You are on page 1of 89

T.C.

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

POSTERİOR OMUZ GERGİNLİĞİ OLAN


VOLEYBOLCULARDA GERME PROGRAMININ OMUZ
PERFORMANSINA ETKİSİ

Uzm. Fzt. Seda ULUŞAHİN

Spor Fizyoterapistliği Programı


DOKTORA TEZİ

ANKARA
2021

T.C.
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

POSTERİOR OMUZ GERGİNLİĞİ OLAN


VOLEYBOLCULARDA GERME PROGRAMININ OMUZ
PERFORMANSINA ETKİSİ

Uzm. Fzt. Seda ULUŞAHİN

Spor Fizyoterapistliği Programı


DOKTORA TEZİ

TEZ DANIŞMANI
Prof. Dr. İrem DÜZGÜN

ANKARA
2021
iii

ONAY SAYFASI

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
POSTERİOR OMUZ GERGİNLİĞİ OLAN VOLEYBOLCULARDA GERME
PROGRAMININ OMUZ PERFORMANSINA ETKİSİ
Uzm. Fzt. Seda ULUŞAHİN
Danışman: Prof. Dr. İrem DÜZGÜN

Bu tez çalışması 16.04.2021 tarihinde jürimiz tarafından “Spor Fizyoterapistliği


Doktora Program”ında doktora tezi olarak kabul edilmiştir.

Jüri Başkanı: Prof. Dr. Nevin Ergun


SANKO Üniversitesi
Üye: Prof. Dr. Deran Oskay
Gazi Üniversitesi
Üye: Prof. Dr. Levent Özçakar
Hacettepe Üniversitesi
Üye: Prof. Dr. Necmiye Ün Yıldırım
Sağlık Bilimleri Üniversitesi
Üye: Prof. Dr. Volga Bayrakcı Tunay
Hacettepe Üniversitesi

Bu tez, Hacettepe Üniversitesi Lisansüstü Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinin


ilgili maddeleri uyarınca yukarıdaki jüri tarafından uygun bulunmuştur.

Prof. Dr. Diclehan ORHAN


Enstitü Müdürü
iv

YAYIMLAMA VE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BEYANI

Enstitü tarafından onaylanan lisansüstü tezimin/raporumun tamamını veya herhangi


bir kısmını, basılı (kağıt) ve elektronik formatta arşivleme ve aşağıda verilen
koşullarla kullanıma açma iznini Hacettepe Üniversitesine verdiğimi bildiririm. Bu
izinle Üniversiteye verilen kullanım hakları dışındaki tüm fikri mülkiyet haklarım
bende kalacak, tezimin tamamının ya da bir bölümünün gelecekteki çalışmalarda
(makale, kitap, lisans ve patent vb.) kullanım hakları bana ait olacaktır.
Tezin kendi orijinal çalışmam olduğunu, başkalarının haklarını ihlal etmediğimi ve
tezimin tek yetkili sahibi olduğumu beyan ve taahhüt ederim. Tezimde yer alan telif
hakkı bulunan ve sahiplerinden yazılı izin alınarak kullanılması zorunlu metinlerin
yazılı izin alınarak kullandığımı ve istenildiğinde suretlerini Üniversiteye teslim
etmeyi taahhüt ederim.
Yükseköğretim Kurulu tarafından yayınlanan “Lisansüstü Tezlerin Elektronik
Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge”
kapsamında tezim aşağıda belirtilen koşullar haricince YÖK Ulusal Tez Merkezi /
H.Ü. Kütüphaneleri Açık Erişim Sisteminde erişime açılır.
o Enstitü / Fakülte yönetim kurulu kararı ile tezimin erişime açılması
mezuniyet tarihimden itibaren 2 yıl ertelenmiştir. (1)
o Enstitü / Fakülte yönetim kurulunun gerekçeli kararı ile tezimin erişime
açılması mezuniyet tarihimden itibaren 6 ay ertelenmiştir. (2)
o Tezimle ilgili gizlilik kararı verilmiştir.

06 / 05 / 2021

1
“Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge”

(1) Madde 6. 1. Lisansüstü tezle ilgili patent başvurusu yapılması veya patent alma sürecinin devam etmesi
durumunda, tez danışmanının önerisi ve enstitü anabilim dalının uygun görüşü üzerine enstitü veya fakülte
yönetim kurulu iki yıl süre ile tezin erişime açılmasının ertelenmesine karar verebilir.

(2) Madde 6. 2. Yeni teknik, materyal ve metotların kullanıldığı, henüz makaleye dönüşmemiş veya patent gibi
yöntemlerle korunmamış ve internetten paylaşılması durumunda 3. şahıslara veya kurumlara haksız kazanç
imkanı oluşturabilecek bilgi ve bulguları içeren tezler hakkında tez danışmanının önerisi ve enstitü anabilim
dalının uygun görüşü üzerine enstitü veya fakülte yönetim kurulunun gerekçeli kararı ile altı ayı aşmamak
üzere tezin erişime açılması engellenebilir.

(3) Madde 7. 1. Ulusal çıkarları veya güvenliği ilgilendiren, emniyet, istihbarat, savunma ve güvenlik, sağlık
vb. konulara ilişkin lisansüstü tezlerle ilgili gizlilik kararı, tezin yapıldığı kurum tarafından verilir *. Kurum
ve kuruluşlarla yapılan işbirliği protokolü çerçevesinde hazırlanan lisansüstü tezlere ilişkin gizlilik kararı ise,
ilgili kurum ve kuruluşun önerisi ile enstitü veya fakültenin uygun görüşü üzerine üniversite yönetim
kurulu tarafından verilir. Gizlilik kararı verilen tezler Yükseköğretim Kuruluna bildirilir. Madde 7.2. Gizlilik
kararı verilen tezler gizlilik süresince enstitü veya fakülte tarafından gizlilik kuralları çerçevesinde muhafaza
edilir, gizlilik kararının kaldırılması halinde Tez Otomasyon Sistemine yüklenir

* Tez danışmanının önerisi ve enstitü anabilim dalının uygun görüşü üzerine enstitü veya fakülte yönetim
kurulu tarafından karar verilir.
v

ETİK BEYAN

Bu çalışmadaki bütün bilgi ve belgeleri akademik kurallar çerçevesinde elde ettiğimi,


görsel, işitsel ve yazılı tüm bilgi ve sonuçları bilimsel ahlak kurallarına uygun olarak
sunduğumu, kullandığım verilerde herhangi bir tahrifat yapmadığımı, yararlandığım
kaynaklara bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunduğumu, tezimin kaynak
gösterilen durumlar dışında özgün olduğunu, Prof. Dr. İrem DÜZGÜN
danışmanlığında tarafımdan üretildiğini ve Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Enstitüsü Tez Yazım Yönergesine göre yazıldığını beyan ederim.

Uzm. Fzt. Seda ULUŞAHİN


vi

TEŞEKKÜR

Değerli akademik katkılarının yanı sıra meslek hayatımda beni yönlendiren,


bana güvenen, sonsuz sabrı ve desteği ile hayatıma dokunan sıcaklığını ve
samimiyetini her zaman hissettiğim sayın danışman hocam Prof. Dr. İrem Düzgün’e,
Yüksek lisans eğitimim ile tanışma ve çalışma fırsatı yakaladığım, eğitim
hayatımda emeği büyük olan, yurt içinde ya da yurt dışında olsun her zaman
yanımda olan sayın hocam Prof. Dr. Gül Baltacı’ya,
Hem eğitim hem de iş hayatımda bambaşka bir vizyon ve tecrübe
kazanmama vesile olan, hep yanımda olup tez izleme komitemde de yer alarak
desteğini esirgemeyen sayın hocam Prof. Dr. Nevin Ergun’a
Tecrübeleri ve değerli bilgileriyle beni her zaman motive eden sayın hocam
Prof. Dr. Volga Bayrakcı Tunay’a,
Yeni bir oluşumun içinde tüm yoğunluğuna rağmen her zaman yanımda olan,
bana çok farklı bakış açıları sunan ve beni cesaretlendiren, birlikte çalışmaktan onur
duyduğum sayın hocam Prof. Dr. Necmiye Ün Yıldırım’a
Tez izleme komitemde yer alarak desteğini esirgemeyen sayın hocam Prof.
Dr. Deran Oskay’a
Elastografi ölçümlerinde değerli klinik tecrübesini bize aktaran, birlikte
çalışabilmekten onur duyduğum sayın hocam Prof. Dr. Levent Özçakar’a
İlk buluşmamız için doktora yeterlilik sınavımın geçmesini bekleyen, doktora
eğitimim sürecinde de aynı özveri ile beni bekleyen, stresimi ve heyecanımı benimle
paylaşan canım eşim Utku Uluşahin’e,
Çalışkanlığına ve becerisine hayran olduğum, yoğun programına rağmen
bana her zaman vakit ayıran sevgili dostum Nihan Kafa’ya,
Desteklerini hiç esirgemeyen, her telefonuma ve her ihtiyacıma koşturan
sevgili dostlarım; Hanife Alkan, Belde Çulhaoğlu ve Kübra Kaplan’a,
Sevgili Dilara Kara ve Serdar Demirci olmak üzere Hacettepe Üniversitesi
Sporcu Sağlığı ünitesinin tüm değerli ekibine,
Hayatım boyunca her zaman yanımda olan ve desteklerini benden
esirgemeyen sevgili aileme,
Sonsuz teşekkürler!
vii

ÖZET

Uluşahin, S., Posterior omuz gerginliği olan voleybolcularda germe


programının omuz performansına etkisi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Enstitüsü Spor Fizyoterapistliği Programı Doktora Tezi, Ankara, 2020. Bu
çalışma, posterior omuz gerginliği olan voleybol oyuncularına uygulanan 6 haftalık
germe programının posterior omuz kaslarının viskoelastik özelliklerine, omuz
fonksiyonel performansına ve eklem hareket açıklığına olan etkisini araştırmak
amacıyla planlandı. Çalışmaya posterior omuz gerginliği bulunan profesyonel ligde
oynayan yaşları 18-30 arasında olan 34 erkek voleybol oyuncusu dahil edildi.
Sporcular rastgele bir şekilde germe (yaş:22,2±2 yıl; Vücut Kütle İndeksi
(VKİ):22,1±0,9 kg/m2) ve kontrol (yaş:20,9±1,8 yıl; VKİ:22,1±1,4 kg/m2)
gruplarına ayrıldı. Germe grubundaki sporcular 6 hafta boyunca sleeper stretch ve
cross body stretch egzersizlerinin kombinasyonundan oluşan germe programlarını
uygularken, kontrol grubuna herhangi bir müdahalede bulunulmadı. İlk
değerlendirme ve 6 hafta sonra yapılan değerlendirmede omuz internal ve eksternal
rotasyon eklem hareket açıklığı, smaç hızı, oturarak tek kol top fırlatma testi ile
mesafe, 60°/sn ve 300°/sn açısal hızlarda omuz internal ve eksternal rotator
konsantrik kas kuvveti izokinetik ölçümü ve shear wave elastografi ile infraspinatus
– posterior deltoid kaslarının doku sertliği değerlendirildi. İstatiksel analizlerde 2x2
Factorial ANOVA yöntemi kullanıldı. İstatistiksel eşik değer p<0,05 olarak kabul
edildi. Altı hafta sonunda germe programının omuz internal rotasyon eklem hareket
açıklığı (p<0,01), smaç hızı (p=0,03) ve oturarak tek kol top fırlatma mesafesini
(p<0,01) artırmada etkili olduğu bulundu. Germe programı 60°/sn ve 300°/sn açısal
hızlarda ölçülen omuz internal ve eksternal rotator konsantrik kas kuvveti ve doku
sertliği üzerinde etkili bulunmadı (p>0,05). Sonuç olarak, sleeper stretch ve cross
body stretch germe egzersizlerinin kombinasyonu ile oluşturulan posterior omuz
germe programının en az 6 haftalık uygulanmasının internal rotasyon eklem hareket
açıklığını ve özellikle patlayıcı kuvveti geliştirmede etkili olduğu gösterildi.

Anahtar kelimler: Omuz, Fonksiyonel performans, Elastografi


viii

ABSTRACT

Uluşahin, S., Effects of Stretching Programme on Functional Shoulder


Performance in Volleyball Players with Posterior Shoulder Tightness.
Hacettepe University, Graduate School of Health Sciences, Sports
Physiotherapy PhD Thesis, Ankara 2021. The aim in this study was to investigate
the effects of a six-weeks long stretching programme on the viscoelastic properties of
posterior shoulder muscles, shoulder functional performance and range of motion in
volleyball players with posterior shoulder tightness. The study was conducted with
34 male professional volleyball players with posterior shoulder tightness, aged
between 19 and 26. The players were randomly assigned into stretching (ages: 22±2
years; Body Mass Index (BMI): 22.1±0.9 kg/m2) and control (ages: 20±0.9 years;
BMI: 22.1±1.4 kg/m2) groups. A stretching routine combining sleeper stretch (SS)
and cross body stretch (CBS) exercises was applied to the stretching group for 6
weeks, while no intervention was applied to the control group. Measurements were
taken during the first assessment and 6 weeks after the treatment for the following:
Shoulder external and internal rotation range of motion, spike velocity, seated single
arm shot put test, isokinetic measurement of shoulder internal and external
concentric muscle strength at 60°/sec ve 300°/sec angular velocities, and
infraspinatus – posterior deltoid muscle stiffness by elastography. 2x2 Factorial
ANOVA was used as a statistical test method. The P-value threshold for statistical
significance was accepted as less then 0.05. At the end of 6 weeks, the stretching
programme was found to have had a statistically significant effective on increasing
the range of motion of the shoulder in terms of internal rotation (p<0.01), spike
velocity (p=0.03) and seated single arm shot put distance (p<0.01). However, the
stretching programme was not found effective on shoulder internal and external
concentric muscle strength at 60°/sec ve 300°/sec angular velocities and tissue
hardness. In conclusion, it was observed that a stretching programme of at least 6
weeks and consisting of SS and CBS exercises was effective on improving range of
motion of shoulder internal rotation and especially on explosive force for
professional volleyball players with posterior shoulder tightness.

Key words: Posterior Shoulder, Functional Performance, Elastography


ix

İÇİNDEKİLER

ONAY SAYFASI iii


YAYIMLAMA VE FİKRİMÜLKİYET HAKLARI BEYANI iv
ETİK BEYAN SAYFASI v
TEŞEKKÜR vi
ÖZET vii
ABSTRACT viii
İÇİNDEKİLER ix
SİMGELER VE KISALTMALAR xi
ŞEKİLLER xii
TABLOLAR xiii
1.GİRİŞ 1
2. GENEL BİLGİLER 4
2.1. Omuz Anatomisi ve Biyomekaniği 4
2.1.1. Glenohumeral Eklem 4
2.1.2. Sternoklavikular Eklem 6
2.1.3. Akromioklavikular Eklem 6
2.1.4. Skapulatorasik Eklem 7
2.1.5. Subakromial Eklem 7
2.2. Baş Üstü Fırlatma Sporcuları ve Posterior Omuz Gerginliği 8
2.3. Posterior Omuz Gerginliği, Yaralanma ve Performans 10
2.4. Omuz Performansının Değerlendirmesi 11
2.4.1. İzokinetik Değerlendirme 11
2.4.2. Smaç Hız Ölçümü 12
2.4.3. Oturarak Tek Kol Top Fırlatma Testi 13
2.5. İnternal Rotasyon Defisiti ve Posterior Omuz Gerginliği
Terimlerinin Kullanımı 13
2.6. Shear Wave Elastografi 14
2.7. Posterior Omuz Gerginliği ve Germe Egzersizleri 14
3. BİREYLER ve YÖNTEM 17
3.1. Bireyler 17
3.1.1. Çalışmaya Dahil Edilme Kriterleri 17
x

3.1.2. Çalışmaya Dahil Edilmeme Kriterleri 17


3.2. Yöntem 18
3.2.1. Çalışma Dizaynı 18
3.2.2. Değerlendirme Protokolü 18
3.2.3. Demografik Bilgiler 18
3.2.4. Pasif İnternal/Eksternal Rotasyon Hareket Açıklığı Ölçümü
ve GİRD Açı Değerlendirmesi 19
3.2.5. İzokinetik İnternal/Eksternal kuvvet ölçümü 20
3.2.6. Tek Kol Top Fırlatma Testi 21
3.2.7. Smaç Hızı 22
3.2.8. Elastografi Ölçümü 23
3.2.9. Germe Egzersiz Protokolü 24
3.3. İstatiksel Analiz 25
4. BULGULAR 26
4.1. Demografik Bilgiler 26
4.2. Gonyometrik Ölçümler 27
4.3. Elastografi Ölçümü 30
4.4. Oturarak Tek Kol Top Fırlatma Testi 33
4.5. Smaç Hızı 34
4.6. İzokinetik Ölçüm Değerlendirme Sonuçları 35
5. TARTIŞMA 38
6. SONUÇ ve ÖNERİLER 50
7. KAYNAKLAR 52
8. EKLER
EK 1. Tez Çalışması ile İlgili Etik Kurul İzin Belgesi
EK 2. Bilgilendirilmiş Gönüllü Olur Formu
EK 3. Olgu Rapor Formu
EK 4. Tez Çalışması Orijinallik Ekran Çıktısı
Ek 5. Dijital Makbuz
Ek 5. Görüntü Kullanım Onam Formu
9. ÖZGEÇMİŞ
xi

SİMGELER ve KISALTMALAR

α Alfa
° Derece
% Yüzde
µ Shear modül
< Küçüktür
> Büyüktür
CBS Cross Body Stretch
E Young Elastik Modül
EMG Elektromyogram
F Grup X Zaman Etkileşim Değeri
GİRD Glenohumeral İnternal Rotasyon Defisiti
ICC Interclass Correlation Coefficient
Kg Kilogram
m Metre
Maks Maksimum
mHZ Megahertz
Min Minimum
ms Milisaniye
n Birey Sayısı
N Newton
p Doku Yoğunluğu
POG Posterior Omuz Gerginliği
s Saniye
sa Saat
SICK İnferior-Medial Skapular Kanatlaşma, Korakoid Hassasiyet ve
Skapular Diskinezi
SLAP Superior Labrum Anterior Posterior
SS Sleeper Strecth
SS Standart Sapma
SWE Shear Wave Elastografi
v Hız
VKİ Vücut Kitle İndeksi
X Ortalama
xii

ŞEKİLLER

Şekil Sayfa
2.1. Smaç tekniği fazları. 9
3.1. Çalışma akış şeması. 19
3.2. Gonyometrik test uygulanma pozisyonu. 20
3.3. İzokinetik test uygulama pozisyonu. 21
3.4. Tek kol top fırlatma testi uygulanma pozisyonu. 22
3.5. Smaç hızı testi için radar cihazının pozisyonlanması. 23
3.6. Elastografi testi uygulanma pozisyonu. 24
3.7. Sleeper strecth uygulama pozisyonu. 25
3.8. Cross body stretch uygulama pozisyonu. 26
4.1. Grupların internal rotasyon gonyometrik ölçüm değerlerinin zamana 29
göre değişimi.
4.2. Grupların GİRD ölçüm değerlerinin zamana göre değişimi. 30
4.3. İnfraspinatus kası ölçümlerinin dominant omuzda zamana bağlı 32
değişimi.
4.4. Posterior deltoid kası ölçümlerinin dominant omuzda zamana bağlı
değişimi. 32
4.5. Oturarak tek kol top fırlatma testinin ölçüm değerinin zamana göre 34
değişimi.
4.6. Smaç hızı testinin ölçüm değerinin zamana göre değişimi. 35
xiii

TABLOLAR

Tablo Sayfa
4.1 Gruplara ait demografik özellikler. 26
4.2. Sporcuların kulüp ve pozisyon dağılımları. 27
4.3. Grupların gonyometrik ölçüm değerleri. 28
4.4. Grupların GİRD değerleri. 29
4.5. Grupların elastografi ölçüm değerleri. 31
4.6. Grup içi dominant ve non-dominant omuz elastografi ölçüm değerleri. 33
4.7. Grupların oturarak tek kol top fırlatma testi değerleri (m). 34
4.8. Grupların smaç hız değerleri (km/s). 35
4.9. İzokinetik kas kuvvet değerleri 60°/s. 36
4.10. İzokinetik kas kuvvet değerleri 300°/s. 37
1

1. GİRİŞ

Baş üstü fırlatma sporu yapan sporcuların omuz ağrısı ve omuz yaralanma
oranları oldukça yüksektir (1, 2). Voleybol dünya genelinde katılımın yüksek olduğu
en popüler baş üstü sporlardan biridir. Yayınlanmış verilere göre voleybolda kadın
ve erkek sporcular için yaralanma paternleri benzer olup, omuz ağrısı ve yaralanması
oyuncuların en çok risk altında olduğu problemlerdendir (3).
Yüksek oranda görülen omuz yaralanmalarının risk faktörlerinden biri de
posterior omuz gerginliği ile ilişkili bulunan azalan internal rotasyon açısıdır (4-6).
Baş üstü fırlatma sporcularında dominant kolda dominant olmayan kola göre daha
fazla internal rotasyon kısıtlılığı vardır (7). Aşırı baş üstü aktiveye bağlı olarak omuz
eklem hareketliliğinde ve esnekliğinde adaptif değişiklikler belirtilmiştir. Bu adaptif
değişiklikler glenohumeral internal rotasyon defisiti (GİRD) olarak tanımlanıp,
internal rotasyon kısıtlılığı sıklıkla artan eksternal rotasyon ile birlikte görülmektedir
(5, 8, 9). Fırlatmanın özellikle follow–through fazında omuz eklemi internal rotasyon
yönünde yavaşlamaya başlarken posterior rotator kılıf ve kapsül büyük bir
distraksiyon kuvvetine maruz kalır (10). Tekrarlı mikro travmalar ve devamında
oluşan doku iyileşmesinin (proliferasyonun) posterior kapsülde kısalmaya ve
kalınlaşmaya; posterior rotator kılıf kaslarında esnekliğin azalmasına yol açtığı
düşünülmektedir. Bu durum posterior omuz gerginliği (POG) olarak
tanımlanmaktadır (11, 12). Yapılan çalışmalarda, uygulanan posterior omuz germe
programlarının eklem mobilitesini artırdığı, ağrı ve yaralanma şikayetlerini azalttığı
gösterilmiştir (13-16). Posterior omuz germe hareketi, baş üstü fırlatma sporu ile
uğraşan sporcularda internal rotasyon kısıtlılığını gidermek için önerilmekte ve
subakromial omuz sıkışma sendromu tedavisinde uygulanmaktadır. (17). Ayrıca
posterior omuz germesi omuz yaralanmalarının önlenmesi ve spor performansını
geliştirmek amacıyla tavsiye edilmektedir (18, 19). Literatürde bir çok araştırma
artan posterior kapsül kalınlaşması ve kontraktürü ile omuz internal rotasyonundaki
limitasyona odaklanmıştır (5, 10, 20). Bununla birlikte posterior omuz kaslarının
esnekliğini artırarak omuz internal rotasyon açısında artışın olduğunu belirten
araştırmalar da vardır. Bu nedenle sadece posterior kapsül değil posterior omuz
kaslarının azalan esnekliği de POG ile ilişkili olabilir. Literatürde bu ilişkiyi araştıran
çalışmaların sayısı oldukça azdır (21-24)
2

