Professional Documents
Culture Documents
12 Basamak
12 Basamak
ONİKİ BASAMAK
İÇİNDEKİLER
Birinci basamak.
“Maddeye karşı güçsüz olduğumuzu ve hayatımızın
kontrolümüzden çıktığını kabul ettik”
Kim mutlak bir yenilgiyi kabul etmek ister?
Güçsüz olduğumuzu kabul etmek kurtuluş yolunda
attığımız ilk adım oldu.
Fikir saplantıları ve vücutça hissettiğimiz alerjiler.
Neden her bağımlı bir kere dibi boylamalıdır?
İkinci Basamak.
“Kendimizden daha üstün bir kuvvetin bize akıl
sağlığımızı kazandırabileceğine inandık”
1
Neye inanıyoruz?
A.A. bizden inanç beklemiyor.
Oniki Basamak sadece tavsiyelerden ibaret.
Açık fikirliliğin önemi.
İmana giden çeşitli yollar.
AA’nın o üstün kuvvetin yerine konulması.
Yolunu kaybeden kimsenin çaresizliği.
Kayıtsızlık ve ön yargı denilen engeller.
Kaybolan imanın AA’da yeniden kazanılması.
Kendi kendine yeterli ve aydın bir kimse
olamamanın getirdiği sorunlar.
Olumlu ve olumsuz düşünceler.
Kendini her şeyden haklı görme eğilimli.
Her şeye karşı çıkmak bağımlıların başlıca
vasıflarından biridir.
İkinci Basamak, ruh sağlığına erişme gayretimizin
dönüm noktasıdır.
Allah ile dürüst ilişkiler.
Üçüncü Basamak
“Arzularımızı ve yaşantılarımızı, bizim anladığımız
manadaki Allah’ın iradesine terk etmeye karar verdik.”
Üçüncü Basamak kilitli bir kapıyı açmak gibidir.
2
Dördüncü Basamak
“Kendimizi aramaya koyulduk ve korkusuzca moral
dokümanlarımızı yaptık”
İçgüdüler gayelerini nasıl aşarlar?
Dördüncü Basamak kusurlarımızı tanımak yolunda
yaptığımız gayretlerden ibarettir.
İçgüdülerimiz bizi nasıl çöküşe sürükler?
Gayesinden saptırılmış moral dokümanları,
suçluluk duygusu, kendini olduğundan yüksek
görme ve başkalarını suçlama eğilimleri
doğurabilir.
Kendini haklı görme duygusunun tehlikesi.
Doğru moral dokümanı yapma arzusu bize nasıl
ferahlık ve güven kazandırabilir?
3
Beşinci Basamak
“ Allah’a, kendimize ve başka bir kimseye zaaflarımızı
ve kusurlarımızı itiraf ettik”
Oniki Basamak balon gibi şişerek kabarmış
nefsimizi söndürüp normal halimize getirir.
Beşinci Basamak zor olmakla beraber,
huzurumuzu kazanmak ve ayık kalmamızı
sağlamak için gerekli basamaktır.
İtiraf ve ikrar çok eski bir tedavi yöntemidir.
Kusurlarını korkmadan kabul etme cesaret ve
dürüstlüğünü gösterebilen pek çok kimse sürekli bir
ayıklığa erişebilir.
Beşinci Basamaktan ne elde ederiz? İnsanlarla ve
Allah ile dürüst bir ilişkinin ilk adımlarını.
Yalnızlık duygusundan kurtuluş, kusurlarımızın
başkaları tarafından affedildiğini görmek bizim de
başkalarının kusurlarını bağışlama arzumuzu ve
4
Altıncı Basamak
“Allah’ın bütün kusurlarımızı düzeltmesine hazır hale geldik.”
Altıncı Basamak ruhsal ve manevi olgunluğa
erişmek için çok önemlidir ve ömür boyu sürecek
bir uğraşının başlangıcıdır.
Gayeye erişmek için çabalamakla, kusursuz
olduğuna inanış arasındaki farkın anlaşılması.
Neden yılmadan gayret göstermek önemlidir?
”Hazır olmak” neden her şeyin başıdır?
Harekete geçmenin önemi.
Gecikme neden tehlikeli olabilir?
İsyankârlık her şeyi yıkabilir.
Kısıtlı gayeleri bırakıp, Allah’ın bizim için çizdiği
yolda ilerlemeye karar vermenin önemi.
