Professional Documents
Culture Documents
Vandana Shiva - Çalınmış Hasat (Küresel Gıda Soygunu)
Vandana Shiva - Çalınmış Hasat (Küresel Gıda Soygunu)
Vandana Shiva
b g s t Yayınları
b g s t Yayınlan-6
Ekoloji-ı
Ç alınm ış H asat
K ü resel G ıd a Soygu n u
Vandana Shiva
South End Press, Cambridge, MA (2000)
Türkçesi: Ali K. Saysel
Birinci Basım
İstanbul, Şubat 2006
© b g s t Yayınları
ISBN: 975-6165-05-7
Vandana Shiva
b g S t Yayınları
Vandana Shiva: Vandana Shiva, dünyaca ünlü çevre ve ekoloji
düşünürü, araştırmacı ve aktivisttir. Biyoçeşitlilik ve gen kaynaklarının
korunması; gıda güvenliği; büyük şirketlerin egemenliğindeki küreselleşmeye
karşı kırsal yoksulların savunulması: ve kadının güçlendirilmesi başlıca
faaliyet alanları arasındadır. 1982 senesinde, "halkın üzerinde değil, halkla
birlikte katılıma anlayışa dayalı araştırmalar yapmak üzere" Bilim. Teknoloji
ve Ckotoji Arattırma Vakanı kurmuştur. Hindistan'ın canlı kaynaklarını
ve özellikle yerli tohum çeşitliliğini ve bütünlüğünü korumak üzere, 1991
senesinde, kırsal cemaatlerle birlikte N avdanya ulusal hareketeni
başlatmıştır (www.vshiva.net).
7 G iriş
96 5 . B ö lü m . Çalınmış Tohum
148 S o tu ö z
151 İn d e k i
GİRİŞ
Son yirmi yıldır bir ekoloji aktivisti ve organik entelektüel olarak
uğraştığım her meselede, endüstriyel ekonominin "büyüme" olarak
adlandırdığı şeyin aslında doğa ve insanlar aleyhine yapılan bir tür
hırsızlık olduğu ortaya çıktı.
Bıodevasiation
"Lavvs o f Ufe*.
ip | Çalınmış H asat | Vandana Shiva
‘ Sapıagm ü n terimi, Hini dilinde 'g e rç e k ' ve "sıkı sıkıya bağlı olm ak' sözcüklerinin
birleşiminden oluşmakladır Gandhı bu terimi, adıl olmayan bir yasaya karşı çıkmak, yasayı
ihlal etmek ve bu İhlalin sonuçlarına katlanmak üzerine kurulu pasif direniş yoluyla, yasayı
çıkaranların gerçeğin farkına varmasını, kararlarını ve eylemlerim değiştirmesini sağlamaya
yönelik eylem stratejisini tanımlamak için kullanmıştır yhıı
BOST | Ckoloji Dızıtı | 11
Eski bir Hint U p a n iih a d 'ı' şöyle der: "Tüm canlılar o n n a'd an (gı
da) doğmuştur. Dünyada var olan her şey a n n a ’dan doğar, a n n a ’yla
yaşar ve sonunda antta ile buluşur. Aslında varlıklar arasında dün
yaya ilk gelen a n n a ’d ır.’’1
Bengal'de, 1943'teki kıtlıkta 3,5 milyondan fazla irvsan yaşam ını yi
tirdi. 20 milyon insan bu kıtlıktan doğrudan etkilendi. Gıda ürün
leri köylülerden sömürgeci bir rant toplama sistemi altında zorla
alınmıştı. Halkın giderek daha fazla a ç kalmasına rağmen gıda ih
racı devam etti. Bengalli yazar Kali Charan Ghosh'a göre 1943'te, aç
lıktan çok kısa bir süre önce, Bengal'den 80.000 ton yemeklik ta
hıl ihraç edildi. O sıralar, Hindistan, Britanya Ordusu için bir ikmal
üssü olarak kullanılmaktaydı. "Açlığın gölgesi Hindistan ufukların
da dakika dakika yükselirken, diğer ülkelerin insanlarını beslem ek
için muazzam boyutlarda ihracata izin verilm ekteydi."2
Genel felsefi meseleleri işleyen, MÖ 1500 ile 500 seneleri arası Hindu kültürü ve tarihine
alt bir risale sınıfı - y . l ı ı ı
BGST | ek o lo ji Dizisi | u
Tebhaga'nın sözlük anlamı hasadın üçe bölünmesidir. Tebhaga hareketi, hasadın üçte
birinin mülk sahibine, üçte ikisinin yarıcılara kalmasını savunan yarıcıların hareketidir. -
y. h n
h | Çalınm ış H asat | Varidatın Slılva
Herbısıl. zararlı bitkileri yok eden kimyasal maddeler,- pestisit- zararlı canlıları yok eden
kimyasal maddeler - y h n.
BGST | Ckolojl DizM | ıs
ABD'li RiceTec gibi bazı şirketler Basmati pirinci üzerinde patent hak
kı iddia etmektedir. Doğu Asya'da evrimleşm iş olan soya fasulye
si, şimdi M onsanto'nun sahibi olduğu Calgene tarafından patent-
lenmiştir. Calgene. Hindistan kökenli bir bitki olan hardal üzerin
de de çeşitli patentlere sahiptir. Büyük şirketlerin tohumlar ve bit
kiler üzerinde fikri mülkiyet hakkı iddia etmesi nedeniyle köylüle
rin ve çiftçilerin yüzyıllara yayılan kolektif yenilik ve buluşları gasp
edilmektedir.8
Bitkilerin latince adları orijinal metinde yer almamaktadır Türkçe ve başka dillerdeki
karşılıklarım daha kesin ilade edebilmek İçin çeviriye eklenmiştir. - y h. n
BGST I ekoloji Diztil I 17
’ Cash crop: gıda tüketimi amaçlı olmayıp satılmak iizcre yetiştirilen ürünler - y. h. n.
" Land celling legislation- bir tarım İşletmesinin sahip olabileceği en büyük arazi mlktannı
belirleyen yasa — y, h. n
B(OT I e k o lo ji Diziit I 19
muaf tutmuştur. Madhya Pradesh. özel işletm elere uzun vadeli ki
ralama sistem iyle arazi tahsis etmektedir; işletm eler bu vadenin en
az 40 yıl olmasını istiyorlar. Andhra Pradesh ve Tamil Nadu'da özel
şirketler bugün ihracata yönelik karidesçilik için 120 hektardan faz
la arazi elde etme hakkına sahipler. Bu arazilerde yapılacak tarım
sal üretimin büyük bir kısmı, temelde ulusaşırı şirketlerin içinde bu
lunduğu yükselen gıda işleme endüstrisini besleyecek. Bu arada ABD,
Hindistan’ı gıda ithalatına getirdiği kısıtlamalar nedeniyle DTÖ'nün
uyuşmazlık jürisine şikâyet etti.
1960 lardan sonra dünya tanırlında yüksek tane venını sağlayan ve bol tanmsal girdi gerektiren
yeni melez tarla bitkisi türlerinin yaygın üretimini destekleyen topyekûn dönüşüm - y. h. n.
22 | Çatınmış H asat | Vandann Slntta
■ Çok çeşitli çiftlik ürünlerinin bir arada yetiştirilmesine dayalı tarımsal üretim sistemleri
— y, h. n.
BG ST | Ekoloji D im i \ a
■ Toksin, bitki ve hayvanlarda bakterilerce üretilen zehirli madde: venom-. bazı yılan ve
böceklerin salgıladıktan sıvı zehir - y. h. n.
" Flora: belirli bir coğrafyada ve belirli bir donemde yetişen bitki türleri - y. h n.
BGST | i ’koloji Dizin | i7
Afolam. evlerin önündeki avlulara ya da Hindu dininin tanrılarına dua edilen, adak ve
kurban sunulan kutsal yerlerin zeminine işlenen dekoratif süslemelerdir. Özellikle Güney
Hindistan’daki sanaısal ifade biçimlerinin en önemlilerinden biridir - y. h. n.
Tibet Budizm'inde m andala, nıeditasyon sürecinde tahayyül edilen bir saraydır. Bu hayalı
saraydaki her nesne bilgeliğin bazı veçhelerini temsil eder ya da medııasyon yapan kişiye
bazı rehber ilkeleri hatırlatır. Bu nesnelerin renkleri, şekilleri ve büyüklüklerine dair bazı
gelenekler vardır - y. h n
Karıydı. beyaz taş tozu ya da pirinç unu ve tutkal kullanılarak evlerin, İbadethanelerin
ya da yemekhanelerin zeminlerine işlenen süslemelerdir. —y. h n
m | Çalınmış H a ia t | V aridatla Sluva
Gıda Demokrasisi
Gördüğümüz şey, bir avuç büyük şirketin tüm gıda zincirini kont
rol altına alarak diğer alternatifleri yok ettiği bir gıda totalitarizmi
nin doğuşudur. Böylece, insanların ekolojik olarak üretilmiş çeşit
li ve güvenli gıdaya erişimi engellenm ektedir. Yerel gıda pazarları,
tohum ve gıda sistemi üzerinde tekel oluşturmak am acıyla kasten
yok edilmektedir. Hindistan'da yemeklik yağ pazarının yok edilm e
si ve çiftçilerin kendi tohum kaynaklarından çeşitli araçlarla mah
rum bırakılması; ticaret kuralları, mülkiyet hakları ve yeni tekno
lojilerin insan ve çevre dostu alternatifleri yok etmek üzere sefer-
ber edildiği, insan ve doğa karşıtı gıda sistem lerinin küresel ölçek
te dayatıldığı topyekün bir dönüşümün küçük tezahürleridir.
