You are on page 1of 17

rı6J DÖRT ARKADAŞ Kocası - Köpek, kediyle görüşmüş. O anlatmış .

Güvercin - Eee.. Fare ne yapıyormuş?


Kocası - Köpek çiftçinin oğluyla gitmek isteyince fareyi yalnız
bırakmaya gönlü razı olmamış ve ona "Sen de bizimle
gel! Ne dersin?" diye sormuş.
Güvercin - O ne demiş?

Kocası - "Olur! Burası çok güzeldi, ama burada yalnız sıkılı­


rım, hadi gidelim!" demiş. Birlikte İstanbul'a gel-
mişler.

Güvercin - Allah, Allah! Ne yani, şimdi buradalar mı?


Kocası - Buradaymışlar, "Hep beraber buluşalım!" diyorlar.

Güvercin - Bizim kedi, fare ve köpek hayatlarından memnunmuş. Güvercin - Tamam, anladım ; hepsi burada, ama kedi nasıl gele-

Kocası - Geçenlerde kedi aradı, biraz sohbet ettik. Kedi hala cek?

Leyla'nın evinde yaşıyormuş. Hem kedi, hem de Kocası - Kedi zaten buradaymış.

Leyla durumlarından memnunmuş. Köpek, çiftçinin Güvecin - Nasıl, buradaymış?

oğluyla İstanbul'a gelmiş, çiftçinin oğlu üniversite Kocası - Leyla akraba ve arkadaşlarını ziyaret etmek için bu-

okumak için İstanbul ' a taşındığında köpeğj de yanı­ raya gelmiş, kediyi de yanında getirmiş.

na almış, çünkü köpek onun en yakın arkadaşıymış , Güvercin - Ne zaman buluşacağız?

köpek yanında olmazsa, yalnızlık hissedeceğini dü- Kocası - Bu akşam, Sultan Ahmet'te buluşacağız.

şünmüş. * * *
Güvercin - O bunları nereden biliyormuş? Güvercin - Ooo ... arkadaşlar! Nasılsınız? İkinci kitaptan beri gö-
rüşemiyoruz.

72 73
Fare - Ben çok iyi olduğumu söyleyeıneyeceğim, az önce
geldim.
korkudan ölüyordum. Siz bu şehirde nasıl yaşayabi­
Fare - Ben de hem sen istediğin için, hem de köyde yalnız
liyorsunuz?
başıma çok sıkılacağım için geldim, ama burada ha-
Güvercin - Ne oldu, Fare?
yat çok zor ve benim için çok tehlikeli. Burada hiç
Fare - Ne olacak, her yerde arabalar var. Az kalsın bir araba
kimse beni sevmiyor. Kadınlar benden korkuyor, a-
beni eziyordu.
damlar hemen öldürmek için saldırıyorlar.
Güvercin - Evet, araba çok, ama dikkat edersen, sorun olmaz,
Güvercin - Evet, burada insanlar köpeklere, kedilere ve kuşlara
zamanla alışırsın . Biz hiç zorluk çekmiyoruz.
alışkınlar, ama farelere alışkın değiller.
Köpek - Tabii ki sizin için sorun olmaz. Siz caddede yürümü-
Köpek - Burada benim hayatım da zor. Köydeki gibi istediğim
yorsunuz, her yere uçarak gidiyorsunuz. Az kalsın
zaman rahat rahat gezemiyorum. Aptal gibi balkondan
ben de arabanın altında kalacaktım, sağa sola bak-
caddeden geçenleri seyrediyorum, gerçekten kendimi
maktan boynum ağrıdı.
aptal gibi hissediyorum. Mustafa'nın zamanı olursa,
Kedi - Bence çok trafik ve gürültü olmasına rağmen büyük
onunla dışarı çıkabiliyorum. Keşke okulu çabuk bitse
şehir fena değil. Sokakta bazı kedilerle tanıştım, on-
de köyümüze dönsek.
lar da kalabalık ve trafikten şikayet ediyorlar, ama
Fare - Keşke! Daha üç buçuk yıl var.
kolayca yemek buluyorlarmış .
Kedi - İnşallah, Mustafa derslerini çalışır da okulunu uzat-
Güvercin - Evet, bu şehirde genellikle kedileri seviyorlar. Çok
maz, yoksa bir yıl fazla kalırsınız.
insan onlara yiyecek bir şeyler veriyor yada lokan-
Fare - Sus Kedi! Allah korusun! Ben bir yıl fazla kalamam.
taların çöplerinde kendilerine yiyecek bir şeyler bu-
O zamana kadar ölürüm, herhalde. Sen beni sevmedi-
labiliyorlar.
ğini yine gösteriyorsun.
.
Köpek . - Vallahi ben alışamadım. Mustafa okumak için Istan-
Güvercin - Durun, arkadaşlar! Kavga etmeyin, llitfen. !
bul' a gelince benim gelmemi istedi. O istediği için
Fare - Ama buluştuk buluşalı iki cümle konuştu. İkinci cüm-

