You are on page 1of 11

Anadolu / Anatolia 30, 2006 F.

Yegül

Bir Tiyatro Ne Zaman Tiyatro Değildir? Menderes


Magnesiası’nda Bir ‘Seyir Yeri’

Orhan Bingöl, THEATRON: MENDERES MAGNESIASI (Magnesia ad Meandrum


Monografileri 1, Homer Kitabevi ve Yayıncılık, İstanbul 2005), çev. A. Çalık Ross ve J. Ross. 264
sayfa, 252 resim. ISBN 975-8293-71. 90 YTL.

yı genişletti ve Artemis Kutsal Alanının


Her yaz güney beldelerimize giden ta-
tümünü; ortasında Zeus Sosipolis Tapı-
tilciler Efes’in 12 km dışında süratle geç-
nağı olan Agora’yı ve tiyatroyu ortaya çı-
tikleri İzmir-Bodrum karayolunun iki ya-
kardı. O da Texier gibi daha göze görü-
nına yayılmış harabelerin antik İonia’nın
nür eserleri ülkesine götürdü ve zaten da-
önemli kentlerinden Menderes Magne-
ha önce Berlin’e toptan kaçırdığı Bergama
sia’sına ait olduğunu bilmezler veya fark-
Sunağı’nın yanına uygun yerlere yerleştir-
etmezler. Yakın zamana kadar çalılar
di.2 Fakat bunlardan daha faydalı bir iş
içinde kaybolmuş veya çamura saplanmış
yivli sütun parçaları ve İon nizamında gü- olarak Humann ve ekibi önemli eserlerin
yayımını ilk defa gerçekleştirdiler ve sit
zel sütun başlıkları antik çağın en önemli
alanının bugün bile kullanılan kapsamlı
tapınaklarından biri olan ve ünlü mimar
Hermogenes’in başyapıtı olarak kabul edi- bir planını hazırladılar.3
len Artemis Leukophyrene (“ışıklı yüzlü” Antik kent tam bir asır Menderes’in
veya “açık alınlı”) Tapınağın’ın parçaları- kollarından Lethaeus (Gümüşçay) Irma-
dır. Vitruvius’a göre Hermogenes İon ğının getirdiği çamur ve bölgeyi kaplayan
mimari nizamına sütun arası açıklıkları ve bitki örtüsünün altında uyudu. Magne-
sütun yükseklikleri esas alınarak bir orantı sia’da modern kazılar Ankara Üniversite-
sistemi veya düzenlemesi getiriyor. si’nden Profesör Orhan Bingöl başkanlı-
Hermogenes aynı zamanda Yunan tapı-
naklarında gerçek ‘pseudo-dipteros’ plan 2 Yakın zamanda kuvvetli milliyetçi bu Alman
tipini ilk uygulayan mimardır (De mühendisini aklayıp yüceltme uğraşıları dikkati-
architettura, 3.3.8–9). mi çekiyor. Bunlardan W. Radt’in Humann’ı
Osman Hamdi Bey’le beraber “Türk Arkeolo-
Charles Texier 1842–43 yıllarında jisinin Kurucusu” olarak lanse etmesi hoşgörü
Magnesia’da kısıtlı bazı kazılar yaptı ve sınırını aşıyor. W. Radt, “Carl Humann and
tapınağın güzel parçalarını, özellikle ka- Osman Hamdi Bey –Zwei Gründervater der
Archäologie in der Türkei,” IstMitt 53, 2003,
bartma heykellerle süslü frizini Paris’teki 491-511.
Louvre Müzesine yolladı.1 Alman mü- 3 C. Humann, J. Kohte ve C. Watzinger, Magnesia
hendis Carl Humann 1891-93’de çalışma- am Mäander. Bericht uber die Ergebnisse der
Ausgrabungen der Jahre 1891-1893 (1904). Daha
yakın zamanda yapılan yayınlar, bkz. O. Bingöl,
1
C. Texier, Description de l’Asie Mineure, 3. cilt Menderes Magnesia’sı (1998); E. Akurgal, Ancient
(1849) 33-112. Civilizations and Ruins of Turkey (1069) 177-183.

