Professional Documents
Culture Documents
2019
İçindekiler
Obezitesi Olan Bireyin Klinik Değerlendirilmesi ………………….1
Feray Akbaş
i
Değerli Meslektaşlarım,
Kronik bir hastalık olarak kabul edilen obezitenin prevalansı tüm
dünyada ve ülkemizde hızlı bir şekilde artmaktadır. Obezitenin genel
yaşam beklentisini azalttığı ve özellikle yol açtığı metabolik,
kardiyovasküler, psikososyal, müsküloskeletal, onkolojik sorunlar
nedeniyle bireylerde çok önemli morbiditeye neden olduğu
bilinmektedir. Obezitesi olan bireyler hekimlerin karşısına 1., 2. ve 3.
basamak sağlık kuruluşlarında çıkmaktadır ve çok değişik
disiplinlere, sadece endokrinoloji, iç hastalıkları uzmanları ve aile
hekimleri değil kardiyoloji, gastroenteroloji, psikiyatri, fizik tedavi ve
rehabilitasyon, jinekoloji uzmanlarına başvurmaktadır. Aslında
obezitesi olan bireylerin başvuru sebepleri her zaman obezite
nedeniyle değil, yol açtığı komplikasyonlar için olmaktadır.
Türkiye Obezite Araştırma Derneği tarafından derlenen bu kısa
kılavuzun amacı özellikle birinci basamakta ve obeziteyle doğrudan
uğraşmayan disiplinlerde obezitenin ve obeziteye yaklaşımın
farkındalığını artırmak ve obezitesi olan bireylerin
değerlendirilmesinde poliklinik ortamında hızlıca başvurabilecekleri
bir kaynak sağlamaktır. Burada obezitenin sadece metabolik
değerlendirmesi değil beslenme, egzersiz, psikososyal açılardan
yaklaşımı ve multidispliner tanı ve tedavisiyle ilgili bilgiler
özetlenmiştir. Bu rehber hazırlanırken konuyla ilgili güncel kılavuzlar
ve yayınlardan faydalanılmıştır.
Kitabın yazım aşamasında yazar kurulu Avrupa Obezite Araştırma
Derneği’nin Türkiye’de akredite ettiği merkezlerin (COM-
Collaborating Center for Obesity Management) değerli hocaları
katkıda bulunmuşlardır. Kendilerine emeklerinden dolayı teşekkür
etmeyi bir borç biliriz. Bu cep rehberinin tüm meslektaşlarımız için
faydalı olacağını umuyoruz.
TOAD Yönetim Kurulu adına
Prof. Dr. Dilek Yazıcı
ii
OBEZİTESİ OLAN BİREYİN
KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ
BÇ normal BÇ artmış
Fazla
25-29.9 Artmış Yüksek
kilolu
2
Alışkanlıkları:
• Sigara
• Alkol
Kullandığı ilaçlar
3
• Kardiyolojik değerlendirme [Elektrokardiyografi (EKG),
Ekokardiyografi (EKO) vd.]
• Uyku laboratuvar testi (uyku apnesi için)
4
Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması: Karaciğer
fonksiyon testleri yüksek bulunursa karaciğer USG ile
bakılmalı,
PKOS: Pre-menapozal kadınlar öykü, FM ve USG ile
taranmalı,
Kadın infertilitesi: İnfertilite riski artmıştır, asiste edilen
yöntemlerde başarı oranı azalmıştır. İnfertilitesi olan
kadınlarda obezite varlığı araştırılmalı,
Erkek hipogonadizmi: Obezitesi olan erkekler öykü, FM
ve testosteron düzeyi ile taranmalı,
Hiperürisemi ve gut: Öykü, FM, laboratuvar ile
taranmalı,
Osteoartrit: Diz başta olmak üzere yük taşıyan eklemler
incelenmeli,
Flebit ve venöz staz: Öykü, FM, Doppler USG ile
taranmalı,
Uyku apne sendromu: Polisomnografi yapılmalı
(özellikle III. derece obezitesi olanlar ve semptomu
olanlarda),
Astım/Reaktif havayolu hastalığı: Semptomlar ve
spirometri ile değerlendirilmeli,
Üriner stres inkontinans: Kadın hastalarda semptomlar
sorgulanmalı,
Gastroözofajiyal reflü: Semptomlar sorgulanmalı,
medikal tedaviye yanıt alınmazsa üst GİS endoskopi
yapılmalı, bariyatrik cerrahi planlanıyorsa öncesinde
mutlaka yapılmalı,
Safra kesesi hastalıkları: Semptomlar, FM ve USG ile
değerlendirilmeli,
5
Depresyon: Depresyon bulguları ve gece yeme,
tıkınırcasına yeme için sorgulanmalı,
Maligniteler: Artmış endometrium, prostat, meme, kolon
Ca riski dikkate alınmalıdır.
Ek olarak: Hastanın motivasyon durumu, kilo vermeye
hazır olup olmadığı, neden şimdi başvuruda bulunduğu,
varsa kilo vermedeki engellerinin varlığı, tedaviden
beklentileri görüşülmelidir.
6
Takiplerde kilo kaybı sağlamada başarısızlık
durumunda:
• Enerji alımı (alkol kullanımı dahil hatırlanan ve
kaydedilenler),
• Enerji harcanması (fiziksel aktivite günlüğü),
• Aile ve sosyal çevre baskısı,
• Son zamanlardaki negatif yaşam olayları
sorgulanmalı,
• Psikolojik/davranışsal terapi seanslarına katılım
sağlanmalı,
• Psikiyatrik problem delilleri (depresyon, tıkınırcasına
yeme gibi) araştırılmalıdır.
Başarı durumunda:
Eğitim, destek ve medikal monitorizasyon için kilo koruma
danışmanlığına devam edilmelidir.
KAYNAKLAR
Yumuk V, Tsigos C, Fried M, et al. Obesity Management Task Force of the
European Association for the Study of Obesity. European Guidelines for
Obesity Management in Adults. Obesity Facts 2015;8:402-24.
Garvey WT, Mechanick JL, Brett EM, et al. American Association of Clinical
Endocrinologists and American College of Endocrinology Comprehensive
Clinical Practice Guidelines for Medical Care of Patients With Obesity.
Endocr Pract. 2016;Suppl 3:1-203.
Pi-Sunyer FX, Becker DM, Bouchard C, et. al. Columbia University College
of Physicians and Surgeons Chair of the Panel. NHLBI Obesity Education
Initiative Expert Panel on the Identification, Evaluation, and Treatment of
Overweight and Obesity in Adults. NIH Publication No. 00-4084, 2000;1-262.
