You are on page 1of 395

7.

CiLT TERCUME ve TASHiH HEYETi

Savfa Terciime Eden Tashih Eden

2-102 SONERDUMAN PROF.DR. FAHRETTiN ATAR


102-148 OSMAN GUMAN PROF.DR. FAHRETTiN ATAR
149-171 M.TALHA ODABA~I PROF.DR. HAMDi DONDUREN
172-205 SONERDUMAN PROF.DR. FAHRETTiN ATAR
205-241 ABDULLAH DURMU~ PROF.DR. HAMDi DONDUREN

Not:
Eserin tamam1 Prof. Dr. Mustafa Cevat A~it tarafindan kontrol edilmi§ ve
dipnotlarla zenginlqtirilmi~tir.

Giimii§ev Yaymlan No: I


ISBN: 978-605-5779-00-9

"Mebsut kitabmm butGn yaym haklan Gaye Vakfma ait olup, 3000 adeti kapsayan birinci
bask1smm yaym hakk1 GumG§eV yaymc1hga devr edilmi§tir."
Gaye Vakf1'nm yaz1h izni olmadan ~ogaltdamaz.

Bask1-Cilt
Ege Bas1m
Esatpa§a Mah. Z\yapa~a Cad. No:8 Giiztepe I istanbul
www.egebasim.com.tr I ege@egebasim.net ~Tel: +90 216 472 84 0 I ~ Fax: +90 216 472 84 05

iSTEME ADRESi
GUMU~EV YAYINCILIK
Merdivenkiiy Mah. Ozlem Sk. Kansu Apt. No: 8/A Kad1kiiy/istanbul
Telefon: +90 216 467 03 85 ~ Fax: +90 216 467 23 27
www.mebsut.com
lc;INDEKiLER

ZIHAR'DA KOLE OZGUR KILMAK (OZGUR KILMAK) ....................................... 1


Z1harda ozgur k11inacak kolenin nitelil'.ji ... 1
Kefaret olarak kafir kole ozgur kilmak .. .... ...... .... .... ........... 2
Kefarette sal'.j1r kole ozgur kilmak. ...... ... .... .. .. .... ... .. .. . ........... 5
Kefaretlerde sakat kolenin ozgur kil1nmas1 durumu .......... ............... . ........... 6
Kole, efendisine kararla~t1rilan bedelin tamamin1 6dememesi .... 7
Kefarette ortak koleyi ozgur kilmak ... ... ... ... ....... .. ... ... ... ... . .... .. .... .... . ..... 9
Kefaret olarak bir kolenin yaris1n1 ozgur k1lmak ........ ....... ... .................. 10
Kefarette ana karnindaki cenini 6zgur k1lmak..... ..... ........... 11
Kefaret niyetiyle kole olan babay1 ozgur k1lmak. ......... 11
Z1har kefaretinin bolunmemesi. ... ............. ... . ............................... 14
Birden i;ok z1har kefareti i<;in belirleyerek bir kole ozgur kilmak. ......... 14
Ba~ka birisinin, kefaret bori;lusu yerine kole ozgur kllmas1 .. .. .. . .. ... . ... 15
Kolenin bedel kar~1l11'.jinda ozgur k1l1nmas1 kefaret ii;in yetmez ....... 17

ZIHAR KEFARETi OLARAK ORU<; TUTMAK .................................................... 18


Orui;la kefarete ba~layan ki~inin zenginle~mesi ...................... ........ ..... ..................... 18
Kefaret orucu tutarken araya Ramazan ay1nin girmesi .......... ....................... 18
Kefaret orucu ii;erisine, orui; tut ma yasal'.)1 olan gunlerin girmesi ......... ....... ............... 18
Birden i;ok z1har kefaretinin farkl1 yollarla bdenmesi ....... ... . ................ .......... 19
Kefaret orucu s1ras1nda, unutarak orui; bozucu bir ~ey yapmak ................................ 20
Z1har kefareti orucunun suresi .. . ..... ... ... .... . ... .... .. ... ... ... ... . ................ 20

ZIHAR KEFARETi OLARAK YEMEK VERMEK .................................................. 21


Kefaretle yoksul doyurmakta temlik konusu ............ . ·············· 21
Kefarette yedirilecek yemel'.jin tOru ................... ....... ... . . .. ..... ............... ......... 22
ll________________________ Kitabu'l-Mebsiit
Yiyecegin yoksula temliki ................ .............. ... ................. 23
Yoksula verilecek maddelerin kan~t1nlmas1 .............. .............................. 24
Kef~retle, bir fakiri altm1~ gun doyurmak .............. ..... ..... ..... ...... ........ 25
Zekat verilemeyenlere kefaretinde verilememesi.. .. ... .. ... ............. .................... 26
Kefaret borc;lusu yerine ba~kasinin sadaka vermesi durumu ................... ..... ............... 27

iLA BAH Si .................................................................................. 28


Tlan1n Tanim1 ........... .. ........ 28
llanin ~ekli .................. ..... ..... .. ..... . .. 28
Tlanin HUkmU ............................ .... . ..28
Tia ic;in kullanilan diger terimler. .. ..... .. .... ...... .. . ... .. .. ... ..... .. ... .... ... .. .... .. ... ...... 31
Tia sUresi. .. .... ... ... ... ... ....... .... .. ...... ....... ........ .. .. .. .. ..... ... .... . ... .. .......... ....... ..... 32
Tia say1lan yemin sozleri........ .. ............. ............ ..... ....... ... ... ....... ..... ........ 33
Yeminlerde orfUn onemi. ............................ .............. .......... ........ 37
Yem in etmeksizin, "sana yakla~mayacag1m" sozUnUn durumu ........... ..... ..... ............. 38
Yer ile s1nirland1rma da Tia durumu ...................................... ........... ....... .................. 38
Hay1z durumunda yakla~mamaya ye min etme. ... ... ... .. .... ... .. .... ... ...................... 38
11ada istisna ......... ........................... .............. .............................. 39
Yeminine in~allah eklemede Tia durumu ... .. ... .. ... .... .. ......... 40
(ok e~li bir erkegin han1mlanna Tia yapmas1. ..... ....... ... ....... ... ....... ...... ..... ...... ...... 41
Tia ya pan kocan1n, uzakta olan hanim1na donmesi ... ... .... ....... 43
Cinsel ili~kiden aciz olan kocanin Tladan donmesi .... ..... ........... 43
lladan sozle donu~un hUkmU. .. ... ... ...... .. ... . .............. 44
Tladan sonra bo~ama ile ilgili hUkUmler .................... ...... ......... ........................ ........... 45
Seninle evlenirsem vallahi sana yakla~mam sozU....... ....... .. ... ....... ..... ........... 47
Hapishane-dekinin !la yapmas1 .......................................... ... ....... ....... ......... 47
!la sUresi............... ............................. ........ .. .......................... 49
Hastanin ve dilsizin 11as1 ............. ............ .. ........ .................................. .................... 50
Z1har sozcUgU ile Tia durumu .................................... 50
Sen bana harams1n veya ha ram olan ~ey gibisin sozUyle ila durumu ... ..... ......... 50
Bir kimsenin kans1 ile birlikte yabanc1 birisine !la yapmas1 .. ... ... ........ .... ..... ........ 52
Gayr-i mOslim vatanda~1n (Zimml'nin) 11as1. .. .. ....... .. ... ..... ...... ........ ..... . ... 53
Talak1 !la ko~uluna baglamak .. ... .. ... .. .. .... .. ... ....................... 55
OIUmUne, k1yamete kadar yakla~mamak Uzere !la . ..... ....... ............. .... ....... 56
Nafile ibadet adayarak !la yapmak .............................................................. ..... ....... 57

LIAN BAHSi ··············································································· 58


Lianin deli Ii .................... ................ ............... ..... .. .. .... ................... 59
Lianin ko~ullan ... ............... ..... . ..... ............... 60
Fas1k1n (gUnahkann) ve korUn lianla~mas1 ........... . . .... 63
Ya~1 kUc;Uk olan hanima zina suc;lamas1 .............................. ........ . ..... 64
Ak1I hastas1, bunak ve dilsizin zina suc;lamas1 .. . . ... 64
Dava edilmeyen zina suc;lamasinda lian yoktur ........ 64
Lian yapilma ~ekli .. ............... .. ······················· ....... 64
Lianin sonucu ............. ..... ..... .... .................... ... ....... . ... ....... ................. 65
isindelliler_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _lll
Kazfin varlrgr konusunda karr-kocanrn iht ilafr ...... .. ...... .............. .. ...... .. ........ 68
Kocanrn karrsrnrn karnrndaki bebegi reddetmesi .. . .. ............ 68
Liandan sonra kadrnrn iddet beklemesi ve nafaka hakkr .... .. ...... .. .. ....... 70
Kocanrn ikiz c;ocuktan birini kabul edip birini reddetmesi ............ .. .. .. ...... .. ......... 71
Lianla?madan sonra e?lerden birisinin olmesi ................. .. .. .. ................. 73
Lianla?mada srraya uyulmamasrnrn hukmu ................. .. .. ............ .. ......... 74
Yabancr bir kadrna zina suc;lamasr yaprp sonra onunla evlenmek ..................... 74
Kocanrn karrsrna birden c;ok zina suc;lamasrnda bulunmasr ................................ . 75
Bir kimsenin, kendisine kazif cezasr uygulanrrken e?ine zina
suc;lamasrnda bulunmasr ............... 75
Kocanrn karrs1n1 uc; talakla bo?ayrp pe?inden zina suc;lamasrnda bulunmasr ... .... 76
Zina suc;lamasrnrn ko?ula baglanmasr .... .. ...... . .. ........................................ 77
Sagrrrn karrsrna zina iftira etmesi ..... .. ....... 78
Kocasrnrn zina suc;lamasrnr, kadrnrn kabul etmesi.... .. ... 78
Bir kimsenin karrsrna zaniyenin krzr zaniye demesi .. .. .79
Dogumdan sonra c;ocugun nesebini ret suresi ...... . .. .......... .. ....... 79
Kocanrn, hanrmrnrn c;ocuk dogurmadrgrnr iddia etmesi ..................... .. . .. 82
Kocasrnrn kazfettigi kadrnrn irtidat edip tekrar musluman olmasr ....... .. ...... . .. .. ..... 82

LIAN KONUSUNDA TANIKLIK .........................................................................84


Koca ile birlikte dart tanrg1n zinaya tanrkligr ................... .. . 84
Karlerin zinaya tanrklrgr .. .... .. .... .... ...... .... .. .. .. .. .... .. .... .. .. .... .. .. .. ... .. .. . .. ..... 85
Kadrnrn yakrn akrabasrnrn, kocanrn kazfine tanrklrk etmeleri . .. .. .. ...... ... ...... 85
Zina suc;lamasrnda bulunan kocanrn soyledigi sazde tanrklarrn ihtilafr ..... 87
Hakimin, hanrmrna zina suc;lamasrnda bulunan kocayr hapsetmesi .............. ... .. ... 87
Kazfe tanrklrk edenlerin yitmeleri .. .... ... .. .... .. .... ...... .. .. .... ...... ........ 88
Kazfi ispatta vekil tayini .... ...... .... .. .... .. .... .. ... .. ...................... 88
Kocanrn kazfettigi hanrmrnrn zinayr ikrar ettigine tanrk getirmesi ...................... ........ 88
lki ogulun, annelerinin zina ikrarrnda bulunduguna tanrklrk etmeleri ................ .. .. ...... 88
Kazif (zina iftirasr) iddiasrnda zaman a?rmr. . ........................ ... .. ... 90
<;:ocugun nesebini reddetmek yoluyla olan kazifte lianrn ?ekli ....... 91
<;:ocugun reddi nedeniyle lianla?madan sonra o c;ocugun nesebi .. .. ...... .. ..... 91

KOLEYi OZGUR KILMA (KOLE AZADI) ....................... 93


Koleyi ozgurlugune kaVU?turmanrn fazileti ......... .. ............... . .... .... .. .. .... .. .. ... ..... 94
bzgur krlmada kullanrlan sazcukler ..................................... .. ...... .. .... .. ...................... 97
Sarih sozler .................. ....................... ............ .. ...... ... .. ................... 98
Mevla kelimesinin anlamlarr ........................................... .. .............. .. ..... 98
Kinayeli sazler ....... . ...... .. ............. 99

AKRABANIN OZGUR KILINMASI .................................................................. 110


Karde:;;lik nedeniyle evlenmenin haram olma nedenleri ..................... . ..... 113
Bir kimsenin, kale olan yakrnrna ba?kasr ile birlikte malik olmasr ... ... .. 114
IV______________________ Kitabu'l-Mebsiit
OZGURLUGE KAVU~MA YOLLARI. .............................................................. 119
Hak malikleri aras1nda kur'a c;ekmek ................................. .. .... ............................... 119
Gayri muslimlere, muslumanlarin i~ini emanet etmek ............. ............. ... .... .. .... .. ..... 122
Zina eseri olan c;ocuklara iyi davranmak ................................... ............................... 123
Ozgur kilma anlam1na gelen sozler .......... .. .............. .. .............. .. ..................... 124
Yarar ancak akitle deger kazan1r. ..................... ... .......... 131
Gormeden, bi linmeden kale sat1~1.. ... ........ .......... .......... .. .. ........ .. ................. 134

OZGUR KILMADA TANIKLIK ········································································ 146


Ozgur k11inmaya tan1kllk gec;erlidir ....................... .. ............................................ 146
Ozgur kilma ~uphe ile sabit olabilir............... .. .... ... ........ .. .. ...... ... .............. 152

ORTAK KOLENiN OZGUR KILINMASI (AZADI) ............................................ 162

ORTAKLARIN OZGUR KILMASINDA (AZAT ETMESI) TANIKLIK ................. 193

ARINDAKi c;ocUGUN OZGOR KILINMASI ................................................... 204

MAL KAR~ILIGINDA OZGOR KILMA ........................................................... 219

0MM0 VELEDLERIN SATILMASI .................................................................. 228

0MM0 VELED iLE MOKATEBE AKDi YAPILMASI ....................................... 261

Kl~iNiN, ELIN DE Kl c;ocuGUN KOLE OLDUGUNU IDDIA ETMESi .............. 272

0MM0 VELEDDEN NESEBIN SABiT OLMADIGI HUSUSLAR ....................... 277

MODEBBER ··································································································· 282

IKi Ki~iYE Ail OLAN KOLEYE TEDBIR YAPILMASI ..................................... 294

ANA KARNINDAKI c;ocUGA TEDBiR YAPILMASI... .................................... 304

MUDEBBER KOLE ILE KITABET AKDi YAPILMASI... .................................... 307

TEDBiR KONUSUNDA TANIKLIK .................................................................. 310

EFENDiSi TARAFINDAN TEDBIR YAPILAN MOKATEP ................................. 313

GEBE CARIYENIN SATILMASI ....................................................................... 317

BIR BEDEL KAR~ILIGINDA OZGUR OLMAK UZERE ANLA~MA


YAPMI~ KOLE (MOKATEP) ...................................................................... 323
Zekat ................. .. .. ......... , ...... ' 325
Mudayene .............. ........................ ... .... ... .......... ..... .... ... ............................. .. ....... 326
i~indekiler_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ _V
Kefalet ........... ..... ....... .. . . ...... 331
H1rs1zl1k ..... ..... .... ... .. ....... . . ... 337
$lif'a ................. ... . . ............. 337
Al1m-Sat1m ....... . ····· ······· ··········· 337
Faiz ........................ ....... ....... ... .............. . . ... ............ 337
Mehir ....... ............ .......... . . .. ...... .. ......... ......... 339
Faiz ....... ........... 340

MUKATEP KOLENiN OLMESI ....................................................................... 340


Diyet ············ ········· ..................... ........................... 341
Mulaane ....... ......... ... .... . . .... ..... ................... .... ... ..... . ..... .. ... ................ .. .... ..... 343
Vedia .. . .... 344

MOKATEBiN KOLESiNiN VE OGLUNUN sue; i~LEMESi ······························ 347


Mlikateb kolenin gec;erli i~lemleri ... ...... ............ .......... ... .. ... ....... ............ 360
Mlikateb kblenin gec;ersiz i~lemleri .................................. .. ... ...... ... ........... .. .. ........ 361

ALT MOKATEBE SOZLE~MESI ...................................................................... 362

OLOM HASTASININ VEYA DINDEN DONENiN MUKATEBE SOZLE~MESi


YAPMASI .................................................................................................. 369
Fey' ......................................... ....... ....... ........ ............. ..... .... ............... ..... .......... 373
Darli'l-harpte esirlik .. ... ..... ..... . ..... ... .... ...... ...... .. ... ...................... ............... 37 4
Gani met.. ........ .. .... .. ...... .... ... ..... ....... ............ .................. ... ...... . .. 375
Mliste'men .................. . .375
Eman ................ ............. . . ... 375

EFENDISINDEN <;OCUK DOGURAN MUKATEBE SOZLE~MESI YAPMI~


CARIYE ..................................................................................................... 378
Cur re ........... .......... .. . ················ ·· ....... .. ..... ........ ........ ... ........... . 378

OZGUR KILMA KONUSUNDA YEMIN .......................................................... 380

KARMA iNDEKS ............................................................................................ 385


ZIHAR'DA KOLE OZGOR KILMAK
Biz Hanefilere gore z1har kefareti olarak ~a~1 koleyi ozgl.ir k1lmak [7/2]
caizdir.
$afil (rh.a.)'ye gore ise caiz degildir. conku 0, giderilmesi umut edilmeyen bir
Z1harda
noksan ile kusurludur. Bu ac;1dan kor gibidir. $afil (rh.a.)'nin kabul ettigi temel ozgiir
k1hnacak
prensibe gore giderilmesi umulmayan her kusur buyuktUr (a~1nd1r). Bu tUr kusurlar
kolenin
kolenin kefaret olarak verilmesine engel olur. S1tma ve kafadaki yara gibi, niteligi
giderilmesi umulan her kusur ise kuc;uk kusur say1l1r. Bu kusurlar kolenin kefaret
olarak verilmesine engel degildir.
Biz Hanefilerin bu konudaki delili ~u ayettir:

~ ~~ 0t ~ ~ ~) ~_;.;.; 1)~ ~ .)_,:,~ pff~ ~ .)_,~~ &.~lj t


"Kadmlanndan, on/an analanna benzetme yoluyla bo?anmak isteyip de, sonra
bu soylediklerinden vazger;enlerin, kadmlanyla cinsel ili?kide bulunmadan once bir
kO/e ozgur kJ/ma/an gerekir... " (el-Mucadele 58/3)
Bu ayet, verilmesi gerekli olan kolenin mutlak bir kole oldugunu
gostermektedir. Kolenin kusurlardan uzak bulunma niteligi ile kay1tlanmas1 ayete
ilave yapmaktad1r. Ayet uzerine yap1lan ilave ise nesihtir (kald1rmakt1r). Ancak
kolenin bir nitelikle kay1tlanmam1~ olmas1 onun her ac;1dan saglam olmasin1
gerektirir. Bir yonden saglam, ba~ka bir yonden saglam olmayan (ozurlu) kole
mutlak olamaz. Gorme duyusunu yitirmi~ olmas1 nedeniyle kor kole, bir ac;1dan
helak olmu~ sayil1r. conku insanin varl1g1n1 manen devam ettirmesi menfaatleri ile
olur. Bu nedenle duyu menfaatini yitirmek bir ac;1dan helak olma gibidir. $a~1l1kta
gorme duyusunun yitmesi soz konusu degildir. Ayni ~ekilde iki elin kesilmesi
durumunda tutma menfaati ortadan kalkar, tek elin kesilmesinde ise kalkmaz.
Yine tutma ozelligini yitirmi~ olmas1 nedeniyle, iki eli c;olak olan kolenin ozgur
k1l1nmas1 yeterli olmaz. lki ayag1 kesik ya da c;olak olan kole de yurume menfaatini
yitirdigi ic;in ozgur kilinmas1 yeterli olmaz. Tek ayag1 kesik olan kole, yurume
menfaatini (tUmuyle) yitirmedigi ic;in yeterli olur. El ve ayag1 c;aprazlama kesilmi~
olan kole de yeterli olur. conku 0 bir baston ile yuruyebilir, tutma menfaati de
devam etmekte oldugundan helak olmu~ say1lmaz.
Deli ve bunak (ma'tCJh) kole, akl1n1 yitirmi~ olmas1 nedeniyle onun kefaret
olarak verilmesi yeterli olmaz. conku akil, ki~ide bulunmas1 istenilen temel bir
2_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

menfaattir. Akl1 gelip giden kole ise yeterli alur. <;:unku a, ak1I menfaatini
yitirmemi~tir.
0 vard1r. Bazen gizlenmekte bazen de artaya <;1kmaktad1r.
Dilsizin ozgur k1l1nmas1 da yeterli degildir. <;:unku kanu~ma menfaati, ki~ide
bulunmas1 istenilen bir menfaattir. Ki~i diger canlilardan du~unduklerini a<;1ga
vurmas1 ile ayril1r. Bu menfaatin yitmesi de bir a<;1dan helak (yak alma) say1l1r.
Ku<;uk kolenin ozgur k1l1nmas1 yeterli alur. <;:unku a, her a<;1dan ayaktad1r
(hi<;bir menfaatini yitirmemi~tir). "O, tutma, yurume, akil ve kanu~ma
menfaatlerine sahip degildir" denilemez. <;:unku <;acuk adeten ergen aluncaya
kadar bu menfaatlerden yaksun kalir. Bu ise kusur say1lmaz. Ote yandan kusursuz
yarat1l1~ta (selim f1tratta) mutlaka bulunan ~eyler, telef (helak) ~oyle dursun eksiklik
bile sayilmaz.
Kefaret
olarak kafir Biz Hanefilere gore z1har, yemin ve oruc; bozma kefaretlerinde kafir
kole ozgiir
k1lmak kole ozgur k1lmak yeterli olur.
~afil (rh.a.)'ye gore ise, caiz degildir. Sadece mumin kole yeterli alur. Onun
delili: '("'- ·w r . - Zii ~I ...,l.>L
·- 1.J...JJ !!·\ - ~ J~
. . . . r-J -. --
t..• ~I
-
.. .;. 'lJ· rA. HSize verilse,
I~
[7/3] gozQnOzQ yummadan alamayacag1mz kotO ma/1, hayir diye vermeye ka!kt~maym!"
(el-Bakara 2/267) ayetidir. <;:unku kufUrden daha ~iddetli kotUluk yaktur. EbO Hureyre
(r a) 'nin hadisinde yer ald1g1na gore bir adam peygamberimize siyah bir cariye
getirerek "benim kole ozgur kilmam gerekli almu~tur. Bu koleyi ozgur k1lsam
yeterli alur mu?" diye sardu. Peygamber (s.a.v.) de, iman1 alup almad1g1 hususunda
a kad1n1 imtihan etti. Onun imanli aldugunu gorunce: ~} ~~ 44\"0nu 6zg0r
kt!. <;OnkQ a m0mindir" 1 buyurdu. Peygamber (sa v.)'in kblenin imanli alup
almad1g1n1 ara~t1rmas1, kole ozgur k1lma gorevinin ancak mumin koleyi ozgur
kilmakla yerine getirilebilecegine delildir. Diger taraftan bu ozgur k1lma, kefaret
i<;in alan bir ozgur k1lmad1r. Adam oldurme kefaretinde aldugu gibi z1har
kefaretinde de mumin koleden ba~kas1 yeterli almaz. <;:unku z1har kefareti ile ilgili
ayette kole herhangi bir nitelikle kay1tlanmam1~, adam oldurme kefareti ile ilgili
ayette ise mumin alma niteligiyle nitelendirilmi~tir. Mutlak alarak belirtilen bir ~ey,
kay1tl1 alana gore anla~1l1r. <;:unku kay1tl1 alanda yer alan kay1t, mutlakta
anilmam1~t1r. Hakk1nda delil almayan bir ~eyi, an1lana k1yas etmek dagrudur. Diger
taraftan bir ~eyi ka~ula baglamak, ka~ul bulunmad1g1nda, ka~ula baglanan ~eyde
hukmun bulunmamas1n1 gerektirir. Bunu delil gostererek ayn1 ~ey benzer
meselelerde de soz kanusu alur.

1
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/271-272; Muslim, Mesacid 33; Ebo DavOd, Iman 16. Bu rivayete
gore Peygamber (s.a.v.) cariyenin Musluman olup olmad1gm1 s1namak i~in ona once "~I cf.l" "Allah
nerede" diye sormu~ cariye "gokyuzunde" deyince kendisinin kim oldugunu sormu~ cariye de "Sen
Allahm Resulu'sun" cevabm1 verince Efendimiz (s.a.v.) yukandaki sozu buyurmu~tur. Serahs\'nin bu
hadis ile ilgili yorumu ileride gelecektir.
Talak (Bo§anma) Kitab1. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _3
Kefaretler tek bir cinstir. Bunlann bir k1sminda kolenin mumin olma ko~uluyla
kay1tlanmas1, digerlerinde de, kole musluman olmad1g1nda ozgur kllman1n yeterli
olmamas1ni gerektirir. Nitekim tan1kl1klann bir k1sm1nda tan1klann adil olma niteligi
ile kay1tlanmas1, diger tan1kl1klarda da adaletin olmamas1 durumunda tanikl1g1n
caiz olmamas1ni gerektirir. Yine ihraml1 iken avlanmanin cezas1 olan hedy
kurban1n1n Kabe'ye ula~t1rma ko~uluyla kay1tlanmas1, bu ko~ulun butUn hedylerde
bulunmasin1 gerektirir.
Biz Hanefllerin bu konudaki delili ise z1har kefareti ile ilgili ayetin ac;1k
anlam1d1r. Bu ayette "rakabe I ;;;JJ (kole)" ismi yer alm1~t1r. Bu sozde iman ya da
kufru ifade eden bir kay1t yoktur. $u durumda kolenin mumin olmakla
kay1tlanmas1 ayete yap1lan bir ilavedir. Ayete yapllan ilave ise kald1rma (nesh)
oldugundan haber-i vahid ve k1yasla bu ilave sabit olmaz.
Diger yandan biz Hanefllere gore hakkinda delil bulunan bir ~eyi, yine
hakk1nda delil bulunan bir ba~ka ~eye k1yas etmek gec;ersizdir. <;:unku bu, Allah'1n
ac;1klamas1n1 ustlendigi ~eyde, eksiklik olduguna inanmak demektir. Bu ise caiz
degildir. Ayni ~ekilde kefaretlerin bizzat kendileri k1yasla sabit olmad1g1 gibi,
ko~ullan da k1yasla sabit olmaz.

Burada tahsis oldugu iddias1 da dogru degildir. <;:unku tahsis, amm (genel)
olan ~eyde olur. (Halbuki burada amm degil, mutlak bir ifade vard1r) mutlak ise
ammdan aynd1r.
Kolelerden kor ve benzerlerinin kefaret olarak ozgur k1l1nmas1n1n caiz
olmamas1, tahsis nedeniyle degildir. Bilakis daha once ac;1klad1g1m1z gibi bu,
kolenin bir ac;1dan helak olmu~ say1lmas1 nedeniyledir. Hem tahsis, soz olarak
bulunan bir ~eyde olur. Koledeki nitelik ise anllmam1~t1r. $u soylenemez: "KufUr ve
iman nitelikleri aras1nda z1tllk vard1r. Mumin kolenin ozgur kil1nmasina cevaz
verdigimizde, kafirin ozgur k1linmas1 caiz olmaz". (Bu ifadenin dogru olmamas1 ~u
nedenledir:) Bize gore mumin kolenin ozgur k1linmas1n1n caiz olmas1, ondaki iman
niteligi nedeniyle degil, onun kole olmas1 nedeniyledir. Gormez misin biz
aralannda z1tllk oldugu durumda kuc;uk kolenin de, buyuk kolenin de, erkek
kolenin de, kadin kolenin de ozgur k1l1nmas1ni caiz goruyoruz. Ancak buradaki
cevaz "kole" ismi nedeniyledir. Bu ac;1dan kolenin niteligi dikkate alinmaz.
Mutlak1n kay1tl1 olana gore anla~ilmas1na gelince; lrak'l1 alimlerimiz, ayn1
olayda mutlak1n kay1tl1 olana gore anla~1lmas1n1 caiz gorurler. Nitekim Peygamber
(s.a.v.)'in:

~\j0~1 ~ ~ J
"Be~ devede bir koyun zekat vard1r" 2 sozu ile

2
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/14; Ebo DavOd, Zekat 5; Tirmizi, Zekat 4, lbn Mace, Zekat 9.
4_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsfit

hj WL:.ll 1.')1 :
•• q';.;
· '.
~~'-?'-
j

"Be:j saime devede bir koyun zekat vard1r"3 sozleri boyledir. Ancak bize gore
dogrusu, ister ayni meselede olsun ister fark\1 iki meselede olsun, mutlakin
(kay1ts1zin) kay1tl1 olana gore anla~limas1 caiz degildir. Bu nedenledir ki EbO Hanlfe,
Peygamber (s.a v.)'in;
# " ) f. ,
~L - l...b....!.;
I)ft""' . · ~1 ~
.I ~
J : ~J - .
4
"Yeryuzu bana mescit ve temizleyici kilmd1" sozu nedeniyle yerin butl.in
[7/4] parc;alanyla teyemmum yap1lmas1ni caiz gormu~tl.ir. Bu hadisteki mutlak ifadeyi
Peygamber (s.a.v.)'in;

~1;#~1)\
"Toprak mus!Uman ic;in temizleyicidir" 5 sozunde yer alan kay1t\1ya gore
anlamam1~t1r (mukayyede hamletmemi~tir).
Bunun nedeni ~udur: Mutlak1n bir hukmu vard1r -ki bu da 1tlakt1r
(kay1ts1zl1kt1r).- Onu mukayyede (kay1tl1 olana) hamletme durumunda, mutlak1n
hukmunu yok sayma soz konusu olur. ibn Abbas (r.a) .t1 f+.l LA lr-f.i "Allah'm
muphem (kapa/!/belirsiz) b1rakt1fJ1nl siz de muphem b1rakm',fj sozuyle buna i~aret
etmi~tir. Saime olmayan hayvanlarda zekat1n farz olmamas1, mutlakin mukayyede
hamledilmesinden dolay1 degil bilakis ~1y.i1 ,_} ilS"j '1 "Avamilde (bir i:jte kullamlan
hayvanlarda) zekat yoktur"7 hadisi nedeniyled.ir.
Tanikl1k meselelerinde adaletin ko~ul ko~ulmas1 da mutlak1n mukayyede
hamledilmesi nedeniyle degil, fas1g1n (gunahkann) verdigi haberi ara~t1rma ile ilgili
olan ayet nedeniyledir.
Ayn1 ~ekilde butl.in hedy kurbanlannin Kabe'ye ula~t1nlmas1nin vacip o\mas1,
Allahu Teala'nin;

"Sonra bun/arm varacaklan yer, Eski Ev'dir (Beyt-i Atik I Ka'be'dir)." (el-Hacc
22/33) ayeti nedeniyledir.

3
Hakim, MOstedrek, 1/553.
4
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/240, V/161; Suhar!, Teyemmum 1; EbO DavOd, Salat 24; lbn Mace,
Taharet 90.
5
Bu anlamdaki baz1 rivayetler i~in bkz.: Ahmed b. Hanbel, MOsned, V/146, Ebo DavOd, Taharet123;
Tirmizi, Taharet 92; Hakim, MOstedrek, 1/284.
6
Makdisi, e/-Mugnl, Vll/85; lbn Cezvi, en-Nihaye, 1/168.
7
Bu anlamdaki baz1 rivayetler i~in bkz.: EbO DavOd, Zekat 5; Darekutni, SOnen, 11/103; EbO Nuaym,
MOsneda EbO Hanife, 1/251, lbn Hacer, ed-Diraye, 1/256.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 5

Eger bu kay1ts1z ve belirsiz olan1n kay1tl1 olana gore anla~1lmas1 (mutlak1n


mukayyede hamli) caiz olsayd1, sadece iki olaym e~it oldugu sabit olduktan sonra
caiz olurdu. Halbuki adam oldurme kefareti ile diger kefaretler arasmda e~itlik
yoktur. (unku adam oldurmek, en buyuk gunahlardand1r. Onda, Iman ile
muhatap mumin bir can1n yak edilmesi vard1r. Diger kefaret nedenleri ise boyle
degildir. Bundan dolay1 adam oldurme kefaretinde, diger kefaretlerde olmayan bir
ag1rl1k I kat11ik vard1r. Bunun ic;:in fakirleri doyurma, adam oldurme kefaretindeki
oruca bedel olamaz. Arna z1har kefaretindeki oruca bedel olur.
Yemin kefaretinde bize gore, orucun pe~ pe~e tutulma ko~ulu, kay1ts1z olanin
kay1tl1 olana gore anla~1lmas1 yoluyla varilan bir hukum degildir. Tersine bu, kefaret
ayetindeki lbn Mes Cid (r a.) 'un k1raat1 nedeniyledir -ki onun k1raat1 me~hurdur-.
Kay1ts1z olanm kay1tl1 olana gore anla?ilmas1n1 kabul edenlerin yemin
kefaretiyle ilgili bize kar?1 ileri surdugu ~eyler) asl1nda onlan baglamaktad1r. (unku
onlar, mutlak1 mukayyede hamletmek (kay1ts1z olan1 kay1tl1 olana gore anlamak)
ic;:in ye min kefaretinde orucun pe? pe?e tutulmas1n1 ko~ul ko?muyorlar. "Bu
mutlak1n iki asl1 (temeli I delili) vard1r; birisinde -ki bu temettu' harnndaki oruc;:tur-
oruc;:, ayn ayn tutulmakla kay1tlanm1?t1r" diyen ki~inin sozu anlams1zd1r. (unku bu
temettu' orucu, ayn ayn tutulmakla kay1tlanmam1~t1r. Ancak kurban bayram1
gununden once tutulmas1 caiz degildir. (unku bu oruc;:;

~f-!!~j l~l~~j '


memleketine dondugu zaman yedi gun olmak uzere oruc;: tutar... " (el-
Bakara 2/196) ayetinde ( 1;~ ) harfi ile ki~inin vatanina don me zamanina baglanm1?t1r.
Yukanda rivayet edilen hadise gelince baz1 rivayetlerde anild1gma gore adam,
"Benim mumin bir kale ozgur k1lma (ozgur etme) borcum var" demi?tir. Yahut da
Resulullah (s.a.v) vahy yoluyla onun mumin bir kale ozgur k1lmas1 gerektigini bilmi~,
bu nedenle de kale kad1n1n mumin olup olmad1g1n1 denemi~ti. Diger taraftan bu
hadisin saglaml1g1 hakk1nda soz edilmi?tir. (unku rivayet edildigine gore Resulullah
(s.a.v.) (kale kad1na) fi°»I ,)" Allah nerede? " 8 diye sormu~ o da eliyle gogu i?aret
etmi?tir. Biz Resulullah'1n herhangi bir kimseden Allah'1n yonu ve mekanm1
belirtmesini isteyebilecegini sanm1yoruz.
Ayette de onlar lehine bir delil yoktur. (unku kufUr, inane;: ac;:1s1ndan bir pislik Kefarette
ve kotUluktUr. Kefarete sarf edilen ise inane;: degildir. Tersine mall degerdir. Mall sag1r kale
ozgiir
deger ac;:1s1ndan bakild1gmda, kufUr, ortadan kalkmas1 ihtimal dahilinde olan kuc;:uk k1lmak
bir kusurdur.
Kefaretlerin ti.imi.inde sag1r kole ozgi.ir kilmak istihsanen yeterli olur. (7/5]

• Bkz. D1pnot 1
6_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

K1yasa gore ise yeterli olmaz. Bu "Nevadir" de de rivayet edilmi~tir. K1yas1n


Kefaretlerde
sakat kolenin
delili ~udur; i~itme menfaati, ki~ide olmas1 istenilen asll bir menfaattir. Sag1rl1k
ozgiir k1hnmas1 nedeniyle bu menfaat ortadan kalkar. lstihsanin delili ise ~udur; sag1rl1k nedeniyle
durumu
i~itme menfaati tamamen yitmez. Nitekim o, birisi kulag1na bag1rd1g1nda duyar.
"Caiz degildir" diyen rivayetin asll I dogu~tan olan sag1rl1kla ilgili oldugu
soylenmi~tir. Asll sag1rl1kla beraber mutlaka dilsizlik de bulunur. c;:unku ki~i soz
duyamad1gindan konu?amaz. Bu nedenle bu kole yeterli olmaz. "Yeterli olur"
diyen rivayette kastedilen, sag1rl1k sonradan oldugunda, beraberinde dilsizlik
olmad1g1nda, sesi yukselterek bag1rlid1g1 zaman i?ittiginde yeterli olur demektir.
Biz Hanefilere gore yumurtalan ahnm1~. iki kulag1, erkeklik organlan
kesilmi~ olan kole yeterli olur.
Zufer (rh.a.)'e gore ise yeterli olmaz. c;:unku o, insanda bulunmas1 istenen
temel bir menfaatin bulunmamas1 nedeniyle bir ar;1dan olmO? gibidir.
Biz (Hanefller'in r;ogu) ise ?Oyle diyoruz: Kulak kepr;elerinin kesilmesinden
sonra da i~itme devam eder. Bununla sadece zinet ve guzellik yitirilmi? olur.
Guzelligin yitirilmesiyle kole olmO? say1lmaz. Bu t1pk1 ka?lann ve sakallann
yitirilmesi gibidir. Yumurtalan alinm1~ ve erkeklik organlan kesilmi? olan ki?i,
yalnizca ureme menfaatini yitirir. Bu, kolelerden istenilen ?eyin d1?inda bir
menfaattir.
Ayni yondeki el ve ayag1 kesik olan kole yeterli olmaz. c;:unku bastonla
yurumeye gur; yetiremediginden, onun yurume menfaati yitmi?tir.
Ayni ?ekilde her elden ur; parmak kesikse, tutma menfaati ortadan kalkt1g1
ir;in yeterli olmaz. Bu meselede parmaklann r;ogunun kesilmesi, tUmunun kesilmesi
gibidir.
Her bir elden ba?parmag1 d1?1nda bir ya da iki parmak kesilirse, tutma
menfaati devam ettigi ir;in, bu kole yeterli olur. lki elin de ba?parmag1 kesikse,
tutma menfaati ortadan kalkt1g1ndan yeterli olmaz.
Bir yani kurumu? felr;li kole de, menfaat tamamen ortadan kalkt1g1 ir;in yeterli
olmaz.
Kefarette ummu veledin (efendisinden r;ocugu olan cariyenin) ozgur k1l1nmas1
caiz degildir. (unku ayette (nassta) belirtilen "rakabe" dir. Bu ise gerr;ek olarak
zat1n, orfen de kole olan zat1n ismidir. Allahu Tealan1n;
. ,
O ' , ~
• . .) J'..-r -

"Bir kale ozgur k1/mak (gerekir)" (el-MOcadele 58/3) SOZU kolelik niteligine i~aret
etmektedir. Bu da kolelik niteligin1n mutlak olarak bulunmas1n1 gerektirir.
Efendisinden r;ocuk dogurmakla kolelik niteliginde, ilk duruma hir;bir ~ekilde
donulmesi mumkun olmayan bir eksiklik olu?ur. Diger taraftan Allah'in "bir kole
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 7
ozgur etmek (ozgur k1lmak)" sozu ozgur k1lman1n her yonden meydana
getirilmesini gerektirir. Ommu veledi ozgur k1lmak ise onun daha sonra hak
kazanacag1 ozgurlugo gerc.;ekle~tirmede acele davranmakt1r. Bu ise her bak1mdan
ozgur k1lmak anlam1na gelmez. Ommu veledin c.;ocugu anas1 gibidir (onun
hukumlerine tabidir). Mudebber de boyledir. ~unku tedbir9 ile kole ozgurluge hak
kazanm1~t1r. Bu nedenle tedbir i~lemi ortadan kald1rilamaz. Tedbir ile velaya hak
kazanil1r.
Kitabet bedelinden bir miktanm odeyen mukatebin 10 ozgur k1lmmas1 Kolen in
efendisine
yeterli olmaz. kararla~tmlan
~unku bu, bedel kar~1l1g1nda ozgur kllmak olur. Kefaret ise bu ~ekilde yerine bedelin
tamamm1
getirilemez. Peygamber (s.a.v.) ~oyle buyurmu~tur: odememesi

t;.;ill
. ..r;-~1 r..r-:,
•· 1:;.1 ~=~ !l LO· <- ~I\• ~t;.!JL A · ~,
y<-;: I ~ c...F° ~
J • ;

"Ommetim ahiret ameli i/e dunyay1 ta/ep etmedigi surece yucelik ve muktedir
11
olmakla mujdelendi".
Mukatebten al1nan ~eyin, bedel oldugunun delili ise ~udur: Efendi ondan
ald1g1n1n kar1~1k para oldugunu gorurse, geri vererek iyi para (ciyad) vermesini ister.
Ote yandan sahabe, bedelinin bir k1sm1n1 odedikten sonra mukatebin kolelik
durumunun devam edip etmediginde ihtilaf etmi~lerdi. Ali (r.a.) ~oyle derdi:
"Odedigi miktar kadar ozgur olur". ibn MesOd (r.a) ise "kendisinin (tOm) degerini
odediginde ozgur olur" derdi. Sahabenin, mukatebin kale olup olmad1g1nda ihtilaf
etmeleri, onun kefaret olarak verilmesine engel olan bir ~uphedir.
Hasan b. Ziyad'in EbO Hanlfe (rh.a )'den rivayet ettigine gore o buna cevaz
veriyordu. Bu goru~On gerekc.;esi ~udur: Odedigi bedel nedeniyle onun koleliginde
bir azalma meydana gelmemi~tir. Bu nedenle bedelin bir k1sm1 al1nmadan once
kitabet akdi ortadan kald1rllabilecegi (feshedilebilecegi) gibi, ald1ktan sonra da
kald1rilabilir.
Efendi, mukateb henuz bir ~ey odemeden onu ozgur k1larsa biz Hanefllere
gore bu, kefaret olarak istihsanen caiz olur. K1yasa gore caiz olmaz. Bu ayn1
zamanda Zufer ve $Mil (rh a )'nin de goru~udur. (Onlarin deli Ii ~udur:) Kitabet akdi
ile ozgur olma ve velay1 hak etme, tedbir (kolenin ozgurlugunu sahibinin olumune
baglamak) ve istllad (cariyenin, efendisinden c.;ocuk dogurmas1) yoluyla olandan
(7/6]
daha fazlad1r. Bu nedenledir ki mukateb, kazanc1na sahip olmaya (digerlerinden)
daha c.;ok hak sahibidir. (Sahibin, mukateb kolenin uc.;te birini vasiyet etmesi

9
Efendisinin, olOmOnden sonra koleye ozgOr kilacag1n1 vaat etmesi.'
Efendisi ile kolesi aras1nda belli bir paray1 ~al1~1p kazanarak teslim edecegine dair yap1lan anla~maya
10

kitabet, bu anla~madaki koleye mOkateb, anla~mada ge~en belli paraya da kitabet bedeli denir.
11
Ahmed b. Hanbel, Musned, V/161-162; Hakim, Mustedrek, IV/311, EbO Nuaym, HilyetU'/-evliya,
X/290.
ZIHAR'DA KOLE OZGOR KILMAK
Biz Hanefilere gore z1har kefareti olarak ~a~1 koleyi ozgl.ir k1lmak [7/2]
caizdir.
$afil (rh.a.)'ye gore ise caiz degildir. conku 0, giderilmesi umut edilmeyen bir
Z1harda
noksan ile kusurludur. Bu ac;1dan kor gibidir. $afil (rh.a.)'nin kabul ettigi temel ozgiir
k1hnacak
prensibe gore giderilmesi umulmayan her kusur buyuktUr (a~1nd1r). Bu tUr kusurlar
kolenin
kolenin kefaret olarak verilmesine engel olur. S1tma ve kafadaki yara gibi, niteligi
giderilmesi umulan her kusur ise kuc;uk kusur say1l1r. Bu kusurlar kolenin kefaret
olarak verilmesine engel degildir.
Biz Hanefilerin bu konudaki delili ~u ayettir:

~ ~~ 0t ~ ~ ~) ~_;.;.; 1)~ ~ .)_,:,~ pff~ ~ .)_,~~ &.~lj t


"Kadmlanndan, on/an analanna benzetme yoluyla bo?anmak isteyip de, sonra
bu soylediklerinden vazger;enlerin, kadmlanyla cinsel ili?kide bulunmadan once bir
kO/e ozgur kJ/ma/an gerekir... " (el-Mucadele 58/3)
Bu ayet, verilmesi gerekli olan kolenin mutlak bir kole oldugunu
gostermektedir. Kolenin kusurlardan uzak bulunma niteligi ile kay1tlanmas1 ayete
ilave yapmaktad1r. Ayet uzerine yap1lan ilave ise nesihtir (kald1rmakt1r). Ancak
kolenin bir nitelikle kay1tlanmam1~ olmas1 onun her ac;1dan saglam olmasin1
gerektirir. Bir yonden saglam, ba~ka bir yonden saglam olmayan (ozurlu) kole
mutlak olamaz. Gorme duyusunu yitirmi~ olmas1 nedeniyle kor kole, bir ac;1dan
helak olmu~ sayil1r. conku insanin varl1g1n1 manen devam ettirmesi menfaatleri ile
olur. Bu nedenle duyu menfaatini yitirmek bir ac;1dan helak olma gibidir. $a~1l1kta
gorme duyusunun yitmesi soz konusu degildir. Ayni ~ekilde iki elin kesilmesi
durumunda tutma menfaati ortadan kalkar, tek elin kesilmesinde ise kalkmaz.
Yine tutma ozelligini yitirmi~ olmas1 nedeniyle, iki eli c;olak olan kolenin ozgur
k1l1nmas1 yeterli olmaz. lki ayag1 kesik ya da c;olak olan kole de yurume menfaatini
yitirdigi ic;in ozgur kilinmas1 yeterli olmaz. Tek ayag1 kesik olan kole, yurume
menfaatini (tUmuyle) yitirmedigi ic;in yeterli olur. El ve ayag1 c;aprazlama kesilmi~
olan kole de yeterli olur. conku 0 bir baston ile yuruyebilir, tutma menfaati de
devam etmekte oldugundan helak olmu~ say1lmaz.
Deli ve bunak (ma'tCJh) kole, akl1n1 yitirmi~ olmas1 nedeniyle onun kefaret
olarak verilmesi yeterli olmaz. conku akil, ki~ide bulunmas1 istenilen temel bir
lO_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
bo~ad1g1nda kadindan hic_;bir ~ey alamaz. c;:unku kad1n1n mehri kocaya hibe etmesi;
koca ac_;1s1ndan, bo~ama durumunda elde edecegi ~eyi tahsil etmek olarak
degerlendirilirken, kadin ac_;1s1ndan bag1ms1z bir hibe ile yapllan temlik olarak
degerlendirilir.
Ebu Hanife (rh.a.)'ye gore, ki~i, z1har kefareti olarak, kendisiyle ba~kas1
arasmda ortak olan koledeki paym1 ozgur k1lsa, ortagm pay1m odeyip
kalanm1 ozgur k1lsa bile, kefaret olarak yeterli degildir.
C::unku EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore ozgur kllma i~lemi bolunme kabul eder.
Efendi, ba~lang1c_;ta yaln1zca kendi pay1ni ozgur k1lm1~t1r. Yanm kale ise, kale kabul
edilmez. Sonra diger yanmda noksanl1k meydana gelir. C::unku, diger yanmda
koleligin devam etmesi mumkun degildir. Ortag1n pay1nda meydana gelen bu
eksiklik nedeniyle bu kolenin kefaret olarak ozgur kll1nmas1 yeterli olmaz. Diger
ortagin pay1ni odemekle ancak kolenin kalan k1sm1na sahip olmu~ olur. Bu k1sm1
ozgur k1linca bu ozgur kilma, bir bolumu haric_; olarak koleyi ozgur k1lma anlamina
gelir. Odeme durumunda efendi ortag1na odedigi paray1, kolenin c_;al1~arak
kendisine odemesine hak kazan1r. Bu durumdayken koleyi ozgur kllmak, kolenin
c_;al1~1p bdeme borcundan onu kurtarmak olur. Bununla ise kefaret yerine gelmez.

EbO Yusuf ve Muhammed (rh a.)'e gore ise ozgur k1lma i~lemi bolunme kabul
etmez. Efendi, kale uzerindeki kendi pay1ni ozgur kilinca kolenin butUnu ozgur
kll1nm1~ olur. Ancak bzgur kllan ki~i zengin ise ortag1n pay1n1 oder. Kolenin c_;al1~1p
bdeme borcu yoktur. Bu, bedelsiz olarak yapllm1~ bir ozgur k1lma olup kefaret ic_;in
yeterlidir. Ozgur kllan kimse fakir ise kale c_;al1~1p diger ortagin pay1n1 odemek
zorundad1r. Bu bedelli bir ozgur k1lma oldugundan bununla kefaret yerine gelmi~
olmaz.

Kefaret olarak Kolenin tUmu bir ki~iye ait olur da efendi kefarete kar~ll1k olarak yans1n1 ozgur
bir kolenin kllarsa EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a )'e gore kblenin butUnu, c_;al1~1p bdeme borcu
yarism1 ozgur
k1lmak soz konusu olmaks1zin bzgur k1l1nm1~ olur ve bu bzgur kllma, kefarete kar~1l1k
yeterlidir.
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise onun yans1 ozgur k11inm1~ olur. Bu da kefaret
olarak caiz degildir. Bundan sonra kalan yanm1 da kefaret niyeti ile ozgur k1lsa;
daha once ac_;1klad1g1m1z nedenle k1yasa gore yeterli olmaz. c;:unku ilk meselede
oldugu gibi, yans1n1 bzgur kll1nca diger yanmda eksiklik meydana gelir. lstihsana
gore ise yeterli olur. C::unku bu, kefarete kar~1l1k olarak yapilm1~ olan ozgur kllma
nedeniyle meydana gelen bir eksikliktir. Bu eksiklik ise onun caiz olu~una engel
degildir. Bunun anlam1 ~udur; Bu meselede kolenin tUmu efendiye aittir. Ozgur
kilmad1g1 yanmdaki eksiklik onun kendi mulkiyetinde meydana gelir. Bu eksikligi
tamamlad1g1nda o koleyi kefaretine kar~ll1k olarak ozgurlugune kavu~turmas1
(718] mumkundur. Bu t1pk1 ilk defada yansindan fazlas1n1, sonra da kalanin1 ozgur k1lma
gibi kabul edilir. Ortak kolede ise durum boyle degildir.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 11
Bu mesele, kurbanin kesmek uzere yat1nlan kayunun gozune b1~ag1n gelmesi
durumunda bu durumun istihsanen kurban alarak kesilmeye engel almamasina
benzer. c;:unku kurbanl1kta meydana gelen bu kusur, kurban kesme fiili nedeniyle
almu~tur.
Kefarette ana
Anas1 onu alt1 aydan once dogursa bile, ana karnmdaki cenini, ketaret karnmdaki
olarak ozgi.ir k1lmak yeterli olmaz. cenini iizgiir
k1lmak
c;:unku baz1 hukumler bak1m1ndan cenin ananin bir par~as1 gibi aldugundan
a, mutlak bir kale almu~ almaz. c;:unku mutlak kale ozellikle de ozgur kilma
hukmu bak1mindan, her a~1dan bag1ms1z alan insand1r. Cenin ise anas1n1n bir
par~as1 kanumundad1r. Bu nedenle ananin ozgur kll1nmas1 durumunda, anan1n el
ve ayag1n1 istisna etmek nasll caiz degilse, ayn1 ~ekilde ceninin de istisnas1 mumkun
almad1g1ndan a da ozgur k1hnm1~ alur.
Bizim alimlerimizden u~une (EbO Hanlfe, EbO Yusuf, Muhammed [rh aJ) gore: Kefaret
ki~i z1har kefaretine niyet ederek (kole olan) babasm1 satm alsa bu niyetiyle kiile
olan babay1
istihsanen yeterli olur. iizgiir k1lmak

K1yasa gore yeterli almaz. Bu, EbO Hanlfe (rh a J'nin ilk goru~udur, Zufer ve
$afil (rh.a.J de bu goru~tedir. K1yas1n deli Ii ~udur; ki~inin yapmas1 gereken ozgurluge
kavu~turmakt1r. Satin almak ise ozgurluge kavu~turmak degildir. c;:unku satin
almak mulkiyeti gerektirir. Ozgur kilmak ise mulkiyeti artadan kald1nr. Aralanndaki
fark, ~eli~ki derecesindedir. Diger taraftan akrabal1k nedeniyle ozgur k1linma,
agulun mulkiyetine girdiginde baba taraf1ndan hak edilmi~ alur. Bununla kefaret
yerine gelmez. Nitekim ki~i ba~kas1nin kolesine "seni satin al1rsam ozgursun" deyip
sanra kefarete niyet ederek satin alsa, bu yeterli almaz. Bunun gerek~esi ~udur:
Ka~ulun bulunmas1 durumunda kale, ozgur k1hnmay1 hak ettigi i~in ozgur kilinm1~
alur. Bu da (bizim meselemizde) akrabahkt1r. Kefaret niyetinin bu nedene
birle~mesi du~unulemez. Burada ozgur alma hakk1nin (kefaret yaluyla degil de)
akrabal1k nedeniyle almas1nin delili ~udur; bir kolede artak alan iki ki~iden biri
ozgur alma nedeninin bulundugunu iddia etse, ozgur kllmas1 durumunda aldugu
gibi, diger artag1n payin1 oder. Bu ~oyle a~1klanabilir: Bu ~acugun anas1, ~acugun
mulkiyetine girdiginde ozgur alma hakk1n1 elde etmi~ alur. Bu da anun kefaret
alarak ozgur kll1nmas1na engeldir. Nitekim ki~i annesine "seni satin ald1g1mda
benim z1har kefaretim kar~ll1g1 alarak ozgursun;" derse bu, z1har i~in yeterli almaz.
Anne i~in durum bu alunca, yak1nin mulkiyetine girdiginde ozgur almay1 hak eden
agul ya da baban1n kefaret alarak ozgur k1l1nmas1n1n caiz almayacag1 daha
kuwetlidir. c;:unku ozgur alma babal1k hakk1n1n kar~ll1g1d1r. Baban1n hakkin1
odemek farz aldugundan, bununla ba~ka bir farz yerine getirilemez. Nas1I ki
kefaret alarak yemek yedirmek ve elbise giydirmek gibi menfaatleri babasina
vermesi caiz degilse, kefarete kar~i11k alarak ozgur alma menfaatini babas1na sarf
etmesi de caiz degildir.
12_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsfit

Bizim bu konudaki delilimiz ise ayetin a<;:1k anlam1d1r. Orada ozgurluge


kavu~turma emredilmi~tir. Siyahla~t1rma, bir yeri siyah duruma getirmek oldugu
gibi, ozgurluge kavu~turmak da kole olan bir ki~iyi ozgur duruma getirmektir. Bu
da babanin satin al1nmas1 durumunda geri;;ekle~mektedir. c;:unku yakin akrabay1
satin almak onu ozgur k1lmakt1r. Nitekim Peygamber (s a.v.) ~oyle buyurmu~tur:
.. ,., 0 ,. - J .. 0; ; ; .. .. .. ..
~i-:..!.j;,, : · -· l5 l !
- - -P .r-- : - : Ll><.:; j\ "Yl- ii..:i.J\- ..J' 1J..J· L?- r·' - <Y
~ l

"Hk;bir <;ocuk babasmm hakkmt odeyemez. Ancak onu kO/e olarak bu/up
satm a/mast ve (satm almak suretiyle) ozgur k1/mas1 mustesna". 15 Burada ozgur
k1\maktan kastedilen satin a\mak suretiyle kendiliginden olan ozgur olmad1r.
Nitekim bu anlamda "ona yemek verdi (bu suretle )onu doyurdu" denilir.
Efendimiz ki~iyi, satin almak suretiyle babas1nin hakkin1 odeyici o\makla
isimlendirmi~tir.

Ki~i ancak ozgur k1lmakla babas1n1n hakk1n1 odemi~ olur. Bunun delili ~udur :
Zengin olan bir ki~i kole olan akrabas1nin yan payin1 satin alsa, diger yanm1
ortag1na oder. Zenginl ik ve fakirlige gore degi~en odeme yukumlulugu ancak
ozgur kilma nedeniyle olur. c;:unku ki~i koleyi satin almakla ona sahip olmu~ olur.
Akraba uzerindeki mu/kiyet, ozgur kilmanin illetini tamamlamaktad1r. Bu ozgur
alma, satin almaya bagland1gindan, kole onunla, ozgur olmu~ olur. c;:unku bir
arac1 ile hukmu gerektiren neden, hukmun kendisine baglanmas1 bak1m1ndan
[7/9) ara<;:s1z o/arak onu gerektiren neden gibidir.
Bu kuralin isbat1nin de/iii ~udur; akrabanin ozgur olmas1, hem akraba/1k hem
de mulkiyet nedeniyle olur. ResO/ullah (s.a.v) ~byle buyurmu~tur:

_?- ~ ~ ~ ~.) /~ ,;11; ~


"Kim kendisiyle evlenilmesi haram olan bir yakmma sahip olursa, o (yakmt)
ozgur olur". 16 Bu nun nedeni ~udur : Ozgur kll1nma bir iyiliktir. Dinen iyi
davranilmay1 hak etme konusunda mulkiyetin bir etkisi vard1r. Nitekim zekat,
fakirlere bir iyilik olarak, mulkiyete itibarla farz olur. Ayn1 ~ekilde akrabal1g1n da , iyi
davran1lmay1 hak etme konusunda bir etkisi vard1r. Her iki nitelik de (mulkiyet ve
akraba/1k) hukme etki ettiginden illettirler. Hukum, iki nitelige sahip bir illete
bagland1g1nda, onlann var/1k ybnunden sonuncusu o/ana dayand1n/1r (izafe edilir).
<:;:unku ii/et bu sonuncu nitelikle tamamlanm1~t1r. Ozerinde durdugumuz meselede
iki nite/igin sonuncusu mulkiyet oldugundan akraba bu nedenle bzgur olmu~ olur .
Bunun i<;:in ortaklardan biri kendi pay1nda akrabalik iddia ederse diger ortag1n
payin1 oder. <:;:unku burada iki niteligin sonuncusu akrabahk o/dugundan, kale bu
nedenle ozgur olmu~tur. Bu ~una benzer; bir ki~i, miras b1rakanin olumunden

15
Benzer rivayetler i~in bkz Muslim, ltk 25, EbO DavOd, Edeb 120, Tirmiz1, Birr 8.
16
Eba DavOd, ltk 7; Tirmizi, Ahkam 28; lbn Mace, ltk 5.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 13

sonra nesebe tan1kl1k edip daha sonra bundan di:inse miras1n i:idenmesi gerekir.
(:unku niteliklerin sonuncusu tan1klarrn ortaya koydugu ?eydir. lkinci tanig1n
tan1klig1 buna dahil degildir. (:Onku her ne kadar delil onunla tamam olsa bile, yok
etme ona baglanmaz. (:unku hakimin hukmu olmadan taniklik hic;bir ?eyi
gerektirmez. Hakimin hukmu ise her iki tan1g1n tan1kl1g1yla olur. Bu
anlatt1klarrm1zdan ac;1ga c;1kt1 ki "Ozgur olmak, akrabal1k nedeniyle hak edilmi?tir"
gi:irL.i?L.i gec;ersizdir. (:Onku bir ?eyi hak etme, illetin tamamlanmas1ndan once sabit
olmaz. Hem ki?i yak1n1n1 satin almaya zorlanamaz. Bu mesele, i:izgur k1linmas1na
dair yemin edilen ki?i ile ilgili meselenin aksinedir. (:Onku o meselede mulkiyet,
i:izgur kilinmay1 hak etme konusunda bir etkisi olmayan ko?ul mahiyetindedir. Bu
nedenle kale, yemin edenin yemini nedeniyle i:izgur olmu?tur. Buna kefaret niyeti
biti?memi?tir. Eger biti?seydi caiz olurdu.
bzgur olman1n akrabal1k nedeniyle oldugunu savunanlarrn "Akrabal1k
nedeniyle i:izgur olma farzd1r" si:izlerine biz ?i:iyle cevap veririz: Akrabal1k nedeniyle
i:izgur olma gerc;ekle?ir. Bu ki?i de bunu kastettiginde akrabalik hakk1nin odenmesi
olur. Fakat ki?i kefareti kastettiginde bu onun yonunden, kefaret nedeniyle ozgur
k1lma olur. Bu ?Una benzer; karde?inin nafakas1n1 saglamakla yukumlu olan ki?i
zekat1n1 ona verse caiz olur. Arna<; gerc;ekle?tigi ic;in nafaka yukumlulugu de
hukmen dL.i?er. Bu ac;1klad1g1m1z hukuksal beyan, kitabet konusunda ?i:iyledir:
"Ozgur k1l1nan bak1m1ndan ozgur k1lma birdir. bzgur kilan neye niyet ederse etsin
onun maksad1 gerc;ekle?ir. bzgur k1lan bak1m1ndan ise ozgur k1lmanin birc;ok yonu
vard1r. Bu nedenle onun kast1n1n gec;erli olmas1 ic;in ozgur k1lma, neye niyet
etmi?se onun yerine gec;er." Bu konu Ommu veled (efendisinden c;ocuk doguran
cariye) konusunun benzeri degildir. (:unku Ommu veled, efendisinden c;ocuk
dunyaya getirme nedeniyle i:izgur olmay1 hak eder. Nitekim Peygamber (sa.v): ~i
L,>~jj "Onu r;ocugu ozgur kJ/d1" 17 buyurmU?tUr. Bu nedenle onda mulkiyet i:izgur
k1lman1n ko?ulu olur. llletin tamamlanmas1 olmaz.
"Bu, kefaretin yarar1n1 babaya sarf etmektir" demelerinin de anlam1 yoktur.
(:Onku ki?inin bu yararr ki:ilesine sarf etmesi caiz olunca, babas1na sarf etmesi de
caiz olur. Kefaret olarak yemek yedirme ve elbise giydirme meselesi bi:iyle degildir.
(:unku bunlarr ki?inin ki:ilesine sarf etmesi caiz olmad1g1 gibi, babas1na sarf etmesi
de caiz degildir.
Ki?inin kale olan babas1n1n, kendisine hibe edilmesi veya sadaka olarak
verilmesi ya da vasiyet edilmesi durumunda, o ki?i bununla kefarete niyet etse
bunun yeterli olup olmayacag1 da ayn1 ?ekilde ihtilaf11d1r. (:Onku bu sayrlan
nedenlerle mulkiyet, ki?inin fiili olan kabul ile gerc;ekle?ir.

17
AbdOrrezzak, Musannef, Vl\/233; lbn Mace, ltk 2; Hakim, MOstedrek, 11/23.
t4 _____________________________ Kitabu'I-Mebsiit

Babas1 kendisine miras olarak ge~tiginde, kisi bununla kefarete niyet etse
yeterli olmaz. c;:unku miras, kisinin mulkiyetine kendi fiili olmaks1z1n girer. Kisi
kendi fiili olmaks1zin baskas1n1 ozgurluge kavusturmus olmaz. Kefaret ise ancak
ozgurluge kavusturmakla yerine getirilir. Bu nedenle akrabas1n1n yans1 kendisine
miras olarak ge~tiginde, diger yansina sahip olan ortagin payin1 odemez.
[7/10) Kisi "filan1 satin ald1g1m gun o ozgurdur" deyip sonra da onu satin alsa ve
z1har kefaretine niyet etse yeterli olmaz. c;:unku kole "o ozgurdur" sozu ile satin
alma s1rasinda ozgur oldugundan, kefaret niyeti ona bitismemis olur. Eger o, bu
sozuyle "satin ald1g1m gun z1har kefaretime kars1llk olarak ozgurdur" demeyi
kastetmi~se, kefaret niyeti ozgur k1lmaya biti~tigi i~in bu yeterli olur.

Bir kimse falan koleyi satin ald1g1mda o ozgi.irdi.ir deyip sonra onu
satin ald1g1mda z1har kefaretime kar~1hk ozgi.irdi.ir dese, 0 kole yeterli
olmaz.
c;:unku ilk ko~ul, ki~inin iptal etmesi ya da degi~tirmesi mumkun olmayacak
tarzda ge~erli oldugundan satin alma s1ras1nda ozgur olma ona dayand1nl1r. c;:unku
o, daha once olmas1 nedeniyle ikinci kosuldan daha ustOndur. Oysa ilk ko~ula
kefaret niyeti biti~memistir.
Z1har Bir z1har ic;;in yanm kole ozgi.ir k1hp bir ay oruc;; tutmak veya otuz fakiri
kefaretinin
boliinmemesi doyurmak yeterli olmaz.
c;:unku yanm kole, bir kole degildir. Aslin (kole ozgur kllma), bedel (iki ay oru~
tutma ya da altm1s fakiri doyurma) ile tamamlanmas1 mumkun olmaz. c;:unku as1I
ile bedel bir araya gelmez. Bu durumda biri digeriyle nasll tamamlanabilir?
"Ki~inin ba~kas1 ile ortak olarak iki koleye sahip olmas1 durumunda her iki
kolenin yans1 ozgur ki11n1rsa bu yeterli olur mu?" diye sorulursa buna soyle cevap
veririz: Bu da yeterli olmaz. c;:unku iki ayn kolenin yans1 bir kole degildir. Her bir
kolede ortak olmak, onun kefaret olarak verilmesine engel olur. Kurban meselesi
bunun aksinedir. $oyle ki: lki kisi aralannda ortak olan iki koyunu kurban olarak
18
kesseler bu caiz olur. c;:unku bedene cinsinden olan hayvanlarda oldugu gibi
ortakl1k hayvanlann kurban olmas1na engel degildir.
Ki~i. iki z1han ic;;in bir kole ozgi.ir k1lsa, bunu diledigi z1hara sayabilir.
Birden ~ok
z1har kefareti Belirledigi z1han yapt1g1 kadinla birle~mesi caiz olur.
i~in
belirleyerek Oru~ tutma ve yemek yedirme de boyledir. K1yasa gore ise bu caiz olmaz. Bu
bir kale ozgiir ayn1 zamanda Zufer'in (rh a) de gorusudur. Bunun delili sudur: lki z1hardan birini
k1lmak
belirleme niyeti yoktur. Diger taraftan ki~i bu durumda her bir z1har i~in yanm kole
ozgur k1lm1~ olur. c;:unku z1harlann biri digerinden daha oncelikli I ustOn degildir.
Bu, adam oldurme ve z1har kefareti i~in kisinin tek bir kole ozgur k1lmas1na benzer.

18
Bedene I ~;.w\: Hacda kurban edilen s1g1r veya deve. $afillere gore bedene denince sadece deve
anla~ll1r.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 15

lstihsan1n delili ise ~udur: Ayn1 cinsten olan ~eylerde belirlemeye niyet etmek
gec;ersiz ve yaran olmayan bir ~eydir. Bu nedenle bu belirleme dikkate al1nmaz.
Degi~ik iki cins ise boyle degildir. Nitekim Ramazan ay1ndan birkac; gun oruc; kazas1
bulunan birisi kazaya niyet etse, Per~embe veya Cuma gunun orucu vb. gibi,
tutacag1 orucu belirlemese bile caizdir. Ancak ki~inin kaza ve adak borcu varsa,
oruc;lann cinsleri farkl1 oldugu ic;in, belirleme gerekli olur.
Kefaret bon;;lusu ki~inin emri olmaks1zm ba~ka birisi, onun yerine kole Ba~ka birisinin,
kefaret
ozgur k1lsa bu, z1har ii;;in yeterli olmaz. bor~lusu
yerine ki:ile
c;:unku ozgur kil1nan, ozgur k1lanind1r. Ozgur k1lan1n ba~kas1 adina yapt1g1
ozgur k1lmas1
niyet ise gec;ersizdir. c;:unku ozgur k1lma pe~inden velay1 19 getirir. Kimse, emri
olmaks1z1n ba~kas1n1 vela ile bagl1 kilamaz.
Eger bu ozgur k1lma digerinin emri ile olursa bunun iki tL.iru vard1r: a) Ya
bedel kar~1l1g1 olur, b) Ya da bedelsiz olur.
a) "Benim z1hanma kar~il1k olarak bin dirheme koleni ozgur kil" demek
suretiyle bedel kar~il1g1 olur da, kole sahibi koleyi ozgur k1larsa biz Hanefllere ve
~afil (rh.a.)'ye gore istihsanen bu ozgur k1lma, z1har ic;in yeterli olur. K1yasa gore -ki
bu ayni zamanda Zufer (rh.a )'in de goru~udur- bu ozgur k1lma, onu ozgur k1lan
ad1na gec;erli olur, vela da onundur. Dolay1s1yla ozgur k1lmay1 emredenin z1han ic;in
yeterli olmaz. Emredenin bir ~ey odemesi de gerekmez. c;:unku o, digerinden
imkans1z olan bir ~ey -ba~kas1ndan kendi mulkunu ozgur k1lmas1n1- istemi~tir. Ki~i
sahip olmad1g1 bir ~eyi ozgur k1lamaz. Bu nedenle mesela Zeyd'in Amr yerine
kolesini ozgur kilmas1 imkans1zd1r. Burada sozun alt1nda gizli bir temlik anlam1n1n
bulunmas1 da caiz degildir. c;:unku sozun ic;inde ba~ka bir anlamin gizli olmas1,
ac;1klanan ifadenin iptali ic;in degil, dogru anla~1lmas1 ic;indir.
Burada temlik anlam1n1n gizli oldugunu kabul ettigimizde, emredenin
[7/11]
mulkunu ozgur k1lmak anlam1na gelir. Kendi mulkunu degil. Bu, ifadeyi ac;1k olarak
soylemesi durumundan aynd1r.
Biz ise ~oyle demekteyiz: Ki~inin bu sozu: "Bu koleni bana bin dirheme temlik
et (mulkiyetini bana devret). Sonra z1har kefaretime kar~1l1k olarak onun ozgur
k1l1nmas1 hususunda benim vekilim ol" anlam1na gelir. c;:unku emri veren, kole
sahibinden kendi z1han ic;in koleyi ozgur k1lmay1 istemi~tir. Onun bu talebini, sozun
alt1nda bu anlam1 du~unmedikc;e dogru olarak anlamak mumkun degildir.
Mumkun oldugu kadar ak1ll1 ki~inin sozunu saymak gerekir. Bu yolla onu dogru
saymak mumkun olunca, ~u anlamdan dolay1 say1labilir: Kole ozgur k1lmanin
ko~ulu, o koleye malik olmakt1r. Bir ~eyin ko~ulu da o ~eye tabidir. Bu nedenle bu
anlam ac;1kc;a anilm1~ gibi olur. Bu ~una benzer: Namaz k1lmay1 adayan ki~iye

19
Vela /.~}I: Ki~inin ken di mi.ilki.inde bulunan bir kbleyi bzgi.irli.igi.ine kavu~turmas1 sebebiyle kblenin
veya muvalat sbzle~mesi nedeniyle ba~ka bir kimsenin miras~1s1 alma hakkm1 kazanmas1.
16_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
abdest de gerekir. hikaf1 adayana oruc;: da gerekir. Bunlar t1pk1 soz olarak an1lm1~
gibidirler. Buna gore ki~i ba~kasina "bu koleyi sana ~u kadar paraya satt1m" deyip
mu~teri de "0 ozgurdur" dese onun taraf1ndan ozgurlugune kavu~turulmu~ olur .
Kabul ve temlik, sozunun geregi olarak sabit olur.
Ki~inin "senin koleni" sozu, ozgur kilma i~lemi gerc;:ekle~tikten sonra degil ~u
an ic;:in sen in mulkiyetinde olan koleni" demektir. Ki~inin bundan kast1 koleyi tarif
etmektir. Yoksa koleyi diger ki~iye baglamak degildir. "Bu koleyi benim ad1ma
ozgur et" sozu konusunda da ihtilaf vardir.
b) "Koleni benim z1hanma kar~il1k bedelsiz olarak ozgur et" demek suretiyle
ki~inin, ba~kasindan kendi kefareti ic;:in onun kolesini ozgur kilmas1n1 istemesi
bedelsiz olur. Kole sahibi de ozgur k1larsa EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a )'e gore
vela kale sahibinindir. Bu ozgur k1lma, emredenin z1har kefareti ic;:in yeterli olmaz.
Bu, ayni zamanda K1yasa uygun olan goru~tUr.
EbO Yusuf ve $Mil (rh.a.)'ye gore ise vela, emri verene aittir. Ilk meselede
oldugu gibi, temlik anlam1n1n sozun alt1nda gizli olmas1 itiban ile bu ozgur kilma,
kefaret ic;:in yeterli olur. Bunun nedeni ~udur; Kole uzerindeki mulkiyet ister bedelli
ister bedelsiz olarak meydana gelsin, kale ozgur k1hn1nca kefaret olarak caiz olur.
"Hibe yoluyla meydana gelen mulkiyet ancak teslim ile gerc;:ekle~ir. (:unku hibede
teslim almak, sat1m akdindeki kabul gibidir." demek dogru degildir. (:unku nasil ki
sat1m, ozgur kilman1n ic;:inde sabit oldugundan kabule itibar etmek soz konusu
olmuyorsa, hibede de teslim almak du~er. Ya da kabul, ki~inin sozunun alt1nda
gizli oldugu gibi, teslim alma da onun sozunun alt1nda gizlidir. Yahut da kale
kendisini efendiden teslim alm1~ sayil1r. Nitekim ki~i ba~kas1na "benim z1hanma
kar~il1k olarak altm1~ fakire yemek ver" dese fakirin bunu once emreden namina
sonra da kendisi ic;:in teslim almas1 ko~uluyla bedelsiz olarak caiz olur. Bunun delili
~udur: "Koleyi benim ic;:in bin dirhem ve bir nt1I ~arap kar~il1ginda ozgur kil"dese ve
kale sahibi de ozgur kilsa, emri veren nam1na bu ozgur kilma caiz olur. Burada bu
i~lemin gerisinde bozuk bir sat1~ bulunmu~ olur. Bozuk sat1~ yoluyla elde edilen
mulkiyet, hibede oldugu gibi, teslim alma olmad1kc;:a gerc;:ekle~mez.
EbO Hanlfe ve Muhammed (rh.a) ise ~oyle demektedirler: "Kendisine kale hibe
edilen ki~i. teslim almadan once onun ozgur kil1nmas1n1 istese bu yeterli olmaz.
Nitekim ac;:1k olarak kendisine kale hibe edilen ki~i, teslim almadan once "onu
ozgur k1I" dese bu yeterli olmaz. (:unku hibe konusunda, du~urulemeyecek ~ekilde
mulkiyetin gerc;:ekle~mesi ic;:in, teslim almak ko~uldur . Mulkiyet, ozgur k1lma
[7/12]
emrinin altinda gizlenmek suretiyle du~mez (:unku du~uren ~ey yerinde gec;:erlidir.
Yerinin d1~1nda degil. Sat1m akdindeki kabul bundan farkhd1r. (:unku o kabulun
du~mesi mumkundur. Nitekim k i ~i "bu kuma~1 senden on dirheme satin ald1m .
Onu kes" deyip digeri de kesse, ki~i kabul etmi~ olmasa bile o kuma~a sahip
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ t 7

olmu~tur. c:;:unku sat1m akdinde, teati 20 yoluyla olan sat1mda oldugu gibi, kabulle
beraber icap da du~ebilir. Oyleyse sadece kabul haydi haydi du~er. l~te bu yonuyle
bozuk sat1~tan aynl1r. c:;:unku hukum bak1m1ndan bozuk olan sat1~ caiz gibi
degerlendirilir. Du~urmeye ac;1k olmas1 yonunden oradaki teslim alma, buradaki
kabul gibidir. Burada teslim alma i~lemi, ki~inin sozu ic;inde gizlenmi~ kabul
edilemez. c:;:unku teslim alma bir fiildir. Soz fiili ic;ermez. Ancak kendisi gibi bir sozu
ic;erebilir. Kabul ise sozdur. Sozunun ic;erisinde olmas1 caizdir. Burada kole
kendisini teslim alm1~ kabul edilemez. c:;:unku ozgur k1lma, mulkiyet ve maliyeti I
ekonomik degeri ortadan kald1rmakt1r. Kole kendisine teslim edilmeyen ~eyi degil,
ancak kendisine teslim edilen ~eyi teslim alabilir.
Bu mesele bu yonuyle yemek yedirme konusundan aynilr. c:;:unku fakir
yiyecegin kendisini teslim ald1g1ndan, bunu once emreden ki~i, sonra da kendisi
ic;in teslim ald1gin1 kabul etmek mumkundur. Halbuki kole bu ozgur k1lmadan
bizzat yararlanan ki~idir. Bu ac;1dan teslim alman1n en az1 bu i~lemde bulunmu~
olur. Kabzin I teslim almanin en az miktan bozuk sat1~ta yeterli olurken, hibede
yeterli olmaz. Bolunmesi mumkun olan taksim olunmam1~ (~ayl) maldaki kabz ve
agaca biti~ik meyvelerin bu durumda iken teslimi, bozuk sat1mda mulkiyet ic;in
yeterli olurken, hibede yeterli olmamaktad1r. Bununla, bu meseleler arasindaki fark
anla~limaktad1r".

Z1har yapan ki~i. kolesini az olsun ~ok olsun bir bedel kar~1hgmda Kolen in
ozgur k1larsa bu yeterli olmaz. bed el
kar~1hgmda
c:;:unku kefaret verme sadece Allah ic;in olan ~eyle yapli1r. Bedel kar~1l1g1 ozgiir
k1hnmasmm
yap1lan ozgur k1lma ise yalniz Allah ic;in yap1lm1~ olmaz. c:;:unku ki~i bununla bedel kefaret i~in
elde etmeyi kastetmi~tir. l~te bu nun ic;in Peygamber (s.a v.) Allahu Teala'dan naklen yetmemesi
haber verdigi hadis-i kudslde ~oyle buyurmaktad1r:

~LS.fa.~
.. .. !lylf j ~ ~ - ~ ~ ,!J).11 J, ~tS)JI ~l d :J~iiil J~
• J

cs~ t-- ~~.. ~i J, &- -r~I\ .i..Ull


- . ill'
"Al/ahu Tea/a ~6yle buyurur: Ben ortak!ann ortak!tktan en uzak o!amy1m. Bu
neden/e kim benim ir;in bir amel i~!er de bu amele benden ba~kasmt ortak ederse o
amelin tDmO ortak ko~tugu ~eye yaplim1~t1r. Ben ondan ber7yim"21 . Ki~i bundan
sonra ald1g1 bedeli ozgur k1ld1g1 koleye geri verse de bu ozgur k1lma, kefaret

0
' Teati I .)>\..:.JI: Fiill mubadele yani bir taraftan mal1n diger taraftan da bedelin teslim edilmesi
suretiyle 'ger~ekle~tirilen sat1m sbzle~mesi. Ki~inin hi~ bir ~ey konu~maks1z1n mal sahibinin bnune
alacag1 malin paras1ni koymas1, sat1c1nin da mal1 alic1ya vermesi bu tOr al1~ veri~e brnektir. Teat! aktin
taraflarinin rizalarina gbsterge oldugundan irade beyani (1cab-kabul) yerine ge~er. Buna "muatat"
da denir.
21
Benzer rivayetler i~in bkz.: Muslim, Zuhd 46; lbn Mace, Zuhd 21.
lS _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
kar~li1g1 olarak yeterli olmaz. (:OnkO bu, bon;tan ibra etmektir (kurtarmakt1r,
aklamakt1r) . Kefaretlerde bon;tan ibra etmenin bir etkisi yoktur .

ZIHAR KEFARETi OLARAK ORU<; TUTMAK


Z1har yapan ki~i z1hanna kefaret olarak ozgOr kliacak kole bulamad1g1 zaman,
ayet (nass) geregi iki ay pe~ pe~e oruc; tutar. Hastal1k veya ba~ka bir nedenle bu iki
ay ic;erisinde bir gun oruc; tutmazsa, pe~ pe~e tutma bozuldugu ic;in yeniden
ba~lamas1 gerekir. Dinen bir nitelikle kay1tlanm1~ olan yap1lmas1 gerekli ~ey, o
nitelik olmaks1z1n yerine getirilemez.
Ayn1 ~ekilde orucu bitirmeden zengin olsa, oruc; tutmas1 gec;ersiz olur. Kole
Oru~la
kefarete ozgOr klimas1 gerekir. COnku ki~i. bedelle maksad1 elde etmeden once, asla guc;
ba~layan
yetirir duruma gelmi~tir. COnkO maksat ki~inin Ozerindeki kefareti dO~Ormektir . Bu
ki~inin
zenginle~mesi ise iki ay dolmadan once gerc;ekle~mez . Bu ki~i; teyemmumle namaz kliarken,
namaz bitmeden once suyu bulan kimseye benzer. Maksad1 elde etmeden once
(iki ay dolmadan once) meydana gelen zenginlik, oruca ba~lamaya karar verdigi
esnada var olan zenginlige benzer. "Orucu gec;ersiz olur" sozOnOn anlam1 kefarete
yeterli olma hOkmO hakk1ndad1r. Orucun asl1 ise bakldir. Ki~inin nafile olarak bunu
tamamlamas1 mOstehap olur . COnkO zenginlik, oruca ba~lamaya degil, oruc;
tutarak kefaretin dO~mesine engeldir.
Ki~i, biri Ramazan ay1 olmak i.izere iki ay oru~ tutsa bu, z1har i~in
[7/13]
yeterli olmaz.
COnkO Ramazan ayinda yalnizca bir tek oruc; tutmak -ki o da farz olan
Kefaret orucu Ramazan orucudur- me~ru kli1nm1~t1r. Dolay1s1yla bu ayda tutulan oruc;la yap1lan
tutarken araya
Ramazan kefaret gec;erli degildir. Cunku kefaret orucu ki~inin zimmetinde farz olur.
aymm girmesi Zimmette olan ~ey ancak ki~inin sahip oldugu bir ~eyle odenir. Borcu ile degil. Biz
bu nu "Oruc; Kitab1" nda belirtmi~ ve Eb CJ Hanlfe (rh a )'nin iki talebesi (Eb CJ Yusuf ve
Muhammed) ile yolcu meselesindeki ihtilaf1n1 ac;1klam1~t1k . Ramazan ayinda tutulan
oruc; z1har ic;in gec;erli olmay1nca, Ramazan Bayram1 gOnOnden sonra yeni ba~tan
iki ay oruc; tutmas1 gerekir. (:OnkO Ramazan'1n araya girmesiyle kefaret orucu
kesintiye ugram1~t1r.
Ayn1 ~ekilde ki~inin orucu Kurban Bayram1 veya te~rik gOnlerine rastlarsa, bu
Kefaret orucu
i~erisine, oru~
gOnlerde oruc; tutsun ya da tutmas1n, yeniden oruca ba~lamas1 gerekir. CunkO bu
tutma yasag1 gOnlerde oruc; tutmak yasakland1g1ndan, bu oruc;la zimmetindeki yaplimas1 gerekli
clan giinlerin
girmesi ~ey yerine getirilmi~ olmaz. Bu gOnlerin araya girmesiyle pe~ pe~e tutulma niteligi
kesintiye ugram1~ olur. CunkO ki~i ic;inde bu gOnlerin olmad1g1 ba~ka iki ay
bulabilir.
Hizmet i~in bir kolesi olan ki~inin oru~ tutmas1 yeterli olmaz.
Talak (Bo§anma) Kitabi. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 19
CLinku a ki~i, asli yerine getirecek imkani bulmu~tur. Dalay1s1yla yerine
getirilmesi gereken asil ~ey varken bedel ile yerine getirilemez. Ancak yaln1zca bir
evi alan ki~i boyle degildir. Cunku a, asl1 elde etmi~ degildir. 0, eve muhtac;
aldugundan ev uzerindeki mulkiyeti ihtiyac1na kar~il1k sayilarak, hie; yak gibi kabul
edilir. Biz "Zekat Kitab1"nda ev mulkiyetinin ki~inin ihtiyac1n1 art1racag1n1
belirtmi~tik. Hizmetc;i kale de boyledir. Ne var ki kale (hizmetc;i) ayette (nassta)
belirtilen ~eyin bizzat kendisi aldugundan, arada an lama itibar edilmez.
Eger ki~i bir kale satin alabilecegi dinar ya da dirheme (paraya) sahipse Allahu
Teala'nin,

,i
"'
~u.;;
-
0t q-:-'1·; ~
: ~
.. - 8 . · -.Dr'~ .l.>..'.i
q!-.JV- -• o•
!1 •...:...J
I r
.l:.-
r
"Kim bu/amazsa hantmty!a cinsel ili~kide bulunmadan once ara/1ks1z iki ay
oruc; tutmast gerekir." (el-MOcadele 58/4) ayeti nedeniyle aruc; tutmas1 caiz almaz.
Kolenin bedeline sahip alan, kendisine sahip almu~ gibidir. Nitekim teyemmum
bahsinde, su paras1na sahip alan suyun kendisine sahip alan gibi kabul edilmi~tir.
cunku "bulmak" zenginlik deg ii, bir ~eyin kalayca elde edilebilmesini ifade eder.
Dirhem ve dinarlara (paraya) sahip alma sayesinde, bzgur k1l1nacak koleyi elde
etmek kalayla~1r. Kalayca elde etme, nassta belirtilen ka~ulu -kale bulamamay1-
artadan kald1rmaktad1r.
Ki~idort hanimma z1har yapsa ve sahip oldugu tek koleyi ozgur k1lsa, Birden ~ok
z1har
sonra dort ay pe~ pe~e oruc; tutsa, sonra hastahk nedeniyle altm1~ fakiri kefaretinin
doyursa ve butt.in bunlarda kadmlarm herhangi birine niyet etmese farkh yollarla
i:idenmesi
istihsanen bu kefaretler yeterli olur.
cunku daha once ac;1klad1g1m1z gibi, ayn1 cinse dahil alan ~eylerde ay1rma
(birini digerinden ay1rarak belirleme) niyeti dikkate al1nmaz. Bu ki~i, imkan1
aldugunda kale ozgur k1lm1~, ozgur k1lacak bir ~ey bulamayinca aruc; tutmu~tur.
Bu aruc; ozgur k1lma imkani bulunmad1g1nda kefaret yerine gec;er. Sanra aruc;
tutmaya da guc; yetiremeyince fakirlere yemek vermi~tir. Yemek verme (ozgur
k1lma ve aruca guc; yetiremeyen ic;in) kefaret yerine gec;er. cunku gbz onunde
tutulan ~ey, yemek yedirme suretiyle kefaret verirken aruca guc; yetirememektir.
Bu da hastalik durumunda gerc;ekle~mi~tir. Kefareti odedikten sanra bzrun devam
etmesi ka~ulu yaktur. Sanra, yerine getirdigi k1s1m yap1lmas1 gerekli alan kefaret
ic;in yeterli aldugundan bu yerine getirme gec;erli alur.
"Z1har yapan ki~inin han1m1 kendisinden kesin alarak ayrild1ktan sanra, kadin
ba~ka bir kacanin nikah1 alt1nda iken yahut da murted olarak (lslam'dan c;1karak)
harp ulkesine iltihak etmi~ken, kaca kefareti yerine getirse, bu kefaret gec;erli
alur".
cunku z1harla meydana gelen haraml1k, ayril1ktan sanra da varlig1n1 devam
ettirir. Kefaret odemek gerekir. Bu nun deli Ii ~udur; z1har yapan ki~i a kad1nla tekrar
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 5

Eger bu kay1ts1z ve belirsiz olan1n kay1tl1 olana gore anla~1lmas1 (mutlak1n


mukayyede hamli) caiz olsayd1, sadece iki olaym e~it oldugu sabit olduktan sonra
caiz olurdu. Halbuki adam oldurme kefareti ile diger kefaretler arasmda e~itlik
yoktur. (unku adam oldurmek, en buyuk gunahlardand1r. Onda, Iman ile
muhatap mumin bir can1n yak edilmesi vard1r. Diger kefaret nedenleri ise boyle
degildir. Bundan dolay1 adam oldurme kefaretinde, diger kefaretlerde olmayan bir
ag1rl1k I kat11ik vard1r. Bunun ic;:in fakirleri doyurma, adam oldurme kefaretindeki
oruca bedel olamaz. Arna z1har kefaretindeki oruca bedel olur.
Yemin kefaretinde bize gore, orucun pe~ pe~e tutulma ko~ulu, kay1ts1z olanin
kay1tl1 olana gore anla~1lmas1 yoluyla varilan bir hukum degildir. Tersine bu, kefaret
ayetindeki lbn Mes Cid (r a.) 'un k1raat1 nedeniyledir -ki onun k1raat1 me~hurdur-.
Kay1ts1z olanm kay1tl1 olana gore anla?ilmas1n1 kabul edenlerin yemin
kefaretiyle ilgili bize kar?1 ileri surdugu ~eyler) asl1nda onlan baglamaktad1r. (unku
onlar, mutlak1 mukayyede hamletmek (kay1ts1z olan1 kay1tl1 olana gore anlamak)
ic;:in ye min kefaretinde orucun pe? pe?e tutulmas1n1 ko~ul ko?muyorlar. "Bu
mutlak1n iki asl1 (temeli I delili) vard1r; birisinde -ki bu temettu' harnndaki oruc;:tur-
oruc;:, ayn ayn tutulmakla kay1tlanm1?t1r" diyen ki~inin sozu anlams1zd1r. (unku bu
temettu' orucu, ayn ayn tutulmakla kay1tlanmam1~t1r. Ancak kurban bayram1
gununden once tutulmas1 caiz degildir. (unku bu oruc;:;

~f-!!~j l~l~~j '


memleketine dondugu zaman yedi gun olmak uzere oruc;: tutar... " (el-
Bakara 2/196) ayetinde ( 1;~ ) harfi ile ki~inin vatanina don me zamanina baglanm1?t1r.
Yukanda rivayet edilen hadise gelince baz1 rivayetlerde anild1gma gore adam,
"Benim mumin bir kale ozgur k1lma (ozgur etme) borcum var" demi?tir. Yahut da
Resulullah (s.a.v) vahy yoluyla onun mumin bir kale ozgur k1lmas1 gerektigini bilmi~,
bu nedenle de kale kad1n1n mumin olup olmad1g1n1 denemi~ti. Diger taraftan bu
hadisin saglaml1g1 hakk1nda soz edilmi?tir. (unku rivayet edildigine gore Resulullah
(s.a.v.) (kale kad1na) fi°»I ,)" Allah nerede? " 8 diye sormu~ o da eliyle gogu i?aret
etmi?tir. Biz Resulullah'1n herhangi bir kimseden Allah'1n yonu ve mekanm1
belirtmesini isteyebilecegini sanm1yoruz.
Ayette de onlar lehine bir delil yoktur. (unku kufUr, inane;: ac;:1s1ndan bir pislik Kefarette
ve kotUluktUr. Kefarete sarf edilen ise inane;: degildir. Tersine mall degerdir. Mall sag1r kale
ozgiir
deger ac;:1s1ndan bakild1gmda, kufUr, ortadan kalkmas1 ihtimal dahilinde olan kuc;:uk k1lmak
bir kusurdur.
Kefaretlerin ti.imi.inde sag1r kole ozgi.ir kilmak istihsanen yeterli olur. (7/5]

• Bkz. D1pnot 1
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _21
tamamland1g1nda bir gun tutmasa yeniden ba~lamas1 gerekir. c;:unku (aylann
hesaplanmas1nda) hilaller as1I, gunler ise bedeldir. Nitekim Peygamber (s av):

t;Y- ~ ·~
·· <...T-';.
0L:Ll

IL.st;
J -
j.J.11 ~('.\c. rtl- 0\j
-''!' r-=- 4-.:.J:,1 I ' ,
! ~ . !...JJ, y .J-4'

"Hilali gorOnce oruc; tutun. Eger (hava bulutlu oldugundan) hila/i


goremezseniz, $aban'1 otuz gOne tamamlaym. "22 buyurmu~tur. Bu nedenle as1I
olan hilaller bulundugunda gunlere itibar edilmez. As1I bulunmad1g1nda gunlere
itibar edilir. lki ay ancak altm1~ gunle tamam olur. Bu nedenle ki~i on be? gun oruc_;
tutup, sonra bir ay hilale gore yirmi dokuz gun tutsa, sonra da tekrar on be? gun
oruc_; tutsa EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore yeterli olur. Bu, EbO Yusuf ve
Muhammed (rh.a.)'e goredir. EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise yeterli olmaz. Biz iddetin
hukmu konusunda bu meseleyi ~oyle ac_;1klam1?t1k: EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore ay1n
ba~lang1c1 gunlere gore hesap edildiginde, hesabin tumunde gunler goz onunde
tutulur. c;:unku ilk ay dolmadan ikinci ay girmez. EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e
gore ise hilale itibar etmenin mumkun olmad1g1 durumda gunlere itibar edilir. Bu
da yalnizca bir ayd1r.

ZIHAR KEFARETi OLARAK YEMEK VERMEK


[7/15]
Kefaret borcu olan ki~inin, altm1~ fakiri c;;agmp, sabah ak~am onlara
yemek vermesi yeterli olur.
Bizim alimlerimizin goru~u budur. Kefaretlerde yemek verme, yemegi Kefaretle yoksul
yemesine izin vermek (ibaha) ile de yerine getirilebilir. doyurmakta
temlik konusu
$afil (rh.a.)'ye gore ise fakirin mulkiyetine gec_;irilmedikc_;e, kefaret yerine
getirilmi~ olmaz. Ahmed b. Sehl (r.a) ~oyle derdi: "Kefaret, Allah'1n " .:_~ fW.µ
~ I altm1~ fakire yemek yedirmek" ayetinin ac_;1k ifadesinden dolay1, temlikle
degil sadece fakirin yemek yemesine izin vermekle yerine getirilir " flAi..~i I yemek
yedirme" gec_;i~li (tumlec_; I mef'OI alan) bir fiildir. Bunun gec_;i~sizi ~"yemek
yemek"tir. Bu ise mulkiyetle degil yeme fiiliyle olur. Temlikte yedirme yoktur.
Yedirme, sadece yemegin yenmesine imkan haz1rlamada bulunur. c;:unku bu
ancak fakirin yemesiyle gerc_;ekle~ir. Dolay1s1yla soz gerc_;ek anlamina yorulur.
$afil (rh a.) ise ~oyle demektedir: "f W. ~i I yedirme" orfen temlik ic_;in kullan11ir.
Ki~i ba~kas1na "temlik ettim" anlam1nda olmak uzere "?U yemegi sana yedirdim"
der. Burada amac_; fakirin ihtiyac1n1 kar~1lamak ve onu ihtiyac_;s1z duruma
getirmektir. Bu ise yemege imkan haz1rlamakla degil, yemegi temlik etmekle
gerc_;ekle~ir. Yemeye imkan haz1rlamakla maksat yerine gelmediginden, zekat ve
f1t1r sadakas1nda oldugu gibi, burada da temlik olmadan gereken ~ey yerine

22
Benzer rivayetler i~in bkz.: Buhari, Savm 11; Muslim, Siyam 19.
22 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut
getirilemez". $afil (rh.a.) bu meseleyi kefaret olarak elbise giydirmeye k1yas etmi?tir.
$byle ki: Ki?i fakirlere kefaret niyetiyle odum; olarak elbise verip onlar da giyseler
bu gec;erli olmaz. Yemek yedirme de bunun gibidir. lkisi arasindaki ortak yon, her
ikisinin de kefaret tOrlerinden olmas1d1r.
Biz Hanefllerin bu konudaki delili ise ?Udur: Ayette (nassta) yer alan
"yedirmek"tir. Bunun gerc;ek anlam1 ise (yemegi haz1rlayarak fakirin) yemesine
imkan vermektir. Bundan maksat ihtiyac1 kar?ilamakt1r. Temlikle de bu yerine
geldiginden yaptlmas1 gerekli olan kefaret her ikisiyle de (yedirmek ve temlik
etmek) bdenebilir. Temlikle odenebilmesinin neden i ?Udur: Delilde gec;en yeme,
yemegin temlik edilmesiyle kastedilen ?eyin bir parc;as1d1r. ~Onku ki?i yiyecege
sahip oldugunda ya onu yer ya da ba?ka bir ihtiyac1na sarf eder. Dolay1s1yla temlik
bu bak1mdan, delilde gec;en ?ey hukmunde kabul edilir. Delilin bizzat kendisine
riayet etmek ic;in temkin (yemegi haz1rlay1p, fakirlerin yemesine izin vermek) ile de
kefaret yerine getirilebilir. Bunun delili ?udur; Delil bu yedirmeyi ki?inin ailesine
olan yedirmeye benzeterek:

A. !<:" 10.t ~
"' r-=-
, . L~ 1; .h.;.
~
·l : ).
- .J 0-! .,,
"Ailenize yedirdiginiz yemegin orta hallisinden. .. " (Maide 5/89) buyurmaktad1r.
Bu ise bazen temlik bazen de temkin (imkan verme) ile olur. Kefarette de boyledir.
~Onku benzeyen ile benzetilenin hukmu ayn1d1r. Bu mesele elbise giydirme
meselesi gibidir. ~Onku ayetteki " •~I I kisve" kelimesi, elbisenin kendisini ifade
eder. Bunun fiili ise ".!l I kef" harfinin OstOnlu okunu?U ile ( ~j.:S ) 'elbise
giydirmek' anlamina gelir. Dolay1s1yla ayetle sabit olmu~tur ki; Kefaret verme
elbisenin menfaatleri ile degil kendisiyledir. Ariyet (bdunc;) verme ve giydirme ise
menfaatte tasarrufta bulunmakt1r. Bununla yaptlmas1 gerekli olan ~ey yerine
getirilmi~ olmaz. Yemegi yemeye imkan verme durumunda ise fakir, yemegin
kendisini yediginden bununla yedirme gerc;ekten meydana gelmektedir. Bu mesele
zekattan da farkl1d1r. ~Onku zekatta yaptlmast gereken, ayetle "verme/~~~\ "
fiilidir. F1t1r sadakasinda ise yap1lmas1 gerekli olan "eda/~1~\i1" fiilidir. Bunlar temlik
olmaks1zin yaln1zca imkan vermekle yerine gelmi? olmaz. Din sahibinin sozunun
sin1rlann1 belirlemede, ki~inin ince anlayt? sahibi olmas1 guzel bir ~eydir.
Yemek yedirmede (temkinde) muteber olan; sabah ve ak?am ya da iki sabah
Kefarette
yedirilecek
yemegi veya iki ak~am yemegi olarak her bir fakire iki ogon doyurucu yemek
yemegin tiirii yedirmektir. ~Onku dikkate al1nan bir gunun ihtiyac1 olan yemektir. Bu da adeten
sabah ve ak~am yemegidir.
Bugday ekmeginin kat1kl1 veya kat1ks1z olmas1 e?ittir. "el-MebsOt"ta
Muhammed (rh.a) ekmegi herhang i bir nitelikle kay1tlamam1?ttr. Onun kast1
bugday ekmegidir . Bunu "ez-Ziyadat" adl1 eserinde ac;1klamt?t1r. Bu hukmun
gerekc;esi ?Udur: Fakir, kat1kli olmasa da bugday ekmegiyle ihtiyac1n1 kar?ilar. Arpa
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _23
ekmegi ise boyle degildir. cunku fakir bundan ihtiyac1n1 ancak kat1kl1 oldugunda
kar~1lar. Sabah ve ak~am kavut ve hurma vermesi durumunda da boyledir.

(Sonraki alimler) Demi~lerdir ki: "Bu onlann ya~ad1g1 bolge i~in ge~erlidir.
[7/16]
Cunku onlar adeten bununla yetinir. Bundan ihtiyac1n1 saglarlar. Bizim bolgemizde
ise ekmek mutlaka gereklidir". Bunlann tUmu ki~inin (kendi) ailesinin yiyecegi
konumundad1r. Ailenin yiyeceginde her bolgede adet olan iki doyurucu yemege
(ogune) itibar edilir.
Saha be (ranhum) ~oyle demi~tir: "Ki~inin ailesine yedirecegi en List yemek;
ekmek ve et, ortas1 ekmek ve sut, en du~ugu de ekmek ve tuzdur".
Ki~i, yiyecegi fakire vermeyi (temlik etmeyi) sec;erse her bir fakire; Yiyecegin
yoksula
bugday, un veya kavuttan yanm sa' yahut da hurma veya arpadan bir sa' temliki
verir.
Biz Hanefi'lere gore bundan daha az verirse yeterli olmaz. $afil (r.a.) ise, oru~
kefareti ile ilgili olan bedevl hadisi nedeniyle, her bir fakire bir mud bugday
verilecegini soylemi~tir. Cunku bu hadise gore Peygamber (s.a.v) bedevlye on be~
sa' vererek:

~ =~ 1~ , ~ ;. =
_, - ~~ ~.?
"Bunu a/tmt~ fakire dag1t"23 demi~tir.
Biz Hanefller ise Evs b. Samit ve Seleme b. Sahr el-Beyazl (r a )'nin hadislerini
deli I al1yoruz. 0 hadislerde, her bir fakire ya nm sa' bugday verilmek suretiyle altm1~
fakirin doyurulmas1 anilm1~t1r.
Alive Ai~e (ra) nin hadislerinde yer ald1g1na gore onlar "her bir fakire iki mud
bugday verilir" demi~lerdir. Omer ve ibn Abbas (ra.)'tan da her bir fakire yanm sa'
bugday verilecegi rivayet edilmi~tir. Burada goz onunde tutulan her bir fakirin
gunluk ihtiyac1d1r. Bu da f1t1r sadakas1nin benzeridir. F1t1r sadakas1 ise mud ile degil
bizim belirttigimiz ~ey ile verilir, bu kefaret de oyledir.
Bedevl ile ilgili hadisin baz1 rivayetlerinde "bunu ve bunun mislini dag1t"
~eklindebir ifade yer almaktad1r. $afil (rh.a )'nin meseleyi bu ~ekilde delillendirmesi
dogru degildir. Cunku ona gore sa', dort menne 24 denk degildir.
Her bir fakire yemegin degeri verilse, onun ihtiyacin1 giderme maksad1 yerine
gelecegi i~in bize gore bu yeterli olur. Biz bu hususu "Zekat" konusunda
a~1klam1~t1k.

23
lbn Hibban, Sahih, Vlll/293; Taberan1, Mu'cemu'l-evsfit, Vlll/132.
24
Menn: I .).JI; iki ritla denk dO~en bir ag1rl1k olc;OsO olup Olkelere ve devirlere gore farkl1l1k gosterir.
1 menn her biri 130 dirhem olan 2 ritla denktir. $er'1 miskalle 180 miskal (720 kg. ) l1k bir ag1rl1k
birimidir. Kaynaklarda, 1612 y1l1nda Mekke'de kullarnlan mennin ag1rl1g1rnn yakla~1k 1042,5 ve
1080,64 gr. arasinda degi~tigi soylenmektedir.
!.14 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsut
Belirtilen yiyecek c.;e~itlerinin birinden, bildirilen miktardan daha az1m
verse, verdigi miktar diger bir c.;e~idin verilmesi gereken miktanna e~it olsa
bile, yukanda gec.;en olc.;i.i kadar vermedikc.;e yeterli olmaz.
Bunun anlam1 ~udur: Ki~i her bir fakire bir sa' arpaya denk bir mod bugday
verse veya yanm sa' bugdaya denk yanm sa' hurma verse, bu yeterli olmaz.
ZOfer (rh.a)'e gore ise bu yeterli olur. (OnkO (ona gore) odenen ~eyle maksat
gerc;ekle~mi~tir . Bu t1pk1 degerin verilmesi gibidir. Nitekim ki~i, bir kefaret ii;in on
fakire, her bir fakirin pay1 olan yiyecegin degerine denk olacak bir bii;imde tek bir
elbise verse, bu elbise yiyecek olarak verilmesi gereken kefaret yerine gei;er.
Biz HanefTler ise ~oyle demekteyiz: Odenen ~ey, ayette an1lanin kendisidir.
Delilde (ayette) anilan ~eyde anlama itibar edilmez. Aksine bizzat ayete itibar edilir.
Elbise ise bundan farkl1d1r. $oyle ki; delilde anilan, giyinmeye yetecek kadar olan
elbisedir. Elbisenin onda biri ile her bir fakir i~in bu maksat geri;ekle~mez .
Dolay1s1yla verilen ~ey delilde anilan ~ey olmaz. Bu nedenle onda anlama itibar
edilir. Bu ~oyle a~1klanabilir: Yiyeceklerin birini digeri yerine koymak, her bir ~e~it
i~in delilde belirlenen miktan iptal etmektir. Delilin iptalini i~eren (delil in iptali
sonucunu doguran) her neden gosterme (talil) ise ge~ersizdir. Elbise konusunda ise
delilde bir miktar belirlenmemi~tir Dolay1s1yla elbiseyi, yiyecek yerine koymada,
delilde belirlenen miktan gei;ersiz k1lma yoktur.
Diger taraftan elbise vermek ile yiyecek vermenin maksatlan farkl1d1r. Bu
[7/17] farkl1l1k nedeniyle birini digerinin yerine koymak caiz olur. Yiyecek ~e~itlerinin
maksatlan ise bir oldugundan, oncelikle odenen yiyecegin bizzat kendisine itibar
edilmesi gerekir. Ki~i her bir fakire bir mod bugday odemi~ ise, delille (nassla)
belirlenen miktann, her bir fakire ula~mas1 i~in birer mod daha vermelidir.
Eger aym fakirleri bulamazsa, yeniden yemek vermesi gerekir. Ba~ka
altm1~ fakire birer mi.id vermesi yeterli olmaz.

(OnkO onun Ozerine yapilmas 1 gerekli olan, ihtiyac1n1 gidermek ve gOnlOk


gereksinimini kar~1lamak i~in her bir fakire yanm sa' vermektir. Her bir fakire
verilmesi gerekenin yans1n1 vermek suretiyle bu yapilm1~ olmaz.
Yoksula Her bir fakire bir mi.id bugday ile iki mi.id arpa veya hurma verse
verilecek
maddelerin yeterli olur.
kari~t1r1lmas1
(OnkO her ikisi de kefaret vermede aslld1r. Fakirin gOnlOk ihtiyac1n1 giderme
maksad1, her bir yiyecek i;e~idinden verilmesi gerekli olanin yans1n1 vermekle yerine
gelir.
Yiyecegin tOmOnO bir fakire verirse, bir defada vermesi durumunda yeterli
olmaz. (OnkO yapilmas1 gerekli olan, delil gereg i verme fii lini ayn ayn vermektir.
Hepsini bir arada verdiginde sadece bir fakire vermi~ olur. Nitekim hac1 (~eytan
ta~lama esnasinda) yedi ta~1 birden atsa bu bir ta~ sayil1r .
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _25
Ki?i, vermesi gereken yiyecegi bir fakire altm1? gunde verse, Biz Hanefilere Kefaretle, bir
fakiri altm1~
gore bu yeterli olur.
giin doyurmak
$afil (rh.a.)'ye gore ise yeterli olmaz. c;:unku ona gore, delille ki?iye gereken
altm1? fakiri doyurmakt1r. Bir fakir, ba?ka gunlerde farkl1 fakir olmaz. Dolay1s1yla
ona vermekle kefaret yerine getirilmez. Bunun benzeri tanikllk meselesidir. Tek bir
tanik farkl1 meclislerde tanikl1gin1 tekrar etmekle iki tan1k konumunda bulunmu?
olmaz.
Biz Hanefiler ise kefarette kastedilen ?ey hususunda ?Oyle demekteyiz: Bir
fakir, gunlerin degi?mesiyle farkl1 fakirler konumunda bulunmu? olur. c;:unku
yiyecek vermenin gayesi ihtiyac1n giderilmesidir. Fakirin ihtiyac1 her gun yenilenir.
Dolay1s1yla, fakirin yiyecegi hak etme nedeni yenilendigi ic,;in o, ikinci gun ba?ka bir
fakir yerine gec,;er. Diger taraftan yemek yedirme fiili mutlaka yemegin bulunmas1ni
gerektirir. Buna gore ayetin anlam1 "altm1~ fakirin yiyecegini yedirmek" ?eklinde
olur. Ki~i bir fakire altm1~ gun yiyecek vermekle bunu yerine getirmi? olur. Mesele
i?te bu ac,;1dan tanikllktan aynlmaktad1r. c;:unku tanikl1kta amac,; kalbin emin
(mutmain) olmas1d1r. Bir ki?inin taniklig1ni tekrar etmesiyle bu a mac,; yerine gelmez.
Muhammed (rh.a.) "e/-MebsOt" adl1 kitapta ki~inin, yiyecegi bir gunun farkl1
vakitlerinde bir fakire vermesi olay1ni anmam1~t1r. Yemek haz1rlay1p fakirin
yemesine izin vermenin (temkinin) farkl1 gunlerde olacag1nda bir ?Uphe yoktur.
c;:unku ki~i bir gunde altm1? fakirin yiyecegini yiyemez. Altm1~ fakirin yiyecegini, bir
gunun farkl1 vakitlerinde bir fakire temlik etme meselesine gelince, alimlerimizden
baz1lan bunun caiz oldugunu soylemi?lerdir. c;:unku yiyecegi temlik etme,
gerc,;ekten doyurma gibi kabul edilmi~tir. Temlik etme yoluyla olan ihtiyac1n ise bir
s1nin olmad1g1ndan yiyecek t1pk1 farkl1 gunlerde temlik edilmesi gibi bir gunun
farkl1 vakitlerinde temlik edilse bu caiz olur.
Bu hukme "Yeminler Kitab1"nda anilan ?U meseleyi delil olarak
gostermi?lerdir; Ki?i bir fakire on gun boyunca on fakire verilecek elbiseyi giydirse,
her ne kadar giyecek ihtiyac1 her gun yenilenmese bile fiil bir defada degil farkl1
olarak yap1ld1g1 ic,;in yeterli olur. Bu hukmun diger bir delili de ?Udur: Bir fakir bu
ki?iden o gunun yiyecegini ald1ktan sonra, ba?ka bir ki~i kefareti ic,;in yine bu fakire
yiyecek verse bu caiz olur. Ayni ?ekilde ba~ka bir ki~i degil de, ayn1 ki?i bu adama
ba~ka bir fakirin yiyecegini verse bu da caiz olur.

Baz1 alimler ise bunun caiz olmad1g1n1 soylemi~lerdir. Onlann delili ~udur:
Burada goz onune al1nan ?ey ihtiyac1n giderilmesidir. Bu nedenle yiyecegin zengin 171181
birine verilmesi yeterli olmaz. c;:unku zengin, kendi mallndan yiyebilir. Nasll ki bir
?eye sahip olan ki?iye, o ?eyi temlik etmek (mulkiyetine gec,;irmek) imkans1z ise,
yiyecegi olan1 yedirmek de mumkun degildir. Ki?i gunluk yiyecegini ald1ktan sonra,
ayni gun ic,;inde ba~ka bir fakirin yiyecegini ona vermekle bir ihtiyac,; giderilmi?
olmaz. Ba?ka birinin kefaret vermesi ise bundan farkl1d1r. c;:unku ki?inin ba~ka bir
26_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
kefaretten dolay1 ald1g1 yiyecek, bu kefaret a~1s1ndan yok hukmundedir. Bu, ayni
ki~iye ait kefaret i~in kabul edilemez. Giyecek meselesi de bundan farkl1d1r. <:unku
giyecege olan ihtiya~ insanlann durumlanna gore degi~ir. Hukmu ihtiyaca
baglamak mumkun degildir. <:unku ihtiya~ bilinemez. Bunun i~in de kolayla~t1rma
maksad1yla gunlerin yenilenmesi, ihtiyac1n yenilenmesi gibi kabul edilmi~tir.
Ki~i. bir hammma yapt1g1 iki z1har veya iki hammma yapt1g1 iki z1har
ic;in, altm1~ fakirin her birine bir sa' bugday verse Ebu Hanife ve Ebu Yusuf
(rh.a.)'a gore bu yalmzca bir z1har ic;in yeterli olur. Muhammed (rh.a.)'e gore
ise yeterli olur.
<:unku verilen miktar her iki kefarete de yetecek ol~Odedir. <:unku sarf edilen
(fakir) de iki kefaret i~in mahaldir, dolay1s1yla yeterli olur. Nitekim bir kefaret i~in
her bir fakire tek ba~1na yanm sa' verse bu yeterli olmaktad1r. Bunun delili ~udur;
Bu iki kefaret; birisi z1har digeri de oru~ bozma gibi iki farkl1 cinsten olsayd1, niyet
edilmesi durumunda icmaen ge~erli olurdu. Ayni cinsten oldugunda da durum
boyledir.
EbQ HanTfe ve EbQ Yusuf (rh a.) ise ~oyle demektedirler: "Ki~i vermesi gereken
miktan fazla olarak vermi~ fakat mahalli eksik yapm1~tir. Bu nedenle ancak mahal
miktannca yeterli olur. Nitekim bir kefaret nedeniyle otuz fakirin her birine bir sa'
verse bu yeterli olmaz. Bu ~oyle a~1klanabilir; Ki~iye her bir kefaret i~in gereken
altm1~ fakire yiyecek vermektir. Her iki z1harda yiyecek verilecek olan mahal yuz
yirmi fakirdir. Kefareti veren ki~i mahalli eksik yapm1~. odenecek miktan ise fazla
vermi~tir. <:unku her bir fakire verilmesi gereken yanm sa'd1r. Bu ki~i ise bir sa'
vermi~tir. Bu hukumdeki ger~ek anlam ~udur: Ayn1 cinsten olan ~eyde belirleme
niyetine nas1I itibar edilmiyorsa, say1ya niyet etmeye de itibar edilmez. Bu nedenle
onun bir veya iki z1hara niyet etmesi e~ittir. Ancak kefaretler, farkl1 iki cinsten
olsalard1 o zaman hukum degi~ik olurdu. <:unku cinslerin farkl1l1g1 durumunda
belirleme niyeti muteberdir. Ayni ~ekilde odenenin yans1nin bir kefarete diger
yans1nin da ba~ka bir kefarete ait olmas1 i~in, iki kefarete niyet etmesi muteberdir.
Zekat
verilemeyenlere Mahn zekatmm verilmesi caiz olmayan ki~ilere z1har kefaretinin
kefaretln de ·1 · 1· I
verilememesi ven mes1 yeter 1o maz.
Biz bunu zekat konusunda a~1klam1~t1k. Ancak EbQ Hanlfe ve Muhammed
(rh.a.)'e gore ki~i bu kefareti gayr-i muslim vatanda~in (zimmTlerin) fakirlerine
verebilir. Bununla birlikte muslumanlann fakirlerine vermesi bize gore daha iyidir.
Bizim Olkemize guvence (eman) alarak girmi~ olsalar bile harp Olkesi (daru'l-harb)in
fakirlerine verilmesi yeterli olmaz. Bu konunun tOmunO f1t1r sadakas1 ile ilgili
bahiste anlatt1k.
EbQ Yusuf'un EbQ Hanlfe (rh.a)'den rivayet ettigine gore ki~inin adakta
bulunmak suretiyle kendisine vacip k1ld1g1 ~eyi z1mmllerin fakirlerine vermesi
caizdir. Ancak zekat gibi Allah'1n vacip (gerekli) kild1g1 ~eyi ancak musluman
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _27

fakirlere verebilir. Ebu Yusuf (rh.a )'tan nakledilen bu rivayet Ebu Hanlfe (rh.a.)'den
gelen me~hur rivayete ayk1nd1r.
Ki~i harp ulkesinde ehli harpten bir koleyi ozgur k1lsa, bu, z1har
[7/19]
kefareti ic;;in yeterli olmaz.
(i..inki..i bu ki~i dili ile ozgi..ir kllmakta, fiill olarak ise kolele~tirilmeye uygun bir
durumda iken onu tekrar kole edinmektedir. Dolay1s1yla onun yapt1g1 ozgi..ir k1lma
gec;erli olmaz. Darulharpten olan (Harbl) koleyi Islam yurdunda ozgi..ir k1larsa bu
yeterli olur. (i..inki..i onun ozgi..ir kllmas1 Islam yurdunda gec;erlidir. 0, efendisine
tabi bir z1mml olur. Nitekim onun harp i..ilkesine donmesine izin verilmez. Bu
nedenle onun ozgi..ir kll1nmas1 z1mmlyi ozgi..ir k1lmak gibidir. Biz bunu ac;1klam1~t1k.
Muhammed (rh.a.) z1hara kar~1l1k dinden c;1kan (mi..irted) erkek kolenin ozgi..ir
kil1nmas1ndan bahsetmemi~tir. Hasan'1n Ebu Hanlfe (rh.a.)'den rivayet ettigine gore
mi..irted erkegin ozgi..ir kll1nmas1 yeterli olmaz. Mi..irted kad1n1n ozgi..ir k1linmas1
yeterli olur. (i..inki..i mi..irted erkek oli..ime yakla~m1~t1r. (i..inki..i o mi..irted kad1n1n
aksine oldi..iri..ili..ir. Kerhl (rh.a.) "el-Muhtasar" da oldi..iri..ilmesi helal olan bir koleyi
ozgi..ir k1lmasinin yeterli oldugunu soylemi~tir. (i..inki..i ozgi..ir k1lma gerc;ekle~mi~tir.
Ozerinde bulunan hak, kendisiyle kefaretin yerine getirilmesine engel degildir. Bu,
borc;lu veya rehin olan kolenin ozgi..ir kllinmas1na benzer.
Ki~i borc;;lu olan koleyi ozgur k1lsa, her ne kadar kole borcu ic;;in
c;;ah~mak zorunda ise de bu ozgur k1lma yeterli olur. Aym ~ekilde rehin
olarak verilen koleyi ozgur k1lsa, rehin veren fakir olup, kolenin de borcu
ic;;in c;;ah~mas1 gerekli olsa bile bu ozgur k1lma yeterli olur.
(i..inki..i burada kolenin c;al1~mas1 kendi bedeli ile ilgili degildir. Bu nedenledir ki
rehin veren ki~i zengin duruma geldiginde c;al1~ma bedelini kole ondan tahsil eder.
Bundan dolay1 bu ozgi..ir k1lma, i..icret kar~1l1ginda yap1lm1~ olmaz. Ancak ki~inin
oli..im hastal1g1 s1ras1nda, tek mal varllg1 olan koleyi ozgi..ir k1lmas1 bundan farkl1d1r.
(i..inki..i kole, bedelinin i..ic;te ikilik k1smin1 mirasc;1lara odemek ic;in c;al1~mak
zorundad1r. Bu c;all~ma onun kendi bedelinin kar~ll1g1 oldugundan, bu i..icret
kar~1l1g1 yapilan ozgi..ir kilma olur.

Kefaret borc;;lusundan ba~ka birisi, onun emri olmaks1zm onun adma Kefaret
bor~lusu yerine
sadaka verse bu yeterli olmaz. ba~kasmm
sadaka vermesi
(i..inki..i hie; kimse, nzas1 olmaks1z1n bir ~eyi ba~kas1nin mi..ilkiyetine gec;iremez.
durumu
Onun mi..ilkiyeti olmadan da kefaret yerine getirilmi~ olmaz.
Kefaret borc;lusunun emri ile bir ba~kas1 onun ad1na sadaka verirse bu yeterli
olur. Biz bununla ozgi..ir k1lma aras1ndaki fark1 ac;1klay1p dogru olanin ~u oldugunu
belirtmi~tik: Fakir ilk once teslim alma konusunda, kefaret borc;lusunun vekili kabul
edilir. Sonra da bunu kendisi ic;in teslim al1r.
28_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'I-Mebsut

Kefaret borc;lusunun emri ile veya emri olmaks1zin bir ba~kas1 onun yerine
oruc; tutsa lbn Omer (r.a.)'in

J.>.l : , 1>-1 i~
> , - 'l
• If
"Hie; kimse ba~kast yerine orur; tutamaz"25 hadisinden dolay1 bu gec;erli olmaz.
Biz bunu "Oruc;" konusunda ac;1klam1~t1k.
En dogrusunu Allahu Teala bilir. Dbnu? sadece O'nad1r

iLA BAHSi
Tia sozlukte yemin anlamina gelir. Nitekim bu anlamda bir ~air ~oyle demi?tir:
ilanm . : ·t.; . . , :
Tanim1
..r. - :..:..0- ..::..>'J ~. ul_ J'
..:..i •' ~)'I

Az yemin eder, yemini korur.


Kendisinden yemin sadtr olsa bile yeminine sadtk kaltr.26

Terimde ise; ki?inin, nikahl1 olan han1m1 ile cinsel ili~ki kurmasina engel olan
bir yeminden ibarettir. Ibrahim en-Nehal'den bu ~ekilde nakledilmi?tir Tia cahiliye
devrinde bo~ama (talak) sayll1rd1. Islam, Allahu Teala'n1n,

~ ~r ~jr ~j ff-l.:.! ~ 0)~ ~~ ~


"Kadmlanna yakla~mamaya yemin eden/er dart ay beklerler" (el-Bakara 2/226)
ayeti ile llay1 ertelenmi? (vadeli) bir talak durumuna getirdi.
Ki~i han1m1 ile ebediyyen (sonsuza kadar) birle?meyecegine yemin etse veya
Ila nm
"ebediyyen" kelimesini anmadan, e~i ile birle?meyecegine yemin etse, Ila yapm1?
~ekli
olur. ~unku surekli olan bir ?eyde zamanla kay1tlamaks1z1n sbylenen bir sbz ebedl
olmay1 gerektirir.
Ki?i han1mina Ila yapt1ktan sonra dart ay dolmadan onunla cinsel ili~kide
[7/20]
bulunursa, yemini bozma ko?ulu gerc;ekle?tigi ic;in yemin kefareti gerekli olur. Ila
du~er. ~unku llanin hukmu, kocan1n han1m1n1n birle~me hakk1na engel olmak
suretiyle ona zarar vermesi ve s1k1nt1ya sokma kast1yla gerc;ekle~ir. Koca, han1m1yla
ilamn birle?ince (onun hakkin1 verince) bu durum ortadan kalkar. l~te
Hiikmii
~ ~) jp 4iil 0~ IJ~~ ~~ ~
"Eger kadmlanna donerlerse, $Dphesiz Allah r;okr;a bag1~/ayan ve
esirgeyendir" (el-Bakara 21226) ayetinde anlian t) (dbnmek)'ten maksat budur. t) I

25
Malik, Muvatta, I, 103; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra,, IV, 254, 256;
26
Firuzabadl, Kamusu 'l-muhit, IV, 300.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 29
rucu, donmekten ibarettir. Bu anlamda golge dondugunde j~Ji ;t.i (golge dondu)
denilir. Koca, ili?kide bulununca, han1m1na zarar verme isteginden donmu? olur.
Bu nedenle baz1 alimler, bu durumda kocaya kefaret gerekmeyecegini
soylemi?lerdir. ~unku Allahu Teala "Eger kadinlarina donerlerse, $uphesiz Allah
c;:okc;:a bag1?layan ve esirgeyendir" (el-Bakara 21226) buyurmakla, e?ine donen kocaya
rahmet ve bag1?lama vadetmi?tir.
Biz Hanefiler ise ?byle demekteyiz: Yemini bozma durumunda kefaret odeme
hukmu,

~- . . ~j~ 0l.4.!\J1 riili ~ rsi.:11 ~j ~lo.!' J .fil~ ~I rsi.:11 '1,


"Allah, kas1ts1z olarak agzm1zdan c;:1kweren yeminlerinizden dolay1 sizi sorumlu
tutmaz, fakat bilerek yapt1gm1z yemin!erinizden do!ay1 sorumlu tutar. Bunun da
kefareti ... " (el-Maide 5/89) ayeti ile sabittir.
Koca, han1m1na donmeden once Ila suresi dolarsa biz Hanefilere gore kadin
bir bain talakla bo?anm1? olur. Tlan1n anlam1 "dart ay gec;:er de, ben bu dart ay
ic;:inde seninle ili?kide bulunmazsam sen bir bain talakla bo?sun" demektir. Ali, lbn
Mesud, lbn Abbas, lbn Omer, Ai?e (r.a.) den bu ?ekilde rivayet edilmi?tir. Onlar
"talaka karar vermek surenin gec;:mesidir" demi?lerdir. $afii (rh.a.)'e gore ise surenin
dolmas1yla talak gerc;:ekle?mez. Sure dolduktan sonra koca, hanim1na donunceye
veya ondan ayril1ncaya kadar talak durdurulmu?tur. Eger koca bunlardan birini
yapmamakta direnirse, hakim onlari ayinr. Hakimin ay1rmas1 bir bain talak olur.
Bu konu ?U iki ?ekilde ac;:1klanabilir:
1- $afii (rh.a )'e gore kocan1n donu?u Tia suresinin bitmesinden sonrad1r.
~unku Allah Teala; ~ ~ 0)~ ~~ ~ "Kadmlanna yakla~mamaya yemin
r-f-l.:.!
eden/er dart ay bek!er!er" (el-Bakara 21220) buyurarak bu surenin kocan1n aleyhine
degil lehine oldugunu ac;:1klam1?t1r. Bunun koca lehine olmas1; ona geni?lik
verilmesi, onu s1k1?t1rmanin surenin dolmasindan sonra yapilmas1n1 gerektirir. Eger
kocadan Tia suresi ic;:erisinde ili?ki kurmas1 istenirse, o zaman sure, koca lehine
olmaz. Ayrica Allah Tea la, IJtiJ 0~" Eger kadmlanna donerlerse" demi?tir. Buradaki
...; harfi takip ic;:indir. Bundan da anl1yoruz ki kocaya emredilen donu?, surenin
bitiminden daha sonrad1r.
Biz HanefTlere gore lbn Mesud (r.a.)'un ~ 1jli 0 ~ "Eger bu aylar ic;:inde
kadmlanna doner!erse" k1raati (okuyu?u) nedeniyle donme sure ic;:inde olur. lbn
Mesud'un bu okuyu?u ResOlullah (s.a.v.)'dan duymam1? olmas1 mumkun degildir.

"Eger bo~amaya karar verir!erse ... " (el-Bakara 2/227) ayetindeki taksim, dbnu?un
Tia suresi ic;:inde, bo?amaya kesin karar vermenin de sureden sonra olduguna
delildir. Nitekim,
30_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

~ ~_,~:; Y-r jt ~J~:;.µt ~


"Ya on/an iyilikle tutun yahut iyilikle b1rakm" (el-Bakara 2/231) ayetinde, iyilikle
tutmak iddet suresi ii:;inde cinsel ili~kide bulunmakla, iyilikle b1rakmak da iddetin
bitimiyle bain (kesin ayr1) oluncaya dek, ili~kiyi terk etmekle olur. Tladaki bu
bekleme koca ii:;in konulmu~tur. (unku Tia cahiliye devrinde derhal hukum ifade
eden (acil) bir talak idi . Islam kocaya, sure ii:;inde telafi imkan1 vermek ii:;in dart ay
sure verdi, talak1 da surenin bitmesinden sonraya kadar erteledi .
2- $afii (rh.a.)'ye gore aynl1k; ancak hakimin hukmu veya kocanin bo?amas1yla
meydana gelir. (unku Allahu Teala <!f t#- ~ al .:+
J-AJ1 ly_/ 0µ Y,"Eger
bo~amaya karar verirlerse, biliniz ki Allah i~itir ve bi/ir" (el-Bakara 2/227) buyurmu?tur.
Bu, bo~ama karann1n i~itilecek bir bii:;imde olmas1na i?arettir. Bu da kocan1n
bo?amas1 veya hakimin ay1rmas1yla olur.
Bu konudaki akll delil de ?Udur; aralanni ay1rmak, kocanin iyilikle hanim1n1
tutmas1 ortadan kalkt1g1nda, kadin1n ugrayacag1 zaran bertaraf etmek ii:;indir. Bu
da iktidars1z olan kimsenin aynlmasinda oldugu gibi ancak hakimin ay1rmas1yla
olur.
lktidars1z ki?inin aynlmas1, ancak sure bittikten sonra hakimin ay1rmas1yla olur.
[7/21)
Burada da oyle olmas1 daha onceliklidir. (unku iktidars1z olmada kocanin mazereti
vard1r. Tiada ise zalimdir. Hakim zulmu kald1rmak ii:;in tayin edildiginden kocaya; ya
kad1nin hakk1 olan cinsel ili?kiyi yerine getirmesini veya onu bo?amas1ni emreder.
Kaea bo?amaktan kac;1n1rsa hakim onun yerine gec;er ve aralann1 ay1nr. Bu mesele,
$afii (rh.a.)'in kabul ettigi; kocan1n nafaka odemekten aciz olmas1 durumunda
hakimin kan-kocay1 ay1rmas1 meselesinin benzeridir.
Biz Hanefllerin bu konudaki delilleri ise ?Unlard1r: Allahu Teala

"Eger bo~amaya karar verirlerse" (el-Bakara 2/227) ayetinde, bo?amaya karar


vermeyi sureden sonra anm1?t1r. Bu sure ic;inde hanim1na donmemenin, surenin
bitiminde bo?ama karan olduguna i?arettir. Peygamberimiz'den (s.a.v.) rivayet
edildigine gore o:

"Bo~amaya karar verme, dart aym gec;mesidir"27 buyurmu?tur. Ayet bo?amay1


kocaya dayand1rm1~t1r . Bu, hakimin hukmune gerek olmaks1zin bo~aman1n koca
tarafindan gerc;ekle~tirilecegine delildir.

27
Abdurrezzak, Musannef, Vl/454; lbn ~eybe, Musannef, IV/131 .
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _9

Bir ba~ka gerekc;e de ~udur; Kitabet akdi ile meydana gelen ~ey, mukatebin
uzerindeki k1s1tlamanin kalkmas1d1r. Bununla kblelikte bir eksiklik meydana
gelmez. Kblenin ticaret yapmas1na izin vermek de bbyledir. Ne var ki izin vermek,
bir bedel kar~ll1g1 olmaks1zin k1s1tlamay1 kald1rmakt1r. Bu nedenle efendi ic;in
baglay1c1 degildir. Kitabet ise bir bedel kar~i11g1 k1s1tlamay1 kald1rmakt1r. Bu ise
[7/7]
baglay1c1d1r. Bununla birlikte mukatebin elde ettigi menfaat ve kbleden ba~ka
degildir. Baglay1c1 olsun ya da olmas1n kblenin menfaat ve kazanc1 uzerinde
tasarrufta bulunmakla kblelikte ve mulkiyette herhangi bir noksanl1k meydana
gelmi~ olmaz. Nitekim kira ve ariyette de boyledir.
13
Baglay1c1l1k nedeniyle efendi
onun uzerinde tasarrufta bulunamaz. (Cinsel ili~ki durumunda) Ukr ve (yaralamas1
er~i
14
durumunda) oder. (unku ukr ve er~, kazanc; ve menfaat hukmundedir.
Kazanc;lar, kitabet akdi ile mukatebin olmu~tur. Ancak bu kazanc;lar uzerinde hak
sahibi olmakla mukateb, kendisi yok olmu~ hukmunde degildir. ButUn bu
anlat1lanlarla bzgur k1lman1n kitabet akdi ile elde edilen bir hak olmad1g1 sabit
olunca, efendinin mukatebi bzgi.lr kllmas1nin, her ac;1dan ba~tan (dogrudan)
yapilan bir bzgur k1lma oldugu ortaya c;1kar. Bununla efendi emre uymu~ olur.
Bunun delili, bu bzgur kllma ile kitabet bedelinin du~mesidir. Eger bu, kitabet akdi
ile meydana gelen bir bzgur kllma olsayd1, bu bzgur kllma ile kitabet bedeli sabit
olacakt1. (unku bedele kar~11ik olan ~eyin teslimi, bedelin kesinle~mesini gerektirir.
Efendinin onu bzgur k1lmas1nin ibra (borc;tan aklama) olmas1 da mumkun
degildir. (unku borc;tan aklama ko~ula baglanabilir. Yans1n1 bzgur k1ld1g1nda bu
kadan bzgur olur. Bedelin yans1ndan kurtarmak ondan herhangi bir ~eyin bzgur
olmas1n1 gerektirmez.
Kazand1g1 ~eyler ile c;ocuklann1n mukatebe teslim edilmesine gelince, bunun
nedeni kitabetle bzgur olmas1 degil, kitabet akdi yapm1~ oldugu durumda iken
bzgur kll1nm1~ olmas1d1r. Nitekim efendi, ummu veledi ile kitabet akdi yapt1ktan
sonra blse o kad1n, efendisinden c;ocuk dogurdugu ic;in bzgur olur. (ocuklan ile
kazanc1 kendisine teslim edilir. (unku bzgur olma mukateb ac;1s1ndan tektir. Efendi Kefarette
ortak koleyi
ac;1s1ndan ise bzgur k1lman1n farkl1 nedenleri olabilir. Mukateb ac;1s1ndan bu bzgur
ozgur kilmak
etme digeriyle ayn1 oldugundan mukatebe ybnelik haklar ac;1s1ndan bu bzgur
etme, kitabetle bzgur etme say1l1r. Efendi ac;1s1ndan ise bu bzgur k1lma, kefaret
nedeniyle yap1lm1~ kabul edilir. (unku o bunu kastetmi~tir. Bunun durumu mehrini
kocas1na hibe eden kad1n1n durumuna benzer. Zifaf olmadan kocas1 onu

13
E~yanin sahibi kirada bir bedel kar~tl1g1, ariyette ise bedelsiz olarak menfaati temlik etmektedir. Bu
temlik e~ya sahibinin ewa uzerindeki mUlkiyetinde bir eksiklik meydana getirmemektedir.
Er~ I ,,;)'ii Sozlukte; bedel, ru~vet, fesat, husumet gibi anlamlara gelir. Islam ceza hukukunda ise;
14

~ah1s aleyhine i~lenen ve olumle sonuc;lanmayan yaralama ve sakat b1rakmalarda, magdOra


odenmesi gereken mali kar~1l1k (diyet) demektir. Kesilen ve yaralanan organlara mahsus olup miktan
~er' an belirlenmi~ olan er~e "er~-i mukadder"; vucutta ve yuzde iz b1rakan yaralara ait olup miktan
belirlenmemi~ olan diyetlere ise "er~-i gayr-i mukadder" denir.
32 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut

Ki?i "benim tenim anun tenine dakunmayacakt1r" diye yemin eder ve


[7/22) bununla dakunman1n gerc;ek anlam1ni kastederse, bu soz ile cinsel ili?ki d1?inda
ba?ka durumlarda da yemini bazma meydana gelebildiginden bu sbz Tia almaz.
Ostelik bu sozu soyleyen kaca, einsel organini ipekle sanp einsel temasta
bulunmak suretiyle, kefaret odemesine gerek kalmadan ili?ki de kurabilir.
Ebu Hafs'in (r.a.) rivayetinde belirttigine gore ki?i hanim1na gelmeyeeegine
yemin edip bununla einsel ili?kiyi kastetse Tia yapml? alur. "Cinsel ili?kiyi
kastetmedim" derse kendisine yemin ettirilerek sozu hukuken tasdik edilir. (unku
gelmek (00~\) kelimesi ile; einsel ili?ki, ziyaret, vurma kastedilebilir. Bundan dalay1
bu soz farkl1 anlamlara muhtemeldir. lhtimalli soz ise niyet almad1kc;a bir ?eyi
gerektirmez.
Yine kaea, anu sarmayaeagina yemin etse, hukuken tasdik edilir. (unku
sarmak (.'.>~) ile einsel ili?ki kastedilebilir. Nitekim Allahu Tea la <( LAL!.;.; ul; ~ "E~i
ile birle~ince ... " (el-ArM 7/189) buyurmu?tur. Bu kelime ile einsel ili?ki d1?1nda bir ?ey
de kastedilebilir. Nitekim Allahu Tea la ~ CY r._
:~ l~)j ~ .. Dag/ar gibi dalgalar
on/anku~att1g1 zaman ... " (Lokman 31/32) buyurmu?tur .

Kaea, han1min1n yatagina yakla?mayaeagina yemin ettiginde de durum


boyledir. (unku kaca yakla?may1 kad1na degil yataga baglam1?t1r. Bu nedenle
einsel ili?ki anlam1na gelebileeegi gibi ba?ka anlama da gelebilir. Bununla einsel
ili~kiyi kastetmi?se Tia yapm1? alur. Degilse Tia yapm1~ almaz. (unku ki?i yeminini
bazmadan; yerde veya kad1nin yatag1na yana?may1p kendi yatag1nda einsel ili~kide
bulunabilir.
Ki?i han1m1yla mubadaa (WL,.Ji) etmeyeeegine yemin ederse Tia yapm1~ alur.
Onun sozu hukuken kabul edilmez. (unku kulland1g1 sozun ac;1k anlam1, cinsel
ili?ki anlamina gelir. (unku mubadaa; cinsel argani diger einsel argana sakmakt1r .
Bu nedenle ki?i, sozu ac;1k anlamindan ba?ka anlama c;ekme hususunda tasdik
edilmez.
Kaea, hanim1ndan dalay1 cunuplukten gusletmeyeeegine yemin ettiginde de
durum bu ?ekildedir. (unku kaeanin hanim1ndan dalay1 gusletmesi, yalnizea
anunla einsel arganindan ili?ki kurmas1 durumunda alur. Cinsel argan1 d1?indaki
ili?ki, kad1ndan dalay1 degil, meni gelmesinden dalay1 guslu gerektirir. Sozun d1~
anlam1 einsel organdan ili?ki kurma anlaminda aldugundan, sbzu bu ac;1k
anlamindan ba?ka anlama c;ekme hususunda tasdik edilmez. Ki?i yemini ile
hanimin birle~me hakk1n1 engelledigi ic;in Tia yapm1? olur. Kad1nin hakk1, einsel
organdan olan birle~medir. Ba?kas1 degil.
Ha Koca, dort aydan daha az bir sure hanimma yakla~mayacagma yemin
suresi
etse bize gore ila yapm1~ olmaz.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _33

lbn EbO Leyla (r.a.)ya gore ise Ila yapm1? olur. Dort ay ona yakla?masa kadin
bain talakla aynlm1? olur.
EbO Hanife (rh a) de daha once bu goru~teydi. Kendisine lbn Abbas (r.a.)'1n
"dort aydan az olan surede Ila yoktur" ?eklindeki fetvas1 ula?1nca bu goru?unu
terk etti.
lbn EbO Leyla (rh a) ayetin ac;1k anlam1n1 deli I olarak alm1?t1r. Ayette Allahu
Teal a

r-f- - ~ .) y IY-;, .:-_r...ill


£. • ·L.:.; •
~
~.
, - 1'
"Kadmlanna yakla~mamaya yemin eden/er... " (el-Bakara 2/227) buyurmu?tur. Tia,
yemin oldugundan yemini dort ayl1k sure ile s1nirlamak ayete (nassa) ilave yapmak
olur.
Biz Hanefller ise ?Oyle demekteyiz: Tia yapan ki?i, kefaret odemedikc;e Ila
suresi ic;erisinde han1mina yakla?mas1 caiz olmayan ki?idir. Ki?i bir ay
yakla?mamaya yemin ettiginde bir aydan sonra kefaret odemeksizin han1mina
yakla?abilir. Yemin olmaks1z1n bir sure han1m1yla ili?kiyi terk etmesi durumunda
oldugu gibi burada da Tia yapm1? olmaz.
Bir kimse, yemin etmi~ say1lacag1 sozlerden herhangi birisi ile, dart ay
veya daha fazla sureyle hammma yakla~mamaya yemin ederse Biz
Hanefilere gore Ila yapm1~ olur.
$afii (r.a.)'ye gore ise koca dort ay yakla~mamaya yemin ederse Ila yapm1~
olmaz. <;:unku daha once ac;1klad1g1m1z kurala dayal1 olarak kocay1 donu? yapma 17123 1
veya bo?amaya zorlamak ancak sure bittikten sonra olur. Sure dort ay oldugunda
yemin bu surenin tamamlanmas1yla biter. Bundan sonra onu zorlamak mumkun
olmaz. <;:unku o, kefarete gerek olmaks1z1n hanim1na yakla~abilir. Fakat e~ine
yakla~mamak ic;in yemin ettigi sure dort aydan fazla oldugunda, surenin
bitiminden sonra kocay1 zorlamak mumkun olur.
Bize gore ise yaln1zca surenin gec;mesi, bo~ama karan anlam1na gelir. Kocanin Tia sayilan
yemin
yemin ettigi sure dort ay olunca bununla llan1n anlam1 gerc;ekle?ir. Surenin si:izleri
dolmas1yla da aynl1k meydana gelir.
Yemin iki tUrludur;
a- Kendisi uzerine yemin edilen ?eyi yuceltme maksad1 ta?1yan yeminler
b- Ko~ul ve ceza
Birinci tUr yemini dil bilginleri bilirler. Ko?ul ve ceza ise fakihlere gore
yemindir. Dil bilginleri onu bilmezler. Yeminin her iki tUru ile de Ila hukmu sabit
olur.
Koca "yemin ederim ki sana yakla?mayacag1m" veya "Allah'a yemin ederim
ki sana yakla?mayacag1m" dediginde (bunlann her ikisi ile de) Tia yapml? olur.
34 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l·Mebsfit
Ziifer (rh a) "Allah'a yemin ederim" sozu hakk1nda bizim gibi dO?Onmekle
birlikte "yemin ederim" sozu ona gore yemin degil, yemin etmeye dair soz
vermedir.
Biz (<;ogunluk Hanefiler) ise Allah Teala'nin ?U sozlerini deli! aliyoruz.

"Onlardan raz1 o/asm1z diye size yemin edecekler" (et-Tevbe 9/96) ve

"R1zan1z1 almak i<;in size gelip Allah 'a and i<;erler" (et-Tevbe 9/62) Bu ayetler
"Allah" sozu anilsin anilmasin "yemin ederim" sozunun yemin oldugunu
gostermektedir. c;:onku yemin a<;1k anlam1yla Allah' a olur.
Ayni ?ekilde ki?i "tan1kl1k ederim" veya "Allaha tan1kl1k ederim" dediginde;
Zufer'e gore "tan1kl1k ederim" sozu yemin olmaz. Aksine bu, tan1kl1k i<;in
kullanilan bir ifade olur. "Allah i<;in" dediginde yemin olur. Bize gore ise "Allah
i<;in" dese de demese de her iki ifade de yemin olur. Nitekim Allahu Teala

~ ;i,1 Jr.) .!t! 'i+!.; 1)li J~ci1b;~ 11! ~


"Munaf1klar sana geldiklerinde: Tan1k/1k ederiz ki sen Allah'm peygamberisin'
derler". (el-MOnafikOn 63/1) buyurduktan sonra

..! I -. ! - I 1tJ ~ • ,:~Ii l;J1 ).


iu1 c..p.:'"
"'( - if J . r-+' - .J - "!'

" .. .yeminlerini kalkan yap1p Allah yolundan yan <;izdiler." (el-MOnafikan 63/2)
demi?tir. Bu ayette onlarrn tanikhgin1 yemin diye isimlendirmi?tir.
Yine Allahu Teala lian ile ilgili ayette,

.A. : - .)~I ~
"'(~-
: _I ~1_-;•
~L ..:..IJ~ '"l).
~.).,.

"Kendisinin dogru soyleyenlerden olduguna dair dart defa Allah adma


tan1k/1k etmesi... " (en-Nur 24/6) buyurmu?tur.
Lian yemindir. Nitekim ResOIOllah (s.a.v.) (zina yapt1g1 durumda yalano
oldugunu bilerek lian yapan kadm hakkinda)

~Ji. l-'-v.J~
1 - 1 0~ .~ a-"·<$'-i1 0l4~~i
- 1 ~ y.1
"Onun ettigi yeminler olmasayd1 onunla benim aramda olan o/acak!"28
demesi lianin yemin anlam1 ta?1d1g1ni gostermektedir. Ve yine taniklarrn hakim
huzurunda "tanikl1k ederim ki" sozu yemin anlam1ndad1r. Bu nedenle ya Ian

28
Buharl, Tefsir 24; Eba Davad , Talak 25; Tirmizl, Tefs!r 24; lbn Mace, Talak 27.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _35
tan1kl1k buyuk gunahlardand1r. <:unku bu, gamOs yemini I_; ~I ~i (ya Ian yere
yap1lan yemin) anlam1 ta~1r.
"Kasem ederim" ve "Allah ad1na kasem ederim" sozlerinde de durum
ayn1d1r.
Zufer (rh.a.)'e gore "kasem ederim" sozu t1pk1 "yemin ederim" sozu gibi
yemin degildir.
Biz ~u ayetleri deli I getiriyoruz:

A [_, !!.: "


"{ ~
-~
'-jJ~~~ , ':l 1j_,..
• ' I~!~ ._,\ IY'-' 1.

"Hani onlar (bahc;e sahipleri) sabah olurken (kimse g6rmeden) onu


(mahsullerini) dev~ireceklerine yemin etmi~lerdi. Onlar istisna da etmiyorlardt" (el-
Kalem, 68/17, 18). lstisna yeminde olur. Ayni ~ekilde

~ ~~t ~;ii~ 1µ! j'


"Kuwetli bir ~ekilde Allah'a and ic;tiler" (el-En'am 6/19, en-Nahl 16, en-Nor 24/53,
Fat1r, 35/42) ayeti de delildir.
"Azmediyorum" ve "Allah ic;in azmediyorum" sozleri de bize gore Tia olur.
<:unku azim, and olan ~eylerin en kuwetlisidir. Bu ise yeminle olur.
"Ozerime adak olsun" veya "Allah ic;in uzerime adak olsun" sozleri de
boyledir. Nitekim Peygamber (s.a.v.):

~
.' ~ ..
· --11o'l.454;'l.45
j j
' .:: ..
' ~ - '..81
J~j
) ' ,

"Nezr (adak) yemindir, onun kefareti de yemin kefaretidir"29 buyurmu~tur.


"Allah' in ahdi uzerime olsun" sozu de boyledir. <:unku ahid yemindir.
Nitekim Allahu Teala:

£. ,!~lS.
""C:r-'
I~),'.ill I:;..
~YJJy
I ~·I- ),,
"Antla~ma yapt1gm1z zaman, Allah 'm ahdini yerine getirin" (en-Nahl 16/91)
buyurmu~tur. Bunun anlam1 "yemin ettiginizde" demektir. <:unku ayetin
devam1ndaki

A. l.A..l.S .: ~ [.il.4.;\il I '- !:: 'i -)..


"C: ---Y . - .ra-4-' J '1'
"Peki~tirdikten sonra yeminlerinizi bozmaym" ifadesi bunu gostermektedir.
"Allah'1n zimmeti uzerime olsun" sozu de boyledir. <:unku zimmet ahid
demektir. Nitekim Allahu Teala,:

29
Ahmed b. Hanbel, MOsned, IV/148; Taberan1, el-MO'cemu'/-keblr, XVll/313;
36_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

"Bir mumin hakkmda ne ahit tamrlar ne de antla:;ma" (et-Tevbe 9/10)


buyurmustur. ResOlullah (s.a.v.) de

rJ._,J:u; JU ~\ ~~ rJ. _µ ~r rs_,;1;t \~~


J ' .,..,. l "' ' ' • "' ' , .,.,

"Sizden kendilerine Allah'm zimmetini vermenizi isterlerse onlara vermeyin"30


demistir. Ehli zimmet ahid ehlidir.
"Sana yaklas1rsam yahudl, h1ristiyan, mecOsl olay1m, lslam'dan berl olay1m ... "
[7/24]
vb. sozleri soyleyen kisi Ila yapm1s olur.
~afii (rh.a.)'ye gore ise Ila yapm1s olmaz. (unku hanim1na yaklast1g1nda,
sozlerinde belirttigi seyler gerc;eklesmez. Bu nedenle o kisiye bundan (Yahudi veya
h1ristiyan olmaktan) baska bir sey (kefaret) gerekli olmaz. Nitekim kisi "sana
yaklas1rsam lesi helal saym1~ olay1m" dediginde de durum boyledir.
Biz Hanefllerin goru~u ise lbn Abbas (ra )'tan rivayet edilmi~tir. Bu konu,
helalin haram k1linmas1 konusundaki hukme dayan1r. Bize gore ki~inin helal olan
bir seyi kendine haram kllmas1 yemindir. Haram olani helal kllmak da boyledir.
Kufrun haramlig1 soz soylemeye luzum b1rakmayacak derecede ac;1k ve kesindir . Bu
nedenle kisi kufru helal saymay1 e~ine yakla~maya baglad1g1nda bu yemin olur. Lesi
helal saymak ise boyle degildir. Onun haraml1g1 her an ve durumda gec;erli
degildir. Zaruret durumunda haraml1k ortadan kalkar. Biz bu konuyu "Yeminler
Kitab1" nda insaallah ac;1klayacag1z.
Kisi "Allah'1n azameti", "izzeti", "kudreti" uzerine yemin ettiginde de Ila
olur. (unku bu ifadelerle "vallahi" sozu esittir. (unku yukandaki ifadelerin anlam1
"Azim olan Allah ad1na", "Aziz olan Allah ad1na", "Kadir olan Allah adina"
demektir. Allah'in s1fatlar1 uzerine yemin etmenin hukmunu daha sonra
ac;1klayacag1z.
Ki~i kolesinin ozgur olmas1 veya han1m1n1n bos olmas1 uzerine yemin ettiginde
de Ila yapm1~ olur. (unku o kefaret odemeksizin sure ic;erisinde han1mina
yaklasamaz. Diger taraftan kosul ve ceza yemindir. Nitekim Peygamber (s.a.v.)

·· ·'-?~ j °i ~~ ~:.,;
"Kim bo:;ama veya ozgur kilma (azat etme) uzerine yemin ederse ... " 31
buyurarak, bu kisiyi yemin edici olmakla isimlendirmi~tir.

30
lbn EbO Seybe, Musannef, Vl/511; Ahmed b. Hanbel, Musned, V/358; lbn Mace, Cihad 38; lbn
Hibban, Sahih, Xl/42 ; Taberan1, el-Mu'cemu'l-evsfit, 11/15; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, V/207.
31
Benzer rivayetler i~in bkz. Abdurrezzak, Musannef, Vl/377,381; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/232.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 37
"Eger sana yakla~1rsam Allah ic;in hac, hedy kurban1, um re veya oruc; borcum
olsun" dediginde bu Ila olur. (OnkO ki~i, han1m1na yakla~mamay1, adeten
yOklenmekten c;ekinecegi ve yerine getirmekte gO<;IOkle kar~1la~acag1 bir ~eye
baglad1g1nda bununla yakla~man1n engellenmesi gerc;ekle~ir.
Yeminlerde
"Kur'an Ozerine and olsun ki sana yakla~mayacag1m" dediginde ila yapm1~ orfiin onemi
olmaz. (OnkO insanlar Kur'an Ozerine yemin etmeyi orf durumuna
getirmemi~lerdir.Yeminlerde mOteber olan ise orftUr. Buna gore yemin edilmesi
orfle bilinmeyen hic;bir soz yemin olmaz. "Kur'an" sozO ise sadece kitap hakkmda
soylenir.
Baz1lan bu gorO~O ele~tirerek ~oyle demi~lerdir: "Kur'an Allah'1n kelam1d1r.
Kelam ise konu~an1n niteligidir. Oyleyse bu nitelik Ozerine yemin etmek nic;in
yemin kabul edilmesin?"
Biz ise ~oyle diyoruz: Allah'1n kelam1 onun niteligidir. Ancak bunun Ozerine
yemin etmek orf durumuna gelmi~ degildir. Bu, "Yeminler Kitab1 (konusunda)"
ac;1klayacag1m1z Ozere, Allah'1n ilmi Ozerine yemin etmek gibidir.
"Sana yakla~1rsam Kur'an'dan beri olay1m" sozO de bu ~ekilde ihtilaf11d1r. Bu
ki~i(bize gore) ila yapm1~ olur. (OnkO Kur'an'dan beri olmak kOfOrdOr. Bu soz
"sana yakla~1rsam lslam'dan beri olay1m" sozO gibidir.
"Kabe I namaz I zekat Ozerine yemin ederim ki sana yakla~mayacag1m" derse
veya ibadetler veya cezalardan biri Ozerine han1mma yakla~mamaya yemin etse ila
yapm1~ olmaz. (OnkO o, Allah'tan ba~kas1 Ozerine yemin etmi~tir . Oysa bu ~ekilde
yemin etmek yasaklanm1~t1r. Nitekim ResOIOllah (s.a.v.), Omer (r.a.)'in "Babama and
olsun ki" dedigini duyunca

·.l:t J·TliiL. ....ll;.Jj Lili.;.. ~ -~ .~1-L1L, 'l - !<:~t;l. I -~ 1 .:._ = '>j


.jl5 0-"'
J - - ; - - - - . - Y'6" ; J r~ . ; .r-Y""
"Ne babalarm1z, ne de tagutlar (putlar) uzerine yemin etmeyin. Yemin edecek
olan ya Allah adma yemin etsin veya yemin etmesin"32 buyurmu~tur .
Bu, Allah'tan ba~kas1 ad1na edilen yeminin dinen yemin olmad1gm1
gostermektedir.
"Billahi sana yakla~mayacag1m" dediginde ila yapm1~ olur. Yemin harfleri
O<;tOr: .;; ,J •"':" Bunlann en genel kullan1ml1 olan1 "':"' dir. '-' harfi Allah'm ismine de
onun d1~mdaki ~eylere de, sozde an1lana da gizli b1rak1lana da biti~ir . .J harfi
bundan daha ozeldir (dar kullan1~l1d1r). (OnkO o, sadece cOmlede anilan1n ba~1na
gelir. ~u kadar var ki, Allah'1n adma da onun d1~mdaki ~eylere de gelir . ..;; bundan
da ozeldir. (OnkO o, ancak Allah'1n ad1nin ac;1k<;a anild1g1 yerlerde gelir.

32
Benzer rivayetler i~in bkz. lbn EbO ~eybe, Musannef, 111178; Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/20 Buhar1,
Tevh!d 13; Muslim, Eyman 4; Hakim, Mustedrek, 1/117.
-
38 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Allahu Teala
• Ji J •' , J ,. , f.,,,. ., " J. .,.
~ &..~~ l)y 01 ~ p:;\.:...l:>i 0J..2'1 ~l;j ~
"(Ibrahim) Allah'a yemin ederim ki siz ayn/1p gittikten sonra putlanmza bir
oyun oynayacag1m!(dedi)" (el-Enbiya 21/57) buyurmu~tur.
Ayni ~ekilde ~I f-j jve J,i1 ;.:...Al dediginde de Tia ya~m1~ ?lur. (unku insanlar bu
[7/25] ~ozlerl~ yemin etmeyi orf durumuna getirmi~lerdir . .iii fi j sozunun anlam1n1n
;u1 ~I .J oldugu sbylenmi~tir . Bu durumda bu kelime, ~ (yemin) kelimesinin
c;ogulu olmu~ olur. J,i1 ~ ise "Bakl olan Allah'a yemin ederim " anlaminad1r . .!!;.;.;J
sozu bunun yemin anlam1na geldigini gostermektedir.
4.)i ~ ~T derse Ila yapm1~ olur. "•."harfindeki esre (,~I) du~urulmu~ bir
kelimeyi gosterir. 0 da kasemdir (yemindir). Bununla llay1 kastetmedigini soylese
hukOken tasdik edilmez. (unku bu niyet, gorunu~e ayk1nd1r.
"Sana yakla~mayacag1m" dese fakat yemin etmese bir ~ey gerekmez. Ay~e

Yem in (r.a.)'den bu ~ekilde rivayet edilmi~tir. Diger taraftan Allahu Teala;


etmeksizin,
4 .. >
~ r-f-~ ~ 0)Y.
0 " \.
"sana
yakla~maya­
&.+1:! ,,
cag1m" soziiniin
durumu "Kadmlanna yak/a~mamaya yemin eden/er" (el-Bakara 21226) buyurmu~tur. Tia
yemin oldugundan yemin olmaks1zin ki~inin sozu sbz verme (vaad) olur. Vaadler
ise baglay1c1 degildir. Dolay1s1yla boyle diyen ki~i kefaret gerekmeksizin han1m1na
yakla~abilir .

Yer ile "Falanca yerde", "falanca ~ehirde", "lrak arazisinde" sana yakla~maya­
sm1rland1rmada
ila durumu cag1m dese, biz Hanef'ilere gore Ila yapm1~ olmaz.

lbn EbO Leyla (rh .a.) bunun Ila oldugunu soylemi~tir . (unku ki~i yeminiyle
zarar verme ve uzmeyi kastetmi~t i r. Bu neden le Ila hukmu gerekli olmu~tur .

Biz ise ~oyle demekteyiz: Yemin bir bolge ile s1n1rland1nld1ginda, o bolge ile
s1nirlanm1~ olur. Bu nedenle ki~i sure ic;inde, kefarete gerek kalmaks1z1n bu
bolgenin d1~1nda bir yerde han1m1na yakla~abilir. Bununla kadinin birle~me hakk1
engellenmi~ olmaz.

Ki~i. hanim1na hay1z durumundayken yakla~mamaya yemin etse Ila yapm1~


olmaz .
Hay1z (unku o, dort aydan daha az olan bir surede yakla~mamaya yemin etmi~tir.
durumunda
yakla~mamaya (unku hay1z dort aya kadar uzamaz. Diger taraftan hay1z durumun da iken kad1nin
yemin etme
birle~me hakk1 olmad1g1 ic;in bu yemi nle koca, kad1nin hakkina engel olmu~ olmaz.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _39

"Denilirse ki; buna gore dart aya ye min ettiginde hay1z suresinin goz on One
alinmamas1 gerekir (hay1z suresinin bu dart aydan dO~Olmesi gerekir). Hay1z suresi
r;:1kanlinca geriye dart aydan daha az kal1r."

Biz de ~u ~ekilde cevap veririz: Dort ay sure k1yas (akll) yolu ile sabit olmu~
olsayd1 denildigi gibi olurdu. Halbuki bu sure ayetle (nassla) sabittir. Bu nedenle
gorO~ ile bu deli le ilave yapmak caiz degildir.

"Falanca gelinceye kadar sana yakla~mayacag1m" ~eklinde veya dart ay


dolmadan once yapabilecegi herhangi bir fiili yapincaya kadar yakla~mamaya
yemin ederse Ila yapm1~ olmaz. <::unku dart ay dolmadan once, belirledigi ~eyin
gerr;:ekle~mesinden sonra onunla birle~ebilecektir. Yemine baglanan ~ey, dart

aydan sonra gerr;:ekle~se bile, bu zarar vermez. <::unkO o yeminin kendisi ile Ila
yapm1~ olmad1g1 ir;:in, yemin etmeksizin cinsel ili~kiyi terk ettiginde Ila yapm1~

say1lmad1g1 gibi, bundan sonra cinsel birle~meyi terk etmekle de Ila yapm1~ olmaz.

Yapamayacag1n1 bildigi bir ~ey hakkinda "falanca i~i yap1ncaya kadar sana
yakla~mayacag1m" diye yemin etse Ila yapm1~ olur. Yapamayacag1 ~ey gage
dokunmak, ta~1 altina r;:evirmek vb. gibi ~eylerdir. Bu i~ler ki~inin gOcO dahilinde
olmad1g1ndan, ki~inin yeminde bunlan ko~ul olarak ortaya koymaktan maksad1
"ebediyyen" anlamin1 gerr;:ekle~tirmektir. Buna gore "dabbetO'l-arz veya deccal
r;:1kincaya, yahut da gone~ bat1dan doguncaya kadar vb" sozlerle han1m1na
yakla~mamaya yemin etse istihsanen Ila yapm1~ olur. K1yasa gore ise Ila yapm1~
olmaz. <::unku ki~inin belirttigi ~eylerin dart ay dolmadan once meydana gelmesi
ihtimali vard1r. Ne var ki kocanin buradaki maksad1n1n zaman belirleme degil,
[7/26)
olumsuzluk konusunda mObalaga oldugunu soyleriz. Bununla da Ila anlam1
gerr;:ekle~ir.

Ki~i bir gun harir;: bir yll han1mina yakla~mamaya yemin etse bize gore Ila
ii ad a
yapm1~ olmaz. istisna

ZOfer (rh.a.)'e gore ise Ila yapm1~ olur. Onun delili ~udur; istisna edilen gun,
kira ve vadeli sat1~larda oldugu gibi, yllin sonunda kabul edilir. Koca kefaret
odemeden sure ir;:inde han1m1na yakla~ma yetkisine sahip olmaz. Bunun delili
~udur. Koca "bir gun eksik olarak bir yll yakla~mayacag1m" deseydi Ila yapm1~

olurdu. "Bir gun harir;:" dediginde de boyledir.

Biz ise ~oyle diyoruz; ki~i belirsiz bir gOnO istisna etmi~tir. Yemininden sonra
gelen bOtOn gunleri, istisna edilen gone say1p han1mina kefaret gerekmeksizin
yakla~abilir. ZOfer'in "istisna edilen gun yll1n sonundad1r" sozO dogru degildir.
40_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

<;:unku istisna edilen belirsiz bir gundur. Eger biz onu y1lin sonunda sayarsak,
belirsiz olmu~ olmaz. Bir gerek yokken ki~inin sozunu degi~tirmek eaiz degildir.
Vadeli sat1~lar ve kirada istisna edilen gun On ydin sonunda oldugunu kabul etmeye
ihtiya~ vard1r. <;:unku bunlarda istisna edilen gun belirsiz kabul edilirse, bilmezlik
nedeniyle akit ge~erli olmaz. Alaeag1 isteme hakk1n1 erteleme ve menfaati elde
edebilme maksad1 da ger~ekle~mez. Burada ise bir ihtiya~ yoktur. <;:unku bilmezlik
yeminin olu~masina engel olu?turmaz. Bu nedenle ki?inin gunu belirsiz
b1rakmasina dayanarak biz de onu belirsiz kabul ettik. "Bir gun eksik olarak" sozu
bundan farkl1d1r. <;:unku noksan aneak surenin sonunda olur. Bu soz, istisna
edilenin y1lin son gunu oldugunu a~1k~a ifade etmektedir.

Bize gore "bir gun mustesna bir yd sana yakla?mayaeag1m" diyen ki~i Ila
yapm1~ olmad1g1ndan, herhangi bir gun hanim1na yakla?1rsa, o gun, istisna edilen

gun kabul edilir. 0 gun ge~ineeye kadar Ila yapm1~ olmaz. 0 gun ge~inee bakd1r;
y1ldan geriye dart ay veya daha fazla kalm1?sa Ila yapm1? olur. Eger dart aydan az
kalm1? ise Ila yapml? olmaz. <;:unku istisna, hanim1na yakla?mas1yla ortadan
kalkm1?t1r. Geriye kalan surede yemin mutlak duruma donu~mO?tUr.

Ayni ?ekilde "Vallahi bir kere hari~ bir yd sana yakla~mayaeag1m" dediginde
yine Ila yapm1? olmaz. <;:unku istisna nedeniyle, kefaret odemeksizin ona
yakla~abilir. Bir kere ona yakla~inca istisna ortadan kalkar ve yemin mutlak duruma

gelir. Cinsel ili?kiden sonra yd1n dolmas1na dart ay veya daha fazla var ise Ila
yapm1? olur. Daha az varsa Ila yapm1? olmaz.

"ln~aallah" ifadesini yemine biti?ik olarak soylerse Ila yapm1? olmaz. <;:unku
Yeminine
in~allah in~aallah sozu, kullan1lan ifadedeki kesinlik kastin1 ortadan kald1nr. Bu lbn Omer ve
eklemede
ila durumu lbn Abbas (r.a.)'tan rivayet edilmi?tir. Eger koea, hanim1nin ve falaneanin istemesini
ko?ul ko?arsa burada meelis (birligine) itibar edilir. Bunun benzerini z1har
konusunda a~1klad1k

Kaea, han1m1na 1'cab1 kastederek ben sana Ila yapt1m dese Ila yapm1~ olur.

Nitekim leap niyetiyle "ben sana z1har yapt1m" dediginde de z1har yapm1?
olur. <;:unku bu ~ekilde Ila yapan koea, lafzl mahalline baglam1~t1r. <;:unku ki~i
hanim1na kar~1 Ila yapar. Eger "ben bununla yalan haberi kastettim" derse
hukuken tasdik edilmez. <;:unki.i sozunun gorunu~u bir leaptir. Kendisi ile Allah
aras1ndaki hukum bak1mindan ise tasdik edilir. <;:unku llada leap ve haber verme
slgalan aynid1r. Yalan haber, ba~kas1na nakledilinee dogru duruma d6n0?mez.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _41

Dort hanimma yakla~mayacagma yemin eden koca hepsine Ila yapm1~ c;:ok e~li bir
erkegin
olur. hammlarma
Dort ay onlara yakla~mazsa biz Hanefllere gore bain talakla aynlm1~ olurlar. ila yapmas1

Zufer (rh.a.)'e gore onlardan uc;:une yakla~mad1kc;:a Ila yapm1~ olmaz. Oc;:une
yakla~inca dorduncuye Ila yapm1~ olur. <;:unku koca, kefaret gerekmeksizin onlarin
her birine yakla~abilir. $U durumda uc;:une yakla~mad1kc;:a Ila yapm1~ say1lmaz. [7/27]
Oc;:une yakla~inca kefaret odemeden dorduncuye yakla~amaz. <;:unku, yemini
bozma ko~ulu dorduncuye yakla~makla gerc;:ekle~ir. Boylece ona kar~1 Ila yapm1~
olur. Ki~inin sozu ~u anlama gelir: "sizden uc;:unuze yakla~1rsam vallahi dorduncuye
yana~mam".

Bizim goru~umuzun delili ~udur; koca, t1pk1 her biri ic;:in ayn ayn yemin etmesi
durumunda oldugu gibi, burada da bir hanim1n1n birle~me hakkin1 engelledigi ic;:in,
onlara zarar verici bir konumda bulundugundan her birine kar~1 Ila yapm1~ olur. $u
kadar var ki bunlann bir k1smina yakla~makla kefaret gerekli olmaz. <;:unku
kefaret, yemini bozman1n geregidir (mOcebidir). Yemini bozma gerc;:ekle~meden
gerekli olmaz. Ancak yemini bozma gerc;:ekle~tiginde, kefaret yaln1zca son han1mla
olan birle~meden dolay1 degil, tUmuyle olan birle~meden dolay1 gerekli olur.
Yemine sad1k kalmas1 (han1mlanna yakla~mamas1) durumunda talak1n
gerc;:ekle~mesi ise her biri ic;:in soz konusu olur. Bundan dolay1 surenin gec;:mesiyle
bain olarak aynl1rlar.
"Sizden uc;:unuze yakla~1rsam vallahi dorduncunuze yakla~mam" diye yemin
etmesi bundan farkl1d1r. <;:unku bu sozde yemin derhal gerc;:ekle~memi~tir. Aksine
ki~i yeminini bir ko~ula baglam1~ oldugundan, ko~ul gerc;:ekle~meden yemin
meydana gelmez. Dort ay ic;:inde hanimlannin bazilan ile birle~irse, birle~tigi
hanimlar hakk1nda bu yemin ortadan kalkar. <;:unku sure ic;:erisinde hanim1na
donmu~ olur. Yeminini bozma ko~ulunun tamam1 gerc;:ekle~mediginden kefaret
odemesi de gerekmez. Dort ay doldugunda birle~medigi han1m1 bain olarak aynl1r.
<;:unku kocan1n ona donmesi gerc;:ekle~mediginden llanin hukmu onun hakk1nda
bakl kalm1~t1r. Bu nedenle surenin gec;:mesiyle bain olarak aynllr.
Onlardan hic;:biri ile birle~mez fakat birisini uc;: kere bo~arsa oldugu durum
uzere Ila yapm1~ olur. <;:unku yeminin bozulmas1 beklenilir. Onlardan biri ile
birle~irse yemini bozulmu~ olur. <;:unku onun yemininde, birle~meyi talaktan once
ile s1n1rlamak yoktur.
Koca bo~amasa, fakat onlardan birisi olse hepsi ic;:in yapilan Ila gec;:ersiz olur.
<;:unku yemini bozma ko~ulu ortadan kalkm1~t1r. <;:unku koca bundan sonra ne
kalan han1mlarla ne de olenle birle~mesi nedeniyle yeminini bozmu~ olmaz. Yemini
bozma ko~ulu ortadan kalkt1ktan sonra yemin kalmaz. Bu nedenle onlara yap1lan
Ila gec;:ersiz olur.
42_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
Dort e~inden hie; birine yakla~mayacagma yemin etse, onlara kar~1 Ila
yapm1~ olur. Dort ay gec;tiginde hepsi bain olarak aynhr.

Bu, EbQ Hanife ve EbQ Yusuf (rh.a )'un gorO~OdOr .

Muhammed (rh.a.)'e gore ise anlardan sadece birine Tia yapm1~ say1l1r. Sure
gec;tiginde de ic;lerinden belli almayan birisi ba~anm1~ alur. c;:onkO kaca, anlardan
birisine yakla~maktan kendini men etmi~tir. Nitekim anlardan birine yakla~t1ginda
kefaret gerekir. Talak hOkmO, yakla~maya engel almaya dayan1r. Bu nedenle sure
dolunca anlardan, herhangi birisi ba~ alur. Bu "Vallahi sizden birinize
yakla~mayacag1m" sozOne benzer.

ZahirO'r-rivayenin delili ~udur; Koca •l>-1j (birisi) kelimesini alumsuz bir


ifadede belirsiz (nekre) olarak anm1~t1r. c;:onkO yakla~mak bu cOmlede olumsuz
alarak yer alm1~t1r Olumsuz cOmlede kullanilan belirsiz sozcOk genellik ifade eder.
Olumlu cOmlede ise genellik ifade etmez. ~oyle ki ki~i: ·%.-.J f.,;:ll ~b "Bu gO~ bir
r
adam gordOm" dediginde bu soz bir adam gormO~ almay1 gerektirir. _;:i1 ~\.J L4
~) (Bu gun bir adam gormedim) cOmlesi ise hic;bir adam1n gorOlmemi~ almasin1
gerektirir. Bunun nedeni ~udur; olumsuz cOmledeki belirsiz sozOn anlam1 ancak
genelle~tirme ile gerc;ekle~ir. Yakla~mamaya dayanan ~eyde -ki bu sOrenin
bitiminde talak1n gerc;ekle~mesidir- kocanin sozO hanimlann hepsini kapsar .
Yakla~manin bulunmas1na dayanan ~eyde -ki bu kefarettir- ise kacanin sozO
sadece hanimlanndan birini kapsar. Bu nedenle hanimlanndan birine yakla~t1g1nda
kefaret gerekir ve anlardan Tia dO~er. c;:onkO ko~ulun gerc;ekle~mesinden sanra
yemin kalmam1~t1r. "Sizden biriniz ... " demesi bundan farkl1d1r. c;:onkO bu cOmlede
genelle~tirme anlam1 gerc;ekle~memektedir. Nitekim koca "sizden birinizin tOmO"
demek suretiyle cOmlesine "js" kelimesini eklese bu cOmle onlann tOmOnO
kapsamaz. Burada ise "sizin her biriniz" demek suretiyle "JS"
i
kelimesini soylese
anlann tOmOnO kapsar. Belirsizlik nedeniyle alan kapsama da boyledir.
171281 Kaea onlardan sadece belli birini kastetse, kendisiyle Allah aras1ndaki hokum
bak1m1ndan yaln1zca ana Tia yapm1~ alur. c;:onkO niyet ettigi ~ey sozOnOn
muhtemel anlamlanndand1r. Nitekim e~lerden birini bo~ay1p da, belli birine niyet
etse niyeti gec;erli olur. llada da bu boyledir. Ancak bu gorOnen duruma ayk1n
oldugu ic;in hukuken kabul edilmez.
Koca, hanimlarmdan hie; birinin ismini soylemeden ve niyet etmeden
birisine ila yapsa sec;im hakkma sahiptir. Diledigi hakkmda talak1
gerc;ekle~tirir. Talak gerc;ekle~tigince yalnizca o hanim bain olarak
bo~anm1~ olur.

Sure dolmadan hanimlanndan birini Tia ic;in belirleme hakkina sahip degildir.
c;:onkO bunda yeminin hOkmOnO degi~tirme vard1r. ~oyle ki; o, belirlemeden once
hanimlanndan hangisine yakla~1rsa yakla~s1n yeminini bozmu~ alur. Belirlemeden
sonra ise diger han1mlanna yakla~makla yeminini bozmu~ almaz. Kaea yeminin
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _43
hukmunu iptal etme hakk1na sahip olmad1g1 gibi, yeminin hukmunu degi~tirme
hakkina da sahip degildir. Ancak surenin dolmas1yla talakin gerc;ekle~mesinden
sonra talak1 belirleme yetkisine sahiptir. C::unku bunda yeminin hukmunu
degi~tirme yoktur. Bilakis bu belirsiz olan talak1 belirlemektir. Bu da kocaya
b1rakllm1~t1r.

bte yandan, han1mlardan birisi hakkinda talak1 belirlediginde, yemin onun


hakkinda belli olmu~ olmaz. Ancak Ebu Yusuf (rh.a )'tan gelen bir rivayete gore belli
olmu~ olur. Biz bu konuyu el-CamiO's-saglr'in ~erhinde ac;1klam1~t1k.
ila yapan
Koca, hanimma ila yapt1gmda, kendisiyle han1m1 arasmda dort ay
kocanm,
veya daha fazla yi.iri.iyi.i~ mesafesi bulunursa, kalbi ve diliyle yapt1g1 doni.i~ uzakta olan
hammma
yeterli olur. donmesi
Bize gore; sure ic;inde cinsel ili~kide bulunmaktan aciz olan ki~inin hanim1na
donu~u dil ile (donme sozlerini soylemek suretiyle) olur. Bu; Ali ve lbn Mesud
(r.a.)'dan rivayet edilmi~tir.
~afii(rh.a.)'ye gore ise dille donu~ yapmak gec;ersizdir. C::unku donu~e iki
hukum baglanm1~t1r. Bunlar: a- Kefaretin gerekli olmas1, b- Aynlma hukmunun
gerc;ekle~memesi. Dil ile donu~ yapmak bu iki hukumden kefaret ac;1s1ndan
muteber degildir. Dolay1s1yla diger hukum bak1m1ndan da boyle gec;ersiz olur.
Biz Hanefller ise ~oyle demekteyiz; Kefaret, yemini bozma nedeniyle gerekli
olur. Dil ile donu~ yaplld1ginda yemini bozma gerc;ekle~mez. Zaman1n gec;mesiyle
talakin gerc;ekle~mesine gelince, bu kad1na zarar verip onu s1kint1ya sokmaya
itibarlad1r. Bu, cinsel ili~ki yolu ile donu~ yapamayan ki~inin soz ile donu~ yapmas1
durumunda, zarar verme bulunmamaktad1r. Demek ki cinsel ili~ki ile han1mina
donu~ as1I, sozle donmek ise bedeldir. C::unku "t) donmek"ten ibarettir. Koca
birle~meye guc; yetirebiliyorsa, kad1nin birle~me hakk1n1 engelleyerek ona zarar
verme ve s1kint1ya sokmay1 kastetmi~tir. Onun bundan donmesi, e~i ile
birle~mesiyledir. Arna cinsel birle~meye imkan bulamad1g1nda, kocanin kast1,
kad1n1n birle~me hakk1na engel olarak ona zarar vermek degildir. C::unku bu
durumda kad1n1n birle~me hakk1 yoktur. Koca yaln1zca dili ile onu yaln1zliga terk
ederek zarar vermeyi kastettiginden, onun donu~u de sozleri ile han1minin
gonlunu almak suretiyle olur. C::unku tevbe, suc;a uygun ~ekilde yapll1r.
Cinsel birle~meden aciz olmak bazen kan-koca aras1ndaki mesafenin uzakl1g1 Cinsel
ili~kiden aciz
bazen de hastalik nedeniyle olur. Han1m1yla arasinda dart ay veya daha uzun bir olan kocanm
mesafe varsa, Tia suresi ic;inde birle~meden aciz sayJ11r. Onun donu~ yapmas1 kalp iladan
donmesi
ve diliyle olur. Aralannda dart aydan az bir mesafe varsa, birle~meye kadir
oldugundan donu~u ancak cinsel birle~me ile olur. C::unku bedelin hukmune,
ancak asl1 yerine getirmek mumkun olmad1g1nda itibar edilir.
Tia yapt1ginda hasta ise ve bu hastal1k sure bitene kadar surerse donu~u ayn1 [7/29]
~ekilde kalp ve dil ile olur. C::unku koca, hastal1k nedeniyle birle~meden acizdir.
t4 _____________________________ Kitabu'I-Mebsiit

Babas1 kendisine miras olarak ge~tiginde, kisi bununla kefarete niyet etse
yeterli olmaz. c;:unku miras, kisinin mulkiyetine kendi fiili olmaks1z1n girer. Kisi
kendi fiili olmaks1zin baskas1n1 ozgurluge kavusturmus olmaz. Kefaret ise ancak
ozgurluge kavusturmakla yerine getirilir. Bu nedenle akrabas1n1n yans1 kendisine
miras olarak ge~tiginde, diger yansina sahip olan ortagin payin1 odemez.
[7/10) Kisi "filan1 satin ald1g1m gun o ozgurdur" deyip sonra da onu satin alsa ve
z1har kefaretine niyet etse yeterli olmaz. c;:unku kole "o ozgurdur" sozu ile satin
alma s1rasinda ozgur oldugundan, kefaret niyeti ona bitismemis olur. Eger o, bu
sozuyle "satin ald1g1m gun z1har kefaretime kars1llk olarak ozgurdur" demeyi
kastetmi~se, kefaret niyeti ozgur k1lmaya biti~tigi i~in bu yeterli olur.

Bir kimse falan koleyi satin ald1g1mda o ozgi.irdi.ir deyip sonra onu
satin ald1g1mda z1har kefaretime kar~1hk ozgi.irdi.ir dese, 0 kole yeterli
olmaz.
c;:unku ilk ko~ul, ki~inin iptal etmesi ya da degi~tirmesi mumkun olmayacak
tarzda ge~erli oldugundan satin alma s1ras1nda ozgur olma ona dayand1nl1r. c;:unku
o, daha once olmas1 nedeniyle ikinci kosuldan daha ustOndur. Oysa ilk ko~ula
kefaret niyeti biti~memistir.
Z1har Bir z1har ic;;in yanm kole ozgi.ir k1hp bir ay oruc;; tutmak veya otuz fakiri
kefaretinin
boliinmemesi doyurmak yeterli olmaz.
c;:unku yanm kole, bir kole degildir. Aslin (kole ozgur kllma), bedel (iki ay oru~
tutma ya da altm1s fakiri doyurma) ile tamamlanmas1 mumkun olmaz. c;:unku as1I
ile bedel bir araya gelmez. Bu durumda biri digeriyle nasll tamamlanabilir?
"Ki~inin ba~kas1 ile ortak olarak iki koleye sahip olmas1 durumunda her iki
kolenin yans1 ozgur ki11n1rsa bu yeterli olur mu?" diye sorulursa buna soyle cevap
veririz: Bu da yeterli olmaz. c;:unku iki ayn kolenin yans1 bir kole degildir. Her bir
kolede ortak olmak, onun kefaret olarak verilmesine engel olur. Kurban meselesi
bunun aksinedir. $oyle ki: lki kisi aralannda ortak olan iki koyunu kurban olarak
18
kesseler bu caiz olur. c;:unku bedene cinsinden olan hayvanlarda oldugu gibi
ortakl1k hayvanlann kurban olmas1na engel degildir.
Ki~i. iki z1han ic;;in bir kole ozgi.ir k1lsa, bunu diledigi z1hara sayabilir.
Birden ~ok
z1har kefareti Belirledigi z1han yapt1g1 kadinla birle~mesi caiz olur.
i~in
belirleyerek Oru~ tutma ve yemek yedirme de boyledir. K1yasa gore ise bu caiz olmaz. Bu
bir kale ozgiir ayn1 zamanda Zufer'in (rh a) de gorusudur. Bunun delili sudur: lki z1hardan birini
k1lmak
belirleme niyeti yoktur. Diger taraftan ki~i bu durumda her bir z1har i~in yanm kole
ozgur k1lm1~ olur. c;:unku z1harlann biri digerinden daha oncelikli I ustOn degildir.
Bu, adam oldurme ve z1har kefareti i~in kisinin tek bir kole ozgur k1lmas1na benzer.

18
Bedene I ~;.w\: Hacda kurban edilen s1g1r veya deve. $afillere gore bedene denince sadece deve
anla~ll1r.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _45
Arna yemin ortadan kalkmaz. Bu nedenle han1m1yla birle~tiginde yeminini bozma
ko~ulu gerc;ekle~mi~ olur.

Uyuyan ki~inin, c;ocugun, delinin, bunagm talaklan gec;ersiz oldugu


gibi ilalan da gec;ersizdir.
(unku bunlann yapt1klan yemin gerc;ekle~mez. Onlann sozleri baglay1c11ik
ac;1s1ndan muteber degildir.
Ki~i. ebediyyen hanimma yakla~mamaya yemin ederek ila yapsa,
iladan
sonra da onu uc; kere bo~asa bize gore ilas1 gec;ersiz (bat1I) olur. sonra
bo~ama ile
Zufer (rh.a.)'e gore ise bat1I olmaz. ilgili
hi.iki.imler
Bizim delilimiz ~udur; Tia ertelenmi~ bir talakt1r. Ancak sahip olunan talaklar
uzerine gec;erli olur. Oc; talak1n gerc;ekle~mesinden sonra geriye hi<; talak
kalmam1~t1r.

Ayni ~ekilde koca, Tia yoluyla han1m1ndan Li<; kere ayrllsa, sonra kad1nin ba~ka [7/30]
bir koca ile evlenmesinin ard1ndan onunla tekrar evlense, Zufer (rh.a.) d1~indaki
alimlerimize gore Tlas1 devam etmez. Eger hanim1na yakla~1rsa yemin kefareti oder.
(unku Tia, talak hakk1nin gec;erliligi nedeniyle talak1n hukmu bak1mindan varl1g1ni
devam ettirmese bile yemin, varlig1ni devam ettirir. Bu nedenle han1mina
yakla~t1g1nda yeminini bozma ko~ulu ger<;ekle~mi~tir. Yeminin devam etmesi Tlanin
hukmunun de devam ettirmesini gerektirmez. Nitekim yabanc1 bir kad1na: "Vallahi
sana yakla~mam" deyip sonra onunla evlense Tia yapm1~ olmaz. Fakat o kad1na
yakla~1rsa yemininden dolay1 kefaret oder.
Eger (Tia yapan) koca, han1m1n1 bir bain talakla bo~am1~sa (bakll1r); eger dort
ay, kad1n iddet beklerken tamamlanirsa Tia yoluyla bir talak meydana gelir. Eger
(dort ay doldugunda) kad1n iddet ic;erisinde degilse hic;:bir ~ey gerc;:ekle~mez. (unku
Tia yapan ki~i, bir anlamda; bir bain talak1, donu~ olmaks1zin dort ay1n gec;:mesine
baglayan ki~i konumundad1r. Kad1n kendisinin mulkiyeti altinda iken bu gec;:erli
olur. Aynl1k nedeniyle Tia gec;:ersiz olmaz. Ancak Tia nedeniyle olan talak iddet
ic;:erisinde gerc;:ekle~ir. Kad1n bo~amanin gerc;:ekle~mesine ehil bir durumda iken
iddet tamamland1g1nda bo~anm1~ olur. lddeti bitmi~ olmas1 nedeniyle bo~amaya
ehil bir durumda olmazsa, bo~anm1~ olmaz. Koca, hanim1n iddeti bittikten sonra
onunla tekrar evlenirse Tia yapm1~ olur. Evlendigi andan itibaren Tia aylan yeniden
ba~lar. Bundan once gec;:enler Tia suresinden sayllmaz. (unku Tia suresinin
ba~lang1c1, iddetin bitmesinden sonra gerc;:ekle~mez. (unku iddetin bitmesi
esnas1nda kocanin kadin uzerinde bir hakk1 kalmaz. Dolay1s1yla Tia suresinin
ba~lang1c1 han1mla evlenmesinden itibaren olur. Eger kadinla iddet i<;erisinde
evlenirse gec;:en sure Tladan sayi11r. (unku kadin iddet ic;:erisinde bulundugu surede
talakin gerc;:ekle~mesine mahal olur. Bu nedenle gec;:en surenin hukmu baki kal1r.
Nitekim ba~ka bir koca ile evlendiginde surenin hukmu kalmaz. Ayn1 ~ekilde iddet
46_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut

suresinin bitmesiyle ba?ka kocalara helal olduktan sonra da surenin hukmu


kalmaz.
Ki~i hammm1 bir bain talakla bo~ad1ktan sonra ila yapsa, bu bir yemin
olarak gec;erli olsa bile ila yapm1~ sayilmaz.
c;:unku llan1n gen;egi, kad1nin birle~me hakk1na engel olmakla olur. Oysa
kadin bain talakla bo?and1ktan sonra onun birle?me hakk1 yoktur. Diger taraftan
lladan maksat kadin1 ask1da b1rakma zulmunu gidermektir. Bu ise aynhktan sonra
gen;ekle~mez. l~te bu nedenlerle kocanin sozu aslen Ila olmad1g1ndan, onunla
yeniden evlense bile, yabanc1 bir kad1nla evlenmesi durumunda oldugu gibi, eski
Ila devam etmez. Yukanda anilan mesele boyle degildir. c;:unku orada kocan1n
sozunun asl1 gei:;:erli bir Ila idi. Bu nedenle, her ne kadar kadin bo?amaya ehil
olmaktan i:;:1kt1g1 ii:;:in gei:;:en sure batll olsa bile, Ila aynl1kla ve surenin gei:;:mesiyle
gei:;:ersiz olmaz. Koca onunla yeniden evlendiginde ona Ila yapm1? olmaz.
Muhammed (rh.a) "el-Mebsut"ta ?U durumdan soz etmemi?tir: Koca,
han1m1na Ila yapsa ve dart ay1n gei:;:mesiyle aralan aynlsa, onunla evlenmeden once
ba~ka bir dart ayl1k Ila suresi yeniden ba~lar m1, ba?lamaz m1? Ola kendiliginden
yenilenir mi?)
EbG Sehl (r.a.) ?byle der: "Sure yeniden ba?lar. Dolay1s1yla kad1nin iddeti
bitmeden dart ay dolsa ba?ka bir talak geri:;:ekle?ir. Ayni ?ekilde ui:;:uncude de
boyledir. c;:unku llanin anlam1; "sana yakla~mad1g1m her dart ay gei:;:tiki:;:e sen bir
bain talakla bo?sun" demektir". Eger bu ifadeyi ai:;:1ki:;:a soyleseydi hukum
belirttigimiz gibi olur. Bu konudaki f1khl yon ?Udur: Surenin yeniden ba?lamas1,
burada yeminin devam etmesi hukmundendir. Yeminin ba?lang1c1 ise aynhktan
sonra Ila olarak geri:;:ekle?mez. Ancak sure aynhktan sonra da kahr. Nitekim koca
deli iken dart ay dolsa, sonra kad1nin velisi kadin1 tekrar o koca ile evlendirse, her
ne kadar delinin ba?tan yapt1g1 yemin gei:;:erli degilse bile, (burada yemin ibtidaen
olmad1g1 ii:;:in) Ila suresi yeniden geri:;:ekle~ir.

171311 Kerhl (r a) ?byle derdi: "Koca, kadinla tekrar evlenmediki:;:e, ikinci Ila suresi
ba?lamaz". Bu goru? daha dogrudur. c;:unku ba?lang1c;:ta surenin ba?lamas1 ii:;:in
zarar verme anlam1nin mutlaka bulunmas1 gerekir. Aynhk geri:;:ekle~tikten sonra
ise, yeniden o kad1nla evlenmediki:;:e zarar verme geri:;:ekle?mez. c;:unku kad1nin
aynl1k durumunda birle?me hakk1 yoktur. Bu nedenle koca onunla yeniden
evlenmediki:;:e sure ba~lamaz.
Ki~i cariyesine veya i.immi.i veledine ila yapsa, ilas1 gec;erli olmaz.
c;:unku Allahu Teala

,i,
·c~
, ~t ;.;.;·\ d_~
- u <J'2'..r • •L:; :
~ _ ir.
~)~' ;
Y- .:..r...ill)..
. _r
Talak (Bo§anma) Kitabt._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _47
"Kadmlanna yak/a~mamaya yemin eden/er dart ay bek/erler". (el-Bakara 21226)
buyurmu~tur.

