Professional Documents
Culture Documents
Tuncer Gülensoy - Orhundan Anadoluya Türk Damgaları
Tuncer Gülensoy - Orhundan Anadoluya Türk Damgaları
TÜRK DAMĞALARI
cn
h-
JT) DAMĞALAR, İMLER, ENLER
К 1 Т А Й Х A N ASI
İSTANBUL, 1989
T.GULENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
GİRİŞ
/
T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 5
4 T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU'YA TÜRK DAMĞALARI luğunu doldurmäk; bundan sonra yapılacak olan daha geniş çalışma
lara örnek olmak ve genç araştırıcılara yol göstermek için hazırlan-
lardan geliştiği görüşü kuwetli olduğu için, birinci bölümde Orhun ve
Yenisey abideleri üzerinde durulmuş; bu abidelerde kullanılan işaret- mıştır.
lerin menşesi ve ne manäya geldiği hakkmda kısa bilgiler verilmiştir. Mesele, yalnız bir damğa, im ve en meselesi, yani resim, çizgi ve
Orhun ve Yenisey alfabelerinin gösterildiği genel tablo dışında, Ma- kertik meselesi değildir. Mesele, bu damğa, im ve enlerin her çizgisin-
caristan’da kullanılan “Bologna metninin harfleri”, “Nikolsburg alfa- de yaşayan gizli Türk unsurunu açığa çıkarmak, Anadolu’daki Türk
besi” ve “Rudimenta” adlı eserde kullanılan işaretlerin tabloları ayrı mühürünün izlerini genç nesle ezberletmektir.
ca verilmiş, böylece, Orhun ve Yenisey alfabelerinin Avrupa kıtasm-
Karagözünü, helvasını, kahvesini, dolmasını, sarmasını Yunanlı’-
daki benzerleriyle mukayesesi sağlanmıştır.
ya; sütünü, yoğurdunu, peynirini Bulgar’a kaptıran Türk milleti, artık
Daha sonra ele alman Türk damğalarında, bu damğalara model o- maddi ve manevi kültür unsurlarına sahip çıkmalı, onları ilmi usullerle
lan ongun hayvanlar üzerinde ayrı ayrı durulmuş, bu hayvanların Türk araştırıp dünyaya tanıtmalıdır. Ebed-müddet Türk devletinin tarih
kültür tarihindeki yeri belirtilmek istenmiştir. sahnesinden silinmcmesi için en önemli görev budur. Büyük insan A-
tatürk’ün gösterdiği hedef de budur.
Konu ilerledikçe, Türk damğalarının kullanılış alanının ne kadar Eläzığ, 1985
geniş olduğu görülecektir. Biz burada, yeri geldikçe, bu kullanılış a-
Dr.Tuncer Gülensoy
lanlarma ayrı ayrı temas edeceğiz.
Türk damğalarının, Türk maddi kültüründe yaşayan bu uzantısına
“İM” adını vererek, konuyu bu başlık altında inceledik. Görüleceği
gibi, elde edilen sonuç çok ilgi çekicidir. Orhun’dan Anadolu’ya uza
nan bu damğalar, yüzyıllar sonra bile özelliğinden hiç bir şey kaybet-
meden Anadolu insanının halısında, kiliminde,. torbasında, kovanm-
da, duvarında, mezar taşında, keçesinde, kepeneğinde, nakış ve yanı-
şmda yaşamış; bize, mertlik, erkeklik, cesaret, bereket, bolluk gibi de-
ğerleri veciz bir şekilde anlatmaya devam etmiştir.
Taş, kaya ve yazıtlardan tesbit ettiğimiz Türk damğalarının Ana
dolu Türkü’nün maddi kültürü içerisinde sitilize edilmiş şekilleri ayrı
bir güzellik taşırsa da, menşede eski Türk damgalarıyla aynı olduğu
görülecektir.
“EN” başlığı altında işlediğimiz diğer bir konu da yine Türk dam-
galarıyla yakından ilgilidir. İç Asya’daki göçebe Türk kavimlerinin,
kendi boy, soy, oymak, oba, aşiret ve cemaatlerini belirlemek için hay
vanlarının kulak, boynuz, alın, yanak ve bacaklarına yaptıkları işaret
lerin Anadolu’daki göçer veya yerleşik Türk boy ve aşiretlerinde de
aynen yaşadığını göreceğiz.
Adma, “en, yen, kırtik, kertik, dağme, damğa, dırow, tetovir” vb.
dense de bu işaretlerin de Orhun’dan Anadolu’ya uzanan Türk dam-
galarıyla yakından ilgili olduğu görülecektir.
Bu küçük kitap, şimdiye kadar bu konuda yapılan çalışmaların boş
6 T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 7
T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
X D £ t t й и
t i 3r X X О 14
+ Y и
t
х
X
/А
ч /У
X A ir и г И Ф
Ф У * И) t г 1
k W M г X /1
I 7 X X А 1 )
1 M 0 1 0 г ;
A I 7 * İ Й $
0 f 0 e 0 м
A А D *
в
10 T.GULENSOY/ORI IUN’DAN ANADOLU YA TURK DAMĞALARI 11 T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
3
"Rudimenta" adlı escriııde kul
tumgaçı: Damgacı, mülıürdar, damğa vuran.
* işaretler
tamgalanıak: Damğa vurmak, mühürlemek.
tnmgalamak: Damgalamak, mühürlemek (3275, 3942) şekillerin- maktadır. Bu, ön sestc meydana gelen d- < t - değişmcsinden başka bir
de kullanılmıştır. şey değildir.
Kclime, Ali Şir Nevai’nin eseri ‘Muhakemetü’lLugateyn”de “tam- Damğa, yjukarıdaki tarifinden de anlaşılacağı üzere her hangi bir
gaçi” olarak kullamldığma göre, o devirde Doğu Türkçesi’nde de ya şey üzerine vurulan “işaret, alämet, alämet-i färika; marka” manäla-
şa ma ktaydı, rını karşılamaktadır. Eldeki tarihı belgelerden ve yazılı taş, kaya ve sü
tunlardan öğrendiğimize göre, Türkler, Yenisey ve Orhun yazı taşla-
• “Tamga” kelimesi Eski Anadolu Türkçesi’nde de aynı şekilde de-
rmda kullanılan alfabeden çok önce damgayı bilmekte ve uygulamak-
vam elmiş, XIV. yüz yılda yazılmış olan “Süheyl ü Nevbahar” adlı e-
ta idiler.
serde şu şekilde kullanılmıştır:
İlk bulunduğu yıllarda gizli bir yazı sanıldığı için “Run” adı veri-
“Dutarlar atı vü ol at idi ol
lenmillıTürk yazısının, Orhun dbidelerindekimükemmelşeklinialın-
KiSa’lük’ibıraktıvüduttuyol caya kadar, uzun bir süre içerisindc, çeşitli safhalardan geçtiği görüşü
yaygmdır. Orhun ve Yenisey äbidelerinde görülen bäzı harllerin bir
Şolok dem ki kildi nazar Şah-ı Çin
kaç şeklinin bulunması da, Türkler’in en mükemmelc ulaşmak için
Görür kızı tamgası urlu kiçin”. gösterdiklcri gayretin belirtisidir.
(Türkiye Türkçesi’yle: Atı tutarlar vc tuttukları at odur; ki Sa’lük’i Рек çok Türkoloğun dikkalini çeken aşağıdaki işareller, Türklcr-
bırakarak yola devam elli. Tam o zamanda Şah-ı Çin baktı ki; (atın) ’in kullandıkları maddi kültür unsurlarına şekil olarakçok benzemek-
kıçına kızının damğasının vurulmuş olduğunu gördü). tedirler:
Buradaki ifädedcn de atların damğalandığı, hattä bu damğanın a-
tın “kıçına” yäni sağrısına vurulduğunu öğrenmiş bulunuyoruz.
Türkçe’nin etimolojik sözlüğünü hazırlamış olan Fin Türkoloğu
M. Riisänen, eserinin 460/a sayfasında bize şu bilgileri vermektedir:
I D^ ^
atlı, ta m ka “Eigcntumszeichen”, KB. mlü.çag. usw. tamka
“Siegel”, kmk. tamfia “Stempel”, oir. soj. tafıma, kaz.
tamga (> Çer. TLÇ 66 tamga; russ. Vasnı. 3: 74-5 tamga;
nıoğ. KWb. 377 tamağa “Stempel”) (EWT, 460 a).
Bu bilgilerden, “tamga” kelimesinin Eski Türkçc’de tamka, Ku-
tadgu Bilig ve Orta Türkçc ile Çağatayca’da tamga, Kumuk Türkçe
si’nde tamna, Oyrat ve Soyon Türkçesi’nde tanımı, Kazan Türkçesi’n
de tamga olarak kullandığını öğrcndiğimiz gibi, kelimenin “tamga’-
’ şckliylc Çcrcmişçc ve Rusça’ya geçtiğini görüyoruz. Moğolca’da kul- Görüldüğü gibi, OK (uk, ko, ku) okunan işaret, gerçekıoıı bir ok-
lanılan “tamağa” kelimesi de yine Türkçe’den Moğolca’ya geçnıiş bir a; YA (ay) okunan işaret bir yay’a; s okunan işaret süngük’e (yani, ke-
ödünç kelimc olarak karşımıza çıkmaktadır. miğe); AT okunan işaret de üzerine eğer vurulmuş veya binilmiş bir
at’a benzemektedir.
Kelime bu gün Anadolu ağızlarında da “damğa” şeklinde yaşa-
T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 14 15 T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
Milädi VI-VIII, yüz yıllarda yarı göçebe Türkler, eski İç Asya atlı
göçebelerinin sanat kollarından рек çoğunu yaşatmaya devam ediyor-
lardı. Kaya üzerine al boya ile resim yaparak veya taşı maden! bir uç i-
le çizerek, petroglif denen levhaları vücuda getiriyorlardı. Taştık dev-
TÜRK DAMĞALARININ DOĞUŞU rindeki gibi tahta üzerine resim de yapıyorlardı; dikili taşlara, insan
ÜZERİNE: ve hayvan heykelleri yontuyorlardı.