74
75
lesinde benim kötülüğümü istiyor.
A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ.
Kedi - Lütfen, Fare! Ama bu olmayacak bir şey değil. Eğer
1- Köpek ne zaman İstanbul'a gelmiş?
Mustafa derslerine çalışmazsa, arkadaşlarıyla gezer
tozarsa, sınıfta kalabilir. Okulu da bir yıl uzar.
Fare - Bak! Üçüncü cümlesi de aynı. 2- Kedi niçin İstanbul' daymış?
Köpek - Tamam arkadaşlar.
Güvecin - Yıllar sonra sizi göreceğim için çok sevinçliydim,
ama şimdi problemlerinizi dinleyince biraz üzüldüm. 3- Fare nasıl bir tehlike atlatmış?
Ama kafanıza takmayın! Bu günler de geçer, güzel
günler gelir.
Köpek - İnşallah bu günler çabuk geçer! 4- Kediye göre büyük şehir nasıl?
Fare - İnşallah, inşallah!

5- Sehirdeki
, kediler nasıl yiyecek buluyormuş?

B) DOGRU MU, YANLIŞ MI?


6- Köpek ve fare İstanbul'daki hayatlarından memnun. ( )
7- Köpek istediği zaman dışarı çıkabiliyormuş . ( )
8- Fareye göre kedi onun kötülüğünü istiyor. ( )
9- Kediye göre Mustafa asla sınıfta kalmaz. ( )
10-Güvercin bu buluşma sonunda çok mutlu oldu. ( )

76 77
[17] TEMİZ ENERJİ Salim - Alem adamsın ! Insandaki enerjiyle temiz enerji arasında
nasıl da alaka kuruyorsun, bravo sana!
1 ,.,..

-o-
/ \ Galip - İnsan bir konuyu kafasına takınca kafasına taktığı konuy-
la her konu arasında bir bağlantı buluyor.
..• •
• •
Salim - Gazetedeki haberi okudun mu?
.•. .
Galip - Hangi haberi? Akdeniz'dek i tatil yörelerinde, otellerin
ve evlerin güneş enerjisi kullanarak sıcak su elde etmesi
hakkındaki haberi mi?
Salim - Haa! O haber de var! Benim okuduğum haber güneş

- -- enerjisiyle çalışan arabalar hakkında. Sen okumadın mı?


Türkiye' de Formula O/Güneş Arabaları Yarışmalan'nın
beşincisi düzenlenmiş ve İstanbul Üniversitesi' nin araba-

Galip - Merhaba Salim, nasılsın? Biraz solgun görünüyorsun. sı kazanmış.

Sali m - Üç günden beri çok fazla çalıştığım için hiç enerjim Galip - Ne yazık ki bu haberi kaçırmışım . Nerede okudun, hangi
kalmadı. Tabii ki sadece ben çalışmıyorum, biitün arka- gazetede? Yeni bir gelişme mi varmış, güneş enerjisiyle
daşlar çok çalışıyor. Hepimiz çok yorulduk. çalışan arabalarda ilerleme mi var, hızları aıtnıış mı?

Galip - Sizin enerjiniz temiz enerji kaybı, çok yazık! Salim - O da bir şey mi! Güneş enerj isiyle uçan uçak yapılmış .

Salim - Ne demek şimdi bu? Galip - Hadi ya! Gerçekten mi? Kim yapmış?
Galip - Şaka yaptım, ama bu günlerde temiz enerjiye kafayı Salim - Yok ya, şaka yapıyorum! Ama bu da olacak, bundan e-
taktığım için her sohbette bir fırsat bulup bu konuyu minim; arabadan sonra uçak üzerinde çalışılacak, hatta
sohbete sokuyorum. belki çalışılıyor. Bu yarışa yirmi üniversite tasarlad ıkl arı
arabalarla katılınış.

