmuştur.
Osmanlı devletinin parası olmadığından Kars ve Batum şehirlerinin yanı sıra Tuna

270
1877 yılın yazında imzalayan gizli olan Reichstadt ve Budimpeşte Sözleşmelerden kastedilmektedir.
271
Leften Stavros Stavrianos, The Balkans since 1453., Hurst, Londra 2000, s. 407.
272
M. Mandić, a.g.e., s. 16.
58

nehrinin ağzında olan Dobruca şehri de Rusya'ya teslim edilmiştir. Çanakkale ve


Boğaziçi bu sözleşmenin 24. maddesine dayanarak tarafsız gemilere açılmıştır.273

2.3. Berlin Kongresi'ndeki Bosna-Hersek'in İşgal Edilmesine Dair Karar

Mart 1878'deki Ayastefanos Barış Antlaşmasından sonra, Rusya ve


Bulgaristan dışında Avrupa'da hiç kimse memnun olmamıştır. Rusya, bu şekilde hem
Avrupa hem de Balkan ülkelerini rahatsız etmiştir. Bölgesel kayıplara ek olarak,
Osmanlı İmparatorluğu, Rusya'nın Balkanlar'daki daha büyük nüfuzundan memnun
olmayıp bu nüfuz ülkede Rus etkisine maruz kalabilecek çok sayıda Ortodoks olduğu
için Osmanlılara yeni bir tehdit oluşturabilirdi. Aynı şekilde Avusturya-Macaristan
Monarşisi da bundan memnun değildi çünkü bu antlaşma uyarınca Osmanlı
İmparatorluğu'nda Bosna-Hersek'e verilen özerklik yakın gelecekte Sırbistan ve
Karadağ ile birleşmenin yolunu açabilirdi.274 Bu devlette Ayastefanos Antlaşması'nın
ilan edilmesinden kaynaklanan heyecan yüksekmiştir. Viyana, Rusya'nın Reichstadt
ve Budapeşte Sözleşmesindeki sözünü tutmadığı düşüncesiyle endişeliydi.275
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun memnuniyetsizliğinin derecesi Andrassy
Ayastefanos Antlaşmasının “Ortodoks Slav vaazları“ olarak adlandırılmasına
yansımaktaydı.276 Rus İmparatorluğunun Dışişleri Bakanı İgnatiev, Üç İmparator
İttifakı çatısı altında birlikte yer aldığı Avusturya-Macaristan ile ilişkileri yumuşatmak
için 26 Mart 1878 senesinde Viyana'ya yolculuk etmiştir. Avusturya-Macaristan’a
sözleşmede herhangi bir değişiklik yapılmaksızın Bosna-Hersek'nin işgali teklif
edilmiştir. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, komşusu olan Büyük Bulgaristan'ı
güçlü Slav devletlerinden biri olarak kabul edemedi. Avusturya-Macaristan tarafı,

273
M. Mandić, a.g.e., s. 16-17. G. Jakšić, a.g.e., s. 20.
274
Rade Petrović, “Pokret otpora protiv Austrougarske okupacije 1878. godine u Bosni i Hercegovini“,
Naučni skup Otpor Austrougarskoj okupaciji 1878. godine u Bosni i Hercegovini, Sarajevo 23. i 24.
oktobar 1978., posebna izdanja knjiga XLIII, odjeljenje društvenih nauka Knjiga 8., Sarajevo 1979. s.
33.
275
G. Jakšić, a.g.e., s. 21. Viyana Kabinesinin 19. yüzyılın ikinci yarısında izlediği siyasetle ilgili Bkz:
Arhur May, The Hapsburg Monarchy, 1867-1914., Norton, New York 1968.
276
Mustafa Imamović, “Bosna i Hercegovina između Osmanske i Habsburške carevine u Istočnoj krizi
1875-1878.“, Međunarodni naučni skup povodom 100-godišnjice ustanka u Bosni i Hercegovini,
drugim balkanskim zemljama i Istočnoj krizi 1875-1878., urednik: Rade Petrović, ANUBiH
(Akademija Nauka i Umjetnosti Bosne i Hercegovine) Saraybosna, s. 348.
59

Bosna-Hersek'teki işgaline ilaveten, demiryoluyla Viyana'ya bağlanacak başkent


Selanik'le birlikte Osmanlı İmparatorluğu'nda Makedonya'nın özerkliğini de
önermiştir. Rusya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'ndan gelen bu talebi
reddederek bu başarısız görevi tamamlamıştır.

Büyük Avrupa güçlerden olan İngiltere de özel bir kınama yapmıştır.


Balkanlar'da artan Rus etkisi devlet çıkarlarına yönelik tehdit göz önüne alındığında
bu Avrupa gücünü endişelendirdi. İngiltere, Paris Antlaşması'nı ihlal eden Ayastefanos
Antlaşması'nı revize etmeyi istemiştir, Rusya ise tam bir revizyon değil yalnızca bazı
bölümlerin değiştirilmesini kabul etmeye hazırmıştır. Bu, İngiltere ile Rusya
arasındaki bir gerginliğe ve savaş olasılığına neden olmuştur. Bununla birlikte, İngiliz
liderliğine halkın desteğinin kesilmesi ve Rus ordusunun Türk-Rus harbi tarafından
tükenmiş olması bu fikrin terk edilmesinin başlıca nedenleri ve değişikliklerin ve
revizyonların dikkate alınacağı bir antlaşma ya da kongre savunucusuydu. Fransa da
Balkanlar'daki yeni güç düzeninden memnun değildi ve Bulgaristan'ın Ege Denizi'ne
kadar uzatılmasını kabul edememiştir.277

Avrupa ülkelerinin yanı sıra Balkan ülkeleri de durumdan memnun değillerdi.


Bulgaristan'ın komşu ülkesi Sırbistan da aynı şekilde antlaşmanın Sırp topraklarının
bir bölümünün Bulgaristan ile birleşmesine ilişkin kararlardan memnun olmamıştır.
Rusya'nın yanı sıra tek memnun olan taraf adı geçen Bulgaristan’dı. Sınırlarını
komşularının zararına kadar genişletmesini ne suçlu ne de borçlu olarak kazanmıştır.
Bu antlaşmaya istinaden Bulgaristan, Karadeniz, Tuna, Timok, Šar (Tr. Şar) Dağı,
Drim nehri ve güneyde, Selanik bölgesi ve Trakya hariç olmak üzere Epir, Teselya ve
takımadalara kadar geniş bir alana sahip olmuştur.278 Büyük Bulgaristan’ın,
Bulgaristan çıkarları nedeniyle değil de Rusya’nın etkilerini bu şekilde önemli ölçüde
genişleterek ve aynı zamanda büyük jeopolitik ve ticari önemi olan Boğaz ve
Çanakkale üzerinde kendi çıkarlarını gözetmesi nedeniyle kurulduğunu hatırlatmak
gerekir.

277
G. Jakšić, a.g.e., s. 28.
278
G. Jakšić, a.g.e., s. 20.
60

Tüm Avrupa devletleri, Ayastefanos Antlaşması'nın kararlarını revize etmeye


kararlıydılar. Ayastefanos Barış Antlaşmasının imzalanmasından kısa bir süre sonra,
Avrupa güçlerinin hükümetlerinin revizyonun yeri ve tarzı hakkındaki diplomatik
eylemleri başlamıştır. Bu süre zarfında, Avusturya-Macaristan Dışişleri Bakanı
Andrassy, İstanbul'da diplomatik bir eylem başlattı. Andrassy, İstanbul'daki
Avusturya-Macaristan Monarşisi Büyükelçisi Zichy aracılığı ile İstanbul yönetimini
en batıdaki Osmanlı vilayetlerinin bulunduğu zayıf durumun yanı sıra, vilayetin iç
sosyo-ekonomik sorunlar ve ulusal sorunlar göz önüne alındığında Bosna-Hersek'in
Avusturya-Macaristan'a teslim edilmesinin iyi ve mantıklı bir hareket olacağına ikna
etmeye çalışmıştır.279 Büyükelçi Zichy ayrıca Osmanlı padişahı Osmanlı devleti için
yıkıcı bir faktör olabilecek olan büyük bir Slav ülkesine yani Bosna-Hersek'in
Sırbistan ve Karadağ ile birleştirilmesi tehlikesine karşı "uyarmıştır". Ayrıca
Avusturya-Macaristan'ın Bosna-Hersek'in işgali konusunda Avrupa'dan destek
aldığını ve İstanbul'dan olumsuz bir yanıt gelmesi durumunda, Avusturya-Macaristan
İmparatorluğu, Avrupa ülkelerinin yapacağı herhangi bir görüşmede veya
gerçekleşeceği kongrede Osmanlı İmparatorluğu'nun çıkarlarını başta kendi olmak
üzere korumayacağını da sözlerine eklemiştir.280 Andrassy, Avusturya-Macaristan
İmparatorluğu'nun dürüst ve sadık olduğunu ve Osmanlı İmparatorluğu'nun bu
vilayetlerde kontrolü elinde bulundurduğu sürece Bosna'ya asla sahip olmaya
çalışmadığı kanısındaydı.281

Osmanlı sultanı gibi İstanbul kabinesi de bu topraklardan vazgeçmeyi


düşünmedi bile.282 İşgalin Bosna-Hersek'teki nüfus tarafından kabul edilmeyeceğini
düşünüyorlardı. O tarihte Bosna vilayeti, 240.000 Müslüman, 239.000 Ortodoks,
83.000 Katolik, 6.638 Roman ve 1.250 Yahudi olmak üzere toplam 533.000 nüfusa
sahip 6 Sancaktan oluşmaktaydı.283 Müslüman ve Ortodoks nüfustan önemli ölçüde
çok daha az olan Katoliklerden başka kimse işgale elverişli bir çözüm olarak
bakmamıştır.

279
B. S. Baykal, a.g.e., s. 97.
280
G. Jakšić, a.g.e., s. 22-23.
281
G. Jakšić, a.g.e., s. 23.
282
B. S. Baykal, a.g.e., s. 97.
283
B. S. Baykal, a.g.e., s. 96.
61

Büyükelçi Zichy ile yapılan görüşmelerden birinde padişah II. Abdülhamid,


Osmanlı devletinin bu tekliften şaşkın olduğunu ve Osmanlı İmparatorluğu'nun daha
küçük şeyler için savaştığını söyleyip böyle bir şeyin onaylanmasının mümkün
olmadığını söylemiştir.284 26 Nisan'da Osmanlı Bakanlar Kurulu, Büyükelçi Zichy'nin
önerdiği işgali olumsuz olarak reddetmiştir.285 Osmanlı hükümeti Mayıs ayında yeni
bir öneriyle ortaya çıktı. Avusturya-Macaristan'a, Osmanlı ordusu ile breaber askeri
güçlerinin Bosna-Hersek topraklarına girmelerini ve bu bölgelerde barış ve düzen
kontrolünü sağlamalarını önermişlerdir. Buna göre, Avusturya-Macaristan bu
eylemler sırasında sivil konulara müdahale etmemekte ve askeri birliklerinin belli bir
süre sonra Bosna vilayetinden çekilmesi söz konusuydu.286 Ancak bu öneri Viyana
tarafından reddedilmiştir. O sırada Viyana hükümeti işgal için destek sağlamaya
çalışmıştır. Mayıs ayında Zichy, Andrassy ile yaptığı görüşmede işgalin İngiltere,
Fransa ve Almanya tarafından onaylandığını ve önerinin Besarabya'dan dolayı Rusya
tarafından da kabul edileceğini vurgulamıştır.287

Ancak kongrenin başlangıcından önce Avrupa devletleri arasında birkaç


anlaşma yapılmıştır. Londra-St. Petersburg rotasındaki gerilimler daha sakinleşti ve
İngilizlerin Bulgaristan'ın Balkanlar Dağlara sınırlı kalması ve Doğu Rumeli'nin
Osmanlı İmparatorluğu'na bırakması talebi doğrultusunda bir anlaşmaya varılmıştır.
İngiltere, Batum ve Ermeni bölgelerinin Rusya'ya ait olduğunu288 ve de Dobruca’nın
Romanya'ya devredildiğini kabul etimştir.289 İngiltere ve Avusturya arasındaki bir
başka anlaşma ile İngiltere'nin Avusturya-Macaristan'ın Bosna-Hersek’i işgalini
desteklemesine karar verilmiştir.290 Üçüncü anlaşma, İngiltere'nin Asya'daki Osmanlı
menfaatlerini ve topraklarını korumayı taahhüt ettiği bir İngiliz-Osmanlı anlaşmasıydı
ve Osmanlı İmparatorluğu, Kıbrıs'ın İngiltere tarafından işgal edilmesine izin
vermiştir. Bu şekilde, kongrenin başlangıcına kadar Bosna-Hersek'teki Avusturya-
Macaristan işgali tüm Avrupa büyük devletleri tarafından desteği kazanmıştır. Rus

284
G. Jakšić, a.g.e., s. 27.
285
G. Jakšić, a.g.e., s. 26.
286
G. Jakšić, a.g.e., s. 35-36.
287
G. Jakšić, a.g.e., s. 36.
288
Bu terim Sırp ve Güney Slav literatüründe Doğu Anadolu toprakları kapsamaktadır.
289
G. Jakšić, a.g.e., s. 37.
290
G. Jakšić, a.g.e., s. 37-38.; s. 41.
62

diplomatik misyon temsilcileri arasında bir birlik olmamasına rağmen, Rus temsilcileri
Andrassy'e işgalin teklifini yine de destekleyeceklerini iletmişlerdir. Gorchakov,
Rusya'nın Bosna konusunda gerçek bir sorun olduğunu belli bir süre dile getirmiştir
ancak yine de savuşturulmuştur.291 Fransız ve İngiliz vekilleri, Osmanlının
kontrolünün bulunmadığı vilayetleri terketmesi gerektiğine inancıdaydı.292

Berlin Kongresi resmi olarak 13 Haziran'da açıldı. İngiltere, Rusya, Almanya,


Avusturya ve İtalya'dan temsilciler, kendileri için olumsuz olan Ayastefanos
Antlaşmasını tadil etmek için bir araya gelmişlerdi. Söz konusu ülkelerin
temsilcilerinin yanı sıra, Osmanlı İmparatorluğu temsilcileri de kongrede yer almıştır
ve Sırbistan, Karadağ, Romanya Prensliklerinin yanında Yunanistan elçileri de
gönderildi ancak bu son bahsedilen ülkelerin temsilcileri yok sayılmıştır. Almanya
Şansölyesi Otto Von Bismarck kongre başkanlığına seçilmiştir. Zaten, üzerinde görüş
birliğine varılan öneriler nedeniyle kongrenin kısa sürmesi düşünülüyordu ancak yine
de bir ay kadar sürmüştür.

Osmanlı temsilcileri Berlin Kongresi başkanı von Bismarck'la yapılan ilk


toplantıda293 Berlin Kongresi'nin, Osmanlı çıkarlarından dolayı değil, büyük Avrupa
güçlerinin çıkarlarından dolayı yapıldığı söylenmiştir.294 16 Haziran'da Osmanlı temsil
yetkileri İstanbul'a Bosna sorununun zaten çözüldüğünü ve ayrıntılı talimatlar
gerektirdiğini bildirmiştir.295 21 Haziran'da Andrassy, Osmanlı İmparatorluğu
temsilcisi Karateodori Paşa ile yaptığı görüşmede296 Selanik ve Edirne vilayetlerinin
yabancılarla etkileşime girmeden Osmanlının denetiminde kalacağını ve Bosna-
Hersek'in vilayetinin bitmiş bir mesele olduğunu vurgulamıştır.297

Bu Haziran günlerinde Andrassy, İstanbul'daki Büyükelçi Zichy'nin Bab-ı


Ali'ye ve sultana işgalin kaçınılmaz olduğu ve kabul edilmesi gerektiği konusunda

291
G. Jakšić, a.g.e., s. 46.
292
G. Jakšić, a.g.e., s. 41.
293
1815 ve 1898 yıllar arasında yaşayan Otto Eduard Leopold von Bismarck-Schonhausen birleşik
çağdaş Almanya'nın ilk şansölyesiydi.
294
G. Jakšić, a.g.e., s. 41.
295
G. Jakšić, a.g.e., s. 41.
296
Osmanlı Devleti'ni Aleksandr Karateodori Paşa, Mehmed Ali Paşa ve Sadullah Bey temsil
etmişlerdir. Bkz: Mahir Aydın, Şarki Rumeli Vilayeti, Atatürk kültür, dil ve tarih yüksek kurumu, Türk
Tarih Kurumu yayınları XIV Dizi, , S: 12, Ankara 1992, s. 13.
297
G. Jakšić, a.g.e., s. 42.
63

anlaşmaya çalışırken, Berlin'deki Osmanlı temsilcilerini işgali kabul etmeye ikna


etmeye çalışmıştır. Fakat Sultan II. Abdülhamid hem kendisi hem de kamuoyundaki
sert tepkisinden dolayı İmparatorluğun en eski bölgelerinden birini terk etmek
istememiştir.298 Sultan, Avusturya-Macaristan tarafından kabul edilemez olan
Avusturya-Macaristan'ın üç yıl sonra Bosna'yı terk edeceği bir anlaşma yapmak
istemiştir.299 Bosna konusunun çözüleceği oturum yaklaşmaktaydı, ancak İstanbul'dan
Osmanlı temsilcilerine yönelik herhangi bir onay veya talimat yoktu. Nihayet
oturumdan birkaç gün önce İstanbul, temsilcilerine bir telgraf gönderdi ve onlara
önümüzdeki hafta Bosna ile ilgili oturumun ertelenmesini teklif etti ancak bu
kongrenın yöneticiler tarafından reddedilmiştir.300

Karar günü 28 Haziran idi. Gündemde saat 14:30'da gerçekleşecek olan


sekizinci oturumda, Bosna-Hersek ile bu eyalete ilişkin Ayastefanos Antlaşması'nın
14. maddesi sorusu gündeme gelmiştir. İlk önce, Andrassy tarafından bu topraklarda
yaşanan durum ve sosyo-ekonomik sorunları hakkında özel bir sunum izlenmiştir.
Vurgu, bu eyaletin Müslümanları ve Hıristiyanları arasındaki gerginliğe ve işgal
gerekliliğine dayandı, bu da sürekli bir çözüm olacakmış.301 Söz İngiliz temsilcisi
Salisbury tarafından devralındı ve daha önce Andrassy tarafından işgal, iyi yönetimin
getirilmesi ile hazırladığı argümanları sundu ve bu bölgenin Osmanlı İmparatorluğu
için stratejik bir önemi olmadığını belirtmiştir.302 Daha sonra, von Bismarck sözü aldı
ve bir öncekinin sözlerini teyit etmiştir. Oylama sürecinde, Osmanlı'nın temsilcileri
hariç herkes işgal yönünde oy kullanmıştır. Osmanlı temsilcilerinin neredeyse
İstanbul'dan talimat almadıklarına dikkat edilmelidir. Oturumdan sadece birkaç dakika
önce iki telgraf almışlardı. Birincisinde işgal önerisine direnmesi, ikincisinde
Salisbury ile Osmanlı hükümetinin durumla ilgili ve Bosna Müslümanlarının olası
ayaklanmaları olabileceği danışması önerilmekteydi.303 Daha sonra Karateodori Paşa

298
G. Jakšić, a.g.e., s. 47.
299
G. Jakšić, a.g.e., s. 47.
300
M. Imamović, Historija..., s. 351.; G. Jakšić, a.g.e., s. 48.
301
B. S. Baykal, a.g.e., s. 98.
302
Kaçınılmaz ve Osmanlı devletine karşı olmayan bir hareketi olarak göstermek isteyen Avrupa
devletler, Bosna-Hersek'in işgal önerisi İngliz temsilcilerden gelmiştir.
303
B. S. Baykal, a.g.e., s. 97-98.
64

liderliğindeki Osmanlı tarafı, bu eylemlerin bir sonraki adımına karşı çıkma


konusundaki argümanlarını ve nedenlerini sunmuştur.

''Bab-ı Ali'nin amacı, Kongre çalışmalarını elinden geldiğince


kolaylaştırmaktı. Ve Osmanlı delegeleri bugüne kadar kongrenin
çalışmalarına bu konuyu çözmede büyük bir gayretle katkıda bulundular. Bu
durum göz önüne alındığında, Osmanlı delegeleri Avusturya ordusunun
Bosna-Hersek'e girmesine karşı oy kullanmaya zorlandıklarından üzüntü
duyuyorlar. Kongrenin diğer delegelerinin aksine, Osmanlı delegeleri,
öncelikle, Avusturya ordusunun giriş önerisine çok önem verilmesi gerektiğini
düşünmüyorlar.. Burada sunulan argümanlara dayanarak, Osmanlı
delegelerinin görüş ve düşünceleri farklıdır. Kuşkusuz, Avusturya-Macaristan
ordusunun Bosna-Hersek'e girme hedefi, o bölgedeki güvenlik düzenini
yeniden kurmak ve mültecilerin evlerine dönmesini sağlamaktır. Bununla
birlikte, Bab-ı Ali bu fikri gerçekleştirebilecek araçlara sahiptir ve kendisine
ait olduğunu düşündüğü bir yükümlülüğü yerine getirmek için başka herhangi
bir devlete bırakmak istememesi gayet doğaldır. Hatta Bab-ı Ali, bu fikri
gerçekleştirmek için inisiyatif aldı ve gerekli önlemleri almaya başladı.''304
***

Osmanlı temsilcilerinin işgal önerisini reddetmesinden sonra Andrassy,


Salisbury ve von Bismarck tarafından üzerilerine büyük bir baskı yapılmıştır.305
Fransız temsilci, Vadington, Osmanlı meslektaşının oturumunun hemen ardından,
Bosna konusundaki görüşlerini aktarmış ve Bosna'nın uzun zaman önce kaybedildiğini
vurgulamıştır.306 İşgal üzerine verilen kararın üzerinden iki gün sonra Bab-ı Ali
temsilcilerine, kongrenin kararını ciddi şekilde dikkate alan bir telgraf göndermiştir.
İstanbul hükümeti 4 Temmuz'da yeni bir telgrafla, kongre kararını inceleyerek Viyana
hükümeti ile bu konuda tam bir mutabakata varılacağını ilan etmiştir.307 Andrassy esas
olarak mali nedenlerle işgal için olabildiğince az sayıda askeri birlik ve işgalin fetih
karakteri değil de birleştirme karakteri kazanması gerçeği nedeniyle istemiştir.308 Bab-

304
B. S. Baykal, a.g.e., s. 99.
305
B. S. Baykal, a.g.e.,s. 100.; G. Jakšić, a.g.e., s. 56.
306
G. Jakšić, a.g.e., s. 60
307
G. Jakšić, a.g.e., s. 57
308
G. Jakšić, a.g.e., s. 53
65

ı Ali'nin yeni talimatları, padişahın Bosna-Hersek'teki haklarını koruması yönündeydi


ve bunları Andrassy uzun, zor görüşmeler ve kongrenin kabulünü sona erdirmesinden
dolayı kabul etmiştir. Osmanlı Bakan Kurulu ortulu şekilde işgali onaylanmıştır.

Bu arada, Budapeşte hükümetinin başkanı Istvan Tisa (Tr. İştvan Tisa),


monarşi çerçevesinde Avusturya ile Macaristan arasındaki karşılıklı ilişkiden endişe
duyuymaktaydı.309 Düzenlenen kongrede sırasında Andrassy ile yaptığı görüşmede
Bosna-Hersek'in işgali hakkında endişelerini dile getirip işgalin Avusturya-Macaristan
İmparatorluğu'nun kendi içindeki dengesizliği ve Slav faktörünün güçlendirilmesi de
dahil olmak üzere birçok sorun oluşturabileceğini söylemiştir. İşgalle ilgili sorunlar da
kongrenin bitiminden önce meydana gelmiştir.

Zaten Temmuz başında Bosna'dan raporlar gelmeye başlamıştır. 5 Temmuz'da


Saraybosna'daki bir Alman konsolosu Bosnalı Müslümanların ayaklanması ve öfkesini
bildirmiştir.310 Bosna Valisi ve Osmanlı yönetimi Bosnalı Müslümanlardan
gerginliklerin hafifletilmesini talep etmesine rağmen bu gerçekleştirilememiştir. Öte
yandan, Viyana işgale karşı Bosnalı Müslümanların büyük direnişine inanmamaktaydı
ve bu sürecin başarılı ve çabucak bir şekilde tamamlanacağını düşünceye sahipti.

309
G. Jakšić, a.g.e., s. 58
310
G. Jakšić, a.g.e., s. 59
66

III. BÖLÜM: AVUSTURYA-MACARİSTAN TARAFINDAN BOSNA-


HERSEK İŞGALİ VE İŞGAL SÜRECİ

3.1. İşgalin Başlaması (Temmuz 1878)

Avrupa güçleri arasındaki imzalanan birçok gizli anlaşma ve sözleşmelerden,


Avusturya-Macaristan Monarşisinin Bosna-Hersek işgaliyle ilgili planlarından ve
isteklerini yerine getirmek için onay aldığı Berlin Kongresi'nden sonra, işgal süreci
Viyana kabinesi tarafından aktif hale getirilip başlatılabilirmiştir. Ancak Avusturya-
Macaristanı bu Osmanlı bölgesini işgal etme yetkisini alabilmesi pek de kolay
olmamıştır. Osmanlı İmparatorluğu sürekli diplomatik oyunlar oynamaya
çalışmaktaydı ve ne Avusturya-Macaristan nihai işgali tanımak istemiyor, ne de
Saraybosna'ya valisine düzgün bir direktif göndermekteydi.311 Böylece, Osmanlı
temsilcisi Karateodori Paşa tarafından Viyana'ya üç şart sunmuştur:

 İşgalin sürecinin zamanı önceden belirlenmeli.


 İşgali gerçekleştirecek olan Avusturya Macaristan ordusunun birlik
sayısının tespiti yapılmalı.
 Avusturya-Macaristan'ın ele geçireceği toprakların sınırları
belirlenmeli.

Ancak bu şartlar Avusturya-Macaristan tarafından reddedilmiştir. Osmanlı'nın


işgale müdahalesi dışında, Avusturya-Macaristan Monarşisi'nin kendi içinde de işgale
karşı tutumlar ve problemler meydana gelmiştir. Bunlar, faydadan daha çok zarar
getirecek kötü bir hamle olduğunu düşündüklerinden Bosna'nın işgaline karşı güçlü
bir muhalefeti temsil etmekteydi. Viyana Parlamentosu'ndaki işgale karşı en büyük
muhalefet Liberal Burjuvazi Partisi'nden gelmekteydi. Aynı zamanda Peşte'deki
muhalefet “Revolucionarne 1848“ programının temsilcilerinden oluşmaktaydı.

Ayrıca, Andassy ve bütün Avustuya-Macaristan hükümeti işgalin sorusunsuz


geçeceğini ve de bu işgali ordu bandosunun ile birlikte çok az sayıdaki çete mensubu

311
Božo Madžar, “Prikaz otpora Austrougarskoj okupaciji 1878. godine u izvještajima njemačkog
konzula“, Naučni skup Otpor Austrougarskoj okupaciji 1878. godine u Bosni i Hercegovini, Saraybosna
23 ve 24 Ekim 1978., posebna izdanja knjiga XLIII, odjeljenje društvenih nauka Knjiga 8., Saraybosna
1979. s. 124.
67

ile gerçekleştireceğini düşünmekteydi312, bu da tahminlerin yanlış olduğunu ortaya


çıkarmıştır. Avustuya-Macaristan, Bosna Müslümanları da dahil bütün Bosna
nüfusunun onların tarafını tutacağını ve onları kabul edip dostça karşılayacaklarını
düşünmekteydi ancak Bosna Müslümanları işgalin başlamasından çok önce, Berlin
Kongresi sürerken direniş hattı oluşturma kararı almışlar ve organize olmuşlardı. Şöyle
de denilebilir ki, Boşnaklar padişaha ve Osmanlı Devleti'ne sadakatle bağlıymışlardı.
Ancak işgalin gerçekleşmesiyle ilgili haberleri aldığı zaman sanki kendi hukuki ve
hayati çıkarları Bab-ı Ali tarafından teslim edilmekteydi.313 Bosna topraklarına
Osmanlının gelişiyle Bosna Müslümanları yüzyıllar bu Osmanlı Eyaleti için bütün
önemli süreçlerde yer aldıklarından bölgede yönetici konumuna gelmişlerdir. Yeni
gelen Avrupalı güç onların gözünde hem onların hakimiyetlerinin sonlanıp bütün
ayrıcalıklarını kaybetmesi hem de Avrupa-Hristiyanlık değerleri bazında yeni bir
sistemde var olma mücadelesi verecekleri anlamına gelmekteydi. Böylece yalnızca
iktidarın gücü değil o zamana kadar resmi ve dini temele dayanan ve yönetimde söz
hakkı olan halkın dirençli kısmıyla da ele geçirilecektir.314 Sayıları bakımında Bosna
Vilayetindeki Müslüman ve Ortodoks nüfusundan sonra üçüncüsu olan Katolikler
Bosna'da ikinci etken oluşturmaktaydı. Katolikler, Müslüman ve Ortodokslarla birlikte
bazı yerlerde işgale karşı koymuş olsalar da, çoğunluğun Avusturya-Macaristan
Monarşisiyle herşeyden önce dini ve gelenekle alakalı olan kültürel sebeplerden yakın
bağlarından dolayı işgali coşkuyla karşıladılar. Bosna-Hersek’in işgali, Katoliklerin
yoğun olduğu bölge ve şehirlerde hiçbir büyük olay yaşanmadan geçmiştir. Bu ayrıca,
belirli dini cemaatlere yönelik tutumlar açısından, monarşinin amaçları doğrutusunda
güvenilir ve dostça olduğunu ispatlayan Katolik nüfusa asıl dikkati gösterilmesi için

312
Fuad Slipičević, Bosna i Hercegovina od Berlinskog kongresa do kraja Prvog svjetkog rata (1878-
1918), Školska knjiga, Zagreb 1954, s. 9.
313
Viyana, Bosna-Hersek'in işgali sırasında büyük bir direniş olmauacağını inanmıştır. Bkz: F.
Slipičević, a.g.e., s. 10.; Ayrıca Avusturya-Macaristan konsolosu Vasić (Alm. Wassitsch), büyük
ihtimalle Boşnakların direnişten kısa zamanda vazgeçeceğini fakat küçük fanatik gruplar sorun
yaratabileceğini raporlarda sunmuştur. Bkz: Robert Donia, “The battle for Bosnia: Habsburg military
strategy in 1878.“, Naučni skup Otpor Austrougarskoj okupaciji 1878. godine u Bosni i Hercegovini,
Sarajevo 23. i 24. oktobar 1978., posebna izdanja knjiga XLIII, odjeljenje društvenih nauka Knjiga 8.,
Sarajevo 1979, s. 110.
314
Ljubomir Zovko, Studije iz pravne povijesti Bosne i Hercegovine 1878-1941, Matice Hrvatske,
Mostar 2007, s. 13.
68

Avusturya-Macaristan Çarlık Askeri Bürosu tarafından tutulan General Filipović'e


verilen talimatlardan da kanıtlanmaktadır.315

Bosna-Hersek'teki üçüncü önemli faktör, 1875 senesinde Hersek'te meydana


gelen ve daha sonraki dönemde Bosna'ya da yayılmış olan Hersek Ayaklanmasına
büyük ölçüde destek veren Ortodoks nüfusuydu. Ortodokslar da Bosnalı Müslüman
gibi bu işgale coşkuyla bakmamıştır, ancak Ortodoksların yoğun yaşadığı bölgelerde
de büyük bir direniş görülmemiştir. Almanya ve Avusturya-Macaristan konsolosları
Fromelt ve Vasiç'in verdiği raporlara göre, Saraybosna'daki Bosnalı Müslümanlarla
birlikte direnişe öğretmen Stevo Petranoviç ve Başrahip Sava Kosanoviç'in
liderliğinde yaklaşık 400 Saraybosnalı Ortodoks da yer aldığını belirtmek
gerekmektedir.316 Bazı Doğu Hersek bölgelerinde faaliyet göstermiş devam eden
Hersekli direniçşilerle ilgili olarak, Avusturya-Macaristan'ın işgaline karşı
desteklememeye karar verdiler ve onların ayaklanma hareketi Golub Babić'in (Tr.
Babiç) ve direnişçi liderlerin büyük çoğunluğunun teslim edilmesiyle 18 Ağustos
1878'de sona ermiştir. Bu vesileyle direnişçilerin son arzularına gelinmiş oldu. Sipahi
ve sipahiliklerin kaldırılması, yerel halk tarafından memurların seçimi ve
mahkemelerde Kiril alfabesinin kullanımı istendi ancak Avusturya-Macaristan tarafı
onların taleplerini görmezden gelmiştir.

Avusturya-Macaristan tarafından Bosna-Hersek topraklarını geçiş hareketi


öncesinde lojistik hazırlıklar yapılmıştır. Bölgesiyle ilgili tanışmak ve bilgi almak için
komutanlığı tarafından emredilmiştir. Ayrıca, üst düzey yetkililer yerel Bosna dilinin
temel özelliklerini tanıtılmıştır. Bosna Valisi Topal Osman Paşa yönetimi döneminde
Avusturya-Macaristan subayların gezilerine dayanılarak bir bölge haritası da
hazırlanmıştır. Haritanın yanında Avusturya-Macaristan Monarşisi'nin yetkililerle
Bosna Katoliklerinin iş birliğiğini de vurgulamak gerekir, özellikle de Avusturya-
Macaristan ajanı olarak çalışan, onlara bilgi toplayıp, haritalar hazırlayan ve de Bosna
Hersekte'ki durum ve olaylarla ilgili raporlar ulaştıran Fransiskanlardır. İşgal planları

315
B. Madžar, a.g.e., s. 130.; Bosna-Hersek'in dini gruplar için detaylı bilgilere bkz: Monika Gletter,
Bosnien-Herzegowina in der Habsburgmonarchie: Selbstregulierung oder Invervention?, Ungarn-
Jarbuch 22, Freiburg 1995, s. 217.
316
B. Madžar, a.g.e., s. 131.
69

hazırlanırken bu raporlar şüphesiz çok büyük bir öneme sahiptiler. Yapılan lojistik
hazırlıkların dayanarak Avusturya-Macaristan karargahı birkaç sonuca ulaşmıştır:

 Bosna-Hersek'teki mevcut yol iletişimi ihmal edilmiş ve çok kötü


durumda. Slavonski Brod-Bosanski Brod şehirler, Bosna nehrinin eteklerinde uzanan
Saraybosna'dan 60 km olan Vranduk Kalesi'ne kadar, sonra da Busovača kasabası ve
son noktası olan vilayetin merkezi Saraybosna’ya kadar en iyi yollardan
sayılmaktadır. Diğer ayrılan yol, diğerlerine göre biraz daha iyi durumda olan
Saraybosna-Doğu Bosna ile Višegrad şehri-Novipazar Sancağı (daha kesin bir
ifadeyle Sjenica-Novi Pazar-Mitrovica şehirler) hattındaki “İstanbul Posta Yolu“
adlandırılan posta yoludur.
 Bosna-Hersek'teki sokakların tipik bir oryantal tipte olduğu sonucuna
varılmıştır. Dar, virajlı ve zayıf şekilde döşelidirler.
 Askeri surlar çok sayıdadır ve her yerde mevcut, ancak çoğunun
durumu bakımsızdır. O sırada Bosna-Hersek'te bulunan Osmanlı asker sayısı da
analiz edildi. Onların sayısı 40.000 (41 tabur, birkaç yüz araç ve 77 top) idi. Ayrıca
ordunun tedariğinin düzenli olmadığını ve askerlerin bazen yiyeceksiz bile kaldığına
dair bilgiye ulaşılmıştır.317

Avusturya-Macaristan Monarşisi işgal için başlangıçta 82.119 asker temin etti


(toplamda 65 piyade taburu, 14 süvari mangası, 19 teknik ekip, 112 top, 4 askeri köprü,

317
Bosna-Hersek topraklarında Osmanlı İmparatorluğu'nun asker sayısı 41 taburdan oluşan toplam
40.000 idi. Bosna Vilayetinde 5 Nizami ordusu taburu (toplam asker sayısı 600 ve 800 arasında), 13
buçuk Redif taburu (asker sayısı 1100 ila 1200 arasında) ve 8 buçuk mustahfız taburu (asker sayısı 1400
ila 1800 arasında); Bosna'daki toplam tabur sayısı 27 idi. Hersek Vilayetinde Nizami ordusunun 3
taburu, 3 buçuk redif taburu ve 7 buçuk mustahfız taburu toplam 14 tabur bulunmaktaydı. Bkz: Die
occupation Bosniens und der Herzegovina Durch K.K Truppen im jahre 1878 (nach autentischen
Quellen) dargestelt in der Abtheilung fur Kriegsgeschichte des K.K Kriegs-Archivs mit karten und
planen, Verlag des siedel und sohr, Wien 1879. s. 53-54.; M. Mandić a.g.e., s. 31.; Hajrudin Ćurić,
“Uloga Pljevaljskog muftije Šemsekadića u otporu protiv Austrougarskog okupatora 19. augusta 1878.
godine“, Naučni skup Otpor Austrougarskoj okupaciji 1878. godine u Bosni i Hercegovini, Saraybosna
23 ve 24 Ekim 1978., posebna izdanja knjiga XLIII, odjeljenje društvenih nauka Knjiga 8., Saraybosna
1979. s. 328. Öte yandan, Avusturya-Macaristan konsolosu Vasic'in tahminlere göre, Osmanlı
ordusunun askeri sayısı 25.000 idi. Ona göre Bosna-Hersek'te 19 tabur Boşnaklardan, Adana, Elbasan,
Arnavutluk ve Suriye'den gelen askerlerden oluşan iki tabur ve de türk askerlerden oluşan iki tabur
toplam 23 tabur bulunmaktaydı. Bkz: R. Petrović, a.g.e., s. 24.
70

13.319 at).318 Bu asker sayısının 9.000'i319 Dalmaçya ve Dalmaçya kıyılarının


korunması için görevlendirilmiştir. İmparator I. Joseph, 13. Ordu Birliğinin
Başkomutanlığına Feldlzeugmeister (Topçu Generaliyle denk gelen rütbe) Josip
Filipović 'i (Alm. Joseph Freihern Fhilippović von Fhillippsberg)320 atamıştır ve en
kısa sürede mümkün olduğunca çok yeri ele geçirmesi hedefiyle ona Hersek bölgesini
ele geçirmek için 18. Piyade Birliğiyle Ferdmarschalleitnant (Korgeneral) Stevan
Jovanović'i321 (Alm. Stephan Freihern Jovanović) vermiştir.322 Bosna Vilayetinegeçiş
için gerekli bütün lojistik hazırlıklar kısa sürede sağlandı ve General Filipović de
bölgeye Sava nehrinin kuzeyinden 21 Temmuz'da gelmiştir.323

Avusturya-Macaristan’ın askeri kuvvetlerinin Bosna vilayetine girişleri Sava


nehri üzerinden birkaç yere planlanmıştır.324 Avusturya-Macaristan Ordu
Müfrezelerinin Başkumandanı işgal öncesi askeri güç dağıtımını gerçekleştirmiştir:

 Ana komutanlık kuvvetlerin Brod'a,325 6. Piyade Birliği'nin ise Brod,


Oriovac, Nova Gradiška, Vinkovac ve Garčina326 arasındaki çeşitli yerlerde ve
köylerdeki mezralarda mevzilenmesini emretti.

