You are on page 1of 82

T.C.

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ


SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
HEMŞİRELİK ANA BİLİM DALI
ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ
TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE GÖREV YAPAN


SAĞLIK ÇALIŞANLARININ YENİDOĞAN AĞRISINA YÖNELİK
BİLGİ DÜZEYLERİ, UYGULADIKLARI GİRİŞİMLER VE
TUTUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

MERVE SELBES

MUĞLA-2023
T.C.
MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
HEMŞİRELİK ANA BİLİM DALI
ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ
TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE GÖREV YAPAN


SAĞLIK ÇALIŞANLARININ YENİDOĞAN AĞRISINA YÖNELİK
BİLGİ DÜZEYLERİ, UYGULADIKLARI GİRİŞİMLER VE
TUTUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

MERVE SELBES

Tez Danışmanı
DOÇ. DR. GÜLAY MANAV

MUĞLA-2023
3

TEZ ONAYI

Merve SELBES tarafından hazırlanan “Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Görev


Yapan Sağlık Çalışanlarının Yenidoğan Ağrısına Yönelik Bilgi Düzeyleri,
Uyguladıkları Girişimler Ve Tutumlarının Değerlendirilmesi” başlıklı tez çalışması
aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Hemşirelik Ana Bilim Dalı, Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Hemşireliği Tezli Yüksek Lisans Programında, Yüksek Lisans Tezi olarak
kabul edilmiştir.

Jüri Başkanı Doç. Dr. Gonca KARAYAĞIZ MUSLU (İmza)


Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

Tez Danışmanı Doç. Dr. Gülay MANAV (İmza)


Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

Üye Doç. Dr. Feyza NAZİK (İmza)


Bingöl Üniversitesi

Tez savunma tarihi: 14.04.2023

Bu tez Hemşirelik Ana Bilim Dalı, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği


Tezli Yüksek Lisans Programında, Yüksek Lisans Tezi olması için gerekli şartları
yerine getirmektedir.

Prof. Dr. Müesser ÖZCAN


Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü
4

YAYIMLAMA VE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BEYANI

Tezin kendi orijinal çalışmam olduğunu, başkalarının haklarını ihlal etmediğimi


ve tezimin tek yetkili sahibi olduğumu beyan ve taahhüt ederim. Tezimde yer alan telif
hakkı bulunan metinleri sahiplerinden yazılı izin alarak kullandığımı ve istenildiğinde
suretlerini Üniversiteye teslim etmeyi taahhüt ederim.

Enstitü tarafından onaylanan lisansüstü tezimin tamamını veya herhangi bir


kısmını, basılı (kâğıt) ve elektronik formatta arşivleme ve aşağıda verilen koşullarla
kullanıma açma iznini Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesine verdiğimi bildiririm. Bu
izinle Üniversiteye verilen kullanım hakları dışındaki tüm fikri mülkiyet haklarım bende
kalacak, tezimin tamamının ya da bir bölümünün gelecekteki çalışmalarda (makale,
kitap, lisans ve patent vb.) kullanım hakları bana ait olacaktır.

Yükseköğretim Kurulu tarafından yayınlanan “Lisansüstü Tezlerin Elektronik


Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge”
kapsamında tezim aşağıda belirtilen koşullar haricinde YÖK Ulusal Tez Merkezi /
MSKÜ Açık Erişim Sisteminde erişime açılabilir.

Tezimle ilgili patent başvurusu yapılacağından veya patent alma süreci


devam ettiğinden Enstitü Yönetim Kurulu kararı ile tezimin mezuniyet
tarihimden itibaren 2 yıl erişime açılmasının ertelenmesini talep ediyorum.
✘ Tezimde yeni teknik, materyal ve metotlar kullanıldığından ve henüz
makaleye dönüşmemiş olduğundan Enstitü Yönetim Kurul kararı ile mezuniyet
tarihimden itibaren 6 ay tezimin erişime açılmasının ertelenmesini talep
ediyorum.

14.04.2023
(İmza)
Merve SELBES
iii

ETİK BEYAN

Yüksek lisans tezi olarak sunduğum “Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde


Görev Yapan Sağlık Çalışanlarının Yenidoğan Ağrısına Yönelik Bilgi Düzeyleri,
Uyguladıkları Girişimler Ve Tutumlarının Değerlendirilmesi” isimli çalışmada tezin
planlanmasından yazımına kadar tüm süreçlerde etik ilkelere bağlı kaldığımı, tezime
ilişkin bilgi ve belgeleri akademik ve bilimsel etik kurallar çerçevesinde elde ettiğimi,
kullandığım verilerde herhangi bir tahrifat yapmadığımı, tezimde kullandığım tüm
görsel ve yazılı materyallerin kaynağını gösterdiğimi, yararlandığım eserlerin tümünün
kaynaklar bölümünde yer aldığını, tezimin Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sağlık
Bilimleri Enstitüsü tez yazım kılavuzuna göre yazıldığını beyan ederim.

14.04.2023
(İmza)
Merve SELBES
6

TEŞEKKÜR

Tüm çalışma süresi boyunda bana yol gösteren, destek olan, zamanını ve
bilgisini esirgemeyen, sadece bilimsel değil insani olarak da çok şey öğrendiğim,
öğrencisi olduğum için kendimi her zaman şanslı hissedeceğim değerli tez danışmanın
Sayın Doç. Dr. Gülay Manav hocama,

Yüksek lisans eğitimim boyunca beni destekleyen ve tüm süreç boyunca


yanımda olan sevgili aileme,

Çalışmanın yürütülmesi için yardımlarını esirgemeyen Prof. Dr. Cemil


Taşçıoğlu Şehir Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde bulunan ekip
arkadaşlarıma,

Sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE GÖREV YAPAN SAĞLIK


ÇALIŞANLARININ YENİDOĞAN AĞRISINA YÖNELİK BİLGİ DÜZEYLERİ,
UYGULADIKLARI GİRİŞİMLER VE TUTUMLARININ
DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZET

Bu araştırmada ile yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde görev yapan sağlık


çalışanlarının yenidoğanın yaşadığı ağrı ile ilgili bilgi düzeylerinin, tutumlarının
değerlendirilmesi aynı zamanda ünitelerde uygulanan girişimlerle ilgili çalışanların
tutumlarının belirlenmesi hedeflendi. Araştırmamız karşılaştırmalı tanımlayıcı bir
çalışma olup İstanbul ilinde bulunan yenidoğan yoğun bakım ünitesine sahip 3
hastanede gerçekleştirildi. Bu kuruluşlarda bulunan yenidoğan yoğun bakım ünitesinde
çalışan sağlık çalışanları araştırmaya dahil edildi. Araştırmada Sağlık Çalışanlarının
Yenidoğan Ağrısına Yönelik Bilgi Düzeyleri ve Uyguladıkları Girişimleri
Değerlendirme Anketi ve Tanımlayıcı Bilgi Formu kullanılmıştır. Sağlık Çalışanlarının
Yenidoğan Ağrısına Yönelik Bilgi Düzeyleri ve Uyguladıkları Girişimleri
Değerlendirme Anketi’nin oluşturulmasında kapsam geçerliği analizleri kullanılmıştır.
7

Elde edilen veriler uygun istatistiksel yöntemler ile değerlendirilmiştir. Çalışmaya üç


hastaneden toplam 158 sağlık çalışanı katılmıştır. Katılımcıların yaş ortalaması
26.95±2.37 olarak hesaplanmıştır. Araştırmaya katılan katılımcıların %92.4’ü kadın,
%7.6’sı erkek olduğu tespit edilmiştir. Toplam bilgi puanı ortalaması 6.4±1.0 olarak
hesaplanmıştır. Çalışanların çocuk sahibi olma ve çalışma yılı ile bilgi puanları arasında
anlamlı ilişki bulunmamıştır. Listelenen prosedürlerde “lomber ponksiyon” en ağrılı
işlem iken “topuktan kan almak” daha az ağrılı bir işlem olarak saptanmıştır.
Yendioğanda analjezi kullanmama nedenleri arasında analjezi kullanılmaması
gerektiğine inanma cevaı ön plana çıkmıştır. Ünitelerde görev yapan sağlık çalışanları
yenidoğın ağrısını belirlemek için kan basıncında yükselme, taşikardi ve hiperglisemi
gibi fizyolojik değişimleri kullanmaktadır. Felçli yenidoğanda ağrı değerlendirmesinde
de avuç içi terlemesi, hiperglisemi, aajitasyon ve hipertermi cevapları ön planda
bulunmuştur. Sonuçlar doğrultusunda ünitelerde görev yapan sağlık çalışanlarının
hizmet içi eğitim konularının yenidoğan ağrısı ve ağrı yönetimi konusu eklenmesi
önerilmiştir.

Anahtar Kelimeler: yenidoğan, ağrı, sağlık çalışanı, bilgi düzeyi, tutum

THE EVALUATION OF THE KNOWLEDGE LEVELS, THE INITIATIVES


AND THE ATTITUDES OF THE HEALTH PROFESSIONALS WORKING IN
THE NEWBORN INTENSIVE CARE UNIT REGARDING NEWBORN PAIN

ABSTRACT

In this study, it was aimed to evaluate the knowledge levels, attitudes of the healthcare
professionals working in the neonatal intensive care units about the pain experienced by
the newborn, as well as to determine the attitudes of the employees about the
interventions applied in the units. Our research is a comparative descriptive study, was
carried out in 3 hospitals with neonatal intensive care units in Istanbul. Health workers
working in the neonatal intensive care unit in these institutions were included in the
study. In the study, the Questionnaire and Descriptive Information Form were used for
the Evaluation of the Knowledge Levels of the Health Care Professionals on Neonatal
Pain and the Interventions They Applied. Content validity analyzes were used in the
creation of the Questionnaire for Evaluating the Knowledge Levels of Health Care
8

Professionals for Neonatal Pain and Their Interventions. The final form of the preform
was created with the pre-application and test-retest applications. The obtained data were
evaluated with appropriate statistical methods. A total of 158 healthcare professionals
from three hospitals participated in the study. The mean age of the participants was
calculated as 26.95±2.37. It was determined that 92.4% of the participants participating
in the research were female and 7.6% were male. The mean total knowledge score was
calculated as 6.4±1.0. There was no significant relationship between the employees'
having children and working years and their knowledge scores. Of the listed procedures,
“lumbar puncture” was the most painful procedure, while “heel bloodletting” was the
less painful procedure. Among the reasons for not using analgesia in newborns, the
answer to believing that analgesia should not be used came to the fore. Health workers
working in the units use physiological changes such as elevation in blood pressure,
tachycardia, hyperglycemia to determine newborn pain. Palm sweating, hyperglycemia,
agitation, hyperthermia responses were also found to be prominent in pain assessment in
paralyzed newborns. In line with the results, it was suggested to add neonatal pain and
pain management to the in-service training topics of the health workers working in the
units.

Keywords: newborn, pain, healthcare worker, level of knowledge, attitude

İÇİNDEKİLER

TEZ ONAYI…………………………………………………………………………… i
ETİK BEYAN………………………..…………………………………………………ii
TEŞEKKÜR……………………………………………………………………………iii
ÖZET…………………………………………………………...................................... iv
ABSTRACT…………………………………………………........................................ v
İÇİNDEKİLER..............................................................................................................vii
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ…………………………………………ix
ŞEKİLLER VE RESİMLER DİZİNİ………………………...................................... x
TABLOLAR DİZİNİ………………............................................................................ xi
1. GİRİŞ…………………............................................................................................... 1
2. GENEL BİLGİLER…………………………………………………………………
6
2.1.Yenidoğanda Ağrı...……………………………………………………………...…..6
9

2.2.Yenidoğanda Ağrı Belirti ve Bulguları………………………………………..…….8


2.3.Yenidoğanda Ağrının Tanımlanması ve Ölçülmesi………………………..............10
2.3.1.NIPS yenidoğan ağrı ölçeği………………………………………………11
2.3.2.ALPS-NEO yenidoğan ağrı ve stres değerlendirme ölçeği………………11
2.3.3.FLACC yenidoğanın postoperatif davranışsal ağrı tanılama skalası……..12
2.3.4.N-PASS neonatal ağrı, ajitasyon ve sedasyon ölçeği…………………….13
2.3.5.EDIN yenidoğan ağrı ve rahatsızlık ölçeği…………………………........13
2.3.6.PIPP skalası………………………………………………………………14
2.4.Yenidoğanda Sık Uygulanan Ağrılı Girişimler…………………………………….14
2.5.Yenidoğan Hemşire-Ebelerinde Ağrı Bilgi Düzeyi………………………..............14
2.6.Yenidoğanda Ağrı Yönetimi……………………………………………………….15
2.6.1.Farmakolojik yöntemler………………………………………………….16
2.6.2.Non-Farmakolojik yöntemler……………………………………..17
3.YÖNTEM……………………………………………………………………………21
3.1.Araştırma Modeli………………………………………………………………..21
3.2.Araştırma Evren ve Örneklemi……………………………………………….…21
3.3.Veri Toplama Araçları….……………………………………………………….23
3.4.Veri Toplama Süreci….…………………………………………………………24
3.5.Deneysel
Kurgu………………………………………………………………….26
3.6.İstatistiksel Analiz…..…………………………………………………………...26
3.7.Etik Onay…..……………………………………………………………………27
3.8.Araştırmanın
Sınırlılıkları………………………………………………………………………….27
4.BULGULAR………………………………………………………………………...28
5.TARTIŞMA………………………………………………………………………….44
6.SONUÇLAR VE ÖNERİLER……………………………………………………...47
6.1.Sonuçlar….……………………………………………………………………...47
6.2.Öneriler…..……………………………………………………………………...47
KAYNAKLAR………………………………………………………………………...48
EKLER………………………………………………………………………………...56
Ek 1: ETİK KURULONAYI……..…………………………………………………56
Ek 2: KURUM İZİN ONAYI…….…………………………………………………57
Ek 3: FORMLAR (VERİ/ KAYIT FORMLARI/ ANKET FORMLARI)…… ……59
Ek 4: ÖZGEÇMİŞ……..……………………………………………………………65
10

SİMGELER VE KISALTMA DİZİNİ

BPSN : Yenidoğan için Bernese Ağrı Skalası


CRIES : Crying, Requires Oxygen Saturation, Increased Vital Signs,
Expression, Sleeplessness
EDIN : Yendioğan Ağrı ve Rahatsızlık Ölçeği
FLACC : Yenidoğan Postoperatif Davranışsal Ağrı Tanılama Skalası
IASP : International Association fort he Study of Pain
KGİ : Kapsam Geçerlik İndeksi
KGO : Kapsam Geçerlik Ölçütü
LP : Lomber Ponksiyon
NFCS : Yenidoğan Yüz Kodlama Sistemi
11

NIPS : Yenidoğan Infant Ağrı Skalası


N-PASS : Yenidoğan Ağrı, Ajitasyon, Sedasyon Ölçeği
PAT : Ağrı Değerlendirme Aracı
PIPP : Prematüre Bebek Ağrı Profili
ROP : Prematüre Retinopatisi
SPSS : Statistical Package for the Social Sciences
TND : Türk Neonatoloji Derneği
YYBÜ : Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi
12

ŞEKİLLER VE RESİMLER DİZİNİ

Şekil 2.1. Yenidoğan bebeklerde ağrı belirtileri……………………………………9

Şekil 4.1. Yenidoğanda analjezi kullanmamanın en sık nedenleri………………..29

Şekil 4.2. Yenidoğanda ağrı, stres durumunu tanımlamak için kullanılan


semptomlar…………………………………………………………………………..30

Şekil 4.3. Felçli yenidoğanda ağrı değerlendirmesi………………………………..31

Şekil 4.4. Ünitelerde ağrı kesici olarak kullanılan farmakolojik ajanlar………...32

Şekil 4.5. Yenidoğanda sükroz kullanmama nedenleri……………………………33


13

TABLOLAR DİZİNİ

Tablo 2.1. NIPS Yenidoğan Ağrı Ölçeği……………………………………………..10

Tablo 2.2. ALPS-NEO Yenidoğan Ağrı ve Stres Değerlendirme Ölçeği…………..11

Tablo 2.3. FLACC Yenidoğanın Postoperatif Davranışsal Ağrı Tanılama


Skalası………………………………………………………………………………….12

Tablo 3.1. Araştırma Evrenine Dahil Edilen Hastaneler, Personel Sayısı ve YYBÜ
Düzeyleri……………………………………………………………………………….21

Tablo 3.2. Araştırmanın Uygulandığı Hastaneler, Personel Sayısı ve Örnekleme


Dahil Edilen Sağlık Personeli Sayısı…………………………………………………22

Tablo 3.3. Sağlık Çalışanlarının Yenidoğan Ağrısına Yönelik Bilgi Düzeyleri ve


Uyguladıkları Girişimleri Değerlendirme Aracı Ön Formuna ait KGO ve KGİ
değerleri……………………………………………………………………………….25

Tablo 4.1. Katılımcıların demografik özellikleri dağılımı……………………….....28

Tablo 4.2. Çalışanların yenidoğan ağrısına yönelik bilgiyi değerlendiren soruların


yanıtları……………………………………….……...………………………………..34

Tablo 4.3. Çalışanların yenidoğan ağrısına yönelik bilgi puan ortalamalarının


sosyo-demografik ve çalışma özellikleri ile karşılaştırılması………………………35

Tablo 4.4. Yenidoğan gruplarının ağrı algılama düzeylerinin değerlendirilmesi...36

Tablo 4.5. Uygulanan girişimlerin ağrı derecelerinin karşılaştırılması…………...36

Tablo 4.6. Yenidoğanın haftasına göre ağrılı prosedürlere verdikleri tepkilerin


yetişkinlere göre karşılaştırılması……………………………………………………37

Tablo 4.7. Uygulanan girişimler ile servislerde kullanılan analjezi ve konfor


önlemlerinin sıklığının değerlendirilmesi……………………………………………38

Tablo 4.8. Uygulanan girişimlerde sağlık çalışanlarının analjezi ve konfor


önlemlerinin hangi sıklıkla uygulanması gerektiğini düşündüğü durumların
değerlendirilmesi……………………………………………………………………...41

Tablo 4.9. Ünitelerin yönetimi ve eğitim ile ilgili soruların değerlendirilmesi……44


1

1.GİRİŞ

Uluslararası Ağrı Çalışmaları Derneği’ne göre ağrı, “gerçek ya da potansiyel


doku hasarıyla ilişkili hoş olmayan bir duyusal ve duygusal deneyim” olarak
tanımlanmaktadır (Williams ve Manias, 2007). Ağrı beşinci yaşamsal belirti olarak
tanımlanır ve sağlık uzmanlarının hastalara bakarken onları izlemesini ve yönetmesini
belirtir (Sadeghi, Mohammadi, Shamshiri, Bagherzadeh ve Hossinkhani,
2013). Yenidoğanlarla ağrıya ilişkin yapılan bilimsel araştırmalar son yıllarda giderek
artmaktadır. Ayrıca yenidoğanların ağrılı uyaranları tespit edebildiği, işleyebildiği ve
bunlara yanıt verebildiği iyi bilinmektedir (Perry, Tan, Chen, Weidig, Xu, Cong. 2018).

Ağrılı uyaranların algılanmasının anatomik ve fizyolojik kaynağı, ileri derece


prematüreler de bile mevcuttur. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde tedavi gören
bebekler, genellikle uzun süreler boyunca sıklıkla ağrı hissederler (Bartocci, Bergqvist,
Lagercrantz ve Anand, 2006). Ağrı, en iyi ağrı yönetimi uygulamasını kolaylaştırmak
için rutin olarak izlenmeli, değerlendirilmeli, belgelenmeli ve iletilmelidir (Herr, Coyne,
Key, Manworren, McCaffery, Merkel, Pelosi-Kelly, Wild, 2006). Hemşirelerin doğru
ağrı değerlendirmesi, optimal ağrı yönetiminin temel taşıdır.

Ağrıyı değerlendirmenin birincil kaynağı mümkün olduğunda kişinin kendi ifade


etmesidir (Alakan, Ünel, 2017). Bu nedenle gerçekten ağrısını ifade edemeyip
bildiremeyecek olan hastalarla bu durumu ifade etmek istemeyenler iyi ayırt edilmelidir.
(Aslan Eti, 2002). Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde (YYBÜ) ağrı
değerlendirmesinin karmaşıklıkları, prematüre bebeklerin ağrıyı kendi kendine
bildirememesi ile daha da artmaktadır (Capolingua, Gill, 2018).
2

IASP tanımı ayrıca ağrının her zaman subjektif olduğunu ve erken yaşamdaki
yaralanmayla ilgili deneyim yoluyla öğrenildiğini belirtir. Bu tanım, kendi kendine
bildirimde bulunamayan ve daha önce yaralanma deneyimi olmayan yenidoğanlar
düşünüldüğünde sorunludur. Bu nedenle Vincent (2005) tarafından “ağrı algısının, doku
hasarı için bir sinyal sistemi olarak hizmet etmek üzere gelişimin erken dönemlerinde
ortaya çıkan doğal bir yaşam kalitesi olduğu” şeklinde yeni bir tanım önerilmiştir (Van
Hulle Vincent, 2005).

