You are on page 1of 140

180 t $/

Hasan Hüseyin-ACIYI BAL EYLEDİK

bilgi yayınevi , o k .-#


BİLGİ YAYINLARI 180

Birinci Basım 1873


İkinci Basım 1873
Ü çüncü Basım 1874
D ördüncü Basım 1877
HASAN HÜSEYİN

Acıyı Bal Eyledik

BİLGİ YAYINEVİ
kapak düzeni fah ri karagözoğlu

HAŞAN HÜSEYtN'in yayım lanm ış kitapları:

Şiir :
kavel
tem m uz bildirisi (2. basım)
kızılırm ak (5. basım)
kızılkuğu (şiirin uyanışı)
kavel (genişletilmiş 3. basım)
ağlasun a yş af ağı
oğlak (genişletilmiş 3. basım)
acıyı bal eyledik (5. basım)
kelepçem in k arasın d a b ir ak güvercin
ağlasun ayşafağı (genişletilmiş 2. basım)
koçero v atan şiiri
h aziran d a ölmek zor

öykü :
öhhöööö!
m ade in tu rk ey
bıyıklar konuşuyor

g e z i:
bağdat b a sra yollarında

ç lış m a :
kalm asın ellerim sîzlerden uzak (bedrettin cö­
m ert'in şiirleri)

aslım lar m atbaası — a n k a ra


İÇİNDEKİLER

ne güzel n e güzel 7
acıyı bal eyledik 19
n eh irler ak a aka 23
tortu 29
zor nakış 37
birdenbire özlemek 49
am ado'lu ağustos 52
hani ya nerdesiniz 63
k ö p ri 67
tay 73
kerbelâ uzak değil 83
çoğaltan acı 91
şükrü baba açıklam ası 95
pis b ir akşam 103
heryerde birden olm ak 107
m utluluk benim şirin ’im dir 119
susan su 123
benden bilm eyin 127
b ir başka tepeden 1£|
d uraktaki ışık 135

5
NE GÜZEL
NE GÜZEL

uyandım birdenbire
m otor m u kuş m u köpek mi silâh mı ışık mı bilemi-
Iyorum
paraşütüm bitkin ve soluksoluğa
yıllarca so n ra dönülm üş b ir babaevi sabah
yıllarca aranılm ış ve bulunm uş b ir yitik eşya
gibi herşey
işte dikişm akinası
işte sepet
işte ü tü
işte y a n m k itap lar
işte çam kolonyası
işte soyunup attıklarım ız

7
pencerede ışıl ışıl gülüyor gencecik kavak
am an ne güzel
televizyon anteninde b ir çift sığırcık
çatıda b ir çift k u m ru
ve yanım da sekiz yıldır öptüğüm kadın
ısınlm ış elm a yanıbaşında
yenik düşm üş dikenli çit
baktım
yatağım dayım
ağrım sızım yaram berem yok
başladı k u şlar gibi çırpınm ağa yüreğim
ne güzel
ne güzel

8
yıkanıp kuru lan ıp taran d ım
doya doya baktım a y n ad a k a b a n k kırçıl Baçlanm a
uçlanru azıcık büktüm bıyıklarım ın

ne düşündüm ne y aptım sa bugünedek


hep o n lar için
ne dedim ne söyledimse
o n la r ad ın a
hapislik işsizlik k a h ır
ve in tih a r yalnızlığı
kahpelikler p u ştlu k lar ald atm acalar
ne çektim se b u n ca yıl
k u rtu lsu n diye onlar
ne güzel
ne güzel

9
ocakta çaydanlık cızırdıyor
bir b ard ak sıcacık çay gibi güldüm
zeytin ekm ek yiyecektim
ne güzel
sigara tüttürecektim
tü rk ü dinliyecektim
dolm uşa binecektim
yolculuklar kuracaktım
(güneyi boydanboya dolaşıp
orm anlı ayışıklı balıklı b ir deniz köyü
gecenin sınırından dönüp
bol yıldızlı b ir güney uykusunda
ne güzel
ne güzel)

10
ağzım da buruk tadı k a ra zeytinin
parm akuçlarım da sıcacık rengi çayın
komşum binip gitti kendi ara b a sın a
kör olayım kıskanm adım
azıcık başka baktım
balkondaki çıplak k ad ın a
sarışındı uzundu kalçalıydı
uzaktan bakıyordu h e r şeye
köpeği erkek b ir buldok
kocasını sevm iyordu

11
yalan söyleyene sövdüm radyoda
gazetede tükürdüm su ra tın a itin birinin
bu k a d a r d a olmaz ki
blryerde biter bu nam ussuzluk
ben hep onlar için söyledim şiirlerim i
onlar için yazdım b ütün yazdıklarım ı
ne çektim se bun ca yıl, onlar u ğ ru n a
istedim ki d u y ar gibi y ağm uru duysu n lar yüreklerinde
istedim ki to k at gibi insin su ra tla rın a
istedim ki desinler
işte bizim de şairim iz
işte bizim de sesimiz
işte bizim de kurtuluşum uz
dem ediler b ir tek gün
dem ediler b ir tek gün
ağ açlar anladı beni
k ay alar su la r yollar
am a o n lar anlam adı
am a onlar iğilmedi şiirlerim e
ne güzel
ne güzel

12
çay içtim iki b ard ak
tam on zeytin iki dilim de ekm ek
ağrı sızı yok m iğdem de
üstüne bir sig ara
ne güzel
ne güzel

birgün belki çık ar o rtay a


kazılard a b ulunan a ltu n heykeller gibi
cıncık boncuk kap kacak
altu n p a ra la r gibi
birgün belki çık ar o n la r için söylediklerim
o nlar için yazdıklarım çıplak güneşe

13
okullardan geçmiş o lurlar belki
kölelikten çıkmış o lu rlar belki
m utluluğa erm iş o lu rlar belki
yollarda işyerlerinde k um larda orm anlarda
insan insan o k u rla r belki şiirlerim i
ve derler
—ron sar'ın sevgilisinin ro n sar için dediği gibi—
am m a da çok severm iş h aşan hüseyin bizi
ne güzel
ne güzel

14
kapıyı çekip çıktım sokağa
öpüşmek gibi birşey sokakta h av a
hav ad a mavi
havada yeşil
havada s a n
h av ad a sütun işlenm işliği kavganın
gömleğim
pantalonum
kunduralarım
ve a rtık benim için düşm an b ir ta n ık ta n b aşk a birşey
Iolm ayan s a n basın kartım
çok pahalı a ra b a la r
çok zengin çöpkutuian
çok besili itler kediler
ve otobüs bekleyen aç yüzlü emekçilerim
ne güzel
ne güzel

15
ben bu şiire yaşanm am ış denizlerim i
ben bu şiire gidilmemiş ülkelerim i
ben bu şiire utanm azca çalınm ış em eklerim i
ellerim den uçup gitmiş yıllarım ı ben bu şiire
koydum a dostlar
ak b a b alar götürdü ciğerlerim i
zindanlarda kaldı kolum kanadım
birgün yaslan ırlar belki
koca b ir d a ğ a y aslan ır gibi
şiirlerim deki korkunç acıya
n e güzel
ne güzel

16
otobüs kuyru ğ u n d a onbeşinciyim
kimi cam silmeğe gidiyor kim i odun kırm ağ a
kimi köpek gezdirm eğe kim i yatm ağ a
kim inin kocası işsiz kim inin hapis
kim inin hastası kalm ış sokakta
çocukları baştançıkm ış kim inin
otobüs k u y ru ğ u n d a onbeşinciyim
m ezbahaya gid er gibi doluşuyoruz
iyi ki öksürtm üyor beni sig ara
iyi ki bilincindeyim yaptığım işin
biliyorum önüm deki çoktan erkeksiz
erkeksim iş iki kız onun önünde
çu kulata naylon çorap sinem a
çimdik m oru gözlerinin halkası
balkondaki sarışının zengin kocası
kocanın yatağında b ir erkek buldok
iyi ki bilincindeyim çağım ın
iyi ki yaşıyorum b ütün boyutlarıyla
iyi ki sövebiliyorum ağızdolusu
ne güzel
ne güzel

17
1.74 değil boyum
1074
72 değil kilom
1072
puf desem toz ederim bu kenti
yttrüsem çatır ç a tır çöker bu asfalt
ey insan kılıklı m ad rab azlar soyubitm işler
zorlam ayın o kapıyı
dokunm ayın o tellere
kuyudan çıkan toprak
sığm az kuyuya
doldurur caddeleri blrgün o lu r ki
ağ ıtlard a sessiz sessiz y atan aptallık

bu ay n alar
bu aydınlık
çılgınca m utluyum kam çılanm aktan
ne güzel
ne güzel

18
ACIYI BAL EYLEDİK

«pir sultan ölür dirilir»

bak şu bebelerin güzelliğine


kaşı destan
gözü destan
elleri k an içinde

kör olasın dem iyorum


kör olma da
gör beni

dam da birlikte yatm ışız


öküzü hoşça tutm uşuz
koyun değil şu dağlarda
san kendim izi gütm üşüz
hor baktık mı karıncaya
kırdık mı kanadını serçenin
vurduk m u k aracan m yavrulusunu
ya nasıl kıyarız insana