5
Yedinci Basamak
“Tevazu içinde, Allah’tan bizi tüm kusurlarımızdan
Azad etmesini istedik.”
Tevazunun anlamı; bize ne ifade eder?
İnsan ruhunu tam serbestliğe eriştirecek yol.
Yaşamımızı sürdürmeye yardım eden şeyler.
Nefsimizin şişkinliğini sürdürmemenin önemi.
Tevazu, başarısızlık ve mutsuzluğu olumlu yönlere
nasıl çevirebilir?
Zaaftan doğan kuvvet.
Acı çekmek, yeni bir hayata kavuşmanın bedeli
olabilir mi?
Korku, zaaflarımızın baş kaynağıdır.
Yedinci Basamak kendi kabuğumuzdan sıyrılıp
Allah’a doğru ilerleme cesaretini kazandığımız
davranış değişikliğidir.
Sekizinci Basamak
“İncittiğimiz ve kırdığımız kimselerin bir listesini
yaptık ve onlara karşı işlediğimiz hataları tamir etmeye
karar verdik”
Bu ve bundan sonraki iki basamak kişisel
ilişkilerimizle ilgilidir.
6
Dokuzuncu Basamak
“Kendilerine karşı hata işlediğimiz kimselerden
mümkün olduğu nispette doğrudan doğruya özür
diledik. Bu gibi durumların başkalarına zarar
verebileceğine inanıyorsak o zaman daha ölçülü ve
temkinli davrandık.”
Huzur içinde olmak doğru bir yargı yürütebilmek
için gereklidir.
Özür dileme olayında doğru zamanlama da çok
önemlidir.
Cesaret dediğimiz vasıf nedir?
İhtiyat risk almadan önce her şeyi etraflı bir şekilde
düşünmek demektir.
7
Onuncu Basamak
“Kişisel dokümanlarımızı yapmaya devam ettik ve
yanıldığımızı gördüğümüz an hatalarımızı kabul ettik.”
Her türlü şartlar altında ayık kalıp duygusal
dengemizi korumak acaba mümkün mü?
Kendini arama eylemi günlük alışkanlıklarımız
arasında yer almalıdır.
Kusurlarımızı ve hatalarımızı görmeli, kabul etmeli
ve sabırla düzeltmeye çalışmalıyız.
Duygusal sarhoşluktan kendini kurtaramamak.
Ancak mazi ile hesabımızı gördükten sonra
bugünün sorunlarıyla başa çıkabiliriz.
Çeşitli şekillerde yapacağımız dokümanlar.
Kızgınlık, öfke, kıskançlık, haset, kendine acıma ve
kırılan gurur insanı içmeye götüren sebeplerdir.
İlk gaye kendine hâkim olmasını öğrenmektir.
8
Onbirinci Basamak
“Dua ve tefekkür yoluyla bizim anladığımız manadaki
Allah ile olan bilinçli ilişkilerimizi devam ettirmeye
gayret ettik. Onun bizim hakkımızdaki tasavvurlarını
bize açıklaması için dua ettik ve bizim de onları yerine
getirebilmemiz için bize kuvvet ihsan etmesini niyaz
ettik.”
Tefekkür ve dua bizi üstün kuvvete ulaştıran
kanallardır.
Kendini yoklama, tefekkür ve dua arasındaki
ilişkiler.
Hayatın sarsılmaz temeli.
Tefekkürü nasıl yapacağız?
Tefekkürün sınırı yoktur.
Kişisel bir macera.
İlk elde edilen netice duygusal dengedir.
Duanın sırrı nedir?
Allah’ın bizim hakkımızdaki tasavvurlarını
öğrenebilmek ve onları yerine getirebilmek için
9
Onikinci Basamak
“Yukarıdaki basamakların bize getirdiği iman dolu
uyanışa erince bu mesajı bağımlılara götürmeye ve o
kuralları bütün işlerimizde uygulamaya karar verdik.”
Yaşamaktan duyulan haz Onikinci Basamağın
özüdür.
Bu yolda girişilen eylem temel unsurdur.
Hiçbir karşılık beklemeden vermek, hiçbir bedel
istemeden sevmek.
Manevi uyanıştan ne anlıyoruz?
Yeni bir bilinç hali ve yeni bir benlik bize cömertçe
sunulan hediyelerdir.
Bu hediyeleri almaya hazır olmanın sırrı Oniki
Basamağın uygulanmasında yatmaktadır.