Yenidoğanlarda tedavi edilmeyen ve kronik ağrı, kısa sürede iyileşmeyi


geciktirebilir, yara iyileşmesini geciktirebilir, hareket kabiliyetini bozabilir, uyku
bozukluklarına neden olabilir, böylece hastanede kalış süresini artırabilir ve uzun
vadede davranış ve bilişsel bozukluklara, gelişimsel gerilemeye ve ağrı algısına bağlı
olarak sinir sisteminin gelişimini ve olgunlaşmasını değiştirir (Nimbalkar, Dongara,
Phatak, Nimbalkar M, 2014).

Genellikle YYBÜ’de bakımı yapılan bu savunmasız bebekler, bakımlarının


bir parçası olarak çok sayıda invaziv prosedüre tabi tutulur ve hastanede kaldıkları süre
boyunca günde ortalama 10 ila 16 ağrılı prosedür deneyimlenir (Carbajal, Rousset,
Danan, Coquery, Nolent, Ducrocq, Breart, 2008; Evans, McCartney, Lawhon,
Galloway, 2005; Lago, Guadagni, Merazzi, Ancora, Bellieni, Cavazza, 2005).
Yenidoğanlar ayrıca, yetişkinlere göre% 30-50 daha düşük ağrı eşiğine ve daha yüksek
seviyeli sinir merkezlerindeki olgunlaşmamış azalan inhibisyon işlevlerinden dolayı
büyük çocuklardan daha düşük ağrı toleransına sahip olabilirler (Fitzgerald, 2005;
Slater, Fabrizi, Worley, Meek, Boyd, Fitzgerald, 2010). Erken dönem bebeklerde ağrılı
uyaranlara erken ve uzun süre maruz kalma kalıcı değişikliklere neden olur. Örneğin
bağışıklık sistemi baskılanır, kafa içi basıncı ve kardiyak aritmi artar (Gitto, Pellogrino,
Manfrida, Aversa, Trimarchi, Barberi, Reiter, 2012; Ayazi, Bazzi, Vashani Behnam,
Reyhai, Boskabadi 2017). Bebekte aşırı ve uzun süreli ağrı, beyin yapısı da dahil olmak
üzere tüm ana organ sistemlerinde olumsuz fizyolojik etkilere neden olur, hayatı tehdit
edici olabilir ve uzun süreli kümülatif sonuçları olabilir.

Yenidoğanlarda ağrının yan etkiler arasında azalmış ağrı eşikleri ve ağrıya aşırı
duyarlılık yer alır. Anında zararlı etkiler olarak artmış kalp hızı ve kan basıncı, kalp hızı
değişkenliğinde azalma, desatürasyon ve taşipne gibi ciddi komplikasyonların
3

insidansını artma görülür (Chen, Tong, Xue, Cheng, Li, 2020). Uzun süren zararlı
sonuçlar, değişen ağrı duyarlılığından kalıcı nöroanatomik, davranışsal ve duygusal
değişikliklere ve hatta öğrenme güçlüklerine kadar değişir (Batton, Barrington ve
Wallmann, 2006; Mitchell ve Boss, 2002). Ayrıca, daha yüksek ağrılı ve invaziv
prosedürlerin sıklığı, ağrının abartılı veya zayıflatılmış tepkisine yol açabilir (Agarwal,
Gupta, Chaudhary, Upadhyay ve Dubey, 2019).

Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde yatışı olan bebeklerin ünitelerde


karşılaşmış oldukları ağrılı girişimler arasında; topuk delinmesi, venöz ve arteriyel
damar girişimleri, perkutanöz santral venöz kateter takılması, intramuskuler ve subkutan
enjeksiyonlar, nazogastrik sonda takılması, postural drenaj, sünnet, idrar sondası
takılması, trakeal entübasyon, endotrakeal aspirasyon, lomber ponksiyon (LP), göğüs
tüpü takılması ve çekilmesi, pansuman değişimi, dikişlerin alınması, prematüre
retinopatisi (ROP) muayenesi, lazer tedavisi gibi tıbbi yaklaşımlar ve girişiler sayılabilir
(Yiğit, Ecevit, Köroğlu, 2018).

Yoğun bakım ünitelerinde bakım alan yenidoğanlar, sağlık hizmeti sağlayıcıları


tarafından yürütülen araştırmalar ve / veya tedaviler nedeniyle ağrı yaşama olasılıkları
yüksektir. Yenidoğanlar, acılarını dile getiremedikleri için savunmasız bir topluluktur.
Adlandırılmamış ve yanlış yönetilen ağrı sadece çocuğun rahatını etkilemekle kalmaz,
aynı zamanda çocuğun hayatının sonraki bir bölümünde gelişimini ve bilişsel
yeteneklerini de değiştirebilir. Bu nedenle, neonatal ağrıyı doğru bir şekilde
değerlendirmek ve yönetmek tamamen bakım vericinin sorumluluğundadır. Neonatal
ağrıyı değerlendirmek için bu nedenle çeşitli değerlendirme araçları kullanılmaktadır.

Bu amaçla Türkiye’de çalışmalarında kullanılan ölçekler incelendiğinde;

Bayraktar (2012) tarafında Yenidoğan Ağrı ve Rahatsızlık Ölçeği (EDİN)


Türkçe diline çevrilmiştir. EDİN ölçeği ile gözleme dayalı olarak yenidoğanların kronik
ağrısı değerlendirilmektedir. EDIN ölçeği ile kronik ağrı 5 alt grup ile
değerlendirilmektedir. Bu 5 alt boyut ise vücut hareketleri, uyku kalitesi, yüz ifadeleri,
hemşire ile iletişimin kalitesi ve bebeğin sakinleştirilebilme durumunu içerir.
Yenidoğan Konfor ve Davranış Ölçeği’ nin ise Kahraman, Başbakkal ve Yalaz
tarafından Türkçe geçerlik, güvenirliği yapılmıştır. Ölçek ile yoğun bakım ünitelerinde
4

izlenen yenidoğanların konfor, sedasyon gereksinimini ve ağrı, distres


değerlendirmesinde kullanılmak için geliştirilmiş likert türü bir ölçektir (Kahraman,
Başbakkal, Yalaz, 2014).

Ceylan ve Bolışık tarafından ise ALPS-NEO Yenidoğan Ağrı Stres


Değerlendirme Ölçeği’ nin Türkçe geçerlik güvenirliği çalışılmıştır. 3’lü likert tipi bir
ölçektir ve ölçümler gözlem yolu ile yapılır (Ceylan, Bolışık, 2017).

Ölçeklerin yanı sıra yenidoğanın ağrısını değerlendirmek için sağlık


kuruluşlarında da belli başlı skalalar kullanılmaktadır. Bu skalalar;
 Premature Infant Pain Profile (PIPP),
 Crying, Requires Oxygen Saturation, Increased Vital Signs, Expression,
Sleeplessness (CRIES),
 Neonatal Infant Pain Scale (NIPS),
 Neonatal Pain Agitation and Sedation Scale (N-PASS),
 Neonatal Facing Coding System (NFCS),
 Pain Assessment Tool (PAT),
 Scale for Use in Newborns (SUN),
 Neonatal Pain and Discomfort Scale,(EDIN)
 Bernese Pain Scale for Neonates (BPSN) şeklinde sıralanabilmektedir.

Literatürde yenidoğana yönelik ağrı düzeyini belirleyen çalışmalara ulaşılırken


araştırmacı tarafından yenidoğan servisinde çalışan sağlık çalışanlarının bilgi ve
tutumlarına ilişkin çalışmalara az sayıda ulaşılmıştır. Bu araştırmada ise yenidoğan
yoğun bakım ünitelerinde görev yapan sağlık çalışanlarının yenidoğanın yaşadığı ağrı
ile ilgili bilgi düzeylerinin, tutumlarının değerlendirilmesi aynı zamanda ünitelerde
uygulanan girişimlerle ilgili çalışanların tutumlarının belirlenmesi hedeflenmiştir.

Araştırma Soruları

1. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde görev yapan sağlık çalışanlarının


yenidoğanın yaşadığı ağrı hakkındaki bilgi düzeyi nedir?
5

2. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde görev yapan sağlık çalışanlarının


yenidoğanın yaşadığı ağrı hakkındaki tutumları nelerdir?
3. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde görev yapan sağlık çalışanlarının
yenidoğanın yaşadığı ağrı hakkındaki davranışları ne şekildedir?
6

2.GENEL BİLGİLER

2.1.Yenidoğanda Ağrı

Yenidoğan bebeklerin ağrı hissedebileceği ile ilgili ilk bilgiler 1612 yılında Felix
Wurtz’un ‘‘The Children’s Book’’ isimli kitabında belirtilmiştir. Fakat 19. yüzyılın son
zamanları ve 20. yüzyılın ilk yarısı içerisinde yenidoğanların nöroanatomik,
nöroendokrin gelişimlerinin tamamlanmadığı düşüncesi ile ağrı hissetmediklerine
inanılmıştır. Yenidoğan ağrısı ile ilgili 1920-1980 yılları arasında az sayıda çalışma
yapılmıştır. 1930’lu yıllarda ise bebeklerin ağrıyı algılama hissi olmayacağı fikri
desteklenmiştir. Yine bu yıllarda yenidoğan bebeklerin geçmişte ağrı ile ilgili
tecrübeleri olmadığı için yetişkinlerde olduğu gibi ağrıyla ilgili yorum yapamadıkları
düşünülmüştür (Yiğit, Ecevit, Köroğlu, 2018). Bu dönemlerden sonra yapılan
araştırmalarda ağrının iletimi için miyelinizasyona ihtiyaç olmadığı, yenidoğanların
ağrıyı algıladıkları, hatırladıkları kanıtlanmıştır. Günümüzde ise ağrı iletimi ve
anatomik yapının gelişimi fetüsün 18. haftasından itibaren başladığı, doğumdan sonrada
ilk aylara kadar devam ettiği bilinmektedir (Deniz, 2019). Yenidoğan bebeklerin, ağrıya
yanıt olarak kortizol ve katekolaminleri serbest bırakan iyi gelişmiş endokrin sistemi
vardır. Bu durumda ağrıya yanıtı objektif olarak değerlendirmeyi mümkün kılan
biyokimyasal ve fizyolojik değişikliklerle sonuçlanır. Bu faktörlerin bebeklerin ağrıyı
yaşlılara göre daha şiddetli hissetmesine neden olduğuna inanılmaktadır (Mathew ve
Mathew, 2003). Daha büyük çocuklar ve ergenler nasıl acı çekiyorsa, yeni doğan
bebekler de ağrıyı deneyimler ancak klinisyenlerin yenidoğanları değerlendirme ve
yönetme konusundaki beceri ve yaklaşımı tartışmalıdır (Carbajal, Rousset, Danan ve
ark. 2008). Özellikle prematüre yenidoğanlar, olgunlaşmamış ağrı mekanizmaları
nedeni ile ağrıya karşı daha duyarlıdır (Akcan, Polat, 2017).

Yenidoğan bebekler ağrıya fizyolojik, davranışsal, metabolik ve hormonal


tepkiler verirler. Ayrıca nörolojik ve davranışsal gelişim üzerindeki olumsuz etkiler de
dahil olmak üzere uzun vadeli etkiler yaşarlar. Bunun nedeni, ağrı deneyiminin
nörolojik olgunlaşmanın kritik bir döneminde ortaya çıkmasıdır (Witt, Coynor,
Edwards, Bradshaw, 2016). Birden fazla kanıt dizisi, tekrarlanan ve uzun süreli ağrıya
7

maruz kalmanın, sonraki ağrı sürecini, uzun vadeli gelişimini ve davranışını


değiştirdiğini göstermektedir. Bu nedenle, yenidoğanlarda ağrıyı önlemek veya tedavi
etmek önemlidir (Carbajal, Rousset, Danan ve ark. 2008).

Yenidoğanlara uygulanan girişimler sonucunda ortaya çıkan ağrı, fizyolojik


dengesizlik ve davranışsal strese sebep olur. Yenidoğan döneminde ağrı önlenmez veya
etkili önlemler ile hafifletilmez/yok edilmez ise yaşamın ilerleyen dönemlerinde
nörolojik, davranışsal bozukluklara neden olabilir (Akcan ve Polat, 2017). Türk
Neonatoloji Derneği’nin (2016) açıklamasına göre yaşanan kronik ağrının yenidoğan
grupları için kesin bir tanımı bulunmamaktadır. Ayrıca yenidoğanda kronik ağrı
gelişimi için ne kadar akut ağrılı işlem uygulanmasına dair somut verilerde
bulunmamaktadır. Bu konu ile ilgili 2014 yılında Delphi tekniği ile yapılan çalışmada,
çocuklar veya erişkinler için kronik ağrı tanımlamasında 3-6 aylık zaman dilimi
belirtilmiştir. Fakat yenidoğanlar için böyle bir zaman dilimi açıklanamamıştır. Ancak
yenidoğan yoğun bakım ünitesinde uzun süre izlenen her bebekte kronik ağrı yaşama
olasılığı için riskli bulunmuştur. İtalya Neonatoloji Derneği’ de analjezi alan, invaziv
girişimde bulunulan yenidoğanlar için ağrı yanıtının 5. vital bulgu olarak
değerlendirilmesinin ağrı konusunda farkındalık yaratılabileceğini belirtmiştir (Yiğit,
Ecevit, Köroğlu, 2018).

2.1.1.Yenidoğanda Ağrıyı Etkileyen Faktörler

Yenidoğan bebeğin ağrı deneyimini etkilemekte olan birçok faktör


bulunmaktadır. Bu faktörler arasında
 Gebelik yaşı
 Doğum şekli
 Cinsiyet
 Uyku/uyanıklık durumu
 Ağrılı uyarının tipi/süresi
 Yenidoğan bebeğin genel sağlık durumu
 Hastalık süreci
 Geçmiş deneyimleri
8

 Bireysel farklılıklar bulunmaktadır (Akyürek, 2003; Carpentier, Moreau,


Thomas-Soriot, Tourneux, 2018).

Yenidoğan bebeklerin ağrıyı intrauterin dönemdeki ikinci trimesterdan itibaren


hissetmeye başladıkları bilinmektedir (Yiğit, Ecevit, Köroğlu, 2018; Güney, 2017). Bu
durum ile birlikte yendioağn yoğun bakım ünitesinde bakımı yapılan bu savunmasız
bebekler, bakımlarının bir parçası olarak çok sayıda invaziv prosedüre tabi tutulur ve
hastanede kaldıkları süre boyunca günde ortalama 10 ila 16 ağrılı prosedür deneyimlenir
(Carbajal ve ark., 2008; Evans, McCartney, Lawhon, Galloway, 2005; Lago, Guadagni,
Merazzi, Ancora, Bellieni, Cavazza, 2005). Bu ünitelerde bulunan yenidoğan bebeklerin
en sık karşılaştığı ağrılı girişimler;
 Topuktan kan almak
 Arteriyel/ venöz damar girişimleri
 Nazogastrik/orogastrik sonda takmak
 İdrar sondası takmak
 Trakeal entübasyon
 Endotrakeal aspirasyon
 Göğüs tüpü takmak
 Prematüre retinopatisi muayenesi gibi işlemler şeklinde
sıralanabilmektedir (Akuma, Jordan, 2011; Yiğit, Ecevit, Köroğlu, 2018; William,
Lascelles, 2020).

2.2.Yenidoğanda Ağrı Belirti ve Bulguları

Türk Neonatoloji Derneği (2016)’ne göre yenidoğanın ağrıya vermiş olduğu


yanıtın uygun yöntemler ile değerlendirilmesiyle yapılan ağrı kontrolünün etkinliği
hakkında bilgiye ulaşılır. Bu durumun sonucunda yenidoğan uygun tedaviyi yönlendirir.
Böylece yetersiz, gereksiz tedaviden kaçınılmış olunmaktadır. Bu sebeple ağrı
değerlendirilmesi servis uygulamaların rutini olmalıdır. Kanada Pediatri Birliği ve
Amerikan Pediatri Akademisi yenidoğanın ağrı kontrolü kapsamında belirli zaman
aralıkları ve uygulanan ağrılı işlemlerin öncesi ve sonrasında yenidoğanın ağrı
değerlendirilmesi yapılmasını tavsiye edilmektedir.
9

Yenidoğanlarda ağrı tedavisindeki sorunlardan en önemlisi ağrıya verilen yanıtın


değerlendirilmesinin zorluğudur. Yenidoğanlar kendilerini sözle olarak ifade
edemedikleri için bu durum ağrı değerlendirmesinde başlıca sorunu oluşturur. Bu durum
ile birlikte term ve preterm yenidoğanlarda ağrılı girişimleri takiben fizyolojik,
davranışsal, hormonal ve metabolik değişikler gözlenir. Oluşan değişikliklerin
gözlemlenmesi ve değerlendirilmesiyle ağrının derecesi ve ağrı tedavisine yanıt
değerlendirilebilmektedir (Yiğit, Ecevit, Köroğlu, 2018). Ağrılı girişimler sonrası
yenidoğanda gözlenen fizyolojik değişiklikler arasında oksijen satürasyonunda düşme,
kalp hızında artış, solunum sayısında artış, intrakranial basınçta artış, kan basıncında
yükselme ve avuç içi terlemeleri sayılabilir. Belirtilen fizyolojik değişikliklere ek
olarakta solunum paterni, deri rengi ve pupil boyutlarında da ağrılı uyaranları takiben
değişiklikler olduğu bilinmektedir (Yiğit, Ecevit, Köroğlu, 2018).

Ağrı, canlı organizmada reaksiyonlara neden olur. Kaçınma (örneğin, bir kolun
ağrılı bir uyarandan aniden çekilmesi), saldırganlık (örneğin, stres hormonlarının
aracılık ettiği kas tonusu, kan basıncı ve kalp atış hızındaki artış veya duruş veya yüz
ifadelerindeki değişiklikler) ve alarm (örneğin, ağlama) bu tepkilerin bölünebileceği üç
ana kategoridir. Bu reaksiyonlar hem bulgulardan (bilinçli ifadeler) hem de belirtilerden
(ağrıya karşı bilinçsiz veya istemsiz reaksiyonlar) oluşur (Bellieni, 2012).

Davranışsal değişkenler, yenidoğanlarda ağrının önemli göstergeleri arasında


bulunmaktadır. Ağlama (süresi, şekli), yüz ifadeleri (kaşların çatılması, göz kısma,
nazolabial kırışıklık ve ağzın açılması), el-vücut hareketleri, kas tonusu, davranışsal
durum değişiklikleri yenidoğan bebeklerin ağrıya verdikleri davranışsal yanıtlar
arasında yer almaktadır. Prematürelerde de term yenidoğanlar gibi ağrı yanıtının bir
bölümünü davranışsal değişkenler oluşturmaktadır. Bununa birlikte yenidoğanın
gestasyonel haftası, mekanik ventilasyon durumu, sedasyon alma durumu, uyanıklık
süresi ve bebeğin gelişimi ağrı yanıtının davranışsal bölümünün belirlenmesinde önemli
rol oynamaktadır. Preterm bebeklerde gözlenen değişiklikler term bebekler ile paralel
olsa da daha silik olarak gerçekleşir (Yiğit, Ecevit, Köroğlu, 2018). Ekstremitelerin
hareketleri (yumruk veya ayak parmaklarının sıkılması) ağrının bir göstergesidir. Ancak
sadece vücut hareketlerine dayalı ağrı değerlendirmesi yanıltıcı olabilir. Bazı
yenidoğanlar şiddetli hipotonik ya da hiporeaktiftir, ancak yine de ağrı hissedebilirler.
Ani vücut hareketleri, stresli işlemler sırasında fetüste ağrının bir göstergesidir (Shapiro,
10

1993). Ağlamak bir acı belirtisi olsa da, açlık veya öfke gibi diğer uyaranlar tarafından
da üretilebilir. Bu nedenle ağrının tek göstergesi olarak kullanılması doğru olmaz.
Yenidoğanda kronik ağrı aşırı uykuya veya sinirliliğe neden olabilirken, ani bir uyanma
veya ağlama, akut ağrının göstergelerinden biridir (Bellieni, 2012). Şekil 2.1’de
Yenidoğanın ağrı yaşadığında verdiği davranışsal tepkiler verilmektedir.

Kaynak: Bellieni C V (2012). Pain assessment in human fetus and infants. The AAPS Journal.
14(3), 456–461. https://doi.org/10.1208/s12248-012-9354-5.

Şekil 2.1. Yenidoğan bebeklerde ağrı belirtileri

Tüm vücut: 1 ağlama, 2 taşikardi, 3 polipne, 4 el ve ayak hareketleri, 5


plantar/palmar terleme. Yüz: 6 kaş çıkıntısı, 7 gözleri sıkma, 8 nazolabial oluk, 9
açık ağız. Laboratuvar/monitör işaretleri: 10 kalp hızı, 11 oksijen doygunluğu, 12
kan basıncı, 13 adrenalin, kortizol, endorfin

2.3.Yenidoğanda Ağrının Tanımlanması ve Ölçülmesi

YYBÜ’ de ağrı konusunda sağlık çalışanlarının değerlendirme, uygulama,


yorumlama konusunda eğitim aldığı bilinmektedir. YYBÜ’de bulunan bebeklerin ağrı
değerlendirmesi gestasyon haftasına uygun yöntemlerle ölçülmelidir. Kronik ağrı
değerlendirmesi için 4-6 saatte bir, ağrılı girişimlerden önce ve sonra ağrı yanıtı
değerlendirmelidir. Ağrı tedavisi ise değerlendirme sonuçlarına uygun düzenlenmelidir
(Öksüz, 2019). Yenidoğanın ağrısının düzenli olarak değerlendirilmesi için sağlık
çalışanlarının kullandığı bazı değerlendirme araçları bulunmaktadır.