Türkler’in Orta Asya’dakisanatıhamäsiüslüpta idi. Hayatları savaş
Türkler, “DAMĞA” adım verdiğimiz işäretleri kullanmadan ön- ve avcılıkla geçen göçebe sanatkärları, bu konulardaki hislerini, ede-
ce, anlatmak istedikleri şeyi mutlaka resim ile ifäde ediyorlardı. Nite- biyatta des tan üslübu denecek bir tarzda, plastik sanatlarda da tasvir e-
kim, ilk çağlarda da insanların pekçoğunun resim kullanarak meram- diyorlardı. Çoban ve avcı olarak, hayvanları yakından tanıyor ve bü-
larını anlattıkları, bulunan mağara duvar resimlerinden anlaşılmakta- yükbir ustalıklaresimleyebiliyorlardı. Üslüpları realist (gerçekçi) ol-
dır. İnsanlık resimden piktograplıa, daha sonra da piktogram’a geç- makla beraber, naturalist(tabiata yakın) değildi. Çünkü, heyecanlı o-
miş olmalıdır. Türk damğaları, işte bu safhada, yäni piktograph ile layları anlatırken, mübaläğalı ifädelere kaymakta, şekilleri tabiat
piktogram arasında doğmuş olabilir. Bu görüşe göre, Türk yazı ve dışındakigörünüşleresokmakta idiler. Buyüzden göçebe üslübuna re-
damğa tarihini şöyle şematize edebiliriz: alist-empressionist(gerçekçi, fakat mübaläğalı) denmektedir6
I. devre: RESİM, Tarihi belgelerden, her Türk boyunun bir “ongun”u olduğunu öğ-
reniyoruz. Ongun7 , kurban veya totem (ata sayılan ongun) mahiye-
II. devre: PİKTOGRAIIP (eski Mısırlıları’nki gibi harf yerine re tindeki hayvanlar, her yerde aşağı yukarı aynı cinsten at, geyik, dağ ke
sim kullanan yazıda tek işaret). çisi, boğa, kaplan, kurt, su kuşu, yırtıcı kuş gibi motiflerdi. Bazen, bcl-
III. devre: PİKTOGRAM (basitleştirilmiş resim). ki göçebelerin dini inançlarından dolayı, zoomorfik motifler, efsanevi.
birveçheyebürünerek, hayali,muhtelitazülımahlüklarortayaçıkıyor-
IV. devre: İDEOGRAM (yazıda kelimenin harfleri gösterilmcden du.
doğrudan doğruya fikri ifäde cden işäret).
“Türk Damğalarının Doğuşu Üzerine” yan başlığını taşıyan bö-
V. devre: PHONOGRAM (bir harf veya hece veya sesi gösteren i lümde de açıklandığı üzere, bazı motiflere verilenheraldik (ongun i-
şaret).
le ilgili) veya totemik (ata sayılan ongun ile ilgili) manälarm bir neti-
VI. devre: IIARF (dildeki bir sesi gösteren ve alfabeyi meydana ge- cesi olarak, bunlar boy veya şahıs damğası olan birer piktogram (ba
tiren işäretlerden her biri). sitleştirilmiş resim) daha sonra da Fonoğram (Bir sese ifade eden pik
togram) hatta Orhun yazıtlarında görüldüğü gibi, yazı şekline
“Eski Türk Yazıtları” adlı 4 ciltlik eserin sahibi H.N.Orkun’a göre de girebiliyorlardı.
Kök-türk phonogramları ve harfleri, çok eski devirlerde damğalardan
gelişmiştir.
T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 16 17 T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
Moğol alimlerinden Mannay-ool, Köktürk Kağan soyunun dam Damğalar konusunda bizleri en fazla düşündürecek husus, şekil-
ğası olan “dağ keçisi” piktogramının M.Ö. VIII, yüzyıl sıralarındaki lerin çok çeşitli olmasıdır. Orhun harflerindc artık keşin bir kalıba gir
motiflere kadar geri gitliği kanaatindedir.FM.X.Mannay-ool, Drevne- miş bulunan şekillerin yanında, çok değişik damğaların bulunması, a-
e İzobrojerıie gornogo kozla v Tuve, Sovetskaya Arkehologiya Mosko- caba, bu yazıları yazan boyların ve soyların değişik olmasından mıdır?
va 1967/1. Zuev, Kök-türk Kağan soyunun atlarına vurulan “KUŞ” Bu soru üzerinde de düşünmek gerekir. Çünkü, Köktürk İmparator-
şeklindeki damgayı totemik bir menkıbeye bağlar. luğu’nu meydana getiren Türk toplumu yalnız bir Türk boyu değildi.
Boyları meydana getiren, soylar, cemaatler ve aileler bu değişik dam
Tibetlilerde, de IX-X. yüzyıllarda, “karga”nın gök tanrısı timsali ğaları kullanmış olabilirler.
olduğuna Laufer işaret etmiştir. Çin’de, göğün zirvesi timsali olan kuş,
gittikçe karga görünüşünden ayrılarak, “fen- huan” adı verilen, karı-
Nitekim, ileride göreceğimiz “24 Oğuz boyunun damgalan”nın da
şık organlı, sülün ve su kuşuna bcnzer efsancvi bir şekle girmiştir. böy-
hem kendi aralarında, hem de bu damğaları veren “Tarih-i Äl-i Sel-
le efsancvi bir kuş, Kök-türk ve Uygur Kagan sülälelerinin tasvirlerin-
de, alın üzerinde lemsil edilmiştir. baş üzerinde temsil cdilen kuş, he- çuk”, “Cdmiü’d-Tevarih”, “Divän u Lugäti’t-Türk” ve “Şecere-i Terä-
raldik veya kosmik bir timsal olabileceği gibi, ruh remzi olarak da tef- kime” gibi eserlerde de farklı şekillerde gösterilmesi, üzerinde titiz-
sir edilmiştir. Türklerde, daha geç değirlerde “ak sungur” bey ruhu likle durulması gereken bir husus olarak karşımıza çıktığı gibi, bu gö
timsali idi. Türk hükümdar soylarının kuş ongunları da olduğu bilin- rüşümüzü de destekler niteliktedir.
mektedir. İstemi Kagan’ın tahtını süsleyen “yonkuş” (tavus) yanında
6trs
yırtıcı kuşlar da ongun mahiyetinde idi. Çince muharref şekilde, Mu-
kan olarak verilen Kök-türk Tagarırır (553-572) ünvanları arasında ,
Cumilev, kuş manäsına “Kuşu” ve “muzaffer” manäsına “Yangdı” ad
larına dikkati çekmektedir. KUŞU, bir boyun da adı idi (Bugün Kü-
tahya’nın Simav ilçesine bağlı kuşu kasabasının adı da buradan gelmiş
olabilir.). Su kuşlarından “kaz” ve “korday” (kuğu kuşu, kuğu cinsin-
den ir kuş) ise “beylik” ve “kut” (uğur, devlet, baht, talih, saadet) rem
zi idi.
Zuev’in Kök-türk Kagan soyunun atlarına vruulan kuş şeklindeki
damgayı bir totemik menkıbeye bağlarsa da Rudenko, bir şeklin ba-
sitleştirilmesi ve tahfifini, göçebelerin kullandığı sanat tekniklerinin
icabı sayar.FJ.I.Rudenko, Başkıri, istoriko-enogrifıçeskie oçerki, Mos-
kova 1955.
Görüldüğü üzere, Türk damğaları, cski Türk milli yazısı olan O f
hun-Yenisey harflerinden çök daha eskilere dayanmaktadır. Fakat e-
limizde bulunan Orhun harfleri ile yazılı belgeleri en eski Türk yazılı
vesikaları saydığımız için, şimdilik, daha değişik biryorumda buluna-
mıyoruz. Yapılacak olan arkeolojik kazılar neticesinde Orhun yazı
sından daha eski belgelerin bulunabileceğini tahmin etmek zor değil-
dir. Orhun yazılarının bulunduğu taş, kaya ve sütunlar üzerinde çeşit-
li damğaların da yer alması, bu tahmini kolaylaştırmaktadır.
T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALAR' 18 19 T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
TÜRK DAMĞALARINDA
EN ÇOK KULLANILAN
HAYVAN
MOTİFLERİ:
Kcm bölgcsindc Uyug Turan’da Kök-Türk har Пегi ile kitabeli olan Uçin Külüg irig
8 Ölüken Yış: Türk Sanaliııda Ağaclı Dağ Ilakkında Nollar, Aisız Armaäaııı, mezar taşı.etin için bkz. Orkıın,III.39-40) Aspelins, res. 321
istanbul 1976, s.!4Ü; E.Eisin, s.3ü-t0.
T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
25 T.GÜLENSOY/ ORHUN DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
DAĞ KEÇİSİ:
Türk damğaları içerisinde, değişik şekillerle de olsa, en çok rastla-
nanlarından birisi de “dağ keçisi”dir.
V? r ?
Resim: Dağ keçisi motifiniıı, Tagar devrindegörülen bayrak direği tepesi şeklinden,
Kök-Türk Kagan soyunun dadamgasındaki piktogram olarak gelişmesi sa Atalarını gös-
tereıı levlıa (Maıınay-ookE.Esin, I.evlıa XXXIX).
Resim:a- Tagar kültürü mezarlannda tunç bayrak direği. Kiselev, MIA 9, lev.XX-
’den.
b- Kem bölgesinde M:Ö. ki binyıldan tun bayrak direği lepesi. Egorov res.7
Rcsim: Hunlar vc Sauramatac’yc atl'edilcn mezarlarda tac motif-
leri:a- Hazar Şchri Sarkcl’dc bulunan kcınik üzcrine lcvha, b-E.Esin- c- Kazakistan’da M.Ö. ki binyıldan tunç bayrak direği tepesi. Margıılan, res. 37.
den. d- Ordos’da bulunmuş, M.Ö. ki binyıldan tunç bayrak direği tepesi. British Muse
um.
T.GULENSOY/ ORHUN’DAN ANADOI .IJ'YA TURK DAMĞALARI 30 31 T.GULENSOY/ ORMUN'DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
“Parth”larm da böyle bir bayrağı olup, bu bayrak bir yılan şekli ile tas-
vir ediliyordu.
Çin metinlerinde, Köktürkler’in, tanrıların keçe ve deriden tasvi-
rini yaparak, bunları direklerde taşıdıkları bildirilmektedir. Bu şekil
de ongunlara bugünkü İç Asya Türkleri, “ruh” manäsına eski Türk-
çe’deki “töz” kelimesine benzer şekilde, “tös” demektedirler. “Tös-
’’lerin Miläddan önceki son bin yıldan beri, bayrak mahiyetinde kul-
lanıldığı hakkmda geniş bilgi vardır. Köktürk Batıtürk ile Uygur
kağanları da “böri” (kurt) ana ve atalarının hdtırası olarak, tepesinde
altından bir “böri” başı bulunan bayrağı hükümdar otağının önüne di -
kerlerdi. Türkler’in “böri” bayrağının da Kağnılı “Ting-ling”ler ve
Hunlar’a atfedilen Noyn-ula mezarında bulunan kalıntılara benzer bir
tös olduğu,sanat eserlerinden anlaşılmaktadır. “Böri” bayrağı, madeni
bir kurt başı ile ejder gövdesi şeklinde bir keçe veya deri torbanın di-
reğe geçmesinden ibaret idi. Noyn-ula’daki kurt başına nisbeten, Kök
türk devrindeki “böri” başı, daha gerçekçi şekilde tasvir ediliyor ve ej -
der gövdesi de, gittikçe, kumaştan bayrak häline geliyordu.
Esasen dil ve yazı birliği gibi, hem Kağnılı boyların, hem Köktürk
ler’in toteminin kurt olması da müşterek kültüre delil teşkil eder. Bü
tün Türkçe konuşan boylar hakkmda at, dağ keçisi ve su kuşlarına da -
ir bazı efsaneler de müşterek kültür unsurlarmdan başka bir şey de-
Resim: Aysuret adı verilen Kırgız Şapağı (Şapağın yuvarlağına tövö şekline kıygaç ğildir.
denir.
