You are on page 1of 35

T.C.

KARAMANOĞLU MEHMETBEY ÜNİVERSİTESİ


SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
EĞİTİM BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI

KALKINMA PLANLARINDA ÖĞRETMEN POLİTİKALARI

…………………………………….

Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı


Eğitim Yönetimi Bilim Dalı
Tezsiz Yüksek Lisans

Danışman
……………………………………..

KARAMAN – 2020
III

KARAMANOĞLU MEHMETBEY ÜNİVERSİTESİ


SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
EĞİTİM BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI

KALKINMA PLANLARINDA ÖĞRETMEN POLİTİKALARI

………………………………..

Tezsiz Yüksek Lisans


Bitirme Projesi

Danışman
………………………………………….

KARAMAN – 2020
IV

ÖZET

Planlı bir kalkınmanın gereği olarak ilki 1963 yılında olmak üzere 2023’ü de
kapsayacak şekilde toplam on bir kalkınma planı hazırlanmıştır. Eğitim bir ülkenin sosyal,
ekonomik, kültürel kalkınmasında rol oynayan en önemli etkendir. Bu özelliğinden dolayı
kalkınma planlarında eğitime genellikle insan gücü ve istihdam konularıyla birlikte yer
verilmiştir. Eğitimde esas olan öğrencidir. Öğretmen ise öğrencinin eğitiminde etkili olan en
önemli unsurdur. Kalkınma planlarının eğitim bölümünde öğretmen politikaları önemli bir yer
tutmuştur. Eğitim kademelerindeki çağ nüfusunun sürekli artması, okullaşma oranlarının
yükselmesi gibi sebeplerle ihtiyaç duyulan öğretmen sayısına uzun yıllar ulaşılamamıştır.
Bununla birlikte öğretmenlerin ülke geneline dengesiz dağılımı, istihdam sorununu daha da
artırmıştır. Öğretmen konusunda ihtiyacın karşılanması, arzın sağlanması ve öğretmenlerin
bölgelere dengeli dağılımı konuları ilk plandan Onuncu Kalkınma Planına kadar bütün
planlarda yer almıştır. Bununla birlikte öğretmen niteliğinin artırılmasına yönelik hedefler de
belirlenmiştir. Bu hedeflere ulaşmak için bir takım politikalar belirlenmiş ancak ülkedeki
sosyal ve ekonomik şartlar, hükümetlerin sık sık değişmesi, askeri darbeler gibi sebeplerle
alınan bu tedbirler çoğu zaman uygulanamamıştır. Ülkenin ekonomik durumundaki
iyileşmeler ve öğretmenliğin cazip bir meslek haline gelmesiyle birlikte, Onuncu ve On
birinci Kalkınma Planlarında öğretmenlerin istihdamı ve dengeli dağılımıyla ilgili hedeflerin
yerini öğretmenlerin mesleki gelişimi, statülerinin güçlendirilmesi, ehliyet ve liyakat esaslı
kariyer sistemi, Öğretmenlik Meslek Kanunu gibi konularda öğretmen ve yöneticilerin
niteliğini artırıcı hedeflerin aldığı görülmektedir. Kalkınma Planlarında Öğretmen Politikaları
isimli çalışma öğretmen istihdamı ve öğretmen niteliğinin artırılması çerçevesinde ele
alınmıştır. Çalışmada nitel araştırma tekniklerinden belge inceleme yöntemi kullanılmıştır.
Çalışma sonucunda kalkınma planlarında öğretmenlerle ilgili sorunların uzun yıllar çözüme
kavuşturulamadığı, belirlenen politikaların etkili olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Kalkınma Planları, Eğitim, Öğretmen, Politika


V

İÇİNDEKİLER

ÖZET.......................................................................................................................................IV
ABSTRACT..............................................................................................................................V
İÇİNDEKİLER.......................................................................................................................VI
TABLOLAR DİZİNİ............................................................................................................VII
BİRİNCİ BÖLÜM....................................................................................................................8
GİRİŞ.........................................................................................................................................8
1.1. Problem Durumu..........................................................................................................8
1.2. Araştırmanın Amacı.....................................................................................................9
1.3. Araştırmanın Önemi.....................................................................................................9
1.4. Araştırmanın Sınırlılıkları..........................................................................................10
İKİNCİ BÖLÜM.....................................................................................................................11
KAVRAMSAL ÇERÇEVE....................................................................................................11
2.1. Planlama ve Kalkınma Planları..................................................................................11
2.2. Kalkınma Planları.......................................................................................................12
Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1963-1967)................................................................12
İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1968-1972)..................................................................13
Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977)..............................................................15
Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983)...........................................................17
Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1985-1989)...............................................................19
Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994)................................................................20
Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996–2000)..............................................................22
Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005)............................................................23
Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007 – 2013).......................................................................25
Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018)................................................................................26
On Birinci Kalkınma Planı (2019-2023)...........................................................................27
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM.................................................................................................................29
YÖNTEM.................................................................................................................................29
3.1. Yöntem.......................................................................................................................29
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM...........................................................................................................30
SONUÇ, TARTIŞMA VE ÖNERİLER................................................................................30
4.1. Sonuç ve Tartışma......................................................................................................30
4.2. Öneriler.......................................................................................................................34
VI

KAYNAKÇA...........................................................................................................................35

TABLOLAR DİZİNİ

Tablo 1. Kalkınma Planları......................................................................................................11


Tablo 2. 1961 Yılı Öğrenci Öğretmen Sayıları ve Oranlar......................................................13
Tablo 3. 1966-1967 Öğretim Yılı Öğrenci Öğretmen Sayılar.................................................14
Tablo 4. 1966-1967 Eğitim Kademelerine Göre Öğretmen Sayıları.......................................16
Tablo 5. 1963-1971 Yıllar İtibariyle Öğretmen Sayısı............................................................16
Tablo 7. Öğretmen İhtiyaç Sayıları..........................................................................................21
Tablo 8. Eğitim Alanındaki Personel Arzı ve İhtiyaç Sayısı...................................................23
Tablo 9. Bölgeler Bazında İlköğretimde Öğrenci ve Öğretmen Sayıları.................................24
VII
8

BİRİNCİ BÖLÜM
GİRİŞ

1.1. Problem Durumu


Dünyadaki gelişmelerle birlikte ülkemizde 1950’li yıllardan sonra kalkınmanın planlı
bir şekilde sağlanması amacıyla Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) kurulmuştur. Ülkenin uzun
dönemde ekonomik, sosyal, kültürel alanlarda gelişimini planlamak için ilki 1963 yılında
olmak üzere 2023 yılını da kapsayacak şekilde on bir kalkınma planı hazırlanmıştır. Planların
dokuzu DPT tarafından hazırlanmış, 2011 yılında DPT lağvedilerek Kalkınma Bakanlığı
kurulduktan sonra son iki plan bu bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı
tarafından hazırlanmıştır. Kalkınma Planlarında eğitim müstakil bir bölüm olarak ele
alınmamış, birbirleriyle ilişkileri sebebiyle genellikle insangücü ve istihdam bölümleriyle
birlikte ele alınmıştır. Özellikle ilk planlarda kalkınmanın aracı olarak görülen eğitimle,
toplumun sosyal ve ekonomik gelişmesi amaçlanmıştır. Eğitim politikaları endüstriye nitelikli
insangücü yetiştirmek üzerine oluşturulmuştur. Son planda ise eğitimin amacı; bireylerin
fırsat eşitliği temelinde nitelikli gelişiminin sağlanması olarak belirlenmiştir.
Eğitim bireyin gelişiminin sağlaması yanında kalkınmanın en temel konusudur.
Eğitimin en önemli unsuru ise insan faktörüdür. Eğitim faaliyetinin gerçekleştirilmesinde
destekleyici pek çok eğitim materyalinin yanında öğretmen faktörü önemli bir yere sahiptir.
Eğitime bireysel ve toplumsal gelişmedeki etkisinden dolayı kalkınma planlarında önemli bir
bölüm ayrılmıştır. Bu bölümlerde öğretmen konusuna geniş çaplı yer verilmiştir. Kalkınma
planlarında öğretmenlerle ilgili konular genellikle Öğretmen yetiştirilmesi, öğretmen ve
yöneticinin atama ve yer değiştirmesi, öğretmenin hizmetiçi şu süreçlerinde ele alınmıştır. İlk
plan dönemlerinde ülkenin sosyal ve ekonomik şartlarıyla ilişkili olarak her seviyede
öğretmen yetiştirilmesi, öğretmen istihdamı konularında sayısal hedefler belirlenmiş ancak
öğretmenlerin niteliğinin artırılması, mesleki gelişimi gibi konulara fazla yer verilmemiştir.
Öğretmen ihtiyacının karşılanması, öğretmenlerin ülke geneline dengeli dağılımının
sağlanması son plan hariç bütün planlarda ele alınan en temel konudur. Hükümetler, öğretmen
ihtiyacını karşılamak için özellikle belli dönemlerde vekil öğretmen istihdamı, alan dışı
fakülte mezunlarının öğretmen olarak atanması, endüstride yetişmiş insanların mesleki
eğitimde öğretmen olarak çalıştırılması, öğretmenlerin mecburi hizmeti, sözleşmeli
öğretmenlik gibi politikaları uygulamaya koymuşlardır. Bu politikalar, sorunun belli ölçüde
azalmasını sağlasa da kalıcı bir çözüm getiremediği gibi öğretmenin nitelik sorununu
9

artırmıştır. Öğretmen istihdamıyla ilgili sorunların oluşmasında, okullaşma oranının ve çağ


nüfusunun devamlı artması, plan dönemlerinde kurulan hükümetlerin çok sık değişmesi ve
güçlü hükümetlerin kurulamaması, kesintisiz sekiz yıllık zorunlu eğitim uygulamaları,
kademeli on iki yıllık zorunlu eğitimle birlikte öğrenci sayısındaki artışlar etkili olmuştur.
1963’ten 2019’a kadar elli yıldan fazla bir sürede bu sorunların çözülememiş olması
kalkınma planlarında belirlenen öğretmen politikalarının ve uygulamaların başarılı olmadığını
göstermektedir. Son plan dönemine gelindiğinde ise öğretmen arzının, ihtiyaçtan çok fazla bir
noktaya ulaştığı görülmektedir. Geçmiş yıllardan beri eğitim fakültelerinin kontenjanların
ihtiyaca göre düzenlenmemesi, her yıl çok sayıda diğer fakülte mezunlarına pedagojik
formasyon verilmesi, atama bekleyen yüz binlerce öğretmen adayını ortaya çıkarmıştır. Buna
karşılık ataması yapılacak öğretmen sayısı on binlerle ifade edilmektedir. Öğretmen
ihtiyacının büyük ölçüte karşılanması neticesinde On Birinci Kalkınma Planında öğretmen
istihdamı ve dengeli dağılımıyla ilgili sayısal hedefler yerine öğretmenlerin mesleki
yeterliliğinin ve niteliğinin artırılması hedefleri ön plana çıkmıştır.
Bütün kalkınma planları bir arada değerlendirildiğinde; öğretmen yetiştirilmesi,
öğretmen ataması ve öğretmenlerin mesleki gelişiminde birbirini destekleyen, tamamlayan
kalıcı politikalar geliştirilemediği görülecektir. Dönemin sosyal, ekonomik ve siyasi şartlarına
göre durumsal politikalar geliştirilerek öğretmen sorunu çözülmeye çalışılmıştır. Yapılan
kaynak taramasında son dönem Kalkınma Planlarının eğitim ve öğretmen boyutuyla ilgili
araştırmaların fazla yapılmadığı görülmektedir. Bu çalışmayla üst politika belgesi niteliğinde
olan kalkınma planlarında yer alan öğretmen konusuna bütüncül bir bakış sağlaması
amaçlanmıştır.