Muhteşem hakikat.
Diğer bağımlılara yardım etmenin mükâfatı.
Oniki Basamağın prensipleri ile bağdaşan çeşitli
diğer işler.
Onikinci Basamağın sorunları.
10
ONİKİ BASAMAK
Birinci Basamak
Tam bir yenilgiyi kim kabul etmek ister? Tabi ki hiç kimse.
İnsanların içgüdüleri kişisel zaaflara karşı isyan eder. Hele
elimizde kullanacağımız madde varken ve mantığımız
kahredici bir madde tutkusu ile çarpılmışken bundan ancak
Allah’ın inayeti ile kurtulabileceğimizi kabul etmek hakikatten
çok zordur. Başka hiçbir türlü yenilgi bununla kıyas edilemez.
Madde acımasız bir tefeci gibi bütün benliğimizi sömürmekte
ve onun tahakkümüne karşı çıkacak her türlü irade gücümüzü
elimizden almaktadır. Bu apaçık hakikati fark etmeye
başladığımız an artık bu kronik yenilgi hükmünü tamamlamış
demektir.
12
İkinci Basamak
“Kendimizden üstün bir gücün bizi iyileştireceğine inandık”
Üçüncü Basamak
24
Dördüncü Basamak
“Vicdan muhasebemizi korkmadan ve araştırıcı bir gözle
yaptık”
Yaradılışta, içgüdülerimiz bize belirli bir amaçla verilmiştir.
Onlar olmadan canlı bir varlık olamazdık. Eğer insanlar kendi
güvenlikleri için çaba göstermeseler, tarla sürmek, barınak
yapmak için uğraşmasalardı yaşayamazlardı. Üremeselerdi
nesiller meydana gelip dünyaya yayılamazlardı. Birlikte
yaşama içgüdüsü olmasaydı toplumlar oluşamazdı. Onun için
bu güdüler - cinsel ilişki, maddi ve duygusal güvenlik ve
birlikte yaşama arzusu - kesinlikle gerekli, doğru ve de Allah
vergisidir.
31
Beşinci Basamak
“ Allah’a, kendimize ve başka kişiye hatalarımızı tam olarak
itiraf ettik”
43
Altıncı Basamak
51
Yedinci Basamak
“Kusurlarımızı düzeltmesini Allah’tan alçak gönüllülükle
diledik”
Bu basamak alçakgönüllülükle bu kadar yakından ilgili
olduğuna göre, alçakgönüllülüğün ne olduğunu ve
uygulamada bizim için ne ifade ettiğini anlamaya çalışalım.
Aslında, daha fazla alçakgönüllülüğe ulaşılması, AA’nın
Oniki basamağının her birinin temel ilkesidir. Çünkü belirli bir
alçakgönüllülük seviyesine ulaşmadan, hiçbir bağımlının ayık
kalma şansı yoktur. AA’ların hemen hepsinindi farkında
oldukları gibi, bu değerli niteliği sadece ayıklık için gerekenin
ötesine götürmedikçe gerçekten mutlu olma şansları pek fazla
değildir. Bu olmadan yararlı bir amaç için yaşayamazlar ve
güçlükler karşısında da desteğine sığınacak bir inançtan
yoksun kalırlar.
Alçakgönüllülük, bir nitelik ve bir ideal olarak günümüzde
pek rağbet görmemektedir. Bir erdem olarak yanlış
anlaşılmakla kalmayıp, kelimenin kendisi de çoğunlukla
58
Fakat bundan böyle” Ben kendi başıma bir hiçim, her şeye
gücü yeten Allah’tır” sözü bizim için parlak vaat olup anlam
kazanmaya başlamıştı.
Her zaman zorla alçakgönüllü olmamız gerekmediğini
anladık. Gönüllü çabamızla ulaşabildiğimiz alçakgönüllülük
büyük sıkıntılar sonucunda da elde edilebilirdi.
Alçakgönüllülüğü, sahip olmamız gereken değil de, gerçekten
arzuladığımız bir şey olarak gördüğümüzde yaşamımızın
önemli bir dönüm noktasına ulaşmıştık. Bu noktaya
geldiğimizde yedinci basamağı tam anlamıyla kavramaya
başlamıştık: ”Eksikliklerimizi gidermesini Allah’tan
alçakgönüllülükle diledik.”