Notlar:
ı T aitlreva Upanlshad.Gorakhpur: Glta Press, s. 124.
I Kali Charan Ghosh, Famines in Bengal. 1770-1943. Kalköta: Indian Associated Publishing
Company. 1944.
5 Peier Custers. Women, in rlıe Tebhaga Uprising. Kalküta: Naya prokash. 1987, s. 52.
II 'M onsanıö: Peddling 'Life Sciences' or 'Death Sciences'7", Yeni Delhi RFSTE. 1998.
12 ASSINSEl (International Association o f Plant Breeders), ’ Feeding the 8 Billion and
Preserving the Planet". Nyon, İsviçre: ASSINSEL
■3 Francesca Bray, "Agriculture for Developing Nations'. Scientific American. Temmuz 1994.
s- B -35
>4 B usiness India. Mart 199B.
•S T.N. Ptakash and Tcjaswtni "Floriculture and Food Security Issues: The Case o f Rose Cultivation
in Bangalore'. ClobalUatton a n d food Security: Proceedings of Conference on Globalization
a n d Agriculture içinde, ed. Vandana Shtva, Yenl Delhi, Ağustos 1996.
John Hamilton'la mülakat, Su n d a y Observer. 9 Mayıs 1993.
io | çalın m ış H a s a t | Vandana Shiva
Ödem" Salgını
Dropsy
~ Kalbi etkileyen zehirlenme - y. h. n.
BCST | e k o lo ji DlzM | K
“ US Soybean Association.
BCıST I e k o lo ji D iilti I i l
duktan sonra yasak kalksa dahi yemeklik yağ için soya fasulyesine
bağımlı kalacağız.
' Futures exchange: belli bir vade sonunda belirlenmiş fiyat üzerinden mal alım satımı
- y. h. n.
" Scientific Research Council v e Technology Mission on Oilseeds.
SGST | Ekoloji Diziti | w
nin yem eklerde kullanılmaya başlanması için çeşitli adım lar attık
larını duyurmuşlardır. ABD ve Hindistan'daki her hükümet kurulu
şu, soya lobisi tarafından, soya monokültürünü yaygınlaştırm ak ve
gıda çeşitliliğini yok etmek için kullanılmaktadır.
Bu ş irk e tle r b ire r d ev d ir. S a d e c e tan e tahıl alım satım ın ı d eğil, onun
n ak liyesin i. d ep o lan m a sın ı v e g e riy e kalan h e r şeyi k ontrol e tm e k
ted irler. Bu iğ ren ç bir ş e y . O nlara karşı d e fa la rc a v e d e fa la rc a h a re
k ete geçtim . B e n c e gıd a e n ön em li - la n e t olsun . G ıd a arzın ı k ontrol
e d e n le r in s a n la n h a ya la rın d an y akalam ış d em ektir. V e biz h â lâ altı
şirk etin bunu gizli b ir şe k ild e y ap m a la rın a s e s çıkarm ıyoru z. Akıl a lır
gibi d e ğ il!6
Soya üretiminde ABD'yi 1997 senesinde 30,7 milyon ton üretimle Bre
zilya takip etmektedir. Arjantin en büyük üçüncü üreticidir.. Arjan
tin’de soya ekilen arazi miktarı 1960'larda sıfırdı, 1998'de yaklaşık
7 milyon hektara ulaştı ve bunun yarısından fazlasını genetiği d e
ğiştirilmiş varyantlar oluşturmaktadır. Aynı şekilde Hindistan'da da
1960'larda soya yoktu, 1998'de ise 6 milyon hektarın üzerinde so
ya tarımı yapılmaktadır.
Endüstriyel İşleme
Solvent-extracııon: bir madde içeriğinin eter, benzen, kloroform gibi çözücü bir madde
içinde çözülerek çıkarılması —y lı. n
" Cracklng ağır hidrokarbonları ısı ve basınç ya da katalizörlerle daha düşük molekül ağırlıklı
hafif hidrokarbonlara bölme işlemi; petrolden gazyağı üretmek gibi - y. İt n
BC ST I g - c l o j i ü i : l i i 1 a
Bir gıda ürününün üretildiği yerden tüketildiği yere kadar katettigl m esafe - y. h. n.
<4 | Çalınmış H a ia t | Varidatta Slıica
Yavaşlatıcı - y. h. n.
Bir çeşit p r o te in -y . h. n.
BGST I Ekoloji P iziai | 45
Soya fasulyesi bebek mamaları dahil pek çok gıda ürününde kulla
nılmakta olduğu için, çocuklar, kadınlar ve erkekler tarafından
yüksek dozlarda östrojen tüketilmektedir. Soyaya dayalı gıdalarla
beslenen çocuklar her gün 8 ila 12 doğum kontrol tableti eşd eğe
rinde östrojen alm aktadır.'8 Yeni ZelandalI ekolog Richard Jam es'e
göre soya ürünleri "her dozda ve her biçimde güvensizdir ." '9 Soya
temelli gıdaların küreselleşm esi bugünkü ve gelecek kuşaklar üze
rinde yapılan büyük bir deneydir. Fakat bu deney son d erece ge
reksizdir; çünkü doğa bizlere muazzam çeşitli, güvenli gıdalar ve r
miş ve çeşitli kültürler, doğanın bu armağanı içinden besleyici gı
daları seçm işler ve evrimleştirmişlerdir.
Kadınların Gıda Hakkı İçin Ulusal Birlik’ küçük ölçekli işleme ve açık
yağın yerel satışı üzerindeki yasağı Hindistan Yüksek Mahkemesi'ne
götürdü. Çiftçilerin rızkını ve tüketicilerin çeşitli kültürel seçenek
lerini savunm ak üzere doğrudan üretici-tüketici birlikleri kuruyo-
Notlar:
ı Bunlardan bazıları şunlardır: hlnthardalı. ВгаллЮа ju n c c a : karahardal, Brassica nigra:
şalgam: kahverengi ve sarı Broaaıea eam peafrii; hintkolzası ve roka.
2 "Conspiracy in Mustard Oil Adulteration'. The Hindu. 17 Eylül 1998.
4 "Oilseeds Sector Needs 10 be Liberalized: U.S. Soya Body". Economic I I тел. zz.Eylül 1998.
5 Вилтелл üne. 12 Ekim 1998.
6 A. V. Krebs. "The Corporate Reapers: The Book of Agribusiness’ . Washington. DC:
Essenlial Books. 1992.
7 Clive James. "Global Status of Transgenic Crops In 1997". ISAAA Briefs, Cambridge, MA
MIT Press, 1996. Ayrtca, Greg D. Horstmeter, "Lessons from Year One: Experience Changes
How Farmers Will Grow Roundup Ready Beans in 98". Farm Jo u rn al. Ocak 1998. s.16
8 American Soybean Association, "Soy Stais, 1998".
9 A. V. Krebs.
10 Brian Belcher and Geoffrey Hawtln, "A Patent on Life Ownership of Planı and Animal
Research", Ottawa, Canada; International Development Research Centre, 1991.
11 Vandana Shiva, "Mustard or Soya? The Future of India's Edible Oil Culture'. Navdanya,
1998.
12 Dr. Irfan Khan. Genetic Improuement of Oil Seed ('горл. Yeni Delhi: Ukaaz Publications.
1996, s 334.
BGST | Ckolojt Dizişi | 17
ıft S. L. Fitzgerald ct al., "Trace Element Intakes and Dietary Phytat/Zn and CazPhytate/Zn
Mllllmolar Ratios in Periurban Guatemalan Women During the Third Trimester of Pregnancy",
American lo u m a I of Clinical Nutrition, Vol. 57,19 9}. S; 725. Ayrıca bkz. J. W. Erdman ve
E. J. Fordyce, "Soy Products and the Human Diet", Am erican lo u rn a 10(1 Clinical Nutrition.
Vol. 49,1989, s. 725
18 A. Axelsol et al.. 'Soya - A Dietary Source of the Non-Steroidal Oestregen Equal in Man
and Animals', Jo u rn a l of endocrinology. Vol. 102,1984. s. 49. Ayrıca bkz. K: D. R. Setchell
et al., 'Non-Steroidal Estrogens of Dietary Origin: Possible Roles in Hormonfedependont Disease",
Am erican Jo u rn a l of Clinical Nutrition. Veil. 40.1984. s. 569.