19
sen olm asan öldürm ek ne
çürüm ek ne zindan lard a
özlem ne ayrılık ne
yokluk n e yoksulluk ne
ilenm ek n e dilenm ek ne
işsiz güçsüz dolanm ak ne
gün gün ile barışm alı
kardeş k ard eş duruşm alı
koklaşm ak söyleşmeli
korka korka yaşam ak ne

kahrolasın dem iyorum


kahrolm a da
gör beni

20
kanadık toprak olduk
çekildik bayrak olduk
döküldük yap rak olduk
geldik bugüne

ekmeği bol eyledik


acıyı bal eyledik
sıratı yol eyledik
geldik bugüne

21
ekilir ekin geliriz
ezilir un geliriz
bir gider bin geliriz
beni vurm ak kurtu lu ş mu

kör olasın dem iyorum


kör olm a da
gör beni

22
NEHİRLER AKA AKA

Yolcu!
G örüyorum ki, b ir an önce v arm ak istiyorsun
oraya. G erginsin, kıpır kıpırsın, soluk soluğasm,
yay gibisin ey yolcu! Coşkunluğun ne güzel, gerili­
m in ne güzel, öfken ne güzel! S ana selâm , sa n a say­
gı, ey yolcu!
F akat düşündün m ü yolunun uzunluğunu? N eler
var yolunun üstünde, düşündün m ü? Koşar-adım
aşabilecek misin şu dağı, geçebilecek misin bu hızla
şu beli, tırm anabilecek m isin b u solukla şu sırtı?
O vada dikenler boy-atm ıştır belki, k a y a la r yollara
uçm uştur, k u ru dereleri seller basm ıştır, k a r yağm ış­
tır belki o tepelere? Böyle, u ç a r gibi geçip gidebilecek
misin oralardan, hem en varabilecek m isin oraya?
Belki sırtla n la r üşüşm üştür leşlere, k u zg u n lar çökiiş-
m üştür ak kayalara, k u d u zlar tu tm u ştu r belki yolla­
rı. Belki silinm iştir ayak izleri yolcuların. Bütün
bunları b ir b ir düşündün mü, ey yolcu? Ç ünkü sen,
ne ilk yolcususun bu yolun, ne de son.

23
D erim ki sana:
N ehirler boyunca git! N erelerde ve niçin d u r­
g u n d u r nehirler, n erelerde ve niçin hırçındır n eh ir­
ler, nerelerde ve niçin m endereslidir, n erelerde ve
niçin çağlayanlı ve de çavlanlıdır nehirler, gözlerin,
le gör, duy kulaklarınla! G ör ve duy ki, nasıl v a rır
n ehirler denizlere!
Derim ki sana:
Denize v arm ak tır am acı nehrin, denize varm ak,
ey yolcu!
Büyükse dağ, aşam ıyorsa ü stünden nehir, dola­
n ır çevresini dağın. Büyükse kaya, söküp atam ıyor­
sa nehir, birikip birikip taşar üstünden, dolanır y a­
nını yöresini. Yokuşsa yolu, koşam ıyorsa, m enderes­
ler çizer nehir. U çurum çık arsa önüne, kapıp b ıra k ır
kendini nehir, a ç a r kanatlarını; ve v a n r v aracağı ye­
re, oraya, denize!

24
D erim ki sana:

N ehirler boyunca git ve gör n eh irlerin n asıl yol


ald ıklanm l Sen de b ir nehirsin, ey yolcu! Senin de
varm ak istediğin b ir y e r var. G erçekten varm ak
istiyorsan oraya, nehirlere iyi bak! Engeller nasıl aşılır,
öğren nehirlerden! Y an yolda yokolup gitm ek değildir
amaç, neh irler gibi akıp, n eh irler gibi ulaşm aktır
oraya! V arm ak tır oraya, ey yolcu!
Derim ki sana:
İyi oku yolunu, avcunun içi gibi bil! İyi belle
yolunun engellerini! Dizlerini, ciğerlerini, yüreğini
sıkı tut, iyi dengele! O vada koşar gibi v urm a kendini
dik yokuşlara! U çurum a a tla r gibi bindirm e k ay ala­
ra! «Daha koş, d ah a koş!» diye alkış tu ta n la ra kanıp
da, kesilip k alm a yarı yolda! Dipdiri varm alısın
oraya! V arıp birşeyler yapm alısın! Hız koşusu de­
ğildir bu, ey yolcu, engelli koşudur bu! Engelleri aşa
aşa, gücünü koruya koruya varm alısın oraya! Çünkü
oraya v arm a k tır am acın, koşm ak değil!

Boşuna sevmedim nehirleri! A ktıkça büyüm esi


boşuna değil nehirlerin! A kan büyür, ey yolcu! «Eri­

25
şir menzil-i m aksuduna âheste giden» dem iyorum
ben sana, »tiz re ftâ r olanın pâyine dâm en dolaşır»
demiyorum . Böyle dem iyor çü n k ü nehirler.
D uracaksın, dolacaksın, kem ireceksin, oyacaksın,
dolaşacaksın, atlıyacaksm , aşacaksın, koşacaksın ve
varacaksın oraya, diyor nehirler. Öyle diyorum ben
de! Beni dinle, beni anla, ey yolcu!

adım adım
kulaç kulaç
ilerliyor nehir
yoklayıp
ara ştıra rak
tartıp
dengeliyerek
adım adım
pençe pençe
ilerliyor neh ir

26
birdenbire koçbaşı
birdenbire ipek bir çarşaf
ve b alık lar k u rb ağ alar yosunlar
köprüler ve yoksul değirm enleri bozkırın
birdenbire b ir uğultu
birdenbire b ir kıyam et
bindirip
çekilerek
çekilip
to p arlan arak
varıyor koca dağın ardındaki o koca dağa
varıyor cüceleşip
devleşerek
varıyor
nehirce k ah k ah alara

şark ılar söylemeliyim


nehirler gibi uzun
nehirler gibi kollu
nehirler gibi hırçın
ve yum uşak
ve n eh irler gibi
du r
d u rak bilmeyen şark ılar söylemeliyim

27
gitmek
nehirlerle y anyana
gitm ek
nehirler gibi zor
neh irler gibi çetin
nehirler gibi um utlu
gitm ek
nehirlerden de öteye
oraya
ta a oraya
o büyük k u rtu lu şa

yüreğim
yaralı kuşum
topla ve aç k an atlarını

28
TORTU

o akşam biraz yaprak


biraz beton
biraz şarkıydım
yanlış çekilmişti kol
düğm elere yanlış dokunulm uştu
ters çalışıyordu m ekikler
gözlerim görm üyordu o akşam
ellerim kör b ir dokum acı
to rd a balıktı ayaklarım

29
biraz kan
biraz kemik
biraz taş
neye y a ra r b ir bir yoklam ak ölüleri
to rtu la ra biçim verm ek bu akşam saatinde
neye y a ra r a n ıla ra bağlılık
bin yıl gecikerek iğilmek bu dud ak lara
neye y a ra r
neye y a ra r
a n ıla r yaşatm ıyor d u v ard a ölen resm i
boşlukta dağılan ize düşm ek güç
halkı göçmüş b ir obaydım o akşam

30
ışıklar bir başka d ü nyadanm ışlar gibi pencerelerde
perdeler kapatm ıştı m ayıs yıldızlarını
şaşırm ak birdenbire b ir organdı biryerlerim de
nerem i nerelerde bilem iyordum
adım m ilyonlarca çoğalıyordu
sesimi koparam ıyordum seslerden
hergünki kapım gecelerce açılm am ıştı sanki
çocuklar rad y o lar oyuncaklar
birdenbire b ir uzak yıldıza sanki
karım mıydı, dolaşan b ir çizgi miydi d u v arlard a
ben miydim, suda h a lk a la r mıydı
kim in ülkesiydi bu akşam

baktı yüzüm e
birşey demedi

31
alıp kaçtım yüzüm ü cam dan dışarı
gölge gibi gelip durdu yanıbaşım da
ben nereye baktım
o neye baktı
bu sa atler kim in içindi böyle
saksıdaki bu sarm aşık
neler düşünüyordu karşıki yapı
bu kapı neden konuşm uyordu
a ra b a la r ölü ta ş ır gibiydiler caddede

birşey dem edi


birşey demedim
demedik

bu yıldızlar biliyorum viyetnam 'da da


susm uş çakalları k u rb a ğ a la n
ateşte ve dikende koşuşan y alın ay ak lar
ölüm den de büyük b ir ölüm belki yaşadıkları
k o rk u la n n k aygularm en saygısalı
bu yıldızlar biliyorum viyetnam ’d a da

32
oturm adım sofraya
elini sürm edi ekm eğe
oysa sorard ı h erzam an
sorm adı
ne ben ona birşey dedim
ne de o b an a
birşey demedik
belki yetm iyordu dilimiz
belki sığm ıyordu öfkemiz dilimize
belki ağıtlard a u nutulm uştuk

33
bir kitap çekip kapandım
yüzünü gazeteye gömüp küçüldü
uzak bir kulede b ir yeşil b ir kırm ızı
oynaşan köpekleri yabancıların
şimdi saygon’d a d a villaları yabancıların
korku ve sevincin köpeclkleri
ne ben anladım okuduğum u
ne o çevirdi sa y fa la n
kolum daki saat uzun b ir tiren
yüreğim m un zu r suyu

34
radyoda hep aynı ses birşeyler söylüyordu
davul m u teneke m i saz m ı kem an mı
capon dam lasının dehşeti büyüyordu
sarm aşıklı orm an lar yanıp yanıp kül olup
saksıda m inik b ir sarm aşık sabahı bekliyordu
gece, büyük yaralı büyük b ir hayvan
elimi neye sürsem sıcak ve kansı
kolum nerde, nere koşar bu çılgın yürek
niçin daralıy o r böyle d u v arlar
eşyalar neden böyle iskelet

bütün istasyonları aradık


karanlığı dağıtacak tek b ir ışık bile yok
ne m üzik ne söylev ne h a b er
elenen sarı yeşil b ir aydınlık
k uzgunlar alıp alıp götürü y o rlar b ü tü n gözleri
havada gözsüz gözyaşı ağırlığı
ve h avada k a n dam layan so ru lar
o d a bilm iyordu neyi aradığını
ben de