Yeterli eklem hareket açıklığının yaralanma prevalansını azaltmada etkili olduğu


bilinmektedir. Voleybolda da smaç vururken ya da servis atarken topa maksimum
verimlilik ile vurmak için yeterli eklem hareket açıklığı omuzun uygun biyomekani
ile hareket etmesini sağlayacaktır. Topa vuruş düzgün olduğunda sporcunun
performansının artması da mümkün olabilir. İnternal rotasyonun kazanılması, topa
vurulduktan sonra follow thorugh fazının daha uzun olmasını, kuvvetin daha iyi
dağılmasını sağlayabilir.
Posterior kapsül ölçümü ve kas dokusunu değerlendirmek için ultrason ve
elastografi ölçüm yöntemleri nispeten yeni yöntemler olsa da güvenilir sonuçlar
vermektedir (10, 11, 25). Elastografi, ultrason temelli bir teknik olup dokunun
mekanik özelliklerini değerlendirmede kullanılan, nicel veri sağlayan bir yöntemdir.
Bu yöntem manyetik rezonans görüntüleme yöntemine göre çok daha ucuz,
radyasyon etkisi olmayan ve araştırmacıya farklı açılarda omuz elevasyonu ya da
rotasyonu yaparken değerlendirme yapma olanağı sağlayan bir yöntemdir (26-28).
Elastografi ile dokunun elastikiyeti (sertliği) değerlendirilebilir. Elastografi ile elde
edilen veriler el ile yapılan palpasyona benzemekle birlikte duyarlılığı daha yüksektir
ve objektif bir ölçümdür. Shear Wave elastografide (SWE) ultrason probu ile dokuya
kısa süreli (0,03 -0,4 ms), yüksek güçlü (frekans 2,67 MHz) akustik itici radyasyon
kuvveti uygulanmaktadır. Bu kuvvet dokuda horizontal planda shear wave adı
verilen küçük yer değişimleri meydana getirir. Shear wave hızı dokunun sertliği ile
doğru orantılıdır (m/s). Bu nedenle elde edilen hız değerleri objektif elastisite
değerlerini gösterir (29).
Genellikle eklem hareket açıklığındaki artma, esneklik ile ilişkili olarak ifade
edilse de esnekliği değerlendirmek için sadece eklem hareket açıklığı ölçümlerinin
kullanımının yetersiz olacağı belirtilmiştir. Bunun nedeni; germe egzersizleri ile kas
dokusunun özelliklerinin değiştirilemeyeceği ancak gerilme toleransının
değişebileceği olarak açıklanmıştır (30). Ayrıca Bercoff ve ark. (31) omuzun bir çok
eklemi kapsayan kompleks bir yapı olmasından dolayı hangi eklemin hareket
açıklığındaki değişikliğe ne kadar katkıda bulunduğunun tespitinin zor olacağını
belirtmiş, çözüm olarak da yumuşak dokunun viskoelastik özelliklerini ölçmede
invazif olmayan, sayısal veri verebilen ve güvenilir bir şekilde ölçüm sağlayan
elastografi ölçümünü çözüm olarak önermiştir. Bu nedenle, bu araştırmada
3

elastografi ölçümü objektif bir şekilde dokunun mekanik özelliklerinde herhangi bir
değişimin olup olmadığını incelemek için kullanılacaktır.

Bu araştırmadaki amaç; posterior omuz gerginliği olan voleybol oyuncularına


uygulanacak germe programının primer olarak, posterior omuz kaslarının
viskoelastik özelliklerine ve fonksiyonel performansa olan etkisini, sekonder olarak
eklem hareket açıklığına olan etkisini belirlemektir.

Hipotez 0: Posterior omuz germe programının posterior omuz kaslarının viskoelastik


özelliğine bir etkisi yoktur.
Hipotez 1: Posterior omuz germe programının omuz performansı üzerinde etkisi
vardır.
Hipotez 3: Posterior omuz germe programının eklem hareket açıklığı üzerine etkisi
vardır.
4

2. GENEL BİLGİLER

2.1. Omuz Anatomisi ve Biyomekaniği

Omuz skapula, klavikula ve humerus kemiklerinden oluşur ve omuz


hareketleri için beş eklem birlikte çalışır; glenohumeral, sternoklavikular,
akromioklavikular, subakromial eklem ve skapulotorasik eklem (32-34).

2.1.1. Glenohumeral Eklem

Glenohumeral eklem top-soket biçiminde bir eklemdir. Humerus başının


%25-30’luk kısmı glenoid fossa ile temas halindedir (35). Humerus başının
boyutunun eklem yaptığı yüzeyden yaklaşık 3 kat büyük olması nedeniyle büyük bir
hareket açıklığı oluşur bu da aynı zamanda instabiliteye zemin hazırlayan bir
faktördür. Bununla birlikte; glenoid yüzeyde kıkırdak kalınlığı periferde en kalın,
merkezde en inceyken humerus başında kıkırdak yüzey merkezde en kalın, periferde
en ince şekilde bulunur (36). Eklem yüzeylerindeki bu kıkırdak kalınlıkları omuz
hareketi boyunca humerus başı ve glenoid yüzey arasında muntazam bir temasa yol
açar (33, 36).
Glenohumeral eklemin stabilizasyonu; glenoid labrum, humeral baş ve
glenoid fossa arasındaki negatif basınç, eklem kapsülü ve ligamentöz yapılar
tarafından pasif olarak desteklenir. Gray (37), glenohumeral eklem kapsülünü,
eklemi tamamen çevreleyen, glenoid kavitenin ve humerusun anatomik boynunun
tüm çevresine bağlanan kapsüler bir ligament olarak ifade etmiştir. Eklem kapsülü
geniş bir yapıdır, humerus başının iki katı yüzey alanına sahiptir. Glenoid kaviteden
(bazen labrumdan) humerusun anatomik boynuna doğru uzanır. Biseps brakinin uzun
başının tutunduğu tuberkulum superior glenoidi içine alacak şekilde prosesus
korakoid köküne kadar uzanır (38). Posterior inferior glenohumeral ligamenti de
içeren posterior kapsül, eklem kapsülünün en ince kısmıdır. Posterior kapsül,
posterior yöndeki humeral translasyonu kısıtlar. Glenohumeral internal rotasyon ve
horizantal adduksiyon ile gerilir. Omuz abduksiyon ve eksternal rotasyona alındıkça
kapsülün anterior – inferior kısmı ve inferior glenohumeral ligamentin anterior bantı
humerus başının anterior translasyonunu limitler. Buna karşılık, kol adduksiyon,
5

fleksiyon ve internal rotasyona geldiğinde inferior glenohumeral ligamentin posterior


bantı ve posterior kapsül posterior stabiliteyi sağlar (39).
Glenohumeral bağlar, glenohumeral eklemin aşırı hareketine direnç
göstermeye ve dislokasyonun önlenmesine yardımcı olur. Korakohumeral ligament,
glenohumeral eklemi destekleyen en güçlü ligamenttir. Korokoid çıkıntının
tabanında başlayıp iki bölümle tuberkulum majus ve tuberkulum minusa uzanır.
Superior glenohumeral ligament ile birlikte humerusun eksternal rotasyonunu
limitler ve 0-50° abduksiyon sırasında inferior yönde stabilizasyonu sağlarlar (35).
Orta glenohumeral ligament, superior glenoid ligamentin altından çıkıp tuberkulum
minusun yanına yapışır. Anatomisinde büyük farklılıklar gösterilmiştir, omuzların
yaklaşık yüzde 30’unda bulunmaz (40). Kol abduksiyon ve eksternal rotasyon
pozisyonundayken glenohumeral eklemin inferior translasyonunu engeller. Anterior
stabilizatör olarak da görev yapar, maksimum etkisini 45° abduksiyonda gösterir,
posterior kapsül de bu pozisyonda anterior stabilizasyona katkı sağlar (41).
İnferior glenohumeral ligament, hamak gibi bir yapı oluşturarak glenoidin
anterioruna ve posterioruna bağlıdır. Ön bandı nötral pozisyonda (0° abduksiyon ve
30° horizontal ekstansiyon) ana stabilizatördür. Anterior-inferior omuz
dislokasyonlarında en önemli stabilizatördür (42, 43).
Glenohumeral eklemin ana dinamik stabilizatörleri rotator kılıf kasları ve
biseps tendonunun uzun başıdır (44). Supraspinatus, infraspinatus, teres minör ve
subskapularis kasları glenohumeral eklem kapsülünü anterior, posterior ve superior
yönlerden sarar ve humeral başın kompresyonunu sağlar (45). Biseps kasının uzun
başının tendonu da glenohumeral eklemi anterior-superior yönündeki dinamik
stabilizasyonunda görev alır (46). Rotator kılıf kaslarının posterior kapsüle
bağlanması eklem stabilizasyonuna ek bir katkıdır. Ancak, rotator kılıf kaslarının
zayıflığı ya da yorgunluğu durumunda translasyon kuvvetlerine karşı posterior
kapsül daha fazla yüke maruz kalır. Bu durum, posterior kapsülde poliferasyonun
meydana gelmesine ve adaptif olarak kapsülde kısalık ve kalınlaşmaya neden olur
(47).
6

2.1.2. Sternoklavikular Eklem

Sternoklavikular eklem, üst ekstremiteyi toraksa bağlar. Klavikulanın


proksimal ucu ile manibrum sterni arasında yer alır. Eklemin stabilizasyonu eklem
kapsülü ve ligamentlerle sağlanır. Anterior sternoklavikular ligament öne hareketi,
posterior sternoklavikular ligament arkaya hareketi kısıtlar. İnterklavikular ligament
aşağı hareketi, kostaklavikular ligament ise elevasyon, protraksiyon ve retraksiyon
hareketlerini kısıtlar (19, 48).
Sternal eklem yüzeyi, eyer şekilli eklem grubundandır. Klavikular eklem
yüzeyi, sternal eklem yüzeyi ile uyum sağlayacak şekilde ters yapıdadır.
Sternoklaviküler eklem dengesi, 4 bağ tarafından oluşturulan kompleks ile eklem içi
disk tarafından sağlanır.
• İnterklavikular bağlar
• Sternoklavikular bağlar:
o Ön kapsüler bağ (sternoklavikular sabitleyicilerin en güçlüsüdür)
o Arka kapsüler bağ
• Kostoklavikular bağlar
Sternoklavikular eklemde 6 hareket oluşmaktadır. Klavikulanın yukarı, aşağı,
öne, arkaya doğru hareketleri ile beraber yukarı-aşağı dönme hareketleri vardır.
Eklemin sabitlenmesi ve eklemler arasındaki uyumun oluşturduğu basınç, eklem içi
disk yoluyla gerçekleştirilir. Yaklaşık olarak 35°’lik yukarıya doğru dönme hareket
yeteneği vardır (48).

2.1.3. Akromioklavikular Eklem

Klavikulanın lateral ucu ile akromion arasında bulunan eklemdir.


Klavikulanın rotasyonu eklemde meydana gelen ana harekettir. Fibröz kapsül eklemi
sarar ve akromioklavikular ligament tarafından desteklenir. Akromioklavikular
ligament hem rotasyonu hem de klavikulanın posterior translasyonunu kısıtlar.
Eklemin dikey stabilitesi korakoklavikular ligament tarafından sağlanır.
Korakoklavikular ligament; lateralde trapezoid, medialde konoid ligamentten oluşur
(35).
7

2.1.4. Skapulatorasik Eklem

Skapulatorasik eklem anatomik bir eklem değildir ama önemli bir fizyolojik
eklemdir. Skapulanın anterior yüzü subskapularis ve serratus anterior kaslarıyla
göğüs duvarından ayrılır. Skapula esas olarak kaslar tarafından stabilize edilir.
Başlıca stabilizatör kaslar; rhomboidler, serratus anterior, levator skapula ve trapez
kaslarıdır (49). Skapulatorasik eklemin dinamiği glenohumeral hareket boyunca
farklılık gösterir; ilk 30° abduksiyon ve 60° fleksiyonda büyük ölçüde skapulatorasik
eklemin hareketine ihtiyaç yok iken, sonrasında skapulatorasik hareketlilik daha
önemli bir rol alır (50).
Skapulatorasik eklem omuz fonksiyonunun düzgün bir şekilde sağlanmasında
anahtar rol oynar. Sternoklavikular, akromioklavikular eklemlerle olan düzgün
fonksiyonu ve skapulatorasik eklemdeki hareket sayesinde omuz kompleksi geniş
eklem hareket açıklıklarına sahiptir. Skapulanın, humerus ile gövde arasındaki
pozisyonu, bacaklar ve gövde tarafından oluşturulan büyük kuvvetlerin kola
transferini sağlar (51). Skapulanın pozisyonundaki ve oryantasyonundaki
değişiklikler aynı zamanda omuz ekleminin rotasyon merkezinin değişmesine, omuz
kaslarının fonksiyonun azalmasına neden olur. Böylece omuz kompleksinin
yaralanma riski de artar. Mihata ve ark. (52) kadavralarla gerçekleştirmiş oldukları
çalışmada posterior kapsüldeki gerginliğin tek başına skapular internal rotasyonu
artırdığını, skapular anterior tilti azalttığını belirtmişlerdir. Omuz posterior kaslarının
gerginliğinin ise skapula kinematiğini farklı bir şekilde etkilediğini; skapulanın
yukarı rotasyon hareketini azalttığını, anterior tilti artırdığını ortaya koymuşlardır.
POG’un skapulanın malpozisyonuna neden olduğu bilinmektedir. Ancak posterior
kapsülün ve posterior omuz kaslarının skapula kinematiğini farklı şekilde
etkilediğine dikkat edilmelidir.

2.1.5. Subakromial Eklem

Subakromial bölgeden (korakoakromial ark) son dönemlerde omuzun 5.


eklemi olarak bahsedilmektedir. Skapulatorasik eklem gibi işlevsel bir eklemdir.
Korakoid çıkıntı, korakakromial ligament ve akromion tarafından oluşturulur.
Humerus başına üstten stabilite sağlar (41, 53).
8

2.2. Baş Üstü Fırlatma Sporcuları ve Posterior Omuz Gerginliği

Voleybol, beyzbol, basketbol, tenis ve hentbol gibi sporlar baş üstü sporlar
olarak adlandırılır. Sporlar farklı teknik ve beceriler gerektirse de omuz benzer
paternde tekrarlı baş üstü hareket için kullanılır. Voleybol günümüzde oldukça
popüler bir spor dalıdır. Voleybolda kadın ve erkek sporcular için yaralanma
paternleri benzer olup, oyuncuların en çok risk altında olduğu yaralanmalar arasında
omuz yaralanmaları, akut ayak bileği burkulması ve kronik diz yaralanmaları
sayılabilir (54). Voleybolda smaç oldukça teknik bir harekettir. Sporcu top
havadayken hızlanıp kapalı kinetik zincir desteği olmadan topla temas eder (55). Baş
üstü / fırlatma hareket kategorisine giren smaç tekniğindeki omuz hareketleri
aşağıdaki fazlardan meydana gelir (56-58).

- Windup fazı (Şekil 2.1, pozisyon 1-2): Kol 90°’den fazla elevasyonu ile
birlikte hafif horizontal abduksiyon pozisyonundadır.
- Cocking fazı (Şekil 2.1, pozisyon 2-4): Abduksiyon ve eksternal rotasyonda
maksimal seviyeye ulaşır.
- Hızlanma (Akselerasyon) fazı (Şekil 2.1, pozisyon 4-8): Hızlı internal
rotasyon ve adduksiyonla topa vurma noktasına gelir (140°-170°
abduksiyonda ve nötral rotasyonda)
- Yavaşlama (Deselerasyon) ve follow through fazı (Şekil 2.1, pozisyon 8-9):
kolun gövdenin yanına gelerek durması. Yavaşlama fazı sürecinde topa vuran
omuz adduksiyon ve internal rotasyon hareketine devam eder. Bunun amacı
kolun momentumunu azaltmak ve topa transfer edilemeyen kinetik enerjiyi
dağıtmaktır.
9

1 2 3 4 5 6 7 8 9

Şekil 2.1. Smaç tekniği fazları(58).

Baş üstü fırlatma sporcuları yaptıkları spor gereği yüksek tekrar sayılarında,
aşırı hızlarda, aynı doğrultuda ve mükemmellikte, glenohumeral eklemin hareket
açıklığının zorlandığı fırlatma hareketini yapmak mecburiyetinde kalırlar. Her
harekette aynı vücut segmentlerine stres biner. Baş üstü fırlatma sporcularının maruz
kaldıkları bu stresler sonucu fırlatma kolu olan dominant omuz eklem hareket
açıklıklarında eksternal rotasyon artışı, glenohumeral internal rotasyon azalması ya
da GİRD adaptif olarak meydana gelir. (5, 59).
Elit bir voleybolcu haftada yaklaşık 16-24 saat kadar antrenman yapar ve bir
sezonda yaklaşık 40 bin ya da daha fazla smaç vurur (60). Voleybolda smaç patlayıcı
kuvvetin en çok kullanıldığı ve performansın en çok zorlandığı durumdur. Oyun
içinde smaç ile daha fazla katkı sağlayan sporcular da kuşkusuz omuzlarını daha çok
kullanmakta ve zorlamaktadırlar. Smaç sırasında cocking fazında omuz maksimum
eksternal rotasyona gelir ve sonrasında topla buluşmak için kol devam eder ve
yavaşlama (deselerasyon) ve follow through fazıyla birlikte omuz internal rotasyonu
ve horizontal adduksiyonu devam etmektedir. Bu da posterior omuz yapılarında
dinamik, eksentrik bir kuvvet üretmektedir. Posterior omuz yapılarındaki eksentrik
kasılma sadece internal rotasyonu ve horizontal adduksiyonu yavaşlatmak için değil
aynı zamanda omuz distraksiyonuna ve anterior subluksasyona karşı da direnç
oluşturmak için yardımcıdır (56, 60). Posterior omuz yapılarının devamlı strese
maruz kalmaları bu yapılarda aşırı hipertrofiye ve skarlaşmaya neden olabilir. Bu
nedenlerle adaptif olarak fırlatma kolu olan dominant omuz eklem hareket
10

açıklıklarında eksternal rotasyon artışı, glenohumeral internal rotasyon azalması ya


da GİRD beklenmektedir.
Artan eksternal rotasyon ve azalan internal rotasyon açısı bir çok etkene
bağlanmaktadır. Bu etkenler; kemiksel adaptasyonlar (61, 62), posterior kapsül
gerginliği (5, 9), posterior rotator kas kılıfı, posterior deltoid (11, 47) ve postür
değişiklikleri (63) olarak belirtilmiştir.
POG ilk defa 1985 yılında Papas ve ark. (64) tarafından omuz internal
rotasyonunu kısıtlayan bir faktör olarak ileri sürülmüştür. Posterior kapsül, posterior
inferior glenohumeral ligament, posterior kılıf ve posterior deltoid kaslarından oluşan
POG, skarlaşmış ve hipertofik oluşumu baş üstü fırlatma yapan sporcularda
gösterilmiştir (11, 65). Bu hasarlara, fırlatma hareketinin deselerasyon fazında
omuzun posteriorunda meydana gelen eksentrik kasılmanın neden olduğu
teorileştirilmiştir (11, 47). Posterior omuzdaki bu skarlaşma ve hipertofiyi takiben
internal rotasyon hareket açıklığında azalma meydana gelir. İnternal rotasyon
açısındaki bu azalma sonucunda da fırlatma hareketinin wind-up ve hızlanma
(akselerasyon) fazlarında ortaya çıkan kuvvetlerin daha dar bir eklem hareket
açıklığında dağıtılmasına yol açar, yine bu durumda daha fazla skarlaşmaya ve
hipertrofiye neden olur (66). Eksternal rotasyon artışı, internal rotasyon azalmasına
ek; morfolojik olarak anterior hiperlaksite, humeral retroversiyon, skapular diskinezi
ve azalmış eksternal rotator kılıf kasları kuvveti voleybol sporcuları da dahil olmak
üzere baş üstü sporcularında görülmektedir (59, 64, 67, 68).

2.3. Posterior Omuz Gerginliği, Yaralanma ve Performans

POG, omuz yaralanmalarına neden olabileceği araştırmalarda belirtilmiştir


(69-71). POG’un potansiyel mekanizmalarından birisi; posterior rotator kılıf
kaslarının zayıflığı, fonksiyonunu yerine getirememesi ya da yorgunluk gibi
nedenlerle fırlatmanın follow through fazında eksentrik olarak çalışan bu bölgenin
normalden fazla stres altında kalarak kısalıp kalınlaşmasıdır. Bu adaptif değişiklik
dokuyu koruma amaçlı meydana gelse de sonuç olarak biyomekanik değişikliklere
yol açacak ve yaralanmaya neden olacaktır. POG, kısalan ve kalınlaşan posterior
kapsül ve ilişkili azalan internal rotasyon humeral başın normalden daha fazla
anterior ve superiora yer değiştirmesine neden olur, bunun sonucunda internal,
11

subakromial sıkışma ve superior labrum anterior posterior (SLAP) lezyonları gibi


yaralanmalara neden olur (12-14, 72). Literatürde POG ile skapula postürünün öne
doğru (artan internal rotasyon ve anterior tilt) yer değiştirmesinin ilişkili olduğu
gösterilmiştir (72). Bunun nedeni de gergin posterior omuz yapılarının fırlatmanın
follow through sırasında skapulayı ileriye doğru çekmesi olarak açıklanmıştır (73).
Doğru skapular pozisyon ve hareketi glenohumeral eklem hareketlerinin ve rotator
kılıf kaslarının çalışmasının optimum şekilde olmasını, humeral başın
kompresyonunu sağlar. Skapulanın yukarı rotasyonu geçici olarak subakromial
boşluğu arttırsa da skapular kasların yorgunlukla ilişkili inhibisyonu zamanla
skapular diskineziye ve Scapular Malposition, Inferior medial border prominence,
Coracoid Pain and Dyskinesis of Scapular Movement (SICK)’e (inferior-medial
skapular kanatlaşma, korakoid hassasiyet ve skapular diskinezi) yol açar (72-74) Baş
üstü fırlatma sporu yapan sporcularda normal olmayan skapular hareket veya
skapular diskinezi üst ekstremite yaralanmalarına sebep olmanın yanı sıra
performansta da düşüşe neden olan önemli bir faktör olarak belirtilmiştir (12, 75-77).