J 9 Richard Jam es. "The Toxicity o f Soy Beans and Their Related Products', yayımlanmamış
metin. 199-4, s- >•
3
DENİZİN ALTINDA ÇALINMIŞ HASAT
Son 40 yıldır avlanan balık miktarı dört kattan daha fazla artm ış
tır. Bu muazzam hasat endüstriyel balıkçılık filolarının sayıca pat
lamasıyla mümkün olabilmiştir. Endüstriyel filolar balık yakala
mak için çok büyiik akıntı ağları kullanırlar. Her yıl 3,5 milyon ki
lometre, dünyayı 88 kez sarmalamaya yetecek kadar sentetik ağ kul
lanılmaktadır. Bu 'ölüm duvarı”na yakalanan balıkların yaklaşık il
ç e s i ticari olm ayan 200 türe aittir.
8GST | CkoloJI Pİ2 UI | <9
Denizkaplumbağaları ve Karides
yabilm ekledir, ve tahm inlere göre her yıl 150.000 kaplumbağa bü
yük trol ağlarına takılarak boğulmaktadır.
İri karides - y. h. n
BCST | Ckolojt D izin | 51
Trol tekneleri hiçbir ticari değer taşımayan fakat ekosistem için çok
değerli olan balıkları da kepçeyle çıkarır. Küresel pazarlarda hiç
bir değeri olm ayan veya pazarlam a ve paketlem e standartları açı
sından yanlış boyutlarda olan balıklar öldürülür ve denize atılır. Bu
balıklar "yaramaz av" ve "ıskarta” olarak adlandırılır. The Ccologiöt'in
raporuna göre ticari balıkçılığın neden olduğu yıllık küresel ıskar
ta miktarı en düşük tahm inlere göre 27 milyon tondur, yani dün
yadaki tüm ticari balıkçılığın karaya çıkardığı balık miktarının üç
te biri kadardır.t Alaska'da yapılan bir araştırm a Bering Denizi kır
mızı kral yengeç ıskartası miktarının karaya çıkarılandan beş kat faz
la olduğunu göstermektedir. Norveç morina balıkçılığında 1986-1987
sezonunda senelik ıskarta miktarı 100.000 tondu. 1986-87'de 2 mil
yon ton balık teknelerden denize döküldü.
lerden elde edilen ürünün azalmakta olduğu bir dönemde, artm ak
ta olan talebi karşılam anın bir aracı olarak desteklem ektedirler.
1992'de Banka tarım ve balıkçılık için 1,7 milyar dolar ayırdı; Hin
distan karides ve balık kültürleri bundan 425 milyon dolar pay a l
dı. Banka, son yirmi yıldır dünyanın en büyük karides üreticisi ve
ihracatçısı olan Hindistan'ın geleneksel karides kültür sistem leri
ni uyguladığını söylüyordu. Bu sistem lerde göletler yağışlı mevsim
de genellikle çeltik için kullanılmakta ve senenin geri kalanında ka
rides ve balık kültürlerine dönüştürülmektedir. Bankaya göre bu sis
tem nedeniyle karides verimi düşüktü (hektar başına 300 kg); alt
yapı yetersizdi; karides yoğunluğu az, su değişimi yetersizdi veya
hiç yapılmıyordu; besinler azdı ve teknoloji yetersizdi.1,5 Banka ya-
rıyoğun karides çiftçiliğinin Hindistan'ın karides üretimini artıra
bileceğini, yeni iş olanakları sağlayabileceğini ve ülkeye döviz ge
tirebileceğini savunuyordu.15
BGST | Ckotojl ÜİZM | 57
ABD gibi batı ülkelerinde son derece verimli ve kârlı karides çiftlik
leri olmasına karşın, karides çiftçiliği ne ABD'de ne de diğer sana
yileşmiş ülkelerde yaygın hale gelmiştir. ABD'nin bu sektördeki ya
tırımları Meksika ve Ekvador gibi ülkelerde yoğunlaşmıştır. Dünya
toplam karides üretiminde Batı ülkelerinin payı % 25'in altındadır .>7
M angrovların’ Y ok Edilmesi
M angrovlar kıyı ekosistem lerinde yaşam sal bir role sahiptir; tropi
kal yağmur fırtınalarının neden olduğu çamur akışını tutarak eroz
yonu önler, balık ve diğer deniz canlıları için sığınak ve yaşam a la
nı oluşturur.18
Karides çiftlikleri hektar başına dört ila altı ton yem tüketir. Bu y e
min yalnızca % 17'si karides biyokütlesine" dönüşür. Geri kalanı atık
haline gelir, pestisit ve antibiyotiklerle ağır bir şekilde kirlenmiş olan
Bataklık arazide ve sulak yerlerin yakınlarında yetişen, sarkan dallan toprağa girip yeni
kökler salan tropikal bir agaç - y h. n.
" Birleşik, toplam net kuru ağırlık - y. h. n.
BGST | Ekoloji Dıztii | 59
Ayrıca kültür türlerinin doğal ortamın yanı sıra yabancı ortam lara
kaçarak yerel su ekolojisini olumsuz etkilemesi olasılığı endişesi gi
derek artmaktadır.24
Yeraltı sularının tuzlanması kıyı toplulukları için ciddi bir içme su
yu krizi yaratmaktadır. 1997'de Delhi'deki bir kamu davasına katı
lan kıyı köylerinden insanlar, karides çiftliklerinin önceleri su bol
luğu içinde olan bölgelerde nasıl su kıtlığı yarattığını anlattılar,
ftamnad bölgesi Jagidapattinam köyünden Chandramohan şunları
söyledi;
Beş altı yıl ö n c e sin e k ad ar içm e suyu y a d a hin distan cevizi v e p alm i
y e ağ açların ın büyüm esi d iye b ir problem yoktu. Ama 39 tan e çiftlik
kurulduğundan beri içm e su yu en bü yü k soru n. A ğaçlar y a so ld u lar
ya da su kültürleri için kesildiler. K öylü ler su tem in etm ek için ya 10
kilom etre yol gitm ek ya da k am yo n larla taşınan suyun bir kabı için
b e ş rupi öd em ek zoru nd alar.
Köy d ö rt tara ftan den iztekesi ç iftlik le riy le sarılm ış v aziyette... Ö nce
leri bu bö lged e dokuz tan e kuyu vardı, şim di tüm içm e sularım ızı k a y
bettik. A kiferlerin bo şalm ası v e tuzlanm a n ed en iy le tüm e v le r çö k
tüğü için biz artık bu k öyd e yaşam ıyoru z. B eş yüz aile evin i terk etti.
Su şirk etleri top lu m sal gerilim y a ra tıy o r; su şirk etleri v e k ö ylü ler
ara sın d a çatışm a la r çıktı, üç köylü öldü.
Kirli içme" Suları pek çok büyükbaş hayvanın ölmesine neden olmuş
tur. Ayrıca yem bitkilerinin büyümesi de önemli ölçüde yavaşlam ış
tır, Kurru köyünde karides çiftçiliği başladığından beri iki yüz bü
yükbaş hayvan ölmüştür.
nabilir ve günde 100 ila 200 rupi arası gelir getirebilir. Balıkçılar,
ayın balık avlam ak için en uygun zamanını (genellikle 15 gün) ast
ronomi ve gelgit gözlemlerine dayalı geleneksel yöntem ler yardı
mıyla tespit ederler. Bu 15 günün beş altı günü balıkçılık için özel
likle idealdir. Balıkçılık tüm sene boyunca denizde, nehirlerin dur
gun sularında, kanal ve göletlerde yapılır.
' Suda yaşayan, dalga ve akıntılarla sürüklenerek hareket eden, küçük veya mikroskobik
canlılar. Proıozoa ve çeşitli hayvanların larva aşamaları gibi lotosentez yapmayan canlıları
içerir. — y. h. n
büst [ t'koiojt Dizm | <,?
Notlar:
ı Bu tezahüre İlk olarak S a ta p a r h a B ra h m a a a 'd a değinilir: M a h a b a ra lh a (1.18).
Kuma.yort« (1.45). vcP uran aa'tadaM gn i Purona. 3. kısım; kurma Purana. 299. kısım: Vıatınu
(’u ra n a 1.9: Padm a P uran a 6.299; ve fifıagauara Purana) değinilmektedir.
2 Shn Banka Beharı Das, "SeriousTrouble for Bhitarkanika", wild.alllndıa com, zyTcmmı»
1998.
3 Vandana Shivn. "Ecology and The Polltics of Survival Conflıcts Över Natura) Resources
ın Indla", Yeni Delhi: SAGE Publlcatlons, 1991.
