You are on page 1of 99

KAYMAKAMLIK

MĠKRO ĠKTĠSAT
DERS NOTLARI

1
BÖLÜM – I
TEMEL KAVRAMLAR
GĠRĠġ

Ġktisat, Arapça kökenli “kasıtlı, bilinçli, ılımlı hareket” anlamına gelir. Günlük dilde Türkçeye “tutumluluk” olarak
geçmiĢtir. Ekonomi ise Eski Yunanca kökenli bir kelimedir (oikonomos/oikos-nomos). “Ev ve çiftlik idaresi” anlamında da
kullanılmıĢtır. Bilim olarak Ġktisat ise Ģöyle tanımlanabilir; sınırsız olan insan ihtiyaçlarının kıt kaynaklarla karĢılanmasını
inceleyen sosyal bir bilimdir. Burada kıtlıktan kasıt (nedret ilkesi), sonsuz olmayan her Ģey kıttır mantığına dayanır. Bu
anlamda bir damla su kıt ise okyanustaki su da kıt kabul edilir. Dolayısıyla cennet gibi her Ģeyin sınırsız olduğu bir yerde
iktisat bilimi ya da iktisadi mantıktan bahsetmek doğru olmaz. Ġktisat bilimi, A. Smith‟in “Ulusların Zenginliğinin Doğası ve
Nedenleri Üzerine Bir Ġnceleme” ya da kısaca “Ulusların Zenginliği kitabı” ile baĢlatılmaktadır. Ġktisat biliminin özellikleri
sırasıyla Ģöyle ifade edilebilir;
 Ġktisat, ihtiyaçları karĢılayacak malların üretim ve tüketim faaliyetlerini inceler, sosyal (deney yok) ve analitik bir
bilimdir,
 Olaylar arasında neden–sonuç iliĢkisi kurar, insan davranıĢlarının sadece ekonomik yönünü inceler ve bireyleri
kendi çıkarları peĢinde koĢan iktisadi insanlar yani “Homo Economicus” olarak kabul eder,
 Analizlerinde iki yöntem kullanır;
 Mikro Ġktisat (Birey, firma düzeyinde inceleme yapar. Bireylerin fayda maksimizasyonu, firmaların ise kâr ve çıktı
maksimizasyonu gibi konularıyla ilgilenir).
 Makro Ġktisat (Enflasyon, iĢsizlik, büyüme, GSYH, dıĢ denge gibi bütüncül konuları inceler).

ĠKTĠSAT BĠLĠMĠNĠN DEĞĠġKENLERĠ


 Bağımsız DeğiĢken, değeri fonksiyonel iliĢkinin dıĢında belirlenen değiĢkene bağımsız (açıklayıcı) değiĢken denir.
 Bağımlı DeğiĢken, değeri bağımsız değiĢkenin değerine bağlı olarak belirlenir ve açıklanan değiĢken olarak da
adlandırılır. Bağımlı ve bağımsız değiĢkenler fonksiyonel iliĢki ile açıklanırlar. Ġktisadi bir model içerisindekilere ise
içsel (endojen) ve dıĢsal (egzojen) değiĢkenler denir. Qd = f (P) gibi talep ile fiyat arasında fonksiyonel iliĢkiyi
gösteren bu fonksiyonda, fiyatı temsil eden (P) bağımsız değiĢken; talebi gösteren (Qd) ise bağımlı değiĢkendir.
 Akım değiĢkenler, belli bir zaman dilimine bağlı olarak ifade edilen değiĢkenlerdir. Ayrıca akım değiĢkenler günlük,
aylık, yıllık ve çeyrekler Ģeklinde ifade edilen değiĢkenlerdir.
 Stok değiĢkenler ise; belli bir zaman dilimine bağlı olmadan ifade edilen değiĢkenlerdir. Ayrıca birikimli, toplamlı,
kümülatif değerler olarak da ifade edilebilen değiĢkenlerdir. Akım ve stok değiĢkendeki farkı ayırabilmek için Ģöyle
bir örnek verilmesi konunun anlaĢılabilmesi için yararlı olacaktır. Örneğin boĢ bir havuzda biriken su stok bir değiĢ-
ken iken, havuzun dolmasını sağlayan zaman içerisinde akan su ise akım değiĢkendir.

NOKTA ANALĠZ

BAZI AKIM VE STOK DEĞĠġKENLER

AKIM DEĞĠġKENLER STOK DEĞĠġKENLER

 Talep,  Sermaye,
 Arz,  Ġç borç,
 Net yatırım,  DıĢ borç,
 Ġthalat,  Toplam istihdam,
 Ġhracat,  DolaĢımdaki para (kağıt + bozuk),
 Gelir,  Servet.
 GSMH,
 Tasarruf,
 Cari açık,
 Bütçe açığı,
 DıĢ ticaret açığı,
 Amortisman.

2
ĠKTĠSAT BĠLĠMĠNDE KULLANILAN ANALĠZLER

 Kısmi denge analizinde karmaĢık iliĢkiler parçalara ayrılarak incelenir. Yani bir sorun incelenirken diğerleri sabit
(ceteris - paribus) varsayılır. Kısmi analizde temel nokta, ele alınan iliĢkiyi etkileyen değiĢkenlerin çokluğu
karĢısında, en önemlileri dıĢındaki bazı değiĢkenlerin değerleri sabit kabul edilerek analiz dıĢı bırakılıyor olmasıdır.
Sabit kabul edilen değiĢkenlere parametre denir ki bunlar dıĢsal değiĢkenler ile aynı Ģeydir. Kısmi denge analizi,
A. Marshall‟a aittir.
 Genel denge analizinde ise ilgili bütün değiĢkenler ele alınmakta (Mutadis mutandis - her Ģey dahilken) ve
hepsinin karĢılıklı etkileĢimi araĢtırılmaktadır. Genel denge analizi ise L. Walras‟a aittir. Bir ayakkabı alırken pek
çok Ģeye dikkat edebilirsiniz. Örneğin fiyatı, rengi, kalitesi, gelirinizin düzeyi vb. Bu değiĢkenlerin hepsini göz
önünde bulundurmak, genel denge analizine girerken; sadece fiyat ya da sadece gelir gibi bir değiĢkeni göz önünde
bulundurursanız kısmi denge analizi yapmıĢ olursunuz.
 Basit Statik Analiz: Basit statik analiz, zaman unsurunun varlığını dikkate almadan, herhangi bir durumun de-
ğiĢmeden aynen kaldığını varsayan bir analiz Ģeklidir. Tek bir denge durumuyla ilgilenir ve değiĢkenin zaman içeri-
sinde değiĢimi gözlemlenmez.
 KarĢılaĢtırmalı Basit Statik Analiz: Yapılan analiz farklı denge durumlarının ele alınarak karĢılaĢtırılması biçimin-
deyse karĢılaĢtırılmalı basit statik analiz olarak adlandırılır.
 Dinamik Analiz: Statik analiz zamansız ve durağan bir durumu incelerken, dinamik analiz ise zaman süreci içinde
veri koĢullarda değiĢme ve uyum konularıyla ilgilenir. Dinamik analiz, analize zaman boyutunun katılmasıyla
gerçekleĢtirilen bir analiz Ģeklidir.
ÇOK KISA, KISA VE UZUN DÖNEM
Ġktisat bilimine dönem analizini katan A. Marshall‟dır. Dönem analizinde temelde 3 dönem vardır. Bunlar;

 Çok kısa (Pazar, Piyasa) dönem,


 Kısa dönem,
 Uzun dönem.
Çok kısa dönem; pazar, piyasa dönemi olarak da adlandırılır. Bu dönem gerek sermaye faktörünün gerekse emek
faktörünün kısaca hiçbir üretim faktörünün değiĢtirilemediği dönemdir. Bu dönemde arz eğrisi miktar eksenine dik fiyat
eksenine ise paraleldir. Arzın esnekliği sıfır iken eğimi ise sonsuzdur (eğim ve esneklik ters çalıĢır). Bu dönemde fiyatın
tek belirleyicisi taleptir. Ayrıca bu döneme yeniden üretimi yapılamayan mallar da örnek gösterilebilir. Tarihi eserler,
antikalar, nadide tablolar gibi…
Kısa dönem; faktörlerden biri sabitken (K: Sermaye), diğer faktörün ise (L: Emek) değiĢtirilebildiği dönemdir. Bu
dönemde talep eğrisi arz eğrisine göre daha yatık (eğimi düĢük), esnekliği ise daha yüksektir. Bu dönemde fiyatı hem arz
hem de talep belirler ancak talebin etkisi arzın etkisine göre daha baskındır.
Uzun dönem; tüm faktörlerin değiĢtirilebildiği dönemdir. Bu dönemde arz eğrisi talep eğrisine göre daha yatık (eği-
mi düĢük) esnekliği ise daha yüksektir. Bu dönemde fiyatı hem arz hem de talep belirler ancak arzın etkisi daha baskın-
dır. AĢağıda üç döneme ait grafiksel analizi görmek mümkündür;

DÖNEM ANALĠZĠ

ÇOK KISA DÖNEM KISA DÖNEM UZUN DÖNEM


P P P
S S

S
P E

P E P E
D

D D
0 0 0
Q Q Q Q Q

3
ĠHTĠYAÇLAR
Ġhtiyaç, karĢılandığı zaman zevk ve haz veren, karĢılanmadığı zaman ise acı ve üzüntü veren duygulara denir.
Ġhtiyaçlar temelde ikiye ayrılırlar. Bunlar; Ġktisadi ihtiyaçlar ve Ġktisadi olmayan ihtiyaçlardır. Ġktisadi ihtiyaçlar mal ve
hizmet tüketerek karĢılanabilen istekleri ifade ederken, iktisadi olmayan ihtiyaçlar ise mal ve hizmet tüketmeden
karĢılanabilen istekleri ifade eder. Ġktisadi olmayan ihtiyaçlara aĢk, sevgi ve saygı örnek olarak verilebilir. Diğer yandan
iktisadi ihtiyaçları zorunlu ve lüks ihtiyaçlar Ģeklinde ayırmak mümkündür. Zorunlu ihtiyaçlar, bireyin yaĢamını devam
ettirebilmesi için gerekli olan hava, su ve gıda gibi karĢılanması zorunlu gereksinimlerken; lüks ihtiyaçlar ise yaĢamsal
olmayan ancak tatmin edildikçe haz veren tatil gibi ihtiyaçlardır. Zorunlu ve zorunlu olmayan ihtiyaçları kesin olarak
birbirinden ayırmak mümkün olmayabilir. Çünkü ihtiyaçların derecesi ve Ģekli kiĢiden kiĢiye, toplumdan topluma, yaĢa,
cinsiyete ve meslek yapılarına göre değiĢim gösterebilir. Örneğin kıĢın kazak ve mont ihtiyacımız sonbahara göre çok
daha fazladır. Ġhtiyaçların çeĢitli özelliklerinden söz edilebilir. Bunları Ģu Ģekilde sıralamak mümkündür;
 Sonsuzdurlar,
 ġiddet bakımından farklılık gösterirler. Su ihtiyacı ile kitap ya da müzik ihtiyacımızın Ģiddeti farklı olacaktır,
 Tatmin edildikçe Ģiddeti azalır. Susadığımız zaman içtiğimiz su miktarı arttıkça, suya olan ihtiyacımız azalır ve buna
bağlı olarak suyun gözümüzdeki değeri de azalmaya baĢlar,
 Bazı ihtiyaçların tatmin edildikçe Ģiddeti artar (UyuĢturucu gibi bağımlılık yaratan mallar örnek olarak verilebilir),
 İkame edilebilirler. Susadığımız zaman bunu kola içerek gidermek isteyebiliriz,
 Yinelenirler. Yemek yeme ihtiyacımız günde 2-3 kere yinelenir.

MAL VE HĠZMETLER
Mal, ihtiyaçları tatmin etme özelliği taĢıyan fiziksel varlıklara denir. Hizmet, ihtiyaçları tatmin etmesine rağmen
maddi özelliği olmayan Ģeylere denir. Hizmetleri iki alt guruba ayırabilir. Bunlar;
 Doktorların, diĢçilerin ya da berberlerin vb. sunduğu kiĢisel hizmetler,
 Bankaların, sigorta Ģirketlerinin, ulaĢım Ģirketlerinin vb. sunduğu ticari hizmetlerdir.

Mal çeĢitlerine bakacak olursak;


 Özel Mal: Mülkiyeti belli bir kiĢiye ya da gruba ait olan mallardır. Kullandığımız ayakkabı ve otomobil gibi mallar
özel mallara örnek verilebilir,
 Kamusal Mal: Mülkiyeti devlete ait olan ve herkesin kullanımına açık olan mal veya hizmetlerdir. Ulusal savunma,
adalet, yol ve kaldırım gibi mallar kamusal mallara örnek olarak verilebilir,
 Serbest Mal: Doğada her istenildiğinde bulunabilen ve çaba sarf etmeden elde edilebilen mallardır. Bir malın
ekonomik ve serbest mal olması, Ģartlara göre değiĢir. Genelde hava ve su serbest mal olarak kabul edilir. Ancak,
dalgıç ve astronot için hava her zaman serbest mal değildir. Serbest malların fiyatı yoktur, sıfır kabul edilir.
 Ġktisadi (Ekonomik) Mal: Elde edebilmek için mutlaka belli bir çaba harcanması veya bedel ödenmesi gereken
maldır. Hayatımızda pek çok mal, böyledir,
 Ġkame Mal: Birbirinin yerine kullanılabilen mallara denir (çay-kahve, pirinç-bulgur gibi), bazı mallar ise birbirinin
yerine mükemmel bir Ģekilde geçebilirler. Bunlara ise tam ya da mükemmel ikameler denir (küp Ģeker-toz Ģeker
gibi).
 Tamamlayıcı Mal: Birlikte tüketilen mallara tamamlayıcı mal denir (çay-Ģeker, sigara-çakmak, otomobil-benzin
gibi), ancak bazı mallar mutlaka birlikte kullanılması gerekir. Bu tür mallara ise tam ya da mükemmel tamamlayıcı
mallar denir (bir ayakkabının sağ ve sol teki, kurĢun-silah, kalem-kalem ucu gibi).
 Tüketim Malı: Tüketicinin ihtiyaçlarını doğrudan karĢılayan mallardır. Bu mallara nihai mal adı da verilir. Dayanıklı
ve dayanıksız tüketim malları olarak sınıflandırılabilir. Faydası çabuk tükenen mallara dayanıksız (gıda, mum, kibrit,
gazete vb.), uzun süre fayda sağlayan mallara ise dayanıklı (beyaz eĢya, otomobil, bilgisayara vb.) tüketim malları
denir,
 Üretim Malı: Diğer üretim mallarının üretiminde ya da tüketim malları üretiminde kullanılan mallardır. Bu mallara
sermaye malları, yarı mamul mallar ve hammadde gibi isimlerde verilmektedir. Sermaye malları, tükenmezler; oysa
ara malları tükenir niteliktedir. Benzin takside kullanılıyorsa üretim malı, hususi otomobilde kullanılıyorsa tüketim
malı olarak kabul edilir. Annenin kek yapmak için kullandığı un, tüketim malı iken; fırın ya da pastanenin kullandığı
un bu durumda üretim malı olarak kabul edilir.
Diğer yandan malların ve hizmetlerin insan ihtiyaçlarını karĢılama özelliğine fayda denir. Ġnsan ihtiyaçlarını
karĢılayan bütün mallar faydalıdır. Faydayı açıklarken Ġktisat bilimi etik değerleri ve kamu sağlığı gibi değerleri göz önüne
almaz. Kısaca fayda malın tüketimi sonucu elde edilen hazdır. Bu çerçevede sigara, alkol, uyuĢturucu haz veriyorsa
Ġktisat bilimi açısından faydalıdır. Ġktisat bilimi fayda kavramını Hedonist (Hedonizm) felsefenin önemli ismi J.
Bentham‟ın çalıĢmalarından etkilenerek kullanmıĢtır. Mal ve hizmetler insan ihtiyaçlarını gidererek fayda sağlarlar.

4
ALTERNATĠF MALĠYET

Bir Ģeyi elde ederken vazgeçtiğimiz en iyi Ģeye alternatif maliyet denir. Alternatifler arasında tercih yapmak,
seçilmeyen alternatiflerden mahrum kalmak demektir. Bir ihtiyacın tatmini diğer alternatiflerin tatmini pahasına
gerçekleĢtirilir. Kaçırılan en iyi fırsata alternatif maliyet adı verilir. Ġlk kez G. Haberler tarafından kullanılmıĢtır. Belli
miktar paranızı dolara yatırdıysanız, bilirsiniz ki altın, borsa ya da bankaya paranızı yatırabilirdiniz. Dolara paranızı
yatırmanızın alternatif maliyeti, diğerlerinin hepsi değil en fazla getiri getiren diğer olasılıktır.
Ġktisat biliminde her ekonomik ajanın bir karar alırken onun fayda (getiri) ve maliyetine (götürü) bakacağı
varsayılır. Buna fayda-maliyet analizi denir. Dolayısıyla her aldığımız karar ya da yaptığımız iĢte o iĢin getirisi
götürüsüne eĢit olana kadar o iĢi yapmaya devam ederiz.

ÜRETĠM FAKTÖRLERĠ

Bir üretim sürecinde kullanılan üretim faktörleri dörde ayrılır. Bunlar;


 Doğal Kaynak (N) (Tabiat): Tabiat sınırlı, ancak devamlıdır. Tabiat taĢınamaz. Toprak sadece tarım alanı
anlamına gelmez; iklim Ģartları, dağlar, ormanlar, ırmaklar, denizler, tarihi kalıntılar da içine girer. Üretim sürecinde
rant alır. Burada Ricardo‟nun kıtlık rantı (differansiyel rant) ile Marshall‟ın rant benzeri kavramı önemlidir.
Ġktisat biliminde rant deyince akla ilk olarak “toprak rantı” gelir. Toprağın kıt olması dolayısıyla, toprak sahibinin
kısa dönemde veya uzun dönemde sağlayacağı bir rant olacaktır. Kıtlıktan doğan bu ranta “kıtlık rantı” adı verilir.
Kaliteli ve verimli toprakların geliri doğal olarak daha fazla olacaktır. Toprakların farklı özelliklere sahip olmasından
(Örneğin; verimlilik farkı, kente ve pazar yerine uzaklık farkı gibi) doğan rant olarak da tanımlayabileceğimiz kıtlık
rantına “diferansiyel rant” adı da verilir. En verimsiz toprağa göre belirlendiği için en marjinal ya da verimsiz
toprak kıtlık rantı almaz.

Ovalar Kıtlık Rantı Diferansiyel Rant


ÇarĢamba Ovası 1000 900
Konya Ovası 800 700
Gediz Ovası 300 200
Harran Ovası 100 0
Diferansiyel Rantın hesaplanması

Quasi-rant (rant benzeri) kavramını A. Marshall ortaya atmıĢtır. Bu rant, kısa dönemde üretim faktörlerinin hemen
arttırılamamasından doğar. Üretim faktörleri ve üretim miktarı sabitken, faktör talebi artınca faktör fiyatları normal faktör
fiyatlarından daha yüksek olacak, bu fiyat farkı Quasi-rantı doğuracaktır. Messi‟nin kalite farkından dolayı diğer
oyunculardan daha yüksek ücret alması buna örnek olarak verilebilir.

 Emek (L): Ġnsanın, gelir sağlamak amacıyla, hür iradesiyle, bilinçli, baĢkalarına tabi olarak harcamıĢ olduğu her
türlü çabadır. Fiziki ve fikri her türlü çabayı kapsar. Üretim sürecinden ücret elde eder.
 Sermaye (K) (Kapital): Ġnsan tarafından üretilmiĢ olan üretim mallarını temsil eder. Reel bir büyüklükten söz
edilir. Parasal olana ise mali sermaye denir. Üretim sürecinde uzunca bir süre kullanılan makine gibi mallar sabit
sermaye olarak adlandırılır. Buna karĢılık sermaye kavramının kapsadığı mallardan ara mallar, üretimde bir kere
kullanılmakla yok olurlar. Bu tip sermayeye değiĢken sermaye denir. Üretim sürecinde faiz (r) elde eder.
 GiriĢimci (E) (MüteĢebbis): Diğer üç kaynağı bir araya getirerek belirli bir malın üretimini gerçekleĢtiren ve
üretimin riskine katlanan özel veya tüzel kiĢiye denir. Üretim sürecinde kâr/zarar elde eder (Önceden kâr belli
değildir). Üretim faktörlerini sağlayan, organize eden, riski göze alan ve iktisadi hayata yenilikleri uygulayan kiĢidir
(GiriĢimciyi yenilik yaratan kimse olarak tanımlayan iktisatçı J. Schumpeter‟dir). Üretim faktörlerinden sadece
giriĢimci negatif gelir elde eder (zarar durumunda).

5
Üretim ÇeĢitleri

Üretim, fayda yaratma faaliyeti olarak tanımlanır.


ġekil ya da Biçim Faydası: Malların fiziksel ve kimyevi yapılarının değiĢtirilmesiyle ortaya çıkan faydayı ifade eder.
Yer ya da Mekân Faydası: Malların çok olduğu yerden az bulunduğu yere taĢınması yer ya da mekân faydası olarak
ifade edilir.
Zaman faydası: Malın bol olduğu bir zamandan kıt olan bir zamana getirilmesi zaman faydası olarak ifade edilir.

Mülkiyet faydası: Mevcut malların el değiĢtirilmesi yani mülkiyetlerinin bir bireyden baĢka bir bireye geçmesi mülkiyet
faydası olarak ifade edilmektedir.

Terkip Hatası

Birey için söz konusu olan genellemelerin toplum için yapılmasının geçersizliği ya da yanlıĢlığına terkip hatası adı verilir.
Yani mikro anlamda geçerli olan bir Ģeyin makro anlamda da geçerli olacağı yanılgısıdır. En güzel örnek tasarruf para-
doksudur. Tasarruf paradoksu ise toplumda bir bireyin yaptığı tasarruf iyi bir Ģeyi ifade ederken, toplumun tamamının
tasarruf yapması ise kötü bir Ģeyi ifade edecektir. Toplumun tamamının tasarrufa yönelmesi ekonomide tüketimi azaltır,
tüketimin azalması talebi daraltır, talebin daralması üretimi azaltır, üretimin azalması ekonomideki gelir seviyesini azaltır,
gelir seviyesinin azalması tüketici refahını azaltır, tüketici refahının azalması ise son olarak toplumsal refahı düĢürür.
Yani bir bireyin tasarruf yapması o kiĢinin refah seviyesini arttırıp o bireyin zenginleĢmesine neden olurken, toplumun
tamamının tasarruf yapması toplumun fakirleĢmesine neden olmaktadır. Tabi burada yapılan tasarrufların yatırımlara
kanalize edilmediği bir durumu ele almaktayız. Yani yapılan tasarrufların tamamının yastık altı olduğu bir durum ifade
edilmektedir. Eğer yapılan tasarrufların tamamı yatırıma dönüĢebilirse tasarruf paradoksu da ortaya çıkmayabilir.

ÜRETĠM OLANAKLARI EĞRĠSĠ

Üretim olanakları eğrisi (dönüĢüm eğrisi, üretim imkanları eğrisi, transformasyon eğrisi), kaynaklar ve teknoloji ve-
riyken bir ekonominin eldeki tüm faktörleri kullanarak üretebileceği maksimum mal bileĢimlerinin geometrik yerine denir.
Üç temel varsayımı vardır. Bunlar;
 Tam istihdam varsayımı vardır. Tam istihdamı iki Ģekilde tanımlamak mümkündür. GeniĢ anlamda tam istihdam; tüm
üretim faktörlerinin üretime koĢulması iken; dar anlamda tam istihdam ise yalnızca emek faktörünün üretime koĢul-
masıdır. Burada kastedilen geniĢ anlamda tam istihdamdır,
 Teknoloji veridir,
 Eğri üzerinde etkinlik vardır.
Üretim olanakları eğrisi üzerindeki her noktada (A, B, C); Teknoloji veri,
Otomobil her noktada etkinlik olup (Pareto anlamda), tam istihdam geçerlidir.
D
A Üretim olanakları eğrisi dıĢındaki (üstündeki) noktalarda (D); ekonomi-
nin elindeki kaynakların buradaki mal bileĢimini üretmeye yetmediğini gös-
B terdiğinden imkansız bir noktadır.

E
Üretim olanakları eğrisinin altındaki nokta (E); ekonomide istihdam edil-
C meyen faktörlerinin olduğunu ve eksik (noksan) istihdamın varlığını ifade
etmektedir.