318
Bunun dışında bazı literatürde işgal operasyonlara katılan 72.000 asker olduğunu düşünülmektedir.
Bkz: Haris Huremagić, “The South Slav Question Part I: The double eagle descends on Bosnia-
Herzegovina“, s. 2. https://www.historycampus.org/wp-content/uploads/2014/10/THE-SOUTH-SLAV-
QUESTION_k.pdf
319
Mehmedaliji Bojić' göre asker sayısı 10 000 idi. Bkz: M. Bojić, a.g.e., s. 78.
320
Josip Filipović 28 Nisan 1819 yılında Hırvatistan'daki Gospić kasabasında dünyaya gelmiştir. 1889
yılında ise Prag'da vefat etmiştir. Mezarı orada bulunmaktadır. Avusturya-Macaristan ordusunda uzun
kariyerinde birçok görevi üstlenmiştir. Kariyerini yüzbaşı olarak başlayan Filipovic, binbaşı, yarbay,
albay, Generala, General-yarbay ve topçu General olarak devam etmiştir. 1848 yılında meydana gelen
devrimde ve 1859 yılındaki Solferino muharebesinde yer almıştır. Detaylar icin bkz:
http://www.vojska.net/hrv/zivotopis/f/filipovic/josip/ (11.10.2017). Ayrıca bkz: Die occupation
Bosniens..., s. 83.
321
Stjepan Jovanović 5 Aralık 1828. yılında Gospić yakınlardaki Pazarište'de dünyaya gelmiştir. 1845
yılında Avusturya ordusuna katılıp ömrün boyunca kalmıştır. 1885 yılında Hırvatistan Zadar şehrinde
vefat etmiştir. https://www.geni.com/people/Stjepan-Jovanovi%C4%87-Freiherr-Baron/ (11.10.2017).
Ayrıca bkz: Die occupation Bosniens..., s. 84.
322
H. Ćurić, a.g.e., s. 330.; M. Bojić, a.g.e., s. 78.
323
Slavonski Brod bölgesi olduğunu düşünülmektedir..
324
Hajrudin Ćurić, a.g.e., s. 330.
325
Sava nehrin kuzeyinde olan Slavonski Brod'dan bahsedilmektedir. Ordunun komutanlığı 26
Temmuzdan itibaren orada yer almıştır. Bkz: Die occupation Bosniens..., s. 95.
326
Bütün bahsi geçen yerler Sava nehrin kuzeyinde bulunmaktadır,günümüzde Hırvatistan Cumhuriyeti
sınırlarında olan Brodsko-posavska županija (vilayeti).
71

 7. Piyade Birliği'nin önce Stara Gradiška’da sonra da Nova Gradiška,


Okućani ve de Kostajnica ve Dvor civarında mevzilenmesini emretti.327
 20. Piyade Birliği'nin Šamac328, Vinkovci, Đakovo'nın Striživojne ve
Mikanovac'ın etrafındaki bölgesinde mevzilenmesini emretti.
 18. Piyade Birliği'nin Vrgorav, Dragaljani, Imotski, Posušje
bölgesinde ve Neretva Vadisi'nin bir kısmında mevzilenmesini emretti.
 Avusturya-Macaristan savaş gemilerinin Adriatik Denizi'nde
demirlemesini emretti.329

25 Temmuz'da, Avusturya-Macaristan ordusunun Bosanski Brod'daki genel


merkezine Derventa kasabasının Beylerinin (toprak sahiplerinin) temsilcileri
tarafından bir ziyaret gerçekleştirilmiştir.330 General Filipović ile yapılan kısa
toplantıda, iyi karşılayıp Avusturya-Macaristan Monarşisi'ne törensel bir şekilde
teslim olmuşlardır. Ancak, bununla birlikte Ordu karargahı ve General Filipović,
bunların bireysel eylem olduklarının ve Bosna-Hersek'in her yerinde böyle sıcak bir
karşılama ile karşılanmayacaklarının bilincindeymişlerdi. Sava'yı geçmelerinin hemen
ardından bunun ne kadar doğru olduğu ortaya çıkmıştır. 27 Temmuz'da General
Filipović 'e Viyana'dan emir ulaşmış ve o günün ertesinde Bosna-Hersek'in işgalinin
resmi başlangıcı olarak kabul edilen 28 Temmuz'da Sava'dan geçiş planı
gerçekleştirilmiştir.

General Filipović, 28 Temmuz'da Sava nehrini Bosanski Brod, Gradiška,


Šamac civarından geçmelerini, Una nehrini ise Kostajnica yakınlarda, Vrgorac ve
İmotski'de bulunan Hersek sınırı üzerinden geçmelerini emretmiştir. Sava nehri
üzerindeki bir savaş köprüsü kurulduğunda Avusturya-Macaristan ordusunun ana
kafilesi işgalin ilk günü yaklaşık 18.000 askerle Bosanski Brod'daki sınırı geçmiştir.331

327
Tüm adı geçen yerler Sava nehrinin kuzeyinde bulunmaktadır. Kostajnica kasabasının günümüzdeki
adı Hrvatska Kostajnica.
328
Die occupation Bosniens..., s. 96.; Misli se na Slavonski Šamac. Zanimljivo je i to da se u austrijskim
spisima Bosanski Brod, koji se nalazi s južne strane Save, spominje i kao Turski Šamac (Alm. Türkisch
Šamac). Bkz: Die occupation Bosniens..., s. 122.
329
M. Mandić a.g.e., s. 36.
330
M. Mandić a.g.e., s. 36.
331
Eugen Muller önderliğinde 7. Tümen Sava nehrini Bosanski Brod yakınlarında geçmiştir. Bkz:
Erlebtes in Bosnien: Aus dem Tagenbuch eines k .k Officiers i.e. Prince Victor Odescalchi (July und
August 1878.), Viyena 1878, s. 4.; Ayrıca bkz: Die occupation Bosniens..., s. 107-108.
72

Ertesi gün, 29 Temmuz'da Albay Polz, Bosanski Brod'da bir telgraf ofisi ele geçirip
45 askerlik bir Osmanlı mürettebatını silahsızlandırmıştır.332 Avusturya-Macaristan
birliklerinin Bosanski Brod'a girmesiyle derhal idari bir makam kuruldu ve
hazırlanmış İmparatorluk kararnamesi okunmuştur.333 Aynı gün Gradiška'da Sava
nehri geçildi ve Avusturya-Macaristan askeri güçleri, daha doğrusu Dük Wilhelm von
Württemberg liderliğindeki 7. Tümen, Bosanska Gradiška'daki kaleyi ele geçirmiştir.
İşgalci güçlerin gelişinden önce Osmanlı askerleri Banya Luka yönünde harekete
geçerek kaleyi terk etmiştir. Ertesi gün, 30 Temmuz'da aynı tümen seferini Banya
Luka'ya doğru devam ettirmiş ancak kötü hava şartlarından dolayı Avusturya-
Macaristan birlikleri Temmuzun son gününde Banya Luka'ya girmiştir.334 Bahsi geçen
Banya Luka şehrinde büyük bir direniş görülmedi. Bosanski Brod ve Gradiška’dan
geçiş sağlandığı aynı gün içinde Avusturya-Macaristan birlikleri, daha doğrusu 46.
Piyade Alayı herhangi bir olay ve sorun olmadan Kostajnica (Tr. Kostaynitsa)
yakınlarda Una nehri'ni geçerek Bosanska Kostaynitsa kasabasını ele geçirmiştir. Aynı
askeri birim Bosanski Novi'ye doğru yoluna devam etmiş ancak Dvor'daki yıkılan
köprü nedeniyle ilerlemede engellenmiş olmuştur. İki gün sonra, 31 Temmuz'da
Avusturya-Macaristan kuvvetleri Bosanski Novi'yi ele geçirdi. Mürettebatın bir
bölümünü bırakarak, aynı gün içerisinde kafile 1 Ağustos’ta ele geçirdiği Priyedor’a
doğru yola koyulmuş ve Banya Luka’yı ele geçirmesinden bir önceki gün ana
kafilesiyle birleşmiştir.

Ayrıca 20. Tümen 29 Temmuz'da Şamac'taki sınırı geçti ve aynı gün hiçbir
problem yaşanmadan Bosanski Şamac’ı ele geçirmiştir. General Jovanović
liderliğindeki 18. Tümen o tarihlerde Hersek bölgesinde bir askeri harekât başlatmıştır.
Temmuz ayının son günü askeri kuvvetler Vrgorac'taki sınırı geçip kuvvetlerin bir
kısmı da 1 Ağustos'ta İmotski'daki sınırını geçti ve önemli bir stratejik nokta olan
Lyubuşki'ye doğru yol almıştır. General Jovanović'in birliklerinin hepsi bir sonraki

332
M. Mandić a.g.e., s. 37-38.; Erlebtes in Bosnien..., s. 5.
333
Bildiride Berlin Kongresi'nin kararı ile ilgili Bosna-Hersek'in işgali gerçekleşeceğini ve Avusturya-
Macaristan devleti tarafından tüm vatandaşlarının hayatını, dinini, malı ve mülkünü ve de eşliğini, dini
serbestliği ve dil kullanımı serbestliğini garanti etmektedir. Ayrıca, Bosna-Hersek vatandaşları çarlık
ordusunun askerlerini arkadaşını olarak kabul etmesi ve onların emirlerini yerine getirilmesini arz eder.
Bkz: M. Imamović, Historija..., s. 352.
334
Kasim Hadžić, Pljevaljski muftija Šemsekadić i borba protiv okupacije Bosne i Hercegovine 1878.
godine, Naklada knjižare H. Ahmed Kujundžić Tiskara Bosanska Pošta, Saraybosna 1944, s. 13.
73

gün, yerli halkın herhangi bir direniş göstermeden ele geçirdiği Lyubuşki’de
mevzilenmiştir.

General Filipović öncülüğündeki Avusturya-Macaristan ordusunun ana


kafilesi, Bosanski Brod'un işgalinden sonra 29 Temmuz'da Bosanski Brod'un 335, 20
km güneyinde Derventa'ya doğru yoluna devam etmiştir. Aynı gün birlikler yaklaşık
on saat süren ilerleyişten sonra öğle saatlerinde Derventa'ya ulaşmıştır.336 O günün
akşam saatlerinde başlayan ve gece boyunca devam eden fırtına nedeniyle karargah,
ertesi gün, 30 Temmuz'da birlikleri dinlendirme kararı aldı. Kötü hava ve sert yaz
yağmurlarından daha da hasar gören geçilmez yollardan dolayı General Filipović,
Derventa'ya 22 km uzaklıkta olan Kotorsko'ya kadar Bosna vadisi boyunca daha küçük
birliklerle devam etme kararı almıştır.337 Avusturya-Macaristan ordusu, Kotorsko'ya 2
Ağustos'ta vardı ve aynı gün Avusturya-Macaristan ordusunun bir sonraki stratejik
noktası olan Doboj'un güneybatısında bulunan Tešanj (Tr. Teşany) ve Kotorsko'dan
Bosnalı Müslümanların temsilciliğini kabul etmiştir. 6. Tümen birliğinin çeteleri ertesi
gün Bosna nehri vadisinden Doboj şehrine kadar ilerlemeyi sürdürmüştür.

General Filipović ile ordunun ana kısmının Doboj’a varmalarından iki gün
önce Yüzbaşı Milinković (Tr. Milinkoviç), Doboj’a ve bir gün sonra 2 Ağustos’ta da
Maglaj (Tr. Maglay) kasabasına ulaşmıştır.338. Her iki şehirde de sıcak karşılandı ve
hiçbir olay yaşanmamıştır. Ertesi gün Yüzbaşı Milinković komşu Žepče (Tr. Jepçe)
kasabasına teftişe küçük bir birliğini göndermiştir. Bu küçük askeri grup bütün
Lješnica (Tr. Lyeşnitsa) deresine kadar hiçbir direnişle karşılaşmazken civardaki
tepelerden gruba ateş açılmıştir. Yüzbaşı Milinkoviç birliğiyle birlikte ateşe karşılık
vermiş ancak bir süre sonra Maglaj’a geri çekilmeye karar vermiştir. Fakat Maglaj'a
geri döndüğünde, o şehirde de beklenmedik bir saldırı gerçekleşmiştir.339 Bu olaylar
Avusturya-Macaristan işgaline karşı ilk direniş olarak nitelendirilmiştir. Direnişe nasıl

335
Avusturya kaynaklarında Türk Brod olarak geçmektedir. (Alm. Türkish Brod) Die occupation
Bosniens..., s. 114.
336
Erlebtes in Bosnien..., s. 6.
337
Die occupation Bosniens..., s. 122-123.
338
Die occupation Bosniens..., s. 126.
339
Erlebtes in Bosnien..., s. 7-8.
74

gelindiğini anlamak için, işgalin ilk günlerinde ve öncesinde onun Saraybosna'daki


organize edilişini ve ortaya çıkışını analiz edilmek gerekmektedir.

3.2. İşgale Karşı Tepkiler ve Direnişin Organize Edilmesi

19. yüzyılın altmışlı yıllarındaki Vali Topal Osman Paşa zamanında Bosna
Eyaletinde huzur ve barış dolu havanın geçmesinin ardından 1870'li yıllar kargaşa ve
huzursuzlukla doluydu. O dönemdeki Bosna'nın durumu içler acısıydı. Yerli halkın
icbar eden vergilerden memnuniyetsizliği, toprağın verimsizliği, Hristiyan nüfusun
ayaklanmaları, ayrıca bazı bölgelerde Hristiyanlarla birlikte Müslümanlarında
ayaklanma çıkarması, 1870'li yıllardaki Bosna-Hersek tarihi mozaiğinin bir kesitidir.
Bosna Vilayetinde hakim olan anarşi, önce vilayetin güney bölümlerinde baş gösteren,
sonra da kuzeye doğru kalan bölgelere de yayılarak 1875'lerde patlak veren
ayaklanmaya sebebiyet verdi ve bu bölgeyi çekilmez ve zor bir duruma sokmuştur.
Nüfusun komşu ülkelere, öncelikle ayaklanmaya maruz kalan bölgelerden Avusturya
ve Sırbistan Knezliği topraklarına göç etmesi ve verimsiz yılları gibi340 köyleri ve
şehirleri talan eden çeşitli silahlı çeteler halkın memnuniyetsizliğini büyük ölçüde
arttırmıştır. Bosna halkının memnuniyetsizliği aydan aya giderek artmaya devam
etmiştir. Bosna'nın olası işgalinin ilk belirtileriyle birlikte ilk tepkiler de gelmiştir.
Yerli halk, özellikle Müslüman kesim işgali kabullenmek istemiyorlarmış. Mandiç
gibi bazı tarihçiler, bunun aslında alt sınıfın bir isyanı olduğunu ve burjuvazinin
aslında işgale olumlu baktığını söylese de, çoğu tarihsel kaynaklar işgale karşı
direnişin toplumun bütün kesimleri tarafından, Müslümanlar kadar kısmen
Hristiyanlar tarafından da sürdürüldüğünü göstermektedir.

Temmuz ayının son günlerinde halk idaresini oluşturan hareketin önderliğinde


olan şahıslar çoğunlukla Saraybosna'nın önde gelen isimleriydi. Onlar genellikle
toprak sahipleri, dini-eğitim işlerinde çalışanlar ve tüccarlardı. Bosnalı Müslümanlar
arasında, Muhamed Hadžijamaković (Tr. Hadzijamakoviç), Vehbi Šemsekadić (Tr.
Şemsekadiç), Salih Vilajetović Hadži Lojo (Tr. Vilajetoviç Hacı Loyo), Abdulah

1875, 1876 ve 1877 yıllarındaki tarım meseleleri ve bu sebeplerden dolayı vatandaşlarının


340

memnuniyetsizliği ile ilgili bkz G. Šljivo, a.g.e., s. 401.


75

Kaukdžić (Tr. Kaukdziç) göze çarpmaktadır. Söz konusu olan ilk iki kişi, Bosna’nın
merkezinde, kuzeyinde ve kuzeydoğusunda mücadelenin yanı sıra direnişin
örgütlenmesinde de önemli bir rol oynamışlardır. Hadžijamaković Saraybosna
direnişinin organizatörü ve Šemsekadić için de direnişin ‘’beyni ve güneşi’’ olduğu
söylenmektedir. Hristiyanlar arasında da Jovo Bakrač-Vasiljević, Risto Besarović,
Risto Ćuković, Đorđo Hadžidamjanović göze çarpıyor. Hareketi daha iyi anlamak için,
Saraybosna'da Temmuz ayında neler yaşandığını ortaya koymamız gerekir. Ancak
Temmuz ayından önce, Bosna halkının tepkisi birkaç eylem ve kurul toplantısı yoluyla
olmuştur.

1878 yılının Nisan ayında, Saraybosna Uleması, Hünkar Camiisinde görüşmek


üzere Halk Komitesini toplantıya çağırmıştır. Bu durumdan kurtulmanın bir yolunu
bulmak için, ilk önce bey ve tüccarlar, Saraybosna'nın önemli ve saygın Boşnakları,
Mayıs ayı sonunda Bosna Valisi Mazhar Paşa'dan birkaç talepte bulunmak üzere bir
ittifakname (akit)341 hazırlamışlardı.342 Öncelikle herhangi bir saldırı olduğunda
vatanın ve onurlarının savunulmasında inanca bakılmaksızın birlik olarak bütün
Bosnalıların ve Herseklilerin olacağı belirtilmiştir. İttifaknamenın ikinci vurgulanan
noktası Bosna'ya özerkliğin getirilmesiydi. Grubun adına valiye talepleri Mehmed beg
Kapetanović343 iletti, ancak Osmanlı yetkili idareciler tarafından talepler ciddiye
alınmamıştır.

Bu başarısız girişimin ardından Haziran ayının başlarında Saraybosna'daki


Ulusal Meclis toplantıya çağırılmış ve yerel halk tarafından içinde hem Müslümanların
hem de Hıristiyanların dahil olduğu bir toplantı düzenlenmiştir. 344 Daha sonra, Bab-ı

341
Güney Slav dillerinde (Boşnak, Sırp ve Hırvat kaynaklarında) bu akit adres ve ittifakname adı altında
bulunmak mümkündür; detayli bkz: Ibrahim Tepić, “Dokidanje osmanlijske vlasti i pokret otopra
austrougarskoj okupaciji Bosne i Hercegovine 1878. godine.“, Bosna i Hercegovina od najstarijih
vremena do Drugog svjetskog rata, editör: Ibrahim Tepić, Bosanski kulturni centar, Saraybosna 1998,
s. 209.; Kasim Hadžić, Pljevaljski muftija Šemsekadić i borba protiv okupacije Bosne i Hercegovine
1878. godine, Naklada knjižare H. Ahmed Kujundžić, Tiskara Bosanska Pošta, Saraybosna 1944, s. 8.
342
Mehmedalija Bojić, “Svrgavanje turske vlasti i odbrambeni rat Bosne i Hercegovine protiv
Austrougarske invazije 1878. godine“, Naučni skup Otpor Austrougarskoj okupaciji 1878. godine u
Bosni i Hercegovini, Sarajevo 23. i 24. oktobar 1978., posebna izdanja knjiga XLIII, odjeljenje
društvenih nauka Knjiga 8., Saraybosna 1979. s. 73.; Puno ime Ahmed Mazhar paša.
343
Boşnak yazarı ve siyasetçi olan Mehmed beg Kapetanović Ljubušak Bosna tarihinde önemli yer
almaktadır. 1839 yılında Ljubuški kasabasına doğmuştur. Hayatının çoğunu Saraybosna geçirmiştir.
1902 yılında gözlerini yumdu.
344
K. Hadžić, a.g.e., s. 9-10.; M. Bojić, a.g.e., s. 73.; R. Petrović, a.g.e., s. 36-37.
76

Ali'ye teslim edilmesi gereken talepleri oluşturan bir meclis kurulu seçilmiştir. Kurul
32 üyeden oluşmaktaydı. Kurulun 20 üyesi 12'si Müslüman ve 5'i Ortodoks olmak
üzere Saraybosnalıydı. Müslümanların yanı sıra kurulda 2 Katolik ve 1 Yahudi de
yerini almıştır.

Geriye kalan üyeler, biri Müslüman ve biri Hıristiyan olmak üzere iki
temsilcisinin seçilmesi gerektiğinden vilayetin her ilçesinden geldiler. 345 Kurulun en
seçkin üyeleri Muhamed Efendi Hadžijamaković ve Abdulah Efendi Kaukdžić'ti.
Haziran ayı başında toplanan kurul sonuçlarına göre, birçok askerin firar etmesinden
dolayı ordunun zayıf ve güç durumda olduğu gibi devlet memurlarının rüşvetçiliği
vurgulanmıştır. 8 Haziran'da, talepler Vali'ye iletilmiştir. İki gün sonra, 10 Haziran'da
toplam sayısı 24 olan Vilayet Meclisi'ne (İdare-i Meclis)346 meclis vekilleri de seçildi.
Idare-i Meclis'teki Bosnalı Müslümanların baş vekilleri Mustaj Bey Fadilpaşiç,
Mehmed Bey Kapetanoviç, Muhamed Efendi Hadžijamaković ve Abdulah Efendi
Kaukdžić'ti.

Vilayet Meclisi'nde (İdare-i Meclis'te) Müslümanların yanında Hristiyan


temsilciler de vardı. Katolik temsilcilerden Fransiskan (Tr. Papaz) Grga Martić (Tr.
Martiç) göze çarparken, Ortodokslardan da Petraki Petrović (Tr. Petroviç) göze
çarpmaktadır. Kurulun başkanı olarak Mustaj Bey Fadilpaşiç seçildi. Mustaj Bey
Osmanlı idaresince ve valilerince yerel halkın çok etkili bir temsilciydi. O, Fadil Paşa
Şerifoviç'in oğlu ve Saraybosnalı çok saygın ve çok zengin ailenin önemli bir üyesiydi.
Din öğretmeni olarak görev yaptığı İstanbul'da eğitim gördü ve sonra aynı görevi
Mısır'da da sürdürmüştür. 1860 yılında Saraybosna'ya döndü ve toplumda politik
olarak aktif hale gelmiştir. Bosna-Hersek'in işgali tamamlandıktan sonra, Avusturya-
Macaristan hükümeti onu Saraybosna belediye başkanı olarak atadı ve 1892'ye kadar
bu konumda kalmıştır.

Vilayet Meclisi'nde (İdare-i Meclis) ikinci seçilen üye Mehmed Bey


Kapetanoviç Ljubušak'tı (Tr. Lyubuşak). 1839 yılında Hersek'in küçük bir kasabası

345
Bosna Vilayetinin Mostar, Travnik, Banja Luka, Bihac (Tr. Bihka), Zvornik (Tr. İzvornik) ve Novi
Pazar (Tr. Yeni Pazar) Sancaklardn ikişer temsilcisi.
346
İl meclisi yani Osmanlı vilayet idaresi. Ayrıca literatürde İdare-i meclis veya İdari komite olarak
bilinir.
77

olan Ljubuški'de dünyaya gelmiştir. Gençliğinde ailesiyle beraber Saraybosna'ya


taşındı. Bosnalı tarihçilerin notlarında zeki, iyi kalemli ve iyi bir konuşmacı olduğu
kalmıştır. Siyasetin yanında edebiyatla da ilgilenmişti ve modern Boşnak edebiyatının
öncülerinden biri olarak kabul edilmektedir. Kurulun üçüncü saygın üyesi Muhamed
Efendi Hadžijamaković’ti. 1864'ten itibaren Gazi Hüsrev Bey Medrese'sinde şeyh ve
öğretmen olarak görev yaptı. Saygın ve dürüst bir adam olarak tanımlanmaktadır.
İdare-i Meclis'in bahsedilen vekilleri arasında Begova Camii'nin baş imamı Abdulah
Efendi Kaukdžić de vardı. Saraybosna merkez camisinin baş imamı olarak, halk
üzerinde büyük bir etkisi vardı. Çok fanatik ve dindar bir adam olarak tanımlanıyordu.
Ortodoks temsilcilerden Dimitrije Jeftanoviç de dikkat çekmekteydi. Saygın bir
Saraybosnalı tüccar aileden gelmekteydi. En seçkin Katolik temsilci Fra. Grga Martiç
idi. Bosna Katolikleri'nin manevi gelişiminde önemli rolü olan bir Fransiskan ve
edebiyatçıydı.

Haziran'ın son günlerinde, Avrupa güçleri Berlin Kongresi'nde, Bosna'nın


Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafından işgal edilmesine karar vermişlerdi.
Kararın hemen ardından Andrassy Saraybosna'daki Avusturya-Macaristan konsolosu
Konrad Vasiç'e, olası işgal hakkında Boşnak halkının liderleriyle konuşup zemin
hazırlaması emrini vermiştir.347 Böylece, Avusturya-Macaristan yetkilileri yerli halkı
ordunun girişine hazırlamak istemiştir. Bosnalı Müslüman liderlerle yapılan görüşme
ve bildiriden sonra, yalnızca bazı daha az zengin toprak sahipler işgale olumlu
bakıyordu, onlar bunu zenginliklerini artırma fırsatı olarak görürken toplumun diğer
kesimleri bu seçeneği duymak dahi istememekteydi. Vasiç, o günlerde kongre
kararları hakkında hem Bosna'daki ordu komutanı Veli Paşa'ya hem de vali Mazhar
Paşa'ya bilgi verdi, ancak onlar şaşırmıştır. Bu konuda İstanbul'dan hiçbir talimat veya
bilgi almadıklarını ve Avusturya-Macaristan askeri güçlerinin saldırısı durumunda bir
savunma düzenleyeceklerini ona söylemişlerdir. 348 Saraybosna'dan işgal ile ilgili bilgi
sorulması üzerine Babı-ı Ali telgrafla ülkenin barış içinde kalmasını emrederek
yanıtlamıştır.

347
B. Gavranović, a.g.e., s. 21.; Hamdija Kreševljaković, Izabrana djela IV, Veselin Masleša,
Saraybosna 1991, s. 79.
348
I. Tepić, a.g.e., s. 210.; H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 79-80.; B. Gavranović, a.g.e., s. 22.
78

Temmuzun ilk günlerinde işgal haberi Saraybosna çarşısında diğer kadılıklarda ve


yerlerde olduğu gibi hızla yayılmış, birçok Boşnak silahlandı ve Begova ve Hünkar
Camiilerin bahçelerinde toplanmaya başlamışlardı. Silahlanmış halk daha sonra
gayriresmi lideri olarak gayretli konuşmasıyla düşmana büyük bir direniş sergileyen
ve Hadži Lojo olarak bilinen Salih Vilajetoviç'i seçmiştir.349 Bu Saraybosna doğumlu
kişi ayaklanmayı örgütlemek ve yerel halkı isyana teşvik etmede önemli rol
oynamıştır. Salih Vilajetović adıyla 1834 yılında Saraybosna'nın Bardakčija
Mahallesinde doğmuştur. Babası Abdullah’dan din dersleri aldı ve daha sonra amele
işlerde çalıştı. Saraybosna'da birkaç tane bulunan yüksek İslami okulları bitirmedi,
ama zaman içinde muallim ve Saraybosna'da caminin birinde de imam olmuştur. İri
cüsseli görünümünden dolayı, halk arasında büyük, zalim ve güçlü manasına gelen
Lojo lakabı verilmiştir. Hacca gittiğinden dolayı Lojo namına bir de Hacı eklenmiş ve
Osmanlı idaresinde çarşıda kendi gerçek adıyla bilinmesinden çok bu namıyla bilinir
olmuştur.350 İşgal zamanlarında da, Avusturya-Macaristan yönetimi, onu kendi resmi
kayıtlarında o adla (Alm. Hadschi Lojo) adlandırmıştır. Çok muhafazakâr ve fanatik
bir Müslüman olduğunu 1871 yılında Saraybosna'da Ortodoks cemaatinin kilise
inşaasına büyük tepki göstermesinden belli etmiştir. Tepki göstermesinin sebebi olarak
da kilise çanının büyüklüğü ve kuvvetli ses çıkarması olduğu ileri sürülmektedir.351
1878 yazında işgal hakkındaki haberler giderek yayılmaya başladığı zaman hiçbir
uzlaşmaya yanaşmamıştır. Yeni idarenin kurulmasına hemen şiddetle karşı çıkmıştır.
Bu durum onun gözünde Bosna Müslümanları için düşmanlık ve tehlike arz
etmekteydi. Çalışmamızın ilerleyen kısımlarda direnişi örgütlerken onun Halk
Meclisi'nin çalışmasına ve faaliyetlerine nasıl etki ettiğini de görmek mümkün
olacaktır.

Hıristiyan nüfus söz konusu olduğunda, onların korku içerisinde olduğu


düşünülebilir. Bu yüzden bazıları direnişe gönüllü olarak katılırken diğerleri de buna
mecbur kaldı. 4 Temmuz Perşembe günü, Avusturya-Macaristan konsolosluk sekreteri
Thomas Herkalović (Tr. Herlakoviç) Bosna-Hersek'in işgali üzerine Berlin
Kongresi'nin sonuçları hakkında Andrassy'nin Konsolos Vasiç'i telgrafla

349
B. Gavranović, a.g.e., s. 22
350
Hacı Lojo hakkındaki detayları içi bkz. E. Imamović, Historija bosanske..., s. 226-227.
351
T. Herlaković, a.g.e., s. 8.
79

bilgilendirdiğine dair merkezde bulunan önde gelen bazı Boşnak şahısları haberdar
edilmiştir. Kalabalık daha sonra Begova Camii'nde toplandı. Asıl konuşmayı
Hadžijamaković, cami imamı Kaukdžić ve Derviš efendija Goraždak (Tr. Derviş
Efendi Gorajdak) yapmıştır.352 Daha sonra 5 Temmuz'un ertesi günü Cuma
namazından sonra Begova Camii'nin hareminde bir bayrak açılıp Hadži Lojo birkaç
fanatik destekçi ile valinin bulunduğu konağa doğru hareket etmiştir. Kalabalık,
sultanın Bosna'yı Avusturya'ya teslim ettiği söylentileri hakkında bir açıklama
yapılmasını ve halk arasında çoktan sevilmeyen Veli Paşa'nın istifa etmesi
istenmektedir. Vali Mazhar Paşa, baskı altında kalarak ordu komutanı Veli Paşa'nın
görevden alınmasını kabul etmiştir.353 6 Temmuz'da, Hadži Lojo 300 silahlı adamla
birlikte, Avustuya-Macaristan ordusuna karşı kullanılması planlanan, top, silah ve
mühimmatı direnişte ihtiyaç duyulucağı için şehrin kalesinden çıkartmaya çalışmış
ancak bu girişim nöbetçilerin yolu kapaması yüzünden başarısız olmuştur.354 Bundan
sonra, Hadži Lojo adamları ile birlikte, şehir idaresindeki valiyi ziyaret etmiş ve onunla
uzun bir görüşme yapmıştır. Aynı gece halkın taşkınlık yapmamasına dair İstanbul'dan
bir telgraf gelmiştir.355

O günlerde, Halk Meclis'i, vekil sayısını 30 Müslüman, 15 Ortodoks, 3 Yahudi


ve 2 Katolik olmak üzere 50 üyeye yükseltmiştir. Meclisin liderleri arasında 3 Bosnalı
Müslüman göze çarpar ve bunlar da Hadži Lojo, Efendi Hadžijamaković ve Rizvanbeg
Halilbašić'ti (Tr. Halilbaşiç). Planın temelinde, meclisin çalışmasına büyük etkisi olan
Hadži Lojo 'nun yeni vali, Efendi Hadžijamaković şeyh, Rizvanbeg'in de ordunun baş
komutanı olması gerekiyordu.356 Ertesi gün, 7 Temmuz'da Halk Komitesi, hangi dine
mensup olursa olsun ülke çapında bütün savaş için yetenekli erkeklerin sayımının
yapılması emrini verdi ve bu emir telgrafla civardaki bütün kadılıklara, özellikle de
sınırda olanlara iletilmiştir.357 Aynı gün halk toplanmış ve Veli Paşa'nın yerine geçici
olarak gelen İsmet Paşa'nın ordu komutanlığı görevinden ayrılasını istemiş ancak aynı

352
M. Bojić, a.g.e., s. 73-74.; H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 80.
353
I. Tepić, a.g.e., s. 211.; B. Gavranović, a.g.e., s. 22.; H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 81. ; M.
Imamović, Historija..., s. 351.
354
M. Mandić, a.g.e., s. 26.; Hamdiji Kreševljaković'e göre bahsı geçen olay 10 temmuzda meydana
geldi. bkz: H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 82.
355
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 81.
356
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 82.
357
M. Bojić, a.g.e., s.74.; H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 83.
80

zamanda bir Anadolu askeri taburunun Sarahbosna’ya ulaşması üzerine öfkesi


gözlerinden okunan halkı bir nebze sakinleşmiştir.358 8 Temmuz'da, ordu komutanı
Veli Paşa Saraybosna'yı ve ordu komutanlığı görevini terketmiş, ancak hem kamu
düzeni ve huzuruna saygı gösterilmesi hem de Halk Komitesinin tasfiye edilmesi
emredilmiştir. Bu olaydan önce Halk Komitesi liderleri diğer şehirlerde direniş
düzenlemeye çalışmışlardı ve bu nedenle Hadži Lojo kardeşi İbrahim'i Vezir-i şehri
olan Travnik'e orada ayaklanma organize etmesi için göndermiştir.359 Ancak oradaki
ordu garnizonu direnişe ve örgütlenmeye karşı çıkmıştır. Bir gün sonra İbrahim ordu
birlikleriyle çıkan çatışmada hayatını kaybetmiştir.

11 Temmuz'da feodal beyler ve Saraybosnalı saygın kişiler, Bab-ı Ali'nin


gelişen durumla ilgili fikrine başvurmuşlardı. İlk talep, Bab-ı Ali'nin işgale karşı
direniş yapıp yapmayacağına dair onları bilgilendirmesiydi. Gelecek cevabın olumsuz
olması durumunda Avusturya-Macaristan ordusunu karşılamak üzere bir heyet
hazırlanacaktı. Bab-ı Ali'ye gönderilen mektupta bulunan üçüncü madde, eğer Sultan
Bosna'yı koşulsuz olarak teslim etmeyi kabul ettiyse, o kararı kabul edeceklerini
bildirmektedir.360 12 Temmuz'da, vazifeyi devrelmak üzere Hafız Paşa adlı yeni bir
ordu komutanı gelmiştir.361 Bu, Bab-ı Ali'nin Bosna'ya gönderdiği son paşaydı.362
Hafız Paşa'yla birlikte halk tarafından çok değer verilen bir müftü olan Taşlıca
Müftüsü Šemsekadić de gelmiştir. Hadžić'in (Tr. Hadziç) sözlerine göre Saraybosna
ve Bosna halkı onu eyaletin başkentine gelmeden Vitez önlerinde karşılamıştır.363

Feodal beylerin ve bazı tanınmış vatandaşların anlaşmasına karşı, Vilayet


Konseyi (Idare-i Meclis) 13 Temmuz'da tasfiye edilen Halk Komitesinin üyeleriyle

358
M. Mandić, a.g.e., s. 26-27.; H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 84.
359
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 85.; M. Mandić, a.g.e., s. 27.
360
K. Hadžić, a.g.e, s. 7.
361
Bu paşanın tam adı Ferik Hafiz Ahmed. Bkz: K. Hadžić, a.g.e., s. 6.
362
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 86.
363
Mehmed Vehbi Šemsekadić Taşlıcalı din adamıydı. Osmanlı devletine birçok devlet adamı veren
köklü bir Taşlıca ailesinden gelmekteydi. Doğum yılı tarihi kaynaklarda bulunmamktadır lakin
thminlere göre Vehbi Efendi 1829 yılında Hersek Sancağı'nın merkezi olan Taşlıca'da dünyaya
gelmiştir. İlk okul eğitimi Saraybosna'da Tahir Efendi alimden almıştır. Sonra eğitimini İstanbuldaki
Şehzade Medresesi'nde devam etmiştir. Mezun olmadan okulu bırakarak memleketine dönmüştür. 1866
yılında Taşlıca Müftüsü olarak atanmıştır. 1875 ve 1876 yıllarında Saraybosna'da aktif siyasi rolünün
üstlenmiştir. Direniş sırasında özellikle Doğu ve Kuzedoğu Bosna'daki faaliyetlerden dolayı Vehbi
Efendi büyük katkıda bulunmuştur. Başarısız Bosna-Hersek direnişinden sonra İstanbul'a geçip vefat
etmiştir. Detayli bilgiler icin bkz: M. Bojić, a.g.e., s. 4-6.
81

görüşmeye karar verilmiştir. O toplantıdaki asıl konuşmayı Pljevlja'lı (Taşlıcalı)


Müftüsü Vehbi Efendi Šemsekadić yaptı. Müftü ateşli bir konuşmayla halkı, düşmana
karşı direniş göstermenin her Müslüman'ın vazifesi olduğunu ve bunu yapmayanların
en ağır cezalara çarptırılacağına inandırmıştır. Ayrıca düşmanla çarpışırken gelecek
olan ölüm o kişiyi cennete götüreceğini sözlerine eklemiştir. Meclise katılan yeni ordu
komutanı Hafız Paşa Taşlıca Müftüsünün konuşmasından sonra söz almıştır. Meclisin
Avusturya-Macaristan askerleri hakkında yanlış bir görüşe sahip olduğuna işaret
etmiştir. Birçok kişinin görüşlerinin aksine, İmparator Joseph'in ordusu sivil halka iyi
davranacağını ve Savaş Bakanlığı'nın emirlerini yerine getireceğine de işaret
etmekteydi.364 Bakanlığın barışçıl bir tutum sergilemesi durumunda, ordu da onun
yanında yer alacaktı. Buna rağmen, Vilayet Meclisi (İdare-i Meclis), Halk Komitesi
temsilcileri ile birlikte, Bosna'da ayaklanma başlatacağı hakkında İstanbul'a telgraf
gönderilmesini emretmiştir.365

15 Temmuz'a kadar, resmi olarak kapatılmış ve hizmet dışı kalmış olsa bile
Halk Meclisi birçok eylemi yerine getirerek etkinliğine devam etmiştir. Bosna adlı
Ulusal hükümetin gayri resmi gazetesi olan işgalle ilgili kongre kararları hakkında 20
Temmuz'da haber yayınlamasından sonra366, yeniden büyük bir kalabalık toplanmıştır.
Kalabalığa Bosna-Hersek'in diğer bölümlerinden gelen önemli kişiler de katılmıştır.
Banya Luka'dan Fehim efendija Đumišić (Tr. Fehim Efendi Cumişiç), Travnik'ten
Dervišbeg Kulenović (Tr. Derviş Kulenoviç), Livno'dan Muhamedbeg Bušatlija (Tr.
Muhamedbeg Buşatliya) gelmiştir,367 ama bu toplanmadan sonra bile ortalık
yatışmadı. Bir gün sonra Hadži Lojo Begova Camii'nde bayrak açıp genel bir direnişe
çağırmıştır. Halk Meclis'i, yeniden Bab-ı Ali'nin bildiri sunmasını istedi ancak cevabı
bir öncekinden farklı olmamıştır. İstanbul'dan gelen cevapta, halkın sakinleşmesini ve
yeni talimatları beklediklerini bildiriyordu. Ertesi gün, Halk Meclisi'nin emriyle halk
harekete geçmeye başladı ve örgütlenme iki gruba ayrıldı. Bir bölüm, seferberliğin
organize edilmesinden ve diğeri de para toplamaktan sorumluydu.368

364
I. Tepić, a.g.e., s. 211.
365
M. Mandić, a.g.e., s. 28.; H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 87-88.
366
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 82.
367
K. Hadžić, a.g.e., s. 11.
368
B. Gavranović, a.g.e., s. 23.; I. Tepić, a.g.e., s. 212.; H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 89.
82

Avusturya-Macaristan ordusunun Sava nehrini geçmek ve Bosna bölgesine


giriş yapmak için hazırlıklar yaptığıyla ilgili haberlerin gelmesinden sonra, 27
Temmuz'da Saraybosna'da bir ayaklanma gerçekleştirmiştir. Begova Camii'nde
görüşmeden sonra halk direnişin liderleriyle birlikte Vali Konağına doğru yola
çıkmışlardı. O zamana kadar, kışlalarda sayıları yaklaşık 650'yi bulan ve o zamana
kadar hareket etmeyen Bosna kökenli Osmanlı askerleri de ayaklandı ve protestolara
katılmıştır. Halk, valilik binasına, daha doğrusu o sırada içeride valinin, ordu
komutanının ve diğer bütün Osmanlı idari memurlarının bulunduğu Vali Konağının
avlusuna girerek memnuniyetsizliklerini göstermişlerdi. Tüm memurların derhal istifa
etmelerini istediler ve o sırada bir idari memurun öldüğü bir silahlı çatışma meydana
gelmiştir. Akşama doğru, durum sakinleşti, Vali Konağının avlusu ve konaktan
Hünkar Camisine kadar olan sokaklar protestoculardan temizlenmiştir. Kalabalık,
Saraybosna-Mostar hattında olduğu gibi Saraybosna-Bosanska Gradiška hattındaki
telgraf tellerini kesmeyi başarmıştır. O gece, ordu komutanı Hafız Paşa, şehir
kışlasının arka kapısından 100 atlıyla kaçarak şehirden çıkmayı başarmıştır. Koševo
ve Bjelave (Tr. Byelave) üzerinden doğu Bosna'ya Vişegrad'a doğru yola koyulmuş,
ama oraya vardığında ona eşlik edenler de halka katılmış ve Hafız Paşa Mokro'ya
doğru kaçmaya başlamıştır. Mokro yolu üzerinde daha doğrusu Hreši’deki Han'da
tutuklandı ve derhal Saraybosna'ya geri gönderilmiştir.369 Hafız Paşa'nın
Saraybosna'dan kaçışını ve tutuklanmasını anlatan belgelerin yanında, Hamdija
Kreševljaković de onun direniş harekatından sorumlu tutulup Bab-ı Ali'ye geri
döndürülmemesi için, onun kaçışının ve hapsedilmesinin temelde bir uydurma
olabileceğini düşünüyor ve bununla ilgili direnişin liderleri ve Hafız Paşa arasında
gizli bir anlaşma yapıldığından da söz etmektedir.