2.4. Omuz Performansının Değerlendirmesi

2.4.1. İzokinetik Değerlendirme

İzokinetik ölçüm kuvvet değerlendirmesinde standart bir kriter olarak


düşünülür (78). Omuz izokinetik kuvvet değerlendirmesi kasların performansını
objektif bir şekilde ölçmek, yaralanma sonrası spora dönüşe karar vermek,
rehabilitasyon ve tanı koyma amaçlı kullanılır. İnternal rotasyon ve eksternal
rotasyon izokinetik kuvvetlerin ölçülmesi omuz fonksiyonel kuvvet profilinin
belirlenmesine yardımcı olur (79). Literatür incelendiğinde voleybolcular üzerinde
yapılan izokinetik ölçümler sıklıkla yaralanma riskini ortaya koymak için
uygulanmış, İnternal ve eksternal rotasyon kaslarının kuvveti omuz yaralanma
hikayesi olan ve olmayan sporcularda karşılaştırılmıştır. Yaralanma geçmişinden
bağımız olarak dominant omuz internal rotasyon kuvveti non-dominant omuza göre
daha yüksek, eksternal / internal rotasyon oranı ise dominant omuzda daha düşük
bulunmuştur. Ayrıca oyun pozisyonun kuvvet ya da kuvvet oranları ile herhangi bir
ilişkisi belirlenmemiştir (80, 81).
12

Omuz internal / eksternal rotasyon kuvvet ölçümü omuzun farklı


pozisyonlarında, farklı düzlemlerde gerçekleştirilmektedir (79). Bir çok yüksek
kaliteli araştırmada oturarak skapular düzlemde 45° omuz abduksiyon pozisyonu
güvenilirlik yönünden en çok tavsiye edilen pozisyon olarak belirtilmiştir (79, 82,
83). İzokinetik cihazlardaki açısal hız çeşitliliği klinisyenin üst ekstremite kas
kuvvetini, gücünü ve dayanıklılığını fonksiyonel hızlarda değerlendirmesini sağlar
(84).

2.4.2. Smaç Hız Ölçümü

Voleybolda smaç oldukça kompleks bir beceri olup kaliteli hareket, teknik ve
kas koordinasyonunu gerektirir. Üst seviye liglerde mücadele edebilmek için
sporcular yüksek hızda smaç vurmak zorundadır (85). Hızlı smaç vurabilmek için
sporcunun kintetik zincir konsepti ile enerjiyi üst ekstremitesine aktarması gerekir.
Gövde ekstansiyonu ve rotasyonu, yüksek seviyede topu yakalamak etkili bir smaç
için gereklidir. Oyun içinde sporcu koşar, dikey sıçrama yapar, havada baş üstü
patlayıcı bir hareket gerçekleştirir ve yere iner (85, 86). Radar cihazı ile smaç hız
ölçümü sahada yapılabilen, taşınabilen, ucuz, kolay uygulanabilen bir fonksiyonel
performans testidir. Smaç hızı, sporcunun kendi attığı topa sıçramadan smaç
vururken de ölçülmektedir. Hızın bu şekilde değerlendirilmesi ile üst ekstremite
performansına odaklanılır (87). Ayakta durarak ölçülen smaç testinde sporcular
zaman ve voleybol file kısıtlaması olmadan kuvvetlerini / güçlerini topa aktarırlar.
Smaç hızını ölçmek için radar direkt bir ölçümdür. Radar, radyo dalgalarının
yayılması ve alınması yoluyla nesnenin hızını kaydeder. Smaç hızını ölçmek için
kullanılabilecek diğer bir yöntem ise indirekt bir ölçüm olan video analizidir. Bu
analizde topun yol aldığı mesafe, smaç vurma zamanı ve smaç vurulduktan sonra
topun yere değdiği an kaydedilmelidir. Güvenilir bir video analiz için güvenilir
kameralar, biyomekanik bir yazılım ve ciddi bir protokol şarttır. Bu nedenle, radar
cihazı ile smaç hızının ölçümü daha pratik, direkt ve güvenilirdir (88, 89).
13

2.4.3. Oturarak Tek Kol Top Fırlatma Testi

Oturarak tek kol top fırlatma testi üst ekstremitenin açık kinetik zincir
hareketini içeren, maksimum patlayıcı kuvvetini ölçen fonksiyonel bir değerlendirme
testidir. Fırlatma hareketinin aksine oturma pozisyonunda ağırlık topunun yerleşik
olması koordinasyon ihtiyacını azaltır, kişinin üst ekstremite gücünün izole
edebilmesi için avantaj sağlar (90). Ayrıca fırlatma beceri ihtiyacını minimale
indirgediği için yüksek beceriye sahip sporcularla, olmayanları karşılaştırma şansı
doğar (91). Smaç hızı testi ile karşılaştırıldığında en büyük farklılık budur. Bir diğer
farklılık da oturarak tek kol top fırlatma testi, smaç hız ölçümünün aksine bilateral
olarak da kullanılabilir. Testin uygulaması kolaydır sadece ağırlık topu ve mezura
gerektirdiği için hem sahada hem de klinikte kolaylıkla ölçülebilir. Ağrılık aktarımı
gerektiren üst ekstremite performans testleri (şınav testi, kapalı kinetik zincir üst
ekstremite stabilite testi, Y denge testi) daha çok stabilizasyon gerektirir. Oturarak
tek kol top fırlatma testi ağrılık aktarımı içermeyen bir testtir, daha az stabilizasyon
gerektirir, bu yönüyle ağrılık aktarımı ile yapılan üst ekstremite testlerinden
farklılaşır (92).

2.5. İnternal Rotasyon Defisiti ve Posterior Omuz Gerginliği Terimleri


Kullanımı

GİRD ilk defa Burkhart ve arkadaşları (5) tarafından “fırlatma omzunun diğer
omuza göre azalan glenohumeral internal rotasyon açısı” olarak tanımlanmıştır.
Değişen eklem hareket açıklığının sebebi net olmamakla birlikte doğal bir
adaptasyon olduğu ve baş üstü fırlatma sporcularında görüldüğü belirtilmiştir (7).
GİRD’in sebebi ile ilgili teoriler ise; tekrarlı baş üstü fırlatma hareketi ile oluşan
mikro travmalar ve buna bağlı glenohumeral eklemin statik ve dinamik stabilizatör
yapılarındaki hipertrofi (posterior kapsül, posterior kaslar, eklem kapsülünün
posterior inferior kontraktürü) ve humerusun kemiksel adaptasyonudur (humeral
retroversiyon) (11, 93-95). Hem POG hem de GİRD omuzun posterior yapılarındaki
sertliği ifade etmede kullanıldığı için zaman zaman azalan glenohumeral internal
rotasyon açısını tanımlamak için GİRD yerine POG terimi kullanılmaktadır (96, 97).
14

2.6. Shear Wave Elastografi

Ultrason temelli non-invaziv bir teknik olan SWE, dokuda horizantal olarak
ilerleyen dalgaların yayılım hızının ölçülerek dokunun mekanik özelliklerinin
incelenmesini sağlayan bir yöntemdir. SWE’de ultrason probu ile dokuya kısa süreli
(0,03 -0,4 ms), yüksek güçlü (frekans 2,67 MHz) akustik itici radyasyon kuvveti
uygulanır, dokuya kompresyon uygulanmadığı için kullanıcıya bağımlılığı az olan
bir uygulamadır. Dokuya uygulanan kuvvet değişmeyip tek değişen shear wave
ilerleme hızı olduğu için ölçülen hız değerleri objektif olarak elastisiteyi gösterir.
Shear wave hızı (m/s) dokunun sertliği ile doğru orantılıdır (26-29).
Elastisite; dokunun uygulanan bir güç ile deforme olabilme ve bu güç
kaldırıldığında tekrar eski şekline gelebilmesidir. Doku deformasyonu, dokunun
sertliği ile ters orantılıdır (98). Klinikte elastisite dokunun manuel olarak palpasyonu
ile elde edilen subjektif olarak sertliğin değerlendirilmesidir. Biyomekanide
elastisite, uygulanan stres (kuvvet / güç) ve deformasyon oranıdır. Young elastik
modülü (E=3µ, µ= shear modülü/kPA) denilen bir temele dayanmaktadır ( µ=pv2 , p
doku yoğunluğunu ifade eder ve insan vücudunda 1000 kg.m3’e eşittir). SWE direk
olarak Young elastik modülü ölçmez, öncelikle shear wave hızını (v=m/s) ölçer.
Ölçülen hız Young elastik modülü ile orantılıdır. Araştırmalarda, Young modülü,
shear modülü ya da hız dokunun elastisitesini / sertliğini belirtmek için kullanılır
(99).
SWE, dokunun mekanik özellikleri hakkında bilgi veren uygulaması kolay ve
objektif sonuçlar veren bir yöntem olduğu için kullanımı hem klinik hem de
araştırmalarda yaygınlaşmaktadır. Sporda, kasın elastisitesi kas performansı için
önemli bir kriterdir. Elastisitenin değerlendirilmesi kas yaralanmasını önleme, kas
performansını geliştirme, tedavi etkinliğini belirleme amaçlı kullanılabilir (31, 99).
Bu araştırmada elastografi ölçümü objektif bir şekilde dokunun mekanik
özelliklerinde herhangi bir değişimin olup olmadığını incelemek için kullanılacaktır.

2.7. Posterior Omuz Gerginliği ve Germe Egzersizleri

Daha önceki başlıklar altında da belirtildiği gibi POG bir çok nedene bağlıdır,
POG’un azaltılması ve glenohumeral eklem hareket açıklıklarının tekrar
kazanılmasında çeşitli yöntemlere başvurulmaktadır. Eklem mobilizasyonu, yumuşak
15

doku mobilizasyonu, masaj, kas enerji teknikleri ve germe egzersizleri POG’un


azaltılması için kullanılan başlıca yöntemlerdir (24, 100-109).
Eklem mobilizasyonları bir çok klinisyen tarafından eklem kapsülü
mobilitesini ve yumuşak doku esnekliğini artırmak için kullanılmaktadır (100, 101).
Omuz eklemi mobilizasyonu uygulamalarından sonra ağrıda azalma, eklem hareket
açıklığındaki gelişmeleri gösteren bir çok araştırma bulunmakla birlikte eklem
mobilizasyonunun uygulama süresi, yoğunluğu ve teknikleri ile ilgili net bir sonuca
varılamamaktadır (102-106). Omuzda eklem mobilizasyon uygulamalarının çeşitli
omuz patolojilerindeki etkinliğini gösteren birçok araştırmaya rağmen POG
üzerindeki etkisini gösteren çok az araştırma mevcuttur. Bu araştırmalarda da eklem
mobilizasyonun POG üzerinde olumlu etkisi gösterilmiştir (101, 103, 107).
Yumuşak doku mobilizasyonu, masaj ve kas enerji teknikleri de POG’u
gidermek için kullanılan diğer yöntemlerdir (24, 108, 109). Reed ve ark. (110)
basketbol ve softball oyuncularında Moore ve ark. (24) ise beyzbol sporcularında kas
enerji tekniğini POG’u gidermede akut olarak etkili bulmuşlardır.
Posterior omuz yapılarına uygulanan germe egzersizleri hem çeşitli omuz
yaralanmalarının rehabilitasyonunda kullanılmakta hem de omuz yaralanmalarını
önlemek için tavsiye edilmektedir (12, 93). American Collage of Sports Medicine’a
(111) göre germe aynı zamanda eklemin stabilitesini geliştirir böylece dinamik
stabilite de artmış olur. Statik ve dinamik olarak stabil olan bir omuz eklemi fırlatma
sporu yapan sporcular için biyomekanik bir avantaj sağlayacak ve fırlatma
performansını da arttıracaktır. Hipertrofik ve skarlaşmış dokunun azalması eklem
hareket açıklığını arttırır ve follow through fazının daha uzun olmasını sağlar.
Böylece omuzun kuvveti dağıtma yeteneği gelişir.
POG için kullanılan yöntemler sıklıkla omuz internal eklem hareket açıklığını
artırmak ya da omuz sıkışma sendromu tedavisinde kullanılmaktadır (9, 13, 14, 16,
17). Literatürde genel olarak POG için kullanılan germe egzersizleri olarak ‘Sleeper
strecth (SS) ve cross body stretch (CBS) teknikleri yer almaktadır ve bu yöntemlerin
etkinliği tartışılmıştır (14, 16, 112-114). Her iki germe yöntemi de POG ve GİRD
için tavsiye edilmektedir ancak tekniklerin modifiye edilerek skapulanın sabitlenerek
uygulanan germelerin daha etkili olduğunu belirten çalışmalar bulunmaktadır (6, 21,
115-117).
16

POG için yapılan germe egzersizlerinin omuz performansını nasıl


etkilediğine dair yapılan çalışmaların sayısı oldukça azdır. Bu egzersizlerin
performansa olumlu etkisi olabileceği belirtmiş ancak sadece posterior omuz germe
egzersizlerinin performans üzerine olan etkisini araştıran bir çalışma bulunmaktadır.
Bu araştırmada posterior omuz germe egzersizlerinin akut olarak beysbol
sporcularının top fırlatma hızına olan etkisi araştırılmış, istatiksel olarak anlamlı bir
farklılık bulunmamıştır (118). Voleybolcular üzerinde uygulanan ve omuz
performansına olan etkilerini araştıran bir çalışma bilgimiz dahilinde
bulunmamaktadır. Bu araştırma ile semptomatik herhangi bir omuz problemi
bulunmayan ancak posterior omuz gerginliği tespit edilen voleybolcularda germe
egzersizlerinin omuz performansına olan etkisini araştırmak hedeflenmiştir.
17

3. BİREYLER VE YÖNTEM

3.1. Bireyler

Çalışmaya Ziraat Bankası Spor Kulübü, Türkiye Voleybol Federasyonu Spor


Kulübü ve Maliye Spor Kulüplerinden en az 3 yıldır profesyonel olarak liglerde
oynayan erkek 18-30 yaş arası posterior omuz gerginliği tespit edilen voleybol
oyuncusu dahil edildi. Araştırmanın amacı voleybol takımlarına anlatılarak, dahil
edilme kriterlerini sağlayan ve katılmak isteyen sporcular çalışmaya alındı.
Elastografi ölçümleri Hacettepe Üniversitesi Beytepe Hastanesinde, diğer ölçümler
ise Türkiye Voleybol Federasyonunda gerçekleştirildi.
Örneklem büyüklüğü, 2x2 Repeated Measure Anova testinin kullanılacağı
düşünülerek çalışmanın gücü 0,80; α 0,05; etki büyüklüğü 0,4; tekrarlayan ölçümler
arası korelasyon 0,5 kabul edilerek hesaplandığında 34 olarak belirlendi. Power
analizine göre belirlenen kişi sayısına ulaşıldığında tez veri alımına son verildi.
Çalışmanın yapılabilmesi için Hacettepe Üniversitesi Klinik Araştırmalar
Etik Kurulu’ndan 28/01/2019 tarihinde ve 2019/02-38 KA17141 karar numarası ile
izin alındı.

3.1.1. Çalışmaya Dahil Edilme Kriterleri

- En az 3 yıldır profesyonel ligde oynuyor olmak


- 18-30 yaş aralığında olmak
- Yapılan internal rotasyon eklem hareket ölçümünde dominant tarafın non-
dominant omuza göre en az 15° limitli olması
- Haftada en az 4 defa düzenli olarak antrenman yapmak
- İmpingement testlerinden; Hawkins, Neer ve Jobe testlerinin negatif olması
- Görsel analog skalasına göre omuz ağrı şiddetinin en fazla “3” olarak
işaretlenmesi

3.1.2. Çalışmaya Dahil Edilmeme Kriterleri

- Son 6 ay içinde omuz yaralanması geçirmek ve tedavi olmak


- Daha önce omzunda subluksasyon/diskolasyon geçirmek
- Akromioklavikular eklemde dejenerasyon (Scarf testi pozitif olan)
18

- Daha önce omzundan cerrahi müdahale geçirmek


- Boyun ile ilgili tanısı konan bir problemi olmak
- Tanısı konan herhangi bir sistemik hastalığı bulunmak
- Tanısı konan bir romatolojik hastalığa sahip olmak
- Çalışmaya katılmak istememek

3.2. Yöntem

3.2.1. Çalışma Dizaynı

Bu çalışma posterior omuz gerginliğine sahip voleybolcularda posterior omuz


germe egzersizlerinin eklem hareket açıklığına, posterior omuz kaslarının
esnekliğine ve omuz fonksiyonel performansına yönelik etkilerini araştırmak için
dizayn edildi. Randomize kontrollü çalışma olarak olarak dizayn edilen bu çalışmada
gönüllüler bilgisayar destekli randomizasyon yöntemi (www.ramdomizer.org)
kullanılarak 2 gruba ayrıldı. Kontrol grubu ve müdahale gruplarından elde edilen
veriler karşılaştırma amacı ile kullanıldı. Çalışmanın basamaklarını gösteren akış
şeması şekil 3.1’de belirtilmiştir.

3.2.2. Değerlendirme Protokolü

Sporcuların demografik bilgileri kaydedildi. Pasif internal rotasyon hareket


açıklığı, izokinetik internal/eksternal rotasyon kuvvet ölçümü, tek kol top fırlatma
testi, smaç hızı ve elastografi ölçümleri eğtim öncesi ve eğitim sonrası (altıncı hafta)
sonra tekrarlandı.

3.2.3. Demografik Bilgiler

Tüm katılımcıların demografik bilgileri; yaş, vücut ağırlığı, boy uzunluğu,


dominant taraf, spor deneyim yılı, haftalık antrenman gün, sayı ve süre bilgilerini
içeren sporcu bilgi formu ile kayıt altına alındı. (Bkz. EK-1)
19

Şekil 3.1. Çalışma akış şeması.

3.2.4. Pasif İnternal/Eksternal Rotasyon Hareket Açıklığı Ölçümü ve


GİRD Açı Değerlendirmesi

Omuz internal/eksternal pasif eklem hareket açıklığının belirlenmesinde


dijital inklinometre (Jtech IQ ProTM, USA) kullanıldı. İnternal rotasyon ölçümü, iki
araştırmacı tarafından gerçekleştirildi. Araştırmacılardan bir tanesi korakoid çıkıntıyı
palpasyon ile kontrol ederken diğer araştırmacı eklem hareket açıklığını ölçtü.
Ölçüm öncesi, sporcular sırtüstü yatış pozisyonuda iken omuzları pasif olarak 90
derece abduksiyona getirildi. Bu pozisyonda sporcuların omuzları pasif olarak
internal rotasyon yönünde hareket ettirildi. Korakoid çıkıntı öne doğru hareket
20

etmeye başladığı noktada durup ölçüm kaydedildi. Eksternal rotasyon ölçümü aynı
pozisyonda omuz 90° abduksiyonda iken pasif olarak eksternal rotasyona getirildi.
Sporcunun rahatsız olduğu açıda ya da toraks yataktan kalkmaya başladığında durup
ölçüm kaydedildi. Skapula tedavi masasında kişinin vücut ağırlığı ile sabitlendi.
Ölçümler dominant ve non-dominant omuzlardan alındı (119). Dijital inklinometre
ile yapılan omuz internal/eksternal rotasyon gonyometrik ölçümleri geçerli ve
güvenilir bulunmuştur (120, 121). Ölçüm pozisyonu şekil 3.2’de gösterildi. GİRD açı
değeri, gonyometrik ölçümlerden elde edilen dominant omuz internal rotasyon eklem
hareket açısal değerinin non-dominant omuz internal rotasyon eklem hareket açısal
değerinden çıkartılması ile hesaplandı.

Şekil 3.2. Gonyometrik test uygulanma pozisyonu.

3.2.5. İzokinetik İnternal/Eksternal kuvvet ölçümü

Tüm sporcular Türkiye Voleybol Federasyonu performans laboratuvarında


IsoMed 2000 (D.&R. Ferstl GmbH, Almanya) izokinetik cihazı ile test edildi.
İnternal ve eksternal rotasyon kas kuvveti, sporcular dik oturma pozisyonunda, omuz
90° abduksiyonda (skapular düzlem), dirsek 90° fleksiyonda ve ön kol nötral
pozisyonda iken test edildi. 60°/sn ve 300°/sn olmak üzere 2 açısal hızda test
uygulandı (Şekil 3.3) 60°/sn’lik düşük açısal hız kasların maksimum istemli kas
aktivasyonu ile ilişkili olduğu ve maksimum kuvvet değerinin belirlenmesinde
kullanıldığı, 300°/sn’lik açısal hız ise fırlatma sporcularında kas koordinasyonu ve
fonksiyonel aktiviteleri ile ilişkili olduğu için tercih edildi (82). Test öncesinde kol
21

ergometresinde 5dk ısınma yapıldı. Ergometre 60kg/m iş yükünde dakikada 90 tekrar


olacak şekilde ayarlandı. İzokinetik değerlendirmede sporcuların hem cihazı tanıması
hem de ısınmaları için test edilen ilk açısal hızda 5 submaksimal tekrar yapması
istendi, bir dakikalık dinlenme aralıklarıyla 60°/sn ve 300°/sn’lik hızlarda 5 tekrar
yapmaları istendi. Sadece dominant omuz değerlendirildi. Maksimum tepe tork/
vücut ağırlığı (Nm/kg) kaydedildi (81, 122). İzokinetik ölçümler, omuz internal ve
eksternal rotasyon kuvvet ölçümünde geçerli ve güvenilir bulunmuştur (123, 124).

Şekil 3.3. İzokinetik test uygulama pozisyonu.

3.2.6. Tek Kol Top Fırlatma Testi

Test uygulanırken sporculardan 42.72 cm standart yükseklikte kol desteği


olmayan bir sandalyeye oturması istendi. Elle kavranabilecek büyüklükte 2.72 kg’lık
sağlık topu kullanıldı. Sandalyenin karşısına ters olarak başka bir sandalye
yerleştirilerek test yapılacak kişinin bacakları bu sandalye üzerine konuldu. Fırlatma
yapmayan kol gövdeden omuza çapraz olarak yerleştirilerek gövde ve bacakların
kullanımını minimal düzeye indirmek hedeflendi (Şekil 3.4). Test yapılmadan önce
sporculara test prosedürü anlatıldı. İstenilen fırlatma hareketi gösterilerek ısınma
amaçlı 4 kez giderek artan şiddetlerde atış yapmaları istendi. 4. fırlatmada maksimum
efor ile sağlık topunu fırlatacakları, 4. Fırlatmaya gelene kadarda ilk fırlatmada düşük
eforlu (maksimum eforlarının %25 gibi düşünmeleri istendi), 2. ve 3. fırlatmada ise
maksimum eforlarının , %50, %75’i kadar efor sarf ederek ısınmayı tamamlamaları
hedeflendi. Efor derecelerini 100 puan üzerinden düşünüp 25, 50, 75’lik atışlar olarak
22

algılamaları istendi. Daha sonra sporculardan iki dakika dinlenmesi ve üç tane


maksimum fırlatma yapmaları istendi. Test yapılan sporcunun oturduğu sandalyenin
başlangıcı ile topun düştüğü yer arasındaki mesafe ölçülerek metre (m) cinsinden
kaydedildi (92). Sadece dominant omuz değerlendirmesi yapıldı. Testin ICC
(Interclass Correlation Coefficient) değeri 0.98 olarak bildirilmiştir (92).

Şekil 3.4. Tek kol top fırlatma testi uygulanma pozisyonu.