1.2. Araştırmanın Amacı


Bu araştırmanın amacı, eğitim planlaması kapsamında 1963-2023 yıllarını kapsayan
üst politika belgesi niteliğinde olan kalkınma planlarında yer alan öğretmen politikalarını
incelemektir. Bu amaç çerçevesinde; 11 adet Kalkınma Planı, eğitim politikaları bağlamında
irdelenmiş ve öğretmen politikalarına odaklanılmıştır.

1.3. Araştırmanın Önemi


Planlamayla gelecek ve gelişim kavramlarının doğrudan bir ilişkisi vardır. 1950’li
yıllardan sonra dünyada meydana gelen değişimlerle birlikte ülkemizde de planlı kalkınmanın
önemi ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda kalkınma planları hazırlanarak ülkenin planlı bir şekilde
sosyal ve ekonomik gelişiminin sağlanması amaçlanmıştır. Kamu kaynaklarının etkili ve
10

verimli kullanılması, hesap verilebilirlik, rasyonel bir izleme ve değerlendirme yapılabilmesi


için planlı hareket etmenin önemi büyüktür.
Eğitim, sosyal ve ekonomik gelişmeyi doğrudan etkileyen, aynı zamanda bu
gelişmelerden etkilenen yönüyle planlamada önemli bir yere sahiptir. Eğitimin en önemli
bileşenini öğrenci ve öğretmenden oluşan insan unsuru oluşturur. Nitelikli bir eğitim için iyi
yetiştirilmiş öğretmenlerin ülke geneline dengeli bir şekilde istihdam edilmesini önemlidir.
Eğitimin ihmal edilemeyecek öneme sahip olmasından dolayı planlamalarda yapısal
politikaların belirlenmesi ve bunların etkili bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Eğitim,
uzun vadeli bir süreçtir ve eğitime ilişkin planlamaların bütünlük arz etmesi önemlidir.

1.4. Araştırmanın Sınırlılıkları


Araştırmada kalkınma planlarında eğitimle ilgili konularda belirlenen öğretmen
politikaları değerlendirilmiştir. Bu kapsamda öğretmen ihtiyacının giderilmesi, öğretmen arzı,
öğretmenlerin ülke geneline dengeli dağılımı, öğretmen-öğrenci oranı, öğretmen okulları,
öğretmenlerin mesleki gelişimi ve niteliği, eğitim yöneticileri, öğretmenlerle ilgili yasal
düzenlemeler incelenmiştir.
Bu araştırma, 1963-2023 yıllarını kapsayan on bir kalkınma planının eğitim
politikaları bölümleriyle sınırlıdır. On Birinci Kalkınma Planı uygulama dönemi devam ettiği
için sonuçları değerlendirme dışında tutulmuştur.
11

İKİNCİ BÖLÜM
KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Planlama ve Kalkınma Planları


Ülkenin ekonomik ve beşeri her türlü kaynakları ve imkanları tespit edilerek, bu
kaynakların en verimli bir şekilde kullanılması için hükümetlerin ekonomik ve sosyal politika
belirlemelerine yardımcı olmak amacıyla planlar hazırlanmaktadır. Bu gerekçelerle
Başbakanlığa bağlı DPT, 30.09.1960 tarihinde yayımlanan 91 sayılı kanun ile kurulmuştur.
Hükümetler tarafından uygulanmak üzere uzun ve kısa vadeli planları hazırlama, takip etme,
planların değerlendirmesini yapma görevi DPT’ye verilmiştir. (Resmi Gazete: 2274) Eğitim
gibi ülkenin sosyal problemlerini incelemek ve bunlara çözüm için kısa ve uzun vadeli plan
yapmak Sosyal Planlama Dairesinin görev alanında yer almıştır. Daha sonra Türk kamu
yönetiminde meydana gelen yapısal değişiklikler kapsamında 2011 yılında 641 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile Kalkınma Bakanlığı kurulmuş, DPT lağvedilerek Kalkınma
Planlarını hazırlama görevi Bakanlığa verilmiştir. (Resmi Gazete: 27958)
DPT tarafından Türkiye’nin beş yıllık ilk kalkınma planı hazırlanarak 1963 yılından
itibaren yürürlüğe girmiştir. Bundan sonra belli aralıklarla planlar hazırlanmış, son olarak
2019-2023 dönemini kapsayan On Birinci Kalkınma Planı hazırlanarak uygulamaya
koyulmuştur. Planların dokuzu DPT tarafından, son ikisi ise Kalkınma Bakanlığı ve
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanmıştır. Bu planların ilk sekizi
kapsadığı yıl itibariyle Beş Yıllık Kalkınma Planları olarak isimlendirilmiş, son üç plan ise
Kalkınma Planı olarak isimlendirilmiştir. Hazırlanan kalkınma planları ve dönemleri
aşağıdaki yer almaktadır.

Tablo 1. Kalkınma Planları

Sıra Dönem Adı Hazırlayan Kurum Yılı


1. Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı DPT 1963 - 1967
2. İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı DPT 1968 - 1972
3. Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı DPT 1973 - 1977
4. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı DPT 1979 - 1983
5. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı DPT 1985 - 1989
6. Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı DPT 1990 - 1994
7. Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı DPT 1996 - 2000
8. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı DPT 2001 - 2005
9. Dokuzuncu Kalkınma Planı DPT 2007 - 2013
10. Onuncu Kalkınma Planı Kalkınma Bakanlığı 2014 - 2018
12

Cumhurbaşkanlığı Strateji
11. On Birinci Kalkınma Planı 2019 - 2023
ve Bütçe Başkanlığı
2.2. Kalkınma Planları

Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1963-1967)


Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, on beş yıllık bir perspektifin ilk beş yıllık dilimi
olarak tasarlanmıştır. Eğitim, planda müstakil bir bölüm olarak değil, insan gücü ve istihdam
konularıyla bir arada ve birbirine bağlı olarak ele alınmıştır. Planda kısa dönemli karlılık
artışları yerine uzun dönemde kalkınmanın sürekliliğinin tercih edilmesi anlayışı
benimsenmiştir. Eğitim de ulaştırma ve enerji gibi sonuçları uzun vadede alınacak temel alt
yapı yatırımları arasında sayılmıştır (Küçüker, 2008). Eğitimin genel olarak amacı, toplumun
eğitim seviyesini yükseltmek ve kalkınmanın gerektirdiği sayı ve nitelikte insan gücünü
yetiştirmek olarak ifade edilmiştir. Eğitimle ilgili politikalar daha çok ülkenin ihtiyacı olan
yetişmiş insan gücünü sağlayacak istihdama yönelik oluşturulmuştur.
Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planında öğretmen istihdamında ortaya çıkan en önemli
sorun; eğitim kademelerinde oluşan öğretmen ihtiyacıdır. Planda yeni gelişmelere eğitim
teşkilatının uyum sağlayamadığı, bunun neticesinde öğretmen arzının yetersiz kalması gibi
dengesizliklerin ortaya çıktığı belirtilmiştir. Bu durumun öğrenci öğretmen oranlarında ciddi
bozukluklara ve birçok alanda öğretmen açığına neden olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca eğitim
yöneticisi yetiştirilemediği, Bakanlıkla eğitim kurumları arasında işbirliğinin gereken
seviyede kurulamadığı konuları da önemli sorunlar olarak belirtilmiştir (DPT, 1963).
Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planında eğitimde ele alınan öğretmen politikası,
öncelikle tüm kademe ve türdeki öğretmen ihtiyacının giderilmesi ve öğretmen başına düşen
öğrenci oranının düşürülmesine yönelik öğretmen istihdamıyla ilgili sayısal tedbirlerdir.
Öğretmen planlaması kapsamında her seviyede öğretmen yetiştirilmesi öncelikli hedef olarak
belirlenmiştir. Planda öğretmenlerin mesleki gelişimleri ve niteliğinin artırılmasıyla ilgili
tedbirler söz konusu değildir. Çünkü artan öğrenci sayısına karşılık öncelikle öğretmen
yetiştirilmesi ve bunların istihdam edilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte eğitim yöneticisi
yetiştirilmesi konusuna da değinilmiştir.
Öğretmen açığının giderilebilmesi amacıyla planda bazı politikalar geliştirilmiştir.
Öncelikle öğretmenlik mesleğinin cazip hale getirilmesi ve saygınlığının artırılması
hedeflenmiştir. Bunun için; ek ders ücretlerinin yükseltilmesi gibi ekonomik ve sosyal
tedbirlerin alınmasının yanında, ilkokullarda vekil öğretmen çalıştırılması, ortaokullarda ve
liselerde öğretmenlik alanı dışında üniversite mezunlarının öğretmen olarak görevlendirilmesi
gibi politikalara yer verilmiştir.
13

Ortaokullarda öğretmen başına düşen öğrenci sayısının 64’ü bulması sebebiyle,


“gerektiğinde alışılmış kurallar dışında öğretmen bulma yolları aranmalıdır” (DPT, 1963).
şeklinde yöntemlerden bahsedilmiş, ancak bu yöntemlerin ne olduğu hakkında bilgi
verilmemiştir. Ayrıca planda, kırsal kesimin sosyal, ekonomik ve kültürel yönden
gelişebilmesi için buralarda çalışacak öğretmenlerin bölge şartlarına göre yetiştirilmesi
yönünde tedbirlerin olduğu Toplum Kalkınması hedefleri de bulunmaktadır. Yükseköğretim
seviyesinde öğretim elemanı ihtiyacını karşılayabilmek için üç bin üniversite mezununun yurt
dışında lisansüstü eğitim görmeleri hedeflenmiştir. 1961 yılında eğitim kademelerinde
öğrenci, öğretmen sayıları ile okullaşma oranları ve öğretmen başına düşen öğrenci sayıları
tabloda yer almaktadır.