149
Kitap Kritiği / Reviews of Books

ğında 1984 yılında başladı. Son 20–25 yıl- ma ayağı). Aphrodisias tiyatrosu ile aşağı
dır enerjik ve programlı bir şekilde yapı- yukarı aynı büyüklükte olduğu için Ana-
lan kazı, inceleme ve restorasyon çalışma- dolu’nun küçük veya orta boy tiyatroları
ları Artemis Tapınağı’nı ve sunağını; Ago- arasındadır (örneğin bazı “büyük” tiyatro-
ra’nın görkemli Propylon’unu; sütunlu ların yarıçapları şöyle: Ephesos 71 m;
stoaları ve bunlardan birinin altında çıkan Miletos 69 m; Side 60 m; Nysa,
olağanüstü, ahşap tavanlı ‘crypto- Hierapolis ve Selge 50-51 m). Orkestra-
porticus’u; ve bu yıl yeniden başlayan nın merkezini belirleyen bir harçlı beton
stadyumu kapsıyor. Ayrıca duvarları güzel kalıntısından pasta dilimleri biçimi uzanan
opus sectile mermer kaplı geç Roma Dev- ve merdivenlerle birbirinden ayrılan yedi
ri’nden kalma bir latrina ve bir benzerini kerkides (tekili kerkis) orkestranın podyu-
de Aphrodisias’da gördüğümüz büyük bir mu üstünde yükselen, yarım-daire
‘Çarşı Bazilikası’ da var. Bu önemli yapılar diazoma’da son bulurlar. Theatron tam ola-
“Magnesia ad Meandrum Monografileri” rak bitirilmemiştir; bitirilen kısımlar sade-
dizisinde ayrı ciltler olarak yayınlanacak.4 ce kerkis’lerin aşağıdaki kısımları ve
Bu eleştiriye konu olan ve 1984-2003 yıl- cavea’nın sonlarındaki eğimli yan duvarla-
ları arasında kazısı yapılan ve kısmen res- rının (parodos) temelleridir. Sahne binası
tore edilen “Theatron” dizinin ilk yayınıdır. da temelleri dışında hiçbir zaman yapıl-
Humann’ın planında yer alan ve Bin- mamış olabilir. En iyi korunmuş 28
göl tarafından ‘theatron’ veya “izleyici yeri” oturma sırası olan (bunların ancak on
olarak tanımlanan yapı aslında büyük ti- dördünün mermer oturakları tamamlan-
yatronun 500 m kadar güneyinde küçük mıştır) soldan ikinci kerkis’den başlarsak
bir tiyatrodur. Yapının Yunan tiyatro ve Theatron’un aşağı yukarı 4700 seyirci kapa-
odeon’larının genel özelliklerini birleşti- sitesi vardı.
ren mimari görünümü ve antik cağdaki Türkçe ve İngilizce olarak yapılan ya-
öngörülen kullanımı, göreceğimiz gibi ba- yın; tüm kazı, araştırma ve restorasyon
zı okurlara çelişkili gelebilir ve ilginç bir çalışmalarını on bir ana bölümde topla-
tartışma konusu olabilir. Bingöl’ün nan 50’ye yakın başlık altında inceliyor.
‘theatron’ adını seçmesindeki neden ayrıca Bu çok kapsamlı ve detaylı raporu beş ve-
bu adın “daha önceki literatüre” girmiş ya altı büyük grup altında toplamak
olmasından ve Magnesia’nın asıl büyük ti- mümkün: a) Kazı ve dokümantasyonu (3.
yatrosu ile karıştırılmaması içindir. – 4. Bölümler); b) Kalıntıların arkeolojik
tarifi ve yapı aşamaları (5.- 6. Bölümler); c)
Theatron kuzeye, Menderes ovasına
Theatron’un yapıldığı sürenin sonunda
açılır. Cavea’sının yarıçapı 34-35 m, yarım
“olduğu gibi” veya az restore edilmiş gö-
daireden biraz daha büyük olan orkest-
rünümü (7. – 8. Bölümler); d) Binanın
ra’sının çapı 27.3 metredir (92 RF = Ro-
mimari tarihi (9. Bölüm); e) Theatron’un
fonksiyonu ve kentsel ve kültürel bütün
4 Dizide şu başlıklar planlanmıştır: Theatron II. içindeki yeri (10. Bölüm); f) Restorasyon
Cilt, Latrina, Artemis Sunağı Alt Yapısı, Arte- ve çevre düzenlenmesi çalışmaları (11. Bö-
mis Tapınağı Başlıkları, Artemis Tapınağı Yapı
Detayları ve Teknik Özellikleri, Çarşı Bazilika-
lüm).
sı, Agora ve Kitabeleri, Propylon.

