Professional Documents
Culture Documents
A. Mahfi Eğilmez - Yapısal Reformlar Ve Türkiye PDF
A. Mahfi Eğilmez - Yapısal Reformlar Ve Türkiye PDF
REFORMLAR
ve TURKİYE
DR. MAHFİ EĞİLMEZ
Rm Kltb
v AApv A
MAHFİ EĞİLMEZ İstanbul'da doğdu. An-
kara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
İktisat ve Maliye Bölümü'nü bitirdi. Gazi
Üniversitesi'nde kamu maliyesi alanında
dohma yaptı. Maliye müfettiş mua-
&
Remzi Kitabevi
YAPISAL REFORMLAR VE TÜRKİYE / Mahfi Eğilmez
ISBN 978-975-14-2088-6
Yapısal Değişim, 18
Yapısal Değişimin Anlamı
Sanayi Devrimi'nin Getirdiği Yapısal Değişim ..........euseu
Türkiye'de Yapısal Değişim
Yapısal Reform, 25
Tanımlar ve Açıklamalar
Değerlendirme, 156
Ekler, 162
Yapısal Reform Paketi: Toplu ve Özet Gösterim ............. eĞT
Yapısal Reform Paketi: Acil İşler Sıralaması.......ekecakeresammnn
Kaynakça,
166
TABLOLAR
GRAFİKLER
TANIMLAR VE ÇERÇEVE
Yapı denildiğinde, burada ele aldığımız çerçeve içinde karşımıza
şu alt tanımlar çıkar: (1) Bütünün bir araya getirilişinde uyulan
düzen. (2) Parçalarıyla somut bağımlılığı olan bütün. (3) Parça-
ları arasında, kurallara uygunluk çerçevesinde karşılıklı ilişkiler
bulunan düzen. Daha basit ve açık bir tanım yapmamız gerekirse
şöyle diyebiliriz: Bir bütünün içindeki parçaların kendi araların-
da ve bütünle olan ilişkilerini ifade eden oluşuma yapı denir.
Dağlar, denizler, göller gibi insan eli değmeden kendiliğinden
oluşmuş yapılara doğal yapı; binalar, makineler, arabalar gibi in-
sanlar tarafından tasarlanıp yapılmış yapılara da insan yapıları
deniyor. Toplumsal yapı, toplumda örgütlenmiş ilişkiler bütünü-
ne verilen addır. Kültürel etkilerle oluşmuş olan bu yapı gelenek,
dinsel inançlar, sosyal yapı, hukuksal yapı, eğitim, siyasal yapı gibi
unsurların etkisi altında gelişir. Bu açıdan bakıldığında toplumsal
yapı, geçmişin mirasını, günümüzün anlayışlarını, geleceğe bakış
açılarını ve kısmen de modayı içerir.
Ekonomik yapı ise bir toplumun üretim biçimi ve üretim iliş-
kileri, başka toplumlarla olan ekonomik alışverişi, üretim kay-
nakları, üretimi bölüşme biçimi, tüketim ve tasarruf alışkanlıkla-
rı, yatırım ilişkileri gibi ilişkiler bütününden oluşur. Arz ve talep
— dengesi, istihdam meseleleri gibi ekonomik ilişkiler, borsa, pazar
yeri, emek piyasası, döviz piyasası gibi oluşumlar ekonomik yapı-
yı meydana getirir.
— Ekonomik yapının tipik bir yansıması olan piyasa denilen or-
da, alışverişe konu olan mal ve/veya hizmetler yer alır: Piyasa-
ayrıca bu mal ve hizmetleri satan ve alan insanlar, firmalar, bu
14 YAPISAL REFORMLAR VE TÜRKİYE
hukukun üs-
Buna göre günümüz dünyası için ideal yapıyı,
misi - gelir da-
tünlüğü -laiklik - liyakat - demokrasi - piyasa ekono
de tanım larsa k, bu çerçe-
gılımı adaleti gibi yaklaşımlar çerçevesin
l refor mlar ola-
veye uyulması için yapılması gerekenleri de yapısa
iyi so-
İdeal yapıya ulaşmak açısından hangi yöntemin daha
andığı ül-
nuç verdiğini anlayabilmek için, bu yöntemlerin uygul
a gelir ve ge-
kelerin ulaştığı sonuçlara bakmak gerekir. Kişi başın
kun üstün-
lir dağılımıyla birlikte insani gelişmişlik endeksi, huku gös-
işleyişini
lüğü endeksi, şeffaflık endeksi gibi kültürel yapının
Avrup a ülkel erini n (İsveç,
teren endekslere baktığımızda, Kuzey
nya, Leton ya, İr-
Norveç, Finlandiya, Danimarka, Estonya, Litva
u görülmek-
landa, İzlanda) ideal yapıya en yakın ülkeler olduğ
tedir.
a gerek ol-
“ Ekonomik gelişme için burada değindiğimiz yapıy
gerek mediğ ini Çin
madığını, hatta demokratik bir yapının bile
TOPLUMSALVE EKONOMİK YAPI 17
sanay i ve hiz-
değişim, ekonomik faaliyetlerin ağırlığının tarım,
n
sanayi kesi-
madır. Bu yer değişikliği, genellikle tarım kesiminden
e
ke-
Ekonomik kalkınma başlayıp da toplumlar geliştikçe tarım
ve üreti-
siminin üretimi ekonomideki ağırlığını yitirmeye başlar
n-
min ağırlığı, sanayi ve hizmetler kesimine kayar. Üretim yapısı
aynı şekilde
daki bu değişimle birlikte istihdam edilen nüfus da
Bu değişim
tarımdan sanayiye ve hizmetlere doğru geçiş sergiler.
lenme-
olgusu, ekonominin piyasa ekonomisi çerçevesinde örgüt
çıkma ya başlar,
sinin hızlanmasıyla birlikte kendiliğinden ortaya
YAPISAL DEĞİŞİM 19
Sanayi ve
Yıllar Tarım Ticaret Diğer
1811 35 45 20
1841 20 43 ei
1871 14 55 31
2019 l 45 54
70 <-—
s Hizmetler
60 z x
/_
Ö N Z a
DS
a Te e Z ç SI Sanayi
30 2
/ > SK
Za // “SseL Tarım
10 n
0
Sanayi Devrimi'ne Sanayi Devrimi
Gidiş ve Sonrası
Sanayi 7 9 14 28 28
Hizmetler 12 14 20 34 54
TANIMLAR
VE AÇIKLAMALAR
Yapısal reform son dönemde en çok kullanılan ifadelerden biri-
si oldu. Ekonomiyle ilgili ya da ilgisiz herkes yapısal reformlar-
dan söz ediyor. Ne var ki herkes bu ifadeyi aynı anlamda kullan-
mıyor. Bazılarına göre bir yasada yapılacak değişiklikler yapısal
reform anlamına geliyor, bazılarına göreyse yasalardaki değişik-
likler yetmiyor sistem değişikliği olması gerekiyor, bazıları yapısal
reformu sadece ekonomiyle sınırlı tutuyor, bazılarıysa siyasal ve
sosyal alanları da kapsaması gerektiğini ileri sürüyor. İlk kez nasıl
ve hangi çerçevede kullanıldı tam olarak açık değil ama bu ifadeyi
/— yaygınlaştıran kurumların IMF ve Dünya Bankası olduğunu söy-
— leyebiliriz. Bu iki kurum bu ifadeyi ekonomik çerçeveyle sınırlı
-— olarak ve yapısal uyum adı altında kullandılar. Bu iki kurum yapı-
/— sal uyumu piyasa sistemine geçiş, dalgalı kur uygulaması, vergiler
/— ve harcamalar açısından kamu mali disiplininin sağlanması, sağ-
lıklı ve denetlenebilir bir bankacılık sistemi kurulması, ödemeler
engesinin imkânlara göre yürütülmesi gibi konulara bağlayarak
açıkladılar. O nedenle şimdi yapısal reform denildiği zaman, ko-
nuyu bu iki kurumun açıkladığı yapısal uyum çerçevesinde öğre-
r sadece ekonomik reformları düşünüyorlar.
IME ve Dünya Bankası yapısal uyum programı tanımı, ekono-
ik kriz yaşayan ekonomilerde ödemeler dengesini düzeltmek,
ekonominin yapısındaki parçaları uyumlu hale getirmek ve ka-
—mu mali yönetiminde disiplini sağlamak şeklinde özetlenebilir.
eformun geniş çerçevedeki amaçları ekonominin mali denge-
izliklerini azaltmak, uzun dönemde büyümeye geri dönüşü sağ-
ak, enflasyonu denetim altına almak, tasarrufları ve yatırımla-
|
26 YAPISAL REFORMLAR VE TÜRKİYE
NEOLİBERAL YAKLAŞIM VE
WASHINGTON UZLAŞISI
dünya ekonomik düzenine biçim veren neoliberal yak-
mlar 1970'lerde ortaya çıkmaya başladı ve 1980'lerden itibaren
kazandı. Neoliberalizm terimi; ilk kez 1950'lerde orta-
sa da karşılık asıl olarak 1980'lerde yaygın biçimde kul-
28 YAPISAL REFORMLAR VE TÜRKİYE
öy-
yapısal reform değil bir düzeltmedir. Bununla birlikte bazen
de bir de-
le önemli bir yasa maddesi söz konusu olur ki o madde
bu
ğişiklik yaparak birçok alanda düzeltme sağlanabilir. O zaman
düzenleme de yapısal reform sayılab ilir.
YAPISAL REFORM 31
DEMOKRASİ
Aristokrasi soyluların; meritokrasi en liyakatli olanların, plütok-
rasi varlıklıların; demokrasi halkın, etnokrasi bir etnik grubun;
— stratokrasi askerlerin; teokrasi din önderlerinin; teknokrasi uz-
— Manların; timokrasi zengin ve güçlü olanların; kleptokrasi hır-
— sızların yönetimi elinde bulundurduğu sistemlerin adıdır. Bu yö-
netim biçimleri duruma göre cumhuriyet, monarşi, oligarşi, dik-
tatörlük gibi çerçevelerden herhangi birisinin içinde görülebi-
lir.
Bunlar arasında en ilginci ve aynı zamanda en kötüsü kuş-
kusuz kleptokrasidir. Yunancadan gelen demos (halk) ve kratos
(güç) sözcüklerinin birleştirilmesiyle elde edilen ve halk yöneti-
— mi anlamına gelen demokrasi sözcüğünde olduğu gibi, kleptok-
k rası de Yunanca klept (hırsız) ve kratos (güç) sözcüklerinin birle-
hşı e oluşmuştur ve hırsızlar yönetimi anlamına gelir. Kleptok-
Tasi bir ülkenin siyasal yönetim biçimini tanımlıyor olsa da de-
—mokrasiden farklı olarak ekonomik bir tanımlamayı da bünye-
inde taşıyor. Bu, ahbap çavuş kapitalizminden de ahbap çavuş
demokrasisindende daha geniş bir kavram.
— Kleptokrasinin yaşanmış birçok örneği arasında en bilinenle-
Ti Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed, Endonezya Başkanı
uharto ve Filipinler Başkanı Ferdinand Marcos'un kurduğu re-
ümlerdi. Bu üç yöneticinin, iktidarda kaldıkları sürelerde milyar-
rca dolarlık servet yaptıkları biliniyor.
Kleptokrasi, hırsızların iktidarı ele geçirmesiyle ortaya çıktığı
ibi hırsız olmayanların ya da hırsız oldukları bilinmeyenlerin ik-
YR2
34 YAPISAL REFORMLAR VE TÜRKİYE
Şi S A
ve analiz bölümüdür.