Gumilev’e göre, “böri” ve onun Moğolcası olan “Çino/Çinoa” ad
KURT: ları Köktürk ve Batıtürk Kağanları sülälesinde tekerrür etmekteydi ki
Yazılı kaynaklara göre, kurt ongunu İç Asya’da, Çinliler’in “Wu- bu da bir kültür alış verişinden başka bir şey değildir.
sun” (veya “U-sun”) dediği ve sarışın bir europeoid kavim olarak tas-
vir ettiği boyların hükümdar soyuna ve Köktürkler ile Kağnılı boylar
ve Uygurlar’ın kagan sülälesine atfedilmektedir. Z u e v, Çinliler’in Kurt başlı sancaklar,
“A-shi-na” (Aşina) dediği Köktürk Kagan soyunun asıl adının “Uy Köktürk devletinin yıkılışından sonra da unutulmamış ve Çin im-
sun” olduğunu sanmaktadır. Nitakim Çin kaynakları sarışın Köktürk - paratorları, meselä Türgeşler gibi Türk kavimlerine kağanlık ünvanı
ler’in “Wu-sun”lardan indiğini söylerler. “Wu-sun”lar MÖ. 150 sıra verecekleri zaman, kurt başlı bir bayrakile bir davulvermeği de u-
larında Çin sınırlarından Isık-köl’ün güneyine göç etmek zorunda kal- nutmamışlardı. Bu inanış, Türkler’in Anadolu’ya glrişinden sonra da
mışlar ve efsäneye göre hükümdarlarınm oğlunu bir dişi kurt kurtar- devam etmiş ve mcsclä Süryäni tarihçisi Mikael’in Selçuk Türkleri’nin
mıştı. Trever’in araştırmalarına göre, Köktürkler’in k u rt başlı köpeğe benzer bir hayvanın peşinde olarak Anadolu’ya geldikleriyle
bayrağına benzer şekilde bir kurt başı ve kuyruğundan ibäret bir al- ilgili hikäyesi, bu eski Türk inancını yansıtmıştı.
ämet, M.II. yüz yılda, Dakialılar ve Teuton ırkmdan “Markomann”- ***
lar tarafından kullanılmakta idi. Yine Trever’in araştırmasına göre,
Altay Hun çağı kurganlarında bulunmuş figürlerden, Hun çağın-
T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 37
36 T.GÜLENSOY/ORHUN'DAN ANADOLU'YÄ TÜRK DAMĞALARI
Resim: Abakan- Kırgız şamanlarının alet ve elbiselerinin üzerine çizilmiş, tanrı laş-
tırılmış kurt resimlerinden. 1. Kurt piktograf 2. Kurt piklogram şeklindedir.
Resim: Sivas müzesindeki tarihsiz iki mezar taşından birinde yıldız molifi (iislte)-
; Antalya yöresindeki mezar taşlanndan ikisinde “güneş” motifi (Zafer Ertaş’tan, Sanat
Tarihi Yıllığı XII, 1982, s. 30,31).
Resim: Her iki omuz boşam da "güneş” molifi işlenmiş bir çoban kepeneği.
50 T.G ÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN DAMĞALARI 51
IIAYAT AĞACI
Türklerin ongun hayvanlar dışında kullandıkları en önemli bitki
motifi “Hayat ağacı” adı verilen bir piktogramdır. Türk destanlarını-
n рек çok bölümünde yer alan hayat ağacı, Altay mitolojisine göre gö
kyüzüne yükselen çok büyük bir çam ağacıydı. Gökleri delip çıkan bu
ağacın tepesinde ise Tanrı Bay-Tlgen oturuyordu. Şaman davulları-
nda da bu ağacın değişik şekilleri görülmektedir. Şaman davullarmda -
ki bu ağacın kökleri dünyada değil, daha çok göğün başladığı yerden
itibaren gösteriliyordu. Altay yaratılış destanında olduğu gibi bu ağa-
çların “dokuz” tane de dalları vardı. Aynı zamanda “gök ağacı” adı ve
rilen bu “hayat ağaçları” genellikle gökteki bir dağ veya tepe üzerin-
de oturtulmuşlardı. Ağacın bir yanında ay, diğer yanında da güneş bu-
lunuyordu.
Güney Sibirya’daki Abakan tatarları’nın efsanelerinde bu görüş
biraz daha değişmişlir. Onlara göre dünyanın ortasında, göklere ka-
dar yükselen büyük demir bir dağ vardı. Bu dağın üzerinde de “yedi
dallı t?ir kayın ağacı” bulunuyordu14
Ş a m a n
davulunun sapı
Kumandi pulları
ola bilir.)
Resim: Eski Van şeh-
J
rinde bulunmuş pirinçlen
mamul bir kapaklı sahanın
arka kısmma, kazıma tekni-
ği ile yapılmış hayat ağa-
çları, kartallar(veya leylek-
ler) ile boynuzluyılan ejde-
ri motilleri. Barlık II ve III. yazalarının sağ köşe-
lerinde bulunan damğa
>
Resim: Bir evin dolgu du-
varının bir köşesindeki tuğla
örgülü hayat agacımotifleri
(Naci Eren’den).14
14 E.Esin, a.g.e.,s.48.
1 Uyug nehrinin batı tarafında bulunan
taş sütunun üzerindcki damğa.
54 T.GÜLENSOY/ O^HUN'DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 55
T.GULENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU'YA TÜRK
4
/
(5)
n
Sulbur-ula kayasında görülen damğa
lar. (1,2,3,4,5,6,)
(6)
(1)
(1)
7“"Г
Ubur- Targalık ve Ulu--
Kem’de Kayalar üzerinde
yapılmış “teke“damgaları. 7Г+4-
7=4 Hoitu-umirJ4»ngai ^ ^
4 ~. f
K G O ^ -f к
Üzerinde Göktiirk yazı
sı bulunan baba lıcykelinde-
ki “teke" damğası.
T v trS tX l L
58 T.GÜLENSOY/ O RIIUN’DAN ANADÖLU'YA TÜRK
T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADÖLU’YA TÜRK DAMĞALARI 59
S t JU Tİ-İ:
çıkmıştır; onları söylemedim, sözü kısa kestim. Bu bölüklcrin adlar-
ı onları kurmuş olan eski dedeleriniıı adlarından alınmıştır.”
Kaşgarlı, 22 bölük diyc vcrdiği bu Oğuz boylarının damğalarını da
9TY
çizmiş, fakat “Çarukluğ” oymağı için “Bunların sayısı az vedamgalar-
ı belli dcğildir” diyc de not düşmüştür. Ayrıca, Kaşgarlı’nın adım“Çu-
valdar” imlfısiyle vcrdiği boyun adı “Çavuldur( Çavındır” olmalıdır.
ru t C ^L i- b
Bu boy adları, nc yazık ki, “Cami’üd- Tcvarih” , “Tarih-i Al-i Scl-
çuk” ve “Şcrece-i Tcrakime” adlı cserlcrde de kısmen değişik olarak
yazılmakladır. Aşağıdakı' cetvelde, bu boy adlarının değişik söylenişle-
ri gösterilmiştir.
A Л - ll L l_
Görüldüğü üzcre, dört öncmli kaynakta da imlä farklılıklarıvard-
ır. Bu imlft farkılılıkları, eserlerinyazıldıkları devir ve yer bakımından
gayct normaldır. Fakat, her dört eserde de damğaların değişik ideog-
ramlar olarak verilmesi dikkat çekicidir. Ayrıca, ongunların da “Şece-
İ * w To
re-i Tcrakime”de farklı isimlcrlc verilmesi üzcrindc durulması gerc-
kcn bir husustur.
Tablo dikkatle incclendiği zaman görülcccği üzerc, dört eserde
Karkın’ın damğası Türih-i Äli Selçuk ve Cfımi’üd-Tcvärih’te ayn-
ı, diğcrlerinde farklı;
Salurun damğası Tärih-i Äl-i Selçuk ve Divanu Lugati’t-Türk’dc
aynı, diğerlcrinde farklı
T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 61
T.GÜLENSO Y/ORHUN’DAN AN ADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
Eymür’ün damğası Tärih-i Äl-i Selçuk ve Cämi’üt-Tevärih’te ayn-
ÇEŞİTLİ KAYNAKLARA GÖRE OĞUZ BOYLARI ı (Yalnız çengel ilävesi var), diğerlerinde farklı
DLT Cümi’üd-Tevürilı Tärih-i Äl-i Selçuk Şecere-i Terükime olduğu dikkati çekmektedir.
Bunların dışmda Kayı Kayığ damğası az bir farkla Üregir* dam
Kinik Kinik Kinik Kinik ğası yayın şekli bakımından farklıdır. Öteki damğalar arasında böyle
Kayıg Kayı Kayı bir mukayese yapmaya imkän yoktur. Çünkii, ideogramlar oldukça
Kayı
değişmiştir.
Bayundur B^ymdur Bayundur Baymdur Şekillerin böyle çok çeşitli olması karşısında iki ihtimal akla geli
Iwa,Yıwa Yıva yor: _
Yıva Ava
1- Reşidü’d-din, Ebu’l-Gäzi Bahädır Han ve Yazıcıoğlu, Kaşgarlı-
Salğar Salur Salur Salur ’nın eserini görmemiş olabilirler,
Af§ar Avşar Avşar Avşar 2- Oğuz Boyları, bu eserlerin yazıldığı devir ve coğrafi alanlarda de-
ğişik damğalar kullanmışlardır.
Beg-Tili Beğ-Dili Begdili Bigdilli
Bu şorunun keşin cevabını verebilmek için ayrıca bir araştırma
Bügdüz Bügdüz Büğdüz Bügdüz yapmak gerekmektedir.
Bayat Bayat Bayat Bayat Ayrıca, benim dikkatimi çekcn bir husus da şudur: Baymdır, biçe-
ne, Çavındır v e Çepni boyları ile, Dodurga, Yazır, Döğer ve Yaparl-
Yazğır 'Yazır Yazır Yazır ı boylarının birbirinden farklı olan damğaları birleştirildikleri zaman
ortaya değişik şekilde iki kuş resmi çıkmaktadır.
Eymür Eymür Eymür Eymür
Aşağıdaki şekillerdcn de görüleceği gibi, ortaya çıkan şekiller bu
Kara-Bölük Kara-ivli Kara-Evlu Kara-Evli konu üzerinde de durulmasmı gerektirmektedir.
Alka-Bölük Alkaravlı Alka-Evli Alka-Evli
İğdir Yiğdir İğdir İğdir
Üregir,Yüregir Üregir Üregir Üregir
Totırka Dodurga Dodurga Dodurga
Ula-Yuntluğ AlaYuntlı Alayundlu Alayunlu
Töker Döğer Döğer Düker Resim: 1-Bayındır,2-Biçe-
ne(Peçenek), 3- Çavındır, 4-
Beçenek Beçene Biçene Beccne Çebni
Çuvaldar Çavuldur Çavındır Çavuldur
Çepni Çepni Çebni Çepni
T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI T.GÜLENSOY/ORHUN'DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 63
6 Y
m
^ r
£ p
1 Л 1 Л
Biçttfr
Э о | ♦ 3
d*L
ytnıcıcZUı,
Al-* Sdç*k i ı 'Ö W I (w-t) ими*e.
fb»Y-6S#»' ithain
бомип TSr'tk-ı fieeiiü'J- Rejaarlı U-«пег H«f»,
Tträhime-.