150
Anadolu / Anatolia 30, 2006 F. Yegül

Kitap her sezon yapılan kazı çalışma- ğişik aşamalarda bırakılmış. Sadece 2. ve
larının gelişmelerini detaylı bir biçimde 4. kerkis’lerde dokuzdan fazla sıranın ince
anlatarak başlıyor. Bunu yapının teknik isçiliği bitmiş durumda; 5. 6. ve 7.
özelliklerini ve korunma durumunun tari- kerkis’de sadece birkaç sıra yapılabilmiş.
fi ve tartışması izliyor.5 Birbirine konik On dört sıra ile en iyi korunmuş durumda
biçimli taşıtıcı tonozlarla bağlanmış bir olan 2. kerkis ötekilerine bir örnek olsun
grup eğimli radial duvar sisteminden olu- diye yapılmış olabilir. Tipik bir Yunan ti-
şan tasarım, doğal olarak tipik Yunan ti- yatrosunun tasarımı ve yapımı göz önüne
yatrosu mimari ve yapı düzenine uyuyor. getirilecek olursa böyle büyük bir binayı
Radial duvarlar bölüm, bölüm pasta dili- birbirinden bağımsız ve değişik hızda iler-
mi şeklinde kerkis’leri oluşturuyor. Eğimli leyen birkaç iş takımının çalıştığı radial di-
tonozların dış yüzleri harçlı moloz taştan limlere bölmek teknik olarak akla yakındır
yapılmış geniş platformları, bu platform- ve avantajlıdır. Aslında Theatron’da gördü-
lar da cavea’nın mermer oturma sıralarını ğümüz çok değişik aşamalar ve özellikle
taşıyorlar. Bu radial ve tonozlu yapı mermer isçiliğin çok değişik bitirilmişlik
Theatron’un yarı yuvarlak arka istinat du- durumu, ince işçiliği ve detayları, böyle
varında son buluyor. Oturakların mermer bir var sayımı kuvvetlendiriyor.6 Bazı
blokları dışında orijinal olarak aynı zama- mermer sıralar, hatta yerinde olmayanlar
na tarihlenebilen üç ana yapı tekniği şöyle bile hiç kullanılmadıklarına işaret edecek
özetlenebilir: 1) temellerde kullanılan ol- kadar yeni ve taze görünüyorlar. Hiçbir
dukça düzensiz iri taş blok yapı; 2) küçük, yerde yanma izine de rastlanmıyor. Bazı
kare veya dikdörtgen biçimli taş bloklar- mermer sıralar başka bir yerde ve maksat-
dan düzenli sıralar halinde yapılan duvar- la kullanılmak üzere yerinden sökülmüş-
lar (petit appareil); 3) küçük, düzensiz, dere ler; diğerleri doğal afetler, toprak kayma-
taşlarından ve arada yassı taşların da yatay ları ve depremler sonucu yerlerinden oy-
sıralar oluşturduğu kireç harçlı moloz du- namışlar. Orkestra zeminini dolduran kü-
varlar ve bunların çeşitleri. çük mermer parçaları ve yongaları zaten
Antik Çağ’da yaygın bir yöntem olduğu
Theatron büyük bir olasılıkla kuvvetli
bilinen taşın yerinde yontulması ve detay-
bir toprak kayması sonucu tahrip olduğu
landırılması işlemlerinin burada da uygu-
zaman ne temelleri ne de üst yapı tam
landığını kanıtlıyor. Kazı başında orkestra
olarak bitmişti. Bitmişlik durumu yer yer
ve ondan daha az olarak, cavea derin ola-
değişiyor. En batı uçtaki hariç, en fazla
rak toprağa gömülmüş durumdaydı ve
bitirilmiş kısımlar radial duvarlar ve onları
sonraki asırlar boyunca da üzerinde tarım
birleştiren konik tonozların orkestraya
yapıldığı için (özellikle bağlar ve zeytinlik-
yakın bölümleridir. Mermer sıralar da de-
ler) orijinal durumunu kaybetmişti.
5 Theatron kazılarının ilk raporları Kazı Sonuçları
Toplantısı’nın aşağıdaki yıllarında yayınlandı: VII 6 Theatron’un ana yapı aşamaları için ayrıca bkz.
(1986) 325-31; VIII (1987) 59-65; IX (1988) O. Bingöl, “Arbeitenphasen des neuen
63-76; XI (1990) 61-68; XII (1991) 105-117; Theatron in Magnesia a. M.,” Bautechnik der
XIII (1992) 79-90; XIV (1993) 47-52; XV Antike, A. Hoffmann, E-L Schwandner (derl.),
(1994) 41-52; XVI (1995) 43-56; XX (1999) W. Hoepfner – G. Brands, DiskAB 5, 1991,
15-31; XXIV (2003) 91-104. 17-21.