2.3.1. NIPS Yenidoğan Ağrı Ölçeği

NIPS, Lawrence, Alcock, McGrath, Kay, MacMurray, Dulberg tarafından 1993


yılında geliştirilmiş ve Akdovan (1999) tarafından Türkçe ’ye uyarlanması yapılmıştır.
Prematüre ve yenidoğanlar için geliştirilmiş bir ağrı değerlendirme ölçeğidir. İnvaziv
11

işlemlerde ağrıya yanıtı davranışsal olarak değerlendirmektedir. NIPS’de toplam puan 0


ile 7 arasında değişmektedir. 3’den yüksek puanlar ise ağrının varlığını göstermektedir
(Akdovan, 1999; Lawrence, Alcock, McGrath, Kay, MacMurray, Dulberg, 1993).

Tablo 2.1. NIPS Yenidoğan Ağrı Ölçeği

Kategoriler Puan
0 1 2
Yüz ifadesi Sakin yüz, doğal ifade Gergin yüz kasları, Yüzünü ekşitiyor,
kırışık alın ve çene inliyor
Ağlama Sessiz, ağlamıyor Hafif inilti, aralıklı Çığlık, yüksek sesli
ağlama sürekli ağlama
Solunum Şekli Her zamanki alışılmış Değişken, düzensiz, her
solunum zamankinden hızlı
solunum, iç çekme
Kollar Kas rijiditesi yok, Gergin, düz kollar, dert
sıklıkla gelişigüzel ve/veya hızlı
hareketler ekstansiyon, fleksiyon
Bacaklar Kas rijiditesi yok, Gergin, düz kollar, dert Tekmeleme,
sıklıkla gelişigüzel ve/veya hızlı bacaklarını çekme
hareketler ekstansiyon, fleksiyon
Uyanıklık Hali Sessiz, huzurlu, uyuyor Canlı, huzursuz ve Sürekli uyanık
ya da sakin sakinleştirilemeyen

Kaynak: Özçevik D, Ocakçı A F (2019). Yenidoğanda ağrı: değerlendirme, yönetim ve


hemşirenin rolü . Ankara Sağlık Hizmetleri Dergisi.

2.3.2.ALPS-NEO Yenidoğan Ağrı ve Stres Değerlendirme Ölçeği

ALPS-NEO “Yenidoğan Ağrı ve Stres Değerlendirme Ölçeği”, Lundqvist,


Kleberg, Edberg, Larsson, Hellstrom-Westas, Norman tarafından 2014’te prematüre ve
term yenidoğanlarda ağrı ve stresi değerlendirmek için geliştirilmiştir. Ölçeğin Ceylan
ve Bolışık tarafında Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılmıştır. Yenidoğanın
yüz ifadesi, solunum şekli, ekstremitelerin tonüsü, el-ayak aktiviteleri ve aktivite düzeyi
olmak üzere 5 maddeden oluşan 3’lü likert tipi bir ölçektir. Ölçümler gözlem yolu ile
yapılmaktadır. Ölçekten toplanan puan arttıkça stres, ağrı artmaktadır. Değerlendirme
sonucunda 3-5 puan hafif düzeyde ağrı ve stres varlığını, 5 puan üzeri ise ciddi düzeyde
ağrı ve stres varlığını göstermektedir (Ceylan, Bolışık, 2017; Lundqvist, Kleberg,
Edberg, Larsson, Hellstorm-Westas, Norman, 2014).
12

Tablo 2.2. ALPS-NEO Yenidoğan Ağrı ve Stres Değerlendirme Ölçeği

Kategoriler Puan
0 1 2
Yüz ifadesi Huzurlu Sıkıntılı yüz ifadesi Sıkıntılı yüz ifadesi
Biraz yüzünü Ağlayabilir
buruşturabilir Çene aşağı doğru sarkar
Solunum şekli Sakin çabasız solunum Solunumda hafif Zor solunum
zorlanma Hızlı solunum
Solunum ara ara durur Apneler
Ekstremitelerin Normal Değişken Gergin veya gevşek
tonusu
El/ayak aktivitesi Rahat Biraz yumruklarını Ellerini sıkınca yumruk
sıkar yapar
Elleri ile kavramaya El veya ayak
çalışabilir parmaklarını açar
Eller yüzündedir El ve ayaklar gevşektir
Aktivite düzeyi Uykuda sakin Ara sıra motor İnatçı motor
Uyanık sakin huzursuzluk huzursuzluk
Sakinleştirilemez

Kaynak: Şafak M (2021). Yenidoğanlarda topuk kanı alma işleminde uygulanan oral glikoz ve
ayak refleksolojisinin ağrı üzerine etkisinin değerlendirilmesi (Yüksek Lisans Tezi).

2.3.3.FLACC Yenidoğanın Postoperatif Davranışsal Ağrı Tanılama Skalası

Ölçek Merkel ve arkadaşları tarafından 1997 yılında geliştirilmiştir. 2 ay ve 7


yaş arası çocuklarda prosedurel, postoperatif ağrıların değerlendirilmesinde kullanılan
gözlemsel bir davranış ölçeğidir. Ölçeğin 2005 yılında Türkçe geçerlik, güvenirliği
Şenaylı ve arkadaşları tarafından “Yüz ifadesi, Bacak hareketleri, Aktivite, Ağlama,
Teselli edilebilirlik” (YBAAT) ağrı skalası olarak yapılmıştır. Yüz ifadesi, bacak
hareketleri, aktivite, ağlama ve teselli edilebilirlik olarak beş kategoride değerlendirme
yapılarak FLACC ağrı ölçek puanı elde edilmektedir. Ölçekte bulunan her bir kategori
için 0, 1 veya 2 puan verilerek en az 0 en fazla 10 toplam puana ulaşılmaktadır.
Ölçekten alınan puan arttıkça ağrı şiddeti yüksek, alınan puan azaldıkça da ağrı şiddeti
düşük olarak hesaplanmaktadır.

0 puan: rahat ve konforlu


3 puan: hafif rahatsız ya da hafif ağrı
4- 6 puan: orta derecede ağrı
13

7-10 puan: şiddetli rahatsızlık ya da ağrı ya da her ikisi (Merkel, Voepel-Lewis,


Malviya, 2002; Şenaylı, Özkan, Şenaylı, Bıçakçı, 2006).

Tablo 2.3. FLACC Yenidoğanın Postoperatif Davranışsal Ağrı Tanılama Skalası


Kategoriler Puan
0 1 2
Yüz ifadesi Özel bir ifade yok Hafif kaşlarını çatma, Yüzünü buruşturma,
yüzünü ekşitme dişlerini sıkma
Bacaklar Normal pozisyonda Gergin, rahatsız Sağa sola tekmeler
savurma
Hareketler Sakin Öne arkaya dönme, Yay gibi kıvrılma,
kıvranma silkinme
Ağlama Ağlama yok Sızlanma inleme Bağıra bağıra ağlama,
şeklinde ağlama çığlıklar atma
Avutma Rahat Sarılma veya Hiçbir şekilde
dokunmayla avutulamama
avutulabilme

Kaynak: Okyay R D, Ayoğlu H (2018). Çocuklarda postoperatif ağrı yönetimi. Pediatric


Practice and Research, 6(2), 16-25. https://doi.org/10.21765/pprjournal.414257

2.3.4.N-PASS Neonatal Ağrı, Ajitasyon ve Sedasyon Ölçeği

Bu ölçek Hummel ve arkadaşları tarafından 2003 yılında geliştirilmiş olup 2009


yılında revize edilmiştir. Term, prematüre bebeklerde akut ve devam eden ağrıyı
değerlendirmektedir. Ölçek ağlama, ekstremite/vücut gerginliği, yüz ifadesi,
huzursuzluk, yaşam bulguları ve davranış durumunu inceleyen 5 alt boyuttan
oluşmaktadır (Hummel, Puchalski, Creech, Weiss, 2008; Hummel, Lawlor-Klean,
Weiss 2010). Geçerlik ve güvenirliği yapılan ölçek doğumdan sonra 100. güne kadar
uygulanabilmektedir (Açıkgöz, Yıldız, Çiğdem, Baydemir, Akşit, Yarar, 2012).

2.3.5.EDIN Yenidoğan Ağrı ve Rahatsızlık Ölçeği

Debillion ve arkadaşları tarafından (2001) 25-36 gestasyon yaşları arasındaki


yenidoğanlarda kronik ağrıyı değerlendirmektedir. Ölçek 5 alt gruptan oluşmaktadır.
Her bir grup 4‟li likert tipinde olup toplam 20 maddeden oluşmaktadır. EDIN kronik
ağrıyı; yüz ifadeleri, vücut hareketleri, uyku kalitesi, hemşireyle iletişimin kalitesi ve
bebeğin sakinleştirilebilme durumunu içeren toplam beş alt grup ile ölçmektedir.
14

Ölçeğin Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çalışması Bayraktar tarafından 2011 yılında


yapılmıştır (Bayraktar 2012).

2.3.6.PIPP Skalası

Stevens ve arkadaşları tarafından geliştirilen PIPP ölçeği bebeğin ağrısını


değerlendirmek amacıyla gestasyon yaşı, davranışsal durum, en yüksek kalp atım sayısı
değeri, en düşük oksijen doygunluğu değeri, alın kırıştırma, gözleri kısma ve burun
kanatlarında genişleme gibi 7 alt grubu değerlendirmektedir. Her bölüm; 0, 1, 2 ve 3
olarak iyiden kötüye doğru puanlanmaktadır. Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışması
ise Akcan ve Yiğit tarafından yapılmıştır (Akcan, Yiğit, 2015).

2.4.Yenidoğanda Sık Uygulanan Ağrılı Girişimler

Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bulunan bebekler, bakımlarının bir parçası


olarak çok sayıda invaziv prosedüre tabi tutulur ve hastanede kaldıkları süre boyunca
günde ortalama 10 ila 16 ağrılı prosedüre maruz kalırlar (Carbajal ve ark. 2008; Evans
ve ark. 2005; Lago ve ark. 2005). Hermann ve arkadaşları tarafından yapılan çalışmada
yenidoğan yoğun bakım ünitesinde izlenen ve ağrıya maruz kalan prematüre ve term
bebeklerin uzun dönem izlemlerinde ağrıya hassasiyetlerinin değiştiği belirlenmiştir
(Hermann, Hohmeister, Demirakça, Zohsel, Flor, 2006). Yenidoğan bebeklerin
poliklinik ve yoğun bakım izlemlerinde en sık karşılaştıkları ağrılı uyaranlar;

 Topuğun delinmesi
 Venöz ve arteriyel damar girişimleri
 Arteriyel kateter uygulamaları
 Perkutanöz santral venöz kateter uygulaması
 İntramuskuler ve subkutan enjeksiyonlar
 Nazogastrik/ orogastrik sonda takılması
 Postural drenaj
 Sünnet
 İdrar sondası takılması
 Trakeal entübasyon
15

 Endotrakeal aspirasyon
 Lomber ponksiyon
 Göğüs tüpü takılması / çekilmesi
 Pansuman değişimi
 Dikişlerin alınması
 Prematüre retinopatisi (ROP) muayenesi gibi tıbbi yaklaşım ve girişimler
sayılabilir (Akuma, Jordan, 2011; Yiğit ve ark. 2018).

Yenidoğanda topuğun delinmesi, tecrübeli birinin venöz girişimine göre daha


ağrılı bir işlemdir. Lanset kullanarak topuk kanı alınması ve defalarca topuğun sıkılması
ağrı hissini arttırmaktadır. Yukarıdaki girişimler içerisinde ağrının en fazla hissedildiği
girişim olan endotrakeal aspirasyon işlemi zorunlu olmadıkça yapılmamalıdır (Yiğit ve
ark. 2018).

Yenidoğanda kronik ağrının bir tanımı bulunmamaktadır. 2014 yılında Delhi


tekniği ile yapılan bir çalışmada kronik ağrı için çocuk ve erişkinlerde tanımlanan 3-6
aylık zaman aralığı yenidoğanlar için belirlenememiştir ancak yenidoğan yoğun bakım
ünitesinde izlenen her bebek için yeterli ağrı kontrolü yapılmaması sebebiyle kronik
ağrı için risk oluşturduğu belirtilmiştir (Van, Anand, Kramer, Andriessen, 2014).

2.5.Yenidoğan Hemşire-Ebelerinde Ağrı Bilgi Düzeyi

Yenidoğanın yaşamış olduğu ağrı; davranışını, aile ile etkileşimini, beyin


gelişimini ve büyümesini olumsuz etkilemekte olup aynı zamanda bebeğin dış dünya ile
uyumunu geciktirebilmektedir (Eroğlu, Arslan, 2018).

Ağrı tedavisinde multidisipliner ekip yaklaşımı çok önemlidir. Multidisipliner


ekip yaklaşımında ise hemşire ve ebelerin rolü çok büyüktür. Yenidoğan ağrısının
değerlendirilmesinde hemşire ve ebelerin gözlemi büyük önem taşımaktadır. Bebek
yoğun bakımda yattığı sürede en yakın gözlem yapabilme imkanı olan kişi hemşire ve
16

ebelerdir (Güney, 2017). Hastalardaki ağrının bakım verenler tarafından nasıl


algılandığı konusunda birçok faktör rol oynamaktadır. Bakım verenlerin ağrı, hastaneye
yatış konusundaki bilgi, deneyim ve önceki deneyimleri gibi özellikleri ve
yenidoğanların olgunluk, hastalık durumu/etiyolojisi, uyku-uyanıklık döngüsü,
ebeveynlerin eğitimi, ağrıya karşı tutumları gibi özellikleri ağrının bakım verenler
tarafından algılanma biçiminde rol oynar. Yenidoğanın birincil bakıcıları hemşirelerdir.
Bu nedenle ağrının erken teşhisi için sağlık çalışanlarının yenidoğan ağrısı hakkındaki
bilgi ve tutumlarını anlamak önemlidir (Archana, Ashish, Ajay, Somashekhar, 2014).

Yenidoğanda ağrı yönetimdeki temel amaç çeşitli tıbbi girişimlere bağlı


yenidoğanın deneyimlemiş olduğu ağrıyı minimal düzeye indirmek ve ağrıyla baş
edebilmesini sağlamaktır (Özçevik, Ocakçı, 2019). Değerlendirilmemiş ya da yanlış
yönetilmiş bir ağrı sadece çocuğun rahatını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda çocuğun
yaşamının sonraki dönemlerinde gelişimini ve bilişsel yeteneklerini de değiştirebilir. Bu
nedenle yenidoğan ağrısını doğru bir şekilde değerlendirmek ve yönetmek tamamen
bakım vericinin sorumluluğundadır (Archana ve ark. 2014).

Hemşirelik uygulamalarının hastayı rahatlatma üstüne oluşturulması yoğun


bakımda çalışan hemşirelere büyük sorumluluk yüklemektedir (Eti Aslan, Karadağ
2007). Yenidoğan ağrı yönetiminde farmakolojik tedavi uygulama kararı doktorlarda
iken uygulanan tedavinin etkilerini, komplikasyonlarını gözlemleme sorumluluğu da
hemşirelerdedir. Ağrı tedavisinde hemşire ve ebeler tedaviyi uygulamalı, uygulanan
tedavinin sonucunu iyi takip etmelidir. Bu nedenle süreçte yenidoğanı gözlemlemek
büyük önem taşımaktadır (Eti Aslan, Badır 2005).

Hemşirelik bakımının kalitesi ünitelerde görev yapan hemşirelerin bilgi düzeyi,


eğitimi ve deneyimleri ile ilgilidir. YYBÜ’de bakımın amacı, yenidoğanın yaşamını en
iyi ve konforlu şekilde devam ettirme, ağrı ve stresin azaltılması, yenidoğanın gelişim
kapasitesinin izlenmesi ve aile bakımını içermelidir. Bu sebeple yenidoğan hemşiresinin
çalışma ortamında donanımlı ve bilgili olması, bebeklerin uzun vadede sağlıklı bir
yaşam sürmeleri için araştırmanın yeri çok önemlidir (Keskin, 2018). Yapılan
çalışmalarda bebeklik döneminde yaşanan ağrı duygusunun yaşamın ileriki
dönemlerinde ağrı yanıtının oluşmasında birçok etkisinin olduğu belirtilmiştir. Bu
sebeple ağrı yönetimi için yenidoğanların yaşamış oldukları ağrının etkin şekilde
17

tanımlanması önemlidir (Güney, 2017). Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde (NICU)


optimal ağrı yönetiminin önündeki engellerden biri, sağlık çalışanlarının yenidoğan
ağrısını nasıl algıladığı ve dolayısıyla yönettiğidir. İlhan ve arkadaşlarının (2021)
yapmış olduğu çalışmada sağlık çalışanlarının YDYB’ de yatan yenidoğanların doğası
gereği bakıma değere olduklarını vurgulamıştır. Aynı zamanda yenidoğanların ağrı ve
zarara karşı savunmasız olduklarını ve ağrı yönetimi için tamamen başkalarına bağımlı
olduklarını belirterek yenidoğanda ağrı yönetiminin önemini belirtmişlerdir. Yüksek
yarar standardının önemli bir bileşeni, yenidoğanın yaşam kalitesinin
değerlendirilmesidir. Bununla birlikte, bunu değerlendirmek için empatiye ihtiyaç
vardır: Dindirilmeyen ağrı anlaşılır bir şekilde düşük bir yaşam kalitesine yol açabilir
çünkü ağrının ne kadar rahatsız edici ve üzücü olabileceğini hayal etmek kolaydır
(İlhan, Pacey, Brown, Spence, Gray, Rowland, White, Hush, 2021).

2.6.Yenidoğanda Ağrı Yönetimi

Hastanede yatan yenidoğanlar günde birçok kez hem rutin işlemlerden hem de
tıbbi müdahalelerden dolayı ağrı yaşarlar. Geçmişte, yenidoğanların fiziksel olarak
olgunlaşmamış olmaları nedeniyle ağrı hissetmedikleri düşünülmekteydi. Bugün ise
yenidoğanların ağrıya karşı ölçülebilir fizyolojik ve davranışsal tepkiler yaşadıkları
bilinmektedir (Muteteli, Tengera, Gowan, 2019). Yenidoğanın ağrı hissettiğinin
kabullenilmesi ile birlikte yenidoğanda etkin ağrı yönetimi tıbbi ve etik açıdan daha
fazla önem kazanmış ve yenidoğanın tedavisinin bir parçası haline gelmiştir (Eroğlu,
Arslan, 2018). Popowicz (2021) ve arkadaşlarına göre kanıta dayalı birçok öneri ve
kılavuz yayınlanmış olmasına rağmen, son çalışmalar yenidoğan yoğun bakım
ünitelerine başvuran hastalarda ağrı sorununun birçok hastanede hala önemli ve ihmal
edilen bir sorun olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca bazı yazarlar, çocuğun gelişim yaşı ne
olursa olsun ağrı izleme ve tedavisinin yetersiz kaldığını öne sürmektedir (Popowicz,
Medrzycka-Dabrowska, Kwiecień-Jaguś, Kamedulska 2021).

Muteteli ve arkadaşlarına göre uzun süreli YYBÜ' de kalış süresi olan erken
doğmuş yenidoğanlar, temel bir hemşirelik bakımı değerlendirmesi olması gereken
ağrılı uyaranlara en fazla maruz kalanlardır. Yenidoğan bakım ortamında hemşire
tarafından ağrı yönetimi müdahaleleri şunları içerir:
18

 Konforun değerlendirilmesi;
 Prosedüre verilen yanıtın gözlemlenmesi;
 Rahatlık ve dinlenme üzerindeki etkilerin değerlendirilmesi.
Yetişkinlerin aksine yenidoğanlar kendi kendilerini ifade edemez ve ağrılarını
tarif edemezler. Bu nedenle hemşireler ve ebeler, yenidoğan ağrısının değerlendirilmesi
ve yönetimi konusunda bilgili olmalı ve bu hassas popülasyonu savunmalıdır (Muteteli,
Tengera, Gowan, 2019).

2.6.1.Farmakolojik Yöntemler

Yenidoğan ağrı yönetiminde kullanılan farmakolojik yöntemler topikal-lokal


anestetikler, sedasyonda kullanılan ilaçlar, asetaminofen grubu ilaçlar ve non-opioid ve
opioid analjezikler olarak belirtilebilmektedir. Yenidoğanlarda ilaç emiliminin daha
yavaş olması nedeniyle kullanılan ilaçların yan etkileri daha fazla görülmektedir ve aynı
zamanda etkileri daha uzun sürmektedir. Bu nedenle yenidoğanlar kullanılan ilaca karşı
yetişkinlerden daha fazla duyarlıdır. Farmakolojik ajanlar yenidoğana uygun doz ve
sürede kullanıldıklarında aynı zamanda yan etkileri izlendiklerinde yenidoğanların
tedavisi için güvenli olduğu düşünülmektedir (Yiğit, 2017; Deniz, 2019).