Cariye ve ummu veled ise ki~inin han1m1 degildir. Diger taraftan Ila,
ertelenmi~ (vadeli) bir talakt1r. Cariye ise talaka elveri~li degildir. Hem Tla'nin
hukmu hak olan cinsel birle~meye engel olmakt1r. Cariyenin ise efendisi uzerinde
ili~ki hakk1 yoktur.

Yine ki~i, yabanc1 bir kad1na Ila yaparsa belirtilen nedenle bu gei:;ersiz olur. Seninle
evlenirsem
Ancak ki~i yabanc1 kad1na "Seninle evlenirsem, vallahi sana yakla~mam" deyip vallahisana
sonra evlenirse Ila yapm1~ olur. c;:unku bu durumda ki~i, Tlay1 evlenmeye yakla~mam
sozii
baglam1~t1r. Ko~ula baglanan bir ~ey, ko~ulun geri:;ekle~mesi esnas1nda gei:;erli
olmu~ gibidir.
Koca falanca yer d1~1nda hii:;bir yerde han1m1na yakla~mamaya yemin ederek
Ila yaparsa; kendisiyle o bolge arasinda dart ayl1k mesafe varsa Ila yapm1~ olur.
c;:unku koca yeminini bozmaks1zin Ila suresi ii:;erisinde hanim1yla birle~me imkan1na
sahip degildir. c;:unku kocanin istisna ettigi yer, sure ii:;erisinde varamayacag1 bir
yerdir. Bu nedenle de Ila yapm1~ olur.
Hapishanede veya ba~ka bir yerde tutsak olan koca, hammma Ila Hapishane-
yapsa, yalmzca birle~me yoluyla hammma donl.i~ yapabilir. dekinin ila
yapmas1
c;:unku her ne kadar kocanin hanimin1n yanina gitmeye gucu yetmiyorsa da,
birle~me maksad1yla kad1n kocan1n yan1na gelebilir. c;:unku hapishane cinsel
birle~me ii:;in uygun bir yerdir. 33 Asia gui:; yetirme durumunda bedele itibar
edilmez.
Koca, hammma cinsel orgam d1~mda bir yerden yakla~sa, bu donl.i~
say1lmaz.
c;:unku kad1n1n hakk1, cinsel organ1ndan olan birle~medir. Bu nedenle, bunun
d1~1ndaki bir ili~ki ile donu~ geri:;ekle~mez. Donu~, kad1nin hakk1 olan ~eyi vermekle
olur.
Koca, han1m1 ile birle~tigini iddia ederse; bu iddias1 Tia suresi olan dart ay
ii:;erisinde olmu~sa kocan1n sbzi.l kabul edilir. Dort ay bittikten sonra birle~tigini
iddia etse kabul edilmez. Bu hukum "Ki~i, o anda yapma imkanina sahip oldugu
bir ~eyi ikrar ettiginde itham edilemez" kural1na dayanmaktad1r. Koca, dart ay
ii:;inde han1m1yla birle~tigine dair iki tanik getirirse, o kad1n kendisinin han1m1
olmaya devam eder. c;:unku kocanin ikranndan tan1kla sabit olan ~ey, muayene
yoluyla (bizzat gormek suretiyle) sabit olan ~ey gibidir. Kocanin, daha sonra delil ile
isbat etme kudretine sahip oldugu ikrarinin, dart ay gei:;tikten sonra kabul
edilmemesi en ilgini:; meselelerdendir. Kad1n kocasin1 tasdik ettiginde de durum

33
Islam ceza hukukunda, cinsel ili~kiye ihtiya~ duyan mahkOmun yanina han1m1nin girmesine izin
verilebilir. Bk. Ak~it, M.Cevat, Islam Ceza Hukuku ve lnsanl Esaslan, 1st. 1976, s.111.
48 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

boyledir. 0 kadin kocasin1n hanim1 olmaya devam eder. ~OnkO hak kan-
kocan1nd1r. Ba~kas1nin degildir. Ne var ki kad1n kocas1nin yalan soyledigini
biliyorsa, onunla birlikte kalmas1 caiz olmaz. ~OnkO hakim kocanin yalan
soyledigini bilse onlann aras1n1 ayirird1. Kadin bunu bildiginde de; kocas1ndan
kar;;mak, hulu' 34 yapmak vb. yollarla kendisini kocas1ndan sak1nmas1 gerekir. Ancak
kocas1 onunla yeniden evlenirse bunu yapmas1na gerek kalmaz.
Koca, hammm1 ric'i bir talakla bo~ad1ktan sonra (iddet s1rasmda) Ila
yaparsa, ilas1 gec,;erlidir.
~OnkO kocanin o esnada bu kad1nla birle?mesi helaldir. lddet bittiginde,
kad1n bo?amaya ehil olmaktan r;;1kt1g1 ir;;in, Ila hOkmO de dO?er. Koca o kad1nla
tekrar evlenirse, evlenme anindan itibaren Ila sOresi yeniden ba~lar. Biz bu konuyu
ar;;1klam1~t1k.

Koca, bir mecliste Lie; kere Ila yaparsa, onun kast1 bir yemini
[7/32] tekrarlamak ise, hammma yakla~t1gmda bir kefaret gerekli olur. Hammma
yakla~maks1zm si.irenin gec,;mesi durumunda da yalmzca bir talak
gerc,;ekle~ir.

~OnkO bir soz, hOkmunOn tekrarlanmas1 istenmedigi durumda birden fazla


tekrar edilebilir.
Eger kocan1n llay1 tekrarlamaktaki kast1 hOkmO ag1rla?t1rmak ve yeni hOkOm
ifade etmek ise; han1m1na yakla?1rsa Or;; kefaret odemesi gerekir. ~OnkO
ag1rla~t1rmanin anlam1 yemini yenilemektir. Bu nedenle koca Or;; kere yemin etmi?
olur. Han1mina bir kere yakla?makla, her Or;; yemin ir;;in de yeminini bozma durumu
gerr;;ekle~ir. Sure bitinceye kadar han1m1na yakla~mazsa k1yasa gore kadin art arda
Or;; kere bo~anm1~ olur. Bu, Muhammed ve ZOfer (rh.a.)'in gorO~OdOr. (Buna gore)
koca cinsel ili?kide bulunmasa sadece bir talak gerr;;ekle?ir. lstihsana gore ise, ki bu
EbG Hanife ve EbG Yusuf (rh.a.)'un gorO?OdOr, koca, han1m1yla birle~sin ya da
birle~mesin kad1n bir bain talakla bo~ olur.

K1yasin delili ?udur; Ila sOresi yeminin olu?mas1na biti?ik olan vakitte ba?lar.
Tlada muteber olan, sOrenin ba~lang1c1d1r. Her bir yemin ar;;1sindan bir Ila sOresi
ba?lam1~t1r. Bu nedenle, Or;; talakla bain olarak aynllncaya kadar, her bir sOrenin
tamamlanmas1 esnas1nda bir talak gerr;;ekle?ir. Nitekim yeminler farkl1 meclislerde
olsayd1 hokum bu ~ekilde olurdu. Bunun nedeni ~udur; Yeminden sonra sOrenin
ba~lamas1, ikisinin aynlmalan vaktine kadar bekler. Nitekim koca tek bir yemin edip
sonra mecliste bir gun veya daha fazla kalsalar ve ardindan yemin ettigi andan
itibaren sure tamamlansa kadin bir bain talakla aynl1r. Bundan da anla~llmaktad1r

34
Hui' I r l (Muhalea I Wb-JI) : Nikah mulkiyetini kad1nin kabulune bagl1 olarak ortadan
kald1rmakt1r. Han1m tarafindan kocaya verilecek bir bedel veya hanim1n mehirden vazge~mesi
kar~il1g1nda taraflann nzas1 ile ger~ekle~tirilen bo~anmad1r.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _49
ki yemin bozman1n hukmu olan kefarette oldugu gibi, bu hukum ac;1s1ndan da
meclislerin bir veya farkl1 olmas1 e~ittir.
lstihsan1n delili de ~udur. Ayni mecliste yapilan kabul ve lcab1n, ayn1 anda
yap1ld1g1n1n kabul edilmesi gostermektedir ki, bir meclis, farkl1 olan ifadeleri bir
araya getirerek, onlan bir defada soylenmi~ gibi k1lar. Ayn1 ~ekilde kad1n kocas1na
"beni bin dirhem kar~1l1ginda bo~a" dese, kocas1 da onu bir mecliste art arda (sen
bir defa bo~sun, sen bir defa bo~sun, sen bir defa bo~sun diyerek) uc; defa bo~asa,
uc; bo~amay1 ayn1 anda yapm1~ say1l1r. Bu nedenle de bin dirhemin tUmunu hak
eder. Bu husus sabit olunca deriz ki; meclis durumu tek bir durum gibidir. Bir
durumda, birden fazla yemin bulunsa bile, talak1n hukmu bak1mindan sadece tek
bir Ila suresi bulunur. Nitekim koca, "yann geldiginde vallahi sana yakla~mam"
dese ard1ndan bunu ikinci defa ve uc;uncu defa tekrarlasa, ertesi gun oldugunda,
kefaret hukmu bak1m1ndan uc; yemin meydana gelir. Bo~ama hukmu bak1m1ndan
ise tek bir Ila suresi meydana gelir. Bundan da anla~ilmaktad1r ki kefaret hukmu ile
talak hukmu birbirine k1yaslanmaz. Bu nun tam aksi olarak koca, hanim1na "eve
her girdigimde vallahi sana yakla~mam" dese ardindan eve uc; gun ic;inde uc; kere
girse, talak hukmu bak1m1ndan uc; Ila meydana gelir. Han1m1na yakla~t1ginda
sadece bir kefaret gerekli olur. Yeminler farkli meclislerde olursa durum bundan
farkl1d1r. c;unku farkl1 meclislerde, durumlan bir araya getiren bir durum
olmad1gindan, her bir durumu bag1ms1z olarak goz onune ald1k. Bu nedenle her
durumda yeminin yenilenmesinden dolay1 yeni bir sure ba~lam1~ olur.
Ki~ihammma sana yakla~1rsam bana yemin gerekli olsun veya sana
yakla~1rsam bana yemin kefareti gerekli olsun derse Ila yapm1~ olur.

c;unku "bana yemin gerekli olsun" sozunun anlam1 yemin kefaretinin gerekli
olmas1d1r. c;unku yeminin geregi, bozuldugunda kefaret odenmesidir. Koca bu
sozleri soylediginde kefaret odemedikc;e sure ic;inde kadina yakla~ma hakk1na
sahip degildir.
lster ozgi.ir bir erkegin isterse bir kolenin nikah1 altmda olsun ozgi.ir
[7/33]
kadmm ila si.iresi dort ayd1r.
Ila
c;unku Allahu Teala, siiresi
.~ f , ,,. • . ,
,.!. , •\
"\ ~
~ · 1 , 6_ •
- .J l.f'2-'..J" ff , if- 0 y I•'
• •L::,j : ~ .ill}..
Y. <.J!. - - .,.
"Kadmlanna yakla;mamaya yemin eden/er dart ay bek!erler" (el-Bakara 21226)
buyurmu~tur. Ayetteki .:,r..}i.J sozcugu ozgur olanlan da koleleri de ic;erir.
Bize gore cariyenin Ila suresi iki ayd1r. $afii (rh.a.)'ye gore ise bu ayetin ac;1k
anlam1 nedeniyle dort ayd1r. $afii (rh a )'nin bu hukmu onun ~u temel kuralina
dayanmaktad1r: Tia suresi kocanin aleyhine degil lehine olan bir geni~liktir. Bu,
kad1n1n kole ya da ozgur olu~una gore degi~mez.
SO_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Biz Hanefiler ise ~oyle diyoruz: Tia suresi Kur'an'da ~j I bekleme sbzcugu ile
anilm1~t1r.
Bu kelime ise sadece nikaha ozgudur. Bu nedenle cariyenin Ila suresi
ozgur kad1nin yans1 olur. Nitekim ric'I talaktan olan iddette yaln1zca koca lehine bir
geni~lik bulunmas1na ragmen, kad1nin kale olmas1 nedeniyle bu surenin yans1
du~er.

Hastanm ve Ha suresi ic;erisinde, abuk subuk konu~an (hezeyan durumunda olan)


dilsizin ilas1
hasta, uyuyan ki~i gibidir. c;unku hasta bu hezeyan durumunda baygm ki~i
gibidir.
Dilsizin yapt1g1 ila gec;erlidir. c;unku daha once ac;1klad1g1m1z gibi;
dilsizin anla~1labilen anlat1m ve i~aretleri, konu~an ki~inin ifadesi gibi
kabul edilir.

Z1har
Koca, hammma sana yakla~1rsam sen bana anamm s1rt1 gibisin derse
sozcilgil ile ila yapm1~ olur.
ila durumu
~unku bunu soyleyen ki~i. z1har kefareti odemedik<;e dart ay han1m1na
yakla~ma hakk1na sahip degildir.

Ayni ~ekilde koca, han1m1na "Sana yakla~1rsam sen bana haramsin" deyip
Sen bana
haramsm bununla talaka niyet ederse Ila yapm1~ olur. ~unku koca sure i<;erisinde kendisine
veya haram gerekli olan talak gen;ekle~medik<;e hanim1na yakla~amaz. Eger bununla yemine
olan ~ey
gibisin niyet ederse Eba Hanife (rh.a.)'ye gore yine Ila olur.
sozilyle ila
Eba Yusuf ve Muhammed (rh a.)'e gore ise han1m1na yakla~mad1k<;a Ila yapm1~
durumu
olmaz. ~unku kocan1n "sen bana harams1n" sozu ile yemine niyet edildiginde
"vallahi sana yakla~mayacag1m" sbzu gibidir. Nitekim koca "sen bana harams1n"
sozunu mutlak olarak soyleseydi, bununla derhal Ila yapm1~ olurdu. "Sen bana
haramsin" sbzunu hanim1na yakla~maya baglayinca, ona yakla~mad1k<;a Ila yapm1~
olmaz. Bu, kocanin "sana yakla~1rsam vallahi sana yakla?mam" sbzu gibidir.
Eba Hanife (rh.a.) ise ~byle demektedir: "Koca, hanim1n kendisine ha ram
olmasin1 ona yakla~maya baglad1g1nda, sure i<;inde hanimina yakla~amaz. Bu
nedenle de derhal Ila yapm1~ olur. Bu ifade kocanin "sana yakla~1rsam sen bana
anam1n s1rt1 gibisin" sbzune benzer. ~unku z1hann gerektirdigi ~ey, kefaret
bdeninceye kadar hanima yakla~manin haram olmas1d1r.
Koca, hanim1na haraml1ga niyet ederek "sen bana le~ gibisin", "kan gibisin"
dese Ila yapm1~ olur. ~unku bu sbzlerle koca, han1m1n1 ayn1 haram olan (haraml1g1
dogrudan kendisinden olan) ~eylere benzetmi~tir. Bu benzetme "sen bana
harams1n" sbzu gibidir
Koca, hammma sen bana falancanm hamm1 gibisin dese ve soyledigi
(7/34] ki~i de hammma ila yapm1~ olsa, koca bu sozu ilay1 kastederek soylerse ila
yapm1~ olur.
Talak (Bo§anma) Kitab1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _St
<:unku koca, hanim1n1 belirttigi ki?inin han1m1na benzetmi?tir. Benzetme ozel
bir nitelikte olabilir. Koca bununla kad1n1n kendisine haram olmasina veya llaya
niyet ettiginde, sozunun muhtemel oldugu bir anlama niyet etmi? olur. Bundan
dolay1 da Ila yapm1? say1l1r. Tlaya niyet etmezse bu soz hie; bir ?ey ifade etmez.
Koca, hanimma Ila yapar, sonra da diger bir hanimma seni bu kadmm
ilasma ortak ettim derse bu gec;ersiz olur.
<:unku diger han1m1n1 da llaya ortak etmesi, yeminin hukmunu degi?tirir.
~oyle ki: Ortak kilmadan once birinci han1mma yakla?makla yeminini bozmu?
say1l1rken, ortak kild1ktan sonra ise, t1pk1 "vallahi ikinize de yakla?mam" demesi
durumunda oldugu gibi, iki han1ma da yakla?madan, sadece birinciye yakla?makla
yeminini bozmu? olmaz. Oysa yemin devam ettigi durumda koca yeminin
hukmunu degi?tirme yetkisine sahip degildir. Eger kocanin bu ortak etmesi gec;erli
olsayd1 yabanc1 bir kad1n1 hanim1na yapt1g1 llaya ortak edip, sonra da han1mina
yakla?mas1 gibi olurdu. Bunun ic;in hie; bir kefaret gerekli olmaz. i?te bu mesele bu
ac;1dan z1hardan aynlmaktad1r. <:unku ikinci bir kadin1 ortak etmek, birinci
kad1ndaki z1har hukmunu degi?tirmez.
Ayn1 ?ekilde koca Ila meselesinde, ikinci han1mina llaya niyet ederek "sen
bana bu han1m1m gibisin" dese bununla ilk kad1n hakkindaki Ila hukmu degi?mez
ve bu sozle ikinci kad1n hakk1nda da Ila gerc;ekle?ir.
Koca, hanim1 cariye iken Ila yapsa, sonra iki ay dolmadan hanim1
ozgi.ir k1hnsa, ila yapt1g1 zamandan itibaren dort ay gec;medikc;e kadm bo~
olmaz.
<:unku Ila suresi, ric'I talaktan dolay1 beklenilen iddet suresine benzer. ~oyle
ki; bu sure devam ettikc;e nikah mulkiyeti ortadan kalkmaz. Ric'I talakta, talaktan
sonra henuz iddet suresi dolmadan ozgur k1l1nan kadin, talak s1ras1nda ozgur olan
kad1n gibidir. Bu meselede de ayn1 ?ekildedir. <:unku kadin ozgur kliinmakla tam
olarak helal oldugu ic;in ondaki nikah mulkiyeti de tam olur. Tam mulkiyet ancak
tam bir sureyle ortadan kalkar.
Koca, kole olan hanim1ni (Ila si.iresi olan) iki ay ic;erisinde bir bain
talakla bo~asa, sonra kadm bu iki ay ic;erisinde ozgi.ir k1hnsa, talaktan
dolay1 beklemesi gereken iddet, cariyelerin iddetidir.
<:unku kadin aynld1ktan sonra, Ila suresi ozgur kadin1n suresi kadar oldugu bir
durumda iken ozgur kli1nm1?t1r. <:unku o, Ila suresi tamamlanmadan once ozgur
k1l1nm1?t1r. Bu nedenle Ila hukmu ac;1sindan, bu durumla Ila yaplid1g1nda ozgur
olmas1 durumu e?ittir.
Baz1 alimler bu hukmu ele?tirerek ?Oyle demi?lerdir: Bu ozgur kliinma ile
kocanin kad1n uzerindeki mulkiyeti tamamlanmam1?t1r. <:unku kad1n aynld1ktan
52 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut

sonra bzgur kll1nm1~t1r. Bu nedenle onun Ila suresi, iddet hukmunde oldugu gibi iki
ay olmalld1r.
Biz ise ~byle diyoruz: Gen;ekle?en talak hic;bir konuda llan1n hukmunde
degildir. Bu konuda bain talakla ric'I talak e?ittir. Bo?ama ric'I olsayd1, bzgur
k1l1nma nedeniyle kad1n1n Ila suresi ayet (nass) geregi dbrt ay olurdu. Bain
oldugunda da bbyledir. lddet ise bbyle degildir. c;:unku iddet talak1n pe?inden
gelir. Bu nedenle iddette, talakin niteligine itibar edilir. Diger taraftan bzgur kllma
nedeniyle iddet suresini art1rmada kad1na zarar verme vard1r. c;:unku surenin bu
?ekilde art1rllmas1 kad1nin iddet ic;erisinde ba?ka erkeklerle evlenmesine engeldir.
Ozgur kllma nedeniyle Ila suresinin artinlmas1nda ise kad1na zarar verme yoktur.
Bu nedenle dikkate al1nan, Ila suresinin devam etmesiyle birlikte bzgur kll1nmanin
meydana gelmesidir.
Bir kimsenin Bir kimse hammma ve hamm1yla birlikte ozgur olsun kole olsun
karis1 ile
birlikte yabanc1 bir kadma yana~mamaya yemin etse hammma ila yapm1~ olmaz.
yabanc1
birisine ila c;:unku bu durumda koca, kefarete gerek kalmaks1z1n han1m1na yakla?abilir.
yapmas1 Ki?i yabanc1 kad1na Ila yapamayacag1ndan, llanin hukmu bak1m1ndan yabanc1
kad1na yakla?mak han1m1na yakla?maya k1yas edilemez. Koca, kefaret bdemeksizin
hanimina yakla?ma imkanina sahip oldugu durumda, yalnizca han1m1nin
durumuna itibar edilirse, hanim1na Ila yapm1? olmaz. Ancak hanimlanndan ikisine
hitaben, "size yakla~mayacag1m" demesi bundan farkl1d1r. c;:unku o kadinlar llanin
hukmunde e?ittirler. Bu nedenle tek bir ki?i gibi kabul edilirler. Koca, kefaret
bdemeksizin onlara yakla?amad1g1ndan tek bir sbzle o ikisine Ila yapm1? olur. Eger
koca yabanc1 kadinla cinsel ili?kide bulunursa, birle?me yapt1g1 andan itibaren
kansina Ila yapm1? olur. c;:unku koca (yabanc1 kad1nla birle?ince) kefaret
bdemeksizin han1m1na yana?amayacak bir duruma gelmi?tir. Bununla da o anda
kadina zarar verme ve onu s1kint1ya sokma anlam1 gerc;ekle?ir. Bu nedenle de Ila
yapm1? olur. Bu durum kocanin "vallahi falanca yere geldigimde sana yakla?mam"
demesine benzer. Koca belirtilen yere gelmedikc;e Ila yapm1? olmaz. Yahut ta bu,
kocan1n "vallahi ~u yabanc1 kad1nla ili?kiye girmedikc;e sana yakla?mayacag1m"
demesi gibidir. 0 kadinla birle?ince han1m1na Ila yapm1? olur.
Koca, hammma Ha yapsa, sonra hamm1 dinden ~1k1p (irtidat edip) harp
l7t35l Ulkesine kat1lsa, ardmdan esir edilse ve musli.iman olsa, sonra da eski
kocas1yla yeniden evlense koca ona Ila yapm1~ olur. Evlendigi andan
itibaren iki ay ge~erse ila ile bain olarak aynlm1~ olur.
c;:unku kadinin harp ulkesine (dar-1 harbe) kat1lmas1yla yemin gec;ersiz duruma
gelmez. Yemini bozma kO?UIU hala beklenebilir. Kocanin sozunun asl1 gec;erli bir
Ila idi. Bu nedenle bu yemini devam ettigi durumda o kad1nla yeniden evlenirse,
evlendigi an Ila yapm1? sayll1r. lkinci Ila suresi kad1n cariye oldugu s1rada
ba?lam1?t1r. Cariyenin Ila suresi iki ayd1r.
Talak (Bo§anma) Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 53
Koca, hamm1 cariye iken ona Ila yapsa, sonra da onu satm alsa ila
du~er.

C::unku kad1n, kocasinin bo~amas1na elveri~li olmayan bir duruma


donu~mu~tUr. Ba~layan Ila suresinin geregi, surenin bitiminde talak1n
geri:;:ekle~mesidir. Kad1n buna elveri~li olma durumundan c;1k1nca, bu sOrenin
hukmu de du~er. Bu ~una benzer; koca, han1m1n1 bain talakla bo~asa ve kad1n1n
iddeti bitse; bundan sonra o kad1n1 satsa veya ozgur kilsa ard1ndan onunla evlense
Ila yapm1~ olur. C::Linku kad1n, talaka elveri~li olma durumundan c;1km1~t1r, yemin ise
bakidir. Bu nedenle Ila suresi evlenme an1ndan itibaren ba~lar. Ayni ~ekilde ozgur
kad1n, kale olan kocas1n1 satin ald1g1nda da durum boyledir. C::Linku nikah bag1, iki
taraftan birinin digeri uzerinde mulkiyet kurmas1 ile, kocan1n talak1n1 gec;ersiz
kilacak bir bic;imde ortadan kalkmaktad1r. Kad1n, yaln1zca kocas1n1n onun
Ozerindeki yed mulkiyeti itibanyla talaka elveri~li olur. Kad1na cariye ~eklinde sahip
olmak nikah mulkiyetinin asl1na ayk1n oldugu gibi, nikah yoluyla sabit olan yed
mulkiyetine de ayk1nd1r. Bu nedenle kad1n kocasin1n Ozerinde, iddeti esnas1nda
nafaka ve oturma (mesken) hakk1na sahip olamaz.
Kole, kole ozgur k1lmay1 veya sadaka vermeyi adayarak hammma
yakla~mamaya yemin etse ila yapm1~ olmaz.

C::unku bu durumda koca, kefaret odemesine gerek olmadan han1m1na


yakla~abilir.
C::Onku insan1n sahip olmad1g1 bir koleyi ozgur k1lmas1 soz konusu
olamaz.
Buradaki "sadaka" dan maksat, kolenin sahibi olmad1g1 belirli bir mall sadaka
vermeyi yuklenmesidir. Onun boyle bir sadaka vermeyi yuklenmesi gec;ersiz
(lagv)dir.
Kole olan koca; hac, orm;, talak vb. ~eyler uzerine hammma
yakla~mamaya yemin etse ila yapm1~ olur.

C::unku anilan ~eyleri kolenin yuklenmesi ozgur insan1n yOklenmesi gibi


gec;ersizdir. Koca bunlan kad1na birle~meye baglayinca, kefareti yerine
getirmedikc;e Ila suresi ic;erisinde hanimina yakla~amaz. Zimmetinde bore; olmak
uzere sadaka vermeyi, han1mina yakla~maya baglad1g1nda da durum bu ~ekildedir.
Z1mmi, hammma yakla~mamaya yemin ettiginde u~ durum soz Gayr-i miislim
konusudur: vatanda~m
(Zimmi'nin)
Birinci durumda ittifakla ila yapm1~ olur. Bu, zimminin kole ozgur ilas1
k1lma veya bo~ama uzerine yemin etmesi durumudur. <;unku ozgur k1lma
ve bo~ama, Musluman tarafmdan yap1ld1gmda ge~erli oldugu gibi
z1mmiden de ge~erlidir.
lkinci durumda ittifakla ila yapm1~ olmaz. Bu da; hac, oru~ veya
sadaka uzerine yemin etmesidir.
54 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsil.t

c;:unku bu say1lanlan z1mm1n1n yuklenmesi gec;;erli degildir. c;:unku bunlar


ibadet ve taattir. Z1mmldeki ~irk, onu ibadet ve taate ehil olmaktan
uza kla~t1rmaktad1 r.
Baz1 kitaplarda Hasan'dan onun da EbO Hanife (rh a.)' den aktard1g1 ~u rivayet
yer alm1~t1r: Z1mmlnin hac uzerine yapt1g1 Ila; harn yuklenme ac;;1sindan gec;;erli
olmasa bile talak hukmu bak1m1ndan gec;;erlidir. c;:unku EbO Hanife (rh.a.)'ye gore
Allah uzerine yemin etme durumunda oldugu gibi bu iki hukum (talak1n hukmu,
harn yuklenme hukmu) birbirinden aynlabilmektedir.
Bu rivayete guvenilemez. EbO Hanife (rh.a.)'ye gore z1mmlnin Allah uzerine
[7/36] yapt1g1 yemin, talak hukmu bak1m1ndan gen;ekle~ir. Dolay1s1yla zimml han1m1n1
dart ay terk etse, kadin Ila ile bain olarak bo~anm1~ olur. Han1m1na yakla~1rsa
kefaret gerekir.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise bu durum da ikinci durum gibidir.
c;:unku z1mml kefaret gerekmeksizin Ila suresi ic;;inde han1m1na yakla~ma yetkisine
sahiptir. Dolay1s1yla llan1n anlam1 olan cinsel birle~meye engel olmak suretiyle ona
zarar verme durumu gerc;;ekle~memektedir. Bunun nedeni ~udur; Allah uzerine
yap1lan yeminin sayginl1g1, yemin edilen ~eyi yuceltmenin gerekli olmas1ndand1r.
Z1mml ise hac ve orucu yuklenemedigi gibi, bu yuceltmeyi de gerc;;ekle~tiremez.
EbO Hanife (rh.a) ise ~oyle demektedir: Z1mml Allah adina yemin etmeye
ehildir. c;:unku yeminde; ta'zim (yuceltme) yoluyla Allah'in ad1n1 anmak vard1r. Bu
da z1mmlden meydana geldiginde gec;;erli ve muteber olur. Hatta bu nedenledir ki
z1mmlnin Allah'in ad1n1 anarak kestigi hayvan1 yemek helaldir. Ayn1 ~ekilde
z1mmlye davalar ve c;;eki~meli durumlarda Allah ad1na yemin ettirilir. Allah Teala
kefareti ~u sozuyle yemin olarak kabul etmi~tir:

"Yeminlerini bozan bir top/ulukla sava~maz m1sm1z?" (et-Tevbe 9/13) . Yine ~oyle
buyurmu~tur:

"Onlar anla~madan sonra yeminlerini bozarlarsa ... " (et-Tevbe 9/12). Z1mmlnin
yemine ehil oldugu sabit olduguna gore, demek ki kefaret odemeksizin han1m1na
yakla~amaz. Bu nedenle de Ila yapm1~ olur. Aynca bu yemini bozma uzerine,
kefaretin gerekli olmas1 hukmu de ait olur. Z1mml ise kefarete ehil degildir, ancak
lla'da talak1n hukmu ile kefaretin hukmu birbirinden ayrllabilir. Bu t1pk1 ~oyledir:
Koca dart hanimina "sizlere yakla~mayacag1m" dese, bundan sonra uc;;une
yakla~t1ginda yemin kefareti gerekmese bile, onlann her birine kar~1 Ila yapm1~
olur. c;:unku bu yakla~mama yemininin iki hukmu vard1r:
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 55
a. Talak; z1mml o/an ki;i ta/aka ehildir.
b. Kefaret; z1mml olan kimse kefarete ehil degildir.

Bu yeminle her iki hukum de kastedilmektedir. Ehliyetin bulunmamas1


nedeniyle bir hukmun sabit olmamas1, ehliyetin bulundugu durumda diger
hukmun de sabit olmamasin1 gerektirmez.
Koca, hanimma yakla~mamaya kolesinin ozglir k1hnmas1 lizerine
yemin etse ila yapm1~ olur.
Ancak EbO Yusuf (rh.a )'tan bir rivayete gore Ila yapm1~ olmaz. EbO Yusuf (rh.a.)
~oyle der: Koca kolesini satmak suretiyle, Ila suresi ic;erisinde kendisine kefaret
gerekli olmaks1z1n han1m1na yakla~abilir. Zahiru'r-rivayeye gore ise koca, kolesini
ozgur kllmad1kc;a kefaret gerekli olmaks1z1n hanimina yakla~amaz. Bu nedenle de
Ila yapm1~ olur. Ki~inin kolesini satma imkan1na sahip olmas1na itibar edilmez.
c;:unku sat1~ tek ba~ina sat1c1ya bagll degildir. c;:unku ki~inin koleyi satin alacak bir
al1c1 bulamamas1 muhtemeldir. Eger koleyi satarsa Ila du~er. c;:unku koca kolesini
satt1ginda, kefaret gerekli olmaks1z1n hanimina yakla~abilecek bir duruma
gelmi~tir. Eger tekrar kolesini satin allrsa, satin alma anindan itibaren Ila gerekli
olur. c;:unku ilk Ila suresi gec;ersiz olmu~tur. Diger Ila suresi de satin alma an1ndan
ba~lar. c;:unku koca, kolesini yeniden satin almakla, onu ozgur k1lmad1kc;a
han1m1na yana~amayacak bir duruma gelmi~tir. Ki~i kolesini satt1ktan sonra han1m1
ile birle~mi~ ise, sonra koleyi satin ald1g1nda llas1 geri donmez. c;:unku kolenin
satllmas1ndan sonra yeminin bozulma ko~ulu (birle~me) gerc;ekle~tiginden yemin
du~mu~tUr. Art1k bundan sonra kefarete gerek olmaks1z1n hanim1na yakla~abilir.
(7/37]
Ki~i kolesini satmadan once kolesi olse Ila du~er. c;:unku kolenin olumunden sonra
koca, kefarete gerek olmaks1z1n han1mina yakla~abilir.
Ayni ~ekilde "falanca kanma yakla~1rsam diger kanm bo~ olsun" diye yemin Talak1 ila
ederse, daha sonra bo~ olsun dedigi han1m1 olurse veya Lie; talakla bo~an1rsa, ko~uluna
baglamak
bundan sonra koca diger han1m1na Ila yapm1~ olmaz. c;:unku koca, kefarete gerek
olmaks1z1n diger hanim1na yakla~abilir.
Bo~ad1g1 han1m1 ba~ka bir erkekle evlenip aynld1ktan sonra koca onunla
yeniden evlense, yine bu ilk hanim1na Ila yapm1~ olmaz. Ancak Zufer'e gore Ila
yapm1~ olur.
Bizim delilimiz ~udur; Kocanin yemini, o sirada han1m1 olan kadin1n talaklan
uzerinedir. Oc; talaktan sonra geriye hic;bir talak kalmam1~t1r. Belirtilen durumda
koca Ila yapt1g1 hanimin1 uc; kere bo~asa yine Ila du~er. c;:unku kocanin llas1 talak
hukmu bak1m1ndan, sahip oldugu talaklara gore degerlendirilir. Oc; talak1 verdikten
sonra ise geriye hic;bir talak kalmam1~t1r. Koca onu bo~amay1p, onunla ili~kiye
girse, diger han1m1n bo~ama ko~ulu gerc;ekle~tigi ic;in o bo~ olur. Yemin de
ortadan kalkar. Bundan sonra o han1mla tekrar evlense Ila geri donmez.
56 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
Koca, Ila yapt1g1 hanim1 ile birle?mese fakat diger han1m1n1 bo?asa ve onun
iddeti dolsa, bu kad1n uzerindeki Ila du?er. (unku koca, kefarete gerek olmaks1z1n
han1mina yakla?abilecek bir duruma gelmi?tir. Bu mesele ile, kocanin daha once
ac;1klad1g1m1z uzere kolesini satmas1 meselesi e?ittir.
Oliimiine,
k1yamete kadar
Koca, kendisi veya harnm1 oli.inceye kadar harnmma yakla~mamaya
yakla~mamak yemin ederse Ila yapm1~ olur.
iizere ila
(unku bu durumda koca kefaret odemedikc;e Ila suresi ic;inde han1mina
yakla?amaz. lkisinden biri oldukten sonra nikah kalmaz. Bu, kocanin "sen benim
nikah1mda oldugun surece sana yakla?mam" sozu gibidir. Bununla hanim1n
birle?me hakk1 engellenmi? olmaktad1r. Ancak kocanin "falanca olunceye kadar
sana yakla?mam" demesi bundan farkl1d1r. (unku belirtilen ki?inin olmesi,
aralanndaki nikah1n devam etmesine engel degildir. Yine belirtilen Ila suresi ic;inde
olmesi ihtimal dahilindedir. Bundan dolay1 o ki?inin olmesinden sonra kefaret
gerekmeksizin Ila suresi ic;inde han1m1na yakla?mas1 da ihtimal dahilindedir. Bu
bak1mdan bu sozu soyleyen ki?i Ila yapm1? olmaz.
Ki?inin "deccal c;1k1ncaya kadar", "gune? bat1dan doguncaya kadar sana
yakla?mayacag1m" sozleri konusunda k1yas ve istihsanin geregi olan hukumleri
daha once anm1?t1k.
Koca "k1yamete kadar sana yakla?mam" dediginde hem k1yas hem de
istihsana gore Ila yapm1? olur. Bununla "ebediyyen yakla?mam" ifadesi e?ittir.
(unku ki?inin belirledigi zamandan sonra kan-koca aras1nda nikah1n devam etmesi
du?unulemez. Ancak k1yasa gore deccalin c;1kmas1 boyle degildir.
Koca, harnmmm 1,;ocugu si.itten kesinceye kadar ona
yakla~mayacagma yemin etse, 1,;ocugun si.itten kesilmesine dort aydan az
varsa Ila yapm1~ olmaz.
(unku c;ocuk sutten kesildikten sonra Ila suresi ic;inde kefaret gerekmeksizin
hanim1na yakla~abilir. Kocanin hanim1na yakla?mamak ic;in belirledigi sin1r, dart
aydan az olunca, bu ~ekilde yemin etmesi ile, dart aydan daha az bir zaman
hanim1na yakla?mamaya yemin etmesi e~it olmu~tur. (unku belirlenen son sin1r
gerc;ekle~ince art1k yemin kalkmaz. Eger c;ocugun sutten kesilmesine dart ay veya
daha fazla varsa, koca da ba~ka bir sutten kesilme degil bunu kastediyorsa, Ila
yapm1~ olur. (unku kocan1n yemini, Ila suresi ic;inde han1m1na yakla~mas1na engel
olmay1 gerektirecek ~ekilde kurulmu~tur. (ocuk dart aydan once olurse, kocanin
yemininde belirledigi son s1nir ortadan kalkt1g1 ic;in Ila da du~er. (unku EbO Yusuf
(rh.a )'in d1~1ndaki fakihlere gore, yemindeki s1nir ortadan kalkt1ktan sonra yemin
devam etmez. Bu konu "Yeminler Konusu"nun bir meselesidir.
Koca "filan izin verinceye kadar sana yakla?mam" diye yemin etse, o ki~ide
dart ay ic;inde olse, yeminde belirlenen ~ey ortadan kalkt1g1 ic;in yemin de ortadan
kalkar. 0 ki?i dart ay hayatta kalsa, koca da hanim1na yakla~masa yine Ila yapm1~
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 57
olmaz. (unku o ki~i izin verdiginde, kefarete gerek olmaks1z1n han1mina
yakla~abilirdi.
Muhammed (rh.a) el-Mebsut'ta ~oyle demi~tir: " K1yasa gore Ila
yapm1~olmamas1 gerekir". Bundan ba~ka bir ~ey soylememi~tir. Onun maksad1 bu
hukmun, k1yas1n aksine istihsan oldugu degildir. Onun maksad1, daha onceki
bolumlerde gec;en k1yast1r.
Koca, hammma eger sana yakla~1rsam gelecekte sahip olacag1m bi.iti.in
[7/38]
koleler ozgi.irdi.ir dese Ebu Hanife ve Muhammed (rh.a.)'e gore Ila yapm1~
olur. Ebu Yusuf (rh.a.)'a gore ise Ila yapm1~ olmaz.
EbO Yusuf (rh.a.)'un delili ~udur; kocanin bu sozden sonra han1m1na
yakla~masina bir ~ey gerekmez. (unku kocan1n bundan sonra koleye sahip
olmamas1 imkan dahilindedir. EbO Hanife ve Muhammed (rh a.) ise ~oyle
demektedirler:
"Koca, kendi uzerine gerekli olan, kale ozgur kilma uzerine yemin etmedikc;e
han1m1na yakla~amaz. Bundan dolay1 da Ila yapm1~ olur. Bu ki~inin hanim1na "eger
sana yakla~1rsam, bu mudebber eve girerse ozgurdur" demesi gibidir ki bu
durumda Ila yapm1~ olur. Diger taraftan insan, yeminin gereginden (kefaret
odemekten) sak1nd1g1 gibi, ozgur k1lma uzerine yemin etmekten de sak1n1r.
Dolay1s1yla bu sozle o kad1nin birle~me hakk1na engel olmu~ olur. ~u husus bunu
ac;1klar: Gelecekte mlras vb. yollarla ki~inin bir fiili olmaks1zin mulkiyete sahip
olmas1 mumkundur. Ki~i bunu reddedemez de.
Koca, han1m1na "sana yakla~1rsam, yakla~t1ktan bir yll sonra uzerime hac bore; Nafile ibadet
olsun" veya "Sana yakla~madan bir gun once uzerime hac bore; olsun" derse Ila adayarak
ila yapmak
yapm1~ olur. (unku her iki durumda da, adam1n uzerine hac vacip olmaks1z1n
han1mina yakla~mas1 mumkun degildir.
Koca, hammma sana yakla~1rsam bu aym orucu i.izerime bore; olsun
derse Ila yapm1~ olmaz.
(unku kocan1n yemini Ila suresinin tOmunu ic;ermemektedir. Sure gec;ince
yemin du~er. Koca kefarete gerek olmaks1z1n hanim1na yakla~abilir. (unku gec;mi~
zamana dayand1rarak orucu ustlenmek gec;erli degildir. Bu nedenle han1mina
yakla~t1g1 zaman sanki "uzerime dunun orucu bore; olsun" demi~ gibi olur. Bu ise
bo~ bir sozdur.

Koca, hanim1na "sana yakla~1rsam bir fakiri doyurmak veya bir gun oruc;
tutmak veya sadaka vermek veya hacca gitmek veya hedy kurbani kesmek uzerime
bore; olsun" derse ittifakla Ila yapm1~ olur.
Eger "uzerime iki rekat namaz bore; olsun" derse EbO Yusuf'un (rh.a.) ilk
goru~une ve Muhammed (rh a.)'e gore Ila yapm1~ olur. EbO Yusuf'un (rh.a.) ikinci
goru~u ve EbO Hanife (rh.a.)'ye gore ise Ila yapm1~ olmaz.
w

ss ____________________________Kitabu'I-Mebsut
Muhammed (rh.a.)'in goru~unun delili ~udur; koca bu sozle ibadet olan bir ~eyi
yuklenmeyi han1mina yakla~maya baglam1~t1r. Bu durumda da harn ustlenmede
oldugu gibi Ila yapm1~ olur.
Muhammed (rh.a.) "el-Emali" adl1 kitapta ~oyle demi~tir: "Hacca ancak malla
gidilir. Namaz1 k1lmak ic,;in ise mala gerek yoktur" demenin bir anlam1 yoktur.
Clinku ki~i "eger sana yakla~1rsam Allah ic,;in Beyti Makdis'de (Mescid-i Aksa'da) iki
rekat namaz kllmak borcum olsun" deseydi EbO Hanife ve EbO Yusuf (rh.a.)'a gore
Ila yapm1~ olmayacakt1. Halbuki bu durumda koca yuklendigi ~eye ancak malla
ula~abilir.

EbO Hanife ve EbO Yusuf (rh a.)'un delilleri ise ~udur: Bu sozle kad1n1n hakk1
olan cinsel ili~kiye engel olunmamaktad1r. lnsan iki rekat namaz1 k1lmay1
ustlenmekten kac,;1nmaz. Cunku bunu yerine getirmekte bir zorluk ve malda bir
kay1p yoktur. Ancak diger ibadetler boyle degildir. Bunun ac,;1klamas1 ~oyledir:
Koca, hanim1na yakla~mamay1 fakiri doyurmaya baglarsa, bu yeminin geregidir.
Sadaka, oruc,;, hedy ve hac da boyledir. Cunku hedy ve hac mal olmadan yerine
getirilemez. Mal ile kefaret odeme, yemin bozuldugunda yeminin geregidir. Bu
yemini, cinsel ili~ki ko~uluna baglamas1 gibidir. Namaz ise yeminin geregi degildir.
"Beyti makdiste" dediginde de durum boyledir. Cunku adanan bir namaz1 k1lmak
ic,;in yer belirlenmesi gec,;erli olmaz.
Koca "sana yakla~1rsam falanca kolem z1harima kar~ll1k 6zgurdur" derse;
[7/39]
daha once z1har yapm1~ olsun olmasin Ila yapm1~ olur. Cunku bu durumda koca
kolede hemen yururluge giren bir ozgur kllinma olmaks1z1n hanim1na yakla~amaz.
Ozgur olmanin hemen gerc,;ekle~mesi ise z1harin geregi degildir. Ancak koca,
hanim1na "eger sana yakla~1rsam falanca kolemi z1harima kar~ll1k 6zgur kllmak
Allah ic,;in borcum olsun" derse, daha once z1har yapm1~ ise bu sozle Ila
gerc,;ekle~mez. Cunku ki~i, z1har nedeniyle yapmas1 gereken ozgur k1lmay1
hanimina yakla~maya baglam1~t1r. Bu ozgur k1lma, han1m1na yakla~madan once
vacip olmu~tur. Hanim1na yakla~makla bir ~ey gerekmez.
Allah en iyisini bilir.

LiAN BAHSi
Ki~inin hanimina zina suc,;lamasinda bulunmas1, ba~lang1c,;ta yabanc1 bir kadina
zina suc,;lamas1nda bulunma durumunda oldugu gibi kazif (iftira) cezas1ni
gerektiriyordu. Bu Allah Teala'nin ~u sozuyle sabit olmu~tur:
' • .. .. ~ • ... ' ... J $
1-::~ ~ J- ii.:i.l;..· ~
: 'W-' ll,;.\j ~1·1~ ~~ · \.,I ·l; .d •• ..:...~I Li '··: ..i.l\ ' ~
p ,. .. ' • ..

Ir:"" f'AJ ,. -,-- _ ..J ; Y - \ t ' - .J'°f-lf- - Jy


~ l~t ;~lf.l ~
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 59

"Namuslu kadmlara zina sw;lamasmda bulunup, sonra (bunu isbat ic;in) dart
tantk getiremeyenlere seksener sopa vurun ve arttk on/arm tantk/1gm1 hic;bir zaman
kabul etmeyin".(en-NOr 24/4)
Bunun boyle oldugunun delili ~udur; Bir rivayette lbn Mesud (ra.) ~oyle
demi~tir: "Biz bir Cuma gecesi mescitte oturuyorduk. Aniden Ensardan bir adam
gelerek ~oyle dedi: "Ya Resulullah ~una ne dersiniz? Bir adam hanim1yla beraber
birisini yakalasa; oldurse onu - k1sasen- oldurursunuz. Gordugunu soylese - iftira
diye- sopaya c;ekersiniz. Soylemese kalbinde bir kin dugumlenip kal1r. Allah'1m Lia nm
deli Ii
bunu ac;!" diye dua etti. Bunun uzerine lian ayeti indi. 35
Yine Hila! b. Omeyye han1m1nin $erlk b. Semha ile zina ettigini soyleyince
Peygamber (s.a.v.) ona,
,.. ,.. ,.. ~ ,.. ~ ,.. ,.. ,.. 0 ,.. ,.. J 0 ;

!J~
:\:. ~
1;_ ..1>..j '\'I - .!.l;:]\,io - ' -
, .J -
\; :1 I~· ~ ~ · L ~\
~ ~ ~ '-'J""r'": , ..) ; - - ~

"Ya dogru soyledigine dair dart tan1k getirirsin. Yahut s1rt1na ceza
uygulan1r" 36 buyurdu. Sahabiler: "$imdi Hilal b. Omeyye'ye ceza uygulanacak ve
onun muslumanlar hakk1ndaki tan1kl1g1 (bundan boyle) gec;ersiz olacak dediler".
Bu rivayetlerden anla~ilmaktad1r ki ki~inin e~ine zina suc;lamas1na bulunmas1
daha onceden kazf (zina iftiras1) cezas1n1 gerektiriyordu. Sonra bu hukum lian ayeti
ile e~ler hakk1nda kald1rild1. Bundan boyle ki~inin e~ine zina suc;lamasinda
bulunmas1nin geregi soyleyecegimiz ko~ullar dahilinde lian oldu.
$afii (r.a.)'ye gore ki~inin e~ine zina suc;lamasinda bulunmas1n1n kar~il1g1,
cezad1r. Ancak ki~i lian yapmak suretiyle kendisinden bu cezay1 du~urebilir. Koca
lian yapmaktan kac;insa kendisine kazf haddi (zina iftiras1 cezas1) uygulan1r.
Biz Hanefilere gore ise lian yapmaktan kac;1nan koca lian yap1ncaya kadar
hapsedilir.
$afii (rh.a.) 4
.:;.-~I 0,f;. .j.~lj ' "Namuslu kadinlara zina suc;lamas1nda
bulunup ... " ayetini deli! getirmi~tir. Sonra gelen lian ayetinde ise kocan1n,d6rt
tanik getirmek yerine dart kere yemin etmek suretiyle zina iftiras1 cezasindan
kurtulma yolu ac;1klanmaktad1r. ~unku lian kelimelerinde "tanikl1k" sozcugu
bulunmaktad1r. Bu tan1kl1k yeminlerle peki~tirilmi~. lanet sozu eklenmi~, gorunu~le
desteklenmi~ tan1kl1klard1r. Gorunu~ten maksat ~udur: Koca kendi e~inin
namusunu, yalan soylemek suretiyle kirletmez. Bu nedenle ben ($afii) ~oyle
demekteyim: Kocan1n lian1yla e~ine zina cezas1 gerekli olur. Sonra kadin lian
yapmak suretiyle kocasin1n delili olan lian1na kar~1 olmas1 ko~uluyla kendisinden
zina cezas1n1 kald1rabilir. ~unku kadinin kulland1g1 sozcukler; yeminlerle
peki~tirilmi~. Allah'1n gazab1n1 ustlenme ifadesi eklenmi~ ve gorunu~teki durum ile

35
Hadisin geni~ bir ~ekilde rivayeti i~in bkz.: Muslim, Lian 1 O; EbO DavOd, Talak 26.
36
Buhar1, $ehadet 21; EbO DavOd, Talak 26; Tirmiz1, Tefs1r 24; lbn Mace, Lian 27.
60 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
desteklenen tanikl1k sozleridir. Kad1n1n tan1kl1g1nin gorunu~teki durumla
desteklenmesi ~udur: Musluman kad1n haram1 i~lemekten sakin1r. Cunku Allahu
Teala'nin kitabinda buna i~aret de edilmektedir. $oyle ki; Allahu Teala ~oyle
buyuruyor: ~ -?l}Aj\ ~ bl;_j ~ "kendisinden cezay1 kaldmr ... " (en-Nar 24/8) Bunun
anlam1; kocanin lianiyla gerekli olan kamu cezasin1 du~urur demektir.
Biz Hanefllerin delilleri ~unlard1r: Ayette

~ ~ljjl ZJ.;1 &.~lj,


"E~lerine zina suc;lamas1nda bulunup ... " (en-NOr 24/6) denilmektedir. Bu, ayette
anilan hukmun, e~ine zina suc;lamas1nda bulunulmas1n1n yegane kar~1l1g1 olmasin1
gerektirir. Bu da, zina suc;lamasinin gereginin lianla birlikte ceza olmad1gin1
gosterir. Erkege ceza gerekli olsayd1, bir delil olmad1kc;a bu ceza du~mezdi. Lian
s1rasinda kocanin soyledigi sozler de zina suc;lamas1d1r. Oyleyse zina suc;lamasinda
[7/40]
bulunmak, yine zina suc;lamas1n1n geregi olan cezay1 nasil du~urur? Demek ki lian,
laneti yuklenmeyi ic;inde bannd1rmas1 nedeniyle yegane kar~ll1k olmaktad1r. Koca,
lian yapmaktan kac;1n1rsa bunu yapana kadar hapsedilir. Cunku her kim uzerine
bore; olan ve vekilligin gec;erli olmad1g1 bir hakk1 yerine getirmekten kac;1n1rsa, onu
yerine getirinceye kadar hapsedilir.
Kocanin lian1 ile kad1na da ceza gerekmez. Cunku ki~inin kendi lehine olan
tan1kl1g1, ~uphe ile sabit olan bir hakta bile ba~kas1 aleyhine ba~lang1c;ta delil
olmazken ~uphe ile du~en ~eylerde nas1I delil olabilir? Bunun nedeni ~udur: Has1m
(davac1-daval1) olmayan bir ki~i tan1kl1g1n1 birden fazla olarak tekrarlasa bile bu
yeterli delil olmaz. Has1m olan1n birden fazla tanikl1g1 ise hie; delil olmaz.
$afii (r.a.) "Koca, yaninda uc; tan1k oldugu durumda han1minin zina yapt1gina
tan1khk yapsa kad1na ceza gerekmez" derken nas1I olur da kocan1n tek ba~1na
yapt1g1 tanikhkla kad1na cezay1 gerekli gormektedir? Dogrusu bu ~a~1lacak bir
~eydir. Kocas1 lian yapt1g1 taktirde kadin1n lian yapmas1 bir gorev olmaktad1r.
Kocas1 lian yapt1ktan sonra kad1n liandan kac;in1rsa hapsedilir.

A. ._:.,\}_j\
" ·
,~:;:.
~.J.J ')T
t' l:; ' ;):.
"Kendisinden cezay1 ka/dmr" (en-NOr 24/8) ayetinde kastedilen kar~il1k/belli zina
cezas1 degil, hapistir.
Bunu tesbit ettikten sonra ~unu soyleriz: Bize gore kan-kocan1n mutlak olarak
Lia nm
ko~ullari tan1kl1ga ehil olmalan lian1n ko~ullanndand1r.
$afii (rh.a.)'ye gore ise bu ko~ul degildir. Ona gore bo~amaya (talaka) ehil olan
herkes liana da ehildir.
$afii (rh a )'nin bu goru~u bir c;eli~kidir. Cunku o, cezanin gerekli olmas1
konusunda lian kelimelerini tanikl1k olarak kabul etmekte, sonra da tan1khk ic;in
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _6l
ehliyeti ko~ul ko~mamaktad1r. Aksine: "Kocarnn sbzu olan lian, ay1rmay1 gerektirir.
Bu ay1rma ise talak hukmunde kabul edilir" demektedir.
Bizim bu konudaki delilimiz ise Muhammed (rha.)'in lian konusunun ba~1nda
and1g1 ~u hadistir. Bize ResOlullah'1n (s.a.v.) ~byle sbyledigi ula~m1~t1r:

j,•1 , ~I ~•' ~ -
-- Y' .J - . ~ .J i- -J...;.'.i1
t q-- .J .('""' q-- ~
•'
1;.r - ~~ii t~t ~ 0La.J- .q
"Mus/Uman olmayanla Mus/Uman arastnda ve kale ile hamm1 arastnda /ian
yoktur" Hadisc;iler bunu bir ba~ka sbzle daha rivayet etmektedirler. e!-Mu~atehat
adl1 kitab1n sahibi, tefsirinde bu hadisi ~u ~ekilde anmaktad1r:

~ 0\S 1~ -1 .r-
,j[sj1 .J- ~ ..r-
-jl5 ~ 0l3: 111~ r---
! 1· ! ii : ,;_,.ll:j ~ .- ,
\ :- - ~ .J rr·:•. 0La.J/ )11•.A
.J

~?- ~ 0t5 11l ~1j ~r ~ 0l5 11~ ;;j1j ~•! · !


"Dort ki~i arastnda lian yoktur: Katir kadtn!a evli mus/Uman erkek, mus/Uman
kadtn!a evli katir erkek, cariye ile evli 6zgur erkek, 6zgur kadtnla evli k6/e"31 . Bu
hadis lian yapanlarda tan1kl1k ehliyetinin bulunmas1 gerektigini ac;1kc;a
anlatmaktad1r. Ayette de buna i~aret vard1r. $oyle ki; ayette

~ pt -.Ji ~1-4! ~ :fa rlj r-P.-ljjt 0_,;~ .:r.~lj ~


"E~lerine zina sur.;lamastnda (isnadtnda) bulunup da kendilerinden ba~ka
tamklan bulunmayanlar ... " (en-Nor 24/6) buyrulmu~tur. Tarnklarla kastedilen mutlak
olarak tan1kl1ga ehil olan kimselerdir. lstisna edilen ~ey istisna edildigi butUnun
cinsindendir. Yine Allahu Teala ~oyle buyurmu~tur ... i~~ "onlartn her
r--+>i
birinin tamk/1g1 ... " (en-Nor 24/6) Bu dinl tantkl1g1n durumudur. Bu da tarnkllga ehil
olmayan ki~iden olamaz. Aynca bir muslumarnn nikah1nda bulunan kafir kadin,
muhsan 38 degildir. Muhsan olmayan yabanc1 bir kad1na zina suc;lamas1nda
bulunmak nas1I cezay1 gerektirmiyorsa, kocan1n muhsan olmayan harnm1na zina
suc;lamas1nda bulunmas1 da ayn1 ~ekilde lian1 gerektirmez. Ozgur bir erkegin nikah1
alt1nda bulunan cariye ic;in de ayrn ~ey sbz konusudur. Kafir bir adam1n nikah1
alt1nda bulunan musluman kad1na gelince ki bu da ancak ~u ~ekilde olur: kad1n
kafir iken musluman olur ve erkege henuz Islam arz edilmeden koca, han1m1na
zina suc;lamas1nda bulunursa, o adam harnm1 aleyhine tan1kl1k yapmaya ehil
degildir. Ayn1 ~ekilde bzgur bir kad1nla evli olan kale han1m1na zina suc;lamas1nda [7/41)
bulundugunda onun bu suc;lamas1 liarn gerektirmez. Fakat bu, kazf haddini (zina

37
lki rivayetle ilgili benzer rivayetler i'in bkz. Abdurrezzak, Musannef, Vll/127; lbn Mace, Talak 27;
Beyhaki, es-SOnenO'l-kObra, Vll/396.
38
Muhsan ! .:,--.JI: Akil, balig, hur, Musluman ve iffetli olan erkek anlam1na gelir. Bu ozelliklere
sahip bayana ise "muhsane" denir. Bu ~artlar kazf muhsanl1g1 i'in ge,erlidir. Recim uygulamas1 i'in
gerekli olan ihsanda bunlara ek olarak hur bir kadinla me?rO bir evlilik i'inde fiilen cinsel ili?kide
bulunmu? alma ~art1 da bulunmaktad1r.
62 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitibu'l-Mebsut
iftiras1 cezas1nr) gerektirir. Clinku zina su<;:lamasmda bulunman1n kesinlikle gerekli
kild1g1 bir sonu<;: bulunmal1d1r. Kblenin zina suc;lamas1nda bulunmas1, kendisinde
bulunan bir durum nedeniyle lian1 gerektirmeyince kazif cezas1nr gerektirir.
Kendisine kazif cezas1 vurulan bir ki?i e?ine zina sui:;lamasmda bulundugunda da
durum budur. Clinku ona kazif cezas1 uygulanmas1, onun tan1kl1g1nm gec;ersizligi
ve onu tanrkl1ga ehil olmaktan c;1karma konusunda bizim ic;in bir deli!
olu?turmaktad1r. Aynr ?ekilde kadma kazif suc;u dolay1s1yla ceza uygulanm1?sa,
kadm tarafmda tanrkl1k yapma ehliyeti bulunmadrgmdan kocas1 ile arasmda lian
olmaz. Ancak kaziften dolay1 kadma ceza uygulanm1?sa kocaya ceza da lian da
gerekmez. Clinku kocan1n e?ine zina suc;lamasrnda bulunmasr, kocanm durumu
gbz bnune alrnrrsa lianr gerektirir. Cezayr gerektirmez. Clinku iki gerekli uygulama
(mGceb) (kazif haddi ve lian) bir arada bulunmaz. Burada lian, kad1ndaki bir durum
nedeniyle uygulanamaz. Bu, kad1nrn kendisine zina suc;lamas1nda bulunan kocasrnr
tasdik etmesine benzer.
Kaziften (iftiradan) dolay1 kocaya ceza uygulanm1?sa durum farkl1d1r. Clinku
boyle bir kocanrn e~ine zina suc;lamasmda bulunmasr onun durumu dikkate
almd1g1nda lianr gerektirmez. Bundan dolay1 cezay1 gerektirir. Clinku kadm
muhsandrr.
Eger karr-kocan1n her ikisine de kaziften dolayr ceza uygulanmr? ise, erkegin
zina suc;lamasrnda bulunmas1 durumunda erkege, ceza gerekir. Clinku erkegin
durumu goz bnune ailnd1gmda onun zina suc;lamasrnda bulunmas1 lianr
gerektirmez. Kazif cezas1nr gerektirir. "Burada lianm uygulanmamasmrn nedeni
kad1na daha bnceden kazif cezas1 uygulanm1? olmas1d1r" denemez. Cunku zina
suc;lamas1nda bulunmanrn asl1 erkekten olur. Kad1n taraf1ndaki bir durum
nedeniyle lianm engellenme hukmu, ancak erkek tarafrnda ehliyet bulunduktan
sonra olabilir. Erkek tarafrnda ehliyet bulunmad1gmda ise kad1nrn durumuna
bakilmaz.
Kole, kazif cezas1 uygulanmr? ozgur olan han1mma zina suc;lamasrnda
bulundugunda da durum boyledir. ~unku bu kadrn muhsand1r. Erkek kble, cariye
olan veya mukateb39 olan hanrmrna zina suc;lamasrnda bulunursa ona ceza
uygulanmaz. Bu lian da olmaz. Clinku kadm muhsan degildir. Ozgur erkek; cariye
veya mudebber40 veya ummu veled 41 veya mukateb olan hanrm1na zina
suc;lamasmda bulundugunda da kendisine ceza uygulanmaz. Lian da uygulanmaz.

39
Mukateb I ..,_.;lS:..JI: OzgOr olmak ic:;in sahibi ile belli bir meblag saglamak ve getirmek Ozere
sozle~me yapan kole. Yap1lan sozle~meye de "kitabet akdi" veya "mOkatebe akdi" denir.
40
Mlidebber Kole: OzgOrlugune kavu~mas1 efendisinin olOmOne baglanm1~ bulunan erkek kole. Bu
durumdaki cariyeye ise "mudebbere" denir.
41
Omm-i veled I ..l.l)1 fl: Sahibinden c:;ocuk dunyaya getiren cariye.
Talak (Bo§anma) Kitabi. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _63
EbO Hanife'ye (rh.a.) gore bedelinin bir k1sm1n1 c;al1~arak odemek zorunda olan
kad1n koleye zina suc;lamasinda bulunulmas1 da ayn1d1r. (:Onku bu kad1n,
mukatebe gibidir. Koleligi ortadan kalkmad1g1 i<;in de muhsan degildir. Ancak bu
~ekilde zina suc;lamas1nda bulunan kocaya tazir olarak bir kac; k1rbac; cezas1 verilir.
(:Onku koleye zina suc;lamas1nda bulunmak; kapali tutulmas1 gereken ~eyleri
ac;mak, kotOlugo yaymak anlam1na geldigi ic;in tazir cezas1n1 gerektirir. Kole,
musluman olan ozgur han1m1na zina suc;lamas1nda bulundugunda ona kazif cezas1
vurulur. (:Onku kendi durumu goz onune al1nd1ginda onun zina suc;lamas1nda
bulunmas1 liani gerektirmez. Han1m1 muhsan oldugu ic;in kazif cezas1 gerekir.
Kor bir adam, kor olan hammma veya fas1k (gi.inahkar) olan bir adam Fas1km
(giinahkarm)
hammma zina suc;;lamasmda bulundugunda onlara lian gerekir. ve koriin
lianla~mas1
(:Linko fas1k (gunahkar) tanikliga ehildir. Ancak onun dogruluk taraf1 ag1r
basmad1g1ndan tanikl1g1 kabul edilmez. Bu nedenle Allahu Teala fas1g1n haberinin
ara~tinlmas1n1 emretmi~tir. Haberin ara~t1nlmas1, onun reddedilmesi anlamina
gelmez. Kazif cezas1 uygulanan ki~i ise boyle degildir. (:Onku o, Sahabilerin de
belirttigi gibi, tanikl1g1n1n gec;ersizligine hukmedilmi~tir. Bu nedenle onun
muslumanlar aleyhindeki tan1klig1 gec;ersizdir. Bu hukmun delili ~udur; Fas1k, bir
ki~i bir olayda tanikl1k yapar, hakim de bunu reddeder. Bu nun ard1ndan fas1k tevbe
ederek tan1kl1g1n1 tekrarlarsa onun taniklig1 yine kabul edilmez. Reddedilen ~ey
tanikl1k olmasayd1, tovbeden sonra onun tan1klig1n1n kabul edilmesi gerekirdi. Ayni
~ekilde kor kimse de tanikl1ga ehildir. Ne var ki onun bedeninde olan bir eksiklik
nedeniyle tanikl1g1 kabul edilmez. Ondaki eksiklik de lehine ve aleyhine tanikl1k
ettigi ki~ileri ancak seslerini dinleyerek ay1rt edebilmesidir. Diger taraftan korun
tan1kl1g1 baz1 fakihlere gore caizdir. Yani gozleri gorur iken olaya tanik olup,
korlukten sonra tanikl1g1n1 yaparsa EbO Yusuf (rh.a.)'a gore tanikl1g1 kabul edilir.
Kor, tanikliga ehil olunca liana da ehil olur.
Ki~i. daha once zina etmi~ olan hammma zina suc;;lamasmda
[7/42]
bulundugunda kendisine ceza gerekmez. Lianla~ma da yap1lmaz.
(:Onku kad1n muhsan degildir. bte yandan erkek yapt1g1 zina suc;lamas1nda
gerc;egi soylemektedir. Ayn1 ~ekilde kad1nla haram bir ~ekilde ili~kide
bulunuldugunda, yani ~Ophe yolu ile kendisi ile birle~ildiginde, ona zina
suc;lamasinda bulunan kocaya ceza gerekmez. Lianla~ma da yapilmaz.
EbO Yusuf (rh.a.)'tan nakledilen bir rivayete gore koca bu kadinla lianla~1r. Bu
ayn1 zamanda lbn EbO Leyla'nin da goru~Odur. (:Onku ~uphe ile olan birle~mede
nesep sabit olur. lddet ve mehir gerekir. Bununla muhsan olma niteligi ortadan
kalkmaz. Bu, nikahlis1 ile hay1z durumunda iken birle~meye benzer.
Biz ise ~oyle diyoruz: Ki~inin (nikah veya milki yemin yoluyla) sahip olmad1g1
bir kad1nla birle~mesi zina anlamindad1r, bununla muhsanl1k niteligi ortadan
kalkar. Ancak ~Opheden dolay1 ceza gerekmez. ~Ophe, cezay1 du~Ormek ic;in
64 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit
uygundur. Cezay1 gerekli kllmak i<.;in degil. Eger bu kadina zina su<_;lamas1nda
bulunan ki~iye kazif cezas1 ve lian1 gerekli k1lsak, bu, ~uphe ile cezay1 gerekli kilmak
olur. Bu mesele i~te bu yonuyle nesep ve iddetin hukmunden aynlmaktad1r. Cunku
nesep ve iddet ~uphe ile de sabit olabilir.

Ya~1 kii~iik
Koca, ya~1 ki.ic;;i.ik olan hammma zina suc;;lamasmda bulunursa veya
olan hamma ya~1 ki.ic;;i.ik olan koca, e~ine zina suc;;lamasmda bulunursa ceza da lian da
zina
su~lamas1
yoktur.
Cunku ku<_;ugun baglay1cil1k gerektiren ~eylerde sozu ge<_;ersizdir. Kuc_;uk k1z
ise muhsan degildir.
Ak1I hastas1, Ayn1 ~ekilde kan-kocadan biri ak1I hastas1 veya bunak olursa, ya da ikisinden
bunak ve
dilsizin zina
birisi dilsiz olursa ceza da lian da yoktur. Koca dilsiz oldugunda onun zina
su~lamas1 su<_;lamas1nda bulunmas1 bize gore ne cezay1 ne de lian1 gerektirmez.
$afii'ye (rh.a) gore ise gerektirir. cunku dilsizin i~areti, konu~an ki~inin sozlu
ifadesi gibidir.
Biz Hanefiler ~oyle diyoruz: Ceza ya da lian1 gerektiren bir su<_;lama olmas1 i<.;in
"zina" sozcugunun a<_;1k<_;a s6ylenmesi gerekir. Bu ise dilsizin i~aretiyle
ger<_;ekle~mez. Cunku onun i~areti, konu~abilen bir ki~inin yaz11i ifadesinden daha
du~uk seviyededir. Diger taraftan lianda mutlaka "taniklik" kelimesinin
kullan1lmas1 gerekir. Oyle ki konu~abilen bir ki~i "tanikl1k ederim" ifadesi yerine
"yemin ederim" sozunu kullansa bu ge<_;erli olmaz. $afii (rh.a.)'nin 6grencilerinden
bazllan bu yanllmaya du~mektedirler. Ancak bu, delile ayk1nd1r. Oyleyse "tanikl1k"
s6zcugunun kullan1lmasinin zorunlu oldugu kesindir. Bu ise dilsiz tarafindan yerine
getirilemez. Kad1n dilsiz oldugunda da durum ayn1d1r. Cunku yabanc1 bir ki~i dilsiz
olan kad1na zina su<_;lamas1nda bulundugunda, kadinin konu~ma yetenegi olsayd1
onu tasdik etme ihtimali bulundugu i<.;in ceza gerekmez. Kad1n bu tasdiki i~aretle
ac.;1klayamaz. $uphe ile cezay1 uygulamak ise caiz degildir.
Dava Mi.isli.iman ozgi.ir bir erkek, mi.isli.iman ozgi.ir hammma zina
edilmeyen zina suc;;lamasmda bulunursa, kadm da bunu mahkemeye iletmezse, kadm o
su~lamasmda
lianm adamm hamm1 olmaya devam eder.
olmamas1
cunku kad1nin ger<_;ekten zina yapm1~ olmas1 bile aralarindaki nikah1n devam
etmesine engel degildir. Kad1na zina iftiras1 atmak neden engel olsun. Burada lian
yabanc1lann kazfindeki ceza gibidir. Nasil ki ceza, kendisine zina su<_;lamas1nda
bulunulan ki~inin talebi bulunmadan yerine getirilmezse lian da onun benzeridir.
Eger kad1n bunu hakime iletirse, hakim erkekten ba~layarak Allah'1n kitabinda
Lian
yap1lma belirttigi gibi lian yapmasin1 emreder. Buna gore erkek ayaga kalkarak dart kere
~ekli
Allah adina kad1na yapt1g1 zina su<_;lamas1nda dogru soyledigine dair tan1klik eder.
Be~incide de eger kadina yapt1g1 zina su<_;lamas1nda yalanc1lardan ise Allah'1n
lanetinin kendi uzerine olmas1n1 s6yler. Daha sonra kad1n ayaga kalkarak dort kere
Talak (Bo§anma) Kitab1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _65
Allah adina, kocas1nin kendisine yapt1g1 zina su~lamas1nda yalanc1 olduguna
tanikl1k eder. Be~incide de, eger kocas1 bu su~lamas1nda hakl1 ise Allah'1n
gazab1n1n kendi uzerine olmas1n1 soyler.
Onlann ayaga kalkmalan ko~ulu yoktur. Hasan b. Ziyad, EbO Hanife (rh.a.)'den
yapt1g1 rivayette bunu ~oyle a~1klam1~t1r: liani ayakta veya oturarak yapmasin1n
zaran yoktur. (:unku lian tanikl1k veya yemindir. Bunda ayakta olan ile oturan
birdir.
Nevadir'de Hasan'dan, onun da EbO Hanife (rh a.)' den yapt1g1 rivayette ~oyle
anilm1~t1r. Koca mutlaka han1mina ~oyle soylemelidir: "Ben sana yapt1g1m zina
[7/43]
su~lamas1nda ger~ekten dogru soyleyenlerdenim." Kad1n da kocas1na: "Sen bana
yapt1g1n zina su~lamas1nda yalancliardansin" demelidir. (:unku bunlar gaib
(u~uncu ki~i) kal1b1yla soylenirse bunda ~uphe ve ihtimal bulunur. Bu nedenle
mutlaka muhatap (ikinci ki~i/ sen) kal1b1 kullanlimal1d1r.
Zahiru'r-rivayede ise buna itibar edilmemi~tir. (:unku lian yapanlann her ikisi
de diger tarafa i~aret etmektedir. l~aret, ki~inin kimi kastettigini belirleme yollannin
en kuvvetlisidir.
Kadin ile erkek bu ~ekilde lanetle~meyi (lian1) bitirdiklerinde, hakim aralann1 Lianm
ay1m. (:unku Sehl b. Sad (r.a.)'1n hadisinde yer ald1gina gore ResGlullah (s.a v.) Aclanl sonucu
ve han1m1 arasinda lian1 ger~ekle~tirince Aclanl: "Ya ResGlullah ben onu bundan
sonra nikah1mda tutsam, ona kar~1 yalan soylemi~ olurum, bu nedenle o u~ kere
bo~tur" diyerek, ResOlullah (s av.) ona aynlmas1n1 emretmeden ondan aynld1.
42
Bundan boyle lian yapanlann aralann1n aynlmas1 sunnet oldu.
Biz Hanefilere gore aralan ancak hakim taraf1ndan ayrli1r.
$afii (rh.a.)'ye gore ise kocan1n lian1 ile ayrlima kendiliginden ger~ekle~ir.
Zufer'e (rh.a) gore aynl1k, kan-kocan1n kar~li1kl1 lanetle~mesi ile meydana gelir.
$afii (r a) ~oyle demektedir: Bu aynl1g1n nedeni kocan1n, ge~erli nikaha ozgu
sozleridir. Bununla da talak ger~ekle~ir.
Zufer (rh.a.) ise Peygamber (s.a.v.)'in ~u sozunu deli I olarak getirmektedir:

i..d 0~ ~ 01.:s-~I
• .. # • .. , ,

43
"Lian yapan erkek ve kadm ebediyyen bir araya ge/emezler" . liandan sonra
bir araya gelmenin olmamas1, aralannda aynl1gin meydana geldigini a~1k~a
anlatmaktad1r.
Biz Hanefiler ise daha once rivayet ettigimiz Aclanl (r.a) hadisini deli I olarak
gostermekteyiz. (:unku orada Aclanl (r.a.) liandan sonra hanim1n1 u~ kere bo~am1~

42
Hadisin tamam1 i'in bkz.: Buhari, Talak 3; Muslim, Lian 1.
43
EbQ Davud, Talak 25; Darekutn1, Sunen, 111/276; Beyhak1, es-Sunenu'/-kabra, Vll/409.
66 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
ve ResOlullah (s.a v) onun bu fiilini reddetmemi~tir. Eger aralannda aynl1k
kendiliginden meydana gelseydi, Efendimiz onun bu hareketini reddederdi. Eger:
"Peygamber (s.a.v) ona; "git, ~unku ona bir ~ey yapamazs1n' diyerek Aclanl'nin bu
fiilini reddetmi~tir" denirse biz buna ~u ~ekilde cevap veririz: ResOlullah (sa.v.)in bu
sbzu Aclanl'nin mehrin kendisine geri verilmesi talebine ybneliktir. ~unku rivayet
edildigine gore ResOlullah (s av) ona ~byle buyurmu~tur:

~11 ~~~~\S a 0l j ~) ~ .~ n;.:.;., ~ 4-1 jfi~~w.a0~


~a J:f .;J
"Eger sen dogru soytayorsan; onunla birle:;men kar:;1!1gmda mehir onun
o!mu:;tur. Eger ya/an soy!Oyorsan uzak/a:; git. (CmkD senin onda bir hakkm
yoktur". 44
Diger taraftan hadisin ravisi ~byle demi~tir: "Lian yapanlann aynlmalan
konusunda sun net budur". Bu, aynl1gin ancak hakimin ay1rmas1yla
ger~ekle~ecegini gbstermektedir. lianda hakimin kan-kocay1 ay1rmas1, satilan ~eyin
bedeli konusunda ihtilaf olup da her iki tarafin (al1c1 ve sat1c1nin) yemin etmesi
durumunda akdin hakim taraf1ndan kald1rilmas1 gibidir. Bu durumda hakimin
kald1rmas1 olmadan akit kendiliginden kalkm1~ olmaz. Burada da hakimin ay1rmas1
olmadan, aynl1k kendiliginden ger~ekle~mez. ~unku; soyut olarak lian yapmak,
aynl1k i~in konulmu~ degildir. Ostelik lian yapmak nikaha ayk1n da degildir. Ne var
ki kan-kocan1n aynlmas1 aralanndaki tart1~ma ve husOmeti sona erdirmek i~in ve
her ikisi de kendi sbzunde 1srar ettigi durumda nikahtan beklenen yararlann
ortadan kalkmas1 nedeniyledir. Dolay1s1yla aynl1k hakimin hukmu olmadan
ger~ekle~mez.

Peygamber (s.a.v.)'in,

"Lian yapan kan-koca ebediyyen bir araya gelemez"45 sozune gelince;


Bu ifadenin ger~ek anlam1 "sava~an, dovu~en" sbzlerinde oldugu gibi "onlar
lian ile ugra~t1klan surece" demektir.
Zufer (rh.a.), kan-koca lian ile ugra~t1klan surece aynl1g1n meydana
gelmeyecegi konusunda bizimle ayni du~unmektedir.
Ibrahim en-Nehal (rha)'den ~u ~ekilde rivayet edilmi~tir: "Lian, bir bain
talakt1r. Lian yapan koca kendisinin zina su~lamas1nda yalanc1 oldugunu sbylerse

44
Abdurrezzak, Musannef, Vll/118; Buhar1, Talak 53; Eba Davad, Talak 26.
45
Eba Davad, Talilk 25; Darekutn1, Siinen, 111/276; Beyhak1, es-Siinenii'l-kiibra,, Vll/409.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _67

ona iftira cezas1 uygulan1r. 0 bundan boyle o kadinla evlenebilecek kimselerden


biri olur".
EbO Hanife ve Muhammed (rh.a) de bu goru~u kabul ederek ~oyle
soylemi~lerdir: lian yoluyla aynlma, talak ile meydana gelen bir aynlmad1r.
EbO Yusuf (rh.a.)'a gore ise bu talak ile aynlma olmaz. EbO Yusuf (rh.a.)'un bu
goru~u onun "Lian ile kan-koca aras1nda ebedi haraml1k sabit olur" prensibine [7/44]
dayanmaktad1r: Bu, ayn1 zamanda $afii (rh.a.)'nin de goru~udur. EbO Hanife ve
Muhammed (rha.)'e gore ise lian ile ebedi haraml1k gerc;ekle~mez.
EbO Yusuf ve $afii (rh.a.)'nin bu konudaki delili Peygamber (s.a.v.)'in yukanda
rivayet edilen "Lian yapanlar ebediyyen birle~mez"sozudur. Omer, Ali ve lbn
Mesud (r.a.)'dan da bu ~ekilde rivayet edilmi~tir.
Burada akll deli! de ~udur; Bu aynl1g1n nedeninde her iki e~ de ortakt1r. Talak
ise sadece kocaya ozgudur. Her iki e~in ortak oldugu ~ey talak olmaz. Boyle bir
neden her ne zaman haraml1g1 gerektirse, slit emzirmede oldugu gibi, bu haramilk
ebedl haraml1k olur. Bu ~oyle ac;1klanabilir: Burada lian ile haraml1gin sabit olmas1,
yabanc1 bir kadina zina suc;lamas1nda bulunana ceza uyguland1ktan sonra,
tan1kl1gin1n kabul edilmesinin haram olmas1 gibidir. Bilindigi gibi onun tan1kilg1
ebediyyen kabul edilmez. Burada da ayn1d1r.
EbO Hanife ve Muhammed (rh.a.)'in delili ise ~udur; Ayetle sabit olan e~ler
aras1nda lian yap1lmas1d1r. Biz lian ile ebedi haraml1g1n oldugunu soylersek, ayete
(nassa) ilave yapm1~ oluruz. Bu ise, ozellikle de cezalarla ilgili konularda caiz
degildir.
bte yandan bu, aynl1k sadece hukmun verildigi mecliste meydana gelir. Bu
ayrli1g1n nedeni ancak gec;erli bir nikahta gerc;ekle~ir. Dolay1s1yla bu, erkegin cinsel
organ1nin kesik olmas1 veya cinsel iktidars1zl1g1 nedeniyle meydana gelen aynl1k
gibi, talak ile meydana gelen bir aynl1kt1r. (:unku; liandan sonra kocan1n han1min1
guzellikle nikah1nda tutmas1 durumu ortadan kalkar. Geriye guzellikle sal1vermek
kal1r. Koca bundan kac;1nd1g1nda hakim onun yerini al1r. Hakimin fiili kocan1n fiili
gibi olur. Bu aynlman1n talak oldugu sabit olunca, talak yoluyla meydana gelen
haraml1k ebedi olmaz.
Yukandaki hadise gelince; "lian yapanlar" sozunden kastedilen lian ile
ugra~t1klan durumdur. Mecazen, hukum ac;1s1ndan aralannda lian kald1g1 surece
onlara lian yapanlar denilir. Bize gore lian yapanlar, aralannda hukmen lian devam
ettigi surece bir araya gelemezler. Ancak hukmen aralanndaki lian sona erdiginde
birbirleri ile evlenebilirler. <::unku koca kendisinin yalanc1 oldugunu soyleyince,
cezay1 yuklenmek suretiyle kendi aleyhinde ikrarda bulundugu ic;in kendisine kazif
cezas1 uygulan1r. Kendisine ceza uygulanmas1, zorunlu olarak lianin gec;ersiz
olmas1n1 gerektirir. Kendisine ceza uyguland1ktan sonra, koca art1k liana ehil olarak
kalmaz. Ayn1 ~ekilde kad1n zina yapt1g1n1 ikrar ederse, liana ehil olmaktan c;1kar.
68_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit

Ayni ~ekilde kadin, bir adama zina suc;:lamas1nda bulunup da kendisine ceza
uyguland1g1nda liana ehil olmaktan c;:1kar. Bundan, lianin hukmu bat1l olduktan
sonra kan-kocanin evlenmesinin helal oldugunu anl1yoruz. Bu, lian yapan iki ki~inin
bir araya gelmesi degildir (c;:unku aralannda lian kalmam1~t1r).
Kazfin Koca, hammma zina sw;lamasmda bulundugunu inkar eder, kadm ise
varhg1
konusunda buna dair tamk getirirse aralarmda lian gerekli olur.
kari-kocanm
ihtilaf1 lbn EbO Leyla'ya (rh.a.) gore koca hem lian yapar, hem de kendisine ceza
uygulan1r. Lianin nedeni; deli! ile sabit olan, hasmin 46 ikran ile sabit olan ~ey gibi
olu~udur. lbn EbO Leyla (rh.a.) ~byle demi~tir: Kocanin zina suc;:lamas1ni inkar etmesi,
kendisini yalanlamas1 gibidir. Bu nedenle de kendisine ceza uygulanir.
Biz ise ~byle diyoruz: Kocanin inkar etmesi, zina suc;:lamas1ni reddetmektir.
Ki~inin kendisini yalanlamas1 ise zina suc;:lamas1ni kabul etmektir. Ki~inin zina
suc;:lamas1n1 reddetmesi, kendisini yalanlamas1 yerine nasil konulabilir. l~te bu
nedenle ona ceza uygulanmaz.
Kocanm Bizim alimlerimize gore; koca, hammmm karnmdaki c;ocugu
karismm
karnmdaki reddederek o zinadan olmad1r, derse, kadm dogum yapmadan aralannda
bebegi lian da olmaz, kocaya ceza da uygulanmaz.
reddetmesi
$afii (r.a.) kan-kocanin lianla~acaklanni sbylemi~tir. Delili ~udur: Hila! b.
Omeyye (r.a.)'nin hadisinde yer ald1g1na gore o, han1m1n1n karn1ndaki c;:ocugu
reddetmek suretiyle han1m1na zina suc;:lamasinda bulunmu~tur. Bunun uzerine
[7/45]
ResOlullah (s.a.v.) onlann aras1nda lian uygulad1. Diger taraftan ana karn1ndaki
c;:ocugun varl1g1 gbrunu~teki belirtilerle bilinir. Ona din! baz1 hukumler
uygulanabilir. Mesela; ay1p nedeniyle geri verme (satin al1nan cariye gebe ise bu bir
ay1p kabul edilip cariye geri verilebilir), kendisini (ana karn1ndaki c;:ocuk kale ise)
miras ve ba~kasina vasiyet olarak verme, kendisine miras ve vasiyet yap1lmas1 gibi
hukumler baglanir. Ayn1 ~ekilde kocan1n c;:ocugu reddetmesiyle de lian hukmu
sabit olur.
Biz Hanefilerin bu konudaki delilimiz Muhammed (rh a )'in, el-Mebsut'ta
and1g1 ~u husustur: Ki~inin han1m1n1n karn1ndakini reddetmesi hie;: bir anlama
gelmez. (unku ananin karn1nda c;:ocuk degil de, hava bulunabilir. Kocanin
hanim1na yapt1g1 zina suc;:lamasinda lian, yabanc1 bir kad1na yapilan zina
suc;:lamasindaki ceza gibidir. $Liphe ile de ceza uygulamak caiz degildir.
(Cariyeyi) ay1p nedeniyle geri verme boyle degildir. (unku o, ~uphe ile sabit
olabilir. Ana karn1ndaki c;:ocuk bak1m1ndan; veraset ve vasiyet hukumlerinin
gec;:erliligi, c;:ocugun anas1ndan aynlmasina bagl1d1r. Derhal yerine gelmez.

46
Hasm I ~I: DavaC1 (mudde1) ile daval1dan (muddea aleyh) her biri. Ger,ekten has1m olmamasina
ragmen davac1nin davas1ni ispat etmek i'in gosterdigi daval1ya "hasm-1 ca'l1", yargilamaya
gelmedigi gibi temsilci de gondermeyen kimseye ise "hasm-1 motevan" denir.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _69

$afii (rh a )'in deli I ald1g1 hadise gelince; bizim alimlerimizden baz1lan Hilal'in
han1m1na ac_;1kc_;a zina suc_;lamas1nda bulundugunu soylemi?tir. Cunku o, "$erik b.
Semha'y1 kanm1n ustlinde, onunla zina ederken gordum" demi?tir. Bundan sonra
da o c_;ocugu reddetmi?tir. Bize gore koca, hanim1na ac_;1kc_;a zina suc_;lamas1nda
bulundugu zaman, onunla lian yapar. Diger taraftan ResOlullah (s.a.v.) o kadmm
gebe oldugunu vahiyle bilmi? de olabilir. Nitekim o ?Oyle demi?tir:

,)_,...,,
-·t ~ ..:...~
' ·t;.. u: I~ _,' ,.,
~
~I lr!'.J
.. : ••, ·1 J'1 .1 ,,: IJs ,: I;;
~ 0 - ""~ W
·• 't ' ' l>- : I
S---U ~ ~ ~ ..:...~ . u~
, , : L:JL:;.. 11;._;.
. -r ~I w
i.!.l,
-- .
"Eger o kadm ~u niteliklere sahip k1rm1z1 tenli bir c;ocuk dogurursa o c;ocuk
Hila/ b. Omeyye'nindir. Eger kara, kwnk sac;/1 (humma/1) olarak dogurursa c;ocuk
Serik'indir". Kadm, kotU gorulen ?ekilde c_;ocugu dunyaya getirince Peygamber
(s.a.v.):

0Ll l~J j
'

._) 0lS'j ,: ;: :, .;JI ~~~\Ii ~ _;j


"' "Q

"Daha once vahyedilen lian/a~ma olmasayd1 ona ne yapacag1m1 bilirdim!"


buyurdu 47 Bunun gibi bir ?ey ancak vahiyle bilinir. Bizim zaman1m1zda bunun
bilinmesi mumkun degildir.
EbO Hanife (rh.a.)'ye gore kad1n c_;ocugu dogurunca, onun nesebi kocaya ait
olur. Kocanm bu c_;ocugu reddetmi? olmas1 ile aralannda lian cereyan etmez.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore koca c_;ocugu reddettikten sonra alt1
aydan daha uzun bir sure sonra c_;ocugu dogurmu?sa hukum bu ?ekildedir. Ancak
c_;ocugu alt1 aydan once dunyaya getirirse lianla?1rlar ve c_;ocuk anan1n olur. Cunku
biz bu durumda kocan1n c;ocugu reddettigi esnada c_;ocugun ana karnmda var
oldugunu kesin olarak bilmi? oluruz. Dolay1s1yla bu durumda reddetmekle, c;ocuk
dogduktan sonra reddetmek e?ittir. Bunun delili vasiyet ve miras hukmudur.
~unku bunlar, c_;ocuk vasiyetten sonra alt1 ay ic_;inde dunyaya geldiginde sabit olur.
~unku bu durumda biz vasiyet ve miras1n nedeni bulundugu s1rada c_;ocugun da
ana karn1nda var oldugunu kesin olarak bilmi? oluruz.
EbO Hanife (rh.a.) ise ?Oyle demektedir: Bu zina suc_;lamas1nin asl1 (suc_;lama
s1ras1nda) liani gerektirmiyordu, bundan sonra da gerektirmez. ~unku
gerektirseydi o zaman bu, c_;ocugun dogumuna dayand1nlm1? bir kazif (zina iftiras1)
olur. Halbuki kazif (zina suc_;lamas1) gelecek zamana dayand1nlmaya veya ko~ula
baglanmaya uygun degildir. l~te kazif bu yonu ile vasiyet ve mirastan ayrll1r. Cunku
vasiyet ve miras1n ba~ka bir ?eye bagl1 olmas1 ve c_;ocugun dogumuna
dayand1nlmas1 mumkundur. $u husus bunu destekler: Eger koca, $afii (rh.a.)'nin
dedigi gibi c_;ocugun dogumundan once kadmla lian yapsa, c_;ocugun nesebini

47
Bkz. Buhar1, Tefs1r 24; EbO DavOd, Talak 25; Tirmiz1, Tefs1r 24; lbn Mace, Talak 27.
70_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
kocadan kesmek suretiyle r:;ocuk aleyhine hokum verilmi~ olur. (OnkO nesep
r:;ocugun haklanndand1r. Ana karn1ndaki r:;ocuk aleyhine hokum vermek caiz
degildir. Kocanin r:;ocugu reddetmesi esnas1nda, nesebin reddedilmesi mOmkOn
o\may1nca, bundan sonra da reddedilmeye e\veri~li olmaz. (ocuk dogduktan sonra
hanim1 ile lian yapsa, kocadan nesep kald1nlm1~ olur. Bu da caiz degildir. Nesebi
kocadan kald1rmak mOmkOn olmay1nca, lian yapmak da mOmkOn olmaz. Bu,
kad1n1n o\O bir r:;ocuk dogurmas1 durumuna benzer.
Koca arada r:;ocuk olmaks1zin hanimina lian yapsa, kad1n iddet ir:;inde nafaka
Liandan sonra ve oturma hakk1na sahiptir. (OnkO aynhk koca tarafindan meydana gelmi~tir. Bu
kadmm iddet
beklemesi ve nedenle de bu aynl1k talakt1r. Aralan aynld1ktan sonra iki y1I ir:;inde kad1n r:;ocuk
nafaka hakk1 dogurursa bu r:;ocuk kocaya ait olur. (OnkO, nikah varken gebe b1rakmanin
mOmkOn oldugu bir sure ir:;inde kad1n bu r:;ocugu dOnyaya getirmi~tir. Kadin1n
iddet beklemesi gerekmiyorsa, aynl1g1n ba~ka bir nedenle meydana gelmesi
durumunda oldugu gibi, liandan itibaren alt1 ay ir:;inde dOnyaya gelen r:;ocuk
[7/46]
kocaya ait olur. Koca bu r:;ocugu reddetse bize gore aralar1nda lianla~ma olmaz.
$afii (rh.a.)'ye gore kas1tl1 olarak r:;ocugu reddetmesi nedeniyle aralannda
lianla~ma olur. Bu nedenle $afii (rha) bozuk nikah konusunda ~oyle demi~tir:
"Koca, hanim1 ile birle~ip sonra kad1n bir r:;ocuk dogursa, adam da bu r:;ocugu
reddetse, maksad1 dogrudan r:;ocugu reddetme oldugu ir:;in aralannda lianla~ma
yap1hr." $afii (rh.a.)'ye gore nedeni ~udur; Koca, kendisinden olmayan bir nesebi,
reddetmeye ihtiyar:; duyar. lian da kocan1n ihtiyac1 nedeniyle me~ru k1l1nm1~t1r.
Biz HanefTlere gore ise e~ler arasinda lian hOkmO ayetle (nassla) sabit
olmu~tur. Buda Allah Teala'nin:

~ r-P.-ljjt 0Y.J. &-~lj ~


"E~lerine zina sur:;lamasmda bulunup ... " (en-Nor 2416) buyrugudur.
Ger:;ersiz nikahta ise evlilik bag1 yoktur. Ayn\1ktan sonra da yoktur. Diger
taraftan onlann aras1nda lian uygulan1rsa ancak r:;ocugun reddedilmesi nedeniyle
uygulan1r. Halbuki din, bozuk (fasit) nikah ile mehir ve iddeti gerekli klid1g1nda
r:;ocugun nesebinin kocaya ait olmas1na da hOkmetmi~tir. Nesebin sObutuna
hOkmettikten sonra r:;ocugun reddedilmesi dO~OnOlemez. Bu ~oyle ar:;1klanabilir:
Nesebin reddedilmesi kan-koca aras1ndaki evlilik bag1n1n kopmas1na ve onlann
aynlmasina tabidir. Tabi ise ancak metbu ile var olabilir. Aralanndaki zevciyet
baginin koptuguna hOkmetmek mOmkOn olmay1nca aralannda lianin cereyan
etmesi de mOmkOn olmaz.
Koca, dogurdugu c;;ocuk nedeni ile hantmr ile lian yapsa, sonra kadm
altr ay ya da altr aydan iki yrla kadar olan zaman ic;;inde bir c;;ocuk daha
dl.inyaya getirse bu c;;ocuk kocaya ait olur.
(OnkO o r:;ocuga gebe kalman1n nikah devam ederken olmas1 muhtemeldir.
Talak (Bo§anma) Kitab1. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 71

Kadm ayni anda iki c;ocuk dunyaya getirir, koca ilk c;ocugu kabul eder Kocanm ikiz
~ocuktan birini
fakat ikinciyi reddederse, her iki c;ocuk ta ona ait olur ve kadmla lian kabul edip
yapar. Eger ilk c;ocugu reddeder, ikinciyi kabul ederse yine her iki c;ocuk birini
reddetmesi
kocaya ait olur ve kocaya ceza uygulanir.
Cunku kocan1n c;ocuklardan birinin nesebini kabul etmesi, digerini de kabul
etmek anlam1na gelir. Cunku o iki c;ocuk ikizdirler. Nesep hukmu bak1m1ndan biri
digerinden aynlmaz. Biz bilmekteyiz ki o ikisi ayn1 sudan (spermden)
yarat1lm1~lard1r.

Koca ilk c;ocugu kabul ettiginde bu, her ikisini kabul etmek gibi olur. Sonra
koca ikinciyi reddedince han1mina zina suc;lamasinda bulunmu~ olur. Bu nedenle
onunla lianla~1r. Eger ilk c;ocugu reddederse, han1mina zina suc;lamasinda
bulunmu~. ikinci c;ocugu kabul edince de kendisini yalanlam1~ olur. Bu nedenle de
kazif haddi (zina iftiras1 cezas1) gerekir. Her iki c;ocugun nesebi de kendisinden
sabit olur. Cunku onlardan birini kabul etmesi, her ikisini kabul etmesi gibidir.
Koca her iki c;ocugu da reddeder, sonra lian yapmadan once onlardan biri
olurse, koca hayatta olan c;ocuk uzerine han1m1yla lianla~1r. Her iki c;ocuk yine
kocaya ait olur. Cunku olenin nesebi kocaya gerekli olmu~tur. Nitekim eger o olen
c;ocugun mal1 olsayd1 koca ona mirasc;1 olurdu. Eger o c;ocuk oldurulmu~ olsayd1,
onun diyetinde adamin da miras pay1 olurdu. Cocuklardan birinin nesebinin ondan
sabit olduguna hukmetmek, her ikisinin nesebinin sabit olduguna hukmetmektir.
Art1k bundan sonra reddedilmeye uygun degildir.
Diger taraftan eger hayatta olan c;ocugun nesebi kocadan kesilse, olenin
nesebi de kesilir. Olumden sonra iddia suretiyle nesebi isbat etmek nas1l mumkun
degilse, reddetmek suretiyle nesebi kesmek de mumkun degildir. Cunku bunda,
blen davada taraf olmadan onun aleyhine hukum verme vard1r. Hayatta olan
karde~ olen ad1na davada taraf olamaz. Nesep konusunda hukum bu olmakla
beraber kan-koca aras1nda lian uygulanmaz. Cunku koca, han1m1na zina
suc;lamasinda bulunmu~tur. Nesebin reddedilmesi lianin zorunlu sonucu degildir.
(Lian1n olmas1 nesebin kesilmesini gerektirmez). Nesep kocaya hukmen gerekli
olmu~tur. Bu, lian1n cereyan etmemesi konusunda ki~inin kendisini yalanlamas1
gibi degildir.
Kad1n iki c;ocuktan birini olu olarak dogursa, koca her ikisini de reddederse
hukum belirttigimiz gibi olur. Cunku olu olarak dogan c;ocugun nesebi kocaya ait [7/47]
olur. Hatta bir ki~i kad1nin karn1na vurarak c;ocugun du~mesine neden olsa,
48
kendisine gurre gerekli olur. Baba bundan miras pay1 al1r. Cocuklardan birinin
nesebi kendisine gerekli olunca, her ikisinin de nesebi gerekli olur.

Gurre I •)JI: Du~urulen bir ceninden dolay1 verilmesi gereken mali tazminat. Gurre, bir kole veya
48

cariye ya da tam diyetin yirmide biri oranindaki mall bir cezad1r. Hanefilere gore be~ yuz, $Mi11ere
gore ise alt1yuz dirhem gumu~ olarak miktari belirlenmi~tir.
7t._____________________________ Kitabu'l-Mebsfit
Kadm bir c;ocuk dogurur ve koca da bu c;ocugu reddederek lian
yaparsa ve kadm ertesi gun bir ba~ka c;ocuk dogurursa her iki c;ocugun
nesebi sabit olur, lian ise gec;erlidir.
Anan1n karninda olan ~ocu~un nesebi konusunda hakimin hukmu sabit
olmam1~t1r. c;:unku boyle bir hukum ile, ana karn1ndaki ~ocuk a\eyhine hukum
verilmi~ olurdu. Halbuki bbyle bir hukum vermek mumkun degildir. Hukmun
~ocugun dogumuna kadar beklemesi caiz degildir. Bu nedenle ~ocuk
dogdugunda, onun nesebi kadinin kocasindan sabit olur. 0 iki ~ocuk ikizdir.
c;:unku aralannda tam bir gebelik suresi yoktur. Birinin nesebi sabit olunca
digerinin nesebi de zorunlu o\arak sabit olur. Diger taraftan lian esnasinda
dunyada olan ~ocugun dikkate a\1nmas1 nesebin reddedilmesini, henuz dogmam1~
~ocugun dikkate a\1nmas1 ise nesebi isbat eder. Bu durumda nesebi reddetme
konusunda degil, isbat etme konusunda ihtiyat gbsterilir (tedbirli davran1\1r).
Koca "iki ~ocuk da benim ogullanmd1r" derse dogru sbylemi~ olur. Kendisine
ceza gerekmez. c;:unku o ikisinin nesebi dinen kendisine baglan1r. Do\ay1s1y\a koca
bu ifadesiy\e dlnen kendisine gerekli olan bir ~eyi haber vermi~tir. Bu sbz onun
kendisini yalanlamas1 say1\maz.
Bu ~byle a~1klanabilir: Kocan1n yukandaki sbzu farkl1 ~ekillerde an\a~i\abilir.
Kocanin kast1 nesep iddias1n1 yalanlamak da olabilir. Dinen kendisine gerekli o\an
~eyi haber vermek de o\abilir. Bu ihtimalden do\ay1 zina iftiras1 cezas1 gerekli
olmaz.
Koca "her ikisi de benim ~ocuklanm degil" derse, ~ocuklar yine onun olurlar.
c;:onku onlann nesepleri hukmen kendisine gerek\i oldugundan ki~i onlan
reddetme yetkisine sahip degildir. Ona ceza da gerekmez. c;:unku koca bu sbzle,
lianla~mas1na neden olan kazfi (zina iftiras1) tekrarlam1~ o\ur. Tekrardan dolay1 da
ceza gerekmez. Koca "\ianda ve kanma yapt1g1m zina su~lamasinda ya\an
sbyledim" derse kendisine ceza uygu\an1r. c;:onku koca bu durumda kendisini
a~1k~a yalanlamaktad1r. Kendini yalanlamak ise cezay1 gerektirir.

Ozgur veya kale olan bir koca; kendisine ceza uygulanm1~ veya ehli
kitaba mensup veya cariye olan hammmm c;ocugunu reddederse bu red
gec;ersizdir.
c;:ocugun nesebi kendisine ait olur. c;:onku nesep erkege fira~la
49
sabit
olmu~tur. Bu nesep ancak lian ile ortadan kalkar. Halbuki burada iki taraf
a~1s1ndan liani isbat etmek mumkun degildir. c;:unku taraflardan her ikisi veya birisi
tanik\1ga ehil degildir. Bu nedenle nesep kocaya ait olur, kocaya ceza gerekmez.

49
Fira~ I .;1_,&I\: SiizlOkte; yatak, yayg1, ev, yuva gibi anlamlara gelir. Hukuki bir terim olarak ise; bir
kad1nin, ancak sahibi olan bir ~ah1s i~in ~ocuk dogurabilir olmas1d1r. HOr kadtntn sahibinden maksat
kocas1, cariyenin sahibi ise efendisidir. Bu durumdaki erkege "mOstefri~", kad1na da "mOstefre~e"
denir.
Talak (Bo§anma) Kitabt. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 73
Aralannda lian da olmaz. Muhammed (rh.a) bu hukmu kapal1 (mucmel) olarak
vermi~tir. ~unku o, sualde kale olan koca ile kendisine ceza uygulanm1~ kad1n1
anm1~t1r. Biz daha once kale kocan1n kendisine ceza uygulanm1~ han1m1na zina
suc;lamas1nda bulundugunda kendisine ceza gerekecegini belirtmi~tik. Muhammed
(rh.a.)'in bu cevab1 kocan1n ozgur ve musluman oldugu duruma yorumlanir. ~unku
bu durumda lianin uygulanmas1 kad1n nedeniyle mumkun olmamaktad1r. l~te bu
durumda ne ceza ne de lian gerekli olur.
Koca ve kadm uc;;er kere lanet ettikten sonra hakim onlan ay1rsa, Hakimin
lianla~may1
sunnete (bilinen uygulamaya) aykm bir i~ yapm1~ olur. Bununla birlikte siinnete
bize gore aynhk gec;;erlidir. uygun
olmayan
ZL.ifer ve $afii (rh.a.)'ye gore ise hakimin sunnete ayk1n hukmu gec;ersizdir. tarzda
yapmas1
Aralannda aynl1k meydana gelmez. ~unku bu hukum ayete (nassa) ayk1n olan bir
hukumdur. ~unku kitap ve sunnette lianin be~ kere yapilmas1 yer alm1~t1r. Zina
cezas1nda uc; erkegin tan1kl1g1yla ve mall konuda bir erkek ve bir kad1nin
tanikl1g1yla hukum vermek gec;ersiz oldugu gibi, burada da ayete (nassa) ayk1n
olarak verilen hukum gec;ersiz olur.
Biz Hanefilerin bu konudaki delili ise ~udur; Bu hukum ictihada ac;1k olan
(ihtilaf11) bir konuda verilmi~ bir hukumdur. Bu nedenle de kaziften (zina
iftirasindan) dolay1 ceza uygulanm1~ vb. ki~inin tanikl1g1yla hukum verme
durumunda oldugu gibi caiz ve gec;erlidir.
Bu iki ~ekilde ac;1klanabilir:
1- Bir sbzun tekrarlanarak yapilmas1 me~ru k11inm1~ olan hukumlerde, yandan
c;ogu tamam1n yerine gec;er.
2- lianin tekrarlanmas1 ag1rla~t1rma I tagllz ic;indir. Tagllz, lian kelimelerinin
c;ogunlugunu sbylemekle gerc;ekle~ir. ~unku uc;un cemi' (c;ogul laf1z) oldugunda
[7/48]
ittifak vard1r. Baz1 durumlarda c;ogulun en az1 en c;ogu gibidir.
Bu nedenle hakim bir ictihatta bulunur. lctihad1 kendisini bu hukme gbtUrurse
Lianla~madan
onun verdigi hukum gec;erli olur. Nitekim hakim kocanin lian yapmas1ndan sonra sonra e~lerden
henuz kad1n lian yapmadan aralanni ay1rsa, bu mesele ictihada ac;1k bir konu birisinin iilmesi

oldugundan hakimin hukmu gec;erli olur. Bu hukum gec;erli olunca; her iki taraf
lian sbzcuklerinin yandan c;ogunu sbylediginde, hakimin ay1rma hukmunun gec;erli
olmas1 daha bnceliklidir.
Hem biz hakimin ay1rma hukmunun delile (nassa) ayk1n oldugunu da kabul
etmiyoruz. ~unku aynl1g1n asl1 ve mahalli delilde (nassta) anilmam1~t1r. Hakimin
ictihad1 ayril1g1n mahalli konusundad1r.
Bu hukmu gec;ersiz sayanlar ~byle derler: "Bundan sonra kad1n liani
tamamlasa bile yine aynl1k gerc;ekle~mez. Hakimin hukmu gec;erli olmaz". Koca
74. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
liani tamamlarsa bu goru~te olanlara gore aynl1k ancak (hakimin hukmuyle degil)
kocanin l1an1yla meydana gelmi~ olur.
E~lerden her biri iki~er kere lanetle~tikten sonra hakim onlan ay1rsa bu hukum
Lianla~mada
s1raya ge<;erli olmaz. C::unku lian sozcuklerinin, <;ogunun soylemeksizin kalmas1, tUmunun
uyulmamasmm soylenmeden kalmas1 gibidir. Hakimin bu ay1rma hukmu ictihada a<;1k olmayan bir
hiikmii
sahada verilen hukumdur. C::unku bir ~eyin yandan az1 o ~eyin tamam1n1n yerine
ge<;mez.
Kan-koca lianla~may1 bitirdikten sonra hakim aralanm ay1rmadan
e~lerden biri olse birbirine mirasc;;1 olurlar.
C::unku bize gore aralan ancak hakimin hukmu ile aynl1r. Burada ise
aralanndaki nikah olum nedeniyle sona ermi~tir.

Lianda Hakim yanh~hkla once kadma lian yapt1rsa ardmdan da koca yapsa,
usu I hakimin kadma liam tekrarlatmas1 gerekir.
C::unku kad1n vaktinden once lian yapm1~t1r. Kad1n hakk1nda lian, kocanin
lian1na kar~1l1k olmak uzere me~ru kll1nm1~t1r. C::unku kad1nin liani ile kocaya bir ~ey
gerekmez. Vaktinden once yapllan ~eye itibar edilmez. Bundan dolay1 hakim,
kad1na tekrar lian yapmas1n1 emreder. Hakim kad1na lian1 tekrarlatmadan aralanni
ay1msa aynl1k meydana gelir. Bu; koca lian yap1p kad1n yapmadan hakimin onlan
ay1rmas1na benzer ki bu ge<;erlidir. (unku bu ictihada a<;1k bir konuda verilen
hukumdur. bte yandan muaraza (kar~ll1kll olarak delil getirme) ile sabit olan
~eylerde birinin digerinden once veya sonra olmas1 fark etmez. Kar~ll1kl1 yemin
etme durumunda hakim taraflardan diledigine once yemin ettirebilir. Hem ister
kad1n ister erkek once ba~las1n sonu<;ta onlar lanetle~en kimselerdir. lctihada a<;1k
bir konuda hakimin hukmu ge<;erlidir.
Yabanc1 bir Ki~i. e~inden ba~ka bir kadma zina suc;;lamasmda bulunsa sonra da
kadma zina
onunla evlense, ardmdan evli iken ona tekrar zina suc;;lamasmda bulunsa
su~lamas1
yap1p sonra kadm her iki kaziften (iftiradan) dolay1 hakime ba~vursa, kocaya ceza
onunla
evlenmek
uygulamr. Lian du~urull.ir.
(unku evlenmeden once erkegin yapt1g1 zina su<;lamas1 cezay1 gerektirir.
Evlendikten sonra yapt1g1 zina su<;lamas1 ise lian1 gerektirir. Ancak hakim
huzurunda iki ceza bir araya geldiginde, ikisinden biri ile ba~lamak digerini
du~uruyorsa, bunu du~urmek i<;in digerinden ba~lanir. Bu olayda hakim lian ile
ba~lasa zina iftiras1 cezas1 (kazif haddi) du~mez. Kazif cezas1 ile ba~lasa lian du~er.
C::unku kaziften dolay1 ceza uygulanan ki~i han1m1 ile lanetle~emez. l~te bu nedenle
hakim once cezay1 uygular.
Eger kad1n (evlilikten sonra olan) ikinci kaziften dolay1 kocas1n1 dava etse, ilk
[7/49]
kazfi soz konusu etmese, koca, han1m1 ile lian yapar. C::unku kazif cezas1 ancak
kendisine zina su<;lamasinda bulunulan ki~inin istegi ile uygulanir. 0 istekte
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 75

bulunmad1g1 zaman ilk kazif ikinci kazif bak1m1ndan yok hukmunde olur. Kad1n
ikinci kaziften dolay1 dava ettiginden, koca onunla lian yapar. Liandan sonra kad1n
ilk kaziften dolay1 onu dava etse adama ceza uygulanir. c.;:unku kazif cezas1n1
gerektiren neden sabit olduktan sonra, bir sure cezanin uygulanmas1n1 talep
etmemek, kad1n1n daha sonra kazif cezas1n1 talep etme hakk1n1 ortadan kald1rmaz.
Kadin once ilk kazfi dava ederse, kocaya ondan dolay1 ceza uygulan1r. Kocarnn
Bundan sonra diger kaziften dolay1 onu dava etse kocaya ne ceza ne de lian karisma
birden ~ok
gerekmez. c.;:unku ikinci kazif lian1 gerektirir. Halbuki kocaya kaziften dolay1 ceza zina
uyguland1ktan sonra liani uygulamak imkans1z duruma gelmi~tir. Cezay1 gerektirse su~lamasmda
bulunmas1
bile ki~iye ancak bir ceza uygulanabilir. Bu ceza da her iki kaziften sonra
uygulanm1~t1r.

Koca, hammma birden fazla zina sw;lamasmda bulunsa bir kere lian
yapmas1 gerekir.
c_;:unku lian, e~lere zina suc;lamasinda bulunmanin geregi olmas1 bak1m1ndan,
yabanc1 kad1nlara zina suc;lamas1nda bulunman1n geregi olan ceza gibidir. Bir ki~iye
birden fazla zina suc;lamas1nda bulundugunda da ceza tekrarlanmaz.
Koca dort hammma tek bir kelime ile veya farkh kelimelerle zina
su~lamasmda bulundugunda her birisi ile ayn ayn lian yapmas1 gerekir.
Ancak yabanc1 kad1nlara zina suc;lamas1nda bulunmas1 durumunda boyle
olmaz. <::unku onlardan dolay1 kendisine bir tek kazif cezas1 uygulan1r. c.;:unku zina
yapt1klan konusundaki ay1plamay1, kad1nlardan uzakla~t1rma maksad1, tek bir
cezanin uygulanmas1yla yerine gelir.
Ki~inin kendi e~lerine zina suc;lamas1nda bulunmas1 durumunda ise maksat
tek bir lian ile elde edilmemektedir. c.;:unku lian kelimelerinde kadinlan bir araya
getirmek mumkun degildir. Koca bu suc;lamalann bazilannda dogru baz1lannda
yalanc1 olabilir. Liandan maksat, erkek ile hanimlanni ay1rmakt1r. Baz1 e~leriyle lian
yapmas1yla bu maksat yerine gelmi~ olmaz. Bu nedenle her bir e~i ile ayn ayn lian
yapar. Nitekim kocaya daha once kazif suc;undan dolay1 ceza uygulanm1~ ise,
e~lerine zina suc;lamas1 yapt1ginda kendisine bir ceza uygulanmas1 gerekir. c.;:unku
burada, onlara zina suc;lamas1nda bulunmas1 cezay1 gerektirir. Kendi han1m1
d1~1ndaki kad1nlara zina suc;lamasinda bulunmas1 durumunda oldugu gibi burada
da maksat tek bir ceza ile gerc;ekle~mektedir.
Ki~ibir adama zina su~lamasmda bulunup bundan dolay1 kendisine Bir kimsenin,
kendisine kazif
kazif cezasmm bir miktan uyguland1ktan sonra kendi hammma zina cezas1
su~lamasmda bulunsa lian gerekmez. Adama yapt1g1 su~lama nedeniyle uygularnrken
e~ine zina
olan cezanm tamamlanmas1 gerekir su~lamasmda
bulunmas1
c.;:unku kocan1n hanim1na zina suc;lamasinda bulunmas1 liani gerektirir.
Kendisine kazif cezas1nin bir miktann1n uygulanmas1 onun tanikl1gin1 gec;ersiz
76_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

k1lmaz. Ancak oncelikle diger kad1na yapt1g1 suc;lama nedeniyle olan cezanin
tamamlanmas1 gerekir. c;unku once kazif cezas1n1n uygulanmas1 liani du~urur.
Kendisine ceza tam olarak uygulaninca kocaya kaziften dolay1 ceza vurulmu~ olur.
Bundan dolay1 oncelikle ilk ceza tamamlan1r. Bu nedenledir ki bu durumda iken
onun, han1mina yapt1g1 zina suc;lamas1, t1pk1 yabanc1 bir kad1na zina suc;lamas1
yapmas1 gibi cezay1 gerektirse idi yaln1zca ilk cezan1n tamamlanmas1 gerekirdi.
Koca, hammma zina su~lamasmda bulunduktan sonra kadm talak
veya ba~ka bir nedenle kocasmdan bain (kesin) olarak aynlsa kocaya ceza
da lian da gerekmez.
c;unku liandan maksat kan-kocan1n aynlmas1d1r. Bu maksat, aralan aynld1ktan
sonra gerc;ekle~mez. liandan beklenen maksat ortadan kalkt1ktan sonra lian
yapman1n bir anlam1 yoktur. Kocaya ceza da gerekmez. c;unku kocanin zina
suc;lamas1nda bulunmas1 liani gerektiriyordu. (Lian ise belirttigimiz nedenle
uygulanmamaktad1r). Tek bir kazif iki cezay1 (lian ve kazif) gerektirmez. Ayni
nedenle, lian olmadan once koca kendini yalanlasa bile yine kendisine ceza
uygulanmaz. Ancak lian olduktan sonra koca kendisini yalanlarsa bu durum
farklld1r. c;unku bu olayda lian, kazfin kendisinden dolay1, ceza ise lian
kelimelerinden dolay1 gerekli olmu~tur. c;unku koca bu kelimelerde kad1n1 zinayla
ilgilendirmi~ti. Kocan1n kendisini yalanlamas1yla lian kelimelerinde tan1kl1k anlam1
ortadan kalkm1~t1r. Bu, zinaya tan1kl1k eden kimselerin benzeridir. 50 Bizim
bahsettigimiz olayda ise lian kelimeleri yoktur. Bu nedenle kendisini yalanlasa bile
ona ceza uygulanmaz.

Kocanm Koca, hammma hitaben sen u~ talakla bo~sun ey zinakar kadm dese
karism1 ii~ kendisine had gerekir
talakla
bo~ay1p c;unku kadin uc; talakla bain olarak bo~anm1~t1r. Koca bo~amadan sonra ona
pe~inden zina
su~lamasmda zina suc;lamas1nda bulunmu~tur. Bu nedenle de kendisine had gerekir.
bulunmas1
Fakat koca "Ey Zinakar (zina eden) kadin sen uc; talakla bo~sun" derse
kendisine ceza da lian da gerekmez. c;unku koca, kad1n kendisinin nikahl1s1 iken
ona zina suc;lamas1nda bulunmu~ sonra da onu uc; talakla bain (kesin) olarak
bo~am1~t1r. Daha once de belirttigimiz gibi koca, han1m1na zina suc;lamas1nda
bulunduktan sonra onu bain olarak bo~arsa kendisine ceza da lian da gerekmez.
Bunun nedeni ~udur; koca sozunu nida/c;ag1rma ~eklinde soylerse bununla
han1m1n1 zinayla ilgilendirmi~ olur. c;unku nida/c;ag1rmak belirtmek (c;agnlan ki~iyi
belirlemek) ic;indir. Kocan1n kad1n1 bu nitelikle (zinakar diye) belirtmesi kad1n1 en
ust derecede zinayla ilgilendirmek anlam1na gelir.

50
Zinaya tantkllk edenler daha sonra kendilerini yalanlasalar kulland1klan kelimelerdeki tantkllk hususu
ortadan kalkar.
Talak (Bo§anma) Kitab1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 77
Ki~i zina suc;lamas1m bir ko~ula baglad1gmda ceza da lian da Zina
su~lamasmm
gerekmez. ko~ula
Cunku kazif, kendisi ile yemin edilmeyen ~eylerdendir. Bu nedenle de bir baglanmas1

ko~ula baglanamaz. Diger taraftan ko~ula baglamak, kad1n1n ~u anda zinayla


ilgilendirilmesine engel olur. Cunku (mesela "sen eve girersen zinakars1n" denilen [7/50]

bir kad1n) eve girmeden once zinakar olmuyorsa eve girmekle de zinakar olmaz.
Yine bu nedenle "seninle evlenirsem sen zinakarsin" veya "falanca dilerse sen
zinakars1n" sozleri de ge~ersizdir.
Koca, hammma ben seninle evlenmeden once sen zina ettin veya
seninle evlenmeden once seni zina ederken gordiim dese bunu soyledigi
anda zina suc;lamasmda bulunmu~ olur, kendisine lian gerekir.
Cunku kazif kad1n1 zinayla ilgilendirmektir. Bu da sozun soylendigi an
ger~ekle~mi~tir. Ancak koca, han1m1na "seninle evlenmeden once sana zina
su~lamas1nda bulundum" demesi farkl1d1r. Cunku bu durumda kendisine ceza
gerekir. Cunku kocan1n ikranyla evlilik oncesinde olan bir kazif (zina iftiras1) ortaya
~1km1~t1r. Bu, kazfin deli! ile sabit olmas1 gibidir. Ancak koca "sen ku~ukken zina
ettin" dese boyle olmaz. Cunku bu durumda ceza da lian da gerekmez. Cunku
ku~ugun yapt1g1 dlnen zina olmad1gindan, bu sozu soylemekle koca onu dinen
ger~ekle~mesi mumkun olmayan bir ~eyle ilgilendirmi~ olur. Bu t1pk1 "sen
yarat1lmadan once zina ettin" demek gibi, asla ger~ekle~mesi mumkun olmayan
bir ~eyle ilgilendirmek gibidir. Evlenmeden once ise dinen kad1ndan zina fiili
meydana gelebilir. Diger taraftan ku~uk i~in dinen bir ay1p veya gunah soz konusu
olmaz. Zina su~lamasinda bulunmakla, kendisine su~lamada bulunulan kimse
ay1planm1~ olur. Dinen bu konuda gunahkar da olabilir.
Koca "sen in cinsel organ in zinakard1r", "senin vucudun zinakard1r" , "sen in
bedenin zinakard1r" derse bu sozler kazif olur. Cunku bu sozlerle belirtilen ~eyler
butUn bedeni anlat1r. Ayak ve el ise boyle degildir.
Koca, hanim1na hangi dilde zina su~lamas1nda bulunursa bulunsun kazif
yapm1~ olur. Cunku zinayla ilgilendirme nedeniyle kadinin kar~1 kar~1ya bulundugu
ay1planma ve kotUlenme durumu Arap~a veya Fars~a'ya gore degi~mez.
Koca "kanmla birlikte onunla ili~ki kuran bir adam gordum" dese zina
su~lamas1nda bulunmu~ olmaz. Cunku birle~me helal veya ~uphe yoluyla olabilir.
Koca "zina" sozcugunu a~1k~a soylemedik~e bu kazfi gerektirmez. Nitekim ki~i
yabanc1 ki~iler hakkinda "zina" kelimesini a~1k~a kullanmad1k~a bu kazif cezas1n1
gerektirmez.
Koca, hammma "ey zinakar" dese kadm da bunun iizerine "bilakis o
sensin" dese kadma ceza uygulamr. Lian uygulanmaz.
78_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

(unku kad1n1n sozunun anlam1 "bilakis as1I sen zinakars1n" demektir. Kad1n1n
kacas1na zina suc;lamas1nda bulunmas1 cezay1 gerektirir. Once bu cezay1
uygulamak lian1 du~urur. (unku cezan1n uygulanmasindan sanra kad1n ceza yemi~
alur. Daha once ac;1klad1g1m1z gibi iki cezadan biri uyguland1g1nda digeri
du~uyarsa, ilk once anunla ba~lan1r (boylelikle oteki ceza du~er).

Muhammed (rh.a) "el-As! (Mebsut) adl1 kitapta ~oyle demi~tir: Kaea, hanim1na
".j\J l: I ey zinakar (zanl)" dese kacaya lian gerekir. (unku kaca her ne kadar
Arapc;ada di~ilik tak1s1 alan ( ; ) harfini soylememi~ alsa da kad1na zina
[7151]
suc;lamasinda bulunmu~tur. (unku k1saltma maksad1yla sozden baz1 harfleri
du~urmek Araplann adetidir. Ancak ki~i bir adama "~lj I./' derse Ebu Hanife'ye
gore kendisine ceza gerekmez. Bu, "Cezalar" meselesi ile ilgili bir kanudur.
Sagmn Sag1r bir ki~inin han1m1na zina suc;lamas1nda bulunmas1 lian1 gerektirir. (unku
karisma
zina iftira
sag1r ki~i ac;1k alarak han1m1n1 zinayla ilgilendirebilir. Ancak dilsiz ki~i edemez.
etmesi Ki~i ba~kas1n1n hanimina zina suc;lamas1nda bulunsa ve kad1n1n kacas1 "dagru
soyledin" dese kendisine ceza da lian da gerekmez. (unku bu durumda kaca, ac;1k
alarak hanim1n1 zinayla ilgilendirmemi~tir. Kacanin kast1 kendi han1m1nin dagru
soyledigini belirtmek alabilir. Bu ifade yabanolar hakkinda bir kazif almad1g1 gibi
ki~inin han1m1 hakk1nda da bir kazif say1lmaz.

Koca, hammma ey zaniye (zinac1 kadm) der ve kadm da ben seninle


zina ettim derse k1yasa gore koca, hamm1 ile lian yapar.
(unku kad1n1n sozu zinay1 ikrar etmek anlan1mda degildir. Kad1n1n kacas1 ile
yapt1g1 birle~me zina almaz. lstihsana gore aralannda ceza ve lian almaz. (unku
kad1n sozunun ba~ taraf1ndaki "zina ettim" ifadesiyle kacas1n1 tasdik etmektedir.
Diger taraftan kad1n1n sozu farkl1 ~ekillerde anla~ilmaya uygundur. (unku kadin
"evlenmeden once seninle zina ettim" demeyi kastetmi~ alabilecegi gibi nikahtan
sanra zinay1 da kastetmi~ alabilir. Ilk ihtimale gore lian du~er. lkinci ihtimale gore
kadin kacasina zina suc;lamas1nda bulunmu~ almaz. Bundan dolay1 da kendisine
ceza gerekmez.
Kaea, han1m1na "ey zaniye" dese kad1n da "sen benden daha zinakars1n"
dese erkegin lian yapmas1 gerekir. (unku kad1nin sozu kocas1na zina suc;lamas1nda
bulunmak degildir. (unku onun sozunun anlam1 "sen zina etmeye benden daha
c;ak guc; yetirirsin" demektir. Bu nedenledir ki ki~i yabanc1 birisine bu sozlerle zina
suc;lamas1nda bulunsa kendisine ceza gerekmez.

Kocasmm zina Ayn1 ~ekilde koca, hanim1na "sen falanca kad1ndan daha zinakarsin" veya
su~lamasm1, "sen insanlann en zinakans1n" dese ceza da Ji an da gerekmez. <:: unku kacanin
kadmm kabul
etmesi sozu "sen zinaya daha c;ok guc; yetirirsin" veya "sen daha c;ok ~ehvetlisin"
anlam1na gelir. Bu sozle han1m1n1 zinayla ilgilendirmi~ olmaz.
Talak (Bo§anma) Kitab1. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 79
Kaea, han1m1na zina suc;lamas1nda bulundugunda veya kad1nin dogurdugu
c;ocugun nesebini reddettiginde, kadin onu tasdik ederse aralannda ceza veya lian
olmaz. c;:unku kad1n, kocas1n1n kendisini zinayla ilgilendirmesini tasdik etmekle
muhsan olmaktan c;1kar. c;:ocuk ise kocaya ait olmaya devam eder. c;:unku neseb
fira~ (kad1nla cinsel olarak birlikte alma hakk1, evlilik) nedeniyle koeaya ait olur. lian
olmadan nesep kocadan kesilmez. Aralannda lian1 uygulama imkani da ortadan
kalkm1~t1r.

Bir kimse ba~ka birisinin hanim1na zina suc;lamas1nda bulunsa, kadinin kocas1
da "dogru soyluyorsun. Karim dedigin gibidir" dese, hanimina zina suc;lamas1nda
bulunmu~ olur. c;:unku koca sozunun son k1sm1 ile, kastin1n sozun evvelini tasdik
etmek oldugunu ac;1kc;a ifade etmi~tir. Bu sozun anlam1, "kanm senin dedigin gibi
zaniyedir" demektir. Ancak koca yalnizca "dogru soyluyorsun" dediginde durum
farkl1d1r.
Kaea, han1m1na "ey zinakar kad1nin k1z1 zinakar" dese hem han1m1na hem de Bir kimsenin
karisma
onun annesine zina suc;lamas1nda bulunmu~ olur. Kocan1n, han1m1n1n anas1na zina
zaniyenin k1z1
suc;u atmas1 cezay1 gerektirir. Han1mina zina suc;lamas1nda bulunmas1 ise liani zaniye demesi
gerektirir. Kad1n ve anas1 olay1 dava ettiklerinde ceza one alin1r. c;:unku cezay1 one
almakla lian ortadan kalkar. Ayn1 ~ekilde kad1n1n anas1 olmu~se adam1n han1m1
eezan1n uygulanmas1 konusunda davada bulunabilir. c;:unku anas1n1n zinayla
ilgilendirilmesiyle kendisine de ay1p bula~m1~ olmaktad1r. Kad1n dava ettiginde
kocas1na ondan dolay1 ceza uygulanir. Lian uygulanmaz.
Kaea, han1m1na "sen ba~kas1n1n zorlamas1yla zina ettin" veya "bir c;ocuk
seninle zina etti" dediginde han1mina zina suc;lamas1nda bulunmu~ olmaz. c;:unku
zorlanan kad1n dinen zinakar olmaz. c;:unku zorlama (ikrah) durumunda
kendiliginden teslim alma bulunmam1~t1r. Bu nedenle kendisine ceza da gerekmez.
Ayni ~ekilde c;ocugun fiili de dinen zina olmaz. Kad1n zina d1~1nda bir fiile izin
vermekle zinakar olmaz. Bu nedenle de kocas1 zina iftirac1s1 (kazif) olmu~ olmaz.
Kaea, han1mina zina suc;lamasinda bulunduktan sonra kadin haram bir yolla
ba~kas1 ile birle~se lian du~er. c;:unku kad1n muhsan (namuslu kad1n) alma
ozelligini yitirmi~tir. Cezalar uygulanmadan once meydana gelen durumlar,
nedenin kendisine biti~ik olan1 gibidir.
Kadm bir c;ocuk dogursa, koca da bir y1I sonra c;ocugun nesebini Dogumdan
reddetse hanim1 ile lian yapar. c;ocugun nesebi kendisine ait olur. sonra ~ocugun
nesebini ret
Kaea c;ocuk dogdugu an veya bir iki vb. gun sonra c;ocugun nesebini suresi
reddettiginde lian yoluyla nesebin kendisinden kopacag1na istihsan yoluyla
hukmedilir. Bu, EbO Hanife (rh.a.)'nin de goru~udur.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.) ise ~oyle derler: c;:ocugun nesebini ret suresi
nifas (lohusal1k) suresi olan kirk gundur. c;:unku; kad1n1n nifas suresinde oruc;
80_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ ,Kitabu'l-Mebsiit
tutmamas1 ve namaz kllmamas1, bu surenin dogum durumu gibi oldugunu
gosterir.
EbO Hanife (rh.a.) ise ~oyle demektedir: Cocuk, kocadan degilse, kocanin
dogumdan sonra susmas1 (nesebi reddetmemesi) kendisine helal olmaz. Cocugu
[7/52] reddetmeden susmas1 onu kabul ettigini gosterir. Yine dogum s1rasinda c;ocuk
nedeniyle koca tebrik edilir. Onun tebrikleri kabul etmesi c;ocugun kendisinden
oldugunu ikrar anlam1na gelir. Ayni ~ekilde koca adeten c;ocugun ihtiyac; duydugu
~eyleri satin al1r. Cocugu kabul ettigine dair deliller bulunduktan sonra art1k
c;ocugu reddetme hakk1 yoktur.
K1yasa gore kocanin c;ocugu reddetmesi ancak c;ocuk dogar dogmaz yap1l1rsa
gec;erli olur. $afii (rh.a.) bu hukmu benimsemi~tir.
Ancak EbO Hanife (rh.a.) bu konuda istihsan1 esas alarak ~oyle demi~tir: Koca
dogumdan bir iki gun sonra c;ocugu reddedebilir. Cunku koca c;ocugu reddetme
konusunda tahminle karar vermemek ic;in inceden inceye du~unmeye ihtiyac;
duyar. Nitekim Peygamber (s.a.v.) ~oyle buyurmu~tur:

:) . !.! ~ - ' ~
.r- )'f'
d1 ,i:. :~ _, - ~.J -
-- '; ..J"""'! Y" J - J
-:.....:;
.
~'.
t/1' 0"
:-
"Kim, c;ocugu kendisinin yuzune bak1p durdugu durumda onun nesebini
reddederse, o, mel'undur" 51
Ki~inin derin du~unmesi ic;in belirli bir sureye ihtiyac1 vard1r. Biz de bu sureyi
bir iki gun olarak belirledik. Hasan b. Ziyad'in EbO Hanife (rh.a.)'den rivayetine gore
bunun sin1r1 yedi gundur. Bu sure zarf1nda ki~i aklka kurbani ic;in haz1rlan1r. Cunku
akTka dogumdan yedi gun sonra olur. Ancak bu rivayet zay1ft1r. Cunku bu sure
ak1lla belirlenemez.
Kadm c;;ocugu dogurdugunda kocas1 yanmda bulunmay1p daha sonra
gelse, onun hakkmda c;;ocuk (geldigi zaman) yeni dogmu~ kabul edilir.
Ancak EbO Yusuf (rh.a.)'dan rivayet edildigine gore o ~oyle demi~tir: Koca,
c;ocugun sutten kesilmesinden once gelmi~se kirk gune kadar c;ocugu reddedebilir.
Sutten kesildikten sonra gelmi~se reddetme hakk1 yoktur. Cunku adam1n b1rakt1g1
malda c;ocugun nafakas1na hukmedilir. Sutten kesildikten sonra kocanin c;ocugu
reddetme hakk1 olsa, ihtiyarl1k zaman1nda da reddetme hakk1 olurdu. Oysa bu
c;irkin bir i~tir.
Butlin bu soylenenler ki~i dogum tebriklerini kabul etmedigi durumdad1r.
Ancak ki~i tebrik edilir de buna sessiz kalirsa, art1k c;ocugu reddetme hakk1na sahip
degildir. Cunku tebrik s1ras1nda susmas1, o tebrikleri kabul etmesi anlam1na gelir.
Bu da c;ocugun nesebini kabul etme yerine gec;er.

51
Benzer bir rivayet i~in bkz. EbO DavOd, Talak 28; lbn Mace, Feraiz 13; Hakim, MOstedrek, 11/220.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 8t
Ancak Muhammed (rh.a.)'den rivayet edildigine gore ki~i cariyes1n1n
dogurdugu c;ocuk nedeniyle tebrik edilirken sessiz kal1rsa, bu, c;ocugu kabul
anlamina gelmez. Bu nikahll kad1nin c;ocugu konusuna benzemez. c;:unku
cariyenin c;ocugunun nesebi kendisinden sabit degildir. Burada c;ocugun nesebinin
sabit olmas1 ic;in, efendinin c;ocugun kendisinden oldugunu iddia etmesi gerekir.
Adamin susmas1 iddia etmek anlam1na gelmez. Halbuki nikahl1 han1m1n1n
c;ocugunun nesebi kocas1ndan sabittir. Bu nedenle kocanin susmas1, c;ocugu
reddetme konusunda hakkin1 du~urur.
Koca, -;ocugu reddetme suretiyle hanim1yla lianla~sa ve -;ocugun
nesebi anasma baglansa sonra da -;ocuk geride mal b1rakarak olse, bundan
sonra da koca, -;ocugun nesebini iddia etse, nesep ve miras konusunda
onun sozl.i kabul edilmez.
c;:unku c;ocuk olunce nesebe ihtiyac1 kalmam1~t1r. Kocan1n yapt191 iddia miras
iddias1 durumuna donu~mu~tUr. Koca davasinda kendi kendisi ile c;eli~kiye
du~mu~tUr. Kendisinin nesep iddias1 kabul edilmemekle birlikte ona kazif cezas1
uygulan1r. c;:unku o kendisini yalanlam1~ ve lianla~makta kad1na zina suc;lamas1nda
bulundugunu itiraf etmi~tir.
Eger lianla~ilan kad1n1n dogurdugu c;ocuk erkek idiyse ve olup geride bir
erkek veya k1z c;ocuk b1rakt1ysa, olenin nesebi, nesep iddias1nda bulunan kocadan
sabit olur. Bu ki~i (c;ocugun babas1) ona mirasc;1 olur. c;:unku geride kalan c;ocuk
nesebe muhtac;t1r. Onun hayatta kalmas1 sanki ilk olen c;ocugun hayatta kalmas1
gibidir.
Lian yapan kad1n, k1z c;ocugu dogurmu~ ve bu k1z da geride bir c;ocuk
b1rakarak olmu~se, ard1ndan da lian yapan erkek kendini yalanlam1~ ise, EbO (7/53]
Hanife (rh.a.)'nin 52 bu meseledeki cevab1, yukandaki cevab1n ayn1s1d1r.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise burada nesep sabit olmaz. c;:unku
hayatta kalan c;ocugun nesebi babas1na baglan1r. Anasina degil ! Nitekim bir ~air
~oyle demi~tir:

~~r ':;"L.,:j~ j -::...~~_;:..:..; 4~) i.T-'01 .;.,Lg;:r ~~i j


"Analar ancak emanet kaplar gibidirler,
Nesep/er i<;in (analar degil) babalar vardtr".

52
Bir nushada bu cum le ile diger cum le aras1nda ?LI ifade yer alm1~t1r: "Ebu Hanife'ye gore burada
cevap tam aksidir. Yani bu durumda nesep sabit olmaz. lmameyne gore ise sabit olur. Butl.in "el-
Asl" kitaplarinda bu ~ekilde arnlm1~t1r. $emsu'l-eimme de "Vela" kitab1rnn sonunda bu ~ekilde
anm1~t1r."

Bu cumle "el-Asl" adl1 kitaba ait degildir. Bilakis bu, kitab1n kenanna yazilm1~ bir ha~iyedir. K~tip
kitaptan sanarak bu ifadeleri Asl'a dahil etmi~tir. (el-Mebsut'un Arapi;a bask1s1rnn musahhihi)
82, _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

Nitekim halifelerin cariyelerden olma ~ocuklan hilafete uygun olurlar.


K1zin geride ~ocuk b1rakarak blmesi ile ~ocuk b1rakmadan blmesi e~ittir.
Ancak EbO Hanife (rh a) ~byle demektedir: c;:ocuk babasin1n nesebinin kendisinden
kesilmesi ile ay1planacag1 gibi, anasin1n nesebinin kendisinden kesilmesi ile de
ay1planir. Bu nedenle ~ocuk anas1n1n nesebinin sabit olmas1na muhta~t1r. Ta ki
hem ana hem de baba taraf1ndan ~erefli olsun. Bundan dolay1, lian yapan kad1nin
~ocugunun erkek olmas1 durumunda belirttigimiz gibi, burada da ~ocugun hayatta
kalmas1 sanki blen annesinin hayatta kalmas1 gibi olur. Nesep sabit olunca miras ta
hOkmen ona dayanir.
Kocamn,
Hamm1 dogurunca koca ona bu ~ocugu sen dogurmadm dese ona
hammmm
~ocuk ceza da lian da gerekmez.
dogurmad1gm1
iddia etmesi c;:onkO koca kadinin dogum yapt1g1n1 reddetmektedir. Bu red, han1m1n1
zinayla ilgilendirmesini anlatmaz. Bir kad1n, ~ocugun dogumuna tanikl1k etse, o
~ocugun nesebi kocaya ait olur. c;:onkO hanim1 ile aras1nda fira~ bag1 (zevciyet bag1
nedeniyle birlikte olma durumu) vard1r. Koca bundan sonra ~ocugu reddetse
hanim1 ile lian yapar.
Koca, han1m1na "bu ~ocuk benden de senden de degil" dese kazif yapm1~
olmaz. c;:onkO koca bu sbzlerle hanim1nin o ~ocugunu dogurdugunu
reddetmektedir.
Kocasmm Koca, hammma zina su~lamasmda bulunsa sonra da kadm irtidat etse
kazfettigi
kadmm
ve ardmdan tekrar muslUman olsa, sonra da eski kocas1yla evlense; kadm
irtidat edip art1k bu zina su~lamasmdan dolay1 kocasm1 dava edemez.
tekrar
miisliiman c;:onkO kad1n irtidat etmekle muhsan olmaktan ~1km1~t1r. Diger taraftan irtidat
olmas1
ile o, kocasindan tam olarak ayrilm1~t1r. Ba~ka bir nedenle bain olarak aynlsa idi
kocas1 ile arasinda ceza ve lian olmayacakt1. lrtidat (dinden ~1kma) nedeniyle bain
olarak aynlmasinda da ceza ve lian hi~ olmaz.
Koca arada ~ocuk olmaks1zm hamm1 ile lianla~sa sonra da o veya bir
ba~kas1 o kadma zina su~lamasmda bulunsa kendisine ceza gerekir.
c;:onkO kad1n liandan ve kocasindan aynld1ktan sonra muhsan olmaya devam
eder. Kan-koca aras1nda lian olmas1 kadin1n muhsan olmas1 itibanylad1r. Lian
nedeniyle kad1n muhsan olmaktan ~1kmaz.
Koca ~ocugu reddetmek suretiyle hamm1 ile lian yapsa, sonra da o
veya ba~ka birisi kadma zina su~lamasmda bulunsa kendisine ceza da lian
da gerekmez.
c;:onkO kad1n bu durumda "zina etmi~ kadin" gbrOntOsOndedir. c;:onkO onun
kucag1nda, babas1 bilinmeyen bir ~ocuk bulunmaktad1r. Bundan dolay1 kad1n
muhsan olmaz. Koca ~ocugun kendisine ait oldugunu iddia eder ve kaziften dolay1
ceza yer, ~ocugun nesebi de kendisine baglanirsa, bunun ardindan her hangi bir
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 83
ki~i kadtna zina suc;lamastnda bulundugunda ona ceza gerekir. (OnkO c;ocugun
nesebi kocastna baglantnca kadtn "zina etmi~ kadtn" gbrOntOsOnden c;tkar.
Bundan once kendisine zina suc;lamastnda bulunan ki~iye ceza gerekmez. (OnkO
suc;larda mutlaka cezayt gerektiren nedenin var oldugu durum gbz bnunde
bulundurulur. Zina suc;lamastnda bulundugu strada kadtn "zina eden"
gbrunumundeydi.
Koca c;;ocugun kendisine ait oldugunu iddia eder, sonra da kendisine
ceza uygulanmadan oli.irse, iddia nedeniyle c;;ocugun nesebi ona baglamr.
Bundan sonra kadma zina suc;;lamasmda bulunan ki~iye ceza uygulamr.
Aynt ~ekilde kadtn kocastntn c;ocugun kendisine ait oldugunu iddia ettigine
dair delil (tantk) getirir, koca da bunu reddederse c;ocugun nesebi kocaya ait olur.
Bundan sonra zina suc;lamastnda bulunan ki~iye ceza gerekir. (OnkO kocantn
c;ocugun kendisine ait oldugunu iddia ettigine dair delil getirmek suretiyle sabit
olan ~ey, ikrar ile sabit olmu~ gibidir. Bundan sonra kadtna kazifte bulunan ki~iye
ceza gerekir. (OnkO kadtn "zina eden kadtn" gbrunumunde olmaktan c;1km1~t1r.
Koca, hammma zina suc;;lamasmda bulunsa ve kadm da kocanm kendi
[7/54]
kendini yalanlad1gma dair iki tamk getirerek onu dava etse kocaya ceza
uygulamr.
(OnkO delil ile sabit olan ~ey, hasmtn ikrart veya bizzat gbrmek suretiyle sabit
olan gibidir.
Lian yapan kan-koca, bir daha asla lian yapamayacak bir duruma
gelseler; bu durum onlar aynld1ktan sonra meydana gelmi~se, adamm
kadmla evlenmesi Ebu Hanife ve Muhammed (rh.a.)'e gore caizdir. Bu
durum onlar aynlmadan meydana gelmi~se art1k aynlmazlar. Ebu Yusuf
(rh.a.)'a gore ise lian yapan kan-koca bir daha asla bir araya gelemezler.
Biz bu meseleyi daha once ac;1klam1~t1k. EbQ Hanife ve Muhammed (rh a.)'in
gbrO~lerinin bzeti ~udur; kart-kocantn hakim taraftndan ayrilmast ve birbirine
haram olmalart liantn tekrarlanmamast ic;indir. Kari-koca bir daha asla lian
yapamayacak duruma geldiklerinde bu durum ortadan kalkmt~ olmaktadtr.
Z1mmi bir erkegin hamm1 mi.isli.iman olup da kocas1 ona zina
suc;;lamasmda bulunsa ardmdan o da mi.isli.iman olsa kendisine ceza
gerekir.
(OnkO koca, hantmtna zina suc;lamastnda bulundugu esnada o kadtn muhsan
idi. Lian kocantn durumu nedeniyle uygulanamtyordu. (OnkO o kazif s1ras1nda
kafir idi. Bu nedenle kendisine ceza gerekli olmu~tur. Sonra bu ceza kocantn
musluman olmastndan sonra du~mez. Aynt ~ekilde koca, kale ise, han1m1na zina
suc;lamastnda bulunduktan sonra bzgur ktltnsa kendisine ceza gerekir.
84 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Ozgur erkek z1mmi (gayri muslim vatanda~) veya cariye olan hammma
zina suc;lamasmda bulunsa sonra da hamm1 musluman olsa veya ozgur
k1hnsa kocaya ceza da lian da gerekmez.
(Onku cezan1n uygulanmamas1, zina suc;lamas1nda bulunuldugu s1rada
kad1nin ic;inde bulundugu durum nedeniyledir. Bundan sonra bu durum ortadan
kalksa bile lian uygulanmaz.
Cariye olan kad1n bzgur kll1nsa ve sonra da kocas1 kendisine zina
suc;lamas1nda bulunsa, Bize gore kad1nin bzgur kll1nmas1ndan sonra e~ler
aras1ndaki nikah devam ettigi i<;in kocaya lian gerekir. Eger kadin kocas1ndan
aynlmay1 tercih ederse kad1n1n kendi istegiyle ayrll1k meydana geldigi ic;in lian
du~er. Koca, hanim1 ile birle~memi~se mehir bdemesi de gerekmez. (Linko aynl1k
zifaf bncesinde kad1n taraf1ndan meydana gelmi~tir. Kad1n, koca lian yap1ncaya ve
aralan aynllncaya kadar kocas1ndan aynlmay1 tercih etmezse, kocan1n mehrin
yans1n1 bdemesi gerekir. (Onku bu durumda aynllk, koca taraf1na dayand1nl1r. Bu
nedenle EbO Hanife ve Muhammed (rh a.) ~byle demi~lerdir: "Lian, bain talakt1r".
Ayn1 ~ekilde koca, han1m1 ile birle~mi~ ve aralan lianla aynlm1~sa kadin iddet
i<;erisinde nafaka ve mesken hakk1na sahip olur.
En dogrusunu Allah bilir. Dono~ de ancak O'nad1r.

LiAN KONUSUNDA TANIKLIK


Bize gore koca ile beraber uc; erkek, kadmm zina ettigine tamkhk
Koca ile
birlikte dart etseler tamkhklan gec;erli olur. Kadma zina cezas1 uygulamr.
tamgm
zinaya $afii (rh a.) ise "kocanin hanim1n1n zina ettigi yolundaki tanikl1g1 kabul
tamkhg1 edilmez" demi~tir. (Onku koca bu konuda taraft1r. Koca bununla liani
gerektirecek ~ekilde han1m1na kazifte (zina iftirasinda) bulunmu~ olur. Taraf1n
(hasm1n) tan1kl1g1 ise kabul edilmez. (Onku koca, tan1kl1g1 hakk1nda sbz
edilebilecek bir ki~idir. (Onku hanim1nin zina yapmas1 kocay1 bfkelendirir. Bu da
onu, Allah nzas1 d1~inda kad1n aleyhine tanikl1k yapmaya sevk eder. Hem koca,
[7155] han1min1n kendi emanetine kar~1 su<; i~ledigini iddia etmektedir. Fira~ (cinsel
beraberlik hakk1) kocan1n kadindaki emanetidir. lddia sahibinin tan1kl1g1 ise kabul
edilmez.
Biz Hanefller ise ~byle diyoruz: Koca ba~ka bir haktan dolay1 kadinin aleyhine
tan1kl1k etseydi; kocan1n adaleti a<;1k oldugu i<;in ve bu tanikl1ginda bir tbhmet
bulunmad1g1 i<;in kabul edilecekti. Zinaya tan1kl1k etmesi de boyledir. Hatta e~inin
yapt1g1 zinaya tan1kl1k ettiginde kocanin tan1kl1g1nin kabul edilmesi daha
bnceliklidir. Burada tbhmetin olmayacag1 daha a<;1kt1r. (Onku ac;1k olan, kocan1n,
han1min1n zinas1n1 brtmesidir. Kad1n1n zina yapmas1 kocay1 lekeler. $afii'nin (rh.a.)
dedigi "kocan1n bfkeli olmas1, Allah nzas1 d1~1nda kadin aleyhine tan1kl1k yapmaya
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _8S
sevk eder" sozunu ~u hukum gec;ersiz k1lar: Baba, her ne kadar k1z1n1n zina
yapmasina ofkelense bile k1z1nin zina yapt1g1na tan1kl1k etmesi kabul edilir.
$afii (rh.a.)'nin "koca burada has1md1r" sozu anlams1zd1r. c;:unku kocan1n
ba~lang1c;ta sozunu tan1kl1k tarzinda soylemesi onun liani gerekli k1lan bir has1m
olmas1n1 engeller. Bu ~una benzer; yabanc1 bir ki~inin zina suc;lamas1nda bulunmas1
cezay1 gerektirir. Arna bu yabanc1 ki~i soyleyecegi sozu ba~lang1c;ta tan1kl1k tarz1nda
ifade ederse bu cezay1 gerektirmez. Aksine Allah ic;in tan1kl1k yapm1~ olur. Ancak
koca oncelikle kazifte bulunursa durum farkl1d1r. c;:unku bu durumda o, lian1
gerekli k1lm1~t1r. Bundan sonra zinaya tan1kl1k etmekle o, kendisinden lian1
du~urmek istemektedir. Kad1n1n zinas1 ile gerekli olan ceza, s1rf Allah hakk1d1r.
Koca ancak kendisi ic;in bir hak isbat etmek istediginde muddei (iddiac1) olur. Bu
tan1kl1kta ise kendisi ic;in bir hak isbat etme yoktur. Adil olmamalan nedeniyle
tan1kl1klan reddedilen yabanc1lara ceza gerekmedigi gibi kocaya da lian gerekmez.
c;:unku tan1klann say1s1 tamd1r.
lbn Semaa (rh.a.), EbO Yusuf (rh.a.)'tan yapt1g1 nakilde ~unlan soyler: Koca,
han1m1na zina suc;lamasinda bulunsa sonra da kad1nin zina ettigine dair dart tan1k
getirse, bu tan1klar da adil olmasalar koca, hanim1 ile lian yapar. c;:unku koca,
yapt1g1 kazifle lian1 gerekli k1lm1~t1r. Bu lian ancak kadinda zina suc;unun sabit
olmas1yla du~er.
Daha dogru olan goru~e gore bu durumda koca, han1m1 ile lian yapmaz.
c;:unku zina suc;lamas1nda bulunan ki~i. yabanc1 birisi olsayd1 ve belirtilen nitelikte
dart tan1k getirseydi kendisine ceza uygulanmazd1. Bunun gibi koca da lian
yapmaz.
Koca ile birlikte uc; tane kor ki~i kad1n1n zina yapt1gina tan1kl1k etseler bu
Ki:irlerin
ki~ilere ceza verilir. Koca da han1m1 ile lianla~1r. c;:unku korlerin zinaya zinaya
tamkhg1
tan1khklannin yalan oldugu kesin olarak bilinmektedir. c;:unku zina fiiline tanik
olmak ancak gormek suretiyle olur. Korlerin ise gorme organlan olan gozleri
olmad1gindan onlann tan1khgina itibar edilmez. Kendilerine kaziften (zina
iftirasindan) dolay1 ceza gerekir. Koca da yapt1g1 kaziften dolay1 han1m1 ile lian
yapar. Taniklann kor degil de fas1k (gunahkar) olmalan durumu bundan farkl1d1r.
c;:unku onlar zina konusunda tan1kl1k yapabilirler. c;:unku biz onlann yalan
soylediklerini kesin olarak bilemeyiz.
Kadmm iki oglu, kocanm hammma zina suc;lamasmda bulunduguna Kadmm yakm
tamkhk etseler tamkhklari gec;erli olmaz. akrabasmm,
kocamn kazfine
c;:unku onlar anneleri lehine tanikl1k etmektedirler. Ayn1 ~ekilde kad1nin tamkhk etmeleri

babas1 ve oglu tan1kl1k etseler; veya bir erkekle iki kad1n tanikl1k etseler tan1kl1klan
gec;erli olmaz. c;:unku bu konu ceza konusudur. Cezalarda kad1nlann tanikl1g1
gec;erli degildir. ResOlullah (s.a.v.), EbO Bekir ve Omer (r.a)'den bu ~ekilde
nakledilmi~tir.
86 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit

Yine bu meselede tanikl1ga tanikllk etmek de caiz degildir. c;:unku her iki
tanikl1kta da (asil tanikl1kta da, onun ic;in yap1lan alt tanikl1kta da) bir c;e~it ~uphe
vard1r. Ceza ise ~uphe ile sabit olmaz. Ancak hukmun gerekc;esinin bu ~ekilde
ac;1klanmas1 konusu, uzerinde konu~ulmay1 gerektirir. ~oyle ki;
EbO Hanife ve EbO Yusuf (rh.a)'a gore lian, yemin anlam1 ic;eren bir tan1kl1kt1r.
Muhammed (rh.a.)'e gore ise lian, ic;inde ceza anlam1 bulunan bir yemindir.
Bu goru~ farklll1g1n1n sonucu ~urada gorulur: Hakim, liandan sonra kan-kocay1
ay1rmadan once azledildiginde veya oldugunde EbO Hanife ve EbO Yusuf (rh.a )'a
gore sonraki hakim lian1 yeniden yapt1m. c;:unku daha onceki lian; kendisine
hukum biti~memi~ bir tanikl1kt1r. Muhammed'e (rh.a.) gore ise sonraki hakim liani
[7/56] yeniden yapt1rmaz. c;:unku lian ceza anlam1nda bir yemindir. Yemin ve cezay1 bir
hakim uygulad1g1nda ba~ka bir hakim onlan yeni ba~tan tekrarlatamaz.
Muhammed (rh.a.), Peygamber (s.a v.)'in ~u hadisini deli I olarak getirmi~tir:
... ~ ,, ... ,. ,,,. ,, ,, lil , ;.

J 0~ ~..47.;, ~I 0\.4~)11 '1 j.l


g ... ...

0l.; ~ j
"Gec;en yeminler olmasaydt ben o kadma yapacag1m1 bilirdim!". 53
Diger taraftan lian kelimeleri ic;inde "Allah ad1na" ifadesi yer almaktad1r ki bu
yemindir. Hem lian konusunda erkeklerle kadinlar e~ittir. Oysa tanikl1k konusunda
e~it degillerdir.

EbO Hanife ve EbO Yusuf (rh a.) ise ~+>1 ~~l~..!J "onlardan her birinin
tan1k/1g1 ... " (en-NOr 24/6). ayetini delil olarak gostermi~lerdir:
Diger taraftan lian yaln1zca mahkemede ve tanikl1k sozcukleri ile yapil1r. Ki~i
lian yaparken "billahi" dedigi ic;in lian; ic;inde yemin anlam1 bulunan bir tanikllk
olur. l~te bundan dolay1 ResOlullah (s.a v.) lian1 "yemin" diye isimlendirmi~tir. Baz1
rivayetlerde bu hadis ~u ~ekilde gelmi~tir:

.,:j~ J1 .;1~li..!J1 'l jJ


"gec;en tamkltklar olmasaydt ... " 54 Dogum konusundaki tan1kllkta erkeklerle
kad1nlar e~ittir. Hatta ihtiyac; nedeniyle dogum konusunda tek bir kad1nin tan1kl1g1
bile kabul edilir. Burada da oyledir.
Sonra Muhammed (rh.a)'e gore hukmun bu ~ekilde gerekc;elendirilmesi ac;1kt1r
(her hangi bir sorun yoktur). c;:unku lianda ceza anlam1 vard1r. EbO Hanife ve EbO
Yusuf (rh.a.)'a gore ise bu hukmun gerekc;esinin bu ~ekilde ac;1klanmas1n1n anlam1
~udur; Kocan1n han1m1na zina suc;lamasinda, kocadan kaynaklanan bir nedenle

53
BuhM, Tefslr 24; Eba DavOd, Talak 26; Tirmizl, Tefs1r 24; lbn Mace, Talak 27.
54
Aynl, UmdetO'l-kari, XIX/78; Azim el-Abadi, AvnO'l-ma'bud, Vl/247; MubarekfOrl, TuhfetO'l-ahvezi,
IV/325.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 87
lian1n uygulanmas1 mumkun olmay1nca, zina iftiras1 cezas1n1 (kazif haddini)
gerektirir. Bu nedenle de ii:;inde ~uphe bulunan bir delille ceza sabit olmaz.
iki tamktan biri; kocanm hammma zina su~lamasmda bulunduguna, Zina
su~lamasmda
digeri de kocanm, kadmm ~ocugu i~in bu zinadand1r dedigine tarnkhk etse
bulunan
tarnkhklan ge~erli olmaz. kocamn
soyledigi
cunku taniklar hem sbz hem de anlam yonunden tanikl1k ettikleri konuda sozde
ihtilaf etmi~lerdir. Cunku i:;ocugun zinadan meydana gelmi~ oldugunu soylemek tamklarm
ihtilaf1
kadina zina sui:;lamas1nda bulunmaktan farkl1 bir ~eydir. Bu konuda her iki tan1g1n
sozde ittifak etmeleri gereklidir. Bu nedenle taniklardan biri kocanin han1m1na
Arapi:;a olarak zina sui:;lamasinda bulunduguna, digeri de Farsi:;a zina sui:;lamas1nda
bulunduguna tan1kl1k etseler bu tan1kl1k kabul edilmez.
Tan1klardan biri kocan1n han1m1na "falanca seninle zina etti" dedigine, diger
tanik da ba~ka bir adam1 anarak "falanca seninle zina etti" dedigine tan1kl1k
etseler kocaya lian gerekir. Cunku kad1n1n zina fiilini i~lemesi, zina fiiline izin
vermesiyle olur. Bu da, her iki erkegin fiili zina olduktan sonra, zinay1 yapan
erkegin farklll1gina gore degi~mez. Burada taniklar kocanin hanimina zina
sui:;lamas1nda bulundugunda soz ve anlam olarak ittifak etmi~lerdir. Yaln1zca,
belirtmelerine gerek olmayan ~eyde ihtilaf etmi~lerdir.
Koca, han1min1n bir erkekle zina ettigini soylese, sonra bu erkek gelerek zina
sui:;lamas1nda bulunan kocaya ceza uygulanmas1n1 istese, kocaya kazif cezas1
uygulanir. Lian uygulanmaz. Cunku bu durumda hakim kat1nda iki ceza bir araya
gelmi~tir. Kocanin adama yapt1g1 zina sui:;lamas1 cezay1 gerektirmekte, han1m1na
yapt1g1 zina sui:;lamas1 ise liani gerektirmektedir. lki ceza bir araya geldiginde birini
uygulamak digerini du~uruyorsa, oncelikle o ceza uygulan1r.
iki ki~i kocanm harnmma zina su~lamasmda bulunduguna tarnkhk Hakim in,
hammma zina
etseler, hakim tarnklarm durumunu ara~tmncaya kadar kocay1 hapseder. su~lamasmda
Onu kefaletle serbest b1rakmaz. bulunan kocay1
hapsetmesi
Cunku cezalarda kefalet yoktur. Lian da ceza anlam1ndad1r. Tan1klar tek bir
ifade ii:;inde "biz onun, hanimina ve annemize zina sui:;lamas1nda bulunduguna
tan1kl1k ederiz" deseler tanikl1klan gei:;erli olmaz. cunku onlann anneleri
hakkindaki tanikl1klan gei:;ersiz olmu~tur. cunku onlar anneleri lehine tan1kl1k
yapmaktad1rlar. Tek bir ifadede yer alan tan1kl1g1n bir k1sm1 gei:;ersiz olunca butUnu
gei:;ersiz olur.
Kocanin ba~ka kad1ndan olma iki oglu, babalannin han1m1na (uvey
annelerine) zina sui:;lamasinda bulunduguna tan1kl1k etseler, koca onlann anneleri
ile de evli olsa, onlann bu tan1kl1klan gei:;erli olmaz. cunku bu annelerine i:;1kar
saglama anlam1na gelir. cunku onlann tarnkl1g1 kabul edilse koca diger
han1m1ndan lian ile aynl1r. Kocan1n fira~ hakk1 yalnizca tan1klann annesine kal1r. Bu;
adam1n ba~ka kad1ndan alma iki oglunun, babalannin kendi annelerinin kumas1n1
ss_____________________________Kitabu't-Mebsut
bo~ad1g1na tan1kl1k etmelerinin gec;erli olmay1~1na benzer. Muhammed (rh.a.) ~oyle
demi~tir: Ancak baba kole ise veya kendisine kaziften dolay1 ceza uygulanm1~sa, iki
oglunun kendisi aleyhine tan1kl1g1 gec;erli olur. Kendisine ceza uygulanmaz. Cunku
onlar babalan aleyhine ceza uygulanmas1 konusunda tan1kl1k etmektedirler. Bunda
annelerinin c;1kan yoktur.
Kazfe tamkhk Adil iki tamk, kocanm hammma zina suc;lamasmda bulunduguna
edenlerin
yitmeleri tamkhk etseler, sonra hakim onlarm tamkhg1yla hl.ikl.im vermeden once bu
iki tamk kay1p olsalar veya olseler hakim liana hl.ikmeder.
Cunku taniklann olmeleri ve yitmeleri onlann adaletini zedelemez. Ancak
sonradan kor, murted (dinden c;1km1~) veya fas1k (gunahkar) olmalan durumunda
[7/57] boyle degildir. Recm 55 d1~1ndaki butL.in hadlerde hukum bu ~ekildedir. Tan1klann
olumunden veya fas1k olmas1ndan sonra recm uygulanmaz. Cunku recmde
taniklann recme ba~lamalan ko~uldur. Bu da olum veya fas1k olmalarindan sonra
mumkun olmaz.
EbO Hanife'ye gore; kendisine zina suc;lamasmda bulunulan ki~i
Kazfi yabanc1 birisi oldugunda onun vekil tayin etmesi kabul edilecegi gibi,
ispatta
vekil {kocasmm yapt1g1) kazfi isbat etme hususunda kadmm ba~kasm1 vekil
tayini tayin etmesi de kabul edilir. Ancak kadmm vekili lianm uygulanacag1 yere
geldiginde kadm1 da getirmesi gerekir. <;unkl.i lian konusunda vekillik
gec;erli degildir, c;unkl.i maksat vekil ile yerine gelmez.
Hammma zina suc;lamasmda bulunan koca, hammmm zinay1 ikrar
Kocanm
kazfettigi ettigine dair iki tamk getirse kocadan lian dl.i~er.
hammmm
zinay1 ikrar Cunku kadin1n ikran ve taniklarla sabit olan ~ey, bizzat gorme yolu ile sabit
ettigine olan ~ey gibidir. Kad1na da, bir kere ikrar etmesi durumunda oldugu gibi, zina
tamk
getirmesi cezas1 gerekmez. <::unku bilindigi gibi zina cezasinin uygulanmas1 ic;in dort ayn
mecliste zina ikrannda bulunmak ko~uldur. Dort defa ikrar ettikten sonra inkar
ederse ceza uygulanmaz.
Bir erkek ve iki kad1n, adamin hanim1nin zinay1 ikrar ettigine tanikl1k etseler
lki ogulun, yine istihsanen lian uygulanmaz. K1yasa gore ise koca, hanim1 ile lian yapar. Cunku
annelerinin zina konusunda kadinlann tanikl1klan gec;erli degildir. Zinay1 ikrar konusunda da
zina ikrannda
bulunduguna onlann tan1kliklan gec;erli olmaz. Ancak Muhammed (rh.a.) bu konuda istihsana
tamkhk gore hukum vererek ~oyle demi~tir: Burada maksat suc;u isbat etmek degil,
etmeleri
du~urmektir. Suc;u du~urmek de ~uphe ile sabit olur. Suc;u du~urme konusunda
erkeklerin tan1kl1g1 kad1nlarla beraber kabul edilir. Kad1n, zina suc;lamas1ndan uzak,
iffetli birisi ise bundan sonra bu olay1 dava etme ve liani talep etme hakk1na

55
Reem I ~)I: Muhsanl1k ~artlann1 ta~1yan zinakar erkek ve kad1n1 belli bir ~ekil uzere ta~lay1p
hayatlanna son vermek.
Talak (Bo§anma) Kitab1 89

sahiptir. Nitekim bize gore yabanc1lara zina suc;lamasinda bulunulmas1


durumundaki suc;lar konusunda da ayn1 hukum gec;erlidir.
Kocanm hammmdan olma iki oglu, annelerinin zina ikrannda
bulunduguna tamkhk etseler onlann tamkhklan gec;erli olmaz.
c;:unku onlar liani du~urmek suretiyle babalan lehine tan1kl1k etmektedirler.
lki tan1k, kocan1n hanim1na ve bundan sonra veya once de kendi hanim1na
zina suc;lamasinda bulunduguna farkl1 cumlelerle tanikl1k etseler, onlann kad1n
konusundaki tan1kl1klan gec;erli olur. c;:unku onlar kendileri bak1m1ndan iddiac1,
kad1n bak1m1ndan ise tan1k konumundad1rlar. Bu tan1kl1klann1 tek bir cumlede
degil de farkl1 cumlelerde ifade ettiklerinde; onlann bir cumlesindeki tan1kl1klann1n
lec;ersiz olmas1 diger cumledeki tan1kl1klannin da gec;ersiz olmasin1 gerektirmez.
7 57
l l J 1ncak her iki tan1kl1g1 tek cumlede ifade ederlerse o zaman hic;biri kabul edilmez.
Kadm, hakim huzurunda kocasma hitaben "dogru soyledin" diyerek
onu tasdik eder, fakat "ben zina ettim" demezse ve "dogru soyledin"
sozunu farkh meclislerde dart kere tekrarlarsa kendisine zina cezas1
gerekmez.
c;:unku kad1nin "dogru soyledin" ifadesi farkl1 ~ekillerde anla~1lmaya
uygundur. Kad1n zina ettigini ikrar etmek suretiyle bu cumleyi ac;1klamad1kc;a
kendisine ceza gerekmez. Ancak lian gec;ersiz olur. Bundan sonra kendisine zina
suc;lamas1nda bulunan ki~iye de ceza uygulanmaz. c;:unku gorunen, kadin1n,
kocanin kendisine yapt1g1 zina suc;lamas1 konusunda onu tasdik ettigidir. Gorunen
de, kadinin muhsanl1k niteligini du~urme konusunda yeterlidir.
iki tamk, kocanm hammma zina suc;lamasmda bulunduguna tamkhk
[7/58]
eder ve koca da bu suc;lamas1 yapt1g1m s1rada kanm cariye idi veya kafir idi
derse kocanm sozu kabul edilir.
c;:unku koca kendisine lianin gerekli olmas1n1 inkar etmektedir. Kad1n ise iddia
etmektedir. Kocaya yemin de gerekmez. c;:unku lian, ceza konumundad1r.
Cezalarda ise yemin yoktur. Kocadan yemin etmesi istense, yeminden
kac;ind1g1nda liana ba~vurmak uzere istenir. Halbuki bu caiz degildir. Kadinin aslen
musluman ve ozgur oldugu biliniyorsa, hakim de bunu bilmekte ise kocanin sozu
dikkate al1nmaz. c;:unku bu durumda, kocan1n iddias1nda yalanc1 oldugunu
bilmektedir. Kad1n zina suc;lamas1nin yapild1g1 esnada kendisinin ozgur ve
musluman olduguna, erkek de kad1n1n o esnada kafir ve kale olduguna delil
getirse kad1n1n delili kabul edilir. c;:unku burada kad1n iddiac1 konumundad1r.
c;:unku kad1n1n delili ile lian sabit olmakta, koca ise bunu reddetmektedir. Bu
nedenle kad1n1n delili daha ustUn tutulur. Ancak kocanin tan1klan, kad1n1n
taniklannin iddia ettigi gibi kad1n Muslumanken, daha sonra dinden c;1kt1g1na
tan1kl1k ederlerse o zaman kocanin delili daha ustUn olur. c;:unku kocan1n
delilindeki isbat anlam1 daha kuwetlidir.
90_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Koca, hammmm zinac1 oldugunu veya haram bir yolla tinsel ili~kide
bulundugunu iddia etse kendisine lian gerekir.
c;:unku kadinin muhsan olmas1 hakim taraf1ndan "Aslolan muhsan olmakt1r"
temel prensibine bagl1 olarak bilinmektedir. Koca ise onun muhsanl1k niteligini
ortadan kald1ran bir ~eyi iddia etmektedir. Bu durumda delil olmad1k<;a kocan1n
sozu kabul edilmez. Bu hakimin, kad1nin ozgur ve musluman oldugunu bilmesi
gibidir. Koca, hanim1n1n kendi belirttigi gibi olduguna delil bulundugunu iddia
etse, hakim kendisine oturumu terk edinceye kadar sure verilir. Eger delilini
getirirse kabul edilir. Getiremezse han1m1 ile lian yapar. c;:unku lianin gerekli olma
nedeni ortaya <;1km1~t1r. Ancak kocaya kendisinden liani savmaya saglamak i<;in
gerekli olan kadar bir delil getirmesine imkan verilir. Bu da, hakimin oturumu terk
etmesine kadar olan bir suredir. Hakim; kad1n i<;in zararl1 olacag1ndan bundan
daha fazla sure veremez.
Koca ben kanma o kuc;ukken zina suc;lamasmda bulundum der, kadm
da buluga erdikten sonra kendisine kazifte (iftirada) bulundugunu iddia
ederse, kocanm sozu kabul edilir. Her ikisi de delil getirirse kadmm delili
kabul edilir.
c;:unku burada kad1n, iddiac1 konumundad1r. Diger taraftan her iki delil
arasinda bir z1tl1k olmad1gindan, koca kad1na iki defa kazifte bulunmu~ kabul
edilir.
Kadm kocasmm kendisine zina suc;lamasmda bulundugunu iddia etse
fakat kendisinin delili olmasa kocamn yemin etmesi gerekmez.
c;:unku lian bir cezad1r. Cezalarda ise yemin yoktur. Ayn1 ~ekilde koca,
hanim1n1n kendisini tasdik ettigini iddia etse ve onun yemin etmesini istese kad1n1n
yemin etmesi gerekmez. c;:unku kadin1n kocasin1 tasdik etmesi zinay1 ikrar
etmektir. Zinay1 ikrar etme durumunda yemin edilmez.
Kazif (zina
iftiras1)
Kadm kocasmm kendisine eskiden bir kazifte bulundugunu iddia edip
iddiasmda buna dair tamklar getirse bu gec;erli olur.
zaman a~1m1
c;:unku kazfin geregi (olan lian), yabancilara yapilan kazifteki cezada oldugu
gibi zaman a~1m1yla ge<;ersiz olmaz. Koca bu kaziften sonra hanim1n1 ric'I talakla
bo~ad1gina dair delil getirirse aralarinda lian olmaz. Kocaya ceza da gerekmez.
c;:unku kocanin delille isbat ettigi ~ey, bizzat g6rme suretiyle sabit olan ~ey gibidir.
Kaziften sonra olan ayril1k lian1 ortadan kaldinr. Koca da bunu delil ile isbat
edebilir. Bu ~una benzer; koca, kad1n1n kaziften sonra dinden <;1kmas1 (murted
olmas1) veya ba~ka bir nedenle ayril1g1n olduguna dair delil getirse ceza da lian da
du~er.

Kad1n, kocas1n1n t;ocugu kabul ettigine dair tanik getirir, koca da onu daha
once reddetmi~ oldugu durumda, ikrar ettigini de reddederse t;ocuk kendisine ait
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _91
olur, ikranndan sonra c;:ocugu reddedemez. Omer, Ali ve $a'bi (r.a.)'den bu ~ekilde
nakledilmi~tir. Bunlar ~oyle demi~lerdir: Ki~i c;:ocugunu ikrar ederse art1k onu
reddedemez. Onu kabul etmedigi surece reddedebilir. Koca ikrar etmeden once
c;:ocugu reddettiginde han1m1 ile lian yapar. (unku koca kad1n1n c;:ocugu
dogurdugunu kabul ettikten sonra onu reddetmekle kad1na zina suc;:lamasinda
bulunmu~ olur.

"Durum bu ~ekilde olmaz. <::unku o c;:ocuk adamdan ~uphe yoluyla olan bir
birle~meden olmu~ olabilir" denirse buna ~u ~ekilde cevap veririz: $Liphe yoluyla
[7/59]
olan birle~meden dogan c;:ocugun nesebi bir insandan sabit olur. Hi<;: bir ki~iden
nesebi sabit olmayan c;:ocuk, zinadan olmu~ olmaz. Bu c;:ocugun da kocadan nesebi
yoktur. Koca, c;:ocugu reddettiginde kad1nin c;:ocugunun nesebi olmad1gin1 iddia
etmi~ olur. Boylelikle de ona zina suc;:lamasinda bulunmu~ olur.

EbQ Yusuf (rh.a.)'dan rivayet edildigine gore; c;:ocugu reddetmek suretiyle zina <;ocugun
nesebini
suc;:lamas1nda bulunmak ~u ~ekilde olur: Koca "tan1kl1k ederim ki ben onun reddetmek
c;:ocugunu reddetme konusunda ona yapt1g1m suc;:lamada dogru yoluyla olan
kazifte lianm
soyleyenlerdenim" der. Kadin da "tan1kl1k ederim ki o, benim c;:ocugumu ~ekli

reddetme konusunda bana yapt1g1 suc;:lamada yalan soyleyenlerdendir" der.


Hi~am'1n Muhammed (rh.a.)'den rivayet ettigine gore: Koca ~oyle der: "Ona
yapt1g1m zina suc;:lamas1 ve c;:ocugunu reddetme konusunda dogru soyleyenlerden
olduguma Allah ad1na tan1kl1k ederim". Kad1n da ~oyle der "O, bana yapt1g1 zina
suc;:lamas1 ve c;:ocugumu reddetme konusunda yalancilardan olduguna Allah ad1na
tan1kllk ederim". Bu rivayetle yukanda an1lan aras1nda gerc;:ek bir ihtilaf yoktur.
Yalnizca durumlar farkll oldugu i<;:in cevaplar da farkl1 olmu~tur. $oyle ki;
Muhammed (rh.a.)'in cevab1; koca, han1mina zina suc;:lamas1nda bulundugunda ve
c;:ocugu reddettigindedir. EbQ Yusuf (rh.a.)'un cevab1 ise sadece c;:ocugu
reddettigindedir.
Hakim liandan sonra kan- kocay1 aymnca ~ocugun nesebi anneye ait <;ocugun reddi
olur. nedeniyle
lianla~madan
Bi~r'in EbQ Yusuf (rh a )'dan rivayet ettigine gore o ~oyle demi~tir: Hakimin sonra o ~ocugun
nesebi
mutlaka "sizi ay1rd1m ve bu c;:ocugun nesebini erkekten kestim" demesi gerekir.
Hakim bunu soylemezse c;:ocugun nesebi kocadan kesilmemi~ olur. Bu rivayet
dogrudur. (unku lian yoluyla aynlma, c;:ocugun nesebinin de reddedilmesini
zorunlu olarak gerektirmez. Nitekim c;:ocugun olumunden sonra hakim, kan-kocay1
ayinr ancak c;:ocugun nesebini kocadan kesmez. Bu nedenle hakim mutlaka
nesebin kesildigini ac;:1klamas1 gerekir.
Allahu Teala en dogrusunu bilir, donu~ de ancak O'nad1r.
Ben (SerahsT) derim ki: Bu, "Talak konusunun, sec;:ilmi~ ince anlamlarla yap1lan
ac;:1klamas1nin sonudur. Bunu, serbestlikten mahrum, yalnizllga mubtela; (ben
SerahsT); Burak'in sahibine, onun ailesine, hay1r ve fazilette one gec;:en sahabilerine,
32 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut

Ki?i "benim tenim anun tenine dakunmayacakt1r" diye yemin eder ve


[7/22) bununla dakunman1n gerc;ek anlam1ni kastederse, bu soz ile cinsel ili?ki d1?inda
ba?ka durumlarda da yemini bazma meydana gelebildiginden bu sbz Tia almaz.
Ostelik bu sozu soyleyen kaca, einsel organini ipekle sanp einsel temasta
bulunmak suretiyle, kefaret odemesine gerek kalmadan ili?ki de kurabilir.
Ebu Hafs'in (r.a.) rivayetinde belirttigine gore ki?i hanim1na gelmeyeeegine
yemin edip bununla einsel ili?kiyi kastetse Tia yapml? alur. "Cinsel ili?kiyi
kastetmedim" derse kendisine yemin ettirilerek sozu hukuken tasdik edilir. (unku
gelmek (00~\) kelimesi ile; einsel ili?ki, ziyaret, vurma kastedilebilir. Bundan dalay1
bu soz farkl1 anlamlara muhtemeldir. lhtimalli soz ise niyet almad1kc;a bir ?eyi
gerektirmez.
Yine kaea, anu sarmayaeagina yemin etse, hukuken tasdik edilir. (unku
sarmak (.'.>~) ile einsel ili?ki kastedilebilir. Nitekim Allahu Tea la <( LAL!.;.; ul; ~ "E~i
ile birle~ince ... " (el-ArM 7/189) buyurmu?tur. Bu kelime ile einsel ili?ki d1?1nda bir ?ey
de kastedilebilir. Nitekim Allahu Tea la ~ CY r._
:~ l~)j ~ .. Dag/ar gibi dalgalar
on/anku~att1g1 zaman ... " (Lokman 31/32) buyurmu?tur .

Kaea, han1min1n yatagina yakla?mayaeagina yemin ettiginde de durum


boyledir. (unku kaca yakla?may1 kad1na degil yataga baglam1?t1r. Bu nedenle
einsel ili?ki anlam1na gelebileeegi gibi ba?ka anlama da gelebilir. Bununla einsel
ili~kiyi kastetmi?se Tia yapm1? alur. Degilse Tia yapm1~ almaz. (unku ki?i yeminini
bazmadan; yerde veya kad1nin yatag1na yana?may1p kendi yatag1nda einsel ili~kide
bulunabilir.
Ki?i han1m1yla mubadaa (WL,.Ji) etmeyeeegine yemin ederse Tia yapm1~ alur.
Onun sozu hukuken kabul edilmez. (unku kulland1g1 sozun ac;1k anlam1, cinsel
ili?ki anlamina gelir. (unku mubadaa; cinsel argani diger einsel argana sakmakt1r .
Bu nedenle ki?i, sozu ac;1k anlamindan ba?ka anlama c;ekme hususunda tasdik
edilmez.
Kaea, hanim1ndan dalay1 cunuplukten gusletmeyeeegine yemin ettiginde de
durum bu ?ekildedir. (unku kaeanin hanim1ndan dalay1 gusletmesi, yalnizea
anunla einsel arganindan ili?ki kurmas1 durumunda alur. Cinsel argan1 d1?indaki
ili?ki, kad1ndan dalay1 degil, meni gelmesinden dalay1 guslu gerektirir. Sozun d1~
anlam1 einsel organdan ili?ki kurma anlaminda aldugundan, sbzu bu ac;1k
anlamindan ba?ka anlama c;ekme hususunda tasdik edilmez. Ki?i yemini ile
hanimin birle~me hakk1n1 engelledigi ic;in Tia yapm1? olur. Kad1nin hakk1, einsel
organdan olan birle~medir. Ba?kas1 degil.
Ha Koca, dort aydan daha az bir sure hanimma yakla~mayacagma yemin
suresi
etse bize gore ila yapm1~ olmaz.
Bismillahirrahmanirrahim
Allah'tan yard1m diler, O'na guveniriz. Bir i?e giri?me ve bir i?e engel olma
ancak yuce Allah sayesindedir (La havle vela kuvvete ilia billahi'l-Aliyyi'l-Azlm)

KOLEYi OZGUR KILMA (KOLE AZADI)


(~I ~l::S)

Bil ki jt.:;.~I "ozgur kilma" sozlukte bir ?eyde kuvvet meydana getirmek
(7/60]
demektir. Ku? -yavrusu kuvvetlenip de yuvas1ndan uc;tugunda b~I ~ "ku?
yavrusu kuvvetlendi" denilir. Dlnlterminolojide ise insana malik olma ve tek ba?1na
hareket etme bzelligini kazand1rma anlam1na gelir. Bunun zorunlu sonucu,
ba?kasin1n mulku olma ve kolelik vasf1nin ortadan kalkmas1d1r. Bu nedenledir ki
ozgur kilinmanin pe~inden, nesep gibi olan vela5 gelir. <:;:unku baba c;ocugunun
6

varl1g1na nedendir. Bu nedenle c;ocuk ona mensup olur. Ozgur kil1nma (azat olma)
da insanogluna ozgu olan malik olma niteliginin meydana gelmesine nedendir. Bu
nedenle ozgur kil1nan ki?i, vela yoluyla kendisini ozgur k1lana mensup olur.
l?te bu nedenlerle Islam, kale bzgur kilmaya te?vik etmi?tir. lbn Abbas (r.a.)
hadisinde yer ald1gina gore ResOlullah (s.a v) ?byle buyurmu~tur:

~ I~ G ~ ·1~. :.t1 . ~l (.:• . ~T -L·.! t..d-


"1 01 ~ .r- - -r- i.r; ~ _y ~ r--
"Hangi mus/Uman, mumin bir koleyi ozgur ktlarsa (azat ederse), Allah o
kolenin her bir orgamna kar~tl1k kendisinin bir organm1 ate~ten kurtanr".57 Bu
nedenle alimler organlari birbirine denk gelsin diye erkegin erkek koleyi, kad1nin
da cariyeyi ozgur kilmas1n1 (azat etmesini) mustehap gormli?lerdir.
~,;.!JI "ozgurluge kavu?turma" sbzlukte kurtarma, safla?t1rma demektir. Bu
anlamda? .:i::k denilir ki bu kar1~1mlardan arinm 1~ c;amur demektir. Yine •? ~)

56 Vela I ·'1)1: Bir kimsenin diger bir ki~iye varis olmas1 mumkun kilan hukmi bir yak1nliktir . Vela akdi,
vela-i ataka ve vela-i muvalat olmak uzere k1sma aynl1r: Vela-i ataka; Mevla (efendi) ile memluku
(kolesi) arasinda azat sonucu meydana gelmi~ olan bir vela ve yard1mla~ma anla~mas1d1r . Bu
durumda, ozgur b1rak1lan kolenin herhangi bir cinayet i~lemesi halinde diyetini mevlas1 verir; vefat
edip derecesi daha once olan bir varisi bulunmad1g1 zaman ise, onun miras1n1 mevlas1 alir. Bu vela
akti "vela-i nimet" ad1yla da bilinir. Kolesini ozgur b1rakan efendiye "mevla'l-ataka" veya " mevla ' l-
atik" denir.
57
Buhari, KefaretU'l-eyman 6; Muslim ltk, 21-24.
94 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit
harac; ve b~urden uzak bulunan arazi demektir. Terimde ise bir cani Allah'a bzgu
kllmak demektir. Nitekim Allahu Teala ~oyle buyurmu~tur:

.I. I'• - '


"( Jj>'-" ~
·L:
i..F-. LO aJ ..=_,'J ~ '-!'--:l '1'>..
"Karntmdakini ozgur bir kul olarak strf sana adadtm". (Al-i lmran 3/35) l~te
bundan dolay1 kefaretlerde koleyi bzgurlugune kavu~turma (azat etme) gunahtan
temizlenmek ic;in me~ru kllinm1~t1r.
Nitekim Allahu Teala

~ ~)~p )>
Koleyi "Bir koleyi ozgur/Ugune kavu~turmak" (el-Mucadele 58/3) buyurmU?tUr. Yine bu
ozgilrlilgilne
kavu~turmanm ~denledir ki Islam kale bzgur k1lmaya ?U ayetle te~vik etmi~tir:
fazileti
£. ;j -
"( , . J
& ~ '.Lll
.
Lo lJ1 J-)i Lo .J-}..
T
"O sarp yoku~ nedir bilir misin? Kole ozgur kt!mak (azat etmek)" (Beled 90112-
13)

Bera b. Azib (r.a.)'in rivayet ettigi hadiste yer ald1g1na gore bir adam
Peygamberimiz (sa.v.)'e ~byle bir soru sordu
"Ya Resul ullah bana beni cennete sokacak bir i~ i gbster".
Peygamber (s.a .v.) de,
,. ' .. " "' ,,.... • • ,, , ...... J • ,. ..

•~ ...,....- ~ J- $~WI ..:.....0 .r


. :.:...:., J- .. -~1 .iii ~
. I ..=_, J':>-• .J·t l..T-"
: <1
"Gerr:;ekten sana ktsa bir konu~ma yapsam bile soruna geni~ cevap vermi~
olurum; Bir kole ozgur k1lmak ve cant 6zgur kt!mak" buyurdu. Adam "Bu ikisi ayn1
?ey deg il mi ya Resulul lah? " diye sorunca Resulul lah (s.a.v),
,,. > "; .. ~ .. .. .. • ... ,,. J ..
I~·- ' j : . .JI ~ - $ - I~ ~! • . ) _£;
't""" '-?' ~ •. J .J ~ ~ --
.Ji .i;
-
- ~ I\ . :.:...:.
...,....-_
'J
"Hay1r. cant 6zgur k1lmak, senin onu tek ba~ma 6zgur/Uge
Bir
kavu~turmandtr. Digeri ise onun ozgur alma bedeli konusunda kendisine yardtmct
olmandtr" buyurdu .58
Ebu Zer (r.a.) Peygamber (s.a.v.)'e "Hangi kbleyi bzgur kllmak daha faziletlidir?"
diye sordu. Resulullah (s av) ona,

1~
~1 :.\ ~- I ~ · ~;r J t:.J - L.o.°.#l
"Fiyat1 en yuksek ve sahibi katmda en degerli olan koledir" buyurdu 59 . Bu
[7/61] hadisler koleyi bzgur k1lmanin iyilik ve ~efkat tl.irunden bir i? oldugunu, bzgur

58
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/299; lbn Hibban, Sahih , 11/97; Hakim, Mustedrek, 11/236.
59
Buhar1, ltk 2; Muslim, Iman 135 .
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _95
edilecek kolelerin en faziletlisinin sahibi kat1nda en degerli olan kale oldugunu
bildirmektedir.
Muhammed (rh.a) ozgur k1lma ile ilgili kitaba EbO'd-Derda (r.a.) hadisi ile
ba~lam1~t1r.Buna gore ResOlullah (s.a.v.) ~oyle buyurmu~tur:

~ ~·L>- ,.~ ·&


-- .)'! • w <.? - J
·t '-?-'}1.,: ~
. - .:.r
! -

"Kim bo:?ama veya 6zgurluge kavu:?turma (azat etme) konusunda oyun


oynarsa (gayri ciddi olarak hantmmt bo:?ar veya k6/esini 6zgur ktlarsa) bu tasarrufu
kendisi a/eyhine ger;erli olur"60 .

~ 1j~ ~' s-i~\ 1JW 'i ~


"Allah'm ayet/erini eglenceye almaym!" (el-Bakara 2/231) ayeti, bu konu ile ilgili
olarak inmi~tir.

Omer (r a) de ~oyle demi~tir:


"Her kim bo~ama, ozgur k1lma veya nikah uzerine konu~ursa, sozleri kendi
aleyhine olur" yani gec;:erli ve baglay1c1 olur.
Omer (r.a.)'in bu sozu, ayni zamanda ad1 gec;:en tasarruflarla ilgili ~akan1n
(hezl) ciddi say1lacag1na delildir. Nitekim ResOlullah (s av.) ~oyle buyurmu~tur:
J ,,.~
J •
·l:..J1 , .,,, 11 , 'LS:ll.,, :...\>-
• "
~ ~1~ - ,
'/; "
~ '...\>-
-- ;,;

~ - J ~.;u::LJ J c - : I.ft' jl'> J ...\>-


: d" : ..!J'l•
_,..,
"Or; :?ey vardtr ki bun/arm ciddisi de ciddidir, :?akas1 da ciddidir. Bun/ar: Nikah,
bo:?ama ve 6zgur k1/mad1r (azat etmedir)".61
Hezl (tasarrufun hukmunu
kastetmeme) ile oyun oynamak (lu'b) birdir. Bu (hezl), c;:ocuklann sozu gibi, lugatte
konuldugu anlam kastedilmeksizin kullanllan sozdur.
Bu tasarruflann (nikah, bo~ama, ozgur k1lma) gec;:erli olmas1; tasarrufu ifade
eden sozleri ehil ki~inin soylemesi ile olur. Bu sozlerin gec;:erli olmas1 ic;:in, ki~inin bu
sozlerle onlarin ifade ettigi hukmu kastetmi~ olmas1na bak1lmaz. \:Onku hukmu
kastetme bulunmad1g1nda, hukme nza bulunmam1~ olur. Bu ise, muhayyerlik
ko~ulu bulunsa bile bu tasarruflann baglay1c1l1gina engel olu~turmaz.

~ lj~ ~I s-~i IJ~ 'i ,


"Al/ah'tn ayetlerini eg/enceye a/maym" (el-Bakara 2/231) ayetindeki "ayetlerden"
maksat Allah'1n hukumleridir. •.f> oynamak demektir. Bu ayet, dinin hukumlerinde,
oyun ve eglencenin olmayacagin1 ac;:1klamaktad1r.

60
Heysem1, Mecmeu'z-zevaid, IV/246.
61
Abdurrezzak, Musannef, Vl/133; Ebo DavOd Talak 9; lbn Mace Talak 13.
96_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsfit
Muhammed (rh a) "el-Asl" adl1 kitapta Hasan (1 BasrT)' dan rivayet ettigine
gore ResOlullah (s .a.v.), bir kbleye ugrad1 ve onu satin almak uzere efendisi ile
pazarl1k yapt1. Sonra da onu satin almad1. Bir ba~ka adam gelip o kbleyi satin ald1
ve bzgurluge kavu~turdu. Sonra Peygambere gelerek durumu ona haber verdi .
Bunun uzerine ResOlullah (s.a v.) ~byle buyurdu:

j a.J :?-j ~ ~ wil)S ~l j a.J ~ j ~;;;. wil_?:j ~p !J'iy j il)-l _;;.