1 ÇAVlNDiR
и И /Я \
T V
KA.YI
ç£BNİ
T r
İY İ w ıv ı * v r t r
BAYAT
t t 9
А1УСГК-
e \/L i
V •••••••
ı r t
p w < P
5AUlft
A АA r ± 7
KARA-
CVAU T J/ и tyn ü fi
VV f H —
YAZIR
ж V ///L s
/U.A-
T U L
№: % и
ж im u ı
D06fA ГТГ7
• x İ Y У К cİAfĞİA
c _ * i
00DuRflA
X / $ ^
*3 >
A V A
İ6DİA
T T -(0^ TT Cjastr: e ——* 4 r ^ >
AV$AR
V t * X J Z Z L
.•I-. U,
Bu6lH*2
гь ^1n E )
KI2IK
Bf66İü
_ r
Y
X ^ eY-
>
Y r
<yj YıvA
A д*
' r .r -
.— •
KARKırf
M l
A
VI
,
-(o^-
M l / /
в M*
Jlhv< - X »
64 T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
65 T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
Y
yunlu, Karaçay-Malkar gibi Türk boylarının ve bu boylar içinde yer a-
lan oymakların damğaları ilgi çekici birer ideogramlar albümü olup,
her biri ayrı bir özellik taşımaktadır.
Bu damğalar içerisinde, Tuna Bulgarları’nın kullandığı bir dam
ğanın Tärih-i Äli Selçuk taki “Kayı” damğasına çok benzemesi; diğer
bir damğanın da Orhun yazıtlarındaki “iç” hecesi işaretinin aynısmı-
n olması, menşede birliğin işaretlerinden yalnız birisidir.
7 Toskur (Kayın Kabu-
ğundan yapılmış кар.
Altay Türkleri23
- Г П . Т__Г
Altay Türkleri’nin “Toskur” (kayın kabuğundan yapılmış кар) ad Ya (yay)
ını verdikleri damğa, Altunordu devletinin bayrağına da sembol olan
“Payza” ya çok benzemektedir. Çorgo (Tebhir borusu)
Ay
<?
Eşik (kapı)
+ Sarkay (haç)
22 B .Ö g e l, İ s lä m iy e l'te n Ö n c c T ü r k K ü l l ü r T a r i h i , A n k a r a 1 9 6 2 , s .2 6 2 , Ie v h a 2 6 .
T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 66 67 T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU'YA TÜRK DAMĞALARI
DAMĞA ADI VE MAN ASI KULLANAN BOY DAMĞA ADI VE MANASI KULLANAN BOY
Dört-Kara
T a jü r(d e rid e n rakı
5=0 kabı) 4- Aday
-4
4 Teke A
♦
Cappas
Alaşa
G Yıralkay
mm
+
Bütrşü
Tabm
İ
Kulca (?) 1
K A Z A K Tama
TÜRKLERİ
(Küçük Yüz)24 J Kerdcri
Sahaklı soyu
II Cagaybaylı
Kara-Kisek
Kcreyit
X L
İD Şümüköy
(Orta Yüz)
Kıpçak
Maşkar
Nayman
Taslar <
> y u
Uruk
Şerkcs Kirey
_________________I
T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 68
T.GÜLENSOY/ORHUN’DANANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 69
DAMĞA A D I V E M A N A SI K U L L A N A N BOY
\0 yanağına y a p ılır,
manaları yoktur).
X
Navruz tamga Sılpağr, Bayramkul, Koskar,
Batdı, Acı, Gapbuş
/ j n
Л
Semen, Albat vs.
4 6 9
Buduyan tamga Canköz, Laypan, Tokurkul,
Orus vs.
Kara-Kırgız27 JIL
B ugu ve Karabaş tamga Karabaş vs.
Cagalbay
Sarı-Bagış’lar
Y Botaş tamga Botaş vs.
X
Ay-Tamga
Soltular
9 Hubi tamga Hubi vs.
Karakoyunlu
Kara-Koyunlu
sikkelerinde görülür 21 T e x l o f F o o tn o te
70 T.GULENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TURK DAMĞALARI T.GÜLENSOY/ ORHUN'DAN ANADOLU'YA TÜRK DAMĞALARI 71
V
/
Ali tanıga
Hasan vs.
ф Hasam tamga
Malkaruk tamga
Malkaruk vs.
ц
л Bayçora tamga
Bayçora vs.
•
Küçük tamga
Küçük vs.
9 Bödene tamga
Bödene (Bayçoralar’ın bir
kısmı)
Tez tamga
Tez vs.
ш Caraşdı tamga
Caraşdı vs.
t^<l
Носа vs.
Hoçu tamga
0 9 О? Юн Jb ^
Aysandır vs.
У Aybaz tamga
Aybaz vs.
В
Ф Belsiz tamga
Belsiz vs.
Ahmat tamga
Ahmat vs.
Ozaruk vs.
Orusbi vs. Ozaruk tamga
Orusbi tamga
$ Basiyat tamga
Basiyat vs.
Tel tamga Tel vs.
72 T.GÜLENSOY/ ORHUN'DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 73
ği rahatlıktan o derccesarhuşolmuşlur ki, elinden uçun giden mancv- LUR”(sağdaki çizginin biri fazla)“ÇAV!NDIR” (alttaki küçük parça
i değerlerinin, şimdilik, farkında dcğildir. Kaybolan bu manevı değer- fazla), “BAYINDIR” (ters şcklİ) boylarının damğalarına çok benze-
lerimizin acısını da millclçc çekeceğimiz gün gibi açıktır. Hcnüz bir mektedir. Esas damğalara göre eksik veya fazla olan bu çizgiler ben-
açı к hava müzesinin kurulanıamış olması, eski evlerimizin konaklar- zerliği bozmamakladırlar.
ımızın yakılıp yıkılması bizim için bir yüzkarası dcğil midir?
Ali Riza Yalgın, M. Şakir Ülkütaşır, Hamid Zübeyir Koşay, Besim DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU’DA
Atalay gibi şimdi rahmetli olmuş araştırıcılarımız sayesinde climizde KAYA RESİMLERİ
biraz maddi ve manevı dcğcrlcrimi/. kaldı. Tabiatın ve insanoğlunun a-
cımasız tahribatına uğrayan bazı değcrli hazinclcrimizi de bir Çelik
Gülersoy çıkıp kurtarabildi. Ya sonrası neolacak? Doğu Anadolu'da yaşayan Türk boyalrı üzerinde yaptığı çalışma
larla tanıdığımız Hayri Başbug, son çalışmalarından birisi olan “Gök-
***
türk-Uygur, Zaza, Kurmanc Lehçelcri üzerine bir araştırma” Ankara
Yukarıdaki soru larin verilemeyen bir cevabı da damğalarımız, en- 1984, TKAE yayını) adlı kitabında, Prof. Dr. Hermann Vary, Dr. Ha
lerimiz ve imlerimiz için geçerlidir. Anadolu’da kaybolmakta olan bu mid Zübeyir Koşay, Muvaffak Uyanık ve H.N. Orkun gibi ilim adam
değerlerin gün geirilmeden tesbiti için bir kültür seferberliği başlalıl- larının eserlerine atıf vererek kaya resimleri konusuna da icmas ct-
malıdır. Anadolu insanının tarihiyle olan yakın bağlarının birer işarc- mektedir. Başbuğ’un tcsbitlcrini, aynen kitabımıza almayı uyğun bul-
ti olan bu izlcr, silinip kaybolmadan Türk kiiltürüne armağan edilmc- duk.
lidir. “Anadolu’nun Doğu ve Güneydoğusundaki (Kars, Erzurum, Van,
*** Hakkäri) kaya resimleri, Cunni mağarasındaki (Erzurumun güneyi)
Orhun tipi yazılar, Anadolu’nun çeşidi yerlerindeki kayalara kazın-
“Cenupia Türkmcn Oymaklan” adlı eserinde (С.П., s. 32-33), Ali mış eski Türk işarctlcri ile Tirişin kaya resimlerinin (Van Hakkari si
Riza Yalgın, Elbeyli’dc *süslemc** adcllcrini anlatırken şunlarıyazı- niri), özellik Yenisey bölgesindeki rcsim ve işaretlere benzemesi dik-
yor: "Köyde kadınlar ve erkekler (aralından süs olarak yapılan şey- kati çekmektedir.
lerde resiııı çizmck adeli olup olmadığını sorduğum zaman, Kara Ha
san Etendi ccvap olarak: Bizdc şakak kemiklcri üzerinc bir ceylän res- Cunni mağarasının (Erzurum); Prof. Dr. Hermann Vary (Giizelo-
mini boruda dömek adettir. Buna dövmederiz". dedi. “Sonra yaz gün- va Kazisi Ausgrabungen von Giizelova, Ankara 1967 ve Pıılıır Kazisi
leri güneş doktınınastn diye evlerimizde kadmUmnuz her yıl Haziran 1960, mevsimi Çalışmaları Kaporu, Ankara 1964 tarafından bulunan
ayında din arlara aşı loprağı ile bazı resiınler yaparlar, fakat bu рек ö- kaya resimleri, eski Türk boylarına äit damğalar, Orlıuıı tipi harder,
neınli değildir diye devam eder.se de eline kalenıi olarak aynen şıı resim- buralarda рек eski devirlerde Türk boylarının yaşadığını göslcrmck-
leri çizdi. ___ tedir.
^ ^ cEJ
Ben, Kara Hasan Efendi 'nin çizdiği bu rcsinıleri gezindiğinı evlerin
(Erzurum Cunni mağarasındaki kaya resimle-
bir çoğıtnda aynen gördiinı. ” Yalgm’ın gördüğüm dediği şekiller, sıra-
siyle Divarın LugüJi’t-Tiirkleki “EYMÜR” (altiaki yay fazla), “SA- ri)
T.GÜLENSOY/ ORHUN'DAN ANADOLU'YA TÜRK DAMĞALARI 76 77 T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
Dr. Hämit Zübeyir Koşay’ın *Kuzey-Doğu Anadolu’da Kayalara benzerlik vardır(bkz. aşağıdaki rcsim).
Hak edilmiş Eski Türk İşaretleri, Ankara 1969) Anadolu’da kayalara
hakedilmiş eski Türk işaretleriyl *•ilgili çalışmasında da bu koriuyla il-
gili malzeme bulunmaktadır.
T ü r k iş a rc tle rin d c n ö m e k le r )
Van-Hakkari sınırındaki Tirişin kaya resimleri merkezinde, Mu- Bu taşlardan mezolitık çag adetlerinin sürdürüldüğü anlaşılıyor.
vaffak Uyamk (Van Ilakkari sınırında Tirişin Yaylasında Bulunan Peleotik çağ insanı, bedeninden başka bir de ruhu bulunduğunun far-
Kaya Resimleri Ilakkında Koloquiıım Ankara 1968, ayrıca bkz. M. U- kında değildi. Ziraalın başlamasıyla mezolitik çağa girildi. Bu dcvre-
yanık-Dr. Wilhelm Freh, *Hakkari Saı Dağlarında Gevaruk Vadisi i- de insanlar ruh fikrine ulaştılar. Bu sebeblc ölülelerinin, ruhun mekä-
Çinde Bulunan Kaya Resimleri Hakkında Tebliğ Belleten, Cilt 21, Sa nı başlarını batıya doğru gömdüler. Tirişin mezar taşı, kafayı sembo-
yı 84 ten ayrı basım, Ankara 1957) tarafından tesbit edilen bir çok lize eden daireler ve yuvarlaklarm yer aldığı mezar taşı tipinc örnek-
damğa ve işareılerin benzerleri Orta Asya’da ve Yenisey bölgesinde tir ve Yenisey mezar taşlarıyla aynı kültüre äittir.
vardır.