35
gece adım adım ilerliyordu
çocuklar çoktan varm ışlardı uykuya
köşebaşlarında cad ılar bekliyordu
kim önce düşecekti belli değildi
k aranlık kim i kap acak tı belli değildi
m u tfak ta yarım ekm ek d u rm ad an bayatlıyordu
benim bir p atronum vardı, sabahı bekliyordu
onun b ir p atro n u vardı, işten atm ayı
kendim izi ne diye öldürecektik
yaşam ak b ir ceylan yavrusuydu, allahım
nasıl kana belenirdi o akça göğüs

36
ZOR NAKIŞ

sarının bu korkak yalnızlığında


oh bu cezayirm enekşeleri

h ay ır am a neden bu cezayirm enekşeleri?


neden am a birdenbire bu deniz
bu ölüm süz ağaç — d u rupdururken?

siz hiç yaşadınız mı b ir akşam bir akdeniz cezayir?


doğrusu ben de yaşam adım
am a işte b ir akdeniz cezayir
iki gözü iki dam la gözyaşı
iki gözü iki dam la k an işte
iki gözü adım adım k aran lık
doğrusu ben de bilm iyorum
belki adım adım allahbilir m utluluk
kalabalık b ir şaşkınlık, kim bilir
doğrusu ben de bilm iyorum
atlarla
a rab a la rla
şekerli çelenklerle
doğrusu ben de bilmiyorum

37
ölüm bir gecikmiş ayva gibi p a rla rsa kadınsı neftilerde
ucuz kuşlar geçerse bulutsu lard an
çıplak bir a tsa iskeletse fırtın alarsa sondan b ir önce
bir çocuk b ir cenin b ir istek koşarsa koşarsa koşarsa
Igelinciklere
anaysa doğrulursa kanlı güneşe
basıyorum yum ruğum u adım yerine
y ak ar b ir kırm ızıgül y ak ar bu sabahları

ben böyle deniz görm edim bu hangi yüzün böyle?


çıkarıp eski sabahlarını bu hangi p azarlara?
öyle çok yabancıyım ki sanki ilk geliyorum dünyaya
ilk bir kadın görüyorum ilk b ir çiçek ilk b ir ateş
I yönsem elerde
ilk kadın ilk çiçek ilk ateş belki de ilk irkilm elerim
asfaltın ortasın d a viskili b ir toplum cu b ir tutankam en
giyotin berraklığında birdenbire b ir re n akşam ı
bir bastil uğultusu b ir p askalya belki b ir nevruz
ikinci dünya savaşından k ançanağı b ir çift göz
insan bazan telefonda b ir ram ses bulup ürküyor
onbin yıl ötelerden b ir aşk sesi b ir yabanıl söz

38
bu tü rk ü y ü ben mi yaktım sen mi sevdin kim mi
Isöyledi?
bu çiçek ben m i açtım kim mi soldu sen mi sarard ın ?
kaçıncı binden kaldı bu fırtın a avuçlarım da?
neden beni dün gece m arsilya'da kurşunladılar?
yaklaşan bir sel gibi bu kum aşın nakışlarım
bir sevgide bir kayguda b ir kork u d a çoğaltm ak sız-
llayarak
ve çoook eski to p rak lard an b ir yüz bulup o turtm ak
Iay n alara
ben mi sevdim sen mi yaktın kim mi durdu bu şar-
Ikılara?
yâni ben acılardan yepyeni b ir k ah k ah a yaratıyorum
yâni ben acılard an yepyeni b ir kırm ızıgül
açlarla b ir sofrad a b ir çizgide b ir çift yalın göz
sevenlerle b ir ateşte bulup birleşip bölüştüğüm üz
evet h a y ır anlam ıyorlar
m erm er yapıların düşlerim de zincir kürek tutsaklığını
ışıklı asfaltların kırbaçlam a böldüğünü uykularım ı
ve neden kaçınılm az olduğunu b aşkaldırm aların
evet h ay ır anlam ıyorlar
oh bu cezayirm enekşeleri
bu şafak m oru öfke

39
hersabah b ir çöplüğe b ir y a la n a b ir törene uyanm ak
vurm ak alnı d u v a rla ra ellerin nam uslu aydınlığında
kokm ası alttan alta, kokuşm ası birşeylerin, ayrışıp
Ibirleşm esi
birden m arşa dönüşmesi aylak yürüyüşlerin
hergece kan sızıyor yap rak u çlan m d an benim
hergece biraz d a h a biraz d a h a a rta ra k
birdenbire b ir aşkın o d ö rtn ala çarpıntıları
ve birden yağm ur yağm ası açık denize

40
evet hayır anlam ıyorlar
hele hiç an lam ıy o rlar tam da öpüşm enin ortayerinde
b ir serseri kurşunla, eski sokak savaşlarından
a n sokm uş gibi an m ak ve k ap anm ak yıldızsız ka-
Iranlığa
b ir dem et ak karanfil, b ir albüm gözüyaşlı
bazı kadın adları, bazı sokak a d la n , bazı çiçek a d la n
sonra çok uzaklarda b ir orm an yangını resm i
ta b ak ta iki balık, b ir şişe iskeleti, birkaç izm arit
köşelerden köşelere sonsuz geom etrisi y arasaların
hele hiç anlam ıyorlar acının k ahkahasını
ve çekip gitm eleri, hele hiç anlam ıyorlar
sarının bu korkak yalnızlığında
oh bu cezayirm enekşeleri

41
o kızgın kavgagülünü kim oturtm uş o maviye kim
sokaklara şenliklere sevişmelere, kim oturtm uş kim
yâni ekmek kavgasına yâni nam us kavgasına, kim
(oturtm uş kim
k u rtu lu r elim ayağım , ısınır yalnızlığım, v u ru r yüre-
Içiğim kocam an
hep böyle adam mı olunuyor insana dönük bu tepe-
İlerde
türküleri hep böyle mi hep böyle kavgacı mı hep
kim atm ış köprüleri, kim bırakm ış bu tu tsak su la n
(kim
evren nasıl da sa a t gibi hey gülüm
onun baktığı yerden
ve bir de k arm akarışık ve b ir de kapkaranlık, hey
[gülüm
onun yıktığı yerden

42
lıersabah b ir çöplüğe b ir y alan a b ir törene uyanm ak
vurm ak alnı d u v a rla ra ellerin nam uslu aydınlığında
fal bakıp kah k ah aları hey ne güzel k ah k ah aları
bu ay dınlar ne aydınlar, fal bakıp kahkahaları
fal bakıp g ü n ah çık artıy o rlar düzenin çatlaklarında
a n a la r suç em ziriyorlar aydınların çatlak ların d a
ve y u m ruk lar g ö türürken korku duv arların ı
ve d u v arlar g ö türürken duv arın bekçilerini
ben hersab ah b ir yeniye b ir güzele b ir gerçeğe uya-
(nıyorum
kokuyor eski dokum , ansızın irkilm elerde
ve bozuk çalıyor gram ofon
ve bozuk çalıyor bando, kilitli caddelerinde kölekentin
ve kelepçede şair, barışlardan söylüyor
savruluyor güvercinler havada

43
siz misiniz, o güzel denizlerden m i geldiniz böyle tâze
evcil kuşlarınızla mı geldi bu u ç a n m ayıs gökleri böyle
zam baklar açınca biryerlerde, hep sizdiniz sevişirdiniz
beklerdi korkak köpekleriniz hırsız sularınızda
gülüm ser olurdu akşam s a a tla n ve siz hep ölürdünüz
ve siz hep ölürdünüz, g ü lk u ru su esenlere uzardı nazlı
Itırn ak ların ız
m erm erlere ipeklere a ltu n la ra işlenirdi sûretleriniz
sü rü ler gelip geçerdi saraylı u fu k lard an
sü rü ler ki yeşil yeşil, ve b ir gözleri m u tlak a k ö r
köleler dökülürdü b u lu tla rd a n yorgun su lan n ıza, ve
isiz hep ölürdünüz
sımsıkı avuçlarınızda giderdi zincirlerin a n a h ta rla rı
a ltu n a doymazdınız, kıraldım z halksız k ırallık lard a
siz misiniz, o güzel denizlerde mi kaldınız böyle çirkin
demek yoksunuz?

44
heeey diyorum uluorta, bir ölü soldan sağa dönüyor
avcunda bir avuç m ezar toprağı buz
bir ölü tırn a k tırn a k göçüyor k aran lığ a
tırn a k tırn a k k o parak k ayalarından
heeey diyorum uluorta, sü rü k u şla r havalanıyor
toprak dalgalanıyor, su la r dövüyor kıyılarını
ve bir yengeç âdem, pazarın ortasında
bir v u rguna b ir soyguna b ir çalgına derken
bir çiçek sayıklıyor alnım m o rtasında
b ir k ristal k ın lıy o r tören başlıyor
ve bozuk çalıyor
gram ofon
ve bozuk çalıyor gram ofon ey benim züppeciklerim
açıyorum perdeleri b ir bir, m olyeryen gözyaşlarına
altyapıya dokundukça ürküyor fincancı k a tırla n
tankları uçakları ardım sıra genelliyerek
tam şarlo’nun d iktatörü yere vurduğu yerde
bir tespih herzam anlı b ir tespih parlâm ento
ve işte h ernasılsa ‘sen b a n a h âlâ geleceksin’

45
kaç bin yıl yaşlanıyorum , kaç bin yıl yüklenip bütü n
Iyükleri
b ir caddeden b ir kentten b ir takvim yaprağ ın d an
Igeçip
bir silahta b ir giyside b ir kadın p azarın d a
ellerim i haraçm ezat, beynim i haraçm ezat, ve işte uta-
İniyorum
ve işte kırıp zincirlerim i, ve işte davul davul
ve işte h e r nasılsa ‘sen b a n a h âlâ geleceksin'
b ir külrengi öksürüyor, sınırında bağım sızlık bayrak-
lla n n ın
başkanlı genelevli patronlu pezevenkli, uydurm uyorum
oğlanlar z a r atıyor kentsoylu forum larda, uydurm u-
[yorum
en kahpe yüzleriyle saat kulelerinde ve gonglarda ve
Ibitişlerde
en yenik y anlarıyla y alan lard a ve a n tla rd a ve dua-
llard a
yapm acık koşum larında çocukların ve sapm alarında
hâlâ kadın ve lâğım, h âlâ p a z a r ve yatak, h âlâ hiç
(utanm adan
b ir tespih parlâm ento, b ir mefisto liberal
ve işte h ernasılsa ‘sen b a n a hâlâ geleceksin’
ey anam ın anasının anasının anasının
Ibeklediği güzel gün