~:: ac. ~t ..:_3 ~~lj !l~ rJ j ..:..LA .)~
"O senin karde~in ve mevlandtr Eger o sana te~ekkur ederse bu onun ir:;in
62

hay1r/1 senin ir:;in k6W olur. Eger sana kar:;t nank6r/Uk ederse bu, onun ir:;in k6W
senin ir:;in hay1r/1 olur. Eger o 6/Ur de geride hir:; bir mirasr:;t btrakmazsa, onun
asabesi (baba tarafmdan akrabast) sen olursun" 63
Her ne kadar bazllari ki~inin satin almak istemedigi ~ey ir;in pazarl1k
yapmasinda bir yarar olmad1g1n1 sbylese de bu hadis bunda bir sak1nca olmad1g1n1
gbstermektedir. c;:unku bunda ba~kas1n1 satin almaya te?vik yarari vard1r. Adam,
ResOlullah (s.a v )'1n kole ir;in pazarl1k yapt1g1n1 gorunce bunda bir hay1r gbrerek o
koleyi satin ald1 ve ozgur klld1. Peygamber (sa v )'in .!l;.1jJ> "o sen in karde~indir"
sozu dinde karde?lik anlam1na gelir. Nitekim Allahu Teala

~ f-(dl_r j 0~1 J p-:;1_,;.~ p;~\ I~ rJ 0~ ~


"Eger babalannm kim oldugunu bilmiyorsan1z, bu takdirde on/an din
karde~leriniz ve gorup gozettiginiz kimseler olarak kabul edin" (el-Ahzab 33/5)
buyurmu?tur.
Yine bu hadiste baz1 alimlerin gbru~unun aksine, ozgur k1lan kimse ko?ul
ko?masa bile, vela'nin bizzat ozgur kllmakla sabit olacag1na deli! vard1r. Hadisteki
"eger sana te~ekkur ederse" ifadesinin anlam1; senin ona yapt1g1n iyilige kar?il1k
verirse bu onun ir;in iyi olur demektir. c;:unku bu taktirde o, dinde te?vik edilen bir
i? yapm1? olur. <:;:unku Peygamber (s av),
,J ll ll,.. .,,. ,, i;; ~

lj~ ~ ~~ ..:Jji 0-R


"Kendisine bir nimet verilen bir ki~i buna te~ekkur etsin'.6 buyurmu?tur.
4

Hadisteki "senin ir;in kotU olur" ifadesinin anlam1, "o bzgur k11inma
kar?1l1g1nda bir ?ey verdiginde sen iyiliginin kar?il1g1nin bir k1sm1n1 dunyada alm1?
olursun, kar?il1g1n1 ald1g1n miktannca sevab1n ahirette eksik olur" demektir.

62
Mevla kelimesi hem kole ozgur eden ki~i, hem de ozgur k11inan kole anlam1nda kullarnlmaktad1r.
Burada ozgur k1hnan kole anlamina kullarnlm1~tir .
63
lbn Hacer, ed-Diraye fi tahrici ehadis-i Hidaye, 11/194; ZeyleT, Nasbu'r-raye, IV/153
64
BeyhakT, :}ua'bu'l-iman, VI, 516
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 97
Hadisteki "Eger sana nankorluk ederse bu senin i<;in hay1rll olur" ifadesinin anlam1
da; "i~inin sevab1nin tlimu ahirete kallr" demektir. "Onun i<;in kotli olur"un
anlam1; <;unku nimete nankorluk etmek k1nanan bir davrani~t1r. Nitekim ResOlullah
(s.a.v.);
l ' • I • ~ • ..

o.lll C'• , !I ' \JI <'· ~ !1~ - [7/62]


- .r--'- I U"' ~ I if
"lnsanlara te~ekkur etmeyen Allah'a ~ukretmemi~ olur" 65 buyurmu~tur.
Yine yukandaki hadis, ozgur k1lantn, ozgur k1l1nanin asabesi olacag1n1
gostermektedir. (:unku Peygamber (s.a.v.), "onun asabesi sen olursun"
buyurmu~tur.
66
Ozgur kllan efendinin (mevlan1n) mirasta zevi'l-erhamdan sonra geldigini
savunanlar bu hadisin a<;1k anlam1n1 delil olarak gostermi~lerdir. (:unku hadiste
"eger o miras<;1 b1rakmazsa" buyrulmu~tur. Zevi'l-erham ise miras<;ilar
toplulugundand1r. Ancak biz Hanefllere gore ozgur k1lan mevla, asabelerin
sonuncusu olup, zevi'l-erhamdan once gelir. (:unku hadisteki "sen onun asabesi
olursun" ifadesi gostermektedir ki hadisin anlam1 "asabeden olan bir miras<;1
b1rakmazsa" demektir.
Daha sonra Muhammed (rh a), bir kole ozgur k1lan ki~inin buna dair bir yaz1
yazmasin1n gerekli oldugunu anm1~t1r. Yazmaktan maksat i~i guvenceye almakt1r.
Bu yuzden yaz1y1 yazan ki~i en ihtiyatl1 ve her turlu ele~tiriden uzak olacak bir
bi<;imde yazmal1d1r. Bu nedenle yaz1s1nda "Ben seni Allah nzas1 i<;in ozgur
ki11yorum" demelidir. (:unku baz1 insanlar "ozgur k1lan Allah nzastn1 kastetmezse,
ozgur k1lma ge<;erli olmaz" demektedirler.
Biz ise bu goru~te degiliz. Hatta bize gore "Seni Allah nzas1 i<;in" veya
"~eytan i<;in ozgur k1ld1m" dese bile ozgur kllma ge<;erli olur. Nitekim Muhammed
(rh a.)' in kitab1n ba~1nda and1g1 hadis de bu nu gostermektedir. Ne var ki ozgur
kllan, baz1 hakimlerin bilgisizliginden ka<;1nmak i<;in bunu yazar. Yine ozgur k1lan,
"senin ve senden sonra ozgur klld1klannin velas1 bana aittir" yazar. (:unku bazllan
vela, ko~ul ko~ulmad1k<;a sabit olmaz demektedirler. l~te bundan ka<;1nmak 1<;1n
yaz1da bunlan da anar. Ozgiir
k1lmada
Ozgur k1lmay1 ger<;ekle~tiren sozcukler iki k1s1md1r: a-Sarih b-Kinaye kullamlan
sozciikler

65
AbdOrrezzak, Musannef, X, 425; Ahmed b. Hanbel, MOsned, II, 258; Tirmizi, Birr 35 (1953-1955)
66
Zevi'l-erham I rt>-J 'Ji ~J; Miras olarak b1rakilan malda O~te bir, dortte bir gibi belli paylari
olmad1g1 gibi asabe s1fat1yla da pay alamayan kimselerdir. Bunlar dart k1sma ayril1r:
a. Olen kimsenin k1zlar1 veya oglunun k1zlarinin a~ag1ya dogru ~ocuklari.
b. 6\0nOn sahih olmayan dede ve neneleri.
c. 6\enin baba ve anas1nin ~ocuklari.
d. Dede ve nenelerin ~ocuklari.
34 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l·Mebsfit
Ziifer (rh a) "Allah'a yemin ederim" sozu hakk1nda bizim gibi dO?Onmekle
birlikte "yemin ederim" sozu ona gore yemin degil, yemin etmeye dair soz
vermedir.
Biz (<;ogunluk Hanefiler) ise Allah Teala'nin ?U sozlerini deli! aliyoruz.

"Onlardan raz1 o/asm1z diye size yemin edecekler" (et-Tevbe 9/96) ve

"R1zan1z1 almak i<;in size gelip Allah 'a and i<;erler" (et-Tevbe 9/62) Bu ayetler
"Allah" sozu anilsin anilmasin "yemin ederim" sozunun yemin oldugunu
gostermektedir. c;:onku yemin a<;1k anlam1yla Allah' a olur.
Ayni ?ekilde ki?i "tan1kl1k ederim" veya "Allaha tan1kl1k ederim" dediginde;
Zufer'e gore "tan1kl1k ederim" sozu yemin olmaz. Aksine bu, tan1kl1k i<;in
kullanilan bir ifade olur. "Allah i<;in" dediginde yemin olur. Bize gore ise "Allah
i<;in" dese de demese de her iki ifade de yemin olur. Nitekim Allahu Teala

~ ;i,1 Jr.) .!t! 'i+!.; 1)li J~ci1b;~ 11! ~


"Munaf1klar sana geldiklerinde: Tan1k/1k ederiz ki sen Allah'm peygamberisin'
derler". (el-MOnafikOn 63/1) buyurduktan sonra

..! I -. ! - I 1tJ ~ • ,:~Ii l;J1 ).


iu1 c..p.:'"
"'( - if J . r-+' - .J - "!'

" .. .yeminlerini kalkan yap1p Allah yolundan yan <;izdiler." (el-MOnafikan 63/2)
demi?tir. Bu ayette onlarrn tanikhgin1 yemin diye isimlendirmi?tir.
Yine Allahu Teala lian ile ilgili ayette,

.A. : - .)~I ~
"'(~-
: _I ~1_-;•
~L ..:..IJ~ '"l).
~.).,.

"Kendisinin dogru soyleyenlerden olduguna dair dart defa Allah adma


tan1k/1k etmesi... " (en-Nur 24/6) buyurmu?tur.
Lian yemindir. Nitekim ResOIOllah (s.a.v.) (zina yapt1g1 durumda yalano
oldugunu bilerek lian yapan kadm hakkinda)

~Ji. l-'-v.J~
1 - 1 0~ .~ a-"·<$'-i1 0l4~~i
- 1 ~ y.1
"Onun ettigi yeminler olmasayd1 onunla benim aramda olan o/acak!"28
demesi lianin yemin anlam1 ta?1d1g1ni gostermektedir. Ve yine taniklarrn hakim
huzurunda "tanikl1k ederim ki" sozu yemin anlam1ndad1r. Bu nedenle ya Ian

28
Buharl, Tefsir 24; Eba Davad , Talak 25; Tirmizl, Tefs!r 24; lbn Mace, Talak 27.
Ktileyi Ozgiir Klima Kitab1. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 99
Ancak kblenin nesebi bilinmekte oldugu ic:;in mevla kelimesi bu anlamda da
kullan1lm1~ olamaz.

Mevla kelimesi dinde yard1mla~ma anlaminda da kullanil1r. Ancak bu kullan1m


bir c:;e~it mecazd1r. Mecaz hakikate muanz (denk) olamaz.
Mevla kelimesi kbleyi bzgur kllan efendi anlaminda da kullan1l1r. Kbleye bagl1
olarak kullan1ld1g1nda bu anlamda kastedilmi~ olamaz. Bu durumda mevla kelimesi
yaln1zca "mevlay1 esfel" (yani bzgur k1linan kble) anlam1nda kullan1lm1~ olabilir. Bu
anlam ise kblenin bzgur k1l1nmas1ndan sonra gerc:;ekle~ebilir. i~te bundan dolay1
"bu benim mevlamd1r" sbzu ile kanunen kble bzgur kll1nm1~ olur. Ki~i "ben
bununla dinde yard1mla~may1 kastettim" veya "yalan sbylemeyi kastettim" dese
kendisi ile Allah aras1ndaki hokum bak1m1ndan dinen tasdik edilir. Fakat kanunen
tasdik edilmez. COnku bu, gbrunu~e ayk1nd1r.
[7/63]
Ki~i kblesine "ey mevlam ! " dediginde de hukum yukar1daki gibi olup, kble
bzgur kll1nm1~ olur.
Zufer (rh a )'e gore ise bzgur k1lma niyeti olmad1kc:;a bu sbzle bzgur k1l1nm1~
olmaz. Zufer (rh a.)' in gerekc:;esi ~udur: Bu sbz nida (Onlem) olarak kullan1ld1g1nda
bununla anlaminin gerc:;ekle~tirilmesi degil, c:;ag1nlan ki~inin yuceltilmesi kastedilir.
Nitekim "ey efendim, ey mevlam" denilir. Eger efendi kblesine "ey efendim, ey
sahibim" dese niyet olmad1kc:;a bu sbzlerle bzgur kll1nm1~ olmaz. "ey mevlam"
dediginde de durum bbyledir.
Biz ise ~byle diyoruz: Sbz imkan dahilinde gerc:;ek (hakikat) anlam1na yorulur.
Ki~inin "ey mevlam" sbzunun gerc:;ek anlam1 ise ancak efendinin kble Ozerinde
(onu bzgur kllmadan dogan bir hakk1) velas1 olmas1 ile mumkun olabilir. Bunun tek
yolu ise kbleyi bzgur kilmakt1r. "Ey mevlam" sbzuyle "ey bzgur, ey bzgur edilmi~"
sbzleri e~ittir. Ancak efendi kblesine "ey efendim, ey sahibim" derse bu farkl1d1r.
COnku bu ifadelerde kblenin bzgur k1linmas1na bzgu bir anlam yoktur.
Ozgur k1lma konusunda ~u ifadeler de ac:;1k sbzlere katll1r: Sahibinin, kblesine
"nefsini sana hibe ettim", "nefsini sana satt1m" demesi. Ki~i bununla bzgur
k1lmay1 kastetmese bile kble bzgur kllinm1~ olur. Cunku bu sbzcukler mulkiyetin
ortadan kalkmas1n1 gerektirir. Ancak insan bu sbzO kblesinden ba~ka birisine
sbylediginde mulkiyetini o insana gec:;irecek bic:;imde ortadan kald1rm1~ olur. Bu
tasarrufun gec:;erli olmas1, kar~1 taraf1n kabulune bagl1 olur. Bu ifadeyi kblesine
sbylediginde ise, mulkiyeti ona gec:;ecek ~ekilde degil, du~Orecek bic:;imde ortadan
kald1rm1~ olur. Bu nedenle kblenin kabulune ihtiyac:; yoktur. Kblenin reddetmesiyle
bu tasarruf reddedilmez.
B- Kinayeli Sozler (Kapah ifadeler) Kinayeli
sozler
Kinaye sbzler ~u ifadelerdir;
too____________________________ Kitabu'l-Mebsiit
"Benim sana yolum yok". Bu sbz farkl1 bic;imlerde anla~1lmaya uygundur.
Kastedilen anlam "Benim k1nama ve cezaland1rma konusunda sana yolum yok,
c;unku sana emrettigim ~eyi tastamam yapt1n" veya "benim sana yolum yok,
c;unku ben seninle kitabet akdi 67 yapt1m" veya "benim sana yolum yok, c;unku ben
seni ozgur ettim" olabilir. Farkl1 anlamlara gelebilen bir sozde, niyet olmad1kc;a bu
anlamlardan birisi kesinlik kazanmaz. Bu nedenledir ki niyet olmad1kc;a bu si:iz ile
kale ozgur edilmi~ olmaz.
"Benim senin uzerinde mU!kiyetim yak" cumlesi de ayn1 hukme tabidir. Bu
sbzun anlam1, "Benim senin uzerinde mulkiyetim yok, c;unku ben seni satt1m"
olabilir.
"Sen benim mU!kiyetimden c;tktm" cumlesi de yukarida belirtilen anlamda
anla~1labilir.
Bu nedenle niyet olmad1kc;a bu sbzle kale bzgur kil1nm1~ olmaz.
Kazaen (hukOken) de kblenin sahibinin sbzu tasdik edilir.
EbO Yusuf (rh a)'den rivayet edildigine gore sahibi kolesine "Seni salt verdim"
sozunu sbyler ve bununla ozgur kilmaya niyet ederse, bu da diger kinaye sbzcukler
gibi olup, niyet olmas1 durumunda kale bzgur k1l1nm1~ olur. (unku "sal1vermek",
bzgurluge kavu~turmak anlam1nda kullan1l1r. Bu anlamda ki~inin yolunu serbest
b1rakt1ginda "onu hapisten sald1m" denildigi gibi "hapisten ozgur kild1m (tahrlr
ettim)" da denir. Diger taraftan buradaki kas1t "Ondaki kblelikten serbest
b1rakt1m" da olabilir. "Seni serbest b1rakt1m" ifadesi "Benim senin uzerinde bir
kolelik hakk1m yoktur" demek gibidir.
Sahibi, cariyesine "sen bo~sun" veya "seni bo~adtm" dese ve bununla bzgur
kilmay1 kastetse Biz Hanefllere gore bzgur kilm1~ olmaz.
$afii (rh.a.)'e gore ise bzgur k1lm1~ olur. Bo~ama konusunda kullanilan diger
kinayelerde de durum ayn1d1r. $byle ki; "Sen benden bain oldun", "sen bana
haram oldun", "sen serbestsin", "berisin", "bainsin", "kesinsin", "c;1k!",
"uzakla~!", "istibra yap", "brtUn", "git", "kalk", "tercih et" deyip de cariye
kendisini tercih ederse veya bunlarin tUmunu kblesine sbylerse, yukaridaki ihtilaf
burada da gec;erlidir. ($afii'ye gore bu sbzlerle bzgur k1lmay1 kastederse bzgur olur.
Bize gore olmaz).

[7/64] )afii (rh.a)'in delili ~udur; ba~ka bir anlama kullanilabilen sarih laf1z (ac;1k
sbzcuk), konuldugundan ba~ka bir anlamda kullanild1g1 zaman kinaye olur.
Nitekim "ozgur k1lma" sbzunun bo~ama anlam1nda kullan1lmas1 bbyledir. Ba~ka

Kitabet/<,~1 (Mukatebe I O.,."ts:..ll) Efendisi ile kolesi aras1nda bir bedel Ozerinden koleligin sona
67

erdirilmesi amac1yla yap1lan akittir. Bu akit geregi Ostlendigi bedeli odedigi anda kole hOrriyetine
kavu~ur. Kole bu akdin ger~ekle~tigi andan itibaren tasarruf hOrriyetine ve mal edinme hakkina
sahip olur ve bu sayede kendi adina ~al1~ir. kitabet bedelini odeyince de azad olur. Boyle bir akit
yapan koleye "mOkateb" bu anla~maya "mOkatebe" veya "kitabet", Ozerinde anla~ilan Ocrete de
"kitabet bedeli" denir.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _35
tan1kl1k buyuk gunahlardand1r. <:unku bu, gamOs yemini I_; ~I ~i (ya Ian yere
yap1lan yemin) anlam1 ta~1r.
"Kasem ederim" ve "Allah ad1na kasem ederim" sozlerinde de durum
ayn1d1r.
Zufer (rh.a.)'e gore "kasem ederim" sozu t1pk1 "yemin ederim" sozu gibi
yemin degildir.
Biz ~u ayetleri deli I getiriyoruz:

A [_, !!.: "


"{ ~
-~
'-jJ~~~ , ':l 1j_,..
• ' I~!~ ._,\ IY'-' 1.

"Hani onlar (bahc;e sahipleri) sabah olurken (kimse g6rmeden) onu


(mahsullerini) dev~ireceklerine yemin etmi~lerdi. Onlar istisna da etmiyorlardt" (el-
Kalem, 68/17, 18). lstisna yeminde olur. Ayni ~ekilde

~ ~~t ~;ii~ 1µ! j'


"Kuwetli bir ~ekilde Allah'a and ic;tiler" (el-En'am 6/19, en-Nahl 16, en-Nor 24/53,
Fat1r, 35/42) ayeti de delildir.
"Azmediyorum" ve "Allah ic;in azmediyorum" sozleri de bize gore Tia olur.
<:unku azim, and olan ~eylerin en kuwetlisidir. Bu ise yeminle olur.
"Ozerime adak olsun" veya "Allah ic;in uzerime adak olsun" sozleri de
boyledir. Nitekim Peygamber (s.a.v.):

~
.' ~ ..
· --11o'l.454;'l.45
j j
' .:: ..
' ~ - '..81
J~j
) ' ,

"Nezr (adak) yemindir, onun kefareti de yemin kefaretidir"29 buyurmu~tur.


"Allah' in ahdi uzerime olsun" sozu de boyledir. <:unku ahid yemindir.
Nitekim Allahu Teala:

£. ,!~lS.
""C:r-'
I~),'.ill I:;..
~YJJy
I ~·I- ),,
"Antla~ma yapt1gm1z zaman, Allah 'm ahdini yerine getirin" (en-Nahl 16/91)
buyurmu~tur. Bunun anlam1 "yemin ettiginizde" demektir. <:unku ayetin
devam1ndaki

A. l.A..l.S .: ~ [.il.4.;\il I '- !:: 'i -)..


"C: ---Y . - .ra-4-' J '1'
"Peki~tirdikten sonra yeminlerinizi bozmaym" ifadesi bunu gostermektedir.
"Allah'1n zimmeti uzerime olsun" sozu de boyledir. <:unku zimmet ahid
demektir. Nitekim Allahu Teala,:

29
Ahmed b. Hanbel, MOsned, IV/148; Taberan1, el-MO'cemu'/-keblr, XVll/313;
tO!Z _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

hapsedilen bir ozgur ki~idir. Aynlmakla kad1nin serbest olu~unun onundeki engel
kalkar. Ozgur k1imak ise koleye serbest olma kuvvetini vermektir. c;:unku kolede
sahip olma niteligi yoktur. Ozgur klima ile kendisinde sahip olma niteligi meydana
gelir. Oluyu diriltmekle, bagl1 olan bir ki~ideki bag1 c;ozmek aras1nda bir benzerlik
olmad1g1 gibi; kuvvet kazand1rmakla engeli kald1rmak arasinda da benzerlik yoktur.
Biz anlam ac;1sindan benzer olman1n, istiarenin metodu (bir yolu) oldugunu
kabul ediyoruz. Ancak bu benzerlik her nitelikte degil, her ikisinin kendisine ozgu
olan niteliklerinde olur. Onlardan her birine ozgu nitelik ise $afii (rh a )'nin and1g1
degil, bizim belirttigimiz ~eydir. Nitekim aralanndaki niteliklerde benzerlik oldugu
durumda ve her ikisi de hayvan oldugu durumda; korkak birisi ic;in aslan kelimesi,
zeki bir ki~i ic;in e~ek kelimesi istiare yoluyla kullanliamaz. Fakat istiareyi mumkun
klian kendisine ozgu nitelikte benzerlik bulunmad1g1nda istiare caiz olmamaktad1r.
Bizim meselemizde bunun benzeridir.
"Ozgur klima" sozunu bo~amada kulland1g1nda, bize gore bu, anlam
yonunden talak ile ozgur klima aras1nda benzerlik oldugundan kullan1lm1~ degildir.
Aksine nikah1n geregi, cinsel yararlanmad1r. Cinsel ili~ki imkan1 olan birisi
uzerindeki mulkiyet, cinsel yararlanma mulkiyetini gerekli kliar. Bu nedenledir ki;
cariye uzerindeki mulkiyeti kald1ran ~ey, cinsel yararlanma mulkiyetini de ortadan
kald1rmaya neden olur. Bundan dolay1 da o anlamda kinaye olmas1 uygundur.
Ancak cinsel yararlanmay1 ortadan kald1ran bir ~ey, cariye uzerindeki mulkiyeti
kald1rmak ic;in uygun bir neden olamaz. Bu nedenle de o anlamda kinaye olarak
kullan1lmas1 uygun degildir. Bu nedenle biz ~u hukumlere varm1~1zd1r; cinsel
yararlanmay1 gerekli k1lmak uzere konulmu~ bulunan; nikah ve tezvic (evlendirme)
sozcukleri ile kole uzerinde mulkiyet sabit olmaz. Ancak mulkiyet kurmak ic;in
konulmu~ bulunan; hibe ve satma gibi sozcukler cinsel yararlanma mulkiyeti olan
nikah1 gerektirir. Sat1m bu sozlere dahil degildir. Her ne kadar satmak (bey')
sozcugu ile kole uzerinde cinsel yararlanma mulkiyetinin nedeni olan sahip olma
mulkiyeti sabit olsa bile, Muhammed (rh.a)'in "Sulh Kitab1"nda belirttigi uzere,
"satmak" sozcugu ile ki~i, evinde oturma hakk1n1 bir insana satsa bu caiz olmaz.
Sat1m sozcugu ile kira sozle~mesi kurulamaz.
Asl1nda bize gore icare, ..:....., "sat1m" sozcugu ile kurulur. Ozgur birisi bir
ba~kas1na "falanca i~ ic;in kendimi sana bir ayl1g1na bir dirheme satt1m" dese bu
gec;erli bir kiralama olur. Ancak oturma hakk1n1n sat1lmas1, mahal bulunmad1g1 ic;in
caiz olmaz. C::unku satmak (bey') kelimesi mulk edindirmek (temlik) ic;in
konulmu~tur. Menfaatler ise mevcut olmad1g1ndan temlike uygun degildir. Bu
nedenledir ki ki~i menfaate "icare" sozunu ekleyerek bir akit yapsa ve mesela "bu
evin menfaatini sana kiralad1m" dese caiz olmaz. Ki~i, "satmak" sozcugunu evin
kendisine dayand1rsa, bu sozcugun gerc;ek anlam1 gec;erli olur. c;:unku evin kendisi
Koleyi Ozgiir Klima Kitabi. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 103
sat1ma elveri~lidir. Bu durumda sat1m kelimesi, bu evin kiralanmas1 anlam1nda
kinaye sayilamaz.
$afii (rh a )'in "Ki~i. sozun gerekli kild1g1 anlam1 (mOcebi) anarak, onunla
[7/65]
gerekli kilan sozu (mOcibi) kastetmi~tir" sbzu anlams1zd1r. (unku sozun mOcebi
hukumdur. Hukum ise nedenden kinaye olamaz. (unku neden olmadan hukum
olmaz. Arna hukum olmadan neden gerc;:ekle~ebilir. Bu durumda hukum tabi gibi
olmu~ olur. Halbuki as1I, tabi ic;:in istiare yapil1r. Tabi as1I ic;:in degil. (unku tabi asla
muhtac;:t1r. Arna asil tabiye muhtac;: degildir.
Ki~inin "iddet bekle" sbzuyle talak1n gerc;:ekle~mesi bu yolla olmaz. Aksine
talak1n gerc;:ekle~mesi, sbzun alt1nda bir ba~ka sbzun bulundugunu kabul etmekle
olur. Nitekim bu 1zmar (sbzun alt1nda ba~ka sbzun bulunmas1) sayesinde,
kendisiyle zifafa girilmeyen kad1na "iddet bekle" denildiginde, her ne kadar
kendisine iddet gerekli olmasa bile talak gec;:erli olur.
Kocan1n hanim1na "sen bana haramsin" sbzunu sbylemesinde de durum
aynid1r. Bize gore bu sbz gerc;:ek anlaminda gec;:erlidir. Yoksa mOcebin sbylenip
bununla mOcibin kastedilmesi tUrunden bir kinaye degildir. (unku "tahrim"
(haram kilma) sozu, hem ba~lang1c;:ta hem devam1nda nikaha ayk1rid1r. Tart1~ma
konusu olan bu meselede ise bbyle bir durum soz konusu degildir. (unku
cariyenin, mecusi (ate~e tapan) olmas1 veya sahibinin sutkarde~i olmas1
durumlarinda oldugu gibi, sahibine haram olmas1, ne ba~lang1c;:ta ne de devam1
itibariyla sahibinin ona malik olmas1na engel degildir.
Bir kimse kblesine "senin uzerinde bir hukumranl1g1m yoktur" deyip bununla
bzgur k1lmaya niyet etse, kale ozgur kilinm1~ olmaz. (unku kale uzerinde
hukumranl1g1n olmamas1, onun uzerinde mulkiyetin ortadan kalkmas1n1
70
gerektirmez. Nitekim mukateb uzerinde efendisinin hukumranl1g1 olmad1g1
durumda o sahibinin mulkudur. Kolesine "senin uzerinde yolum yok" demesi ise
bundan farkl1d1r. (unku kale uzerinde her bak1mdan yolun bulunmamas1 zorunlu
olarak bzgur kil1nm1~ olmay1 gerektirir. (unku efendinin mukateb uzerinde, kitabet
bedelini istemesi bak1m1ndan bir yolu bulunmaktad1r. Hatta ibra etme suretiyle bu
ortadan kalksa mukateb bzgur k1l1nm1~ olur.
Ki~i kolesine "sen Allah ic;insin!Allah 'a aitsin" dese EbO Hanife ve Muhammed
(rh a )'e gore ozgur kilmay1 kastetse bile kale bzgur kil1nm1~ olmaz. (unku bu
ifadeyi kullanan ki~i sbzunde dogrudur. (unku yarat1klarin tUmu Allah'a aittir. Bu
t1pk1 "sen Allah'1n kulusun" demek gibidir. EbO Yusuf (rh a )'a gore ise efendi
bununla ozgur k1lmay1 kastederse kale ozgur olur. (unku bu sbzunun anlam1
"Sen, uzerinde bulunan bana ait mulkiyetin ortadan kalkmas1 ile tamamen Allah'a

70
Mukateb I ~~1: Ozgur olmak i'in sahibi ile belli bir meblag saglamak ve getirmek uzere
sozle~me yapan kale. Yap1lan sozle~meye de "kitabet akdi" veya "mukatebe akdi" denir.
--
104 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
aitsin" demektir. Bu t1pk1 "senin uzerinde mulkiyetim yak" demesi gibidir. Ancak
"sen Allah'1n kulusun" sozu bundan farkl1d1r.
Bir kimse kolesine "ey ogulcugum" veya cariyesine "ey k1z1m" dese bununla
ozgur k1l1nm1~ olmazlar. c;:unku bu bir c:;ag1rma ve efendi taraf1ndan koleye lutufta
bulunmakt1r. Bunun anlam1 ~udur; Belirtilen ifadeler, nida (Unlem) mevkiinde
kullanlid1klarinda bununla c:;ag1rilan kimsenin gelmesi ve onu onurland1rma
kastedilir. Hem diger taraftan "ey ogulcugum" ifadesi "ogul" kelimesinin ism-i
tasgiridir (kuc:;ultme ismidir). Efendi kolesine "ey ogul" dese de kole ozgur olmu~
olmaz. c;:unku efendi "ey ogul" sozuyle dogruyu soylemektedir. c;:unku kole
babas1n1n ogludur. Burada so run "ey oglum" ifadesindedir. Bu ifade ile de kole
ozgur kli1nm1~ olmaz.
Ancak Ebu Hanife'den ~azz (yayg1n olan1n aksine) bir rivayete gore o bu
ifadeyi "ey ozgur ki~i" ifadesi gibi kabul etmi~tir. Ancak bu rivayete guvenilmez.
Dogru olan goru~e gore "ey oglum" sozu, ki~iyi c:;ag1rma durumunda, c:;ag1rilanin
gelmesini istemek ve ona gelmesini anlatmak uzere kullanil1r. Bu ise sozun kal1b1yla
olur. Anlam1yla olmaz. Bu sozle ozgur klimanin gerc:;ekle~mesi, ogulluk anlamina
itibar etmekle olur. Bu nedenle "ey oglum" ifadesi c:;ag1rma olarak kullanlid1g1nda
bununla kole ozgur kli1nm1~ olmaz.
Hatta efendi kolesinin ad1n1 "Ozgur" koysa ve bu insanlar taraf1ndan bilinse
sonra da efendi kolesini "ey ozgur" diye c:;ag1rsa yine kole ozgur k1l1nm1~ olmaz.
Kolenin bu ismi bilinmiyorsa bu isimle c:;ag1rd1g1nda kazaen (hukuken) ozgur
kli1nm1~ olur. c;:unku bu durumda efendi kendisinin gerc:;ekle~tirebilecegi bir
nitelikle ozgurluk (hurriyet) kolesini c:;ag1rm1~ olur. "Ey oglum" sozu ise boyle
171661 degildir. c;:unku bu ~ekilde kolesini c:;ag1ran efendi, kolesini kendisinin
gerc:;ekle~tirmesi mumkun olmayan bir nitelikle c:;ag1rm1~t1r. Bu durumda efendinin
maksad1na bak1l1r. Bu maksat da koleyi oglu yapmak degil, onu onurland1rmakt1r.
Efendi, kolesi ic:;in "bu benim oglumdur" derse; ya~ olarak kolenin efendinin
c:;ocugu olmas1 mumkun ise, kole ozgur kli1nm1~ olur. Eger kolenin bilinen bir
nesebi yoksa, nesebi efendiden sabit olur. c;:unku efendinin sozu nesep iddias1d1r.
Bu da efendinin sahip oldugu kole uzerinde yapabilecegi bir tasarruftur. Mahal
(nesebi iddia edilen ki~i), nesebi kabule uygun bir mahal olunca, kole de nesebinin
sabit olmas1na muhtac:; oldugundan, onun nesebi efendiden sabit olur. Nesep
sadece ic:;inde bulunulan zamanla s1n1rl1 olarak sabit olmaz. Aksine dollenme
an1ndan itibaren sabit olur. Boyle olunca, efendinin kendi ogluna sahip oldugu
anla~li1r. c;:ocuk da dogrudan onun mulkunden ozgur kli1nm1~ olur. Kolenin
sonradan efendi taraf1ndan satin al1nm1~ (yabanc1) olmas1yla, efendinin mulkunde
dogmu~ olmas1 e~ittir. c;:unku dlnen efendinin kolesi uzerinde babal1k iddia
etmesinin gec:;erliligi, mulkiyet bag1 ve kolenin nesebe olan ihtiyac1 nedeniyledir.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 105
Efendinin, erkek kolesi ic;in "bu benim babamd1r", cariyesi ic;in "bu benim
annemdir" demesi durumunda da, anlar kendisinin ana babas1 alabilecek ya~ta
iseler her ikisi de ozgur kil1nm1~ alurlar. Efendinin ana babas1 bilinmiyarsa ve a kale
ile cariye de anu tasdik ederlerse efendinin nesebi a ikisinden sabit alur. Efendi
anlann kendisinin ana babas1 aldugunu iddia ettiginde, anlann bu iddiay1 tasdik
etmeleri dikkate al1nirken, aglu aldugunu iddia ettiginde kolenin tasdiki itibara
al1nmad1. Cunku nesep c;acugun haklanndand1r. Cunku c;acuk anunla anur
kazan1r. Kolesinin kendisinin aglu aldugunu iddia eden ki~i kendisi aleyhine
nesebin yuklenmesini ikrar etmekte aldugundan, kolenin tasdikine ihtiyac; yaktur.
Cunku ikrar, ikrarda bulunan ki~inin kendisini baglar. Kole ve cariyesinin kendisinin
ana ve babas1 aldugunu iddia eden efendi ise, anlann tasdikine muhtac;t1r. Cunku
bu ki~i ikranyla nesebini ba~kalannin uzerine yuklemektedir. Bu durumda muddei
(iddiac1) kanumunda alur. Sayut bir iddia, delil almaks1z1n ba~kas1n1 baglamaz. Bu
yuzden anlann tasdikine ihtiyac; vard1r. Diger taraftan anlann, ana ve babas1
aldugunu iddia eden ki~i, anlann ikisinin suyundan yarat1ld1g1n1 iddia etmektedir.
Halbuki bu mesele kendisi ic;in belirsizdir (gayb). Dalay1s1yla anlann tasdikine
muhtac;t1r. Kolenin kendisinin aglu aldugunu iddia eden ki~i ise, kolenin kendisinin
sperminden yarat1ld1gin1 haber vermektedir. Ki~i gebe b1rakma s1rasinda ak1I sahibi
aldugundan bunu bilebilir.
Kblenin bilinen bir nesebi bulunur da efendi buna ragmen "bu benim
aglumdur" derse kale ozgur kilinm1~ alur. Fakat nesebi efendiden sabit almaz.
Cunku kolenin nesebi ba~kas1ndan sabit aldugu ic;in, efendi soyledigi sozde dlnen
yalanlanmaktad1r. Ancak bu yalanlanma nesebin hukmu bak1m1ndand1r. Kolenin
ozgur kll1nm1~ almas1 bak1m1ndan degil. Kole, ozgur k11inm1~ alma bak1m1ndan
[7/67]
nesebi almayan ki~i gibidir. Bu nedenledir ki biz ilk bolumde efendi "bu benim
babamd1r" veya "annemdir" deyip de kale ve cariye kendisini yalanlarsa yine de
ozgur k1l1nm1~ alurlar dedik. Cunku anlann yalanlamalan nesebin hukmu
kanusunda dikkate alin1r. Ozgur k1linm1~ alma kanusunda degil.
Bu ~oyle ac;1klanabilir: Kole, nesebinin ba~kasindan aldugunun bilinmesi
durumunda oldugu gibi, burada da nesebe muhtac; degildir. Ancak bzgurluge
muhtac;t1r. Bundan dalay1 efendinin o ifadeleriyle kolenin muhtac; almad1g1 ~ey
degil, muhtac; aldugu ~ey sabit alur. Bu mesele ki~inin nesebi ba~kas1ndan aldugu
bilinen hanim1na "bu benim k1z1md1r" demesinden farkl1d1r. Bu sbzle aralannda
aynl1k meydana gelmez. cunku bu durumda nesep hukmu bak1m1ndan dlnen
yalanlanm1~t1r. Ki~inin "ben hata ettim" diyerek kendini yalanlamas1 durumunda,
kad1n1n bilinen bir nesebi almasa bile aralannda aynl1k meydana gelmedigi gibi
dlnen yalanlanm1~ almas1 durumunda da boyledir. Tart1~t1g1m1z ozgur k1l1nma
meselesinde ise efendi nesebi almayan ki~i hakk1nda kendini yalanlasa ozgur
k1l1nma sabit alur. Nesep kanusunda dinen yalanland1g1nda da durum boyledir. Bu
meselenin gerc;ek anlam1 ~udur; kaca, hanim1na "bu benim k1z1md1r" dediginde
t06_____________________________ Kitabu'I-Mebsfit

kendisi aleyhine bir ~ey ikrar etmi~ olmamakta, ancak e~i uzerine haraml1k
niteligini ikrar etmi~ olmaktad1r. c;:unku mulkiyeti ortadan kald1rma bak1m1ndan,
kendi mulkunde nesebi gerekli k1lan bir durum yoktur. Bu soz yalnizca mahallin
(kad1nin) haram olmas1n1 gerektirir. Aynca bununla mulkiyet hem ba~lang1c; hem
de devam itibanyla ortadan kalkar. Bizim meselemizde ise kadin1n nesebi bilindigi
ic;in, ki~inin ikranna itibar edilmemi~tir.
Efendinin kolesine "bu benim oglumdur" demesi ise, onun kendi aleyhine bir
ikrard1r. c;:unku kolenin oglu olmas1 mulkiyetinde bir durumu gerekli k1lmaktad1r ki
bu da onun uzerindeki mulkiyetin kalkmas1d1r. Ki~i satin almak suretiyle kendi
ogluna sahip olabilir. Sonra da oglu ozgur k1l1nm1~ olur. Bu nedenle efendinin
ikran, kendisi aleyhine oldugunda muteberdir. Bu da kolenin onun mulkiyetine
girdigi andan itibaren ozgur k1l1nm1~ olmas1d1r.
Kole ya~ bak1m1ndan efendisinin c;ocugu olamayacak bir ya~ta iken efendi
onun ic;in "bu benim oglumdur" derse EbO Hanife (rh a )'in ilk goru~u ile EbO Yusuf
ve Muhammed (rh.a )'e gore kale ozgur k1linm1~ olmaz. EbO Hanife (rh a.)' in son
goru~une gore ozgur kll1nm1~ olur.
EbO Hanife (rh a.)'in goru~unun deli Ii ~udur: Efendinin bu sozu t1pk1 "Ben
yaratilmamdan once seni ozgur klld1m" demesinde oldugu gibi gerc;ekle~mesi
imkans1zd1r. Bu imkans1zl1k ~uradan kaynaklanir: Efendinin "bu benim oglumdur"
sozunun anlam1 "bu benim spermimden yaratllm1~t1r" demektir. Mesela 50
ya~1ndaki bir ki~inin 20 ya~indaki birisinin sperminden yarat1lmas1 imkans1zd1r.
Mesele bu yonuyle, nesebi bilinen bir ki~i hakk1nda "bu benim oglumdur"
demekten ayrllmaktad1r. c;:unku bu durumda, nesebi ba~kasindan bilinmekle
birlikte zina nedeniyle efendinin sperminden yaratilm1~ olmas1, veya ~uphe yoluyla
olan bir birle~me ile onun sperminden yaratllm1~ olmas1 mumkundur. Nitekim bu
durumda c;ocugun annesi, efendinin mulkiyetinde olsa anne ummu veled olur.
Halbuki bizim tart1~t1g1m1z meselede ummu veled olmaz. Ote yandan gerc;ek, onun
bu haberini yalanlamaktad1r. Bu nedenle de haberi gec;ersiz olur. Bu t1pk1 ki~inin
s1f1r ya~1nda bulunan elindeki bir bebek ic;in "bu benim dedemdir" demesi, veya
erkek kolesi ic;in "bu benim k1z1md1r" veya kad1n kolesi ic;in "bu benim oglumdur"
demesi gibidir.
Bu konunun d1~inda olan ama bu konuyla ilgili meselelerden biri de ~udur;
ki~i ben falancanin elini kestim. Benim ona er~ borcum vard1r dese, o ki~i de bunun
uzerine elini sapasaglam olarak c;1kanp gosterse, hie; bir ~ey gerekmez. Kolenin
nesebi bilindigi takdirde ise durum yukandakinden farkl1d1r. c;:unku burada gerc;ek
kendisini yalanlamamaktad1r.
EbO Hanife (rh.a )'in son goru~unun deli Ii de ~udur: Bu sozu soyleyen efendi
kolesinin nesebini kendi istegiyle ikrar etmi~tir. Bu nedenle kale ozgur k1linm1~
olur. Bu, nesebi bilinen kolesi hakk1nda "bu benim oglumdur" demesi gibidir. Bu
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 107
sozun etkisi ~oyle a~1klanabilir: Adam1n sozunun ger~ek anlam1nin dedigi gibi
olmas1 imkans1zd1r. Ancak bunun ge~erli olarak anla~llabilecek mecaz bir anlam1
da vard1r. Bu da; "Ben ona sahip oldugum andan itibaren benim mulkiyetimden
ozgur oldu" demektir. Cunku ogulluk ozgur olmaya nedendir. Bundan dolay1 ki~i
ogluna sahip oldugunda oglu onun mulkiyetinden ozgur kll1nm1~ olur. Bu neden,
onun gerekli k1ld1g1 ~ey i~in kinaye olarak kabul edilir. Aynca ak1ll1 kimsenin sozunu
dogru bir bi~imde anlamaya ~al1~mak gerekir. Araplann kulland1g1 iki dil vard1r;
ger~ek ve mecaz. Efendinin sozunun ger~ek olarak dogru saymak mumkun
olmad1g1nda mecaz olarak dogru say1lmaya ~al1~1l1r. Nitekim miras~1, mukatebi
ozgur k1ld1g1nda bu, soyledigimiz mecaz anlay1~1na dayal1 olarak, kitabet
bedelinden ibra (kurtarma) olarak kabul edilir.
Ancak EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a) ~oyle derler: Mecaz ger~egin
bedelidir/onun yerini al1r. Aslin du~unulmesi mumkun olan her yerde mecaz onun
halefi (yerine ge~en) olarak kabul edilir. Nitekim mukateb meselesi boyledir. Aslin
du~unulmesi mumkun olmayan yerlerde ise mecaz onun halefi olarak kabul
edilemez. Bu meselede de asl1n du~unulmesi mumkun degildir. Nesebi bilinen kale
hakk1nda "bu benim oglumdur" demesi boyle degildir. Cunku o durumda asl1n
ger~ekle~mesi du~unulebilir. Buna bagl1 olarak ta mecaz onun halefi olabilir.

EbO Hanife (rh.a.) ise ~oyle demektedir: Mecaz, hukum bak1m1ndan degil,
konu~ma bak1m1ndan aslin halefidir. Cunku mecaz, bir sozu ba~ka bir soz yerine
kullanma konusunda konu~an ki~inin yapt1g1 bir tasarruftur. Maksat sozu dogru
kabul etmektir. Mecaz1 dogru saymak maksad1yla, onun asl1n halefi olmas1 i~in
hukmun du~unulebilir olmasina bakllmaz. Nitekim ki~i ozgur bir kad1na "seni ~u [7/68]
kadar paraya satin ald1m" dese bu ge~erli bir nikah olur. Halbuki ozgur kadin, sat1~
hukmunun asli olan mulk olmaya uygun bir mahal (konu) degildir. Bu nedenle biz
"kolenin annesi efendinin mulkiyetinde olursa ozgur ki11nm1~ olmaz" dedik. Cunku
sbz ba~ka bir anlamda mecaz olarak kullanil1nca, onun ger~ek anlam1na itibar
edilmez. Bu soz de kolenin ozgur olmas1n1 ikrar etme konusunda mecazd1r. Bu
"kolem benim mulkiyetime girdigi andan itibaren ozgur kll1nm1~t1r" demek gibidir.
Bu soz, kolenin annesinin de ozgur olmas1ni gerektirmez.
Efendi erkek kolesi hakk1nda "bu benim k1z1md1r" demesi meselesine gelince;
Muhammed (rh.a) bunu "Dava Konusu"nda, tan1k getirmek uzere anm1~t1r.
Muhammed (rh a )'in adeti, ihtilaf11 konuya, ba~ka bir ihtilafl1 meseleyi deli I olarak
getirmektir.
Biz bu nu EbO Hanife (rh a )'in goru~unun, tan1k tutuldugu gibi oldugunu kabul
etmiyoruz. Kabul ettigimiz takdirde de ~u ~ekilde a~1klanz: l~aret edilen ~ey,
soylenilen ~eyin cinsinden degilse soylenilen ~eye itibar edilir. Nitekim ki~i yuzugun
ka~1n1 yakut diye satsa ve ka~ cam ~1ksa sat1~ ge~ersiz olur. Adem (a.s.)'in soyundan
olan erkekler ve kadinlar iki farkl1 cinstir. l~aret edilen ~ey, sbylenilen ~eyin
IOS _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
cinsinden olmazsa hokum soylenen ~eye baglan1r. Soylenilen ~ey de (bizim
ornegimizde) yoktur. Burada efendinin sozOnO ortada olmayan bir ~ey hakk1nda,
ne leap (teklif) ne de ikrar olarak ge~erli saymak mOmkOn degildir.
Ki~inin kO~Ok bir ~ocuk i~in "bu benim dedemdir" demesi de boyledir .
Muhammed (rh a) bu nu, burada deli I olarak anm1~t1r. Halbuki alimler bu nun EbO
Hanife (rh a )'in gorO~One uygun olmad1g1n1 soylerler. Uygun oldugunu kabul etsek
bile ~u ~ekilde cevap veririz: Ki~inin bu sozO ancak baba aracli1g1 ile efendinin
mOlkiyetinde bir etkisi olur. Bu arac1 (baba) ise yoktur. 0 olmay1nca efendinin sozO
hi~ bir ~eyi gerektirmez. Dolay1s1yla bu soz, mecaz olarak sozOn gerekli k1ld1g1
anlamdan kinaye de kabul edilemez. Arna kblen in arac1ya gerek b1rakmayan ogul
veya baba olmasin1n, efendinin mOlkiyetinde gerekli klid1g1 ~ey vard1r. Bu nedenle
de efendinin sbzO, bu sbzOn gerekli klid1g1 anlamdan kinaye olarak kabul edilir .
"Ben yaratlimadan once seni ozgOr k1ld1m" sozO boyle degildir. C.:OnkO
a~1klad1g1 soz hi~ bir ~eyi gerektirmemektedir. "Senin elini kestim" sozu de
bbyledir. C.:unkO iyile~tikten sonra izi kalmayan yara hi~bir ~eyi gerektirmez. Bu
nedenle de onun sbzOnO ge~erli saymak i~in, sbzun gerekli klid1g1 anlamdan
kinaye olarak kabul edilmesi mOmkOn olmaz . Bu neden le de soz bo~ ve anlams1z
olur .
Efend i kolesine "bu benim karde~imdir" derse kole ozgur k1linm1~ olmaz .
Hasan'1n EbO Hanife (rh.a.)'den rivayet ettigine gore bzgur olur. C.:OnkO karde~ligin ,
efendinin mulkiyetinde ozgur olmay1 gerekli k1lmak etkisi vard1r. Dolay1s1yla bu soz,
sozun gerektirdigi anlamdan kinaye olarak kabul edilir.
Zahiru'r-rivaye'nin delili ise ~udur; Karde~lik mO~terek (ortak) bir isimdir.
Bununla din karde~ligi de kastedilebilir. Nitekim Allahu Teala

"MQminler ancak karde~tirler" (el-Hucurat 49/1 O).buyurmu~tur.


Bununla kabiledeki birlikte kastedilebilir. Bu anlamda Allahu Teala ~oyle
buyurmu~tur :

~ I~}> r-A~t ~ts. Jµ ,


"Ad kavmine de karde~leri HOd'u gonderdik". (el-A'raf 7/65)
"Karde~lik" sbzcOgO ile, nesepteki karde~lik de kastedilir. Ortak bir soz,
kendisi ile ne kastedildigi a~1klanmadan deli I olmaz . ~ayet efendi "Bu ben im baba-
bir erkek karde~im" veya "ana-bir erkek karde~im" dese bu ~ekilde kolenin ozgur
k1hnm1~ olacag1n1 soyleriz.
Eger "ogulluk ve babal1k sot em me yoluyla da olabil ir. Buna rag men siz bu iki
sbz mutlak olarak kullan1ld1ginda bununla ozgur k1lmanin sabit olacagina
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 109

hukmettiniz" denirse, ~u ~ekilde cevap veririz: Sut emzirme yoluyla olan ogulluk
mecazd1r. Mecaz ise gerc_;ege denk degildir. Arna "karde~" sbzcugu, ac_;1klad1g1m1z
gibi kullan1m bak1m1ndan ortakt1r. Diger taraftan karde~, ancak baba veya ana
aracil1g1 ile olur. Cunku karde~lik bir sulpte (babada) veya rahimde birlikte
bulunmay1 ifade eder. Bu arac1, sbylenilmemi~tir. Bu arac1 olmadan karde~ sbzcugu
bir ~eyi gerektirmez.
Efendi cariyesine "sen in cinsel organ in bzgurdur" veya kblesine "sen in ba~in
ozgurdur" derse ozgur kil1nm1~ olurlar. Biz talak konusunda butUn bedeni ifade
eden ~eyi sbylemenin butUn bedeni sbylemek gibi oldugunu belirtmi~tik. El ve ayak [7/69]
ise bbyle degildir. Kole ozgur k1lma konusunda da durum ayn1d1r. Efendi "bu sbzu
ile yalani kastettim" dese "sen bzgursun" sbzunde oldugu gibi kazaen (hukOken)
tasdik edilmez.
Efendi kale veya cariyesine "sen ba~ka bir ~ey degilsin, ancak bzgursun" dese
her ikisi de bzgur kilinm1~ olur. Cunku efendinin sbzunde bir olumsuz bir de
olumlu sbzcuk vard1r. Bu s1rf olumlu olan ifadeden daha kuvvetlidir. Tan1kl1k
kelimesi bunun en guzel delilidir. Efendinin bu sbzu "sen bzgursun" sbzu gibidir.
Efendinin kolesine "sen bzgur gibisin" demesi bundan farkl1d1r. Cunku bu
sbz benzetmede kullani11r. lki ~ey aras1ndaki benzerlik bzel de genel de olabilir.
Niyet olmad1kc_;a bununla bzgur alma gerc_;ekle~mez. Efendinin kblesine "senin
bedenin ozgurdur" demesi de boyledir. Cunku bunun anlam1 "senin bedenin,
ozgurun bedenidir" demektir.
"en-Nevadir" de yer ald1g1na gore Muhammed (rh.a) ~byle demi~tir: Efendi
ozgur kilmaya niyet ederek kolesine "senin bedenin, bzgurun bedenidir" dese
kale ozgur kilinm1~ olur. Cunku bu sbz, tasarrufu gerc_;ekle~tirmek ic_;in kullan11ir.
Benzetmede kullanilmaz.
Kolesine "bugun sen bu i~ten ozgursun" dese hukuken ozgur olur. Cunku
efendi kolesini bzgur olmakla nitelendirmi~tir. Bunu bir vakit veya i~le
s1n1rland1rmas1, nitelendirdigi ~eyin hukmunu degi~tirmez. Kendisi ile Allah
aras1ndaki hukum bak1m1ndan ise, eger bununla ozgur k1lmay1 kastetmiyorsa o,
kblesi olmaya devam eder. Cunku efendinin kast1 "ben bugun sana ~u i~i
yuklemeyecegim" demek olabilir. Allah ki~inin kafasindakini bilir. Ancak bu,
gorunu~e ayk1nd1r. Cunku gorunu~e gore efendi ozgurlugu, kolenin niteligi
yapm1~t1r. Bu nedenle hukuken tasdik edilmez.
Dogruyu ve gerc_;egi en iyi Allah bilir.
llO _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
AKRABANIN OZGOR KILINMASI
(ZEVi'L-ERHAMIN OZGUR KILINMASI)
Ay~e (r a )'den nakledildigine gore ResOlullah (s av) ~oyle buyurmu~tur:

;;.. ~ ~ rfa ~~ 1 ~ .•iL. 0-4


"Kim kendisiyle evlenilmesi haram o/acak derecede yakm bir akrabasma malik
olursa, o yakmt ozgur olur. " 71
Omer ve Abdullah b. Mesud (r a )'dan da ayn1 ~ekilde rivayet edilmi~tir. Bu,
yakin1na (akrabas1na) malik olan bir ki~inin yakin1nin, onun mulkiyetinden ozgur
olacag1n1 gostermektedir. c;:unku Peygamber (s av )'in "o ozgurdur" sozu "kim bir
yak1n1na malik olursa" sozunun cevab1/kar~ll1g1d1r. Bu, malik olan1n deg ii, malik
olunanin (memlOkun) ozgur k1l1nmas1n1 kapsam1na allr. Baz1 rivayetlerde bu hadis
~_l;. ~ "onun mQ/kiyetinden ozgur o/ur" ~eklinde yer alm1~t1r. Bu, ozgur k11inma
nedeninin, akrabal1kla beraber ona malik olmak oldugunu gostermektedir. Din
"~eriat" sahibinin dilinde bu, nedenin ac;1klanmas1 anlam1na gelir. Nitekim

~_,lg~ ~~ j~ 0-4
"Dinini degi~tireni o!durun"72 , hadisi ile

"Sizden Ramazan ayma yeti~enler onda oruc; tutsun". (el-Bakara 2/185) ayeti bu
~ekildedir. Bundan dolay1 alimlerin buyuk c;ogunlugu "ki~i babasina, anasina veya
ogluna malik o\dugunda bunlar ozgur olurlar" demi~lerdir. Zahirl mezhep alimleri
ise ~oyle demi~lerdir. "Malik olan1n ozgur k1lmas1 gerekir. 0 ozgur k1lmadan once
kendiliginden ozgur k1l1nmaz. c;:unku Peygamber (s av )in ~u hadisinin ac;1k anlam1
bunu gostermektedir:

~~-;..;~ =~-~1.5.i!:~J.:..;~t~10.l.ll' :· :J J· .s- ~


··- Lr'
:\
- - -F .r- ~ - ~ -- . J .y-
"Hie; bir c;ocuk babasmm hakkmt odeyemez. Ancak onu kale olarak bu/up
satm a/mast ve ozgur kt/mast mustesna"73 . Bu hadis ac;1kc;a efendinin onu
(babas1n1) ozgur k1lmas1 gerektigini anlatmaktad1r. Eger bizzat satin almayla ozgur
k1l1nm1~ olsayd1, Peygamber (s.a.v )'in "ve ozgur kt/mast" sozunun bir anlam1
olmazd1. Diger taraftan akrabal1k, ba~lang1c;ta onun uzerinde mulkiyetin sabit

71
Abdurrezzak, Musannef, IX/183; Ahmed b. Hanbel, Musned, V/15; EbO DavOd, ltk 7; Tirmiz1,
Ahkam 28; lbn Mace, ltk 4; Hakim, Mustedrek, 11/233.
72
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/217; Buhar1, lstitabetO'l-murted, 2; lbn Mace, HudOd, 2; EbO DavOd,
HudOd, 1; Tirmizi, HudOd, 25; Nesa1, Tahrimu'd-demm, 14.
73
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/230; Muslim, ltk 25; Ebo DavOd, Edeb 119; Tirmiz1, Birr ve's sila 8.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l It
almasina engel degildir. Mulkiyetin devam1na ise hir; engel almaz. Gbrmez misin
akrabal1k, nikah mulkiyetinin devam etmesine engel aldugu ir;in, anun ba~lang1r;ta
sabit almas1na da engeldir. [7170]

Bizim bu kanudaki delilimiz ise ~udur; Allahu Teala ~oyle buyurmu~tur:

"Halbuki r;acuk edinmek Rahman'm ~amna yak1~maz. G6klerde ve yerde a/an


herkes istisnas1z, kul alarak Rahman'a gelecektir". (Meryem 19/92,93)
Allahu Teala kendisi ile yarat1klar arasinda r;acuk alma ili~kisini, kullugu isbat
ederek reddetmi~tir. Bu ar;1kr;a ikisi (kulluk ve agulluk) aras1nda bir z1tl1k aldugunu
gbsterir. Zit alan iki ~ey bir araya gelmez. Bu nedenle agulluk sabit alunca, kolelik
artadan kalkar. Peygamber (s.a v.)'in yukanda ger;en hadiste, "anu bzgur k1lmas1"
sozunden kast1, ba~ka bir nedenle degil, satin alma yaluyla anu ozgur klimas1d1r.
Nitekim bunun benzeri alarak, "Ona yemek yedirdi, (bu sayede) dayurdu" ve "ana
su verdi ve (bu sayede) suya kand1rd1" "ana vurdu (bu sayede) ac1 verdi ", "anu
yazd1 (bu sayede) yaz1y1 s1kla~t1rd1." denilir.
Ba~lang1r;ta maliki ir;in akrabas1 uzerinde mulkiyet kurmas1ni kabul ettik.
c;:unku koleligin sana ermesi ancak bununla (ana malik almakla) gerr;ekle~ir.
c;:unku efendi yakinina malik alamazsa a ozgur kli1nmaz. Nikah ise boyle degildir.
c;:unku ki~inin k1z1 uzerinde nikah1 kabul edip sanra da bunu artadan kald1rmada
bir yarar yaktur. c;:unku k1z bu durumda daha once bulundugu duruma doner.
Diger taraftan ki~inin yak1n1na malik almas1yla anun ozgur kli1nmas1 bir r;e~it iyilik
(ihsan) ve hak odemedir (mukafatt1r). Bu da mulkiyet almadan gerr;ekle~mez.
Mahallin (kad1n1n) haram almas1 nedeniyle sana ermesine gelince, bu haraml1k
akitten once vard1r. Hem de nikah mulkiyeti ancak birle~me hakk1na malik almakla
alur. Bu ise yaln1zca helal alan mahal ir;in alur. Ki~inin anas1 ve k1z1 ise kendisine
ayetle (nasla) haram k1linm1~t1r. Mahal almadan mulkiyet du~unulemez.
Bizim kanumuz alan kolelik bahsinde ise; sbz kanusu alan mal uzerinde
mulkiyettir. Bu mulkiyet mahal (kale) uzerinde sabittir. Ki~inin nesebi de bu ~ekilde
sabit alur. c;:unku mulkiyetin sabit almas1 anun devam etmesini de gerektirmez.
Yine bizim alimlerimiz bu hadis nedeniyle ~unu sbylemi~lerdir: Ki~i erkek
karde~ine, k1z karde~ine veya evlenilmesi haram alan yak1nlanndan birine malik
alunca, bunlar kendisinin mulkiyetinden ozgur alur.
$afii (rh.a.)'e gore ise ancak ana, baba ve r;acuklar ozgur alur. c;:unku bunlarin
d1~1ndakilerde efendi ile aralannda birbirinden alma (birinin digerinin parr;as1
almas1) ili~kisi yaktur. Bundan dalay1 amca agullannda aldugu gibi, karde~lerden
de birisi digerine malik alunca bzgur k1l1nmaz. Ana, baba ve r;acuklar ise boyle
ll2 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
degildir. Bunlarda bzgur k11inman1n nedeni bunlarla efendi aras1nda biri birinden
dogmu? olma, birbirinin pari;:as1 olma ili?kisinin bulunmas1d1r. Diger taraftan
karde~ler aras1ndaki yak1nl1k, hukum bak1mindan amca ogullan aras1ndaki yakinl1k
gibidir. Bu nedenle onlann birbiri lehine tan1kl1g1 kabul edilir. Birbirlerine zekat
vermeleri caizdir. Aralannda k1sas uygulanir. Karde~lerden her biri digerinin kans1
ile (karde?i bldukten veya onu bo~ad1ktan sonra) evlenebilir. Dinleri farkl1
oldugunda, karde~lerin biri, diger karde~ten nafaka almaya hak kazanamaz.
Karde?ler birbiri ile mukatebe yapamazlar. ButUn bu hukumlerde ana baba ile
i;:ocuklar karde?lerden farkl1dir. Birbiriyle evlenme meselesinin bu konu ile ilgisi
yoktur. ~unku evlenmenin haram olmas1; "k1z karde~" ve "k1z" olma ismi
nedeniyledir. Akrabal1k nedeniyle degil. Gbrmez misin sut yoluyla evlenme yasag1
sabit olur. Arna akrabal1k sabit olmaz. Bundan dolay1 akrabal1gin yak1n veya uzak
olmas1 haraml1k konusunda muteber degildir.
Biz Hanefllerin bu konudaki delili ise lbn Abbas (r a )'tan rivayet edilen ?U
hadistir. Bir adam Peygamber (s.a.v )'e gelerek, "Ya ResGlullah, ben karde?imi
i;:ar?1da satll1rken buldum. Onu bzgur kllmay1 isteyerek onu satin ald1m" dedi .
Peygamber (s a.v.) de ona,

"Onu zaten Allah ozgur ki/mt~" 74 buyurdu.


Bu konudaki akli deli! de ?Udur: Evlenme yasag1 ile peki?mi? bulunan
akraballk; ana, baba ve i;:ocuklarda oldugu gibi, malik olmakla bzgur kll1nman1n
illetidir. ~unku iyilik etme (s1la, lutufkarl1k, ihsan) ve evlenmenin haram olmas1 ile
171711 peki?mi? akrabal1k yoluyla olan bu bzgur k1l1nman1n, iyiligi hak etme konusunda
bir etkisi vard1r. ~unku ki?inin karde~ine iyilik etmesi (sllay1 rahimde bulunmas1)
farzd1r. Onunla ili?kiyi koparmas1 haramd1r. Gbrmez misin Allahu Teala ?U ayette
akraba ile ilgiyi kesmeyi laneti gerektiren ?eylerden birisi kllm1?t1r.

~I µ.~•l if.
: .J1
,
.£lJ, J l r! <:-~1.>-·tJ 1y..W;- · ·\11
- J tJ!' J
j I
'-:!"" J
Ll
-
0t 1-Y
!!,\ -: 01~ 1; !·- -c. ur
b}.."/'
~ ~.)~t ~lj ~t
"Geri donerseniz, yeryuzunde bozgunculuk yapmaya ve akrabaltk baglannt
kesmeye donmu~ olmaz m1s1mz? /~te, bunlar, Al!ah'm kendilerini lanetledigi, sagtr
k1/d1g1 ve gozlerini kor ettigi kimselerdir" (Muhammed 47/22,23). Peygamber (s.a.v.)'de
?byle buyurmu?tur:
,
~Ji~ j ,! ~ j~ ~;JI~~~~ Q1~t~ ~)\;

74
Darekutn1, Sunen, IV/129; BeyhakT, es-Sunenu'/-kubra, X/290; ZeyleT, Nasbu'r-raye, 111/289.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 113
"Or; ,?ey ar,?a as1/1 o/arak bag/1d1r. Rahm (akraba ile ili,?kiyi devam ettirmek) de
bunlardand1r. 0 ,?6yle der: Ben kesildim, birle,?tiri/medim"15.
Karde~lik
Bu meselenin delili ~udur; karde~lik nedeniyle evlenmenin haram olmas1;
nedeniyle
kadin1 cinsel ili~ki ve zorla hizmet ettirme yetkisi altinda olmasindan korumak evlenmenin
haram olma
ic;indir. Karde~ine cariye olarak malik olmak, onunla nikah yoluyla birle~me hakk1na nedenleri
malik olmaktan daha alc;alt1c1d1r.
Yine iki k1z karde~in ayni ki~inin nikah1nda ayni anda birle~tirilmesinin haram
olmas1nin nedeni; birbirine kuma olan karde~ler aras1nda meydana gelen nefretten
dolay1 akraballg1n kesintiye ugramas1n1 bnlemek ic;indir. Karde~i uzerinde kolelik
mulkiyetini devam ettirmede akrabal1k bag1n1 koparma bzelligi daha fazlad1r. Hie;
~uphesiz ki mulkiyetin iyi davranmay1 (lutuf ve iyilikle muamele etmeyi) hak etme
konusunda bir etkisi vard1r.
Bu gec;en ac;1klamalardan malik olmakla akrabanin bzgur kil1nm1~ olmas1n1n
illetinin bu iki nitelik (akrabal1k ve mulkiyet) oldugu anla~ilm1~ olmaktad1r. Efendi
ile kble aras1nda bu bag olduktan sonra, onlann birbirinin parc;as1 olmamas1 zarar
vermez. c;:unku bzgur k1l1nm1~ olman1n illeti, birbirinin parc;as1 olmak degil,
and1g1m1z ~eydir. c;:unku etkisi gbrulen tek bir ozellikle hukmun ba~ka ~eye
gec;mesi dogru bir husustur.
Diger taraftan karde~ler aras1ndaki yak1nl1k dede ile torun arasindaki akrabal1k
gibidir. c;:unku karde~lerin birbiri ile baglant1s1, baba arac1l1g1ylad1r. Torunun da
dede ile baglant1s1 baba aracil1g1ylad1r. Bu nedenle mirasta dedenin karde~le
beraber pay almas1 konusunda sahabe aras1nda gbru~ ayri11g1 c;1km1~t1r.
Sahabilerden bir k1sm1 dedenin torunu kar~1s1ndaki konumunu; bir agac;tan bir dal
c;1kmas1na, ard1ndan bu daldan da ba~ka bir dalin c;1kmas1na benzetmi~lerdir.
Karde~leri de ayn1 agac1n iki dalina benzetmi~lerdir. Diger baz1 sahabiler de
dedenin torunu kar~1s1ndaki durumunu, ic;inde kendisinden bir ark c;1kan nehrin
bulundugu vadiye benzetmi~lerdir. Karde~ler ise ayn1 vadiden aynlm1~ iki nehre
benzetilmi~tir.

lki karde~ arasindaki yakinl1k dedeye oranla daha belirgindir. c;:unku onlann
arasinda tek bir aynm vard1r. Dede ile torun arasinda ise iki bblunme vard1r.
Bundan anla~1lmaktad1r ki karde~ler aras1ndaki yak1nl1k dede ile torun aras1ndaki
yak1nl1k gibidir. Bu ise mulkiyetle birlikte ozgur kllinm1~ olmay1 gerekli k1lar.
Ancak velayet hukmu bak1m1ndan karde~ dede gibi kabul edilmemi~tir.
c;:unku velayet konusunda gbz bnune al1nan, akrabal1k ile beraber ~efkattir.
Karde~in ~efkati dedenin ~efkati gibi degildir.

EbO Hanife (rh.a)'e gore miras hukmu bak1m1ndan da bbyledir. c;:unku miras
da bir c;e~it velayettir. c;:unku mirasc;1 olma, malik olma ve tasarruf konusunda

~Oabu'l-iman Vl/216.
75
Beyhak1,
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _39

"Denilirse ki; buna gore dart aya ye min ettiginde hay1z suresinin goz on One
alinmamas1 gerekir (hay1z suresinin bu dart aydan dO~Olmesi gerekir). Hay1z suresi
r;:1kanlinca geriye dart aydan daha az kal1r."

Biz de ~u ~ekilde cevap veririz: Dort ay sure k1yas (akll) yolu ile sabit olmu~
olsayd1 denildigi gibi olurdu. Halbuki bu sure ayetle (nassla) sabittir. Bu nedenle
gorO~ ile bu deli le ilave yapmak caiz degildir.

"Falanca gelinceye kadar sana yakla~mayacag1m" ~eklinde veya dart ay


dolmadan once yapabilecegi herhangi bir fiili yapincaya kadar yakla~mamaya
yemin ederse Ila yapm1~ olmaz. <::unku dart ay dolmadan once, belirledigi ~eyin
gerr;:ekle~mesinden sonra onunla birle~ebilecektir. Yemine baglanan ~ey, dart

aydan sonra gerr;:ekle~se bile, bu zarar vermez. <::unkO o yeminin kendisi ile Ila
yapm1~ olmad1g1 ir;:in, yemin etmeksizin cinsel ili~kiyi terk ettiginde Ila yapm1~

say1lmad1g1 gibi, bundan sonra cinsel birle~meyi terk etmekle de Ila yapm1~ olmaz.

Yapamayacag1n1 bildigi bir ~ey hakkinda "falanca i~i yap1ncaya kadar sana
yakla~mayacag1m" diye yemin etse Ila yapm1~ olur. Yapamayacag1 ~ey gage
dokunmak, ta~1 altina r;:evirmek vb. gibi ~eylerdir. Bu i~ler ki~inin gOcO dahilinde
olmad1g1ndan, ki~inin yeminde bunlan ko~ul olarak ortaya koymaktan maksad1
"ebediyyen" anlamin1 gerr;:ekle~tirmektir. Buna gore "dabbetO'l-arz veya deccal
r;:1kincaya, yahut da gone~ bat1dan doguncaya kadar vb" sozlerle han1m1na
yakla~mamaya yemin etse istihsanen Ila yapm1~ olur. K1yasa gore ise Ila yapm1~
olmaz. <::unku ki~inin belirttigi ~eylerin dart ay dolmadan once meydana gelmesi
ihtimali vard1r. Ne var ki kocanin buradaki maksad1n1n zaman belirleme degil,
[7/26)
olumsuzluk konusunda mObalaga oldugunu soyleriz. Bununla da Ila anlam1
gerr;:ekle~ir.

Ki~i bir gun harir;: bir yll han1mina yakla~mamaya yemin etse bize gore Ila
ii ad a
yapm1~ olmaz. istisna

ZOfer (rh.a.)'e gore ise Ila yapm1~ olur. Onun delili ~udur; istisna edilen gun,
kira ve vadeli sat1~larda oldugu gibi, yllin sonunda kabul edilir. Koca kefaret
odemeden sure ir;:inde han1m1na yakla~ma yetkisine sahip olmaz. Bunun delili
~udur. Koca "bir gun eksik olarak bir yll yakla~mayacag1m" deseydi Ila yapm1~

olurdu. "Bir gun harir;:" dediginde de boyledir.

Biz ise ~oyle diyoruz; ki~i belirsiz bir gOnO istisna etmi~tir. Yemininden sonra
gelen bOtOn gunleri, istisna edilen gone say1p han1mina kefaret gerekmeksizin
yakla~abilir. ZOfer'in "istisna edilen gun yll1n sonundad1r" sozO dogru degildir.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
11 S
Ki~i ba~ka birisi ile ortak olarak, kale olan yakin1na malik olursa, onun kale Bir kimsenin,
kiile olan
uzerindeki pay1 ozgur k1l1nm1~ olur. Ebu Hanife (rh a)'e gore kale, diger ortag1n ya km ma
payin1 odemek uzere c;al1~1r. Kendi pay1 ozgur kllinm1~ olan ki~i, diger ortag1n ba~kas1 ile
birlikte
payin1 odemez. malik olmas1
Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore akrabas1 ozgur kil1nm1~ olan ki~i
zengin ise ortag1n pay1n1 oder. Fakir ise kale bu bedeli odemek ic;in i;al1~1r. lki ki~i
bu koleye hibe, sadaka veya vasiyet yoluyla malik oldugunda da ayn1 ihtilaf soz
konusudur.
Eb Ci Yusuf ve Muhammed (rh a )'in goru~lerinin delili ~udur; Ki~i, kendi
akrabas1ni satin almakla kendi payin1 ozgur kilm1~ olur. C::unku akrabay1 satin
almak onu ozgur k1lmaktad1r. Bu nedenledir ki akrabay1 satin almakla (kale ozgur
kilmay1 gerektiren) kefaret odenebilir. Ozgur kllan ki~i zengin ise ortag1n1n payin1
oder. Bu ~una benzer; kale iki ki~i aras1nda ortak olsa ve kolenin bir yak1n1
ortaklardan birinin pay1n1 satin alsa, eger o zengin ise pay1ni satin almad1g1 diger
ortag1n pay1n1 da oder.
Ebu Hanife (rh a )'in goru~unun delili, Muhammed (rh a )'in "el-Mebsut" adl1
kitapta belirttigi husustur. C::unku ortag1n, kolenin akrabas1 ile beraber koleyi satin
almas1, ozgur k1lmay1 gerc;ekle~tiren ~eye nza sayil1r. Bunun anlam1 ~udur; Ozgur
kilma nedeniyle kolenin bedelinin odenmesi; koleyi yok etmek veya ifsad etmekle
olur. Odeme nedenine raz1 olmak, bu odemenin gerekli olmas1ni engeller. Bu t1pk1
ba~kasin1n mal1n1 onun nzas1 ile telef etmede oldugu gibidir.

Burada nzay1 isbat eden iki tUr soz vard1r:


Birincisi; Ki~i, ortag1n1n kabulunun ozgur kllmay1 gerektirdigini bildigi
durumda onunla beraber akdi kabul etmesi, kolenin ortag1n1n mulkiyetinden
ozgur kil1nmas1n1 gerektiren ~eye raz1 olmak anlam1na gelir. Bu, ortaklardan birinin
kendi pay1n1 ozgur kilmak uzere diger ortaktan izin isteyip onun da buna izin
vermesine benzer.
lkincisi; Satan ki~iden tek bir lcap i;1kmas1 nedeniyle iki ortak tek bir ki~i gibi
76

olmu~tur. Bu nedenle ortaklardan birisi kabul edip digeri kabul etmese bu kabul
gec;erli olmaz. Bu kabul ile ortag1n pay1na da malik olmaz. $uphe yok ki ortaklann
ikisi de kendi pay1nda temlike raz1d1r. Dolay1s1yla kabulde ortag1na yard1mc1 oldugu
ic;in ortag1nin pay1nda da temlike raz1 olmaktad1r. Hatta bu yolla ortak, ozgur
kil1nma nedenine katllmaktad1r. Ozgur kll1nma nedenine katllmak, ozgur kil1nmaya
raz1 olmanin da ustUndedir. Ne var ki bu nedenle, ozgur k1l1nmanin illeti olan
mulkiyet, akraba olan ortak hakk1nda geri;ekle~mektedir. Yabanc1 olan ortak
hakkinda gerc;ekle~memektedir. Bu nedenle de yabanc1 olan degil, akraba olan

kab I '":"~)'I Alim sat1m sozle~mesinde sbzle~me


76
sat10 veya al1c1dan, yapma iradesini once ortaya
koyan taraf1n sbzO.
40_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

<;:unku istisna edilen belirsiz bir gundur. Eger biz onu y1lin sonunda sayarsak,
belirsiz olmu~ olmaz. Bir gerek yokken ki~inin sozunu degi~tirmek eaiz degildir.
Vadeli sat1~lar ve kirada istisna edilen gun On ydin sonunda oldugunu kabul etmeye
ihtiya~ vard1r. <;:unku bunlarda istisna edilen gun belirsiz kabul edilirse, bilmezlik
nedeniyle akit ge~erli olmaz. Alaeag1 isteme hakk1n1 erteleme ve menfaati elde
edebilme maksad1 da ger~ekle~mez. Burada ise bir ihtiya~ yoktur. <;:unku bilmezlik
yeminin olu~masina engel olu?turmaz. Bu nedenle ki?inin gunu belirsiz
b1rakmasina dayanarak biz de onu belirsiz kabul ettik. "Bir gun eksik olarak" sozu
bundan farkl1d1r. <;:unku noksan aneak surenin sonunda olur. Bu soz, istisna
edilenin y1lin son gunu oldugunu a~1k~a ifade etmektedir.

Bize gore "bir gun mustesna bir yd sana yakla?mayaeag1m" diyen ki~i Ila
yapm1~ olmad1g1ndan, herhangi bir gun hanim1na yakla?1rsa, o gun, istisna edilen

gun kabul edilir. 0 gun ge~ineeye kadar Ila yapm1~ olmaz. 0 gun ge~inee bakd1r;
y1ldan geriye dart ay veya daha fazla kalm1?sa Ila yapm1? olur. Eger dart aydan az
kalm1? ise Ila yapml? olmaz. <;:unku istisna, hanim1na yakla?mas1yla ortadan
kalkm1?t1r. Geriye kalan surede yemin mutlak duruma donu~mO?tUr.

Ayni ?ekilde "Vallahi bir kere hari~ bir yd sana yakla~mayaeag1m" dediginde
yine Ila yapm1? olmaz. <;:unku istisna nedeniyle, kefaret odemeksizin ona
yakla~abilir. Bir kere ona yakla~inca istisna ortadan kalkar ve yemin mutlak duruma

gelir. Cinsel ili?kiden sonra yd1n dolmas1na dart ay veya daha fazla var ise Ila
yapm1? olur. Daha az varsa Ila yapm1? olmaz.

"ln~aallah" ifadesini yemine biti?ik olarak soylerse Ila yapm1? olmaz. <;:unku
Yeminine
in~allah in~aallah sozu, kullan1lan ifadedeki kesinlik kastin1 ortadan kald1nr. Bu lbn Omer ve
eklemede
ila durumu lbn Abbas (r.a.)'tan rivayet edilmi?tir. Eger koea, hanim1nin ve falaneanin istemesini
ko?ul ko?arsa burada meelis (birligine) itibar edilir. Bunun benzerini z1har
konusunda a~1klad1k

Kaea, han1m1na 1'cab1 kastederek ben sana Ila yapt1m dese Ila yapm1~ olur.

Nitekim leap niyetiyle "ben sana z1har yapt1m" dediginde de z1har yapm1?
olur. <;:unku bu ~ekilde Ila yapan koea, lafzl mahalline baglam1~t1r. <;:unku ki~i
hanim1na kar~1 Ila yapar. Eger "ben bununla yalan haberi kastettim" derse
hukuken tasdik edilmez. <;:unki.i sozunun gorunu~u bir leaptir. Kendisi ile Allah
aras1ndaki hukum bak1mindan ise tasdik edilir. <;:unku llada leap ve haber verme
slgalan aynid1r. Yalan haber, ba~kas1na nakledilinee dogru duruma d6n0?mez.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 1I7
du~urme konusunda nedene raz1 olmas1 gibidir. (unku koca olmeden once,
hanimin onun malinda bir mulkiyeti yoktur. Kocan1n kadin1 mirastan mahrum
b1rakma niyetinde olduguna hukmetmek, kocan1n han1m1na bu yolla zarar
vermesini engellemek ic;indir. Bu zarar verme ise kad1nin nedene raz1 olmas1yla
ortadan kalkacag1 gibi, ko~ula raz1 olmas1yla da ortadan kalkar. Bizim tart1~t1g1m1z
mesele ise boyle degildir.
Zahiru'r-rivayede ortag1n, diger ortakla birlikte satin ald1g1 kolenin onun
akrabas1 oldugunu bi lip bilmemesi konusunda bir ayrim yapilmam1~t1r. Hasan (rh a)
EbO Hanife (rh.a )'den bu ~ekilde rivayet etmi~tir. (unku ki~i bilmese de rizanin
nedeni gerc;ekle~mektedir. Bu ~una benzer; Bir ki~i ba~kas1na "bu yemegi ye"
dese, diger ki~i de yemegin ona ait oldugunu bilmese ve yemegi yese, yeme iznini
veren ki~i yiyene hie; bir ~ey odettiremez. Ayn1 ~ekilde ki~i ortag1na "bu koleyi
ozgur k1I" dese ve o kolenin ikisinin ortak mal1 oldugunu bilmese diger ortak da
koleyi ozgur k1lsa bir ~ey odemesi gerekmez.
EbO Yusuf'un EbO Hanife (rh a )'den rivayet ettigine gore ki~i. ancak kolenin
diger ortag1n akrabas1 oldugunu bildigi durumda satin al1rsa onun ozgur [7/74)
kil1nmas1na raz1 olmu~ olur. Ki~i bunu bilmiyorsa, kendi pay1n1 ay1ptan dolay1
reddedebilir. (unku ortag1n1n koleyi ozgur kilacag1n1 bilmedigi ic;in, onun rizas1 ve
kabulu gerc;ekle~memi~tir. Kabul olmayinca da ortagin pay1 ozgur kil1nm1~ olmaz.
Bu, kendi pay1nda ay1p bulunmas1na benzer. Ki~i kendi pay1nda ay1p oldugunu
bilmese pay1n1 reddedebilir.
Muhammed (rh.a.) "e/-Mebsut" ta EbO Hanife (rh a.)' in, ortaklardan birinin
diger ortag1n izniyle kendi payin1 ozgur k1lmas1 meselesinde ~oyle dedigini delil
olarak getirmi~tir.
EbO Yusuf (rh a )'den bu mesele ile ilgili rivayet edilen goru~e gore, izin ile
ortagin odettirme hakk1 du~mez. Bu rivayet EbO Yusuf (rh.a )'in temel goru~une
gore dogrudur. (unku ona gore; ortaklardan birinin kendi payin1 ozgur k1lmas1
sonucu diger ortag1n pay1n1 odemesi, onun diger ortag1n pay1n1 mulkiyetine
gec;irmesi sonucu onun pay1n1 odemesi gibidir. Onun goru~une gore ozgur k1lma
bolunmeyi kabul etmez. Bir ortag1n digerinin pay1na sahip olmas1 sonucu onun
pay1n1 odemesi, ortag1n izni ile du~mez. Bu, ortaklardan birinin digerinin izni ile
cariyeyi ummu veled yapmas1na benzer (Burada ummu veled yapan ortak, izni
veren ortag1n pay1n1 odemelidir).
Zahiru'r-rivayenin delili ise ~udur; Bu odemenin nedeni ifsad (bozma) ve
itlaft1r (telef etme). Bu nedenle, gerc;ekten itlafa izin verme durumunda telef
edenden (mutlif) odemenin du~mesi gibi, burada da izinden dolay1 odeme
du~mu~tUr. Hatta burada odemenin du~mesi daha onceliklidir. (unku buradaki
odeme, odemesi gereken ortagin fakir olmas1 durumunda du~er. Oysa gerc;ekten
telef etme durumunda, telef eden fakir olsa bile odeme du~mez.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _41

Dort hanimma yakla~mayacagma yemin eden koca hepsine Ila yapm1~ c;:ok e~li bir
erkegin
olur. hammlarma
Dort ay onlara yakla~mazsa biz Hanefllere gore bain talakla aynlm1~ olurlar. ila yapmas1

Zufer (rh.a.)'e gore onlardan uc;:une yakla~mad1kc;:a Ila yapm1~ olmaz. Oc;:une
yakla~inca dorduncuye Ila yapm1~ olur. <;:unku koca, kefaret gerekmeksizin onlarin
her birine yakla~abilir. $U durumda uc;:une yakla~mad1kc;:a Ila yapm1~ say1lmaz. [7/27]
Oc;:une yakla~inca kefaret odemeden dorduncuye yakla~amaz. <;:unku, yemini
bozma ko~ulu dorduncuye yakla~makla gerc;:ekle~ir. Boylece ona kar~1 Ila yapm1~
olur. Ki~inin sozu ~u anlama gelir: "sizden uc;:unuze yakla~1rsam vallahi dorduncuye
yana~mam".

Bizim goru~umuzun delili ~udur; koca, t1pk1 her biri ic;:in ayn ayn yemin etmesi
durumunda oldugu gibi, burada da bir hanim1n1n birle~me hakkin1 engelledigi ic;:in,
onlara zarar verici bir konumda bulundugundan her birine kar~1 Ila yapm1~ olur. $u
kadar var ki bunlann bir k1smina yakla~makla kefaret gerekli olmaz. <;:unku
kefaret, yemini bozman1n geregidir (mOcebidir). Yemini bozma gerc;:ekle~meden
gerekli olmaz. Ancak yemini bozma gerc;:ekle~tiginde, kefaret yaln1zca son han1mla
olan birle~meden dolay1 degil, tUmuyle olan birle~meden dolay1 gerekli olur.
Yemine sad1k kalmas1 (han1mlanna yakla~mamas1) durumunda talak1n
gerc;:ekle~mesi ise her biri ic;:in soz konusu olur. Bundan dolay1 surenin gec;:mesiyle
bain olarak aynl1rlar.
"Sizden uc;:unuze yakla~1rsam vallahi dorduncunuze yakla~mam" diye yemin
etmesi bundan farkl1d1r. <;:unku bu sozde yemin derhal gerc;:ekle~memi~tir. Aksine
ki~i yeminini bir ko~ula baglam1~ oldugundan, ko~ul gerc;:ekle~meden yemin
meydana gelmez. Dort ay ic;:inde hanimlannin bazilan ile birle~irse, birle~tigi
hanimlar hakk1nda bu yemin ortadan kalkar. <;:unku sure ic;:erisinde hanim1na
donmu~ olur. Yeminini bozma ko~ulunun tamam1 gerc;:ekle~mediginden kefaret
odemesi de gerekmez. Dort ay doldugunda birle~medigi han1m1 bain olarak aynl1r.
<;:unku kocan1n ona donmesi gerc;:ekle~mediginden llanin hukmu onun hakk1nda
bakl kalm1~t1r. Bu nedenle surenin gec;:mesiyle bain olarak aynllr.
Onlardan hic;:biri ile birle~mez fakat birisini uc;: kere bo~arsa oldugu durum
uzere Ila yapm1~ olur. <;:unku yeminin bozulmas1 beklenilir. Onlardan biri ile
birle~irse yemini bozulmu~ olur. <;:unku onun yemininde, birle~meyi talaktan once
ile s1n1rlamak yoktur.
Koca bo~amasa, fakat onlardan birisi olse hepsi ic;:in yapilan Ila gec;:ersiz olur.
<;:unku yemini bozma ko~ulu ortadan kalkm1~t1r. <;:unku koca bundan sonra ne
kalan han1mlarla ne de olenle birle~mesi nedeniyle yeminini bozmu~ olmaz. Yemini
bozma ko~ulu ortadan kalkt1ktan sonra yemin kalmaz. Bu nedenle onlara yap1lan
Ila gec;:ersiz olur.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ t 19
OZGURLUGE KAVU~MA YOLLARI
(AZAT VESiLELERi)

EbO Kala be (r a )'den rivayet edildigine gore bir adam olecegi s1rada kendisine
ait tek mal1 olan kolesini ozgur klld1. ResOlullah (s av) bu ozgur k1lman1n uc;te birini
(7/75]
onaylad1. Kolenin degerinin geriye kalan uc;te ikisi ic;in de kolenin c;al1~mas1n1 (bu
bedeli mirasc;1lara odemesini) istedi.
Bu hadis; olum hastal1g1 s1ras1nda yapllan ozgur k1lmanin bir vasiyet
oldugunu, bu ozgur kllmanin, kolenin degerinin uc;te birinde gec;erli oldugunu ve
bir k1sm1 ozgur kll1nan kolenin, degerinin geriye kalan k1sm1 ic;in c;al1~arak borcunu
odeyecegini gostermektedir. Bu nedenle bu had is bizim ic;in $afii (rh a) ye kar~1 bir
deli I olmaktad1r. cunku $afii (rh a) hic;bir ~ekilde kolenin c;al1~masina
hukmetmemektedir. Ozgur k1lman1n bolunmesi meselesinde ac;1klayacag1m1z uzere
o, kalan k1s1mda koleligin devam ettigini soylemektedir.
Hasan-1 Basrl (rh.a )'den naklen belirtildigine gore bir adam olecegi s1rada alt1
kolesini ozgur k1ld1. ResOlullah (s.a.v.) de onlar aras1nda kura c;ekerek ic;lerinden
ikisini ozgur k1ld1. Diger dordunu kolelik durumuna geri c;evirdi.
$afii (rh a.) bu hadisin ac;1k anlam1n1 bizim aleyhimize delil olarak getirmektedir.
cunku bize gore; olum hastal1g1 s1ras1nda alt1 kolesini ozgur k1lan bir ki~inin ba~ka
bir mal1 yoksa ve kolelerin degeri birbirine e~itse her bir kolenin uc;te biri ozgur
olur. Her bir kole, degerinin uc;te ikisi ic;in c;al1~1r.
$afii (rh a )'e gore ise hakim onlari uc; gruba boler. Sonra onlar aras1nda kur'a Hak
c;eker. Kur' a sonucu ikisi ozgur olur. Geri kalan dort ki~i kole olmaya devam eder. malikleri
arasmda
$afii (rh a) bu konuda yukarida an1lan hadisi deli I olarak getirmi~ ve kendi kur'a
goru~unun ustUn oldugunu ~u ~ekilde savunmu~tur: Bu hukmu uygulamada her iki ~ekmek

taraf1 da gozetme vard1r. cunku her bir kolenin uc;te biri ozgur k1l1nm1~ olsa vasiyet
once uygulanm1~ ve mirasc;ilarin hakk1nin kendilerine ula~mas1 gecikmi~ olur. Hatta
bu uygulama mirasc;ilarin hakk1n1 manen iptal etmek anlam1 ta~1r. cunku kolenin
c;al1~mas1 helak olmu~ mal hukmundedir. cunku iflas etmi~ kimsenin zimmetinde
bulunan mal (alacak) helak olmu~ say1l1r. Vasiyeti bu yolla uygulamak mumkun
olmay1nca butUn ozgur kllma i~leminin iki ki~ide toplanmas1 gerekli olur. bzgur
k1l1nm1~ olmay1 hak eden kimseyi belirlemek kur'a ile olur. cunku kur'a c;ekme bu
dinde (~eriatta) bir aslld1r. Bu, bizden onceki dinlerde de vard1. Allahu Teala ~oyle
buyurmu~tur: ~f-.i' ~~ r+.l f+-Jl.il ,)
fa; ~~ ft!.J ..:...:5 ~ j , "/r:;lerinden hangisi
Meryem'i himayesine alacak diye kura r:;ekmek uzere kalemlerini atarlarken Sen
on/arm yanmda degildin." (Al-i lmran, 3/44). Bir ba~ka ayette de ~oyle buyurmu~tur:
~ ~Ll1 &! 5l5j r-AL:.i , "(Gemide o!anlarla) kar~1/Jk/1 kur'a r:;ektiler de
yitirenlerden oldu" (Saffat, 37/141).
120 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
ResQlullah (s.a.v.) bir yolculuga c;1kmak istediginde han1mlan aras1nda kura
c;ekerdi. Hakim mal1 taksim edeceginde ortaklar aras1nda kur'a c;eker. Butlin
bunlardan anla~1lmaktad1r ki kur'a c;ekme kumar anlam1na gelmez. (unku
kumarda, hakk1n kendisini kumar okunun c;1kmasina baglamak vard1r. Kur'a da ise
hak sahibini belirleme vard1r. Hakk1n kendisi ise ozgur k1lan1n lcab1 ile sabittir.
Biz Hanefilerin bu konudaki delillerimiz ise ~udur; Kbleler bzgur kli1nmay1 hak
etme nedeniyle e~ittirler. Bu, bzgur k1l1nmay1 hak etmede de e~it olmay1 gerektirir.
Dolay1s1yla hakk1 baz1lanna verip, baz1lanndan men etmek, caiz degildir. Bu
mesele, kolelerin malikinin her bir ki~iye bir kolesini vasiyet etmesi durumuna
benzer. Hatta burada ozgur klimay1 hak etme vasiyetten daha onceliklidir. (unku
vasiyet mulkiyeti, vasiyeti yapan ki~i taraf1ndan dbnmeye (rucu'a), kendisine vasiyet
yapilan (mQsa leh) tarafindan da vasiyeti kabul etmemeye (redde) muhtemeldir.
Bizim bahsettigimiz vasiyetin ise buna ihtimali yoktur. Yukandaki meselede vasiyet
yapilan kimselerden bazilann1 haktan mahrum etmek caiz olmay1nca, bu meselede
hie; olmaz.
Sonra kar~1 goru~ sahibi ($afii)nin belirttigi hukumde; kendilerine vasiyet
yapilan ki~ilerden bir k1sminin hakk1n1 iptal etmek vard1r. Bizim kabul ettigimiz
hukumde ise mirasc;1lann hakk1n1 geciktirme vard1r. Hakk1n gecikmesi zaran,
hakk1n tamamen ortadan kalkmas1 zaran ile kar~lia~t1r1ld1g1nda daha hafif kal1r. lki
zarardan birine katlanmaktan ba~ka c;are bulamad1g1m1zda, bunlann buyugune
kar~li1k, daha hafif olan1na katlan1riz. Hem de bizim belirttigimiz hukumde lehine
vasiyet yap1lan ki~ilerin hakk1n1 one almak yoktur.
(unku EbQ Hanife (rh a.)'e gore borcunu bdemek uzere c;al1~mas1 istenen kale
mukc'ltebtir. (al1~manin kar~1ilg1 olan bedel mirasc;1lara ula~mad1g1 surece hic;bir
[7/76] k1sm1 ozgur olmaz. EbQ Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore kblelerin ozgur
kli1nmas1 one al1nm1~ olsa bile bu bizim fiilimizle degil, vasiyet edenin ozgur k1lmas1
ve dinen onun tasarrufunun baglay1c1 olmas1yla olmu~tur. Eger biz baz1 kolelerin
hakkin1 iptal edersek, bu bizim lcab1m1zla (tasarrufumuzla) olmu~ olur.
$afii (rh.a )'in sbzu ~u noktada problem le kar~1la~maktad1r: Olum hastal1g1na
yakalanm1~ ki~inin mal1, iflas etmi~ birine verilmi~ bore; olsa, bu ki~i alacag1n1 o
borc;luya vasiyet etse, borcun uc;te biri du~er. Kalan k1s1m ise odeme gucunu elde
edinceye kadar kendisi uzerinde bore; olarak kal1r.
Kblelerden ozgur kliinmay1 hak edeni kur'a ile belirlemenin bir gerekc;esi
yoktur. (unku hak sahibinin belirlenmesi hakk1n ilk defa elde edilmesi gibidir.
Bilinmeyen bir ~eyde hak sahibi olmak, o ~eyin belirlenmesi hukmu bak1mindan
sabit olmam1~ hak gibidir. Nas1I ki hakk1n kendisinin ilk olarak sabit olmasin1
kur'an1n c;1kmas1na baglamak kumar olursa, hak sahibinin belirlenmesini kur'aya
baglamak da ayni ~ekilde kumar olur.
42_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
Dort e~inden hie; birine yakla~mayacagma yemin etse, onlara kar~1 Ila
yapm1~ olur. Dort ay gec;tiginde hepsi bain olarak aynhr.

Bu, EbQ Hanife ve EbQ Yusuf (rh.a )'un gorO~OdOr .

Muhammed (rh.a.)'e gore ise anlardan sadece birine Tia yapm1~ say1l1r. Sure
gec;tiginde de ic;lerinden belli almayan birisi ba~anm1~ alur. c;:onkO kaca, anlardan
birisine yakla~maktan kendini men etmi~tir. Nitekim anlardan birine yakla~t1ginda
kefaret gerekir. Talak hOkmO, yakla~maya engel almaya dayan1r. Bu nedenle sure
dolunca anlardan, herhangi birisi ba~ alur. Bu "Vallahi sizden birinize
yakla~mayacag1m" sozOne benzer.

ZahirO'r-rivayenin delili ~udur; Koca •l>-1j (birisi) kelimesini alumsuz bir


ifadede belirsiz (nekre) olarak anm1~t1r. c;:onkO yakla~mak bu cOmlede olumsuz
alarak yer alm1~t1r Olumsuz cOmlede kullanilan belirsiz sozcOk genellik ifade eder.
Olumlu cOmlede ise genellik ifade etmez. ~oyle ki ki~i: ·%.-.J f.,;:ll ~b "Bu gO~ bir
r
adam gordOm" dediginde bu soz bir adam gormO~ almay1 gerektirir. _;:i1 ~\.J L4
~) (Bu gun bir adam gormedim) cOmlesi ise hic;bir adam1n gorOlmemi~ almasin1
gerektirir. Bunun nedeni ~udur; olumsuz cOmledeki belirsiz sozOn anlam1 ancak
genelle~tirme ile gerc;ekle~ir. Yakla~mamaya dayanan ~eyde -ki bu sOrenin
bitiminde talak1n gerc;ekle~mesidir- kocanin sozO hanimlann hepsini kapsar .
Yakla~manin bulunmas1na dayanan ~eyde -ki bu kefarettir- ise kacanin sozO
sadece hanimlanndan birini kapsar. Bu nedenle hanimlanndan birine yakla~t1g1nda
kefaret gerekir ve anlardan Tia dO~er. c;:onkO ko~ulun gerc;ekle~mesinden sanra
yemin kalmam1~t1r. "Sizden biriniz ... " demesi bundan farkl1d1r. c;:onkO bu cOmlede
genelle~tirme anlam1 gerc;ekle~memektedir. Nitekim koca "sizden birinizin tOmO"
demek suretiyle cOmlesine "js" kelimesini eklese bu cOmle onlann tOmOnO
kapsamaz. Burada ise "sizin her biriniz" demek suretiyle "JS"
i
kelimesini soylese
anlann tOmOnO kapsar. Belirsizlik nedeniyle alan kapsama da boyledir.
171281 Kaea onlardan sadece belli birini kastetse, kendisiyle Allah aras1ndaki hokum
bak1m1ndan yaln1zca ana Tia yapm1~ alur. c;:onkO niyet ettigi ~ey sozOnOn
muhtemel anlamlanndand1r. Nitekim e~lerden birini bo~ay1p da, belli birine niyet
etse niyeti gec;erli olur. llada da bu boyledir. Ancak bu gorOnen duruma ayk1n
oldugu ic;in hukuken kabul edilmez.
Koca, hanimlarmdan hie; birinin ismini soylemeden ve niyet etmeden
birisine ila yapsa sec;im hakkma sahiptir. Diledigi hakkmda talak1
gerc;ekle~tirir. Talak gerc;ekle~tigince yalnizca o hanim bain olarak
bo~anm1~ olur.

Sure dolmadan hanimlanndan birini Tia ic;in belirleme hakkina sahip degildir.
c;:onkO bunda yeminin hOkmOnO degi~tirme vard1r. ~oyle ki; o, belirlemeden once
hanimlanndan hangisine yakla~1rsa yakla~s1n yeminini bozmu~ alur. Belirlemeden
sonra ise diger han1mlanna yakla~makla yeminini bozmu~ almaz. Kaea yeminin
122_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Olum hastal1g1 s1rasinda bir kolesini ozgur kilan ve ba~ka bir mal1 da olmayan
ki~i hakk1nda Ismail b. Halid'in, $a'bi (r.a.)'den rivayet ettigine gore Amir ~byle
demi~tir; Mesruk "bu kolenin tUmu ozgurdur. (unku kblenin maliki kbleyi Allah'a
tahsis etmi~tir. Ben o ki~inin yeniden kolelige donmesine hukmetmem" demi~tir.
$ureyh (r.a.) ise "uc;te biri bzgur k1l1nm1~ olur. Kalan uc;te ikisi ic;in kale c;al1~1r" der.
(Ismail dedi ki): Amir (e~-$a'bi)'ye sordum: lki gbru~ten hangisi sana gore
[7/77] daha guzel? O ~byle cevap verdi: Mesruk'un fetvas1, $ureyh'in de kazal hukmu
dedi. Bu, EbO Hanife (rh.a )'in de dedigi gibi, ozgur kilman1n hukum bak1m1ndan
bblunebilecegine ve bu bzgur k1lman1n tamamlanmas1 gerektigine, kalan k1s1mda
kbleligin devam ettirilmesinin caiz olmad1gina i~aret etmektedir. Bu ayn1 zamanda
Mesruk'un da fetvas1d1r.
Ali (r a )'den nakledilen rivayete gore o, borc;lu oldugu durumda, olecegi
s1rada kblesini ozgur k1lan bir adamin kolesi ile ilgili olarak, kolenin, borcu odemek
ic;in c;al1~acag1n1 sbylemi~tir.
EbO Yahya el-A'rac (r.a) de, ResOlullah (s.a v) den, kolenin bore; kar~1l1g1nda
c;al1~acag1n1 rivayet etmi~tir. Burada kastedilen bore;, kblenin degeri kadar
oldugundad1r.
lbn Mesud (r.a.) den de bunun benzeri rivayet edilmi~tir. 0 ~byle demi~tir:
"Cariye kendi degerini odemek ic;in c;al1~1r". (unku bore;; vasiyet ve mirastan once
gelir. Olum hastal1g1 s1rasinda koleyi ozgur k1lmak ise vasiyettir. Bore;
bulundugundan bu vasiyetin geri c;evrilmesi gerekir. Ancak bzgur kilma i~lemi feshi
(ortadan kald1rmay1) kabul etmez. Kblelik de du~tUkten sonra geri donmez. Bu
vasiyetin geri c;evrilmesi, kbleyi c;al1~maya mecbur etmek suretiyle olur. Ibrahim (en-
Nehal) den nakledildigine gore o ~byle demi~tir: Vasiyet ve bzgur kilma oldugu
zaman once ozgur kilmadan ba~lan1l1r. $ureyh'ten de bu ~ekilde rivayet edilmi~tir.
Bu ibn Omer (r a.J'in de goru~udur. (unku ozgur k1l1nma daha kuvvetli bir
nedendir. 0, bizzat redde ve geri dbnmeye ac;1k olmayacak bir tarzda baglay1c1
olur. Nedeni kuvvetli olan1 tercih etmek as1ld1r.
Gayri Omer (r.a)'den rivayet edildigine gore o "Os" adl1 h1ristiyan kblesini ozgur
miislimlere,
miisliimanlann kild1. Ona ~byle dedi "eger sen bizim dinimizde olsayd1n baz1 i~lerimizde senden
i~ini emanet yard1m isterdik". Bu, h1ristiyan bir kbleyi bzgur kilman1n da bir ibadet olduguna ve
etmek
muslumanlarin i~lerinin kendilerine emanet edilemeyecegine bir delildir. (unku
onlar bu konuda emaneti yerine getiremezler. Omer (r.a.) bunu EbO Musa el-E~'arl
(r.a) yi ele~tirme olarak sbylemi~tir. $byleki Omer (r.a.), EbO Musa'ya,
"Katibine sbyle bizim ic;in ~unu yazs1n" dedi.
0, "ben im kati bi m mescide g irmez".
Omer (ra) de, "kendisi cunup mu oldu?"
Koleyi Ozgiir Klima Kitabt. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 123
EbO Musa, "Hay1r, o h1ristiyand1r" dedi. Bunun uzerine Omer (r a)
"Subhanallah ! Sen Allah'in

~ 'l~ ~)~ .q ~-'~ ~ ~~ IJW 'i,


"Kendi d1~1mzdakileri s1rda~ edinmeyin. <;unku onlar size fena/1k etmekten
as/a geri durmaz!ar" (Al-i lmran, 3/118) dedigini i~itmedin mi?" dedi.
Omer b. Abdulaziz'den rivayet edildigine gore o bir h1ristiyan kblesini ozgur
kild1. Sonra o kale oldu. Omer de onun miras1n1 hazineye aktard1. Bu, musluman1n
kafire mirasc;1 olamayacag1n1 gbstermektedir. Eger kafir, mirasc;1 b1rakmadan blurse
onun mal1 devlet hazinesine ait olur.
lbn Omer (r a) den rivayet edildigine gore bir cariyesi zina etti. Bu zinadan bir
Zina eseri
c;ocuk dunyaya getirdi. lbn Omer (r a) o cariyeyi ve c;ocugunu bzgur kild1. Bu, olan
~oc u klara 1yi
zinadan dogma c;ocugu bzgur k1lmak suretiyle Allah'a yakla~manin caiz oldugunu
davranmak
gbstermektedir.
Omer (ra )'den rivayet edildigine gore o zinadan olma c;ocuga iyi
davranilmas1n1 vasiyet etti. Zinadan dogma c;ocuklann bzgur k1l1nmas1n1 tavsiye
etti. (unku onlar da diger insanlann malik oldugu sayg1nl1ga maliktir. Onlann
gunahlan da yoktur. Gunah ancak onlann ana babas1na aittir. Nitekim Ay~e
(ra.)'den rivayet edildigine gore o,

~ ~~t ;jJ ~jjlj


- ~)- .qj ~
~

"Hir;bir gunahkar, ba~kasmm gunah yukunu ustlenmez" (lsra, 17/15) ayetini bu


anlama yorumluyordu.
Ibrahim ve Amir'den (r.a.) rivayet edildigine gore, onlar ~byle demi~lerdir:
Zina'dan dogma kblenin kefaret olarak bzgur kil1nmas1 yeterli olmaz. Onlar
Peygamber'in

~*11 ~ J.}JI :Jj


"Zinadan dogan r;ocuk ur;un (ana, baba ve r;ocuk arasmda) en ~erlisidir"79
hadisini bu anlama yorumlam1~ gibidirler.
Ancak biz bu konuda Ibrahim ve Amir'in (r.a.) gbru~lerini kabul etmiyoruz.
(unku Allahu Teala koleyi bzgurluge kavu~turmay1 emretmi~tir. Kblelerin c;ogunun
genellikle babas1 bilinmez. Hadisin yorumu da ~u ~ekildedir. "Nesep bak1mindan
[7178]
uc;unun en ~erlisidir. (unku onun nesebi yoktur''. Yahut da bu hadis, zinadan
dogma belirli bir ki~i hakk1nda sbylenmi~tir. 0, asi olarak yeti~mi~ti. Ana
babas1ndan daha kbtU idi.

79
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/311; Ebo DavOd, ltk 12; Hakim, Mustedrek, 11/233; Beyhak\, es-
Sunenu'/-kubra, X/57.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _43
hukmunu iptal etme hakk1na sahip olmad1g1 gibi, yeminin hukmunu degi~tirme
hakkina da sahip degildir. Ancak surenin dolmas1yla talakin gerc;ekle~mesinden
sonra talak1 belirleme yetkisine sahiptir. C::unku bunda yeminin hukmunu
degi~tirme yoktur. Bilakis bu belirsiz olan talak1 belirlemektir. Bu da kocaya
b1rakllm1~t1r.

bte yandan, han1mlardan birisi hakkinda talak1 belirlediginde, yemin onun


hakkinda belli olmu~ olmaz. Ancak Ebu Yusuf (rh.a )'tan gelen bir rivayete gore belli
olmu~ olur. Biz bu konuyu el-CamiO's-saglr'in ~erhinde ac;1klam1~t1k.
ila yapan
Koca, hanimma ila yapt1gmda, kendisiyle han1m1 arasmda dort ay
kocanm,
veya daha fazla yi.iri.iyi.i~ mesafesi bulunursa, kalbi ve diliyle yapt1g1 doni.i~ uzakta olan
hammma
yeterli olur. donmesi
Bize gore; sure ic;inde cinsel ili~kide bulunmaktan aciz olan ki~inin hanim1na
donu~u dil ile (donme sozlerini soylemek suretiyle) olur. Bu; Ali ve lbn Mesud
(r.a.)'dan rivayet edilmi~tir.
~afii(rh.a.)'ye gore ise dille donu~ yapmak gec;ersizdir. C::unku donu~e iki
hukum baglanm1~t1r. Bunlar: a- Kefaretin gerekli olmas1, b- Aynlma hukmunun
gerc;ekle~memesi. Dil ile donu~ yapmak bu iki hukumden kefaret ac;1s1ndan
muteber degildir. Dolay1s1yla diger hukum bak1m1ndan da boyle gec;ersiz olur.
Biz Hanefller ise ~oyle demekteyiz; Kefaret, yemini bozma nedeniyle gerekli
olur. Dil ile donu~ yaplld1ginda yemini bozma gerc;ekle~mez. Zaman1n gec;mesiyle
talakin gerc;ekle~mesine gelince, bu kad1na zarar verip onu s1kint1ya sokmaya
itibarlad1r. Bu, cinsel ili~ki yolu ile donu~ yapamayan ki~inin soz ile donu~ yapmas1
durumunda, zarar verme bulunmamaktad1r. Demek ki cinsel ili~ki ile han1mina
donu~ as1I, sozle donmek ise bedeldir. C::unku "t) donmek"ten ibarettir. Koca
birle~meye guc; yetirebiliyorsa, kad1nin birle~me hakk1n1 engelleyerek ona zarar
verme ve s1kint1ya sokmay1 kastetmi~tir. Onun bundan donmesi, e~i ile
birle~mesiyledir. Arna cinsel birle~meye imkan bulamad1g1nda, kocanin kast1,
kad1n1n birle~me hakk1na engel olarak ona zarar vermek degildir. C::unku bu
durumda kad1n1n birle~me hakk1 yoktur. Koca yaln1zca dili ile onu yaln1zliga terk
ederek zarar vermeyi kastettiginden, onun donu~u de sozleri ile han1minin
gonlunu almak suretiyle olur. C::unku tevbe, suc;a uygun ~ekilde yapll1r.
Cinsel birle~meden aciz olmak bazen kan-koca aras1ndaki mesafenin uzakl1g1 Cinsel
ili~kiden aciz
bazen de hastalik nedeniyle olur. Han1m1yla arasinda dart ay veya daha uzun bir olan kocanm
mesafe varsa, Tia suresi ic;inde birle~meden aciz sayJ11r. Onun donu~ yapmas1 kalp iladan
donmesi
ve diliyle olur. Aralannda dart aydan az bir mesafe varsa, birle~meye kadir
oldugundan donu~u ancak cinsel birle~me ile olur. C::unku bedelin hukmune,
ancak asl1 yerine getirmek mumkun olmad1g1nda itibar edilir.
Tia yapt1ginda hasta ise ve bu hastal1k sure bitene kadar surerse donu~u ayn1 [7/29]
~ekilde kalp ve dil ile olur. C::unku koca, hastal1k nedeniyle birle~meden acizdir.
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 12s

haber vermesi durumunda dogru soylemi? olabilir. Bu ise mecliste


ger<;ekle?meyebilir. Kadin "ben hay1z oldum" dediginde bzgur olur.
Efendi, cariyesine "dilersen sen ve falanca cariyem ozgursunuz" dese ve
kendisine soz sbylenen cariye de "ben kendimin ozgurlugunu istiyorum" dese
ozgur olmaz. c:;:unku efendinin "dilersen" sbzu tek ba?ina bag1ms1z bir sbz
degildir. Bu sozu mutlaka daha once gec;en sbzlere dayand1rmak gerekir. Bu
durumda sbzun anlam1 "eger ikinizin bzgur olmas1n1 dilersen" demek olur.
Kadin1n yalnizca kendisinin bzgur olmasin1 istemesiyle ko?ul yerine gelmi? olmaz.
Yine efendi iki cariyesine "ikiniz isterseniz ozgursunuz" derse ve yalnizca
cariyelerden biri ozgur kll1nmay1 isterse bu gec;ersiz olur. c:;:unku efendinin sbzu
"eger ikinizin bzgur kll1nmasin1 isterseniz" demektir. Onlann yaln1zca birinin
istemesiyle veya her ikisinin ic;lerinden birinin ozgur kll1nmas1n1 istemesiyle ko?ul
yerine gelmi? olmamaktad1r.
Efendi iki cariyesine "ikinizden hanginiz ozgur olmay1 isterse o ozgurdur"
[7/79]
dese, ikisi birden ozgur olmay1 isteseler, ikisi de ozgur olurlar. c:;:unku "hangi" sbzu
onlardan her birini ayn ayn kapsar. Onlardan biri ozgur olmay1 isterse bunu isteyen
ozgur olur. c:;:unku efendinin bu sozu ile, onlardan her birinin dilemesi, ikisinin
bzgur olmas1nin ko?uludur . Gbrmez misin efendi, "ikinizden hanginiz isterse"
demi?, "ikiniz de isterse" dememi?tir. lkisi birlikte bzgur olmay1 isterlerse ikisi de
bzgur olur. Efendi "ikinizden birini kastettim" dese hukuken tasdik edilmez.
Kendisi ile Allah aras1ndaki hukum bak1mindan tasdik edilir. c:;:unku o, genel
anlaml1 bir kelimede (amm) bir ifadede tahsisi (bzeli) kastetmi?tir. Eger o ikisinden
belirli birisini kastetmi?se o ozgur olur. Onlardan belirli olmayan birini kastetmi?se
ikisinden birini tercih edip onu bzgur k1tma, digerini de elinde tutma yetkisine
maliktir. Bu "ikinizden belirli olmayan birini bzgur kll1yorum" demesine benzer.
Efendi "bana ait butUn kbleler ozgurdur" dese ve kendisinin kbleleri, um mu
veledleri, mudebberleri ve mukatebleri bulunsa; mukatebler di?lnda kalanlann
hepsi ozgur olur. Mukatebleri kastetmedikc;e onlar bzgur olmaz. c:;:unku "butUn"
(her) sozcugu genelle?tirmeyi gerektirir. Efendi "bana ait" ifadesiyle kendisine
mutlak olarak mulkiyet niteligiyle bagl1 olan butUn koleleri ozgur k1tmay1 gerekli
kllm1?t1r. Bu nitelik; koleler, ummu veledler ve mudebberlerde bulunmaktad1r.
c:;:unku efendi bu say1tanlann hem kendilerine, hem de kazanc;lanna malik olur.
Nitekim onlann gelirleri ve kazanc;tan efendiye aittir. Bu durum mukateblerde
bulunmaz. c:;:unku efendi mukateblerin koleliklerine malik olmakta birlikte onlar
kendi elinde degildir. Mukateb, yed mulkiyeti (kazanc;lanna malik olma mulkiyeti)
bak1m1ndan ozgur kimse gibidir. Bu nedenle de kendi kazancina malik olma
konusunda en c;ok hak sahibi olan odur . Efendi onun kazanc1na malik olamaz. Bir
ac;1dan sabit olup ba?ka bir ac;1dan sabit olmayan ?ey mutlak olarak sabit olamaz.
Bu nedenle de mukatebler, efendinin niyeti olmad1kc;a "bana ait butUn koleler
126_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
ozgurdur" ifadesinin kapsam1na girmezler. Eger efendi onlann da girmesini
kastederse deriz ki; efendinin niyet ettigi husus, sozun muhtemel oldugu
anlamlardand1r. (unku efendi, bir ac;:1dan kendisine dayand1rll1p bir ac;:1dan
dayand1nlmayan bir ~eyi kendisine dayand1rabilir.
Efendi "ben bu sozumde erkekleri kastettim, cariyeleri degil" dese kendisi ile
Allah aras1ndaki hukum bak1m1ndan tasdik edilir. Fakat hukuken tasdik edilmez.
(unku bu durumda o amm (genel) bir ifadede tahsise (ozele) niyet etmi~
olmaktad1r. Efendinin "Ben kolelerimden siyah olanlan kastettim, beyaz olanlan
degil" demesi bundan farkl1d1r. (unku bu durumda efendi ne hukuken ne de
kendisi ile Allah aras1ndaki hukum bak1mindan tasdik edilmez. (unku bu durumda
ifadesinde yer almayan bir ~eyi ozelle~tirmeyi kastetmi~tir. Kendi sozu olmayan
~eyde umum (genellik) olmaz. Dolay1s1yla burada tahsise niyet etmesi de gec;:erli
olmaz. Bizim meselemizde ise kendi sozu olan bir ~eyde tahsise niyet etmi~tir.
(unku .!l_,h; kelimesi gerc;:ek olarak kadinlar ic;:in deg ii, erkekler ic;:in kullan1l1r.
Kad1nlar ic;:in ~_,h.. kelimesi kullanll1r. Ancak erkeklerle kad1nlar bir arada
bulundugunda adeten onlarin hepsi ic;:in erkeklere ait ifade kullanll1r. Efendi
erkeklere niyet ettiginde kendi sozunun gerc;:ek anlamina niyet etmi~ olur. Ancak
bu, genel kullan1ma ayk1nd1r. Bu nedenle kendisi ile Allah aras1ndaki hukum
bak1m1ndan tasdik edilmekle birlikte, hukuken tasdik edilmez. Bundan dolay1
"efendi ben erkekleri deg ii kad1nlari kastettim dese onun niyeti lagv/gec;:ersiz olur"
denmi~tir.
"Ayn1 ~ekilde efendi "bu nun la mudebberleri kastetmedim" dese hukuken tasdik
edilmez".
Muhammed (rh.a.) "Yeminler Kitab1"nda ~oyle demi~tir: Efendi "ben
mudebberleri kastetmedim" dese kendisi ile Allah arasindaki hukum bak1m1ndan
da, hukuken de tasdik edilmez. Bu konuda iki rivayet vard1r. Diger rivayetin delili
~udur; Efendi burada ifadesinde bulunmayan bir ~eyi tahsis etmeye niyet etmi~tir.
(unku kolenin ozgur olmas1n1 olumune baglama (tedbir) ozgur etme hakk1n1 elde
etmeyi gerektirse bile, kolenin hem kendisi hem de kazanc;:lari uzerindeki
mulkiyetin efendiye dayand1rllmas1 konusunda bir noksanl1g1 gerektirmez.
ikinci rivayetin delili ise ~udur; kolenin efendiye baglanmas1 koleligi
nedeniyledir. Kolenin ozgur olmas1n1 efendisinin olumune baglama (tedbir) i~lemi
ise kolelikte bir eksilme meydana getirir. (unku ortadan kald1rmaya (feshe)
muhtemel olmayan bir ~ekilde ozgur olmay1 hak etme, ancak kolelikte bir
eksilmenin meydana gelmesiyle olabilir. Bundan dolay1 ~oyle denilmi~tir:
"Mudebber bir ac;:1dan ozgur gibidir. Bu nedenle sat1lmas1 mumkun degildir." i~te
bu ac;:1dan mudebber, mukateb kole konumunda olup, mutlak mulkiyetle ve
kolelikle efendiye bagl1 degildir. Ancak burada efendiye baglama konusundaki
eksiklik, gizli bir konu oldugundan efendi hukuken degil, kendisi ile Allah
arasindaki hukum bak1m1ndan tasdik edilir. Mudebber, efendinin niyeti olmad1kc;:a
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 127
ifadenin kapsam1ndan d1~an c;1kmaz. Mukatebte ise noksan ac;1k bir nedenledir. 0
da kendi kazanc;lan uzerinde mulkiyet kurmas1d1r. Bu nedenle efendi niyet
etmedikc;e ifadenin kapsam1na girmez. (unku efendinin "bana ait her kble [7180]
ozgurdur" sbzu kendisi taraf1ndan yap1lan bzgur kllma tasarrufudur. Biz daha
once mudebberin ozgur k1l1nmas1nin; bir ac;1dan, sonradan hak edilecek bir ~eyi
onceden gerc;ekle~tirme oldugunu belirtmi~tik. Bu nedenle bu her bak1mdan bir
in~al (kurucu) tasarruf olmaz.

Efendi "ben mudebberleri kastetmedim" dediginde o yaln1zca her ac;1dan


in~al olan bir tasarrufu gerc;ekle~tirmeyi kastettigini ac;1klam1~ olur. Bu yalnizca
efendinin kalbinde bulunan bir konudur. Bu nedenle de kendisi ile Allah aras1ndaki
hukum bak1m1ndan tasdik edilir.
Efendi, kolelerine "falanca haric; siz bzgursunuz" dese, dedigi durum
gerc;ekle~ir. (unku istisna ile kay1tlanm1~ bir sbz, istisna d1~1ndakileri ifade eder.
Ayni ~ekilde efendi birisinin ad1 Salim olan iki kblesine, "Salim d1~1nda ikiniz
ozgursunuz" dese, Salim kale olmaya devam eder. Digeri ozgur olur. (unku
efendinin sbzu istisnanin d1~1ndakini ifade eder. lstisna edilen d1~1nda, efendinin
sozunun ifade etmesi mumkun olan bir kale kalm1~t1r.
Efendi "Salim bzgurdur. Merzuk bzgurdur. Ancak Salim haric;" dese ikisi de
ozgur olur. (unku efendi her birisi ic;in ayn bir haber (yuklem) anarak birbirinden
ayn iki sbz konu~mu~tur. Dolay1s1yla onun "Salim haric;" sozu daha once
konu~tugu iki sbzden birinin tamamen istisna edilmesi anlam1 ta~1r. Bu ise
gec;ersizdir. (unku bu, sbzu yarars1z, bo~ k1lmakt1r. Halbuki istisna geriye kalan1
belirtmek ve ilk sbzle ne kastedildigini ac;1klamak ic;indir. Bu ise istisna edilenden
geriye sbzun kapsad1g1 bir ~ey kald1g1nda gerc;ekle~ir. Bu sbz, efendinin "Salim ve
Merzuk ozgurdur. Salim haric;" sbzunden farkl1d1r. Burada istisna dogrudur. (unku
burada iki isimi birbirine atfederek, yuklemi daha sonra and1g1 ic;in efendinin sozu
anlam ac;1s1ndan tek bir sbz konumundad1r. Efendi burada mustesna ic;in yuklem
olmaya uygun bir ~ey de anm1~t1r. Bundan anl1yoruz ki efendinin sbzu anlam
ac;1s1ndan tek bir sbzdur. O sanki "Salim haric; ikiniz bzgursunuz" demi~ gibi
olmaktad1r.
Efendi "ebediyete kadar malik olacag1m her kale ozgurdur" derse bu sbz,
sadece efendinin gelecekte malik olacag1 koleleri kapsar. (unku efendi "ebediyete
kadar" demi~tir. Ebediyetin de gerc;ekte bir s1nin yoktur. Orfte ise bu ki~inin
olumune kadar olan gelecekteki sureyi ifade eder. Bizim kabul ettigimiz temel
prensibe gore "Bo~anma gibi bzgur kllma da mulkiyete dayand1nlabilir". Bundan
dolay1 efendi; satin alma vb. hangi yolla koleye malik olursa olsun o kale ozgur
olur. Cunku bir vakte baglanan veya bir ko~ula baglanan ~ey onun gerc;ekle~tigi
s1rada derhal yap1lm1~ gibidir. Efendi "otuz y1la kadar malik olacag1m butUn koleler
ozgurdur" dediginde de bbyledir. Yine efendi "satin ald1g1n her kale ozgurdur"
128 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
dediginde de boyledir. c;:unku satin alma mulkiyetin nedenidir. Nedeni hukum
yerine koymak gec;:erlidir.
Efendi ba~kas1na emreder de o koleyi satin al1rsa kale ozgur olmaz. c;:unku
efendi kendisinin satin almas1n1 ko~ul koymu~tur. Ba~kas1 satin al1nca bu ko~ul
gerc;:ekle~memi~ olur. Satma ve satin almada akdin haklan, akdi (sbzle~meyi)
yapana bagl1d1r. Akdi yapan akdi, emri verene dayand1rmak zorunda degildir.
Nikahta ise boyle degildir.
Eger efendi "satin alacag1m tUm koleler bzgurdur" ifadesiyle kendisinin de
ba~kas1nin da satin almamas1na niyet etmi~se, onun ic;:in al1nan kale bzgur olur.
c;:unku o, farkl1 bic;:imlerde anla~1lmas1 mumkun olan bir ifade ile kendisi aleyhine
bir konuyu saglama baglam1~t1r. c;:unku o, nedeni (satin almay1) anmak suretiyle
onun hukmu olan mulkiyeti kastetmi~tir.
Alimler ~byle demi~lerdir: Bunlann tUmu efendi akdi bizzat gen;:ekle~tiren biri
oldugundad1r. Arna bu ifadeyi sbyleyen efendi, adeten bizzat satin almay1
[ 7181 1 gerc;:ekle~tiremeyen bir ki~i ise ve ba~kas1na kendisi ic;:in bir kale satin almas1n1
emretmi~se o kale ozgur olur. c;:unku o yemin ile (satin alacag1m her kale
ozgurdur, ifadesiyle) adeten kendisinin yapabilecegi bir tasarruftan men
etmektedir. Onun adeti bu ~ekilde satin almaksa yemini de mutlak olarak
yapild1ginda buna yorumlan1r.
Efendi "falanca ile konu~tugum gun, malik oldugum butUn kolelerim
ozgurdur" derse ve kendisinin de kolesi yoksa, sonra bir kale satin al1p belirttigi
ki~i ile konu~sa kale ozgur olmaz. c;:unku "malik oldugum" ifadesi ile orfteki
kullan1ma gore ~u anda malik olunanlar kastedilir. Nitekim "falanca ~una malik",
"Ben ~una malikim" denilir. Bununla kastedilen ~u and1r. Durum boyle olunca bu
ifadeyi kullanan ki~inin sozu ~u an malik olmad1g1 koleleri kapsamaz. c;:unku bir
vakte dayand1nlan veya bir ko~ula baglanan tasarruf, an1nda yururluk kazanan
tasarruf neyi kaps1yorsa onu kapsar. Bu sbzle an1nda yap1lan bzgur k1lma i~lemi
yalnizca ki~inin ~u an malik oldugu koleleri kapsay1nca bir vakte dayand1rilan ozgur
kilma i~lemi de ~u an malik olunan koleleri kapsar. Daha once gec;:en mesele ise
boyle degildir. c;:unku orada dayand1rma ozgurluge degil, mulkiyete yap1lm1~t1r. Bu
nedenle o, gelecekte malik olunacak koleleri de kapsar.
Efendi "falanca ile konu~tugum gun, o gun malik oldugum tUm koleler
ozgurdur" demi~se onlar ozgur olurlar. c;:unku efendi bu ifade ile, belirttigi ki~i ile
konu~tugu vakitte malik oldugu koleleri bzgur k1lmay1 ko~ul ko~mu~tur. Efendinin
bu yemini yapt1g1 s1rada ve daha sonra olan butUn koleleri konu~ma esnas1nda
onun mulku kabul edilir. Bu nedenle de hepsi ozgur olur.
Efendi "falanca ile konu~tugum/konu~acag1m gun, ebediyete kadar malik
olacag1m butUn koleler ozgurdur" der ve sonra da bir kale satin al1p ard1ndan o
ki~i ile konu~ursa bu kale ozgur olmaz. c;:unku bir ko~ula baglanan ~ey, ko~ul
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 1!29

ger<;ekle~tigi s1rada ger<;ekle~mi~ say1l1r. Efendinin "falanca ile konu~tugum gun"


ifadesi ko~uldur. "Ebediyete kadar malik olacag1m butUn koleler de ozgurdur"
cumlesi de bu ko~ulun kar~il1g1d1r. Sanki efendi "ebediyete kadar malik olacag1m
butUn koleler ozgurdur" sozunu, belirtilen ki~i ile konu~ma meydana geldiginde
soylemi~ gibi olmaktad1r. Bu ifade konu~madan once degil yaln1zca sonra malik
olunan kbleleri kapsar. Konu~madan once satin al1nan kale, konu~ma s1ras1nda
onun kolesi olmu~ oldugundan, efendinin ifadesi bu koleyi kapsamaz.
Efendi "Falanca ile konu~tugum gun, malik oldugum/olacag1m butUn koleler
ozgurdur" der ve bununla gelecekte malik olacag1 koleleri kastederse, daha sonra
bir kale satin al1r ve and1g1 ki~iyle konu~ursa bu kale ozgur olur. Cunku efendi
sozunun gerc;:ek anlamina niyet etmi~tir. Cunku onun sozunun gerc;:ek anlam1
"gelecekte malik olacag1m butUn koleler" dir. Ancak hukOken, yemin ettigi gun
malik oldugu koleler ozgur olur. Cunku yaygin kullan1m dolay1s1yla efendinin
sozunun ac;:1k anlam1, ~u an malik oldugu koleleri kapsamaktad1r. Efendi sozu,
gbrunu~teki anlam1ndan ba~ka bir anlama nakletme konusunda tasdik edilmez.

en-Nevadir'de anild1g1na gore efendi soyledigi sbzde tasdik edilir. Cunku


efendinin niyet ettigi sbzunun gerc;:ek anlam1 ayn1 zamanda insanlar aras1nda da
kullanilmaktad1r.
Efendi "bana ait butUn koleler ozgurdur" dese ve ba~kas1 ile ortak bir kolesi
bulunsa bu kale ozgur olmaz. Cunku efendi mutlak olarak mulkiyeti kendisine
k1lm1~t1r.
80
bagl1 bir kolenin ozgur olmas1ni kendisine gerekli Memluk kolenin [7/82)
ismidir. Ortak kale ise bir ac;:1dan kendisine, diger bir ac;:1dan da ortagina baglanir.
Dolay1s1yla sozunun mutlak ifadesi bu koleyi kapsamaz. Efendi bu ortak koleyi
kastetse istihsanen kale ozgur olur. K1yasa gore ise ozgur olmaz. Cunku onun
ortak koledeki pay1na kale veya memluk denilemez. Bu durumda efendi ifadesinde
and1g1 ~eye ayk1n, bir ~eye niyet etmi~ olur.
Ancak istihsan konusunda Muhammed (rh.a.) ~byle demektedir: Kolenin
butUnune memluk denilebilecegi gibi, onun bir parc;:asina da memluk denilebilir.
Bu nedenle mulkiyete ozgu tasarruflan, (yans1 veya, dortte biri gibi) ortak bir
parc;:aya dayand1rmak gec;:erlidir. Efendi buna niyet ettigi zaman, farkl1 ~ekillerde
anla~ilabilen bir ifade ile kendisi aleyhine i~i saglamla~t1rm1~ olur. Efendinin niyeti
olmad1ginda, bunun orfe gore sbzunun hukmu alt1na girmeyecegine hukmettik.
Cunku "memluk" kelimesi orfte tam bir kale ic;:in kullanil1r. Efendi orfe ayk1n bir
~eye niyet ettiginde art1k bu orfe itibar edilmez. Bunu ~oyle ac;:1klayabiliriz: Ki~inin
ba~kas1yla ortak oldugu kale; bir ac;:1dan kendisine ait, diger bir ac;:1dan degildir. Bu
ac;:1dan mukateb gibidir. Niyet etmesi durumuna gore ifadenin kapsam1na girer.

80
Metinde "kale" anlam1nda "memlOk" kelimesi kullanilm1~t1r.
130 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut
"ButUn kolelerim ozgurdur" diyen efendinin, ti caret yapmasina izin verdigi
tacir bir kolesi olsa ve bu kolenin de koleleri olsa, tacir kolenin borcu olsun veya
olmas1n, 0 kole ozgur olur. c;:unku 0 hem kendisi hem de mulkiyet bak1m1ndan
efendinin mulkudur. Efendiye tam bir bic;imde bagl1d1r. Bu tacir kolenin elinin
alt1ndaki kolelere gelince; EbO Hanife (rh a )'e gore eger tacir kolenin, kendi
degerini ve kazand1klann1 a?an bir borcu varsa, efendi bunlara niyet etsin veya
etmesin, kolenin koleleri ozgur olmazlar. Eger tacir kolenin borcu yoksa efendi bu
kolelere niyet etmedikc;e onlar ozgur olmazlar.
EbO Yusuf (rh.a.)'e gore tacir kolenin borcu olsun veya olmasin, efendi onlann
ozgur olmasina niyet etmi~se ozgur olurlar. Niyet etmemi~se ozgur olmazlar.
Muhammed (rh.a.)'e gore ise efendi onlan ozgur olmaktan istisna etmeye
niyet etmedikc;e tacir kolenin borcu olsun veya olmas1n ozgur olurlar.
Bu goru? aynl1g1 iki temel prensibe dayanmaktad1r;
1- EbO Hanife (rh a )'e gore ticaret yapmas1na izin verilen kolenin, kendi degeri
ve kazancin1 a~an borcu var ise efendi bu kolenin kazanc1na malik olamaz. EbO
Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise malik olabilir.
2- EbO Hanife ve EbO Yusuf (rh a )'e gore yeminlerde kolenin kazanc1 efendiye
baglanmaz. Muhammed (rh.a.)'e gore efendiye baglanir. Buna gore bir kimse
"falancan1n evine girmeyecegine" yemin etse, sonra da o ki~inin kolesinin evine
girse Muhammed (rh .a.)'e gore yeminini bozmu? olur. c;:unku bu baglaman1n
gerc;egi mulkiyettir. Kolenin kazanc1 da efendisinin mulkudur. EbO Hanife ve EbO
Yusuf (rh a )'e gore evin efendiye baglanmas1 mecaz, koleye baglanmas1 gerc;ektir.
<:;:unku o, efendinin kazanc1d1r. ResOlullah (s av):

jLQ :JJ· I~ ~\:; (..)"'


. I.....' :,

"Kim ma/1 olan bir koleyi satarsa ... " 81 buyurmu~tur .


Bunun delili ?udur; "bu onun degil, kolesinin evidir" diyerek o evin efendiye
ait olmad1g1n1 belirtmek dogru olur. Burada muteber olan evin kime bagland1g1d1r.
Mulkiyetinin kime ait oldugu degil. Nitekim ki?i yemininde belirttigi ki?inin egreti
veya kira olarak oturdugu (yani mulkiyetinin kendisine ait olmad1g1) evine girse
yeminini bozmu? olur.
Bunu kavrad1ktan sonra ?Unu soyleriz: EbO Hanife (rh.a.)'ye gore efendi, kole
borc;lu oldugunda onun kazanc1na malik olamaz. Hatta bizzat onu ozgur klisa
ozgur olmu? olmaz. Ozgur klimada (" kolelerim" diyerek) mutlak bir ifade
kulland1g1nda onun ozgur olmasina niyet etse de boyledir. Eger kolenin borcu
olmazsa o kole mutlak olarak kendisine baglanmaz. Bu nedenle niyet etmedikc;e

81
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/82; Eba DavOd, !care 44; Tirmizi, BuyO' 25; Nesai, BuyO' 76; lbn
Hibban, Sahih, Xl/289; Taberani, el-Mu'cemO'l-kebir, Xll/284; Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/311.
Koleyi Ozgiir Klima Kitabt. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 131
mutlak sbzuyle bzgur olmaz. Eger niyet ederse ozgur olur. Cunku niyet ettigi ~ey,
soyledigi sozun muhtemel oldugu anlamlardand1r.
EbO Yusuf (rh.a.)'e gore kolenin borcu olsa da olmasa da efendi onun
kazanc1na malik olur. Ancak o mutlak olarak efendiye baglanmaz. Dolay1s1yla da
niyet etmedikc;e efendinin sozune dahil olmaz.
Muhammed (rh.a)'e gore baglama mulk itibanylad1r. Kole de borcu olsun veya
olmas1n onun mulkudur. Bu nedenle, niyetiyle o koleyi istisna etmedikc;e o kale de
ozgur kilmanin kapsam1na girer. lstisna ederse bu gec;erli olur. cunku efendi
"butUn kolelerim ozgurdur" sozunde, her ac;1dan kendisine baglanan ~eye niyet
etmi~tir. Ancak kolesinin koleleri mulkiyet itibanyla kendisine baglanmakla birlikte,
kazanc; ac;1s1ndan ticaretle ugra~an koleye baglanmaktad1r. Yahut da burada efendi
genel anlaml1 (amm) ifadesini ozele indirgemeye (tahsis etmeye) niyet etmi~tir.
Onun niyeti kendisi ile Allah aras1ndaki hukum bak1m1ndan gec;erlidir. Bu nedenle
hukOken tasdik edilmez.
Efendi, Salim ad1ndaki kolesini c;agirn, onun yerine Merzuk ad1ndaki kolesi
cevap verirse ve efendi ona niyet etmedigi durumda "sen ozgursun" derse, [7/83]
efendiye cevap veren kale ozgur olur. cunku bzgur kilma, cevabin pe~inden
gelmi~tir. Bu nedenle efendi cevap verene hitap etmi~ olur. Efendi "ben Salim'i
kastettim" derse, onun niyetiyle Salim ozgur olur. Cunku niyet ettigi ~ey sozunun
muhtemel oldugu anlamlardand1r. Ancak o, ozgur kilma tasarrufunu Merzuk'tan
geri c;evirme konusunda hukOken tasdik edilmez. Cunku gorunu~te ozgur kilma
Mezruk'a yonelik olarak gerc;ekle~mi~tir. Bu nedenle ozgur olmay1 ondan
ba~kasina c;evirmesi hukOken tasdik edilmez. Ancak kendisi ile Allah aras1ndaki
hukum bak1mindan tasdik edilir.
Efendi, Salim oldugunu zannettigi bir ki~iyi gostererek "ey Salim sen
ozgursun" deyip, onun kendisine veya ba~kas1na ait ba~ka bir kale oldugu
anla~ilsa, kolesi Salim ozgur olur. Cunku efendi ozgur k1lmay1 c;ag1rmanin pe~inden
yapm1~t1r. Bu nedenle ozgur kilma, yalnizca c;ag1nlan ki~iyi kapsam1~t1r. Efendinin Yara rm
zann1na itibar olunmaz. cunku zan, insan1 gerc;ege ihtiyac;s1z b1rakmaz (mustagnl ancak akitle
deger
k1lmaz). kazanmas1
Ki~i, kolesini veya cariyesini ozgur k1lsa, sonra da ozgur k1ld1g1n1 inkar etse
ard1ndan bu kolelerin hizmetinden ve gelirlerinden yararlansa, sonra da onlan
ozgur kild1g1n1 ikrar etse veya kendisi aleyhine delil ortaya c;1ksa, kolenin bu sure
ic;inde yapt1g1 hizmet dolay1s1yla efendinin bir ~ey odemesi gerekmez. cunku bu,
yalnizca yaran elde etmektir. Oysa akit olmad1kc;a yarara deger bic;ilmez. Gormez
misin ki~i ozgur bir insani gasp edip onu c;al1~t1rsa bize gore, gunah i~lemi~ olur.
Arna bir ~ey odemesi gerekmez. Bu mesele de onun benzeri, hatta bizzat
kendisidir. cunku ikrar ve delilden, hizmet eden ki~inin hizmet s1ras1nda ozgur
l32 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
oldugu ortaya <;1km1~t1r. Fakat efendi, ozgur olan ki~inin gelirinden eline ald1g1n1
ona geri verir.
Muhammed (rh.a )'in burada kastettigi; onceden cariye olan kad1n bizzat
kendisi Ocretle <;al1~m1~sa veya kazanm1~sa efendi ondan ald1g1n1 oder demektir.
c;:onku daha sonra o kad1n1n kendi kazanc1na malik ozgur birisi oldugu
anla?1lm1~t1r. Efendinin ondan ald1g1n1 geri vermesi gerekir. Eger efendi onu
ba~kas1n1n yaninda Ocretle <;al1~t1rm1~sa, ald1g1 gelirler kendisinin olur. c;:onku bu
gelir onun yapt1g1 akitle kendisinin olmu?tur. Ancak bu gelir, efendi i<;in temiz bir
kazan<; olmaz. c;:unku bu gelir kendisine helal olmayan bir kazan<; yolu ile
ula~m1~t1r.

Efendi bu durumdaki kad1nla cinsel ili~ki kursa kad1na mehri misil odemesi
gerekir. c;:onku daha sonra anla~llm1?t1r ki efendi onunla ozgur oldugu durumda
birle~mi?tir. Ki?inin malik olmad1g1 kad1nla cinsel birle?mesi ya cezay1 ya mehri
gerektirir. Burada ?Liphe oldugundan dolay1 ceza dO?mLi?tOr. c;:onku gorunO?te
birle?me oldugu zaman kad1n onun mulku konumundayd1. Bu nedenle mehir
gerekli olmu?tur. Bunun nedeni ?Udur; cinsel birle?me yoluyla elde edilen ?ey,
yarar degil ayn (mal) hukmundedir. Bu nedenle onu elde etmenin mubah olmas1
yalnizca ona sahip olmaya baghd1r. Akitle ancak ebediyyen kad1na malik olabilir .
Eger yabanc1 bir ki~i. bu durumda olan bir adama kar~1 bir cinayet i?ler (yani
vucuduna yonelik bir su<; i~ler) ve efendi de cinayetten magdur olan ki~iyi bundan
er~ini
82
once ozgur k1ld1g1n1 ikrar ederse, su<;u i?leyene ozgur ki?inin odetme
konusunda efendinin bu ikran tasdik edilmez. <;:unku efendinin ikran su<;u i?leyen
hakk1nda bir delil degildir. Hukum ise delille sabit olur. Efendinin ikran yalnizca
kendi aleyhine delildir. Kolelere odenmesi gereken butOn er?ler onlann(kolelerin)
olur. c;:unku efendi kendi ikranyla er?i onlara havale etmi~tir. Burada kendisi
aleyhine ikrarda bulundugu i<;in bu ikran ge<;erli olur. Efendinin dogru soyledigine
dair delil ortaya <;1karsa su<;u i?leyen kimse, ozgur kimseye kar?1 su<; i?lemenin
cezasin1 oder. c;:onku delil herkes hakk1nda bir kan1ttir. Su<; i~lenmeden once onun
ozgur oldugunun deli I ile sabit olu?u, bunun gorme yoluyla sabit olu~u gibidir.
KO<;Ogun ve delinin cinnet durumunda yapt1g1 ozgur k1lma i?lemleri ge<;erli
degildir. c;:onku bunlann ozellikle de kendileri i<;in zararl1 olan sozlu tasarruflan
dinen yok hukmundedir. Diger taraftan ozgur kilma, kendiliginden baglay1c1
oldugundan degil, ancak baglay1c1 bir sozle yapi11nca ge<;erli olur. Halbuki dinen
<;ocuk ve delinin sozleri baglay1c1 degildir. Deli, akl1 ba?1nda iken ozgur kllsa bu

Er~ I .;-}JI Sozlukte; bedel, rO~vet, fesat, husumet gibi anlamlara gelir. Islam ceza hukukunda ise;
82

~ah1s aleyhine i~lenen ve olumle sonw;lanmayan yaralama ve sakat b1rakmalarda, magdOra


odenmesi gereken mali kar~il1k (diyet) demektir. Kesilen ve yaralanan organlara mahsus olup miktari
~er' an belirlenmi~ olan er~e "er~-i mukadder"; vucutta ve yuzde iz b1rakan yaralara ait olup miktari
belirlenmemi~ olan diyetlere ise "er~-i gayr-i mukadder" denir.
Kiileyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 133
ge~erli olur. (Linko bu durumda kendisi dinl hukumlere muhatapt1r. Sozu de
baglay1c1d1r. Ger~ekten koleye malik olabilir. Bu nedenle de ozgur kllmas1 ge~erli
olur.
Ki~i "Kolemi ben ~ocukken" veya "uyurken ozgur k1ld1m" dese onun sozu
kabul edilir. (Linko o, ikrann1 ozgur kllma i~lemine ayk1n olan belli bir duruma 171841
dayand1rm1~t1r. Bu, gorunu~te bir ikrar olmakla birlikte ger~ekte ozgur k1lmay1
inkar etmek yerine ge~er. Gorunu~e deg ii, anlama itibar edilir.
Efendi "Ben onu o yaratilmadan once" veya "ben yarat1lmadan once ozgur
kild1m" dediginde de durum boyledir. (Linko efendi ozgur k1lma i~lemini, ozgur
k1lmanin du~Onulmesi mumkun olmayan bir duruma dayand1rm1~t1r. Bu, dinen
ozgur k1lman1n du~Onulemeyecegi bir vakte dayand1rmas1ndan daha ate bir durum
olmaktad1r. 0 durumda efendiyi tasdik etmek gerekli olunca, burada oncelikle
tasdik etmek gerekir.
Efendi kolesine "ne zaman istersen ozgursun", "her istediginde ozgursun"
veya "istedigin zaman ozgursun" dese kale de "istemiyorum" dese sonra efendi
onu sat1p ardindan tekrar satin alsa sonra kale ozgur olmay1 istese ozgur olur.
(Linko efendi onun ozgur olmas1n1 omru i~inde istemesine baglam1~t1r. Kolenin
onceden "istemiyorum" demesi ile bu durum ortadan kalkm1~ degildir. (Linko
isteme fiili kendisinden daha sonra meydana gelebilir. Kolenin "istemiyorum"
demesi mecliste elbise giymesi veya meclisten kalkmas1 gibidir. Onun
"istemiyorum" sozu, efendinin sozunun asl1n1 reddetmek olarak kabul edilemez.
(Linko ozgur k1lmay1 ko~ula baglamak efendi taraf1ndan ger~ekle~tirilir. Kolenin
reddetmesiyle reddolunmu~ olmaz. Ko~ula baglll1k devam edince, kolenin
istemesiyle ko~ul yerine geldigi i~in ozgur olma da ger~ekle~ir.
Gormez misin efendi kolesine "eve girersen ozgursun" deyip sonra onu
satsa, ardindan yine satin alsa, kale eve girdiginde ozgur olur. Bu bizim mezhebin
goro~odor.

~afii (r.a.)ye gore ise kale ozgur olmaz. (Linko ona gore yeminin olu~mas1 i~in
mulkiyet ko~ul oldugu gibi, yeminin devam etmesi i~in de ko~uldur. Koleyi sat1nca
mulkiyeti ortadan kalkm1~t1r (dolay1s1yla yemin de ortadan kalkm1~t1r).
Biz Hanefller ise ~oyle diyoruz: Yeminin olu~mas1 i~in mulkiyet ko~ul degildir.
Ko~ul olan, yemin edilen ~eyin bulunmas1d1r. Bu nedenledir ki biz ozgur k1lman1n
mulkiyete baglanmas1n1 dogru kabul etmekteyiz. Burada uzerine yemin edilen ~ey
ozgur k1lmakt1r. Kolenin ozgur kllinmaya uygun bir konu (mahal) olmas1 kolelik
niteliginden dolay1d1r. Bu nitelik, onun satilmas1yla ortadan kalkmaz. ~u var ki
ozgur k1l1nman1n ger~ekle~mesi i~in, ko~ulun bulundugu esnada kale uzerinde
mulkiyetin bulunmas1 ko~uldur. (Linko ko~ul bulunmas1 s1ras1nda efendinin
tasarrufu konu ile (mahalle) ili~kili olur. Bundan once ise yeminin devam etmesi;
zimmetinin ve kendisine yemin edilen ~eyin ozgur k1l1nmaya uygun konu (mahal)
t34 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit

olmaya devam etmesi nedeniyledir. Ona malik olmay1 ko~ul koymanin bir anlam1
yoktur.
Efendi kolesine ~ 4 ~ ..:.J\ "Sen istedigin yerde ozgursun" dese ve kale
de o meclisten kalksa bu yetki verme gei:;ersiz olur. c;:unku 4 kelimesi mekan1
ifade eder. Bu durumda sozun anlam1 "nerede dilersen bzgursun" ~eklinde olur.
Efendinin sozunde vakit ai:;1s1ndan genellemeyi gerektiren bir ~ey yoktur.
Dolay1s1yla "dilersen ozgursun" ifadesi gibi meclisle s1nirll olur.
Efendi kblesine "nasll dilersen bzgursun" derse EbO Hanife (rh a.)'e gore bzgur
olur. EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore meclisten kalkmadan once bzgur
olmay1 istemediki:;e bzgur olmaz. Biz bu meseleyi bo~ama konusunda ai:;1klam1~t1k.
Ozgur kllma da bo~amaya k1yaslanir.
EbO Hanife (rh.a.)'e gore "nasll istersen" sozu ozgur kllma konusunda hii:;bir
~ey ifade etmez. c;:unku ozgur kllma geri:;ekle~tikten sonra hit:; kimse onu bir
nitelikten ba~ka bir nitelige i:;eviremez. Bu nedenle bu sbze muhatap olan kble mal
kar~ll1g1 veya belli bir sure sonra veya bir ko~ulla bzgur olmay1 isterse veya ozgur
olmas1n1 efendisinin blumune baglamas1n1 (tedbir) isterse bunlann tL.imu gei:;ersiz
olur. Kendisi de ozgur olur.
Efendi, "kolem ozgurdur" dese ve kendisinin de yalniz bir kolesi olsa o ozgur
olur. c;:unku efendi, ozgur olmaya sbz konusu olan ~eyi kendisine baglayarak
belirtmi~tir. Bu sanki i~aretle belirtmesi gibidir. Diger taraftan o, ancak kendi
mulkiyetinde geri:;ekle~ebilen bir beyanda (icapta) bulunmu~tur. Kendi mulku olan
kale bu nun ii:;in belirlenmi~ olur. Efendi "benim ba~ka bir kblem daha var. Ben onu
kastettim" derse delil getirmediki:;e tasdik edilmez. c;:unku onun sbzu, gorunu~
itibanyla onun mulku oldugu anla~1lan bu koleyi kapsamaktad1r. Efendi, sozu bu
koleden, bilinmeyen bir kbleye sarf ettiginde tohmet alt1nda olur. Kanit olmad1ki:;a
hakim onun sbzunu tasdik etmez.
[7185] Bir kimse ba~ka birisine "Ben sana fiyat1 ~u kadara bir kble sat1yorum" dese
ve kolenin ad1n1 soylemese, al1c1 da koleyi gbrmese bu sat1~ gei:;ersiz olur. c;:unku
bu ki~i belirsiz bir ~ey uzerinde lcapta 83 bulunmu~tur. Belirsiz bir ~ey uzerinde sat1~
Gormeden, lcab1nda bulunmak ise gei:;ersizdir. Bu, iki taraf1 anla~mazl1ga gbtL.irecek derecede
bilinmeden
bir belirsizliktir.
kole sat1~1
Sbzu edilen kolenin falanca kale oldugunda iki taraf ittifak ederse sat1~ caiz
olur. c;:unku bilinmezlik ve anla~mazl1k, onlann goru~ birligine varmalan ile sona
ermi~tir. Onlann sonradan koleyi ai:;1klamalan ba~lang1i:;ta belirlemeleri gibidir.

Ki~i ba~kas1na "kolemi sana ~u kadara sat1yorum" dese ve kolenin kim


oldugunu bildirmese al1c1 koleyi gordugunde sei:;im hakkina maliktir. c;:unku efendi

83
icab I ...,..~)' \: Alim sat1m sbzle~mesinde sat1c1 veya al1c1dan, sbzle~me yapma iradesini once ortaya
koyan taraf1n sbzu.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
t3S
koleyi kendine baglayarak tan1tm1~t1r. Bu, i~erisinde a ismi ta~1yan ba~ka birinin
almad1g1 bir yeri gostererek tanitmak gibidir. Al1c1 i~in se~im hakk1n1n almas1, satin
ald1g1 ~eyi gormemi~ almas1 nedeniyledir.
"Bu ozgOr k1lma gibi degildir".
Baz1 alimlerimiz Muhammed (rh.a)'in maksad1n1n, bu sbzO ile gbrme
muhayyerligi kanusunda iki meseleyi birbirinden ay1rd1g1n1 zannetmi~lerdir. Oysa
bbyle degildir. Aksine Muhammed (rh a) bununla, ki~i aras1ndaki farklll1g1
kastetmi~tir. (OnkO bilinmeyen bir kbleyi bzgOr kllmak i~in yap1lan irade beyan1
(leap) ge~erlidir ama satmak i~in yapilan leap bbyle degildir. Oyle ki ki~i "bir kble
bzgOr k1ld1m" dese ve kendisinin sadece bir kolesi alsa bu kale ozgOr alur. Ancak
"ben sana bir kale satt1m" dese bu sat1~ ge~erli almaz. (OnkO sat1~ta bilinmezlik
nedeniyle, aralarinda anla~mazllk alabilir. OzgOr k1lmada ise almaz. Efendinin daha
sanra yapacag1 a~1klama ozgOr kllma kanusunda kabul edilir. COnkO bu sat1m1n
aksine, kar~il1g1nda bir cevap bulunmayan bir beyand1r (lcapt1r).
Ki~i iki "kolemden biri bzgOrdOr" veya "kolelerimden biri ozgOrdOr" dese ve
kendisinin yalnizca bir kolesi alsa bu kale ozgOr alur. (OnkO ki~i mOlkiyet yaluyla
kendisine baglamak suretiyle, ozgOr kll1nacak koleyi belirtmi~tir. Ki~inin mOlkiyet
yaluyla kendisine baglad1g1 ~ey bir tane alunca, efendinin lcab1 i~in belirlenmi~
alur.
Ki~i iki kolesine "ikinizden biri ozgOrdOr" dese anlardan be Iii
almayan/herhangi biri ozgOr alur. (OnkO ozgOr kllma ka~ula baglanabilir.
Ba~amada aldugu gibi ozgOr k1lmada da belli almayan bir ~ey hakk1nda leap
ge~erlidir. COnkO bir ka~ula baglanan ~ey, ka~ul bulundugu zaman ger~ekle~ir. Bir
mal hakk1nda belirsiz bir ~ey Ozerinde lcapta bulunmak, ka~ula baglanmas1
mOmkOn alan bir kanuda, daha sanra yap1lacak bir a~1klamaya baglanan ~ey
gibidir. Bu nedenle efendinin belirsiz bir kolesi hakkinda ozgOr kllmak Ozere lcapta
bulunmas1 ge~erli alur. 0 iki koleden biri blur ya da oldOrOIOrse digeri bzgOr alur.
(OnkO blen ki~i. bzgOr k1lma fiilinin ger~ekle~mesine uygun bir kanu (mahal)
almaktan ~1km1~t1r. Belirsiz alarak yap1lan ozgOr k1lma, belli birisi bak1m1ndan
a~1klama s1ras1nda yapllm1~ bzgOr kllma gibidir. A~1klama kanusunda efendinin
se~im hakk1 alabilmesi i~in ozgOr k1l1nacak kanunun (mahallin) varl1g1n1 devam
ettirmesi ka~uldur. iki koleden birisinin ozgOr kllma i~lemi i~in belirlenmemesi,
ikisinin de ozgOr alma bak1m1ndan yek digerine e~ almas1 nedeniyle idi. Onlardan
birinin ozgOr almaya uygun bir mahal almaktan ~1kmas1yla bu durum artadan
kalkm1~t1r. Bu nedenle bzgOr alma, diger kbleye bzgO kalm1~t1r. Bu, sat1ma
benzemez. (OnkO ki~i, iki koleden birini satin alsa ve her biri i~in bir fiyat belirtse,
kendisi i~in de se~im hakk1n1 ka~ul kaysa, daha sanra anlardan birisi kendisinin
(mO~terinin) yan1nda olse, sat1m i~lemi olen kolede almu~tur. Burada ise ozgOr
alma i~lemi sag kalan ki~ide ger~ekle~ir.
48 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

boyledir. 0 kadin kocasin1n hanim1 olmaya devam eder. ~OnkO hak kan-
kocan1nd1r. Ba~kas1nin degildir. Ne var ki kad1n kocas1nin yalan soyledigini
biliyorsa, onunla birlikte kalmas1 caiz olmaz. ~OnkO hakim kocanin yalan
soyledigini bilse onlann aras1n1 ayirird1. Kadin bunu bildiginde de; kocas1ndan
kar;;mak, hulu' 34 yapmak vb. yollarla kendisini kocas1ndan sak1nmas1 gerekir. Ancak
kocas1 onunla yeniden evlenirse bunu yapmas1na gerek kalmaz.
Koca, hammm1 ric'i bir talakla bo~ad1ktan sonra (iddet s1rasmda) Ila
yaparsa, ilas1 gec,;erlidir.
~OnkO kocanin o esnada bu kad1nla birle?mesi helaldir. lddet bittiginde,
kad1n bo?amaya ehil olmaktan r;;1kt1g1 ir;;in, Ila hOkmO de dO?er. Koca o kad1nla
tekrar evlenirse, evlenme anindan itibaren Ila sOresi yeniden ba~lar. Biz bu konuyu
ar;;1klam1~t1k.

Koca, bir mecliste Lie; kere Ila yaparsa, onun kast1 bir yemini
[7/32] tekrarlamak ise, hammma yakla~t1gmda bir kefaret gerekli olur. Hammma
yakla~maks1zm si.irenin gec,;mesi durumunda da yalmzca bir talak
gerc,;ekle~ir.

~OnkO bir soz, hOkmunOn tekrarlanmas1 istenmedigi durumda birden fazla


tekrar edilebilir.
Eger kocan1n llay1 tekrarlamaktaki kast1 hOkmO ag1rla?t1rmak ve yeni hOkOm
ifade etmek ise; han1m1na yakla?1rsa Or;; kefaret odemesi gerekir. ~OnkO
ag1rla~t1rmanin anlam1 yemini yenilemektir. Bu nedenle koca Or;; kere yemin etmi?
olur. Han1mina bir kere yakla?makla, her Or;; yemin ir;;in de yeminini bozma durumu
gerr;;ekle~ir. Sure bitinceye kadar han1m1na yakla~mazsa k1yasa gore kadin art arda
Or;; kere bo~anm1~ olur. Bu, Muhammed ve ZOfer (rh.a.)'in gorO~OdOr. (Buna gore)
koca cinsel ili?kide bulunmasa sadece bir talak gerr;;ekle?ir. lstihsana gore ise, ki bu
EbG Hanife ve EbG Yusuf (rh.a.)'un gorO?OdOr, koca, han1m1yla birle~sin ya da
birle~mesin kad1n bir bain talakla bo~ olur.

K1yasin delili ?udur; Ila sOresi yeminin olu?mas1na biti?ik olan vakitte ba?lar.
Tlada muteber olan, sOrenin ba~lang1c1d1r. Her bir yemin ar;;1sindan bir Ila sOresi
ba?lam1~t1r. Bu nedenle, Or;; talakla bain olarak aynllncaya kadar, her bir sOrenin
tamamlanmas1 esnas1nda bir talak gerr;;ekle?ir. Nitekim yeminler farkl1 meclislerde
olsayd1 hokum bu ~ekilde olurdu. Bunun nedeni ~udur; Yeminden sonra sOrenin
ba~lamas1, ikisinin aynlmalan vaktine kadar bekler. Nitekim koca tek bir yemin edip
sonra mecliste bir gun veya daha fazla kalsalar ve ardindan yemin ettigi andan
itibaren sure tamamlansa kadin bir bain talakla aynl1r. Bundan da anla~llmaktad1r

34
Hui' I r l (Muhalea I Wb-JI) : Nikah mulkiyetini kad1nin kabulune bagl1 olarak ortadan
kald1rmakt1r. Han1m tarafindan kocaya verilecek bir bedel veya hanim1n mehirden vazge~mesi
kar~il1g1nda taraflann nzas1 ile ger~ekle~tirilen bo~anmad1r.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 137
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a.)' in deli Ii ~udur; cinsel ili~ki ancak mulkiyetle
helal olan bir tasarruftur. Efendinin iki cariyeden biri ile cinsel ili~kiye girmesi onun
uzerinde koleligin devam ettiginin delilidir. Bunun zaruri sonucu olarak bzgur olma
kendisinden du~er. Diger cariye bzgur olma ic;in tek kal1r.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a.) bu meseleyi daha once ac;1klad1g1m1z ~eylere
ve efendinin iki kans1na "ikinizden birisi uc; kere bo~tur" deyip sonra onlardan
birisi ile cinsel ili~kide bulununca bo~ama ic;in digerinin tek kalmas1na k1yas
etmi~lerdir. Diger taraftan muslumanin fiili mumkun oldugunca helallige yorulur.
C:OnkO onun akll ve dini kendisini haramdan al1koyar. Onun, cariyelerin ikisi ile
birden cinsel ili~kide bulunmas1 helal degildir. Hatta kendisine bu ybnde fetva
verilmez. Oyleyse onlardan birisi ile cinsel ili~kinin helal olmas1, zaruri olarak
kendisinden bzgur olman1n yok olmas1n1 gerektirir. Gbrmez misin uc; gun
muhayyer alma ko~uluyla ki~i bir cariye satsa, sonra muhayyerlik suresi ic;inde bu
cariye ile cinsel ili~kide bulunsa sat1~1 feshetmi~ (kald1rm1~) olur. Burada da cariye
onun mulku olarak kalmaya devam eder. Onunla cinsel ili~kide bulunmas1 helaldir.
Sonra efendinin onunla birle~meye giri~mesi kad1nin koleligini ortadan kald1ran
durumu sona erdirmektedir. Sat1~ akdinde boyle olunca bu meselede bncelikle
bbyle olur.
Ayn1 ~ekilde efendi iki cariyesinden birini satsa, her biri ic;in bir bedel sbylese,
kendisi ic;in muhayyerlik ko~ul ko~sa sonra onlardan biri ile birle~se, bundan sonra
sat1~ ic;in onu belirleyemez.
Yine alic1 muhayyer olup, onlann biri ile birle~irse, yapt1g1 fiilde helallik
niteliginin bulunduguna hukmetmek ac;1sindan, sat1~ onun uzerinde gerc;ekle~ir.
l~te bu, ozgur k1lmanin sat1~a k1yaslanmas1d1r.

EbO Hanife (rh.a.) ise ~byle demektedir: Efendi her iki cariyesi ile birle~me
yetkisine maliktir. Mulkiyeti alt1nda bulunan kad1nla birle~mek, onun hizmetinden
yararlanmak gibidir. (:unku gerc;ekte cinsel birle~me ancak bir yarar elde etmekten
ibarettir. lkisinin (cinsel ili~ki ve istihdam1n) fark1, hukmun yolu bak1mindan ortaya
c;1kmaktad1r. Bu da cariyenin d1~inda sbz konusudur. Mulkiyet alt1nda bulunan bir
cariye ile birle~me, ona hizmet ettirmenin benzeridir. Efendinin o iki cariyesi ile
birle~me hakk1na malik oldugu ~oyle ac;1klanabilir: Efendi hukum bak1m1ndan
birle~ebilir. C:unku efendi o ikisi ile ~uphe yolu ile birle~mi~ olsa kendisine her iki
84
cariyenin ukr'u gerekir. Bunun tUmO de efendiye ait olur. Bedele, ancak asla
malik olmakla malik olunur.

84
Ukr I ..ri..JI : Sdzlukte; asil, kok, evin ortas1, kasidenin en iyi beyti, mehir gibi anlamlara gelir. F1k1h
1stilah1nda; mehr-i misil anlaminda kullanilmakla birlikte kendisiyle herhangi bir ~uphe sonucu cinsel
i l i~kiye girilen kad1na, mehrine denk gelecek oranda verilen tazminata da denir. Ayni ~ekilde, gasp
yoluyla yap1lan bir cinsel ili~kiden dolay1, kadma diyet olarak verilen bedele de "ukr" denir.
138_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Geri:;ek yonunden de efendi birle~ebilir. c;:unku o ikisi, ozgurlugu gerekli


[7/87] kllmadan once kendisinin mulkiyeti altinda idiler. Efendi, belirsiz birinde ozgur
kllma lcab1nda bulunmu~tur. Halbuki onlardan her biri belirlidir. Belirsiz olan, belirli
olandan farkl1d1r. Oyle olunca efendi taraf1ndan bir ai:;1klama yap1lmadan bzgur
olmanin belirli birisinde yapllmas1 caiz degildir. c;:unku bu, efendinin lcapta (ozgur
tasarrufunda) bulundugu ma ha I d1~inda bir lcapt1r.
Alimlerimizden bir k1sm1n1n (rh.a.) zannettigi gibi "bu ozgur kllma
zimmettedir" demeyiz. <:;:unku efendi zimmette olan bir ~eyi gerekli k1lmam1~t1r.
Biz ~oyle diyoruz: efendinin ozgur kllmas1, aynen onun tasarrufu gibi belirli
olmayan birisi uzerindedir. Ozgur kll1nan1n belirlenmemesi anlam bak1m1ndan
bundan daha dar olan bir ~eyde ozgur k1lma i~leminin gei:;erli olmas1na engel
degildir. Hatta ki~i bir y1g1n bugdaydan bir kafiz (oli:;ek) satsa bu i~lem caiz olur.
Sat1~ i~leminde bu, gei:;erli olmaya engel olmad1g1na gore bzgur k1lmada hii:; engel
olmaz. Fakat belirli olmayan bir ~eyde icapta bulunmak, belli bir ~eyin hukmu
bak1m1ndan, daha sonra ai:;1klama ko~uluna baglanm1~ ~ey gibidir. Ko~ula
baglamak, konuya (mahalle) vanlmasina engel olur. Sat1m akdi gibi ko~ula
baglanmas1 mumkun olmayan tasarruflarda, lcab1n gei:;erli olmas1 ii:;in muteber
olan, anla~mazl1k nedeninin olmay1~1d1r.
Cariyelerden her biri onun bizzat mulku olmaya devam ettiklerinde, efendinin
onlann her biri ile birle~me hakk1 da devam etmi~ olur. Ancak bu birle~menin helal
olduguna fetva verilmez. (unku ozgur kdman1n gerekli oldugu belirsiz ki~i, o
ikisinden birisidir. Helallik ve haraml1kla ilgili konularda ihtiyat esas al1nir. Bu
nedenle, her ne kadar efendi her iki cariyesiyle birle~me hakk1na malikse de onun
her ikisiyle cinsel ili~ki kurmas1nin helal olduguna fetva verilmez. Bu mesele nikah
gibi degildir. c;:unku nikah mUlkiyeti ancak birle~menin helal olmas1 mulkiyetidir.
Bo~amanin asll sonucu da ma ha II in (bo~anan1n) haram olmas1d1r. lki nitelik (helallik
ve haraml1k) bir mahalde birle~emez. lli~ki kurulan kad1nda cinsel yararlanma
mulkiyetinin devam etmesi zaruri olarak talaklarin kendisine ybnelik olmamas1n1
gerektirir. Boyle olunca talaklar diger han1ma yonelik olmu~ olur. Ozgur k1lma ise
kale uzerindeki mulkiyeti kaldinr. Birle~menin helal olmas1, kolenin kendisine degil,
cinsel yararlanmaya malik olma itibariylad1r. Bir kad1ndan cinsel yararlanmaya
malik olmak, onun bzgur k11inmas1nin ortadan kalkmas1n1 gerektirmez. Su
soylenemez: "Burada cinsel yararlanma mulkiyetinin nedeni ancak kale uzerindeki
mulkiyettir. Kole uzerindeki mOlkiyetin ortadan kalkmas1, zorunlu olarak onunla
sabit olan cinsel yararlanma mulkiyetinin de ortadan kalkmasin1 gerektirir". (Bu
ifadenin sbylenememesinin nedeni ~udur:) Bir ~eyin yolunun zaruret yolu oldugu
durumda, bir tek durum degil, butUn goz onune al1n1r. Gormez misin satilan cariye
alt1 aydan k1sa bir sure zarf1nda bir i:;ocuk dunyaya getirse ve i:;ocugun eli kesilse,
cariyeyi satin alan ki~i bunun er~ini alsa, sonra sat1c1 i:;ocugun nesebinin kendisine
ait oldugunu iddia etse, bu sat1~ gei:;ersiz olur. (ocugun koleliginin devam etmesi
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 139
nedeniyle haraml1ga hukmedilir. Er~ ise al1c1ya ait olur. Burada onun er~e malik
olmas1nin, koleye malik olma d1~1nda ba~ka bir nedeni yoktur. Sonra butUne
bak1l1r. Durumlara bakilmaz.
Ayni ~ekilde ki~i bir et satin alsa, adil bir ki~i bu etin ate~e tapan (mecusl)
taraf1ndan kesilen bir hayvan1n eti oldugunu bildirse, o eti yemek kendisine haram
olur. Burada mulkiyetin nedeni, bir ~eyin asl1na (ayna) malik olmakt1r. Yenilecek
~eylerin genelinde, onlann yenmesinin helal olmas1, mulkiyet olmaks1z1n sabit
oldugundan, durumlara degil butUne bak1l1r. Cinsel birle~menin helal olmas1 ise
boyle degildir.
Bu iyice anla~1ld1ktan sonra ~unu sbyleriz: Prensip olarak ne ba~lang1c; ne de
devam ac;1sindan, ayn1 mahalde (kadinda) cinsel birle~me mulkiyeti ile ozgurlugun
bulunmas1 aras1nda bir z1tl1k yoktur. Burada en fazla ~u olur; efendinin cinsel
birle~mede bulunmas1, bu mahalde onun cinsel birle~me hakk1nin devam etmekte
oldugunu gbsterir. Bu, ayni mahal uzerinde bzgurlugun bulunmas1na ayk1nl1k
olmasin1 gerektirmez.
Bu ~byle ac;1klanabilir: Efendinin cariyelerden birisi ile birle~mesi digerinin
haram oldugunun delilidir. Ki~inin han1m1na bo~ama niyetiyle "sen bana
harams1n" demesi suretiyle haraml1g1 ac;1kc;a sbylemekle bo~ama meydana gelir.
Ayn1 ~ekilde diger hanimda haraml1g1 gbsteren bir ~eyle de ac;1klama meydana [7/88]
gelmi~ olur. Ancak haramllg1 ac;1klamak suretiyle bzgur olma meydana gelmez.
Ayn1 ~ekilde cariyelerden birinin haram oldugunu gbsteren ~eyle de ac;1klama
meydana gelmez. ~unku mahal hakk1ndaki ac;1klama, ilk olarak yap1lan leap
gibidir. Bu nedenle blumden sonra yapilmas1 gec;erli olmaz.
Muhayyerlik ko~uluyla yap1lan sat1~a gelince; ki~i, cariyelerden biri ile
birle~ince sat1~1 kald1rm1~ (feshetmi~) say1lmasayd1, sat1~ gec;erli oldugunda al1c1 akit
an1ndan itibaren birle~me yetkisine malik olurdu. Hatta kad1nla ~Ophe yolu ile
birle~ildiginde onun er~i allc1ya ait olurdu. Bu durumda; sat1c1nin o kadinla kendi
mulkiyeti olmadan birle~tigi ortaya c;1kard1. Bu nedenle biz bu birle~meyi (sat1c1
tarafindan) bir ac;1klama olarak kabul ettik. Bahsettigimiz bzgur k1lma konusunda
da eger bzgur k1lma i~leminin, ili~kide bulunulan cariyede gerc;ekle~tigi ortaya
c;1ksa, efendinin onun uzerindeki mulkiyetinin birle~meden once son buldugu
hususu ac;1kllk kazanmaz. O cariye ozgur k1lma ic;in belirlendigi (teayyun ettigi)
durumda, kendisi ile ~uphe ile birle~ilmesi durumunda er~in efendiye teslim
edilmesi bunu gbstermektedir. Hem de satan efendinin birle~mesi ile sat1m
kald1nld1g1 (feshedildigi) durumda, diger meselede, cariyelerden birisi ile ili~kide
bulunmas1 ile bzgur kilma i~lemi kald1nlamaz (feshedilmez). lki cariyeden birini
satma durumunda da boyledir.
Sec;im (muhayyerlik) hakk1 allc1ya ait oldugu durumda boyle olmasinin nedeni
~udur; Al1c1 ancak sat1~in belli birisi uzerinde oldugu belli olduktan sonra ikisinden
140_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
birine malik olabilir. Ser,;im hakk1 sat1c1ya ait oldugunda efendi birle~meden sonra
sat1lacak olani belirlese, mulkiyet akit anindan itibaren al1c1ya ait olur. Bu durumda
sat1c1nin o kad1nla kendi mulkiyeti haricinde iken birle~tigi ortaya r,;1km1~ olur.
Bundan kar,;1nmak ir,;in zaruret geregi sat1~ diger cariye uzerinde belirlenmi~tir.
lbn Semaa'n1n EbQ Yusuf (rh.a )'tan rivayet ettigine gore; efendi iki
cariyesinden birini apse, veya ~ehvetle dokunsa veya tenasul uzvuna baksa hukum
yine bu ~ekildedir. (unku birle~me gibi bu fiiller de ancak mulk uzerinde helal olur.
(Efendi once iki cariyesinden belirli olmayan birini ozgur kliar, ard1ndan da) lki
cariyesinden belirli birini ozgur kliarsa sonra da "ben ilk ozgur k1lmayla bu cariyeyi
kastetmi~tim" dese tasdik edilir.
EbQ Hanife ve EbQ Yusuf (rha)'e gore tasdik edilmesinin nedeni ~udur; Birinci
ozgur klima, belli birisi hakk1nda meydana gelmez. Bundan dolay1 efendi ozgur
k1ld1 denilmez. lkinci bzgur klima i~lemi, belirli olan hakk1nda bnceki ozgur k1lmay1
gerr,;ekle~tirmedir.

Muhammed (rh a )'e gore ise birinci bzgur k1lma ikisinden biri hakkinda
gerr,;ekle~ir. Bu nedenle "ez-Ziyadat" adli eserinde ar,;1klad1g1 gibi ikincisinde "ilk
ozgur k1lmayla ne kast ettigini beyan etti" denilir. Ancak Muhammed (rh a )'in
bzgur klimanin gerr,;ekle~mesi veya ilk bzgur k1lmayla kimin kastedildiginin
ar,;1klanmas1 konusundaki sozu birbirine yak1nd1r. Ilk ozgur klimay1 kapali (muphem)
yapt1g1ndan ar,;1klama yapmas1 efendiye gerekli olmu~tur. Bu nedenle onun fiili
lay1k olan bir ~ekle yorulur. Efendi "bu nun la bag1ms1z bir ozgur k1lmay1
gerr,;ekle~tirmeyi kastettim" derse, bu ozgur klima ger,;erli olur. (unku o cariye,
belirsiz olan bzgur klimadan sonra, ozgur k1lma efendinin tasarrufuna uygun
olarak efendinin mulkiyetinde kalmaya devam etmi~tir. Efendinin ozgur klimay1
gerr,;ekle~tirmesi ile art1k bu belirsiz bzgur k1lmaya konu (mahal) olmaktan r,;1kar. 0
ilk ozgur k1lma diger cariye uzerinde gerr,;ekle~ir. Bu, ikisinden birisinin
ozgurlugunu olumune baglamas1na benzer.
Bir ki~i o iki cariyeden birinin gozunu r,;1karsa, efendi ser,;im hakk1na malik
olmaya devam eder. (unku gozu r,;1km1~ kale, digerleri gibi ozgur kli1nmaya
elveri~li bir konudur (mahald1r). Efendi ister bu cariyeyi, ister saglam olani ozgur
k1ls1n, cariyenin gozunu r,;1karan ki~inin, onun gozunun diyetini efendiye vermesi
gerekir. Gbzu r,;1kmam1~ olan1 bzgur k1lmas1 durumunda zaten bir problem yoktur.
Gozu r,;1kanlan1 ozgur klimas1 durumuna gelince o da boyledir. (unku gozu
r,;1kanld1g1 s1rada o cariye efendinin mulku idi. Bu nedenle onun gozunun bedeli
efendinin hakk1d1r. Hem sonra onun bzgur kil1nmas1 o kad1nin saglam kalan
organlannda ger,;erli olur, yitirdigi organlarda degil. Bu ~una benzer; efendi sat1lan
cariyenin r,;ocugunun nesebinin kendisine ait oldugunu iddia ettiginde, onun
[7/89]
r,;ocugunun elinin diyeti alic1ya ait olur. Efendi "ben bzgur klimay1
gerr,;ekle~tirdigimde onu kastetmi~tim" veya "ben gozu r,;1kmadan once ozgur
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 141
k1lmay1 ona yonelik olarak ger~ekle~tirmi~tim" dese su~u i~leyen hakkinda bu soz
tasdik edilmez. ~unku su~lunun uzerine gerekli olan cariyenin diyetidir. Efendi ise
bu sozu ile ona bir ozgurun gozunun diyetini yukletmek istemektedir. Ancak
efendinin bu sozu kendisi hakk1nda tasdik edilir. Bu nedenle diyet kad1na ait olur.
~unku gorunu~te diyet efendinin hakk1d1r. Arna o da er~in kadina ait oldugunu
ikrar etmi~tir. Onun bu ikran kendisi hakkinda ge<;erlidir.
Bir ki~i o iki cariyeyi oldurse; eger onlardan birini digerinden daha once
oldurmu~se, ilk oldurdugunun degerini efendiye oder. lkinci oldurdugunun diyetini
de onun miras~ilanna oder. ~unku onlardan birini oldurunce zaruri olarak ozgur
k1lma digerinde ger~ekle~ir. Bu durumda o adam1n ikinci kad1n1, ozgur oldugu
durumda oldurdugu ortaya <;1km1~ olur. Eger adam ikisini birlikte (ayn1 anda)
oldururse; o iki cariyenin degeri birbirine e~itse, bir cariyenin degerini ve bir ozgur
kad1nin diyetini odemek gerekir. Eger degerleri farkl1 ise her birinin degerinin
yans1n1 ve ozgur kadinin diyetinin yans1n1 odemesi gerekir. ~unku biz o adam1n bir
ozgur bir de cariye kad1n1 oldurdugunu kesin olarak bilmekteyiz. Ozgur ki~iyi
oldurmek diyeti gerektirir. Kad1nlann biri digerinden daha oncelikli olmad1g1 i~in,
her birinin degerinin yans1n1 ve bir ozgur kadin1n diyetinin yans1n1 odemesi gerekir.
~unku ikisi de olduruldugunden efendinin hangisini ozgur k1ld1g1n1 a<;1klama
imkan1 ortadan kalkm1~t1r. A~1klama imkan1 ortadan kalkt1g1nda ozgur k1lma iki
cariye hakk1nda ge<;erli olur.
Eger "iki cariyeden hi<; birisi hakkinda ozgur kilma ger~ekle~meyince on Ian
olduren ki~iye nasil olur da ozgur bir kad1nin diyeti gerekli olur?" diye sorulursa
buna ~oyle cevap veririz: Bu soru ancak "ozgur kilma zimmette ger~ekle~ir"
goru~unu savunanlan baglar. Biz ise ozgur kilman1n belirsiz birisi hakk1nda
ger~ekle~tigini soyledik. Bu belirsiz ki~i o iki cariyenin birisidir. Onlann d1~1nda
degildir. lkisini olduren ayni ki~i oldugunda; bu katilin, ozgur kilmanin ger~ekle~tigi
belirsiz ki~iyi de oldurdugu anla~ilm1~ olur. Bu Muhammed (rh a )'in "el-Cami" adli
eserinde and1g1 ~u meselenin benzeridir: Ki~i bir adama iki kolesinden birini vasiyet
etse, sonra da olse, kendisine vasiyet yapilan ki~i her iki koleyi de ozgur kilsa,
ardindan miras~1, olenin vasiyeti i<;in o kolelerden birini belirlese, bu belirli kole
onun taraf1ndan belirlenmi~ olur.
Sonra o iki cariyenin her birinin bedelinde verilecek olan1n yans1 efendinin,
yans1 da miras~1lann olur. ~unku o iki cariyenin her birisi ozgur olsa idi, olenin
bedeli miras~1lann olacakt1. Cariye olsayd1 efendinin olacakt1. E~itlik nedeniyle ikiye
bolunur.
lki cariyenin birini bir ki~i digerini de ba~ka bir ki~i oldururse; oldurmeler onlu
arkal1 olmu~sa; ilk katile oldurdugunun degerini efendisine vermesi gerekir. lkinci
katil de oldurdugunun diyetini onun miras~ilanna verir. ~unku ozgur k1lma bu
ikincisi uzerinde ger~ekle~mi~tir. Eger her iki cariye de birlikte oldurulse katillerden
142 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
her biri bir cariye degerini oder. c;:unku her iki katil de a iki cariyeden belirli birini
oldurmu~ alur. Ozgur k1lma i~lemi belirli birisi hakk1nda gen;ekle~memi~ gibidir. Bu
nedenle her iki cariye de kole kanumundad1r. Ozgur k1lma anlardan belirsiz biri
hakk1nda gerc;ekle~mi~tir. Katillerden her birinin bu belirsiz cariyeyi oldurdugu
kesin degildir. Oyleyse her bir katile, kesinlikle bilinen miktar gerekli alur. Bu da
cariyelerin degeridir.
Muhammed (rh.a .) "el-Mebsut"ta bu degerin efendiye mi yaksa mirasc;1lara m1
verilecegini ac;1klamam1~t1r. Bununla, daha onceki meselenin ayrn aldugu
soylenmi~tir: (Buna gore) her bir cariyenin degerinin yans1 efendinin, yans1 da
mirasc;ilannd1r. c;:unku efendi ac;1s1ndan bak1ld1ginda a cariyelerden birisi hakk1nda
ozgurluk gerc;ekle~mi~tir. Bu nedenle ozgur alan1n bedelini alamaz. Bu, ikiye
bolunur.
Bir ki~i her iki cariyenin ellerini birlikte kesse veya birini digerinden once kesse,
[7/90] ya da bunu iki ki~i yapsa iki cariyenin ellerinin er~ini (diyetini) odemeleri gerekir.
Bunun tUmu efendiye teslim edilir. c;:unku elin kesilmesinden sanra, her bir cariye
ozgur kllmaya uygun bir kanu almaya devam ettiginden efendinin diledigini ozgur
kllma kanusundaki sec;im hakk1 devam etmektedir. Efendinin sec;im hakk1 devam
ettigi surece de anlardan her hangi belirli birisi hakk1nda ozgur k1lma
gerc;ekle~mez. 0 cariyelerden her birinin eli, kolelik hukmu devam ederken
kesilmi~ alur.
Kolelerin oldurulmesi durumunda hukum bundan farkl1d1r. c;:unku cariyelerin
her ikisi veya birisi olduruldukten sanra efendinin ozgur k1ld1gin1 ac;1klama
kanusunda sec;im hakk1 kalmam1~ alur. Efendinin sec;im hakk1 kalmayinca, ozgur
almanin a ikisi aras1nda ~ayi (artak) alduguna hukmetmekten ba~ka c;are yaktur. 0
iki cariyeyi tek bir ki~i oldurdugunde anun bir ozgur bir de cariye oldurdugu kesin
alarak bilinmektedir.
lki cariyeye kar~1 kimse sue; i~lemese fakat efendi ozgur alani ac;1klamadan
olse, her birinin yans1 ozgur alur. Her biri degerinin yans1 ic;in (odemek amac1yla)
c;al1~1r. c;:unku efendinin olmesi ile ozgur alani ac;1klama imkan1 artadan kalkm1~t1r
Efendinin mirasc;1s1 bu kanuda anun yerini alamaz. (unku a, olenin kasdinin ne
aldugunu bilemez. Diger taraftan yalnizca sec;im hakk1 miras alarak gec;mez.
Ac;1klama imkani artadan kalkinca, ozgur k1lma a ikisi aras1nda artak almu~tur .
c;:unku ozgur alma kanusunda biri digerinden daha oncelikli degildir. Her birinin
yans1 ozgur alduktan sanra diger yanm1n da c;al1~mak suretiyle ozgurluge
kavu~turulmas1 gerekir.
Efendi olum esnasinda anlardan birinin ozgur almas1ni tercih ederse anun
tUmu ozgur alur. Bu ozgur k1lmanin efendinin mal1n1n uc;te birinden almasina
itibar edilmez. c;:unku ozgur k1lma i~lemi efendinin sagl1g1nda meydana gelmi~tir .
Bu ozgur k1lma ile, ozgur alma efendinin butUn malindan almak uzere muteber
Koleyi Ozgiir Klima Kitabi. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 143
almu~tur. c;:unku efendi bak1m1ndan belirsizlik yaktur. Bu, alum esnas1nda
ac;1klama ile degi~mez. Bu ~una benzer:
Ki~i dart han1m1ndan belirli almayan birisini zifaf almadan ba~asa ba~ka bir
han1mla evlenme yetkisine maliktir. c;:unku anun ac;1s1ndan han1mlanndan birisi
bain alarak ba~ almu~tur. Efendi ozgur b1rakacag1 cariyeyi tercih etmeden once
anlardan birisi bir sue; i~lese, sanra da efendi sue; i~leyen cariyeyi, anun sue;
i~ledigini bilerek ozgur k1lmay1 tercih etse, bu, sue; ic;in tercih etmek alur. c;:unku
efendi diger cariyeyi ozgur k1labilirdi. Efendinin bu sue; i~leyen cariyeyi tercih
etmesi, kendisine kar~1 sue; i~lenen ki~inin velileri ac;1s1ndan ilk ba~ta yapilm1~ bir
ozgur kilmad1r. c;:unku bu ozgur k1lma ile a cariyenin a velilere verilmesi imkans1z
duruma gelir. Bu nedenle a, diyet ic;in sec;ilmi~ alur. Efendi, daha bnceki bzgur
kilma ile bu cariyeyi kastettigini sbylese veliler hakkinda tasdik edilmez. Efendi,
ozgur alani ac;1klamadan once olse, her bir cariyenin yans1 ozgur alur. Onlardan
her biri degerinin yans1n1 efendinin mirasc;1lanna vermek uzere c;al1~1r. Sue_; i~leyen
cariyenin bedeli efendinin mal1ndan odenir. c;:unku bu cariyenin yans1 ozgur
alduktan sanra, efendinin sec;im hakk1 almaks1z1n suc;a kar~il 1 k alarak verilmesi
imkans1z duruma gelmi~tir. Bilakis efendi blunceye kadar diger cariye kanusunda
ac;1klamay1 terk ettigi ic;in a cariyeyi oldurmu~ gibi alur. Bu nedenle anun degerini
vermesi gerekir. Bu, efendinin sue; i~ledigini bilmeksizin suc;lu alan cariyeyi ozgur
kilmas1na benzer.
Efendi a cariyelerden birini, kendisi muhayyer almak ka~uluyla satarsa, diger
cariye ozgur alur. c;:unku efendinin anlardan birini satmas1 gec;erli bir tasarruftur.
Bu tasarrufun gec;erli almas1, zaruri alarak a cariyenin ozgur almaya uygun bir
kanu (mahal) almaktan c;1kmas1n1 gerektirir. Bu nedenle ozgur kilma digerinde
belirlenmi~ alur.

Efendi cariyelerden birini bazuk (fasit) bir sat1~la sat1p da al1c1 anu teslim al1rsa
hukum yine aynid1r. Hatta bu durum daha ac;1kt1r. c;:unku al1c1 a cariyeyi teslim
almakla ana malik almu~tur. Bu da zaruri alarak bzgur almanin digerinde
gerc;ekle~mesini gerektirir. Ancak al1c1n1n teslim almas1 kayd1na itibar edilmemesi
gerektigi, mu~teri teslim alsa da almasa da diger cariyenin bzgur alacag1 da
soylenmi~tir. Sat1~; mal1 mal kar~il1g1nda temlik etmeye verilen ozel bir isimdir.
Efendinin, "bu nu ~u kadar paraya satt1m" demesi, ozgur alma kanusunda bu
[7/91]
cariyenin bir nasibi almad1g1n1 ikrar etmektir. Bu nedenle bzgur alma digerinde
gerc;ekle~ir. Gormez misin EbO Yusuf (rh a )'ten ~u hukum kaydedilmi~tir: Efendi a
cariyelerden birini sat1~ ic;in arz etseydi diger cariye bzgur alurdu. Onlardan birini
fasit sat1~la satt1g1nda digerinin bzgur olmas1 daha bnceliklidir. Bunun nedeni
~udur; Sec;im hakk1na malik ki~iden meydana gelen ve ac;1klamaya delalet eden
~ey, ac;1k olan ac;1klama gibi kabul edilir. Nitekim rivayet edildigine gore Peygamber
(s.a.v.) Berlre'yi muhayyer b1rakt1g1nda ona ~oyle dedi:
144 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

.i.Ll j~ )ij ~ jj ~ j 0~
"Kocan seninle birle~irse senin se<;im hakkm olmaz"85 . Ayni ?ekilde efendi
cariyelerden belirli birini al1c1nin muhayyer olmas1 ko?uluyla satt1g1nda diger cariye
bzgur olur. Bu daha a<;1k bir durumdur. (unku al1c1 o cariyeyi ozgur kilarsa onun
taraf1ndan bzgur kil1nm1~ olur. Bu tasarruf zaruri olarak sat1lan cariyenin bzgur
olma konusunda diger cariyeye rakip olmas1ni sona erdirir.
Efendi o iki cariyeden birisi ile kitabet akdi 86 yapt1ginda da hukum boyledir.
Cunku efendi bu akdi yapmakla ona kendi ki~iligi ve kazan<;lan uzerinde bir bedel
kar~il1g1nda mulkiyetini vermektedir. Bu ise ozgur alma durumunda ger<;ekle~mez .
0 cariyede bzgur olman1n ortadan kalkmas1 efendinin yapt1g1 kitabet akdinin
zorunlu sonucudur.
Efendi o iki cariyeden birini rehin olarak verdiginde de durum boyledir. Cunku
efendi bu tasarrufu ile rehin alan kimseye o cariyenin ekonomik degeri uzerinde
yararlanma yetkisini vermektedir. Bu, zaruri olarak o cariyenin bzgur k1linmasin1
ortadan kald1m.
Efendi, iki cariyeden birisini <;al1~mas1 i<;in kiraya verse, bu cariye bzgur olmaz.
(unku ona malik olmanin verdigi yetki ile, o cariyeyi i~verene teslim etmeyi
yuklenmi?tir. Bunun zorunlu sonucu, bzgur kilma tasarrufunun bu cariyede
ger<;ekle~memesidir.

