Professional Documents
Culture Documents
Camille Niyonkuru
YÜKSEK LİSANS
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
1
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Nisan 2023
2
TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU
Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren
altı ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.
YAZARIN
Adı: Camille
Soyadı: NIYONKURU
İmza:
Teslim Tarihi:
TEZİN-
Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları
kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki
tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.
İmza:
JÜRİ ONAY SAYFASI
Bu tezin Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olması için
şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.
Bir insan, ancak başkalarından yardım aldığında hayatta başarılı olur. Tez danışmanım
Doç. Dr. Pınar Bilasa’ya yüksek lisans çalışması sırasında bana sağladığı tüm yardım ve
destekler için teşekkür ederim.
Sayın Prof. Dr. Mehmet Taşpınar ve Sayın Prof. Dr. Hasan Coşkun bu tezin savunması
sırasında jüride yer aldıkları için kendilerine teşekkür ederim.
Ayrıca bana bu güzel ülkede okuma fırsatı sunduğu için, kültürü, insanları, çevreyi ve en
çok da eğitim fırsatlarını keşfetmemi sağladığı için YTB'ye teşekkür ederim.
Hem bu geziden önce hem de Türkiye'de bulunduğum süre boyunca bana verdiği tüm
finansal, psikolojik ve ebeveyn desteği için değerli arkadaşlarım Giuseppe de NINNO'ya
teşekkür ederim.
Bu ülkede bulunduğum süre boyunca bana verdiği tüm destekler için çok değerli
arkadaşım Gözde Bosnalı'ya da ayrıca teşekkür ederim.
Camille Niyonkuru
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
Şubat 2023
ÖZ
Bu araştırmanın amacı; Türkiye’de ilkokul İngilizce yabancı dil öğretim programı ile
Ruanda’da ilkokul İngilizce yabancı dil öğretim programını karşılaştırmaktır. Araştırmada
nitel araştırma yöntemlerinden fenomenoloji yöntemi kullanılmıştır. Veriler araştırmacı
tarafından oluşturulan görüşme formu aracılığıyla ve ayrıca belge (doküman) tarama ile
elde edilmiştir. Bu araştırmanın çalışma grubunu 2021–2022 eğitim-öğretim yılında
Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı Ankara ilinde bulunan 14 ilkokul
İngilizce öğretmeni ile Ruanda’dan Kigali ilinde bulunan 15 İlkokul İngilizce öğretmeni
çalışma grubu olarak belirlenmiştir. Yarı yapılandırılmış görüşme formu için öncelikle alan
yazın taramasına dayalı olarak 20 soru oluşturulmuş daha sonra üç İngilizce dil uzmanı
(biri Türk diğeri Ruandalı) ve bir Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim dalı öğretim
üyesinin değerlendirmesine sunularak 11 soru daha eklenmiş ve 31 sorudan oluşan
görüşme formuna son hali verilmiştir. Görüşme formu aracılığıyla toplanan veriler;
betimsel analiz ve içerik analizi yapılarak belge taramalarından elde edilen bilgilerle
desteklenmiştir. Elde edilen bulgularına göre Türkiye’de İngilizce öğretim programının
temel eğitimin ikinci sınıfından itibaren, Ruanda’da ise birinci sınıftan itibaren verilmeye
başlandığı görülmüştür. Her iki programda yer alan hedeflerin öğrenci ihtiyaçlarına ve
konu alanının özelliklerine uygun ve hedeflerin birbirleriyle tutarlı olduğu görülmüştür.
Her iki programda da hedeflerin yeterince açık ve anlaşılır bir şekilde olduğu tespit
edilmiştir. Bunun yanı sıra Türkiye’de ilkokul 3. ve 4. sınıfta İngilizce Dersi Öğretim
Programında dört temel alan bulunduğu Ruanda’da ilkokul 3. ve 4. sınıfta İngilizce Dersi
Öğretim Programında ise beş temel alan bulunduğu görülmüştür. Elde edilen görüşlere
göre her iki programın içeriğinin hedeflerle istenilen düzeyde tutarlı olduğu belirlenmiştir.
Türkiye'de ilkokul 3. ve 4. sınıfta İngilizce derslerine haftalık toplam sekiz saat ayrılırken
Ruanda'da ise haftalık toplam 12 saat ayrılmıştır. Ayrıca Ruanda’da 4. sınıfta tüm diğer
dersler İngilizcede öğretilmektedir. Bunu yanı sıra her iki ülke programlarında öğrencilerin
değerlendirilmesi için önerilen ölçme-değerlendirme araçlarında çeşitlilik olduğu
görülmüştür. Türkiye’de programlarda ölçme-değerlendirmenin bir dönemde iki kere
yapıldığı belirtirlerken Ruanda’daki programda ölçme-değerlendirmenin bir dönemde dört
kere yapıldığı tespit edilmiştir. Her iki ülkedeki programda sözlü yoklama, yazılı yoklama,
çoktan seçmeli test, doğru-yanlış testi, boşluk doldurmalı test ve eşleştirmeli test
kullanmaktadır. Araştırmanın sonucunda bulgulara dayalı olarak uygulayıcı ve
araştırmacılara yönelik olarak şöyle önerilerde bulunulabilir. Türkiye ve Ruanda’daki her
iki İngilizce öğretim programlarının her yıl içerikleri gözden geçirilip güncellenmesi
gerekmektedir Türkiye ve Ruanda’daki her iki İngilizce öğretim programında ölçme aracı
olarak kullanılan yazılı yoklamanın yanında yaratıcı düşünce, eşleştirmeli testler,
aktiviteler ve kişisel gelişim dosyaları gibi farklı ölçme araçları kullanılması
gerekmektedir. Türkiye ve Ruanda’daki her iki İngilizce öğretim programında gündelik
hayatla daha bağlantılı içeriklere sahip olması gerekmektedir. Ruanda ve Türkiye dışında
farklı ülkelerde de İngilizce öğretim programları ve uygulamaları ile ilgili karşılaştırmalı
araştırmalar yapılabilir.
(Master Thesis)
Camille Niyonkuru
GAZI UNIVERSITY
February 2023
ABSTRACT
The purpose of this research is to compare the primary school English foreign language
curriculum in Turkey with the primary school English foreign language curriculum in
Rwanda. Phenomenology method, one of the qualitative research methods, was used in the
research. The data were obtained through the interview form created by the researcher and
also by document scanning. The study group of this research was determined as the study
group of 14 primary school English teachers in Ankara, affiliated to the Ministry of
National Education in Turkey, and 15 primary school English teachers in Kigali, Rwanda,
in the 2021-2022 academic year. For the semi-structured interview form, firstly, 20
questions were created based on the literature review, then 11 more questions were added
to the evaluation of 3 English language experts (2 Turkish and the other Rwandan) and 1
faculty members from the Department of Curriculum and Instruction, and an interview
form consisting of 31 questions. The data collected through the interview form were
supported by the information obtained from the document scans by making descriptive
analysis. According to the findings, it was seen that the English curriculum in Turkey
started from the second grade of basic education, and in Rwanda from the first grade. It has
been seen that the objectives in both programs are suitable for the needs of the students and
the characteristics of the subject area, and the objectives are consistent with each other. In
both programs, it has been determined that the objectives are sufficiently clear and
understandable. In addition, it has been observed that there are four basic areas in the
English Language Curriculum for the 3rd and 4th grades of primary school in Turkey, and
there are five basic areas in the English Language Curriculum for the 3rd and 4th grades of
primary school in Rwanda. According to the opinions obtained, it was determined that the
content of both programs was consistent with the objectives at the desired level. In Turkey,
in the 3rd and 4th grades of primary school, a total of 8 hours is allocated per week, while
in Rwanda a total of 12 hours is allocated per week, and all other courses are taught in
English in the 4th grade. In addition, it has been observed that there is diversity in the
assessment-evaluation tools recommended for the evaluation of students in the programs of
both countries. While they stated that measurement-evaluation was done twice in a
semester in programs in Turkey, it was determined that measurement-evaluation was done
four times in a semester in the program in Rwanda. The programs in both countries use
oral attendance, written exam, multiple choice test, true-false test, fill-in-the-blank test and
matched test. Based on the findings of the study, the following suggestions can be made
for practitioners and researchers. The content of both English curricula in Turkey and
Rwanda should be reviewed and updated every year. In addition to the written exam used
as an assessment tool in both English curricula in Turkey and Rwanda, different
assessment tools such as creative thinking, matched tests, activities and personal
development files are required. Both English curricula in Turkey and Rwanda should have
content that is more relevant to daily life. Comparative research on English curricula and
practices can be conducted in different countries apart from Rwanda and Turkey.
Keywords: Primary school, English lesson, curricula, Turkey, Rwanda.
Number of Pages: 121
Advisor: Assoc.Pr. Dr. Pınar Bilasa
İÇİNDEKİLER
1. PROBLEM DURUMU...............................................................................................1
Yabancı Dil Eğitimi...........................................................................................................3
Türkiye’de İngilizce Öğretiminin Genel Özellikleri......................................................5
Türkiye’de İlkokul İngilizce Öğretim Programlarının Genel Hedefi.............................6
Ruanda'da İngilizce Öğretim ve Öğrenimi.....................................................................6
Araştırmanın Amacı...........................................................................................................8
Araştırmanın Önemi...........................................................................................................9
Sınırlılıklar.........................................................................................................................9
Tanımlar.............................................................................................................................9
BÖLÜM II............................................................................................................................11
KURAMSAL TEMELLER.................................................................................................11
Eğitim-Öğretim tanıtımı...............................................................................................22
Ruanda Eğitim Sistemi.................................................................................................22
Dil eğitimi....................................................................................................................22
BÖLÜM III..........................................................................................................................27
İLGİLİ ARAŞTIRMALAR.................................................................................................27
BÖLÜM IV..........................................................................................................................37
YÖNTEM.............................................................................................................................37
Araştırma Modeli.............................................................................................................37
Çalışma Grubu.................................................................................................................38
Verilerin Toplanması.......................................................................................................38
Verilerin Analizi...............................................................................................................39
BÖLÜM V...........................................................................................................................41
BULGULAR VE YORUMLAR..........................................................................................41
Öneriler............................................................................................................................84
EKLER.................................................................................................................................90
TABLOLAR LİSTESİ
GİRİŞ
1. PROBLEM DURUMU
Geçmişten günümüze kadar gelen süreçte eğitimle ilgili konularda ülkelerin sınırları
dışarısına çıkılmış, bireyleri yetiştirirken kaygı ön plana çıkmıştır. Özellikle küreselleşmeyle
birlikte eğitim her zamankinden daha stratejik bir yatırım alanı haline gelmiştir. Geleceğin etkili
ülkeleri en iyi eğitim sistemine sahip eğitim programlarını nitelikli hale getiren ülkeler olacaktır.
Eğitim programları, eğitim sürecinde hayati bir konuma sahiptir ve bir dereceye kadar
eğitimin bel kemiğini oluşturur. Eğitim programları kavramı tıpkı diğer eğitim kavramları gibi
geliştikçe gelişmiştir. Eğitim programları, toplumun gerçekliğini, felsefesini, kültürünü,
ihtiyaçlarını ve isteklerini yansıtan bir aynadır.
Devlet yönetim sisteminin siyasi, sosyal, kültürel, eğitimsel ve ekonomik boyutlarında uygulandığı bir
görüntüdür. Eğitim programı “izlenen yol” anlamında eğitimde kullanılmaya başlanmıştır. Eğitim
programı, istenilen hedef ve davranışların kazanılması için stratejilerin belirlendiği yazılı belge ya da
eylem planı olarak tanımlanır”. Bu görüşü daha çok Taba ve Tyler benimserken, bugün de pek çok
sistem yaklaşımına eğilim gösteren eğitimciler de aynı görüşü paylaşmaktadırlar. Sözgelimi, Saylor,
Alexandar ve Lewis eğitim programının, eğitilecek bireylere öğrenme yaşantılarını kazandırıcı bir plan
olduğunu belirtmektedirler.
Günümüzde yaşanan ekonomik ve teknolojik gelişmeler, bir iletişim aracı olan dili yalnızca aynı dili
konuştuğumuz insanlarla değil, farklı dillerde konuşan insanlarla da bilgi alışverişi yapabilmek,
ekonomik ilişkilerimizi yürütebilmek ve duygu, düşüncelerimizi ifade edebilmek amacıyla kullanmayı
Hızla gelişen ve değişen dünyada, bireylerin anadillerinden başka en az bir yabancı dili bilmeleri bir
zorunluluk haline gelmiştir. Neredeyse bütün ülkelerde konuşulan ve diğer ülkelerle olan ilişkilerde
kullanılan en yaygın dil ise bir ‘‘Dünya dili’’ olarak kabul edilen İngilizcedir. Bu nedenle, özellikle de ana
dili İngilizce olmayan ülkelerde bu dilin öğretilmesi ve yetiştirilen bireylerin eğitimlerini tamamladıklarında
bu dilde yeterlik kazanmaları oldukça önemli bir hale gelmiştir. Türkiye’de İngilizce öğretiminin üzerinde
Toplumlar hayat düzeylerini yükseltmek için her dönemde ihtiyaç dil ve iletişime ihtiyaç
duyabilmektedir. Bir başka söyleyişte ise toplumlar dil ve iletişimi etkili bir şekilde
kullanabilmesiyle farklılık göstermektedir. Toplumların, ulusal refah ve kalkınmışlık düzeyi
artmaktadır. Bu sebeple ülkelerin yabancı dil eğitimi, bilim konusundaki politikaları gelişmişlik
seviyeleri açısından belirleyici rol oynamaktadır. Yabancı dil eğitim, ülkelerin uluslararasılaşması
ve küresel boyutta rekabet edebilir duruma gelmesi yolunda en önemli araçlardan biridir.
Küreselleşen dünyada teknolojik gelişmelerle birlikte bilgiye ulaşmak çok daha kolay bir hale
gelmiş yalnızca görsel ve yazılı basın aracılığıyla değil, internet ortamında da bireyler ve
toplumlar arasındaki iletişimde eskiye oranla bir artış meydana gelmiştir. Bilgisayar yardımıyla
gerçekleşen bu küresel iletişimin ortak dili de İngilizcedir. Bilgi kaynaklarına ulaşmak eskisine
oranla daha kolay olsa da ortak dil İngilizce olduğundan çağı yakalamak, çağdaş bir insan
olabilmek ve diğer ülkelerle ekonomik ve kültürel ilişkiler kurabilmek için İngilizce öğrenmek
artık bir gereklilik haline gelmiştir. Türkiye’de yalnızca öğrenciler değil, iş insanları,
politikacılar, yöneticiler ve başka birçok sektörde çalışan kişiler İngilizce öğrenmeye ihtiyaç
duymakta ve bu durum İngilizce öğrenmeye olan talebin artmasına yol açmaktadır. İngilizce
öğrenmeye ihtiyaç duyan bireylerin bu dilde yeterlik kazanmasında öğretim programları önemli
bir rol oynamaktadır (Serengil,2007).
Bu araştırma, Türkiye ve Ruanda ilkokul İngilizce öğretim programlarının bazı boyutlara göre
(hedef, içerik, öğrenme-öğretme süreci ve değerlendirme) araştırmasının sonuçlarından yola
çıkılarak hazırlanmıştır. Ana dili İngilizce olmayan iki ülke üzerinde ilkokul İngilizce öğretim
programlarının araştırması açısından Türkiye ve Ruanda için önemli bir rol oynamıştır. İlkokul
İngilizce öğretim programlarının araştırmasının nedenlerine ise aşağıda ayrıntılarıyla yer
verilmiştir.
Siyasetten ekonomiye, sosyal yaşamdan eğitime kadar iletişimin gerekli olduğu dünyada yabancı
dil bilenler profesyonel hayata bir adım önde başlamaktadır (Hamiloğlu, 2013).
Yabancı dil öğrenmenin temel sebepleri, bireylere göre değişen özel amaçlar, toplum içerisinde
sürekli veya geçici olarak yaşamanın doğurduğu bir gereklilik, farklı kültürlere duyulan ilgi,
mesleki yaşam içerisinde ilerleme isteği ve okul programlarına bağlı olarak öğrenme zorunluluğu
olarak sıralanmaktadır (Harmer, 1991). Fertlerin isteklerinin zaman içerisinde değişmiş olmasının
öncelikli amacı farklı kültürlere duyulan ilginin mesleklerinde ki gelişimi ve değişimi birbirine eş
olarak öğrenmeyi gerektirmesinden kaynaklanmaktadır.
