Professional Documents
Culture Documents
GİRİŞ
Suç, tarihin ilk çağlarından itibaren yüzyıllar boyunca toplumların korku
ile karışık ilgilerini yönelttikleri, nedenleri üzerinde durdukları ve karşı
önlemler aldıkları toplumsal bir sorun olmuştur. Suç evrensel bir olaydır.
Tarihin en eski devirlerinde beri vardır ve var olmaya devam edecektir.
Durkheim suçu"toplum halinde yaşama şartlarına yönelmiş her türlü
saldırıdır" diye tanımlar
Genellikle suçun köy ve küçük şehirlere göre büyük şehirlerde daha fazla
işlenmekte olduğu saptanmıştır.
Şehirleşmeyle özellikle cebir şiddet suçları azalırken mala yönelik suçlar
artmaktadır. Büyük şehirlerde kazanç sağlayan mala yönelik suçlar için
olanaklar ve suçların gizli kalması olasılığı daha fazladır. Ayrıca toplum
baskısı iyice azalmıştır. Bu yüzden kent yaşamında suçluluk oranları
daha fazla olmakta, küçük yerleşim birimlerinde ise polisin daha az etkili
olmasına rağmen daha az miktarda suç oranına rastlanmaktadır.
Daha iyi yaşama özlemi içinde şehre göç eden aile geldiği yerde tam
olarak umduğunu bulamamakta , şehirde yeni ve katlanılması güç
sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Örf ve adetlerine sadık , kapalı ve
özel bir toplumsal yaşam biçimine sahip gecekondunun çekirdek ailesi
geniş kırsal aileden de, kentin modern çekirdek ailesinden de farklı bir
kültüre sahiptir.
Göç ettiği şehre uyum güçlüğü içindedir. Özellikle işsizlik ve yetersiz gelir
düzeyi bu uyumu dahada zorlaştırmaktadır. Kentin insan yaşamını
kolaylaştıran konforunun çekiciliğine özenmekte , ancak kentteki gelenek
ve göreneklerin kırsal kesimdekilere uymaması nedeniyle aynı zamanda
kent değerlerini yadırgamaktadır.
Erkek otoritesini yitirmekten korkmakta , kadın ve çocuklar daha
bağımsız olmak istemektedirler. Bu kültür çatışması en çok genç
kuşakları etkilemektedir. Kent yaşamına hazır olmayan çocuklar bir
yandan da dışarıdan göç edenlere karşı kentlilerin önyargıları yüzünden
soyutlanmaktadır.
Bu uyumsuzluklara tepki olarak kendini kanıtlama , kentli yaşıtlarına
özenme ve otoriteye baş kaldırma gibi etkenler özellikle çocukları suça
yöneltmektedir. Toplumsal yalnızlık çeken ailede çocuk suçluluğu
çoğunlukla bir baş kaldırma ve çevreye karşı çıkma girişimi olarak
belirmektedir.
Göçlerin ve gecekondulaşmanın büyük şehirlerde sosyal gerilimlere ,
sosyal gruplar arası çatışmalara sonuç olarak çocuk suçlarının özellikle
mala yönelik suçların artmasına neden olduğu belirtilmektedir.
Kentlerdeki yaşam koşullarının zorluğu etraflarını saran gecekondu
bölgelerine yansımaktadır. Geleneksel aile çevreye direnemez
olduğunda gevşeme ve serbestleşme olmakta , bunu hisseden çocuğun
ilk tercihi sokak olmaktadır
Ekonomik güçlükler nedeniyle çocukların okula gönderilmeleri ikinci
planda kalmakta , ekonomik yönden aileye katkıda bulunma zorunluluğu
onların öğrenim çağında para kazanma çabası içinde bulunmalarına
sebep olmaktadır. Sonuçta çocuklar ya ayakkabı boyacılığı, hamallık ,
midyecilik gibi niteliksiz işler yapmakta , ya da dilencilik , tombalacılık ,
kaçak sigara satma gibi işlere karışmaktadırlar.
Çocuğun erken yaşta çalışmak zorunda kalması hem eğitimini
aksatmakta , hem de iş çevresinde zararlı alışkanlıklar kazanabilmesine
yol açmaktadır.
Gecekonduların genel özellikleri küçük , dar ve sağlıksız konutlar
olmaları , alt yapılarının bulumamaları ve kalabalık nüfusa sahip
olmalarıdır. Çocuk kendisine ait dinlenebileceği , hayal gücünü ve
düşünmesini geliştirecek oyunlar oynayabileceği odadan
mahrumdur.Kalabalık ailelerde kavga , üzüntü çocuğun pek yakınında
olmaktadır. Yaşam güçlükleri nedeniyle yeterli ilgi , disiplin ve eğitim
verilememektedir. Çocuk ailenin eksikliğini giderecek , içindeki enerjiyi
uygun yerlere kanalize edecek ve toplumsallaşmasını sağlayacak
okuldanda uzak kalmaktadır.
Çocuk suçlularla ilgili olarak özel olarak eğitilmiş polislerden Çocuk Polis
departmanları kurulmalıdır.
Çevrenin etkisiyle artabilecek ve ergenlik dönemi bunalımları olarak
ortaya çıkan suçları önlemek için aile danışma merkezleri ve gençlik
merkezleri yaygınlaştırılmalı, gençlerin sosyal kültürel faaliyetlerden
yararlanabilmesi için belediyeler düzeyinde uygun imkanlar sağlanmalıdır
Çocuğu suç işlemeye teşvik eden ailelerin velayet hakkını sınırlayan
vesayet daireleri kurulmaldır.
Çocukları suça teşvik ve azmettiren kişilere yönelik ceza ve yaptırımların
büyüklerinkinden daha fazla olmasını sağlayacak özel düzenlemelerin
oluşturulmalı, azmettiren kişi ebeveynlerden yada akrabalardan biriyse
yaptırım daha da arttırılmalıdır.