Efendi iki cariyeden birini kendisine hizmet etmek uzere tahsis etse, diger
cariye bzgur olmaz. (unku efendinin onu kendisine hizmet i<;in se<;mesi, ozgur
olman1n yok olmasin1 gerektirmez. lnsan bzgur bir kadin1 hizmetinde kullanabilir.
Ozellikle de bu kad1n kendisinin cariyesi ise, hizmet eder. Bu o cariyenin nzas1 ile
dinen kendisine helal olur. Bu tasarruf efendi taraf1ndan bzgur k1l1nan cariyeyi
a<;1klamanin gbstergesi sayilamaz.
Daha once <;ocugun yapt1g1 ozgur kilma tasarrufunun ge<;erli olmad1g1ni
belirtmi?tik. Bu ibn Abbas (r a.)'tan rivayet edilmi?tir. Ayn1 ~ekilde <;ocuk "Malik
oldugum butUn koleler ben buluga erdigimde ozgurdur" dediginde bu da ge<;erli
olmaz. Cunku yemin ancak baglay1c1 bir sbzle kurulur. Oysa dinen <;ocuk kendisine
yaran olmayan tasarruflarda baglay1c1 sbz soyleme yetkisine malik degildir. Deli de
<;ocuk gibidir.

85
lbn Eba ~eybe, Musannef, 111/506; Darekutni, es-Si.ineni.i'/ kObra, 111/294
86
Efendisi ile kolesi arasinda bir bedel Ozerinden koleligin sona
Kitabet/;,l::SJI (Miikatebe I <.,;IS:..ll)
erdirilmesi amaciyla yap1lan akittir. Bu akit geregi Ostlendigi bedeli odedigi anda kole hurriyetine
kavu~ur . Kole bu akdin gerc;ekle~tigi andan itibaren tasarruf hOrriyetine ve mal edinme hakk1na
sahip olur ve bu sayede kendi adina c;al1~1r, kitabet bedelini odeyince de azad olur. Boyle bir akit
ya pan koleye "mOkateb" bu anla~maya "mukatebe" veya "kitabet", uzerinde anla~ilan ucrete de
"kitabet bedeli" denir.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l4S
Sagl1kl1 bir ki~i "ben falanca i~i yapt1g1m gun kolem ozgurdur" dese ve o i~i
bunak oldugu bir zamanda yapsa ktilesi bzgur olur. Ancak lbn EbO Leyla (rh.a.)'ya
gore tizgur olmaz. 0 ~oyle demektedir: "Bir ko~ula bag la nan ~ey ko~ulun
bulunmas1 esnas1nda yap1lm1~ gibidir. Bunak ise tizgur k1lmaya ehil degildir".
Biz ~tiyle demekteyiz: Bunakl1k efendinin mulkiyetini ortadan kald1rmaz. Onun
fiilinin gen:;ekle~mesine engel olmaz. Yalnizca sbzunun gec;ersiz olmasin1 gerektirir.
Ko~ul gerc;ekle~tiginde ise efendinin sbzune gerek yoktur. Ko~ula baglanan bir ~ey,
ko~ulun gerc;ekle~mesi esnas1nda, bu gec;en ko~ula baglama sayesinde gerc;ekle~ir.
Bu da efendiden gec;erli olarak meydana gelmi~tir.
Ki~i ehli harbe mensup iken harp ulkesinde (darulharp) kolesini bzgur k1lsa,
sonra da ktilesi kendisinin elinde iken efendi, z1mml veya musluman olsa, onun
kolesi ona ait olmaya devam eder. Onun harp ulkesinde yapt1g1 bzgur k1lma veya
tedbir (kblesinin ozgurlugunu kendi olumune baglamas1) EbO Hanife ve
Muhammed (rh.a.)'e gore gec;ersizdir.
EbO Yusuf (rh a )'e gore onun yapt1g1 bzgur kilma gec;erlidir. c;:unku ozgur
k1lma, mulkiyeti iptal etme yoluyla ortadan kald1rmaktan ibarettir. Bu ise talak
(hanim1 bo~ama) gibi harp ulkesinde yap1l1rsa gec;erli olur. Sonra harblnin mulkiyeti
musluman1n mulkiyetinden daha zay1ft1r. lhraz87 yoluyla peki~tikten sonra bile
ozgur k1lma suretiyle musluman1n mulkiyeti ortadan kalk1yorsa, harblnin mulkiyeti
haydi haydi ortadan kalkar.
EbO Hanife ve Muhammed (rh.a.) ise ~byle demektedir: Bu bzgur kilmanin bir
yarari yoktur. c;:unku bu durumda efendi dili ile ozgur k1lmakta, eli ile koleligi [7/92)
devam ettirmektedir. Ostelik kolesi kale olmaya, ic;inde bulundugu ulke de hakim
olmaya uygun bir yerdir. Bundan anl1yoruz ki efendinin bzgur kilmas1 bir ~ey ifade
etmez. Diger taraftan ozgur k1lmak kuwet meydana getirmektir. Kole harbl
oldugunda kuwet meydana getirme anlam1 gerc;ekle~memektedir. c;:unku o kale
ba~kas1 taraf1ndan mulk olarak edinilmeye arz olunmu~ bir durumdad1r. Bundan
dolay1 baz1 alimlerimiz ~byle demi~lerdir: "Harp ulkesinin insanlari kbleler
konumundad1r". Bu nedenle kale musluman olsa bu ozgur k1lma gec;erli olur. Baz1
alimlerimiz de ~byle demektedir: "Muhammed (rh a )'in "es-Siyeru'/-Keblr" adl1
eserinde; "ozgur k1lan ki~i ozgur k1ld1g1ni kale edinemez" prensibi ehli harp
hakkinda bir hukum oldugundan, efendinin yapt1g1 ozgur k1lma gec;erli olur"
demi~tir. Bu ac;1klamaya gore tizgur k1lmanin gec;erli olacag1 konusunda bir ihtilaf
yoktur".
Burada ihtilaf Tahavl'nin de belirttigi gibi velanin 88 kime ait olacag1

87
ihriiz I j\_r ')I I: Bir ~eyi korunakli bir yere koyarak ihtiya~ duyuldugunda kullanmak Uzere
depolamakt1r. Maddi veya manevi bir ~eyi elde etmek anlam1nda da kullanil1r.
88
Vela I .~_,JI:Bir kimsenin diger bir ki~iye varis olmas1 mUmkUn kilan hUkm1 bir yak1nl1kt1r. Vela akdi,
vela-i ataka ve vela-i mUvalat olmak Uzere k1sma aynl1r: Vela-i ataka; Mevla (efendi) ile memlUkU
konusundad1r. EbO Hanife ve Muhammed (rh.a )'e gore bzgur kllan1n o kale
uzerinde vela hakk1 yoktur. Vela o kale kimi isterse ona ait olur.
EbO Yusuf (rh.a.) ise ~byle demi~tir: "Onun velas1nin ozgur kllana ait olmas1na
istihsanen hukmediyorum". <::unku vela nesep gibidir. Nesebin harp ulkesinde
sabit olacag1 konusunda bir ihtilaf yoktur. Hatta Islam ulkesine emanla giren
(muste'men) bir ki~i, yan1ndaki oglanlar i<;in, "bunlar benim <;ocuklanmd1r" dese
veya elindeki cariyeler i<;in "bunlar benim um mu veledlerimdir", dese onun bu
sozu kabul edilir. Ayni ~ekilde vela da harp ulkesinde tan1k olur. Islam ulkesine
hicret etmekle bu vela daha da kuvvetlenir, yok olmaz.
EbO Hanife ve Muhammed (rh.a.) ise ~byle demektedirler: "Ozgur kllinanin
velas1nin ozgur k1lan lehine sabit olmas1 din! bir hukumdur. Harp ulkesi ise Dinin
(dinin) hukumlerinin uyguland1g1 bir ulke degildir. Diger taraftan vela, dokunulmaz
olan bir mulkiyetin sonucudur. Halbuki kafirin mulkiyetinin dokunulmazl1g1 yoktur.
Aynca kale bizim ulkemize gelmek suretiyle kendisini koruma alt1na alsa onun
velas1 kimseye ait olmaz. Ozgur kll1nan ki~i de boyledir. Bu konuda delil ~udur:
Rivayet edildigine gore Taif halk1ndan alt1 ki~i ResOlullah (s.a.v.) onlan ku~atma
alt1na ald1g1nda yurtlanndan <;1k1p, Muslumanlara s1g1ndllar. Sonra da efendileri
onlann velalanni istemek uzere geldiler. ResOlullah (s.a.v.) ~oyle dedi:

;u1 ~~ .i~l)
"Onlar Allah'in ozgur k1/d1g1 kimse/erdir"89 buyurdu.
Ancak EbO Yusuf (rh a.) ~oyle demektedir: "Bu olayda efendilerin velay1
kazanma nedeni bulunmamaktad1r. Onlann mulkiyeti ulkelerin farkllla~mas1
nedeniyle ortadan kalkm1~t1r. Bizim meselemizde ise bzgur k1lma ile efendinin
velay1 hak etme nedeni bulunmu~ olmaktad1r.
Allahu SubhanehO ve Teala dogruyu en iyi bilir. Donu~ de ancak O'nad1r.

OZGOR KILMADA TANIKLIK (AZATTA ~AHiTLiK)


Ozgur
k1lmmaya Cariye inkar etse bile, cariyenin ozgur kll1nd1gina dair taniklann yapacag1
tamkhgm
tanikl1k, ge<;erlidir.
ge~erli
olmas1
(kolesi) aras1nda azat sonucu meydana gelmi~ olan bir vela ve yard1mla?ma anla?mas1d1r Bu
durumda, ozgOr b1rak1lan kolenin herhangi bir cinayet i?lemesi halinde diyetini mevlas1 verir; vefat
edip derecesi daha once olan bir varisi bulunmad1g1 zaman ise, onun mirasin1 mevlas1 al1r. Bu vela
akti "vela-i nimet" ad1yla da bilinir. Kolesini ozgOr b1rakan efendiye "mevla'l-ataka" veya "mevla'l-
atik" denir. Vela-i muvalat ise, nesebi bilinmeyen bir kimsenin, belirli bir tak1m ko~ullar i;eri;evesinde
ba?ka bir ki?iyle geri;ekle~tirmi? oldugu bir dayani?ma anla?mas1d1r. Bu vela akdinde nesebi mei;hul
ki~iye "mevla-i esfel", bu akdi yapmay1 kabul eden kimseye ise "mevla-i a'la" denir.
89
Ebo DavOd, Cihad 136; Taberani, e/-Mu'cemO'/-evsat, IV/316; Hakim, MOstedrek, 11/136; Beyhaki ,
es-SOnenO'l-kObra, IX/229; Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/290.
52 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut

sonra bzgur kll1nm1~t1r. Bu nedenle onun Ila suresi, iddet hukmunde oldugu gibi iki
ay olmalld1r.
Biz ise ~byle diyoruz: Gen;ekle?en talak hic;bir konuda llan1n hukmunde
degildir. Bu konuda bain talakla ric'I talak e?ittir. Bo?ama ric'I olsayd1, bzgur
k1l1nma nedeniyle kad1n1n Ila suresi ayet (nass) geregi dbrt ay olurdu. Bain
oldugunda da bbyledir. lddet ise bbyle degildir. c;:unku iddet talak1n pe?inden
gelir. Bu nedenle iddette, talakin niteligine itibar edilir. Diger taraftan bzgur kllma
nedeniyle iddet suresini art1rmada kad1na zarar verme vard1r. c;:unku surenin bu
?ekilde art1rllmas1 kad1nin iddet ic;erisinde ba?ka erkeklerle evlenmesine engeldir.
Ozgur kllma nedeniyle Ila suresinin artinlmas1nda ise kad1na zarar verme yoktur.
Bu nedenle dikkate al1nan, Ila suresinin devam etmesiyle birlikte bzgur kll1nmanin
meydana gelmesidir.
Bir kimsenin Bir kimse hammma ve hamm1yla birlikte ozgur olsun kole olsun
karis1 ile
birlikte yabanc1 bir kadma yana~mamaya yemin etse hammma ila yapm1~ olmaz.
yabanc1
birisine ila c;:unku bu durumda koca, kefarete gerek kalmaks1z1n han1m1na yakla?abilir.
yapmas1 Ki?i yabanc1 kad1na Ila yapamayacag1ndan, llanin hukmu bak1m1ndan yabanc1
kad1na yakla?mak han1m1na yakla?maya k1yas edilemez. Koca, kefaret bdemeksizin
hanimina yakla?ma imkanina sahip oldugu durumda, yalnizca han1m1nin
durumuna itibar edilirse, hanim1na Ila yapm1? olmaz. Ancak hanimlanndan ikisine
hitaben, "size yakla~mayacag1m" demesi bundan farkl1d1r. c;:unku o kadinlar llanin
hukmunde e?ittirler. Bu nedenle tek bir ki?i gibi kabul edilirler. Koca, kefaret
bdemeksizin onlara yakla?amad1g1ndan tek bir sbzle o ikisine Ila yapm1? olur. Eger
koca yabanc1 kadinla cinsel ili?kide bulunursa, birle?me yapt1g1 andan itibaren
kansina Ila yapm1? olur. c;:unku koca (yabanc1 kad1nla birle?ince) kefaret
bdemeksizin han1m1na yana?amayacak bir duruma gelmi?tir. Bununla da o anda
kadina zarar verme ve onu s1kint1ya sokma anlam1 gerc;ekle?ir. Bu nedenle de Ila
yapm1? olur. Bu durum kocanin "vallahi falanca yere geldigimde sana yakla?mam"
demesine benzer. Koca belirtilen yere gelmedikc;e Ila yapm1? olmaz. Yahut ta bu,
kocan1n "vallahi ~u yabanc1 kad1nla ili?kiye girmedikc;e sana yakla?mayacag1m"
demesi gibidir. 0 kadinla birle?ince han1m1na Ila yapm1? olur.
Koca, hammma Ha yapsa, sonra hamm1 dinden ~1k1p (irtidat edip) harp
l7t35l Ulkesine kat1lsa, ardmdan esir edilse ve musli.iman olsa, sonra da eski
kocas1yla yeniden evlense koca ona Ila yapm1~ olur. Evlendigi andan
itibaren iki ay ge~erse ila ile bain olarak aynlm1~ olur.
c;:unku kadinin harp ulkesine (dar-1 harbe) kat1lmas1yla yemin gec;ersiz duruma
gelmez. Yemini bozma kO?UIU hala beklenebilir. Kocanin sozunun asl1 gec;erli bir
Ila idi. Bu nedenle bu yemini devam ettigi durumda o kad1nla yeniden evlenirse,
evlendigi an Ila yapm1? sayll1r. lkinci Ila suresi kad1n cariye oldugu s1rada
ba?lam1?t1r. Cariyenin Ila suresi iki ayd1r.
t48 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu't-Mebsfit

haram olmas1 baglan1r. Bu da dinin (~eriatin) hakk1d1r. Peygamber (s.a v.) ~byle
buyurmu~tur:

~~1 rY- ~ 8i z~
"Ben tJ<; ki~inin kwamette hasmw1m ... "90 ResOlullah (s.a.v.), bunlar arasinda
ozgur bir insan1 kolele~tiren ki~iyi de anm1~t1r. Ozgur k1lma i~lemine; ozgur k1l1nan
ki~iye cezalann tam uygulanmas1, Cuma'n1n farz olmas1, velayete ehil olmas1 vb.
hususlar baglan1r. Ehli harbin kolele~tirilmesi, onlann Allah'1n birligini inkar
etmelerinin bir kar~1l1g1 olarak kendilerine uygulanan bir cezad1r. Allah onlann bu
inkarlanna kar~1l1k kendilerini kullannin kulu kllmakla cezaland1rm1~t1r. Koleligi
onlar musluman olduktan sonra ortadan kald1rmak da dinin (~eriat1n) bir hakk1d1r.
Bu nedenle de bzgur k1lma; kendisi ile baz1 vaciplerin yerine getirildigi bir ibadet
olmaktad1r. Bunun delili ~udur: Davada c;eli~kiye du~mek delilin kabulune engel
degildir. Hatta bir kimse kale oldugunu ikrar ettikten sonra, aslen bzgur oldugunu
iddia etse ve bunun ic;in delil getirse, delili kabul edilir. Halbuki c;eli~ki iddiay1
gec;ersiz kllar.
EbO Hanife'nin deli Ii ise Peygamber (s.a v )'in ~u sozudur:

-,. ~ - ·1 i)t J:i Y.-;11 :4--~~ J.;_ ~~'A f


"Sonra (k1yamete yakm) ya/an oyle yayi/1r ki ki~i kendiliginden, tan1k/1k
istenilmedigi durumda tan1k/1k eder"91 .
Peygamber (s.a.v.), bu hadiste istenilmeden yapilan tanikl1g1 bir tur yalan
alameti saym1~t1r. Bu hadisin gorunu~u, icma delili ile tahsis edilen haric;, bu
tan1kl1g1n makbul olmamasin1 gerektirir.
Aki! delil de ~udur: Kole uzerindeki mulkiyeti kald1rmak sozle olur. Bu onunla
birle~menin haram olmas1n1 ic;ermez. Bu nedenle sat1~ta oldugu gibi burada da
dava olmad1kc;a tan1kl1k kabul edilmez. Bunun etkisi ~udur; tanikl1k edilen ~ey, kul
hakk1d1r. (:unku ozgur kllma; malik olma ve kendi ba~1na hareket etme gucunu
olu~turmakt1r. Bu ise ba~kas1n1n mulku olmanin ve koleligin zilletinin sona ermesi
anlam1na gelir. Butun bunlar ise kul hakk1d1r. Bunun btesinde ozgur olman1n
getirdigi olumlu sonuc;lar dikkate al1nmaz. Burada yaln1zca tanikl1k yapllan ~ey goz
onune al1n1r. Bu da kul hakk1 oldugu ic;in delilin kabulu o ki~inin dava etmesine
[7/94] bagl1 olur. Biz burada, nedende din (~eriat) hakk1 anlam1 oldugunu kabul ediyoruz.
Bu nedenle de ozgur olma kolenin kabulune bagl1 degildir ve onun reddetmesiyle
reddolunmu~ olmaz. Ancak bu, k1sastan affetme konusunda oldugu gibi, ozgur

90
Ahmed b. Hanbel. Musned, 11/358; Buhar1, Buyu' 106; lbn Mace, Ruh On 3; lbn Hibban, Sahih,
XVl/333.
91
Ahmed b. Hanbel, Musned, , 1/378, 1/434; Buhar1, $ehadat 9, Iman ve nuzOr 1O; Muslim, Fedailu's-
Sahabe 21 O; Ebo DavOd, Sunne 9; Tirmiz1, Fiten 45; lbn Mace, Ahkam 27
Talak (Bo§anma) Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 53
Koca, hamm1 cariye iken ona Ila yapsa, sonra da onu satm alsa ila
du~er.

C::unku kad1n, kocasinin bo~amas1na elveri~li olmayan bir duruma


donu~mu~tUr. Ba~layan Ila suresinin geregi, surenin bitiminde talak1n
geri:;:ekle~mesidir. Kad1n buna elveri~li olma durumundan c;1k1nca, bu sOrenin
hukmu de du~er. Bu ~una benzer; koca, han1m1n1 bain talakla bo~asa ve kad1n1n
iddeti bitse; bundan sonra o kad1n1 satsa veya ozgur kilsa ard1ndan onunla evlense
Ila yapm1~ olur. C::Linku kad1n, talaka elveri~li olma durumundan c;1km1~t1r, yemin ise
bakidir. Bu nedenle Ila suresi evlenme an1ndan itibaren ba~lar. Ayni ~ekilde ozgur
kad1n, kale olan kocas1n1 satin ald1g1nda da durum boyledir. C::Linku nikah bag1, iki
taraftan birinin digeri uzerinde mulkiyet kurmas1 ile, kocan1n talak1n1 gec;ersiz
kilacak bir bic;imde ortadan kalkmaktad1r. Kad1n, yaln1zca kocas1n1n onun
Ozerindeki yed mulkiyeti itibanyla talaka elveri~li olur. Kad1na cariye ~eklinde sahip
olmak nikah mulkiyetinin asl1na ayk1n oldugu gibi, nikah yoluyla sabit olan yed
mulkiyetine de ayk1nd1r. Bu nedenle kad1n kocasin1n Ozerinde, iddeti esnas1nda
nafaka ve oturma (mesken) hakk1na sahip olamaz.
Kole, kole ozgur k1lmay1 veya sadaka vermeyi adayarak hammma
yakla~mamaya yemin etse ila yapm1~ olmaz.

C::unku bu durumda koca, kefaret odemesine gerek olmadan han1m1na


yakla~abilir.
C::Onku insan1n sahip olmad1g1 bir koleyi ozgur k1lmas1 soz konusu
olamaz.
Buradaki "sadaka" dan maksat, kolenin sahibi olmad1g1 belirli bir mall sadaka
vermeyi yuklenmesidir. Onun boyle bir sadaka vermeyi yuklenmesi gec;ersiz
(lagv)dir.
Kole olan koca; hac, orm;, talak vb. ~eyler uzerine hammma
yakla~mamaya yemin etse ila yapm1~ olur.

C::unku anilan ~eyleri kolenin yuklenmesi ozgur insan1n yOklenmesi gibi


gec;ersizdir. Koca bunlan kad1na birle~meye baglayinca, kefareti yerine
getirmedikc;e Ila suresi ic;erisinde hanimina yakla~amaz. Zimmetinde bore; olmak
uzere sadaka vermeyi, han1mina yakla~maya baglad1g1nda da durum bu ~ekildedir.
Z1mmi, hammma yakla~mamaya yemin ettiginde u~ durum soz Gayr-i miislim
konusudur: vatanda~m
(Zimmi'nin)
Birinci durumda ittifakla ila yapm1~ olur. Bu, zimminin kole ozgur ilas1
k1lma veya bo~ama uzerine yemin etmesi durumudur. <;unku ozgur k1lma
ve bo~ama, Musluman tarafmdan yap1ld1gmda ge~erli oldugu gibi
z1mmiden de ge~erlidir.
lkinci durumda ittifakla ila yapm1~ olmaz. Bu da; hac, oru~ veya
sadaka uzerine yemin etmesidir.
anla~mazl1ga gotUrecek derecedeki bilinmezlik sat1~1n gec_;erli olmas1n1 engeller.
Tan1klann kaleyi tanimamalar1, anla~mazl1ga gatUrecek derecede bir bilinmezliktir.
Bu nedenle hakimin bayle bir tan1kllkla sat1~a hukmetmesi imkans1z olur.
Taniklar, ki~inin belirli bir kaleyi azgur k1ld1g1na tanikl1k etseler fakat bunun
zamaninda, yerinde, azgur k1lmada kulland1g1 sazcuklerde, azgur k1l1nan dilde
ihtilaf etseler, veya tan1klardan birisi efendinin kaleyi azgur k1ld1g1na, digeri de
azgur k1lmay1 ikrar ettigine tanikl1k etseler tan1kllk gec_;erli olur. (unku azgur k1lma,
tekrar tekrar saylenen bir sazdur. Bu nedenle tan1klann zaman, yer veya dilde
ihtilaf etmeleri ile hakk1nda tan1kl1k edilen ~ey degi~mez. Ozgur k1lma konusunda
ikrar ve in~a (yeni bir tasarrufta bulunmak) kal1plan e~ittir.
Tan1klar, efendinin azgur k1lmay1 baglad1g1 ko~ulda ihtilaf etseler yapt1klan
tan1kl1k gec_;erli olmaz. (unku onlardan birisi mesela eve girmesi durumunda
gerc_;ekle~ecek bir azgur k1lmaya tan1kl1k ederken, digeri falanca ile konu~mas1
durumunda gerc_;ekle~ecek bir azgur kllma i~lemine tan1kl1k etmektedir. Konu~mak
ile eve girmek birbirinden farkl1 iki fiildir. Bu nedenle hakimin bu iki ko~uldan biri
ile hukum vermesi mumkun olmaz.
Tan1klar, efendinin kalesine "eve girersen azgursun" dediginde ittifak etseler,
efendi ise "ben kale me falanca ile konu~ursan azgursun" dedim, dese kole bu iki
[7/95] fiilden hangisini yaparsa azgur olur. (unku ozgurlugun eve girme ko~uluna
baglanmas1 iki tanig1n tan1kl1g1yla sabit olmu~tur. Falanca ile konu~mas1 ko~uluna
baglanmas1 ise efendinin ikran ile sabit olmu~tur. Bunlann aras1nda bir z1tl1k
yoktur.
Taniklardan biri efendinin kaleyi bir bedel kar~1l1g1nda, diger tanik da bedelsiz
olarak azgur k1ld1g1na tan1kl1k etseler tan1kl1klan kabul edilmez. (unku tan1klardan
biri bedelin kabul edilmesi ko~uluna bagl1 olan bir ozgur k1lmaya tan1kl1k ederken,
digeri ko~ulsuz olarak gerc_;ekle~en bir azgur k1lmaya tan1kl1k etmektedir. Diger
taraftan bir bedel kar~1l1g1 yap1lan azgur k1lma ile bedelsiz olarak yap1lan azgur
kilma, hukumleri bak1m1ndan birbirinden farkl1d1r.
Ayn1 ~ekilde efendi ozgur k1lmay1 inkar ederken, taniklar bedelin miktannda
ihtilaf etseler; kole taniklann belirttigi bedellerden ister az1n1 ister c_;ogunu iddia
etsin, tan1kl1k kabul edilmez. (unku tan1klardan birisi mesela azgur k1lma
i~leminin, bin dirhem bedelin kole taraf1ndan kabul edilmesine bagl1 olduguna
tan1kl1k ederken digeri bin be~ yuz dirhemin kale tarafindan kabul edilmesine bagl1
olduguna tanikl1k etmektedir.
Efendi iddiac1, kale ise inkarc1 konumunda oldugunda efendi daha az olan
bedeli iddia ediyorsa, kalenin ozgur oldugunu ikrar ettiginden kole ozgur olur. Bir
~ey odemesi de gerekmez. (unku efendi bu durumda; bedellerden daha c_;ogunu,
mesela bin be~ yuz dirhemi iddia eden tan1g1n1 yalanlam1~ olur. Efendi kalenin bin
be~ yuz dirhem bedel kar~i11g1nda ozgur oldugunu iddia ederse kalenin bin dirhem
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 151

borcu olduguna hukmedilir. (unku burada tanikllk bzgur k1lma konusunda gei;;erli
olmaz. (unku kale efendinin ikranyla bzgur kilinm1~t1r. Buradaki tan1kl1k yalnizca
mal ii;;in yap1lm1~ olur.
Bir ki~i ba~kas1nda bin be~ yuz dirhem alaca91 oldugunu iddia etse ve kendisi
lehine tan1kl1k eden iki ki~iden birisi onun bin dirhem, digeri de bin be~ yuz dirhem
alaca91 olduguna tan1kl1k etse, bin dirhem alaca91 olduguna hukmedilir. (unku
tan1klar sbzde ve anlamda (hem sbz hem ii;;erik olarak) ittifak etmi~lerdir.
lki tanik, efendinin kblesini eve girme ko~uluna bagl1 olarak bzgur kild191na;
ba~ka iki tan1k da falanca ile konu~mas1 ko~uluna bagl1 olarak bzgur kild1g1na
tanikl1k etseler, kale bu fiillerden hangisini yaparsa bzgur olur. (unku her iki
ko~ula baglama da tam bir kanitla sabit olmu~tur. Aralannda bir ayk1nl1k da
yoktur.
Kole, efendisinin kendisini bin dirhem kar~il19inda bzgur kild1g1n1 iddia etse ve
iki de tanik getirse, efendi de iki bin dirhem kar~1l191nda bzgur kild19in1 iddia etse
ve o da iki tanik getirse efendinin delili kabul edilir. (unku onun hakkindaki
fazlal1k deli I ile sabit olmaktad1r.
Kole, efendisinin "bana bin dirhem odediginde bzgursun" dedigine ve
kendisinin de bu miktan bdedigine dair tan1k getirse, efendi de kendisinin "bana
iki bin dirhem getirirsen bzgursun" dedigine dair tan1k getirse kale bzgur olur.
Odedigi bin dirhemden ba~ka bir ~ey de bdemesi gerekmez. (unku kale kendi
delili (tan1klan) ile bzgurlugun derhal geri;;ekle~tigini ve bunun kendisinin hakk1
oldugunu isbat etmektedir. Diger taraftan burada her iki durumun (efendinin ve
kblenin dedikleri) da geri;;ekle~tigi kabul edilir. (unku bunlann aras1nda bir ayk1ril1k
yoktur. Eger her iki sbzu de efendinin sbyledigini bilirsek; kale hangi bedeli isterse
onu sei;;er ve bzgur olur.
Kole efendinin onu kendisine bin dirheme satt191na, efendi de kbleyi
kendisine iki bin dirheme satt191na tan1k getirseler efendinin tan1klan kabul edilir.
(unku burada bzgur kilma kblenin kabulu ile derhal geri;;ekle~ir. Bu nedenle
burada, efendinin tan191nda fazlal191 isbat etme, yukandaki meseleden farkl1
olmaktad1r.
Muhammed (rh a) "el-Asl" adl1 eserinde ~byle demi~tir: Efendi kbleyi, bizzat
kendisine bin dirheme satsa, kale de bu bedeli efendinin mal1ndan bdese bzgur
olur. Efendi bu miktar bedeli kbleden tahsil eder.
Burada bzgur k1lma, borcun bdenmesiyle degil, kblenin bunu kabul etmesiyle
geri;;ekle~mi~tir. Bu durum, efendi, kblenin bzgur olmas1n1 bin dirhemin
bdenmesine baglamas1 durumunda boyledir. Bunu ~byle ai;;1klayabiliriz: Ozgur
k1lma i~lemi ko~ulun meydana gelmesiyle geri;;ekle~ir. Burada da bdenen mal
efendiden i;;alinm1~ ve gasp edilmi~ bile olsa ko~ul geri;;ekle~mi~tir. Daha sonra bu
mal1n efendiye geri verilmesi kendisi uzerine bir bori;; olmu~tur. Ozgur kilma
152 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
hi.lki.lmde, mi.lstehak olan taraf1ndan gerc;ekle~ir. Efendinin bu miktar mal1 ondan
tahsil etme hakk1 olur.
Kolenin ogullar1, veya anne ve babas1 efendinin onu ozgi.lr k1ld1g1na tanikl1k
etseler, onlann tan1kl1klan kabul edilmez. c;:unki.l onlann tan1kl1g1, kolenin yaranna
gerc;ekle~mektedir. Bu say1lan ki~iler kole hakk1nda tohmet alt1ndad1rlar. Tohmet
alt1nda olan ki~i ise tan1kl1k yapamaz.
Ozgi.lr k1lma i~lemi ~i.lphe ile sabit olur. Bu nedenle tanikl1k i.lzerine yap1lan
[7/96]
tanikl1kla ve erkeklerle beraber kad1nlann tan1kl1g1yla ozgi.lr olmak sabit olur.
Ozgi.lr k1lman1n olduguna tanikl1k edenler, ozgi.lrli.lge hi.lkmedildikten soma
Ozgur
k1lmanm tan1kl1klanndan donseler, ozgi.lr k1lma gec;ersiz olmaz. c;:unki.l taniklar ne hi.lkmi.l
~uphe ile ne de kul hakk1n1 iptal etme konusunda tasdik edilmezler. Ancak onlar kolenin
sabit olmas1
degerini efendiye oderler. c;:unki.l yapt1klan tanikl1kla efendinin aleyhine olmak
i.lzere kolenin degerini telef etmi~lerdir. Tan1kliklanndan donmekle de haks1z yere
onun mal1n1 telef ettiklerini ikrar etmi~ olmaktad1rlar. Tanikl1ktan donme
durumunda odeme konusunda tan1kl1gindan donenlere degil, tan1kl1ginda 1srar
edenlere itibar edilir. Biz bu meseleyi talak konusunda ac;1klam1~t1k.
lki ki~i kolenin ozgi.lr olduguna tan1kl1k etseler, ancak tohmet nedeniyle
onlann tanikl1g1 ile hi.lki.lm verilmese soma onlardan birisi o koleye malik olsa kole
onun mi.llki.lnden ozgi.lr olur. c;:unki.l o ki~i kolenin ozgi.lrli.lgi.lni.l ikrar etmi~tir. Bu
ikrar kendisi bak1m1ndan gec;erli ve baglay1c1d1r. Ancak daha once kole i.lzerinde
mi.llkiyeti bulunmad1g1 ic;in bu ikrar bir sonuc; dogurmuyordu. Kole i.lzerinde
mi.llkiyet gerc;ekle~tiginde bu ikrar da fonksiyonunu gerc;ekle~tirir. Bu durumda o
ki~i, koleye malik oldugunda ikrann1 yenilemi~ gibi olur. Kole de onun malindan
ozgi.lr olur.
lki tan1k, kolenin ozgi.lr k1lind1gina tan1kl1k etseler ve onlann taniklig1
dogrultusunda hi.lki.lm verildikten soma tan1kl1klanndan donseler ve onun degerini
efendiye odeseler, soma efendinin onu ozgi.lr kilm1~ olduguna dair ba~ka tan1klar
ortaya c;1ksa; eger bu somadan c;1kan tan1klar efendinin koleyi ilk tan1klann
tan1kl1gindan soma ozgi.lr k1ld1g1na tan1kl1k ederlerse ittifakla onlardan odeme
yi.lki.lmli.lli.lgi.l kalkmaz. c;:unki.l onlar gec;ersiz olan bir ~eye tanikl1k etmi~lerdir. Kole
hakimin hi.lkmi.l ile ozgi.lr olmu~tur. Ozgi.lr olan ki~i bir daha ozgi.lr olmaz.
Daha soma ortaya c;1kan taniklar efendinin kolesini ilk taniklann tan1kl1gindan
once ozgi.lr k1ld1g1na tan1kl1k etseler EbO Hanife (rh.a.)'ye gore odedikleri ~eyi geri
alamazlar.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise efendiye odedikleri miktan geri
al1rlar. Bu hi.lki.lm daha once ac;1klad1g1m1z EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'in ~u
prensibine dayanmaktad1r: Kolenin ozgi.lr k1l1nd1g1na dair tanikl1k dava olmaks1z1n
kabul edilir. Bu nedenle ikinci grubun tanikl1g1yla, ortada iddiac1 yoksa da, ilk
grubun tan1kl1k yapt1g1 andan itibaren kolenin ozgi.lr oldugu ortaya c;1km1~ olur.
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
l 53
Aynca bununla; ilk tan1klann yapt1klan tanikl1kla efendinin malindan hie; bir ~eyi
telef etmedikleri, efendinin ald1g1 paray1 onlardan haks1z yere ald1g1 anla~1lm1~ olur.
EbQ Hanife (rh.a.)'ye gore ise kolenin ozgur kll1nd1g1na dair tanikl1k dava
olmadan kabul edilmez. Bu meselede ikinci taniklann yapt1g1 tanikl1kta iddiac1
yoktur. c;:unku kolenin ozgur olduguna hukmedilmi~tir. Art1k kolenin ozgurlugu
iddia etmesi mumkun degildir. Ilk taniklar efendinin koleyi bir vakitte ozgur
kild1g1na tan1kl1k edince, ikinci tan1klar1n efendinin koleyi daha once ozgur
klld1g1na tanikl1k etmeleri mumkun degildir. c;:unku bu c:;eli~kidir. Dava olmad1g1
ic:;in ikinci taniklann tanikl1klan kabul edilmez. Bu nedenle efendinin ilk tan1klardan
ald1gin1 geri vermesi de gerekmez.
Bir ki~i kolesinin ayag1n1 demir halkalarla baglasa sonra da "eger onun ayak
baginda on ntll 92 demir yoksa o ozgurdur ve onun bag1 c:;ozulurse o ozgurdur"
dese, iki tan1k onun ayak bag1nda be~ nt1I demir olduguna tanikllk etseler, kad1 da
onun ozgur olduguna hukmetse sonra bag c:;ozulse ve on ntll demir oldugu
gorulse EbQ Hanife (rh.a.)'ye gore taniklar kolenin degerini efendiye oder.
Bu Ebu Yusuf (rh.a )'un da ilk goru~udur. Onun son goru~une ve Muhammed
(rh.a )'e gore ise efendiye bir ~ey odemezler. Bu meseledeki goru~ aynl1g1 ~una
dayanmaktad1r:
EbQ Hanife (rh.a.)'ye gore yalanc1 tan1klann tan1kl1g1yla hakimin ozgurluge [7/97]
hukmetmesi hem d1~ta hem de gerc:;ekte (ic:;te) gec:;erlidir.
EbQ Yusuf (rh a.)'un son goru~u ile Muhammed (rh.a.)'e gore ise sadece d1~ta
gec:;erlidir, ic:;te gec:;erli degildir. Bununla anla~1lmaktad1r ki hakimin o iki tanig1n
tanikl1g1na dayanarak ozgurluge hukmetmesi ic:;te gec:;erli degildir. Kole, taniklann
tanikl1g1yla degil sadece bag1nin c:;ozulmesiyle ozgur olmu~tur. Bu nedenle Ebu
Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore bir ~ey odemezler.
EbQ Hanife (rh.a.)'ye gore ise kale, hakimin hukmu ile bzgur olmu~tur. c;:unku
onun hukmu hem d1~ta hem de ic:;te gec:;erlidir. Hakimin hukmu o ikisinin tanikl1g1
ile oldugundan onlar kolenin degerini oderler. c;:unku biz onlann as1ls1z bir konuda
tan1kl1k ettigini bilmekteyiz.
Eger "o iki tanik yalnizca ozgur olman1n ko~uluna tan1kl1k etmi~lerdir. c;:unku
onlar bag1n ag1rl1g1n1n on ntlldan az olduguna tan1kllk etmi~lerdir. Bu da ozgur
olmanin ko~uludur. Ko~ula tan1kl1k eden ki~ilere odeme yukumlulugu yoktur"
denilirse ~oyle cevap veririz:
Hay1r, aksine o iki tanik ozgur olman1n derhal gerc:;ekle~tigine tan1kl1k
etmi~lerdir. c;:unku onlar efendinin ozgur k1lmay1 o s1rada var olan bir ko~ula
baglad1g1ni iddia etmi~lerdir. Bir ~eyi var olan bir ko~ula baglamak ise onu derhal
gerc:;ekle~tirmektir. Hatta vekil derhal gerc:;ekle~tirmek suretiyle bunu yapma

92
Bir litre kadar olan bir s1v1 bl~egi
154 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
yetkisine maliktir. Ozgur k1lman1n derhal yap1ld1g1na tanikl1k edenler,
tan1kl1klanndan dtinduklerinde tiderler.
Eger "Ebu Hanife (rh.a.)'ye gore hakimin hukmu, ancak tanikl1g1n gec;:ersiz
olmad1g1 kesin olarak bilindiginde gec;:erli olur. Gec;:ersiz oldugu kesin olarak
bilindikten sonra onun hukmu gec;:erli olmaz. Nitekim tan1klann kale ve kafir
oldugunun ortaya c;:1kmas1 durumunda btiyledir. Bu meselede de biz ayaktaki bagl1
demirin be~ nt1I oldugu ortaya c;:1kt1ginda kanit1n gec;:ersiz oldugunu kesin olarak
bilmi~ oluyoruz. Taniklarin yalan stiyledigi kesin olarak bilindikten sonra hakimin
hukmu ic;:te gec;:erli olmaz. Bu durumda kale bag1n c;:tizulmesi ile tizgur olur"
denilirse; buna ~u ~ekilde cevap veririz:
Durum bu ~ekilde degildir. Bilakis Ebu Hanife (rh.a.)'ye gore hakimin
hukmunun gec;:erli olmas1, hakimin bilmesi mumkun olmayan ~eyleri bilmekle
sorumlu olmamas1 nedeniyledir. Tan1klann dogru stiyleyip stiylemedigi hakimin
bilemeyecegi bir ~eydir. Halbuki hakim, tan1klann kafir veya kale olup olmad1g1n1
bilmekle sorumludur. c;:unku sorumluluk guc;: oranindad1r. Bizim meselemizde
hakimin, ayaktaki demirin gerc;:ek ag1rl1gin1 bilmesi mumkun olmamaktad1r. c;:unku
o bunu ancak c;:tizdukten sonra bilebilir. O c;:tizuldukten sonra ise kale zaten tizgur
olur. Bu nedenle bag1n gerc;:ek ag1rl1g1n1 bilme sorumlulugunda degildir. Bundan
dolay1 iki tanig1n tanikl1g1na dayanarak verdigi hukum d1~ta ve ic;:te gec;:erli olur.
Eger "Durum btiyle degildir. Hakim bagin ag1rl1g1ni bag1 c;:tizmeden de
bilebilir. $6yle ki; o ktilenin ayag1ni bag1 ile birlikte bir kaba sokar, kaba da bag1n
ustline c;:1kacak kadar SU doldurur. Sonra suyun ula~t1g1 yere bir i~aret koyar.
Ard1ndan bag1 ktilenin bacagina dogru yukseltir. Sonra o kabin ic;:ine, su
i~aretlenen yere vanncaya kadar demir koyar. Sonra da bu demirin ag1rl1g1n1
tilc;:erek bag1n ag1rl1g1ni ogrenebilir" denilirse, buna ~u ~ekilde cevap veririz:
Bu geometriden anlayanlann (muhendislerin) yapabilecegi bir i~tir. Dini
hukumler, bu gibi ~eylere bina edilemez. Hem de bu durumda ancak demirlerin
ag1rl1klan birbirine e~it olursa bagin ag1rl1g1 bulunabilir. Halbuki demirlerin
ag1rl1ginin e~it olup olmad1g1 bilinemez.
iki tan1k, Salim adlannda iki ktilesi olan birisinin ktilesi Salim'i tizgur k1ld1g1na
tan1kl1k etseler, efendi bunu inkar ederse Ebu Hanife (rh.a.)'ye gore hie;: birisi ozgur
olmaz. c;:unku ona gore tanikl1g1n kabul olmas1 ic;:in dava ko~uldur. Lehine tan1kl1k
yapllan ki~iler ise davac1 olamazlar. c;:unku tizgur olan onlardan belirli birisi
degildir. Tan1klar tizgur olani belirleme imkan1na malik degillerdir. Bu nedenle
onlann tanikl1klan gec;:ersiz olur.
Taniklar, "efendi onun ad1ni bize stiyledi, biz unuttuk" deseler tanikl1klan
gec;:ersizdir. c;:unku onlar kendi aleyhlerine, gaflette olduklanni ve tanikl1klann1
bo~a c;:1kard1klann1 ikrar etmi~lerdir.
Koleyl Ozgiir Kdma Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 1ss

Zufer'den aktanld1g1na gore tan1kl1k kabul edilir. Efendiye "ozgur olan1


a\1kla" denilir. (:unku tan1klar efendinin sozunu isbat etmektedirler. Onlann
tan1kl1g1yla efendinin bir kolesini ozgur klld1g1 sabit olmu~tur. Burada bilinmezlik,
ozgur k1lman1n ge\erliligine engel olmaz. Efendi ozgur klld1g1 koleyi a\1klamaya
zorlan1r.
lki tanik, bir kimsenin iki kolesinden belirli olmayan birisini ozgur klld1g1na
[7/98]
tan1kl1k etseler, efendi de bunu inkar etse tanikl1klan EbO Hanife (rh.a.)'ye gore
ge\ersizdir. c;:unku ona gore ozgur kllma konusunda tanikl1g1n kabul edilmesi i\in
dava ko~uldur Belli olmayan bir ki?inin davada bulunmas1 mumkun degildir. Dava
ancak her iki kolenin bizzat dava etmesiyle ger\ekle?ir. Halbuki tan1kl1k edilen ~ey
belli bir kolenin degil, belirsiz bir kolenin ozgur kll1nd1g1d1r. Bu nedenle tan1kl1k
kabul edilmez.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise; bu meselede ve tanikl1k
meselesinde tanikl1k kabul edilir. Efendi ozgur klld1g1 koleyi a\1klamaya zorlanir.
c;:unku onlara gore ozgur k1lma konusundaki tan1kl1k dava olmasa da kabul edilir.
Bununla efendinin o iki koleden belli olmayan birini ozgur k1ld191 sabit olur. Bu
nedenle de efendi hangisini ozgur kild1g1ni a\1klamaya zorlan1r. Efendinin iki
cariyesinden birini ozgur k1ld1g1na tanikl1k ettiklerinde de durum boyledir .
Eger "Bu konuda EbO Hanife, EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore
tan1kl1g1n kabul edilmesi gerekir. (:unku EbO Hanife (rh.a.)'ye gore cariyenin ozgur
k11ind1gina tan1kl1k edilmesi durumunda dava ko~ul degildir" denilirse, ~u ?ekilde
cevap veririz:
"Evet belli bir cariyenin ozgur k1l1nd1g1na tanikl1k edilmesinde dava ko~ul
degildir. (:unku bu tanikl1k cinsel ili?kiyi haram k1lmaktad1r. Fakat belirsiz bir
cariyenin ozgur kll1nmas1 EbO Hanife (rh.a.)'ye gore cariye ile cinsel ili?kiyi haram
k1lmaz. Bu nedenle o ~oyle demi?tir: Efendinin cariye ile birle~mesi bir a\1klama
olarak kabul edilmez. l?te bu a\1dan burada kole ve cariye konusunda EbO Hanife
(rh.a.)'nin cevab1 ayn1 olmaktad1r. Ancak tan1klar efendinin bunu olum esnas1nda
yapt191na tanikl1k etseler, o zaman EbO Hanife (rh.a.)'ye gore istihsanen onlann
tan1kl1g1 kabul edilir. K1yasa gore ise, t1pk1 ki?inin sagl1g1nda oldugu gibi, tan1kl1g1n
kabul ko~ulu olan dava bulunmad1g1ndan bu tan1kl1k da kabul edilmez.
lstihsan iki yonludur: Birincisi; Efendinin olumu ile, belirsiz olarak yapilan
ozgur kllma o iki kole aras1nda ortak olur. Bu nedenle her birinin yans1 ozgur olur.
Her birisi dava edebilir. lkincisi; olum hastal1g1 s1ras1nda yapllan ozgur k1lma vasiyet
gibidir. Bu nedenle de ki~inin mal1nin U\te birinden olmas1na itibar edilir. Vasiyetin
uygulanmas1nin vacip olmas1 vasiyeti yapanin hakk1 nedeniyledir. Burada da dava,
olenin vasisi veya miras\ilan tarafindan ger\ekle~mektedir. Bu nedenle delil
(tan1kl1k) kabul edilmektedir.
156 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
lki tan1k, "~u iki adamdan biri kolesini 6zgur kilm1~t1r" diye tan1kl1k etseler
tan1kl1klan gec;erli olmaz. c;:unku burada aleyhine tan1kl1k edilen ki~i belirsizdir. Bu
ise, tanikl191n kabul edilmesini engeller. c;:unku delilin kabul edilmesi ic;in inkar
ko~uldur. lnkar ise belirsiz ki~iden olmaz. Diger taraftan hakim bu tan1kl1ga
dayanarak o iki adamdan hie; biri aleyhine hukum veremez.
Kole veya cariye 6zgur kil1nd1gin1 iddia etseler fakat kendilerinin haz1rda
taniklan olmasa, efendi ile kale aras1na girilmez. c;:unku s1rf dava ile kale 6zgur
olmay1 hak etmi~ olmaz. c;:unku bu dogru veya yanl1~ olmas1 muhtemel olan bir
haberdir. Haberi veren ki~i bu haberde kendisinin c;1kan oldugu ic;in guvenilir
degildir. Peygamber (s.a.v.) ~u s6zunde buna i~aret etmi~tir:

! ~i1-·t , :J ~LA~- i..r~


r-"Y' J(!..r
·~ . ~~'-j I,:J.1&..J.,; lf''01
J
,t..;.l ,\
~ y

"Eger insanlara s1rf iddialan ile istedikleri ~eyler verilseydi; bir grup ba~ka bir
grubun kanlanni ve ma/Ianni iddia ederdi" 93
K61esi uzerinde hakimiyet yetkisi efendiye aittir. S1rf iddiaya dayanarak
mulkiyetin iptal edilmesi nasll caiz degilse, ayni ~ekilde efendi ile kale aras1na
girmek suretiyle efendinin kale uzerindeki hakimiyet yetkisini iptal etmek de caiz
degildir. Kole tek bir tan1k getirdiginde de durum bu ~ekildedir. c;:unku tek bir
tan1kla kan1t tamamlanmamaktad1r. Bu hukum kale ile ilgilidir. Cariyeye gelince,
cariye diger tan191n1n hazir oldugunu iddia ettiginde ihtiyaten, birle~menin haram
olmas1 ihtimaline binaen, efendi ile cariye arasina girmek suretiyle duruma
mudahale edilir. Biz bu meseleyi yazd1rd191m1z "el-Cami"' ~erhinde ac;1klad1k.
Eger kale iki tan1k getirirse; taniklann durumu ara~t1nlincaya kadar efendisi ile
[7/99) kale birbirinden aynl1r. Bu "el-Cami" ~erhinde belirttigimiz uzere efendi fas1k
(gunahkar, umursamaz) veya k61eye k6tUluk yapmas1ndan korkulan birisi
oldugundad1r.
Bu hukmun akll gerekc;esi ~udur; Bu meselede gorunurde kanit tamam
olmu~tur. Hatta hakim, bu iki tanig1n adil oldugu ortaya c;1kmadan hukum verse
bu hukum gec;erli olur, ihtiyaten bu hukme bagl1 olarak efendi ile kale aynl1r (Kole
efendiye teslim edilmez). Kole bir tan1k getirdiginde ise b6yle degildir.
Bir tanik, efendinin k61esini 6zgur k1ld191na, diger bir tan1k da efendinin
kolesinin bizzat kendisine hibe ettigine tanikl1k etse bu tanikl1klar gec;ersiz olur.
c;:unku taniklar, tan1kl1k ettikleri ~eyi soylemede ihtilaf etmi~lerdir. c;:unku sozlukte
konulu~ bak1m1ndan hibe ile 6zgur kllma farkl1 ~eylerdir. ~6yle ki; hibe bir mal1
ba~ka birinin mulkiyetine gec;irmektir. Ozgur k1lma ise bir guc; meydana getirme

93
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/342; Buhar1, Tefsir (Al-i Im ran) 3; Muslim, Akdiye 1; lbn Mace, Ahkam
7.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
15 7
(ihdas etme) ve mulkiyeti kald1rmad1r. Taniklarin, tanikl1k ettikleri meselede sazde
ihtilaf etmeleri tan1kl1g1n kabul edilmesine engel olur.
Tan1klarin her ikisi efendinin, kalesini kendisine hibe ettigine tan1kl1k etseler
kale azgur olur. c;:unku kale, kendisine malik olmu~tur. Kim kendisine malik
olursa, kendi istegi d1~1nda azgur olan kimselerde oldugu gibi, azgur olmu~ olur.
Hibenin azgur k1lma olmas1 da mumkundur. Nitekim tan1klar efendinin kalesini
onun bir yak1n akrabasina hibe edip, teslim ettigine tanikl1k etseler, o kalenin
azgur olduguna hukmedilir. Daha once ac_;1klad1g1m1z gibi efendi, "ben bununla
azgur klimaya niyet etmedim" dese hukuken tasdik edilmez.
Efendi, kalesine "~oyle yaparsan azgursun" dediginde, ko~ul koydugu fiil
oruc_;, namaz, eve girmek vb. gibi ac_;1k olan i~lerdense kale de "ben bu i~i yapt1m"
dese delil getirmedikc_;e veya efendi bunu ikrar etmedikc_;e kale tasdik edilmez.
c;:unku bir ko~ula baglanan ozgur k1lma i~lemi, ko~ulun bulundugu anda
gerc_;ekle~ir. Kole ko~ulun bulundugunu iddia etmekle ozgur klimas1n1n yururluge
girdigini iddia etmektedir. Bu durumda, kale bir kanit getirmedikc_;e tasdik edilmez.
Ancak efendi kolesine "eger beni seviyorsan" veya "eger bana k1z1yorsan
ozgursun" derse durum bundan farkl1d1r. c;:unku bu durum ancak kale taraf1ndan
yapliacak bir ac_;1klama ile bilinebilir . Bu nedenle mecliste oldugu surece kalenin
sozunu kabul etmek gerekir.
Eger "oruc_; da boyledir. c;:unku oruc_;, ki~i ile Rabbi aras1ndad1r. Ondan
ba~kas1n1n bunu bilmesine imkan yoktur" denilirse buna ~u ~ekilde cevap veririz:
Boyle degildir. c;:unku orucun unsuru (ruknu) keff (tutmak)t1r. Bu ise ac_;1kta bir i~tir.
lnsanlar bunun z1dd1 olan yemeye vak1f olabilirler.
Efendi, bir adama "hangi kolemi istersen ozgur k1I" dese o ki~i de butUn
kolelerini ozgur k1lsa bunlardan sadece birisi ozgur olmu~ olur. Ozgur k1l1nan koleyi
ac_;1klama yetkisi de efendiye aittir . Ancak efendi kolelerine "hanginiz ozgur
k1hnmay1 isterse 0 ozgurdur" derse kolelerin hepsi de azgur k1hnmay1 isterse hepsi
ozgur olur. c;:unku "hangi " kelimesinde umum ve husus (genellik ve ozellik)
anlam1 vard1r. c;:unku bu kelime hitap edilenlerin her birini tek tek kapsar. Efendi
bu kelime ile istemeyi ozel olan bir ~eye dayand1rd1g1nda, kelimenin azel anlam1
esas al1n1r. Bu durumda kelime yaln1z bir koleyi ic_;ine al1r. Efendi bu kelime ile
istemeyi umum (gene!) olan bir ~eye dayand1g1nda, kelimenin umum anlam1 esas
al1n1r. Diger taraftan bu kelime, kendi kapsam1 d1~1nda kalan ki~ilerde degil,
kapsam1na giren ki~ilerde umum anlam1n1 gerektirir. Bu kelimenin kapsam1na
girenler dilemesi istenen muhataplar degil, kolelerdir. Efendi kar~1s1ndakine
"istersen" dediginde ozgur kilman1n ko~ulu yaln1zca bir ki~inin istegi olur. Bir
ki~inin istegi ile de ancak bir kale azgur olur. Ancak "isterse" dediginde istemeyi
kolelere dayand1rm1~ olur. "Hangi" kelimesi kolelerde genellemeyi (ta'mlmi)
lSS _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
gerektirir. Bu durumda kblelerden her birinin istemesi bzgur k1l1nman1n ko~ulu
olmu~ olur. Bu nedenle de bzgur olurlar.

Sonra bzgur k1l1nan1 ac;1klamak, isteme i~ine muhatap olan ki~iye degil,
[7/100] efendiye aittir. Cunku muhataba devredilen i~, onun istekte bulunmas1yla
tamamlanm1~t1r. Ozgur alma, efendi taraf1ndan kblelerden belirli olmayan birisinde
gerc;ekle~tirilmi~tir. Ozgur olan1 ac;1klamak da ona aittir.
Efendi, kolelerine; "hanginiz eve girerse ozgurdur" dese ve kolelerin he psi
eve girseler hepsi bzgur olurlar. cunku burada ko~ul, "hangi" kelimesinin
kapsam1na girenlerin eve girmesidir.
Yine efendi "hanginiz bana falanca konuda mujde verirse o bzgurdur" der ve
kblelerin hepsi birlikte ona bu konuda mujde verirse hepsi bzgur olurlar. Cunku
ko~ul, "hangi" kelimesinin kapsamina girenlerden mujdelemenin bulunmas1d1r. Bu
da efendinin ifadeyi genel kullanmas1 nedeniyle genellik anlam1 kazanir. Efendi,
"onlardan yaln1zca birini kastettim" dese hukuken tasdik edilmez. Kendisi ile Allah
arasindaki hukum bak1m1ndan tasdik edilir. Cunku efendi genel (amm) bir sozden
tahsis yapmaya niyet etmi~tir.
Kbleler ayn1 anda degil de birbiri ard1 s1ra mujdeleseler, ilk mujdeleyen kble
mujdeci olur. Yalnizca o bzgur olur. Biz bu meseleyi "Talak Kitab1" nda ~u ~ekilde
ac;1klam1~t1k: Mujdelemek; kendisine haber verilen kimsenin bilmedigi, onu mutlu
kllan dogru bir habere verilen isimdir.
Bir kimse, ba~ka bir ki~iye "koleme ozgur kll1nd1g1n1" veya "ozgur oldugunu
haber ver" ya da "onun bzgur oldugunu mujdele" derse, bu haber koleye iletilsin
veya iletilmesin, efendi bunu sbyledigi anda kale ozgur olur. Cunku (bzgur
oldugunu anlam1ndaki ~ sbzunun ba~indaki) '-:' harfi biti~tirme ic;in kullanll1r.
Haber vermenin biti~tirilmesi, var olmayan degil, ancak var olan bir bzgur k1lma
i~leminde sbz konusu olabilir. Diger taraftan efendi, kbleye "sen bzgursun" demek
suretiyle bu haberi kendisi iletse idi, verdigi haberin dogru olabilmesi ic;in, bu ifade
kblenin derhal efendi tarafindan bzgur k1l1nmas1 anlam1na gelirdi. Ba~kasina bunu
emrettiginde de durum boyledir. Kole ozgur k1l1nm1~ olmal1d1r ki emri alan ki~i
bu nu kbleye haber verebilsin. Bu durumda efendi t1pk1 "Ben onu bzgur klld1m.
Bunu ona mujdele veya haber ver" demi~ gibi olmaktad1r. Emrin sbylendigi ki~i
bunu kbleye bildirsin, bildirmesin kale bzgur olur.
Efendi bir kolesine "Ey Salim sen bzgursun" dese, bununla kendisinin
yan1nda bulunan Salim'den ba~ka birisini kastediyorsa, Salim bzgur olur. Cunku
efendi bzgur kllmay1, unlemin (nidanin) pe~inden gerc;ekle~tirmi~tir. Bu durumda
ozgur k1 lma yaln1zca nida edilen ki~iyi ifade eder.
Bir kimse; "kblelerimden benim yanima ilk giren bzgurdur" dese, onun
huzuruna olmu~ bir kale getirilse sonra da sag bir kale girse sag olan kale ozgur
olur. Cunku ilk olan bu ki~idir. Olmu~ olan hesaba kat1lmaz. Cunku blu olan ne ilk
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l59
ne de son olabilir. Bunun anlam1 ~udur; kolenin efendinin huzuruna getirilmesi ya
ikram ya da a~ag1lama ic;indir. Bu da olu ic;in soz konusu degildir. Bu nedenle
kolenin sag olmas1 ko~ulu efendinin sozunun geregi olarak sabit olur. Efendi sanki
~oyle demi~ gibi kabul edilir:"Benim kolelerimden yan1ma ilk giren sag kole
ozgurdur". Diger taraftan efendi ko~ulun kar~il1g1 olarak koleyi ozgur yapmakla
odullendirmi~tir. Ozgurluk, odul olarak olu olan koleye degil ancak sag olan koleye
verilebilir. c;:unku olmu~ kole, ozgurlugun gerc;ekle~tirilmesine uygun bir konu
(mahal) degildir. Sozun geregi (muktezas1) ile sabit olan, delille (nassla) sabit olan
gibidir. Efendinin yan1na iki sag kole birlikte gelse hie; birisi ozgur olmaz. c;:unku
"ilk gelen" cumlesindeki ilk kelimesi, ba~kas1nin kendisine ortak olmad1g1, once
gelen tek bir ferdi ifade eder. lki kole birlikte girdiginde onlann hie; birisi fert
olmakla nitelendirilmez. Bu iki koleden sonra bir ba~ka kole efendinin huzuruna
getirilse bu kole de ozgur olmaz. c;:unku bu kole her ne kadar fert olmakla
nitelendirilirse de one gec;mi~ olmakla nitelendirilmez. c;:unku kendisinden once iki
kole efendinin huzuruna girmi~ bulunmaktad1r.
Bir ki~i. "malik olacag1m ilk kole ozgurdur" dese ve iki koleye birlikte malik
olsa onlann hie; birisi ozgur olmaz. c;:unku o iki koleden hie; birisi efendinin
mulkiyetine girdiginde fert (tek) olmakla nitelendirilemez. Bu iki koleden sonra
ba~ka bir koleye malik olsa bu kole de ozgur olmaz. c;:unku bu kole ilk olmakla
nitelendirilemez.
Efendi "en son malik olacag1m kole ozgurdur" dese ve iki koleye malik
olduktan sonra bir koleye malik olsa, sonra da efendi olse uc;uncu olan kole ozgur
olur. c;:unku "en son" ifadesi daha sonra olan ferdi ifade eder. Efendi olunceye
kadar ba~ka bir koleye malik olmad1g1ndan uc;uncu olan kole bu nitelikle
nitelenmi~tir.

Ebu Hanife (rh.a.)'ye gore efendi bu koleye sagl1kl1 iken malik oldugunda, kole
efendinin butUn mal1ndan ozgur olur. c;:unku "en son" alma niteligi, efendi ona
malik oldugunda sabit olmu~tur. Bundan, efendinin o koleye malik oldugu anda, (7/101]
onun ozgur oldugu anla~1lm1~ olur.
Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise kole, efendinin mal1n1n uc;te
birinden ozgur olur. c;:unku onlara gore olum zamaninda ozgur olmanin
gerc;ekle~mesi, ko~ulun kolede bu durumda gerc;ekle~mesi nedeniyledir. Biz bu
meseleyi "Talak" konusunda ac;1klam1~t1k.
Efendi "en son malik olacag1m kole ozgurdur" dese sonra da bir kole satin
al1p olene kadar ondan ba~ka bir koleye malik olmasa bu kole ozgur olmaz. c;:unku
bu kole "ilk malik olunan kole"dir. Hic;bir yarat1kta "ilk" ve "son" alma niteligi
birle~mez.

Efendi bu koleden sonra ayn1 anda iki kole satin alsa sonra da olse onlardan
hie; birisi ozgur olmaz. c;:unku ilk satin alinan kole "en son alma" niteligine sahip
160_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
olmad191 ic:;in son olamaz. Diger iki kolenin hie; biri de "teklik" le nitelenmediginden
onlardan hi<; biri "en son" olamaz.
Ki~i, malik olmad1g1 bir cariyeye "sen benim maltmdan bzgursun" dese bu
gec:;ersiz olur. Cunku bzgur kilmanin gerc:;ekle~mesi ancak mahalde (cariyede)
mulkiyet olduktan sonra olabilir. Halbuki burada mulkiyet yoktur. Ancak efendi,
"sana malik olunca" ozgursun derse durum farkl1d1r. 0 zaman ki~i o cariyeye
malik olunca bzgur olur. Cunku efendi "sen benim mal1mdan bzgursun" sbzu ile
bzgur kilmay1 mulkiyete ve onun nedenine baglamamaktad1r. Bu "benim
mal1mdan" sozu fazladan soylenmi~ bir sbzdur. Cunku bzgur kilman1n efendi
taraf1ndan gerc:;ekle~tirilmesi, ancak kendi malindan olur. Bununla efendinin sozu,
ozgur ktlmay1 yururluge koyma anlam1n1 yitirmi~ olmaz.
Efendi, cariyeye "seni satin al1nca sen bzgursun" veya "seninle birle~ince sen
ozgursun" dese ve o kbleyi satin al1p odal1k yapsa (teserrl) veya onunla birle~se o
cariye ozgur olmaz.
Ancak Zufer (rh a )'e gore bzgur olur. Zufer ~byle der: Odal1k yapma ve
birle~me ancak ki~inin mulkiyetinde helal olur. Bu, ki~inin "seni satin al1rsam
bzgursun" demesinde oldugu gibi bzgur k1lmay1 mulkiyete dayand1rma anlam1na
gelir.
Biz ise ~byle diyoruz: Cinsel ili~ki ki~inin mulkiyeti d1~1nda gerc:;ekle~ebilecegi
gibi, teserrl de gerc:;ekle~ebilir. Cunku teserrl; koruma alt1na alma ve d1~anya
c:;1kmay1 yasaklamay1 ifade eder. Bu da mulk nedeni degildir. Dolay1s1yla bununla
bzgur ktlmay1 mulkiyete dayand1rma ne ~eklen ne gerc:;ekten olmaz. Bu t1pk1 ki~inin
"ben seninle konu~tugumda sen bzgursun" demesi gibidir. Satin alma ise boyle
degildir. Cunku satin alma mulkiyet nedenidir.
Ayn1 ~ekilde ki~i "odal1k yapt1g1m her cariye ozgurdur" deyip ard1ndan bir
cariye satin alsa ve odal1k yapsa o cariye bzgur olmaz. Bu sozu sbyledigi anda
malik oldugu bir cariyeyi odal1k yaparsa o ozgur olur. Cunku beyan (leap) aninda o
kale uzerinde mulkiyet bulundugu ic:;in leap gec:;erlidir. Bu "malik oldugum butUn
cariyeler bzgurdur" deyip ard1ndan odal1k yapmas1 gibidir.
EbO Hanife ve Muhammed (rh a)'e gore teserrl'nin (odal1k yapmanin) ko~ulu
efendinin cariyeye bir ev tahsis etmesi, onu o eve yerle~tirmesi, onunla
birle~mesidir. Cocuk istemesi ko~ul degildir.

EbO Yusuf (rh.a.)'a gore bu saytlanlarla birlikte c:;ocuk isteme olmad1kc:;a teserrl
olmaz. Cunku bilinen adete gore odal1klardan c:;ocuk yapmalan istenir. Yeminlerde
de brfe itibar edilir.
EbO Hanife ve Muhammed (rh a) ~byle demektedir: Efendinin sozunde c:;ocuk
istemeye i~aret eden bir ~ey yoktur. Cunku (" odaltk" anlam1 verdigimiz) teserrl
ifadesi ya "tekaddl" (~) gibi "teserrur" (j ;..:.;)den tUremi~tir. Bu durumda
Koleyi Ozgiir Klima Kitabi. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 161
"gizlemek" anlam1 anla~1l1r. Ya da bu ifade "sirar" ()_,...) kelimesinden ti.lremi~tir.
Bunun anlam1 da koruma alt1na almak ve d1~an c.;1kmay1 engellemek anlam1na gelir.
Yahut da bu sbz cinsel birle~me anlam1na gelen "sir" (~I) kelimesinden
ti.lremi~tir. Nitekim Allahu Teala ~byle buyurmu~tur:

.£1s ~, ~1 - ~'}! C\ · l..


"( r;,JJ"J y ...r-"'J7

"Sa km on Iara gizlice bulu;ma (birle;me) sozu vermeyin ! " (el-Bakara 2/235)
Bu sbz, c.;ocuk istemini ifade eden bir unsuru bannd1rmad1g1ndan ac.;1kc.;a
soylenmedikc.;e bu ko~ul degildir. Bu nasil ko~ul olabilir ki? ! Cocugun dogmas1yla
cariye efendinin odal1k yapt1g1 ki~i olmaktan c.;1kar. Ci.lnku bu durumda o ummi.l
veled olur. Efendinin c.;ocuk istemesi, o cariyenin gerc.;ekte teserrl ic.;in odal1k edilmi~ [7/102]
olmas1na engel olur. Bu nedenle c.;ocuk isteme, odal1g1n gerc.;ekle~mesi ic.;in bir
ko~ul olamaz.

Efendi bir cariye ile cinsel ili~ki kursa ve cariye ondan gebe kalsa bzgi.lr
kll1nmaz. Ci.lnki.l teserrl koruma altina almak ve d1~anya c.;1kmay1 engellemekle olur.
Bu ise, burada bulunmam1~t1r.
Efendi, iki kblesine "ikinizden hanginiz bu ekmegi yerse o bzgi.lrdi.lr" dese ve
bu kblelerin ikisi birden o ekmegi yeseler hic.;birisi bzgi.lr olmaz. Ci.lnku ko~ul olan,
bir kblenin bi.lti.ln ekmegi yemesidir. Bu ise gerc.;ekle~memi~tir.
Kblelerden birisi o ekmegi yedigine dair delil getirse, hakim de onu ozgur
k1lsa, ard1ndan digeri ekmegi kendisinin yedigine dair delil getirse hakim onu
bzgur kllmaz. Ci.lnki.l hakim ilk kblenin ekmegi yedigine hukmetmi~tir. Bundan
sonra ikinci bir kolenin ekmegi yemesi di.l~i.lni.llemez. Ci.lnku ayni ekmek uzerinde
yeme fiili tekrarlanmaz. lkinci delil birinci hukmu gec.;ersiz kilmak ic.;indir. Hukmu
iptal etmek ic.;in ortaya konan delil ise kabul edilmez.
Bu ~byle ac.;1klanabilir: Biz, tan1klardan bir grubun yalan sbyledigini kesin
olarak bilmekteyiz. Ilk grubun tan1kl1g1na hakimin hukmi.l biti~tigi ic.;in ondaki
dogruluk taraf1 digerinden daha ag1r basm1~t1r. Bu nedenle ikinci grubun tan1kl1g1
yalan olarak kabul edilir.
Her iki delil de ayni anda gelirse, iki koleden hie.; birisi bzgur olmaz. Ci.lnki.l
hakim iki gruptan birinin yalanc1 oldugunu kesin olarak bilmektedir. Bununla
birlikte hangisinin dogru hangisinin yalan sbyledigini bilmemektedir. Yalan tbhmeti
tan1kl1kla hukum vermeye engel olunca, yalan sbyledigi kesin olarak bilindiginde
bunun hukum vermeye engel olmas1 daha bnceliklidir.
Buna gore; iki tanik, ki~inin Kurban Bayram1 gununde Mekke'de kolesi Salim'i
bzgur k1ld1g1na tan1kl1k etseler, hakim de onu bzgur k1lsa, sonra ba~ka iki tan1k
ayni ki~inin Seri' adl1 kblesini Kurban Bayram1 gi.lni.lnde Kufe'de bzgi.lr k1ld1g1na
tan1kl1k etseler, sonrakilerin tanikl1g1 gec.;erli olmaz
162 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Her iki delil ayni anda gelse onlann hic;:birisi kabul edilmez. Bununla
yukandaki durum birbirinin ayn1d1r.
Hakim her iki tan1k grubunu da reddetse ve gruplardan birisindeki tan1klar
bldukten sonra digeri tekrar tan1klann1 getirse hakim onlann tanikl1g1n1 kabul
etmez. c;:unku hakim onlan tbhmet nedeniyle daha bnceden reddetmi~tir. Art1k
bundan sonra asla kabul etmez. Bu ~una benzer; hakim gunah umursamazin
(fas1k1n) tan1klig1n1 reddetse sonra fas1k tevbe ederek tan1kl1g1n1 tekrarlasa hakim
bunu kabul etmez.
Tanikl1k eden gruplardan birisindeki tan1klar blmese de, kblelerden biri ilk
tan1klann tan1kl1k ettigi konuya dair ba~ka iki tanik getirse, diger kale de daha
once tan1kl1k yapan taniklann1 getirse hakim daha once kendisinin yan1nda tan1kl1k
yapmayan son iki tan1g1n taniklig1n1 gec;:erli sayar. c;:unku ilk iki grup tan1g1n
tan1kl1klan aralannda c;:eli~ki bulundugu ic;:in gec;:ersiz olmu~tur. Bu durumda onlar
hie;: yok gibi kabul edilir. Kblelerden birinin sonradan getirdigi taniklann kar~1t1
bulunmam1~ olur. Onlann tan1kl1g1yla tan1kl1k ettikleri ~ey sabit olur. Diger kolenin
bnceki tan1klann1 tekrar getirmesine itibar edilmez. c;:unku bu gec;:ersiz olduguna
hukmedilen bir tan1kl1kt1r. Nasil ki boyle bir tan1kl1k hukmun kan1t1 olamazsa, diger
tan1klara kar~1t (muanz) da olamaz.
Allahu SubhanehO ve Teala dogruyu en iyi bilendir. Dbnu~ de ancak O'nad1r.

ORTAK KOLENiN OZGUR KILINMASI (AZADI)


Bu konudaki meselelerin c;:ogu EbO Hanife (rh.a.)'nin, "kblenin bzgur kll1nmas1
bblunebilir" kuralina dayan1r. Buna gore kolesinin yans1n1 ozgur kllan kimse geriye
[7/103)
kalan yansinda muhayyerdir; isterse bzgur kllar. isterse koleden geriye kalan
yans1n1n degerini bdemek ic;:in c;:al1~makla yukumlu tutar. Boylece kale yans1n1n
degerini bdemedigi surece mukateb kale gibi olur.
EbO Yusuf, Muhammed ve $afii'ye (rh.a.) gore ise yans1 ozgur kll1nan kale
butUnuyle bzgur ki11nm1~ olur. Kolenin degerini odemek ic;:in c;:al1~mas1 sbz konusu
degildir. c;:unku ResOlullah (sa v),
.. , ~ , . • • f
~ • u 4ll '• I ~, . ' .
-..("' ... ,. v-:' ? Ji'
o.J.!S. : LaA..!. ::G.1 :
-- . 0-'! - ~ if
"Kim ko/esinden bir parr:;a ozgOr kilarsa o kale tamamen ozgOrdOr. Onda
Allah'm ba~ka bir ortag1 yoktur. " 94 buyurmu~tur. el-Asl'da bu sbzu Omer (r.a )'in de
sbyledigi de an1lm1~t1r.

94
Benzer bir rivayet ic;in bkz. Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/426; Buhar1, $erike 5; Muslim, ltk 3; Ebo
Davod, ltk 4.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l63
Bunun akll gerekc;esi ~udur: Ozgur k1lma, koleligi du~urmektir. Kolelik ise ne
ba~lang1c1nda, ne de devam1nda bolunemez. Dolay1s1yla ozgur k1lmak yoluyla
koleligin du~urulmesi bolunemez. Nitekim, e~ler aras1ndaki helallik ne ba~lang1c;,
ne de devam bak1mindan bolunememektedir. Bundan dolay1 helalligin talak
yoluyla iptal edilmesi de bolunemez.
Bunun ac;1klamas1 ~oyledir: Efendinin yapt1g1 ~ey, ozgur kilmad1r. Ozgur k1lma
ise ancak konusunda, yerinde (mahallinde) gerc;ekle~mekle mumkun olabilir.
Ozgur kilma, ki~inin bir parc;as1nda gerc;ekle~tikten sonra geriye kalan k1s1mda
kolelik devam ederse bir mahalde olan kolelik bolunmu~ olur. Bu ise caiz degildir.
~unku ozgur k1lma sonucunda gerc;ekle~ecek olan hukumlerle kolelik hukumleri,
had (kamu) cezalarin1n tam uygulanmas1, tan1kl1k ehliyetinin tam olmas1, miras ve
velayetler gibi konularda birbirine z1tt1r. Birbirinin z1tt1 olan iki ~eyin bir mahalde
birle~mesi ise du~unulemez.
Bunun yan1 s1ra bir ~eyin iki yar1s1ndan her birinin digeriyle olan ili~kisi ana
karnindaki bebegin (cenlnin) annesiyle olan ili~kisinden daha kuvvetlidir. ~unku
cenln sonuc;ta annesinden ayrilacakt1r. Annenin ozgur kil1nmas1 cenlnin de ozgur
olmas1ni gerektirdigine gore, kolenin bir yar1s1nm ozgur kil1nmas1n1n diger yaris1n1n
da ozgur olmas1n1 gerektirmesi onceliklidir.
Diger yandan (ummu veledlik) bir cariyenin efendisinden c;ocugu olmas1, ayn1
mahalde soz konusu bir bolunme ile nitelenme imkan1 olmaks1z1n kad1n1n ozgur
alma hakk1n1 gerektirir. Dolay1s1yla gerc;ekten ozgur k1lma tasarrufunun bir
bolunme ile nitelenememesi onceliklidir.
Eba Hanife (rh.a) ise ~u delilleri esas almaktad1r: Salim, lbn Omer (r.a )'den
Resulullah (s.a.v.)'in,
.
::- .ill )I !:-'
._,::.>-
\' ,t.J.~ ~ -·U ir:.Y'' 0\5 0(;! ....L:$;.
•. ...,F
• :J ~ ==
,

- ._,::.>-· i l.J"'
:-
J.J l; J)j J:s. \;
"Kolesinin bir k1smm1 ozgur k1/an kimse zengin ise bu koleyi kolelikten
kurtarmas1 gerekir. Zengin degilse kolenin ozgur k//man k1sm1 ozgur k//1nm1~ olur,
geriye kalan k1sm1 ise kale olarak ka/1r. "95 buyurdugunu rivayet etmi~tir.
Ali (r.a)

~L.!, l; 0 ....l.:$;. : '1.!.. • I\ ! ...


... .:..r'! 1.r:"J" ~

"Bir kimse ko/esinden istedigi miktan ozgur edebi/ir."demi~tir.96 Resulullah'1n


(s.a.v.)

95
Buhar1, $irket 5; Muslim, ltk 3; Eba Davud, ltk 5; lbn Hibban, Sahih, X/157; Zeyle1, Nasbu'r-raye,
111/292.
96
Taberan1, el-Mu'cemu'l-evsat, Vll/162; Beyhak1, es-Sunenu'/-kabra, X/274.
164 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit
, ,

:JS~ W La ~; J:;.i 0>


97
"Kim ko/esinden bir parr;a ozgur kt!arsa kale butUnuyle ozgurdur. " Sbzunun
yorumu ~udur: Geriye kalan k1smin1 r;al1~arak bzgurluge kavu~turacak ve bzgur
olacakt1r. Buna gore bu hadis, kbleligin geriye kalan k1s1mda devam
ettirilemeyecegini ar;1klam1~ olur. Bizim mezhep gbru~umuz de budur.
Bunun yan1 s1ra kblenin k1smen bzgur k1l1nmas1, milki yemlnin (kale
mulkiyetinin) kald1nlmas1d1r. Dolay1s1yla al1~-veri~te oldugu gibi, burada da
tasarrufun konusundaki mulkiyet bblunebilir. Bunun sonucu ~udur: Mal sahibinin,
mal1nda yapt1g1 tasarruf, o mal o ki~inin mulkiyetinde oldugu ir;in ger;erlidir. Efendi
o kblenin degil, mall degerinin malikidir. c;:unku kblelik, kafirliklerinin bir cezas1
olarak harbllerde bulunan zay1f11k ve a~agil1g1n ad1d1r. Hayat gibi, zay1fl1k ve a~ag1l1k
da mulkiyete konu olmaz. Efendinin kale uzerindeki mulkiyetinin devam etmesi,
mahaldeki (kbledeki) kblelik niteliginin devam etmesinden dolay1d1r. Nitekim ki~i
mahaldeki (kendisindeki) ya~ama bzelliginden dolay1 canl1d1r. Bu, efendinin,
kblenin canina da malik oldugu anlam1na gelmez.
Efendinin, kblenin mali degerine malik olduguna ve mali deger uzerindeki
mulkiyet bblunebildigine gore, efendinin kblesi uzerindeki mulkiyeti kendisinin
kald1rd1g1 blr;ude kalkar. Bu yuzden EbO Hanife (rh.a.)'ye gore kblenin k1smen bzgur
edilmesiyle, bzgur kll1nmayan k1s1mlar da bzgur edilmi~ olmaz ve k1smen bzgur
edilen kale mukateb kale hukmune girer. Ancak k1smen bzgur edilen bu kblenin
durumu, bir hukumde mukateb kblenin durumundan farkl1d1r. 0 ~udur: Mukateb
kale, anla~ma bedelini bdeyemeyince kblelige geri dbner. c;:unku buradaki neden
[7/104]
(anla~ma), kaldinlabilir (feshedilebilir) bir sbzle~medir. K1smen bzgur edilen kale ise
borcunu bdeyemeyince kblelige geri dbnmez. c;:unku (bedeli kazanmak ir;in)
r;al1~man1n nedeni, mulkiyeti, kimseye nakletmeksizin kald1rmakt1r. Bu tasarruf da
kald1nlamaz (feshedilemez). Efendinin bu fiiline mecazen "bzgur k1lma" denir.
Sayle ki; iskat (du~urme) yoluyla mulkiyet kald1nl1nca, kuvveden ibaret olan
(potansiyel) bzgur olma gerr;ekle~mi~ (fiile dbnu~mu~) olur. Yoksa mulkiyeti
kald1ran fiil, kblelikle ayn1 anda gerr;ekle~mi~ degildir. Bu ~una benzer: Katilin fiili,
dogrudan ruhu yok etmez. Once bedene ybnelir. Sonra bedenin y1k1lmas1yla ruh
r;1kar. Katilin fiili bu ar;1dan, bldurmek olur. Efendinin fiili bzgur etmektir. Ozgur
kllma sonucunda gerr;ekle~en bzgur olma bblunemez ise de bzgur k1lmanin
kendisi bblunebilir. Bu nedenledir ki bir kale birden r;ok ki~i tarafindan bzgur
edilebilmektedir. Buna gore kblenin bir k1sm1nin bzgur olmas1, illetin (bzgurluk
nedeninin) yans1n1 gerr;ekle~tirir. Dolay1s1yla kblenin tamamen bzgur olmas1 illetin
tamamlanmas1na bagl1d1r.

97
Benzer bir rivayet ic;in bkz. Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/426; Buhari, $erike 5; Muslim, ltk 3; EbO
Davod, ltk 4.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l65
Bu ~una benzer: Namaz k1lman1n mubah olmas1, kendi i<;inde bolunebilen
organlann y1kanmas1na bagl1d1r. Organlardan birisini y1kamak, y1kanan organ i<;in
taharet ise de, namaz k1lmak ancak abdest organlann1n tamam1nin y1kanmas1yla
mubah olur.
Yine, kadin1n kocasina haram olmas1 her ne kadar bolunebilen talaklara
dayal1 ise de, haraml1g1n kendisi bolunemez. Dolay1s1yla bir talak veya iki talak
veren ki~i e~ini bo~am1~ olur. Fakat haraml1gin sabit olmas1 say1nin
tamamlanmas1na bagl1d1r.
Burada da kolede ozgur olman1n ger<;ekle~mesi, -her ne kadar koleyi k1smen
ozgur eden kimse ozgur etmi~ say1lsa da- geriye kalan k1s1m da ozgur edilerek,
illetin tamamlanmas1na bagl1d1r.
c;:unku ozgur k1lma, ozgur olmay1 gerektirirse de ozgur olmanin, ozgur
kllmanin hemen pe~i s1ra ger<;ekle~mesini gerektirmez. Aksine kale boylece ozgur
edilmeye hak kazanir, ozgur olma hukmunun kolede (mahalde) ger<;ekle~mesi
illetin tamamlanmas1na kadar gecikir.
Kole edinmenin de (kolele~tirmenin de) bolunebilecegi soylenmi~tir. $6yle ki
devlet ba~kan1, bir beldeyi fethedip o beldedeki her bir esirin yans1n1 kendine kale
yapmay1 uygun bulsa, devlet ba~kanin1n bu tasarrufu ge<;erli olur.
Ancak dogru olan, kolele~tirmenin bolunememesidir. c;:unku koleligin nedeni
olan du~mani yenmek, bolunemez. c;:unku bir kimsenin sadece bir yans1n1 yenmek
du~unulemez. Hukum ise nedeni uzerine kurulur. Ommu veled olman1n nedeni de
bolunme kabul etmez. c;:unku bu konudaki neden <;ocugun nesebidir.
Annenin ozgur edilmesi durumunda karnindaki <;ocugun (ceninin) ozgur
olmas1 ise birbirine biti~ik olmalanndan dolay1 degildir. Gormez misin ceninin
ozgur kll1nmas1 arada bir biti~me (ittisal) oldugu durumda annenin ozgur
kll1nmas1n1 gerektirmez. Buna kar~1n cenin annenin eli ve ayag1 gibi bir par<;as1d1r.
Hukmun bagl1 olanda (tabide) sabit olmas1 metbu (tabi olunan)'da da sabit
olmas1d1r. Kolenin yans1 ise diger yansina tabi degildir. Bu yuzden kolenin bir
yans1n1n ozgur k1l1nmas1 diger yans1n1n da ozgur olmas1n1 gerektirmez.
Kole iki ki~i aras1nda ortak olup ortaklardan birisi kendi payin1 ozgur kllarsa
bu ozgur kllma ge<;erlidir. Ozgur k1lan kimse zengin ise Ebu Hanife (rh.a.)'ye gore
susan ortag1n u<; se<;enegi vard1r: lsterse kendi pay1n1 ozgur kllar. lsterse koleden
degerinin kendi payina du~en kadan i<;in <;ah~mas1n1 talep eder. Kole degerini
odeyince ozgur olur. vela hakk1 iki ortak arasinda olur. lsterse kolenin yan degerini
ozgur kllan ortaga odettirir. Sonra ozgur k1lan ortak koleden degerini talep eder.
Vela hakk1nin tamam1 ozgur kllan ortaga ait olur.
t66_____________________________ Kitabu'l-Mebsfit

Ozgur k1lan ortak zengin degilse susan ortagin iki sec;enegi vard1r: isterse
koleyi ozgur kilar. lsterse koleden c;al1~mas1ni ister. Bi~r-i Mureysl d1~1ndaki fakihlere
gore susan ortag1n ozgur k1lan ortaga odettirme hakk1 yoktur.
Burada k1yas1n geregi iki ~1ktan birisidir.
Birinci k1yasa gore zengin olsun, olmasin bzgur k1lan ortag1n diger ortag1n
[7/105] pay1ni odemesi gerekir. (unku ozgur k1lmakla diger ortagin pay1n1 da bozmu~tur.
(unku diger ortagin kale uzerindeki mulkiyetini devam ettirme ve pay1nda tasarruf
etme imkan1 kalmam1~t1r. Ortakl1g1 bozmaktan kaynaklanan odeme yukumlulugu
ise zengin olup olmamaya gore degi~mez.
Diger k1yasa gore ise ozgur kilan ortagin hic;bir ~ekilde odeme yukumlulugu
yoktur. (unku kendi pay1nda tasarruf etmektedir. Kendi mulkunde tasarruf eden
kimse ise haks1zl1k etmi~ (haddi a~m1~) olmaz. Yapt1g1 tasarrufun ba~kas1n1n
mulkune zarari gec;mi~ olsa bile odeme yukumlulugu olmaz. Nitekim, bir kimsenin
tarlas1n1 sulamas1 sonucunda sularin kom~usunun tarlas1na ta~mas1 veya tarlas1nda
hasattan geriye kalan aniz1 yakmas1 sonucunda kom~usunun toprag1ndaki baz1
~eylerin yanmas1 durumunda hukum boyledir.
Fakat biz Hanefller her iki k1yas1 da Saha be' den (r.a) gelen rivayetlerden dolay1
terk ettik.
Nafi', lbn Omer (ra.)'den rivayet etmi~tir ki ResOlullah koledeki pay1ni ozgur
k1lan kimse hakkinda

?
'. '11 ~ . - ·- \' .: 015 01~ J- ~
- - ~ i.,.s"---: ~
: -: l!:.1
--
015 01~
"Ozgur kilan ortak zengin ise oder. Fakirse, kale diger ortagm paym1 odemek
ic;in c;a/1~1r. "98 buyurmu~tur.
Urve, Ay~e (r.a.) den ve Omer b. ~uheyb, babasindan, babas1 da lbn Mes'Od
(r.a.)'dan rivayet etmi~tir. "Cuheyne kabilesinden iki ki~inin bir kolesi vard1.
Onlardan birisi koledeki pay1ni ozgur k1ld1. Bunun uzerine ResOlullah (s.a.v.)'a dava
ac;1ld1. ResOlullah (s.a.v.), ozgur kllan ortag1n, diger ortag1n pay1ni odemesine
hukmetti. Bu kimseyi hapsettirip borcunu odemesi ic;in bir koyununu satt1rd1."
Hasen-i Basrl iki ki~inin ortak oldugu ve birinin ozgur klld1g1 kale hakk1nda
Omer (r.a.)'in "Ozgur k1lan zengin ise ortag1nin payin1 oder. Fakir ise kale, malikinin
pay1ni odemek ic;in c;al1~1r. "dedigini nakletmi~tir.
Ibrahim en-Nehal'den rivayet edilmi~tir ki: Esved, kendisiyle kuc;uk karde~leri
aras1nda ortak olan bir koleyi ozgur k1lm1~ ve bu Omer (r.a.)'e anlatil1nca Omer (r.a.)
"Kuc;ukler ergen oluncaya dek beklenir. Ergen olduklari zaman isterlerse ozgur
k1larlar. lsterlerse koleden c;al1~ma talep ederler. "demi~tir.

98
Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/292. Aynca bkz. Buhar1, $irket 5; Muslim, ltk 3; EbO DavOd, ltk 5; lbn
Hibban, Sahih, X/157.
60 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
desteklenen tanikl1k sozleridir. Kad1n1n tan1kl1g1nin gorunu~teki durumla
desteklenmesi ~udur: Musluman kad1n haram1 i~lemekten sakin1r. Cunku Allahu
Teala'nin kitabinda buna i~aret de edilmektedir. $oyle ki; Allahu Teala ~oyle
buyuruyor: ~ -?l}Aj\ ~ bl;_j ~ "kendisinden cezay1 kaldmr ... " (en-Nar 24/8) Bunun
anlam1; kocanin lianiyla gerekli olan kamu cezasin1 du~urur demektir.
Biz Hanefllerin delilleri ~unlard1r: Ayette

~ ~ljjl ZJ.;1 &.~lj,


"E~lerine zina suc;lamas1nda bulunup ... " (en-NOr 24/6) denilmektedir. Bu, ayette
anilan hukmun, e~ine zina suc;lamas1nda bulunulmas1n1n yegane kar~1l1g1 olmasin1
gerektirir. Bu da, zina suc;lamasinin gereginin lianla birlikte ceza olmad1gin1
gosterir. Erkege ceza gerekli olsayd1, bir delil olmad1kc;a bu ceza du~mezdi. Lian
s1rasinda kocanin soyledigi sozler de zina suc;lamas1d1r. Oyleyse zina suc;lamasinda
[7/40]
bulunmak, yine zina suc;lamas1n1n geregi olan cezay1 nasil du~urur? Demek ki lian,
laneti yuklenmeyi ic;inde bannd1rmas1 nedeniyle yegane kar~ll1k olmaktad1r. Koca,
lian yapmaktan kac;1n1rsa bunu yapana kadar hapsedilir. Cunku her kim uzerine
bore; olan ve vekilligin gec;erli olmad1g1 bir hakk1 yerine getirmekten kac;1n1rsa, onu
yerine getirinceye kadar hapsedilir.
Kocanin lian1 ile kad1na da ceza gerekmez. Cunku ki~inin kendi lehine olan
tan1kl1g1, ~uphe ile sabit olan bir hakta bile ba~kas1 aleyhine ba~lang1c;ta delil
olmazken ~uphe ile du~en ~eylerde nas1I delil olabilir? Bunun nedeni ~udur: Has1m
(davac1-daval1) olmayan bir ki~i tan1kl1g1n1 birden fazla olarak tekrarlasa bile bu
yeterli delil olmaz. Has1m olan1n birden fazla tanikl1g1 ise hie; delil olmaz.
$afii (r.a.) "Koca, yaninda uc; tan1k oldugu durumda han1minin zina yapt1gina
tan1khk yapsa kad1na ceza gerekmez" derken nas1I olur da kocan1n tek ba~1na
yapt1g1 tanikhkla kad1na cezay1 gerekli gormektedir? Dogrusu bu ~a~1lacak bir
~eydir. Kocas1 lian yapt1g1 taktirde kadin1n lian yapmas1 bir gorev olmaktad1r.
Kocas1 lian yapt1ktan sonra kad1n liandan kac;in1rsa hapsedilir.

A. ._:.,\}_j\
" ·
,~:;:.
~.J.J ')T
t' l:; ' ;):.
"Kendisinden cezay1 ka/dmr" (en-NOr 24/8) ayetinde kastedilen kar~il1k/belli zina
cezas1 degil, hapistir.
Bunu tesbit ettikten sonra ~unu soyleriz: Bize gore kan-kocan1n mutlak olarak
Lia nm
ko~ullari tan1kl1ga ehil olmalan lian1n ko~ullanndand1r.
$afii (rh.a.)'ye gore ise bu ko~ul degildir. Ona gore bo~amaya (talaka) ehil olan
herkes liana da ehildir.
$afii (rh a )'nin bu goru~u bir c;eli~kidir. Cunku o, cezanin gerekli olmas1
konusunda lian kelimelerini tanikl1k olarak kabul etmekte, sonra da tan1khk ic;in
168_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

6zgurlugu kar~il1g1nda degil, rehin verenin zimmetinde bulunan bir borcu 6demek
ic;in c;al1~maktad1r. Kendi taraf1ndan bir borc;lanma (iltizam) bulunmaks1zin
ba~kas1nin zimmetindeki bir borcu odemek zorunda kalan kimsenin, odedigini asil
borc;ludan talep etme hakk1 vard1r.
$afii (rh.a.)'ye gore ise ozgur kilan ortak zenginse kale, tamamen ozgur olmu~
olur. Ozgur kilan ortak, diger ortag1n pay1n1 oder. Ozgur k1lan fakir ise diger ortak
koleligi kendi pay1nda devam ettirebilir. Kendi pay1nda diledigi tasarrufta
bulunabilir. $afii (rh a.) "kolenin c;al1~ma bedelini kazanmas1 ile yukumlu olmas1,
diye bir ~ey bilmiyorum." demi~tir.
$afii (rh a )'nin goru~u ~6yle ac;1klanabilir: Kolen in fakirligi ozgur kilan1n
fakirliginden daha ac;1kt1r. c;:unku kolenin mal sahibi olma ehliyeti yoktur. Ozgur
k1lan kimse, fakirlik nedeniyle odeme yukumlulugunden kurtulduguna gore kale
hakk1nda boyle bir yukumluluk hie; du~unulemez. c;:unku ozgur kilan, kusuru olan
bir fakirdir (yani ko~ullari degerlendirebilse zengin olabilirdi). Kole ise kusuru
olmadan fakirdir. Koleye c;al1~1p kazanmas1 gerekecek olsa, ozgurluk bedeli olarak
gerekecekti. Efendinin kolesini, ozgurlugu kar~1l1ginda mal borcu alt1na sokma
yetkisi yoktur. Nitekim, kolenin rizas1 olmaks1zin efendinin mukatebe akdi yapmas1
caiz degildir. Kolenin maliki olmayan kimsenin, koleyi bore; alt1na sokmas1n1n caiz
olmamas1 ise 6ncelikle anla~1l1r.
Bu konuda biz Hanefllerin deli Ii, Bi~r b. Nuheyk'in Ebu Hureyre (ra) den
rivayet ettigi ~u hadistir: Resulullah (s av)

~ i
-- .r:.Y
, 0LS' 01. --.s...-r ; ~
. -- ~ · ~ -.f.?
-- i., • .~ ~J
: ·-- 8 -· ...i.:.;.
.. ir-
: laL -:· i ~ ,
- LP'- ~
,.,. • ,. ,. ,. • $. t:

~ , ; .·: •• ,~ ~
-- --:./'--" J.- ':- ,
j
'-:!'
.l.:;Ji
.
,
d'--:
·=" ~ µ\' ,J• ~
"Kim kendisiyle baskas1 arasmda ortak a/an bir ko/eyi k1smen yani kendi pay1
kadanrn ozgur k1/arsa zengin olmas1 durumunda diger ortagm paymm bilirkisi ile
tesbit edilen degerini oder. Zengin degilse koleden, tUm bedeline varmakslZln
c;alismasm1 talep eder. " 100 buyurmu~tur.
Bunun akll izah1 ~udur: Diger ortag1n pay1, din nazarinda degeri olan
(mutekavvim) bir mald1r. Bu mal kolenin yaninda hapsedilmi~ durumdad1r. c;:unku,
-dedigimiz gibi- kale k1smen ozgur kilind1ktan sonra geriye kalan k1sm1nda
mulkiyeti devam ettirmek imkans1z olur. bzgur kllmanin tamamlanmas1 gereklidir.
Ozgur k1lan1n zengin olmas1 durumunda diger ortag1n pay1n1 6demesi buna
delildir. c;:unku maldaki (mahaldeki) hukum ozgur kllan1n zengin olup olmamas1na
gore degi~mez. Ba~kas1n1n mulkunu yan1nda al1koyan kimse, zengin olsun, fakir
olsun, bu al1koyma kendi fiiliyle ger<;ekle~sin veya kendi fiili olmadan gerc;ekle~sin,

100
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/426; Buhari, Sirket 5, 14; Muslim, ltk 3; EbO DavOd, ltk 5; lbn Hibban,
Sahih, X/157.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 169

(malin telef olmas1 durumunda) o mal1 oder. Ornegin ruzgar bir kimsenin giysisini
uc,;urup ba~ka bir kimsenin boya kab1n1n ic,;ine du~urse ve giysi boyansa giysinin
maliki giysiyi almak istedigi zaman boya sahibi boyasinin degerini talep edebilir.
Ayni ~ekilde, iki kimse aras1nda ortak olan cariyeden, ortaklardan birinin
c,;ocugu olsa, bu ortak zengin olsun, olmas1n diger ortagin pay1n1 oder. cunku
ortag1nin pay1n1 kendi yaninda hapsetmi~tir. Bu meselede de durum boyledir. Kole,
ortaklardan birinin pay1n1 yan1nda hapsettigi ic,;in fakir de olsa bu ortag1n pay1nin
degerini odemek ic,;in c,;al1~mas1 gerekir. Mukatebe bedeliyse boyle degildir. CL.inku
mukatebe bedeli, nzaya dayal1 bir akitle vacip olur. Kolenin c,;al1~mas1 geregi ise
onun nzasina bagl1 olmaks1z1n hakim hukmuyle sabit olur.
Ebu Hanife (rh.a )'nin goru~unun ac,;1klamas1 hakk1nda da ~oyle deriz: Ona gore
ozgur bolunebilir (tecezziyi kabildir). Burada yaln1zca ozgur k1lanin pay1 ozgur [7/107]
k1l1nm1~, diger ortag1n pay1 ise mulkiyetinde kalm1~t1r. Nas1I ki bu ortag1n onceden
kendi payin1 ozgur k1lma hakk1 var idiyse kale k1smen ozgur edildikten sonra da
ozgur k1lma hakk1 vard1r. O ozgur k1ld1g1 zaman vela her ikisine aittir. Nitekim,
birlikte ozgur kllmalan durumunda hukum boyledir.
Susan ortak, kendi pay1 ic,;in koleden c,;al1~mas1n1 (siayet) talep edebilir. CL.inku
kale uzerindeki mulkiyet hakk1n1 devam ettirmesi imkans1z olunca, ki:iledeki pay1
kolenin yaninda hapsedilmi~ olur. Bu ortak, koleden c,;al1~mas1n1 talep edip kale,
degerini odeyince ozgur olur. Her iki ortak vela hakk1na sahip olur. Cunku susan
ortag1n pay1 kendisi tarafindan ozgur olmu~tur. Diger ortak zengin ise ondan
odeme talebinde bulunabilir. cunku ozgur kllan ortak, kendi pay1n1 ozgur kilmakla
diger ortag1n mulkiyetini devam ettirmesini imkans1zla~t1rm1~ ve onun payin1
bozmu~tur. Odeme yoluyla, pay1n1 diger ortagin mulku yapm1~, boylece sanki
kolenin tamam1 onun olup yans1n1 ozgur kllm1~ gibi olur. Dolay1s1yla geriye kalan
yany1 ozgur kilmak ile kar~1l1g1nda c,;al1~1p kazanmas1n1 talep etmek arasinda
muhayyerdir.
Diger yandan susan ortak, odettirerek ozgur k1lan ortag1 kendi yerine
gec,;irmi~ olur. Dolay1s1yla ozgur k1lmakla c,;al1~may1 talep etmek aras1nda
muhayyerligi vard1r. Bu muhayyerlik, kolenin yan payin1 odedikten sonra ozgur
kilan ortak ic,;in de sabit olur. Bundan dolay1 Ebu Hanife (rh a) "Odedigini koleden
talep eder. Vela hakk1 tamamen ona aittir. CL.inku kale onun taraf1ndan ozgur
kllinm1~t1r. "demi~tir.

Bir ki:ilede ortak olan iki kimseden birisi, ortag1n1n pay1n1 onun ad1na ozgur
kllarsa bu ozgur k1lma gec,;erli degildir. cunku bir kimsenin milki ba~kas1 taraf1ndan
ozgur k1l1namaz. Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a )'e gore ozgur kllma, yerinde
(mahallinde) gerc,;ekle~ince bir ortag1n pay1 diger ortag1n payin1 etkiler. Yerinde
(mahallinde) gerc,;ekle~medigi zaman ise hukumsuz olur.
t 70 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
Ortaklardan birisi zengin iken kendi pay1n1 mudebber k1lsa ("ben oldugum
zaman sen ozgursun" dese), EbO Hanife (rh.a.)'ye gore mudebber k1lma bolunmeyi
kabul eder. <:;:unku mudebber k1lma ozgurluk hakk1n1 gerektirir. Dolay1s1yla gen;ek
anlamdaki ozgurluge kavu~turmaya k1yas edilir. Dolay1s1yla kole mudebber
kil1ninca, diger ortag1n pay1 mulkunde kal1r. Ozgur k1lma, ozgur k1lanin pay1nda
gec;erlidir. Bu durumda mudebber k1lan muhayyerdir. lsterse payin1 ozgur k1lar.
lsterse kolenin mudebber olarak sahip oldugu degeri ozgur kilana odettirir. lsterse
de bu pay1 ic;in koleden c;al1~mas1n1 talep eder. c;:unku koleyi mudebber k1lmas1yla
kolenin degerinde eksilme olmu~tur. c;:unku mudebber kilan ortak, koleyi satmas1
her ne kadar imkans1z olmu~sa da, kole uzerindeki mulkiyet hakk1n1 olumune
kadar devam ettirebilirdi. Diger ortag1n ozgur k1lmas1yla bu hakk1 imkans1z
olmu~tur. Bu yuzden eger zengin ise ozgur kilan ortaga odettirir. Ozgur kilan ortak
kolenin mudebber durumundaki degerini oder. c;:unku orta91n1n pay1n1 bozmu~tur.
Kolenin mudebber durumundaki degeri de eksiktir. Bu durumda ozgur k1lan,
odeme yukumlusu konumuna gec;tigi ic;in, odedigini koleden talep edemez. Koleyi
mudebber k1lan ortak, koleden pay1nin mudebber durumundaki degerini de talep
edebilir.
Koleyi mudebber k1lan ortak, bunlardan hangisini yaparsa yaps1n her iki ortak
da vela hakk1na maliktir. c;:unku koleyi mudebber kilarak kendi pay1na du~en vela
hakk1na malik olur. Diger ortak mudebber kilan ortag1n zararini odese bile,
mudebber k1lan orta91n bu hakk1 gec;ersiz olmaz. (Mudebber olmayan) kolenin
durumu ise boyle degildir.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a.)'e gore ise ortaklardan birisi koleyi mudebber
kil1nca kolenin tamam1 mudebber olur. c;:unku onlara gore ozgur k1lma gibi,
mudebber kilma da bolunmeyi kabul etmez. Mudebber kilan ortak zengin olsun,
fakir olsun diger orta91n pay1n1n degerini oder. c;:unku ortag1n1n pay1n1 kendi
mulku yapm1~t1r. Bundan kaynaklanan odeme ise zenginlik ve fakirlige gore
degi~mez. Kolenin mudebber olduktan sonra ikinci orta91n ozgur kilmas1
gec;ersizdir. c;:unku o, malik olmad1g1 bir ~eyi ozgur kilm1~t1r.
Kole Lie; ki~i aras1nda ortak olsa; birisi koleyi mudebber k1ld1ktan sonra diger
ortak ozgur k1lsa, her iki orta91n da zengin olmas1 durumunda, EbO Yusuf ve
Muhammed (rh a )'in bu meseleye verecekleri cevap onceki meseleyle ayn1d1r.
[7/108]
c;:unku onlardan birisi koleyi mudebber kil1nca kolenin tamam1 onun ad1na
mudebber olur. Bu ortak zengin olsun, fakir olsun kolenin 2/3 degerini diger
ortaklarina oder. Kole Lie; ki~i aras1nda ortak olup birisi mudebber k1lsa, digeri de
ozgur k1lsa bundan sonra ikinci orta91n 6zgur kilmas1 hukumsuzdur.
EbO Hanife (rh.a.)'ye gore mudebber k1lan ortag1n bu tasarrufu kendi pay1 ile
s1n1rlid1r. Dolay1s1yla ikinci ortag1n 6zgur kilmas1 da yerinde (mahallinde)
gerc;ekle~tigi ic;in gec;erlidir. Susan ortak, eger zengin ise mudebber k1lan ortaga
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l 71
kolenin degerinin uc;te birini odettirir. bzgur kllan ortaga odettirmez. ~unku ozgur
k1lmadan once gerc;ekle~en mudebber kilma ile, susan ortag1n pay1n1n mudebber
k1landan ba~kas1na gec;mesi ihtimali kalmam1~t1r. Susan ortaga, ozgur k1lan ortaga
bdettirme hakk1 verilirse bdeme yoluyla pay1 bzgur k1lana gec;mi~ olur. Bu ise bzgur
k1lmadan once gerc;ekle~en mudebber kllma ile imkans1zla~m1~t1r. Bu yuzden,
bzgur k1lan degil, mudebber k1lan oder. Susan ortak isterse uc;te bir degeri ic;in
koleden c;al1~mas1n1 talep eder. lsterse koleyi ozgur k1lar. Mudebber kllan ortaga
bdettirdigi zaman mudebber kllan ortak kbleden degeri ic;in c;al1~ma talep edebilir.
Yine mudebber k1lan ortak, kolenin mudebber durumundaki uc;te bir degerini
ozgur k1lan ortaga bdettirebilir. ~unku bzgur kllan1n bzgur kllmas1yla pay1ndaki
mulku devam ettirmesi imkans1z olmu~tur. Bundan dolay1 ozgur k1lana kolenin
mudebber olarak degerinin uc;te birini bdettirebilir. Fakat susan ortaga bdedigini
ozgur kllan ortaga bdettiremez. ~unku susan ortak bzgur kllana bdettiremedigine
gore, susan ortagin yerine gec;en (mudebber k1lan) ortak da odettiremez. bzgur
k1lma, mudebber k1lan ortak susan ortag1n payina malik olmadan once olmu~tur.
Bundan dolay1 bu uc;te birin degerini odemez. Vela hakk1 Lie; parc;a olarak
mudebber k1lan ve ozgur k1lan ortaklara ait olup uc;te ikisi mudebber kllan ortaga,
uc;te biri bzgur kllana aittir.
Kole iki ki~i arasinda ortak olsa ve ortaklardan her biri digerinin kbleyi ozgur
klld1g1na tanikl1k edip kendi bzgur k1ld1g1n1 inkar etse ortaklar zengin olsun, fakir
olsun veya biri zengin, digeri fakir olsun Ebu Hanife (rh.a.)'ye gore kale, ortaklar
aras1nda yan yanya degeri ic;in c;ali~1r. Vela hakk1 ortaklar hakk1nda yan yanyad1r.
Kbleligin kalkmas1, ortaklar bu konuda ittifak ettigi ic;indir. Onlar kendi
ba~lanna bunu yapmaya yetkilidirler. bzgur k1lan1n zenginligi Ebu Hanife (rh.a.)'ye
gore kolenin c;al1~mas1nin gerekliligine engel degildir. Ortaklardan her biri digeri
hakk1nda yapt1g1 tanikl1kta kale hakk1nda kendi payin1n degeri ic;in c;al1~mas1
gerektigini iddia etmekte ve ortag1n1n bdemekle yukumlu oldugunu iddia
etmektedir. Ancak ortag1 inkar ettigi ic;in iddia ettigi odeme yukumlulugu sabit
olmaz. Geriye her iki ortagin koleden c;al1~masin1 talep etme hakk1 kal1r. Kole,
onlara haklann1 bdedigi zaman her ortag1n pay1 kendi taraf1ndan bzgur k1l1nm1~
olur. Vela hakk1 da her iki ortaga ait olur.
Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise ortaklar zengin ise kale bzgurdur.
Degeri kar~1l1ginda c;al1~mas1 gerekmez. ~unku kolenin ozgurlugu konusunda
ortaklar ayn1 ~eyi sbylemektedirler. Her bir ortak kolenin c;al1~mas1n1 istememekte,
ortag1nin odemeyle yukumlu oldugunu iddia etmektedir. ~unku Ebu Yusuf ve
Muhammed (rh.a.)'e gore bzgur k1lan1n zenginligi, kbleye c;al1~mas1nin gerekli
olmas1na engeldir. Ortaklardan her birinin digeri hakk1nda iddia ettigi bdeme
yukumlulugu de diger ortak inkar ettigi ic;in sabit olmaz.
172 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
Ortaklar fakir iseler kale, her iki ortagin payin1n degerini tidemek ic;in c;al1~1r.
c;:unku burada her iki ortak da c;al1~mas1n1 iddia etmektedir. c;:unku "Ortag1m fakir
oldugu halde tizgur k1ld1." demektedir.
Ortaklardan birisi zengin digeri fakir ise, kale zengin olan ortaga degerinin
yar1s1n1 tidemek ic;in c;al1~1r. Fakir olana c;al1~maz. c;:unku zengin olan, "Ortag1m
fakir oldugu durumda tizgur k1lm1~t1r. Benim pay1min degeri ic;in bu kale uzerinde
pay1m oraninda c;al1~t1rma hakk1m vard1r." diye iddia etmektedir. Fakir olan ise
[7/109) c;al1~t1rma iddias1nda bulunmamakta, "Ortag1m zengin oldugu durumda ozgur
kilm1~t1r. Dolay1s1yla benim hakk1m, ortag1m taraf1ndan odeme yukumlulugudur."
demektedir. Bu yuzden fakir ortak kolenin c;ali~masin1 talep edemez. Diger ortak
ozgur k1ld1g1n1 inkar ettigi ic;in o da odemeyle yukumlu degildir.
TUm bu durumlarda EbCi Yusuf ve Muhammed (rh.a )'e gore vela hakk1
ask1dad1r. c;:unku her iki ortak vela hakk1nin kendisinde olmad1g1n1 soylemektedir.
$tiyle ki vela hakk1 bzgur k1lana aittir. Ortaklar1n her biri koleyi, diger ortag1n tizgur
k1ld1g1n1 iddia etmektedir. Bu yuzden vela hakk1 ask1dad1r.
Ortaklardan birisi koleyi ozgur k1lsa ve diger ortak ozgur k1lanin odemesini
tercih etse; ortaklann, kolenin ozgur kli1nd1g1 gundeki degerinde ihtilaf etmeleri
durumunda kale var ise tizgur klima tasarrufunun ortaya c;1kt1g1 gundeki degerine
bak1l1r. Gec;mi~teki ozgur kilma uzerinde anla~amazlarsa kolenin degeri, ihtilaf
edilen zamana gore belirlenir. c;:unku ozgur k1lma sonradan olan bir i~tir.
Dolay1s1yla ortaya c;1kt1g1 vakte en yak1n zamanda gerc;ekle~tigi kabul edilir. Odeme,
bozmak ve telef etmekle gerekli olur. Bu yuzden nedenin kesinlik kazand1g1
zamandaki deger esas al1n1r. Neden ise tizgur klima ortaya c;1kt1g1 zaman kesinlik
kazan1r. Bu nedenle, kbleye ihtilaf zaman1nda deger bic;ilir. Ktileden c;al1~ma talep
etmesi durumunda da btiyledir. Gormez misin, pay1n1 o anda tizgur k1labilir. Yine o
andaki pay1n1n degeri ic;in ktileden c;ali~ma talep edebilir.
bzgur k1lanin, daha once ozgur klid1g1 konusunda anla~1rlarsa kolenin ozgur
k1lind1g1 gundeki yan degerini bdemesi gerekir. Buna gore ya~1 buyudugu ic;in
degeri eksilmi~se degerdeki eksilme ve artma dikkate alinmaz. c;:unku ozgur klian
ortag1n odemesini gerektiren neden ozgur k1lmad1r. Bu yuzden ozgur k1l1nd1g1
gundeki degeri dikkate al1nir. Nitekim gasbedilen malda da gasbedildigi gundeki
degeri dikkate al1nmaktad1r.
Kolenin tizgur k1l1nd1g1 gundeki degerinde ihtilaf ederlerse ozgur klian1n
sozune itibar edilir. c;:unku deger onun borcudur. Borcunun ne kadar oldugu
konusunda onun sozu kabul edilir. Nitekim gasbedilen malda da hukum boyledir.
c;:unku ozgur klimam1~ olan ortak, ozgur klian ortagin borcunun daha fazla
oldugunu iddia ederken bzgur k1lan ortak bunu inkar etmektedir.
$uf'a (onal1m) hakk1 ise btiyle degildir. $tiyle ki al1c1 satin ald1g1 binay1 yaksa,
~uf'a hakk1n1n sahibi arsay1 sat1m bedelindeki oran1 kar~li1ginda satin al1r. Arsanin o
62 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitibu'l-Mebsut
iftiras1 cezas1nr) gerektirir. Clinku zina su<;:lamasmda bulunman1n kesinlikle gerekli
kild1g1 bir sonu<;: bulunmal1d1r. Kblenin zina suc;lamas1nda bulunmas1, kendisinde
bulunan bir durum nedeniyle lian1 gerektirmeyince kazif cezas1nr gerektirir.
Kendisine kazif cezas1 vurulan bir ki?i e?ine zina sui:;lamasmda bulundugunda da
durum budur. Clinku ona kazif cezas1 uygulanmas1, onun tan1kl1g1nm gec;ersizligi
ve onu tanrkl1ga ehil olmaktan c;1karma konusunda bizim ic;in bir deli!
olu?turmaktad1r. Aynr ?ekilde kadma kazif suc;u dolay1s1yla ceza uygulanm1?sa,
kadm tarafmda tanrkl1k yapma ehliyeti bulunmadrgmdan kocas1 ile arasmda lian
olmaz. Ancak kaziften dolay1 kadma ceza uygulanm1?sa kocaya ceza da lian da
gerekmez. Clinku kocan1n e?ine zina suc;lamasrnda bulunmasr, kocanm durumu
gbz bnune alrnrrsa lianr gerektirir. Cezayr gerektirmez. Clinku iki gerekli uygulama
(mGceb) (kazif haddi ve lian) bir arada bulunmaz. Burada lian, kad1ndaki bir durum
nedeniyle uygulanamaz. Bu, kad1nrn kendisine zina suc;lamas1nda bulunan kocasrnr
tasdik etmesine benzer.
Kaziften (iftiradan) dolay1 kocaya ceza uygulanm1?sa durum farkl1d1r. Clinku
boyle bir kocanrn e~ine zina suc;lamasmda bulunmasr onun durumu dikkate
almd1g1nda lianr gerektirmez. Bundan dolay1 cezay1 gerektirir. Clinku kadm
muhsandrr.
Eger karr-kocan1n her ikisine de kaziften dolayr ceza uygulanmr? ise, erkegin
zina suc;lamasrnda bulunmas1 durumunda erkege, ceza gerekir. Clinku erkegin
durumu goz bnune ailnd1gmda onun zina suc;lamasrnda bulunmas1 lianr
gerektirmez. Kazif cezas1nr gerektirir. "Burada lianm uygulanmamasmrn nedeni
kad1na daha bnceden kazif cezas1 uygulanm1? olmas1d1r" denemez. Cunku zina
suc;lamas1nda bulunmanrn asl1 erkekten olur. Kad1n taraf1ndaki bir durum
nedeniyle lianm engellenme hukmu, ancak erkek tarafrnda ehliyet bulunduktan
sonra olabilir. Erkek tarafrnda ehliyet bulunmad1gmda ise kad1nrn durumuna
bakilmaz.
Kole, kazif cezas1 uygulanmr? ozgur olan han1mma zina suc;lamasrnda
bulundugunda da durum boyledir. ~unku bu kadrn muhsand1r. Erkek kble, cariye
olan veya mukateb39 olan hanrmrna zina suc;lamasrnda bulunursa ona ceza
uygulanmaz. Bu lian da olmaz. Clinku kadm muhsan degildir. Ozgur erkek; cariye
veya mudebber40 veya ummu veled 41 veya mukateb olan hanrm1na zina
suc;lamasmda bulundugunda da kendisine ceza uygulanmaz. Lian da uygulanmaz.

39
Mukateb I ..,_.;lS:..JI: OzgOr olmak ic:;in sahibi ile belli bir meblag saglamak ve getirmek Ozere
sozle~me yapan kole. Yap1lan sozle~meye de "kitabet akdi" veya "mOkatebe akdi" denir.
40
Mlidebber Kole: OzgOrlugune kavu~mas1 efendisinin olOmOne baglanm1~ bulunan erkek kole. Bu
durumdaki cariyeye ise "mudebbere" denir.
41
Omm-i veled I ..l.l)1 fl: Sahibinden c:;ocuk dunyaya getiren cariye.
l 74 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

Miras b1rakan, pay1n1n bir k1sm1nda odemeyi, bir k1sm1nda kolenin ~al1~mas1n1
(siayeti) talep edemez. Miras~ilann da boyle bir hakk1 yoktur. Hasan, (bu rivayette
anilan konunun teferruat1 olan bir mesele anarak) ~oyle demi~tir: Miras~ilardan
birisi pay1n1 ozgur k1lsa butUn miras~1lar kolenin ozgur kll1nmas1 konusunda
birle~medik~e kole ozgur k1l1nm1~ olmaz. Nitekim miras b1rakanin olumunden
sonra miras~llardan birisinin ozgur klld1g1 mukateb kole de ozgur olmaz. Bununla
mukatebe bedelinden hi~bir ~ey du~mez. Bu da boyledir.
Pay1n1 ozgur kllmayan ortak olmese, fakat herhangi bir tercihte bulunmadan
once kole olse, bu ortak koledeki pay1nin degerini ozgur k1lan zengin ise, ona
odettirebilir.
Ebu Yusuf, EbO Hanife (rh a )'den kolenin olumunden sonra ozgur k1lmayan
ortag1n, ozgur kllan ortag1na pay1nin degerini odettirme hakk1 olmad1g1n1 rivayet
etmi~tir. Bu goru~un gerek~esi ~oyledir: bzgur kllmayan ortak odemeyi tercih
etmedigi surece, onun pay1 mulkunde devam eder ve ozgur kllan ortag1n odeme
yukumlulugu kesinlik kazanmaz. Kole, ozgur k1lmayan ortag1n mulkiyetinde iken,
oldukten sonra odemeyi tercih ederek ortag1na odettiremez. (:unku odemeyi
tercih etmek, odeme yoluyla payin1 ozgur k1lanin mulkiyetine ge~irmenin mumkun
olmas1 ko~uluyla dogru olur. Bu ko~ul ise kolenin olumuyle imkans1z olmu~tur.
(:unku olu, ba~kas1nin mulku durumuna getirilemez (temlik edilemez).
Zahiru'r-rivayenin delili ~udur: Bu kimse koleden kendi pay1n1 ozgur k1ld1g1 i~in
odemeyle yukumlu olmu~tur. (:unku odeme nedeni, yani diger ortag1n pay1ndaki
mulkiyeti bozmak, bu ozgur k1lma tasarrufuyla ger~ekle~mi~ ve boylece ozgur
k1lma gasbetme gibi olmu~tur. Kolenin gasbedildikten sonra olmesi ise kolesi
gasbedilen kimsenin gasbedene odettirmesine engel degildir. Kolenin gas1b1n
mulkiyetine ge~i~i odeme vaktinden itibaren de olsa degi~mez. Burada da boyledir.
(:unku ozgur kllma vaktinden itibaren odeyecegi ve kole o zaman temlike konu
oldugu i~in, -kole art1k temlike konu olmaktan ~1km1~ olsa bile- bu hukum kolenin
olmesiyle ge~ersiz olmaz. bzgur k1lan ortak diger ortagin pay1n1 odeyince
odedigini, kolenin b1rakt1g1 mirastan (terikesinden) talep eder. (:unku kole hayatta
olsayd1 odeme kar~1l1g1nda koleden ~all~masin1 isteyebilirdi. Kole oldugu zaman da
odeme kar~ll1g1nda terikesinden isteyebilir.
Ozgur kllan fakir ise, diger ortak payin1n degerini kolenin terikesinden al1r.
(:unku bu ortagin kole uzerinde ~al1~mas1n1 isteme hakk1 mukatebe bedeli gibi
kesinle~mi~tir. Bundan dolay1 kole oldukten sonra bu hakk1n1 kolenin terikesinden
al1r.
Kole, bir k1sm1n1 ozgur k1l1nmadan once, bir k1sm1n1 da ozgur k1lind1ktan sonra
(7/111)
kazand1g1 bir mal1 miras b1rakm1~sa, ozgur k1l1nmadan once kazand1g1 mal yan
yanya ortaklara aittir. (:unku kole bu mal1 kazand1g1 zaman onlann mulkiyetinde
idi. Kazan~ ise asl1n (kolenin) malikine aittir. Ozgur k1lmadan sonra kazand1g1 ise
Koleyi Ozgiir Klima Kitabi. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l 75
miras1d1r. c;:unku o kazanm1~t1r. Mal onundur. Ozgur k1lmayan ortak ve odemi~se
ozgur k1lan ortak pay1 kadar mal1 al1r. Geriye kalan mal ozgur k1lan ortagind1r.
c;:unku o, odeyerek ortag1nin pay1na malik olmu~tur. Bundan dolay1 vela hakk1
tamamen bu ortaga aittir.
Ortaklar kolenin malinda ihtilaf eder, birisi "Bu mal, ozgur k11inmadan once
kazand1g1 mallardand1r. Dolay1s1yla ikimize aittir." digeri de "ozgur k1l1nd1ktan
sonra kazand1g1 mallardand1r. "derse o mal, ozgur kll1nd1ktan sonra kazand1g1 mal
hukmunde olur. c;:unku kazanc; sonradan olan bir ~eydir. Bundan dolay1 (ihtilaf
durumunda) en yak1n zamanda kazan1ld1g1na yorumlan1r. Bu konuda onceki bir
tarihi iddia eden kimse delili olmad1kc;a tasdik edilmez.
Ortaklar malin degerinde ihtilaf etseler ozgur k1lan zenginse ozgur k1lan1n
sozune itibar edilir. c;:unku kole olu oldugu ic;in ihtilaf s1ras1nda degerinin ne kadar
oldugunu belirlemek mumkun degildir. Bu yuzden gec;mi~teki degerinin ne oldugu
bu yolla anla~llamaz. Geriye sadece gorunen iddia ve inkar kal1r. Pay1ni ozgur
k1lmayan ortak kendi yaranna olarak degerin fazla oldugunu iddia etmekte, ozgur
k1lan ise bunu inkar etmektedir.
Ozgur kllan fakirse, kolenin de herhangi bir kazanc1 yoksa, payin1 ozgur
kllmayan ortak degerin yans1n1 koleden alacakl1d1r. Kolenin bir mal1 ortaya c;1karsa
alacag1n1 ondan al1r. Kolenin mal1 olmazsa yap1lacak bir ~ey yok. Bu kole iflas etmi~
durumda olen ilk borc;lu degildir.
Kole hayatta ise ve pay1n1 ozgur k1lmayan ortak kolenin yari degerinden daha
az bir mal kar~ll1g1nda kole ile sulh yaparsa, bu sulh gec;erlidir. c;:unku ozgur
k1lmayan ortak koleden degerinin yans1ni almaya hak kazanm1~t1. Sulh yoluyla
hakk1nin bir k1sm1n1 du~urmu~. bir k1sm1ni alm1~ olur. Mukatebe aktinde oldugu
gibi, burada da boyle yapmas1 caizdir.
Pay1n1 ozgur kllmayan ortak, koleyle alt1n veya gumu~ yan degerinin ustlinde
altin veya gumu~ kar~1l1g1nda sulh yaparsa yan degerin ustlindeki k1s1m gec;ersizdir.
c;:unku EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a J'e gore susan ortak dinen kolenin yan
degerini almaya hak kazanm1~t1r. Alt1n ve gumu~ cinsinden, hakkindan fazla mal
almas1 faiz olur.
EbO Hanife (rh.a.J'ye gore ise her ne kadar ozgur k1lmayan ortag1n kendi
pay1ndaki mulkiyeti devam ediyorsa da kble dinen, degerinin yans1n1 odeyince
ozgur olma hakk1ni kazanm1~t1r. Yar1 degerinin uzerinde bir mal kar~1l1g1nda sulh
yaparak bu hakk1ni yok edemez.
Kendi pay1n1 ozgur k1lmayan ortag1n ozgur k1lan ortakla kolenin yan degerinin
uzerinde bir mal kar~1l1g1nda sulh yapmas1 durumunda da fazlal1k k1s1m geri verilir.
c;:unku ozgur kllmayan ortag1n ozgur kllmadan onceki hakk1 kolenin yan degeriyle
sin1rl1yd1. Bundan fazla olan bir mal kar~ll1g1nda sulh yapmas1 faiz olur.
176_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Bu hukum, EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'in kurallanna gore a~1kt1r. c;:unku
onlara gore telef olan gasbedilmi~ bir mal i~in, bu maim degerinin uzerinde bir mal
kar~1l1g1nda sulh yapmak caiz degildir. Burada da hukum boyledir.
EbO Hanife (rh a.) ise iki konuyu birbirinden ay1rarak ~byle demektedir: Gasp
meselesinde gasbedilen mal halen kendisinden gasbedilen ki~inindir. Bu mal1
gasbedenin mulku yapmak i~in hakl1 bir neden yoktur. Dolay1s1yla kendisinden
gasbedilen ki~i. mal1n telef olmu~ durumda kendi mulkiyetinde kalmas1 i~in
gasbedeni aklayabilir (ibra edebilir). Gasbedenle malin degerinin uzerinde bir
bedelle sulh yaparsa sulh bedeli mulkiyet kar~il1g1nda olur. Dolay1s1yla burada
kazan1lm1~ bir hakk1 yok etme sbz konusu degildir. Bu yuzden gasb meselesinde
faiz sbz konusu degildir.
Bu meselede ise pay1n1 ozgur k1lmayan ortagin pay1ndaki mulkiyetini devam
ettirme yolu yoktur. Yalnizca kbleyi alacag1 kar~1l1g1nda ~al1~t1rmak veya bzgur kilan
ortag1n bdemesi yoluyla kale uzerindeki mulkiyetini kald1rabilir. Pay1nin degeri
uzerinde bir mal kar~il1ginda sulh yap1nca, bu sulh ile dinen kazanilm1~ bir hak yok
edilmi~ olur.
Bunun a~1klamas1 ~oyledir: Ozgur k1lan, ortak koleden bdedigi miktan talep
eder. Biz bu sulhu caiz gorursek ozgur kilan, koleden daha ~ok mal talep
edecektir. Ozgur kilmayan ortag1n kbleyi yan degerinden daha fazla bir mal borcu
altina sokma hakk1 olmad1g1 gibi, odedigini kbleden talep edecek olan kimseyi de
bor~land1rma hakk1 yoktur.

Pay1n1 bzgur k1lmayan ortak kole ile ticaret ewas1 uzerinden, yan degerinden

[7/112)
daha ~ok bir bedel kar~1l1g1nda sulh yaparsa bu sulh ge~erlidir. c;:unku cinsler ayn
oldugu i~in burada faiz sbz konusu degildir. Gumu~ veya alt1n kar~1l1g1nda olmas1
ise boyle degildir. Ancak cinsler farkli oldugu zaman, fazlal1k insanlan
aldanmayacag1 bl~ude olunca, sulh caiz olmaz. lnsanlann aldanacag1 bl~ude (yani
az) ise bu fazlaliga goz yumulur. c;:unku bu ol~udeki fazlal1k bilirki~ilerin belirledigi
degerler i~inde yer alir. Dolay1s1yla burada fazlal1k kesin olarak sabit degildir.
Kole ile ileri bir tarihte vermesi uzere bir hayvan kar~1l1g1nda sulh yaparsa
mukatebe akti gibi bu da ge~erlidir.
Isa b. Eban ~byle der:" Bu yanl1~t1r. c;:unku payin1 ozgur k1lmayan ortak
koleden ~al1~mas1n1 talep etme hakkin1 kazanm1~t1r. c;:al1~ma miktan ise kolenin yan
degeridir. Bir hayvan kar~1l1ginda sulh yap1nca bu hayvan, hak ettigi yan degerin
bedeli olur. Oysa hayvan bir mala kar~11ik olarak zimmette bir bor~ olmaz. Gormez
misin, payin1 ozgur kilmayan ortak ozgur k1lan ortakla zimmetindeki bir hayvan
kar~11iginda sulh yapsa caiz olmaz. Kole ile yapt1g1 zaman da boyle olmal1d1r."

el-Asf'da anilan goru~ daha dogrudur. c;:unku ozgur k1lmayan ortagin pay1
mulkiyetinde devam etmektedir. lleri bir tarihte verilecek olan bir hayvan
kar~il1ginda sulh yap1nca koleyle mukatebe akti yapm1~ gibi olur. c;:unku bu sulh ile
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ t 77
kolenin kazanilm1~ herhangi bir hakk1 yok edilmi~ degildir. Yari degerinin uzerinde
bir bedelle yap1ian sulhte ve ozgur k1lanla hayvan kar~li1g1 yapilan sulhte ise bi:iyle
degildir. Cunku orada pay1n1, kar~il1g1nda i:izgur k1lman1n gec;;erli olacag1 bir bedelle
ba~kas1n1n mulku yapmakt1r (temlik etmektedir). Hayvan ise i:izgur k1lmanin bedeli
olarak zimmette bir bore;; olabilir.
Ortaklardan birisi fakir iken ki:ileyi i:izgur kliar sonra zengin olursa i:idemekle
yukumlu olmaz. Cunku ozgur klimada zenginlik niteligine, i:ideme sorumlulugu
ic;;in itibar edilir. Ozgur kliarken zenginlik olmay1nca i:ideme sorumlulugu olmadan
ozgur k1lma gerc;;ekle~mi~ olur. Bundan sonra da art1k i:ideme sorumlulugu olamaz.
Ornegin, bir kimse dinden c;;1kan birinin elini kesse ve dinden c;;1kan kimse
musluman olduktan sonra olse o kimsenin eli kesilmez.
Ozgur klian "Ben fakir iken i:izgur klid1m. "der, ortag1 da "Hay1r, zengin iken
ozgur k1ld1n." derse, ozgur k1lan1n, i:izgur kliman1n ortaya c;;1kt1g1 gundeki
durumuna bak1l1r. Bunun nedeni, ya i:izgur klian i:izgur klima tasarrufunu o zaman
yapm1~ gibi oldugudur. Ya da ihtilaf gec;;mi~ zamandaki bir konuda olunca ihtilaf
zaman1 (hal) hakem kli1nir. Ozgur k1lan ortak, ihtilaf zaman1nda zengin ise
gorunurdeki durum, i:izgur klima s1ras1nda zengin oldugunu iddia eden taraf1n
tan1g1d1r. O s1rada yoksulsa, gi:irunu~. i:izgur k1lma s1ras1nda yoksul oldugunu iddia
edenin tan1g1d1r. Bu, degirmen suyu meselesi gibidir. Sayle ki kirac1 ile degirmen
sahibi degirmen suyunun kira suresinde ak1p akmad1g1 konusunda ihtilaf edince
ihtilaf zaman1 hakem k1l1n1r.
Ozgur klimanin, ihtilaf zamanindan ozgur k1lanin maddi durumunun
degi~ebilecegi bir sure once oldugunda anla~1rlarsa zenginligi inkar etmesi
konusunda ozgur kilan1n sozune itibar edilir. Ayrica ozgur klian, i:idemeyi
gerektiren nedeni inkar etmektedir. Bu inkar ise ozgur k1lmay1 butUnuyle inkar
gibidir.
Ozgur k1lan ortak, ki:ileyi ozgur klid1g1 gun zengin olur da, diger ortak
odettirmeyi tercih eder sonra ozgur k1lan ortag1 ibra etmeyi 101 ve ki:ileden
c;;al1~mas1n1 talep etmeyi uygun bulursa bi:iyle yapma hakk1 yoktur.

lbn Semaa, Muhammed (rh a.)' den ~i:iyle rivayet etmi~tir: Hakim onun
i:idemesine hukmetmi~ veya ozgur k1lan buna raz1 olmu~sa art1k susan ortag1n
ki:ileden c;;al1~masin1 talep etme hakk1 yoktur. Aksi taktirde bu hakk1 vard1r.
"el-Asl'da mutlak olarak anlian gi:iru~ de bu detaya yorumlanir." denildigi
gibi ~i:iyle de denilmi~tir: "Konu ile ilgili iki rivayet vard1r. Zahiru'r-rivayenin
gerekc;;esi ~i:iyledir: lki ~ey arasinda muhayyer olan ki~i. birini tercih ettigi zaman o,

101
lbra I . 1./)'I: SbzlOkte; aklama, temize Qkarma anlam1ndad1r. Hukuki terim olarak; bir kimseyi bir
dava veya haktan yOkOmsOz kilma, o ki~i hakk1nda dava ve hak talebinde bulunmaktan vazge~meyi
ifade eder. lbra-i 1skat ve lbra-i istifa olmak Ozere ba~l1ca iki k1sma ayril1r.
t78 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

belirlenmi~ olur (taayyun eder). brnegin bir kimsenin gasbettigi mal1 ba~ka bir ki~i
de ondan gasbetse mal sahibi bu iki gasbedenden birinin odemesini tercih ettigi
zaman, o ki~inin bdemesi kesinle~ir. Muhayyerlik sona erer.
c;:unku bzgur k1lmayan ortak, bdemeyi tercih etmekle pay1n1 bzgur k1lana
vermi~ olur. Kolenin vela hakk1 ozgur k1lana ait olur. Vela hakk1 ise kald1nlamad1g1
[7/113]
ic;in, ondan donme imkan1 kalmaz. Kbleden c;al1~mas1n1 talep etme hakk1n1
du~urmesi de payin1 bzgur k1lan ortaga temlikinin zorunlu bir sonucudur.

Muhammed (rh a )'den gelen rivayetin deli Ii ise ~oyledir: Temlik (bir mal1 ba~ka
birisinin mulku yapmak) dinen kazan1lm1~ bir hak ise de, ancak hakimin hukmuyle,
ya da ortag1n nzas1 ile tamam olur. Nitekim ~uf'a (on al1m), hakkin1 kullanarak
temlik etmek de boyledir. Temlik tamam olmad1kc;a susan ortag1n odettirme hakk1
kesinle~mez. Ozgur k1lmayan ortag1n c;al1~ma talep etme hakk1nin du~mesi ise
odeme hakk1nin kesinle~mesine dayan1r.
Ebu Bekir er-Razl ~oyle derdi: Mali gasbedilen ki~i gasbedenden veya
gasbedenden gasbeden birisinin bdemesini tercih ettigi zaman boyle olmal1d1r.
Hakimin hukmunden veya odemesini tercih ettigi kimsenin nzasindan once donup
digerine bdettirme hakk1 vard1r. Buna kar~1n kbleden c;al1~mas1n1 talep etmeyi
tercih etmesi durumunda art1k ozgur k1lan ortaga bdettirme hakk1 kalmaz. c;:unku
burada herhangi bir kimseye temlik etme sbz konusu degildir. Burada sbz konusu
olan, bzgur k1lmayan ortag1n mulkunu kesinle~tirmesi ve ozgur k1lan1 bdeme
sorumlulugundan ibra etmesidir. Bu ise bzgur kilana kendi pay1n1 bzgur kilmaya
izin vermesinde oldugu gibi ozgur kilmayan ortag1n tercih etmesiyle tamam olur.
Ozgur k1lan ortak, yukumlu oldugu odeme bedelini kbleden talep eder. Sonra
bzgur k1lmayan ortag1 koleye havale ederek hakk1nin gerektirdigi c;al1~ma bedelini
teslim almakta onu vekil ederse bu caizdir. Kolenin velayeti bzgur k1lana aittir.
c;:unku kale, ozgur k1lan ortag1n mukatebe akti yapt1g1 kale hukmundedir. Efendi
borc;lu oldugu bir kimseyi borcu kar~il1ginda mukatebe bedelinden almas1 ic;in
mukateb kblesine havale edince, bu havale gec;erli ve alacakl1 olan kimse vekil gibi
olur. Dogrudan borc;lusu ad1na ve dolayl1 olarak kendisi adina alm1~ olur.
Ozgur kilmayan ortak herhangi bir tercihte bulunmadan once koleyi birisi
yaralasa, bu kimse yaralaman1n er~ini (diyetini) kbleye oder. c;:unku ozgur k1lmayan
Ortaga veya ozgur k1lan Ortaga <;al1~ma borcu oldugu i<;in kble, mukateb
hukmundedir.
Kendi mukateb kolesine veya ba~kas1nin mukateb kblesine kar~1 (yaralama ve
oldurme gibi) bir cinayet i~leyen ki~i, bu cinayetinin er~ini (diyetini koleye)
borc;lan1r. Kole er~i al1r. c;:al1~mas1 kar~1l1g1nda olan borcunu bdemek ic;in bu
maldan yararlan1r. Ancak bu kimsenin cinayeti, kblenin c;al1~mas1n1 tercih etmesi
anlamina gelmez. c;:unku cinayetinin gerektirdigi ceza, ortaga odettirme veya
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l 79
c_;al1~mas1n1
talep etmeye gore degi~mez. Bundan dolay1 burada c_;al1~masin1 tercih
etmek soz konusu degildir.
Ozgur k1lmayan ortak kolenin yari degerine yetecek bir mal1 ondan gasbetse
veya kole kendisine odunc_; (karz) verse, ya da kendisine bir ~ey satsa, efendi bunu
koleye borc_;lan1r. c;:unku kole kendisine veya ba~kas1na ait mukateb bir kole
hukmundedir. Muhayyerligi devam eder. c;:unku bu i~lemin gerektirdigi hukum,
odemeyle veya c_;ali~ma talebiyle degi~mez.
Efendi, koleden bir parc_;ay1 veya kolenin bir organ1n1 ya da kolenin bir k1sm1n1
ozgur kilsa Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a )'e gore kolenin tamam1 ozgur olur.
Ebu Hanife (rh.a.)'ye gore ise kole sahibi, sozuyle ne kastettigini ac_;1klar. c;:unku
soyledigi kelimeler hem aza, hem de c_;oga kullanil1r. Kole sahibi ne kadar
kastetmi~se o kadar ozgur olur. Geriye kalan k1s1m ic_;in koleden c_;al1~ma talep eder.

Koleden bir sehim (pay) ozgur k1lm1~sa Ebu Hanife (rh.a.)'nin kural1na k1yasla
pay alt1da birdir. Nitekim Eb CJ Hanife (rh.a.) "ki~inin, malindan bir pay1 vasiyet
etmesi meselesi"nde boyle soylemi~tir. Bunu "lkrar" konusunda ac_;1klam1~t1k.
Dolay1s1yla burada efendi, koleden degerinin alt1da be~i ic_;in c_;al1~ma talep eder.
Bir kimse kendisiyle ba~kas1 arasinda ortak olan bir cariyeyi ozgur k1lar sonra
[7/114]
cariye bir c_;ocuk dogurursa diger ortak, cariyenin ozgur k1l1nd1g1 gundeki pay
degerini ozgur kilana odettirebilir. c;:ocugun degerinden ise hic_;bir ~ey odettiremez.
c;:unku ozgur k1lan ortak c_;ocukla ilgili bir tasarrufta bulunmu~ degildir. Bunun yan1
s1ra susan ortag1n c_;ocuk uzerinde herhangi bir hakk1 sabit olmam1~t1r. c;:unku
cariye dogurdugu zaman mukateb cariye idi. Mukateb cariye ise kazanc1 uzerinde
nas1I hak sahibi ise c_;ocugu uzerinde de hak sahibidir.
Kolenin, uc_; ki~i arasinda ortak olmas1 durumunda bu ortaklardan birisi koleyi
ozgur k1lsa, digeri mudebber k1lsa, (ozgurlugunu olumune baglasa) digeri de kole
ile mukatebe akti yapsa (ozgurlugunu belirli bir mal getirmesine baglasa) ve
hangisinin tasarrufunun once oldugu bilinmese hukum ~udur:
Ebu Hanife (rh.a.)'ye gore ozgur k1lan1n ozgur kilma tasarrufu once olsun,
sonra olsun kendi pay1nda gec_;erlidir. Kimseden odeme talep etme hakk1 yoktur.
Mudebber k1lan1n bu tasarrufu da kendi pay1nda gec_;erlidir. 0 muhayyerdir; isterse
koleden mudebber durumundaki degerinin uc_;te biri ic_;in c_;al1~mas1n1 ister. lsterse
ozgur kilana odettirir. Odemeyi tercih ettigi zaman ozgur k1lan ortak, ona kolenin
degerinin alt1da birini oder. Bunu koleden talep eder. Bu hukum, istihsana
dayal1d1r. K1yasa gore ise mudebber k1lan1n odettirme hakk1 yoktur. c;:unku koleyi,
ozgur ki11nmadan once mudebber kilml~Sa ozgur k1lan Ortaga odettirme hakki
vard1r, ozgur k1l1nd1ktan sonra mudebber k1lmas1 durumunda ise ozgur k1lana
odetme hakk1 yoktur. $uphe ile ise odeme yukumlulugu sabit olmaz. Bunun yani
s1ra bu ortag1n koleyi mudebber k1lmas1, payin1, odeme kar~1l1g1nda ozgur k1lana
--
tso_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu't-Mebsfit

temlik etmesine engeldir. Mudebber k1lma ozgur k1lmadan once oldugu zaman
odemenin ko~ulu budur.
EbO Hanife (rh a) istihsana dayal1 olan goru~unde degi~ik durumlan goz
onunde tutmu~ ve ~oyle demi~tir: Bir ai;;1dan bu hukum k1yasa uygundur.
Mudebber kllan, kolenin ui;;te bir degerini al1r. Bu, mudebber kllma ozgur
kllmadan once geri;;ekle~tigi zaman olur. Bir ai;;1dan ozgur k1lan hii;;bir ~ey bdemez.
Onun ii;;in, degi~ik durumlar goz onunde bulundurularak alt1da birini oder. Bir
ai;;1dan da koleden geriye kalan degeri ii;;in i;;al1~mas1n1 talep eder. Bu da degerinin
alt1da biridir. Cunku butUn durumlarda mudebber k1lan koleden i;;al1~mas1n1 talep
edebilir.
Koledeki pay1nda mukatebe akdi yapanin durumuna gelince; Kole mukatebe
aktinde devam ederse mukatebe bedelini oder. Vela hakk1 aralannda ui;; pari;;ad1r.
Kole mukatebe bedelini odemekten aciz olursa, kolesiyle mukatebe yapan ortak
zengin olmalan durumunda bzgur k1lana ve mudebber k1lana pay1n1n degerini yan
yanya odettirir. Cunku ortaklardan birisi odeme yukumlulugune digerinden daha
lay1k degildir. lki ortak bdedikleri mal1 koleden talep ederler. Kolenin vela hakk1 bu
iki ortak aras1nda yan yanya olur.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'in gbru~u el-Asl'da belirtilmemi~, ez-
Ziyadat'ta ise ~oyle denilmi~tir: Bir kale iki ki~i aras1nda ortak olup ortaklardan birisi
koleyi ozgur k1lsa, digeri mudebber kllsa ve hangisinin tasarrufunun once oldugu
bilinmese, EbO Yusuf (rh.a)'a gore ozgur k1lma mudebber kllmaya ag1r basar.
Kolenin vela hakk1 ozgur k1lana ait olur. Mudebber kllan ise kolenin yan degerini
eger zengin ise bzgur kllana bdettirebilir. Muhammed (rh a.)'e gore ise bu iki
tasarruf birlikte geri;;ekle~mi~ kabul edilir. Sonra ozgur kllma ustUn tutulur. Kole
tamamen bzgur olur. Vela hakk1 da iki ortak aras1ndad1r. Mudebber kllan, kolenin
mudebber durumundaki yan degerini bzgur kllma hakkina da maliktir.
Bunu bildikten sonra diyoruz ki: Oi;;uncu ortag1n yapt1g1 mukatebe akti EbO
Hanife ve Muhammed (rh a )'e gore once geri;;ekle~mi~ kabul edilir. EbO Yusuf
(rh a.)' a gore ise ozgur k1lma bncedir. Buna gore mudebber kllan ve mukatebe akti
yapan ortaklar ozgur k1lana kolenin ui;;te iki degerini odetirler. vela hakk1 tamamen
ozgur k1lana ait olur. Muhammed (rh a.)'e gore ise mukatebe akti yapan ortak,
ozgur kllma ile mudebber kllma birlikte geri;;ekle~mi~ gibi ozgur k1lanla mudebber
k1lan ortaklara pay1nin degerini yan yanya odetir. Bunun sadece mukatebe akti
yapan ortag1n pay1nda oldugu sbylenmi~tir. Mukatebe akti yapan1n pay1nda ise
bzgur kllma mudebber kllmadan daha kuvvetlidir. Dolay1s1yla mukatebe akti yapan
pay1nin degerini sadece zengin olmas1 durumunda ozgur kllana odetebilir.
Kole be~ ki~i arasinda olup biri ozgur k1lsa, digeri mudebber kllsa, ui;;uncu
pay1 kar~1l1g1nda mukatebe akti yapsa, dorduncu pay1n1 sat1p bedelini teslim alm1~
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l8t
olsa, be~inci de pay1n1 mehir yap1p evlense ve hangisinin once oldugu bilinmese bu
mesele hakk1nda ~oyle deriz:
Ebu Hanife (rh.a.)'ye gore ozgur k1lma ve mudebber k1lman1n hukmu birinci
[7/115]
meselede a~1klad1g1m1z gibidir. $u farkla ki o meselede odeme ve ~al1~ma talebi
kolenin u~te birinde idi. Bu meselede ise kolenin be~te birindedir. c;:unku
mudebber klianin pay1 bu meselede be~te birdir. Sat1~ konusunda ise al1c1 ile sat1c1
bu sat1~in ozgur k1lma ve mudebber klimadan sonra oldugunda anla~1rlarsa veya
sat1c1, bu sat1~1n kole henuz elinde iken ozgur klimadan once oldugunu soyler, al1c1
da ozgur klimadan sonra oldugunu soylerse sat1~ ge~ersizdir. c;:unku bir k1sm1
6zgur kliinan kale satliamaz. Bu durumda sat1~1 ge~ersiz k1lan ~ey a~1kt1r. Ya da
ozgur k1lma ve sat1~ ayn1 zamanda ger~ekle~mi~ say1l1r. Sat1~ ge~ersiz olur.
Alic1 ile sat1c1 sat1~1n ozgur k1lmadan ve mudebber klimadan once oldugunda
anla~m1~larsa al1c1 muhayyerdir; isterse sat1~1 bozar. c;:unku sat1lan mal, sat1c1n1n
sorumlulugunda degi~mi~tir. lsterse akti devam ettirir. Kendi pay1n1 6zgur kli1p
koleden ~ali~ma talep eder. Kolenin vela hakk1 kendisine ait olur. lsterse zengin
iseler ozgur k1lanla mudebber kilana pay1nin degerini odettirir. c;:unku onlardan
birisi odeme yukumlulugune digerinden daha oncelikli degildir. Bu durumda
6deyen ortaklar koleden 6dedikleri mal1 talep ederler.
Kolenin bir pay1n1n mehir olarak verilmesi durumunda ise, koca ile kadin
evliligin ozgur k1lma veya mudebber k1lmadan sonra oldugunda anla~1rlarsa nikah
ge~erlidir. Kad1n, kolenin degerinin be~te birini kocasindan al1r. c;:unku kad1n1n
mehir olarak mukateb koleye benzeyen bir kale olmak uzere evlendigi ortaya
~1km1~t1r. Evliligin ozgur kilma veya mudebber klimadan once oldugunda soz
birliginde olurlarsa mehirde degi~me oldugu i~in kad1n muhayyerdir: lsterse
anla~ilan mehirden vazge~ip kocaya kolenin degerinin be~te birini 6dettirir. lsterse
bunu onaylay1p koleyi ozgur k1lar. Degerinin be~te birini odemesi i~in kolenin
~al1~mas1n1 talep eder. Bu durumda kolenin be~te birindeki vela hakk1 kad1na aittir.
lsterse de ozgur klian veya mudebber kilan ortaklara koledeki pay1n1n degerini yan
yanya 6dettirir. $ayet fazlal1k varsa bu fazlal1l1g1 sadaka olarak vermez.
Al1c1 ise boyle degildir. c;:unku bu pay alic1nin eline bir mal kar~il1g1nda
ge~mi~tir. Dolay1s1yla o sorumlulugu (rizikosu) olmadan elde ettigi kan sadaka
olarak verir. Kad1n ise bu pay1 bir mal odemeden elde etmi~tir. Onun hakk1nda kar
soz konusu degildir.
Mukatebe akti yapan ortagin pay1 ise and1g1m1z gibidir. $oyle ki kole
kendisine mukatebe bedelini oderse onun taraf1ndan 6zgur kil1nm1~ olur. Bedeli
odemekten aciz kal1rsa mukatebe akti yapan ortak pay1n1n degerini, zengin iseler
mudebber klian ve 6zgur klian ortaga yan yanya odetebilir.
Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise ozgur k1lma ve mudebber klimanin
hukmu biraz once dedigimiz gibidir.
182_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Sat1~ta ise, al1c1 ile sat1c1 once sat1~1n, sonra ozgur k1lmanin sonra da
mudebber k1lmanin gen;ekle~tiginde anla~1rlarsa, al1c1 muhayyerdir. Sat1~1
onaylamay1 sec;;erse ozgur kllan ortak, zengin ise kolenin be~te bir degerini oder.
Al1cin1n ba~ka bir hakk1 yoktur. Al1c1 ile sat1c1 once sat1~1n, sonra mudebber
k1lmanin, sonra da ozgur kllmanin gerc;;ekle~tiginde anla~1p al1c1, mudebber k1lmay1
onaylarsa mudebber kllan, zengin olsun, fakir olsun al1c1nin payinin be~te bir
degerini oder. Bu durumda al1cin1n ba~ka bir hakk1 yoktur.
Evlendirme konusunda ise kari-koca once evliligin, sonra ozgur k1lmanin,
[7/116]
sonra da mudebber kllmanin gerc;;ekle~tiginde fikir birligi etseler ve kad1n (kolenin
ozgur kilinmas1n1) onaylamay1 tercih ederse, ozgur kilan ortak zengin ise kolenin
degerinin be~te birini kadina oder. Kad1n1n ba~ka bir tercih hakk1 yoktur. Ozgur
k1lan ortak fakirse kad1n be~te bir degerini odemesi ic;;in koleden c;;al1~mas1n1 talep
eder. Once evlilik, sonra mudebber kilma, sonra da ozgur kllma gerc;;ekle~mi~se
kad1n, zengin olsun, fakir olsun mudebber k1lana kolenin degerinin be~te birini
odettirir. Ba~ka bir hakk1 yoktur.
Evliligin ozgur k1lmadan sonra oldugunda anla~1rlarsa, EbO Yusuf (rh.a.)'a gore,
kad1n kolenin be~te bir degerini kocas1ndan talep eder. Muhammed (rh.a.)'e gore
ise kad1n emsal mehir al1r. c;:unku kocan1n kad1nla ozgur bir kimse kar~1l1g1nda
evlendigi ortaya c;;1km1~t1r. Biz "Kitabu'n-nikah'"ta erkek ve kad1nin bir kole
kar~1l1g1nda evlenmesi ve o kolenin ozgur oldugunun anla~ilmas1 meselesinde, EbO
Yusuf ile Muhammed (rh.a.)'in goru~ ayril1klarin1 ac;;1klam1~t1k. Mukatebe akti ise
daha once ac;;1klad1g1m1z uzere Muhammed ve EbO Yusuf (rh.a.)'a gore gec;;ersizdir.
EbO Yusuf (rh a.)' a gore mukatebe akti yapan ortak, ozgur kllan ortag1n fakir olmas1
durumunda bile ona odettirebilir. Muhammed (rh a.)'e gore ise pay1n1n degeri ile
mukatebe bedelinden hangisi az ise onu oder. Bu ihtilaf bu meseleden sonra
gelecek olan "iki ortak aras1nda mukateb olan ve ortaklardan birinin ozgur kild1g1
kole" hakkindaki ihtilaflarinin sonucudur.
Kolede pay1n1 kuc;;uk ogluna hibe eden alt1nc1 bir ortak varsa ve bu hibenin
ozgur k1lmadan once mi, sonra m1 oldugu bilinmiyorsa bu konuda babanin sozu
kabul edilir. c;:unku temlik eden odur. Baba hibenin ozgur k1lmadan sonra
oldugunu soylerse hibe gec;;ersizdir. Ozgur kilmadan once oldugunu soylerse hibe
gec;;erlidir. Bundan sonra baba, odeme ve koleyi c;;al1~t1rma konularinda oglunun
payinda onun yerine soz sahibi olur. Oglu ergen olunca yapacag1 tasarrufu onun
ad1na baba yerine getirir. Ancak babanin, oglunun pay1n1 ozgur k1lma yetkisi
yoktur.
Ozgur k1lan ve mudebber k1lan zengin iseler; baba, oglu ad1na kolenin
degerinin alt1da birini o iki ortaga odettirir. c;:unku c;;al1~ma talep etme, mukatebe
akti yapmak gibidir. Babanin oglunun kolesiyle mukatebe akti yapma yetkisi vard1r.
66 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
ve ResOlullah (s.a v) onun bu fiilini reddetmemi~tir. Eger aralannda aynl1k
kendiliginden meydana gelseydi, Efendimiz onun bu hareketini reddederdi. Eger:
"Peygamber (s.a.v) ona; "git, ~unku ona bir ~ey yapamazs1n' diyerek Aclanl'nin bu
fiilini reddetmi~tir" denirse biz buna ~u ~ekilde cevap veririz: ResOlullah (sa.v.)in bu
sbzu Aclanl'nin mehrin kendisine geri verilmesi talebine ybneliktir. ~unku rivayet
edildigine gore ResOlullah (s av) ona ~byle buyurmu~tur:

~11 ~~~~\S a 0l j ~) ~ .~ n;.:.;., ~ 4-1 jfi~~w.a0~


~a J:f .;J
"Eger sen dogru soytayorsan; onunla birle:;men kar:;1!1gmda mehir onun
o!mu:;tur. Eger ya/an soy!Oyorsan uzak/a:; git. (CmkD senin onda bir hakkm
yoktur". 44
Diger taraftan hadisin ravisi ~byle demi~tir: "Lian yapanlann aynlmalan
konusunda sun net budur". Bu, aynl1gin ancak hakimin ay1rmas1yla
ger~ekle~ecegini gbstermektedir. lianda hakimin kan-kocay1 ay1rmas1, satilan ~eyin
bedeli konusunda ihtilaf olup da her iki tarafin (al1c1 ve sat1c1nin) yemin etmesi
durumunda akdin hakim taraf1ndan kald1rilmas1 gibidir. Bu durumda hakimin
kald1rmas1 olmadan akit kendiliginden kalkm1~ olmaz. Burada da hakimin ay1rmas1
olmadan, aynl1k kendiliginden ger~ekle~mez. ~unku; soyut olarak lian yapmak,
aynl1k i~in konulmu~ degildir. Ostelik lian yapmak nikaha ayk1n da degildir. Ne var
ki kan-kocan1n aynlmas1 aralanndaki tart1~ma ve husOmeti sona erdirmek i~in ve
her ikisi de kendi sbzunde 1srar ettigi durumda nikahtan beklenen yararlann
ortadan kalkmas1 nedeniyledir. Dolay1s1yla aynl1k hakimin hukmu olmadan
ger~ekle~mez.

Peygamber (s.a.v.)'in,

"Lian yapan kan-koca ebediyyen bir araya gelemez"45 sozune gelince;


Bu ifadenin ger~ek anlam1 "sava~an, dovu~en" sbzlerinde oldugu gibi "onlar
lian ile ugra~t1klan surece" demektir.
Zufer (rh.a.), kan-koca lian ile ugra~t1klan surece aynl1g1n meydana
gelmeyecegi konusunda bizimle ayni du~unmektedir.
Ibrahim en-Nehal (rha)'den ~u ~ekilde rivayet edilmi~tir: "Lian, bir bain
talakt1r. Lian yapan koca kendisinin zina su~lamas1nda yalanc1 oldugunu sbylerse

44
Abdurrezzak, Musannef, Vll/118; Buhar1, Talak 53; Eba Davad, Talak 26.
45
Eba Davad, Talilk 25; Darekutn1, Siinen, 111/276; Beyhak1, es-Siinenii'l-kiibra,, Vll/409.
-
184 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
yoldur. (unku odemede ozgur kilma nedeniyle olan hukmen temlik vard1r. Sat1~ ve
hibede ise iki ortagin akit s1rasinda gerc;ekle~tirdikleri dogrudan bir temlik vard1r.
K1smen ozgur k1l1nan kole ise dogrudan temlik edilemez. Dolay1s1yla neden goz
onune al1n1nca bu, odemeden daha kotU bir yoldur. Nedenin hukmu goz onune
alind1g1 zaman ise sat1~ ve bedelli hibe ile odeme aras1nda bir fark yoktur. Maksat
ise neden degil, hukumdur. $u kadar var ki, sat1~ta veya hibedeki bedel, alt1n ve
gumu~ bazinda kolenin yan degerinden c;ok ise fazlal1k gec;ersizdir. Nitekim bunu
sulh konusunda ac;1klam1~t1k.
Ozgur k1lmayan ortak pay1n1 mudebber kilarsa bu tasarrufu koleyi pay1
kar~1l1g1nda c;al1~t1rmay1 tercih etmesi demektir. (unku odemenin dogurdugu
hukum, odemeyen ortag1n odeme yoluyla payin1 ortag1na temlik etmesidir. Ozgur
k1lmayan ortak ise kolesini mudebber kilarak bu hakkin1 yitirmi~tir. (unku pay1nda
vela hakk1ni kazanm1~t1r. Bu ise ozgur k1lan1 odeme yukumlulugunden ibra etmek
ve kolenin c;al1~mas1 ~1kk1n1 tercih etmek demektir.
Ozgur k1lma mudebber k1lmadan sonra olursa ve ozgur k1lan zengin ise
kolenin mudebber olarak degerinin yans1n1 oder. Cunku bu durumda mudebber
kilanin pay1ndaki mulkiyetini devam ettirmesi, diger ortagin ozgur k1lmas1yla
imkans1zla~m1~t1r. Onun pay1 ozgur k1lma s1ras1nda mudebberdi. Bundan dolay1
ozgur k1lan ortak, kolenin mudebber olarak degerinin yans1ni oder.
Hangisinin tasarrufunun once oldugu bilinmezse bu mesele, daha once
ac;1klad1g1m1z k1yas ve istihsana gore c;ozumlenir. $oyle ki k1yasa gore ozgur k1lan1n
odeme yukumlulugu yoktur. lstihsana gore ise kolenin mudebber olarak degerinin
dortte birini oder. Bu odemenin bedelini koleden talep eder. Kole bu miktardaki
mal1 mudebber k1lan ortaga da borc;lanir. Vela her iki ortak arasindad1r.
Kole kuc;uk ve buyuk iki ki~i arasinda ortak olup buyuk, koleyi ozgur kilsa ve
zenginse, kuc;ugun de babas1 veya vaslsi olsa, baba veya vasi odeme ve c;al1~ma
talep etme konusunda kuc;uk c;ocuk yerine gec;er. Ancak ozgur k1lma yetkisi
yoktur. Cunku ozgur kilmak bir teberrudur. (ocugun mal1nda ise baban1n ve
vasinin teberruda bulunma hakk1 yoktur.
Kuc;ugun babas1 veya vasisi yoksa odemeyi veya c;al1~ma talebini ya da ozgur
k1lmay1 tercih etmesi ic;in ergen olmas1 beklenir.
"Bu hukmun, kuc;uk c;ocugun, hakimin bulunmad1g1 bir yerde olmas1
durumunda oldugu soylenmi~tir. Hakimin bulundugu bir yerde ya~1yorsa hakim
odeme veya c;al1~ma talebi konusunda onun ic;in bir kayyim 103 belirler. (unku bu,
c;ocuk ic;in daha yararl1d1r. (unku kolenin ozgur ki11nmas1ndan sonra c;ocugun
koledeki pay1nda tasarruf etmesi imkans1zla~m1~t1r." diyenler de olmu~tur.

103
Kayyim I r.'11: K1s1til kimselerin i~lerini ustlenen kimse. Belli bir i~in gbrOlmesi veya bir mailn idaresi
ic;in tayin olunan temsilci. Camilerin temizlik vs. i~lerini gbren hizmetliye de kullanil1r.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
185
Kuc;ugun yerinde mukateb bir kale veya borcu olan ticarete izinli bir kale
olursa bunlar da odemeyle c;al1~ma talebi aras1nda muhayyerdir. Ozgur k1lma
haklari ise yoktur. c;:unku ozgur kllma bir teberrudur. Mukateb kolenin ve izinli
kolenin kazanc;lari teberru edilemez. Odeme ve c;al1~ma talebinde ise mukateb
kolenin hakk1 vard1r. c;:unku mukateb kale, sahibi oldugu bir kale ile mukatebe
akti yapabilir. c;:al1~ma talebi ise mukatebe akti gibidir. Ticarete izinli kolenin ise
sadece odeme yetkisinin olmas1 gerekir. c;:unku c;al1~ma mukatebe yerindedir.
Onun da mukatebe akti yapma yetkisi yoktur.
Fakat Muhammed (rh.a) ~oyle demi~tir: c;:al1~ma talep etmenin nedeni
kesinle~mi~tir. Bu neden diger ortag1n, bzgur k1lmas1d1r. Bu nedenin iptal edilmesi
mumkun degildir. Diger yandan c;al1~ma talep etmek odettirmekten daha yararl1 da
olabilir. Bundan dolay1 izinli kolenin de dogrudan mukatebe akti yapma hakk1
olmasa bile c;al1~ma talep etme hakk1 vard1r.
Mukateb kale veya ticarete izinli kale c;al1~ma talebini veya odettirmeyi tercih
ettikleri zaman paylarina du~en vela hakk1 efendilerine aittir. c;:unku onlar vela
hakk1na ehliyetli degildir. Bundan dolay1 vela hakk1 onlara insanlar1n en yak1n1 olan
efendileri ic;in sabit olmu~tur. Kendisine ticaret yapma izni verilmi~ olan (me'zOn)
kolenin borcu yoksa bdeme veya c;al1~ma talep etme konusundaki muhayyerlik,
birbiriyle ortak olan iki ozgur arasinda oldugu gibi, efendiye aittir. c;:unku kolenin
kazanc1 bu durumda efendinin mulkudur.
Ortaklardan birisi koleye "Sen bugun mescide girersen ozgursun." dese,
[7/118]
diger ortak da "Sen bugun mescide girmezsen ozgursun." dese ve o gun gec;se ve
ortaklardan her birisi "Ortag1m yeminini bozdu." dese EbO Hanife ve EbO Yusuf
(rh.a)'a gore c;al1~ma yukumlulugunun yar1s1 koleden du~er.
Muhammed (rh.a )'e gore ise ortaklar fakir ise koleden c;ali~ma yukumlulugu
du~mez. c;:unku ortaklardan her birisi diger ortagin koleyi ozgur k1ld1g1na tan1kl1k
etmi~tir. Bundan dolay1 ortaklar fakir ise kolenin c;al1~ma borcu du~mez. c;:unku
kolesi uzerindeki c;al1~ma hakk1 du~mesi gereken ortag1n, hangisi oldugu
bilinmemektedir. Bilinmeyen bir ~eye gore hukum vermek de caiz degildir. Gormez
misin, iki ortak aras1nda biri Salim, digeri Bezl' isminde iki kale olsa, ortaklardan
birisi "Ben bugun mescide girersem Salim ozgurdur. "dese, digeri de "Sen bugun
mescide girmezsen Bezl' ozgurdur. "dese, o gun gec;se ve o ortag1n mescide girip
girmedigi bilinmese kale uzerindeki c;al1~ma borcu du~mez. c;:unku ortaklardan
hangisinin odemeyle yukumlu tutulacag1 belli degildir. Bu mesele de boyledir.
EbO Hanife ve EbO Yusuf (rh a) ise ~oyle demektedir: Hakim bu iki ortaktan
birisinin yeminini bozdugunu ve c;ali~manin yaris1n1n koleden du~ti.lgunu kesin
olarak bilmektedir. Du~ti.lgunu kesin olarak bildigi bir ~eyin gerekliligine
hukmetmesi ise caiz degildir. Bu ~una benzer: Bir kimse zifaftan once dbrt e~inden
birisini bo~asa hangi e~ini kastettigini ac;1klamadan once blse her ne kadar
t86_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitiibu'l-Mebsfit

bo~amanin hangi e~ uzerinde gerc;ekle~tigi belli olmasa bile bo~ama kesinlikle


bilindigi i<;in mehrin yans1 du~er. Fakat lehine hukum verilen belli olunca bu ~ekilde
hukum vermek caiz olur.
Bu meselede de c;al1~man1n yans1nin du~mesiyle yaranna hukmedilen ki~i
bellidir. Bu kbledir. Dolay1s1yla odemeyle yukumlu olan ortak kesin olarak
bilinmese bile boyle hukum vermek caizdir. iki kale olmas1 durumunda ise boyle
degildir. <;:unku buradaki belirsizlik hem, lehine hukmedilecek olan, hem de
aleyhine hukmedilecek olan taraflardad1r. Buradaki belirsizlik fazla oldugu i<;in
hukum vermek mumkun degildir. Ortaklardan her birinin digerinin ozgur k1ld1g1na
tanikl1k etmesi meselesi de boyle degildir. <;:unku burada kolenin c;al1~ma
borcundan bir k1sm1n1n du~tligu kesin olarak bilinmemektedir. <;:unku ortaklar
tan1khklannda yalanc1 olabilirler. Burada ise c;al1~ma borcunun yans1nin du~tUgunu
kesin olarak bilmekteyiz. <;:unku iki ortaktan birisi her halukarda yeminini
bozmu~tur.

Meselenin EbO Hanife (rh a )'nin gbru~une uygun olarak konu~u ~byledir :
Ortaklar zengin olsun, fakir olsun; biri zengin, digeri fakir olsun kale ortaklar
arasinda yan yanya degerinin yans1 i<;in c;al1~1r. <;:unku ortaklardan hi<;birisi <;al1~ma
talep etme hakk1ni du~urmeye digerinden daha lay1k degildir. Ona gore ozgur
kilanin zengin olmas1, c;al1~manin kbleye gerekli olmas1na engel degildir. Dolay1s1yla
c;al1~ma borcundan du~en miktar, ortaklara yan yanya dagil1r. Kblenin geriye kalan
yan degeri iki ortak aras1nda e~it olur.
EbO Yusuf (rh.a.)'a gore ise her iki ortag1n fakir olmas1 durumunda hukum
bbyledir. Her iki ortagin zengin olmas1 durumunda ise hi<;birinin alacag1 yoktur.
<;:unku ortaklardan her biri diger ortak hakk1nda bdeme yukumlulugu iddia
ederken, <;al1~ma talebinden vazgec;mektedir. <;:unku ona gore ozgur k1lanin
zengin olmas1 <;al1~manin vacip olmas1na engeldir. Ortaklardan birisi zengin, digeri
fakir ise kale degerinin dortte birini odemek uzere zengin i<;in c;ali~1r . <;:unku fakir
olan ortak c;al1~ma talebinde degildir. Zengin olan ise "Ortag1m fakir oldugu
durumda bzgur k1lm1~t1r. Dolay1s1yla benin koleden <;al1~ma talep etme hakk1m
vard1r. "demektedir. Bundan dolay1 kale dbrtte bir degerini bdemek uzere zengin
i<;in c;al1~1r.
Muhammed (rh a.)'e gore ise her iki ortak da fakirse kale degerinin tamam1n1
[7/119] bdemek uzere iki ortak i<;in e~it olarak <;al1~1r. Her iki ortak da zengin ise kale
hi<;birisi i<;in c;al1~maz. <;:unku her bir ortak c;al1~ma talebinde bulunmamaktad1r.
<;:unku Muhammed (rh a.)'e gore ozgur k1lanin zengin olmas1 c;al1~man1n gerekli
olmas1na engeldir. Ortaklardan birisi zengin, digeri fakir ise kale yan degerini
bdemek uzere zengin i<;in c;ah~ir. <;:unku zengin ortak, koleden c;ah~ma iddia
etmektedir. Kole fakir i<;in c;ali~maz <;:unku o, c;al1~ma istemeyerek diger ortag1
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 187
hakk1nda odeme yukumlulugu iddia etmektedir. Bu iddias1n1 ise delille isbatlamas1
gerekir.
Bir kimse olurken kolesini ozgur kilsa ve o koleden ba~ka bir mall olmasa
kolenin i~ledigi suc;;larda, tanikl1g1nda ve efendisinden izinsiz evliliginde durumu
ask1da (mevkuf) d1r. Bu mesele, bir kimsenin hasta iken kolesini ba~kas1na hibe
etmesi konusundan farkl1d1r. (:unku bu durumda hibe gec;;erli olur. Oyle ki hibe
edilen, cariye ise kendisine hibe edilen kimsenin (mevhubun lehin) istibradan
(rahmin temiz oldugu anla~ild1ktan) sonra o cariye ile cinsel ili~kiye girmesi helal
olur.
Bu konuda kural ~udur: Olum hastal1g1nda (maraz-1 mevtte) bulunan ki~i,
yururluge girdikten sonra bozulabilen her tUrlu tasarrufta bulunabilir. (:unku
tasarruf ettigi s1rada o ~ey onun mulkiyetindedir. Hibe de bu tUrlu
tasarruflardand1r. Hastan1n, yururluge girdikten sonra bozulma imkan1 olmayan
tasarruflarda bulunmas1 ise ask1dad1r. (:unku onun durumu iyile~me ile olum
aras1nda belirsizdir. Dolay1s1yla iyile~irse kendi hakk1nda tasarruf etmi~ olur. Olurse
mirasc;;llan hakk1nda tasarruf etmi~ olur. Bu tip tasarruflan nafiz olduktan sonra
gec;;ersiz k1larak mirasc;;llardan zaran defetmek mumkun degildir. (:unku bu
tasarruflan iptal etme imkan1 yoktur. Bundan dolay1 mirasc;;1lann zarara ugramas1
onlenir. Bu tUrlu tasarruflann hukmu ileride ortaya c;;1kacak duruma bagl1 olur.
Ozgur k1lma da bu tUrlu tasarruflardand1r. Dolay1s1yla hastan1n ozgur k1lmas1
ask1dad1r. Ozgur k1lan iyile~irse bu tasarrufunun yururlukte oldugu anla~i11r.
Kolenin i~ledigi suc;;lar ve tan1kl1k konusunda durumu ozgur gibi olur. 0 hastal1ktan
iyile~meden olurse tasarruf vasiyet hukmunde olur. Bu tasarruf kolenin uc;;te
birinde gec;;erlidir. 0 kimsenin o koleden ba~ka mal1 olmamas1 durumunda da
hukum boyledir. Kole degerinin uc;;te ikisi ic;;in c;;al1~1r. (:unku hastal1kta ozgur
kilmak vasiyettir. Malin uc;;te birinde gec;;erlidir. Kole c;;al1~t1g1 surece mukateb
gibidir. (:unku c;;al1~mas1 ozgurluk bedeli ic;;indir. Bu kole k1smen ozgur edilmi~ kole
gibi, ozgurlugu ic;;in c;;al1~t1g1 surece mukateb kole hukmundedir. Rehin veren
kimsenin fakir iken ozgur klld1g1 rehin kole ise boyle degildir. (:unku bu kole her
ne kadar bir bore;; ic;;in c;;al1~1yorsa da buradaki <;:al1~ma ozgurluk bedeli ic;;in degil,
rehin verenin zimmetinde olan bir bore;; ic;;indir. Bundan dolay1 ozgur kilan efendi,
zengin oldugu zaman bu mal1 ondan talep eder. Dolay1s1yla bu bore;;, rehin kolenin
ozgurluge kavu~masina engel degildir. Burada ise c;;al1~ma, ozgurluk bedeli ic;;indir.
Dolay1s1yla kole bu borcu odemedigi surece ozgurluge kavu~amaz.
Ortaklardan birisi koledeki pay1n1 hasta iken ozgur k1lsa ve zengin olarak olse
Ebu Hanife (rh.a.)'ye gore ortag1n1n pay1n1 odemez. Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a.)
ise ~oyle demi~lerdir: Ozgur kllan, ortag1nin pay degerini odeme ile yukumlu olur.
Bu mal, terikesinden 104 al1n1r. (:unku, bu telef etmek ve bozmaktan kaynaklanan

'
04
Terike I ;;s;:JI: Olen bir kimsenin kendisine ait olmak uzere terk etmi~ oldugu mal ve baz1 haklar.
lSS _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut
odeme yukumlulugudur. Odemenin nedeni hasta taraf1ndan gerc;;ekle~tirilince -
gasbedilen malin ve telef edilen ewan1n odenmesi durumunda oldugu gibi- hasta
ve sagl1kl1 kimse hukum bak1mindan e~it olur. Bu da mulkiyetine gec;;irmekten
kaynaklanan odeme yukumlulugudur (temelluk tazmini). Bu odeme
yukumlulugunde hasta ile sagllkl1 kimse aras1nda fark yoktur. Nitekim cariyenin
ortaklarin birisinden c;;ocugu olmas1 nedeniyle olan odeme yukumlulugu de
boyledir. Hastal1k nedeniyle olan hacir (k1s1tl1l1k), kolelik nedeniyle olan hacirden
daha ustUn degildir. Bunun yan1 s1ra ortaklardan birisi pay1 kar~ll1g1nda kolesiyle
mukatebe yapsa ortag1n1n payin1 oder. Hasta odeme yukumlulugune bundan daha
lay1kt1r.
EbO Hanife (rh a.)'nin deli Ii e/-As/'da daha once gec;;en ~u sozudur: Odeme
gerekecek olsa mirasc;;llarin malindan olmas1 gerekecektir. Yani ozgur kllan1n
terikesi olumuyle mirasc;;1larina gec;;er. Ozgur k1lmaktan kaynaklanan odeme
al1nacaksa mirasc;;ilarin mal1ndan al1nacakt1r. Mirasc;;ilara boyle bir odeme
sorumlulugu yuklemenin ise hakl1 bir nedeni yoktur.
"Durum boyle degildir. Aksine bu, ozgur k1lan1n odemesi gereken bir borc;;tur.
[7/120] Dolay1s1yla bu bore;; mal1n mirasc;;1lara gec;;mesini onler. "diye bir itiraz olursa biz
~oyle cevap veririz: Diger ortak ozgur k1lan1n odemesini tercih etmedigi surece
ozgur k1iana bir ~ey gerekmez. Borc;;lanm1~ oldugunu kabul etsek bile bu bore;;
kesinle~mi~ gec;;erli bir bore;; degildir. Gormez misin, fakirlik bu borcun gerekli
olmasina engeldir. Boyle borc;;lar mirasc;;1nin terikeye malik olmas1na engel degildir.
Bu iki ~ekilde ac;;1klanabilir:
Bu, gorunu~ bak1m1ndan bir bore;; ise de esasta sila (iyilik) anlam1ndad1r.
<:unku bu borcun gerekliligi k61eye yap1lan 6zgur k1lma iyiligini tamamlamak
ic;;indir. Bu slla ise her ne kadar nedeni 6zgur kllan1n hayat1nda kesinle~mi~ olsa da
olumden sonras1na dayand1rilm1~ gibi sayll1r. Ozgur k1lanin mal1ndan uc;;te birinde
gec;;erli olur. Bu noktay1 g6z onunde bulundurarak lbn EbO Leyla "Ozgur kllanin
malin1n uc;;te biri 6deme bedelini kar~ll1yorsa 6deme gereklidir. Aksi durumda
gerekli degildir." demi~tir.
Biz Hanefller ise ~oyle diyoruz: Ozgur kllma, teberru tasarruflari kapsam1nda
oldugu ic;;in mulkiyetin mirasc;;1ya gec;;mesine engel degildir. Odeme bedelinin
mirasc;;1nin mal1ndan al1nmas1 caiz degildir. Diger yandan hastal1k, odeme
yukumlulugunu kald1rmak bak1m1ndan fakirlikten ustUndur. <:unku fakirlik
kefillikten kaynaklanan 6deme yukumlulugune (damanu'l-kefale) engel olmaz.
Hastal1k ise mal1n uc;;te birini a~an k1s1mda buna engeldir. Fakirlik ozgur kllmadan
kaynaklanan odeme yukumlulugunu temelden kald1rd1gina gore hastal1gin
butUnuyle kald1rmas1 oncelikle sabittir.
Mukateb k61ede ise durum farkl1d1r. (unku o meselede odeme yukumlulugu
mukatebin kazanc1nda gerekir. Mukateb kole ise hem elinde bulundurmak, hem
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 189
de tasarruf etmek a~1s1ndan (yeden ve tasarrufen) kendi kazanc1nda herkesten
daha fazla hak sahibidir. Mulkiyet ve zenginlik kolelik nedeniyle ger~ek bir mulk ve
zenginlik degildir. Biz daha once, bzgur k1lmaktan kaynaklanan bdeme
yukumlulugunde mutlak zenginligin dikkate al1nmad1g1n1, dikkate al1nan ~eyin
bdeme bedelini bdeyebilecek miktarda mal sahibi olmak (yusr) oldugunu
a~1klam1~t1k.

Mukatebin bdeme bedelini kazanc1ndan odemesi ise mumkundur. Mukateb


kendinden kaynaklanan (bzgur kllma gibi) s1la nedenlerinde ozgur gibidir. Gbrmez
misin, mukatebin az miktarda kay1rmas1 (muhabat) ittifakla ge~erlidir. Hastan1n
kay1rmas1 ise malin1n u~te birinde ge~erlidir. Ozgur kllmanin sagl1kl1 iken
ger~ekle~mesi ise bbyle degildir. cunku bdeme bedeli bzgur k1lan bldukten sonra
terikesinden al1n1r. cunku burada neden, s1laya (teberruda bulunmaya) mutlak
tasarruf yetkisi var iken ger~ekle~mi~tir. Bundan dolay1 odeme yukumlulugu
kesinlik kazan1r. Gbrmez misin, bir kimse saglikl1 iken bir mala kefil olsa, bu kefalet
mal1n1n tamam1nda ge~erlidir. Hastal1g1nda kefil olmas1 ise bbyle degildir. Bu
mesele de bbyledir.
Ortaklardan birisi koleyi ozgur kllsa sonra ortaklar ihtilaf etse ve bzgur kllan
"Ben bu kbleyi ge~en y1I fakirken bzgur k1ld1m. Sonra mal sahibi oldum." dese,
dig er ortak da "Hay1r sen bu kbleyi ge~en y1I zengin iken bzgur klld1n." dese bzgur
kllanin sbzune itibar edilir. Cunku bbyle bir sure i~inde ozgur kllanin maddi
durumu degi~ebilir. Her iki ortak da iddias1n1 destekleyen delil getirirse bzgur
kllmayan ortag1n deliline itibar edilir. cunku 0, zenginligi ve bu zenginlik nedeniyle
bdettirme hakk1 oldugunu isbat etmektedir.
Kole, iki kimse aras1nda ortak olup ortaklardan birisi "Ben bu koleyi bugun
dbvmezsem bzgurdur." dese, digeri de "Sen ona k1rba~la bir defa vurursan
bzgurdur." dese ve diger ortak iki defa k1rba~ vursa sonra kale bu iki k1rba~
darbesinden dolay1 olse bu meselede iki hukum vard1r: Birisi bzgur k1lma hukmu,
digeri cinayet hukmudur. Ozgur k1lmayla ilgili hukum ~udur: Koleyi dovmeyen
ortag1n pay1 bzgur olur. cunku birinci ortak bir k1rba~ vurdugu i~in yeminini
bozmu~tur. Bu ki~i zengin ise, dbven ortak kblenin k1rba~la dovulmu~ olarak
degerinin yans1n1 bdetmekle bu degeri kar~ll1g1nda koleden ~al1~mas1ni istemek
arasinda muhayyerdir. Cunku birinci k1rbac1n vurulmas1yla koleyi degeri du~uk
olarak bzgur kllm1~t1r. Biz, ko~ulun dbven ortak tarafindan ger~ekle~tirilmesinin
diger ortaga bdetme hakk1n1 du~urmeyecegini a~1klam1~t1k. Bundan dolay1 bir
k1rba~la dbvulmu~ olarak degerinin yans1ni diger ortaga bdetir.

Cinayet hukmu de ~udur: Daven ortak, birinci k1rbac1n diger ortag1n mal1ndan
eksilttigi miktan ona oder. Cunku dbven ortag1n k1rbac1 ilk defa vurarak i~ledigi [7/121]
cinayet, ikisinin ortak oldugu bir mu Ike yonelik olmu~tur. Art1k bu cinayetin sirayeti
birinci k1rbac1n vurulmas1yla kale bzgur oldugu i~in sona ermi~tir. Kblelere kar~1
i~lenen yaralama suc;lann1 suc;u i~leyenin akllesi yuklenmez. Bundan dolay1 bu
ortak, birinci k1rbai;;la mal1nda meydana gelen eksikligin yans1n1 diger ortaga oder.
Sonra ikinci k1rbai;;la geri;;ekle~en eksikligin tamam1n1 oder. <:;:unku o ozgur kllan
pay1n1 ozgur k1l1nca kale mukateb hukmune girer. Efendinin kendi mukateb
kolesine veya ba~kas1n1n mlikateb kolesine kar~I i~ledigi cinayet ise odeme
yukumlulugunu gerektirir. iki k1rbai;; vurduktan sonra da kolenin degerinin yans1n1
oder. <:;:unku kale iki k1rbac1n birlikte etkisiyle olmu~tlir. Birinci k1rbai;; heder olur.
Digeri dikkate al1n1r. Kolenin iki k1rbai;; vurulmu~ olarak degerinin yansin1 oder. Bu,
ikinci k1rbac1n kolenin degerine verdigi eksiklik ile birle~tirilerek ak11eye 105 odettirilir.
c;:unku ikinci cinayet cana kar~1 i~lenmi~tir. Cana yonelik olarak gerekli olan diyeti
odemek ise akilenin gorevidir. Akllenin odeyecegi, kolenin terikesi say1l1r ve diger
ortak odedigi maim bedelini bu terikeden allr. c;:unku diger ortagin, odedigi mal1
koleden talep etme hakk1 vard1. Dolay1s1yla kale oldukten sonra alacag1n1 onun
terikesinden al1r. Geriye kalan mal ozgur k1lana kalm1~ bir mirast1r. c;:unku kolenin
tamam1nda vela hakk1 ona ait olmu~tur.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise ikinci k1rbacin eksilttigi miktan
odemez. c;:unku kale k1smen ozgur kll1nmakla tamamen ozgur k1l1nm1~ olur. Ozgur
kimselere kar~1 i~lenen cinayetlerde ise eksiklige itibar yoktur. Fakat diyetinin
yans1n1 akllesi oder. Olen kolenin mirasi;;1s1 var ise bu mal mirasi;;1s1n1nd1r. Yoksa
ozgur k1lana aittir. Odeyen ortak odedigi miktan ortag1ndan talep edemez.
Ozgur kllan ortak fakir ise, ozgur kllmayan ortak odedigi ikinci k1rbac1n
eksilttigi miktan ve kolenin iki k1rbai;; vurulmu~ olarak degerinin yans1n1 isteyemez.
Sadece kolenin yan degerini talep edebilir. c;:unku bunun ii;;in koleden i;;all~ma
talep edebilirdi. Bundan dolay1 kolenin terikesinden bu mal1 al1r. Geriye kalan mal
ise ozgur k1lan ortag1n kendisi ile doven ortagin en yakin asabesi 106 arasindad1r.