(1) The Economist Group'un araştırma
İDEAL EKONOMİK YAPININ YER ALACAĞI ORTAMIN KOŞULLARI 35
luk, (2) Sivil özgürlükler, (3) Devlet fonksiyonları, (4) Politik ka-
tılım, (5) Politik kültür.
Demoktrasi endeksinde 2020 yılında 167 ülke aldıkları notlara
göre şu kategorilere yerleştiriliyor:
(1) Tam demokrasiler: Sivil özgürlüklere ve temel siyasi öz-
gürlüklere saygı duyan, demokratik ilkelerin gelişmesine elverişli
bir siyasal kültürce desteklenen ülkeler bu kategoriye giriyor. Bu
ülkelerde hükümetler üzerinde denetimi sağlayan bağımsız bir
yargı sistemi ve bağımsız medya yer alıyor. Demokratik işleyişle
ilgili olarak sınırlı sorunlar söz konusu olabilir.
(2) Kusurlu demokrasiler: Seçimlerin adil ve özgür olduğu,
temel sivil özgürlüklere saygı duyulduğu, buna karşılık örneğin
medya özgürlüğü ihlali ve siyasal muhalif ve eleştirmenlerin ha-
fifçe baskılanması gibi sorunlarının var olabileceği ülkeler bu ka-
tegoriye giriyor.
(3) Karma rejimler: Düzenli seçim sahtekârlıkları yapılan, adil
— ve özgür demokrasi konumunda yer almaları engellenen unsurla-
— rın bulunduğu ülkeler bu başlık altında toplanıyor. Bu ülkeler ge-
— nellikle siyasal muhaliflerin baskıya tabi tutulduğu, yargının ba-
gımsızlığının tartışmalı hale geldiği, yolsuzlukların yaygınlaştığı,
medyaya taciz ve baskı uygulandığı, hukukun üstünlüğünün kay-
bolduğu, siyasal alanda kusurlu demokrasilere göre daha belirgin
hataların görüldüğü ülkelerdir.
(4) Otoriter rejimler: Siyasal çoğulculuğun olmadığı ya da ile-
İ derecede sınırlı olduğu ülkeler bu kategoriye giriyor. Bu ülkeler
ikle mutlak monarşi veya diktatörlükle yönetilen ülkelerdir.
geleneksel demokrasi kurumlarına sahip olsalar bile sivil öz-
üklerin ihlali ve kötüye kullanımı yaygındır, seçimler yapılsa
adil ve özgür değildir, medya genellikle iktidar rejimi ile iliş-
i gruplarin denetimi altındadır, yargı bağımsız değildir ve hü-
te karşı yapılan eleştirilerin bastırılması ya da sansürlenme-
i söz konusudur. ;
— Bu çerçevede ele alınan 167 ülkenin bu gruplara dağılımı şöy-
e bir tablo oluşturuyor
w
_%'
36 VE TÜRKİYE
YAPISAL REFORMLAR
Toplamdaki
Sayı Payı (96)
'Tam Demokrasiler 21 12,6
53 317
Kusurlu Demokrasiler
34 20,4
Karma Rejimler
Otoriter Rejimler 59 3D
Endeksi, 2021)
(Kaynak: The Economist Intelligence Unit, Demokrasi
liyor, tam
Buna göre 167 ülkenin üçte biri diktatörlükle yöneti
girebiliyor
demokrasi kategorisine ise ancak ülkelerin yüzde 14'ü
k bakars ak demok rasi
demektir. Kusurlu demokrasileri de katara
55'i yer alıyor
liginde ülkelerin yüzde 45'i, diğer tarafta ise yüzde
z John'a
diyebiliriz. 1215 yılında İngiliz soylularının Kral Yurtsu
adım ola-
imzalattıkları Magna Carta'yı:? demokrasiye atılmış ilk
imiz yer hiç de par-
rak ele alırsak, aradan geçen 800 yılda geldiğ
lak görünmüyor.
£Çin,
Ne zaman, “Demokrasi gelişmenin temelidir,” dense,
karşım ıza çıkıyor . Çin'in , piya-
demokrasiyle mi gelişti?” sorusu
doğrud ur. Seçim
sa ekönomisine saygılı bir diktatörlük olduğu
Şimdiye ka-
var ama seçim, demokrasi olduğuna işaret etmiyor.
yaratma-
darki yansımaları bu ülkedeki sistemin fazla yolsuzluk
unu gös-
dan işleyebildiğini ve gelişme sağlamakta başarılı olduğ
batılı anlam da de-
teriyor. Uzun yıllardır durum böyle. Çin'de,
örlük dü-
mokrasi hiçbir zaman var olmamış, sistem hep diktat
: Sis-
zeninde ilerlemiş. İşin özü ve gözden kaçan kısmı da burada
memiş , piyasa ya ve yabanc ı
tem yönetim biçimi açısından değiş
yöneti lmediğ i bi-
sermayeye saygılı olmuş. Çin'in demokrasiyle
bir bi-
linmekle birlikte, yıllardır aynı sistemle ve piyasaya saygılı
le ta-
çimde yönetildiği de bir gerçek. Yani dünya onları bu sistem
magna-cnm-li bertatum.
(2) Mahfi Eğilmez, https:/lwww.mahüegilmez.com/ZOl2I04l |
html
İDEAL EKONOMİK YAPININ YER ALACAĞI ORTAMIN KOŞULLARI 37
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ
- Çoğunlukla aynı anlamda kullanılan hukukun üstünlüğü (rule of
law) ile hukuk devleti (Rechtsstaat) kavramları aslında farklı an-
lamlar taşımaktadır. Anglo-Sakson ekolünün yaklaşımını yansı-
“tan ve kökeni John Locke'a dayanan hukukun üstünlüğü kavra-
—mı, bireyin mülkiyet üzerindeki egemenliğine dayanır. Buna kar-
şılık Alman ekolünün görüşlerini yansıtan ve temelde Immanu-
Kant'ın düşüncelerine dayanan hukuk devleti kavramı, bireyin
işisel davranışı üzerindeki egemenliğini öne çıkarmaktadır.
Hukukun üstünlüğü, yurttaşlarla onları yönetenler ve top-
daki gerçek veya tüzel bütün kişiler arasındaki ilişkileri dü-
eyen kurallara uyulması konusunda hiçbir ayrım yapılmama-
“anlamına gelir. İlk kez Aristoteles tarafından, “Hükmeden hu-
olmalıdır” şeklinde ifade edilmiştir. Hukukun egemenliği an-
na gelen ve bugün gelişmiş ülkelerin çoğunda bu düşünceyi
ılamak için kullanılan “rule of law kavramı, tahtın egemen-
k hakkını sınırlamak amacıyla ilk kez on üçüncü yüzyılda Hen-
38 YAPISAL REFORMLARVE TÜRKİYE
de
ri de Bracton tarafından ortaya atılmıştır. ? Bu kavram, bugün
için kul-
yaygın bir biçimde hukukun üstünlüğünü ifade etmek
lanılıyor.
kü
Hukukun üstünlüğünün somut biçimde ifadesini, bugün
mad-
anlamına yakın bir çerçevede, ilk kez Magna Carta'nın 39.
göre yargıla-
desinde görüyoruz: “Özgür kişiler, ülke yasalarına
mal ve
nıp hüküm giymeden tutuklanmayacak, hapsedilmeyecek,
edilme yecek,
mülkünden mahrum bırakılmayacak, yasa dışı ilan
uğ-
sürgün edilmeyecek veya hangi biçimde olursa olsun zarara
ratılmayacaktır.”
dö-
Ortaçağ Avrupa'sında cadı avı denilen uzun bir çılgınlık
mun yaşa-
nemi var. Sefaletin kol gezdiği taşra kentlerinde toplu
etme
dığı sıkıntıları ve eziyetleri bir takım günah keçilerine mal
uy-
düşüncesiyle başlayan cadilik suçlamaları, sonu idamla biten
kuşkul anılan insanl ar
gulamalara sahne olmuş. Cadı olduğundan
iyor, bu mua-
cadı avcısı olduğunu öne sürenlere muayene ettiril
siğil-
yenelerde kişinin vücudunda cadılık belirtileri, yani benler,
düşün ülen izler aranıy or, örneği n
ler gibi şeytanın işareti olduğu
la işbirli ğinin belirti si
iğne batırıldığında kan çıkmaması şeytan
gün-
sayılıyordu. Cadılıik suçlamasında suçunu itiraf etmeyenler
lü-
lerce sürekli koşturularak uykusuz bırakılıyor, bitkin düşürü
sonuc u sanrıla r görme ye başla-
yordu. Uykusuzluk ve yorgunluk
uyuyabil-
yan sanık, aklını yitirme noktasına gelince biraz olsun
an
mek için çaresizlikten cadılık yaptığını kabul ediyor ve ardınd
yakılarak idam ediliyordu.
za-
Avrupa, yaşadığı bu inanılması güç dehşet olaylarından
du. Suç ve ceza
man içinde hukuk normlarını geliştirerek kurtul
ı, gü-
ilişkisinin kurulması, modern mahkemelerin oluşturulmas
aldı.
nah keçilerine işkence uygulayarak suçlu yaratmanın yerini
Ne var ki bu saçmalık şekil değiştirerek yaşam aya devam etti.
ve
Hukuk devleti olmanın bazı koşulları vardır. Yasama, yargı
ve iş-
yürütme organları hukuka bağlı olmalı, yürütmenin eylem
bağım-
lemleri yargı denetimi dışında bırakılmamalıdır. Yargıçlar
icle-fıle/ 36567
(3) Yaşar Karayalçın, https://dergipark.org.tr/tr/download/art
- M L 5 F Cu AOA GA LA S
GÜÇLER AYRILIĞI
Yukarıda değindiğimiz gibi hukukun üstünlüğü yürütme, yasama
ve yargının birbirinden ayrılmasını gerekli kılmaktadır. Bu ayrı-
lık, bu üç erkin farklı kurumlarca yürütüleceği anlamına gelir.
Fatih Sultan Mehmet'in kendi zamanına kadar yürürlükte
olan kanunları bir araya toplayarak yazdırdığı ünlü Kanunname-i
Ali Osman'ın (Kanunname-i Mehmedi ya da Fatih Kanunname-
si olarak da anılıyor) 37'nci maddesi, gücü hükümdarın elinde
toplayabilmek için kardeş katline onay vermeye kadar gidiyordu.
“Egemenliğin mutlak bir şekilde tek elde toplandığı devletlerde,
hükümdarın kudretinin son sınırı, kendi takdir hakkını kullana-
rak ölüm cezası verebilmesidir. Bilhassa İslam ve Türk-İslam dev-
letlerinde bu kurum gelişmiş ve İslam kamu hukukunun önem-
li bir parçası haline gelerek yaşamıştır. Türk-İslam devlet nazari-
— yesi, hükümdarın bu yetkisine bağlı olarak gelişen kuruma, “siya-
seten katl' adını vermiştir.”'* Siyaseten katl, siyasal iktidarın mut-
— lak sahibinin emriyle adam öldürülmesi ya da cinayet işlenmesi
-— demektir. Başına siyaseten sözcüğü konulmasının nedeni bu ey-
lemi, cezalandırılmayı gerektiren adi adam öldürme eyleminden
ayırmak içindir.