Tablo 2. 1961 Yılı Öğrenci Öğretmen Sayıları ve Oranlar

Okul Öğrenci
Öğrenci Okullaşma Öğretmen
Okullar Çağındaki Öğretmen
Sayısı Oranı Sayısı
Nüfus Oranı
İlköğretim 4513 3160 70 67,9 46
Mesleki ve Teknik Ortaokullar 68,4 4 8 14
1786
Ortaokullar 333 19 5,2 64
Mesleki ve Teknik Liseler 46,5 3 8 14
1505 
Liseler 86 6 2,5 34
Teknik Yüksek Öğretim 10 1 1,3 8
1816 
Genel Yüksek Öğretim 51 3 2,8 19
Kaynak: DPT. (1963). Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1963-1967). Ankara: DPT Yayını. (x1000)

İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1968-1972)


İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planında eğitim planlaması, Ekonomik Gelişmede İnsan
Unsuru başlıklı bölümde İnsan Gücü planlamasına bağlı olarak yer almıştır. Bu plan
döneminde de öğretmen yetersizliği eğitimin önemli sorunları arasında yer almaktadır. Bu
durumun eğitimin gelişmesinin ve niteliğinin artırılmasının önünde önemli bir sorun olarak
yer aldığı belirtilmektedir. Öğretmen arzının yetersizliği yanında mevcut öğretmenlerin ülke
genelinde dengesiz dağılımı sorunu büyütmektedir. Farklı bakanlıklara bağlı eğitim
kurumlarının Milli Eğitim Bakanlığına bağlanması öngörülmüştür. Bu kurumlardan birisi de
Halk Eğitim Merkezleridir. 1960’da halk eğitimi hizmetlerini yürütmek amacıyla kurulan
"Halk Eğitimi Genel Müdürlüğü, 1964 yılında Tarım ve Köy İşleri Bakanlığına bağlanmıştır.
14

Halk Eğitim Merkezleri 1977 yılında tekrar Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmıştır (Kaya,
2015).
Planda öğretmen ihtiyacı ve öğretmen öğrenci dengesizliği sorunu rakamlarla ortaya
koyulmuş, bu durumun bütün eğitim kademelerinde gelişmeyi ve niteliği sınırladığı
bildirilmiştir. Öğretmen sayısını karşılamak için meslekten olmayanların görevlendirilmesinin
eğitimin niteliğini bozduğu, öğretmenlerden yüksek seviyede yararlanmak için yöntemler
geliştirilemediği, öğretmenlerin ülke geneline dengesiz dağıldığı gibi istihdam sorunları
bildirilmiştir (DPT, 1968). Köy ilkokullarında önceki plan dönemine göre öğrenci sayısının
%30 artmasına karşılık, aynı oranda öğretmen arzı sağlanamamış, öğretmen başına düşen
öğrenci oranı 46’dan 48’e yükselmiştir. İlkokul, ortaokul ve lise düzeyinde özel okullarda
öğrenci öğretmen oranlarının genel okullardan çok düşük olduğu görülmektedir.
Öğretmen açığını kapatmak için, öğretmenlerin diğer çalışma alanlarına geçmelerini
önleyici, ülke genelinde dengeli dağılımını sağlayıcı, öğretmenlerden yüksek seviyede
yararlanmayı amaçlayan politikalar oluşturulmuştur. Öğretmen dağılımını dengelemek için bu
dönemde kanun çıkarılmış ve öğretmenlerin yıl içinde yer değiştirmeleri engellenmiştir.
Ancak, hem plan dönemi içinde ortaya çıkan mali krizler, hem de askeri darbe, Demirel
hükümetinin öğretmen dağılımını dengeleme politikasını gerçekleştirmesini engellemiş,
bunun sonucunda kent, köy ve bölgeler arası dengesizlik devam etmiştir (Gönülaçar, 2014).

Tablo 3. 1966-1967 Öğretim Yılı Öğrenci Öğretmen Sayıları


Öğrenci Öğrenci Öğrenci
Öğretmen
Okul Çeşidi Sayısı Öğretmen Derslik
Sayısı
x1000 Oranı Oranı
İlkokul 4233 93847 45 54
İlkokul (Özel) 16 1300 12  
Ortaokul (Genel) 497 11800 42 51
Ortaokul (Özel) 14 1000 14 1
Lise (Genel) 127 3800 33 51
Lise (Özel) 10 1500 7  
Ortaokul Seviyeli Meslek Okulu 74     40
Lise Seviyeli Meslek Okulu 69 8439   37
Lise Seviyeli Teknik Okul 34     35
Ortaöğretim Üstü Meslek ve Teknik Okullar 16 169 9  
Yüksek Meslek Okulu 28 1000 28  
Yüksek Teknik Okulu 6 420 12  
Üniversite (Genel) 47 3400    
Üniversite (Teknik) 12 880    
15

Kaynak: DPT. (1968). İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1968-1972). Ankara: DPT Yayını.

Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977)


Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında öğretmenlerin sayı ve nitelik bakımından
yeterli bir seviyede olmasının insan gücünü yetiştirilmesinde en önemli etken olduğuna (DPT,
1973) vurgu yapılarak eğitimin insan gücünü yetiştirme amacına işaret edilmiştir. Plan
döneminde okul ve öğrenci sayılarının artmasıyla birlikte öğretmen sayısının da arttığı
görülmektedir. Ancak bu artış planda ortaya koyulan hedefi karşılayacak ölçüde değildir. Lise
seviyeli öğretmen okullarına kayıtlar beklenenin altında gerçekleşmiş, öğretmen okullarını
bitirenlerin sayısı ihtiyacı karşılayacak seviyeye ulaşmamıştır. (DPT, 1973).
1970 yılında lise seviyeli ilköğretmen okullarının süresi bir yıl artırılarak mezunları
lise mezunu statüsüne kavuşturulmuştur. 1973 yılında yürürlüğe giren 1739 sayılı Milli
Eğitim Temel kanununda yer alan “Öğretmenlik, devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili
yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir.” hükmü gereği öğretmenlik bir
ihtisas mesleği olarak tanımlanmıştır. Buna göre öğretmen yetiştiren kurumların ön lisans,
lisans ve lisansüstü seviyelerde olacak şekilde düzenlenmesi karara bağlanmıştır. Bu
gelişmeler çerçevesinde 1974-1975 eğitim-öğretim yılında, köklü bir geçmişe sahip
ilköğretmen okullarının bir bölümü işlevini yitirerek 3 yıllık öğretmen liseleri haline
getirilmiş, diğerleri ise kapatılmıştır (Dursunoğlu, 2003). Lise seviyeli ilköğretmen
okullarının kapatılma sürecinde gelecek vadetmemesi sebebiyle bu okullara kayıtların düşük
seviyede kaldığı anlaşılmaktadır.
İlköğretmen okullarının yerine 1974-1975 eğitim-öğretim yılından itibaren ilkokullara
öğretmen yetiştirmek amacıyla liseye dayalı iki yıllık eğitim enstitüleri açılmaya başlanmıştır.
Öğretmen lisesi mezunu öğrencilere eğitim enstitülerine girişte birtakım avantajlar sağlanarak
bu iki kurum arasında devamlılık sağlanmaya çalışılmıştır. Eğitim enstitülerinin sayısı 1976
yılında 50’ye ulaşmış, ancak teknik eğitime geçiş gerekçesiyle 1980 yılına kadar bunların
30’u kapatılmıştır. Eğitim enstitüleri 1975-1980 yılları arasında düşük puanlı öğrencilerin
alınması, öğretim elemanı eksikliği, siyasi yaklaşımlar gibi ağır sorunlarla karşı karşıya
gelmiş ve normal program dışında hızlandırılmış eğitimle öğretmen yetiştirmek zorunda
kalmıştır (Dursunoğlu, 2003).
Birinci ve İkinci Planlarda eğitim sisteminde, fırsat eşitliğinin gerçekleştirilememesi
eğitim imkanlarının ülke geneline dengeli dağıtılamaması önemli bir sorun olarak ele
alınmıştır. Eğitim sisteminin bu önemli sorunlarıyla ilgili son on yılda fazla bir gelişme
16

sağlanamadığı görülmektedir. Öğretmenlerin ve eğitim imkanlarının ülke geneline dengesiz


dağılımı, fırsat eşitsizliği oluşturmaya devam etmiştir.

Tablo 4. 1966-1967 Eğitim Kademelerine Göre Öğretmen Sayıları

1960-1961 1966-1967 1970-1971


Öğretmen Sayıları
Ders Yılı Ders Yılı Ders Yılı

İlköğretim 61230 95417 134624


Ortaöğretim (Genel) 7469 13876 20459
Ortaöğretim (Mesleki+Teknik) 5123 8688 10805
Üniversite+Yüksekokul 4071 5517 8499

Kaynak: DPT. (1973). Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977). Ankara: DPT Yayını.

Bu dönemde hem ilköğretim kademesinde, hem ortaöğretim kademesinde öğretmen


sayıları artmakla beraber iller arasında öğretmen başına düşen öğrenci sayısında büyük farklar
oluştuğu görülmektedir. Öğretmenlerin bölgelerarası dengesiz dağılımı, temel sorunlardan biri
olmaya devam etmiştir. Öğretmenlerin iller arasındaki öğretmen öğrenci oranının dengesizliği
rakamsal ifadelerle planda şu şekilde belirtilmiştir. “İlköğretimde 1970-1971 ders yılında
Artvin, Bilecik, Çanakkale ve Edirne illerinde bu gösterge 30 iken, Sivas’ta 43, Gaziantep ve
Adıyaman'da 15, Ordu'da 47’dir. Genel ortaöğretimde 1971-1972 ders yılında aynı
göstergenin Hakkari'de 25, Çanakkale'de 30, Aydın'da 7, İzmir ve Kocaeli’nde 39 iken,
Elazığ'da 70, Rize'de 72, Malatya ve Yozgat'ta 74, Muş'ta 86 ve Burdur'da 95 oluşu
öğretmenlerin yurt düzeyinde dağılımında önemli dengesizliklerin bulunduğunu
göstermektedir” (DPT, 1973).

Tablo 5. 1963-1971 Yıllar İtibariyle Öğretmen Sayısı

İl ve İlçe
Yıllar Bucak ve Köy Toplam
Merkezleri
1963 - 1964 27668 47379 75047
1964 - 1965 29232 52074 87306
1965 - 1966 31319 56137 87456
1966 - 1967 33975 61442 95417
1967 - 19 68 38283 66928 105211
1968 - 1969 41586 74714 116300
1969 - 1970 45371 80045 125416
1970 - 1971 48246 86370 134616
Kaynak: DPT. (1973). Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977). Ankara: DPT Yayını.
17

Plan döneminde genel ortaöğretimde branşlara göre de öğretmen oranlarında büyük


dengesizlikler olduğu anlaşılmaktadır. Örneğin öğrenci öğretmen oranı fizik branşında 75.4,
felsefede 95.2, kimyada 184,3’e kadar yükselmiştir. Eğitim kademelerinde öğretmen öğrenci
oranı ve öğretmenlerin bölgeler arası dağılımının dengesizliği, öğretmen politikalarında en
fazla eleştirilen alanlar olmuştur. Öğretmen öğrenci oranı diğer ülkelerle karşılaştırılarak
Türkiye’de bu oranın oldukça yüksek olduğu belirtilmiştir. Öğretmen ihtiyacını karşılamak
amacıyla Planda; yüksek öğretime dönüştürülen ilköğretmen okullarının temel eğitime
öğretmen yetiştirmesinin devam etmesi, branş öğretmeni yetiştirmek amacıyla Milli Eğitim
Bakanlığının özel program düzenlemesi, kısa süreli formasyon eğitimleri verilerek sınıf
öğretmeni ihtiyacının karşılanması, kız meslek liselerinin nitelikli öğretmenlerle
güçlendirilmesi, pratik sanat okullarına sanayide çalışanlar arasından sözleşmeli olarak
öğretmen sağlanması, Gençlik ve Spor Bakanlığından beden eğitimi öğretmeni temin edilmesi
düşünülen tedbirler arasında yer almıştır.
Üçüncü plan döneminde genel olarak öğretmen başına düşen öğrenci sayısı dönem
başında 33,9 iken dönem sonunda 29,7’ye kadar düşmüştür. Ancak illere göre ve kırsal bölge
ile kent arasındaki dengesizlik devam etmiştir. Planda, ilköğretim kademesinde hedeflenen
öğrenci sayılarına ulaşılamadığı ve öğretmenlerin ülke genelinde dengeli dağılımı sorununun
çözülemediği belirtilmiştir. Bu dönemde öğretmen dağılımını dengelemek ve taşradaki
öğretmen açığını kapatmak amacıyla, hızlandırılmış programlarla ve mektupla öğretmen
yetiştirilmeye çalışılmıştır. Bu uygulamaların eğitimde, nitelik sorununun artmasına sebep
olduğu söylenebilir.
Plan döneminde, Bülent Ecevit, Ferit Melen, Naim Talu, Sadi Irmak hükümetleri
olmak üzere toplam yedi hükümet kurulmuştur. Bu dönemde birçok hükümetin kurulması,
öğretmen atama politikalarının hükümetlere göre tutarsızlık göstermesi, eğitimde nitelik
sorununun çözülememesine ve öğretmen dağılımındaki dengesizliklerin devam etmesine
neden olmuştur (Gönülaçar, 2014).

Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983)


Dördüncü beş yıllık kalkınma planında eğitim, diğer planlardakine benzer şekilde
toplumsal ve ekonomik gelişmeyi, sosyal adaleti sağlamada önemli bir araç olarak
tanımlanmıştır. Bununla birlikte dördüncü planda eğitimin “demokrasinin yayınlaştırılıp
güçlendirilmesinde en önemli araçlardan biri olduğu” yönüne vurgu yapılmıştır.
18

Bu dönemde öğretmen ihtiyacının karşılanması için alınan tedbirler yeterli olmamış,


öğretmenlik mesleğine katılım ve öğretmenlerin niteliği düşmüştür. Öğretmenlik mesleğine
katılımın yeterli seviyede sağlanamamış olmasında, öğretmenlik mesleğinin ekonomik olarak
cazibesinin olmaması, istihdam şartları, ekonomik, sosyal güvence eksikliği etkili olmuştur
(DPT, 1979). Öğretmen yetersizliğinin yanında öğretmen dağılımının kentlerde ve kırsal
kesimde dengesiz olması, geri kalmış bölgelerin eğitim standartlarının daha da düşmesine
sebep olmuştur. Öğretmen yetiştiren okulların kalitesi de gittikçe düşmüştür.
Plan döneminde ilköğretim birinci kademede öğretmen sayısı ülke genelindeki
dengesiz dağılım dışında sayısal olarak yeterli duruma ulaşmıştır. Ortaokullara öğretmen açığı
kapatılamamıştır. Bölgeler arası dengesiz öğretmen dağılımı bazı bölgelerde öğretmen
açığının ileri boyutlara ulaşmasına sebep olmuştur. Genel ortaöğretimde isi öğrenci sayısına
oranla öğretmen artışı daha fazla olmuş, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı plan dönemi
sonunda 34’e ulaşmıştır. Bu kademede de bölgeler arası dengesizlik devam etmiştir. Özellikle
doğu ve kuzeydoğu bölgelerinde öğretmen açığı artmıştır. Mesleki ve teknik eğitimin,
sanayide sağladığı imkanlar, mezunlarının önemli bir kısmının yüksek öğretime gidebilmesi
gibi avantajlardan dolayı öğrenci sayısı artmıştır. Öğretmen sayısının yetersizliği ve öğrenci
sayısının artmasıyla birlikte teknik eğitimden 1973 yılında 27,3 olan öğrenci öğretmen oranı
1978’de 50’ye yükselmiştir (DPT 1979).
Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında; öğretmen sayısındaki yetersizliğin
giderilmesi, öğretmenlerin bölgeler arasında dengeli dağılımını sağlamak ve öğretmen
niteliğini geliştirmek amacıyla bazı tedbirler alınmıştır. Öğretmen olacaklarda yüksekokul
standardı getirilmiş, tüm öğretmenlerin yükseköğretim okullarında yetiştirilmesi esas olarak
belirlenerek okullara kaynağın öğretmen liseleri oluşturması öngörülmüştür. Farklı
kademelerdeki öğretmen eksiğini giderebilmek için eğitim enstitülerinde esnek bir öğretmen
yetiştirme sistemi uygulanması planlanmıştır.
Öğretmen mesleğine özendirmek öğretmenlerin niteliğini artırmak amacıyla istihdam
koşulları iyileştirilecek, öğretmenlerin sürekli olarak mesleki gelişimleri sağlanacaktır.
Mesleki ve teknik okullarda öğretmen sayısını yeterli düzeye ulaştırmak içi bu okullara
öğretmen yetiştiren kaynaklar artırılacak, öğretmenlerle ilgili ücret düzenlemesi yapılacak,
sanayide çalışan teknik elemanlardan yaranılması için gerekli düzenlemeler yapılacaktır.
İmam hatip okullarının niteliğini yükseltmek için nitelikli öğretmenlerle desteklenecek.
19

Tablo 6. 1974-1975 Öğretim Yılında Seçilmiş Bazı İllere Göre Oranlar

Öğrenci Öğretmen Öğrenci/


İli
Sayısı Sayısı Öğretmen Oranı
Ağrı 37624 839 44
Urfa 66862 1548 43
Mardin 57252 1389 41
Van 35315 909 39
Yozgat 75640 1982 32
Ankara 333236 10404 32
Artvin 31517 11577 20
Edirne 70988 2114 19
Bilecik 14806 834 18
Türkiye Toplamı 5354600 159162 33,6
Kaynak: DPT. (1979). Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983). Ankara: DPT Yayını.

Plan döneminde Bülent Ecevit, Sadi Irmak, Süleyman Demirel, Bülent Ulusu, Turgut
Özal hükümetleri olmak üzere beş hükümet kurulmuştur. Üçüncü plan döneminde eğitim ülke
genelinde bütün kesimlere yaygınlaştırılamamış ve öğretmen dağılımındaki dengesizlikler bu
dönemde de devam etmiştir. Bu sebeple 9 Kasım 1979 yılında yayımlanan yönetmelikle
Türkiye dört hizmet bölgesine ayrılmış ve öğretmenlerin her bölgede çalışma zorunluluğu
getirilmiştir. Bu uygulamaya rağmen okur-yazarlık oranı %67’yi geçememiş, 2.274 köyün
okulsuz olduğu bildirilmiştir. Bu dönemde kırsal kesimde öğretmen ihtiyacını karşılamak
amacıyla pedagojik formasyonla öğretmen temin etme yoluna gidilmiştir (Gönülaçar, 2014).
Dördüncü plan döneminde okullaşmanın artmasına karşılık ihtiyacı karşılayacak
öğretmen sayısına ulaşılamamış, mevcut öğretmenlerin ülke geneline dengesiz dağılması bazı
bölgelerde bu açığı daha da artırmıştır. Mesleki ve teknik eğitimde öğrenci sayısı artmış, buna
karşılık öğretmen istihdam edilememiştir. Dördüncü plan döneminde bir dizi tedbirler
alınmasına rağmen istenilen sonuca ulaşılamamıştır.

Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1985-1989)


Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planında eğitime Sosyal Hedef ve Politikalar
bölümünde yer verilmiştir. Önceki planlara göre bu planda eğitime daha az (7 sayfa) yer
20

verilmiştir. Genel olarak iddialı hedefler konulmuş, ancak bu hedeflerin nasıl


gerçekleştirileceği konusunda ayrıntılara yer verilmemiştir. Bu yönüyle plan, vizyon belgesi
niteliğinde görünmektedir. Planda ilk defa özel eğitim öğretmenlerinden bahsedilmiş,
öğretmenlerin mesleki gelişimleriyle ilgili alternatif yöntemlerden bahsedilmiştir.
Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemi Turgut Özal Hükümetinin olduğu
dönemdir. Ekonomik daralma işsizlik, karaborsa, grevler ekonomiyi olumsuz etkilemiştir.
Öğretmen sayısı 1984 yılında 226.000 iken 1989 yılına gelindiğinde 221.835 düşmüştür. Özel
sektörlerde çalışanların gelirleri yükselirken özellikle ekonomik anlamda öğretmenlik
mesleğinin cazibesini yitirmesi bu sonucun sebebi olarak gösterilebilir. Bu dönemde kırsal
kesimde öğretmen ihtiyacını karşılamak amacıyla vekil öğretmenlik uygulaması başlatılmıştır
(Gönülaçar, 2014). Bu uygulama öğretmenlerin nitelik sorununu beraberinde getirmiştir.
Bu dönemde hükümet tarafından öğretmenler, eğitimin en önemli unsuru olarak
nitelendirilmiş, öğretmen ihtiyacını karşılamak için 13 Ağustos 1984 tarihinde Ek Tebliğler
dergisinde yayımlanan yönetmelikle bir dizi tedbirler alınmıştır. Bu yönetmeliğe göre
ilkokullarda derslik ve öğrenci sayısına göre yeteri kadar öğretmen bulundurulması, ortaokul
ve ortaöğretim okullarında her branşta en az bir öğretmenin bulundurulması esas olarak
belirlenmiştir. Yer değiştirme şeklinde yapılan atamaların, ekonomik, kültürel, sosyal ve
ulaşım yönünden birbirine yakın iller gruplandırılarak oluşturulan bölgeler arasında yapılması
hükmü yer almıştır. Atamaların bölgeler arasında adil ve dengeli yapılması esas olarak
belirlenmiştir (Tebliğler Dergisi, 1984).
Planda öğretmen açığının kapatılması yönünde bir dizi tedbirler alınmıştır. Bu
kapsamda mesleki ve teknik eğitimde öğretmen eksiğinin tamamlanmasına öncelik verilmesi,
okul içi ve yaygın eğitim yoluyla öğretmen ve idarecilerin niteliğinin artırılması, yabancı dil
eğitimi için öğretmen ihtiyacının karşılanması, öğretmenlerin işbaşında eğitilmesi, öğretmen
eğitimleri için televizyondan faydalanılması, özel eğitim alanında çalışacak öğretmen ve
personelin yetiştirilmesi, üniversitelerin beden eğitimi ve spor bölümü mezunlarının öğretmen
olarak görev almaları gibi politikalar ön plana çıkmaktadır.

Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994)


Altıncı Beş Yıllık kalkınma Planında eğitime Sosyal Hedef, İlke ve Politikalar ana
başlığındaki Beşeri Kaynaklar bölümünde az bir yer (5 sayfa) verilmiştir. Diğer planlarda
olduğu gibi önceki plan döneminin eleştirileri yer almıştır. Planda kamu yatırımlarından
eğitim ve sağlığa ağırlık verilmesi ifadesi yer almaktadır. Eğitimin insan gücü planlamasının
bütüncül olarak ele alınması, öğretmenlerin ihtiyaçlarının standarta bağlanarak tespit edilmesi
21

ve hizmet öncesi ve hizmetiçi eğitim programlarının bu ihtiyaçlara yönelik uygulanması esas


olarak belirlenmiştir (DPT, 1990). Yetenekli kişilerin öğretmenlik mesleğine yönlendirilmesi
için gelir artırıcı, mahalli katkılarla ilgili düzenlemelerden söz edilmiş ancak bu
düzenlemelerle ilgili somut uygulamalardan bahsedilmemiştir.
Plan döneminde toplam dört hükümet kurulmuştur. Önceki plan dönemlerinde
olduğu gibi Yıldırım Akbulut, Mesut Yılmaz, Süleyman Demirel ve Tansu Çiller
hükümetlerinde de öğretmenlerin sayısal yetersizliği yanında ülke geneline dengesiz dağılımı
en önemli sorun olmuştur. Eğitimde fırsat eşitliğini bozduğu ifade edilen bu sorunla ilgili
çözüm olarak 03.08.1990 tarihli ve 20594 sayılı Resmi Gazetede Milli Eğitim Bakanlığına
Bağlı Okul ve Kurum Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği
yayımlanmıştır. Bu yönetmeliğe göre kalkınmada öncelikli iller zorunlu hizmet bölgesi olarak
belirlenmiş ve 15.10.1978 tarihinden sonra göreve başlayan öğretmenlere bu bölgelerde dört
yıl hizmet yapma zorunluğu getirilmiştir (Resmi Gazete, 1990).
Yönetmelikteki zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapma zorunluluğuna rağmen
öğretmen açığı kapatılamayınca 1985 yılında başlanan vekil öğretmenlik uygulamasına ağırlık
verilmiştir. Vekil öğretmenlik uygulaması da öğretmen açığını kapatmada yeterli olamamıştır.
1994 yılında 240 bin öğretmene ihtiyaç duyulurken ancak 232.607 bin öğretmen sayısına
ulaşılmıştır (Gönülaçar, 2014). İhtiyaç duyulan öğretmen sayısına bir türlü ulaşılamaması
neticesinde Talim Terbiye Kurulunca sınıf öğretmeni olarak atanacaklarda, “sınıf
öğretmenliği bölümü mezunu” olama şartı 22.01.1992 tarihli ve 456 sayılı kanunla bir defaya
mahsus kaldırılmıştır. Bu uygulamayla Açık öğretim Fakültesi dışında özellikle fen-edebiyat
ve ziraat fakültesi mezunları genellikle kırsal bölgelere öğretmen olarak atanmıştır. Vekil
öğretmenlikle birlikte alan dışından öğretmen atamaları, sayısal olarak belli ölçüde sorunu
çözmüş ancak beraberinde nitelik sorununu getirmiştir. Öğretmen niteliğini artırmak amacıyla
uygulanması öngörülen seçme sınavının, öğretmen sayısının yetersizliğinden dolayı
yapılamaması nitelik açısından olumsuz bir durum olarak değerlendirilebilir (Mete, 2009).

Tablo 7. Öğretmen İhtiyaç Sayıları

1989 (Mevcut) 1994 (İhtiyaç)


Meslek Dalları
x1000 x1000

İlkokul Öğretmeni 221 240

Ortaokul, Lise Öğretmeni 145 220

Yükseköğretim Öğretim Elemanı 29,5 47

Kaynak: DPT. (1990). Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994). Ankara: DPT Yayını.
22

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996–2000)


Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında eğitim, Temel Yapısal Değişim Projeleri
başlığındaki İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi bölümündeki Nüfus ve Aile Planlaması,
Sağlık, İstihdamın ve İş Gücü Piyasasında Etkinliğin Artırılması konularıyla beraber yer
almıştır. Eğitim konusu Eğitim Reformu olarak adlandırılmıştır.
Planda ilköğretim yerine “temel eğitim” kavramı kullanılmaya başlanmıştır.
İlkokullarda okullaşma oranının %100 olmasına karşılık ortaokullarda bu oranın %65.6
seviyesinde kalması sekiz yıllık zorunlu eğitime geçilememesinin sebebi olarak gösterilmiştir.
Plan döneminde ortaokulların da zorunlu eğitime alınarak, zorunlu eğitimin süresinin beş
yıldan kesintisiz olarak sekiz yıla çıkarılması hedeflenmiştir. Bu hedef Necmettin Erbakan
Hükümeti döneminde post modern bir darbeyle oluşturulan ortamda siyasi irade tarafından
18.08.1997 tarih ve 4306 sayılı kanunla tartışmalı bir şekilde uygulamaya koyulmuştur.
Kanunun 24. maddesinde “İlköğretim kurumları sekiz yıllık okullardan oluşur. Bu okullarda
kesintisiz eğitim yapılır ve bitirenlere ilköğretim diploması verilir.” hükmü yer almıştır. Bu
uygulama ile öğretmen açığı artmıştır. Açığı kapatmak için önceki dönemde başlatılan
uygulamayla bu dönemde alan dışından 31 bin öğretmen ataması yapılmış, daha sonra bu
öğretmenlere pedagojik formasyon verilmesine karar verilmiştir. Sekiz yıllık kesintisiz
eğitimi desteklemek için bazı işlem ve evraktan eğitime katkı payı ödemeleri alınmıştır
(Resmi Gazete, 1997).
Bu dönemde eğitimde teknolojinin kullanılmasına önem verilmiş, eğitim bilişim
teknolojileriyle desteklenmiş, okullara bilgisayar laboratuvarları açılmıştır. Ancak bilişim
teknoloji eğitimiyle ilgili programların yetersiz olması, bilgisayar formatörlerinin sayısının az
olması ve bilgisayar sınıfı olmayan okullara atamasının yapılması gibi sebeplerden dolayı
bilişim teknolojileriyle ilgili yatırımların eğitimde beklenen faydayı sağlamadığı tespit
edilmiştir. Öğretmenlik mesleğinin cazip hale getirilmesi, öğretmen niteliğinin artırılması için
eğitim akademileriyle öğretmenlerin mesleki gelişiminin sağlanması, başarılı ve üstün
yetenekli öğrencilerin öğretmenlik mesleğine yönlendirilmesi öngörülmüştür.
Yedinci Kalkınma Planı Döneminde Tansu Çiller, Necmettin Erbakan, Mesut Yılmaz
ve Bülent Ecevit Hükümetleri olmak üzere dört hükümet kurulmuştur. 2000’li yıllara
gelindiğinde halen Ülkenin bir öğretmen atama stratejisinin olmadığı görülmektedir. 1963’lü
23

yılların politikalarıyla öğretmen açıkları kapatılmaya çalışılmaktadır. Öğretmen yetiştiren


kurumların yetersiz olması, ülke nüfusunun ve okullaşma oranlarının sürekli artması,
öğretmen ihtiyacının giderek artmasına sebep olmuştur. Bu dönem hükümetleri, köklü bir
değişim yerine önceki dönemlerde olduğu gibi sisteme öğretmen yetiştiren kurumlar dışından
öğretmen sağlamaya devam etmişlerdir (Mete, 2009)

Tablo 8. Eğitim Alanındaki Personel Arzı ve İhtiyaç Sayısı

1995 2000
Meslek Dalları
Arz İhtiyaç Arz İhtiyaç

İlköğretim Öğretmeni 318,8 372,4 357,8 417,9

Ortaöğretim Öğretmeni 135,8 111,1 159,8 156,7

Yükseköğretim Elemanı 49,6 49,2 72,6 75,4

Kaynak: DPT. (1996). Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000). Ankara: DPT Yayını. (x1000)

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005)


Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planında eğitime Sosyal ve Ekonomik Sektörlerle İlgili
Gelişme Hedef ve Politikaları başlıklı İnsan Kaynakları Geliştirilmesi bölümünde beş sayfa
yer verilmiştir. Eğitim, bu bölümde nüfus, sağlık, insan gücü, gençlik, beden eğitimi ve spor,
kadın aile ve çocuk, serbest zamanların değerlendirilmesi konularıyla beraber yer almıştır.
Planın, Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planının devamı ve tamamlayıcısı niteliğinde olduğu
söylenebilir.
Planda Milli Eğitimin hayat boyu öğrenme anlayışıyla bilgiye ulaşmayı öğreten,
rehberlik sisteminin etkin hale getirildiği, eğitimin tüm aşamalarında yatay ve dikek geçişlerin
sağlandığı, piyasa meslek standartlarına uygun üretimin yapılabildiği eğitimin sağlandığı,
yetki devrinin esas alındığı, bütün öğrenciler için fırsat eşitliğinin gözetildiği bütüncül bir
sistem içinde yeniden düzenleneceği (DPT, 2001) belirtilerek ana hatlarıyla eğitimin felsefesi
ve hedefleri ortaya koyulmuştur.
Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında da eğitimin her kademesinde altyapı ve insan
gücü eksikliğinin devam ettiği bildirilmektedir. Eğitimde yapılan iyileştirmelerle birlikte,
eğitim süresi, mesleki ve teknik eğitim, ortaöğretimdeki okullaşma oranı işgücünün eğitim
düzeyi ve kalitesi bakımından AB ülkelerinin gerisinde kalınmıştır. Öğretmen ihtiyacının
karşılanması için alınan tedbirlere rağmen, beklenen seviyede gelişme sağlanamamıştır.
24

1999-2000 öğretim döneminde devlet ve özel okullarında okul öncesinde 59.374,


ilköğretim ve ortaöğretimde toplam 12,7 milyon öğrenci ve 484.089 öğretmen bulunmaktadır.
Ayrıca, Çıraklık ve yaygın eğitim kurumlarında ise yaklaşık 3 milyon kişiye eğitim
verilmektedir. Başta büyük şehirlerde olmak üzere ikili eğitim uygulaması ve kalabalık
sınıflar, kırsal bölgelerde birleştirilmiş sınıf uygulaması eğitimin niteliğini olumsuz yönde
etkilemektedir (DPT, 2001). Ülke genelinde öğretmen öğrenci oranı, yedinci plan döneminde
30’larda iken, sekizinci plan döneminde 32’lere yükselmiştir. Plan dönemi sonunda bu oran
kısmen düşmüştür. Ancak bölgeler arasında dengesizlik devam etmiştir. Örnek olarak Ege
bölgesinde bu oran 25 iken, Güney Doğu Anadolu bölgesinde 42 olmuştur. Bu farklar bazı
kentler arasında daha da artmaktadır. Örneğin Burdur’da öğretmen öğrenci oranı 16 iken,
Hakkari’de 48 olmuştur. Özellikle branş öğretmeni başına düşen öğrenci sayısı bölgeler ve
iller arasında daha da derinleşmektedir. Bu tablo ülke genelinde öğretmen dağılımında
dengenin, ilk plan döneminden beri, uzun yıllardır sağlanamadığını göstermektedir.

Tablo 9. Bölgeler Bazında İlköğretimde Öğrenci ve Öğretmen Sayıları

2000 - 2001 Öğretim Yılı 2004 - 2005 Öğretim Yılı

Bölgeler
Öğrenci Öğretmen Öğrenci Öğretmen
ÖBDÖS ÖBDÖS
Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı

Marmara Bölgesi 2.597.444 76.133 34 2.675.857 91.789 30

Ege Bölgesi 1.209.163 47.987 25 1.162.746 53.506 22

Akdeniz Bölgesi 1.362.544 47.190 29 1.347.411 54.542 24

İç Anadolu Bölgesi 1.674.252 63.969 26 1.585.310 71.460 22

Karadeniz Bölgesi 1.188.616 48.366 24 1.063.159 51.129 20

Doğu Anadolu Bölgesi 991.552 30.519 32 1.049.900 36.162 30

Güney Doğu Anadolu 1.264.885 30.840 42 1.414.263 40.414 35

Kaynak: DPT. (2001). Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005). Ankara: DPT Yayını.

