You are on page 1of 1

Tanıdık Bir Sızı

Mahur makamında bulmak seni,


Ellerinde yaralar,
Göğün en üstünden yere çakılmışsın.
Dudağında tanıdık bir melodi,
İtiraf etmelisin, eşsiz bir ahenktik birlikte.
Ilık bir rüzgâr yakıyor omzumu.
Yanmış bir evin sağlam kalmış tek duvar fotoğrafı gibi duruyorsun karşımda,
Küllerimizle resimler çizeceğim, bekle!
Bir Tan vaktinde yüzleşeceğiz günahlarımızla.
Arıyorum Tan’ı, kaç adım kaldı?
Üç, dört, beş…
Bastığın topraklar çürür senin bilirsin.
Yalın ayak gelirim arkandan.
Bir kumar masası, soluğunu hissediyorum ensemde,
İnce bir sızı yayılıyor etrafa.
Beyaz gömleğim ve bir düğmesi eksik, sen kırmızısın.
Anlayamıyorum ne renk gözlerin.
Parmaklarında tanıdık hikâyeler,
Bir sızı hissediyorum ve süveydalar saklı içinde, tuhaf.
Ah sen,
Münasip değil bunu dile getirmek,
Fakat sen,
Yoktan var etmiş gibisin tüm evreni.

You might also like