2.6.2. Non-Farmokolojik Yöntemler

Hall ve Anand’ a göre (2014) ağrı tedavisine yönelik farmakolojik olmayan


yaklaşımlar, yeterince takdir edilmemekte, kullanılmamakta ve çalışılmamaktadır. Bu
ağrı giderme yöntemleri, belirli durumlarda yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde etkili
olduklarını göstermiştir. Yenidoğanlarda sık uygulanmakta olan topuk kanı alınması,
venöz işlemler gibi ağrılı işlemler sırasında uygulanan non-farmokolojik yöntemlerin
hissedilen ağrıyı azaltmada etkili oldukları belirtilmiştir (Hall, Anand, 2014).

Non-farmakolojik yöntemler arasında; kanguru bakımı, masaj, müzik terapi,


besleyici olmayan emme/emzik verme, pozisyon verme, sarmalama/kundaklama,
emzirme/anne sütü, dokunma, çevresel uyaranları azaltma gibi uygulamalar yer
almaktadır (Kemer, İşler, 2020). Pillai Riddell (2011) ve arkadaşları tarafından yapılan
çalışmada yenidoğanlarda ağrıyı azaltmada kullanılan en etkili yöntemler arasında
19

emzik verme, kundaklama ve sallama bulunmaktadır (Pillai Riddell, Racine, Turcotte,


Uman, Horton, Din Osmun, Ahola Kohut, Hillgrove Stuart, Stevens, Gerwitz-Stern,
2011). Dinçer ve arkadaşlarının belirttiğine göre (2011) Amerikan Pediatri Akademisi
yenidoğanlarda ağrıyı minimum düzeye indirmek için ağrıya neden olan uyarılardan
sakınmak, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde tecrübeli personel çalıştırmak, non-
farmakolojik yöntemleri uygulamak, geçerlik-güvenirliği yapılmış yenidoğan ağrı
değerlendirme araçlarını kullanmak, bakım politikalarının geliştirilmesini önermektedir
(Dinçer, Yurtçu, Günel, 2011).

Pozisyon verme

Literatürde yenidoğanlara ağrılı girişimler sırasında farklı pozisyonların verildiği


(prone, cenin pozisyonu verme, sarmalama gibi) ve etkinliklerinin değerlendirildiği
çalışmalar yer almaktadır (Kemer, İşler, 2020). Ağrılı işlemlerden sonra prone
pozisyonunun ağlama süresini azalttığı; cenin pozisyonunun ise intrauterin yaşamı
sağlayan pozisyon olması nedeniyle bebeğe güven hissi verip sakinleşmesini sağladığı
belirtilmektedir (İnaç, Kanan, 2021). Yenidoğanda uygulanan pozisyon değişikliği; ağrı
gelişimini önleyen, akut ağrıları azaltan, kan dolaşımını arttıran ve kasların spazmını
önleyen bir uygulamadır (Öksüz, 2019). Yiğit, Ecevit ve Altun’a göre ağrılı girişimler
sırasında bebeklerin orta hatta fleksiyon postürüne yakın ve ellerini ağızlarına
götürmelerine imkan verilecek kadar da gevşek şekilde tutulmaları kendi kendilerini
sakinleştirmelerini kolaylaştırabilir (Yiğit, Ecevit, Altun, 2018).

Kanguru bakımı

İlk olarak 1970’lerde Kolombiya’da başlatılan kanguru bakımı bebeği anne veya
babanın çıplak tenine karşı ten tene tutmayı içermektedir. Kanguru bakımını ağrıya
yanıt olarak hipotalamus-hipofiz-adrenal aktiviteyi azalttığı, 28 gestasyon haftasında
itibaren yenidoğanlarda topuk delinme işleminden kaynaklanan ağrı tepkilerini (ağlama,
yüzünü buruşturma, onaylanmış ağrı değerlendirme aracı ile ölçüm) azalttığı
bulunmuştur (Walter-Nicolet, Annequin, Biran, Mitanchez, Tourniaire 2010). Ten-tene
temas olarak tanımlanan kanguru bakımı, doğumdan kısa bir süre sonra yaygın şekilde
kullanılmaktadır. İnvaziv işlemler sırasında oluşan ağrıyı azaltmak için kullanılan
20

kanguru bakımı doğal, hazırlık gerektirmeyen, anne–bebek bağlanmasını sürdürmede


etkili olan hem anne hem de sağlık çalışanları tarafından kolaylıkla kullanılacak bir
uygulamadır (Kemer, İşler, 2020). Johnston ve arkadaşlarına göre (2003) yenidoğanda
ağrılı uygulamalar sırasında kullanılan kanguru bakımı, endorfin salınımını artırarak
analjezik etki yapmaktadır (Johnston, Stevens, Pinelli, Gibbins, Filion, Jack, Steele,
Boyer, Veilleux, 2003).

Dokunma

Topuk kanı alma sırasında nazik dokunma uygulanan bebeklerde solunum


hızının azalmadığı, kalp hızının yükselmediği ve ağlama sürelerinin artmadığı
gözlenmiştir. Dokunmanın, YYBÜ' deki prematüre bebeklerde akut ağrısını azaltan ve
aileler/hemşireler tarafından uygulanabilen basit non-farmakolojik bir yöntem olduğu
ifade edilmektedir (Kemer, İşler, 2020).

Masaj

İnaç, Kanan (2021) in belirttiğine göre Wall ve Melzack tarafından 1965’te


ortaya atılan ve hala geçerliliğini koruyan deri uyarısının ağrı giderme mekanizması
Kapı Kontrol Teorisine dayanmaktadır. Derideki dokunma reseptörlerini uyaran masaj
yöntemi ağrının dar bir alana yerleşmesini sağlamaktadır (İnaç, Kanan, 2021). Hall ve
Anand’ a (2014 ) göre masaj vücut temasını sürdürmek, güvende olma hissini
güçlendirmek için yenidoğanlarda kullanılan etkili non-farmokolojik yöntemler
arasındadır. (Hall ve Anand, 2014).

Besleyici olmayan emzirme

Beslenme amaçlı olmayan emzirme yenidoğan ağrı tedavisinde en yaygın


araştırılan farmakolojik olmayan yöntemler arasındadır. Hem preterm hem de term
bebeklerde ağrı ile ilişkili stresi azaltmakta etkilidir (Yiğit, Ecevit, Altun, 2018).
Yapılmış olan çalışmalarda emme işlevinin seratonin salgılanmasını tetiklediği bu
durum da ağrılı uyaranlarının iletimine etkisi olduğu belirtilmiştir. Yapılan
araştırmalarda emmenin seratonin salgılanmasını tetiklediği, bunun doğrudan ya da
21

dolaylı olarak ağrılı uyaranların iletimine etkisi olduğu belirlenmiştir (Gray, Watt,
Blass, 2000).

Anne sütü

Anne sütü, yenidoğan ağrı tedavisinde önerilen diğer non-farmakolojik


seçenekler ile karşılaştırıldığında, fizyolojik olması ve potansiyel yan etkilerinin
bulunmaması sebebi ile tercih edilmektedir. Yenidoğan bebeklerde hafif ve orta
düzeydeki ağrılı girişimler sırasında ağrı kontrolü için en fizyolojik non-farmakolojik
yöntem annenin bebeği emzirmesidir. Ancak bu girişimler gerçekleştirilirken anne
ünitede bulunmayabilir veya bebeğin ağrılı girişimine tanık olmak istemeyebilir.
Emzirmeye en yakın alternatif sağılmış anne sütü verilmesi iken; sağılmış anne sütünün
etkin doz aralığı henüz tam belli değildir (Yiğit, Ecevit, Köroğlu, 2018).
22

3.YÖNTEM

3.1.Araştırmanın Modeli

Araştırma karşılaştırılmalı tanımlayıcı çalışma olarak yapılmıştır.

3.2.Araştırmanın Evreni ve Örneklemi

Araştırmanın evrenini İstanbul ilinde bulunan yenidoğan yoğun bakım ünitesine


sahip hastanelerde çalışan sağlık çalışanları oluşturmaktadır. Aşağıda belirtilen tabloda
İstanbul ilinde bulunan yenidoğan yoğun bakım ünitesine sahip hastaneler ve bu
hastanelerde çalışan hemşire-ebe sayısı belirtilmiştir.

Tablo 3.1. Araştırma Evrenine Dahil Edilen Hastaneler, Personel Sayısı ve YYBÜ
Düzeyleri
Hastane Adı Sağlık Personeli YYBÜ Düzeyleri
Sayısı
(Hemşire-Ebe)

Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi 40 1., 2., ve 3. düzey

Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve 65 1., 2., 3. (3A ve 3B)
Araştırma Hastanesi

Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi 66 1., 2., ve 3. düzey

Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi 39 1., 2., ve 3. düzey

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi 95 1., 2., ve 3. düzey

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve 42 1., 2., ve 3. düzey


Araştırma Hastanesi

Bahçelievler Devlet Hastanesi 16 1. ve 2. düzey

Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi 40 1., 2., ve 3. düzey

İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi 34 1., 2., ve 3. düzey

Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi 25 1., 2., ve 3. düzey

Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi 29 1., 2., ve 3. düzey

İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 28 1., 2., ve 3. düzey

Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi 31 1., 2., ve 3. düzey

Sancaktepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi (Feriha Öz Acil 41 1., 2., ve 3. düzey


Durum Hastanesi)

Toplam 591
23

Araştırma evreni İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün çalışma yapılmasına izin


verdiği üç hastanede çalışan toplam 171 hemşire ve ebe personelidir. %95 güven
düzeyinde, %5 kabul edilebilir hata ile örneklem büyüklüğü 119 kişi olarak
hesaplanmıştır. Tekrarlayan ziyaretlerle toplamda 158 sağlık çalışanına ulaşılmıştır.

Tablo 3.2. Araştırmanın Uygulandığı Hastaneler, Personel Sayısı ve Örnekleme


Dahil Edilen Sağlık Personeli Sayısı
Hastane Adı Yenidoğan Yoğun Bakım Örnekleme Dahil Edilecek
Ünitesinde Çalışan Sağlık Sağlık Personeli Sayısı
Personeli Sayısı
Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu 40 36.9 (37)
Şehir Hastanesi
Zeynep Kamil Kadın ve 65 60 (60)
Çocuk Hastalıkları Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Ümraniye Eğitim ve 66 60.9 (61)
Araştırma Hastanesi
Toplam 171 158

Araştırmanın yapılması planlanan hastaneler İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün


onay verdiği hastanelerdir. Bu kuruluşlarda bulunan yenidoğan yoğun bakım ünitesinde
çalışan sağlık çalışanları araştırmaya dahil edilmiştir. Çalışmada hastanelere ait bir
uygulama alanı seçilmeyerek araştırmaya katılmaya kurum onayı veren ve kendi özgür
iradesiyle katılmayı kabul eden hemşire ve ebeler örneklemde yer almıştır.

İçleme ve Dışlama Kriterleri

İçleme kriterleri

- Araştırmaya katılmaya gönüllü olmak

- Türkçe okuyup, yazmak ve anlamak

- Hemşire/ebe olmak

- Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde çalışıyor olmak

Dışlama kriterleri

- Veri toplama formunu eksik doldurmak


24

- Çalışmadan ayrılmayı istemek

3.3.Veri Toplama Araçları

Veri toplama aracı olarak “Tanımlayıcı Bilgi Formu” (Ek 3) ve “Sağlık


Çalışanlarının Yenidoğan Ağrısına Yönelik Bilgi Düzeyleri Ve Uyguladıkları
Girişimleri Değerlendirme Anketi” (Ek 3) kullanılmıştır.

Tanımlayıcı Bilgi Formu

Tanımlayıcı bilgi formu araştırmacı tarafından literatür taranarak


oluşturulmuştur (Akuma, Jordan, 2011; Ayre, Scally, 2014; Ceylan, Bolışık,
2017).Oluşturan formda katılımcıların cevaplanması istenen beş (5) soru bulunmaktadır.
Katılımcıların cinsiyeti, yaşı, görev yaptığı hastane, çocuk sahibi olma durumu,
yenidoğan yoğun bakım ünitesindeki çalışma süreleri ile yenidoğanın yaşadığı ağrı
hakkındaki bilgi, tutum ve davranışlarının ilişkişi incelenmiştir.

Sağlık Çalışanlarının Yenidoğan Ağrısına Yönelik Bilgi Düzeyleri ve


Uyguladıkları Girişimleri Değerlendirme Anketi

Kullanılan anket Akuma ve Jordan tarafından 2007 yılında geliştirilmiştir ve


İngiltere’nin bir bölgesindeki 7 yenidoğan yoğun bakım ünitesinde görev alan sağlık
çalışanlarına uygulanmıştır. Değerlendirme anketi ile katılımcıların yenidoğanın
yaşadığı ağrı ile ilgili bilgi düzeyleri, tutumları ve davranışları incelenmiştir.

Değerlendirme anketinde yedi (7) açık uçlu soru bulunmaktadır. Açık uçlu
sorular ise içerik analizi ile değerlendirilmiştir. İki çalışmacı birbirinden bağımsız
olarak açık uçlu sorulara verilen yanıtları değerlendirmiştir.

Açık uçlu sorular dışında yer alan kapalı uçlu sorular 23 tanedir.

Bu soruların birinci bölümde bilgiyi değerlendiren dokuz (9) doğru/yanlış ifadeli


sorular bulunmaktadır. Bu bölümdeki sorular örnek cevaplar ve referanslar kullanılarak
değerlendirilmiştir. Değerlendirme anketinde belirtilen referanslar Anand, Hickey
(1987), Anand (1998), Fitzgerald ve ark. (1989), Grunau ve ark. (1994), Amerikan
Pediatri Akademisi (2000), Tornsey, Fitzgerald (2002), Schechter (2006) şeklinde
25

belirtilmiştir (Akuma, Jordan, 2011). Bilgi soruları başvurulan model yanıtlarına göre
puanlanmıştır. Eksik yanıtlar yanlış olarak kabul edilmiştir.

Diğer bölümde anket yedi prosedür ve yenidoğanın yaş kategorileri ile doktor ve
hemşirelerin yenidoğan ağrısı hakkındaki bilgi düzeyini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır.
Yedi prosedür; topuktan kan almak, damar yolu açmak, lomber ponksiyon, entübasyon,
arterden kan almak, kateter takmak ve göğüs tüpü olarak belirtilmiştir. Yenidoğanın yaş
kategorileri ise 28 haftadan küçük yenidoğanlar, 28-36 hafta aralığındaki yenidoğanlar,
37 hafta- term aralığında bulunan yenidoğanlar ve term- 28 günlük yenidoğanlar olmak
üzere dört bölüme ayrılmıştır. Bilgi bölümünün değerlendirilmesinde doğru cevap
verilen sorulara 1 puan verilmiş, yanlış/boş sorular 0 puan olarak değerlendirilmiştir.
Sonuçta toplam bilgi puanı elde edilmiştir.

Ayrıca sorular likert ölçeği ve kategoriler kullanılarak puanlanmıştır. İkinci


bölüm olan likert ölçeği bölümünde iki (2) soruda belirlenen prosedürler “0” puan
ağrısız, “10” puan çok ağrılı şeklinde puanlanmıştır.

Üçüncü bölümde dokuz (9) soruda ise “evet”, “hayır” ve “bilmiyorum” şeklinde
değerlendirilmiştir. Verilen puanlar parametrik olmayan testlerle incelenmiştir.

Dördüncü bölüm olan kategoriler bölümünde iki (2) soru ise belirtilen
prosedürler ve listelenen yenidoğan yaş kategorileri sağlık çalışanları tarafından
puanlanmıştır. 0 puan “daha az”, 1 puan “aynı”, 2 puan “daha fazla” şeklinde
hesaplanmıştır. Beşinci bölümde ise kategoriler 0 puan “asla”, 1 puan “nadiren”, 2 puan
“sıklıkla”, 3 puan “çoğunlukla”, 4 puan ise “her zaman” şeklinde puanlanmıştır.

3.4.Veri Toplama Süreci

Öncelikle çalışmanın gerçekleştirilmesi için Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi


Etik Kurul Birimi’nden izin alınmıştır (Protokol No: 200307 Tarih: 18.02.2021)(Ek.1).
Aynı zamanda Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi’nden TUEK (Tıpta Uzmanlık
Eğitim Kurulu) iznine başvurulmuşur (Toplantı no:56 Tarih: 30.03.2021) (Ek.2). Etik
kurul izni ve TUEK izni tamamlandıktan sonra İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne gerekli
izin işlemleri için başvuru yapılıp izin alınmıştır (Sayı:E-15916306-604.01.01) (Ek.2).
İlgili izinler tamamlandıktan sonra verilerin toplanması için planlanan hastanelere
gidilerek araştırmanın amacı açıklanmış, katılımcılardan bilgilendirilmiş onam
alınmıştır. Katılımcılardan Tanımlayıcı Bilgi Formu ve Sağlık Çalışanlarının Yenidoğan
26

Ağrısına Yönelik Bilgi Düzeyleri ve Uyguladıkları Girişimleri Değerlendirme Anketi’ni


doldurmaları istenmiştir. Formları kendileri için uygun zamanlarda doldurarak servis
sorumlu hemşirelerine teslim edilmesi istenmiştir. Araştırmacı sorumlu hemşirelerden
formları teslim almıştır.

Kapsam geçerliliğinin tespiti için yapılan hesaplamalarda objektif sonuçlar elde


edilebilmek için uzmanların niteliği ve sayısı (5-40 arası) büyük önem taşımaktadır
(Ayre ve Scally, 2014; Lawshe, 1975; Veneziano ve Hooper, 1997; Wilson, Pan,
Schumsky, 2012). Türkçeye çevirisi tamamlanan anket, kapsam geçerliliği için 10
öğretim üyesinin değerlendirilmesine sunuldu ve anket maddelerinin içerik uygunluğu
hakkında görüşleri alındı. Uzmanlar tarafından ankette bulunan her bir madde “uygun” ,
“düzeltilmeli” veya “çıkarılmalı” şeklinde değerlendirildi. Bu yöntem ile madde ve
anket kapsam içerik geçerlik indeksleri hesaplandı. KGO belirli maddelerin kabulünde
ya da reddinde kullanılan istatiksel bir araçtır (Lawshe, 1975). KGO’nun tespitiyle
maddeler ankete dâhil olmak üzere tanımlandıktan sonra, KGİ testin tamamı için
hesaplandı. Bu durumda ankette yer almasına karar verilen maddelerin KGO
değerlerinin ortalaması hesaplanarak KGİ değeri elde edildi.
27

Tablo 3.3. Sağlık Çalışanlarının Yenidoğan Ağrısına Yönelik Bilgi Düzeyleri ve


Uyguladıkları Girişimleri Değerlendirme Anketi’ne ait KGO ve KGİ değerleri

Çıkartılmalı
Düzeltilmeli

Düzeltilmeli
Çıkarılmalı
Maddeler

Maddeler
Uygun

Uygun
KGO

KGO
1.a 9 1 0 0.8 3.a 9 1 0 0.8
1.b 7 3 0 0.4 3.b 9 1 0 0.8
1.c 10 0 0 1 3.c 9 1 0 0.8
1.d 8 2 0 0.6 3.d 10 0 0 1
1.e 10 0 0 1 3.e 9 1 0 0.8
1.g 10 0 0 1 3.f 10 0 0 1
1.f 10 0 0 1 3.g 10 0 0 1
1.h 7 3 0 0.4 3.h 10 0 0 1
1.i 9 1 0 0.8 3.i 9 1 0 0.8
2.a 10 0 0 1 3.j 10 0 0 1
2.b 8 2 0 0.6 4.a 10 0 0 1
2.c 9 1 0 0.8 4.b 10 0 0 1
2.d 9 1 0 0.8 4.c 10 0 0 1
2.e 9 1 0 0.8 4.d 10 0 0 1
2.f 9 1 0 0.8 4.e 10 0 0 1
Toplam uzman sayısı: 10
Kapsam Geçerlik Ölçütü (KGO): 0.8
Kapsam Geçerlik İndeksi (KGİ): 0.86

Ön Uygulama

Uzmanların görüş ve önerileri doğrultusunda bazı maddelerdeki ifadeler yeniden


düzenlendi. Örnekleme dahil edilmeyen 10 kişi ile ön uygulama yapıldı. Amaç cümle
ve kelime yapısının anlaşılır olup olmadığının araştırılmasıdır. Literatür taraması
sonucunda; Kahraman (2020) tez çalışmasında 30 katılımcı ile, Çetintaş (2019)
çalışmasında 15 katılımcı ve Yıldız (2019) çalışmasında ise 50 katılımcı ile ön
uygulama planlanmıştır. İstatistiksel analizlerin uygunluğu için 30 kişi sayısı yeterli
görülmüştür. Katılımcılar ölçeğin açık ve anlaşılır olduğunu belirttiklerinden ve
olumsuz geri bildirimde bulunmadıklarından dolayı anket maddeleri üzerinde herhangi
bir değişiklik yapılmadı (Kahraman, 2020; Çetintaş, 2019; Yıldız, 2019).