7
OBEZİTENİN KOMPLİKASYONLARI AÇISINDAN
DEĞERLENDİRME
8
• Sistem sorgulama komplikasyonların tespiti için
özellikle önemlidir:
o Ağız kuruması, sık idrara çıkma (Tip 2 DM)
o Eforla göğüs ağrısı (Anjina pektoris)
o Yürüyüş sırasında şiddetli bacak ağrısı
(Klaudikasyo kommunis-Periferik arter hastalığı)
o Sabahları uyanınca daha belirgin olan, topuk
bölgesinde ağrı (Epin kalkanei, topuk dikeni)
o Gürültülü horlama, uykuda nefes durması, gündüz
uyku hali, konsantrasyon bozukluğu (Obstruktif
uyku apne sendromu)
o Cinsel ilişki sırasında sertleşme sorunu (Erektil
disfonksiyon)
o Akşama doğru daha belirgin olan her iki alt
ekstremitede ödem (Venöz yetmezlik)
o Çevreye ilgisinin azalması, kendisini mutsuz veya
umutsuz hissetmesi (Depresyon)
9
• Oral glukoz tolerans testi veya
• HbA1c
• Hiperürisemi
• Alkole Bağlı Olmayan Yağlı Karaciğer Hastalığı
(ABOYKH) araştırılmalıdır.
10
Tablo 2
Obezitesi olan bireylerde kardiyometabolik komplikasyonların
tespiti için istenilecek asgari tetkikler
• Hemogram
• Tam idrar analizi
• AKŞ
• Lipid paneli (total kolesterol, LDL kolesterol, HDL
kolesterol, trigliserid)
• Serum kreatinin
• Karaciğer enzimleri (AST, ALT)
• Hepatobiliyer ultrasonografi (USG)
• TSH
• Elektrokardiyografi (EKG)
11
Obstrüktif Uyku Apne Sendromu (OUAS) obezitesi
olan bireylerde mutlaka araştırılması gereken bir başka
kardiyometabolik komplikasyondur. Basit birkaç soru ile
OUAS açısından önemli ipuçları elde edilebilir.
• Hastanın yüksek sesle horlayıp horlamadığı,
• Gündüz kendisini bitkin ve yorgun hissedip
hissetmediği,
• Başkaları tarafından uyku sırasında nefes almasının
durduğu veya tıkandığının söylenip gözlenmediği
Yukarıdaki sorulara evet yanıtı veren ve aşağıdaki risk
faktörlerine sahip hastalar OUAS varlığı açısından detaylı
inceleme için mutlaka bir polisomnografi laboratuvarına
yönlendirilmelidir:
• > 50 yaş
• BKİ > 35kg/m2
• Kan basıncı yüksek
• Boyun çevresi geniş (erkeklerde >43cm, kadınlarda
>41cm)
12
Sorgulama sırasında depresyon tanısı düşünülen hasta
ileri değerlendirme amacıyla bir psikiyatriste
yönlendirilmelidir.
• Osteoartrit
o Genellikle diz eklemlerini tutar.
o En sık ifade edilen yakınma ağrıdır.
o Başlangıçta hareket sırasında ya da günün
ilerleyen saatlerinde gelişen ağrı, dinleme ile
azalır.
o Ancak, eklem kıkırdağındaki bozukluklar ve
aşınma ilerledikçe istirahat sırasında da ağrı
görülebilir.
o Osteoartrit hastaları sabahları veya uzun süre
hareketsiz kaldıktan sonra tutukluk hissederler.
o Fizik muayenede eklem hareketlerinde kısıtlılık,
şişlik ve ağrı mevcuttur.
o Osteoartritin spesifik laboratuvar testi yoktur.
13
o Direkt grafide eklem aralığının daralması ve eklem
yüzlerinin düzensizleşmesi gibi bulgular tanıya
yardımcı olur.
KAYNAKLAR
14
OBEZİTESİ OLAN BİREYİN BESLENME AÇISINDAN
DEĞERLENDİRİLMESİ VE BESLENME ÖNERİLERİ
15
• Besin tüketim sıklığı belirlenir.
• 24 saatlik geriye dönük besin tüketim kaydı tutulur.
• Ardışık olmayan 2 gün hafta içi ve 1 gün hafta sonu
(tercihen pazar günü) olmak üzere 3 günlük besin
tüketim kaydı kullanılarak günlük toplam enerji alımı,
makro ve mikro besin öğeleri tüketimi gözden geçirilir,
düzeltilmesi gereken beslenme davranışları belirlenir.
16
Tablo
Enerji gereksiniminin hesaplanmasında DMH ile çarpılan
fiziksel aktivite faktörleri (FAF)
Düşük
Aktivite Sedenter Aktif Çok aktif
aktivitesi
düzeyi bireylerde bireylerde olanlarda
olanlarda
FAF 1-1.4 1.4-1.6 1.6-1.9 1.9-2.5
faktörü
17
b-Protein
c-Yağ
Günlük enerjinin <%30’u yağlardan gelecek şekilde
planlanmalıdır. Doymuş ve çoklu doymamış yağlardan
gelen oran <%7-8’in altında, tekli doymamış yağlardan
gelen oran ise en az %12-15 olmalı, trans yağ
tüketiminden kaçınılmalı veya %1’den az olması
sağlanmalıdır.
d-Vitamin- mineraller:
Tedavi modelleri
18
1- Düşük kalorili diyetler
19
3- Düşük karbonhidratlı diyetler
20
kardiyovasküler risk faktörlerini olumlu etkilediği
bildirilmektedir.
2- DASH (Dietary Approach Stop Hypertension)
Diyeti: Hipertansiyonu kontrol altına almayı hedefleyen
bir yeme modelidir. Sebze, meyve, tam tahıl, baklagil,
tohum, yağlı tohum, az yağlı süt ürünleri ve yağsız et
tüketimini destekler, sodyum, kafeinli ve alkollü içecek
alımını sınırlandırır. Ağırlık kaybı hedefleniyorsa, kalori
kısıtlaması yapmak gereklidir. DASH diyeti, ağırlık kaybı
ile birleşirse kan basıncında daha belirgin bir iyileşme
sağlanır.
Sonuç olarak, hiçbir diyet yaklaşımı diğerinden daha
üstün değildir. Fazla kilosu veya obezitesi olan bireye,
kalori kısıtlamasında başarılı olduğu sürece pek çok diyet
yaklaşımının etkili olacağı anlatılmalıdır. Bireyler eski
yeme alışkanlıklarına dönme eğiliminde olduklarından
kişinin beslenme alışkanlıklarına ve kültürel özelliklerine
göre hazırlanmış hipokalorik dengeli beslenme programı
en doğru tercih olacaktır.