Özcllikle Prof. H. Vary’nin bulduğu Orhun tipi yazıların soldan
birinci harfi, Oarhun (Göktürk) alfabcsinin birinci harfi olan “A”dır- KOÇ-KOYUN MEZARTAŞLARINDAKİ
. Orta Asya’daki Elegcş yazılı, Orhun harfleriylcyazılmıştır. ve Kürt- DAMĞA VE FİGÜRLER
türkleri hanlığından bahsctmcktedir. bu paralellikten bölge halkmın
geçmişte Orta Asya ile ilişkili olduğu anlaşılıyor (bkz. aşağıdaki re-
sim) Koç ve koyun mezar taşları bilhassa Doğu Anadolu’da çok sayıda
bulunmaktadır. Batı Anadolu’da ise az sayıdadır. Anadolu’daki *koç
ve koyun heykelleri genellikle açıkta ve yerc çökmüş bir şekilde yapıl-
Пмй * X' Ф T f mıştır. *At heykelleri ise ayaktadır. Säde bir şekilde işlenıniş bu hcy-
kellerin büyük bir kısmının üzerinde çeşitli eşyalara ait kabartma ve-
ya oyma figürler görülür. Bunlar arasında *kılıç, eğri kılıç, hançer, bı-
çak, sadak, çcvgan(çögen), kalkan, tüfek, dokuma tezgähı, şiş, herek,
Hüseyin Nanuk Oarkun’un kitabında yer alan Yenisey havalisin- çatal, çeşitli hayvan, bitki figürleri oldukça boldur. Azerbaycanlı ilim
deki mezar taşlarının ve Muvaffak Uyanık’ın Tirişin yaylasında (Van adamı Rasim Efendiyev, “Daşlar Danışır. Neolitik Devrinden XIX.
Hakkari sının) bulduğu mezar laşının üzerindeki işarctler arasında da yüzyıla dek” (Kençlik, Baku, 1980) adlı araştırmasmda, bu figürlerin
T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 78 79 T.GÜLENSOY/ ORHUN'DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
B a y k a l b ö lg e s in d e k i m e z a r l a ş l a r ı n d a n b i r i .( O k la d n ik o v , S ib e r i a ;E s in , le v h a X l V / c N o t:
S o ld a k i y a y v e ü ç o k , a rilı- i A l-i S c lç u k ’ta k i Y Ü R E G İ R b o y u n u n d a m ğ a s ı ile b e n z e r l ik
g ö s te r m e k te d ir . ANADOLU’DA TÜRK DAMĞALARINA
ÖRNEKLER
____________ AVŞARLAR23____________
(So2 flfearlar)
Toplular
/& Kocenallılar *
\X / K.ll.lar •
Ф
RiapkaSan-Lar
Kara ba dot к *
D eller,
Ağ Jeller.
İbrahim paşalar
Hara AtHtr*
/C W
Karışıkb i
Hac-ı n u s - ta ftla r
R c s in ı: A t y ı r a x ir e tin in K a y s e r i- S iv a s - K a lır a n t a n m a r a x y ö r e s in d e d a ğ ılıb ı.
s
0
A
4°
S
s 0«
▼ г.
ao V
0
ä \
* ЛС iy
o V *
■9*
V
& i 4-
C? X
a
R e s im : ( A li) R iz a Y a lç ın A n a d o l u ’d a T ü r k D a m ğ a la ri, B u r s a 1 9 4 3 , s. 2 6
24 A .R .Y a lg ın , A n a d o lu d a T ü r k D a m ğ a la r ı, B u r s a 1 9 4 3 , s .2 6 .
T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 84
85 T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
(Ali Riza Yalgın tarafmdan 1940’lı yıllarda Gaziantep’te derlenen BURSA ORHANELİ, KARACABEY,
bu damğa işaretleri, yerli esnaf larafından “mahra” larin muhtelif yeF
lerinde “külek”lcrin üstlerinde kullanılmıştır.
MUSTAFAKEMALPAŞA DAMĞALARI25
M A N ASI V E KULLANAN BOY
Mahallı ağıza göre*mahra “dibi dar, üstü geniş, kavak tahtasmdan DAMĞA
K U L L A N IL D IĞ I Y E R V E Y A A Ş İR E T
yapılan bir örnck sandık” *külek (çatı da denir) “Anadolu’nun рек
çok yöresinde *şinik adı ile bilinen ölçü kabı” manälarına gelmekte- Duvarlarda; başa
dir. Elbeyli(Gazian tep)
giyilen tekkelerd'e
Eskidcn yerli esnafın ölçü işlcrinde kullandıkları bu kaplar üzerin- X
de, malk sahibinin kimliğini belirleyen, çoğu zaman manälı damğalar
bulunmaktayımmış. Bu damğalar, ölçü sahibinin kimliğini belirlediği (aynı) Elbeyli (Gaziantep)
için, bozuk veya hileli çıktıklarında, yine çarşı esnafı tarafmdan ceza-
landırılır hatlä meslekten bile atılırlarmış.
o
Bu damğa işlcmlcrinin Gaziantcp esnafı arasında hälä kullanılıp kul- Duvarlarda ve ev Elbeyli ve Türk-
lamlmadığını bilmiyoruz. Çeşitli damğaları üzerinde taşıyan *mahra-
ların ve *külcklcrin de sahipleri gibi tarih sayfalarınm derinliklerin-
| | eşyalarında mu- menler (Gaziantep)
kaddes bir süs ve
de kaybolmuş olmaları ihtimali bile insanı üzüyor. Рек çok tarihi folk nazar tilsimi ola-
lor malzcmesini bağrında barındıran ve yaşatan Gaziantep’in “dam rak.
ğalarının izlcrini araştırıp, ne kadarının yaşadığını ortaya çıkarmak
yöıenin folklorçularına düşen milli bir görev oluyor.
К Duvarlarda ve ev
eşyalarında hasta-
İskan Türkmenle-
ri (Gaziantep)
lıklar için.
'f
t Karalar aşireti (Adana)
Karalar aşireti.
T
87 T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 86
t görülmüştür (Bursa),
ıv ı
ne parmakla aşı
boyası kullanarak
çizilmiştir).
Peçenek(?)
Büyük bir küpün
r rL ı ( Bursa)
(« İ
üzerindeki kitabe-
nin altında görül-
müştür.
Kayı
V
Atın sol sağrısına Kafkas.
vurulmuştur (Ka-
ЗГ5 racabey)
t
Bayat
Bursa Samanlıkö-
yü
si.
Alka-Evlü (Hünerna-
meye göre)
® lu köyü
V
Bursa Kayapa kö
yü müş bir oymak) Çavul- dam köyü Karacabey.
dur.
o
f
Mustafakemalpaşa Es- Alka-Evlü (dam
kimezarlık köyü ğasına benziyor)
%
Domaniç Hayma- krş. Yenisey (a,e).
ana türbesinin bu- Mustafakemalpaşa A- Kinik (damğasına
lunduğu Çarşam- rnzkAvü benziyor)
•w ba köyü.
T.GÜLENSOY/ ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
T.GÜLENSOY/ORHUN'DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 91
Mustafa Kemalpaşa
© -C Kum Köyü M. Kemalpaşa
Kum Köyü
?
Mustafa Kemalpaşa
ф
Müdam köyü
V Karacabey Ova Ese-
men Köyü
Kırgız ve Kirim damğa
larına benziyor.
Karacabey İsmet Paşa DLT deki Eymür
V
köyü damğası. Hüner-
© näme’deki Yapırlu M. Kemalpaşa Dümbe
ve DLTdeki Yüre- riz Köyü
gir damğasına ben-
Karacabey ziyor.
■ ■ ■ ■ В Mustafakemalpaşa
1 Dümberiz Köyü
J -n Karacabey Keşlik Köyü DLTdeki Salur
Damğası
l/T \
92 T.GULENSOY/ORHUN'DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI T.GULENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TURK DAMĞALARI 93
DAMĞA
MANASI VE KULLANAN BOY DAM ĞA
M A N ASI V E KULLANAN BOY
KULLANILDIĞI YER VEYAAŞİRET K U L L A N IL D IĞ I Y E R V E Y A A Ş İR E T
M. Kemalpaşa Kum
Köyü. Çebni
Bursa yöresi (At dam
ğası)
*
za kazasından Ka-
racabey’in Yuru- Köyü
caklı köyüne geti-
rilmiştir.
94 T.GULENSOY/ORHUN'DAN ANADOLU’YA TURK DAMĞALA T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU'YA TÜRK DAMĞALARI 95
Ju
Karacabey Şahin
Köyü
(Ters çevrilmiş)
Yıva damğasına
benziyor:
t Bir çıkrığın üzcrinde olup,
eğri kılıç
şeklindcdir.
Kilis vc civarında
DLT ve Reşidüd- kullanılan bu damğa bir
я
M. Kemalpaşa O-
vasemen köyü din’deki Beğdili
damğasına benzi-
yor.
t t düğün evi kapısmın iki
yanına boya ile çizilmiştir
M. Kemalpaşa Or-
t mankadı köyü.
VA M. Kemalpaşa’ya bağlı
Çepni köylerinden biri-
ne ait.
ö $ x
AT DAMĞALARI ÜZERİNE
CTw Bingöl-Karlova
CİBİRAN aşireti damğalarından Türkler tarihleri boyunca ata gereken önemi vermişler, bu hayva-
mn etini ve sütünü vazgeçilmez bir gıda maddesi olarak kullandıklan
Kars-Porsuklu:
Sarıkamış:
III Ä * * 0 Resim: Yalgın’ın tesbit ettiği at damğalan
A s \\\ a ) Ç a r ş a m b a k a z a s ın d a n A d a n a ’y a g e t i r i l e n b i r a t t a g ö r ü lm ü ş tü r .
b ) K a r a c a b e y ’d e b i r a t ı n s o l s a ğ r ıs ın d a g ö r ü lm ii§ tü r ( K a f k a s )
Sarıkamış-Divik:
AX AIO c ) B u r s a y ö r e s i ( Ç e b n i) .
Erzurum-Varkanut:
^ ^ XÖ BAYAT BOYU DAMĞALARINA ÖRNEKLER
Ardahan
0NMCfL
Posof: ec ü z г v
Yusufeli: UA a ) B u r s a Y ıld ır ım C ä m ii'n in d ış r e v a k l a n n ı n
Şavşat: III s o M s a ğ v e s o l d i l t i t - s a r k ı t l a n n a k o n u la n ç i f t e B A Y A T
d am ğ ası
Şavşat-Atalar: 5 оCM
100 T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
s ü s le m e le r ı v e Ç e l e b i S u lt a n M e h m e d ’in t ü r b e k a p ıs ı n d a k i B A Y A T d a m ğ a s ı.