— OysaFatih Sultan Mehmet'ten 2700 yıl önce Hitit Kralı Telipi-
-— nu'nun Fermanı, primogenitur kuralına (en büyük erkek çocu-
-— ğun kral olması esasına) önderlik etmiş bulunuyordu. Batıda baş-
langıçta yaşanan taht kavgaları da aynı yöntemle çözümlenmiş
ç (4) Ahmet Mumcu, Osmanlı Devletinde Siyaseten Katl, Giriş kısmı, Phoenix Yayınları,
4. Baskı, 2017
40 YAPISAL REFORMLAR VE TÜRKİYE
ilkesi benimsenmişken
ve en büyük erkek çocuğun kral olması
rluğun artık gücünü tü-
Osmanlı'da bu yönteme ancak İmparato
iştir.
müyle kaybettiği son döneminde geçilebilm
ilkes inin önemini göste-
Bütün bu örnekler bize güçler ayrımı
o gücü kullananın yar-
riyor. Gücün tek elde toplanması halinde da
gılanması mümkün olamayacağı için herhangi bir korkusu
latabiliyor. Oysa güçler
kalmıyor ve dilediği gibi karar alıp uygu
nde yargı bağımsız olacağı
ayrılığı sisteminin geçerli olması hali
llara uygun hareket et-
için iktidar sahipleri yasalara ve diğer kura
uzlukları, yasa dışılık-
mek zorunda kalıyor. Bu zorunluluğun yols
lleyeceği kesindir. Diye-
ları, liyakate dayanmayan atamaları enge ko-
veya kuralların aradığı
lim ki iktidarı elinde tutanlar, yasanın
atamışlarsa o zaman
şullara uygun olmayan bir kişiyi bir makama msız de-
olabilir. Yargı bağı
o atama yargıya taşınır ve iptale konu
götürülemeyebilir ya da
gilse iktidarın bu uygulamaları yargıya
götürülse bile sonuç alınamayabilir.
san- |
gibi olaylarla sınırlı olması gerekir. Bunları aşan sınırlamalar
anması anlam ların a |
sür, düşünce ve anlatım özgürlüğünün kısıtl
düzen leme-
gelir. Ne var ki bu hükümlerin yer aldığı uluslararası
kapsam dı-
leri onaylamış olan ülkelerde bile burada öngörülen
leme-
şında yasal düzenlemeler yapılabilmekte hatta bu tür düzen
amalara gi-
ler olmadan da bu çerçeveye uygun düşmeyen uygul
dilebilmektedir.
bulu-
1692 yılında, o tarihte İngiltere'nin egemenliği altında
tts eyalet inin Salem ken-
nan Amerika'nın bugünkü Massachuse
kla suçla ması üze-
tinde birkaç küçük kızın bazı kadınları cadılı
cadılı kla
rine bir insan avı başladı. Kentte yaşayanların bazıları
Ortaçağ-
suçlandı, yakalanıp hapse atıldı ve işkenceyle öldürüldü.
en hortla mıştı. Bir süre
da yaşanmış bulunan cadı avı adeta yenid
n 2,5 asır
sonra ortalık yatıştı, olay unutulmaya yüz tuttu. Arada
önderli-
zaman geçti; yine ABD'de 1950'lerde Senatör McCarthy
in-
ğinde örgütlenen gruplar, sistemi eleştiren herkesi düşünceler
başlad ılar. Bu grupla rın et-
den dolayı komünistlikle suçlamaya
komün ist avla-
kisinde kalan toplum, adeta cinnet geçirerek bir
ilgisi ol-
ma histerisine tutuldu. Bu dönem boyunca komünizmle
tutuklan-
sun olmasın sistemi eleştiren pek çok kişi işinden atıldı,
McCar thy'c ilik olarak si-
dı, hapse girdi. Bu yaklaşım, sonradan
yasal tarihte yerini aldı. :
Arthur Miller, Salem cadılığ ı olayın ı kendi döneminin Mc-
le) adlı
Carthy'ciliğine uyarlayarak ünlü Cadı Kazanı (The Crucib
tiyatro oyununu yazdı.”
gibi
Hoşgörünün kaybolduğu ortamlarda eleştiri, düşmanlık
malar yö-
görülür ve eleştiri yapanlara karşı cadılık benzeri suçla
eleştiri
neltilir. Burada önemli olan yargının ne yapacağıdır. Yargı,
karar alırsa işte o za-
hakkının yok edilmesine izin verecek yönde
man cadı avı yeniden hortlamış olur.
düğü
Yönetim de başka güçler de, tarihte pek çok örneği görül
ve olmay anlar ayrıml arı yapa-
gibi, zaman içinde bizden olanlar
yönetimin
bilir. Önemli olan yargının ne yapacağıdır. Yargı, eğer
/cad-av.hmıl
(5) Mahfi Eğilmez, https://www.mahfıegilma.comlzo12/01
İDEAL EKONOMİK YAPININ YER ALACAĞI ORTAMIN KOŞULLARI 43
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Basın özgürlüğü, haber, fikir ve düşünceleri, çoğaltıcı araçlarla,
serbestçe açıklayabilmek demektir. Bilgi ve verileri kimsenin mü-
dahalesi olmadan toplayıp; serbestçe yorumlayarak çoğaltmak ve
bunları serbestçe yayımlamak ve dağıtabilmek hakkını veren bir
özgürlük türüdür.
Yaptığı bu görev nedeniyle basına bazı haklar tanınmıştır.
Bunlardan ilki “*haber verme hakkı ve görevi', diğeri ise “denetim
ve eleştirme hakkı ve görevidir.. Basın özgürce haber toplayabil-
meli, bunları yorumlayabilmeli ve eleştirebilmeli; haber, eleştiri
ve yorumları basabilmeli ve yayabilmelidir. Basın, toplumu ilgi-
-— lendiren olaylar hakkında vatandaşları objektif ve gerçekleri yan-
- sıtacak biçimde aydınlatmakla yükümlü olup, bireyleri içinde ya-
/—şadıkları toplumun ve tüm insanlığın sorunları hakkında bilinç-
Tendirmekle görevlidir. Basının bir başka görevi de yöneticileri
eleştirmek ve uyarmak, kamuoyunu düşünceye sevk edecek şekil-
de tartışmalar açmaktır. ©
— Gerçeklerin geniş halk kitleleri tarafından öğrenilebilmesi ço-
1 zaman basın özgürlüğü olmadan mümkün olamaz. Düşünce ve
latım özgürlüğünün en önemli parçalarından birisi, basın öz-
ıiğudür Bu özgürlükler olmadan yolsuzlukların, hukuk dışı
lavranışların, çelişkilerin anlaşılması, izlenmesi ve cezalandırıl-
nasi mümkün olmayabilir. Basın özgürlüğünün kısıtlandığı, or-
lan kaldırıldığı yerlerde basın, halkın çıkarlarını savunamaz.
Mehmet Beşir Acabey, Basın Özgürlüğü ve Bu Özgürlüğün Bir Sınırı Olarak Kişilik
— Hakkı. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/179428
—
———————
İYE
44 YAPISAL REFORMLAR VE TÜRK
VE LA
YAPISAL REFORM İYE
TÜRKR
46
İNİN İŞLETİLMESİ
PİYASA EKONOMİSİ SİSTEM
se 0 zaman piyasa siste-
Bir kez karma ekonomik model seçilmiş
rmların en önemli adım-
A
yönlendirmelerinin sistem
mu kesimi üretiminin, kararlarının ve
n piyasa ekonomisinden
içinde ağırlığı artmaya başlarsa o zama
uzaklaşılmaya başlanıyor demektir.
.
İMKÂNSIZ ÜÇLÜ
Küreselleşme öncesinde dünyada, sermaye hareketlerinin serbest
solmadığı yani isteyenin istediği gibi döviz alamadığı, döviz he-
sabı açamadığı, çoğunlukla ya sabit kur ya da müdahaleli değiş-
ken kur rejiminin geçerli olduğu bir sistem egemendi. Küreselleş-
“meyle birlikte serbest kalan sermaye hareketleri dünyaya yön ve-
“Tir oldu. Bu sistem, döviz kurlarının piyasadaki arz ve talebe göre
48 YAPISAL REFORMLARVE TÜRKİYE
. Konvertibilite,
belirlendiği dalgalı kur rejimiyle destekleniyordu
şümü anlamına gel-
artık eskiden olduğu gibi paranın altına dönü
istediği dövize çe-
miyor, isteyenin o gün piyasa kuruyla parasını
virebileceği bir şekle bürünmüş oluyordu.
serbest serma-
Bu yeni sistemde, dalgalı kur rejimi altında ve
ek, hafif aksa-
ye hareketleri düzeninde piyasa her sorunu çözec
müdahalesiyle
malar ortaya çıktığında da devletin kalıcı olmayan
ün işleyebilme-
bu aksaklıklar giderilebilecekti. Bu sistemin düzg
harek etler inin serbestli-
si imkânsız üçlü adı verilen ve “sermaye
uygu lamasının
ği, sabit döviz kuru ve bağımsız bir para politikası
a uygun politi-
aynı anda var olamayacağını” vurgulayan bir kural
kalar izlenmesine bağlanmış bulunuyordu.
i serbestse ya-
Bu kuralı biraz açalım: Eğer sermaye hareketler
geçerli kurdan
ni insanlar yerel paralarını diledikleri gibi o anda
cı para üzerin-
yabancı paraya çevirebiliyor, bankalarda yaban
ol edilemez.
den mevduat açabiliyorlarsa faiz ve kur birlikte kontr
o zama n serma ye hare-
Eğer ikisi birden denetlenmek isteniyorsa
r. Serm aye hare-
ketlerini serbest bırakmaktan vazgeçilmesi gereki
da iki seçen ekten
ketlerinin serbest kalması isteniyorsa o zaman
p ikisinin de arz ve
birisi geçerli olur: Ya faiz ve kur denetlenmeyi
ya da bunlardan
talep tarafından belirlemesine imkân verilecek
nin serbest ha-
birisi denetim altında tutulmak isteniyorsa öteki
tlenmeye çalışılırsa
reket etmesine izin verilecek. İkisi birden dene
nmeye başlar, bu-
döviz talebinin önüne geçilemez, rezervler tüke
artar) , ülkeye doğ-
nun sonucu olarak riskler yükselir (CDS primi
verenler artan
rudan yabancı sermaye girişi düşmeye başlar, borç
tirler. Bir süre
risklerle paralel olarak talep ettikleri faizleri yüksel
sonra mekanizma tıkanır ve sisteme zarar verir.
iş-
etkiledi. Salgının yarattığı tahribat, insanların çok daha yakın
birliği içinde olması gerekliliğini ortaya çıkardı Bu işbirliğini vur-
gulayarak öne çıkarılan yaklaşımlardan birisi Büyük Sıfırlama
adını taşıyor. :
Bu yaklaşımı ortaya atanlar a göre, küreselleşme sonrasın-
da kapitalizm artık eski haliyle sürdürülemez bir noktaya gelmiş
de-
bulunuyor. Sermaye hareketlerinin serbest kaldığı, bir başka
yişle sermaye sahiplerinin dilediği yere dilediği zamanda parası-
nı yollaması ve çekmesiyle başlayan serbestleşmeyle ulus devlet-
lerin kendilerine özgü para ve maliye politikaları birbiriyle çeli-
elden
şir duruma girmiş görünüyor. O nedenle bu politikaları tek
-
standart biçimde yürütecek bir otoriteye ihtiyaç olduğu düşünü
lüyor. Bu otorite, Bretton Woods Antlaşması'yla kurulan Ulusla-
gibi bir
rarası Para Fonu (IMF) gibi bir otorite de olabilir, ABD
ge-
hegemon devlet de. Bu otoritenin küresel sistemin tümünde
Bü-
çerli kuralları belirleyip uygulamayı denetlemesi düşüncesine
— yük Sıfırlama (Great Reset) deniyor. Büyük Sıfırlama yaklaşımı
eyen
zaman içinde Sanayi 4,0 yaklaşımını da içine alarak genişl
ma görüşü ta-
bir kapsama bürünmüş görünüyor. Büyük Sıfırla
taftar bulduğu kadar tepki de çekiyor. Bu tepkiler, insanlığın, diji-
tal dünyanın giderek kök salmasıyla biçimlenen yaşamların, dav-
ranişların, eylemlerin denetlenip yönlendirilebileceği bir yapıya
adı
doğru sürüklendiği iddialarına kadar gidiyor. Büyük Sıfırlama
ro-
altında sunulan bu yaklaşımın George Orwell'in ünlü 1984
— manındaki gibi bir dünyanın altyapı sını kurma çabalar ı olduğu
- öne sürülüyor.