5 Birleşmiş Milletler Tarım ve Olda Orgûtil (FAO), "The State o f the World Fisheries and
Agriculture', Roma, 1995.
6 Vandana Shiva, 'Ecology and the Politics of Survival", Ycm Delhi: SAGE Publications, 1991.
s. 320.
7 Tim Eichenbcrg ve Durwood Zaelke, "Amicus Submission in the United States - Import
Prohibition and Certain Shrimp and Shrimp Products Dispute", Washington. DC: C1EL, 1997.
s. 18-19.
8 N. Suresh, "Aquacullure is Answer to Fish Shortage", The Timet of India. 5 Mayıs 1996
9 FAO. Fisheries Department, “Agriculture, Towards 2010". Roma-. Kasim 1993. s. 183.
10 Vandana Shiva, "Globalization o f Agriculture and the Growth o f Food Insecurity". Ycm
Delhi: Research Foundation for Science. Technology and Ecology (RESTE), 1996.
11 FAO. "Review o f the World Fishery Resources: Aquaculture". FAO Fisheries Circular. 886.
199s, s. 1-127.
12 Steve Creech, "Sweet Yl’ Sour Prawns - Slumping in South East Asia", Appropriate Technology.
Vol 22. No. 2. Eylül 1995. s. 2;.
13 "Farming Has Expanded on World Bank Millions', n t h Farming International. Temmuz
1994. s. 10
14 World Bank, India-Shrim p a n d Fith Culture. Washington, DC: Aralık 1991. s. 1.
15 Vandana Shiva ve Gurpreel Karir. 'Chcnm m eenkeltu: Towards Sustainable Aquaculture*.
Ycni Delhi; RFSTE, 1996, s. 16.
16 Bu teşvikler şunları içermektedir: yeni çiftlik geliştirmede sermaye yatınmının %25Y veya
maksimum 150.000 rupiye kadar hektar başına 30.000 rupi: 30.000 tohum/yıl veya daha fazla
kapasiteye sahip orta Ölçekli karides brelim çiftlikleri için 500.000 rupiye kadar % 25; yem
ve tohum için hektar başına sırasıyla 3000 ve 450 rupiye kadar X 25: damızlık bankası kurmak
İçin maksimum 150.000 rupiye kadar % 25. Son olarak, karides çiftçileri karides yemi
İthalatında gümrük indiriminden yararlanabiliyorlar.
IB Jamulur Rahman ve Frederick Vande Vusso, "Mangrove Forests: A Valuable Bui Threatened
Indo-Padfic", Agriculture Department of Ihe Asian Development Bank, s, 9.
by rem ote sen sı ng. University o f Rhode Island Coastal Resource Center, USA; Mlnisterlo de
Energia y Minas, Ecuador; v e US Agency for International Development, USA; 1989, s. 141-46,
22 P. Mertasveia, "Mangrove destruction and shrimp culture systems", Asian Shrimp News,
1996 -
2} Justice Surcsh et al., "Expert Committee Report on Impact of Shrimp Farms along the
Coast of Tamil Nadu and Pondicherry", Hindistan Yüksek Mahkemesi ne sunulan bilirkişi raporu.
<9 95. s 37-
24 FAO, "Reducing Environmental Impact ö f Coastal Aquaculture", FAO Reportsand Studies.
Al. S. 5-
25 Taban hareketlerinin ifadeleri, Ulusal Kamu Davası, Su Kültürleri Hakkında ve Kıyıların
Korunması İçin Ulusal Dayanışma Mukavelesi, Yeni Delhi. Hindistan, 10 Temmuz 1997.
26 PUCl ve RESTE tarafından organize edilen Su Kültürlerine Karşı Ulusal Kamu Davası'nda
verilen ifadeler, Yeni Delhi, toTemuz 1997.
27 Karol Wrage. "Biogrow Salmon receives gram ", Biotech Reporter. Nisan 1995. s. 7.
28 Anne Kapuscinski ve Eric Hallerman, T ransgenic Fish and Public Policy; Anticipating
Environmental Impacts o f Transgenic Fish", f isheries. Vol. 15, No. 1. s. g.
29 "Native Fish, Introduced Fish; Genetic Implications", National Audojton Society, 1992.
A
DELİ DANALAR VE KUTSAL İNEKLER
İn ek lere boşun a tap ın ılm ıyor. O nlar eski çağ lard an beri toprağı zen-
g ın leştirırler: d oğan ın m u hteşem arazi d ön ü ştü rü cü lerid ir; işlen d ik
ten sonra çok değerli bir besine dönüşen organik m addeleri temin ed er
ler. H indistan’d a g elen ekler, dinsel du yarlılıklar v e ekonom ik ihtiyaç
lar, sığır nüfusunu bu çevrim i a y ak ta tutm aya y etecek büyüklükle tut
m aya çalışm ıştır.2
ni ikame edebilmesi için her yıl ı milyar dolarlık gaz harcam ası ge
rekir. Diğer hayvan ürünlerine gelince, deri ve diğer ürünlerin yıl
da 150 milyon dolar gelir sağladığını söylem ek yeterlidiM
Royal Commission
** Indian Council of Agricultural Research
DfiST I ekoloji Dizii l I 73
’ iskelet ve eklembacakları olan, pek çoğu gelişkin sinir sistemi, bir nevi kalp ve dolaşım
sisıenıine sahip toprak organizmaları. Örneğin, örümcek gibi - y. h. n.
" Fauna; belirli bir coğrafyada ve belirli bir dönemde yaşayan hayvan türleri; makrofauna;
çok hücreli hayvan türleri - y . h n.
Toprakta görünmeden çalışan küçük solucan aslında bir traktör, güb
re fabrikası ve barajdır. Solucanların işlediği topraklar diğerlerine
göre daha kararlı su dengesine sahiptir ve solucanların yaşadığı top
raklar organik karbon ve azot yönünden daha zengindir. Solucan
lar sürekli hareketleriyle toprağı havalandırır, hava hacminin %
30'lara ulaşmasına katkıda bulunurlar. Solucanların yaşadığı top
raklar suyu diğerlerine göre dört ila on misli daha hızlı boşaltırlar
ve su tutma kapasiteleri % 20 daha fazladır. Her yıl hektar başına
15 tonu bulabilen solucan atıkları veya toprak kümecikleri verim için
son derece önemli mikrobiyolojik aktiviteleri destekleyecek karbon,
azot, kalsiyum, magnezyum, potasyum, sodyum ve fosfor içerir.
domuz eti üretmek için dört kilogram, bir kilogram dana eti üret
mek için ise sekiz kilogram tane tahıl gereklidir.
Endüstriyel sığır yemine giderek daha fazla bağımlı hale gelen Bri-
tanyalı çiftçiler sığır yeminin kaynaklarının etiketlerde belirtilm e
si için çağrıda bulundularsa da yem endüstrisi, çiftçilerin ve tüke
ticilerin "bilme hakkını” inkâr etti. Yem endüstrisi bunun yerine, yem
leri kimyasal içeriğine göre etiketlem ekte ve böylece biyolojik içe
riğini gizlemektedir.
H indistan'da sığ ır eti üretim i süt v e hayvan gücü üretim inin tam am en
bir yan son u cu n iteliğind ed ir. K esilen h a yv a n lar yaşlı, derm ansız, kı
sır v e g en ellik le y etersiz b eslen m iş olan lard ır. O rganize bir p az arla
ma ve sın ıflan d ırm a sistem i y o k ıu r v e et fiyatları besiciliği ek on om ik
kılacak s e v iy e d e değild ir. B esicilik y ap ılan hiçbir y e re , hatta eti için
b e slen en tek bir h a yv a n a dahi rastlanm am ak tad ır. Sığır kesim i a le y
hindeki d in sel in a n ışla r (özellikle Kuzey v e Batı H indistan’da) sanki
bu ffaloları da kap sıyorm u ş gibi görü n m ekte v e pek çok erk ek d a n a
dan fayd alan ılm asın ı e n g ellem ek ted ir.1?
Sığırların azalm asında etkili olan diğer bir faktör de yüksek verim
li tane üretimine ağırlık verilmesi, okaliptüs gibi yem bitkisi olm a
yan türlerin monokültürünün çoğalması ve ortak mülklerin kapa
tılması sonucu mera ve otlakların azalması dolayısıyla ortaya çıkan
yem bitkisi kıtlığıdır.
Al-Kabeer sadece 300 kişiye istihdam sağladı. Yerel tüketim için ya
pılan küçük ölçekli kesim ise rızk sağlar ve hayvanın tüm p arçala
rının kullanılmasına imkân verir. Postundan deri üretilir, kemik ve
boynuzlardan zanaat malzemesi ve gübre elde edilir. Büyük ölçek
li endüstriyel m ezbahalarda bu yan ürünlerin her biri atık olarak
kabul edilir ve kirleticiye dönüşür. Al-Kabeer'i çevreleyen tüm alan
kan, deri ve kemik artıklarıyla kirletilmiştir. Al-Kabeer bu hayvan
atıklarını sığır yemi olarak değerlendirm ek üzere bir tesis kurma
yı taahhüt etmiştir ki, bu da kutsal inek kültürünün yerini deli d a
na kültürünün almakta olduğunun bir belirtisidir.