0
Buğday

6
Ġktisadi Büyüme

ġekil I ġekil II

ġekil III ġekil IV

Ok X0‟dan X1‟e olacak

Üretim Olanakları Eğrisinde İktisadi Büyüme

Üretim olanakları eğrisi fırsat maliyeti açısından üç Ģekilde incelenir. Bunlar sırasıyla; artan fırsat maliyetli üretim olanak-
ları eğrisi, Sabit fırsat maliyetli üretim olanakları eğrisi ve azalan fırsat maliyetli üretim olanakları eğrisidir. Fırsat maliyeti
aynı zamanda MRT‟yi de ifade etmektedir. MRT, marjinal dönüĢüm oranıdır. Yani bir maldan bir birim daha fazla ürete-
bilmek için diğer malın üretiminden ne kadar vazgeçmemiz gerektiğini gösteren orandır. MRT, üretim olanakları eğrisi
üzerinde herhangi bir noktada çizilen teğetin eğimine verilen isimdir. ġimdi sırasıyla artan fırsat maliyetli, sabit fırsat
maliyetli ve azalan fırsat maliyetli üretim olanakları eğrisini inceleyelim.

Ġç bükey- Konkav Dıġ Bükey-KonvekS

7
BÖLÜM – II
TALEP, ARZ VE PĠYASA DENGESĠ
TALEP EĞRĠSĠ

Belirli bir dönemde tüketicilerin, çeĢitli fiyat düzeylerinden yeterli satın alma gücüyle desteklenmiĢ mal alma iste-
ğine talep denir. Bir malın talebini etkileyen birçok unsur bulunmaktadır. Bunlar; malın kendi fiyatı (Px), ikame/rakip
malların fiyatı (Pi/R), tamamlayıcı malların fiyatı (PT ), tüketici geliri (M), tüketicinin zevk ve tercihleri (Z ve T), Bek-
e e
lenen fiyatlardır (P ) ve beklenen gelirdir (M ). Talebi etkileyen faktörlerin tamamını matematiksel analizde bağımsız
değiĢkenleri, etkilenen talep ise bağımlı değiĢkeni ifade etmektedir. Bu durumu aĢağıdaki Ģekilde görmek mümkündür.
e e
Qd = f ( Px, Pi/R, PT, M, Z ve T, P , M )

Bir malın kendi fiyatında meydana gelen bir değiĢme sonucu (diğer değiĢkenler sabit iken Ceteris Paribus - C.P)
yalnızca talep edilen miktar değiĢir ve talep eğrisi üzerinde harekete neden olur. Eğer bir malın kendi fiyatı sabitken,
diğer değiĢkenlerde bir değiĢme meydana gelir ve talep doğrusu sağa ya da sola paralel kayar ise buna talep kayması ya
da talep değiĢmesi denir. Anlatılan bu durumu aĢağıdaki grafiksel analizlerde görmek mümkündür.

TALEP MĠKTARININ DEĞĠġMESĠ, TALEP EĞRĠSĠ TALEP DEĞĠġMESĠ,TALEP DOĞRUSUNUN


ÜZERĠNDE HAREKET KAYMASI
P P

E0
P0
P
E2 E0 E1

P1 E1
D2 D0 D1

0 0
Q0 Q1 Q Q2 Q0 Q1 Q
Nedeni; malın kendi fiyatının değiĢmesidir. Nedeni; malın kendi fiyatı sabitken diğer değiĢkenlerin
değiĢmesidir.

ġimdi malın talebini etkileyen (talep eğrisini sağa ya da sola kaydıran) unsurları sırasıyla açıklamaya çalı-
Ģalım;
 Ġkame malın fiyatında meydana gelen değiĢme (P i/R): Ġkame malların fiyatları arttıkça talep artmakta, azaldıkça
talep azalmaktadır. Örneğin, hamsi fiyatı düĢünce, hamsi istavrite göre ucuzlar ve dolayısıyla da tüketici daha fazla
hamsi (ikame mal) daha az istavrit (X malı) talep eder.
 Tamamlayıcı malın fiyatında meydana gelen değiĢme (PT): Tamamlayıcı malların fiyatları yükseldiğinde, diğer
değiĢkenler sabit olmak koĢuluyla, X malının talebi azalmaktadır. Örneğin, tamamlayıcı bir mal olan mürekkebin
fiyatı düĢtüğünde dolmakaleme olan (X malı) talep artıĢ gösterir.
 Tüketicinin Parasal Geliri (M): Burada kastedilen nominal gelirdir. Normal (üstün) mallar için gelir arttıkça
(azaldıkça) talep artar (azalır). DüĢük mallar için gelir arttıkça (azaldıkça) talep azalmaktadır (artmaktadır). Çoğu
mal normal maldır. Normal mallar kendi içinde zorunlu ve lüks mallar olarak ayrılmaktadır. Ancak, düĢük mallara
örnek olarak genellikle reçel, makarna, bulgur vb. verilmektedir. Bir malın düĢük (bayağı, adi ya da fakir mal) mal
olup olmadığı kiĢiden kiĢiye ve aynı kiĢinin farklı gelir düzeylerine göre değiĢir. Her Giffen mal, düĢük mal olduğu
için Giffen mallara da fakir mal denilmektedir. Ayda 30 kere otobüse binen bir öğrenci iĢe girip gelir düzeyi artınca
ayda 8 kere taksiye, 22 kere otobüse binerse gelir artıĢı karĢısında taksi tüketimi arttığı için taksi normal ya da
üstün maldır. Oysa otobüs burada talebi azaldığı için düĢük maldır. Daha sonra geliri daha da artar ve otomobil
alırsa, bu sefer ayda 15 kere otobüs, 5 kere taksi ve 10 kere kendi arabasıyla iĢe giderse bu durumda taksi düĢük,
otomobil üstün ya da normal mal olmaktadır. Son olarak belirtelim ki otobüs her zaman düĢük mal değildir.
Öğrencimiz çok fakir zamanlarında kısa mesafeleri yürürken bir miktar bir yerlerden burs bulduğu zaman kısa
8
mesafeler için de otobüse binip otobüs tüketimini arttırıyorsa artık otobüs bileti düĢük değil üstün ya da normal mal
olarak kabul edilir.

 Tüketicinin Zevk ve Tercihleri (Z): Tüketicinin zevk ve tercihleri malın lehine (aleyhine) geliĢmiĢse o malın talebi
artar (azalır),
 Tüketicinin Gelecekteki Fiyat ve Gelir Düzeyine ĠliĢkin Beklentileri ( Pxe ve Me): Tüketicinin gelecekteki fiyat
düzeyine iliĢkin beklentilerine Pex ve gelir düzeyine iliĢkin beklentilerine Me diyoruz. Buna göre, eğer tüketici X
malının fiyatının ileride artacağını bekliyorsa, bugün daha fazla harcama yapar ve dolayısıyla da daha fazla X malı
satın almak ister. Benzer Ģekilde tüketicinin gelirinin ileride artacağı bekleniyorsa, X malının talebi bugünden artar.

NOKTA ANALĠZ

Bireysel talep eğrisi ile piyasa talep eğrisi farklı Ģeyleri ifade eder. Piyasa talep eğrisi, bireysel talep eğrilerinin yatay
toplamından oluĢmaktadır. Yani piyasa talebi bir malı talep eden tüm tüketicilerin o mala olan taleplerinin toplamıdır.
Dikkat edilirse talebi etkileyen faktörler içerisinde nüfus yer almamaktadır. Çünkü nüfus bireysel talebi değil, piyasa
talebini etkiler. Nüfustaki değiĢmeler genellikle piyasa talebini etkileyen bir faktör olarak karĢımıza çıkar.

NOKTA ANALĠZ

TALEP DOĞRUSU

SAĞA KAYDIRAN FAKTÖRLER SOLA KAYDIRAN FAKTÖRLER

 Ġkame malın fiyatının yükselmesi,  Ġkame malın fiyatının düĢmesi,


 Tamamlayıcı malın fiyatının düĢmesi,  Tamamlayıcı malın fiyatının yükselmesi,
 Malın normal ya da üstün mal olduğu durumda tüketi-  Malın normal ya da üstün mal olduğu durumda tüketi-
cinin gelirinin artması, cinin gelirinin azalması,
 Malın düĢük mal olduğu durumda tüketici gelirinin  Malın düĢük mal olduğu durumda tüketici gelirinin
azalması, artması,
 Zevk ve tercihlerin mal lehine geliĢme göstermesi,  Zevk ve tercihlerin mal aleyhine geliĢme göstermesi,
 Beklenen fiyatların yükselmesi,  Beklenen fiyatların düĢmesi,
 Beklenen gelirin artmasıdır.  Beklenen gelirin azalmasıdır.

9
TÜKETĠM DIġSALLIKLARI
Tüketim dıĢsallıkları üçe ayrılır. Bunlar;
 Veblen (GösteriĢ) Etkisi: Malın fiyatı yükselince talebinin artması durumunda ortaya çıkar. Burada gösteriĢ etkisi
vardır. Snob etkisi baĢkalarının tükettiği malla ilgili iken Veblen etkisi o malın fiyatıyla ilgilidir. Veblen talep doğrusu,
pozitif eğimlidir.
 Snob (Züppe) Etkisi: Ağ dıĢsallıkları negatif ise snob etkisi söz konusudur. KiĢilerin fiyatı düĢen bir mala olan
taleplerinin negatif dıĢsallıklar nedeniyle azalması söz konusudur. Snob‟lar düĢük gelirlilerden ayrılmak için, fiyatı
düĢen maldan daha az alırlar.
 Bandwagon Etkisi (BaĢkalarından Geri Kalmama Etkisi): KiĢilerin bir mala olan talebi, o malı diğer kiĢilerde
satın alıyor diye artar. Tüketiciler bunu modaya uymak, diğer kiĢilerden aykırı olmamak vb. sebeplerle yaparlar.
ARZ EĞRĠSĠ

Firmaların belirli bir zaman süresi içerisinde, çeĢitli fiyat düzeylerinden piyasada bu maldan üretmeye razı olduğu
miktara arz denir. Arz üretim ya da sunum miktarı olarak da adlandırılır. Bir üreticinin belirli bir dönemde üretmek istediği
mal miktarı ile onu açıklayan değiĢkenler arasındaki fonksiyonel iliĢkiye bireysel arz fonksiyonu denirken, piyasadaki
tüm firmaların bireysel arzlarının yatay toplamlarının bütününe piyasa arzı adı verilmektedir. Bir malın talebini etkileyen
faktörler varken bir malın arzını etkileyen faktörler de vardır. Bir malın arzını etkileyen faktörler; malın kendi fiyatı
(Px), girdi fiyatları (Pi), teknoloji (T), vergiler (V), sübvansiyonlar (S) ve diğer malların fiyatlarıdır (P d). Arzı etkileyen
faktörlerin tamamını matematiksel analizde bağımsız değiĢkenleri, etkilenen arz ise bağımlı değiĢkeni ifade etmektedir.
Bu durumu aĢağıdaki Ģekilde görmek mümkündür.

Qs = f ( Px, Pi, T, V, S, Pd)

Bir malın kendi fiyatında meydana gelen bir değiĢme sonucu (diğer değiĢkenler sabit iken Ceteris Paribus-C.P)
yalnızca arz edilen miktar değiĢir ve arz eğrisi üzerinde harekete neden olur. Eğer bir malın kendi fiyatı sabitken, diğer
değiĢkenlerde bir değiĢme meydana gelirse arz doğrusu sağa ya da sola paralel kayar ise buna arz kayması ya da arz
değiĢmesi denir. Anlatılan bu durumu aĢağıdaki grafiksel analizlerde görmek mümkündür.

ARZ MĠKTARININ DEĞĠġMESĠ, ARZ DEĞĠġMESĠ,


ARZ EĞRĠSĠ ÜZERĠNDE HAREKET ARZ DOĞRUSUNUN KAYMASI
P P
S
S1 S0 S2

P1 E1

P0 E1 E0 E2
P0
E0

0 0
Q0 Q1 Q Q1 Q0 Q2 Q
Nedeni; malın kendi fiyatının değiĢmesidir. Nedeni; malın kendi fiyatı sabitken diğer değiĢkenlerin
değiĢmesidir.

ġimdi malın arzını etkileyen (arz eğrisini sağa ya da sola kaydıran) unsurları sırasıyla açıklamaya çalıĢa-
lım;
 Girdi fiyatları (Pi): Üretim faktörlerinin fiyatları artarsa (azalırsa) arz azalır (artar). Yani üretim faktörlerinin fiyatı ile
arz arasında ters yönlü bir iliĢki vardır. Faktör fiyatlarının azalması arz doğrusunu sağa, artması ise sola kaydırır.
 Teknoloji (T): Teknolojik geliĢmelerle arz arasında doğru yönlü bir iliĢki vardır. Çünkü teknolojik ilerlemeler
sayesinde iĢletme mevcut girdilerle daha çok üretim yapar ya da sabit üretim miktarını daha az girdiyle
gerçekleĢtirir. Özetle verimlilik artıĢıyla maliyetleri düĢürür diyebiliriz. Teknolojik geliĢme arz doğrusunu sağa
kaydırırken; teknolojik gerilik (teknolojik gerileme ifadesini kullanmamakta fayda vardır. Çünkü teknoloji gerilemez)
sola kaydırır.
 Vergi (V): Vergi ile arz arasında ters yönlü bir iliĢki vardır. Çünkü vergi artıĢı firma açısından ek maliyet demek
olacağından arzı kısıcı etki yapar. Vergi artarsa arz doğrusu sola, azalırsa sağa kayar.

10
 Sübvansiyon (S): Sübvansiyon, devletin üretici veya tüketicilere para, mal veya hizmet biçiminde yaptığı
karĢılıksız yardımlardır. Sübvansiyon ile arz arasında doğru yönlü bir iliĢki vardır. Çünkü sübvansiyonun verginin
tersine maliyet düĢürücü etkisi vardır. Sübvansiyon artarsa arz doğrusu sağa, azalırsa sola kayar.
 Diğer malların fiyatları (Pd): Diğer malların (firmanın aynı faktörlerle üretebileceği diğer mal) fiyatı artarsa
(azalırsa) arz azalır (artar). Çünkü diğer tüm faktörler veri iken fiyatı artan malı üretmek daha karlı hale gelir ve
iĢletme mevcut üretimini kısıp fiyatı artan maldan üretmeye baĢlar. Diğer maldan kasıt, rakip ya da tamamlayıcı mal
değildir. Elimizdeki faktörlerle üretebileceğimiz diğer mallardır. Diğer malın fiyatı azalırsa esas ürettiğimiz malı
üretmek daha kârlı hale gelir ve arz artar. Arz doğrusu sağa kayar. Aksi durumda diğer malı üretmek daha karlı olur
ve malımızın arzı azalır, dolayısıyla arz doğrusu sola kayar. Bir firma elindeki üretim faktörleriyle hem TV hem de
plazma üretebiliyorsa, plazma fiyatları arttığı zaman TV üretimini azaltıp plazma üretimini artırır,

PĠYASA DENGESĠ
Piyasa alıcı ile satıcının, üretici ile tüketicinin, arz ve talebin karĢılaĢtığı her türlü ortamdır. Piyasa dengesi, talep
edilen miktarla arz edilen miktarın birbirine eĢit olduğu (talep ve arz fazlasının olmadığı) yerde sağlanır. Dengenin sağ-
landığı yerde üreticilerin ve tüketicilerin istekleri eĢ anlı gerçekleĢmiĢtir. Burada piyasa arzı ve piyasa talebi analiz edilir.
Yandaki grafiksel analizde dikey eksende fiyat (P) yatay eksende ise miktar
P (Q) vardır. E noktası piyasa dengesinin sağlandığı noktadır. E noktasında
S
gerek üreticileri gerekse de tüketicilerin istekleri eĢ anlı olarak gerçekleĢmiĢ-
tir. Burada P denge fiyatı iken, Q ise denge miktarıdır.

P E

0
Q Q

Piyasa dengesizlikleri durumunda yani herhangi bir nedenden dolayı


P piyasada oluĢan fiyat denge fiyatının üzerine çıkar ya da altına inerse
ARZ FAZLASI S piyasada arz fazlası ya da talep fazlası durumları ortaya çıkar. Bu durumu
yandaki grafiksel analizde görmek mümkündür. Herhangi bir nedenden
P1
A B dolayı piyasa fiyatı, denge fiyatı olan P0‟ın üstüne çıktığında yani P1
olduğunda piyasada oluĢan arz talepten fazla olduğundan piyasada arz
P0 E fazlası oluĢacaktır. P1 fiyatında mallarını satamayan üreticiler, aralarındaki
rekabetten dolayı fiyatlar malın bol olmasıyla birleĢerek tekrar P 0 yani denge
fiyatına doğru düĢecektir. Eğer fiyat piyasa denge fiyatının altında oluĢur ise
C D
P2 (P2 gibi) bu sefer piyasadaki talep piyasadaki arzdan fazla olacağından
TALEP FAZLASI D piyasada talep fazlası oluĢacaktır. Bu sefer üreticiler değil, tüketiciler
arasındaki mal alma rekabetiyle birlikte piyasa fiyatı tekrar denge fiyatına
0
Q0 Q doğru yükselme eğilimine girecektir.

11
PĠYASA DENGESĠNĠN DEĞĠġMESĠ
Talep ve arzın artması ya da azalması durumunda, denge fiyat ve miktarın ne olacağı konusunda en pratik çözüm
verilen durumların grafiğe aktarılmasıdır. AĢağıdaki tabloda arz ve talep eğrilerinin kaymaları sonucunda fiyat ve miktarın
ne yönde değiĢme gösterdiğini gözlemlemek mümkündür.
P P P S1
S0
S0 S0
S1 E1
S1
E0 P1
P0 ?
E0
P E1
P0 E0

P1 E1
D1 D1
D0
D1 D0
0 D0
0 Q0 Q1 Q 0
Q Q Q Q
 BaĢlangıçta piyasa E0 noktasında  BaĢlangıçta piyasa E0 noktasında  BaĢlangıçta piyasa E0 noktasında
dengededir. Talepte bir azalma dengededir. Talep ve arz artıĢ gös- dengede talepte bir artıĢ meydana
meydana geldiğinden talep doğrusu terdiğinden her iki doğru sağa para- geldiğinden talep doğrusu sağa
sola kaymıĢ, arzda ise bir artıĢ lel bir Ģekilde kayarak yeni denge E1 kaymıĢ, arzda ise bir azalma oldu-
meydana geldiğinden arz doğrusu noktasında gerçekleĢmiĢtir. Grafikte ğundan arz doğrusu sola kayarak
sağa kaymıĢ ve yeni denge E1 nok- de görüldüğü gibi arz ve talep aynı piyasa E1 noktasında dengeye gel-
tasında gerçekleĢmiĢtir. Buradaki oranda artarsa denge miktarı artar- miĢtir. Bu durumda fiyatlar artarken
kaymalar aynı oranda olduğundan ken denge fiyatı ise değiĢmemiĢ ya- miktar ise belirsizdir. Çünkü arz ve
fiyat düĢerken miktar ise sabit kal- ni sabit kalmıĢtır. talep doğrularının hangi oranlarda
mıĢtır. kayma gösterdiği belirtilmemiĢtir.
P P
S1
S0
S0 S1
E1
P E0
E0
P ? E1

D0
D1
D1 D0
0
0 Q0 Q1 Q
Q1 Q0 Q
 Talep ve arz artarsa her iki doğru sağa kayacaktır.
 Eğer arz ve talep aynı oranda azalırsa fiyat sabit kalır-
Bunun sonucunda denge miktarı artarken fiyat ise be-
ken miktar ise azalmaktadır.
lirsizdir. Çünkü arzdaki artıĢın mı yoksa talepteki artı-
Ģın mı daha büyük olduğu belirtilmemiĢtir,
 Yukarıdaki Ģekilde talep doğrusu E1 noktasının göster-
diğinden daha fazla artsa idi fiyat artmıĢ, azalsa idi düĢ-
müĢ olacaktı.

Yukarıdaki tabloda verilen örnekler doğrultusunda Ģu sonuca varmak mümkündür. Arz ve talep doğrularının
kayma Ģiddeti verilmemiĢse fiyat ya da miktardan herhangi birisi belirsiz, kaymalar aynı oranda ise fiyat ya da miktardan
herhangi birisi sabittir. Diğer yandan arz ve talep doğrularına ait kaymalar konusunda herhangi bir belirsizlik yoksa denge
fiyat ve miktarı konusunda da herhangi bir belirsizlik ortaya çıkmayacaktır.

12
BÖLÜM – III
TALEP VE ARZ ESNEKLĠKLERĠ
GĠRĠġ
Esneklik, bağımsız değiĢkendeki % 1 değiĢmenin bağımlı değiĢkeni % kaç etkilediğini gösteren kavrama denir.
Ġktisat literatüründe temelde iki esneklik türü vardır. Bunlar talep esnekliği ve arz esnekliğidir. Talep esnekliği talebin fiyat,
talebin gelir ve talebin çapraz fiyat esnekliği Ģeklinde üç kısımdan oluĢurken, arz esnekliğinde ise yalnızca arzın fiyat
esnekliği vardır.

Bağımlı değiĢkendeki yüzdesel değiĢme


Esneklik =
Bağımsız değiĢkendeki yüzdesel değiĢme

TALEBĠN FĠYAT ESNEKLĠĞĠ

Talebin fiyat esnekliği; fiyatta meydana gelen yüzdesel bir değiĢim karĢısında malın talep edilen miktarının yüzde-
sel olarak nasıl etkilendiğini gösteren bir kavramdır. Formüllerine bakacak olursak;

TALEBĠN FĠYAT ESNEKLĠĞĠ

Talebin fiyat esnekliği, talep miktarındaki yüzde değiĢmenin, fiyatta meydana gelen yüzde değiĢmeye oranı Ģek-
linde ölçülmektedir. ġöyle ki;

 Talep miktarındaki yüzde değiĢim   Δ Q P1 


ep =   ya da ep =  x 
 Fiyattaki yüzde değiĢim   ΔP Q1 

13
∆Q: Miktardaki mutlak değiĢim olup Q2 ‒ Q1 Ģeklinde ifade edilir.

∆P: Fiyattaki mutlak değiĢim olup P2 ‒ P1 Ģeklinde ifade edilir.

 Q P1   Q 
Nokta fiyat esnekliğinin ölçülmesinde kullanılan ep   x  formülündeki  P  ifadesinin değeriyle,
 P Q1   
 dQ P   dQ 
ep   x  Ģeklinde yazılan formüldeki   değeri aynıdır. Bu durumu Qd = 100 – 4P Ģeklinde gösterilen talep
 dP Q   dP 
denklemi üzerinden açıklamaya çalıĢalım. Talep denkleminin
 dQ 
Qd = 100 – 4P olduğu bir durumda   değeri – 4 olarak hesaplanır. Diğer yandan birinci fiyatın örneğin 5 TL, ikinci
 dP 
 Q 
fiyatın ise 10 TL (istediğiniz fiyat çiftini kullanabilirsiniz) olduğu bir durumda   değeri yine – 4 çıkacaktır. ġöyle ki;
 P 
Malın fiyatı 5 TL (P1) iken talep edilen miktar;
Qd = 100 – 4P ise Qd = 100 – 4(5) = 80 birim,
Malın fiyatı 10 TL (P2) iken talep edilen miktar;
Qd = 100 – 4P ise Qd = 100 – 4(10) = 60 birimdir. Buradan hareketle fiyatın 5 TL olduğu bir durumda miktar (Q 1) = 80
birim, fiyatın 10 TL olduğu bir durumda ise miktar (Q 2) = 60 birim çıkmıĢtır. Bu durumda ∆Q değeri (Q2 – Q1)‟den - 20
 Q 
bulunacaktır (60 – 80 = – 20). ∆P değeri ise (P2 – P1)‟den 5 bulunacaktır (10 TL – 5 TL = 5). O halde   değeri
 P 
  20   Q   dQ 
 5    4 olarak bulunur. Sonuç olarak  P    dP  ‟dir.
     

ÖRNEK: Bir malın fiyatı 10 liradan 20 liraya çıktığı zaman talep miktarı 8‟den 4‟e düĢüyor ise esneklik de-
ğeri aĢağıdakilerden hangisidir?

1 3 3
A) - B) − 2 C) - D) - E) ‒ 1,2
2 4 2

YANIT: Soruda verilenleri esneklik formülünde yerine yazar isek;

P1 = 10 TL Q1 = 8

P2 = 20 TL Q2 = 4
∆Q = Q2 ‒ Q1= 4 – 8 = ‒ 4
∆P = P2 ‒ P1 = 20 ‒ 10 = 10

 Δ Q P1   4 10  4 1
ep =  x    - x  = - = -
 ΔP Q1  10 8  8 2

Doğru Yanıt: A seçeneğidir.

ÖRNEK: Bir kukla mağazasında satılan bir kuklanın talep eğrisi Qd = 120 ‒ 10P ve kuklanın fiyatı ise 10
TL‟dir. Buna göre kuklanın talep fiyat esnekliği kaçtır?

A) ‒ 1,5 B) ‒ 5,5 C) ‒ 5 D) ‒ 20 E) ‒ 10

YANIT: Bu tip sorularda eğer size bir talep fonksiyonu verilmiĢ ve talebin fiyat esnekliği soruluyor ise nokta fiyat
esneklik formülünden yararlanmak gerekir.