öne
— Salgini öne çıkararak son derecede masum gerekçelerle
en bu yaklaşımın altında, aslında dünyanın gelişmiş ülkele-
fa-
egemenliği altında toparlanması; elitlerle halk, zenginlerle
ar yapılm ası gö-
irler, yönetenlerle yönetilenler arasında ayrıml
yattığı da iddialar arasında yer alıyor. Bu düşünce esasında
önceleri yayımlanan çeşitli bilim-kurgu film ve romanların-
ortaya atılmıştı. Bunlar arasında, 2154 yılında, harabeye dön-
dünyada sefil bir biçimde yaşayan insanlarla, insan yapımı
-
uzay istasyonunda son derecede lüks bir yaşam süren zengin
50 YAPISAL REFORMLAR VE TÜRKİYE
0
--1980 1985 1990 1995 2000 2005 2010 2015 2020
(Kaynak: IME World Economic Outlook Database, October 2021)
ak ulaşılabilmesinin
Birbiriyle çelişkili bu amaçlara eş-anlı olar
rmek... İnsanlar geleceğe
tek bir koşulu vardır: Beklentileri iyileşti
rinde bu amaçlar çok daha
ilişkin olumlu beklentiler içine girdikle
ilir.
uyumlu ve birbirini destekler hale geleb
Bu durumda uygulana cak ekon omi politikasından birden faz-
acak şekilde etkili sonuçlar
la alanda; birbiriyle çelişkiler yaratmay
rmek gerekir. Bunun da yolu
alınabilmesi için beklentileri iyileşti
geçer. O nedenle uygula-
güven duygusunun oluşturulmasından
alınabilmesi için ekonomi-
nacak ekonomi politikasından sonuç
rmlara başlayarak güveni
den önce sosyal ve siyasal alanda refo
çalışmak gerekir.
yok eden riskleri ortadan kaldırmaya
ORTODOKS VE HETERODOKS
EKONOMİ POLİTİKASI AYRIMI
politikası araçlarını başlıca
Bir ülkenin izleyebileceği ekonomi
: Ortodoks ve heterodoks
iki kategoride toplamak mümkündür
arasındaki farkları göster-
ekonomi politikası. Dinsel anlayışlar
i alanında da tıpkı din-
mek için kullanılan bu iki terim ekonom
üş, gelenekselleşmiş yak-
sel alanda olduğu gibi genel kabul görm
kalan yaklaşımlar (hete-
laşımlarla (ortodoks) bunların dışında
kullanılır. Bir başka de-
rodoks) arasındaki farkı belirtmek için
dayanılarak yürütülen
yişle genel kabul görmüş uygulamalara
ee
sı denir. es-
lasik ekonomi ve Keyn
Bugünkü anlayış çerçevesinde neok
yen ekonominin bir bütünlük oluşturan çerçevesiyle bu çerçe-
ekonomi ve bu çerçevede
veye dahil edilen yaklaşımlar ortodoks
nomi politikası olarak ad-
T!Tı!—
B
önerileri heterodoks ekonomi yaklaşımları için örnek olarak ve-
B e BÜ eee B
rilebilir. Bununla birlikte ekonomide uygulanacak istikrar politi-
kaları denildiğinde, heterodoks ekonomi politikası daha çok ge-
lirler, fiyatlar ve kiralar üzerine konulacak denetlemeler, dış tica-
e
rette tarife dışı engeller gibi genel kabullerin dışındaki uygulama-
İ
ların devreye sokulması ve ortodoks politikalarda pek yer bula-
e
mayan kredi tavanı konulması gibi doğrudan müdahaleler şek-
linde karşımıza çıkar.
a—
Gelirler politikasının araçları
ee
İngilizce yazında gelirler politikası (incomes policy) diye adlandı-
—
rılmış olması dolayısıyla sabitleme uygulamaları vergi politikasıy-
n
la karıştırılır. Oysa buradaki gelirler politikasından kastedilen şey
Ü.
gelirlerin sabitlenmesidir. Ekonomideki enflasyonist baskıları ön-
lemek amacıyla ücretler belirli bir süre için ya da süre verilmek-
sizin dondurulur. Buradan güdülen amaç gelir-fiyat çekişmesini
kırmak ve enflasyonu denetim altına almaktır.
— Gelirlerin sabitlenmesine çoğu kez fiyatların, faizlerin, kirala-
-rın dondurulması da eşlik eder. Böylece toplumda belirli bir sü-
re hiçbir fiyat ve ücret artmadığı için enflasyonist baskının kırıla-
cağı düşünülür.
TANZİMAT FERMANI
3 Kasım 1839'da Sultan Abdülmecid'in padişahlığı sırasında dö-
nemin Dışişleri Bakanı Koca Mustafa Reşid Paşa tarafından dev-
lette birçok yenilik yapılmasını öngören Tanzimat Fermanı (Gül-
hane Hattı Hümayunu) açıklandı. Tanzimat Fermanı, Fran-
— sız Devrimi'nin temel ilkelerini benimsemekle birlikte milliyet-
çilik akımlarından devleti korumak, Mısır Valisi Mehmet Ali
Paşa'ya karşı Avrupa'dan destek sağlamak ve Londra Boğazlar
Sözleşmesi'nde Avrupa'yı Osmanlı İmparatorluğu'nun yanına
çekmek gibi amaçlar da taşıyordu. Avrupa'nın askeri, teknik ve
ekonomik alanlardaki gelişimi karşısında iyiden iyiye geriye dü-
— şen Osmanlı Devleti, Mısır'da Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafın-
dan başlatılan reform hamlesini de örnek alarak Avrupa'ya yetiş-
mek amacıyla reformlara girişme kararı almıştı.
— Bunün yani sıra gayrimüslim tebaanın Balkanlar'da Sırp ve
an ayaklanmalarına yol açan hoşnutsuzluğuna karşı, Osman-
toplum dokusunun yeni bir adalet ve eşitlik anlayışıyla ona-
ası, 'Osmanlı vatandaşlığı'nın ön plana çıkarılması hedeflen-
iştir. Osmanlıcılık fikri, bu bakımdan Tanzimat'ın yönlendirici
üşüncesi olarak kabul edilebilir.
Fermanda yer alan genel konular arasında tüm vatandaşların
, mal ve namüs güvenliğinin sağlanması, yargılamada açıklık,
ide adaletin gerçekleştirilmesi, rüşvetin ortadan kaldırılması,
esin mal ve mülküne sahip olması ve bunu miras olarak bıra-
ilmesi gibi önemli konular vardır.
60 YAPISAL REFORMLAR VE TÜRKİYE
yaklaşık al-
Tanzimat Fermanı, 1215 tarihli Magna Carta'nın
edilebilir ve
tı yüz yıl sonra Osmanlı'daki yansıması olarak kabul
enler in isteye rek de-
birçok benzerinde olduğu gibi devleti yönet
bir yapısa l re-
ğil zorunlu kaldıkları için yaşama geçirdiği önemli
form girişimi olarak değerlendirilebilir.
varama-
Tanzimat Fermanı, amaçlanan hedeflerin çoğuna
çağda şlaşm aya ve
masına karşın dini yönetimden uzaklaşmaya,
önemlidir. Gerçek-
cumhuriyet fikrine önayak olması nedeniyle
a geçirilen
ten de ferman, Cumhuriyet'in ilanından sonra yaşam
Atatürk devrimleri için temel oluşturmuştur.
Düzenleme
Tarihi
Saltanatın kaldırılması
1922
Cumhuriyetin ilanı 1923
Halifeliğin kaldırılması, öğretimin birleştirilmesi 1924
(Tevhid-i Tedrisât Kanunu), medreselerin kapatılması,
Şer'iyye Mahkemelerinin kapatılması, Anayasa'nın kabulü
(Teşkilat-ı Esasiye Kanunu), Türkiye Cumhuriyeti'nin
kendi bastığı ilk madeni paranın tedavüle çıkışı
Aşar (Öşür) Vergisi'nin kaldırılması, örnek çiftliklerin 1925
kurulması, Tarım Kredi Kooperatiflerinin kurulması,
. tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması, uluslararası takvim
ve saatin, yeni rakamların kabulü ve ölçülerde değişiklik
Tarihi
Tesis ve Altyapı Adı
1924
ük Tersanesi
Ankara Fişek Fabrikası, Gölc
1925
r Hava Tamirhanesi
Şakir Zümre Fabrikası, Eskişehi
1926
Şeker Fabrikası, Kırıkkale
Alpullu Şeker Fabrikası, Uşak
Mühimmat Fabrikası
1927
şehir Kiremit Fabrikası
Bünyan Dokuma Fabrikası, Eski
Çelik Fabrikası, Ankara
Kırikkale Elektrik Santrali ve Şe?
Çimento Fabrikası
Otomobil Montaj 1929
Ankara Havagazı Fabrikası, İstanbul
Fabrikası
1930
Killigil Tabanca-Havan ve
Kayaş Kapsül Fabrikası, Nuri
Mühimmat Fabrikası
k Fabrikasının 1931
Kırıkkale Elektrik Santrali ve Çeli |
genişletilmesi
— 1934
al Şeker Fabrikaları, Konya
Eskişehir Şeker Fabrikası, Turh ı, Burs a Süt
Bez Fabr ikas
Ereğli Bez Fabrikası, Bakırköy Zonguldak
am Fabrikası,
Fabrikası, İzmit Paşabahçe Şişe-C Kükürt Fabrikası,
ama Fabrikası, Keçi borl u
Kömür Yık
ara-Konya-Eskişehir ve
Isparta Gülyağı Fabrikası, Ank
Sivas Buğday Siloları, Kayseri Bez Fabrikası, İzmit Kâğıt ve
Karton Fabrikası
1935
Merinos Fabrikası,
Nazilli Basma Fabrikası, Bursa rt Fabrikası,
borlu Kükü
Gemlik Suni İpek Fabrikası, Keçi
ı
Zonguldak Taş Kömür Fabrikas
1936
Tüfek ve Top Fabrikası, Nuri
Ankara Çubuk Barajı, Barut,
tya Sigara Fabrikasi, Bitlis
Demirağ Uçak Fabrikası, Mala
Sigara Fabrikası
1937
k Demir-Çelik Fabrikası
Malatya Bez Fabrikası, Karabü
Fabrikası, Sivas
Divriği Demir Ocakları, İzmir Klor e
Çimento Fabrikası
TÜRKİYE'DE YAPISAL REFORM DENEMELERİ 63
PLANLI EKONOMİ
Türkiye, Demokrat Parti, iktidarının son döneminde aldığı
borçları ödeyemez duruma düşünce, cumhuriyet tarihinde i
kez moratoryum ilan etmek zorunda kaldı. Ardından 1958
da IME ile ilk kez ortak düzenlemeye gidildi ve yüksek oranlı bi
devalüasyon yapıldı. Böylece başlayan IME destekleri, sonraki
larda da devam etti. Bu dönemin en belirgin özelliği, o zam
kadar plansız olarak yürütülen ekonomi politikasının, Beş Ne
(7) Emre Kongar, 21. Yüzyılda Türkiye, Remzi Kitabevi; İstanbul, s. 145 —
TÜRKİYE'DE YAPISAL REFORM DENEMELERİ 65
LİBERALLEŞME ÇABALARI
1980'lere büyük bir ekonomik krizle başlayan Türkiye, 24 Ocak
1980'de IMF destekli “24 Ocak Kararları' adıyla anılan bir prog-
yürürlüğe konuldu. 24 Ocak kararları esas olarak ekonomi-
kamu kesimi ağırlıklı karma ekonomiden, özel kesim ağırlık-
karma ekonomiye geçişi amaçlayan kararlardır. “Serbest piyasa
nomisi adı verilen neoliberal uygulamaların altyapısı hazır-
dı ve kısa bir süre sonra bunlar yaşama geçirildi. Uygulamalar,
F'nin bütün dünyada uygulanmasınıı hedeflediği önerilere da-
aktaydı: (1) Kamu kesiminin üretimden çıkmak da dahil ol-
üzere ekonomideki ağırlığını azaltmak. (2) Tarım ürünlerine
an destekleme alımlarının sınırlandırılmasını sağlamak.