Genel öneriler:
• Besin tüketim kayıtları ve obezitesi olan bireyin
durumu incelenmeli,
• Özel bir durum yoksa günde 500-750 kalorilik enerji
kısıtlaması yapılmalı,
• Diyet; karbonhidrat, protein, yağ örüntüsü bireysel
tercihler ve metabolik durum göz önünde
bulundurularak bireyselleştirilmeli,
• Çok düşük kalorili diyetler, bir obezite uzmanı ve
diyetisyen gözetiminde çok yakın takip edilmek
şartıyla ve kısa süreli uygulanmalı,
21
• Mevcut kilonun korunabilmesi için, enerji kısıtlaması
ve makronutirentlere değil sağlıklı beslenmeye
odaklanılmalıdır.
KAYNAKLAR
Raynor HA, Champagne CM. Position of the Academy of Nutrition
and Dietetics: Interventions for the Treatment of Overweight and
Obesity in Adults. J Acad Nutr Diet; 2016; 116(1):129-47.
T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Sağlıklı
Beslenme ve Hareketli Hayat Daire Başkanlığı. Dı̇ yetı̇ syenler İçin
Hasta İzlem Rehberı̇ Ağırlık Yönetı̇ mi El Kı̇ tabı. web sitesi:
www.beslenmehareket.hsgm.gov.tr
Institute of Medicine. Dietary reference intakes for energy,
carbohydrate, fiber, fat, fatty acids, cholesterol, protein, and amino
acids. Washington, DC, National Academies Press.Ulaşım: http:
//www.nationalacademies.org/hmd/Reports/2002/Dietary-Reference-
Intakes-for-Energy Carbohydrate-Fiber-Fat-Fatty-Acids-Cholesterol-
Protein-and-Amino-Acids.aspx.
22
OBEZİTESİ OLAN BİREYİN EGZERSİZ ÖNCESİ
DEĞERLENDİRMESİ VE EGZERSİZ
REÇETELENDİRİLMESİ
23
• Orta Risk Grubunda olanlar
En az iki ve daha fazla risk faktörü olan, 45 yaş üstü
erkek, 55 yaş üstü kadın,
• Yüksek Risk Grubunda olanlar
Bilinen kalp, akciğer veya metabolik hastalığı (diyabet,
böbrek ve karaciğer hastalığı) olan bireyler olarak
sınıflandırılır.
Tablo 1
Kardiyovasküler Risk Analizi Sonrası Egzersiz Testi
Gerekliliği
Orta şiddetli
egzersiz
Gereksiz Gereksiz Önerilir
HRmaks %40-60; 3-6
METs
Yüksek şiddetli
egzersiz
Gereksiz Önerilir Önerilir
HRmaks ≥ %60; ≥ 6
METs
24
Tablo 2
Aerobik egzersize katılım için tıbbi değerlendirme yönergesi
Düzenli egzersiz yapıyor mu?
Hayır Evet
Son 1 yıldır
Tıbbi Tıbbi bulgu/semptomlard Tıbbi
değerlendirme değerlendirme Orta veya yüksek a değişiklik yok ise değerlendirme
Hafif-orta yoğunlukta
sonrası hafif-orta sonrası hafif- yoğunlukta egzersize yüksek yoğunlukta sonrası
egzersiz önerilir
yoğunlukta orta yoğunlukta devam edilir egzersiz için tıbbi egzersize
egzersiz önerilir egzersiz önerilir değerlendirme devam edilebilir
önerilir
Tıbbi
değerlendirme
sonrası egzersizin
yoğunluğu arttırılır
25
• Egzersiz yapmasına engel olan ya da egzersiz
modelini belirleyecek olan özel durumlar tanımlanmalı.
Örneğin; direnç egzersizi yapmak hipertansiyon tanılı
obezitesi olan bir birey için sakıncalı olabilir. Diyabeti
olan bireylerde kan şekeri takibi ve egzersizin ne
zaman yapılması gerektiği önemlidir.
• Obezitesi olan bireyin tıbbi tedavisinde kullandığı
ilaçların egzersiz ile etkileşimleri değerlendirilmeli.
Örneğin beta bloker kullanımının dinlenik nabzı
düşürmesi egzersiz yoğunluğunun belirlenmesinde
önemlidir.
• Beslenme tedavisinde kısıtlanan ve egzersiz ile
harcanması planlanan kalori miktarları birbiriyle
koordineli olarak yürütülmelidir.
OBEZİTE TEDAVİSİNDE KULLANILABİLECEK
EGZERSİZ MODELLERİ
• Aerobik egzersizler: Düşük tempoda uzun süreli
yapılan ve kişinin oksijen kullanma kapasitesini
artırarak kardiovasküler dayanıklılığının artmasını
sağlayan egzersizlerdir. Aerobik egzersizler enerji
harcaması sırasında yağları kullanması bakımından
obezite tedavisinde en çok tercih edilen egzersiz
türüdür. Örneğin; açık havada yürüme, düşük
tempoda koşu, yüzme, kardiyo aletlerinde (koşu
bandı, sabit bisiklet, kürek) egzersiz, dans etme.
• Direnç egzersizi: Kasın belli bir yüke karşı koyma
prensibi ile kas kuvveti ve dayanıklılığını geliştirmeye
yönelik egzersizlerdir. Örneğin; serbest ya da sabit
makinalarda ağırlık kaldırma, kendi vücut ağırlığı ile
fonksiyonel egzersizler, pilates, yoga, lastik bant.
Direnç egzersizleri diyet yapılırken görülebilecek
yağsız vücut kütlesi kaybını azaltabileceği gibi bazal
metabolizma hızını da artırır.
26
• Esneklik egzersizleri: Her bir egzersizde bulunması
gereken kas, tendon ve eklem hareketliliğini geliştiren
egzersizlerdir. Sakatlıkları önlemek açısından ihmal
edilmemelidir.
• Kombine egzersizler: Aerobik, direnç ve esneklik
egzersizlerinin birlikte kullanıldığı egzersiz
programıdır.
• İnterval egzersizler: Aralıklı dinlenmeleri barındıran
düşük, orta ve yüksek yoğunluklu olarak planlanabilen
egzersizlerdir.
28
Aerobik Egzersizlerin Yoğunluğunun Belirlenme
Yöntemleri
Obezitesi olan bireylerin egzersiz şiddetinin (%VO2R)
belirlenmesinde pratik olarak aşağıdaki yöntemler
kullanılabilir.
29
• Egzersiz esnasında algılanan zorluk derecesi
(Rating of Perceived Exertion-RPE): (Borg Skalası)
Borg Skalası egzersiz toleransını izlemek için bireyin
egzersiz sırasında hissettiği yorgunluğu 6 ile 20 arasında
kendi algıladığı şekilde numaralandırmasıdır. Numaralar
aşağıdaki yoğunlukları ifade eder.
• hiçbir şey (6),
• çok çok hafif (7-8),
• çok hafif (9-10),
• hafif (11-12),
• biraz zor (orta) (13-14),
• zor (15-16),
• çok zor (17-18),
• çok çok zor (19),
• tükenme (20)
30
• Obezitesi olan bireylerde genellikle 2-5 MET’lik
egzersizler önerilmektedir.