Talebin nokta fiyat esneklik formülü ep =  dQ x P  Ģeklindedir.


 dP Q

14
Yazılan bu formülde P fiyatı Q ise miktarı göstermektedir.  dQ  ise Q fonksiyonunda P‟ye göre birinci türevi ifade
 dP 
eder.
Talep denklemi Qd = 120 – 10P Ģeklinde verilmiĢtir. Malın fiyatı 10 TL olarak verildiğinden bu fiyatı denklemde ye-
rine koyarak talep edilen miktarı rahatlıkla bulabiliriz.
Q = 120 ‒ (10 x 10) = 20 bulunacaktır.

Yukarıda yazılan nokta esneklik formülündeki P ve Q değerleri bulunduğundan geriye sadece değerini bulmak
 dQ 
 dP 
 
kalmıĢtır. Daha sonra bulunan bu değerleri formülde yerine yazarak gerekli hesaplamayı yapacağız.

 dQ 
Qd = 120 -10P    = -10 çıkacaktır (120 sayısının türevi sıfırdır. Çünkü sabit bir sayıdır). Bulduğumuz tüm de-
 dP 
 dQ P 
ğerleri formülde yerine yazar isek ep =  x  Ģeklindedir.
 dP Q 

10
ep = -10 x = -5 bulunacaktır.
20

Doğru Yanıt: C seçeneğidir.

ÖRNEK: Bir mala ait talep denklemi Qd = 120 − P, talebin fiyat esnekliği (ep ) ise – 2‟dir. Buna göre malın
fiyatı aĢağıdakilerden hangisidir?
A) 50 B) 60 C) 70 D) 80 E) 90

YANIT: Soruda talep denklemi Qd = 120 – P, talebin fiyat esnekliği ise ep = − 2 olarak verilmiĢtir. Talep
dQ P
denkleminin verilmesi durumunda kullanılan esneklik formülü ep = x Ģeklindedir. Buna göre;
dP Q

dQ
talep fonksiyonunda fiyata göre kısmi türev anlamına geldiğinden – 1 bulunur.
dP

Değerleri nokta fiyat esneklik formülünde yerine koyalım.

dQ P P
ep = x  -2 = -1x  P = 80 bulunur.
dP Q 120 - P
(Q değeri)

Q yerine 120 – P yazmayıp Q yazar isek Q‟yu P cinsinden buluruz. Bulunan değeri talep fonksiyonunda yerine
yazarsak da aynı sonuca ulaĢırız.
Doğru yanıt: D seçeneğidir.
ÖRNEK: Bir mala ait talep denklemi Qd = 24P-5 ve malın fiyatı 4 TL‟dir. Buna göre talebin fiyat esnekliği (e p)
kaçtır?
A) – 3 B) – 4 C) – 5 D) – 6 E) – 7

YANIT: Soruda talep denklemi Qd = 24P-5 ve malın fiyatı 4 TL olarak verilmiĢtir. Talep denkleminin verilmesi durumunda
dQ P dQ
kullanılan esneklik formülü ep = x Ģeklindedir. Buna göre talep fonksiyonunda fiyata göre kısmi türev alınırsa
dP Q dP
değeri – 120P-6 bulunur (P‟nin üzerinde yer alan üs çarpım Ģeklinde baĢa gelir ve P‟nin üssü 1 azaltılır). Değerleri nokta
fiyat esneklik formülünde yerine koyalım.

dQ P 6 P 120 P5
ep = x  ep = -120P x 5
 ep =   ep =  5 bulunur.
dP Q 24P 24 P5
(Q değeri)

Doğru Yanıt: C seçeneğidir.

15
TALEBĠN FĠYAT ESNEKLĠĞĠNĠ ETKĠLEYEN FAKTÖRLER
Bir malın talebinin fiyat esnekliğini etkileyen birçok unsur vardır. Bunlar; malın tüketici bütçesi içerisindeki payı,
ikame kolaylığı, malın cinsi, zaman, Ġhtiyacın Ģiddeti ve haberleĢme olanaklarıdır.

Eğer malın tüketici bütçesi içerindeki payı yüksekse esneklik yüksek, bütçe içerisindeki pay düĢükse esneklik dü-
Ģüktür. Örneğin bir tüketici için gazetenin ve sakızın bütçe içerisindeki payı düĢük olduğundan tüketici fiyat değiĢmelerine
karĢı fazla tepki göstermez. Ancak bilgisayara yapılacak bir harcama bütçeyi sarsacağından bu malın esnekliği yüksek
olacaktır.
Eğer malın ikamesi bolsa esneklik yüksek, malın ikamesi yoksa esneklik düĢüktür. Örneğin; içecek piyasasında
birbirini ikame eden birçok ürün vardır. Kola, fanta, ayran, gazoz vb. Kola fiyatlarında bir artıĢ meydana geldiğinde tüketi-
ciler kolanın tüketiminden vazgeçerek fanta alabilirler. Yani tüketicinin elinde çok fazla alternatifi vardır.
Mal lüks mal ise esneklik yüksektir. Mal zorunlu mal ise esneklik düĢüktür. Örneğin; doğalgaz zorunlu bir mal ise
esnekliği düĢüktür.
Kısa dönemde esneklik düĢük iken uzun dönemde esneklik yüksektir. Sebebi ise alıĢkanlıklardır. Çünkü tüketiciler
alıĢkanlıklarından kısa sürede vazgeçemezler. Örneğin kuzu etini çok seven bir tüketici için, bir anda bu alıĢkanlığını
bırakıp balıketi yemesi son derece zordur.
Bir mala olan ihtiyacın Ģiddeti yüksek ise esneklik düĢük, Ģiddet düĢük ise esneklik yüksektir. Örneğin yazın kazak
ihtiyacının esnekliği yüksek iken kıĢın ise düĢüktür. Son olarak piyasada haberleĢme olanakları yüksek ise esneklik yük-
sek, düĢük ise düĢüktür.

TALEBĠN FĠYAT ESNEKLĠĞĠNĠN YORUMLANMASI


 Talebin fiyat esnekliği birden büyükse (esnek talep; ep ˃ 1) fiyat düĢüĢleri ya da fiyat artıĢlarına tüketicinin verdiği
tepki daha fazla olacaktır. Örneğin elma fiyatları % 5 düĢtüğünde talep edilen miktar % 5‟ten daha fazla artıĢ göste-
recektir. Bu mallara lüks mallar örnek olarak verilebilir.
 Eğer birden küçükse (esnek olmayan talep; ep ˂ 1) fiyat düĢüĢlerine ya da artıĢlarına daha az tepki verilecektir.
Örneğin elma fiyatları % 5 düĢtüğünde talep edilen miktar % 5‟ten daha az artıĢ gösterecektir. Bu mallara zorunlu
mallar örnek olarak verilebilir.
 Birim esnek talep durumunda (esneklik bir olduğunda; ep = 1) fiyat düĢüĢüne ya da artıĢına tüketicinin verdiği
tepki ise aynı oranda olacaktır. Örneğin elma fiyatları % 5 arttığında talep edilen miktar da % 5 azalacaktır. Bu mala
verilecek spesifik bir örnek yoktur.
 Tam esnek olmayan talep durumunda (esneklik sıfır olduğunda; ep = 0) fiyat düĢüĢü ya da artıĢına bağlı olarak
tüketici o mala tepki vermeyecek talebi değiĢtirmeyecektir. Bu mallara; tuz, kefen, tabut örnek olarak verilebilir.
 Tam esnek talep durumunda ise talebin fiyat esnekliği sonsuzdur. Bu durum matematiksel olarak doğrudur, ancak
iktisadi açıdan mümkün değildir.

16
NOKTA ANALĠZ

Negatif eğimli bir talep doğrusu üzerinde esneklik her nokta-


P
ep =  da farklı, eğim ise aynıdır. Esnekliğin ölçülmesinde grafiksel
A analizde PARÇA-ORAN metodu kullanılır. Yani grafiksel
ep > 1 gösterimde esneklik alt parça bölü üst parça Ģeklindedir.
Negatif eğimli bir talep doğrusu üzerinde orta noktadaki
D esneklik değeri bire eĢittir.
ep = 1
C
ep < 1
E
ep = 0
0
B Q

Yukarıdaki grafiksel analizde parça oran metoduna göre   oranı birbirine eĢit olduğundan esneklik bire eĢit ola-
CB

 AC 
caktır. AC arasında bir nokta alır isek D noktası gibi; bu durumda alt parça üst parçadan büyük çıkacağından esneklik
 DB 
değeri de birden büyük çıkacaktır   . Eğer CB arasında bir nokta alır isek E noktası gibi; alt parça üst parçadan
 AD 
 EB 
küçük olacağından esneklik birden küçük çıkacaktır   . Talep doğrusunun miktar (yatay) eksenini kestiği noktada
 AE 
ise esneklik değeri sıfıra eĢittir. Çünkü parça oran metoduna göre alt parçada herhangi bir parça yoktur. Bu nedenle
oran sıfır çıkacaktır. Talep doğrusunun fiyat (dikey) eksenini kestiği noktada ise bu kez alt parçada bir uzunluk var iken
üst parçada herhangi bir uzunluk bulunmamaktadır. Yani üst parça sıfırdır. Bu nedenle sayı/sıfır sonsuz çıkacaktır.

Negatif eğimli bir talep doğrusu üzerinde esneklik her noktada farklı iken eğim ise aynıydı. Ancak esneklik değerinin 1,
 ve 0 olduğu durumlarda esneklik her noktada aynı olacaktır.

BĠRĠM ESNEK SONSUZ ESNEK SIFIR ESNEK


TALEP (ep = 1) TALEP (ep = ) TALEP (ep = 0)
P P P
D

D
0 0 0
Q Q Q
Esneklik bir ise yani birim esnek talep Yukarıdaki Ģekilde talep doğrusunun Yukarıdaki Ģekilde talep doğrusunun
varsa talep eğrisinin Ģekli ikizkenar esnekliği sonsuz iken eğim ise sıfırdır. esnekliği sıfır iken eğimi ise sonsuz-
hiperboldür ve esneklik her noktada Çünkü eğim ve esneklik ters çalıĢmak- dur. Sebebi yine eğim ve esnekliğin
aynıdır. Eğim her noktada farklıdır. tadır. ters çalıĢmasıdır.

17
TALEBĠN FĠYAT ESNEKLĠĞĠ VE TOPLAM SATIġ HÂSILATI (TOPLAM HARCAMA) ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠ

TOPLAM HARCAMA
FĠYAT (P) ESNEKLĠK DEĞERĠ =
TOPLAM HÂSILAT (TR)

Artar ise 
Birim esnek ep = 1 DeğiĢmez

Artar ise 
Esnek talep ep > 1 Azalır

Artar ise 
Esnek olmayan talep ep < 1  Artar

Artar ise 
Tam esnek olmayan talep ep = 0  Artar

Azalır ise 
Birim esnek ep = 1 DeğiĢmez

Azalır ise 
Esnek talep ep > 1 Artar

Azalır ise 
Esnek olmayan talep ep < 1  Azalır

Azalır ise 
Tam esnek olmayan talep ep = 0  Azalır

TALEBĠN FĠYAT ESNEKLĠĞĠ VE EĞĠM ĠLĠġKĠSĠ

Negatif eğimli bir talep doğrusu üzerinde esneklik her noktada farklı iken eğim ise
P aynıdır. Bir doğrunun eğimi bulunurken o doğrunun yaptığı açının tanjant değeri-
ne bakılır. Bir açının tanjant değeri karĢı dik kenarın komĢu dik kenara oranı Ģek-
linde bulunur. O halde yandaki grafiksel analizde çizilen talep doğrusunun eğimi;

 Karşı dik kenar   ΔP 


P1 tan  =  =  = eğim
P  Komşu dik kenar   ΔQ 

P2 Talebin fiyat esnekliği ise Ģu Ģekilde hesaplanmaktaydı;
Q
  ΔQ P1   1 P 
0 ep =  x   Bu formül ep =  x 1  Ģeklinde ifade edilebilir. Bu yeni
Q
1 Q
2 Q  ΔP Q1   eğim Q1 
formülden de gördüğümüz gibi eğim ile esneklik zıt yönde çalıĢır. Yani bir talep ya
da arz doğrusu yatıklaĢtıkça eğimi azalır, ama esnekliği artar. Tersi durumda bir talep ya da arz doğrusu dikleĢtikçe
eğimleri artar, esneklikleri azalır. Esneklik ile eğim ters yönde çalıĢırken; eğim esnekliğin tersidir ifadesi yanlıĢ bir ifade-
1
dir. Tersi olması için eğim 2 iken esnekliğin olması gerekir.
2

ÖRNEK: Bir mala ait talep eğrisinin eğimi 0,25 olarak ölçülmüĢtür. Bu mal, fiyatı 20 TL iken 10 adet satıl-
mıĢtır. Buna göre bu mal için talebin fiyat esnekliği kaçtır?
A) 2 B) 4 C) 6 D) 8 E) 10

YANIT: Soruda verilen değerleri yazacak olursak;


P1 = 20,
Q1 = 10,
eğim = 0,25 değerleri eğim ile iliĢkilendirilen formüle yazarsak;

 1 20 
ep =  x  = 8 olarak bulunacaktır.
 0,25 10 
18
Doğru yanıt: D seçeneğidir.

ġEKĠL I ġEKĠL II

Yukarıdaki ġekil I‟de bağımlı ve bağımsız değiĢkenler, Yukarıdaki ġekil II‟de bağımlı ve bağımsız değiĢkenler,
Matematiksel kuralın tersi Ģekilde grafiğe yerleĢtirilmiĢtir. Matematiksel kurala uyularak grafiğe yerleĢtirilmiĢtir
Talep doğrularından D2 talep doğrusu daha yatıktır ve (P bağımsız değiĢkeni yatay, Q bağımlı değiĢkeni ise
eğimi daha düĢüktür. BaĢlangıçta E0 noktasındaki P0 dikey eksende yer almıĢtır). Talep doğrularından D1 talep
fiyatında miktar Q0‟dır. Fiyat P1‟e düĢtüğünde geçerli olan doğrusu daha diktir ve eğimi daha yüksektir. BaĢlangıçta
talep doğrusu D1 ise bu fiyat düĢüĢüne Q0Q1 kadar miktar E0 noktasındaki P0 fiyatında miktar Q0‟dır. Fiyat P1‟e
tepkisi verilirken, geçerli olan talep doğrusu düĢtüğünde geçerli olan talep doğrusu D2 ise bu fiyat
D2 ise bu fiyat düĢüĢüne Q0Q2 kadar miktar tepkisi düĢüĢüne Q0Q1 kadar miktar tepkisi verilirken, geçerli
verilecektir. Görüldüğü gibi D2 talep doğrusunun eğimi olan talep doğrusu
düĢük olmasına rağmen fiyat düĢüĢüne verdiği tepki çok D1 ise bu fiyat düĢüĢüne Q0Q2 kadar bir miktar tepkisi
daha fazla olduğu için esneklik değeri daha yüksek verilecektir. Görüldüğü gibi D1 talep doğrusunun eğimi
olacaktır. Bu durumda Matematiğe uymadığımız için yüksek ve fiyat düĢüĢüne verdiği tepki çok daha fazla
eğim ile esneklik ters yönde çalıĢmıĢtır. olduğu için esneklik değeri daha yüksek olacaktır. Bu
durumda Matematiğe uyduğumuz için eğim ile esneklik
aynı yönde çalıĢmıĢtır.

Tablo 3.3. Eğim ve Esneklik Karşılaştırması

ESNEKLĠK VE EĞĠM KARġILAġTIRILMASI

ESNEKLĠK EĞĠM

 Yüzdesel bir değiĢimi gösterir,  Mutlak bir değiĢimi gösterir,


 Talep doğrusu üzerinde her noktada farklı değerlere  Talep doğrusu üzerinde her noktada aynı değerlere
sahiptir. Orta noktasında esneklik 1, orta noktanın sa- sahiptir,
ğında birden küçük, solunda ise birden büyük bir değer  Duyarlılık ölçüsüdür.
alır. Ayrıca fiyat eksenini kestiği noktada sonsuz, mik-
tar eksenini kestiği noktada ise 0 değerini almaktadır,
 Duyarlılık ölçüsüdür.

Hem esneklik hem de eğim bir duyarlılık ve hassasiyet ölçüsüdür.

19
Ters ve Düz Talep Arasındaki Fark

Düz Talep (Qd = a – bP) Ters Talep (P = a – bQ)

Qd = 100 – 2P P = 100 – 2Q

1 1
Eğim = - b mi yoksa  Eğim = - b mi yoksa 
b b

TALEBĠN GELĠR ESNEKLĠĞĠ

Talebin gelir esnekliği gelirde meydana gelen yüzdesel bir değiĢme karĢısında talep edilen miktarın yüzdesel ola-
rak nasıl etkilendiğini gösteren bir kavramdır. Diğer bir ifadeyle talebin gelir esnekliği talep edilen miktardaki yüzde de-
ğiĢmenin gelirdeki yüzde değiĢmeye oranıdır. ġöyle ki;

 Talep miktarındaki yüzde değiĢim 


em =  
 Gelirdeki yüzde değiĢim 

20
TALEBĠN GELĠR ESNEKLĠĞĠ

Talebin gelir esnekliğinde malın cinsine göre esneklik değerleri de farklılık göstermektedir. AĢağıda vereceğimiz
tablo sınavlar açısından son derece önemli bir tablodur.

Yukarıdaki tabloya göre; tablonun üst kısmında gelir arttığında miktar artmıĢ, gelir azaldığında ise miktar azalmıĢ-
tır. Bu tür mallar normal mal ya da üstün mal olarak ifade edilmektedir. Normal malların talebin gelir esnekliği ise sıfırdan
büyüktür ve pozitiftir. Diğer yandan tablodan da anlaĢılacağı üzere lüks malların talebin gelir esnekliği birden büyük,
zorunlu malların ise talebin gelir esnekliği sıfır ile bir arasındadır. Tablonun alt kısmında gelir arttığında miktar azalmıĢ,
gelir azaldığında ise miktar artmıĢtır. Bu tür mallar düĢük mal olarak ifade edilmektedir. DüĢük malların talebin gelir es-
nekliği ise sıfırdan küçük ve negatiftir. Son olarak Her Giffen malı bir düĢük mal olduğundan Giffen malların da talebin
gelir esnekliği, düĢük mallarda olduğu gibi sıfırdan küçük ve negatiftir.
ÖRNEK: Talep denklemi Qd = 2000 – 4P + 2M Ģeklinde olan bir malın fiyatı 4 TL‟dir. Tüketicinin gelirinin 6000
TL olduğu bir durumda talebin gelir esnekliği aĢağıdakilerden hangisidir?
A) 0,858 B) 0,674 C) 0,755 D) 0,898 E) 0,968
 dQ M 
YANIT: Soruda gelire bağlı bir talep denklemi verildiğinden nokta gelir esnekliği formüllerinden em   x  kulla-
 dM Q 
 dQ 
nılması gerekir. Denklemde yer alan   ifadesi +2 olarak bulunur (Q fonksiyonunda M‟ye göre birinci türev). Soru-
 dM 
da malın fiyatı 4 TL ve tüketicinin geliri 6000 TL olarak verildiğinden bu değerleri denklemde yerine yazarak Q değerini
hesaplayabiliriz. ġöyle ki;
Qd = 2000 – 4(4) + 2(6000) = 13984 bulunur. ġimdi verilen ve hesaplanan değerleri formülde yerine yazalım.
 dQ M   6000 
em   x   em   2 x   em  0,858 olarak hesaplanır.
 dM Q   13984 
Doğru Yanıt: A seçeneğidir.

21
TALEBĠN ÇAPRAZ FĠYAT ESNEKLĠĞĠ
Bir malın fiyatında meydana gelen yüzdesel bir değiĢimin, baĢka bir malın talep miktarını yüzdesel olarak nasıl et-
kilediğini inceleyen kavrama talebin çapraz fiyat esnekliği adı verilir. Her hangi bir A malının B malına göre talebin çapraz
fiyat esnekliği Ģu Ģekilde hesaplanır.

 A malı miktarındaki %değiĢim 


eAB =  
 B malı fiyatındaki % değiĢim 
Bu hesaplanan değer pozitif veya negatif bir değer çıkabilir. Eğer bulunan değer pozitif bir değer olursa bu mallar
ikame mallar (pirinç-bulgur), negatif bir değer olursa tamamlayıcı mallar (otomobil-benzin), hesaplanan değer 0 olur ise
bağımsız ya da iliĢkisiz mallar olarak nitelendirilir. AĢağıdaki tablo anlatılan durumu özetler niteliktedir.

ESNEKLĠK DEĞERĠ MAL ANALĠZĠ


eAB ˃ 0 A ve B ikame mallar (pirinç - bulgur )
eAB ˂ 0 A ve B tamamlayıcı mallar (otomobil - benzin)
eAB = 0 A ve B bağımsız (iliĢkisiz) mallar (ayakkabı - kitap)

ARZ ESNEKLĠĞĠ

Arz esnekliği fiyatlardaki bir değiĢme karĢısında, arz miktarında ortaya çıkan yüzdesel değiĢmenin fiyatta meyda-
na gelen yüzde değiĢmeye oranı Ģeklinde ifade edilir. Arz esnekliği daima pozitif değer alır.

ARZ ESNEKLĠĞĠ

ÖRNEK: Fiyatı 50 TL„den 40 TL'ye düĢen bir malın arz miktarı 13 birimden 10 birime düĢmüĢ ise arz es-
nekliği kaçtır?
A) 0,8 B) 0,75 C) 1,02 D) 1,72 E) 1,15

YANIT:

 Δ Q P1 
Arz esnekliğinin hesaplanabilmesi için es =  formülünden
P S  ΔP x Q 
 1
E1
(P1 ) 50 yararlanılır. ġekle bakacak olursak 50 ve 13 ilk fiyat ve miktardır.

E2 P ∆Q = Q2 ‒ Q1 = 10 ‒ 13 = ‒ 3
(P2 ) 40
Q ∆P = P2 ‒ P1 = 40 ‒ 50 = ‒ 10
P1 = 50 ve Q1 = 13‟tür.

 Δ Q P1   -3 50 
es =  x  =  -10 x 13  = 1,15
bulunur.
0 ΔP Q
10 13 Q  1

(Q2 ) (Q1) Doğru Yanıt: E seçeneğidir.

22
ÖRNEK: Bir mala ait arz denklemi Qs = - 150 + P, arz fiyat esnekliği (es ) ise 2‟dir. Buna göre malın fiyatı
aĢağıdakilerden hangisidir?
A) 100 B) 250 C) 300 D) 350 E) 400
YANIT: Soruda arz denklemi Qs = - 150 + P, arzın fiyat esnekliği ise es = 2 olarak verilmiĢtir. Arz denkleminin verilmesi
 dQs P   dQs 
durumunda kullanılan esneklik formülü es   x  Ģeklindedir. Buna göre;   arz fonksiyonunda fiyata göre
 dP Qs   dP 
kısmi türev anlamına geldiğinden 1 bulunur. Değerleri nokta fiyat esneklik formülünde yerine koyarsak malın fiyatı;
 dQs P   P 
es   x   2  1 x  P  300 TL olarak bulunur.
 dP Qs   150  P 
Doğru Yanıt: C seçeneğidir

ARZ ESNEKLĠĞĠNĠN YORUMLANMASI


 Arz esnekliği birden büyükse (esnek arz; es ˃ 1) fiyat düĢüĢleri ya da fiyat artıĢlarına üreticinin verdiği tepki daha
fazla olacaktır. Örneğin malın fiyatı % 5 düĢtüğünde arz edilen miktar % 5‟ten daha fazla azalıĢ gösterecektir. Arz
esnekliğinin birden büyük olduğu mallara fabrikasyon üretimle üretilen mallar örnek olarak verilebilir.
 Arz esnekliği birden küçükse (esnek olmayan arz; es ˂ 1) fiyat düĢüĢlerine ya da artıĢlarına üretici daha az tepki
verecektir. Örneğin malın fiyatı % 5 düĢtüğünde arz edilen miktar % 5‟ten daha az azalıĢ gösterecektir, Arz esnekli-
ğinin birden küçük olduğu mallara tarımsal ürünler, madencilik örnek olarak verilebilir.
 Birim esnek arz durumunda (esneklik bir olduğunda; es = 1) fiyat düĢüĢüne ya da artıĢına üreticinin verdiği tepki
ise aynı oranda olacaktır. Örneğin malın fiyatı % 5 arttığında arz edilen miktar da % 5 artacaktır. Arz esnekliğinin bir
olduğu mallara örnek yoktur.
 Tam esnek olmayan arz durumunda (esneklik sıfır olduğunda; ep = 0) fiyat düĢüĢü ya da artıĢına bağlı olarak üretici
o malın üretimine tepki vermeyecek arzı değiĢtirmeyecektir. Bu mallara; tarihi eserler, antikalar örnek olarak verilebilir,
 Tam esnek arz durumunda ise arz esnekliği sonsuzdur.