_ Bi
_İ———
EKONOMİDE DİSİPLİN
n sonra, ekonomi ala-
Türkiye, 2001 ekonomik krizine girdikte
geçirmeyi başardı. Bunların
nında bazı yapısal reformları yaşama
Merkez Bankası'ndan
ilki 2001 yılının Kasım ayında Hazine'nin
n kaldırılmasına ilişkin
kullandığı kisa vadeli avansın tamame
Merkez Bankası'nın ba-
yasa değişikliğiydi. Bu yasal düzenleme
krizinin ardından dört
gımsızlığı için ilk adımdı. 2001 ekonomik
Bankalar, sermaye ya-
konuda daha yapısal reform yapıldı: (1)
r yayılan geniş bir ala-
pılarından denetlenme biçimlerine kada
landırılarak bu alanda-
nı kapsayan düzenlemelerle yeniden yapı
yük oluşturan görev Za-
ki sorunlar giderildi. (2) Bütçe üzerinde
u mali disiplini sağlan-
rarları ve benzeri sorunlar çözülerek kam
kamu borçlanması da
dı ve bu yolla kamu açıkları düşürülürken
esine yol açtı. (3) Avru-
azaltıldı. Bu adımlar faizlerin de düşm
başlandı. Bu adım eko-
pa Birliği ile tam üyelik müzakerelerine
rmların ekleneceği bek
nomik reformlara sosyal ve siyasal refo r
rlanmayı hem güçlendi
lentisini yarattı ve ekonomideki topa
n değer kazanmaya başlı
hem de hizlandırdı. (4) Türk lirasını
(dedolarizasyon) olgus
masıyla ortaya çıkan ters para ikamesi sal r
atıldı (Bunu yapı
nu güçlendirmek üzere paradan altı sıfır
yakın güçte bir h
form olarak kabul etmesek bile reforma
olarak almamız gerekir.).
—
TÜRKİYE'DE YAPISAL REFORM DENEMELERİ 69
e
Türkiye'ye 1923-2004 arasındaki 81 yılda toplam 15,4 mil-
L
yon dolar tutarında doğrudan yabancı sermaye yatırımı girmiş-
—
tir. Doğrudan yabancı sermaye girişinin zirveye çıktığı dönem ise
—
2005 yılında Avrupa Birliğiyle tam üyelik müzakeresine başlama
—
kararından sonradır. 2005 ile 2008 yılları arasında, Avrupa Bir-
b
liği ile tam üyelik müzakerelerinin ciddiyetle yürüdüğü dönem-
A
de Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımları tutarı
Â
71,5 milyar dolardır.
—
Bütün bu adımlar bir yandan Türk lirasına değer ve istikrar
kazandırırken bir yandan da risklerin hızla düşmesine yol açtı.
Türkiye'ye, AB ile müzakereleri ciddi biçimde yürüttüğü dört yıl-
da tarihi süresince gelmiş olandan, çok daha fazla doğrudan ya-
bancı sermaye yatırımı geldi. Ne var ki Türkiye bu reformları ta-
mamlayacak diğer ekonomik ve en önemlisi sosyal ve siyasal dü-
zenlemeleri yapamadı. Onun için de ekonomi bir süre sonra ye-
niden sıkıntılı bir konuma geldive doğrudan yabancı sermaye gi-
— rişleri hızla geriledi. Bu gelişmeyi Grafik 3 yardımıyla ortaya ko-
yabiliriz.
Grafikte, AB ile tam üyelik müzakerelerine girildiği dönemde-
ki sıçramave sonrasındaki düşüş açık biçimde görülebiliyor. 2015
ve 2016 yıllarında ekonomide yaşanan yeni toparlanma eğilimiyle
or. Sonrasında,
yabancı sermaye girişinin arttığı gözlemlenebiliy
yeniden ivme kaybı
özellikle başkanlık sistemine geçişle birlikte
başladığı görülebiliyor.
YAPISAL DEFORMASYON
asında yakaladı-
Türkiye ekonomisi, 2001 ekonomik krizi sonr
üyeli k müzakerelerin-
ğı olumlu ivmeyi önce Avrupa Birliği ile
itiba ren kaybetmeye
de başlayan aksamalar sonucu 2009 yılından
(Fed) parasal sıkı-
başladı. 2013 yılında, ABD Merkez Bankası'nın
asında ivme kaybı
laştırmaya gideceği yolundaki açıklamaları sonr ı-
sermaye girişleri azald
hızlanmaya yöneldi. Bu süreçte yabancı
Türkiye'nin yaşadığı ivme kaybı son üç
gı gibi çıkışlar da yaşandı.
kaybını, komşu-
yilda belirgin bir durum aldı. Bu yaşanan ivme
laştırarak değer-
muz iki ülkeyle (Bulgaristan ve Romanya) karşı
omin in refah ve sağ-
lendireceğiz (Grafik 4). Bunu yaparken ekon
rgeyi (kişi başına
lık durumunu en net biçimde özetleyen üç göste
analiz edecek ve bu
gelir, enflasyon ve işsizlik) grafiklerle ele alıp
çalışacağız.
ivme kaybının nedenlerini değerlendirmeye
omisi kısa bir sü-
2001 kriziyle bir çöküş yaşayan Türkiye ekon
bir çıkış yaşadık-
re sonra çıkışa geçiyor ve 2009 yılına kadar ciddi
karşılaşıyor ve tekrar
tan sonra küresel krizin etkisiyle bir düşüşle
gelirini artırıyor. 2013
çıkışa geçerek 2013 yılına kadar kişi başına -
kişi başına geliri gerile
yılı sonrasında inişe geçen Türkiye'nin
düzeyine kadar düş-
meye devam ederek, 2020 yılında 2006 yılı
2017'de, Bulgaristan
müş görünüyor. Aynı dönemde Romanya
k enflasyonla gir
kıyor. Grafik 5'e göre 2000'li yıllara çok yükse
programlarla e
Türkiye ve Romanya, uygulamaya koydukları
a gelindiğinde bu
lasyonu hızla düşürmeye başladılar. 2005 yılın
B
arınd a buluşmuşl.
ülke birbirine oldukça yakın enflasyon oranl
TÜRKİYE'DE YAPISAL REFORM DENEMELERİ 71
15000
-
2000 2005 - 2010 2015 2020
VE LA
YAPISAL REFORM İYE
TÜRKR
Tz
0
Grafik 6: İşsizlik Oranı (96) 2000-202
2015 2020
2005 2010
2000
Romanya — —— Türkiye
— — — Bulgaristan ———
Hukukun
'Tablo 10: Demokrasi Endeksi ve
Üstünlüğ ü Sıra lama sı (202 0)
2020 / 2)
(Kaynak: Hakan Özyıldız, 21. Yüzyıl İçin Planlama Konferansları
içinde olduğu halde kura, en yanlış yoldan giderek döviz satışı yo-
luyla müdahale etmeye çalışıyor. Hatta zaman zaman döviz alım
satımına vergi koyarak sermaye hareketlerine de dolaylı kısıtla-
malar getiriyor. Bu müdahaleleri düşük dozlarda ve dolaylı yol-
lardan yaptığı için, imkânsız üçleme kuralına aykırı davranma-
mış oluyor ve sistem çökmüyor.
Türkiye Niçin Yapısal Reform
İhtiyacı İçinde Bulunuyor?
yolsuzluk soruşturmala-
atılmazken, yasalardaki boşluklar ile
kurumsal yapılar da de-
rının yönlendirilmesine olanak veren
j
ğişmemiştir.
mücadele anlamında gerek-
15. Genel olarak ülkede yolsuzlukla
k geniş çapta sürerek
li siyasal irade bulunmamakta, yolsuzlu
etmektedir.
ciddi bir endişe kaynağı olmaya devam
ki gerileme devam etmiştir.
16. İfade ve basın özgürlüğü alanında
na, avukatlara, yazar-
Gazetecilere, insan hakları savunucuları
yargılamalar ve tutukla-
lara ve sosyal medyaya yönelik adli
malar sürmektedir.
mahkeme kararı olmaksızın
17. Wikipedia yasağı kalkmış olsa da
ürlenmesi ve kaldırılma-
internet sitelerindeki içeriklerin sans
mektedir.
sı uygulamaları geniş çaplı devam edil
in uygulama sürekli da-
18. Toplanma ve gösteri haklarına ilişk
lı faaliyet' kapsamın-
ha kötüye gitmektedir. “Terörle bağlantı
malar yapılarak, cezalar
da orantısız müdahaleler ve soruştur
-verilmektedir.
ekonomisi geçmişten bu
19. Ekonomi kriterleri açısından Türk
raporun kapsadığı süre
yana pek çok yol kat etmiş olsa da
mediği görünmektedir.
için de herhangi bir ilerleme kaydedil
usunda ciddi endişeler
Aksine Türk eköonomisinin işleyişi kon
mevcuttur.
Raporu, Türkiye'nin so-
Aslında Avrupa Birliği'nin Türkiye
gereken alanları özetleyen bir
runlarını ve yapısal reform yapması
belge niteliği taşıyor.
- BEKLENTİLERİN DEĞİŞTİRİLMESİ
ZORUNLULUĞU
bir sonuç söz konusuysa b
Bir olayla ilgili bitmiş, tamamlanmış
da enflasyon yüzde
na gerçekleşme diyoruz. Örneğin yılsonun . Eğer bir olayla
asyondur
olarak çıkmışsa bu gerçekleşmiş enfl
TÜRKİYE NİÇİN YAPISAL REFORM İHTİYACI İÇİNDE BULUNUYOR? 79
VE LA
YAPISAL REFORM RYE
TÜRKİ
80
şok etkisi
Normal koşullarda bu tür irrasyonel bir yaklaşım
ki bu yaklaşım
yaratır ve piyasalarda bozulmalara yol açar. Ne var
bir rutin halini
yalnızca bu alanda değil birçok alanda tekrarlanan
gelmişse şok
almış, yani irrasyonel yaklaşımlar beklenir duruma
dalga lanma olsa da bu
etkisi fazla büyük olmuyor, piyasalarda bir
lar sürekli ir-
etki uzun sürmüyor. Bir anlamda insanlar ve piyasa
onelliği ras-
rasyonel yaklaşımlar olacağını bekledikleri için irrasy
yonalize etmiş oluyorlar.
nlerin bu
Buradaki kritik nokta yabancı kaynakları yönlendire
olmamalarıdır. Eğer
tür bir irrasyonelliği rasyonelleştirmiş olup
büyük ola-
rasyonelleştirmemişlerse risk artışı beklenenden daha
bilir.