D evletin bu yaptırım ı iyi an laşıld ığı takd ird e bunun b elirli so n u ç lan
olacaktır. Blrinciti. H indistan d evleti öldürülm ek üzere can lı h ayvan
at | Çalınmış H aşat V andana S/una
McDonaldlaşma
Dlıarmn Sanskrııçede genelde yasa ya da ynl anlamına gelen bir sözcüktür. Hinduizm.
Budizm, Caynizm ve Sili dininde nihai gerçege giden yol anlamında kullanılır - y. h. n
BGST \ ekoloji Dizıtl I 87
KFC ve Pizza Hut gibi abur cubur zincirleri, çevre üzerindeki olum
suz etkileri nedeniyle ABD ve diğer gelişmiş ülkelerdeki belli başlı
çevre gruplarının m uhalefetiyle karşı karşıyadır. Bu restoranlar
için yapılan yoğun hayvan üretimi ormansızlaşma, toprak vasıfsız-
laşması, su ve diğer doğal kaynakların kirlenm esine neden olm uş
tur. Üretilen her kilogram kırmızı et, tavuk eti, yumurta ve süt için
Çiftlik arazilerinden 5 kilogram yenilenem ez toprak örtüsü kaybe
dilmektedir. Yoğun besicilik için gerekli sıı miktarı hayvan başına
Sünde 860 litreyi, yani normal bir Hint ailesinin - e ğ e r bulabilirler
se- kullandığı varsayılan suyun on mislini bulmaktadır.
| fa lın m ış H aşat J Vandana S ftıa a __________ ______________ _______________________
KFC ve Pizza Hut, tavuklarının mısır ve soya ile beslenm esinde ıs
rarlıdır. Yarım kilo tavuk üretmek için 2,8 kilogram mısır tüketilir.
Folluklar için de 1,2 kilogram mısır ve soya gerekir. Bir kilo domuz
eti üretmek için yaklaşık yedi kilogram mısır ve soya tüketilir. Top
lamda hayvan çiftlikleri dünya tane tahıl üretiminin % 40'ını tüket
mektedir. ABD’de tane tahıl üretiminin yaklaşık % 70'i hayvanlara
yedirilmektedir.
Hindistan'da mısır temel bir gıda bitkisi olm asa da geleneksel o la
rak insan tüketimi için üretilmektedir. Tarlalar insanlar için gıda bit
kisi üretiminden alınarak tavuklar için mısır üretimine tahsis edi
lecektir. Hindistan’daki ekilebilir arazilerin % 37'si bu amaçla kul
lanılacaktır. Tarım Bilimi ve Teknolojisi Konseyi ne’ göre, üretilen
tane tahılın tamamının insanlar tarafından doğrudan tüketilmesi du
rumunda, süt, et ve yumurtaya dönüştürüldükten sonra tüketilm e
sine nazaran beş misli daha fazla insan beslenebilecektir.
Bir inek, endüstri öyle görse bile, basit bir süt veya et makinesi de
ğildir. Bu nedenledir ki inekler maruz kaldıkları endüstriyel muame
leden zarar görüyorlar. Otobur yerine etobur olm aya zorlandıkla
rında BSE oluyorlar. Büyüme hormonları enjekte edilince hastala
nıyorlar. İneklerin ve diğer hayvanların birer özne olduklarını yad
sımak, onlara sadece hammadde gözüyle bakmak kapitalist ataer
kil yaklaşım a yakınlık duymak demektir.
Sınır ihlalinin bir ürünü olan deli dana. Donna Haravvay'in "siborg"
feminizminde bir ”siborg"dur51 Haravvay "bir tanrıça olmaktansa si-
* Cyborg: elverişsiz veya yabancı bir çevrede yaşayabilmesi için yapay organlar İlave
edilmiş insan - y. h. n.
BCST | Ckoloji Dlziti | 93
Notlar:
ı 'R everence lor Life' konulu özel sayı. Q uarterly Monitor. No 13. Yeni Delhi: Research
Foundation for Science. Technology and Natural Resource Policy.
8 B. Kneen, "Blocow". Rom'a Horn: N ew&leuerot the. Nutrition Policy /»arltulC, Toromo,
Ontario, No. 40, Mayıs 1987.
12 David Coats. Old M acD onald's Fact cry farm . New York: Continuum, 1989, s. 73.
ıj Denemeler, 1 100 konsanıre artı bulaşık süngeri ile beslenen Öküzlerin % 85 konsantre
anı X 15 yiyecek kabası ile beslenen sığırlarla yaklaşık aynı hızda büyüdüklerini ortaya
■koymuştur S Loerch, "Efficiency of plastic pot scrubbers as a replacement for roughage In
high concentrate caitle diets’ . Jo u rn a l of Anim al Science. No. 60 ,19 9 1, s, 2321-28.
'4 Richard W. Lacey. M ad Cow Diaeaae.- The Hizlory o( BS£ in Britain. Channel Islands:
Cypsela Publications Limited, 1994, s. 32.
44 | Çalınm ış H a sa t | Vandana Shiva
19 "EU agrees to fund slaughter of millions o f British cattle”. Cable News Network, 3 Nisan
1996.
16 Vandana Shiva, 'Ecological Balance in an Era o f Globalization'. Global Cthtcs a n d
environm ent, ed Nicholas Low, Londra; Routledge. 1999'dan alıntılanan şekliyle Lawrence
Summers'a amir.
17 D. Juday, ‘ Intensification of Agriculture and Free Trade”, VIII. World C on feren ces Animal
Production, Seul. Kore, 28 Haziran - 4 Temmuz 1998 den alıntılanan şekliyle Panya Chotiawan'a
ailıır.
18 Vandana Shiva. "The New Livestock Policy; A Policy of Ecocide of Indigenous Cattle Breeds
and a Policy of Genocide for India's Small Farmers". Yenl Delhi; Research Foundation for
Science, Technology, and Ecology, 1999
19 "New Livestock Policy'.de "Meal Production", konulu bölüm 2.10. Mınlsıry of Agriculture,
Department of Animal Husbandry. 1999.
20 www.fao.org, 1996.
21 Bugünlerde azalmakla olan yeril türlerden bazıları şunlardır. Pangunur. Kızıl Kadhan, Veefıur,
Bhngnan Dhenanl, Lohanl, Rojhan, Bengal, Chluagong Kızılı, Nepal Yamaç Sığın. Kachah, Siri,
Taraı, Lulu ve Sinhala. "Tlıe Hindu Survey of Indian Agriculture". The Hindu 1996, s 115.
22 1991 senesinde hektar başına üretilen ortalama tane gıda temel alınarak hesaplanmıştır.
1382 ton
23 Her sene 1.924.000 bufTalo ve 970.000 koyunun dışkı ve İdrarından elde edilen ıt.171,79
ton azot, bugünkü sübvansiyonsuz azot fiyatı zo.97 rupt/kg temel alındığında toplam 234.2
milyon rupiye Iıhal edilmekledir, 2.164,19 ton fosfor, bugünkü sübvansiyonsuz fosfor fiyatı
21,29 rupi/kg temel alındığında 46 milyon rupiye mal olmakladır; 10.069,29 potas, bugünkü
sübvansiyonsuz potas fiyatı 8.33 rupı/kg temel alındığında 83,9 milyon rupi değerindedir
Yani, toplam ithalat bedeli 364.1 milyon rupidir. Hayvanların ortalama ömürlerini beş yıl kabul
edersek, önceleri hayvanlar tarafından sağlanan ürünlerin ithalatı İçin 1,8 m ilyar rupi
harcanmakta olduğu ortaya çıkar. Aynı akıl yürütmeyi takıp ederek. AI-KabeerTn beş yıllık
operasyonu süresince kesilecek olan tüm hayvanların normal ömürlerini yaşamaları halinde
devletin İthalat için 9.1 milyar rupi harcaması gerekeceğini söyleyebiliriz. Beş sene İçerisinde
Al-Kabcer. şirketin kendi tahminlerine göre yılda 200 milyon rupi karanmak için 920.000
bufalo ve 2.890.000 koyun öldüFdü. Sadece 300 İş imkanı sağladı Maneka Gandhi. T h e Crimes
o f Al-Kabeer". People to r A nim als Newsletter. Mayıs 1999
24 TIS Hazarı Mahkemesi. 23 Mart 1992 tarihli karar. Dava No. 2267/90, Delhi.
29 Renato Ruggiero. "Policing the World Economy". Cenevre'de düzenlenen konferansta,
23-29 Mart 1998'de yapılan konuşma.
gitmektedirler. Fakat aksine, 'gen geliştirm e" tedavisi deri rengini değiştirmek için talep
edilmektedir. (Bkz. Flick Weiss, 'Gene Enhancements' Thorny Ethical Traits’ , Washington Post,
ii Ekim 1997.) Gen mühendisliği, yeni ırkçılığın temelini oluşturacağına dair her türlü sinyali
vermektedir. Bu ırkçılığa göre mavi göz. sarı saç ve beyaz deri her şeyin ölçütü olacaktır. .