C ) B u rs a y a z a la rın d a B A Y A T d a m ğ a sı
B a y a t B o y u v e O ğ u z la r ın T a r ilıi.
A n k a r a 1 9 8 4 , s .8 3 A l t u n Y ış m e z a r l a r ı n d a b u lu n a n , K a ğ -
n ılı b o y l a n n ı n k u lla n d ığ ı v e iiz e r in e
ç a d ı r d ik ile n d ö r t t e k e r l e k l i k a ğ n ı k a lın tıs ın ın ü -
z e r in e g e r ile n r e n k li k e ç e l e r d e n m ü te ş e k k il ç a
d ı r ö r t ü s ü n d e k i m o tif in b ü y ü tü lm ü ş ü ( R u d e n
k o , P z y ry k ; E s in , le v h a V I I I /b ) .
d ) K o n y a - K a r a m a n ’d a k i İ b r a h im b e y I m a r e tin in m ı n a r e s i n d e B A Y A T d a m ğ a s ı
R e s im : A b a k a n b o y u n d a k i y e
n i b a k i r d e v r in d e n k a lm a m e z a r -
la rd a b u l u n m u ş b i r b a k i r k o ta
( R a d l o f f , S ib i r y a ’d a n , II, s. 1 3 8 -
1 3 9 ).
a: Türk süsleme sanatmda BAYAT damğası. 'Damğa, genellikle iç içe ikil Her iki şekil de BAYAT boyu dam
Jaire içinc alıomaktscır.) ğasına çok benzenıektedir.
T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 103
102 T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
R e s im : K ö k t ü r k d e v r i n d e B u h a r a ilin -
d e b a s ıla n “ T ü r k M e l i ğ i ” d e n ile n B u tıä r h u d - R e s im : A r k a y ü z ü n d e
ä t B td ü n v e e ş i K a b a ç H a l u n ’a a tf e d ile n sik - a t l ı ta s v ir i b u l u n a n M . V I -
k e le r in d a m ğ a b u l u n a n a r k a y ü z ü . Ö n t a r - I-V I1 I. y ü z y ılla r d a n , H a la ç
f ın d a n k a d ın v e e r k e k y ü z l e r i v a r d ı r . ( S im ir - d a m ğ a lı T ü r k S ik k e s i. (S i-
nova, P en ct kend, r e s .5 2 ;E . E s i n , le v h a m im o v a , P e n c İ k e n d , re s .
L X V /C ) 5 1 ; E . E s i n , L e v h a X L I /d .)
R e s im : K ö k - T ü r k d v r in d e , V I I - V I I I . y ü z y ılla r d a T ü r k i s t a n ’d a b a s ıl a n ö n y ü z ü h ü -
R e s im : M .V I l- V H I . y ü z y ılla r- k ü m d a r ta s v irli, H a la ç d a m ğ a s ı o l a n T ü r k s ik k e s i ( S im im o v a , M I A , r e s . 4 7 ; E . E s in , L e v
d a T a ş k e n t T ü r k T u d u n s ü lä l e s i- ha X L l I / a ) .
n in s ik k e s in d e k i d a m ğ a . ( S im ir n o -
v a , P e n c ik e n d , r e s . 3 9 a; E . E s in ,
L e v h a L X I /b ) .
R e s im b : S iv as, Ç it'te M i n a r d i M e d r e s e p a l m e t ö r n e k l e r i n d e . ( M o t i f l e r i n b e n z e r -
liği d i k k a t i ç e k m e k te d ir ) .
R e s i m : K e m b ö lg e s i n d e k i S u lu k ’d a M . I X - X .y ü z -
y ıld a n K ır g ız la r a a tf e d iie r . Ч гу а r e s im le r in d e k i a lp
t a s v i r in d c a tın s a ğ s a ğ r ıs ın d a k i ş e k li n b ü y ü tü lm ü ş ü .
(K is le v , M I A , 9 ; E . E s in , Ic v lıa X L V I / b ) .
R e s i m : Z e r e f ş a n k ıy ıs ın d a Ü s k ü -
d a r ’d a k i ta lıta m e s c i d d e , “ I- Id k ä n f
T ü r k ” d e v r i ta lıta m ilır a b d a b u lu n a n
m o tif. ( E s i n , L e v lıa C V I ’d e n b ü y ü tü l-
m ü § tü r.
106 T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 107
гвъ 9 - t
ku çiu yanış;
TÜRKMEN
Kız istemede
(Kulıanııan StNOF ve çevresi
■X» t t »
ŞAVAK
Ш o (TUNCELİ
KEBAN Yöresi
TUNCELİ^ŞAVAb
(Koçlu yanış örnekleriyle
dokunmuş bir halı Harput
■ Saruhatun Cämii’ndedir.).
lu i ▼7 ‘AVŞAR
T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAM ĞALARI x.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
KULLANAN BOY
KOÇ BOYNUZU KULLANAN BOY
VEYAYER ELİBELİNDE
• / ' ’VEYAYER
-C' - - _'
AFY ON-EMİRD A Ğ ı ■ ■
(TÜRKMEN) NİĞDE
l,2,3,:Yörük
4 :Türkmeı
(LCiftebelli Kız)
Ж З к,
GUNYUZU
'
(TÜRKMEN)
ESKİŞEHİR
1(YÖRÜK) (1,2,3,4,)
AVŞAK(1,2,3,4,)
A
S.İ.A ,
A ?
NİGDE-BOR-
ÇUKURKÖY(5)
SİVRİHİSAR
ı(TÜRKMEN) (5,6)
TUNCELl
(ŞAVAK)
j
KULLANAN BOY
ELİBELİNDE KİLİM İMLERİ AİD OLDUĞU BOY
VEYAYER
1. HATAY
A У^У DODURGA
Damğası
(TÜRKMEN)
2. BALIKESİR
(YÖRÜK) DÖĞER Damğası
ili
ANTALYA KEBAN YÖRESİ’m
ait bir damğa
3.Yavuklu äşık
¥ В *
ŞAVAK
TÜRKMEN LERİ
Damğası (Tilenik)
BAYAT Damğası
KEBAN YÖRESİ
(Elazığ ve Tunceli)
& DODURGA
ULUBORLU Жк ÇEPNİ
(Isparta)
(4:Aman kız)
Ф = $ ALAYUNT
1
- f- ---------------------------------------------------------------------- i
lie. . T.GÜLENSOY/ORHUN DAN ANADOLU'YA TÜRK DAMĞALARI T.GÜLENSOY/ORHUN'DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 117
T.GÜLENSOY/ORHUN'DAN ANADOLU'YA TÜRK DAMĞALARI
karagöz
^'ncuklu
kıvrım
/ 4 / \
ssss
çakmak keklikayağ
aslan ağzı
kilim ayağı
❖
bıtırak
eli belinde
döşek, bkz. eğer kaşı çubuk
122 T.GÜLENSOY/ORI IUN'DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YATÜRK DAMĞALARI 123
pürlü yanış
saksağan
kurbağaçık
sarılı yanış
kıılu suyu
yarım tarak saksağan
sığır sidiği küstü
sındı kulpu
maya gözü
sızgıç VIJ
morkulak yar yara küstü
eşek dişi
sinck kanadı
mT
' \
uyulgama /<\x<v'As>?<v/
yöröv farda
124 T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU'YA TÜRK DAMĞALARI T.GÜLENSOY/ORHIJN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
Bıtrak yanışı
Çifte yay yanışı
Ə (X
Çığırğan yanışı
Keten yemiş Cakmak yanışı
Akrep
X
m Çengelli çapraz
Akrep ayağı
Çiçck
O
Ayı taban
Dal
t
ı Ayna
& Deve boynu
< </>
ä ^ >
Ayrık bacak
("Savak Kilim Moiifi)
iMlKfKTKI).
(Ş av ak k i l i m m o t l f i )
Bcnekli Muska
Dikcnli Kıvrım
as
4*
0
Bulkağı
Dikmcli çapraz
Ж
Bulut veyıldız Dikmcli susma
m
128 T.GULENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMGA1 AR I T.GÜLENSOY/ORMUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 129
Gözlü başak
Köpek
Kurt ağzı
Kuş
İçe çengel
İçe kıvrım
İp susması muska
Karnıyarık Muskalı
Kaz ayağı
(Yüze çengel)
T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
T.GULENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
■ÖIII
Öküz gözü
*■ Toplu yanış
Parmaklı kaz
Saç bağı
A
Ж C
Toplu Yonca
Susma
* К
Tarak
Tavuk
Yılan
S
Yıldız
Ters yanış M
Tırnak Zülüf
nnnn
Zülüflü yanış ж
Toplu çengel
еЩи
uyub
I
132 T.GULENSOY/ORI IUN’DAN ANADOLU’YA TURK DAMĞALARI T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU'YA TÜRK DAMĞALARI
a li.
A
N /
Ф
v \
* Resim: XVI-XVII. yüzyıl Yörük halısında desenler
resim girecek
Resim: Beğce’de dursun Bey Cämii’ndeki kilimlerde görülen “damğa” motifleri.
(A.R. Yalgın.Türk Damğaları,s.47).
* * * * *
Un ç u v a l ı U zerln f’.* S lv r lh l f la r k a d ın ç o ra b ı
b a ra k e t m o tif. m o tlfi.
( U lu b o r lu - I a p .)
I oplıı kaııca. korap avagı, kartal, serpıııe beııek, köşeli dolgu (S), çaknıak ve hayal
ağaeı ıımlilleri ğörüliir.
N>11111 • XİX
Resim: Türk çoraplaı uma guıuıen “Damğa” motiflerden birkaçı: soldan sağa: çak-
mak, çulluk burnu, minäre, koç boynuzu, bülbül gözü, koyungözü, eli böeründe, yar ta
banı, selvi, arı).
Keşim: Kilim (Çemişgezek-Tunceli) Ayı tabam, deve boynu, dikmeli susma, tırnak,
siçan dişi motifleri görülür.
I
140 T.GÜLENSOY/ORHUN'DAN ANADOLU’YATÜRK DAMĞALARI T.GULENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 141
KULLANAN
KULLANAN NAZARLIK İMİ MAN ASI
NAZARLIK İMİ MAN ASI BOY VEYA YER
BOY VEYA YER
Parmak TOKAT
Mersin-Mut
s Göz
<■
Saadet ve bereket Elazığ-Palu-
(peteğin üzerinde) Gülüşkür Köyü.
(Üç benek na
zarlık ve ona Tunceli-Çemişgezek-
v M
bağlı beş çcngel.) Fatmalı Köyü.
5 Ürcnıc
**(Pctcğin üzerinde)
(Benekli susma)
o
(Güneş gülü ve
adam.)