2020 ve
İstanbul Ekonomi Araştırma Grubu'nun Kasım
ların geleceğe
2021'de yaptığı anket çalışmasının sonuçları, insan
ortaya koyu-
ilişkin ekonomik beklentilerinin olumsuz olduğunu
yıliçi nde ekono minin nasıl
yor. Sorulan soru şu: “Önümüzdeki bir
olacağını düşünüyorsunuz?” Yanıtların dağılımı şöyle:
uz
Tablo 12: Ekonominin Geleceğini Nasıl Görüyorsun
Sorusuna Verilen Yanıtlar
Tabloya göreekonominin
TÜRKİYE NİÇİN YAPISAL REFORM İHTİYACI İÇİNDE BULUNUYOR? 83
Rusya 31 1,9
Brezilya 24 2,8
-— Türkiye 1,9 1,1
2015 2020
TÜRKİYE'NİN DEĞİŞTİRMESİ
GEREKEN EKONOMİK MODEL
Türkiye, uzun yıllardan bu yana yüksek enflasyonlu büyüme di-
yebileceğimiz bir modelle devam ediyor. Grafik 7, 2004-2020 ara-
sında Türkiye'de enflasyon ve büyümeyi yıllar itibarıyla gösteri-
yor.
Grafiğe bakıldığında Türkiye'nin yüksek enflasyon sorununu
bu on yedi yıllık sürede hiçbir zaman çözemediği, küçülme yaşa- —
nan yıllarda bile enflasyonun yüksek kaldığı açıkça görülüyor. j
Türkiye'nin 2000'ler öncesinde uyguladığı ekonomik model,
bütçe açığı, kamu borçlanması ve bu yolla büyümeye dayalıydı.
Bu model enflasyon oluşumuna yol açmıştı. 2001 krizi sonrasın-
da yapılan değişiklikle bu kez, dış kaynak ithaline bağlı cari açığa
dayalı büyüme ön plana geldi. Bu yeni model, başlangıçta enflas-
yonla mücadele etkili oldu ve gerek enflasyonda gerekse faizlerde
25,0
20,0
15,0
10,0
5,0
0,0
2004 2007 2010 2013 2016 2019
-5,0
) — https://worldjusticeproject.org/news/wjp-rule-law-index-2021 -launch
90 YAPISAL REFORMLAR VE TÜRKİYE
u'nun tü-
ğiştirmesiyle sorumlu olacak Hakim ve Savcılar Kurul
arı çerçevesinde
müyle siyasal iktidar dışında, kendi mesleki sınırl
tirmeleri siya-
oluşturulmasıdır. Atanmaları, terfileri ve yer değiş
bağımsız ka-
sal iktidara bağlı olan yargı üyelerinin, yürütmeden
Türkiye'nin son
rar almaları ve uygulamaları mümkün değildir.
bunu açık bir biçim-
dönemde yargı alanında yaşadığı deneyim,
de göstermiştir.
bilmesi için
Öte yandan hukukun üstünlüğünün yerleştirile
tabi hale ge-
yürütmenin eylem ve işlemlerinin yargı denetimine
ından geçer. Yü-
tirilmesi de şarttır. Bunun da yolu, güçler ayrım
denetleyen iki
rütmenin aldığı kararları ve yaptığı uygulamaları
larının uy-
yüksek yargı organından biri olan Danıştay'ın karar
ın Türki ye Büyük Mil-
gulanmamasının ve Sayıştay'ın raporların
ağır yaptırım-
let Meclisinde ele alınıp sonuçlandırılmamasının
işlemleri yargı
latı olmalıdır. Aksi takdirde yürütmenin eylem ve
ktadır.
denetimine tabi görünse de bu denetim işlevsiz kalma
dan şikâye t edilen ada-
Siyasal baskıya açık ve ağır çalıştığın
ndırm ak için ha-
let sistemini kaliteyi de artıracak biçimde hızla
ce daha hız-
kim, savcı ve mahkeme sayısını atırmak gerekir. Böyle
acak bir ada-
lı sonuç alınacak ve siyasal etkilerden bağımsız kılın
alanı na yansıma-
let sistemi kurarak yapısal reformların hukuk
sı sağlanabilir.
w
Düşünce ve ifade özgürlüğü
maddeleri dü
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 25 ve 26'ncı
)
şünce ve ifade özgürlüğünü düzenliyor:
e sahipt ir.
Madde 25 - Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetin
Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse , düşün ce ve
ve kanaa tleri sebebi
atlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce
Ssar.
TÜRKİYE'NİN YAPISAL SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 91
92 YAPISAL REFORMLA R
VE TÜRKİYE
Eğitim
Türkiye'nin en önemli sorunlarından birisi eğitim alanıdır. Bu
alandaki sorun, araştırıcı ve analitik bir yönteme dayanmak ye-
rine ezbere dayalı yöntemlerin tercih edilmesinden doğmakta-
dır. Ayrıca her düzeydeki okulda bilimsel bir bakış açısıyla biçim-
lendirilmesi gereken eğitimin, dinsel inanç süzgecinden geçirile-
rek biçimlendirilmesi ve kitaplara giren konuların daha çok din-
sel inanca göre belirlenmesi bilimsel eğitimin oluşmasında engel
olmaktadır.
YÖK, bugünkü görünümüyle demokratik ve özgür üniversi
te yapısını önleyici bir tutum içinde bulunmaktadır. Ne var ki so-
run YÖK'le sınırlı değildir. Atamaların Cumhurbaşkanı kararı
yapılması bir başka deyişle üniversitelerin kendi rektörlerini,
kültelerin kendi dekanlarını seçme ya da en azından önerme h
kından yoksun bırakılması üniversitelerin, düşünce özgürlü
nün savunulduğu alanlar olmaktan uzaklaştırmaktadır.
Gereksiz üniversite ve bölümlerin varlığı ve bazı bölümlere
tiyaçtan çok fazla öğrenci alınması da ayrı bir sorun olarak
mızda duruyor.
Bunların sonucu olarak Türkiye, ilk sıralarda en iyilerin yer
dığı OECD ülkeleri öğrencilerine uygulanan PISA testi 2018
TÜRKİYE'NİN YAPISAL SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 93
Medya
Medya patronlarının medya dışında işlerle uğraşmaları ve bunun
sonucu olarak siyasal iktidarın etkisi ve yönlendirmesi altında bu-
lunmaları, basın özgürlüğünün en düşük düzeyde olması, siya-
sal iktidara eleştiri yönetenlerin çeşitli yollarla sindirilmesi veya
gözdağı verilmesi gibi yaygın uygulamalar medyanın baskı altın-
da kalmasına, hatta belli oranda sansür uygulanmasına yol açı-
yor.
— Bunların sonucu olarak Türkiye, en iyilerin ilk sırada yer aldı-
ği Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde (2021) 180 ülke arasında
153'üncü sırada bulunuyor."”
.pdf
î)) https://www.oecd.org/pisa/Combined_Executive_Summaries_PISA_20l8
(11) https://rsforg/en/ranking/2021
94 YAPISAL REFORMLARVE TÜRKİYE
Çevre
kir-
Rant uğruna ormanları yok eden, denizleri, gölleri, nehirleri
v
kü-
leten projelerin yaşama geçirilmesi, tarım alanlarının giderek
v
sürekli
çülmesi, bitki örtüsüne (flora) ve hayvan varlığına (fauna)
—v
ra ulaşmaktadır.
Çevreye olan duyarlılık eksikliğinin sonucu olarak Türkiye,
iyilerin ilk sıralarda yer aldığı Çevresel Performans Endeksini
AA
(2020)
Türkiye'nin çevre sorunlarını çözmesinin tek yolunun, y:
AL
(12) https:/lepi.yale.edu/epi—results/ZO20/country/tıır
TÜRKİYE'NİN YAPISAL SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 95
(13) Democracy İndex 2021: The China Challenge, Economist Intelligence Unit,
https://www.eiu.com/n/campaigns/democracy-index-2021/
İ TÜRKİYE'NİN YAPISAL SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 97
li ör-
bazıları öğrenci örgütleri, bazıları Marksist Leninist kimlik
1980'l erden başlay arak olay
gütler, bazıları da terör örgütleridir.
e Cumhu riye-
boyut değiştirmiş ve terörle iç içe geçmiştir. Türkiy
ti yaklaşık kırk yıldır PKK ile uğraşmaktadır.
de
Osmanlı İmparatorluğu'nun da Türkiye Cumhuriyeti'nin
mesele , Türkle rin
Kürt meselesini çözememesinin altında yatan
etmeme-
çok uzun bir süre Kürtleri ayrı bir halk olarak kabul
olması-
sinden her iki halkın da ağırlıklı olarak İslam dinine ait
olmadı ğı yorum u yapma sın-
nin böyle bir ayrım yapmaya gerek
öteden beri kendi-
dan kaynaklanmış olsa gerek. Oysa Kürt halkı
çerçevesinde —
sini dinsel kimlik çerçevesinde değil, ulusal kimlik
de Kürt
tanımlamaya çalışıyor. Türkiye Cumhuriyeti son dönem
ımı denedi yse de bu yakla-
meselesini çözmek için yeni bir yaklaş
şım fiyaskoyla sonuçlandı.
du-
Bugün geldiğimiz noktanın bundan elli yıl önceki siyasal
bir bölüm
rumdan farkı yoktur. Belki tek fark Kürtlerin halen
parti tarafı ndan tem-
milletvekili tutuklanmış olsa da bir siyasal
sil ediliyor olmasıdır. ü
Kürt meselesinin çözül ememi ş olması Türkiye için milyarlar-
ta ayrı
ca lira tütarında harcamaya ve insan kaybına yol açmak
olmakt adır. Türkiy
moral olarak toplumun yıpranmasına neden
yerleşi
eğer en baştan bu kadar parayı ve emeği Kürtlerin yoğun
yla u,
bölgelerine harcayıp oradaki halkın iş ve aş sahibi olması
a
raşabilseydi bugün büyük olasılıkla böyle bir sorunu olmay
bölgey e ve Kürt h
tı. Bugün de çözüm aynı yerde yatıyor: O
özel bir programla yaklaşmak.
MÜ
DIŞ POLİTİKAYLA İLGİLİ SORUNLAR VE ÇÖZÜ
so
Son dönemlerde Türkiye'nin dış politika konusunda
la
hızla artmıştır. Bugün için Türkiye'nin bütün komşularıy
lenem ediği sürece g
ilişkileri sorunludur. Bu sorunlar çözüm
r bir
Türkiye gerekse komşu ülkeler kaybetmektedir. Benze
z i
rum üç büyük güçle, ABD, AB ve Rusya ile olan ilişkilerimi
de geçerlidir.
TÜRKİYE'NİN YAPISAL SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 99
(16) www.instituteforgovernment.org.uk/blog/uk-comes-top-2019-internation
civil-service-effectiveness-index
TÜRKİYE'NİN YAPISAL SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ — 101
19,00 30
17,00 25
15,00 20
11,00 15
9,00 10
7,00 5
5,00 (4)
Rekabet eşitliği
Rekabet eşitliği, serbest piyasa düzeninin temel taşlarından biri-
sidir. Bunu gerçekleştirebilmek için Türkiye'de de bağımsız dü-
zenleyici ve denetleyici bir kurum olarak Rekabet Kurumu kurul-
muştur. Ne var ki kamu kesimi kurumlarının aldıkları kararların
bu kurumun denetimi dışında bırakılması, rekabeti bozmaktan
da öte bu kurumun işlevselliğini kaldırmaktadır.
— Bunun yani sıra kurum son yıllarda siyasal baskının ciddi an-
'a etkisi altında kalmakta ve aldığı kararlar toplumda rahat-
yaratmaktadır.