78 79
Galip - Güneş arabaları en son hangi hıza ulaşmışlar? !arca, hatta yüz yıllarca dünyayı kirleten bizden önceki
Salim - Yaşar Üniversitesi tarafından yapılan araç 100 kilomet- insanların ve bizim gelecek nesle borcumuz.
relik hıza ulaşıyormuş, ayrıca gece yolculuğu için sekiz Salim - Haklısın, sana katılıyorum! Geçen ay eşimle tatile gittik.
saatlik enerji depoluyormuş . Yoldaki araçlann çıkardığı egzos gazı felaketti. Biraz ya-
Galip - Diğer üniversiteler hangileri? • kın gidersen, ağzına burnuna gaz doluyor. Araçlarına ba-
Salim - Ee .. kendin gazetelere baksaydın! Şimdi sana her üniver- kım yaptırmadan yola çıkan sürücüler hem çevreyi kirle-
sitenin adını sayamam ki; zaman yetmez! Çok merak edi- tiyorlar, hem de diğer yolcuları rahatsız ediyorlar.
yorsan, haber sitelerini gez! Galip - Tabii ki bu da önemli, ama daha önemli olan bir şey var.
Galip - Tamam, bakarım! Bu temiz enerji konusu gerçekten çok Salim - Neymiş o önemli olan şey?
önemli bir konu. Bu konuda yapılan her araştınna, her Galip - Ben de yollarda senin gördüğün şeyleri görüyorum, yani
yeni buluş beni heyecanlanduıyor. İleri sürülen teoriler hurda arabayla yolculuk edenleri, trafik kurallarını ihlal
bile benim temiz dünya hayalleri kurmama sebep oluyor. edenleri, diğer sürücüleri ve araçlarındakileri tehlikeye
Bazen kafamda film senaristleri gibi harika, tertemiz, atanları, ama bunlar oluyor maalesefi
enerji sorunu olmayan, barış içinde yaşayan insanların Salim - Hı, hı! Doğru! Benim anladığım şey şu: Ne kadar buluş
olduğu bir dünya senaryosu bile yazıyorum. yapılusa yapılsın insanlar temiz dünyayı isteıniyorsa, ve
Salim - Aslında sen bu kafanda yazdığın senaryoyu gerçekten herkesten isteyip kendisi egoistse, buluşlar boşa gider.
yazıp sinema sektörüne sunsan, belki ilgilenen bir film Galip - Doğru! Neyse, iyi ki bilim bunu dikkate almadan çalış- ·
yapım şirketi beğenip film yapmak ister. Bence yaz! Se- malarına devam ediyor.
naryonu isteyen olmazsa da üzülmezsin. Ne olacak ki, de- Salim - Bazı furnalar da temiz enerji üretimi için çalışmalar ya-
nemekten zarar gelmez. pıyorlar. Geçen gün gazetede okuduğum bir habere göre
Galip - Boş ver filın senaryosu yazmayı! Ben temiz enerji üreti- temiz enerji üretimi yapmak amacıyla çalışma yapan bir
mi için yapılan çalışmaları sıkı takip ediyorum. Bu, yıl- çok enerj i firması varmış.

80 81
Galip - İnşallah enerji alanında çalışan bütüı1 firmalar bu yola olur, biz de suyumuzu bu doğal enerjiyle ısıtıyoruz.
giderler. Örneğin, yenilenebilir enerji kaynaklarını de- Salim - Unutma! Güneş birazcık fazla ısıtsa bile dünya yok olur.
ğerlendirirler . Yenilenebilir enerji kaynakları halihazırda

kullanılıyor, ama daha fazla kullanılsa kötü mü olur? Bu


enerji kaynakları hiç tükenmeyecek enerji kaynaklarıdır.

Salim - Nasıl hiç tükenmeyecek!


Galip - Bu kaynaklar güneş, rüzgar, su ve benzeri doğal kaynak-
lardan elde edilen enerji. Jeoter mal enerji, dalga enerjisi,
hidrojen enerjisini de bunlara ekleyebiliriz. Bunlar doğal
enerji kaynakları, bu kaynaklardan elde edilen enerji do-
ğaldır; atmosferimize, sularımıza, yiyeceklerimize zarar
vennez .
Salim - Emin misin? Sudan elde edilen enerji suyu kalitesiz hale
getirmiyor mu? Şimdi tekrar su enerjisine mi döneceğiz.

Yeni enerjiler ne getirecek? Elli yıl sonra güneş enerji-


siyle ısıtılan suyun aslında kanser yaptığını söyleyebilir-
ler. Ve aynca günümüzde teknoloji geliştiği için nüklee r
enerjinin şimdi en temiz enerji olduğu söyleniyor.
Galip - Sen tatilde fazla güneşte kalmamamızı yazan ve söyleyen
haberleri düşünüyorsun sanırım. Güneşten enerji üret-
mekle güneşi n cilt kanseri riski yaratması aynı şey değil.
Güneş zaten dünyamızı ısıtıyor, güneş olmasa dünya yok

82 83
A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ.
[18] GAZETE HABERLERİ
1- Salim niçin solgun görünüyor?

2- Neden Galip her sohbete temiz enerjiyi sokuyor?

3- Salim'in okuduğu haber ne hakkındaymış?

4- Hangi araç 100 kilometre hıza ulaşıyormuş?