Demirel’in fikirlerine göre; temel bir düşünce veya kanıya ilke adı verilmektedir. İlke,
bireysel olarak alınan karar ve eylemlerin tutarlı ve eleştirel bir biçimde değerlendirilmesini
sağlayan ana kuraldır. Yabancı dil öğretiminde temel ilkeler: Yabancı dil öğretimine ilişkin
kuramsal bilgilerden faydalanarak uygun öğretim ilke ve yöntemlerinin uygulanması tavsiye
edilmektedir. Buna yönelik sınıf içi öğretim etkinliklerinin başarılı olmasında temel alınan ilke ve
yöntemlerin etkisinin olduğu ve eğitimin niteliğinin de bu ilke ve yöntemlerle yakından ilişkili
olduğu bilinmektedir (Demirel,2014).
Bu tanımdan yola çıkarak, yabancı dil 20 öğretiminin ana kurallarından, yani ilkelerinden, en
önemli olanları aşağıda sıralanmış ve her birine ilişkin kısa açıklamalara yer verilmiştir.
Dört temel beceriyi geliştirme: Dil, dört temel beceri olan okuma, yazma, dinleme ve konuşmadan
oluşmaktadır. Bu dört temel becerinin işlevsel bir bütünlüğü vardır. Bir iletişim aracı olan dili
öğrenmek için bu dört temel becerinin eşzamanlı olarak öğretilmesi gerekmektedir. Özellikle de temel
dil bilgisinin verildiği ilköğretim kademesinde bu becerilerin geliştirilmesi daha da önem taşımaktadır.
Öğretim etkinliklerini önceden planlama: Günlük, yıllık ve ünite planları olmak üzere üç aşamada
planlanan öğrenme etkinlikleri, öğretmenin öğretilecek dersi önceden yaşamasına benzetilebilir.
Öğretmenlerin dersin konusuna hâkim olması ve derste yapılacakları önceden planlaması oldukça
önemlidir. Öğretim faaliyetlerinin başarılı olması dersin önceden planlanmasıyla yakından ilişkilidir.
Basitten karmaşığa somuttan soyuta doğru öğretme: Öğretilecek konuların basitten karmaşığa ve
somuttan soyuta doğru sıralanması gerekmektedir. Yabancı dil öğretiminde ilk olarak basit cümle
yapılarının öğretilmesi, daha sonra karmaşık cümle kalıplarına geçilmesi önemlidir. Kelime öğretirken
uygulanması gereken yöntem ise kelimenin önce açıklanması ve işaret ederek gösterilmesi ve önce
kolay olan, yakın çevrede bulunan nesnelerin isimlerinin öğretilmesi, daha sonra soyut kavram ve
düşüncelere geçilmesidir. Bilinenden bilinmeyene doğru düzenlenmiş öğretme biçimi
benimsenmelidir.
Görsel ve işitsel araçları kullanma: Yabancı dil öğretiminde görsel ve işitsel araçların kullanımının
öğretimi daha etkili hale getirdiği bilinmektedir. Bu nedenle öğretilen sözcük, kavram ve cümle
yapılarının daha kolay anlaşılmasını sağlamak amacıyla görsel araçlardan faydalanılmalıdır. Öte
yandan, doğru dil kullanma alışkanlıklarının kazandırılmasında ve tekrar alıştırmalarının yapılmasında
işitsel araçlar kullanılabilir.
Anadili gerekli durumlarda kullanma: Yabancı dil öğrenmede her ne kadar hedef dilin mümkün
olduğu kadar çok kullanılması tavsiye edilse de özellikle de başlangıç seviyesinde öğrencilerin ana dili
kullanmalarına izin verilmeli ancak gerek duyulmadıkça ana dilin kullanımına zaman ayrılmamalıdır.
Anadil kullanılarak yapılan açıklamalar kısa tutulmalı ve öğrenciler mümkün olduğunca hedef dili
kullanmaya teşvik edilmelidir.
Bir seferde bir tek yapıyı sunma: Sınıf içi etkinliklerin planlanması sırasında tek seferde bir sözcük,
sorun ya da cümle yapısının öğretilmesi oldukça önemlidir. Aynı anda birden fazla sözcük ya da cümle
kalıbını öğretmeye çalışmak etkili olmadığı gibi öğrencilerin aklının karışmasına yol açabilir.
Dolayısıyla, tam öğrenmenin gerçekleşmesi mümkün olmaz. Öncelikle belirlenen sözcük ya da cümle
kalıbının öğrenildiğine emin olunmalı, daha sonra bir başka sözcük ya da cümle kalıbına geçilmelidir.
Öğretilen bilgiler öncelikle başlangıç ve temel düzeyde verilip daha sonra ayrıntılara geçilmelidir.
Verilen bilgilerin günlük yaşama aktarılmasını sağlama: Öğretmenler öğrettikleri bilginin gerçek
yaşamda nasıl kullanılacağını öğrencilere açıklamalıdır. Öğrenmenin kalıcı olabilmesi için günlük
yaşamdan örneklerin verilmesi ve öğretilen bilginin uygulanabileceği fırsatların yaratılması gerekir.
Öğrencilerin derse etkin olarak katılmalarını sağlama: Öğrencilerin derse daha etkin olarak
katılmasını sağlayan birçok yöntem vardır. Bunlardan bazıları tekrar alıştırmaları, soru-cevap yöntemi,
rol yapma, sınıf içi tartışma, ikili ve grup çalışmalarıdır. Bu etkinlikler sırasında öğretmen yapılan
hataları hemen düzeltmelidir ancak iki-üç dakikalık kesintisiz konuşmalarda konuşma bittikten sonra
düzeltme yapmalıdır.
Bireysel farklılıkları dikkate alma: Öğretmenler öğretim etkinliklerini öğrencilerin ilgi, yetenek ve
öğrenme hızlarına göre çeşitlendirmelidir. Öğretmenlerin bunu yapabilmesi için öğrencileri iyi
gözlemlemesi ve onlarla yakından ilgilenmesi gerekir. Böylelikle öğrencilerin gelişimsel özellikleri
dikkate alınarak öğrenme ortamı zenginleştirilebilir.
Yabancı dil 20 öğretiminin ana kurallarından, sınıf içi öğretim etkinliklerinin başarısı
yakından birbiriyle ilişkisi belirtilmiştir. Bu ilkelerden yola çıkarak İngilizce öğretiminin
gelişimi verilmiştir.
Türkiye’de ‘‘soylular dili’’ olarak kabul gören Fransızcanın önemini kaybetmesi ve II.
Dünya Savaşı sonrasında Amerika’nın etkisinin artmasıyla İngilizce öğretimi yükselişe geçmiş ve
günümüze kadar zorunlu olarak öğretilen tek yabancı dil olma statüsünü korumuştur (MEB,
2004a).
Türkiye’de eğitimin sekiz yıl boyunca zorunlu olması ile beraber İngilizce öğretimi ikinci
sınıf itibariyle verilmiştir. 1997 yılından sonra liselerin dört yıllık eğitim-öğretime geçmesiyle
birlikte ingilizcenin hazırlık sınıfı kavramı kaldırılmıştır. Devamında ingilizce derslerinin hazırlık
sınıfında haftalık ders saaati arttırılmıştır. Üniversitelerin büyük bir çoğunluğu öğrencilerin
ingilizce seviyelerini ölçmek adına yeterlilik sınavına girmesini şart koşmuşlardır. Öğrencilerin
ingilizce düzeylerinin yetersiz olması durumunda İngilizce programına katılmaları zorunlu hale
getirilmiştir. İngilizce yeterlik sınavında belirli bir puanın üstünde alarak başarı sağlayan
öğrenciler ise dört dönem süresince seçtikleri alanlarda öğrenimlerine devam ederken İngilizce
okuma, yazma, konuşma ve dinleme becerileri ile İngilizce dil bilgisi, Amerikan/İngiliz
edebiyatı, İngilizcenin tarihi ve yapısıyla ilgili dersler almaktadırlar. İngilizce dil ediminin
öneminin artmasıyla birlikte birçok özel dil kursu aktif eğitim vermesiyle, cep telefonu
aplikasyonları ve internet aracılığıyla çok sayıda dil eğitim sitesine ulaşılabilmektedir. Genel
olarak İngilizce öğretim ve öğrenimi ilkokuldan başlayarak üniversitenin bitimine kadar belirli
hedeflerle ilerlemektedir.
İletişim, herhangi bir ülkedeki her gelişme eğiliminin temelinde yer alır ve bu özellikle
Ruanda için önemli bir gerekliliktir. Ruanda’da İngilizce öğrenimi, öğrencilerin sınavlarını
geçmelerini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda okulu bitirdikten sonra onları daha iyi bir konuma
getirir. Daha iyi bir iş fırsatı yakalamak yerel ve uluslararası düzeylerdeki fırsatlardan
yararlanmak İngilizce bilmenin anahtar bir ön koşul haline gelmesini sağlar. Bu nedenle
İngilizce, anaokulundan üniversiteye kadar önemli bir konu olarak görülmekte ve eğitim dili
olarak tercih edilmektedir. Ruanda’da İngilizce öğretim ve öğreniminin önemini vurgulamışken
İngilizc eöğretim ve öğrenimini etkileyen faktörler de bulunmaktadır.
İngilizce, Ruanda'daki üç resmi dilden biridir. Diğerleri aynı zamanda ulusal bir dil olan
Kinyarwanda ve Fransızcadır. İngilizce, anaokulundan yükseköğretime kadar okullarda bir
öğretim aracı olarak kullanılır. Bu dil aynı zamanda tüm kamu-özel radyo ve televizyon
istasyonlarında da kullanılmaktadır. Basılı medyada ve New Times gazetesi tarafından kullanılan
tek dildir. Ruanda'nın tek günlük basılı gazete de İngilizcedir. Aynı zamanda Ruanda ile Doğu
Afrika Topluluğu'ndaki diğer üye ülkeler İngiliz Milletler Topluluğu’na katıldığı için İngilizce
günlük dil olarak kullanılmaktadır.
Ruanda'daki insanları (özellikle eğitim almış veya iş dünyasına dâhil olanlar) İngilizce
öğrenmek için motive eden birkaç neden vardır. Küresel olarak, İngilizce ortak bir dil haline
gelmesi çeşitli avantajlar oluşturmaktadır: Eğitim, güç, prestij, düzgün işler ve diğer birçok
avantaj (Altbach, 2004; Bhatt, 2001; Guilherme, 2007; Nunan, 2003; Seidlhofer, 2005).
Ruanda'da İngilizce, dördüncü sınıftan itibaren tek eğitim aracıdır ve ülkedeki tek eğitim dili
olarak tasvir edilmiştir (Sibomana, 2014). İngilizce ayrıca Ruanda ticaretinin çoğunun yapıldığı
Doğu Afrika ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirir ve bundan dolayı Ruanda Hükümeti kamu
görevlilerini bunu öğrenmeye teşvik eder (Kwibuka, 2013; Ruanda Hükümeti, 2008). Bazı
yetişkinler, henüz okuldayken İngilizce yeterliliğini elde edemediklerinden pişmanlık duymakta
ve bunu çocuklarına öğretmek için gereken her şeyi yapmaya çalışmaktadır (Kwibuka, 2013;
Tabaro, 2013).
Günümüzde İngilizce diline artan ihtiyaçlar nedeni ile Ruanda'da daha fazla yetişkin
İngilizce öğrenmeye yatırım yapmaktadır. Bu durum özel okullar resmi olmayan İngilizce
kursları açmaya başlamıştır. Bu tarz okullar ülkenin her yerinde yaygınlaşmıştır.
Öte yandan gençler derslerle yetinmeyip; medya ve günlük sohbet gibi platformlar
aracılığıyla İngilizceye karşı olumlu tutumlar geliştiren bu dilin küresel ve ulusal önemi hakkında
daha bütüncül bir şekilde düşünmektedirler(Sibomana, 2014). Yeni gençler dünya dilini
konuşmayı ve küresel İngiliz topluluğunun bir parçası olmayı geçmişe oranla daha çok
istemektedirler. (Plaut, 2012)
Bu gelişmeler ışığında yabancı dil olarak İngilizce öğretiminin hemen hemen tüm
ülkelerde erken yaşta öğretilmesi konusunda büyük bir çaba gösterildiği söylenebilir. Bu
araştırmada da İngilizce öğretim programlarına ilişkin durumlara karşılatırmalı olarak eğitim
programlarının ögeleri çerçevesinde incelenip önemli görülmüştür ve araştırma amacına aşağıda
yer verilmiştir.
Araştırmanın Amacı
Bu araştırmanın genel amacı, Türkiye’de ilkokul İngilizce yabancı dili öğretim programı
ile Ruanda’da ilkokul İngilizce yabancı dili öğretim programını karşılaştırmaktır.
Araştırmanın Önemi
İngilizce eğitimi, dünya genelinde ve özellikle Türkiye ve Ruanda'da çok sayıda insan
tarafından öğrenilen ikinci dillerin ilk sıralarında yer almaktadır. Bu bağlamda, bu çalışmanın
birçok açıdan önemli olduğu düşülmektedir.
Ayrıca eğitim programı alanında Ruanda ve Türkiye arasında ilk karşılaştırmalı araştırma
olması özelliğiyle bu araştırma alana temel ve destekleyici bir kaynak olma özelliğindedir. Bunun
yanı sıra ilkokul İngilizce öğretim programı alanında karşılaştırmalı çalışma yapmak isteyen
araştırmacılara yol göstereceği umulmaktadır.
Bunun yanı sıra gelecekte yabancı dil eğitim-öğretimiyle ilgili yapılacak yeni çalışmalara
ve ulusal litaratüre kaynak oluşturulacağı umulmaktadır.
Sınırlılıklar
Tanımlar
Öğretim Programı: Okulda ya da okul dışında bireye kazandırılması planlanan bir dersin
öğretimiyle ilgili tüm etkinlikleri kapsayan yaşantılar düzeneği.(Demirel, 2011)
Hedef: Öğrenciye kazandırılmak için seçilen istendik özelliklerdir. (Demirel, 2011)
KURAMSAL TEMELLER
Türk Milli Eğitim Sistemindeki öğretim aşamaları 1739 sayılı yasaya göre “Örgün Eğitim”
ve “Yaygın Eğitim” olarak belirlenmiştir. 30.3.2012 tarihli ve 6287 sayılı kanunla Türk eğitim
sisteminde zorunlu eğitim on iki yıla çıkarılmış ve üç kademeye ayrılmıştır. Birinci kademe dört
yıl süreli ilkokul (1. 2. 3. ve 4. sınıf), ikinci kademe dört yıl süreli ortaokul (5. 6. 7. ve 8. sınıf) ve
üçüncü kademe dört yıl süreli lise (9. 10. 11. ve 12. sınıf) olarak düzenlenmiştir. Bu kısmında
Örgün Eğitim hakkında bahsedilmektedir. Örgün eğitim şu şekilde sınıflandırılır (Özmen ve Ekiz,
2019):
a.Okul Öncesi Eğitim: Okul öncesi eğitim kurumları anaokulu, ana sınıfı ve uygulama sınıfı olarak
sınıflandırılmaktadır. Anaokulu: 3-5.5 yaşlarındaki çocukların eğitimi hedefiyle açılan okulları, ana
sınıfı: 4-5.5 yaşlarındaki çocukların eğitimi hedefiyle açılan sınıfları, Uygulama sınıfı: Mesleki ve
teknik ortaöğretim kuruluşlarında çocuklar eğitimi ve gelişimi alanında 3-5.5 yaşlarında çocukların
eğitiminin yapıldığı uygulama birimini belirlenmektedir (Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları
Yönetmeliği, Madde 4). Çocukların ilköğretime hazırlamaya, onların beden, zihin ve duygu
gelişmesini sağlamaya, şartları elverişsiz etraflarından ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir
yetişme ortamı yaratmaya ve onların Türkçeyi doğru ve güzel konuşmalarını sağlamaya
amaçlamaktadır.
b. İlköğretim: Zorunlu ilköğretim yaşı 6-13 yaş grubundaki çocukları kapsamaktadır. Her Türk
çocuğuna iyi bir vatandaş olmak için gerekli temel beceri, bilgi, alışkanlık ve davranışları
kazandırmaya; onu milli ahlak anlayışına uygun bir şekilde yetiştirmeye; Her Türk çocuğunu ilgi,
kabiliyet ve istidatları yönünden yetiştirerek hayata ve üst öğrenime hazırlamaya, ilköğretimin son ders
yılının ikinci yarısında öğrencilere, ortaöğretimde devam edilebilecek okul ve programların hangi
mesleklerin yolunu açabileceği ve bu mesleklerin kendilerine sağlayacağı hayat standardı konusunda
tanıtıcı bilgiler vermek üzere rehberlik servislerince gerekli çalışmalar yapılmaya amaçlamaktadır.
c.Ortaöğretim: Ortaöğretim; ilköğretim dair dört senelik zorunlu örgün veya yaygın öğretinim veren
genel, teknik ve mesleki öğretim kurumları ile mesleki eğitim merkezlerinin bütününü kapsar. Tüm
öğrencilere ortaöğretim düzeyesinde asgari ortak bir genel kültür vermek suretiyle onlara kişi ve
toplum sorunlarını tanımak, çözüm yolları aramak ve yurdun iktisadi kültürel ve sosyal kalkınmasına
katkıda bulunmak gücünü ve bilincini kazandırmaya, Öğrencileri, çeşitli okul ve programlarla ilgi,
istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda yükseköğretime veya hem mesleğe hem de
yükseköğretime veya hayata ve iş alanlarına hazırlamaya hedeflemektedir.