30 J. W. Goethe, Scien tific Slv tlle t. ed Douglas Miller. New York: Suhrkamp. s. 121.
31 Donna Haraway, 'A Manifesto for Cyborgs: Scienre. Technolgy. and Socialist Feminism
in the 1980s", Sociollai Keview. Vol. 80, s. 65-108.
32 Dona Haraway, ’ A Manifesto for Cyborgs'.
5
ÇALINMIŞ TOHUM
Çiftçiler, 10.000 yıldan uzun bir süreden beri farklı iklim şartlan ve
kültürler için uygun bitki çeşitlerini doğayla işbirliği içerisinde ev-
rimleştirdi. Hindistan çiftçileri binlerce pirinç çeşidi geliştirdi. And
çiftçileri 3000'den fazla patates çeşidi üretti. Papua Yeni Gine'de
5000'den fazla tatlı patates çeşidi ekilmektedir.
M onokültürler v e T ek eller
Monsanto 1,8 milyar dolar karşılığında Delta and Pine Land'i satın al
mıştır. Bu satın alma. Monsanto’nun, ABD pamuk tohumu pazarının
% 85 gibi çok büyük bir payını ele geçirmesini ve pamuk tarımı en
düstrisinde küresel ölçekte hâkim bir konum elde etmesini sağlamış
tır. Monsanto böylece, "sonlandırıcı teknoloji"’* olarak adlandırılan
bir kısır tohum üretim yönteminin ABD Tarım Bakanlığı (USDA)-Del-
ta and Pine la n d ’e ait ortak patentini de üzerine geçirmiştir.
Vietnam Savaşında kimyasal silah olarak yaygın bir şekilde kullanılan, dtoksln içerikli
bitki öldürücü (herbisit) - у h. n.
~ Terminator technotogy.
1998 Mart ayında ABD Tarım Bakanlığı (USDA) ile Delta and Pine Land
şirketleri masum bir adlandırm ayla "Bitki Geni İfadesinin’ Kontro
lü" denen yeni bir tarımsal biyoteknoloji üzerinde ortak patent sa
hibi olduklarını ve bu ürünü birlikte geliştireceklerini duyurdular.
Bu yeni patent, patent ve lisans sahiplerinin bitki DNA'sını kendi
embriyolarını öldürecek şekilde program layarak kısır tohum elde
edebilm esine izin verm ektedir. En az 78 ülkede kullanılmakta olan
Plant Gene Expression: bir bitkinin genetik karakterinde gözle görülebilir ya da Ölçülebilir
değişiklikler üretme süreci - y. h n
ıoo Ç alın m ış H a ta t 1 Vtmdano Shura
Bu şirk etle rin v e g en tek n o lo jilerin in , çiftçilerim izin 21. y ü zyıld a ih
tiyaç d uyulacak gıdayı üretm esin e yardım e d eceğin e inanm ıyoruz. Ak
s in e bu tek n o lo jilerin , çeşitliliğ i, y e re l bilgiyi, çiftçilerim izin b in le r
c e y ıld ır g eliştirm ekte o lduğu sü rd ü rü leb ilir tarım sistem in i y o k e d e
ceğini v e b ö y le lik le kendi kendim izi b e sle m e k ap asitem izin altını
o yacağ ın ı d ü şü n ü yoru z.7
şek ild e p arçalam ış o lacak. D aha fazla tohum satın alm adığınız s ü re
c e ne tohum var n e gıda. Sonlandırıcı T eknoloji p arlak bir bilim sel bu
luş v e h erh ald e "iyi bir iş", fakat sınırı d eha v e çılgınlık arasın d ak i o
ince sınırı aştı. Bu, y asak lan m ası g erek en tehlikeli v e kötü bir fikir.
0 k ad ar.8
Tohum Korsanlığı
rupa (% 20) ve ABD’dir (% 10 ila 15). Basmati ton başına 850 dolar fi
yatla Avrupa Birliği’ne satılan en pahalı pirinçtir. Pakistan Basma-
ti’sinin fiyatı ton başına 700 dolar. Tayvan’ın kokulu pirincinin ton
başına fiyatı ise 500 dolardır.12
Kanak Soygunu
Kuzey Hindistan'da buğday kanak. yani altın olarak adlandırılır.
tAlDA (kâr) başlığını taşıyan bir endüstri raporuna göre küresel ta
rım şirketleri yerel tohum üretimini, yerel arfid'leri ve yerel un de
ğirmenlerini ortadan kaldırmak suretiyle çiftçileri doğrudan ken
dilerine bağımlı hale getirmeyi planlamaktadır. İnsanların taze ve
ucuz una erişimlerinin engellenm esi, "gıda zincirinin modernizas-
SGST I ekoloji DiztH [ 107
' Çoğu patent yasasına güre mevcut durum, verili bir tarihten önce herhangi bir biçimde
kamuya açıklanmış olan tüm enformasyon anlamına gelir. Bu enformasyonun, söz konusu
işkolunda çalışan ortalama bir işçiyi bilgilendirmeye yelecek düzeyde, belirli bir lornıda yayımlanmış
ve kamuya açık kütüphanelerde mevcut olması gerekmektedir. - y h. n.
IIC ST | C ko lo ji D iz is i | n »
G ATT'ta buna ben zer bir ö rn ek şim d iye k ad ar k esin likle görülm em iş
tir. Endüstri u lu slararası tic arette çok tem el bir soru nu tespit etm iş
tir. Bir çözüm geliştirm iş, bunu somut bir ön eriye dönüştürm üş v e hem
kendi hüküm etim ize hem d e d iğer h ü kü m etlere satm ıştır... D ünya ti
caretin in en d ü strileri v e tacirleri ayn ı zam anda hem hasta, hem de
teşhis v e ted avi ed en d ok to r rolünü ü stlen m işlerd ir.'6
dıgını iddia etti.'8 Şubat 1995'te Britanya Bitki Üreticileri Demeği Aber-
deenshire'dan bir çiftçiyi, çiftçiden çiftçiye doğrudan satış nedeniy
le dava etti ve endüstriye 30.000 sterlin tazminat ödem eye mah
kûm ettirdi.
Notlar:
ı Hope Shand. 'Human Nature: Agricultural Biodiversity and Farm Based Food Security",
Rural Advancement Foundation International (RAF1). 1997.
2 "Monsanto: Peddling 'Life Sciences' or 'Death Sciences?", Yeni Delhi: Research Foundation
for Science. Technology and Ecology (RFSTE3, 1998.
; Leora Broydo.
6 Hope Shand, "Human Nature: Agricultural Biodiversity and Farm Based Food Security".'
Rural Advancement Foundation International (RAFI). 1997.
11 Hissar CCS Haryana Tarım Üniversitesi ne göre Basmati’y e cn eski göndermelerden biri
1766'da Varis Shah tarafından yazılmış olan meşhur Heer R anjha epiğinde yapılmaktadır.
19 McKınscy and Co. and Confederation of Indian Industry, VAIDA raporu, Yeni Delhi.
India, 1999.
16 James Enyart, "A GATT Intellectual Property Code". Les Nou vetles. Haziran 1990, s. 94-96
18 T racey Clunıs Ross. "G row ing Problem s: The Issue o f Sovereignty o v er Seed s"
yayımlanmamış makale, 1999.
Biz M on santo o la ra k inan ıyoru z ki, gıda biyotek n o lojisi d ah a iyi bir
g elecek v aa t etm ektedir. Bizim b iy o tek n o lo jik tohum larım ız gen y a
p ıların a ö rn eğin b ö cek v e y a zararlılara karşı d iren ç sağlam ak üzere
yerleştirilm iş, fayd alı d o ğ al g e n le r içerm ekted ir.
M onsanto'ya göre:
Pamuğa zarar veren bazı tırtıllar üzerinde yapılan deneyler kimi za
rarlı böceklerin (örneğin, Spodoptera ve Heliothi&) Bollgard'a y e r
leştirilmiş olan toksinlere karşı direnç geliştirebildiğini ortaya koy
muştur. Nihayetinde, her bitki türü çok çeşitli zararlı böceklere
sahip olduğu için, sadece bir böcek türüne karşı koyabilecek şek il
de genetiği değiştirilmiş olan bitkiler için insektisit kullanılması
hâlâ gerekli olabilir. Greenpeace adına Pe&ticide& Tru&t tarafından
yapılan bir analize göre, bu tür herbisit dirençli varyantlar herbi
sit kullanım biçimlerini değiştirecek ama kullanılan toplam herbi
sit miktarını değiştirm eyecektir8
Marc Lappe ve Britt Bailey nin Agatnal The Grain adlı kitapların
da gösterdikleri gibi herbisit dirençli soya hektar başına 3.285 ila
3.468 kilogram verim sağlarken elle işlenen soya hektar başına
3.486 kilogram verm ektedir. Yazarlara göre bu durum, genetiği de-
Ürûne Karşı.