151
Kitap Kritiği / Reviews of Books

Cavea’nın üst kısımlarında da 18. ve 19. hiç simetri gözetilmeden dağıtılmış olma-
asırlarda sulama kanalları ve üzüm sıkmak ları projenin bu unsurunun ad hoc karakte-
için bazı havuzlar yapılmıştı. rini vurguluyor. Bu dağıtımın düzene so-
kulması istenirse merkez nişin iki yanında
Yerinde gözlem imkânı bulamayan
altışar proedriai olmak üzere 12 niş halinde
okuyucular olarak, her “arkeolojik ra-
restore edilebilirler. Bu düzen de rahiple-
por”da olduğu gibi, bu “rapor”da da Bin-
rin mermer koltuklarının sayısı ile de be-
göl’ün girift ve detaylı tariflerinin teknik
lirlenen, kentin 12 geleneksel tanrısına
ayrıntılarını, ancak doğru gözlemle anlaşı-
veya 12 phyle’sine (mahalle veya ırk ve aile
labilecek arkeolojik inceliklerini, kazı eki-
gruplaşmalarından oluşan aşiret) işaret
binin ve başkanlarının bilgi, deneyim ve
ediyor olabilirdi. Merkezdeki merdiven
yeteneklerine güvenerek kabul etmek du-
olasılıkla orkestra boşluğu ve cavea’nın
rumundayız. Açmalar asırlar boyunca sü-
oturma sıraları arasındaki tek iletişimi sağ-
rülmüş ve ekilmiş topraklar içinde olduğu
lıyordu. Bingöl’ün de belirttiği gibi, Yu-
için faydalı bir stratigrafik göstergeden de
nan tiyatrosunda orkestra ile diazoma
mahrumuz. Tarihlendirilebilecek katlarda
podyumu arasında doğrudan bağlantı en-
bulunmuş sikke, seramik ve yazıtlardan
derdir. Çünkü yüksek podyumun tüm an-
söz etmek de olanaksız (yazıtlar ve sera-
lamı, zaten bu tiyatrolar bir zaman yapılan
mikler ayrıca yayınlanacaktır). Thea-
gladyatör kavgaları ve vahşi hayvan avları
tron’un en iyi korunmuş ve en fazla bit-
gibi gösteriler için kullanıldığı zaman se-
miş elemanları olan orkestra podyumunu
yircileri bu vahşetten korumak içindir.
oluşturan mermer blokların ince isçiliği-
Böyle bir bağlantı varsa, Ephesos tiyatro-
nin ve mimari durumunun tarih ve kayıt-
sunun son döneminde olduğu gibi orkest-
lanmasına özel özen gösterilmiş. Orkestra
ranın iki ucundaki merdivenlerle sağlanı-
podyumunu oluşturan (27.3 m cap, 1.73
yordu.
m yükseklik) altı hafif çıkıntılı tabula
(dikdörtgen panolar) arasında derinliği az Binanın mermer isçiliğinin bize yapı
olan sekiz adet niş var. Normal olarak her aşamaları konusunda ipucu verebilecek
kerkis tabulalarla ayrılmış bir çift niş içeri- farklılığı ve inceliği (örneğin kaba yontma,
yor. Podyum’un arkasındaki, ilk bakışta düz ve eğimli murçlama, düz ve dişli ta-
bir servis koridoru sanılan, toprak zeminli raklama, perdahlama, vs.) en açık şekilde
geçidin bir çıkışı olmadığı için ve nişler cavea’nın oturma sıralarında görülüyor.
tarafından son derece daraltıldığı için Bingöl bu bloklarda 9 ayrı isçilik stili ve
böyle bir fonksiyonu olanaksız. Kimisinin aşaması ayırt ediyor ki bu antik cağ yapı
içinde in situ aslan ayaklı mermer sandalye teknolojisinin gelişen bibliyografyasına
veya koltuklar olan nişlerin, proedriai (şeref çok değerli bir katkıda bulunmuş Arkeolo-
koltukları) olmaları şüphe götürmüyor. jik Mimari’de Taş kitabının yazarına yakı-
Nişlerin, podyum taç profilini düzensiz şacak bir başarı, sokak ağzı ile söylemek
bir biçimde kesen, basık yarım kubbeleri, gerekirse bir “Arkeolojik Show” (Resim
projeye sonradan ilave edilmiş olduklarına 65c, 141 a-f, 190 a-i ve 191 a-i).7 İnce taş
işaret ediyor. Zaten podyumun üstüne, işçiliği ve yapı stili arasındaki girift ve has-
yani orkestra diazoma’sına, çıkan merdi-
venlerin yer aldığı merkez nişin etrafına 7 O. Bingöl, Arkeolojik Mimari’de Taş (2004).

152
Anadolu / Anatolia 30, 2006 F. Yegül

sas alış veriş de oturma sıralarının uçlarını gibi) neden göstererek Bingöl Theat-
bezeyen kırktan fazla aslan pençeli (veya ron’da bir sahne binası olmadığı tezini
grifon pençeli) ayakların isçiliğinde görü- öne sürüyor, fakat bahsedilen temellerin
lebiliyor. Bu pençelerin bazıları oldukça de bir işe yarayabileceğini bildiği için sah-
kaba yontulmuş ve basitleştirilmiş; diğer- ne olasılığını da tümden reddetmiyor, sa-
leri stilize edilmiş damarları ve tırnaklar dece sahnesiz bir düzenlemeyi tercih edi-
arasındaki tüyleri gösterecek kadar güzel yor. Bence dere taşlarından yapılmış ge-
ve sanatkarane bir biçimde yapılmıştır niş, platform temel; belki, cavea ile arasın-
(Resim 192-195). Bu değişikliklere rağ- da geniş koridorlar bırakan ve arkasında
men hepsi de aynı zaman aşamasının yüksek bir duvarı olmayan hafif ve basit
eserleridir. Şekildeki stil değişiklikleri bir sahne yapısı için elverişli ve yeterlidir.
(bunlar taş işçiliğinin gösterdiği aşama Bitmemiş binanın yapılma işlemlerini,
farklılıkları ile karıştırılmamalıdır) mermer sanki yeniden yapıldığını düşleyerek, çeki-
işçisinin değişen ustalığı, iş sahibinin zen- ci bir biçimde anlatan 7. bölümü,
ginliği veya ödemeyi gözden çıkardığı pa- Theatron’un varsayım olarak bitmiş halinin
rayı veya belki de isteyerek yapılan bir es- mimari analizini yapan 8. bölüm izliyor.
tetik seçiminden kaynaklanabilirdi. Kro- Roma ve Yunan tiyatrolarının teorik tasa-
nolojik bir aşamayı gösterdiği sanılmıyor. rımlarını ve modellerini bize açıklayan en
Altıncı bölümde orkestra’nın kısa bir önemli kaynak olarak şüphesiz üstat
tanımı yapılırken sahne binası da söz ko- Vitruvius konuya giriyor (De archittetura,
nusu oluyor. Sahneyi belirleyen sadece 5.6-7). Roma sisteminde orkestra dairesi
orkestranın bir ucundan diğerine uzanan, içine dört eşkenar üçgen yerleştirerek dai-
harçlı, moloz ve dere taşlarından oluşan, re, 12 eşit parçaya bölünüyor; böylece altı
3.5 m genişliğinde bir temel bandıdır. Bu parçaya bölünen cavea yarım dairesinde
moloz temelin güneyinde, cavea uçlarına üçgenlerin uçlarına yerleştirilen merdiven-
bağlanan 1.10 m kalınlığındaki duvar ka- lerle ayrılan altı kerkis olarak ortaya çıkı-
lıntısının sahnenin ön duvarı olduğunu yor. Doğal olarak bu sistemde cavea mer-
düşünebiliriz. Bu duvarın iki ucunun cavea kez aksını bir merdiven belirliyor. Yunan
ve podyum kaidesi ile birleşmesi oldukça sisteminde ise orkestra dairesi içine yer-
dağınık ve düzensizdir. Doğaldır ki Bin- leştirilen üç karenin uçları yarım daireden
göl’ün detayları ve tarifleri sahada görülen az daha büyük bir cavea oluşturuyor. Bu
karışık ve düzensiz durumu tam olarak tip tiyatroların cavea’larını, merkez aksında
aksettirmiyor (ST, ST1, ST2 gibi kod biri olmak üzere, yedi kerkis belirliyor.8
harfleri ile adlandırılan bu karışık detayla- Doğal olarak bunlar teorik modellerdir,
rın rumuzlarının planlarda her zaman gö- gerçek Roma ve Yunan tiyatroları değişik
rülmemesi de okuyucunun bu tarifleri iz- ve kurallara tam uymayan modeller
lemekteki zorluğunu artırıyor). Bu temel- uyguluyorlar ve cavea bölümlerini belirle-
lerin birbirleri ile bitişip bağdaşmadığını
veya temellerde düzgün blok taş yapısı 8 Magnesia Theatronu’nun da içinde bulunduğu
kullanılmadığını (örneğin, orkestra pod- Anadolu’daki yedi kerkis’li dört tiyatronun di-
yumunun temellerinde açıkça görüldüğü ğerleri şu kentlerdedir: Magnesia (büyük tiyat-
roda), Arykanda ve Knidos.