İngilizce Eğitimi programı, 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda tanımlanan Türk
Milli Eğitiminin genel amaçlarına ve Türk Milli Eğitiminin Temel İlkelerine uygun olarak revize
edilmiştir. Mevcut revizyon, aşağıdaki gibi her biri için üç alt boyut içeren iki ana boyutu
içermektedir:
Yeni İngilizce eğitim programı tasarlanırken Avrupa Ortak Dil Referans Çerçevesi:
Öğrenme, Öğretme, Değerlendirme (AODR) ilke ve tanımlayıcıları yakından takip edilmiştir.
CEFR, akıcılığı, yeterliliği ve dilin kalıcılığını desteklemek için öğrencilerin öğrenmelerini
gerçek hayatta uygulamaya koyma ihtiyacını özellikle vurgulamaktadır. Buna göre, yeni eğitim
programları modeli, otantik bir iletişim ortamında dil kullanımını vurgulamaktadır. Tek bir dil
öğretim metodolojisi, çeşitli aşamalardaki öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayacak ve çok çeşitli
öğrenme stillerine hitap edecek kadar esnek olarak görülmediğinden, eylem odaklı bir
yaklaşımdan yararlanan eklektik bir öğretim teknikleri karışımı benimsenmiştir. Burada
öğrencilerin bir çalışma konusu olarak dile odaklanmak yerine İngilizceyi bir iletişim aracı olarak
deneyimlemeleri sağlanır. Bu nedenle, her tür sınıf etkileşiminde İngilizce kullanımı
vurgulanmakta ve öğrencilerin iletişimsel yeterliliğe doğru çalışırken dilin öğrencileri yerine dil
kullanıcıları olmalarına destek olunmaktadır (CoE, 2001).
AODR, dil öğrenimini yaşam boyu sürecek bir girişim olarak gördüğünden, en erken
aşamalardan itibaren İngilizce'ye karşı olumlu bir tutum geliştirmek esastır; bu nedenle, yeni
eğitim programı, genç İngilizce öğrenenlerin/kullanıcıların kendilerini rahat hissettikleri ve
öğrenme süreci boyunca desteklendikleri eğlenceli ve motive edici bir öğrenme ortamını teşvik
etmeye çalışmaktadır. İngilizce'nin iletişimsel doğasını vurgulamak için özgün materyaller,
drama ve rol oynama ve uygulamalı etkinlikler uygulanmaktadır. 2. ve 3. sınıf seviyelerinde
konuşma ve dinlemeye ağırlık verilir; öğrenciler daha gelişmiş hale geldikçe okuma ve yazma
daha yüksek sınıflara dahil edilir. Her aşama boyunca, gelişimsel olarak uygun öğrenme
görevleri, iletişimsel yeterliliğin temeli olan öğrenen özerkliğini ve problem çözme becerilerini
geliştirmeye sürekli bir odaklanma sağlar (MEB, 2018).
İngilizce'nin ihtiyaçları ve istekleri aktarma, görüş ve inançları dile getirme, ilişkiler kurma vb.
bir araç olarak kullanılma rolünü öğrencilere öğretmek için, yeni eğitim programları modeli olan
iletişim odaklı dil öğrenmeye odaklanılmıştır. İletişimsel yaklaşım, hedef dilin yalnızca bir
çalışma nesnesi olarak değil, aynı zamanda başkalarıyla etkileşim aracı olarak kullanılmasını
gerektirir; odak ille de dilbilgisi yapıları ve dilsel işlevler üzerinde değil, gerçek anlam üretmek
için dilin etkileşimli bir bağlamda otantik kullanımı üzerindedir (Larsen-Freeman ve Anderson,
2011; Richards, 2006). Diğer bir deyişle, öğrenenler/kullanıcılar, hazırlanmış materyalin
provasını yapmak yerine (örneğin, bir grup olarak bir oyun oluşturmak ve daha sonra sınıf
arkadaşlarıyla oynamak gibi, akranlar arasında veya öğrenciler ile öğretmenleri arasında gerçek
bir iletişim gerektiren faaliyetlerde bulunurlar. İngilizceyi gerçek hayatta kullanıldığı şekliyle
göstermek için sınıf materyalleri ve öğretim araçları mümkün olduğunca özgün kaynaklardan
alınmıştır. Ayrıca, motivasyon öğrencinin başarısı için gerekli olduğundan, eğitim programı farklı
gelişim seviyelerindeki öğrencilerin farklı ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak İngilizce
öğrenmeyi ilginç, ilgi çekici ve eğlenceli hale getirmeyi amaçlar (Cameron, 2001).
Eğitim programının bir başka yönü, öğrencilerin sınıf içinde ve dışında dil öğrenmeye
nasıl yaklaştıklarıyla ve öğretmenlerin bu deneyimleri sınıf içi görevler ve çeşitli ödevlerle nasıl
şekillendirecekleriyle ilgilidir. Bu yön, öğrenme stratejilerini kapsar (O'Malley ve Chamot, 1990;
Oxford, 1990, 1996). Öğrenme stratejileri, eğitim programı içerisinde farklı boyutlarda ele
alınmaktadır. İlk boyut, kitap yazarlarının yanı sıra öğretmenlere de verilen öğrenci grubu için
ilginç ve ulaşılabilir görevler verilmesidir. İkinci boyut, öğretmenlerden ve kitap yazarlarından
beklenenlerin bir örneğini kazandırmak için eğitim programının her bir biriminde sunulan
ödevlerle ilgilidir. Eğitim programı temel olarak, öğretmenin metodolojik olarak iyi ayarlanmış
öğretimini ve özenle seçilmiş ödevlerle elde edilebilecek hem sınıf öğretimi hem de ödevler için
öğrenme stratejilerini çeşitlendirmeyi kapsar (Cohen, 2011). Üçüncü boyut, eğitim programı
bölümünde öngörülen ölçme ve değerlendirme bakış açısı çerçevesidir. Bu bölümde eğitim
programının en önemli yönlerinden biri olan olumlu ve faydalı geri bildirim yer alır.
Türkiye’deki İngilizce Eğitim Programındaki Temel Yeterlilikler
AB genelindeki tüm eğitim programlarının genel ve ortak hedefleri olarak temel yeterlilikler,
her vatandaşın örgün eğitim sırasında edinmesi gereken temel becerileri ele alır. AB ülkelerinde
Avrupa Komisyonu tarafından başlatılan temel yeterliliklerin, tek amacı toplumsal katılım olarak
öğrencileri kişisel ve mesleki gelişim açısından beklenen temel bilgi, beceri ve tutumları ifade
eder. Avrupa Komisyonu tarafından çerçevelenen temel yetkinlikler ise şunlardır:
Geleneksel Beceriler
Dijital Beceriler
Okuryazarlık
Yatay Beceriler
Öğrenmeyi öğrenmek
Girişim ve girişimcilik
Bir yabancı dil eğitim programına anahtar yetkinlikleri (değerler eğitimini) dahil etmeye
yönelik herhangi bir girişim zorlu bir iştir. Bununla birlikte, eğitimin teorik boyutu olarak, bir
eğitim programı ve öğretmenlerin sınıftaki temel yeterlilikleri ve değerleri somutlaştırmak için
yapmaları gereken metodolojik seçimleri sunabilir. Buna ek olarak, her sınıf için eğitim programı
öğretmenlerin materyal ve ders kitabı yazarlarının etkili bağlamsal seçimler ve diğer tamamlayıcı
ek materyaller yapmasına yardımcı olmak için, temalar veya konular olarak temel yeterlilikleri ve
değerleri içerecek şekilde gözden geçirilmiştir (MEB, 2018).
Hiçbir çağdaş eğitim bilimcisi, bireyler ve toplumlar için kritik olan belirli evrensel ve
yerel değerler olmadan eğitimi hiçbir düzeyde tartışamaz veya tanımlayamaz. 1739 Sayılı Milli
Eğitim Temel Kanununda ve ilgili modern literatürde (UNESCO, 1995) öngörüldüğü gibi
değerler, belirli evrensel ve ulusal eğilimlerle çerçevelenen kişisel ve toplumsal inanç ve
tutumları ifade eder. Yeni eğitim programı, değerler eğitimine odaklanması bakımından bir
öncekinden farklıdır. Öğrenme çıktıları doğrultusunda öğrencilere aktarılması gereken temel
değerler şunlardır: dostluk, adalet, dürüstlük, özdenetim, sabır, saygı, sevgi, sorumluluk,
vatanseverlik ve fedakarlık. Ancak bu değerler ayrı bir varlık olarak değerlendirilmemelidir.
Eğitim programının temalarına ve konularına yerleştirilmelidirler.
Öğretmenler, materyal tasarımcıları gibi paydaşlar, öğretim sürecinde kullanılacak
karakter, metin, görsel seçiminde öğrencinin yaşını, psikolojik ve sosyolojik düzeylerini dikkate
almalıdır. Örneğin bir film afişi kullanılıyorsa, etik ve değerlerimizin yanı sıra filmin yaşına
uygunluğu da dikkate alınmalıdır. Ayrıca karakterlerin seçimi eğitim sisteminin etik değerlerine
uygun olmalıdır ki öğrenenler doğru rol modellere sahip olabilsinler. Bu amacın tasarlanacak
malzemelerde yer alması şiddetle tavsiye edilmektedir. (MEB, 2018).
Bir ders saati boyunca öğretmenlerin materyalleri kullanması öğrencilerin yaşına uygun
psikolojik durumlarına ve toplum düzenlerine uygun bir şekilde tasarlanmalıdır. Materyaller
öğrencilerin etik anlayışlarına uyumlu bir düzende olmalıdır.
Üst yapı olarak test etme veya özellikle ölçme ve değerlendirme, eğitim programının
doğasına uygun olmayan bir test prosedürünün tüm dilsel ve pedagojik altyapıyı, hedefleri
tehlikeye atacağı gerçeğinden dolayı eğitim programının en önemli yönlerinden biridir. Bu
nedenle, öğrenme, öğretme ve test etmenin bir bütünün parçası olduğunu, yalnızca öğretmenlerin
öğretimsel seçimlerini değil, aynı zamanda öğrencilerin öğrenme stratejilerini ve hatta
ebeveynlerin neyin kritik ve neyin önemli olduğuna yönelik tutumlarını şekillendirmede sürekli
olarak birbirleriyle etkileşim içinde olduklarını vurgulamak kritik derecede önemlidir (MEB,
2018).
Özellikle ortaöğretim birinci kademe (5. sınıftan 8. sınıfa kadar) için, öğrencilerin dil
yeterliliğini ölçmek ve değerlendirmek, öğrencilerin kendi hızlarını gözlemlemelerine yardımcı
olmak ve öğrencilerin İngilizce'yi okul dışında nasıl öğrendiklerini şekillendirerek öğretim
sürecini desteklemek için çok çeşitli test teknikleri gereklidir. Bu hedeflere ulaşmak için, belirli
biçimlendirici ve özetleyici değerlendirme yöntemleri uygulanabilir: İngilizce sınıfları için
biçimlendirici değerlendirmeler genellikle düşük puanlı sınavlardır ve puan değeri çok azdır veya
hiç yoktur. Bunun yerine öğrenme sürecini kolaylaştırmak için sunulurlar. Örneğin öğrencilerden
öğrendiklerini sergilemek için dersle ilgili bir afiş tasarlamaları ve dersin sonunda dersin ana
noktalarını özetlemeleri istenebilir (MEB, 2018).
Kaçınılmaz olarak, bu spesifik test teknikleri, eğitim programının hem süreç hem de ürün
odaklı test teknikleri içerdiği gerçeğine işaret etmektedir (Brown ve Abeywickrama, 2010). Test
tasarımındaki bu çeşitliliğin öğrencilerin öğrenme deneyimlerini güçlendirmesi beklenmektedir.
Dil becerilerinin değerlendirilmesi için bazı test tekniklerinin içeriği verilmiştir (MEB, 2018).
Tablo 1. Dil Becerilerinin Değerlendirilmesi İçin Önerilen Test Teknikleri
Dinleme Eşleştirmenin farklı varyasyonları (…paragraflarla cümleler • Hem aşağıdan yukarıya hem
… cümlelerle resimler, vb.), Sesbirimler arasında ayrım de yukarıdan aşağıya dinleme
yapma, Muhatapların niyetlerini ve imalarını belirleme, tekniklerini dahil edin.
Dinleme ve bir eylemi gerçekleştirme/tamamlama (Örn:
• Aşağıdan yukarıya teknikler
Dinle ve çiz/boya, dinle ve eşleştir) , dinleyin ve doğru
genellikle seslere, kelimelere,
sıralayın, dinleyin ve yanlışı bulun vb.), Dinleyin ve
tonlamaya, önemli gramer
işaretleyin (kelimeler, temalar, durumlar veya olaylar,
yapılarına ve konuşma dilinin
insanlar vb.), İlgisiz bilgileri atlama, Sıralama/yeniden
diğer bileşenlerine odaklanır.
sıralama , Fonemik varyasyonları tanıma, Morfolojik yapı
ve ekleme için seçici dinleme, Doğru/Yanlış/Bilgi yok, • Yukarıdan aşağıya teknikler
Genel anlamı ve destekleyici ayrıntıları anlama, Özel şemaların etkinleştirilmesiyle,
bilgileri tanıma, Sorular ve cevaplar. anlam türetmeyle, küresel
anlayışla ve bir metnin
yorumlanmasıyla ilgilidir.
Yazma
Entegre Bir metni özetleme (dinleme/okuma ve yazma), Not alma • İletişimsel testi teşvik etmek
Beceriler için (dinleme ve yazma), Olay bildirme (dinleme/okuma ve için özgün veya gerçeğe benzer
Örnekler konuşma), Paraphrasing (dinleme/okuma ve yazma), Zihin görevler sunun.
haritası hazırlama (okuma/dinleme ve yazma) ), Cloze/C-
• Öğrencilerin mevcut
testi (okuma ve yazma), Dikte (dinleme ve yazma), Metin
entelektüel ve bilişsel
okuma ve sunma (okuma ve konuşma), Metin yazma ve
olgunluğunun ötesinde görevler
sunma (yazma ve konuşma), Okuma metninin ana hatlarını
sunmaktan kaçının.
çıkarma (okuma) ve yazma).
• Dilsel performans yoluyla
görevin tamamlanmasını
tetikleyecek örnekler sağlayın.
Tablo 1’ de sunulan test tekniklerin yalnızca öneridir. Öğretmenler, ders kitabı yazarları ve
materyal geliştirmeciler tarafından farklı test teknikleri kullanılabilir (MEB, 2018).