BG ST | E ko lo ji D iz isi | 121
Her halükârda, büyük şirketlerce kontrol edilen bir gıda sistem in
de. bir şirket hem araştırma yapmakta, hem tohumları satmakta, hem
de ürün hakkında verileri sağlam aktadır. Yani, hem hasta, hem
teşhis eden, hem de tedavi eden aynı kişidir ve dolayısıyla verim
performansı ve ekolojik etki değerlendirmelerinin hiçbir nesnel
temeli kalmamaktadır.
Pek çok gen aktarılmış bitkiye viral' hastalıklara karşı, o virüsün dış
proteini kullanılmak suretiyle direnç kazandırılmıştır. Bu viral gen
ler yeni hastalıklara neden olabilir. Büyük salgınlara yol açacak tür
den yeni geniş spektrumlu rekombinant virüsler ortaya çıkabilir.
L-ıriptofan adındaki bir besin katkısı genetiği değiştirilip ilk defa pi
yasaya sürüldüğünde 37 kişi ölmüş ve ıçoo kişi de eo&inophilia m yal
gia olarak adlandırılan acı verici ve güçten düşürücü bir dolaşım
Yeşil Devrim, besin d eğen yüksek çeşitli gıda bitkilerini yok edip
onların yerine pirinç, buğday ve mısır monokültürlerini yaygınlaş
tırarak gıda güvenliğinin temellerini daralttı. Fakat Yeşil Devrim, te
mel gıdalar ve bunların verimi üzerine odaklanmıştı. Gen mühen
disliği devrimi ise temel gıda çeşitliliğini ihmal etmesi ve yüksek ve
rime değil herbisit direncine odaklanm ast nedeniyle Yeşil Dev-
rim'in sınırlı kazançlarını dahi ortadan kaldırmaktadır.
Clive Jam es’e göre gen aktarılan bitkiler yüksek verim için gelişti
rilmemiştir. Gen aktarılmış bitkilerin % 54'ü herbisit direnci taşıyan
lardır ya da diğer bir deyişle gen aktarılmış bitkilerin yaygınlaşm a
sı gıda artışını değil, herbisit tüketim artışını hedeflemektedir. Bir
endüstri raporunda şöyle yazmaktadır: "Herbisitlere direnç göste
ren genin kendi başına verim üzerinde herhangi bir etkisi yok
tur.”'7 Dünya ölçeğinde genetiği değiştirilmiş ürünlerin ekildiği ara
zilerin % 4o‘ı soya, % 25’i mısır. % 13 u tütün. % n ‘i pamuk. % 10'u ka-
nola ve % ı’i de dom ates ve patatese ayrılmıştır. Tütün ve pamuk
gıda bitkisi değildir; soya gibi bitkiler de Doğu Asya dışındaki pek
çok kültür için geleneksel gıda bitkisi değildir. Bu bitkiler aç olan-
Bu bitkiler, aynı çeşidin genetiği tek bir işlev için değiştirilmiş ürün
lerinin giderek genişleyen monokültürlerine dayanmaktadır, tggb'dü
dünyada 750.000 hektar üzerinde gen aktarılmış pamuğun yaln ız--
ca iki varyantı ve 500.000 hektar üzerinde Roundup Ready soya ekil
mişti. Biyoteknoloji endüstrisi küreselleştikçe bu monokültür eği
limi güçlenecektir, tarımsal çeşitlilik daha da zayıflayacak, ekoloji
daha da kırılgan hale gelecektir.
Biyoçeşitliligin Y o k Edilmesi •
Süper zararlı bitkiler yerel çeşitliliği yok eden ve tüm ekosistemi tes
lim alan bir "biyoistilaya" neden olabilirler. İstilacı türler proble
mi biyoçeşitlilik karşısında önemli bir tehdit olarak kabul edilmek
tedir. Monsanto'nun Roundup Ready gibi ürünlerin herbisit tüke
timini azaltacağı şeklindeki iddiaları yanlıştır; çünkü bu tür geliş
tirilmiş bitkilerin, tarımda herbisit kullanılmayan ve yerli soya tür
lerinin mevcut olduğu bölgelerde ekileceği gerçeğini dikkate alm a
maktadır. Çin, Tayvan, Japon ya ve Kore soya fasulyesinin evrim-
leştiği ve ıslah edilmiş soyanın pek çok yabani akrabasının mevcut
olduğu bölgelerdir. Bu bölgelerde M onsanto'nun.Roundup Ready
soyası herbisit kullanımını artırabilir ve herbisit dirençli genetik özel
likleri yabani bitkilere aktarmak suretiyle yerli biyoçeşitliliği kirle
tebilir. Bu durum, yeni zararlı problem lerine ve biyoçeşitlilik kay
bına neden olabilir. Dahası, Üçüncü Dünya, gezegendeki biyoçeşil-
liliğin büyük bir bölümüne ev sahipliği yaptığı için bu ülkelerdeki
genetik kirlenme riski daha büyük önem taşımaktadır.
Biyogüvenlik Politikası
İkinci bir ihtilaf kamu çıkarına ve özel çıkarlara hizmet eden bilim
ler arasındadır. Rekombinant DNA teknikleri 1970'lerin sonu ve
Bo'lerde yaygınlaşırken d en eylerde ortaya çıkan sakat organizma
ların çevrede yaşatılması düşünülmüyordu. Bu dönemde başlıca ça-
Diamond black moth; Indian meal moth; tobacco budwarm: Colorado potato beetle.
BGST | Ekoloji Uizısı | n ı
Askıya alma - y. h. n.
uz | Çalmmif Hasat | Vandana Shnıg
Mavımsı kırmızı veya beyaz renkle, borazan gibi genişleyen çiçeklen olan bir bahçe bitkisi
~ y . h. n.
Gene silendng: bir genin İfadesinin başka bir gen tarafından engellenmesi - y. h. n.
134 | Ç alın m ış H a s a t | V an d an a Shiua
Çeşitliliği Ekmek
0 halde biyoçeşitlilik ekimi yüksek verim ve yüksek gelir için bir çift
lik stratejisi olabilir. Fakat bu verim ve gelirler farklı ürünlerden kay-
Notlar:
1 "Monsanto: Peddling Life Sciences' or Death Sciences'7" Yeni Delhi: Research Foundation
for Science, Technology, and Ecology (RFSTE), 1998.
2 "Monsanto: Peddling 'Life Sciences' or 'Death Sciences?" s. 12.
4 International Association of Plant Breeders. "Feeding the 8 billion and Preserving the
Planet", NY0 N, İsviçre.
12 Mae Wan Ho, Genetic Engineering: Dream o r Nightmare. Bath. U.K.: Gateway Books.
1998, s. 165.
13 Philip Cohen, ’ Can DNA In food finds Its way into cells?" New Scientist. 4 Ocak 1997. s. 14
19 P. Bondry, M Morchen, et. al., "The origin and evolution of weed beets consequences
for the breeding and release of herbicide resistant transgenic sugar beets'. Theoretical and
Applied Genetics: No. 87,1993. s. 471-78.
2 2 . ABO iarım endüstrisinin Başkan Cllntoria G7 Zirvesi nde yolladığı mektup. Denver. 18
Haziran 1997.
27 COST 98 Action (Avrupa Topluluğu Programı) Lund, İsveç. 25-27 Kasım 1998.
29 Research Foundation for Science. Technology, and Natural Resource Policy, "Cultivating
Diversity: Biodiversity Conservation and the Politics o f the Seed". Yem Delhi. 1993
30 Vandana Shiva. "Biodiverstty-Based Productivity". Yem Delhi: RFSTE. 1998; Peter Rosset
ve Miguel Altieri, "The Multiple Functions and Benefits o f Small Farm Agriculture". International
Forum on Agriculture, San Francisco, 1999.
32 Vandana Shiva et al.. "Globalization and Seed Security: Transgenic Cotton Trials*. EPW.
Vol. 34. No. 10-11.6-19 Mart 1999. s. 605.
7
Gıda demokrasisi, bir avuç küresel şirketin dünya gıda arzını kon
trol ettiği ve kendi kazançlarını artırm ak ve iktidarlarını pekiştir
mek uğruna onu yeniden biçimlendirmekte olduğu bu gıda dik
tatörlüğü çağında bir zorunluluk haline gelmiştir. Gıda dem ok
rasisi, çevre, sürdürülebilir tarım, çiftçi, tüketici hareketleri ve top
lum sal o larak duyarlı bilim insanları arasın d a gelişen yeni bir
dayanışm a aracılığıyla inşa edilmektedir.