Planda fiziki alt yapı ve insan gücündeki eksikliklere rağmen, eğitimim seviyesini
yükseltmek gerekçesiyle 1997 yılında uygulamaya koyulan sekiz yıllık kesintisiz eğitime
vurgu yapılmış, uzun vadede zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması için gerekli alt yapı
çalışmalarının yapılacağı belirtilmiştir.
Kalkınma Planında eğitim kurumlarının ihtiyacı olan öğretmeni temin etmek için,
öğretmenlik mesleğinin cazip hale getirilmesi, nitelikli öğretmen yetiştirilmesi, öğretmenlerin
25

ülke genelinde dengeli dağılımının sağlanması, öğretmenlerin hizmetiçi eğitimlerinin özlük


haklarına yansıtılması, sözleşmeli statüde öğretmen istihdamının yapılması, her okula beden
eğitimi öğretmeni atamasının yapılması geliştirilen politikalardır. Öğretmen niteliğini
artırmak için öğretmenlere teknoloji bilgisi kazandırılmasına yönelik programların
geliştirilmesi öngörülmüştür.
Bölgeler arası öğretmen dağılımını dengelemek amacıyla 21.03.2006 yılında çıkarılan
5473 sayılı Kanun ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4. maddesindeki sözleşmeli
personel fıkrasına “öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmen istihdamıyla kapatılamaması
hallerinde öğretmenlerin” ibaresi eklenerek sözleşmeli öğretmenlik uygulaması başlatılmıştır
(Resmi Gazete, 2006). Öğretmenlik mesleğini cazip hale getirmek için, öğretmenleri
sözleşmeli statüde istihdam etme politikasının birbiriyle çeliştiği düşünülebilir. Hizmetiçi
eğitimlerin öğretmenlerin özlük haklarına yansıtılmasıyla ilgili cezbedici bir uygulamanın
yapılması söz konusu olamamış, bu gün itibariyle mesleki gelişim dışında sertifika
verilmesinden öte somut bir katkısı sağlanmamıştır.
Bu dönemde eğitim fakültelerinde öğrenci artışı olmaya başlamış, ancak bu duruma
karşılık öğretim üyesi ve elemanlarında aynı seviyede artış sağlanamamıştır. Bu durum eğitim
fakültelerinin kalite sorununu ortaya çıkarmış, sonuç olarak eğitimin en önemli unsuru
öğretmenlerin yetiştirilmesinde sorunlara neden olmuştur (Kaya, 2015). Plan döneminde,
Bülent Ecevit, Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan Hükümetleri kurulmuştur. Erdoğan
hükümetiyle birlikte eğitim politikalarında değişime gidilmeye başlanmıştır.

Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007 – 2013)


Bundan önceki sekiz plan beş yıllık kalkınma planları olarak hazırlanmış ve beş yıllık
kalkınma planları olarak isimlendirilmiştir. Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013 yıllarını
kapsayan yedi yıllık bir plan olarak hazırlanmıştır. Hacimsel olarak ek küçük plandır. Vizyon
niteliğindedir. Ekonomik ve Sosyal Gelişme Eksenleri kapsamında beş ana başlık yer almıştır.
Eğitim, bu başlıklardan İstihdamın Artırılması başlığında “Eğitimin İşgücü Talebine
Duyarlılığının Artırılması” konusu ile ve Beşeri ve Sosyal Dayanışmanın Güçlendirilmesi
başlılığında Eğitim Sisteminin Geliştirilmesi konusu ile yer almıştır.
Dokuzuncu Kalkınma Planında eğitim sisteminin yapısının, hayat boyu eğitim ve
bütüncül bir anlayışla insan kaynaklarının geliştirilmesi, fırsat eşitliği çerçevesinde
güçlendirilmesi hedeflenmiştir (DPT, 2007). Planda; okulöncesi eğitimini yaygınlaştırmak
amacıyla bu kademedeki öğretmen istihdamını artırmak, öğretmen ihtiyacını karşılamak için
üniversite kontenjanlarını artırmak, öğretmenlerin yerleşim yerlerine ve bölgelere dengeli
26

dağılımını sağlamak, öğretmenlerin özlük haklarında görev yaptıkları yerleşim yerinin


özelliklerine ve hizmet şartlarına göre farklılaşma oluşturmak politikaları belirlenmiştir.
Planda öğretmen yeterliliklerinin devamlı geliştirilmesi için, eğitim yönetimi alanında
ve müfredat programlarındaki değişiklikler dikkate alınarak hizmet öncesi ve hizmet içi
eğitimlerde etkin yöntemlerin uygulanması esası belirlenmiştir (DPT, 2007). Bu dönemde de
iller arasında öğretmenlerin dengesiz dağılımında söz edilebilir. Örneğin Marmara
Bölgesinde İstanbul’da öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 32 iken, Çanakkale’de 17; Doğu
Anadolu Bölgesinde Tunceli’de 14 iken, Van’da 33; Güney Doğu Anadolu Bölgesinde Şanlı
Urfa’da 37, Şırnak’ta 34 olmuştur. Bu bölgelerdeki oranı düşük olan illerin bir kısmında ise
öğretmen fazlalığı dikkat çekmektedir. Akdeniz Bölgesi, Ege Bölgesi, Karadeniz Bölgesi ve
İç Anadolu Bölgesindeki illerde öğretmen başına düşen öğrenci sayıları makul sevilere
ulaşmış, ancak öğretmen sayılarında bazı illerde fazlalık devam etmiştir (Mete, 2009).
Plan döneminde 11.04. 2012 tarihli ve 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu İle
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile eğitim kademeleri yeniden
yapılandırılmış, ilköğretim kesintisiz olmaktan çıkarılıp kademeli olarak ilköğretim
kurumları; zorunlu dört yıllık ilkokullar ile zorunlu dört yıllık ve farklı programlar arasında
tercihe imkân veren ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarından oluşturulmuştur. Ortaöğretim
ise ilköğretime dayalı, dört yıllık zorunlu, örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve
teknik öğretim kurumlarının tümünü kapsayacak şekilde yeniden yapılandırılmıştır (Resmi
Gazete, 2012).
Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi
kapsamında sınıflara etkileşimli tahta takılmaya başlanmış, öğrencilere ve öğretmenlere tablet
dağıtılarak, Öğretmenlerin FATİH Projesi eğitimleri almaları sağlanmıştır. Bu şekilde
öğretmenlerin eğitimde teknolojik imkanlardan faydalanarak derslerin daha etkili işlenmesi
amaçlanmıştır.
Plan dönemi boyunca 2004 yılından beri istikrarlı bir hükümet kabul edilen Recep
Tayyip Erdoğan Hükümeti görev yapmıştır. Ancak öğretmen dağılımında bölgeler arası, iller
arası ve kent-kırsal kesim arasında dengesiz dağılım sorununun azalarak devam ettiği
görülmektedir.

Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018)


Onuncu Kalkınma Planının toplumun yüksek refah düzeyine ulaşması için 2023
hedefleri doğrultusunda hazırlandığı belirtilmektedir. Bilginin önemine ve değerine vurgu
yapılarak, bilginin yenilik ve fark yaratmada önemli bir unsur haline geldiği belirtilerek bilim
27

ve teknoloji alanındaki gelişmelerin ülkemiz için hem fırsat hem de risk olduğu ifade
edilmiştir. Ancak Türkiye’nin, sağladığı kazanımlarla birlikte, genç nüfusu ile artan eğitim ve
araştırma imkanlarıyla, işgücü kapasitesini ve niteliğini artırması, bilgiye dayalı üretime
dönüşümü ve ekonomide verimliliği artırması halinde, rekabet gücünü ve büyümesini
artıracağı belirtilmiş (DPT, 2014) ülkenin yetişmekte olan genç nüfusunun işgücü açısından
büyük bir avantaj olduğu ifade edilmiştir.
Kalkınma Planında eğitimde insan gücü ve fiziki alt yapının iyileştirildiği, bütün
kademelerde okullaşma oranlarının arttığı, derslik başına düşen öğrenci sayısının azaldığı
bildirilmiştir. Kız çocukları ile fakir öğrencilerin eğitime katılımının sağlandığı, taşımalı
eğitim için çeşitli faaliyetlerin uygulandığı, zorunlu eğitim süresinin artırılarak ortaöğretimin
sisteminin yapılandırıldığı, öğretmenlerin istihdamının ve hizmetiçi eğitimlerinin artırıldığı
(DPT, 2014) şeklinde durum tespiti yapılmıştır. Ancak bu iyileştirmelere rağmen Uluslararası
Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) araştırmasında ortalamanın altında kalındığı
bildirilmiştir. Bu tespitle Onuncu Kalkınma Planında eğitimdeki sayısal göstergelerin yanında
eğitim kalitesine de vurgu yapıldığı, ilk defa uluslararası öğrenci değerlendirme programıyla
eğitimin niteliğinin değerlendirildiği anlaşılıyor.
Bu planda öğretmenlik mesleğinin daha cazip hale getirilmesi, eğitim fakülteleri ile
okullar arasında etkileşim güçlendirilmesi, kişisel ve mesleki gelişimi sağlayan, öğretmen
yeterliliklerini esas alan, performans ve kariyer gelişimine dayanan öğretmen yetiştirme
sistemi kurulması öğretmen politikaları olarak belirlenmiştir. Tecrübeli öğretmenlerin
dezavantajlı bölgelerde ve okullarda çalışmasının özendirilmesi, okullarda bilgi ve iletişim alt
yapılarının geliştirilerek öğretmenlerin bu teknolojiyi kullanma yeterliliklerinin artırılması da
belirlenen hedefler arasında yer almaktadır.