Eğitim-Öğretim tanıtımı
İlkokul - 6 yıl, Ortaokul (Normal Düzey) - 3 yıl , Lise (İleri Düzey) - 3 yıl ,Üniversite Lisans
derecesi - 4 yıldır.
Dil eğitimi
Ruanda eğitim sisteminde iki resmi eğitim dili vardır: İlkokulda Kinyarwanda (P1-P3) ve
P4'ten Üniversiteye kadar İngilizce. Fransızca ve Svahili, devlet ilkokullarında ve ortaokullarda
seçmeli veya tamamlayıcı ders olarak öğretilmektedir. Bazı özel ilkokullar ve liseler, tüm sınıf
seviyelerinde eğitim dili olarak sırasıyla Fransızca veya İngilizce kullanan hem Frankofon hem
de Anglofon sistemlerine sahiptir. Bu okullardaki öğrenciler dili ya seçmeli ya da ek ders olarak
alırlar.
Ortaokul: Her yıl 220.000'den fazla Ruandalı öğrenci, dokuz dersten Ortaokul sonunda ulusal
ortaöğretim Normal Düzey sınavına girer. Başarısız olursa, bir öğrenci üçüncü yılı tekrar alabilir veya
özel bir okula katılmaya karar verebilir.
Kıdemli Ortaokul(Lise) : Ruandalı öğrencilerin bir çoğu oldukça rekabetçi olan devlet yatılı okullarına
devam etmektedir. Ülkede özel ortaokullar da bulunmaktadır. Öğrenciler mezun olmak için ulusal
Ortaöğretim İleri Düzey sınavına girmelidir. Ortaokullarda aşağıdaki derslereağırlık verilir:
A seviyesindeki öğrenciler, bu ana derslere ek olarak daha fazla ders (örneğin İngilizce) alırlar, ancak
bu dersler ulusal ortaokul bitirme sınavında incelenmez.
Ortaokul not dökümü, lisenin üç yılı için (10. ila 12. sınıflara eşdeğer) üç dönemin her biri için her ders
için bir harf veya yüzde notunu içerir. Öğrencilerin Dönem Raporları (Bültenler), her bir konu için
sınıf sıralamasının yanı sıra sınıf çalışması ve dönem sonu sınavları için notları içerir. Notlandırma
sistemi zordur: %80-100 genellikle A, nadiren verilen bir nottur. Tüm A'ları içeren transkriptlerin
gerçek olması pek muhtemel değildir.
Ortaokulun (12. sınıf) sonunda tüm öğrenciler, final sınavına girerler. Bu sınavlar ülke çapında her yıl
kasım ayında yapılır, ancak sonuçlar bir sonraki mart ayına kadar açıklanmaz. Not vermek son derece
zordur: Notların %3'ünden azı A'dır ve öğrencilerin %30'u herhangi bir sınavda başarısız olur (U.N.R,
1988, Kabanza 2003, 3).
Ruanda, tek bir ulus içinde, tek ortak dil ve ortak kültüre sahip olma ayrıcalığına sahip
ülkeler arasındadır. Kinyarwanda, ulusal ve resmi dil olan tek dildir. Tüm Ruandalılar için bir ana
dil olarak kabul edilir, çünkü çocuklar, yetişkinler, okuryazar veya okuma yazma bilmeyen tüm
Ruanda vatandaşları Kinyarwanda'yı konuşur ve anlar. Bu dil ülkenin tüm topraklarında
kullanılır. 1994 yılında 1959 yılında ülkeden kaçan Ruandalılar komşu ülkelerden döndüklerinde,
diğer Ruanda vatandaşları ile iletişim kurabilmek için öncelikle Kinyarwanda öğrenmeleri
gerekmiştir.
Kinyarwanda'nın statüsü ile ilgili olarak, Ngoboka (1984, 13) onun Ruandalılar arasındaki
sosyal, kültürel, politik ve ekonomik etkileşimlerde baskın bir rol oynadığını belirtmektedir. Bu
açıklama 25 yıl önce yapılmış olsa bile, Ruanda nüfusunun %99,4'ü tarafından konuşulduğundan
Kinyarwanda bugün birçok sosyal etkileşimde baskın durumdadır (Ruanda 2005b).
Ruanda'da iki dilli eğitimin 1907 ve 1916 yılları arasında Nyanza'da (Güney Eyaleti) ilk
ilkokulun açılmasıyla başlamıştır. Bu okul, 1907 ve 1916 yılları arasında Ruanda'yı
sömürgeleştiren Almanlar tarafından kurulmuştur. Alexis Kagame (1980, Niyibizi'de, 189) bu
okulda öğretilen iki dilin Svahili (Afrika kolonilerinde Avrupa yönetimi için resmi dil olarak
kabul edilen) ve Almanca (ders olarak öğretilen) olduğunu belirtmektedir. Chimerah (2000,
Mulaudzi ve Mbori 2008, 19), Afrika'nın Doğu Kıyısı boyunca ortaya çıkan Kiswahili'nin Alman
sömürge döneminde Ruanda'da zaten konuşulduğunu belirtir. Erny (1975, Kabanza 2003) ilk
ilkokulun amacının Alman sömürge yönetimi ile yerel halk arasındaki iletişimi kolaylaştırmak
için kullanılabilecek çevirmenler yetiştirmek olduğunu belirtmektedir.
Ruanda 1962'de bağımsız bir devlet olduktan sonra, dersler çoğunlukla Kinyarwanda'da
alt ilkokulda (P1'den P3'e) öğretilirken, üst ilkokuldaki çoğu ders için bir eğitim dili olarak
Fransızca kullanılmıştır (P4'ten P6'ya). İki dillilik durumu 1994 yılına kadar devam etmiş, ancak
Kinyarwanda'nın eğitim dili olarak kullanımı 1978'deki eğitim reformu ile pekiştirilmiştir. 1978
reformundan sonra Kinyarwanda, Fransızca'nın yanı sıra ilkokuldaki bazı dersler için bir MOI
olarak kullanılmıştır. 1978 reformu (öğrencilerin Fransızca'yı tam olarak bilmemeleri nedeniyle)
çok eleştirilmiş ve "former des perroquets et de prôner le psittacisme" (papağanları eğitmek,
ezberleme ve tekrar yoluyla tam olarak anlamadan öğrenmeyi teşvik etmek) olarak alay edilmiştir
(U.N.R, 1988, Kabanza 2003, 3).
1994 yılından bu yana Ruanda eğitimindeki üç dilli durumu tanımlayan ilk kanıt,
Ruanda'daki üç dilli politika planlaması üzerine 24-27 Nisan 1995'te Kigali'de düzenlenen ve o
zamanki Ruanda okullarındaki üç dilli durumu açıkça tanımlayan ilk konferans hakkındaki
rapordur. Rapor bunu şu şekilde belirtmektedir:
“Aşağıdaki önermede fikir birliğine varılmıştır. İlköğretim düzeyinde Kinyarwanda eğitim dilidir. Teknisyenlerin
belirleyeceği bir zamanda konu olarak ilk olarak Fransızca ve İngilizce tanıtılacaktır. Daha sonra kademeli olarak
eğitim dilleri haline gelebilirler, böylece öğrencilerin çalışmalarında belirli bir seviyeden itibaren her iki dilde de
ustalaşabilirler” (MINEDUC 1995).
Yukarıdaki kanıtlar, 1994 yılında gerçekleşen Ruanda soykırımından hemen sonra
Ruanda okullarında önerilen dil politikasını tanımlamaktadır.
İlkokul seviyesinden itibaren üç dilin öğretimi ile ilgili olarak, bazı zorluklarıda tanımlar:
uzun yıllardır sistemde olan Kinyarwanda, Fransızca ya da sadece İngilizce olarak eğitim almış
öğretmenler, şimdi iki uluslararası dil (Fransızca ve İngilizce) dahil olmak üzere üç dilde
öğretmek zorundayken, ikisinden sadece birinde eğitim gördüler. 1994'te aniden üç dilli
politikaya geçmeleri beklendiğinden dil sorunlarıyla karşılaştılar.
BÖLÜM III
İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
Bu bölümde Türkiye ve Ruanda’daki İngilizce Dersi Öğretim Programları ile ilgili olarak
yapılmış benzer çalışmalara yer verilmiştir.
Büyükduman (2005), İğrek (2001), Mersinligil (2002) ve Tok (2003) tarafından sekiz
yıllık zorunlu eğitimin kabul edilmesinden sonra devlet ilköğretim okullarının İngilizce öğretim
programını incelemeye yönelik çalışmalar yapılmıştır. Tüm bu çalışmalar dördüncü ve beşinci
sınıflarda uygulanan İngilizce öğretim programını incelemiştir. Büyükduman (2005) ve İğrek
(2001) programı öğretmenlerin algılarına göre değerlendirirken, Tok (2003) öğrencilerin
algılarına odaklanmıştır. Bunlara kıyasla Mersinligil'in (2002) çalışması, öğretim programını
öğretmen, öğrenci ve yönetici bakış açılarını dikkate alarak değerlendirdiği için daha kesindir.
Ayrıca, tüm bu anket çalışmaları belirli sitelerle sınırlandırılmıştır, yani Büyükduman (2005)
araştırmasını İstanbul'un beş ilçesinde yürütmüştür, İğrek (2001) Kırşehir il merkezi ve
ilçelerindeki öğretmenleri içeren eğitim programını incelemiştir. Mersinligil (2002) araştırmasını
Türkiye'nin Adana ili Seyhan ve Yüreğir ilçelerinde, Tok (2003) çalışmasını Malatya il
merkezinde yapmıştır. Yine hem Mersinligil (2002) hem de Tok (2003) sosyoekonomik arka
planın ve başarı düzeyinin İngilizceye yönelik tutumların yordayıcıları olduğu varsayımını
dikkate almış ve çalışmalarına çeşitli sosyoekonomik geçmişlere ve başarı düzeylerine sahip
öğrencileri dâhil etmiştir. Bu çalışmalar arasında benzerlikler olsa da, spesifik araştırma soruları,
veri toplama araçları ve bazı bulgular açısından farklılık göstermektedir.
Büyükduman (2005), resmi ilköğretim okullarının dördüncü ve beşinci sınıflarında
uygulanan İngilizce öğretim programını, öğretmenlerin amaç ve hedeflere ilişkin algılarını,
içeriği (ders kitabı), öğretim stratejilerini ve değerlendirme prosedürlerini dikkate alarak
değerlendirmiştir. Metodoloji olarak ise rastgele küme örnekleme stratejisi kullanılmıştır. İlk
olarak İstanbul'daki otuz iki ilçeden beşi, daha sonra bu beş ilçeden kırk altı okul rastgele
seçilmiştir. Bu okullarda görev yapan elli dört öğretmenin tamamı araştırmaya dâhil edilmiştir.
Araştırmanın temel veri toplama aracı Büyükduman (2005) tarafından tasarlanmış bir ankettir.
Anket, 2000-2001 öğretim yılında belirlenen okullarda görev yapan öğretmenlere uygulanmıştır.
Eğitim programında önerilen öğretim stratejilerine bakıldığında, öğretmenlerin çoğunluğu eğitim
programındaki yönergeler de verilen rehberlikten memnun olduklarını ortaya koymuştur. Yine bu
yaş seviyelerindeki öğrencilere İngilizce öğretimi için önerilen öğretim yöntem ve tekniklerini
uygun bulmuşlardır. Tek itiraz, sınıfların kalabalık olması nedeniyle gerçek sınıf ortamında
öğrenen merkezli yöntemlerin ve dil oyunlarının uygulanmasının mümkün olmaması yönündedir.
Son olarak, değerlendirme prosedürleri ile ilgili olarak öğretmenler, eğitim programında yer alan
yönergelerin sınavlarına hazırlanırken kendilerine yardımcı olduğunu, ancak ödev ve alıştırma
hazırlamak için kullanıldığını ortaya koymuşlardır.
Devlet ilköğretim okullarının dördüncü ve beşinci sınıflarının İngilizce öğretim
programına ilişkin öğretmenlerin algılarını araştırmayı amaçlayan bir diğer araştırma ise İğrek
(2001) tarafından gerçekleştirilmiştir. Büyükduman'ın (2005) aksine, İğrek (2001) bu araştırmayı
gerçek evrenle yani Kırşehir'deki devlet ilköğretim okullarında dördüncü ve beşinci sınıflarda
görev yapan 78 İngilizce öğretmeninin tamamı ile yürütmüştür. Büyükduman'a (2005) benzer
şekilde, İğrek (2001) bir veri toplama aracı olarak bir anket tasarlamış ve uygulamıştır.
Sonuçta öğretmenler bilişsel ve duyuşsal amaç ve hedeflerin sayıca yeterli olup olmadığı ve
belirtilen amaç ve hedeflerin örtüşüp örtüşmediği konusunda kararsız kalmışlardır. Ancak eğitim
programının amaç ve hedeflerinin uygun şekilde sıralandığı, öğrencilerin seviyesine uygun
olduğu ve açıkça belirtildiği konusunda hemfikirdirler. Ayrıca öğretmenler eğitim programının
içeriği konusunda kararsız kalmışlardır.
İğrek'in (2001) tüm bu bulguları, Büyükduman'ın (2005) sonuçlarıyla çeşitli açılardan
uyumlu görünmektedir ve öğretim programının amaçları, içeriği, öğretim stratejileri ve
değerlendirme prosedürleri açısından yeniden tasarlanması gibi benzer önerilerde bulunulmuştur.
Bu iki çalışmadan farklı olarak Mersinligil (2002) yaptığı değerlendirme çalışmasında
sadece öğretmenleri değil, çeşitli okulların öğrenci ve yöneticilerini de dâhil ederek devlet
ilkokullarında dördüncü ve beşinci sınıfların İngilizce Öğretmenliği programının daha
derinlemesine bir analiz yapmıştır. Araştırmaya Adana'nın iki ilçesindeki devlet ilköğretim
okullarında görev yapan 278 öğretmen ve 152 yöneticinin tamamı katılmıştır. Öğrenciler için ise
rastgele küme örneklemesi kullanılmış ve 28173'ten beşinci sınıfta öğrenim gören 705 katılımcı
seçilmiştir.
Mersinligil (2002), bu derinlemesine analizin bir sonucu olarak, öğretim programının
amaç ve hedeflerine ilişkin algılarında öğretmenler ve öğrenciler arasında anlamlı bir farklılık
olduğunu bulmuştur. Genel olarak öğrenciler, çoğunluğunun elde edildiğine inanmış, ancak
öğretmenler buna katılmamıştır. Spesifik hedeflere gelince, öğretmenlere göre motive olma ve
ilgi duyma gibi duyuşsal hedeflere anlama, telaffuz etme, yazma ve uygulama gibi bilişsel
hedeflere göre daha fazla ulaşılmıştır. Benzer şekilde içerik konusunda da öğrenciler ve
öğretmenler arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Öğrencilerin çoğunluğu öğretim
programının içeriğinin önemi, düzeyine uygunluğu, sıralanması, ilgi çekici olması ve amaçlarına
uygun olması gibi açılardan olumlu görüşlere sahip olsa da öğretmenlerin yaklaşık yarısı içeriği
bu yönlerden etkisiz bulmuştur. Aslında öğretmenlerin içeriğin dört ana becerinin (okuma,
yazma, dinleme ve konuşma) kazanılmasına katkısı konusunda şüpheleri var olduğunda
belirmiştir.
Sonuç olarak Mersinligil (2002) öğretme-öğrenme sistemine ilişkin görüşlerde
öğretmenlerin çoğunluğu yöneticileri, meslektaşları ve velileri ile işbirliği içinde çalıştıklarını
belirtmişlerdir. Ancak yöneticiler, sınıf öğretmenleri ile İngilizce öğretmenleri arasında bazı
iletişim sorunları olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca İngilizce öğretmenleri ve veliler arasındaki
iletişimin yeterli olmadığını; velilerin çoğu, İngilizce kurslarındaki bu yeni düzenlemeyle
ilgilenmediğini ve hatta bilgi sahibi bile olmadığını ifade etmiştir. Mersinligil bunlara ek olarak,
yöneticilerin İngilizce öğretmeni sayısının yetersiz olduğundan ve hizmet içi eğitim kurslarına
katılmaya ilgilerinden yakındıklarını ifade etmiştir. Ayrıca yöneticilerin çoğunun okullarda
projektör, bilgisayar, video ve teyp gibi yeterli sayıda araç olduğunu belirtse de öğretmenlerin
okullarını bu olanakları sağlamada yetersiz bulduğunu ifadeetmiştir.