Ertesi gün 28 Temmuz sabahı saatlerinde, Begova Camii'nin avlusunda, çok


sayıda vatandaşın eşliğinde hareketin liderleri toplanmıştır. Hafız Paşa yaveriyle
kalabalığın içinden götürülürdü ve medresedeki bir odada kilitlenmiştir.370 Saat 9'da
Mazhar Paşa ve yardımcısı Konstantin Paşa istifaya zorlanmıştır.371 Öğleden sonra,

369
M. Bojić, a.g.e., s. 76.; B. Gavranović, a.g.e., s. 34.; Vaso Čubrilović, Bosanski ustanak 1875-1878.,
Belgrad 1930, s. 346-347.
370
Gazi Husrev Bey Medresesi.
371
I. Tepić, a.g.e., s. 212.; H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 92.
83

Halk Komitesi Halk idaresinin yeni gelişmeler hakkında karar alındığı Begova
Camii'nde görüşme yapmıştır. Eski ordu komutanı Hafız Paşa, yönetim kurulu
başkanı, Smail Haki beg Selmanović Taslidžak (Tr. Smail Bey Selmanoviç Taslıcak)
ordu komutanı, Şeyh Muhamed Hadžijamaković de müftü olmuştur. Telgrafın idaresi
Šerif efendija Zildžić'a emanet edilirken Polis İşleri Abidaga Gačanin (Tr. Gaçanin) ve
Ahmed Efendi Nako'ya verilmiştir.372 Yeni idarenin aldığı ilk kararlarından biri,
konsoloslukların güvenliklerini sağlamak için asker ilavesi yapmak olmuştur. Her
konsolosluğa 32'şer asker gönderildi. Meclis, bazı Osmanlı yetkililerini savaş ve
savunma hazırlıklarına katılmaya da zorlamıştır. Aynı gün telgraf telleri onarılmış ve
kalan yerlere de yeni seçilen yönetimle ilgili bilgilendirme yapılmıştır.373
Saraybosna'nın yanında, Livno, Mostar gibi Doğu Hersek'teki Trebinje da direniş
çağrısına karşılık vermiştir. Halk coşkuluydu ve ulusal giysileriyle Saraybosna
sokaklarında yürüyüş yapmıştır. Müslüman toplumun yanında, direnişe dini liderleri
Sava Kosanović (Tr. Kosanoviç) ile rahip Risto Novaković (Novakoviç) önderliğinde
Saraybosnalı Ortodokslar da katılmıştır. Onların yanında yeni Halk Hükümetinin
yönetim kurulunda Jovo Bakrač-Vasiljević (Tr. Yovo Bakraç-Vasilyeviç), Risto
Besarović (Tr. Besaroviç), Risto Ćuković (Tr. Çukoviç), Đorđo Hadžidamjanović (Tr.
Corco Hacıdamyanoviç), Dimitrije ve Gliša Jeftanović kardeşler (Tr. Yeftanoviç),
Petraki Efendi, Jovo Petrović (Tr. Petroviç) ve Nikola Savić (Tr. Saviç) de vardı.374
Göreve başlayan askerlere, kışladan alınan 4.000 silah dağıtılmıştır.

Saraybosna vatandaşlarının 28 Temmuz'daki genel ayaklanmasından sonra,


sadece burada değil Bosna'da olduğu kadar Hersek'teki şehirlerde de Halk
Komitesi'nin Halk Hükümeti'ni oluşturduğunda ve Saraybosna'da neredeyse bütün
Bosna Vilayeti de ilgilendiren resmi olarak idareyi ele geçirdiği saptanabilir.
Organizasyonda önemli göreüşlere sahip üç kişi oldu; Smail Bey Taslidzak, Muhamed
Efendi Hadžijamaković ve Hadži Lojo. Tuzla'daki en önemli şahıs Mehmed beg
Čemerlić (Tr. Çemerliç) olurken, Mostar'da gerçekleştirilen hareket, Arif Efendi
Kajtaza'yı (Tr. Kaytaz) şehir yönetiminin lider pozisyonuna getirmiştir.375 Hareketin

372
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 93-35.
373
I. Tepić, a.g.e., s. 214.; H. Kreševljaković, Izabrana...., s. 96.
374
M. Bojić, a.g.e., s. 76.; H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 97.
375
Mostar olayları hakkında: E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 235-236.
84

problemi, yetersiz sayıda subayın olmasıydı. Osmanlı ordusu subaylarının ağırlıklı


olarak Türklerden oluşması ve çoğunun direnişe katılmaması nedeniyle bu teknik
sorun ortaya çıkmış oldu. Halk birlikleri, Bosna-Hersek Vilayetinin şehirlerine
yayılarak her bir millete mensup kişilerden oluştu ve Müslüman, Ortodoks ve
Katoliklerden oluşan bazı karışık birlikler de vardı. 30 Temmuz'da, Mazhar Paşa,
Taslihan'da kısa bir açıklama yaptıktan sonra Saraybosna'yı Bosna'nın son valisi olarak
terk etmiştir.376

3.3. Hadži Lojo Salih Vilajetović (Tr. Hacı Loyo Salih Vilayetoviç) ve
Arkadaşları Önderliğinde Boşnaklar'ın İşgale Karşı Direnişi

Halk Hükümeti Saraybosna'da kontrolü ele geçirdikten sonra, 31 Temmuz'da


Hadži Lojo askeri bir depoya girmiş ve Saraybosna vatandaşlarına büyük miktarda
silah ve mühimmat dağıtmıştır. Bu vesileyle, direnişin düzenlenmesi için hem
Müslümanların hem de Hıristiyanların silahı olmuş olmuştur. Yaklaşık 4.000 modern
tüfek ve büyük miktarda cephane dağıtılmıştır.377 O günlerde Halk Hükümeti direnişin
örgütlenmesinde yorulmadan çalışmıştır. Saraybosnalı tüccar ve saygın bir Ortodoks
olan Jova Vasiljević'in evinde toplantılar düzenlenmekteydi. Ayrıca hükümet, Bosna-
Hersek'in diğer şehirlerine eli silah tutan bütün erkekleri Avusturya-Macaristan'a karşı
silahlanmaya ve direnişe çağıran emir ve telgraflar göndermiştir.378

2 Ağustos Cuma günü, Bosnalı gönüllülerden oluşan ilk birlik bayraklarla


cepheye doğru yola çıkmıştır. Bosna ordusunun küçük birliklerini yüzbaşılar komuta
ederken büyük kısmının başında binbaşılar (Boş. Majori) durmaktaydı. Tarihçiler
Kreševljaković ve Imamović, bu binbaşıların Atif efendija Uzunić (Tr. Efendi
Uzuniç), Ahmed Efendi Svrzo, Rešidaga Majdanac (Boş. Reşidaga Maydanats) ve
Junuz efendija Halačević (Boş. Yunuz Efendi Halaçeviç) olduğunu söylüyor.

376
Osmanlı İmparatorluğunun son 11 yılında (1869-1878) 15 vali görev yapmıştır. Bunlar Safet paša
1869-1871, Mehmed Akif paša (1871), Mehmed Asim paša (1871), Ibrahim Derviš paša (1872), Ibrahim
Rašid paša (1872), Mustafa Asim paša (1872), Mustafa paša (1872), Mustafa Asim paša (1872), Akif
Mehmed paša (1873), Ibrahim Derviš paša (1874), Ahmed Hamdi paša (1875), Reuf paša (1875),
Ibrahim paša (1876), Nazif paša (1876) ve Mazhar paša'ydı. (1877-1878). Bkz: T. Herlaković, a.g.e.,
s. 32.
377
M. Bojić, a.g.e., s. 76.; H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 99.
378
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 99.
85

Bahsedilen Müslüman binbaşıların arasında Hristiyanları temsil eden binbaşı Risto


Bujak (Tr. Risto Buyak) da vardı. Kaynaklarda tanınmış yüzbaşılar arasında Ahmed
efendija Sočo (Efendi Soço), Mehmedaga Užičanin (Tr. Ujiçanin), Hadži Mehmed
Gačanica (Tr. Hacı Mehmed Gaçanitsa), Muhamed efendija Sokolović (Tr. Efendi
Sokoloviç), Hadži Avdaga Kujundžić (Tr. Hacı Avdaga Kuyunciç) ve Salih
Vilajetović (Tr. Vilayetoviç) daha da tanınmışı Hadži Lojo vardı.379

3 Ağustos'tan bir gün sonra, Begova Camii'nin avlusunda çok sayıda


Saraybosna vatandaşının katıldığı büyük bir toplantı düzenlenmiştir. Toplantıda şu
sonuçlara varılmış:

 Eli silah tutan bütün yabancılar (Osmanlılar, Arnavutlar) Osmanlı


askeri yetkilileriyle birlikte cepheye yollanmaları gerekiyor.
 Yahudiler, şeriat kanunlarına göre çarpışmalarda yer
alamadıklarından bir milyon groş savaş tazminatı ödemeliler.
 Fadil beg Šerifović 150.000 groş savaş vergisi vermelidir.380
 Halk, Halk Hükümeti'ne tam destek verecek ve onun çalışmasına destek
olacak.381

Aynı gün, İstanbul'dan Bosna-Hersek Vilayetinin halkına yönelik bir telgraf


ulaştı ve telgrafta, Berlin Kongresi'nin sonuçlarına dayanarak Bosna-Hersek,
Avusturya-Macaristan ordusu tarafından işgal edileceği ve bu işgalin geçici olduğu
yazmaktaydı. Telgrafta, Türkiye382 ve Avusturya-Macaristan hükümeti arasındaki
müzakerelerin devam etmekte olduğu vurgulanmıştır. Caminin avlusunda telgrafın
duyurulmasından sonra, vatandaşlar tarafından büyük bir tepkiyle karşılanmıştır ve
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ordusuna karşı büyük bir direnişin sergileneceği
duyurulmuştur. 383

379
E. Imamović, Historija Bosanske...., s. 239.; H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 100.
380
Saygın Saraybosnalı bir tüccar. Birçok kaynağa göre Osmanlı idaresinin son dönemlerinde
Saraybosnanın en zengin insanıydı.
381
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 101.
382
Avrupa (Germen ve Anglosakson) ve Balkan (Slav dilleri) kaynaklarında Osmanlı Devleti yanı sıra
Türkiye ismine yer verilmesi sebebiyle bu tezde zaman zaman Osmanlı Devleti ile Türkiye eş anlamlı
kullanılmıştır.
383
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 101.; E. Imamović, Historija Bosanske...., s. 239.
86

4 Ağustos'ta yeni Bosna birlikleri Bosna'daki cephelere gönderilmiştir. O gün dikkatler


Taşlıca Müftüsü Šemsekadić'in Saraybosna'ya dönüşüne çekilmiştir. Ertesi gün,
cepheden de ilk olumsuz haberler gelmiştir. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu
Ordusunun Mostar'a girişi ve bu Hersek şehirlerinin işgal haberi Saraybosna'da büyük
bir üzüntüyle karşılanmıştır. Hersek'ten gelen haberlere ek olarak, çatışmaların
gerçekleştiği Maglaj'dan Bosna ordusu hakkında daha iyi bir haber gelmiştir. O, 5
Ağustos'ta Žepče ve Usora istikametine doğru hareket eden müftü Hadžijamaković,
Mustajbeg Fadilpaşiç ve müftü Omeroviç ve oraya Bosna'nın o kısmındaki direnişi
organize etme ve Avusturya-Macaristan ordusunun Bosna nehri akışı yönünde
Saraybosna'ya ilerleyişini engelleme vazifesiyle gittikler ile ilgili bir haberdi. Bu, aynı
zamanda Bosna ordusunun merkezi bölümüydü. Bosna ordusunun ikinci grubunu,
Bosna kuvvetlerinin yeni seçilen başkumandanı Smailhaki Selmanoviç ve Binbaşı
Ahmed Efendi Svrzo yönetmiştir. Müftü Šemsekadić, yaklaşık 3 bin savaşçının
savaşmaya hazır olduğu Donja (Tr. Aşağı) Tuzla'ya gitmiştir.384 Çok sayıda savaşçı,
Tuzla'ya Sancak (Yeni Pazar Sancağı) bölgesinden geldi. Hepsi de Taşlıca Müftüsü
Šemsekadić 'in tertibindeydi. Salih Bey Šahinpaşiç, Ali Ağa Tahiroviç ve Esad Efendi
Alikadiç de onlara katılmıştır. Onlar önce Bosna'nın kuzeydoğu ve doğusunu
savunacak ve daha sonra da Hadžijamaković’in önderliğindeki merkez ordusuyla
birleşmesi gereken Bosna ordusunun sağ kanadı olmuşlardı. Hersek istikametine İsmet
Paşa Uzunoviç ve Hacı Asim Bey Muteveliç gönderilmiştir.385 Bu grup, Bosna
ordusunun sol kanadını temsil ediyordu ve Hersek'te işgali önleme görevi vardı.

Cepheden gelen pek çok olumsuz haberin gelmesi ardından Halk Hükümeti, 7
Ağustos'ta, Bosna ve Hersek'in bütün vatandaşlarını düşmana karşı direniş göstermeye
davet eden bir bildiri yayınladı. Bildiri de şunlar yer almıştır:

 Hemşehri kardeşler, uyanın, zaman geçiyor, düşman bizi her taraftan sardı!
 Herkes iyi bilir ki, sınırımızı aşarak ilerleyen düşman ebedi huzurumuzu ve
refahımızı mahvetmeye geliyor. Askerlerimizin, memurlarımızın, toplumun farklı
sınıflarının, düşmandan şiddet görmüş kadın ve çocuklarımızın Banja Luka'dan

384
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 102.; Mehmedalija Bojić'a göre Tuzla'da yaklaşık 3500 savaşçı
mevcuttu. Bkz: M. Bojić, a.g.e., s. 77.
385
M. Bojić, a.g.e., s. 77.
87

Mostar'a gelen feryatları ve iç geçirmeleri buraya kadar duyuluyor. Böyle kara


günleri görmemeliyiz, fethedip korumayı başaran babalarımız ve atalarımızın o kadar
kan dökmüş için bizlere bırakan can vatanımızı onların çocukları olarak korumak
bizlere de bir vazife olarak düşer. Vatanın evladları! Vatanımıza çevrilen gözlere ve
de anne ve babalarımızın, dedelerimizin mezarlarını çiğnemeye kast etmiş düşmana
yürüyelim ve canımızı feda edelim.
 Ve bunu din, vatanin refahı için yapmalısınız, çok memnun kalan bizim İslami
kardeşler ve Müslümanlarla beraber birleşen, sevinçle dolan sınırlarımıza doğru
düşmana karşı koymak için giden Hristiyan komşular için de yapmalısınız.
 Ve Tanrıya şükürler olsun, bizim Krajina'daki kardeşlerimiz birkaç yerde sınırı
geçip Avusturya'nın toprakların içine girmişler ve de Prijedor'u geri alarak Banja
Luka'yı hızlıca hareket edip geri alma operasyonları başlatılmışlar. Vranduk tarafında
vatanımızın evlatları toplayıp Maglaj'a kadar düşmanı kovmuşlardır ve bu bölgelerde
Tanrının yardımıyla büyük galipleri bekliyoruz. Ancak büyük memnuniyetsizlikle
öğrendiğiniz gibi, vatanımızın Jajce ve Konjic kanyonlarımız ve güvencimiz de
düşmana karşı koyabilecek güce sahip olmadı ve oradaki din kardeşlerimiz, Hristiyan
ve Latin kardeşlerimiz de ve onların çocukları, kadınları da tehlike altındadır. Bütün
bu gözümüze önüne koyan olaylarla birlikte, duyuluyor ki bazı cahil ve alçaklar
evinden çıkmamakta ve de bazılar ise cephelerden kaçmakta.
 Şeriyat ve insanlık açısından bu şeyler ne kadar çirkin olduğunu ve ne kadar
büyük ceza gerektiğini açıklamaya yapmaya gerek yok. Bu arada, savaşa hazır ve
şeriata göre mecburi çok sayıda kişi olduğunu söylememek mümkün değil. Bizim
düşman, korkusuyla meşhur olan Avusturyalılar, tarihi her okuyana eski zamanlarda
ne kadar atalarımız galip geldiğini bildiği bir şey. Biz, o gazi atalarımızın torunları
değil miyiz? Bosna'da birlik içinde yaşayan Müslüman, Hristiyan, Latinler düşmana
karşı koymaya hazırız.
 Eğer birliğimiz ve heyecanımız konusunda istekli olursak ve fedakarlıkla
düşmana karşı dik durursak, düşman Tanrının yardımıyla yok olacaktır. Gaziliğimiz
en parlak tarih sayfalarında yer alıp vatan sevgisiyle daima göklere çıkartılacaktır.
Doğuda ve Batıda, İslam dünyasındaki ulusların ve diğer dünya milletlerinin
övgülerine mazhar olarak yaşamaya devam edeceğiz. Ancak gazilik şanlı ismni elde
88

etmek için, silahları taşiyabiler bütün din, Hristiyan ve Latin kardeşlerimiz çoşkuyla
mücadelemizde yer almalıdır ve düşmanı, bütün sorunmalırmız ve
anlaşmasızlıklarımızı bir yana bırakıp cesurca düşmanı cephelerde karşılamalı ve
fedakarlıkla karşı çıkmalı ve birlik içerisinde düşmanımızın silahları önünde bulunan
silah arkadaşlarımıza düşman geri çekilmesine ve yok olmasına kadar koşmalıyız.
Çoşku ve ihmal olmadıklar her tehlikenin sebebi olur. Bu cezbetmemesinin sebebi
Tanrı korusun, vatanımız, şerefimiz ve namusumuz, çocuklarımız ve kadınlarımız
düşmanımızın pis ayaklarla basılabir. Yüce Allah ve onun şanlı Peygamberin adına
din kardeşlerim, gidin ve düşmanı kovun. Siz de Hristiyan ve Latin hemşehirlerimiz,
yüzyıllarca huzurlu gölgesinde yaşadığınız vatanın şerefine. Müslüman
hemşehirlerinizle koşarak savaşa gidin ve birlik içinde Tanrının yardımıyla
vatanımızın topraklarımızın, hayatlarımızın, çocuklar ve kadınlarımızın durumu ve
huzuru, yerinde olasına kadar düşmanı kovun.
 Vatanı korumak, bütün yaşadığı vatandaşların görevidir. Tanrının teşebbüs
edenlere yardım ettiğ gibi biz de daha çok çalışıp düşmanı yenerek istedğimiz hedefe
ulaşacağız. Dolaysıyla, çaba gösterelim, dini kardeşlerimize ve hemşehirlerimize
düşmanın sınır ötesinde kovmasına ve yenmesine yardım etmesine koşalım çünkü
durduğumuz her dakika bizim için büyük sorun yaratabilir ve şeriat söz konusu
olduğunda o, silahı taşıyabilen her biri düşmana karşı savaşmak zorunda olduğunu
emreder.
 Bu konuda başka uyarılara gerek kalmadı, ancak cephelere gitmeyenler yola
çıkmalı ve şeriat kanunlar, sebepsizce düşmana karşı savaşa katılmayanlar ve
saklananlara uygulamaktadır. Herkesin buna göre hareket etmesi bekleniyor.
Bosna ordusu komutanı Smailhaki

26. Temmuz 1294 (7 Ağustos 1878).386

General Filipović'in emrine uyararak Avusturya-Macaristan ordusu, Bosna ve


Hersek'in çeşitli bölgelerinde askeri harekat ve işgali gerçekleştiren birkaç gruba
ayrılmıştır. General Filipović liderliğinde olan 6. Tümen'in ana karargah 29
Temmuz'da yaklaşık 25.000 askerle Brod'daki sınırı geçti ve sınırdan Bosna nehri

386
E. Imamović, Historija Bosanske...., s. 243-245.
89

boyunca, Derventa üzerinden Doboj'a ve Maglaj'a doğru ilerlemiştir. Dük Würtemberg


öncülüğünde 7. Tümen 17.224 askerle387 birlikte Gradiška'daki sınırı geçti ve Banya
Luka-Varcar Vakuf388- Jajce -Travnik istikametinde Kuzeybatı ve Batı Bosna'da
ilerlemekteydi. 20. Tümen Šamats'taki Bosna Vilayetinin sınırını geçti ve Gradaçac-
Graçanica-Tuzla-Zvornik istikametindeki kuzeydoğu ve Doğu Bosna'nın işgalini
gerçekleştirmeye hazırmış. General Jovanović'in öncülüğündeki 28. Tümen 17.080
askerle389 İmotski'deki sınırını geçip birliklerini toplayıp ve Hersek topraklarına
girmiştir. Bu çarlık birliklerinin görevi Mostar ve diğer Hersek bölgesinin
topraklarının ele geçirmesiydi. İşgalin süreci ve gerçekleştirilen muharebeler
Avusturya-Macaristan ordusu birliklernin istikametlerine göre gösterilecektir.

Avusturya-Macaristan ordusunun Şamac'dan Doboj'a hızlı bir şekide istiladan


sonra, 3 Ağustos'ta General Filipović 'in önderliğinde ana karargahının keşif grubu
Doboj'un 30 kilometre güneyinde bulunan Maglaj kasabasında saldırıya uğramıştır.
Keşif grubuna etrafındaki evlerden her türlü silahtan ateş açılmıştır.390 Beklenmediği
sokak çatışmalarda Avusturya-Macaristan birlikler büyük insan kayıpları yaşamıştır.
Bunlardan iki subay dahil olmak üzere 45 asker yaşamını yitirmiştir yahut
kaybolmuştur. Avusturya literatüründe saldırı gerçekleştiren direnişçilerin391 sayısı
çocuklar ve kadınlar dahilinde 500 civarindaydı.392 Aynı gün içerisinde Doboj'da
bulunan General Filipović Maglaj'daki olaylardan haberdar olup derhal her ele
geçirdiği yerde bir Savaş Mahkemesinin kurulmasını emretmiştir.393 Bir gün sonra, 4
Ağustos'ta Avusturya-Macaristan ordusunun ana karargahının sağ kanadı Trebačko
(Tr. Trebaçko) Tepesinin yamaçlarına doğru hareket etmeye başlamıştır ve aynı
zamanda sol kanadı ise Doboj şehri yakınlarında Bosna nehri'nin sağ kıyısına
geçmiştir. Saat 16:30'da sağ kanadı Maglaj kasabasından 15 kilometre uzaklığında
bulunan Kosova köyünün yakınlarında direnşçilerle rastlamıştır. Belçika Kralı'nın 2.

387
M. Bojić, a.g.e., s. 79.
388
Mrkonjić Grad şehrinin eski adı.
389
M. Bojić, a.g.e., s. 79.
390
M. Mandić, a.g.e., s. 41.
391
Asiler veya insogenti terimi Avusturya kaynaklar tarafından Bosna-Hersek direnişinde yer
alanveAvusturya-Macar ordusuna karşı savaşan Bosnalılar için kullanılan bir terim.
392
M. Mandić, a.g.e., s. 42.
393
M. Mandić, a.g.e., s. 43.
90

Taburun 28. Yedek Alayı ikiye ayrılıp ateşlendiği Trebaçko Tepesine doğru
tırmanmaya başlamıştır.

27. Av Alayı Bosna ordusunun sol kanadının kuşatmaya çalışırken Bosna


ordusuna mensup askerler Trebaçko Tepesinin zirvelerine doğru394 çekilmeye
başlamıştır. 395 Yarbay Pittel önderliğinde Bosna nehrinin sağ kıyısında hareket eden
Avusturya-Macaristan ordusunun sol kanadı Paklenica'da kendilerine iki toptan ateş
açılarak Bosna birliklerinin savaşçılarla karşılaşmıştır.396 Akşam saatlerinde Maglaj
kasabasından uzak olmayan bahsi geçen Bosna vadisinde olan Kosova köyünde
Avusturya-Macaristan ordu birliklerinin birleştirmesi gerçekleştirilmiştir.397 O günkü
çatışmaların sonucu 2 ölü ve 10 yaralı asker, Bosna kuvvetlerinin tarafı ise bir ölü 5
asker ise esir olarak düşmüştür. Avusturya kaynaklarına göre, o günkü çatışmalarda
Bosna kuvvetlerinde yer alan kişinin sayısı yaklaşık 1.500 idi.398

5 Ağustos Avusturya-Macaristan ordusunun ana karargahı Kosova köyünden


Maglaj şehrine doğru hareketlenmiştir.399 Maglaj yakınlarda ilk çatışma Moševac (Tr-
Moşevats) köyünde yaşanmıştır lakin Bosna kuvvetlerinin askeri sayısı az olduğundan
dolayı Maglaj kasabası tarafına çekilmek zorunda kalmışlardı. Maglaj kasabasının
önüne ilk çarlık birlikler saat 16:30'da gelmiştir. Maglaj muharebesi sadece 30 dakika
sürmüştür. Çatışmanın sonucunda Bosnalıların ölü ve yaralı asker sayısı oldukça
büyüktü ve yaklaşık 20 Bosna kuvvetlerinin mensubu Bosna nehrine girerek
boğulmuştur.400 Avusturya-Macaristan ordusunun kayıpları 1 ölü, 1 kayıp ve 14 yaralı
asker idi. Öte yandan, Bosna kaynaklarında çarlık ordusunu401 durdurmak için
Saraybosna'dan gönderilen Müftü Hadžijamaković önderliğinde Avusturya-
Macaristan ordusuna karşı savaşan Bosna silahlı birlikler Kosova ve Maglaj
yakınlardaki muharebelerde büyük direniş gösterip çarlık ordusuna büyük askeri ve
insan zararı vermişlerdir. Maglaj kasabası ve civarındaki yerlerin sakinler dışında

394
M. Mandić, a.g.e., s. 43.
395
M. Mandić, a.g.e., s. 43.
396
M. Mandić, a.g.e., s. 43-44.
397
Bosna-Hersek'in Maglaj şehrinde bir ilçe.
398
M. Mandić, a.g.e., s. 44.
399
Die occupation Bosniens..., s. 138.
400
Erlebtes in Bosnien ..., s. 9.; M. Mandić, a.g.e., s. 45.
401
Çarlık ordusu (Boş. Carska vojska) veya Çarlık birlikler (Boş. Carski ordredi) Bosna ve diğer Güney
Slav literatüründe Avusturya-Macaristan ordusu için kullanılan bir terimdir.
91

muharebelerde Osmanlı ordusunda yer alan Bosnalı askerler de yer almıştır ve


tahminimizce onların sayısı 2 ve 3 bin arasındaydı. Ayrıca, aynı kaynaklara göre, 3 ve
5 Ağustos 1878 yılında Maglaj yakınlardaki çatışmalarda Avusturya-Macaristan
ordusunun hayatını kaybeden askerlerin sayısı yaklaşık 400 idi.402

7 Ağustos'ta Avusturya-Macaristan ordusunun ana karargahı Maglaj'ı


bırakarak Bosna vadisin istikametinde güneye doğru hareket etmeye devam etmiştir.
Yakındaki Žepče kasabasında Bosna birliklerle bir çatışmanın yaşanma olasılığı
büyüktü, bundan dolayı General Filipović tekrardan ordusuna yeni düzenlemesi
emretti. Albay Kinnart önderliğindeki sağ kanadı Ljubatovići (Tr. Lyubatoviçi) köyü,
Novi Šeher (Tr. Novi Şeher) ve Ponjevo (Ponyevo) üzerinde iki topla beraber harekete
geçerek Žepče Tepesine ulaşmaya çalıştı. Avusturya-Macaristan ordusunun ana
birlikler ana yolunda hareket ederken onun sol tarafını Brankovci (Tr. Brankovtsi)
üzerinde geçen Albay Pittal önderliğinde konvoy temin etmekteydi.403 Saat 9 gelince
iki taraftan da ateş açılmıştır. Bosna kuvvetleri Ponjevo-Zimnica (Tr. Ponyevo-
Zimnitsa) karargâhında ordugâhını kurmuşlardı. Çatışma hemen başlamıştır ve Bosna
kuvvetleri kendisini iki gruba ayrılarak arazi şartlarından faydalanmıştır. Böylece,
Bosna güçlerinin ön kısmı Velja Dağı’ndayken ana birlikler ise Žepče Dağı’nda
konuşlandırılmıştır.404 Saat 15:00’te Çarlık birlikler taarruza geçip Bosna birliklerinin
ön kısmını çekilmeyi zorlamıştır. Sonra Avusturya-Macaristan üç ordu kolonu birlikte
hareket ederek Žepče Dağı’na taarruza geçmiştir.405 Bu taarruzdan sonra Bosna güçleri
tamamen çekilmeyi zorunda kalmıştır. Bosna kuvvetlerinin askeri kayıpları oldukça
büyüktü. Çok sayıda ölü ve yaralıların yanı sıra yaklaşık 200 esir alınmıştır.
Avusturya-Macaristan ordu birlikleri söz konusu olduğunda 5 ölü, 1 kayıp ve 32 yaralı
asker bulunmaktaydı.406

9 Ağustos’ta General Filipović, 52. Piyade Alayı’nın 2. Taburu ve Dağ


Bataryası, Žepče yakınlarda Bosna nehrinin sağ kıyısına geçirmesini ve Vepar Dağı’na
çıkıp Orta Bosna bölgesinin büyük stratejik önemi taşıyan Vranduk Kalesini teslim

402
E. Imamović, Historija Bosanske...., s. 246.
403
Erlebtes in Bosnien ..., s. 11.; M. Mandić, a.g.e., s. 48.
404
E. Imamović, Historija Bosanske...., s. 250.; M. Mandić, a.g.e., s. 48.
405
Die occupation Bosniens..., s. 147., s. 153.
406
M. Mandić, a.g.e., s. 49.; M. Bojić, a.g.e., s. 81.
92

etmeye zorlanmasını emretmiştir. 10 Ağustos’ta General Müller Av Müfreze ile


Bistrica’ya (Tr. Bistritsa) doğru harekete geçmiştir. Oradan Doglod ve Gradişçe
üzerinde geçerek Bosna kuvvetlerinin sol kanadını kuşatıp Vranduk Kalesi’nin
arkasına çekilmeyi zorlamıştır. Avusturya-Macaristan ordusunun ana birlikler saat
9’da Žepče’den ayrılıp Vranduk Kalesi’ne doğru hareketlenmiştir.407 Yolda yerli
Hristiyanlarla408, karşılaşarak direnişçilerin Vranduk Kale’sinin arka bölgesine
çekilmesini öğrenmişlerdi. Fakat General Filipović bu söylentilere çok fazla inanmak
istememiştir. Yerli Hristiyanların geldikten sonra Çarlık ordusunun kurmayına
Osmanlı ordusunun iki subayı ziyaret edip409 Hristiyanların ifadelerini doğrulamıştı.
Aynı gün akşamı 28. Alayı tarafından Vranduk Kalesi işgal edilmiştir.410

11 Ağustos saat 9’da birliklerinin kumandanı General Filipović ve ana birlikler


Bosna nehri üzerinde giderek Vranduk Kalesine ulaşmıştır. Öğleden sonra aynı gün
içinde Vranduk Kalesinden 20 km uzaklıkta olan Zenica şehrine varmışlardı.411 Bosna
kuvvetlerinin yeniden örgütlenmemesi nedeniyle herhangi bir direniş bulmadıkları
için şehri hemen ele geçirmişlerdir.412 Aynı gün içinde Busovača kasabasından
Avusturya-Macaristan ana birlikler merkezine gönderilen mektup ulaşmıştır. Mektup,
General Filipović tarafından Hafız Paşa’nın kabul etmesiyle ilgiliydi. Kabulü hemen
onaylanmıştır ve delege 12 Ağustos akşam saatlerinde kabul edilmiştir. Delegede
Hafız Paşa ile birlikte bütün din grupların temsilciler bulunmaktaydı.413 Müslüman
temsilcilerden hadži Avdija Halačević (Tr. Hacı Avdiya Halaçeviç) ve Fehim efendija
Alikadić (Tr. Fehim Efendi Alikadiç) zer almıştır. Ortodokslar Dimitrije Jeftanoviç ve
Risto Besaroviç tarafından temsil etmekteydi. Katoliklerin temsilcisi Ivo Livajić (Tr.

407
Vranduk kalesi Avusturya kaynaklarda Brandut kalesi adı altında yer almaktadır. Bkz: Erlebtes in
Bosnien..., s. 12.
408
Kaynaklarda sadece Hristiyanlar olarak geçmektedir ve Katolik (Hırvat) yahut Ortodoks (Sırp)
Hristiyanlar olduklarını bilinmemektedir. İkisinin olma şansı var çünkü o dönemde bölgede hem
Katolik hem de Ortodoks köyleri bulmak mümkün.
409
Kaynaklarda Halil Vehbi adlı bir Osmanlı subayı geçmektedir.
410
M. Mandić, a.g.e., s. 49-50.
411
Die occupation Bosniens..., s. 167.
412
Günümüzde Federasyon Bosna-Hersek Zenica-Doboj Kantonunun merkezi. Şehire herhangi bir
silahlı çatışma olmadan gerçekleşmiştir Bkz: Erlebtes in Bosnien..., s. 14.
413
Temsilci grubu 10 veya 11 Ağustos gününde Saraybosna'dan yola çıkmıştır. Temsilciler söz konusu
olduğunda, Avusturya kaynaklarda Hafız Paşa Saraybosna valisi olarak geçmektedir. Ayrıca aynı
kaynaklara göre temcilci grubunda 2 Muhamedanac (Bosna Müslümanları için kullanılan terim) 2
Hristiyan (Ortodokslar için kullanılan terim), 2 Katolik ve 2 Yahudi yer almaktaydı. Bkz: Erlebtes in
Bosnien..., s. 16. Ayrıca bkz: Die occupation Bosniens..., s. 178.
93

İvo Livayiç), Yahudilerin ise Salomon Isaković (Tr. İsakoviç) idi.414 General Filipović
ile gerçekleştiği görüşmede Hafız Paşa işgalin durdurmasını ve Bab-ı Ali'nin halkı
bilgilendirmesini rica etmiştir. General Filipović, Osmanlı Devleti da dahil olma üzere
tüm Avrupa devletleri Avusturya-Macaristan mandayı onaylanmıştır ve İmparatorun
emirlerini yerine getirdiğini cevap vermiştir. Ayrıca, Hafız Paşa'ya halkı sakinleştirme
önerip Avusturya İmparatorunun bildirisinin birkaç örneği vermiştir. 13 Ağustos
gününde Avusturya-Macaristan ordusunun ana birliği 7. Tümenle birleştirip
Saraybosna istikametinde yola devam etmiştir.415

7. Tümen’in birlikleri aynı gün içerisinde Zenica-Kakanj istikametine yola


çıkmışlar ve o gün herhangi Bosna kuvvetlerle karşılaşmadılar.416 Ancak iki gün sonra
Hadžijamaković önderliğindeki birlikler Zenica ve Kakanj arasında bulunan Pop
köyünün yakınlardaki tepelerden Avusturya-Macaristan birliklerine saldırı
düzenlemiştir.417 Çatışmanın neticesinde Avusturya-Macaristan birliklerinin 4 ölü, 3
kayıp ve 27 yaralı asker vardı. Bir sonraki gün, 16 Ağustos sabahı, Visoko yakınlarda
6. Tümen’in birliklerinin tekrar yer aldığı çatışmalar gerçekleşmiştir. Bosna kuvvetleri
Saraybosna istikametinde hareket eden Çarlık Ordusunu durdurmaya çalışmaktaydı
ancak başarısız bir savunmadan sonra vilayetin başkent istikametinde geri çekilmeyi
zorunda kalmışlardı.418 Saraybosna yakınlarda son muharebeler Kiseljak (Tr.
Kiselyak) kasabasından 7 kilometre uzaklıkta olan Klokoti ilçesinde yaşanmıştır.
Bosna birliklerinin başında Vehbi Šemsekadić duruyordu, diğer tarafta Avusturya-
Macaristan ordusunun kuvvetlerinin önderliğini Başkomutanı General Filipović
yapmaktaydı. Büyük çabalara rağmen, Bosna güçleri Avusturya-Macaristan
ordusunun vilayetin başkentine olan saldırıyı durduramamıştır.