On Birinci Kalkınma Planı (2019-2023)


On Birinci Kalkınma Planının on beş yıllık uzun vadeli bir perspektifin ilk beş yıllık
bölümü olduğu belirtilmiştir. Sayısal göstergelere fazla yer verilmemiştir. Plan, vizyon belgesi
niteliğindedir. Eğitime Nitelikli İnsan, Güçlü Toplum başlığının altında yer verilmiştir. On
Birinci Kalkınma Planında eğitim sadece toplumsal gelişme ve ekonomik kalkınmayı
sağlayan bir araç olarak görülmemiş, eğitimin kişinin üretken ve mutlu bireyler olarak
gelişimini sağlayan asıl yönü vurgulanmıştır (DPT, 2019). Planın eğitim bölümünü bir
cümlelik aşağıda yer alan amaç cümlesi ile Politika ve Tedbirler başlığında yer alan sayısal
olmayan hedeflerden oluşmaktadır.
28

“Tüm bireylerin kapsayıcı ve nitelikli bir eğitime ve hayat boyu öğrenme imkânlarına
erişimi sağlanarak düşünme, algılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, özgüven ve
sorumluluk duygusu ile girişimcilik ve yenilikçilik özelliklerine sahip, demokratik değerleri ve
milli kültürü özümsemiş, paylaşıma ve iletişime açık, sanat ve estetik duyguları güçlü,
teknoloji kullanımına yatkın, üretken ve mutlu birey yetiştirmek temel amaçtır” (DPT, 2019).
Öğretmen ve yöneticilerle ilgili politika ve tedbirler şu şekilde ifade edilmiştir: Yeni
öğretim programlarına uyum sağlanabilmesi için Türkçe, Matematik ve İngilizce
öğretmenlerine hizmetiçi eğitim faaliyetleri düzenlenmesi, öğretmenlerin mesleki
gelişimlerinin artırılması, sınıf öğretmenlerinin mesleki rehberlik ve yan alan becerilerinin
geliştirilmesi gibi öğretmenlerin mesleki gelişimini sağlamaya ve niteliğini artırmaya yönelik
hedefler belirlenmiştir. Planda öğretmenlerin ve yöneticilerin motivasyonlarının ve toplumsal
statülerinin güçlendirilmesi, imkanların kısıtlı olduğu bölgelerde barınma ihtiyacının
karşılanması, öğretmene yönelik şiddetin önlenmesi, öğretmen-veli-okul etkileşiminin
kuvvetlendirilmesi gibi ekonomik ve sosyal hedefler de belirlenmiştir. Planda dikkat çeken
konular arasında Öğretmenlik Meslek Kanunun çıkarılması, okul yöneticiliğinin profesyonel
bir meslek haline getirilmesi, yönetici eğitimi akreditasyon yapısının oluşturulması, ehliyet ve
liyakat esaslı kariyer sisteminin uygulanması, lisansüstü seviyede uzmanlık ve mesleki
gelişim programlarının açılması gibi eğitim sisteminde yapısal değişikleri öngören politikalar
yer almaktadır (DPT, 2019).
On birinci Kalkınma Planında belirlenen eğitim ve öğretmenlerle ilgili hedeflerin,
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 23 Ekim 2018 tarihinde yayınlanan 2023 Eğitim Vizyonu
hedefleriyle benzerlik gösterdiği anlaşılmaktadır. Planda en dikkat çekici hedeflerden birisi
eğitimle ilgili birçok kesimin beklentisi haline gelen Öğretmenlik Meslek Kanununun
çıkarılmasıdır. Bu ve birçok hedef şimdilik uygulamaya koyulamamıştır. Diğer planlarda
fazla ifade edilmeyen eğitim yöneticileriyle ilgili hedeflere bu planda yer verilerek okul
yöneticiliğinin profesyonel bir meslek haline getirilmesi hedeflenmiştir. Bundan önceki tüm
planlarda öğretmen ihtiyacının giderilmesi, öğretmenlik mesleğinin cazip hale getirilmesi,
öğretmenlerin ülke geneline dengeli dağıtılması hedeflerinin yerini bu planda öğretmen
yeterliliklerinin artırılmasına yönelik hedefler almıştır.
Öğretmen ihtiyacının karşılanması ve bölgelere arası dengenin sağlanmasında 652
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen dördüncü maddede yer alan sözleşmeli
öğretmenlikle ilgili uygulama etkili olmuştur. 08.11.2016 yılında yapılan düzenlemeyle
sözleşmeli olarak atanan öğretmenlere atandıkları yerde 4 yıl sözleşmeli ve 2 yıl da kadrolu
olarak görev yapma zorunluluğu getirilmiş, bu öğretmenlerin belirtilen sürelerde başka bir
29

yere atanamayacağı hükme bağlanmıştır. 27.06.2019 tarih ve 7180 sayılı kanun ile bu süreler
3 yıl sözleşmeli, 1 yıl kadrolu olarak değiştirilmiştir (Resmi Gazete, 2019).
On Birinci Kalkınma Planı dönemine gelindiğinde öğretmen arz ve ihtiyaç
dengesizliğinin oluştuğu görülmektedir. Bu gün gelinen noktada öğretmenlik mesleğinin
cazip hale gelmesi ve ekonomik koşullar sebebiyle öğretmen olmak için bekleyenlerin sayısı
ihtiyacın çok üzerindedir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
YÖNTEM

3.1. Yöntem
Çalışma, literatür değerlendirme çalışması olarak tasarlanmıştır. Veriler, doküman
analizi tekniğiyle irdelenmiştir. Çalışma on bir adet kalkınma planı üzerinde yapılmıştır.
Araştırma, kalkınma planlarında öğretmen politikalarıyla sınırlandırılmış, ancak mutlak
ilgisinden dolayı eğitimle ilgili gelişmelere de yer verilmiştir. Araştırmada eğitim ve
öğretmen politikalarına etkisinden dolayı, dönemin sosyal, ekonomik, siyasi gelişmelerine de
yer verilmiştir. Öğretmen politikalarının hayata geçirilmesi için çıkarılan yasal düzenlemeler
araştırma kapsamında yer almıştır. Rakamsal göstergelerde kalkınma planlarında yer alan
veriler kullanılmış, araştırma raporlarının sonuçlarına da yer verilmiştir.
30

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
SONUÇ, TARTIŞMA VE ÖNERİLER

4.1. Sonuç ve Tartışma


1963’ten günümüze kadar 11 kalkınma planı hazırlanmıştır. Bu planlarda eğitim,
birbirleriyle ilişkileri nedeniyle genellikle insan gücü ve istihdam konularıyla birlikte ele
alınmıştır. İnsan eğitimin en önemli unsurudur. Eğitimde asıl olan öğrencidir, öğretmen de
öğrenci faktörünü tamamlayan konumdadır. Planlarda insanı yetiştirmede en önemli etkenin
öğretmen olduğuna vurgu yapılmış, öğretmenlerin sayı ve nitelik bakımından yeterli seviyeye
getirilmesi hedef olarak belirlenmiştir. Onuncu kalkınma Planına kadar tüm planlarda; ihtiyaç
duyulan sayıda öğretmen istihdamını artırmak, ülke genelinde öğretmenlerin dengeli
dağılımını sağlamak öne çıkan hedefler arasında yer almıştır.
Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planında eğitimde öğretmen ihtiyacı, eğitim yöneticisinin
yetiştirilememesi ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısının önemli oranda yüksek olması en
önemli sorunlar arasında yer almaktadır. Bu ihtiyacı karşılamak için öğretmen arzı yetersizdir.
Bundan dolayı ekonomik ve sosyal bazı tedbirlerin alınması, vekil öğretmenlik, alan dışından
öğretmen görevlendirilmesi gibi bazı tedbirler alınmaya çalışılmıştır.
İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planında öğretmen ihtiyacının fazla olması en önemli
sorundur. Mevcut öğretmenler ülke geneline dengesiz dağılmıştır. İhtiyacı karşılayacak
öğretmen arzı yetersizdir. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısında dengesizlik vardır. Bu
sorunları çözmek için öğretmenlerin yıl içinde yer değiştirmesi engellenmiş ancak ekonomik
kriz, darbeler gibi nedenlerle bu tedbir uygulanamamıştır.
Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında öğretmen sayısında artış sağlanmış ancak
ihtiyacı sağlayacak seviyeye ulaşılamamıştır. Öğretmenlerin köy ve kent arasında dengesiz
dağılımı fırsat eşitliğini bozmaktadır. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısında iller arasında
büyük farklar ortaya çıkmıştır. Öğretmen arzı yetersiz durumdadır. Öğretmen ihtiyacını
31

karşılamak için formasyon eğitimiyle öğretmen yetiştirilmesi, sanayide çalışanlar arasından


sözleşmeli öğretmen görevlendirilmesi, Gençlik ve Spor Bakanlığından beden eğitimi
öğretmeni sağlanması, hızlandırılmış programla ve mektupla öğretmen yetiştirilmesi gibi
öğretmen arzını artırıcı tedbirler alınmıştır. Bu dönemde öğretmenlik ihtisas mesleği haline
getirilerek öğretmenlerde üniversite mezunu olma şartı aranmıştır. İki yıllık eğitim enstitüleri
açılmıştır.
Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında eğitimde ihtiyaç duyulan öğretmen sayısına
ulaşılamamıştır. Kırsal kesim ile kentler arasında öğretmen oranında dengesizlik devam
etmektedir. Bu dengesizlik bazı bölgelerde ileri boyutlara ulaşmıştır. Geri kalmış bölgelerle
gelişmiş bölgeler arasında makas açılmıştır. Mesleki eğitimde iş imkanı sebebiyle öğrenci
sayısı artmış, sonucunda öğretmen öğrenci oranı yükselmiştir. Bu duruma karşılık öğretmen
arzı yetersiz kalmıştır. Öğretmen arzını artırmak için eğitim enstitülerinde esnek bir öğretmen
yetiştirme sistemi, öğretmenlik mesleğine özendirici çalışmalar yapılması, öğretmenlerin
sosyal ve ekonomik koşullarının iyileştirilmesi, formasyonla öğretmen alımı gibi tedbirler
alınmış, öğretmenlerin niteliğinin artırılması hedeflenmiştir. Bu dönemde öğretmenlere
belirlenen dört hizmet bölgesinde çalışma zorunluluğu getirilmiştir.
Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planında önceki döneme göre öğretmenlik mesleğinin
cazibesini kaybetmesi ve özel sektörün daha avantajlı olması sebebiyle öğretmen sayısı
düşmüştür. Bölgeler arasında öğretmen öğrenci oranında dengesizlik devam etmiştir.
Öğretmen ihtiyacını karşılamak için vekil öğretmenlik uygulamasına gidilmiştir. Yönetmelik
yayımlanarak derslik ve öğrenci sayısına göre yeteri kadar öğretmen bulundurulması, ortaokul
ve liselerde en az bir branş öğretmeni olması ve atamaların gruplandırılmış iller arasında
yapılması zorunluluğu getirilmiş, atamaların adil ve dengeli yapılması esası belirlenmiştir.
Okul içi ve yaygın eğitimle öğretmen ve idareci niteliğinin artırılması hedeflenmiştir.
Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planında da öğretmen sayısı yetersizdir. Öğretmenlerin
ülke geneline dengesiz dağılımı en önemli sorunlar arasında yer almaya devam etmektedir.
Yetenekli kişilerin öğretmenliğe yönlendirilmesi, gelir artırıcı düzenlemeler yapılarak
öğretmen arzının artırılması hedeflenmiştir. Vekil öğretmenlik uygulaması devam etmiş, bir
defaya mahsus alan dışından fakülte mezunları, sınıf öğretmeni olarak atanmıştır. Bu
uygulamalar öğretmenin nitelik sorununu ortaya çıkarmıştır. Öğretmen niteliğini artırmak için
uygulanması planlanan seçme sınavı, öğretmen sayısının yetersizliği nedeniyle
yapılamamıştır. Zorunlu hizmet bölgeleri belirlenmiş, öğretmenlere bu bölgelerde çalışma
zorunluluğu getirilmiştir.
32