Tok (2003), Büyükduman (2005) İğrek (2001) ve Mersinligil'den (2002) farklı olarak
Malatya il merkezindeki resmi ve özel ilköğretim okullarında verilen İngilizce eğitimini
karşılaştırmayı amaçlamış ve öğrencilerin problemlerini incelemiştir.
Tok (2003) araştırma sonucunda özel okullarda öğrenim gören öğrencilerin velilerinin
eğitim düzeylerinin devlet ilköğretim okullarında öğrenim gören öğrencilere göre daha yüksek
olduğu tespit etmiştir. Ayrıca araştırmada öğretim programının amaçları ile ilgili olarak,
öğrencilerin İngilizce öğrenmeye yönelik motivasyonları açısından özel ve devlet okulları
arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Ancak amaçlara ulaşmada, özel okullardaki öğrencilerin
kapsanan dört ana beceriyi (okuma, yazma, dinleme ve konuşma) kullanmada daha başarılı
olmaları özel ve devlet okulları arasında anlamlı bir fark bulunmuştur. İçerik açısından ise her iki
öğrencinin de içeriği kendi dil seviyelerine ve ilgi alanlarına uygun buldukları için özel ve devlet
okulları arasında bir fark yoktur. Ayrıca her iki okuldaki öğrenciler de MEB'in sunduğu ders
kitaplarının faydalı ve uygun olduğunu iddia etmişlerdir. Materyal olarak ise en sık kullanılanlar
ders kitapları ve yardımcı alıştırmalardır. Her iki okul türünde de kaset, video, bilgisayar ve
projektör gibi donanımlar daha az kullanılmıştır. Ayrıca her iki okulda da en sık kullanılan
öğretim teknikleri soru-cevap ve anlatım olmuştur. Rol yapma, simülasyon, ikili ve grup
çalışması gibi öğrenen merkezli diğer etkinlikler daha az uygulanmıştır. Son olarak, her iki
okuldaki değerlendirmenin neredeyse yarısı dilbilgisi testlerine dayandığı ve yazma, dinleme ve
konuşma gibi uygulama testlerinin göz ardı edildiği tespit edilmiştir.
Tok'un (2003) bulguları Mersinligil'in (2002) bulguları ile uyumlu görünmektedir.
Bununla birlikte, Tok'un (2003) araştırması Malatya'da sadece altı okul ile yürütüldüğü ve
öğretmen ve idarecilerin değil sadece öğrencileri kapsadığı için onunla karşılaştırıldığında daha
sınırlı olduğu söylenebilir.
Ankara'da beş devlet okulunda ortaokulların birinci sınıflarında verilen İngilizce
derslerinin öğrencilerin bilişsel amaçlarına ne ölçüde ulaştığını incelemek için Yıldız (1996)
tarafından yapılan araştırmada MEB müfredat yönergelerinde yer alan bilişsel hedeflerin bilgi ve
anlama düzeylerini orta düzeyde olduğun başarı düzeyinin ise %54,41 olduğunu bulunmuştur.
Anlama düzeyindeki bilişsel kazanımlarda ise öğrencilerin başarı oranlarının düşük olduğu
belirtilmiş ve sadece %34,59 başarı düzeyi rapor edilmiştir. Yıldız'ın (1996) çalışması
öğrencilerin İngilizce öğretim programının amaçlarına ulaşmakta zorlandıkları durumunu ortaya
koymak açısından önemlidir.
Son olarak Acar (2006) öğretim programından ziyade ders kitabının etkililiğini
değerlendirmeyi amaçlamıştır. Acar'ın (2006) değerlendirdiği ders kitabı, Türkiye'de devlet
ilköğretim okullarında halen kullanılmakta olan “Spotlight on English” kitabıdır. Ders kitabının
değerlendirilmesi için öncelikle konuyla ilgili literatür taranarak bir değerlendirme modeli
geliştirilmiştir. Bu değerlendirme modeli, “pratik hususlar, dil içeriği, tasarım ve organizasyon,
dil becerileri, alıştırmalar ve etkinlikler ve kültürel hususlar” olmak üzere altı ana bileşeni
içermektedir. Araştırmanın katılımcıları İzmir'in beş ilçesindeki devlet ilköğretim okullarında
görev yapan iki yüz İngilizce öğretmenidir. Bu çalışma sonunda ders kitabının pratik hususlar, dil
içeriği, tasarım ve organizasyon, dil becerileri ve alıştırmalar ve etkinlikler açısından ciddi
sınırlamalara sahip olduğunu ortaya çıkmıştır.
Özetle, Acar (2006), Büyükduman (2005), İğrek (2001), Mersinligil (2002), Tok (2003) ve Yıldız
(1996) tarafından bahsi geçen çalışmalar yöntem, bulgu ve öneriler açısından güçlü yönlere sahip
olsa da, mevcut çalışma ile ilgili olmakla birlikte, amaçları ve kapsamları açısından da bazı
sınırlamaları vardır. Yani belli sınıf seviyelerinde ve belli hususlar göz önünde bulundurularak
yapılmıştır. Ayrıca altıncı, yedinci ve sekizinci sınıflarda İngilizce öğretimi programının
uygulanmasına yönelik hemen hemen hiçbir araştırma yapılmamıştır.
İngilizce Öğretmenliği programları ve bir ders kitabı ile ilgili yukarıda bahsedilen
incelemelerin yanı sıra devlet ilköğretim okullarında İngilizce eğitimini etkileyen faktörleri
incelemeye yönelik araştırmalar da bulunmaktadır. Bu çalışmalar özellikle devlet ilköğretim
okullarında belirli öğretmen ve öğrenci özelliklerinin ve öğretim stratejilerinin etkililiği
üzerinedir.
Bu çalışmalardan biri Onur (2005) tarafından yapılmıştır. Onur (2005), “İşbirlikli Dil
Öğretiminin Öğrenci Başarısına Etkisi” başlıklı çalışmasında, “Simple Present” ve “Simple Past”
olmak üzere iki dil bilgisel içeriğin öğretiminde işbirlikli yöntemi geleneksel öğretmen merkezli
yöntemle karşılaştırmayı amaçlamıştır. ” Bu ön test son test deneysel çalışma Elazığ ilinde devlet
ilköğretim okullarından birinde yedinci sınıf öğrencileriyle gerçekleştirilmiştir.
Ön test ve son test sonuçlarının karşılaştırılmasından sonra işbirlikli öğretim yöntemiyle ders işlenen
öğrencilerin geleneksel yöntemle işlenen öğrencilere göre işlenen ünitelerin bilişsel kazanımlarına
ulaşmada daha başarılı oldukları görülmüştür. Sonuç olarak, bu bulgu işbirlikli öğretim ortamında öğrenci
katılımının fazla olmasına bağlanmıştır. Ayrıca bu sonucun Türkiye içinde ve dışında yapılan benzer
çalışmalarla uyumlu olduğu ortaya konmuştur (Açıkgöz, 1993; Erdem, 1993; Hayırsever, 2002; Johnson
ve Johnson, 1977; Kocabaş, 1995; Slavin, 1983; Yeşilyaprak, 1997).
Başka bir çalışmada Deniz, Avşaroğlu ve Fidan (2006) “İngilizce Öğretmenlerinin öğrencileri
motive etme düzeylerinin” cinsiyete göre farklılaşıp farklılaşmadığını araştırmayı
amaçlamışlardır. Bu çalışma Konya il merkezindeki devlet ilköğretim ve liselerinde görev yapan
rastgele seçilmiş 170 İngilizce öğretmeni ile gerçekleştirilmiştir. Öğretmenlerin öğrencilerini
motive etme düzeylerini belirlemek için Sünbül, Kesici ve Bozgeyikli (2003) tarafından
tasarlanan ölçme aracı kullanılmıştır (Deniz, Avşaroğlu ve Fidan, 2006). Araştırma sonucunda
kadın öğretmenler, erkek öğretmenlere göre öğrencileri daha motive etme eğilimindedirler.
Genç (2002) çalışmasında, devlet ilkokullarındaki İngilizce öğretmenlerinin ders
kitaplarını seçerken yararlanabilecekleri yönergeler önermiştir. Genç (2002) yaptığı bu çalışmada
ilk olarak bu okullardaki öğretmenlerin ders kitaplarını (MEB) tarafından onaylanan ve asılan
kitaplar listesinden seçmeleri gerektiğini ortaya koymuştur. Bununla ilgili olarak öğretmenlere
ders kitaplarını seçerken İngilizce öğretim programlarını, öğrencilerini ve öğretme-öğrenme
ortamlarını göz önünde bulundurmaları önerilmiştir.
Son olarak ders kitabının öğrenme-öğretme ortamına uygunluğunun sınıfların akustiği,
oturma düzeni ve sınıfların görsel tasarımı gibi özellikleri göz önünde bulundurularak seçilmesi
önerilmiştir. Ayrıca, sınıf ortamının grup çalışması ve ikili çalışma gibi belirli işbirlikli öğretim
stratejilerinin uygulanması için uygun olup olmadığına da dikkat edilmelidir. Bu bağlamda ders
kitabı çalışılırken kullanılması gereken kaset, video, OHP gibi öğretim araç ve gereçlerinin
okullarda hazır bulundurulması gerektiği de göz önünde bulundurulmalıdır. Genç (2002)
tarafından önerilen bu kriterler, devlet ilköğretim okullarında karşılaşılan bazı sorunların ders
kitaplarının önerilen yönergelere uygun olmamasından kaynaklanabileceğinden, bu çalışma
gerçekten önemlidir.
Rosendal'ın (2010) ifade ettiği gibi, Ruanda'da resmi olarak öğrenilen dillerdeki yeterlilik
seviyesi zayıftır. Diğer araştırmacılar İngilizce okuma becerisinin göreceli olduğunu
belirtmişlerdir. 2006 yılında Kigali Eğitim Enstitüsü'nde İngilizcenin sosyolinguistik durumu
üzerine yapılan bir araştırmada araştırmacı, bu dilin kullanımının sınıf ortamları ve akademik
senato toplantıları ile sınırlı olduğunu, diğer tüm ortamlarda ise Kinyarwanda'nın hakim
olduğunu bulmuştur. Yönetim kurulu toplantıları dahil; lisansüstü Ruandalı öğrencilerin İngilizce
kullanımıyla ilgili deneyimleri üzerine yapılan başka bir araştırmada, araştırmacı, bunların çeşitli
devlet görevlileri olmasına rağmen, bunların çok sınırlı İngilizce bilgisine sahip olduklarını ve
günlük iletişimlerinde kullanmadıklarını bulmuştur (Sibomana, 2010). Pearson (2014) tarafından
yapılan bir çalışmada, Ruandalı öğretmenlerin hiçbiri (hem kırsal hem de şehir okullarından)
İngilizce öğretmek için yeterli becerilere sahip olmadığını bildirmiştir. Öğretmenlerin İngilizce
kullanımıyla ilgili deneyimlerini araştıran Nzitabakuze (2012) ve Uwambayinema (2013) da aynı
bulguları ortaya koyarken Laviolette (2012) bazı kamu görevlilerinin İngilizce iletişim
kuramadığını belirtmiştir. Bu durum, Ruanda'da İngilizce öğrenen kişilerin çok sınırlı bir girdiye
maruz kaldıklarını ve bu nedenle çıktılarının da çok sınırlı olabileceğini göstermektedir.
BÖLÜM IV
YÖNTEM
Araştırma Modeli
Çalışma Grubu
Verilerin Toplanması
Bu araştırmada iki tür veri kaynağından toplanmıştır. Bunlardan biri öğretmen görüşleri olup
veriler, görüşme tekniği ile toplanmıştır. Araştırmaya katılan öğretmenlerin, Ruanda’da ve
Türkiye’de ilkokul 3. ve 4. sınıf İngilizce öğretim programlarında yer alan hedeflerine, içeriğe,
öğrenme-öğretme sürecine, değerlendirmesiyle ilişkin görüşlerini almak amacıyla iki dil de
yapılandırılmıştır. Bilindiği gibi fenomenoloji araştırmalarında başlıca veri toplama aracı
görüşmedir. Bu araştırmada da olgulara ilişkin yaşantıları ve anlamları ortaya çıkarmak için
görüşmenin araştırmacıya etkileşim, esneklik ve sondalar yoluyla irdeleme özellikleri sunması
açısından tercih edilmiştir (Yıldırım ve Şimşek 2016). Araştırmada görüşmeler Covid 19
nedeniyle uzaktan internet aracılığıyla gerçekleştirilmiştir.
Araştırmada nitel veri toplama amacıyla araştırmacı tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış 31
soruluk görüşme formu kullanılmıştır.
Araştırmada nitel veri toplama amacıyla hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formu
için öncelikle alan yazın taramasına dayalı olarak 20 soru oluşturulmuş, daha sonra üç İngilizce
öğretmeni ve iki eğitim programı uzmanının değerlendirmesine sunularak 11 soru daha eklenmiş
ve görüşme formu toplam 31 soruya ulaşmıştır. Soruların üçü kişisel, 31’i ise ölçmeye yönelik
toplam 34 adet sorudur. Görüşme soruları pilot uyulama olarak hem Türkiye’de hem de
Ruanda’da uygulanmıştır. Gerek görüşü alınan dört uzmanın görüşleri, gerekse pilot uygulama
sonucunda hazırlanan görüşme formunun amaca uygun veri toplama özelliğini taşıdığı, başka bir
deyişle kapsam geçerliliği özelliğini taşıdığı sonucuna ulaşılmış ve geçerli veri toplayabileceğine
karar verilmiştir. Türkiye’deki Etik Komisyonu Kararı izini almıştır.
Yarı yapılandırılmış görüşme formuna ilişkin güvenirlik analizi için danışılan uzmanların
görüşleri Miles ve Huberman (1994) tarafından geliştirilen formül kullanılarak test edilmiştir.
Buna göre Güvenilirlik = [(uzlaşma sayısı / (uzlaşma + uzlaşmama sayısı)] formülü
kullanılmıştır. Ortaya çıkan görüş farklılıkları uzmanlarla tekrar görüşülerek düzenlendiği için
söz konusu formülün uygulanması sonucu güvenirlik %100 bulunmuştur. Başka bir deyişle tüm
uzmanlar yarı yapılandırılmış görüşme formunda yer alan soruları “uygun” bulmuşlardır.
Verilerin Analizi
Bu araştırmada ilk olarak katılan öğretmenlerin kişisel bilgilerine (cinsiyete, kıdeme, okutulan
sınıfa ve eğitim seviyesine) ilişkin dağılımlarına yer verilmiştir. Daha sonra Ruanda’da ve
Türkiye’de ilkokul 3. ve 4. sınıf İngilizce öğretim programlarında yer alan hedef, içerik,
öğrenme-öğretme süreci, değerlendirmesine ögelerine ilişkin alınan görüşler için frekans(f)
dağılımları kullanılmıştır. Elde edilen belgeler araştırmanın amaçları doğrultusunda içerik ve
betimsel analizi ile analiz edilmiştir. Yıldırım ve Şimşek’e göre betimsel analizde, görüşülen ya
da gözlenen bireylerin görüşlerini çarpıcı bir biçimde yansıtmak amacıyla doğrudan alıntılara sık
sık yer verilir (Yıldırım ve Şimşek, 2016).
Dokümanların analiz edilmesi sürecinde betimsel analizin kullanılması sürecinde, incelenen
dokümanlar araştırmanın amaçlarına göre temalar çerçevesinde gruplandırılmış nitel bir
değerlendirme yapılarak yorumlanmıştır. İçerikler nitel biçimde uygulanarak çalışmada olan
öğretmenlerin fikirleri betimlenerek iletilmiştir. Bu doğrultuda öğretmenlerin düşünleri çarpıcı
bir şekilde Covid-19 süresince eğitim-öğretim süreci ile ilgili betimsel analizde gerçekleşmiştir.