Avusturya-Macaristan ordusunun ikinci grubu kuzeybatı ve Batı Bosna’da


işgal operasyonları gerçekleştiren 7. Tümen’den oluşturmaktaydı. 7. Tümen 2
Ağustos’ta Banya Luka’dan yola çıkıp Sitnica (Tr. Sitnitsa) üzerinde Varcar Vakuf
(Tr. Vartsar Vakuf) kasabasına ulaşmaya çalışmaktaydı. Yürüyüş ilk iki gün sakin

414
Die occupation Bosniens..., s. 178.; H. Kreševljaković, Izabrana...., s. 102.
415
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 105.; M. Mandić, a.g.e., s. 55.
416
Die occupation Bosniens..., s. 172.
417
E. Imamović, Historija Bosanske...., s. 254.
418
M. Mandić, a.g.e., s. 58-59.
94

geçmiştir fakat 5 Ağustos sabahı Varcar Vakuf önünde Bosna kuvvetlerinin hararetli
direnişine karşı karşıya gelmişlerdir. Jajce kadı önderliğinde Jezero, Travnik ve
Jajce’den gelen 1000 sayıda savaşçılar büyük direniş göstermişlerdi. Sabah saat
8:30’da Arşidük Leopold’un Taburun bir bölüm saldırıya geçerek üç saatlik bir
çatışmadan sonra Bosna kuvvetlerini Jajce şehrine doğru geri çekilmeye zorlamıştır.
Bosna güçlerinin asker ölü sayısı 100 ve Avusturya-Macaristan ordusu 2 bayrağına ele
geçirmiştir. Avusturya-Macaristan ordusunda 12 ölü ve 32 yaralı bulunmaktaydı.419
Varcar Vakuf’un tesliminden sonra, 7. Tümenin 2. ve 3. Tugayı Jajce şehrine
ilerlemekteydi. 7 Ağustos günü Jezero yakınlardaki tepede Avusturya-Macaristan
birlikler tarafından Bosna kuvvetler görülmüştür. Komutan İvan Salvator Lisina
Dağı’ndan ateş açmayı emretmiştir.420 Bosna kuvvetlerin önderliğinde Hamid beg
Teskeredžić (Tr. Hamid Bey Teskereciç), beg Džabić (Tr. Bey Dzabiç) ve Derviš beg
Kulenović (Tr. Derviş Bey Kulenoviç) durmaktaydı.

Ayrıca Bosna kuvvetlerde Saraybosna'dan gelen nizami Osmanlı ordusu


askerleri ve 500 ila 600 civarında Hristiyanlar bulunmaktaydı. Bosna kuvvetlerinin
toplam sayısı 5.000 civarındaydı.421 Çetin bir muharebe yaşanıyordu fakat saat
14:00'te Albay Hostinek Bosna kuvvetlerinin sağ kanadı kuşatıp geri çekilmeyı
zorlamıştır.422 Hırvat tarihçisi Mandiç'in belirttiği gibi, çetin muharebede büyük
cesaret Hırvatlar göstermiştir.423 Aynı gün içinde Jajce şehri Avusturya-Macaristan
ordusu tarafından ele geçirilmiştir. Çarlık ordusunun kayıpları ise 21 asker, 1 subay
yanı sıra 168 asker ve 6 subay olarak bildirilmiştir. Her ordunun bataryası 200 defa
ateş açmıştır. Bosna kuvvetlerin tarafında ölü asker sayısı 70, yaralanan 300 idi, ayrıca
5 top ve 2 bayrak ele geçirilmiştir. Muharebede şehit düşen askerler arasında
liderlerden biri olan Beg Kulenović (Tr. Kulenoviç Bey) de vardı. Jajce'nin işgaliyle
birlikte bu bölgedeki Bosna kuvvetlerinin güçü kırılmıştır ve Çarlık Ordusu Travik
şehri istikametinde yola devam etmiştir.424 7. Tümen Jajce'den sonra 11 Auğstos'ta

419
Bojić' egöre Avusturya-Macaristan ordusunda 22 ölü ve 174 yaralı asker bulunmaktaydı. Öbür tarata
Bosna ordusunda 620 kişi hayatını kaybetti. Bkz: M. Bojić, a.g.e., s. 81.; M. Mandić, a.g.e., s. 44.
420
Die occupation Bosniens..., s. 204-205.
421
Die occupation Bosniens..., s. 167.
422
E. Imamović, Historija Bosanske...., s. 252.
423
Dalmaçya'dan gelen yedek çeteleri söz konusuydu.
424
M. Mandić, a.g.e., s. 46-47.
95

Travnik'e hareket etmeye başlamıştır. Şehrin tüm dini temsilciler Würtemberg'ı


karşılaşmaya çıkmışlardı. Karakollar Vitez kasabasından Zenitsa'ya ulaşan 13. Tümen
olan ana kuvvetlerle birleşmesine gönderilmiştir.425

Banja Luka şehri 31 Temmuz’da büyük direniş göstermeden işgal olmasına


rağmen Ağustos ayında bir hamle meydana gelmiştir. Dük Würtemberg önderliğinde
7. Tümen'in Banya Luka'dan ayrılıp Jajce istikametinde yola çıktıktan sonra Vrbas
şehri olan Banya Luka'da General Sametz komutanlığında 4 bölüklü bir garnizon
bırakılmıştır. Mürettebat şehrin kale ve yol onarını yapmaktaydı. Ancak, Hasan Beg
Čekić (Tr. Çekiç) liderliğinde kuzeybatı Bosna'daki direnişe katılan Bosnalılar 14
Ağustos gününde saldırıyı düzenlenmişlerdi.426 Muharebe, sabah saatlerinde kale ve
hastane etrafında gerçekleşmiştir. Öğlen saatlerinde Bosna kuvvetlerinin çetin taarruza
geçmesine rağmen şehrin kuzey tarafından top sesleri duyulmaya başlanmıştır. Bu,
Çarlık Ordusuna Zagreb'ten gelen Teğmen Rohn komutasında yardımın bir işaretiydi.
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun askeri kayıpları oldukça büyüktü. 2 subay
dahil olmak üzere 45 asker ve bir doktor hayatını kaybetmiştir. Ayrıca, 117 yaralanan
ve 8 esir de mevcuttu. Bosna kuvvetler söz konusu olunca 3.000 kişinin yer aldığı
çatışmada yaklaşık 100 kişi hayatını kaybetmiştir.427

Avusturya-Macaristan ordusunun 20. Tümen, ordunun üçüncü grup olarak


Kuzeydoğu ve Doğu Bosna'da faaliyet göstermekteydi. 4 Ağustos gününde
Šemsekadić liderliğinde Bosna kuvvetlerine karşı Gračanica muharebesi
gerçekleştirilmiştir. Üç saat süren çatışmada Bosna kuvvetlerinde birkaç askeri kaybı
yaşamının yanı sıra 13 yaralanan ve birkaç esir alınan asker mevcuttu. Avusturya-
Macaristan askerlerden biri hayatını kaybetmiştir, yaralan bir subay ve 3 asker vardı.428
Çarlık ordusunu şaşırtan Bosna güçlerinin cesareti planlanandan daha yavaş bir şehir
ele geçirmesine yol açmıştır. Graçanica şehrinin işgalinden sonra, 20. Tümen Tuzla ve
Zvornik’e harekete geçerken fakat Han Pirkovac (Tr. Han Pirkovats) yakınlarda 8
Ağustos’ta büyük bir ayaklanmaya karşı karşıya gelmiştir.429 Ancak, Avusturya-

425
M. Mandić, a.g.e., s. 51.
426
Die occupation Bosniens..., s. 226.
427
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 99.; M. Mandić, a.g.e., s. 56.; E. Imamović, Historija Bosanske....,
s. 253.
428
M. Mandić, a.g.e., s. 43.
429
M. Bojić, a.g.e., s. 80.; Die occupation Bosniens..., s. 242-245.
96

Macaristan ordusu Bosnalıların verdiği büyük direnişe rağmen, Tuzla istikametinde


ilerlemişlerdi. Çarlık ordusunun bir sonraki hedef olan Tuzla şehrinin savunmasını
Taşlıca Müftüsü Šemsekadić önderliğinde beş ila altı bin arasında savaşçı
yapmaktaydı. Šemsekadić, Ağustos ayı başında Saraybosna’dan Glasinac’a geçip 7
Ağustos’ta Vlasenica’ya vardı ve bir gün sonra Osmaci yerleşkesine geçmiştir. Bir gün
sonra 9 Ağustos’ta Tuzla’ya gelip şehrin savunmasını komuta etmekteydi.430 Yerli
savaşçılar dışında, Bosna kuvvetlerinde Yeni Pazar Sancağı ve Taşlıca Müftüsü ile
gelen ve Avusturya-Macaristan ordusuna karşı büyük direniş gösteren Kosovalı
Arnavutlar da gönüllü olarak katılmıştır.431 9 ve 10 Ağustos’ta Tuzla şehri yakınlarda,
daha doğrusu Kozlovac, Ravna Trešnja (Tr. Treşnya) ve Mosnik yerlerinde Çarlık
ordusu Bosna kuvvetleriyle karşı karşıya gelmiştir.432 O günler içinde Bosna kuvvetler
tarafınca büyük başarı elde edildi ve Avusturya-Macaristan ordusu Graçanica’ya
çekilmesi zorunda kalmıştır. Ancak, 12 Ağustos gününde Gračanica’ya geldiklerinde
Çarlık ordusu tekrar saldırıya uğramıştır ve Doboj’a geri çekilmeye zorlanmıştır.433 O
gün, Çarlık ordusunda 6 asker hayatını kaybettiği yanı sıra 2 kayıp ve 69 yaralanan
asker vardı.434 Bosna kuvvetlerinin karşı saldırısının nedeniyle Šamac’taki buharlı
vapurların trafiği durdurulmuştur.435 Bosna güçlerinin yapıldığı saldırı durmadı ve 16
Ağustos Bosna ordusunun sağ kanadı Doboj’daki Çarlık ordusunun çetelere saldırı
gerçekleşmiştir. Ancak büyük kayıplara rağmen Avusturya-Macaristan ordusu
savunmayı başarmıştır. General Filipović Viyana’dan askeri takviyesi almak zorunda
kalmıştır. Kısa bir süre içinde 20.000 askerin takviyesi gelmiştir. 20. Tümeni kuşatıp
yok etmeyi planlanan Šemsekadić Avusturya-Macaristan ordusuna büyük bir darbe
indirmiş ve bu olay Viyana kabinesinin planları üzerinde büyük yansımalara neden
olmuştur.436

430
K. Hadžić, a.g.e., s. 15.
431
K. Hadžić, a.g.e., s. 8.
432
Azem Kožar, “Boj kod Gračanice-doprinos otporu austrougarskoj okupaciji BiH 1878. godine“,
Gračanički Glasnik, S: 3 1997, s. 22.
433
12 Ağustos gününde Gračanica yakınlardaki Bosna ordusunun 20. Tümene gerçekleştiği saldırı ile
ilgili detaylara bkz: A. Kožar, a.g.e., s. 23., 25.
434
A. Kožar, a.g.e., s. 26.
435
E. Imamović, Historija Bosanske...., s. 247.; M. Bojić, a.g.e., s. 80.
436
M. Mandić, a.g.e., s. 51.
97

Hersek Vilayeti söz konusu olduğunda General Jovanović liderliğindeki 27.


Tümen askeri harekâtı devam etmekteydi. 31 Temmuz’da meydana gelen Mostar
ayaklanması birkaç Osmanlı subayın ölümüne sebep ve vilayetin bu bölgesinde büyük
dönüm noktası olmuştur.437 Paşa Uzunović önderliğinde Bosna ordusunun sol kanadı
İsmet Paşa Saraybosna’dan gönderilmič ve direnişe katıldığı yerel savaşçılarla olay
büyük bir direnişe dönüşmüştür. Bu vesileyle Mostar şehrinde bulunan kışlalardan
büyük miktarda mühimmat ve silah ele geçirilmiştir. Şehirde bulunan Nizami Osmanlı
ordusunun yarısı direnişte yer almak istemediğinden dolayı çekilmiştir yarısı ise
direnişe katılmıştır.438 Hersek Vilayetinin toprakların General Jovanović liderliğindeki
Çarlık ordusunu girdikten sonra 4 Ağustos gününde Čitluk köyünün yakınlarında
Albay Klimburg’un tugayı ve Bosna birlikler arasında çatışma yaşanmıştır. Fakat
Bosna kuvvetlerinin geri çekilmesinden dolayı çatışma uzun sürmemičtćr. Çatışmada
Avusturya-Macaristan ordusu bir askerini kaybettiği yanı sıra Bosna kuvvetlerinin
kaybı birkaç ölen asker, 33 esir alınmıştır ve bir bayrak, üç at ve 100 tüfek Çarlık
ordusunun eline geçmiştir.439 5 Ağustos günün öğlen saatlerinde General
Teodoroviç’in tugayı herhangi bir direniş olmaksızın Mostar’a girmiştir. Ertesi gün
her üç dinin temsil heyeti orduyu karşılaşmıştır. Ardından şehrin düzenin sağlaması
için emir verilmiştir. Avusturya-Macaristan hükümeti Bosnalıların çetin direnişten
dolayı iki tugaydan oluşturan 1. 2. 4. ve 36. Tümeni göndererek asker sayısını artmaya
karar vermiştir.440

Mostar’ın işgalinden sonra, Dalmaçya ile tam bağlantıyı korumak isteyen 27.
Tümen daha ilerlemeye devam etmiştir. 11 Ağustos’ta Osmanlı ordusunun kısa bir
direnişten sonra Albay Schlüderer Stolac’ı kontrol altına almıştır.441 Ancak Hersek’te
sakin bir durum değiştirerek 13 Ağustos gününde Ravnitsa’da Bosna kuvvetler
taarruza geçerek Çarlık ordusunun pozisyonlara saldırı gerçekleşmiştir. Yüzbaşı
Medvedev ve askerlerinin çoğu hayatını kaybederken garnizonun bir kısmı kaçmaya

437
O olayda Mostar Kadısı Mehmed Said efendija Ergli, Mustafa Paşa Hususi, Rifat beg, Mustafa
Karabeg ve Yarbay Murat beg hayatını kaybetmiştir. Bkz: E. Imamović, Historija Bosanske...., s. 235.
438
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 100.; M. Mandić, a.g.e., s. 42.
439
E. Imamović, Historija Bosanske...., s. 249.; M. Mandić, a.g.e., s. 42.; M. Bojić, a.g.e., s. 80.
440
M. Mandić, a.g.e., s. 45-46.
441
M. Mandić, a.g.e., s. 51.; E. Imamović, Historija Bosanske...., s. 249.
98

başarmıştır.442 Bu olaylardan dolayı General Jovanović Stolac’taki garnizonu


güçlendirdi ancak Bosna ordusunun askerlerin sayısı artıkça garnizon çekilmek
zorunda kalmıştır. Albay Sclüderer Mostar yakınlardaki taburundan Stolac’a harekete
geçmiş fakat 17 Ağustos gününde Crnići (Tr. Crniçi) yakınlarda Bosnalılar tarafından
saldırıya uğramıştır. Kısa bir çatışmadan sonra direnişçiler çekilmiştir.443 General
Jovanović Stolac’a giden ve saldırıya uğrayan garnizona yardım etmek için
Domanoviçi’ye doğru hareketlendi lakin Paşiça Han yakınlarda onlar da taarruza
uğramıştır. Kısa bir çatışmadan sonra Avusturya-Macaristan çeteleri savunmayı
başarmışlardı.444 Bosnalı kuvvetlerinin büyük direnişe rağmen Avusturya-Macaristan
ordusunun askeri ve sayısının üstünlüğü belirleyici rol oynayıp Crniçi’deki
muharebesinden sonra Avusturya-Macaristan ordusunun Hersek Vilayetinin çoğu
yerlerde güçlendi ve askeri takviyesinden sonra Hersek bölgesinin çoğunu kontrol
altına almaya başarmıştır.

Bosna-Hersek’in 3 ve 16 Ağustos tarihler arasındaki Avusturya-Macaristan


ordusunun Saraybosna’ya girişine kadar işgali sırasındaki muharebelerin bilançosu:
Çarlık ordusu ve Bosna kuvvetler arasında birkaç muharebe yaşanmıştır ve bunların
içinde 3 ve 5 Ağustos arasında gerçekleşen Maglaj muharebesi (kasabanın içinde ve
çevresinde daha yakın ifadesiyle Kosova köyünün yakınlarında). Bosna kuvvetlerinin
başında Hadžijamaković duruyordu. Maglaj’dan sonra Bosna güçlerinin çetin direniş
gösterdiği büyük çatışma 7 Ağustos gününde Žepče yakınlarda yaşanmıştır lakin
askeri gücü, yüksek kalitede askeri personeli ve modern donanımlı olan Avusturya-
Macaristan ordusunun galibiyetinde büyük katkıda bulunmuştur. Aynı gün, Bosna’nın
batı kesiminde Krajišnici (Tr. serhat boyu sakinleri) kararlı şekilde savunduğu ancak
Avusturyalıların 7. Tümenin ele geçirdiği Jajce şehri için önemli muharebe
yaşanmıştır. Bosnalılar, Avusturya-Macaristan ordusunun Sava nehrin geçişi ile
Saraybosna’ya varana kadar ve Çarlık ordusunu durdurup geri çekilmeye zorladığı 9
ve 16 Ağustos arasındaki döneminde Kuzeydoğu ve Doğu Bosna’da en büyük
başarılarına ulaşmıştır. Bütün Tuzla ve Graçanica muharebelerinde Doğu Bosnalıların
yanı sıra direnişi organize eden ve Yeni Pazar Sancağı Boşnakları ve Kosova’dan

442
E. Imamović, Historija Bosanske...., s. 250.; M. Mandić, a.g.e., s. 52.
443
M. Mandić, a.g.e., s. 52.
444
M. Mandić, a.g.e., s. 53.
99

Arnavut gönülleri getiren Taşlıca Müftüsü Šemsekadić’in rolü oldukça büyüktü.


Avusturya-Macaristan ordusunun oldukça mütehassıs ve kaliteli subay kadrosu ve de
iyi eğitimli askerler Ağustos günlerinde meydana gelen çatışmaların gidişatını çevirme
potansiyele sahip olan unsurdu.
100

IV. BÖLÜM: ŞEHİRLERİN İŞGALİ

4.1. Saraybosna’nın İşgal süreci (17-19 Ağustos 1878)

15 ve 16 Agustos günlerde Kakanj ve Visoko şehirlerindeki Bosna


kuvvetlerinin yenilgiden sonra, Avusutrya-Macar ordusunun yakında Saraybosna’da
olacaği açıkca belli olmuştur. Hadžijamaković ve Šemsedakić’in önderliğinde olan
Bosna çeteleri İmparatorluk ordusunun Bosna Vilayetinin başkentine girmesini
durdurmaya çalışmasına rağmen, modern, daha donanımlı ve daha güçlu ordu
durduralamamıştır.445 17 Ağustos sabahı, Halk Hükümeti toplantısında Hafız Paşa
katılanlara herhangi bir direnişin boşuna olduğunu ve şehrin Avusturyalılara teslim
edilmesini istediğini açıklamıştı. Katılımcılardan bir çoğunun Hafız Paşa’ya destek
vermesine rağmen, mücadelelerinin devam edeceğine dair bir karar tutumları galip
gelmesini sağlamıştır.

General Filipović Avusturya-Macar 13. Taburunun ana birliklerle beraber


Saraybosna yakınlardaki Blažuj’da (Tr. Blajuy) olduğundan dolayı, aynı gün akşam
saatlerinde Halk Hükümeti toplantısını gerçekleşmiştir. Bu sefer Saraybosna şehrinin
teslimi ve direnişi sonra erdirmeye karar verilmiştir. Ancak kısa bir süre sonra,
cepheden geri dönen ve Halk Hükümetinin kararının öğrenen Hadžijamaković, Vali
konağına aceleyle gelerek utanç verici, uygunsuz ve yanlış kararın verilmesini ve
uygulanmasını durumunda karar verenlere tasfiye etmesiyle tehdit etmiştir.
Hadžijamaković, bütün gece kalan silahlı güçleri yeniden düzenmiştir ve ertesi sabah
saat 9’a kadar birkaç silah arkadaşıyla beraber Saraybosna savunmasını
hazırlamıştır.446 Aynı gün içinde Hafız Paşa Blajuy’a gidip General Filipović’e teslim
olmuştur.447 Böylece, Temmuz ayının sonundan itibaren 18 Auğstos’a kadar, üç hafta
süren, Bosna’nın ana siyasi varlığı olan Ulusal Hükümet’in çalışmaları sona ermiştir.

445
Vojislav Bogićević, ''Kako je branjeno Sarajevo od austrougarskog okupatora 19. augusta 1878.
godine'', Naučni skup Otpor Austrougarskoj okupaciji 1878. godine u Bosni i Hercegovini, Saraybosna
23 ve 24 Ekim 1978., posebna izdanja knjiga XLIII, odjeljenje za društvene nauke Knjiga 8.,
Saraybosna 1979, s. 349.
446
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 109.
447
M. Boji, a.g.e., s. 84.
101

Mevcut olan kaynaklara dayanarak, Saraybosna savunmasında Osmanlı nizami


birlikler de dâhil olmak üzere, tahminimizce 5.000 Saraybosnalıların yer aldığını
sonucuna varılmıştır. Ayrıca, mühimmat, yiyecek ve su taşıyarak Saraybosna
cephelerinde ve sonraki sokak çatışmalarda erkeklerin yanı sıra, kadınlar ve çocuklar
da savunmaya katılmışlardır.448 Bosna güçleri Miljacka nehrin sol yakasında kalan
mahalelerin üstündeki tepeler boyunda konuşlandırılmış, nehrin sağ kıyısında Gorica,
Solak, Humki ve Bakije yerleşmeler üzerine yerleştirilmiştir.449 Son sözü edilen
yerleşme, şehrin savunması bizzat Hadžijamaković tarafından yönetilmiştir. Aynı gün
iki top taşıyan iki Husar süvarı birliği450, Blajuy istikametinden devriyeye çıkıp
şehrindeki ilk evlere kadar ulaşmıştır lakin Debelo Brdo ve Žuta tabija yerleşkelerden
top ateşle karşılanmıştır ve Avusturya-Macar süvarı birlikler Blajuy’a doğru geri
çekilmek zorunda kalmışlardır.

Avusturya-Macaristan ordusu söz konusu olduğunda, Saraybosna


kuşatmasınnda yer alan asker sayısı 14.000 idi451, ve asker yerleştirilmesi aşağada
verildiği gibi yapılmıştır:

 19 Ağustos gününde saat 4’te Tümgeneral Emerik Kaifel birliklerle


beraber Blažuj’dan ana yol üzerine Ilidža’ya, ordan Lukavica’ya sonra da Debelo
Brdo Tepesi üzerinden geçip şehire saldırı yapacaklardı.
 Albay Frederick Villenz’in görevi, saat 5:00’te şehri top ateşine
tutmaktı.
 Üçüncü sütun saat 7’de Blajuy’dan bir yedek birlik şehire doğru
hareket etmesi gerekmeteydi.
 6. Tümenin komutanı olan General Tagelthoff Pašino Brdo Tepesi
zaptetmekle görevliydi. Ayrıca Bosna birliklerinin kaçması engellemek için
Saraybosna kalesini ve Mokro’ya giden yolu almakla görevlendirdi.

448
H. Ćurić, a.g.e., s. 335; E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 258.
449
M. Mandić, a.g.e., s. 64.
450
Alm. Huszaren, Macar süvarı için kullanılan terim.
451
Ibrahim Tepić, “Bosna i Hercegovina od kraja XVIII stoljeća pa do Austrougarske okupacije 1878.
godine“, Bosna i Hercegovina od najstarijih vremena do Drugog svjetskog rata, editör: Ibrahim Tepić,
Bosanski kulturni centar, Saraybosna 1998, s. 216.
102

 Saat 4’te Eugen Muller Kobilja glava noktasında bulunmuştur ve


Pofalići mahallesine nüfuz etme görevi görmekteydi.
 52. Alayın 3. taburu ana sütunun yolunu korumak için Hum Tepesi
almakla görevlendirildi.452

Saraybosna'nın kuşatması 19 Auğstos saat 5:30'da Avustruya-Macaristan


ordusunun Barice tarafından top ateş edildiğinde ve Bosnalıların Vratnik kalesinden
geri verilen top ateşle başlamıştır.453 Bosna güçlerle İmparatorluk birliklerin ilk
çatışması Pašino Brdo Tepesinde gerçekleşmiştir. Hadžijamaković tarafından
yönetildiği Bosna silahlı grubunun olduğu yer olan Bakije mahallesinde, şehrinin
savunmasında yer alan 500 ila 600 arasında Saraybosnalıların ve Avusturya-
Macaristan ordusunun askerler arasında 3 saatlik (daha doğru ifadeyle saat 6’dan saat
9’a kadar) göğüs göğüse çatışma olmuştur.454 Ancak kuşatmanın bu cephenin
bölümünde Avusturya-Macar kuvvetlerının güçlü bir hücumun ortasında, Bosna
tarafları eski kent surlarının arkasına çekilmeye başlamıştır. Hadži Edhem Ćesrija ve
Muzaferija kardeşleri bu çarpışmada şehit duşmüşlerdir.455 Saat 9'dan sonra Bosna
birlikler Gorica ve Koševsko brdo tepelerden Avusturya-Macaristan kuvvetlerinin
güçlü saldırı nedeniyle çekilmiştir. Bosna çeteleri iki saat boyunca savunuldu ancak
İmaparatorluk güçleri durdurmak için yeterli güçe sahip olmadıklarından dolayı
çekilmek zorunda kalmışlardır. Müller'in bu cephedeki başarısını belirtmek gerekir.

Miljacka'nın sağ tarafındaki dört buçuk saat süren büyük mücadele sonrasında
Bosna silahlı güçleri geri çeklmek zorunda kalmıştır ve Avusturya-Macaristan ordusu
Debelo brdo tepesini ele geçirmeyi başarmıştır.456 Daha sonra şehirdeki ana hedef olan
kaleyi top ateşi tuttular. Avusturya-Macaristan askerlerinin hücum gücü top ateşinin
korunması altında gerçekleşmekteydi. O sırada kanlı sokak çatışmaları başlamıştır.
Çetin direniş nedeniyle, Çarlık ordusu evden eve kontrol sağlıyordu.457 Schegerz, saat
13:30'da merkez tarafını geçerek konağa kadar ilerlemeyi başarıp Vali konağını

452
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 110-111.
453
E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 259.
454
M. Mandić, a.g.e., s. 64; Po Enveru Imamoviću borba je trajala 5 sati. Bkz: E. Imamović, Historija
Bosanske..., s. 260.
455
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 111.
456
I. Tepić, a.g.e., s. 217.; E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 261.
457
Erlebtes in Bosnien..., s. 23-24.
103

kuşatmıştır. En çetin çatışmalar Ali Paşa Camisi ve Magribija Camiisi'nde yakın olan
askeri hastanenin etrafında gerçekleşmiştir.458 Ayrıca Koševo ve Budakovići
mahallelerinde ve bugünkü Marindvor ve Skenderija arasındaki alanda büyük direnç
gösterilmiştir.459 İşgal sırasında bazı şehirdeki semtlerde ve mahallelerde birçok ev
yanmış, ayrıca Budakovići yerleşimde mahallenin camii ile birlikte yok olmuşlardır.
Bjelave Mahallesi içindeki yaşlılar, çocuklar ve kadınlarla beraber birkaç ev ve
mahallenin mektebi yanmıştır.460 Çatışmada birçok sivil kayıp verilmiş ve aynı
zamanda Avusturya-Macaristan askerleri tarafından yapılan katliam yaşanmıştır.461
Altı saatlık bir çatışmadan sonra, saat 14:00'te bütün çatışmalar sona ermiştir.462 Daha
saat 13:30’da şehrin kalelerin birisinde bir tane bayrak dalganmaktaydı. Dalgalanan
bayrak 38. Piyade Alayı’nın bayrağıydı ve üç saat sonra Žuta tabija kalesinde
Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun siyah-sarı bayrağı diktirmiştir. Ayrıca,
şehrin başarılı alması nedeniyle 101 toptan ateş edilmiştir.463 Şehrin her evinde teslim
olma işareti olarak beyaz bez asılıydı ve General Filipović'in şehre girişi yaklaşık saat
17:00'de gerçekleşmiştir. General Filipović, saat 18:30'da Almanya, İngiltere, Fransa
ve İtalya konsoloslarını resmi törenle kabul etmiştir.

Ayrıca bu kabul, Bosna-Hersek’te 40 yıl hükmünü sürecek olan Avusturya-


Macaristan’nın ilk resmi töreniydi. General Filipović'in Saraybosna ve Bosna-
Hersek'ten ayrıldığı tarih olan 2 Aralık 1878’e kadar Vali konağında kaldığını
belirtmek gerekmektedir.464 Saraybosna müdafaasında yaklaşık 5.000
Saraybosnalıların katıldığı ve Müslüman Boşnakların çoğunlukta olduğu, yaklaşık 400
kişinin hayatını kaybetiğini belirtmeliyiz.465 Carl Braum'un raporuna göre, hayatını

458
M. Mandić, a.g.e., s. 65.; H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 112.
459
E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 263.
460
Kreševljaković, Halep Mustafa adlı bir ihtiyarın bahçesinde öldürdüğünü ve Handžić Melća ve de
Hrasnica Atifa adlı iki kadınıın kendi evlerinde öldürdüğünü kaydetmiştir. Ayrıca Jusufspahicler'den
Ahmed ve Suljo (Sulejman) Soukbunar Mahallesinde evlerlerinde yandığını da kaydetmiştir. H.
Kreševljaković, Izabrana..., s. 160-161.
461
Saraybosna kuşatması sırasında Saraybosnalılarından hayatını kaybeden kişiler arasında Cicin Han
Mahallesinden Lulo Mula Hasan ve Budakovici'nden Hrustic Avdo'nun kafalarını kesilerek
oldürdüğünü yazmaktadır. Bkz: H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 160-161. O günkü direniş sırasında
sivillerin katledildiğinden Kemal Karpat da bahsemektedir. Bkz. Kemal Karpat, Balkanlarda Osmanlı
Mirasi ve Ulusçuluk, Imge Kitabevi, cev: Recep Boztemur, Ankara 2004, s. 175.
462
M. Bojić, a.g.e., s. 85.
463
M. Mandić, a.g.e., s. 65.
464
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 116.
465
I. Tepić, a.g.e., s. 217.
104

kaybeden Saraybosnalıların sayısı 1500 idi, ancak birçok araştırmacı tarafından


abartılı bir sayı verildiği düşünmektedir.466 Avusturya-Macar ordusunun
Genelkurmayının resmi raporuna göre, 370 ölü ve bazı yaralı ve kayıp askerler
kaydedilmektedir.467 Saraybosnalıların söyleyişine göre, Saraybosna'nın kuşatmasında
yer alan toplam 14.000 askerden 1300’ünün çatışmalarda hayatını kaybettiği
söylenmektedir ancak bu rakamlar pek doğru sayılmaz.

1878'deki yaz aylarında direnişte bizzat yer alanlarla ve mücadelelerde yer


alanlarının yakınlar ve akrabalarla konuşma ve tanışma fırsatı bulan araştırmacı ve
tarihçi olan Hamdija Kreševljaković tarafından toplanan tarih materyali temelinde,
Saraybosna müdafaasında hayatını kaybeden Saraybosnalıların listesi
oluşturulmuştur. Oluşturan listede çocuklar, kadınlar ve ihtıyarlar dahil olmak üzere
220 kişi hayatını kaybetmiştir:

Aganović Alija, Aganovic Mustafa, Ahmetaš Mula Salih, Alajbeg Alija, Ališah
Avdaga, Altuka Nezir, Arnaut Suljo, Arnaut Sabit, Bakalović Salko, Bećir ( Tarahije'de
kölelik yapmaktaydı), Beča Ahmed, Begimam Mehmed, Bendžo Mehmed, Berberović
Husnija, Berberović Salihaga, Bičakčić Mehmed, Bjelopoljac Suljo, Bostandžić
Mustafa, Bravo Mehaga, Brkanić Muhamedaga, Bućo Salih, Buljugija Mustafa,
Crnčević Junuz, Ćajo Mustafa, Čamdžić Husein, Čeligija Mustafa (üç yaşındaki
çocuk), Čeligija Salih, Čibukčić Hamid, Čibukčić Salih, Ćato (ime nepoznato), Ćato
Avdija, Ćesrija Edhemaga, Delić (isim bilinmemektedir), Demirdžija Mustafa, Dokara
Avdija, Dreka (isim bilinmemektedir), Dreka Mujaga, Duzović Halilaga, Džipa
Husein, Ekmić Junuz, Eskidžić Bajro, Šehović sin Mehagin (isim bilinmemektedir),
Šehović Osman, Festa Ibrahim, Fetahović Meho, Hafizović Avdo, Gondžo Muhamed,
Goraždak Hasan, Goraždak kći Mejre (isim bilinmemektedir), Grabčijan Mustafa,
Gutić Alija, Hadžić Mula Abdija, Hadžić Salih, Hadžihalilović Muhamedaga,
Hadžiomerović Muhamedaga, Halapa Ahmed, Halep Salih, Handžić Ibrahim,
Handžić Melća, Harba Mula Salih, Hasan čauš, Hasećija Muhamedaga, Hiroš
Ibrahim, Hota Pašan, Hrasnica Atifa, Hrustić Avdo, Hunić Salih, Imamović Mehmed,

466
H. Kreševljaković, Izabrana...,., s. 114.
467
Die occupation Bosniens..., s. 415-451.; Mandić'e göre Çarlık ordusunda 57 ölen asker yanı sıra 2
kayıp ve 305 yaralı mevcuttu. Ayrıca 9 subay yaralanmıştır. Bkz: M. Mandić, a.g.e., s. 66.
105

Imamović Ibrahimaga, Isaković Muhamed, Jabučar Avdaga, Jamakosmanović Mula


Ibrahim, Jusić Mehmed, Jusufspahić Ahmed, Jusufspahić Mešan, Jusufspahić Suljo,
Jusufspahić Pašana, Kabodaja Salihaga, Kadić (isim bilinmemektedir), Kahvedžić
Muhamedaga, Kahvedžija Redžo, Kalajdžić Avdija, Kamenica Mušan, Kapidžić Selim,
Kazazović Salko, Kećo Salko, Kestendžić Ahmedaga, Kestendžić Muhamedaga, Kešo
(ime nepoznato), Kološ Ahmed, Konco Mujo, Kotlar Hamid, Kovačević Alija,
Kovačević Mujo, Krajisnik Osmanaga, Kreho Osman, Krko Salihaga, Krmdžić
Ahmed, Kupusović (isim bilinmemektedir), Kurto Avdija, Leka Ibrahim, Lukavac
Ibrahim Lulo Mula Hasan, Mačkar Mehaga, Mandžo Ahmed, Mašić Husein, Meco
Bajro, Meco Muhamedaga, Mećava Ibrahim, Medan Mula Abdija, Merdan Alija,
Merdžanović Ramo, Mešić Ahmedaga, Misirlija Sulejmanaga, Mravović Avdo,
Mravović Hasan, Mravović Zumreta, Muhar (isim bilinmemektedir), Mulić Ibrahim,
Mulić Nezir, Mulić Vejsil, Mulić (ime nepoznato), Mulić Omer, Mumić (isim
bilinmemektedir), Mustafa (köle, isim bilinmemektedir), Muzur Salihaga, Nalo Ahmed,
Nalo Salih, Nišić Alija, Nišić Suljo, Novalija Mehaga, Osmanbajraktarević Ibrahim,
Osmanbajraktarević Osman, Palica Avdija, Pandur Avdaga, Pandur Mehaga,
Potogija Husein, Pita Daut, Pliska Nurija, Podžepac Avdija, Podžepac Hašim,
Pribulja Mehmed, Puhovic Širo, Pulić Mujo, Rakar Mehaga, Rizvić Fatuša, Rizvić
Nesiba,Samedović Suljaga, Sandal (isim bilinmemektedir), Saračević Safet, Sarić
Salih, Selim Avdija, Sirćo Salih, Skopljanka (isim bilinmemektedir), Sloboda Mujaga,
Smajkan (isim bilinmemektedir), Smajlefić Muhamed, Smajiš Mujo, Sprećo
Ibrahimaga, Softić Derviša, Softić Salih, Sokolija Mehmed, Sudžuka Alija, Sudžuka
Vejsil, Sulejman (isim bilinmemektedir), Suljić Hasan, Suljić Ibrahim, Šabanović
Suljo, Šakić Ahmed, Šakić Ahmed (Hrnjo), Šakić Mehmed, Šakić Mustafa, Šebić
Mehmed, Šehić Ata, Šehić (ime nepoznato), Šogolj Muhamedaga, Šuglija Mustafa,
Tabak Ferhat, Tabaković Fezija, Tain Mehmed Tajindžić Ahmedaga, Tajindžić
Mujaga, Tale (isim bilinmemektedir), Tarakčija Mula Salih, Teligrafčija Ahmed,
Teligrafčija Osman, Terzimujić Avdija, Tokalija Salih, Tokmo Mula Osman, Tuka
Salihaga, Tuka Suljo, Tukić Mušan, Tulić Mehmed, Vatrenjak Mujo, Zec Mujaga,
106

Zeherović Husein, Zelić Abdulah Zelić Mehaga, Zildžo Muhamed, Zildžo Salihaga,
Žerava Mula Salih, Žilo Hadžija.468

4.2. Bosna-Hersek'in Diğer Şehirlerinin İşgal Süreci

Bosna Vilayetinin merkezi olan Saraybosna’nın ele geçirmesi Avusturya-


Macaristan devleti genelinde büyük bir gelişme ve Bosna-Hersek’in işgal harekatının
sona ermesi olarak kutlamalarına rağmen, bu son çatışma ve Bosna silah güçlerinin
nihai çöküşü anlamında gelmemekteydi. Hersek’te, Kuzeydoğu Bosna (Posavina),
Doğu ve Batı Bosna’daki Bosna çetelerinin işgale karşı büyük direnme çabaları
azalmamıştır. 19 Auğstos ile 20 Ekim tarihleri arasında, iki aydan fazla bir süre
boyunca, bir taraftan kalan Osmanlı nizami ordusunun dâhilinde Bosna silahlı güçleri,
öbür taraftan da Avusturya-Macaristan çarlık birlikleriyle birkçok büyük ve birkaç
küçük çaplı çatışma yaşanmıştır. Avusturya-Macaristan ordusunun Genelkurmayı,
işgal sürecinin ek ordu birimleri göndermeden işgal harekâtı bitirilmeyeceğini farkına
varmıştı. Böylece, 21 Auğstos gibi erken bir tarihte, 3., 4. ve 5. Kolordunun üsü ve
13., 14., 31. ve 33. Tümen ve de 14. süvarı Tugayı seferber edilmiştir, bu nedenle de
işgal operasyonlarına katılan Avusturya-Macaristan İmparatorluk askerlerinin sayısı
300.000’e ulaşmıştır.469

Saraybosna'nın çevresindeki bölge halen Bosna çetelerinin bulunduğu


bölgeydi ve bu nedenle Saraybosna kuşatmasının sonraki ilk günlerden, Auğstos
ayının sonuna kadar, Avusturya-Macar ordusu komutanlığı son sığınakların etkisiz
hale getirmesi amaçlanarak şehrin civarindaki bölgelere saldırma emri vermiştir. Bu
bağlamda, 23 Auğstos'ta Albay Villecz'in Tugayı Bosna nehri vadisindeki son sığınak
bölgeleri ele geçirmek amacıyla Saraybosna'dan Visoko şehrine gönderilmiştir. Bir
gün sonra da General Kopfinger başkanlığındaki büyük bir grup Romanija dağına470
doğru gönderilmiştir ve akşam saatlerinde gönderilen grup Han yerleşimine ulaşmıştır.
Geri kalan Bosna çetelerinin Glasinac'ta471 toplandığını öğrendikten sonra, General

468
Hamdija Kreševljaković'in kaydettiği direnişte yer alan ve hayatını kaybeden Saraybosnalıların
listesi , Izabrana..., s. 160-165.
469
M. Bojić, a.g.e., s. 86.
470
Saraybosna'nın doğu tarafında ve 20 km uzaklıkta yer almaktadır.
471
Romanija dağında 1000 m rakımında bir ova.
107

Kopfinger grubu adı geçen yerleşime göndermiştir ancak Avusturya-Macar askerleri,


daha önce Bosna güçleri geri çekildiğinden dolayı boş bir yerleşimi bulmuşlardır.
Fakat, birkaç gün sonra, Eylül'ün başında, Avusutrya-Macaristan birlikleri Bosna
çetelerinin Romanija dağında tekrar geldiğini öğrenmişlerdir. 2 Eylül'de General
Filipović, 6. Tümenin dağa doğru hareket geçmesine emir vermiştir. Ertesi gün, Çarlık
kuvvetleri Mokro'ya472 ulaşınca orada bulunduğu Bosna güçlerini fark edip çatışmaya
yol açılmıştır. Birkaç saatlik çatışmadan sonra mücadele sonucunda, Bosna çeteleri
Zvornik şehrine geri çekilmek zorunda kalmışlardır.473

Hersek bölgesi söz konusu olduğunda, Ağustos sonundan Eylül sonuna kadar
birçok muharebe yaşanmıştır. İlk önce, Stolac şehri işgal edildi sonra da Nevesinje
mücadele etmeden teslim olmuştur. Ayrıca, bu dönemde Trebinje de kuşatma altına
alınıp işgal edilmiştir. Son çatışmalar Grančarevo ve Klobuk tarafında
gerçekleştirildi.474 21 Auğstos Stolac şehri yakınlarda olan Kremenac'ta muharebe
olmuştur. Avusturya-Macaristan ordusunun 3. Tugayı orada konuşlandırılan Bosna
birliklere saldırmak için 5 top kullanmıştır. Bundan sonra 2. Tugayı da savaş alanına
4 top çıkarmıştır ama Bosna birliklerinin direnişlerini kırmak için yeterli olmamıştır.
Silah ateşi sonrasında, Bosnalıların konuşlandırıldığı evlere hareket başlanmıştır.
İmparatorluk birliklerine karşı koyamadıklarını ve güçsüz kaldığını fark eden Bosna
kuvvetleri, Kremenac bölgesinin köylerdeki konumlarını bırakmıştır ancak geri
çekilmeleri durumunda Don Ivan Musić475 komutasındaki haydut çeteler arkasından
saldırmış ve böylece Bosna kuvvetlerinin askerinin çoğusu öldürülmüştür.476 Aynı gün
içinde General Schlüderer Tugayını Stolac'a girmiştir. Ertesi gün, General Jovanović
da bu Hersek kasabasına gelmiştir. Kasabaya vardığında bütün itiraflardan oluşan bir
temsilci grubu kabul edip resmi olarak şehrin anahtarlarını almıştır.