23
P Pozitif eğimli bir talep doğrusu üzerinde esneklik her noktada farklı eğim ise
.
eS > 1
aynıdır.
eS = 1 Arz doğrusu dikey ekseni kesiyorsa (fiyat ekseni) esneklik değeri birden
büyük,
eS < 1 Arz doğrusu yatay ekseni kesiyorsa (miktar ekseni) esneklik değeri birden
küçük,
Arz doğrusu orijinden çıkıyorsa esneklik değeri bire eĢittir.
Eğer bize bir arz denklemi verilip esnekliği soruluyor ise mutlaka verilen arz
denklemini grafiğe aktarmalıyız.
Verilen arz denklemini çizecek olursak;
0
Q
P = 0 için Q = ‒ 30
P Q = 0 için P = 10 çıkacaktır. Bulduğumuz noktaları grafiksel analizde
S yerine koyup, bu noktaları birleĢtirerek arz eğrimizi elde edelim. Görüldü-
ğü gibi arz eğrisi dikey ekseni kestiğinden dolayı bu arz eğrisinin esnekliği
her noktada birden büyük olacaktır .
Diğer yandan arz doğrusu yatay eksene paralel ise esneklik değeri sonsuz
10 (eğim sıfır), dikey eksene paralel ise esneklik sıfır (eğim sonsuz), orijinden
çıkıyor ise esneklik her noktada bire eĢittir (45 derecelik bir doğru olması
gerekmez).
-30 0 Q

ESNEKLĠK DURUMLARINA GÖRE ARZ EĞRĠLERĠ

es = 1 es =  es = 0
P S1 P P
S0 S

S2

0 0 0
Q Q Q
Arz eğrisi doğru Ģeklindedir ve eğimi Tam esnek arz durumunda arz eğrisi Tam esnek olmayan arz durumunda
ne olursa olsun orijinden çıkan arz yatay eksene paralel esneklik her arz eğrisi bu kez dikey eksene paralel
doğrusunun esnekliği bire eĢittir. noktada sonsuz eğim ise sıfırdır. ve esneklik her noktada sıfır eğim ise
sonsuzdur.

FARKLI DURUMLARDA ÇĠZĠLEN ARZ DOĞRULARI


P P P
S
S
S

a
b

0 a
-a Q 0
0 Q a Q
b
Qs = bP ise arz doğrusu orijinden
Qs = -a +bP ise arz doğrusu dikey Qs = a +bP ise arz doğrusu yatay
geçer.
ekseni keser (a katsayısı negatif ise). ekseni keser (a katsayısı pozitif ise).
Sınavlarda kolaylık sağlaması açısından eğer arz denkleminde yer alan sabit sayı (a gibi) negatif bir değerse arz eğrisi
dikey ekseni keserken, pozitif bir sayı ise yatay ekseni kesecektir.

24
Arz denkleminin Qs = - 60 + 3P olduğu bir durumda arz esnekliği her
noktada birden büyükken, arz doğrusu fiyat ekseninden çıkan pozitif
eğimli bir doğru Ģeklindedir. Bu durumu yandaki grafiksel analizde gör-
mek mümkündür. Yandaki grafiksel analizde dikey eksende fiyat, yatay
eksende ise miktar yer almaktadır. Arz denklemini grafiğe aktarabilmek
için öncelikli olarak fonksiyona ait kesim noktalarının bulunması gerekir.
ġöyle ki; P = 0 için Q = - 60, Q = 0 için P = 20‟dir. Bulunan kesim nokta-
larını birleĢtirdiğimizde arz doğrusunu elde etmiĢ oluruz. Arz doğrusu-
nun fiyat eksenini kestiği nokta olan 20 TL, üreticilerin 20 TL‟ye kadar bu
maldan hiçbir Ģekilde üretim yapmayacağı anlamı taĢımaktadır. Diğer
yandan doğru üzerinde arz esnekliği her noktada birden büyüktür. Es-
neklik değerinin birden büyük olduğunu arz doğrusu üzerinde yer alan
“A” noktasındaki esneklik değerini hesaplayarak açıklamaya çalıĢalım.
Verilen bir arz denklemi uyarınca esneklik hesabında kullanılacak for-
 dQs P   dQs 
mül, es   x  Ģeklindedir. Denklemde yer alan   ifadesi
 dP Qs   dP 
Q fonksiyonunda P‟ye göre kısmi türevi ifade etmektedir. Buna göre arz denkleminin Q s = - 60 + 3P olduğu bir durumda
 dQs 
 dP  değeri 3 olarak bulunacaktır. A noktasında fiyatın 60 TL olduğu bir durumda mala yönelik arz edilen miktar 120
 
 dQs P 
birim olmaktadır. Bulunan değerleri es   x  formülünde yerine yazacak olursak arz esnekliği;
 dP Qs 

 dQsP   60   180 
es   x   es   3 x   es   120   es  1,5 olarak bulunur. Yani esneklik değeri birden büyüktür. Diğer
 dP Q s   120   
yandan arz doğrusu boyunca yukarı doğru hareket edilmesi esneklik değerini azaltır, bire yaklaĢtırır ancak hiçbir zaman 1
yapmaz. Örneğin doğru üzerindeki “B” noktasına bakacak olursak “B” noktasında fiyatın 80 TL olduğu bir durumda mala
yönelik arz miktarı 180 birimdir. Bu durumda arz esnekliği;

 dQs P   80   240 
es   x   es   3 x   es   180   es  1,33 olarak bulunur. Dikkat edilirse “A” noktasındaki arz esnekli-
 dP Q s   180   
ği 1,5, “B” noktasındaki arz esnekliği ise 1,33‟tür. Yani doğru boyunca yukarı doğru hareket edilmesi esneklik değerini bire
doğru yaklaĢtırmaktadır. Ancak, esneklik değeri kesinlikle bir olmaz.

KĠNG KANUNU ve COBWEB (ÖRÜMCEK AĞI) TEOREMĠ


Gregory King tarafından ortaya atılmıĢtır. Tarım ürünlerinde esneklik hem arz hem de talep açısından düĢüktür.
Dolayısıyla üretici bol ürettiği yılda talep esnekliği düĢük olduğu için söz konusu maldan daha az hasılat elde eder. Çok
ürün az hasılat az ürün çok hasılat olarak da tanımlanabilir. Tarımsal iĢletmeler, her yıl topraklarının ne kadarını
hangi ürünlerin üretimine ayıracaklarına karar verirken bir yıl önceki piyasa fiyatlarını göz önüne alırlar. Böylece tarımsal
ürün fiyatları yıldan yıla dalgalanır. Arz gecikmesi vardır. T döneminde arz edilen mal miktarı, malın önceki dönemlerin-
deki fiyatına bağlı olarak değiĢir. 3 çeĢidi vardır. Sallanan, dengeden uzaklaĢan ve dengeye giden Cobweb.

25
SALLANAN COBWEB DENGEYE YÖNELEN COBWEB DENGEDEN UZAKLAġAN COBWEB
P P P
S S
S

P2 0 1 4 P2 0 1 4
P2 0 1 4

P2 0 1 3 P2 0 1 3
P2 0 1 3
D
D
D
0 0 0
Q0 Q1 Q Q0 Q1 Q Q0 Q1 Q
 Sallanan Cobweb durumunda hem arz hem  Dengeye giden Cobweb durumunda talep  Dengeden uzaklaĢan Cobweb durumunda
de talep doğrularının eğimleri birbirine eĢit- doğrusunun eğimi arz doğrusunun eğimin- arz doğrusunun eğimi talep doğrusunun
tir. den daha düĢüktür ya da talep doğrusu arz eğiminden düĢüktür ya da arz doğrusu ta-
 Üreticiler her yıl topraklarının ne kadarını hangi doğrusuna göre daha yatıktır. Esneklik lep doğrusuna göre daha yatıktır. Esneklik
ürüne ayıracaklarına karar verirken bir önceki açısından ifade edecek olursak; talep doğ- açısından ifade edecek olursak arz doğru-
yılın piyasa fiyatlarını göz önünde bulundurur- rusunun esnekliği arz doğrusunun esnekli- sunun esnekliği talep doğrusunun esnekli-
lar. Yukarıdaki Ģekle göre üreticiler 2013 yılının ğinden daha yüksektir. ğinden daha büyüktür.
fiyatını baz alarak 2014 yılında Q0 kadarlık bir  Yine 2013 fiyatları baz alınarak 2014  Dönemler itibariyle arz ve talep fazlaları
üretim gerçekleĢtirmiĢlerdir. Bu durumda 2014 yılında Q0 kadarlık bir üretim yapılmıĢ ve artmaktadır.
yılında piyasada önemli ölçüde talep fazlası fiyatı belirlemek için mevcut miktarda tale-  Çiftçiler geçmiĢten ders almamaktadırlar.
olacağından fiyatlar artar. Fiyatı belirleyen talep be gidilmiĢtir.  Bu Cobweb durumuna talep esnekliği
olacağından bu miktardan talebe gidilerek fiyat  Dönemler itibariyle arz ve talep fazlaları düĢük olan bir tarım ürünü örnek verilebilir
belirlenir. Artık belirlenen fiyat 2014 fiyatıdır. Bu azalmaktadır. (buğday, soğan gibi). Çünkü talep doğrusu
fiyat piyasa denge fiyatının üzerinde bir fiyattır.  Çiftçiler geçmiĢten ders almaktadırlar. oldukça diktir.
Bu fiyatı baz alan üreticiler bir dönem sonraki  Bu Cobweb durumuna talep esnekliği
üretimlerini bu fiyatı baz alarak gerçekleĢtire- yüksek olan bir tarım ürünü örnek verilebi-
ceklerdir. Malın bollaĢmasıyla birlikte fiyatlar lir (muz gibi). Çünkü talep doğrusu oldukça
tekrar P2013 seviyesine doğru düĢecektir. Bu yatıktır.
fiyat denge fiyatının altında bir fiyat olduğundan
piyasada talep fazlası oluĢacak ve fiyatlar tek-
rar yükselmeye baĢlayacaktır. Arz ve talep
doğrularının eğimleri eĢit olduğundan dönem-
ler itibariyle arz ve talep fazlaları birbirine eĢit
olacak ve sürekli bu çerçevede bir dalgalanma
söz konusu olacaktır.
 Üreticiler geçmiĢten ders almamaktadırlar

26
BÖLÜM – IV
TÜKETĠCĠ VE ÜRETĠCĠ RANTI
TÜKETĠCĠ RANTI

Tüketici rantı, tüketicinin bir mala ödediği maksimum fiyatla piyasa denge
P
fiyatı arasındaki farka eĢittir. Diğer bir ifadeyle grafiksel çizimde talep eğri-
TÜKETĠCĠ sinin solunda denge fiyatının ise üstünde kalan alandır. Tüketici rantı ba-
RANTI S
zen tüketici fazlası ya da tüketici artığı Ģeklinde ifade edilebilir.

P0 E0

D
0
Q0 Q

ÖRNEK: Talep denklemi, Qd = 90 - 3P , arz denklemi ise Qs = 60 + 2P ‟dir. Bu durumda elde edilen tüketici
rantı kaçtır?

A) 175 B) 350 C) 864 D) 72 E) 185

YANIT: Tüketici ve üretici rantı (artığı, fazlası) soruları çözülürken verilen denklemleri grafiğe aktarmak sorunun
çözümünde kolaylık sağlayacaktır.
Talep denklemini grafiğe aktarmak istiyorsak önce verilen denklemin ek-
P senleri kestiği noktalar bulunur.

Tüketici Qd = 90 - 3P
30 S
rantı
P = 0 için Q = 90
Q = 0 için P = 30 (Tüketicinin bir malı tüketmek için ödemeye razı olduğu
maksimum fiyat)
Talep denkleminde eksenleri kesen noktaları birleĢtirdiğimizde talep
6 E
doğrusunu elde ederiz.
Aynı hesaplamayı arz denklemi için yaparsak;
0
60 72 90 Q Qs = 60 + 2P

D P = 0 için Q = 60
Q = 0 için P = ‒ 30 (iki noktayı birleĢtirelim ve arz doğrusunu elde
edelim).

-30

Her iki doğruyu çizdikten sonra arz ve talep denklemlerini birbirine eĢitleyerek denge fiyat ve miktarı bulunur.
Qs = Qd (E noktası)

60 + 2P = 90 ‒ 3P
5P = 30
P = 6 (denge fiyatı) bulunur. Bulunan denge fiyatı ister arz denkleminde, ister talep denkleminde yerine yazılır ve
denge miktarı hesaplanır. Biz arz denkleminde yerine yazalım.
Qs = 60 + 2P
Qs = 60 + 2(6)
Qs = 60 + 12 = 72 (denge miktarı) bulunur.
Tüketici rantı (fazlası) talebin solunda ve denge fiyatının üzerinde kalan alan olduğundan (taralı alan),

27
 taban x yükseklik   24 x 72 
Tüketici Fazlası (Taralı alan) =   ise   = 864 TL bulunacaktır.
 2   2 
Doğru Yanıt: C seçeneğidir.

ÖRNEK: Elmanın fiyatı 3 TL‟den 2 TL‟ye düĢünce tüketicinin talep ettiği miktar 10 birimden 14 birime yük-
selmiĢtir. Buna göre, tüketici fazlasındaki artıĢ kaç TL‟dir?
A) 10 B) 12 C) 16 D) 18 E) 22
YANIT: Soruda iki farklı fiyat verilmiĢ ve tüketici fazlasındaki (rantı) değiĢme sorulmaktadır. Bu nedenle pratik bir
Ģekilde bir talep doğrusu çizilerek soruyu rahatlıkla yapabiliriz.
Yandaki grafikte malın fiyatı 3 TL iken tüketim miktarı 10 birim elma
P iken, malın fiyatının 2 TL‟ye düĢmesiyle birlikte tüketim miktarı 14
birime çıkmıĢtır. Hatırlayacak olursak tüketici rantı talep eğrisinin
A solunda, denge fiyatının üstünde kalan alandır. Son durumdaki
ĠLK DURUMDAKĠ
TÜKETĠCĠ RANTI tüketici rantı ACB üçgeni iken, malın fiyatı 3 TL iken ise tüketici rantı
AED üçgenidir. Bu nedenle ranttaki değiĢmeyi bulmak istiyorsak son
3 TL E D
durumdaki tüketici rantından ilk durumdaki tüketici rantını çıkarmamız
gerekecektir. Yani ranttaki değiĢme; ACB – AED olacaktır.
2 TL C B
D ( TALEP)

0
10 14 Q

Büyük üçgenin alanından küçük üçgenin alanını çıkarırsak geriye EDCB yamuğu kalacaktır.
Alt taban = CB uzaklığı = 14; Üst taban = ED uzaklığı = 10;
Yükseklik = EC uzaklığı = 1

  alt taban + üst taban  x yükseklik   14 +10  x1 


Yamuğun alanı (EDBC) ise; 
2    2  = 12 TL bulunacaktır. Tüketici
   
rantı 12 TL artacaktır.
Doğru Yanıt: B seçeneğidir.

ÜRETĠCĠ RANTI

P Üretici rantı, üreticilerin bir malı üretmeye ya da satmaya razı olduğu mini-
mum fiyat ile denge fiyatı arasındaki farktır. Diğer bir ifadeyle arz eğrisinin
S solunda denge fiyatının altında kalan alandır.

P0 E0

ÜRETĠCĠ D
RANTI
0
Q0 Q

ÖRNEK: Monopol A.ġ‟nin sattığı mala yönelik talep denklemi Qd = 100 - 2P ve arz denklemi ise
Qs = 40 +P Ģeklindedir. Buna göre Monopol A.ġ‟nin elde ettiği üretici artığı ne kadardır?

A) 1200 B) 1800 C) 1000 D) 900 E) 1600

YANIT: Bu tür rant sorularının çözümünde en pratik yol hatırlayacak olursak denklemleri grafiğe aktarmaktı. Gra-
fiğe aktarırken ise önce arz ve talep denklemlerinin kesim noktaları bulunur. Burada kesim noktalarından kasıt her iki
denklem içinde fiyatı ve miktarı sıfır yapan değerlerdir.

28
Qd = 100 ‒ 2P
P

50 S P = 0 için Q = 100
Q = 0 için P = 50

Ġki noktayı birleĢtirelim talep doğrusunu elde edelim.

b
Qs = 40 + P
20 a
ÜRETĠCĠ P = 0 için Q = 40
ARTIĞI
Q = 0 için P = ‒ 40
c
d
40 60 100 Q Ġki noktayı birleĢtirelim ve arz doğrusunu elde edelim.
D
Piyasa dengesi;

f -40 Qs = Qd
40 + P = 100 ‒ 2P
P = 20 bulunurken, denge miktarı ise Q = 60 bulunur.

Üretici rantı grafiksel gösterimde arzın solunda, denge fiyatının altında kalan alandır. Yukarıdaki grafiksel analizde

üretici rantı abf üçgeni olarak görünmektedir. Eğer üretici rantını bu üçgene göre hesaplarsak;
 60 x 60  = 1800
buluna-
2
caktır. Bu da soruda B seçeneği olarak verilmiĢtir. Ancak bulunan bu sonuç yanlıĢ bir sonuç olacaktır. Çünkü dcf üçgeni
iktisadi olarak etkinsiz bir bölgedir (Çünkü negatif fiyat ve miktar olmaz). Bu nedenle üretici artığı hesaplanırken bu etkin-
siz bölge kesinlikle hesaplanmaz. Bu durumda üretici rantı abf üçgeninden, dcf üçgeninin çıkarılmasıyla elde edilen abdc
yamuğudur. Yamuğun alan formülü ise hatırlanacak olursa;
  alt taban + üst taban x yükseklik    60 + 40  x 20 
Yamuğun alanı =      = 1000 olarak bulunacaktır.
 2   2 

Doğru Yanıt: C seçeneğidir.

29
BÖLÜM – V
PĠYASAYA DEVLET MÜDAHALELERĠ
GĠRĠġ
Hükümet müdahaleleri dolaysız biçimde (hükümetin malın piyasada iĢlem göreceği en yüksek fiyatı veya en dü-
Ģük fiyatı tespit etmesi biçiminde) olabileceği gibi, dolaylı biçimde de (vergi, sübvansiyon, tarife, kota vb.) olabilir. Doğru-
dan müdahalelerde hükümetler bir malın piyasadaki fiyatını doğrudan belirlerken; dolaylı müdahalede malın piyasadaki
fiyatı, uygulanan politika sonucunda etkilenir ve dolaylı bir Ģekilde hükümet fiyatı etkilemiĢ olur. Dolaylı müdahalede hü-
kümetin amacı fiyatı etkilemek değildir.

DOĞRUDAN MÜDAHALELER
TAVAN FĠYAT POLĠTĠKASI
Tavan fiyat, devletin piyasaya bizzat girerek bir malın piyasada iĢlem
göreceği maksimum fiyatı belirlemesidir. Tavan fiyat daima piyasa denge
fiyatının aĢağısında belirlenir. Amaç tüketicileri korumaktır. Piyasada
tavan fiyat uygulanması sonucu;
 Piyasada talep fazlası oluĢur (piyasada talep fazlası oluĢursa devlet
bu talep fazlasını ortadan kaldırmak için ya o malı kendisi üretir ya da
ithal eder),

 Kuyruklar oluĢur,
 Ġlk gelen alır ilkesi geçerli olur,
 Devlet piyasadaki fazla talebi karĢılayabilmek için ya malı kendi üre-
tecek ya da ithal edecektir. Bu olasılıklar kısa dönemde mümkün de-
ğildir. Piyasadaki mevcut malı herkesin tüketeceği Ģekilde dağıtmak
isteyecek bunun için de karne ya da kupon sistemine gidecektir,
Piyasadaki mal toplam talebi karĢılayamadığından mal bir süre sonra karaborsaya düĢecek ve üreticiler haksız bir
kazanç elde edeceklerdir. Karaborsa, bir malın devletin belirlediği fiyatın üzerinde satılmasıdır.

BaĢlangıç amacı tüketicileri korumak olan fiyat tavanı uygulaması, sonuç itibariyle tüketicilerin eskiye göre daha
az mal tüketmesine ve politika öncesine göre o malı daha yüksek karaborsa fiyatından tüketmesine neden olmuĢtur.
Dolayısıyla politika öncesine göre daha düĢük miktar ve daha yüksek fiyata neden olduğu için fiyat tavanı tüketici refa-
hını azalmıĢtır denilebilir.

30
ÖRNEK: Pirince ait talep denklemi Qd = 150 - 2P iken arz denklemi ise Qs = -60 + 3P Ģeklindedir. Hükümet
pirince 30 TL‟lik bir tavan fiyat uygular ise bu durumda meydana gelen haksız kazanç ve kara borsa fiyatı
sırasıyla kaçtır?
A) 900;60 B) 90;1800 C) 60;900 D) 120;900 E) 90;1200

YANIT: Öncelikle verilen arz ve talep denklemlerini grafiğe aktaralım.

P Talep doğrusunu çizecek olursak;


75 Qd = 150 ‒ 2P
HAKSIZ S
KAZANÇ P = 0 için Q = 150
Pkaraborsa 60 A B Q = 0 için P = 75
Arz doğrusunu çizecek olursak;
42 E
Qs = ‒ 60 + 3P
Pt avan 30 C K P = 0 için Q = ‒ 60

20 Q = 0 için P = 20

-60 0 30 66 150 Q Kesim noktaları birleĢtirilir, arz ve talep doğruları çizilir.


D Denge fiyat ve miktarı için yine arz ve talep denklemleri birbi-
rine eĢitlenir.

Qs = Qd (E noktası)

‒ 60 + 3P = 150 ‒ 2P
5P = 210
Bulunan bu değer ister talepte ister arzda yerine yazılır ve denge miktarı bulunur. Denge miktarı 66 birim olarak
bulunacaktır( Qd = 150 -  2 x 42 = 66 ).

P = 42 bulunur.
Hükümet piyasaya müdahale ederek denge fiyatının altında 30 TL‟lik bir tavan fiyat uygular ise bu durumdan üreticiler
hoĢnut olmayacak ve piyasaya denge miktarından daha az bir mal arz edeceklerdir. Yeni arz edilen miktarı bulabilmek için
tavan fiyat önce arz denkleminde yerine konur. Yerine koyar isek piyasaya sunulan yeni arz;

Q = -60 + 3P  Qs = -60 + 3 30  ‟dan, 30 birim çıkacaktır. Bu arz miktarı K noktasına tekabül eden sunum
s

miktarıdır.

Piyasadaki mevcut fiyat, üreticileri tatmin etmeyeceğinden, tavan fiyat uygulaması sonucu meydana gelen 30 bi-
rimlik üretim (K noktası) bir süre sonra karaborsaya düĢer. Karaborsa; malı devletin belirlediği fiyatın üstünde satmak-
tan baĢka bir Ģey değildir. Karaborsa fiyatını belirleyen yine talebin kendisidir. Bu nedenle karaborsa fiyatını bulmak
istiyorsak mevcut miktarda (30 birimlik miktar) talebe gidilir. 30 birimlik üretim talep denkleminde yerine konulur ve kara-
borsa fiyatı hesaplanır.

Q = 150 - 2P  Üretim 30 birim olduğundan; 30 = 150 ‒ 2P‟den Pkaraborsa = 60 çıkacaktır. Bulunan 60 değeri kara
d

borsa fiyatıdır.

Piyasada karaborsanın oluĢmasından dolayı ortaya haksız bir kazanç ortaya çıkacaktır. Karaborsa fiyatından ma-
lın satılmasından dolayı üreticilerin elde ettiği haksız kazanç ABCK alanı kadardır. Bu duruma göre haksız kazanç =
(60 ‒ 30) x 30 = 900 TL olarak bulunacaktır.

Doğru Yanıt: A seçeneğidir.

ÖRNEK: Piyasanın dengede olduğu bir durumda bir malın talebin fiyat esnekliği ‒ 2,1, arz esnekliği ise
1,3‟tür. Hükümet piyasaya müdahale ederek piyasa fiyatının % 10 aĢağısında bir tavan fiyat uygular ise pi-
yasada oluĢacak talep fazlası denge miktarının yüzde kaçına tekabül eder?
A) 34 B) 44 C) 54 D) 64 E) 74
YANIT: Bu tarz soruları çözerken grafiksel analiz, sorunun çözümünde kolaylık sağlayacaktır. Ġlk olarak bir piyasa
dengesi çizilir ve esneklikleri rahatlıkla kullanabilmemiz için hem fiyata hem de miktara 100 değeri verilir.