46
heeey diyorum uluorta, b ir bayrak elden ele çekip
[gidiyor
b urnum a yağ m u r yağdıkça şişiyor baklalarım güneşte
bir heykele b ir kuklaya
bir oanbaza b ir çarm ıha
derken güzelim
oluyor gökyüzünde b ir k a ta r tu rn a tren trafik
ve bozuk çahyor gram ofon
ve bozuk çahyor gram ofon ve bozuk çalıyor gramo-
Ifon ve bozuk
çahyor boz
çahyor fon
çahyor ra

yâni bu demek

47
sü rü n çocukları dağlara
özlemleri öfkeleri sürün dağlara

birgün göreceksiniz
bîrgün v u ru r yangını yüzlerinize

sürün çocukları d ağ lara


sü rü n ve sü rd ü rü n bu karanlığı

18
BİRDENBİRE ÖZLEMEK

sabahleyin kalktım gökte b u lu t yok


tek b ir yap rak bile kım ıldam ıyor
ağ açlar yorgun yeşil
ağustos gebe

bahçede salıncaklar ve çocuklar ve cıvıltı


çim ler dişice ıslak
k arşıd a gökdeleni gecekondusuyla başkent
y atıyor sereserpe

49
neieı* içtik neler dedik nerelerde nasıl vuruştuk
kaç adım gitti dünya
fırtınalı kay aları gecenin
ölü keklik gibi torbada

sivas’m güney eteklerinde, n u rh a k dağlarının azıcık


Ipoyrazında
kurudu kuru y acak b ir incecik çay
iki kişi durm uş b a n a bakıyor
gülşan anayla şükrü b ab a

birinin elleri b ir m ilyon k ü rek


birinin gözleri b ir milyon çeşme
b akıyorlar yerle gök arasın d a
bozbulanık b ir suya

50
daldan bir kaysı düşıiyor ağustos to zlarına
ince b ir kuş gagalıyor asm a salkım larını
gözleri köm ür k ara, saçları kuzgun
vay be vay be vay be

adam açlıktan öldü resm en


tarlaların yapıların yolların yanıbaşm da
birşeyler götürdü benden, azaldı yüreğim
unutam adığım bakışlarında

kim kaldı o ra la rd a çocukluğum dan başka


kaç m ezar eklendi g arip ler m ezarlığına
içip içip ağladığım ağustos geceleri
nerde nerde nerde

51
yahu nasıl d a özledim birdenbire
m ek tu p la telefonla olacak gibi değil
varsam b ir akşam eğilsem ellerine
doya doya

çok çektiler yaşanası şu dün y ad a çok


y a rad a fitil y a ra d a tu z
ey güzel yüzlerini getiren sab ah
m erhaba

52
AMADO’LU AĞUSTOS

gece sıcak ve ishaklı


amado
hey am ado

yürüyen ne
konuşan kim
nerden nere bu karan lık
amado
hey am ado

gece sıcak ve ishaklı


k urşun e rir oldu avuçlarım da
gider oldu yüreciğim yalnayak
çoğalır oldu ağzım da zeytin
İncil değil k u ra n değil
bayram değil k ıra n değil
nedir bu kalabalık
amado
hey am ado

53
sallanır bozkırda bir kanlı beşik
gözyaşına d alar çık ar b ir ta h ta kaşık
yüreği kanatlı da bıyığı düşük
gün gelir beşik dillenir
bebeğim oooy
balam oy
boynubükük bu ayrılık
am ado
hey am ado

onlar için herşey bitti


su değil içtikleri artık onların
yedikleri ekm ek değil
el değil sıktıkları
onlar için herşey bitti
bu törenler bu cayırtı
bu ipekler bu altu n lar bu yaldız
bu koşum saltan atı
yalan yalan hepsi yalan
korkudur b ay rak ları
korkudur u ru b u la r gibi dönen tepelerinde
o n lar için herşey bitti

54
herşey bitti o n lar için
değil m i ki k ırd ıla r b u fidanlam
değil m i ki a ğ la ttıla r b u an aları
onlar için b itti herşey
ne b ir tu tu n acak dal
ne bir dayan acak d u v ar
b ir k a ra h ab erin ölü yankısıdır o n lar gözlerimizde
dem irparm aklıklar ark asın d an b a k a r gibi b akan
[gözlerimizde
amado
hey am ado
yürüyor zincir sesi
yürüyor açlık san sı
yürüyor um ut
ay a k la n kan içinde
yürüyor döl
evrenin nabzı gibi
k arad ır geceleri kan ırm akları
hele de senin k atin g alard a
amado
hey amado

55
gece sıcak ve ishaklı
şimdi tü tü n k ırım ıdır bizde ege’de
fındıklar çoktan devşirildi k arad en iz’de
iri b ir çekirgedir şim di konya'da zam an
‘erzurum d a ğ la n k a r ile boran'
değilse de pek
b ir tutam kanlı p a m u k tu r Çukurova'da güneş
ve tu tu k b ir tab an cad ır doğu’d a kimsesizlik
bir yanım yenik yıkık
am ado
hey am ado
b ir yam m dişi su la r gibi k ıraçta
ben hiç adam öldürm edim am ado
ve artık tavuk da kesem iyorum
ellerim e bulaşacak sanıyorum güllerin kam
ve savaş dediler mi çocuk çığlıklan doluyor k u ­
lluklarım a
viyetnam doluyor am ado
kore doluyor
ispanya doluyor am ado
boydan boya a v ru p a
ve savrulup gidiyor güvercinler dönülm ez uzak-
H ara
k a ra k a ra b u lu tla n n ötesine am ado
özlem lerin ötesine am ado

56
ağ ıtların ötesine am ado
ve ben
birdenbire ak b ir heykel oluyorum boş b ir
1alan d a
ben hiç adam öldürm edim am ado
babam d a öldürm edi
anam d a öldürm edi
biz hiç adam öldürm edik am ado
am a bizi hergün hergün ö ldürdüler am ado
onun için ağıtsıdır gülüşlerim iz
onun için zor geliyor a y n lık

gece sıcak ve ishaklı


amado
hey am ado
kaç gün
kaç ay
kaç yıl çeker bu senin riyo dö janeyro
n ehir m idir gökyüzü m ü
yıldız m ıdır ceset m idir
gem iler top rak kölesi
gem iler fira r

57
kaç yıl gider bu senin kutsal ırm ak fransisko
d u ru r
orda
u zak ta
kaza grandeleri kolonel inasyo’la n n
k ü çülür bu rd a sazlı sözlü konakları beylerin efendi-
llerin
b av ad a d u t rakısı
havada üzüm incir h u rm a kaysı rakısı
h av ad a kırbaç sesi ta b a n c a parıltısı
birdenbire b ir çakal
to prakta m ısır buğday tatlı patates
b ir de m anyoka
m adım ak m aydanoz ebem güm eci
h arm an yeri tarlafaresi filan
geceleri başsız ve çokdişli b ir can av ard ır açlık
saldırır yorgun sürülerine gurbetçilerin
gelip k o nar kavakinhona senin
benim üç tellim e altı tellim e
altu n tepelikli b ir g u rb et kuşu
ve sızlar to p ra k ta kem iklerim iz
irkilir bedenlerim izde döl
eşkıya derler bizde
senin orda kangaseyro
am ado
hey am ado

58
bitti
bitti
herşey bitti onlar için
anaları yoktur o n la n n
kardeşleri yoktur
y a v ru la n y oktur o n la n n
aşkiarı özlemleri bekledikleri yoktur
kime diyecekler güzelim diye
kime diyecekler yiğidim diye
kime diyecekler gözüm ün n u ru
ciğerim in köşesi
öm rüm ün varı diye
sarm ak için değil a rtık bu kollar
bu d u daklar uzanam az artık hiçbir alına
korkuyu k am b u r gibi taşıyacaklar sevgisiz bedenle-
İrinde
korkarak içecekler b ir b ard ak suyu
ölüme gider gibi v aracak lar uykuya
taş taş dökülüp giden d u v ar
d am la dam la biten su
hiçbirşey k u rta ra m a z artık o n lan
onlar için herşey b itti
sabah y o ktur onlar için
yağm ur sonu yaz öğleleri
bozulm uş b ağ ların hüznü
ve balıklı gülüşü kapalı denizlerin
orm anların soluyuşu
haykırışı inanm anın
kolkolalığın gücü
um udu kurtu lu şu n
yok
yok
herşey bitti o n lar için

60
gem iler doluşuyum
am ado hey am ado
tiren ler doluşuyum

ta rla la r doluşuyum
am ado hey am ado
fa b rik a la r doluşuyum

m adenler doluşuyum
am ado hey am ado
zin danlar doluşuyum

acılar doluşuyum
am ado hey am ado
ağ ıtla r doluşuyum

61
göktekiler bulu t değil
am ado hey am ado
yırtılışı karanlığın

yerdekiler ayak değil


am ado hey am ado
kurtuluşun y ürüyüşü

gece sıcak ve ishakh


yaralı b ir geyik gibi yalnızım
kesilmiş k arp u z gibi kalabalık
ve um utlu
amado
hey am ado

62
HANİ YA NERDESİNİZ

o gözleri ben
ırg a t p az a rla rın d a gördüm
o gözleri ben
ekmek k u y ru k ların d a gördüm
geçtim kan ırm aklarını yaşanm ış savaşların
durdum çocuk k ay g u lan m la
kıyısında b ir d ü n y a savaşının
su içerken v u rd u la r ceylanları
çiçekli d a lla n çekip k ırd ılar
alabayrak sab ah lard a
ateş b a ru t ak şam larda
gördüm ben o gözleri