• Konuşma testi
• Kişinin egzersiz sırasında (örn; tempolu yürüyüş)
konuşabildiği, ancak şarkı söyleyemediği yoğunluk
orta şiddette kabul edilir.
31
Tablo 3
Aerobik egzersizin yoğunluğunun belirlenmesinde
eşitlikler tablosu
32
• Bir ağırlık 1 kez kaldırılabiliyor ama ikinci kez
kaldırılamıyorsa buna maksimal 1 tekrar (1MT ya da 1
RM) denilmektedir. 1 MT, bir kas ya da kas grubunun
üretebileceği kas kuvvetinin %100’ü demektir. 10 MT
ise, bir kas ya da kas grubunun üretebileceği maksimal
kuvvetin %75’idir.
• Direnç egzersizleri lastik bantlarda uygulanacaksa,
bantların üretildiği firmaya göre değişiklik gösteren
renkleri olan farklı sertlik/direnç sıralaması göz önüne
alınmalıdır. Farklı sertlikteki lastik bantlar obezitesi
olan bireye denettirilerek, yapabildiği tekrar sayısına
göre uygun başlangıç sertliği belirlenmelidir.
33
Tablo 4
Obezitesi Olan Bireyler İçin Egzersiz Programı
Oluşturma Önerileri
34
Fiziksel aktivite önerisi olarak yürüyüş egzersizi nasıl
olmalıdır?
İdeal yürüyüş egzersizi başlangıçta her gün 4000 adım
yürümek, sonra bunu kademeli olarak artırarak 6 ay
sonra 12, 000 adım yürüyebilmektir. Son yapılan
çalışmalarda, gerekli egzersiz yoğunluğunu (orta şiddet)
sağlamak için dakikada 100 adım; 30 dakikada 3000-
3500 adım (10 dakikada 1000 adım x 3) atılması
önerilmektedir. Adım sayısını takip eden teknoloji
kullanımı (pedometre, cps, giyilebilir teknolojiler, cep
telefonu uygulamaları) obezitesi olan bireylerin fiziksel
aktivitelerini kendilerinin değerlendirebilmesine olanak
vermektedir.
KAYNAKLAR
35
Ehrman KJ, Gordon MP, Visich SP, Keteyian ST. Clinical Exercise
Physiology, Human Kinetics, USA, 2003.
36
OBEZİTESİ OLAN BİREYİN PSİKOLOJİK
DEĞERLENDİRMESİ VE TEDAVİ ÖNERİLERİ
38
kişiler tekrar değerlendirildiklerinde, özellikle kaçıngan
kişilik bozukluğunun sıklığında azalma tespit edilmiştir.
39
Obezite, psikiyatrik bozukluklarla bir arada bulunmakla
birlikte, kişiler için bir stres faktörü de olabilir. Obezite,
kişilerin beden algısını değiştirir, özgüvenlerini azaltır,
sosyal ilişkilerini etkiler ve ayrıca kişilerin özellikle
adolesan yaş grubunda, daha fazla zorbalığa maruz
kalmalarına sebep olabilir. Erişkin yaşamda da iş yerinde
ayrımcılığa maruz kalmalarına, bazı işler için
seçilmemelerine ve dolaylı etkileri nedeniyle, kişilerin
hayat kalitesinde belirgin bir azalmaya sebep olmaktadır.
40
• Fiziksel aktivite seviyesi,
• Kullanılan psikotrop olan ve olmayan tüm ilaçlar,
• Alkol ve madde kullanımı,
• Kişilik özellikleri,
• Bilişsel özellikler,
• Genel tıbbi öykü,
• Gelişim öyküsü,
• Stresli yaşam olayları,
• Baş etme mekanizmaları
• Aile öyküsü mutlaka sorgulanmalıdır.
41
Obezitenin tedavisinde, mutlaka multidisipliner bir
yaklaşım gerekmektedir. Bu süreçte, her hasta için tedavi
öncelikleri iyi belirlenmeli, bu önceliklere uygun tedavi
planları oluşturulmalı, uygun psikoeğitim sunulmalı ve
düzenli takipler oluşturulmalıdır. Tedavi ekibinde bir
psikiyatrist ve klinik psikoloğun bulunması önemlidir.
Tedavi sürecinde, hastalar benzer motivasyon
seviyesinde olmayabilir, hastalığı kabullenmeyebilir ve
obeziteyi sürdüren davranışları değiştirmeye direnç
gösterebilir. Bu durumda ilk yapılması gereken, kişilere iç
görü kazandırmak ve değişime hazır hale getirebilmek
amacı ile motivasyonel görüşmelerin yapılmasıdır.
Motivasyonel görüşme, ayrıca tedavi uyumunun devamı
ve süreçteki diğer riskli davranışların değiştirilebilmesi
için de sık sık kullanılmaktadır.
42
hem bireysel hem de grup terapisi olarak uygulanabilir.
Davranışçı terapiler, özellikle diyetin başlangıç
evrelerinde, kişilerin diyete uyumunu artırabilir ve tek
başına diyet uygulayanlara göre daha kalıcı ve etkili
sonuçlar alınmasını sağlayabilir. Ayrıca özellikle
emosyonel yeme bozukluğu olan bireylerde, gevşeme
egzersizleri ve emosyon regülasyon tekniklerinin
öğrenilmesi, diyete uyumu kolaylaştıran ve zayıflamayı
artıran yöntemlerdir.
43
obezitede, benzer şikayetleri yaşayan ve tedavi süreçleri
içerisinde olan hastaların katıldığı destek grupları da
hastaların yaşam tarzı değişiklikleri, yeme düzenleri ve
özgüvenlerini geliştirebilmeleri adına yararlıdır.
REFERANSLAR
Sockalingam S, Hawa R. Psychiatric Care in Severe Obesity: An
Interdisciplinary Guide to Integrated Care. Springer; 2017.
Chu DT, Minh Nguyet NT, Nga VT et al. An update on obesity:
Mental consequences and psychological interventions. Diabetes
Metab Syndr 2019; 13(1): 155-160.
Dawes AJ, Maggard-Gibbons M Maher AR et al. Menta Health
Conditions Among Patients Seeking and Undergoing Bariatric
Surgery A Meta-analysis. Jama-Journal of the American Medical
Association 2016; 315(2): 150-163.
Formolo DA, Gaspar JM, Melo HM et al. Deep Brain Stimulation for
Obesity: A Review and Future Directions. Front Neurosci 2019; 13:
323.
Gerlach GS, Loeber and S. Herpertz. Personality disorders and
obesity: a systematic review. Obes Rev 2016; 17(8): 691-723.