31
Eğer malın fiyatı % 1 azalsaydı talep edilen miktar, talep esnekliği ‒
P S 2,1 olduğundan % 2,1 artacaktı. Ancak malın fiyatı
% 10 düĢme gösterdiğinden talep edilen miktar da % 21 artacak ve
121 olacaktır. Arz cephesinden düĢünür isek fiyat azalıĢları arz
100 E edilen miktarı azaltır. Esneklik açısından yorumlayacak olursak
eğer malın fiyatı % 1 azalsaydı arz edilen miktar, arz esnekliği 1,3
olduğundan, % 1,3 azalacaktı. Ancak Fiyattaki düĢüĢ % 10 oldu-
90 ğundan arz edilen miktar % 13 azalacağından 87 birim olacatır.
Sonuç olarak devlet piyasaya doğrudan bir müdahalede bulunarak
D
piyasaya tavan fiyat uyguladığında piyasada bir talep fazlası oluĢa-
caktır. Yukarıdaki grafiksel analizde ise piyasada oluĢan talep mik-
0
87 100 121 Q tarı 121 ‒ 87 = 34 birimdir. 34 birim denge miktarı 100‟ün % 34‟üne
tekabül etmektedir.
Talep fazlası
Doğru Yanıt: A seçeneğidir.

TABAN FĠYAT POLĠTĠKASI

Devletin piyasaya bizzat girerek bir malın piyasada iĢlem göreceği mini-
P mum fiyatı belirlemesi taban fiyat politikasıdır. Taban fiyat daima piyasa
ARZ FAZLASI S denge fiyatının üstünde uygulanır. Burada amaç üreticileri (çiftçileri) ve
Pt aban iĢçileri (asgari ücret uygulamaları gibi) korumaktır. Taban fiyat uygula-
A B ması sonucunda piyasada arz fazlası ortaya çıkacaktır. Eğer piyasayı
kendi haline bırakırsak piyasada malın bollaĢmasıyla beraber fiyatlar
P0 E düĢmeye baĢlayacaktır. Ancak amaç üreticileri korumak olduğundan
böyle bir duruma hükümet izin vermeyecektir. Piyasa fiyatı, denge fiyatı-
nın üzerine çıktığından bu politika çerçevesinde piyasada oluĢan arz
fazlasını devlet satın alacaktır. Çünkü devlet üreticileri mağdur etmek
D istemeyecektir. Taban fiyat politikası durumunda devlet, elinde çokça
biriken bu arz fazlasını mal kıtlığı yaĢandığı dönemde piyasaya sürerek
0 fiyatların aĢırı yükselmesini engeller. Fiyat tabanı uygulaması sonucunda
Q1 Q0 Q
tüketiciler daha yüksek fiyattan daha az mal alırlar ve sonuçta tüketici
refah kaybına uğrar. Türkiye‟de tarım destekleri açısından 2000‟li yıllarla beraber ilk sırayı fiyat tabanı değil doğrudan
gelir desteği almıĢtır.

ÖRNEK: Bir mala ait talep denklemi Qd = 80 – 4P ve arz denklemi ise Qs = 40 + 4P Ģeklindedir. Hükümet taban
fiyatı 8 TL olarak belirler ise piyasada oluĢacak arz fazlası aĢağıdakilerden hangisidir?
A) 24 B) 34 C) 54 D) 64 E) 74
YANIT:
ARZ FAZLASI = ARZ Denklemi – Talep Denklemi

A.F = 40 + 4P – (80 – 4P)  A.F = - 40 + 8P  A.F = - 40 + 8(8)  A.F = 24 bulunur.


Doğru Yanıt: A seçeneğidir

32
DOLAYLI MÜDAHALELER
SÜBVANSĠYON
Sübvansiyon devletin firmalardaki üretimi teĢvik etmek için uyguladığı bir
politikadır. Sübvansiyon uygulaması vergi uygulamasının tersidir ve bu
nedenle arz fonksiyonu içerisinde yer almaktadır. Verilen bir sübvansiyon
arz eğrisinin sağa kaymasına neden olmaktadır. Piyasada arz ya da
talep fazlasına neden olmayacaktır.

ÖRNEK: Bir mala ait talep denklemi Qd = 20 - P ve arz denklemi ise Qs = P - 10 ‟dur. Hükümet birim baĢına
2 TL‟lik sübvansiyon uygular ise bu uygulamanın devlete olan maliyeti ne kadar olacaktır?
A) 12 B) 14 C) 5 D) 6 E) 16
YANIT: Sorunun çözümünde grafiksel analizden yararlanmak iĢimizi kolaylaĢtıracaktır.
Sübvansiyon uygulaması sonucu arz doğrusu sağa paralel bir Ģekilde kayarak denge fiyatının azalmasına, denge
miktarının ise artmasına neden olmaktadır. Ġlk olarak piyasaya müdahaleden önce arz ve talebi birbirine eĢitleyerek den-
ge fiyat ve miktarını buluruz.
E0 noktası için;
P S0 Qs = Qd
E2 20 ‒ P = P ‒ 10
16 2P = 30
S1
P = 15 çıkacaktır.
15 E0 Bulunan denge fiyat değeri ister arz denkleminde ister talep denkleminde
yerine yazılarak denge miktarı bulunur. Talep denkleminde yerine koya-
14 E1 cak olursak;
Qd = 20 ‒ P
Qd = 20 ‒ 15
D Qd = 5 (denge miktarı) bulunur.
0
5 6 Q

Devlet birim baĢına sübvansiyon uygulaması sonucunda arzı etkilediğinden bu durumda dolaylı yollardan fiyatı
etkileyecektir. Sübvansiyon uygulaması sonucunda yeni bir arz eğrisi elde edildiğinden bu eğrinin yeni bir denklemi ola-
caktır. Vergi uygulamasında arz eğrisi sola kayarken yeni arz eğrisinin denklemini bulabilmek için fiyatlardan mutlaka
vergiyi çıkarmak gerekir (P-vergi Ģeklinde). Sübvansiyon uygulaması mademki vergi uygulamasının tersi o halde uygula-
nan sübvansiyon miktarını bu sefer fiyatlara eklemek zorundayız (P + sübvansiyon).Yeni arz denklemine Qıs dersek
elde edilen yeni denklem;
QIs = (P + Sübvansiyon) ‒ 10 olacaktır. Yani QIs = (P + 2) – 10 biçimindedir. Yeni bir denge durumu ortaya çıktı-
ğından yeni arz denklemi ile talep denklemi birbirine eĢitlenerek tekrar denge fiyat ve miktarı bulunur.
QIs = P ‒ 8 ve Qd  20 ‒ P (E1 noktası)
QIs = Qd
P – 8 = 20 – P
2P = 28
P = 14 çıkacaktır.
Bulunan P değerini ister talep denkleminde ister yeni arz denkleminde yerine yazar isek Q = 6 (talep denkleminde
yerine yazarsak; Qd = 20 ‒ P  Qd = 20 ‒ 14 = 6) çıkacaktır. E1E2 aralığı sübvansiyon miktarı ise E2 noktasındaki arz
fiyatı ise E1E2 aralığının uzaklık değerinin 2 olmasından dolayı 16 olacaktır.
Grafiksel analizde taralı alan sübvansiyon uygulamasının devlete maliyetini göstermektedir. Taralı alanın değeri
dikdörtgenin alanından 6 x 2 = 12 TL olarak bulunacaktır.
Doğru Yanıt: A seçeneğidir.

VERGĠLENDĠRME
33
Bir vergi konduktan sonra verginin ne kadarının tüketiciye ne
kadarının üreticiye yansıdığını gösteren kavram vergi yansıma-
sıdır. Verginin tüketiciye yansıyan kısmına ileri yansıma, üretici-
ye yansıyan kısmına ise geriye yansıma adı verilir. Yansıma
sorularında akıldan çıkarılmayacak kural ise esnekliği yüksek
olan kesimin daha az vergi ödemesidir. Yukarıdaki grafiksel
analizde baĢlangıç denge fiyatı 100 TL, denge miktarı ise 500
birim olsun. Devlet birim baĢına (spesifik) 30 TL‟lik bir vergi
uygular ise arz doğrusu konulan vergi miktarı kadar sola paralel
kayar ve vergi sonrası denge E1 noktasında oluĢur. BaĢlangıç
miktarı 500 iken bu miktarın vergi sonrasında 300‟e düĢtüğünü
varsayalım. Diğer yandan 30 TL‟lik vergi sonrası yeni fiyat ise 130
TL seviyesinde gerçekleĢmeyecektir. Fiyatın 130 TL olabilmesi
için dengenin E2 noktasında olması gerekirdi. Ancak vergi sonrası
yeni denge E1 noktasında yani E2 noktasının altında gerçekleĢ-
miĢtir. Yani oluĢan fiyat 130 TL ile 100 TL arasında olacaktır. Vergi sonrası yeni fiyatın 112 TL olduğunu kabul edelim. Böyle
bir durumda 30 TL‟lik verginin 12 TL‟si tüketiciye yansımıĢtır. E1E3 arası vergi olduğundan verginin 12 TL‟sini tüketici öder-
ken 18 TL‟sini ise üretici ödeyecektir. Bu durumda üreticinin cebine giren 112 TL‟nin 30 TL‟sini devlete vereceğinden cebin-
de net 82 TL kalacaktır.
Grafiksel analizde (P0P1E1E4) alanı verginin tüketiciye yani ileriye yansıyan kısmını, (P 0P2E3E4) alanı verginin üre-
ticiye yansıyan kısmını, (P1P2E3E1) alanı ise devletin elde ettiği vergi gelirini göstermektedir. Diğer yandan vergi sonra-
sında tüketiciler eskiye göre daha az mal tüketmekte ve daha fazla fiyat ödemektedirler. Dolayısıyla verginin tüketici
refahını azalttığını söylemek yanlıĢ olmaz. Tüketici refahındaki azalma toplumsal refahı azalttığından vergi sonrası
(E0E1E3) üçgeninin alanı kadar dara kaybı ortaya çıkaracaktır. Yani vergi, ortaya dara kaybının çıktığı bir devlet müdaha-
lesidir.

FARKLI ESNEKLĠK DURUMLARINDA VERGĠ YANSIMASI

Verginin büyük bir kısmını tüketiciler, küçük bir kısmını


Arz esnekliği (es) ˃ talep esnekliği (ep)
üreticiler öder.

Verginin büyük bir kısmını üreticiler, küçük bir kısmını


Talep esnekliği (ep) ˃ arz esnekliği (es)
tüketiciler öder.

Verginin tamamını tüketiciler öder. Verginin tamamı, piya-


Talep esnekliği sıfırsa (ep = 0)
sa fiyatlarına yansır.

Arz esnekliği sıfırsa (es = 0) Verginin tamamını üreticiler öder.

Talep esnekliği sonsuzsa (ep = ) Verginin tamamını üreticiler öder.

Verginin tamamını tüketiciler öder. Verginin tamamı, piya-


Arz esnekliği sonsuzsa (es = )
sa fiyatlarına yansır.

3 1
ÖDEV: Qd = 24 – P , Qs =  P ve T = 6 TL ise tüketici rantındaki değiĢme kaçtır?
2 2

ÖRNEK: Piyasa talep fonksiyonu Qd = 110 - 4P ve arz fonksiyonu Qs = -10 + 2P olan bir malın üzerine hükümet 6
TL‟lik bir spesifik satıĢ vergisi koymuĢtur. Buna göre oluĢacak dara kaybı kaç birimdir?
A) 16 B) 20 C) 22 D) 24 E) 26

YANIT: Vergi öncesi piyasa dengesi;


Qs = Qd (E0 noktası)
110 ‒ 4P = ‒ 10 + 2P
6P = 120
P = 20 bulur.
Bu fiyatı ister arz ister talep denkleminde yerine yazarak denge miktarını buluruz. Arz denkleminde yerine yazar-
sak;
Q = ‒ 10 + 2 (20) = 30 bulunur.

34
Vergi sonrası arz denklemi QIs = -10 + 2 P - 6  QIs = -22 + 2P olacaktır.

Vergi sonrası piyasa dengesi ise; Qd = QIs (E1 noktası)

110 ‒ 4P = ‒ 22 + 2P ise 132 = 6P ise 22 = P bulunur.


E1-E2 aralığı vergi, E1 noktasındaki fiyat tüketicinin ödediği fiyat ve
P
S+vergi
E2 noktasındaki fiyat ise üreticinin aldığı fiyattır. Tüketicilerin cebin-
den daha önce 20 TL çıkarken, vergi sonrası artık 22 TL çıkmaya
baĢlamıĢtır. Yani verginin 2 TL‟sini tüketiciler ödemiĢtir. Konulan
S0
vergi 6 TL olduğundan 4 TL‟sini de üreticiler karĢılayacak ve üretici-
lerin aldığı fiyatta 20 TL‟den
E1 16 TL‟ye düĢecektir. Ya da bu durumu matematiksel bir Ģekilde
22
2TL ifade edelim.
E0 DARA KAYBI
20
4TL Vergi sonrası arz denklemi;
16 E2
QIs = -10 + 2 P - T   QIs = -10 + 2 P - 6   QIs = -22 + 2P olacaktır.
6TL

0
22 30 D Q

Vergi sonrası denge;

Qd = QIs (E1 noktası)

110 ‒ 4P = ‒ 22 + 2P ise 132 = 6P


P = 22 bulunur. Bulunan denge fiyatını ister vergi sonrası arz denkleminde ister talep denkleminde yerine yazarak
vergi sonrası denge miktarını bulabiliriz. Vergi sonrası arz denkleminde yerine yazar isek
 QIs = -22 + 2(22) = 22 bulunur. Vergi sonrası denge miktarını eski arz denklemimizde yerine koyarsak
QIs = -22 + 2P ⇒
üreticilerin vergi sonrası aldığı fiyatı bulabiliriz. O halde;
Qs = -10 + 2P  22 = -10 + 2P  P = 16 bulunur. Vergi sonrası oluĢan dara kaybı yani toplumsal refah kaybı yukarıdaki

Ģekilde (E0E1E2) ile gösterilen üçgenin alanıdır. Hatırlanacak üzere bir üçgenin alanı;
 taban x yükseklik  formülü ile
2
bulunmaktaydı.
Üçgenin tabanı: 6

Yüksekliği: 30 ‒ 22 = 8  Dara kaybı:


 6 x 8  = 24 olarak bulunacaktır.
2

Doğru Yanıt: D seçeneğidir.

35
BÖLÜM – VI
TÜKETĠCĠ TEORĠSĠ
GĠRĠġ
Tüketici, ihtiyaçlarını karĢılamak veya tatmin sağlamak amacıyla, mal ve hizmetleri kullanan kiĢi ya da
topluluktur. Ġktisat teorisinde en küçük tüketici birimi, hane halkıdır. Tüketici teorisi baĢlığı altında tüketici dengesi
incelenmektedir. Tüketici dengesi incelenirken esas nokta, bireyin belli bir bütçe kısıtıyla faydasını nasıl maksimize
ettiğidir. Tüketici dengesinde iki tür yaklaĢım vardır. Bunlar kardinal ve ordinal fayda teorisidir.

KARDĠNAL FAYDA TEORĠSĠ ORDĠNAL FAYDA TEORĠSĠ

 L.Walras  W. D. Pareto
 H. Gossen  J. Hicks
 W. S. Jevons  Edgeworth
 C. Menger  Antonelli
 A. Marshall  Allen
 Fischer

KARDĠNAL FAYDA YAKLAġIMI ve VARSAYIMLARI


Kardinal fayda teorisi, Mikro Ġktisatta, tüketici dengesi analizi için geliĢtirilmiĢ analizlerden birisidir. Diğer geliĢtirilen
analiz ise ordinal fayda teorisidir. Kardinal faydanın ordinal fayda teorisinden temel farkı, faydanın ölçülebileceği
varsayımına dayanmasıdır. Kardinal fayda teorisini benimseyen iktisatçılara göre; herhangi bir mal ya da hizmetin
sağladığı fayda birim olarak ölçülebilmekte ve bu fayda birimi de “UTĠL” ya da “UTĠLON” adıyla anılmaktadır. Örneğin
tüketicinin elmayı tüketmesi sonucu 4 UTĠL fayda elde etmesi gibi. Yani 1 elma = 4 UTĠL (UTĠLON).
Kardinal fayda teorisinin iki tanımlayıcı koĢulu vardır:

 Tüketici gelirinin tümünü harcar (borçlanma ve tasarruf yok),

 Her mal için harcanan son liranın tüketiciye sağladığı marjinal faydalar eĢittir (eĢ marjinal fayda ilkesi).

EĢ marjinal fayda ilkesi gereğince; bir mal için harcanan son liranın tüketiciye sağladığı marjinal fayda, malın satın
alınan son biriminin marjinal faydası ile malın fiyatı arasındaki orana eĢittir. Örneğin X malının fiyatı 10 TL, alınan son
20
birimin marjinal faydası da 20 birim ise bu durumda X malı için harcanan son liranın sağladığı marjinal fayda; =2
10
olacaktır. Tüm mallar için (sepetin içerisindeki) bu oranın eĢit olduğu durum, kardinal fayda teorisinde tüketici dengesini
verecektir;

 MUx MUy   MUx Px 


 =  ya da  = 
 Px Py   MUy Py 
  

Kardinal fayda teorisinin varsayımlarına bakacak olursak;

 Tüketiciler rasyoneldir. Rasyonellik, tüketicinin bütçe kısıtlı altında faydasını maksimize etme davranıĢıdır,
 Fayda ölçülebilir ya da herhangi bir sayı ile ifade edilebilir. Örneğin 1 armut = 5 UTĠL gibi,
 Fayda birimi olarak UTĠL ya da UTĠLON kullanılır,
 Azalan marjinal fayda ilkesi geçerlidir (l. Gossen Yasası),
 Fayda toplanabilir. U = U (X) + U (Y),
 Fayda fonksiyonu monoton artandır. Yani malın tüketimi arttıkça toplam fayda (TU) sürekli artar ve nasıl arttığının
bir önemi yoktur,
 Fayda objektiftir. Yani kiĢiden kiĢiye değiĢmez.

AZALAN MARJĠNAL FAYDA TEORĠSĠ

Kardinal fayda yaklaĢımını benimseyen iktisatçılara göre; fayda birim olarak ölçülebilir kabul edilmektedir. Fayda analizi
yapılırken, toplam fayda eğrisi ile marjinal fayda eğrisi kullanılmaktadır. Marjinal fayda; tüketicinin ekstra bir birim mal
tüketmesi sonucu toplam faydasında meydana gelen değiĢim olarak tanımlanır. Diğer bir ifadeyle, tüketilen son birimden
elde edilen hazdır. Azalan marjinal fayda ilkesi gereğince (Birinci Gossen Yasası), malın tüketim miktarı arttıkça
tüketicinin son birimden elde ettiği marjinal fayda, bir önceki birimden elde ettiği marjinal faydaya göre azalma gösterir.
36
Toplam fayda ise tüketicinin, tüketilen malın tüm birimlerinden elde ettiği faydayı göstermektedir. AĢağıdaki tablo, azalan
marjinal fayda ilkesi doğrultusunda toplam ve marjinal faydanın nasıl değiĢtiğini gösteren önemli bir tablodur.

TÜKETĠM MARJĠNAL FAYDA TOPLAM FAYDA

1. DĠLĠM 20 20
2. DĠLĠM 15 35
3. DĠLĠM 8 43
4. DĠLĠM 3 46
5. DĠLĠM 1 47
6. DĠLĠM 0 47
7. DĠLĠM ‒1 46

Yukarıdaki tabloya göre tüketicinin 1. dilim pizzadan aldığı marjinal fayda 20 birimken buna bağlı olarak toplam
faydası ise 20 birim olarak gerçekleĢmiĢtir. 2. dilim pizza tüketildiğinde, azalan marjinal fayda ilkesi gereğince marjinal
fayda bir önceki duruma göre azalacaktır. Ancak toplam fayda ise artıĢ gösterecektir. Çünkü toplam fayda, malın tüm
tüketiminden elde edilen faydayı göstermekteydi. Toplam faydayı hesaplarken, tüketicinin malın tüketiminden elde ettiği
marjinal faydalar toplanır. Peki, toplam fayda nerede maksimum olmuĢtur? 5. dilimde mi yoksa 6. dilimde mi?
Bu sorunun cevabı açıktır ki; tüketici 6. dilim pizzada toplam faydasını
TU maksimize etmiĢtir. Çünkü 5. dilim pizza tüketildiğinde hala tüketicinin elde
max edeceği marjinal fayda söz konudur. Toplam faydanın maksimum olduğu
(E1 noktası) yerde marjinal fayda sıfır değerini alacağından (E2 noktası)
E 1

TU
tüketici 6. dilim pizzada toplam faydasını maksimize etmiĢtir. 6. dilim piz-
zadan sonra ekstra tüketilen her bir dilim pizza tüketiciye negatif marjinal
fayda sağlayacak ve toplam fayda azalmaya baĢlayacaktır (E1 noktasın-
dan sonra). Marjinal faydanın negatif değer alması tüketicinin o malın
tüketiminden artık acı ve ızdırap duyduğunu ifade edecektir. Bu nedenle
tüketici marjinal faydasını sıfırlayıncaya kadar o malın tüketimini devam
0 ettirir.
Q
Azalan marjinal fayda kuralı geçerli olduğundan, bir mal ilk biriminden
MU itibaren tüketilmeye baĢlandığında marjinal faydası azalırken, toplam fay-
dası ise azalan bir biçimde artmaya devam eder. Yani toplam fayda azala-
rak artan bir seyir izler.
O halde, bir malın marjinal faydası ile toplam faydası arasındaki
iliĢkiye bakacak olursak;
 Toplam fayda önce artıp sonra azalırken, marjinal fayda sürekli azalır,
 Malın tüketimi arttıkça marjinal faydası azaldığından, marjinal fayda
E eğrisi negatif eğimliyken, toplam fayda eğrisi ise doyum noktasına ka-
2

0
Q
dar pozitif eğimlidir,
6. dilim
MU  Bir mala ait toplam fayda eğrisi azalarak artarken, marjinal fayda eğrisi
negatif eğimli ve pozitif değerler almaktadır,
 Marjinal fayda, toplam faydaya yön verir.

TÜKETĠCĠ DENGESĠ (Eġ MARJĠNAL FAYDA ĠLKESĠ)

Kardinal fayda teorisinde tüketici denge koĢulu, eĢ marjinal fayda ilkesi temelinde gerçekleĢmektedir. EĢ marjinal
fayda ilkesi; gelirinin tamamı harcandığında (borçlanma ve tasarruf yok) her mala harcanan son liraların tüketiciye sağla-
dığı marjinal faydaların eĢit olması biçiminde ifade edilir. Bu durumu muz ve kivi için uygular isek;
MUZ KĠVĠ
MUmuz = 20 MUkivi = 30
Pmuz = 2 TL Pkivi = 3 TL

Yukarıdaki tabloda muzun marjinal faydası 20, fiyatı ise 2 TL‟dir. Tüketicinin muza harcadığı son bir liranın marji-
nal faydasını bulabilmek için, muzdan sağlanan marjinal fayda, muzun fiyatına bölünür. Tüketici muza 2 TL harcadığında
 MUmuz 
20 birimlik bir marjinal fayda sağlarken, son bir liradan ise 10 birimlik marjinal fayda sağlar  .
 Pmuz 

37
Aynı durumu kivi için yapacak olursak, tüketicinin kiviye harcadığı son bir liranın marjinal faydasını bulabilmek için ise
 MUKivi 
kividen sağlanan marjinal fayda (tıpkı muzda olduğu gibi) kivinin fiyatına bölünür   . Bu durumda kiviye harcanan
 PKivi 
son bir liradan elde edilen marjinal fayda ise 10 olur ve tüketici dengesi kurulur.
O halde, eĢ marjinal fayda ilkesi gereğince tüketici dengesi Ģu Ģekilde gerçekleĢir;
 MUmuz   MUKivi 
  =  
 Pmuz   PKivi 
Görüldüğü üzere tüketicinin hem muza hem de kiviye harcadığı son bir liraların marjinal faydaları birbirine eĢittir.
Yazılan bu denklem ll. Gossen Yasası olarak bilinir.
 MUx MUy MUn 
Eğer n tane mal olursa tüketici denge koĢulu;  = = ............ =  biçiminde olacaktır.
 Px Py Pn 

ÖRNEK: Muz ve kivi tüketen bir tüketici için, muzun 1 TL‟sinin sağladığı marjinal fayda, kivinin 1 TL‟sinin
sağladığı marjinal faydasından büyüktür. Bu durumda kardinal fayda teorisine göre, dengenin sağlana-
bilmesi için tüketici aĢağıdaki davranıĢlardan hangisini gerçekleĢtirmesi gerekir?
A) Muz tüketimini azaltmalıdır. Bunun sonucunda muzun marjinal faydası azalır, tüketici dengesi kurulur.
B) Muzun tüketimini arttırmalıdır. Bunun sonucunda muzun marjinal faydası artar, tüketici dengesi kurulur.
C) Kivinin tüketimi arttırılmalıdır. Bunun sonucunda kivinin marjinal faydası artar, tüketici dengesi kurulur.
D) Muzun tüketimini arttırmalıdır. Muzun tüketimi artıp marjinal faydası azalırken, kivinin tüketimi azaldığından
marjinal faydası artar, denge kurulur.
E) Kivinin tüketimini arttırmalıdır. Kivinin tüketimi artıp marjinal faydası azalırken, muzun tüketimi azaldığından
muzun marjinal faydası artar, denge kurulur.
YANIT: Soruda muzun 1 TL‟sinin sağladığı marjinal faydanın, kivinin 1 TL‟sinin sağladığı marjinal faydadan büyük
 MUmuz MUKivi 
olduğu ifade edilmiĢtir  >  . Böyle bir durumda tüketici dengeye gelmek istiyorsa muzun tüketimini arttıra-
 Pmuz PKivi 
caktır. Tüketici muzun tüketimini arttırırken, kivinin tüketimini ise azaltacaktır. Kivinin tüketimini azaltmasının nedeni,
parasal gelirin ve malların fiyatlarının sabit olduğunun varsayılmasıdır. Eğer tüketici muzun tüketimini arttırırsa muzdan
sağladığı marjinal fayda tüketim arttığından azalır, kivinin tüketimi azaldığından kivinin marjinal faydası artar. Dolayısıyla
soruya göre tüketici muzun tüketimini arttıracak ve buna bağlı olarak muzun marjinal faydası azalacak, kivinin tüketimi
azaldığından kivinin marjinal faydası artacak, bunun sonucunda ise her iki malında 1 TL‟sinden elde edilen marjinal fay-
dalar eĢitlenerek denge sağlanacaktır.
Doğru yanıt: D seçeneğidir.
0,5 0,5
ÖRNEK: U = X .Y Ģeklinde verilen bir Cobb-Douglas fayda fonksiyonunda, X malının fiyatı 8 TL ve Y
malının fiyatı 4 TL‟dir. Tüketicinin bu iki mala ayırdığı toplam bütçe ise 1600 TL‟dir. Buna göre tüketicinin
fayda maksimizasyonu sağlayabilmesi için kaç birim Y malı tüketmesi gerekir?
A) 100 B) 200 C) 300 D) 400 E) 500

YANIT: Soruda anahtar kelimemiz tüketicinin fayda maksimizasyonu sağlaması gerektiğidir. Çünkü bu bize tüke-
tici denge koĢulunu verecektir. Tüketici dengesi ya fayda maksimizasyonudur ya da harcama minimizasyonudur. Bu
kavramlar soruda karĢımıza çıkarsa aklımıza hemen tüketici denge koĢulu gelmelidir. Kardinal fayda yaklaĢımında tüke-
tici denge koĢulu eĢ marjinal fayda ilkesi (ll. Gossen Yasası) gereğince sağlanır.