3.5.Deneysel Kurgu

Araştırma karşılaştırmalı tanımlayıcı bir çalışma olduğun için deneysel bir


kurgusu bulunmamaktadır.
28

3.6.İstatistiksel Analiz

Araştırmada elde edilen veriler SPSS (Statistical Package for Social Sciences)
for Windows 25.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Verileri değerlendirilirken
tanımlayıcı istatistiksel metotları (sayı, yüzde, min-maks değerleri, ortalama ve standart
sapma) kullanılmıştır. Hemşire ve ebelerin yenidoğanda ağrıya yönelik bilgi puanlarının
sosyo-demografik ve çalışma özellikleri ile karşılaştırılmasında normal dağılıma
uygunluk Kolmogorov-Smirnov testi ile değerlendirilmiştir. Bilgi puan ortalaması ile
sosyo-demografik ve çalışma özelliklerinin normal dağılıma uymadığı görülmüştür. Bu
nedenle analizlerde ikili karşılaştırmalarda Mann Whitney U testi, üç ve üzeri
karşılaştırmalarda Kruskall Wallis analizi kullanılmıştır. Yenidoğanda ağrıya yönelik
bilgi puanlarının Cronbach Alfa değeri 0.605 olarak bulunmuştur.

3.7.Etik Onay

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Etik Kurul Birimi’nden 18.02.2021 tarihinde


Protokol No: 200307 ‘lu izin alınmıştır (Ek.1).

3.8. Araştırmanın Sınırlılıkları

Bu araştırmanın sınırlılığı olarak sadece İstanbulda İl Sağlık Müdürlüğü


tarfından izin verilen hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde çalışan
hemşirelerin katılması söylenebilir.
29

4.BULGULAR

Araştırmaya ait bulgular bölümünde katılımcıların tanıtıcı özellikleri ve “Sağlık


Çalışanlarının Yenidoğan Ağrısına Yönelik Bilgi Düzeyleri ve Uyguladıkları
Girişimleri Değerlendirme Anketi’” ne verdikleri cevaplara ilişkin analizler yer
almaktadır.

Katılımcıların demografik özelliklerini gösteren bulgular Tablo 4.1.’de


gösterilmiştir.

Tablo 4.1. Katılımcıların demografik özellikleri dağılımı


Değişkenler n %
Yaş Ort±Ss=26.95±2.37
Cinsiyet Kadın 146 92.4
Erkek 12 7.6
Hastane Ümraniye Eğitim ve Araştırma 61 38.6
Hastanesi
Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk 60 38.0
Hastalıkları Eğitim ve Araştırma
Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir 37 23.4
Hastanesi
Çocuk Evet 27 17.1
Hayır 131 82.9
Çalışma yılı 0-1 21 13.3
1-5 83 52.5
5-10 41 25.9
10+ 13 8.2
Toplam 158 100.0

Katılımcıların yaş ortalaması 26.95±2.37 olarak hesaplanmıştır. Araştırmaya


katılan katılımcıların 146’sı kadın 12’si ise erkek olduğu görüldü. Katılımcıların hastane
bilgili incelendiğinde Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden 61 kişi, Zeynep
Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden 60 kişi ve Prof.
Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi’nden ise 37 kişi katılmıştır. Çocuk sahibi olma
düzeylerinde ise katılımcıların 27’si (%17.1’i ) evet derken 131’i (82.9’u) hayır
cevabını vermiştir. Katılımcıların yenidoğan yoğun bakım ünitelerindeki çalışma yılları
incelendiğinde ise 0-1 yıl arasında çalışanlar 21 kişi, 1-5 yıl arasında çalışanlar 83 kişi,
5-10 yıl arasında çalışanlar 41 kişi ve 10 yıl üzeri çalışanlar ise 13 kişi olarak
belirlenmiştir.
30

y e n id o ğ a n d a a n a lj e z i k u lla n m a m a n ın e n
s ık n e d e n le r i n e le r d ir ?
40% 37.9%
35%
30.6%
30% 26.5%
25%
20%
15%
10%
05%
00%
a a a i
rk
m nm am liğ
ko ina al m rsiz
da
n in
e bu y ete
ın tiğ lu
im
lar ek yo tiş
on er im ile
5%
siy ıg riş
as e
ak am z
re nö
ila
ç
n ılm ave
lla tr
ku in
zi
alje
an

Şekil 4.1. Yenidoğanda analjezi kullanmamanın en sık nedenleri

Katılımcılar “Bir yetişkinde analjezi kullanımını gerektiren stresli bir deneyime


maruz kalan bir yenidoğanda analjezi kullanmamanın nedenleri nelerdir?” sorusuna
%5’i “iletişim yetersizliği”, %26.5’i, “intravenöz erişim yolu bulamama”, %30.6’sı
“ilaç reaksiyonlarından korkma” ve %37.9’u ise “analjezi kullanılmaması gerektiğine
inanma” yanıtlarını verdi.
31

Y e n id o ğ a n d a a ğ r ı, s t r e s d u r u m u n u
t a n ım la m a k iç in k u lla n ıla n b e lir t i v e
s e m p t o m la r n e le r d ir ?
35.00% 31.9%
35%
30.00% 25.8%
30%

25.00%
25%

20.00% 17.9%
20%
5.6%
15%
15.00%
11.3%
10%
10.00%
7.5%
5.6%
5%
5.00%

0%
0.00%
taşikardi bebeğin hiperglisemi takipne kan kaçınma
ağlaması basıncında hareketleri
yükselme

Şekil 4.2. Yenidoğanda ağrı, stres durumunu tanımlamak için kullanılan


semptomlar

Katılımcılar “Bir yenidoğanın ağrı veya stres yaşayabileceğini belirlemek için


hangi belirti ve semptomları kullanıyorsunuz?” sorusuna %5.6’sı “kan basıncında
yükselme”, %7.5’i “kaçınma hareketleri gözlemleme”, %17.9’u “taşikardi”, %25.8’i
“hiperglisemi” ve %31.9’u ise “bebeğin ağlaması” yanıtını verdi.
32

F e lç li y e n id o ğ a n d a a ğ r ıy ı n a s ıl
d e ğ e r le n d ir ir s in iz ?
40%

34.8%
35%

30%

25%
22.9%
20.8%
20%
17.8%

15%

10%

5% 3.7%

0%
hipertermi ajitasyon beslenme intoleransıhiperglisemi avuç içi terlemesi

Şekil 4.3. Felçli yenidoğanda ağrı değerlendirmesi

Katılımcılara “felçli yenidoğanda ağrıyı nasıl değerlendirirsiniz?” sorusu


sorulduğunda %3.7’si “avuç içi terlemesi”, %17.8’i “beslenme intoleransı”, %20.8’i
“hiperglisemi”, %22.9’u “ajitasyon” ve %34.8’i “hipertermi” yanıtını verdi.

Diğer bir soru olan “Ünitenizde yenidoğanlar arasında kullanılmak üzere bir ağrı
değerlendirme aracı var mı?” sorusuna tüm katılımcılar (%100) evet cevabını verdi. Alt
soru olan dördüncü açık uçlu soruda ise “ağrı değerlendirme aracı(ları) nın adı nedir?”
şeklinde soruldu. Aynı şekilde katılımcıların tamamı (%100) “NIPS (Neonatal Infant
Pain Scale) Yenidoğan Ağrı Skalası” cevabını verdi.
33

Ü n it e n iz d e a ğ r ı k e s ic i iç in k u lla n ıla n e n
y a y g ın f a r m a k o lo j ik a j a n la r n e le r d ir ?
60%

50% 48.2%

40%

30% 28.8%

20% 17.8%

10%

3.6%
1.6%
0%
parasetomol fentanil dormicum ketamin paranox

l+fenobarbi
hidroklorür
parasetamo

parasetamo
midazolam

ketamin
fentanil
sitrat

tal
l

Şekil 4.4. Ünitelerde ağrı kesici olarak kullanılan farmakolojik ajanlar

Katılımcılara “ünitelerinizde ağrı kesici için kullanılan farmakolojik ajanlar


nelerdir?” sorusu yöneltildi. Katılımcıların %48.2 si “parasetomol”, %28.8 i “fentanil
sitrat”, %17.8 i “midazolam”, %3.6 sı “ketamin hidroklorür” ve %1.6 sı ise
“parasetamol+fenobarbital” yanıtını vermiştir.
34

B ir y e n id o ğ a n d a s ü k r o z k u lla n m a k o n u s u n d a
h e r h a n g i b ir e n d iş e n iz v a r m ı? E v e t is e n e le r d ir ?
45% 41.9%
40%

35% 32.8%

30%

25%

20%

15%

10%

5%

0%
aspirasyon ko- hiperglisemi
rkusu

Şekil 4.5. Yenidoğanda sükroz kullanmama nedenleri

Katılımcılara “bir yenidoğanda sükroz kullanma konusunda herhangi bir


endişeniz var mı? Evet ise nelerdir?” sorusu yöneltildi. Katılımcıların %25.3 ‘ü “hayır”,
%74.4’ü ise evet cevabını verdi. “Evet” cevabı veren katılımcıların ise %41.9 u
“aspirasyon korkusu” %32.8 i ise “hiperglisemi” yanıtını verdi.

Yedinci açık uçlu soruda ise katılımcılar “Yenidoğanlarda analjezi kullanımının


nasıl iyileştirilebileceğine dair herhangi bir öneriniz var mı?” sorusu yöneltildi.
Katılımcıların tamamı cevap vermedi.
35

Tablo 4.2.’de bilgiyi değerlendiren soruların yanıtları verilmiştir.

Tablo 4.2. Çalışanların yenidoğan ağrısına yönelik bilgiyi değerlendiren soruların


yanıtları
Doğru Yanlış
Referans
Sorular n % n %
cevaplar
Yenidoğanlar özellikle prematüre yenidoğanlar ağrı
Yanlış 0 0 158 100
yaşamazlar.
Ağrıya verilen yanıt doğuştan öğrenilmez. Doğru 55 34.8 103 65.2
Yenidoğanlar yetişkinlere göre daha az ağrı
Yanlış 148 93.7 10 6.3
hissederler.
Yenidoğanlar ağrı deneyimlerini hatırlamadıkları için
Yanlış 158 100 0 0
analjezi onlar için önemli değildir.
Ağrı ile ilişkili fizyolojik stres, analjezinin yan
Doğru 149 94.3 9 5.7
etkilerinden daha tehlikeli olabilir.
Yenidoğanlarda analjezi kullanımı çok tehlikelidir. Yanlış 132 83.5 26 16.5
Yenidoğanlarda ağrı yetişkinlere göre daha hızlı
Yanlış 113 71.5 45 28.5
azalır.
Vücut ağırlığı oranına göre yenidoğanlarda
Yanlış 158 100 0 0
yetişkinlere oranla daha az analjezi kullanımı gerekir.
Gebeliğin 26. haftasında doğanlar, ağrılı uyarıları
Doğru 112 70.9 46 29.1
algılamak için gerekli tüm donanıma sahiptir.

Değerlendirme anketinin bilgiyi değerlendiren bölümünde Akuma ve Jordan


(2011) ın yapmış olduğu çalışmada bulunan referans cevaplar ile katılımcıların vermiş
olduğu yanıtlar değerlendirilmiştir. “Yenidoğanlar özellikle prematüre yenidoğanlar
ağrı yaşamazlar” ifadesi referans cevapta “yanlış” olarak belirtilmiştir. Yapmış
olduğumuz çalışmada ise katılımcıların tamamı “yanlış” ifadesini seçerek doğru yanıtı
vermiştir. “Ağrıya verilen yanıt doğuştan öğrenilmez” ifadesi referans cevapta “doğru”
olarak belirtilmiştir. Çalışmamızda katılımcıların 55’i (%34.8) “doğru” cevabını,
103’ü ise “yanlış” cevabını vermiştir. “Yenidoğanlar yetişkinlere göre daha az ağrı
hissederler” ifadesi referans cevapta “yanlış” olarak belirtilmiştir. Çalışmamızda ise
katılımcıların 148’i “doğru” yanıtını vermiştir. “Yenidoğanlar ağrı deneyimlerini
hatırlamadıkları için analjezi onlar için önemli değildir” ifadesi için referans cevap
“yanlış” olarak belirtilirken çalışmamızda katılımcıların tamamı “doğru” yanıtını
vermiştir. “Ağrı ile ilişkili fizyolojik stres, analjezinin yan etkilerinden daha tehlikeli
olabilir” ifadesi referans cevapta “doğru” olarak belirtilmiştir. Çalışmamızda ise
katılımcıların 149’u “doğru” yanıtını vermiştir. “Yenidoğanlarda analjezi kullanımı
36

çok tehlikelidir” ifadesi referans cevapta “yanlış” olarak ifade edilirken çalışmamızda
katılımcıların 132’si “doğru”, 26’si ise “yanlış” cevabını vermiştir. “Yenidoğanlarda
ağrı yetişkinlere göre daha hızlı azalır” ifadesinde referans cevap “yanlış” iken
çalışmamızda katılımcıların 113’ü “doğru” cevabını verirken 45’i “yanlış” cevabını
vermiştir. “Vücut ağırlığı oranına göre yenidoğanlarda yetişkinlere oranla daha az
analjezi kullanımı gerekir” ifadesi için referans yanıt “yanlış” olarak belirtilmiştir
ancak çalışmamızda katılımcıların tamamı “doğru” yanıtını vermiştir. Son olarak
“gebeliğin 26. haftasında doğanlar, ağrılı uyarıları algılamak için gerekli tüm
donanıma sahiptir” ifadesi için referans yanıt “doğru” olarak belirtilmiştir.
Çalışmamızda ise katılımcıların 112’si “doğru” , 46’sı ise “yanlış” cevabını vermiştir.

Tablo 4.3. Çalışanların yenidoğan ağrısına yönelik bilgi puan ortalamalarının


sosyo-demografik ve çalışma özellikleri ile karşılaştırılması
Özellikler Bilgi puan ortalaması
ort±ss
Cinsiyet
Kadın 6.5±1.0
Erkek 6.2±1.0
Test ve p değeri U=754.000 p=0.40
Çocuk sahibi olma
Evet 6.6±0.7
Hayır 6.4±1.0
Test ve p değeri U=1527.000 p=0.241
Çalışma yılı
0-1 6.0±0.5
1-5 6.6±0.9
5-10 6.5±1.2
10 ve üzeri 6.0±0.9
Test ve p değeri KW=6.016 p=0.111
Toplam bilgi puanı 6.4±1.0

Çalışanların yenidoğanda ağrıya yönelik bilgi puan ortalamalarının sosyo-


demografik ve çalışma özellikleri ile karşılaştırılması Tablo 4.3’ te verilmiştir.

Toplam bilgi puanı ortalaması 6.4±1.0’dir. Kadın çalışanların bilgi puanı ortalaması
6.5±1.0, erkek çalışanların 6.2±1.0’dır (p>0.05). Çalışanların çocuk sahibi olma ve
çalışma yılı ile bilgi puanları arasında anlamlı ilişki bulunmamıştır.
37

Tablo 4.4.’te yenidoğan gruplarının haftalarına göre ağrı algılama düzeyleri


incelenmiştir.

Tablo 4.4. Yenidoğan gruplarının ağrı algılama düzeylerinin değerlendirilmesi


Evet Hayır
N % n %
<28 hafta 148 93.7 10 6.3
28-36 hafta 158 100 0 0
37 hafta-Term 158 100 0 0
Term-28günlük 158 100 0 0

Yenidoğan gruplarının ağrı algılama düzeyleri incelendiğinde <28 hafta


yenidoğan grubu için katılımcıların 148’i (93.7’si) ağrı hisseder yanıtını verirken aynı
yenidoğan grubu için katılımcıların 10’u (%6.3’ü) ağrı hissetmez yanıtını vermiştir.
Diğer üç yenidoğan grubu içinse katılımcıların tamamı ağrı hisseder yanıtını vermiştir.

Tablo 4.5.’te yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde uygulanan girişimlerin ağrı


dereceleri karşılaştırılmıştır.

Tablo 4.5. Uygulanan girişimlerin ağrı derecelerinin karşılaştırılması


Prosedür
Puanlama (0 – 10)
Ort Ss Min-Maks
Topuktan kan almak 7.82 2.44 3.00-10.0
Damar yolu açmak 8.51 1.74 5.00-10.0
Lomber ponksiyon 9.43 0.78 8.00-10.0
Entübasyon 9.23 1.52 6.00-10.0
Arterden kan almak 8.41 1.73 4.00-10.0
Kateter takmak 8.51 1.64 5.00-10.0
Göğüs tüpü 9.39 1.68 4.00-10.0

Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde uygulanan prosedürlerin ağrı derecelerinin


katılımcılar tarafından puanlanması istenmiştir. Prosedürlerde “lomber ponksiyon”
prosedürü 9.43 puan ile en ağrılı işlem olarak belirtildi. Uygulamalar arasında “topuktan
kan almak” prosedürü ise 7.82 puan ile diğer uygulamalara göre daha az ağrılı işlem
olarak ifade edildi.

Tablo 4.6.’te uygulanan girişimlerin ağrı düzeylerinin yetişkinlere kıyasla


yenidoğanın hissedeceği ağrı birinci ve ikinci uygulama ile karşılaştırılmıştır.
38

Tablo 4.6. Yenidoğanın haftasına göre ağrılı prosedürlere verdikleri tepkilerin


yetişkinlere göre karşılaştırılması

<28 28-36 37 hafta- Term– 28


Hafta hafta term günlük
n % n % n % n %
Daha az 8 5.1 8 5.1 8 5.1 8 5.1
Topuktan
Aynı 49 31 49 31 71 44.9 71 44.9
kan almak
Daha fazla 101 63.9 101 63.9 79 50 79 50
Daha az 8 5.1 8 5.1 8 51 8 5.1
Damar yolu
Aynı 46 29.1 46 29.1 69 43.7 69 43.7
açmak
Daha fazla 104 65.8 104 65.8 81 51.3 81 51.3
Daha az 18 11.4 18 11.4 9 5.7 9 5.7
Lomber
Aynı 38 24.1 38 24.1 38 24.1 28 17.7
ponksiyon
Daha fazla 102 64.6 102 64.6 111 70.3 121 76.6
Daha az 0 0 0 0 0 0 0 0
Entübasyon Aynı 46 29.1 56 35.4 46 29.1 46 29.1
Daha fazla 112 70.9 102 64.6 112 70.9 112 70.9
Daha az 8 5.1 0 0 9 5.7 9 5.7
Arterden
Aynı 46 29.1 64 40.5 55 34.8 68 43
kan almak
Daha fazla 104 65.8 94 59.5 94 59.5 81 51.3
Daha az 9 5.7 9 5.7 0 0 0 0
Kateter
Aynı 68 43 45 28.5 45 28.5 45 28.5
takmak
Daha fazla 81 51.3 0 0 113 71.5 113 71.5
Daha az 0 0 0 0 9 5.7 9 5.7
Göğüs tüpü Aynı 48 30.4 48 30.4 48 30.4 48 30.4
Daha fazla 110 69.6 110 69.6 101 63.9 101 63.9

Katılımcılar “topuktan kan almak” prosedürü için 28 haftadan küçük


yenidoğanlar ve 28-36 hafta aralığında bulunan yenidoğan grupları için 101 kişi
(%63.9), 37 hafta- term ve term-28 günlük yenidoğan grupları için 79 kişi (%50)
yetişkine kıyasla daha fazla ağrı hisseder ifadesini belirtti. “Damar yolu açmak”
prosedüründe için 28 haftadan küçük yenidoğanlar ve 28-36 hafta aralığında bulunan
yenidoğan grupları için 104 kişi (%65.8), 37 hafta- term ve term-28 günlük yenidoğan
grupları için 81 kişi (%51.3) yetişkine kıyasla daha fazla ağrı hisseder ifadesini
kullandı. “Lomber ponksiyon” prosedüründe de ilk iki yenidoğan grubu için eşit
sayıdaki 102 kişi (%64.6) 37 hafta- term yenidoğan grubu için 111 kişi (%70.3) ve
term- 28 günlük yenidoğanlar için 121 kişi (%76.6) yetişkine kıyasla daha fazla ağrı
hissedeceklerini belirtti. “Entübasyon” prosedüründe <28 hafta, 37 hafta- term ve term-
28 günlük yenidoğan gruplarının her biri için 112 kişi (%70.9), 28-36 hafta yenidoğan
grubu içinse 102 kişi (%64.6) yetişkine kıyasla daha fazla ağrı hisseder ifadesini
kullandı. “Arterden kan almak” prosedürü için <28 hafta grubu için 104 kişi (%65.8),
39