7) https://www.seffaflik.org/cpi2020/
106 YAPISAL REFORMLAR VE TÜRKİYE
(18) Aksi belirtilmedikçe bu bölümdeki bütün veriler için kaynak: Hazine ve Maliye
Bakanlığı / Aylık Kamu Borç Yönetimi Raporu, Mart 2021
W_———_—_
Görüleceği gibi toplam brüt dış borç stokumuz 2020 yıl so-
nu itibarıyla 450,1 milyar dolar ve buna göre brüt dış borç yükü-
müz (Brüt Dış Borç Stoku / GSYH) yüzde 62,8'dir. Türkiye'nin
brüt dış borç stokundan bazı alacaklar ve hesapların indirilme-
siyle bulunan 2020 sonu net dış borç stoku 268,9 milyar dolar-
dır ve buna göre net dış borç yükü (Net Dış Borç Stoku / GSYH)
yüzde 37,5'tir.
l Dış borç yükümüzün 2020'de artmasının iki nedeni var-
*l dır: (1) Dış borç stokunda artış olmuştur. (2) Dolar cinsinden
| * GSYH'mizde düşüş olmuştur (2019'da 767 milyar dolar olan
GSYH 2020'de 717 milyar dolara gerilemiştir.)
B Yapısal reform paketi içinde dış borçlar için en kestirme çö-
| — züm yeni borçlanmalardan kaçınarak GSYH artışı çerçevesinde
M dış borç / GSYH oranını düşürmeye çalışmak, bu arada yaban-
İ cı sermayeyi çekerek borçları sermayeyle değiştirmeye çalışmak-
tir.
Karayolu 24,1
Havaalanı 73;3
Yat Limanı ve Turizm Tesisi 232
Demiryolu 0,3
Kültür ve Turizm Tesisi 0,3
Madencilik 0,3
Katı Atık 0,1
İç borçlar sorunu
İç borçlanmadaki en temel sorunların başında yabancı parayla
yapılan borçlanmalar geliyor. Bir devletin kendi vatandaşından
kendi parasıyla değil de yabancı parayla borçlanmasına, borçlan-
ma yazınında “ilk günah' deniyor."” İç borçlanmanın bu şekilde
dövizle yapılmasının birkaç sakıncası var: (1) Devlet, iç borçlan-
mayı yabanci parayla yaptığında kendi bastığı paraya güvenme-
diğini göstermiş olur. Devletin kendi parasına güvenmediği bir
yerde yurttaş da o paraya güvenmez. (2) Devlet, yabancı paray-
la borçlandığında dolarizasyonu teşvik etmiş olur. Yabancı paray-
la yapılan borçlanmaya verilen faiz düşük olduğu için başlarda
hazinenin borçlanma maliyeti düşer gibi olur ancak ilerleyen dö-
nemlerde, eğer yerli para değer kaybederse bu borçlar yerli para
cinsinden katlanarak artar. TL'nin son dönemdeki hızlı değer ka-
yıpları sonucunda, yabancı parayla yapılan iç borçlanmanın top-
lam iç borç stoku içindeki payı 2021 yıl sonu itibarıyla yüzde 30'”
yükselmiş durumdadır.
Yapısal reform paketinin bu alandaki düzenlemesi, iç borçl.
manın kesinlikle Türk lirasıyla yapılması yönünde olmalıdır.
Dolarizasyon sorunu
Dolarizasyon (teknik ifadesiyle para ikamesi), bir ekonomideki
kişi ve kurumların yerel parayla birlikte döviz kullanmaları ve ta-
sarruflarının bir kısmını döviz hesaplarında tutmaları olgusuna
verilen isimdir. Bu olgunun tersine dönmesine yani döviz kulla-
nanların veya döviz mevduatında paralarını tutanların dövizleri-
ni bozdurup yerel parayı tercih etmeye başlamalarına da ters do-
larizasyon (teknik ifadesiyle ters para ikamesi) adı veriliyor.
Sermaye hareketleri serbest kalmadan önce Türkiye'de bir
bankada yabancı parayla mevduat hesabı açmak mümkün değil-
di. Elinize geçen yabancı parayı bankaya götürdüğünüzde ya da
havale ettiğinizde onu o günkü kurdan TL'ye çevirip TL hesa-
bı açtırabilirdiniz. Sermaye hareketleri serbest kaldıktan sonra bu
gerek
kez bankaya yabancı para götürmeye ya da havale etmeye
kalmadı. Bankadaki TL mevduatınızı istediğiniz anda o andaki
kurdan istediğiniz yabancı paraya çevirip hesap açtırabiliyorsu-
nuz. Buna konvertibilite deniyor. Hiç kuşkusuz serbest piyasa sis-
temine uygun ileri bir aşama.
Yalnız bir sorunu var: Eğer ülke yeterince döviz geliri elde ede-
miyorsa, o zaman bu sistem tehlike yaratmaya başlıyor. Böylece
TL'den dönüp dolara çevrilmiş olan paralar çekilmek istendiğin-
de bunu karşılayacak dövizi bulmakta sıkıntı çıkabiliyor. O ne-
denle dolarizasyon denilen olgunun belirli oranların üstüne çık-
maması gerekiyor.
Türkiye'de dolarizasyon 2002 ekonomik krizinde yüzde 60'la-
ra yakındı. Kriz sonrası uygulamaya konulan IMF destekli Güç-
lü Ekonomiye Geçiş Programıyla birlikte dolarizasyonda gerile-
me yaşandı ve 2010'da oran yüzde 30'un altına düştü. Sonrasın-
da Türkiye ekonomisi ivme kaybettiği için bir yandan dolar kuru
ve
— yükselirken bir yandan da insanların TL'ye olan güveni azaldı
dolarizasyon yükselişe geçti.
Grafik 9 Türkiye'de dolarizasyon olgusunun gelişimini gös-
/ teriyor. Grafikten, 2010 yılı sonrası hem kurda hem de dolarizas-
— yonda artış ortaya çıktığı görülebiliyor. 2022 yılının başında dola-
— Trizasyon oranı yüzde 60'ın üzerine çıkmış durumdaydı.
412 YAPISAL REFORMLA R
VE TÜRKİYE
ea 3,00
ğ
37,0
1,00
32,0
-1,00
y 0
a y
2002 2004 2006 2008 2010 2012 2014 2016 2018 2020 2022
.—
DYS Yatırımları
Yıllar (Net) DYS veDiğer — Gayrimenkul
1923 - 2004 15.392 ğ Ş
2005 10.031 8.190 1.841
2006 21.185 17.263 2.922
2007 22.047 19.121 2.926
2008 18.269 15.332 2.937
2009 8.585 6.803 1.782
2010 9.095 6.601 2.494
2011 16.182 14.169 2.013
2012 —< 13.744 11.108 2.636
2013 13.563 10.514 3.049
2014 13.337 9.016 4.321
2015 19.263 15.107 4.156
2016 — 13.835 10.566 3.890
2017 11.042 6.399 4.643
2018 12.822 6.907 5.915
2019 9.266 4287 4.979
2020 7.733 3.330 4.403
(20) (İ923-2002 ve 2003-2004 yılları için kaynak: Hazine Müsteşarlığı Yabancı Sermaye
Raporları,diğer yıllar için kaynak: Ticaret Bakanlığı, Uluslararası Yatırım İstatis-
ikleri)
114 YAPISAL REFORMLAR
VE TÜRKİYE
25,0
20,0
15,0
10,0
5,0 /—vx/_—/x
0,0
2005 2010 2015 2020
SEKTÖREL REFORMLAR
tin öteden beri gözetimi altında bulunan bir kesime göre çok da-
ha zor olacağını, düzenlemenin dozu kaçırıldığında da serbest re-
kabeti bozacağını dikkate almakta yarar vardır.
KURUMSAL REFORMLAR
TÜİK'in bağımsızlığı ı
Daha önce değindiğimiz gibi Türkiye'de veri sağlama konus
daki en önemli kurum olan TÜİK'in açıkladığı veriler, tartış:
d
karşımıza çıkar. Buna karşılık bazı özel haller dışında pek işe ya-
e
ramış bir politika değildir.
Bu çerçeveden ele alındığında bu alanda yapılacak yapısal re-
formun kurlara müdahale etme anlayışını bırakmak şekliyle yapı-
MA
lacağını söylemek doğru olur.
a
L
DIŞ BORÇLANMANIN YERİNE
YABANCI SERMAYEYİ ÇEKMEK
L
Dış borçlanma, fon açığı bulunan bir ülkenin fon fazlası bulu-
nan ekonomilerden kendi parası dışındaki para birimleri üzerin-
L
den yaptığı borçlanmadır. Fon açığı olan bir ekonomi açısından
S
ideal olan yol, bu açığı doğrudan yabancı sermaye yatırımlarıy-
A
la finanse etmektir. İkinci iyi yol hisse senedi alımları veya tahvil,
S L
bono alımları gibi portföy yatırımlarını çekebilmekten geçer. Bu
ikisi yeterli değilse dış borçlanmaya gidilir. Dış borçlanma bir çe-
şit sıcak paradır. Yani en küçük bir risk artışında dışarıya çıkma-
d
ya yönelir.
Bu alanda uygulanacak politika, ülke risklerini mümkün ol-
A
/" duğunca azaltıp doğrudan yabancı sermayeyi ülkeye çekebilmek-
—
ten geçer.
maktır.
Makro ihtiyati politikanın bu temel amaç doğrultusunda üç
hedefi olduğunu söyleyebiliriz: (1) Sistemik şokların etkisini
132 YAPISAL REFORMLA R
VE TÜRKİYE
'
Enflasyon-Faiz
KRİZ TANIMI
Genellikle sokak dilinde kriz denildiğinde batış, iflas, çöküş anla-
şılmakla birlikte ekonomik krizlerin mutlaka bir batışla, bir çö-
küşle sonuçlanması gerekmez. En genel tanımıyla ekonomik kriz,
ekonomik göstergelerin kötüleşmesiyle başlayıp ekonominin iş-
leyiş biçimini bozan ve geleceğini etkileyen, olumsuz bir durumu
ifade eder. Ekonomik krizler birçok nedenle çıkar ve farklı yönle-
ri ve dereceleri vardır.
Ekonomik krizler arasında en çok görülen durumlar Tablo
19'da özetlenmiştir.
Türkiye'de, geçmişte bu kriz hallerinin hepsi yaşanmıştır. En
sık yaşanan durum yüksek enflasyon olduğundan insanlar, bu
durumu kötü bir durum olarak niteleseler bile, kriz olarak algı-
lamamaktadır. Türkiye bugün yüksek enflasyonlu büyüme içinde
bulunuüyor. Ekonomi büyümeye devam ettiği sürece yüksek enf-
lasyon olgusu ikinci planda kalıyor. Ekonomi de küçülürse, bir
başka ifadeyle slumpflasyon olgusu ortaya çıkarsa durum, o za-
man kriz olarak algılanıyor.