153
Kitap Kritiği / Reviews of Books

yen kerkis sayısı da tiyatronun konumuna rusu yanlışı) birbirinden aktaran yayınlar-
ve büyüklüğüne göre çok değişiyor. da hatalı olarak Hellenistik devire tarihle-
nen arşitrav taç profili de var. Sardes ar-
Magnesia Theatron’u Yunan-
keolojik kazılarında son on, on iki yılki
Hellenistik tipin bir örneğidir. Fakat Yu-
çalışmanın sonucu Artemis Tapınağı’nın
nan tiyatrolarında çok az bilinen orkestra
bütün arşitravlarının, daha kapsamlı ola-
podyumu kullanıldığı için alışılmış tipten
rak söylersek, naos’u çevreleyen bütün sü-
biraz şaşar. Daha çok büyük tiyatrolarda
tunların (peristasos’un tümü, veya naos ha-
görülen, oturma sıralarının orta
riç gördüğümüz her şey!) Roma İmpara-
diazoma’nın gerisinde bir yerde bir pod-
torluk Devri’ne ait olduğu kesin olarak
yum üzerinde yükseltilmesi seyirci ve gös-
ortaya çıktı. Böylece Theatron podyum
teri trafiğini etkin bir biçimde birbirinden
profillerinin Sardes’deki has Roma profil-
ayırıyor. Bu düzenin orkestra’da uygu-
leri ile stil olarak karşılaştırması tarihleme
lanması ise (normalde arenalarda gördü-
bakımından fayda gösteremiyor. Bir başka
ğümüz fakat Magnesia’da olduğu gibi bazı
örnek: Theatron profilleri aynı zamanda
tiyatrolarında da görülen); özellikle Roma
başka bir grup Geç Hellenistik Devir ör-
Devri’nde birçok tiyatroda da programa
nekleri ile karşılaştırılıyor. Gene Sardes’de
giren kanlı gösterilerde, seyircileri koruma
Roma Devri’nin en görkemli yapılarından
maksadı taşıyor. Bunun için Roma Dev-
Hamam-Gymnasium Kompleksinin
ri’nde Anadolu’nun birçok Yunan tipi ti-
Mermer Avlu denen mekanındaki pod-
yatrosu ya bir orkestra podyumu yaratıla-
yumun üst profilleri bu grubun içinde de-
rak, ya da on sıralarını alçak bir duvarla
ğil, fakat Severus Devri’nin eseri olan bu
gösterinin tehlikeli yapıldığı orkestra’dan
ayırarak restore görmüşlerdir (örnekler: profil Hellenistik profillerden bazıları ile
ve Magnesia Theatron profilleri ile tıpatıp
Ephesos, Miletos, Hierapolis, Nysa,
Aphrodisias, Side, Perge, Myra ve diğerle- aynı!9 Burada maksadımız aslında yaygın
ri). Fakat Magnesia Theatron’unun pod- olarak kullanılan Bingöl’ün metotlarını
tenkit etmek değil; fakat şu gerçeğe dikka-
yumunun ex novo bir yapı olduğu ve seyir-
cileri koruma gayesi gütmediği önemli bir ti çekmek: Roma devrinde bu tipik, harcı-
özellik olarak vurgulanmalıdır. âlem “klasikleşmiş” profiler antik dünya-
da o kadar yaygın ve popüler hale gelmiş-
Kazılan toprağın çok karışmış olduğu lerdi ki onların artık bugün tarihleme için
ve sağlıklı bir stratigrafi analizi yapmak kullanılma etkinliği kalmıyor. Eğer kısıtlı
mümkün olmadığı için Theatron’u tarihle- bir mekân ve tarih içinde kendine özgü
mek zor (Bölüm 9). Bu zorluk karşısında bir mimari bezemeden söz etmiyorsak,
Bingöl podyumun üst ve alt profillerini stile dayalı tarihleme ancak dışarıdan ge-
Anadolu ve Yunanistan’dan seçilmiş bir len ve özgün olan diğer verilerle pekiştiri-
grup Hellenistik Devir profilleri ile karşı- lirse kronolojik bir anlam taşıyabilir.
laştırarak tarihleme yoluna gidiyor. Bu
çok yaygın yöntem bazı ciddi riskler taşı-
yor. Karşılaştırılan Kyma Rekta profilleri
arasında Sardes’deki Artemis Tapınağının 9 F. K. Yegül, The Bath-Gymnasium Complex at
şimdiye kadar çıkan ve bilgiyi (daha doğ- Sardis (Archaeological Exploration of Sardis,
Report 3) (1986) 54, figs. 130, 138-140.