3.2.7. Smaç Hızı

Smaç hızı radar cihazı (Bushnell model 1019111, USA) ile ölçüldü. Bu cihaz
±1,6 km/sa hassasiyetinde, 25-177 km/sa ölçüm yapabilen radar özelliğine sahip bir
cihazdır. Sporcular oldukları yerden sıçramadan topu kendileri havaya atarak smaç
vuruşunu gerçekleştirdi. Radar cihazı 5m uzaklığa yerleştirilerek hedef yöne doğru
smaç vurmaları istendi (Şekil 3.5). Test öncesinde sporcular 20 dk ısınıp, 5’er defa
deneme vuruşu yaptılar. Test sırasında 3’er kez deneme yapılıp, km/sa cinsinden en
yüksek değer kaydedildi (87, 88).

Şekil 3.5. Smaç hızı testi için radar cihazının pozisyonlanması.


23

3.2.8. Elastografi Ölçümü

Elastografi ölçümü ACUSON S3000 (Siemens Medical Solutions, USA)


cihazıyla ölçüldü. Sporcu ayakları yere değecek şekilde dik rahat bir pozisyonda
sandalyeye oturdu. Kollar gövde yanında, dirsekler 90° fleksiyonda pozisyonlandı.
Ölçümler ultrason değerlendirmelerinde deneyimli olan bir hekim tarafından yapıldı.
Prob esneklik ölçülmek istenen posterior deltoid ve infraspinatus kas bölgesine kas
liflerine paralel olacak şekilde yerleştirildi ve görüntü alındı. Dikdörtgen şeklinde
alınan bu görüntüden rastgele bir şekilde 5 farklı yerden ölçüm değeri alındı. Shear
wave hızı m/s olarak kaydedildi. Hem dominant hem de non-dominant omuz
değerlendirildi. Shear wave hızı (m/s) dokunun sertliği ile doğru orantılıdır (26-29).
Ölçüm sonuçlarının etkilenmemesi için ölçümler günün hep aynı saat aralığında (saat
13.30-15.30 arası) aynı oda sıcaklığında (Oda sıcaklığı 22°) yapıldı (Şekil 3.6).
Posterior deltoid ve infraspinatus kaslarının elastografi değerlendirmesindeki ICC
değerleri sırası ile 0,98-0,99 ve 0,81-98 olarak bildirilmiştir (115).

Şekil 3.6. Elastografi testi uygulanma pozisyonu.

3.2.9. Germe Egzersiz Protokolü

Kontrol ve germe grubundaki sporcular rutin antrenman ( haftada 4 gün çift ,


bir gün tek) ve müsabaka (1 ya da 2 maç) programlarına devam ettiler. Germe
grubundaki gönüllülere normal antrenman programlarına ek olarak omuzun posterior
bölgesini germek için yan yatışta farklı 2 germe egzersizi yaptırıldı (sleeper strecth
(SS) ve cross body stretch (CBS)).

SS egzersizinde sporcudan yan yatış pozisyonunda dizler hafif bükülü, germe


uygulanacak omuz üzerine yatması istendi. Skapulanın yerle tam sıkı teması
24

stabilizasyonu sağlamak için istendi. Omuz ve dirsek 90° fleksiyon pozisyonuna


getirildi. Üstteki kol ile omuz pasif bir şekilde internal rotasyona (yere) doğru
bastırılıp, gerginlik hissedilen noktada duruldu ve 30 sn beklenmesi istendi (Şekil
3.7).
CBS egzersizinde, sporcudan yan yatışta kalça ve dizler 90° bükülü, germe
uygulanacak omuz üzerine yatması istendi. Omuz ve dirsek 90° fleksiyonda, el yukarı
doğru dik bir şekilde omuz hizasına getirildi. Skapula yer ile sabitlenecek şekilde
tutuldu. Skapula omurgadan uzaklaşmadan üstte kalan kol ile alttaki kol dirsekten
tutulup, yukarı doğru gövdeye yaklaştırıldı. Gerginlik hissedilen yerde 30 sn beklendi
(Şekil 3.8).
Bu iki germe egzersizi 6 hafta boyunca haftada 4 gün fizyoterapist eşliğinde
uygulandı. Haftanın kalan diğer 3 gününde ise sporculardan kendilerinin germe
egzersizlerini yapmaları istendi. Her hareket günde 2 kez 5 tekrar 30 saniye
uygulandı. Germe egzersizleri gösterilerek sporculara öğretildi ve tekrar etmeleri
istenerek hareketin doğru yapıldığından emin olundu. Sporculara germe egzersizinin
yapılışının anlatıldığı ve uygulanışının gösterildiği resimleri içeren açıklama formu
ayrıca verildi (Bkz. Ek-2). Mümkün olabilecek kompansasyon hareketlerine dikkat
çekilip, hatasız germe egzersizlerinin yapılması hedeflendi.

Şekil 3.7. Sleeper strecth uygulama pozisyonu.


25

Şekil 3.8. Cross body stretch uygulama pozisyonu.

3.3. İstatiksel Analiz

Çalışmada sürekli değişkenlerin dağılımı Kolmogorov-Smirnov testi, basıklık


ve çarpıklık değerleri ve box-plot grafikleri incelenerek değerlendirildi. Tanımlayıcı
istatistikler kesikli değişkenler için frekans ve yüzde değerleri; sürekli değişkenler
için dağılım özelliklerine göre ortalama+-standart sapma ya da ortanca+-çeyreklikler
arası yüzde olarak verildi. İkili karşılaştırmalarda kesikli değişkenler için Ki_kare
testi kullanılırken, bağımsız iki grubun karşılaştırılmasında çift yönlü student t testi,
bağımlı gruplarda tekrarlayan ölçümlerde Wilcoxon işaretleme testi uygulandı.
Egzersiz grubu ve kontrol grubunun tekrarlı ölçüm parametrelerinin farkı üzerindeki
etkisi, Levene test dikkate alınarak, 2x2 Factorial ANOVA ile değerlendirildi. Tüm
analizlerde istatistiksel eşik değer p<0,05 olarak kabul edildi.


26

4. BULGULAR

Çalışmada 63 voleybol oyuncusu değerlendirildi. Dahil edilme kriterlerine


uyan 41 oyuncu belirlendi. Germe grubundan 3, kontrol grubundan 2 voleybol
oyuncusu ilk değerlendirmeye katılmadı. Otuz altı sporcunun ilk değerlendirmeleri
yapıldı. Her iki gruptan birer sporcu ikinci değerlendirmeye katılmadı. Analizler 34
erkek voleybol oyuncusu üzerinden yapıldı. Ancak 6 hafta sonra yapılan elastografi
ölçümlerinde teknik imkanlardan dolayı hem germe hem de kontrol gruplarında
15’er sporcunun elastografi ölçümü tamamlanabildi.

4.1. Demografik Bilgiler

Grupların demografik özellikleri karşılaştırıldığında yaş, boy uzunluğu, vücut


ağırlığı, VKİ ( vücut kitle indeksi) ve voleybol sporunda deneyim yılları arasında
anlamlı bir fark bulunmadı (p>0,05). Hem germe hem de kontrol grubunda 16’şar
sporcunun dominant kolu sağ, 1’er sporcunun dominant kolu sol taraftı. Gruplara ait
demografik özellikler Tablo 4.1’de verildi. Sporcuların kulüp ve pozisyon
dağılımları Tablo 4.2’de verildi.

Tablo 4.1. Gruplara ait demografik özellikler.


Kontrol Grubu Germe Grubu
(n:17) (n:17)
X±SS Min-Maks X±SS Min-Maks p
Yaş (Yıl) 22,2±2 19-26 20,9±1,8 19-25 0,07
Boy
uzunluğu 196,4±6,1 186-209 192,8±6,8 180-206 0,94
(cm)
Vücut 85,4±6,7 75-97 82,7±8,4 70-103 0,78
Ağırlığı (kg)
VKİ (kg/m2) 22,1±0,9 19,9-23,9 22,1±1,4 18,7-25,4 0,98
Spor Yaşı 8,5±2,6 5-14 7,47±2 5-13 0,23
(yıl)
Çift Yönlü T Testi, n: birey sayısı, X: Ortalama, SS: Standart sapma p: istatiksel anlamlılık değeri,
Min: Minimum, Maks: Maksimum
27

Tablo 4.2. Sporcuların kulüp ve pozisyon dağılımları.


Kontrol Germe
Grubu Grubu
(n:17) (n:17)
n 5 9
1
% 14,70 26,47
n 4 6
Kulüp 2
% 11,76 17,64
n 8 2
3
% 23,52 5,88
Kontrol Germe
Grubu Grubu
(n:17) (n:17)
n 10 9
Smaçör
% 29,41 26,47
n 6 5
Pozisyon Orta
% 17,64 14,70
n 1 3
Pasör
% 2,94 8,82

n: birey sayısı, % yüzde

4.2. Gonyometrik Ölçümler

Germe ve kontrol gruplarının omuz internal ve eksternal rotasyon


gonyometrik ölçümleri karşılaştırıldığında, ilk değerlendirmede dominant omuzlarda
hem internal hem de eksternal rotasyon eklem hareket açılarında iki grup arasında
anlamlı fark bulunmadı (p>0,05). Aynı şekilde non-dominant omuzlarda internal ve
eksternal rotasyon eklem hareket açıları germe ve kontrol grupları arasında farklılık
göstermedi (p>0,05). 6 hafta sonra tekrarlanan ölçümde dominant omuz internal
rotasyon eklem hareket açıklığı germe grubunda artış gösterdi (p<0,01). Gruplar
arası internal rotasyon eklem hareket açıklığında 6 hafta sonunda germe grubu lehine
fark bulundu (p=0,01). 6 hafta sonunda eksternal rotasyon eklem hareket açıklığında
grup içi ve gruplar arası herhangi fark bulunmadı (p>0,05). Gonyometrik ölçüm
ortalama ve standart sapmaları ile istatiksel anlamlılık değerleri Tablo 4.3’te,
28

grupların internal rotasyon gonyometrik ölçüm değerlerinin zamana göre değişimi


Şekil 4.1’de gösterildi.

Tablo 4.3. Grupların gonyometrik ölçüm değerleri.


İlk 6. Hafta
Değerlendirme Değerlendirme
X ± SS X ± SS p* F
Kontrol D 55,8 ± 5 56,2 ± 5,1 0,47 F1,32=98,348
İnternal (n=17)
Germe D 55,3 ± 6,7 63,7 ± 6,6 p<0,01 p<0,01
Rotasyon
(n=17)
Eklem p** 0,79 0,01
Hareket Kontrol ND 73,2 ± 4 73 ± 3,6 0,65 F1,32=0,002
(n=17)
Açıklığı
Germe ND 73,4 ± 7 73,2 ± 6,5 0,69 p=0,96
(°) (n=17)
p** 0,93 0,92
Kontrol D 128 ± 6,8 126 ± 5,9 0,18 F1,32=1,302
Eksternal (n=17)
Germe D 124,7±7,5 124 ± 6,5 0,66 p=0,26
Rotasyon
(n=17)
Eklem p** 0,19 0,28
Hareket Kontrol ND 116 ± 8,4 115 ± 6,3 0,26 F1,32=0,002
(n=17)
Açıklığı
Germe ND 111,9 ± 6,8 112 ± 6 0,64 p=0,96
(°) (n=17)
p** 0,10 0,23

2x2 Factorial ANOVATesti, F= grup x zaman etkileşim değeri n: birey sayısı, X: Ortalama, SS:
Standart sapma, p: istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir. D: dominant ND: non-dominant
p*: Grup içi zaman içerisindeki değişimin istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir.
p**: Gruplar arası ikili karşılaştırma istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir.
29

* Grup içi değişim p<0,05 t1: ilk değerlendirme t2: 6. hafta değerlendirme
Şekil 4.1. Grupların internal rotasyon gonyometrik ölçüm değerlerinin zamana göre
değişimi.

GİRD açıları karşılaştırıldığında ilk değerlendirmede her iki grup arasında


fark bulunmazken (p>0,05), 6 hafta sonunda germe grubu GİRD değerlerinde azalma
kaydedildi. GİRD ölçüm ortalama ve standart sapmaları ile istatiksel anlamlılık
değerleri Tablo 4.4’de, ölçüm değerlerinin zamana göre değişimi Şekil 4.2’de
gösterildi.

Tablo 4.4. Grupların GİRD değerleri.


İlk 6. Hafta
Değerlendirme Değerlendirme
X ± SS X ± SS p* F
Kontrol 17,4 ± 1,7 16,8 ± 3,4 0,38 F1,32=75,859
GİRD (n=17)
Germe 18 ± 1,4 9,5 ± 2,3 p<0,01 p<0,01
(°) (n=17)
p** 0,22 p<0,01

2x2 Factorial ANOVATesti, F= grup x zaman etkileşim değeri n: birey sayısı, X: Ortalama, SS:
Standart sapma, p: istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir.
p*: Grup içi zaman içerisindeki değişimin istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir.
p**: Gruplar arası ikili karşılaştırma istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir.
30

* Grup içi değişim p<0,05 t1: ilk değerlendirme t2: 6. hafta değerlendirme
Şekil 4.2. Grupların GİRD ölçüm değerlerinin zamana göre değişimi.

4.3. Elastografi Ölçümü

Posterior deltoid ve infraspinatus kası için yapılan ölçüm sonuçları ilk


değerlendirmede ve 6. hafta tamamlandıktan sonra grup içi ve gruplar arası
karşılaştırıldı. İlk değerlendirme ve 6 hafta sonunda yapılan ölçümlerde, iki grubun
dominant ve non-dominant omuzları karşılaştırıldığında hem posterior deltoid hem
de infraspinatus kası elastisite hız değerleri arasında fark bulunmadı (p>0,05).
Gruplar kendi içinde değerlendirildiğinde ise hem kontrol hem de germe grubunda
sadece dominant omuzlarda infraspinatus kası shear wave hızının zaman içinde
azaldığı belirlendi (kontrol grubu p=0,01, germe grubu p<0,01). Gruplar arası ve
grup içi elastografi ölçüm sonuçları Tablo 4.5’te gösterildi. İnfraspinatus kası
ölçümlerinin dominant omuzda zamana bağlı değişimi Şekil 4.3 ve posterior deltoid
kası ölçümlerinin dominant omuzda zamana bağlı değişimi Şekil 4.4’te gösterildi.
31

Tablo 4.5. Grupların elastografi ölçüm değerleri.


İlk 6. Hafta
Değerlendirme Değerlendirme
X ± SS X ± SS p* F
Kontrol D 3,04 ± 0,63 2,71 ± 0,4 0,01 F1,28=,025
(n=15)
Germe D 3,09 ± 0,4 2,74 ± 0,47 p<0,01 p=0,87
İnfraspinatus

(n=15)
p** 0,77 0,86
(m/s)

Kontrol ND 2,61 ± 0,58 2,58 ± 0,52 0,83 F1,28=,084


(n=15)
Germe ND 2,71 ± 0,4 2,74 ± 0,46 0,84 p=0,77
(n=15)
p** 0,59 0,4
Kontrol D 3,10 ± 0,58 2,96 ± 0,4 0,1 F1,28=,017
(n=15)
Germe D 2,91 ± 0,36 2,76 ± 0,37 0,07 p=0,89
Deltoid Posterior

(n=15)
p** 0,29 0,16
(m/s)

Kontrol ND 2,66 ± 0,59 2,57 ± 0,46 0,46 F1,28=,248


(n=15)
Germe ND 2,62 ± 0,37 2,62 ± 0,28 0,96 p=0,62
(n=15)
p** 0,85 0,72

2x2 Factorial ANOVATesti, F= grup x zaman etkileşim değeri n: birey sayısı, X: Ortalama, SS:
Standart sapma, p: istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir. D: dominant ND: non-dominant
p*: Grup içi zaman içerisindeki değişimin istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir.
p**: Gruplar arası ikili karşılaştırma istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir.
32

* Grup içi değişim p<0,05 t1: ilk değerlendirme t2: 6. hafta değerlendirme
Şekil 4.3. İnfraspinatus kası ölçümlerinin dominant omuzda zamana bağlı değişimi.

* Grup içi değişim p<0,05 t1: ilk değerlendirme t2: 6. hafta değerlendirme
Şekil 4.4. Posterior deltoid kası ölçümlerinin dominant omuzda zamana bağlı
değişimi.

İnfraspinatus kası için grup içi dominant ve non-dominant taraf


karşılaştırmalarında ilk değerlendirmede her iki grupta dominant taraf doku sertliği
ile doğru orantılı olan hız değeri daha yüksek bulunurken (dominant tarafta
infraspinatus daha sert) (kontrol grubu p=0,02, germe grubu p=0,04), 6 hafta
sonunda her iki grupta da dominant ve non-dominant omuzlar arasında fark
bulunmadı (p>0,05). Posterior deltiod kası için ise kontrol grubunda hem ilk
değerlendirmede (p=0,01) hem de 6 hafta sonraki değerlendirmede (p=0,01)
33

dominant tarafta doku sertliği ile doğru orantılı olan hız değeri daha yüksek bulundu.
Germe grubunda ise posterior deltoid kası ölçümlerinde dominant ve non-dominant
omuzlar arasında herhangi bir fark bulunmadı (p>0,05). Grup içi dominant ve non-
dominant elastografi ölçüm sonuçları Tablo 4.6’da gösterildi.

Tablo 4.6. Grup içi dominant ve non-dominant omuz elastografi ölçüm değerleri.
D ND
(X ± SS) (X ± SS) p F
(n=15) (n=15)
Kontrol
3,04 ± 0,63 2,61 ± 0,58 0,02*
İlk Grubu F1,56=0,025
Değerlendirme Germe p=0,87
İnfraspinatus

3,09 ± 0,4 2,71 ± 0,4 0,04*


Grubu
(m/s)

Kontrol
2,71 ± 0,4 2,58 ± 0,52 0,45
6. Hafta Grubu F1,56=,272
Değerlendirme Germe p=0,6
2,74 ± 0,47 2,74 ± 0,46 0,98
Grubu
Kontrol
3,10 ± 0,58 2,66 ± 0,59 0,01*
İlk Grubu F1,56=0,381
Posterior Deltoid (m/s)

Değerlendirme Germe p=0,54


2,91 ± 0,36 2,62 ± 0,37 0,11
Grubu
Kontrol
2,96 ± 0,4 2,57 ± 0,46 0,01*
6. Hafta Grubu F1,56=1,617
Değerlendirme Germe p=0,2
2,76 ± 0,37 2,62 ± 0,28 0,32
Grubu

2x2 Factorial ANOVATesti, F= grup x omuz (dominant - nondominant) etkileşim değeri n: birey
sayısı, X: Ortalama, SS: Standart sapma, p: istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir. D: dominant ND:
non-dominant

4.4. Oturarak Tek Kol Top Fırlatma Testi

Oturarak tek kol fırlatma testinde gruplar arası karşılaştırmada ilk


değerlendirmede fark bulunmadı (p>0,05). Grup içi karşılaştırmada 6 hafta sonunda
germe grubunda artış bulundu. Gruplar arası karşılaştırmada da 6 hafta sonunda
germe grubunun lehine fark bulundu (p=0,03). Oturarak tek kol top fırlatma testi
sonuçları Tablo 4.7’de ve Şekil 4.5’te gösterildi.
34

Tablo 4.7. Grupların oturarak tek kol top fırlatma testi değerleri (m).
İlk 6. Hafta
Değerlendirme Değerlendirme
X ± SS X ± SS p* F
Kontrol 5,12 ± 0,34 5,05 ± 0,37 0,19 F1,32=12,576
(n=17)
Germe 5,21 ± 0,56 5,41 ± 0,58 p<0,01 p<0,01
(n=17)
p** 0,61 0,03

2x2 Factorial ANOVATesti, F= grup x zaman etkileşim değeri n: birey sayısı, X: Ortalama, SS:
Standart sapma, p: istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir.
p*: Grup içi zaman içerisindeki değişimin istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir.
p**: Gruplar arası ikili karşılaştırma istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir.

* Grup içi değişim p<0,05 , t1: ilk değerlendirme t2: 6. hafta değerlendirme
Şekil 4.5. Oturarak tek kol top fırlatma testinin ölçüm değerinin zamana göre
değişimi.

4.5. Smaç Hızı

Gruplar arası ilk değerlendirmede smaç hızları arasında fark bulunmadı


(p>0,05). Grup içi karşılaştırmada 6 hafta sonunda germe grubunun smaç hızında
artış bulundu (p=0,03). Gruplar arası karşılaştırmada da 6 hafta sonunda germe
grubunun lehine fark bulundu (p=0,04). Grupların smaç hızı değerleri Tablo 4.8’de
ve Şekil 4.6’da gösterildi.
35

Tablo 4.8. Grupların smaç hız değerleri (km/s).


İlk 6. Hafta
Değerlendirme Değerlendirme
X ± SS X ± SS p*
Kontrol 85,1 ± 3,8 85 ± 3,4 0,92 F1,32=2,761
(n=17)
Germe 86,7 ± 4,7 88,1 ± 4,8 0,03 p=0,02
(n=17)
p** 0,27 0,04

2x2 Factorial ANOVATesti, F= grup x zaman etkileşim değeri n: birey sayısı, X: Ortalama, SS:
Standart sapma, p: istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir.
p*: Grup içi zaman içerisindeki değişimin istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir.
p**: Gruplar arası ikili karşılaştırma istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir.

* Grup içi değişim p<0,05 , t1: ilk değerlendirme t2: 6. hafta değerlendirme
Şekil 4.6. Smaç hızı testinin ölçüm değerinin zamana göre değişimi.

4.6. İzokinetik Ölçüm Değerlendirme Sonuçları

İzokinetik kas kuvveti ölçümlerinde gruplar arası ilk değerlendirmede 60°/s


ve 300°/s’lik açısal hızlarda internal rotatör kas kuvveti tepe tork/vücut ağırlığı
değerleri arasında anlamlı bir fark saptanmadı (p>0,05). Aynı şekilde 60°/s ve
300°/s’lik açısal hızlarda eksternal rotatör kas kuvveti tepe tork/vücut ağırlığı
değerleri arasında da fark bulunmadı (p>0,05). (Tablo 4.9 ve Tablo 4.10). Grup içi
karşılaştırmada her iki grupta da 6 hafta sonunda fark bulunmadı (p>0,05). Gruplar
arası karşılaştırmada da 60°/s (p=0,05) ve 300°/s’lik açısal hızlarda internal rotatör
kas kuvveti tepe tork/vücut ağırlığı değerleri arasında anlamlı bir fark saptanmadı
(p>0,05). Aynı şekilde 60°/s ve 300°/s’lik açısal hızlarda eksternal rotatör kas
36

kuvveti tepe tork/vücut ağırlığı değerleri arasında da anlamlı bir fark bulunmadı
(p>0,05), (Tablo 4.9 ve Tablo 4.10).