472
Mjesto koje se nalazi na obroncima Romanija dağının eteklerinde bulunan bir yerleşke.
Saraybosnanın doğu tarafında 18 km uzaklıkta bulunuyor.
473
M. Mandić, a.g.e., s. 82.
474
Grančarevo, güneydoğu Hersek'teki Trebinje yakınlarda bulunan bir yerleşke, Klobuk ise güneybatı
Hersek'teki Ljubuški yakınlarda yer alıyor.
475
Batı Hersek bölgesinden gelen 1000 kişilik bir çetesiyle Don Ivan Music 1875 ve 1878 yıllar
arasındameydana gelen Hersek Ayaklanmasında yer aldıktan sonra Avusturya-Macaristan ordusu
yanında Bosna-Hersek'in işgal operasyonlarda savaşmıştır. Bkz: M. Mandić, a.g.e., s. 66-67.
476
M. Mandić, a.g.e., s. 66.
108

O günlerde Avusturya-Macaristan ordusunun Hersek'teki ilerlemesi devam


etmiştir. 1875 yılından 1878 ilkbaharına kadar süren Hersek Ayaklanmasında büyük
bir odak noktası olan Nevesinye şehri477, 28 Auğstos'ta direniş olmaksızın teslim
edilmiştir. Karadağ Dükü Nikola, para karşılığında Avusturya-Macaristan İmparatoru
Franz Joseph'e Hersek (Ortodoks) direnişcilerin Avusturya-Macar ordusuna karşı
yapılan silahlı direnişte yer almayacağına dair söz vermiştir ve bu şekilde çok kısa bir
sürede bu Doğu Hersek bölgesinde bulunan yerleri işgal etmek mümkün olmuştur.478
O zamandan beri, direnişle devam eden Bosna çeteleri, Hersek’in güneydoğu
kesiminde, Trebinje ve Korjenići çevresindeki bölgede yoğunlaşmıştır.479 Eylül ayının
başında, ayının ikinci günü, Dubrovnik ve Trebinje arasında kalan Drijem'deki kale
teslim olmuştur. Teslimat, Osmanlı nizami ordusunda yer alan Arnavut taburu
tarafindan gerçekleştirmiştir. Bundan sonra General Nagy, 6 Eylül sabahı, Drijem'den
ayrılarak işgal etme amacıyla Hersek'in güneydoğusundaki küçük bir kasaba olan
Trebinje'ye gitmiştir. Bosna çeteleriyle ilk çatışma Duži manastırının yakınında
olmuştur, ancak kısa bir çatışma ardından Bosnalılar çekilmek zorunda kalmıştır. Bir
sonraki çatışma Zasad köyünde rastlanmıştır. Sonraki gün, General Nagy birklikleriyle
birlikte Trebinje'ye girmeyi başarmıştır ve direnç olmadan şehri işgal etmiştir.480
Trebinje kentinin etrafındaki Osmanlı ordusunun çekilmesiyle birlikte boşaltılan
gözetleme kuleleri şimdi direnişi bırakmayı düşünmeyen Bosnalı kuvvetlerinin
elindeydi. Söz konusu olan gözetleme kulelerden Trebinje şehrine saldırı tehlikesi
nedeniyle General Nagy aynı gün içinde kendilerine saldırı emri vermiştir lakin
Avusturya-Macaristan birlikleri Bosnalıların çekilme konusunda başarısız olmuştur.
Ancak, uzunca bir süre daha güçlü orduya direnemeyeceğini gören Bosna birlikleri o
gece geri çekilmiştir. O gün yapılan muharebede, Avusturya-Macaristan tarafında 9
ölü, 12 yaralı ve 4 kaybolan asker mevcuttu.481 Bosnalıların tarafında hayatını
kaybeden ve yaralanan askerlerin tam sayısı bilinmemektedir. Trebinje civarındaki
gözetleme kulelerindeki çarpışmadan sonra, Gorica adlı yerinde çatışmalar

477
H. Ćurić, a.g.e., s. 338.
478
M. Bojić, a.g.e., s. 90.
479
E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 273; M. Mandić, a.g.e., s. 67.
480
K. Hadžić, a.g.e., s. 25.
481
M. Mandić, a.g.e., s. 68.
109

yaşanmıştır.482 General Nagy, yol onarımı emrettiğinden dolayı işi sağlamak için 15
Eylül'de 74. Piyade Alayının bir taburu Gorice üzerindeki tepeye çıkarmıştır. Sabah
saat 9'da, Bosna çetelerinin yaptığı ani bir saldırından dolayı, Avusturya-Macaristan
birlikleri geri çekilmek zorunda kalmıştır. Trebinje'ye geri dönerken de adı geçen
Gorica yerinde Avusturya-Macaristan taburuna yönelik saldırı tekrarlanmıştır.
General Nagy, taburun yardımına geldikten sonra, Bosnalı kuvvetler Grančarevo'ya
geri çekilmişler. Avusturya-Macar ordusunda epeyce kayıp vardı. 2 subay dahilinde
muharebede hayatını kaybeden asker sayısı 53 idi, yaralanan asker sayısı ise 23 idi.
Bosnalların hayatı kaybeden ve yaralanan askeri sayısı 300 kişiyi geçmekteydi.483

Hersek'teki geride kalan Boşnak çetelerinin Grančarevo yerleşiminde ve


Klobuk kalesinde bulunması nedeniyle, Avusturya-Macaristan ordusu bu iki bölgeye
saldırmaya karar vermiştir. Saldırı yönetemesi için, Albaylar Klimburg ve Schrüderer,
ve de General Nagy belirlenmiştir. 20 Eylül gününde, Albay Klimburg Trebinje'den
Glumina ve Rikalo tepeler üzerinde, Albay Schlüderer Jasen'den ayrılırken General
Nagy ise Trebišnjica nehri sahirleri üzerinde Grančevo'ya yola çıkmışlardır. Aynı gün
top atışları başlamış ve ertesi gün, Avusturya-Macaristan ordusu Bosna birlikleri geri
çekildiğinden dolayı boş yerleşime girmişlerdir. 24 Eylül'de Klobuk harekatı
başlatılmıştır. Stratejik anlamda önemli olan Klobuk kalesi, Bosna birliklerinin kontrol
ettiği bir noktaydı ve spesifik bir doğal şemaya sahip olduğudan dolayı fethedilmesi
oldukça zordu. Muharebe üç gün sürmüştür. 27 Eylül gününde Avusturya-Macar
ordusunun bir birimi keşif için yola çıkmıştır, ancak hızlı bir şekilde top ateşi başladı
ve birkaç asker hayatını kaybetmiştir. Kışın yaklaşmasından ve savaşmak daha zor
şartlar altında olacağını farkında oldukları için, Avusturya-Macar birlikleri operasyonu
ertlemek istememiştir ve kaleye hücuma geçildi. Ancak, 28 Eylül'de izci birimleri
kalenin boş odluğunu fark etmişlerdir. Bosna kuvvetleri daha önceki gece çekilmeye
karar vermişlerdir. Böylece, 28 Auğstos'ta, Hersek'teki Boşnak güçlerinin son yeri
olan Klobuk kalesi işgal altına alınmıştır. O Ağustos'un gününde Bosna-Hersek'in
güney bölgedeki askeri operasyonları sona ermiştir.484

482
M. Bojić, a.g.e., s. 89.
483
M. Mandić, a.g.e., s. 68-69.
484
E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 273.; M. Mandić, a.g.e., s. 70-71.; M. Bojić, a.g.e., s. 89-90.
110

Kuzeydoğu Bosna (Posavina bölgesi) ve Doğu Bosna bölgeleri hala Bosna


kuvvetlerinin büyük direniş alanıydı. Bosna'nın bu bölgesinde, Bosna çetelerinin
önderliğinde, Saraybosna'nın kuşatmasından sonra enerjik biçimde savaşı devam eden
Müftü Vehbi Šemsekadić durmaktaydı. Çetesiyle beraber Doboj-Maglaj yolunu kotröl
etmekteydi.485 23 Ağustos'ta, Avusturya-Macaristan ordusu tarafında yapılan
Saraybosna kuşatmasından dört gün sonra, Bosna ordusunun sağ kanadı ile Avusturya-
Macaristan ordusunun 20. Tümen arasında büyük çatışma yaşanmıştır. Çatışma,
Tuzla'daki başarısız harekatların ardından 20. Tümenin geri çekildiği Doboj şehrinin
yakınlarda gerçekleşti. Bosna ordusunun amacı, 20. Tümenin sol kanadını kuşatma
altına alması ve Bosna nehrinin üzerindeki yol geçişini kontröl etmesiydi. Şiddetli bir
çatışmanın sonucunda her iki tarafın kayıpları oldukça fazlaydı. Ancak, Bosna
ordusunun sağ kanadı ve 78. Yedek Piyade Alayı arasındaki birkaç saatlık
çatışmasından sonra, Boşnak kuvvetlerinin Grapska'ya geri çekilmesini sağlanmıştır.
Bosna birlklerinin Avusturya-Macaristan ordusunun merkezi birliklerine de saldırı
başarısız sonuçlanmıştır. Bahsı geçen bölgede, çatışmalar bir daha 26 ve 30 Auğstos'ta
yaşanmıştır.486

İşgaldeki karışıklılıklar ve beklenenden daha fazla orataya çıkan direniş


hareketleri Avusturya-Macaristan ordusu Genelkurmay Başkanlığının yeni takviye
birlikler göndermesine sebep olmuştur. Öyleyse, 3 ve 4 Eylül’de, 4. tabur Sava nehrini
geçip Doboj’daki 20. Tümene katılmıştır. 4 Eylül’de, 20. Tümen, Bosna güçlerinin o
bölgede toplanmasını ve sırtından saldırı yapılmasını önlemek için Teşany kasabasına
2 top dâhil olmak üzere, toplam 4 taburu göndermiştir. Teşany kasabası, direniş
göstermeden aynı gün teslim olmuştur.487 Doboj şehri için son çatışmalar 4 ve 5
Eylül'de, 20. Tümen 4. Tümenin takviyesiyle, Bosna birliklerinin Spreča nehri
üzerinden Karanovac Han ve Gračanica şehrine doğru geri çekilmelerinde yaşanmıştır.
Bu çatışmada her iki tarafın ciddi kayıpları mevcuttu. Avusturya-Macaristan
ordusunun Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi verilerine göre, kendi birliklerinin

485
E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 273
486
M. Mandić, a.g.e., s. 75.
487
E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 273.
111

110'un üzerinde ölü ve yaralı asker sayısı bulunmaktadır,488 Bosna kuvvetlerin


kayıpları söz konusu ise, yaklaşık 600 savaşcı öldüğü bildirilmektedir. Öte yandan,
Bosna kaynakları, Ağustos ayının ve Eylül ayının başından itibaren, Doboj şehirdeki
çatışmalarda 2000 Çarlık ordusunun mensuplarının öldürüldüğünü göstermektedir.489

General Filipović, diğer askeri harekatlardan önce, Kuzeydoğu ve Doğu


Bosna'da operasyonlarda yer alacak olan güçlerinin yeniden düzenleme yapmıştır.
Yeni talimatlara dayanarak, Baron Bienerth komutasındaki 4. Tümen, Şamac'ta
Sava'yı geçtikten sonra sağ kıyısından devam ederek, Posavina bölgesindeki Brčko
şehrine gelip onu işgal edecekti. Bundan başka, Sapary komutusundaki 3. Tümen,
Doboj ve Gračanica üzerinde, Majevica Dağınından Tuzla'ya doğru harekete
geçecekti. Böylece, 4 Eylül’de, 4. Tümen Sava nehrini Šamac yakınlarda geçip
Gradačac'a doğru ilerledi ve kısa bir çatışmadan sonra şehri işgal etmiştir. Aynı gün
13. Tümenin 4. taburu Dubrave'ye kadar gelmiştir ve 25. Piyade Tugayı gecede
Lončari ve Krepšić köylerinde çatışmalar yaşanmıştır. Ertesi gün, Avusturya-
Macaristan silahlı kuvvetleri ortaklaşa, Mehmed Bey Ćemerlić önderliğinde büyük
çabalarla şehri müdafaa eden Bosna güçlerine saldırı gerçekleşmişler. Büyük direnişi
göstermesine rağmen, Bosna güçleri saldırıya tahammül edemedi ve Çarlık ordusu
Brčko'ya girdi.490 17 Eylül'deki Brčko muharebesinde Avusturya-Macaristan
ordusunun kayıplarının sayısı ise 200 ölü, yaralanan ve kaybolan asker olmuştur.

Bosna kuvvetlerinin savaşçılar, 6 Eylül'de, Doboj yakınlardaki mevzilerini terk


edip Spreča nehrine doğru geri çekilmek zorunda kaldıktan sonra, onları takip eden
Sapary'nin birliklerle çatışmaları yaşamışlardır. Dolaysıyla, 15 Ağustos'taki iki gün
süren Trebovac ve Ozren dağlarının eteğinde çatışmalar olmuştur. Muharebeden
sonra, 16 Ağustos'ta akşam saatlerinde Bosnalı kuvvetler Graçanica'ya geri çekilmeye
başlamıştır. Ardından, peşinde giden 45. Piyade Alayı aynı gece şehire gelip ele
geçirmeyı başarmıştır. 20 Eylül'de, 24. Piyade Alayı Brezovo Polje'den ayrılarak öğlen
saatlerinde Bijeljina şehrini işgal etmiştir.491 22 Eyülde'ki Tuzla şehrinin işgalin

488
5 ve 6 Eylül günlerinde meydana gelen çatışmalarda 5 subay dahilinde hayatını 69 asker kaybederken
357 kişi yaralanmıştır ve 50 kişi esir düşmüştür. M. Mandić, a.g.e., s. 75.
489
E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 274.
490
E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 274.
491
M. Mandić, a.g.e., s. 80.
112

tarihine kadar, Bosna'nın bu bölgede işgal operasyonalarının ilerleyişi kaydedilmiştir


ve yeni gelen takviyelerle beraber Miričina, Dobošnica, Husino, Ljubače, Modrac,
Šikulje yerleşmelerinin dahihilinde Gračanica ve Tuzla arasındaki bölgeyı işgal etmeyi
başarmışlardır.492 Müftü Šemsekadić liderliğindeki Bosna kuvvetlerinin, biri
Graçanica digeri Brçko tarafından toplam iki Tümen Tuzla'ya doğru harekete geçtiğini
bilgisi aldığında, yeterli direniş gücüne sahip olmadığını ve bu nedenle Zvornik'e
çekilmeye karar vermişlerdir.493 20 Eylül'de, Sapary, Tuzla sahasının keşifmeye karar
vermiştir. Avusturya-Macar birliklerinin, daha doğrusu Baron Waldstatten'ın Tugayı,
Spreča vadısındeki birkaç yerleşimi ele geçirdikten sonra, Avusturya-Macaristan
ordusunun ordugaha iki Tuzla sakini gelip Bosna birliklerinin şehrinden çekildiğini
bildirdi. Bosna birliklerinin Tuzla'yı savunmayacağını malum olsa da, Sapary şehre
dikkatlı bir şekilde girilmesini emretti.494 İki gün sonra, 22 Eylül'de, 70. Yedek Piyade
Alayı Tuzla şehire girmiş ve ''Tuz kentinde'' Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun
bayrağı dalgalandı. Eylül ayının sonuna kadar, 27 ve 29'a kadar, Avusturya-Macar
birlikleri, direniş olmaksızın Zvornik ve Srebrenica'yı işgal etmeyi başarmıştır.495 İlk
önce 27 Eylül sabahı, 31. Tümen Zvornik şehrine girip, öğlendeki saatlerinde Drina
nehrinin kıyısında bulunan şehri ele geçirmiştir. İki gün sonra, adı geçen Tümenin
Srebrenica sakinlerinden oluşturan bir heyet önüne gelip şehrini direnmeksizin teslim
etme isteklerini sunmuşlar ve böylece Spreča vadisinin kuzeyindeki bulunan
Kuzeydoğu Bosna bölgesinin işgal operasyonları sona ermiştir.496

21 Eylül'de Šenkovići ve Bandin Odžak yerler arasında gerçekleşen Doğu


Bosna'daki son büyük çatışmada çok sayıda Boşnak katılmıştır. Böylece Avusturya-
Macaristan ordusunun 1. Tümen ve Bosna ordusunun sağ kanadından geri kalan
birlikler arasında çatışma başlamıştır. Üç top ile birlikte, Bosna kuvvetlerinin sayısı
yaklaşık 7.000 asker idi. Bosna birlikler tarafından kurulan kaleler üzerine yapılan
taaruzundan sonra, çatışma öğleden sonra sona ermiştir. Avusturya-Macar ordusunun
öldürülen asker sayısı oldukça büyüktü, 87 ölü ve 375 yaralanan subay ve asker

492
M. Mandić, a.g.e., s. 76-77.
493
E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 275.
494
K. Hadžić, a.g.e., s. 25.; M. Mandić, a.g.e., s. 78.
495
E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 275.
496
M. Mandić, a.g.e., s. 80.
113

varmış.497 Boşnak kaynaklarına göre, öldürülen ve yaralı Avusturya-Macar ordusunun


askerin sayısı 500 idi. Šenkovići ve Bandin Odžak yerleşimlerdeki çatışmalardan
sonra, Boşnakların Doğu Bosna'daki direniş neredeyse sona ermiştir.498 Böylelikle, 3
Ekim'de Goražde şehri, bir gün sonra, 4 Ekim'de Višegrad ve Čajniče, Foča şehri ise
5 Ekim'de hiçbir direnişle karşılamadan işgal edilmiştir.499 Foča şehrinin işgaliyle
birlikte, 5 Ekim 1878'de Avusturya-Macar ordusunun Doğu Bosna'daki işgal
operasyonları sona ermiştir ve Avusturya-Macaristan ordusunun Genelkurmayı,
Boşnakların direnişin son kalesi olan Batı Bosna'nın işgal operasyonlar üzerine
yoğunlaştırmıştır.

Kuzeydoğu ve Doğu Bosna'daki askeri operasyonların tamamlasının ardından,


Avusturya-Macaristan ordusu, Batı Bosna'daki Bosna kuvvetleriyle savaşmak için
daha büyük askeri kapasitesi yönledirebilirmiştir. Bosna-Hersek topraklarının
çoğunun işgali tamamlanmış olmasına rağmen, Avusturya-Macaristan işgaline karşı
büyük direnişin son kalesi olan Batı Bosna bölgesinde geride kalan Osmanlı nizami
ordusunun birliklerle beraber 40.000 aşkın Boşnak bulunmaktaydı. Batı Bosna'daki
Boşnak güçlerinin başında Sanski Most'tan Hasan Bey Čekić, Cazin'den Hadži Ahmed
Pozderac, Pećigrad'dan Hasan Ağa Pećki, Krupa'dan Ali Bey Krupić, ve birliklerinin
ana komutanı olan Husein Bey Karabegović vardı.500 Avusturya-Macar birliklerin
başında General Zach bulunmaktaydı.

Eylül ayının başında, Avusturya-Macar ordusu Krajina bölgesinde askeri


harekatı başlatmıştır.501 4 Eyül'de General Sametz, Ključ kasabasının yakınlarda çok
sayıda Bosna birliklerinin bir araya geldiğini ihbar aldığında, kuvvetlerinin o yönde
gitmesini emretmiştir. Şehire yaklaşırken, Çarlık ordusu bir takım Bosna askerlerini
gözlemledi ve akşam saatlerine kadar süren çatışma açılmıştır. Avusturya-Macaristan
askerlerinin şiddetli bir hücumdan sonra, Bosna birlikleri Sava'nın sol yakasına geri
çekilmek zorunda kalmışlardır. Ertesi gün, General Sametz askerlerine izin günü verdi,

497
M. Mandić, a.g.e., s. 83.
498
H. Ćurić, a.g.e., s. 338.
499
I. Tepić, a.g.e., s. 218.; K. Hadžić, a.g.e., s. 25.
500
E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 275.
501
Krajina (Serhad) veya Bosanska Krajina Batı Bosnabölgesi için kullanılan terimdir. Tokom Osmanlı
İmparatorluğu döneminde bu Bosna'nın bölgesi Avusturya (sonra da Avusturya-Macaristan) devletiyle
uzun zaman sınır olmuştur.
114

ayrıca Bosna güçlerinin tarafında herhangi saldırış yaşanmamıştı. 8 Eylül'de


Avusturya-Macar birlikleri, Ključ yakınlarındaki konuşladığı Bosna kuvvetlerinin sağ
kanadına taaruza geçti ve geri çekilmelerine zorlamıştır. Bu iki günlük çatışmanın
sonucu 12 subay dahilinde 313 ölen ve yaralanan kişi olmuştur.502 Aynı gün Sanski
Most, Skender Vakuf, Stari Mejdan, Kotor Varoš ve Kamengrad yerlerin teslimi
gerçekleştirilmiştir. Çarlık ordusu, Bosna güçlerinin direnişi olmaksızın bu yerlere
girip kontrol sağlanmıştır. Avusturya-Macar ordusunun Ključ'a saldırdığı gün General
Zach Bihać şehri abluka altına alınmıştır. General Zach'ın komutasında olan 23. ve 27.
Piyade Alayı ve de üç Honved Macar taburu bulundurmaktaydı.503 Öte yandan, Batı
Bosna'daki bütün Boşnak çetelerinin başında kalan Husein Bey Karabegović
liderliğindeki Bosna birliklerinin, komşu Boşanklarla beraber Bosna silahlı
kuvvetlerinin saflarında yer alan Žegara köyünden 300 katolikle dahil olmak üzere,
toplam sayısı 15.000 olmuştur. Avusturya-Macar ordusunun bütün gün içinde
saldırmasına rağmen, Bosna birlikler zafer kazanmışlardır. Her iki tarafta çok sayıda
ölen ve yaralanan olduğunu çok şiddetli bir çatışmanın yaşadığını anlaşılmaktadır.
Öldürülen ve yaralanan Avusturya-Macaristan birliklerinin askeri sayısı fazla
olmuştur. Enver Imamović'in araştırmalarına göre, Çarlık ordusunun 98 ölü, 406 yaralı
ve 35 kayıp asker varmıştır.504 Öte yandan, Hırvat tarihçi Mihovil Mandić'e göre 98
ölü, 418 yaralanan ve 35 kayıp asker söz konusu olduğunundan bahsedilmektedir.505
Avusturya-Macaristan ordusu, çatışmadan sonra sınır bölgesindeki başlangıç
pozisyonlarına geri çekilmek zorunda kalmışlardır.

Bahsi geçen Bosna birliklerinin zaferi ardından, 8 Eylül'de Bihać kuzeyindeki


Hırvatistan ile sınırında olan Leskovac yakınlardaki Čarkanje ve Prosičeni Kamen
yerleşmelerinde, 600 kişilik Bosna kuvvetleri Avusturya-Macar ordusunun 12. Av
taburuna saldırı düzenlenmiştir. Çatışmada Çarlık ordusunun üç askeri ölürken bir
subay dahil olmak üzere üç asker de yaralanmıştır.506 Lakin birkaç gün sonra,
Avusturya-Macaristan ordusu Genelkurmay Başkanlığı, Batı Bosna'nın bölgelerinin

502
M. Mandić, a.g.e., s. 85.
503
Macar ordusunun nizami çeteleri. Macar dilinde vatan savunmaları anlamına gelmektedir. 1867
yılından olan anlaşmasına göre Avusturya-Macaristan ordusunun nizami ordu birlikler oluyor.
504
E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 276.
505
M. Mandić, a.g.e., s. 86.
506
M. Mandić, a.g.e., s. 87.
115

işgalinin sonra erdirilmesi için ek askeri destekler göndermiştir. Böylece, General


Zach ve Rheindlender'in ortak güçleri ile birlikte, 15 Eylül'de Bihać şehrine yeni bir
taaruz başlamıştır. Çatışmalar dört gün sürmüştür. 19 Eylül'de, çatışmalarının
dördüncü günü, şehri savunmanın imkansız olduğunu fark eden Bihać kalesini
savunan birlikler şehri teslim etti ve üç haftalık çatışmanın ardından Avusturya-
Macaristan İmparatorluğunun silahlı kuvvetleri Bihać'a girmiştir.

Bosna güçlerinin son büyük direniş kalesi olan Bihać'in yıkılmasından sonra,
28 Eylül'de kısa bir mücadele sonrasında Avusturya-Macar ordusu Livno'yu, 7
Ekim'de Peć'i ve üç gün sonra, 10 Ekim'de Bužim'i işgal etti. Sonunda henüz işgal
edilmemiş yer olarak Kladuša kalmıştır. General Rheinlender komutasındaki 1. Av
Taburu, 20 Ekim'de Bosna güçlerinin direnişi olmadan burayı işgal etmesiyi
başarmıştır. Bu şekilde, Avusturya-Macaristan ordusu Bosna-Hersek'teki işgalin ilk üç
aylık operasyonunu tamamlamıştır.507

Bosna ordusu söz konusu olduğunda, Avusturya-Macaristan ordusunun


Genelkurmay Başkanlığı'nın verdiği bilgilerine göre, direnişte 93.000 Bosnalı yer
aldığını tespit edilmiştir.508 Bosna güçlerin kullandığı topların sayısı 75 idi.509 Doğu
Bosna bölgesinde direnişe katılan Boşnak sayısı 12.700 ve Osmanlı nizami ordusu
mensupları 1300 iken, Bosna nehri vadisinde direnişte bulunan 10.500 Boşnak ve 3500
Osmanlı nizamı ordu askerleri, Güneydoğu Bosna'da 8700 Boşnak ve 3000 Osmanlı
nizamı askeri, Batı Bosna'da (Krajina'da) 33.000 Boşnak ve 8000 Osmanlı nizamı
askeri yer almaktaydı. Hersek'teki direnişçilerin sayısı 14.300, direnişe katılan
Osmanlı nizami ordusunun askerinin sayısı 700 idi. Temmuz 1878'de, Bosna-
Hersek'te 41 taburda bulunan toplam Osmanlı askerinin sayısı 40.000 idi. Bosna'da 27
tabur, Hersek bölgesinde ise 14 tabur bulunmaktaydı. 30 tabur yerli Boşnaklardan, 6
tabur Asyalılardan 510
ve 5 tabur Arnavutlardan oluşmaktaydı.511 Avusturya

507
M. Mandić, a.g.e., s. 90.
508
M. Bojiić, a.g.e., s. 77.; M. Mandić, a.g.e., s. 100.
509
M. Mandić, a.g.e., s. 100.
510
Anadolu'dan gelen askeri birliklerden söz edilmektedir.
511
M. Bojić, a.g.e., s. 78.
116

kaynaklara göre, Bosna ve Hersek'teki direnişte yer alan Osmanlı nizami ordusunun
askerinin sayısı 13.800 idi.512

Diğer taraftan, Avusturya-Macaristan ordusu Bosna-Hersek'in işgali esnasında


gerçekleştirilen operasyonlar için 80.000 asker göndermişti. Üç Kolordu sonradan
katılmıştır (3., 4. ve 13. Kolordu). Nihai askeri operasyonlarda toplam Avusturya-
Macaristan'ın işgal güçü, 141 Piyade taburu, 13 Av taburu, 24 Süvari taburu, 5 Üs
çeteleri taburu, 1/2 Atlı okçu kara taburu, 5 Üs çete eskadronu, 24 Büyük çaplı
bataryası, 2 Küçük çaplı bataryası, 17 Dağ bataryası, 2 Kale topçu çetesi, 17 Mühendis
çetesi, 10 İzci çetesi ve 20 Nehir köprü mühendisi ekibi.513 Kaynaklar, Ekim ayındaki
tüm askeri harekatlarının sona ermesine kadar görev yapan Avusturya-Macaristan
ordusunun asker sayısının 300.000 olduğunu göstermektedir. Ağustos ayından itibaren
Ekim'in sonuna kadar zaman içerisinde büyük ve küçük çatışmaların sayısı 76 idi.
Avusturya-Macar ordusunda yer alan hayatını kaybeden asker ve subayın sayısı 5.100
idi.514

Kronolojik sırayla mücadeleler ve çatışmalar: Maglaj muharebesi (3 Ağustos),


Hersek bölgesindeki Čitluk muharebesi (4 Ağustos), Gračanica muharebesi (4
Ağustos), Maglaj yakındaki Kosova yerleşimdeki muharebe (5 Ağustos), Rogolj
muharebesi (5 Ağustos), Jajce muharebesi (7 Ağustos), Žepče'deki muharebe (7
Ağustos), Tuzla şehri ve civarindaki çatışmalar (8-12 Ağustos), Ravnica muharebesi
(13 Ağustos), Gračanica'da ikinci muharebesi (13 Ağustos), Banja Luka muharebesi
(14 Ağustos), Gradačac muharebesi (14-15 Ağustos), Bosanski Šamac muharebesi
(15 Ağustos), Hersek'teki Guber çatışması (15 Ağustos), Kakanj muharebesi (15-16
Ağustos), Doboj'daki mıharebe (15-16 Ağustos), Bilalevac muharebesi (16 Ağustos),
Visoko muharebesi (17 Ağustos), Kremenac'taki çatışması (17 Ağustos), Sarajevo
kuşatması (19 Ağustos ), Doboj yakınlardaki ikinci çatışması (19 Ağustos),
Hersek'teki Pašić Han muharebesi (19 Ağustos), Stolac muharebesi (16-21 Ağustos),
Crnić i Kremen'deki çatışmalar (19-21 Ağustos), Doboj civarındaki Grapska

512
M. Mandić, a.g.e., s. 100.
513
E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 277.
514
Berislav Gavranović, Bosna i Hercegovina u doba Austrougarske okupacije 1878. godine, ANUBiH
(Bosna-Hersek Bilim ve Sanat Akademisi), Knjiga 18, Odjeljenje društvenih nauka, Saraybosna 1973,
s. 9.
117

muharebesi (26 Ağustos), Grapsa yakınlarda ikinci muharebe (30 Ağustos),


Saraybosna yakınlarda Mokro muharebesi (3 Eylül), Doboj muharebesi (4-6 Eylül),
Bihać yakınlarda Žegare'deki muharebe (7 Eylül), Ključ muharebesi (6-8 Eylül),
Trebinje muharebesi (7-8 Eylül), Ljeskovac i Prosičin Han'daki çatışmalar (8 Eylül),
Brčko şehrindeki çatışmalar (12-14 Eylül), Bosanski Šamac muharebesi (14 Eylül),
Bihać yakınlardaki Izačić muharebesi (15 Eylül), Gradačac muharebesi (15 Eylül),
Brčko muharebesi (16 Eylül), Krepšić'taki muharebe (16 Eylül), Doboj yakınlarda
Svjetlica muharebesi (15 Eylül), Trebinje yakınlardaki Gorice muharebesi (15 Eylül),
Brčko kuşatması (18 Eylül), Dobošnica yakınlardaki çatışma (18 Eylül), Majevica
dağında çatışmalar (21 Eylül), Hersek'teki Šenković ve Bandin Odžak muharebeler (21
Eylül), Klobuk muharebesi (24-28 Eylül), Livno muharebesi (26-28 Eylül) ve Peć
yakınlardaki muharebe (6-7 Ekim).515

515
M. Mandić, a.g.e., s. 97-99.
118

V. BÖLÜM: İŞGALİN TAMAMLANMASI

5.1. Direnşçilerin Yargılanması

18 Ağustos sabahı, Bosna Vilayetinin merkezi olan Saraybosna'ya yapılan


saldırı sonrasında şehrin kuşatma operasyonları başlatılmıştır. Öğlen saatlerinde artık
şehrin büyük bir kısmı Avusturya-Macaristan ordusunun kontröl altındaydı ve birkaç
saat sonra, General Filipović, subaylarınla birlikte, Saraybosna'ya resmi girişini
gerçekleştirdi. Böylece, Bosna-Hersek'teki Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun
40 yıllık dönemi başlatılmıştır. Çarlık birliklerinin başında bulunan General Filipović,
Saraybosna kuşatmasının harekatında yer alan askerlere ve şehrin sakinlere yaptığı
kısa bir konuşmadan hemen sonra, Aralık ayına kadar kaldığı Valı Konağına 516

geçmiştir. 1878 senesinin Ağustos ayı itibaren Aralık ayına kadar Saraybosna şehrinin
sivil yöneticisi görevi üstlenen General Filipović 'in aldığı ilk kararlardan biri direnişin
örgütlemesinde sorumlu olanların yargılanmasıydı. Doboj'daki izcilik görevini
üstlenen Çarlık ordusuna yönelik saldırılardan sonra, Ağustos ayının başında Maglaj
kasabasında Askeri Mahkemesi'nin (Alm. Standgericht) kurulmasının karar alınmıştır.

Bu mahkemenin görevi, Avusturya-Macaristan ordusuna herhangi bir zarar


verenlerin yarglınması ve cezalandırılmasıydı. Böylece, 3 Ağustos ve 9 Aralık 1878
tarihleri arasında, genel bir af uyglunmaya vermesine kadar, Bosna-Hersek'te yaklaşık
100 kişi yargılanmıştır ve ölüm cezasına çaptırılmıştır. Bahsi geçen dönem içinde
Bihać, Mostar, Livno, Banja Luka, Brčko, Maglaj, Žepče ve Travnik şehirlerde Askeri
Mahkemeleri kurulmuştur. Krajina bölgesinde, daha doğru ifadeyle Bihać şehrinde
Ahmed Musić, Ibrahim Medenelija, Hasan Salkić ve Hasan Bey Biščević ölüm
cezasına çarptılırdı. Livno'da Derviš Bey Bušatlija, Osman Gačić, Salih Čizmić ve
Agan Čizmić hakkında idam kararı alınmıştır.517 Saraybosna'da Askeri mahkmesi 23
Ağustos 1878 yılında çalışmaya başlamış ve mahkemenin verildiği kararlarına göre
Muhamed Efendi Hadžijamaković, Abdulah Efendi Kaukdžić, Avdo Jabučica, Hacı
Avdaga Halačević, Suljo Kahvić, Hacı Mehaga Gačanica, Mehmedaga Dalagija,

516
Miljacka nehrinin sol kıyısında Hunkar Camii yakınlarında bulunan Osmanlı valilerin merkeziydi.
517
E. Imamović, Historija bosanske..., s. 276.
119

Ibrahimaga Hrga, ve Mešo Odobaša ölüm cezasına çarptırılmıştır.518 Saraybosna


şehrinde hüküm giyen ve idam cezasına çarptırılan ilk kişi, önde gelen ve tanınmış
Saraybosnalılardan olan Muhamed Efendi Hadžijamaković’ti.

Memletinde mekteb ve medrese eğitimini tamamlayıp eğitimin devamı için


İstanbul'a gitmiştir. İstanbul'da uzun süre kalmayan Muhamed Efendi, 9 ay sonra
Bosna'ya dönmüştür. Bundan sonra, birkaç yıl Vareš kasabasında imam ve muallim
(öğretmen) olarak görevde bulunmuştur,519 daha sonra da 1864'te Saraybosna'ya tayin
edilmiştir. Şeyh Sirri'nin murdi olarak Nakşibendi520 tarikatında yer alıyordu.521 1864
senesinde Gazi Hüsrev Bey Medresesinde mualim görevini başlamıştır. Muhafazakar,
bilgili ve iyi vaiz veren bir şahıstı. Hersek Ayaklanması'nda Hristiyan isyancılarla
silahlı mücadele sırasında Zvornik şehirde askeri imam olarak yer almıştır. 1878 senesi
Nisan ayından itibaren Bosna'nın sosyal-politik hayatına dair daha fazla dahil
olmuştur. 1878'deki Nisan günlerinden itibaren Bosna topluluğun gündem
sorunlarında daha aktif bir rol almıştır ve Boşnakların direniş günlerinde Ulusal
Komite tarafından Bosna kuvvetlerinin ana komutanı olarak atanmıştır.