Sağlık ve uğur
(Un ambarında)
))
I Uğir, nazarından
koruma, bereke
Yarımca Köyü
(Güneş gülü)
Çoğalıııa ve saadet. Fatmalı köyü
f
ф Uğur ve
koruyucu
Elazığ- Palu-Haraba
Köyü
w
.... ......... 1 ____ _________________
146 T.GÜLENSOY/ORHUN'DAN ANADOLU’YA TURK T.GUI.ENSOY/ORHUNDAN ANADOI.U’YA TÜRK DAMĞALARI 1-47
TUNCELİ-ÇEMİŞGEZEK-FATMALI ve OĞUZLAR KÖYLERİ
KULLANAN BOY İLE EIAZIĞ-PALU-IIARABA, GÜLÜŞKÜR (MURATBAĞI) ve YA
NAZARLIK İMİ MAN ASI
VEYAYER RIMCA KÖYLERİNDE PETEKLER VE DUVAR SÜSLERİNDEKİ
İMLER:
Bu yörcde topraktan yapılan pctekler ilc buğday saplarından ya
Bereket (Peteğin Fatmalı Köyü pılma duvar süslerindc görülen imlcr, gcnellikle nazara karşı kullanıl-
üzerinde) maktadır. Her imin bir manäsı olduğu gibi, Oğuz boylarından birisi
m nin damğasına da benzediği için konumuzla yakından ilgilidir. Bu im-
lerin manäları sırasıyla söyledir:
A. Üç benek nazarlık ve ona bağlı beş çengel: ÜREME anlamına
Uğur, bereket Eläzığ- Palu-
gelmcktedir. Orhun äbidclcrinde görülen ş () harfine benzemektedir.
w (Peteğin üzerinde) Yarımca köyü Ondan farkı, fazladan üç bencğinin buluıımasıdır. Ayrıca “Tärih-i Äl-
i Selçuk”taki Yazır damğasına benzemektedir.
B. Güneş gülü ve adam. Özellikle un anbarlarında kullanılan bu
»7 n
şekillcr SAGLIK ve UĞUR ifäde etmektedir.
“EN” ADIÜZERİNE
“En” adına, Köktürk yazısıyla yazılmış olan Irk Bitig adlı kitapta
rastlıyorsak da H.N.Orkun bunu “metinde kendisinden sonra gelen
man sözünün tcsiriylc an olmuştur” diye açıklıyor ve asimin an, manä-
sının da “av hayvanı, avlanmış hayvan” olduğundan bahsetmektedir.
Daha sonra Kutadgu Bilig’de gördüğümüz eng kelimesi “yüz, ya-
nak, damak” manälarına gelmckte (333, 453, 477, 498,954, 1100 vb.
beyitler), eng urmak şeklinde yardımçı fiille de kullanılmaktadır.
Eski Anadolu Türkçesi metinlerinde en ve en yeri olarak “mafsal,
oynak yeri, bitişik iki şey arasındaki çizgi, büküm yferi” manälarında
kullanılmaktadır (bk. Tarama Sözlügü, c.III, s.1477-1479).
ANADOLU’DA EN LER
Bu manälardan “bitişik iki şey arasındaki çizgi” olarak belirtilen
manäsı Anadolu ağızlarındaki manäsına uyğun düşmektedir. Çünkü,
Anadolu’nun özellikle Doğu ve Güney yörelerinde hayvanın, daha a-
çıkçası koyun ve keçilerin kulaklarını “keserek, delerek veya çente-
rek” yapılan işarcte “ en” (en ve enek) denilmektedir. Derleme Söz-
lüğü’nde (bk.c.V, s.1742-1743) her ne kadar “hayvanlara veya eşyaya
vurulan damğa, işaret” manüsı verilmişse de tarifteki “keserek, çente-
rek veya delerek” ifädelcrinin eksikliği açıktır.
Eläzığ yöresinde “kırtik” (Baskil-Şahaplı köyü), Bingöl yöresinde
“Kertik” (Karlıova-Cibran aşireti) şeklinde söylenen kelimeler de
“en” ile aynı manäyı paylaşmaktadır. Bunlardan farklı olarak Elazığ-
’ın Keban’a bağlı Büklümlü köyünde kullanılan “dırow” kelimesini de
belirtmek gerckir.
“En”, yukarıda da bahsettiğimiz gibi, koyun veya keçilerin sağ ve
ya sol veya her iki kulağının bıçakla kesilerek, çentilerek ve oyularak
yapılan işarcte verilen addır. Bundan maksat, her hangi bir aileye ait
koyun veya keçilerin ötekilerle karışmasını önlemektir. Enler sürü sa
hibi ailelerin bir nevi “damgası”dır. Damğalardan farkı, fazla birşek-
le sahip olmamalarıdır.
“En” aynı şckilde ve aynı anlamda Karaçay-Malkar Türkleri ile
Kırgız Türkleri arasında da kullanılmaktadır.
M.Räsäncn’in etimolojik sözlüğündeki enle ilgili bilgiler isc şöy-
ledir:
152 T.GÜLENSOY/ORHUN'DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 153
AĞRI YÖRESİ:
Ağrılı öğrcncim Fehmi Ergül’ün verdiği bilgiye göre, Ağrı’nın Di-
yadin ilçesinde, koyunların kulak ve suratlarma mal sahibinin isminin
Rcsim: Kupa adr verilen en’ler
baş harfi yazılarak, kime ait olduğu belirtilir.
Yörede, bu işaretlere döröf veya dağ adı verilir.
Köylerde ise hayvanın alnına bir çizgi konur.
Ağrı yöresinde kullanılan döröf adının Elazığ-Keban yöresinde
kullanılan dırow adı ile aynı olduğu, yalnız fonetik bakımdan değişik-
R e s irn : A lın d a v c y a n a k t a " c ız ık liğe uğradığı görülmektedir.
d a ıııg a ”
ПО O O KARS-ÇILDIR YÖRESİ:
Çildir yöresinde küçükbaş hayvanların kulaklarına ve burunları
BİNGÖL YÖRESİ: nın üstüne kızgın demirle yapılan işleme “dağ” adı verilir.
Bingöl’ün Karlıova ilçcsinc bağlı köylerdeyaşayan Cibiranlı Türk- Kulağa yapılan çeşitli işaretlerden birisinin adı, şeklinden dolayı,
menleri, kulakta kesilerek yapılan “cn” işarctinc “KERT” adını ver- “kurt ağzı” olarak bilinir.
mektedirler. Bu yörcde de kert, bir veya her iki kulağa da yapılır. Uy-
Bunun üstüne yapılan dağlamalar da yine sürü sahiplerinin sayısı
gulamada gcnellikle bıçak kullanılır. Diğcr yörclerde olduğu gibi, her
na göre farklıdır. Bunlar, burun üstüne “tek dağ”, “paralel iki dağ”,
ailenin “kert”i birbirindcn farklıdır.
“çarpraz dağ” gibi şekillerde olurlar.
Kert adı, Türkçc “kertmek” fiiliylc ilgili olup, bu fiil “çcntmek, ha-
Bazı hayvan sahipleri koyun, koç veya ke
fif gedik ve çentik yapmak, nişan yapmak” inanalarında kullanılmak-
tadır. çinin kulağını çeşitli yerlerinden delerler.
Bunlar, tek, çifl veya üç delik hälinde olur. E-
Büyiik baş hayvanların yanağına kızgın demirle vurulan işarete de, ğer, üç delik açılması gerekiyorsa, bu üç deli-
Van yöresinde olduğu gibi dağ ve dagnıe adı verilir. Cibiranlı Türk- ğin bir üçgen meydana gctirecek şekilde ol
menlcri’nin kullandığı dagnıe işaretleri ailelere göre biribirinden masına dikkal edilir:
farklı olup, eski Türk damğalarına bcnzcmekledir.
ile devamlı başını boyarken, bir digeri de devamlı kuyruğunu boyar. ğer yörelerde yapılan “en” işareti gibi, koyunların bir kulağı veya her
Kimisi sırtının arka tarafını, kimisi ön tarafını; kimi sağ, kimi sol ta- iki kulağı, yöredeki ailelerin tesbit ettikleri şekilde kesilir veya deli-
rafının yarısını boyar. Bu boya, yörede sorang ( sor “kırmızı” rang nir.
“renk” = kırmızı renk) adı verilen kırmızı toprak boyadır. Anadolu’-
3. Tetovir:
nun değişik yörelerinde “aşı boyası” adı ile anılan toprak boyanın ay- 4
Toroslardaki Türkmenler üzerine yaptığı araştırmalarıyla tanıdı Doğu Anadolu’da olduğu gibi, Batı Anadolu’nun köylerinde de
ğımız A.RY'algm, Elbeyli obalarının kullandıkları “en”leri şöyle an- hayvanların kulaklarına işaretler yapılmakta, bu işaretlere “en” adı
latmaktadır: “Elbeyli obalarında davarların hepsinin kendine has veyal verilmektedir. En yapma tekniği Doğu yörelerindeki gibi hemen he-
nız kulaklara işaret edilmek üzere eski ve esaslı damğaları vardır ki, bun men aynı olup, kulağı kesme işinde bıçak veya büyük makas, delme i-
ların ismine “en ’’derler. Elbeyli enleriobaların ädetlerine uyğundur. Do- şinde de boş mermi kovanı veya şiş kullanılmaktadır.
layısıyla her obanın sabitleşen kulak damğaları vardır”. (Cenupta Burdur’un Bucak ilçesi Keçili köyünde yerleşik olarak oturan ve
Turkmen Oymaklan, c.I,s.23). kısmen hayvancılıkla meşgul olan Sarıkeçili aşiretine mensup Velibe
ELBEYLİ EN’LERİ yoğulları’nm “en” işareti “sağ kulağın ucu keşik, sol kulağın önü” şek-
linde tanımlanmaktadır.
Öteki ailelerin enleri de, daha önce bah-
Şahveli eni settiğimiz enler gibi, biribirinden farklı özel-
<te> liktedir.
Tırıklı eni
Karataşlı eni 0^
Taflı eni
№
0 ?
Resim: Ali Riza Yalman (Yalkın), Cenupta Türkmen
Oymaklan Ankara, 1977, s.23-24.
164 T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 165
MEZAR TAŞLARI:
Şit geçeıı şahbaza bak Mezar: “1. Ziyaret yeri, sevgili bir şahsın ziyaret olunan kabri, 2.
kabir, sin, lahit” manälarına gelmekte olup, İslämiyet’ten önce ve son
Gilzeller şahı eUıak ra Türkler’in kutsal saydıkları yerlerden en önemlisidir. Tarihı vesika-
Yeni gelmiş dediler lara, belgelere ve efsanelere göre Türkler, ölen her kim olursa olsun,
onu ahirete yolçu ederken bazı törenler yaparlardı. “Yoğ” adı verilen
Helvacılara çırak eski Türk ananesinde, ölenin arkasından ağıtlar yakılır, ağlanır, dövü-
Kazdağh ya llgazlı nülürdü. Bu gün Anadolu’nun рек çok yöresinde görülen bu anane
sayesindedir ki, halk edebiyatı mahsullerimiz arasına sayısız ağıt, ma
Saçı görmemiş tarak ni ve türkü girmiştir.
Kilik kıyafetini Mezarların kime ait olduklarmı belirlemek için, kıbleye dönük o-
Tasvirden vaz geç bırak lan baş uçlarına çeşitli şekillerde yontulmuş ve sitilize edilmiş taşlar
dikilir. “Mezar taşı” adını verdiğimiz bu taşlar, Türk sanatının en gü-
Çorabında toplanmış zel örnekleri arasında bulunmakta olup, рек çok ilim adamı tarafın-
Ciımlc silsle tumturak dan araştırma konusu yapılmış, haklarında sayısız kitap ve makaleler
yazılmıştır.