Eksternal Rotasyon / İnternal Rotasyon kuvvet oranına baktığımızda; her iki


açısal hızda başlangıç ölçüm değerleri kontrol ve germe grupları arasında benzer
bulundu (p>0,05). İlk değerlendirme ile 6. hafta değerlendirmesi arasında gruplar
arası ya da grup içi sonuçlarında bir fark bulunmadı (p>0,05) (Tablo 4.9 ve Tablo
4.10).

Tablo 4.9. İzokinetik kas kuvvet değerleri 60°/s.


İlk 6. Hafta
Değerlendirme Değerlendirme
X ± SS X ± SS p* F
IR Kontrol 1,17 ± 0,29 1,15 ± 0,19 0,75 F1,32=0,113
60°/s Germe 1,09 ± 0,17 1,1 ± 0,15 0,87 p=0,73
Nm/kg p** 0,36 0,33
ER Kontrol 0,89 ± 0,2 0,85 ± 0,15 0,18 F1,32=0,639
60°/s Germe 0,8 ± 0,17 0,79 ± 0,14 0,82 p=0,43
Nm/kg p** 0,15 0,21
ER/IR Kontrol 0,77 ± 0,14 0,74 ± 0,08 0,17 F1,32=0,503
60°/s Germe 0,73 ± 0,1 0,72 ± 0,09 0,69 p=0,48
Nm/kg p** 0,3 0,48

2x2 Factorial ANOVATesti, F= grup x zaman etkileşim değeri n: birey sayısı, X: Ortalama, SS:
Standart sapma, p: istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir. IR: İnternal rotasyon, ER: Eksternal rotasyon
p*: Grup içi zaman içerisindeki değişimin istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir.
p**: Gruplar arası ikili karşılaştırma istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir.
37

Tablo 4.10. İzokinetik kas kuvvet değerleri 300°/s.

İlk 6. Hafta
Değerlendirme Değerlendirme
X ± SS X ± SS p* F
IR Kontrol 1,17 ± 0,30 1,14 ± 0,2 0,48 F1,32=0,040
300°/s Germe 1,05 ± 0,18 1,04 ± 0,17 0,67 p=0,84
Nm/kg p** 0,18 0,11
ER Kontrol 0,85 ± 0,22 0,83 ± 0,14 0,47 F1,32=1,036
300°/s Germe 0,72 ± 0,2 0,74 ± 0,19 0,46 p=0,31
Nm/kg p** 0,79 0,13
ER/IR Kontrol 0,73 ± 0,14 0,73 ± 0,07 0,88 F1,32=1,068
300°/s Germe 0,67 ± 0,12 0,71 ± 0,09 0,19 p=0,3
**
Nm/kg p 0,22 0,43

2x2 Factorial ANOVATesti, F= grup x zaman etkileşim değeri n: birey sayısı, X: Ortalama, SS:
Standart sapma, p: istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir. IR: İnternal rotasyon, ER: Eksternal rotasyon
p*: Grup içi zaman içerisindeki değişimin istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir.
p**: Gruplar arası ikili karşılaştırma istatiksel anlamlılık değeri <0,05’dir.
38

5. TARTIŞMA
Voleybol oyuncularında posterior omuz germe egzersizlerinin, germe
uygulanan dokuların viskoelastik özelliklerine ve omuz performansı üzerine etkisini
araştırdığımız çalışmanın sonucunda; egzersizlerin smaç hızı, patlayıcı kuvvet ve
omuz internal rotasyon hareket açıklığını artırdığı bulurken, dokunun viskoelastik
özellikleri ve izokinetik kas kuvveti üzerinde etkili olmadığı saptandı. Voleybol
oyuncularında posterior omuz germe egzersizlerinin, omuz performansını artırmada
etkili bir egzersiz yaklaşımı olduğu görüldü.
Omuz yaralanma risk faktörlerinden POG ile ilişkili bulunan omuz internal
rotasyon defisiti birçok baş üstü fırlatma sporunda olduğu gibi voleybol
sporcularında da sıklıkla gözlenmektedir (6). POG ile bağlantılı olarak artmış
posterior-inferior kapsül gerginliği, omuz kinematiğinde değişme, glenohumeral
eklem yüzeyinde artan stres, internal sıkışma sendromu ve labral lezyonlar
görülebilmektedir (125). POG egzersizleri literatürde eklem mobilitesini artırmak,
ağrı ve yaralanma riskini azaltmak amacıyla sıklıkla tavsiye edilmektedir. Özellikle
omuz internal rotasyon eklem hareket açıklığı defisitini ve POG’u gidermek için
kullanılmaktadır (13-15). Literatürdeki çalışmalar incelediğinde posterior omuz
germe egzersizleri haricinde; mobilizasyon, kas enerji teknikleri ve enstrümanlı
yumuşak doku mobilizasyon tekniklerinin POG’u gidererek omuz internal rotasyon
açıklığını artırmak amaçlı kullanıldığı görülmektedir. Bu tekniklerin germe
egzersizlerine göre bir üstünlüğü gösterilmemiştir (9, 14, 24, 97, 103, 109).
Çalışmamızda CBS ve SS egzersizleri kombine edilerek posterior omuz
yapılarına germe uygulandı. Uygulanan germe programında egzersizler aktif olarak
sporcular tarafından yapıldı. SS ve CBS posterior omuz gerginliği için en sık
kullanılan egzersizler olup hem aktif olarak kişilerin kendisi tarafından hem de pasif
olarak terapist tarafından uygulanabilir (14, 16). Literatüre baktığımızda çalışmamıza
benzer bir şekilde SS ve CBS egzersizlerini aktif olarak uygulayan çalışmalar dikkat
çekmektedir. Bu araştırmalarda da katılımcılar tarafından uygulanan germe
egzersizlerinin omuz internal rotasyonu açısını artırmada etkili olduğu kanıtlanmıştır.
(16, 21, 103, 126, 127). Bu nedenle, araştırmamızda fizyoterapiste bağımlı kalmadan
sporcuların kendilerinin de uygulayabileceği posterior omuz germe egzersizleri
tercih edildi. Bu germe egzersizlerinin ev programı olarak verilebilmesi ve takım
39

sporlarında sporculara toplu halde de yaptırılabilmesinin avantaj olacağı düşünüldü.


Sporcunun sağlığını ve performansını korumak öncelikle kendi sorumluluğudur bu
nedenle başkasına bağımlı kalmadan uygulayabileceği egzersizlerin programında yer
alması önemlidir. Ayrıca, Covid-19 salgınının yarattığı etkileri dikkate aldığımızda
pasif germe uygulamalarının ve manuel tekniklerin sporcuya yakın, temaslı bir
şekilde uygulanması bulaşma riskini arttıran yöntemler olduğu için sporcuların
kendilerinin yapabileceği aktif germe egzersizlerinin kullanımının ekstra bir avantaj
yarattığını da belirtebiliriz. Mecburi olarak gündeme gelen tele-rehabilitasyon
uygulaması gelecek zamanda gereklilikten çok tercih potansiyeline sahip olabilir. Bir
çok sporcu evlerinden çıkmadan, vakit kaybetmeden ve daha ekonomik olan tele-
rehabilitasyon sayesinde kendilerine gösterilen germe egzersizlerini çok rahat
uygulayabilir.
SS ve CBS egzersizleri skapula stabilize edilerek uygulandı. Bunun nedeni
literatürde skapula sabitlenerek uygulanan SS ve CBS yöntemlerinin daha etkili
olduğunun kabul görmesidir (6, 115-117). Skapula stabilizasyonu ile glenohumeral
eklemin izole edilebildiği böylece posterior omuz yapılarında germenin etkisinin
maksimum sağlandığı belirtilmiştir (126). Literatürde posterior omuz germe
egzersizlerinin uygulanma süresini incelediğimizde 1 hafta ile 8 hafta arasında
değişen zaman aralıklarında yaygın olarak günde bir defa 30 saniye ve 3 ile 5
arasında değişen tekrar sayıları dikkat çekmektedir (14, 16, 21, 97, 103, 127).
Çalışmamızda sporcuların antrenman programı ile uyumlu bir germe programının
(günde 2 kez) etkili olacağı düşünüldü. Sporcular germe egzersizlerini 6 hafta
boyunca haftanın 4 ya da 5 günü 2 defa 30 saniye 5’er tekrar fizyoterapist
gözetiminde yaptı. Haftanın kalan günlerinde ise sporculardan bu egzersizleri
yapmaları istendi. Egzersiz uygulamasının bu şekilde yapılmasının nedeni;
sporcuların araştırmacı fizyoterapistin bulunduğu spor salonunda haftada 4 ya da 5
gün çift antrenman yapmalarıydı. Çalışma, aktif lig sürecinde gerçekleştirildiği için
bazı haftalar müsabakalar şehir dışında olduğunda haftada 2 gün şehir dışı ve bir
günün de dinlenme günü olarak verilmesi nedeniyle bu protokol tercih edildi. Takım
kondisyonerleri ve fizyoterapistlerinin şehir dışında geçirilen günlerde sporcuların
germe egzersizlerini takip ve kontrol etmeleri sağlandı. Literatürde germe sıklığı ve
süresi ile ilgili çok farklı protokoller takip edilmesine rağmen araştırmaların tümünde
40

internal rotasyon defisiti olan asemptomatik ve semptomatik tüm bireylerde internal


rotasyon eklem hareket açıklığında artış meydana gelmiştir (14, 16, 21, 97, 103,
127). Çalışmamızda oluşturulan germe programının omuz internal rotasyon eklem
hareket açıklığını geliştirmede etkili olduğu görüldü. Bu sonuç literatür ile
uyumluluk göstermektedir. Ancak, belirtildiği gibi çalışmaların farklı
popülasyonlarda yapılması, farklı germe egzersizlerinin tercih edilmesi, egzersizlerin
kullanım sıklığı, uygulama sürelerinin çeşitlilik göstermesi germe programları
arasında karşılaştırma yapmayı zorlaştırmaktadır.
Posterior omuz germesi, internal rotasyon kısıtlılığını gidermenin
dışında omuz yaralanmalarının önlenmesi ve spor performansını geliştirmek
amacıyla tavsiye edilmektedir (18, 19). Ancak, posterior omuz gerginliği olan
sporcularda posterior omuz germesinin performansı nasıl etkilediğine dair yapılan
araştırmaların sayısı limitlidir (118). Bu nedenle çalışmamızda fonksiyonel
performans testleri ile kassal kuvvet, patlayıcı kuvvet ve smaç hızını değerlendirerek
germe programının etkinliğini ölçmek hedeflendi. Germe programının omuz internal
rotasyon ve eksternal rotasyon kas kuvvetine olan etkisini objektif bir şekilde
değerlendirebilmek için izokinetik dinamometre ile kuvvet değerlendirmesi yapıldı.
Ölçüm pozisyonu fonksiyonel olarak sportif harekete daha yakın, rahat ve yüksek
güvenilirliğe sahip bir pozisyon olduğu için skapular düzlemde 90° omuz
abdüksiyon pozisyonu olarak belirlendi (81). Literatürde kol ağırlığı alınarak yapılan
ölçümlerin daha güvenilir olduğu belirtildiği için testten önce kolun ağırlığı alındı
(79, 128). İkinci ölçümlerin aynı pozisyonda yapılabilmesi için her sporcunun ilk test
pozisyonu otomatik kaydedildi. Farklı morfolojik özelliklerdeki sporcuları
karşılaştırabilmek için maksimum tepe tork değeri vücut ağırlığına bölünerek
normalize edildi (129, 130). Araştırmamızda, posterior omuz gerginliğini azaltmak
için uygulanan yoğun germe programının omuz dinamik stabilizasyonuna katkıda
bulunarak izokinetik kas kuvvetini artırabileceği düşünüldü ancak; germe
egzersizlerinin kas kuvvetini geliştirmede etkinliği tespit edilmedi. Baş üstü fırlatma
sporlarında iyi bir performans için glenohumeral eklemin dinamik stabilizasyonu
yani nöromusküler kontrolün geliştirilmesi önemlidir (131). Rotator kılıf kaslarının
kuvvet oranları, ko-aktivasyonu ve esnekliğinin dinamik omuz stabilizasyonunda
önemli bir rolü vardır (132). Bu nedenle, posterior rotator kılıf kaslarının
41

esnekliğinin gelişmesinin omuz internal rotasyon açısında artışa ve böylece daha


düzgün bir topa vuruş biyomekaniğinin gerçekleşip, daha fazla kuvvetin açığa
çıkarılmasına etki edebileceğini düşündük. Literatürde bilgimiz dahilinde internal
rotasyon eklem hareket açısındaki azalmayı gidermek için uygulanan germe
programlarının izokinetik kuvvet üzerine olan etkisini inceleyen çalışma
bulunmamaktadır. Literatür incelendiğinde, voleybolcularda ve benzeri baş üstü
fırlatma sporcularında azalan omuz internal rotasyon açısı ile izokinetik kuvvet
ilişkisini gösteren az sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu araştırmalarda, artan internal
rotasyon defisiti ile azalan eksternal rotasyon kuvveti arasında ilişki bulunmuştur
(133, 134). Araştırmamızda, müdahale grubunda internal rotasyon defisitinin
giderilmesine rağmen izokinetik kuvvet değerlendirmesinde performans artışının
bulunamamasının bir başka sebebi de germe programı sonunda artan internal
rotasyon açısının izokinetik test pozisyonuna yansıtılamamış olması olabilir. Tüm
sporculara uygulanması için test sırasında standart bir rotasyonel eksen açısı (90°
eksternal rotasyon, 70° internal rotasyon IR) belirlendi ve tekrarlandı. Test pozisyonu
her ne kadar omuz fırlatma pozisyonuna benzer uygulanmış olsa da belirlenen
standart rotasyonel eksen açısı yeterli fonksiyonellikte sağlanamamış olabilir. Bu
hareket açıklığı oldukça geniş olsa da sporcular özellikle smaç gibi baş üstü
hareketlerde çok daha geniş eklem hareket açıklığını kullanırlar. Bu durum
maksimum kuvvetin açığa çıkmasını sağlayabilir. Voleybolda kompleks bir hareket
olan smaç için çok büyük eklem hareket açıklığı gereklidir ve kuvvet hızlı bir şekilde
açığa çıkar (135, 136). İleride yapılacak olan araştırmalarda gelişen teknoloji ile
birlikte rotasyonel eksen açısının sporculara göre ayarlanabildiği, sporda kullanılan
hareket pozisyonu ya da bu pozisyona daha yakın ayarlanabilir pozisyonları taklit
edebilen izokinetik düzeneklerinin kullanıldığı test protokolleri ile kuvvet
performansı fonksiyonel olarak değerlendirilmelidir. Artan eklem açısı total işi
artırabilir ve daha büyük kuvvet değerlerinin elde edilmesinde etkili olabilir.
Posterior omuz germe egzersizlerinin maksimum patlayıcı kuvvet üzerindeki
etkisini belirlemek için oturarak tek kol top fırlatma testi kullanıldı. Bu test farklı
becerilerdeki sporcuların performansının karşılaştırılmasını kolaylaştıran, beceri
ihtiyacının minimuma indirilebildiği, stabilizasyon ve koordinasyon ihtiyacı
gerektirmeyen, uygulanması kolay olduğu için tercih edildi (90). Çalışmamızın
42

sonuçlarına bakıldığında, 6 hafta sonunda germe egzersizlerinin maksimum patlayıcı


kuvveti artırmada etkili olduğu görülmektedir. Altı hafta uygulanan germe
programının omuz internal rotasyonunu artırarak kompleks bir yapı olan omuzda
biyomekanik değişikliklerin elde edilebileceğini, dolaylı olarak eklemin fonksiyonel
stabilizasyonunun ve nöromusküler kontrolünün artırılarak performans
parametrelerinin geliştirilebileceğini düşünmekteyiz. Bu çalışmada, biyomekanik bir
analiz yapılmadı ancak literatür incelendiğine, Maenhout ve ark (13). internal
rotasyon defisiti bulunan sporcularda 6 hafta SS uygulayarak internal rotasyon eklem
hareket açıklığında ve akromiohumeral eklem aralığında artış bulmuştur.
Araştırmacılar, internal rotasyon defisitinin kısmen de olsa posterior omuz
gerginliğine neden olduğunu, giderilmesinin omuz biyomekaniğinin
değiştirilmesinde, yaralanma önlemede ve performans artırmada etkili olduğunu
savunmuştur. Bu araştırmanın bulguları ile örtüşmektedir. Patlayıcı kuvvetin
artmasının bir başka sebebi ise artan internal rotasyon açısı ile fırlatma hareketinin
daha serbest/ fazla bir eklem hareket açıklığı ile ortaya konabilmesi olabilir.
İzokinetik ölçümde limitlenen internal rotasyon açısı bu testte olmadığı için hareket
açıklığı arttıkça üretilen kuvvet de artmış olabilir. Literatürde oturarak tek kol top
fırlatma testini kullanarak posterior omuz germe egzersizlerinin performans
üzerindeki etkisini inceleyen başka bir araştırma bilgimiz dahilinde
bulunmamaktadır. Farklı spor branşlarında ve özelliklerdeki bireylerde benzer
çalışmaların planlanmasına ihtiyaç vardır.
Voleybolda smaç en çok sayı kazanmayı sağlayan harekettir. Smaç
vurmadaki başarı topa vuruş noktası, topun yönü ve topun hızı ile ilişkilidir (88).
Smaç hızı ölçüm testi voleybola özgü fonksiyonel bir performans testidir. Sporcunun
oyunda yaptığı smaç hareketi tekrarlanarak maksimum hızı ölçmek amaçlanır.
Çalışmamızda hız testi skorlarının değerlendirilmesi sonucunda, kontrol grubunda
herhangi değişim bulunmazken germe grubunda smaç hız performansında artış
belirlendi. Smaç hızında belirlenen artış patlayıcı kuvveti ölçen oturarak tek kol top
fırlatma testinde tespit ettiğimiz artış ile tutarlıdır. Literatürde de üst ekstremite
patlayıcı kuvveti ile smaç hızı arasındaki korelasyon kanıtlanmıştır (85, 137). Germe
grubunda, smaç hızındaki artış sebeplerinden bir tanesinin oturarak tek kol top
fırlatma testinde de belirtildiği gibi omuz ekleminde internal rotasyon eklem hareket
43

açıklığındaki artışa bağlı olan biyomekaniksel değişim olduğunu düşünüyoruz.


Germe programının, eklem hareket açıklığının geliştirilmesinde etkili olup, meydana
gelen fonksiyonel, morfolojik ve biyomekanik adaptasyonların değişmesine katkıda
bulunabilir. Uygun biyomekani ile hareketin yapılması, topa düzgün vuruş
sağlayarak maksimum verimlilikte bir performansın gerçekleştirilmesini sağlayabilir.
Smaç hızındaki artışa bir diğer katkı da bu çalışmada tespit edilen infraspinatus
kasının sertliğindeki azalma olabilir. İnfraspinatus kası, omuzun eksternal rotator
kaslarından biri olup omuz posteriorunda smaç hareketinde akselerasyonda ve takip
eden deselerasyon fazında büyük bir distraksiyon kuvvetine maruz kalan
yapılardandır. Dokuda meydana gelen sertleşme ve hipertrofi internal rotasyon
defisit nedenlerindendir. Germe programı sonrası infraspinatus kasının ve omuzun
diğer posterior yapılarının esnekliğinin artması internal rotasyon açısında artışa ve
internal rotasyon maksimum açısal hızının artmasına neden olabilir. İnternal rotasyon
açısının gelişmesi üretilen kuvvetin artmasını sağlayabilir. Bilgimiz dahilinde
literatürde internal rotasyon defisiti bulunan voleybolcularda posterior omuz germe
egzersizlerinin smaç hızına olan etkisini araştıran bir çalışma bulunmamaktadır.
Yalnızca bir araştırmada, omuz internal rotasyon germe egzersizlerinin smaç hızına
akut etkisi incelenmiştir. Ancak, bu araştırmada voleybolcularda internal rotasyon
defisiti var mı yok mu belirtilmemiş ve germe egzersizlerinin uygulanma prosedürü
açıklanmamıştır. Araştırma sonucunda, germe egzersiz programının smaç hızı
üzerinde akut olarak olumlu ya da olumsuz bir etkisinin bulunmadığı belirtilmiştir
(135). Literatürde, baş üstü fırlatma sporcularında posterior omuz germe egzersizleri
ve hız ölçümü ile ilgili çalışmalar arandığında ise beyzbol sporcularında yapılan
araştırmalar bulunmaktadır. Bu çalışmalarda, germe egzersizlerinin top fırlatma
hızına olan etkisi sıklıkla akut olarak germe egzersizlerinden hemen sonra
değerlendirilmiştir ve egzersizlerin fırlatma performansı üzerinde herhangi bir etkisi
bulunmamıştır (118, 138, 139). Ancak, bu araştırmaların metodolojisi
incelendiğinde, posterior omuz yapılarına yönelik germe egzersizleriyle birlikte
omuz abduksiyon ve eksternal rotasyona yönelik egzersizlerin de uygulandığı ya da
germe egzersizleri ile ilgili detaylı bilginin olmadığı dikkat çekmektedir. Baş üstü
fırlatma sporcularında posterior omuz germe egzersizlerinin hız performansı ile
ilişkili kronik etkisini araştıran çalışma bilgimiz dahilinde bulunmamaktadır.
44