Gazeteler sahneye çıktığından beri bütün dünya insan-


5- Galip kafasında nasıl bir senaryo yazıyormuş? ları için çok önemli olmuştur. Dünyanın ilk gazetesinin M.Ö. 59
yılında Roma senatosu tarafından çıkarıldığı söylenir, bu gazete
senatonun kararlarını, siyasi gelişmeleri ve gladyatör müsabaka-
6- Hiç tükenmeyecek enerji kaynakları hangileri?
larının sonuçlarını halka duyurmak için çıkarılmış. Bir bilgiye
göre ilk gazete Çinliler tarafından basılmıştır, kağıdı bulan Çinli-
ler 1300 yıl önce ilk gazeteyi de çıkarmışlar. Bu gazete de Roma-
lılar'ın gazetesiyle aynı amacı taşıyordu. Tarihte bilinen en eski
B) DOGRU MU, YANLIŞ MI? iki gazete bunlardır. Bu gazeteler halka bedava dağıtılıyordu.
7- Güneş enerjisiyle uçan uçak yapılmış. ( ) 15. yüzyılda, matbaa bulunduktan sonra gazete ve der-
8- Güneş dünyayı çok az fazla ısıtsa dünya yok olur. ( ) gi hızla yaygınlaşmıştır. Çağdaş denilebilecek ilk gazete 1605 'te
Fransız ve Flaman dillerinde ve 1609'da Almanca yayınlan­
mıştır. İlk Türkçe gazete 1831 'de yayınlanan Takvim-i Veka-

84 85
yi 'dir. Bu devletin yayınladığı bir gazetedir. İlk özel gazete FB'D E YENİ SİSTEM BEGENİLDİ
l 860'ta yayınlanan Tercüman- ı Ahval'dir. Kayserispor maçına
20. yüzyılda basım teknolojisi gelişince ve dağıtım im- Aykut Kocaman 'ın yeni sis-
kanları artınca gazete tirajları milyonları bulmuştur. Her ne kadar
temiyle çıkan futbolcular,
TV, İnternet gibi haber teknolojileri gelişmişse de gazetenin
hızlı
"Artık orta alana hakimiz, üs-
yeri ayrıdır. Sabah otobüste, takside, dolmuşta gazetesini okuya -
telik çift liberoyla kontra atak
rak yolculuk eden çok insan görürüz. Birçok insan gazetesini
tehlikesi de yaşamayız." gö-
okuyarak kahvaltı etmeyi sever. Özellikle hafta sonu veya tatilde
ayrı bir zevktir. rüşünde. Fenerbahçe'yi Eylül
gazete okuyarak kahvaltı yapmak
ayında yoğun bir maç trafiği
Bazı insanlar okumaya gazetenin birinci sayfasındaki
başlıklardan başlar, bazı insan lar ise arka sayfadan başlar, hemen bekliyor. 20 gün içinde beş maç yapacak. Kanarya, 10- 11-12
spor haberlerini okur, sonra tekrar başa döner. Tabii bu erkek Eylül 'deki milli maçlardan sonra ligde Sebat, sonra Devler
okuyucular için böyledir. Şimdi birkaç gazete haberine bakalım! Ligi 'nde Sparta Prag, daha sonra Malatyaspor, Gençlerbirliği ve
GÜMÜŞ MAD ALY A Manchester United'la oynayacak. ( Gazetespor, 30.08.2010)
Atina Olimpiyatlan'nda 48 CHR YSLE R'DE N TAN K GİBİ ARA BA
kilo boksörümüz Atagün Yal-
çınkaya , altın için ringe çıktı.

Ancak Atagün, kendinden çok

\ daha tecrübeli olan Kübalı raki-


'
bine yenilerek gümüş madalyada kaldı. 17 yaşındaki Yalçınkaya

"Pekin 2008 'de olimpiyat şampiyonuyum. " dedi.


(Hürriyet-03.08.2004) Chrysler, 59.90 0 euro 'dan başlayan fiyatlarla 300 C
modelinden yıl sonuna kadar 200 adet satmayı planlıyor. Gücü

86 87
simgeley en yeni model Türkiye yollarına çıkmadan 100 adet sattı
A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ.
bile. Chrysler, görenlere "tank gibi otomobil" dedirten 300 C 'yi, 1- Roma' da ne için gazete çıkarılmış?
Türkiye pazarında satışa sundu. 2004 yılının kalan dört ayında bu
yeni modelden tam 200 adet satılması planlanıyor.
(Vatan, 30.08.2004)
2- Gazete tirajları nasıl milyonları bulmuş?
KARISINDAN DAYAK YİYEN KOCA

-- )) 3- Boksör Atagün neden altın madalya alamadı?

4- Fenerli futbolcular yeni sistem hakkında ne söylüyorlar?

5- Chrysler ne zaman 200 otomobi l satmayı planlıyor?