B3
yaz diyordu ey şa ir yaz
onbin ağız yüzbin ağız beşyüzbin ağız
yaz diyordu ey şa ir yaz
söyle bizi
an la t bizi
aydınlat bizi

aldım yüreğim i avuçlarım a


çırpındım kendi pençelerim de
yeter dedim
sokak sokak
dağ dağ dağıldı sesim
y eter dedi onbin ağız yüzbin ağız beşyüzbin ağız
yazdım gözlerinde gördüklerim i
yazdım gözlerinin dediklerini
yüreğim kendi pençelerim de

64
ağaçta y a p ra k gibi oynaşırdı güzleri gözlerimde
suda balıktı çevrem de yürekleri
elleri d ö rtbir y a n a sav ru lan güvercinler
aa ah nasıl d a severlerdi beni çılgınca
öl desem yolum a öleceklerdi

65
hani ya nerdesiniz
nere gitti yaz diyen gözleriniz
yaz diye çırpınan yürekleriniz
ben miydim yeter diyen
alabayrak sab ah lar mı
ateş b a ru t akşam lar mı
kim di bu yeter diyen
hani y a nerdesiniz
hani y a nerdesiniz
nerdesiniz eeeey
KÖPRÜ

ay doğuyor
ay doğuyor
aya bak
dedi kadın
yüzü aydan da güzel kadın
ve b a k tılar ölü ay lar üzerinde gülüp d u ran ayşafağına
baktılar, yan y an a yüreklerinde evcil fırtın a la ra
ay doğuyor
ay doğuyor
ay a bak

eski resim ler sürüklerken ölü çerçeveleri


ülkeleşirken gece y ap rak ların d a zam an
kızgın k a rın c a la r m ıdır bu k aran lık ta
bırakılm ış silah lar mı
tepelenm iş y aralılar
yakılm ış y u v alar mı
nedir bu karanlıkta?
değil orm an
değil su
değil göç
upuzun b ir köprü belki
upuzun b ir bethoven

67
önde bütün uçlarıyla kaçak bir kent gecesi
h ava kavun ve m azot
ekmeksiz ta n m işçileri yolboylannda
dolm uşun pik ap m d a konya kaşıkhavası
akşam gazetelerinde b ir b aşk a faşlng
korkularda sevinçlerde k a ra afrik a
batakevlerinde dam ping
ve silahın birdenbire nam us oluşu
ve silahın b irdenbire yaşam ak

68
ay doğuyor
ay doğuyor
aya bak
dedi kadın
yüzü aydan d a güzel kadın
ve bak tılar k a ra n lık ta k a n a tla n
kıvılcımlı kırlangıç
Isürülerine
güneşli d u v arlard an akıp giderken m ızraklı k ab art.
İm aları birzam anların
sanki hiç kullanılm am ış
sanki garip garip gecekuşları
baktılar ayşafağında tükenip giden güne

69
on yıl öncesi de bir kadın
yine yolboylannda işsiz işçiler
yine beton duvarları b an k a afişli
yine yıkık saraylı tok y a ra sa la r
yine yorgun şilepleri korsan lim anlarının
yine yeşil çu h alard a camgözlü k afatasları
yine deprem yine salgın yine kan
yine çarp yine çık art yine böl yine topla
yine telekslerde kelle hesabı
elektronik aygıtlarında silah vurguncusunun
on yıl öncesi de bir kadın
dalgın gözlerinde sapsarı yalnızlığı savaş alanlarının
y aslan arak öfkesine b ir kadın
ay doğuyor
ay doğuyor
aya bak

70
yüzün belki uzak b ir gül, belki bir dağ kuytusu
çekip gitm ek birdenbire, belki pişm an b ir gülüş,
başını kald ır biraz, yüzünü yıldızlara göm
d u r yıkılm ış köprülerde, bütün renkleri kullan!
bin yıl öncesi de b ir kadın
ceylanların yıldızlı su lara değdiği saatlerde
bıçağın kem iğe değdiği saatlerde
en yangın yüzüyle yaslanıp yalnızlığına
b ir gelip b ir giden u m u tların a
aşkına eşkıya tenhalığına
uzak gece nehirlerine
ay doğuyor
ay doğuyor
aya bak


ve zaten hjçbir zam an hiçkim se kanm adı bu çeşme-
llerden
belki hiç kanılm ayacak
atılm ış köprülerin upuzun hüznü
upuzun acısı d u ru p bakm anın

ay hep doğar böyle, güzelim


ay hep doğacak böyle
tu t elimden, yum gözlerini
ayak seslerim izi dinle
küskün b ir köpek gibi yakın ve uzak
çölde kervan gibi çıpıl ve çıplak
m üzelerde tozlar gibi
ayak seslerimizi

ay doğuyor
ay doğuyor
ay a bak

72
TAY

giderdi su
giderdi orm an
giderdi toprak

kalırdı yok
kalırdı hınç
kalırdı tuz yarası

ve kuzgunlar bileyip açlıklarını


daldırıp etlerim ize
g irerlerd i güne
ve silip tokluklarım etlerim ize
geçerlerdi geceye

73
solardı bir gelincik
bükülürdü b ir m enekşe
kapanırdı b ir kapı

paslı ve kördü
dönerdi m or içinde
bir kırık söğüt dalı
yatard ı toz içinde
yol boylarında h o y rat devedikenleri ve taşsız ölüle-
Iriyle
belki b ir öç
b ir ağıt
büyürdü gün içinde

ağ n lı bir sarı koyun bu sabırlı m or üstüne


bir dam la kankırm ızı çağ çağ yanık üstüne
davullarla
çelenklerle
bir de bayrak
bir de bayrak
vurun dağ dağ üstüne
vurun dağ dağ üstüne

74
güzelim
yiğidim
orm an yüreklim!
senin gözlerin b a h a r sabahlarım dı benim, a yavru
lyavru
ateşlere susam ış m adenlerim di
ellerime ellerim e seğirten akarsularım , a yavru
lyavru
okul şarkisiydi senin gözlerin
bereketli sofralarım dı, a yavru yavru

görürdüm
doğu dağlarının karlı nehirlerini
kıyıları al çiçekli karlı nehirlerini
görürdüm kalem bacakların d a senin
fırtınalı b u ru n k an atların d a senin
görürdüm
görürdüm de yüreğinin yürüyen orm anlarını
sürü kuşlarını görürdüm de, a yavru yavru
tık an ır
taş olurdum
kalırdım uğultularda

75
senin gözlerinde çiçekli çayırları um utlarım ın, a yav-
Iru y av ru
güneşli beşikleri um utlarım ın
harlı ocakları um utlarım ın
ve m asm avi gülleri
duydukça sesini senin, a y avru yavru
b ac a la r çizilirdi ufuklarım a
dokundukça san a elim
kel dağlarım orm an!aşırdı
iteleşirdi yüreğim de k u rt yavru ları
sen koklarken sağlıklı sab a h la n
tayım benim
güzel öfkem
çeliğim!
seni ben
kırbaç y a ra la n m d a n y arattım dı o im ansız yo-
Ikuşlard a
açlığım ın k u rt seslerinden
um udum un ırm a k la n n d a n
gözyaşlanm dan, a y av ru yavru
soylu ağ ıtla n m d a n

76
dam arların d a senin
bozkır yangınları gibi delice koşan
benim öfkem
benim acım
benim özlemlerimdi
a yav ru yavru
bu kaypak ışığa nasıl aldandın
nasıl koştun bu d u m an a bu seh er vakti
b u kanlı k aran lığ a nasıl dolaştın
beni kodun böyle k an yaş içinde
tayım benim
güzel öfkem
çeliğimi
k anlıdır bu dönem eçler k an lıd ır kanlı
kahpelik kolgeziyor eli ferm anlı
senin bacakların k aran fil dalı
k an atların senin ilk b ah ar yeli
başın senin b u lu tlard a, a y avru yavru

77
kervankıran tüıküsünü tü rk ü m ü sandın
ağıtları öğütleri şarkı mı sandın
beni böyle yorga yörük
a yavru yavru
korku m u sandın
güzel yavrum yiğit yavrum taysın sen
acılarda ateşlerde toysun sen
bilirim bu yolları, bilirim , bilirim de
k a n a t açanıam
bilirim bilirim de y â rd a n geçemem
yârim bekler beni d ağ lar ardında
bugün olmaz
y arın ayın dördünde

bir çileli kısrağım ben


yüküm y a r benim
yaralarım pençe pençe
yüküm zor benim
vurm a beni bu yollara, a y avru yavru!