Çalışma grubunda yer alan öğretmenlerin görüşleri de betimsel analiz yöntemine göre
analiz edilmiştir. Öğretmenlerle Covid-19 pandemisi nedeniyle internet üzerinden görüşmeler
gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle görüşme kayıtları bilgisayar ortamında tutulmuştur. Veri kaybını
önlemek için tutulan kayıtlar görüşülen katılımcıların onayına sunulmuş ve eksik notlar var ise
tamamlanmıştır. Böylelikle verilerin güvenirliği için gerekli özen gösterilmiştir. Araştırmanın
amaçları çerçevesinde ilkokul 3. ve 4. sınıf İngilizce öğretim programlarında yer alan konular
temalar olarak ele alınarak gruplandırılmış ve katılımcıların açıklamalarından aynen alıntılarla
birlikte sunulmuştur. Söz konusu açıklamaların sunulmasında kodlar kullanılmış, öğretmen için
“Ö” kodu, görüşme numarası ile birlikte (Örnek: Ö1) belirtilmiştir.
Diğer bölümde doğrudan alıntılar ve alan yazından elde edilen belgeler ışığında araştırma
bulgularına ve sonuçlarına yer verilmiştir.
BÖLÜM V
BULGULAR VE YORUMLAR
Tablo 2’te Türkiye’den araştırmaya katılan toplam 15 öğretmenin cinsiyet, kıdem ve okutulan
sınıfa göre dağılımlarına yer verilmiştir.
KİŞİSEL BİLGİLER f
Cinsiyet Erkek 6
Kadın 9
1 yıl 2
Kıdem
2 yıl 1
3-5 yıl 8
5 yıl ve fazla 4
Okutulan Sınıf 3 8
4 7
Türkiye’den katılan öğretmenlerin 9’u kadın 6’sı erkektir. Burada araştırmaya çoğunlukla
kadınların katıldığı görülmektedir.
Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin 2’si 1yıl, 1’i 2 yıl, 8’i 3-5 yıl arası ve 4’ü 5 yıl ve
fazla kıdeme sahiptir. Katılanların çoğunu 3-5 yıl arası kıdeme sahip öğretmenler
oluşturmaktadır.
Araştırmaya katılan öğretmenlerin 8’i 3. sınıfı ve 7’si 5. sınıfı okutmaktadır. Araştırmaya
katılanların çoğunu 3. sınıf öğretmenler oluşturmaktadır.
Türkiye’de ilkokul 3. ve 4. sınıf İngilizce öğretim programında yer alan hedeflere ilişkin
görüşler
Tablo 3’te Türkiye’de ilkokul 3. ve 4. sınıf İngilizce öğretim programlarında yer alan hedeflerin
toplumun beklenti ve ihtiyaçlarına uygunluğuna ilişkin öğretmen görüşlerinin dağılımına yer
verilmiştir.
Uygun 10
Uygun değil 1
Kısmen uygun 4
Araştırmaya katılan öğretmenlerin 10’ü programda yer alan hedeflerin toplumun beklenti ve
ihtiyaçlarına uygun olduğunu, 1’i uygun olmadığını ifade etmişlerdir.
4 öğretmen devlet okullarında ve özel okullarda uygulanan öğretim programın hedeflerle kısmen
uyumlu olduğundan bahsetmiştir. Soruya ilişkin bir öğretmen görüşü şöyledir;
Devlet okullarında okutulan İngilizce programın yetersiz olduğunu
düşünüyorum. Haftada 2 saat sadece teoriye yönelik pratik
yapılmayan bir program var. Tabi bu özel okullarda farklılık
gösteriyor. (Ö1)
Çalışmaya Türkiye’den katılan öğretmen gruplarında hedefler düzenli bir şekilde
belirtilmiştir lakin belirlenen hedeflere ulaşma oranı yeterli olamamıştır. Bundan anlaşılacağı
üzere hedeflere yaklaşma konusunda yeterlilik sağlanamamıştır.
Tablo 4’te Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin ilkokul 3. ve 4. sınıf İngilizce öğretim
programlarında yer alan hedeflerin öğrenci ihtiyaçlarına uygunluğuna ilişkin görüşlerine yer
verilmiştir.
Uygun değil 3
Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin 12’si programda yer alan hedeflerin öğrenci
ihtiyaçlarına uygunlu olduğunu söylerken 3’ü her öğrencinin farklı ihtiyaçları olduğu için tüm
hedeflerin uygun olmadığını düşünmektedir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin 1’i programda
yer alan hedeflerin öğrenci ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz olduğunu belirtken, 1’i programda
yer alan hedeflerin öğrenci ihtiyaçlarına uygun olduğunu belirtmiştir. Araştırmaya katılan
öğretmenlerden birinin görevi şöyledir.
Araştırmaya katılan öğretmenlerden biri, hedeflerin öğrencilerin beklentileri üzerinde etkili
olduğunu fakat bunların uygulanmasının zor olduğunu göstermiştir.
Türkiye’deki programda yer alan hedeflerin konu alanının özelliklerine uygunluğu, araştırmaya
katılan öğretmenlere sorulmuş. Tablo 5’te öğretmenlerin sözlerine yer verilmiştir.
Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin 9’u programda yer alan hedeflerin konu
alanının özelliklerine uygun olduğunu, 1’i uygun olmadığını belirtmiştir. Araştırmaya katılan
öğretmenlerin 5’i programda yer alan hedeflerin konu alanının özelliklerine uygun olmada
yetersiz olduğunu belirtmiştir. Bir öğretmen ise programda yer alan hedeflerin konular ile uygun
ancak basit bir içeriğe sahip olduğunu vurgulamıştır. Bu konuda bir öğretmenin görüşü şöyledir:
Konular ile uygun ve basit bir içeriğe sahip olduğunu düşünüyorum (Ö2)
Bununla programda yer alan hedeflerin konu alanının özelliklerine uygunlu olduğu belirtmiştir.
Genel anlamda 9 öğretmen konuların hedeflerin alanlarının özelliklere uygun olduğunu
belirtmiştir.
Türkiye’deki programda yer alan hedeflerin birbirleriyle tutarlılığı konusunda araştırmaya katılan
öğretmen görüşleri Tablo 6’da verilmiştir.
Tablo 6. Türkiye’de Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Programda Yer Alan Hedeflerin
Birbirleriyle Tutarlılığına İlişkin Görüşlerinin Dağılımı
Tablo 7’de Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin, görüşme formunda yer alan
“Programda yer alan hedeflerin eğitim kademesindeki diğer derslerle (iç tutarlılık) ve toplumun
hedefleri (dış tutarlılık) ile uyumu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?” sorusuna verdikleri
yanıtların dağılımına yer verilmiştir.
Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin 10’u programda yer alan hedeflerin eğitim
kademesindeki diğer derslerle tutarlılığı olduğunu söylenirken, 3’ü programda yer alan
hedeflerin eğitim kademesindeki diğer derslerle tutarlı olmadığını belirtmiştir. Bir kişi de
programda yer alan hedeflerin toplumun hedefleri ile uyum konusunda kısmen yeterli olduğunu
belirtmiştir. Elde edilen görüşler şöyledir:
İngilizce derslerde iç ve dış hedefler açısından bir tutarlılık olduğunu
düşünüyorum fakat Devlet okulları ve özel okullarda fark olabiliyor. (Ö6)
Burada Programda yer alan hedeflerin iç ve dış tutarlılık açısından devlet okulları ve özel
okullarında farklılık gösterdiği ortaya çıkmıştır. Bu farklılığın temel nedeni ders saatlerinin
farklılığından kaynaklandığı söylenebilir.
Uygun 10
Uygun değil 1
Kısmen uygun 2
Tablo 9’da Türkiye’de araştırmaya katılan öğretmenlerin, görüşme formunda yer alan
“Sizce hedefler yeterince açık ve anlaşılır bir şekilde ifade edilmiş midir?” sorusuna verdikleri
yanıtların dağılımı verilmiştir.
Tablo 9. Türkiye’den Araştırmaya Katılan Öğretmenler Hedefler Yeterince Açık ve Anlaşılır Bir Şekilde
İfade Edilip Edilmediğine İlişkin Görüşlerinin Dağılımı
Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin 8’i içeriği öğrenciler için anlamlı bir
şekilde düzenlendiğini belirtirken 4’ü içeriğin öğrenciler için kısmen düzenli olduğunu 1’i
düzenli olmadığını ifade etmiştir. Bu görüşlere ilave olarak içeriğin öğrenciler anlamlı olarak
düzenli hale getirilmesi için yaparak yaşayarak, Reading, Writing, Listening, Speaking aşamaları
bulunarak getirebileceğini vurgulamıştır. Bu konuda bir öğretmenin görüşü şöyledir:
Anlamlı olarak düzenlendiğini düşünmüyorum Reading, Writing, Listening, Speaking
aşamaları bulunmamakta. (Ö7).
Bu görüşlerden hareketle içeriğin öğrenciler için anlamlı bir şekilde düzenlendiğini ancak
içeriğin düzenlenmesinde reading, writing, listening, speaking aşamaları daha verimli olacağı
söylenebilir.
Tablo 13’te Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin, görüşme formunda yer alan
“Sizce içerikte yer alan konular öğrencilerin öğrenmesi için gerekli ve önemli midir?” sorusuna
verdikleri yanıtların dağılımı verilmiştir.
Tablo 13. Türkiye’den Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin İçerikte Yer Alan Konular
Öğrencilerin Öğrenmesi İçin Gerekli ve Önemli Olup Olmadığına İlişkin Görüşlerinin Dağılımı
İçerikle yer alan konular öğrencilerin öğrenmesi için gerekli ve önemli diyenlerin sayısı
12’i iken, kısmen önemli ve gerekli diyenlerin sayısı 2’dir. İçeriklere öğrenmesi gereken konular
gerekli ve önemli değil diyenlerin sayısı ise 1’dir. Bu konuda bir öğretmenin görüşü şöyledir:
Önemli olduğunu düşünüyorum ama gündelik hayatla daha bağlantılı
olması bizim içinde avantaj olur (Ö1).
Elde edilen bulgulara göre içerikle yer alan konuların öğrencilerin öğrenmesi için gerekli
ve önemli olduğu söylenebilir.
Tablo 14’te Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin, görüşme formunda yer alan
“Size göre içerikte yer alan konular güncel mıdır? Sorusuna verdikleri yanıtların dağılımına yer
verilmiştir.
Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin tamamı (15 kişi) içerikte yer alan
konuların güncel olduğunu söylenmiştir. Araştırmaya katılan öğretmenlerinden bir öğretmenin
görüşü şöyledir:
Evet, İçerikte yer alan konular günceldir. Tüm boyutlara göre
speaking, listening, reading and writting güncel konular var. (Ö14)
Araştırmaya katılan öğretmenlerin hepsi içerikte yer alan konuların güncel konular
olduğunu söylemiştir.
Tablo 15’te Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin içerikte yer konuların günlük
yaşamda uygulanabilir olup olmadığına ilişkin görüşlerine yer verilmiştir.
Tablo 15. Türkiye’deki İçerikte Yer Alan Konuların Günlük Yaşamda Uygulanabilir
Olup Olmadığına İlişkin Görüşlerinin Dağılımı
Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin 10’u içerikte yer alan yer konuların günlük
yaşamda uygulanabilir olduğunu, 1’i kısmen uygun olduğunu. 1’i uygun olmadığını ifade
etmiştir. Elde edilen görüşlerden biri şöyledir.
Uygulanabilecek var ancak devlet okullarda uygulama dersleri yok (Ö4)
Bununla içerikte yer alan konuların günlük yaşamda uygulanabilir nitelikte olduğunu
söylenebilir.
Tablo 16’da Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin, görüşme formunda yer alan
“Sizce içerikte yer alan konuların sunuluş sırası basitten karmaşığa doğru düzenlenmiş midir?”
sorusuna verdikleri yanıtların dağılımına verilmiştir.
Tablo 16. Türkiye’den Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin İçerikte Yer Alan Konuların
Sunuluş Sırası Basitten Karmaşığa Doğru Düzenlenmesine İlişkin Görüşlerinin Dağılımı
Evet 15
Tablo 17’de Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin, görüşme formunda yer alan
“Sizce içerikte yer alan konuların sunuluş sırası benzer olandan benzer olmayana doğru
düzenlenmiş midir?” sorusuna verdikleri yanıtların dağılımına verilmiştir.
Tablo 17. Türkiye’den Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin İçerikte Yer Alan Alan
Konuların Sunuluş Sırasının Benzer Olandan Benzer Olmayana Doğru Düzenlenmesine İlişkin
Görüşlerinin Dağılımı
Evet 14
Hayır 1
Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin 14’ü içerikte yer alan konuların sunuluş
sırası benzer olandan benzer olmayana doğru düzenlendiğini söylerken 1’i düzenlenmediğini
belirtmiştir.
Tablo 18’de Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin, “Sizce içerikte yer alan
konuların sunuluş sırası yakından uzağa ilkesine uygun olarak düzenlenmiş midir?” sorusuna
verdikleri yanıtların dağılımına yer verilmiştir.
Tablo 18. Türkiye’den İçerikte Yer Alan Konuların Sunuluş Sırası Yakından Uzağa
İlkesine Uygun Olarak Düzenlenmişine İlişkin Görüşlerinin Dağılımı
Evet 11
Hayır 3
Kısmen 1
Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin 11’i içerikte yer alan konuların sunuluş
sırasının yakından uzağa ilkesine uygun olarak düzenlendiğini belirtirken 3’ü uygun olarak
düzenlenmediğini ifade etmiştir. Bunun yanında araştırmaya katılan öğretmenlerin 1’i içerikte yer
alan konuların sunuluş sırasının yakından uzağa ilkesine kısmen uygun olduğunu belirtmiştir.
Araştırmaya katılan öğretmenlerinden birinin görüşü şöyledir:
Hayır, düzenlenmemiştir önce basit olandan başlayıp karmaşık olana
gidiyoruz. Ardından konular genel olarak birbirine benzer ilerliyor (Ö6)
Elde edilen bulgulara bakılarak içerikte yer alan konular sunuluş sırası yakından uzağa
ilkesine uygun olarak düzenlendiğini yorumu yapılabilir.
Tablo 19’da Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin, “Sizce içerikte yer alan
konuların sunuluş sırası somuttan soyuta doğru bir şekilde düzenlenmiş midir?” sorusuna
verdikleri yanıtların dağılımına yer verilmiştir.
Tablo 19. Türkiye’den Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin İçerikte Yer Alan Konuların
Sunuluş Sırası Somuttan Soyuta Doğru Bir Şekilde Düzenlenmesine İlişkin Görüşlerinin Dağılımı
Evet 13
Hayır 1
Kısmen 1
Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin 13’ü içerikte yer alan konuların sunuluş
sırası somuttan soyuta doğru bir şekilde düzenlendiğini söylenirken 1’i somuttan soyuta doğru bir
şekilde düzenlenmediğini 1’i kısmen düzenlendiğini ifade etmiştir.
Elde edilen görüşlere göre içerikte yer alan konuların sunuluş sırasının somuttan soyuta
doğru bir şekilde düzenlendiği söylenebilir.
Tablo 20’de Türkiye’den içerikte yer alan konuların bir sonraki sınıflarda benzer şekilde
(dikey kaynaşıklık) ele alıp alınmadığına ilişkin görüşlerinin dağılımına yer verilmiştir.
Tablo 20. Türkiye’den Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin İçerikte Yer Alan Konuların
Bir Sonraki Sınıflarda Benzer Şekilde (Dikey Kaynaşıklık) Ele Alınmasına İlişkin Görüşlerinin
Dağılımı
İçerikteki Konuların Sınıflarda Benzer Şekilde (Dikey kayna şıktık) Ele Alınması f
Evet 13
Kısmen 2
Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin 13’i içerikte yer alan konuların bir sonraki
sınıflarda benzer şekilde (dikey kaynaşıklık) ele alındığını ifade ederken 2’si dikey kaynaşıklığın
kısmen ele alındığını ifade etmiştir. Bir öğretmen görüşü şöyledir:
Evet, girdiğim sınıflarda bu benzerlikleri görebiliyorum. (Ö12).
İçeriğinde yer alan konuların bir sonraki sınıflarda benzer şekilde (dikey kaynaşıklık) ele
alındığını söylenebilir.