28-36 hafta ve 37 hafta-term yenidoğan gruplarının her biri için 94 kişi (%59.5), term-
28 günlük yenidoğan grubu içinse 81 kişi (%51.3) yetişkine kıyasla daha fazla ağrı
hisseder şeklinde cevap verdi. “Kateter takmak” prosedüründe <28 hafta grubu için 81
kişi (%51.3), 37 hafta-term ve term- 28 günlük yenidoğan gruplarının her biri için 113
kişi (%71.5) yetişkine kıyasla daha fazla ağrı hisseder cevabını verdi. Aynı prosedür
için 28-36 hafta yenidoğan grubunda 45 kişi (%28.5) yetişkinlerle aynı derecede ağrı
hissedeceklerini belirtti. “Göğüs tüpü” prosedüründe ise ilk iki yenidoğan grubunun her
biri için 110 kişi (%69.6), diğer iki yenidoğan gruplarının her biri içinse 101 kişi
(%63.9) yetişkine kıyasla daha fazla ağrı hisseder yanıtını verdi.
40

Tablo 4.7. Uygulanan girişimler ile servislerde kullanılan analjezi ve konfor


önlemlerinin sıklığının değerlendirilmesi
Analjezi Konfor
<28 28-36 37 hafta Term <28 28-36 37 hafta Term
hafta hafta Term 28 günlük hafta hafta Term 28 günlük
n % n % n % n % n % n % n % n %
Asla 121 76.6 121 76.6 121 76.6 121 76.6 0 0 0 0 0 0 0 0
Nadiren 14 8.9 24 15.2 24 15.2 24 15.2 11 7 24 15.2 11 7 11 7
Topuktan
Sıklıkla 23 14.6 13 8.2 0 0 13 8.2 20 12.7 10 6.3 33 20.9 33 20.9
kan almak
Çoğunlukla 0 0 0 0 13 8.2 0 0 102 64.6 86 54.4 58 36.7 49 31
Her zaman 0 0 0 0 0 0 0 0 25 15.8 38 24.1 56 35.4 65 41.1
Asla 103 65.2 103 65.2 121 76.6 121 76.6 0 0 0 0 0 0 0 0
Nadiren 54 34.2 41 25.9 23 14.6 23 14.6 11 7 11 7 11 7 24 15.2
Damar yolu
Sıklıkla 1 0.6 14 8.9 1 0.6 1 0.6 10 6.3 33 20.9 33 20.9 20 12.7
açmak
Çoğunlukla 0 0 0 0 0 0 13 8.2 99 62.7 76 48.1 58 36.7 49 31
Her zaman 0 0 0 0 0 0 0 0 38 24.1 38 24.1 56 35.4 65 41.1
Asla 54 34.2 54 34.2 54 34.2 54 34.2 0 0 0 0 0 0 0 0
Nadiren 54 34.2 54 34.2 54 34.2 54 34.2 39 24.7 39 24.7 21 13.3 34 21.5
Lomber
Sıklıkla 0 0 13 8.2 13 8.2 13 8.2 36 22.8 23 14.6 18 11.4 41 25.9
ponksiyon
Çoğunlukla 50 31.6 37 23.4 24 15.2 24 15.2 11 7 24 15.2 47 29.7 11 7
Her zaman 0 0 0 0 13 8.2 13 8.2 72 45.6 72 45.6 72 45.6 72 45.6
Asla 47 29.7 47 29.7 47 29.7 47 29.7 53 33.5 63 39.9 45 28.5 45 28.5
Nadiren 44 27.8 41 25.9 41 25.9 41 25.9 19 12 0 0 0 0 13 8.2
Entübasyon Sıklıkla 67 42.4 70 44.3 57 36.1 57 36.1 47 29.7 56 35.4 74 46.8 52 32.9
Çoğunlukla 0 0 0 0 13 8.2 13 8.2 1 0.6 1 0.6 1 0.6 10 6.3
Her zaman 0 0 0 0 0 0 0 0 38 24.1 38 24.1 38 24.1 38 24.1
Asla 90 57 80 50.6 80 50.6 80 50.6 0 0 0 0 0 0 0 0
Nadiren 50 31.6 60 38 78 49.4 65 41.1 10 6.3 33 20.9 33 20.9 46 29.1
Arterden
Sıklıkla 18 11.4 18 11.4 0 0 13 8.2 65 41.1 42 26.6 29 18.4 29 18.4
kan almak
Çoğunlukla 0 0 0 0 0 0 0 0 36 22.8 36 22.8 49 31 36 22.8
Her zaman 0 0 0 0 0 0 0 0 47 29.7 47 29.7 47 29.7 47 29.7
Asla 57 36.1 57 36.1 48 30.4 48 30.4 16 10.1 16 10.1 16 10.1 16 10.1
Nadiren 31 19.6 18 11.4 45 28.5 45 28.5 46 29.1 33 20.9 33 20.9 33 20.9
Kateter takmak
Sıklıkla 54 34.2 67 42.4 49 31 49 31 38 24.1 38 24.1 38 24.1 42 26.6
Çoğunlukla 16 10.1 16 10.1 16 10.1 16 10.1 1 0.6 24 15.2 11 7 20 12.7
Her zaman 0 0 0 0 0 0 0 0 57 36.1 47 29.7 60 38 47 29.7
Asla 47 29.7 47 29.7 47 29.7 47 29.7 35 22.2 35 22.2 47 29.7 35 22.2
Nadiren 46 29.1 33 20.9 33 20.9 33 20.9 28 17.7 28 17.7 33 20.9 28 17.7
Göğüs tüpü Sıklıkla 18 11.4 18 11.4 18 11.4 18 11.4 11 7 24 15.2 18 11.4 11 7
Çoğunlukla 47 29.7 60 38 60 38 60 38 46 29.1 33 20.9 60 38 46 29.1
Her zaman 0 0 0 0 0 0 0 0 38 24.1 38 24.1 0 0 38 24.1
41

Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde belirtilen prosedürler için servislerde


kullanılan analjezi ve konfor önlemlerinin değerlendirilmesi incelendi. “Topuktan kan
almak” prosedüründe analjezi önlemleri değerlendirmesinde katılımcıların çoğunluğu
tüm yenidoğan grupları için “asla” yanıtını verirken konfor önlemleri bölümünde ilk üç
yenidoğan grubu için katılımcıların çoğunluğu “çoğunlukla” cevabını, term- 28 günlük
yenidoğan grubu için katılımcıların çoğunluğu “her zaman” yanıtını verdi. “Damar yolu
açmak” prosedüründe tüm yenidoğan grupları için katılımcıların çoğunluğu “asla”
yanıtını verirken konfor önlemleri bölümünde ilk üç yenidoğan grubu için katılımcıların
yanıtlarında “çoğunlukla” ifadesi ön planda iken term-28 günlük yenidoğan grubu için
katılımcıların çoğunluğu “her zaman” yanıtını verdi. “Lomber ponksiyon” prosedüründe
ise analjezi önlemleri bölümünde tüm yenidoğan grupları için 54’er kişi (%34.2) “asla”
ve “nadiren” yanıtlarını verdi. Aynı prosedürün konfor önlemleri bölümünde ise tüm
gruplar için 72’şer kişi (%45.6) “her zaman” yanıtını verdi. “Entübasyon” prosedüründe
analjezi önlemleri bölümünde tüm yenidoğan grupları için “sıklıkla” cevabı ön plana
çıkmıştır. Konfor önlemlerinde ise 28 haftadan küçük ve 28-36 hafta aralığında bulunan
yenidoğanlar için “asla” cevabı, 37 hafta- term ve term-28 günlük yenidoğanlar için de
“sıklıkla” cevabı ön plandadır. “Arterden kan almak” prosedürünün analjezi bölümünde
<28 hafta grubu için 90 kişi (%57), diğer yenidoğan gruplarının her biri için 80 kişi
(%50.6) “asla” yanıtını verdi. Konfor önlemlerinde ise < 28 hafta grubu için 65 kişi
(%41.1) 28-36 hafta grubu için de 42 kişi (%26.6) “sıklıkla” yanıtını; 37 hafta-term
grubu için 49 kişi (%31) “çoğunlukla”; term-28 günlük yenidoğan grubu içinse 47 kişi
(%29.7) “her zaman” yanıtını vermişti. “Kateter takmak” prosedürünün analjezi
önlemleri incelendiğinde <28 hafta grubu içi katılımcıların 57’si (%36.1) “asla”, diğer
yenidoğan grupları içinde katılımcıların çoğunluğu “sıklıkla” yanıtını verdi. Konfor
önlemlerinde ise tüm yenidoğan grupları için katılımcıların çoğunluğu “her zaman”
yanıtını vermiştir. “Göğüs tüpü” prosedürünün analjezi önlemlerinde <28 hafta grubu
için 47 kişi (%29.7) “asla” ve “çoğunlukla” yanıtını verirken diğer gruplar için
katılımcıların büyük kısmı “çoğunlukla” yanıtını verdi. Aynı prosedürün konfor
önlemleri incelendiğinde 28-36 hafta grubu için katılımcılardan 38 kişi (%24.1) “her
zaman” yanıtını verirken diğer gruplar için katılımcıların “çoğunlukla” yanıtı ön plana
çıktı.
42

Tablo 4.8. Uygulanan girişimlerde sağlık çalışanlarının analjezi ve konfor önlemlerinin hangi sıklıkla uygulanması gerektiğini
düşündüğü durumların değerlendirilmesi
Analjezi Konfor
<28 hafta 28-36 hafta 37 hafta- term Term- 28 günlük <28 hafta 28-36 hafta 37 hafta- term Term- 28 günlük

n % n % n % n % n % n % n % n %
Asla 90 57 108 68.4 108 68.4 108 68.4 0 0 0 0 0 0 0 0
Topuktan kan almak

Nadiren 54 34.2 36 22.8 36 22.8 49 31 0 0 0 0 0 0 0 0


Sıklıkla 13 8.2 0 0 0 0 0 0 21 13.3 21 13.3 21 13.3 21 13.3
Çoğunlukl 0 0 13 8.2 0 0 0 0 50 31.6 32 20.3 19 12 19 12
a
Her 1 0.6 1 0.6 14 8.9 1 0.6 87 55.1 105 66.5 118 74.7 118 74.7
zaman
Asla 90 57 108 68.4 108 68.4 108 68.4 0 0 0 0 0 0 0 0
Damar yolu açmak

Nadiren 54 34.2 23 14.6 36 22.8 36 22.8 0 0 0 0 0 0 0 0


Sıklıkla 13 8.2 26 16.5 0 0 13 8.2 57 36.1 44 27.8 44 27.8 44 27.8
Çoğunlukl 0 0 0 0 13 8.2 0 0 37 23.4 37 23.4 32 20.3 19 12
a
Her 1 0.6 1 0.6 1 0.6 1 0.6 64 40.5 77 48.7 82 51.9 95 60.1
zaman
Asla 19 12 19 12 19 12 19 12 27 17.1 27 17.1 27 17.1 27 17.1
Lomber ponksiyon

Nadiren 9 5.7 9 5.7 9 5.7 9 5.7 18 11.4 18 11.4 41 25.9 28 17.7


Sıklıkla 50 31.6 19 12 37 23.4 37 23.4 10 6.3 10 6.3 0 0 0 0
Çoğunlukl 39 24.7 70 44.3 39 24.7 39 24.7 22 13.9 22 13.9 9 5.7 9 5.7
a
Her 41 25.9 41 25.9 54 34.2 54 34.2 81 51.3 81 51.3 81 51.3 94 59.5
zaman
Asla 18 11.4 18 11.4 18 11.4 18 11.4 37 23.4 37 23.4 37 23.4 37 23.4
Nadiren 21 13.3 8 5.1 8 5.1 8 5.1 18 11.4 18 11.4 0 0 0 0
Sıklıkla 21 13.3 21 13.3 39 24.7 39 24.7 0 0 0 0 0 0 0 0
Entübasyon

Çoğunlukl 28 17.7 28 17.7 23 14.6 23 14.6 19 12 19 12 37 23.4 37 23.4


a
Her 70 44.3 83 52.5 70 44.3 70 44.3 84 53.2 84 53.2 84 53.2 84 53.2
zaman
43

Tablo 4.8. (Devam) Uygulanan girişimlerde sağlık çalışanlarının analjezi ve konfor önlemlerinin hangi sıklıkla uygulanması gerektiğini
düşündüğü durumların değerlendirilmesi
Asla 80 50.6 80 50.6 80 50.6 80 50.6 0 0 0 0 0 0 0 0
Arterden kan almak

Nadiren 51 32.3 33 20.9 51 32.3 51 32.3 10 6.3 10 6.3 10 6.3 10 6.3


Sıklıkla 13 8.2 18 11.4 0 0 13 8.2 39 24.7 21 13.3 21 133 21 13.3
Çoğunlukl 13 8.2 13 8.2 13 8.2 13 8.2 0 0 31 19.6 40 25.3 27 17.1
a
Her 1 0.6 14 8.9 14 8.9 1 0.6 109 69 96 60.8 87 55.1 100 63.3
zaman
Asla 47 29.7 47 29.7 47 29.7 47 29.7 16 10.1 16 10.1 16 10.1 16 10.1
Nadiren 10 6.3 10 6.3 10 6.3 10 6.3 49 31 44 27.8 0 0 0 0
Katater takmak

Sıklıkla 18 11.4 18 11.4 18 11.4 31 19.6 13 8.2 0 0 62 39.2 49 31


Çoğunlukl 30 19 30 19 30 19 17 10.8 0 0 18 11.4 9 5.7 22 13.9
a
Her 53 33.5 53 33.5 53 33.5 53 33.5 80 50.6 80 50.6 71 44.9 71 44.9
zaman
Asla 9 5.7 9 5.7 9 5.7 9 5.7 45 28.5 27 17.1 27 17.1 27 17.1
Nadiren 9 5.7 9 5.7 9 5.7 9 5.7 10 6.3 18 11.4 31 19.6 18 11.4
Sıklıkla 21 13.3 21 13.3 21 13.3 21 13.3 0 0 10 6.3 10 6.3 20 12.7
Göğüs tüpü

Çoğunlukl 45 28.5 45 28.5 45 28.5 58 36.7 10 6.3 23 14.6 19 12 9 5.7


a
Her 74 46.8 74 46.8 74 46.8 61 38.6 93 58.9 80 50.6 71 44.9 84 53.2
zaman
44

Ünitelerde uygulanan girişimlerde sağlık çalışanlarının analjezi ve konfor


önlemlerinin ne sıklık uygulanması gerektiğini düşündükleri veriler incelendiğinde;

“Topuktan kan almak” prosedüründe tüm yenidoğan grupları için katılımcılar


“asla” analjezi önlemi gerekmediğini düşündüklerini belirtti. Konfor önlemleri
bölümünde ise tüm gruplar için katılımcıların “her zaman” konfor önlemi gerekir cevabı
ön plandadır. “Damar yolu açmak” prosedüründe de aynı şekilde tüm yenidoğan
grupları için analjezi önlemleri kısmında “asla” cevabı ön planda iken konfor önlemleri
bölümünde “ her zaman” yanıtı öne çıkmıştır. “Lomber ponksiyon” prosedüründe
analjezi önlemleri bölümünde <28 hafta grubu için katılımcılardan 50 kişi (%31.6)
“sıklıkla” yanıtını verdi, 28-36 hafta grubu için 70 kişi (%44.3) “çoğunlukla” yanıtını
verdi diğer iki yenidoğan grubu içinse “her zaman” yanıtı öne çıktı. Konfor önlemleri
bölümünde de tüm gruplar için katılımcılar “her zaman” konfor önlemi gerektiğini
düşündükleri öne çıkmıştır. “Entübasyon” prosedüründe analjezi önlemleri kapsamında
28-36 hafta yenidoğan grubu için 83 kişi (%52.5) diğer yenidoğan gruplarının her biri
içinse 70 kişi (%44.3) “her zaman” yanıtını vermiştir. Konfor önlemleri bölümünde her
bir yenidoğan grubu için 84 kişi (%53.2) “her zaman” konfor önlemi gerektiğini
düşündüğünü belirtmiştir. “Arterden kan almak” prosedüründe analjezi önlemleri
bölümünde her bir yenidoğan grubu için 80 kişi (%50.6) “asla” cevabını vermiştir;
konfor önlemleri kısmında ise tüm gruplar için “her zaman” cevabı ön plandadır.
“Kateter takmak” prosedüründe yenidoğan gruplarının her biri için 53 kişi (%33.5) “her
zaman” analjezi önlemi gerektiğini düşündüklerini belirtirken konfor önlemleri
kısmında ise <28 hafta ve 28-36 hafta gruplarında 80 kişi (%50.6), 37 hafta- term ve
term-28 günlük yenidoğan grupları için 71 kişi (%44.9) “her zaman” yanıtını vermiştir.
“Göğüs tüpü” prosedüründe analjezi bölümünde term-28 günlük yenidoğan grubu için
61 kişi (%38.6) ve diğer yenidoğan gruplarının her biri için 74 kişi (%46.8) “her zaman
cevabını verirken konfor önlemleri bölümünde benze şekilde tüm gruplar için “her
zaman” yanıtı öne çıkmıştır.
45

Tablo 4.9. Ünitelerin yönetimi ve eğitim ile ilgili soruların değerlendirilmesi

n %
Evet 158 100
Ünitenizde yenidoğanlar arasında kullanılan ağrı değerlendirme
aracı var mı?
Hayır 0 0
Prosedürler arasında ünitenizde aşırı ilaç tedavisi hakkında endişeleniyor Evet 70 44.3
musunuz? Hayır 88 55.7
Prosedürler arasında ünitenizde yetersiz ilaç tedavisi hakkında Evet 119 75.3
endişeleniyor musunuz? Hayır 39 24.7
YDYB ünitesinde göreve başlamadan önce neoatal ağrı, analjezi Evet 80 50.6
konusunda eğitim aldınız mı? Hayır 78 49.4
Evet 89 56.3
Şuan ki görevinizde neonatal ağrı, analjezi eğitimi aldınız mı?
Hayır 69 43.7
Evet 101 63.9
Ünitenizde neonatal ağrı yönetimi politikası var mı? Hayır 11 7
Bilmiyorum 46 29.1
Çoğunlukla 18 11.4
Sıklıkla 11 7
Ünitenizde sükroz ne sıklıkla kullanılır?
Nadiren 108 68.4
Asla 21 13.3

Yenidoğan yoğum bakım ünitelerinin yönetim ve eğitim ile ilgili soruların


değerlendirilmesi incelendiğinde;

“Ünitenizde yenidoğanlar arasında kullanılan ağrı değerlendirme aracı var mı?” ifadesi
için katılımcıların tamamı (%100) “evet” yanıtını vermiştir. “Prosedürler arasında
ünitenizde aşırı ilaç tedavisi hakkında endişeleniyor musunuz?” ifadesi için
katılımcıların 88’i (%55.7) “hayır” yanıtını verdi. “Prosedürler arasında ünitenizde
yetersiz ilaç tedavisi hakkında endişeleniyor musunuz?” ifadesi için 119 kişi (%75.3)
“evet” yanıtını vermiştir. “YDYB ünitesinde göreve başlamadan önce neoatal ağrı,
analjezi konusunda eğitim aldınız mı?” ifadesi için katılımcıların 80 kişisi (%50.6)
“evet” yanıtını vermiştir. “Şuan ki görevinizde neonatal ağrı, analjezi eğitimi aldınız
mı?” ifadesi için ise katılımcıların 89’u (%56.3) “evet” yanıtını vermiştir. “Ünitenizde
neonatal ağrı yönetimi politikası var mı?” ifadesi için katılımcılardan 101 kişi (%63.9)
“evet” yanıtını verirken 46 kişi (%29.1) “bilmiyorum” yanıtını verdi. Son ifade olan
“Ünitenizde sükroz ne sıklıkla kullanılır?” için ise katılımcılardan 108 kişi “nadiren”
yanıtını vermiştir.
46

5.TARTIŞMA

Yapmış olduğumuz çalışmada katılımcılara “Bir yetişkinde analjezi kullanımını


gerektiren stresli bir deneyime maruz kalan bir yenidoğanda analjezi kullanmamanın
nedenleri nelerdir?” sorusu yöneltildiğinde ise katılımcıların %5’i “iletişim yetersizliği”,
%26.5’i, “intravenöz erişim yolu bulamama”, %30.6’sı “ilaç reaksiyonlarından korkma”
ve %37.9’u ise “analjezi kullanılmaması gerektiğine inanma” yanıtlarını verdi. Akuma
ve Jordan’ın çalışmasında ise analjezi uygulamamanın en sık nedenleri arasında %35
acil bir durumda işlem yapmak, %11 advers ilaç reaksiyonlarından korkmak, %5 ile
analjezinin unutulması, %3 intravenöz erişim yolunun olamaması cevapları yer
almaktadır (Akuma, Jordan, 2011). Perry ve arkadaşlarının 2018’de yapmış olduğu
çalışmada yenidoğanlarda sağlık çalışanları tarafından kabul edilen ağrı pradigmaları
yenidoğanın bakımı sırasında kritik kararları etkilediğini belirtmiştir. Aynı zamanda üç
ülkede yapılan çalışmada analjezi kullanımı bölümünde sağlık çalışanlarının zaman,
bilgi ve kullanılan araç ve ilaçlara güven eksikliği olduğu ifade edilmiştir (Perry ve ark.
2018). Yenidoğanlarda ağrı değerlendirmesinde ve analjezi kullanımındaki en önemli
sorun yenidoğanın bu durumu sözel olarak ifade edememesidir. Bu sebeple yenidoğanın
ağrı tanımlaması zor olmaktadır ve ağrılı deneyime maruz kalan yenidoğanda analjezi
kullanmama durumunu ortaya çıkarmaktadır.