78
vay be
vay be
tam da kuşlar ötüşürkendi b a h a rd a
tam d a buğday sütlenirkendi
pam uk liflenirkendi
kar yağarkendi tam da
üzüm ballanırkendi
tam da gülecekkendi kahırlı to praklarım
elim yüzüm çiçeklenecekkendi
vay be
vay be
vay be

79
nasıl vardı elleriniz
nasıl k an attın ız o dom ur dom ur m ayıs göğünü
nerelere gizlediniz dal uçlarım
mevsimleri n'ettiniz
yeşili kırm ızıyı zam bak m orunu
yavru kuşun sabah sıcaklığını
nerelere kitlediniz akşam yelini
k aran lık lar
k ara n lık la r
ey k aran lık lar
nasıl oturdunuz bu ellerle sofraya
ekm eği nasıl böldünüz

80
ben bu yükü hangi d ağ a
bilem iyorum
yüreğim i hangi suya
bilem iyorum
k ıy ılan a l çiçekli karlı su la r uuy
tu rn a la r uuy
tü rk ü le r uuy
yollar uuy

gitti o
gitti benim b a h a r gözlüm
benim o rm an yüreklim
k aranlık su la ra k a rışır gibi
d a la r gibi dönülm ez u y k u lara
a k ıp gitti k ö r karan lığ a
akıp gitti benim yayla soluklum
ben
çileli kısrak
kamçı yorgunu
ben
kaldım
bu yerlerde
kaldım
kıyısında
bu kanlı karanlığın
köpük köpük te r
kelep kelep hınç
derya deniz gözyaşı

82
KERBELÂ
UZAK
DEĞİL

•p ir su lta n ’ım ey d ü r yezitler gam da


h o rasan erleri u ru m 'd a şam ’d a
biz de m ihm an olduk .bir ayn-i cemde
doyup k anam adık hallerinize»

ııezam an boynum a gitse elim


büyür kerbelâ'm
nezam an kana değse gözlerim
k erbelâ'da b ir akşam

83
bir uzun hav ad ır m u n zu r
m or b ir k a ta r gibi düzülüp gider
saz çalar ak şam lan p ir su ltan gdçmenleri
gönlüm ün terazisi bozulup gider
koca fıra t v u ra v u ra başını
hey fırat
fırat fıra t
benim anam döve döve döşünü
kerbelâ uzak değil
ağlam a sen

84
ben de silah çattım m u n zu r eteklerinde
yıldızlara uludum yalnızlığın fıratçasından
gözleri nasıl d a gözlerim di hoooooy
ağrıda benden öte
bir m unzur
bir fırat
ve b ir gelincik
üçü de erzincanlı
üçü de üçgüzeller
gibi şuram d a
ben de kulaç attım dedem lik tosbağalarla
kıyıları gelincikli fıra t’ta
fırat fırat
hey fıra t
insan nasıl allahsarm ış gördüm o yalnızlığı
yaşadım aliahsam ayı b ü tü n boyutlarıyla
kerbelâ uzak değil
ağlam a sen

85
uzak geldim
seferberlik seferberlik çığrışır ayaklarım
başım dır dolaşır elden ele h e rg ü n Şam’larda
yüreğim dir h er seher b ir ak güvercin
bu kaçıncı yezit
dostlar
bu kaçıncı m uharrem
ben gözüme sürm e değil kerbelâ çektim
ağlam a sen
ağlam a gözlerim m evlâ k erim d ir’
ben bilirim o m evlâyı
m evlâ bizim dir
taze karpuz kokusu
bu benim kanun
dostlar, yüzleriniz neden böyle k uytu gülleri
yüzleriniz b ir avuç su
a dostlar
fırat fıra t
hey fırat
neyleyim ben suyunu
yangınım kaç bin fırat
çilem kaç bin cehennem
lıergünüm b ir kerbelâ

86
bakın hele
bakın şu soyukalıpelilere
sabahın seherini haram etm işler b an a
kay gulu geceleri vatan etm işler b a n a
fırat fıra t
hey fıra t
fırat’ı, dost fırat'ı
düşm an etm işler ban a
nezam an b ir ak güvercin konsa dalım a
ak boynundan k a n la r sızsa boynum a
nezam an tuza batsam fıra t kıyılarında
yezitler doldursa akşam larım ı
dolaşır kesik başım Şam’larda
ürkerim büyük tutsaklığım dan

S',
yavrum , m azlum bakışlım , niye akşam ız
niye böyle
binicisiz a t gibi
göçün ucu saplandı k aran lığ a
göçün ardı görünürde yok
kim geçmiş bu d a ğ la r kargaşasını
k a r kokm uş güneş kokm uş tü rk ü sü kim in
kim dökülm üş kızılırm ak’la ra binlerle

88
bakarım biryanım a
derim yüzülür
b ak a n m biryanım a
etim kıyılır
sallanır ak bedenim y ağ m u rd a yaşta
urganı boynunda dedem görü n ü r
tutuşm uş ali kuzularının ak çadırları
a şa r gelir çığlıkları anacıkların
adım ın ark asın d a
tap taze yaram görünür

89
kerbelâ aşkım benim
um udum öfkem açlığım
kalabalık yalnızlığım
çocuk saflığım benim
fıra t fıra t
hey fırat
m uhanete m uhtaçlığım
kerbelâ benim

onlar hep yezit’tiler


ben hep hüseyin
onlar çöle a k a r gibi akıp gittiler
ben geldim b u ralara
fıratlaşarak
kerbelâ uzak değil
kerbelâ uzak değil
ben bilirim bu kavgayı
ağlam a sen

90
ÇOĞALTAN ACI

duvarın
biryanında onlar
biryanında ben
kökleri bir
dalları bir
ağ a ç la r gibi
karanlık bütün kudurm uşluğuyla yüklendi göğüsle-
Irine
onlar
biryanda ağ rıdılar
ben
biryanda

91
taş taşı nasıl yerse
diş dişi nasıl yerse
et eti nasıl yerse
ah ulan ah
o ne çetin direnişti öyle o
vay benim d u ru şu yan g ın yangınım
vay benim gülüşü şafak şafağım
direnişi tunç tuncum
çelik çeliğim

92
iki yılda
ikiyüz yıl yaşadım
tattım iki yılda daniskasını
acının
um udun
ve kızgınlığın
ağaçlar birdenbire yaşlı
ay n a la r birdenbire eski
sokaklar birdenbire te rs
birdenbire kayıp gitm iş gibi altım dan toprak
iki yılda
ikiyüz yıl yaşlandım

93
ey acı
etim den dam la dam la
yüreğim den sellercesine
sen
insan etinin neresindesin
ipler dam lar k u rşu n lar
işkenceler siz
ve sen ey
ekm ekten
sudan
dosttan aziz k urtuluş
sen
acının neresindesin

94
ŞÜKRÜ BABA
AÇIKLAMASI

kardelen deler karı


öper güneşi ağzının kıyısından
adam zorlar d u varları
adam ın elleri kan
alnı kan
ekmeği kan

ne k u rd a benziyor şu insanoğlu
ne de k ıraçtak i aluca
düşm eyegörsün a n a k a ra m a
kesilm eyegörsün göbekbağcığı
geçmişi geleceğiyle
koşkoca b ir d ü n ya o m uzlarında

95
yapayalnız m ısın dünyada
itiyor m u seni doğduğun toprak
köşebaşlarında h arâm iler m i
etm işler mi içine ekm eğinin
salacaksın köklerini to p rağ a
güneşi çınarla selam layıp
fırtın a y a meşeyle d u racaksın
tutunacaksın diş diş
tutunacaksın pençe pençe
geçireceksin kılcal dam arlarım evrenin d am arların a
gül olup açılacaksın seher seher
ceviz olup döküleceksin
san a b ir mi v u rd u la r
derlenip toparlanıp
sen iki vuracaksın
yoksa yoksun
silerle r adını k a ra ta h ta d an

96
nezam an sıcak b ir som una uzansa elim
ta rla la rd a tıra k tö rle r döner avcunda
sap an lar yüzbin yıldan derin çizer aln ın d a
güvercinler u çuşur sesinde onun
nezam an ala n la rd a k alab alık lar görsem
direklere b ay rak b a y ra k çekilir eli
yollarda yapılarda gülüm ser yüzü
sanırım k u rtu lu şu insanoğlunun

97
fesleğen burcu burcu
gül kattım arasın a
tam yedi yıl askerlik
yedi yıl v atan borcu
an latsa dili olsa d a geçen yılların
an latsa dili olsa d a şu ayak ların
am an oğul bu b ir destan
to k at’ta d oldurdular bizi cam iye
to rb alarla şalv arlarla kaşıkkalıbı
ark am d a kim im v a r ki ağlaya
kim sora kim a ra y a
falan fıstık oğlu falan feşm ekân
‘varın bakın to rbasında nesi v a r
b ir çift k undurası b ir de fesi v a r’
to k at’tan ald ılar mı bizi cam iden
düştük m ü yollara batu m ’a doğru
a tla rı sürdük m ü suya b atu m ’d a
am an oğul bu b ir destan
a rp a seçm ek neyse ne de fışkıdan
ille de tüfek karıncası
ille de tüfek karıncası

98
erikler erken çiçeklenir
elm a çiçek açtı mı yaz
arm u t k ıraçta gerek
poyraza kayak dikm ezsen olmaz
salatalık vaktinde sulanm alı
döl döktü m ü salatalık
çiçeğe d u rd u m u kabak
hele de asm alar dom urdu m u
ışıldadı mı y a p ra k la n k av ak ların
ishaklar ötüştü m ü geceleri
m enevşeler tü ttü m ü yelin önünde
bir de çoban ateşleri d ağlarda
bir de b ir yüksek hava
borcun da yoksa eğer
alacağın da yoksa
am an oğul bu b ir destan
yapayalnız m ısın dünyada
h aram iler kesmiş m i su b aşlan m
tu tu n acak b ir d abn bile yok m u
günleri sem er gibi sırtın d a
am an oğul b u b ir destan
verseler şu d ü n y an ın b ü tü n ağaçlarım
el değm em iş yozlarım kırda k ıraçta
acım asam aşılasam dal dal
donatsam gelin gelin
geçirsem alfabeden liseden fakülteden
b ir çırpıda o tla n a ğ a ç la n k u şla n bö-
[çekleri
m avisi b aşka olurdu b u sabahların
pem besi başk a
ak şam lar böylesine boynubükük olmaz-
Idı

100
bu adam benim babam
babaların en babası
insanların en hası
yüreği düğün sofrası
direnci sabır kayası
ellerini b ir görmeyin
elleri ellerin en irisi
elleri b a l arısı
seferberlik'ten gelir künyesi
kurtuluş’ta n çıkar dosyası
ben beni bildim bileli
ben beni bilm ezden de önce
kavgası ekm ek kavgası
verin kadın gibi to p ra k la n eline
beslesin d ünyanın aç çocuklarını
götürün an taly a'y a dörtyol'a
toroslar gibi yığsm portakalları
götürün ay d ın 'a m anisa’ya m araş’a
üzüm leri incirleri harm anlasın dağ gibi
zeytinler ceviz ceviz
arm u tlar y an m kiloluk
zerdaliler şekerpare güneş kokulu