Çalışmamızda germe programının 6 hafta boyunca, antrenmanların ve ligin devam


ettiği bir dönemde uygulanması nöromusküler olarak dinamik eklem kontrolüne
katkıda bulunmuş olabilir. Gelişen internal rotasyon eklem hareket açıklığı ile arttığı
düşünülen omuz posterior kaslarının esnekliğinin korunarak omuz eksternal rotasyon
kaslarının eksentrik kuvvetinde gelişime yol açtığı düşünülebilir. Bu nedenle,
posterior omuz germe egzersizlerinin fonksiyonel omuz performansına olan kronik
etkisini belirlemek için uygun metodolojide daha fazla bilimsel araştırmaya ihtiyaç
vardır.
Çalışmamızla uyumlu olarak literatürde de POG egzersizlerinin omuz
internal rotasyon eklem hareket açıklığını artırdığı net olarak ortaya konulmuşken,
omuz posteriorundaki dokuların mekanik özellikleri üzerine etkileri tam olarak
açıklanmamıştır, bu alanda yapılan çalışmaların sayısı oldukça sınırlıdır (21, 22, 115,
140). Eklem hareket açıklığının değerlendirilmesi tüm eklem hakkında bilgi
sağlarken izole bir şekilde kasların mekanik özellikleri hakkında herhangi bir bilgi
vermez (31). Bu nedenle, posterior germe egzersizlerinin kasların mekanik
özelliklerini etkileyip etkilemediğini incelemek için non-invaziv bir yöntem olan ve
nicel veri sağlayan SWE yöntemi kullanıldı. Posterior omuz gerginliğinin
giderilmesinde en sık müdahale edilen yapılar infraspinatus, teres minör ve posterior
deltoid kaslarıdır. Anatomik açıdan bakıldığında bu kaslar ortak olarak omuz
eksternal rotasyonunda görev alırlar (141). Literatürde posterior omuz gerginliği ile
ilgili yapılan araştırmalarda da SWE yöntemi ile sıklıkla bu kaslarının viskoelastik
özellikleri değerlendirilmiştir (21, 22, 115). Bunun nedeni; bu kassal yapıların baş
üstü sporcularda fırlatmanın özellikle deselerasyon ve follow-through fazlarında
eksentrik aktivasyonlarının yüksek olup, aşırı distraksiyon kuvvetine maruz kalarak
azalan esneklik, skarlaşma ve hipertofik bir oluşum göstermeleridir (11, 65).
Çalışmamızda infraspinatus ve posterior deltoid kaslarının SWE ölçümleri alındı.
Teres minör kasının değerlendirilmeme sebebi ise infraspinatus kasına kıyasla
derinde ince bir yapısı olduğu için ölçüm sırasında hata payını azaltmaktı.
Çalışmamızın sonuçlarına bakıldığında, germe ve kontrol grupları arasında
bir fark bulunmamasına rağmen her iki grupta grup içi değerlendirme sonuçları;
infraspinatus kasının viskoelastik özelliğinin değiştiğini, doku sertliğinin azaldığını
gösterdi. Germe programı sonrası, gonyometrik ölçüm ile germe grubunda internal
45

rotasyon eklem hareket açısında anlamlı bir gelişmenin bulunması ve kontrol


grubunda internal rotasyon eklem hareket açısında bir değişiklik olmaması bu sonucu
desteklese de infraspinatus kasındaki değişikliğin (doku sertliğinin azalmasının)
kontrol grubunda da bulunması germe programının etkinliği ile ilgili çelişki
yaratmaktadır. Bu çelişkinin nedenlerini belirlemek için ilgili literatür
incelendiğinde; çalışmalarda yoğun eksentrik aktiviteleri takiben adaptif yanıt olarak
kas sertliği geliştiği ve zamanla azaldığı dikkat çekmektedir (99, 142). Çalışmamızın
profesyonel voleybolcu popülasyonunda ve devam eden bir sezon içinde
gerçekleştirildiği göz önüne alındığında SWE ölçümlerinin yüksek şiddetteki
antrenmanı takip eden bir günde yapılma ihtimali söz konusu olabilir. Bu durum
kontrol grubunda meydana gelen doku sertliğindeki azalma nedeninin ilk ölçüm
gününden bir gün önce yapılan antrenman yoğunluğunun etkisi ile artmış kas tonusu
olabileceğini düşündürmektedir.
SS ve CBS egzersizlerinin posterior omuz yapıları üzerindeki etkinliğine
yönelik literatürdeki araştırmalar incelendiğinde ise; omuz horizontal adduksiyon
pozisyonunun infraspinatus kasının elangasyonunu sağladığı bildirilmiştir (115,
143). Araştırmamızda kullanılan CBS egzersizinde de horizontal adduksiyon
pozisyonu ile germe uygulandığı için bu bulgu germe hareketinin hedeflenen
posterior omuz yapılarında etkili olabileceğini desteklemektedir. Araştırmamıza
benzer olarak POG’u olan bireylerde CBS egzersizinin kas sertliği üzerindeki
etkisinin incelendiği bir başka çalışmada, SWE ölçümü ile infraspinatus kas
sertliğinde anlamlı bir azalma raporlanmıştır ancak bu bulgular CBS egzersizi pasif
olarak terapist tarafından 30sn’lik süreler ile 5 tekrar uygulanıp akut etki
değerlendirmesi ile ortaya konmuştur (115). Yamauchi ve ark.(21) SS egzersizinin
infraspinatus kas sertliğini azalttığını ve omuz eklem hareket açıklığını artırdığını
göstermiştir. Bu araştırmada profesyonel beyzbol sporcuları SS egzersizini günde 1
defa 30 sn 3 tekrar olarak 4 hafta boyunca aktif olarak uygulamıştır. Germenin
kronik etkisini değerlendiren bu araştırma çalışmamıza benzer bir dizayn ile
gerçekleştirilmiş olsa da germe programı süresinin 4 hafta olması, SS ve CBS
egzersizlerinin kombine bir şekilde uygulanmaması ve egzersiz yoğunluğunun biraz
daha düşük olması ile farklılık göstermektedir. Bailey ve ark. (22) ise akut olarak
azalan infraspinatus elastisite (sertliği) değeri ile artan internal rotasyon eklem
46

hareket açıklığının ilişkisini kanıtlamıştır. Ancak bu araştırmada akut olarak germe


ve yumuşak doku mobilizasyonunun birlikte uygulandığı grupta bu sonuca
varılmıştır. Aynı araştırmada, SS ve CBS egzersizlerini birlikte 1’er dakika
uygulayan grupta internal rotasyon eklem hareket açıklığında artış bulunurken doku
sertliğinde bir azalma saptanmamıştır. Araştırmamızda, posterior deltoid kasında
SWE ölçümü ile kas sertliğinde bir azalma saptanmadı. Umehara ve ark. (115) ve
Yamauchi ve ark. (21)’da benzer şekilde germe sonrası posterior deltoid kasında
SWE ölçümü ile kas sertliğinde bir azalma olmadığını belirtmişlerdir. Kadavralar
üzerinde yapılan bir araştırmada ise posterior deltoid kasının horizontal adduksiyon
pozisyonu ile gerildiği gösterilmiştir (144). Kadavralar üzerinde gösterilen bu etki ve
literatürde germe uygulanan bir çok alt ekstremite yapılarında doku sertliğindeki
azalmanın kanıtlanmış olması germe egzersizlerinin istenen şiddette uygulanamamış
olma ihtimalini düşündürmektedir. Araştırmamızda, germe egzersizleri literatüre
kıyasla yoğun bir şekilde kombine edilerek günde 2 kez 5 tekrar 30 sn uygulandı (16,
21, 97, 103). Buna rağmen, rahatsızlık hissi ile belirlenen germe şiddetinin
kadavralara uygulanan germe şiddetinden az olması posterior deltoid kasında doku
sertliğinde azalmanın tespit edilememe sebebi olabilir.
Literatürdeki bir başka görüş ise; germe programı sonrası kasların
viskoelastik yapılarında bir değişiklik meydana gelmeden kasların maksimum
uzunluğunda azalan pasif gerginlik ya da germeye karşı artan tolerans / mekanik
adaptasyon ile eklem hareket açıklığındaki artış olarak açıklanmaktadır (30).
Magnusson ve ark (145) bu görüşle örtüşen bir şekilde germe programı sonrası doku
sertliğinde azalma olmadan eklem hareket açıklığında artma kaydetmiştir. Eklem
hareket açılığındaki artış gelişen germe toleransı ile açıklanmıştır. Bizim
çalışmamızda, germe grubu ile kontrol grubu elastografi ölçümleri arasında fark
bulunmaması ancak germe grubunda eklem hareket açıklığında anlamlı bir artışın
bulunması Magnusson ve ark.’nın (145) sonuçlarını destekler niteliktedir. Ayrıca,
çalışmamızda ilk değerlendirmede dominant ve non-dominant omuzlarda
infraspinatus kası elastisite değerleri arasında bulunan fark (dominant omuzda
infraspinatus kasının daha sert bulunması) zamanla ortadan kalktı. Dominant omuz
elastisite değerleri yani doku sertliği azalarak non-dominant tarafa benzerlik gösterdi.
Bu sonuç germe programının etkinliğini gösterse de literatürde başlangıç
47

ölçümlerinde dominant omuz ile non-dominant omuz infraspinatus, posterior deltoid


elastisite değerleri (doku sertliği) arasında fark bulmayan ve germe sonrası internal
rotsayon açısında artış saptayan araştırmaların olması doku sertliğinde değişim
olmadan internal rotasyon açısında gelişim olabileceğini göstermektedir (21, 22).
Posterior omuz kassal yapıların viskoelastik özelliklerinin incelenmesinde
kullanılan SWE kullanımı gittikçe yaygınlaşan uygulaması kolay ve objektif
sonuçlar veren bir yöntemdir. Ancak, SWE ile yapılan kas ölçümlerinin bir çok
parametreden etkilendiği dikkat çekmektedir. Elastisite ölçümü prob ekseni ile kas
liflerinin yönü arasındaki açıya duyarlıdır, ölçüm yapılırken probun kas liflerine
paralel olması gerekir bu nedenle probun pozisyonlanmasındaki farklılıklar ölçüm
değerlerini etkilemektedir. SWE sonuçlarının kullanıcıya bağlı değişkenliğinin diğer
ultrason elastografi ölçümlerinden üstünlüğü belirtilse de prob pozisyonlama,
kullanılan jel miktarı ve anatomik varyasyonlardan sonuçların etkilenebileceği
vurgulanmaktadır (99). Çalışmamızdaki elastografi ölçümleri bu alanda oldukça
deneyimli uzman bir hekim tarafından gerçekleştirildi. Literatürde alanında uzman
deneyimli kullanıcılar tarafından yapılan elastografi ölçümlerinde gözlemci içi
değişkenlik oranının iyi ile mükemmel aralığında olduğu belirtilmiştir (99, 146).
Posterior deltoid ve infraspinatus kaslarının elastografi değerlendirmesindeki ICC
değerleri sırası ile 0,98-0,99 ve 0,81-98 olarak bildirilmiştir (115). Bu nedenle
çalışmamızın ölçüm sonuçlarında kullanıcıya bağımlı bir değişkenlik olduğunu
düşünmüyoruz. Subkuten adipoz doku kasa olan derinliği etkiler, kalın yüzeyel yağ
tabakası ve VKİ’nin yüksek olması shear wave dalgalarının yayılım hızını
etkilemektedir bu nedenle ölçüm için belirlenen alan ve pozisyon da önemlidir (99,
147). Tüm gönüllülerin erkek olması ve grupların VKİ açısından homojen olmasının
ölçüm şartları için avantajlı olduğunu düşünüyoruz. Kas kontraksiyonu elastisite
değerini en çok etkileyen faktörlerden birisidir (99, 148, 149). Mevcut çalışma ve
daha önce yapılan çalışmalar dikkate alındığında ölçümler pasif olarak yapılmış olsa
da EMG (elektromyogram) kullanılmadığı için kas tonusu sporcunun kendisini ne
kadar rahat bırakabildiğine bağlı olarak değişebilir, bu durum ölçüm sonuçlarını
etkilemiş olabilir. Ayrıca, yoğun eksentrik aktiviteden sonra kas sertliğinin bir kaç
gün devam ettiği belirtilmiştir (99, 142). Bu araştırmada SWE ölçümlerinden bir gün
önce ağırlık antrenmanı yapılmadı ve ölçüm günleri sabah antrenmanı yapılmadan
48

öğleden sonra ölçümler hep aynı saat aralığında (13.30-15.30), aynı oda sıcaklığında
gerçekleştirildi ancak çalışmanın popülasyonunu profesyonel sporcular oluşturduğu
için ölçüm öncesi bir kaç gün dinlenme gibi ek bir zaman verilemedi. Bu nedenle,
ağır bir top antrenmanı takip eden günlerde ölçümün gerçekleştirilmiş olma ihtimali
olabilir. SWE ile ilgili bu detaylar ve limitasyonlar kontrol grubunda da infraspinatus
kas sertliğinde tespit edilen anlamlı azalmayı açıklayabilir. Elde ettiğimiz verilere ve
literatürdeki çıkarımlara dayanarak germe programının posterior omuz yapılarının
viskoelastik özelliğini değiştirdiğini net bir şekilde belirtmek mümkün değildir. Daha
fazla gönüllü sayısı ile, farklı özelliklerdeki bireylerde benzer çalışmaların
planlanmasına ihtiyaç vardır.
Bu çalışma ile SS ve CBS egzersizlerinin kombine edildiği 6 haftalık yoğun
bir germe programının internal rotasyon eklem hareket açıklığını ve fonksiyonel
omuz performansını artırmada etkili olduğunu gösterilmiş oldu. Ayrıca kas iskelet
sistemi üzerinde kullanımı yaygınlaşmakta olan SWE ölçümü ile omuz internal
rotasyon defisitinin sebeplerinden biri olduğu kabul edilen posterior omuz kaslarının
sertliği değerlendirilerek SS ve CBS egzersizlerinin hedeflenen dokular üzerindeki
etkisi ölçüldü. Aktif olarak yapılan SS ve CBS egzersizlerinin omuz posterior
kaslarından infraspinatus kasının sertliğini azaltmada etkili olduğu söylenebilir
ancak daha net çıkarımlar için ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.

Limitasyonlar

Çalışmaya farklı 3 takımdan sporcular dahil edildiği için 6 haftalık müdahale


sürecinde antrenmanların tipi, sıklığı, şiddeti ve uygulandıysa diğer germe
egzersizleri kontrol edilemedi. Aynı antrenman programına sahip sporcularla
çalışılması dış etkenleri minimale indirmek için daha etkili olabilir. Gelecekteki
araştırmalar için bu durumun göz önünde bulundurulmalıdır.
Posterior omuz gerginliğinin diğer sebeplerinden humeral torsiyon ve
glenohumeral eklem kapsülü ve ligamentleri objektif olarak değerlendirilemedi.
Ancak, literatürde humeral torsiyonun germeyi etkilemediği belirtilmektedir (22). Bu
nedenle incelenen germe egzersizlerinin etkinliği üzerine minimal bir etkisinin
olabileceğini düşünüyoruz.
49

İzokinetik değerlendirmelerde eksentrik kas kuvvet ölçümü yapılmadı.


Antrenörlerin, maksimum eksentrik kas kuvveti ölçüm sonrası omuzda gecikmiş kas
ağrısının meydana gelme olasılığı nedeniyle ekstentrik kas kuvveti ölçümüne izin
vermemesi, izokinetik değerlendirmeye eklenecek ilave ölçümlerin test süresini
uzatması ve çalışmanın uygulanabilirliğinin olumsuz etkileneceği düşüncesiyle
eksentrik kas kuvvet ölçümü yapılamadı. Ancak, omuz internal rotasyon eksentrik
kas kuvveti smaç hareketinin “cocking” fazında stabilizasyonu sağlamada
önemliyken, eksternal rotator kaslarının eksentrik kuvveti smaç hareketinin
deselerasyon fazında hareketin devamı ve kuvvetlerin kontrolü için önemli olduğu
bildirilmiştir (81). Bu nedenle, eksentrik kuvvet ölçümünün değerlendirilerek omuz
performansının incelendiği ileri çalışmalara ihtiyaç vardır
Elastografi ölçümlerinde EMG kullanılmadığı için sporcuların objektif olarak
gevşek pozisyonda olup olmadığı değerlendirilemedi. İleride yapılacak çalışmalarda
EMG kullanımı ölçüm standardizasyonu için daha etkili olabileceğini düşünüyoruz.
50

6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER

1. Posterior omuz yapılarını germek için kullanılan SS ve CBS egzersizlerinin


voleybolcularda omuz internal rotasyon eklem hareket açıklığını geliştirmede
etkili olduğu tespit edildi. Asemptomatik omuz internal rotasyon defisiti bulunan
baş üstü fırlatma sporcularında SS ve CBS egzersizleri omuz internal rotasyon
eklem hareket açıklığını artırmak ve korumak için fizyoterapistlere,
kondisyonerlere ve sporculara tavsiye edilebilir. Omuz ağrısı olan sporculardaki
etkisine yönelik ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.
2. Elastografi değerlendirme sonuçlarını inceleyerek SS ve CBS egzersizlerinin
infraspinatus kasının sertliğini azaltmada etkili olduğu düşünülebilir. Ancak, hem
germe hem de kontrol grubunda bu sonucun tespit edilmesi nedeniyle elastografi
ile ilgili ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.
3. Germe egzersizlerinin 60°/sn ve 300°/sn konsantrik izokinetik kuvvet üzerinde
herhangi bir etkisi bulunmadı. Bunun nedeninin, izokinetik ölçümün
voleybolculardaki açısal hızı ve eklem hareket açıklığını yansıtmadığı için
yeterli fonksiyonellikte bir test olmamasından kaynaklandığını düşünüyoruz.
4. Çalışma sonunda yapılan değerlendirmede germe egzersizleri, smaç hızını ve tek
kol ile ağırlık topu fırlatma mesafesini geliştirmede etkili bulundu. Posterior
omuz yapılarının esnekliğinin artması patlayıcı kuvvetin gelişimine olumlu etki
sağlamış olabilir. Rehabilitasyonun ilerleyen fazlarında ya da performansı
geliştirmek ve korumak için uygulanan programlara bu egzersizlerin eklenmesi
tavsiye edilebilir. İnternal rotasyon defisti bulunmayan baş üstü sporcularında da
posterior omuz germe egzersizlerinin fonksiyonel performans üzerindeki etkisi
gelecek çalışmalarda karşılaştırma yapmak amacıyla incelenebilir.

Literatürde germe egzersizlerinin performans üzerine olan etkisi sıklıkla alt


ekstremitede araştırılmıştır, üst ekstremiteye yönelik araştırmaların sayısı sınırlıdır
ve sıklıkla akut etki araştırılmıştır. Bu çalışmanın posterior omuz germe
egzersizlerinin kronik etkisini incelemesi nedeniyle önemli olduğunu düşünüyoruz.
Üst ekstremite rehabilitasyonunda esnekliği artırmak için uygulanan germe
51

egzersizlerinin terapatik etkinliği yanında fonksiyonel omuz performansını da


geliştirmede etkili olabileceğini söyleyebiliriz.
Posterior omuz kassal yapılarının elastikiyetindeki değişim ile omuz internal
rotasyon eklem hareket açıklığındaki artma ilişkilendirilmektedir ancak hangi
dokuların sertliğinin değiştiğini anlayabilmek elastografi yöntemi ile mümkün
olabilir. Klinikte kullanımı gittikçe yaygınlaşan elastografi ölçümünün kullanıldığı
bu çalışmayla posterior germe egzersizlerinin doku sertliğine olan etkisi incelenmiş
oldu. Her ne kadar çok bariz farklılaşma saptanamasa da germe egzersizleri ile
dokunun viskoelastik özelliklerindeki değişim en kanıta dayalı yöntem kullanılarak
incelendi.
Spor fizyoterapistleri, sıklıkla omuz yaralanmalarını önlemek ya da internal
rotasyon eklem hareket açıklığını tekrar kazanmak ve geliştirmek için SS ya da CBS
egzersizlerine başvurmaktadır. Bu araştırmanın sonuçlarına dayanarak; SS ve CBS
germe egzersizlerinin kombinasyonu ile oluşturulan posterior omuz germe
programının en az 6 haftalık uygulanmasının özellikle patlayıcı kuvveti geliştirmede
etkili olduğunu belirtebiliriz. Spor fizyoterapistleri, posterior omuz germe programını
terapatik amaçlarının yanı sıra sporcularının omuza yönelik performanslarını
korumak ve geliştirmek için antrenman programlarına dahil etmelidirler.
52

KAYNAKLAR

1. Forthomme B, Wieczorek V, Frisch A, Crielaard J-M, Croisier J-L. Shoulder pain


among high-level volleyball players and preseason features. Med Sci Sport Exer.
2013;45(10):1852-60.
2. Wilk KE AC, Hooks TR, Andrews JR. . Rehabilitation of the overhead throwing
athlete: there is more to it than just external rotation/ internal rotation strengthening.
PM&R. 2016;Mar;8(3 Suppl):78-90.
3. Agel J, Palmieri-Smith RM, Dick R, Wojtys EM, Marshall SW. Descriptive
epidemiology of collegiate women's volleyball injuries: National Collegiate Athletic
Association Injury Surveillance System, 1988–1989 through 2003–2004. J Athl
Train 2007;42(2):295.
4. M. Seshagiri Rao ST. Comparison of 3 stretching protocols for posterior shoulder
tightness in throwers. Int J Rehabil Res. 2016;4(2):1429-35.
5. Burkhart SS, Morgan CD, Kibler WB. The disabled throwing shoulder: Spectrum
of pathology part I: Pathoanatomy and biomechanics. Arthroscopy: The Journal of
Arthroscopic & Related Surgery. 2003;19(4):404-20.
6. Salamh PA, Kolber MJ, Hanney WJ. Effect of scapular stabilization during
horizontal adduction stretching on passive internal rotation and posterior shoulder
tightness in young women volleyball athletes: a randomized controlled trial. Arch
Phys Med Rehabil. 2015;96(2):349-56.
7. Myers JB, Laudner KG, Pasquale MR, Bradley JP, Lephart SM. Glenohumeral
range of motion deficits and posterior shoulder tightness in throwers with pathologic
internal impingement. Am J Sports Med. 2006;34(3):385-91.
8. Ellenbecker TS, Roetert EP, Bailie DS, Davies GJ, Brown SW. Glenohumeral
joint total rotation range of motion in elite tennis players and baseball pitchers. Med
Sci Sport Exer. 2002;34(12):2052-6.
9. Tyler TF, Nicholas SJ, Lee SJ, Mullaney M, McHugh MP. Correction of posterior
shoulder tightness is associated with symptom resolution in patients with internal
impingement. Am J Sports Med. 2010;38(1):114-9.
10. Takenaga T, Sugimoto K, Goto H, Nozaki M, Fukuyoshi M, Tsuchiya A, et al.
Posterior Shoulder Capsules Are Thicker and Stiffer in Healthy College Baseball
Players A Quantitative Assessment Using Shear-Wave Ultrasound Elastography. Am
J Sports Med. 2015:43(12):2935-42.
11. Thomas SJ, Higginson JS, Kaminski TW, Swanik KA, Bartolozzi AR, Abboud
JA, et al. A bilateral comparison of posterior capsule thickness and its correlation
with glenohumeral range of motion and scapular upward rotation in collegiate
baseball players. J Shoulder Elbow Surg. 2011;20(5):708-16.
12. Burkhart SS, Morgan CD, Kibler WB. The disabled throwing shoulder: spectrum
of pathology Part III: The SICK scapula, scapular dyskinesis, the kinetic chain, and
rehabilitation. Arthroscopy. 2003;19(6):641-61.
53