Tablo 21’de Türkiye’den içerikte yer alan konuların birbirlerini destekler nitelikte tutarlı
olup olmadığına ilişkin görüşlerinin dağılımına yer verilmiştir.
Tablo21. Türkiye’den Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin İçerikte Yer Alan Konuların
Sunuluş Sırasının Somuttan Soyuta Doğru Bir Şekilde Düzenlenmesine İlişkin Görüşlerinin
Dağılımı
Evet 15
Evet 8
Kısmen 3
Hayır 1
Öğrenci merkezlidir 11
Öğrenci-Öğretmen merkezli 3
Konuya göre kullanılacak yöntemler değişiyor hem öğrenci merkezli hem öğretmen merkezli olabilir. 1
Tablo 24. Türkiye’den Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Programda Yer Alan Yöntemlerin
Programın Hedeflerine ve İçeriğe Uygunluğuna İlişkin Görüşlerinin Dağılımı
Uygun 10
Uygun Değil 2
Kısmen Uygun 2
Araştırmaya katılan öğretmenlerin 10’u programda yer alan yöntemlerin programın
hedeflerine ve içeriğe uygun olduğunu ifade ederken 2’si kısmen uygun olduğunu belirtmişlerdir.
Diğer 2’si uygun olmadığını belirtmiştir. Araştırmaya katılan öğretmenlerinden birinin görüşü
şöyledir.
Yöntemlerin programın hedeflerine ve içeriğe uygun yetersiz olduğunu
düşünüyorum çünkü bizden istenenler için verilenler tutarlı değiller (Ö2).
Elde edilen bulgulara göre programda yer alan yöntemlerin programın hedeflerine ve
içeriğe uygun olduğunu söylenebilir.
Tablo 25’te Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin, görüşme formunda yer alan
“Programda öğrencilerin derse yönelik duyuşsal özelliklerinin (tutumları, dersle ilgili akademik
benlik algıları ve güdüleri) ne ölçüde dikkate alındığını düşünüyorsunuz?” sorusuna verdikleri
yanıtların dağılımına yer verilmiştir.
Tablo 25. Türkiye’den Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Programda Öğrencilerin
Derse Yönelik Duyuşsal Özelliklerinin (Tutumları, Dersle İlgili Akademik Benlik Algıları ve
Güdüleri) Ne Ölçüde Dikkate Alınmasına İlişkin Görüşlerinin Dağılımı
Evet 11
Kısmen 2
Evet 13
Hayır 2
Uygundur 10
Uygun değil 2
Kısmen uygun 2
Evet 10
Hayır 2
Kısmen 2
Yeterli 11
Yetersiz 1
Kısmen Yeterli 2
Tablo 30’da Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin, görüşme formunda yer alan
“Programda yer alan ölçme-değerlendirme araçlarının geçerliği ve güvenilirliği hakkında ne
düşünüyorsunuz?” sorusuna verdikleri yanıtların dağılımına yer verilmiştir.
Tablo 30. Türkiye’deki Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Programda Yer Alan Ölçme-
Değerlendirme Araçlarının Geçerliği ve Güvenilirliğine İlişkin Görüşlerinin Dağılımı
Yeterli 11
Yetersiz 1
Kısmen 1
Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin programda yer alan ölçme-değerlendirme
araçlarının geçerliği ve güvenilirliğinin uygun olduğunu belirtenlerin sayısı 11, yetersiz
diyenlerin sayısı 1, kısmen diyenlerin sayısı 1’dir. Bu konuda bir öğretmenin görüşü şöyledir:
Tek çeşit kullanıldığı için geçerliliği düşük fakat çoktan seçmeli test
kullanıldığı için güvenilirliğinin yüksek olduğunu düşünüyorum (Ö8).
Elde edilen bulgulara göre programda yer alan ölçme-değerlendirme araçlarının geçerliği ve
güvenilirliği olduğunu söylenebilir.
Her Dönem 9
Her derste 1
Hepsi 6
Doğru-yanlış testler 2
Tablo 33’te Türkiye’den araştırmaya katılan öğretmenlerin, görüşme formunda yer alan
“Sizce Programda başka ölçme araçlarına ihtiyaç duyulduğunu düşünüyor musunuz? Sorusuna
verdikleri yanıtların dağılımına yer verilmiştir.
Tablo 33. Türkiye’den Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Programda Ölçme-
Değerlendirme Araçlarına İlişkin Görüşlerinin Dağılımı
Yeterli 7
KİŞİSEL BİLGİLER f
Cinsiyet Erkek 6
Kadın 8
Kıdem 1 yıl 2
2 yıl 1
3-5 yıl 7
5 yıldan fazla 4
Okutulan Sınıf 3 7
4 7
Uygun 9
Kısmen uygun 3
Uygun değil 1
Uygun 10
Kısmen uygun 2
Uygun değil 1
Ruanda’da araştırmaya katılan öğretmenlerin 10’u programda yer alan hedeflerin öğrenci
ihtiyaçlarına uygun olduğunu söylerken 2’si kısmen olduğunu 1’i uygun olmadığını belirtmiştir.
Bu konuda bir öğretmenin görüşü şöyledir:
Programda yer alan hedeflerin öğrenci ihtiyaçlarına uygun ama
öğrenciler için daha eğlenceli pratik becerilerin dâhil edilmesi tercih
edilir (Ö2).
Burada programda yer alan hedeflerin öğrenci ihtiyaçlarına uygunlu olduğu söylenebilir.
Tablo 37’de programda yer alan hedeflerin konu alanının özelliklerine uygunluğuna
ilişkin öğretmen görüşleri verilmiştir.
Tablo 37. Programda Yer Alan Hedeflerin Konu Alanının Özelliklerine Uygunluğuna
İlişkin Görüşlerin Dağılımı
Uygun 11
Kısmen uygunu 1
Uygun değil 1
Ruanda’daki araştırmaya katılan öğretmenlerin 11’i programda yer alan hedeflerin konu
alanının özelliklerine uygun, 1’i kısmen uygun olduğunu 1’i uygun olmadığını ifade etmiştir.
Araştırmaya katılan öğretmen görüşlerinden biri şöyledir.
Bazı konuların hedeflerle uyumlu olması ve birçoğunun aktarım ve
bağlantıya ihtiyaç duyması nedeniyle konuya bağlıdır. (Ö5).
Ruanda’da programda yer alan hedeflerin konu alanının özelliklerine uygunlu olduğu
söylenebilir.
Tablo 38’de programda yer alan hedeflerin birbirleriyle tutarlılığına ilişkin görüşlere yer
verilmiştir.
Tablo 38. Programda Yer Alan Hedeflerin Birbirleriyle Tutarlılığına İlişkin Görüşlerin
Dağılımı
Tutarlı 14
Tablo 39’da Ruanda’da araştırmaya katılan öğretmenlerin, görüşme formunda yer alan
“Programda yer alan hedeflerin eğitim kademesindeki diğer derslerle (iç tutarlılık) ve toplumun
hedefleri (dış tutarlılık) ile uyumu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?” sorusuna verdikleri
yanıtların dağılımına yer verilmiştir.
Tablo 39. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Programda Yer Alan Hedeflerin Eğitim
Kademesindeki Diğer Derslerle (İç Tutarlılık) ve Toplumun Hedefleri (Dış Tutarlılık) İle Uyumu
Hakkındaki Görüşlerinin Dağılımı
Hedeflerin Eğitim Kademesindeki Diğer Derslerle ve Toplumun Hedefleri İle Uyumu f
Uyumlu 10
Kısmen uyumlu 1
Ruanda’dan katılan öğretmenlerin 10’u uygun olduğunu, 1’si Programda yer alan
hedeflerin kısmen uyumlu olduğunu belirtmiştir. Araştırmaya katılan öğretmenlerden birinin
görüşü şöyledir.
Ruanda’da bizim sistemde 4. sınıftan itibaren tüm dersler İngilizce olarak
işlenir, bu nedenle dersler arasında büyük bir tutarlılık vardır.(Ö 6)
Ruanda’da Programda yer alan hedeflerin diğer derslerde iç ve dış tutarlılığı açısından uygun
olduğunu söylenebilir.
Uygun 13
Kısmen uygun 1
Tablo 41. Hedeflerin Yeterince Açık ve Anlaşılır Bir Şekilde İfade Edildiklerine İlişkin
Öğretmen Görüşlerinin Dağılımı
Evet 11
Kısmen 1
Tablo 42’de programda yer alan hedeflerin gerçekleştirilebilecek nitelikte olduğuna ilişkin
görüşlerin dağılımına yer verilmiştir.
Tablo 42. Programda Yer Alan Hedeflerin Ulaşılabilecek Nitelikte Olup Olmadığına İlişkin
Görüşleri Dağılımı
Evet 12
Hayır 1
Tablo 43’te programın içeriğinin hedeflerle ne kadar tutarlı olduğuna ilişkin görüşlerinin
dağılımına yer verilmiştir. Tabloda yer alan görüşler gruplandırılarak verilmiştir.
Tutarlı 10
Kısmen tutarlı 1
Tablo 44’te programda yer alan içeriğin öğrenciler için anlamlı olarak düzenlendiğine ilişkin
öğretmen görüşlerine yer verilmiştir.
Tablo 44. Ruanda’daki Programda Yer Alan İçeriğin Öğrenciler İçin Anlamlı Olarak
Düzenlenip Düzenlenmediğine İlişkin Görüşlerin Dağılımı
Anlamlı 11
Kısmen anlamlı 2
Ruanda’da araştırmaya katılan öğretmenlerin 11’i içiriğin öğrenciler için anlamlı bir
şekilde düzenlendiğini 2’si kısmen anlamlı şekilde düzenlendiği ifade etmiştir. Araştırmaya
katılan öğretmenlerden birinin görüşü şöyledir.
4. sınıfta tüm dersleri İngilizce aldığımdan, İngilizce ders içeriği faydalı
oluyor.(Ö10).
Elde edilen görüşlere göre içiriğin öğrenciler için anlamlı bir şekilde düzenlendiği söylenebilir.
Tablo 45’te araştırmaya katılan öğretmenlerin, “Sizce programın içeriğinde yer alan konular
öğrencilerin öğrenmesi için gerekli ve önemli midir?” sorusuna verdikleri yanıtların dağılımına
yer verilmiştir.
Tablo 45. Ruanda’dan Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Programın İçeriğinde Yer Alan
Konular Öğrencilerin Öğrenmesi İçin Gerekli ve Önemli Olup Olmadığına İlişkin Görüşlerinin
Dağılımı
Hedeflerin Öğrencilerin Öğrenmesi İçin Gerekli ve Önemli Olup Olmadığına İlişkin Görüşleri f
Evet 14
Tablo 46’da araştırmaya katılan öğretmenlerin “Size göre içerikte yer alan konular güncel
midir?” sorusuna verdikleri yanıtların dağılımına yer verilmiştir.
Tablo 46. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin İçerikte Yer Alan Konuların Güncel Olup
Olmadığına İlişkin Görüşlerin Dağılımı
Araştırmaya katılan öğretmenlerin tamamı (14 kişi) içerikte yer alan konuların güncel
olduğunu ifade etmiştir. Bu konuda bir öğretmenin görüşü şöyledir:
Ruanda'da Yetkinlik temelli öğretim programı kullanımı ile. Programdaki tüm konular
doğru ve günceldir. (Ö14).
Ruanda’dan araştırmaya katılan öğretmenlerin görüşlerine göre içerikte yer alan konuların
güncel olduğu söylenebilir.
Tablo 47’de Ruanda’dan araştırmaya katılan öğretmenlerin içerikte yer konuların günlük
yaşamda uygulanabilir olduğuna ilişkin görüşlerine yer verilmiştir.
Tablo 47. Ruanda’daki Programların İçerikte Yer Alan Konuların Günlük Yaşamda
Uygulanabilir Olup Olmadığına İlişkin Görüşlerinin Dağılımı
Evet 12
Kısmen evet 2
Tablo 48’de Ruanda’dan araştırmaya katılan öğretmenlerin, görüşme formunda yer alan
“Sizce içerikte yer alan konuların sunuluş sırası basitten karmaşığa doğru düzenlenmiş midir?”
sorusuna verdikleri yanıtların dağılımına yer verilmiştir.
Tablo 48. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin İçerikte Yer Alan Konuların Sunuluş
Sırasının Basitten Karmaşığa Doğru Düzenlenmesine İlişkin Görüşlerinin Dağılımı
Evet 11
Kısmen 2
Hayır 1
Araştırmaya katılan öğretmenlerin 11’i içerikte yer alan konuların sunuluş sırasının
basitten karmaşığa doğru düzenlendiğini ifade ederken 2’si kısmen doğru düzenlendiğini ifade
etmiştir. 1’i hiç düzenlenmediğini ifade etmiştir. Araştırmaya katılan öğretmenlerinden birinin
görüşü şöyledir.
İçerikte Yer Alan konuların sunuluş sırası basitten karmaşığa doğru düzenlendiğini
Konulara bağlı, bazı konular basitten karmaşığa doğru Düzenli olduğunu düşünmüyorum.
(Ö10)
Elde edilen görüşlere göre içerikte yer alan bilgilerin sunuluş sırasının öğrenme ilkelerine
(basitten karmaşığa) uygun olarak düzenlendiği söylenebilir.
Tablo 49’da Ruanda’dan araştırmaya katılan öğretmenlerin “Sizce içerikte yer alan
konuların sunuluş sırası benzer olandan benzer olmayana doğru düzenlenmiş midir?” sorusuna
verdikleri yanıtların dağılımına yer verilmiştir.
Tablo 49. Ruanda’daki İçerikte Yer Alan Konuların Sunuluş Sırası Benzer Olandan
Benzer Olmayana Doğru Düzenlenmesine İlişkin Görüşlerinin Dağılımı
Evet 14
Ruanda’dan araştırmaya katılan öğretmenlerin tamamı (14 kişi) içerikte yer alan
konuların sunuluş sırasının benzer olandan benzer olmayana doğru düzenlendiği ifade edilmiştir.
Araştırmaya katılan öğretmen görüşlerinden biri şöyledir:
Dil eğitimde sunuluş sırası benzer olandan benzer olmayana öğrenme-öğretme
ilke temeldir. (Ö2)
İçerikte yer alan konuların sunuluş sırası benzer olandan benzer olmayana doğru
düzenlendiği söylenebilir.
Tablo 50’de Ruanda’dan araştırmaya katılan öğretmenlerin “Sizce içerikte yer alan
konuların sunuluş sırasının yakından uzağa ilkesine uygun olarak düzenlenmiş midir?” sorusuna
verdikleri yanıtların dağılımına yer verilmiştir.
Tablo 50. Ruanda’dan Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin İçerikte Yer Alan Konuların
Sunuluş Sırasının Yakından Uzağa İlkesine Uygun Olarak Düzenlenip Düzenlenmediğine İlişkin
Görüşlerin Dağılımı
Hedeflerin Yakından Uzağa İlkesine Uygun Olarak Düzenlenip Düzenlenmediğine İlişkin Görüşler f
Evet 14
Araştırmaya katılan öğretmenlerin tamamı (14 kişi) içerikte yer alan konuların sunuluş
sırasının yakından uzağa ilkesine uygun olarak düzenlendiğini ifade etmiştir. Araştırmaya katılan
öğretmen görüşlerinden biri şöyledir:
Dil eğitimde özelikle İngilizce sunuluş sırası yakından uzağa öğrenme-öğretme ilke
temeldir.(Ö2)
İçerikte yer alan konuların sunuluş sırasının yakından uzağa ilkesine uygun olarak
düzenlendiği söylenebilir.
Tablo 51’de Ruanda’dan araştırmaya katılan öğretmenlerin “Sizce içerikte yer alan
konuların sunuluş sırasının somuttan soyuta doğru bir şekilde düzenlenmiş midir?” sorusuna
verdikleri yanıtların dağılımına yer verilmiştir.