154
Anadolu / Anatolia 30, 2006 F. Yegül

Magnesia Theatron’unda böyle “dışa- yapının bir “izleyici yeri” olduğunu ve


rıdan gelme” ve özgün bir ipucu olabilir. Pergamon’daki Demeter Kutsal Alanında
Bu “yeni tiyatro’ya” yapılan bir bağıştan ki basamaklı “seyir yeri”; veya Pessinus’da
bahseden bir yazıttır. Julius-Cladius dev- Kybele Kutsal Alanında ki merdivenli
rine tarihlenebilen bu kitabedeki “yeni ti- oturma yeri gibi sıra dışı bir kült fonksi-
yatro” büyük bir olasılıkla Theatron’dur. yonuna hizmet verdiğini düşünüyor.10
Bu cömert yardıma rağmen yeni tiyatro- Böyle hem dini hem laik ortamlar kapsa-
nun yapımı bilmediğimiz, fakat toprak mında sıra dışı tiyatro biçim ve fonksi-
kayması olduğu öne sürülen, bir felaket- yonlarının yaratılması Anadolu’nun gele-
ten dolayı bitmeden son buldu. Bu durum neklerindendir. Bingöl’ün listesine bizim
belki de eski, yani kentin asıl büyük tiyat- de bazı ilavelerimiz olabilir: Likya’nın ula-
rosunun restorasyon ve yenileme çabala- şılması zor içerlerinde, Marmara’daki
rına hız verdi. Gene de bu varsayım beni (Kavaklıdağ) theatron; gene Likya’da
düşündürüyor. Hangi kıstasa vurursak vu- Kadyanda ve Phaselis’de ana cadde üze-
ralım tarihin en usta yapı uzmanları ara- rinde, izleyiciler için ayrılan ve topograf-
sında sayabileceğimiz Romalılar; Anado- yaya uygun merdivenli izleyici mekanları;
lu’da Nysa’da geniş ve derin bir vadinin gene Likya’da Balbura’da kayalara aşağı
tam üstüne bir stadium yerleştiren; İspan- yukarı yarım daire olarak oyulmuş ve
ya’da, Alcantara’da Tagus Nehrinin iki önünde sahne platformu olan küçük
yakasını baş döndüren bir yükseklikte bir auditorium veya theatron; ve benim çok be-
köprüyle birleştiren; güney Fransa’da, ğendiğim bir örnek de Pisidia’nın Ada-
Vaison-La-Romaine (Vaison)’da, kenti su da’sında doğa ve kentin birbirini tamam-
baskınlarından korumak için bataklık ne- layan şahane kompozisyonu, agoranın iki
hir kenarını derin ahşap kazıklardan olu- tarafında, dik dağ yamacına yaslanarak
şan bir dizi yapı çerçevesinin taşıdığı mu- yükselen, L-biçimindeki merdivenli seyir
azzam bir istinat duvarı ile bir baştan bir yerleri.11
başa ören; bu adamlar nasıl oluyor da
Magnesia’da alt tarafı kabaca bir tepenin
10 M. Waelkens’e göre Pessinus’daki tapınak
kayması karşısında pes ediyorlar! Belki bu
Augustus Devrinde kabul edilen İmparatorluk
projenin yarım bırakılması teknik imkân- Kültü için yapılmıştı. P. Pensabene ise, orijina-
sızlıklardan değil de, kendi zamanımızda lini Hellenistik Döneme tarihlediği, fakat
da örneklerini çok gördüğümüz, ekono- Tiberius Döneminde yeniden yapılan bu tapı-
nağın Kybele’ye ait olduğu tezini savunuyor.
mik ve politik problemlerden kaynaklan-
M. Waelkens, “The Imperial Sanctuary at
mıştı. Pessinus,” EA 7, 1986, 37-73; P. Pensabene,
“Non stele, ma il sole,” ArchCl 55, 2004, 84-
Onuncu bölümde Bingöl konuyu to- 143.
parlıyor ve Theatron’un fonksiyonu ve 11 Kült tiyatroları ve diğer kült gösterileri ile ilgili
kent yaşamındaki rolü ve önemi üzerinde yaratılan değişik mimari tipler ve bunların
ilginç bazı görüşler ve varsayımlar öne sü- fonksiyonlarını konu alan çalışmasında I.
Nielsen Anadolu’dan Pessinus dışında hiçbir
rüyor. Tiyatronun bir sahnesi olmadığı theatron-tiyatro örneği vermiyor. Buna rağmen
(yani hiç bir zaman normal anlamda bir genel tartışma, Anadolu kültleri, ve özellikle
tiyatro olmadığı) tezini savunan Bingöl bu Magna Mater/Kybele konusunda faydalı olabi-
lir: I. Nielsen, Cultic Theaters and Ritual Drama