Kocasını dövdüğü için altı ay eve yaklaşmama cezası


6- Tekrar şikayetçi olan koca ne söylüyor ve ne istiyor?

verilen eş kocasını teb.dit etmeye devam etmiş . Dayak yiyen koca


tekrar şikayetçi olup eşin i n tehditlerinin devam ettiğini söyleye-

rek mahkemeye başvurup karısının kendisine yirmi bin lira B) DOGRU MU, YANLIŞ MI?
tazminat ödemesini talep etti. (Hürriyet - 30.08.2004) 7- İlk gazeteler halka bedava dağıtılıyordu. ( )
8- Chrysler 'in yeni modeli gücü simgeliyor. ( )
9- Adam kansını sık sık dövüyormuş . ( )

88 89
[19) BAZI TAVSİYELER iyiydi! Hımın!

Uğur - Salatalar faydalı da, diğerlerini ölçülü yemeli!


Korhan- Nasıl ölçülü yiyeceğiz abi? Izgara etler o kadar güzel
kokuyor ki, insanda ölçü mölçü kalmıyor.
Uğur - Bak amcaoğlu, et yemek gerekli, ancak abartmamalı!
Bak! Ben şimdi sana bir doktorun tavsiyelerini kısaca

anlatayım. Gazetede yazan, sık sık televizyonlara konuk


olup insanları bilinçlendirmek için bilgiler veren Doktor
Osman Müftüoğlu, 27 .07 .09 tarihli Hürriyet Gazetesi 'n-
deki yazısında "Yaşamak için mi yemeli, yemek için mi
yaşamalı?" diye soruyor.
Korhan - Abi! Beyefendi doktorsa, neden soruyor ki?
Uğur - Bırak şaka yapmayı! Yazının başlığı bu!

Korhan - Geçen gün arkadaşlarla buluşup harika bir lokantaya Korhan - Uğur Abi, sen normalde şaka yaptığım zaman kızmıyor-
.
gittik. Gittiğimiz lokantanın harika aşçıl arı var, hizmet dun! Şimdi niye kızıyorsun? Yoksa doktor arkadaşın mı?

eden garsonlar çok iyi; hem hızlı hizn1et ediyorlar, Uğur - Tabii, tabii! Aynı sınıftaydık! Fakülteden arkadaşım.

hem de güler yüzlüler. L-0kantan ın pişirdiği yemekler Korhan- Bak şimdi sen şaka yapıyorsun. Sen bilgisayar mü.h endi-

harika! sisin, o doktor; nasıl aynı fakültede okudunuz?

Uğur - Afiyet olsun! Yediğiniz yemekler yüzde yüz harikaydı, Uğur - Şaka olur mu! Biz tıp fakültesinden de ders alıyorduk, o

peki sağlıklı mıydı? derslere beraber girdik, oradan tanıyorum, doktoru.

Korhan - Ne demek sağlıklı mıydı? Kuzu şişler, mangalda köf- Korhan- Ne!

teler, bunların yanında harika salatalar! Hepsi çok çok U·ğur - Tabii! Virüs filan giren bilgisayarları tamir etmek için

90
91
kullanacağımız yöntemleri tıp fakül tesind e öğrendik, as-
diyor? Sen onu söylemiyorsun!
lanım! Ne sandın!
Uğur - Evet! Dokt or lokmalarımızın sayısını azaltmamızı, çiğ­
Korh an- Sen şakayı geçtin, dalga geçm eye başladın abi! Ayıp olu-
neme süremizi uzatmamızı, lokmayı yutm ak için acele
yor ama! Beni geri zekalı yerine koym aya başladın.
etmem emizi söylüyor, böyle ce yağı, şekeri, tuzu otom a-
Uğur - Sen şakayı kesersen, ben de keserim. Şimdi dinley ecek
tikman azaltacağımızı söylüyor. Yaşamaya devam ede-
misin, yoksa sohbe ti keselim mi?
bilme k için enerji ye ihtiyacımız olduğunu, bu enerjiyi de
Korh an - Tama m, d.inliyorum.
yiyip içtiklerimizden aldığımızı, yememizi, ama sağlığa
Uğur - Dokto r yazısının başlığında yaşamak için mi yeme miz,
uygu n yememizi söylüyor.
yeme k için mi yaşamamız gerektiğini soruyor. Bu so-
Korh an- Hımın!
ruvla insanların biraz düşünmesini amaçlıyor. Tabii ki
" Uğur - Başka çok önem li şeyler de söylüyor. Baze n kendi sinin
yemeyi seven insan lar sevdikleri bir yemeği yedikleri
de beyni nin emirl eriyle eşinin, arkadaşlarının ısrarları­
zama n büyük bir haz alırlar, ama sağlık yeme kten daha
nın etkisiyle yeme nin dozun u kaçırdığını söylüyor. Kafa-
önemli değil mi? Bazı sevmediğimiz yemekleri niçin ye-
mızı sadec e eş, dost ve çevre miz değil, gıda sektö rünün
miyo ruz? Alışmadığımız için. Ben bezel yeyi hiç sevm i-
doğal olarak yaptığı reklamların da karıştırdığını söylü -
yo(dum, ama şimdi bezel ye yemeğini evde uzun zama n
yor. Deme k ki besle nme konus unda doğru bilgil er alıp
yemediysem, işteki yeme k saatim de lokan tada bezel ye
biz kendi miz bu bilgiler doğrultusunda besle nme alışkan­
yemeği yiyorum, yani önce sevmediğim bir yemeğe pa-
lığımızı düzen lemel iyiz.
ra ödeyi p yiyorum.
Korh an- Kafamızı karıştıran bu kadar etken varke n bunu yapm ak
Korh an - Uğur Abi, sen gerçekten Sayın Dokto r Abim iz'le tıp fa-
çok kolay bir şey değil, değil mi?
kültes inde derslere girdin galiba!
Uğu r - Dokto r bazı besle nme bilgil erinin zama nla değiştiğini,
Uğur - Bunu nered en çıkardın şimdi?
zararlı denen bir yiyeceğin zararlı olmadığının daha son-
Korh an- Dokto rdan daha çok sen konuşuyorsun! Dokto r Bey ne
ra anlaşılıp açıklandığını söylü yor ve değişmeyen bazı