105
Ak1le I 4.li\....J\ : Sozluk diyet manasina olan "akl" tOremi~ bir kelime olup "diyet odeyen topluluk"
anlam1na gelir. Dini bir terim olarak; bir kas1t olmaks1z1n i~lenen cinayetin diyetini odemekle
yOkOmlO olan ki~ilerdir. Bunlar genelde katilin, kablle ve a~iret gibi mensubu bulundugu topluluk
fertler veya suc;lunun da aralarinda bulundugu bir kOtOkte yaz1l1 olanlard1r. Bir birlik sancag1 altinda
hareket eden, belli bir kOtOkte yazil1 olan belirli maa~ veya prim alan, muharip sin1f1ndan olan
kimselerin hepsi ak1le olur. Bunlarin hic;biri yoksa hazine akile i~levi gorur.
106
Asabe I :..,.....JI: Bir kimsenin baba taraf1ndan akrabas1. Islam miras hukukunda asabe, mirasta belirli
bir paya sahip olmay1p paylari belirlenmi~ mirasc;1lar (ashab-1 feraiz) hisselerini ald1ktan sonra geri
kalani ve yaln1z bulunduklarinda ise terekenin tamam1ni alan mirasc;1d1r. Asabe-i nesebiyye ve asabe-
i sebebiyye olmak Ozere iki k1sma ayrilir:
1. Asabe-i nesebiyye; oluye nesep yak1nl1g1 olan kimselerdir. Bunlar da Oc;e ayril1r:
a. Asabe bi nefsihi; baba, ogul, babanin babas1, og\un oglu gibi 6luye nisbetinde araya kad1nin
girmedigi erkek akrabalar.
b. Asabe bi gayrihi; 61unun asabeden olan erkek karde~leriyle birlikte bulunan k1z karde~leridir

c. Asabe ma'a gayrihi; asabeden olmayan b1r kad1n ile beraber bulunduklan tekdirde asabeden olan
kadinlard1r. Bunlar 6\0nun k1z1yla birlikte bulunan ana baba bir veya baba bir klzkarde~leridir.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ l9l
Cunku vela hakk1 bu iki ortak arasindad1r. Fakat doven ortak katildir. Dolay1s1yla
mirastan mahrum kal1r. Olmu~ gibi kabul edilir. Onun en yak1n asabesi mirasta
kendi yerine gec;er.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore diyetin yans1 gerekir. Doven ortak,
terikeden degerin yans1n1 al1r. 0 da, koleyi c;al1~t1rmakt1r. Geriye kalan malin tOmu
ozgur k1lana aittir. Cunku EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore vela hakk1n1n
tamam1 ona aittir.
Bir kimse, "Gelecekte malik olacag1m butUn koleler ozgurdur. " dese ve bir
koleye ba~kas1yla birlikte malik olsa, kole ozgur olmaz. cunku kolenin ozgur alma
ko~ulu kay1ts1z olarak bir koleye malik olmas1d1r. Kolenin yans1 bunu ifade etmez.
Bu kimse ortag1n1n pay1n1 satin al1rsa kole o zaman ozgur olur. Cunku o kolenin
tamam1na malik olunca ko~ul tamam olmu~tur. Koleye bir defada malik olmak ile
once yans1na, sonra diger yans1na malik olmak aras1nda bir fark yoktur.
Once kendi payin1 satar. Sonra ortag1n1n pay1n1 satin al1rsa, kole ozgur olmaz.
Cunku bu kimsenin mulkiyetinde hic;bir zaman tam bir kole bulunmam1~t1r.
lnsanlar aras1ndaki yayg1n orf ise insanlarin "malik oldugum" sozu ile tam
mulkiyeti kastetmeleridir.
Bir kimse belli bir koleye "Eger sana malik olursam sen ozgursun." deyip 171122 1
yans1n1 satin alsa, sonra sat1p diger yans1n1 satin alsa kole ozgur olur. Cunku geriye
kalan yar1y1 satin al1nca ko~ul tamam olmu~tur. Mulkunde olan bu yanm pay ozgur
olur. K1yasa gore bu konuda belli olan ve olmayan kole aras1nda fark yoktur. Fakat
Muhammed (rh.a.) istihsani esas ald1 ve iki meseleyi iki ac;1dan birbirinden ay1rd1.
Belirlenmi~ olan kolede nitelige itibar yoktur. Mulkiyetin tek elde toplanmas1
da bir niteliktir. Bundan dolay1 bu nitelik belli olmayan mutlak kolede muteber ise
de, belli olan kolede muteber degildir.
Adetten (orften) dolay1 ikisini birbirinden ay1rm1~t1r. Cunku bir kimse, "Ben hie;
yuz dirheme malik olmad1m." derse, bu sozuyle "bir arada malik olmad1m."
demeyi kasteder. Belirli dirhemler hakk1nda ise parc;a parc;a malik oldugu zaman
"Ben ~u yuz dirheme malik olmad1m . "demez.
Bir kimse "Ben o koleyi satin al1rsam o ozgurdur." dese ve fasid bir akitle
satin alsa, kole ozgur olmaz. cunku yeminini bozmasinin ko~ulu koleyi teslim
almadan once tamam olmu~tur. Teslim almada mulke malik degildir. Gormez

2. Asabe-i sebebiyye: Bu da iki k1s1md1r;


a. ltk (6zg0r birakma) sebebiyle olan asabe; mevla'l-ataka ile onun bi nefsihi asabesinden olan
erkeklerdir.
b. Akit sebebiyle olan asabe; bir kimsenin digerine "sen benim velimsin, oldOgom zaman bana varis
olacaksin, bir cinayet i~ledigim zaman ise benim yerime diyet odeyeceksin" der ve o da kabul eder
boylece aralannda bu ~ekilde asabelik meydana gelir. Buna "mevla'l-muvalat" denir.
192_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit
misin o, koleyi ozgur k1lsa, ozgur k1lma tasarrufu gei:;;erli olmaz. Koleyi satin ald1g1
zaman kale kendi elinde olmu~ olsa, o zaman kale ozgur olur.
Muhammed (rh.a )'in maksad1 ~udur: Kole, elinde iken sorumlulugu
kendisinde olunca teslim almas1, satin almadaki teslim yerine gei:;;er. Dogrudan
satin alarak malik olmu~ olur. Kole ozgur olur. <::unku ko~ul bulunmu~tur.
Degeri kar~1l1g1nda i:;;al1~t1rilan kale bir cinayet i~ledigi zaman mukateb gibi
olur. Cinayet er~i (diyeti) ile degerinden hangisi az ise onu vermesine hukum verilir.
<::unku koleligi henuz sona ermemi~tir. Kazanc1na ise ba~kas1ndan daha fazla hak
sahibidir. Bundan dolay1 i~ledigi cinayette mukateb gibi olur. Gormez misin
kendisine kar~1 i~lenilen cinayette de mukateb gibidir. Birinci cinayet hukme
bagland1ktan sonra yeni bir cinayet i~lerse ikinci cinayette de ayni ~ekilde hukum
verilir. <::unku birinci cinayet mahkeme kanal1yla kolenin kazanc1na i:;;evrilmi~tir.
ikinci cinayette kolenin ozgurluguyle ilgilidir.
Birinci cinayet hukme baglanmam1~ idiyse iki cinayet kolenin degerinde ii:;;ii:;;e
girer (tedahul eder). <::unku her iki cinayet de onunla ilgilidir. Bir koleye (rakabeye)
ise iki cinayet nedeniyle ancak bir deger gerekir. Bu konulann ai:;;1klamas1 "Diyetler
konusunda" d1r.
Kole kendi arazisinden ba~ka bir yere kuyu kazsa ve bir kimse bu kuyuya
du~se degeri ii:;;in i:;;al1~1r. (unku bu cinayette kusurludur. Kuyu kazmak odeme
hukmu bak1mindan ki~inin eliyle cinayet i~lemesi gibidir. O kuyuya ba~ka bir kimse
daha du~se bu degerde ortak olurlar. <::unku her iki cinayet de tek nedene; kuyuyu
kazma nedenine dayanmaktad1r. Bir nedenle de ancak bir deger gerekli olur.
Kolenin evinde oldurulmu~ birisi bulunsa degeri kar~il1g1nda i:;;al1~1r. <::unku
evini korumakta tedbirli olmak onun gorevidir. Dolay1s1yla evinde bulunan
oldurulmu~ ki~inin hukmu kendi eliyle oldurdugu kimsenin hukmu gibidir.
Bozdugu (ifsat ettigi) mallar da, degeri ne kadar olursa olsun odemesi gerekir.
(unku EbQ Hanife (rh.a.)'ye gore bu kale tUm bu konularda mukateb
hukmundedir. EbQ Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise butUn hukumlerinde
ozgurdur.
Ortaklardan birisi cariyeyi gebe iken ozgur kilsa, diger ortak da cariyenin
karnindaki i:;;ocugu ozgur kilsa diger ortag1na annenin degerinin yans1n1 odettirmek
hakk1 yoktur. Bu, onun i:;;al1~may1 tercih etmesi demektir. <::unku cenini ozgur
k1lmakla onun vela hakk1n1 kazanm1~t1r. Cenin ise annenin bir pari:;;as1
hukmundedir. Annenin bir pari:;;as1nda vela nedeni kazan1nca diger ortaga odetme
hakk1 du~er. Diger yandan annenin karnindakini, odeme yoluyla diger ortaga
temlik etmeye engel olmu~ ve boylece i:;;all~t1rmay1 tercih etmi~tir.
Cariyenin karn1ndaki i:;;ocugu ortaklar birlikte ozgur k1lsalar sonra ortaklardan
[7/123] birisi zengin iken anneyi ozgur k1lsa diger ortak isterse annenin degerinin yans1n1
odetebilir. <::unku ceninin ozgur k11inmasindan sonra anne uzerindeki
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
t 93
mulkiyetlerini devam ettirebilirlerdi. Cocugun dogumundan sonra anne uzerinde
tasarrufta bulunabilirlerdi. Ortaklardan birisi zengin iken ozgur k1lmakla, ozgur
k1lmayan ortag1n bu hakk1 imkans1zla~m1~t1r. Bundan dolay1 isterse annenin
degerinin yansin1 odetebilir. Gebelik kad1nlarda bir ustunluk degil, eksikliktir.
Bundan dolay1 cariyenin gebe olarak degerinin yans1n1 odettirir. Cunku o, cariyeyi
gebe iken ozgur k1lm1~t1r.
Allah (c.c.) dogruyu daha iyi bilir.

ORTAKLARIN OZG0R KILMASINDA


(AZAT ETMESi) TANIKLIK
lki ki~i ortaklardan birisinin koleyi ozgur k1ld1gina tanikl1k edip hangisinin
ozgur ktld1gin1 bilmeseler, ortaklar da ozgur ktld1klann1 inkar etse bu iki ki~inin
tan1kl1klan ge~erli olmaz.
Cunku taniklar kolenin maliklerinden hangisinin ozgur k1ld1g1n1
a~1klamam1~t1r. Kan1t (huccet) a~1k olur. A~1k olmayan ~ey kanit olamaz. Aynca
tanikl1k hakimin hukmu olmad1k~a bir ~ey gerektirmez. Hakim de bilinmeyen
(me~hul) bir ~eye dayanarak hukum veremez.
Ortaklardan birisi diger ortag1n koleyi ozgur ktld1g1na tanikl1k etse bu tan1kl1g1
ge~erli olmaz. Cunku o ger~ekte ya ortaginin odeme ile yukumlu oldugunu ya da
kolenin kendi pay1 kar~1l1g1nda ~al1~mas1 gerektigini iddia etmektedir. Ancak bu
ortak (kolenin ozgur ktl1nd1g1n1) ikrar ettigi i~in kolelik bozulur. Cunku o, ozgur
k1larak kolelik niteligini ortadan kald1rma yetkisine maliktir. Bundan dolay1 diger
ortag1n ozgur kilmas1yla koleligin ortadan kalkt1g1n1 ikrar ettiginde, bu konudaki
ikran dikkate alin1r. Bu durumda da, EbQ Hanife (rh a.)'e gore ister ortaklann her
ikisi de zengin olsun, ister ikisi de fakir olsun veya biri zengin, digeri fakir olsun
kole degerini odemek i~in ~al1~1r. Cunku Ona gore ozgur k1lanin zengin olmas1
kolenin ~al1~mas1n1n gerekmesine engel degildir. Tan1kl1k eden ortak "Ortag1m
ozgur ktlm1~t1r ve onun zengin olmasina ragmen benim kolenin ~al1~masin1 talep
etme hakk1m vard1r" demektedir. Hakkinda tan1kl1k edilen ortak ise "Tan1k yalan
soylemektedir. Benim odeme yukumlulugum yoktur. Fakat kole benim pay1m1
kendi yaninda hapsettigi i~in koleden ~al1~ma talep etme hakk1m vard1r"
demektedir.
EbQ Yusuf ve Muhammed'e (rh.a.) gore ise hakk1nda tanikl1k edilen ortak
fakirse hukum boyledir. Zenginse kole yan degerini odemek uzere hakk1nda
tan1kl1k edilen ortak i~in ~al1~1r. Tan1kl1k eden ortak i~in ~al1~maz. Cunku hakkinda
tan1kl1k edilen ortak, tan1kllk eden ortag1n zenginligine ragmen kolenin kendisi i~in
~al1~mas1 gerektigini iddia etmektedir. 0 da ortag1nin yalan soyledigini ve
194 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

kendisinin koleyi ozgur kilmad1g1n1 savunmaktad1r. Dolay1s1yla zengin olsa bile


odeme yukumlulugu yoktur. <:;:unku tanikl1k eden ortak, hakkinda tan1kl1k yapt1g1
ortag1 zengin oldugu bir s1rada c;al1~ma talebinden vazgec;mi~tir. <:;:unku "Ortag1m
ozgur k1lm1~t1r. Benim pay1m1 odemekle yukumludur" demektedir. Hakkinda
tan1kl1k yapt1g1 ortag1n fakir oldugu bir s1rada ise kolenin kendisi ic;in c;al1~mas1
gerektigini iddia etmektedir. Dolay1s1yla bu durumda kole onun ic;in c;al1~1r.
Ortaklardan biri, ba~ka (yabanc1) biriyle birlikte diger ortag1n c;al1~ma bedelini
ald1g1na tanikl1k etse, Ebu Hanife (rh a J'e gore tan1kl1g1 gec;erli degildir. <:;:unku
kolesinin lehine bir tan1kl1k yapm1~t1r. <:;:unku bu kole c;ali~t1g1 surece her iki ortag1n
mukateb kolesi hukmundedir. Mukateb ise malikinin kolesidir. Bunun yan1 s1ra
tan1kl1k eden ortak bu tan1kl1g1 konusunda tohmet altindad1r. <:;:unku diger ortag1n
c;al1~ma bedelini ald1g1na tan1kl1k ederek kblenin kazanc1n1n s1rf kendine ait
olmas1ni amac;lam1~ olabilir.
Diger ortag1n gaspettigine, yaralad1g1na veya mal odemeyi (bdemeyi)
gerektiren bir ~ey yapt1g1na tanikl1k etmesi durumunda da tan1kl1g1 kabul edilmez.
(unku kendi kolesinin lehine bir tanikl1k yapm1~t1r.
Oc; ki~inin ortak oldugu bir kole hakk1nda, ortaklardan ikisi diger ortag1n
koleyi ozgur k1ld1g1na tan1kl1k etse ve bu tan1kl1ga dayanilarak kolenin, degerini
odemek uzere ortaklar ic;in c;al1~masina hukmedilse ve kble, ortaklardan birisine bir
miktar odemede bulunsa, odedigi mal uc; ortak aras1nda e~it olarak payla~t1nl1r.
<:;:unku kolenin ortaklara degerini odemek uzere c;al1~mas1 tek nedenle gerekli
olmu~tur Bundan dolay1 tahsil edilen mal, malikleri aras1nda ortak olur. Aynca
[7/124] kole, onlann kolesi durumundad1r. Bundan dolay1 ortaklardan birisinin, kblenin
kazanc1ndan herhangi bir ~eyi kendine ait kilma hakk1 yoktur.
Ortaklardan ikisi diger ortag1n, payin1n degerini kbleden ald1g1na tan1kl1k etse
bu tanikl1kla kendilerine c;1kar saglayacag1 ic;in kabul edilmez. <:;:unku ortag1n
koleden tahsil ettigi maim uc;te ikisini alacaklard1r. Kendileri taraf1ndan verilen
vekillik ile diger ortagin koleden c;al1~ma bedelinin tamam1n1 ald1g1na tanikl1k
etmeleri durumunda da sbyledigimiz gerekc;eyle tan1kl1klan gec;erli olmaz. Kolenin
de bu iki ortagin paylannin odeme borcu kalmaz. <:;:unku koleyi borc;tan kurtaran
kabz1 (diger ortag1n teslim almas1ni) ikrar etmi~lerdir. (unku borc;lunun borc;tan
kurtulmas1 konusunda vekillerinin borcu teslim almas1 (kabzetmesi) bizzat
kendilerinin teslim almas1 hukmundedir. Aleyhinde tan1kl1k yapilan ortak, kbleden
pay1ni al1r. Tahsil ettigi bu malda diger iki ortak kendisine ortak olmaz. <:;:unku
onceki tan1kl1klanyla haklanni du~urmu~lerdir. Bunun yan1 s1ra tanikl1k eden iki
ortak diger ortag1n koleden ald1g1 bu mal konusunda haks1z oldugunu, ne onun,
ne de kendilerinin o malda bir haklannin bulundugunu zannetmektedirler.
lki ortak, kblenin ba~ka bir kimseden alacag1 olduguna tan1kl1k etse bu
tan1kl1k kabul edilmez. <:;:unku kole c;al1~t1g1 surece kendi koleleri hukmundedir.
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ t9S

lki ki~i, ortaklardan birine kar~1 "kay1p olan ortag1n koledeki pay1ni ozgur
kdd1g1na tan1kl1k etse EbO Yusuf ve Muhammed (rh a.)'e gore bu tan1kl1k kabul
edilir. Kolenin ozgur olduguna hukmedilir. CLinku onlara gore ozgur olma
bolunemez. Var olan ortak kay1p ortag1 ad1na taraf olur. Taniklar asl1nda bulunan
ortag1n pay1n1 ozgur klld1gina tanikl1k etmi~lerdir.
EbO Hanife (rh.a.)'e gore ise bu tan1kl1k kabul edilmez. CLinku ona gore ozgur
olma bolunebilir. Dolay1s1yla bu tan1klar, yaln1zca hazir olmayan ortag1n pay1ni
ozgur klld1g1na tan1kl1k etmektedir. Onun adina konu~acak bir kimse yoktur.
Tan1kl1kta, haz1r olmayan kimse aleyhine hukum vermek ise caiz degildir. Fakat
istihsanen hazir olmayan ortak geri donunceye kadar var olan ortag1n ona kole
muamelesi yapmas1 engellenir. Kolenin ozgur k1l1nmas1 ask1da bekler (mevkuftur).
K1yasa gore ise engellenmez. Cunku bu engelleme uzaktaki ortag1n pay1ndaki
ozgur olma hukmunun sabit olmas1na dayal1d1r. Bu ise, hakimin hukmu olmadan
tan1kl1kla sabit olmaz. Fakat EbO Hanife (rh.a) istihsanen ~oyle demi~tir: "Bu iki
tanik, kay1p ortag1n ozgur k1ld1g1na, var olan ortag1n ise kole uzerinde tasarruf
yetkisinin kalmad1g1na tanikl1k etmi~tir. cunku k1smen ozgur k1linm1~ kole,
mukateb hukmundedir. Efendisinin onun uzerinde tasarruf yetkisi yoktur" EbO
Hanife (rh a.)'e gore var olan ortak tasarruf yetkisinin kalkt1g1nin ispat1 konusunda
davada bir taraft1r. Bundan dolay1 bu hukumde bu tanikl1k kabul edilir. Cunku
boyle hukum vermek kay1p ortag1n ozgur k1ld1g1na hukmetmeyi gerektirmez.
Bu ~una benzer: Bir kimse kolesini ozgur k1lmak konusunda digerine vekillik
verse, kole de vekile kar~1 efendisinin kendisini onceden ozgur k1ld1gina dair delil
getirse, kolenin ozgur olduguna hukmedilmez. Fakat efendi gelip delil ona
tekrarlan1ncaya kadar kole uzerinde tasarruf yetkisinin vekilin elinden al1nmasina
hukmedilir. Burada da kolenin ozgur olduguna hukmetmek ic;in uzaktaki ortak
geldigi zaman delil ona kar~I yeniden getirilir. CLinku ilk delilin kar~ISlnda bir taraf
(has1m) bulunmam1~t1r.
Her iki ortak da uzakta olup ortaklardan belirli (belirli) birisinin koleyi ozgur
k1ld1g1na delil getirilse bu tanikl1k (delil) kabul edilmez. Ancak kazif (zina iftiras1),
cinayet (oldurme ve yaralama suc;u) veya ba~ka bir nedenle ac;llan bir davada, her
iki ortag1n da koleyi ozgur klld1g1na veya birisinin, koleyi ozgur k1l1p digerinin ise,
c;al1~ma bedelini koleden ald1gina dair bir delil getirilince, bu delil kabul edilir.
cunku orada olan has1m (taraf), ancak kolenin ozgur oldugunu ortaya koyarak,
ona kar~1 olan iddias1n1 ispatlayabilir. Kole ise davac1nin bu davas1n1 ancak ozgur
oldugunu inkar ederek reddedebilir. Boylece ozgurlugu konusunda uzaktaki
maliklerine kar~1 davada bir taraf olur.
Bir kimse ortaklardan birisinin koleyi ozgur k1ld1gina, digeri de obur ortag1n [7/125]
ozgur k1ld1g1na tan1kl1k etse ikisinin tan1kl1g1 ile de hukum verilmez. EbO Hanife
196_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

(rh.a.)'in ictihadina gore burada anla~ilmaz bir durum yoktur. c;:unku hem tan1kl1g1n
konusu, hem de hakk1nda tan1kl1k edilen kimseler farkl1d1r.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise taniklardan biri kolenin, (ornegin)
Zeyd'in payindan (kurtulup) Amr'1n payina gec;tigi bir ozgur olmaya tan1kl1k
ederken, digeri Amr'1n pay1ndan kurtulup Zeyd'in pay1na gec;tigi bir ozgur olmaya
tan1kl1k etmi~ ve iki tanik iki konudan da ittifak etmemi~tir. Bundan dolay1
tanikl1klan ile hukmedilmez.
Kole, bir musluman ve h1ristiyan aras1nda ortak olsa ve iki h1ristiyan, bu iki
ortag1n koleyi ozgur klld1klanna tan1kl1k etse tan1kl1klan, h1ristiyan olan ortak
hakk1nda gec;erlidir. c;:unku zimmet ehlinin (Islam ulkesinde ya~ayan gayr-i muslim
tebaa) birbiri hakk1ndaki tan1kl1klan kabul edilir. Muslumanlar hakk1ndaki
tan1kliklan ise reddedilir. Bundan dolay1 tanikl1k yalnizca h1ristiyan olan ortag1n
pay1nda sabit olur. H1ristiyan iki ki~inin; biri musluman, digeri h1ristiyan olan iki
ortag1n ozgur k1ld1g1na tanikl1k etmeleriyle yaln1zca h1ristiyan olan ortagin ozgur
klld1g1na tan1kl1k etmeleri aras1nda fark yoktur. Bu durumda musluman ortak kendi
pay1n1 ozgur k1lmak, odettirmek ve koleden c;ali~ma talep etmek aras1nda sec;im
hakk1na maliktir.
lki h1ristiyan, musluman olan ortag1n ozgur k1ld1g1na tan1kl1k etse bu
tan1kl1klan gec;ersizdir. Kole her iki ortag1n kolesi olarak kal1r. H1ristiyan ortag1n,
musluman ortagin ozgur k1ld1gina tan1kl1k etmesi ise kolelik niteliginin kendi
pay1nda ortadan kalkt1g1ni ikrar etmesi demektir. lkrar da hakim hukmetmeden
once kendiliginden baglay1c1d1r. Buradaki tan1klik ise hakimin hukmu olmad1kc;a
baglay1c1l1g1 olmayan bir tan1kl1kt1r. Hakimin, h1ristiyan bir kimsenin tan1klig1 ile
musluman hakk1nda hukum vermesi caiz degildir.
lki h1ristiyan, "lki musluman, h1ristiyan ortag1n koleyi ozgur k1ld1g1na tanikl1k
etmi~tir" diye tanikl1k etse bu tan1klik gec;ersizdir. c;:unku bu iki h1ristiyan, iki
musluman1n tanikl1g1n1 hakim onunde ispata c;al1~maktad1r. Nas1I ki iki h1ristiyanin
tanikl1g1 ile davadaki diger taraf h1ristiyan olsa bile bir musluman hakk1nda hakimin
hukum vermesi sabit olmuyorsa, h1ristiyan1n tan1kl1g1 ile musluman1n tan1kl1g1 da
sabit olmaz.
Kole uc; ki~i aras1nda ortak olup ortaklardan birisi pay1n1 bin (dirhem)
kar~11ig1nda ozgur klld1g1n1 iddia etse, diger iki ortag1 da kolenin aleyhinde ve bu
ortag1n lehinde tanikl1k etseler bu tanikl1k gec;erlidir. c;:unku koledeki pay1, kendi
ikran ile ozgur olmu~ ve geriye yaln1zca kolede alacag1 oldugu iddias1 kalm1~t1r.
Diger iki ortak ise bu ortag1n alacag1 olduguna tan1kl1k etmi~lerdir. Bu tanikl1kta
tohmet de yoktur.
Ortaklardan birinin iki oglu, babalannin koleyi bedelsiz ozgur k1ld1g1na tan1klik
etse bu tan1kl1k gec;erli olur. c;:unku babalannin aleyhine tan1kl1k etmektedirler.
Kolenin oglunun, babas1n1n ozgur olduguna tan1kl1k etmesi ~ayet kale inkar
Kiileyi Ozgiir Klima Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
197
ediyor, kolenin maliki bzgur k1ld1g1n1 iddia ediyorsa kabul edilir. Kblenin kendisi,
bzgur oldugunu iddia etmesi durumunda ise kabul edilmez. ~unku bu durumda
onlar babalann1n lehine tan1kl1k etmektedirler. Ayn1 ~ekilde ko~ula baglama
yapild1g1 ortaya i;;1kt1ktan sonra iki ogul, ko~ulun geri;;ekle~tigine tanikl1k etse,
tanikl1klan babalannin lehine oldugu ii;;in kabul edilmez.
Kole sahibi, koleyi bin dirhem kar~ll1g1nda ozgur kild1g1n1 iddia etse, kale de
"Kar~1l1ks1z olarak ozgur klld1n" dese, kale sahibinin iki oglu, kolenin, iddia ettigi
~eye; onun lehine tanikl1k etseler, buna kar~1l1k sahibi, koleyi bin dirhem
kar~1l1ginda bzgur k1ld1g1na dair iki tan1k getirse sahibi ii;;in koleden bin dirhem
al1n1r. ~unku kale sahibi, alacag1 oldugunu iddia etmektedir. Kole ise getirdigi
delille bori;;lu oldugunu inkar etmektedir. lki taraf1n delili kar~1la~t1ginda iki delil
aras1nda tercih yap1l1r.
Bir cariye, iki ki~i arasinda ortak olup ortaklardan birisinin iki oglu diger
[7/126]
ortag1n cariyeyi ozgur k1ld1gina tan1kl1k etse bu tan1kl1k gei;;ersiz olur. ~unku
babalannin cariyesinin lehine tan1kl1k yapm1~lard1r. Aynca babalannin zengin ise
diger ortaga odettirme hakk1 olacag1 ii;;in babalannin lehine tan1kllk etmektedirler.
Babalann1n ozgur klld1g1na tan1kl1k ederlerse tanikl1klan gei;;erli olur. ~unku
babalannin aleyhine yapt1klan tan1kl1kta tohmet yoktur. Baba zengin olup hizmeti;;i
cariye, bzgur kll1nd1ktan sonra i;;ocuk dogursa ve geride mal b1rakarak blse, diger
ortak i;;ocugun i;;al1~mas1n1 istese; nas1I annesi hayatta iken i;;ocugu i;;al1~t1rma
hakk1na malik degilse geride mal b1rakmas1 durumunda oldukten sonra da malik
olmaz. Fakat anne hayatta iken diger ortaga bdettirme hakk1 oldugu gibi oldukten
sonra da bdettirebilir. Ozgur k1lan ortak, anne hayatta iken nas1I odedigi miktan
ondan talep edebiliyorsa oldukten sonra da terikesinden al1r. Kalan mal ogula
miras olarak kal1r. ~unku kad1n1n zimmetinde olan i;;al1~ma borcunun odenmesiyle
hayatta oldugu andan ba~layarak kendinin ve oglunun bzgur olduguna
hukmedilir. Bunu "Mukatebe Konusu"nda ai;;1klayacag1z.
Kadin mal b1rakmam1~sa diger ortak alacag1n1 oguldan talep eder. ~unku
ogul, kitabet akdinden sonra dogmu~tur. Kitabet akdinden sonra dogan i;;ocuk da
annesi oldukten sonra onun borcunu odemek ii;;in i;;al1~1r. ~unku onun bir
pari;;as1d1r. Hayatta kalmas1 annenin hayatta kalmas1 gibidir. Aynca kendi
ozgurlugunu elde etmeye muhtai;;t1r. Buna da ancak annesinin borcunu odeyerek
ula~abilir.

Kadin olmese ve diger ortak onun i;;al1~mas1n1 istese bu i;;al1~mada cariye,


mukateb (efendisiyle kitabet akdi yapan) cariye gibidir.
Sonui;; olarak cariye oldukten sonra diger ortak i;;ocugu hayatta olu~una
itibarla, ondan i;;al1~mas1n1 isteyemez. Hayatta iken isteyebilir. ~unku i;;al1~may1
talep etme hakk1 ortag1n pay1 cariyenin yan1nda tutuldugu ii;;indir. Bu da, cariye
oldukten sonra mumkun olmaz. Ortag1n ise cariyenin i;;ocugu uzerinde hakk1
7t._____________________________ Kitabu'l-Mebsfit
Kadm bir c;ocuk dogurur ve koca da bu c;ocugu reddederek lian
yaparsa ve kadm ertesi gun bir ba~ka c;ocuk dogurursa her iki c;ocugun
nesebi sabit olur, lian ise gec;erlidir.
Anan1n karninda olan ~ocu~un nesebi konusunda hakimin hukmu sabit
olmam1~t1r. c;:unku boyle bir hukum ile, ana karn1ndaki ~ocuk a\eyhine hukum
verilmi~ olurdu. Halbuki bbyle bir hukum vermek mumkun degildir. Hukmun
~ocugun dogumuna kadar beklemesi caiz degildir. Bu nedenle ~ocuk
dogdugunda, onun nesebi kadinin kocasindan sabit olur. 0 iki ~ocuk ikizdir.
c;:unku aralannda tam bir gebelik suresi yoktur. Birinin nesebi sabit olunca
digerinin nesebi de zorunlu o\arak sabit olur. Diger taraftan lian esnasinda
dunyada olan ~ocugun dikkate a\1nmas1 nesebin reddedilmesini, henuz dogmam1~
~ocugun dikkate a\1nmas1 ise nesebi isbat eder. Bu durumda nesebi reddetme
konusunda degil, isbat etme konusunda ihtiyat gbsterilir (tedbirli davran1\1r).
Koca "iki ~ocuk da benim ogullanmd1r" derse dogru sbylemi~ olur. Kendisine
ceza gerekmez. c;:unku o ikisinin nesebi dinen kendisine baglan1r. Do\ay1s1y\a koca
bu ifadesiy\e dlnen kendisine gerekli olan bir ~eyi haber vermi~tir. Bu sbz onun
kendisini yalanlamas1 say1\maz.
Bu ~byle a~1klanabilir: Kocan1n yukandaki sbzu farkl1 ~ekillerde an\a~i\abilir.
Kocanin kast1 nesep iddias1n1 yalanlamak da olabilir. Dinen kendisine gerekli o\an
~eyi haber vermek de o\abilir. Bu ihtimalden do\ay1 zina iftiras1 cezas1 gerekli
olmaz.
Koca "her ikisi de benim ~ocuklanm degil" derse, ~ocuklar yine onun olurlar.
c;:onku onlann nesepleri hukmen kendisine gerek\i oldugundan ki~i onlan
reddetme yetkisine sahip degildir. Ona ceza da gerekmez. c;:unku koca bu sbzle,
lianla~mas1na neden olan kazfi (zina iftiras1) tekrarlam1~ o\ur. Tekrardan dolay1 da
ceza gerekmez. Koca "\ianda ve kanma yapt1g1m zina su~lamasinda ya\an
sbyledim" derse kendisine ceza uygu\an1r. c;:onku koca bu durumda kendisini
a~1k~a yalanlamaktad1r. Kendini yalanlamak ise cezay1 gerektirir.

Ozgur veya kale olan bir koca; kendisine ceza uygulanm1~ veya ehli
kitaba mensup veya cariye olan hammmm c;ocugunu reddederse bu red
gec;ersizdir.
c;:ocugun nesebi kendisine ait olur. c;:onku nesep erkege fira~la
49
sabit
olmu~tur. Bu nesep ancak lian ile ortadan kalkar. Halbuki burada iki taraf
a~1s1ndan liani isbat etmek mumkun degildir. c;:unku taraflardan her ikisi veya birisi
tanik\1ga ehil degildir. Bu nedenle nesep kocaya ait olur, kocaya ceza gerekmez.

49
Fira~ I .;1_,&I\: SiizlOkte; yatak, yayg1, ev, yuva gibi anlamlara gelir. Hukuki bir terim olarak ise; bir
kad1nin, ancak sahibi olan bir ~ah1s i~in ~ocuk dogurabilir olmas1d1r. HOr kadtntn sahibinden maksat
kocas1, cariyenin sahibi ise efendisidir. Bu durumdaki erkege "mOstefri~", kad1na da "mOstefre~e"
denir.
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
199
Burada da boyledir. Mukatebin ozgur kll1nmas1yla mal sahibi oldugu a<_;1ga <_;1kinca,
mukatebin babalan ve ogullann1n onun kazanc1ndaki hakk1 sabit olur. Onlar
mukatebin nzas1na bak1lmadan ozgur olurlar. Bu nedenle onlann satllmalan
mumkun degildir. Karde~lerin ise, ki~i mal sahibi olunca onun kazanc1ndan
mukatebe bedellerini 6detme haklar1 yoktur. Mukatebin kazancinda da karde~lerin
hakk1 yoktur. Dolay1s1yla mukateb karde~lerini satabilir.
Bu soylediklerimizin kapsam1na ~u girmez: Mukatebin, ozgur babalan ve
c_;ocuklann1n nafakalann1 6demesine hukmedilmez. c;:unku onlann mukatebin
kazanc1 uzerinde hak sahibi olmalan, mukatebin onlara kendi mulkunden vermesi
ko~uluylad1r. Burada mukatebin nafaka 6demesine hukmedilse, ozgur k1linmas1
suretiyle mal sahibi olmas1 tamam olmadan, nafaka yukumlusu olmu~ olur. Bu ise,
caiz degildir. c;:unku onun ozgur kllmadan onceki hakk1nin akrabaya tam yard1ma
(s1laya) ihtimali yoktur.
Bunun ac_;1klamas1 ~6yledir: Ki~inin akrabas1 <_;ok olur. Mulkiyetine girdikleri
zaman onlan satmasin1n mumkun olmamas1, kitabet akdinin amac1n1n elde
edilememesine neden olur. Kitabet sozle~mesinin amac1 ise mal kazan1p (6zgur
olma bedelini) 6demek ve 6zgur olmakt1r. Bu durum babalarda soz konusu olmaz.
(c;:unku onlar <_;ok degildir). Bundan dolay1 Ebu Hanife (rh a) istihsan delilini alm1~t1r.
(K1smen ozgur kll1nm1~) cariye kocas1n1 satin alsa, nikah akdi ge<_;ersiz olmaz.
Mukateb kale gibi, onu satabilir. c;:unku kocas1nin rakabesinde (cariyenin) mulkiyet
hakk1 dogmu~tur. Mulkiyet hakk1 ise nikah akdini kald1rmaz. c;:unku mulkiyet nikah
akdinden daha zay1ft1r. Zay1f olan kuvvetliden sonra meydana gelince onu
kald1ramaz.
Boyle bir kale e~ini satin alsa e~inin kendinden <_;ocugu olmam1~sa onu
satabilir. Kendinden <_;ocugu olmu~ ve <_;ocugunu e~iyle birlikte satin alm1~sa e~i
<_;ocugunun hukmune tabi olur. c;:unku annenin hakk1 <_;ocugun hakkina tabidir.
Tabinin sabit olmas1 ise tabi olunan1n sabit olmas1ylad1r. Kolenin, c_;ocugunu
satmas1 imkans1z olunca annesini satmas1 da imkans1z olur.
Bir kimse efendisine kar~1 <_;al1~mas1 (siayet) istenen kolenin <_;al1~mas1na kefil
olsa, bu kefalet ge<_;ersizdir. c;:unku c_;al1~ma bedeli kitabet bedeli gibidir. Kitabet
bedeline kefil olmak ise ge<_;ersizdir. c;:unku o, kendi kolesi oldugu ic_;in kendine
olan borcu kesinlik kazanmaz (sak1t olmakla kar~1 kar~1yad1r). Buda boyledir.
Kole olse, var olan bir mal b1rakmasa insanlardan alacag1 olsa, bu konuda
davac1 olmasalar ve alacaklann vadesi gelse (tahsil edilse) bu alacak, var olan mal
hukmunde olur. Ondan kolenin c_;al1~ma bedeli odenir. Geriye kalan miras olur.
Bu hukumde ozgur c_;ocuk, kale ozgurlugu ic_;in c_;al1~1rken dogan c_;ocuk ve
satin al1nan c_;ocuk birdir. c;:unku hepsi onun ozgur kllinmas1yla ozgur olurlar. Sonra
[7/128]
i:izgur <_;ocugunun vela hakk1 da onun olur. c;:unku baba, nesepte oldugu gibi vela
hakk1nda da as1ld1r. Baba tarafinda vela bulunmad1g1 ic_;in c_;ocugun vela hakk1
200_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
annenin mevlalanna aitti. Baba taraf1nda vela hakk1 ortaya c;:1k1nca c;:ocuklannin
vela hakk1 ona gec;:er. Bunu yeri gelince ac;:1klayacag1z.
Alacag1n vadesi gelmese ve ozgur c;:ocugu cinayet i~lese cinayetinin diyetini
annesinin ak1lesi oder. c;:unku oglun vela hakk1, baba taraf1nda vela hakk1 ortaya
c;:1kmad1g1 surece annenin mevlalanna aittir. Annenin mevlalan ile baban1n
mevlalan alacagin vadesi gelmeden once c;:ocugun velas1nda davala~salar ve hakim
onun vela hakk1nin annenin mevlalanna ait olduguna hukmetse, sonra alacag1
tahsil edilse, alacak k1yasa gore babanin mevlalanna ait olur. Ogulun onda hic;:bir
hakk1 olmaz. Fakat biz her iki ozgur k1lmay1 da bir yana b1rak1yoruz. <:;:al1~ma
bedelini efendiye, geriye kalan1 da ogula miras olarak veriyoruz.
K1yas1n delili ~udur: Hakim c;:ocugun vela hakk1nin annenin mevlalanna ait
olduguna hukmedince, baba olu oldugu durumda o vakte kadar kole olduguna
hukmetmi~ olur. Koleye ise ozgur kimse mirasc;:1 olamaz.

Bunun ac;:1klamas1 ~oyledir: Hakim, c;:ocugun vela hakk1n1n annenin


mevlalanna ait olduguna hukmedince, onu baba taraf1ndan ay1rm1~ ve cinayetinin
diyetinin annesinin mevlalarin1n odemesine hukmetmi~tir.
lstihsanin delili ise ~udur: Bu kole hakk1nda kitabete hukmedilmesi k1smen
ozgur kil1nm1~ oldugu ic;:indir. Bu da, kald1rilamaz (feshedilemez). Dolay1s1yla
hakimin hukmetmesinden sonra kitabet hukmu aynen kal1r.
Mali ortaya c;:1k1nca, kitabet bedelini ondan oder. Hayatta oldugu andan
ba~latarak onun ozgur olduguna hukmeder. c;:unku sadece o an ile s1n1rl1 olarak
ozgur olduguna hukmetmek mumkun degildir. Bundan, onun ozgur olarak
oldugu anla~il1r. Ozgur kimseye ise ozgur oglu mirasc;:1 olabilir. Hakim onun
nesebinin babas1ndan aynlmas1na hukmetmemi~tir.
Kole, ozgurlugu ic;:in c;:al1~makta olsa ve bir cariyesinden c;:ocugu olsa, sonra
kole olse, c;:ocuk kitabet sozle~mesi s1rasinda dogan c;:ocuk gibi, babasinin borcu
ic;:in c;:al1~mas1 gerekir.
Birinin kan-koca olan bir kolesi ile cariyesi olsa, her ikisinin yans1n1 ozgur k1lsa
ve kan-kocanin yan degerlerini odemelerine hukmedilse, sonra cariyenin bir
c;:ocugu olsa, c;:ocuk oldurulse ve geride mal b1raksa, c;:ocugun diyeti ve mal1
annesine aittir. c;:unku c;:ocuk, annesinin bir parc;:as1d1r. Mulkiyette ve kolelikte
annesine tabidir. Ozgur k1linmam1~t1r. Bundan dolay1 annesine tabi ve onun
c;:al1~mas1 ic;:inde olur (Yani annesi onun ozgurlugu ic;:in de c;:al1~1r). Bundan dolay1
kendinin ve malinin bedeli annesine ait olur.
c;:ocuk cinayet i~lese degeri ve cinayetin diyetinden hangisi az ise onun ic;:in
c;:al1~1r.
c;:unku o, mukateb kole hukmundedir. Mukateb kolenin cinayetindeki
hukum ise boyledir.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _201
Ana-babas1 olse babas1n1n degil, annesinin borcu ic;in c;al1~1r. Cunku kitabet
hukmunde babasina degil, annesine tabidir. Dolay1s1yla annesinin borcu olan
c;al1~ma konusunda onun yerine gec;er.
Annesi geride mal b1rakarak olurse c;al1~ma bedeli ondan odenir. Geriye kalan
ogluna miras1d1r. Cunku kendinin ozgur olmas1yla oglu da ozgur olur. Kocanin ise
miras1 yoktur. Cunku kocas1, c;al1~ma borcunu odemedigi surece mukateb kole
hukmundedir.
Koca geride mal b1rakarak olse oglu onun c;al1~ma borcunu oder. Geriye kalan
mal, onu ozgur kllan ic;in miras1d1r. Oglu ve e~i o mala mirasc;1 olmaz. Cunku anne
(olenin e~i) c;al1~ma borcunu odemedigi surece anne ve ogul mukateb kole
hukmundedir. Bu meseleyle, e~lerden her birinin tek ba~1na bir akidle kitabet akdi
yapmas1 meselesi and1g1m1z butUn konularda aynid1r.
Muhammed (rh.a.) el-Asl'da Ibrahim (en-Nehal) den "Yans1 ozgur kll1nan kole
cinayet i~ledigi zaman cinayet er~inin (diyetinin) yans1ni aklle, yans1ni kendi oder. [7/129]
Kendisine kar~1 bir cinayet i~lenince i~lenen cinayet er~inin yans1 koleler ic;in verilen
er~tir. Diger yans1 ise ozgur olanlar ic;in verilen er~tir" diye anm1~t1r. Herhalde
Ibrahim en-Nehai parc;ay1 butUne k1yas etmi~tir. Ancak biz bunu benimsemiyoruz.
Aksine o, i~ledigi cinayet ve kendisine kar~1 i~lenen cinayet konusunda kole
hukmundedir. Cunku kolelik ile ozgurluk aras1nda bir konuda z1tl1k vard1r. Biz daha
once bunu ac;1klam1~t1k.
lki tan1k, ortaklardan birinin, kolesinin ozgur k1l1nd1g1ni ikrar ettigine tanikl1k
etse, o ortak zengin ise, bu tanikl1k gec;erlidir. lkrannin tan1kla sabit olmas1 hakimin
mahkemede onu dinlemesiyle sabit olmas1 gibidir. Ozgur kllan zengin ise kolenin
ozgur oldugunu inkar etse bile, kolenin degerinin yans1n1 ortag1na odeyip, odedigi
miktan koleden talep eder. Vela hakk1na malik olur. Cunku hakim onun iddias1n1n
aksine hukum vermi~tir. Hakimin aksi yonde verdigi hukumle onun iddias1
du~mu~tUr. Gormez misin kole tamamen onun olsa ve iki tanik kolenin ozgur
k1l1nd1g1na tan1kl1k etse kendisi inkar etse bile vela hakk1 onun olur.
Efendinin "Kol em as Ien ozgurdur" diye ikrar ettigine tan1kl1k ederlerse kole
ozgur olur. Vela hakk1 kimseye ait olmaz. Cunku ikrann tanikla sabit olmas1
gormekle sabit olmas1 gibidir. Hakim ikrar eden hakkinda, ikrar ettigi ~ey ile
(yukumluluge) hukmeder. lkran onun hakkinda gerc;ek gibi kabul eder. Aslen
ozgur olmak vela hakk1n1 gerektirmez.
Tan1klar koleyi satin alanin "Sat1c1 koleyi ozgur k1lm1~t1" diye ikrarda
bulunduguna tanikl1k etseler, hakim ozgur k1lanin ikranni mahkemede duymu~
gibi kole ozgur olur. Cunku o, kolenin onceki sahibi tarafindan ozgur kll1nd1g1ni
ikrar etmi~tir. Vela hakk1 ise ask1dad1r. Cunku her ikisi de kendinin ozgur k1ld1g1n1
inkar etmektedir. Sat1c1 "Ben ozgur k1lmad1m, al1c1nin ikranyla ozgur oldu.
Dolay1s1yla kolenin vela hakk1 ona aittir" demektedir. Al1c1 ise "Hay1r o ozgur klld1.
202 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Vela hakk1 da ona aittir" demektedir. Bu nedenle al1c1 ile sat1c1dan biri dbnup
digerini tasdik edinceye kadar kblenin vela hakk1 ask1da b1rakd1r. Biri digerini tasdik
edince vela hakk1 ona ait olur. Cunku vela sabit olduktan sonra kald1nlamaz.
Dolay1s1yla yalanlanmakla kbkten ge<;:ersiz olmaz. Ask1da bekler. Biri digerini tasdik
edince onun i<;:in sabit olur.
Tan1klar koleyi alan kimsenin sat1c1nin onu mudebber kdd1g1na veya annesiyle
kitabet akdi yapt1g1na, ya da sat1c1nin sat1~tan once onu ummu veled yapt1g1na
tan1kl1k etseler, anne ve oglundan her ikisi de al1c1nin mulkunden <;:1karlar. Cunku
satin almakla onlara malik olmad1g1n1 ve onlann halen sat1c1nin mulkunde devam
ettigini ikrar etmi~tir. Sat1c1dan bdedigi bedeli (semen) de isteyemez. Cunku ikran,
sat1~1n ge<;:ersiz k1l1nmas1 konusunda sat1c1ya kar~1 delil degildir. Sat1c1 ise bedeli
sat1~ nedeniyle hak etmi~tir. lkisi de sat1c1 blunceye kadar ozgur olmazlar. Olunce
bzgur olurlar. Cunku al1c1, onlann ozgur kll1nmasin1n sat1c1n1n olumune
bagland1g1n1 ikrar etmi~tir. Sat1c1 ise onlara malik olmak i<;:in her iki konuda da
al1c1n1n ikrann1n ge<;:erli oldugunu ikrar ediyordu. Sat1c1 olup mudebber kale
sat1c1nin mal1n1n i.l<;:te birinden <;:1k1nca, al1c1 ile sat1c1 bzgurluk konusunda anla~m1~
olur. Bundan dolay1 onlann bzgur olduguna hukmedilir. Bunlara kar~1 i~lenen
cinayet sat1c1nin olumunden once iki koleye kar~1 i~lenen cinayet gibidir. Cunku
onlar ancak sat1c1nin blmesiyle ozgur olurlar.
EbO Hanife (rh a )'e gore i~ledikleri cinayet ask1dad1r. EbO Yusuf ve
Muhammed (rh a.)'e gore ise degerleri ve cinayet er~lerinden (diyetlerinden) hangisi
az ise onu odemek i<;:in <;:al1~1rlar.
K1yasa uygun olan goru~ EbO Hanife (rh a )'in goru~udur. Cunku al1c1 dogru
soyluyorsa cinayetlerinin gerektirdigi ~ey ba~tan sat1c1 uzerinedir. Cunku mudebber
ve ummu veledin i~ledikleri cinayetin geregi, ba~tan degerlerini efendinin
bdemesidir. Al1c1 yalan sbyluyorsa cinayetleri kendileriyle ilgilidir. Al1c1 buna
muhatap olur. Ona gerekeni bilmeden hakimin bir hukum vermesi ise mumkun
degildir. Bundan dolay1 cinayetleri ask1dad1r.
Fakat EbO Yusuf ve Muhammed (rh a) istihsanen ~oyle demi~lerdir: Onlar o
[7/130] s1rada mukateb iki kale hukmundedirler. Hatta kazan1r ve kazand1klanndan
kendilerine harcarlar. Hi<;: kimsenin onlann kazan<;:lann1 ellerinden alma hakk1
yoktur. Mukateb kale, cinayetinin geregini kendisi kar~llar. Cunku kazanc1
uzerinde en <;:ok hak sahibi olan kendisidir. Bu gerek<;:e burada da bulununca, biz
"Degerleri ve cinayet er~inden hangisi az ise onun kar~ll1g1nda <;:al1~1rlar." dedik.
Ayni ~ekilde, iki kimse bir cariyeye ortak olsa, birisi cariyenin digerinden <;:ocuk
dogurdugunu ikrar etse, digeri inkar etse cariye ask1dad1r. Bir gun inkar edene
hizmet eder, bir gun hizmet etmez. lkrar eden i<;:in ise EbO Hanife ve EbO Yusuf
(rh a )'in son gbru~une gore cariye uzerinde hi<;:bir hak yoktur. EbO Yusuf (rh a )'in ilk
goru~une gore ise Muhammed (rh.a )'in gbru~u de budur degerinin yans1
74. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
liani tamamlarsa bu goru~te olanlara gore aynl1k ancak (hakimin hukmuyle degil)
kocanin l1an1yla meydana gelmi~ olur.
E~lerden her biri iki~er kere lanetle~tikten sonra hakim onlan ay1rsa bu hukum
Lianla~mada
s1raya ge<;erli olmaz. C::unku lian sozcuklerinin, <;ogunun soylemeksizin kalmas1, tUmunun
uyulmamasmm soylenmeden kalmas1 gibidir. Hakimin bu ay1rma hukmu ictihada a<;1k olmayan bir
hiikmii
sahada verilen hukumdur. C::unku bir ~eyin yandan az1 o ~eyin tamam1n1n yerine
ge<;mez.
Kan-koca lianla~may1 bitirdikten sonra hakim aralanm ay1rmadan
e~lerden biri olse birbirine mirasc;;1 olurlar.
C::unku bize gore aralan ancak hakimin hukmu ile aynl1r. Burada ise
aralanndaki nikah olum nedeniyle sona ermi~tir.

Lianda Hakim yanh~hkla once kadma lian yapt1rsa ardmdan da koca yapsa,
usu I hakimin kadma liam tekrarlatmas1 gerekir.
C::unku kad1n vaktinden once lian yapm1~t1r. Kad1n hakk1nda lian, kocanin
lian1na kar~1l1k olmak uzere me~ru kll1nm1~t1r. C::unku kad1nin liani ile kocaya bir ~ey
gerekmez. Vaktinden once yapllan ~eye itibar edilmez. Bundan dolay1 hakim,
kad1na tekrar lian yapmas1n1 emreder. Hakim kad1na lian1 tekrarlatmadan aralanni
ay1msa aynl1k meydana gelir. Bu; koca lian yap1p kad1n yapmadan hakimin onlan
ay1rmas1na benzer ki bu ge<;erlidir. (unku bu ictihada a<;1k bir konuda verilen
hukumdur. bte yandan muaraza (kar~ll1kll olarak delil getirme) ile sabit olan
~eylerde birinin digerinden once veya sonra olmas1 fark etmez. Kar~ll1kl1 yemin
etme durumunda hakim taraflardan diledigine once yemin ettirebilir. Hem ister
kad1n ister erkek once ba~las1n sonu<;ta onlar lanetle~en kimselerdir. lctihada a<;1k
bir konuda hakimin hukmu ge<;erlidir.
Yabanc1 bir Ki~i. e~inden ba~ka bir kadma zina suc;;lamasmda bulunsa sonra da
kadma zina
onunla evlense, ardmdan evli iken ona tekrar zina suc;;lamasmda bulunsa
su~lamas1
yap1p sonra kadm her iki kaziften (iftiradan) dolay1 hakime ba~vursa, kocaya ceza
onunla
evlenmek
uygulamr. Lian du~urull.ir.
(unku evlenmeden once erkegin yapt1g1 zina su<;lamas1 cezay1 gerektirir.
Evlendikten sonra yapt1g1 zina su<;lamas1 ise lian1 gerektirir. Ancak hakim
huzurunda iki ceza bir araya geldiginde, ikisinden biri ile ba~lamak digerini
du~uruyorsa, bunu du~urmek i<;in digerinden ba~lanir. Bu olayda hakim lian ile
ba~lasa zina iftiras1 cezas1 (kazif haddi) du~mez. Kazif cezas1 ile ba~lasa lian du~er.
C::unku kaziften dolay1 ceza uygulanan ki~i han1m1 ile lanetle~emez. l~te bu nedenle
hakim once cezay1 uygular.
Eger kad1n (evlilikten sonra olan) ikinci kaziften dolay1 kocas1n1 dava etse, ilk
[7/49]
kazfi soz konusu etmese, koca, han1m1 ile lian yapar. C::unku kazif cezas1 ancak
kendisine zina su<;lamasinda bulunulan ki~inin istegi ile uygulanir. 0 istekte
204 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _.Kitabu'I-Mebsut

KARINDAKi <.;OCUGUN OZGOR KILINMASI


(CENiNiN AZADI)

[7/131] Bir kimse cariyesine "Dogurdugun her ~ocuk ozgurdur" dese cariyenin onun
mulkiyetinde iken dogurdugu ~ocuklar ozgur olur.
(unku anne uzerindeki mulkiyet ~ocuk uzerindeki mulkiyetin nedenidir.
(unku ~ocuk mulkiyet konusunda annesine tabidir. Ko~ula baglama vaktinde
mulkiyet nedeninin bulunmas1, ko~ula baglaman1n ge~erliligi durumunda
mulkiyetin bulunmas1 gibidir. Gormez misin (ileri bir tarihe) dayandmlan yemin,
mulkiyet nedenine yani satin alma ko~uluna baglamay1, mulkiyet ko~uluna
baglamak gibi k1lm1~t1r. Ko~ula baglama s1ras1nda mulkiyet varsa ko~ula baglama
ge~erli
olur. Mulkiyet nedeninin var olmas1 da boyledir.
Cariye dogurmad1g1 surece, ~ocuk ozgur olmaz. (unku efendi, ozgur
olman1n ko~ulunu ~ocugun dogmas1 olarak belirlemi~tir.
Cariye gebe iken efendi olse, sonra ~ocugu dogursa ozgur olmaz .. (unku
efendinin olmesiyle cariye miras~1sin1n mulkiyetine girmi~tir. Ko~ul ise ozgur kilanin
mulkiyeti kalkt1ktan sonra ger~ekle~mi~tir.
Ayn1 ~ekilde, efendi cariyeyi gebe iken satsa mulkiyet devam ettigi i~in ve
cariyeyi teslim edecek durumda oldugu i~in sat1~ ge~erlidir. Sat1~tan sonra dogursa
ozgur olmaz. (unku ko~ul, cariye yemin edenden (ko~ula baglayan) ba~ka birinin
mulkiyetinde iken ger~ekle~mi~tir.
Birisi karn1na vursa ve cariye du~uk yapsa cariyenin cenini (karn1ndaki bebek)
hakkindaki hukum ne ise bu ~ocuk hakk1ndaki hukum de odur. (unku ~ocuk,
anne karn1nda oldugu surece koledir.
Efendi cariyeye "Gebe oldugun her ~ocuk ozgurdur" demi~ olsayd1 bu
~ocuga uygulanacak hukum ozgur kad1nin ceninine uygulanacak hukum gibi
olacakt1. (unku bu durumda ozgur kil1nmanin ko~ulu, gebeligin varl1g1d1r.
Cariyenin karn1na vurulmadan once ~ocugun var oldugu bilinmektedir. Dolay1s1yla
vu ran kimsenin cinayeti ozgur olan bir cenine kar~1 ger~ekle~mi~tir.
Cariye sat1ld1ktan sonra alt1 ay i~inde dogurursa ~ocuk ozgur, sat1~ ge~ersiz
olur. (unku sat1~tan once ~ocugun var ve ozgur oldugunu kesin olarak biliyoruz.
Dolay1s1yla efendi, cariyeyi karn1nda ozgur bir ~ocuk varken satm1~t1r. Bu durumda
ise sat1~ ge~ersiz olur.
Efendi cariyeye "Dogurdugun ilk ~ocuk erkek olursa ozgurdur. K1z olursa sen
ozgursun" dese, cariye iki erkek, iki k1z dogursa ilk doganin erkek oldugu bilinirse
o ozgurdur. Geriye kalanlar koledir. Dogan ilk ~ocugun k1z oldugu bilinirse o (k1z)
koledir. Geriye kalanlar (anne ile birlikte) ozgurdur. (unku birinci k1z1n dogmas1yla
cariye ozgur olmu~tur. Ancak cariye, dogan k1z kendisinden aynld1ktan sonra
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _2os

ozgur oldugu i~in o k1z cariye olur. Geriye kalanlar ise bzgurdur. Cunku onlar
anneleri bzgur olduktan sonra aynlm1~lard1r. Cocuk da bzgur kad1ndan ancak
bzgur olarak aynl1r.
Hangilerinin once dogdugu bilinemezse annenin yans1 bzgur olur. Cunku o,
bir durumda bzgur olmakta, bir durumda kale olarak kalmaktad1r. lki erkek
~ocuktan her birinin dbrtte u~u bzgur olur. Cunku onlardan birisi kesinlikle
bzgurdur. Cunku cariye, erkegi once dogurmu~sa o erkek bzgur olur. K1z1 once
dogurmu~sa erkekler annelerinin bzgur olmas1yla bzgur olurlar. Dolay1s1yla
erkeklerden birisi kesin olarak bzgurdur. Digeri ise bir duruma gore bzgur olmakta,
bir duruma gore kale olarak kalmaktad1r. Dolay1s1yla yans1 ozgur olur. Ozgurluk ve
yan bzgurluk aralannda yan yanyad1r. Cunku erkek ~ocuklardan birisi, digerinden
daha oncelikli degildir. Bu nedenle her birinin dortte u~u ozgur olur. Degerinin
dbrtte biri i~in ~al1~1r.
K1zlann her birinin de dbrtte biri bzgur olur. Cunku onlardan birisi kesin
olarak cariyedir. Digeri ise bir duruma gore bzgur olmakta, diger duruma gore
cariye olarak kalmaktad1r. Cunku cariye once erkegi dogurmu~sa her iki k1z da
cariye olur. lki k1zdan birini once dogurmu~sa once dogan cariyedir. Digeri
[7/132]
bzgurdur. Onlardan birisi bir durumda bzgur olup digerinde olmay1nca yans1 bzgur
olur. K1zlardan biri digerinden bncelikli degildir. Bu nedenle yan bzgurluk
aralannda pay edilip her birine dbrtte bir ozgurluk du~er ve degerlerinin dbrtte u~u
i~in ~all~1rlar.

Cariye ile sahibi, erkeklerden birinin once dogdugunda birbirlerini


dogrularlarsa, uzerinde anla~t1klan ~ocuk bzgur olur. Digerleri kale olarak kal1r.
Cunku zilyetlik 107 cariye ile efendiye aittir. Kendisini anlatamayan kimsenin bzgur
ve kale olmas1 hakk1nda ise zilyedin sbzune itibar edilir. lki zilyet bir ~eyde
birbirlerini dogrularlarsa, onlann anla~t1g1 ~eyi kabul etmek gerekir. lhtilaf ederlerse
yemin ettirilerek birlikte efendinin sbzune itibar edilir. cunku bzgur kllan efendidir.
Anne onun sbylediginin aksini iddia edince kimin bzgur oldugu konusunda, yemin
ettirilerek birlikte efendinin sbzu kabul edilir. Anne efendiye kar~1, ikrar etmesi
durumunda kendisini baglayacak bir ~eyi iddia etmektedir.
Efendinin "Allah'a yemin ederim ki ben onun once k1z1 dogurdugunu
bilmiyorum" diye bildigine dair yemin etmesi istenir. Cunku cariyenin yapt1g1 bir
i~e yemin etmesi istenmektedir. Ba~kas1nin fiili hakk1nda istenen yemin ise bilgiye
dair olur.
Efendi cariyeye "Karn1ndaki ~ocuk (hamlin) erkekse sen bzgursun, k1zsa o
bzgurdur" dese ve cariyenin karn1nda (hamli) hem erkek, hem k1z olsa hi~birisi

107
Zilyetlik: Fiil1 tasarruf ve hakimiyet, bir mall fiilen el alt1nda bulundurma durumu. Zilyetlik asl1 ve fer1
olmak uzere iki k1s1md1r: Bir ~eyde onun ger~ek sahibi s1fat1 ile zilyet olmaya asl1 zilyetlik denirken bir
irtifak veya rehin hakk1 gibi bir hakla mal uzerindeki zilyetlige ise fer'1 zilyetlik denir.
206_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit
bzgur almaz. (unku "haml" kelimesi, anne karninda alan her ~eyin ad1d1r. Allahu
Tea la,

"Gebe a/anlann bekleme suresi ise yuklerini btrakmalan (dagum yapmalan)


dtr" (et-Talak 65/4) buyurmu~tur. lddet (bekleme suresi) ancak kannda alan butUn
ceninleri dagurmakla sana erer. Efendi, cariyenin bzgur alma ka~ulunu, karn1ndaki
butUn ceninlerin erkek almas1 alarak belirlemi~tir. K1z1n ozgur almas1 ka~ulunu ise
anne karn1ndaki butUn ceninlerin k1z almas1 alarak belirlemi~tir. Ancak her iki
ka~ul da bulunmam1~t1r.

Efendinin "Karninda alan ~ey ... " demesi de boyledir. (unku "~ey" genel
anlam1 alan sbzcuklerdendir. Anne karnindaki butUn ceninlerin bu bzellikte
almasin1 gerektirir.
Efendi her iki sozunde de "Karn1nda ... alursa" deseydi k1z da erkek de ozgur
alurdu. (unku bu durumda klz1n bzgur alma ka~ulunu, karn1nda erkek ~acugun
almas1na baglam1~t1r. Erkek i;acugun var aldugu da artaya ~1km1~t1r. Var alan bir
ka~ula baglamak ise sozu soyledigi andan itibaren ge~erli kilmak (tenciz) alur.
Buradan iki ~acugu kendinden ayrilmadan once cariyenin bzgur aldugunu
anl1yaruz. Dalay1s1yla iki i;acugu da ozgur alur.
Efendi, "Ilk dagurdugun i;acuk erkek alursa sen bzgursun, k1z alursa a
ozgurdur" dese ve cariye her ikisini birlikte dagursa erkegin once dagdugu
bilinirse k1z1yla birlikte bzgur olur. Erkek kale alarak kallr. K1z1 once dagurdugu
bilinirse, k1z ozgur alur. Cariye ile aglu kale alarak kal1r. Hangisini once dagurdugu
bilinmeyip, anne ile efendi bir kanuda anla~1rsa yine boyledir. (unku zilyetlik
ikisine aittir.
Anne ve efendi, "Bilmiyoruz" derlerse erkek kole alarak kal1r. K1z ~acuk
ozgur alur. Annenin yans1 ozgur alur. (unku once erkegi dagurmu~sa kendisi
ozgur alur. Oglu kale alarak kal1r. Once k1z1 dogurmu~sa k1z ozgur alur. Kendisi ve
aglu kale alarak kal1r. Dalay1s1yla anne bir durumda bzgur alurken diger durumda
almamaktad1r. Bu nedenle yans1 ozgur alur. Erkek kesin alarak koledir. K1z kesin
alarak bzgurdur. Ya dagrudan, ya da annesi araci11g1yla bzgur alur.
Efendi, "Ilk daguracag1n i;acuk erkek alursa sen bzgursun" dese ve cariye
[7/133]
erkek ve k1z ikiz dagursa, once erkegi dagurmu~sa erkek kale alarak kal1r. Anne ve
k1z1 bzgur alur. Once k1z1 dagurursa hepsi koledir. Anne, bir durumda bzgur alup
diger durumda bzgur almad1g1 ii;in yans1 ozgur alur. K1z ve erkek de kesin alarak
koledir.
Keysaniyyat'ta Muhammed (rh a )'den bu kanuda ~oyle nakledilmi~tir:
Onlardan hii;birinin bzgur alduguna hukmedilmez. Fakat efendinin "Allah'a yemin
ederim ki cariyenin once erkegi dagurdugunu bilmiyorum" diye yemin etmesi
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 207
istenir. Yemin edemezse (nukul) nukulu ikrar etmesi gibidir. Yemin ederse anlar
koledir. Birinci durumda ise boyle degildir. c;:unku a durumda biz anlardan bir
k1sm1n1n ozgur aldugunu kesin alarak bildik. Ozgurluk kesin alarak bilindikten
sanra durumlann dikkate al1nmas1 dagrudur. Burada ise ozgurlugu kesin alarak
bilemedik. c;:unku cariyenin once k1z1 dagurmu~ alma ihtimali vard1r. Bu nedenle
durumlan dikkate alman1n bir anlam1 yaktur. Fakat cariye efendiye kar~1 ozgur
alma ka~ulunu iddia etmekte, efendi ise inkar etmektedir. Dalay1s1yla yeminiyle
birlikte efendinin sozune itibar edilir.
Efendi, "Karn1ndaki ozgurdur" dese, cariye bu sozun uzerinden alt1 ay
gec_;tikten sanra dagursa ozgur almaz. Alt1 ay gec_;meden dagurursa ozgur alur.
c;:unku efendi, ozgur k1lmay1 cariyenin karn1nda var alan cenin ic_;in gerekli kilm1~t1r.
Cariye alt1 aydan az bir sure ic_;inde dagurunca biz a s1rada ceninin var aldugunu
anlad1k. Alt1 ay ve daha fazla bir sure ic_;inde dagurunca ise ceninin var aldugunu
kesin bilemedik. Dollenme, zarunluluk durumu d1~1nda gebelik suresinin en az1na
dayand1nl1r. Cariye bir c_;acugu alt1 aydan bir gun once, digerini ise alt1 aydan bir
gun sanra dagursa ikisi de ozgur alur. c;:unku cariye birinciyi alt1 ay dalmadan
dagurunca biz, efendinin ka~ul ka~tugu vakitte anun anne karn1nda aldugunu
kesin alarak anlad1k. Bu iki c_;acuk ise tek spermden/yumurtadan yarat1lm1~ ikizdir.
Dalay1s1yla bir vakitte birinin anne karn1nda alduguna hukmetmek, ikisinin de anne
karninda alduguna hukmetmek demektir.
Bir kimse, cariyesini ozgur bir kacas1 varken ozgur kilsa, cariye ozgur alduktan
sanra alt1 ay ve uzerinde bir sure gec_;tikten sanra bir c_;acuk dagursa ve kaca
c_;acugun kendine ait almad1g1n1 iddia etse, lian yapar. c;:acuk annesine baglan1r.
c;:unku kan-kaca bu s1rada birbirine helaldir. Dollenme en yak1n vakte dayand1nl1r.
En yak1n vakit ise alt1 ayd1r. Boylece kad1n1n, kan-kacan1n birbirine lian yapma
yetkisinin bulundugu bir durumda gebe kald1g1 artaya c_;1km1~t1r. Lian nedeniyle
nesep kacadan aynl1r. c;:acugun vela hakk1 annenin mevlalanna ait alur. c;:unku
babas1 taraf1ndan bir nesebi yaktur.
Cariye alt1 aydan az bir sure ic_;inde dagurursa c_;acugun nesebi babas1na ait
alur. Baba lian yapar. c;:unku kadin muhsan 108 iken kacas1 ana zina iftiras1nda
bulunmu~tur. c;:acuk babas1na ait alur. c;:unku biz dollenmenin ozgur k1lmadan
once ve anne lian yapmaya yetkili degilken aldugunu kesin alarak bildik. Bundan
dalay1 c_;acugun nesebi, babaya reddedemeyecegi ~ekilde baglanm1~t1r. Dalay1s1yla
dollenme gerc_;ekle~tikten sanra ozgur almakla bu degi~mez. c;:acugun vela hakk1
ise annenin mevlalanna aittir. c;:unku efendi anneyi ozgur k1ld1g1nda c_;acuk anne

108
Muhsan I .;--.JI: Akil, balig, hUr, MUslUman ve iffetli olan erkek anlamina gelir. Bu ozelliklere
sahip bayana ise "muhsane" denir. Bu ~artlar kazf muhsanl1g1 ic;in gec;erlidir. Recim uygulamas1 ic;in
gerekli olan ihsanda bunlara ek olarak hUr bir kadinla me~rO bir evlilik ic;inde fiilen cinsel ili~kide
bulunmu~ alma ~art1 da bulunmaktad1r.
-
208 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
karn1nda vard1. Dolay1s1yla c;ocugun ozgur k1l1nmas1 dogrudan kastedilmi~ olur.
Vela hakk1 da kendine aittir.
Efendi, cariyesine "Gebe isen ozgursun" dese ve cariyesi alt1 ay ic;inde dogum
yapsa, kendisi ve c;ocugu ozgur olur. c;:unku efendinin, cariyenin ozgur olmas1n1
var olan bir ko~ula baglamakla hemen yururluge koydugu ortaya c;1km1~t1r.
Alt1 ay veya uzerinde bir sure gec;tikten sonra dogum yaparsa ozgur olmaz.
c;:unku bu c;ocuk ozgur k1lmadan sonraki bir dollenmeden olabilecegi ic;in, ko~ulun
varl1g1n1 kesin olarak bilemedik. Ko~ulun varl1g1n1 kesin olarak bilmedigimiz surece
ko~ula baglanan ~ey gerc;ekle~mez.

Efendi, cariyeye "Karn1nda olan ozgurdur" dese, bu sozden sonra alt1 ay


ic;inde birisi cariyenin karn1na vursa ve olu bir cenin du~urse, bu cenin ic;in, ozgur
kad1n1n ceninine ait olan hukum uygulan1r. c;:unku biz, efendi o sozu soyledigi
zaman ceninin anne karn1nda oldugunu ve ozgur oldugunu biliyoruz.
"Karn1ndaki c;ocuk olu olabilir. Olunun ise ozgur k1l1nmas1 gec;ersizdir"
denilecek olursa ~oyle cevap veririz: "c;:ocugun olmesi ic;in ac;1k bir neden vard1r. Bu
neden, vurmad1r. Dolay1s1yla hukum buna gore verilir. Vuran1n odeme ile yukumlu
olduguna hukmettigimize gore, ceninin o vakte kadar hayatta olduguna
(7/134]
hukmetmi~ oluruz. Cinayet i~leyen, ozgur kad1nin cenini ic;in odedigi gurreyi 109
oder."
Efendi, cariyesine "Once erkek sonra k1z dogurursan ozgursun. Once k1z,
sonra erkek dogurursan erkek ozgurdur" dese, cariye iki erkek, iki k1z dogursa ve
hangisinin once oldugu bilinemese annenin yans1 ve c;ocuklann dortte biri ozgur
olur.
c;:unku cariye, once erkegi sonra k1z1 dogurmu~sa kendisi ozgurdur. Once k1z1
sonra erkegi dogurmu~sa cariyedir. Dolay1s1yla bir durumda ozgur olurken diger
durumda cariye olarak kalmaktad1r. Bu nedenle yans1 ozgur olur.
Erkeklerden birisi kesinlikle koledir. Digeri ise bir durumda ozgur olurken
diger durumda olmamaktad1r. Dolay1s1yla her birinin dortte biri ozgur olur.
Cariyenin once iki oglan, sonra iki k1z1 dogurmu~ olabilecegi soylenemez.
c;:unku bu, once erkegin, sonra k1zin dogmas1 yerindedir. Once iki k1z sonra iki
oglan dogursa bu da, once k1z1 sonra oglan1 dogurmas1 hukmunde olur. Ko~ul,
erkegin k1zdan sonra dogmas1d1r. Bu ise araya ba~ka bir k1z1n dogumu girse de,
girmese de bulunmu~tur.
Bir defada k1z ve oglan1 birlikte dogursa ve hangisinin once dogdugu
bilinmese, annenin ve erkegin yans1 ozgur olur. c;:unku anne, bir durumda ozgur

109
~urre I ;_,;JI: Du~urulen bir ceninden dolay1 verilmesi gereken mali tazminat. Gurre, bir kole veya
canye ya da tam diyetin yirmide biri oranindaki mal\ bir cezad1r. Hanefilere gore be~ yuz, $afi11ere
gore ise alt1yuz dirhem gumu~ olarak miktan belirlenmi~tir.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _209
olmakta, diger durumda olmamaktad1r. Oglan da boyledir. Dolay1s1yla ikisinin de
yans1 ozgur olur. K1z cariye olarak kal1r. <::unku anne, once erkegi sonra k1z1
dogurmu?sa anne, k1z kendisinden aynld1ktan sonra ozgur olmu~tur. Dolay1s1yla
k1z cariye olur. Once k1z1 dogurmu~sa anne cariye olarak kal1r. Buradan k1z
<;ocugun her iki durumda da cariye olarak kalaca91n1 anl1yoruz.
Efendi, "Ilk <;ocugu dogurdugun zaman sen ozgursun" dese, cariye de olu bir
<;ocuk dogursa ozgur olur. <::unku olu de canl1 gibi <;ocuktur. Gormez misin cariye
onunla ummu veled olur. Kadin onu dogurmakla lohusa olur. Bu nedenle olu
<;ocugun do9mas1yla annenin ozgur alma ko~ulu ger<;ekle?ir.
Efendi "Doguracag1n ilk <;ocuk ozgurdur" deseydi EbO Hanife (rha)'e gore olu
<;ocugun dogmas1yla ko~ul ger<;ekle~mi~ olmazd1. Bu nedenle olu <;ocuktan sonra
canl1 <;ocuk dogursa canl1 <;ocuk ozgur olur.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise ozgur olmaz. Onlann goru~unun
dayana91 ~oyledir: Ko~ul, olu <;ocugun dogmas1yla ger<;ekle~mi~tir . Ko~ulun
ger<;ekle~mesi de ko~ula baglanan ~eyin ger<;ekle~mesini zorunlu k1lmaz. Gormez
misin efendi "Satin alacag1m ilk kale ozgurdur" dese ve ba~kas1 i<;in bir kale satin
alsa, ko~ul ger<;ekle~mi~ olur. Bu nedenle bu koleden sonra kendisi i<;in bir kale
satin aIsa o kale ozgur olmaz. Buna deli I ?udur: Efendi, "Doguraca91n ilk <;ocuk
ozgurdur, e~im bo~tur" dese, cariye olu bir <;ocuk dogursa talak ger<;ekle~ir. Sonra
size gore olu dogum yapt1ktan sonra canl1 bir <;ocuk dogursa canl1 <;ocuk ozgur
olur. Bunun ise hi<;bir yolu yoktur. <::unku olu <;ocugun dogumuyla kO?UI bulunursa
(ozgur k1lma ve bo~ama) yeminin hukmu biter. Bulunmazsa bo~amanin
ger<;ekle?memesi gerekir. Canl1 <;ocugun ikinci <;ocuk olmas1 bunu gosterir. Bu
nedenle efendi "Doguracag1n ikinci <;ocuk ozgurdur" dese bu <;ocuk ozgur olur.
Bir ki~i de hem birinci, hem ikinci olamaz.
EbO Hanife (rh.a.)'in goru~unun dayanag1: EbO Said el-Berdal'den nakledilen ~u
[7/135]
sozdur: 0, "Olu dogan <;ocuk, diger kimseler a<;1s1ndan (canl1) <;ocuktur. Bu
nedenle dogan <;ocuk olu dogmakla iddet sona erer. Cariye ummu veled olur.
Kendi a<;1s1ndan ise, canl1 <;ocuk degildir. Bu nedenle isim verilmez. Namaz1
kll1nmaz. Dolay1s1yla ko~ulun ger<;ekle~mesine baglanan ~ey (ceza), annenin ozgur
olmas1 veya e~in bo~ olmas1 olursa olu dogan <;ocuk canl1 <;ocuk hukmunde olur.
Ko~ulun ger<;ekle~mesine baglanan ~ey, <;ocugun ozgur olmas1 ise olu dogan
<;ocuk canl1 <;ocuk hukmunde kabul edilmez.
Fakat bu, delile dayanmayan bir sozdur. Delile dayanmamakla birlikte de bir
anlam ifade etmez. <::unku "Olu dogan <;ocuk efendi a<;1sindan da canl1 <;ocuk
kabul edilmelidir. Bu durumda efendinin ko?ulu ger<;ekle~mi~ olur. lkinci dogacak
<;ocuk a<;1s1ndan da canl1 <;ocuk olarak kabul edilmelidir. Boylece ikinci <;ocuk ozgur
olmaz" denilebilir.
-
210_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
EbO Hanife (rh.a.)'in goru~unun dayand1g1 dogru delil ~udur: Efendi ancak
canlilara verilecek olan bir ~eyi (ozgur olmak) ko~ula baglam1~t1r. Dolay1s1yla
canlil1k, efendinin sozunde soylenmi~ kabul edilir. Gizlenmi~ olan ~ey, ac;1kc;a
soylenmi~ gibi olur. Bu durumda efendi "Canl1 olarak dogurdugun ilk c;ocuk
ozgurdur" demi~ gibidir.
Akll dengesi yerinde olan birinin sozu, mumkun oldukc;a gec;erlilige
yorumland1g1 ic;in biz boyle soyledik. Bu soz ise c;ocuktaki canlil1k kayd1n1 gizlenmi~
kabul etmedigimiz surece dogru olmaz. c;:unku ozgur kilma, kuvvet vermedir.
Kuvvet verme ise olude deg ii, canl1da gerc;ekle~ir. Dolay1s1yla efendinin "o
ozgurdur" sozuyle c;ocugun canl1 olmas1 kayd1n1n, sozunde gizlenmi~ oldugu
ortaya c;1km1~t1r. Gormez misin efendi "Sen olu bir c;ocuk dogurdugun zaman o
ozgurdur" dese sozu hukumsuz olur. Bu (c;ocugun ozgur olmas1), boylece annenin
ozgur olmasindan ve talaktan ayrilm1~t1r. c;:unku bu sozun duzgun anla~1lmas1 ic;in
c;ocukta canl11ik kayd1n1 gizlemeye gerek yoktur.
Gormez misin ikinci konuda efendi c;ocugun olu olmas1n1 ac;1kc;a soylese
ko~ula baglama gec;erli olur. Ayrica iktiza (gerektirme) yoluyla sabit olan; zaruret
ve ihtiyac; bulundugu ic;in sabit olur. (Sozun dogru anla~1labilmesi ic;in) gerek
duyulan ~eyleri ki~i, sozunde soylemi~ gibi kabul edilir. Gerek duyulmayan ~eyler
ise soylenmi~ kabul edilmez.
Ko~ulun bir tane olup da, ko~ula baglanan ~eyin bir k1sm1ndan gerc;ekle~ip
diger bir k1sm1ndan gerc;ekle~memesi de yad1rganacak bir ~ey degildir. brnegin bir
kimse e~ine "Sen hay1z oldugun zaman bo~sun ve falanca (e~im) de seninle
birliktedir" dese ve e~i "Ben hay1z oldum" dese kendisinin bo~ du~mesi konusunda
sozu kabul edilir. Kumasin1n bo~ du~mesi konusunda ise kabul edilmez.
Canlil1k kayd1nin efendinin sozunde var oldugu kabul edilince, cariyenin olu
c;ocuktan sonra dogurdugu c;ocuk, gorunu~ bak1m1ndan ikinci c;ocuksa da canl1
olan ilk c;ocuktur. Bu soz, ki~inin "Satin alacag1m ilk kale ozgurdur" sozu gibi
degildir. c;:unku ba~kas1 ic;in satin ald1g1 kale ozgur kil1nmaya elveri~lidir. Gormez
misin sahibi taraf1ndan ozgur kil1nsa gec;erli olur. Satin alan taraf1ndan ozgur
kil1nsa sahibinin onay1na bagll olarak ozgur k1lma gec;erlidir. Bu nedenle sozun
dogru anla~1lmas1 ic;in, satin almay1 "kendim ic;in" diye takdir yapmaya gerek
yoktur. Burada ise olu c;ocuk ozgur olmaya hie; elveri~li degildir. Bu nedenle canlil1k
kaydin1 soylenmi~ kabul ettik.
Efendi, "Doguracag1n ilk c;ocuk ozgurdur" dese, cariye bir c;ocuk dogursa, bir
kad1n doguma tan1kl1k etse, efendi onu yalanlay1p "Bu ba~ka cariyemden olan
kolemdir" dese, EbO Hanife (rh.a)'e gore bir kad1nin tan1kl1g1 ile ozgur olmaz. EbO
Yusuf' ave Muhammed (rh a.)'e gore ise ozgur olur.
Buna benzeyen bir mesele "Bo~ama Konusu"nda gec;mi~ti ve biz orada
ac;1klam1~t1k
ki EbO Hanife (rh a )'e gore ebenin tan1kl1g1 ile doguma dair olan
Kiileyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _211
hukumler sabit olur. Ozgur olma ise dogumla dogrudan ilgili olan hukumlerden
degildir.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise ~ocugun nesebi konusunda ebenin
[7/136]
tan1kl1g1 kabul edilince dogum uzerine kurulan ~eylerde de kabul edilir. Gormez
misin bir kimse "Cariyenin karn1nda ~ocuk varsa bendendir" dese, bu sozden bir
gun sonra bir kadin gelip doguma tanikl1k etse cariye onun ummu veledi olur.
Efendinin ~ocugu sahiplenmesi (istllad) ile ise ozgurluk hakk1 sabit olur.
EbO Hanife ise iki durumu ay1rarak ~oyle demektedir: Efendinin ~ocuga malik
olmas1 ~ocugun nesebi ile ilgili olan hukumlerdendir. Bu ozgur olma ise dogum
hukumlerinden degildir. Ebenin tan1kl1g1 zorunlu bir delildir. Dolay1s1yla ancak
dogumla ilgili hukumlerde delil olur.
Efendi cariyeye "Sen gebesin, dogurdugun zaman ozgursun" dese ve bir
kad1n doguma tan1kl1k etse EbO Hanife (rh a)'e gore ebenin tan1kl1g1 ile deg ii,
yalnizca cariyenin sozu ile ozgur olur. (:unku efendi cariyenin gebe oldugunu ikrar
edince onun ozgur olma ko~ulunu karn1nda var olan bir ~eyin ortaya ~1kmas1
olarak belirlemi~tir. Bu ise cariyeye "Hay1z oldugun zaman ozgursun" demesi
durumunda oldugu gibi, cariyenin sozu ile ortaya ~1km1~t1r. Bunun benzeri olan bir
mesele "Bo~ama Konusu"nda ge~mi~tir.
Efendi, cariyeye "Gebe kald1gin zaman ozgursun" dedikten sonra onunla
cinsel ili~kiye girse, takva ve haramdan ka~1nma a~1s1ndan cariyenin gebe olup
olmad1g1n1 ogreninceye kadar, ondan uzak durmas1 uygun olur. (:unku gebelik
nedeni cinsel ili~kidir. Cinsel ili~ki ger~ekle~tikten sonra cariyenin gebe kalmas1 ve
ozgur olmu~ olmas1 mumkundur. Bu durumda onunla yeniden cinsel ili~kiye girse
haram olacakt1r. Haramdan ka~1nmak da farzd1r. Bu nedenle ihtiyat yoluyla ondan
uzak durmas1ni emrediyoruz. Cariye hay1z oldugu zaman gebe kalmad1g1 ortaya
~1kar ve temizlendikten sonra efendi onunla yeniden cinsel ili~kiye girebilir. Art1k
efendi ile cariyenin izleyecekleri yol budur.
Cariye bu sozden sonra iki y1I i~inde dogum yapsa, efendi dogum oncesi olan
alt1 ay i~inde onunla cinsel ili~kiye girmi~se ukr
110
vermelidir. (:unku ozgur olma
ko~ulunun yeminden sonra ger~ekle~tigini ve cariye gebe kald1ktan sonra onunla
cinsel ili~kiye girdigini kesin olarak ogrendik. Dolay1s1yla cariye ozgur iken ~uphe ile
onunla cinsel ili~kiye girmi~tir. Bu yuzden ukr oder. Cariye iki y1ldan az bir sure
i~inde dogum yaparsa ozgur olmaz. (:unku yeminden sonra gebelik ko~ulunun
ger~ekle~tigini kesin olarak bilmiyoruz. (:unku bu ~ocuk yeminden once meydana
gelen bir dollenmeden olabilir.

110
Ukr I _;,JI : Sozlukte; asil, kok, evin ortas1, kasidenin en iyi beyti, mehir gibi anlamlara gelir. F1k1h
1stilahinda; mehr-i misil anlam1nda kullanilmakla birlikte kendisiyle herhangi bir ~uphe sonucu cinsel
ili~kiye girilen kadina, mehrine denk gelecek oranda verilen tazminata da denir. Ayni ~ekilde, gasp
yoluyla yapilan bir cinsel ili~kiden dolay1, kadina diyet olarak verilen bedele de "ukr" denir.
212, _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

"-Dollen me en yak1n vakte dayand1nl1r sbzunuze ne oldu" diye itiraz edilecek


olursa ~byle cevap veririz: Evet, bzgur olmay1 ~uphe ile isbat etme durumu
olmay1nca, dbllenme en yak1n vakte dayand1nl1r. c;:unku bzgur olma ~uphe ile
gerc;ekle~mez. Bu nun benzeri "Talakta Ric' at" gec;mi~tir.
111
konusunda
Efendi iki cariyesine "lkinizden birinin karn1ndaki c;ocuk bzgurdur" dese bu
sbzu istedigi cariyeye ybneltebilir. c;:onku karinda olan cenin, doganda oldugu gibi
bzgur hukmundedir. Ayn olan (dunyaya gelen) hakk1nda ise ac;1klam1~t1k ki bir
kimse belirli olmayan bir kblesini bzgur k1lsa hangisi oldugunu ac;1klama yetkisi ona
aittir. Anne karn1nda olan c;ocuk da bbyledir.
Bir adam bu iki cariyeden birinin karnina vursa ve cariye 610 dogum yapsa
bzgur olma diger cariyenin karnindaki c;ocuk hakk1nda gerc;ekle~ir. c;:unku
annesinden 610 olarak aynlan c;ocugun bzgur olmaya elveri~liligi kalmam1~ ve
efendinin gerekli k1ld1g1 bzgur olma konusunda diger c;ocuga alternatif olmaktan
c;1km1~t1r. Dolay1s1yla zorunlu olarak bzgur k1l1nma diger c;ocukta kesinle~ir.

Bir kimse her iki cariyenin de karn1na vursa ve efendi bzgur k1lmayla ilgili
sbzunu sbyledikten sonra alt1 ay ic;inde cariyeler 610 dogum yapsa, her iki c;ocuk
hakk1nda da cariyenin karn1ndaki c;ocuga uygulanacak hukumler uygulan1r. c;:onku
her iki cenin de kble idi. Belli olmayan birisi hakkindaki bzgur kllma icab1ndan
sonra yine kble olarak kald1lar. Nitekim biz anneden aynlan (dunyaya gelen) iki
c;ocuk hakk1nda "Onlardan her birini birer ki~i bldurse bldurenlerden her biri kble
degerini oder" diye ac;1klam1~t1k. Bu da bbyledir.
Efendi "Bu cariyenin karn1ndaki c;ocuk ve bu nun karn1ndaki c;ocuk veya Salim
bzgurdur" derse cariyenin ilk dogurdugu c;ocuk bzgur olur. Muhayyerlik Salim ile
[7/137] ikinci dogurdugu c;ocuk aras1ndad1r. c;:onku efendi bzgur k1lmay1, birinci dogan
c;ocuk ic;in gerekli k1lm1~t1r. lkinci dogan c;ocuk ile Salim'in bzgur olmas1 aras1nda
ise kendini muhayyer k1lm1~t1r. c;:onku ikisi arasina " veya- Ji" baglac1n1 koymu~tur.
Bu bag lac; ise muhayyerlik ic;in kullan1l1r. Efendi "Bu cariyenin karn1ndaki ve dig er
iki ki~iden birisi bzgurdur" demi~ gibidir. Dolay1s1yla birinci dogan kesin bzgur olur.
Diger iki ki~i hakk1nda ise efendinin muhayyerlik hakk1 vard1r; istediginin bzgur
olduguna karar verebilir.
Efendi iki cariyesine "lkinizden birinin karn1ndaki bzgurdur" dese sonra birisi
c;1ksa ve ba~ka bir cariye girse efendi yine "lkinizden birinin karnindaki bzgurdur"
dese sonra Lie; cariye de alt1 ay ic;inde dogum yapsa hangisini kastettigi konusunda

111
Ric'i talak: Kadinla cinsel birliktelikten sonra gen;ekle~en a~1k~a veya dolayll olarak u~ bo~ama veya
bir bedel i~ermeyip bain talak anlam1na gelecek bir vas1fla nitelenmeyen ve bir ~eye benzetilmeyen
talakt1r. A~1k (sar1h) laf1zlarla olabilecegi gibi kinaye laf1zlariyla da ger~ekle~ebilir. Bu talakta yeni bir
nikah gerekmeyip iddet suresi i~inde geri dbnme imkan1 vard1r. Ric'\ talakta, veresiye olarak
belirlenen (mueccel) mehir pe~in (muaccel) hale gelmez fakat miras hukumleri i~leme konulur.
Koleyi Ozgiir Klima Kitabt. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _213
efendinin sozune itibar edilir. Kolelerle ilgili olan bu meselenin asl1n1 Muhammed
(rh a.) el-Mebsut'un baz1 bolumlerinde koleler hakkinda anm1~t1r.
Hepsindeki hukmu elde etme yolu (tahrlc;) ayn1d1r. Diyoruz ki:
Bir kimsenin Lie; kolesi olsa, ikisi yan1na girse ve "Biriniz ozgurdur" dese sonra
kolelerden biri c;1ksa ve uc;uncu kole girse efendi yine "Biriniz ozgurdur" dese
hangisinin ozgur oldugunu ac;1klama hakk1 efendiye aittir. C,:unku belirsizle~tirme
onun tarafindan olmu~tur. Aynca iki sozun hukmu onun ac;1klamas1na gore degi~ir.
"Birinci sozumle ben yan1mdan ayrllmayan koleyi kastetmi~tim" veya "$imdi
onu kastediyorum" deyip onu sec;se odadan aynlmayan kole, birinci sozle ozgur
olur. Boylece efendinin ikinci sozunde ozgur birisiyle koleyi birlikte and1g1 ve
"Biriniz ozgurdur" dedigi ortaya c;1kar. Bu sozuyle koleye niyet etmemi~se bir ~ey
gerekmez.
"Birinci sozle d1~an c;1kan koleyi kastetmi~tim" dese, d1~an c;1kan kole birinci
sozle ozgur olur. ikinci soz gec;erli olur. C,:unku efendi ikinci sozde iki koleyi
birle~tirmi~ ve "Biriniz ozgurdur" demi~tir. Dolay1s1yla (hangisi oldugunu) ac;1klama
hakk1 ona aittir. Once ikinci sozle odada duran koleyi kastettigini ac;1klarsa, birinci
sozun d1~an c;1kan kole hakk1nda oldugu kesinle~ir. C,:unku ic;eride duran kole
birinci sozden sonra ozgur ki11n1nca birinci sozun gerektirdigi ozgur k1lma
hukmunde d1~an c;1kan koleye alternatif olmaktan c;1km1~t1r.
Efendi "lkinci sozle ic;eri giren koleyi kastettim" derse, ic;eri giren ozgur olur.
Bu durumda efendinin birinci sozle kimi kastettigini ac;1klamas1 gerekir.
Efendi ac;1klamadan once olurse, d1~an c;1kan kolenin yans1, ic;erideki kolenin
dortte uc;u, ic;eri giren kolenin ise EbO Hanife ve EbO Yusuf (rh.a.)'e gore yans1
ozgur, Muhammed (rh a )'e gore dortte biri ozgur olur. C,:unku birinci sozle d1~an
c;1kan kole ile ic;eride duran kole aras1nda dola~an bir ozgurluk gerekmi~tir.
Efendinin olumuyle ac;1klama imkan1 da kalmam1~t1r. Bundan dolay1 ozgurluk
ikisine de ortak olur. Birinci sozle d1~an c;1kan kolenin ve ic;eride duran kolenin yans1
ozgur olur. Birinci sozle ic;eride duran kole kastedilmi~se, ikinci sozle bir ~ey
gerekmez. Birinci sozle d1~an c;1kan kole kastedilmi~ ise, ikinci sozle iki koleden
birinin ozgur olmas1 gerekir. Ozgurluk koleler aras1nda ~upheli oldugu ic;in biz
yanm ozgurlugu gerekli klld1k. Sonra bu yanm ozgurluk de ic;eride duran kole ile
ic;eri giren kole aras1nda dola~1r. Yannin yans1 -dortte bir ozgurluk- ic;eride duran
koleye ait olur. boylece dortte Lie; ozgurluk onun ic;in birle~ir. Giren kolenin de
ikinci sozle dortte bir ozgurlugu olur. Bu nedenle Muhammed (rh a) "lc;eri giren
kolenin dortte biri ozgur olur" demi~tir. Diger yandan giren kole ikinci sozde
ic;eride olan kolenin ortag1d1r. Dolay1s1yla ic;eride duran kolenin o sozden ald1g1
kadar pay al1r.
Bu, ~una benzetilmi~tir: Bir kimsenin Lie; e~i olup hic;biriyle zifaf olmasa ve [7/138]
onlardan ikisine "Biriniz bo~tur" dese, onlardan biri d1~an c;1ksa ve uc;uncu e~i
214 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
girse, yeniden "Biriniz bo~tur" dese sonra (hangisi oldugunu) ac;1klamadan once
olse -belirttigimiz yolla- d1~an c;1kan e~inin mehrinden dortte biri, ikinci (duran)
e~inin mehrinden sekizde uc;u ve ic;eri giren e~inin mehrinden sekizde biri du~er.

Ebu Hanife ve Ebu Yusuf (rh.a.) ~oyle dediler: lkinci soz butLin durumlarda
gec;erlidir. c;:unku efendi ic;eride duran koleyi kastetmi~se onun yans1 bu sozle
ozgur olur. lc;eri giren koleyi kastetmi~se, kblenin butLinu ozgur olur. Dolay1s1yla
ic;eri giren kale bir durumda ozgur olur. Bir durumda ise tamamen ozgur olmaz.
Yans1 ozgur olur.
Bu sozun ac;1klamas1: Ebu Hanife (rh a )'nin kural1na gore bu ac;1kt1r. c;:unku
birinci bzgurluk iki koleye dagll1nca ic;eride duran kale k1smen ozgur k1l1nm1~ olur.
K1smen ozgur kll1nan kale de O'na gore mukateb hukmundedir. bzgurlugunu
gerc;ekle~tirmeye yetkilidir. Bu nedenle ikinci soz butUn durumlarda gec;erli olur.

Ebu Yusuf (rh a.)'un kural1na gore ozgur alma belli bir konu/mahal (kale)
uzerinde gerc;ekle~tikten sonra bolunemez. Efendi ikinci sozu soyleyince ic;eride
du ran kolede, ozgur alma gerc;ekle~memi~tir. Bundan dolay1 ikinci soz gec;erlidir.
Talak meselesi hakk1nda da "Bu, ez-Ziyadat'ta anllm1~t1r.Muhammed (rha)'in
goru~udur" denilmi~tir. Ebu Hanife ve Ebu Yusuf (rh a )'a gore ise ic;eri giren e~in
mehrinden dbrtte biri du~er. Bu kabul edilse bile iki mesele aras1ndaki fark Ebu
Hanife'nin kuralina gore ac;1kt1r. c;:unku ona gore talak bolunmez. bzgur alma ise
bolunebilir. Dolay1s1yla ikinci sbz hic;bir durumda gec;erli degildir.
Problem Ebu Yusuf (rh a.)'un gbru~une gbredir. Aradaki fark, durumu kolelikle
ozgurluk aras1nda dola~an bir ki~i vard1r. Ozgur olmaya elveri~lidir. Bu, mukateb
koledir. Efendi ikinci sbzu sbyledigi zaman, ic;eride duran kale bu nitelikte olur. Bu
ac;1dan ikinci sozu butLin durumlarda gec;erli kabul etmek mumkundur.
Bo~amada ise durumu, bo~anm1~ olmak ve nikah alt1nda olmak aras1nda
dola~an bir kad1n yoktur ki, sonra talak verilmesi gec;erli olsun. Bu nedenle ikinci
sozu butLin yonlerden gec;erli kabul etmenin yolu yoktur.
Biz deriz ki: lkinci sbz gec;erli olursa, mehrin yans1 du~er. Gec;erli olmazsa
hit;bir ~eyi du~urmez. Dolay1s1yla bu sozle mehrin dortte biri du~mu~tLir. Sonra bu
dbrtte birlik miktar, ic;eride duran e~le ic;eri giren e~ aras1nda dola~1r. lc;eri giren e~e
dbrtte birin yans1 yani sekizde bir isabet eder. Bundan dolay1 mehrinin sekizde biri
du~mu~tLir.

Efendi bu sozu alum hastal1g1nda iken soyleyip ac;1klamadan once olmu~se ve


o kolelerden ba~ka mal1 yoksa koleler uc;te biri (vasiyet pay1n1), haklan oraninda
payla~1rlar. D1~an c;1kan kolenin, uc;te birde iki pay, ic;eride duran Lit; pay ve ic;eri
giren Ebu Hanife ve Ebu Yusuf (rha)'a iki pay1 olur. Dolay1s1yla uc;te bir, Lit; kale
arasinda yedi pay olur. Taksim yirmi bir uzerinden yapil1r. Her koleye yedi pay
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _21s

du~er . D1?an c;1kan kale ve ic;eri giren kale yedide be? pay ic;in, ic;eride duran kale
ise yedide dart pay ic;in c;al1?1r.
Muhammed (rh.a )'e gore ise ic;eri girene bir pay du~er. Boylece uc;te bir
aralannda alt1 pay olur. Taksim on sekiz uzerinden yap1l1r: D1?an c;1kan kale
degerinin uc;te ikisi ic;in, ic;eride duran kale degerinin yans1 ic;in, ic;eri giren kale ise
degerinin alt1da be?i ic;in c;al1?1r.
Koleler hakk1ndaki bu hukumler boyle oldugu gibi, cariyelerin karn1nda olan [7/139)
c;ocuklar hakkindaki hukumler de boyledir. (:unku ozgur olma konusunda cenin,
annesinden ayn gibidir.
Efendi, cariyesine "Bin dirhem kar?1l1g1nda karn1ndaki c;ocugu ozgur k1ld1m"
dese, cariye de kabul etse ve alt1 ay ic;inde bir erkek dogursa, o erkek ozgurdur.
(:unku efendi ozgur olmay1 kadinin borcu kabul etmesi, ko?uluna baglad1g1 s1rada
c;ocugun anne karn1nda oldugu kesin olarak anla~1ld1. Kad1n da bunu kabul
etmi?tir. Bin dirhem verme ko?ulu gec;ersizdir. (:unku cenini (ana karn1ndaki
c;ocugu) bore; alt1na sokmak mumkun degildir. Efendi, borcu cenine degil, anneye
ko~ul koymu~tur. Aynca cenini bore; alt1na sokmak konusunda annenin cenin
uzerinde yetkisi yoktur. Borcu anne uzerine yuklemek de mumkun degildir. (:unku
ozgur olma hukmunde cenin tek ba~ina bir ki?i gibidir. Bir ki~iyi ba?ka ki?inin
odeyecegi bedel kar~il1g1nda ozgur k1lmak ise caiz degildir. Oysa bo~ama
konusunda ki?i ba~ka birinin verecegi bir mal kar?il1g1nda e?ini bo~asa, o kimse de
kabul etse mal1 odemesi gerekir. Ba~ka birinin odeyecegi bir mal kar~1l1g1nda
kolesini ozgur k1lsa ve o kimse kabul etse, mal1 odemesi gerekmez. (:unku efendi
ahirette sevap elde etme, dunyada vela hakk1na sahip olma ac;1s1ndan ozgur k1lma
tasarrufundan yararlanmaktad1r. Kendi mulkunden yararlanan kimse ko~ul ko?arak
onun bedelini ba~kas1ndan alamaz. Bu ba?kas1nin (odeyecegi) bedelle kendi
yiyecegini yiyen kimseye benzer.
Koca ise talaktan (bo~amaktan) yararlanmamakta, aksine nikah mulkiyetini
kald1rmaktad 1r. Bu nedenle talak kar~1l1g 1 ndan ba~kasindan bedel almay1 ko~ul
koyar ve o kimse bedeli odemeyi ustlenirse gec;erli olur. Bu, k1sas cezas1n1 affetmek
ve alacag1 ibra etmek gibidir.
Cariye erkek dogursa sonra kendisi ve oglu ic;in bin dirhem kar~1l1g1nda
kitabet akdi yapsa bunu caiz gorurum. (:ocuk buyuyup (ergen olup) veya akil olup
raz1 olursa, bu borcu uzerine al1r. Bu konumda verilen hukum k1yasa gore
dogrudur. lstihsana gore ise e/-Camiu's-saglr ve diger yerlerde (Muhammed'in)
and1g1na gore dogru degildir. Aksine dogrusu EbO Hafs rivayetinde belirtilen ~u
hukumdur: Kitabet akdi caizdir. Anneyi baglar. Oglunun ise bir ?ey odemesi
gerekmez. Fakat annenin odemesiyle o da ozgur olur. (:unku annenin c;ocugunu
kitabet bedeli ile borc;land1rma yetkisi yoktur. Dolay1s1yla bu, ki~inin yanindaki bir
kolesi ve kay1p bir kolesi ile bin dirhem kar?1l1g1nda kitabet akdi yapmas1
-
216_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

hukmundedir. K1yasa gore kay1p kole hakk1nda akid, o onaylay1ncaya kadar ask1da
kal1r. c;:unku yaninda olan kolenin onun uzerinde yetkisi yoktur.
lstihsana gore ise akid gec;:erlidir. Kabul etmesi durumunda bin dirhemin hepsi
efendinin yaninda olan kolenin borcu olur. Sanki efendi bedelin tamam1n1n onun
taraf1ndan odenmesini ko~ul ko~mu~, digerinin ozgur olmas1n1 da bunun odemesi
ko~uluna baglam1~ gibidir. Bu ise digerinin kabulu olmaks1zin gec;:erlidir. Bu
meselede de boyledir.
Hakimu'~-$ehit ~oyle der: Baz1 nushalarda bu mesele anlat1l1rken "bin
dirhem" ifadesi eklenerek "Cariye ile bin dirhem kar~1l1ginda kendisi veya oglu ic;:in
kitabet akdi yapsa" denildigini gordum. e/-fma/i'de EbO Yusuf (rh.a )'dan gelen
rivayette de mesele boyle anlatilm1~ ve "Cariye oglu ic;:in kitabet akdi yapsa"
denilmi~tir. Buna gore hukum dogru olur. c;:unku kitabet akdi ile kastedilen anne
degil, c;:ocuktur. Anne akid ic;:inde yer almay1nca buyudugu zaman veya re~it
oldugu zaman oglun kabul ettigi farz edilir. Onun maksad1, anne karn1ndaki
ceninlik donemi ile anneden ayrild1ktan sonraki donemi birbirinden ay1rmakt1r.
[7/140] Anne karn1nda cenin iken akid ask1da olmaz. c;:unku hie;: kimsenin cenin uzerinde
yetkisi yoktur. Meydana geldigi zaman, onaylayani bulunan ~ey ask1da olabilir.
c;:ocuk annesinden ayrild1ktan sonra ise anne bu akidde onun yararina olan ~eyi
ustlenmi~tir. Dolay1s1yla bu c;:ocugun onaylamas1na kadar bekletilir. Buyuse veya
ak1I (re~it) olsa ve onaylasa mal1 odemesi gerekir.
Efendi cariyesine "Karn1ndaki c;:ocuk bana bin dirhem verdigi zaman
ozgurdur" dese ve cariye alt1 ay ic;:inde c;:ocugu dogursa, c;:ocuk ne zaman bin
dirhemi oderse ozgur olur. c;:unku ozgur kilma tasarrufunu tenclz (dogrudan infaz)
konusunda anne karn1nda olan c;:ocuk anneden ayri gibidir. bzgur olmas1n1 mal
odemesi ko~uluna baglamak da boyledir. Kitabet akdi ise boyle degildir. c;:unku o
akidde c;:ocuk borc;:land1rilm1~ olur. Hie;: kimsenin c;:ocugu borc;:land1rma yetkisi
yoktur. Ko~ula baglama da ise onu borc;:land1rma soz konusu degildir. Aksine
ko~ula baglama, yaln1zca ko~ula baglayan1n sozuyle tamam olur. Onun ise sozu,
c;:ocuk annesinden ayrilmadan once veya sonra soylemesi arasinda fark yoktur.
Efendi c;:ocuk dogduktan sonra "Bu dogan c;:ocuk ne zaman bana bin dirhem
getirirse ozgurdur" dese ko~ula baglama gec;:erli olur ve c;:ocuk odeyince ozgur
olur. Bu sozu, c;:ocuk annesinden aynlmadan once soylemesi durumunda da boyle
olmal1d1r.
Efendi uc;: cariyesine "Bu cariyenin karn1nda olan ozgurdur ve ~u cariyenin
karn1nda olan veya o cariyenin karn1nda olan" dese birinci cariyenin karn1ndaki
c;:ocuk ozgur olur. lkinci ile uc;:uncu cariye hakk1nda muhayyerlik baglacin1 (veya)
kulland1g1 ic;:in son iki cariyede sec;:im hakk1na maliktir.
Efendi "Cariyemin karnindaki erkek ise onu ozgur k1l1n, k1z ise onu ozgur
k1lin" dese sonra da olse, cariyenin karn1nda bir erkek ve bir k1z olsa vaslsi, her
Koleyi Ozgiir Klima Kitabi. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _217
ikisini de terikenin uc_;te birinden ozgur k1lmal1d1r. Onceki meseleye k1yasla bu
meselede de hie_; birini ozgur kllmamas1 gerekirdi. (unku cariyenin karn1ndaki
c_;ocuklann hepsinin erkek veya k1z olmas1n1 ko~ul koydu. Bu meselenin benzeri
muhayyerlik konusunda gec_;ti. Fakat burada efendinin maksad1 olan, kendi ad1na
bir kole ve bir cariye ozgur k1lmay1 vasiyet etmesi dikkate al1n1r. Onun bu sozu
ko~ula baglama degildir. Efendi "Bu cariyemin karn1ndaki erkek de olsa, k1z da
olsa, ikisi birlikte de olsa ozgur edin" demi~ gibidir. Dolay1s1yla vaslsine veya
mirasc_;llara her iki c_;ocuk hakk1ndaki vasiyeti malin uc_;te birinden uygulamalan
gerekir.
Efendi "Ilk dogurdugun c_;ocuk erkek olursa sen ozgursun, once k1z sonra
erkek olursa ikisi ozgurdur" dese, cariye bir erkek, iki k1z dogursa ve hangisinin
once dogdugu bilinmese annenin yans1 ozgur olur. (unku bir durumda yani once
erkegin dogmas1 durumunda ozgur olacakt1r. Bir durumda yani once k1z1n
dogmas1 durumunda ise ozgur olmayacakt1r. Dolay1s1yla kendisinin yans1 ozgur
oldugu gibi oglunun yans1 da ozgur olur. (unku once k1z1, sonra erkegi
dogurduysa erkek ozgurdur. Once erkegi dogurduysa erkek koledir. Bu nedenle
yans1 ozgur olur. Her iki k1zin ise dortte biri ozgur olur. Dortte Lie_; degeri ic_;in c_;al1~1r.
EbO lsme (rh.a.) "Bu yanl1~t1r. Dogrusu her iki k1z1n dortte uc_;unun ozgur
olmas1, dortte biri ic_;in c_;all~maland1r" demi~tir. (unku onlardan birisi, kesin olarak
ozgurdur. (unku cariye once erkegi dogurmu~sa anne ozgur olacak, onun ozgur
[7/141)
olmas1yla iki k1z1 da ozgur olacakt1r. Once k1z1 sonra erkegi dogurmu~sa iki k1zdan
birisi kesin olarak ozgur olur. Digeri bir durumda ozgur olur. Bir durumda olmaz.
Bu yuzden yans1 ozgur olur. Dolay1s1yla iki k1z ic_;in -her biri ic_;in ayn ayn dortte Lie_;
ozgurluk olmak uzere- toplam bir buc_;uk ozgurluk vard1r.
Hanefl fakihlerinden bir k1sm1 e/-As/'daki hukmun dogru oldugunu anlatmak
ic_;in zorlama bir yol tutarak, "lki k1zdan birisinin bir durumda ozgur olmas1
dogrudan kastedilmi~tir. Bu durumda aralar1ndaki tabllik taraf1 dikkate al1nmaz.
Tabl olma taraf1 dikkate al1nmay1nca onlardan birisi bir durumda ozgur olur. Bir
durumda olmaz. Dolay1s1yla yans1 ozgur olur. lki k1zin durumlan birbirine e~it
oldugu ic_;in bu yan ozgurluk ikisi aras1nda pay edilir. Her birinin dortte biri ozgur
olur" demi~lerdir.
Ancak bu, onceki meselelerin hukumlerini c_;1kartma yoluyla (tahrlciyle)
c_;eli~mektedir. Oyleyse dogru olan EbO lsme (rh a.) nin dedigidir.

Bir cariye iki ki~i arasinda ortak olup birisi -zengin oldugu durumda- cariyenin
karnindaki c_;ocugu ozgur kllsa, bu sozden bir gun sonra cariye olu bir erkek
dogursa, ozgur k1lan1n odeme yukumlulugu olmaz. (unku ozgur kllmas1 ancak
ceninin canl1 olmas1na itibarla gec_;erli olur. Bu ise c_;ocuk olu dogunca ne gerc_;ekte,
ne de hukum bak1m1ndan bilinememi~tir. Odeme yukumlulugu ise ~uphe ile
gerekmez.
218 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Bir kimse cariyenin karnina vursa ve cariye olu dogum yapsa; vuran ki~i.
cenininin du~urulmesi durumunda gerekli olan diyeti oder. Bu da erkekse
degerinin yirmide biri, k1zsa onda biridir. Bu EbO Hanife (rh a )'e goredir. Ona gore
ozgur k1lma, ozgur kllan1n cenin uzerindeki pay1yla s1nirl1 olur. Diger ortagin payina
gore koleligi kal1r. Bu yuzden vuran, cariyenin cenininin du~urulmesi durumunda
gereken diyeti oder. Sonra ozgur kllan bunun yansin1 ortag1na oder. (unku i~ledigi
cinayet, vuran uzerinde sabit olan odeme yukumlulugu kar~1l1g1nda sabit
olmaktad1r. Dolay1s1yla odeme hukmu o cinayet ol~usunde belirlenir. Bu yuzden
ozgur kllan bunun yansin1 ortag1na oder. Sonra odedigini vuran kimseden talep
eder. (unku o kendinin bedelidir. Dolay1s1yla onun terikesi olur. A~1klad1g1m1z
uzere ozgur kllan odedigi zaman, k1smen ozgur kll1nm1~ oldukten sonra b1rakt1g1
terikeden odedigi miktan al1r. Sonra geriye kalan mal, erkek karde~ ve benzeri
daha yakin bir miras~1s1 yoksa ozgur k1lanin olur. (unku mal1nin tamam1ndaki vela
hakk1, ortag1nin pay1n1 odeyince ozgur k1lana ait olur.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'in goru~lerine gore ise vuran kimse ozgur
kad1n1n ~ocuguna gereken diyeti oder. Cunku onlara gore ozgur k1lma
bolunemez. Diyetin tamam1 velas1 nedeniyle ozgur k1lana miras olur. Ozgur k1lan,
olenin annesinden aynlma vaktine gore tesbit edilmi~ olan degerini ortag1na verir.
(unku ozgur kllmadan dogan odeme sorumlulugunda ozgur k1lma vakti esas
al1n1r. Ancak bu vaktin tespit edilmesi mumkun degildir. (unku bu vakitte ~ocuk
anne karn1nda cenln idi. Bu nedenle degerinin tespiti i~in mumkun olan (~imdiki
zamana) en yak1n vakit esas alin1r. Bu ise ~ocugun annesinden aynlma vaktidir.
Cariyenin karnina birisi vurmasa fakat ozgur kll1nd1ktan bir gun sonra canl1 bir
~ocuk dogursa a~1klad1g1m1z uzere, ozgur k1lan ~ocugun annesinden aynld1g1
vakitteki yan degerini oder.
Cariye dogurmadan once diger ortak -zengin olup- cariyeyi ozgur kilsa sonra
dogursa, diger ortak annenin yan degerini odettirmeye tercih etse bu hakk1 vard1r.
(unku cenini ozgur k1ld1ktan sonra anne uzerindeki mulkiyetini devam ettirebilirdi.
Diger ortak anneyi ozgur kllmakla bunu bozmu~tur. Dolay1s1yla cariyenin yan
degerini ona odettirebilir. Bu odemeyi cariyeden talep edebilir. Cariyenin velas1
kendisini ozgur k1lana aittir. (ocugun vela hakk1 ise, EbO Hanife (rh a )'e gore iki
[7/142] ortak aras1ndad1r. (unku onu onlar ozgur kilm1~t1r. EbO Yusuf ve Muhammed
(rh.a )'e gore ise ~ocugun butlin vela hakk1 onu ozgur k1lana aittir.
Ortaklardan birisi cariyenin karnindaki ~ocugu mudebber kllsa, sonra digeri
cariyeyi kay1ts1z ko~ulsuz ozgur k1lsa ve bir gun ge~tikten sonra cariye dogum
yapsa anneyi ozgur k1lan ortak annenin yan degerini oder. Bunu ondan talep eder.
A~1klad1g1m1z uzere annenin velas1 onu ozgur kllana aittir. (ocugun velas1 ise EbO
Hanife (rha)'e gore her iki ortaga aittir. (unku mudebber kllanin bu tasarrufu,
kendi pay1yla s1nirl1 kalm1~t1r. Dolay1s1yla ~ocugun vela hakk1nin yansina hak
Koleyi Ozgiir Klima Kitabi. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 219

kazanm1~t1r. Cocugun diger yans1 ise anneyi ozgur kllan ortag1n bzgur kilmas1yla
ozgur olmu~tur. Bundan dolay1 \ocugun vela hakk1 ikisi aras1nda ortak olmu~tur.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise mudebber k1lma tasarrufu,
bolunmez. Bu nedenle \ocugun tamam1 mudebber kllanin mudebber kolesi olur.
Cocuk uzerindeki vela hakk1nin butUnu onundur. -Zengin olsun fakir olsun-
\ocugun yan degerini ortag1na oder. Sonra diger ortak anneyi bzgur kllmakla
annenin yan degerini mudebber kilan ortaga oder. Annenin vela hakk1 ozgur
k1lana, \OCUQUn vela hakk1 ise mudebber kilana aittir. Cunku her ne kadar \OCUk
mudebber olduktan sonra annesine tabi olarak bzgur oluyorsa da mudebber kilan
onun uzerinde vela hakk1n1 elde etmi~tir. Bundan dolay1 \Ocugun vela hakk1 ona
aittir.
Allah (c.c.) dogruyu daha iyi bilir.

MAL KAR~ILIGINDA OZGOR KILMA


Bir kimse kblesini ticaret mal1, hayvan ya da ba~ka bir ~ey kar~il1g1nda bzgur
kilsa veya bir ~ey vermesi kar~1l1g1nda kbleyi bizzat kendisine satsa, ya da hibe etse
bu caizdir. Kole bu nu kabul edince butun hukumlerinde bzgur olur.
Cunku kolenin bzgur olmas1ni, onun mal borcunu kabul etmesi ko~uluna
baglam1~t1r. Diger yandan efendi, bzgur kllmanin kar~1sina kolenin mal
bor\lanmas1n1 koymu~tur. Bu da kblenin kabulu ile bulunmu~tur.
Vela hakk1 efendiye aittir. Cunku kale efendinin mulku uzerinden ozgur
olmu~tur. Cunku kale kendi mall degerine malik olmaya yetkili degildir. Efendinin
ozgur kilmas1 ile kale uzerindeki mulkiyet ortadan kalkar. Efendinin yapt1g1 icapla
(irade beyaniyla)kble gu\ kazan1r. Bu ise, bedelli olsun, olmas1n efendinin vela
hakk1na malik olmas1ni gerektirir. Mal kblenin zimmetinde bir bor\tur. Cunku
kabul ederek onu bor\lanm1~t1r. Kblenin bor\lanmaya elveri~li bir zimmeti vard1. Bu
zimmet ozgur olmas1yla daha da kuvvetlenmi~tir. Kole efendinin mulkiyetine
kar~ll1k olan bir ~eye malik olmasa da mal bor\lanmas1 ge\erlidir. Bu, kar~ll1g1nda
malik oldugu bir ~ey olmasa bile kad1n1n talak1, katilin sulhu kabul ederek mal
bor\lanmalan gibidir. Bu yuzden talakta bedel olarak bor\lanilmaya uygun olan
her ~ey bzgur kilmada da bedel olarak bor\lanllabilir.
Kole ile efendi aras1nda mal1n cinsinde veya miktannda anla~mazl1k \lkarsa
kolenin sbzune itibar edilir. Cunku o, her ikisinin ittifak1yla bzgur olmu~tur. Mal da
onun efendisine olan borcudur. Borcun (ne oldugunun) a\1klamasinda bor\lunun
sbzune itibar olunur. Delil getirmek ise bor\ miktannin daha \Ok oldugunu veya
hakk1n1 ispatlayacag1 i\in efendiye aittir.
Efendi, "Seni dun bin dirhem kar~ll1g1nda ozgur kild1m, sen kabul etmedin" [7/143]
dese, kale de "Kabul ettim" dese yeminiyle birlikte efendinin sbzune itibar edilir.
220_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
<;:unku ozgur k1lmay1 kblenin mal borcunu kabul etmesi ko~uluna baglad1g1n1 ikrar
etmi~tir. Ko~ula baglama ise efendi ile (tek tarafl1 olarak) tamam olur. Bundan
dolay1 kole uzakta ise efendinin ko~ula baglamas1 akid meclisinden ayrlld1ktan
sonra ask1da kal1r. Sonra kble kabul etmesiyle ko~ulun gerc;ekle~tigini iddia
etmekte, efendi ise bunu inkar etmektedir. Dolay1s1yla efendinin sbzune itibar
edilir. Nitekim efendi koleye "Ben sana dun istersen bzgur oldugunu sbyledim, sen
istemedin" dese, kole de "Hay1r, istedim" dese, efendinin sbzune itibar edilir.
Oysa bir kimse ba~ka birisine "Dun ~u kuma~1 sana satt1m, sen kabul etmedin"
dese, al1c1 da "Kabul ettim" dese al1c1nin sbzune itibar edilir. <;:unku sat1c1 sat1~1
ikrar etmi~tir. Sat1~ ise ancak al1c1n1n kabulu ile gerc;ekle~ir. Dolay1s1yla sat1c1 "Kabul
etmedi" demekle, ikrar ettigi ~eyden dbnmektedir.
Efendi kblesini pe~in veya veresiye bir mal kar~1l1g1nda bzgur k1lsa efendi bu
mal (bore;) ile koleden pe~in olarak istedigi ~eyi degi~-toku~ yapabilir. <;:unku bu bir
borc;tur. Ondan ibra etmek caizdir. 0 mecliste teslim al1nmas1 gerekmez. Bu
nedenle paralarda oldugu gibi ba~ka ~eylerle de degi~tirme caizdir. Degi~tirilen ~ey
veresiye olursa caiz olmaz. <;:unku dinde borcun bore; ile (deynin deyn ile)
degi~tirilmesi haramd1r.

Bir kimse cariyesini mal kar~il1g1nda bzgur k1lsa, cariye de dogum yapsa ve
geride mal b1rakmadan blse c;ocugun, annesinin borcu olan mal1 bdemesi
gerekmez. <;:unku annesinden, o bzgur olduktan sonra ayrllm1~ ve bzgur olmu~tur.
Ozgur kimsenin ise miras b1rakan1 (murisi) blunce onun borcunu bdemesi
gerekmez. Cariye hayatta iken efendisine bzgur kllma bedeli olan mal ic;in kefil
verse, caiz olur. <;:unku o bzgurdur. Dolay1s1yla mal borcu, zimmetinde kuvvetli
(deyn-i sahih) bir ~ekilde sabit olmu~tur. Boyle borc;lar ic;in kefalet ise gec:;erlidir.
Kitabet bedeli ise boyle degildir.
Efendi, kblesine "Sen bana bdedigin zaman bzgursun" dese, bdeyinceye
kadar mukateb kole olmad1g1 gibi, bzgur de olmaz. <;:unku kitabet akdi 112 , kabul
etmesi durumunda kbleyi borc:;land1nr. Bunun kar~1l1g1nda mukateb kblenin
kendisine ve kazanc1na mulkiyeti sabit olur (tasarruf ehliyetine malik ve kazanc1na
malik olur). Burada ise kblenin mal bdemesi gerekmez. Dolay1s1yla kendisine ve
kazanc1na malik olmaz. Fakat efendinin bu sbzu, kblenin bzgur olmas1n1 mal
bdeme ko~uluna baglamakt1r. Bu yuzden diger ko~ullara baglamak gibi olur. Bu
nedenle burada kblenin kabulune ihtiyac:; yoktur. Reddetmekle gec:;ersiz olmaz.
Efendinin o kbleyi satmas1 da imkans1z olmu~ degildir. Fakat kble ne zaman mal1

Kitabet/~l::5JI (Mukatebe I :\.:;lS:.JI) Efendisi ile kolesi aras1nda bir bedel uzerinden koleligin sona
112

erdirilmesi amac1yla yapilan akittir. Bu akit geregi ustlendigi bedeli odedigi anda kale hurriyetine
kavu~ur. Kole bu akdin gen;ekle~tigi andan itibaren tasarruf hurriyetine ve mal edinme hakk1na
sahip olur ve bu sayede kendi ad1na ,a11~1r, kitabet bedelini odeyince de azad olur. Boyle bir akit
yapan koleye "mukateb" bu anla~maya "mukatebe" veya "kitabet", uzerinde anla~llan ucrete de
"kitabet bedeli" denir.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _221

getirirse ozgur olur. Bize gore istihsan geregi olarak efendi bunu kabul etmekten
kac;1namaz.
K1yasa gore ise kac;1nma hakk1 vard1r. Bu Zufer (rh a )'in goru~Qdur. Cunku bu
soz, ozgur olmay1 ko~ula baglamakt1r. Efendi de, ko~ulu gerc;ekle~tirmeye
zorlanmaz. Nitekim diger ko~ullara baglamas1 durumunda da boyledir. Ko~ulu
gerc;ekle~tirmeye zorlanmay1nca kolenin fiili ile ko~ul tamam olmaz. Cunku ko~ul,
ma Iin efendiye ula~mas1d1r. Bu nu "Efendinin kabulu olmaks1z1n mal efendiye
ula~maz" sozu ile ifade etmi~tir.

Buradaki gerekc;e ~udur: Bu bore; c;ocuga gec;mez. Efendinin koleyi satmas1,


imkans1z olmaz. Kole kazand1g1 mallar Qzerinde (efendiye gore) daha fazla hak
sahibi olmaz ve fesih olas1l1g1 da yoktur. Bunun delili ~udur: Efendi, koleyi satsa,
sonra satin alsa, sonra kole mal1 getirse, efendi onu kabul etmek zorunda degildir.
Sat1~tan once de boyle olmal1d1r. Cunku ko~ula baglamanin hukmu, sat1~tan once
ve sonra olmakla degi~mez.

lstihsan1n delili ise ~oyledir: 0, ozgur olmas1, miktari belirli olan bir mal1
efendisine odemesi ko~uluna baglanm1~ olan bir koledir. Dolay1s1yla mukateb kole
gibi, mal1 efendinin almasina imkan verecek olursa ozgur olur. Bunun etkisi ~udur:
Bu soz gorunu~ bak1m1ndan ko~ula baglamad1r. Anlam ve amac; bak1m1ndan ise
kitabet akdidir. cunku efendi, ozgur olmasin1 vaad ederek kolesini mal kazan1p
kendisine odemeye te~vik etmi~tir. Kitabet akdi de bundan ba~ka bir ~ey degildir.
Bu mal bir ac;1dan bedeldir. Gormez misin bir kimse e~ini bu ~ekilde bo~asa bain
talak olur.
Yine efendi, kolenin getirdigi paray1 kalp para (kalitesiz gumu~) bulunca onu
geri verip gec;erli paralarla (kaliteli gumu~) degi~tirme hakk1 vard1r. Bir ~eyde iki [7/144]
temel kural bulunursa, o ~eyde ikisi de dikkate al1n1r. Bundan dolay1 efendinin
sozunu goz onunde bulundurmak ve onun zarara ugramas1ni engellemek ic;in
ba~lang1c;ta bunu ko~ula baglama olarak kabul ettik. Sonuc; bak1m1ndan ise kolenin
zararin1 ve aldanmas1n1 onlemek ic;in kitabet akdi olarak kabul ettik. "Kole mal1
efendinin yan1na koyunca ozgur olur" dedik. Efendinin ozgur olmay1 kolenin
yapacag1 bir i~e yani paray1 odemeye baglamas1 bunu gosterir. Boyle durumlarda
efendinin almaktan kac;1nma ve kolesini bu fiili yapmaktan al1koyma hakk1 yoktur.
Ornegin koleye "lstersen sen ozgursun" dese ve kole o mecliste istese ozgur olur.
Efendi bunu yapmaktan kac;1namaz.
Efendinin koleyi sat1p sonra satin almas1yla ilgili olarak EbO Yusuf (rh a.)'ten
~oyle rivayet edilmi~tir: Kole mal1 getirince ozgur olur. Bununla sat1~tan once
getirmesi aras1nda fark yoktur. Cunku ko~ula baglama sat1~la gec;ersiz olmaz"
ez-Ziyadat'ta anild1g1na gore efendi kabul etmeye zorlanmaz. Mazereti
ac;1kt1r. cunku ko~ula baglama anlam1 sat1~la ortadan kalkm1yorsa da, kitabet
akdinin anlam1 sat1~1n gec;erli olmas1yla ortadan kalkar. Efendinin kabule
222 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
zorlanmas1 kitabet akdinin hukumlerindendir. Kole uzerindeki sat1~m ge~erli
olmas1yla ise bu hukumsuz olmu~tur. Dolay1s1yla efendi, sat1~tan sonra kabul
etmeye zorlanmaz. Sat1~tan once ise kitabet akdi anlam1 devam etmektedir. Biz
"Efendi kabul etmeye zorlanmaz" sozumuzle (hapsetmek ve dovmek gibi) hukuki
yapt1nm ile zorlamay1 kastetmiyoruz. Bizim maksad1m1z, kolenin mal1 efendinin
yanina b1rakt1g1 zaman ozgur olmas1 ve efendinin o mal1 almama hakk1n1n
olmamas1d1r. Kole mal1 getirince efendinin ondan ka~mas1 mumkun olmaz.
Kole maim tamam1n1 getirmedigi surece ozgur olmaz. c;:unku ko~ul ancak
boyle tamam olur. Hatta maldan bir dirhem kalsa bile o, koledir. Efendisi onu
satabilir.
Efendi, koleye "Bana bin dirhem odersen ozgursun" dese, hukum yine
boyledir. Ancak Zahiru'r-rivaye'ye gore bu ko~ul, meclisle s1nirl1d1r. Bi~r, EbO
Yusuf'tan (rh.a) diger ko~ullara baglamak gibi, bu nun da meclisle s1n1rl1 olmad1g1n1
rivayet etmi~tir.

Zahiru'r-rivaye'nin dayanag1 ~oyledir: Bu soz, ozgur olmay1 kolenin istegine


baglamak gibidir. c;:unku kole mal1 odemekle odememek aras1nda se~im hakkma
maliktir. Koleye "lstersen ozgursun" dedigi zaman nas1I meclisle sm1rl1 oluyorsa
boyle soyleyince de meclisle s1nirl1 olur.
Bunun a~1klamas1 ~oyledir: Kitabet akdinde kolenin mecliste kabul etmesine
gerek vard1r. Bu konudaki odeme, kitabet konusundaki kabul etme gibidir. $oyle
ki kitabet akdinin hukmu kabul etmekle sabit olur. Dolay1s1yla kitabet akdinde
icabm yaplld1g1 mecliste olan kabul muteber oldugu gibi, efendinin sozunde vakit
gosteren bir ~ey bulunmay1nca mecliste olan odeme muteber olur.
Odenecek maim miktannda ihtilaf ederlerse yeminiyle birlikte efendinin
sozune itibar edilir. c;:unku ko~ula baglama onun sozuyle tamam olmu~tur. Bu
yuzden bor~ miktann1 a~1klama konusunda onun sozune itibar edilir. Konunun
ba~mdaki mesele ise boyle degildir. c;:unku o meselede kole, kabul etmekle ozgur
olmu~tur. Dolay1s1yla aralanndaki anla~mazl1k kolenin odemesi gereken bor~
miktanndad1r. Bu meselede ise kole ancak odemekle ozgur olur. Dolay1s1yla efendi
ile kole arasmdaki anla~mazl1k da ozgur kllmanm ne ile ger~ekle~ecegindedir. Bu
nedenle efendinin sozune itibar edilir.
Her ikisi de delil getirirse kolenin getirdigi delil ustundur. c;:unku iki delil
[7/145] arasmda z1tl1k yoktur. Dolay1s1yla her iki durumda meydana gelmi~ gibi kabul edilir.
Kole iki ko~uldan hangisini yerine getirirse ozgur olur. Aynca deliller baglay1cil1k
gerektirme (ilzam) i~indir. Kolenin delilinde baglay1cil1k anlam1 vard1r. c;:unku kabul
edilince kole be~ yuz dirhemi odeyerek ozgur olacakt1r. Efendinin delilinde ise
baglay1cil1k anlam1 yoktur. c;:unku onun delili kabul edilse bile kole mal1 odemek
zorunda olmayacakt1r.
Talak (Bo§anma) Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 83
ki~i kadtna zina suc;lamastnda bulundugunda ona ceza gerekir. (OnkO c;ocugun
nesebi kocastna baglantnca kadtn "zina etmi~ kadtn" gbrOntOsOnden c;tkar.
Bundan once kendisine zina suc;lamastnda bulunan ki~iye ceza gerekmez. (OnkO
suc;larda mutlaka cezayt gerektiren nedenin var oldugu durum gbz bnunde
bulundurulur. Zina suc;lamastnda bulundugu strada kadtn "zina eden"
gbrunumundeydi.
Koca c;;ocugun kendisine ait oldugunu iddia eder, sonra da kendisine
ceza uygulanmadan oli.irse, iddia nedeniyle c;;ocugun nesebi ona baglamr.
Bundan sonra kadma zina suc;;lamasmda bulunan ki~iye ceza uygulamr.
Aynt ~ekilde kadtn kocastntn c;ocugun kendisine ait oldugunu iddia ettigine
dair delil (tantk) getirir, koca da bunu reddederse c;ocugun nesebi kocaya ait olur.
Bundan sonra zina suc;lamastnda bulunan ki~iye ceza gerekir. (OnkO kocantn
c;ocugun kendisine ait oldugunu iddia ettigine dair delil getirmek suretiyle sabit
olan ~ey, ikrar ile sabit olmu~ gibidir. Bundan sonra kadtna kazifte bulunan ki~iye
ceza gerekir. (OnkO kadtn "zina eden kadtn" gbrunumunde olmaktan c;1km1~t1r.
Koca, hammma zina suc;;lamasmda bulunsa ve kadm da kocanm kendi
[7/54]
kendini yalanlad1gma dair iki tamk getirerek onu dava etse kocaya ceza
uygulamr.
(OnkO delil ile sabit olan ~ey, hasmtn ikrart veya bizzat gbrmek suretiyle sabit
olan gibidir.
Lian yapan kan-koca, bir daha asla lian yapamayacak bir duruma
gelseler; bu durum onlar aynld1ktan sonra meydana gelmi~se, adamm
kadmla evlenmesi Ebu Hanife ve Muhammed (rh.a.)'e gore caizdir. Bu
durum onlar aynlmadan meydana gelmi~se art1k aynlmazlar. Ebu Yusuf
(rh.a.)'a gore ise lian yapan kan-koca bir daha asla bir araya gelemezler.
Biz bu meseleyi daha once ac;1klam1~t1k. EbQ Hanife ve Muhammed (rh a.)'in
gbrO~lerinin bzeti ~udur; kart-kocantn hakim taraftndan ayrilmast ve birbirine
haram olmalart liantn tekrarlanmamast ic;indir. Kari-koca bir daha asla lian
yapamayacak duruma geldiklerinde bu durum ortadan kalkmt~ olmaktadtr.
Z1mmi bir erkegin hamm1 mi.isli.iman olup da kocas1 ona zina
suc;;lamasmda bulunsa ardmdan o da mi.isli.iman olsa kendisine ceza
gerekir.
(OnkO koca, hantmtna zina suc;lamastnda bulundugu esnada o kadtn muhsan
idi. Lian kocantn durumu nedeniyle uygulanamtyordu. (OnkO o kazif s1ras1nda
kafir idi. Bu nedenle kendisine ceza gerekli olmu~tur. Sonra bu ceza kocantn
musluman olmastndan sonra du~mez. Aynt ~ekilde koca, kale ise, han1m1na zina
suc;lamastnda bulunduktan sonra bzgur ktltnsa kendisine ceza gerekir.
224_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

ko~ullarda da boyledir. Bunda efendinin, kolenin ozgur olmas1n1 on ayda on defa


yuz dirhem odemesi ko~uluna baglamaktan ote bir ~ey yoktur. Bin dirhemi bir
defada odemekle yukumlu tutsa mukatebe olmaz. Ko~ul ~eklen ger<;ekle~medigi
surece kole ozgur olmaz. On defa odeme ko~uluna baglamak da boyledir.
Ebu Suleyman rivayetinin ac;1klamas1 ise ~oyledir: Efendi, odemeyi taksitlere
baglayinca bu soz, kitabet akdi anlamina gelmi~tir. Veresiye yapmak ve taksite
baglamak kitabet akdinin hukumlerindendir. Akitlerde soz degil, anlam dikkate
alin1r. Gormez misin efendi "Bu koleyi sana ~u kadar para kar~i11ginda temlik
ettim" dese, sat1~ sozunu ac;1kc;a soylememi~ bile olsa bu, sat1~ olur. Aynca taksite
baglamak kolayl1k ic;indir. Kolayl1k ise odemesi gerekli olan malda olur. Boylece
efendinin koleyi mal borcu alt1na soktugunu anl1yoruz. Kolenin mal borc;lanmas1
ise ancak kitabet akdi ile olur.
Efendi cariyeye "Bu ayda bana bin dirhem odeyince ozgursun" dese, cariye o
ayda odemeyip ba~ka bir ayda odese, her iki rivayete gore de ozgur olmaz. Ebu
Hafs nushalarinda boyle delil getirilmi~tir.
Ebu Suleyman rivayetine gore aradaki fark1n ac;1klamas1 ise ~oyledir: Bu sozde
kitabet akdi anlam1n1 gosteren taksite baglama ve kolenin odemesini kolayla~t1rma
gibi bir ~ey yoktur. Aksine mal1 hemen odenmesi ko~ul ko~ulmu~tur. Bu yuzden bu
sbz kitabet akdi olmad1. Odeme olmadan ayin gec;mesiyle ko~ul da
gerc;ekle~memi~tir. Bundan dolay1 kole ozgur k1l1nmaz. Efendinin taksite baglamas1
durumunda ise boyle degildir.
Efendi, "Bana ne zaman bin dirhem odersen sen ozgursun" dese ve cariye
odemeden once efendi olse, diger ko~ullara baglamak gec;ersiz oldugu gibi, bu soz
de gec;ersiz olur. c;:unku efendinin olumunden sonra sozun hukmunun devam
etmesinin yaran yoktur. (unku cariye mirasc;1nin mulku olmu~tur. Art1k efendinin
mulku uzerinde ko~ulun gerc;ekle~mesi du~unulemeyecegi ic;in, cariye ozgur olmaz.
Kitabet akdi ise boyle degildir. c;:unku kitabet akdiyle, mukateb kolenin elindeki
mala malik alma niteligi sabit olmu~tur. Bundan dolay1 mirasc;1n1n mulku olmaz.
Fakat kitabet bedelini odeyip de ozgur oluncaya kadar efendisinin mulku
hukmunde kal1r.
Efendi, "Ben oldukten sonra bin dirhem odersen ozgursun" dese bu vasiyet
olur. c;:unku efendinin icab1 konusunda bedelli ve bedelsiz ozgur kilma ayn1d1r.
"Olumumden sonra ozgursun" dese gec;erli olur. Ayn1 ~ekilde "Olumumden sonra
bin dirhem odersen ozgursun" dese hukum ayn1d1r. Cariye mal1 getirince
efendinin vaslsi mal1 kabul edip onu ozgur kilmak zorundad1r. Cariyenin degeri bin
dirhem veya daha az ise istihsanen ba~ka bir ~ey yapmas1 gerekmez. Bin dirhemin
uzerinde ise bin dirhem uzerindeki k1s1m efendinin mal1nin uc;te birinden gec;erlidir.
Bu mesele ile hasta meselesi aras1nda fark yoktur.
Kiileyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 225
Efendi, iki kolesine, "Bana bin dirhem odediginiz zaman ozgursunuz" dese ve
kolelerden biri pay1n1 (be~ yuz dirhem) odese ozgur olmaz. <;:unku ozgur olma
ko~ulu, mal1 birlikte odemeleridir. Ko~ul, ko~ula baglanan ~eyi parc;a parc;a degil,
buti.Jnuyle kar~ilar. Bu bedelli akitlerin hukumlerindendir.
Yine kolelerden birisi bin dirhemi tek ba~1na odese yine ozgur olmaz. <;:unku
ko~ul, ikisinin odemesidir. Dolay1s1yla birisinin odemesiyle ko~ul gerc;ekle~mez.
Odeyen, "Be~ yuz dirhemi bendendir, bewuz dirhemini de sana bdemem ic;in
arkada?1m gondermi?tir" dese, ozgur olurlar. <;:unku elc;inin odemesi gonderenin
odemesi hukmundedir. Boylece birlikte odemeleri ko~ulu gerc;ekle~mi~ olur.
Onlar ad1na bin dirhemi ba~ka birisi odese ozgur olmazlar. <;:unku ko~ul [7/147]
ikisinin odemesidir. Kitabet akdinde ise ozgur olmanin ko?ulu borc;tan
kurtulmakt1r. Bu, efendi kabul edince, ba~ka birinin odemesiyle de gerc;ekle~ir.
Sonra odeyen odedigini geri alabilir. <;:unku onlann ozgur olmas1 ic;in
odemi?tir. Ancak maksad1 gerc;ekle~memi?tir. "Onlann ozgur olmas1 ko?uluyla
bunu sana oduyorum" veya "Onlan ozgur k1lmak ko?uluyla bunu sana
oduyorum" dese ve efendi bu ko?ulla kabul etse, koleler ozgur olur. Mal ise
odeyene geri doner. Koleler ozgur olur. <;:unku efendinin bu ko~ul ile kabul
etmesi, onlan ozgur kllmas1 hukmundedir. Odeyenin odedigini geri talep etme
hakk1 vard1r. <;:unku ozgur olman1n bedeliyle yabanc1 birisi yukumlu olmaz. Nitekim
biz bunu onceki konuda ac;1klam1~t1k.
Yabanc1 olan, paray1 odeyip sonra, "Onlar bana, kendileri adina sana
bdememi emretmi~lerdi" dese ve efendi kabul etse ozgur olurlar. <;:unku o, bdeme
konusunda kolelerin elc;isidir. Elc;inin odemesi ise onu gonderenin odemesi
hukmundedir.
Efendinin kolesine "Ne zaman bana bin dirhem bdersen" veya "Bana bin
dirhem odersen ", ya da "Bana bin dirhem bdedigin zaman ozgursun" demesi,
istihsana gore koleye ticaret izni vermesi demektir. <;:unkO izin verme delili vard1r.
~byle ki efendi onu mal odemeye te~vik etmi~tir Kolenin ise bdemesinin tek yolu
kazanmas1d1r. Dolay1s1yla bu soz, onu borcunu bdemesi ic;in kazanmaya te?vik
etmek olur. Efendi, kblenin dilencilik yaparak kazanmasin1 kastetmemi?tir. <;:unku
dilenme, ki?iyi alc;alt1r. Kuc;uk di.J?i.Jrur. Dolay1s1yla efendinin maksad1 sadece ticaret
yaparak kazanmakt1r. Delaleten izin, ac;1kc;a izin gibidir. Gbrmez mi sin" Her ay ?U
kadar olmak uzere bana bin dirhem ver" demesi de kolenin ticaret yapmas1na izin
vermek demektir. Kole, iki bin dirhem kazan1p bin dirhem bderse ozgur olur.
<;:unku ko~ul gerc;ekle?mi~tir. Efendi, geriye kalan bin dirhemi de alabilir. <;:unku o,
kolesinin kazanc1d1r. Mukateb kale ise boyle degildir. <;:Onku onun kazanarak elde
ettigi mallara, sahip oldugu kitabet akdiyle malik olmu?tur . Bundan dolay1
borcunun uzerindeki kazanc1 kendine ait olur.
226_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Burada ise kolenin kazand1g1 mallara malik olma, sabit degildir. Biz bunun
kitabet akdi anlam1nda olduguna odeme aninda itibar ederiz. Boylece kolenin
zaran ve aldanmas1 giderilmi~ olur. Bu, kolenin odemesi ko~ul k1l1nan miktarda sbz
konusudur. Biz de onun hakk1n1, odeyecegi miktardaki malda koruduk. Odeyecegi
miktann uzerindeki miktar ise efendiye aittir. c;:unku zaruret gerekc;esiyle sabit olan
~ey zaruret yerini a~maz.
Efendi, "Bana bin dirhem odedigin zaman bzgursun" dese, kble de efendiye
"Borcumu biraz eksilt" veya "Onun yerine yuz dinar kabul et" dese, bunun
uzerine efendi borcundan yuz dirhem eksiltse, o da dokuz yuz dirhem odese bzgur
olmaz. Gormez misin efendi onu malin tamam1ndan ibra etse yine ozgur
olmamaktad1r. c;:unku ko~ul, bin dirhemin odenmesidir. Dokuz yuz dirhemin
odenmesiyle bu ko~ul gerc;ekle~mez. Kitabet akdi ise bbyle degildir. c;:unku kitabet
akdinde mal, mukatebin zimmetinde borc;tur. Dolay1s1yla gerek tamam1, gerek bir
k1sm1 ibra edilebilir. Burada ise kblenin zimmetinde bir bore; yoktur. Dolay1s1yla
borcu eksiltmek veya ibra etmek gec;ersiz olur. Ko~ulu gerc;ekle~tirmedigi surece
ozgur olmaz. Efendinin kendinden ald1g1 mal1 geri alamaz. c;:unku kazanc1
efendisinin mulkudur. Bu ~una benzer: Efendi "Bana bir yll hizmet edersen
bzgursun" dese, kole bir ylldan eksik hizmet etse, efendi geriye kalan hizmetten
vaz gec;se, kole ozgur olmaz. c;:unku ko~ul gerc;ekle~memi~tir.
Yine efendi kble ile hizmet yerine mal bdemesi uzere sulh yapsa sulh gec;ersiz
olur. Kole ozgur olmaz. c;:unku ko~ula baglanm1~ ozgur kilma, ko~ulun kendisi
gerc;ekle~tirilmedigi surece gerc;ekle~mez. Bu sulh ile hizmet gerc;ekle~mi~ olmaz.
Bundan dolay1 kble ozgur olmaz. Ancak efendi, koleye sulh yaparken "Sen bunu
odersen ozgursun" derse (ko~ul gerc;ekle~ir ve kole ozgur olur.)
Efendi, kolesine "Bana ~u kadar ticaret mal1 verirsen bzgursun" dese, kole de
[7/148] onu verse ozgur olur. c;:unku ko~ul gerc;ekle~mi~tir. Ancak bu, bin dirhem gibi,
kitabet akdinde bedel olmaya elveri~li bir ~ey ise, efendi onu kabul etmek
zorundad1r. Kitabet akdinde bedel olmaya elveri~li degilse efendi kabul etmek
zorunda degildir. Fakat kabul ederse kole ozgur olur. c;:unku efendinin kabul
etmeye zorlanmas1 kitabet akdi anlam1 olmasindan dolay1d1r.
Efendi, "Bana ve c;ocuguma bir yll hizmet et sonra ozgursun" veya "Bana ve
c;ocuguma bir y1I hizmet ettigin zaman ozgursun" dese ve bir yil gec;meden olse
kole ozgur olmaz. c;:unku ko~ul gerc;ekle~memi~tir. Ac;1klad1g1m1z uzere ko~ula
baglama efendinin olumuyle gec;ersiz olur. c;:ocugun blmesi durumunda da
blumuyle ozgur olma ko~ulunun gerc;ekle~me imkan1 kalmam1~t1r. Bu yuzden
c;ocugun olumunden sonra da ozgur olmaz.
Efendi, "Sen bir y1I bana hizmet etmen ko~uluyla bzgursun" dese ve kble
kabul etse bzgur olur. Hizmet etmek de onun gbrevidir. Bundan sorumlu tutulur.
c;:unku efendi burada hizmeti kabul etmesi ile ozgur olmas1n1 gerekli kilm1~t1r.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _227
Birinci durumda ise hizmetin gerc;ekle~mesi ile ozgur olmay1 gerekli k1lm1~t1r. Belli
bir sure hizmet etmek bedel olmaya elveri~lidir. Bu nedenle kolenin, ozgur olman1n
bedeli olarak hizmet borc;lanmas1 gec;erlidir.
Efendi olurse, EbO Hanife (rh a )'in son goru~une k1yasla, mirasc;1lar koleyi y1l1n
geriye kalan k1sm1ndaki hizmetin degeri ile sorumlu tutabilirler. EbO Yusuf (rh a.)'un
goru~u de boyledir. EbO Hanife (rh a )'in ilk gbru~une ve Muhammed (rh a )'e gore
ise mirasc;1lar kbleyi y1lin geriye kalan k1sm1nda hizmet etmekle sorumlu tutabilirler.
Isa (lbn Eban) ~oyle dedi: "Bu yanl1~t1r. Aksine Or; imamin goru~une gore
koleyi yil1n geriye kalan k1sm1nda hizmet etmekle sorumlu tutabilirler. c;:unku
hizmet kolenin borcudur. Efendinin mirasc;1s1 bu hizmette onun yerine gec;er.
Nitekim efendi koleyi bin dirhem kar~1l1g1nda ozgur kilsa ve bir k1sm1n1 alsa, sonra
olse, mirasc;llar onu bin dirhemden geriye kalan miktarla sorumlu tutabilirler. Fakat
Zahiru'r-rivaye'de "lnsanlar hizmette farkl1 farkl1d1r. Ko~ul, kolenin efendiye hizmet
etmesidir. Kolenin olmesiyle oldugu gibi efendinin olmesiyle de bu ko~ulun
gerc;ekle~mesi imkans1z olur" demi~tir.

Bir y1I tamamlanmadan once kale olse EbO Hanife (rh a.)' in son goru~une gore
efendi onun terikesinden, y1ldan arta kalan hizmet olc;usunde kolenin degerinden
alabilir. (ornegin; kale alt1 ay hizmet etmi~ ve olmu~se efendi kolenin degerinin
yansin1 al1r) EbO Yusuf (rh.a )'in goru~u de boyledir. EbO Hanife (rh a )'in ilk goru~une
ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise hizmetin degeri uzerinden al1r. Bu meselenin asl1
BuyO' (al1m sat1m) konusundad1r. $byle ki bir kimse kolesini bir cariye kar~1l1g1nda
satsa ve cariyenin sahibinin ba~kas1 oldugu anla~1lsa veya teslimden once olse EbO
Hanife (rh a )'in son gbru~une gore al1c1, degerini koleden talep eder. EbO Yusuf
(rh a )'in goru~u de boyledir. EbO Hanife (rh.a )'in birinci goru~une gore ise cariyenin
degerini talep eder. Muhammed (rh a )'in goru~u de bbyledir. Ancak bu miktar
kuvvetli degildir. c;:unku hizmet eve hizmet etmekten ibarettir. Bu ise insanlar
aras1nda bilinen bir konudur. lnsanlar bu konuda birbirinden farkl1 degildir.
Dolay1s1yla efendinin olmesiyle bzgur alma ko~ulu gec;ersiz olmaz.
Fakat dogru olan, ~oyle demektir: Hizmet, yarardan ibarettir. Yarar ise miras
olmaz. Bundan dolay1 efendinin olumunden sonra hizmeti aynen devam ettirmek
mumkun degildir. Bu nedenle ihtilaf ettikleri ~eye gore hizmetin degeri veya
kolenin degeri esas al1nm1~t1r.
Her tLirlu eksiklikten munezzeh olan Allahu Teala dogruyu en iyi bilendir.
Donu~ ve son van~ O'nad1r.
228 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

[7/149] 0MM0 VELEDLERiN SATILMASI


Islam hukuki;;ular1n1n bOyOk i;;ogunluguna gore OmmO veled 113 olan bir
cariyenin satilmas1 gei;;ersizdir. Ancak Bi~r el-MOreysl, Davud ez-Zahirl (rh.a.) ve ona
tabi olan Zahirllere gore Ommo veled olan cariyenin satllmas1 caizdir. (OnkO onlara
gore cariyenin dogum yapmadan once bir mal say1lmas1 ve sat1m konusu
olabilecegi kesin olarak bilinmekteydi. Kesin olarak bilinen bir ~ey ise ancak kendisi
gibi kesin olarak bilinen ba~ka bir ~ey ile ortadan kald1rilabilir. Haber-i vahid 114 ise
kesin bilgi ifade etmez.
Biz bu gbrO~e kar~1 ~byle diyoruz: "Cariye, efendiden gebe kald1ktan sonra
art1k kesinlikle sat1lamayacag1 ortaya i;;1kar. Dolay1s1yla yukanda onlann da belirttigi
gibi bu kesin husus, yine kendisi gibi ba~ka kesin bir bilgiyle ortadan kald1rllabilir.
(ocuk dogduktan sonra ise kesin olarak bi linen ba~ka bir husus yoktur."
Eger onlar, "Bu cariye gebe iken sat1lamaz. (OnkO karn1nda bzgOr bir c;ocuk
bulunmaktad1r. Halbuki i;;ocugun dog um dolay1s1yla anneden aynld1g1ni biliyoruz."
~eklinde bir itirazda bulunurlarsa ~u cevab1 veririz;

"Mesele sizin ai;;1klad1g1niz gibi degildir. Aksine annenin satllamamas1 onun


bir parc;as1nda bzgOrlOgOn var olmas1 dolay1s1ylad1r. (OnkO c;ocuk, bzgOr bir
erkekle bzgOr olmayan bir kad1nin cinsel ili~kide bulunmalan sonucunda
dogmu~tur. Annenin yumurtas1 kendisinin bir pari;;as1d1r. Annenin bir pari;;as1nda
bzgOrlOgOn var olmas1 onun sat1lmas1na engel olu~turur. Sbz konusu durum,
i;;ocuk dogduktan sonra ortadan kalkmaz. Omer (r.a.) da buna i~aret ederek ~byle
demi~tir; "Onlan, etleriniz etleri ile, kanlann1z kanlan ile kan~t1ktan sonra m1
satacaks1n1z?" Vey a bu cariyenin sat1lamamas1, c;ocuk arac1l1g1yla onun efendiye
baglanmas1 gerekc;esine baglanabilir. Bu durumda olan cariyelere, "efendinin
c;ocugunun anas1" denir. Cariyenin bu ~ekilde efendiye baglanmas1 onun
bzgOrlOgOne kavu~mas1ni gerektirir. Bunun zorunlu bir sonucu olarak da
satilamayacag1n1 kabul etmek gerekir. (ocuk dogduktan sonra da sbz konusu bu
hak iyice peki~ir. Ortadan kalkmaz. Aynca konuyla ilgili olarak pek i;;ok me~hur
hadis bulunmaktad1r;
lkrime'nin (r a), lbn Abbas'tan (r.a) rivayet ettigi bir hadiste Peygamber (s av)
~byle buyurmu~tur:

~ ;.~:;:. ;~:~~ ~ LA.p ~ ..:.,.uj !-'1 wl


"Efendisinden r:;ocuk doguran her cariye, onun vefatmdan hemen sonra
6zgOr!OgOne kavu~ur. " 715

Omm-i veled I ..I.I }I fl: Sahibinden ~ocuk dOnyaya getiren cariyedir.


113

Haber-i Vahid I ..1>1)1 ~: MOtevatir ve me~hur mertebesine ula~mayan her devirde bir veya iki
114

gibi s1nirl1 say1daki ravinin yine kendileri gibi sin1rll say1da raviden rivayet ettikleri hadistir.
115
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/317; Darim1, Buyu' 38.
Ktileyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 229
Peygamber'in (s.a.v.) cariyesi Mariye (r.a ), lbrahim'i dogurduktan sonra
Peygamber'e (sa.v); "Onu ozgur k1lmayacak m1s1n?" denildiginde ~byle
buyurmu~tur;

!j,lJj 1+~~c.i Jj
"Dogurdugu c;ocuk onu zaten ozgur kt!mt:jttr. " 776
Bu iki hadis, ummu veled olan cariyenin bzgurluge kavu~ma hakk1
kazand1g1n1 ac;1kc;a ortaya koymaktad1r. Bu da onun sat1lmas1na engel
olu~turmaktad1r.

Said b el-Museyyeb ~byle demi~tir:

0~ _j, ~ '10tj ·: l~ll _f.- ~ ~'i}ii 9lf.:l ~ rLj ~~I)....~\ j~) j-4l
"Peygamber (sa vJ Qmmu veled olan cariyelerin, efendinin b1rakt1g1 maim uc;te
biri dt:jtnda tutularak ozgur/Qk/erine kavu:jturulmalannt ve efendinin borcuna
kar:jtltk olarak satt!mamalanm emretmi:jtir. " 117 Bu rivayet, ~u hukumlere deli I
olu~turur;

a) Cariyenin mal olma bzelligi son bulmu~, ozgurluge kavu~ma hakk1n1


kazanm1~t1r. Aynca efendinin b1rakt1g1 malin uc;te biri d1~1nda tutularak bzgur
olacag1 ic;in ona deger de bic;ilemez.
b) Efendinin alacakl1lan, haklanni onu satarak tahsil edemezler.
c) Efendi hayatta iken cariyeyi ihtiyac;lanni kar~1lamak ic;in satamayacag1 gibi,
oldukten sonra mirasc;1lan bu amac;la onu satamazlar.
Bu konuyla ilgili olarak Sela me b. Ma'kil (r a )'dan rivayet edilen bir ba~ka
hadis de ~byledir:
"Habbab b. Amr (r a) beni satin ald1 ve ben ondan bir c;ocuk dogurdum. Daha
sonra o vefat etti. Ben Peygamber'e (s.a.v.) gelerek durumumu anlatt1m.
Peygamber; "Habbab'1n mirasc;1s1 kim?" dedi. Ebu Bi~r b. Amr, bir ~eyler sbyledi.
Buna ragmen Peygamber (s.a v.) ~byle buyurdu; " Bu cariyeyi ozgur kt!tn. Eger esir
cariyeler getirilirse bize ba:jvurun ve ona kar:jtftk o/arak size ba:jka bir cariye
verelim."
Bunun yorumu ~udur: Habbab'1n mirasc;1lan, c;ocugun ondan oldugunu inkar
etmi~lerdir. Fakat Peygamber (s av.) ihtiyaten cariyeyi bzgur kllmalann1 emretmi~tir.
Kar~1l1k olarak kendisinin ba~ka bir cariye verecegini ona vadetmi~tir.

116
Abdurrezzak, Musannef, VII, 233; lbn Mace, ltk 2; Hakim, Mustedrek, II, 23.
117
lbn EbO $eybe, Musannef, IV/41 O; Darekutn\, Sunen, IV/134; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, X/344;
Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/297.
-
230_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsilt
Bu da cariyenin efendiden \Ocuk d0Gurmas1n1n a\1k olmas1 durumunda, ona
ozgur kll1nma hakk1 kazand1rd1g1n1 ortaya koymaktad1r. Dolay1s1yla sat1lmas1 da
ge\erli olmayacakt1r.
Ubeyde es-Selman!, Ali bin EbO Talib (r a.)'in ~oyle dedigini rivayet etmi~tir;
"Omer (r a), um mu veled olan cariyelerin ozgurluklerine kavu~malan konusunda
[7/150]
bana dan1~t1. lkimiz de onlann ozgur olacaklannda fikir birligi ettik. Ancak daha
sonra onlann, normal kolelik statUsune tabi olmalan gerektigini du~unmeye
ba~lad1m." Bunun uzerine EbO Ubeyde (r a.); "lki adil insan1n ortakla~a
benimsedikleri bir goru~, bana gore bir adil insanin tek ba~1na savundugu goru~ten
daha tutarl1d1r." demi~tir.
Bu, "Om mu veled olan cariye, ozgurluge kavu~ma hakk1n1 ba~1ndan beri hak
etmi~tir" hukmu uzerinde sahabenin icma ettigini gosterir.

"Peki Ali, (r a.) bu a~amadan sonra, icmaya ayk1n bir goru~u nasll
savunabilmi~tir?" ~eklinde bir soruya ~u cevab1 vermemiz mumkundur; "Ali, 'bir
ittifak1n icma sayllabilmesi i\in, soz konusu ittifak1n meydana geldigi as1rda
ya~ayan mLi\tehitlerin olmesi gerektigini' savunuyor olabilir.

Aynca onun 'daha sonra onlann normal kolelik statUsune tabi olmalan
gerektigini du~unmeye ba~lad1m' ~eklindeki sozu ~u anlama da gelebilir; 'Boyle bir
cariyenin, degerini odemeye \al1~makla yukumlu olmas1 gerektigini, du~unmeye
ba~lad1m.' Buna gore Ali'nin ayk1n goru~u cariyenin ozgurlugune kavu~abilmesi
noktas1nda degil, bu ozgurlC1gu hangi yolla ve nas1I saglayacag1 noktas1nda
olacakt1r. Bu, olenin b1rakt1g1 terikenin tamam1ndan m1 U\te birinden mi olacakt1r?
Ibrahim en-Nehal, Omer (r a.)'1n, Peygamber'in (s.a.v.) minberine \lkarak ~oyle
dedigini rivayet etmi~tir;

Li.'] .}'°
·- ..::..i · ·
, Y
~. L'~0 l~ .;
u~ , j·\j1..:,.1:~\
·1- :i'J
':] j- i? , ~ C:-
,.. ~1• 'J1
"Dikkat edin! Ommu veled a/an cariyelerin satt!mas1 haramdtr. Efendileri
118
vefat ettikten sonra da tekrar ko/e/ige dondurulme!eri mumkun degildir. "
Hammad b. Suleyman, Ibrahim en-Nehal'nin "cariye butUn organ Ian belirgin
duruma gelmi~ bir du~uk yaparsa, yine efendiye ummu veled olur" goru~unde
oldugunu rivayet etmi~tir. el-Hakem, Ibrahim en-Nehal'den ~u ~ekilde bir goru~ de
rivayet etmi~tir; "Kad1n bir et par\as1 veya kan p1ht1s1 du~urse, bununla cariye
um mu veled olur." Ibrahim en-Nehal bu goru~u benimserken, muhtemelen Omer
(r a) hadisindeki gibi "ozgur baban1n spermi ile cariyenin yumurtas1n1n dollenmesi"
olgusunu, cariyenin ummu veled olabilmesi i\in yeterli bulmu~tur.
Biz bu son goru~u kabul etmiyoruz. Sadece Hammad'1n ondan rivayet ettigi
goru~u kabul ediyoruz. c;:unku organlan belirginle~memi~ bir du~uk, \ocuk

11 8
Abdurrezzak, Musannef, Vll/292; Darekutnl, SCmen, IV/134; Zeylel, Nasbu'r-raye, Ill, 296-297.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
231
say1lamaz. Dolay1s1yla cariye onun araci11g1yla ummu veled olamaz. Fakat organlan
k1smen de olsa belirgin duruma gelmi~ bir du~uk, hukum bak1m1ndan c;ocuk
say1lacag1ndan, cariye onun araci11g1yla efendiye baglan1r.
Bir kimse cariyesinin karn1ndaki ceninin kendisinden oldugunu itiraf ederse,
cariye kendisine ummu veled olur. Onun hizmetlerinden ve cinselliginden
yararlanir. Yaln1z cariyenin mulkiyetini ba~ka birisine gec;iremez.
Efendinin sbz konusu itiraf1ndan sonra cariye tam bir dogum yaparsa, bu
durum, herhangi bir problem olu~turmaz. c;:unku c;ocugun nesebi, itirafta
bulundugu ic;in efendiye baglanacakt1r. Onun itiraf1 ile c;ocugun nesebinin sabit
olu~u, dollenme an1ndan itibaren ba~lar. Onun ikran da mahalline rastlam1~t1r.

Bu cariye, ac;1k bir dogum yapmam1~, efendi, anne karninda bir ~i~kinlik
bulundugunu zannederek sbz konusu ikran yapm1~, cariye de onu tasdik etmi~se,
yine efendiye ummu veled olur.
c;:unku cenin (yuk) sbzcugu "c;ocuk" ic;in kullanilmaktad1r. Aynca efendinin
daha onceki itiraf1 dolay1s1yla cariye bzgurluge kavu~ma hakk1 kazanm1~t1r. Ozgur
k1lman1n kendisi konusundaki ittifaklann1 gec;ersiz saymalan kabul edilmedigi gibi,
bu hakk1n gec;ersiz duruma gelmesine neden olacak noktalardaki beyanlan da
onaylanmaz. Efendi, cariyesine "karnindaki c;ocuk bendendir" demi~se verilecek
olan hukum yine budur.
Efendi, cariyesine "karn1ndaki bendendir" dedikten sonra ikisi de onun bir
~i~lik oldugunu tasdik etseler, efendi cariyeyi satabilir.c;:unku efendinin cariyesine
sbylemi~ oldugu sbz, c;ocugun onun karn1nda bulundugunu gbsterecek ~ekilde
ac;1k degildir. Dolay1s1yla yukanda deginilen hukmun aksine efendi burada cariyeye
bzgurluge kavu~ma hakk1 verecek bir itirafta bulunmu~ olmaz.
Efendi, cariyesi ic;in "eger gebe ise c;ocuk bendendir" dedikten sonra cariye
bir c;ocuk dogursa veya organlan belirgin duruma gelmi~ bir du~uk yapsa; sbz
konusu dogum veya du~uk alt1 aydan once meydana gelmi~se ve efendi dogumu
ikrar ederse cariye ummu veled olur. c;:unku cariyenin bu c;ocugu dogurmas1 onun
ikran ile sabittir. Aynca efendi bu itirafta bulundugu s1rada c;ocugun anne karn1nda
bulundugu biliniyordu.
Efendi bu dogumu inkar ettigi halde, bir kad1n onun aleyhinde tan1kl1kta [7/151]
bulunursa, bu caiz olur. Bununla nesep sabit bulunur.c;:unku dogum olay1n1n
meydana geldigini ispatlamak ic;in bir tek kad1n1n tan1kl1g1 t1pk1 efendinin tek
ba~1na yapt1g1 ikrar gibi yeterlidir. Nesep ve ummu veledlik konusu ise, ebenin
tanikl1g1 ile degil, yaln1z efendinin ikran ile sabit olur.
Efendinin mudebber olan cariyesi kendisinden bir c;ocuk dogursa, cariye
efendiye ummu veled olur. Mudebberlik sona erer. Bu hukum ~u anlama
gelmektedir: Cariye ummu veled olduktan sonra art1k mudebberlik hukumleri
232_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit
uygulanamaz. (unku her iki durumda da cariye derhal bzgurlugune kavu~ma
hakk1 elde edecek, ancak onun ozgur olmas1n1n yururlugu, efendinin olumunden
sonra uygulamaya konulacakt1r. Ommu veled olma yoluyla bzgurlugu hak etmek
ise daha etkindir. Nitekim bu yolla cariyenin ozgurlugune kavu~mas1, efendinin
butUn mal1 gbz onune alinarak gerc;ekle~tigi durumda, mudebberlik yoluyla
ozgurlugune kavu~mas1 b1rakt1g1 malin uc;te birlik k1sm1nda gbz onune al1nir. Bu
yuzden daha guc;lusu varken zay1f olan tercih edilmez. l~te bu yuzden Muhammed
(rh.a.) "mudebberlik sona erer" demi~tir.
Efendi sagl1kl1 iken bir cariyesini gbstererek onun kendisinden c;ocuk
dogurdugunu itiraf ederse, sbz konusu cariye onun ummu veledi olur.(unku
efendi dogrudan cariyeyi bzgur kilma yetkisinin bulundugu bir donemde, ona
ummu veled olmak suretiyle ozgurlugune kavu~ma hakk1 oldugunu ikrar etmi~tir.
Herhangi bir ikrarda bulunan bir kimse, bu i~lemi kendisi hakk1nda gec;erli olmak
uzere yapm1~t1r. Bu da t1pk1 kendisinden ba~ka hic;bir kimsenin hakkin1n olmad1g1
bir yerde hak ikrar etmesine benzer. lkrar yoluyla sabit olan bir ~ey, tanikl1k yoluyla
sabit olmu~ gibi kabul edilir.
Efendi sbz konusu itiraf1 blum hastas1 oldugu bir dbnemde yaparsa; eger
cariyenin yan1nda hayatta olan bir c;ocuk bulunuyorsa yine yukandaki hukum
uygulan1r.(unku bu itiraf dolay1s1yla c;ocugun nesebi efendiye baglan1r. Olum
hastas1 olan bir kimse, " herhangi bir c;ocugun nesebinin kendisine ait oldugunu
itiraf edebilme" konusunda k1s1tl1 degildir. (ocugun nesebinin efendiye ait olmas1
ise cariyenin ummu veled olduguna delil olu~turur. Bu delil, cariyenin bizzat
taniklarla efendinin ummu veledi oldugunu ispatlamas1 gibi degerlendirilir.
Arna yan1nda c;ocuk bulunmuyorsa cariye efendinin b1rakt1g1 malin uc;te
birinden ozgur k1lin1r. (unku efendinin cariyeye bzgurlugune kavu~ma hakk1
kazand1ran ikran, bir bzgur k1lma i~leminin uygulanmas1 gibi degerlendirilir.
Eger cariyeyi herhangi bir ko~ula baglamadan bzgur k1lsayd1, malin1n uc;te
birlik pay1 goz bnune al1nacakt1. (unku efendinin hastal1g1 ile, mirasc;1lar onun
b1rakt1g1 mal uzerinde hak sahibi olmu~lard1r.
Bunun ac;1klamas1 ~byledir: Cariyenin yan1nda hayatta olan bir c;ocuk varsa,
efendi c;ocugunun nesebini kendisine baglamak ihtiyac1ndad1r. (unku neslini
devam ettirmesi ancak bu ~ekilde mumkundur. Efendinin boyle bir ihtiyac; duymas1
ise mirasc;ilannin haklanna gore daha bnceliklidir. Efendi bu ihtiyac1 dolay1s1yla
cariyeyi de c;ocukla birlikte bzgurlugune kavu~turdugu ic;in, sbz konusu ozgur
k1lma i~lemi tUm mal1 gbz bnune al1narak yap1lacakt1r.
Arna yan1nda c;ocuk yoksa, efendi sbz konusu ikrar1, bu ihtiyac1ndan dolay1
yapm1~ say1lmayacak, olumunden sonra cariyenin ozgur olacag1n1 ikrar etmi~
olacakt1r. Bu yuzden de cariye efendinin b1rakt1g1 malin uc;te birinden ozgurluge
kavu~tu rulacakt1 r.
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _233

Efendi, ummu veled olan bir cariyesini ba~kas1yla evlendirebilir. c;:unku


efendinin bu cariyenin cinselliginden yararlanmas1 onun mulkiyetine malik olmas1
yuzundendir. Bu ise efendiyi baglay1c1 bir durum degildir. Dolay1s1yla efendinin
ummu veled olan cariyesini ba~kas1yla evlendirmesine engel olu~turmaz.
Bu cariye evlendigi kocas1ndan bir c;:ocuk dogurursa, c;:ocuk da annesi ile ayni
hukumlere tabi olur. c;:ocugun nesebi ise, babas1na baglan1r.c;:unku cariye, c;:ocugu
onun nikah1 alt1nda iken dogurmu~tur. Annenin ummu veled olma hakk1 bu c;:ocuk
ic;:indir. 0, annenin bir parc;:as1d1r. Anne ummu veled iken dogmu~tur. Nitekim
cariye, efendinin olumu ile ozgur olur. Hie;: bir kimse ic;:in c;:al1~mas1 gerekmez.
Cariyenin ba~kas1ndan olan c;:ocugu da ayn1 hukumlere tabi olur. Gormez misin
ozgur bir kadindan dogan c;:ocuk da ozgurdur.
Ommu veled olan cariye diyet gerektiren bir sue;: i~leyecek olursa, efendi onun
degeri tutarinda bir odeme yapar. Soz konusu suc;:un diyeti cariyenin degerinden
fazla olsa bile, efendi sadece bu miktarda bir odeme yapmakla yukumludur. Daha
fazlas1yla sorumlu tutulamaz.
c;:unku cariyenin daha once ummu veled statLisune girmi~ olmas1 onun i~lemi~
oldugu suc;:a kar~il1k olarak maktulun velilerine iade edilmesine engel olu~turur.
Hatta efendinin bu konuda sec;:me hakk1 yoktur. c;:unku onun boyle bir sue;:
i~leyebilecegini daha onceden kestirmesi mumkun degildir. Cariye, ummu veled
statLisunde bulunmay1p, i~ledigi suc;:a kar~1l1k magdura verilmesi mumkun olsayd1,
soz konusu suc;:un diyeti kendi degerinden fazla bile olsa, efendi onu verecekti.
c;:unku efendi onu ummu veled yapmakla, cinayete maruz kalan, sadece bir cani
(cariyeyi) vermemi~ olur.
Bu cariye gasp veya harcay1p tLiketmek yoluyla dogan borc;:larin1 ne kadar 1711521
olursa olsun kendisi c;:al1~arak odemekle yukumludur.
c;:unku bore;: onun zimmetine gerekmi~, ait olmu~tur (terettup etmi~tir). Eger
bu cariye sat1m konusu olabilseydi borc;:larina kar~il1k olarak sat1l1r, butLin kazanc1
ve satilmas1 yoluyla elde edilen gelirle borc;:lari odenirdi. Arna cariye ummu veled
oldugu ic;:in boyle bir ~ey mumkun olmad1gina gore, borc;:larin1n elde ettigi
kazanc;:tan odenmesi gerekir. Halbuki diyet gerektiren bir sue;: i~lemesi durumu
bundan farklld1r. c;:unku bu durumda diyet sorumlulugu suc;:u i~leyenden
uzakla~1rken, ona en yak1n olan ki~i bu odemeyle yukumlu olmaktad1r. Gormez
misin kolenin zimmetinde bulunan bore;:, kole satild1ktan sonra da devam ettigi
durumda, sue;: i~lemesi nedeniyle dogan diyet yukumlulugu, satild1ktan veya ozgur
kil1nd1ktan sonra onun boynunda devam etmez.
Efendi reddetmedigi surece ummu veled olan cariyenin c;:ocugu nesep
itibariyla efendiye bagl1d1r.
c;:unku efendi onun cinselliginden istifade edebilmektedir. Nitekim
Peygamber (s.a v) ~oyle buyurmu~tur;
--
234 _ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit

~~
·1 - ;i1 :Jy_i,
"(ocugun nesebi, kadtntn cinselliginden yarar!anma hakkt kime aitse ona
baglantr. " 179 Ancak bu nesep bag1, biz Hanefllere gore s1rf efendinin reddetmesi
nedeniyle ortadan kalkarken, $afil (rh a )'e gore hukum ~u ~ekildedir; Eger efendi
rahminde cenin bulunup bulunmad1g1n1n belli olmas1 i<;in cariyesinden bir hay1z
suresi beklememi~se (istibra) c;ocugun nesebi kendisine baglan1r. Bu nesebi
reddetmesi mumkun olmaz. Arna cariye ile cinsel ili~kide bulunduktan sonra istibra
etmemi~se <;ocugun nesebi kendisine baglanmaz_ Yaln1z bu ikinci durumda ancak
babal1k davas1 ile c;ocugun nesebini kendisine baglayabilir. Dolay1s1yla $afil (rh a )'e
gore ummu veled olan cariye ile boyle bir statUsu bulunmayan cariyeye ayn1
hukum uygulan1r. $afil (rh a) bu ictihatta bulunurken, benimsedigi ~u iki kurala
dayan1r:
a) Ommu veled olan cariye, ozgurlugune kavu~tuktan sonra, iddet
beklememe yonunden ozel bir statUsu bulunmayan cariyeler gibi degerlendirilir.
Sadece rahminde cenin bulunmad1g1nin anla~1lmas1 i<;in bir hay1z suresi beklemesi
gerekir. Bu konuyu daha once "Nikah Kon usu" nda ac;1klam1~t1k.
b) Efendi, cariyesiyle bir defa cinsel ili~kide bulununca art1k onda yatak (cinsel
ili~kide bulunma) hakk1na malik olur. Bu meseleyi de daha once "Dava Konusu"
i<;inde ac;1klam1~t1k. Ona gore efendi, cariye ile cinsel ili~kide bulunduktan sonra
onun yatak hakk1na malik olunca, bu hakla ilgili hukumler, ancak rahminde cenin
bulunup bulunmad1g1n1n anla~llmas1 i<;in bir hay1z suresi beklemesine (istibra) bagl1
olarak du~er. Buna gore cariye, istibradan once dogum yaparsa, c;ocugun dinen
delil bulundugu i<;in, nesebi efendisine baglan1r; efendi de bu nesebi reddedemez.
Nitekim nesebin delillerle ispat edilmesi durumunda da ayn1 hukum gec;erlidir. Bir
hay1zla istibra gerc;ekle~mi~se yatak hakk1na bagl1 hukumler ortadan kalkar. <:;:unku
cariyenin rahminde efendinin spermiyle dollenmi~ bir cenin bulunabilmesi buna
bagl1d1r. Halbuki boyle bir ~eyin olmad1g1 istibra ile ortaya c;1km1~t1r Bu durumda
c;ocugun nesebi ancak, efendinin a<;acag1 babal1k davas1 sonucunda efendiye
baglanabilir.
Biz Hanefllere gore ise bu durumda efendinin ummu veled cariye uzerinde
ge<;erli bir yatak hakk1 vard1r. Bu yuzden cariye ozgurlugune kavu~tuktan sonra u<;
hay1z suresi iddet beklemekle yukumludur. Aynca gec;erli bir yatak hakk1
bulundugu i<;in <;ocugun nesebi de sabittir. Ancak bu yatak hakk1, efendiyi
baglayacak nitelikte degildir. Bu yuzden de efendi ummu veled olan cariyesini
ba~kas1yla evlendirebilir. Bu bak1mdan efendi, tek ba~1na yapt1g1 bir tasarruf
sonucunda yatak hakk1n1 ba~ka birine gec;irebildigine gore, c;ocugun nesebini de

119
Abdurrezzak, Musannef, Vll/99; Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/59; Buhari, BuyO' 3; Muslim, Rada'
36; Ebo Davod, Talak 34; Tirmizi, Rada' 8.Nesai, N1kah 59; Hakim, Mustedrek, 1111731.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _235
kendi yapacag1 bir tasarrufla reddedebilir. Ancak <;ocugun nesebinin efendiye
bagland1g1na dair hakim karan varsa veya efendi nesebi reddetmeden uzun bir
zaman ge<;mi~se art1k reddedemez. Hakimin karanndan sonra ise, c;ocugun
nesebinin efendiye ait olmas1 onu baglar. Art1k reddedemez. Zamana?1m1 da ayn1
sonucu dogurur.
c;:unku bu sure i<;inde, ikran gosteren baz1 unsurlar vard1r. Kutlamalan kabul
etmek bu niteliktedir. Dolay1s1yla bu durum ikrann ac;1k<;a yap1lmas1 gibi
degerlendirilir. Buradaki zamana~1m1nin suresi konusunda farkl1 yakla~1mlara daha
once "Bo?ama Konusu"nu i~lerken "Lian" alt ba?lig1nda deginmi?tik.
Efendi, normal cariye veya mudebber olan cariyeden dogan <;ocuklann
nesebini kendisine baglamaz. Bu cariyeleri evlendirse, onlara yakla~mad1k<;a
c;ocuklann1 istese bile <;ocuklann kendisine ait oldugunu itiraf etmedik<;e, hukum
boyledir.
c;:unku efendinin mulkiyetinde bulunan cariye ile cinsel ili?kide bulunmas1
onunla surekli ili?kide bulundugu anlam1na gelmez. c;:ocugun nesebinin sabit
olmas1 i<;in ili?kinin bulunmas1 ko?uldur.
~u kadar var ki Eb CJ Hanife (rh a)' den rivayet edildigine gore efendi cariyesi ile
cinsel ili~kide bulundugu ve azil (rahim d1?1na bo~almak) yoluyla korunmad1g1
zaman, onu evlendirdikten sonra c;ocugun nesebinin kendisine ait oldugunu iddia
edebilir. Allah ile kendisi arasindaki hukumde (dlnen) c;ocugun nesebini inkar etme
hakk1 yoktur.
c;:unku d1~ gorunu~e gore bu c;ocuk ondand1r. Gerc;ek yonu bilinemeyen
durumlarda d1~ gorunu~e dayanmak gerekir.
Arna efendi azil yoluyla korunmu~ olsa veya cariyeyi evlendirmese c;ocugun
nesebini reddedebilir.
<;:unku burada yine a<;1k<;a bilinen bir husus bulunmasina ragmen, kar~1sinda
ayni ac;1kllkta ba?ka bir husus vard1r.
Ebu Yusuf (rha)'den ~oyle rivayet edilmi~tir: Efendi cariye ile cinsel ili~kide
bulunmu~ fakat bundan sonra istibra yapmam1~ ve cariye bir c;ocuk dogurmu~sa
<;ocugun nesebinin kendisine ait oldugunu itiraf etmek zorundad1r. Azil yoluyla
korunup korunmamas1 veya bundan sonra cariyeyi evlendirip evlendirmemesi bu
durumu degi~tirmez.
c;:unku aksi gorulmedik<;e cariye hakkinda iyi du~unmek ve iyi durum uzerinde [7/153]
bulundugunu kabul etmek gerekir. Aynca, neden bulunduktan sona ortaya <;1kan
~ey, aksine bir ~ey olmad1k<;a, o nedene gonderilir.

Muhammed (rha.)'in bu konudaki gbru~u de ~u ~ekildedir; Efendi, <;ocugun


kendisinden oldugunu tam olarak bilmedik<;e onun nesebinin kendisine ait
236 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

oldugunu iddia edemez. Ancak i;;ocugu ozgur k1lmas1 gerekir. Aynca cariyenin
cinselliginden yararlanabilecegi gibi onu olumune bagl1 olarak ozgur kllar.
c;:unku bir kimsenin kendisinden olmayan bir i;;ocugu sahiplenip kendisine
baglamas1, lslam'1n helal kabul etmedigi bir davran1~t1r. Dolay1s1yla her iki taraf ii;;in
ihtiyatl1 olan yolu sei;;er. Bu da efendinin i;;ocugun nesebinin kendisine ait
oldugunu iddia etmeyip, i;;ocugu ozgur klld1g1 gibi cariyeyi de olumune bagl1 olarak
ozgurlugune kavu~turmas1d1r. c;:unku i;;ocugun efendiden olma ihtimali de
bulunmaktad1r.
Efendi, ummu veled olan cariyeyi istibrada bulunmad1ki;;a bir ba~kas1yla
evlendirmemelidir.
c;:unku cariyenin bu s1rada gebe olmas1 olas1d1r. Cariyenin gebe olmas1
durumunda ise efendinin cariyeyi evlendirmesi tam bir gei;;erlilik kazanamaz.
Ancak cariyenin gebe olmas1 ihtimali, ihtiyatl1 hareket etmeyi gerektirir. Yoksa
yapilan nikah akdini tamamen hukumsuz duruma getirmez.
Ki~i cariyeyi satin ald1g1nda, onun gebe olmad1gin1 bilip, bir hay1z suresi
beklemeden birisiyle evlendirse ve cariye alt1 ay dolmadan dogum yapsa; i;;ocuk
nesep bak1m1ndan efendiye baglan1r. Cariyesini ba~kas1na nikahlad1g1 akit gei;;ersiz
olur.
c;:unku burada cariyenin gebeliginin, nikah akdinden once ve efendi onunla
ili~ki kurma hakk1na malikken meydana geldigi ai;;1ki;;a bellidir. Efendi, gebe olan
bir cariyeyi evlendirdiginde, karnindaki i;;ocugun nesebi belli ise, yapllan bu
evlendirme akdi gei;;erli degildir.
Cariye alt1 ay dolduktan sonra dogum yaparsa, i;;ocugun nesebi evlenmi~
oldugu ki~iye bagl1d1r.
c;:unku bu durumda dollenme, kadin kocan1n yatag1nda iken sabit olmu~tur.
Efendi bu i;;ocugun kendisine ait oldugunu iddia ederse, i;;ocuk ozgurlugune
kavu~ur. Arna nesebi yine de cariyenin kocas1na aittir. Bu konunun ai;;1klamas1
daha once gei;;ti.
Efendinin oglu, babas1nin ummu veledi olan cariye ile cinsel ili~kide
bulundugu ii;;in art1k efendiye haram olan cariye, bu ili~kiden alt1 ay gei;;tikten
sonra. i;;ocuk dogurursa, efendi, i;;ocugun nesebini kendisine baglamak zorunda
degildir. Ancak baballk davas1 ai;;abilir.
Zufer (rh a.) ise nesebin babaya ait oldugunu ancak bu nu reddedebilecegini
soyler.
c;:unku cariye ba~kas1na helal bir duruma gelmemi~tir. Dolay1s1yla kendisinin
yatak hakk1na malik bulundugu cariyesinden dogan i;;ocugun nesebi ona
baglanacakt1r. Boyle bir nedenle cariyenin efendiye haram olu~u. hay1z dolay1s1yla
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _237

hararn olrnas1 gibidir. Hay1z dolay1s1yla efendinin yatak hakk1n1n ortadan


kalkrnad1g1 ise bilinen bir dururndur.
Biz c;ogunluk Hanefller ~oyle deriz: Muslurnanlar hakk1nda iyi du~uncelere
rnalik olrnak gerekir. Halbuki bu olayda babal1k iddias1nda bulunrnad1g1 halde,
c;ocugun nesebini efendiye baglarnak, degindigirniz kurala ters du~er. Onun hararn
bir yolla cinsel ili~kiye girdigini du~unrnernize yol ac;ar. Bu ise caiz degildir. Ancak
babal1k iddias1nda bulunursa c;ocuk iki ylldan sonra bile dogsa yaprn1~ oldugu ikrar
dolay1s1yla c;ocugun nesebinin ona ait olduguna karar verilir. Arna cariye iki yll
dolrnadan dogurn yapt1g1nda efendi bu gebeligin cariye henuz kendisine hararn
olrnadan once gerc;ekle~tigini soylerse, boyle bir ihtirnal rnurnkun oldugu ic;in,
onun bu sozune gore hareket edilir. Bu dururnda efendi arkasinda urnrnu veled
olan bu cariyesini b1rakarak blur veya onu ozgur k1larsa cariyenin uc; hay1z suresi
iddet beklernesi gerekir. Ali (r.a.) ile Abdullah b. Mesud'dan (ra) bu dogrultuda
goru~ler nakledilrni~tir. Bu hususu daha once "Nikah" konusunda ac;1klarn1~t1k.

Cariye bu olaydan once efendiye hararn olursa, yine ayn1 hukurn gec;erlidir.
c;:unku cariye, efendiye hararn olrnakla efendinin onun uzerindeki yatak hakk1
ba~kasina gec;rnez. Ancak c;ocugun nesebinin sabit olrnas1 efendi hakkinda iyi
du~unceler beslernenin bir sonucudur. Yoksa efendiye ait bulunan yatak hakk1nin
sona errnesi degildir. Dolay1s1yla bu yuzden efendi, babal1k davas1 ac;arsa c;ocugun
nesebi kendisine baglan1r.
Efendi, urnrnu veled olan cariyesini ozgur k1larsa, onun uzerindeki yatak
hakk1n1 yitirir. Cariye de bu yuzden iddet beklernekle yukurnlu olur.
Efendinin urnrnu veled olan cariyesini ozgur klld1g1 gunden sonra iki y1l ic;inde
c;ocuk dogursa, efendi c;ocugun nesebini inkar etse, boyle bir iddia gec;ersizdir.
c;:unku cariyenin yatak hakk1 cariye ozgurlugune kavu~tugunda iyice peki~ir.
[7/154]
Gorrnez rnisin bu dururnda cariyenin iddeti sona errnedigi surece onu
ba~kas1yla evlendirernez. Bu bak1rndan boyle bir dururnla kar~1 kar~1ya kalan cariye
evli bir kad1n gibi degerlendirilir. Evli bir kad1n iddet beklerken, kocas1n1n kendisini
bo~ad1g1 gun ba~lang1c; kabul edilerek iki y1l ic;inde dogurn yaparsa, c;ocugun
nesebi kocas1na baglan1r. Kocas1 da bunu reddedernez. l~te ayn1 hukurn burada da
gec;erlidir.
Cariye uc; hay1z suresi bekleyerek iddetini doldurdugunu ikrar ettikten sonra,
alt1 ay gec;rneden dogurn yaparsa, c;ocugun nesebi efendiye baglan1r. Arna alt1
aydan sonraki dogurnlarda nesebin efendiye baglanrnas1 rnurnkun olrnaz. Cariye
burada yine iddet bekleyen evli bir kadin gibi degerlendirilir.
Bir kirnse bir cariye ile evlense, bu cariye bir c;ocuk dogursa, sonra bu ki~i
cariyeyi satin alarak veya ba~ka bir yolla ona rnalik olsa, biz Hanefllere gore cariye
238 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
0 ki~iye ummu veled olur. $afil (rh.a.)'e gore olmaz. $afil (rh.a.), kand1rllarak
(evlendirilen) ki~i hakk1nda da iki farkl1 yakla~1m sergilemi~tir.
$afil (rh.a) bu goru~u savunurken Peygamber'in (s av) ~u hadisine dayanir:

~ p y, ;~:~! ~ i.,;.~ ~ ~..Jj ~, wr


"Efendisinden r;ocuk sahibi olan bir cariye onun 6/Umunden sonra
6zgur/Ugune kaVU?Ur. " 120
Bu hadiste cariyenin ozgurlugune kavu~ma hakk1 kazanabilmesi,
"efendisinden c;ocuk dogurmas1" ko~uluna baglanm1~t1r. Halbuki bu meseledeki
cariye, efendisinden degil, kocas1ndan c;ocuk dogurmu~tur. Bundaki anlam ~udur:
Burada cariye bir koleye gebe kalm1~ olacag1ndan bu yolla ummu veled olmas1
mumkun degildir. Nitekim bir kimse cariyeden zina sonucu c;ocuk sahibi olup,
sonra ona malik olsa, bu cariye ummu veled olmaz. Cariye ummu veled olabilmesi
ic;in, efendisinden gebe kalmal1d1r. $oyle ki; anne c;ocuga gebe kald1g1nda c;ocuk
aslen ozgur olmal1d1r. (unku ozgur olan bir babanin spermi ile cariyenin yumurtas1
dollenince gebelik meydana gelmi~tir. Annenin yumurtas1 ise kendisinin bir
parc;as1d1r. Dolay1s1yla cariyeye ait olan bir parc;a hakk1nda ozgurlugun sabit olmas1,
bu ozgurlugun onun tamam1 uzerinde gec;erli olmas1n1 gerektirir. Ancak bu c;ocuk
~imdilik annenin biti~ik bir parc;as1 olsa da, bir sure sonra ondan aynlacakt1r. Bu
yuzden c;ocuk, baz1 hukumler bak1mindan ayn bir ki~i gibi degerlendirilir. $u anda
anneye biti~ik oldugu ic;in c;ocugun ozgurluge kavu~ma hakk1 kazand1g1na
hukmederiz. Yaln1z henuz anneden ayrllmad1g1, baz1 hukumler konusunda ayn bir
ki~i gibi degerlendirildigi ic;in, c;ocugun o anda gerc;ekten ozgur olduguna
hukmetmeyiz. Soz konusu bu durum ise cariye, kole olacak bir c;ocuga gebe
kald1ginda gec;erli olmaz. Aynca cariyenin ummu veledlik hakk1, c;ocugun ozgurluk
konusunda hak kazanmas1 anlam1na gelmez. (unku c;ocuk, bir parc;a olmas1
itibariyle gebe b1rakan ki~i nam1na ozgurlugune kavu~acakt1r. Bu yuzden cariye ile
zina etmesi sonucunda ondan c;ocuk sahibi olan bir kimse, daha sonra c;ocuk
uzerinde mulkiyet kurarsa, bu c;ocuk o ki~i nam1na ozgurlugune kavu~ur. Fakat bu
durum anne hakk1nda gec;erli degildir. l~te $afiller bu ac;1dan olaya yakla~t1klannda
aldatllan ki~i, daha sonra bir ~ekilde cariye uzerinde mulkiyet kurunca, soz konusu
cariyenin, o ki~iye ummu veled olacag1n1 savunurlar. (unku bu durumda cariye
ozgur bir c;ocuga gebe kalm1~ demektir.
Ancak bu olayla ilgili ba~ka bir bak1~ ac;1s1 daha vard1r. Buna gore, cariyenin
ozgurlugune kavu~abilme hakk1 kazanmas1 ummu veled statUsune tabi olmas1n1n
bir geregidir. Soz konusu hak, cariye uzerinde mulkiyet kurulmadan once dogarsa

120
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/317; Darim1, Buyu' 38.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _239
bu, o hakka malik olmay1 da gerektirmez. i~te bu durumda cariye, aldat1lan ki~iye
ummu veled olamaz.
Biz Hanefilerin bu konuyla ilgili delilimiz ise ~udur: Bu olayda soz konusu olan
adam, cariye uzerinde sonradan mulkiyet kurdugunda, ondan nesebi belli bir
c;ocugu bulunmaktayd1. Bu durumda efendinin, mulkiyeti alt1nda bulunan bir
cariyeyi ummu veled k1lmas1nda oldugu gibi, cariye onun ummu veledi olur.
Dolay1s1yla ozgurlugune kavu~ma hakk1 kazan1r. Peygamber'in, t..>.Jj l~~~~\ " Onu
c;ocugu ozgur k1/m1:;t1r. " 121 hadisi de bu nu gosterir. Bir cariyenin um mu veled
olabilmesi ic;in kendisiyle cinsel ili~kide bulunan ki~inin mulkiyetinde bulunmas1
ko~uldur. Fakat ummu veled olmay1 saglayan neden, soz konusu ki~inin cariye
uzerinde mulkiyet kurmas1ndan once meydana gelirse, mulkiyet ko~ulu
gerc;ekle~inceye kadar cariyenin ummu veled olabilmesi ask1dad1r. Gormez misin
c;ocugun ozgurlugune kavu~mas1nda "nesebin sabit olmas1", soz konusu adam1n
c;ocuga malik olmasindan once gerc;ekle~irse, bu mulkiyet olu~ana kadar ask1dad1r.
Arna mulkiyet ko~ulu gerc;ekle~ince c;ocuk ozgur olur. l~te annenin durumu da
buna benzer. c;:unku annenin hakk1 c;ocugun hakk1na bagl1d1r. Halbuki daha malik
olmadan koleyi ozgur k1lma veya olume bagl1 olarak ozgurluge kavu~turma
(tedblr) bundan farkl1d1r. c;:unku boyle bir ~ey dinen gec;ersizdir. Dolay1s1yla koleye [7/155]
malik olduktan sonra, bu tasarrufun hukmu olmaz. Sozu edilen bu neden dinen
yerle~ik duruma gelmi~tir.