155
Kitap Kritiği / Reviews of Books

Magnesia Theatron’unun tipik Roma bir kült ve bir kutsal alan yarattığını bildi-
kan dökücü gösterilere değil de bir kült riyor (Themistokles, 30.2.6). Bingöl’e göre
fonksiyonuna hizmet veren genel anlam- her ne kadar çok geçmişte kalsa bile
da bir “izleyici yeri” olarak betimlenmesi Theatron’da tapınılan tanrıça ve kült
orkestraya açık ve korunaksız bir dizi ra- stelinde adı geçen, bu ana tanrıçaya ait
hip koltuğunun bulunmasındandır. De- olabilir. Hatta Theatron’un arkasındaki te-
mek ki izleyicilerin yüksek bir podyum ile pelerde Kybele’ye ait bir tapınak olduğu-
orkestradan ayrılması burada tehlikeli bir nu bile düşünebiliriz.12 Daha da ileri gide-
gösterinin olmasından ileri gelmiyor. Ge- rek Bingöl Theatron’un arkasında göze
nel olarak seyir fonksiyonlarının bir par- çarpan yapay bir tepenin Magnesia’da ol-
çası olarak Magnesia’daki Theatron ile duğu bilinen Themistokles’in mezar tü-
bağdaştırabileceğimiz bir takım yan ilişki- mülüsü olabileceği olasılığını da unutmu-
ler, dini ve kült maksatlı kullanımlara bazı yor. Önünde açılan geniş Menderes ova-
ipuçları verebiliyor ve Bingöl’ün bu ilginç sına karşı cavea’da oturan bir izleyici
tezini destekliyor. İlk önce bir Dioscures Magnesia’nın kutsal coğrafyasına bir dizi
Kutsal Alanından söz eden Humann’ın ağlarla bağlanmış oluyordu: solda kent
1891-93 yıllarında Theatron yakınlarında için çok değerli olan bir kahraman mezarı;
bulduğu bir kitabe var. Daha ilginç olan ilerde, agoranın ötesinde Zeus Tapınağı;
ip uçlarını Theatron’un içinde yakın za- onun sağında görkemli Artemision; ve ge-
manda bulunan birkaç yazıt sağlıyor. ride, Theatron’u kucaklayan tepelerin ara-
Bunlardan birincisi ΑΡΤΕΜΙΔΟC sında, ana tanrıçanın eski, çok eski kutsal
ΛΕΥΚΟΦΡΥΗΝΗC (Artemis Leuko- mekanı. Bu özel ve saygın bağların odak
phyrene) yazılmış altın kaplı metal bir noktasına yerleşen Theatron kült etkinlikle-
adak bandıdır. İkincisi üzerinde kent için rinin, festivaller, kutlamalar, yarışmalar,
özel anlam taşıyan Tyche ve Artemis hey- gizemli kült tiyatro oyunları için ideal bir
kelcikleri olan bir kurşun ağırlıktır. İmpa- yer olarak konutlandırılabilinir ve Bingöl’e
ratorluk döneminde Tyche kültünün böl- göre bu tip etkinliklerin hiç biri bir sahne
ge için aynı zamanda resmi bir niteliği binası (skene) gerektirmez. Bu doğru ola-
vardı. Üçüncü de Artemis/Kybele ve bilir, fakat şunu da söyleyelim ki hiç biri
Hermes figürlerini taşıyan ve alınlığındaki de bir sahne binasından zarar görmez,
kitabesinde Anadolu’nun yüksek dağla- çoğu hatta yarar görebilir. Burada gene
rında tapınılan tanrıçalarından Artemis
Oreia’dan (veya Meter Oreia) söz eden
mermer bir steldir. Gerçek de Theatron’un 12 Theatron ve tapınak mimarisinin gelişmesi ve
birbirleri ile olan formal ilişkileri; tapınağın ‘ti-
bir kült ile ilişkisine en önemli olasılığı bu yatro’ (veya theatron) arkasında aynı aks üzeri-
stel sağlıyor. ne yerleştirilmiş kutsal alan (sanctuary) tasarım-
ları için özellikle Roma Cumhuriyet devri İtal-
Plutarchos M.Ö. 5. asırda Atinalı ya’sındaki yaygın olan örneklere bakabiliriz
kumandan ve kahraman Themistokles’in (örneğin: Gabii, Cagliari, Tivoli,
Magnesia’da ana tanrıçayı onurlandıran Pietraabondante, Iuvanum). Ayrıca bkz.
Nielsen, Cultic Theaters, 180-96.