13. Maenhout A, Van Eessel V, Van Dyck L, Vanraes A, Cools A. Quantifying


acromiohumeral distance in overhead athletes with glenohumeral internal rotation
loss and the influence of a stretching program. Am J Sports Med. 2012;40(9):2105-
12.
14. Cools AM, Johansson FR, Cagnie B, Cambier DC, Witvrouw EE. Stretching the
posterior shoulder structures in subjects with internal rotation deficit: comparison of
two stretching techniques. Shoulder & Elbow. 2012;4(1):56-63.
15. McHugh MP, Cosgrave C. To stretch or not to stretch: the role of stretching in
injury prevention and performance. Scand J Med Sci Spor. 2010;20(2):169-81.
16. McClure P, Balaicuis J, Heiland D, Broersma ME, Thorndike CK, Wood A. A
randomized controlled comparison of stretching procedures for posterior shoulder
tightness. J Orthop Sports Phys Ther. 2007;37(3):108-14.
17. Ellenbecker TS, Cools A. Rehabilitation of shoulder impingement syndrome and
rotator cuff injuries: an evidence-based review. Br J Sports Med. 2010;44(5):319-27.
18. Lintner D, Mayol M, Uzodinma O, Jones R, Labossiere D. Glenohumeral
internal rotation deficits in professional pitchers enrolled in an internal rotation
stretching program. Am J Sports Med. 2007;35(4):617-21.
19. Kibler W, Chandler T. Range of motion in junior tennis players participating in
an injury risk modification program. J Sci Med Sport. 2003;6(1):51-62.
20. Tuite MJ, Petersen BD, Wise SM, Fine JP, Kaplan LD, Orwin JF. Shoulder MR
arthrography of the posterior labrocapsular complex in overhead throwers with
pathologic internal impingement and internal rotation deficit. Skeletal Radiol.
2007;36(6):495-502.
21. Yamauchi T, Hasegawa S, Nakamura M, Nishishita S, Yanase K, Fujita K, et al.
Effects of two stretching methods on shoulder range of motion and muscle stiffness
in baseball players with posterior shoulder tightness: a randomized controlled trial. J
Shoulder Elbow Surg. 2016;25(9):1395-403.
22. Bailey LB, Shanley E, Hawkins R, Beattie PF, Fritz S, Kwartowitz D, et al.
Mechanisms of shoulder range of motion deficits in asymptomatic baseball players.
Am J Sports Med. 2015;43(11):2783-93.
23. Borsa PA, Wilk KE, Jacobson JA, Scibek JS, Dover GC, Reinold MM, et al.
Correlation of range of motion and glenohumeral translation in professional baseball
pitchers. Am J Sports Med. 2005;33(9):1392-9.
24. Moore SD, Laudner KG, Mcloda TA, Shaffer MA. The immediate effects of
muscle energy technique on posterior shoulder tightness: a randomized controlled
trial. J Orthop Sports Phys Ther. 2011;41(6):400-7.
25. Madsen EL, Hobson MA, Frank GR, Shi H, Jiang J, Hall TJ, et al.
Anthropomorphic breast phantoms for testing elastography systems. Ultrasound Med
Biol. 2006;32(6):857-74.
26. Teefey SA, Rubin DA, Middleton WD, Hildebolt CF, Leibold RA, Yamaguchi
K. Detection and quantification of rotator cuff tearsComparison of ultrasonographic,
magnetic resonance imaging, and arthroscopic findings in seventy-one consecutive
cases. J Bone Joint Surg. 2004;86(4):708-16.
54

27. Desmeules F, Minville L, Riederer B, Côté CH, Frémont P. Acromio-humeral


distance variation measured by ultrasonography and its association with the outcome
of rehabilitation for shoulder impingement syndrome. Clin J Sport Med.
2004;14(4):197-205.
28. Eby SF, Song P, Chen S, Chen Q, Greenleaf JF, An K-N. Validation of shear
wave elastography in skeletal muscle. J Biomech. 2013;46(14):2381-7.
29. Taljanovic MS, Gimber LH, Becker GW, Latt LD, Klauser AS, Melville DM, et
al. Shear-wave elastography: basic physics and musculoskeletal applications.
Radiographics. 2017;37(3):855-70.
30. Weppler CH, Magnusson SP. Increasing muscle extensibility: a matter of
increasing length or modifying sensation? Phys Ther. 2010;90(3):438-49.
31. Bercoff J, Tanter M, Fink M. Supersonic shear imaging: a new technique for soft
tissue elasticity mapping. IEEE Trans Ultrason Ferroelectr Freq Control.
2004;51(4):396-409.
32. Arıncı K EA. Anatomi 1. Ankara: Güneş Kitabevi; 2001. 81-3, 185.
33. Baltacı G. Omuz Yaralanmalarında Rehabilitasyon. 1 ed. Ankara: Pelikan
Yayıncılık; 2015.
34. Ozan H. Ozan Anatomi. 3 ed2014. 79-83.
35. Donatelli RA. Physical Therapy of the Shoulder-E-Book: Elsevier Health
Sciences; 2011.
36. Ombregt L. Applied anatomy of the shoulder girdle. In: Ombregt L, editor. A
System of Orthopaedic Medicine (Third Edition): Churchill Livingstone; 2013. e66-
e71.
37. Drake R, Vogl AW, Mitchell AWM. Gray's Anatomy for Students E-Book.
123Library. 2 ed: Churchill Livingstone; 2009.
38. Matsen III FA, Rockwood CA. Rockwood and Matsen's the Shoulder: Elsevier;
2017.
39. Itoigawa Y, Itoi E. Anatomy of the capsulolabral complex and rotator interval
related to glenohumeral instability. Knee Surg Sports Traumatol Arthrosc.
2016;24(2):343-9.
40. Curl LA, Warren RF. Glenohumeral Joint Stability: Selective Cutting Studies on
the Static Capsular Restraints. Clin Orthop Relat R. 1996;330:54-65.
41. Kanatlı U. Omuz Hastalıkları ve Artroskopisi. 1 ed. İzmir: US Akademi; 2017.
583.
42. Burkart AC, Debski RE. Anatomy and function of the glenohumeral ligaments in
anterior shoulder instability. Clin Orthop Relat R. 2002;400:32-9.
43. Eberly VC, McMahon PJ, Lee TQ. Variation in the glenoid origin of the
anteroinferior glenohumeral capsulolabrum. Clin Orthop Relat R. 2002;400:26-31.
44. Hsu HC, Boardman ND, Luo ZP, An KN. Tendon‐defect and muscle‐unloaded
models for relating a rotator cuff tear to glenohumeral stability. J Orthop Res.
2000;18(6):952-8.
55

45. Tischer T, Vogt S, Kreuz PC, Imhoff AB. Arthroscopic anatomy, variants, and
pathologic findings in shoulder instability. Arthroscopy. 2011;27(10):1434-43.
46. Itoi E, Kuechle DK, Newman SR, Morrey BF, An K-N. Stabilising function of
the biceps in stable and unstable shoulders. J Bone Joint Surg Br. 1993;75(4):546-50.
47. Reinold MM, Wilk KE, Macrina LC, Sheheane C, Dun S, Fleisig GS, et al.
Changes in shoulder and elbow passive range of motion after pitching in professional
baseball players. Am J Sports Med. 2008;36(3):523-7.
48. Terry GC, Chopp TM. Functional anatomy of the shoulder. J Athl Training.
2000;35(3):248.
49. Paine R, Voight ML. The role of the scapula. Int J Sports Phys Ther.
2013;8(5):617.
50. Felstead AJ, Ricketts D. Biomechanics of the Shoulder and Elbow. J Orthop
Trauma. 2017;31(5):300-5.
51. Ruiz Ibán MÁ, Díaz Heredia J, Ávila JL, de Tejada FSS, Mora VM, García
Navlet M. Scapulothoracic Disorders2015. 323-41.
52. Mihata T, McGarry MH, Akeda M, Peterson AB, Hunter RC, Nguyen L, et al.
Posterior shoulder tightness can be a risk factor of scapular malposition: a cadaveric
biomechanical study. J Shoulder Elbow Surg. 2020;29(1):175-84.
53. Ayşe Karaduman ÖTY. Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Ankara: Hı̇ pokrat
Kı̇ tabevı̇ & Pelı̇ Kan Kı̇ tabevi; 2016.
54. Reeser JC, Verhagen E, Briner WW, Askeland T, Bahr R. Strategies for the
prevention of volleyball related injuries. Br J Sports Med. 2006;40(7):594-600.
55. Seminati E, Minetti AE. Overuse in volleyball training/practice: A review on
shoulder and spine-related injuries. Eur J Sport Science. 2013;13(6):732-43.
56. Escamilla RF, Andrews JR. Shoulder muscle recruitment patterns and related
biomechanics during upper extremity sports. Sports medicine. 2009;39(7):569-90.
57. Rokito AS, Jobe FW, Pink MM, Perry J, Brault J. Electromyographic analysis of
shoulder function during the volleyball serve and spike. J Shoulder Elbow Surg.
1998;7(3):256-63.
58. Challoumas D, Stavrou A, Dimitrakakis G. The volleyball athlete’s shoulder:
biomechanical adaptations and injury associations. Sport Biomech. 2017;16(2):220-
37.
59. Manske R, Wilk KE, Davies G, Ellenbecker T, Reinold M. Glenohumeral motion
deficits: friend or foe? Int J Sports Phys Ther. 2013;8(5):537.
60. Kugler A, Krüger-Franke M, Reininger S, Trouillier H, Rosemeyer B. Muscular
imbalance and shoulder pain in volleyball attackers. Br J Sports Med.
1996;30(3):256-9.
61. Drakos MC, Barker JU, Osbahr DC, Lehto S, Rudzki J, Potter H, et al. Effective
glenoid version in professional baseball players. Am J Orthop (Belle Mead NJ).
2010;39(7):340-4.
56

62. Crockett HC, Gross LB, Wilk KE, Schwartz ML, Reed J, OMara J, et al. Osseous
adaptation and range of motion at the glenohumeral joint in professional baseball
pitchers. Am J Sports Med. 2002;30(1):20-6.
63. Borich MR, Bright JM, Lorello DJ, Cieminski CJ, Buisman T, Ludewig PM.
Scapular angular positioning at end range internal rotation in cases of glenohumeral
internal rotation deficit. J Orthop Sports Phys. 2006;36(12):926-34.
64. Borsa PA, Laudner KG, Sauers EL. Mobility and Stability Adaptations in the
Shoulder of the Overhead Athlete. Sports Medicine. 2008;38(1):17-36.
65. Astolfi MM, Struminger AH, Royer TD, Kaminski TW, Swanik CB. Adaptations
of the shoulder to overhead throwing in youth athletes. J Athl Training.
2015;50(7):726-32.
66. Thomas SJ, Swanik CB, Kaminski TW, Higginson JS, Swanik KA, Bartolozzi
AR, et al. Humeral retroversion and its association with posterior capsule thickness
in collegiate baseball players. J Shoulder Elbow Surg. 2012;21(7):910-6.
67. Ellenbecker TS, Bailie DS, Mattalino AJ, Carfagno DG, Wolff MW, Brown SW,
et al. Intrarater and interrater reliability of a manual technique to assess anterior
humeral head translation of the glenohumeral joint. J Shoulder Elbow Surg.
2002;11(5):470-5.
68. Tonin K, Stražar K, Burger H, Vidmar G. Adaptive changes in the dominant
shoulders of female professional overhead athletes: mutual association and relation
to shoulder injury. Int J Rehabil Res. 2013;36(3):228-35.
69. Laudner KG, Myers JB, Pasquale MR, Bradley JP, Lephart SM. Scapular
dysfunction in throwers with pathologic internal impingement. J Orthop Sports Phys.
2006;36(7):485-94.
70. Kibler WB, Kuhn JE, Wilk K, Sciascia A, Moore S, Laudner K, et al. The
disabled throwing shoulder: spectrum of pathology—10-year update. Arthroscopy.
2013;29(1):141-61. e26.
71. Wilk KE, Arrigo CA, Hooks TR, Andrews JR. Rehabilitation of the Overhead
Throwing Athlete: There Is More to It Than Just External Rotation/Internal Rotation
Strengthening. PM&R. 2016;8(3):S78-S90.
72. Laudner KG, Moline MT, Meister K. The relationship between forward scapular
posture and posterior shoulder tightness among baseball players. Am J Sports Med.
2010;38(10):2106-12.
73. Myers JB, Laudner KG, Pasquale MR, Bradley JP, Lephart SM. Scapular
position and orientation in throwing athletes. Am J Sports Med. 2005;33(2):263-71.
74. Kibler WB, Wilkes T, Sciascia A. Mechanics and pathomechanics in the
overhead athlete. Clin Sport Med. 2013;32(4):637-51.
75. Cools A, Witvrouw E, Declercq G, Vanderstraeten G, Cambier D. Evaluation of
isokinetic force production and associated muscle activity in the scapular rotators
during a protraction-retraction movement in overhead athletes with impingement
symptoms. Br J Sports Med. 2004;38(1):64-8.
57

76. Ben Kibler W. The role of the scapula in athletic shoulder function. Am J Sports
Med. 1998;26(2):325-37.
77. Solem-Bertoft E, Thuomas K-A, Westerberg C-E. The influence of scapular
retraction and protraction on the width of the subacromial space. An MRI study. Clin
Orthop Relat R. 1993(296):99-103.
78. Borms D, Maenhout A, Cools AM. Upper quadrant field tests and isokinetic
upper limb strength in overhead athletes. J Athl Training. 2016;51(10):789-96.
79. Edouard P, Samozino P, Julia M, Cervera SG, Vanbiervliet W, Calmels P, et al.
Reliability of isokinetic assessment of shoulder-rotator strength: a systematic review
of the effect of position. J Sport Rehabil. 2011;20(3):367-83.
80. Stickley CD, Hetzler RK, Freemyer BG, Kimura IF. Isokinetic peak torque ratios
and shoulder injury history in adolescent female volleyball athletes. J Athl Training.
2008;43(6):571-7.
81. Hadzic V, Sattler T, Veselko M, Markovic G, Dervisevic E. Strength asymmetry
of the shoulders in elite volleyball players. J Athl Training. 2014;49(3):338-44.
82. Van Meeteren J, Roebroeck M, Stam H. Test-retest reliability in isokinetic
muscle strength measurements of the shoulder. J Rehabil Med. 2002;34(2):91-5.
83. Plotnikoff NA, MacIntyre DL. Test-retest reliability of glenohumeral internal and
external rotator strength. Clin J Sport Med. 2002;12(6):367-72.
84. Ellenbecker TS, Davies GJ. The application of isokinetics in testing and
rehabilitation of the shoulder complex. J Athl Training. 2000;35(3):338.
85. Forthomme B, Croisier J-L, Ciccarone G, Crielaard J-M, Cloes M. Factors
correlated with volleyball spike velocity. Am J Sports Me. 2005;33(10):1513-9.
86. Smith D, Roberts D, Watson B. Physical, physiological and performance
differences between Canadian national team and universiade volleyball players. J
Sport Sci. 1992;10(2):131-8.
87. Palao JM, Valadés D. Validity of the standing spike test as a monitoring protocol
for female volleyball players. Biol Sport. 2012;29(4):281.
88. Palao JM, Valades D. Testing protocol for monitoring spike and serve speed in
volleyball. Strength Cond J. 2009;31(6):47-51.
89. Akay B. Profesyonel Erkek Voleybol Oyuncularında Omuz Kas Kuvveti Ve
Smaç Servis Hızı Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi. Ankara: Hacettepe
Üniversitesi; 2020.
90. Riemann BL, Johnson W, Murphy T, Davies GJ. A Bilateral Comparison of the
Underlying Mechanics Contributing to the Seated Single-Arm Shot-Put Functional
Performance Test. J Athl Training. 2018;53(10):976-82.
91. Chmielewski TL, Martin C, Lentz TA, Tillman SM, Moser MW, Farmer KW, et
al. Normalization considerations for using the unilateral seated shot put test in
rehabilitation. J Orthop Sports Phys. 2014;44(7):518-24.
58

92. Negrete RJ, Hanney WJ, Kolber MJ, Davies GJ, Ansley MK, McBride AB, et al.
Reliability, minimal detectable change, and normative values for tests of upper
extremity function and power. J Strength Cond Res. 2010;24(12):3318-25.
93. Cools AM, Declercq G, Cagnie B, Cambier D, Witvrouw E. Internal
impingement in the tennis player: rehabilitation guidelines. Br J Sports Med.
2008;42(3):165-71.
94. Tyler TF, Nicholas SJ, Roy T, Gleim GW. Quantification of posterior capsule
tightness and motion loss in patients with shoulder impingement. Am J Sports Med.
2000;28(5):668-73.
95. Reagan K, Meister K, Horodyski MB, Werner DW, Carruthers C, Wilk K.
Humeral retroversion and its relationship to glenohumeral rotation in the shoulder of
college baseball players. Am J Sports Med. 2002;30(3):354-60.
96. Park K-n, Kwon O-y, Weon J-h, Choung S-d, Kim S-h. Comparison of the
effects of local cryotherapy and passive cross-body stretch on extensibility in
subjects with posterior shoulder tightness. J Sports Sci Med. 2014;13(1):84.
97. Harshbarger ND, Eppelheimer BL, McLeod TCV, McCarty CW. The
effectiveness of shoulder stretching and joint mobilizations on posterior shoulder
tightness. J Sport Rehabil. 2013;22(4):313-9.
98. Gennisson J-L, Deffieux T, Fink M, Tanter M. Ultrasound elastography:
principles and techniques. Diagn Interv Imag. 2013;94(5):487-95.
99. Creze M, Nordez A, Soubeyrand M, Rocher L, Maître X, Bellin M-F. Shear
wave sonoelastography of skeletal muscle: basic principles, biomechanical concepts,
clinical applications, and future perspectives. Skeletal Radiol. 2018;47(4):457-71.
100. Conroy DE, Hayes KW. The effect of joint mobilization as a component of
comprehensive treatment for primary shoulder impingement syndrome. J Orthop
Sports Phys. 1998;28(1):3-14.
101. John S, Chachra R. Comparative analysis of stretching vs mobilization on
posterior shoulder tightness in cricketers. Indian J Physiother Occup Ther.
2010;4(1):75-9.
102. Vermeulen HM, Rozing PM, Obermann WR, Le Cessie S, Vliet Vlieland TP.
Comparison of high-grade and low-grade mobilization techniques in the
management of adhesive capsulitis of the shoulder: randomized controlled trial. Phys
Ther. 2006;86(3):355-68.
103. Manske RC, Meschke M, Porter A, Smith B, Reiman M. A randomized
controlled single-blinded comparison of stretching versus stretching and joint
mobilization for posterior shoulder tightness measured by internal rotation motion
loss. Sports Health. 2010;2(2):94-100.
104. Yang J-l, Chang C-w, Chen S-y, Wang S-F, Lin J-j. Mobilization techniques in
subjects with frozen shoulder syndrome: randomized multiple-treatment trial. Phys
Ther. 2007;87(10):1307-15.
105. Vermeulen HM, Obermann WR, Burger BJ, Kok GJ, Rozing PM, van den Ende
CH. End-range mobilization techniques in adhesive capsulitis of the shoulder joint: a
multiple-subject case report. Phys Ther. 2000;80(12):1204-13.
59

106. Kelley MJ, Mcclure PW, Leggin BG. Frozen shoulder: evidence and a proposed
model guiding rehabilitation. J Orthop Sports Phys Ther. 2009;39(2):135-48.
107. Yu I-Y, Jung I-G, Kang M-H, Lee D-K, Oh J-S. Immediate effects of an end-
range mobilization technique on shoulder range of motion and skin temperature in
individuals with posterior shoulder tightness. J Phys Ther Sci. 2015;27(6):1723-5.
108. Bailey LB, Thigpen CA, Hawkins RJ, Beattie PF, Shanley E. Effectiveness of
manual therapy and stretching for baseball players with shoulder range of motion
deficits. Sports Health. 2017;9(3):230-7.
109. Laudner K, Compton BD, McLoda TA, Walters CM. Acute effects of
instrument assisted soft tissue mobilization for improving posterior shoulder range of
motion in collegiate baseball players. Int J Sports Phys Ther. 2014;9(1):1.
110. Reed ML, Begalle RL, Laudner KG. Acute effects of muscle energy technique
and joint mobilization on shoulder tightness in youth throwing athletes: a
randomized controlled trial. Int J Sports Phys Ther. 2018;13(6):1024.
111. Garber CE, Blissmer B, Deschenes MR, Franklin BA, Lamonte MJ, Lee I-M, et
al. American College of Sports Medicine position stand. Quantity and quality of
exercise for developing and maintaining cardiorespiratory, musculoskeletal, and
neuromotor fitness in apparently healthy adults: guidance for prescribing exercise.
Med Sci Sport Exer. 2011;43(7):1334-59.
112. Sauers E, August A, Snyder A. Fauls stretching routine produces acute gains in
throwing shoulder mobility in collegiate baseball players. J Sport Rehabil.
2007;16(1).
113. Salamh PA, Kolber MJ, Hegedus EJ, Cook CE. The efficacy of stretching
exercises to reduce posterior shoulder tightness acutely in the postoperative
population: a single blinded randomized controlled trial. Physiother Theory Pract.
2018;34(2):111-20.
114. Laudner KG, Sipes RC, Wilson JT. The acute effects of sleeper stretches on
shoulder range of motion. J Athl Training. 2008;43(4):359-63.
115. Umehara J, Hasegawa S, Nakamura M, Nishishita S, Umegaki H, Tanaka H, et
al. Effect of scapular stabilization during cross-body stretch on the hardness of
infraspinatus, teres minor, and deltoid muscles: an ultrasonic shear wave
elastography study. Musculoskelet Sci Pract. 2017;27:91-6.
116. Wilk KE, Hooks TR, Macrina LC. The modified sleeper stretch and modified
cross-body stretch to increase shoulder internal rotation range of motion in the
overhead throwing athlete. J Orthop Sports Phys Ther. 2013;43(12):891-4.
117. Reuther KE, Larsen R, Kuhn PD, Kelly IV JD, Thomas SJ. Sleeper stretch
accelerates recovery of glenohumeral internal rotation after pitching. J Shoulder
Elbow Surg. 2016;25(12):1925-9.
118. Williams M, Harveson L, Melton J, Delobel A, Puentedura EJ. The acute
effects of upper extremity stretching on throwing velocity in baseball throwers. J
Sport Med. 2013;2013:481490.
119. Shin SH, Lee O-S, Oh JH, Kim SH. Within-day reliability of shoulder range of
motion measurement with a smartphone. Manual Ther. 2012;17(4):298-304.
60