Direnişi organize etmesinin ardından, Bosna ordusunun merkez çetelerinin


komutanı olarak Žepče, Kakanj ve Visoko muharebelerinde savaşmıştır. 18 ve 19
Ağustos tarihlerinde Saraybosna savunmasının ana organizatörüydü. Şehrin işgalinden
ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun yetkililer tarafından yönetiminin
kurulmasından sonra, 22 Ağustos gününde Avusturya-Macaristan ordusunun bir
birliği, Arebi Atık Mahallesinde522 bulunan Muhamed Efendi'nin evine gelerek
kendisini tutuklanmayı amaçlanıyordu. Fakat, Muhamed Efendi, askerler gelmeden
kaçmayı başarmıştır. Ertesi gün, 23 Ağustos'ta teslim olma kararı vermiştir. Teslim
alınmasının ardından, aynı gün içinde 26 Ağustos'a kadar sürecek olan bir mahkeme
başlamıştır. Çarlık birliklere yönelik direncini örgütlemesinden ve direnişte bizzat

518
H. Kreševljković, Izabrana...., s. 129.
519
Grad Vareš kasabası Saraybosna'nın kuzeyinde 50 km uzaklıkta bulunmaktadır.
520
Bosna'da 15 yüzyıldan itibaren var olan Nakšibendijski sufi tarikatı 18 ve 19 yüzyıllarda zirveye
ulaşmıştır. Bkz: Ćehajić Džemal, Derviški redovi u jugoslavenskim zemljama, Sarajevo 1986.;
Nakşıbendi tarikatının yanı sıra 15. yüzyıldan itibaren Bosna topraklarında Mevlevi, Bektaşi, Rifai,
Kadiri, Bayram, Gülşeni, Halveti, Melami, Sadi, Sinani, Şazeli, Hamzevi.; C. Sancaktar, a.g.e., s. 26.
521
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 131.
522
Miljacka nehrin sağ kıyısında Baščaršije ve Vratnika Mahalleler arasında Arebi Atik Mahallesinde
bulunan Kovači Sokağında bulunuyordu.
120

katılmaktan suçlu bulunmuştur. Muhamed Efendi suçlu bulunup asılarak idama


mahkum edilmiştir. Aynı gün içinde saat 16'da infaz edilmek üzere Gorica'ya523
götürülmüştür. Fakat cezanın infazından önce, askerlerinin ellerinden kaçırılmış ve
tufeklerini almay başaran Muhamed Efendi iki askeri yaralamıştır.524 Ancak askerler
süngülerle saplayıp onu durdurnaya başarmışlardır. Böylece yarı ölü Muhamed Efendi
26 Ağustos'ta idam edilmiştir. Günümüzde Saraybosna'daki Hrid Mahalesinde
bulunan bir ilk okul ismini taşımaktadır.

İkinci şüpheli ve idam kararına çarptırılan kişi Abdulah Efendi Kaukčija idi.
1820 yılın civarında dünyaya gelmiştir. Ailesi Saraybosna kökenlidir ve Abdulah
Efendi ilk eğitimi şehrinde almıştır. İstanbul'da eğitimi alıp almadığını
bilinmemektedir. 1864 senesinde Gazi Hüsrev Bey Camiisinde imam görevine
başlamıştır. Aynı zamanda Gazi Hüsrev Bey Medresesinde muallim (öğretmen)
görevini de devam ettirmekteydi. Onun dışında 30 sene boyunca Gazi Hüsrev Bey
Camiisindeki mektebinde öğretmenlik yapmaktaydı. Muhafazakar ve fanatik bir
şahıstı. 1878 baharın başında Saraybosna'daki siyasi gelişmelerde yer almıştır. Ulusal
Komite üyesiydi ve Hadžijamaković ile birlikte Saraybosna'nın savunmasını organize
etmekteydi. Askeri Mahkemesinin kurulmasının ardından oluşturan yargılanma
listesinde yer almıştır. 29 Ağustos gününde gözaltına alınmıştır ve bir gün sonra idam
edilmiştir.525 Günümüzde Saraybosna'daki Hrastovi Mahallesinde bulunan bir sokak
ismini taşımaktadır.

Suçlanan kişiler arasında yer alan Avdo (Abdulah) Jabučica da idam edilmiştir.
Saraybosnalı olan Avdo, yaklaşık 1835 senesinde Jahja Paša Mahallesinde
doğmuştur.526 Tüfek zanaatı geliştiren Saraybosnalı Avdo, yaklaşık 1866'da dükkanını
açmıştır. Bir dönem İtalya'da yaşamıştır ve oradayken İtalyanca öğrenmiştir. 1873
yılında memleketine dönen Avdo tekrar dükkanı açmıştır ve 1878 senesindeki Bosna-
Hersek'in işgaline kadar orada çalışmıştır. Ağustos ayının direniş günlerinde ona
Ahmed Efendi Nako tarafından toplar için iğnelerin üretmesi emredilmiştir.
Saraybosna'nın işgali sona ermesinin ardından Barica Mahallesindeki arkadaşının

523
Miljacka nehrinin sağ kıyısında, bugünkü Alipašino Mahallesinde bulunmaktaydı.
524
K. Karpat, Balkanlar'da Osmanlı...., s. 176.
525
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 138.
526
Bu mahalle Miljacka'nın sağ kıyısında bulunuyordu.
121

evinde saklanmaktaydı..527 Eylül ayının ilk günlerinde, arkadaşının ihanetinden sonra


tutuklanıp idam cezası kararı alınmıştır. Günümüzde, Saraybosna'nın caddelerinden
biri ismini taşımaktadır.528 Zengin bir tüccar ailesinin mensubu olan Hacı Abdija
Halačević de ölüme mahkum edilmiştir. Kendisi de tüccar olan Abdija, 1830 yılın
civarında dünyaya gelmiştir. Tutuklamanın ve suçlamasının sebebi bilinmemektedir.

Sanıklar arasında, fakir bir Saraybosna ailesinden gelen boyacı Suljo


(Süleyman) Kahvić de yer almıştır. Suljo, 1840 senesinin civarında doğmuştur. 19
Ağustos'taki Saraybosna'nın savunmasına ve direnişe katılmıştır. Aynı gün içinde ise
yaralanmıştır. Eylül ayının ilk günlerinde direnişe katılmakla suçlanarak ölüm
cezasına çarptırıldı. Ayrıca, yargılanma listesinde yüzbaşı tellal olan Hacı Mehmed
Gačaninca yer almaktaydı. Jajce şehrindeki direnişte binbaşı Rašidaga ile beraber
katılmıştır. Saraybosna’nın kuşatmasının ardından direnişte katılmakla suçlanarak
ölüm mahkum edildi. Diğer mahkum kişi ise 70 yaşlarındaki Mehmed Ağa Dalagija
idi. Kökeni eski Saraybosna ailelere dayanmaktadır. Hayatını arsalar geliriyle ve
Saraybosna'nın çarşısındaki dükkanından geçirmekteydi. İşgal sırasında ailesiyle
beraber Ilidža'ya sığınmıştır.529 Direnişte yer almamasına rağmen, Ulusal Hükümet
dönemindeki olduğu mitinglerde halka direnişe çağırmakla suçlamaktaydı.

İbrahim Hrga, toprak sahibi bir ailenin mensubuydu. Kalıcı bir mesleği sahip
olmayan İbrahim arsalarının gelirlerden geçiriyormuş. Zamanının coğusu arsalarda ve
avcılıkta geçirmekteydi. Halk Hükümetinin döneminde İbrahim Hrga, direnişin
taraftarı olduğunu ve direnişte kendisi yer aldığından dolayı Askeri Mahkemesinin
idam cezası verilmesinin sebeplerindendi. Mešo (Mehmed) Odobaša, ölüm cezasına
çarptırılan son mahkumu olmuştur. Saraybosna’da zengin olan Odobaša ailesinin
mensubuydu. Çoçukluktan itibaren kötü davranışlara sahip olan Mešo, şehrinde kötü
imajına rağmen Bosna-Hersek'in işgal sırasında Jajce'deki savaşan çetelere katılmıştır.
Eylül günlerinde Gorica'da infaz edilmiştir.

527
Bu mahalle Saraybosna'nın çarşı tarafında yer alıyordu.
528
Saraybosna'daki Avdo Jabucica Sokağı Dr. Abdulah Nakaš Hastanesinin yakınlarında
bulunmaktadır.
529
H. Kreševljaković, Izabrana..., s. 145.
122

Ağustos ayının sonlarında yönetiminin oluşturulmasından sonraki ilk günlerde,


Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun hükümeti direnişin nihai çözümü için
direnişte yer alanları ve Halk Hükümeti'nin önemli üyelerini idam cezasına
çarptırılmıştır. Ancak, direnişe katkıda bulunanların hepsi cezalandırılmış değilmiştir.
Bunların arasında en önemli isimler Taslıca Müftüsü Vehbi Šemsekadić ve Salih
Vilajetović Hadži Lojo idi. İlk bahsedilen şahıslardan olan Müftü Šemsekadić,
direnişin büyük savuncusuydu ve şüphesiz Avusturya-Macaristan ordusuna üç ay
boyunca gösterilen direnişte büyük rol oynamıştır. Bosna birliklerinin sağ kanadının
önderliğini yürüten Šemsekadić, Tuzla ve Gračanica'daki muharebelerde Avusturya-
Macaristan birlikleri yenmiştir ve Doboj'a çekilmelerinin sebebi olmuştur. Daha sonra,
20. Tümen'e karşı taaruza geçerek, Tümenin diğer çetelerle hatını kesme ve Doboj-
Saraybosna yolunda kontrol sağlamak planları yapmıştır. Belirli bir süre boyunca
bahsi geçen yolu kontrol altına almıştır, ancak daha büyük ve modern olan Çarlık
ordusu galip olarak çıkıp Eylül ayının sonuna kadar Kuzeydoğu Bosna'da olan Brčko,
Gradačac, Gračanica, Tuzla, Doğu Bosna'da ise Zvornik, Srebrenica ve Višegrad
kentlerini ele geçirerek Bosna'nın bu bölgesinde işgal operasyonlarını tamamlanmıştır.
Dolayısıla, Avusturya-Macaristan ordusu ve Müftü Šemsekadić'in birlikleri arasındaki
çatışmalar Saraybosna'nın işgalinden bir ay sonraya kadar devam etmiştir. 17 Eylül'de
Brčko kentin Avusturya-Macaristan birliklerinin eline düşmesinden sonra Šemsekadić
Tuzla yönünde geri çekilmiştir.

Tuzla şehrinin savunmasını organize etmesinde çalışmalar başlattırdı lakin


yakın silah arkadaşlarıyla danıştıktan sonra Zvornik'e çekilmeye karar vermiştir.530
Zvornik'te uzun süre bulunmadı ve 27 Eylül'de Višegrad'a geçmiştir. 531 Oradan Uvac
(Uvatz) nehrini geçerek Priboj'a, sonra Taşlıca'ya gelmiştir.532 Memleketine
döndükten sonra, yeniden direnişi organize etmesi için Kosova'da birlikleri
örgütlemeyi çalışmıştır ve 1878 sonbaharında sık sık Bijelo Polje'ye (Tr. Akova) ve
Priştine'ye giderek, orada askeri müfrezeleri toplamayı amaçlamaktaydı. Avusturya-
Macaristan hükümeti onun Bosna konusunda aktif rol üslenmesinden ve
faaliyetlerinden endişe etmekteydi ve 1879'daki Pazar (Yeni Pazari, Boş. Novi Pazar)

530
H. Ćurić, a.g.e., s. 337.
531
K. Hadžić, a.g.e., s. 23.
532
K. Hadžić, a.g.e., s. 24.
123

Antlaşmasında Šemsekadić'in Sandžak'tan (tür. Yeni Pazar Sancağı) ayrılması talep


edilmiştir. Böylece, müftü Šemsekadić İstanbul'a taşındı ve Sultan Abdülhamid
tarafından kendisine özel bir konukevi ve maaş verilmiştir.533

Başka bir şahıs, Šemsekadić 'ten farklı olarak, Hadžijamaković, Kaukdžić ve


diğerler gibi direnişi örgütlemek ve direnişe katılmakla suçlanan lakin ölüm cezasına
çarptırılmayan kişi Salih Vilajetović Hadži Lojo idi. Şühesiz ki, direnişin önde gelen
kişilerdendi. Ulusal Komite ve daha sonra da Halk Hükümeti organizasyonunun
başlangıcından itibaren Hadži Lojo, direnişin sadece Saraybosna'da değil, Bosna-
Hersek'in diğer şehirlerde de yayılmasına büyük ölçüde katkıda bulunan çok etkili bir
kişilliğe sahipti. Hadži Lojo, Temmuz ayının başında Gazi Hüsrev Bey Camiisinde
bayrak açarak aynı görüşü paylaşan fanatik birileriyle Vali Konağı'na doğru harekete
geçip oradaki toplanan şikayetçi halk ile Osmanlı ordusunun komutanı Veli Paşa'yı
istifa zorlamıştır. Ayrıca, 27 Temmuz'da resmi olarak Halk Komitesi'nin iktidara
gelmesiyle Saraybosna'da meydana gelen kalkışmada yer almıştır. Avusturya-
Macaristan ordusunun Bosna-Hersek topraklarına girdiği Ağustos ayının ilk
günlerinde, Hadži Lojo yüzbaşı sıfatıyla Kiseljak'taki cepheye gitmiştir. Gerçek şu ki,
kısa zamanda Saraybosna'ya, verdiği ifadesinde, daha fazla kişiyi cepheye götürmek
amacıyla döndüğünü söylemiştir. Hadži Lojo, özellikle Boşnak alt sınıfı halk
üzerindeki büyük etkisi ve aynı zamanda sağlam direniş tutumu nedeniyle, Milli
Komite üyelerinin bazırları tarafından cezbedildi; bu sebepten dolayı aralarında Hadži
Lojo'nun idam kararı getirilmiştir.534 Böylece, Ağustos ayı ortasında, Avusturya-
Macaristan yetkililer tarafından tutuklanması ve hapsedilmesi emri verildi, ancak
evinde, tesadüfen veya değil, bacağına yaralanmıştır. Bu olaydan sonra, 18 Ağustos,
Saraybosna'nın işgalinden önce, Romanija yönünde Saraybosna'dan yaralı halinde
çıkartılmıştır.535

533
K. Hadžić, a.g.e., s. 29.
534
Hadži Lojo direnişin büyük destekçisi olarak tarihi kitaplarda yer almıştır. Ayrıca toprak sahiplerine
Halk Hükümeti'nin direnişine katılma ve parasal destek sağlama konusunda büyük baskı yapmaktaydı.
Bazılarının direnişe destek vermesinden çekinmekteydi, bundan dolayı Hadži Lojo'nun yandaşları,
Saraybosna'nın en zengini olan Fadil Paşa'nın evi de dahil olmak üzere, birçok Saraybosnalı toprak
sahiplerinin evlerini ateşe vermişlerdi. Bkz: B. Madžar, a.g.e., s. 128.; Şüphesiz ki Fadil Paşa da dahil
olmak üzere diğer toprak sahipleri ve Hafız Paşa'ya Hadži Lojo'nun bu tutuculuğundan rahatsız
oluyordu; bu sebepten dolayı onu bir sivili öldürmekten suçlayıp ölüm cezasına çarptırmışlardır.
535
M. Bojić, a.g.e., s. 82-83.
124

Romanija dağında kaldıktan sonra, Hadži Lojo Goražde'ye kaçmıştır. Ekim


ayında Doğu Bosna'nın işgalinden sonra, Živojevići köyünde536 yakalanmıştır ve
enfekte yaralanma nedeniyle Saraybosna'daki hastaneye nakledilmiştir. Bundan kısa
bir süre sonra, yaralı olan bacağı ampute edilmiştir, ancak buna rağmen birkaç gün
sonra hastaneden kaçıp Švrakino Selo Mahallesinde saklanmaktaydı.537 Hadži Lojo,
direniş örgütlenmesine katılmakla suçlanmıştır ve ölüm cezasına çarptırıldı ancak
Avusturya-Macaristan İmparatoru Joseph'in müdahalesi sonucunda 5 yıl müebbet
cezasına çarptırılıp günümüzde Çek Cumhuriyeti'nde bulunan Terezienstadt şehrinde
yatmıştır. Avusturya-Macaristan yetkilileri, Osmanlı yetkililerle anlaşarak Bosna halkı
üzerindeki etkisi ve yeni isyan olasılığı korkusuyla onu son yıllarını ailesiyle geçirdiği
Arabistan'a göndermiştir. Hadži Lojo, 1887 yılında Tayf şehirde vefat etmiştir.
Avusturya-Macaristan hükümeti ve yetkililer tarafından, 1878 yılın yazındaki
Boşnakların ve yanı sıra diğer Bosna halklarının Avusturya-Macaristan'ın işgale karşı
direnişinin boyutunu azaltmak, küçültemek ve aşağılamask amacıyla direnişe ''Hadži
Loyo isyanı'' adı verilmesi ve Lojo'yu ön plana çıkarılması belirtmek önemlidir.538

5.2. Bosna-Hersek'te Avusturya-Macaristan Monarşi Sisteminin


Yerleştirmesi ve Kurulması

Bosanska Krajina (Batı Bosna) bölgesindeki askeri işgal operasyonlarından


bitirmeden önce bile, Avusturya-Macaristan Monarşisi yönetim sistemi kurulmasıyla
başlamıştır. Böylece, ilk önce yönetim oluşturması için Avusturya-Macaristan
Dışişleri Bakanlığı'nda Bosna Komisyonu oluşturarak 16 Eylül ve 29 Ekim tarihlerde
alınan kararıyla, Bosna ve Hersek vilayetlerinin idaresi Müşterek Bakanlık Konseyine
verilmiştir.539 Bosna Komisyonu'nda İki başlı Monarşisinin üç ortak bakanlığının birer
temsilcilerinden ve Macar hükümetinin bir temsilcisinden oluşmaktaydı. Fakat, 26

536
H. Ćurić, a.g.e., s. 335.
537
M. Bojić, a.g.e., s. 82-83.
538
Avsturya basın ve kamuoyu Hadzi Lojo olay ile ilgili olmuşlardır ve o sırada onunla ilgili birkaç
haber ve roman yazılmıştır. Bkz: Irene Komposch-Ortner, Die kulturelle begegnung von Orinet und
Okzident in Bosnen-Herzegovina, The Journal of Ottoman Studies IV, Enderun, İstanbul 1984, s. 288.
539
Bosna-Hersek'teki Avusturya-Macaristan Monarşisinin sivil ve askeri yetkilileri ayrılmış değildi, bu
yüzden 28 Ekim 1878 tarihli kararname ile devlet idareci eş zamanlı işgal kuvvetlerinin komutanı da
olduğu kararlaştırılmıştır. Bkz: E. Imamović, Historija Bosanske..., s. 284.
125

Şubat 1879 yılında, Bosna-Hersek'in yönetimi Ortak Maliye Bakanlığı'na teslim


edilmesi için bir karar alınmıştır ve bir ay sonra, 9 Mart'ta bir Bosna Bürosu
kurulmuştur.540 Bosna-Hersek'teki Avusturya-Macaristan yetkililerinin ilk sivil
yöneticisi (Boş. Zemaljski poglavar) General Filipović olmuştur ve bu görevi Aralık
ayına kadar üstlenmiştir. Filipović, Bosnalı müslümanlara, Boşnaklara karşı açık bir
husumetten dolayı ve de Slav kökenli olduğundan dolayı Bosna-Hersek'teki vali
görevinden hızlı bir şekilde çekilmiştir.541 Yeni bir Bosna valisi Herzog Willhelm von
Würtemberg seçilmiştir.542 Willhelm von Würtemberg'in bu yeni göreve
getirilmesinin nedenlerden biri Bosna Müslümanlarıyla iyi münasebbete olması ve bu
Bakan Andrassy’nın Avusturya-Macaristan İstanbul Büyükelçisi Zichy'ye gönderiği
raporda ''yerel Türkler'in'' sempatisini kazandığını kanıtlamaktadır.543

Nisan ayının 21. gününde, Bosna-Hersek'in işgali bağlamında Berlin


Kongresi'nin 25. maddesinin ayrıntıları ile ilgili ''İstanbul Sözleşmesi'' adlı bir toplantı
gerçekleştirilmiştir.544 İstanbul Sözleşmesi'nin giriş bölümünde, Bosna-Hersek'te
Osmanlı Sultanın haklarının kaldırılmayacağı, ülkede kalan Osmanlı memurlarının
resmi devlet dairelerinde çalışabilecekleri ve memurların vasfı olmadığı taktirde
Bosna-Hersek'ten çekilecekleri sonucuna varılmıştır. Sözleşmenin 2. maddesine göre,
tüm dini grupların, özellikle Müslüman Boşnaklara dini özgürlük verileceğini ve cuma
namazında Sultanın, ki aynı zamanda tüm Müslümanların lideri Halifenin adına
değinileceği hususunda anlaşma sağlanmıştır. Ayrıca, tüm gelirlerin ülkede
kullanılacağı ve Osmanlı parasının daha önce olduğu gibi piyasada kalacağına
sözleşmenin 3. maddesinde yer verilmektedir. İstanbul Sözleşmesi'nde daha önce

540
M. Mandić, a.g.e., s. 91.
541
Resmi Avusturya-Macaristan yetkilileri, kendi yetkililerinin yeni tebaalara kötü tutumunu tavsip
etmemekteydi. Yeni hükümetin amacı Bosna Müslümanları, özellikle asil sınıfı kendi tarafına çekmeye
çalışmaktaydı ve böylece General Filipović'in davranışının kabul edilmez olmasıydı. Ayrıca, General
Filipović, slav kökenli bir askeri yetkili olarak, yerli Bosna Müslüman nüfusa sempati duymamıştır,
hatta davranışları anomoz olarak da adlandırabilir. Nefretin temel nedenlerden biri Bosna'nın işgal
sürecinde Boşnakların büyük direnç olmasıydı. General Filipović'in Viyana'ya sunduğu raporlarda
Bosna Müslümanları “hayvan kalabalığı“ olarak adlandırılıyor. Bkz: E. Imamović, Historija
Bosanske..., s. 281-282.; Josip Mihaljević, Odnos Stranke prava prema okupaciji Bosne i Hercegovine
1878. i 1879. u listu ‘’Sloboda“, Franjevačka teologija Sarajevo, S: 28, Saraybosna 2008, s. 128.
542
M. Imamović, Historija..., s. 364.
543
B. Gavranović, a.g.e., s. 49.
544
Iljas Hadžibegović, Mustafa Imamović, Bosna i Hercegovina u vrijeme Austrougarske vladavine,
Bosna i Hercegovina od najstarijih vremena do Drugog svjetskog rata, editör: Ibrahim Tepić, Bosanski
kulturni centar, Saraybosna 1998, s. 22.
126

geçen konular ise Osmanlı devletinin Bosna-Hersek'teki gayrimenkulun tazmini ve


Novipazar Sancağı'ndaki Avustruya-Macaristan ordusunun garnizonlarının statüsüne
7., 8., 9. ve 10. maddelerinde değinilmişti.545 Sözleşmede tüm maddeler arasında,
yalnızca 2. madde dini grupların haklarının, özellikle Müslüman Boşnakların cuma
namazındaki dualarda Sultanın adının değinmesini yerine getirmeleri sağlanmıştır.546

Bosna-Hersek'in işgali ve yeni, Avrupa yönetiminin gelişi, Boşnaklar için bir


kültürden ve yaşam tarzından başka bir kültüre ve yaşam tarzına geçmesi anlamına
gelmekteydi ve bu geçiş süreci kolay, acısız ve hızlı olmamıştır.547 Bu meselede, ya
Bosna-Hersek anayurt topraklarına uyum sağlayacak ya da ortadan kalkacakmışti.
Bosna ve Boşnaklar bin yıllık tarihi boyunca zor zamanlar geçirmişti ancak 1878’deki
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafından yapılan işgal dönüm noktasıydı.
Bosna’nın eski sakinleri olan Boşnaklara bir tercih hakkı sunulmadı. Anayurtta kalıp
hayatta kalma ve haklarını savunma mücadelesi ya da vatanını terk edip yabancı
ülkelere göç etmek ve orada yeni bir başlangıç yapıp yeni çevreye uyum sağlamak
seçenekler arasındaydı. Atalarının topraklarında kalanların yeni yönetimin sisteminde
toplumsal ve siyasal örgütleme mücadelesi göstermeleri gerekmekteydi. Ancak,
Bosna-Hersek’in Avusturya-Macaristan Monarşisi’ndeki yeni statüsü basit bir statü
değilmişti.548 Viyana ve Budapeşte arasındaki gerginlik azalmıyordu. Bahsedilen iki
devletten hiçbiri, Bosna’dan vazgeçmek istememekle birlikte, Monarşi dahil olan
Bosna topraklarını da kapsayacak şekilde bir Slav devleti oluşturulmasını da
istememekteydi.549 Bir yandan Avusturya-Macaristan’ın işgalı ve bir yandan da
Sultanın geçerli olan hakları, Bosna-Hersek’i yasal anlamda ilginç ve zor bir duruma

Mustafa Imamović, Pravni položaj i unutrašnjo-politički razvitak BiH od 1878. do 1914., Magistrat,
545

Saraybosna 2007, s. 19.; Iljas Hadžibegović-Mustafa Imamović, a.g.e., s. 229-230.


546
N. Malcom, a.g.e., s. 103.
547
M. Imamović, Historija..., s. 361.
548
Avusturya-Macaristan Monarşisi devletlerinin hukuki sistemi ve ilişkileriyle ilgili bkz: M. M. Čupić-
Amrein, a.g.e., Verlag Peter Lang un Cie AG, Bern 1987, s. 33-34.
549
Uygulamada bazı Hırvat siyasetçilerin de temsil ettiği bu yöntem “trialism“ anlamına gelmekteydi.
Güçlü Slav unsuruna karşı çıkan Avusturya ve Macaristan devletleri için, Avusturya-Macaristan
Monarşisi içinde üçüncü bir kol olarak Slav Devletinin kurulması sorun teşkil edebilirdi. Bkz. N.
Malcom, a.g.e., s. 103.; Macaristan'nin Basbakanı, Banja Luka ve Bihać Macaristan'a, Travnik,
Saraybosna, Donja Tuzla ve Mostar şehirler ise Avusturya'ya birleştirme planı memorandumla ortaya
çıkarmıştır ama plan gerçekleştirmemiştir. Bkz: Szilard Szabo, Ungars Politik gegenüber Bosnien und
Herzegowina 1878-1908, Ungarn Jahrbuch S: 32, 2014/2015, Debrecen 2015, s. 160.
127

düşürmüştür. Bosna-Hersek Avustruya-Macaristan dönemi sırasında üç statüye sahip


olmuştur. İlki işgalinden itibaren 1908 yılındaki ilhakına kadar, ikincisi ilhakından
1910 yılındaki Ulusal Anayasası’nın ilanına kadar ve üçünüsü de 1910 yılından 1918
yılındaki Avusturya-Macaristan’nın Avrupa tarihi sahnesinden silinişine kadar
sürmüştür.550 Bosna-Hersek’te Avusturya-Macaristan egemenliğinin ilk döneminde
Bosna-Hersek’in yürütme organının en üst organı olan Ulusal Hükümetin kurulması
kararlaştırılmıştir.551 Böylece, 22 Şubat 1880 yılında Avusturya ve Macar
Parlamentoları Bosna-Hersek Yönetim Kanunu’nu kabul etmişlerdir. Bu kanuna göre,
idarenin ortak hükümete ait olduğu ve her iki parlamentonun da rızası olmadan idare
yönergeleri ve kanun değişikliği yapılamayacağı kabul edilmiştir.552

Avusturya-Macaristan devleti Bosna-Hersek'teki Osmanlı idari teşkilatını,


ülkenin hukuk düzenini, vergi sistemini ve mevcut tarımsal ilişkilerini
değiştirmemiştir.553 Böylelikle, Bosna Vilayeti Rekhsland, Sancaklar Kreise (Boş.
Okruzi), kaza veya kadıluk Bezirk (Boş. Kotari), Nahiyeler ise Kotarske Uprave
olmuştur. Üst duzey mevki olan Vali mevkisi Landesschef (Boş. Zemaljski Poglavar)
oldu, Sancağın başında olan Mutesarıf yerine Okružni Predstojnici, Kadılukların
başında olan Kadıların yerine Bezirksvorsteher (Boş. kotarski predstojnici)
getirilmiştir. Ayrıca, Belediye sistemi (köy, ilçe ve il teşkilatı) değiştirilmemiştir.
Mahkeme işleri söz konusu olduğunda, Müslüman Boşnakların hukuki meselelerinde
faaliyet gösteren Saraybosna'da bulunan Yüksek Şeriyat Mahkemesi (Alm.
Scheriatsobergerich) ve diğer şeriyat Mahkemeleri dışında, 1879'da Nisan ayından
itibaren Yüksek Vilayet Mahkemesi (Alm. Landesgericht) de faaliyete başlamıştır.554

550
M. Imamović, Pravni položaj..., s. 21.; Bosna-Hersek'in Avusturya-Macaristan kolonisi olup
olmadığına yönelik olan tarışmalar hala varlığını sürdürmektedir. Detaylar için bkz: Karl Kaser,
''Bosnien-Herzegowina unter Österrichisch-Ungarischer herrschaft eine zwischenbilanz'',
Međunarodna konferencija Bosna i Hercegovina u okviru Austro-Ugarske 1878-1918 Zbornik radova,
Saraybosna 2011, s. 27-29.
551
Martha M Čupić-Amrein, a.g.e., s. 37-38.
552
I. Hadžibegović, M. Imamović, a.g.e., s. 230-231.
553
Haris Zaimović, “Arhivska građa Austro-Ugarske admisnistracije u bh. Arhivima“, Međunarodna
konferencija Bosna i Hercegovina u okviru Austro-Ugarske 1878-1918 Zbornik radova, Saraybosna
2011, s. s. 575-577.
554
I. Hadžibegović, M. Imamović, a.g.e., s. 231.
128

Yeni yönetiminin kurulması ve 1908'daki555 ilhak tarihine kadar olan ilk dönemde
Bosna-Hersek'in statüsüne dair iki önemli olay vardır; 1881 yılında Askeri
Kanunu'nun uygulanması ve bir yıl sonra Bosna-Hersek'te İslam Birliği'nin kurulma
faaliyetleri. Avusturya-Macaristan her bakımdan Bosna'yı İstanbul'dan ayırmada
teşebbüs etmekteydi ve en kısa zamanda geçici işgali ihlaka dönüşürmeyi ve hukuki
ve de siyasi anlamında Bosna'yı tamamen kendi sınırlarına katmaya çalışmaktaydı. Bu
amaca göre, Avustruya-Macaristan devletinin yetkilileri, Bosna-Hersek'in sakinler
için askerlik hizmeti başlatılması çalışmaşarını sürmekteydi. İstanbul Sözleşmesine
aykırı olmasına rağmen, Askeri Kanunu 4 Kasım 1881 yılında onaylanmıştır.556 Bu
kanuna göre, tüm askerlik yapabilen erkekler Avusturya-Macaristan ordusunda hizmet
etmekle yükümlü idiler. Ama bu olay, Doğu Hersek’te memnuniyetsizliğe ve
ayaklanmaya sebep olmuştur. 1870’lerin ikinci yarısında olduğu gibi, Doğu Hersek
bölgesi yeni ayaklanmanın odak noktası olmuştur ve bu kez Avusturya-Macaristan
hükümentine karşıydı. 10 Ocak gecesi 1882 yılında, yaklaşık 100 silahlı asinin
Ulog’taki Jandarma Karakoluna meydana gelen saldırından sonra memnuniyetsizlik
hızla bir ayaklanmaya haline dönüşmüştür.557 Ocak ve Nisan ayları arasında resmen
devam eden ancak bazı çetelerin Kasım ayına kadar faaliyette bulunmuş olan isyan,
Pero Tunguz, Stojan Kovačević ve Salihaga Forto tarafından yönetilmiştir.558 Birkaç
ay boyunca Avustruya-Macaristan birliklerine karşı savaşmaya Foča, Gacko ve
Nevesinje şehirlerden gelen birkaç bin asi çatışmada yer almıştır.559 İsyanın ve
memnuniyetsizliğinin asıl nedeni Askeri Kanunu olmasına rağmen, asiller köylü, orta
ve alt sınıfa mensup kişilerden oluşturduğundan dolayı, bu ayaklanma tarih
kaynaklarda Bosna-Hersek'teki 19. yüzyılın son köy ayaklanması olarak geçmektedir.

İşgalinden sonraki dönemde Boşnakların dini statüsü söz konusu olduğunda,


Bonaklar Müslümanların en üst lideri Halife olan Padişaha doğrudan doğruya bağlıydı
ve ayrıca İstanbul Sözleşmesi'nin 2. Maddesi'ne göre, Avusturya-Macaristan devleti
içinde garanti edilen dinsel haklara sahiplerdi. Fakat, Avusturya-Macaristan

555
Bosna-Hersek ilhakı ile sonuçlanan kriz ile ilgili bkz: Dimitrije Popović, Izvoljski i Erental,
Knjižarnica Gece Kona, Belgrad 1927, s. 15-18.
556
Mehmet Yılmazata, a.g.e., s. 91.
557
I. Hadžibegović, M. Imamović, a.g.e., s. 234.
558
N. Malcom, a.g.e., s. 104.
559
Tahminlere göre 2 ve 3 bin isyancı söz konusu olduğunu duşünülmektedir.
129

hükümetinin amacı, dini işleri dahil her anlamında Boşnakları Osmanlı devletinden
ayırmaktı.560 Boşnakların İstanbul'dan dini ayırma projesinde, Avusturya yetkililer
tarafından yönetiminin organize edilmesinin işgalinin ilk günlerden itibaren çalışmalar
yürütmüştür. Bu proje üzerinde ilk olarak Bosna-Hersek'teki ilk sivil yöneticisi olan
General Filipović çalışmaktaydı ve misyonunu, General Filipović'in aksine, Boşnaklar
tarafından sevilen Wilhelm von Würtemberg, sonra da Bosna Valisi (Boş. Vrhovni
upravitelj) ve Avusturya-Macaristan'ın Ortak Maliye Bakanı olan Benjamin Kallay
devam ettirmiştir.561 İlk adım, Ekim 1878'de Mustaj Bey Fadilpašić, Muhamed Bey
Kapetanović ve Mustafa Hilmi Hadžiomerović önderliğinde toplam 58 Boşnak
temsilcisi tarafından General Filipović 'e mektubun göndermesiyle atılmıştır.562
Mektupta, Bosnalı Müslümanların bağımsız bir dini organizasyonun arzusu
içindeydiler. Bir ay sonra, 5 tanınmış temsilci General Filipović 'e mektubu teslim
etmiştir. Boşnakların dinsel örgütlemesi sorusu, 18 Haziran 1880 yılındaki Bab-ı
Ali'nin eski Rumeli Kazıasker Ahmed Şükrü Efendi'nin Bosna Müftüsü olarak
atanmasına kadar aktif olmamıştır.563 Ancak bunu, Avusturya-Macaristan hükümeti,
Bab-ı Ali'nin kararı, yabancı güçlerin Bosna-Hersek'in iç işlerine doğrudan
müdahalesini önleyeceğini ve izin verilmeyeceğini vurgularak reddetmiştir. Bu
nedenle, Avusturya-Macaristan Monarşisi'nin hükümeti Bosna-Hersek'in iç işlerine ve
meselelerine müdahale etmeyeceğini aynı zamanda da başka güçlerinin müdahalesine
izin vermeyeceğini ifade etmiştir.

Bu Osmanlı hükümetinin hareketinden sonra, Avusturya-Macaristan tekrardan


Boşnakların İstanbul’dan ve Şeyh-ül İslam’dan ayrılması konusunda daha aktif
çalışmalarını başlamıştır. Ayrıca Hadžiomerović'in Bosna Müftüsü olarak
yetkilendirmesiyle Bab-ı Ali de katkıda bulunulmuştur. Hadžiomerović, Osmanlı
tarafından dini ve şeriat kadıları atama yetkisini de kazanmıştır. Bu olaydan sonra

560
M, Imamović, Historija..., s. 364-365.
561
Onun döneminde Boşnaklık tezi ortaya çıkmıştır. Bosna-Hersek'e yönlendiren Sırp ve Hırvat
etkisinin azaltmasında çalışmaktydı. Bkz: Robert Donia, Ann Arbor, “Bosnia and Herzegovina: The
Proximate colony in the Twilight of Empire“, Godišnjak 2013, 42: 197-202 DOI: 10.5644 CBI
ANUBiH-40.30, ANUBiH (Bosna-Hersek Bilim ve Sanat Akademisi), Saraybosna 20, s. 198. Ayrıca
bkz: Monika Gletter, a.g.e., s. 229.
562
İmza atanlar arasında, Saraybosna beyleri (22 imza sahibi), bir başka değişle toprak sahipleri, dini
yetkililer (15 imza sahibi) ve tüccarlar (13 imza sahibi) bulunmaktaydı. Bkz: I. Hadžibegović, M.
Imamović, a.g.e., s. 254-255.
563
M, Imamović, Historija..., s. 365.
130

Boşnakların dini bağımsızlık süreci hızlandırılmıştır. 13 Ekim 1882'de Ortak Maliye


Bakanı Benjamin Kallay564 Çar Joseph'e Hadžiomerović'in Bosna-Hersek İslam
Birliği'nin ilk Reis-ül Ulema olarak atanmasını bir öneri olarak sunmuştur.
Saraybosna’da önde gelen beylerin (toprak sahibi) ve aynı zamanda imamların
(ulemanın) fraksyonun kendi adayları vardı. Genel kapsamında beylerin fraksyondan
gelen Mustafa Nuri Fadilpašić565 daha fazla desteği görmüş olsa da, Avusturya-
Macaristan hükümetinin çıkarları için daha uygun olduğundan dolayı, ulemanın
fraksyonunun desteği alan ve önderliğini eden Mustafa Hilmi Hadžiomerović566, ilk
Reis-ül Ulema olarak seçilmiştir.