Koncumın ilk dizisi
Mezar taşlarının bizi ilgilendiren tarafı yalnız üzerlerindeki dam
A l üstiinde ak çakmak ğalar ve imler olup, şekilleri üzerinde durulmayacaktır.
Kırma aktınıa pembe Bu gün Anadolu’nun bölgesinde Ahlat mezar taşları, Orta Anado-
Selvi ycşil zemin ak lu’da Akşehir’de tasvirli mezar taşları ve bundan başka zengin bitki
motifleri ve geomelrik şekillerle bezenmiş, üstün işçilik gösteren,
Koçboyıııızıı karadır Türk süsleme sanatı içinde önemli bir yeri olan Osmanlı mezar taşla-
Mor siinbül saçak saçak rı Türkiye’nin her yerinde olduğu kadar, Rumeli’de, Bulgaristan, Yu-
goslavya, Batı Trakya ve hattä Arnavutluk’ta bile görülmektedir. Fa-
Miişekkel ayaklara kat, ne yazık ki, Rumcli’deki ata yadigärı bu mezar taşlarının рек ço-
Läyık çorabdır elhak ğu bazı ülkclerde ağır tahribata uğramış, kırılmış, hattä yerlerinden
sökülüp atılmışlardır. Bununla beraber, Yugoslavya’nın Üsküp, Ma-
Nakışlardan na kiş al nastır gibi bazı şehirlerinde hälä korunmakta, Osmanlı-Türk sanat
Çoıapta işmara bak şäheserlcri olarak tarihimizi yaşatmaktadırlar.
Bıısegah ııışşdkdır Anadolu’da figürlü mezar taşlarma, başlıca Akşehir, Afyon, Kır-
şehir, Konya, Sivas, Tokat, Ahlat, Ardahan, Baykale, Bitlis, Malazgir-
Diyor sardığım ayak. t’te rastlanmaktadır. Doğu Ariadolu’da özellikle Akkö^unlu ve Kara-
(R.E.Koçıı, Türk Giyim Kıışanı ve Süslcme Sözlüğii, Ankara 1967, koyunlular’ın häkim olduğu bölgelcrde koç-koyun, daha az sayıda da
s.78-81) at heykeli, hattä insan şeklinde mezar taşları vardır.
170 T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI
BİBLİYOGRAFYA
Notlar, Atsız Armağanı, istanbul 1976. Kosswig, Leonora, Eigentumszeichen (Damğa) in Anatolien, Ori-
“Sıgunlar Begi” (Kök Türk Kagan Damğası Hakkmda), XVI. ens c.23-24, Leiden 1974, s.332-405.
Millyeler Arası Altaistik Kongresi Bildırileri, Ankara 1979, s. 113-152. (Bu yazıda, Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesi ile Maraş’ın Göksun ilçe-
---- , “K u şç ı”, Sanat Tarihi YıIIığı, VI, İstanbul 1976. sine yerleşen Çerkesler’in damğaları incelenmektedir. Burada çizile-
rek 143 damğa verilmiş ve kullanıldığı yerler belirtilmiştir.)
Evens-Pritchard, The Problem of Symbols, Oxford 1956.
Koşay, Hamid Zübeyr, “Doğu A n a d o lu M ezarta§lanndaki K o ç ve
Gabriel, Albert, Les Monuments Turc d’Anatoli II. Amasya-To- Koyun H eykelleri”, Milletler Arası I. Türk Sanatları Kongresi (Anka
kat-Sivas, Paris 1934.
ra 19-24 Ekim 1959), Kongreye Sunulan Tebliğler, Ankara 1962,
(Bu eserin 61. sayfasında, Anadolu’ndaki eski mimäri anıtlarmda s.256-257.
bulunan taşçı işaretleriyle damğalar arasındaki benzerlik üzerinde du- Köprülü, M.F., “A ltın küpeli Oğuz beyleri’’, Azerbaycan Yurt Bilgi
rulmuştur).
si II (1932), s. 10-21.
Gökalp, Ziya, Türk Medeniyeti Tarihi, Istanbul 1976. Kum, Näci, “Selçuklu Yapılarında Enteresan Damğalar ve Oğuz
Güsar, Vasfi, “Ç erkezler’de A ile D a m ğ a la rı”, Yeni Kafkasya Der- Boylarının Tör-Ongunları İle Mukayese”, Belediyeler Dergisi, Yıl V,
gisi, nr.54, istanbul 1961, s.5-30. nr.50, Ankara I.Teşrin 1939, s.24-29.
Hacı Mustafa Mahir Efendi, “Kafkasya Kabilelerinin Alanı fit ve Kut, ATurgut, “Damğalar üzerine”, Folklor ve Etnografya Araş-
Ümerälarının Iliküyüt ve Vakıaları”, Bulak 1309 (1892). tırmalan 1984, İstanbul 1984, s.643-648.
İnan, Abdülkadir, “A lta y ’d a P a zın k H afriyatm da Ç ıkarılanA tlar...- (Bu yazıda, damğalar üzerine yapılan çalışmaların bir değerlendi-
” Türk TarihKongresi, İstanbul 1943. rilmesi yapılmaktadır.)
-— , “M üslüm an Türkler ’d e Ş am anizm K alm tıları ”, İlähiyat Fakü 1- Kutlu, Muhtar, Şavak Aşiretinde Göçer Hayvancıhk, Elazığ 1984
tesi Mecmuası, Ankara 1954, s.4. (basılmamış doktora tezi).
.......> “D a m ğ a ve E g z o g a m i”, Türk Folklor Araştırmaları, Mannay-ool, M.X., “D revnee izobrajenie g o m o g o kozla v T u ve”, So-
C.16,nr.309 (İstanbul 1975), s.7273-7274. vetskaya Arxeologiya, Moskova 1967/1.
---- , “Tiirkler’d e A n d ”< -D , Halk Bilgisi Haberleri, nr:68, s.25. Lechler, George, “The Three o f L ife İn Indo-European an Islam ic
Ars Islamica, c.IV, Ann Arbor, 1937, s.369-420.
Cultures"< -D ,
(Kulak kertiklerinin eski Türkler’de bir äyin neticesi olduğu hak
kında bilgi verilmektedir). Matkovski, Alexander, “L e s B lasons R epresentant L E m pire O tto
Balcanica, c.V, Belgrad 1974, s.245-286.
m an en E urope",
Karamağralı, Beyhan, Ahlat Mezartaşlan, Ankara 1972.
Minorski, V., “A soyurghal o f Q asim b. Jahangir A qqoyunlu 903
Karça, Ramazan-H.Z.Koşay, Karaçay-Malkar Türkleri’nde Hay- (1498) ", Bulletin of the School of Oriental Studies, University of Lon
vancılık ve Bununla İlgili Gelenekler, Ankara 1954.
don, Vol. IX, par.4.
(s.74-75’te “mallara en koyma ve tamga vurma” konusu işlenmek-
(Bu makalede Bosna’daki Akkoyunlu tesiri incelenmiş ve bir fer
te, ayrıca boyların kullandıklan damğa örnekleri verilmektedir).
manın üzerindeki damğanın Bayındırlı damğası olduğu hükmüne va-
Koman, M.Mesud, Orhun Alfabesinin Anadolu’da İzleri, Konya rılmıştır.)
1933.
Nemeth, Gyula, Attila ve Hunlan, tc. Şerif Baştav, istanbul 1962.
178 T.GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI T GÜLENSOY/ORHUN’DAN ANADOLU’YA TÜRK DAMĞALARI 179
Nur, Riza, “Tamga ou Tag Marque au Fer Chaud a Sinope", Jour ---- , “Cenupta Oğuz Damğaları ”, Bozkurt Mecmuası, nr.8, İstan
nal Asiatique, c.212 (Paris 1928), s.148-151. bul 1940, s.182-193.
Türkçesi: “Sinop A t Damğalan" (çev. M.Mesud Koman), Konya ---- , Anadolu’da Türk Damğaları. Uludağ’dan Toroslar’a, Bursa
Мес. Yıl V, nr. 36, Konya 1941, s.13-17. 1943,
Ögel, Bahaeddin, İslümiyet’ten Önce Türk KültUr Tarihi, Anka ---- , “Bursa’da Türk damğaları ”, Halk Bilgisi Ilaberleri:
ra 1962.
Yıl % nr.118, Ağustos 1941, s.237-240;
---- , Türk Mitolojisl I, Ankara 1971.
Yıl X, nr.119, Eylül 1941, s.272-274;
(Oğuz boylarının ongun ve kuş motifleri için bk. s.355-377).
Yıl X, nr.121, II. Teşrin 1941.S.10-12.
Radloff, W., Sibirya’dan I-II, (tc. Ahmet Temir), İstanbul 1964.
---- , “Uludağ Çevresinde Türk Damğaları", III. Türk Tarih Kong-
Rudenko, J.I., Başkıri, istoriko-etnogrifiçeskie oçerki, Moskova resi- Ankara 15-20 Kasım 1943. Kongreye Sunulan Tebliğler, Anka
1955. ra 1948, s.426-433.
---- , Noin-ula: Die Kultur der Hsiung-nu die Hülgelgraber von Yazıcıoğlu Ali, Tärih-i л Al-iSelçuk, Topkapı Sarayı Müzesi Ktp.
Noin-ula, Bonn 1969. Revan Köşkü, No. 1390.
Seyyid Lokman, Hüner-näme, (Topkapı Sarayı Müzesi Ktp. Hazi- (Damğalar için bk. v.21a-24b).
ne, No. 1953).
Yener, Şakir Sabri, “Mahra Damğalan”, Gaziantep Kültürü, c.I-
(Damğalar için bk. v. 29b-32a) II, nr.24, Gaziantep (Ekim 1966), s.4,21-23.
Sümer, Faruk, Oğuzlar (Türkmenler). Tarihleri -Boy Teşkilätla-
n- Destanları, Ankara 1967; 2.bas. Ankara 1972. (Oğuz boylarının
kullandıkları damğalar listeler hälinde verilmiştir.) Tryjarski, Ed
ward, Eski Türkler’in Moğolistan’daki Arkeolojik Eserieri Üzerine,
Türk Kültürü Araştırmaları XIV/1-2, Wiesbaden 1968, s.50-70.
(Bu yazıda, Erzurum Karayazı düzünde Cunni mağaralarındaki
kayalar üzerine çizilmiş XII veya XIII. yüz yıla kadar geriye giden, 12
Oğuz boyuna ait damğaların 29 değişik varyantı, Uygur damğaları,
Runik yazılar, hayvan ve binici tasvirleri, eski Ermeni yazısı hakkında
bilgi verilmektedir.)
Vernadsky, Georgy, “Note on the Origin o f the Word Tamga ’J o u r
nal of the American Oriental Society, c.76, New Haven 1956, s.188-
189.
Yalgın, A.Rıza, Canupta Türkmen Oymaklan,c.5, İstanbul 1932-
1939; 2. bas. 2 c., Ankara 1977.
---- , “Güney Yurtta Damğalar”, Türk Tarih, Arkeologya ve Et-
nografya Dergisi, c.III. İstanbul 1936, s. 193-198.