101
bu adam benim babam
b abaların en hası
m ayası insan m ayası
yum ruğu toros kayası
ben beni bildim bileli
ben beni bilmezden de önce
istiklâl n ed ir bilmedi
özgürlük n ed ir görmedi
yaşam ak nedir tatm adı
önce ekm eğin kölesi
sonra ekm eğin kölesi
hâlâ ekm eğin kölesi
şu rezil kepaze düzende
sekiz çocuk babası
benim babam şü k rü baba
şimdi m adalya takıyor döşüne
istiklâl m adalyası

102
PİS BİR AKŞAM

bir paket sigarayı ucuca eklemişim


dilim dönmez olm uş ağzım da
öksürdükçe felâk et başım ağrıyor
öyle de bezginim ki
öyle de yalnızım ki
çekilir gibi değil şu gazeteler

103
aylardan aralıkm ış
aralık yazıyor d u vardaki takvim
nedense hiç sevm edim şu aralığı
etim de kıym ık gibi ağrıyıp d u rd u m eret
çok m u hırpaladı soğuklar çıplaklığım ı
işsiz mi kaldım birdenbire b ir sabah
ih zar mı yedim icra mı
uykulardan mı alınıp götürüldüm
kötü h ab erler mi yoksa
yoksa sevip alam adım mı
çok m u k a ra la d ıla r yoksa
birgün k arım diyeceğim yavruyu
bilm iyorum
bilm iyorum
n aziler geçmiş b ir şehir sanki içim

164
karşım daki pencereden a n ıtk a b ir görünüyor
onun biraz berisinde b an k alar
ban k aların berisinde b ir şirket
onun biraz berisinde b ir kedi
kedinin gözlerinde güvercin
güvercinin tüylerinde b ir akşam
«yine akşam yine akşam yine akşam»
«göllerde b u dem...»
aaa aaa h ah
«ah eylediğim serv-i h ıram anın için» değil.
bilsen nasıl da içmek istiyor şim di canım
bol biberli bol soğanlı bol rakılı b ir kuytu köşe
alkol öfke gibi dalam ış dam arlarım ı
ne an latan belli ne anlatm ıyan
ne ağhyan belli ne gülen
havada karm akarışık
havada anlaşılm ıyan
havada hem herkesin
hem de hiç kim senin olmıyan
a a a a ah ah
nasıl da içmek istiyor şimdi canım

105
ben olsam an ıtk ab ir demezdim
çiinkü ben hiç sevm iyorum k a b ir sözünü
ve sonra m u stafa k em al’i
d ah a çok seviyorum a ta tü rk ’ten

106
HERYEKDE
BİRDEN
OLMAK

dün gece tiyatrodaydım


m erhaba a
m erhaba b
m erhaba c
ah ah ah a h ah
hepiniz de hurdasınız
hepim iz de buradayız
kanişler bakım ister
evet biraz aspirin
uzun y aşar çiçekler
çiçekler uzun yaşam alı
çiçekler taze kalm alı
çiçeklerin suyu hergün
evet biraz aspirin
m asmavi b ir küren in yüreğine bir bıçak
kan sızan ak k avaklar
baktım
arandım onu
o yoktu o ralard a
hepimiz oradaydık
o yoktu o ralard a
dedim: görm ediniz mi
dediler: yooook yok

107
dün akşam sergideydim
m erhabe a
m erhaba b
m erhaba c
yâni hep buradayız
yâni hep b ira ra d a
yâni keyfim iz gıcır
ah ah ah ah ah
ne m utlu tü rk ü m diyene
ne m utlu sergi görene
ne m utlu kokteyl içene
tab lolar hiç de benzem iyor asılm ışlara
şu sarının bir başka sarıyla hiçbir yakınlığı yok
kırm ızı benzem iyor sabahki gözlerime
şu m avi belki b iraz yalnızlığım ı
am a neden bunalm am ış b u yeşil
bu k a ra benzem iyor kaygum a
çizgiler küçük m em ur
lekeler tutsak
d ışarda kaldı cadde
dışarda kaldı grev
dışarda evlerin kanlı bıçaklılığı
bu ren k ler

108
bu d u v arlar
oh oh oh oh oh
yâni hep b uradayız
yâni keyfim iz gıcır
baktım
arandım onu
o yoktu o ralard a
hepim iz oradaydık
o yoktu o ralard a
dedim: görm ediniz mi
dediler: yooook yok

dedim
ola ki m açlardadır
aldım başım ı gittim m açlara
stadyum lar hıncahınç
k ad ınlar
kızlar
oğlanlar
çığlık çığhğa b ir kalabalık

109
kim demiş geri kalm ışm ışık m ışık
kim demiş az gelişmişik m işlk
kim demiş borçlu doğuyorinuş bebeler
lâf ulan lâf
lâf ulan lâf
lâf ulan lâf ki ne lâf ne lâf ne lâf
işçi köylü küçük esnaf
kaynaşm ış b ir kitle olup
y a y a ya
şa şa şa
fenerbahçe çok yaşa
baktım
arandım onu
o yoktu o ralard a
bıyıklar saçlar m em eler
hepimiz oradaydık
o yoktu o ra la rd a
dedim: görm ediniz mi
dediler: yoook yok

110
dedim
ola ki sinem adadır
kaldırdım yakam ı daldım sinem alara
kad ın lar
kızlar
oğlanlar
süt girip b ir kapıdan
yoğurt y oğurt çıkıyorlardı ö b ü r kapıd an
.kiminin gözleri ıslak
kim inin kovboydu tab an caları
ve m utlaka yağ m u r vardı
ve m u tlak a y ağ m u r yoktu
evler ağaçlara asılm ışlardı
ağaçlar ışıklara tutun m u şlard ı
bekçiler hırsızları kovalarlardı
bekçilerin kad illak lan yoktu
kaldırım da durup öksiirürlerdi
bir k u rb ağ a yavrusu sıçrardı ıslaklığa
ucuz şarap ıslatırdı b u lv arın kuytu ların ı
ah ne filim di ne filim dl ne filim
o k a d a r çok ağladım ki
o k a d a r çok güldüm ki
eşşek ne a n la r hoşaftan

111
baktım
aran d ım onu
o yok tu o ra la rd a
avuçları terli k ızlar oğlanlar
ve biryerleri m u tlak a ıslak
hepim iz oradaydık
o yoktu o ra la rd a
dedim: görm ediniz mi
dediler: yooook yok

taktım takıştırdım vurdum b u lv ara


b u lvarda kü rk m antolar
b u lvarda dantel k ü lo tlar
b u lvarda binbir oyuncak
kad ınlar
kızlar
oğlanlar
vay anam o ne bacak
vay anam o ne kalça
o ne göğüs o ne saç o ne et o ne but

112
itilişip bu kapıd an
sürtO nüşiip şu kapıdan
çıkıbşıp o kapıdan
ta rh la rd a da çiçekler mi
d allard a d a b u lu tla r mı
fidan fid an u m u tlar mı
neye baksan
yiyip içmek
neye baksan
döküp saçm ak
neye, baksan
vay anam vay
allah ın a sevişmek
baktım
arandım onu
o yoktu o ralard a

113
k u c ak la n k ita p la rla kızlar geçtiler
bıyıkları yeni terli gençler geçtiler
sigarayı silah sa n a n delikanlılar
hepim iz oradaydık
o yoktu o ralard a
dedim ı görm ediniz mi
dedilert yooook yok

dedim
ola ki p ilajlard ad ır
o p o rtakal g üneşler o atlas su la r
dedim
ola ki d ağ lard ad ır
o çam lar o çam gölleri
dedim
ola ki y ollardadır

114
bindim k ayan yıldız gibi otobüslere
n in n i n in n i gem ilerle aştım dişi su la n
h arm an lara gittim ağ ustoslarda
üzüm ler toplanırken gittim
tü tü n ler k ın h rk e n gittim
pam u k lar devşirilirken
a ğ lar çekilirken sa b a h a karşı
fab rik a la r dağılırken
çelenkler konulurken
k u rtu lu şlar k u tlan ırk en
m arşlarla y ü rü n ü rk en
şark ılarla gülünürken
m endiller sallanırken

115
ağıtlar düzülürken
bay ra k lar çekilirken
gittim arad ım onu
aradım çarşılard a
aradım m itinglerde
aradım grevlerde
aradım ne ki güzel
ne ki canlı
ne ki diri şu yeryüzünde
arad ım onu
o
yoktu
herşey
herkes
h e r alçaklık şu yeryüzünde
o
yoktu

118
nobel düşü görüyordu katil pezevenk
nobel düşü görüyordu hırsız satılm ış
kanlı ellerini sofram dan alıp
yeni doğm uşların sütü n e uzatıyordu
kim ki tükürm üş su ra tın a çağın yargıcı
hepsi vardı bu to p rak lard a
fln k atıyordu
am a o
o
yoktu
dedim: görm ediniz mi
dediler: yooook yok
bükülm esin diye boyunlar
dinsin diye gözyaşı
nam luya kurşun diye sürdü o y ü r "ini

117
davul çaldım
davul çaldım duyan yok
anam anam an am anam
uzun ayak
kısa ayak
rap rap rap
b ir ölçüde basm adıkça toprağa
akm adıkça denize n eh irler gibi
atlasak da
sıçrasak d a
y ırtsak d a bilm em nem izi
k u rtu lu ş yok
k u rtu lu ş yok
ku rtu lu ş yok
«*.*
rtr

118
MUTLULUK
BENİM
ŞİRİN’İMDÎR

ben hiç t u n u görm edim


am a tanıyorum tu rn ay ı türk ü lerd en
biri b ir tu m alı tü rk ü tu ttu rsa
hele de tirendeysem
hele de hapisteysem
yitirm işsem sevdiklerim i
oy d ağ lar d ağ lar