17 Ekim'de Çar Joseph, 10 Şubat 1893 tarihe kadar bu mevkide kalan


Hadžiomerović Reis-ül Ulema olarak atanmasına ilişkin bir karar yayımlanmıştır.567
Kuruluşundan bugüne kadar İslam Birliği'nin Reis-ül Ulema görevi 13 kişi
üstlenmiştir.568 İlk Reis-ül Ulema olan Hadžiomerović mevkide 11 sene kalmıştır
(1882 ve 1893 yıllar arasında), ikincisi, 1893 ve 1909 yıllar arasında Reis-ül Ulema
görevi üstelenen Mehmed Teufik Azabagić olmuştur. Bosna-Hersek İslam Birliği'nin
üçüncü başkanı Hadži Sulejman Šarac idi ve o görevde iki sene kalmıştır (1910 ve
1912 yıllar arasında). Sonraki Reis-ül Ulema Mehmed Džemaludin Čaušević idi (1913
ve 1930 yıllar arasında). Hafiz Ibrahim Maglajlić, 1930 ve 1936 yıllar arasında Reis-
ül Ulema görevini üstlenmiştir. Altıncısı, 1936 ve 1942 yıllar arasında Fehim Spaho
idi. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Ibrahim Fejić (1947 ve 1957 yıllar arasında),

564
Tarihçi, diplomat ve devlet adamı olan Benjamin von Kallay, Avusturya-Macaristan döneminin en
önemli figürlerden biriydi. 1882 ve 1903 yıllar arasında Avusturya-Macaristan Ortak Maliye Bakanı ve
Bosna Valisi görevlerini gerçekleşmiştir.
565
Mustafa Nuri Fadilpašić, en zengin Saraybosna tüccarı olan Mustaj beg Fadilpašić'in oğluydu.
566
Mustafa Hilmi Hadžiomerović, 1816 senesinde Kulen Vakuf'ta doğmuştur. Kendi şehrinde ilk okulu
bitirdikten sonra eğitimini ilk önce Prijedor'da, sonra 1833 yılında Gazi Husref Begov hanikah okulunda
devam etmiştir. Dört yıl sonra İstanbul'daki Hekim Çelebi medresesinde eğitimine devam etmiştir.
İstanbul'da 15 yıllık eğitim sonrasında memleketi Bosna'ya geri dönmüştür. Memleketine döndüğünde
Bosanski Novi'deki müderis (öğretmen) görevini üstlenmiştir. 1852 yılında Saraybosna'ya gelip
Kuršumlija medresesindeki müderis (öğretmen) görevine getirilmiştir. 1856'da Saraybosna Müftüsü
olmuştur, 1882 yılında ise yeni kurulan Bosna-Hersek İslam Birliği'nin ilk reis-ül ülema görevine
getirilmiştir. Bkz: https://akos.ba/godisnjica-osnivanja-funkcije-reis-ul-uleme-mustafa-hilmi-ef-
omerovic-prvi-reis/ (15.12.2017. 14:49)
567

http://www.islamskazajednica.ba/index.php?option=com_content&view=article&id=50&Itemid=78
(15.12.2017. 14:37)
568

http://www.islamskazajednica.ba/index.php?option=com_content&view=article&id=50&Itemid=78
15.12.2017. (15:04)
131

Sulejman Kemura (1957 ve 1975 yıllar arasında), Naim Hadžiabdić (1975 ve 1987
yıllar arsaında), Husein Mujić (1987 ve 1989 yıllar arasında) ve Jakub Selimoski (1989
ve 1993 seneler arasında) Reis-ül Ulema görevini üstlenmişler. Bağımsız Bosna-
Hersek devleti döneminde, ilk Reis-ül Ulema olan Mustafa Ceric bu görevde 1993
yılından itibaren 2012 senesine kadar kalmıştır. Günümüzde Reis-ül Ulema
mevkisinde, 2012 yılından beri bu pozisyonda olan eski Tuzla Müftüsü Husein
Kavazović bulunmaktadır.569

5.3. İşgale Karşı Tepkilerden Biri Olarak Boşnakların Göç Hareketi

XIX. yüzyıldaki Balkanlar'da göçler, çoğu durumda siyasi olaylardan


kaynaklanmaktaydı. Balkanların etnografik yapısı söz konusu olduğunda, büyük göç
ve tektonik değişimlere yol açan süreçlerden biri ise, Osmanlı devletinin zayıflaması,
Balkanlar'daki toprak kaybı ve bölgedeki ulusal devletlerin ortaya çıkmasıdır. Rusların
desteğini alan Ortodoks nüfus büyüyen milliyetçilik akımı ve ulus-devlet prensibiyle
yönetmekteydi.570 Gelecek olan ve bu şekilde planlanan ulusal devletlerde kültürel,
dinsel ve dilbilimsel açıdan farklı şahsiyetler için yer bulunmamaktaydı.

19. yüzyıldaki Balkan nüfusunun göçü, Osmanlı devletinin kaybettiği


topraklardan Müslümanların göçünü de ifade etmektedir. Bu zulüm süreci,
Avrupa'daki mevcut olan uygulama ile uyumluydu. 1878 yılındaki Berlin Kongres'ine
kadar, Hristiyan bir devlet içinde Müslüman bir azınlığa tolerans gösterilmemekteydi.
Böylece, 1854 ve 1856 yıllar arasındaki Kırım Savaşı sırası ve tamamlanmasından
sonraki dönemde Tatarların Kırım'dan göçü başlamıştır. Ayrıca, 1860'lar Çerkezlerin
Kafkas sahalarda zulüm ve göçler tarih sayfalarına girmiştir. 1864 yılına kadar bu
bölgedeki Çerkezlerin direnişi kırılmıştır ve Rus Büyük Prensi Mihailo aynı yılın
Nisan ayında bir ültimatom sunmuştur. Çerkezlerin iki seçeneği vardı; bir ay içinde

569
Bosna-Hersek İslam Birliği Başkanları (reis-ül ulema) listesi, bkz:
https://hamdocamo.wordpress.com/2017/10/08/ulema-bosne-i-hercegovine-1878-1941/ (15.12.2017.
15:03)
570
Safet Bandžović, ''Demografska deosmanizacija Balkana i kretanje bosanskohercegovačkih
muhadžira (1878-1914)'', Međunarodna konferencija Bosna i Hercegovina u okviru Austrougarske
1878-1914., 30. i 31. mart 2009, editor: Zihad Šehić Filozofski fakultet Univerziteta u Sarajevu,
Sarajevo 2011, s. 209.
132

Osmanlı İmparatorluğu topraklarına göç etmeleri veya savaş esirleri statüsüne


düşmeleri. Bu Kafkas halkının büyük çoğunluğu Anadolu topraklarına (ve birçok
durumda Balkanlar'a da) göç etmeyi seçmiştir, bu nedenle Kafkasya bölgesinden göç
eden Çerkezlerin sayısı 430.000 civarında olduğunu düşünülmektedir.

19. yüzyılın büyük göç dalgası nüfüs yapısı önemli ölçüde değişen Bosna-
Hersek’i de etkilemiştir. 1851/1852 yıllara ait olan Osmanlı devletinin nüfus sayımı,
Bosna-Hersek'te yaklaşık bir milyon kişinin yaşadığı bir istatistiğiyle sonuçlanmıştır.
Bunlardan 400.000 Ortodoks, 328.000 Müslüman, 178.000 Katolik, diğerler ise
yaklaşık 10.000 nüfusa sahipti. Nüfus sayımın istatistiğe dayanarak, Bosna vilayetin
nüfusunun ağırlıklı olarak köyde yaşadığı sonucuna varılmıştır. Nüfusun beşte üçü
köylü çiftçi, çoğunlukla Müslüman olan serbest köylülerin sayı ise beşte ikiyi
geçmemekteydi.571 Tarımsal nüfusun toplumsal yapısında en çok sayıda köylüler,
sonra da serbest köylüler ve arazi sahiplerdi.572 Öte yandan, 1870 yılındaki Bosna
araştırmaları sırasında yazılan Ahmet Cevdet Paşa'nın raporuna göre, Bosna'da
534.000 Ortodoks ve 209.000 Katolik yaşadığı sonucuna varılmıştır.573 1880 yılındaki
Avusturya-Macaristan devletinin istatistiklere göre (Bosna-Hersek Yerleşim ve Nüfus
İstatistiği; Alm. Ortschafts und Bevölkerung-Statistik von Bosnien und der
Hercegovina. Sarajevo; Boş. 1880. godina-Statistika miesta i pučanstva Bosne i
Hercegovine. Sarajevo 1880.), Bosna-Hersek 1.158.164 nüfusa sahip olduklarını tespit
edilmiştir; Bunlardan 1.023.005 köylerde, 125.159 ise kentlerde yaşamaktaydı.574
Ayrıca, 19. yüzyılın son çeyreğinde yeni yönetimin gelmesiyle birlikte, etnik ve dini
anlamında Bosna'da değişiklikler yaşanmıştır. Avusturya-Macaristan hükümeti kırk
yıllık Bosna-Hersek yönetimi döneminde 1879, 1885, 1895 ve 1910 yıllarında toplam
dört nüfus sayımı gerçekleşmiştir. 1879-1910 yıllar arasındaki döneminde Bosna-
Hersek'teki nüfus 1.158.164'ten 1.808.044575, yükselerek 739.880 kişinin veya yılda
%2,06, toplam %63,88'lik bir artış söz konusuydu. Nüfus yoğunluğu kişi başına

571
M. Imamović, Historija..., s. 223.
572
M. Imamović, Historija..., s. 225
573
Kemal Karpat, Osmanlı'dan Günümüze Etnik Yapılanma ve Göçler, Timaş, İstanbul 2010, s. 267.
574
Željka Poloni, Česi u Sarajevu 1878-1918, Katedra historie Filozoficke fakulty Univerzity
Palackeho, Olomuc 2009, s. 57.; Josif Holeček, Босния и Херцеговина эа время окупацйи, V. Rihter,
Moskova 1902, s. 13-16.
575
Diğer istatistkiğe göre 1910 yılında Bosna-Hersek'in nüfüsü 1.898.044 idi. Bkz: Ž. Poloni, a.g.e, s.
51.
133

kilometrekareye 22'den 37'ye çıkmıştır. Bu dönemde nüfus yoğunluğu konusunda


artmış olsa da, Bosna-Hersek Avrupa'nın en az nüfuslu bölgeler arasında kalmıştır.

Avusturya-Macaristan devletinin 1879 yılındaki ilk nüfus sayımına göre,


Ortodoks nüfusu 496.485 veya toplam nüfusundan %42,88, Müslüman nüfusu 448.613
veya toplam nüfusundan %38,73, Katolik nüfusu 209.391 veya toplam nüfusundan
%18,08, Yahudi nüfusu 3426 veya toplam nüfusundan %0,29 iken 1910 yılındaki
Avusturya-Macaristan'ın son nüfus sayımına göre, Bosna-Hersek'te 825.418 veya
%43,49 Ortodoks, 612.137 veya %32,25 Müslüman, 434.061 veya %22,87 Katolik, 11
868 ya da %0,62 Yahudi, diğerleri ise 14.560 veya %0,77 bulunmaktaydı. Yukardaki
verilen istastiğine dayanarak, otuz yıllık dönemde Ortodoks nüfusun oranı %0,61,
Katolik %4,79 yükseldiğini ve de Müslümanın %6,48 azaldığını sonucuna varabiliriz
ve bu da Boşnakların göçünün doğrudan bir sonucu olduğunu söylemek mümkündür.
1879-1910 yıllar arasındaki döneminde nüfusun doğal artışı Ortodokslarda %66,
Müslümanlarda %36, Katoliklerde ise %107 oranında artmaktaydı.

Bosna-Hersek'teki Avusturya-Macaristan hükümetinin ilk ve son nüfus


sayımının karşılaştırması ve toplumun demografik değişmelerinin endeksleri.576

Nüfus sayımının Müslümanlar Ortodosklar Katolikler Diğerler Toplam


senesi (Boşnaklar)
1879 448.613 496.485 209.391 3675 1.158.164
1910 612.137 825.418 434.061 26.428 1.898.044
Doğal nüfüs 163.524 veya 328.933 224.670 22.573 793.880
artışı 36% veya 66% veya veya veya
107% 160% 63,88%

1879-1910 döneminde Saraybosna'daki Katolik nüfusun artmasına bir


örnek.577 10 Ekim 1910 yılında Bosna-Hersek'teki nüfus sayımının sonuçları. 1912

576
Azem Kožar, “Austro-Ugarska kolonizacija granice na Drini“, Međunarodna konferencija Bosna i
Hercegovina u okviru Austro-Ugarske 1878-1918., 30. i 31. mart 2009, editör: Zijad Šehić, Filozofski
Fakultet, Saraybosna 2011, s. 268.
577
Ž. Poloni, a.g.e., s. 39.
134

senesinde Saraybosna'daki Ulusal Hükümetinin İstatistik Departmanı tarafından


hazırlanan istatistikler.

Halk (din) 1879 1885 1889 1910 Artış %


Müslümanlar 14.848 15.787 17.158 18.603 3755 25
Ortodokslar 3747 4431 5858 8450 4703 126
Katolikler 698 3326 10.672 17.922 17.224 2468
Yahudiler (Sefardlar) 2077 2618 3159 4985 2908 140
Yahudiler (Diğer) - - 899 1412 - -
Evangelistler - - 377 547 - --
Diğerler 7 106 - - - -
Toplam 21.377 26.268 30.083 51.919 30.524 143

Avusturya-Macaristan Monarşisi ve Bosna-Hersek nüfusunun 1910 yılındaki yapısı.578

Millet Bosna-Hersek Avusturya-Macaristan


Almanlar 22.968 12.010.669
Macarlar 6443 10.067.992
Çekler ve Slovaklar 7527 8.475.292
Lehler 10.975 5.019.496
Ukranyalılar 7431 3.998.872
Slovenyalılar 3108 1.349.222
Hırvatlar 390.009 2.900.945
Müslümanlar (Boşnaklar) 612.137 612.137
Sırplar 820.418 2.032.449
Romenler 608 3.224.755
İtaliyanlar 2462 804.271
Diğer 13.958 860.365
Toplam 1.898.044 51.356.465

578
Ž. Poloni, a.g.e., s. 51.; Jovan Cvijić, Aneksija Bosne i Hercegovine i Srpski problem, državna
štamparija Kraljevine Srbije, Belgrad 1908, s. 34.
135

Böyle istastiksel verilerin nedeni, yeni yönetiminin Ortodoks nüfusun daha


büyük göçünü etkilememesi gerçeğidir; Tam aksine, Bosna'daki diğer iki din grup için
bunlar geçerli değildir. Katolik sayısının artması, Alman, Macar, Çek, Slovak ve Hrvat
Katolik (ve de Evangelist) nüfusunun Bosna'ya göç etmesinin bir sonucudur.579 Bu
durumun aksine, Bosna-Hersek'teki Müslüman Boşnak nüfusunun sayısı, Anadolu'nun
yanı sıra Osmanlı İmparatorluğu'nun kalan Balkan topraklarına (Kosova, Arnavutluk,
Sırbıstan, Rumeli-Makedonya) göç ettiklerinden dolayı önemli ölçüde azalmıştır.580
Göç ve nüfus uzmanı Justin McCarthy'nın araştırmasına dayanarak, 19. yüzyılda
Bosna-Hersek'te yaşayan Boşnak-Müslümanların toplam nüfusundan %50'si veya
870.128 kişilik nüfus söz konusuydu. Aynı zamanda Katoliklerin sayısı 220.353 iken,
Ortodoks sayısı ise 636.208 idi.581 Bosna-Hersek'teki Katolik nüfusunun anı ve çok
hızlı bir şekilde artişi üzerinde Sırp kaynaklarda da bulunmaktadır. Sırp akademik ve
tarihçi Jovan Cvijić, Avusturya-Macaristan'ın döneminde Katoliklerin sayısının hızla
arttığını belirtmiştir. Böylece, 1879 yılında Katoliklerin sayısı %18.08 iken, 1895
yılında %21,31'e yükselmiştir, ayrıca Katoliklerin sayısı artıkça Muslümanların sayısı
düştüğünü kaydetmektedir.582

On sene sürecinde (1885-1895 yıllar arasında) Bosna illerdeki Katolik


nüfusunun sayısı.583

Şehir 1885 yılında 1895 yılında


Sarajevo (Saraybosna) 12,66% 28,02%
Mostar 18,63% 23,33%
Trebinje (Trebinye) 29,05% 37,31%
Bijeljina (Bijelyina) 3,05% 11,55%
Konjic (Konyits) 13,16% 22,48%

1878'deki Avustrurya-Macaristan tarafından Bosna-Hersek'in işgali pek çok


sorunun kaynağı olmuştur. Viyana, İstanbul'dan Bosna'yı din anlamda ayırmanın

579
Kolonistlerin göçüyle ilgili detaylı bkz: Ž. Poloni, a.g.e., s. 62-66.
580
M. Imamović, Historija..., s. 224.
581
K. Karpat, Osmanlı'dan günümüze, s. 267.
582
J. Cvijić, a.g.e., s. 31.
583
J. Cvijić, a.g.e., s. 31-32.
136

Müslümanların Boşnak sorunu çözeceğini ve böylece Boşnakları kendi tarafına çekip


Porta'nın etkisini daha çok azaltacağını düşünse de neticede böyle bir şey
yaşanmamıştır. 1881'den olan Askeri Kanunu (Alm. Wehrgesetz) durumu karmaşık
hale getirmiştir. Bunlar, Avustra-Macaristan hükümetinin hamleleri Boşnakların
vatanın terk etmeye yöneltmiştir. Viyana hükümeti, hareketin psikolojik nedenleri,
dini fanatizminden, Hristiyan otoriteye karşı antipatinden oluşturduğu ve Türkiye için
özlemi resmi sebepleri olarak açıklamaktaydı. Bu sebepler dışında, Boşnakların
bulundukları yoksulluk ve zor sosyal durumu da gözden kaçırmamak gerekmektedir.

İşgaliden sonraki Boşnakların göç etmesi 1878'de başlayıp 1912 yılına kadar
birçok büyük göç dalgası ile sürmüştür. 1878 yazındaki olaylardan sonra, bazı saygın
Boşnak-Müslümanlar tarafından toplu göçü ve Bosna'nın terk edilmesiyle ilgili Bab-ı
Âli'ye dilekçe gönderilmiştir. Bu nedenle sultan Abdülhamit konuyla ilgili detaylı bir
şekilde problemi işlemi Konseye talimatını vermiştir.584 Boşnakların göçü büyük ve
tek bir göç dalgası ile gerçekleşmemiştir. İlk göç dalgasında verimsiz topraklarda, uzak
kırsal bölgelerde yaşayanlar yanı sıra topraksız kalan Boşnaklar göç etmişler.585
İşgalinden sonraki ilk ayda göç edenlerin sayısı fazla değildi ve o dönemdeki göç
edenler kademli Osmanlı memurları ve saygın, önde gelen Boşnaklar olmuştur. Fakat,
bir yıl sonra 1881 yılına kadar göç büyük ölçüde gerçekleştirildi ve çok sayıda Boşnak
nüfusu göç etmiş olmuştur. Göç hareket Sancak, sonra da Kosova, Makedonya,
Arnavutluk, Epir üzerinde Yanya'ya ve çeşitli Anadolu yerlerine kadar söz konusu
olmuştur. 4 Ekim 1878'de İngiliz konsolosunun hükümetine yazılan raporuna göre,
Bosnalı muhacirlerin geniş koloniler hakkında bilgi vermiştir. Konsolusun yazdığı
raporda, yaklaşık 50.000 mültecinin İstanbul'a doğru hareket ettiğini belirtmiştir. 1879
yılının başlarında Makedonya'da Bosna-Hersek'ten ve Bulgaristan'dan gelen 50.000 ve
60.000 arasında muhacir ailesi olduğunu düşünülmekteydi. Roman yerleşiminin
arkasındaki Üsküp şehrinin çevresinde Boşnak mahalleleri kurulmuştur. Üsküp
ovasında, Sinđelić, Kadino Selo, Mađarima, Ognjanac semtlerinde Bosnalı
muhacirlerin büyük yerleşimler inşa edilmiştir. Üsküp vadisinde Boşnaklar, Mrševac,
Džidimirci, Vetersko, Katlanovo ve Deljadrovce köylerinde yerleştirilmişler.586

584
K. Karpat, Osmanlı'dan günümüze, s. 266.
585
K, Karpat, Osmanlı'dan günümüze, s. 267.
586
S. Bandžović, a.g.e., s. 225.
137

Osmanlı İmparatorluğunun Balkan topraklarına yerleşmenin yanı sıra yerleştirme


Andadolu'da da gerçekleştirildi.587 İstanbulda'ki 1880'li ve 1890'li yıılarda yapılan
istatistiklere göre, Bosna'dan gelen Boşnak muhacirler İstanbula'a geldikten sonra
Bursa, Aydın, Trabzon ve Biga gibi çeşitli Anadolu kentlerine devredilmiştir. Hersekli
Boşnakların küçük bir kısmı Şam, Kudüs, Hayfa gibi Arap illerde ikamet edilmiştir.
Bunun dışında, pek çok Boşnak Kosova'nın Ferizaj ve Mitrovica bölgesinde
yerleşmiştir. Balkan'daki Osmanlı vilayetlerine yerleşmenin yanı sıra, bazı Boşnak,
çoğunlukla Stolac, Livanj, Travnik, Mostar ve Trebinje böglelerinden gelen aileler
Arnavutluk'a, İşkodra'ya göç etmişlerdir.588

Avusturya-Macaristan ve Osmanlı yetkililier tarafından herhangi bir istatistik


yapılmaması nedeniyle toplam göçmen sayısı 1878 ve 1883 yıllar arasındaki dönemde
bilinmemektedir. İlk genel istatistikler Avusturya-Macaristan hükümeti tarafından
1883 yılından itibaren yapılmaktadır. Avusturya-Macaristan hükümetine göre, beş
yıllık dönemde göç edenlerin sayısı yaklaşık 8000 kişiydi.589 1881'de Bosna-Hersek'te
Vıyana (ve Budapeşte) tarafından askeri kanunu getirerek Boşnak göçmen sayısı
önemli ölçüde artmıştır. Askeri Kanun Boşnaklarda göç etmelerin ani ilginin sebebi
olmuştur ve birçok Bosnalı Müslüman göç için izin istemiştir lakin Avusturya-
Macaristan devleti göç dalgasının büyük olduğunu düşünerek 15 yaş üstü savaş
yeteneklerinden dolayı göçünü yasaklanmıştır.590 Toplu göçü ve çok sayıda göç
edildikten sonra, Bosna-Hersek İslam Birliği’nin Reis-ül ülema Hadžiomerović 1884
yılında Vatan gazetesinde Boşnakların göç etmesine karşı bir dizi makale
yayımlanmıştır. Hadžiomerović liderliğindeki dini yetkilileri, Peygamberin sünnetten
gelen vatanında kalması gerektiğini ve müslümanların yükümlüğü olarak görülen
devletinin savunmak olduğunu belirtilmiştir.591 Ancak 1908'deki ilhaktan sonraki
dönemi de Bosnalı müslümanların göçüyle işaretlenmiştir. 1909 ve 1911 yıllar
arasındaki döneminde 30.341 Müslüman göç etmiştir ve en büyük göç 1910 yılında
17.044 kişinin göçüyle gerçekleştirildi; bunların çoğu Bosanska Gradiška (1685 kişi),

587
Çoğrafi anlamında Bosna'ya benzeyen bazı Anadolu bölgelere yerleşmişlerdi. Bkz: Mehmet
Yılmazata, a.g.e., s. 92.
588
K. Karpat, Osmanlı'dan günümüze, s. 268.
589
M. Imamović, Historija, s. 367.
590
Azem Kožar, a.g.e., s. 270.
591
K. Karpat, Osmanlı'dan günümüze, s. 272.
138

Prnjavor (1838 kişi), Bihać (1322 kişi), Cazin (4093 kişi), Ključ (1180 kişi) illerden;
Fojnica, Rogatica, Kladanj, Prozor, Varcar Vakuf, Zenica, Ljubinje ve Stolac iler söz
konusu ise daha az göç edenler olmuştur.592

Göç etmeye karar veren Boşnakların topraklarına Avusturya-Macaristan,


devletin çeşitli yerlerinden kolonistleri yerleştirmiştir. Kolonistlerin yerleşmesinin
sebepleri ise durumun istikrarı kazanması ve devlet için istikrarsız Bosnalı
Müslülümanların yerine Alman, Macar ve diğer devlete sadık olan Monarşi
milletlerinin yerleşmesi gerçekleştirmekteydi.593 Avusturya-Macaristan devleti,
Boşnak Müslümanların göç etmesi ve politikalarının temel amaçlarının peşinde olması
sebebiyle yetkilileri, askerleri, ekonomi faaliyetleri artırma uzmanları ve kolonistleri
Bosna-Hersek'e yerleştirerek bu bölgeyi sömürgeleştirmeye çalışmıştır.594
Kolonistlerin sayısı yaklaşık 30.000 kişi olduğunu düşünülmektedir595, lakin bu sayı
muhtemelen daha çok yüksek olduğuna inanılıyor.

Bosna-Hersek'in işgalinden hemen sonrasında, monarşinin her yerinden


nüfusunun göç edilmesi bu bölgeye başlamıştır. En çok kolonistlerin sayısı 1890'dan
1905 yıllar arasındaki döneminde yerleşmiştir.596 Nüfus sayımına göre, 1910'daki
kolonistlerin sayısı 114.591 kişi veya Bosna-Hersek'in toplam nüfusunun %6,04'ü.597
Böylece Doğu Bosna, Kuzey Bosna, Krajina ve Posavina bölgelerine Çek, Slovakya,
Polonya ve Macaristan'dan gelen çok sayıda kolonist yerleştirilmişti.598 Ayrica yeni
gelen kolonistler arasında Hırvatistan bölgelerinden Hırvat kolonistler de mevcuttur.
Bosna’ya monarşinin diğer bölgelerden nüfusunun akını 1908 yılındaki ilhakı zamanı
sırasında kaydedilmiştir. Bu göç dalgası, 1914 yılına yahut Birinci Dünya Savaşı’nın
başlangıcına kadar sürmekteydi. Böylece on binlerce Avrupa kolonist yahut çok

592
A. Kožar, a.g.e., s. 269.
593
A. Kožar, a.g.e., s. 272.
594
A. Kožar, a.g.e., s. 267-268.
595
Ž. Poloni, a.g.e., s. 55.
596
A. Kožar, a.g.e., s. 273.
597
A. Kožar, a.g.e., s. 270.
598
Drina bölgesine Kolonistlerin yerleşmesinin sebebi Sırbistan ve Karadağ'ın etkisi azaltmasından
kaynaklanıyordu. Bkz: A. Kožar, a.g.e., s. 275.; Öte yandan Belgrad buna sıcak bakmıyordu ve
Viyana'nın antisırp bir hareket olarak algılamaktaydı. Bkz: Stijn Vervaet, “Some historians from former
Yugoslavia on the Austro-Hungarian period in Bosnia and Herzegovina (1878-1918) A Reality of
Imperialism versus the Golden Years of the Double Eagle?“, Kakanien, Gent 2004, s. 2.
htttp://www.kakanien.ac.at/beitr/fallstudie/SVervaet1.pdf
139

sayıda Alman (22.968 kişi)599, Leh (10.975 kişi), Çek (7095 kişi)600, Ukraynalı (7431
kişi), Macar (6 443 kişi) yerleşmiştir.601 Birçok gelen göçmen, Bosna’nın hem askeri
hem de kültürel ve de kamu alanında önemli yer almaktaydılar.

Öbür tarafta, göçle ilgili Bosna-Hersek'teki Avusturya-Macaristan resmi


dairelerinden elde edilen verilere dayanarak, 61.114 kişi Bosna'dan göç etmiştir.
Avusturya-Macaristan verilen resmi sayıları oldukça az görünmektedir ve bununla
birlikte bazı araştırmacılara göre 200.000 kişinin olduğunu göstermiştir. Ancak bu
sayının da fazla olduğu söyleyebiliriz. Enver Imamović'e göre toplam muhacir sayısı
yaklaşık 150.000 idi. Tarihçi Azem Kožar'ın da aralarında bulunduğu birçok tarihçinin
görüşüne göre, müslüman muhacirlerin sayısı yaklaşık 140 000 idi.602 İstanbul
komisyonu, 1900 ve 1905 yılları arasında Bosna-Hersek'ten muhacirlerin gelen sayısı
yaklaşık 70.000 kişi olduğunu kaydetmiştir. Benjamin Kallay'ın araştırmasına
dayanarak, 1882 ve 1903 yıllar arasında 6.692 kişi Bosna'dan göç etmiştir.603 Željka
Poloni'nin tahminlerine göre sadece 1883 yılında 8.000 Boşnak göç etmiştir.604
Kemalu Karpat'a göre 1882 ve 1883 yıllar arasında 10.000 ila 12.000 kişi ve 1900
senesinde 20.000 kişiye denk gelen yaklaşık 4.000 Boşnak ailesi göç etmeye karar
vermiştir.605 Bazı aileler geri dönmüştür ancak geri dönen ailelerin sayısı giden
ailelerin sayısı ile kıyastlamaz. 1908 yılında Bosna-Hersek'e geri dönen kişinin sayısı
117, bir sene sonra 1909 yılında 133 kişi, 1910 yılında ise 1943 kişi olduğunu tespit
edilmiştir.606

599
Alman Kolonistlerinin toplam sayısından 6495 kişi veya %26'sı Saraybosna'ya yerleşmiştir.
Bunlardan 6342 kişi Evangelist idi. Saraybosna dışında Alman kolonistleri Banja Luka, Bijeljina ve
Teslić şehrine yerleşmişlerdi. Bkz: Carl Bethe, “Deutsche „Kolonisten“ in Bosnien (1878-1914),
Vorstellungswelten, ideologie, und soziale praxis in quellen der Evangelischen kirche“, Međunarodna
konferencija Bosna i Hercegovina u okviru Austro-Ugarske 1878-1918 Zbornik radova, Sarajevo, s.
236.
600
Merima Jašarević, Česi u Bosni i Hercegovini 1945-1992., Univerzita Palackeho v Olomouci,
Filozoficka fakulta katedra historie, Olomouc 2012, s. 13-14.
601
1910. yılında yapılan Avusturya-Macaristan en son nüfüs sayımından istatistiği.
602
A. Kožar, a.g.e., s. 269.
603
K Karpat, Osmanlı'dan günümüze, s. 268.
604
Ž. Poloni, a.g.e., s. 56.
605
K. Karpat, Osmanlı'dan günümüze, s. 268.
606
S. Bandžović, a.g.e., s. 229.
140

Tablo 1: 13 mart 1899 ve 12 mart 1900 tarihleri arasındaki süre boyunca İstanbul'a
gelen göçmenlerin sayısı ve bu dönemde yerleşen göçmen sayısı listesi
belirtmektedir.607

Gelen aile Gelen kişi Nereden Yerleşen kişi İskan yeri


sayısı sayısı geldiğini sayısı
1920 9716 Bulgaristan 1798 İzmir Sancağı
13 64 Bulgaristan 94 Çatalca
Yahudileri
251 11314 Doğu Rumeli 27 Biga
261 1365 Bosna 161 Aydın (İzmir
Vilayeti)
1411 6539 Romanya 8840 Ankara
Vilayeti
15 77 Romanyalı 170 Konya
Kozaklar
1 7 Romanya 38 Trabzon
Yahudileri
428 2128 Rusya 114 Kastamonu
35 124 Teselya 60 Adana
6 30 Karadağ 19 Suriye
Toplam: Toplam: Toplam:
4341 21.184 11.021

607
K. Karpat, Osmanlı'dan günümüze, s. 275.
141

Tablo 2: 1881 senesinde İstanbul'a gelen göçmen sayısı listesi.608

Gelen aile Gelen kişi sayısı Nereden Yerleşen İskan yeri


sayısı geldiğini kişi sayısı
466 2 201 Doğu Rumeli 10 419 Hüdvendigar
(Bursa)
1 736 8 454 Bulgaristan 244 Karesi
(Balıkesir)
226 961 Bosna 37 Trabzon
33 181 Tırhala 1 128 Aydın (İzmir)
(Yunanistan)
346 1 880 Romanya 4 Adana
61 213 Batum 6 Kastamonu
2 15 Kafkaslar 316 Konza
Toplam: 2 864 Toplam: 13.725 Toplam:
12.154

608
K. Karpat, Osmanlı'dan günümüze, s. 276.
142

Tablo 3: 13 Mart ve 12 Mart 1886-1887 yıllar arasında İstanbul'a gelen göçmen


sayısı.609

Gelen aile Gelen kişi Nereden Yerleşen kişi İskan yeri


sayısı sayısı geldiğini sayısı
1 897 8 972 Bulgaristan 9 112 Hüdvendigar
(Bursa)
623 2 743 Doğu 970 Karesi
Rumeli (Balıkesir)
120 830 Romanya 91 Trabzon
103 553 Bosna 1 459 Aydın (İzmir)
39 170 Tırhala 219 Adana
23 102 Batum 12 Kastamonu
2 12 Kafkaslar 57 -
Toplam: 2 807 Toplam: 13.365 Toplam: 11.920

Tablo 4: 13 Mart 1905ve 12 Mart 1906 yıllar arasında İstanbul'a gelen göçmen
sayısı.610

Gelen aile Gelen kişi Nereden Yerleşen kişi İskan yeri


sayısı sayısı geldiğini sayısı
1 492 6890 Bulgaristan 994 İzmit
190 853 Doğu Rumeli - -
46 273 Bosna 434 Aydın
(İzmir)
44 206 Rusya 336 Adana
1 059 5685 Kafkaslar 126 Edirne
50 305 Romanya 2591 Konya
Toplam: 2 889 Toplam: Toplam:
14.247 14.247

609
K. Karpat, Osmanlı'dan günümüze, s. 276.
610
K. Karpat, Osmanlı'dan günümüze, s. 276.
143

Tablo 5: 13 Mart1906 ve 12 Mart 1907 yıllar arasında İstanbul'a gelen göçmen


sayısı.611

Gelen aile Gelen kişi Nereden Yerleşen kişi İskan yeri


sayısı sayısı geldiğini sayısı
1 910 9312 Bulgaristan 6634 Hüdvendigar
(Bursa)
159 775 Doğu Rumeli 775 İzmit
55 347 Bosna 187 Çatalca (Biga)
175 727 Rusya 145 Aydın (İzmir)
53 318 Romanya 1327 Ankara-Konya

Tablo 6: Aylık ve haftalık olarak gelen ve yerleşim yerine gönderilen göçmen


sayıları.612

Tarih Toplam gelen Bosna-Hersek'ten gelen


Mart 1889 603 28
Nisan 1899 637 79
Mayıs 1899 943 122
Haziran 1899 1110 20
Aralık 1905 571 58
Ekim 1906 2394 65
Kasım 1906 1214 7
Aralık 1906 633 5
Ocak 1907 1116 50
Haziran 1907 1457 87
Ekim 1907 2647 64
Ocak 1908 531 2
Nisan 1908 7527 27
Mayıs 1908 1233 54

611
K. Karpat, Osmanlı'dan günümüze, s. 277.
612
K. Karpat, Osmanlı'dan günümüze, s. 277.
144

SONUÇ

Bosna nehri ve de Saraybosna-Zenica-Visoko vadisi Bosna devletinin


jeopolitik merkezidir. Bosna, uzun tarihi boyunca çeşitli önemli aşamalardan geçmiş
ve birkaç farklı sistemle yönetilmiştir. Ortaçağ'daki Banlıktan, sonra Krallıkla
yönetilmiş, sonra da 415 yıl süren Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilk önce sancak
sonra eyalet olmuş, ardından 40 senelik Avusturya-Macaristan Monarşisi tarafından
yönetilmiş ve çağdaş ve bağımsız Bosna Hersek devleti olana kadar Sırp-Hırvat-
Sloven Krallığı, Yugoslavya Krallığı, Yugoslav Sosyalist Federal Cumhuriyeti
tarafından idare edilmiştir. Siyasi ve hukuksal anlamda Bosna'nın adı ilk defa 10. asrın
ortasında, Bizans İmparatoru ve tarihçisi Konstantin Porfirogenet'in yazılarında
belirtilmektedir. Porfirogenet, Bosna nehrin üst akışında Bosna adlı küçük bir toprağa
sahip olan devleti açıklamaktadır.

Bilinen ve bahsedilen ilk Bosna hükümdarı, Bizans kaynaklarına dayanılarak


Bosna'yı bağımsız bir şekilde yöneten Ban Borić idi. Ortaçağda Bosna devletini 14.
yüzyılın ikinci yarısında kadar Banlar yönetmiştir ve 14. yüzyılda Ban Tvrtko,
Mileševa manastırında Bosna Kralı olarak taçlandırılmıştır. 14. asrın ikinci yarısından
itibaren, 15. asrın ikinci yarısının başlangıcına kadar tarihi eserlerde Bosna, krallık
olarak geçmektedir. Osmanlı İmparatorluğunun doğudan hızla nüfuz etmesiyle
birlikle, Bosna bu Türk İmparatorluğunun etkisi altına girmiştir. İstanbul'un fethinden
on yıl sonra Fatih Sultan Mehmet, 1878 yılına kadar Osmanlı devletinin sınırlar içinde
kalmış Bosna'yı fethetmiştir ve 415 yıllık Osmanlı İmparatorluğu döneminde Bosna,
bu İmparatoluğa birçok devlet adamı ve din yetkilileri kazandırmış önemli Rumeli
topraklarındandı. 17. yüzyılın son döneminde gerçekleşen Karlofça Anlaşmasından
sonra Osmanlı devletinin batı sınırı olan Bosna başta Avusturya olmak üzere çeşitli
imparatorlukların orduları tarafından saldırı altına girmiş ve işgal edilmiştir.

Karlofça ve Küçük Kaynarca anlaşmalardan sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun


zayıflaması, iç ve dış etkenlerin yol açtığı birçok sorunun sonucudur. 'Hasta Adam'
olarak görülen Osmanlı'nın artık sonunun geldiğini düşünen Avrupa devletleri,
Osmanlı topraklarına göz dikmişlerdi. Bir başka deyişle, Avrupa güçlerinin
hedeflerinden biri, Balkanlardaki Osmanlı topraklarını ele geçirmekti. Avusturya,
145

Balkanlar'daki Osmanlı topraklarına sahip olmak isteyen devletlerden birisiydi. Bu


Orta Avrupa devletinin Bosna-Hersek topraklarını ele geçirme çabaları bizi 17. yüzyıla
götürür. Bu asrın sonlarında, Avusturya ordusu Generali Eugen Savoy birlikleriyle
beraber Bosna'ya girmiş ve birkaç günlük kuşatmanın sonrasında Saraybosna'ya kadar
gelmiştir ve şehri ateşe vermiştir. Sonraki yüzyılda ise, Avusturya devletinin Bosna'yı
ele geçirme girişimleri devam etmektedir. Bu asırda Avusturya-Bosna ilişkilerinin en
önemli olayı ise, çoğunukla Boşnaklardan oluşan Osmanlı ordusunun Avusturyalıları
durdurmayı başardığı 1737 yılındaki Banja Luka muharebesiydi. 19. yüzyılın
ortalarında Avusturya, Batı Balkanlar bölgesi sorununun çözümü olarak Bosna'yı işgal
etmeyi düşünmekteydi. 1857 yılındaki Mareşal Radetzi ve Amiral Tesethof'un
raporları bu fikri destekler niteliktedir. Raporlar, Bosna işgalinin Dalmaçya
hinterlantının korunmasında önem taşıdığını göstermektedir. Sırp milliyetçiliğinin
artması ve Batı Balkanlar’da önemli bir Slav unsuru olacak olan büyük Sırp devletinin
kurulması hedefleri gibi planlar Avusturya-Macaristan devletini oldukça rahatsız
etmiştir. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun güney ve doğu sınırlarındaki güçlü
ve büyük Slav devleti, doğrudan bir tehdit oluşturmuş ve monarşinin kendi içindeki
Slav unsuru üzerinde büyük bir etki yaratmıştır. Bundan dolayı Avusturya-Macaristan
devleti, Sırbistan ve Karadağ’ın Bosna’yı kendi topraklarında istemeleri üzerine
Bosna’nın işgal edilmesini önlemeye çalışmıştır.

Bosna, 19. yüzyıl boyunca çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Bu


dönemde Bosna tarihinin parçası olan önce sosyo-ekonomik sıkıntılar ve farklı
ayaklanmalara baş etmek zorunda kalmıştır. Yeniçeri ve sipahi ocaklarının
kaldırılması ve ayanların ve de kapudanların nüfus ve gücünün azaltılması birlikte 19.
asrın yirmili, otuzlu ve kırklı yıllarında Bosnalı Müslümanlar bazı ayaklanmalar
çıkarmışlardır. Öte yandan, Katolik ve Ortodoks nüfusu, Sırp ve Hırvat
milliyetçiliğinin etkisi altına girerek birtakım ayaklanmalar yoluyla
memnuniyetsizliklerini göstermişlerdir. En büyük ve en kapsamlı ayaklanma şüphesiz
Bosna'nın işgaliyle sonuçlanan 1875 yılındaki Hersek ayaklanmasıydı. Bosna sorunu,
Avrupalı devletler açısından 1878 yazında Berlin Kongresi'nde çözülmüştür. Berlin
Anlaşmasının 25. maddesi uyarınca Avusturya-Macaristan, Bosna'yı işgal etme
146

hakkına sahip olmuştur. Büyük Avrupa devletleri ise Bosna'nın Avusturya-Macaristan


monarşisine teslim edilmesine göz yummuşlardır.