Yedinci Basamağa adım attığımızda, AA’lar olarak asıl
amacımızın ne olduğunu bir kez daha sorgulamakta yarar
olabilir. Her birimiz, kendimiz ve çevremizdekilerle barış
içinde yaşamak isteriz. Bizim kendimiz için
yapamadıklarımızı Allah’ın lütfunun bizim için
yapabileceğinden emin olmak isteriz. Dar görüşlü ve değersiz
arzularımızdan kaynaklanan karakter bozukluklarımızın bu
amaçlara ulaşmamızı engellediğinin farkındayız, kendimizden,
başkalarından ve Allah’tan aşırı şeyler talep etmiş
olduğumuzu artık açıkça görebiliyoruz.
Kusurlarımızın ana kaynağı kendi içimizden gelen korku, yani
sahip olduğumuz şeyleri kaybetme veya arzuladığımız bir şeye
sahip olamama korkusu idi. Tatmin edilmemiş arzular üzerine
kurulmuş bir yaşantı sürdürmekten devamlı bir huzursuzluk ve
hayal kırıklığı içindeydik. Dolaysıyla bu arzuları frenleyecek
bir yol bulamadığımız takdirde huzura kavuşamayacaktık.
Arzular ve masum istekler arasındaki fark herkes için
yeterince açıktır.
64
Sekizinci Basamak
“Kırdığımız ve gücendirdiğimiz insanların bir listesini yaptık
ve hatalarımızı telafi etmeye istekli hale geldik”
Sekizinci ve dokuzuncu basamaklar kişisel ilişkilerle ilgilidir.
Önce, geriye dönüp bakarak nerede hata yaptığımızı bulmaya
çalışırız, sonra, verdiğimiz zararı düzeltmek için yoğun bir
çabaya girişiriz ve son olarak da geçmişin enkazını böylece
temizledikten sonra kendimiz hakkında yeni edindiğimiz
bilginin ışığı altında, tanıdığımız her insanla mümkün olan her
ilişkiyi nasıl geliştirebileceğimiz konusunu ele alırız.
Bu çok geniş kapsamlı bir iştir. Bu işi gittikçe artan bir
beceriyle yapsak ta hiçbir zaman gerçek anlamda
tamamlayamayız. Nitelikleri ne olursa olsun tüm insanlarla
barış, işbirliği ve kardeşlik içinde yaşamayı öğrenmek çok
duygusal ve adeta büyüleyici bir olaydır. Her A.A. geçmişinde
65
Dokuzuncu Basamak
“Kendilerinin veya başkalarının zarar göreceği durumlar
hariç, bu insanlardan doğrudan özür diledik”
Sağlam bir yargı dikkatli bir zamanlama yeteneği, cesaret ve
basiret… Dokuzuncu Basamakta gereksinme duyacağımız
nitelikler bunlardır.
Zarar verdiğimiz kişilerin listesini yaptıktan, her olay
üzerinden etraflıca düşündükten ve yürüyeceğimiz yolda
doğru bir davranışa sahip olduğumuzu kavradıktan sonra
göreceğiz ki, kendilerinden bizzat af dileyeceğimiz kimseler
birkaç gruba ayrılmaktadır. Bazılarından, ayıklığımızı
sürdüreceğimizden emin olur olmaz af dileriz. Bazı kişilere
verdiğimiz zararları ancak kısmen telafi edebiliriz, çünkü
açıklayacağımız konular bu kimselere yarardan çok zarar
verebilir.
Daha başka durumlarda da eylemin ertelenmesi gerekir, çünkü
öyle durumlar olabilir ki doğrudan kişisel ilişkiye hiçbir
zaman giremeyebiliriz. AA’ya katıldığımız günden itibaren
çoğumuz belli konularda doğrudan özür dilemeye başlarız.
Ailelerimize programı gerçekten deneyeceğimizi söylediğimiz
anda süreç başlamıştır. Bu konuda zamanlama veya temkin
nadiren sorun olabilir, kapıyı açıp iyi haberi ilan ederiz. İlk
toplantımızdan çıktıktan ya da ”AA” kitabını okuduktan sonra
genellikle ailenin bazı yeleriyle oturup madde nedeniyle yol
açtığımız zararı kabule hazır hale geliriz.