92
93
sağlık bilgilerini anlatıyor. Doktor şunu söylüyor:
benzeri yağlı tohumlar ile yeşil yapraklı sebzeler.
*Gereğinden fazla yemek ömrü kısaltıyor. "Can boğaz­
Korhan - Ooo .. Ben balığa bayılınm, yanında da roka, ooh!
dan gelir." atasözümüz yaş kırkı geçince geçerli değil.
Uğur - Kaliteli protein tüketmek büyürken de, yaşlanırken de
Az ve sık yiyenler, kilosuna dikkat edenler daha uzun
önemli diyor. "Yumurta, süt ürünleri, özellikle yoğurt
sağlıklı ve formda ya.şıyor. ve balık kaliteli protein kaynakları, kırmızı et ve tavuk
*Beslenmenizde günlük yağ miktarınızı azaltmanızda
da yenmeli!" diyor.
fayda var, ama günlük kalori ihtiyacınızın en az beşte Korhan - Yani bizim mangalda etler serbest mi? Bu doktoru çok
birini yağlardan karşılamanız da şart. Daha az doymuş sevdim, bence çok bilgili bir doktor.
yağ yemek kalp sağlığını destekler, kanser riskini azal-
Uğur - Kırmızı eti duyunca ağzın kulaklarına vardı. Daha çok
tır. Mesela tam yağlı süt ve süt ürünlerinde, yağlı et- bilgi ve tavsiye var, ama sana bu kadar yeter sanırım .
lerde doymuş yağ fazladır. Zeytinyağı ve diğer bitkisel
yağlarda ise doymamış yağ fazladır.
Korhan - Yani şu yağlara dikkat edersek iş tamam mı?
Ucrur
o - O kadar kolay değil. Daha çok omega-3, daha az ome-
ga-6 tüketmek sağlığı destekliyormuş.

Korhan - Omegaa .. et mi, sebze mi?


Uğur - Korhan, dalgaya başlama yine! Sıkıldıysan, anlatmaya-
yım. Sen bilirsin!
Korhan - Yok, yok anlat! Faydalı bilgiler, ama arada bir şaka ya-
pıp eğlenerek öğrensek, fena mı? Sen de çok ciddisin.

Uğur - Tamam, dinle! En güçlü omega-3 kaynakları özellikle


soğuk sularda yetişen yağlı balıklar, ceviz, fındık ve

94 95
A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ.
[20] BAZI İNANIŞLAR VE DEYİŞLER
1- Hangi lokanta harikaydı?

2- Doktor yazının başlığında ne soruyor?

3- Bazı sevmediğimiz yemekleri neden yemiyoruz?

4- Doktor yağı, şekeri, tuzu azaltmamız için ne yapmamızı söylüyor?


İnsanlar tarih boyunca bazı şeylere inanmışlar ve bu

inançlarını çocuklarına, çocukları da kendi çocuklarına aktarmış­

lardır. Bu inanışlarını kural gibi veya deyim gibi cümlelerle ifade


etmişlerdir. Örneğin, "Gece tırnak kesmek uğursuzluk geti-
B) DOGRU MU, YANLIŞ MI? rir!", "Bıçak elden ele verilmez! Eğer verilirse, bıçağı verenle
5- Uöur bilgisayardaki virüsleri temizlemeyi öğrenmek
o . alan düşman olur!" demişler.
için tıp fakültesinde ders almış. ( ) Bu tip inanışların bilimsel bir açıklaması yok, ama bir
6- Doktor gıda sektörünün yaptığı reklamların bazen mantığı olabilir. Gece tırnak kesmek uğursuzluk getirmez, ama
kafamızı karıştırdığını söylüyor. ( ) belki eskiden tehlikeliydi. Belki mum ışığında tırnak keserken
8- Günlük kalori ihtiyacımız için yağ hiç gerekmiyor. ( ) birçok kişi parmağını kestiği için anneler böyle bir şeye inandıra­
9- Korhan' a göre faydalı bilgileri eğlenerek öğrenmek
rak çocuklarını konunak istedi.
daha iyi. ( ) Bıçak elden ele verilmez, masaya veya bir yere konur,

96 97
alacak kişi oradan alır. Bu da iki kişi düşman olacağı için değil, dır. Bunun için israf edilmezse, evin bereketinin artacağı söylen-
alırken, verirken biri elini kesebileceği için bunu önlemek ama- miştir.

cıyla uydurulmuş bir inanış sanırım.