Her ne kadar Osmanlı devleti Bosna'nın işgaline açıkça karşı çıksa da, tüm
kongreye katılan ülkeleri bu karara olumlu bakmışlardır. Viyana, birkaç Husan süvari
birliği ve askeri bir marş çalarak neşeli ve yavaş adımlarla Bosna'ya girip Bosna-
Hersek kalelerinde siyah-sarı bayrağını dalgalandıracak güçteki bir askeri orkestra
ekibiyle bir işgal gerçekleştireceği düşüncesinde kendinden oldukça emindi. Ancak,
tarih farklı bir şekilde vuku buldu. Boşnaklar, Hristiyan ilkelerine dayanan yeni bir
yönetimin gelmesini pek kabul etmek istememekteydiler. Bütün ayrıcalıkların yanı
sıra zengin, büyük ve verimli topraklarının yeni yönetim döneminde
kaybedebileceklerini kabullenemediler. Bosnalılara göre Švabo (Tr. Şvabo) olarak
adlandırılmış olan Avusturyalılar Bosna-Hersek'te pek istenilmez ve iyi
karşılanmazdı.

1878 Temmuz ayının son günlerinde Avusturya-Macaristan ordusu, Bosna


vilayetinin sınırlarını birkaç yerde ihlal edince işgal süreci başlamış oldu. Bosna
topraklarına, Çarlık ordusu General Josip Filipović önderliğinde girilmiş ve General
Stevan Jovanović liderliğindeki ikinci grup da Hersek Sancağı topraklarına girmiştir.
Bu zaman içerisinde Halk Komitesi ve Halk Hükümeti aracılığıyla örgütlenen
Boşnakların direnişi Kuzey Bosna'da pek yoktu. Boşnakların ve bazı yerlerde
Hristiyanların Boşnaklar ile birlikte ilk büyük ve önemli direnişi 2, 3 Ağustos
tarihlerinde Maglaj kasabası ve civarında gerçekleşmiştir. Kısa süre sonra, Varcar
Vakuf, Jajce, Žepče, Tuzla, Brčko, Stolac, Mostar şehirlerinde büyük direniş
görülmüştür. Süphesiz en büyük direniş, Doğu Bosna'dan, Sancak'tan (Yeni Pazar
Sancağı) Boşnaklardan ve de Kosova'dan gelen Arnavutlardan oluşan Boşnak
ordusunun sağ kolu Taşlıca Müftüsü Vehbi Šemsekadić önderliğinde Tuzla'daki
Avusturya-Macaristan ordusunu durdurmayı başarıp karşı saldırıya geçerek Doboj
şehrine çekilmesiyle gerçekleşmiştir. Böyle bir olayın neticesinde, Avusturya-
Macaristan ordusunun başkomutanı General Filipović ek birimler talep etmek zorunda
kalmıştır. Büyük direniş gösterilmesine rağmen, Avusturya-Macaristanın modern ve
donanımlı birlikleri Doboj ve Maglaj’dan başkent Saraybosna’ya ilerlemekteydi.
Kakanj ve Visoko yakınlardaki muharebelerden sonra vilayetin başkenti
147

Saraybosna’nın kuşatılmaması için herhangi bir engel yoktu. Büyük direniş ve


kayıplarla, Avusturya-Macaristan ordusu 19 Ağustos’ta Saraybosna’ya girmeyi ve
şehri işgal etmeyi başarmıştır. Fakat Saraybosna’nın işgali, tüm operasyonların ve
işgal sürecinin sonu anlamına gelmemekteydi. Hersek’te, Doğu Bosna’da ve
Krajina’da mücadelelere devam edilmiştir. Eylül’deki işgallerle Avusturya-
Macaristan ordusu, Hersek bölgesini tamemen ele geçirmeyi başarmıştır ve ardından
Bosna ordusunun sağ kanadını yöneten Šemsekadić'in kontrolü altında olan Doğu
Bosna üzerinde ordularını yönlendirmiştir. Mücadeleyi sürdürmenin imkansız
olduğunu görünce Šemsekadić, Yeni Pazar Sancağı topraklarına çekilmiştir ve böylece
Çarlık ordusu Doğu Bosna şehirlerini işgal altına alabilmiştir. Son askeri operasyonlar,
çok sayıda Bosna ordusunun yoğunlaştığı Krajina bölgesinde gerçekleştirilmiştir.
Bahsi geçen bölgede büyük bir direniş olmasına rağmen, modern Avrupa ordusuyla
savaşmak için yeterli güç yoktu. 20 Ekim'de Velika Kladuša'nın alınmasıyla birlikte
Bosna-Hersek'teki işgaller tamamlanmıştır.

Avusturya-Macaristan ordusu Genelkurmay Başkanlığı, Bosna-Hersek


işgalinin bitmesinin ardından, işgal sırasında gerçekleştiren operasyonları analiz
etmiştir ve 1879 yılında Die Occupation Bosnien und der Herzegovina durch k.k.
Truppen im Jahre 1878 başlıklı söz konusu çalışmayı yayımlanmıştır. Bahsi geçen
çalışma Viyana Askeri Arşivinde bulunmaktadır. Bu çalışma ve diğer Avusturya
kaynaklarına dayanarak, Avusturya-Macaristan ordusu Bosna-Hersek'in işgali için
80.000 askerin seferbirliğini emretmiştir. Akabinde üç kolordu gönderilmiştir (3., 4.
ve 13. Kolordu). Nihai operasyonlarındaki toplam Avusturya işgal kuvvetleri 141
piyade taburdan oluşmaktaydı. Kaynaklar, Ekim sonunda operasyonların
tamamlanmasına kadar istihdam edilmiş olan Avusturya-Macaristan askerlerinin
sayısı 300.000 idi. Avusturya-Macaristan ordusunun kaybettiği asker ve subay sayısı
5100 idi. Avusturya-Macaristan ordusu Genelkurmay Başkanlığı verilerine dayanarak,
Boşnaklar ve bu direnişte Boşnaklara katılan nizami ve yedek Osmanlı askerleri,
toplam 93.000 kişilik bir ordu oluşturmuşlardır. Avusturya kaynakları da, 13.800
nizami ve yedek Osmanlı askerinden söz etmektedir.

Direnişte yer alan Bosnalılar için Avusturya kaynakları 'İsyancılar' terimini


kullanmışlar, direnişi birkaç fanatik şahsın önderliğinde bazı grupların isyanı olarak
148

gösterme çabasındalardı. Hal böyleyken, mücadeleler ve katılan insan sayısı


boyutunda bakıldığında, neredeyse üç ay süren gerçek bir savaş söz konusuydu;
bundan dolayı 'Bosna ordusu' olarak adlandırmak, Boşnaklar ve silahlı direniş veren
diğer Bosnalılar için daha uygun bir terim olacaktır. Eğitimli askeri personelin yanı
sıra güç ve kaynak yetersizliği, işgal sırasındaki mücadelelerin akışı ve hızı üzerinde
önemli bir etki yaratmıştır.

İşgal faaliyetlerinin tamamlanmasının ardından Avusturya-Macaristan, Bosna-


Hersek’teki yönetim sistemi kurma sürecini başlatmıştı. Bu iki vilayetin yasal ve siyasi
düzenlenmesinden somut sonuçlar elde etmek kolay olmamıştı, çünkü Viyana ve
Budapeşte’nin bu topraklardan vazgeçme niyeti yoktu; bu sebepten dolayı Bosna-
Hersek’i Maliye Bakanlığı ile birlikte yönetme kararı verilmişti. Avusturya-
Macaristan’ın bölge üzerinde tam yetkiye sahip olduğu Bosna-Hersek’in ihlakına
kadar önemli herhangi bir değişiklik yaşanmamıştır.

Avusturya-Macaristan tarafından yapılan işgalin sonuçlarından biri Boşnak-


Müslüman nüfusunun göçü olmuştur. Neredeyse tüm Bosna-Hersek toprakları göç
dalgasından etkilenmiştir. Bu özellikle Hersek ve Krajina bölgeleri için geçerlidir.
Bosna-Hersek'in müslüman nüfusla kıyaslandığı zaman az sayıda da olsa, Amerika
Birleşik Devletleri'ne kaçıp kurtulmaya çalışan birçok Ortodoks ailesi göç etmeye
karar vermişlerdir. Öte yandan, Viyana hükümeti, Bosna-Hersek'e Katoliklerin
getirilmesi ve göç ettirilmesi üzerine çalışmıştır. Böylece, Çekya'dan, Slovakya'dan,
Avusturya'dan, Macaristan'dan gelen birçok Katolik ve Evanjelik ailesi Bosna-
Hersek'e yerleştirilmiştir. Katolik nüfusu Doğu Bosna'daki Drina nehrinin sahili
boyunca yerleştirilmesine dikkat çekmek gerekir ve bu da Sırbistan'ın nüfusunu
azaltma planın bir kısmıydı.
149

VII. KAYNAKÇA

ALIČKOVIĆ, Sulejman V., Sandžak u arhivskim dokumentima, BKZ, Tutin 2012.

ALP, İlker, Şark Meselesi veya Emperyalizmin Türk Politikası, Trakya


Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü, Edirne 2008.

ALP, İlker, ’’1990'larda Yugoslavya ve Bosna Hersek’’, Trakya Üniversitesi


Edebiyat Fakültesi Dergisi, C:1, S:1 (Ocak 2011), Edirne 2011.

ANDERSON, Mathew Smith, The Eastern Question 1774-1923, Macmillan Press,


Londra 1966.

ANĐELIĆ, Pavao, Periodi u kulturnoj historiji Bosne i Hercegovine, Zemaljski


muzej Bosne i Hercegovine, Saraybosna 1970.

ASLANTAŞ, Selim, Osmanlıda Sırp İsyanları, 19. yüzyılın şafağında Balkanlar,


Kitap, İstanbul 2007.

AYDIN, Mahir, Şarki Rumeli Vilayeti, Atatürk kültürü, dil ve tarih yüksek kurumu
Türk Tarih Kurumu yayınları XIV Dizi-Sa.12, Ankara 1992.

BABUNA, Aydın, ’’Nationalism and Bosnian Muslims’’, East European Quarterly,


University of Colorado Boulder, Boulder 1999.

BANDŽOVIĆ, Safet, ’’Demografska deosmanizacija Balkana i kretanja


bosansko-hercegovačkih muhadžira (1878-1914)’’, Međunarodna konferencija
Bosna i Hercegovina u okviru Austro-Ugarske 1878-1918., 30. i 31. mart 2009, editör:
Zijad Šehić, Filozofski Fakultet Univerziteta u Sarajevu, Sarajevo 2011.

BAŠAGIĆ, Safet, Kratka uputa u prošlost Bosne i Hercegovine, Bosanske Pošte,


Saraybosna 1900.

BAYKAL, Bekir Sitki, ’’Pitanje Bosne i Hercegovine i Osmanska država 1878.


godine’’, Preveli: Jasna Šamić i Ekrem Čušević, Naučni skup Otpor Austrougarskoj
okupaciji 1878. godine u Bosni i Hercegovini, Sarajevo 23. i 24. oktobar 1978.,
posebna izdanja knjiga XLIII, odjeljenje društvenih nauka Knjiga 8., Sarajevo 1979.
150

BETHE, Carl, ’’Deutsche ’’Kolonisten’’ in Bosnien (1878-1914),


Vorstellungswelten, ideologie, und soziale praxis in quellen der Evangelischen
kirche’’, Međunarodna konferencija Bosna i Hercegovina u okviru Austro-Ugarske
1878-1918., 30. i 31. mart 2009, editör: Zijad Šehić, Filozofski Fakultet, Sarajevo
2011.

BOGIĆEVIĆ, Vojislav, ’’Kako je branjeno Sarajevo od Austrougarskog


okupatora 19. augusta 1878. godine’’, Naučni skup Otpor Austrougarskoj okupaciji
1878. godine u Bosni i Hercegovini, Sarajevo 23. i 24. oktobar 1978., posebna izdanja
knjiga XLIII, odjeljenje društvenih nauka Knjiga 8., Sarajevo 1979.

BOJIĆ, Mehmedalija, ’’Svrgavanje turske vlasti i odbrambeni rat Bosne i


Hercegovine protiv Austrougarske invazije 1878. godine’’, Naučni skup Otpor
Austrougarskoj okupaciji 1878. godine u Bosni i Hercegovini, Sarajevo 23. i 24.
oktobar 1978., posebna izdanja knjiga XLIII, odjeljenje društvenih nauka Knjiga 8.,
Sarajevo 1979.

Bosna i Hercegovina, Državni zavod za statistiku Republike Bosne i Hercegovine,


Nacionalni sastav stanovništva, rezultati za republiku po opštinama i naseljenim
mjestima 1991, decembar 1993 Saraybosna.

BOUE, Ami, La Turquie d' Europe, Keesinger Legacy Reprints, Paris 2010.

CVIJIĆ, Jovan, Aneksija Bosne i Hercegovine i Srpski problem, državna štamparija


Kraljevine Srbije, Belgrad 1908.

ČAR DRNDA, Hatidža, Mostar, a legacy of islamic culture and civilization,


Proceedings of the second international symposium on islamic civilisation in the
Balkans, 4-7 Aralık 2003, Tirana-Albania, IRCICA (Research center for islamic
history, art and culture, İstanbul 2006.

ČUBRILOVIĆ, Vasa, Bosanski Ustanak 1875-1878, Srpska kraljevska akademija,


Belgrad 1930.

ČULINOVIĆ, Ferdo, ’’Raspad Austrougarske i postanak Jugoslavenske


zajedničke države’’, Naučni skup u povodu 50-te godišnjice raspada Austro-Ugarske
151

monarhije i stvaranja Jugoslovenske drzave, Zagreb 27.-28. decembar 1968. godine,


Zagreb 1969.

ČUPIĆ-AMREIN, Martha M., Die Opposition gegen die Österreichisch-ungarische


Herrschaft in Bosnien-Hercegovina 1878-1914., Verlag Peter Lang un Cie AG, Bern
1987.

ĆIRKOVIĆ, Sima, Istorija srednjovekovne bosanske države, Srpska književna


zadruga, Belgrad 1964.

ĆOROVIĆ, Vladimir, Historija Bosne, SKA (Sirp Kraliyet Akademisi), Belgrad


1940.

ĆURIĆ, Hajrudin, ’’Uloga Pljevaljskog muftije Šemsekadića u otporu protiv


Austrougarskog okupatora 19. augusta 1878. godine’’, Naučni skup Otpor
Austrougarskoj okupaciji 1878. godine u Bosni i Hercegovini, Sarajevo 23. i 24.
oktobar 1978., posebna izdanja knjiga XLIII, odjeljenje društvenih nauka Knjiga 8.,
Saraybosna 1979.

Die occupation Bosniens und der Herzegovina Durch K.K Truppen im jahre 1878
nach autentischen Quellen dargestelt in der Abtheilung fur Kriegsgeschichte des
K.K Kriegs-Archivs mit karten und planen, Verlag des siedel und sohr, Viyana
1879.

DONIA, Robert, ’’The battle for Bosnia: Habsburg military strategy in 1878.’’,
Naučni skup Otpor Austrougarskoj okupaciji 1878. godine u Bosni i Hercegovini,
Sarajevo 23. i 24. oktobar 1978., posebna izdanja knjiga XLIII, odjeljenje društvenih
nauka Knjiga 8., Saraybosna 1979.

DONIA, Robert, ’’Bosnia and Herzegovina: The Proximate colony in the Twilight
of Empire’’, Godišnjak 2013, 42: 197-202 DOI: 10.5644 CBI ANUBiH-40.30
(Bosna-Hersek Bilim ve Sanat Akademisi), Saraybosna 2013.

DRILAUT, Edouard, Şark Mes'elesi Bidayet-i Zuhurundan Zamanımıza Kadar,


Berikan, Ankara 2005.
152

DŽAJA, Srećko Matko, Die Bosnische Kirche und das Islamisierungs problem
Bosniens und der Herzegowina in den Forschungen nach dem zweiten Weltkrieg,
Münih Trofenik 1978.

DŽAJA, Srećko Matko, Konfesionalitat und Nationalitat Bosnien und der


Herezegowina, Vorempanziopatorische Phase, 1463-1804, Münih Oldengorg 1984.

EFENDİ Ömer (Bosna kadısı), Bosna Savaşları, Ötüken, İstanbul 1977.

EKMEČIĆ, Milorad, ’’Istorijski značaj ustanka u Bosni i Hercegovini 1875-


1878’’, Međunarodni naučni skup povodom 100-godišnjice ustanaka u Bosni i
Hercegovini, drugim balkanskim zemljama i Istočnoj krizi 1875-1878. godine,
Saraybosna - Ilidža 1-3 Oktobar 1975.

EKMEČIĆ, Milorad, Ustanak u Bosni i Hercegovini 1875-1878, Veseli Masleša,


Saraybosna 1973.

Erlebtes in Bosnien Aus dem Tagebuch eines F.F Officiers, Viyana 1878.

FILIPOVIĆ, Muhamed, Bosna i Hercegovina: Najvažnije geografske,


demografske, histrorijske, kulturne i povijesne činjenice, Compact, Saraybosna
1997.

GABRIEL, Martin, ’’Bosnien und die Herzegovina in den militerstrategischen


Planungen der Habsburgmonarchie (1700-1870) ’’, Kakanien, Klagenfurt 2011.
http://www.kakanien.ac.at/beitr/fallstudie/MGabriel2.pdf

GAVRANOVIĆ, Berislav, Bosna i Hercegovina u doba Austro-Ugarske okupacije


1878. godine, ANU BiH (Bosna-Hersek Bilim ve Sanat Akademisi), Građa knjiga
XVIII, odjeljenje društvenih nauka Knjiga 14., Saraybosna 1973.

GLETTLER, Monika, ’’Bosnien-Herzegowina in der Habsburgermonarchie:


Selbstregulierung oder Intervention? ’’, Ungarn-Jarbuch 22, Freiburg 1995.

HADŽIJAHIĆ, Muhamed, Mahmud Traljić, Nijaz Šukrić, Islam i muslimani u Bosni


i Hercegovini, Starješinstvo Islamske zajednice BiH, Hrvatske i Slovenije,
Saraybosna 1977.
153

HADŽIĆ, Kasim, Pljevaljski muftija Šemsekadić i borba protiv okupacije Bosne


i Hercegovine 1878. godine, Naklada knjižare H. Ahmed Kujundžić Sarajevo,
Bosanska Pošta, Saraybosna 1944. (arşiv belgesi Saraybosnada bulundu)

HADŽIBEGOVIĆ Iljas, Mustafa Imamović, Bosna i Hercegovina u vrijeme Austro


Ugarske vladavine, Bosna i Hercegovina od najstarijih vremena do Drugog svjetskog
rata, editör: Ibrahim Tepić, BKC Bosanski kulturni centar (Bosna Kültür Merkezi),
Saraybosna 1998.

HADŽIHUSEINOVIĆ, Salih Sidki Muvekkit, Povijest Bosne, El-Kalem, Saraybosna


1999.

HAMMER, Joseph, Historija turskog /osmanskog/ carstva, Štamparski zavod


Ognjen Prica, Zagreb 1979.

HATHAWAY, Jane, Osmanlı Hakimiyetinde Arap Toprakları, Türkiye İş Bankası


Kültür Yayınları, İstanbul 2016.

HERKALOVIĆ, Thomas, Vorgeschichte der Occupation Bosniens un der


Herzegovina, Druck von Milivoj Majcen, Zagreb 1906.

HOLEČEK, Josif, Bosna i Ercegovina za vreme okupacije, Štamparija Ace M.


Stanojevića, Belgrad 1902.

HOLEČEK, Josif, Босния и Херцеговина эа время окупацйи V. Rihter,


Moskova 1902.

HUREMAGIĆ, Haris, ’’The South Slav Question Part I: The double eagle
descends on Bosnia-Herzegovina’’, https://www.historycampus.org/wp-
content/uploads/2014/10/THE-SOUTH-SLAV-QUESTION_k.pdf

IBRAHIMAGIĆ, Omer, Državno-pravni razvitak Bosne i Hercegovine, Vijeće


Kongresa bošnjačkih intelektualaca, Saraybosna 1998.

IMAMOVIĆ, Enver, Historija Bosanske vojske, Art 7 Edicija Bosanski Korijeni,


Saraybosna 1999.

IMAMOVIĆ, Enver, Bosanska dinastija Kotromanića, Saraybosna 2008.


154

IMAMOVIĆ, Mustafa, Historija Bošnjaka, Bošnjačka zajednice kulture Preporod,


Saraybosna 1997.

IMAMOVIĆ Mustafa, Pravni položaj i unutrašnjo-politički razvitak BiH od 1878.


do 1914., Magistrat, Saraybosna 2007.

IMAMOVIĆ, Mustafa, ’’Bosna i Hercegovina između Osmanske i Habsburške


carevine u Istočnoj krizi 1875-1878. ’’, Međunarodni naučni skup povodom 100-
godišnjice ustanka u Bosni i Hercegovini, drugim balkanskim zemljama i Istočnoj krizi
1875-1878., urednik: Rade Petrović, ANUBiH (Bosna-Hersek Bilim ve Sanat
Akademisi) Saraybosna 1979.

JAHIĆ, Dževad, Senad Halilović, Ismail Palić, Gramatika Bosanskoga jezika, Dom
štampe Zenica, Zenica 2000.

JAŠAREVIĆ, Merima, Česi u Bosni i Hercegovini 1945-1992., Univerzita Palackeho


v Olomouci, Filozoficka fakulta katedra historie, Olomouc 2012.

JELAVICH, Barbara, Balkan Tarihi 18. ve 19. yuzyillar, çev: İhsan Durdu ve Haşim
Koç, Küre Yayınları, İstanbul 2006.

JELAVICH, Barbara, History of the Balkans, Eighteenth and Nineteenth


centuries, Cambridge University Press, Cambridge 1983.

JOVIĆ, Dejan, ’’Identitet Bošnjaka/Muslimana’’, Politička misao, Y:50 S:4, Zagreb


2013.

KARATAY, Osman, Kulina Ban Zamanında (1180-1203) Bosna, Birinci


Uluslararası Balkan Dil, Kültür, Medeniyet Sempozyumu, Tiran 2010.

KASER, Karl, ’’Bosnien-Herzegowina unter österrichisch-ungarischer herrschaft


eine zwischenbilanz’’, Međunarodna konferencija Bosna i Hercegovina u okviru
Austro-Ugarske 1878-1918., 30. i 31. mart 2009, editör: Zijad Šehić, Filozofski
Fakultet, Saraybosna 2011.

KARPAT, H. Kemal, Balkanlar'da Osmanlı Mirası ve Ulusçuluk, çev: Recep


Boztemur,İmge Kitabevi Yayınları, İstanbul 2004.
155

KARPAT, H. Kemal, Osmanlı'dan günümüze etnik yapılanma ve göçler, Timaş,


İstanbul 2010.

KINNAMOS, Ioannes, Historia, TTK, Ankara 2001.

KISS, Gergely Balint, ’’Utemeljenje i teritorijalni opseg Pečuške biskupije’’,


Sveučilište u Pečuhu, Scrinia Slavonica, 9 UDK 262.3 (439) “10/12“, Pecs 2009.

KLAIĆ, Vjekoslav, Poviest Bosne (do propasti kraljevstva), Svjetlost, Saraybosna


1990.

KLAIĆ, Nada, Srednjovjekovna Bosna, Grafički Zavod Hrvatske, Zagreb 1989.

KLAIĆ, Nada, Srednjovjekovna Bosna, politički položaj bosanskih vladara do


Tvtrkove krunidve 1377. godine, Eminex, Zagreb 1994.

KOETSCHET, Josef, Osman Pascha, der letzte grosse wesier bosniens, und seine
nachfolger, Drug und verlag von Daniel. A Kajos, Saraybosna 1909.

KOMPOSCH-ORTNER, Irene, Die kulturelle begegnung von Orinet und Okzident


in Bosnen-Herzegovina, The Journal of Ottoman Studies IV, Enderun Kitabevi,
İstanbul 1984.

KREŠEVLJAKOVIĆ, Hamdija, Bosna i Hercegovina pod Austro-Ugarskom


upravom, Svjetlost, Saraybosna 1968.

KREŠEVLJAKOVIĆ, Hamdija, Kapetanije u Bosni, Veselin Masleša, Saraybosna


1991.

KOŽAR, Azem, ’’Austro-Ugarska kolonizacija granice na Drini’’, Međunarodna


konferencija Bosna i Hercegovina u okviru Austro-Ugarske 1878-1918., 30. i 31. mart
2009, editör: Zijad Šehić, Filozofski Fakultet, Saraybosna 2011.

KOŽAR, Azem, ’’Boj kod Gračanice-doprinos otporu Austrougarskoj okupaciji


BiH 1878. godine’’, Gračanički Glasnik, Gradačac 1997.

LOVRENOVIĆ, Dubravko, Stećci; Bosansko i Humsko mramorje srednje vijeka,


Rabic, Saraybosna 2009.
156

LJUCA, Adin, ’’František Valoušek- Sudionik i svjedok zbivanja u Istočnoj Bosni


u vrijeme Aneksione krize’’, Međunarodna konferencija Bosna i Hercegovina u
okviru Austro-Ugarske 1878-1918., 30. i 31. mart 2009, editör: Zijad Šehić, Filozofski
Fakultet, Saraybosna 2011.

MADŽAR, Božo, ’’Prikaz otpora Austrougarskoj okupaciji 1878. godine u


izvještajima njemačkog konzula’’, Naučni skup Otpor Austrougarskoj okupaciji
1878. godine u Bosni i Hercegovini, Sarajevo 23. i 24. oktobar 1978., posebna izdanja
knjiga XLIII, odjeljenje društvenih nauka Knjiga 8., Saraybosna 1979.

MALCOLM, Noel, Bosna; kratka povijest, Dani, Saraybosna 1995.

MALCOLM, Noel, Bosnia, a short history, New York University Press, New York
1996.

MANTRAN, Robert, Osmanlı İmparatorluğu tarihi, XIX. Yüzyılın başlarından


yıkılışa, çev: Server Tanilli, Cem, İstanbul 1995.

MANDIĆ, Dominik, Etnička povijest Bosne i Hercegovine, Hrvatski povijesni


institut, Roma 1967.

MANDIĆ, Mihovil, Povijest okupacije Bosne i Hercegovine 1878. godine, Matice


Hrvatske, Zagreb 1910.

MARRIOTT, John Arthur Ransome, The eastern question an historical study in


European diplomacy, Oxford at the Clarendon Press, Londra 1917.

MAŽURANIĆ, Vladimir, Sudslaven im Dienste des Islams (vom X. Bis ins XVI.
Jahrhundert), zusammengestellt, verdeutscht und herausgegeben von Camilla
Lucerna, Zagreb 1928.

MIHALJEVIĆ, Josip, ’’Odnos Stranke prava prema okupaciji Bosne i


Hercegovine 1878. i 1879. u listu ‘’Sloboda ’’, Franjevačka teologija Sarajevo S: 28,
Saraybosna 2008.

MRDJEN, Snježana, ’’Narodnost u popisima. Promjenjiva i nestalna kategorija’’,


UDK 312.95(497), Sveučilište u Zadru, Zadar 2002.
157

NILEVIĆ, Boris, ’’Bosanske Države’’, Bosna i Hercegovina od najstarijih vremena


do Drugog svjetskog rata, editör: Ibrahim Tepić, BKC Bosanski kulturni centar,
Saraybosna 1998.

PAŠIĆ, Ibrahim, Od stećka do nišana u Bosni i Hercegovini, Preporod, Saraybosna


2017.

PETRANOVIĆ, Branko, Istorija Jugoslavije 1918-1978, Nolit, Belgrad 1980.

PETROVIĆ, Rade, ’’Pokret otpora protiv Austrougarske okupacije 1878. godine


u Bosni i Hercegovini’’, Naučni skup Otpor Austrougarskoj okupaciji 1878. godine
u Bosni i Hercegovini, Sarajevo 23. i 24. oktobar 1978., posebna izdanja knjiga XLIII,
odjeljenje društvenih nauka Knjiga 8., Saraybosna 1979.

POLONI, Željka, Česi u Sarajevu, karedra Filozoficke fakulty, Univerzity Palackeho,


Olomuc, Cek Cumhuriyeti (Yuksek lisans tezi)

POPOVIĆ, Alexandre, L' islam Balkanique, Les Musulmans du Sud-Est europeen


dans la period post-ottomane, Osteuropa-Institut an der Freien Universitet Berlin.
Balkanoligische Veröffentlichungen, Bd. 11, In komission bei Otto Harrassowitz,
Wiesbaden 1986.

POPOVIĆ, Dimitrije, Izvoljski i Erental, knjižarnica Gece Kona, Belgrad 1927.

POPOVIĆ, Vasilj, Источно питање (Историјски преглед борбе око опстанка


Османлијске царевине), Službeni list, Belgrad 1996.

RAČKI, Franjo, Bogumili i Patareni, Rad Jugoslavenske akademije znanosti i


umjetnosti, Zagreb 1869.

ROTHENBERG, Gunther Erich, Military border in Croatia 1740-1881, University


of Chicago Press, Chicago 1966.

SANCAKTAR, Caner, ’’Osmanlı Hakimiyeti Altında Boşnak Ulusunun Doğuşu’’,


Akademik İncelemeler Dergisi, Cilt: 10, Sayı: 2 Yıl: 2015 (23-44), İstanbul 2015.

Savezni zavod za statistiku i evidenciju FNRJ i SFRJ, popis stanovništva 1948, 1953,
1961, 1971, 1981, 1991.
158

SETON-WATSON, Robert William, Die Südslavische Frage im Habsburger


Reiche, Meyer und Jessen, Berlin 1913.

SHAW, Stanford, Ezel Kural Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve modern Türkiye,


Reform, devrim ve cumhuriyet: Modern Türkiye’nin doğuşu 1808-1875, çev:
Mehmet Harmancı, E yayınları, İstanbul 1983.

SLIPIČEVIĆ, Fuad, Bosna i Hercegovina od Berlinskog kongresa do kraja Prvog


svjetkog rata (1878-1918), Školska knjiga, Zagreb 1954.

SOLOVJEV, Aleksandar, Nestanak Bogumilstva i islamizacija Bosne, Godišnjak


istorijskog društva Bosne i Hercegovine, Saraybosna 1949.

STAVRIANOS, Leften Stavros, The Balkans since 1453., Hurst, Londra 2000.

SZABO, Szilard, ’’Ungars Politik gegenüber Bosnien und Herzegowina 1878-


1908’’, Ungarn Jahrbuch S: 32, 2014/2015, Debrecen 2015.

ŠAMIĆ, Midhat, Les Voyageurs francais en Bosnie a ala fin du XVIII siecle et au
debut du XIX et la pays tel qui'ls l'ont vu, Coll. “Etudes de litterature etrangere et
copmaree“, M. Didier Paris 1960.

ŠERIĆ, Hašim, Dubički rat, Gajret, Saraybosna 1938.

ŠIDAK, Jaroslav, Problem heretičke crkve bosanske u najnovijoj historiografiji


(1962-1975), Savez povijesnih društava Hrvatske, Zagreb 1975.

ŠIŠIĆ, Ferdo, Kako je došlo do okupacije a onda do aneksije Bosne i Hercegovine


(1878. odnosno 1908.), Matice Hrvatske, Zagreb 1938.

ŠLJIVO, Galib, Bosna i Hercegovina 1869-1878., Planjax group Tešanj, Tešanj 2013.

TAYLOR, Alan John Percivale, The struggle for martery in Europe 1848-1918,
Oxford at the Claredon Press, Amen House, London E.C.4, Londra 1954.

VERVAET, Stijn, ’’Some historians from former Yugoslavia on the Austro-


Hungarian period in Bosnia and Herzegovina (1878-1918) A Reality of
Imperialism versus the Golden Years of the Double Eagle? ’’, Kakanien, Gent
2004, http://www.kakanien.ac.at/beitr/fallstudie/SVervaet1.pdf
159

YILMAZATA, Mehmet, Savaşa Giden Yol 1908 Bosna-Hersek’in İhlakı, Doğu


Kutuphanesi, İstanbul 2012.

ZAIMOVIĆ, Haris, ’’Arhivska građa Austro-Ugarske admisnistracije u bh.


Arhivima’’, Međunarodna konferencija Bosna i Hercegovina u okviru Austro-
Ugarske 1878-1918., 30. i 31. mart 2009, editör: Zijad Šehić, Filozofski Fakultet
Univerziteta u Sarajevu, Saraybosna 2011.

ZLATAR, Behija, ’’Bosna i Hercegovina u okviru Osmanskog carstva (1463-1593)


’’, Bosna i Hercegovina od najstarijih vremena do Drugog svjetskog rata, editör:
Ibrahim Tepić, BKC Bosanski kulturni centar, Saraybosna 1998.

ZOVKO, Ljubomir, Studije iz pravne povijesti Bosne i Hercegovine 1878-1941,


Mostar 2007.

https://akos.ba/godisnjica-osnivanja-funkcije-reis-ul-uleme-mustafa-hilmi-ef-
omerovic-prvi-reis/

https://hamdocamo.wordpress.com/2017/10/08/ulema-bosne-i-hercegovine-1878-
1941/

http://www.islamskazajednica.ba/index.php?option=com_content&view=article&id=
50&Itemid=78
160

VIII. EKLER
Ek-1: Roma İmparatorluğu zamanında Bosna-Hersek toprakları. Bosna, Roma'nin
Ilirucum ve Dalmatia bölgelerde yer almaktaydı.

http://deacademic.com/pictures/dewiki/73/Illyricum.jpg
161

Ek-2: Ortaçağ Bosna (XII ve XIV asırlar arasındaki dönemi)

https://www.antenazadar.hr/wp-content/uploads/2016/03/srednjovjekovna-bosna.jpg
162

Ek-3: 1189 senesinden olan Kulin Ban beraatı. Bosna'nın kimliği olarak nitelendiren
ve Slav dillerinden en eski yazılan belgelerden arasında yer alan beraat, XII. yüzyılda
Ragusa (Dubrovnik) Cumhuriyetine Bosna banı Kulin tarafından yazılan ticari
haklarına yönelik bir anlaşmadır.

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/8/81/Povelja_Kulina_bana.j
pg/1200px-Povelja_Kulina_bana.jpg
163

Ek-4: Bosna Banlığı ve sonrası da krallığı yöneten Kotromanić ailesinin


sembolü.

http://srbiubih.com/wp-content/uploads/2016/06/grb_kotromanica.jpg
164

EK-5: X. ve XIX. asırlar arasında Bosna devetinin sınırları.

https://akos.ba/wp-content/uploads/2017/07/Srednjovjekovna-Bosna-
karta.jpg
165

Ek-6: XVII yüzyılda Bosna (Osmanlı dönemi).

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/2/26/Hrvatski_skolski_muz
ej_zemljovid_3_300109.jpg/767px-
Hrvatski_skolski_muzej_zemljovid_3_300109.jpg
166

EK-7: XIX. yüzyılda Avusturyalılar tarafından hazırlanan Bosna-Hersek


siyasi-topografik haritası.

https://sisiczijad.files.wordpress.com/2014/05/bosna_mapa_2.jpg
167

Ek-8: XIX. yüzyıldaki geleneksel kiyafetlerinde Boşnaklar (Avusturya


kaynağı).http://images.zeno.org/Bildpostkarten/I/big/MPK04414.jpg
168

Ek-9: Don Ivan Musić, haydut ve Hersek isyanının liderlerinden biri.

http://www.don-
ivanmusic.net/index.php?option=com_phocagallery&view=category&id=1:donivan
music&Itemid=63
169

Ek-10: Don Ivan Musić isyanda yer alan haydutlarınla birikte.

http://www.don-
ivanmusic.net/index.php?option=com_phocagallery&view=category&id=1:donivan
music&Itemid=63
170

Ek-11: I Franjo Josip , Avusturya-Macaristan Monarşisinin hükümdarı.

http://vremeplov.ba/wp-content/gallery/franjo-josip-i/image-1.jpg
171

Ek-12: 13 Haziran ve 13 Temmuz 1878 arasında Berlin'de gerçekleştiren Berlin


Kongresi.

http://static1.habsburger.net/files/styles/large/public/originale/lit_488_s136.jpg?itok=
ByGzISl5
172

Ek-13: Aleksandros Karateodori Paşa, Osmanlı bürokratı ve Berlin Kongresi’inde


Osmanlı devletinin temsilcisi.

http://www.tarihhaber.net/wp-content/uploads/2015/06/Aleksander-Karateodori-
ic.jpg
173

Ek-14: Gyulla Andrassy, 1871-1879 yıllar arasında Avusturya-Macaristan'ın dışişleri


bakan görevini üstlenmiştir.

http://povijest.hr/wp-content/uploads/sites/2/2016/01/Benczur-andrassy_gyula.jpg
174

Ek-15: Nikolay Pavlovich Ignatyev, Rusya devlet adamı ve Berlin Kongresi'nde


Rusya'nin temsilcilerden biri.

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/b/b1/Graf_Ignatiev_300x448.jpg
175

Ek-16: İşgal başlamasının ardından Bosna-Hersek sakinlere Çar Josiph'in bildirisi.

http://www.arhivsa.ba/wordpress/wp- content/uploads/2017/10/aneksija-sarajevski-
list.jpg
176

Ek-17: General Josip Filipović, Avusturya-Macaristan ordusunun generali ve Bosna-


Hersek işgali sırasında Avusturya-Macaristan ordusu birliklerinin başkomutanı.

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/1/16/Baron_Josif_Filipovi%C4%8
7.png
177

Ek-18: Salih Vilajetović Hadži Lojo (Haci Loyo), direnişçilerin liderlerinden biri.

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/e/ee/Die_Gartenlaube_%28
1878%29_b_789.jpg/1200px-Die_Gartenlaube_%281878%29_b_789.jpg
178

Ek-19: Müftü Šemsekadić'in şehri olan Taslıca (Boş. Pljevlja)

https://lejlahasanbegovic.files.wordpress.com/2013/05/pljevljejpg5623cjpg9f.jpg

Ek-20: Saraybosna'nın işgalinden kareler.

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/f/f8/Storming_of_the_castl
e_of_Sarajevo_1878.JPG/220px-Storming_of_the_castle_of_Sarajevo_1878.JPG
179

Ek-21: Saraybosna'nın işgalinden kareler II.

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/f/f8/Storming_of_the_castle_of_S
arajevo_1878.JPG
180

Ek-22: Saraybosna'nın işgalinden kareler III.

http://c7.alamy.com/comp/B8P2H7/street-battle-at-serajevo-1878-bosnia-
herzegovina-B8P2H7.jpg
181

Ek-23: 1918 yılında Avusturya-Macaristan Monarşisi. Ayni sene içerisinde Birinci


Dünya Savaşında yenilgiye uğrayan monarşi Avrupa siyasi sahnesinden yok
olmuştur.

http://deacademic.com/pictures/dewiki/79/Osterreich-Ungarns_Ende.png
182

Ek-24: Çar Josiph tarafından Hilmi Efendi Hadžomerović'e verilen Reis-ül ülema
görevi atanma bildirisi.

http://novi.ba/storage/2015/10/17/thumbs/56224fac-ec74-4b7b-89c8-21430a0a0a6c-
mensura-hilmi-ef-690x480.jpg

You might also like