44
OBEZİTEDE FARMAKOLOJİK TEDAVİ
Prof. Dr. Dilek Yazıcı
Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, Endokrinoloji ve Metabolizma H. Bilim Dalı
45
Ülkemizde bulunan Sağlık Bakanlığı ve EMA
(European Medicines Agency) (Avrupa İlaç Onay
Merkezi) onaylı antiobezite ilaçları:
Orlistat:
Gastrik ve pankreatik lipaz inhibitörü olan bu ilaç
bağırsaklardan yağ emilimini %30 oranında azaltır. Bir
yıllık kullanım süresi olan 12 çalışmayı içeren bir
metaanalizde yaklaşık %8 (5-10 kg) kilo kaybı sağladığı
gösterilmiştir. Bu çalışmalarda diyabet üzerine olumlu
etkileri olduğu da bildirilmiştir; 4 yıllık orlistat tedavisi
sonunda ilaç grubunda diyabet gelişim oranı %6.2 ‘yken
kontrol grubunda ise bu oran %9‘dur.
120 mg dozu bulunmaktadır. Günde 3 kez ağız yoluyla
kullanılır. Genel olarak gastrointestinal yan etkileri (yağlı
dışkılama, gaz, gaita kaçırma gibi) vardır. Gebelik, kronik
malabsorbsiyon ve safra yolu tıkanıklıklarında
kullanılamaz. Yağda eriyen vitaminlerin emilimi
azalacağından ek olarak multi-vitamin preparatı verilmesi
gerekir.
Liraglutid:
GLP-1 reseptör agonisti olan bu ilaç santral iştah merkezi
üzerinde etki yapar. Hipotalamustaki doygunluk artırıcı
çekirdekleri uyarırken iştahı artıran çekirdek üzerine
baskılayıcı etkisi mevcuttur. Daha düşük dozları diyabet
tedavisinde kullanılan bu ilaç yüksek dozlarda kilo kaybı
açısından etkin bir ilaçtır. Elli iki haftalık takip
çalışmalarında %8’lere varan kilo kaybına neden
olmaktadır. Takip çalışmalarında liraglutid alan gruplarda
prediyabet ve diyabet gelişme sıklığının almayan gruplara
göre daha düşük olduğu bildirilmiştir. Ayrıca başlangıçta
46
hayat tarzı değişikliği ile kilo kaybı olan hastaların
idamesinde liraglutid eklenmesi ek kilo kaybı
sağlamaktadır.
Yemeklerden bağımsız olarak günde bir kez cilt altı
enjeksiyon şeklinde kullanılır.
Başlıca yan etkisi tedavinin başında görülebilen
bulantıdır. Bunu engelleyebilmek için ilaca düşük dozdan
başlanıp (0.6mg/gün), haftalık olarak 0.6mg artışlar
yapılır. Bulantı yan etkisi doz artırılırken görülse de sonra
zaman içerisinde ortadan kalkar. Bulantı dışında görülen
yan etkiler ishal ve dispepsidir. Bunun yanında safra
kesesi problemleri ve pankreatit de nadir olarak
görülebilir. Hayvan çalışmalarında benign veya malign
tiroid C hücre tümörleri gösterildiği için kendisinde veya
ailesinde medüller tiroid kanseri veya MEN2 A veya 2B
öyküsü olanlarda kullanılması önerilmemektedir.
Ülkemizde olmayan antiobezite ilaçları:
Lorkaserin:
Serotonin reseptör agonisti olan bu ilaç iştahı baskılar.
Plasebo kontrollü bir çalışmada bir yılda ortalama 5.8 kg
ek kilo kaybı sağladığı gösterilmiştir. Diyabetik olan hasta
grubunda hem açlık kan şekeri hem de HbA1c üzerine
olumlu etkileri gösterilmiştir. Günde iki doz halinde
kullanılması önerilir. Baş ağrısı, baş dönmesi, halsizlik,
uyku hali, bulantı, öksürük, kabızlık gibi yan etkileri vardır.
Valvüler kalp hastalığı gelişirse,
lorkaserin durdurulmalıdır. Depresyon ve intihar
düşüncelerini provoke edebilir. Hafif ve hafif-ağır
karaciğer yetmezliğinde kullanılabilir. Glomerüler
filtrasyon hızı (GFR) <30mL/dk ise kullanılmamalıdır.
47
Fentermin-Topiramat:
Klinik pratikte farklı hastalıklar için kullanılan bir
sempatomimetik olan fentermin ve GABA sinyal yolağını
aktive ederek anoreksijenik sinyalleri uyaran bir
antiepileptik olan topiramatın birleşimidir. Kardiyovasküler
hastalığı olmayan ve orlistat veya lorkaserini tolere
edemeyen hastalarda önerilir. Değişik faz 3 çalışmalarda
yılda ortalama %7.5-9.3 arasında kilo kayıplarına yol
açtığı gösterilmiştir. Parestezi, sersemlik, tat değişikliği,
uykusuzluk, hafıza ve algı bozukluğu gibi yan etkileri
vardır. Topiramat ani olarak kesilince nöbet riski
oluşturur.
Bupropion-Naltrekson:
48
Farmakoterapide Genel Hedef:
Farmakoterapide Takip:
İlaç tedavisi sırasında etkinlik ve güvenilirlik düzenli
aralıklarla kontrol edilmelidir.
49
KAYNAKLAR
Yumuk V, Tsigos C, Fried M, et al. Obesity Management Task
Force of the European Association for the Study of Obesity.
European Guidelines for Obesity Management in Adults. Obesity
Facts 2015;8:402-24.
50
OBEZİTESİ OLAN BİREYDE TİP 2 DİYABETİN
MEDİKAL TEDAVİSİ
Doç. Dr. Sinem KIYICI
51
Diyabet tedavisinde kullanılan ilaçların kilo üzerine
etkileri
Diyabet tedavisinde kullanılan ilaçlar kilo üzerine
etkilerine göre üç gruba ayrılmaktadır (Tablo 1);
1. Kilo açısından nötr ilaçlar
• Metformin
• Alfa-glukozidaz inhibitörleri
• Dipeptidil peptidaz-4 (DPP IV) inhibitörleri
52
o İnsülinin anabolik etkilerine bağlı olarak gıda
alımında ve kiloda artış
o Bu ilaçların hipoglisemiye yol açmaları ve
hipoglisemi-ilişkili kalori alımının artması sonucu
gerçekleşen kilo artışı
Kilo artışı açısından insülinler arasında da farklılıklar
vardır. Bazal insülin kullanımına kıyasla bifazik insülin ve
prandiyal insülin kullanımı ile daha fazla kilo artışı
bildirilmektedir. Yine çalışmalar bazal analog insülin
kullanımının NPH insüline göre daha az hipoglisemi ve
kilo artışına neden olduğunu göstermektedir.