Bunu ~u ~ekilde ac;mam1z mumkundur: Ommu veled olan cariyenin ozgurluge


kavu~ma hakk1 kazanmas1, c;ocuk araci11g1yla babaya dayand1rilmas1ndan dolay1d1r.
c;:unku parc;a olu~, bir ~eyin ba~ka bir ~eye dayand1rllmas1nda etkilidir. Buna gore
c;ocuk, annenin bir parc;as1 oldugu ic;in cariye bu ili~ki dolay1s1yla babaya
dayand1nlacakt1r. Hatta bu yuzden cariyeye "efendinin (c;ocugun babas1n1n) um mu
veledi" denir. Bu, kabul edilen yerle~ik bir kurald1r. Buna gore c;ocugun nesebi
gerek nikah gerekse cariyeye malik olmak nedeniyle sabit olur. Bu bak1mdan
$afillerin "annenin bir parc;as1 hukmunde olan ve gebelikte etkili bulunan sperm in
ozgur bir babaya ait olu~una" dayanarak yapt1klan ac;1klama tutarl1 degildir. c;:unku
efendi, cariyenin karn1ndaki c;ocugu ozgur kllacak olursa, cariye ozgurluge
kavu~ma hakk1 kazanamayacag1 gibi gerc;ekten ozgurlugune ula~ml~ da
olmayacakt1r. Bu bak1mdan cariyenin ozgurlugune kavu~ma hakk1 kazanmas1,
c;ocugun ona biti~ik bulunmas1 ve onun bir parc;as1 olmas1ndan kaynaklansayd1
cariyenin bu olaydaki ~ekliyle ozgur olmas1 gerekirdi. c;:unku c;ocugun parc;a olu~u
dolay1s1yla cariye hakk1nda uygulanacak hukum ile, parc;a olan c;ocuk ic;in sabit
olan hukum ayn1 olmal1d1r. Burada c;ocuk hakk1nda sabit olan hukum onun aslen
ozgur olu~udur. c;:ocuk uzerinde ba~kas1n1n vela hakk1nin bulunmay1~1d1r. Halbuki
cariye ic;in sabit olan hukum onun ozgurluge kavu~ma hakk1 kazanmas1 ve cariye

121
Abdurrezzak, Musannef, VII, 233; lbn Mace, ltk 2 (2516); Hakim, Mustedrek, II, 23.
240_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

uzerinde efendisinin vela hakk1n1n bulunmas1d1r. Dolay1s1yla aralannda bir benzerlik


yoktur. Anl1yoruz ki bizim savundugumuz gibi, \ocugun nesebinin sbz konusu
ki~iye baglanmas1 gerekir. Bu bak1mdan o ki~i ile cariye aras1nda bir nikah
bulundugunun a\lk\a bilinmesi ile bu ki~inin nesebi ikrar etmesi veya inkar etmesi,
sonra da ona malik olmas1 aras1nda bir fark yoktur. cunku ikrarda bulunan ki~i,
kendisi hakk1nda i~lem yapm1~ olur. lkrar ettigi ~ey hakt1r.
Arna bir kimse, zina yoluyla cariyeden \Ocuk sahibi olur ve \ocugun nesebinin
kendisine ait oldugunu itiraf ettikten sonra cariyeye malik olursa, k1yasa gore bu
cariye sbz konusu ki~inin ummu veledi olur. Zufer (rh.a.) bu gbru~tedir.
(Linku bu ki~i, cariyenin bzgurlugune kavu~ma hakk1 oldugunu \OCUQUn da
bzgur oldugunu ikrar etmi~ olur. Aynca \Ocugun tam anlam1yla ozgur olmas1
ybnunden ki~inin, onun nesebini bir nikah bag1 i\inde ikrar etmesi ile zina
sonucunda oldugunu ikrar etmesi aras1nda bir fark yoktur. Ayn1 husus, cariyenin
ozgurlugune kavu~ma hakk1 kazanmas1 bak1m1ndan da ge\erlidir.
Ancak Hanefl alimlerinin bir\ogu istihsan delilini esas alarak, "bu cariye sbz
konusu ki~iye um mu veled olamaz." demi~lerdir.
Cunku cariyenin bzgur alma hakk1na kavu~mas1ni gerektiren husus, onun
\ocuk aracil1g1yla sbz konusu ki~iye baglanmas1d1r. Halbuki burada boyle bir durum
yoktur. (unku zina sonucu dogan \Ocugun nesebi sabit olmaz. Bu bak1mdan
\ocugun aracil1g1 bulunmad1k\a, cariyeyi o ki~iye baglamak mumkun olmaz. Bu
yuzden de cariye ummu veled olamaz.
Arna bu ki~i \ocuga malik olduktan sonra \Ocuk onun nam1na ozgurlugune
kavu~ur.

CLinku her ne kadar "\ocugun arac1 olu~u" ger\ekle~mese de ba~ka bir


gerek\e vard1r. 0 da, "\OCUQUn bir par\a OIU~U". (Linku \OCUQUn bir par\a OIU~U,
onun zina urunu olmas1 nedeniyle, ger\ek anlamda ortadan kalkmaz. Herhangi bir
kimse kendisi Lizerinde mulkiyet kuramad1g1 gibi kendi par\aSI Lizerinde de
mulkiyet kuramaz. Dolay1s1yla \Ocuga malik olmas1 durumunda \ocuk bzgur
olacakt1r. Bu hususu ~u mesele de ortaya koymaktad1r: Annenin ummu veled olma
bak1m1ndan konumu ile karde~in durumu birbirine benzer. cunku karde~ler de
baba arac1l1g1yla birbirlerine baglan1rlar. Aynca bir kimse zina sonucu dogan
karde~i uzerinde mulkiyet kuracak olursa, bu karde~i bzgurlugune kavu~mu~
olmaz. cunku zina ile nesep sabit olmayinca, arac1 unsuru ortadan kalkm1~t1r. l~te
yukanda ele ald1g1m1z konudaki arac1 unsuru da ortadan kalkm1~t1r.(unku zina
yoluyla dogdugu i\in \ocugun nesebi sabit degildir. Bu yuzden anne sbz konusu
ki~iye ummu veled olamaz.
Efendi, cariyesini kolesi ile evlendirdikten sonra cariye bir \Ocuk dogursa,
sonra efendi \Ocugun bzgur oldugunu iddia etse, cariye efendisinin ummu veledi
Koleyi Oz~iir Klima Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
241

gibi degerlendirilir. Burada c.;ocugun nesebi efendiye bagl1 degildir. Arna cariye
onun Ommu veledi olur.
COnku cariyenin nikahtan once (efendisinden) c.;ocuga gebe kalm1~ olmas1
ihtimal dahilinde oldugu gibi, nikahtan sonra ~Opheye dayal1 bir cinsel ili~ki
nedeniyle c.;ocugun nesebinin sabit olmas1 da olas1d1r.
Fakat bu ihtimal nesep konusunda dikkate alinmaz.
COnku c.;ocugun nesebi kocadand1r. Art1k "nesebinin bir kimseye baglanmas1"
gibi bir ihtiyac1 yoktur.
Arna bu ihtimal anne hakk1nda du~Onuldugunde degerlendirmeye al1n1r.
COnkO cariyenin Ommu veled statOsu kazanmaya ihtiyac1 vard1r.
Ancak efendi cariyeden olan c.;ocugunun zina Orunu oldugunu itiraf ederse [7/156)
durum farkl1d1r.
COnku art1k c.;ocugun nesebinin sabit alma ihtimali kalmam1~t1r. COnku
efendi, zina ettigini ac.;1kc.;a itiraf etmi~tir.
Bir kimse Lie.; tane c.;ocugu olan bir cariye satin alsa, bu c.;ocuklardan birisinin
kendisinden olugunu iddia etse, c.;ocuklann hepsi tek dogumda olmu~larsa
hepsinin nesebi efendiye baglan1r.
COnku onlar nesep konusunda tek bir ki~i gibi degerlendirilirler. COnku hepsi
tek spermden meydana gelmi~tir.
Fakat ayn ayn zamanlarda dogmu~larsa sadece efendinin, kendisinden
oldugunu iddia ettigi c.;ocugun nesebi ona baglanir. Diger iki c.;ocuk ise hala
koledir. Efendi isterse onlan satabilir.
COnkO onlar cariye efendinin mulkiyetinde degilken dogmu~lard1r. Burada
efendinin onlar hakk1ndaki iddias1, ozgurluge kavu~turan bir iddiad1r. Boyle bir
iddia ise ozgur k1lma ile ayni kategoride degerlendirilir. Nitekim efendi bu
c.;ocuklardan birini ozgur k1lm1~ olsayd1 sadece ozgur k1ld1g1 c.;ocuk ozgurlugune
kavu~acakt1. Ayn1 ~ekilde efendi, c.;ocuklardan birisinin kendisinden oldugunu iddia
edince sadece o c.;ocuk ozgur olacakt1r.
Bir kimsenin cariyesi, her biri farkl1 gebeliklerle, uc.; c.;ocuk dogursa, efendi
kuc.;uk c.;ocugun nesebinin kendisine ait oldugunu iddia etse, bu c.;ocugun nesebi
ona baglan1r. Diger iki c.;ocugu ise satabilir. Bu hukmu Hanefi imamlan ittifakla
kabul ederler.
Efendi, buyuk c.;ocugun kendisinden oldugunu iddia ederse, bu c.;ocugun
nesebi kendisine baglan1r. Diger iki c.;ocuk ise anneleriyle ayn1 kategoride
degerlendirilir. Sat1lamazlar. Ancak nesepleri de efendiye baglanmaz.
Zufer (rh a) ise bu noktada diger Hanefi imamlanndan farkli du~Onur. Bu iki
c.;ocugun nesebinin de efendiye baglanacag1n1 soyler.COnku ona gore anne buyuk
-
242 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
c;acuga gebe kald1g1 andan itibaren Ommu veled alma hakk1ni kazanm1~t1r. Ommu
veled alan bir cariyenin c;acugu ise, efendi reddetmedikc;e, nesep itibanyla ana
baglan1r. Burada efendi soz kanusu iddiay1 sadece buyuk c;acuk hakk1nda
yapmakla zaten digerlerinin nesebinin kendisine ait almad1g1ni ac;1klam1~ alur
denemez. ~Onku bu, ayk1n anlam (mefhum-u muhalif) deliliyle vanlan bir
sanuc;tur. Mefhum-u muhalif biz Hanefilere gore deli! degildir.
Ancak biz ~oyle deriz: Efendi kendisinden alan c;acugun nesebini itiraf yaluyla
ispat edebilir. Bu dinen anun yapmas1 gereken bir odevdir. Efendi sadece buyuk
c;acugun kendisinden aldugunu iddia edince, digerlerinin nesebini reddetmi~ alur.
Burada ele al1nan kanu ~u hukme benzemektedir; "Susmak delil degildir. Ancak
ac;1klama yapmanin gerekli aldugu durumlarda susmak, soz kanusu hususun
reddedildigini gosterir." Bu bak1mdan efendinin sadece biri hakk1nda iddiada
bulunmas1, digerlerinin nesebini reddettigini gosterir. Nas1l ki iddiaya delalet eden
deli! ac;1kc;a iddia aldugu gibi, redde delalet eden delil de ac;1kc;a ret gibidir. Efendi
diger iki c;acugun kendisinden almad1g1ni iddia ederse, c;acuklann nesebi ana
baglanamaz. Her ikisi de anneleriyle ayni kategaride degerlendirilir.
Bir kimse Ommu veledi alan cariyesinin ba~kas1ndan alma c;acugunu satin
al1rsa, yine ayn1 hukum gec;erlidir. Bu cumleyi biraz ac;mak gerekir; bu ki~i bir
cariyesi ile evlenir. Ondan bir c;acugu alur. Daha sanra anu ba~ar. Ba~ka birisiyle
evlendirir. Cariye bu ki~iden de bir c;acuk dagurur. Efendi, cariye ile birlikte bu iki
c;acugu da satin al1r. Bu durumda cariye efendinin Ommu veledi alur. Kendisinden
alma c;acugu ise ozgurlugOne kavu~ur. Ancak cariyenin ba~kasindan alan
c;acugunu satabilir. Bu c;acuk annesiyle ayni kategaride degerlendirilmez. Hanefl
alimlerinin c;agu bu gorO~tedir.
Ancak ZOfer (rh.a )'e gore bu c;acuk da annesiyle ayn1 kategaride
degerlendirilir. Dalay1s1yla efendinin anu satamaz ve efendi oldukten sanra bu
c;acuk da ozgOrlOgune kavu~ur.~Onku ana gore cariye bu c;acugu, Ommu veled
almas1ni saglayacak neden gerc;ekle~tikten sanra dagurmu~tur. Bu neden de
c;acugun nesebidir. Dalay1s1yla c;acuk ile annenin durumu benzerlik arz eder.
Gormez misin efendi, cariyeyi ba~ka birisinden satin ald1ktan sanra c;acuk dagsayd1
annesiyle ayn1 kategaride degerlendirilecekti.
~agunluk Hanefilerin kanuyla ilgili delili ise ~udur; herhangi bir neden, ancak
ilgili aldugu kanuda hokum ifade eder. Buradaki kanu ise soz kanusu ki~inin
mulkiyetidir. Bu alayda mOlkiyet gerc;ekle~medigine gore, cariye de bu nesep
dalay1s1yla OmmO veled alma hakk1 kazanamayacakt1r.
Annesi Ommu veled alma hakk1 kazanmadan once dagan hic;bir c;acuk, bu
hak dalay1s1yla dagan sanuc;lardan yararlanamaz. Bu haktan dagan sanuc;lar
c;acuga gec;mez.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 243
Cunku bu sonu<;lardan yararlanma hakk1n1n <;ocuga ge<;mesi anneye biti~ik
olmas1na itibarlad1r. Gormez misin bir kimse daha once dogum yapm1~ olan bir [7/157]
cariyesini ozgur k1larsa <;ocuk ozgurlugune kavu~amaz. Cariye ummu veled olma
hakk1n1 kazanmadan once <;ocuk dogarsa bu haktan dogan sanu<;lardan
yararlanma hakk1 <;ocuga ge<;mez. Arna cariye soz kanusu hakk1 dagumdan once
kazanm1~sa hukum degi~ir.

lki ki~inin ortakla~a malik aldugu bir cariye dagum yapt1g1nda artaklardan biri
sagl1kl1 iken veya olum hastas1 oldugu bir donemde <;acugun kendisinden
oldugunu iddia ederse, <;acugun nesebi kendisine baglan1r.
Cunku cariyenin bir par<;as1 onundur. A<;ilan babal1k davas1n1n ge<;erli almas1
bak1m1ndan cariyenin tamam1na malik almakla bir k1sm1na malik almak ayn1
duzeyde degerlendirilir. Burada soz kanusu ki~inin cariyedeki mulkiyet yonu
dikkate al1ninca babal1k iddias1nda bulunmas1, <;acugun nesebini kendisine baglar.
Arna diger artagin mulkiyeti goz onune al1n1rsa, bu mulkiyet nesebin sabit
almas1na engel alu~turur. Fakat burada nesebin baglanmas1n1 gerektiren durum
ihtiyaten tercih edilir. Gormez misin bu yol tercih edildiginde soz kanusu ki~iye
zina cezas1 uygulanmaz. Arna "ukr 122 " odemesi gerekir. Ayn1 ~ekilde babal1k
davas1 sanucunda <;acugun nesebini de kendisine baglar. Cunku <;acuk nesebinin
sabit olmasina muhta<;t1r. Burada efendi, <;acugun bir k1sm1na maliktir. Bu k1s1m
uzerindeki babal1k iddias1 sonucu, nesebin sabit oldugunu ortaya koymal1d1r.
Nesep ise tek bir mahal uzerinde k1sml alarak artaya konamaz. Tamam1na yayil1r.
Cariye de bu ki~inin ummu veledi alur.
Cunku cariye uzerindeki pay1 ummu veled statUsune girmi~tir. Nesep gibi,
ummu veled alma durumu da bolunme kabul etmez. Cunku ummu veled almak,
nesebe bagl1 alarak dagan ve nesebin alt dal1 alarak kabul edilen bir durumdur.
Bu ki~i. ortag1n1n cariye uzerindeki pay1na da malik olur.
Cunku bu, (yukarida da degindigimiz gibi) "ummu veled alma durumunun
bolunme kabul etmeyecegi" prensibinin zarunlu bir sonucudur.
Bu ki~i, cariyenin gebe kald1g1 gundeki yari degerini ortag1na odeyecektir
Cunku cariye ummu veled statUsunu gebe kald1g1 andan itibaren kazan1r. Bu
bak1mdan cariyeyi ummu veled edinen ki~i. bu an itibariyla ortag1n1n pay1na da
malik olur. Cariye uzerinde kar~il1ks1z olarak mulkiyet kuramayacag1 i<;in, a andaki
yari degerini odeyecektir.
Bu ki~i ayrica kad1n1n "ukr"unun yaris1n1 da odeyecektir.

122 Ukr I _,.a.JI : Stizlukte; asil, ktik, evin ortas1, kasidenin en iyi beyti, mehir gibi anlamlara gelir. F1k1h

1stilahinda; mehr-i misil anlam1nda kullan1lmakla birlikte kendisiyle herhang1 bir ~uphe sonucu cinsel
ili~kiye girilen kadina, mehrine denk gelecek oranda verilen tazminata da denir. Ayni ~ekilde, gasp
yoluyla yap1lan bir cinsel ili~kiden dolay1, kadina diyet olarak verilen bedele de "ukr" denir.
244 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
c;:unku as1I olarak onunla cinsel ili~kide bulunan bu ki~idir. Bu cariyenin yans1
ortag1na aittir. Bu olayda ~upheye dayal1 bir cinsel ili~ki ger~ekle~tigi i~in sbz
konusu ki~iye zina cezas1 uygulanmaz. Fakat "ukr" odemesi gerekir. Biz bbyle
diyoruz. c;:unku bu ki~inin ortag1nin pay1na malik olmas1 ummu veled statOsunun
gerektirdigi bir hukumdur. Bu statUnun bir ko~ulu degildir. c;:unku bu ki~inin
cariyenin yar1s1na malik olu~u ummu veled statUsunun dogmas1 i~in yeterlidir.
Herhangi bir olaya baglanan hukmun ise onun ard1ndan gelecegi a~1kt1r.
Bu ki~i ~ocugun degerini odemekle yukumlu degildir.
c;:unku anne dollenme an1nda yaris1 kendisinin olan birisinden gebe oldugu
i~in aslen bzgur olan bir ~ocuga gebe kalm1~t1r. Aynca ~ocuk, dollenme s1rasinda
herhangi bir mall degeri olmayan bir sudan ibarettir. Bu yuzden ortag1na ~ocugun
degeri ile ilgili bir odemede bulunmaz.
Cariyenin yar1 degerini ise ister zengin ister fakir olsun odemekle yukumludur.
c;:unku bu, cariyeye malik olma dolay1s1yla dogan bir odeme yukumlulugudur.
Ancak Mualla, EbO Yusuf'un ~u gbru~te oldugunu nakletmi~tir: Bu ki~i
fakirse, cariye yar1 degerini kar~llamak uzere diger ortaga ~al1~makla yukumludur.
c;:unku bu cariye bzgurlugune kavu~ma hakk1 kazanm1~t1r. Dolay1s1yla bir
bak1ma bu ortag1n pay1 cariyenin yan1nda tutulmu~ olmaktad1r.
Ortaklardan biri ~ocugun nesebinin kendisine ait oldugunu iddia ettigi anda
diger ortak da ~ocugu bzgur kild1gin1 a~1klasa diger ortag1n ~ocugu bzgur kilma
i~lemi ge~ersizdir. Vine ortaklardan biri ~ocugun nesebinin kendisine ait oldugunu
iddia ettigi anda, diger ortak da cariyeyi bzgur kilarsa bu bzgur kllma i~lemi de
ge~ersiz olur.

c;:unku nesep iddias1 gebelik anina dayanir. Bu yuzden her ne kadar nesep
iddias1 ve bzgur kllma i~lemi ~ekil a~1sindan ayni zamanda olmu~ gibi gbrunse de,
bzu bak1m1ndan nesep iddias1 bzgur kilma i~leminden daha bncedir. Aynca ~ocuk
asaleten ozgurdur. Dolay1s1yla diger ortag1n onu bzgur kilmas1 hi~bir hukum ifade
etmez.
Ayn1 ~ekilde cariye, gebe kald1g1 andan itibaren ~ocugun nesebinin kendisine
ait oldugunu iddia eden ki~iye ummu veled olur. Bu bak1mdan diger ortak
mulkiyetinde bulunmayan bir cariyeyi ozgur kilm1~ gibi degerlendirilir. Dolay1s1yla
bu bzgur k1lma i~lemi ge~ersiz kabul edilir.
Burada babal1k iddiasinda bulunan ki~inin iddias1, musluman olup olmamas1
gbz bnune al1nmaks1zin, diger ortagin i~lemine gore daha yeg tutulur.
c;:unku ~ocugun nesebinin kendisine ait olduguna dair iddias1, gebe kald1g1
anda cariyeye tam olarak malik oldugu gbz bnunde bulundurularak ge~erli kabul
edilir. Bu noktada ise kafir ile musluman aras1nda bir fark yoktur.
Bismillahirrahmanirrahim
Allah'tan yard1m diler, O'na guveniriz. Bir i?e giri?me ve bir i?e engel olma
ancak yuce Allah sayesindedir (La havle vela kuvvete ilia billahi'l-Aliyyi'l-Azlm)

KOLEYi OZGUR KILMA (KOLE AZADI)


(~I ~l::S)

Bil ki jt.:;.~I "ozgur kilma" sozlukte bir ?eyde kuvvet meydana getirmek
(7/60]
demektir. Ku? -yavrusu kuvvetlenip de yuvas1ndan uc;tugunda b~I ~ "ku?
yavrusu kuvvetlendi" denilir. Dlnlterminolojide ise insana malik olma ve tek ba?1na
hareket etme bzelligini kazand1rma anlam1na gelir. Bunun zorunlu sonucu,
ba?kasin1n mulku olma ve kolelik vasf1nin ortadan kalkmas1d1r. Bu nedenledir ki
ozgur kilinmanin pe~inden, nesep gibi olan vela5 gelir. <:;:unku baba c;ocugunun
6

varl1g1na nedendir. Bu nedenle c;ocuk ona mensup olur. Ozgur kil1nma (azat olma)
da insanogluna ozgu olan malik olma niteliginin meydana gelmesine nedendir. Bu
nedenle ozgur kil1nan ki?i, vela yoluyla kendisini ozgur k1lana mensup olur.
l?te bu nedenlerle Islam, kale bzgur kilmaya te?vik etmi?tir. lbn Abbas (r.a.)
hadisinde yer ald1gina gore ResOlullah (s.a v) ?byle buyurmu~tur:

~ I~ G ~ ·1~. :.t1 . ~l (.:• . ~T -L·.! t..d-


"1 01 ~ .r- - -r- i.r; ~ _y ~ r--
"Hangi mus/Uman, mumin bir koleyi ozgur ktlarsa (azat ederse), Allah o
kolenin her bir orgamna kar~tl1k kendisinin bir organm1 ate~ten kurtanr".57 Bu
nedenle alimler organlari birbirine denk gelsin diye erkegin erkek koleyi, kad1nin
da cariyeyi ozgur kilmas1n1 (azat etmesini) mustehap gormli?lerdir.
~,;.!JI "ozgurluge kavu?turma" sbzlukte kurtarma, safla?t1rma demektir. Bu
anlamda? .:i::k denilir ki bu kar1~1mlardan arinm 1~ c;amur demektir. Yine •? ~)

56 Vela I ·'1)1: Bir kimsenin diger bir ki~iye varis olmas1 mumkun kilan hukmi bir yak1nliktir . Vela akdi,
vela-i ataka ve vela-i muvalat olmak uzere k1sma aynl1r: Vela-i ataka; Mevla (efendi) ile memluku
(kolesi) arasinda azat sonucu meydana gelmi~ olan bir vela ve yard1mla~ma anla~mas1d1r . Bu
durumda, ozgur b1rak1lan kolenin herhangi bir cinayet i~lemesi halinde diyetini mevlas1 verir; vefat
edip derecesi daha once olan bir varisi bulunmad1g1 zaman ise, onun miras1n1 mevlas1 alir. Bu vela
akti "vela-i nimet" ad1yla da bilinir. Kolesini ozgur b1rakan efendiye "mevla'l-ataka" veya " mevla ' l-
atik" denir.
57
Buhari, KefaretU'l-eyman 6; Muslim ltk, 21-24.
246_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
(unku bu borcun dogmas1 ticaret nedeniyle degildir. Dolay1s1yla kolenin
borc;lu oldugu dogrultusundaki ikran gec;erlidir. Arna ozgurlugune kavu~tuktan
sonra borcunu odemekle sorumlu tutulur.
Bu olayda Musluman ortagm yerinde, efendisinin olumune bagh
olarak ozgur k1hnm1~ (mudebber) Musluman bir kole bulunsa idi (,;OCUk
ozgur-zimmi ortaga ait olurdu.
(unku tam anlam1yla malik olan, zimmi ortakt1r. Diger ortaklann mulkiyeti ise
gerc;ek anlamda bir mulkiyet degildir. Nitekim daha once de ac;1klad1g1m1z gibi
gerc;ek anlamda hakk1 bulunan ortag1n iddias1 kar~1sinda boyle bir yetkileri
bulunmay1p sadece mulkiyet kurabilme haklan olan ortaklann iddialan tutunamaz.
Aynca burada kafir ortag1n iddiasin1 dogru kabul ettigimizde c;ocuk bzgurlugune
kavu~acakt1r. Bunun ona saglayacag1 yarar ise ac;1kt1r.
Burada "mudebber kole olan ortagm iddiasm1 ge(,;erli kabul etmek
(,;Ocugun da Musluman olmas1 sonucunu dogurmaktad1r" ~eklinde bir
gerek(,;e ileri surulemez.
(unku o anda dunya ile ilgili i~leri ac;1sindan ozgur olmanin saglayacag1
yararlar daha belirgindir. lleriye ybnelik olarak ise, c;ocugun ergenlik c;ag1na
girdikten sonra ozgurlugunu kazanmas1 mumkun olmayabilir. Buna kar~1l1k Allahu
Teala'nin kendisine hidayet vermesi sonucunda Musluman olmas1 mumkundur.
l~te bu yuzden c;ocugun bzgur olmas1n1 saglayacak yolu tercih eder ve nesebini
ozgur-zimmi ortaga baglanz.
Cariyenin sahipleri arasmda zimmi-ozgur ortak bulunmazsa, (,;Ocugun
nesebi mukateb koleye baglanir.
(unku mukateb kblenin elde ettigi kazanc; uzerinde mulkiyet kurma hakk1
vard1r. Halbuki normal kale ile mudebber kolenin bbyle bir yetkisi yoktur.
Dolay1s1yla onlann iddialan mOkateb kolenin iddias1 kar~1sinda tutunamaz. Bu
ac;1klamalanm1z1 ~u ~ekilde peki~tirebiliriz. Mukateb kblenin bir c;e~it malik alma
yetkisi vard1r. (unku o, mala malik olup, elinde tutabilir. Biz mukateb kblenin
iddias1n1 tercih edersek ayni yetki c;ocuk ic;in de dogacakt1r. (unku bu kale, c;ocuk
ic;in de mukatebe akdi yapm1~ olmaktad1r. Bu yuzden onun iddiasin1 digerlerinin
iddiasina yegleriz.
Eger mukateb kole de bulunmazsa, mudebber kole ile normal kolenin
bu iddialan ge(,;erli olmaz.
Cunku bunlann kazanc;lan efendinin mulkudur. bzgur bir kimsenin,
ba~kas1n1n mulkiyetindeki cariyeden olan c;ocukta nesep iddias1 dinlenmedigine
gore kblelerin iddias1 hic;bir ~ekilde gec;erli olmaz. Muhammed (rh a) hukmun illetini
buna benzer gerekc;elerle belirtir. Bu hukmun, efendi koleleri evlendirmedigi
takdirde bbyle oldugunu sbyler.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _247

Efendi, ~ocuk konusunda koleleri tasdik eder ve onlar da "biz cariye


ile nikah1m1z olmad1g1 durumda cinsel ili~kide bulunmu~tuk" derlerse,
~ocugun nesebi yine sabit olmaz.

Muhammed (rh.a.) "Dava Konusu'nda ~unlan aktarmaktad1r: Ticarete


[7/159]
izinli kale, kendi kazanc1 arasmda bulunan bir cariyenin ~ocugunun
kendisinden oldugunu iddia ederse, bu iddias1 mi.ikateb kolenin iddias1
gibi kabul edilir."
<;unku ticarete izinli kole, kazanc1na malik olabilir. Hanefi alimler Muhammed
(rh a )'in aktard1g1 bu bilgiyi ~u ~ekilde yorumlam1~t1r; Bu, kole ticaret yapmaktan
k1s1tlanm1~ (mahcOr) ve kendisine de bir cariye bag1~land1g1 ve borcunun olmad1g1
durumla ilgilidir. Bu durumda kazanc1 tamamen efendinin hakk1 olur. Bu
bak1mdan kolenin hi<;bir yetkisi kalmad1g1 gibi mOlkiyeti de soz konusu olamaz.
Dolay1s1yla bu durumda cariye ile ~Opheye dayal1 bir cinsel ili~kide bulundugunu
iddia etmedikc;e <;ocugun nesebi sabit olmaz.
Bir cariye, kendisiyle cinsel ili~kide bulunan birinden ~ocuk dogursa,
sonra bu adam cariyeyi ba~ka birisiyle ortakla~a satin alsa bu cariye,
kendisinden ~ocuk dogurdugu ki~iye i.immi.i veled olur.
<;unkO bu ki~inin cariyedeki pay1 kendisinin ummO veledidir. Ommu veled
olma durumu b610nme kabul etmedigine gore, bu durum diger ortag1n pay1nda
da ge<;erli olacakt1r.
<,;ocugun babas1 zengin olsun fakir olsun cariyenin yan degerini
ortagma odemekle yi.iki.imli.idi.ir.
(OnkO bu, bir mal1 mulkiyetine ge<;irme odemesidir. Diger ortag1n boyle bir
~eye raz1 olmas1, yukOmlOlugun dogmas1na engel olu~turmaz.
Bu ortaklar, beraberce cariyeye miras~1 olurlarsa yine ayni hi.iki.imler
ge~erlidir.

<;unkO mulkiyet kurmak dolay1s1yla dogan odeme yOkOmlOIOgO bir ~ey


yapmaya dayanmaz. Miras nedeniyle olan mulkiyette bir ~ey yapmanin varl1g1ndan
sbz edilemez. (OnkO burada odeme yukOmlOIOgOnOn dogmas1na neden olan
unsur, "diger ortagin pay1n1n cariyeden <;ocuk sahibi olan ortagin mulkiyetinde
kalmas1d1r. Sbz konusu bu durum miras olay1nda daha belirgindir.
lki ortak cariyeye ~ocuguyla birlikte ona miras~1 olsalar ve ortaklar
~ocugun evlenilmesi kesinlikle yasak olan bir yakm1 olsalar, ~ocuk ikisi
namma ozgi.irli.igi.ine kavu~ur.
<;unkO 6zgurlugun meydana gelmesini saglayan mulkiyet ve akraballk
ortaklann her birisinin pay1nda tam olarak dogmu~tur.
Eger diger ortak akraba degil de i.i~i.inci.i bir ki~i ise babanm pay1
ozgi.ir olurken diger ortagm paym1 kar~1lamak i.izere ~ah~1r.
94 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit
harac; ve b~urden uzak bulunan arazi demektir. Terimde ise bir cani Allah'a bzgu
kllmak demektir. Nitekim Allahu Teala ~oyle buyurmu~tur:

.I. I'• - '


"( Jj>'-" ~
·L:
i..F-. LO aJ ..=_,'J ~ '-!'--:l '1'>..
"Karntmdakini ozgur bir kul olarak strf sana adadtm". (Al-i lmran 3/35) l~te
bundan dolay1 kefaretlerde koleyi bzgurlugune kavu~turma (azat etme) gunahtan
temizlenmek ic;in me~ru kllinm1~t1r.
Nitekim Allahu Teala

~ ~)~p )>
Koleyi "Bir koleyi ozgur/Ugune kavu~turmak" (el-Mucadele 58/3) buyurmU?tUr. Yine bu
ozgilrlilgilne
kavu~turmanm ~denledir ki Islam kale bzgur k1lmaya ?U ayetle te~vik etmi~tir:
fazileti
£. ;j -
"( , . J
& ~ '.Lll
.
Lo lJ1 J-)i Lo .J-}..
T
"O sarp yoku~ nedir bilir misin? Kole ozgur kt!mak (azat etmek)" (Beled 90112-
13)

Bera b. Azib (r.a.)'in rivayet ettigi hadiste yer ald1g1na gore bir adam
Peygamberimiz (sa.v.)'e ~byle bir soru sordu
"Ya Resul ullah bana beni cennete sokacak bir i~ i gbster".
Peygamber (s.a .v.) de,
,. ' .. " "' ,,.... • • ,, , ...... J • ,. ..

•~ ...,....- ~ J- $~WI ..:.....0 .r


. :.:...:., J- .. -~1 .iii ~
. I ..=_, J':>-• .J·t l..T-"
: <1
"Gerr:;ekten sana ktsa bir konu~ma yapsam bile soruna geni~ cevap vermi~
olurum; Bir kole ozgur k1lmak ve cant 6zgur kt!mak" buyurdu. Adam "Bu ikisi ayn1
?ey deg il mi ya Resulul lah? " diye sorunca Resulul lah (s.a.v),
,,. > "; .. ~ .. .. .. • ... ,,. J ..
I~·- ' j : . .JI ~ - $ - I~ ~! • . ) _£;
't""" '-?' ~ •. J .J ~ ~ --
.Ji .i;
-
- ~ I\ . :.:...:.
...,....-_
'J
"Hay1r. cant 6zgur k1lmak, senin onu tek ba~ma 6zgur/Uge
Bir
kavu~turmandtr. Digeri ise onun ozgur alma bedeli konusunda kendisine yardtmct
olmandtr" buyurdu .58
Ebu Zer (r.a.) Peygamber (s.a.v.)'e "Hangi kbleyi bzgur kllmak daha faziletlidir?"
diye sordu. Resulullah (s av) ona,

1~
~1 :.\ ~- I ~ · ~;r J t:.J - L.o.°.#l
"Fiyat1 en yuksek ve sahibi katmda en degerli olan koledir" buyurdu 59 . Bu
[7/61] hadisler koleyi bzgur k1lmanin iyilik ve ~efkat tl.irunden bir i? oldugunu, bzgur

58
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/299; lbn Hibban, Sahih , 11/97; Hakim, Mustedrek, 11/236.
59
Buhar1, ltk 2; Muslim, Iman 135 .
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _249
iki ki~i ortakla~a malik olduklan cariyenin ~ocugunun kendilerinden
[7/160]
oldugunu iddia etseler, ~ocugun nesebi her ikisine birden baglarnr. Bu
durumda ~ocuk onlarm ikisine de miras~1 olabilecegi gibi onlar da ~ocuga
miras~1 olurlar. "Nesebin iki ki~iye birden baglanmas1" meselesini daha
once "Da'va Konusunu" a~1klarken tam olarak anlatm1~t1k.
Muhammed'in (rh a) buradaki asil amac1, bu durumda OmmO veled olmaya
baglanan sonuc;lan ac;1klamakt1r. Biz konuyla ilgili olarak ~unlan soyleyebiliriz;
Cariye her ikisine birlikte OmmO veled olur. (:OnkO cariyenin c;ocugu her
ikisinden sabit olmu~tur. (:ocuk sahibi olma durumu daha once de belirttigimiz
gibi tek bir mahalde, k1smi olarak bulunabilir nitelikte degildir. Ancak burada
c;ocuk iki ki~iden sabit olunca, bolunmenin hOkmO tek bir mahalde k1smi olarak
bulundugu anlam1na gelmez. Nitekim k1sas hakk1 da bolunme kabul etmez. Fakat
bir ki~iye kar~il1k iki ki~inin k1sas olarak oldurulmesi mumkundur. Ozgur kilma
i~lemi de EbO Yusuf ile Muhammed (rha)'e gore bolunme kabul etmez. Ancak iki
ki~i birlikte koleyi ozgur kilarlarsa her biri kolenin yans1n1 ozgur kilm1~ olur.

Burada cariyenin her iki Ortaga birlikte ummu veled oldugu ortaya
~1kt1gma gore, cariye daha once yapt1g1 gibi, onlann her birine birer gun
hizmet edecektir.
(:Onku OmmO veled olmas1 durumunda cariye Ozerindeki yarar mulkiyeti sona
ermez.
Bu ortaklardan biri olunce cariye ozgurlugune kavu~ur. Bu durumda
hayatta kalan ortak, olenin b1rakt1g1 maldan cariyeye kar~1hk hi~bir ~ey
alamaz. Bu ittifakla kabul edilen bir hukumdur.
(:OnkO ortaklardan biri oldOgOnde cariyenin ozgur olacag1na dair diger
ortag1n nzas1 bulunmaktad1r.
Bu durumda cariye EbO Hanife (rh.a.)'ye gore c;al1~makla da yOkOmlO degildir.
Ancak EbO Yusuf ile Muhammed (rh a.) cariyenin yan degerini odemek Ozere
hayatta kalan ortak ic;in c;al1~mas1 gerektigini savunmu~lard1r.
Ortaklardan biri hayatta iken bu cariyeyi ozgur kilarsa EbO Hanife (rh.a.)'ye
gore cariye ozgOrlOgOne kavu~ur ve ozgur k1lan ortak diger ortaga kar~1 odeme
sorumlusu olmaz. Aynca cariyenin c;al1~ma yOkumlOIOgO de bulunmaz.
EbO Yusuf ile Muhammed (rh.a) ise "Eger ozgur kilan ortak zenginse Om mu
veled cariyenin yan degerini ortag1na odemelidir. Arna bu ortak fakirse cariye yan
degerini kar~ilamak Ozere diger ortaga c;al1~1r."
Bu konudaki gorO~ ayril1g1nin temeli ~udur; EbO Hanife (rh a )'e gore Ommu
veled cariyenin bizzat kendisi mutekavvim (dinen degeri olan) mal degilken EbO
Yusuf ile Muhammed (rh a.)'e gore mutekavvim mald1r. EbO Yusuf ile Muhammed
(rh.a )'in buradaki bak1~ ac;1s1 cariyenin bir kimsenin mulkiyetinde olu~udur MOlkiyet
2SO_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

ise dokunulmaz olduguna gore OmmO veled cariye normal cariyeler gibi
mOtekavvim bir mal olmal1d1r.
Bu ki?i cariyenin hizmetinden, kazanc1ndan ve kendisine malik oldugu ic:;in
cinselliginden yararlanma hakkina sahiptir. Soz konusu ki?i "bana ait kole ve
cariyelerin hepsi ozgOrdOr" derse bu sozOn ic:;ine OmmO veled cariye de girer.
Dolay1s1yla cariye Ozerinde hala efendinin mOlkiyeti var olduguna gore, onun mal
olma ozelliginin ve degerliliginin bulunmas1 bu mOlkiyetten aynlamaz ozelliklerdir.
c;:onkO bir insana sahip olmak demek, o insan1n mal olma ozelliginin
bulunmas1 ve degerli olmas1 itibariyle degil sahip olan ki?inin mOlkiyet hakk1nin
dokunulmaz olu?uylad1r. Aynca cariye OmmO veled statOsOne girince efendisinin
olOmOyle birlikte bzgOrlOgOne kavu?acakt1r. Dolay1s1yla mOdebber cariye gibi
mOtekavvim mald1r. Ancak mOdebber cariye efendisinin borc:;lan ve mirasc:;1lan ic:;in
c:;al1?makla yOkOmlO iken, OmmO veled cariyenin boyle bir sorumlulugu yoktur.
c;:onkO bu cariye efendinin ihtiyac1 ic:;in aynlm1?t1r. c;:onkO, c:;ocuk sahibi olmak,
dolOnO korumak ic:;in efendinin ihtiyac1d1r. Efendinin bu ihtiyac1 alacakl1lann ve
mirasc:;1larin hakk1ndan, daha once kar?1lanmal1d1r. Nitekim olOnOn kefen ve cenaze
masraflan da alacakl1lann ve mirasc:;1lann hakk1ndan daha once kar?1lanir
MOdebber cariye ise bu bak1mdan OmmO veled cariyeden ayril1r. c;:onkO cariyeyi
olOme bagl1 olarak bzgOr kilmak efendinin temel ihtiyac:;lanndan degildir.
EbO Hanife (rh a.) ise bir ?eyin mal ve mOtekavvim olabilmesi ic:;in ihraz
edilmesini (ele gec:;irilmesini) ko~ul koyar. Gbrmez misin henOz ele gec:;irilmemi? bir
av bu bak1mdan mOtekavvim (degerli mal) degildir. Ancak ele gec:;irildikten sonra
mOtekavvim mal olur.
lnsanoglu ise asl1 itibariyle mal degildir. c;:onkO insan mal olmak ic:;in degil mal
Ozerinde mOlkiyet kurmak ic:;in yarat1lm1?t1r. Ancak ne zaman bir insan1n "mal
edinilmek" Ozere ihraz edilmesi mOmkOn olursa, i?te o zaman mOtekavvim mal
olabilir. Cinselliginden yararlanmak ise buna tabi olarak dogacakt1r. Halbuki
efendi, onu kendisine ay1rsa ve ondan bir c:;ocuk edinse, cariyeyi 'mal yapmak'
Ozere degil, cinselliginden yararlanmak Ozere elinde tuttugu anla?1l1r. Dolay1s1yla
mal olma ozelligi bak1m1ndan ihraz hie; gerc:;ekle?memi? gibi kabul edilir.
MOtekavvim mal olmad1g1 ortaya c:;1kar.
c;:onkO cariyenin cinselliginden yararlanma hakkina sahip olmakla onun
[7/161] ekonomik degerine sahip olmak birbirinden aynd1r. Gormez misin ozgOr bir koca
nikahl1 kans1n1n cinselliginden yararlanma hakk1na sahiptir.Ama onun ekonomik
degerine malik degildir.
HOkOm yonOnden ona kar?1l1k ?Unlar delildir:
OmmO veled cariye alacakl1lara ve mirasc:;1lara kar?I c:;al1?ma yOkOmlOIOgOnde
degildir. Oysa bu cariye efendi hayatta iken mOtekavvim mal sayild1g1 ic:;in
alacakl1lann ve mirasc:;ilann hakk1nin onun degerinden kar?ilanmas1 gerekirdi.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _95
edilecek kolelerin en faziletlisinin sahibi kat1nda en degerli olan kale oldugunu
bildirmektedir.
Muhammed (rh.a) ozgur k1lma ile ilgili kitaba EbO'd-Derda (r.a.) hadisi ile
ba~lam1~t1r.Buna gore ResOlullah (s.a.v.) ~oyle buyurmu~tur:

~ ~·L>- ,.~ ·&


-- .)'! • w <.? - J
·t '-?-'}1.,: ~
. - .:.r
! -

"Kim bo:?ama veya 6zgurluge kavu:?turma (azat etme) konusunda oyun


oynarsa (gayri ciddi olarak hantmmt bo:?ar veya k6/esini 6zgur ktlarsa) bu tasarrufu
kendisi a/eyhine ger;erli olur"60 .

~ 1j~ ~' s-i~\ 1JW 'i ~


"Allah'm ayet/erini eglenceye almaym!" (el-Bakara 2/231) ayeti, bu konu ile ilgili
olarak inmi~tir.

Omer (r a) de ~oyle demi~tir:


"Her kim bo~ama, ozgur k1lma veya nikah uzerine konu~ursa, sozleri kendi
aleyhine olur" yani gec;:erli ve baglay1c1 olur.
Omer (r.a.)'in bu sozu, ayni zamanda ad1 gec;:en tasarruflarla ilgili ~akan1n
(hezl) ciddi say1lacag1na delildir. Nitekim ResOlullah (s av.) ~oyle buyurmu~tur:
J ,,.~
J •
·l:..J1 , .,,, 11 , 'LS:ll.,, :...\>-
• "
~ ~1~ - ,
'/; "
~ '...\>-
-- ;,;

~ - J ~.;u::LJ J c - : I.ft' jl'> J ...\>-


: d" : ..!J'l•
_,..,
"Or; :?ey vardtr ki bun/arm ciddisi de ciddidir, :?akas1 da ciddidir. Bun/ar: Nikah,
bo:?ama ve 6zgur k1/mad1r (azat etmedir)".61
Hezl (tasarrufun hukmunu
kastetmeme) ile oyun oynamak (lu'b) birdir. Bu (hezl), c;:ocuklann sozu gibi, lugatte
konuldugu anlam kastedilmeksizin kullanllan sozdur.
Bu tasarruflann (nikah, bo~ama, ozgur k1lma) gec;:erli olmas1; tasarrufu ifade
eden sozleri ehil ki~inin soylemesi ile olur. Bu sozlerin gec;:erli olmas1 ic;:in, ki~inin bu
sozlerle onlarin ifade ettigi hukmu kastetmi~ olmas1na bak1lmaz. \:Onku hukmu
kastetme bulunmad1g1nda, hukme nza bulunmam1~ olur. Bu ise, muhayyerlik
ko~ulu bulunsa bile bu tasarruflann baglay1c1l1gina engel olu~turmaz.

~ lj~ ~I s-~i IJ~ 'i ,


"Al/ah'tn ayetlerini eg/enceye a/maym" (el-Bakara 2/231) ayetindeki "ayetlerden"
maksat Allah'1n hukumleridir. •.f> oynamak demektir. Bu ayet, dinin hukumlerinde,
oyun ve eglencenin olmayacagin1 ac;:1klamaktad1r.

60
Heysem1, Mecmeu'z-zevaid, IV/246.
61
Abdurrezzak, Musannef, Vl/133; Ebo DavOd Talak 9; lbn Mace Talak 13.
252 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsilt
Ebu Yusuf ile Muhammed (rh a )'e gore ise; iddiada bulunan ortak zenginse
diger ortag1n pay1n1 odemelidir. Arna fakirse bu durumda c;ocuk c;al1~makla
yukumlu olur.
Ommu veled bir cariye gaspedilirse Ebu Hanife (rh.a.J'e gore odenmesi
gerekmez. Hatta bir kimse cariyeyi gaspettikten sonra cariye onun
yanmda olse bile yine odemekle yukumlu degildir.
cunku gasp dolay1s1yla odeme sorumlulugu mal1n degerli olmas1na bagl1d1r.
Oldurme dolay1s1yla dogan odeme yukumlulugu ise bundan farkl1d1r. Cunku ozgur
bir kimse oldurulurse, kar~1 taraf onun diyetini odemekle sorumlu olurken,
gaspedilecek olursa boyle bir sorumluluk dogmaz.
Ebu Yusuf ile Muhammed ise 'ummu veled cariye gasbedilirse odenmesi
gerekir' goru~unu savunur.
Cunku onlara gore bu cariye degerli mald1r.
Muhammed (rh a.) Kolelerle ilgili bir bolumde Ebu Hanife (rh.a )'nin ~u goru~te
oldugunu aktarmaktad1r;
Ommu veled cariye gasbedildigi zaman ozgur bir t,;ocugun odenmesi
gibi odemeye konu olur. Nitekim cariye kendiliginden oll.irse onu
gasbeden ki~i odemekle sorumlu olmazken, cariyeyi y1rt1c1 hayvanlarm
bulundugu bir yere yakla~tmp bu hayvanlann onu part,;alamalanna neden
olmu~sa odemesi gerekir.

Cunku bu gasp odemesi degil, cinayet odemesidir. Gormez misin ozgur bir
c;ocuk da boylesi bir durumla kar~1la~sa odeme yap1lacakt1r.
Su husus da Ebu Hanife (rh a )'nin goru~unu ac;1klar. Efendi, ummu veled olan
cariye uzerinde bir tak1m haklara maliktir; onu hizmetinde kullanir, ucretli olarak
c;al1~t1rabilir. Cinselliginden yararlan1r. Ommu veled cariyenin gasbedilmesi veya
ona bir zarar verilmesi durumunda, efendinin cariyenin cinselliginden yararlanma
hakk1 olan milk-i mut'a ic;in odeme yap1lamaz.
Halbuki mudebber cariyenin durumu bundan farkl1d1r. Cunku efendi,
mudebber klld1g1 cariyenin ekonomik degerine maliktir. Dolay1s1yla efendi oldukten
sonra borc;lari, onun mall degerinden odenir. Mal da telef edilmesi durumunda
odenir.

[7/162] Su meselelerde Ebu Hanife (rh a.)'nin goru~une girer: Bir h1ristiyanin um mu
veledi Musluman olsa ve bir kad1nin ummu veled oldugu soylenerek kand1ril1rsa
hukum ne olacakt1r?
Bunlarin her birini kendi konusunda ac;1klayacag1z.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
253
Bir kimse tek ba~ma malik oldugu ummu veled cariyesinin yansm1
ozgur k1larsa cariye tamamen ozgurlugune kavu~ur. c;ah~ma yukumll.ilugu
de olmaz.
c;:unku EbO Hanife (rh.a.)'ye gore ummu veled cariyenin hic;bir durumda c;al1~1p
gelir elde etmek gibi bir sorumlulugu yoktur. Boyle bir yukumlulugu olmad1gina
gore de ozgurlugune kavu~mas1 gerekir.
EbO Yusuf ile Muhammed (rh a) ise ummu veled cariyenin bu konuda normal
cariyelerle ayn1 hukme tabi oldugunu soylerler.
lki ki~inin ortakla~a malik olduklan bir cariye ikiz <;;ocuk dogursa veya
farkh dogumlarla iki <;;ocuk sahibi olsa; Ortaklardan biri buyuk <;;ocugun
digeri ise kli<;;lik <;;ocugun kendisinden oldugunu iddia etse, eger <;;ocuklar
ikiz ise her iki ortagm <;;ocuklan olurlar.
c;:unku iki c;ocuk da anne yumurtas1n1n ayni sperm hucresiyle dollenmesi
sonucunda dogmu~lard1r. Bu durumda ortaklardan birisinin, c;ocuklardan birisinin
kendisine ait oldugunu iddia etmesi, her ikisinin de kendisine ait oldugunu iddia
etmesi anlamina gelir.
Arna <;;ocuklar ikiz degilse bu durumda buyuk <;;ocugun nesebi bu
dogrultuda iddiada bulunan ki~iye baglamr.
c;:unku ortak olarak malik oldugu bir cariyeden dogan c;ocugun nesebini iddia
etmektedir. Cariyenin gebeligi bu ortaklann mulkiyeti devam ederken meydana
gelmi~tir. Soz konusu ki~inin iddias1 ise bu dollenme durumuna dayanmaktad1r.
Bu durumda cariye, buyuk c;ocugun nesebini kendisine baglayan ortaga
ummu veled olur. Dolay1s1yla bu ortak, kuc;uk c;ocuk kendisine ait oldugunu iddia
eden ortagina yan ukr ile cariyenin yan degerini odeyecektir.
K1yasa gore kli<;;lik <;;ocugun, t1pk1 annesi gibi buyuk <;;ocugun nesebini
iddia eden ortagm kolesi olmas1 ve nesebinin de iddia eden diger ortagm
olmamas1 gerekir.
c;:unku cariye buyuk c;ocugun kendisinden oldugunu iddia eden ortaga bu
c;ocuga gele kald1g1 andan itibaren Limmu veled olmu~tur. Bu durumda kuc;uk
c;ocugun kendisinden oldugunu iddia eden ortak, ba~ka birisinin ummu veledi olan
cariyeden dogan c;ocugun kendisinin oldugunu iddia etmektedir. Dolay1s1yla bu
iddias1 gec;erli olmaz. Bu ki~i odeme olarak tam ukr oder. <:;:unku ba~ka birisinin
Limmu veledi olan cariye ile cinsel ili~kide bulundugunu itiraf etmi~tir. Ancak
ortada ~upheye dayal1 bir cinsel ili~ki soz konusu oldugu ic;in zina cezas1
uygulanmaz.
istihsana gore ise kli<;;lik <;;ocugun nesebi bu dogrultuda iddiada
bulunan ortaga baglamr.
254 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
(unku cariye bu c;ocuga gebe kald1g1nda gorunu~te bu iki ki~inin ortak
cariyesi idi. Dolay1s1yla bu durum, kuc;uk c;ocugun nesebini bu dogrultuda iddiada
bulunan ki~iye baglama konusunda gec;erli bir ~uphe olarak kabul edilmelidir.
(unku cariyenin yar1s1 uzerinde bu ki~inin mulkiyeti bulunmaktad1r. Bu bak1mdan
sbz konusu ortak, aldatllarak kendisine ba~kasina ait bir cariye satllan ki~iye
benzer. Aldatilan ki~iden olma c;ocugun nesebi de sabittir. Gerc;egin farkl1 oldugu
ac;1ga c;1ksa da gbrunu~e itibarla nesep ondan sabit olur.
Bu c;;ocugun tam degerini diger ortaga odemesi gerekir.
Bu hl.ikl.im Ebu Yusuf ile Muhammed (rh.a.)'in kabul ettigi temel kurala
gore ele ahnd1gmda herhangi bir problem c;;1kmaz.
(unku onlara gore ummu veled cariyenin c;ocugu degerli bir mald1r. Kuc;uk
(ocugun kendisine ait oldugunu iddia eden ki~i, bu iddias1 dolay1s1yla diger ortak
aleyhine olarak c;ocugun degerini telef etmi~ olmaktad1r.
Ancak Ebu Hanife (rh.a.)'nin gorl.i~l.inl.i temel ald1g1m1zda problem
dogar. Ancak bu hl.ikml.i benimserken Ebu Hanife ~u gerekc;;eye dayanm1~
olabilir; Cariye l.imml.i veled olma hakk1 kazanmca kendisindeki ekonomik
deger ve mal olma ozellikleri dl.i~er. Halbuki burada kl.ic;;l.ik c;;ocuk hakkmda
annesinin l.imml.i veled olmas1 sonucu dogan haklardan yararlanma imkani
bulunmamaktad1r.
(unku kuc;uk c;ocuk, buyuk c;ocugun kendisinden oldugunu iddia edenin
iddias1 ile, annesi ummu veled statlisunu kazanmadan once dogmu~tur. Anne
ummu veled olma hakk1n1 kazanmad1kc;a, bu hak c;ocuga gec;emez. Bu yuzden
diger ortak c;ocugun degerini, buyuk c;ocugun kendisinden oldugunu iddia eden
ortaga bdemelidir.
Veya aldat1larak kendisine ba~ka birisine ait olan l.imml.i veled
cariyenin sat1ld1g1 ki~i ic;;in soylenen, burada gec;;erlidir; O da ~udur; c;ocuk
degerinin odenmesi kar~1hg1 ozgl.irll.igl.ine kavu~ur.
(unku anne, aslen ozgur olan bir c;ocuga gebe kalm1~t1r. Halbuki bir kimse
hakk1nda ummu veled statlisunden yararlanma imkaninin dogmas1 ic;in, o ki~inin
kale olmas1 gerekir. Burada c;ocuk kale olmad1g1na gore annesinin ummu veled
olmas1ndan kaynaklanan hukumler sabit olmaz. Ancak degerinin odenmesi
gerekir. (unku bu c;ocugun kale olmas1 engellenmi~tir. (unku aldatllarak
ba~kasina ait ummu veled cariyeden edinilen c;ocuk ozgurdur. l~te ele ald1g1m1z
hukum de buna benzemektedir.
Muhammed (rh a) burada, "kuc;uk c;ocugun kendisinden oldugunu iddia eden
ortak digerine tam 'ukr' oder derken, Da'va Konusu'nda yarim ukr oder'
demektedir.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _2ss
Nakledilen bu bilgiler rivayet farkl1l1g1 degildir. Arna onun maksad1, 'Kuc;:uk
c;:ocugun kendisinden oldugunu iddia eden ortag1n butUn sorumlulugunun ne
oldugudur'. Dava konusunda soylediginden kasd1 ise, uzerinde kalan
yukumlulugun tamam1d1r. c;:unku bu ortak da buyuk c;:ocugun kendisinden
oldugunu iddia eden ortaktan odeme olarak 'yanm ukr' alacakl1d1r. Dolay1s1yla bu
[7/163]
odemeler kar~ll1kl1 olarak takas edilir.Buyuk c;:ocugun kendisinden oldugunu iddia
eden ortak diger ortaktan kalan 'yanm ukr'u alir.
Buyuk ~ocugun kendisinden oldugunu iddia eden ortak zimmi, diger
~ocugu iddia eden ortak musll.iman ise yine ayni hukum ge~erlidir.
c;:unku her biri farkl1 iddialarda bulunmaktad1r. Bir kimsenin musluman olmas1
durumunun, digerlerine yeg tutulmas1 ise, ayni konu uzerinde tart1~malan
durumunda sbz konusudur. Burada boyle bir tart1?ma olmad1g1na gore, zimminin
iddias1 da muslumanin iddias1 gibi kabul edilecektir.
lki ki~inin ortakla~a malik oldugu bir cariye ikiz dogursa, ama
~ocuklardan biri olu olsa; ortaklardan biri olen ~ocugun kendisinden
oldugunu iddia edip, hayatta olan ~ocugun nesebinin kendisinden
oldugunu reddetse, zorunlu olarak bu ~ocugun nesebi kendisine baglanir.
c;:unku iki c;:ocuk da ayni ki~inin sperm hucreleriyle annenin yumurtasinin
dollenmesi sonucu dogmu~lard1r. Dolay1s1yla bu ki~inin sadece bir c;:ocugun
kendisinden oldugunu iddia etmesi, her ikisinin de kendisinden oldugunu iddia
etmesi gibi degerlendirilir. Bu yuzden sag olan c;:ocugun nesebi de ona baglan1r. Bu
a~amadan sonra onu reddetmesi mumkun olmaz.

'Olu c;:ocuk, boyle bir iddiaya konu olamaz. c;:unku onunla birlikte sag c;:ocuk
bulunmasayd1 nesebi sabit olmayacakt1. Dolay1s1yla ilgili oldugu konuda
yap1lmayan boyle bir iddia gec;:ersiz say1lmal1d1r', ~eklindeki bir itiraza ?U cevab1
verebiliriz;
Bu kimsenin, olu bir c;:ocugun nesebini iddia etmesi gec;:ersizdir. c;:unku bunun
herhangi bir ya ran olmaz. Ancak olu c;:ocukla beraber sag bir c;:ocuk daha dogdugu
ic;:in soz konusu gerekc;:e ortadan kalkar. Aynca bu iddiada bulunan ki~inin 'o,
benim <;ocugumdur' ?eklindeki sozu 'benim sperm hucrelerim araci11g1yla
dogmu~tur' anlam1na gelir. Hatta bu yuzden cariye ona ummu veled olur.
Dolay1s1yla burada sag olan bir c;:ocuk bulunduguna gore, bu ki~inin 'olu c;:ocugun
kendi sperminden oldugunu' ac;:1klamas1, 'sag olan c;:ocugun da ayn1 sperm
hucreleri dolay1s1yla dogdugunu' itiraf etmesi gibi degerlendirilir. c;:unku her iki
c;:ocuk da ayn1 ki?in in sperm hucrelerinden olmu?tur. Bu yuzden sag olan c;:ocugun
nesebini de ona baglamam1z gerekir. Ortaklann her ikisi de blu c;:ocugun
kendisinden oldugunu iddia etse veya c;:ocuklardan birisinin kendilerinden oldugu
iddias1nda bulunsa ayn1 ~ekilde sag olan c;:ocugun nesebi her ikisine birden
baglan1r.
256_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Cariyeye malik olan iki efendiden biri 'eger cariye karnmdaki bir
erkek c;ocuk ta~1yorsa bendendir. Arna k1z ise benden degildir' dese, diger
efendi de; 'eger c;ocuk k1z ise bendendir. Erkek ise benden degildir' dese.
her ikisinin iddias1 birlikte degerlendirilir. Bu gebelikten dogan c;ocugun
nesebi ikisine birden baglamr.
C:unku cariyenin karn1ndaki bulunan c;:ocugun kendilerinden oldugunu iddia
etmeleri asl1 itibariyle gec;:erlidir. Ancak cinsiyet ay1nm1 yapmalan kor kuyuya ta~
atmakt1r. C:unku bu anne rahminde bulunan bir ceninin cinsiyetini belirleme
c;:abas1d1r. Halbuki rahimde ne bulundugunu ancak Allahu Teala bilir. Dolay1s1yla bu
ay1nm hukumsuz duruma gelince soz konusu iddialar nedeniyle c;:ocugun
nesebinin her ikisine birlikte baglanacag1 sonucu c;:1kar. Ancak bu hukum, iki
iddian1n ayni anda olmas1 durumunda soz konusudur.
Eger ortaklardan biri diger ortaktan daha once boyle bir iddiada
bulunursa, c;ocugun nesebi k1z olsun erkek olsun, bu iddia sahibine
baglamr.
C:unku bu ki~inin iddias1n1n asl1 gec;:erlidir. Yapt1g1 ay1nm ise hukumsuzdur.
Cariye de kendisine ummu veled olmu~tur. Bu bak1mdan diger ortagin iddias1
kendi mulkiyetinde bulunmayan bir cariye uzerinde ve de nesebi sabit olan bir
c;:ocuk hakk1nda meydana gelmi~tir. Dolay1s1yla bu ortagin iddias1 gec;:ersiz olur.
Ortaklardan biri "iki y1la kadar bu cariye bir erkek c;ocuk dogurursa
bendendir" derken digeri bu iddiadan bir gun sonra "iki y1la kadar bu
cariye bir k1z dogurursa bendendir" dese; Cariye de ortaklarm bu
iddialarmdan sonra alt1 ay tamamland1gmda ikiz erkek c;ocuk dogursa; soz
konusu iddia dolay1s1yla c;ocuklann nesebi sabit olmaz. <;ocuklann ikisi de
normal kale statl.isundedir.
C:unku iddialann gerc;:ekle~tigi an itibariyle cariyenin karn1nda c;:ocuk
bulundugunu kesin bir ~ekilde soyleyemeyiz.
Ortaklarm "iki y1la kadar" ~eklindeki iddialan gec;ersizdir.
C:unku bu, herhangi bir temele dayanmamaktad1r. C:ocugun anne karninda
ne kadar kalacag1n1 bilmeleri mumkun degildir.
Cariye c;ocuklardan birini ilk iddiadan itibaren alt1 ay ic;inde, digerini
de bu c;ocuktan Lie; gun once dogurmu~sa, c;ocuklann ikisinin nesebi de ilk
iddiada bulunan ki~iye baglamr.
C:unku bu durumda ilk ki~inin iddiada bulundugu anda cariyenin karn1nda bu
(7/164]
c;:ocuklann var oldugunu kesin olarak soyleyebiliriz. Dolay1s1yla her ikisinin nesebi
de bu ortaga baglan1r. C:unku her iki c;:ocuk da ayn1 sperm hucreleri araci11g1yla
olmu~tur. Bu bak1mdan iddia aninda c;:ocuklardan birisinin anne karninda
bulunmas1 zorunlu olarak digerinin de var olmas1n1 gerektirir.
Kiileyi Ozgiir Ktlma Kitabt. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 257
Cariye ilk ~ocugu, ikinci iddiadan itibaren alt1 ay ge~meden once,
birinci ikrardan ise alt1 ay ge~tikten sonra dogurursa, ~ocuklann nesebi
diger ortaga baglamr.
c;:unku bu durumda ilk iddia zaman1nda c;ocuklann anne karninda
bulundugunu kesin olarak sbyleyemeyiz. Dolay1s1yla bu ilk iddia gec;ersiz olur. Buna
kar~1n c;ocuklann ikinci iddianin gerc;ekle~tigi an itibariyle anne karn1nda
bulunduklann1 kesin olarak sbyleyebiliriz. Bu yuzden c;ocuklann nesebi ikinci iddia
sahibine baglanir. Cariye bu ortaga ummu veled olur. Bundan sonra cariyenin
doguracag1 her c;ocugun nesebi de inkar etmedigi surece bu ortaga baglan1r.
iki ki~inin ortakla~a malik oldugu cariye, bir ba~kasmdan ~ocuk
dogursa, sonra bu ki~i ortaklara "siz onu benimle evlendirdiniz" iddiasmda
bulunsa ve ortaklardan biri onun bu iddiasm1 kabul ederken digeri "hay1r
biz onu sana satm1~t1k" dese, cariyenin yan pay1 bu ki~iye ummu veled
olur.
c;:unku cariyeyi satt1g1n1 sbyleyen ortak, c;ocugun babas1 olan ki~inin kendi
mulkiyetinde bulunan bir cariyeden c;ocuk sahibi oldugunu itiraf etmi~tir.
Dolay1s1yla cariye sbz konusu ki~iye ummu veled olur. Adam1n cariyedeki pay1ndaki
ikran gec;erlidir.
c;:unku o kendi mulkudur.
Muhammed (rh.a.) "cariyenin diger yans1 ise" cariyeyi seninle
evlendirmi~tik" diyen ortagm normal statude kolesi olur" demektedir.

c;:unku bu ortak kendi pay1nda ummu veled statUsunun bulundugunu kabul


etmemektedir. Nitekim daha once ~u ac;1klamalarda bulunmu~tuk; Ortaklardan biri
cariye ic;in "bu cariye ortag1min um mu veledidir" ~eklinde bir ikrarda bulunur da,
diger ortak onu yalanlarsa ortagin pay1nda ummu veled hukumleri cereyan etmez.
Ayn1 hukum "bu cariye ba~ka bir ki~inin ummu veledidir" ~eklinde bir iddiada
bulunmas1 durumunda da gec;erlidir.
"Cariyeyi satt1klanm" iddia eden ortagm ~ocuktaki pay1 ozgur olur.
c;:unku o, c;ocugun bzgur oldugunu ikrar etmi~tir. Bir kimsenin kendi
hakk1ndaki ikran gec;erli kabul edilir.
Bu durumda ~ocuk "sat1m olay1mn ger~ekle~medigini" iddia eden
Ortaga yan degerini kar~1lamak l.izere ~ah~acakt1r. Nitekim ortaklardan biri
digeri aleyhine "o koledeki paym1 ozgur k1lm1~t1" ~eklinde tamkhkta
bulundugunda yine aym hukum ge~erlidir. Ancak Ebu Hanife (rh.a.J'ye gore
bu son durumda ~ocuk tamkhkta bulunan ortak i~in ~ah~acakt1r. c;unku bu
ortak ~ah~ma yukumli.ilugunun bulundugunu iddia etmektedir. Halbuki
olayda ilk ~ocuk sat1m olaymm ger~ekle~tigini iddia eden ortak i~in
~ah~mayacakt1r.
258 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut
(unku cpcuk c;al1~ma yukumlulugunden kurtulmu~tur. Bu iddiada bulunan
ortak ise c;ocugun aslen ozgur oldugunu iddia etmektedir.
Bu durumda cariye ile cinsel ili~kide bulunan ki~i ortaklara "ukr"
odemekle yi.iki.imli.idi.ir. Ukr'un yans1, "cariyenin evlendirildigini" iddia
eden ortaga mehir yerine verilir.
(unku mehrin verilmesi konusunda soz konusu ki~i ile bu ortak
anla~m1~lard1r.

Ukr'un diger yans1 ise "cariyenin sat1ld1gm1" iddia eden ortaga verilir
ve yap1lan bu odeme soz konusu iddiaya gore ~ekillenir.
(unku cariye ile cinsel ili~kide bulunan ki~i ve bu ortak her ne kadar
nedeninde farkl1 iddialarda bulunsalar da, soz konusu miktann odenmesinin
gerekliliginde hem fikirdirler.
Cariyenin kocas1 "bu odemeyi mehir olarak yapt1m" derken, cariyenin
sat1ld1g1ni iddia eden ortak "soz konusu odemenin sat1m bedeli olarak yap1ld1gin1"
soylemektedir. Ancak kocan1n borc;lulugu uzerinde birbirlerini onaylad1ktan sonra,
bu borcun hangi nedeni konusundaki goru~ ayril1g1, alacakl1 olan taraf1n alacag1n1
tahsil etmesine engel olu~turmaz. Bu yuzden bu alacagin hangi nedenden
dogdugunu iddia ediyorsa o yonden tahsil eder.
Arna i;ocugun babas1 oli.irse cariye yan degerini kar~1lamak i.izere
"evliligin oldugunu" ikrar eden ortaga i;ah~makla yi.iki.imli.i olur. c;unki.i
sat1~ iddiasmda bulunan ortak, kadmm i;ocugun babasmm i.immi.i veledi
oldugunu ve adamm olmesiyle ozgi.irli.ige kavu~tugunu dolay1s1yla kadmm
c;ah~ma yi.iki.imli.ili.igi.ini.in olmad1g1m iddia etmi~ olmaktad1r. Onun bu
iddias1 kendi paymda dikkate ahmr Ortagmm paymda dikkate ahnmaz.
Onun ii;in kadm, nikah iddiasmda bulunan ortak ii;in i;ah~1r. Bu hi.iki.im
Hanefilerin i.ic; bi.iyi.ik imam1 tarafmdan da benimsenmi~tir.
(unku daha once ac;1klad1g1m1z gibi bu ortaga ait olan pay uzerinde ummu
veled statUsu dogmam1~t1r.
Eger baba cariyenin kendisine sat1ld1gm1 iddia ederse cariye ona
i.immi.i veled olur. Onun bu iddias1m onaylayan ortaga sat1m bedelinin
yansm1 oder.
(unku "sat1m olay1nin gerc;ekle~tigi" noktas1nda uyu~tuklan ic;in, bu ortag1n
cariye uzerindeki pay1 baban1n mulkiyetine gec;er.

[7/165] Bu durumda cariyenin tamam1 babanm i.immi.i veledi olur ve cariyenin


yan degeri ile ukr'un yans1m kendisini yalanlayan Ortaga oder.
(unku bu ortagin pay1 sat1lmam1~t1r. Bu bak1mdan soz konusu cariye
"ortaklardan birisinin kendisini ummu veled kild1g1 cariye"ye benzer.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 2S9
Cariyenin kime ait oldugu bilinmiyor ve c;ocugun babas1 kar~1smdaki
iki ki~iye "siz cariyeyi benimle evlendirdiniz" deyip onlar "hay1r cariyeyi
sana satt1k" diyorlarsa, bu cariye c;ocugun babasma ummu veled olur,
c;ocuk da ozgurlugune kavu~ur.
c;:unku cariye gorunu~te bu kimsenin mulkiyetindedir. Dolay1s1yla cariye
ummu veled olurken c;ocugu da gorunu~ esas al1narak ozgur say1l1r.
<;ocugun babas1, cariyenin hakkm1 ortadan kald1racak ~ekilde "cariye
bir ba~kasma aittir" gibi bir iddiada bulunursa, bu iddias1 onaylanmaz. Soz
konusu iki ki~iye cariyenin degerini odemekle sorumlu olur.
c;:unku bu ki~inin kendisi hakk1nda yapt1g1 ikran gec;erlidir. Adam elindeki
cariyenin onlara ait oldugunu iddia etmektedir. Bu a~amadan sonra cariyeyi onlara
iade etmesi de mumkun degildir. Dolay1s1yla onun degerini odeyecektir.
Bu ki~ilerin sat1m1 ikrar etmeleri, onlarm cariyenin degeri uzerindeki
haklarm1 du~urmez.
c;:unku c;ocugun babas1 onlan yalanlad1g1 anda "sat1m olay1
gerc;ekle~memi~tir. Ayr1ca cariyenin iade edilmemesi soz konusu ki~ilerin sat1m
olayin1 ikrar etmeleri nedeniyle degildir. Gormez mi sin bu ki~iler, "evlendirme ve
sat1m olaylar1nin ikisi de gerc;ekle~medigini iddia etseler bile, cariyenin iade
edilmesini isteme haklan yoktur.
Muhammed (rh.a.), EbO Suleyman'm naklettigi nushada "Cariyenin bu
iki ki~iye ait oldugu biliniyorsa uygulanacak hukum aymd1r" demektedir.
Ancak bu, yanh~t1r. Dogru olan EbO Hafs'm nushasmdaki ile Hi~am'm
Nevadir'inde nakledilenlerdir. Burada Muhammed (rh.a.); "Eger cariyenin
bu ki~ilere ait oldugu biliniyorsa cariyeden c;ocuk sahibi olan ki~i ukr oder"
demektedir.
c;:unku sat1m olay1n1 ikrar ettikleri ic;in cariyenin iade edilmesi imkans1z
duruma gelmi~tir. Gormez misin bu ki~iler hem evlilik hem de sat1m olaylannin
gerc;ekle~medigini soyluyorlarsa bu cariye, soz konusu ki~ilerin normal statUde bir
cariyesi olur. Dolay1s1yla cariyeyi satt1klann1 iddia etmeleri, onlann "cariyenin iade
edilmesini isteme" haklanna engel olu~turur. Bu yuzden cariyenin degerini de o
ki~iye odettiremezler.

Ancak bu ki~inin ukr odemesi gerekmektedir.


c;:unku ba~ka birisinin mulkiyetinde bulunan bir cariye ile cinsel ili~kide
bulundugunu itiraf etmi~tir. Ancak bu ki~iye zina cezas1 uygulanmaz. c;:unku cariye
ile evlendigini iddia etmektedir.
Cariye ile cinsel ili~kide bulunan ki~i onun kendisine hibe edildigini
iddia ederken, kar~1smdaki iki ki~i onun satt1klanm iddia etseler ve
260_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
cariyenin kime ait oldugu bilinmese, cariye kendisiyle cinsel ili~kide
bulunan ki~iye ummu veled olur.
c;:unku daha once de ac;1klad1g1m1z gibi, cariyeye gorunu~te malik olan bu
ki~idir.

Soz konusu ki~i kar~1smdaki ki~ilere cariyenin degerini oder.


c;:unku bu ki~iler reddettigi ic;in hibe, cariye ile cinsel ili~kide bulunan ki~i
reddettigi ic;in de sat1m olay1 gerc;ekle~memi~ sayil1r. Ancak burada cariyenin iade
edilememesi, bu iki ki~inin "sat1m gerc;ekle~mi~tir" ~eklindeki iddialardan
kaynaklanmaz. Aksine diger ki~inin bu ki~ilere ait oldugunu zannettigi bir
cariyeden yararlanmas1ndan kaynaklan1r. Dolay1s1yla onun degerini bu iki ki~iye
bdeyecektir.
Bu iki ki~inin "sen cariyeyi gasbettin" ~eklindeki iddialanm, r;ocugun
babas1 "dogru soyluyorsunuz" diyerek onaylarsa ve cariyenin de kime ait
oldugu bilinmese, iddias1 kabul edilmez. Yalmz cariyenin degerini
odemekle yukumludur.
c;:unku cariyeyi onlardan gasbettigini itiraf etm1~t1r. Cariye ummu veled
statLisune girdigi ic;in onlara iade edilmesi mumkun degildir.
Eger cariye bu iddialarda onlan tasdik ederse, kendisinin bu ikran
kabul edilir. Normal statude bir cariye olarak soz konusu iki ki~iye verilir.
c;:unku burada hak sahibi olan cariyedir. Taraflarin bir konu uzerinde
uyu~malari, o konunun meydana geldigini gbsterir.

Ebu Hafs ve Hi~am'm naklettigine gore Muhammed (rh.a.), cariye


ozgurlugune kavu~tuktan sonra soz konusu ar;1klamas1 onaylanmaz",
demektedir.
c;:unku bu cariye gbrunu~e itibarla elinde bulundugu ki~iye ummu veled
olmu~tur. Nasil ki cariyenin gerc;ekten ozgurlugune kavu~tuguna karar verildikten
sonra, bu durumu gec;ersiz duruma getirecek ac;1klamalar1 kabul edilmezse,
"bzgurlugune kavu~ma hakkin1" ortadan kald1racak nitelikteki sbzleri de kabul
edilmez. c;:unku (du~urulmesi imkans1z olan) dinl hakt1r.
Bu iki ki~i. cariye aleyhine delil getirirlerse cariyeyi ahrlar, r;ocuk da
ikisine ait kole olur.
c;:unku delil ile sabit olan bir husus, gbzle gbrulerek sabit olmu~ gibidir.
Bu durumda diger ki~inin cariyeyi gasbedip onunla gayri me~ru
ili~kide bulundugu ortaya r;1kar ve "~upheye dayanarak boyle bir ~ey
yapt1gm1" iddia etmemi~se kendisine zina cezas1 uygulamr. Arna cariyeyi
satin ald1gm1 veya onun kendisine hibe edildigini ya da onunla evlendigini
iddia ediyorsa zina cezas1 uygulanmaz.
98 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit
Sarih A- Sarih Sozler
sozler
Sarih sbzler; ozgur klima, ozgurluk ve vela sbzcukleridir. Kblenin sahibinin bu
sozcukleri haber, nitelik veya unlem tarz1nda sbylemesi e~ittir.
Sarih sbzcukleri haber tarz1nda sbylemesi; "Seni ozgur k1ld1m, seni ozgurluge
kavu~turdum" vb. ~ekillerde olur. c;:unku aklil1 ki~inin sbzu imkan dahilinde dogru
bir anlama yorumlanir. Burada sbzun dogru anla~limas1 tek yoldur. Bu yol da in~a
(tasarrufu meydana getirme) dir. Ozgur klima konusunda in~a (yapma) ve ihbar
(haber verme) ifadeleri e~ittir.
Sarih sbzcukleri nitelik tarz1nda sbylemesi ~byle olur; "Sen bzgursun, sen
ozgur kliinm1~sin" vb. c;:unku ki~i kblesini, kendisinin gerc;ekle~tirme yetkisine sahip
oldugu bir nitelikle nitelediginde, bu niteligin kolede gerc;ekle~mesi ic;in o ki~i bu
tasarruflar1 gerc;ekle~tirmi~ kabul edilir. Ki~i "ben bununla yalani ve aslis1z bir haber
vermeyi kastettim" dese sbzu bu ihtimale ac;1k oldugu ic;in, kendisi ile Allah
arasindaki hukum bak1m1ndan tasdik edilir. Ancak hukuken (kazaen) tasdik
edilmez. c;:unku gbrunurde bu sbzcukler kale bzgur klima ic;in konulmu~tur. Hakim
de gbrunu~e uyar. c;:unku gorunenin gerisindeki kendisi ic;in bilinmeyen ~eydir
(gaybd1r).
Ayn1 ~ekilde ki~i kolesine; "ey ozgur, ey bzgur kli1nm1~" dediginde de kale
ozgur edilmi~ olur. c;:unku nida (c;ag1rma), c;agmlan ki~inin gelmesini saglamak
ic;indir. Bu da c;ag1rlian ki~inin niteligini anmakla olur. Ta ki c;ag1rlian ki~inin o
oldugu bilinsin. Bu ~ekilde nida yolu ile c;ag1rmakla, onu bzgur k1lmakla nitelemek
e~ittir.

Mevla Ki~i kolesi veya cariyesine "bu benim mevlamd1r" dediginde de kble ve cariye
kelimesinin bzgur k1l1nm1~ olur. c;:unku mevla bazen yard1mc1 anlam1nda kullanli1r. Nitekim
anlamlari
Allahu Teala bu anlamda ~oyle buyurmu~tur:

~ ~ J_;.o 'l .:r.!lSj' 0tj 1.fal .:r.~1 Jy k1 0~ .!.lJ~,


"Bu, Allah'1n, inananlann yard1mc1s1 olmas1ndan dolay1d1r. Kafirlere gelince,
onlann yard1mclian yoktur". (Muhammed 47/11)
Ancak kblenin sahibi, kendi mulku olan kbleden adeten yard1m istemez.
(Onun ic;in efendinin sen benim mevlams1n sbzu yard1mc1 anlaminda anla~1lamaz).
Mevla kelimesi amcaoglu anlam1nda da kullanli1r. Bu anlamda Allahu Teala ~byle
buyurmu~tur:

~ ~ljj ~ Jlyjl .:. ~~ Jµ ,


"Dogrusu ben, arkamdan i; ba;ma gec;ecek olan akrabalanmdan (amca
ogullanmdan) endi;e ediyorum". (Meryem 19/5)
262 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
c;:unku yapt1g1 bu odeme ile zimmetini mukatebe bedeli olan borcundan
kurtarm1~ olur.
Bu cariye henuz bedeli odemeden efendisi olurse yine ozgurlugune kavu~ur.
c;:unku ummu veled olan cariyeye uygulanacak hukumler, mukatebe
akdinden sonra da devam eder. Bu hukumlerden biri de efendi oldukten sonra
cariyenin ozgur olmas1d1r.
Mukatebe akdi yapan ummu veled cariyenin efendisi olurse, cariyenin
mukatebe bedelini odemesi gerekmez.
(unku cariye bu odemeyi ozgurlugune kavu~mak ic;in yapacakt1r. Efendi
oldugunde zaten ozgurlugune kavu~acag1 ic;in sbz konusu bedeli odeme
sorumlulugu kalmayacakt1r. Nitekim efendi bu cariyeyi hayatta iken ozgur kllm1~
olsayd1 yine ayn1 hukum gec;erli olacakt1.
Bu durumda cariyenin elde ettigi kazanc;lar tamamen kendisine b1raki11r.
(unku bu cariye, mukatebe akdi gec;erli iken ozgurlugune kavu~mu~tur.
Mukatebe akdi ile kazand1g1 kendisine malik alma yetkisi, ozgurlugune kavu~unca
iyice peki~ir.
Efendi, ummu veled cariyesini yine kendisine satsa veya mal kar~i11g1 ozgur
kllsa, cariye bu teklifi kabul ettigi anda ozgur olur. Soz konusu bedeli borc;lanir.
(unku efendi en az1ndan bu cariyenin cinselliginden yararlanma hakk1na
maliktir. Bu hakk1n1 cariyenin zimmetindeki bir bore; kar~i11g1 du~urmesi gec;erlidir.
Bu, cu'I (odul/bedel) kar~i11g1 bo~amaya benzemektedir. Soz konusu bedel onun
borcu olur. C::unku o, kabul ederek bu borcu yuklenmi~tir.
Bu durumda efendi olecek olsa bile, cariyenin soz konusu borcu du~mez.
c;:unku ummu veled olan cariyeye uygulanacak hukumler, efendi hayatta iken
bu cariye ozgurlugune kavu~tugu ic;in gec;erliligini yitirmi~tir. Bu bedel onun
zimmetinde bir borc;tur. Ondan c;ocuk sahibi alma durumu, borcun sona
erdirilmesinde etkili degildir.
Efendi, ummu veled olan cariyesiyle mukatebe akdi yapsa ve cariye bu akit
uzerinden alt1 ay gec;tikten sonra dogum yapsa, ard1ndan da efendi henuz
c;ocugun kendisine ait oldugunu ikrar edemeden olse, c;ocugun nesebi efendiye
baglanamaz.
(unku mukatebe akdinden sonra efendinin o cariye ile cinsel ili~kide
bulunmas1 haramd1r. Arna buna rag men cinsel ili~kide bulunursa cariyeye "ukr"
odemesi gerekir. Cariyenin bu tarzda efendiye haram olmas1 onun cariye
uzerindeki yatak hakk1n1 sona erdirir.
Cariye "bu gebelik mukatebe akdinden sonra meydana gelmi~ olabilir"
[7/167] ~eklinde bir ihtimal varken dogum yaparsa, c;ocugun nesebi efendiye baglanmaz.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
263
Arna dogum mukatebe akdi uzerinden alt1 ay ge\meden meydana gelmi~se
\ocugun nesebi efendiye baglanir.
(unku bu durumda cariyenin mukatebe akdi yap1lmadan once efendiden
gebe kald1g1n1 kesin olarak biliriz. Bu olayda \ocuk ozgurdur. Anne ise efendi
oldukten sonra ozgur olacakt1r.
Efendi hayatta olup \ocugun kendisine ait oldugunu iddia ederse cariye iki
ylldan daha fazla bir sure i\inde dogum yapsa bile, \Ocugun nesebi efendiye
baglanir.
(unku cariye ba~ka birisine helal olmu~ degildir. Aynca bu cariyenin
cinselliginden yararlanma belli nedenlerle efendiye haram olsa bile, bu haraml1k
durumu, efendinin cariye uzerindeki mulkiyetini sona erdirmedigi gibi, iddiadan
once \ocugun nesebinin efendiden olmas1na engel olacak ~ekilde yatak hakk1n1 da
ba~kasina ge\irmez. Boyle olunca, nesep iddias1nda bulunmu~sa, \Ocugun nesebi
kendisine baglanmas1na hi\ engel olmaz. Nitekim efendinin oglu bu cariye ile
cinsel ili~kide bulundugunda dogan haraml1k durumu da bunun gibidir. Biz
HanefTler, efendi herhangi bir iddiada bulunmadan once \Ocugun nesebini ona
baglamay1z. (unku bu, efendinin haram bir fiil i~ledigini gosterecegi gibi, onu
"ukr" odemekle de yukumlu kllar. Ancak efendi, \Ocugun kendisine ait oldugunu
iddia edince, soz konusu bu endi~e ortadan kalkar.
Bu cariye mukatebe statUsunde oldugu s1rada, i\inde diyet gerektiren bir su\
i~lerse, soz konusu diyeti odemek i\in \al1~makla yukumlu olur.

(unku soz konusu su\, mukatebe akdinden once i~lenmi~ olsayd1, bu su\un
dogurdugu sorumluluklan efendi yuklenecekti. (unku o zaman elde ettigi kazan\
tamamen efendiye aitti. Bu durum mukatebe akdi ile ortadan kalkm1~ ve cariye
kazanc1 uzerinde ba~kalarindan daha fazla hak sahibi olmu~tur.
Bu olayla ilgili olarak ~u gerek\eyi de ileri surebiliriz; bu cariyenin mukatebe
akdinden once i~ledigi su\lann dogurdugu sorumluluklan efendi yuklenir. (unku
efendi cariyeden \ocuk sahibi olmakla onun, i~ledigi su\un diyetine kar~ll1k olarak
verilmesini engellemi~tir. Bu ozellik mukatebe akdi ile ortadan kalkar. (unku
mukatebe akdi yapan bir cariye de su\un diyetine kar~1l1k olarak verilemez.
Kendileri ile mukatebe akdi yapilan normal statUde bir cariye ile ummu veled
cariye bu bak1mdan ayni hukumlere tabidir.
Eger bu cariyeye kar~1 bir cinayet i~lenirse "er~"i
123
kendisi al1r.

123
Er~ I ..;}11: SozlOkte; bedel, rO~vet, fesat, husumet gibi anlamlara gelir. Islam ceza hukukunda ise;
~ah1s aleyhine i~lenen ve olumle sonu~lanmayan yaralama ve sakat b1rakmalarda, magdOra
odenmesi gereken mali kar~ll1k (diyet) demektir. Kesilen ve yaralanan organlara mahsus olup miktari
~er'an belirlenmi~ olan er~e "er~-i mukadder"; vucutta ve yuzde iz b1rakan yaralara ait olup miktari
belirlenmemi~ olan diyetlere ise "er~-i gayr-i mukadder" denir.
Ktileyi Ozgiir Klima Kitab1. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 99
Ancak kblenin nesebi bilinmekte oldugu ic:;in mevla kelimesi bu anlamda da
kullan1lm1~ olamaz.

Mevla kelimesi dinde yard1mla~ma anlaminda da kullanil1r. Ancak bu kullan1m


bir c:;e~it mecazd1r. Mecaz hakikate muanz (denk) olamaz.
Mevla kelimesi kbleyi bzgur kllan efendi anlaminda da kullan1l1r. Kbleye bagl1
olarak kullan1ld1g1nda bu anlamda kastedilmi~ olamaz. Bu durumda mevla kelimesi
yaln1zca "mevlay1 esfel" (yani bzgur k1linan kble) anlam1nda kullan1lm1~ olabilir. Bu
anlam ise kblenin bzgur k1l1nmas1ndan sonra gerc:;ekle~ebilir. i~te bundan dolay1
"bu benim mevlamd1r" sbzu ile kanunen kble bzgur kll1nm1~ olur. Ki~i "ben
bununla dinde yard1mla~may1 kastettim" veya "yalan sbylemeyi kastettim" dese
kendisi ile Allah aras1ndaki hokum bak1m1ndan dinen tasdik edilir. Fakat kanunen
tasdik edilmez. COnku bu, gbrunu~e ayk1nd1r.
[7/63]
Ki~i kblesine "ey mevlam ! " dediginde de hukum yukar1daki gibi olup, kble
bzgur kll1nm1~ olur.
Zufer (rh a )'e gore ise bzgur k1lma niyeti olmad1kc:;a bu sbzle bzgur k1l1nm1~
olmaz. Zufer (rh a.)' in gerekc:;esi ~udur: Bu sbz nida (Onlem) olarak kullan1ld1g1nda
bununla anlaminin gerc:;ekle~tirilmesi degil, c:;ag1nlan ki~inin yuceltilmesi kastedilir.
Nitekim "ey efendim, ey mevlam" denilir. Eger efendi kblesine "ey efendim, ey
sahibim" dese niyet olmad1kc:;a bu sbzlerle bzgur kll1nm1~ olmaz. "ey mevlam"
dediginde de durum bbyledir.
Biz ise ~byle diyoruz: Sbz imkan dahilinde gerc:;ek (hakikat) anlam1na yorulur.
Ki~inin "ey mevlam" sbzunun gerc:;ek anlam1 ise ancak efendinin kble Ozerinde
(onu bzgur kllmadan dogan bir hakk1) velas1 olmas1 ile mumkun olabilir. Bunun tek
yolu ise kbleyi bzgur kilmakt1r. "Ey mevlam" sbzuyle "ey bzgur, ey bzgur edilmi~"
sbzleri e~ittir. Ancak efendi kblesine "ey efendim, ey sahibim" derse bu farkl1d1r.
COnku bu ifadelerde kblenin bzgur k1linmas1na bzgu bir anlam yoktur.
Ozgur k1lma konusunda ~u ifadeler de ac:;1k sbzlere katll1r: Sahibinin, kblesine
"nefsini sana hibe ettim", "nefsini sana satt1m" demesi. Ki~i bununla bzgur
k1lmay1 kastetmese bile kble bzgur kllinm1~ olur. Cunku bu sbzcukler mulkiyetin
ortadan kalkmas1n1 gerektirir. Ancak insan bu sbzO kblesinden ba~ka birisine
sbylediginde mulkiyetini o insana gec:;irecek bic:;imde ortadan kald1rm1~ olur. Bu
tasarrufun gec:;erli olmas1, kar~1 taraf1n kabulune bagl1 olur. Bu ifadeyi kblesine
sbylediginde ise, mulkiyeti ona gec:;ecek ~ekilde degil, du~Orecek bic:;imde ortadan
kald1rm1~ olur. Bu nedenle kblenin kabulune ihtiyac:; yoktur. Kblenin reddetmesiyle
bu tasarruf reddedilmez.
B- Kinayeli Sozler (Kapah ifadeler) Kinayeli
sozler
Kinaye sbzler ~u ifadelerdir;
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
265

odenmesi ic;:in taninan vade ortadan kalkar. Arna mukatebe borcunu pe~in olarak
getirirse bu odeme kabul edilir. CLinku efendi, bu ~ekilde de amac1na ula~1r.
Mukatebe akdi ic;:inde dogan c;:ocugun durumu ise ondan farkl1d1r.
CLinku bu c;:ocuk annenin mukatebe akdi ic;:inde dogan bir parc;:as1d1r. Bu
hukmu ~u durum da peki~tirir; akdin saglad1g1 haklardan yararlanabilme, as1ldan
biti~ik parc;:aya gec;:erken, ayn parc;:a ic;:in boyle bir ~ey soz konusu degildir. Buna
gore mukatebe akdinin kendisi akit ic;:inde dogan c;:ocuga gec;:er. Taksitli olarak
bedeli odemeye c;:al1~1r. Arna satin al1nan c;:ocuga bu hak gec;:mez. Dolay1s1yla onun
hakk1nda taksitli odeme hakk1 gerc;:ekle~mez. Bununla birlikte odeme yaparak
ozgurluge kavu~ma amac1 bak1m1ndan, as1I ile onun parc;:as1 ayn1 duzeyde
degerlendirilir. Dolay1s1yla bu c;:ocuk mukatebe borcunu pe~in olarak getirirse
yapt1g1 odeme kabul edilir.
EbO Hanife (rh a )'e gore cariyenin anne veya babasin1 satin almas1 durumunda
k1yasa gore, cariyenin olumunden sonra, bunlar k1zlann1n mukatebe borcuna
kar~il1k olarak satil1rlar.

Cunku ana-baba, c;:ocugun bir parc;:as1 degildir. Bu cariye hayatta iken ana-
babas1n1 ba~kalanna satamamas1, cariyenin kazanc1 uzerinde ana-babas1nin da
hakk1nin bulunmas1d1r. Arna cariye olunce bu durum ortadan kalkar. CLinku
cariyenin sorumlu oldugu bir yukumlUlugun kar~ilanmas1 ana-baban1n
ihtiyac;:lanndan daha onceliklidir. Dolay1s1yla c;:ocugunun aksine ana-baba, evlad1n
mukatebe borcunu kar~1lamak uzere satil1rlar. Cunku c;:ocuk anneden bir parc;:ad1r.
Bu bak1mdan mukatebe bedelinin odenmesi noktasinda c;:ocugun hayatta olmas1
annesinin hayatta olmas1 gibi degerlendirilir.
Daha once ana-baba ve c;:ocuklar d1~1ndaki yak1n akrabalann durumuyla ilgili
olarak uc;: buyuk Hanefi' imam1n1n farkl1 goru~lerini ac;:1klam1~t1k. Buradaki goru~
aynl1g1n1n temelinde de, soz konusu akrabalann satin al1nmas1 durumunda,
mukatebe borcuna kar~il1k olarak satil1p satilamayacaklan sorusu yatmaktad1r.
Ancak el-Hakim e~-$ehld'in yukanda and1g1 gibi EbO Hanife (rh a )'e gore k1yas
ve istihsan delilleri, karde~ler ve ba~kalan ile ilgilidir. El-Asl adl1 kitapta ifade
edildigine gore ise; k1yas ve istihsan anne ve baba ile ilgili olup, k1yasa gore cariye
kendi ana-babasin1 satabilir.
Cunku bunlar cariyeye tabi degildir. Tabi alma yoluyla bu ikisi hakk1nda
mukatebe hukmunu sabit gormek mumkun degildir. Onun ic;:in, cariyenin
olumunden sonra onlan satmak yasak degildir.
lstihsan deliline gore ise, onlann satilmas1 mumkun olmaz.
CLinku ana-babanin, cariyenin kazanc1 Lizerinde hakk1 vard1r. Onun da
kazanc1 vard1r. Bu goru~ daha dogrudur.
266 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Bir h1ristiyanin Ommu veledi olan cariye musluman olursa, bilirki~i arac1l1g1 ile
degeri belirlenir. Bu deger uzerinden satil1r.
c;:unku cariye art1k musluman olmu~tur. Onu kufUrde 1srar eden bir efendinin
mulkiyetinde, onun elinin alt1nda b1rakmak mumkun olmaz.
Bu durumda daha once "Koleyi K1smen Ozgur kilma" konusunu i~lerken de
degindigimiz gibi cariye, c;al1~ma yukumlulugu olmakla birlikte, ozgurlugune
kavu~ur.

c;:unku Islam ulkesi vatanda~I olan bir gayri muslimin (zimminin) mulkiyet
hakk1 dokunulmazd1r. Bu hakk1n kar~il1ks1z olarak ortadan kald1rilmas1 mumkun
degildir.
EbO Yusuf ile Muhammed (rh a), yukandaki hukumle ilgili olarak, a~ag1da
ac;1klayacag1m1z EbO Hanife (rh.a J'e ait goru~e ~u yonden katilmazlar: Om mu veled
olan cariyenin kendisi degeri olan bir mald1r. Cariyenin cinselliginden yararlanma
hakk1ndan ote bir ~ey vard1r. c;:unku bu durumda zimmi olan bu ki~inin, cariyenin
cinselliginden yararlanma hakk1 bedelsiz olarak ortadan kalkar. Nitekim boyle bir
kimsenin han1m1 musluman oldugunda, kendisi kufUrde 1srar ederse, yine ayn1
hukum gec;erlidir.
EbO Hanife'nin bu konudaki goru~unun iki gerekc;esi olabilir;
a) Islam ulkesi vatanda~1 olan bu gayri muslim, ummu veled cariyenin mall bir
degeri olduguna inanmakta ve bu yuzden onu elinde bulundurmaktad1r.
c;:unku bu ki~i onun sat1labilecegine inanmaktad1r. Dolay1s1yla onlar hakk1nda
hukum verirken inanc;larina gore hareket edilecektir. Nitekim ~arabin mal olma
konusunda da boyle yap1l1r.
b) Bu ki~inin ummu veled uzerindeki mulkiyet hakk1, o degerli mal olmasa
bile dokunulmazd1r. Fakat cariye bu olayda musluman oldugu ic;in bu degeri
kendisinden kaynaklanan bir nedenle yaninda tutmu~tur. Dolay1s1yla boyle bir
engel olma durumunda kendisi degerli mal olmasa bile, degerini odeyecektir.
Nitekim "k1sas" da boyledir. 0 da degerli bir mal degildir. Aynca adam oldurme
suc;unda maktLilun velilerinden Ortaklardan birisinin koleyi affetmesi durumunda
k1sas du~er. Fakat digerlerinin hakk1 katilde kal1r. Bu durumda katil onlarin hakk1
olan bedeli odemekle yukumlu olacakt1r.
Ommu veled olan boyle bir cariyenin degerinin ne kadar olacag1 hakk1nda net
[7/169] bir bilgi yoktur. Dogrusu bu problemli bir konudur. c;:unku bu cariye, normal
ko~ullarda satild1g1 fiyat uzerinden satilacak olursa, degerinde herhangi bir eksiklik
olmayacakt1r. Fakat konuyla ilgili olarak ~oyle bir goru~ de savunulmaktad1r:
Mudebber olan cariyenin sat1m degeri, normal bir kole olarak degerinin uc;te ikisi
iken, ummu veled cariyenin sat1m degeri, yine normal bir kole olarak degerinin
uc;te biridir.
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _267

(unku kale sahibinin, kolesi uzerinde u<; ayn yaran vard1r; hizmetinde
kullanmak, satt1g1nda kar elde etmek ve oldukten sonra bor<;lann1n onun degeriyle
kar~ilanmas1. Bunlardan birisi olan "sat1p kar elde etme" ~eklindeki yarar, cariye
mudebber statUsune girince ortadan kalkar. Geriye iki ayn yararlanma yolu kal1r.
Ommu veled olmas1 durumunda ise bu yararlardan ikisi ortadan kalkarken birisi
kal1r. l~te bu durumda olan cariyenin degeri buna gore belirlenir.
Bize (<;ogunluk Hanefllere) gore bu cariye <;al1~ma yukumlulugunu yerine
getirmediki;;e bzgurlugune kavu~amazken, Zufer (rh a) hemen ozgur olacag1n1
fakat i;;al1~ma yukumlulugunun devam edecegini savunur.
(unku ona gore musluman uzerinde bir kafirin buyruk sahibi olmas1 kabul
edilemez. Bunun ortadan kald1r1lmas1 gerekir. Halbuki kafirin, musluman olan
cariyeye malik olmas1 bir zillettir.(horluk,a~ag1l1kt1r)
Bize gore ise zillet, kafir bir efendinin muslumana zorla malik olmas1 yoluyla
olur. Boyle bir zillet ise, onun i;;al1~ma yukumlusu olmas1 durumunda ortadan
kalkar.
(unku bu durumdaki cariye, mukatebe akdi yapm1~ cariyeler gibi
degerlendirilir; kendisi ve kazanc1 uzerinde ba~kalanndan daha fazla hak salibidir.
Dolay1s1yla maksat bununla geri;;ekle~ir. Aynca gayri muslim de olsa bir Islam ulkesi
vatanda~1n1n zarar gbrmesine engel olmak gerekir. $ayet bu efendinin, musluman
cariye uzerindeki mulkiyetinin, iflas etmi~ bir zimmette bulunan bir bedel
kar~1l1g1nda sona erdigini kabul edersek o ki~iye zarar vermi~ oluruz. lflas eden bir
kimsenin zimmetindeki bor<; telef olmu~ gibi degerlendirilir. Bu da efendinin
mulkiyetine kar~1l1ks1z olarak son verilmesi hukmundendir. Bu yuzden cariye
i;;al1~ma yukumlulugunu yerine getirmediki;;e bzgur olamaz. Efendi, musluman
olmad1g1 surece bu cariye, odeme gucunu yitirmi~ sayilmaz. Eger efendi blurse
cariye ozgurlugune kavu~ur. (al1~ma yukumlulugu de du~er.
$afil (rh a.)'e gore ise bu durumda olan bir cariye, efendisinin elinden i;;1kanl1r.
Efendisi blene kadar kazani;; saglamak ii;;in i;;al1~1r. Eide ettigi kazanc1 da kendi
ihtiya<;lan ii;;in harcar. Efendisi blunce de bzgurlugune kavu~ur. (unku $afil (rh a )'e
gore hi<;bir durumda cariyenin i;;al1~ma yukumlulugu yoktur. Burada bir kafirin
musluman uzerinde buyruk sahibi olmas1n1 engellemenin yolu da cariyeyi
efendisinin elinden i;;1karmakt1r.
Bu cariye i;;ali~ma yukumlusu oldugu andan itibaren alt1 aydan daha fazla bir
sure ii;;inde dogum yaparsa, i;;ocugun nesebi efendiye baglanmaz.
(unku bu cariye, mukatebe akdi yapm1~ bir cariye ile ayn1 hukumlere tabidir.
Eger cariye olurse i;;ocugu, mukatebe akdi ii;;inde dogan bir i;;ocuk gibi
degerlendirilir. Annesinin sorumlu oldugu i;;al1~ma bdevini yuklenir.
268 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

Efendi ile ummu veled olan cariye, mukatebe bedeli konusunda anla~mazl1ga
du~erlerse,Ebu Hanife (rh a )'e gore taraflar iddialan dogrultusunda yemin ederler.
Sonra mukatebe akdi kald1nl1r. Ebu Yusuf ile Muhammed (rh a.) de bu goru~tedir.
c;:unku mukatebe akdi baz1 yonlerden sat1m sozle~mesine benzer; her ikisi de
ancak bedel belirlenerek yap1l1r. Yine her iki akit tamamland1ktan sonra bozulabilir.
Ancak Ebu Hanife (rh.a) daha sonra bu goru~unden donmu~tUr. Cariyenin
iddias1n1n dikkate al1nacag1n1 soylemi~tir. Bu durumda art1k yemin etmezler.
c;:unku anla~mazl1k durumunda taraflarin yemin etmesi, sat1m sozle~mesinde
k1yasa ayk1n olarak kabul edilmi~ bir hukumdur. Dolay1s1yla her yonuyle sat1m
sozle~mesi gibi olmayan mukatebe akdini, sat1m sozle~mesiyle ayn1 kategoride
degerlendirmek mumkun olmaz. Mukatebe akdi ~u ac;ilardan sat1m sozle~mesine
benzemez;
a) ~ekil ac;1s1ndan: Sat1m sozle~mesi kar elde etme amac1yla yapil1r. Genelde
dar kal1plar ve pazarl1k esas1na dayan1r. Halbuki mukatebe akdi koleler ic;indir.
Kolayla~t1nl1r.

b) lc;erik ac;1s1ndan: Mukatebe akdi bedel odenerek tamamland1ktan sonra


bozulamaz. Alim sat1m akdi ise bozulabilir. Mukatebede akdin bir geregi olarak
akdi yapan kole elde ettigi kazanc; ve saglad1g1 yararlar uzerinde malik olabilme
yetkisi kazan1r. Mukatebe bedeli olarak odedigi paralar da iade edilemez.
Demek ki mukatebe akdi her yonuyle sat1m sozle~mesi gibi degildir. Eger baz1
yonlerdeki ortakl1k nedeniyle mukatebeyi sat1m akdine katarsak bu bir k1yas olur.
Oysa k1yasa ayk1n olarak sabit olan bir sonucu, yine k1yas yoluyla ba~ka bir olaya
aktarmak mumkun olmaz.
Bu hususu daha net olarak ~oyle ac;1klayabiliriz; sat1m sozle~mesi iki taraf1 da
[7/170] baglad1g1 ic;in anla~mazl1k durumunda bunlar1n yemin etmesi bir yarar saglar.
Nitekim taraflardan birisi yemin etmekten kac;1n1rsa, kar~1 tarafin iddias1 ile
yukumlu olur. Halbuki mukatebe akdinde boyle bir ~ey olmaz. Nitekim cariye
yemin etmekten kac;1n1rsa efendisinin soyledikleri ile yukumlu tutulmaz. Aksine
cariye odeme gucunu yitirdigini de ac;1klayabilir. Taraflann yemin etmeleri mumkun
olmad1g1na gore iddia ve kar~1 iddia dikkate al1nacakt1r. Burada yemin etmesi
ko~uluyla cariyenin iddias1 dikkate al1n1r. c;:unku cariye bedelde bir fazlal1g1n
bulundugunu inkar etmektedir.
Eger ikisi de iddialann1 delille ispatlayacak olurlarsa, efendinin getirdigi delil
dikkate alinir.
c;:unku o bir fazlal1g1n bulundugunu delille ispat etmi~tir.

Ancak cariye delil getirdigi miktan odedigini iddia ederse ozgurlugune


kavu~ur.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 269
Cunku soz konusu miktan odeyince cariye bzgurluge kavu~ma hakk1n1
kazan1r. Bu bak1mdan cariyenin konuyla ilgili olarak getirdigi delil kabul edilir.
Bu mesele, "efendinin cariyesi ile bin dirhem kar~1l1g1nda, be~ yuz dirhemi
bdediginde bzgurlugune kavu~mas1 ko~uluyla yapt1g1 mukatebe akdi" yapmas1na
benzer.
Cunku cariyenin bzgurlugune kavu~tuktan sonra dahi mukatebe borcuyla
sorumlu olmas1 mumkundur. Nitekim ba~ka birisinin hak sahibi oldugu anla~ilan
bir malla mukatebe borcunu bdediginde, cariye yine bzgurlugune kavu~makta,
fakat sbz konusu borcu bdeme yukumlulugu devam etmektedir.
Bir kimse, ummu veled olan veya ozel bir statUsu bulunmayan cariyesiyle bin
dirhem kar~1l1g1 fakat cariyeye orta halli bir kale verilmesi ko~uluyla mukatebe akdi
yaparsa, bu akit Eba Hanife ve Muhammed (rh a )'e gore hukumsuzdur. Eba Yusuf
(rh a.)'e gore ise gec;erli olur. Bu durumda bin dirhemin cariye ve kolenin degerine
gore ayn ayn oran1 bulunur. Cariye kendi pay1na du~en oranda mukatebe akdi
yapm1~ sayi11r. Fakat akdin kale ile ilgili k1smin1n gec;ersiz oldugu hakk1nda bir
gbru~ ayril1g1 yoktur.

Cunku cariye burada efendisinden herhangi bir kale satin alm1~ olur. Halbuki
canl1 bir varl1g1n belirlenmeden sat1lmas1 gec;ersizdir.
Eba Yusuf (rh a )'in bu ictihad1ndaki bak1~ ac;1s1 ~udur; Bin dirhem bu rad a iki
ayn ~ey kar~i11g1 anilm1~t1r. Degerlerine gore ikisine taksim edilir. Bunlardan biri
hakk1nda akdin hukum ifade etmemesi, digeri hakkinda da gec;erli olmamas1
anlam1na gelmez. Nitekim sbz konusu kale belirlenmi~, fakat ba~ka birisine aitse,
akit cariye hakk1nda gec;erli olur. Kendi payina du~en oranda mukatebe bedelini
borc;lan1r. Burada mukatebe bedelinde bir belirsizlik (cehalet) bulundugu
gerekc;esiyle akdi gec;ersiz k1lmak mumkun olmaz. Cunku sbz konusu belirsizlik
sadece bir kolenin anilmas1ndan kaynaklan1r. Bu da mukatebe akdinin gec;erliligine
zarar vermez. Nitekim efendi cariyesi ile orta halli bir kale kar~1l1g1 mukatebe akdi
yaparsa, yine ayn1 hukum gec;erlidir. Cunku bu durumda ortaya c;1kan belirsizlik
taraflan anla~mazl1g1 gbtUrmez. Cunku orta halli bir kolenin degeri yakla~1k olarak
bellidir. Bu bak1mdan bin dirhemin cariye ile hizmetc;inin degerlerine gore oran1
belirlenince, cariyenin payina du~en oran, taraflar arasinda bir anla~mazl1k
b1rakmayacak kadar ac;1ga c;1kar.
Eba Hanife ile Muhammed (rh a)'e gore ise belirli olmayan canl1 varl1klar asla
satllamaz. Aynca bedelin payla~t1nlmas1, her ikisinin de yapilan akdin kapsam1na
girdigini gbsterir. Kole bu akdin kapsam1na giremeyince, yapllan sbzle~me ba~ta
yaln1z belli bir pay uzerinde olacag1 ic;in, caiz bulunmaz. Nitekim bin dirhem, cariye
ile ba~ka herhangi bir kolenin degerine gore oranland1ktan sonra cariyenin payina
du~en pay mukatebe bedeli olarak belirlenirse, yine ayn1 hukum gec;erlidir.
270_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
Ayrica ~u mesele de Ebu Yusuf'un goru~une kar~1 bir delildir; Efendi iki
kblesine bin dirhem kar~1l1g1nda mukatebe akdi yapmak i<;in teklifte
bulundugunda, birisi bu teklifi kabul ederken digeri etmezse, akit ge<;erli olmaz.
c;:unku akit ge<;erli olsayd1 sadece kabul edenin pay1na du~en bedel bdenecekti.
Hatta, her bir kale i<;in ayri ve belli bir bedel belirlense sadece birisinin akdi
kabul etmesi ge<;erlidir.
c;:unku mukatebe akdi bedelin belirlenmesinin gerekliligi ve akdin asl1nda olan
[7/171]
ko~ullarlabozuk olmas1 bak1m1ndan sat1m sbzle~mesi gibidir. Sat1m sbzle~mesi de
bu tUr belirsizlikler (cehalet) bulundugu zaman bir hukum ifade etmedigi gibi
mukatebe akdi de ayn1 ~ekilde ge<;ersiz olmal1d1r.
Bu olay ile "kbleyi mukatebe bedeli olarak belirleyip yapilan akit" birbirinden
farkl1d1r.
Nitekim bir kimse mehir olarak bir kale vermeyi kabul ederek bir kad1nla
evlense; icma ile bu akit ge<;erlidir. Fakat herhangi bir kad1n1n ald1g1 mehri, bin
dirheme oranlayarak <;1kan miktari mehir olarak belirlemek suretiyle bir kad1nla
evlilik akdi yap1lsa, bu belirleme i~lemi ge<;erli olmaz; kad1na akrani olan kadinlarin
ald1g1 kadar mehir (mehr-i misil) verilir.
c;:unku burada kale bedelli bir akit sonucunda kazan1ld1g1 i<;in niteliklerinin
belirlenmesi mumkundur. Bu, kale mukatebe bedeli alarak belirlendiginde de
ger<;ekle~ir. Halbuki sbz konusu olayda kale, bedelli bir akit sonucu hak edilmi~
degildir.
Bir kimse, ba~ka birisine ait olan ummu veled cariyenin mukatebe borcu
konusunda kefil olamaz. Nitekim ayni durum bzel statUsu bulunmayan normal
koleler i<;in de ge<;erlidir.
c;:unku bzgurlugune kavu~mad1k<;a, bu cariyenin bor<; yuklenme konusunda
tam bir zimmeti yoktur. Dolay1s1yla mukatebe bedeli, kefil olmak isteyen ki~iye
bor<; olarak yuklenemez.
Bir h1ristiyan1n Ommu veledi bir cariye musluman olsa ve efendisi onunla
degerinden daha yuksek bir bedel kar~ll1g1 mukatebe akdi yapsa bu ger,;erlidir.
c;:unku burada amar,;lanan husus "cariyeyi kafirin elinden r,;1karmakt1r." Bu
amar,; ise mukatebe akdi yoluyla gerr,;ekle~tirilir. Burada "lslam'a gore, yasal olan
yol, akit s1rasinda belirlenen bedelin cariyenin degerine gore ayarlanmas1d1r.
Dolay1s1yla bu degerin uzerine ekleme yapmak t1pk1 kblenin bir k1sm1n1 bzgur kilma
olay1nda belirttigimiz gibi ge<;ersiz kabul edilmelidir" ~eklinde bir itiraz gelirse,
~byle cevap verebiliriz: "Burada efendi, cariye uzerindeki mulkiyetini devam
ettirebilir. c;:unku efendi eger musluman olursa cariyedeki mulkiyetini devam
ettirebilecektir. Bundan anl1yoruz ki, burada takdir edilen bir bedelle mulkiyeti
kald1rma hakk1 gerr,;ekle~memi~tir. Halbuki k1sml bzgur kilma durumunda hukum
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _271

bundan farkl1d1r. c;:unku burada mukateb cariye, ademe gucunu yitirirse kalelige
dandurulecek ve degerini kar~ilamak uzere c;al1~acakt1r. c;:unku bu olayda cariyenin
ademe gucunu yitirdigini ac;1klamas1 yararl1d1r. Kendi degerini kar~ilamak uzere
c;al1~mas1nda ise bayle degildir.

Musluman birisi, Islam ulkesi vatanda~I olan bir gayri muslimin ummu veled
cariyesi ile evlense, cariye musluman kocas1ndan bir c;ocuk dogurursa, bu c;ocuk
kendi degerini kar~1lamak uzere c;al1~makla yukumlu olur.
c;:unku c;ocuk, babas1 musluman oldugu ic;in musluman kabul edilir. Ancak
c;ocuk annesi gibi zimmi efendinin kalesidir. Dolay1s1yla degerini ademeye c;al1~mak
suretiyle bu efendinin mulkiyetinden c;1karilmas1 gerekir.
Ayn1 hukum musluman olan kafir koca i~in de gec;erlidir.
c;:unku c;ocuk, ergenlik c;agina girinceye kadar, babas1 musluman oldugu ic;in
kendisi de musluman kabul edilir.
Zimmi bir mukateb kale, musluman bir cariye satin alsa, ondan bir c;ocugu
olsa, bu cariyenin statusunde bir degi~iklik olmaz.
c;:unku zimmi mukateb kalenin onu satmas1 imkans1zd1r. Aynca bir cariye
c;ocugu hakk1nda gec;erli olan baz1 haklardan ona bagli olarak yararlanacakt1r.
Bu kale, mukatebe bedelin i adeyerek azgurlugune kavu~ursa, cariyeye tam
olarak malik olur. Cariye onun ummu veledi olur. Dolay1s1yla degeri kar~i11g1nda bir
odeme yapmak ic;in c;al1~1r. Fakat kale odeme gucunu yitirirse normal kalelik
statusune dondurulur. Bu durumda zimmi, cariyeyi satmas1 ic;in zorlanir.
c;:unku bu durumda cariyedeki mulkiyet efendisi ic;in kesinle~ecek ve ummu
veled statUsu ortadan kalkacakt1r. Fakat efendi kafir, cariye ise muslumand1r.
Dolay1s1yla cariyeyi satmas1 ic;in zorlanacakt1r.
Du~man ulkesi vatanda~I olan (harbl) birisi izin alarak Islam ulkesine girse,
beraberinde ummu veled olan cariyesi bulunsa, bu cariyesini satamaz.
c;:unku ummu veled alma hakk1, c;ocugun neseb konusundaki hakkina
bagl1d1r. c;:ocugun nesebi de Islam ulkesinde sabit oldugu gibi kafir ulkesinde de
sabit olur.
Onun uzerine bina edilen ummu veledlige ait haklar da boyledir. l~te bu ki~i
Islam ulkesinde c;ocugunu satamad1g1 gibi um mu veled olan cariyesini de satamaz.
Eger bu cariye musluman olursa, degerini kar~llamak uzere c;al1~1r.

c;:unku Islam ulkesine izinli olarak giren (muste'men) bir kimsenin mulkiyet
hakk1 t1pk1 Islam ulkesi vatanda~1 olan gayri muslimin (zimminin) mulkiyet hakk1
gibi dokunulmazd1r. Dolay1s1yla kar~11iks1z olarak bu ki~inin mulkiyetine son
verilemedigi ic;in, cariye kendi degeri kar~il1ginda c;al1~acakt1r.
Allah (c.c.) en dogrusunu bilir. Donu~ O'nad1r
tO!Z _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

hapsedilen bir ozgur ki~idir. Aynlmakla kad1nin serbest olu~unun onundeki engel
kalkar. Ozgur k1imak ise koleye serbest olma kuvvetini vermektir. c;:unku kolede
sahip olma niteligi yoktur. Ozgur klima ile kendisinde sahip olma niteligi meydana
gelir. Oluyu diriltmekle, bagl1 olan bir ki~ideki bag1 c;ozmek aras1nda bir benzerlik
olmad1g1 gibi; kuvvet kazand1rmakla engeli kald1rmak arasinda da benzerlik yoktur.
Biz anlam ac;1sindan benzer olman1n, istiarenin metodu (bir yolu) oldugunu
kabul ediyoruz. Ancak bu benzerlik her nitelikte degil, her ikisinin kendisine ozgu
olan niteliklerinde olur. Onlardan her birine ozgu nitelik ise $afii (rh a )'nin and1g1
degil, bizim belirttigimiz ~eydir. Nitekim aralanndaki niteliklerde benzerlik oldugu
durumda ve her ikisi de hayvan oldugu durumda; korkak birisi ic;in aslan kelimesi,
zeki bir ki~i ic;in e~ek kelimesi istiare yoluyla kullanliamaz. Fakat istiareyi mumkun
klian kendisine ozgu nitelikte benzerlik bulunmad1g1nda istiare caiz olmamaktad1r.
Bizim meselemizde bunun benzeridir.
"Ozgur klima" sozunu bo~amada kulland1g1nda, bize gore bu, anlam
yonunden talak ile ozgur klima aras1nda benzerlik oldugundan kullan1lm1~ degildir.
Aksine nikah1n geregi, cinsel yararlanmad1r. Cinsel ili~ki imkan1 olan birisi
uzerindeki mulkiyet, cinsel yararlanma mulkiyetini gerekli kliar. Bu nedenledir ki;
cariye uzerindeki mulkiyeti kald1ran ~ey, cinsel yararlanma mulkiyetini de ortadan
kald1rmaya neden olur. Bundan dolay1 da o anlamda kinaye olmas1 uygundur.
Ancak cinsel yararlanmay1 ortadan kald1ran bir ~ey, cariye uzerindeki mulkiyeti
kald1rmak ic;in uygun bir neden olamaz. Bu nedenle de o anlamda kinaye olarak
kullan1lmas1 uygun degildir. Bu nedenle biz ~u hukumlere varm1~1zd1r; cinsel
yararlanmay1 gerekli k1lmak uzere konulmu~ bulunan; nikah ve tezvic (evlendirme)
sozcukleri ile kole uzerinde mulkiyet sabit olmaz. Ancak mulkiyet kurmak ic;in
konulmu~ bulunan; hibe ve satma gibi sozcukler cinsel yararlanma mulkiyeti olan
nikah1 gerektirir. Sat1m bu sozlere dahil degildir. Her ne kadar satmak (bey')
sozcugu ile kole uzerinde cinsel yararlanma mulkiyetinin nedeni olan sahip olma
mulkiyeti sabit olsa bile, Muhammed (rh.a)'in "Sulh Kitab1"nda belirttigi uzere,
"satmak" sozcugu ile ki~i, evinde oturma hakk1n1 bir insana satsa bu caiz olmaz.
Sat1m sozcugu ile kira sozle~mesi kurulamaz.
Asl1nda bize gore icare, ..:....., "sat1m" sozcugu ile kurulur. Ozgur birisi bir
ba~kas1na "falanca i~ ic;in kendimi sana bir ayl1g1na bir dirheme satt1m" dese bu
gec;erli bir kiralama olur. Ancak oturma hakk1n1n sat1lmas1, mahal bulunmad1g1 ic;in
caiz olmaz. C::unku satmak (bey') kelimesi mulk edindirmek (temlik) ic;in
konulmu~tur. Menfaatler ise mevcut olmad1g1ndan temlike uygun degildir. Bu
nedenledir ki ki~i menfaate "icare" sozunu ekleyerek bir akit yapsa ve mesela "bu
evin menfaatini sana kiralad1m" dese caiz olmaz. Ki~i, "satmak" sozcugunu evin
kendisine dayand1rsa, bu sozcugun gerc;ek anlam1 gec;erli olur. c;:unku evin kendisi
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 273
(:ocugu elinde bulunduran ki~i "bu benim kolemdir" dese, c;ocuk da "ben
falanca ki~inin kolesiyim" dese, c;ocuk, elinde bulundugu ki~inin kolesidir. (:unku
c;ocuk, kendisinin kale oldugunu ikrar edince, onun kendisi uzerinde ne hakimiyeti
ne de gec;erli bir sozlu tasarrufu kalmam1~t1r. Aksine zilyedin onun uzerindeki
hakimiyeti yerle~mi~ olur. Bunun ic;in onun, c;ocugun kendisinin mulku olduguna
dair olan sozu kabul edilir. Yukandaki mesele ise boyle degildir. (:unku orada
c;ocuk kendisinin aslen kale oldugunu inkar etmektedir. (:ocugun kendisi
uzerinden koleligi def etme konusundaki sozu makbuldur. Kendisinin malikini
belirleme konusundaki sozu ise makbul degildir. (:unku bu sozle c;ocuk zilyed
lehine sabit olan bir mulku ba~kas1na nakletmektedir (tahvil etmektedir).
Ayni ~ekilde c;ocuk iki ki~inin elinde bulunsa ve her ikisi c;ocugun kendisine ait
oldugunu iddia etse, c;ocuk da "ben bunlardan birinin kolesiyim" dese hukum
belirttigimiz gibidir. (:unku c;ocuk kendisinin kale oldugunu ikrar edince, o iki
ki~inin onun uzerindeki hakimiyetleri peki~mi~ olur. (:ocuk henuz konu~ma
c;a91nda degilse, zilyedlerin biri c;ocugun kendisinin kolesi olduguna dair, digeri de
onun ummu veledinden dogma c;ocugu (oglu) olduguna dair tanik getirseler, oglu
olduguna dair tan1k getiren lehine hukum verilir. (:unku onun delilinde digerinden
fazla olarak; c;ocugun nesebinin ve 6zgurlugunun isbatlanmas1 vard1r. Bu nedenle
de bu delil digerinden ustl.in olur.
Zilyedlerin her biri o c;ocugun, kolesinin oglu olan bir kale olduguna dair deli!
getirseler ve iki delilden birisinin belirttigi tarih digerinden daha once olsa, [7/173]
c;ocugun dogumu bu vakte uygun olursa daha 6nceki tarihi belirten lehine hukum
verilir. Bunun anlam1 c;ocugun ya~1, ilk belirtilen tarihe uygun olunca; onun
tan1klannin dogru soylediginin, digerinin tan1klann1n da yalan soylediginin alameti
ortaya c;1km1~ olur. (:ocugun bundan ba~ka bir tarihte dogdugu biliniyorsa digeri
lehine hukum verilir. (:unku onceki tarihi belirten tan1klann tan1klig1nda yalan
belirtisi meydana c;1km1~t1r. Bu ise, bu tan1kl19a gore i~lem yapilmasina engel olur.
Eger c;ocugun dogumunda ~uphe edilirse, her iki taraf1n kanit1 denk
oldugundan, c;ocugun ikisine ait olduguna hukmedilir. Zilyedlerden her biri,
c;ocugun dogdugu andan itibaren kendisinin mulku oldugunu isbat etmi~se, yine o
c;ocugun ikisine ait olduguna hukmedilir. (:unku mulkiyet, dogumdan once
olamaz. Bu durumda daha 6nceki tarihi ileri surmeye itibar edilmez. Her iki durum
da muhtemel oldugu ic;in o c;ocugun ikisine ait olduguna hukmedilir. Bu goru~un,
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a.)' in goru~u oldugu EbO Hanife (rh a )'e gore ise daha
onceki tarihi bildiren ki~i lehine hukum verilmesi gerektigi soylenmi~tir.
EbO Hanife (rh.a.)'e dayand1rilan goru~un gerekc;esi ~udur: Zilyedlerin her ikisi
de ihtimal ac;1s1ndan e~it bir durumdad1r. Daha 6nceki tarihi belirten zilyed, kendisi
ile anla~mazl19a du~en birisinin bulunmad1g1 bir vakitte mulkiyetin kendisine ait
oldugunu isbat etmi~tir. Bu nedenle kendisinin c;ocuga sahip olduguna
274 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
hukmedilmesi gerekir. Art1k bundan sonra ancak onun taraf1ndan yap1lan bir
tasarrufla bu mulkiyette ba~kas1 da hak sahibi olabilir.
Delillerden (tan1klardan) hi~ birisi bir vakit belirtmemekle birlikte birisi, bu
efendinin, ~ocuk dogmadan once, onun annesini ozgur k1ld1gina veya mudebber
yapt1g1na (onun ozgurlugunu olumune baglad1g1na) veya annesi kendisine gebe
iken ~ocugu ozgur k1ld1g1na veya mudebber yapt1g1na tan1kl1k etseler; ozgur
k1ld1gina dair tan1kl1k edilen lehine hukum verilir. Cunku onun delilinde digerinden
fazla olarak; ya aslen veya annesine tabi olarak ~ocugun ozgurlugunu isbat etmek
vard1r. Diger taraftan ozgur kilma, ozgur k1lan ki~i taraf1ndan yapllan bir kabz I
teslim almad1r. Bu ki~i ozgur k1ld1g1n1 veya mudebber yapt1g1n1 isbat etmekle, onun
mulkiyetinin kendisine ait oldugunu isbat etmi~ olmaktad1r. Dogum an1ndan
itibaren mulkiyeti isbat etme konusunda zilyedin delili digerinden daha kuwetli
olur. Gormez misin ~ocuk ikisi d1~1nda bir ba~kas1n1n elinde olsa idi, onlarin her biri
~ocugun kendisinin kolesi olduguna dair delil getirselerdi, bunun yan1nda birisinin
taniklan, tan1kl1k ettikleri ki~inin onu mudebber yapt1g1na veya kesin olarak ozgur
kild1g1na tan1kl1k etselerdi onun lehine hukum verilirdi. Cunku o ki~i mudebber
yapmak ve ozgur kllmakla velaya (onun uzerinde baz1 kanOnl yetkilere) hak
kazan1r. Vela ise nesep gibidir. Bilindigi gibi, delillerden birinde digerinden fazla
olarak nesebi isbat etmek bulundugunda, bu fazlal1k nedeniyle digerine ustlin
tutulur. Vela da boyledir.
"iki ki~inin elinde bulunan bir <;ocuk hakkmda, bu iki ki~iden birisi
onun kendisinin oglu oldugunu digeri de kolesi oldugunu iddia etse <;ocuk
ozgi.irdi.ir. Oglu oldugunu iddia edenin oglu olur".
Cunku bu ki~i ~ocuk lehine nesep ve ozgurlugu ikrar etmektedir. Ki~inin
kendi elindeki ki~i hakk1ndaki ikrari ge~erlidir. Cocugun bir k1sm1nda nesep ve
ozgurlugun sabit olmas1, kalan k1s1mda koleligi ortadan kald1m.
Cocuk iki ki~inin elinde iken, onlann bu sozlerinden sonra her ikisi onu
~eki~tirirken ~ocuk bu hareketleri nedeniyle olse, diyeti 0 ikisinin akilesi oder.
Cunku ~ocugun ozgur olduguna hukmedildikten sonra, o ikisi ~ocugu hata ile
oldurmu~lerdir. Cocugun nesebi, onun kendisinin oglu oldugunu iddia edene ait
olur. Cocugun diyeti, onun kendisinin oglu oldugunu iddia edenden sonra ~ocuga
en yak1n olan ki~inin olur. Cunku onun kendisinin oglu oldugunu iddia eden ki~i
katildir. Bu nedenle de mirastan mahrum olur. Mirastan mahrum olunca olu gibi
kabul edilir.
Cocugu elinde bulunduran iki ki~iden her biri onun kendisinin kolesi
oldugunu, kendisinin yan1nda falanca cariyeden dogdugunu iddia etseler, her
ikisinin soyledigi cariye ayni kad1n olsa, bu kad1n onlardan birinin elinde bulunsa,
mulkiyetinin ona ait oldugunu ikrar etse; cariye kimin elinde ise onun olmaya
devam eder. Cocuk ise ikisi aras1nda ortakt1r. Cunku hak sahibi olmak zilyedlik
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _275
itibariylad1r. Cariyenin mulkiyeti o iki ki~iden yaln1z birisine ozgu olmakla birlikte,
onlar c;ocugun zilyedligi konusunda e~ittir.
Eger "cariyenin onlardan birisine ait oldugu sabit olunca, c;ocuk mulkiyet
konusunda anneye tabi oldugundan c;ocugun da ona ait olmas1 gerekir" denilirse,
buna ~u cevab1 veririz: Ki~inin cariye uzerinde mulkiyetinin sabit olmas1, onun
uzerinde zilyedliginin bulunmas1 nedeniyledir. Zilyedlik, ba~kasinin mal uzerinde
[7/174)
hakk1 olmas1n1 engeller, ama ki~inin mal uzerinde hak sahibi olmas1n1 gerektirmez.
Bu nedenle de cariye uzerindeki zilyedlik ile diger ki~inin de elinde bulunan c;ocuga
sahip olunmaz. Buna gore, c;ocuk bir ki~inin elinde, annesi de ba~ka bir ki~inin
elinde bulunsa da hukum boyledir. Daha once ac;1klad1g1m1z gibi bu durumda her
birinin elinde bulunan, kendisine ait olur. Muhammed (rh.a) ~oyle demi~tir: "~ocuk
bir ki~inin elinde babaannesi de digerinin elinde olsa, c;ocuk o ki~iye verilir mi? Bu
dogru olmaktan uzak bir hukumdllr".
"Bir ki~i elinde olan bir c;ocugu ozgur kllsa sonra ba~ka bir ki~i gelerek o c;ocugun
kendisinin kolesi oldugunu iddia etse ve buna tan1k da getirse c;ocugun ona ait
olduguna hukmedilir".
~unku zilyedlik tan1kl 1ga denk olamaz. Aksine bu tan1kl 1kla; zilyedin ba~kasina
ait bir mulku ozgur k1ld1g1 ortaya c;1km1~ olur. Ancak ozgur kllan ki~i, o c;ocugun
kendisine ait olduguna ve kendisinin yaninda dogduguna veya onu ozgur kild1g1na
dair tanik getirirse bu durumda onun delili belirttigimiz nedenle digerine ustUn
gelir.
"Bir kimse elinde clan bir koleyi mudebber statusune soksa veya
ozgur k1lsa, sonra ba~ka bir ki~i o kolenin kendisine ait olduguna dair
tan1k getirse, zilyed de onun kendisine ait olduguna ve onu ozgur
k1ld1gma veya mudebber yapt1gma tarnk getirse zilyedin delili daha Listi.in
tutulur."
~unku zilyed, fazla olarak, kolenin ozgur oldugunu ve kendisinin velay1 hak
ettigini isbat etmektedir. Diger taraftan zilyedin kan1t1 gerc;ekte kole lehinedir.
~unku zilyed bu kanitla kolenin ozgurlugunu ve velasin1 isbat etmektedir. Vela
neseb gibidir. Bu bak1mdan zilyed sanki nesep konusunda delil getiren kimse
gibidir.
"<;ocugu elinde tutan ki~i onu ba~ka birine satsa sonra da o c;ocuga
sat1~tan once tedbir yapt1gm1 (onun ozgurlugunu oli.imune baglad1gm1)
veya ozgur k1ld1g1rn iddia etse bu konuda tasdik edilmez"
~unku bu ki~i kendi iddias1nda c;eli~kiye du~mu~tUr. Diger taraftan o kendisi
tarafindan tamamlanm1~ bir tasarrufu -ki bu da sat1~tir- bozmaya c;ah~maktad1r.
Ayni ~ekilde o ki~i c;ocugun kendisinin oglu oldugunu iddia etse ve annesinin
c;ocuga gebe kalmas1 0 ki~inin mulkiyetinde iken gerc;ekle~mese, bu ki~i tasdik
edilmez. ~unku bu, ozgur oldugu iddias1d1r. Ozgurluge kavu~turma iddias1 da
276_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit
ozgur k1lma iddias1 gibi malikten ba~ka birisi taraf1ndan yapild1g1nda gec;erli olmaz.
Ancak c;ocuga gebe kalma o ki~inin mulkiyetinde iken olmu~sa bu durumda o ki~i
nesep konusunda tasdik edilir. Buna bagl1 olarak c;ocugun satilma i~lemi kald1ril1r
(feshedilir). cunku ki~inin nesebe hak kazanmas1, c;ocugun annesinin onun
mulkiyetinde gebe kalmas1 nedeniyledir. Bu hak, sat1~ ile gec;ersiz olmaz. CunkO
bozulma ihtimali bak1m1ndan sat1~ bunun alt1ndad1r. Bu, Zuferiyye meselesidir (yani
dakik k1yas yapmay1 gerektiren bir meseledir). Bu konular Sat1~lar (Kitabu'l-Buyu')
ve Dava ile ilgili kitaplarda yer almaktad1r.
Bu an1lan durumlardan hie; birisi olmasa, fakat c;ocuk buluga erse ve ozgur
olduguna dair tan1k getirse ozgur olmu~ olur. Kendisinin bir ~ey odemesi de
gerekmez. COnkO o kan1t (delil) ile kendisinin ozgur oldugunu isbat etmi~tir.
MO~teri, o c;ocugun bedelini sat1c1dan geri al1r.

Cocuk buyuk olup da ba~kas1nin mulku oldugunu ikrar etse ve al1c1ya


kendisini satin almasin1 istese, kendisinin sat1c1nin kolesi oldugunu haber verse,
al1c1 da onu satin alsa, sonra kendisinin ozgur olduguna dair tan1k getirse ozgur
olur. COnkO daha once belirttigimiz Ozere c;eli~ki, o c;ocugun nesebini isbat
etmesine engel olmad1g1 gibi aslen ozgur oldugunu delil ile isbat etmesine de
engel olmaz. CunkO aslen ozgOr olmas1ni bozan bir durum yoktur. Eger ahc1
parasin1 sat1c1dan geri alma imkani bulamazsa, sat1C1ya odedigi paray1 koleden
tahsil etme yetkisine sahip olur. COnkO kole kendisinin sat1c1nin mulku oldugunu
ikrar edip, al1c1ya kendisini satin almas1ni istediginde, onu aldatm1~ olmaktad1r.
Sat1m1n gec;erli olmas1 kolenin sozu nedeniyledir. Eger kole "ben ozgurum"
deseydi hie; kimse onu satin alamazd1. Onun uzerinde yap1lan sat1m akdi de gec;erli
olmazd1. Bedelli akitlerde aldatma bulundugunda, aldatilan ki~iye odedigini
aldatandan geri alma hakk1na sahip olur. Kole sanki bunlan soylemekle al1c1ya
kendisini teslim etmeyi veya bedeli vermeyi yuklenmi~ olmaktad1r. Ne var ki sat1c1
[7/175]
ha21r ise alic1 odedigini sat1c1dan geri al1r. COnkO gerc;ekte bedeli teslim alan odur.
Al1c1 kendi istegiyle bedeli ona teslim etmi~tir. Bizzat ondan geri almak mumkun
olmad1g1nda, zarann1 ortadan kald1rmak ic;in koleden almak yetkisine sahiptir.
Sonra da kole bu miktan sat1c1dan tahsil eder. COnkO kole, al1c1ya bedeli odeyince,
odedigini geri alma konusunda, al1c1nin yerini alm1~ olur.
Al1c1 onun ozgOr oldugunu ikrar ederse, kole onun ikranyla ozgur olmu~ olur.
Velas1 mevkuf (ask1da) olur. Al1c1 odedigi bedeli ne sat1c1dan ne de koleden geri
alabilir. COnkO al1cinin ikran onlar aleyhine bir kanit degildir.
Allahu Teala dogruyu en iyi bilir. Dono~ de ancak O'nad1r.
Koleyi Ozgiir Klima Kitabt. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 277
0MM0 VELEDDEN NESEBiN SABiT OLMADIGI HUSUSLAR
Bir kimse, cariyesini kolesi ile evlendirse ve cariye bir c;ocuk dogursa, sonra
efendi bu c;ocugun kendisine ait oldugunu iddia etse, c;ocugun nesebi kendisine
ait olmaz.
(unku fira~ (cinsel yararlanma hakk1) nedeniyle c;ocugun nesebi koleye aittir.
Ba~kas1ndan sabit olamaz. Ancak c;ocuk, efendinin mal1ndan ozgur kliin1r. Cariye
de bundan once belirttigimiz uzere o ki~inin ummu veledi olur.
Ki~i, ba~ka birisinin cariyesinden c;ocuk sahibi olsa, sonra da satin alma veya
ba~ka bir nedenle cariyenin kendisine ait oldugu ~uphesini iddia etse, fakat
cariyenin sahibi o ki~iyi yalanlasa, c;ocugun nesebi o ki~iye ait olmaz. (unku
cariyenin sahibi o ki~iyi yalanlayarak kar~1 c;1kt1g1nda o ki~inin s1rf iddias1 ile, efendi
bak1m1ndan cariye uzerinde ~uphe sabit olmaz. Nesebin sabit olmas1 mahal (cariye)
uzerinde ~uphenin bulunmas1na dayan1r. Ki~i yaln1zca bir gun o cariyeye (mahalle)
malik olsa c;ocugun nesebi kendisinden sabit olur. (unku mahal uzerinde ~uphe, o
ki~inin sozu ile kendisi hakk1nda sabit olur. (unku o ki~inin kendisi hakk1ndaki
sozunun dogru oldugu kabul edilir. Ancak cariyenin efendisinin kar~1 <;1kmas1
nedeniyle bu ki~inin sozu bir fonksiyon icra etmez. Efendinin kar~1 c;1kma hakk1,
mulkiyeti nedeniyle idi. Bu mulkiyet ortadan kalk1nca onun kar~1 c;1k1~1 da du~er.
Hak butOnuyle o c;ocuga sahip oldugu esnada o ki~iye ait olur. Dolay1s1yla da
c;ocugun nesebi de ona ait olur. Nitekim ikrann o an bulunmas1 durumunda da
boyledir.
(ocugun sahibi onu ozgur kilsa, o, c;ocugun mevlas1 olur. (ocugun nesebi,
iddiac1ya ait olmaz. Ancak c;ocuk, iddiac1y1 tasdik ederse nesep ona ait olur. (unku
nesep konusundaki hak yaln1zca c;ocuga aittir. Onun tasdik etmesiyle de diger
ki~inin olmu~tur. Nesebin sabit olmas1nda, mevla lehine sabit olan velaya ayk1r1 bir
durum yoktur. (unku aralannda bir z1tl1k yoktur.
Eger "Ozgur klimadan once de, nesebin ispat1nda, mevla lehine sabit olan
mulkiyete ayk1r1 bir durum yoktur" denilirse, buna ~u ~ekilde cevap veririz: Evet,
ama nesep ancak bir kanitla sabit olur. Ortada kar~1 duru~ varken, soyut bir iddia
kan1t olamaz. Ancak c;ocugun tasdik ettigi durumda ki~inin nesebi iddia etmesi,
ozgur klimanin gec;erli olmas1 nedeniyle kan1t olur.
"Baba, c;ocugunun cariyesini gasp ederek gebe b1raksa; c;ocuk da kuc;uk veya
buyuk; musluman, z1mml, muste'men veya murted olsa; baba, yapt1g1 ~eyin
kendisine haram oldugunu bilse, dogumdan sonra cariyenin dogurdugu c;ocugun
kendisine ait oldugunu iddia etse, bu konuda c;ocugu kendisini yalanlasin veya
tasdik etsin nesep kendisine ait olur. Baba, o cariyenin degerini oder. Cariye
kendisinin um mu veledi olur. Babanin ukr odemesi gerekmez".
278_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut

Haram oldugunu bile bile bunu yapan babadan zina cezas1n1n du?mesinin
nedeni, Resulullah (s a v.)in

"Sen ve maim babana aitsiniz" 124 hadisi ile <;ocugun mall uzerinde baban1n
hakk1 bulundugu konusunda var olan yorumdur. Nesebin ondan sabit olmas1nin
nedeni; ihtiya<; aninda babanin <;ocugunun mal1ni mulk edinme hakk1nin olu?udur.
Ancak nafaka gibi temel ihtiya<;lan baba bir bedel bdemeden alabilir. Bunun
d1?indaki ihtiya<;lan ise bedelini bdeyerek alabilir. Burada da baba, kendi nutfesini
(spermini) telef olmaktan korumaya muhta<;t1r. Bu nedenle de gebe b1rakmadan
once cariyenin bedelini odemek suretiyle ona malik olur. Biz bu meselenin
detaylarin1 ve bu meselenin; <;ocugun kafir baban1n musluman olmas1 veya tam
aksi olmas1 durumundan farkl1 yonunu, "Dav a Kon usu nun a<;1klamas1na dair
yazd1rd1g1m1z bolumde daha once belirtmi?tik. Yine EbCJ Yusuf (rh a )'e gore bunun
hukmunun, aldatilan ki?inin hukmu ile ayni oldugunu belirtmi?tik. "Nikah
Konusunda da ?Unu a<;1klam1?t1k: Baba, <;ocugunun izni ile veya izni olmaks1zin
onun cariyesi ile ge<;erli veya fasid (ge<;erli olmayan) bir nikahla evlense, baba ister
ozgur isterse kale olsun, cariye onun ummu veledi olmaz. (unku <;ocugunun
nesebinin sabit olmas1 i<;in o ki?i, cariyeye malik olmaya muhta<; degildir. Nesebin
sabit olmas1 i<;in nikah ?Uphesi yeterlidir.
Muhammed (rh a) "el-Mebsut" adl1 kitapta ?byle demi?tir: "Bununla, bundan
[7/176] bnceki mesele k1yasa gore e?ittir. Yani, EbCJ Yusuf (rh a )'in goru?unde de yer ald1g1
uzere; ki?i cariyeye malik olmaz. Arna aldatma itibanyla nesep sabit olur. Ancak
ben bundan onceki meselede istihsana gore hukum veriyorum; Buna gore; bu
nedenle (aldatma nedeniyle) babanin cariyenin degerini odeyerek ona malik
olmas1; onun spermini telef olmaktan korumak, <;ocugun aslen bzgur oldugunu
isbat etmek ve kad1nin ummu veled olma hakk1ni isbat etmek i<;in yapilan bir tOr
istihsandir.
"Bir ki~inin cariyesi bir <_;ocuk dogursa, cariyenin maliki ve malikinin
babas1 ayni anda <_;ocugun nesebinin kendisine ait oldugunu iddia etseler,
maliki daha fazla hak sahibidir".
(unku malikinin iddias1nin ge<;erliligi, ger<;ekten cariyeye malik olmas1
nedeniyledir. Efendinin babas1nin iddiasin1n ge<;erliligi ise yorum yoluyla cariyeye
malik olmas1 nedeniyledir. Yorum yoluyla malik olma, ger<;ekten malik olmaya
kar?I duramaz. Aynca ogulun nesep iddiasinda bulunmas1, babas1n1n iddia ile
cariyeye malik olmasina engel olur. Cariyeye malik olma ger<;ekle?meyince de,

124
Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/344; Heysemi, Mecmau'z-zevaid, IV/273.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 279
babanin onu ummu veled yapmas1 ge~erli olmaz. Cariyeden dogan ~ocugun
nesebi de kendisine ait olmaz.
"Ki~i.
mi.ikatebinin (kitabet akdi yapt1g1 kolesinin) cariyesi ile cinsel
ili~kidebulunsa, cariye de ~ocuk dogursa, ili~kide bulunan ki~i ~ocugun
kendisine ait oldugunu iddia etse, mi.ikateb de onu tasdik etse; dogan
~ocuk, degerini odeme kar~1hgmda kendisinin ~ocugu olur. Kadma da ukr
odemesi gerekir".
c;:unku ki~i, mukateb kolesinin kazanc1ni mulkiyetine alma hakk1na sahiptir.
Bu hak, aldat1lan ki~ide oldugu gibidir. Hatta ondan da kuvvetlidir. Aldatma
meselesinde; nesep sabit olur. c;:ocuk degerini odemek suretiyle ozgur olur. Ki~iye
de ukr odemek gerekli olur. Burada da hukum ayn1d1r. Ancak burada mukatebin
tasdik etmesi gereklidir. c;:unku efendi, mukatebin kazanc1 konusunda kendisini
tasarruftan men etmi~tir (kendisine hacr koymu~tur). c;:ocugun nesebini iddia
etmek de bir tasarruftur. Bu nedenle mukatebin tasdiki olmaks1zin ge~erli olmaz.
Halbuki baba, ~ocugun malinda ihtiya~ durumunda tasarrufta bulunmak
konusunda kendisine hacr (k1s1tlama)koymam1~t1r. Bu nedenle de ~ocugun
tasdikine ihtiyac1 yoktur. Sonra mukatebin tasdik etmesi durumunda cariye bu
ki~inin ummu veledi olmaz. c;:unku onun kazancinda kendisinin mulkiyet hakk1
vard1r. Bu hak ~ocugun nesebini isbat etme konusunda yeterlidir. Gormez misin
mukateb kale kitabet bedelini odeyemezse, onun kazanc1 ger~ekten efendiye ait
olur. Efendinin mukatebin kazanc1n1 mulkiyetine ge~irmeye ihtiyac1 yoktur. Halbuki
baban1n ~ocugun mal1 uzerinde ne mulkiyeti, ne de mulkiyet hakk1 yoktur.
c;:ocugun nesebinin babaya nisbet edilmesi, ancak cariyeyi mulkiyetine ge~irmesi
itibanyla olur.
~u durum bunu a~1klar: Efendi ihtiya~ duydugunda mukatebin kazanc1n1,
mulkiyetine ge~iremez. Baba ise ~ocugunun mulkune sahip olabilir. Bu nedenle
efendi yaln1zca bir gun bile cariyeye malik olsa, cariye kendisinin ummu veledi olur.
c;:unku o, cariyeye malik olmu~tur. Kendisinin o cariyeden nesebi sabit bir ~ocugu
vard1r. Mukateb kendisini yalanlasa, sonra efendi bir gun ona malik olsa, nesebi
kendisinden sabit olur. c;:unku mahal (cariye) uzerinde mulkiyet hakkina malik
olmas1, nesep iddias1nda bulunmas1 durumunda, nesebi kendisine ait kllar. Ancak
mukatebin kendisini yalanlamak suretiyle ona kar~1 gelmesi nedeniyle iddias1
ge~erli olmaz. Efendi, ~ocuga sahip oldugunda bu ~eki~me ortadan kalkm1~t1r.

"Bir kimse, mi.ikateb olan cariyesinin kitabet akdi yapt1g1 cariye ile
cinsel ili~kide bulunsa ve bu kadm bir ~ocuk dogursa, efendi ~ocugun [7/177)
kendisine ait oldugunu iddia etse, kitabet akdi yapan kadm da onu tasdik
etse, ~ocuk efendinin ~ocugu olur"
c;:unku o kad1n kitabet akdi nedeniyle kendisi ve ~ocugu uzerinde
ba~kalanndan daha fazla hak sahibi olmu~tur. Bu durumda onun tasdiki, cariyeye
2so _____________________________ ,Kitabu'l-Mebsfit
malik olan mukatebin tasdik etmesi gibidir. Bu tasdikle nesep sabit olur. Efendinin
ona ukr odemesi gerekir. c;:unku efendi o kad1nla, kendisi Lizerinde daha fazla hak
sahibi oldugu bir durumda cinsel ili~kide bulunmu~tur. c;:ocuk da annesi ile ayni
durumdad1r. Annesinin kitabet akdine o da dahildir. bnceki meselede ise boyle
degildir. c;:unku onceki meselede i:;ocuk degeri odenmek suretiyle ozgur olur.
c;:unku onun efendiden uzak olma nedeni ayn1d1r. Bu meselede ise i:;ocugun
efendiden uzak olma nedeni birden fazlad1r. $oyle ki; ikinci kitabet akdi o kad1n1n
t1pk1 ilk kitabet akdi gibi efendiden uzak olmasin1 gerektirir. Uzakl1gin nedenlerinin
birden fazla olmas1 ise i:;ocugun ozgurlugunun sabit olmasina engel olur.
Bunu ~oyle ai:;1klayabiliriz: Bu meselede i:;ocuk ozgur kabul edilirse, bedelsiz
olarak ozgur olmu~ olur. c;:unku i:;ocugun bedelinin anaya odenmesine
hukmedilemez. c;:unku o kad1n, kendisinin ve i:;ocugunun ozgur olmas1 ii:;in
i:;al1~maktad1r. Yine bu meselede bedelin mukatebe (efendi taraf1ndan kitabet akdi
yapilan koleye) odenmesine de hukmedilemez. c;:unku kitabet akdi yapt1ktan sonra
onun kad1n ve i:;ocugu uzerinde bir hakk1 kalmam1~t1r. Ozgurlugun bedelsiz olarak
isbat edilmesi ise mumkun degildir. c;:unku kad1n, kitabet bedelini odemekten aciz
olabilir. Bu durumda tamamen birinci mukatebe ait olur. Onun kad1n ve i:;ocugu
Lizerindeki hakk1 korunmu~tur. Bu nedenle bu meselede i:;ocugun ozgur olduguna
hukum verilmez. bnceki meselede ise degeri odemekle i:;ocugun ozgur oldugunu
isbat etmek mumkundur. Bu nedenle biz orada i:;ocugun ozgurlugunu isbat ettik.
Eger o kadin kitabet bedelini odemekten aciz olursa efendi, i:;ocugu degerini
odeyerek al1r. c;:unku ikinci kitabet akdi kald1nlm1~t1r. Dolay1s1yla sanki hii:;
yap1lmam1~ gibi kabul edilir.

Eger kad1n efendiyi yalanlarsa, kitabet bedelini odemekten aciz olsa bile,
i:;ocugun nesebi efendiye ait olmaz. c;:unku iddianin gei:;erliligini gerektiren delil,
yani hak sahibinin tasdiki bulunmamaktad1r. Ancak efendi, i:;ocuga sahip olursa,
bu durumda nesep kendisine ait olur. c;:unku hak butLinuyle kendisine ait
olmaktad1r. Efendi sanki iddias1n1 o anda yeniliyormu~ gibi kabul edilir.
"Ki~i. kansma veya ana-babasma ait cariyenin dogurdugu c;ocugun
kendisine ait oldugunu iddia etse, c;ocugun nesebi hie; bir ~ekilde kendisine
ait olmaz".
c;:unku nesebin sabit olmas1, mahal (cariye) uzerinde mulkiyet ~uphesinin
bulunmas1 nedeniyledir. Halbuki burada boyle bir ~uphe yoktur. Ancak ki~i "o
cariyenin bana helal oldugunu zannettim" derse, kendisine ceza uygulanmaz. Eger
"haram oldugunu biliyordum" derse, cezay1 uygulamak gerekir. c;:unku ~Liphe,
durumun ki~iye kari~1k gelmesi nedeniyledir. Bu kari~1kl1k da; ki~inin, zannedilmesi
mumkun olan bir ~eyin bir k1smin1 zannetmesidir. $oyle ki; (ki~i ~oyle du~unmu~
olabilir): Karim bana helal olduguna gore, onun cariyesi de bana helal olur.
Babam1n cariyesi kendisine helal olduguna gore, bana da helal olur. c;:unku ben de
t06_____________________________ Kitabu'I-Mebsfit

kendisi aleyhine bir ~ey ikrar etmi~ olmamakta, ancak e~i uzerine haraml1k
niteligini ikrar etmi~ olmaktad1r. c;:unku mulkiyeti ortadan kald1rma bak1m1ndan,
kendi mulkunde nesebi gerekli k1lan bir durum yoktur. Bu soz yalnizca mahallin
(kad1nin) haram olmas1n1 gerektirir. Aynca bununla mulkiyet hem ba~lang1c; hem
de devam itibanyla ortadan kalkar. Bizim meselemizde ise kadin1n nesebi bilindigi
ic;in, ki~inin ikranna itibar edilmemi~tir.
Efendinin kolesine "bu benim oglumdur" demesi ise, onun kendi aleyhine bir
ikrard1r. c;:unku kolenin oglu olmas1 mulkiyetinde bir durumu gerekli k1lmaktad1r ki
bu da onun uzerindeki mulkiyetin kalkmas1d1r. Ki~i satin almak suretiyle kendi
ogluna sahip olabilir. Sonra da oglu ozgur k1l1nm1~ olur. Bu nedenle efendinin
ikran, kendisi aleyhine oldugunda muteberdir. Bu da kolenin onun mulkiyetine
girdigi andan itibaren ozgur k1l1nm1~ olmas1d1r.
Kole ya~ bak1m1ndan efendisinin c;ocugu olamayacak bir ya~ta iken efendi
onun ic;in "bu benim oglumdur" derse EbO Hanife (rh a )'in ilk goru~u ile EbO Yusuf
ve Muhammed (rh.a )'e gore kale ozgur k1linm1~ olmaz. EbO Hanife (rh a.)' in son
goru~une gore ozgur kll1nm1~ olur.
EbO Hanife (rh a.)'in goru~unun deli Ii ~udur: Efendinin bu sozu t1pk1 "Ben
yaratilmamdan once seni ozgur klld1m" demesinde oldugu gibi gerc;ekle~mesi
imkans1zd1r. Bu imkans1zl1k ~uradan kaynaklanir: Efendinin "bu benim oglumdur"
sozunun anlam1 "bu benim spermimden yaratllm1~t1r" demektir. Mesela 50
ya~1ndaki bir ki~inin 20 ya~indaki birisinin sperminden yarat1lmas1 imkans1zd1r.
Mesele bu yonuyle, nesebi bilinen bir ki~i hakk1nda "bu benim oglumdur"
demekten ayrllmaktad1r. c;:unku bu durumda, nesebi ba~kasindan bilinmekle
birlikte zina nedeniyle efendinin sperminden yaratilm1~ olmas1, veya ~uphe yoluyla
olan bir birle~me ile onun sperminden yaratllm1~ olmas1 mumkundur. Nitekim bu
durumda c;ocugun annesi, efendinin mulkiyetinde olsa anne ummu veled olur.
Halbuki bizim tart1~t1g1m1z meselede ummu veled olmaz. Ote yandan gerc;ek, onun
bu haberini yalanlamaktad1r. Bu nedenle de haberi gec;ersiz olur. Bu t1pk1 ki~inin
s1f1r ya~1nda bulunan elindeki bir bebek ic;in "bu benim dedemdir" demesi, veya
erkek kolesi ic;in "bu benim k1z1md1r" veya kad1n kolesi ic;in "bu benim oglumdur"
demesi gibidir.
Bu konunun d1~inda olan ama bu konuyla ilgili meselelerden biri de ~udur;
ki~i ben falancanin elini kestim. Benim ona er~ borcum vard1r dese, o ki~i de bunun
uzerine elini sapasaglam olarak c;1kanp gosterse, hie; bir ~ey gerekmez. Kolenin
nesebi bilindigi takdirde ise durum yukandakinden farkl1d1r. c;:unku burada gerc;ek
kendisini yalanlamamaktad1r.
EbO Hanife (rh.a )'in son goru~unun deli Ii de ~udur: Bu sozu soyleyen efendi
kolesinin nesebini kendi istegiyle ikrar etmi~tir. Bu nedenle kale ozgur k1linm1~
olur. Bu, nesebi bilinen kolesi hakk1nda "bu benim oglumdur" demesi gibidir. Bu
hakimiyetinde bulundurandan) satin ald1gma, bedelini odedigine, onu
teslim ald1gma ve onun bu <;;ocugu dogurduguna dair delil getirseler, o iki
ki~iden hangisinin once oldugu biliniyorsa cariye ve <;;ocuk onun olur"

<;:unku o ki~i, kendisi ile c;eki~mede bulunan hie; bir ki~inin bulunmad1g1 bir
zamanda hakk1n kendisine ait oldugunu isbat etmi~tir. Hangisinin once oldugu
bilinmiyorsa cariye o iki ki~inin ummu veledi olur. <;:ocuk da o ikisinin c;ocugu olur.
<;:unku her iki ki~i de; mulkiyet nedeninde, c;ocugun nesebinde ve annenin ummu
veled olmas1 konusunda birbirine e~ittir. Eger kad1n o ikisinden birinin elinde
bulunuyorsa, bu ki~i kadina malik olmaya daha c;ok hak sahibi olur. <;:unku onun
cariyeyi satin almas1, teslim almakla peki~mi~tir. Digerinin satin almas1nda ise teslim
alma yoktur. iki delilin kar~lla~mas1 durumunda, onlardan teslim alan1n delili tercih
edilir. Ancak diger ki~i kendisinin once olduguna dair delili getirirse, bu durumda
daha onceki tarihi ispatlayan, cariyeyi elde etmeye daha c;ok hak sahibi olur.
Allahu Subhanehu ve Teala dogruyu en iyi bilendir. Donu~ de ancak O'nad1r.

M0DEBBER
(OZGOR KILINMASI EFENDiNiN OL0M0NE BAGLANAN KOLE)
Tedbir, kolenin, efendinin olumunden sonra, onun ard1ndan ozgur kll1nmas1
demektir. Bu kelime, Peygamber (s av )in um mu veled konusundaki ~u ifadesinden
alinm1~t1r:
., ~ ~> • Jo - .... ' :

~t:.y~~

"O (ummu veled) efendisinin o/Umunden sonra (an duburihi) ozgur o!ur" 125 .
Mudebber yapma; kolenin ozgur kll1nmasinin, t1pk1 ummu veledde oldugu
gibi mutlak olarak efendinin olumune baglanmas1yla olur. Bu nedenle ibn Mesud:
"Mudebber, t1pk1 ummu veled gibi olenin butUn malindan ozgur olur" demi~tir 126 .
Bu ayn1 zamanda Hammad (r.a )'in goru~u ve Ibrahim (rh.a )'den rivayet edilen iki
goru~ten birisidir. Biz ise bu goru~u kabul etmiyoruz.

[7/179] Biz Hanefller bu konuda Hz. Ali (ra ), Said b. el-Museyyeb, Hasan, ~ureyh ve
lbn Sirin (r a.)' in goru~unu al1yoruz. Buna gore mudebber, (vasiyet hukmundedir)
efendinin mal1n1n uc;te birinden ozgur olur. <;:unku lbn Omer (r a )'in hadisinde yer
ald1g1na gore Peygamber (s.a v ), mudebberi, olenin mal1n1n uc;te birinden ozgur
kllm1~t1r. Akll delilimiz de ~udur; Tedbir olumden sonra olan bir halefliktir. Bu
nedenle de efendinin olumden sonraki hakk1 miktannca sin1rlanir. Olumunden

125
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/317; Darimf, Buyu' 38.
126
Bu gorO~e gore tedbir, vasiyet hOkmOnde degildir. T1pk1 sahibinin hayat1ndaki tasarrufu gibidir.
Boyle olunca miras<;1lara mOdebber koleden ba~ka hi<;bir ~ey kalmasa bile, o ozgOr olur. (H.K.)
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 107
sozun etkisi ~oyle a~1klanabilir: Adam1n sozunun ger~ek anlam1nin dedigi gibi
olmas1 imkans1zd1r. Ancak bunun ge~erli olarak anla~llabilecek mecaz bir anlam1
da vard1r. Bu da; "Ben ona sahip oldugum andan itibaren benim mulkiyetimden
ozgur oldu" demektir. Cunku ogulluk ozgur olmaya nedendir. Bundan dolay1 ki~i
ogluna sahip oldugunda oglu onun mulkiyetinden ozgur kll1nm1~ olur. Bu neden,
onun gerekli k1ld1g1 ~ey i~in kinaye olarak kabul edilir. Aynca ak1ll1 kimsenin sozunu
dogru bir bi~imde anlamaya ~al1~mak gerekir. Araplann kulland1g1 iki dil vard1r;
ger~ek ve mecaz. Efendinin sozunun ger~ek olarak dogru saymak mumkun
olmad1g1nda mecaz olarak dogru say1lmaya ~al1~1l1r. Nitekim miras~1, mukatebi
ozgur k1ld1g1nda bu, soyledigimiz mecaz anlay1~1na dayal1 olarak, kitabet
bedelinden ibra (kurtarma) olarak kabul edilir.
Ancak EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a) ~oyle derler: Mecaz ger~egin
bedelidir/onun yerini al1r. Aslin du~unulmesi mumkun olan her yerde mecaz onun
halefi (yerine ge~en) olarak kabul edilir. Nitekim mukateb meselesi boyledir. Aslin
du~unulmesi mumkun olmayan yerlerde ise mecaz onun halefi olarak kabul
edilemez. Bu meselede de asl1n du~unulmesi mumkun degildir. Nesebi bilinen kale
hakk1nda "bu benim oglumdur" demesi boyle degildir. Cunku o durumda asl1n
ger~ekle~mesi du~unulebilir. Buna bagl1 olarak ta mecaz onun halefi olabilir.

EbO Hanife (rh.a.) ise ~oyle demektedir: Mecaz, hukum bak1m1ndan degil,
konu~ma bak1m1ndan aslin halefidir. Cunku mecaz, bir sozu ba~ka bir soz yerine
kullanma konusunda konu~an ki~inin yapt1g1 bir tasarruftur. Maksat sozu dogru
kabul etmektir. Mecaz1 dogru saymak maksad1yla, onun asl1n halefi olmas1 i~in
hukmun du~unulebilir olmasina bakllmaz. Nitekim ki~i ozgur bir kad1na "seni ~u [7/68]
kadar paraya satin ald1m" dese bu ge~erli bir nikah olur. Halbuki ozgur kadin, sat1~
hukmunun asli olan mulk olmaya uygun bir mahal (konu) degildir. Bu nedenle biz
"kolenin annesi efendinin mulkiyetinde olursa ozgur ki11nm1~ olmaz" dedik. Cunku
sbz ba~ka bir anlamda mecaz olarak kullanil1nca, onun ger~ek anlam1na itibar
edilmez. Bu soz de kolenin ozgur olmas1n1 ikrar etme konusunda mecazd1r. Bu
"kolem benim mulkiyetime girdigi andan itibaren ozgur kll1nm1~t1r" demek gibidir.
Bu soz, kolenin annesinin de ozgur olmas1ni gerektirmez.
Efendi erkek kolesi hakk1nda "bu benim k1z1md1r" demesi meselesine gelince;
Muhammed (rh.a) bunu "Dava Konusu"nda, tan1k getirmek uzere anm1~t1r.
Muhammed (rh a )'in adeti, ihtilaf11 konuya, ba~ka bir ihtilafl1 meseleyi deli I olarak
getirmektir.
Biz bu nu EbO Hanife (rh a )'in goru~unun, tan1k tutuldugu gibi oldugunu kabul
etmiyoruz. Kabul ettigimiz takdirde de ~u ~ekilde a~1klanz: l~aret edilen ~ey,
soylenilen ~eyin cinsinden degilse soylenilen ~eye itibar edilir. Nitekim ki~i yuzugun
ka~1n1 yakut diye satsa ve ka~ cam ~1ksa sat1~ ge~ersiz olur. Adem (a.s.)'in soyundan
olan erkekler ve kadinlar iki farkl1 cinstir. l~aret edilen ~ey, sbylenilen ~eyin
284 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

6. ) 'i .j.·.i.J1 ~-1>- t_.


- 1,, LJ1!
"Mudebberin hizmetini sattl, kendisini degi/" 1w
Yani Peygamber onu kiralam1~t1r. Kiralama (icare) Medine'lerin tabirinde
sat1m (bey') diye isimlendirilir. Yahut da Ata'n1n hadisinde yer alan kolenin
mukayyed bir kay1tli olmas1 muhtemeldir. Veya ozgur bir ki~inin satilmasin1n caiz
oldugu bir zamanda da olmu~ olabilir. (unku Peygamber (s.a v) den rivayet
edildigine gore;
,. ,. I .,. ,_ $;.
.c;:> - - :J JlZ- "'j.f,... )- t_
-- ..;. '..J..["'
, ~ ~I
.
"O, Serik denilen bir ki~iyi borcu nedeniyle satm1~t1r. " 129 Daha sonra bu
hukum kald1nlm1~t1r.
Zeyd b. Sabit ve lbn Omer (r.a )'den rivayet edildigine gore; Onlar mudebber
sat1/maz demi~lerdir." Ay~e (r.a )'1n mudebber cariyesini satt1g1na dair olan hadis ise,
o cariyenin kay1tl1 mudebber oldugu ~eklinde yorumlan1r. Boylelikle bu iki rivayetin
aras1 bulunmu~ olur.
Hanefllerin akll delili de ~udur; Mudebber, ozgur kil1nmas1 mutlak olarak
efendinin olumune baglanm1~ bir koledir. Ommu veledi satmak caiz olmad1g1 gibi,
onu satmak da caiz degildir. Bunun gerekc;esi ~udur: Ozgur k1linman1n olume
baglanmas1, efendinin yapt1g1 bir ko~ula baglama tasarrufunun hukmudur. Ozgur
kil1nma yaln1zca efendinin baglad1g1 ~eye baglan1r. Efendi ise mutlak olarak ozgur
kil1nmay1 kendisinin olumune baglam1~t1r. Bu niteligin etkili olmas1 ~u ac;1dand1r:
Olum hie; ~uphesiz olacakt1r. Olum, halef olman1n (birinin olenin yerine
gec;mesinin) nedenidir. Gbrmez misin mirasc;1, miras b1rakan1n blumunden sonra,
terekesinde hususunda onun yerine gec;er. Efendi, ozgur k1linmay1 olume
baglamakla, kendisinin blumu s1rasinda kolenin kendisinin yerine gec;mesini o
anda gerc;ekle~tirmi~ olmaktad1r. Efendinin yapt1g1 bu tasarruf, kendisinin nedenini
iptal etmesi mumkun olmayacak tarzda yap1lm1~ olmas1 itibanyla derhal yapilm1~
bir ozgur kilma tasarrufu mahiyetinde olur. Bu ~una benzer; olum, mirasc;1lann
miras b1rakan1n terekesinde onun yerine gec;melerini gerektirir. Bunun nedeni de
[7/180]
hastal1kt1r. Bu hastal1k nedeniyle mirasc;ilar ic;in bir tUr hak sabit olur. Bu hak,
hastan1n teberruda bulunmas1na engel olur. Bu da, sabit olduktan sonra iptale
ihtimali olmayan bzgur kilinma konusunda bir yerine gec;mektir (halefiyettir). Bu
neden iki ac;1dan kuvvetlenir:
1- Kendisine baglanan ~eyin iptale ihtimali yoktur.

2- Tasarruf, mutlaka olacak bir ~eye baglanm1~t1r. Bu ise yerine gec;meyi

Benzer rivayetler i~in bkz. lbn EbO $eybe, Musannef, IV/453; Darekutn1, Sunen, IV/138.
128

129
Hakim, Mustedrek, IV/114; Darekutn1, Sunen, 111/62; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, Vl/50; Tahav1,
';erh-u maani'l-asar, IV/157.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _28S

(halefiyeti) gerektirir.
l~te bu kuvvet nedeniyle biz, Safii (rh a.)' in, "bzgur almay1 ba~ka ka~ullara
baglamak artadan kald1rmay1 (feshi) kabul eder. Bu ka~ul ise bncelikli alarak kabul
eder" ~eklindeki gbru~unun -ki bu aldukc;a zay1ft1r- aksine, tedbirin; iptal veya geri
dbnmek suretiyle kald1nlmaya uygun almad1g1n1 sbyledik. Bu kuvvet nedeniyle,
mudebber ic;in bzgurluk hakk1; anun sat1m1na engel alacak ~ekilde derhal gerekli
alur. Efendi ic;in iptali mumkun almayacak tarzda velay1 elde etme hakk1 sabit alur.
Ba~ka ka~ulara baglamada ise bbyle degildir. ~unku eve girmek vb. ka~ullar,
gerc;ekle~mesi kesin alan ka~ullar degildir. Kay1tl1 alan tedbirin gerc;ekle~mesi de -
ki bu da efendinin kblesine "ben bu hastal1g1mdan blursem vb." demesiyle alur-
kesin degildir.
Kblenin bzgur kilinmas1ni, ayba~in1n gelmesine baglamak yerine gec;meyi
(halefiyeti) gerektiren bir neden degildir. Kblenin sahipligini ba~ka bir ki~iye vasiyet
etmek de boyledir. ~unku bu, sabit alduktan sanra iptale ac;1k alan bir mulk
edindirme (temlik) i~lemidir. Bizzat bununla hak gerekmez.
Bu ac;1klamalardan anla~1lmaktad1r ki; mudebber, ummu veled gibidir. Ancak
ummu veledde iki anlam bulunmaktad1r. Bunlann birine, bzgurluk hakk1n1n derhal
gerekli almas1, digerine de cariyenin mal ve degerli alma niteliginin artadan
kalkmas1 baglanm1~t1r. Mudebberde bu iki anlamdan yaln1zca biri bulunmaktad1r.
Bu anlam ile, ummu veleddeki ozgurluk hakk1n1n sabit almas1 hukmu, mudebbere
de gec;er. Ancak diger anlam1n bulunmamas1 nedeniyle mal ve degerli alma
niteliginin artadan kalkmas1 hukmu, mudebbere gec;mez. Bu nedenle de
mudebberin bzgur k1linmas1nda efendinin mal1n1n uc;te birine itibar edilir.
Buna dayanarak ~unlari sbyleyebiliriz: Mudebber cariyenin c;acugu da
mudebber alur. ~unku bzgurluk hakk1 a cariye ic;in derhal sabit almu~tur. Bu hak,
ummu veledlikte aldugu gibi, c;acuga da gec;er. Bu, hukmun c;acuga da gec;mesini
kabul etmeyen Safii (rh.a) ve anun mezhebine mensup baz1 ki~ilere kar~1 bizim
delilimizdir.
Onlarin goru~u gerc;ekten zay1ft1r. ~unku bu goru~ Sahabe ve Tabiun'un
gbru~lerine ayk1nd1r. lbn Mesud (r.a );
> ~ . .. >
.;i r...r;
I•. ;; • .i:JI :iJ •
•.r. J

"Mudebber cariyenin r;ocugu anas1 gibidir" 730 demi~tir. Mudebber bir kad1nin
c;acuklari kanusunda Osman (ra.)'a dava getirilmi~, o da kad1n1n tedbirden once
dagurdugu c;acuklarin kble olduguna ve satilabilecegine, tedbirden sanra
dogurdugu c;ocuklann ise anas1 gibi alduguna ve sat1lamayacag1na hukmetmi~tir.

130
Benzer rivayetler ic;in bkz. Abdurrezzak, Musannef, IX/144; lbn EbO ~eybe, Musannef, IV/322;
Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/294.
286_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

$Lireyh, Said b. el-Museyyeb, Katade ve Tabiinden bir grup alim (r a) de ~byle


demi~lerdir:

·-·.i..:...i1 :JJ
•'..i..: _J'.
J'.
"Mudebber cariyenin r;ocugu da mudebberdir" 731 .
Bu hususu kavrad1ktan sonra ~unlari sbyleriz:
Ki~i kblesine "sen benim blumumden sonra I ben olunce I blursem I bldugum
zaman I olunce I ba~1ma bir i~ gelirse bzgursun" derse bu ifadelerin hepsi birbirine
denk olup, kale mudebber olur. Cunku efendi kolenin bzgur kll1nmasin1 bu
ifadelerle mutlak olarak kendi blumune baglam1~t1r. Her ne kadar ki~i "ba~1ma bir
i~ gelirse" derken mutlak bir ifade kullanm1~sa da bununla kastedilen adeten
olumdur.
Ki~i, "ben oldugum gun ozgursun" dediginde de hukum aynid1r. Cunku ki~i.
"gune", uzay1p devam etmeyen, iki vakitten birine ozgu olmayan bir ~eyi (blumu)
biti~tirmi~tir. Bu, vakti ifade etmek anlam1na gelir. 0, t1pk1 "benim blum vaktimde
bzgursun" demi~ gibidir. Eger bu ki~i "gun" kelimesi ile geceye deg ii de gunduze
[7/181] niyet ederse, niyeti ger;erli olur. Cunku o, sbzunun gerr;ek anlam1na niyet etmi~tir.
Sonra o kale bununla mudebber olmaz. Cunku efendi, kolenin bzgur olmasin1,
gerr;ekle~mesi zorunlu olmayan bir ~eye baglam1~t1r. Bu da gunduz vakti olmesidir.
Cunku ki~inin geceleyin olmesi de muhtemeldir. l~te bu nedenle kale mudebber
olmaz.
Ki~i. kolesine "eger bu hastal1g1mda blursem" veya "eger bu yolculugumda
ba~1ma bir i~ gelirse sen bzgursun" derse tedbir yapm1~ olmaz, o koleyi satabilir.
Cunku ki~i. kblenin ozgur olmas1ni gerr;ekle~mesi zorunlu olmayan bir ~eye
baglam1~t1r. Efendi yolculugundan donebilir. Veya hastal1gindan kurtulabilir.

Bu sbzun alt1ndaki f1khl anlam ~udur; Biz, tedbir yoluyla bzgur alma hakk1ni,
halefiyet yoluyla efendinin Allah'a yakla~ma kast1na binaen derhal gerekli
kllmaktay1z. Efendi, kblenin bzgur olmas1n1 belli bir nitelikteki blume baglad1g1nda
bu kas1t bulunmam1~ olur. Cunku Allah'a yakla~may1 kastetmek, ki~inin ~u veya bu
hastal1ktan blmesine gore degi'.?mez. Bu kas1t olmad1g1 ir;in de tedbir yapml'.?
olmaz. Ozgur kll1nmay1 mutlak olarak olume baglamas1 ise boyle degildir. Cunku
bu durumda; ki~i ozgur kll1nmay1, gerr;ekle~mesi kesin bir '.?eye baglad1g1 ir;in,
Allah'a yakla'.?ma kast1 gerr;ekle~mi~ olmaktad1r. Ki~i, bzgur k1lmay1 bir nitelikle
kay1tlanm1~ blume baglar da belirttigi ~ekilde blurse, kale onun malinin ur;te
birinden bzgur ki11n1r. Cunku ibadet kast1 olmasa da ko~ula baglamak ger;erlidir.
Ko~ul gerr;ekle~ince de terikesinin ur;te birinden bzgur k1l1n1r. Efendi, hastal1g1ndan

131
Benzer rivayetler i'in bkz. Abdurrezzak, Musannef, IX/144; lbn EbO ~eybe, Musannef, IV/322;
Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/294.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 287
iyile~tikten sanra veya yalculuktan dondukten sanra olurse, ozgur k1l1nmaz. c;:unku
ozgur k1l1nma ii;;in ka~ul kaydugu ~ey geri;;ekle~memi~tir.
Ki~i kolesine "sen falancan1n olumunden sanra ozgursun" derse tedbir
yapm1~ almaz. c;: link Li a ki~inin olmesi, efendi ai;;1s1ndan kolenin kendisinin yerine
gei;;mesine (halef almas1na) neden almaz. Halbuki ozgur kll1nman1n gerekli almas1,
halef alma itibanylad1r. Halef alma bulunmay1nca efendi tedbir yapm1~ almaz.
Muhammed (rh a) buna i~aret ederek ~oyle demi~tir: "Gormez mi sin efendi sag
aldugu halde, belirtilen ki~i olse kole ozgur ki11n1r. Efendi olmeden once kole ana
halef alamaz. Efendi oldugu halde diger ki~i sag alsa kole mirasi;;1lara miras alur.
Mirasi;;1lann her birinin anda pay1 bulunmakta iken a nasll mudebber alabilir?"
Yine ki~i kolesine "ben ve falancan1n olumunden sanra ozgursun" veya
"falancan1n ve benim olumumden sanra ozgursun" derse bu sozlerle de
mudebber almaz. c;:unku kolenin ozgur kllinmas1 yaln1zca efendinin olumune
baglanmam1~t1r. Bilakis iki ki~inin olumune baglanm1~t1r. Efendi, ifadesinde
belirttigi ki~iden once olurse, kole ozgur k1l1nmaz. c;:unku ka~ul geri;;ekle~memi~tir.
Bu durumda kole, mirasi;;llara gei;;en bir miras alur. Mirasi;;1lar anu satabilirler. Eger
belirtilen ki~i efendiden once olurse bize gore kole mudebber alur. Efendi anu
satamaz. Zufer (rh.a.)'e gore ise kole mudebber almaz. c;:unku anun ozgur k1linmas1
yaln1zca efendinin olumune baglanmam1~, iki ki~inin olumune baglanm1~t1r.
Dalay1s1yla a ki~iden sanra efendinin olmesi ka~ulun tlimu degil, tamamlay1c1s1d1r.
Bu hukum, Zufer (rh.a )'in prensibine gore dagrudur. c;:unku a, ka~ulun her bir
pari;;as1n1n goz onune al1nmas1n1 gerekli gormektedir. Bu nedenle daha once
ba~ama kanusunda ai;;1klad1g1m1z gibi a, ba~ama ka~ulunun bir k1sm1 bulundugu
s1rada kad1n uzerindeki nikah1n bulunmas1n1 gerekli gormu~tlir.
Biz (i;;agunluk Hanefller) ise ~oyle demekteyiz: Belirtilen ki~inin olumunden
sanra kolenin ozgur k1l1nmas1 mutlak alarak efendinin olumune bagl1 duruma
gelmi~tir. Bu nedenle efendi ne zaman olurse kole ozgur k1lin1r. Mudebber
alman1n ~ekli de zaten budur. Bu nedenle kole mudebber alur. Bu ~una benzer;
Efendi kolesine "sen falanca ile kanu~ursan, benim olumumden sanra ozgursun"
der ve kole de a ki~i ile kanu~ursa veya efendi kolesine "sen falanca ile
kanu~mandan ve benim olumumden sanra ozgursun" der kole de a ki~i ile
kanu~ursa mudebber alur. Burada da durum ayn1d1r.

Muhammed (rh a) ~oyle demi~tir: "Efendi, kolesine "benim olumumden sanra


[7/182]
istersen ozgursun" derse kole mudebber almaz. c;:unku anun ozgur k1l1nmas1
mutlak alarak efendinin olumune baglanmam1~t1r. Bilakis hem ana hem de kolenin
istemesine baglanm1~t1r. Efendinin "istersen" sozu farkl1 bii;;imlerde anla~1labilir.
Bununla efendinin kastettigi, kolenin ~u an istemesi alabilecegi gibi, olumunden
sanra istemesi de alabilir. Soz muhtemel aldugu ii;;in efendi hangi anlam1
kastettigini belirtir. Eger efendi kolenin a an istemesini kasteder, kole de ozgur
288_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit

kll1nmay1 isterse efendinin olumunden sonra mal1nin uc;te birinden ozgur kll1n1r.
c;:unku kolenin istekte bulunmas1 ko~ulu meclis ic;inde gerc;ekle~ince, kolenin ozgur
k1l1nmas1 mutlak olarak efendinin olumune baglanm1~ olur. Bununla da kole
mudebber olur. Efendi kolenin istemesini kendisinin olumunden sonrasinda
kastederse; efendi olunce kole ozgur kll1nmay1 isterse, mudebber olmas1 itibariyla
degil de, ko~ulun gerc;ekle~mesi nedeniyle efendinin mal1n1n uc;te birinden ozgur
k1l1nir.
EbO Bekr er-Razl (el-Cessas) (rh a) ~oyle dedi: "Burada dogru olan; mirasc;1
veya vasl ozgur k1lmad1kc;a kolenin kendiliginden ozgur olmamas1d1r. c;:unku kole
efendinin olumu ile dogrudan ozgur kll1nmad1g1 ic;in miras olmu~tur. Bundan sonra
ancak mirasc;1 veya vasinin ozgur k1lmas1 ile ozgur olabilir. Bu, t1pk1 efendinin
"benim olumumden sonra eger kolem isterse onu ozgur ki11n" demesi gibi, yerine
getirilmesi gerekli olan bir vasiyet olur". EbO Bekr er-Razl (el-Cessas) bu meseleyi
~una benzetmi~tir; efendi, kolesine "ben oldukten bir ay sonra ozgursun " derse,
olumunden bir ay sonra ancak vasi veya mirasc;in1n ozgur k1lmas1yla ozgur olur. lbn
Semaa da "en-Nevadir" adl1 eserinde bu ~ekilde anm1~t1r.
Cevab1n(belirtilen hukmun) ac;1k anlam1na gore, efendinin olumunden sonra
kolenin ozgur olmay1 istemesinde meclise itibar edilir. Nitekim efendi ayn1 ifade ile,
sag iken kolenin ozgur olmay1 istemesini kastederse, bu isteme meclisle s1nirl1 olur.
EbO Yusuf (rh a )'ten rivayet edildigine gore olumden sonra kolenin istemesi
meclisle s1nirl1 degildir. c;:unku bu, vasiyet hukmundedir. Vasiyetin baglay1c1 olmas1
ic;in, olumden sonra (olumun oldugu) mecliste kabul etmek ko~ul degildir.
Efendi "benim olumumden bir gun sonra ozgursun" derse kole mudebber
olmaz. Efendi onu satabilir.
c;:unku kolenin ozgur k1l1nmas1 mutlak olarak efendinin olumune
baglanmam1~t1r. Olumunden sonra bir gun gec;mesine baglanm1~t1r. Efendi olurse
kole onun belirttigi vakitte mirasc;ilar taraf1ndan ozgur k1l1nmad1kc;a ozgur olmaz.
Bu hukum, EbO Bekr er-Razl (el-Cessas)1n and1g1 hususu peki~tirmektedir. Biz onun
akll delilini ac;1klam1~t1k.
Hanefl alimlerinden baz1lan ise bu mesele ile kolenin istekte bulunmas1
meselesini birbirinden ay1rm1~t1r. ~oyle ki; Efendi, kolenin ozgur k1l1nmas1n1, kendi
olumunden bir gun veya bir ay gibi devam eden bir sureyle erteleyip, bu sure
ic;inde mirasc;1lann kole uzerindeki mulkiyeti kesinle~ince, bundan anla~il1r ki
efendinin kast1, kolenin ozgur ki11nmas1n1 mirasc;1lara emretmektir. Dolay1s1yla
mirasc;1 onu ozgur k1lmad1kc;a kole ozgur olmaz. Kolenin istemesi meselesinde ise;
kolenin ozgur kll1nmay1 istemesi, mirasc;llarin kole uzerinde mulkiyeti
kesinle~meden once, efendinin olumune biti~ir. Bu nedenle kole efendinin ozgur
kilmas1yla ozgur olmu~ olur. Mirasc;1lann onu ozgur kilmas1na gerek olmaz.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 109

hukmettiniz" denirse, ~u ~ekilde cevap veririz: Sut emzirme yoluyla olan ogulluk
mecazd1r. Mecaz ise gerc_;ege denk degildir. Arna "karde~" sbzcugu, ac_;1klad1g1m1z
gibi kullan1m bak1m1ndan ortakt1r. Diger taraftan karde~, ancak baba veya ana
aracil1g1 ile olur. Cunku karde~lik bir sulpte (babada) veya rahimde birlikte
bulunmay1 ifade eder. Bu arac1, sbylenilmemi~tir. Bu arac1 olmadan karde~ sbzcugu
bir ~eyi gerektirmez.
Efendi cariyesine "sen in cinsel organ in bzgurdur" veya kblesine "sen in ba~in
ozgurdur" derse ozgur kil1nm1~ olurlar. Biz talak konusunda butUn bedeni ifade
eden ~eyi sbylemenin butUn bedeni sbylemek gibi oldugunu belirtmi~tik. El ve ayak [7/69]
ise bbyle degildir. Kole ozgur k1lma konusunda da durum ayn1d1r. Efendi "bu sbzu
ile yalani kastettim" dese "sen bzgursun" sbzunde oldugu gibi kazaen (hukOken)
tasdik edilmez.
Efendi kale veya cariyesine "sen ba~ka bir ~ey degilsin, ancak bzgursun" dese
her ikisi de bzgur kilinm1~ olur. Cunku efendinin sbzunde bir olumsuz bir de
olumlu sbzcuk vard1r. Bu s1rf olumlu olan ifadeden daha kuvvetlidir. Tan1kl1k
kelimesi bunun en guzel delilidir. Efendinin bu sbzu "sen bzgursun" sbzu gibidir.
Efendinin kolesine "sen bzgur gibisin" demesi bundan farkl1d1r. Cunku bu
sbz benzetmede kullani11r. lki ~ey aras1ndaki benzerlik bzel de genel de olabilir.
Niyet olmad1kc_;a bununla bzgur alma gerc_;ekle~mez. Efendinin kblesine "senin
bedenin ozgurdur" demesi de boyledir. Cunku bunun anlam1 "senin bedenin,
ozgurun bedenidir" demektir.
"en-Nevadir" de yer ald1g1na gore Muhammed (rh.a) ~byle demi~tir: Efendi
ozgur kilmaya niyet ederek kolesine "senin bedenin, bzgurun bedenidir" dese
kale ozgur kilinm1~ olur. Cunku bu sbz, tasarrufu gerc_;ekle~tirmek ic_;in kullan11ir.
Benzetmede kullanilmaz.
Kolesine "bugun sen bu i~ten ozgursun" dese hukuken ozgur olur. Cunku
efendi kolesini bzgur olmakla nitelendirmi~tir. Bunu bir vakit veya i~le
s1n1rland1rmas1, nitelendirdigi ~eyin hukmunu degi~tirmez. Kendisi ile Allah
aras1ndaki hukum bak1m1ndan ise, eger bununla ozgur k1lmay1 kastetmiyorsa o,
kblesi olmaya devam eder. Cunku efendinin kast1 "ben bugun sana ~u i~i
yuklemeyecegim" demek olabilir. Allah ki~inin kafasindakini bilir. Ancak bu,
gorunu~e ayk1nd1r. Cunku gorunu~e gore efendi ozgurlugu, kolenin niteligi
yapm1~t1r. Bu nedenle hukuken tasdik edilmez.
Dogruyu ve gerc_;egi en iyi Allah bilir.
290_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

kbleler i<;:in, bzgur kll1nma hakk1 bizzat mulkiyet nedeniyle bulunmam1~t1r. c;:unku
ki~i olum vaktine kadar onlann kendisinin mulkiyetinde kal1p kalmayacag1n1
bilemez. Bu itibarla ki~inin ifadesi onlan da kapsar. Ki~i onlan satabilir. Olunceye
kadar satmazsa, efendinin vasiyeti onlan da kapsam1~ olur. Bu nedenle mal1n1n
Li<;:te birinden ozgur k1lin1rlar.
"Efendi, mi.idebber yapt1g1 cariyeyi bir i~te i.icret kar~1hg1 ~ah~t1rabilir.
Hizmetinden yararlanabilir. Onunla cinsel ili~kide bulunabilir. Ba~kas1yla
evlendirebilir. Ba~kas1yla evlendirdiginde, i.immi.i veledde oldugu gibi
mehri efendiye ait olur".
c;:unku ummu veled de mudebber cariye de kendileri i<;:in bzgur kilinma hakk1
sabit olduktan sonra efendinin mulkiyetinde kalmaya devam ederler. Efendi
yaln1zca onlann bzgur kllinma haklann1 iptal eden tasarruflan yapamaz. Bu hakk1
iptal etmeyen tasarruflan yapabilir. Bu ~una benzer; cariyesini bir ki~i ile evlendiren
efendi onu satabilir. c;:unku bu, kocan1n hakk1n1 iptal etmez. Arna efendi
ba~kas1yla evlendirdigi cariye ile cinsel ili~kide bulunamaz. ikinci bir ki~iyle de
evlendiremez. Burada hibe ve sat1~, ummu veled ve mudebber cariyenin hakkin1
iptal etmektedir. Bu nedenle efendi bu tasarruflan yapamaz. Diger tasarruflar ise
onlann bzgurluk hakk1n1 iptal etmediginden, efendinin bunlan yapmas1na engel
olunmaz.
Efendi onlan rehin olarak veremez. c;:unku rehin, borcun bdenmemesi
durumunda, alacakl1nin rehin olarak verilen ~eyin degerinden kendi hakk1n1 tahsil
etmesini gerekli k1lar. Halbuki ummu veledin mal olma niteligi (ekonomik degeri)
yoktur. Alacag1n, mudebberin degerinden tahsili de mumkun degildir. Cunku
alacag1n mali deger uzerinden tahsili, rehnin sat1lmas1yla olur. Halbuki mudebber
cariye sat1ma elveri~li degildir.
"Mi.idebberin i~ledigi cinayetin (diyeti gerektiren su~lann) bedeli
onunla (cinayetin diyeti ile) mi.idebberin degeri arasmda (ki miktar)
efendisi tarafmdan odenir".
c;:unku daha once tedbir yapllm1~ olmakla, cinayetin bedelini bdeyerek koleyi
magdurun elinden kurtanp kurtarmama konusunda se<;:im hakk1na sahip
olunmayacak bir tarzda kolenin su<;: kar~ll191 verilmesi imkan1n1 ortadan kald1rm1~t1r.
Mudebberin i~ledigi su<;:lann bir k1sm1 dogrudan, bir k1sm1 da neden olma (dolayl1)
yoluyla olmu~ olsa i~ledigi su<;:un yaln1z bir degeri odenir. c;:unku verilmesi
engellenmi~ olan yaln1z bir koledir.