119
m utluluğu hiç görm edim
am a tanıyorum yokluğundan
geceler böyle olm azdı h erh al
ayrılık getirm ezdi kucaklaşm alar
durup durup iççekm eler
kıyı köşe ağlaşm alar
ölüıne k u rtulu ş denm ezdi herhal
sevişmek suç sayılm azdı
yaşam ak böyle çile
m utluluk dilesem birine
ağlıyasım gelir ard ın d an
m utluluk benim şirin’im dir
oy d ağ lar dağlar

120
nâzım ’ı hiç görm edim ben
o çıktı ben girdim içeri
gördüm toprağını o acı gülün
o kuş ancak o bahçelerde
nesini anlatayım ben özgürlüğün
gün olur zincire v u ru lm ak tır özgürlük
gün olur
göğsünü gere gere
ıslık çalm ak caddede

o çekip gitti b u ralard an


o çekip gitm ezden önce
bilmezdim gitm enin ne olduğunu
şimdi kim .gitm elerden söz etse
k a ra n lık ta b ir b ab a
sessizce öpüyor çocuğunu

121
yapın bunun resm ini
yapın bun u n heykelini
m üziğini şarkısını
yapın b u n u n rom anını

oy d ağ lar d ağ lar

122
SUSAN SU

yel eser
k alır y ap ra k la rd a
geceler boyu ağladığım ız

su a k ar
k alır ta şla rd a boyu
sızlaşır ayaklarım ız

ne dedik
ne yaptıksa
hepsi o rtad a
işte ellerim iz
işte alm lan m ız

123
kim inin yüreciği çoktan karıştı güneşe
kim inin yüreciği solar güneşsizlikte
dostlar
kaldık b u ra la rd a
dostlar
dostlar
ne belli yaşadığım ız

şiir mi?
sen en güzelini yazdın, kardeşim
resim mi?
sen en güzelini yaptın, kardeşim
şarkı mı?
bundan böyle h aram b ize'şarkı söylemek
ıslık çalm ak b a h a r sokaklarında

124
vuruyorlar suya
vuruyorlar suya
susuyor su
uyuyup uyanıp
dönüp dolaşıp
yıldızlara havlıyorlar
susuyor su
neyin tem elini k u rta ra c a k la r
hangi temeli
bu k an a susam ışlık
bu korku
susuyor su

bir nokta v ar
ateşin ateşe soğuk düştüğü
dem irin dem ire dikey
ve sözün
yıkılmış orm an gibi sızladığı
y ağ m u r altında

135
çok uzun konuştuk, doldurduk vakti
şaşkınlık çoktan sürfeledi güzelin gözlerine
şu dünyada en ta tlı şey
herh ald e ç a n
ve herhalde kardeşim
sen işte ondan geçtin
ne desek
hiç
ne yapsak
boş
o eşsiz güzelliğin senin
parlıyor gündengüne büyüyen ağrım ızda

126
BENDEN
BİLMEYİN

İstanbul'da b ir fab rik a


fabrikayı ben koym adım oraya
ben diyorum ki size
İstan b u l'd a b ir fab rik a

fabrikayı işçiler çalıştırır


işçileri b ir m ilyoner
ben diyorum ki size
fabrikayı işçiler çalıştırır

127
grev gittikçe büyüyor
grevi ben istem iyorum
ben diyorum ki size
grev gittikçe b ü y ü y o r

bini boşaldıkça biri doluyor


binini ben boşaltm ıyorum
ben diyorum ki size
bini boşaldıkça biri doluyor

128
bu düzen beyler düzeni
bu düzeni ben yapm adım
ben diyorum ki size
bu düzen beyler düzeni

ortalık gitgide karışıyor


ortalığı k a rıştıra n ben değilim
ben diyorum ki size
ortalık gitgide karışıyor

birgün kıyam et koparsa


kıyam et kopsun istem iyorum
ben diyorum ki size
birgün kıyam et koparsa

120
gençler ku y tu lard a öpüşüyorlar
m arulun vakti geçti
şimdi k arp u zlar kızaracak
ard ından fındık fıstık
ardından ayva
ayvayı s a ra rta n ben değilim
ben diyorum ki size
gençler k u y tu lard a öpüşüyorlar
ayvanın vakti

130
BİR BAŞKA TEPEDEN

kim in yüzüne baksam


salkım saçak suç
salkımsaçaık k ir
sila h la r konuşuyor uzak d ağ lard a
yolunm uş çiçekleri b ir b ir
tepelenm iş içim in h as bahçeleri
düşünsem neyi
yaklaşsam neye
uzatsam elim i okşam ak diye
b ir kör bıçak gülüyor körpe etlerde
k ararıy o r m asm avi sabahlarım

m
bilmem ki nece dursam
nece sorsam bu işin hesabını
kim lere nece desem
bu oyundan bıktım a rtık
bu bakkalca alverlerden
bu ren k ten bu boyadan
bıktım usandım artık
hangi kapıya varsam ardında leş kokusu
hangi perdeyi çeksem ellerim de tiksinti
ölü çocuk taşıtıyor b an a akşam lar
bu oyundan bıktım artık
ekm ek yüzlü bu yalan d an
bu m askeden bu giysiden
bu yorum dan b u sonuçtan
bıktım usandım artık
kim in yüzüne bak sam
salkım saçak suç

132
ey denizler, bunaldıkça sığındığım m avi sonsuzluk
o rm anlar b u lu tlar ey sırad ağ lar
içim in soylu k alıntıları
ve ey karan lığ a göm ülen a tlıla n yalnızlığım ın
nesine alkış tutayım bu kasaphğın
nesini yücelteyim b u yıkıntının
bir yer ki geçilm iştir ırzın a sütün
etin
ekmeğin
bir yer ki yakm az olmuş k irleri ateş
çorbayı tadıtm ıyor tuz
o rad a yok tu r güzel
o rad a y o k tu r sevgi
orad a yok tu r insan
o rada
o rad a
orada ey benim kalebent soyluluğum
orada kan içinde kolum kanadım

133
derim ki ben size
sütü k u rtarm ak gerek
derim ki ben size
eti k u rtarm ak gerek
ateşi ekmeği tu zu biberi
derim ki ben size
şük ü rü k u rta rm a k gerek

134
DURAKTAKİ IŞIK

gelişimiz götü m um lu m ektupla olmadı bu dünyaya


gidişimiz bando davul olm ıyacak elbet
geldik
açm asa olm ıyacak çiçekler gribi
direndik
zincirini çürüten m ah k û m lar gibi
bekledik
biryerlerden çıkıp gelecek diye
gelecek de gözyaşımız dinecek diye
kirim iz pasım ız y unacak diye
kam ım ız adam gibi doyacak diye
haksızın dam ına koyacak diye

gelm edin ulan


gelm edin ulan
gelm edin
gardiyan ettin bizi bu gecelere

135
yavrum
Iıasan hüseyin
övünmeyi şişinmeyi b iry an a bırak
neyini ta ttın oğlum
neresine dokundun şu ellerinle
tam am oldu m u ağzın
burnun tam am oldu mu
tam am mı kulakların
doydu mu biryerlerin
yavrum
basan hüseyin
öptün mü güzel oğlum, güzel güzel kızları ağ ızlann-
Idan
okşadın mı has bahçede h ârik a m em elerini
içtin mi içkilerin heyheylisini
yıldızları topladığın oldu m u geceleri
gem ilere bindin mi oğlum haşan hüseyin
uçaklara bindin mi
füzelere bindin mi
nusaybin'i geçtin mi oğlum h aşan hüseyin
övünmeyi şişinm eyi b iry an a bırak
kaç k u n dura kaç gömlek
kaç ekm ek kaç sigara
bir çubuk sazan balığı ölü çaylardan
ve bir deli dilenci öğle ezanlarında

136
ne senet verdi kimse bize
ne de bastık sözleşmeye kalıbım ızı
ey feşm ekân oğlu falan festekiz
kalacaksın şu k a d a r yıl
yapacaksın bunu bunu
yiyeceksin şunu şunu
göreceksin onu onu
son ra da ey benim canım efendim
y ap rak düşer gibi daldan
ey feşm ekân oğlu falan festekiz

geldik
hem en gidecek gibi
kaldık
bir şey diyecek gibi
dedik mi demedik mi
zincirde yatan lard an
yatacak lard an belli

137
öyle bir karg aşad a açtık ki gözlerimizi
soygun çalar vurgun oynar
otuzun tadı nedir
tadı nedir k ırk a m erdiven dayam anın
mey valardan neye benzer elliden öte
kaç beş köşelidir yetm işbeşlerde dünya
seksende ne g ö rü n ü r kadın bacakları insanın gözüne
seksenden öte giden yolda ne y andan doğar güneş
öpüşmek tuzlu m u d u r ekşi m idir kekre m idir yoksa
belâlı bir uçurum m u dönüp geriye bakm ak
ne soracak vakit bulduk
ne de b ir söyleyen çıktı
yaşadık yetmiş yaşın bütü n sığlıklarını d ah a onbeşi-
İmizde
yaşadık otuzbeşte onbeşin
o buğulu
o bulanık
o delicoş düşlerini
uzandıkça uzaklaştı bizden o yüklü dallar
kıyılar kaçtı ellerim izden biz çırpındıkça
b ir yer ki m edet u m a r insan ölüm den
çek ipini öylesi yaşam anın
yüz yıl da yaşasan değmez bir boka
bin yıl da yaşasan
arkası boş

138
belki de en güzeli
en yiğitçesi
denize d alar gibi dalm ak kavgaya
a n ıla rd a yaşam ak

alın ulan kav at oğlu k av atlar


alın ulan deyyus oğlu deyyuslar
alın da düşün yola

139
100 Lİ RA

You might also like