Tiazolidinedionlar ile ilişkili kilo alımının daha çok
sübkütan depolarda yağ dokusu artışıyla ilişkili olduğu
düşünülmektedir. Bu ilaç grubu viseral yağ
depolanmasını azaltmaktadır. Kilo artışının bir
bölümünden de bu ilaçların su tutmasına bağlı olarak
gelişen ödem sorumludur. Bu nedenle tiazolidinedion
ilişkili kilo alımının diğer ilaç sınıflarına göre daha az
zararlı olduğu düşünülmektedir.
3. Kilo kaybı sağlayan ilaçlar
• Sodyum-glukoz ko-transporter 2 (SGLT2)
inhibitörleri
• Glukagon benzeri peptid-1 reseptör (GLP-1R)
agonistleri
• Pramlintid
Sodyum-glukoz ko-transporter 2 (SGLT2) inhibitörleri
yaklaşık olarak 2-3 kg’lık ağırlık kaybına neden olurlar.
SGLT2 inhibitörleri negatif enerji dengesine katkıda
bulunarak kilo kaybına yol açarlar. Renal glukoz
taşınmasını önleyen SGLT2 inhibitörleri idrarla günlük 75
53
g (yaklaşık 300 kcal) glukoz kaybına neden olurlar.
Bununla birlikte, SGLT2 inhibitörleri kullanımından
kaynaklanan kilo kaybı, muhtemelen gıda alımındaki artış
nedeniyle beklenenden daha azdır. Glukagon benzeri
peptid-1 reseptör (GLP-1R) agonistleri ise ortalama 1.5-6
kg ağırlık kaybına neden olurlar. Bu ilaçlara yanıtta
bireysel farklılıklar görülebilmekte olup bazı çalışmalarda
GLP-1R agonisti kullanımı ile beklenenden daha yüksek
oranda kilo kaybına ulaşıldığı bildirilmektedir.
Çalışmalar GLP-1R agonistleri kullanımının insanlarda
iştahı ve gıda alımını azaltarak kilo kaybına neden
olduğunu göstermektedir. Kilo kaybının mide bulantısı ve
gecikmiş mide boşalması gibi yan etkilerden bağımsız
olarak gerçekleştiği gözlenmektedir. GLP-1R kullanımının
hipoglisemiye ve hipoglisemi ilişkili kalori alımında artışa
neden olmaması da kilo kontrolünde yarar sağlamaktadır.
GLP-1R agonistlerinin kilo üzerine etkileri birbirinden
farklıdır. Örneğin liraglutidin kilo üzerine etkisi diğer GLP-
1R agonistlerinden daha yüksek olup yakın zamanda
liraglutidin 3 mg’lık dozu diyabetik olmayan obezitesi olan
bireylerde antiobezite ilacı olarak ruhsatlandırılmıştır. Bir
amilin analoğu olan ve ülkemizde bulunmayan pramlintid
de kilo kaybı sağlayan ilaçlardandır.
Tablo
Diyabet tedavisinde kullanılan ilaçların kilo üzerine etkileri
54
Obezitesi olan tip 2 diyabetlilerde önerilen tedavi
algoritması
ADA/EASD ortak kılavuzuna göre önerilen obezitesi olan
tip 2 diyabetiklerdeki tedavi algoritması Şekil’de
özetlenmiştir. Buna göre;
• Obezitesi olan tip 2 diyabetlilerin tedavisinde
kontrendikasyon olmadığı sürece ilk basamak tedavi
metformindir.
• İkili kombinasyon tedavisinde kardiyovasküler veya
renal hastalığı bulunmayanlarda metformin+SGLT2
inhibitörü veya metformin+GLP-1R agonisti
önerilmektedir. Kardiyovasküler (KV) hastalık varsa
KV mortaliteyi azalttığı gösterilmiş bir SGLT2
inhibitörü olan empaglifozin veya GLP-1R
agonistlerinden liraglutid öncelikli tercih olmalıdır.
• Üçlü kombinasyon tedavisinde metformin+SGLT2
inhibitörü+GLP-1R agonisti önerilmektedir. SGLT-2
inhibitörü veya GLP-1R agonistinin tolere edilemediği
veya kontrendike olduğu durumlarda ise kilo üzerine
nötr etkisi olan DPP IV inhibitörleri tercih edilmelidir.
• DPP IV inhibitörleri, intolerans ya da kontrendikasyon
nedeni ile kullanılamıyorsa ya da hasta halihazırda
GLP-1R agonisti kullanıyorsa diğer tedavi seçenekleri
gündeme gelmektedir. Bu durumda hastanın glisemik
durumu ve ek komorbid hastalıkları da göz önünde
tutularak hipoglisemi riski daha düşük olan yeni nesil
bir sülfonilüre, düşük doz tiazolidinedion ya da bazal
insülin eklenmesi düşünülmelidir.
55
Şekil
Kardiyovasküler veya renal hastalığı bulunmayan obezitesi
olan tip 2 diyabet hastalarında antidiyabetik tedavi seçimi
(ADA/EASD uzlaşı raporu 2018’den uyarlanmıştır)
56
1- Kilo kaybı etkisi gücüne göre semaglutide>liraglutide>dulaglutide>
eksenatide>liksisenatide
2- GFR uygunsa başlanması ve devamı önerilmektedir
3- Düşük hipoglisemi riski olan yeni nesil SU seçilmesi önerilir
4- Düşük doz daha iyi tolere edilmektedir
57
KAYNAKLAR
58
OBEZİTEDE BARİYATRİK CERRAHİ
ENDİKASYONLARI VE AMELİYAT SEÇENEKLERİ
59
Standart bariyatrik/metabolik cerrahi yöntemler:
Uluslararası dernekler ve kılavuzlar tarafından kabul
edilen, uzun süredir uygulanan, etkinlikleri, uzun dönem
takip sonuçları ve komplikasyon yönetimi konusunda
kapsamlı bilgi ve deneyime sahip olunan cerrahi
yöntemlerdir. 2014 verilerinde obezite cerrahisi
girişimlerinin sayısı dünya çapında yıllık 580.000 olarak
bildirilmiştir. Bu alanda kullanılan cerrahi yöntemler
genellikle gıda alımını kısıtlayıcı, emilim bozucu ya da her
ikisinin kombinasyonu olarak sınıflandırılmaktadır.
Kullanılan ameliyat yöntemleri daha kompleks oldukça
etkinlikleri artmakta ancak komplikasyon riskleri de
artmaktadır. Günümüzde tüm bariyatrik cerrahi teknikler
olağandışı bir durum olmadıkça laparoskopik olarak
uygulanmaktadır.