Mudebberin telef ettigi ~eylerin odeme borcu ise onun kendi mulkiyetine
(rakabesine) ait bir bor<;:tur. Bu borcu odemek i<;:in <;:al1~mas1 gerekir. Biz bu
meselenin benzerini ummu veled konusunda a<;:1klam1~t1k.
Mudebbere kar~1 i~lenen cinayetlerde, kolelere kar~1 i~lenen su<;:lardaki
hukumler uygulan1r. c;:unku o, tedbirden sonra hala koledir.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
291
"Bir kimse, kolesine "sen mOdebbersin " veya "sana tedbir yapt1m" derse soyledigi
?ey gec;erli olur".
c;:onkO bu ifade ac;1kt1r. Efendinin bunu in?a veya nitelik (ihbar) kal1b1yla
soylemesi aras1nda fark yoktur.
"Nitekim tedbir sozOnO dogru olarak if ade edemeyen Arap olmayan bir ki?i bu
sozO soylese, mudebber yapml? olur [7/184]
Muhammed (rha)'in bu sozO, bu ifadenin c;okc;a kullan1lmas1 nedeniyle,
herkes taraf1ndan bilinen bir ?ey hOkmOnde olduguna i?aret etmektedir. Hi?am,
Muhammed (rh.a.)'ten ?Oyle rivayet etmi?tir: "Efendi, kolesine "sen benim
olOmOmden soma mOdebbersin" derse kole derhal mudebber olur" . Muhammed
(rh.a.) bununla, "sen benim olOmOmden soma ozgOrsOn" ifadesini, bu soz
c;ogunlukla bu maksat ic;in kullanilmas1 nedeniyle e?it kabul etmi?tir
"c;:ocuk ve delinin yapt1g1 tedbir ge\ersizdir. Bunlar ister mutlak olarak tedbir
yaps1nlar, isterse ergenlikten veya akl1n normal duruma gelmesinden somaya
baglas1nlar fark etmez".
c;:onkO onlarin yapt1g1 ozgOr kllma i?leminin kendisi gec;ersizdir. Ozgurluk
hakk1n1 sozle gerekli k1lmak da boyledir.
$afii (rh a )'in; "c;:ocugun yapt1g1 tedbir gec;:erlidir" diye bir gor0?0 vard1r.
c;:onkO ona gore tedbir bir vasiyettir. $afii (rha), \ocugun, ibadet anlaminda olan
vasiyetini gec;:erli gormektedir. c;:onkO vasiyetin gec;:erli olmas1, ki?inin vasiyet ettigi
?eye bir ihtiyac1 kalmad1g1nda olmaktad1r. $0reyh (rh a.) in hadisinde yer ald1g1na
gore, o, ergenlik c;:ag1na yakla?ml? \Ocugun vasiyetini caiz gormO?tOr. Ancak bu
hadis zay1ft1r. c;:onkO vasiyet teberrudur. Teberru ile ilgili i?lerde c;ocugun sozlO
tasarrufu gec;:ersizdir. Bu konuda $afii (rh.a)'in gor0?0 c;eli?kilidir. c;:onkO c;:ocugun
MOslOmanl1ga girmesi, hibe ve sadakay1 kabul etmesi tamamen onun c;:1karina
oldugu ha Ide $afii (rh a) bunlari ge\ersiz saymaktad1r.
Bize gore sarho? ve zorlanan1n (mOkreh) yapt1klar1 ozgur kllma gec;:erli oldugu
gibi, tedbirleri de gec;:erlidir. MOkatebin ozgOr kilmas1 ve tedbiri ise ge\ersizdir.
c;:onkO ozgOr k1lma ve tedbirin ge\erli olmas1 kole Ozerinde ger\ek mOlkiyetin
olmas1n1 gerektirir. Halbuki mOkatebin kendi kazanc1 Ozerinde ger\ekte mOlkiyeti
yoktur
"Kole veya mi.ikateb "ben ozgi.ir k1hrnnca, ozgl.ir k1hnmamdan sonra
malik olacag1m bl.itl.in koleler ozgurdl.ir" der, sonra da ozgi.ir k1hnarak bir
koleye malik olursa 0 kale ozgi.ir olur".
c;:onkO kole ya da mukateb, hOkOmlere muhatapt1r. Kendisi hakk1nda
baglay1c1 soz soyleme yetkisine maliktir. Ostelik o, ozgOr kllmay1 kole Ozerinde
ger\ekten mOlkiyetin ger\ekle?mesinden sonraya dayand1rilm1?t1r. Bu nedenle
yapt1g1 dayand1rma gec;:erlidir. MOlkiyet bulunduktan soma derhal ger\ekle?mi?
gibi olur.
292 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

"Mi.ikateb kole "gelecekte" veya "elli y1la kadar malik olacag1m bi.iti.in
koleler ozgi.irdi.ir" derse, sonra ozgi.ir k1hnip bir koleye malik olursa, Ebu
Hanife (rh.a.)'e gore bu kole ozgi.ir olmaz. Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a.J
ise ozgi.ir olacagm1 soylemi~lerdir".
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a.)' in deli Ii ~udur; mukatebin gelecekte iki tOr
mulkiyeti olabilir; bunlardan birisi azgur k1lmay1 kabul etmez. Bu kitabet akdi
devam ederken malik oldugu kalelerdir. Digeri ise azgur k1lmay1 kabul eder. Bu da
azgur ki11nd1ktan sonra malik olacag1 kalelerdir. Dolay1s1yla ki~inin mutlak olarak
kulland1g1 saz, bu iki tOr mulkiyeti de kapsar. Bu nedenle ilk meselede oldugu gibi
burada da, ger~ekten mulkiyetin bulunmas1 durumunda ger~ekle~tirilmi~ gibi olur.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a) buna, azgur birisinin "satin alacag1m butOn
kaleler azgurdur" demesine k1yas etmi~lerdir. Bu ifade ki~inin ba~kas1 i~in satin
ald1g1 kaleleri kapsamaz. Kendisi i~in ald1g1 kaleleri kapsar. Bu nedenle kendisi i~in
satin ald1g1 kaleler azgur olur.
EbO Hanife (rh a) ise ~ayle demektedir; Mukatebin, kitabet akdi devam
ederken malik oldugu ~eyler uzerindeki mulkiyeti ger~ek degildir (mecazidir).
Ozgur olduktan sonra malik oldugu kaleler Ozerindeki mulkiyeti ise ger~ektir. Tek
bir sazle ayn1 anda hem hakikat hem de mecaz kastedilemez. (unku mecaz, ba~ka
bir anlamda kullanilan (mustear) sazdur. Hakikat ise bayle degildir. Tek bir elbise
ayn1 anda bir ki~inin hem mulku hem de ariyet olamayacag1 gibi, hakikat ve
mecaz1n da tek bir sazde ayni anda birle~mesi du~unulemez. Bu ifadede ittifakla
mecaz kastedilmi~tir. Bu nedenle ki~i "gelecekte bir kaleye malik olursam" der ve
kitabet akdi devam ederken kaleye malik olursa bununla sayledigi sazun ge~erliligi
ortadan kalkar(yemini ~azulur). Ki~inin kast1 sazun mecaz anlam1 olunca ger~ek
anlam1 esas al1nmaz. Bu mecaz, kullanilmaktad1r. Dinde de Peygamber (s.a v )in ~u
hadisinde ge~tigi ~ekliyle yer almaktad1r: ... JLA '-1 j 1.i..:.,; t~ y "Ma/1 olan bir kimse
132
bir ko/eyi satarsa ... " . Bu mesele satin alma meselesinden farkl1d1r. (unku
ba~kas1 ad1na satin almak mecaz degil, kendisi i~in satin almak gibi akdin
hukumleri ile ilgili ~eyler a~1s1ndan hakikattir. Diger taraftan azgur k1lmak; azgur
kllanin buna ehil olmas1n1, azgur kil1nan1n da buna uygun olmas1n1 gerektirir. Eger
kale azgur k1linmaya uygun degilse, azgur kllma tasarrufu ancak mulkiyete veya
[7/185] onun nedenine dayand1nlmakla ge~erli olur. Ayni ~ekilde ki~i ~u an kale azgur
kllmaya ehil degilse azgur kllma tasarrufu ancak a~1k~a ehil alma durumuna -ki bu
da azgur k1l1nmadan sonrad1r- dayand1nlmakla ge~erli olur. Yukanda belirtilen
ikinci durumda bu bulunmad1g1ndan kalenin sazu, azgur k1lma beyan1 (icab1)
olmaz.

132
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/82; EbO DavOd, \care 44; Tirmiz1, BuyO' 25; Nesa1, BuyO' 76; lbn
Hibban, Sahih, Xl/289; Taberan1, el-Mu'cemO'/-kebir, Xll/284; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/311.
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
293

"Ki~i ba~kasmm cariyesine "sana malik oldugumda mlidebbersin" der,


cariye bir c;ocuk dogurduktan sonra bu ki~i onu satm ahrsa, c;ocuk
mudebber olmaz. Anne ml.idebber olur. Kay1ts1z olarak derhal
gerc;ekle~tirilen ozgur k1lmada da durum boyledir".

(unku 6zgur kllma ve tedbir statusu; ki~i, anne ve c;ocuguna malik olduktan
sonra onlara yonelir. Halbuki c;ocuk tedbirden once anneden aynlm1~t1r. Anneye ait
hukum, ondan aynlm1~ bulunan c;ocuguna gec;mez.
" Bir kimse, bir ki~iye"benim koleme tedbir yap (6zgur kll1nmasm1 61umumden
sonraya bagla)" dese o ki~i de koleyi ozgur kllsa bu 6zgur kllma gec;ersiz olur".
(unku 6zgur kllan ki~ i , emre ayk1nl1k yapm1~t1r. Bu durumda onun yapt1g1
tasarruf, emre uymak degil, kendi ba~ma yapilm1~ bir tasarruftur.
"Ki~i. bir c;ocuk veya deliye "istersen koleme tedbir yap" der ve o da
yaparsa bu gec;erli olur. Efendi ac;1kc;a "istersen" dedigi ic;in bu meclisle
kay1thd1r".
Bunun benzeri, 6zgur kllma ve bo~ama konulannda gec;mi~ti.
"Efendi, k61esinin mudebber olmas1 konusunda iki ki~iye yetki verir de onlardan
yalnizca birisi tedbir yaparsa bu gec;erli olmaz" .
<; unku efendi bu yetkiyi ikisine vermi~tir. Onlardan yaln1zca birisi bu nu
kullanamaz. Ancak efendi, " siz ikiniz benim bu koleme tedbir yap1n1z" derse,
onlardan birinin yapacag1 tedbir gec;erlidir. (unku bu meselede efendi her iki ki~iyi
de kendisi adma ifadede bulunmaya yetkili kllm1~t1r. Bir ki~inin ifadesi ile iki ki~inin
ifadesi e~ittir. Gbrmez misin efendi bu durumda onlar henuz tedbir i~lemini
gerc;ekle~tirmeden onlan bundan yasaklayabilir. Halbuki 6nceki meselede bunu
yapamaz.
"Ml.idebber cariyenin dogurdugu c;ocuk konusunda efendi ile cariye
anla~mazhga du~seler; efendi, cariyesine "sen c;ocugu tedbirden once
dogurdun" dese, cariye de "tedbirden sonra dogurdum" dese, efendinin
sozu kabul edilir".
<;unku kadm c;ocugunun ozgur alma hakk1na malik oldugunu iddia
etmektedir. Eger bunu kendisi ic;in iddia etseydi, efendi de inkar etseydi, efendinin
sbzu kabul edilirdi. (ocugu ic;in iddiada bulundugunda da sbz, yeminle birlikte
efendinin olur. Her iki tarafta tanik getirirse, cariyenin tan1klann1n tan1kl1g1 kabul
edilir. (unku bu delil digerinden fazla olarak kendisinin 6zgur oldugunu isbat
etmektedir.
"Mudebberin ozglir k1hnmas1, efendinin borcu odendikten sonra
kalan maim uc;te birinden hesap edilir. Bu nedenle efendinin mahnm
tumunu kaplayan bir borcu olsa, mudebber kole kendi degerini odemek
uzere c;ah~1r".
294 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit

c;:unku onun koleliginin geri dondurulmesi gerekir. Halbuki kolelik geri


~evrilemez. Bu durumda kolenin ~al1~mas1 yoluyla onun bedeli geri verilir. Eger
efendinin borcu yoksa, mudebber, efendinin oldugu gun var olan mal1nin u~te
birinden ozgur olur. Bu hususta; efendinin tedbiri sagl1kl1 iken yapmas1yla, olum
hastal1g1 durumunda yapmas1 e~ittir. c;:unku efendinin olmesinden sonra, kolenin
ozgur olmas1 nedeniyle ekonomik degerinin ortadan kalkmas1 daha once yaplian
tedbir nedeniyledir. Bundan dolay1 tedbir, efendinin oldugu gun malik oldugu
malin u~te birinden hesaplan1r.
"Ki~i kolesine tedbir yapsa, sonra delirip ardmdan bu ~ekilde olse,
kale efendinin mahnm uc;te birinden ozgur k1hnir".
c;:unku tedbir, efendinin akl1 saglam iken ge~erli olarak yaplim1~t1r. Daha
sonra akl1n1 yitirmesiyle ge~ersiz olmaz.
Ayni ~ekilde efendi "eve girdigim gun bu kolem mudebberdir" dese sonra da
delirse ve ard1ndan o eve girse, daha onceki sozle kole mudebber olur. c;:unku bu
soz, efendinin akl1 ba~1nda iken ge~erli olmu~tur.
Zufer ve Ebu Yusuf (rh a )'in ihtilaflarinda anlid1g1na gore gore; efendi, kolesine
[7/186] "ben olursem veya oldurulursem sen ozgursun" dediginde Zufer'e gore kole.
mudebber olur. c;:unku onun ozgur olmas1 efendinin mutlak olumune
baglanm1~t1r. Bu nedenle efendi nas1I olurse olsun kole ozgur olur.

Ebu Yusuf (rh a )'e gore ise bu kole mudebber olmaz. c;:unku efendi kolenin
ozgur olmasin1 iki ~eyden birine; olume veya oldurulmeye baglam1~t1r. Eger efendi
ozgur olmay1 olmeye baglam1~sa, olmek oldurulmekten farkl1 bir ~eydir. Efendinin
ozgur olmay1 iki ~eyden birine baglamas1, onlardan belirli birisini kastetmi~
olmas1na engel olur. Bu nedenle de kole mudebber olmaz. Efendi onu satabilir.
Hasan (b. Ziyad), Ebu Hanife (rh.a )'ten ~u ~ekilde rivayet etmi~tir: Efendi,
kolesine "ben oldugum ve y1kand1g1m zaman sen ozgursun" derse, kole
mudebber olmaz. c;:unku efendi kolenin ozgur olmas1n1 olume ve ondan sonra
ba~ka bir ~eye baglam1~t1r. Oldukten sonra y1kansa bile k1yasa gore ozgur olmaz.
c;:unku kole yaln1zca olumle ozgur olmay1nca, miras~1lara ge~mi~tir. Bu, t1pk1
efendinin "ben olursem ve eve girersem sen ozgursun" demesi gibidir. lstihsana
gore ise kole ozgur olur. c;:unku ki~i olumunun ardindan, miras~liar henuz koleye
malik olmadan once y1kan1r. Bu, efendinin ozgur olmay1 bir nitelikle olan olume
baglamas1 gibidir. Bu ~ekilde olum ger~ekle~ince kole efendinin mal1n1n u~te
birinden ozgur olur. Eve girme ise boyle degildir. c;:unku bu, olume biti~ik olarak
(olumun ard1ndan) meydana gelen bir ~ey degildir. Bu nedenle miras~liarin kole
uzerindeki mulkiyeti ger~ekle~ir.
Allahu Teala dogruyu en iyi bilir. Donu~ de ancak O'nad1r.
Koleyi Ozgiir Klima Kitabi. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 295
iKi Ki~iYE Ail OLAN KOLEYE TEDBiR YAPILMASI
EbO Hanife (rh a)'e gore iki ki~i aras1nda ortak olan bir koleye, sahiplerinden
birisi tedbir yapsa, kole sadece onun pay1nda mudebber olur. c;:unku O'na gore
tedbir bolunebilen bir tasarruftur. Eger tedbir yapan ki~i zengin ise diger ortag1n
be~ sei;enegi vard1r;

O da kendi pay1nda tedbir yapabilir. c;:unku onun kendi pay1 uzerindeki


mulkiyeti devam etmektedir. Boyle yaparsa kole iki ortak aras1nda mudebber
olmu~ olur.

Kendi pay1nda mulkiyeti devam ettigi ii;in, onu ozgur k1labilir.


Koleyi i;al1~t1rabilir. c;:unku onun pay1 mudebber tarafindan hapsedilmi~
gibidir. c;:unku bu ortak art1k sat1m vb. ~ekilde kendi pay1nda tasarrufta
bulunamaz.
Kendi pay1n1 tedbir yapan ortaga odetebilir. c;:unku tedbir yapan ki~i zengin
oldugu bir durumda, diger ortag1n pay1n1 bozmu~tur Bu ozgur k1lmaya benzer.
Dilerse de koleyi bulundugu durum uzere b1rak1r. <:;:unku mudebberin kendi
pay1 uzerindeki mulkiyeti devam etmektedir. Bu nedenle onun ortag1 da kendi pay1
uzerinde mulkiyetini devam ettirebilir. Ancak ortaklardan birisi koleyi ozgur k1larsa
durum boyle olmaz.
Tedbir yapan ortak fakir ise, tedbir yapmayan ortak kendi pay1n1 ona
odetemez. Bu durumda belirttigimiz diger dort sei;enekten diledigini yapma
hakk1na sahiptir.
Tedbir yapmayan ortak, zengin oldugu durumda kendi pay1n1 ozgur kilarsa
tedbir yapan ortak ~unlardan diledigini yapma hakk1na sahip olur:
Ona kolenin mudebber olarak fiyat1nin yans1n1 odettirebilir.
Dilerse koleyi bu miktar ic;in c;al1~tirn.
Dilerse koleyi ozgur kllar.
c;:unku tedbir yapan ki~i, bu tasarrufundan sonra kendi pay1nda mulkiyetini
[7 /187]
devam ettirme imkan1na sahip idi. Halbuki diger ortak kendi pay1n1 ozgur k1larak
bu mulkiyeti bozmu~tur. Bu nedenle digeri zengin ise tedbir yapan ona odetebilir.
O da odedigi bedel ic;in koleye ba~vurur (rucu eder). Bu sec;eneklerden hangisini
sec;erse sei;sin ozgur olan kolenin velas1, aralannda ortakt1r. c;:unku tedbir yapan
ki~i, yapm1~ oldugu tedbirle kendi pay1 uzerinde iptale ai;1k olmayacak bir tarzda
velay1 hak etmi~tir. Bundan sonra ortagina odetse bile, onun kole uzerindeki
mulkiyeti ortag1na gec;mez. c;:unku mudebber, birinin mulkiyetinden digerininkine
gec;mez. Odeyen ortag1n, odedigi para ic;in koleye rucO etmesi; onun kendisine
odeten ki~inin yerini almas1 itibanylad1r. Malik olmas1 itibanyla degil. Bu nedenle
kolenin velas1 ikisine ait olur.
296_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
ikinci ortak onu ozgur kilmasa fakat tedbir yapan ki~iye kendi pay1n1 odetse
kolenin tUmu tedbir yapan ki~iye ait olur. c;:unku diger ortag1n pay1 mudebber
degildir. Odetmek suretiyle ona da malik olur. Bu ki~inin durumu kolesinin yansin1
mudebber yapan ki~iye benzer. Bu kolenin yans1 mudebber olur. Diger yans1 ise
olmaz.
ikinci ortak digerine odetmese fakat kendi pay1n1 odemesi i~in koleyi
~al1~t1rsa, bu ~al1~ma ile onun pay1 hukmen ozgur olur. Tedbir yapan ki~i de se~im
hakk1na sahip olur; dilerse kendi pay1n1 ozgur kilar, dilerse kendi pay1n1 odettirmek
i~in koleyi ~ail~t1nr. Diger Ortaga kendi payin1 odettiremez. Ozgur k1lmada ise,
boyle degildir. c;:unku diger ortag1n koleyi ~al1~t1rmas1 bunun tedbir yapmas1
nedeniyle olmu~tur. Bu, tedbir yapilan kolenin r1zas1yla yap1lm1~ bir ozgur klimad1r.
Bundan dolay1 bu nedene dayanarak odettirme hakk1na sahip olmaz. Diger ortak
kendiliginden koleyi (koledeki pay1n1)6zgur klisa, bu ozgur k1lma, diger ortagin
koleye tedbir yapmas1yla olmaz. Dolay1s1yla ozgur kilmayan ortak dilerse digerine
kendi pay1n1 odetebilir. Bu, Ebu Hanife (rh a)'in goru~udur.
Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise ortaklardan birisi koleye tedbir
yap1nca kolenin tUmu mudebber olur. Tedbir yapan ki~i, zengin olsun, fakir olsun
diger ortag1n pay1n1 oder. c;:unku onlara gore tedbir i~lemi, bolunme kabul etmez.
Bu nedenle tedbir ya pan ki~i ortaginin payina malik olmu~ olur.
Mualla, Ebu Yusuf (rh a )'ten ~unu rivayet etmi~tir: "Tedbir ya pan ki~i fakir ise
mudebber kale degerinin yans1 i~in ~al1~1r. Bu ~al1~ma odeme i~in degil, kendisine
malik alma nedeniyledir". Ebu Yusuf (rh a) burada mudebber yapma ile um mu
veled yapma aras1ndaki farka i~aret etmektedir. Nitekim bu meselenin benzerinde
Ebu Yusuf (rh a )'ten ~u ~ekilde rivayet etmi~tik: Ommu veledin ~al1~ma borcu,
odeme ~eklinde olan bir ~al1~mad1r. c;:unku onun, efendisinin borcu i~in ~al1~mas1
gerekli degildir. Arna mudebberin ~al1~ma borcu, mulk i~in olan bir ~al1~mad1r.
Bunun anlam1 ~udur; mudebberin kazanc1 efendisine aittir. Bu nedenle de onun
borcuna odenir. Gormez misin mudebber, efendisinin olumunden sonra onun
borcu i~in ~al1~mak zorundad1r. Arna ummu veled ~al1~mak zorunda degildir.
lbn Ebu Leyla ~oyle demi~tir: "Ortaklardan birisi koleye tedbir yapt1ginda diger
ortak kendi payin1 ona satabilir. c;:unku tedbir yapmayan ortak, tedbir yapmas1na
gerek olmaks1z1n kendi pay1nda mulkiyetini devam ettirme hakk1na sahip
oldugundan, tedbirin onun pay1n1 etkilemedigi anla~1l1r. Bu nedenle de kendi
pay1n1 satabilir".
Biz ise ~oyle diyoruz: Tedblr ile, kolenin bir k1sm1nda ozgur alma hakk1 sabit
olur. Bu da ger~ek ozgur klima gibi, sat1~a engel olur.
ibn Ebu Leyla ~unlan da soylemi~tir: "Ortaklardan birisi koleye tedbir yapar,
sonra diger ortak kendi pay1n1 ozgur kliarsa tedbir ge~ersiz olur. Ozgur k1lma
ge~erli olur". Bu hukum, onun "ozgur k1lma bolunemez" prensibine
Koleyi Ozgiir Klima Kitabt. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 297

dayanmaktad1r. Bu nedenle mi.ldebbirin yapt1g1 tedbir gec;ersiz olur.ozgi.lr kilan,


zengin ise mi.ldebbirin pay1n1 oder.
Biz ise ~oyle diyoruz: Tedbir yapan ki~i, iptali mi.lmki.ln olmayacak tarzda
kendi pay1 Ozerinde vela hakk1na sahip olmu~tur. Bu, diger ortagin koledeki pay1n1
ozgi.lr k1lmas1yla gec;ersiz duruma gelmez.
"Bir cariyeye ortak olan iki ki~i "sen bizim oli.lmi.lmi.lzden sonra ozgi.lrsi.ln" deseler
cariye mi.ldebbere olmaz".
Ci.lnki.l onlardan her birinin payin1n ozgi.lr olmas1, mutlak olarak kendi
oli.lmi.lne baglanmam1~t1r. Aksine ikisinin oli.lmi.lne baglanm1~t1r. Bu, ortaklardan [7/188]
her birinin cariyeye "sen benim ve falancan1n oli.lmi.lnden sonra ozgi.lrsi.ln"
demesine benzer. Bu durumda cariye mi.ldebbere olmaz. Ancak ortaklardan birisi
oli.lnce diger ortagin pay1 mi.ldebber olur. Ci.lnki.l onun pay1n1n ozgi.lr olmas1 o
anda, mutlak olarak kendisinin oli.lmi.lne bagl1 duruma gelmi~tir. Olen ortag1n pay1,
onun kendi mirasc;ilarina gec;en bir miras olur. Ci.lnki.l o cariyenin ozgi.lr k1l1nma
ko~ulu onun olmesiyle tamam olmam1~t1r. Sonra eger hayatta olan ortak zengin
ise, t1pk1 kendi pay1nda ~u an tedbir i~lemini yapmas1 gibi, mirasc;ilar EbO Hanife
(rh a )'in gori.l~i.l Ozere be~ sec;enek aras1nda sec;im hakk1na sahip olurlar.
Eger "Hayatta kalan ortak nasil digerinin pay1ni odeyebilir? Ci.lnki.l o oli.lni.ln
de kendisine yard1m ettigi bir nedenle kendi pay1nda tedbirde bulunmu~tur.
Mirasc;1lar bu konuda oli.lni.ln halefleridir" denirse; Buna ~u ~ekilde cevap veririz:
Evet, mirasc;ilar olen hakkinda sabit olan ~eyler bak1m1ndan onun halefleridir.
Oli.lmden once ise tedbir iki ortaktan hic;birisi hakk1nda sabit degildi. Olenin pay1
mirasc;ilara gec;tikten sonra sag kalan ortak hakk1nda tedbir sabit olmaktad1r. Bu
nedenle mirasc;ilar diger ortaga olenin pay1n1 odettirebilirler.
"lki ki~i tarafmdan mi.idebber k1hnm1~ bir cariye; ortaklardan birisi
oldi.igi.inde olenin pay1 ozgi.ir olur. Cariye digerinin paym1 odemek ic;in
c;ah~1r. Sag kalan ortagm olenin terekesine odettirme hakk1 yoktur".
Ci.lnki.l cariyenin ozgi.lr olmas1, her iki ortag1n raz1 oldugu tedbir nedeniyle
olmu~tur. Ancak sag kalan ortag1n pay1 tedbirden sonra degerli bir mal olmaya
devam ettigi ic;in, kad1n taraf1ndan hapsedilmi~ olur. l~te kad1n bunun ir;in onun
pay1ni odemek Ozere c;al1~1r.
Cariye c;ah~arak sag olanm paym1 odemeden once o da oli.irse, eger
malmm i.ic;te biri buna yetiyorsa onun pay1 da ozgi.ir olur".
EbO Hanife (rha)'e gore cariyenin c;al1~ma borcu di.l~er. Ci.lnki.l kad1n c;al1~arak
odemedigi si.lrece onun pay1, kendisinin mi.llkiyetinde devam etmekte idi. Bu
nedenle kad1n, o oli.lnce mal1n1n i.lc;te birinden ozgi.lr olur.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise kad1n1n c;al1~ma borcu di.l~mez.
Ci.lnki.l onlara gore ozgi.lr k1lma boli.lnemez. Birinci ortagin olmesiyle cariyenin
ti.lmi.l ozgi.lr olmu~ olur. Cal1~arak diger ortag1n pay1ni odeme onun borcu olur.
Diger efendinin olmesiyle bu bore; di.l~mez.
ll2 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
degildir. Bunlarda bzgur k11inman1n nedeni bunlarla efendi aras1nda biri birinden
dogmu? olma, birbirinin pari;:as1 olma ili?kisinin bulunmas1d1r. Diger taraftan
karde~ler aras1ndaki yak1nl1k, hukum bak1mindan amca ogullan aras1ndaki yakinl1k
gibidir. Bu nedenle onlann birbiri lehine tan1kl1g1 kabul edilir. Birbirlerine zekat
vermeleri caizdir. Aralannda k1sas uygulanir. Karde~lerden her biri digerinin kans1
ile (karde?i bldukten veya onu bo~ad1ktan sonra) evlenebilir. Dinleri farkl1
oldugunda, karde~lerin biri, diger karde~ten nafaka almaya hak kazanamaz.
Karde?ler birbiri ile mukatebe yapamazlar. ButUn bu hukumlerde ana baba ile
i;:ocuklar karde?lerden farkl1dir. Birbiriyle evlenme meselesinin bu konu ile ilgisi
yoktur. ~unku evlenmenin haram olmas1; "k1z karde~" ve "k1z" olma ismi
nedeniyledir. Akrabal1k nedeniyle degil. Gbrmez misin sut yoluyla evlenme yasag1
sabit olur. Arna akrabal1k sabit olmaz. Bundan dolay1 akrabal1gin yak1n veya uzak
olmas1 haraml1k konusunda muteber degildir.
Biz Hanefllerin bu konudaki delili ise lbn Abbas (r a )'tan rivayet edilen ?U
hadistir. Bir adam Peygamber (s.a.v )'e gelerek, "Ya ResGlullah, ben karde?imi
i;:ar?1da satll1rken buldum. Onu bzgur kllmay1 isteyerek onu satin ald1m" dedi .
Peygamber (s a.v.) de ona,

"Onu zaten Allah ozgur ki/mt~" 74 buyurdu.


Bu konudaki akli deli! de ?Udur: Evlenme yasag1 ile peki?mi? bulunan
akraballk; ana, baba ve i;:ocuklarda oldugu gibi, malik olmakla bzgur kll1nman1n
illetidir. ~unku iyilik etme (s1la, lutufkarl1k, ihsan) ve evlenmenin haram olmas1 ile
171711 peki?mi? akrabal1k yoluyla olan bu bzgur k1l1nman1n, iyiligi hak etme konusunda
bir etkisi vard1r. ~unku ki?inin karde~ine iyilik etmesi (sllay1 rahimde bulunmas1)
farzd1r. Onunla ili?kiyi koparmas1 haramd1r. Gbrmez misin Allahu Teala ?U ayette
akraba ile ilgiyi kesmeyi laneti gerektiren ?eylerden birisi kllm1?t1r.

~I µ.~•l if.
: .J1
,
.£lJ, J l r! <:-~1.>-·tJ 1y..W;- · ·\11
- J tJ!' J
j I
'-:!"" J
Ll
-
0t 1-Y
!!,\ -: 01~ 1; !·- -c. ur
b}.."/'
~ ~.)~t ~lj ~t
"Geri donerseniz, yeryuzunde bozgunculuk yapmaya ve akrabaltk baglannt
kesmeye donmu~ olmaz m1s1mz? /~te, bunlar, Al!ah'm kendilerini lanetledigi, sagtr
k1/d1g1 ve gozlerini kor ettigi kimselerdir" (Muhammed 47/22,23). Peygamber (s.a.v.)'de
?byle buyurmu?tur:
,
~Ji~ j ,! ~ j~ ~;JI~~~~ Q1~t~ ~)\;

74
Darekutn1, Sunen, IV/129; BeyhakT, es-Sunenu'/-kubra, X/290; ZeyleT, Nasbu'r-raye, 111/289.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
299
onun da nesebini iddia ederse belirttigimiz nedenle \ocuk onun olur. Nesep iddias1
ile diger ortag1n pay1n1 telef ettigi i\in \ocuk mudebber sayilarak yan degerini ona
oder. lkinci defa cinsel birle~me dolay1s1yla kendisine yine ukr'un yans1 gerekli olur.
c;:unku diger ortag1n pay1 onun mulkiyetinde kalmaya devam etmektedir. Ki~inin
bu payda cinsel birle~mede bulunmas1 kendi mulkiyeti d1~1nda meydana gelmi~tir.
c;:ocugun velas1 iki ortaga ait olur. c;:unku \ocuk, ikisine ait bir mudebber olarak
anas1ndan dogmu~tur. Ortaklardan her birisi kendi pay1 uzerinde vela hakk1n1
kazanm1~t1r . Bu nedenledir ki, onlar lehine sabit olan vela itibanyla, o \Ocuk bir
cinayet i~lediginde bunun diyeti o iki ortag1n akilesine 133 ait olur. c;:unku nesep ile
vela aras1nda bir ayk1nl1k yoktur.
Cariye bundan sonra bir \ocuk daha dogursa ve bu sefer diger ortak \ocugun
nesebinin kendisine ait oldugunu iddia etse, onun cariyenin yans1 uzerindeki
mulkiyeti devam ettigi ve nesebe de ihtiyac1 oldugu i\in onun iddias1 kabul edilir.
c;:ocuk ona ait olur. lkinci \ocugun nesebi, bir iddiada bulunmad1k\a ilk \Ocugu
iddia eden ki~iye ait olmaz. c;:unku mudebber cariye o ki~inin cinsel ili~ki kurmas1
helal birisi degildir. Ortakl1k nedeniyle ki~inin onunla birle~mesi kendisine
haramd1r. Bu nedenle \ocugun nesebi diger ortaga ait olur. 0 ortak ukr'un yans1n1
ve \Ocugun mudebber olarak degerinin yans1n1 oder. Muhammed (rh.a.)'in ukr'un
yansin1 odemeyle ilgili olarak and1g1 hukum, her u\ imam taraf1ndan da ittifakla
kabul edilen hukumdur.
c;:ocugun degerinin yans1nin odenmesi ise Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a )'in
goru~udur. Onlann delili ~udur; ilk \Ocugun nesebini iddia eden ortag1n ikinci
\ocuk uzerindeki pay1, onun anas1 uzerindeki pay1 gibidir.
Ebu Hanife (rh a )'e gore ise um mu veledin koleligi bir degere sahip degildir.
Bu nedenle ona gore ortak, \Ocugun nesebini iddia etmekle \ocugun degerinden
bir ~ey odemez. Sonra bu cariye her ikisinin de ummu veledi olur. c;:unku o iki
ortaktan her birinin cariyeden \Ocugu olmu~tur. Onlardan her birinin kendi
pay1nda kad1n1 ummu veled kilmas1 ge\erlidir.
Ortaklardan birisi oldugunde Ebu Hanife (rh a )'e gore cariye ozgur olur. Sag
olan ortagin pay1n1 odemek i\in \al1~maz.
Ebu Yusuf ve Muhammed'e gore ise sag olan ortak i~in degerinin yansin1
odemek uzere ~al1~1r. Bu konunun a~1klamas1 daha once ge~mi~ti.

133
Ak1le I illWI : Sbzluk diyet manas1na olan "akl" tOremi~ bir kelime olup "diyet bdeyen topluluk"
anlamina gelir. Dini bir terim olarak; bir kas1t olmaks1z1n i~lenen cinayetin diyetini bdemekle
yukumlu olan ki~ilerdir. Bunlar genelde katilin, kab11e ve a~iret gibi mensubu bulundugu topluluk
fertler veya suc;lunun da aralarinda bulundugu bir kutOkte yaz1l1 olanlard1r. Bir birlik sancag1 alt1nda
hareket eden, belli bir kutOkte yazil1 olan beli rli maa~ veya prim alan, muharip s1nif1ndan olan
kimselerin hepsi aklle olur. Bunlann hic;biri yoksa hazine akile i~levi gorur.
3DD_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
"lki ki~i arasinda ortak olan bir mudebber cariye bir c;:ocuk dogursa ve ortaklardan
birisi c;:ocugun nesebini iddia etse, sonra da diger ortak olse, tedbir nedeniyle olen
ortagin cariyedeki pay1, mal1n1n uc;:te birinden ozgur k1l1n1r".
EbG Hanife (rh a )'e gore, c;:ocugun babasin1n cariyedeki pay1 da, kad1n1n
c;:al1~mas1na ihtiyac;: olmaks1z1n ozgur olur. c;:unku onun pay1 ummu veled olmu~tur,
EbG Hanife'ye gore ummu veledin c;:all~ma borcu yoktur.
c;:ocugun babas1 olurse, onun pay1, kendisinin mal1n1n tUmunden ozgur k1l1n1r.
Kad1n diger ortaga ait olan pay1, mudebber niteligiyle olan degerinin yansin1
odemek ic;:in c;:all~1r. c;:unku diger ortag1n pay1 mudebberdir. Ommu veled degil.
Mudebberin ise borcunu odemesi ic;:in c;:al1~mas1 gerekir. Bu mesele ile
anla~ilmaktad1r ki EbG Hanife (rh.a.)'e gore, ummu veled k1lma bolunmeyi kabul
[7/190)
etmektedir.
"iki ki~i arasmda ortak olan bir mudebber cariye bir c;;ocuk dunyaya
getirse, ortaklardan her biri digerinin c;;ocugun nesebini iddia ettigine
tarnkhk etseler, ama her ikisi de nesep iddiasm1 inkar etseler c;;ocuk ozgur
olur".
c;:unku onlar c;:ocugun ozgur oldugu konusunda birbirini tasdik etmi~lerdir.
Hak ikisinindir. Onlann d1~inda degildir. c;:ocugun c;:al1~mas1 da gerekmez. c;:unku
ortaklardan her biri c;:ocugu c;:al1~maktan aklay1p kurtarmakla (ibra etmekte) ve
c;:ocugun aslen ozgur oldugunu iddia etmektedir. Cariye ise iki ortaga ait olur.
Onlara hizmet etmeye devam eder. c;:unku o, onceden onlann ikisine ait
mudebbere idi, ikrarlanndan sonra da bu ~ekilde kalmaya devam eder.
Ortaklardan birisi olurse, mudebberlik nedeniyle, onun cariye uzerindeki pay1,
mal1n1n uc;:te birinden ozgur k1l1nir. Cariye diger ortag1n pay1n1 odemek ic;:in c;:al1~1r.
c;:unku olenin yapt1g1 tan1kl1kla sag olan1n pay1nda ummu veled olma niteligi sabit
olmam1~t1r. 0 bunu inkar etmekte idi. $u durum bundan farkl1d1r; dogan c;:ocugun
annesi mudebber olmazsa, ortaklardan birinin olumunden sonra digeri ic;:in
c;:al1~mas1 gerekmez. c;:unku diger ortak cariyenin c;:al1~mas1n1 istememekte ve o
cariyenin, olen ortag1n ummu veledi oldugunu, onun olumunden sonra ozgur
kil1nd1g1n1 iddia etmektedir. Onun odeme hakk1 diger ortak uzerine bir borc;:tur. Bu
nedenle kad1nin c;:al1~mas1n1 isteyemez.
"Cariyenin iki ortagmdan birisi diger ortagm, cariyeye tedbir yapt1gm1
(ozgur k1hnmasm1 olumune baglad1gm1) iddia etse, digeri de bunu inkar
etse, kadm sat1lmaz. Hibe edilmez. Mehir olarak verilemez. c;unku tarnkhk
yapan ortagm bu tarnkhg1yla kadmm durumunda bir ~uphe meydana
gelmi~tir.

c;:unku tan1g1n tan1kl1g1 kendisi bak1m1ndan dogru olarak kabul edilir.


Ortaklardan birisinin tedbir yapt1g1 bilinse idi, bundan sonra cariye sat1lamazd1.
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _301

Ortaklardan birisinin tan1kl1k yapmas1 durumunda da boyledir. Bu ~ekildeki


tan1kl1kla,ozgur kild1g1na tanikl1k etmesi hukum bak1m1ndan e~ittir.
Tan1kl1k yapan ortak olurse, cariye, onun mirasc;llan ile aleyhine tanikl1k
yapllan ki~i arasinda, onceden oldugu gibi cariye olmaya devam eder. (unku EbQ
Hanife (rh a )'in goru~une gore tan1g1n pay1, her iki ortag1n da ittifak1yla mudebber
degildir. Bu nedenle onun yerini olumunden sonra mirasc;llan al1r. Aleyhine tan1kl1k
yapilan ki~i olurse cariye ozgur olur. Degerinin tUmu ic;in c;al1~1r. (unku tan1k, diger
ortag1n pay1n1n onun olumu esnas1nda ozgur k1l1nm1~ oldugunu ikrar etmektedir.
Bu iddias1yla o cariyenin koleligini bozmaktad1r. Aynca aleyhine tan1kl1k yapilan
ki~inin mirasc;ilan tanig1n yalanc1 oldugunu soylemektedirler. Bu durumda cariye
(jzerinde mulkiyetin devam ettirilmesi imkans1z duruma gelmi~ olur.
Biz (EbQ Yusuf ve Muhammed) ise ~oyle demekteyiz: Diger ortak cariyeyi,
kendi payin1n degeri kar~il1g1nda c;al1~t1rabilir. Tan1k "ortag1m1n olmesiyle onun pay1
ozgur oldu. Ben kendi pay1m ic;in onu c;al1~t1rabilirim" der. Bu nedenle cariye
kendisinin tUm degerini bdemek ic;in c;al1~1r. Bu deger iki ortaga aittir.
Ortaklardan her biri, digerinin tedbir yapt1g1na tan1kl1k etse, onlardan her
birinin iddias1 kendisi bak1m1ndan gec;erli oldugu ic;in, kad1n onlann aras1nda
mudebber olur. Onlardan hangisi olurse kad1n, degerinin ti.lmunu olenin
mirasc;1lanna ve sag olana odemek ic;in c;al1~1r. (unku belirttigimiz gibi ortaklardan
her biri cariyenin kendi pay1 ic;in c;al1~mas1 gerektigini ve diger ortag1n pay1n1n onun
olumu veya ortag1n1n ikranyla ozgur oldugunu ikrar etmektedir.
"Ortaklardan biri koleyi ozgur k1lar, sonra diger ortak tedbir yaparsa
Ebu Hanife (rh.a.)'e gore tedbir ge~erlidir".
(unku onun pay1, kendisinin mulku olarak kalmaya devam etmektedir. Onun
tedbir yapmas1 diger ortag1 odemeden kurtarmak, kolenin c;al1~mas1n1 istemek
olur. Bu nedenle kale mudebber olarak degerinin yans1n1 odemek ic;in c;al1~1r.
(unku tedbirin eksikliginin miktan, onun tedbiri bizzat yapmas1 ve velay1 elde
etme nedenini kazanmas1 ile meydana gelmi~tir. Bu nedenle kale, mudebber
olarak hesaplanan degerinin yans1 ic;in c;al1~1r.
"0~ ki~iye ait bir kolenin ortaklanndan birisi kendi paymda tedbir (7/191]
yapsa, diger ortaklardan biri zengin olup, kendi paymm yansm1 ozgur
k1lsa, tedbir yapan ki~iyi odemekten aklam1~, kurtarm1~ olur".
(unku o pay1nin tUmunu ozgur k1lsa idi, diger ortag1 odemekten kurtarm1~
olurdu. Bir k1sm1n1 ozgur k1ld1g1nda da durum boyledir. (unku onun pay1n1n bir
k1sm1n1 odetme hakk1 yoktur. Sonra kale pay1nin kalan k1sm1n1 ona odemek ic;in
c;al1~1r. (unku onun pay1 tam bir kale konumundad1r. Bilindigi gibi kolesinin bir
k1sm1n1 ozgur k1lan bir ki~i Ebu Hanife (rh.a.)'e gore kalan k1s1m ic;in koleyi
c;al1~t1rabilir. 0 ~oyle demi~tir: Tedbir yapan ki~i isterse, kolenin mudebber olarak
hesaplanan degerinin uc;te birini odetir. isterse bu miktar ic;in koleyi c;al1~t1m.
302 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsut

c;:unku ortaklardan birisinin kendi payin1n bir k1sm1n1 ozgur k1lmas1yla, bu ortag1n
kole uzerindeki pay1nda mulkiyetini devam ettirmesi imkans1z duruma gelmi~tir.
Bu, bir ortai'.j1n pay1nin tUmunu ozgur kllmas1 nedeniyle, diger ortag1n kendi
payinda mulkiyetini devam ettirmesinin imkans1z olmas1 gibidir. O~uncu ortak ise;
tedblr yapan ortak, zengin ise ona odetebilir. lkinci ortaga odetemez. c;:unku
tedblr yapan ortak, daha once yapt1g1 tedbir ile u~uncu ki~iye odemeyi
bor~lanm1~t1r. Bu durumda onun pay1 odeme ile yalnizca tedbir yapan ortaga
ge~er. Kendisinden meydana gelen neden (tedbir) iptale a~1k degildir. c;:unku
tedbir ile kole ozgur olmay1, tedbiri yapan da vela hakk1n1 elde eder. lkinci ortag1n
ozgur kllmas1yla bu hak ge~ersiz olmaz. Bu nedenle u~uncu ortak, ikinci ortaga
odetemez. Ancak tedbir yapan ortaga odetebilir. Tedbir yapan ortak da odedigi
bedeli koleden tahsil edebilir. Kendi pay1 i~in kolenin ~al1~mas1n1 istedigi gibi, bu
bedel i~in de ~al1~mas1n1 ister. c;:unku bu ki~i odemek suretiyle, u~uncu ortagin
payina malik olmu~tur.
"ikinci ortak, i.i~i.ind.isi.i tedbir yapana odetinceye kadar ozgi.ir kilmasa,
sonra ozgi.ir kilsa; zenginse tedbir yapan ortak kolenin degerinin i.i~te
ikisini odetir. Bunun i.i~te biri, mi.idebber iken olan degeri, i.i~te bir de
mi.idebber degilken olan degeridir.
c;:unku o odemekle u~uncu ortag1n payina tedbir yapilmam1~ olarak malik
olur. Sonra ozgur kllan1n fiili vard1r. Bu nedenle tedbir yapan ortak bu fiile (ozgur
kilma) itibarla kendi pay1nin tUmunu, her u~te biri kendi niteligine gore olmak
uzere ona odetebilir. Daha onceki mesele ise boyle degildir. c;:unku o meselede
ozgur kilanin yapt1g1 ozgur k1lma, tedblr yapan ortak diger ortag1n payin1 odeyerek
ona malik olmadan once meydana gelmi~tir. Bu nedenle tedbir yapanin ozgur
kllma fiiline itibarla, u~uncu ortai'.jin pay1nin dei'.jerini odetemez. Sonra ozgur kllan
ki~i, tedbir yapana odedigi miktari koleden tahsil eder. Bu da kolenin degerinin
u~te ikisidir. Velan1n u~te biri (pay1n1n ozgur k1ld1g1 kadari) ozgur k1lanin, u~te ikisi
ise tedbir yapan1nd1r. Tedbir yapan1n kendi pay1nin miktari olan u~te birde bir
kar1~1kl1k yoktur. c;:unku tedbir yapan, tedbir nedeniyle u~te birin velas1n1 hak
etmi~tir. O~uncu ortag1n pay1na gelince; bu pay ancak tedbir yapan koleye
ge~ebilirdi. Ona ge~tikten sonra, u~uncu ortak kendi payin1 ozgur kllana odetmi~
olsa bile, bu pay ozgur kilana ge~mez. Gormez misin u~uncu ortag1n ozgur kllana
odetme hakk1 yoktur. Eger bu payin bir ~ekilde ona nakli caiz olsayd1, u~uncu
ortak ona odetebilirdi. Bu payin ozgur k1lana ge~emeyecegi anla~1l1nca, onun
mudebberin pay1ndan ozgur oldugu ortaya ~1kar. Bu nedenle velan1n u~te ikisi
tedbir yapana ait olmaktad1r. Gormez misin kole iki ki~iye ait olup da onlardan
birisi kendi pay1nin u~te birinde tedbir yapsa, digeri de kendi pay1nin tUmunu
ozgur k1lsa idi tedbir yapan ortak bzgur k1lana-eger zengin ise- kendi pay1n1
odetebilirdi. Ki bu pay da kolenin degerinin yar1s1d1r. Onun u~te biri mudebber,
u~te ikisi ise mudebber degildir. Ozgur kllan ortak odedigi bedeli koleden tahsil
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 303

eder. Vela, ozgur krlanla tedbir yapan aras1nda yarr yarrya ortak olur. c;:unku tedbir
yapan ortak, kendi pay1n1n bir k1sm1nda tedbir yap1nca onun pay1n1n bir k1sm1
ozgur olmu~tur. Diger ortag1n odemesiyle bunun pay1ndan hi~ bir ~ey i:izgur krlana
ge~mez. (Kole iki ki~iye ait oldugunda boyle oldugu gibi) bizim anlatt1g1m1z
meselede de durum boyledir.
Ki~i "bu koleden herhangi bir ~eye malik olursam o benim olumumden sonra
ozgurdur" deyip sonra da ba~ka bir ki~i ile birlikte o ki:ileye malik olsa, kendisinin
[7/192]
ki:iledeki pay1 mudebber olur. c;:unku bir ko~ula baglanan ~ey, ko~ulun bulundugu
esnada ger~ekle~mi~ sayrl1r.
EbO Hanife (rh.a.)'e gore ortag1 ona odetemez. Bu hususta tedbir yapmakla,
derhal ozgur krlmak e~ittir. Bu mesele daha once ge~en; iki ki~i bir kale satin al1p
da, kolenin onlardan birinin akrabas1 olmas1 meselesinin bir dal1, ~ubesidir (fer'idir).
EbO Bekr er-Razl (el-Cessas) ~oyle dedi: "Bu bir yanrlmad1r. c;:unku burada
mulkiyet ozgur olman1n nedeni degil,ko~uludur. Koleye k1rba~ vurma meselesinde
oldugu gibi, ortaklardan birinin ko~ulu yerine getirmesi, onun odetme hakk1n1
du~urmez. Boyle olunca, onun ko~ulun yerine gelmesine yard1m etmesi veya ona
raz1 olmas1 nasrl odetme hakk1nr du~ursun ki?".
Ancak biz ~oyle diyoruz: Muhammed (rh a )'in kitapta (Mebsut'ta) and1g1 ~ey
dogrudur. c;:unku bu, neden anlam1nda olan bir ko~uldur. c;:unku bu, ki~inin ozgur
olmay1 bir ko~ula baglamas1n1 ge~erli duruma getirmektedir. $6yle ki; ki~inin malik
olmad1g1 bir ~eyi krlmay1 bir ko~ula baglamas1, ozgur k1lmay1 mulkiyete
dayand1rmad1k~a ge~erli degildir. Gormez misin ki~i bu kolenin ozgur olmas1n1
veya tedbirini ba~ka bir ko~ula baglasa idi bu ge~ersiz olurdu. Bu ko~ul, nedeni
ge~erli bir duruma getirince, ko~ul nedenin tamamlay1c1s1 hukmunde olur. Ki~inin
bu konuda digerine yard1m etmesi odetme hususundaki hakk1nr du~urur. K1rba~la
vurma meselesi ise bundan farkl1d1r.
Eger "Durum boyle olsayd1 ~oyle denilmesi gerekirdi: ki~i ba~kas1nrn kolesine
"sana malik oldugumda sen ozgursun" deyip sonra kefaret niyetiyle onu satin
alsa, t1pk1 yak1n1n1 satin almas1nda oldugu gibi, kefaret olarak yeterli olur. Halbuki
bu ittifakla caiz degildir" denilirse; buna ~u ~ekilde cevap veririz: Bu ko~ul, yemini
ge~erli duruma getirmektedir. Fakat ozgur olmay1 gerektirmez. Aksine ozgur
krlmay1 gerektiren ~ey yemindir. Oyle olunca kefaret niyetinin, i:izgur k1lmay1
gerektiren nedene biti~ik olmas1 gerekir. Yemini ge~erli duruma getiren bir ~eye
raz1 olmak ise, odetme hakk1nr du~urme bak1m1ndan yemine raz1 olmak gibidir.
Muhammed (rh.a.) "e/-Mebsut"ta ba~ka bir nedene i~aret ederek ~oyle
demi~tir: "c;:unku o iki ortak birlikte o koleye malik olmaktad1rlar". Bu nun anlam1
~udur; Odemenin gerekli olmas1 ki~iden meydana gelen fiile dayan1r. Ki~inin fiili,
ortag1n mulkiyetinden once koleye biti~mi~tir. c;:unku onun fiili satin almakt1r.
Mulkiyet ise satin almanrn hukmudur. Hukum nedenin ard1ndan gelir. Bu nedenle
304 _ __ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
o, kendi mulkiyetinden once meydana gelen bir fiil nedeniyle ortag1na bdetemez.
Bu ~una benzer; bir ki~i bir ki~inin kblesinin elini kesse sonra efendisi onu satsa,
al1c1 satin ald1ktan sonra onun yaninda iken elindeki yara yayllarak kble blse al1c1,
kblenin elini kesen ki~iye, sbyledigimiz nedenle hie; bir ~ey bdetemez. Bu yol, bu
meselede dogru oldugu gibi, yak1nin1 satin alma meselesinde de dogrudur.
Allah subhanehu ve Teala dogruyu en iyi bilendir. Dbnu~ de ancak O'nad1r.

ANA KARNINDAKi c;ocUGA TEDBIR YAPILMASI


lki ki~iden biri, ortak olarak malik olduklan cariyenin karn1ndaki c;ocuga tedbir
yapsa, ana karnindaki c;ocugu bzgur kilmas1nin gec;erli olmas1 gibi bu da gec;erli
olur. Cariye bu sbzden alt1 ay gec;meden c;ocugunu dogursa c;ocuk mudebber olur.
Diger ortak; tedbir yapmak, bdetmek ve c;al1~t1rarak kendi pay1n1 bdettirmek
sec;eneklerinden birini sec;me hakkina sahiptir. cunku biz tedbir yapt1g1 zaman
c;ocugun ana karninda bulundugunu kesin olarak bilmekteyiz. Bu nedenle o
dogmu~ olan bir c;ocuk gibidir. Eger anas1 bu sbzden sonra alt1 aydan fazla bir sure
gec;tikten sonra c;ocugu dogurursa, tedbir gec;erli olmaz. cunku bu durumda, ki~i
tedbir yapt1g1 anda c;ocugun ana karninda oldugunu kesin olarak bilmemekteyiz.
Kad1n bundan sonra gebe kalm1~ olabilir. ~uphe ile tedbir sabit olmaz.
Ortaklardan biri, cariyeye "karn1ndaki c;ocuk benim blumumden sonra
[7/193] bzgurdur" dese, diger ortak da "sen benim blumumden sonra bzgursun" dese,
sonra da kad1n ilk sbzden sonra alt1 ay gec;meden c;ocuk dogursa, c;ocuk iki ortak
ic;in de mudebber olur. COnku biz ilk ortag1n tedbir yapmas1 esnas1nda c;ocugun
ana karninda var oldugunu kesin olarak bilmekteyiz. Bundan dolay1 onun pay1
tedbir yapmas1 nedeniyle mudebber olur. Diger ortak da anadaki pay1na tedbir
yapt1g1 ic;in onun pay1 da mudebber olur. Bu nedenle c;ocuk ikisi ic;in de mudebber
olur. Ortaklardan anaya tedbir yapan ki~inin c;ocuktaki pay1 ana ile birlikte
mudebberdir. Ortag1 cariye konusunda sec;im hakk1na sahiptir.
Kad1n alt1 aydan daha sonra dogurursa c;ocuk, yalnizca anaya tedbir yapan
ki~i bak1m1ndan mudebberdir. COnku biz ilk tedbirin yap1ld1g1 s1rada c;ocugun ana
karn1nda olup olmad1g1n1 kesin olarak bilmemekteyiz. Cocuktaki tedbir hukmu,
anaya tedbir yapan ortak ybnunden, c;ocugun anaya tabi olmas1 nedeniyle olur.
Cocugun anaya tabi olmas1 hukmu, c;ocugun bir ybnden ananin parc;as1 gibi olmas1
itibanylad1r. Bu konuda c;ocugun bir parc;as1, diger parc;as1ndan aynlmaz. Bu
nedenle anaya tedbir yapan ki~i bak1m1ndan c;ocugun tOmu mudebber olur. Ilk
mesele ise bbyle degildir. COnku orada ortagin c;ocuk Ozerindeki pay1 kastedilmi~
olur. Dolay1s1yla c;ocuktaki tedbir sadece onun ac;1s1ndan sbz konusudur.
Sonra bu meselede ananin yans1 ona tedbir yapan ki~i bak1mindan
mudebberdir. Diger ortak sec;im hakk1na sahiptir; ortag1 zengin ise dilerse, anadaki
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 30S
pay1n1 ortag1na odetir. c;:ocuk odemeye gerek olmaks1z1n tedbir yapan ortag1n olur.
c;:unku odeme ki~iye tedbir yapt1g1 andan itibaren gerekli olur. Halbuki c;ocugun
ana rahmine du~mesi bundan sonra olmu~tur. Bu nedenle de c;ocuk uzerinde diger
ortag1n hakk1 sabit olmam1~t1r. Gormez misin cariyenin bedenindeki bir artma (kilo
almas1) nedeniyle degeri artm1~ olsayd1, diger ortak yaln1zca tedbir an1ndaki
degerin yans1n1 odetebilirdi. Fazlal1k kad1ndan ayn oldugu durumda da bbyledir.
c;:unku kad1n, c;all~arak borcunu odeyen cariye konumuna donu~mu~tUr. Bu
nedenle de diger ortak bu tedbirle degerinin yansrn1 odemek uzere kad1nin
c;al1~masrn1 isteyebilir. c;:al1~mas1 istenen cariye de mukateb cariye gibidir. c;:ocugu
uzerinde daha fazla hak sahibidir. Bu nedenle tedbir yapan, c;ocugun degerinden
hie; bir ~eyi borc;lanmaz. Ortak dilerse, degerinin yans1 ic;in cariyenin c;al1~mas1ni
ister. Daha once de belirttigimiz gibi c;al1~mas1 istenen cariye, mukateb
konumunda oldugundan c;ocugun hic;bir ~ey ic;in c;al1~mas1 gerekmez. Bu nedenle
cariyenin bundan sonra kazanacag1 vela konusunda, efendisinin c;ocugu
c;al1~t1rabilmesi ic;in hie; bir hak olu~maz.

Ortaklardan birisi cariyenin karn1ndaki c;ocuga tedbir yapsa sonra da digeri


kendi payrn1 kesin olarak ozgur kilsa, bunun ardrndan kadrn bir ay sonra dogursa
tedbir yapan ortak sec;im hakk1na malik olur; dilerse c;ocuktaki pay1ni ozgur kilar.
Dilerse c;ocugun c;al1~mas1ni isteyebilir. Eger ozgur klian zengin ise diledigi taktirde
c;ocuktaki payrn1 ona odetebilir. bzgur k1lan ki~i de odedigi miktan c;ocuktan tahsil
eder. <:;:unku biz her iki ortag1n tasarruflann1 yapt1klan s1rada c;ocugun ana
karnrnda var oldugunu kesin olarak bilmekteyiz. Bu nedenle bu ~ekilde yap1lan
tasarruflarla, c;ocugun dogumundan sonra yaplian tasarruflann hukmu e~it olur.
"Bir ki~i. cariyesinin karn1ndaki c;ocuga tedbir yapt191nda o cariyeyi satamaz. Hibe
edemez. Mehir olarak veremez".
"Hibe konusu" nda (Kitabu'l-Hlbe'de) an1ld19rna gore; efendi cariyesinin
karn1ndaki c;ocugu ozgur kil1p sonra cariyeyi hibe etse, bu gec;erli olur. Ancak
satmas1 gec;erli olmaz. Bu meselede iki rivayetin oldugu soylenir: Bu rivayetin
ac;1klamas1 ~udur; ana karn1ndaki c;ocuk temlike (ba~kas1n1n mulkiyetine gec;irmeye)
elveri~li olmaktan c;1kt191 ic;in, karn1ndaki d1~1nda anay1 hibe etmek mumkun olmaz.
[7/194]
Bu nedenle de cariyenin hibe edilmesi caiz degildir. Diger rivayetin ac;1klamas1 ise
~udur; ana karn1ndaki c;ocuk istisna edilmi~ olur. Bu da sanki efendi tarafrndan
ac;1b;a istisna edilmi~ gibi kabul edilir. Cariyenin karn1ndaki c;ocugu ac;1k olarak
istisna ederek cariyeyi hibe etmekle, hibe gec;ersiz olmaz. Sat1~ ise boyle degildir.
Dogru olan bu konuda tedbir ve ozgur k1lman1n birbirinden aynlmas1d1r.
Sayle ki; Ki~i cariyenin karnrndaki c;ocugu ozgur klid1ktan sonra anay1 hibe
etse, diger meselede belirtildigi gibi bu gec;erli olur. Ancak ana karn1ndaki c;ocuga
tedbir yapt1ktan sonra anay1 hibe etmesi bu meselede anlid191 gibi gec;erli olmaz.
Aralanndaki fark ~udur; Tedbir yapmakla efendinin ana karn1ndaki c;ocuk
uzerindeki mulkiyeti yok olmaz. Tedbir yapt1ktan sonra anay1 hibe edince, hibe
306 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
edilen ~ey malikin mulkiyetinden hibe edilmeyene biti~ik olmu~ olur. Bu nedenle
de taksimi mumkun, payl1 bir ~eyin hibe edilmesi gibi olur. Fakat bzgur kilmadan
sonra art1k ana karn1ndaki c;ocuk ki~inin mulku degildir. Bu nedenle de hibe edilen
~ey, malikin mulkunden hibe edilmeyen ~eye biti~ik degildir. Bu; ki~inin ic;inde
kendi oglu oldugu halde bir evi hibe etmesi ve hibe ettigi ki~iye teslim etmesine
benzer. Burada hibe tamamlanm1~ olur. Eger cariye alt1 aydan az bir zaman
zarfinda c;ocugunu dogurursa c;ocuk mudebberdir. Alt1 aydan uzun bir zaman
gec;tikten sonra dogurursa kble olur. c;:unku o zaman tedbir s1ras1nda c;ocugun ana
karn1nda oldugunu kesin olarak bilmiyoruz.
Eger cariye birisi alt1 aydan once, digeri de alt1 aydan sonra olmak uzere iki
c;ocuk dogurursa her ikisi de mudebber olur. c;:unku biz tedbir yap1ld1g1 s1rada ilk
c;ocugun ana karn1nda oldugunu kesin olarak bilmekteyiz. c;:ocuklar ayni spermden
yarat1lm1~ ikizler oldugundan, birinin tedbir yap1ld1g1 s1rada ana karninda olmas1
digerinin de olmas1n1 gerektirir.
"Ki~i cariyesinin karnmdaki ~ocuga tedbir yapsa sonra da cariye ile
kitabet akdi yapsa kitabet akdi 134 ge~erli olur".
c;:unku kitabet akdi bzgur k1lmak ic;in yapil1r. c;:ocukta bzgur olma hakk1n1n
sabit olmas1, ana ile bzgur kilma akdi yap1lmasina engel olu~turmaz. Kadin, bu
sbzden (efendinin c;ocuga tedbir yapmas1na dair ifadesinden) sonra alt1 ay
gec;meden c;ocuk dunyaya getirse c;ocuktaki tedblr gec;erli olur. Ancak ayn1
zamanda anaya tabi olarak c;ocukta da kitabet hukmu sabit olur. Anne kitabet
bedelini bdeyince her ikisi birlikte bzgur olurlar. Kad1n kitabet bedelini bdemeden
once efendi blurse, c;ocuk tedbir nedeniyle efendinin mal1n1n uc;te birinden bzgur
olur. Ananin da bulundugu durum uzere kitabet bedelini bdemek ic;in c;al1~mas1
gerekir. Efendi blmez de anne blurse, ananin borcu ic;in c;ocugun c;al1~mas1 gerekir.
c;:unku o, kitabet akdi s1ras1nda dogmu~ bir c;ocuktur. Bu esnada efendi de blurse
c;ocuk muhayyerdir. c;:unku kendisi ic;in iki ac,;1dan bzgur olma sbz konusu
olmu~tur; bunlardan birisi tedbir nedeni ile, digeri de annesinin kitabet bedelini
bdemesi nedeniyledir. c;:ocuk kendisi ic;in en yararl1 olan ybnu sec;er. Eger blenin
mal1nin uc;te biri c;ocugun degeri ic;in yeterli oluyorsa c;ocuk bzgur olur. Bir ~ey
bdemesi de gerekmez. c;:unku o, maksadin1 elde etmi~tir.
"Ki~i cariyesine "senin karnmdaki ~ocuk bir ml.idebber cariyenin
~ocugudur" veya "bir ozgur kadmm ~ocugudur" dese, bununla da ozgur
kilmay1 kastetmese kadm ozgur olmaz".

Kitabet/4.~I (Miikatebe I tJ~I): Efendisi ile kblesi arasinda bir bedel uzerinden kbleligin sona
134

erdirilmesi amac1yla yap1lan akittir. Bu akit geregi ustlendigi bedeli bdedigi anda kale hurriyetine
kavu~ur. Kole bu akdin gerc;ekle~tigi andan itibaren tasarruf hurriyetine ve mal edinme hakk1na
sahip olur ve bu sayede kendi ad1na c;al1~1r, kitabet bedelini bdeyince de azad olur. Boyle bir akit
yapan koleye "mukateb" bu anla~maya "mukatebe" veya "kitabet", uzerinde anla~1lan ucrete de
"kitabet bedeli" denir.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
11 S
Ki~i ba~ka birisi ile ortak olarak, kale olan yakin1na malik olursa, onun kale Bir kimsenin,
kiile olan
uzerindeki pay1 ozgur k1l1nm1~ olur. Ebu Hanife (rh a)'e gore kale, diger ortag1n ya km ma
payin1 odemek uzere c;al1~1r. Kendi pay1 ozgur kllinm1~ olan ki~i, diger ortag1n ba~kas1 ile
birlikte
payin1 odemez. malik olmas1
Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore akrabas1 ozgur kil1nm1~ olan ki~i
zengin ise ortag1n pay1n1 oder. Fakir ise kale bu bedeli odemek ic;in i;al1~1r. lki ki~i
bu koleye hibe, sadaka veya vasiyet yoluyla malik oldugunda da ayn1 ihtilaf soz
konusudur.
Eb Ci Yusuf ve Muhammed (rh a )'in goru~lerinin delili ~udur; Ki~i, kendi
akrabas1ni satin almakla kendi payin1 ozgur kilm1~ olur. C::unku akrabay1 satin
almak onu ozgur k1lmaktad1r. Bu nedenledir ki akrabay1 satin almakla (kale ozgur
kilmay1 gerektiren) kefaret odenebilir. Ozgur kllan ki~i zengin ise ortag1n1n payin1
oder. Bu ~una benzer; kale iki ki~i aras1nda ortak olsa ve kolenin bir yak1n1
ortaklardan birinin pay1n1 satin alsa, eger o zengin ise pay1ni satin almad1g1 diger
ortag1n pay1n1 da oder.
Ebu Hanife (rh a )'in goru~unun delili, Muhammed (rh a )'in "el-Mebsut" adl1
kitapta belirttigi husustur. C::unku ortag1n, kolenin akrabas1 ile beraber koleyi satin
almas1, ozgur k1lmay1 gerc;ekle~tiren ~eye nza sayil1r. Bunun anlam1 ~udur; Ozgur
kilma nedeniyle kolenin bedelinin odenmesi; koleyi yok etmek veya ifsad etmekle
olur. Odeme nedenine raz1 olmak, bu odemenin gerekli olmas1ni engeller. Bu t1pk1
ba~kasin1n mal1n1 onun nzas1 ile telef etmede oldugu gibidir.

Burada nzay1 isbat eden iki tUr soz vard1r:


Birincisi; Ki~i, ortag1n1n kabulunun ozgur kllmay1 gerektirdigini bildigi
durumda onunla beraber akdi kabul etmesi, kolenin ortag1n1n mulkiyetinden
ozgur kil1nmas1n1 gerektiren ~eye raz1 olmak anlam1na gelir. Bu, ortaklardan birinin
kendi pay1n1 ozgur kilmak uzere diger ortaktan izin isteyip onun da buna izin
vermesine benzer.
lkincisi; Satan ki~iden tek bir lcap i;1kmas1 nedeniyle iki ortak tek bir ki~i gibi
76

olmu~tur. Bu nedenle ortaklardan birisi kabul edip digeri kabul etmese bu kabul
gec;erli olmaz. Bu kabul ile ortag1n pay1na da malik olmaz. $uphe yok ki ortaklann
ikisi de kendi pay1nda temlike raz1d1r. Dolay1s1yla kabulde ortag1na yard1mc1 oldugu
ic;in ortag1nin pay1nda da temlike raz1 olmaktad1r. Hatta bu yolla ortak, ozgur
kil1nma nedenine katllmaktad1r. Ozgur kll1nma nedenine katllmak, ozgur kil1nmaya
raz1 olmanin da ustUndedir. Ne var ki bu nedenle, ozgur k1l1nmanin illeti olan
mulkiyet, akraba olan ortak hakk1nda geri;ekle~mektedir. Yabanc1 olan ortak
hakkinda gerc;ekle~memektedir. Bu nedenle de yabanc1 olan degil, akraba olan

kab I '":"~)'I Alim sat1m sozle~mesinde sbzle~me


76
sat10 veya al1c1dan, yapma iradesini once ortaya
koyan taraf1n sbzO.
308 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsilt
sonra da bin dirhem kar~1l191nda uc; kere bo~asa, bin dirhemin tUmu uc;uncu
bo~amanin kar~ll1g1 olmu~ olur. Gbrmez misin efendinin malinin uc;te biri kolenin
ozgur kllinmas1 ic;in yeterli oldugu ic;in, kale tedbir nedeniyle tamamen ozgur
k11inmay1 hak etse kitabet akdi gec;ersiz olur. Ommu veled meselesinde de; efendi
oldukten sonra o, kendisi uzerinde tamamen hak sahibi olunca kitabet akdi
gec;ersiz olur. Ancak efendinin olumunden once kitabet akdi gec;erlidir. (unku
ummu veled ve mudebberin efendiden once olmesi mumkun oldugu ic;in, onlann
kendileri uzerinde hak elde etmeleri kesinlik kazanmam1~t1r. Kitabet bedeli, tedbir
nedeniyle elde edilen hakkln d1~1ndaki bir ~eyin bedeli olunca ve bu k1s1mdan hic;bir
~ey efendinin olumu ile koleye teslim edilmeyince, bu k1sm1n hic;bir bolumunden
kitabet bedeli du~mez Bu mesele; efendinin kolesi ile once kitabet akdi yap1p
sonra da ona tedbir yapmas1ndan farkl1d1r. (unku bu durumda kitabet bedeli,
kolenin tUmunun kar?il1g1d1r. (unku kale kitabet akdi yaplld1g1 esnada kendisi ile
ilgili hie; bir ~eye hak kazanm1~ degildir. Bundan sonra tedbir nedeniyle onun bir
k1sm1 ozgur olunca, bu k1smin pay1 kitabet bedelinden du~er.
lkinci yol da ?udur; Sonradan yap1lan tedbir, ki~inin kendi koleligini kendisine
vasiyet etmektir. Ba~kas1n1n mal1ndan belli bir ?eyin vasiyet edilmesi hie; bir
durumda gec;erli olmaz. Nitekim ki~i kendi kolesini bir ki?iye vasiyet edip sonra da
kolesini satsa veya kolesi olse vasiyet ne o kolenin gerc;ek degerinden ne de sat1~
fiyat1ndan gec;erlilik kazanmaz. Eger kitabet bedelinden bir miktan du~urursek,
vasiyeti ki~inin vasiyet ettigi ~eyden ba~ka bir ~eyle uygulam1~ oluruz. Bu ise caiz
degildir. Ki~inin kolesi ile once kitabet akdi yap1p ard1ndan tedbir yapmas1 ise boyle
degildir. (unku bu durumda tedbir esnas1nda efendinin hakk1 ?U iki ~eyden
birisidir; a- kale, kitabet akdini yerine getirirse kitabet bedeli, b- kale kitabet
(7/196] bedelini odeyemezse kendi mUlkiyetinin (rakabesinin) ekonomik degeri. Bu
durumda efendi kolesine zaten onun hakk1 olan bir ?eyi vasiyet etmi~ olur. Bu
nedenle kitabet bedelinden gec;erli olur.
Bunu kavrad1ktan sonra meseleyi imamlann goru~une gore ~oyle
ac;1 kl aya bi Ii riz;
EbO Hanife (rh a )'in goru~une gore; Efendinin kolesine once tedbir yap1p
sonra da kitabet akdi yapmas1 durumunda, kale efendinin olumunden sonra iki
~ey arasinda sec;im hakkina sahip olur; dilerse kitabet akdinin tUmunu odemek ic;in
c;al1~1r. Dilerse tedbir veya kitabet nedeniyle kendi degerinin uc;te ikisini odemek
ic;in c;ali~1r. (unku EbO Hanife (rh a )'e gore ozgur k1lma tasarrufu bolunme kabul
eder. Kole bu durumda iki ac;1dan ozgur olma ile kar?1 kar?1ya gelmi~tir; (Bunlar
da); ya tedbir yapmas1 ac;1sindan, degerinin uc;te ikisini bdemek ic;in c;ali~mak
suretiyle ozgur olmak, ya da kitabet akdi yapm1~ olmas1 ac;1sindan kitabet bedelini
odemek suretiyle ozgur olmak. Bu durumda kale diledigi ~1kk1 sec;ebilir.
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
309

EbO Yusuf (rh.a )'e gore kale herhangi bir sec;im hakk1na sahip olmaks1zin bu
iki bedelden en di.l~uguni.l odemek ic;in c;al1?1r. c;:unki.l O'na gore bzgi.lr kllma i?lemi
bbli.lnme kabul etmez. Bu nedenle kblenin ti.lmi.l bzgi.lr olmu~tur. Kole bore;
bdeme konumundad1r. Bu borr;lann daha az olan1n1 bdemek kendisine gerekli
olur.
Muhammed (rh.a.)'e gore kale; degerinin i.lc;te ikisi ile kitabet bedelinin i.lc;te
ikisi aras1ndan hangisinin miktan az ise onu bdemek ir;in c;al1?1r. c;:unki.l kitabet
bedelinin uc;te biri di.l?mi.l?ti.lr Bu geri gelmez. c;:unki.l O'na gore bzgi.lr kllma
boli.lnme kabul etmez.
Efendi, kolesi ile once kitabet akdi yap1p ard1ndan tedbir yapsa sonra da olse;
EbO Hanife (rh a )'e gore kale; degerinin i.lc;te ikisini veya kitabet bedelinin uc;te
ikisini bdemek ir;in c;al1?ma konusunda sec;im hakkina sahiptir. c;:unki.l daha once
belirttigimiz gibi bu durumda kale iki ybnden bzgi.lr alma hakk1n1 elde etmi?tir. lki
sec;enekten birisini sec;mek kendisi ic;in daha yararl1 olabileceginden kbleye sec;im
hakk1 vermek bir anlam ifade eder.
EbQ Yusuf ve Muhammed (rh a.)'e gore ise kale sec;im hakk1na sahip
olmaks1zin iki borc;tan az olani odemek ir;in c;ali?1r. c;:unki.l onlara gore bzgi.lr
kll1nmak bbli.lnme kabul etmez.
"Efendi, mi.idebber cariyesi ile kitabet akdi yapsa, sonra da cariye bir
c;ocuk dogursa ve ardmdan olse, c;ocuk annesinin borcunu odemek ic;in
c;ah~1r".

c;:unki.l c;ocuk kadinin mukateb oldugu s1rada dogdugundan, c;ocugun


hayatta kalmas1yla kitabet akdi de varl1gin1 devam ettirir. c;:unki.l c;ocuk anadan bir
parc;ad1r. Eger kad1n iki c;ocuk dogurur da c;ocuklardan biri annesinin borcunun
ti.lmi.lnu c;al1?arak oderse, diger karde?inden bir ~ey tahsil edemez. c;:unki.l o
karde?i ad1na bir bdemede bulunmam1?t1r. Yaln1zca anas1 ad1na bdemede
bulunmu?tur. c;:unki.l kitabet bedeli annesinin borcudur. Diger taraftan c;ocuklann
her ikisinin kazanc1 da anaya aittir. Gbrmez misin kad1n, hayatta iken (kitabet
bedelini bdemek ir;in) her ikisinin kazanc1n1 almaya, ba~ka herkesten daha fazla
hak sahibidir. Bu nedenle c;ocuklardan birinin kendi kazanc1ndan bu bedeli
bdemesi, ananin mal1ndan bdemek gibi olmu?tur.
Efendi kendisine ait iki mi.ldebber kale ile ayn1 anda kitabet akdi yapsa ve
koleler birbirine kefil olsalar, sonra kolelerden biri bli.lp geriye kitabet akdi devam
ederken cariyesinden dogan bir c;ocuk b1raksa, o c;ocugun kitabet bedelinin
ti.lmi.lni.l bdemek ic;in r;al1?mas1 gerekir. c;:unki.l o c;ocuk babasinin yerini al1r. c;:ocuk
hem kendisinin hem de babasinin ozgur olmas1 i~in c;al1?ir. Babas1nin ozgur olmas1
da ancak kitabet bedelinin bdenmesi ile olur. Bu nedenle c;ocuk ti.lm kitabet
bedelini bdemek ic;in c;al1~1r.
Allahu Subhanehu ve Teala dogruyu en iyi bilendir. Dbni.l? de ancak O'nad1r.
tt6_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
kendi pay1n1 ozgur k1lm1~ olmaktad1r. Ancak yabanc1 ortak, digerine ozgur k1l1nm1~
olman1n nedeninde yard1mc1 oldugundan, yakin ortag1n odeme konusundaki hakk1
du~er.

Bu yap1lan ac;1klamalarla EbO Hanife (rh a )'in, kolenin butUnu bir ki~iye ait
[7173 1 iken, daha sonra yan pay1ni kolenin yak1nina satmas1 durumundaki satin alma ile
ilgili goru~u ac;1ga kavu~maktad1r. Bu konuda da ihtilaf vard1r. Hie; ~uphesiz ki
sat1c1n1n lcab1, al1c1n1n kabulune raz1 olmak anlam1na gelir. Mu~terinin kabulune
dayanan bir ~ey, sat1c1n1n icab1na dayand1nllr. Nitekim efendi, cariyesini nikahll
kocasina zifaftan once satsa mehrin tUmu du~er. c;:unku kan kocan1n aralann1n
aynlmas1 ' mehri hak eden ki~i yani sat1c1 taraf1ndan meydana gelmi~tir.
11

Hibe, sadaka ve vasiyet konusunda EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'in


goru~leri daha ac;1kt1r. c;:unku ortaklardan birinin kendi pay1n1 kabulu, digerinin
kabulu olmaks1z1n gec;erlidir.
Ancak EbO Hanife (rh a) bu konuda ~oyle demektedir: Bu durumda da iki
ortak tek bir ki~i gibi kabul edilir. Fakat hibe, sadaka ve vasiyette tek bir ki~inin
yanm1 kabul edip, diger yarim1 kabul etmemesi gec;erlidir. Bu, ortaklardan birinin,
pay1n1 kolenin akrabas1na satmas1ndan farkl1d1r. c;:unku burada diger ortag1n nzas1
veya ozgur k1l1nm1~ alma nedeni yard1m1 bulunmamaktad1r.
Yine bu, ortaklardan birinin digerine "eger koleye bugun bir k1rbac; vurursan
o ozgurdur" deyip ard1ndan diger ortag1n bir k1rbac; vurmas1 meselesinden de
farkl1d1r. c;:unku bu durumda bu sozu soyleyen ki~i zengin ise koleye vuran diger
ortag1n pay1n1 oder.
Bizim alimlerimizden ~oyle diyenler de vard1r: Bu meselenin konusu ~udur;
Diger ortak da "eger ben bugun ona bir k1rbac; vurmazsam o ozgurdur" demesi
durumunda yukandaki hukum gec;erli olur. c;:unku bu durumda ortagin koleye
vurmaya giri~mesi, kendi pay1ndan ozgur k1lmay1 gidermek ic;indir. Yoksa bununla
diger ortag1n pay1n1n ozgur k1l1nm1~ olmas1na raz1 olmu~ olmaz. Hem de burada
diger ortag1n pay1 "o ozgurdur" sozu ile ozgur k1l1nm1~ olur. Bu ise vu ran
tarafindan olan nza ile degil, sozu soyleyen ki~inin sozuyle tamamlanm1~t1r.
Vurmak ise kolenin ozgur k11inm1~ olmas1n1n ko~uludur. Ko~ula raz1 olmak,
nedenin kendisine raz1 olmak anlam1na gelmez.
Bizim tart1~t1g1m1z meselede ise durum boyle degildir. c;:unku burada
ortaklardan biri nedende diger ortaga katil1nca nedene raz1 olmu~ olmaktad1r. Bu
konu; kocan1n hanim1n1 mirastan mahrum b1rakmak ic;in onu bo~amas1
meselesinden de farkl1d1r. c;:unku kad1nin ko~ula raz1 olmas1, mirastaki hakk1n1
78

77
Bir kimse cariye olan kans1na sahip olsa aralanndaki evlilik sona erer. ~unku bir kad1na mulkiyet
yoluyla malik olmakla nikah yoluyla malik olmak ayni anda bulunmaz.
78
Olum hastalig1nda olan birisinin, kans1n1n bVi olmas1n1, kad1ninin kendi yapacag1 bir i~e (fiile)
baglamas1yla alakal1 konu.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _31 I
Ayni ~ekilde iki tan1k efendinin "bu kole kesin olarak ozgurdur . Hay1r, aksine
~u kole mudebberdir" dedigine tan1kl1k etseler durum ayn1d1r. cunku iki tanik,
birincinin bizzat ozgur olduguna, ikinci kolenin de bizzat mudebber olduguna
tan1kl1k etmi~lerdir.
lki ozgur efendinin "bu ozgurdur veya digeri mudebberdir" dedigine tanikl1k
etseler, EbO Hanife (rha)'e gore tan1kl1klar1 gec;erli olmaz. Clinku o tan1klar belli bir
kole hakkinda herhangi bir ~eye tan1kl1k etmemi~lerdir Clinku iki soz aras1na gelen
"veya" sozcugu o ifadenin herhangi bir kole hakk1nda kesin olarak anla~llmasina
engel olur. EbO Hanife (rha)'e gore belirli olmayan bir kole hakkinda ozgur
k1l1nd1g1na veya tedbir yapild1g1na dair yapllan tan1kl1k makbul degildir.
lki tanik, efendinin "bu kole mudebberdir veya ~u kole" dedigine tanikl1k
etseler, EbO Hanife (rh a )'e gore, tan1kl1k yaln1zca ilk kole hakk1nda gec;erli olur.
Clinku biz bu sozu efendiden i~itmi~ olsayd1k onunla ilk kole hakkinda tedbir sabit
olurdu. Efendi kalan koleler hakkinda muhayyer olurdu. Bu durumda taniklar
bizzat ilk kolenin kendisi hakk1nda tan1kl1k yapm1~ olurlar. Kole de onlarin tan1kl1k
ettikleri hususu iddia ettiginden, onlarin kole hakk1ndaki tanikl1klar1 gec;erli olur.
Geri kalan iki koleden belirli olmayan birisi hakk1ndaki tan1kl1klar1 gec;erli olmaz.
Clinku onlarin soyledikleri, birbirinden ayri iki sozdur. Birinin gec;ersiz olmas1 digeri
ile i~lem yapilmasin1 da de gec;ersiz k1lmaz.
lki tan1k, efendinin "bu iki koleden birisi mudebberdir, hay1r aksine (o iki
koleden belirli birisi hakk1nda) bu mudebberdir" dedigine tan1kl1k etseler,
efendinin belirledigi kale mudebber olur. Clinku tan1klar bizzat onun mudebber
olduguna tan1kl1k etmi~lerdir. Diger koleyi kastetmedigine dair efendiye yemin
ettirilir. Yemin ederse obur kole bulundugu durum uzere kale olmaya devam eder.
Efendi ile mudebber cariye, cariyenin c;ocugunu tedbirden once mi sonra m1 [7/198]
dogurdugu hakkinda ihtilaf etseler; daha once de ac;1klad1g1m1z gibi yemin
ettirilerek efendinin sozu kabul edilir. Efendi, olay1 bildigine dair yemin ettirilir.
Cunku bu, kad1n1n yapt1g1 fiil konusunda -ki bu fiil de kadin1n tedbirden sonra
c;ocugu dogurdugunu iddia etmesidir- efendisinden etmesi istenen bir yemindir.
lki tan1k, efendinin iki kolesinden birine tedbir yapt1g1na tan1kl1k etseler sonra
da sagl1kl1 iken o iki koleden birisini ozgur k1ld1g1na tan1kl1k etseler, efendinin o iki
koleden ba~ka mal1 da bulunmasa, Ebo Hanife (rh.a.)'e gore hem ozgur k1l1nma
hem de tedbir konusundaki tan1kl1klari k1yas geregi bat1ld1r. cunku tan1klar tan1kl1k
ettikleri ~eyi belirlememi~lerdir. Ancak ben (Muhammed) bu konuda istihsan
geregi onlarin tedbir konusundaki tan1kl1klar1n1 gec;erli say1yorum. Clinku tedbir
vasiyettir. Bu durumda her iki kblenin uc;te biri bzgur olur. Onlardan her biri
degerinin uc;te ikisini odemek ic;in c;al1~1r. Bu ac;1klama ~unu ortaya koymaktad1r;
EbO Hanife (rh a )'in yapt1g1 istihsan1n yolu ~udur; vasiyette, vasiyet edenin hakk1,
31!2_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
olumle 0 iki kolede derhal ozgi.lr olmas1ndan daha di.l~i.lkti.lr. <:unku bu konuda
sagl1kl1 durumunda yap1lan ozgur kilma ile tedbir e~ittir.
Taniklar, efendi sagl1kl1 iken bizzat bu koleye tedbir yapt1gina ve digerini de
kesin olarak ozgi.lr kild1gina tan1kl1k etseler, onlann ko~ulsuz ozgi.lr kilma
konusundaki tan1kl1klar1 EbO Hanife (rh.a)'e gore gec;ersiz olur. <:unki.l tan1klar bu
tanikl1kla belli bir iddia sahibinden ba~ka bir ki~i lehine tanikl1k etmi~lerdir. <:unku
mi.ldebber ve boyle olmayan kole, ko~ulsuz ozgi.lr k1lmaya elveri~li olma
konusunda e~ittir. Bu nedenle, mirasc;ilar bunu ikrar etse, olenin de o iki koleden
ba~ka mall bulunmasa her bir kolenin yans1, olenin ti.lm mal1ndan ozgi.lr k1l1nir.
<:unku efendinin sagl1g1nda kolelerden birisi ic;in ozgurluk sabit olmu~tur. Efendi
bu koleyi ac;1klamadan olunce ozgi.lr olma hakk1 iki koleyi de kapsar. Dolay1s1yla da
her bir kolenin yans1 ozgur olur. Mi.ldebber kolenin geriye kalanin1n uc;te biri ozgi.lr
olur. Bu da rakabesinin (mulkiyetinin) uc;te biri eder. Toplam olarak mudebber
kolenin alt1da be~i salimen kendisine ait (yani ozgi.lr olmu~) olur. Bu ki~i degerinin
alt1da birini odemek ic;in c;al1~1r. Diger kole ise degerinin yans1ni odemek ic;in c;al1~1r.
Mirasc;1lar ko~ulsuz ozgi.lr kilmadan efendinin hastal1g1 s1ras1nda
gerc;ekle~tigini ikrar etseler, bu, efendinin malin1n uc;te birinden hesap edilir. Diger
koleye de yans1 kal1r (yans1 ozgur olur). Bu durumda kesin olarak ozgur k1l1nan kole
terikenin i.lc;te birinde rakabesinin yans1 ile oranlan1r. Mi.ldebber olan kole ise
degerinin ti.lmi.l ile hesap edilir. Terikenin uc;te biri o iki kole arasinda uc;te bir, uc;te
iki ~eklinde boli.lnur. Mal da dokuza bolunur. Ancak mal onlann rakabeleridir. Eger
biz her bir kolenin rakabesini dort buc;uk olarak kabul edersek bu durumda buc;uk
olmas1 nedeniyle say1 kesirli olur. Bu durumda kurtulmak ic;in iki kat1 olan on sekiz
olarak hesap ederiz. Her bir kolenin rakabesi dokuz birim olur. Mi.ldebber kolenin
daha once iki pay1 vard1. Biz hesab1 duz yapmak ic;in iki kat1n1 ald1g1m1zda bu da
dort oldu. Bu nedenle kendisinin dokuzda dordi.l salimen ona ait oldu I kolelikten
kurtuldu. Kalan dokuzda be~ ic;in c;al1~1r. Obi.lr kole ise bu iki payin yans1na sahip
olur. 0 da kalan dokuzda yedi ic;in c;al1~1r. Boylelikle her iki kolenin de degeri e~it
ise; uc;te bir ve uc;te iki hesab1 dogru olarak hesaplanm1~ olur.
Eger "hastal1k zaman1nda yap1lan ozgi.lr kilman1n ti.lmi.l nic;in mudebber
olmayan kole lehine kabul edilmedi? Boylelikle efendinin sozi.l gec;erlilige
yorumlanm1~ olurdu. <:unku mudebber koleye kendi rakabesinin ti.lmi.l vasiyet
edilmi~tir. Hastal1k s1ras1nda yapilan ozgi.lr kilma da vasiyettir. Hastal1k zaman1nda
yap1lan ozgur k1lmanin mudebber koleye sarf edilmesi lagv (gec;ersiz) olur"
denilirse; buna ~u ~ekilde cevap veririz:
Bu ~ekilde kabul edilmemesinin nedeni ~udur; mudebber kole hem efendinin
hastal1g1 hem de sagl1g1 durumunda ozgi.lr k1linmaya elveri~lidir. Onun ozgi.lr kilma
ic;in elveri~li olmaya devam etmesi, kesin olarak yapilan ozgi.lr k1lmanin diger
kolede belirlenmesine engel olu~turur. Bu durumda, durumlan gozetmekten ba~ka
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1·~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
313
~are yoktur. Diger kale bir durumda bzgur olurken, bir durumda bzgur
olamamaktad1r. Bu nedenle onun yaris1 bzgur olur. i~te bunun i~in, rakabesinin
yaris1 terikenin u~te birinden hesap edildi.
Allahu Teala dogruyu en iyi bilendir. Dbnu~ de ancak O'nad1r.

EFENDiSi TARAFINDAN TEDBiR YAPILAN


MUKATEP
Bir kimse, kitabet akdi yapm1~ oldugu kblesine tedbir yapt1g1nda kble [7/199]
muhayyerdir; dilerse kitabet akdini bozar, mudebber olur. Dilerse kitabet akdini
devam ettirir.
Cunku kale iki yoldan bzgurluk hakk1n1 elde etmi~tir; birincisi bedeli bdemek
suretiyle acilen ger~ekle~en bzgurluk, digeri de bedelsiz olarak daha sonra
ger~ekle~ecek olan bzgurluktur. Bunlardan diledigini yapar. Kitabet akdi kale
hakkinda baglay1c1 degildir. Cunku o kendini kitabet bedelini bdeyemeyecek bir
duruma sokmaya muktedirdir. Bu nedenle de se~im hakk1na sahip olur. Efendi,
geriye bu kbleden ba~ka bir mal b1rakmadan blurse kale kendi degerinin u~te ikisi
ve kitabet bedelinin u~te ikisi aras1ndan daha az1n1 bdemek i~in ~al1~1r. Biz daha
once Ebu Hanife, Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a )'in gbru~unun koleyi muhayyer
b1rakmak oldugunu belirtmi~tik.
Mi.lkateb, efendisinin kendisine tedbir yapt1gin1 bilmeden kitabet bedelinin
tumunu bdese, yapt1g1 bdeme nedeniyle bzgur k1l1n1r. Mal, efendiye ait olur.
Bundan sonra kblenin se~im hakk1 yoktur. Cunku bzgur olmas1 ile tedbir batll
olmu~tur. Mukateb, bedelin bir miktarini bdedikten sonra tedbir yaplld1g1n1
bgrense, kendisinde kblelik devam ettiginden muhayyerlik hakk1na sahip olur.
Tedbiri se~tiginde efendinin tahsil etmi~ oldugu bedel kendisine helal olur. Cunku
o kblesinin kazanc1d1r.
"Efendi iki kolesiyle aym akitle bin dirheme kitabet akdi yapsa ve
kolelerden her biri digerine kefil olsa. sonra efendi onlardan birine tedbir
yapsa, ardmdan geride <;ok mal birakarak olse, mi.idebber, efendinin
mahnm i.i<;te birinden ozgi.ir k1hmr. Art1k kitabet bedelini odemesine gerek
kalmad1g1 i<;in, efendinin sag iken ozgi.ir k1hnmasmda oldugu gibi, onun
pay1 kitabet bedelinden di.i~er. Miras<;1lar digerinin paym1 hangisinden
isterlerse tahsil edebilirler".
Cunku ikinci mukateb kendi pay1nda asildir. Mudebber ise, kendisinden
talepte bulunulacak bir kefil olmu~tur. Mudebberin bzgur kllinmas1yla kendisinden
borcun talep edilmesi hakk1 du~mez. Mudebber bu bedeli bderse, bunu
digerinden tahsil eder. Nitekim bzgi.lr kll1nmadan once bdeseydi digerine rucu
314 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~-
Kitabu'l-Mebsiit
edeb i Ii rd i (bdedigini ondan tahsil edebilirdi). Burada da byledir. Hatta burada tahsil
etmesi daha onceliklidir. <;:unku ozgur kll1nmadan once bdemesi durumunda ki~i
bu odemeden kendisi de yararlanmaktad1r. <;:unku o bu bdeme nedeniyle bzgur
kll1nir. Ozgur k1l1nd1ktan sonra odemede ise, bedeli bdemede kendisinin bir yaran
yoktur. Aksine, burada tamamen kefalet nedeniyle bdemede bulunmu~tur.
Efendinin o ikisinden ba~ka mal1 olmasa, tedbir nedeniyle mudebber,
efendinin mal1n1n uc;te birinden ozgur olmu~ olur. Odemesi gerekli miktar ic;in de
c;al1~1r.

Kblelerden her birinin degeri uc; yuz dirhem ve kitabet bedelleri de bin dirhem
ise mudebberin kitabet akdindeki pay1 gec;ersiz olur. Onun degeri uc; yuz dirhem
olarak hesaplanir. <;:unku bu daha az oland1r. Efendinin hakk1ndan kesin olan,
daha az oland1r. Bundan anlamaktay1z ki borcun uc; yuz dirhemi mudebberin pay1,
be~ yuz dirhemi de diger ortag1n kitabet akdindeki pay1d1r. Bu da sekiz yuz
dirhemin uc;te biri eder. Bu da iki yuz altm1~ alt1 dirhem ve bir dirhemin uc;te ikisi
(266 2/3)eder. Bu miktar mudebberin degerinden bzgur k1l1nir. Mudebber geriye
kalan dart yuz otuz uc; dirhem ve bir dirhemin uc;te biri (433 1/3)ic;in c;al1~1r. Sonra
mukatebin borcundan geriye kalan miktar da mudebberden istenebilir. <;:unku 0,
buna kefil olmu~tur. Mukatebten ise mudebberin borcu istenemez. <;:unku
mudebber mukatebe akdinden c;1km1~t1r. Onun tedbir nedeniyle c;al1~mas1 gerekli
olmu~tur. Mukateb onun tedbir bedeline kefil olmam1~t1r.
Kblelerden her birinin degeri bin dirhem ve kitabet bedeli de bin dirhem olsa,
mudebber kitabet bedeli ic;in c;al1~may1 tercih edebilir. <;:unku bu kendisi ic;in yararl1
olabilir. <;:unku kitabet bedeli bdemesi taksite baglanm1~, vadeli bir bedel olabilir.
Mudebber bunu tercih ettiginde kitabet bedelinin uc;te biri du~er. <;:unku onun
rakabesinin (mulkiyetinin) uc;te ikisi tedbir nedeniyle bzgur olmu~tur. Kendisine,
efendinin hakk1 olan bir ~ey vasiyet edilmi~tir. Bu nedenle kitabet bedelinin uc;te
biri du~er. Kitabet bedelinin uc;te ikisi mirasc;llar lehine o iki ki~i uzerinde olur. Bu
miktari dilediklerinden tahsil edebilirler. Bu bedeli mudebber bderse, digerinden
(7/200] bedelin dortte uc;unu geri al1r. Bu miktar digerinin pay1d1r. Bu da be~ yuz dirhem
eder. Eger kitabet bedelini mukateb bderse, mudebberden bunun dortte birini al1r.
Bu miktar mudebberin pay1ndan geriye kaland1r.
Mukateb, iki ki~iye ait olsa onlardan birisi tedbir yapsa, mudebber de
c;al1~may1 tercih etse bulundugu durum ve c;al1~ma uzere devam eder. <;:unku
tedbir ne ba~lang1c; olarak ne de devam1nda kitabete ayk1r1 degildir. Tedbir yapan
ortak, kitabet akdi devam ettigi surece diger ortag1n hie; bir ~eyini yok etmi~ olmaz.
Eger kale bedeli bdeyemezse tedbir yapmayan ortak muhayyerdir; c;unku diger
ortag1n yapt1g1 tedbirin bunun mulkunu bozmadaki fonksiyonu kolenin
odeyememesiyle ortaya c;1km1~t1r. Bunun hukmu; iki ki~iye ait olup efendilerden
Koleyi Ozgiir Klima Kitabi. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _31 S
birinin tedbir yapt1g1 kolenin hukmu gibidir. Biz bunun hukmunu daha once
ac;1klam1?t1k.
Ki?i iki cariyeye "size malik oldugumda, benim olumumden sonra
ozgursunuz" dese sonra onlardan birini satin alsa ve kadin onun mulkiyeti altinda
c;ocuk dogursa, ard1ndan digerini satin alsa, her iki kadin da mudebber olurlar.
(unku ko?ul onlara malik olmakt1r. Bu da ikinci cariyeyi satin almakla tamam
olmu?tur. ilk cariyenin c;ocugu koledir. Satilabilir. (unku o, anas1 hakkinda tedbir
hukmu sabit olmadan once dogmu?tur. Bir ko?ula baglanan ?ey ancak ko?ulun
tamam1 bulunduktan sonra yerine ula?abilir.
"Bir z1mml'nin tedbir yapt1g1 kole musluman olsa; kolenin, degerini odemek uzere
c;al1?masina hukmolunur".
$afii (rh a J'e gore z1mml koleyi satmaya zorlanir. (unku O'na gore mudebber
sat1ma elveri?lidir.
Biz Hanefllere gore ise mudebber ummu veled gibidir (sat1lamaz). Biz bu
hukmu ummu veled konusunda ac;1klam1?t1k. Eger c;al1?arak borcunu oderse ozgur
olur. Borcunu odemeden once efendi olurse ve kolenin degeri olenin mal1nin uc;te
birini a?m1yorsa tedbir nedeniyle ozgur olur. Maksat c;al1?ma bedeline gerek
olmaks1zin yerine geldigi ic;in c;al1?ma borcu dl.i?er. Her hangi bir yargllama
olmaks1z1n efendinin, kole ile degeri uzerinde sulh yapmas1 ile hakimin koleden
c;al1?mas1n1 istemesi ayn1d1r. (unku kolenin c;al1?mas1n1 taleb etmeyi gerektiren
neden, onun bedeli odemekten aciz kald1g1 durumda dahi devam etmektedir.
Ancak sulh bedelinde kolenin degerini a?an bir fazlal1k varsa, kole odemekten aciz
kald1g1 durumda, hakim bu fazlal1g1 iptal eder. Onu degerini odemek ic;in
c;al1?maya zorlar.
"Dar-1 harbten olan bir ki~i kolesine gayr-i mi.islimlerin i.ilkesinde (dar-1
harbte) tedbir yapsa, bu i~lem, onu orada ozgi.ir ktlmas1 gibi gec;ersizdir".
(unku tedbir ile ozgur k1linma hakk1nin sabit olmas1, Islam! hukumlerdendir.
Islam hukumleri ise dar-1 harpde, o ulke halk1 hakk1nda yurumez. Onlar guvence
(eman) ile Islam ulkesine gelseler ve kole musluman olsa, efendi onu satmaya
zorlan1r. (unku onun harp ulkesinde yapt1g1 tedbir gec;ersizdi. Eman ile Islam
Olkesine girdikten sonra efendi kolesine tedbir yapsa, onun tedbiri gec;erlidir.
(unku hukuki i?lemlerle ilgili islaml hukumler bizim ulkemizde onlar hakk1nda da
gec;erli olur. Bu mudebber musluman olsa onun degerini odemek ic;in c;al1?masina
hukmedilir. (unku muste'menin (izinle Islam ulkesine giren yabanc1) mulku, eman
nedeniyle korunmu?tur. Kolenin sat1lmas1 tedbir nedeniyle imkans1z duruma
gelmi?tir. Kole c;al1?1rken, efendi dar-1 harbe donse sonra efendi oldurulse veya
muslumanlar dar-1 harbe galip gelseler veya efendi esir edilse kole ozgur kll1nir.
(al1?ma zorunlulugu ortadan kalkar. Efendi oldugunde c;al1?ma borcunun kalkma [7/201]
nedeni, tedbir nedeniyle ozgur kll1nma ko?ulunun bulunmas1d1r. Efendi, esir
316 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

oldugunda kblenin c;all~ma borcunun ortadan kalkmas1n1n nedeni ise; efendinin


kale uzerindeki mulkiyeti bat1I olu~udur. (unku kble mala malik olmaya ehil
degildir. Mudebber, bir ki~inin mulkunden bir ba~kas1n1n mulkune gec;emez. Kole,
efendinin mulkunden c;1kar da ba~kas1nin mulkune girmezse bzgur olur. Harp
ulkesine muslumanlar galip geldiginde de efendinin mulkiyetinin dokunulmazl1g1
kalmam1~t1r. Halbuki kblenin c;al1~ma borcu efendinin mulkunun dokunulmazl1g1
nedeniyle idi. Bu dokunulmazl1k kalmay1nca, kblenin c;al1~ma borcu da gec;ersiz
olur.
"Dar-1 harbe mensup bir ki~i (harbi) l.imml.i veledini islam l.ilkesine
getirse sonra kadm ml.isll.iman olsa, kadmm ~ah~masma hl.ikmedilir."
(unku dar-1 harpte cariyenin ummu veled olmas1, (c;ocugun) nesebine tabi
olarak gec;erlidir. Kad1n1n c;al1~mas1na hukmedilir de sonra efendisi musluman
olursa, cariye c;al1~ma borcunu bderse bzgur k1l1n1r. Odeyemezse onun ummu
veledi olmaya devam eder. (unku efendinin kad1n uzerindeki mulkiyetini devam
ettirmesine engel olan durum, efendinin musluman olmas1yla ortadan kalkm1~t1r.
Cariye, musluman olur ve efendisi onu az veya c;ok bir mal kar~1l1g1 kendisine
satarsa, bu sat1~ gec;erli olur. Kadin sat1~1 kabul ile bzgur olur. Sat1~ bedeli
kendisine bore; olur. Efendi musluman olmadan once veya sonra olurse, bore;
kad1n1n uzerinde bulundugu durum uzere kalmaya devam eder. (unku kad1n sat1~1
kabul etmekle bzgur olmu~tur. Bundan sonra efendinin blmesi ile hayatta kalmas1
e~ittir.

"Ml.irted (islamdan ~1kan birisi), kolesine tedbir yapt1gmda Ebu Hanife


(rh.a.)'e gore, diger tasarruflarmda oldugu gibi bu tedbiri de ask1dad1r. Eger
ml.irted oll.irse veya oldl.irl.ill.irse ya da dar-1 harbe kat1hrsa tedbiri ge~ersiz
olur. Kole miras~1lannm kolesi olur. Eger ml.isll.iman olur ve Islam l.ilkesine
doner de, kolesini miras~ilann elinde bulur da ahrsa kole onceki durumu
l.izere ml.idebber olur".
(unku kble onun eski mulkiyetine doner. Adam, Islam yurduna (dar-1 islama)
dbnmeden tedblr yapmas1nda oldugu gibi bu tedblr yururluktedir. (unku o
murted olmakla muhatap olmaktan c;1kmam1~t1r. Onun mulkiyetinin asl1 irtidat
etmesinden sonra da devam etmektedir. Mulkiyetin ask1da olu~u. mirasc;ilann
hakk1 nedeniyledir. Murted olan ki~i, musluman olarak geri dbndugunde onlann
hakk1 du~mu~tUr. Ayn1 ~ekilde hakim kblenin mirasc;1lara ait olduguna
hukmettikten sonra mirasc;1lar da o koleyi satsalar, bu sat1~lan gec;erli olur. (unku
tedbir, murted hakk1nda gec;erli idi. (unku o, tedbir yapt1g1 zaman kbleye malik
idi. Hangi nedenle olursa olsun ki~i o koleye malik oldugunda o kale mudebber
olur.
Murted ki~i irtidat durumunda iken cariye ondan c;ocuk dogursa, sonra efendi
musluman olsa, bldurulse veya dar-1 harbe s1ginsa, o cariye, kendisinin ummu
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ t 19
OZGURLUGE KAVU~MA YOLLARI
(AZAT VESiLELERi)

EbO Kala be (r a )'den rivayet edildigine gore bir adam olecegi s1rada kendisine
ait tek mal1 olan kolesini ozgur klld1. ResOlullah (s av) bu ozgur k1lman1n uc;te birini
(7/75]
onaylad1. Kolenin degerinin geriye kalan uc;te ikisi ic;in de kolenin c;al1~mas1n1 (bu
bedeli mirasc;1lara odemesini) istedi.
Bu hadis; olum hastal1g1 s1ras1nda yapllan ozgur k1lmanin bir vasiyet
oldugunu, bu ozgur kllmanin, kolenin degerinin uc;te birinde gec;erli oldugunu ve
bir k1sm1 ozgur kll1nan kolenin, degerinin geriye kalan k1sm1 ic;in c;al1~arak borcunu
odeyecegini gostermektedir. Bu nedenle bu had is bizim ic;in $afii (rh a) ye kar~1 bir
deli I olmaktad1r. cunku $afii (rh a) hic;bir ~ekilde kolenin c;al1~masina
hukmetmemektedir. Ozgur k1lman1n bolunmesi meselesinde ac;1klayacag1m1z uzere
o, kalan k1s1mda koleligin devam ettigini soylemektedir.
Hasan-1 Basrl (rh.a )'den naklen belirtildigine gore bir adam olecegi s1rada alt1
kolesini ozgur k1ld1. ResOlullah (s.a.v.) de onlar aras1nda kura c;ekerek ic;lerinden
ikisini ozgur k1ld1. Diger dordunu kolelik durumuna geri c;evirdi.
$afii (rh a.) bu hadisin ac;1k anlam1n1 bizim aleyhimize delil olarak getirmektedir.
cunku bize gore; olum hastal1g1 s1ras1nda alt1 kolesini ozgur k1lan bir ki~inin ba~ka
bir mal1 yoksa ve kolelerin degeri birbirine e~itse her bir kolenin uc;te biri ozgur
olur. Her bir kole, degerinin uc;te ikisi ic;in c;al1~1r.
$afii (rh a )'e gore ise hakim onlari uc; gruba boler. Sonra onlar aras1nda kur'a Hak
c;eker. Kur' a sonucu ikisi ozgur olur. Geri kalan dort ki~i kole olmaya devam eder. malikleri
arasmda
$afii (rh a) bu konuda yukarida an1lan hadisi deli I olarak getirmi~ ve kendi kur'a
goru~unun ustUn oldugunu ~u ~ekilde savunmu~tur: Bu hukmu uygulamada her iki ~ekmek

taraf1 da gozetme vard1r. cunku her bir kolenin uc;te biri ozgur k1l1nm1~ olsa vasiyet
once uygulanm1~ ve mirasc;ilarin hakk1nin kendilerine ula~mas1 gecikmi~ olur. Hatta
bu uygulama mirasc;ilarin hakk1n1 manen iptal etmek anlam1 ta~1r. cunku kolenin
c;al1~mas1 helak olmu~ mal hukmundedir. cunku iflas etmi~ kimsenin zimmetinde
bulunan mal (alacak) helak olmu~ say1l1r. Vasiyeti bu yolla uygulamak mumkun
olmay1nca butUn ozgur kllma i~leminin iki ki~ide toplanmas1 gerekli olur. bzgur
k1l1nm1~ olmay1 hak eden kimseyi belirlemek kur'a ile olur. cunku kur'a c;ekme bu
dinde (~eriatta) bir aslld1r. Bu, bizden onceki dinlerde de vard1. Allahu Teala ~oyle
buyurmu~tur: ~f-.i' ~~ r+.l f+-Jl.il ,)
fa; ~~ ft!.J ..:...:5 ~ j , "/r:;lerinden hangisi
Meryem'i himayesine alacak diye kura r:;ekmek uzere kalemlerini atarlarken Sen
on/arm yanmda degildin." (Al-i lmran, 3/44). Bir ba~ka ayette de ~oyle buyurmu~tur:
~ ~Ll1 &! 5l5j r-AL:.i , "(Gemide o!anlarla) kar~1/Jk/1 kur'a r:;ektiler de
yitirenlerden oldu" (Saffat, 37/141).
3tS _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
c;:unku c;:ocugun nesebini kendisine gec;:irme hakk1, nesebin kendisi gibi iptal
edilemez. Diger taraftan sat1m i~lemi bozulma ve gec;:ersiz k1l1nmaya ac;:1k olma
yonunden, nesep iddias1nda bulunmaktan zay1ft1r. Zay1f olan bir ~ey guc;:lu olan1
kald1rmaz.
Cariye c;:ocugu sat1~tan sonra, alt1 aydan daha fazla bir sure gec;:tikten sonra
dogurursa, sat1c1nin sozu tasdik edilmez. c;:unku bu durumda biz dollenmenin,
sat1c1nin mulkiyetinde iken meydana geldigini kesin olarak bilemeyiz.
Al1c1 c;:ocugun nesebini sat1c1dan daha once iddia etmi~se; c;:ocuk ister sat1~
tarihinden itibaren alt1 ay gec;:meden, isterse gec;:tikten sonra dogsun nesep sat1c1ya
ait olur. c;:unku al1cin1n iddias1 kendi mulkunde olmu~tur. Ayrica, c;:ocugun
nesebinin al1c1ya ait olmas1 ile, c;:ocugun sat1c1ya bir ihtiyac1 kalmad1g1 ic;:in, sat1c1nin
nesep iddias1 gec;:erli olmaz. Diger taraftan nesebin sabit olmas1, nesebi kendine
katma hakk1ndan daha kuvvetlidir. Guc;:lu olanin ortaya c;:1kmas1yla zay1f olan
ortadan kalkar. Varl1g1n1 devam ettiremez.
Hem sat1c1 hem al1c1 birlikte iddiada bulunsalar; cariye c;:ocugu alt1 aydan once
dogurmu~sa bize gore c;:ocuk sat1c1n1n olur. Ibrahim en-Nehal (rh a )'e gore c;:ocuk
al1c1nin ogludur. c;:unku iddia esnas1nda al1c1n1n c;:ocuk uzerinde gerc;:ekten
mulkiyeti vard1r. Bu nedenle o, sat1c1ya tercih edilir. Biz ise ~oyle diyoruz: (Her ne
kadar sat1c1 ile al1c1 birlikte iddiada bulunmu~larsa da) sat1c1n1n iddias1 manen daha
oncedir. c;:unku sat1c1, iddias1ni dollenme an1na dayand1rmaktad1r. Dollenme de
onun mulkiyetinde iken gerc;:ekle~mi~ti. Bu nedenle cariye onun ummu veledi olur.
Sat1~ da gec;:ersizdir.

Cariye c;:ocugu tam alt1 ay sonra dogurursa al1c1nin iddias1 daha ustundur.
c;:unku bu durumda dollenmenin sat1c1n1n mulkiyetinde iken gerc;:ekle~tigini kesin
olarak biliyoruz. Biz bu konulari "Dava" bblumunun ac;:1klamas1na (~erhine) dair
yazd1rd1g1m1z bolumde ac;:1klam1~t1k.
Cariye; birisi alt1 aydan once birisi de tam alt1 ayda olmak uzere iki c;:ocuk
dogursa sat1c1nin iddias1 esas al1nir. c;:unku c;:ocuklar ikizdir. Biz ilk c;:ocugun
sat1c1nin mulkunde iken ana karn1nda oldugunu kesin olarak bilmekteyiz. ~uphe,
kesin olarak bilinene tabi olur. Kad1nin her iki c;:ocugu da alt1 aydan once
dogurdugu kabul edilir.
Al1c1, nesep iddiasinda bulunmadan once anay1 bzgur k1lsa, kad1n tekrar kale
olmaz. c;:unku bzgur k1lma s1ras1nda al1c1n1n cariye uzerinde mulkiyeti
bulundugundan, bzgur k1lma gec;:erli olmu~tur. Bununla da kadin, kendisi
hakk1ndaki sat1~1n bozulmasina elveri~li olmaktan c;:1km1~t1r. Diger taraftan biz sat1~1
ve bzgur kllmay1 bozarsak; kadin sat1c1n1n ummu veledi olur. Bu durumda da biz
kad1nin bzgur olduguna hukmetmi~ iken sat1c1 mulkune dayanarak onunla ili~kide
bulunmu~ olur. Halbuki bu caiz degildir. Ne var ki kad1n bzgur k1lind1ktan sonra
c;:ocuk nesebe muhtac;:t1r. Sat1c1n1n, c;:ocugun nesebini kendisine katma hakk1
-
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 319

devam et mekte oldugundan <;ocugun nesebi kendisinden sabit ol ur. (ocuk


uzerindeki sat1~, onun payin1n bedelden du~ulmesiyle bozulur. (unku geri almakla,
<;ocuk gaye (maksat) olmu~tur. (ocugun fiyatta bir pay1 bulunur. Sat1c1 bunu
al1c1ya geri oder.
Aldat1lan ki~inin durumunda oldugu gibi burada da <;ocugun nesebinin sabit [7/203]
olmas1, annesinin ummu veled olmas1n1 gerektirmez.
Al 1c1, idd iada bu lunmadan once <;ocugu ozgu r kllm1~sa sat1cin1n iddias1
ge<;ersiz olur. (unku vela alic1 lehine sabit olmu~tur. Vela, sat1c1ya ait olan nesebi
katma hakkindan daha kuwetlidir . Kuvvetlin in ortaya <;1k1~1ndan sonra zay1f olan
varl1g1n1 devam ettiremez. (ocugun annesi, sat1c1nin ummu veledi olmaz. (unku
kadin1n hakk1, nesep konusunda <;ocugun hakkina tabidir. Sat1c1 asll olan ~eyde
tasdik edilmedigi gibi, tabi olanda da tasdik edilmez.
Al1c1 <;ocugu ozgur kllmasa, fakat <;ocuk oldukten sonra sat1c1 <;ocugun
nesebini iddia etse hukum yine yukar1da belirttigimiz gibidir. (unku oldukten
sonra <;ocugun nesebe ihtiyac1 kalmam1~, daha ba~tan nesebinin sabit olmasina
elveri~li bir yer olmaktan <;1km1~t1r.

Olen <;ocugun da hayatta bir <;ocugu bulunsa, sat1cin1n iddias1 yine ge<;erli
olmaz. Lian 135 yapan kadinin <;ocugunda ise boyle degildir. (unku lian meselesinde
nesep aslen sabit idi. lian nedeniyle ortUlu bir durum ald1. (ocugun olumunden
sonra, o geriye <;ocuk b1rakinca nesep devam eder. Dolay1s1yla kocanin iddias1yla
nesep ortaya <;1kar. Burada ise <;ocugun nesebi aslen sabit degildi. Onun
olumunden sonra, ba~tan onun nesebini iddia etmek de mumkun olmaz. Bu
nedenle olen <;ocugun, <;ocugunun bulunmas1, sat1c1n1n iddias1n1 dogru sayma
konusunda goz onune al1nmaz. Biz bu fark1 "Dav a" konusunda a<;1klad1k.
"Ki~i , cariyesini satsa ve cariye sat1~1n uzerinden alt1 ay ge<;meden <;ocuk dogursa;
sat1c1 <;ocugun kendisine ait oldugunu iddia etse ve alic1 de onu tasdik etse
<;ocugun nesebi sat1c1ya ait olur, sat1~ da kald1nlir".
(unku sat1c1n1n iddias1nin ge<;erli olmas1n1 engelleyen ~ey al1c1nin hakk1d1r.
Diger taraftan sat1c1 ve al1c1, cariyenin gebe kalmas1n1n sat1~tan once oldugunda
hem fikirdirler. Hak o ikisinden ba~kas1nin degildir. Boyle olunca onlar bir ~ey
uzerinde ittifak edince ittifak ettikleri ~ey sabit olur.

13 5
Lian /.Jl...lll (Miilaane /l.;;'.ll.JI): Sbzlukte lanetle~mek anlam1ndad1r . $er'i 1stliahta; kocanin kansina
zina isnad1nda bulunmas1 ve dbrt ~ahit getirememesi sonucunda kan ile koca n1n, hakim huzurunda
~er'i usulune uygun olarak dbrder defa ~ahad ette bulunduktan sonra kendilerine lanet ve gazap
okumalandir. Koca "zina isnadinda dogru olduguna, eger yalancilardan ise AllahTeala ' nin lanetinin
Ozerine olmas1n1"; kadin da " kocas1nin kendisine zina isnad1nda yalanc1 olduguna eger dogru ise
Allah Teala'nm gazabin1n Ozerine olmas1n1 " yeminle ifade eder. (en-NOr 24/6-9) Yaplian bu
yeminler, koca hakk1nda hadd-i kazif, kadm hakk1nda da hadd-i zina yerine ge~er ve ha kim
taraf1ndan aralan aynlir.
320, _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Kadin dogum yapmadan alic1 onu satsa ve o bir kac; el degi~tirse sonra ilk
sat1~ uzerinden alt1 ay gec;meden dogum yapsa, onu al1p satanlann tUmu c;ocugun
nesebini iddia etseler, c;ocuk ilk sat1c1nin olur. (unku kad1n1n gebe kalmas1 ilk
sat1c1n1n mulkunde iken gerc;ekle~mi~tir. Bu nedenle onun iddias1 manen en ewel
yapilm1~ olur. Butun sat1~lar kald1nl1r. (unku birden fazla sat1~. kald1rmaya ac;1k
olma bak1m1ndan bir tek sat1~ gibidir. Birden fazla sat1~ olmas1 nedeniyle ilk
sat1cin1n c;ocugun nesebini kendine katma hakk1 gec;ersiz olmaz.
Ayn1 ~ekilde ki~i kendisinin yaninda iken dogmu~ olan bir c;ocugu satsa, sonra
onun nesebini iddia etse hukum yine ayn1d1r. (unku annenin c;ocuga gebe kalmas1
ve c;ocugun dogumu, onun mulkiyetinde iken gerc;ekle~mi~tir. Bu nedenle
kendisinin c;ocugun nesebini katma hakk1 daha kuwetlidir. Gebe kalma durumu
gizli oldugu ic;in, sat1c1nin c;eli~kiye du~mu~ olmas1, onun c;ocugun nesebini iddia
etmesine engel olu~turmaz. (unku ilk once durum sat1c1ya kan~1k geldiginden o,
c;ocugun kendisinden olmad1g1n1 zannedebilir. Sonra onun kendisinden oldugunu
ogrenince nesebini iddia etmek suretiyle bunu telafi eder.
"Bir ki~inin elinde henuz konu~amayan bir ~ocuk bulunsa, o ~ocuk
ister kendisinin yanmda iken dogmu~ olsun ister olmasrn, ki~i onun kolesi
oldugunu ve onu ozgur k1ld1grn1 iddia etse sonra da onun oglu oldugunu
soylese i;eli~ki nedeniyle k1yasa gore iddias1 kabul edilmez. istihsana gore
ise, daha once de belirttigimiz gibi annenin gebeligindeki belirsizlik
nedeniyle iddias1 kabul edilir".
Diger taraftan o ki~i; nesebe ihtiyac1 bulundugu bir durumda, ozgur
kil1nd1ktan sonra elinde bulundurdugu c;ocugun nesebini iddia etmektedir.
(ocuk ki~inin elinde, buluntu (laklt) olarak dururken onun nesebini iddia etse
nesep ona ait olur. Bu meselede nesebin sabit olmas1 onceliklidir.
Ki~i. yeti~kin kolesini ozgur kild1ktan sonra onun nesebini iddia etse, kale ya~
bak1m1ndan iddiada bulunan1n c;ocugu olabilecek durumda olsa ve iddiac1y1 tasdik
etse, onun nesebi iddia edene ait olur. Eger kale tasdik etmezse nesep ona ait
olmaz. (unku (ozgur ki11nm1~ olmas1 nedeniyle) o kendisine maliktir. Kendisini
ifade edebilecek durumdad1r. Bu nedenle onu elinde bulunduran ki~inin iddias1n1n
gec;erli olmas1, nesebi iddia edilen ki~inin tasdikine dayan1r. Ozgur k1lmadan once
ise boyle degildir. (unku o, mulkiyet yonunden efendisinin elindedir. Kendisi
hakkinda soz soyleme yetkisine de sahip degildir. Bu nedenle efendi kolenin
tasdikine ihtiyac; olmaks1z1n, onun nesebini iddia etme konusunda tasdik edilmi~
olur.
"iki ki~iye ait olan mudebber bir cariye bir ~ocuk dogurunca, cariyenin
[7/204] maliklerinden birisi ~ocugun nesebini iddia etse, nesep ona ait olur. 0 ki~i
~ocugun mudebber olarak degerinin yarisrn1, ve kadrnm ukr'unun yarism
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 321
oder. l~te buradaki istihsan gibi (Muhammed [rh.a.J) ku<,;uk <,;ocuk hakkmda
da istihsana gore hukum vermi~tir".
Muhammed (rh.a.) sanki ~una i~aret etmektedir; ozgur k1lma ile vela ozgur
k1lana ait olur. vela bozulmaya uygun olmad1g1ndan k1yasa gore c;ocugun nesebini
kendine katma hakk1 iptal olur. Nitekim iki ki~iye ait olan mudebber cariyenin
c;ocugunda da velanin yans1 ortak lehine sabit olunca, ortaklardan birisi c;ocugun
nesebini iddia ettiginde k1yasa gore tasdik edilmez. Ancak Muhammed (rh a.)
burada istihsana gore hukmederek ~oyle demi~tir: "Nesebin iddia edene ait
olmas1yla, velanin ortak ic;in sabit olmas1 aras1nda bir c;eli~ki yoktur. Ostelik
nesebinin isbat edilmesinde kuc;ugun yaran da bulunmaktad1r. Bu nedenle her iki
konuda da nesep sabit olur". Muhammed (rh a.) daha sonra ~unlan soylemi~tir:
"(ocugun velas1 onunla ortag1na aittir". "Dava Kitab1" nda da bun a benzer bir
hukum soylemi~tir. "Vela Kitab1" nda ise ~unlan soylemi~tir: "(ocugun velasinin
yans1 ortag1nd1r. Dig er yans1 baba hukmundedir". Bu nun anlam1 da "c;ocugun
yans1ndaki vela babaya aittir" demektir. Ancak bu velan1n fonksiyonu sadece
nesep sabit olduktan sonra, c;ocugun bir cinayet (sue;) i~lemesi durumunda
gorulmektedir. Biz bunu daha once ac;1klam1~t1k.
(ocugun annesine gelince; c;ocugun babas1n1n annedeki pay1 Ommu veleddir.
Diger ortag1n pay1 ise mudebberdir. (unku tedbir yapt1ktan sonra onun diger
ortaga gec;mesi mumkun degildir. Cariyenin tamam1 ancak, ki~i ortag1nin pay1n1
odeyerek ona malik olmad1g1nda, kendisinin ummu veledi olur . Odeyerek malik
olmak mumkun olmay1nca, ummu veled kilma (istllad) sadece kendi payina ozgu
kalm1~t1r.

lki maliki, yeti~kin kolelerine tedbir yapsalar sonra da onlardan birisi kolenin
nesebini iddia etse nesep ondan sabit olur. (unku tedbir yapild1ktan sonra da o
kale hala onlann mulkudur. Kolenin kendi uzerinde hakimiyeti ac;1k degildir. Onun
tasdikine ihtiyac; yoktur. Ancak tedbirden once iddiada bulunma durumunda
oldugu gib i, istihsanen nesep, ortaklardan yalnizca birine ait olur . vela ise her iki
ortaga aittir. 0 iki ortak sanki tedbirle vela hakk1n1 elde etmi~ gibidirler. vela ile
nesep aras1nda bir ayk1nl1k yoktur.
"Cariye, bir bat1nda iki c;ocuk dogursa ve efendi c;ocuklardan birini annesi ile
birlikte satsa, alic1 sat1lan c;ocugun nesebini iddia etse, her iki c;ocugun nesebi de
kendisine ait olur".
(unku o c;ocuklar ikizdirler. Sat1cin1n elindeki c;ocuk kendisinin kolesidir.
(unku al1c1n1n iddias1, ayn1 zamanda c;ocugun ozgur oldugunu iddia etmektir.
Halbuki gebelik alic1n1n mulkunde iken meydana gelmemi~tir . Bu, ozgur k1lma
gibidir. lkizler ozgur kil1nma bak1m1ndan birbirinden aynlabilirler.
Al1c1 satin ald1g1 c;ocugun nesebini iddia etmese, fakat onu annesi ile birlikte
ozgur kilsa sonra da sat1c1, kendi yanindaki c;ocugun nesebini iddia etse, [7/205]
belirttigimiz nedenle her iki c;ocuk da ona ait olur. Sat1c1n1n yan1ndaki c;ocugun
32!.l _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

aslen ozgur oldugu da sabit olur. ikiz <;ocuklardan birisi hakk1nda aslen ozgurlugun
sabit olmas1, zorunlu olarak digeri hakk1nda da sabit olmas1n1 gerektirir. Al1c1nin
yan1ndaki <;ocugun aslen bzgur olduguna hukmetmek de zorunlu olarak onun
ozgur kil1nmas1nin ge<;ersiz olmas1n1 gerektirir. <;:unku aslen bzgur olan ki~i bzgur
k11inamaz. Ancak bu durum, annenin bzgur kll1nmas1n1n da ge<;ersiz olmas1n1
gerektirmez. <;:unku cariyeyi ummu veled yapma, r;ocugun nesebinin zorunlu
sonucu degildir. Bu nedenle sat1c1 bedeldeki <;ocugun pay1n1 al1c1ya geri verir.
Anan1n pay1n1 geri vermez. Diger taraftan biz al1c1n1n <;ocugu ozgur k1lmas1n1
bozarsak, bunu daha gu<;lu olan, aslen bzgur olma nedeniyle bozmu~ oluruz.
Halbuki al1c1n1n anay1 bzgur kllmasin1 bozarsak, daha zay1f olan ummu veled olma
hakk1 nedeniyle bozmu~ oluruz. Bu ise kad1nin bzgur olduguna hukmettikten
sonra, milk-i yemin (ona malik olma) yoluyla onunla cinsel ili~ki hakk1na gbtUrur
halbuki bu caiz degildir.
"Bir ki~i, gebe bir cariye satsa, ahc1 sat1cmm dogacak ~ocugu iddia
etmesinden korkarak sat1c1dan ~ocugun nesebinden ka~mmas1m istese, o,
~ocugun sat1cmm cariyeyi evlendirdigi koleden olduguna tamkhk eder.
Sat1c1 bunu ikrar ederse Ebu Hanife (rh.a.)'e gore bir daha ebediyyen
~ocugun nesebini iddia edemez. Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a.) ise ~oyle
demi~lerdir; kale ~ocugu inkar ederse, sat1c1 o ~ocugun nesebini iddia
edebilir''.
<;:unku sat1c1nin <;ocugun nesebinin kbleye ait oldugunu ikrar etmesi, kblenin
yalanlamas1yla ge<;ersiz duruma gelir. lkrar ger;ersiz olunca, hit; yap1lmam1~ gibi
kabul edilir. EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a) bu nu velaya benzetmi~lerdir. <;:unku
vela nesep gibidir.
Sonra al1c1, sat1c1n1n kbleyi ozgur klld1g1na dair iddiada bulunsa, sat1c1 da onu
yalanlasa, sat1c1n1n yalanlamas1yla ikrari ge<;ersiz duruma geldigi i<;in onun velas1n1
kendisi i<;in iddia edebilir.
EbO Hanife (rh a.) ise ~byle demektedir: Al1c1nin ikrari iki hukmu i<;ermektedir;
1- Nesebin kendisine ait olmamas1n1
2- Nesebin koleye ait olmas1n1
Kblenin inkari ile, nesebin koleye ait olmas1 hukmunu i<;eren ikrari ge<;ersiz
olur. Ancak diger hukum, yani nesebin ikrarda bulunana ait olmamas1 hukmu
ge<;ersiz olmaz. <;:unku iki hukum birbirinden ayril1r. Gbrmez misin lian yapan
kad1n1n <;ocugunun nesebi lian yapan erkekten kesilir. Hi<; kimsenin o <;ocugun
nesebini iddia etme hakk1 olmaz. <;:unku fira~ (bir kad1nla cinsel ili~ki hakk1nin
olmas1) nedeniyle <;ocugun nesebinin ona ait olmas1n1 isbat etmek, nesebin
ba~kas1na ait olmad1g1na hukmetmektir. lian nedeni ile, nesebin lian yapan erkege
ait olmas1 hukmunu ge<;ersiz saysak bile, bu diger hukum bak1m1ndan muteber
olmaya devam eder. Nesep vela gibi degildir. <;:unku vela, mulkiyetin
r

Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 323


sonu~larindand1r. Bir ki~iden digerine ge~mesi mumkundur. Nesep ise boyle
degildir. Bu farkin a~1klanmasin1n tamam1 "Sat1~lar" ile ilgili bolumde yer
almaktad1r.
"iki ki~iye ait olan bir cariyeyi, ortaklardan biri digerine satsa, sonra
da alt1 ay ge<;meden cariye <;ocuk dogursa, her iki ortak <;ocugun kendisine
ait oldugunu iddia etseler, o <;ocuk her ikisinin <;ocugu olur. Sat1~ ge<;ersiz
olur".
(:unku gebe kalma o iki ki~inin mulkunde meydana gelmi~tir. Bu nedenle her
ikisi nesebi iddia etme hususunda e~ittir. (:ocugun nesebinin iddia edilmesi
nedeniyle kadin1n butUnunde sat1~in iptal edilmesi caiz olunca, yaris1nda iptal
edilmesi bnceliklidir.
Sat1c1 ~ocugun nesebini iddia etse ve ayn1 anda al1c1 ~ocugu bzgur kilsa,
nesep iddias1 daha hakl1 olur. (:unku bu iddia cariyenin gebelik durumuna
dayanmaktad1r. (:ocugun aslen bzgur oldugunun sabit olmas1 a~1sindan, iddiada
bulunan ki~inin, cariyenin gebe olmas1 s1ras1nda onun yaris1na malik olmas1
tUmune malik olmas1 gibidir. (:ocugun nesebini iddia etmek daha once olunca ve
bununla ~ocugun aslen bzgur oldugu sabit olunca, al1c1nin onu bzgur kllmas1 da
ge~ersiz olur.
Allahu Subhanehu ve Teala dogruyu en iyi bilir. Dbnu~ de ancak O'nad1r.

BiR BEDEL KAR~ILIGINDA OZGUR OLMAK 0ZERE ANLA~MA


YAPMI~ KOLE (MOKATEP)
Sahabiler (r.a.) mi.ikateb kalenin azgi.ir olma zamam konusunda gari.i~
aynhgma di.i~mi.i~lerdir:
ibn Abbas (r.a.), "Kitabet sazle~mesinin yaz1h oldugu beige ahmr
[7/206]
ahnmaz yani bizzat sazle~menin yap1lmas1 ile mi.ikateb kale azgi.ir olur.
<;i.inki.i bu beige, sazle~me s1rasmda di.izenlenir." demi~tir. ibn Abbas (r.a.)
bu gari.i~i.i ile sanki mi.ikatebe sazle~mesini, i.icret kar~1hg1 azgi.ir k1hnma
gibi kalenin bedeni (rakabesi) i.izerinde yap1lm1~ bir sazle~me gibi kabul
etmi~tir. Yap1lan ilk teklif (icab), ikinci beyan (kabul) ile birle~ince kale
azgi.ir olur. Bu durumda mi.ikateb, ademesi gereken sazle~me bedelini
efendiye bor<;lanm1~ olmaktad1r.
ibn Mes'ud (r.a.), "Mi.ikateb kale, kendi degerini efendisine adedigi
anda azgi.ir olur. Bedelin bu degerden fazla olmas1, durumunda mi.ikateb
kale, geri kalan bali.imi.i efendisine bor<;lanm1~ olur." demi~tir. ibn Mes'ud
122_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Olum hastal1g1 s1rasinda bir kolesini ozgur kilan ve ba~ka bir mal1 da olmayan
ki~i hakk1nda Ismail b. Halid'in, $a'bi (r.a.)'den rivayet ettigine gore Amir ~byle
demi~tir; Mesruk "bu kolenin tUmu ozgurdur. (unku kblenin maliki kbleyi Allah'a
tahsis etmi~tir. Ben o ki~inin yeniden kolelige donmesine hukmetmem" demi~tir.
$ureyh (r.a.) ise "uc;te biri bzgur k1l1nm1~ olur. Kalan uc;te ikisi ic;in kale c;al1~1r" der.
(Ismail dedi ki): Amir (e~-$a'bi)'ye sordum: lki gbru~ten hangisi sana gore
[7/77] daha guzel? O ~byle cevap verdi: Mesruk'un fetvas1, $ureyh'in de kazal hukmu
dedi. Bu, EbO Hanife (rh.a )'in de dedigi gibi, ozgur kilman1n hukum bak1m1ndan
bblunebilecegine ve bu bzgur k1lman1n tamamlanmas1 gerektigine, kalan k1s1mda
kbleligin devam ettirilmesinin caiz olmad1gina i~aret etmektedir. Bu ayn1 zamanda
Mesruk'un da fetvas1d1r.
Ali (r a )'den nakledilen rivayete gore o, borc;lu oldugu durumda, olecegi
s1rada kblesini ozgur k1lan bir adamin kolesi ile ilgili olarak, kolenin, borcu odemek
ic;in c;al1~acag1n1 sbylemi~tir.
EbO Yahya el-A'rac (r.a) de, ResOlullah (s.a v) den, kolenin bore; kar~1l1g1nda
c;al1~acag1n1 rivayet etmi~tir. Burada kastedilen bore;, kblenin degeri kadar
oldugundad1r.
lbn Mesud (r.a.) den de bunun benzeri rivayet edilmi~tir. 0 ~byle demi~tir:
"Cariye kendi degerini odemek ic;in c;al1~1r". (unku bore;; vasiyet ve mirastan once
gelir. Olum hastal1g1 s1rasinda koleyi ozgur k1lmak ise vasiyettir. Bore;
bulundugundan bu vasiyetin geri c;evrilmesi gerekir. Ancak bzgur kilma i~lemi feshi
(ortadan kald1rmay1) kabul etmez. Kblelik de du~tUkten sonra geri donmez. Bu
vasiyetin geri c;evrilmesi, kbleyi c;al1~maya mecbur etmek suretiyle olur. Ibrahim (en-
Nehal) den nakledildigine gore o ~byle demi~tir: Vasiyet ve bzgur kilma oldugu
zaman once ozgur kilmadan ba~lan1l1r. $ureyh'ten de bu ~ekilde rivayet edilmi~tir.
Bu ibn Omer (r a.J'in de goru~udur. (unku ozgur k1l1nma daha kuvvetli bir
nedendir. 0, bizzat redde ve geri dbnmeye ac;1k olmayacak bir tarzda baglay1c1
olur. Nedeni kuvvetli olan1 tercih etmek as1ld1r.
Gayri Omer (r.a)'den rivayet edildigine gore o "Os" adl1 h1ristiyan kblesini ozgur
miislimlere,
miisliimanlann kild1. Ona ~byle dedi "eger sen bizim dinimizde olsayd1n baz1 i~lerimizde senden
i~ini emanet yard1m isterdik". Bu, h1ristiyan bir kbleyi bzgur kilman1n da bir ibadet olduguna ve
etmek
muslumanlarin i~lerinin kendilerine emanet edilemeyecegine bir delildir. (unku
onlar bu konuda emaneti yerine getiremezler. Omer (r.a.) bunu EbO Musa el-E~'arl
(r.a) yi ele~tirme olarak sbylemi~tir. $byleki Omer (r.a.), EbO Musa'ya,
"Katibine sbyle bizim ic;in ~unu yazs1n" dedi.
0, "ben im kati bi m mescide g irmez".
Omer (ra) de, "kendisi cunup mu oldu?"
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _325
"Allah'm size vermi~ o/dugu ma/dan siz de onlara verin" (en-Nor 24/33) ayetini,
mukatebe bedelinin dortte biri olarak ac;1klam1~t1r.
Yine lbn Omer (r.a ), mukateb kolesinin vadesi gelen ilk taksitinde indirimde
bulunmu~ ve yukanda aktard1g1m1z ayeti okumu~tur. Ne var ki emir, bazen
mendupluk ifade eder. MerfCJ olarak rivayet edilen bir hadis de ayetin, vucub ic;in
degil, mendupluk ic;in oldugunu ac;1kc;a gostermektedir. Hanefi alimlerin gorQ~Q bu
~ekildedir.

~afi'ye (rh.a.) gore ise mukateb kale, efendiden, kararla~t1nlan bedelde yuzde
yirmi be~lik bir indirim yapmas1 talebinde bulunabilir. Ayetin ac;1k anlamina bakarak
Osman'1n vard1g1 goru~ de boyledir. c;:unku her hangi bir kay1t ile gelmemi~ olan
emir, vucub (farz) ifade eder. Diger yandan mukatebe akdi, efendi ile kale
arasinda, koleye yard1m ic;in yap1lan bir sozle~medir. Efendi bu sozle~me ile kazanc;
elde etmeyi degil, kolesinin ozgur olmas1n1 amac;lad1g1 ic;in, mukatebe akdi bir
yard1m etme sozle~mesi olmaktad1r. Herhangi bir sozle~me ile, o sozle~menin
me~ru k1l1nma amac1 ne ise o elde edilir. Mukatebe sozle~mesi yard1m etme amac1
ile gec;erli kabul edildigine gore, mukateb kale, efendiden, sozle~me bedelinin bir
bolumunde indirimde bulunma hakk1na sahip olur. c;:unku bu, o koleye s1rf [7/207]
yard1m anlamina gelir.
Biz Hanefllerin delili ise ~udur: Sozle~me, bedelin verilmesini gerektirir.
Sozle~menin, bedelin ortadan kald1rmay1 gerektirdigini soylemek caiz olmaz.
c;:unku bir ~ey ayn1 zamanda z1dd1n1 da ic;eremez. Diger yandan k1yas da
Hanefllerin goru~une bir delildir: c;:unku mukatebe, bedelli (1vazl1) bir sozle~medir.
Bu nedenle t1pk1 diger bedelli sozle~melerde oldugu gibi, mukatebede de bedelde
indirim hakk1 olmaz. c;:unku bir sozle~mede, bedellerden biri digerine gore
belirlenir. Ayette kastedilen bu hukum vucup ic;in degil mendupluk ic;indir. c;:unku
ayetin yukanda aktard191m1z bolumu, ayn1 ayetin devamindaki, ...:...Qj1 ~A .:r.J.l1J~
41_r.;. ~ (: !;,. ~I r-A J~Ki · 5:;:;1.;.;1 ~ ~ "Ellerinizin a/tmda bulunanlardan (kale/er
ve cariyelerden) mukatebe yapmak isteyenlerle, eger kendilerinde bir haytr
(kabi/iyet ve guvenir/ik) garuyorsaniz hemen mukatebe yaptn" (en-NOr 24/33)
bolumune atfedilmi~tir. Ayetin bu bolumundeki emir mendupluk ic;indir. c;:unku,
efendi, onlarda bir hay1r gorse bile, kolesi ile mukatebe sozle~mesi yapmas1 vacip
degildir. i~te ayette gec;en, ~r-A )i9' "on Iara verin" ifadesi de ayn1 ~ekildedir. c;:unku
atfedilen, kendisine atfedilen ~eyin hukmunu al1r.
Keib! ~oyle der: "Bu ayette kastedilen, zekat1n mukateb kolelere verilmesidir.
Bu nedenle ayet, insanlara, mukatebe bedellerini odemeye yard1m olsun diye,
zekatlann1 mukateb kolelere vermeyi emretmi~tir. Nitekim Allahu Teala, zekat1n
verilecegi yerleri ac;1klarken, ~ ..-:...tijl '1j, "ve kale/ere" (et-Tevbe 9/60) ifadesini Zekat
kullanm1~t1r. Kolelerle kastedilen, muk~teb kolelerdir. Bu soyledigimize, yukanda
aktard1g1m1z ayetin, ~~I ~l.4 _:,...j> "Allah'm ma/Ian" bolumu delildir. Mal sozcugu,
Koleyi Ozgiir Klima Kitabt. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 123
EbO Musa, "Hay1r, o h1ristiyand1r" dedi. Bunun uzerine Omer (r a)
"Subhanallah ! Sen Allah'in

~ 'l~ ~)~ .q ~-'~ ~ ~~ IJW 'i,


"Kendi d1~1mzdakileri s1rda~ edinmeyin. <;unku onlar size fena/1k etmekten
as/a geri durmaz!ar" (Al-i lmran, 3/118) dedigini i~itmedin mi?" dedi.
Omer b. Abdulaziz'den rivayet edildigine gore o bir h1ristiyan kblesini ozgur
kild1. Sonra o kale oldu. Omer de onun miras1n1 hazineye aktard1. Bu, musluman1n
kafire mirasc;1 olamayacag1n1 gbstermektedir. Eger kafir, mirasc;1 b1rakmadan blurse
onun mal1 devlet hazinesine ait olur.
lbn Omer (r a) den rivayet edildigine gore bir cariyesi zina etti. Bu zinadan bir
Zina eseri
c;ocuk dunyaya getirdi. lbn Omer (r a) o cariyeyi ve c;ocugunu bzgur kild1. Bu, olan
~oc u klara 1yi
zinadan dogma c;ocugu bzgur k1lmak suretiyle Allah'a yakla~manin caiz oldugunu
davranmak
gbstermektedir.
Omer (ra )'den rivayet edildigine gore o zinadan olma c;ocuga iyi
davranilmas1n1 vasiyet etti. Zinadan dogma c;ocuklann bzgur k1l1nmas1n1 tavsiye
etti. (unku onlar da diger insanlann malik oldugu sayg1nl1ga maliktir. Onlann
gunahlan da yoktur. Gunah ancak onlann ana babas1na aittir. Nitekim Ay~e
(ra.)'den rivayet edildigine gore o,

~ ~~t ;jJ ~jjlj


- ~)- .qj ~
~

"Hir;bir gunahkar, ba~kasmm gunah yukunu ustlenmez" (lsra, 17/15) ayetini bu


anlama yorumluyordu.
Ibrahim ve Amir'den (r.a.) rivayet edildigine gore, onlar ~byle demi~lerdir:
Zina'dan dogma kblenin kefaret olarak bzgur kil1nmas1 yeterli olmaz. Onlar
Peygamber'in

~*11 ~ J.}JI :Jj


"Zinadan dogan r;ocuk ur;un (ana, baba ve r;ocuk arasmda) en ~erlisidir"79
hadisini bu anlama yorumlam1~ gibidirler.
Ancak biz bu konuda Ibrahim ve Amir'in (r.a.) gbru~lerini kabul etmiyoruz.
(unku Allahu Teala koleyi bzgurluge kavu~turmay1 emretmi~tir. Kblelerin c;ogunun
genellikle babas1 bilinmez. Hadisin yorumu da ~u ~ekildedir. "Nesep bak1mindan
[7178]
uc;unun en ~erlisidir. (unku onun nesebi yoktur''. Yahut da bu hadis, zinadan
dogma belirli bir ki~i hakk1nda sbylenmi~tir. 0, asi olarak yeti~mi~ti. Ana
babas1ndan daha kbtU idi.

79
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/311; Ebo DavOd, ltk 12; Hakim, Mustedrek, 11/233; Beyhak\, es-
Sunenu'/-kubra, X/57.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _327
Evlilik sozle~mesinde ise hukum farkl1d1r. (unku evlilik sozle~mesi, nzanin tam
136
olarak bulunmasina dayanmaz.
Henuz teslim almadan once, satin al1nan mal1n kusurlu c;1kmas1 durumunda
da hukum farkl1d1r. (unku al1c1, mal1 teslim almadan once, malda bulunan kusur
nedeniyle onu tek ba~1na geri verme hakkina sahiptir. Hanefllerin bu konudaki
temel prensibi budur. Eger mal teslim alinm1~ ise, bu bize, teslim alma gerc;ekle~tigi
ic;in, sbzle~menin tam olarak kuruldugunu gosterir. Sbzle~me tam olarak
kurulduktan sonra ki~i tek ba~1na sbzle~meyi kald1ramaz. (unku bu durumda
yap1lacak bir bozma (fesih) i~lemi, tam olarak gerc;ekle~en teslim alma i~leminin
ortadan kalkmasin1 ve odeme yukumlulugunun sat1c1ya gec;mesini gerektirir.
sahabiler (r a), mukateb kolenin, sozle~mede taahhut ettigi borcunu
kar~ilayacak kadar mal b1rakarak olmesi durumunda, hukmun ne olacag1
konusunda gbru~ aynl191 ic;indedir:
Alive lbn Mes'ud (ra), "mukatebe bedeli mal1ndan odenir. Ozgur oldugu
hukmu verilir. Kalan mal1 mirasc;ilarina ait olur" derler. Hanefi' alimlerimiz (rh.a) de
bu goru~u benimsemi~lerdir.
Zeyd b.Sabit (r a), "mukateb kolenin olmesi ile kitabet sbzle~mesi kalkar.
Mal1n1n tUmu efendisine ait olur." demi~tir.
$afi' (rh.a) de bu gbru~tedir. $afii (rh a) delil olarak ~unlan soylemi~tir: Mukateb
kolenin henuz ozgurlugune kavu~madan blmesi ile, sozle~me konusu (ma'kOdu
aleyh) ortadan kalkm1~t1r. Bu da t1pk1 teslim almadan once sat1m konusunun telef
olmas1 durumunda oldugu gibi, sozle~menin kendiliginden ortadan kalkmas1n1
(infisah) gerektirir. (unku sozle~menin konusu, kolenin bedeni/cani (rakabesi)dir.
Sozle~me ona baglanir. Sozle~menin bozulmas1 durumunda kolenin ve sozle~me
konusunun degerinin geri istenmesi (rucO') de belirttigimiz bu hukme bir delildir.
Diger yandan eger mukateb kale ya~asayd1, sbzle~me bedelinin efendiye odenmesi
ile ozgur olacak idi. Olmu~ bir kimse ise ozgur olmaya ba~tan konu olmaz. (unku
bzgur olmada, kblenin malik olma hakk1na sahip olmas1 anlam1 vard1r. Olmu~ bir
kimsenin boyle bir hakka malik oldugu ise du~unulemez. Soz konusu kolenin,
daha olmeden once ozgur oldugunu sbylemek de caiz degildir. (unku bir ko~ula
bagl1 olan ~ey, o ko~uldan once gerc;ekle~emez. Diger yandan bu kolenin hayatta
iken bzgur oldugunu sbylemek, ozgur olman1n daha bzgur olma ic;in gerekli olan
mukatebe bedelinin bdenmesi ko~ulundan once gerc;ekle~tigi anlamina gelir.
Bedel odenmeden, efendinin olmesinde ise hukum bbyle degildir. (unku
sozle~menin konusu efendi degildir. Efendi, sozle~meyi yapan kimsedir. Sbzle~me,
sozle~me konusunun telef olmas1 ile gec;ersiz olur. Sbzle~meyi yapan kimsenin
olmesi ile degil. (unku sozle~me, efendinin olumunden sonra devam etmekte ise,

136
Burada Hanef11erin, zorlanan kimsenin nikah ve talak1nin ge~erli oldugu ilkesi kastedilmi~ olmal1d1r.
328 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

olenin mirasc_;1lanna mOkatebe bedelinin odenmesi ile mOkateb kale bzgOr alur.
Onu bzgOr k1lan ki~i de efendi almu~ alur. Olen ki~i. bzgOr kilan alabilir. Arna
ozgOr k1l1nan alamaz. Gbrmez misin bir kimse kolesine, "ben oldOkten sanra sen
ozgOrsOn" dese, bu tasarruf gec_;erli alur. Fakat eger "sen, oldOkten sanra
ozgOrsOn" dese, bu tasarruf hie_; yapilmam1~ gibidir.
Bir kimse, oldOkten sanra kolesinin bzgOr kil1nmas1n1 vasiyet etse, gec_;erli alur.
Vasiyet edilen kimse a koleyi ozgOr k1ld1g1 zaman, ozgOr k1lma efendi ad1na
gerc_;ekle~mi~ alur. Dalay1s1yla vela hakkina da a sahip alur.

BOtOn bunlan goz onOne alarak ~oyle bir degerlendirme yapmak


mOmkOndOr: Efendinin mOlkiyeti, mOkateb kolenin buna ihtiyac1 bulundugu ic_;in,
olOmOnden sanra da hOkmen devam eder. Nitekim barcu bulunan ki~inin
mal1ndaki mOlkiyeti, barcu olc_;OsOnde devam eder. Efendi, olOmOnden sanra da
malina malik alduguna gore, sbz kanusu kolenin vela hakk1na da malik alur. Fakat
oldOkten sanra kolenin kolelik niteliginin hOkmen devam etmesi caiz degildir.
COnkO malik alma bir sayg1nl1k ifade eder. Oysa oldOkten sanra anda mOlk alma
niteliginin devam etmesinde bir sayg1nl1k bulunmamaktad1r. Kblelik niteligi devam
etmedigine gore, oldOkten sanra kolenin bzgOr almas1 da dO~OnOlemez.
Biz Hanefilerin bu kanudaki delili ~oyledir: MOkatebe, bedelli (1vazl1) bir
sozle~medir ve t1pk1 sat1m sozle~mesinde aldugu gibi, taraflardan birinin olmesi ile
kendiliginden artadan kalkmaz. (OnkO her hangi bir ka~ulu bulunmayan ivazl1 bir
sozle~mede taraflar arasinda e~itlik esast1r.

Hanefilerle ayni gorO~te almayan kimselerin buna bir itirazlan yaktur. Fakat
anlar ~unu iddia etmektedir: "MOkateb kolenin olOmO ile sozle~me kanusu
artadan kalkar." Oysa durum anlann dedigi gibi degildir. COnkO sozle~menin
kanusu, mutlak alarak sozle~me ile sozle~meyi yapan ki~inin alacag1 ~eydir. Mutlak
sozle~me ile efendinin alacag1 ~ey ise kolenin kendisi (rakabesi) degil, mOkateb
kolenin mOlkiyeti (anu elde tutma hakk1)d1r. S1rf sbzle~me ile bu anun alur (salim
alur). Sozle~menin kolenin rakabesine baglanmas1, sozle~me kanusunun rakabe
aldugunu gostermez. Nitekim kira sbzle~mesi de eve bagland1g1 halde,
sozle~menin kanusu evin kullanim hakk1d1r. MOkatebe sozle~mesinin gec_;ersiz
[7/209]
(fasit) almas1 durumunda kolenin rakabe (kuru mOlkiyet) degerine rucO' edilmesi,
sozle~me kanusunun rakabe almas1ndan dalay1 degil, sozle~me kanusu alan
tasarruf etme mOlkiyetinin bizzat degerli bir mal alma niteligini ta~1mad1g1 ic_;indir.
Bu nedenle sozle~menin gec_;ersiz (fasit) almas1 durumunda, sozle~me kanusuna en
yak1n degere sahip alan ~eyin (kolenin rakabesi) degerine rucO edilmi~tir.
HulO' kanusunda da boyledir. Ozerinde anla~1lan mOhalea bedelinin bazuk
almas1 durumunda, kad1n kacas1na daha once teslim alm1~ aldugu mallan geri
verir. COnkO sozle~me kanusu degerli degildir.
t24 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit
Ki~i cariyesine ozgur olmay1 kastederek "senin emrin (ozgur olma yetkin)
Ozgiir k1lma kendi elindedir" dese; cariye o mecliste kendisini ozgur k1larsa ozgur olur.
an lam ma
gelen sozler Kendisini ozgur k1lmadan once meclisten kalkarsa cariye olmaya devam eder.
<;:unku o kendi i~ine malik olmu~tur. Onun en onemli i~i ozgur olmakt1r. Kole
sahibinin ozgur k1lma konusunda niyeti gec;erli olur. bzgur olma yetkisini koleye
vermek (temlik etmek) meclisle sin1rl1d1r. Biz bu meseleyi bo~anma (talak)
konusunda ac;1klam1~t1k. Orada ~oyle demi~tik: Koca talaka niyet etmezse onun
sozu kabul edilir. bzgur k1lma meselesinde de, ozgur k1lmaya niyet etmediginde
durum boyledir. Onun ozgur yetkisini ba~kas1na verdiginde de hukum belirttigimiz
gibidir.
Ki~i cariyesine "kendini ozgur k1I" dese cariye de "kendimi sec;tim" dese bu
gec;ersiz olur. <;:unku cariyenin bu sozu, efendisinin kendisine sec;im hakk1 tan1mas1
durumunda verilecek bir cevapt1r. Halbuki efendisi cariyeye sec;im hakk1 vermemi~,
ozgur kilma konusunda yetkiyi ona b1rakm1~t1r. Bu durumda iken cariyenin
"kendimi tercih ettim" sozu mulkiyet hukmu ile tasarrufta bulunmak ic;in uygun
olmaz. Gormez misin efendi onu ozgur k1lma yetkisine maliktir. Efendi cariyesine
"seni kendi nefsime tercih ettim" veya "nefsimi senden tercih ettim" dediginde
cariye ozgur olmaz. Cariye "kendimi tercih ettim" dediginde de boyledir. Diger
taraftan efendinin "kendini ozgur k1I" sozu, ozgur k1lmay1 gerc;ekle~tirme
hususunda cariyeyi kendi yerine koymas1d1r. Bu durumda cariye, yalnizca efendinin
ozgur k1lmay1 gerc;ekle~tirebilecegi bir sozle ozgur kilmay1 gerc;ekle~tirebilir.
Efendi cariyesine "dilersen ozgursun" derse cariye o mecliste "diledim" derse
ozgur olur. Hie; bir ~ey soylemeden meclisten kalkarsa cariye olarak kalmaya devam
eder. Ozgur olmay1 cariyenin dilemesine b1rakmak, ona vermek (temlik etmek)
gibidir. Bu cevap da meclisle s1n1rl1d1r.
"Dilersen", "canin c;ekerse", "seversen", "beni sevdiysen", "bana k1zd1ysan
ozgursun" demesi durumunda da boyledir.
ButUn bu konularda, talak meselesinde oldugu gibi, kad1n mecliste
bulundugu surece, o sozu kabul edilir. <;:unku kadin1n kalbinde bulunan ~ey ancak
onun haber vermesi ile bilinebilir. Bu, ozgur olmay1 kad1nin bu durumlan haber
vermesine baglamak gibidir.
Belirtilen durumlarda cariye "seni sevmiyorum" deyip ard1ndan "seni
seviyorum" dese, c;eli~ki bulundugu ic;in tasdik edilmez. Diger taraftan yemine
sad1k kalma ko~ulu, onun ilk sozu ile yerine gelmi~tir. Bundan sonra onun efendisi
hakk1nda soyleyecek makbul bir sozu kalmam1~t1r. Efendi cariyesine "sen ozgur
olmay1 istiyor idiysen, ozgursun" dediginde de durum boyledir.
Efendi, cariyesine "hay1z oldugunda ozgursun" derse bu konuda istihsanen
kad1nin sozu esas al1n1r. <;:unku bu, ancak kad1n taraf1ndan bilinebilir. Ancak bu
sbz meclisle s1n1rl1 degildir. <;:unku kad1n ancak hay1z kanin1 gordukten sonra hayz1
330_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
kavu~acag1ni soyledik. Zaruretle sabit olan bir ~ey de soz konusu zaruretin
bulunmad191 yerde hukum ifade etmez. Bu nedenle o, daha hayatta iken mutlak
anlamda bir ozgurluge malik degildir.Ve mukateb kole, ozgur olma niteligine
zaruretten dolay1 malik oldugu i~in muhsan olma niteligini elde edemez. Muhsan
olmayan bir kimseye zina iftiras1nda bulunmak da had cezas1n1 gerektirmez. Had
cezalan, su~ konusunda ~Liphe bulunmas1 durumunda du~mesine ragmen,
ozgurluk ~uphe bulunmas1 durumunda sabit olabilir. Miras da ayni ~ekilde ~uphe
bulunmas1na ragmen sabit olabilir. Mukateb kolenin ozgur olarak oldugu
~eklindeki bir hukum, zorunlu olarak onun kalan kazan~lann1n miras~1lanna ait
olmas1n1 gerektirir.
Bir kimse, mukatebe yapt1g1 koleye izni olmaks1zm Kufe ~ehrinden
d1~an ~1kmamasm1 ko~ul koysa, bu ko~ul ge~ersiz olur.

(unku bu ko~ul, yap1lan sozle~menin geregine ayk1r1d1r. Mukateb kolede


(7/210] bulunan tasarruf mulkiyeti, ona hi~ kimseye dan1~maks1z1n diledigi yere gidebilme
hakkin1 verir. Mukatebe sozle~mesinde ama~lanan ~ey, kolenin mal kazanma
imkan1ni elde etmesidir. Bu da seyahat ederek kazanilabilir. Allahu Teala bir
ayetinde ~oyle buyurmaktad1r:

~ .fi>j'Yi ~ Z>y,~ 0_,~1_,,


"Bir k1smm1z Al!ah'm !Utfundan (rlZlk) aramak uzere yer yuzunde yo!
tepecekler ... " (el-Muzzemmil 73/20)
Mukateb koleyi, para ve mal kazanmaktan engelleyecek olan her tLirlu ko~ul,
sozle~menin geregine ve onunla ama~lanan ~eye ayk1n oldugu i~in ge~ersizdir.

Sufyan-1 Sevrl'ye (r a) gore ise boyle bir ko~ul ge~erlidir. (unku bu ko~ul,
emanet olarak bir kimseye mal b1rakan kimsenin ko~ulu gibi yararl1/anlaml1 bir
ko~uldur. Nitekim emanet b1rakan kimse, emaneti b1rakt191 ki~iye, "Bu nu
ba~kas1nin evinde deg ii, kendi evinde koru" dese, bu ko~ul ge~erlidir.

Biz Hanefilere gore, bu ko~ul her ne kadar ge~ersiz ise de sozle~meyi ge~ersiz
duruma getirmez. Cunku bu ko~ul, sozle~meyi tamamlayan unsurlardan degildir.
Mukatebe sozle~mesinde, sozle~menin esas1na ili~kin olmayan ge~ersiz (fasit) bir
ko~ulun ko~ulmas1 da bu sozle~meyi ge~ersiz k1lmaz. Eger bu ko~ul sozle~menin
esasina ili~kin olursa sozle~meyi ge~ersiz duruma getirir.
Mukatebe sozle~mesi, ba~lang1~ta kald1nlabilir olmas1 a~1s1ndan sat1m
sozle~mesine benzer. Mukatebe bedelinin odenmesi suretiyle sozle~meden
ama~lanan ~ey ger~ekle~tigi zaman bozulamamas1 bak1m1ndan ise evlilik
sozle~mesine benzer. Mukatebe bedeli odenmi~ ise art1k sozle~me bozulamaz.
Onun i~in bu akitte sat1m hem nikah akitlerine ait hukumler dikkate al1nir. Sat1m
benzediginden dolay1, eger ge~ersiz (fasit) ko~ul, sozle~menin esasina ili~kin ise
sozle~me ge~ersiz olur. Evlilik sozle~mesine benzedigi i~in de eger ge~ersiz ko~ul,
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 331

sozle~menin temel unsurlarina ili~kin degilse sozle~me gei:;ersiz durma gelmez.


Diger yandan bu sozle~me her ne kadar kald1rilabilir (feshedilebilir) alsa da kalayl1k
uzerine kurulan bir akittir. Bu tUr sozle~melerde geni~lik imkan1 saglans1n diye,
Hanefller, sozle~menin esasina ili~kin almayan ka~ulun gei:;ersiz (lagv) alacag1
goru~une varm1~lard1r. Daha s1k1 ka~ullara bagland1g1 ii:;in sat1m sozle~mesinde ise
hukum farkl1d1r. Hanefller yine yukarida belirtilen amac1n gen;ekle~mesi ii:;in,
mukatebe sozle~mesinde bir hayvan1n zimmette bari:; alarak sabit alabilecegini
kabul etmi~lerdir. Evlilik sozle~mesinde mehir alabilen her ~ey, mukatebe
sozle~mesinde de bed el alabilir. Biz bu kanuyu "nikah" bolumunde belirtmi~tik.

Efendinin mukatebe sozle~mesi nedeniyle, mukateb koleden bir kefil


istemesi biz Hanefilere gore caiz degildir. ibn Ebu Leyla'ya gore ise caizdir.
C:unku lbn EbO Leyla'ya gore, mukatebe bedeli, t1pk1 ozgur bir kimsenin
zimmetinde sabit almu~ mehir v.b. gibi kendi ba~1na talep edilebilir bir bari:;tur.
Biz Hanefllere gore ise mukateb, efendisinin kolesidir. Onun zimmeti,
efendisine kar~1 odeyecegi bir barcu yuklenecek kadar gui:;lu degildir. Diger
yandan kole, odeme gucunun kalmad1g1n1 soyleyerek zimmetini bari:;tan Ketalet
kurtarabilir. Oysa ana kefil alan kimse boyle bir tasarrufta bulunamaz. Ve yine
kefilin zimmetini, kefili aldugu kimsenin zimmetinde bulunan bori:;tan daha fazlas1
ile sarumlu tutmak caiz degildir.
Efendi, iki kolesi ile birlikte mukatebe sozle~mesi yapsa ve bunlann
odeyecegi taksitler aym olsa. bu durumda kolelerden her biri digerinin
kefili olsa boyle bir i~lem k1yasa gore caiz olmaz.
C:unku bu, her iki mukateb kolenin de odemesi gerekli bir bedel ii:;in alan kefil
alma i~lemidir. Bu, mukateb kolenin kefil almas1d1r. Mukateb kole ise kefil alma
yetkisine malik degildir.
Fakat biz Hanefllere gore boyle bir sozle~me istihsan deliline dayanarak
gei:;erlidir. C:unku boyle bir sozle~me, yard1mla~ma ihtiyac1n1 kar~1lad1gindan,
insanlar aras1nda yayg1nla~m1~ bir i~lemdir. Bazen efendi, bu kolelerden birine degil
digerine guvenebilir. C:unku bu sozle~me ile efendi iki koleyi sanki tek bir ki~iymi~
gibi degerlendirmektedir. Bu nedenle yalnizca birinin kabul edip, digerinin
etmemesi durumunda gei:;erli almamaktad1r. Sanki her bir koleye bedelin
tamam1n1 odemesi ka~ul kayulmu~ ve diger kolenin ozgur kil1nmas1 buna
baglanm1~t1r. Bu nedenle bizim Hanefl (rh a) alimleri, "iki kolenin birlikte mukatebe
sozle~mesi yapmalari durumunda, mukatebe bedelinin tamam1 odenmediki:;e
taraflardan hii:;biri ozgur k1l1namaz." demi~lerdir.
Zufer'e (rh a) gore ise, taraflardan biri bedelden kendisine du~en pay1 oderse
ozgur alur. C:unku sozle~me gei:;erli alunca, belirlenen mukatebe bedelinin her bir
kolenin degeri aran1nda bolunmesi gerekmektedir. Taraflardan biri kendi pay1na [7/211]
du~en bedeli odeyince, art1k zimmeti bu bari:;tan kurtulur. Diger kolenin odeyecegi
332 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
bedel ondan ancak o ki~iye kefil olmas1 nedeniyle istenebilir. Bu ise odemede
bulunan kolenin ozgurluge kavu~mas1na engel olmaz.
Fakat bu goru~e kar~1 biz ~unu deriz: Efendinin ileri surdugu ko~ul ve
amac_;lad1g1 hedef mOteberdir. Ve efendi, mukatebe bedelinin tUmu kendisine
odenmedikc;e iki koleden hic_;birinin ozgur olamayacag1n1 ko~ul koymu~tur.
Efendinin ileri surdugu bu ko~ulu gozetmek ic;in biz, efendinin anla~ilan bedelin
tUmunu bu kolelerden diledigi birinden isteme hakk1 oldugu goru~undeyiz.
Mukatebe bedelinin tamam1 kendisine ula~mad1kc_;a kolelerden hic;biri ozgur
olmaz. Diger yandan efendinin duzenlemi~ oldugu mukatebe sozle~mesinde de
bunlar belirtilmi~tir.
Bu koleler (mukatebler) efendiden izin almad1kc;a evlenemez. Diger yandan
bu mukatebe belgesi bir vesika olmas1 ic;in yap1lm1~t1r. Baz1 alimler ise mukateb
kole tasarruf mulkiyetini kazand1g1 ic_;in efendisinden izin almaks1z1n evlilik
sozle~mesi yapabilir, goru~undedirler. Bize gore ise mukateb kole evlilik sozle~mesi
yapamaz. (unku mukateb kole, mukatebe bedelinin tamam1 odenmedikc_;e hala
koledir. Yukaridaki gibi bir sozun soylenmesine imkan vermemek ic_;in bu konunun
mukatebe sozle~mesi ic;in duzenlenen belgede mukateb kolenin, (efendisinden izin
almaks1z1n) evlilik sozle~mesi yapamayacag1 ko~ul koyulmal1d1r.
Efendinin kolesi ile bin dirhem ve hizmetc;i bir kale kar~1hgmda
mukatebe sozle~mesi yapmas1 gec;erlidir.
(unku uzerinde anla~ilan ~eyin cinsi belirtildikten sonra niteliginin
bilinmemesi, 0 ~eyin mukatebe sozle~mesinde bir bedel olarak belirlenmesine
engel degildir. Evlilik sozle~mesinde de hukum boyledir.
Efendinin kolesi ile bin dirhem kar~1hgmda mukatebe sozle~mesi
yap1p ondan bir sure de hizmet etmesini istemesi durumunda yap1lan bu
sozle~me ge~erlidir.

(unku ko~ul olarak ileri surulen hizmet, surenin ac;1klanmas1 ile belirli (malOm)
duruma gelmi~tir. Bu da caizdir. Nitekim efendi bir hizmet sozle~mesi (icare akdi)
yapmas1 durumunda soz konusu kolenin kendisine hizmet etmesi hakk1na sahip
olabilir. Bunun gibi bu hakka, mukatebe sozle~mesinde bir bedel olarak belirterek
de sahip olabilir. (unku mukateb, kazanc1 ve uretecegi hizmet konusunda da hak
sahibidir. Efendinin kolesine, mukatebe bedelini kazanc1ndan odemesini ko~ul
koymas1 caiz oldugu gibi, onun bir sure kendisi ic;in hizmet etmesini istemesini
istemesi de caizdir.
Fakat eger efendi, mukateb koleden sure belirtmeksizin kendisine hizmet
etmesini, ebediyyen kendisine hizmet etmesini ya da (kolenin cariye olmas1
durumunda) ebediyyen kendisi ile cinsel birle~mede bulunmasin1 ko~ul koyacak
olursa, mukatebe sozle~mesi gec;ersiz olur. (unku bin dirheme ek olarak ileri
surulen bu ko~ulda a~1r1 (fahi~) bilinmezlik bulunmaktad1r. Bir sozle~mede,
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _333
bilinmezlik, bilinene eklenince tamam1 bilinmez bir duruma gelir. Diger yandan bu
ko?ul, akdin esasl1 bir unsuru olan bedelle ilgili oldugu i~in yapllan sozle?meyi
ge~ersiz duruma getirir. Aynca bu ko?ul sbzle?menin gereginde yapllan bir
sin1rland1rmad1r (istisnad1r). (unku sbzle?menin geregi, mukateb koleye tasarruf
mulkiyetini verip onun, kazan~lanna ve uretecegi hizmetlere sahip olmas1ni
saglamakt1r. Oysa mukateb kolenin omur boyu efendiye hizmet etmesinin kO?UI
koyulmas1 bu amaca engel olur. Ebediyyen kendisi ile cinsel ili?kide bulunmas1n1n
ko?ul koyulmas1 da boyledir. Akdin gereginde yap1lacak bir s1nirland1rma ise
sozle?meyi ge~ersiz k1lar.
Muhammed (r.a.), mukateb kolenin bin dirhemi bdemesi durumunda bzgur
olacagin1 belirtmi?tir. Bi?r el-MureysT ise, "bu hukum yanl1?t1r. (unku ozgur olma,
ancak bedelin tamamin1n bdenmesi durumunda ger~ekle?ir. Efendi bin dirheme ek
olarak ba?ka ?eyler de ko~ul koymu?tur. Bu nedenle sadece bin dirhemi odemekle
nasll ozgur olabilir? ! " demi?tir. Fakat bize gore, "e/-Kitab"ta (el-As!) belirtilen
goru? dogrudur. Mukateb kolenin hizmet etmesinin ve onunla cinsel birle?mede
bulunulmas1n1n kO?UI koyulmas1, efendinin kendisi lehine sbzle?me bedeli olarak
ileri surdugu bir ko?ul degildir. Aksine daha once o kolede sahip oldugu hizmet ve
cinsi birle?me mulkiyetinin devam etmesi i~in yapllan bir ko?uldur. Bu yuzden
boyle bir ko?ul, sbzle?menin gereginde yapllan bir sin1rland1rma degildir. Sozle?me
bedeli ise bin dirhemdir. Mukateb kale bu bedeli odeyince bzgur olur.
Zahiru'r-rivaye'de belirtildigine gore, efendinin, mukateb kolesine "bana bin
dirhem odersen ozgursun" demesi ile dememesinin hukmu ayn1d1r. EbO Yusuf,
EbO Hanife'den (rha.) ?U sbzu aktarm1?t1r: "Efendi, "bana bin dirhem bdersen
ozgursun'', demedik~e mukateb kale ozgur olmaz" ~unku sozle?menin ge~ersiz
olmas1 durumunda bzgur olma, yukanda belirttigimiz, "bana bin dirhem odersen
[7/212]
ozgursun" sozu nedeniyle ger~ekle?ir. Eger boyle bir ko?ul a~1k~a belirtilmemi? ise
mukateb kale ozgur olmaz.
Zahiru'r-rivaye'deki goru?un anlam1 ?udur: Ge~ersiz de olsa sozle?me
kurulmu?tur. (unku ge~ersizlik (fesad), sozle?menin niteliginin degi?mesi
konusunda etki eder. Sbzle?menin asl1 yitmez. Sozle?me devam ettigine gore,
mukatebe bedelinin odenmesi durumunda sozle?me geregi kale ozgur olur.
Bunun aynca, "bana bin dirhem odersen ozgursun" ?eklinde bir kO?Ulla a~1k~a
belirtilip belirtilmedigine bak1lmaz. Ge~ersiz bir sat1m sbzle~mesinde de mal teslim
al1ninca, sbzle?me geregi satllan maim mulkiyeti al1c1ya ge~er.
EbO Hanife'nin (rh a.) onceki goru?u ?byle idi: Efendinin kolesi ile, bin dirhem
verip, bunun yan1 s1ra ona hizmet etmesi kar?1l1ginda sozle~me yapm1? bir mukateb
kolenin, bu bin dirheme ek olarak kendisi gibi (misli) bir kolenin mukatebe bedeli
ile e~it olacak kadar bir fazlal1g1 da efendiye vermesi gerekir. (unku efendi, bin
dirheme ek olarak koleden ba?ka yararlar saglamay1 da ko?ul koymu?tu. Ve efendi
334 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
bu amac1na ula~amay1nca, mukateb kolenin kendi benzerinin mukatebe bedelini
efendisine vermesi gerekir. Nitekim bin dirhem ve kadina ikram etmek/sayg1
gbstermek uzere evlenseler ve cinsel birle~mede bulunsa kad1n kendi emsalinin
ald1g1 mehri (mehri misil) almaya hak kazanir.
Daha sonra Eba Hanife (rh.a .) bu gbru~unden donmu~ ve sbz konusu kblenin,
anla~1lan bedel ile kendi degeri arasindaki fark1 odemesi gerektigi gbru~une
varm1~t1r. Eba Yusuf ve Muhammed (rh a.) da ayni goru~tedir. c;:unku daha once
ac.;1klad1g1m1z uzere, burada sozle~menin gec.;ersiz olmas1 durumunda sozle~me
konusuna en yakin ~ey, kblenin degeridir. Bu, sat1m sbzle~mesinde oldugu gibi
onun kendi degerini tam olarak efendisine odemeyi gerekli kllar. Sbzle~menin
gec.;ersiz olmas1 nedeniyle al1c1nin mal1 geri vermesi imkans1z duruma gelmi~ ise,
sat1m konusu mal1n degerinin geri verilmesi gerekir. Bu nedenle Zufer (rh a), "eger
kblenin degeri bin dirhemin alt1nda ise, sat1m sozle~mesinde oldugu gibi kale
efendisinden aradaki fark1 alma hakk1na sahiptir" der. Fakat bize gore, kale bunu
geri alma hakk1na sahip degildir. c;:unku efendi, kolesinin bzgur kilinmas1na,
sbzle~me geregi, ancak kolenin kendisine bin dirhemin tamamin1 teslim etmesi
ko~ulu ile nza gbstermi~tir. Bu konuda kblenin degerinin gbz bnunde tutulmas1,
efendinin bir zarara ugramamas1 ic.;indir. Kblenin degerinin dikkate alinmas1,
efendinin zarar1na neden olunca, art1k gbz bnunde bulundurulmaz.
Mi.ikateb kolenin efendisi ile ah~ veri~te bulunmas1 ge'i;erlidir. Hem
efendinin hem de mi.ikateb kolenin birbirinin malma verdigi zararlar, zarar
veren ki~i i.izerinde bir bor~ olarak sabit olur.
c;:unku kale, mukatebe sozle~mesi yapmakla kendi kazanc.;lari konusunda,
tasarruf yetkisi bak1m1ndan t1pk1 bzgur bir kimse gibi tek ba~1na yetki sahibi
olmu~tur. Bu durumda efendi, mukateb kolesinin kazanc1 konusunda t1pk1 yabanc1
gibidir.
Mukatebe sozle~mesinden sonra kbleden olan c.;ocuk, Ebu Hanife'ye (rha.)
gore, babas1nin blumunden sonra onun mukatebe bedelinin taksitlerini odemek
uzere c.;al1~1r. Ancak al1c1 konusunda hukum boyle degildir.
Eba Yusuf ve Muhammed'e (rh a) gore ise mukatebe sbzle~mesi kapsam1na
giren herkes, mukatebin olumunden sonra kitabet bedelini taksitle odemek uzere
onun yerine gec.;er.
Bize gore, mukatebe sbzle~mesi kapsamina giren kimselerden birini efendinin
bzgur kilmas1 durumunda yapilan bu i~lem, t1pk1 mukateb koleyi bzgur k1lmas1
durumunda oldugu gibi, gec.;erli olur. c;:unku mukatebe sozle~mesi kapsam1na
giren kimseler, mukateb kbleye tabidirler. Bu nedenle onun bir bedel vermesi
gerekmez. As1I (mukateb kale) efendinin kolesi oldugu gibi ona tabi olan ki~iler de
bbyledir.
-
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
335
ZL.lfer (rh a)'e gore ise, efendinin ozgur kllmas1 mukatebe sbzle?mesi
kapsamina giren ki?iler hakk1nda gec;erli degildir. c;:onkO mukateb kble, kitabet
bedelini odemede yararlanmak ic;in 0 kimselerin kazanc;larinda daha fazla hak
sahibidir. Oysa efendinin onlari bzgOr kllmas1n1n gec;erli sayllmas1 mOkateb kblenin
onlarin kazanc1ndaki bu hakkin1 ortadan kald1m. Efendinin mukateb kolesi
Ozerinde bbyle bir yetkisi yoktur.
Fakat bize gore efendi, mukatebe sbzle?mesi kapsamina giren kimselere
malik oldugu ic;in onlari bzgOr k1lmas1 gec;erli olur. Daha sonra da sbz konusu
kimseler bzurluklerine kavu?tuklarindan mukateb kblenin onlar Ozerindeki hakk1,
efendinin tasarruf ve iradesi ile degil, bzgurluk hukmu sabit oldugu ic;in ortadan
kalkar.
Mi.ikateb bir kale, e~ini satin alsa, aralarmdaki evlilik bag1 yine devam
eder.
c;:onku kendisindeki, kblelige ayk1n durumdan dolay1 kad1n1n rakabesindeki
mulkiyet hakk1, mukateb kble ic;in sabit olmaz. Onun ic;in ancak tasarruf mulkiyeti
vard1r. Tasarruf mulkiyeti ise evlilik sbzle?mesini gec;ersiz duruma getirmez.
MOkateb kole, satin ald1g1 kans1ni, kendisinden bir c;ocugu olmad1kc;a satma
hakk1na maliktir. c;:onkO evlilik sbzle?mesi, sllaya 137 hak kazand1no bir neden
degildir. Bu nedenle sat1ma engel olmaz. Fakat kad1n, kendisini satin alan mukateb
kocas1ndan bir c;ocuk dunyaya getirirse, art1k koca c;ocugun haklarina tabi olarak [7/213]

kans1n1 satamaz.
Mukatebe sozle?mesi yapm1? bir kad1n da, kble olan kocas1n1 satin alsa, yine
yukandaki hukumler gec;erlidir. Koca, aralarinda nikah bulundugu ic;in karis1 ile
cinsel birle?mede bulunma hakk1na sahiptir. c;:onku kocasin1 satin alan mukatebe
kad1n, onun rakabesine gerc;ek olarak malik olmam1?t1r.
Mi.ikateb kalenin tanikllg1, bir mal bag1~lamas1 ve kendi adma zekat
vermesi, kale azgi.ir k1lmas1 kalelik niteligi hala devam ettiginden
ge~ersizdir.

Kblelik niteligi, tan1kl1kta bulunma ve bir ba?kas1n1 mulk edindirme (temlik)


yetkisini ortadan kald1m. TeberrOlar ise ancak temlik etme yetkisinin olmasina
itibarla gec;erli olabilir. MOkateb kblenin kendi kblesini kendisine satmas1 veya bir
mal kar?1i1g1nda bzgur k1lmas1 da boyledir. Bir bedel kar?1i1g1nda ya da bedelsiz
olarak ozgur k1lma, bzgur k1lmanin ancak ona gerc;ekte sahip olan ki?i (malik)
tarafindan gerc;ekle?mesi bak1m1ndan ayn1d1r. Halbuki mukateb kblenin gerc;ek bir
mOlkiyet hakk1 yoktur.