Büyümenin yüksek enflasyona eşlik ettiği durumun kriz ola-
rak algılanmaması Türkiye'de daha ciddi bir krizin çıkmasını ön-
leyen nedenlerden birisini oluşturuyor. Çünkü böyle bir durum-
da insanlar normal yaşamlarına devam ediyor ve talepte düşüş ol-
muyor. Hatta fiyat artışlarının, mal ve hizmetleri ileride çok da-
ha pahalı hale getireceğini düşünen insanlar taleplerini artırarak
YANLIŞ POLİTİKALARA KARŞIN NİÇİN KRİZ ÇIKMIYOR? 137
da
mış bir miktar dövizi bulunan bir kişi, Türkiye'deki şirketi ya
ban-
işi sıkıntıya düşünce bu döviz mevduatını karşılık göstererek
kasından kredi alıyor, işleri düzelince krediyi geri ödüyor. Bu kişi
kayıtlı dış borcunu kayıt dışı mevduat hesabından ödediğinde bu
tutar ödemeler dengesindeki Net Hata ve Noksan kalemine, eko-
nomiden para çıkmadan borç azaldığı için, artı değer olarak yan-
sıyor. Evindeki ya da bankasındaki kasasında altınları olan bir kişi
işleri kötü gittiğinde bu altınlarını paraya çevirip işini toparlıyor
sis-
ve işleri düzeldikten sonra elde ettiği gelirle yeniden altın alıp
tem dışı varlığına ekliyor.
konuma ge-
ti altın ve döviz varlığı gibi ülkeyi krizlerde esnek bir
sinin önünd eki en
tiriyor görünse de aslında ülkenin ileri gitme
önemli engellerden birisini oluşturuyor.
ŞEMATİK GÖSTERİM ,
Önce doğru bir ekonomi politikası izlenmesi halinde neler olaca-
ğını aşamalar halinde gösterelim.
Şema 5'e göre risklerin azaltılmasıyla başlayan olumlu döngü
eğer doğru yönde devam ettirilebilirse sonuçta enflasyonda dü-
Risklerde
N l Azalış a
Bti Fiyatlardaki ”
Artışın Durulması
142 YAPISAL REFORMLAR VE TÜRKİYE
BEKLENTİLERİN İYİLEŞMESİ
Ülke risklerinde düşüş başlaması yabancı yatırımcılar ve yerli ya-
tırımcılar açısından ekonomiye duyulan güvenin artmasına yol
açar. Ekonomiye duyulan güven artışıyla geleceğe ilişkin beklen-
tilerde düzelmeler ortaya çıkar. Önceleri geleceğe ilişkin beklenti-
leri olumsuz olan insanlar ve işyerleri geleceğe daha olumlu bak-
maya başlarlar. Bu beklenti değişikliği yatırım yaklaşımlarını da
değiştirir. O zaman kadar olumsuz beklentiler nedeniyle ertelen-
miş bulunan yatırımlar yeniden devreye girmeye başlar. Olumlu
beklentiler devam ettikçe güçlenir ve güçlendikçe bu kez yeni ya-
tırımlar devreye girer.
'Doğru yönde yapılmaya başlanan yapısal reformlar bir yan-
dan ülke risklerini düşürürken bir yandan da ona paralel olarak
toplumun beklentilerini değiştirip olumlu beklentilere dönüştü-
rerek yeni yatırımların önünü açar.
144 YAPISAL REFORMLA
VE TÜRKİYE
R
FAİZLERDE DÜŞÜŞ
Kurlarda başlayan düşüşün, ithal girdi maliyetlerini düşürmesi-
nin bir sonucu olarak üretim maliyetlerini düşürmesi beklenir.
Bu gelişme ortaya çıktığında, enflasyon artışında önce duraklama
50,0
40,0
30,0
2D0 <e
100 0 FTCLLLL
Li n
0,0 /—.m—X
A
-10,0 - 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013
GENEL ZORLUKLAR
Bir alandaki yapısal reformu yapabilmek için o alanda gerek gö-
rülen yapı bozukluğunun nereden kaynaklandığı ve nasıl düzelti-
lebileceği konusunda iyi kötü bir görüş birliği olması gerekir. Me-
sela toplumun eğitim alanında yapısal reform ihtiyacı konusunda
aynı görüşte olduğunu düşünelim. Buradaki sorun, bu reformun
"nasıl yapılacağı konusunda ortaya çıkar. Bu konuda görüş birliği
olmadığını söylememiz mümkündür. Kimine göre eğitimde tü-
Müyle bilimsel, sorgulayıcı ve analitik eğitime geçilmesi şarttır ve
bunun için orta öğretimde biyoloji, jeoloji, felsefe, mantık, sosyo-
loji, psikoloji gibi derslere yer verilmesi ve bu derslerin sorgula-
yıcı bir tarzda okutulması gerekir. Kimine göre ise bu tür dersle-
rin yerine din derslerinin ağırlıklı olması gerekir. Bir üçüncü grup
ise bunların bir arada okutulmasını savunur. Buradaki kritik so-
ru, “Bu üç tercihten hangisine yönelirsek yapısal reform yapmış
oluruz” sorusudur. Buna karar verebilmenin en kestirme yolu bi-
limde, sanatta, felsefede, kültürde ileri gitmiş ülkelerin hangi yo-
lu seçtiğine bakmaktan geçer. Bu aşamadaki ikinci kritik soruy-
sa, “Bu görüşü bugün kabul ettirmek mümkün mü?” Bu soru-
ya olumlu yanıt vermek kolay değil. O halde biz, eğitimde yapı-
sal reformu bu benim çizdiğim çerçevede kolay kolay yapamayız.
Son dönemde yaptıklarımız da zaten geçmişten kalan yapısal re-
formların terse döndürülmesinden başka bir şey değil. Yapısal re-
formun diğer alt alanlarının çoğu için de benzer görüş ayrılıkları-
nın ortaya çıkması kaçınılmaz görünüyor.
YAPISAL REFORMLAR NİÇİN KOLAY YAPILAMAZ? 147
(Veriler
için kaynaklar: TCMB her ayın ortalama döviz kuru,
TCMB haftalık repo faizi oranları, TÜİKay sonları TÜFE verileri)
milyar TL oldu. Bu, 2020 yılı sonuna göre dış borç stokumuzun
TL karşılığının 2.683 milyar TL arttığını gösteriyor. Aslında dış
borçlarımız dolar olarak sadece 3,4 milyar dolar arttığı halde, TL
karşılığı 2.683 milyar TL (2 trilyon 683 milyar TL) artmış bulu-
nuyor.
Oysa 2021 yıl sonu için USD/TL kur tahmini 9,16 idi. Eğer
tahminlere uygun sonuçlansaydı dış borç yükünün TL karşılığı
(453,5 X 9,16 —) 4.154 milyar TL ve 2020 sonuna göre fark (4.154
— 3.349 —) 805 milyar TL olacaktı. (2.683 — 805 —) 1.878 milyar
(1 trilyon 878 milyar) TL'lik fark faiz indiriminin ülke ekonomi-
sine maliyetidir.
Bu olumsuz gelişmelere karşın toplumun önemli bir kesimi
bu gerçekleri görmezden gelmeye devam etmektedir.
Bütün bunlar yaratılan yanlış algıların sonucu olarak karşı-
mızda duruyor ve yapısal reformlar için ciddi bir engel oluştu-
ruyor.
Özelleştirme yanlışları
Yapısal reform paketinde yer alması gereken konuların en önem-
lilerine değindik. Bunlara eklenebilecek başka konular da var
kuşkusuz. Örneğin, özelleştirme programı bunlardan birisidir.
Özelleştirme, doğru yapıldığında kamu kesiminin sağlayamadı-
ğı maliyet düşüşünü ve verimlilik artışını getirebilecek bir eylem-
dir. Buna karşılık doğru yapılmadığı takdirde tamamen ters so-
nuçlar verebilir.
Türkiye'de yapılan özelleştirmelerin bazıları ne yazık ki üre-
timin artırılmasına, verimliliğin yükseltilmesine hizmet edecek
yerde kurumun sahip olduğu değerli arsalara inşaat yapılarak pa-
ra kazanılmasına hizmet etmekten öteye gidemedi. -
-— Özelleştirme, gelir sağlayıcı bir reform olduğu için başlangıç-
ta gelir kaybettirici olan yapısal reformlar için destek sağlayabile-
YAPISAL REFORMLAR NİÇİN KOLAY YAPILAMAZ? 153
cek bir adımdır. Bu gelirleri, geçici ve kısmi ithal ikamesi gibi öte-
ki yapısal reformların yaratacağı gelir kayıplarının telafisinde kul-
lanmak mümkündür. O nedenle özelleştirme gibi geçici gelir artı-
şı sağlayacak reformları yaparak elde edilecek geliri diğer reform-
lar için kullanmak önemlidir. Türkiye son yıllarda özelleştirme-
lerden 60 milyar doların üzerinde gelir sağladığı halde özelleştir-
me gelirlerini doğru alanlarda kullanmadı ve bu sayılan yapısal
reformların hiçbirini yapmadı. :
Özetle söylemek gerekirse yapısal reform paketinin önemli
bir parçası olması gereken özelleştirme programı Türkiye'de yan-
lış uygulandığından kötü sonuçlar vererek toplumda yapısal re-
formlara karşı tepki doğmasının nedenlerinden birisi oldu.
den yükselişe geçiyor. Kura müdahale olsa bile görünürde TL, ya- —H
bancı paralara karşı içerideki değer kaybından (enflasyon) daha
fazla değer kaybediyor. Bu durumda kura müdahalenin, imkânsız
üçlü kuralını bozacak kadar güçlü olmadığını söyleyebiliriz. Faiz
meselesi biraz daha karışık görünse de, kurun durumundan pek
de farklı değil. Merkez Bankası bankalara verdiği borcun faizini
düşürse de bankaların kredi faizlerinde bir değişme olmadı.
Gerek kura gerekse faize yapılan müdahaleler imkânsız üç-
lü kuralının çizdiği çerçeveyi bozacak kadar güçlü ya da sonuç
alıcı olmadığı için sistem, aksasa da çalışmaya devam edebiliyor.
Buna karşılık bu tür müdahalelerin dışarıya verdiği görünüm
Türkiye'nin ekonomik sisteme sürekli müdahale ettiği şeklinde
oluyor ve sonuçta ülkenin risk primi yükseliyor.
Değerlendirme
Lakap ve unvanların
ilündliküsi Tekrar ortaya çıktılar
hd
theus'u Kaf-
. kas Dağları'nda zincire vurur. Zeus'un görevlendi
rdiği bir kartal
her gün gelip Prometheus'un karaciğerini yer. Gecele
ri yenilenen
karaciğer gündüz yeniden kartal tarafından yenilmeye
hazırlanır.
Bu böyle devam edip gider. Zeus, Prometheus'u sonsu
z bir cezaya
#i
çarptırsa da hırsını alamaz ve ateşten yararlanan insan
oğlunu da
cezalandırmak ister. Balçıktan yarattığı tanrısal güzell
ikte ve zeki
Pandora'yı, Prometheus'un kardeşi Epimetheus'a eş
olarak gön-
derir. Gönderirken de yanına topraktan yapılmış kapalı
bir küp
verir. Bu küpün kapağı asla açılmamalıdır. Epimetheus
ağabeyi
Prometheus'un, “Zeus'dan gelecek hiçbir şeyi kabul
etme!” uya-
rısına karşın Pandora'nın güzelliğine dayanamaz ve
onunla evle-
nir. Pandora, bir zaman sonra merakına yenik düşer
ve küpün ka-
pağını açar. Açmasıyla birlikte küpün içine doldurulmu
ş bulunan
bütün kötülükler dışarı çıkar ve dünyaya yayılır. Pando
ra, son bir
çabayla küpün kapağını kapatır. Biraz sonra kutunun
içinden ge-
len bir ses duyar. Kutunun kapağını açmasını isteye
n bu ses, ku-
tuya gizlice bırakılmış olan umudun sesidir.
Küpün içinde kalan umut insanların içindeki umud
u temsil
eder. Umut her zaman vardır ama bütün mesele
o içerideki umu-
du dışarı çıkarıp yararlı bir işe dönüştürebilmektir.
Yoksa umut
sonsuza dek umut olarak kalır.
Fg /
EK-I
Siyasal Sorunlar
Genel sorunlar YSK'nin bağımsızlığı, lider
hegemonyasının kaldırılması