Çalışmamızda sağlık çalışanları yenidoğanın ağrı ve stres durumunu belirlemek


için kan basıncında yükselme, taşikardi, hiperglisemi cevaplarının yanı sıra kaçınma
hareketlerini gözlemleme ve bebeğin ağlaması yanıtlarını verdi. Kendini ifade
edemeyen yenidoğanda ağrı değerlendirmesi zorlayıcı bir görevdir. Ek olarak IASP’ın
belirttiği gibi “Sözlü olarak iletişim kuramama, bir kişinin ağrı yaşadığı ve uygun bir
ağrı giderici tedaviye ihtiyaç duyduğu olasılığını ortadan kaldırmaz”. Bu sebeple dile
getirilemeyen ağrıdan muzdarip kişilerin rahatsızlığını gidermek için ağrı
değerlendirmesi büyük önem taşımaktadır (Cousins, Brennan, Carr, 2004). Ağrıyı
değerlendirmek için kullanılan farklı skalalar mevcuttur ancak kullanılan yöntem ve
skalalarda farklılıklar mevcuttur. Kalp atış hızı, kan basıncı gibi nesnel ölçümler
kullanılabilirken yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde sağlık çalışanları genellikle yüz
buruşturma, ağlama gibi bebeğin genel tavırlarıyla da değerlendirme yapabilmektedir
(Witt, Coynor, Edwards, Bradshaw, 2016). Diğer bir çalışmada ise yenidoğanın ağrı
47

belirtileri artan kalp hızı, solunum hızı ve kan basıncının yanı sıra azalmış kalp hızı
değişkenliği ve oksijen desatürasyon olarak ifade edilmiştir. (Hummel, Van Dijk, 2006).
Kartal ve Bulut’un (2022) sağlık çalışanları üzerinde yapmış olduğu çalışmada da
yenidoğanın ağrı belirtileri huzursuzluk, ağlama ve satürasyon düzeyinde bozulma
olarak saptanmıştır (Kartal, Bulut, 2022). Sağlık çalışanlarının yoğun bakımda yatan
yenidoğanı her an gözlemle şansları bulunmaktadır. Bu sebeple yenidoğan yoğun bakım
ünitelerinde görev yapan sağlık çalışanları yenidoğan ağrısını belirlemede fizyolojik ve
davranışsal değişimleri kullanmaktadır.

Çalışmamızda “felçli yenidoğanda ağrıyı nasıl değerlendirirsiniz?” sorusu


sorulduğunda katılımcılar avuç içi terlemesi, beslenme intoleransı, hiperglisemi,
ajitasyon ve hipertermi yanıtını verdi. Akuma ve Jordan’ın çalışmasında katılımcılar
felçli yenidoğanlarda ağrı veya stres değerlendirmelerini vücut reaksiyonlarına, apne
veya oksijen desatürasyonu gibi hayati belirtilerdeki değişikliklere dayandırmıştır.
Diğer kullanılan belirtiler ajitasyon, uykusuzluk, ateş, hiperglisemi olarak belirtilmiştir.
Genel olarak felçli yenidoğanlarda ağrı ve stresi değerlendirmek için fizyolojik
parametreler kullanılmıştır (Akuma, Jordan, 2011). Maxwell, Fraga ve Malavolta’nın
2019’da yapmış olduğu çalışmada farmakolojik olarak felçli ya da ciddi seviyede
nörolojik bozukluğu olan yenidoğanlarda ağrıyı değerlendirmenin tek yöntemi
fizyolojik ölçümler olabilir şeklinde belirtmişlerdir. Ancak bu önlemlerin geçerliliği ve
güvenilirliğinin sorgulanabilir olduğu ileri sürülmüştür. Bu bebeklerde hipovolemi, ateş,
artan kalp hızı, desatürasyon, homurdanma ile artan solunum güçlüğü gibi diğer
fizyolojik belirtiler göz önünde bulundurulması gerektiğini açıklamışlardır (Maxwell,
Fraga, Malavolta, 2019). Lotan ve Icht’in (2023) araştırmasında ise felçli veya zihinsel-
gelişimsel yetersizliği olan yenidoğan ve çocuklarda kullanılan fizyolojik belirtilerin
kalp hızındaki değişimler, kan basıncının yükselmesi, tükürük salgısının artması,
solunum sayısının artması ve kafa içi basıncında artış olarak belirtilmiştir.

Araştırmada sağlık çalışanlarının sık kullandıkları farmakolojik ajanlar


sorulduğunda parasetomol ön plana çıkmaktadır. Diğer farmakolojik ajanlar ise fentanil
sitrat, midazolam, ketamin hidroklorür ve parasetamol+fenobarbital şeklinde
sıralanmıştır. TND’ ye göre yenidoğanlarda ağrı tedavisinde önerilen ilaçlar kullanım
sıklığına göre fentanil, morfin, deksmedetomin, ketamin, midazolam, kloralhidrat ve
48

klonidin olarak belirtilmiştir. Parasetomol için ise cerrahi sonrası kullanılan opiyatların
miktarını azalttığını belirtirken topuktan kan kalma veya göz muayenesi esnasında
ağrıyı azaltmadığını ve ağrılı girişimler sırasında analjezik olarak kullanılmamasını
gerektiğini açıklamıştır (Yiğit, Ecevit, Köroğlu, 2018). Akuma ve Jordan’ın
çalışmasında morfin %93 oranında en sık kullanılan analjezik olarak belirtilirken diğer
sıralarda fentanil, kodein, parasetomol, sükroz ve ibuprofen yer almıştır (Akuma,
Jordan, 2011). Ünitelerde kullanılan farmakolojik ajanlarda parasetomolün ön plana
çıkması çalışanlar tarafından diğer analjeziklere göre daha ulaşılabilir olması
düşünülmektedir.

Çalışmamızda katılımcıların sükroz kullanma endişeleri olarak hiperglisemi ve


aspirasyon korkusu öne çıkmıştır. Akuma ve Jordan çalışmasında sükroz kullanma
endişesini aspirasyon korkusu, nekrotizan enterokolit, hiperglisemi olarak belirtmiştir
(Akuma, Jordan, 2011). Holsti ve Grunau (2010)’ nun yapmış olduğu çalışmada
yenidoğanların yoğun bakım ünitelerinde ağrılı girişimlerin ortalama sayısının günde on
beşe kadar çıkabildiğini söylemiştir. Ayrıca her prosedür için sükroz uygulanırsa
yenidoğanların hızlı beyin gelişimi döneminde yüksek oranda şekere maruz
kalabileceklerini belirtmişlerdir (Holsti, Grunau, 2010). Sükroz kullanım oranının düşük
olması sağlık çalışanlarının yenidoğanda öncelikle solunum sistemi değerlendirmesine
önem verdikleri düşünülmektedir. Bunun sebebi olarakta verilen yanıtlarda “aspirasyon
korkusu” cevabı ele alınmıştır.

Çalışmamızda toplam bilgi puanı ortalaması 6.4±1.0 olarak hesaplanmıştır.


Kadın çalışanların bilgi puanı ortalaması 6.5±1.0, erkek çalışanların 6.2±1.0’dır
(p>0.05). Çalışanların çocuk sahibi olma ve çalışma yılı ile bilgi puanları arasında
anlamlı ilişki bulunmamıştır. Akuma ve Jordan’ın çalışmasında bilgi puanı 82±13.3
olarak hesaplanmıştır (Akuma, Jordan, 2011). Alburaey ve arkadaşlarının çalışmasında
da toplam bilgi puanı 77.3±11.6 olarak hesaplanmıştır (Alburaey, Al-Qurashi, Aljohar,
Almubayedh, Ahmed, Alabdullatif, Alowayshiq, 2020). Çalışmamız da <28 hafta
yenidoğan grubu için katılımcıların 148’i (93.7’si) ağrı hisseder yanıtını verirken aynı
yenidoğan grubu için katılımcıların 10’u (%6.3’ü) ağrı hissetmez yanıtını vermiştir.
Diğer üç yenidoğan grubu içinse katılımcıların tamamı ağrı hisseder yanıtını vermiştir.
49

Akuma ve Jordan tarafından yapılan çalışmada 28 haftadan küçük yenidoğan grubu için
katılımcıların çoğunluğu ağrı algılayabildiklerini ifade etmiştir. Sadece %1-5 kişi bu
yenidoğan grubunun ağrı algılayamadığını belirtmiştir. Alburaey ve arkadaşlarının
çalışmasında da 28 haftadan büyük yenidoğan grubu için tüm katılımcılar ağrıyı
hisseder ifadesini kullanırken 28 haftadan küçük yenidoğan grubu için katılımcıların
%83’ü ağrı hisseder ifadesini kullanmıştır (Alburaey ve ark. 2020). Çalışmamızda
prosedürlerde “lomber ponksiyon” prosedürü 9.43 puan ile en ağrılı işlem olarak
belirtildi. Uygulamalar arasında “topuktan kan almak” prosedürü ise 7.82 puan ile diğer
uygulamalara göre daha az ağrılı işlem olarak ifade edildi. Akuma ve Jordan’ın
çalışmasında topuktan kan alma prosedürü en az ağrılı işlem iken göğüs tüpü takılma
prosedürü ise en ağrılı işlem olarak belirtilmiştir. Aynı şekilde Alburaey ve
arkadaşlarının çalışmasında da topuktan kan alma prosedürü en az ağrılı işlem, göğüs
tüpü prosedürü de en ağrılı işlem olarak belirtilmiştir (Alburaey ve ark. 2020).
50

6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER

6.1. Sonuçlar

Yapılan çalışma sonucunda aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.


- “Bir yetişkinde analjezi kullanımını gerektiren stresli bir deneyime maruz kalan
bir yenidoğanda analjezi kullanmamanın nedenleri nelerdir?” sorusu
yöneltildiğinde ise katılımcıların %5’i “iletişim yetersizliği”, %37.9’u ise
“analjezi kullanılmaması gerektiğine inanma” yanıtlarını verdi.
- Sağlık çalışanları yenidoğanın ağrı ve stres durumunu belirlemek için kan
basıncında yükselme, taşikardi, hiperglisemi cevaplarının yanı sıra kaçınma
hareketlerini gözlemleme ve bebeğin ağlaması yanıtlarını verdi.
- “Felçli yenidoğanda ağrıyı nasıl değerlendirirsiniz?” sorusu sorulduğunda
katılımcılar avuç içi terlemesi, beslenme intoleransı, hiperglisemi, ajitasyon ve
hipertermi yanıtını verdi.
- Sağlık çalışanlarının sık kullandıkları farmakolojik ajanlar sorulduğunda
parasetomol ön plana çıkmaktadır. Diğer farmakolojik ajanlar da fentanil sitrat,
midazolam, ketamin hidroklorür ve parasetamol+fenobarbital şeklinde
sıralanmıştır.
- Katılımcıların sükroz kullanma endişeleri olarak hiperglisemi ve aspirasyon
korkusu öne çıkmıştır.

6.2.Öneriler

- Bu sonuçlar doğrultusunda sağlık çalışanlarının lisans ve lisansüstü eğitimleri


sırasında yenidoğanın yaşadığı ağrı ile ilgili eğitim konularının arttırılması,
- Ünitelerde görev yapan sağlık çalışanlarının hizmet içi eğitim konularının
yenidoğan ağrısı ve ağrı yönetimi konusu eklenmeli,
- Uygulanan eğitimlerin sürdürülebilir şekilde devam etmesi önerilmektedir.
51

KAYNAKLAR

Açıkgöz A, Yıldız S, Çiğdem Z, Baydemir C, Akşit M A, Yarar M (2012). N PASS yenidoğan


ağrı ajitasyon sedasyon ölçeğinin Türkçe uyarlaması, akut ağrıda geçerlik ve güvenirlik
çalışması. Indian Journal of Fundamental and Applied Life Sciences ISSN: 2231– 6345
(Online)An Open Access, Online International. Erişim Adresi:
https://www.researchgate.net/publication/318394809_a_turkısh_adaptatıon_of_the_neo
natal_paınagıtatıon_sedatıon_scale_n-pass_and_ıts_valıdıty_and_relıabılıty

Agarwal A, Gupta N, Chaudhary R, Upadhyay A, Dubey A (2019). Repeated painful stimuli


may affect pain response in neonates of more than 34 weeks post-conceptional age: A
case control study. Sri Lanka Journal of Child Health. 48(3).251-255. DOI:
http://doi.org/10.4038/sljch.v48i3.8761

Alburaey A M, Al-Qurashi F O, Aljohar A Y, Almubayedh K A, Ahmed N A, Alabdullatif H A,


Alowayshiq H M (2020). Pain assessment and management in neonatal intensive care
units in the eastern province of Saudi Arabia: a survey of doctors and nurses. Saudi
journal of medicine & medical sciences, 8(2), 140–145.
https://doi.org/10.4103/sjmms.sjmms_7_19

Akcan E, Yiğit R (2015). Prematüre bebek ağrı profili: Türkçe geçerlilik ve güvenirliliği. Fırat
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Tıp Dergisi, 29(3), 97-102. Erişim Adresi:
http://tip.fusabil.org/pdf/pdf_FUSABIL_1076.pdf

Akcan E, Polat S (2017). Yenidoğanlarda ağrı ve ağrı yönetiminde hemşirenin rolü. Acıbadem
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi. 2. 64-69. Erişim Adresi:
http://journal.acibadem.edu.tr/tr/pub/issue/61316/914457#article_cite

Akdovan T (1999). Sağlıklı yenidoğanlarda ağrının değerlendirilmesi, emzik verme ve kucağa


alma yöntemlerinin etkisinin incelenmesi. Yüksek lisans tezi, Marmara Üniversitesi,
İstanbul, Türkiye

Akuma A O, Jordan S (2011). Pain management in neonates: a survey of nurses and doctors.
Journal of advanced Nursing. 68(6). 1288-1301. doi: 10.1111/ j.1365-
2648.2011.05837.x

Akyürek B (2003). Yenidoğan bebeklerde ağrı tanılaması ve yönetimi. Ege Üniversitesi


Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi. 19(1-3), 135-153. Erişim Adresi:
https://dergipark.org.tr/tr/pub/egehemsire/issue/49616/635923#article_cite

Alakan Ş Y, Ünal E (2017). Yoğun bakım hemşireliğinde ağrı değerlendirilmesi ve ağrı


yönetimi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi, 4(2), 12-29. Erişim
Adresi: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/377042

Archana S N, Ashish R D, Ajay G P, Somashekhar M N (2014). Knowledge and attitudes


regarding neonatal pain among nursing staff of pediatric department: an Indian
52

experience. Pain Management Nursing. 15(1) s: 69-75


doi.org/10.1016/j.pmn.2012.06.005.

Eti-Aslan F (2002). Ağrı değerlendirme yöntemleri, C.U. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 6(1);
9-16.

Ayazi M, Bazzi A, Vashani Behnam H, Reyhani T, Boskabadi H (2017). Effect of ear protector
on heart rate and pain due to intravenous sampling in premature infants. Journal of
Babol University of Medical Sciences. 19(9) 13-19. Erişim adresi:
https://jbums.org/article-1-6616-en.html

Ayre C, Scally A J (2014). Critical values for Lawshe’s content validity ratio: revisiting the
original methods of calculation. Measurement and Evaluation in Counseling and
Development. 47 (1), 79–86. doı: 10.1177/0748175613513808

Bartocci M, Bergqvist L L, Lagercrantz H, Anand K J (2006). Pain activates cortical areas in


the preterm newborn brain. Pain, 122(1-2), 109–117.
https://doi.org/10.1016/j.pain.2006.01.015

Batton G, Barrington J, Wallman C (2006). Prevention and management of pain in the neonate:
An update Paediatrics, 118(5). 2231-2241. DOI: 10.1542/peds.2006-2277

Bayraktar S (2012). Preterm yenidoğanda ağrıyı değerlendirmede kullanılan EDIN ölçeğinin


geçerlik- güvenirlik çalışması (Yüksek Lisans Tezi). İstanbul Üniversitesi, İstanbul.
Türkiye.

Bellieni C V (2012). Pain assessment in human fetus and infants. The AAPS Journal. 14(3),
456–461. https://doi.org/10.1208/s12248-012-9354-5.

Carbajal R, Rousset A, Danan C, Coquery S, Nolent P, Ducrocq S, Saizou C, Lapillone A,


Granier M, Durand P, Lenclen R, Coursol A, Hubert P, Blanquat S L, Boëlle Y P,
Annequin D, Cimerman P, Anand S J K, Bréart G (2008). Epidemiology and treatment
of painful procedures in neonates in intensive care units. JAMA. 300(1):60–70.
doi:10.1001/jama.300.1.60.

Carpentier E, Moreau F, Thomas-Soriot S, Tourneux P (2018). Training program for pain


assessment in the newborn. Archives de Pédiatrie. 25(1). 35-38.
doi.org/10.1016/j.arcped.2017.11.014.

Capolingua M, Gill J F (2018). Neonatal nurses’ self-reported practices, knowledge and


attitudes toward premature infant pain assessment and management. Journal of Neonatal
Nursing, 24(4), 218-224. https://doi.org/10.1016/j.jnn.2018.03.002.
53

Carbajal R, Rousset A, Danan C, Coquery S, Nolent P, Ducrocq S, Breart G (2008).


Epidemiology and treatment of painful procedures in neonates in intensive care units.
JAMA: The Journal of the American Medical Association. 300(1). 60-70.
DOI: 10.1001/jama.300.1.60

Ceylan S S, Bolışık B (2017). Yenidoğan stres ölçeğinin psikometrik özelliklerinin incelenmesi.


ACU Sağlık Bilimleri Dergisi. 8(2), 97-103. Erişim Adresi:
http://journal.acibadem.edu.tr/en/download/article-file/1701655

Ceylan S S, Bolışık B (2017). Yenidoğan bebeklerde ALPS-Neo ağrı ve stres değerlendirme


ölçeğinin geçerlik ve güvenirliği. Pamukkale Tıp Dergisi. 10(1), 45-52. doi:
10.5505/ptd.2017.07769

Chen Y, Tong Y, Xue Z, Cheng Y, Li X (2020). Evaluation of the reliability and validity of the
behavioral indicators of infant pain scale in Chinese neonates. Pain Management
Nursing. 21(5). 456-461. https://doi.org/10.1016/j.pmn.2020.01.001.

Cousins, M. J., Brennan, F., & Carr, D. B. (2004). Pain relief: a universal human
right. Pain, 112(1-2), 1-4.

Çetintaş İ (2019). Diyabetin aileye etkisi ölçeğinin Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışması
(Yüksek Lisans Tezi) Trakya Üniversitesi, Edirne. Türkiye

Deniz Ö A. (2019). Yenidoğanda topuk kanı alma sırasında uygulanan ayak refleksolojisi ve
akupresur yöntemlerinin ağrıya etkisi (Doktora Tezi). Eskişehir Osmangazi
Üniversitesi, Eskişehir. Türkiye

Dinçer Ş, Yurtçu M, Günel E (2011). Yenidoğanlarda ağrı ve nonfarmakolojik tedavi. Selçuk


Üniversitesi Tıp Dergisi, 27(1), 46-51. Erişim Adresi:
https://www.selcukmedj.org/yenidoganlarda-agri-ve-nonfarmakolojik-tedavi-tr-4232/

Eroğlu A, Arslan S (2018). Yenidoğanda ağrının algılanması, değerlendirilmesi ve


yönetimi. Düzce Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 8(1), 52-60. Erişim
Adresi: https://dergipark.org.tr/tr/pub/duzcesbed/issue/34701/287478#article_cite

Eti Aslan F, Karadağ Ş (2007). Ağrı: yoğun bakım ünitesinde hemşireye hastanın yerine
düşünme ve hissetme zorunluluk ve sorumluluğu yükleyen sorun. Yoğun Bakım
Hemşireliği Dergisi. 11(2); 89-95. Erişim Adresi:
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/260095

Eti Aslan F, Badır A (2005). Ağrı kontrol gerçeği: hemşirelerin ağrının doğası,
değerlendirilmesi ve geçirilmesine ilişkin bilgi ve inançları. Ağrı Dergisi. 17(2); 44- 51.
Erişim Adresi: https://jag.journalagent.com/z4/vi.asp?pdir=agri&plng=tur&un=AGRI-
96337
54

Evans, C, McCartney M, Lawhon G, Galloway J (2005). Longitudinal comparison of preterm


pain responses to repeated heelsticks. Pediatric Nursing. 31(3). 216-221. Erişim Adresi:
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16075480/

Fitzgerald M (2005). The development of nociceptive circuits. Nat Rev Neurosci. 6(7):507-20.
doi: 10.1038/nrn1701. PMID: 15995722

Gitto E, Pellegrino S, Manfrida M, Aversa S, Trimarchi G, Barberi I, Reiter RJ (2012). Stress


response and procedural pain in the preterm newborn: the role of pharmacological and
non-pharmacological treatments. Eur J Pediatr. 171(6):927-33. doi: 10.1007/s00431-
011-1655-7. Epub 2011 Dec 30. PMID: 22207490.