Bazı batıl inançlara bir varsayım bulmak zor. Örneğin,
Örneklere devam edelim: "Yemek yerken bacak ba-
önünden kara kedi geçerse, şanssızlık getirir. Neden? Tarihte
cak üstüne atılmaz!" Mesela bu mantıklı, yemek yerken bacak
cadı avı yapılan zamanlarda cadılar ile kedi partner olarak görül-
bacak üstüne atılırsa, öne doğru eğilince mide biraz katlanır ve
düğü için mi acaba? Hem kedi, hem de siyah!
bu yüzden yenen yemekler mideye iyi yerleşmez ve mide rahat-
Bazı batıl inançlar da ümit duygusundan kaynaklanır.
sız olur.
Örneğin, bir futbolcu maça çıkarken bir takı takar "Uğurlu takı­
"Bir işi yarım bırakanın ölümü zor olur!'' denir. Bu
sını takarsa, iyi oynadığını düşünür. Takmazsa ve iyi oynarsa,
da insanların başladıkları işi yarım bırakmaması için uydurul-
bunu dikkate almaz, aına kötü oynarsa "Uğurumu takmadığım
muş, herhalde. "Bugünün işini yarına bırakma!" diye bir ata-
için kötü oynadım." diye düşünür.
sözü var, bu söz şunun için söylenmiştir: Her gün işleri yarına

bırakırsak, birikir ve bir zaman sonra yapamayız, ama insanlar Neyse! İnsanlar dini inançlarının yanında şans getirme-
bazen atasözü.ne kulak asmayabilir, o zan1an bazı batıl inançlar si için başka küçük inançlara da ihtiyaç duyuyorlar demek ki.
lazımdı, deme)< ki!
"Ekmek kırıntıları atılmaz, toplanıp yenirse, evin
bereketi çok olur." denir. Bu israfı önlemek amacıyla söylen-
miştir, sanırım. Özellikle yokluk yıllarında, insanların yiyecek
.
bir dilim ekmek bulamadığı yıllarda bu inanç yerleşti, sanırım.

Bu batıl bir inanç olmayabilir, büyük ihtimalle. Tamamen tasar-


rufu teşvik etmek amacıyla söylenmiştir. Bütün tarih boyunca
insanın temel yiyeceklerinden biri olan ekmek dinlerde de kutsal-

98
99
A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. [21] FIKRA
1- Tarih boyunca insanlar inandıkları şeyleri kimlere aktarmış?

2- Ebeveynler neden "Gece tırnak kesilmez, uğursuzluk getirir."


<lemisler?
,

3- Neden "Yemek yenirken bacak bacak üstüne atılmaz." sözü


mantıklı? -- .
Fıkra nedir? İnsanlar sohbet ederken ara sıra birbirleri-
ne komik, küçük hikayeler anlatırlar. Bu komik, küçük hikayele-
rin bazısı güldürür, bazısı düşündürür. Bu küçük güldürücü hika-
yelere fıkra denir.
B) DOGRU MU, YANLIŞ MI?
. Fıkralar komik, düşündürücü, ama bazen de kıncı ola-
4- Bıçak elden ele verilirse, şans getirir; loto bile
bilir. Bilinen bir insan hakkında, bir bölge veya ülke hakkında
kazanabilirsiniz. ( )
anlatılan kırıcı fıkralar bazı insanlar tarafından sevilmez, çünkü
5- İşleri biriktirirsen, bir zaman sonra yapamazsın. ( )
. küçük düşürücü olabilir. Eskiden hiç kimseyi kırmamak için fık­
6- Ekmeğe dinlerde de önem verilmiştir. ( )
raya "Adamın biri bir gün ... " diye başlanıyordu.
7- Kedi tarihte cadıların partneri olarak görülmüş. ( )
. Nasreddin Hoca fıkraları hiç kırıcı olmayan, güldüren
8- Ümit duygusundan gelen inanışlar da vardır. ( )
ve düşündüren fıkralardır.
9- İnsanlar aslında bu inanışlara ihtiyaç duymııyor. ( )
Nasreddin Hoca eski insanlar tarafından çok çok sevilir.