Hemen her zaman daha da ileri giderek yaşamamızı
güçleştiren diğer kusurlarımızı da kabul etmek isteriz. Bu,
tamamen değişik bir hal olup derdimizin sebebi olarak
ailemizi suçlayıp kendimizi de zemmetme arasında
71
Onuncu Basamak
“Kişisel hesaplaşmaya devam ettik ve yanlışlarımızı
gördüğümüz an kabul ettik”
İlk dokuz basamak boyunca, kendimizi yeni bir yaşam
serüveni için hazırlarız. Ama Onuncu Basamağa ulaştığımızda
artık A.A. tarzını yaşam biçimimizi gün be gün iyi veya kötü
günlerde uygulamayı başlarız. Şimdi artık karar anı gelmiştir;
her türlü koşulda ayık kalabilecek, duygusal dengemizi
sürdürebilecek ve olumlu hedefler için yaşayabilecek miyiz?
Kuvvetli ve zayıf taraflarımızı sürekli olarak gözden geçirmek
ve bu koşullarda gerçekten gelişmeye ve öğrenmeye arzulu
olmak bizim için bir zorunluluktur. Biz bağımlılar bunu güç
yoldan öğrendik. Daha deneyimli insanlar, tabii ki her zaman,
her yerde kendilerini inceleyip eleştirmişlerdir.
Çünkü akıllı insanlar bilirler ki, kendini arama ve öz eleştiriyi
bir alışkanlık haline getirmedikçe, sonuçlarını olduğu gibi
kabul etmedikçe ve kusurlarını sabırla ve ısrarla düzeltmeye
çalışmadıkça kimse yaşamını düzene koyamayacaktır.
Bağımlı bir kimse bir önceki gün aşırı derecede kullandığı için
ertesi sabah zaten pek aklı başında değilken o günü iyi
yaşayamaz. Fakat akşamdan kalmalığın bir başka türü vardır
ki bu, içsek de içmesek de, hepimizin başına gelmiştir. Bu,
duygusal sarhoşluktur, dünün ve bazen de bugünün olumsuz
duygularının -kızgınlık, korku, kıskançlık ve benzeri - aşırı
derecede birikmesinin sonucu olan sarhoşluk durumu. Bugün
ve yarın huzur içinde yaşamak istiyorsak bu sarhoşlukları yok
75
Onbirinci Basamak
“Bizim anladığımız manada bir Allah ile bilinçli ilişkimizi
dua ve tefekkür yolu ile geliştirmeye çalıştık, sadece o’nun
bizim için ne istediğini bilmek ve bu isteği gerçekleştirecek
güce sahip olmak için dua ettik.
Dua ve tefekkür Allah ile bilinçli bir temas kurmamız için
başlıca yollarımızdır.”
Biz AA’lar aktif insanlarız. Çoğumuz belki de yaşamımız da
ilk kez olarak hayatın gerçekleriyle uğraşmanın hazzını
tadıyor ve aramıza katılacak her bağımlıya gayretli bir şekilde
yardım etmeye çalışıyoruz. Onun için tefekkür ve duayı sanki
lüzumsuz şeylermiş gibi küçümsememiz pek şaşırtıcı olmasa
gerek. Gerçekten, dua ve tefekkürü acil durumlarda bize
yardım edebilecek şeyler olarak algılıyoruz, ama önceleri,
birçoğumuz bunları kendisinden ikinci el yarar sağlanabilecek
ve biraz da gizemli bir din adamının mahareti gibi görmeye
hazırdırlar. Belki de bu tür şeylere hiç inanmıyoruzdur.
Aramıza yeni katılan bazıları ve A.A. grubuna üstün güç
olarak sarılan bir zamanların şüphecileri için dua gücü,
mantığı ve delillere rağmen hala inandırıcı olmayabilir ve
82
Onikinci Basamak
“Bu adımların sonucunda manevi uyanışa ulaşmış olarak,
bu mesajı bağımlılara taşımaya ve tüm ilişkilerimizde bu
ilkelere uygulamaya çalıştık”
Yaşam sevinci, AA’nın Onikinci Basamağının ana konusu,
eylem ise anahtar sözcüğüdür. Bu basamakta hala huzura
kavuşamamış bağımlı arkadaşlarımıza yöneliyoruz. Burada,
kendimiz ve çevremizdekilerin duygusal huzura ulaşması için
91
Bill
Bill
111
Bill
Bill
Bill
Bill
**************************************************
Siz zannediyormusunuzki cennetle müjdelenen 10 sahabe bu
dokümanda anlatılan deneyimlerden daha derin bir çalışma
yapmıştır.?