Roux en Y Gastrik Bypass (RYGB): Temel olarak
kısıtlayıcı ancak emilim bozucu etkisi de olan bir cerrahi
yöntemdir. İlk kez 1967 yılında tanımlanan bu teknik yıllar
içinde modifiye edilerek günümüzde kullanılan şekline
gelmiştir. Mini gastrik ya da tek anastomoz gastrik bypass
bu gruba eklenebilecek, daha kısa vadeli sonuçlara sahip
olunan ancak tedavi planlamasında kendine yer bulan bir
tekniktir. Laparoskopik RYGB cerrahisinde 25-40 ml
arasında bırakılan mide poşuna ek olarak ortalama 50-75
cm arası uzunlukta biliopankreatik bacak, 100-150 cm
uzunluğunda alimenter bacak olacak şekilde RY
anastomoz yapılır (Şekil 1). Beklenilen kilo kaybı
ortalama olarak fazla kiloların %60-70’idir. Metabolik
hastalıklar için de etkin bir tedavi yöntemidir.
Sleeve gastrektomi: Temel olarak gıda alımını kısıtlayıcı
bir yöntemdir. Muhtemelen distal ince barsaklara
gıdaların hızlı iletilmesine neden olarak, salgılanan
inkretinlerin etkisi ile henüz kilo vermeyen hastalarda bile
60
erken dönemde önemli metabolik faydalarının olduğu
gözlenmektedir.
Şekil 1
Roux en Y Gastrik Bypass
Şekil 2
Sleeve gastrektomi
61
Ayarlanabilir gastrik band: Uygulanması pratik, geri
dönüşü mümkün, kısıtlayıcı bir yöntemdir. Ancak bandın
bağlı yerinden kayması, mide içine migrasyon, tıkanıklık,
enfeksiyon, port sorunları gibi %40’ a varan morbidite ve
sık revizyon gereksinimi nedeni ile popülaritesini
kaybetmiştir. Mide kardiya bölümünde 20 ml poş kalacak
şekilde hacmi ve dolayısı ile daraltma oranı ayarlanabilen
silikon bir bandın yerleştirildiği operasyondur (Şekil 3).
Fazla kiloların ortalama %45-55’ inin kaybını sağlar.
Şekil 3
Ayarlanabilir gastrik band
62
Şekil 4
Biliopenkreatik diversiyon
Çalışma aşamasında olup yeterli kanıta sahip
olmadığımız yöntemler: İleal interpozisyon, transit
bipartisyon, duodenoileal bypass gibi teknikler,
komplikasyonları ve etkinlikleri açısından henüz uzun
dönem sonuçlara sahip olunmadığı ve randomize
kontrollü çalışmaları tamamlanmadığı için, bazıları umut
vaat etse de henüz rutin kullanıma girmeyen ve genellikle
bir çalışma kapsamında uygulanması önerilen
yöntemlerdir.
Endoskopik yöntemler: Mide balonu en sık kullanılan
yöntemdir. Genellikle cerrahi endikasyon aralığının
altında olan ancak BKİ 30 kg/m2 üzerinde olan hastalarda
uygulanan bir yöntemdir. Yeni nesil balonlar endoskopik
63
olarak ayarlanabilmekte ve bir yıl süreyle hastada
kalabilmektedir. Migrasyon, balon perforasyonu, ülser
gelişimi gibi komplikasyonları olabilmektedir ancak
cerrahi yöntemlere göre daha az invaziv ve tamamen geri
döndürülebilir bir işlemdir. Fazla kiloların ortalama %25-
30 kaybını sağlayabilmektedir. Temel sorun balonun
çıkarılması sonrası geri kilo alımıdır. 1 yıllık balon
kullanımı sayesinde uzayan adaptasyon süresi ile bu
sorun aşılmaya çalışılmaktadır.
Cerrahinin etkinliği: Morbid obezitesi olan bireylerde
bilinen kanıtlanmış en etkili tedavi yöntemi bariyatrik
cerrahidir. Cochrane analizinde, cerrahi yöntemler kilo
kontrolünde en iyi medikal, beslenme ve davranış
tedavisine üstün bulunmuştur. Konusunda deneyimli
özelleşmiş merkezlerde operatif mortalitenin %0.1
düzeyinde olduğu bu cerrahi yöntemler sayesinde, BKİ
35 kg/m2 üstü olan ve yaşam süresinin ortama 5-20 yıl
azaldığı belirtilen hasta grubunda genel mortalitede
belirgin düşüş sağlanmaktadır. Obezite cerrahilerinin
uzun dönem sonuçlarına baktığımızda (ortalama 8 yıllık
takip) fazla kiloların verilmesi konusunda en etkin yöntem
biliyopankreatik diversiyon (%71) olarak ortaya
çıkmaktadır. Sıklıkla kullanılan diğer yöntemlerin uzun
dönem kilo kaybı oranları ise RYGB %67, sleeve
gastrektomi %51, ayarlanabilir gastrik band %40 olarak
devam etmektedir. Obezite ile ilişkili hastalıklarda ise
kısmi ya da tam iyileşme sağlanabilmektedir. Ayrıca yeni
ortaya çıkabilecek morbiditelerin de önlenmesi göz önüne
alındığında sağlık için ayrılan kaynakların etkin kullanımı
ile direkt sağlık harcamalarının azalmasını sağlayarak
sağlık ekonomisine katkıda bulunmaktadır. Obezite
cerrahisinin 15 yıllık diyabet gelişim riskini %78 oranında
azalttığı gösterilmiştir. Cerrahi yöntemler sonrası
hastaların kilolarının 2 yıl sonunda bir dengeye oturduğu
ancak hastaların ortalama %25-30’ unun tekrar kilo alımı
64
sorunu yaşadığı unutulmamalıdır. Bu nedenle cerrahi
sonrası hastaların, cerrahi ekiple beraber dahiliye/
endokrinolog, diyetisyen ve psikologdan oluşan bir ekip
tarafından ömür boyu izlemi uzun dönem başarı için
gerekli görülmektedir.
KAYNAKLAR
65
OBEZİTESİ OLAN BİREYİN BARİYATRİK
CERRAHİ ÖNCESİ DEĞERLENDİRMESİ
66
• Tekli veya gruplar halinde verilecek eğitimlerde ameliyata
hazırlık süreci, yara bakımı, ağrı yönetimi, gerekli aktivite
düzeyi, post-operatif sıvı tüketimi ve diyet aşamaları,
EĞİTİM
sistemik muayene
**
FM: Fizik Muayene
• Açlık Kan Şekeri, HbA1c,
• Kreatinin, Elektrolitler,
***
67
DİYABET: Glukoz (Aç/tok)
• Pre-operatif glisemik kontrol, öncelikle HbA1c
tıbbi beslenme tedavisi ve fiziksel aktivite İnsülin
ile; gerektiğinde oral anti-diyabetikler ve C-Peptid
insülin kullanılarak sağlanmalıdır
• Pre-operatif glisemik hedefler; HbA1c ≤
%6.5-7.0, açlık kan şekeri ≤ 110 mg/dl ve
2. saat tokluk kan şekeri ≤ 140 mg/dl
olmalıdır.