Tohumu Kurtarın
Güçbirliği Oluşturmak
Development biologist.
BG ST I E ko lo ji D iz is i | U 7
Notlar:
ı Ronnıc Cummins. Food Bjytes, No. 16, 28 Ocak 1999.
SONSÖZ
Dünya Ticaret Örgütü'nün 1999da Seattle’daki Üçüncü Bakanlar Top
lantısının yenilgiye uğraması tarihsel bir olaydır. Sokaktaki ve DTÖ
müzakerelerindeki isyan yeni bir dem okrasi hareketini başlatm ış
tır. Dünyanın çeşitli yerlerindeki yurttaşlar ve Güney hükümetleri
kendi söz hakları olan kararlardan dışlanmayı ve kenara itilmeyi red
detm ektedirler.
DTÖ, Dünya Tiranlık Örgütü' gibi yeni isimler edinm eye başlam ış
tır, çünkü büyük şirketlerin, dünya basadım gizli, antidemokratik
yapılar ve süreçlerle çalm alarına izin veren despotik, halk ve doğa
karşıtı kararları uygulatma çabasındadır. DTÖ serbest ticareti değil
zoraki ticareti kurumsallaştırmaktadır, fakat baskı ve kuvvet ancak
bir yere kadar işe yarar.
Yurttaşlar Seattle'a "yeni bir tur yok, geri dönün” sloganıyla gittiler.
Yeni bir turu engellemekte başarılı oldular. Önümüzdeki mesele küresel
leşme ve serbest ticareti tersine döndürmek ve ticareti, dünyayı ve
insan yaşamını korumak gibi yüksek bir amaca hizmet edecek şekil
de yeniden düzenlemektir.
Vandana Shiva
Yeni Delhi, Hindistan
Aralık, 1999.
İNDEKS 132; gen mühendisliği 131-132,134-
135; Patent ve Ticari Marka
Bürosu 104; patent yasaları 109;
Bitki Çeşitliliği Yasası ıız
A/F Protein 64
Amerikan Soya Demeği 36
açlık 12-13, 20 .2 2 -2 3,115-116
Andhra Pradesh, Hindistan 10 ,19 , 84,
ademi merkezileştirme: hardalyağı 85,122; aktivizm 142.145; karides
işlemenin 32-36, 45-46; buğday çiftçiliği 25. 61, 66-67
endüstrisinin 105-108
Andre 8 Company 40
Afrika 31, 8i, 90, 99, io i , 126
antibiyotikler 58, 82, 8 7 ,12 4 ,13 4
A gaim t the Grain (Bailey ve Lappe)
120 Archer Daniels Midland 107
C D
Güney Afrika 90
M N
Madhya Pradesh. Hindistan 19, 34 Navdanya 9 -10 .15 .10 3 ,14 4 -14 5
Maharashtra. Hindistan 18 .6 7 neem patenti 105
Maheshwari. Harsh 38 Novartis 9 9 .14 3
M alezya 50. 53
Mander, Je rry 90 O
mandıra endüstrisi, bkz. inekler Ohnuiki-Tremey, Emike 103
m angrovlar 58 Oliver, Melvfn 100
Mavi Devrim 54-55, 64, 66 Orissa io. 32, 34,50, 6 2 .6 6
m aya, genetiği değiştirilm iş 133 orm anlar 7 ,2 0 ,5 4 .1 1 6
MAHYCO 99 otoburlar 78, 88, 91
Meksika 17,57, 97 Otter Ferry Salm on 65
mısır 2 1,31, 8 8 ,9 7 ,9 8 ; ihracat için
tarım ve mısır 18 ,9 6 ; gen
mühendisliği ve mısır 41.124, Ö
125-126 "ödem" salgını 34
hljcrosoft 148 özgürleşm e 11, 28-29. 68, 92.147;
Miller, Scotı 149 satyagraha İle özgürleşm e
144-145
Mississippi Tohum Hakem Kurulu 121
Mitsui Cook 40
P
Monbiot. G eorge 135
Pakistan 53,10 4-10 5
monokültür (Ayrıca bkz. bıyoçeşitlilik)
7, 8 4 .9 6 -9 8 .12 6 .13 7 ,13 8 ; soya pamuk (A yn c a bkz. Bacillu i
fasulyesi monokültürü 3 6 .4 6 .13 7 thuringiem i «) 18 ,2 3. 4 1,8 6 , 98,
12 5,12 6 ,12 9 ,13 7 ; Bollgard 113,117.
M onsanto (Aynca bkz. çokuluslu 119 .120 -122.14 2
şirketler; Roundup Ready
bitkiler): karşı aktivizm 11.142- pancarlar 4 1.12 7,14 3
143.145-146; reklam kam panyaları patates 31.4 1, 96. m . 118 ,12 5 .13 0 .13 3
18 .2 0 .2 6 .115 ,117 ,12 1; gen
mühendisliği 7 4 ,10 1-10 2 ,118 -12 2 , patentler, yaşam üzerinde (Aynca
127-128,134; fikri m ülkiyet hakları bkz. gen mühendisliği; fikri
16. 37,41; tekelleşm e 40-42, 99, mülkiyet hakları) 9, 25. 41,
112-114; zararlılarla m ücadele 128- 108-109-, karşı aktivizm 9 -10 .15 ,
•30 103. 89.144-145; biber patenti 105;
hardal patenti 16 .3 7 ,10 5 ; pirinç
Moyle. P eter 65
patenti t 6 ,104; tohumlar
Munshi. K. M. 72 üzerinde patent 10 .16 ; soya
ise I Ç alm m u H asat | V andana Shiva
Sem em es Agrocetes 41
Raghavan, Chakravarty 8 Seminis 98
Rajasthan Yağ Sanayicileri Demeği 36 serbest ticaret, bkz. ticaretin
rızk (Ayrıca bkz. çiftçiler) 17, 8 9 ,14 6 - serbestleşm esi
147; balıkçılık endüstrisi ve rızk Shand, Hope 9 6 .114
48-49, 5 2 ,6 0 , 66-67; et
endüstrisi ve rızk 84, 86; Shapiro. Robert 122
hardalyağı endüstrisi ve rızk 19, sığır eti. bkz. inekler
32. 45; buğday endüstrisi ve rızk
105-108 skrapı 78-79
RiceTec. Inc. 16 ,10 4 -10 5 ,10 9 somon (Ayrıca bkz. balık) 48, 64-66
Tebhaga hareketi 13
tekeller 9,132: tahıl ticareti tekelleri Uluslararası Gıda Güvenliği Konseyi
16, 39-40; pirinç tekelleri 102-105: 141
tohum tekelleri 16,4 0 -4 2,9 7-9 9 ,
Uluslararası Gıda Politikaları
112,120
Araştırma Enstitüsü 54
f happal su kültürü 64
Uluslararası Kırsal Gelişm e Vakfı
ticaretin serbestleşm esi (A yrıca bkz. (RAFI) 41, 9 6 ,10 0
ekonomik küreselleşm e: Dünya
U luslararası Küreselleşm e Forumu 8
Bankası; Dünya Ticaret Örgütü)
18 ,2 8 .3 8 . 8i; karşı aktivizm 150; Uluslararası Organik Tarım
çevrecilik ve ticaretin Hareketleri Federasyonu 142
serbestleşm esi 53-54; ihracat İçin
U luslararası Para Fonu (IMF) 18
tarım v e ticaretin serbestleşm esi
17.23-25.74; sağlık kaygıları ve Uluslararası Tarım Araştırm aları
ticaretin serbestleşm esi 79-80; Danışma Grubu 101
im | Çalınmış Hatat \ Vandana Shiva
0
zararlı bitkiler (Ayrıca bfcz. herbisit)
Üçüncü Dünya Şebekesi 8 ,13 5 ,14 6
26,127-128
Üçüncü Dünya (A yrıca belirli
zararlılarla mücadele: Bollgard
ülkelere b kz.) 10 ,14 -16 . 80, 89;
pamuk ve zararlılarla mücadele
biyoçeşitlllik 128.139; ihracat için
120: kimyasal m ücadele 18, 99,
tarım 17-19, 23-29, 81; açlık 20-21;
118 -120,122,14 0: ekolojik
fikri mülkiyet haklan 109, 108-
m ücadele 33,128: gen
ııo: karides çiftçiliği 94-96;
mühendisliği ve zararlılarla
Üçüncü Dünya'da sonlandırıcı
m ücadele 2 6 ,119 -117 ,128 -130 ,133
teknoloji 99-102
zencefil patenti 103
V
vejetaryenlik 31, 81-82
Venky's 87
Vişnu 49
W
W. R. G race 41, 98
y
Yağlı Tohum Teknolojisi Misyonu 38