120. Van de Pol RJ, van Trijffel E, Lucas C. Inter-rater reliability for measurement
of passive physiological range of motion of upper extremity joints is better if
instruments are used: a systematic review. J Physiother. 2010;56(1):7-17.
121. Kolber MJ, Hanney WJ. The reliability and concurrent validity of shoulder
mobility measurements using a digital inclinometer and goniometer: a technical
report. Int J Sports Phys Ther. 2012;7(3):306-13.
122. Raeder C, Fernandez-Fernandez J, Ferrauti A. Effects of six weeks of medicine
ball training on throwing velocity, throwing precision, and isokinetic strength of
shoulder rotators in female handball players. J Strength Cond Res. 2015;29(7):1904-
14.
123. Leggin BG, Neuman RM, Iannotti JP, Williams GR, Thompson EC. Intrarater
and interrater reliability of three isometric dynamometers in assessing shoulder
strength. J Shoulder Elbow Surg. 1996;5(1):18-24.
124. Malerba JL, Adam ML, Harris BA, Krebs DE. Reliability of dynamic and
isometric testing of shoulder external and internal rotators. J Orthop Sports Phys
Ther. 1993;18(4):543-52.
125. Rose MB, Noonan T. Glenohumeral internal rotation deficit in throwing
athletes: current perspectives. Open Access J Sports Med. 2018;9:69.
126. Oyama S, Goerger CP, Goerger BM, Lephart SM, Myers JB. Effects of non-
assisted posterior shoulder stretches on shoulder range of motion among collegiate
baseball pitchers. Athl Train Sports Health Care. 2010;2(4):163-70.
127. Guney H, Karabicak GO, Pekyavas NO, Teker B, Gunaydin O, Balci P, et al.
Which stretching technique is effective in decreasing glenohumeral internal rotation
deficit. Med Sport. 2015;68(2):291-302.
128. Edouard P, Calmels P, Degache F. The effect of gravitational correction on
shoulder internal and external rotation strength. Isokinet Exerc Sci. 2009;17(1):35-9.
129. Edouard P, Frize N, Calmels P, Samozino P, Garet M, Degache F. Influence of
rugby practice on shoulder internal and external rotators strength. Int j Sports Med.
2009;30(12):863-7.
130. Edouard P, Degache F, Oullion R, Plessis J-Y, Gleizes-Cervera S, Calmels P.
Shoulder strength imbalances as injury risk in handball. Int j Sports Med.
2013;34(07):654-60.
131. Andrews JR, Wilk KE, Reinold MM. The Athlete's Shoulder E-Book: Elsevier
Health Sciences; 2008.
132. Riemann BL, Lephart SM. The sensorimotor system, part I: the physiologic
basis of functional joint stability. J Athl Training. 2002;37(1):71.
133. Güney H, Harput G, Çolakoğlu F, Baltacı G. Functional Strength Ratio in
Athletes with and Without Glenohumeral Internal Rotation Deficit (GIRD). Open
Access J Sports Med. 2014;2(3suppl):2325967114S00280.
134. Yu J-H, Lee G-C. Comparison of shoulder range of motion, strength, and
endurance in amateur pitchers practicing repetitive overhead throwing. Isokinet
Exerc Sci. 2013;21(2):135-40.
61

135. Çelik A. Acute effects of cyclic versus static stretching on shoulder flexibility,
strength, and spike speed in volleyball players. Turk J Phys Med Rehabil.
2017;63(2):124.
136. Wilk KE, Meister K, Fleisig G, Andrews JR. Biomechanics of the overhead
throwing motion. Sports Med Arthrosc. 2000;8(2):124-34.
137. Ferris DP, Signorile JF, Caruso JF. The relationship between physical and
physiological variables and volleyball spiking velocity. J Strength Cond Res.
1995;9(1):32-6.
138. Haag SJ, Wright GA, Gillette CM, Greany JF. Effects of acute static stretching
of the throwing shoulder on pitching performance of national collegiate athletic
association division III baseball players. J Strength Cond Res. 2010;24(2):452-7.
139. Torres EM, Kraemer WJ, Vingren JL, Volek JS, Hatfield DL, Spiering BA, et
al. Effects of stretching on upper-body muscular performance. J Strength Cond Res.
2008;22(4):1279-85.
140. Mifune Y, Inui A, Nishimoto H, Kataoka T, Kurosawa T, Yamaura K, et al.
Assessment of posterior shoulder muscle stiffness related to posterior shoulder
tightness in college baseball players using shear wave elastography. J Shoulder
Elbow Surg. 2020;29(3):571-7.
141. Hung C-J, Hsieh C-L, Yang P-L, Lin J-J. Relationship between posterior
shoulder muscle stiffness and rotation in patients with stiff shoulder. J Rehabil Med.
2010;42(3):216-20.
142. Lacourpaille L, Nordez A, Hug F, Couturier A, Dibie C, Guilhem G. Time‐
course effect of exercise‐induced muscle damage on localized muscle mechanical
properties assessed using elastography. Acta Physiol. 2014;211(1):135-46.
143. Wilk KE, Meister K, Andrews JR. Current concepts in the rehabilitation of the
overhead throwing athlete. Am J Sports Med. 2002;30(1):136-51.
144. Muraki T, Aoki M, Uchiyama E-i, Murakami G, Miyamoto S. The effect of arm
position on stretching of the supraspinatus, infraspinatus, and posterior portion of
deltoid muscles: a cadaveric study. Clin Biomec. 2006;21(5):474-80.
145. Magnusson SP, Simonsen EB, Aagaard P, Sørensen H, Kjaer M. A mechanism
for altered flexibility in human skeletal muscle. J Physiol. 1996;497 (Pt 1)(Pt 1):291-
8.
146. Cortez CD, Hermitte L, Ramain A, Mesmann C, Lefort T, Pialat J. Ultrasound
shear wave velocity in skeletal muscle: a reproducibility study. Diagn Interv Imag.
2016;97(1):71-9.
147. Hirayama K, Akagi R, Takahashi H. Reliability of ultrasound elastography for
the quantification of transversus abdominis elasticity. Acta radiologica open.
2015;4(9):2058460115603420.
148. Nordez A, Hug F. Muscle shear elastic modulus measured using supersonic
shear imaging is highly related to muscle activity level. J Appl Physiol.
2010;108(5):1389-94.
62

149. Yoshitake Y, Takai Y, Kanehisa H, Shinohara M. Muscle shear modulus


measured with ultrasound shear‐wave elastography across a wide range of
contraction intensity. Muscle Nerve. 2014;50(1):103-13.

Ek 1. Etik Kurul İzin Belgesi

EK 2. Bilgilendirilmiş Gönüllü Olur Formu



BİLGİLENDİRİLMİŞ GÖNÜLLÜ OLUR FORMU (BGOF)

(Hekimin Açıklaması)
Posterior Omuz Gerginliği Olan Voleybolcularda Germe Programının Omuz
Performansına Etkisi üzerine bir araştırma yapıyoruz. Sizin de bu araştırmaya
katılmanızı öneriyoruz. Ancak bu araştırmaya katılıp katılmamakta serbestsiniz.
Çalışmaya katılım gönüllülük esasına dayalıdır. Gönüllü olarak katılacağınız bu
çalışma, omuz arkasında bulunan yapıların gerginliğine yönelik seçilen germe
egzersizlerinin etkisini araştırmak için planlandı. Germe egzersizlerinin etkinliğinin
belirlenebilmesi amacıyla araştırmadaki gönüllüler iki gruba ayrılacaktır. Gruplara
yerleştirme işlemi kullanılan bilgisayar programı ile kura çekilerek yapılacaktır. Kura
sonucuna göre germe grubunda ya da kontrol grubunda yer alacaksınız. Her iki
grupta da 17 şer katılımcı olacaktır. Araştırmada toplam 34 katılımcı yer alacaktır.

Kararınızdan önce araştırma hakkında sizi bilgilendirmek istiyoruz. Bu bilgileri


okuyup anladıktan sonra araştırmaya katılmak isterseniz formu imzalayınız.

Voleybolcularda sıklıkla karşılaşılan omuz yaralanmalarının risk faktörlerinden birisi


de omuzun arkasında bulunan yapıların gerginliği ile ilişkili bulunan azalan omuz içe
döndürme açısıdır. Spora bağlı olarak oluşan bu adaptasyonun, omuz performansını
olumsuz etkileyebileceği düşünülmektedir. Yapılan çalışmalarda, uygulanan
posterior omuz germe programlarının kaybedilen eklem hareketliliğini
kazanılmasında faydalı olduğu belirtilmiş, sportif performansı da artabileceği
tavsiye edilmiştir.

Araştırmamızın amacı, uygulanacak germe programı ile posterior omuz kaslarının


esnekliğinin ve fonksiyonel omuz performansının değiştirip değiştirmeyeceğini tespit
etmektir.
Araştırmamıza katılmayı kabul ederseniz; aşağıda açıklanan değerlendirme
yöntemleri araştırma başlangıcında, 6.haftada ve 3 ay sonrasında tekrarlanacaktır.

• Omuz içe döndürme ve dışa döndürme açılarınız ölçülerek elde edilen açısal
değerler kaydedilecektir. Bu ölçüm için inklonometre cihazı kullanılacaktır.
Siz sırtüstü pozisyonda yatarken, kolunuz omuz hizasında 90° dik bir açıda
pozisyonlanıp, aşağı ve yukarıya doğru pasif bir şekilde hareket ettirilecektir.
Kolu aşağı indirirken, omuz başınız yukarı doğru hareket etmeye başladığı
açıda ölçüm alınacaktır. Yukarı doğru harekette ise sırtınızda yukarı doğru bir
hareketlendirme olursa ya da pasif hareketin son noktasına gelindiğinde
ölçüm sonlandırılacaktır. Bu değerlendirme yapılırken eklem hiç bir şekilde

zorlanmayacağı, hareket sırasında huzursuzluk ve ağrı hissederseniz ölçüm


sonlandırılacağı için herhangi bir risk yoktur.
• Prof. Dr. Levent Özçakar tarafından ultrason cihazı ile elastografi ölçümü
yapılıp objektif bir şekilde kas esnekliğiniz değerlendirilecektir. Bu ölçüm
sırasında sandalyede dik bir şekilde oturmanız ve hareketsiz kalmanız
istenecek, kol bükülü bir şekilde gövdeye dayalı tutulacaktır. Az miktarda
ultrason jeli omuz arkasına uygulanacaktır ve ölçüm başlığı bastırılmadan
doku esnekliği ölçülecektir. Bu değerlendirme yapılırken de hiç bir şey
hissetmeyeceksiniz, oldukça güvenli bir testtir, endişelenmenizi gerektirecek
herhangi bir yan etkisi yoktur, radyasyon gibi bir etkisi de yoktur.
• Fonksiyonel omuz performans testleri:
Fonksiyonel performans testleri olarak omuz iç-dış rotasyon izokinetik
ölçümü, tek kol top fırlatma testi ve smaç hızı ölçüm testleri yapılacaktır.
İzokinetik Test:
İzokinetik test yapılırken dik bir şekilde oturmanız istenecek, kol omuz
hizasında 90° de dik duracak şekilde pozisyonlanacaktır. Aynı şekilde diksek
de dik açı da olacaktır. Omuz ekleminden yapılacak olan harekette kolu şağı
ve yukarı hareket ettirmeniz istenecektir. Bu test öncesinde kol
ergometresinde 5 dakika ısınmanız istenecek. Teste başlamadan önce hareketi
nasıl yapmanız gerektiği yine cihazda size gösterilecektir, 5 tekrar
yapılacaktır. Daha sonra 60°/sn ve 300°/sn olmak üzere 2 açısal hızda test
uygulanacaktır. 60°/sn daha yavaş, 300°/sn ise daha hızlı bir hareket
olacaktır. İki açısal hızda da kuvvet değerlendirileceği için en kuvvetli
şekilde kolu aşağı ve yukarı hareket ettirmeniz istenecektir. İzokinetik
ölçümde cihaz sizin uygulayabildiğiniz kadar direnç göstereceği için güvenli
bir ölçüm aleti olup. Yan etki olarak test sonrasında yorgunluk ya da daha
çok hamlık ağrısı olarak tanımlanan gecikmiş bir kas ağrınız olabilir.
Olağandışı bir durum olarak herhangi bir ağrınız olursa, Prof. Dr. Levent
Özçakar tarafından muayene edilip gerekli tedavi yapılacaktır.
Tek Kol Top Fırlatma Testi:
Tek kol top fırlatma testinde; elle kavranabilecek büyüklükte 2.72 kg’lık
sağlık topu kullanılacaktır. Sandalyenin karşısına ters olarak başka bir
sandalye yerleştirilerek bacaklarınız bu sandalye üzerine konulacaktır.
Fırlatma yapmayan kol gövdeden omuza çapraz olarak yerleştirilerek gövde
ve bacakların kullanımını minimal düzeye indirmek hedeflenmektedir. Test
yapılmadan önce %25, %50, %75 ve %100 efor sarf ederek topu birer kez
fırlatarak ısınmanız sağlanacaktır. Daha sonra iki dakika dinlenmenin
ardından üç tane maksimum fırlatma yapmanız istenecektir. Oturduğunuz
sandalyenin başlangıcı ile topun düştüğü yer arasındaki mesafe ölçülerek
kaydedilecektir. Smaç hızı ölçümü ise sizin sürekli tekrar ettiğiniz bir hareket
olup, kendi attığınız topa ve pasör tarafından atılan topa smaç vurmanız
olacaktır. 5m uzaklıkta bulunan radar cihazına doğru vurmanız istenecektir.

20dk ısınıp, 5 er defa deneme vuruşu yapmanız istenecek. Test sırasında 3’er
kez deneme yapılıp, en yüksek değer kaydedilecektir. Herhangi bir yan etkisi
bulunmamaktadır.
Smaç Hızı ölçümü:
Smaç hızı radar cihazı ile ölçülecektir. 20dk ısındıktan sonra olduğunuz
yerden sıçramadan topu kendiniz havaya atarak smaç vuruşunu
gerçekleştirmeniz istenecektir. Radar cihazı 5m uzaklığa yerleştirilerek hedef
yöne doğru smaç vurmanız istenecektir. 5 defa deneme vuruşu yapıldıktan
sonra 3 kez smaç hareketini tekrarlamanız istenecektir. En yüksek skorunuz
test sonucu olarak kaydedilecektir.

Egzersiz grubunda yer almanız durumunda; Germe egzersizlerini 6 hafta boyunca


haftada 4 gün fizyoterapist Seda Uluşahin eşliğinde yapmanız, haftanın kalan diğer 3
günü de sizden germe egzersizlerini yapmanız istenecektir. Germe egzersizleri günde
2 kez 5 tekrar yapılacaktır. Size öğretilen egzersizleri uygun pozisyonda 30sn
tutmanız istenecektir. Germe egzersizleri olarak 2 egzersiz verilecektir. Birinci
egzersizde yan yatış pozisyonunda dizler hafif bükülü, germe yapacağınız omuz
üzerine yatmanız istenecektir. Kürek kemiği yerle tam sıkı temastadır. Omuz ve
dirsek 90° dik bir şekilde omuz hizasına getirilir. Üstteki kol ile omuz pasif bir
şekilde yere doğru bastırılır, gerginlik hissedilen noktada durulur ve 30 sn beklenir.

Diğer egzersizde ise yan yatışta kalça ve dizler 90° bükülür, omuz ve dirsek bir
önceki egzersiz ile aynı şekilde pozisyonlanır. Kürek kemiği yerle ile sabitlenecek
şekilde tutulur. Kürek kemiği omurgadan uzaklaşmaz. Üstte kalan kol ile alttaki kol
dirsekten tutulur ve yukarı doğru gövdeye yaklaştırılır. Gerginlik hissedilen yerde
30sn beklenir. Her iki egzersizde de germe hissinin dışında bir rahatsızlık
beklenmemektedir. Başka bir rahatsızlık durumunda egzersizi yapmayı
bırakabilirsiniz. Egzersizlerin açıklamalarının ve resimlerinin bulunduğu broşür de
size verilecek.

Kontrol grubunda yer almanız durumda ise; yukarıda okuduğunuz tüm


değerlendirmeler yapılacaktır. Ancak germe egzersizleri size gösterilmeyecek ve
yapmanız istenmeyecektir. Araştırma bittikten sonra, sonuçlar sizlerle
paylaşılacaktır. Germe programından yarar görüldüğü taktirde dilerseniz bu
egzersizlere size de uygulanacaktır.

Araştırmaya katılmanız için sizden herhangi bir ücret istenmeyecektir. Çalışmaya


katıldığınız için size ek bir ödeme yapılmayacaktır. Bu araştırmaya katılmak
tamamen gönüllülük esasına dayanmaktadır. Araştırmaya katılmama ya da herhangi
bir anda araştırmadan çıkma hakkına sahipsiniz. Herhangi bir yaptırıma maruz
kalmaksızın ve hiç bir hakkınızı kaybetmeksizin araştırmadan ayrılma ya da
araştırmaya katılamama hakkına sahipsiniz. Ayrılma kararı aldığınızda, araştırmanın

aksamaması için araştırmayı yürüten kişiye de haber vereceğinizi biliyoruz. Ayrıca


çalışma sonrası, durumunuz hakkında meydana gelen değişiklikler konusunda
bilgilendirileceksiniz. Her türlü sorun ve sorularınızda aşağıda adı ve telefon
numarası yazılan kişilere danışabilirsiniz.
Araştırma sırasında ya da sonucunda oluşabilecek riskler: Yukarıda da
belirtildiği gibi elastografi ölçümü herhangi bir risk içermemektedir. Radyasyon
etkisi olmayan, çabuk olan bir ölçümdür. Yapılacak onlar diğer testler de
gonyometrik ölçüm, eklem hareket açıklığını ölçen herhangi bir risk taşımayan bir
ölçümdür. Smaç hızı, top fırlatma testleri sporcuların aşina olduğu ekstra bir
yaralanma riski taşımayan testlerdir. İzokinetik ölçümle de oldukça güvenli,
sporcunun uygulayabileceği maksimum kuvveti ölçebilen bir testtir. Germe
egzersizlerini uygularken omuzun arka kısmında bir rahatsız hissinin olması
doğaldır, ancak ağrı oluşursa egzersizleri bırakabilir, araştırmadan geri
çekilebilirsiniz. Ağrınız devam ettiği takdirde doktor muayenesi ve tedaviniz takip
edilecektir.

Eğer bu araştırmaya katılırsanız araştırmacı ile aranızda kalması gereken size ait
bilgilerin gizliliğine büyük özen ve saygı ile yaklaşılacaktır. Araştırma sonuçları
eğitim ve bilimsel amaçlarla kullanılacak, bu sırada kişisel bilgileriniz ihtimamla
korunacaktır. Ancak bilgileriniz gizli tutulmak şartıyla, izleyiciler, yoklama yapan
kişiler, etik kurul, kurum ve diğer ilgili sağlık otoriterlerinin sizin tıbbi bilgilerinize
doğrudan erişim hakkına sahiptirler.

(Katılımcının/Hastanın Beyanı)

Bilgilendirilmiş Gönüllü Olur Formundaki tüm açıklamaları okudum. Doç. Dr. İrem
Düzgün’ün tez danışmanı ve Prof. Dr. Levent Özçakar’ın sorumlu olduğu
araştırmada, Uzm. Fzt. Seda Uluşahin bana, yukarıda konusu ve amacı belirtilen
araştırma ile ilgili yazılı ve sözlü açıklamada bulundu. Araştırmaya gönüllü olarak
katıldığımı, istediğim zaman gerekçeli veya gerekçesiz olarak araştırmadan
ayrılabileceğimi ve kendi isteğime bakılmaksızın araştırmacı tarafından araştırma
dışı bırakılabileceğimi biliyorum; ancak araştırmacıları zor durumda bırakmamak
için araştırmadan çekileceğimi bildirmenin uygun olacağının bilincindeyim.

Araştırma için yapılacak harcamalarla ilgili herhangi bir parasal sorumluluk altına
girmiyorum. Bana da bir ödeme yapılmayacaktır. Araştırma sırasında araştırma ile
ilgili herhangi bir sorum olduğunda ya da bir sağlık sorunu ile karşılaşıldığında;
herhangi bir saatte, İREM DÜZGÜN’ü xxxx, LEVENT ÖZÇAKAR’ı xxxxx SEDA
ULUŞAHİN’i xxxxx numaralı telefondan arayabileceğimi biliyorum.

Söz konusu araştırmaya, hiçbir baskı ve zorlama olmaksızın kendi rızamla katılmayı
kabul ediyorum.

Kendi başıma belli bir düşünme süresi sonunda adı geçen bu araştırmada katılımcı
olma kararını aldım. Bu konuda yapılan daveti büyük bir memnuniyet ve gönüllülük
içerisinde Kabul ediyorum.

İmzalı bu form kağıdının bir kopyası bana verilecektir.

Katılımcı
Adı, soyadı:
Tarih:
İmza

Görüşme tanığı
Adı, soyadı:
Tarih:
İmza:

Katılımcı ile görüşen hekim


Adı soyadı, unvanı:
Tarih:
İmza

EK 3. Olgu Rapor Formu

Sporcu Bilgi Formu

1 İsim/ Soy isim


2 Telefon no
3 Oynadığı kulüp
4 Oynadığınız Lig ?
5 Voleybola hangi yıl
başladınız?
6 Oynadığı pozisyon Pasör Smaçör Köşe Orta Oyuncu
Pasör Libero
çaprazı
7 Doğum yılı
8 Boy
9 Kilo
1 Dominant kol (solak/ sağlak) Solak Sağlak
0
1 Haftada kaç gün top
.................gün
1 antrenmanı yapıyorsunuz?
1 Haftada kaç gün ağırlık/
2 halter antrenmanı .................gün
yapıyorsunuz?
1 Daha önce omuz yaralanması Evet Hayır
3 geçirdiniz mi?
1 Son 3 ay içinde omuz ağrınız Evet Hayır
4 oldu mu?
1 Şuanda omuz ağrınız var mı? Evet Hayır
5
Cevabınız evet ise ağrınızı derecelendirmek için

Tarih:

1. Ölçüm .... 6.hafta ....

DEĞERLENDİRMELER

Özel Testler + -
Hawkins
Neer
Jobe test
İnternal Rotasyon ROM Sağ Sol
1. ölçüm
2. ölçüm
3.ölçüm
Eksternal Rotasyon ROM Sağ Sol
1. ölçüm
2. ölçüm
3.ölçüm
Tek Kol Top Fırlatma Testi 1. ölçüm
2. ölçüm
3.ölçüm

1. deneme
Smaç hızı 2. deneme
3. deneme
60°/sn Cihazdan çıktı alındı .......
İzokinetik Ölçüm
300°/sn Cihazdan çıktı alındı .......

1. Ölçüm .... 6.hafta ....

ELASTOGRAFİ ÖLÇÜMÜ

AD SOYAD

TARİH

DOMİNANT
KOL
SAĞ SOL
İNFRASPINATUS
1

5
POSTERIOR
DELTOID

GERME PROGRAMI

Germe programı 2 farklı egzersizden oluşmaktadır. Her egzersiz 5 tekrardan oluşmaktadır.


Her egzersizde doğru pozisyon sağlandıktan sonra 30 sn beklenecektir.

Yan Yan yatışta omuz ve


Yatışta dirsek fotoğrafta
Germe gösterildiği gibi 90° omuz
(sleeper hizasına getirilir. Kürek
stretch) kemiği yerle tam sıkı
temastadır. Üstteki kol ile
omuz pasif bir şekilde
yere doğru bastırılır,
gerginlik hissedilen
noktada durulur ve 30 sn
beklenir.

Yatarak Yan yatışta kalça ve


Çapraz dizler 90° bükülür, omuz
Germe ve dirsek üstteki
(cross fotoğrafta gözüktüğü gibi
body 90° de omuz hizasına
strecth) getirilir. Kürek kemiği
yerle ile sabitlenecek
şekilde tutulur. Kürek
kemiği omurgadan
uzaklaşmaz. Üstte kalan
kol ile alttaki kol
dirsekten tutulur ve yukarı
doğru gövdeye
yaklaştırılır. Gerginlik
hissedilen yerde 30sn
beklenir.

EK 4. Tez Orjinallik Ekran Çıktısı


EK 5. Dijital Makbuz

EK 6. Görüntü Kullanım Onam Formu

You might also like