• HbA1c %7.0-8.0 gibi daha yüksek
hedefler, ilerlemiş mikrovasküler veya
makrovasküler komplikasyonları, yaygın
komorbid koşulları veya ideal hedefe
ENDOKRİNOLOJİ
68
****
PKOS VE FERTİLİTE: LH,FSH,
• Cerrahi için aday hastalar ameliyat Testosteron,
öncesi ve sonrası 12-18 ay süreyle DHEAS, Prolaktin,
gebelikten korunmalıdır Pelvik USG
• PKOS hastaları, cerrahi sonrasında (gerektiğinde)
fertilite ihtimalinin artacağı konusunda
bilgilendirilmelidir
• Ameliyat sonrası tromboemboli riskini
azaltmak için östrojen içeren ilaçlar
premenopozal dönemdeki kadınlarda
cerrahiden 1 siklus önce, post-
menopozal kadınlarda 3 hafta önce
kesilmelidir
• Malabsorptif türdeki operasyonlardan
sonra oral kontraseptiflerin etkinliğinin
azalacağı bilinmelidir
****
PKOS: Polikistik Over Sendromu
• Özellikle Cushing sendromu gibi nadir 1mg dexametazon
obezite nedenlerinden şüpheleniliyorsa supresyon testi
mutlaka ekarte edilmelidir
• Gut öyküsü bulunan hastalara cerrahi öncesinde profilaktik
gut tedavisi verilebilir
• EKG dışındaki invaziv olmayan EKG
kardiyak testlerin uygulanma gerekliliği,
bireysel risk faktörleri, öykü ve fizik
KARDİYOVASKÜLER
69
• Cerrahiye aday hastalar akciğer grafisi Akciğer grafisi
ve obstrüktif uyku apnesi açısından Spirometri
taranmalıdır. Tarama testleri pozitifse Polisomnografi
PULMONER
70
• Tüm hastalar, bariyatrik cerrahi öncesi ve sonrasında
yaşamlarına beslenme ve davranış değişikliklerini dahil etme
motivasyonları ve yetenekleri açısından değerlendirilmelidir.
• Tüm hastalara bariyatrik cerrahiden önce, mikro besin
ölçümleri de dahil olmak üzere uygun bir beslenme
değerlendirmesi yapılmalıdır. Bu değerlendirme, kısıtlayıcı
NUTRİSYONEL
KAYNAKLAR
Benotti PN. Patient Preparation for Bariatric Surgery. New York:
Springer; Chapter 4: Initial Medical Evaluation; 2014:21-25.
71
OBEZİTEDE BARİYATRİK CERRAHİ SONRASI
MEDİKAL İZLEM VE KOMPLİKASYONLAR
Prof. Dr. Dilek Gogas Yavuz
72
dayanması nedeni ile cerrahi sonrası ilk bir yılda ender
görülür.
Tablo 1
Bariyatrik cerrahi sonrası izlenen komplikasyonlar
Tablo 2
Bariyatrik cerrahi yöntemlerine göre önerilen takip sıklıkları ve
biyokimya değerlendirmesi
Gasrik band Sleeve RY gastrik Biliopankreatik
gastrektomi bypass diversiyon/duedonal
swich
Takip zamanları İlk bir yıl 6 İlk bir yıl 3-6 İlk bir yıl 3-6 İlk bir yıl 3 ayda bir
ayda bir ayda bir ayda bir sonraki dönemde 6-12
sonraki sonraki sonraki ayda bir
dönemde 12 dönemde 12 dönemde 12
ayda bir ayda bir ayda bir
Değerlendirilecek Hemogram Hemogram, Hemogram, Hemogram,
parametreler elektrolitler elektrolitler, elektrolitler, elektrolitler, demir,
demir, ferritin, demir, ferritin, demir, ferritin, ferritin, vitamin B12,
vitamin B12, vitamin B12, vitamin B12, folat, D vitamini, PTH,
folat, D folat, D folat, D 24s idrarda kalsiyum,
vitamini PTH vitamini, PTH vitamini, PTH osteokalsin, vitamin A,
24s idrarda vitamin E, albumin,
kalsiyum, prealbumin, INR
osteokalsin
DEXA ile kemik DEXA ile DEXA ile kemik
yoğunluğu (2 kemik yoğunluğu (2 yılda bir)
yılda bir) yoğunluğu (2
yılda bir)
73
Vit B12:Yeterli kanıt olmamasına rağmen vitamin B12
suplementasyonu orta uzun vadede gerekli olmaktadır.
Oral 350-500 mcg/gün, 1mg/ay i.m veya 3mg i.m 6 ayda
bir veya 500mcg /hafta nazal olarak uygulanabilir.
Folik asit: Folik asit eksikliği ender görülür. Postoperatif
dönemde düzenli kullanılması önerilen multivitaminlerin
içinde de mevcuttur.
Kalsiyum / D Vitamini: Günlük 1200-2000 mg kalsiyum
alımının sağlanması, eğer alınamıyorsa kalsiyum sitrat ile
süplementasyonu önerilir. D vitamini 400-800 IU/gün
olarak verilmelidir.
Vitamin B1: B1 (tiyamin) eksikliği şiddetli kusması olan
vakalarda erken dönemde sık görülür. Yeterli
beslenemeyen ve şiddetli kusmaları olan vakalara oral
veya parenteral 50-100 mg/gün vitamin B1 verilmelidir.
Semptomatik vakalarda 100 mg/gün 15 gün i.v verildikten
sonra oral olarak devam edilmelidir.
Mineraller: Çinko, bakır, selenyum, magnezyum,
potasyum ihtiyacı rutin multivitamin kullanımı ile
tamamlanabilir.
74
KAYNAKLAR
Busetto L, Dicker D, Azran C et al. Practical Recommendations of
the Obesity Management Task Force of the European Association
for the Study of Obesity for the Post-Bariatric Surgery Medical
Management. Obes Facts 2017;10:597–632.
75
KİLO GERİ ALIMINI ÖNLEME STRATEJİLERİ
Prof. Dr. Selçuk Dağdelen
Hacettepe Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı
78
Prospektif araştırmalara bakıldığında, kilo geri alımını
önleyebilecek en etkin yaşam tarzı değişiminin fiziksel
aktiviteyi daha da arttırmak olduğu görülmektedir.
Psikolojik destek ve beslenme planını takiben, haftada en
az 250 dakikalık egzersiz, ulaşılan vücut ağırlığının
idame ettirilebilmesini sağlar. Cerrahi yöntemlerle kilo
veren hastalarda, yaşam tarzı değişimleri başarılı
olmazsa, farmakoterapi seçenekleri gündeme gelebilir.
KAYNAKLAR
Eight-year weight losses with an intensive lifestyle intervention: the
look AHEAD study. Obesity. 2014; 22(1):5-13.
79