(Aarhus Studies in Mediterranean Antiquity 4)


2002, özellikle 263-274.

156
Anadolu / Anatolia 30, 2006 F. Yegül

hatırlayacağımız Balbura’daki kayalara zaman grafik ölçek ve kuzey oku koymala-


oyulmuş 8-10 yarı yuvarlak oturma şırası- rının gerektiğini fısıldamalıydı.
nın karşısında, bir dizi basık tonoz üstün- Bu yayının detaylı, teknik ve salt tari-
de yükselen ve herhangi bir “sahne arka- fe dayanan bölümlerini dikkatle okudum
sı” yapısı bulunmayan basit platform sah- ve çok faydalandım. Fakat esas beni se-
neli “izleme yeri” de kuşkusuz alışılmış vindiren, bana heyecan veren, düşünme-
tür bir Yunan tiyatrosu değildir; fakat tam me neden olan, Theatron tasarısını, fonksi-
Magnesia’daki Theatron’a etkin bir biçimde yonlarını ve bu önemli Greko-Roman
karşılaştırabilinecek bir örnektir. merkezinin dini ve kentsel kültüründeki
Homer Kitabevi tarafından özenle yerini ele alan, tartışmalı olduğunu bildi-
hazırlanan ve resimlendirilen bu yayınla ğimiz son bölümleridir. Sekiz, on sahifelik
Bingöl bize küçük bir tiyatronun kazı so- bu bölümde, Bingöl karışık ve kapsamlı
nuçlarını sunuyor ve “theatron” diye nite- bir konunun değişik ve çeşitli yönlerini
lendirdiği bu sıra dışı yapıyı klasik çağın bir araya toplamaya çalışıyor. Sonuç ola-
önemli bir kentinin kültürel ve tarihi bü- rak bu uğraşı kısır “rapor arkeolojisi” dü-
tünlüğü içinde değerlendiriyor. Böyle bir zeyini geride bırakıp, yaratıcı ve yorumsal
yayının kazı çalışmalarından hemen birkaç bir sanat ve kültür tarihi düzeyine yükseli-
yıl içinde elimize ulaşmış olması hem ya- yor. Bu çalışmayı bilgi ve deneyim pota-
zar, hem yayınevi nezdinde takdire değer. sında yoğrulmuş bir hayal gücünün göste-
Magnesia’daki diğer eserlerin ve yeni kazı risi olarak görüyorum. Minimalist bir bi-
alanlarının da yakın zamanda yayınlanma- lim adamı ve eleştiricinin açısından bakar-
sını diliyoruz. Kitabın tümünün İngilizce sak, Bingöl’ün arkeolojik ve tarihi verile-
olarak da çıkması daha geniş bir kitleye rinin katlarını birer birer açmaktaki ustalı-
hitap etmesini sağlıyor. Çevirinin kalitesi ğına önem vermemek ve devamlı genişle-
genellikle iyi sayılabilir; çevirenlerin ar- yen kültürel perspektifinin önümüze açtı-
keoloji ve mimarlık tarihinin kendine öz- ğı sonuçları tasvip etmemek kolay. Fakat
gü ve oldukça zor olan teknik dilini ve an- ödevini tam olarak yapmış ve saha arkeo-
latım şekillerini bilmedikleri için arada İn- lojisinin bilinen günlük uğraşılarında ken-
gilizce’de anlatım ve dil bozukluklarına dini ispatlamış bir bilim adamının eseri
rastlanıyor. Bingöl ve Mehmet Ali olarak (taş işçiliğinde 9 ayrı inceliği ayırdı-
Döğenci’nin fotoğrafları güzel, seçimleri ğını düşünebiliriz) konuya gösterilen bu
iyi. Mimari çizimler kabul edilebilir; bir- yaklaşımını geçerli, uygun ve canlandırıcı
çok taş taş her arkeolojik detayı tekrarla buluyorum. Bir asır sonra tekrar haritaya
izleyen planların yanı sıra hiç olmazsa bir giren Magnesia hakkındaki gelecekteki ça-
tane “olduğu gibi” temiz bir mimari plan lışmaların da Bingöl’ün bu yayınla ortaya
arzu edilirdi (görsel karmaşa biraz basit- koyduğu yüksek standardı izleyeceğini
leştirilmiş olan resim 205’deki plan bu umuyoruz.
yönde atılmış iyi bir adım sayılır). Bunlar-
dan daha da önemlisi, birisi genç mimar- Fikret Yegül
lara yayın için hazırladıkları planlara her University of California, Santa Barbara
yegul@arthistory.ucsb.edu

157
Kitap Kritiği / Reviews of Books

Resim Listesi
Resim 1.
Theatron plan (Theatron: Menderes
Magnesiası (Magnesia ad Meandrum Monog-
rafileri 1, Res. 33).
Resim 2.
Theatron, genel görünüm (Theatron: Mende-
res Magnesiası (Magnesia ad Meandrum Mo-
nografileri 1, Res. 252).

158
Anadolu / Anatolia 30, 2006 F. Yegül

Resim 1

Resim 2
159

You might also like