Tablo 51. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin İçerikte Yer Alan Konuların Sunuluş
Sırasının Somuttan Soyuta Doğru Bir Şekilde Düzenlenip Düzenlenmediğine İlişkin Görüşlerin
Dağılımı
Hedeflerin Somuttan Soyuta Doğru Bir Şekilde Düzenlenip Düzenlenmediğine İlişkin Görüşler F
Evet 14
Araştırmaya katılan öğretmenlerin tamımı (14 kişi) içerikte yer alan konuların sunuluş
sırasının somuttan soyuta doğru bir şekilde düzenlendiğini ifade etmiştir. Araştırmaya katılan
öğretmen görüşlerinden biri şöyldir:
Dil eğitimde özelikle İngilizce sunuluş sırası somuttan soyuta öğrenme-öğretme ilke
temeldir. (Ö2)
Elde edilen görüşlere göre içerikte yer alan konuların sunuluş sırasının somuttan soyuta
doğru bir şekilde düzenlendiği söylenebilir.
Tablo 52’de Ruanda’dan araştırmaya katılan öğretmenlerin “Sizce içerikte yer alan
konular bir sonraki sınıflarda benzer şekilde (dikey kaynaşıktık) ele alınmakta mıdır?” sorusuna
verdikleri yanıtların dağılımına yer verilmiştir.
Tablo 52. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin İçerikte Yer Alan Konuların Sunuluş Sırası
Somuttan Soyuta Doğru Bir Şekilde Düzenlenmesine İlişkin Görüşlerin Dağılımı
Evet 11
Hayır 1
Kısmen 2
Araştırmaya katılan öğretmenlerin 11’i içerikte yer alan konuların bir sonraki sınıflarda
benzer şekilde (dikey kaynaşıklık) ele alındığını ifade ederken, 1’i ele alınmadığını, 2’si kısmen
yer aldığını ifade etmiştir. Bir öğretmen ise buna ilave olarak programda içerikte yer alan
konuların bir sonraki sınıflarda benzer şekilde (dikey kaynaşıklık) ele alındığını vurgulamıştır.
Bu konuda bir öğretmenin açıklaması şöyledir:
Evet, girdiğim sınıflarda bu benzerlikleri görebiliyorum. (Ö6).
Elde edilen görüşlere göre içerikte yer alan konuların bir sonraki sınıflarda benzer şekilde
(dikey kaynaşıklık) ele alındığı söylenebilir.
Tablo 53’te içerikte yer alan konuların birbirlerini destekler nitelikte tutarlı olduğuna ilişkin
görüşlerinin dağılımına yer verilmiştir.
Tablo 53. Ruanda’dan Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin İçerikte Yer Alan Konuların
Birbirlerini Destekler Nitelikte Tutarlı Olup Olmadığına İlişkin Görüşlerinin Dağılımı
Araştırmaya katılan öğretmenlerin tamamı (14 kişi) içerikte yer alan konular birbirlerini
destekler nitelikte tutarlı olduğunu belirtmiştir. Bu konuda bir öğretmenin görüşü şöyledir:
Dil eğitiminde özelikle İngilizcede konuların birbirleriyle tutarlı olması şarttır. Bunun
için konular birbirleriyle tutarlıdır. (Ö7).
Elde edilen görüşlere göre içerikte yer alan konuların birbirlerini destekler nitelikte tutarlı
olduğu söylenebilir.
Evet 11
Kısmen 2
Öğrenci merkezli 11
Öğretmen merkezli 3
Uygun 7
Kısmen uygun 5
Araştırmaya katılan öğretmenlerin 7’si programda yer alan yöntemlerin programın
hedeflerine ve içeriğe uygun olduğunu söylerken, 5’i kısmen uygun olduğunu belirtmiştir. Bu
konuda bir öğretmenin görüşü şöyledir:
Programda yer alan yöntemlerin programın hedeflerine ve içeriğe uygundur
çünkü öğretmenin tecrübesi bağlanıyor (Ö9).
Elde edilen görüşlere göre programda yer alan yöntemlerin programın hedeflerine ve
içeriğe büyük ölçüde uygun olduğu söylenebilir.
Tablo 57’de araştırmaya katılan öğretmenlerin “Programda öğrencilerin derse yönelik duyuşsal
özelliklerinin (tutumları, dersle ilgili akademik benlik algıları ve güdüleri) ne ölçüde dikkate
alındığını düşünüyorsunuz?” sorusuna verdikleri yanıtların dağılımına yer verilmiştir.
Tablo 57. Ruanda’daki Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Programda Öğrencilerin Derse
Yönelik Duygusal Özelliklerinin (Tutumları, Dersle İlgili Akademik Benlik Algıları ve Güdüleri)
Ne Ölçüde Dikkate Alındığına İlişkin Görüşlerin Dağılımı
Evet 8
Hayır 2
Kısmen 4
Evet 10
Hayır 3
Kısmen 1
Uygun 9
Kısmen uygun 4
Uygun değil 1
Yeterli 13
Yeterli değil 1
Evet 14
Araştırmaya katılan öğretmenlerin tamamı (14 kişi) programda öğrencilerin
değerlendirilmesi için önerilen ölçme-değerlendirme araçlarının çeşitli olduğunu ifade etmiştir.
Bu konuda bir öğretmenin açıklaması şöyledir:
Programda öğrencilerin değerlendirilmesi için önerilen ölçme-değerlendirme
araçlarını çeşitlilik açısından iyi bir derecede fakat bunun onu kullanan öğretmene bağlı
düşünüyor (Ö14).
Elde edilen görüşlere göre programda öğrencilerin değerlendirilmesi için önerilen ölçme-
değerlendirme araçlarının çeşitli olduğunu söylenebilir.
Evet 10
Kısmen 3
Çok yapılıyor 2
4 kereden fazla 1
Hepsi kullanıyor 8
Yazılı yoklama 1
Doğru-yanlış testi 1
Çoktan seçmeli test, doğru-yanlış testi 1
Araştırmaya katılan öğretmenlerin 8’i programda sözlü yoklama, yazılı yoklama, çoktan
seçmeli test, doğru-yanlış testi, tamamlamalı test ve eleştirmeli test (tüm tür) kullandığını
söylerken 1’i yazılı yoklama kullandığını, 1’i doğru-yanlış testi kullandığı belirtmiştir. Bunun
yanı sıra araştırmaya katılan öğretmenlerin 1’i çoktan seçmeli test, doğru-yanlış testi kullandığını
ve 1’i yazılı yoklama, doğru-yanlış testi kullandığını belirtmiştir. Araştırmaya katılan
öğretmenlerinden birinin görüşü şöyledir.
Tüm Ölçme-Değerlendirme türleri çok önemli ve verimli bunun için
hepsinin kullanılması gerektiğine inanıyorum (Ö2)
Elde edilen görüşler doğrultusunda programda sözlü yoklama, yazılı yoklama, çoktan
seçmeli test, doğru-yanlış testi, tamamlamalı test ve eleştirmeli test kullandığı söylenebilir.
Tablo 65’te araştırmaya katılan öğretmenlerin, görüşme formunda yer alan “Sizce
programda başka hangi ölçme araçları kullanılmalıdır?” sorusuna verdikleri yanıtların dağılımı
verilmiştir.
Tablo 65. Ruanda’dan Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Programda Hangi Tür Ölçme-
Değerlendirme Araçları Kullanılmasına İlişkin Görüşlerin Dağılımı
Gerek yok 9
Yaratıcı düşünce 1
Eleştirmeli test 2
Pratik değerlendirme 1
Problem çözme 1
BÖLÜM VI
Öneriler
MINEDUC. (2004). Strategic Plan For the İmplementation of the Trilingual Policy in
Rwanda.
Büyükduman, F. (2005). İlköğretim İngilizce Öğretim Programının Öğretmenler
Tarafından Değerlendirilmesi. Kastamonu Eğitim Dergisi, 49-60.
İğrek, N. (2001).Gazi Üniversitesi, Ankara.
Mersinligil, M. A. (2002). Gazi Üniversitesi, Ankara.
Tok, Ş. (2003). Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Onur, İ. (2005). Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 38(2), 29-41.
Açıkgöz, K. Ü. (1993). Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Erdem, A. R. (1993). Karadeniz Teknik Üniversitesi, Trabzon.
Hayırsever, N. (2002). Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir.
Johnson, D. W. Johnson, R. T. (1977). Learning Together and Alone, Cooperative,
Competitive, and İndividualistic Learning .Englewood Cliffs, NJ: Prentice Hall.
Kocabaş, İ. (1995). Eğitim ve Bilim, 24-30.
Slavin, R. E. (1983). Cooperative Learning. New York: Longman.
Yeşilyaprak, B. (1997). Gazi Üniversitesi, Ankara.
Bozgeyikli, H., Sünbül, A. M., Kesici, Ş. Üre, Ö. (2003). Hacettepe Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, 25, 38-45.
Deniz, M. E., Avşaroğlu, S. Fidan, N. (2006). 53-61.
Genç, Z. (2002). Guidelines for Selecting English Textbooks in Turkish Primary Schools.
Journal of Language and Linguistic Studies, 62-72.
Sibomana, A. (2010). English Language Proficiency in Rwanda: A Survey of University
Graduates. Journal of Multilingual and Multicultural Development, 397-412.
Williams, B. (2011). English Language Education in Rwanda: The Role of İnternational
aid. Language Policy, 193-211.
U.S Agency for International Development - USAID. (2012). Rwanda Education
Program: Impact Evaluation Final Report. Washington, DC: USAID.
Nzabitabakuze, F. (2012). An İnvestigation of the Role of English in Rwanda: A Study of
Teachers’ and Learners’ Attitudes Towards English Language Learning and Teaching in
Secondary Schools in Rwanda. Unpublished Master’s Tesis, University of Leeds.
Uwambayinema, D. (2013). English Language Policy and Practice in Rwanda: A Critical
Analysis of the İmplementation of English as a Medium of İnstruction in Secondary
Schools. Unpublished Doctoral Dissertation, University of Warwick.
Laviolette, K. (2012). Language Policy and Practice in Rwanda: A Citical Analysis of the
2008 Law of Language. Current Issues in Language Planning, 13(3), 191-212.
Yıldırım, A. Şimşek, H. (2016). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri. Seçkin
Yayıncılık.
Miles, M. B. Huberman, A. M. (1994). Qualitative Data Analysis: An Expanded
Sourcebook. Sage.
Kwibuka, E. (.2013). Speaking English becomes cool. Global: the International Briefing.
Öğretim Programı, Devlet Kitapları Müdürlüğü Basım Evi, Ankara, 2004.
Sera Suzan IRELAND (2018) Türkiye, Singapur ve Norveç İlköğretim İngilizce Öğretim
Programlarının Karşılaştırmalı Olarak İncelenmeşi. Hacettepe Un. Eğitim Bilimleri
Enstitüsü. İngilizce Ögretim Program Yüksek lisans Tezi
Sibomana, E. (2006). A Sociolinguistic Analysis of the English Language Use at Kigali
Institute of Education. Unpublished BA Dissertation, Kigali Institute of Education.
Sibomana, E. (2010). Challenges faced by postgraduate French speaking students who
are learning in English: a case study of Rwandan students in the School of Education at
the University of the Witwatersrand. Unpublished MA Research Report, University of
the Witwatersrand, Johannesburg.
Sibomana, E. (2014). English in Rwanda: a medium of imparting education or
education in and of itself? A critical examination. A Paper presented at the 2014 Joint
LSSA, SAALA & SAALT Conference on Language: Synergies and Intersections.
University of the Witwatersrand, South Africa, 24 – 27 June.
Yaman (2016). Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğrenenler İçin Dinleme Becerisi Öz
Yeterlik Ölçeği geliştirilmesi. Turkish Studies, 11(3), 2371-2386.
Yaman, H. ve Demirtaş, T. (2013). Ana dili öğretim programlarının temel özellikleri.
Dünyada ana dili öğretimi -program incelemeleri- (editör: Havva Yaman). Ankara:
Pegem yayıncılık.
EKLER
Kişisel bilgiler
Cinsiyet……………… Kıdem…………………. Okuttuğunuz Sınıf…………
İlkokul 3. ve 4. sınıf kademesinde verilen İngilizce öğretim programında yer alan hedeflere
ilişkin görüşler
İlkokul 3. ve 4. sınıf kademesinde verilen İngilizce öğretim programında yer alan içeriğe
ilişkin görüşler.
Dear participant,
With this interview form, it is aimed to determine your opinions about the English curriculum
given in the 3rd and 4th grades of primary school. Your answers will be used to reveal the
similarities and differences between the English language teaching programs in the 3rd and 4th
grades of primary school in Turkey and Rwanda. The information to be obtained from you will
only be used in the master's thesis. You can write your opinions about some aspects of the
English and foreign language sciences program in the sections below the questions.
Researchers:
Assoc. Dr. Pınar BİLASA
pinarbilasa@gmail.com
Camille NIYONKURU
camille.niyonkuru@gmail.com
Gazi University Department of Curriculum Development in Education Graduate Student
Personal information
Gender…………………. Seniority…………………. The Class You Taught…………….
Opinions on the objectives in the English curriculum given in the 3rd and 4th grades of
primary school
1. What do you think about the compliance of the objectives in the program with the expectations
and needs of the society?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
2. What do you think about the compatibility of the objectives in the program with the needs of
the students?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
3. What do you think about the compatibility of the objectives in the program with the
characteristics of the subject area?
4. What do you think about the consistency of the target statements in the program with each
other?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
5. What are your views on the compatibility of the objectives of the program with the other
courses at the education level (internal consistency) and the objectives of the society (external
consistency)?
……………………………………………………………………………………….
……………………………………………………………………………………….
6. What are your thoughts on the compatibility of the objectives in the program with the goal
writing approach (progressive/competency-based/modular)?
……………………………………………………………….
……………………………………………………………….
7. Do you think the objectives in the program have been stated clearly and intelligibly enough?
……………………………………………………………………………………….
……………………………………………………………………………………….
8. Do you think that the objectives in the program are achievable by the students?
……………………………………………………………………………………….
……………………………………………………………………………………….
Opinions on the content in the English curriculum given in the 3rd and 4th grades of
primary school.
9. In your opinion, how consistent is the content of the program with the objectives?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
10. Do you think that the content in the program is organized meaningfully for students?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
11. Do you think the subjects in the content of the program are necessary and important for
students to learn?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
12. According to you, are the topics included in the content up-to-date?
…………………………………………………………
……………………………………………………………………………………….
13. Do you think that the topics in the content are applicable in daily life?
……………………………………………………………….
……………………………………………………………….
14. Do you think the order of presentation of the topics in the content is arranged from simple to
complex?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
15. Do you think the order of presentation of the topics in the content is arranged from similar to
dissimilar?
16. In your opinion, is the order of presentation of the topics in the content arranged in
accordance with the principle of close to far?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
17. Do you think the order of presentation of the topics in the content is arranged from concrete
to abstract?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
18. Do you think the topics in the content are handled in a similar way (vertical cohesiveness) in
the next classes?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
19. According to you, are the topics in the content consistent in a way that supports each other?
………………………………………………………………………………………………….
……………………………….....
Opinions on the teaching-learning process in the English curriculum given in the 3rd and
4th grades of primary school
20. What is your opinion on the effectiveness and usefulness of the methods used in the program?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
21. Do you think the learning-teaching process is student-centered or teacher-centered? Explain
the reason for your answer?
………………………………………………………………………………………………….
…………………
22. What are your views on the compatibility of the methods in the program with the objectives
and content of the program?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
23. To what extent do you think students' affective characteristics (attitudes, academic self-
perceptions and motivations) towards the course are taken into account in the program?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
24. Is the program organized in such a way that students can fulfill the activities expected of
them?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
25. What is your opinion on the suitability of the tools and materials used in the program with the
content?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
26. Do you think the hours of the programs are sufficient to achieve the aims of education?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
Opinions on the assessment in the English curriculum given in the 3rd and 4th grades of
primary school
27. How would you evaluate the assessment-evaluation tools proposed for the evaluation of
students in the program in terms of diversity?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
28. What do you think about the validity and reliability of the measurement-evaluation tools in
the program?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
29. How often is measurement-evaluation done in the program?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
30. What kind of assessment-evaluation (oral exam, written exam, multiple choice test, true-false
test, complementary test and critical test… etc.) is used in the program?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
31. Do you think other measurement tools are needed in the program? If yes, which tools should
be used?
………………………………………………………………………………………………….
…………………………
GAZİLİ OLMAK AYRICALIKTIR