137
Sila-i Rahm: Yak1n akrabalarla ilgiyi koparmamak. Akraba aras1ndaki hak, sayg1 gosterme, gidip
gel me, yard1mla~ma vb. yollarla akrabal1k baglar1ni kuwetlendirmek. Bunlan terk etmeye ise "kat-1
rahm" denir.
336_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsfit

Mukateb kale, kendi kolesi ile mukatebe sozle~mesi yaparsa, k1yasa


gore boyle bir tasarruf gei;;erli olmaz.
Zufer ve ~afil'nin (rh.a.) goru~u boyledir.
c;:onkO mukatebe sozle~mesi, sbzle~me yapilan kolenin bzgur olmas1 ile
sonuc;:lan1r. MOkateb kole ise buna yetkili degildir. Diger yandan her ne kadar
mukateb kble Ozerindeki k1s1tl1l1k (hacr), para kazanmasin1 saglamak amac1yla ticari
konularda kald1nlm1~ ise ve bu k1s1tlil1k durumunun ortadan kald1nlmas1, onun
mukatebe sbzle~mesi yapmas1na imkan verdigi sbylense de, mukatebe sbzle~mesi
ticari akitlerden degildir. Diger taraftan, mukateb kole, yapm1~ oldugu mukatebe
sbzle~mesi ile bedel tam olarak bdendigi zaman o ki~inin vela hakk1na sahip olmas1
gerekir. Oysa mukateb kole, vela hakkina sahip olma yetkisine malik degildir.
Fakat bize gore mukatebe sbzle~mesi, para kazandinc1 bir akittir. MOkateb
kole de para kazandinc1 konularda tasarruf etme yetkisine sahiptir. Gbrmez misin
mukateb kble, bir ticari faaliyet olmad1g1 halde cariyesini evlendirebilir. Ayn1 ~ekilde
mukatebe sbzle~mesi de yapabilir. Hem kim bilir belki mukatebe yapmas1, onu
satmas1ndan daha karl1 olabilir. c;:onkO satmanin kendisi, kblesi Ozerindeki
mulkiyet hakk1n1 hemen ortadan kald1rd1g1 halde, mukatebe sbzle~mesi yapmas1,
ancak Ozerinde anla~1lan bedelin mukateb koleye bdenmesi ile ortadan
kalkmaktad1r. Bu nedenle mukatebe sbzle~mesi yapmak, mukateb kble ic;:in daha
karl1 olabilir. Diger yandan mukateb kble, ba~ka bir kbleyi de kendisi ic;:in sabit olan
haklara malik kilmak suretiyle, kendisi ile ayni statOye getirmektedir. MOkateb
kolenin yapacag1 boyle bir tasarruf ise, t1pk1 ozgur bir kimsenin kblesini ozgur
kilmas1 gibi gec;:erli bir tasarruftur.
Fakat bir mal kar~1l1g1nda kole bzgur kilmas1 bbyle degildir. c;:onkO bbyle bir
tasarrufta bulunmakla, kendisi ic;:in sabit olan haklardan daha fazlasin1 kblesine
vermi~ olmaktad1r. Bu da, mukatebin bu konudaki yapt1g1 icab1n1 kabul etmesi ile
hemen bzgur olmas1d1r. l~te bu nedenlerle mukatebin mal kar~1l1ginda kole ozgur
k1lmas1 gec;:erli degildir.
Mukateb kolenin kefil olma tasarrufu gei;;ersizdir.
c;:onkO bu, para kazand1nc1 bir sbzle~me degil, bir bag1~ta bulunmad1r.
MOkateb kole, mufavaza ortakl1g1nda 138 da bulunamaz. c;:unkO bu tOr bir
ortakl1k, genel kefaleti gerektiren bir sbzle~medir.
MOkateb kblenin yapt1g1 evlilik sbzle~mesi ve vasiyet de gec;:ersizdir. c;:onkO
vasiyet, blumden sonras1 ic;:in yap1lan bir teberrudur. Bu ise hayat1nda yapt1g1
teberruya k1yas edilir. MOkatebin kendi ba~1na bir evlilik sbzle~mesi yapmas1 bir

138
Mufavada: Ortaklar arasinda hem sermayenin miktan hem de kar hisseleri e~it halde bulunup,
hi~birinin fazla ticarete elveri~li mail bulunmamak Ozere kurulan ortakl1k. MOfavada ~irketlerinde
ortaklar, birbirlerinin hem vekili hem de kefilidirler. Bu ortakl1g1n sermayesi mald1r.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 337
yetkiye dayanmas1n1 gerektirir. Oysa mukatebin kblelik niteligi bu yetkiyi ortadan H1rs1zhk
kald1nr. Diger yandan evlenmek, mukateb koleye mat kazand1nc1 bir sbzle~me
degildir.
Mukateb bir kalenin h1rs1zhk yapmas1 durumunda ya da ondan bir ~ey
c;almmas1 durumunda, h1rs1zhk yapan kimsenin elinin kesilmesi gerekir.
c;:unku mukateb kale, gerek kendisinin h1rs1zl1k yapmas1, gerekse kendisinden
bir mat c;alinmas1 bak1m1ndan, h1rs1zl1k suc;unun tam olarak olu~tugu bir kimsedir.
Diger yandan mukateb kblenin kazanc1ndaki hakk1, t1pk1 bzgur bir kimsenin
kazanc1ndaki hakk1 gibidir. Bu nedenle mukateb kblenin kazand1g1 mall c;alan
kimsenin eli kesilir.
Mukateb kale, onal1m (~uf'a) hakk1na sahip olma bak1m1ndan da t1pk1 ozgur
~iif'a
bir kimse gibidir. Bir ba~ka ki~inin, mukateb koleye kar~1 ~uf'a hakk1 elde etmesi
konusunda da yine bzgur kimselere uygulanan hukumler gec;erlidir.
Mukateb kale, efendisinden satm ald1g1 bir ~eyi, bu durumu satarken Ahm-
ac;1klamad1kc;a, ah~ fiyatma kar koyarak (murabaha yoluyla) satamaz. Sat1m
Efendi de, mukateb kalesinden satm ald1g1 bir ~eyi, bu durumu sat1m
s1rasmda kar~1smdaki ki~iye ac;1klamad1kc;a murabaha yoluyla satamaz.
c;:unku her iki taraf da digerine yabanc1 olmad1g1 ic;in toleransl1 davranm1~
olabilir. Diger yandan mukateb kblenin kazanc1nda efendinin mulkiyet hakk1
bulunmaktad1r. Bu nedenle efendinin, satin almakla mukateb kbleye bdedigi
bedel, gerc;ekte tam olarak kendi mulkiyetinden c;1kmaz. Efendi, mukateb
kolesinden satin ald1g1 bir mal1 ancak kendi satin ald1g1, ya da mukateb kolesinin
satin ald1g1 fiyatlardan du~uk olanin1 esas almak suretiyle satabilir. c;:unku ancak bu
durumda sbz konusu bedelin efendinin mulkiyetinden c;1kt1g1 kesin olarak bilinir.
Fakat eger maim efendiden ya da mukateb koleden satin allnm1~ oldugu
ac;1klan1rsa, art1k kar~1 taraf1 aldatma tbhmeti ortadan kalkar.
Bir efendi, mukateb kolesinden bir dirhemi iki dirhem kar~1l1g1nda satin alsa, [7/214]
boyle bir tasarruf gec;erli degildir. c;:unku bu apac;1k bir faizdir. Daha once de
ac;1klad1g1m1z uzere, mukateb kale tasarruf yetkisi bak1m1ndan ozgur bir kimse ile
Faiz
ayn1 hukumlere tabidir. Sbz konusu tasarrufta ihtiyaten faiz i~lemi cereyan eder.
Mukatebe sazle~mesinde, mukatebe bedelini kar~1layacak tutarda bir
rehin ahnsa ve bu rehin telef olsa, mukateb kale azgur olur.
c;:unku rehin sbzle~mesi efendiye, rehin konusu maim telef olmas1 ile
tamamlanan mukatebe bedelinin tamam1n1 alma gucu verir. Mukatebe borcu,
hakk1n elde edilebilmesi (istlfa) bak1m1ndan t1pk1 diger borc;lar gibidir. Rehnin telef
olmas1 ile mukatebe bedeli al1nm1~ olduguna gore, t1pk1 efendinin mukatebe
bedelini almas1 durumunda oldugu gibi, mukateb kale ozgur olur.
338_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

Bir efendi, bir hizmetc;;i kale kar~1hgmda mukatebe sozle~mesi yapsa


sonra da mukateb kale, hizmetc;;inin bedeli olan kirk dinan getirse, efendi,
bu bedeli kabul etmeye zorlanir.
<;unku "nikah" bolumunde ac;;1klad1g1m1z uzere, musamaha esasma
dayanan sozle~melerde, canhlar zimmette bore;; olarak sabit olabilir. Ancak
kale sahibinin alacag1, hizmetli kolenin degeri ile kirk dinar arasmda
olmahd1r. Ebu Hanife'ye (r.a.) gore, hizmetc;;inin degeri kirk dinard1r.
Eger bir kimse, mukatebe bedeli olarak ~arap, domuz vb. helal
olmayan ~eyleri belirleyerek bir mukatebe sozle~mesi yapsa, bu sozle~me
gec;;ersizdir (fasittir).
c;:unku yukanda belirlenen bedeller, muslumanlar hakk1nda mutekavvim
(sat1ma hukOken elveri~li, degerli) bir mal olmad1g1 ic;in, efendi bu bedellerde bir
hak sahibi olamaz. Eger mukateb, daha mesele mahkemeye gitmeden mukatebe
bedelini bderse ozgur olur. Daha once efendinin, "bdemede bulunursan
bzgursun" demi~ olup olmamas1 durumu degi~tirmez. Daha once ac;1klad1g1m1z
uzere, bu durumda akit gec;ersiz olmakla birlikte kurulmu~tur. Bedelin bdenmesi
ile kale ozgur olur. Fakat kble kendi degerini efendisine bdemekle yukumludur.
c;:unku sbzle~me gec;ersizdir. Bu durum mukateb kblenin kendisini efendisine geri
vermesini gerektirir. Fakat bzgur olmanin gerc;ekle~mesi ile bu imkan ortadan
kalkt1g1 ic;in, kolenin kendi degerini vermesi gerekmi~tir. Al1cin1n, gec;ersiz bir al1m
sbzle~mesi ile bir kale satin al1p henuz onu teslim almadan bzgur k1lmas1
durumunda da ayni hukum gec;erlidir.
Zufer ve Ebu Yusuf'un (rh.a.) ihtilaflarmda belirtilmi~tir.
Zufer'e gore, gec;ersiz bir sbzle~me yapan mukateb, kendi degerini efendisine
odemedikc;e bzgur olmaz. c;:unku gec;ersiz fasit mukatebe sozle~mesinde bedel,
kblenin degeridir. Bu nedenle mukateb kale ancak bu bedelini bdemekle bzur
olabilir.
EbO Yusuf (rh a.)'e gore ise, mukatap kble sbzle~mede belirtilen bedel (~arap,
domuz) ya da kendi degerinden hangisini oderse bzgur olur. c;:unku gbrunu~te
bedel, sbzle~mede belirtilen ~eydir. Ozgur alma da bu bedelin belirtilmesine
baglanm1~t1r. Bir ba~ka ac;1dan ise, bedel, mukateb kblenin kendi degeridir. Bu
yuzden mukateb kble, bunlardan hangisini bderse bzgur olur. Mukatebe bedeli,
sbzle~me yap1ld1ktan sonra degi~tirilebilmesinin caiz olmas1 bak1m1ndan t1pk1 mehir
ve bir sbzle~mede taraflann uzerinde anla~t1g1 fiyat (semen) gibidir.
Mukateb kale, odeme zamani gelmeden mukatebe bedelini efendiye
getirse ve efendi de bunu almaktan kac;;msa, efendi bedeli almaya zorlanir.
c;:unku vade, mukatebin hakk1d1r. O bu hakkin1 kald1nnca vade sona erer.
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitabt -~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
339
Efendinin, mukateb kale ile, mukatebe bedelinin bir bolumunu vadesinden
once odemesi durumunda geri kalan bedelde indirim yapmak uzere anla~mas1,
EbO Yusuf ve Muhammed'e (rh a_)'e gore -her ne kadar bu iki bzgur arasinda
olmas1 durumunda caiz olmasa da caizdir_ c;:unku Ashab-1 Kiram (r_a_) -"sulh akdi"
bolumunde a~1klayacag1m1z uzere- iki ozgur ki~i aras1nda boyle bir tasarrufun
ge~erliligi konusunda gbru~ ayr1l1g1 i~indedir_ Demek ki boyle bir i~lem, a~1k riba
(faiz) degildir_ Daha once a~1klad1g1m1z uzere, bir dirhemin iki dirhem kar~i11ginda
sat1lmas1n1n aksine, mukateb ile sahibi aras1nda faiz i~lemi olmaz.
Bir efendi kolesi ile, bin dirhem ve terzi vb. bir meslekten t1pk1 kendisi gibi
~ali~an bir kale uzerine mukatebe sozle~mesi yapsa, ge~erlidir. c;:unku her ne kadar
bedelin niteligi bilinmese de cinsi bilinmektedir. Gbrmez misin eger efendi onunla,
terzi bir kolenin mukatebe bedeli olarak verilmesi uzerine sozle~me yapm1~ olsa idi,
bu tUr bir i~lem istihsan deliline dayanarak ge~erli olurdu.
Burada kastedilen k1yast1r. c;:unku istihsan, kitabet bedelinin cinsini a~1klay1p,
[7/215]
niteligini a~1klamama durumunda soz konusu olur. c;:unku k1yasa gore, mukatebe
sozle~mesi sat1m sbzle~mesi gibidir. Bedel belirtilmedik~e ge~erli olmaz. istihsana
gore ise, mukatebe sbzle~mesi bedelde kolayl1k uzerine kuruldugu i~in t1pk1 evlilik
sbzle~mesi gibidir. c;:unku bu tUr bir sbzle~mede ama~lanan, mal degil, bir yard1m
etmedir. Bu nedenle mukatebe sozle~mesinin, mehir konusunda oldugu gibi tam
olarak bilinemeyen ama telafi edilebilen "hasat zaman1" "harman zaman1" ve
"devletin verdigi bir bag1~ (at1yye) zamani" gibi bir vakte baglanmas1 ge~erlidir.
Mukateb kblenin bdeme yukumlulugu belirlenen bu zaman1n gelmesi ile dogar.
Hatta devletin verecegi (at1yye) gecikse bile, at1yye alma zamani gelince, mukateb
kolenin vade suresi gelmi~ olur. c;:unku ama~lanan ~ey, bizzat bag1~in kendisinin
al1nm1~ olmas1 degil, sure konusunda bir belirlilik saglamakt1r.
Bir ki~i kolesi ile kolenin kendi degerine kar~1l1k mukatebe sbzle~mesi yapsa
bu i~lem ge~ersizdir. c;:unku bedel olarak belirlenen ~eyde, hem cins hem de nitelik
olarak bir bilinmezlik bulunmaktad1r. Ge~ersiz mukatebe sbzle~mesi de i~te budur.
Bir ki~i kolesi ile, bir ba~kas1nin belirli bir kolesini, ya da belirli bir hayvani
kar~1l1g1nda mukatebe sbzle~mesi yaparsa, bu sozle~me ge~erli degildir. c;:unku
mukatebe sbzle~mesinin ge~erliligi konusunda, belirlenen bedelin teslim edilebilir
olmas1 dikkate al1n1r. Mukateb kolenin, teslim edemeyecegi bir ~ey hakkinda boyle
bir yukumluluk altina girmesi ise ge~erli degildir. Fakat evlilik sozle~mesinde boyle Mehir
bir ~eyin mehir olarak belirlenmesi ge~erlidir. c;:unku bu sozle~mede bir ba~kasin1n
mal1nin mehir olarak belirlenmesi ge~erlidir. c;:unku evlilikte aranan ko~ul,
belirlenen bedelin mutekavvim (degerli) bir mal olmas1d1r. Malin teslim edilebilir
olmas1 ko~ul degildir. Zaten evlilik sbzle~mesinde mehrin mukabili olan kad1ndan
yararlanma hakk1n1n da sbzle~me s1ras1nda teslim edilebilir olmas1 ko~ul degildir.
Diger yandan para d1~1ndaki ~eylerin mukatebe bedeli olarak belirlenmesi
340_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

konusunda "mukateb" bolumunde ele alacag1m1z uzere iki farkl1 rivayet


bulunmaktad1r.
Bir efendi kolesi ile beyaz bir hizmet<;i kale kar~1hgmda mi.ikatebe
sozle~mesi yapsa daha sonra ise iki beyaz ya da iki Habe~li hizmet<;i koleyi
pe~in olarak vermesi ko~uluyla anla~salar (sulh yapsalar) bu anla~ma
ge<;erlidir.
c;:unku canlllann mubadelesinde faiz cereyan etmez. Bu nedenle bir tanesinin
Faiz
iki tane kar~ll1ginda pe~in olarak degi~ilmesi ge<;erlidir. Vadeli olarak degi~ilmesi ise
ge<;erli degildir. c;:unku hayvanlar para yerine zimmette bir bor<; olarak sabit
olamazlar. Bu konudaki delil Peygamber'in ~u sozudur: j Jd~ !~-~I &, ...,::.~ ']
~~.; ~ ;.;- '] j -!-?, i~ [.;fa_ ~\ ':it ._r.1)\i~ ..,.:).ilHSoylu de~e-lerin adi ·deve!er
kar~1/1gmda, bir attn da attar kar~1/1gmda pe~in o/arak satt!masmda sakmca yoktur.
Fakat vade/i o!ursa bunda hay1r yoktur. " 139

MOKATEP KOLENiN OLMESi


Mi.ikateb bir kale else ve geride biraz mah, borcu, i~ledigi bir su<;tan
dolay1 odemesi gereken bir diyet, ozgi.ir bir e~inden ve mi.ikatebe si.iresi
i<;inde cariyesinden sahip oldugu ve satm ald1g1 <;ocuklan olsa mi.ikateb
kolenin kalan malmdan, once bor<;lan sonra i~ledigi su<;un diyeti sonra da
mi.ikatebe bedeli odenir.
c;:unku bor<;lar belirlilik bak1m1ndan ayn1, gu<;luluk bak1m1ndan ise farkl1
oldugu zaman once gu<;lu olan borcun odenmesi gerekir. Terikede ba~lanacak
~eyde de boyledir: Once olen kimsenin defnedilmesi ile ilgili masraflar kar~1lanir.
Sonra bor<;lan odenir. Sonra da vasiyeti yerine getirilir. Bu konudaki delil,

~ 4\ ;;; '~~ '-?~ j5 -~·JU ~


"Faz!asm1 yapan herkese de iyi!iginin kar~i/1g1m verir" (HOd 11/3) ayetidir. Ki~inin
borcu, i~ledigi su<;un diyetinden daha gu<;ludur. c;:unku bar<;, daha hayatta iken
onun zimmetinde sabit olan bir mald1r. l~ledigi su<;un diyeti ise ancak hakimin
hukmu ya da su<;lunun olumuyle birlikte odeme imkanin1n kalmamas1 nedeniyle
zimmette sabit olabilir. Mal, hakkin subutunda zimmetin yerine ge<;er. Bu nedenle
zimmete ili~kin olma konusunda once olan ve kendi varl1g1 ile sabit olabilen bir
bor<; digerinden (tazminat borcundan) daha gu<;ludur.
Cinayetin diyeti de mukatebe bedelinden daha gu<;ludur. c;:unku mukatebe
bedeli, mukateb kole, odeme gucunu yitirmesi durumunda bu borcu odeme
[7/216] yukumlulugunu kendisinden kald1rabildigi i<;in tam anlam1yla kesinle~mi~

139
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/109; Heysemi, Mecmau'z-zevaid, IV/204; Zeylei, Nasbu'r-raye, IV/61
Kiileyi Ozgiir Klima Kitabi. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 341
(mutekarrar bir) bori; degildir. Zay1f ise gui;lu ile rekabet edemez. Bu nedenle
cinayetin diyeti, mukatebe bedelinden daha once odenir. Bu bori;lardan sonra ise
mukatebe bedeli odenir. Mukatebe bedeli odenince, hem mukateb kolenin daha
hayatta iken ozgurlugune kavu?tuguna hem de mukatebe konusunda ona tabi
olan kimselerin ozgurluklerine kavu?tuguna hukmedilir. Bu yuzden soz konusu
bori;lar odendikten sonra geriye kalan mallar butUn ~ocuklanna miras olarak kal1r.
Eger mukateb kolenin, geride mukatebe sozle?mesi yapml? bir oglu kalm1? ise
hukum yine boyledir. (unku bu i;ocuk mukatebe sozle?mesine ilave edilince baba
ve ogul, sanki tek bir ki?i gibi olmu?lard1r. Biri digeri olmaks1zin mukatebe
sozle?mesi geregince ozgur olamaz. Bu i;ocugun ozgurlugu babas1nin
ozgurlugunun dayand1rlid1g1 zamana bagl1d1r. Eger baba tek ba?ina mukatebe
sozle?mesi yapml? ise, babas1nin mukatebe bedelini odemesinden daha once bile
olsa, babas1 oldukten sonra mukatebe bedelini odedigi zaman ona mirasi;1 olamaz.
(unku onun ozgurlugunun babas1nin yapt1g1 mukatebe sozle?mesine baglanmas1
bir zorunluluk nedeni ile idi. Ogulun yalniz ba?1na mukateb olmas1 durumunda
boyle bir zaruret soz konusu degildir. Bilakis i;ocugun ozgurluge kavu?mas1 ancak
mukatebe bedelinin odeme zaman1na munhas1rd1r. Bu nedenle i;ocuk babas1
oldugu s1rada kole durumunda oldugundan ona mirasi;1 olamaz.
Olen bir mukateb kolenin, efendisinden izin almaks1z1n evlendigi ozgur e?ine
kar?I mehir borcu olsa mehir borcu, mukatebin mukatebe bedelini odendikten
sonra verilir. (unku kad1nin mehri ozgur olmadan sonraya b1raklim1?t1r. (unku
mehre hak kazand1nc1 neden olan evlilik sozle?mesi efendi hakk1nda sabit degildir.
(unku mukateb kole, efendisinin izni olmaks1z1n evlilik sozle?mesi yapamaz. Kad1n
ise erkegin efendisinin izni olmaks1z1n evlilik yapmakla mehir hakk1n1n daha
sonraya b1rak1lmasina nza gostermi? olmaktad1r. Efendinin, kolenin kazanc1ndaki
hakk1 du?medigi ii;in kad1n1n mehir hakk1 bunun kar?1sinda bir oncelik elde
edemez. l?te bu nedenle mehir borcu mukatebe bedelinin odenmesinden sonraya
b1rak1l1r. Ne var ki i?lenen bir sui;a kar?I odenmesi gereken diyet borcunda hukum
boyle degildir. (unku bu tUr bir bori; efendi hakkinda da ai;1kt1r. Diger yandan
Diyet
i?lenen sui;ta magdur durumunda olan ki?inin, kendi hakk1nin daha sonraya
b1rak1lmasina nzas1 yoktur.
Eger mukateb, geride hii;bir mal b1rakmadan vefat etse, mukatebe
sozle?mesinden sonra dogan i;ocuklan, babalann1n mukatebe bedelini odemek
uzere i;all?lrlar. (unku mukateb kole, geride mukatebe borcunu odeyecek
kimseler b1rakarak vefat etmi?tir. Mukateb kolenin geride mukatebe
sbzle?mesinden sonra dogan i;ocuklar b1rakarak olmesi sanki geride bu borcunu
kar?liayacak bir mal b1rakarak olmesi gibidir. Eger i;ocuklar babalarin1n mukatebe
borcunu oderse, mukatebe sozle?mesinde mukateb koleye tabi olan herkes ozgur
olur.
130 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut
"ButUn kolelerim ozgurdur" diyen efendinin, ti caret yapmasina izin verdigi
tacir bir kolesi olsa ve bu kolenin de koleleri olsa, tacir kolenin borcu olsun veya
olmas1n, 0 kole ozgur olur. c;:unku 0 hem kendisi hem de mulkiyet bak1m1ndan
efendinin mulkudur. Efendiye tam bir bic;imde bagl1d1r. Bu tacir kolenin elinin
alt1ndaki kolelere gelince; EbO Hanife (rh a )'e gore eger tacir kolenin, kendi
degerini ve kazand1klann1 a?an bir borcu varsa, efendi bunlara niyet etsin veya
etmesin, kolenin koleleri ozgur olmazlar. Eger tacir kolenin borcu yoksa efendi bu
kolelere niyet etmedikc;e onlar ozgur olmazlar.
EbO Yusuf (rh.a.)'e gore tacir kolenin borcu olsun veya olmasin, efendi onlann
ozgur olmasina niyet etmi~se ozgur olurlar. Niyet etmemi~se ozgur olmazlar.
Muhammed (rh.a.)'e gore ise efendi onlan ozgur olmaktan istisna etmeye
niyet etmedikc;e tacir kolenin borcu olsun veya olmas1n ozgur olurlar.
Bu goru? aynl1g1 iki temel prensibe dayanmaktad1r;
1- EbO Hanife (rh a )'e gore ticaret yapmas1na izin verilen kolenin, kendi degeri
ve kazancin1 a~an borcu var ise efendi bu kolenin kazanc1na malik olamaz. EbO
Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore ise malik olabilir.
2- EbO Hanife ve EbO Yusuf (rh a )'e gore yeminlerde kolenin kazanc1 efendiye
baglanmaz. Muhammed (rh.a.)'e gore efendiye baglanir. Buna gore bir kimse
"falancan1n evine girmeyecegine" yemin etse, sonra da o ki~inin kolesinin evine
girse Muhammed (rh .a.)'e gore yeminini bozmu? olur. c;:unku bu baglaman1n
gerc;egi mulkiyettir. Kolenin kazanc1 da efendisinin mulkudur. EbO Hanife ve EbO
Yusuf (rh a )'e gore evin efendiye baglanmas1 mecaz, koleye baglanmas1 gerc;ektir.
<:;:unku o, efendinin kazanc1d1r. ResOlullah (s av):

jLQ :JJ· I~ ~\:; (..)"'


. I.....' :,

"Kim ma/1 olan bir koleyi satarsa ... " 81 buyurmu~tur .


Bunun delili ?udur; "bu onun degil, kolesinin evidir" diyerek o evin efendiye
ait olmad1g1n1 belirtmek dogru olur. Burada muteber olan evin kime bagland1g1d1r.
Mulkiyetinin kime ait oldugu degil. Nitekim ki?i yemininde belirttigi ki?inin egreti
veya kira olarak oturdugu (yani mulkiyetinin kendisine ait olmad1g1) evine girse
yeminini bozmu? olur.
Bunu kavrad1ktan sonra ?Unu soyleriz: EbO Hanife (rh.a.)'ye gore efendi, kole
borc;lu oldugunda onun kazanc1na malik olamaz. Hatta bizzat onu ozgur klisa
ozgur olmu? olmaz. Ozgur klimada (" kolelerim" diyerek) mutlak bir ifade
kulland1g1nda onun ozgur olmasina niyet etse de boyledir. Eger kolenin borcu
olmazsa o kole mutlak olarak kendisine baglanmaz. Bu nedenle niyet etmedikc;e

81
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/82; Eba DavOd, !care 44; Tirmizi, BuyO' 25; Nesai, BuyO' 76; lbn
Hibban, Sahih, Xl/289; Taberani, el-Mu'cemO'l-kebir, Xll/284; Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/311.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 343
olmas1 da sozle~menin yapild1g1 ilk zamanlara baglanamaz. c;:ocugun vela hakk1,
mukateb kole hayatta iken ger~ekte, annenin efendilerine aitti. l~te bu nedenle
annenin mevlalan (ozgur kilanlar), ~ocuk ad1na odemi~ olduklan diyet bedelini
almak uzere babanin mevlalanna ba~vuramaz. Ancak baban1n olumunden sonra,
kitabet bedelinin odenmesinden once odedikleri diyet bedelini almak uzere
ba~vururlar. c;:unku daha once de a~1klad1g1m1z uzere, babanin ozgur olmas1,
vefat1ndan onceki zamana baglan1r. Bu nedenle ~ocugun vela hakk1, bu tarihten
sonra art1k babanin efendilerine ait olmu~tur. Annenin efendileri ise ~ocugun
diyetini mecbur olduklan i~in odemi~lerdi. Bu yuzden odediklerini almak uzere
babanin efendilerine ba~vururlar.
yapm1~ bir koca, ~ocugu diyet Mulaane
140
$u meselede de durum boyledir: Mulaane
gerektiren bir su~ i~lemi~ ve annesinin akrabalan (sulalesi/a~ireti) de bu su~a kar~il1k
diyet odedikten sonra, kans1n1n zina ettigi iddias1 konusunda kendisini yalanlarsa,
annenin sulalesi odedikleri diyet bedelini almak uzere babanin sulalesine ba~vurur.
c;:unku art1k soz konusu ~ocugun nesebi bu yalanlama tarihinden itibaren sabit
olmu~tur.

Bir mukateb kolenin olumunden sonra henuz mukatebe borcu odenmeden


~ocugu olse, babanin ve annenin efendileri ~ocugun miras1 konusunda
mahkemeye gitseler, miras1n annenin efendilerine ait olduguna hukmedilir. c;:unku
henuz baba tarafindan ~ocuk uzerinde bir vela hakk1 ortaya ~1kmam1~t1r. Bu
~ekilde hukmedilince ise mukatebe sozle~mesi ge~ersiz duruma gelir. c;:unku
~ocugun vela hakk1, annenin efendilerine aittir. Bu durum baba oldukten sonra
hakimin hukmu ile kesinlik kazanm1~t1r. Bunun zorunlu sonucu ise mukatebe
sozle~mesinin ge~ersiz olmas1d1r. c;:unku eger mukatebe sozle~mesi ge~ersiz
olmasayd1, ~ocuk, mukatebe bedelini odeyecek ve ~ocugun vela hakk1 babanin
efendilerine ait olacakt1. Boyle bir durum ise hakimin hukmunu gec;ersiz duruma
getirmek anlam1na gelir. Bu ise imkans1zd1r. Diger yandan eger bunlardan biri
digeri nedeniyle kesin olarak ge~ersiz duruma gelecekse, ge~ersiz olanin mukatebe
sozle~mesi olmas1 daha iyidir. c;:unku sahabiler (r a.), mukateb kolenin olumunden
sonra mukatebe sozle~mesinin ge~erli olarak kalmas1 konusunda goru~ aynl1g1
i~indedir. Aynca mukatebe sozle~mesini gec;ersiz duruma getiren diger bir neden
de odeme zaman1 geldigi halde bu guce sahip olmad1ginin apac;1k bilinmesidir. Bu

140
Mi.ilaane /~)l..J I (Lian t.:.1L..:J1): Sozlukte lanetle~mek anlam1ndad1r. $er'T 1st1lahta; kocanin kans1na
zina isnad1nda bulunmas1 ve dart ~ahit getirememesi sonucunda kan ile kocan1n, hakim huzurunda
~er'T usulune uygun olarak dorder defa ~ahadette bulunduktan sonra kendilerine lanet ve gazap
okumaland1r. Kaea "zina isnad1nda dogru olduguna, eger yalancllardan ise AllahTeala'n1n lanetinin
uzerine olmas1n1"; kadin da "kocas1n1n kendisine zina isnad1nda yalanc1 olduguna eger dogru ise
Allah Teala'nin gazab1n1n uzerine olmas1n1" yeminle ifade eder. (en-NOr 24/6-9) Yap1lan bu
yeminler, koca hakkinda hadd-i kazif, kad1n hakk1nda da hadd-i zina yerine ge,er ve hakim
tarafindan aralan aynl1r.
344 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
durumun kalk1p, onun bdeme gOcOne sahip olmas1 ise ~Ophelidir. Ac;1k olan
durum, hakimin hOkmO ile guc; kazand1g1 zaman, art1k bunun kar~1sinda ~Opheli
duruma itibar edilmez. Eger daha sonra bir alacak ortaya c;1karsa, bu efendiye ait
olur. c;:onkO bu, onun kblesinin kazanc1 sayil1r.
MOkateb kolenin sbzle~meden sonra dogmu~ c;ocuklan varsa, bunlarin varl1g1
nedeniyle sbzle~medeki taksitler de gec;erliligini sOrdOrOr. c;:ocuklar mOkatebe
borcunu bdedikleri an, efendi sbz konusu c;ocuklann ve onlann c;ocuklannin vela
(7/218] hakkinin kendi taraf1na baglanmas1 hakk1ni elde eder. c;:onkO mOkateb kblenin
bzgOrlOgOne kavu~mas1 hayattaki durumuna baglanir. Geri kalan mah da
c;ocuklanna miras olur.
MOkateb bir kble geride 6zg0r bir c;ocuk b1rakarak blse, daha sonra da bir
kimse blen ki~iye ait bir emanet getirse, getirilen bu maldan kitabet bedeli bdenir.
Bu meseleden ~u anla~1lm1~t1r: Hakimin hOkmO olmadan, mOkateb kblenin bdeme
gOcO bulunmad1g1 halde blmesi ile mOkatebe sozle~mesi bozulmaz. c;:onkO olen
kimsenin bir malin1n ortaya c;1kmas1 ya da bir ki~inin onun ad1na mOkatebe bedelini
teberrO olarak vermesi ihtimali vard1r. lbn Semaa meseleyi "Nevadir" adl1 eserinde
bbyle ac;1klam1~t1r .
Bir kimsenin mOkateb kole lehine bir ved'ia (emanet mal) ikrannda bulunmas1
mOkateb kble hakkinda gec;erlidir. Bu maldan kitabet bedeli bdenir. Fakat vela
hakk1n1n el degi~tirmesi konusunda onun bu ikran ile hOkOm verilmez. c;:onkO
onun ikran, annenin efendileri hakk1nda delil degildir. Diger yandan ikrarda
bulunan ki~i, c;ocugun vela hakk1nin el degi~tirmesi ve onlann hakk1nin ortadan
kald1nlmas1 bak1mindan bir tbhmet alt1ndad1r.
Bir efendi bizzat kendisi, "bu mal mi.ikateb kolenin benim yanimda
Vedia
bulunmakta olan bir vediad1r." ~eklinde bir ikrarda bulunsa veya mi.ikateb
kolenin kendisinde mi.ikatebe bedeli kadar bir alacag1 bulundugunu ikrar
etse, ya da "ben, mi.ikateb kole heni.iz olmeden once ondan mi.ikatebe
bedelini tam olarak ald1m" dese, vela hakkmm kendisine baglanmas1
konusunda dogru soyledigi kabul edilerek bu ki~i lehine hi.iki.im verilir mi?
Bir ba~ka kimsenin yukandaki ~ekilde sozler sarf etmesi durumunda da
ayni ~ekildedir. Bundan ~u anla~1lmaktad1r: Bir ki~i mi.ikateb kole oldi.ikten
sonra onun adma kitabet bedelini teberru olarak odese, lbn Semaa'nm
"Nevadir"inde soylediginin aksine, mi.ikateb kolenin ozgi.irli.ige
kavu~tuguna hi.ikmedilmez.

c;:onkO mOkateb kblenin 610m0 ile birlikte, onun zimmeti art1k mOkatebe
bedelini ta~1yamayacak bir duruma gelmi~tir. Bu nedenle zimmetinin yerine
gec;ebilecek bir ~ey gerekmektedir. Bu ise ba~kalann1n mal1 degil, kendi mahd1r.
Eger kendisinin bir mal1 ortaya c;1karsa zimmetinin yerine gec;ecek bir ~ey var
demektir. Arna bir ki~i onun mukatebe bedelini teberrO olarak bdeyecek olursa,
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _345
mukateb kale oldugu s1rada boyle bir kimsenin bulunacag1 bilinemeyeceginden
annenin efendileri hakk1nda o ki~inin ozgur olduguna hukmedilmez. Mukateb kale
lehine bir vedla ikrar eden ki~i de, onun kitabet bedelini teberru olarak odeyen
kimse gibi kabul edilir. Efendileri ai:;1s1ndan mukateb kolenin ozur olduguna
hukmedilemez.
Bir mukateb kale, geride yan1nda i:;ocuk olmayan bir ummu veled b1raksa, bu
ummu veled mukatebe bedelinin odenmesi ii:;in satil1r. Arna eger ummu veled ile
birlikte kui:;uk ya da buyuk bir i:;ocuk bulunursa, ummu veled mukateb kale ii:;in
gei:;erli olan vade tarihine kadar bedeli odemek uzere i:;al1~1r. Eger mukatebin mal1
bulunmakta ise bedelin odenmesi vade tarihinin gelmesine kadar geciktirilmez.
EbG Hanife'ye (rh.a) gore bori:; vadesiz duruma gelmi~tir.
EbG Yusuf ve Muhammed (rh.a)'a gore ise, "Ommu veledle birlikte bir
i:;ocugun bulunup bulunmamas1 durumu ayn1d1r. Her iki durumda da ummu veled
mukatebe bedelini vadeli olarak odemek uzere i:;ali~1r." (unku bu iki alime gore,
mukateb kolenin, malik oldugu ummu veledini -ister onunla birlikte bir de i:;ocuk
olsun isterse olmas1n- satmas1 mumkun degildir. (unku, ummu veledin hakk1n1n
subutu, i:;ocugun nesebinin sabit olmasina itibarladtr. (ocugun nesebi de, kad1nla
birlikte i:;ocuga sahip olsun ya da olmas1n, mukateb koleye dayand1nl1r. Gormez
misin ozgur bir kimse, cariyesinden bir i:;ocuk sahibi olsa, o cariye efendisinin
ummu veledi olur. Efendi, cariye ile birlikte i:;ocuga sahip olsun ya da olmastn,
hukum degi~mez. l~te mukateb kale konusundaki hukum de boyledir. Diger
yandan eger mukateb kale hayatta olsaydt yine ummu veled ile birlikte i:;ocuga da
sahip olunup olunmamas1 durumu ummu veled hakk1nda gei:;erli olan hukumleri
degi~tirmezdi. Mukateb kolenin olumunden sonra da hukum de boyledir.
EbG Hanife'ye (rh a) gore, mukateb kale sag iken, um mu veled ile birlikte
i:;ocuga da malik ise ummu veledi satamaz. Arna i:;ocuk olmadan ona malik olursa
satabilir. (unku ummu veledin hakk1 i:;ocugun hakk1na tabidir. Tabi olan bir ~eyin
sabit oldugu bir yerde asil da sabittir. Fakat asltn sabit olmad1g1 yerde ona ta bi olan
~ey de sabit olmaz. (unku mukatebe s1ras1nda cariyedeki ummu veledlik niteligi
geri:;ekten sabit olmu~ degildir. Gormez misin mukateb kale odeme gucunu
yitirirse ummu veled, mukateb kolenin efendisinin cariyesi olur. Fakat ozgur bir
kimsenin malik oldugu ummu veled konusunda hukum boyle degildir. (unku
ummu veled hakktnda bu nitelik geri:;ekten sabit olmu~tur. Ommu veled, mukateb
kolenin mulkiyetine girmek ile onun mukatebe sozle~mesi kapsam1na da tabi
olarak girmez. (unku mukateb kolenin ozgur olmast ile ummu veled de ozgur
olmu~ olmaz. Bundan anl1yoruz ki ummu veledin satilamamas1 i:;ocugun ona tabi
oldugu durumlarda soz konusudur. Eger mukateb kale ummu veled ile birlikte
i:;ocuga da malik degil ise mukateb kale onu satabilir. Mukateb kale hayatta iken [7/219]
hukum boyle oldugu gibi oldukten sonra da boyledir. Mukatebe sozle~mesinden
346_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit
sonra dogan bir c;ocugun bulunmas1 vadenin devam etmesi ac;1s1ndan asild1r.
Ommu veled ile birlikte bir de c;ocuk bulunuyorsa, vade, c;ocuga tabi olarak ummu
veled hakkinda da gec;erlidir. Ommu veled bu taksitleri odemek uzere c;ali~1r. Eger
ummu veled ile birlikte c;ocuk yoksa vade, ummu veled hakk1nda gec;erli olmaz. Bu
nedenle ummu veled, mukatebe bedelinin odenmesi ic;in sat1l1r. Diger yandan
c;ocuk, mukateb kolenin mal1nin yerine gec;er. (unku mal mukateb kolenin
gerc;ekten kazanc1d1r. (ocugun kazanci ise mukatebe bedelinin odenmesi
konusunda mukateb kolenin kazanc1nin yerini al1r. Bu nedenle geride mal
b1rak1rsa, gbz onunde tutulan ~ey mald1r. Bunun ic;in mal varsa, c;ocuk bulunsun
bulunmasin vade gec;erliligini surdurmez. Bore; muaccel duruma gelir. (unku eger
mukateb kolenin bedeli bdemeye yetecek kadar mall bulunuyorsa, vadenin gec;erli
olarak devam etmesinde ne olen mukateb kolenin ne de c;ocugun bir yaran
bulunmaktad1r. Mukateb kole bedeli odemeye yetecek kadar bir mal b1rakmam1~
ise o zaman c;ocugunun para kazan1p babas1n1n mukatebe bedelini bdeyebilmeleri
ic;in, vadenin gec;erli olarak kalmas1ndan yararlan1rlar.
Mukateb kole, geride mukatebe sbzle~mesinden sonra dogan iki c;ocuk
b1rakarak blse, bunun yan1nda bir miktar borcu ve odemesi gereken kitabet bedeli
bulunsa, c;ocuklar babalann1n yerini ald1klan ic;in butUn bu borc;lan odemek uzere
c;al1~1rlar. lki c;ocuktan biri odemede bulundugu zaman bdedigi bedeli ic;in digerine
ba~vuramaz. (unku bzgur olduguna hukmedilmedikc;e onun kazanc1 babas1na
aittir. Bu yuzden kendi kazanc1ndan bdemesi babas1n1n mal1ndan bdemesi gibi
degerlendirilir. Efendi bu c;ocuklardan birisini ozgur kllarsa, t1pk1 babas1nin
hayat1nda bzgur k1lmas1 durumunda oldugu gibi o c;ocuk ozgur olur. Diger c;ocuk
ise babas1n1n bdemesi gereken mukatebe bedelinin tamam1n1 odemek uzere
c;al1~maya devam eder. (unku ozgur kll1nan c;ocugun art1k mukatebe bedelini
odemek ic;in ihtiyac1 kalmam1~t1r Bu nedenle o, sanki yok gibi degerlendirilir. Diger
c;ocuk ise mukatebe bedelini bdemeye muhtac;t1r. Mukateb kolenin yerine yaln1zca
bzgur kll1nmayan bu c;ocugu b1rakm1~ olur. Bu nedenle bu c;ocuk mukatebe
bedelinin tamam1n1 bdemek uzere c;al1~1r. Mukateb kblenin alacaklllan ise bu
c;ocuklardan diledigi birinden butUn alacag1n1 tahsil edebilir. (unku her iki c;ocuk
da olenin mal1d1r. Alacakl1lann hakk1 her ikisine de ili~kindir. Gbrmez misin her iki
c;ocuk da bdeme gucunden yoksun kalsalar, once onlardan olenin borc;lan tahsil
edilir. Efendinin bu c;ocuklardan birini ozgur k1lmas1, kendi hakk1n1 du~urmesi
bak1mindan mOteberse de alacakl1lann o c;ocugun kazancindaki hakk1n1 du~urmesi
bak1m1ndan mOteber degildir. Bu nedenle alacaklllar, bu c;ocuklardan diledigi
birinden alacag1n1 tahsil edebilir. Ve bdemede bulunan c;ocuk da odedigi bedeli
ic;in digerine ba~vuramaz. (unku onun yapt1g1 odeme, hukmen olen mukateb
kblenin mal1ndan verilmi~ say1l1r. Sanki o gerc;ekten olen ki~inin mal1ndan odemede
bulunmu~tur.
Kiileyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 347
MOKATEBiN KOLESiNiN VE OGLUNUN
sue; i~LEMESi
Mukateb kolenin kolesi, yanllarak bir adam oldurse, mukateb koleye, "ya onu
teslim et, ya da olen kimsenin diyetini vererek onu kurtar" denir.
Cunku o, t1pk1 ozgur gibi kazanc1ndan daha lay1kt1r. Onda tek ba?1na
tasarruta bulunma yetkisine maliktir. Gbrmez misin mukateb, kolesini satabildigi
gibi bir sue; i?lemesi durumunda da onu teslim etmesi emriyle kar?1 kar?1ya kalabilir.
Fakat mukateb kolenin, kendisi ve satamad1g1 c;ocuklari hakk1nda boyle bir yetkisi
yoktur. c;:unku onlar mukatebe sozle?mesi kapsam1 ic;indedirler. Bu nedenle
mukateb, onlari satamad1g1 gibi bir sue; i?lemeleri durumunda da teslim edemez.
c;:unku mukatebe sozle?mesi kapsam1 i~inde olan kimseler, mukateb kolenin
kendisi gibi efendisinin mulkiyetindedirler.
Mukatebin kolesi kasten bir adam oldurse, mukatebin onun ad1na sulh
yapma hakk1 vard1r. c;:unku mukateb kole, onun hakk1nda kendi ba?ina tasarrufta
bulunma yetkisine maliktir. Mukateb kole, t1pk1 ozgur bir kimsenin kendi
mulkunde yapabildigi tasarruf gibi, kolesinin i?ledigi sue; nedeniyle kolenin [7/220]
kendisine kalmas1 ic;in mal kar?il1g1nda sulh da yapabilir. Daha sonra, mukateb
odeme gucunu yitirse bile, yapt1g1 bu sulh sozle?mesinden sorumlu tutulur. c;:unku
bu yukumlulugu, mukatebe sozle?mesi nedeni ile malik oldugu bir tasarruf sonucu
yuklenmi?tir. Bu nedenle t1pk1 bir ?ey satin ald1g1nda yuklendigi bir yukumlulukte
oldugu gibi, odeme gucunu yitirdikten sonra da sorumlu tutulur.
Mukatebin cariyesi, yanl1?l1kla bir sue; i?lese, mukateb de onu satm1? olsa, ya
da onun suc;unu bildigi halde onunla cinsel ili?kide bulunsa ve ondan bir ~ocugu
dunyaya gelse, bu mukateb kolenin sec;imidir. Onun diyetini odemesi gerekir.
c;:unku mukateb kole, soz konusu cariyeyi satmakla ya da ondan bir c;ocuk sahibi
olmakla onu teslim edebilme imkanin1 ortadan kald1rm1?t1r. Su~ i?leyen bir kimseyi
teslim etmek, ya da onun ad1na fidye vermek ile kar?I kar?1ya kalan bir kimse, o
kimsenin i?ledigi su~u bildigi halde teslim etmekten kac;1nm1? ise, t1pk1 bzgur bir
kimse gibi art1k fidye odemeyi sec;mi? demektir.
Mukateb koleyi bir kolesi kasten oldurse, k1sas1n gerekliligi konusunda
oldurme, t1pk1 yabanc1 kimseler gibidir. Ozgur bir kimseyi kolesi oldurmesi gibi
olduren koleye k1sas cezas1 gerekir. i?te mukateb kolede de hukum boyledir.
Mukateb bir kole kasten oldurulse, uc; durum sbz konusu olabilir:
a) Eger mukateb, geride kitabet bedelini odemeye yetecek kadar mal
b1rakmam1? ise k1sas hakk1nin efendiye verilmesi gerekir. c;:unku mukateb kole,
odeme gucu bulunmad1g1 bir s1rada oldugunden onun kolesidir. Bu nedenle
efendi, katilden k1sas hakkin1 isteyebilir.
348 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'I-Mebsiit
b) Mukateb, geride kitabet bedelini bdemeye yetecek kadar mal b1rakm1~ ve
efendisinden ba~ka mirasc;1s1 bulunuyor ise, k1sas hakk1nin kimin olacag1
konusunda bir belirsizlik bulundugundan katile k1sas cezas1 uygulanmaz. Ali ve
Abdullah b. Mes'ud (r a) gore, bu mukateb kale bzgur olarak blmu~tUr. K1sas
hakk1n1 mirasc;1lan al1r. Zeyd'e (r.a.) gore ise kble olarak blmu~tUr ve k1sas hakk1na
mukatebin efendisi malik olur. Sahabelerin (r a) bu konuda gbru~ aynl1g1 ic;inde
olmalan gec;erli bir ~uphe olarak degerlendirilebilir. K1sas hakkina malik olacak
kimse bulunmad1g1na gore k1sas cezas1 da gerekmez. (:unku k1sas cezas1nda asil
amac;lanan bizzat k1sas fiilinin kendisi degil, k1sas1 uygulama hakk1d1r. (:unku
cezadan amac;lanan cayd1ncll1k bu ~ekilde gerc;ekle~ir. Olen mukatebin, hem
mirasc;1s1 hem de efendisi k1sas1 isteseler, bunlardan hic;biri k1sas hakk1na malik
olamaz. cunku bizzat bldurme fiili, k1sas1n gerekli olmasina yetmez. cunku k1sas
hakk1na sahip olacak kimsenin kim olacag1 belirsizdir. Boyle bir belirsizlik
durumundan sonra bu iki kimsenin aralannda anla~malan durumunda da art1k
yine k1sas cezas1 gerekmez.
Mukateb oldurulse ve efendisi d1~inda da hic;bir mirasc;1s1 bulunmasa, EbO
Hanife ve EbO Yusuf' a (r.a) gore, k1sas hakk1 efendiye ait olur. Muhammed'e (r.a.)
gore ise k1sas gerekmez. cunku efendinin k1sas hakk1na malik olma nedeninde
~uphe bulunmaktad1r. (:unku eger mukatebe sozle~mesi, Zeyd'in dedigi gibi,
bozulmu~ ise efendi k1sas hakk1n1, o kolenin mulkiyetine sahip oldugu ic;in elde
eder. Fakat Ali ve Abdullah b.Mes'ud'un (r a) dedigi gibi bozulmam1~ ise efendi
onun, vela hakk1na, dolay1s1yla da miras1na malik oldugu ic;in k1sas hakk1na malik
olur. Nedenlerde bulunan belirsizlik durumu t1pk1 hak sahibinin belirsiz olmas1
durumunda oldugu gibi, ~uphelerle du~en cezalarda gbz bnune alin1r. Gbrmez
misin bir kimsenin cariyesi bir ba~kas1n1n elinde olsa, zi'l-yed (elinde bulundurma),
"sen beni o cariye ile ~u kadar para kar~1l1g1nda evlendirdin." dese, efendi ise,
"hay1r, sana o cariyeyi ~u kadar para kar~ll1ginda satt1m" dese, cinsel birle~me helal
olmaz. cunku her ne kadar 0 kimsenin cinsel birle~mesinin helal olmas1 noktas1nda
ayn1 gbru~te olsalarda, helalligin nedeninde farkl1 iddialardad1rlar. $Liphe
bulundugu ic;in cinsel birle~me helal olmaz. (:unku nedenin tam olarak
bilinmemesi, hakkin sabit olmasina engel olu~turur.
EbO Hanife ve EbO Yusuf (r a) ~byle derler: "Biz k1sas hakk1nin efendiye ait
oldugunu kesin olarak bilmekteyiz. Bu nedenle olduren kimsenin k1sas edilmesi
gerekir. Efendi t1pk1 mukateb kolenin bdeme gucu bulunmad1g1 durumda
bldurulmesi durumunda oldugu gibi k1sas hakk1n1 talep edebilir. cunku nedenler,
bizatihi amac;lanan ~eyler degildir. Bilakis nedenlerle, onlarla elde edilmek istenen
hukumler amac;lan1r. Gbrmez misin bir kimse digerine, benim sende, benden gasp
etmi~ oldugun bin dirhem alacag1m var, dese, digeri de "hay1r, ben onu senden
bore; olarak alm1~t1m." dese, borc;lu oldugu iddia edilen kimsenin bin dirhemi
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 349
odemesi gerekir. Odemenin gerekliligi hakk1nda ayn1 goru~u payla~t1ktan sonra
art1k bu borcun hangi nedenden kaynakland1gina bak1lmaz.
l~te uzerinde durdugumuz konu da boyledir. K1sas hakk1na sahip olan ki~inin
efendi oldugu belirginlik kazand1ktan sonra art1k bu hakk1 hangi nedenle elde
ettigi konusundaki bilinmezlik durumu dikkate alinmaz. Fakat mukateb kolenin
geride miraS~I b1rakarak blmesi durumunda hukum farkl1d1r. (unku burada k1sas
[7/221]
hakk1na sahip olan ki~i hakk1nda bilinmezlik durumu olmakla birlikte, bu ki~inin
efendi oldugu belirginlik kazanmam1~t1r. Yine cinsel birle~me meselesinde de
hukum farkl1d1r. (unku biz, her iki taraf1n da ileri surdugu nedende yalan soyleme
ihtimali bulundugu i~in cinsel birle~menin helalligi hakk1nda kesin bir bilgiye sahip
degiliz. Diger yandan bu konuda helallik nedeni hukmldir. Taraflardan birinin
digerinin iddias1n1 yalanlamas1 durumunda, helallik kazand1nc1 nedenlerden biri
sabit olamaz. Helallik kazand1nc1 neden sabit olmadan da helalligin sabit oldugunu
sbylemek mumkun olmaz. Bizim uzerinde durdugumuz k1sas konusuna gelince,
burada k1sas1 gerektirici neden olan tam kas1t durumu ve bu hakka efendinin malik
oldugu kesin olarak bilinmektedir. Bunun nedeni ya o ki~iye malik olmas1d1r. Ya da
onun vela hakkin1 elinde bulundurmas1d1r. l~te bu nedenle efendi onun k1sas
hakkina sahip olmaktad1r.
Mukatebin kolesi, bir mal1 telef etse, o boynunda bor~tur. Buna kar~il1k satil1r.
(unku mukateb kale hakk1nda onu satabilme nedeni a~1ga ~1km1~t1r.
Mukatebin kolesi, bir su~ i~lese sonra da mukateb kale ozgur olsa, su~ i~leyen
kolenin teslim edilmesi, ya da fidye ile kurtanlmas1 konusunda se~im hakk1
mukateb koleye aittir. (unku mukateb kale, ozgur olmadan once o kale uzerinde
mulkiyet hakk1 bulundugu i~in se~im hakk1na sahip idi. Ozgur olduktan sonra, o
kale uzerindeki mulkiyet hakk1 gu~ kazand1g1ndan dolay1 yine ayni ~ekilde se~im
hakk1na sahip olmaya devam eder. Eger mukateb kale, odeme gucunu yitirirse,
se~im hakk1 mukateb kolenin efendisine ait olur. (unku onun odeme gucunu
yitirmesi ile soz konusu kale uzerindeki mulkiyet hakk1 efendi i~in sabit
olmu~tur.Bu nedenle efendi, su~ i~leyen koleyi teslim etme, ya da fidye vererek
kurtarma konusunda se~im yapar. $u meselede de hukum boyledir: Miras b1rakan
ozgur bir ki~i oldukten sonra onun kolesinin i~lemi~ oldugu bir su~ konusunda
se~im hakk1na miras~1lan malik olur.
Bir kale ve kans1 tek bir sozle~me ile mukateb olsa; kad1n bir ~ocuk dogursa
efendi de bu ~ocugu oldurse ve ~ocugun degeri kitabet bedelinden daha fazla ise,
efendi, olen ~ocugun degerini (j~ y1I i~inde oder. (unku ~ocuk efendinin
mulkiyetindedir. Bu nedenle efendiye k1sas uygulanmas1 gerekmez. Fakat ~ocuk
mukatebe sbzle~mesi kapsam1 i~indedir. Bu nedenle, oldurdugu i~in efendinin
onun degerini odemesi gerekir. Bu, t1pk1 efendinin mukateb kolesini oldurmesi
durumunda onun diyetini odemesi gerektigi gibidir. S1rf bldurme nedeni ile u~ yil
350_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
ic;inde bu borcun vadeli olarak bdenmesi gerekir. Eger mukatebe sbzle~mesinin
vadesi gelmi~ ise iki bore; birbiri ile takas edilir. c;:unku c;ocugun degerinin anneye
bdenmesi gerekir. c;:unku c;ocuk onun yapt1g1 mukatebe sbzle~mesi kapsam1 ic;inde
oldugundan kazancina da annesi sahip olur. Onun degeri konusunda da hukum
boyledir. Daha once de ac;1klad1g1m1z uzere c;ocuk annesinin bir parc;as1d1r, bzgur
olma ve kale olma konusunda ona tabidir. Mukatebe sozle~mesi konusunda da
ayn1 ~ekilde annesine tabidir. Efendi, (boyle bir sue; i~lemesinden once) anneden
butOn mukatebe bedelini isteme hakk1na malik idi. Fakat hem efendinin hem de
annenin alacag1 olunca eger bu alacaklar birbirine e~it ise takas edilirler. c;:unku
bunun tahsil edilmesinde bir yarar yoktur. Eger efendinin odemesi gereken bore;
daha fazla ise artan bu miktari anneye oder. c;:unku takas i~lemi ancak mukatebe
bedeli kadar olanda gerc;ekle~mi~tir. Anne, baba ad1na bdemi~ oldugu mukatebe
bedelini almak uzere babaya ba~vurur. c;:unku anne, mukatebe bedelini efendi ile
takas yapma suretiyle bdemi~tir. Sanki anne odemeyi bizzat kendisi yapm1~t1r. Bu
nedenle de baban1n bdemesi gereken payda ona ba~vurur.
Eger mukatebe bedelinin vadesi gelmemi~ ise efendi c;ocugun degerini
annesine oder. c;:unku takas i~lemi, vadeli ve pe~in bore; aras1nda gerc;ekle~emez.
Bu durumda pe~in olan, c;ocugun degeri anne onu al1p mukatebe bedeli olarak
kullanabilsin diye efendiden tahsil edilir.
Eger mukateb anne ile birlikte oglu da mukatebe sozle~mesi ic;inde yer alsa ve
efendi de o c;ocugu bldurse ve efendinin onun degerini annesine pe~in olarak
bdemesi gerekmi~ ise, mukatebe borcunun vadesi gelmi~ olsun ya da olmas1n, bu
bore; mukatebe bedeli oran1nda takas olunur. c;:onku bu durumda c;ocuk,
mukatebe sozle~mesinde bizzat bir taraf olarak yer almaktad1r. Efendi mukatebe
borcunun vadesi gelince borcun tamam1n1 ondan isteyebilir. c;:ocugun blumunden
sonra da eger kitabet borcuna yetecek kadar bir mal1 bulunuyorsa, vade devam
etmez. c;:ocugun degerinin bdenmesi gerekince efendi, mukatebe borcuna
yetecek kadar paraya malik olmu~ olur. Bu nedenle efendinin bdemesi gereken
deger, vadesi gelmi~ olsun ya da olmas1n mukatebe bedeli ile takas edilir. Efendi,
takas i~leminden sonra kalan fazlal1g1 c;ocugun mirasc;1larina verir. Baba ve
annesinin pay1 ise mukatebe bedelinden gider. c;:onku ogul hayatta iken bedelin
tamamin1 bdemi~ olsa idi, annesi ad1na bdemi~ oldugu pay1 almak Ozere ona
[7/222] ba~vururdu. l~te mukatebe bedelini, olumunden sonra kendi degeri ile odemesi
durumu da bbyledir.
Daha sonra bldurulen c;ocugun miras1nin tamam1, Allahu Teala'n1n belirledigi
olc;ude mirasc;1lar aras1nda payla~t1ril1r. Mirasc;llarla birlikte anne ve baba da
paylarin1 al1rlar. c;:unku c;ocugun bzgur olmas1 hayatta oldugu zamana dayand1ril1r.
Anne ve baba da c;ocuklariyla birlikte ayn1 sbzle~me ile mukatebe yapt1klarindan
onlar da bu ~ekilde bzgur olmu~ olur.
Ki:ileyi Ozgiir Klima Kitabt ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
351

"Peki, efendinin diyet odemesi neden gerekmiyor?" ~eklinde bir soru


sorulursa;
Bu soruya kar~1 ~u cevab1 verebiliriz: Daha once de ac:;1klad1g1m1z uzere,
c:;ocugun ozgurluge kavu~mas1n1n hayatta oldugu bir zamana dayand1nlmas1, bir
zorunluluk nedeniyledir. Bu ise, efendinin diyet odemesini zorunlu olarak
gerektirmez. Olduruldugu halde diyeti odenmeyen nice ozgur kimseler vard1r.
Diger yandan c:;ocuk hakk1nda verilen hukumdeki dayanak noktas1 mukatebe
sozle~mesidir. Oysa diyetin gerekli olmas1, mukatebe sbzle~mesinin bir geregi
degildir. Aynca efendi sadece o c:;ocugun i~leyecegi bir suc:;un diyetini oder. Oysa
bzgur olma c:;ocugun hayatta oldugu zamana degil, sadece efendinin onu oldurme
suc:;unu i~ledikten sonra hayat1nin en son anlanna baglanmaktad1r.
Bir efendi, mukateb kolesinin ummu veledini ozgur k1lsa bu ozgur kllma
gec:;erli olmaz. Ancak ummu veledin c:;ocugunu bzgur k1larsa ozgur kilma gec:;erli
olur. (unku c:;ocuk mukatebe sozle~mesi kapsam1 ic:;indedir. Bu nedenle efendinin
mukateb kbleyi bzgur k1lmas1 durumunda c:;ocuk da bzgur olur. Art1k o c:;ocuk,
efendinin mulkiyetindedir. Ommu veled ise, mukatebe sozle~mesi kapsam1 ic:;inde
degildir, c:;ocugunun ozgur kil1nmas1 ile o da ozgur olmaz. Efendisinin mulkiyetinde
de degildir. Bu durumu biraz ac:;acak olursak ~unlan soyleyebiliriz:
(ocugun ozgur k1l1nmas1yla mukateb kolenin amac1 gerc:;ekle~mekte, oysa
ummu veledin ozgur olmas1 durumunda mukateb kolenin amac1 yok edilmektedir.
(unku mukateb kale ozgur olursa kadin, ummu veledi olacak onunla cinsel ili~kide
bulunabilecek, ondan yararlanabilecektir. Oysa ummu veledin bzgur olmas1 ile bu
maksat ortadan kalkm1~ olacakt1r. Bu nedenle efendi boyle bir tasarrufta bulunma
yetkisine malik olamaz.
Bir mukateb kale, efendisinin babas1na ya da ogluna malik olsa ozgur olmaz.
(unku efendi, mukateb kolesinin kolesini ozgur kilsa, bu ozgur kllma gec:;erli
olmaz. Demek ki efendi mukateb kolesinin malik oldugu baba ve ogluna malik
olmaz. Efendinin babas1 ya da oglu efendi aleyhine kendiliginden bzgur olmazlar.
Mukateb kale onlan satabilir. Fakat mukateb kale eger kendi babas1na veya
ogluna malik olsayd1 onlan satamayacakt1. (unku efendi, t1pk1 mukateb kale gibi,
onun kazancinda mulkiyet hakkina maliktir.
Fakat Muhammed (rh a) ~oyle demi~tir: "Sat1m i~lemi bir tasarruftur. Efendi,
kolenin kazancinda tasarrufta bulunma konusunda t1pk1 yabanc1 bir kimse gibidir.
Mukateb kale bu konuda ozgur bir kimse ile ayn1 hukumlere tabidir. Bu konuyu
biraz ac:;mak gerekirse ~unlan soyleyebiliriz:
Mukateb kolenin babasin1n ve oglunun ozgur olmas1 onun amac:;lad1g1 bir
~eydir. Onun kazanc1, amac:;lad1g1 bir ~eyde kullanllabilir. Mukateb kolenin,
kendisinin ozgur olmas1 ile onlann da ozgur olmasin1 saglamak ic:;in mukatebe
sozle~mesi kapsamina onlan da almas1 amac:;lad1g1 ~eyi gerc:;ekle~tirme anlam1na
352 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
gelmektedir. Halbuki efendinin babas1nin ve oglunun ozgur olmas1 mukateb
kolenin ama~lad1g1 bir ~ey degildir. Bu yuzden onlann da mukatebe sozle~mesi
kapsam1na alinmas1 onun amacin1 ger~ekle~tirecek bir ~ey degildir. Bu nedenle
efendinin baba ve oglu mukatebe sozle~mesi kapsam1na girmemektedir.
Mukateb kale yanl1~l1kla diyet gerektiren bir su~ i~lese, haks1z fiilden dogan
odeme (tazminat) ile kendi degerinden hangisi daha az ise onu odemek uzere
~al1~1r. c;:unku cinayetine kar~11ik mukateb kolenin verilmesi, efendisi ile aralanndaki
mukatebe sozle~mesi geregi mumkun degildir. Mukateb kale, kendi kazanc1n1
almaya daha lay1kt1r. l~lenen su~tan dolay1 odenecek tazminatin mukatebin teslim
edilmesinin mumkun olmad1g1 durumlarda kazanc1 kime ait ise ona odettirilmesi
gerekir. Ancak odenmesi gereken miktar, mukateb kolenin kendi degeri ya da
su~tan dolay1 odenmesi gereken tazminattan hangisi daha az ise 0 kadard1r.
Gormez misin efendi, mudebber kale ya da ummu veledin bir su~ i~lemesi
durumunda, bu kimselerin degeri ve tazminat bedelinden hangisi daha az ise o
miktan oder. c;:unku efendi mudebber kale ve ummu veledin kazan~lannda daha
fazla hak sahibidir.
Mukateb kale hakk1nda ilk i~ledigi su~tan dolay1 degeri veya tazminat
bedelinden daha az olanini odemesi gerektigine hukmedildikten sonra yeniden bir
su~ i~lese, ikinci kez i~ledigi bu su~ta da yine ayn1 hukumler ge~erlidir. c;:unku ilk
i~ledigi su~tan dolay1 odemesi gereken tazminat, zimmetinde bir bor~ olarak sabit
olmu~ ve i~ledigi ikinci su~ da kolenin ~1plak mulkiyetine (rakabe) ili~kin olmu~tur.
(7/223] Bu da ona, t1pk1 ilk su~ gibi soz konusu iki degerden hangisi daha az ise onu
odeme yukumlulugunu getirmi~tir. Fakat eger ikinci su~u, daha birinci su~tan
dolay1 hukum verilmeden once i~lemi~ ise biz Hanefller'e gore, o ki~inin sadece bir
tazminat odemesi gerekir. Zufer (rh.a )'e gore ise her bir magdurun velisinin ayn
ayn tazminat bedeli alma hakk1 vard1r. c;:unku onun benimsedigi kurala gore
mukateb kolenin i~ledigi su~tan dolay1 gereken odeme, onun rakabesine ili~kin
degildir. Aksine o su~un geregi daha ba~tan kolenin degeridir. c;:unku mukateb
kolenin, teslim edilmesi mumkun degildir. Bu nedenle hakimin ilk su~ i~in bir
hukum vermesi ile vermemesi durumu ayn1d1r. Her bir su~ i~lendigi s1rada mukateb
kale, kendi kazanc1 konusunda hak sahibi oldugundan, bu su~lann her ikisi i~in de
ayn ayn tazminat oder." Bize gore ise, mukateb kolenin i~ledigi su~tan dolay1
odenecek tazminat onun rakabesine bagl1d1r. c;:unku mukateb kolenin teslim edilip
edilememesi durumu belirli degildir. Belki o, odeme gucunu yitirecek ve i~ledigi
su~ nedeniyle kar~1 tarafa teslim edilecektir. Bu teslim edilme durumu ancak
hakimin hukmu ile kolenin degerine degi~tirilebilir.
Eger hakim hukum vermeden once kale diyet gerektiren bir~ok su~ i~lese,
mukateb kale sadece bir tazminat (deger) odemekle yukumlu tutulur. c;:unku her
ne kadar mukateb kale, teslim edilebilir bir durumda bulunsa da, onlann bu
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
t3S
koleyi kendine baglayarak tan1tm1~t1r. Bu, i~erisinde a ismi ta~1yan ba~ka birinin
almad1g1 bir yeri gostererek tanitmak gibidir. Al1c1 i~in se~im hakk1n1n almas1, satin
ald1g1 ~eyi gormemi~ almas1 nedeniyledir.
"Bu ozgOr k1lma gibi degildir".
Baz1 alimlerimiz Muhammed (rh.a)'in maksad1n1n, bu sbzO ile gbrme
muhayyerligi kanusunda iki meseleyi birbirinden ay1rd1g1n1 zannetmi~lerdir. Oysa
bbyle degildir. Aksine Muhammed (rh a) bununla, ki~i aras1ndaki farklll1g1
kastetmi~tir. (OnkO bilinmeyen bir kbleyi bzgOr kllmak i~in yap1lan irade beyan1
(leap) ge~erlidir ama satmak i~in yapilan leap bbyle degildir. Oyle ki ki~i "bir kble
bzgOr k1ld1m" dese ve kendisinin sadece bir kolesi alsa bu kale ozgOr alur. Ancak
"ben sana bir kale satt1m" dese bu sat1~ ge~erli almaz. (OnkO sat1~ta bilinmezlik
nedeniyle, aralarinda anla~mazllk alabilir. OzgOr k1lmada ise almaz. Efendinin daha
sanra yapacag1 a~1klama ozgOr kllma kanusunda kabul edilir. COnkO bu sat1m1n
aksine, kar~il1g1nda bir cevap bulunmayan bir beyand1r (lcapt1r).
Ki~i iki "kolemden biri bzgOrdOr" veya "kolelerimden biri ozgOrdOr" dese ve
kendisinin yalnizca bir kolesi alsa bu kale ozgOr alur. (OnkO ki~i mOlkiyet yaluyla
kendisine baglamak suretiyle, ozgOr kll1nacak koleyi belirtmi~tir. Ki~inin mOlkiyet
yaluyla kendisine baglad1g1 ~ey bir tane alunca, efendinin lcab1 i~in belirlenmi~
alur.
Ki~i iki kolesine "ikinizden biri ozgOrdOr" dese anlardan be Iii
almayan/herhangi biri ozgOr alur. (OnkO ozgOr kllma ka~ula baglanabilir.
Ba~amada aldugu gibi ozgOr k1lmada da belli almayan bir ~ey hakk1nda leap
ge~erlidir. COnkO bir ka~ula baglanan ~ey, ka~ul bulundugu zaman ger~ekle~ir. Bir
mal hakk1nda belirsiz bir ~ey Ozerinde lcapta bulunmak, ka~ula baglanmas1
mOmkOn alan bir kanuda, daha sanra yap1lacak bir a~1klamaya baglanan ~ey
gibidir. Bu nedenle efendinin belirsiz bir kolesi hakkinda ozgOr kllmak Ozere lcapta
bulunmas1 ge~erli alur. 0 iki koleden biri blur ya da oldOrOIOrse digeri bzgOr alur.
(OnkO blen ki~i. bzgOr k1lma fiilinin ger~ekle~mesine uygun bir kanu (mahal)
almaktan ~1km1~t1r. Belirsiz alarak yap1lan ozgOr k1lma, belli birisi bak1m1ndan
a~1klama s1ras1nda yapllm1~ bzgOr kllma gibidir. A~1klama kanusunda efendinin
se~im hakk1 alabilmesi i~in ozgOr k1l1nacak kanunun (mahallin) varl1g1n1 devam
ettirmesi ka~uldur. iki koleden birisinin ozgOr kllma i~lemi i~in belirlenmemesi,
ikisinin de ozgOr alma bak1m1ndan yek digerine e~ almas1 nedeniyle idi. Onlardan
birinin ozgOr almaya uygun bir mahal almaktan ~1kmas1yla bu durum artadan
kalkm1~t1r. Bu nedenle bzgOr alma, diger kbleye bzgO kalm1~t1r. Bu, sat1ma
benzemez. (OnkO ki~i, iki koleden birini satin alsa ve her biri i~in bir fiyat belirtse,
kendisi i~in de se~im hakk1n1 ka~ul kaysa, daha sanra anlardan birisi kendisinin
(mO~terinin) yan1nda olse, sat1m i~lemi olen kolede almu~tur. Burada ise ozgOr
alma i~lemi sag kalan ki~ide ger~ekle~ir.
354 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
oldugu gibi, mukateb kole, bu borcun odenmesi ic_;in sat1l1r. Bu meselenin tamam1
"diyetler" bolumunde ele al1nm1~t1r.
Bir mukateb kole yolda bir c_;ukur kazsa ve bir ki~i o c_;ukura du~se ve olse
mukateb kole, c_;ukuru kazd1g1 tarihindeki degerini odemek uzere c_;al1~1r. c;:unku
yolda bir c_;ukur kazmakla bir cinayet i~lemi~tir. Bu, t1pk1 dogrudan bizzat kendisi bir
cinayet i~lemesi gibidir. Eger hakim, c_;ukura du~en ki~i lehine hukum vermeden
once c_;ukura bir ba~ka kimse daha du~se, bu kimse ilk ki~iye verilecek olan
tazminat bedelini onunla payla~1r. c;:unku mukateb kolenin i~ledigi sue_; tektir. Bu
da c_;ukur kazmad1r. Bu yuzden mukateb koleye bir tazminattan daha fazlas1
odettirilmez. Cukura du~en ikinci ki~i, ilk ki~inin alacag1 tazminata ortak olur. Fakat
sue_;, dogrudan (muba~ereten) i~lenmi~ ise hukum boyle degildir. Bu durumda ikinci
suc_;la birincisi birbirinden farklld1r.
[7/224] Bir mukateb kolenin y1k1lmak uzere oldugundan haberi oldugu bir duvan, bir
kimsenin uzerine y1k1lsa ve onu oldurse, kole tazminat odemek uzere c_;al1~1r.
c;:unku o, y1kllmak uzere olan bu duvan (bir kimsenin uzerine y1k1lmadan once)
kendisi y1kabilirdi. Duvann y1k1lmak uzere oldugunu gordugu halde o durumuyla
b1rakmas1 sanki duvan, altinda kalan ki~inin uzerine dogru itmesi gibi kabul edilir.
Bir mukateb kolenin evinde, oldurulmu~ bir kimse bulunursa; mukateb kole,
o ki~inin bulundugu tarihindeki degeri kar~1l1ginda sorumlu tutulur. c;:unku evinde
onlem almak onun gorevidir. Bu konuda ozgur bir kimse gibidir. Eger oldurulmu~
ki~i ozgur bir kimsenin evinde bulunmu~ olsayd1, diyet bedelini odemesi
konusunda onu oldurmu~ gibi kabul edilecekti. l~te mukateb kole hakk1nda
uygulanacak hukumler de boyledir. Fakat mukateb kolenin degeri diyetten daha
fazla ise o zaman, diyetten on dirhem eksiltilir. c;:unku mukateb kolenin diyet
gerektiren bir sue_; i~lemesi durumunda odemesi gereken bedel, soz konusu suc_;un
kendisi aleyhine i~lenmesi durumuna k1yas edilir. Mukateb koleye kar~1 i~lenen
diyet gerektiren bir sue_; ise 990 dirhemin 141 odenmesini gerektirir. c;:unku mukateb
kole, uzerinde tek bir kuru~ mukatebe borcu kalsa bile yine kole durumundad1r.
i~te mukateb kolenin diyet gerektiren bir sue_; i~lemesi durumunda da hukum
boyledir.
Mukateb kole diyet gerektiren bir sue_; i~lese sonra da mukatebe bedelini
odeme gucunu yitirse; bak1l1r:
Eger hakim, i~ledigi suc_;a kar~i11k c_;al1~mas1 gerektigi hakk1nda bir hukum
vermi~ ise bu, onun borcudur. Bunun ic_;in sat1l1r. c;:unku diyeti hak ettirici neden
efendi hakkinda ac_;1kt1r. Hakimin hukmu ile bu bore_;, mukateb kolenin zimmetinde
sabit bir bore_; olmu~tur.

Peygamber dbneminde, yakla~1k be~ dirhem gumu~ para bir koyun bedelidir. (Musahhih)
141
t36_____________________________ Kitabu'l-Mebsilt

Ali el-Kumml ~byle demi~tir: "Ger~ekte ikisi aras1nda fark yoktur. c;:onkO her
iki durumda da blen kale, malikinin mOlkiyetinde blmektedir". Dogru olan
gbrO~On ~u oldugu sbylenebilir: Sat1m i~leminde kblelerden birinin blmesi
yakla~1nca(blmek Ozere oldugu bilinince) sat1m ona bzgO olmu~tur. c;:onkO, o
kblenin teslim al1nd1g1 ~ekliyle geri verilmesi imkans1z olmu~tur. 0 durumda kale
610 iken degil, sag iken (blmeye yakla~t1g1 s1rada) sat1m i~in belirlenmi~tir. OzgOr
k1lmada ise bzgOr olma 610 Ozerinde belirli olsa, bu onun blOmOnden sonra olur.
c;:onkO kale, blOme yakla~makla (blmek Ozere oldugu bilinmekle), ozgOr kil1nmaya
uygun bir mahal olmaktan ~1kmaz. OIOmden sonra ise bzgOr olmaya uygun bir
mahal olmaz. Zorunlu olarak bzgOr kilma sag olana dbner.
Yine bu kolelerinden birini satt1g1nda veya hibe ettiginde de durum bbyledir.
c;:onkO efendi satt1g1 veya hibe ettigi kblede temlik (onu ba~kas1nin mOlkiyetine
[7/86]
ge~irme) hakk1n1 kazanm1~t1r. OzgOr kil1nan kale temlike uygun bir konu (mahal)
olmaz. Kole Ozerinde temlik hakk1n1 kazanma zorunlu olarak onun bzgOr
k1linmas1n1 ortadan kald1m. Bu durum, onu bzgOr olma konusunda diger kbleye
rakip olmaktan ~1kam. c;:onkO mOmkOn oldugunca akill1 bir ki~inin tasarruflan
ge~erli olacak bir duruma yorulur. Bu tasarrufun ge~erli olmas1nin zorunlu sonucu
da bu bzgOr kilman1n bu konu (mahal) Ozerinden kalkmas1d1r.
Ayni ~ekilde efendi bu iki kbleden birinin bzgOr kilmas1n1 olOmOne baglasa
(tedbir), bu tedbir ge~erli olur. c;:onkO o ikisi gbrOnO~te kendisinin koleleridir.
Tedbir i~leminin ge~erli olmas1, bu bzgOr kilman1n tedbir yapilan kbleden
kalkmas1n1 gerektirir. c;:onkO bzgOr k1linan kale Ozerinde tedbir yap1lmaz. c;:onkO
tedbir, bzgOr kilmay1 ko~ula baglamakt1r. Bir mahal Ozerinde birden fazla bzgOr
k1lma olmaz. Bu bzgOr olmanin derhal meydana gelmesi, bzgOr k1lmanin olOme
baglanmas1n1n ge~ersiz olmas1n1 gerektirir. OzgOr kilmanin blOme baglanmas1nin
ge~erli olmas1 ise, zaruri olarak blOmden once bzgOr kilmanin ger~ekle~mesini
ortadan kald1m.
Ayn1 ~ekilde ki~inin iki cariyesi olup da onlardan biri ile cinsel ili~kide bulunsa
ve bu kadin gebe kalsa, hOkOm yine bbyledir. c;:onkO bu kad1n, efendinin OmmO
veledi olmu~tur. Onun OmmO veled olmasin1n ve bu yolla bzgOr olmay1 hak
etmesinin ge~erli olmas1, zaruri olarak onun Ozerinde o an ger~ekle~ecek olan
bzgOr kilma i~leminin ortadan kalkmas1n1 gerektirir. Cariyelerin birinden bzgOr
olma durumu ortadan kalkt1g1nda, aralannda rekabet olmad1g1 i~in bzgOr olma i~in
diger cariye tek kalir.
Onlardan biri ile cinsel ili~ki kurar fakat bu cariye kendisinden gebe kalmazsa,
EbO Yusuf ve Muhammed (rha)'e gore hOkOm yine ayn1d1r. EbO Hanife (rh.a .)'ye
gore ise bzgOr olma i~in digeri tek ki~i olarak kalmaz. Bilakis bzgOr ki11nanin kim
oldugunu a~1klama konusunda efendinin se~im hakk1 devam eder.
356 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

kale hakk1ndaki mulkiyet hakk1 tam olarak ger~ekle~mektedir. Bir ba~ka a~1dan ise,
kale, mukatebin mulkudur. Eger mukateb kale onu ozgur kilarsa mulkiyet hakk1
tam olarak ger~ekle~ir. Dolay1s1yla k1sas hakk1nin kime ait olacag1 belli degildir.
Ayr1ca mukateb kale, mukatebe bedelini odeyebilmek i~in onun elde edecegi
kazan~ta daha fazla hak sahibidir. K1sas hakk1 ise onun mukatebe bedelini
bdemesine yard1mc1 olan bir ~ey degildir. Efendi mukateb kblesinin kazanc1n1
alamaz. Onun i~in k1sas hakk1n1n ona verilmesi de mumkun degildir. Boyle bir
belirsizlikten dolay1, blduren ki~iye k1sas cezas1 gerekmez.
Mukateb kale ve efendi k1sas hakk1nin i~lerinden birine ait olmas1 konusunda
anla~salar bile yine de olduren ki~i k1sas edilmez. c;:unku bu, bizzat oldurme fiili
nedeniyle gerekmemi~tir. Bu nedenle art1k onlann anla~malan ile de blduren
kimseye k1sas cezas1 gerekmez. Fakat k1sas cezas1n1n imkans1z olmas1 nedeniyle,
olduren kimsenin, oldurdugu ki~inin degerini bdemesi gerekir. Bu mal da, diger
kazan~lan gibi mukatebe aittir.

Olduren kimseyi, efendinin ve mukateb kolenin affetmesi ge~ersizdir.


Efendinin affetmesi, zaten ona kar~1 bir bedel odenmesi gerekmedigi i~in
ge~ersizdir. Mukateb kolenin affetmesi ise, affin bir bag1~ olmas1 nedeniyle
[7/225]
ge~ersizdir. Mukateb kolenin, bor~lulann1 ibra etmesi ge~erli olmad1g1 gibi, bag1~
yapmas1 durumunda da yapt1g1 bag1~ ge~ersiz olur.
Bir efendi, mukateb kolesini yanilarak (hataen) ya da kas1tl1 olarak (amden)
oldurse ve mukateb geride yeterli miktarda da mal b1rakm1~ olsa efendinin,
mukateb kolesinin degerini vermesi gerekir. Bununla kitabet bedeli odenir.
Efendinin, mukateb kolesinin oglunu oldurmesi durumunda da ayn1 hukumler
ge~erlidir. c;:unku mukateb kale, oglunun hem kazanc1 hem de kendisi hakk1nda
daha fazla hak sahibidir. Efendi, mukateb kblenin ogulun kazanc1na zarar
verdiginde t1pk1 aralannda efendilik-kolelik ili~kisi bulunmayan kimseler gibi
degerlendirildigine gore, bizzat ogula zarar verilmesi durumunda da ayn1 ~ekilde
degerlendirilir.
Bir mukateb kale, yanilarak ya da kas1tl1 olarak k1sas gerektirmeyen bir su~
i~ledigini ikrar ederse, mukateb oldugu surece bu ikran ge~erli kabul edilir. c;:unku
i~ledigi su~tan dolay1 vermesi gereken bedel kazanc1ndan kar~llanacakt1r. Mukateb
kblenin kendi kazanc1 hakkinda ikrarda bulunmas1 ge~erlidir. Eger mukatebe
bedelini odeme gucunu yitirir ve yeniden kolelige dondurulurse yapilan ikrar
ge~ersiz olur. Hakimin onun bir bor~ odemesine hukmedip hukmetmemesi
durumu degi~tirmez. Bu EbO Hanife'nin (rh a) gbru~une gbredir.
"Cinayetler" bolumunde, EbO Yusuf ve Muhammed'in (rha) ~unu soyledikleri
belirtilmi~tir: "Mukateb koleden sadece hakimin hukum verdigi tazminat bedeli
alln1r."
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 137
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a.)' in deli Ii ~udur; cinsel ili~ki ancak mulkiyetle
helal olan bir tasarruftur. Efendinin iki cariyeden biri ile cinsel ili~kiye girmesi onun
uzerinde koleligin devam ettiginin delilidir. Bunun zaruri sonucu olarak bzgur olma
kendisinden du~er. Diger cariye bzgur olma ic;in tek kal1r.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a.) bu meseleyi daha once ac;1klad1g1m1z ~eylere
ve efendinin iki kans1na "ikinizden birisi uc; kere bo~tur" deyip sonra onlardan
birisi ile cinsel ili~kide bulununca bo~ama ic;in digerinin tek kalmas1na k1yas
etmi~lerdir. Diger taraftan muslumanin fiili mumkun oldugunca helallige yorulur.
C:OnkO onun akll ve dini kendisini haramdan al1koyar. Onun, cariyelerin ikisi ile
birden cinsel ili~kide bulunmas1 helal degildir. Hatta kendisine bu ybnde fetva
verilmez. Oyleyse onlardan birisi ile cinsel ili~kinin helal olmas1, zaruri olarak
kendisinden bzgur olman1n yok olmas1n1 gerektirir. Gbrmez misin uc; gun
muhayyer alma ko~uluyla ki~i bir cariye satsa, sonra muhayyerlik suresi ic;inde bu
cariye ile cinsel ili~kide bulunsa sat1~1 feshetmi~ (kald1rm1~) olur. Burada da cariye
onun mulku olarak kalmaya devam eder. Onunla cinsel ili~kide bulunmas1 helaldir.
Sonra efendinin onunla birle~meye giri~mesi kad1nin koleligini ortadan kald1ran
durumu sona erdirmektedir. Sat1~ akdinde boyle olunca bu meselede bncelikle
bbyle olur.
Ayn1 ~ekilde efendi iki cariyesinden birini satsa, her biri ic;in bir bedel sbylese,
kendisi ic;in muhayyerlik ko~ul ko~sa sonra onlardan biri ile birle~se, bundan sonra
sat1~ ic;in onu belirleyemez.
Yine alic1 muhayyer olup, onlann biri ile birle~irse, yapt1g1 fiilde helallik
niteliginin bulunduguna hukmetmek ac;1sindan, sat1~ onun uzerinde gerc;ekle~ir.
l~te bu, ozgur k1lmanin sat1~a k1yaslanmas1d1r.

EbO Hanife (rh.a.) ise ~byle demektedir: Efendi her iki cariyesi ile birle~me
yetkisine maliktir. Mulkiyeti alt1nda bulunan kad1nla birle~mek, onun hizmetinden
yararlanmak gibidir. (:unku gerc;ekte cinsel birle~me ancak bir yarar elde etmekten
ibarettir. lkisinin (cinsel ili~ki ve istihdam1n) fark1, hukmun yolu bak1mindan ortaya
c;1kmaktad1r. Bu da cariyenin d1~inda sbz konusudur. Mulkiyet alt1nda bulunan bir
cariye ile birle~me, ona hizmet ettirmenin benzeridir. Efendinin o iki cariyesi ile
birle~me hakk1na malik oldugu ~oyle ac;1klanabilir: Efendi hukum bak1m1ndan
birle~ebilir. C:unku efendi o ikisi ile ~uphe yolu ile birle~mi~ olsa kendisine her iki
84
cariyenin ukr'u gerekir. Bunun tUmO de efendiye ait olur. Bedele, ancak asla
malik olmakla malik olunur.

84
Ukr I ..ri..JI : Sdzlukte; asil, kok, evin ortas1, kasidenin en iyi beyti, mehir gibi anlamlara gelir. F1k1h
1stilah1nda; mehr-i misil anlaminda kullanilmakla birlikte kendisiyle herhangi bir ~uphe sonucu cinsel
i l i~kiye girilen kad1na, mehrine denk gelecek oranda verilen tazminata da denir. Ayni ~ekilde, gasp
yoluyla yap1lan bir cinsel ili~kiden dolay1, kadma diyet olarak verilen bedele de "ukr" denir.
358 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Mukateb kale k1z1n1 da evlendiremez. c;:unku k1z1 mukatebe sozle~mesi
kapsam1na girmek suretiyle t1pk1 mukateb kale gibi onun efendisinin kolesi
olmu~tur. Bu yuzden efendisinin izni olmad1kc_;a onu evlendiremez.

Mukateb kale, cariyesini evlendirebilir. c;:unku mukateb kale onu


evlendirmekle bir kazanc_; elde etmektedir. Yani onun mehrini elde etmekte ve
nafakas1n1 kar~llama yukumlulugunden kurtulmaktad1r. Mukateb kolenin k1s1tl1l1k
durumu kazan<_; getiren sozle~meler konusunda kald1rllm1~t1r.
Eger "ayn1 durum k1z1 hakk1nda da sbz konusudur." denirse, ~u cevab1 veririz:
[7/226] "Evet ama mukateb kolenin k1z1 efendisinin mulkudur. Oysa cariyesi efendisinin
mulku degildir. Nitekim efendinin, mukateb kblesinin k1zin1 bzgur k1lmas1 gec_;erli
oldugu halde cariyesini bzgur kllmas1 gec_;erli degildir.
Eger mukateb kale odeme gucunu yitirirse ve bu s1rada k1z1 ayba~1 olsa,
efendinin, mukateb kolenin k1z1nin gebe olup olmad1g1nin ac_;1ga c_;1kmas1 ic_;in
yeniden beklemesi (istibra etmesi) gerekmez. Halbuki ayn1 durum mukateb kolenin
cariyesinde ve mukateb cariyesinde sbz konusu olsa beklemesi gerekir.
Mukateb kale, mukateb cariyesini, efendisinin nzas1 bulunmadan cariyenin
kendi izni ile evlendirebilir. c;:unku onunla mukatebe yapmakla, efendinin izni
olmaks1z1n cariyenin kendisi uzerinde hakk1 sabit olmu~tur. Boyle bir durumda
efendinin degil, cariyenin nzasinin olup olmad1g1na bak1l1r. Mukatebe sozle~mesi
yapm1~ bir cariye ise, efendinin izni olmadan evlenemez. Asl1nda bu yetkiye sahip
olmas1 gerekir. c;:unku o, evlendirdigi mukateb cariyesinin mehri bir kazanc_;t1r.
Fakat cariyenin c_;1plak mulkiyeti (rakabe) efendinin mulkiyetinde kalmaya devam
eder. Bu ise onu s1rf kendi tasarrufu ile evlendirme yetkisine sahip olmas1na bir
engeldir. c;:unku evlendirmek onu kusurlu duruma getirmektedir. c;:unku evlilik,
cariyede bir kusur sayll1r. Belki mukateb kale odeme gucunu yitirecek ve bu kusur
efendinin mulkiyetinde kalmaya devam edecektir. Bunu ~u ~ekilde ac_;1klayabiliriz:
Evlilik sozle~mesi asllnda mal kazanmak amac1yla degil, insani kotuluklere
du~mekten korumak ve kad1n1n da nafaka hakk1n1 kazanmas1 ic_;in me~ru
k1linm1~t1r. Mukateb kolede bulunan k1s1tl1l1k durumunun mukatebe sbzle~mesi
nedeniyle ortadan kald1rllmas1 mal kazand1nc1 sbzle~melerde ge<_;erlidir. Mukateb
cariyenin evlenmekten amac1 mal kazanma olmad1g1ndan, evlilik sozle~mesi
yapmas1, onun mukatebe ile elde ettigi ozgurlugun kapsam1na girmez. Eger
efendisinin izni olmadan evlenmi~ ve efendi de onlan ozgur oluncaya kadar
ay1rmam1~ ise, aralanndaki evlilik sozle~mesi gec_;erlidir. Ozgurluge kavu~unca
cariyenin sec_;im hakk1 da yoktur. c;:unku evlilik sbzle~mesinin ge<_;erliligine engel
olan ~ey, efendinin onun uzerindeki hakk1 idi. Bu ise onun ozgur olmas1 ile ortadan
kalkm1~t1r. Evlilik, bzgur olduktan sonra gerc_;ekle~mi~tir. Boyle bir gec_;erlilik ile de
cariye sec_;im hakk1na sahip olamaz.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _359
Bir mukateb kble bakire bir kadin ile cinsel birle~mede bulunur ve onun
bekaretini bozarsa, zina fiili, muhsan birisinden gen;ekle~tiginden, kendisine had
cezas1 uygulan1r. Mukateb kale bu konuda yukumludur. Eger i~lenen bu fiil
konusunda bir ~uphe bulunursa ve kad1n da zinada istekli degilse mukateb kolenin
sbz konusu kad1na mehir bedeli bdemesi gerekir. (:unku cinsel birle~mede
bulunulan kad1n uzerinde bir mulkiyeti olmad1g1 halde bu fiili i~lemi~ ise, bu
durumda mukateb kolenin mutlaka ya bir cezaya ~arpt1rilmas1 ya da bir tazminat
odenmesi gerekir. Had cezas1 du~tUgune gore mukateb kolenin mehir vermesi
gerekir. Ancak eger kad1n mukateb kble onunla cinsel birle~mede bulunurken
kar~1 ~1kmam1~ ise kad1n mehir hakk1n1n geciktirilmesine riza gbstermi~ demektir.
Bu nedenle mehir hakk1 mukateb kblenin 6zgur olmas1ndan sonraya b1rakll1r.
Fakat kad1n, mukateb kbleye cinsel birle~me konusunda kar~1 ~1km1~sa mehir
hakk1nin sonraya b1rakllmas1na nza gbstermi~ sayllmaz. Bu nedenle mukateb
kolenin, mehir bedelini derhal vermesi gerekir. Nitekim sbz konusu kad1na kar~1 bir
cinayet i~lemesi durumunda da mukateb kble, yaralama tazminat1n1 (er~) derhal
odemekle yukumlu tutulur.
Eger mukateb kole, "ben onunla evlenmi~tim." dese ve cariye de onun dogru
soyledigini kabul etse, cariye kendi hakk1nin sonraya b1rakllmas1na raz1
oldugundan, mehir bedelinin, mukateb kble bzgur olduktan sonra bdenmesi
gerekir. Eger mukateb kble, "ben onu satin alm1~t1m veya o bana hi be edildi."
derse, o zaman mukateb koleden kitabet sbzle~mesi suresi dolmadan mehir bedeli
al1n1r. (:unku daha once de a~1klad1g1m1z uzere, satin almada verilecek olan ticari
odeme cinsindendir. Hibe de boyledir. (:unku had cezas1 mukateb kbleden bir
para cezas1n1 gerekli kllan bir nedenle du~mu~tUr. Hibe bu konuda t1pk1 satin alma
gibidir. Mukateb kolenin o kad1na malik olmas1ndan sonra, art1k mukateb kole
d1~inda hi~bir kimsenin onun uzerinde bir yetkisi kalmam1~t1r. Bu nedenle, ba~ka
bir kimsenin, alacag1n ertelenmesi konusunda gosterdigi nza dikkate al1nmaz.
Mukateb kolenin hibesi ve sadaka vermesi ge~ersizdir. ibn EbO Leyla (rh a J
~byle demi~tir: "Mukateb kolenin bir kale ozgur kllma , hibede bulunma ve sadaka
verme tasarrufunun ge~erliligi, mukateb kolenin ozgur olmas1 sonucu, efendinin
onun uzerindeki hakk1n1n du~mesine kadar ask1da kal1r. Mukateb kole ozgur
olunca soz konusu tasarruflann hepsi yururluk kazan1r. (:unku mukateb kale her
ne kadar bu tasarruflann yap1ld1g1 s1rada kendi kazanc1 konusunda daha ~ok hak
sahibi ise de, belki bir gun bdeme gucunu yitirir ve kolelige doner diye, efendinin
onun uzerinde hakk1 dikkate al1n1r. Mukateb kolenin odeme gucunu yitirmesi ile
sbz konusu tasarruflar, efendinin hakk1n1 korumak amac1yla o an yururluk
kazanmazlar. Fakat mukateb kblenin ozgur olmas1 ile efendinin ondaki hakk1
ortadan kalkacak olursa bu tasarruflann ge~erliligine dair engel de ortadan kalkar
ve mukateb kblenin sbz konusu tasarruflar1 yururluk kazan1r. Nitekim miras
b1rakan bir kimse, borca batm1~ durumda olan terikesinden bir kole ozgur kllsa ve
360_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
(7/227] daha sonra da sbz konusu bor~ yukumlulukleri ortadan kalksa hukum yukandaki
gibidir.
Biz Hanefller ~u gbru~teyiz: Mukateb kble, kble olmas1 nedeniyle bag1~ta
bulunma yetkisine malik degildir. Diger yandan bag1~ tasarruflannin ge~erliligi,
bag1~ konusu mal uzerinde ger<;ek bir mulkiyetin bulunmas1na bagl1d1r. Oysa
mukateb kble buna yetkili degildir. Yetkili olmayan bir kimsenin yapt1g1 tasarruf ise
ask1da bir i~lem olmaz. Bu kimse, t1pk1 bir kbleyi bzgur k1ld1ktan ya da hibede
bulunduktan sonra ergen olmu~ bir ~ocuk gibidir. Bu ~ocugun yapt1g1 tasarruf
daha sonra yururluk kazanmaz. <::unku mukateb kale ozgur olmakla kazanc1ndaki
mulkiyet hakk1, o ana bzgu olarak ger~ekle~ir. Dolay1s1yla bnceki teberrOsu ge~erli
degildir. Gbrmez misin eger mukateb kblenin efendisi, mukateb kblesinin kblesini
bzgur k1lsa veya kazanc1n1 hibe etse ve mukateb kale odeme gucunu yitirse ve
efendi ona yeniden malik olsa yap1lan bzgur k1lma tasarrufu ge~ersizdir. l~te
mukateb kblenin, kblesini bzgur k1lmas1 konusu da bbyledir.
Mukateb kblenin yapacag1 vasiyet, buna yetecek kadar bir mal b1rakm1~ olsa
bile ge~erli degildir. C::unku bu, blumden sonras1 i~in yapt1g1 bir bag1~t1r. T1pk1
hayat1nda yapt1g1 bir bag1~ gibi degerlendirilir.
Belki ~byle bir itiraz sbz konusu olabilir:
Mukateb kblenin mukatebe bedeli bdenirse onun ozgur olarak bldugune
hukmedilmez mi? Eger sbz konusu mukateb kale hayatta iken bzgur ktl1nsayd1,
bldukten sonra vasiyetinin yerine getirilmesine yetecek bir mal bulunmas1
durumunda yapacag1 vasiyet, mal1nin u~te birinde ge~erli olacakt1. Kitabet
bedelinin bdenmesi durumunda da ayn1 hukumler ge~erli olmal1d1r.
Bu itiraza ~u cevab1 verebiliriz: Mukateb kblenin bzgurlugunun mukatebe
sbzle~mesine dayand1r1lmas1 bir zorunluluk nedeniyledir. Oysa vasiyeti konusunda
bbyle bir durum sbz konusu degildir. Diger yandan onun bzgurlugu, hayatin1n en
son anlanna baglanmaktad1r. Bu an ~ok k1sa oldugundan vasiyete yeterli degildir.
Miikateb Mukateb kblenin bor~ vermesi veya bir borca kefil olmas1 da ge~ersizdir.
kolenin
C::unku bunlar bir bag1~t1r. Ne var ki mukateb kblenin kefil olmas1 t1pk1 k1s1tl1 bir
ge~erli
i~lemleri kblenin kefil olmas1 gibi, bzgur olduktan sonra hukum ifade eden bir tasarruftur.
Mukateb kblenin bar~ almas1 ge~erlidir. C::unku bu, kendisine yaptlan (geri
bdemeli) bir bag1~ i~lemidir. Mukateb kale bu konuda t1pk1 hibe ve zekat1 kabul
edebilmesi durumunda oldugu gibi yetkilidir.
Mukateb kblenin degerinden daha az bir fiyatla bir mal satmas1 veya almas1
ge~erlidir. C::unku bu bir ticari i~lemdir. Bazen tuccar, mu~teri ~ekmek ya da bir
kalemde musamahal1 davran1p bununla daha karl1 ba~ka bir kalem malda sat1~
yapmay1 ama~lad1g1 i~in bu tUr tasarruflarda bulunabilir.
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitab1 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~·
36 l
Satt1g1 bir mal1n ay1pl1 ~1kmas1 ve kendisine bu yonde bir dava a~llmas1
durumunda mukateb kblenin, sbz konusu mal1n degerinde bir indirim yapmas1 ya
da satin ald1g1 bir maim degerini daha fazlas1 ile odemesi ge~erlidir. c;:unku bunlar
ticaretin gereklerindendir. Mukateb kale ise ticari tasarruflarda t1pk1 ozgur bir
kimse gibidir.
Mukateb kolenin, hayvanin1n kullan1m hakkin1 bir sure 1~1n ba~kas1na
vermesinde (iare), bir ba~kas1na hediye vermesinde veya yemek davetinde
bulunmasinda bir sak1nca yoktur. Bu, istihsan deliline dayan1larak verilmi~ bir
hukumdur. K1yasa gore ise, butUn bu tasarruflar bir bag1~ i~lemidir. Mukateb kale
ise bag1~ta bulunma yetkisine malik degildir. Fakat bu konuda Muhammed (rh.a)
istihsan deli line dayanarak ~byle demi~tir: "Bunlar ticari faaliyetlerden say1l1r.
c;:unku eger mukateb kblenin kar~1sindaki insanlar ba~ka yerlerden gelmi~ ise,
onlar1 davet etmek, onlara yol gbstermek ve onlara kullanmalari i~in evini bir sure
vermek d1~1nda yapacag1 ba~ka bir ~ey yoktur. c;:unku onlar, bu tUr ~eyleri
yapmad1g1 takdirde, ticaretin gereklerini yerine getirmemi~ olacag1ndan mukateb
kbleye kar~1 ilgisiz kal1rlar. Bu nedenle biz, istihsanen mukateb kolenin bu tUr
tasarruflar1 yapabilecegi goru~undeyiz.
Mukateb kale ba~kalarina giyecek verme hakkina malik degildir. c;:unku bu, Miikateb
bag1~ suretiyle elbisenin bizzat kendisini o ki~iye mulk edindirme i~lemidir. Diger kolenin
ge~ersiz
yandan tacirler, genellikle boyle bir tasarrufta bulunma ihtiyac1nda da degildir. i~lemleri

Mukateb kale bir dirhem ya da daha fazlas1n1 bir ba~kas1na veremez. c;:unku
bu, bizzat o ~eyi bag1~ suretiyle mulk edindirme tasarrufudur. Ancak elinde
bulundurdugu mal1n yararlanma hakk1n1 (intifa1n1) bir ba~kas1na verme bbyle
degildir. c;:unku tacirler, mallnin kullan1m hakk1 konusunda, mal1n bizzat kendisine
gore daha musamahal1 davran1rlar. Bu hukum, mukateb kblenin bir dirhemden
daha az miktarda paralari verebilecegini gbstermektedir. c;:unku o, genellikle boyle
bir davrani~ta bulunmaya ihtiya~ duyar. Eger birisi, dukkan1n1n kap1sin1n bnunde [7/228]
bulunan SU kab1ndan bir SU i~ecek olursa bunun kar~1l1ginda mukateb kbleye bir
kuru~ verme gibi bir zorunluluga girmi~ olacakt1r. Bir dirhemden az paralarda
insanlar musamahal1 davranirlar. l~te bu nedenlerle mukateb kale, istihsanen bu
tUr tasarruflarda bulunabilir. 142

142
Bir dirhem, Peygamber d6neminde, yakla~1k bir koyun bedelinin be~te biri kadar satin alma gucune
sahiptir.
362_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
ALT MOKATEBE SOZLE~MESi (MUKATEBiN M0KATEBE
YAPMASI)
Daha once de ac,;1klad1g1m1z i.izere, mi.ikateb kole istihsanen, kolesi ile
mi.ikatebe sozle~mesi yapma hakkma sahiptir. Eger ikinci mi.ikateb kole, ilk
mi.ikateb kole mi.ikatebe bedelini odemeden once odemede bulunursa
vela hakk1 ilk mi.ikateb kolenin efendisine ait olur.
c;:unku ikinci mukateb koleyi ozgur k1lan ki~i ilk mukateb kole olmu~tur. Bu
konuda ilk mukateb kolenin yerini efendisi al1r. c;:unku bzgur kllmanin pe~inden
vela hakk1 gelir. Halbuki ilk mukateb kole vela hakk1ni kazanma yetkisine malik
degildir. c;:unku henuz kble durumundad1r. Bu nedenle vela hakk1ni elde etmesi
konusunda, en yak1n1 olan efendisi onun yerini al1r.
Kendisine ticari faaliyette bulunma konusunda izin verilmi~ kble hakk1nda da
hukum boyledir. Ticaret yapma iznine sahip kole bir ~ey satin ald1g1 zaman onun
ald1g1 ~eye, yine ayn1 gereki;;eye dayanarak efendisi malik olur. Satin alma, mulkiyet
hakk1nin satin alan kimseye gei;;mesini gerektirir. Satin alan kble, mulkiyet yetkisine
malik olmad1g1ndan onun yerine, kendisine en yak1n kimse olan efendisi gei;;er.
Eger ilk mukateb kole, ikinci mukateb kblenin bdemede bulunup bzgur
olmas1ndan sonra bzgur olacak olursa ikinci mukateb koleye ba~vuramaz. Nitekim
efendinin onu bzgur k1lmas1ndan sonra kolesinin kazand1g1 mallan alma
konusunda da ilk mukateb kble ikinci mukateb kbleye ba~vuramaz.
Eger once ilk mukateb kole, sonra da ikincisi mukatebe bedelini bdese ikinci
mukateb kolenin vela hakk1 ilk mukateb koleye ait olur. c;:unku vela hakk1, ozgur
olmanin pe~inden gelir. Aynca ikinci mukateb kble, ilk mukateb kblenin ondaki
mulkiyet hakk1 tam olarak geri;;ekle~tikten sonra ozgur olmu~tur. Ilk mukateb kole
art1k ozgur oldugu ii;;in vela hakk1n1 elde etme yetkisine malik olmu~tur.
Eger efendi mukateb kblesinin mukatebe sbzle~mesi yapt1g1 kblesini oldurse
ve bu oldurulen kblenin degeri bin dirhem, kendi mukateb kolesinin degeri de be~
yuz dirhem olsa ve efendinin ilk mukateb kolesinden yuz dirhem alacag1 kalm1~
olsa, efendinin ui;; y1I ii;;inde bin dirhemi mukateb kolesine vermesi gerekir. Eger
hem mukatebe borcunun hem de efendinin bdemesi gereken borcun vadesi
gelmi~ ise, mukateb kolesinden alacag1 yuz dirhem, bu bori;;tan du~ulur. Ilk
mukateb kole bzgur olur. Onceki mukateb kole efendinin bdedigi bu bedeli ikinci
mukateb koleden alm1~ gibi olur. c;:unku sbz konusu bori;; onun mukatebe
bedelidir. Daha sonra efendi ikinci mukateb kblenin sbzle~me bedelinin tamam1
olan dbrt yuz dirhemi ilk mukateb kblesine verir. Kalan be~ yuz dirhemi ise
efendiye miras olarak kal1r. Eger ikinci mukateb kolenin bir mirasi;;1s1 bulunmuyorsa
sbz konusu bedel, efendinin en yak1n erkek akrabas1na (asabe) ait olur. c;:unku
ikinci mukateb kblenin bzgur olmas1 hayatta oldugu bir tarihe baglan1r. Oysa ilk
Koleyl Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _363
mukateb kale o tarihte henuz mukateb bir kale durumundad1r. Bu nedenle ikinci
mukateb kolenin vela hakk1 efendiye ait olur. Ne var ki efendi, ikinci mukateb
kolenin katili durumunda oldugundan, katile de miras verilemeyeceginden si:iz
konusu bedeli efendinin en yak1n erkek akrabas1 (asabe) al1r. lkinci mukateb
kolenin bedeli bin dirhem olsa ve daha ilk mukateb kolenin efendiye odemesi
gereken bedellerin taksit zaman1 gelmemi? ise, o zaman efendinin, bin dirhemin
tamam1n1 uc; yd ic;inde ilk mukateb ki:ileye i:idemesi gerekir. ~unku ikinci mukateb
kale, kendi degeri, mukatebe bedelini kar?llayacak bir miktarda oldugundan
geride kitabet bedelini odemeye yetecek bir miktar mal birakarak olmu? demektir.
Bu nedenle ilk mukateb kale, ikincisinin degerinden mukatebe bedelini tahsil eder.
lkinci mukateb kolenin ozgurlugune kavu?tuguna hukmedilir.
lkinci mukateb koleyi efendi degil de ilk mukateb kale oldurse, oldurenin
degeri oldurulenden daha fazla olsa, olduren mukateb kolenin, oldurdugu
kimsenin degerini vermesi gerekir. Odemesi gereken bu bedelden oldurdugu [7/2291
kimsenin kitabet bedeli tahsil edilir. Eger oldurulen mukateb kolenin degeri
mukatebe bedelinden daha fazla ise o zaman, ilk mukateb kale, geri kalan
bolumu efendiye oder. ~unku ilk mukateb koleden once ikincinin ozgur olmas1
durumunda, ikincinin vela hakk1 efendiye ait olur. Mukatebe bedeli ile oldurulen
mukateb kolenin degeri aras1ndaki fark, miras olarak efendiye kalir.
Bir mukateb kale, kolesi ile mukatebe sozle?mesi yapsa daha sonra da ilk
mukateb kale geride ozgur bir ogul b1rakarak olse, geride ikinci mukateb koleden
alacag1 bedel d1?inda hic;bir mal1 da kalmam1? olsa; ikinci mukateb kale de geride
mukatebe sozle~mesinden sonra dogmu~ bir ogul b1rakarak olse; ikinci mukateb
kolenin oglu, ilk mukateb kolenin ogluna olan borcu ic;in c;al1~1r. Bu bedeli ilk
mukatebe bedeli olmak uzere efendiye oder. ~unku ilk mukateb kolenin yapm1~
oldugu mukatebe sozle~mesi ikincisinden alacag1 bulundugu surece gec;erliligini
surdurur. Bu nedenle si:iz konusu bedelden ilk mukateb ki:ilenin mukatebe bedeli
i:idenir. Fazla kalan miktar ise babas1nin miras1 olarak ilk mukateb kolenin ogluna
ait olur. ~unku ilk mukateb kolenin daha olmeden once ozgurlugune
kavu~tuguna hukmedilir. lkinci mukateb kolenin oglunun vela hakk1 ise ilk
mukateb kolenin ogluna ait olur. ~unku her iki mukateb kolenin ozgur olmalan da
hayatlannin son zamanina baglan1r. Ancak ikinci mukateb kolenin, ozgurlugune
oncekinden sonra kavu~tuguna hukmedildigi ic;in hem ikinci mukateb kolenin hem
de oglunun vela haklari ilk mukateb ki:ileye ait olmu~tur. Bu hakka da onun yerine
oglu sahip olmu~tur.
Bir mukateb kale, kendisinden bir c;ocuk sahibi olmad1g1 e~ini satin alsa ve
daha sonra onunla mukatebe si:izle~mesi yapsa; bu gec;erli bir tasarruftur.
Mukatebe sozle~mesinden sonra dogan c;:ocuklar e~i ile birlikte mukatebe
si:izle~mesi kapsam1 i<;ine girerler. ~unku c;:ocuk anas1ndan bir parc;:ad1r. Bu e~,
364 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

mukatebe sazle~mesi sayesinde hem kendisi hem de c;ocugu uzerinde hak sahibi
olmu~tur. Eger mukateb kale, geride sazle~me bedelini ademeye yetecek kadar
mal b1rakarak alecek olursa; hem kans1 hem de c;ocuklan azgur olur. (:unku ilk
mukatebe bedeli adenip mukateb kale azgur olduguna hukmedilince, mukateb
kalenin mukatebe sazle~mesi yapt1g1 kad1n art1k onun ummu veledi olur. Bu
nedenle hem kendisi hem de c;ocuklan azgur olur. Mukateb kalenin mal1ndan
kitabet bedeli adendikten sonra kalan miktan miras olarak c;ocuklan al1r. (:unku
mukateb kalenin c;ocuklan, babalann1n onlar uzerindeki mulkiyet hakk1 tam olarak
gerc;ekle~tigi ve o, henuz hayatta oldugu bir zamanda azgur olmu~lard1r.

Eger mukateb kale kitabet bedelini ademeye yetecek kadar mal b1rakmadan
almu~ ise, hem kad1n hem de c;ocuklan sec;im hakk1na sahiptir. Dilerlerse ilk
mukateb kalenin kalan mukatebe borcunu adeyip azgur olmak uzere, dilerlerse de
annenin ademesi gereken mukatebe bedelini ademek uzere c;al1~1rlar. (:unku
onlar, saz konusu borcu mukateb kaleye henuz hayatta iken adediklerinde oldugu
gibi, bu bedeli ademekle azgur olma konusunda yararlanirlar. (:ocuklar, sazunu
ettigimiz iki bedelden daha az olanin1 ademek uzere c;al1~1rlar. (:unku kale, iki ~ey
arasinda sec;im hakk1na, ancak bunlardan birinde kendisi ic;in kolayl1k bulundugu
ic;in sahip olur. Kolayl1k ise c;ok olan1 degil az olani sec;mekle gerc;ekle~ir.
Mukateb kale kendi c;ocugu, ya da anne ve babas1 ile, mukatebe sazle~mesi
yapma yetkisine malik degildir. (:unku onlar zaten kendi yapt1g1 mukatebe
sazle~mesi kapsamina ona tabi olarak girerler. Mukateb kale durumunda olan bir
kimse ise ikinci kez mukateb olamaz. Diger yandan mukateb kale, onlan satamaz.
Dolay1s1yla onlar, efendinin kaleleri hukmundedir. Aynca mukateb kale, t1pk1
kendisi ile mukatebe sazle~mesi yapamayacag1 gibi, onlarla da yapamaz. 0,
satmas1 caiz olmayan bir kimse ile mukatebe sazle~mesi yapamaz. Sadece ummu-
veledi haric;. (:unku ummu veled her ne kadar ogluna tabi olarak satilmas1
mumkun olmasa da, mukateb kalenin yapt1g1 sazle~me kapsam1na girmez.
Nitekim ummu veled mukateb kale almedikc;e, mukateb kalenin, azgur olmas1 ile
azgur olmaz. Diger yandan ummu-veled efendinin mulkiyetinde degildir. Nitekim
efendi onu azgur k1lacak olsa bu tasarruf gec;erli olmaz. Ostelik mukateb kale
ummu-veledin kazanc1nda efendiden daha fazla hak sahibidir. Mukateb kale,
ummu-veled ile mukatebe sazle~mesi yaparsa cariyenin kitabet sazle~mesi yapmak
ile amac;lad1g1 ~eyi elde edecektir. (:unku ummu veled kendi kazanc;lan konusunda
daha fazla hak sahibi olur.
Bir mukateb kale, kendisinden c;ocuk sahibi olmad1g1 bir kans1 ile mukatebe
sazle~mesi yapsa sonra bir c;ocuk dogursa daha sonra kad1n geride borcunu
kar~1layacak bir ma! b1rakmadan alse, c;ocuk sec;im hakk1na maliktir. Dilerse
annesinin mukatebe bedelini adeyip azgur olmak ic;in c;al1~1r. Dilerse ademe gucu
olmad1g1ni belirtir. Babas1 ile ayn1 hukumlere tabi olur. (:unku onun ic;in, iki ayn
Koleyi Ozgiir Klima Kitabi. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 365
yonden ozgurluk hakk1 dogmaktad1r. Biri, odeyecegi bir bedel kar~1l1g1nda digeri
ise babas1na tabi olmak suretiyle hic;bir bedel odemeden. Bu nedenle dilerse babas1
taraf1n1 sec;ebilir.
Bir mukateb kole, kitabet sozle~mesinden sonra kendi yaninda iken dogan bir
kolesi ile mukatebe sozle~mesi yapsa daha sonra da onun nesebinin kendisine ait
oldugunu iddia etse; c;ocugun nesebi ona baglanir. (:unku gebe kalma, c;ocuk
henuz onun mulkiyetinde iken gerc;ekle~mi~tir. (:ocuk ise -daha once ac;1klam1~
oldugumuz nedenlerden otUru- yapilan mukatebe sozle~mesine devam etme ya da
odeme gucune sahip olmad1g1n1 belirtme konusunda se<;im hakk1na sahiptir.
Belki ~oyle bir itirazda bulunulabilir:
[7/230]
Eger nesep sabit olduktan sonra soz konusu <;ocuk ile dogrudan mukatebe
sozle~mesi yap1lam1yorsa ayn1 ~ekilde daha once yapilm1~ olan mukatebe
sozle~mesinin de gec;erli olarak kalmamas1 gerekir.

Bu itiraza kar~1 ~unlan soyleyebiliriz:


Bu durumun bir benzeri sozle~meye engel degildir. Gormez misin mukateb
kole cariyesini evlendiremez. Ote yandan kans1n1 satin ald1ktan sonra da
aralanndaki evlilik bag1 devam eder. (:unku mukateb kolenin nesep konusunda
yapacag1 iddia, c;ocugun bunda yaran bulundugu i<;in dogru kabul edilir.
Mukatebe sozle~mesi nedeniyle kazancinda, c;ocuk i<;in sabit olan bir hakk1
ortadan kald1rmas1 konusunda ise dogru kabul edilmez. Bu nedenle c;ocuk se<;im
hakk1na maliktir.
Bir mukateb kole, malik oldugu kole ile kendisi ve mal1n1 ya da kendisi ve
oglunu mukatebe bedeli olarak belirleyerek mukatebe sozle~mesi yaparsa, bu
sozle~me ge<;erlidir. (:unku mukateb kole t1pk1 ozgur bir kimse gibi kendi
kazan<;lan konusunda mukatebe sozle~mesi yapma hakk1na sahiptir. Ozgur bir
kimsenin bu niteliklerde bir mukatebe sozle~mesi yapmas1 ge<;erli oldugu gibi
mukateb bir kolenin yapmas1 da ge<;erlidir.
Mukateb kolesi olan efendi, geride bir erkek ve bir de k1z <;ocugu b1rakarak
olse, sonra <;ocuklanndan biri mukateb koleyi ozgur k1lsa bu i~lem ge<;ersizdir.
(:unku mukateb koleye, mukatebe sozle~mesi devam etmekte oldugundan, t1pk1
mulkiyet kazand1nc1 diger i~lemlerle malik olunamayacag1 gibi miras olarak da
malik olunamaz. Diger yandan efendi, mukatebe sozle~mesi nedeniyle mukateb
kolenin vela hakk1na sahip olmu~tur. Mukateb kolenin miras olarak gec;ebilecegini
soylemek, efendinin bu hakk1n1 ortadan kald1rmak anlam1na gelir. Efendinin
hayatta kalan <;ocuklanndan mukateb koleyi ozgur k1lan, ozgur k1lmay1 sahip
olmad1g1 bir hak uzerine kurmu~tur. Bu nedenle soz konusu tasarruf yururluk
kazanmaz. Bununla mukatebe bedelinden alacag1 pay da du~mez. (:unku ozgur
kilan ki~i, ozgur kilmay1 sahip olmad1g1 bir hak uzerine kurmu~tur. Bu nedenle soz
konusu ozgur kilma tasarrufunun hukmu, ozgur k1lan c;ocugun malik oldugu
366 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit

haklar konusunda bir hukum dogurmaz. Nitekim ortaklardan biri diger ortag1n
koledeki payin1 ozgur k1lsa, bu hie; yapilmam1~ gibi kabul edilir (lagv). Boyle bir
tasarruf ozgur k1lan ortag1n koledeki pay1na da bir zarar vermez.
Bir mukateb koleyi, efendinin mirasc;1lannin tamam1 ozgur kilarsa, k1yasa gore
bu tasarruf gec;erli olmaz. Yapt1klan tasarrufu, maliki olmad1klan bir hak uzerine
kurduklan ic;in bu, onlann mukatebe bedelindeki haklarin1 ortadan kald1rmaz.
lstihsana gore ise, kale ozgur olur. Bu tasarruf sanki onlann mukatebe bedelini
ald1klann1 ikrar anlam1na gelir. Bunun anlam1 ~udur: Mukateb kale ancak efendinin
olumunden sonra mukatebe bedelinin tamam1n1n teslim al1nmas1ndan sonra ozgur
olur. Mirasc;ilann "o mukateb kole ozgurdur" sozleri, onlann, ozgurlugun
gerc;ekle~mesi ic;in gerekli olan mukatebe bedelini ald1klann1 ikrar anlam1na gelir.
Fakat "o mukateb kale ozgurdur" sozunu, mirasc;1lardan bir bolumu soylerse bu
durumda hukum farkl1d1r. (unku mirasc;llardan bir bolumunun mukatebe
bedelinden bir k1sm1n1 almas1 ile ozgur alma gerc;ekle~mez. Sbz konusu mirasc;in1n
boyle bir sozu, onun mukatebe bedelindeki pay1n1 ald1g1n1 ikrar ettigi anlam1na
gelmez. Bunu biraz ac;mak gerekirse ~unlan sbyleyebiliriz:
Mukateb kolenin tamam1n1 bzgur kilmak mukatebe bedelinin du~urmek
anlam1na gelir. Bu nedenle mirasc;ilann sozunu, mukatebe bedelindeki paylanndan
vazgec;tikleri ~eklinde mecaz olarak kabul etmek mumkundur. (unku bir sozun
gerc;ek anlam1 ile anlamak imkans1z olmas1 durumunda, mumkunse onun mecaz
anlam1 ile anlamak gerekir. Ancak mirasc;ilardan biri ozgur k1larsa hukum boyle
degildir. (unku daha once de ac;1klad1g1m1z uzere, bir bolumunu ozgur kilmas1,
mukatebe bedelini du~urmez. Mukateb kolenin yansinin ozgur olmas1, efendinin
olumune baglanm1~ ise, hepsini bzgur k1lmas1 durumunun aksine, mukatebe
bedelinden hic;bir k1sm1 du~mez. (unku sozu, gerc;ek anlam1na gore uygulamaya
koymak mumkun degildir. Mecaz olarak anlamak ise sadece kendi mulkunde
gec;erli olabilir. i~te bu nedenle bu sbz hie; soylenmemi~ gibi kabul edilir.
Olen mukateb kolenin vela hakk1 k1z c;ocuga degil erkege ait olur. (unku
daha once de ac;1klad1g1m1z uzere, vela hakk1na efendi sahip olmu~tur. Mukateb
kale, onun mulkiyetinde bulundugu s1rada ozgur olmu~tur. Onun yerini ise, bu
konuda en yakin erkek akrabas1 (asabe) olan oglu al1r.
Efendinin iki c;ocugundan birinin kendi pay1n1 mukateb koleye hibe etmesi
gec;erlidir. (unku c;ocuklann mukateb koleden alacaklan bedel onlara miras olarak
kalm1~t1r. Hibede bulunan ki~i. yapt1g1 tasarrufu kendi sahip oldugu bir hak uzerine
kurmu~tur. Mukateb kolenin ise hic;bir bolumu ozgur olmaz. (unku, mukateb
kolenin odemesi gereken kitabet bedelinden yaln1zca bir bolumu du~mu~tUr.
Ostelik boyle bir i~lem ozgur olmay1 gerektirmez. Nitekim mukateb kale mukatebe
[7/231] bedelinin bir bolumunu odese ve sonra odeme gucunu yitirse kolelige geri doner.
Hibe edenin kolenin bedeni uzerindeki (rakabe) pay1 onun mulkiyeti uzerindedir.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 367
c;:unku mukatebe sbzle~mesi, mukateb kblenin bdeme gucunu yitirmesi ile
bozulmu~ ve kolenin mulkiyeti (rakabe) efendinin iki c;ocuguna miras olarak
kalm1~t1r. Mukatebe bedelini hibe etmenin, mukateb kblenin bedeni uzerindeki
(rakabe) mulkiyet hakk1ndan vazgec;mede bir etkisi yoktur. c;:unku c;ocuklann miras
olarak elde ettigi ~eyin kitabet bedeli degil, rakabe oldugu ortaya c;1km1~t1r. Bu
nedenle bir mirasc;1n1n, mukatebe bedelindeki pay1ni hibe etmesi gec;ersizdir.
Fakat iki ki~i ortak olarak sahip olduklan bir kale ile mukatebe sbzle~mesi
yapsalar sonra da bunlardan biri, mukatebe bedelinden alacag1 pay1 hibe etse
hukum farkl1d1r. c;:unku bu durumda hibede bulunan ki~i kendi pay1n1 ozgur k1lm1~
olmaktad1r. c;:unku o, kble uzerinde kendi pay1na sahip durumdad1r. Onu bzgur
k1labilir. Bu nedenle mukatebe bedelinden alacag1 pay1 hibe etmesi sanki onu
bzgur kilmas1 gibi degerlendirilir. Mirasc;1lann kitabet bedelini mukateb kbleye hibe
etmesi meselesinde ise, mirasc;ilardan hic;biri onu bzgur kilma yetkisine sahip
degildir. Bu nedenle mirasc;1lardan birinin mukatebe bedelindeki pay1ni hibe etmesi
ile mukateb kolenin hic;bir k1sm1 bzgur olmaz. Eger butUn mirasc;1lar mukatebe
bedelini hibe ederse istihsan deliline dayanarak mukateb kble, t1pk1 onu butUn
mirasc;ilann bzgur k1lmas1 durumunda oldugu gibi bzgur olur. Hibe etmeleri
durumunda bzgur olmas1 daha ac;1kt1r. c;:unku mirasc;1lann mukatebe bedelinin
tamam1n1 ona hibe etmeleri durumunda mukateb kolenin zimmeti borc;tan
kurtulur. Zimmetinin borc;tan kurtulmas1 ise onun bzgurlugune kavu~mas1ni
gerektirir.
Bir mukateb kale mukatebe borcunu, vaslye degil de efendinin mirasc;ilanna
bdese ve blen kimsenin de bu bedeli a~an ya da a~mayan bir borcu bulunsa
mukateb kale ozgur olmaz. c;:unku olen efendinin borcu bulundugu surece,
mirasc;1lannin onun mukatebe bedelini alma haklan yoktur. Boyle bir durumda
mirasc;ilara yapilan odeme, henuz efendi blmeden once onlara yap1lan bdeme gibi
kabul edilir. Eger efendinin vaslsine bderse, onun borcu bulunsun veya
bulunmas1n; yapilan bu bdeme borc;luya ve mirasc;1ya ula~s1n ya da ula~mas1n,
mukateb kale bzgur olur. c;:unku vasl, vasl atayan ki~inin yerine gec;mi~tir. Ona
yap1lan bdeme, t1pk1 vasl atayan kimseye yap1lm1~ gibi kabul edilir. Mirasc;ilann
mukatebe bedelini ondan teslim al1p vaslye vermeleri durumunda da hukum
boyledir. Bu, t1pk1 mukateb kolenin bizzat vaslye teslim etmesi gibi kabul edilir.
Mukateb kale olen efendinin mirasc;1lanndan bir bolumune bdemede bulunsa
ve blen kimsenin de borcu bulunmasa; mukateb kble bzgur olmaz. Fakat eger
bedeli teslim alan mirasc;ilar, diger mirasc;ilar buyuk olup, paylarin1 onlara vermesi,
ya da kuc;uk iseler vasllerine vermesi durumunda bzgur olur. c;:unku boyle bir
durumda her bir mirasc;1n1n kendine du~en pay1 teslim alma hakk1 bulunmaktad1r.
Mukatebe bedelini teslim alan bir mirasc;1nin ise digerleri ad1na da teslim alma gibi
bir yetkisi bulunmamaktad1r. Bu nedenle mirasc;ilardan bir bblumunun bedeli
142 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
her biri bir cariye degerini oder. c;:unku her iki katil de a iki cariyeden belirli birini
oldurmu~ alur. Ozgur k1lma i~lemi belirli birisi hakk1nda gen;ekle~memi~ gibidir. Bu
nedenle her iki cariye de kole kanumundad1r. Ozgur k1lma anlardan belirsiz biri
hakk1nda gerc;ekle~mi~tir. Katillerden her birinin bu belirsiz cariyeyi oldurdugu
kesin degildir. Oyleyse her bir katile, kesinlikle bilinen miktar gerekli alur. Bu da
cariyelerin degeridir.
Muhammed (rh.a .) "el-Mebsut"ta bu degerin efendiye mi yaksa mirasc;1lara m1
verilecegini ac;1klamam1~t1r. Bununla, daha onceki meselenin ayrn aldugu
soylenmi~tir: (Buna gore) her bir cariyenin degerinin yans1 efendinin, yans1 da
mirasc;ilannd1r. c;:unku efendi ac;1s1ndan bak1ld1ginda a cariyelerden birisi hakk1nda
ozgurluk gerc;ekle~mi~tir. Bu nedenle ozgur alan1n bedelini alamaz. Bu, ikiye
bolunur.
Bir ki~i her iki cariyenin ellerini birlikte kesse veya birini digerinden once kesse,
[7/90] ya da bunu iki ki~i yapsa iki cariyenin ellerinin er~ini (diyetini) odemeleri gerekir.
Bunun tUmu efendiye teslim edilir. c;:unku elin kesilmesinden sanra, her bir cariye
ozgur kllmaya uygun bir kanu almaya devam ettiginden efendinin diledigini ozgur
kllma kanusundaki sec;im hakk1 devam etmektedir. Efendinin sec;im hakk1 devam
ettigi surece de anlardan her hangi belirli birisi hakk1nda ozgur k1lma
gerc;ekle~mez. 0 cariyelerden her birinin eli, kolelik hukmu devam ederken
kesilmi~ alur.
Kolelerin oldurulmesi durumunda hukum bundan farkl1d1r. c;:unku cariyelerin
her ikisi veya birisi olduruldukten sanra efendinin ozgur k1ld1gin1 ac;1klama
kanusunda sec;im hakk1 kalmam1~ alur. Efendinin sec;im hakk1 kalmayinca, ozgur
almanin a ikisi aras1nda ~ayi (artak) alduguna hukmetmekten ba~ka c;are yaktur. 0
iki cariyeyi tek bir ki~i oldurdugunde anun bir ozgur bir de cariye oldurdugu kesin
alarak bilinmektedir.
lki cariyeye kar~1 kimse sue; i~lemese fakat efendi ozgur alani ac;1klamadan
olse, her birinin yans1 ozgur alur. Her biri degerinin yans1 ic;in (odemek amac1yla)
c;al1~1r. c;:unku efendinin olmesi ile ozgur alani ac;1klama imkan1 artadan kalkm1~t1r
Efendinin mirasc;1s1 bu kanuda anun yerini alamaz. (unku a, olenin kasdinin ne
aldugunu bilemez. Diger taraftan yalnizca sec;im hakk1 miras alarak gec;mez.
Ac;1klama imkani artadan kalkinca, ozgur k1lma a ikisi aras1nda artak almu~tur .
c;:unku ozgur alma kanusunda biri digerinden daha oncelikli degildir. Her birinin
yans1 ozgur alduktan sanra diger yanm1n da c;al1~mak suretiyle ozgurluge
kavu~turulmas1 gerekir.
Efendi olum esnasinda anlardan birinin ozgur almas1ni tercih ederse anun
tUmu ozgur alur. Bu ozgur k1lmanin efendinin mal1n1n uc;te birinden almasina
itibar edilmez. c;:unku ozgur k1lma i~lemi efendinin sagl1g1nda meydana gelmi~tir .
Bu ozgur k1lma ile, ozgur alma efendinin butUn malindan almak uzere muteber
Koleyi Ozgiir K1lma Kitabi. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 369
OLUM HASTASININ VEYA DiNDEN DONENiN MOKATEBE
SOZLE~MESi YAPMASI
Bir kimse olum hastahgmda iken kolesi ile kendi benzerlerinin degeri
uzerinden (emsal) bir mukatebe sozle~mesi yapsa ve 0 kimsenin 0 koleden
ba~ka bir mah da bulunmasa ve daha sonra kole sahibi olse mukateb
koleye, "mukatebe bedelinin li(,;te ikilik bolumunu pe~in olarak ode, li(,;te
birlik boll.im ise vadeli olarak senin borcundur" denilir. Eger mukateb kole
li(,;te ikilik bolumu pe~in olarak odemez ise yeniden kolelige geri
dondurl.ilur.
(Onku efendinin yapacag1 borcu vadeye baglama tasarrufu bir bag1~t1r. Olum
hastal1g1nda borcu vadeye baglama suretiyle yapilan bir bag1~ ise t1pk1 alacaktan
vazge<;me suretiyle yapllan bir bag1~ gibidir. Bu nedenle soz konusu tasarruf ancak
bedelin O<;te birlik bolumunde ge<;erli olur. Fakat mukatebe sozle~mesini olum
hastal1g1na yakalanmadan once yapm1~ ise hukum farkl1d1r. (Onku boyle bir
durumda mukatebe bedelini vadeye baglamas1, olum hastal1g1na yakalanmadan
once alacag1 bedelden vazge<;me suretiyle bag1~ta bulunma hakk1na malik
oldugundan, mutlak olarak ge<;erlidir. Efendinin olumunden sonra da vade
ge<;ersiz duruma gelmez. (OnkO vade mukateb kolenin hakk1d1r.
Olum hastal1g1nda bulunan efendi, kolesi ile degerinin birka<; kat daha fazlas1
bir miktar kar~1l1g1nda mukatebe sozle~mesi yapsa hokum EbQ Yusuf'a (rh.a.) gore
yine aynid1r. Ebu Hanife'nin (rh a) gorO~O de boyledir. Muhammed'e (rh a.) gore ise
kolenin degerinden daha fazla olan bolumde yap1lan vade i~lemi ge<;erlidir.
Degerinin O<;te birlik bolumundeki hukum de boyledir. Ancak degerinin O<;te ikilik
bolumunu pe~in olarak odemesi gerekir. (Onku kolenin degerini a~an bolumune,
olum hastal1g1nda bulunan ki~i bu kole ile, degeri ile mukatebe sozle~mesi
yapsayd1 asll olarak malik olamayacakt1. Dolay1s1yla miras<;ilann mukateb kolede bir
haklan sabit olmu~ da degildir.
Eger efendi koleye vade ile malik olmu~ ise onun mukatebe bedelini vadeye
baglamas1 da ge<;erli olur. Nitekim olum hastal1g1nda bulunan bir kadin vadeli bir
mehir kar~1l1g1nda evlilik yapsa bu vade ge<;erlidir. (OnkO olum hastal1g1nda
bulunan kad1n, hi<; evlenmemekle bu vadeli alacaga da malik olamayabilir. EbQ
Hanife ve Ebu Yusuf (rh a) ise ~oyle demektedir: "Mukatebe sozle~mesinde
belirlenen bedelin tamam1, efendinin kolesinin mulkiyeti (rakabe) Ozerindeki
hakk1nin kar~il1g1 olarak an1lm1~t1r. Bu bedelde miras<;ilar1n hakk1 bulunmaktad1r.
Bu nedenle vade, t1pk1 degeri Ozerinden mukatebe sozle~mesi yap1lmas1
durumunda oldugu gibi ancak belirlenen bedelin O<;te birlik bolumunde ge<;erli
olur. (Onku efendinin hakk1 mulkiyeti kolenin maliyetinde (degerinde)dir. Buna
miras<;1lann hakk1 ge<;mi~tir. Sonu<;ta belirlenen bedelin tamam1, miras<;1lann
370 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'I-Mebsfit
hakkin1n bagl1 oldugu ~ey kar~ll1g1d1r. Bundan dolay1 mukateb kale ic;in belirlenen
vade ancak uc;te birlik balumde gec;erli olur. Mehir borcunda ise bayle degildir.
c;unku bu, mirasc;llann hakkin1n bulunmad1g1 bir ~eyin bedelidir. Belirlenen mehir
bedelinde mirasc;1larin hakk1 ba~tan sabittir. Mehir borcu vadeli olarak belirlenince
mirasc;llar da ancak vadeli bir ~ekilde o bedelde hak sahibi olabilir."
Olum hastal1g1nda bulunan bir efendi, kalesi ile, emsal degerden mukatebe
sazle~mesi yapsa, daha sonra o bedeli teslim ald1g1n1 ikrar etse, bu ikrann1n ancak
bedelin uc;te birlik balumunde dogru oldugu kabul edilir. (unku alum hastal1g1nda
iken mukatebe sazle~mesi yap1p daha sonra da belirlenen bedeli teslim ald1g1n1
ikrar etmesi t1pk1 saz konusu koleyi azgur k1lmas1 gibidir. Diger yandan alum
hastal1g1nda bulunan efendi, baz1 ybnlerden tohmet alt1ndad1r. C::unku o, mukateb
kaleyi bzgur k1lmas1 durumunda bu tasarrufun sadece bedelin uc;te birlik
bolumunde gec;erli olacag1n1 bildiginden amacina ula~mak ic;in bu yolu sec;mi~
olabilir. Bu yuzden onun ikran mirasc;llar hakk1nda tasdik edilmez. Olum
[7/233] hastal1g1nda bulunan ki~inin, mal1n1 kaplayacak kadar borcu bulunuyorsa, bu
durumda yapacag1 bir ikrar, ne mirasc;llar ne de bir ba~kas1 hakk1nda tasdik
edilmez. Fakat kale ozgur olur. T1pk1 alum hastal1g1nda bulunan kimsenin kblesini
azgur k1lmas1 durumunda oldugu gibi mukatebe bedelini vermekle sorumlu
tutulur. Eger alum hastal1g1nda mukatebe sazle~mesi yapan efendinin borcu
bulunmuyorsa ve mukateb kale mal1nin uc;te birlik bir balumunu a~m1yorsa, kale
bzgur olur ve bir bedel ademesi de gerekmez. Eger efendinin, kaleden ba~ka mal1
bulunmuyorsa mukateb kale, bedelin uc;te ikilik bblumunu mirasc;llara bdemek
uzere c;al1~1r. Ancak degeri alen efendinin mal1nin uc;te birlik bolumunden daha az
ise o zaman degerinin uc;te ikilik bolumunu ademek uzere c;al1~1r. c;unku efendinin
muvazaa (mal kac;1rma) tahmet alt1nda olmas1 mukateb kalenin degeri kadarinda
gerc;ekle~mektedir. Degerinden daha fazla olan balumde boyle bir tahmet
bulunmamaktad1r. Bu nedenle mukateb kolenin degerinden daha fazla olan
miktarda bir bedeli teslim ald1g1 yolundaki ikran gec;erli olur. Bununla alum
hastal1g1nda iken dogrudan azgur k1lma ayni hukumlere tabidir.
Olum hastal1g1nda bulunan bir efendi, kalesi ile, daha alum hastal1g1na
yakalanmadan once mukatebe sbzle~mesi yapt1g1n1 ve bedeli de teslim ald1gin1
ikrar etse hukum yine bayledir. c;unku alum hastal1g1nda iken yapt1g1 ikrar ancak o
an yapabildigi tasarruflarda gec;erli olur. Diger yandan daha once ac;1klad1g1m1z
uzere efendiyi zan alt1nda b1rakacak nedenler bulunmaktad1r.
Efendi sagl1kl1 iken kalesi ile mukatebe sozle~mesi yapsa, sonra da alum
hastal1g1nda iken bedeli teslim ald1g1n1 ikrar etse, bu ikran dogru kabul edilir.
(unku mukatebe sozle~mesini sagl1kl1 iken yapt1g1 ve sazle~meyi yapt1g1 s1rada onu
azgur k1lma yetkisine sahip oldugu ic;in, efendi hakk1nda tahmet bulunmaz. Diger
yandan efendinin bedeli ald1g1n1 ikrar etmesi ile mukateb kblenin zimmeti borc;tan
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 371
kurtulmu~tur. Kazan1lan bu hak, efendinin alum hastal1g1na yakalanmas1 ile
ortadan kalkmaz. Mukatebe sozle~mesini alum hastal1g1nda iken yapmas1
durumunda ise hukum boyle degildir. Gormez misin efendi sagl1kl1 iken koleyi bir
kimseye satsa, daha sonra alum hastal1g1nda iken sat1m bedelini teslim ald1g1n1
ikrar etse, hayatta olan alacakl1lan hakk1nda bu ikrann dogru oldugu kabul edilir.
Fakat koleyi alum hastal1ginda iken satm1~ ise hukum farkl1d1r.
Eger mukateb kale, efendi oldukten sonra, kendisinin falanca kale ile
mukatebe sozle~mesi yapt1gin1 ve bedeli de ald1g1n1 ikrar etse, sozu ger;erli kabul
edilmez. Cunku bu ozgur kilma gibi degerlendirilir. Mukateb kale ise kolesini asll
olarak ozgur k1lma yetkisine sahip degildir. Diger yandan boyle bir ikran ozgurun
yapmas1 durumunda, mal1nin ur;te birlik bolumunden ger;erli olur. Fakat mukateb
kolenin ur;te birlik bir hakk1 yoktur. Bu nedenle ikinci mukateb kolenin mukatebe
bedelinin tamam1n1 odemek uzere r;al1~mas1 gerekir.
Bir mukateb kale, alum hastal1g1nda iken kolesinin degerinden daha a~ag1 bir
fiyatla mukatebe sozle~mesi yapsa, boyle bir tasarruf ger;erli olmaz. Cunku
degerinden daha a~ag1ya onunla mukatebe sozle~mesi yapmas1 bir vasiyet
tasarrufudur. Mukateb kolenin vasiyeti ise ger;ersizdir.
Olum hastal1ginda bulunan bir mukateb kale, kolesi ile emsal degeri ile bir
mukatebe sozle~mesi yapsa, ikinci mukateb koleye mukatebe bedelini pe~in olarak
odemesi emredilir. Aksi durumda kolelige geri doner. Cunku mukateb kolenin,
alacag1 mukatebe bedelini vadeye baglamas1 bir bag1~t1r. Olum hastal1g1nda
bulunan mukateb bir kale ise boyle bir yetkiye sahip degildir. Eger alum
hastal1gindan kurtulursa, soz konusu tasarruf ger;erli olur. cunku alum
hastal1g1ndan sonra iyile~mesi t1pk1 sagl1kl1 durumda yapt1g1 bir tasarruf gibi
degerlendirilir.
Bir kimse, "kolem ile ~u kadar fiyata ve ~u kadar vade ile mukatebe
sozle~mesi yap1n. Eger ben olursem onun mukatebe bedeli bu fiyatt1r." diye bir
vasiyette bulunsa, eger mukatebe bedeli, vasiyet yapan kimsenin mal1nin ur;te
birlik bolumunden kar~1lanabiliyorsa t1pk1 mukatebe sbzle~mesini kendisi yapm1~
gibi ger;erli olur. Cunku o, mukateb kolenin buna ihtiyac1 bulundugu ir;in vasiyet
etmi~ ve bununla velayet hakk1na sahip olmay1 amar;lam1~t1r. Bu durumda efendi,
sanki kolenin ozgur kil1nmas1n1 vasiyet etmi~ gibi degerlendirilir. Eger vasiyette
bulunan kimsenin o koleden ba~ka bir mal1 yoksa, sbz konusu koleye, bedelin ur;te
ikilik bolumunu pe~in olarak, ur;te birini ise vadeli olarak odemesi teklif edilir. Kole
bu teklifi kabul ederse mukatebe sozle~mesi sanki vasiyet eden ki~inin hayat1nda
yapm1~ gibi degerlendirilir. Kabul etmezse mukatebe sbzle~mesi kurulmu~ olmaz.
Cunku mukatebe sozle~mesi kolenin nzas1 bulunmadan kurulamaz. Efendinin,
mukatebe bedelinde mal1nin uc;te birlik bolumunu a~an bir indirimde bulunmas1
durumunda da boyledir. Eger soz konusu vasiyeti, mukateb bir kale, kendi kolesi
372 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
hakk1nda yapm1~ olsa boyle bir tasarruf gec;erli olmaz. c;:unku bu bir vasiyettir.
Mukatebe bedeline yetecek kadar bir mal b1rakm1~ olsa bile, mukateb kolenin
vasiyet yoluyla bir kimseye mal b1rakma yetkisi yoktur.
Bir kimse olum hastal1g1nda iken kolesi ile mukatebe sozle~mesi yapsa,
mirasc;1lan da efendi hayatta iken bu sozle~meyi onaylasalar mirasc;llann efendinin
olumunden sonra t1pk1 diger vasiyetlerde oldugu gibi mukatebe sozle~mesini
onaylamama haklan vard1r. c;:unku mirasc;1lar mukatebe sozle~mesini, daha
mukateb kolede bir hak sahibi olmadan once onaylam1~lard1. c;:unku onlann hakk1
gerc;ekte ancak efendinin olumunden sonra sabit olmu~tur. Diger yandan
mirasc;1lann efendinin hayatta iken verdikleri onay efendiden utand1klan ic;in
[7/234]
olabilir. Bu nedenle o zaman verdikleri izin onlarin soz konusu tasarrufa raz1
olduklann1 gostermez. R1za ancak efendinin olumunden sonra verilen izin ile
anla~i11r.

Dinden donmu~ bir kimse (murted), kolesiyle mukatebe sozle~mesi


yapsa sozle~me ask1dad1r. MuslUman olursa gec;erli olur. Yok eger murted
olarak oldurUlur veya kendiliginden olUr ya da du~man Ulkesine s1gm1rsa
Ebu Hanife'ye (rh.a.) gore sozle~me gec;ersiz olur.
Ebu Yusuf ve Muhammed'e (rh a.) gore ise mukatebe sozle~mesi gec;erlidir.
Ancak Ebu Yusuf' a (rh a) gore gec;erlilik olum hastaltg1nda olmayan bir kimsenin
yapt1g1 bir tasarruf gibi, Muhammed'e (rh.a.) gore ise alum hastal1g1nda bulunan bir
kimsenin yapt1Q1 tasarruf gibi gec;erli olur. Buna gore sozle~me, efendinin uc;te
birlik mal1ndan gec;erli olur. Buradaki goru~ aynl1g1 murtedin diger tasarruflanndaki
goru~ aynl1g1 gibidir.
Hakim, murtedin maltni mirasc;1lanna payla~t1rsa sonra bir mirasc;1s1, onun
terikesinden bir kole ile mukatebe sozle~mesi yapsa, daha sonra murted tevbe etse
ve yeniden lslam'a girse; kendisi ile mukatebe sozle~mesi yap1lan kole o ki~inin
mukateb kolesi olur. Bedeli ona oder. T1pk1 mukatebe sozle~mesini kendisi yapm1~
gibi vela hakk1na o sahip olur.
Zufer'e (rh.a) gore ise murted art1k mukateb kole hakk1nda bir hakka sahip
degildir. c;:unku mirasc;1 bu tasarrufta bulunmakla t1pk1 o koleyi ozgur k1lm1~ gibi
vela hakk1na sahip olur. Diger yandan mukateb kolenin, mudebber kole ve
ummul-veled gibi bir ki~inin mulkiyetinden c;1k1p digerinin mulkiyetine girmesi
mumkun olmaz. Bu nedenle mirasc;inin mulkiyetinden c;1k1p, dinden dondukten
sonra yeniden musluman olan kimsenin mulkiyetine geri donmez.
Fakat bize gore ozgur ktlma hakk1 sadece mukatebe sozle~mesi nedeniyle
kazan1lamaz. Bu yuzden mukatebe sozle~mesi bozulabilir bir niteliktedir. Murted
tevbe ettigi zaman mirasc;1lardan olan alacag1na malik olamaz. Fakat dinden
donmeden once mulkiyetinde bulunan mallara yeniden malik olur. Mukatebe
sozle~mesi de murtedin bu hakk1na engel olmaz. Gormez misin mukateb kole,
Koleyi Ozgiir Ktlma Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _373
kolesi ile bir mukatebe sozle~mesi yapsa, sonra kendisi mukatebe bedelini
odeyemese, ikinci mukateb kole efendinin mukateb kolesi olur. Mukatebe
sozle~mesi yapan mukateb kole, efendisinin temsilcisi gibi degerlendirilir. l~te
burada da mirasc;1, kolesi ile mukatebe sozle~mesi yapma konusunda dinden
donen kimsenin temsilcisi gibi degerlendirilir.
Dinden donmu~ olan bir kad1n1n, kolesi ile mukatebe sozle~mesi yapmas1,
onu ozgur kilmas1 ve satmas1, t1pk1 musluman iken yapmas1 durumunda oldugu
gibi gec;erlidir. (:unku kendisi lslam'a geri donmesi ic;in bekletilir ve oldurulmez.
Malik oldugu mallar konusunda da boyledir. Dinden donen kimsenin erkek olmas1
durumunda ise EbO Hanife'ye (rh a.) gore hukum farkl1d1r.
Dinden donen kadin eger ~arap veya domuzu mukatebe bedeli olarak
belirlerse, ben (Serahsi) bu sozle~menin gec;ersiz oldugu ve caiz olmad1g1
goru~undeyim. Dinden donen bir kadinin, sadece dinden donmeden once yapmas1
gec;erli olan tasarruflan gec;erlidir. (:unku o lslama donmesi ic;in zorlanir. Onun
hakk1nda Islam! hukumler gec;erli olarak kal1r.
Efendisi musluman olan bir kole dinden donse, efendi bu kole ile mukatebe
sozle~mesi yapsa, bu tasarruf gec;erlidir. (:unku dinden donen kimsenin
tasarruflann1n gec;ersiz olmas1 mirasc;1lann1n hakkindan dolay1 mulkunun ask1da
olmas1d1r. Boyle bir durum kole ic;in soz konusu degildir. Diger yandan mukatebe
sozle~mesi, dinden donen kole ic;in t1pk1 kendisine yapilan bir hibeyi kabul etmesi
durumunda oldugu gibi s1rf yaranna olan bir durumdur.
Dinden donen bir mukateb kole oldurulse ve geride biraz mal1 kalsa b1rakt1g1
maldan mukatebe bedeli alin1r. Geri kalan mal1 ise mirasc;1lanna verilir. (:unku
onun, sagl1g1na dayal1 olarak ozgurlugune kavu~tuguna hukmedilmi~tir. Dinden
donen ozgur bir kimsenin miras1n1 ise musluman mirasc;1lan al1r.
Dinden donen mukateb kolenin, mukatebe sozle~mesinden sonra dogan bir
c;ocugu bulunsa; bu c;ocuk mukatebe bedelini odemek uzere c;al1~1r. (:unku dinden
donen bu kimsenin, mukatebe bedelini odeyecek birisini b1rakarak olmesi, t1pk1
bedeli kar~ilayacak bir mal b1rakarak olmesi gibidir.
Bir mukateb kole dinden donse, du~man ulkesine (dar-1 harbe) s1g1nsa ve
orada biraz mal kazand1ktan sonra esir edilse, sonra da musluman olmaktan
kac;1nsa, oldurulur. Efendisi, mal1ndan mukatebe bedelini al1r. Geriye kalan mal1 ise
Fey'
istihsan deliline gore mirasc;1lanna verilir. K1yasa gore ise, dinden donen ki~i kole
olmas1 durumunda mal1nin tamam1n1n efendisine ait olmas1; ozgur olmas1
durumunda, bu kazanc;lar dinden dondukten sonrakiler oldugu ic;in fey olmas1
gerekir. EbO Hanife (rh a) ise; dinden donen kimse ozgur ise, bu tarihten sonraki
kazanc1nin miras olmayacag1 butUn muslumanlara fey olarak kalacag1
goru~undedir. l~te mukateb kole konusunun da boyle olmas1 gerekir. Fakat bu [7/235]
meselede istihsana ba~vurmu~ ve ~oyle demi~tir: "Mukateb kolenin kazanc1nda
374 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
efendinin hakk1 vard1r. c;:unku mukateb kblenin odeme gucunu yitirmesi
durumunda kazanc1 efendiye ait olur. Efendi de, musluman bir kimsedir. Onun
hakkinin varl1Q1 blen mukateb kblenin malin1n fey olmas1n1 engeller. Bu nedenle
hem dinden dbndukten sonraki, hem de daha onceki kazanc;lan ayn1 hukme tabi
sayilm1~t1r. Sbz konusu mukateb kblenin malindan mukatebe bedeli bdenir, geriye
kalan mal ise mirasc;ilanna verilir.
Mukateb bir kble dinden dbnup gayr-i muslimlerin ulkesine (dar-1 harbe)
s1ginsa ve Islam ulkesinde mukatebe sbzle~mesinden sonra dogmu~ bir oglu kalsa,
ogulun mukateb kblenin ne yapacagina bakmaktan ba~ka bir c;aresi yoktur:
Eger mukateb kale, blur ya da oldurulur ve geride mukatebe bedelini
kar~1layacak bir mal1 kalm1~ ise, bu maldan mukatebe bedeli bdenir. Kalan mal1 ise
ogul miras olarak al1r. Yeteri kadar mal b1rakmam1~ ise, ogul babas1nin bdemesi
gereken mukatebe bedelini bdemek uzere c;al1~1r.
Eger Islam ulkesinde bir oglu bulunmuyor, fakat mal1 bulunuyorsa, mukateb
kblenin ne yapacag1n1 gbrunceye kadar mal1 dag1t1lmaz. Zufer'e (rh a.) gore ise
mal1ndan mukatebe bedeli odenir. Geri kalan da mirasc;ilanna verilir. c;:unku o,
dar-1 harbe s1ginmakla olmu~ gibi kabul edilir. Gbrmez misin bbyle bir bzgur
kimse, mal1nin mirasc;1lanna dag1t1lmas1 konusunda t1pk1 blmu~ gibi degerlendirilir.
l~te mukateb kble konusu da boyledir.

Biz (c;ogunluk Hanefllere) gore sbz konusu mukateb kblenin dar-1 harbe
girmesi blmesi ile tamamen ayni degildir. 0, bir bak1ma harbl olmu~tur. Harbller
ise muslumanlar hakk1nda hukmen blu kabul edilir. Bu durum mukateb kble
konusunda sbz konusu degildir. c;:unku efendinin onun rakabesi uzerindeki hakk1
devam etmektedir. Musluman efendinin ondaki mulkiyet hakkin1n varl1g1 onun
harbl olarak degerlendirilmesine engeldir. Harbl olmad1gina gore o, Islam ulkesine
gelip giden bir kimse gibi degerlendirilir. Ona uygulanacak hukumler de ileride
ac;1klayacag1m1z uzere, buna gbredir. l~te onun, dar-1 harbe s1gind1ktan sonra kar~1
kar~1ya kalacag1 hukumler de bbyledir.
Darii'l-harpte Sbz konusu mukateb kble dar-1 harbe s1ginmam1~ fakat du~manlar onu esir
esirlik
etmi~ ve bir kimseye satm1~ ve o kimse de onu bzgur kllm1~ ise bu tasarruf
gec;ersizdir. c;:unku du~manlar, esir almakla mukateb kbleye malik olamaz. c;:unku
mukateb kblenin, bir kimsenin mulkiyetinden digerinin mulkiyetine gec;mesi
mumkun degildir. Ele gec;irme ve esir alma suretiyle ancak mulkiyetin el
degi~tirmesinin mumkun oldugu durumlarda mulkiyet hakk1 elde edilebilir. Onlar
esir etme suretiyle mukateb koleye malik olamad1klanna gore, onu satin alan ki~i
de malik olamaz. Bu yuzden onu bzgur kilmas1 gec;ersizdir.
Eger al1c1, mukateb kblenin emri ile onu satin alm1~ ise bu durumda bdedigi
bedeli almak uzere mukateb kbleye ba~vurur. c;:unku o, boyle bir durumda hala
mukateb bir kbledir. Kendi kazanc1 konusunda, al1c1ya kendisini satin almas1
Koleyi Ozgiir Klima Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _.375
~eklinde vermi~ oldugu emir, t1pk1 ozgur bir esirin bunu emretmesi gibi ge~erli bir
tasarruf olur. Bu nedenle al1c1, mukateb kale i~in verdigi bedeli almak uzere ona
ba~vurur. COnku mukateb koleyi satin alan kimse, sbz konusu bedeli, onun
kendisini kurtarmas1 i~in verdigi emirden dolay1 odemi~tir.
Soz konusu mukateb koleyi muslumanlar ganimet olarak alm1~lar ise efendisi Ganimet
onu ganimetin bolu~tOrulmesinden once ya da sonra hi~bir bedel odemeden ailr.
Ve o hala mukateb bir koledir. COnku kafirler esir etmekle ona malik olamad1klan
gibi, muslumanlar da malik olamaz. Ommu veled ve mudebber kale konusunda
uygulanacak hukumler de boyledir.
Islam ulkesinde muste'men (vizeli) olarak bulunan bir harbl, Islam ulkesinde Miiste'men
bir kale ile mukatebe sozle~mesi yapsa, bu tasarruf, t1pk1 onu bir mal kar~li1ginda
ya da bedelsiz olarak ozgur k1lmas1 durumunda oldugu gibi ge~erlidir. Mukateb
kale geride mal b1rakarak olse, bu maldan mukatebe bedeli odenir. Geriye kalan
mal ise harblye miras olarak verilir. Ayn1 ki~inin, koleyi du~man ulkesinden
getirmesi durumunda da hukum boyledir. COnku 0, mukateb kolenin efendisidir.
0 da kendisi gibi bir harbldir. Gbrmez misin soz konusu harbl du~man ulkesine
geri donme imkan1na sahipti. Diger yandan harbl bir kimse diger bir harblye
miras~1 olabilir. Eger harbl -ister musluman ister kafir olsun-, soz konusu koleyi
Islam ulkesinde satin alm1~ ise mukatebe bedeli odendikten sonra kalan mal1
beytOlmale ait olur. Cunku harbl, musluman bir kimseye ve Islam ulkesinde
anla~mal1 olarak bulunan kimseye miras~1 olamaz. Harblnin, Islam ulkesinde satin
ald1g1 kafir bir kale de anla~mal1 (muahid) ile ayn1 hukumlere tabidir. Nitekim bu
kimse ozgur k1linsa, anla~mal1 statUsune gelir. Du~man ulkesine gitmesine izin [7/236]

verilmez. Harbl kimse ona miras~1 olamaz. Fakat harbl bir kale konusunda hukum
boyle degildir. cunku 0 bzgur kli1n1rsa harbldir. Harbl bir kimse ona miras~I olur.
Bir harbl (gayr-i muslim ulkesi vatanda~1) du~man ulkesine s1g1n1rsa, mukateb Em an
kolesi yine mukateb olarak kal1r. COnku harbl kimsenin emanla elde ettigi
korunma hakk1 (eman, guvence), Islam ulkesinde onun yerine ge~en kimseler
hakk1nda devam eder. Mukateb kale, odemesi gereken bedeli ona gonderse art1k
zimmeti bor~tan kurtuldugu i~in ozgur olur.
Eger muslumanlar o ulkeye ustUn gelir ve sbz konusu harbl kimseyi oldurur ya
da esir ederse, mukateb kolenin zimmeti mukatebe borcundan kurtulacag1 i~in
ozgur olur. Cunku ne efendinin ne de onun oldurulmesinden ya da esir
edilmesinden sonra miras~1lann1n, mukateb kale uzerinde hala ge~erliligini
surduren bir hakk1 bulunmaktad1r. Mukatebe bedelini alma konusunda efendinin
yerini, onu esir eden ki~i alamaz. COnku zimmette bulunmakta olan bor~ uzerinde
herhangi bir zor kullan1lmas1 du~unulemez. Esir alan kimsenin mulkiyet kazanmas1
ise zor kullanma yoluyla ger~ekle~mektedir. Diger yandan mukateb kale,
zimmetinde bulunan borcu hak etme konusunda daha bncelikli oldugundan
376_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

zimmetindeki borca malik olur. Mukatebe bedeli onun uzerinden du~er. Bu


nedenle ozgur olur.
Harb! efendinin, muslumanlar o yere ustUn gelmeksizin esir edilmesi
durumunda da hukum boyledir. ~unku esir edilmekle statUsu degi~mi~ ve bir mala
malik alma yetkisini yitirmi~tir. Bu durumda esir edilen bu harb'i, mirasc;ilan
hakk1nda hayatta olarak kabul edildigi ic;in, mirasc;llarinin onun yerine gec;mesi de
sbz konusu degildir.
Eger harbl kimse, muslumanlar o beldeye ustUn gelmedigi halde oldurulmu~
ise mukateb kale, bedeli, efendinin mirasc;1lanna odemekle yukumludur. ~unku
muslumanlann kendilerine ustUn gelmesi gibi bir durum bulunmad1gindan
efendinin sahip oldugu haklar konusunda mirasc;llar onun yerine gec;er. T1pk1
harblnin du~man ulkesine s1g1n1p Islam ulkesinde geride kalan kimselerin emanla
elde ettigi haklann korunmas1 gerektigi gibi mirasc;llannin haklann1n da korunmas1
gerekir.
Bir harb'i, du~man ulkesinde kolesi ile mukatebe sozle~mesi yapsa, sonra her
ikisi de musluman ya da zimmi olsa, mukatebe sozle~mesi gec;erli olur. ~unku
mukatebe sozle~mesi t1pk1 al1m-sat1m sbzle~meleri gibi kar~ll1kl1 nzan1n bulunmas1
uzerine kurulur. Bu kimselerin musluman olmadan once yapm1~ oldugu al1m-sat1m
sbzle~meleri gibi mukatebe sbzle~meleri de gec;erli olarak kal1r.

Eger muste'men (vizeli) olarak Islam ulkesine girseler, kale de efendinin elinde
ayni ~ekilde bulunsa ve mukatebe sozle~mesi konusunda birbirlerinden davac1
olsalar; mukatebe sbzle~mesi gec;ersiz olur. Nitekim onlann eman alarak Islam
ulkesine girmeleri durumunda du~man ulkesinde yapm1~ oldugu ozgur kllma,
mudebber k1lma tasarrufu gec;ersizdir. Gbrmez misin onlardan biri digerini zor
kullanarak elde edip esir etse, sonra da birlikte Islam ulkesine gelseler, elde eden
kimse digerini satma hakkina sahiptir. Mukateb de aynen boyledir. ~unku
mukateb kale, zimmetindeki bore; konusunda efendisi ic;in zor kullanan kimse ile
ayn1 hukumlere tabidir. Bu nedenle mukatebe sozle~mesi gec;ersiz olur. Eger Islam
ulkesine getirdigi s1rada mukateb koleye zorla el koyan kimse efendisi ise o, sbz
konusu ki~inin kolesidir. Nitekim efendinin onu ozgur kllmas1ndan sonra kendisinin
ya da bir ba~kasin1n zor kullanip onu Islam ulkesine getirmesi durumunda da
mukateb kale yine onun kolesi olur.
Bir harbl, kolesi ile mukatebe sozle~mesi yapsa sonra da kale musluman
olarak Islam ulkesine girse, ozgur olur. Aralanndaki mukatebe sozle~mesi bozulur.
~unku o, gerek musluman olmakla gerekse zimmi olarak Islam ulkesine girip
kendisini koruma alt1na almakla efendisine kar~1 bir guc; kazanm1~t1r. Kole iken
boyle bir tasarrufta bulunmas1 durumunda art1k kendi mulkiyetini elde eder. Ozgur
olur. Yukandaki davran1~1 mukateb kale iken yapt1g1nda da boyledir, zimmetinde
bulunan borc;lara sahip olur. Bu borc;lardan kurtularak ozgurlugune kavu~ur.
Kiileyi Ozgiir Klima Kitab1. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _377

Dar-1 harpte bulunan musluman bir tUccar, kolesi ile mukatebe sozle~mesi
yapsa veya anu ozgur k1lsa ya da anu mudebber kole yapsa, istihsana gore bu
tasarruflar ge~erlidir. K1yasa gore ise bunlardan hi~biri ge~erli degildir. Cunku bu
kimse Islam! hukumlerin uygulanmad1g1 bir yerde bu tasarruflan yapm1~t1r. Bu
tasarruflann ge~erliligi ise Islam! hukumlerdendir.
lstihsan delilinin dayanag1 ise ~udur: Bu tasarruflan ger~ekle~tiren kimse, her
ne kadar dar-1 harpte bulunsa da, Islam! hukumleri yerine getirmekle yukumlu alan
bir muslumand1r. Ayn1 ~ekilde kole de ozgur alma hakk1n1 elde ettikten sanra ya
da ger~ekten ozgur alduktan sanra kolele~tirilmeye uygun almayan musluman bir [7/237]
koledir. Onlann dar-1 harpte boyle bir tasarrufta bulunmalan Islam ulkesinde
bulunduklan bir tasarruf gibi degerlendirilir.
Kolenin, Islam ulkesinde satin ald1g1 kafir bir kimse almas1 durumunda da
hukum boyledir. Cunku t1pk1 musluman bir kimse gibi z1mmi de kolele~tirmeye
elveri~li degildir.
Bir kimse dar-1 harpte kafir bir kole satin alsa ve anunla mukatebe sozle~mesi
yapsa, kole bu bedeli odeyip ozgur alduktan sanra musluman alsa bu tasarruf
istihsanen ge~erlidir. K1yasa gore ise kafir kole, anun kolesi almaya devam eder.
Cunku a, mukatebe sozle~mesi ve bedeli andan teslim al1nmas1 ile ozgur almu~tur.
Sanki efendi anu bilerek (kasden) ozgur k1lm1~ gibidir. Daha once a~1klad1g1m1z
uzere musluman bir kimsenin, dar-1 harpte harbl bir kimseyi ozgur k1lmas1
ge~ersizdir. Cunku musluman1n amac1 anu kolele~tirmektir. Bu nedenle harbl bir
ki~inin anu ozgur klimas1 ge~erli almad1g1 gibi muslumanin ozgur k1lmas1 da ge~erli
almaz.
Bu meselede kullan1lan istihsan delilinin iki dayanag1 vard1r: Birincisi,
musluman efendi, a kimsenin mukatebe bedelini kendisine odemesi durumunda
her hangi bir saldmda bulunmayacag1na dair kefil almu~tur. Bu nedenle kefil alma
sozunu tutmas1 gerekir. Cunku dar-1 harpte de alsa musluman bir kimsenin
zulumden ka~inmas1 vaciptir. Gormez misin musluman bir ki~inin, harbl kimselerin
mal1n1 gizli alarak almas1 caiz degildir. Musluman kimsenin sozunun yerine
getirilmesi i~in koleyi ozgur sayd1k. lkinci dayanak ise, musluman bir kimse anu
ancak Islam ulkesine getirirse zar kullanarak mulkiyetine ge~irebilir. Ozerinde
durdugumuz meselede ise boyle bir durum bulunmamaktad1r. Cunku dar-1 harp,
anun kendi ulkesi degildir. Bu nedenle a, musluman almadan once soz kanusu
koleye malik alamaz. Musluman alduktan sanra ise anun, zar kullanarak, ozgur ve
musluman bir kimseye malik almas1 imkans1z bir ~eydir. i~te mukatebe sozle~mesi
ve ozgur k1lmada istihsan delili bu ~ekilde ger~ekle~mektedir.
Allahu Subhanehu ve Teala dagrusunu en iyi bilir. Donu~ sadece O'nad1r.
378 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

EFENDiSiNDEN c;ocuK DOGURAN MOKATEBE SOZLE~MESi


YAPMI~ CARiYE

Ml.ikateb cariye, efendisinden c;ocuk dogurursa, sec;im hakkma


sahiptir. Dilerse ml.ikatebe sozle~mesini gec;ersiz k1lar. Onun l.imml.i veledi
olur. Dilerse sozle~meyi onaylar. ~l.iphe ile cinsel birle~mede bulunma
tazminat1 (ukr) ahr.
<::unku o, iki yonden ozgurluk hakk1 elde etmektedir. Birincisi, bir bedel
vermesi kar~11ig1nda hemen ger~ekle~mekte, ikincisi ise bedelsiz ama daha sonraki
bir tarihte ger~ekle~mektedir. Bunlardan diledigini se~me hakk1na sahiptir.
Dogurdugu ~ocugun nesebini iddia ederse, efendiden sabit olmu~tur. 0 ozgurdur.
<::unku efendi ~ocugunu ozgur k1lma yetkisine sahiptir. Eger kad1n mukatebe
sozle~mesini onaylarsa, efendi onunla cinsel birle~mede bulundugunu ikrar
ettiginden dolay1, efendiden ukr tazminat1 almaya hak kazan1r. Eger efendi blurse
cariye ummu veled olarak ozgur olur. Odemesi gereken mukatebe borcu
uzerinden du~er.
Eger cariye olse ve geride biraz mal1 kalm1~ olsa, mal1ndan mukatebe borcu
odenir. Artan mal1 ogluna miras olarak verilir. Eger mal b1rakmadan blmu~ ise
oglunun mukatebe bedelini odemek i~in ~al1~mas1 gerekmez. <::unku ogul
ozgurdur. Borcu odemek uzere ~al1~mak ancak sbz konusu kad1na mukatebe
sbzle~mesi konusunda tabi olan kimse i~in zorunludur. Nitekim mukatebe
sbzle~mesi yapm1~ kad1n ba~ka bir ~ocuk daha dogursa, efendi ise o ~ocugun
kendisine ait olmad1gin1 sbylese, ya da onun hakk1nda bir nesep davas1nda
bulunmasa, ~ocugun nesebi efendiye baglanmaz. <::unku efendinin, mukatebe
sbzle~mesi yapm1~ bir cariyesi ile cinsel birle~mede bulunmas1 helal degildir. Bu
nedenle ~ocugun nesebi ancak efendinin nesep iddias1nda bulunmas1 durumunda
efendiye baglanabilir. Mukatebe sozle~mesi yapm1~ cariye olunce sbz konusu
~ocuk, annesinin kalan mukatebe borcunu bdemek uzere ~al1~1r. Daha sonra
efendi olurse, ~ocuk ozgur olur. Ozerindeki ~al1~ma borcu ortadan kalkar. <::unku
bu ~ocuk t1pk1 annesi gibi ummu veled ile ayn1 hukumlere tabidir. Bu nedenle
efendinin olmesi ile bzgur olur.
Bir efendi, mukatebe sozle~mesi yapm1~ bir cariyesinin gebe oldugu
Gurre
iddias1nda bulunsa ve bir ki~i. bundan bir gun sonra kad1n1n karn1na vursa ve kad1n
da blu bir cenin dogursa, babas1 gurre tazminat1 almaya hak kazanir. <::unku ~ocuk
onun iddias1 ile bzgur olmu~tur. <::ocugun dogmasindan sonra bu iddiada
bulunmas1 gibidir. Ozgur bir ceninin bedeli, gurre tazminat1d1r. Bu ise miras olarak
babas1na kal1r. <::unku annesi, henuz mukatebe sozle~mesi yapm1~ bir cariye
[7/238) oldugu i~in ~ocugun mal1nda miras hakk1 yoktur. Fakat eger kad1n, mukatebe
sbzle~mesini onaylam1~ ise efendiden ukr tazminat1 al1r.
Koleyi Ozgiir Klima Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _379

Mukatebe sozle~mesi yapan cariye, efendisinden bir c;ocuk dogurduktan


sonra mukatebe sozle~mesini onaylam1~ ve bundan sonra bir c;ocuk daha
dogurmu~ ise, efendi bu c;ocugun nesebinin kendisine ait oldugunu iddia
etmedikc;e, bu c;ocuk ona ait olmaz. c;:unku soz konusu kad1n, mukatebe
sozle~mesinin gec;erliligini surdurmesinden dolay1 ona haramd1r. Bu nedenle,
efendi c;ocugun nesebinin kendine ait oldugunu iddia etmedikc;e, kad1n1n
dogurdugu c;ocugun nesebinin efendiye baglanmas1 zorunlu degildir.
Mukatebe sozle~mesi yapan cariye, bir k1z c;ocuk dogursa, bu k1z c;ocuk da bir
k1z c;ocuk dogursa ve efendi de daha sonra dogan k1z c;ocugu ozgur k1lsa, yaln1z
bu k1z ozgur olur. c;:unku bu k1z, ninesinin mukatebe sozle~mesi kapsam1na
girmi~tir. Efendinin mulkiyetinde bulundugu ic;in efendinin onu ozgur k1lmas1 ile
ozgur olur.
Eger efendi birinci k1z1 ozgur kilm1~ ise bu durumda EbO Hanife'ye (rh a) gore,
hem bu k1z hem de ikinci k1z c;ocuk ozgur olur. EbO Yusuf ve Muhammed'e (rh a.)
gore ise ikinci k1z ozgur olmaz. Aksine nine ile birlikte mukateb olarak kalmaya
devam eder. c;:unku mukatebe sozle~mesi konusunda, ikinci k1z t1pk1 diger
c,;ocuklan gibi nineye tabidir. Mukatebe sozle~mesi yapm1~ olan kad1nin iki c,;ocugu
bulunsa ve efendi bunlardan birini ozgur k1lsa digeri de ozgur olmaz.
Bu soylediklerimizin delili ~udur: Mukatebe sozle~mesi yapm1~ olan kad1n olse
hem ilk k1z1n hem de onun k1z1n1n, ninenin 6demesi gereken mukatebe bedelini
odemek uzere c,;al1~mas1 gerekir. K1zlardan biri mukatebe bedelini oderse bu kimse
digerine ba~vuramaz. Diger yandan nine, hayatta iken kendi mukatebe bedelini
odemede kullanmak ic,;in k1z1nin kazanc,;lannda hak sahibidir. Ostelik k1z1, mukatebe
sozle~mesi yapan kad1na tabidir. Tab! olana tab! olunmaz. Demek ki soz konusu iki
k1z (anne ve k1z1), hukum bak1m1ndan mukatebe sozle~mesi yapm1~ kad1n1n iki
c,;ocugu ile ayn1d1r.
EbO Hanife (rh a.) ise ~unlan soylemektedir: "Mukatebe sozle~mesi yapm1~
kad1nin k1z1, onun bir parc,;as1 oldugu gibi torun olan k1z da ilk k1zin bir parc;as1d1r.
Diger yandan efendi mukatebe sozle~mesi yapm1~ kad1n1 ozgur kilmas1 durumunda
nas1I k1z1 da ozgur oluyorsa, k1z1 ozgur k1lmas1 durumunda da torun ozgur olur.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'in de dedigi gibi, ikinci k1z mukatebe
sozle~mesi yapm1~ olan cariyeye tabidir. Fakat bu, onun k1z1 araci11g1 ile olmaktad1r.
Bu arac1l1k ise ancak ikinci k1z1 birincisine tabi k1lmakla gerc,;ekle~ebilir. Efendi daha
ikinci k1z dogmadan ilk k1z1 ozgur kllm1~ olsa bile kesinlikle ikinci k1z da ozgur olur.
l~te ikinci k1z1n dogmasindan sonra ozgur kilmas1 durumunda da hukum boyledir.
c;:unku mukatebe sozle~mesi gec,;erliligini surdurdugunden dolay1 tabi olmakla
kastedilen anlam, ikinci k1zin dogmas1yla ortadan kalkmaz.
Mukatebe sozle~mesi yapm1~ bir cariye, efendisinden bir c;ocuk dogurduktan
sonra, efendi o kad1n1n bir ba~ka kimsenin cariyesi oldugunu ikrar etse, mukatebe
380_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitii.bu'l-Mebsfit

sozle~mesi yapm1~ kadin onu dogrulasa bile ikrannin dogru olduguna


hukmedilmez. c;:unku kad1nin ummu veled olma hakk1na sahip oldugu ve
efendinin de onun vela hakkina sahip oldugu sabit olmu~tur. Bu nedenle onlann
bu haklan ortadan kald1racak ikrarlann1n dogru olduguna hukmedilmez.
Bir kimse efendiye, "sbz konusu cariyeyi sana bin dirhem kar~il1ginda satt1m
ve sen bedeli odemedin" dese, efendi ise "hay1r sen beni onunla evlendirmi~tin"
dese ve cariyenin iddiada bulunan kimseye ait oldugu bilinmekte olsa; efendinin,
kad1n1n mehrini o ki~iye vermesi gerekir. Davaci, cariyede iddia ettigi bedel yerine
onun mehrini al1r. c;:unku her iki taraf da bunu gerektiren nedenin ne oldugu
konusunda farkl1 goru~lere sahip olsalar da efendinin boyle bir borcu oldugu
konusunda birle~mi~lerdir. Efendinin, cariyenin annesinin ve c_;ocugunun degerini
vermesi gerekmez. c;:unku davac1nin efendiye onu satt1g1n1 ikrar etmesi ile
davacinin cariyeyi geri alabilmesi imkans1z bir duruma gelmi~tir. Gormez misin
efendi soz konusu iddiay1 inkar etmi~ olsayd1, cariyenin kendisine ait oldugu herkes
taraf1ndan bilinen bir ~ey oldugu ic_;in onu geri almas1 mumkun olacakt1. Eger
cariyenin davac1ya ait oldugu herkes taraf1ndan bilinmiyorsa onun degerini
odemesi gerekir. c;:unku cariyenin geriye verilmesinin imkans1z duruma gelmesi,
[7/239] davac1n1n cariyeyi ona satt1g1n1 ikrar etmesi ile degil, o c_;ocugun efendiden olmas1
ile sabit olmu~tur. Gormez misin efendi sat1m i~lemini inkar etse, davac1nin onu
geri almas1 mumkun olmaz. Cariyeden c_;ocuk sahibi olan kimse, cariyenin, ikrarda
bulunan kimsenin mulku oldugunu ve kendi yaninda al1konulmu~ bir kimse
oldugunu ikrar ederse, kendisinin, bu kad1n1 davac1nin iddia ettigi bedel ile ondan
satin almad1g1na dair yemin ettikten sonra cariyenin degerini oder. c;:unku satin
ald1g1n1 ikrar ederse davac1nin iddia ettigi bedeli odemesi gerekir. Bunu inkar
ederse yukandaki ~ekilde yemin eder.
En iyisini Allah bilir.

OZGUR KILMA KONUSUNDA YEMiN


Bir kimse kolesine, "seni satarsam ozgi.irsi.in" dese sonra da satsa bu
kale ozgi.ir olmaz.
c;:unku bir ko~ula baglanarak gerc_;ekle~ecek olan ozgur olma zaman1, ko~ulun
gerc_;ekle~mesinden daha sonrad1r. Sat1m i~leminden sonra ise kale efendisinin
mulkiyetinde degildir. Bu nedenle ozgur olma gerc_;ekle~mez. Ancak sat1m i~lemi
gec_;ersiz ise kale ozgur olur. c;:unku ko~ul gerc_;ekle~tikten sonra da kale efendinin
mulkiyetindedir. c;:unku ge~ersiz sat1m sozle~mesi kendiliginden efendinin kale
uzerindeki mulkiyetini ortadan kald1rmaz. Fakat efendi sat1m sozle~mesinden once
onu al1c1ya teslim etmi~ ise, bu durumda efendinin kale uzerindeki mulkiyet hakk1,
sozle~mesi ile ortadan kalkar. Kole ozgur olmaz.
Koleyi Ozgiir Klima Kitabi. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _381
Eger efendi, kblesine "eve girersen bzgursun" dese, sonra onu satsa ve o da
eve girse kale yine bzgur olmaz. Fakat lbn EbQ Leyla (rh.a.)'ya gore, sat1m gec;ersiz
olur ve bzgur kilma i~lemi gerc;ekle~ir. Ilk sbzunu ettigimiz meselede de lbn EbQ
Leyla'nin gbru~u boyledir. (unku ona gore, ko~ula baglama tasarrufu efendinin
ona sahip oldugu s1rada gec;erlilik kazanm1~t1r. Bu nedenle ko~ulun gerc;ekle~mesi
ile birlikte, efendi adina bzgur kilma da gerc;ekle~ir. Ozgur olan kimse uzerinde,
ko~ulun gerc;ekle~tigi s1rada mulkiyetinin bulunup bulunmad1g1na bakilmaz.
Nitekim o an efendinin bzgur k1lma yetkisinin bulunup bulunmad1g1na da
bakilmaz. Hatta efendi ko~ulun gerc;ekle~tigi s1rada ak1I hastal1g1na yakalansa ve
kale de eve girse yine bzgur olur.
Biz Hanefller ~byle diyoruz: Ko~ula baglanan bir ~ey, ancak ko~ulun
gerc;ekle~mesinden sonra gerc;ekle~ir. Bu nedenle, bzgur kilmanin gerc;ekle~mesi
ic;in efendinin, ko~ulun gerc;ekle~tigi s1rada kble uzerindeki mulkiyetinin bulunmas1
gerekir. Efendinin bzgur kdma yetkisine sahip olmas1, ko~ulun gerc;ekle~me aninda
degil, ko~ulu sbyleme aninda gereklidir. Efendi de sbzu, ko~ulun gerc;ekle~mesi
s1ras1nda degil, bzgur olmay1 ko~ula baglad1g1 s1rada sbylemi~tir. Bu nedenle ko~ul
gerc;ekle~ince, gec;erli olarak sbylenmi~ olan bu sbzun o an yap1lm1~ bir bzgur kilma
tasarrufu gibi degerlendirilmesi dogru olur.
Eger daha sonra efendi sbz konusu koleyi satin alsa ve o da eve girse yine
ozgur olmaz. (unku efendinin ettigi yemin, ko~ulun kale onun mulkunde degilken
gerc;ekle~mesi ile bozulmu~tur. (unku yemin bozuldu diye ona baglanan ~eyin
gerc;ekle~mesi de zorunlu degildir.
Eger kale, efendinin onu satmas1ndan sonra eve girmese de daha sonra
efendi onu yeniden satin alsa ve o da bu s1rada eve girse, Hanefllere gore sbz
konusu kble bzgur olur. (unku ko~ulun gerc;ekle~me anina kadar yemin efendi
hakk1nda gec;erli olarak kalm1~t1r.
$afll (rh.a.)'ye gore ise, efendinin kale Ozerindeki mulkiyet hakk1 ortadan
kalkt1g1 ic;in yemin gec;ersiz duruma gelir. Sbz konusu kale bzgur olmaz. (unku
ona gore, ki~inin kale uzerinde bir mulkiyeti yok iken edecegi yemin gec;erli
olmad1g1 gibi, mulkiyet hakk1 ortadan kalkt1ktan sonra edecegi yemin de
gec;erliligini sOrduremez.
Bir efendi kolesine, "~u iki eve girersen bzgursun" dese sonra onu satsa ve
kole, o evlerden birine girdikten sonra yeniden satin alsa ve kble diger eve de girse
ko~ulun tamamland1g1 s1rada efendinin sbz konusu kble uzerinde mulkiyeti
bulundugu ic;in bzgur olur. Zufer'e (r.a.) gore ise bzgur olmaz. (Linko ona gore
ko~ulun tamamland1g1 s1rada efendinin kole uzerinde mulkiyetinin bulunup
bulunmad1g1na bak1ld1g1 gibi ko~ulun diger bblumlerinin gerc;ekle~tigi s1rada
mulkiyetinin bulunup bulunmad1g1na da bakil1r. Biz bu konuyu "bo~ama"
bolOmunde ac;1klam1~t1k.
382 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

Eger kale, bu iki evden birine, daha efendisi onu satmadan once girse,
efendisi onu satt1ktan sonra da ikincisine girse ozgur olmaz. c_::unku ko~ulun
gerc;ekle~mesi, efendinin onun uzerinde mulkiyeti bulunmad1g1 bir s1rada
tamamlanm1~t1r. Ko~ula baglanan ~ey ise ancak ko~ulun tam olarak
gerc;ekle~mesinden sonra yerine gelir.

Bir efendi kolesine, "falanca ki~i ile konu~ursan ~u eve girince bzgursun"
dese, daha sonra onu satsa ve o da o eve girse sonra da o koleyi satin alsa ve kale
de belirtilen ki~i ile konu~sa ozgur olmaz. c_::unku efendi, bzgur olmas1 ic;in
konu~mas1n1 ko~ul koymu~ ve yemini ise eve girmesine baglam1~t1r. Ko~ula
baglanan bir ~ey, ko~ul gerc;ekle~tigi zaman sanki o an yap1lm1~ gibi kabul edilir.
Kblenin eve girmesi ile birlikte sanki efendi ona, "falan ki~i ile konu~ursan
ozgursun" demi~ gibi olmu~tur. Boyle soyleseydi de gec;erli olmazd1. c_::unku kale
[7/240] eve girdigi s1rada efendinin mulkiyetinde degildi. Bu nedenle kale bzgur olmaz.
Fakat efendi onun mulkiyetine sahip oldugu s1rada denilen ki~i ile konu~ursa;
hukum ilk durumun aksinedir. c_::unku orada yemin ba~ka bir ko~ula
baglanmaks1zin (fil hal) yapllm1~ ve iki eve girilmesi bzgur olman1n ko~ulu olarak
ileri surulmu~tUr. Ko~ula baglanlld1g1 s1rada kale uzerinde efendinin mulkiyeti
bulunmaktad1r. Ko~ul tamamlan1nca da bzgur olma gerc;ekle~mi~tir.
Bir efendi kolesine, "eve girersen benim olumunden sonra ozgursun" dese,
sonra onu satsa ve kble de eve girse daha sonra yeniden satin alsa ve efendi blse;
bu kale bzgur olmaz. c_::unku koleyi mudebber kllma i~lemini eve girmesine
baglam1~ ve kale de eve girince sanki o an mudebber k1l1nm1~ gibi olmu~tur.
Mudebber k1lma i~lemi ise ancak ya mulkiyetin bulunmas1 ya da bunun mulkiyetin
bulunacag1 bir zamana dayanmas1 durumunda gec;erli olur. Kole eve girdigi s1rada
efendinin onun uzerinde mulkiyeti bulunmad1g1na gore, sbz konusu kale,
mudebber bir kale olmaz. Efendinin olmesi ile de ozgur olmaz.
Bir efendi kblesine, "falan1n evine girersen ozgursun" dese ve evin sahibi ve
bir ba~ka birisi, kolenin o eve girdigine tan1kl1k etseler kale ozgur olur. c_::unku eve
girme fiilini kble yapm1~t1r. Ev sahibinin sbz konusu koleye yapt1g1 tan1kl1k ise t1pk1
ba~ka kimselerin yapt1g1 tan1kl1k gibidir. Bu nedenle bu iki tanig1n yapt1g1 tanikl1k
ile kale bzgur olur.
Bir efendi kblesine, "fa Ian kimse ile konu~ursan bzgursun" dese ve belirtilen
ki~i ile bir ba~kas1 kolenin onunla konu~tuguna tanikl1k etseler kale ozgur olmaz.
c_::unku belirtilen kimsenin sbzu, onun dili ile konu~tugu ~eydir. Bir ki~inin kendi
yapt1g1 bir ~ey konusunda tan1kl1kta bulunmas1 ise gec;erli degildir. Bu nedenle
ko~ulun gerc;ekle~tigine dair ancak bir tanik kalmaktad1r. Bir tanig1n tanikl1g1 ile ise
ko~ulun gerc;ekle~mesi sabit olamaz. Eger belirtilen ki~inin iki oglu, kolenin,
babalanyla konu~tuguna tan1kllk eder ve baba da bu iddiay1 inkar ederse, ogullann
yapt1g1 tan1kl1k gec;erlidir. c_::unku iki ogul, babalann1n aleyhine onunla
t48 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu't-Mebsfit

haram olmas1 baglan1r. Bu da dinin (~eriatin) hakk1d1r. Peygamber (s.a v.) ~byle
buyurmu~tur:

~~1 rY- ~ 8i z~
"Ben tJ<; ki~inin kwamette hasmw1m ... "90 ResOlullah (s.a.v.), bunlar arasinda
ozgur bir insan1 kolele~tiren ki~iyi de anm1~t1r. Ozgur k1lma i~lemine; ozgur k1l1nan
ki~iye cezalann tam uygulanmas1, Cuma'n1n farz olmas1, velayete ehil olmas1 vb.
hususlar baglan1r. Ehli harbin kolele~tirilmesi, onlann Allah'1n birligini inkar
etmelerinin bir kar~1l1g1 olarak kendilerine uygulanan bir cezad1r. Allah onlann bu
inkarlanna kar~1l1k kendilerini kullannin kulu kllmakla cezaland1rm1~t1r. Koleligi
onlar musluman olduktan sonra ortadan kald1rmak da dinin (~eriat1n) bir hakk1d1r.
Bu nedenle de bzgur k1lma; kendisi ile baz1 vaciplerin yerine getirildigi bir ibadet
olmaktad1r. Bunun delili ~udur: Davada c;eli~kiye du~mek delilin kabulune engel
degildir. Hatta bir kimse kale oldugunu ikrar ettikten sonra, aslen bzgur oldugunu
iddia etse ve bunun ic;in delil getirse, delili kabul edilir. Halbuki c;eli~ki iddiay1
gec;ersiz kllar.
EbO Hanife'nin deli Ii ise Peygamber (s.a v )'in ~u sozudur:

-,. ~ - ·1 i)t J:i Y.-;11 :4--~~ J.;_ ~~'A f


"Sonra (k1yamete yakm) ya/an oyle yayi/1r ki ki~i kendiliginden, tan1k/1k
istenilmedigi durumda tan1k/1k eder"91 .
Peygamber (s.a.v.), bu hadiste istenilmeden yapilan tanikl1g1 bir tur yalan
alameti saym1~t1r. Bu hadisin gorunu~u, icma delili ile tahsis edilen haric;, bu
tan1kl1g1n makbul olmamasin1 gerektirir.
Aki! delil de ~udur: Kole uzerindeki mulkiyeti kald1rmak sozle olur. Bu onunla
birle~menin haram olmas1n1 ic;ermez. Bu nedenle sat1~ta oldugu gibi burada da
dava olmad1kc;a tan1kl1k kabul edilmez. Bunun etkisi ~udur; tanikl1k edilen ~ey, kul
hakk1d1r. (:unku ozgur kllma; malik olma ve kendi ba~1na hareket etme gucunu
olu~turmakt1r. Bu ise ba~kas1n1n mulku olmanin ve koleligin zilletinin sona ermesi
anlam1na gelir. Butun bunlar ise kul hakk1d1r. Bunun btesinde ozgur olman1n
getirdigi olumlu sonuc;lar dikkate al1nmaz. Burada yaln1zca tanikl1k yapllan ~ey goz
onune al1n1r. Bu da kul hakk1 oldugu ic;in delilin kabulu o ki~inin dava etmesine
[7/94] bagl1 olur. Biz burada, nedende din (~eriat) hakk1 anlam1 oldugunu kabul ediyoruz.
Bu nedenle de ozgur olma kolenin kabulune bagl1 degildir ve onun reddetmesiyle
reddolunmu~ olmaz. Ancak bu, k1sastan affetme konusunda oldugu gibi, ozgur

90
Ahmed b. Hanbel. Musned, 11/358; Buhar1, Buyu' 106; lbn Mace, Ruh On 3; lbn Hibban, Sahih,
XVl/333.
91
Ahmed b. Hanbel, Musned, , 1/378, 1/434; Buhar1, $ehadat 9, Iman ve nuzOr 1O; Muslim, Fedailu's-
Sahabe 21 O; Ebo DavOd, Sunne 9; Tirmiz1, Fiten 45; lbn Mace, Ahkam 27
384 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

Dolay1s1yla kastedilenin kale oldugu anla~lim1~ olmaktad1r. Saze, sutun v.b. bir
~eyin eklenmesi ise sanki hie; saylenmemi~ gibi degerlendirilir. Nitekim bir kimse,
malinin uc;te birini, bir hayatta digeri alu iki ki~iye vasiyet etse, vasiyet edilen mal1n
tamam1 hayatta olan ki~iye ait olur. Diger yandan efendinin sazu, azgur klimak ic;in
beyand1r (lcapt1r). Bu nedenle azgur klima beyanina elveri~li olan yerin, sazun
konusu oldugu ac;1ga c;1km1~t1r. Bu ise alu ve sutun degil hayatta olan bir kimsedir.
(:unku akll dengesi yerinde olan bir kimsenin sazu, mumkun oldugu alc;ude gec;erli
olacak bir ~ekilde anla~1l1r. Fakat ayn1 sazde ba~ka bir ki~inin kalesinin de ek olarak
saylenmesi durumunda hukum bayle degildir. (:unku bu kale de azgur alma ile
nitelemeye elveri~lidir. Ve bu kale de azgur klima beyan1na uygundur. Fakat bayle
bir durumda saz konusu ko~ul, diger kale sahibinin onay vermesine bagl1d1r
(mevkuftur). Bu nedenle kastedilenin kendi kalesi oldugu belirginlik
kazanmam1~t1r.

lbn Semaa, Muhammed (rh.a.J'den ~u sazu nakletmi~tir: Efendi sazunde,


kalesi ile birlikte sutun kelimesini de kullanm1~ ve "ikisinden biri azgurdur" demi~
ise o zaman kalesi azgur olur. (:unku kulland1g1 saz, azgur k1lmay1 beyand1r. Eger
efendi, "~u ya da bu azgurdur" dese o zaman kalesi azgur olmaz. (:unku bu saz,
t1pk1 "bu kale azgurdur ya da degildir" sazunde oldugu gibi azgurlugu beyan
degildir.
Bundan sonra, MebsOt'un baz1 nushalannda "Kitabu'l-Vela "dan bir konu
(bab) yer almaktad1r. Bu konunun ~erhi (ac;1klamas1) tUmuyle "Kitabu'l-Vela"da
gelecektir.
Kitabu'l-ltak (azgur k1lma konusu)in ittifak edilen ve ihtilaf edilen konulannin
ac;1klamas1 tamamland1.
Bu kitab1; s1k1ntilardan kurtulmay1 dileyen, dunyanin bir ka~esinde s1k1~1p
kalm1~ (mahsur kalm1~) birisi, nz1k veren Allah'a hamd ederek ~evkle ona
kavu~may1 umarak ve Habibine, aline ve ashab1na salavat getirerek yazd1rd1.
KARMA iNDEKS

A I E
akile, 190 er~. 9, 132, 139
aklka kurbani, 80
asabe, 190
asabe bi gayrihi, 190 F
asabe bi nefsihi, 190
asabe ma'a gayrihi, 190 fas1g1n tanikl1g1, 63
asabe-i nesebiyye, 190 fira~ bag1, 82
asabe-i sebebiyye, 191 fira~ hakk1, 72, 87
asll sag1rilk, 6
ay hesaplanmas1, 21
G
B II gebelik, 211
gurre, 71, 208
bo~ama, 95
bi.iyi.ik kusur, 1
Ci II
c I gamus yemin, 35

cenin, 11, 192, 215


H II
haml, 206
hasm, 68
c;ocugun oli.i dogmas1, 209 Hezl, 95
c;ocuk, 144 h1ristiyan1n tan1kl1g1, 196
hibe,16,17
hilal, 21
D hulu', 48

damanu'l-kefale, 188
dirhem, 361
11
ibra, 177
386 Kitabu'I-Mebsut
menn, 23
mevla, 98
milk-i mut'a, 252
leap, 115 muhsan, 61, 207
mutlak kale, 11
mubadaa, 32
I mudebber, 7' 126, 170
mufavaza, 336
icma, 230 mujdeleme, 158
iddet, 64, 206 mukateb, 7, 126
lhraz, 145 mulkiyet, 199
lhtimalli saz, 32
ikiz c;ocuk, 71
N
I neseb, 64, 79, 81
nesebi reddetmek, 79
Tia, 28, 29 nikah, 95
Tia suresi, 32
Tlanin amac1, 46
b
alum hastahg1 (maraz- mevt), 187
ozgur k1lma (l'tak), 93, 95
ist1are, 102
ist11ad, 7, 211
R II
K rakabe mulk1yet1, 324
nc'i talak, 212
kayyim, 184
kazf haddi, 61
kazif cezas1, 7 4 s
kinaye, 108
kinayeli sazler, 99 sarih soz, 98
kitabet akdi, 8 s1la-1 rahm, 335
karun tan1kl1g1, 63 siayet, 199
kul hakk1, 148
kumar, 120
kur'a, 120
kuc;uk kusur, 1
~uf'a (onalim) hakk1, 172

L I T
l~n. 34, 58, 65, 207
lian ayeti, 34, 59 tahr1r I ozgurluge kavu~turma, 93
lian yapma ~ekli, 65 tasarruf mulkiyeti, 324
teati, 17
teberru, 184, 188
M tedbir, 136
terike, 187
mecaz, 107 teserrT, 160
mefhum-u muhalif, 242
u II y
ukr, 9, 137, 211, 243 yemin harfleri, 37
yemin kefareti, 5
yeminin tOrleri, 33
0 II
OmmO veled, 228, 239 z
zevi'l-erham, 97
v z1har kefareti, 1, 18, 27
z1mml, 54
vela, 145, 167, 171, 173 , 199 zillet, 267
ZOferiyye meselesi, 276

You might also like