 MUx MUy   MUx Px 


Tüketici denge koĢulu  =  ya da  =  Ģeklindeydi.
 Px P   MUy Py 
 y   
Soruda bir toplam fayda fonksiyonu verilmiĢtir. Denge koĢulunda yer alan MU x ve MUy ifadeleri bizlere türev alın-
ması gerektiğini hatırlatmalıdır. MUx demek toplam fayda fonksiyonunda X malına göre kısmi türev, MU y ise toplam fayda
fonksiyonunda Y malına göre kısmi türev alınması gerektiğini ifade eder.
0,5 0,5
U = X .Y yazılan toplam fayda fonksiyonunda X‟e göre kısmı türev alırsak MU x‟i buluruz. Kısmi türevden kasıt
çarpım halindeki Y‟ye dokunmadan türev almaktır. Eğer Y çarpım değil de toplam halinde olsaydı sabit bir sayı olarak ele
0,5
alacaktık ve türevi de sıfır olacaktı (sabit bir sayının türevi sıfırdır). O halde yalnızca X ifadesinin türevini alacağız.
Hatırlayacak olursak üslü bir ifadenin türevinde üs baĢa getirilir ve üs bir azaltılırdı. Bu açıklamalar doğrultusunda Ģimdi
X‟e ve Y‟ye göre türev alarak MUx‟i ve MUy‟yi bulalım.
MUx = 0,5. X0,5-1 . Y0,5  MUx = 0,5. X-0,5 . Y0,5

38
MUy = 0,5. X0,5 . Y0,5-1  MUy = 0,5. X0,5 . Y-0,5 olacaktır. Ayrıca soruda X malının fiyatı (Px) ve Y malının fiyatı
(Py) verildiğinden denklemde bu değerler de yerine yazılır. Bulduğumuz değerleri ve verilenleri tüketici dengesi denkle-
minde yazacak olursak;
 MUx Px   0,5 . X-0,5 . Y0,5  8  Y0,5 . Y0,5  8 Y
 =   =   0,5 0,5  =  = 2
 MUy Py   0,5 . X0,5 . Y-0,5  4  X .X  4 X
   
Yukarıdaki eĢitlikte pay ve payda da bulunan 0,5 ifadesi ortak ve çarpım halinde olduğundan sadeleĢtirmeye gidi-
lir. Pay kısmında bulunan negatif üsse sahip X ve payda da bulunan negatif üsse sahip Y‟yi bu negatif durumdan kurta-
-0,5 -0,5
rabilmek için payda bulunan X ifadesi paydaya, payda da bulunan Y ifadesi de paya yazılır. Pay ve payda da bulu-
nan X ve Y parametrelerinde tabanlar aynı olduğundan üsler toplanır. Bunun sonucunda payda Y paydada ise yalnızca X
kalacaktır. Bu eĢitlikten Y = 2X bulunur. Hatırlayacak olursak tüketici fayda maksimizasyonu (dengede iken) sürecinde
gelirinin tamamını harcamaktaydı (borçlanma ve tasarruf yok). Tüketici bütçesini X ve Y gibi iki mala ayırmıĢtır. X ve Y
mallarının tüketimlerine bağlı bütçe denklemini yazacak olursak;
M (Gelir) = Px . X + Py . Y olacaktır. Burada Px . X tüketicinin X malına ayırdığı bütçeyi göstermektedir. X malına
ayrılan bütçe malın fiyatı ile tüketim miktarının çarpımına eĢittir. Aynı Ģekilde P y . Y‟de Y malına ayrılan bütçeyi göster-
mektedir.
M = 1600TL
Verilen bu değerleri bütçe denkleminde yerine koyarak
Px = 8 TL
tüketicinin fayda maksimizasyonu sürecinde kaç birim X
Py = 4 TL ve Y tükettiğini bulabiliriz.

Bütçe denklemini yeniden yazacak olursak;


1600 = 8X + 4Y  1600 = 8X + 4(2X) (tüketici dengesi denkleminde Y = 2X bulunmuĢtu)
1600 = 8X + 8X
1600 = 16X
100 = X olarak bulunur.
Ancak soruda fayda maksimizasyonu sağlayabilmesi için kaç birim Y tüketmesi gerektiği sorulmuĢtur. Y malı tüke-
timi X malı tüketiminin iki katı olduğundan (II. Gossen Yasası denkleminde bulmuĢtuk), X malının tüketimi 100 birim ise Y
malının tüketimi ise 200 birim olarak bulunur.
Doğru Yanıt: B seçeneğidir.

NOKTA ANALĠZ

U = X. Y Ģeklinde olan bir fayda fonksiyonunda X malına ve Y malına harcanan payın bütçedeki payını bulmak isti-
β

yorsak hangi malı soruyorsa o malın üs parametresini pay kısmına yazar, daha sonra her iki malın üs parametrelerini
toplar ve payda kısmına yazarak oranlarız. ġöyle ki;

X MALININ BÜTÇE ĠÇERĠSĠNDEKĠ PAYI Y MALININ BÜTÇE ĠÇERĠSĠNDEKĠ PAYI

 Px . X      Py . Y    
 M      
     M  

Yukarıda verilen denklemleri, tüketiciye ait gelirin verilip ve tüketicinin hangi maldan kaç birim tüketmesi gerekir soru-
larında kullanabiliriz. ġöyle ki;
0,25 0,15
Fayda fonksiyonu U = X .Y ,
 = 0,25, β = 0,15, Tüketicinin geliri (M) = 1600 TL, Y malının fiyatı (Py) = 20 TL'dir.
Y malının tüketim miktarını, Y malının bütçe içerisindeki payı denkleminden bulacak olursak;
 Py . Y      0,15  0,15 3
     0,40  8 bulunur. Gelir 1600 TL ve Y malının fiyatı 20 TL ise;
 M        0,15  0,25 
 Py . Y  3
    20Y  600  Y  30 bulunur.
 M  8

39
Yandaki tabloda mallara ait tüketim miktarları ve marjinal fayda düzey-
Q MUX MUY leri verilmiĢtir. X malının fiyatı 4 TL, Y malının fiyatı 2 TL ve gelir ise 18
TL‟dir. Buna göre kardinal fayda teorisinde tüketicinin fayda maksimi-
1 64 44
zasyonunu sağladığı noktada tüketicinin elde edeceği toplam fayda
2 56 40 düzeyi aĢağıdakilerden hangisidir?
A) 100 B) 200 C) 300
3 48 36
D) 400 E) 500
4 40 32

5 32 28 YANIT:

MUX MUY
Q MUX MUY PX PY
PX PY

64 44
1 64 44 4 TL 2 TL  16  22
4 2

56 40
2 56 40 4 TL 2 TL  14  20
4 2

48 36
3 48 36 4 TL 2 TL  12  18
4 2

40 32
4 40 32 4 TL 2 TL  10  16
4 2

32 28
5 32 28 4 TL 2 TL 8  14
4 2

Kardinal fayda teorisinde tüketici dengesi eĢ marjinal fayda ilkesi (ll. Gossen Yasası) temelinde gerçekleĢir. Bu denge;
MUX MUY MUX PX
 ya da  Ģeklindedir. Tüketicinin fayda maksimizasyonuna ulaĢması yani dengeye gelebilmesi için cebindeki
PX PY MUY PY
tüm parayı X ve Y malına harcaması ve borç ve tasarrufta bulunmaması gerekir. Tüketicinin dönem harcaması 18 TL ise bu bütçeyi
2 birim X ve 5 birim Y malı satın alarak sağlamaktadır. ġöyle ki; M = PX.X + PY.Y, PX = 4 TL, PY = 2 TL, X = 2, Y = 5 ise 18 = (4 x 2) + (2
x 5)  18 = 8 + 10  18 = 18 olur. Bütçenin tamamı harcandığında bakalım gerçekten 2 birim X ve 5 birim Y tüketildiğinde mallara
ait marjinal fayda fiyat oranları birbirine eĢit oluyor mu? ġimdi buna bakalım; 2 birim X tüketildiğinde
MUX MUY 56 28
MUX = 56 ve PX = 4 TL, 5 birim Y tüketildiğinde MUY = 28 ve PY = 2 TL ise     14  14 bulunur. O halde
PX PY 4 2
tüketici 2 birim X, 5 birim Y tüketerek fayda maksimizasyonu sağlamıĢtır. Son olarak tüketicinin bu iki maldan sağladığı toplam fay-
dayı bulabilmek için malların marjinal faydalarını toplamamız gerekir. Çünkü marjinal faydaların toplamı bize toplam faydayı verir.
Tüketici 2 birim X malı tüketmekte ve bundan 64 + 56 = 120 birimlik bir toplam fayda sağlamaktadır. Tüketici 5 birim Y malı tüket-
mekte ve bundan 44 + 40 + 36 + 32 + 28 = 180 birimlik bir toplam fayda sağlamaktadır. Yani tüketici toplamda 120 + 180 = 300
birimlik toplam fayda sağlamaktadır.
Doğru Yanıt: C seçeneğidir.

TALEP EĞRĠSĠNĠN TÜRETĠLMESĠ

Marjinal Fayda Doğrusu ve Talep Doğrusunun Türetilmesi

40
Kardinal fayda teorisinde marjinal fayda eğrisi aynı zamanda talep eğrisine eĢittir. Yani marjinal fayda eğrisi ile ta-
lep eğrisi özdeĢtir. Kardinal fayda teorisinde talep eğrisinin türetilmesi, gelir ve ikame etkileriyle azalan marjinal fayda
ilkesine dayanmaktadır. Rasyonel tüketici fiyatı düĢen maldan daha fazla tüketmek ister. Ancak bir malın tüketimi arttıkça
o malın marjinal faydası azalır. Dolayısıyla yeniden dengeye gelebilmesi için marjinal faydanın da düĢmesi gerekir. Talep
doğrusu üzerindeki her bir fiyat düzeyine bir marjinal fayda denk geldiğinden, talep eğrisi üzerindeki her noktada tüketici
dengesi (fayda maksimizasyonu) sağlanmıĢtır diyebiliriz. Sonuç olarak fiyat marjinal faydaya eĢit olacaktır.
2
ÖRNEK: Toplam fayda fonksiyonu TU = 20Q – 2Q Ģeklinde olan bir tüketicinin fayda maksimizasyonunu
sağladığı fiyat düzeyi 16 TL iken mala yönelik talebin fiyat esnekliği aĢağıdakilerden hangisidir?
A) – 1 B) – 2 C) – 3 D) – 4 E) – 5
YANIT: Tüketiciye ait toplam fayda fonksiyonu verildiğinden, bunun Q‟ya göre birinci türevi bize marjinal faydayı
 dTU 
verecektir. MU =    MU = 20 - 4Q ‟dur. Fiyat marjinal faydaya eĢit olacağından P = MU = 20 – 4Q olacaktır. P = 20
 dQ 
– 4Q ters talep denklemidir. Bunu normal talep denklemine çevirecek olursak denklemden Q‟yu çekeriz.
P = 20 – 4Q
4Q = 20 – P
Q = 5 – 0,25P bulunur. P = 16 ise Q = 1 bulunur.
Elimizde bir talep denklemi olduğundan esneklik hesabını nokta fiyat esnekliği üzerinden yaparız. ġöyle ki;
 dQ P   16 
ep =  .   ep = -0,25 .  
 dP Q   1
ep = -0,25 . 16
ep = - 4 bulunur.
Doğru Yanıt: D seçeneğidir.
ORDĠNAL FAYDA YAKLAġIMI ve VARSAYIMLARI

Ordinal fayda teorisini savunan iktisatçılara göre fayda hiçbir Ģekilde ölçülememektedir. Bu nedenle mal ve hiz-
metlerden elde edilen faydalar yalnızca az faydalıdan çok faydalıya ya da çok faydalıdan az faydalıya doğru sıralanabil-
mektedir. Ordinal fayda teorisinde kullanılan iki önemli analiz aracı vardır. Bunlar farksızlık eğrileri ve bütçe doğrusu-
dur. Ordinal fayda teorisinin varsayımlarına bakacak olursak;
 Fayda ölçülemez yalnızca çok faydalıdan az faydalıya doğru sıralanabilir,
 Fayda subjektiftir. Herkes için farklıdır,
 Tüketici rasyoneldir,
 Fayda fonksiyonu monoton artandır,
 Temsilcileri Pareto, Hicks, Edgeworth, Antonelli, Fisher ve Allen gibi iktisatçılardır,
 Tüketici dengesi kayıtsızlık eğrisi ile bütçe doğrusunun teğet olduğu yerde sağlanır,
 Mallardan elde edilen faydalar birbirine bağlıdır.
TÜKETĠCĠ TERCĠHLERĠNE ĠLĠġKĠN BEġ VARSAYIM

Tüketici, bir Homo-Economicus (rasyonel insan) olarak, hayatının gerek belirli bir döneminde gerekse de çeĢitli
dönemlerinde, hep bir en az ya da en çok arayıĢı içindedir. Bir baĢka deyiĢle tüketiciler sürekli olarak bir amaç peĢinde
koĢarlar. Bu amaç bazen bir maksimizasyon arayıĢı olabileceği gibi, bir minimizasyon arayıĢı da olabilir. Tüketici bu ko-
Ģullar altında bazı tercihlerde bulunabilir. Tüketici tercihlerine iliĢkin beĢ temel varsayım söz konusudur. Bunlar;
 Tercihlerin bütünlüğü/tamlığı: X ve Y gibi iki mal ile karĢılaĢan tüketici ya X malını Y malına ya da Y malını X
malına tercih edebilir. Bazen de bu iki mal arasında kayıtsız kalabilir. Burada kayıtsız kalmaktan kasıt tüketicinin iki
mal arasında fark görmeyiĢidir.
 Tercihlerin geçiĢliliği (tercihlerin tutarlılığı): Tüketici X malını Y malına, Y malını da Z malına tercih ederse,
dolaylı olarak X malını da Z malına tercih edecektir.
 Tercihlerin doymazlığı: Tüketicinin çoğu aza tercih etmesidir. Ancak bu varsayımda malların kötü mal olmadığı ifade
edilmektedir. Kötü maldan kasıt tüketicinin o malı tükettiğinde acı ve ızdırap duymasıdır.
 Tercihlerin sürekliliği: Bu varsayıma göre tüketici tercihlerini kısa dönemde değiĢtirmemektedir. Yani tüketici mal-
lara yönelik tercihlerini bir kez açıkladığında, bu tercihleri kısa dönemde değiĢtirmez.
41
 Tercihlerin kesinlikle dıĢbükeyliği: Bu varsayım farksızlık eğrilerinin orijine göre dıĢbükey olmasını sağlamakta-
dır.
KAYITSIZLIK (FARKSIZLIK, Eġ FAYDA) EĞRĠSĠ

Ordinal fayda teorisi faydanın ölçülemeyeceğine ancak az faydalıdan çok faydalıya ya da çok faydalıdan az fay-
dalıya doğru sıralanabileceğini savunan bir teoridir. Bu teorinin iki önemli analiz aracı vardır. Bunlar;
 Farksızlık eğrileri,
 Bütçe doğrusu.
Farksızlık eğrisi, tüketiciye aynı fayda düzeyini veren farklı mal bileĢimlerinin geometrik yerine denir. Bu eğri,
farksızlık eğrisi ya da eĢ fayda eğrisi olarak da bilinmektedir. Bu nedenle sınavlar açısından bu üç isminin de bilinmesin-
de yarar vardır.
KAYITSIZLIK EĞRĠLERĠNĠN ÖZELLĠKLERĠ

Y Y

Y1 A

B
Y2 U3
C
Y3 U U2
U1
0 X1 X2 X3 0
X X

 Tüketiciye aynı tatmin düzeyini sağlayan noktaların geometrik  Orijinden uzaklaĢtıkça daha yüksek fayda düzeyini gösterir-
yeridir. Üzerindeki her noktada toplam fayda düzeyi aynıdır. ler. Yukarıdaki Ģekle göre fayda sıralaması U3 ˃ U2 ˃ U1 Ģek-
Yukarıdaki Ģekilde A, B ve C noktalarında toplam fayda düzeyi lindedir. Birden fazla farksızlık eğrisinin bir araya gelmesiyle
aynıdır. A‟nın C‟den farkı, A noktasında tüketicinin daha fazla oluĢan Ģekle farksızlık paftası ya da farksızlık haritası denir.
Y malı tüketmesi, C noktasında ise tüketicinin daha fazla X
malı tüketmesidir.

Y Y

A
Y1
C Y

Y2
X
B
U1
U2
0 X1 X2
0 X
X

 Kayıtsızlık eğrileri negatif eğimlidir. Negatif olmasının nedeni


 Kayıtsızlık eğrileri birbirlerini kesmezler. Eğer keserlerse
tüketicinin aynı fayda düzeyinde kalmasıdır yani tüketicinin
geçiĢlilik ilkesi ihlali yapılır. Yukarıdaki Ģekle göre U2 eĢ fay-
mallardan birinin tüketimini arttırırken diğerinin tüketimini
da eğrisi üzerinde, A noktasındaki fayda düzeyi ile B nokta-
azaltması gereğidir,
sındaki fayda düzeyi birbirine eĢittir (A = B). U1 eĢ fayda eğ-
 Eğimi marjinal ikame oranıdır (MRS).
risi üzerinde de, B noktasındaki fayda düzeyiyle C noktasın-
Marjinal ikame oranı (MRS): tüketicinin bir maldan bir birim
daki fayda düzeyi birbirine eĢittir (B = C). Dolayısıyla A‟nın
tüketebilmesi için diğer maldan ne kadar vazgeçmesi gerek-
C‟ye eĢit olması gerekecektir. Ancak A C‟ye eĢit değildir. Bu
tiğini gösteren orana denir.
nedenle geçiĢlilik ilkesi ihlali söz konusudur.
 ΔY MUx 
MRS = eğim =  = 
 ΔX MUy 
 
Hatırlayacak olursak bu durum kardinal fayda teorisindeki eĢ
Marjinal Fayda ilkesiyle (ikinci Gossen Yasası) aynıdır.
 Kayıtsızlık eğrileri kesinlikle orijine göre dıĢbükeydir. Sebebi
azalan marjinal ikame (MRS) oranıdır.

42
FAYDA FONKSĠYONLARI

Cobb-Douglas Fayda Fonksiyonu

Farksızlık eğrisinin orijine göre kesinlikle dıĢ bükey olduğu fayda fonksi-
yonu Cobb-Douglas tipi fayda fonksiyonu olarak adlandırılır. Cobb-
Douglas tipi fayda fonksiyonunun matematiksel gösterimi
 
U = X .Y Ģeklindedir. Matematiksel gösterimde yer alan alfa ve beta
parametreleri esneklik katsayılarını simgeler. Yani tüketici X malının
tüketimini % 1 arttırdığında toplam faydası %  kadar, Y malının tüketi-
mini % 1 arttırdığında ise toplam faydası %  kadar artıĢ gösterecektir.
Grafik 6.12.‟de dikey eksende Y malı yatay eksende ise X malı yer al-
maktadır. Cobb – Douglas tipi fayda fonksiyonuna ait eĢ fayda ya da
kayıtsızlık eğrisi orijine göre dıĢ bükey olup toplam fayda ise U düze-
yinde sabittir. Diğer bir ifadeyle farksızlık eğrisi sol yukarıdan sağ aĢağıya
doğru azalan bir seyir izlemektedir. Bu fayda fonksiyonu orijine göre dıĢ
bükey bir farksızlık eğrisine sahip olduğundan marjinal ikame oranı sol
yukarıdan sağ aĢağıya doğru gittikçe azalmaktadır. Yani azalan marjinal
ikame oranı (MRS) söz konusudur. Cobb-Douglas fayda fonksiyonuna
ait ikame esneklik katsayısı daima bire eĢittir.

Cobb-Douglas tipi fayda fonksiyonunda X ve Y mallarının üsleri bizlere o malın tüketimi arttıkça o mala ait marjinal
faydanın nasıl değiĢeceği hakkında bilgi vermektedir. U = X.Y fonksiyonu temelinde;
 “” ve “” katsayılarının her biri birden büyükse artan marjinal fayda,
 “” ve “” katsayılarının her biri 0 ile 1 arasında ise azalan marjinal fayda,
 “” ve “” katsayılarının her biri bire eĢitse sabit marjinal fayda geçerlidir.
0,25 1,25
Örneğin matematiksel gösterimi U = X .Y Ģeklindeki bir fayda fonksiyonunda X malı için azalan marjinal fayda, Y
malı için ise artan marjinal fayda söz konusudur. Peki, neden X malı için azalan, Y malı için artan marjinal fayda söz
konusudur. Mallara ait marjinal fayda fonksiyonlarını yazacak olursak;
0,25.Y1,25
MUX  0,25. X0,75 .Y1,25  MUX 
X0,75

MUY  1,25.X0,25 .Y0,25

“X” malına ait marjinal fayda fonksiyonu incelendiğinde “X” malı paydada yer aldığından tüketilen “X” malı miktarı
arttıkça “X” malına ait marjinal fayda azalma gösterecektir. Diğer yandan “Y” malına ait marjinal fayda fonksiyonu
incelendiğinde ise tüketilen “Y” malı miktarı arttıkça “Y” malına ait marjinal fayda artıĢ gösterecektir. Burada dikkat
edilmesi gereken en önemli unsur, “” ve “” değerlerinin azalan marjinal fayda ilkesi temelinde her birinin birden
küçük olması gerektiğidir.