Güney M. (2017). Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşirelerin ağrı yönetiminde
kullanılan nonfarmakolojik yöntemlere ilişkin bilgi ve uygulamalarının belirlenmesi
(Yüksek Lisans Tezi). İstanbul Medipol Üniversitesi, İstanbul. Türkiye

Gray L, Watt L, Blass E M (2000). Skin-to-skin contact is analgesic in healthy newborns.


Pediatrics. 105(1), 14. DOI: 10.1542/peds.105.1.e14

Hall R W, Anand K J (2014). Pain management in newborns. Clinics in perinatology, 41(4),


895–924. https://doi.org/10.1016/j.clp.2014.08.010

Hermann C, Hohmeister J, Demirakça S, Zohsel K, Flor H (2006). Long-term alteration of pain


sensitivity in school-aged children with early pain experiences. Pain. Dec
5;125(3):278. DOI: 10.1016/j.pain.2006.08.026

Herr K, Coyne J P, Key T, Manworren R, McCaffery M, Merkel S, Pelosi-Kelly J, Wild L


(2006). Pain assessment in the nonverbal patient: position statement with clinical
practice recommendations. Pain Management Nursing. 7(2) 44-52.
https://doi.org/10.1016/j.pmn.2006.02.003

Holsti, L., & Grunau, R. E. (2010). Considerations for using sucrose to reduce procedural pain
in preterm infants. Pediatrics, 125(5), 1042–1047. https://doi.org/10.1542/peds.2009-
2445

Hummel P, Puchalski M, Creech SD, Weiss MG (2008). Clinical reliability and validity of the
N-PASS: neonatal pain, agitation and sedation scale with prolonged pain. J Perinatol.
28(1):55-60. 52. DOI: 10.1038/sj.jp.7211861

Hummel P, Lawlor-Klean P, Weiss MG (2010). Validity and reliability of the N-PASS


assessment tool with acute pain. Journal of Perinatology. 30: 474-478.
DOI: 10.1038/jp.2009.185
55

Hummel, P, Van Dijk M. (2006). Pain assessment: current status and challenges. Seminars in
fetal & neonatal medicine, 11(4), 237–245. https://doi.org/10.1016/j.siny.2006.02.004

Ilhan, E., Pacey, V., Brown, L., Spence, K., Gray, K., Rowland, J. E., White, K., & Hush, J. M.
(2021). Neonates as intrinsically worthy recipients of pain management in neonatal
intensive care. Medicine, health care, and philosophy, 24(1), 65–72.
https://doi.org/10.1007/s11019-020-09982-z

İnaç Y B, Kanan N (2021). Yenidoğanda ağrı yönetimi ve hemşirelerin rolleri. Genel Sağlık
bilimeri Dergisi. 3(3), 273-285. Erişim Adresi:
https://dergipark.org.tr/en/pub/jgehes/issue/66685/974680

Johnston CC, Stevens B, Pinelli J, Gibbins S, Filion F, Jack A, Steele S, Boyer K, Veilleux A
(2003). Kangaroo care is effective in diminishing pain response in preterm neonates.
Arch Pediatr Adolesc Med. 157(11):1084-8. doi: 10.1001/archpedi.157.11.1084. PMID:
14609899.

Kahraman A (2020). Normal doğuma yönelik öz-yeterlilik ölçeğinin Türkçe geçerlik ve


güvenirlik çalışması (Yüksek Lisans Tezi). Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Tokat.
Türkiye

Kahraman A, Başbakkal Z, Yalaz M (2014). Yenidoğan konfor davranış ölçeğinin Türkçe


geçerlik ve güvenirliği. Uluslararası Hakemli Hemşirelik Araştırmaları Dergisi, 1(2),
1-11. Doi: 10.17371/UHD.2014210143

Kartal, Y. A., & Bulut, A. (2022). Ebelik Öğrencilerinin Yenidoğan Ağrı Yönetimi Konusunda
Bilgi ve Tutumları. Euroasia Journal of Mathematics, Engineering, Natural & Medical
Sciences, 9(25), 88–96. https://doi.org/10.5281/zenodo.7482531

Kemer D, İşler A (2020). Yenidoğanlarda ağrı yönetiminde kullanılan kanıt temelli


nonfarmakolojik hemşirelik uygulamaları. Balıkesir Sağlık Bilimleri Dergisi. 9(3), 197-
204. Erişim Adresi: https://dergipark.org.tr/en/pub/balikesirsbd/issue/58555/749380

Keskin, M (2018). Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde çalışan hemşirelerin gelişimsel bakıma
yönelik bilgilerinin incelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Harran Üniversitesi, Şanlıurfa.
Türkiye

Lago P, Guadagni A, Merazzi D, Ancora G, Bellieni CV, Cavazza A (2005). Pain study group
of the ıtalian society of neonatology. Pain management in the neonatal intensive care
unit: a national survey in Italy. Paediatr Anaesth. 15(11):925-31. doi: 10.1111/j.1460-
9592.2005.01688.x. PMID: 16238551.

Lawshe, C. H. (1975). A quantitative approach to content validity. Personnel psychology. 28(4),


563-575. https://doi.org/10.1111/j.1744-6570.1975.tb01393.x
56

Lawrence J, Alcock D, McGrath P, Kay J, MacMurray S B, Dulberg C (1993). The


development of a tool to assess neonatal pain. Neonatal network : NN, 12(6), 59–66.

Lotan, M., & Icht, M. (2023). Diagnosing Pain in Individuals with Intellectual and
Developmental Disabilities: Current State and Novel Technological
Solutions. Diagnostics, 13(3), 401. MDPI AG. Retrieved from
http://dx.doi.org/10.3390/diagnostics13030401

Lundqvist P, Kleberg A, Edberg AK, Larsson BA, Hellstrom-Westas L, Norman E (2014).


Development and psychometric properties of the Swedish ALPS-Neo pain and stress
assessment scale for newborn infants. Acta Paediatr. 103:833-839.

Mathew P J, Mathew J L (2003). Assessment and management of pain in infants. Postgraduate


medical journal, 79(934), 438–443. https://doi.org/10.1136/pmj.79.934.438

Maxwell L G, Fraga M V, Malavolta C P (2019). Assessment of Pain in the Newborn: An


Update. Clinics in perinatology, 46(4), 693–707.
https://doi.org/10.1016/j.clp.2019.08.005

Merkel S, Voepel-Lewis T, Malviya S (2002). Pain assessment in infants and young children:
the FLACC scale. The American journal of Nursing. 102(10), 55–58.
https://doi.org/10.1097/00000446-200210000-00024

Mitchell A, Boss B J (2002). Adverse effects of pain on the nervous systems of newborns and
young children: a review of the literature. The Journal of neuroscience nursing :
journal of the American Association of Neuroscience Nurses, 34(5), 228–236.
https://doi.org/10.1097/01376517-200210000-00002

Muteteli C, Tengera O, Gowan M (2019). Neonatal pain management among nurses and
midwives at two Kigali hospitals. Rwanda Journal of Medicine and Health
Sciences, 2(2), 138-146. DOI: 10.4314/rjmhs.v2i2.9

Nimbalkar S, Dongara A, Phatak G, Nimbalkar M (2014). Knowledge and attitudes regarding


neonatal pain among nursing staff of pediatric department: an Indian experience. Pain
Management Nursing. 15(1). 69-75 https://doi.org/10.1016/j.pmn.2012.06.005

Okyay R D, Ayoğlu H (2018). Çocuklarda postoperatif ağrı yönetimi. Pediatric Practice and
Research, 6(2), 16-25. https://doi.org/10.21765/pprjournal.414257

Öksüz M (2019). Yenidoğan, Yoğun Bakım ve Ağrı Yönetimi (Yüksek Lisans Tezi). Beykent
Üniversitesi, İstanbul. Türkiye
57

Özçevik D, Ocakçı A F (2019). Yenidoğanda ağrı: değerlendirme, yönetim ve hemşirenin rolü .


Ankara Sağlık Hizmetleri Dergisi. 18(1),18-26. Erişim Adresi:
https://dergipark.org.tr/tr/pub/ashd/issue/49083/573228

Perry M, Tan Z, Chen J, Weidig T, Xu W, Cong X S (2018). Neonatal pain: perceptions and
current practice. Critical care nursing clinics of North America, 30(4), 549–561.
https://doi.org/10.1016/j.cnc.2018.07.013

Pillai Riddell R R, Racine N M, Turcotte K, Uman L S, Horton R E, Din Osmun L, Ahola


Kohut S, Hillgrove Stuart J, Stevens B, Gerwitz-Stern A (2011). Non-pharmacological
management of infant and young child procedural pain. The Cochrane database of
systematic reviews. (10), CD006275. https://doi.org/10.1002/14651858.CD006275.pub2

Popowicz H, Mędrzycka-Dąbrowska W, Kwiecień-Jaguś K, Kamedulska A (2021). Knowledge


and practices in neonatal pain management of nurses employed in hospitals with
different levels of referral-multicenter study. Healthcare (Basel, Switzerland), 9(1), 48.
https://doi.org/10.3390/healthcare9010048

Sadeghi T, Mohammadi N, Shamshiri M, Bagherzadeh R, Hossinkhani N (2013). Effect of


distraction on children's pain during intravenous catheter insertion. Journal for
specialists in pediatric nursing : JSPN, 18(2), 109–114.
https://doi.org/10.1111/jspn.12018

Shapiro, C. R. (1993). Nurses' judgments of pain in term and preterm newborns. Journal of
Obstetric, Gynecologic, & Neonatal Nursing, 22(1), 41-47.
https://doi.org/10.1111/j.1552-6909.1993.tb01781.x

Slater R, Fabrizi L, Worley A, Meek J, Boyd S, Fitzgerald M (2010). Premature infants display
increased noxious-evoked neuronal activity in the brain compared to healthy age-
matched term-born infants. NeuroImage, 52(2), 583–589.
https://doi.org/10.1016/j.neuroimage.2010.04.253

Şenaylı Y, Özkan F, Şenaylı A, Bıçakçı Ü (2006). Çocuklarda postoperatif ağrının FLACC


(YBAAT) ağrı skalasıyla değerlendirilmesi. Türkiye Klinikleri Anesteziyoloji
Reanimasyon Dergisi. 4 (1): 1-4

Şafak M (2021). Yenidoğanlarda topuk kanı alma işleminde uygulanan oral glikoz ve ayak
refleksolojisinin ağrı üzerine etkisinin değerlendirilmesi (Yüksek Lisans Tezi).
Pamukkale Üniversitesi, Denizli. Türkiye.

Van Ganzewinkel C J, Anand K J, Kramer B W, Andriessen P (2014). Chronic pain in the


newborn: toward a definition. The Clinical journal of pain, 30(11), 970–977.
https://doi.org/10.1097/AJP.0000000000000056
58

Veneziano L, Hooper J (1997). A method for quantifying content validity of health-related


questionnaires. American Journal of Health Behavior. 21 (1), s. 67-70.

Van Hulle Vincent C. (2005). Nurses’ knowledge, attitudes, and practices: Regarding children’s
pain. MCN The American Journal of Maternal/Child Nursing, 30(3), 177–183.

Walter-Nicolet E, Annequin D, Biran V, Mitanchez D, Tourniaire B (2010). Pain management


in newborns: from prevention to treatment. Paediatric drugs, 12(6), 353–365.
https://doi.org/10.2165/11318900-000000000-00000

Wilson F R, Pan W, Schumsky D A (2012). Recalculation of the critical values for Lawshe’s
content validity ratio. Measurement and Evaluation in Counseling and Development,
45, 197–210. doi:10.1177/0748175612440286.

Williams A, Manias E (2007). A structured literatüre review of pain assessment and


management of patients with chronic kidney disease. Journal of Clinical Nursing. 17(1)
69-81. https://doi.org/10.1111/j.1365-2702.2007.01994.x

William D M, Lascelles X D (2020). Early neonatal pain - a review of clinical and experimental
implications on painful conditions later in life. Frontiers in Pediatrics Childen and
Health. 8(30);1-12. https://doi.org/10.3389/fped.2020.00030

Witt N, Coynor S, Edwards C, Bradshaw H (2016). A guide to pain assessment and


management in the neonate. Current emergency and hospital medicine reports, 4, 1–10.
https://doi.org/10.1007/s40138-016-0089-y

Yıldız Ç C (2019). Yeni mezun hemşirelerde gerçeklik şokunun nitel açıdan incelenmesi ve
gerçeklik şoku ölçeğinin geliştirilmesi (Yüksek Lisans Tezi). Marmara Üniversitesi,
İstanbul. Türkiye.

Yiğit, D. (2017). Term Yenidoğanlarda Kanguru Bakımının Ağrı Üzerine Etkisi (Yüksek Lisans
Tezi). Dumlupınar Üniversitesi, Kütahya. Türkiye

Yiğit Ş, Ecevit A, Köroğlu A Ö (2018). Türk neonatoloji derneği yenidoğan döneminde ağrı ve
tedavisi rehberi. Türk Pediatri Arşivi. 53(Suppl 1): s161-171. DOI:
10.5152/TurkPediatriArs.2018.01802
59

EKLER

Ek. 1: ETİK KURUL ONAYI


60

Ek 2:KURUM İZİN ONAYI


61
62
63

Ek. 3: FORMLAR

TANIMLAYICI BİLGİ FORMU

Cinsiyetiniz Kadın Erkek

Yaşınız

Hangi hastanede çalışıyorsunuz?


Evet Hayır
Çocuğunuz var mı?
0-1 1-5
Kaç yıldır çalışıyorsunuz?
5-10 10+
64

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ YENİDOĞAN AĞRISINA YÖNELİK BİLGİ


DÜZEYLERİ VE UYGULADIKLARI GİRİŞİMLERİ DEĞERLENDİRME
ANKETİ

Bölüm 1

Aşağıdaki ifadelerden doğru veya yanlış olduğunu düşündüğünüz bölümü Doğru


Yanlış
işaretleyiniz.

(a) Yenidoğanlar özellikle prematüre yenidoğanlar ağrı hissetmezler.


(b) Ağrıya verilen cevap doğuştan öğrenilmez.

(c) Yenidoğanlar yetişkinlere göre daha az ağrı hissederler.

(d) Yenidoğanlar ağrı deneyimlerini hatırlamadıkları için analjezi kullanımı gerekli değildir.

(e) Ağrı ile ilişkili fizyolojik stres, analjezinin yan etkilerinden daha tehlikeli olabilir.

(f) Yenidoğanlarda analjezi kullanımı çok tehlikelidir.

(g) Ağrı yenidoğanlarda yetişkinlere göre daha hızlı azalır.

(h) Vücut ağırlığı oranına göre yenidoğanlarda yetişkinlere oranla daha az analjezi kullanımı
gerekir.

(i)Gebeliğin 26.haftasında ve sonrasında doğanlar, ağrılı uyarıları algılamak için gerekli tüm
donanıma sahiptir.

Bölüm 2

a. Aşağıdaki yenidoğan gruplarının ağrıyı algılayabildiğini düşünüyor musunuz?

Evet Hayır
< 28hafta □ □

28-36 hafta □ □

37 hafta – Term □ □

Term – 28 günlük □ □

b. Aşağıdaki prosedürlerin 0’dan 10’a kadar ne derecede ağrı verdiğini düşünüyorsunuz (0-10);
0= ağrısız, 10= çok ağrı

Prosedür Puanlama (0 – 10)

Topuktan kan almak


Damar yolu açmak / kanülasyon
Lomber ponksiyon
Entübasyon
Arterden kan almak
Kateter takmak
Göğüs drenajı
65

c. Aşağıda listelenen prosedürler için, bir yetişkinin hissedeceği ağrıya kıyasla aşağıdaki
yenidoğan gruplarının hissedeceği ağrıyı değerlendirin – ( 0= daha az, 1 = aynı ve 2 = daha
fazla )

Arterden kan
Damar yolu

Entübasyon
kan almak
Topuktan

ponksiyon
Lomber

Kateter
takmak

drenajı
Göğüs
açmak

almak
< 28
hafta
28-36
hafta
37hafta
– Term
Term –
28
günlük

d. Her prosedürün ünitenizde farmakolojik ajan (analjezi) veya konfor önlemleri (örneğin
emzik, kundaklama, pozisyon verme vb.) ile ne sıklıkta gerçekleştirildiğine inandığınızı
değerlendirin)– (0= asla, 1= nadiren, 2= sıklıkla, 3= çoğunlukla, 4= her zaman) Arterden kan
Damar yolu

Entübasyon
kan almak
Topuktan

ponksiyon
Lomber

Kateter
takmak

drenajı
Göğüs
açmak

almak

< Analjezi
28hafta
Konfor

28-36 Analjezi
hafta

Konfor
37
hafta- Analjezi
term
Konfor
Term –
28 Analjezi
günlük

Konfor
66

e. Her prosedürün farmakolojik ve konfor önlemleri ile ne sıklıkta yapılması gerektiğini


düşünüyorsunuz? Puanlayınız. (0= asla, 1= nadiren, 2= sıklıkla, 3= çoğunlukla, 4= her zaman)

Arterden kan
Damar yolu

Entübasyon
kan almak
Topuktan

ponksiyon
Lomber

Kateter
takmak

drenajı
Göğüs
açmak

almak
< Analjezi
28hafta
Konfor

28-36 Analjezi
hafta

Konfor
37
hafta- Analjezi
term
Konfor
Term –
28 Analjezi
günlük

Konfor

f. Bir yetişkinde analjezi kullanımını gerektiren stresli bir deneyime maruz kalan bir
yenidoğanda analjezi kullanmamanın nedenleri nelerdir? Aşağıdaki alanda nedenleri listeleyin

Bölüm 3

a. Bir yenidoğanın ağrı veya stres yaşayabileceğini belirlemek için hangi belirti ve semptomları
kullanıyorsunuz? Aşağıdaki alanda listeleyiniz

b. Felçli bir yenidoğanda ağrıyı nasıl değerlendirirsiniz? Aşağıdaki boşlukta cevap veriniz.

c. Ünitenizde yenidoğanlar arasında kullanılmak üzere bir ağrı değerlendirme aracı var mı?

Evet Hayır Emin değilim


□ □ □

d. Cevabınız C sorusuna evet ise, ağrı değerlendirme aracı(ları) nın adı nedir? Aşağıdaki
alanda listeleyiniz.
67

e. Ünitenizde ağrı kesici için kullanılan en yaygın farmakolojik ajanları aşağıdaki alanlarda
listeleyin – en yaygından en az olana doğru

1………………………………….. 6…………………………………..

2…………………………………. 7………………………………….

3…………………………………. 8………………………………….

4…………………………………. 9………………………………….

5…………………………………. 10………………………………….

f. Sükroz, prosedürler sırasında ünitenizde ne sıklıkla kullanılır?

Her zaman Çoğunlukla Sıklıkla Nadiren Asla


□ □ □ □ □

g. Ünitenizde sükroz kullanım yüzdesi nedir ………………%

h. Bir yenidoğanda sükroz kullanma konusunda herhangi bir endişeniz var mı? Evet ise
aşağıdaki alanda endişeleri listeleyin

i. Prosedürler sırasında ünitenizde aşırı ilaç tedavisi hakkında endişeleniyor musunuz?

Evet Hayır
□ □

j. Prosedürler sırasında ünitenizde yetersiz ilaç tedavisi hakkında endişeleniyor musunuz?

Evet Hayır
□ □
Bölüm 4

a. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde göreve başlamadan önce neonatal ağrı ve analjezi
konusunda herhangi bir eğitim aldınız mı?

Evet Hayır
□ □

b. Şu anki görevinizde neonatal ağrı ve analjezi konusunda resmi bir eğitim aldınız mı?

Evet Hayır
□ □
68

c. Ünitenizde neonatal ağrı yönetimi Politikası veya kılavuzu var mı?

Evet Hayır Bilmiyorum


□ □ □

d. Cevabınız (c) sorusuna evet ise, bu politika son bir yılda denetlendi mi?

Evet Hayır Bilmiyorum


□ □ □

e. Yenidoğanlarda analjezi kullanımının nasıl iyileştirilebileceğine dair herhangi bir öneriniz var
mı? Aşağıdaki alanda önerileri listeleyin

Ek 4: ÖZ GEÇMİŞ

Adı Soyadı : Merve SELBES


69

Yabancı Dili : İngilizce


Eğitim Durumu (Kurum ve Yıl) :
Lise : Muğla Gazi Anadolu Lisesi / 2010-2014
Lisans : Ankara Üniversitesi Hemşirelik Bölümü /
2014-2018
Yüksek Lisans : Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sağlık
Bilimleri Enstitüsü Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Hemşireliği Tezli Yüksek Lisans
Programı / 2019-2023
Çalıştığı Kurum / Kurumlar ve : Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi /
Yıl 2020- devam ediyor
Yayınları (SCI ve diğer) :
Selbes M, Manav G, Muslu Karayağız G
(2021). Hastanede yatan çocuğun
psikososyal belirtilerinin çocuğa ait bazı
değişkenler tarafından incelenmesi, Anadolu
Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi,
24(4): 420-428. DOI:
10.17049/ataunihem.650615

Diğer Konular :

You might also like