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında zorunlu kesintisiz sekiz yıllık eğitimin
neticesinde öğretmen açığı devam etmiştir. Açığı kapatmak için alan dışından 31 bin
öğretmen ataması yapılmış, daha sonra bu öğretmenlere formasyon verilmiştir. Öğretmen
akademileriyle öğretmenlerin mesleki gelişimleri ve niteliğinin artırılması hedeflenmiştir.
Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planında eğitimin her kademesinde insan gücü eksikliği
devam etmiştir. Öğretmen ihtiyacının giderilmesi için alınan tedbirlere rağmen başarılı
olunamamıştır. Ülke genelinde öğretmen öğrenci oranı önceki döneme göre artmıştır.
Öğretmenlerin bölgeler arası dağılımında dengesizlik devam etmektedir. Eğitim
fakültelerinde öğrenci sayısı artmaya başlamıştır. Ülke geneline dengeli dağılımını sağlamak
için sözleşmeli öğretmen ataması uygulaması getirilmiştir.
Dokuzuncu Kalkınma Planında öğretmen ihtiyacı belli ölçüde karşılanmaya başlanmış
ancak iller arasında öğretmenlerin dengesiz dağılımı sorunu devam etmiştir. Bu sorunu
çözmek için üniversitelerin kontenjanlarını artırmak, öğretmenlerin görev yaptığı yere ve
hizmet şartlarına göre özlük haklarının düzenlenmesi gibi politikalar belirlenmiştir. Bu
dönemde zorunlu eğitim kademeli on iki yıla çıkarılmıştır. Planda öğretmen yeterliliklerinin
geliştirilmesi için hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimlerin uygulanması hedeflenmiştir.
Onuncu Kalkınma Planında eğitimde insan gücü konusunda iyileşme sağlandığı ifade
edilmiştir. Bu planda öğretmenlerin bölgeler veya iller arasında dengesiz dağılımı sorunundan
bahsedilmediği görülmektedir. Özellikle sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının bu sorunun
çözümünde etkili olduğu anlaşılmaktadır. Öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimiyle ilgili
hedeflerin belirlendiği görülmektedir. Ayrıca kariyer gelişimine dayanan öğretmen yetiştirme
ve performans sistemiyle ilgili politikalar belirlenmiştir.
On Birinci Kalkınma Planında öğretmen ihtiyacının karşılanması, öğretmenlerin
dengeli dağılımı gibi sayısal hedefler söz konusu değildir. Bu planda öğretmenlerin ve
yöneticilerin mesleki gelişimleri, yeni programlara uyum eğitimleri, öğretmenlerin
motivasyonu ve mesleki statüsünün artırılması, Öğretmenlik Meslek Kanunu, yönetici
eğitimleri, öğretmenlerin ihtiyaçlarının karşılanması ve korunması, ehliyet ve liyakat esaslı
kariyer sistemi gibi öğretmen ve yöneticilerin niteliğini artırıcı, statüsünü güçlendirici
hedefler ortaya koyulmuştur.
Kalkınma palanlarında eğitim, bireyin her yönüyle gelişimini sağlayan bir amaç olarak
değil, ekonomik ve sosyal kalkınma için gerekli işgücü yetiştirilmesinde bir araç olarak ele
alınmıştır. Eğitimin temel insan hakkı olduğu belirtilmemiştir.
Kalkınma planlarında tüm öğrenciler için fırsat eşitliğinin sağlandığı eğitim
imkanlarının oluşturulması hedeflenmiştir. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlayan en önemli
33

unsurlardan biri öğrencinin ihtiyaç duyduğu öğretmen istihdamının dengeli bir şekilde
sağlanmasıdır. Ancak dezavantajlı bölgelerde oluşan öğretmen ihtiyacı, bölgeler arası
dengesiz öğretmen dağılımı gibi gerçeklerle eğitimde fırsat eşitliğinin sağlandığını söylemek
pek mümkün değildir.
Eğitimde öğretmen ihtiyacının karşılanması ve öğretmenlerin ülke geneline dengesiz
dağılımı sorunu Onuncu Kalkınma Planına kadar bütün kalkınma planlarında eğitimin önemli
sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sorunları çözmek amacıyla bir takım yasal
düzenlemeler yapılmış ancak hükümetlerin etkili olamaması, koalisyon hükümetleri, askeri
darbeler gibi sebeplerle bu düzenlemeler hayata geçirilememiştir.
Öğretmen sayısını artırmak için 2000’li yıllarda bile hala 1963’lü yılların politikaları
uygulanmış, sorun sayısal olarak ele alınmıştır. Öğretmen sayısını artırmak için; vekil
öğretmenlik, alan dışından sözleşmeli öğretmen görevlendirilmesi, farklı fakülte mezunlarının
öğretmen olarak atamalarının yapılması, ücretli öğretmenlik gibi uygulamalar hayata
geçirilmiştir. Bu durum beraberinde nitelik sorununu getirmiştir. Öğretmenin niteliğini
artırmak için mesleğe sınavla seçim yapmak, öğretmen akademisi, mesleki gelişim
programları, hizmet içi eğitimler planlanmış ancak bunların çoğu uygulanamamıştır.
İlk dönem planlarında öğretmen arzını artırmak ve öğretmenlik mesleğini cazip hale
getirmek için genel olarak ek ders ücretlerinin artırılması, öğretmenlerin ekonomik
imkanlarının iyileştirilmesi gibi maddi tedbirler alınması hedef olarak belirlenmiştir. Oysa kıt
kaynakların olduğu dönemler de dahil hiçbir dönemde eğitimin milli tarafına dikkat
çekilmemiş, eğitimin ülkenin önemli bir meselesi olduğu vurgulanarak eğitim
seferberliğinden bahsedilmemiştir. Öğretmenlik mesleği ekonomik ve statü olarak dışsal
motivasyonlarla güçlendirilerek cazip hale getirilmeye çalışılmıştır.
Dokuzuncu Kalkınma Planında ilk defa insan gücünde iyileştirmenin sağlandığı ifade
edilmiş ancak öğretmenlerin ülke genelinde dengesiz dağılımı sorununun devam ettiği
belirtilmiştir. Bu iki önemli sorunundan ilk defa 2014-2018 yıllarını kapsayan Onuncu
Kalkınma Planında bahsedilmemiştir. 1963 yılından 2014 yılına kadar öğretmen istihdam
sorununun devam etmesi belirlenen politikaların etkili olamadığını göstermektedir. Bu
sorunun yıllarca devam etmiş olması; nüfus artışı, okullaşma oranlarının yükselmesi, zorunlu
eğitimle ilgili eğitim sistemindeki değişikliklerle belli ölçüde açıklanabilir.
Öğretmenlerle ilgili sayısal sorunların çözülmesiyle birlikte özellikle Onuncu ve On
Birinci Kalkınma planlarında öğretmen ve eğitim yöneticilerinin niteliğinin artırılmasına
yönelik politikaların belirlendiği dikkati çekmektedir. Bu kapsamda öğretmenlerle ilgili
performans ve kariyer sistemi oluşturulması, öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimlerinin
34

sağlanması gibi nitel hedefler belirlenmiştir. Özellikle On Birinci Kalkınma Planında sayısal
hedefler yerine öğretmenlerin ve yöneticilerin hizmet içi eğitimi, öğretmenlerin motivasyonu,
statüsünün güçlendirilmesi ve ihtiyaçlarının karşılanması, yöneticiliğin profesyonel meslek
haline getirilmesi, ehliyet ve liyakat temelli kariyer sistemi, Öğretmenlik Meslek kanunu
çıkarılması gibi öğretmenlerin niteliğini artırıcı hedefler belirlenmesi eğitimin kalitesini
artırmaya yönelik olumlu gelişmeler olarak değerlendirilebilir.
On birinci kalkınma Planını ayrı tutulursa bütün kalkınma planlarında öğretmen
konusu genel olarak nitel değil, nicel olarak ele alınmıştır. Artan nüfus ve okullaşma
oranlarının artması her dönemde öğretmen ihtiyacını ortaya çıkarmış, buna karşılık yeterli
düzeyde öğretmen arzı sağlanamamıştır. Dokuzuncu plan dönemine kadar eğitim fakültelerini
tercih eden öğrenci sayısı öğretmen arzını karşılayacak seviyeye ulaşamamıştır. Sosyal ve
ekonomik şartları sebebiyle öğretmenlik mesleğini tercih edenlerin sayısı ihtiyacın altında
kalmıştır. Dokuzuncu kalkınma plan döneminden itibaren eğitim fakültelerinin kontenjanları
artırılmış, iş imkanı ve kamu çalışanı avantajı gibi sebeplerle öğretmenlik mesleğine aşırı bir
yönelme olmuştur. On Birinci Kalkınma Planı dönemine gelindiğinde öğretmen yetiştirmede
arz ve talep dengesizliğinin ileri boyutlara ulaştığı görülmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı
2018 yılında toplam öğretmen ihtiyacının 97.031 olduğunu belirtmiştir. Buna karşılık sadece
eğitim fakültelerindeki öğrenci sayısı 217.645’i bulmuştur. Bu öğrencilerle birlikte her yıl 50
binden fazla kişinin pedagojik formasyon aldığı düşünülmektedir. Öğretmen olmak için
sınava girenlerin sayısı 416.485’tir. Bu sayının tamamının atanamayacağı açıkça görülmekle
birlikte çok sayıda insanın öğretmen yetiştirme programına alınmaya devam edilmesi gerçekçi
bir planlamanın çok ötesindedir (Eğitim Değerlendirme Raporu, 2019).

4.2. Öneriler
Kalkınma planlarında eğitim, iş gücüne eleman yetiştirmenin bir aracı olarak değil,
bireyin gelişimini sağlama amacının yanında temel insan hakkı olduğu vurgulanmalıdır.
Öğretmenlerin mesleki gelişiminin sağlanması ve niteliğinin artırılması konularında bu husus
dikkate alınmalıdır.
Öğretmen atamalarında bölgeler arası dengenin sağlanması sadece sayısal olarak ele
alınmamalı, öğretmenlerin mesleki eğitiminde kırsal kesim ve kent arasındaki farklara göre
programlar hazırlanmalıdır.
Öğretmenlik mesleğinin sosyal statüsünü güçlendirmek ve öğretmenleri motive etmek
için ücret, barınma gibi sadece maddi konularda politikalar geliştirmenin yanında, eğitimin
milli bir mesele olduğu vurgulanmalıdır.
35

Ücretli öğretmenlik uygulaması, eğitimin kalitesi açısından olumsuz bir durum olarak
değerlendirildiği gibi öğretmenliğin sosyal ve ekonomik statüsünü de olumsuz etkilemektedir.
Ücretli öğretmenlik uygulaması yerine ihtiyaç duyulan öğretmen sayısı sözleşmeli statüde
karşılanmalıdır.

KAYNAKÇA

Altundemir, M.E. (2012). Kalkınma planlarından eğitime bakış: Kamusal mallar teorisi
perspektifinden. Bilgi Ekonomisi ve Yönetimi Dergisi, 7 (1), 94-105.
Dursunoğlu, H. (2003). Cumhuriyet döneminde ilköğretime öğretmen yetiştirmenin tarihi
gelişimi. Milli Eğitim Dergisi, 160, 64-74.
Gönülaçar, Ş., & Denetçisi, M. İ. (2014). Kalkınma planları ve eğitim.
Kaya, H. E. (2015). Türkiye’de Halk Eğitimi Merkezleri. International Journal of Sport
Culture and Science, 3(Special Issue 3), 268-277.
Küçüker, E. Y. (2008). Kalkınma planları kapsamında yapılan eğitim planlarının analizi
(1963-2005) (Doctoral dissertation, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Eğitim Yönetimi ve Politikası Anabilim Dalı (Eğitim Ekonomisi ve Planlaması
Programı)).
Mete, Y. A. (2009). Fırsat eşitliği temelinde öğretmen atama politikaları-nesnel
çözümleme/öznel tanıklıklar. Doktora Tezi. Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü: Kocaeli.

You might also like