Doğrusal Fayda Fonksiyonu

Tipik bir kayıtsızlık eğrisinin Ģekli, hatırlanacağı üzere orijine göre dıĢ bü-
keydi. Tüketicinin belirli bir ihtiyacı karĢılamasında iki mal arasında fark
gözetmemesi, malların tam/mükemmel ya da kusursuz ikame olduğunu
ortaya koymaktadır. Bu duruma örnek olarak küp Ģeker-toz Ģeker gibi mal-
lar verilebilir. A-tipik kayıtsızlık eğrilerinden birisi olan, malların birbirlerine
göre tam ya da mükemmel ikame durumunu gösteren kayıtsızlık eğrisi
Grafik 6.13.‟te gösterildiği gibi negatif eğimli bir doğru Ģeklinde ve eksenleri
kesmektedir. Böyle bir farksızlık eğrilerine sahip olan mallar için marjinal
ikame oranı sabittir. Burada marjinal ikame oranının (MRS) sabit olması
MRS‟nin “1” olduğu anlamına gelmeyecektir. Eğer negatif eğimli bir doğru
o
Ģeklinde çizilen farksızlık eğrisinin yatay eksenle yaptığı açı 45 olsaydı
MRS 1 olur diyebilirdik. MRS‟nin sabit olması demek tüketicinin yatay ek-
sendeki maldan bir birim tüketmesi sonucunda her seferinde dikey eksen-
deki maldan aynı oranda vazgeçmesi anlamı taĢır. Tam ikame mal duru-
munda mallar arasında bire bir ikame olmak zorunda değildir. Bu oran ba-
zen bire üç olabilir. Ama bu oran eĢ-fayda doğrusu üzerinde hep sabit ol-
mak zorundadır. Ayrıca doğru üzerindeki her noktada eğim sabit değerler
almaktadır. Mallara ait fayda fonksiyonunun matematiksel gösterimi U = aX

43
+ bY Ģeklindedir. Grafik 6.13.‟te çizilen farksızlık eğrisi, bu fonksiyon doğrultusunda çizilmiĢtir. Bu doğrusal fonksiyonu
çizebilmek için eksenleri kestiği noktalar bulunur ve bu noktalar daha sonra birleĢtirilir;
U
 Tüketicinin hiç X malı tüketmemesi durumunda X = 0 için Y = ,
b
U
 Tüketicinin hiç Y malı tüketmemesi durumunda Y = 0 için X = olacaktır,
a
 Bu nedenle tam ya da mükemmel ikame malların fayda fonksiyonlarının matematiksel gösterimi U = aX + bY
Ģeklindedir.
Unutulmamalıdır ki bu tip kayıtsızlık eğrilerinde tüketici yalnızca X, yalnızca Y ya da her iki maldan belli bir miktar tükete-
bilir. Bu tip fayda fonksiyonlarında tüketici bir maldan kesin tüketir ya da tüketmez gibi ifadeleri fonksiyonu bilmeden
kullanmak hatalı sonuçlar verebilir. Dikkat edilirse Grafik 6.13.‟te farksızlık eğrisinin yatay ekseni kestiği noktada tüketici
yalnızca “X” malını dikey eksende ise yalnızca “Y” malını tüketmektedir. EĢ-fayda doğrusu üzerindeki herhangi bir nokta-
da (A ve B gibi) ise tüketici her iki malı da tüketmektedir. Diğer yandan doğrusal fayda fonksiyonunun matematiksel gös-
terimi U = aX + bY Ģeklinde olur ve a = b olursa eğimi ifade eden MRS, “1”e eĢit olacaktır. Çünkü MRS demek malların
marjinal fayda oranları demektir.

U = aX + bY Ģeklinde olan bir fayda fonksiyonunda MU X = a ve MUY ise “b”ye eĢittir. Yani eğim
MUx a
MRS X,Y       1 bulunacaktır (a = b olduğu için). Yani matematiksel gösterimi U = aX + bY Ģeklinde olan
MUY b
a
doğrusal bir fayda fonksiyonunda eğim   çıkacaktır. Tabi bu durum dikey eksende “Y” malının yatay eksende ise
b
“X” malının gösterildiği grafiksel bir diyagram için geçerlidir. Eğer dikey eksende “X” malı yatay eksende “Y” malı olsaydı
b
bu kez eğim   olacaktı. Son olarak doğrusal fayda fonksiyonunun ikame esneklik katsayısı sonsuzdur.
a

44
Leontief Fayda Fonksiyonu
Bir ihtiyacın karĢılanmasında birlikte kullanılan mallar tamamlayıcı, bazı
ihtiyaçların karĢılanmasında kesinlikle birlikte kullanılması gereken mallar
ise tam tamamlayıcıdır. Tam ya da mükemmel tamamlayıcı malların fayda
fonksiyonu Leontief fayda fonksiyonuyla açıklanır. Bu tip fayda fonksiyonuna
genellikle ayakkabının sağ ve sol teki, kalem kalem ucu ya da silah ve kur-
Ģun örnekleri verilir. Bu fayda fonksiyonunun matematiksel gösterimi
U = min (aX, bY) Ģeklindedir. Burada belli bir X ve Y malı miktarı bir araya
gelip tüketimi gerçekleĢtireceğinden bu fayda fonksiyonu sabit oranlı fayda
fonksiyonu olarak da adlandırılmaktadır.
Grafik 6.14.‟te dikey eksende Y malı miktarı, yatay eksende ise X malı mik-
tarı yer almaktadır. Grafik 6.14.‟te fonksiyona ait çizilen farksızlık eğrisi dir-
sekli ya da “L” Ģeklindedir. Cobb-Douglas tipi fayda fonksiyonunda marjinal
ikame oranı (MRS) azalan, doğrusal fayda fonksiyonda MRS sabit iken
Leontief fayda fonksiyonunda ise MRS sıfıra eĢittir. T. Ġ. E. K = 0‟dır.

Fonksiyonda yer alan “min” ifadesi faydayı, kıt olan malın belirlemesi anlamında değildir. Aksine “min” ifadesi,
tüketicinin faydasını, tüketilen mal ile malın önündeki katsayı (a ve b) çarpımı sonucunda ortaya çıkan fayda
düzeylerinden en düĢük olanının, yani minimum olanının, fayda maksimizasyonunu sağlaması anlamındadır.

ÖRNEK: Fayda fonksiyonu U = min (0,5X, 8Y) Ģeklindedir. Tüketici X malından 48 birim, Y malından ise 8 birim
tüketmektedir. Buna göre tüketici dengedeyken aĢağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
A) Tüketici 48 birim fayda sağlarken, Y malından 5 birim fazla tüketmektedir.
B) Tüketici 24 birim fayda sağlarken, X malından 5 birim fazla tüketmektedir.
C) Tüketici 64 birim fayda sağlarken, Y malından 8 birim fazla tüketmektedir.
D) Tüketici 24 birim fayda sağlarken, Y malından 5 birim fazla tüketmektedir.
E) Tüketici 64 birim fayda sağlarken, Y malından 8 birim fazla tüketmektedir.
YANIT: Fayda fonksiyonunun matematiksel gösterimi U = min (0,5X, 8Y) Ģeklinde ise mallar arasında tam tamamlayıcılık
durumu söz konusudur. Tüketicinin X malından 48, Y malından ise 8 birim tüketmesi durumunda fonksiyona göre iki tür
fayda düzeyi ortaya çıkacaktır. ġöyle ki;
U = min (0,5X, 8Y) (denklemde X yerine 48, Y yerine ise 8 yazılır)
U = min (0,5(48), 8(8))  U = min (24, 64) bulunur. Tüketici dengesinin sağlandığı bir durumda fayda düzeyi 24‟tür.
Çünkü fayda fonksiyonunun U = min (aX, bY) Ģeklinde olduğu bir durumda faydanın esas belirleyicisi, kullanılan mal
miktarı ile malın önündeki parametrelerin (a ve b katsayısı) çarpımı sonucunda ortaya çıkan “en düĢük fayda” düzeyidir.
Fonksiyonda yer alan “min” ifadesi faydayı, kıt olan malın belirlemesi anlamında değildir. Aksine “min” ifadesi, tüketicinin
faydasını, tüketilen mal ile malın önündeki katsayı (a ve b) çarpımı sonucunda ortaya çıkan fayda düzeylerinden en dü-
Ģük olanı yani minimum olanı, fayda maksimizasyonunu sağlar anlamındadır. Örneğimizde tüketici 48 birim X, 8 birim Y
malı tüketmektedir.
Yandaki grafiksel analizde iki adet eĢ fayda eğrisi çizilmiĢtir. Çizilen U0 eĢ fayda
eğrisinde tüketici 24 birim, U1 eĢ fayda eğrisinde ise 64 birim fayda elde etmekte-
dir. Bu durumda U0 eĢ fayda eğrisi üzerinde dengenin sağlandığı E 0 noktasında
tüketici 24 birimlik faydayı, 3 birim Y malı 48 birim X malı tüketerek gerçekleĢtir-
mektedir. Tüketici bol olan X malının tamamını tüketerek 24 birim fayda elde
ederken, kıt olan Y malının tamamını tüketerek 64 birim fayda elde etmektedir. Bu
fonksiyona göre Y malının marjinal faydası daha yüksektir. Dolayısıyla aslında
fayda maksimizasyonu açısından kısıt, X malıdır. Tüketici X malının tamamını
tükettiğinde elde ettiği 24 birimlik faydayı, 3 birim Y malı ile sağlamaktadır. Eğer
denge U1 eĢ fayda eğrisinin dirsek kısmı olan E1 noktasında sağlansaydı tüketici
64 birimlik bir fayda elde edecekti. Bu durumda tüketici 8 birim Y kullanacak ve U 0
fayda düzeyine göre daha fazla bir fayda elde edecekti. Ancak E 1 noktasında
bunu gerçekleĢtirmek için fonksiyona göre 128 birim X malına ihtiyaç vardır (128 x
0,5 = 64). Tüketicinin kullandığı X malı miktarı 48 birim olduğundan eldeki X malı miktarı E 1 denge noktasında ihtiyaç
duyulan X malı miktarından düĢüktür. Bir nevi model açısından X malı, kıttır ve faydayı kıt yani “min” olan mal belirlemek-
tedir. O halde tüketici 24 birimlik faydayı 48 birim X malı ve 3 birim Y malı tüketerek sağlarken, Y malından 8 birim tüket-
mesi, rasyonel değildir. Fonksiyona göre son 5 birim Y malının marjinal faydası (MU Y), sıfırdır ve fazladan 5 birim Y malı
tüketmek akılcı değildir.
Doğru Yanıt: D seçeneğidir.

45
Pozitif Eğimli EĢ Fayda Eğrisi

Pozitif eğimli bir farksızlık eğrisi durumunda mallardan birisi iyi mal diğeri
ise kötü mal niteliğindedir. Tüketici bir malı tükettiğinde o maldan acı ve
ızdırap duyması durumunda o mal kötü mal, haz alması durumunda ise
iyi mal olarak adlandırılır. Burada bir malın daha ilk birimlerinden itibaren
acı ve ızdırapın ortaya çıkması gerekir. Yoksa, mallar doyum noktasına
ulaĢtıktan sonra da acı ve ızdırap verirler. Burada kastedilen doyum
noktasına ulaĢtıktan sonra değil, malın ilk kullanımından itibaren acı
vermesidir. Grafik 6.15.‟te farksızlık eğrisi pozitif eğimlidir ve tüketici iyi
bir malın tüketimini arttırdığında kendisine zarar veren baĢka bir malın
tüketimini arttırdığı için aynı fayda düzeyinde kalmaktadır. Bu nedenle
böyle bir farksızlık eğrisi durumunda tüketici kesinlikle iki mal
tüketecektir. Baklava ve insülin iyi ve kötü mala birer örnektir.
U = – X + Y Ģeklinde gösterilir. Burada kötü mal olan insülin iğnesi yatay
eksende olduğu için X‟in önüne eksi koyduk. Kötü mal dikey eksende
olsaydı fayda fonksiyonu U = X – Y Ģeklinde olacaktı. Analizimizde her iki
mal da kötü mal olsaydı eĢ-fayda eğrisi negatif eğimli olurken, fayda
fonksiyonu da U = – X – Y Ģeklinde gösterilecekti. Tüketici böyle bir durumda orijine daha yakın farksızlık eğrisini tercih
edecektir. Son olarak tüketici Grafikte “A” noktasında 1 iğne 2 baklava tüketirken, “B” noktasında ise 25 iğne 20 baklava
tüketmektedir. Gördüğünüz gibi “B” noktasındaki mal miktarı “A” noktasındaki mal miktarından fazladır. Ancak, her iki
noktada aynı eĢ-fayda üzerinde olduğu için her iki noktanın da fayda düzeyleri aynıdır. Burada tüketici çok malı
gösteren “B” noktasını az malı gösteren “A” noktasına tercih etmeyeceği için Ordinal Fayda Teorisinin çoğu aza
tercih eder ya da tüketiciler doyumsuzdur ilkesi ihlal edilir. Tercihlerin doymazlığı Ģeklinde tanımlanan bu
varsayımın geçerli olabilmesi için her iki malın da “iyi mal” olması gerekir. Özetle; her iki mal iyi mal ise eĢ fayda eğrisi
negatif eğimliyken, mallardan biri iyi mal diğeri kötü mal ise eĢ fayda eğrisi pozitif eğimlidir. Her iki malın kötü mal olduğu
durumda da eĢ fayda eğrisi negatif eğimli olur.

BÜTÇE (FĠYAT) DOĞRUSU

Ordinal fayda teorisinin analiz araçlarından birisi olan bütçe doğrusu; parasal
Y gelir ve iki malın fiyatı veriyken (tüketicinin iki mal tükettiği varsayımı altında),
tüketicinin satın alabileceği iki malın değiĢik tüm bileĢimlerinin geometrik yerine
denir. Bütçe doğrusunun eğimi malların fiyatları oranı olduğundan bu doğru
fiyat doğrusu olarak da adlandırılır. Bütçe doğrusuyla ilgili;
A D
 Doğru üzerinde tüketici gelirinin tamamını harcar (A ve B noktaları),
 Bütçe doğrusunun solunda ve içindeki noktalarda (C noktası) tüketici tasar-
B ruf yapar,
C
 Bütçe doğrusunun sağında ve dıĢındaki noktalarda (D noktası) ise tüketici-
nin oradaki mal bileĢimini alacak parası ya da bütçesi yoktur.
0 NOT: Ordinal fayda teorisinde tüketicinin tıpkı kardinal fayda teorisinde olduğu
X gibi gelirinin tamamını harcadığı varsayılır ve tüketici bütçe doğrusu üzerindeki
bir noktada yer alır. Bütçe denklemini Ģu Ģekilde gösterebiliriz.
M = Px . X + Py.Y
Bu denklemde M ile gösterilen tüketicinin nominal geliri, P x ve Py malların fiyatları, X ve Y ise tüketilen mal miktar-
larını göstermektedir.
Bütçe doğrusunu çizebilmemiz için bütçe doğrusunun eksenleri kestiği noktalar bilinmelidir. Dikey eksende Y ma-
lının yatay eksende ise X malının olduğu bir grafiksel analizde bütçe doğrusunun eksenleri kestiği noktalar bizlere tüketi-
cinin Hiç X malı tüketmemesi durumunda tüketebileceği maksimum Y malı miktarını ya da hiç Y malı tüketmemesi duru-
munda tüketebileceği X malı miktarını verecektir. Bütçe doğrusunun eksenleri kestiği noktalar, aynı zamanda tüketicinin
reel gelirini gösterir. Bu durumu bütçe denklemini grafiğe aktardığımızda rahatlıkla görebiliriz. Bütçe doğrusu kesinlikle
negatif eğimlidir.

46
M = Px.X + Py.Y
M
X = 0 için Y =  A noktası (Hiç X malı tüketmemesi durumunda),
Py
M
Y = 0 için X =  B noktası (Hiç Y malı tüketmemesi durumunda).
Px

Ġki noktayı birleĢtirdiğimizde elde ettiğimiz doğru bütçe doğrusudur. Hatırlayacak


olursak bütçe doğrusunun eğimi satın alınan malların fiyatları oranına eĢitti. Yani
bütçe doğrusunun eğimi α açısının tanjant değerine eĢittir. Yani;
M
 
 karşı dik kenar   Py 
tan  =    = - Px bulunacaktır.
  tan  =
 komşu dik kenar  M Py
 
 x
P

BÜTÇE DOĞRUSUNUN EKSENLERĠ KESTĠĞĠ NOKTALAR

Yatay eksende X malının dikey eksende ise Y malının bulunduğu bir diyagramda bütçe doğrusunun eksenleri
kestiği noktalar bulunurken, tüketicinin hiç X ve hiç Y malı tüketmediği varsayımı esas alınır. Tüketici gelirinin tamamıyla
M M
hiç X malı tüketmemesi durumunda kadar Y malı ya da hiç Y malı tüketmediği varsayımı altında ise kadar X malı
Py Px
alacaktır. Bu nedenle bütçe doğrusunun eksenleri kestiği noktalar bizlere bir maldan hiç tüketilmemesi durumunda alına-
bilecek maksimum mal miktarlarını gösterecektir. Öte yandan bu noktalar aynı zamanda tüketicinin reel geliri hakkında
da bizlere bilgi verecektir. Burada nominal gelir ile reel gelir arasındaki farkı bilmek bizim açımızdan sorunun çözümünde
kolaylık sağlayacaktır. Örneğin bir iĢe girdiniz. Firmanın size verdiği aylık maaĢ sizin nominal gelirinizdir. Eğer maaĢınızla
10 tane çanta alabiliyorsanız bu sizin reel geliriniz olacaktır. Yani reel gelir alabileceğiniz mal sepetinizdir. Dolayısıyla
reel gelir bulunurken nominal gelir malların fiyatlarına bölünür.
 Nominal Gelir 
Reel Gelir =   Ģeklinde tanımlanacaktır.
 Fiyat 
Bu açıklamalar doğrultusunda bütçe doğrusunun eksenleri kestiği noktalar;
 Tüketicinin o eksendeki maldan alabileceği maksimum mal miktarını,
 Diğer taraftan tüketicinin reel gelirini verecektir. Örneğin tüketicinin cebinde
10 TL bulunsun ve elmanın fiyatı ise 2 TL olsun. Bu durumda tüketici cebindeki parasıyla maksimum 5 kg elma alacak-
tır. Yani 5 kg elma tüketicinin reel geliridir.

BÜTÇE DOĞRUSUNUN EĞĠM VE KONUMUNU ETKĠLEYEN FAKTÖRLER


BÜTÇE DOĞRUSUNUN EĞĠMĠ

Bütçe doğrusu daima negatif eğimlidir. Bütçe kısıtından dolayı bir malın tüketimi artarken diğerinin tüketimi azalmak
zorundadır. Bütçe doğrusu kesinlikle pozitif eğimli olamaz. Bu kaynakların kıt olduğu bir dünyada tüketicilerin sınırsız
mal tüketeceği anlamına gelir ki böyle bir Ģeyin olması mümkün değildir. Peki Bütçe doğrusunun eğimi değiĢebilir mi?
Burada eğimden kasıt bütçe doğrusunun yatıklaĢması (eğimin azalması), dikleĢmesi (eğimin artması) ya da sağa, so-
la paralel olmayan bir Ģekilde kaymasıdır. Bütçe doğrusunun eğimini etkileyen faktörler;
 Malların fiyatlarının farklı oranlarda değiĢmesi,

 Mallardan birinin fiyatı sabitken diğer malın fiyatının değiĢmesi eğimi değiĢtirir.

Y Y Y

0 0 0
X X X
ġekil 1 ġekil 2 ġekil 3

47
Yukarıdaki tabloda Ģekil 1'de eğimi etkileyen faktör malların fiyatlarının farklı oranlarda değiĢmesidir. ġekil 1‟e göre X
malının fiyatı düĢerken Y malının fiyatı ise artıĢ göstermiĢtir. Diğer yandan Ģekil 2‟de Y malının fiyatı sabitken X malının
fiyatı düĢmüĢ ve bütçe doğrusunun eğimi azalmıĢ; Ģekil 3‟te ise X malının fiyatı sabitken Y malının fiyatı düĢmüĢtür ve
bütçe doğrusunun eğimi artmıĢtır. Bu nedenle çalıĢmalarımızı mutlaka eksenleri baz alarak sürdürmeliyiz.

BÜTÇE DOĞRUSUNUN KONUMU

Bütçe doğrusunun konumunu etkileyen iki faktör vardır. Bunlar tüketicinin nominal
geliri ve malların fiyatlarıdır. Eğer tüketicinin nominal geliri artarsa bütçe doğrusu
sağa paralel, nominal geliri azalırsa bütçe doğrusu sola paralel bir Ģekilde kayar.
Öte yandan malların fiyatları aynı oranda artarsa (aynı oranda olmazsa eğim
değiĢir) bütçe doğrusu sola paralel, aynı oranda azalırsa sağa paralel bir Ģekilde
kayar.

ORDĠNAL FAYDA TEORĠSĠNDE TÜKETĠCĠ DENGESĠ

Kardinal fayda teorisinde tüketici dengesi, tüketicinin gelirinin tamamını harcaması durumunda, tüketicinin her bir
mala harcadığı son bir liraların marjinal faydalarının eĢitlendiği noktada sağlanmaktaydı. Bu durum eĢ marjinal fayda
ilkesi ya da Ġkinci Gossen Yasası ile açıklanır. Ancak ordinal fayda teorisinde durum kardinal fayda teorisindeki duruma
göre biraz daha farklıdır. Ordinal fayda teorisinde tüketici dengesi, bir bütçe doğrusuna bir eĢ fayda eğrisinin teğet olduğu
noktada gerçekleĢir.
Yandaki grafikte tüketici 100 TL‟lik bütçesi ile A, B ve C noktalarındaki mal
Y bileĢimlerini satın almaktadır. A ve C noktalarında 100 TL ile 200 birimlik fayda
sağlarken, yine aynı bütçeyle B noktasında bu kez 300 birimlik fayda sağlamak-
tadır. O halde bütçe kısıtı altında faydasını maksimize etmeye çalıĢan tüketici B
A noktasında dengeye gelecektir. Bu grafikte bütçe kısıtı altında fayda maksimi-
zasyonu açıklanmaktadır.
B
Tüketici dengesinin sağlandığı B noktasında gerek bütçe doğrusunun gerekse
U = 300 eĢ fayda eğrisinin eğimleri birbirine eĢittir. Çünkü matematiksel analizde bir
U = 200 eğrinin eğimi eğriye herhangi bir noktasında çizilen teğetinin eğimidir. Bütçe
C
doğrusunun eğimi bulunurken doğrunun yatay eksenle yaptığı açının tanjant
0 100 değeri alınır.
X

M
 
 Py   P MUx 
Eğim = tan  =   =  - x =  = MRS
 M   Py MUy 

 
 Px 

Görüldüğü gibi ordinal fayda teorisinde de tüketici dengesi, kardinal fayda teorisinde elde edilen denklem saye-
sinde sağlanmaktadır.
Bir baĢka denge koĢulu da fayda kısıtı altında harcama minimisazyonudur.
Y Yandaki Ģekilde tüketici dengesi B noktasında gerçekleĢmektedir. Peki, ne-
den A, C ve D noktalarında denge sağlanmamaktadır? Tüketici 200 TL ve
300 TL‟lik bütçesi ile A, B ve C noktalarındaki mal bileĢimlerini satın almakta-
dır. A ve C noktalarında tüketici 300 TL‟lik bütçesi ile 500 birimlik bir fayda
A elde ederken, B noktasında ise 200 TL‟lik bütçeyle aynı faydayı elde etmek-
tedir. Yani tüketici minimum harcama ile maksimum faydayı B noktasında
sağlamaktadır. D noktasında ise tüketici 100 TL‟lik bütçesi ile istenilen fayda-
yı sağlayamadığından bu noktada denge sağlanamamıĢtır.
B
U = 500
D C
0 100 200 300 X
48
KöĢe Dengesi

Farksızlık eğrileri yatay eksene ya da dikey eksene paralel, negatif eğimli bir doğru ve içbükey biçiminde olduklarında
tüketicinin marjinal ikame oranını, malların fiyatları oranına eĢitleyerek hem “X” malından hem de “Y” malından satın
almak suretiyle faydasını maksimize etmesi mümkün olamaz. Bu özel durumlarda tüketici tek bir mal satın almak
suretiyle faydasını maksimize eder ve bu durum köĢe dengesi ya da köĢe çözümü (corner solution) Ģeklinde adlandırılır.
KöĢe dengesi analizi temelinde tüketici dengesi, eĢ fayda eğrisinin bütçe doğrusuna teğet olduğu noktada değil
eksenlerde yani köĢelerde sağlanmaktadır.
A) Mallardan Birinin Faydasız Mal Olması Durumunda Ortaya Çıkan Denge