100
101

O kadar çok sevilir ki, Nasreddin Hoca'nın cennette olduğuna [22] YE KÜRKÜM, YE!
inanılır. Bir gün halalarımdan biriyle sohbet ederken, " O şimdi

cennette, cennete gelenlere elbise dikiyor, terzilik yapıyor. Bu


dünyadaki görevi insanları güldürmekti, öteki dünyadaki görevi
de terzilik." dedi.
O zamanlar bir çocuktum, Nasreddin Hoca'nın terzilik
yapması bana çok ilginç geldi. Büyüdük, yine sülale bir aradaydı ,
kuzenlerim, teyzelerim, amcalarım, dayılarım hep beraberdik.
Bir bayram günüydü. Büyük sanatçı Adile Naşit vefat etti. Onun
hakkında sohbet başladı. Herkes onu tekrar hatırlayıp, üzüldü.
Adile Teyze TV' de, akşam saat sekizde çocuklara Türk ve dünya
masallarını anlatıyordu. Masala "İyi akşamlar kuzucuklarım!" Nasreddin Hoca bir akşam bahçede otururken yan
diye başlıyordu . Bir kuzenim "Ben, Adile Teyze' yi rüyamda komşudan sesler gelmeye başladı. İnsanlar yüksek sesle konuşu­

gördüm, o da Nasreddin Hoca' ya terzilik işinde yardım ediyordu, yor, kahkaha atıyordu. Gürültü gittikçe artıyordu. Hoca merak
çok mutluydular." dedi. Demek ki herkes sevdiği insanın edip bakmaya karar verdi ve komşusuna gitti, kapıyı çaldı. Kapı­
cennette olduğunu düşünüyor. Şimdi size Nasreddin Hoca'nın bir yı bir hizmetçi açtı. Evin büyük bahçesinde masalar kurulmuş,

fıkrasını anlatalım! kalabalık misafirler yemek yiyip sohbet ediyor ve neşeyle gülü-

A) DOGRU MU, YANLIŞ MI? yorlarmış. Hoca da içeri girmiş. Hizmetçi ona bahçenin köşesin­

1- Fıkralar bazen güldürür, bazen de düşündürür. ( ) de küçük bir masada yer göstermiş. Masadaki insanlar normal
2- İyi insanlar herkesin cennette olduğunu düşünür. ( ) insanlarmış, ortadaki büyük masada da zengin insanlar oturuyor-

3- Eskiden fıkralar çok kırıcıydı, Şimdi daha iyi. ( ) muş. Güzel elbiseleri, kürkleri varmış. Hoca hizmetçiden bir çor-

4- Hoca hayattayken terzilik yapıyormuş. ( ) ba istemiş. Uzun zaman beklemiş, ama çorbası gelmemiş. Bütün

102
103
...

hizmetçiler ortadaki büyük masaya hizmet ediyorlarmış. Hoca


[23] KRAVATIN ÖNEMİ
çok kızıp evine gitmiş. Sandığından kürkünü çıkarıp giymiş.
Genellikle giymiyormuş, ama Hoca 'nın çok güzel bir kürkü
varmış. Tekrar komşusuna gitmiş. Yine bir hizmetçi kapıyı

açmış, bu defa komşusu da Hoca'yı görmüş, onu kendi masasına


davet etmiş. Hizmetçiler zenginlerin masasına oturan Nasreddin
Hoca'ya hemen sıcak bir çorba getirmişler. Hoca çorbaya
bakmış, bakınış ve kürkünün eteğini çorbanın içine sokup "Ye
kürküm, ye! Bu çorba bana değil, sana geldi." demiş .
A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. .
~ ·
1- Hoca komşudan gelen gürültüyü duyduktan sonra niçin oraya ,, \


gitmiş?

Adamın biri cipiyle çölde giderken cipi bozulmuş.


2- Hoca ortadaki büyük masaya ne zaman davet edilmiş?
Adam yürümeye başlamış; yürümüş, yürümüş, çöl bitmiyor.
Artık takati kalmamış, çöle yüzüstü yatmış. Ümidini kaybetmek
3- Hoca niçin kürkünü çorbaya sokup "Ye kürküm, ye! Bu çorba
üzereymiş, tam o an bir ses duyup kafasını kaldırmış. Duyduğu
sana demiş?
ses kendisine doğru gelen devenin çan sesiymiş. Bir adam
deveyle geliyormuş. Adam "Suu, su!!!" diye bağırmış. Devede
kravatlar varmış ve deveyle gelen adam "Su yok, ama istersen,
B) DOGRU MU, YANLIŞ MI?
kravat vereyim." demiş. Adam çok kızmış ve bağırarak "Ben
4- Hoca ilk gittiğinde çorba gelmeyince sakince
kravatı ne yapayım? Bana su lazım, aptal adam!" demiş. Böyle
evine gidip üstünü değiştirmiş. ( )
söyleyjnce deve ve adam kaybolmuş!

104
105

You might also like