Grafik 6.24.‟te dikey eksende “Y” malı, yatay eksende ise “X” malı yer
almaktadır. “X” malının bulunduğu eksene paralel olarak çizilen doğrular
farksızlık eğrisi, negatif eğimli çizilen doğru (KL doğrusu) ise bütçe
doğrusudur. Farksızlık eğrisi “Y” malının bulunduğu eksene dik ise burada
“Y” malı faydalı “X” malı ise faydasız (nötr) bir maldır. Çünkü “X” malının
tüketimi artsa da azalsa da toplam fayda düzeyi değiĢmeyecektir. Bütçe
doğrusunun “KL” Ģeklinde çizildiği ve sırasıyla U1, U2 ve U3 Ģeklinde çizilen
farksızlık eğrileri temelinde tüketici dengesi, “C” noktasında sağlanacaktır.
Peki, neden denge “A” ve “B” noktalarında değil de “C” noktasında
sağlanmıĢtır? Tüketici, “KL” bütçe doğrusu üzerinde bulunan “A”, “B” ve “C”
noktalarındaki mal bileĢimlerini alırsa “A” noktasında 500 (U 1 = 500), “B”
noktasında 600 (U2 = 600), “C” noktasında ise 700 (U3 = 700) birimlik fayda
elde etmektedir. Tüketici “A” noktasında X2 kadarlık “X” malı, Y1 kadarlık
“Y” malı, “B” noktasında ise X1 kadarlık “X” malı, Y2 kadarlık “Y” malını
tüketmektedir. Yani tüketici hem “A” hem de “B” noktasında faydalı (Y malı)
ve faydasız malı (X) bir arada tüketmektedir. “C” noktasında ise tüketici
yalnızca Y3 kadarlık “Y” malı yani faydalı malı tüketmiĢtir. “A” ve “B” noktalarında denge sağlanmamasının nedeni,
rasyonel tüketicinin faydasız malı tüketmek istememesidir. Diğer yandan tüketici aynı bütçeyle “C” noktasında daha
yüksek fayda sağlamıĢ ve bütçesinin tamamıyla sadece faydalı mal almıĢ olduğundan denge “C” noktasında
 P 
sağlanmıĢtır. Tüketici “C” noktasında tek mal tükettiğinden MRS‟yi, malların fiyatları oranına eĢitleyemez  MRS X, Y  X  .
 PY 

Grafik 6.25.‟te dikey eksende “Y” malı miktarı yatay eksende ise “X” malı
miktarı yer almaktadır. “X” malının bulunduğu eksene dik olarak çizilen
doğrular farksızlık eğrisi, negatif eğimli çizilen doğru ise bütçe doğrusudur.
Farksızlık eğrisi “X” malının bulunduğu eksene dik ise burada “X” malı
faydalı “Y” malı ise faydasız (nötr) bir maldır. Çünkü “Y” malının tüketimi
artsa da azalsa da toplam fayda düzeyi değiĢmeyecektir. Bütçe
doğrusunun “KL” Ģeklinde çizildiği ve sırasıyla U1, U2 ve U3 Ģeklinde
çizilen farksızlık eğrileri temelinde tüketici dengesi “C” noktasında
sağlanacaktır. Tüketici, “KL” bütçe doğrusu üzerinde bulunan “A”, “B” ve
“C” noktalarındaki mal bileĢimlerini alırsa “A” noktasında 500 (U 1 = 500),
“B” noktasında 600 (U2 = 600), “C” noktasında ise 700 (U3 = 700) birimlik
fayda elde etmektedir. Tüketici “A” noktasında X1 kadarlık “X” malı, Y1
kadarlık “Y” malı, “B” noktasında ise X2 kadarlık “X” malı, Y2 kadarlık “Y”
malı tüketmektedir. Yani tüketici hem “A” hem de “B” noktasında faydalı (X
malı) ve faydasız malı (Y) bir arada tüketmiĢtir. “C” noktasında ise tüketici
yalnızca X3 kadarlık “X” malını yani faydalı malı tüketmiĢtir. “A” ve “B”
noktalarında denge sağlanmamasının nedeni, rasyonel tüketicinin
faydasız malı tüketmek istememesidir. Diğer yandan tüketici aynı bütçeyle “C” noktasında daha yüksek fayda sağlamıĢ
ve bütçesinin tamamıyla faydalı mal almıĢ olduğundan denge “C” noktasında sağlanmıĢtır. Tüketici “C” noktasında tek
 P 
mal tükettiğinden marjinal ikame oranını, malların fiyatları oranına eĢitleyemez  MRS X, Y  X  .
 PY 

49
B) Bağımlılık Yaratan Mal Durumunda Ortaya Çıkan Denge

Bağımlılık yaratan mal durumunda çizilen eĢ fayda eğrisi, orijine göre içbükeydir.
Grafik 6.26.‟da her iki Ģekilde de dikey eksende “Y” malı miktarı yatay eksende ise “X” malı miktarı yer almaktadır. Bütçe
doğrusunun “KL” Ģeklinde çizildiği ve sırasıyla U 1 ve U2 Ģeklinde çizilen farksızlık eğrileri temelinde tüketici dengesi “C”
noktasında sağlanır. Tüketici, koyu olarak çizilen bütçe doğrusu üzerinde bulunan “B” ve “C” noktalarındaki mal
bileĢimlerini alırsa “B” noktasında 500 (U1 = 500), “C” noktasında ise 600 (U2 = 600) birimlik fayda elde etmektedir.
Tüketici “B” noktasında X1 kadarlık “X” malı, Y1 kadarlık “Y” malı, “C” noktasında ise Grafik 6.26‟da soldaki grafikte “X”
malı bağımlılık yaratan mal olduğu için yalnızca X2 kadarlık “X” malı, sağdaki grafikte ise “Y” malı bağımlılık yaratan mal
varsayıldığı için yalnızca Y2 kadarlık “Y” malı tüketmektedir. Farksızlık eğrisinin içbükey olduğu bir durumda artan MRS
olduğunu daha önce analiz etmiĢtik. Soldaki Ģekilde “X” tüketimi arttıkça “Y” malından vazgeçilen miktar her seferinde
giderek artarken, sağdaki Ģekilde “Y” malı tüketimi arttıkça artan MRS‟den dolayı “X” malından vazgeçilen miktar giderek
artacaktır.

Grafik 6.26. Bağımlılık Yaratan Mal Durumunda Köşe Dengesi

Grafik 6.26.‟da her iki Ģekilde de tüketici dengesi, farksızlık eğrisinin bütçe doğrusuna teğet olduğu “B” noktasında
gerçekleĢmeyecektir. Çünkü tüketici aynı bütçe ile “C” noktasında daha fazla bir fayda elde etmektedir. Yani tüketici için
soldaki Ģekilde “X” malı, sağdaki Ģekilde ise “Y” malı bağımlılık yaratan bir mal haline gelmiĢtir. Bağımlılık yaratan mal
durumunda tüketici kesinlikle tek mal tüketeceğinden marjinal ikame oranını, malların fiyatları oranına eĢitleyemeyecektir
 PX 
 MRS X, Y  .
 PY 

C) Tam Ġkame Mallar Durumunda Ortaya Çıkan Denge

Matematiksel gösterimi U = aX + bY Ģeklinde olan fayda fonksiyonu


doğrusal fayda fonksiyonudur. Doğrusal fayda fonksiyonunda farksızlık
eğrileri, negatif eğimli bir doğru ve eksenleri keserken mallar ise tam
ikamedir. Tam ikame mallar durumunda tüketici mallardan yalnızca birini
ya da her iki malı da tüketebilir. Bu durumu belirleyen Ģey, marjinal ikame
oranı ile malların fiyatları oranı (bütçe doğrusunun eğimi) arasındaki
iliĢkidir. Eğer marjinal ikame oranı malların fiyatları oranından büyükse ya
da küçükse tüketici tek mal tüketirken, eĢit olursa tüketici birden fazla mal
tüketebilecektir.
Grafik 6.27.‟de MRS‟nin, malların fiyatları oranından büyük olduğu bir
 PX 
durumda köĢe dengesi çizilmiĢtir. Eğer  MRS X, Y   ise eĢ fayda
 PY 
eğrisinin eğimi bütçe doğrusunun eğiminden büyük olacaktır. Grafik
6.27.‟de U1, U2 ve U3 Ģeklinde üç adet farksızlık eğrisi ve BC doğrusuyla
gösterilen tek bir bütçe doğrusu çizilmiĢtir. Bu durumda tüketici dengesi
“C” noktasında sağlanacaktır. Çünkü tüketici bütçesinin tamamıyla B
noktasında 500 birimlik fayda elde ederken, “C” noktasında ise 700 birimlik
fayda elde etmektedir. Bu durumda tüketici bütçesinin tamamını “X”
malına harcayacaktır. Yani hiç “Y” malı tüketmeyecektir. Bu ise bize tek mallı tüketimi gösteren bir köĢe dengesini
verecektir. Doğal olarak tüketici tek mal tükettiği için marjinal ikame oranını, malların fiyatları oranına eĢitleyemeyecektir
 PX 
 MRS X, Y  .
 PY 

50
Grafik 6.28.‟de MRS‟nin, malların fiyatları oranından küçük olduğu bir
 P 
durumda köĢe dengesi çizilmiĢtir. Eğer  MRS X, Y  X  ise eĢ fayda
 PY 

eğrisinin eğimi bütçe doğrusunun eğiminden küçük olacaktır.


Grafik 6.28.‟de U1, U2 ve U3 Ģeklinde üç adet farksızlık eğrisi ve BC
doğrusuyla gösterilen tek bir bütçe doğrusu çizilmiĢtir. Bu durumda tüketici
dengesi “C” noktasında sağlanacaktır. Çünkü tüketici bütçesinin tamamıyla
“B” noktasında 500 birimlik fayda elde ederken, “C” noktasında ise 700
birimlik fayda elde etmektedir. Bu durumda tüketici, bütçesinin tamamını
“Y” malına harcayacaktır. Yani hiç “X” malı tüketmeyecektir. Bu ise bize tek
mallı tüketimi gösteren bir köĢe dengesini verecektir. Doğal olarak tüketici
tek mal tükettiği için marjinal ikame oranını, malların fiyatları oranına
 P 
eĢitleyemeyecektir  MRS X, Y  X  .
 PY 

Grafik 6.29.‟da MRS‟nin, malların fiyatları oranına eĢit olduğu bir durumda
 P 
köĢe dengesi çizilmiĢtir. Eğer  MRS X, Y  X  ise eĢ fayda eğrisinin eğimi
 PY 

ile bütçe doğrusunun eğimi birbirine eĢittir. Bu durumda


Grafik 6.29.‟da tüketici dengesi “A”, “B”, “C”, “D” ve “E” noktaları gibi birden
fazla noktada sağlanacaktır. Yani tüketici her iki maldan da
tüketebilecektir. O halde eĢ fayda eğrisinin eğimiyle, bütçe doğrusunun
eğimi birbirine eĢit ise (eĢ fayda eğrisi ve bütçe doğrusu üst üste çakıĢıksa)
tüketici açısından çoklu denge ya da birden fazla denge durumu söz
konusudur. ĠĢte bu durumda tüketici hangi mal ucuz ise o malı tüketmeyi
tercih edecektir. Eğer “X” malı “Y” malından ucuzsa grafikte denge “E”
noktasında, “Y” malı “X” malından ucuzsa denge “A” noktasında ve
malların fiyatı eĢitse tüketici köĢe noktaları da dahil grafikteki herhangi bir
noktada bulunabilir. Burada kesin ifadelerden kaçınmak gerekir.

ÖRNEK: Fayda fonksiyonu U = 4X + 8Y Ģeklinde olan bir tüketici X malını 16, Y malını ise 24 TL‟den satın almak-
tadır. Bu tüketicinin bütçesi 480 TL olduğuna göre rasyonel davrandığında elde edeceği toplam fayda kaç birim-
dir?
A) 40 B) 80 C) 160 D) 240 E) 320

YANIT:
Fayda fonksiyonu U = 4X + 8Y Ģeklinde
olduğundan fayda fonksiyonu, doğrusal ve
“X” ve “Y” malları ise tam ikame mallardır.
Mallar tam ikame olduğundan farksızlık
eğrisi negatif eğimli bir doğru Ģeklindedir.
Kayıtsızlık eğrisinin eğimi;

Bütçe doğrusunun eğimi ise

Yani bütçe doğrusunun eğimi, farksızlık eğrisinin eğiminden büyüktür. Bu durumu anlatan grafiksel analiz yukarıda çizil-
miĢtir. Tüketici dengesi hem bütçe doğrusunun hem de farksızlık eğrisinin dikey ekseni kestiği nokta olan “C” noktasında
sağlanmıĢtır. Çünkü C noktasında tüketici mevcut bütçesiyle daha fazla bir fayda düzeyine ulaĢmıĢtır. Tüketici böyle bir
durumda parasının tamamı ile Y malı alacaktır. 480 TL‟lik gelirle satın alabileceği maksimum Y malı miktarı

51
M 480
Y   20 birimdir. Bu değeri fayda fonksiyonunda yerine yazarsak tüketicinin elde ettiği toplam fayda;
PY 24
U = 4X + 8Y  U = 4(0) + 8(20) = 160 bulunur.

M 480
Eğer tüketici parasının tamamıyla Y malına göre daha ucuz olan X malını tüketseydi, X malından X    30 bi-
Px 16
rim alacaktı. 30 birimlik X malı tüketilmesi durumunda elde edilen toplam fayda U = 4X + 8Y  U = 4(30) + 8(0) = 120
bulunacaktı. Yani X malı Y malına göre daha ucuz olmasına rağmen X malından elde edilen toplam fayda (120), Y malı-
na (160) göre daha düĢüktür. O halde tam ikame mallarda her zaman ucuz olan mal tüketilmemektedir.
Doğru Yanıt: C seçeneğidir.

ORDĠNAL FAYDA TEORĠSĠNDE TÜKETĠCĠ DENGESĠNĠN DEĞĠġMESĠ

Tüketici dengesini değiĢtiren üç faktör vardır: Tüketicinin veri geliri, malların fiyatları ve tüketicinin zevk ve
tercihleri. Bunlar değiĢtiğinde tüketici dengesi de değiĢir. AĢağıda üç durumu görebiliriz;
 Tüketicinin gelirinin değiĢmesi (Gelir – tüketim eğrisi),
 Malların fiyatlarının değiĢmesi (Fiyat – tüketim eğrisi),
 Tüketicinin tercihlerinin değiĢmesi.

TÜKETĠCĠ GELĠRĠNĠN DEĞĠġMESĠ VE GELĠR TÜKETĠM EĞRĠSĠ

X ve Y malı tüketen bir tüketici için malların fiyatları, tüketicinin zevk


ve tercihleri veriyken tüketicinin geliri artarsa bütçe doğrusu sağa paralel bir
Ģekilde kayar. Her yeni bütçe doğrusuna bir eĢ fayda eğrisi teğet olur (yeni
bir tüketim kalıbı). Teğet noktaların birleĢtirilmesiyle elde edilen eğriye gelir
tüketim eğrisi adı verilir.
Gelir tüketim eğrisi yardımıyla engel eğrisi türetilir. Gelir-tüketim eğ-
risi gelir ile iki mal arasındaki iliĢkiyi verirken, engel eğrisi ise gelir ile tek
mal arasındaki iliĢkiyi verir.
Yandaki Ģekilde tüketici baĢlangıçta A noktasında dengededir. Tüketicinin
geliri arttıkça bütçe doğrusu sağa paralel bir Ģekilde kaymıĢ ve tüketici
sırasıyla B ve C noktalarında dengeye gelmiĢtir. Bu noktaların birleĢtirilmesi
bize gelir tüketim eğrisini verecektir. Engel eğrisi gelir ile tek mal arasındaki
iliĢkiyi gösterdiğinden grafiksel analizdeki A, B ve C noktalarındaki X malı-
nın tüketimini aĢağıya doğru taĢıyalım. Tüketicinin geliri baĢlangıçta M1 iken
X1 kadar, M2 iken X2 kadar, M3 iken ise X3 kadar X malı tüketmektedir. Bu
noktaların birleĢtirilmesiyle elde edilen eğriye engel eğrisi adı verilir. Engel
eğrisi ise gelir tüketim eğrisinin aksine orijinden baĢlayabilir. Çünkü tüketici
hiç X malı tüketmeyebilir gelirini Y malına harcayabilir. Diğer taraftan engel
eğrisinin orijinden baĢlaması durumda talebin gelir esnekliğinin bire eĢit
olduğu da akıllardan çıkarılmamalıdır.

52
ENGEL EĞRĠSĠ

53
54
ÇEġĠTLĠ GELĠR TÜKETĠM EĞRĠLERĠ

ÇEġĠTLĠ DURUMLARDA GELĠR – TÜKETĠM EĞRĠLERĠ


POZĠTĠF EĞĠMLĠ GELĠR TÜKETĠM NEGATĠF EĞĠMLĠ GELĠR TÜKETĠM NEGATĠF EĞĠMLĠ GELĠR TÜKETĠM
EĞRĠSĠ EĞRĠSĠ EĞRĠSĠ
Y Y Y
G.T.E

Y3 C

G.T.E
C
Y3
Y2 B
Y2 B Y1 A
Y2 B
A Y3 C
Y1 G.T.E
Y1 A
0 X1 X2 X3 0 X1 X2 X3 0
X X X3 X2 X1 X

 Gelir arttıkça bütçe doğruları sağa  ġekle göre; M arttıkça X malının  ġekle göre; M arttıkça Y malının
paralel bir Ģekilde kayar. Bu du- tüketimi artarken, Y malının tüke- tüketimi artarken, X malının tüke-
rumda Ģekle göre; M arttıkça hem timi ise azalmıĢtır. Bu durumda X timi ise azalmıĢtır. Bu durumda Y
X malının hem de Y malının tüke- malı normal bir mal iken, Y malı malı normal bir mal iken, X malı
timi artmıĢtır. O halde pozitif eğim- ise düĢük bir maldır. O halde ne- ise düĢük bir maldır. O halde ne-
li bir gelir tüketim eğrisi varsa her gatif eğimli bir gelir tüketim eğrisi gatif eğimli bir gelir tüketim eğrisi
iki malda normal maldır, var ise mallardan birisi normal var ise mallardan birisi normal
 Hem X hem de Y malının engel mal, diğeri ise düĢük maldır, mal, diğeri ise düĢük maldır,
eğrileri pozitif eğimli aynı zaman-  X malı normal mal olduğundan  Y malı normal mal olduğundan
da bu malların talebin gelir esnek- engel eğrisi pozitif, talebin gelir engel eğrisi pozitif, talebin gelir
liği de sıfırdan büyüktür. esnekliği ise sıfırdan büyüktür. Y esnekliği ise sıfırdan büyüktür. X
malının engel eğrisi ise negatif malının engel eğrisi ise negatif
eğimli, talebin gelir esnekliği ise eğimli, talebin gelir esnekliği ise
sıfırdan küçüktür. sıfırdan küçüktür.
POZĠTĠF EĞĠMLĠ VE X POZĠTĠF EĞĠMLĠ VE Y YATAY EKSENE PARALEL GELĠR
EKSENĠNE BÜKÜLEN EKSENĠNE BÜKÜLEN TÜKETĠM EĞRĠSĠ
GELĠR TÜKETĠM EĞRĠSĠ GELĠR TÜKETĠM EĞRĠSĠ
Y
Y Y

G.T.E
G.T.E

Y3 C Y3
C
Y2 B G.T.E
Y2 Y A B C
Y1 A Y1 B
A 0 X1 X2 X3 X
0 X1 X2 X3 0 X1 X2 X3
X X
 Yatay eksene paralel bir gelir tüketim
 Pozitif eğimli ve X eksenine bükülen  Pozitif eğimli ve Y eksenine bükülen eğrisi var ise; M arttıkça Y malının tü-
bir gelir tüketim eğrisi var ise; M arttık- bir gelir tüketim eğrisi var ise; M arttık- ketimi değiĢmezken X malının tüketimi
ça hem X malının hem de Y malının ça hem X malının hem de Y malının ise artmaktadır. Bu nedenle X malı
tüketimi artmaktadır. Bu nedenle her tüketimi artmaktadır. Bu nedenle her normal bir maldır. Talebin gelir esnek-
iki malda normal maldır. Ancak gelir iki malda normal maldır. Ancak gelir liği ise sıfırdan büyüktür. Engel eğrisi
artıĢına X malının verdiği tepki daha pozitif eğimlidir,
artıĢına Y malının verdiği tepki daha
 Y malının talebin gelir esnekliği sıfırdır.
fazla olduğundan X malı aynı zamanda fazla olduğundan Y malı aynı zaman- Bu mala zorunlu mal diyebiliriz. Y ma-
lüks bir maldır. Y malı ise gelir artıĢına da lüks bir maldır. X malı ise gelir artı- lının engel eğrisi gelir eksenine para-
daha az tepki verdiğinden Y malı aynı Ģına daha az tepki verdiğinden X malı leldir.
zamanda zorunlu bir maldır, aynı zamanda zorunlu bir maldır,
 X malının engel eğrisi pozitif eğimli ve  Y malının engel eğrisi pozitif eğimli ve
miktar eksenine bükülürken, eğriye çi- miktar eksenine bükülürken eğriye çizi-
zilen teğet gelir eksenini keser, len teğet gelir eksenini keser,
 Y malının engel eğrisi pozitif eğimli ve  X malının engel eğrisi pozitif eğimli ve
gelir eksenine bükülürken, eğriye çizi- gelir eksenine bükülürken, eğriye çizilen
len teğet miktar eksenini kesecektir. teğet miktar eksenini kesecektir.

55
FĠYATLARIN DEĞĠġMESĠ VE FĠYAT TÜKETĠM EĞRĠSĠ

Ordinal fayda teorisinde tüketici dengesi incelenirken gelir tüketim eğrisi yanında fiyat tüketim eğrisinden de yarar-
lanılır. Fiyat tüketim eğrisi (F.T.E.), tüketicinin geliri, zevk ve tercihleri ve mallardan birinin fiyatı veriyken, diğer malın
fiyatında meydana gelen değiĢimler sonucu yeni denge noktalarının birleĢtirilmesiyle elde edilen eğridir. Öte yandan fiyat
tüketim eğrisinden bireysel talep eğrisi türetilmektedir. Bireysel talep eğrisi ise tüketicinin tercihleri, geliri ve diğer malların
fiyatları veriyken, herhangi bir malda çeĢitli fiyat düzeylerinde satın alınmak istenen mal miktarını göstermektedir.
Yandaki grafiksel diyagramda dikey eksende Y malı yatay eksende ise X
malı bulunmaktadır. BaĢlangıçta tüketici KL bütçe doğrusu üzerinde A
noktasında dengededir. Tüketicinin geliri, zevk ve tercihleri, Y malının fiyatı
sabitken X malının fiyatı düĢer ise bütçe doğrusu sağa paralel olmayan bir
I I
Ģekilde kayarak KL halini alacaktır. OluĢan KL bütçe doğrusuna bir eĢ
fayda eğrisi teğet olarak yeni denge B noktasında sağlanmıĢtır. Teğet nok-
taların birleĢtirilmesiyle elde edilen eğriye fiyat tüketim eğrisi adı verilir.
Grafiksel analizde A noktasında yer alan X1 birimlik tüketimi ve B noktasın-
da yer alan X2 birimlik tüketimi alttaki diyagrama aktardığımızda çeĢitli fiyat
düzeylerinden satın alınmak istenen X malı miktarlarını veren eğriyi yani
bireysel talep eğrisini elde ederiz. Fiyat düzeyi P x1 iken 0X1 kadar, fiyat Px2
düzeyinde iken 0X2 kadar bir tüketim gerçekleĢmektedir. Bu noktaların
birleĢtirilmesiyle elde edilen eğriye bireysel talep eğrisi ya da ferdi talep
eğrisi adı verilir.
Diğer taraftan fiyat tüketim eğrisi dikey eksenden baĢlar (K noktası).
Bu durumda tüketici yalnızca Y malı tüketmektedir. Bunun nedeni X malı-
nın fiyatının tüketicinin ödemeye razı olduğu en yüksek seviyeye ulaĢmıĢ
olmasıdır. Bu açıklamalar ıĢığında fiyat tüketim eğrisinden ferdi ya da bi-
reysel talep eğrisi türetilecektir. Diğer yandan esneklik değeri ile fiyat tüke-
tim eğrisinin Ģekli sınavlar açısından bu konuyla ilgili önem arz eden bir
diğer husustur. Bunu aĢağıdaki tabloda özet halinde görmek mümkündür.

FĠYAT TÜKETĠM EĞRĠSĠ VE ESNEKLĠK ĠLĠġKĠSĠ

 Fiyat tüketim eğrisi pozitif eğimli ise esneklik birden küçüktür,


 Fiyat tüketim eğrisi negatif eğimli ise esneklik birden büyüktür,
 Fiyat tüketim eğrisi yatay eksene paralel ise esneklik birdir,
 Fiyat tüketim eğrisi yatay eksene dik ya da dikey eksene paralel ise esneklik sıfırdır.
NOT: Talebin fiyat esnekliği sonsuz değer aldığı zaman, fiyat tüketim eğrisi çizilemez. Çünkü fiyat değiĢimi karĢısında
sonsuz bir miktar değiĢimi olacağından denge noktası ortaya çıkmaz ve fiyat tüketim eğrisi de çizilemez. Bu tür soru-
larda en çok yapılan hata, fiyat tüketim eğrisi yatay eksene paralelken esnekliğin değeri ile ilgilidir. Bu durumda es-
neklik birdir, sonsuz değildir.

6.4.6.5. TÜKETĠCĠNĠN ZEVK VE TERCĠHLERĠNĠN DEĞĠġMESĠ

Ordinal fayda teorisinde tüketici dengesi, tüketiciye ait zevk ve tercihlerin değiĢ-
X mesi durumunda da değiĢmektedir. Eğer tüketicinin zevk ve tercihleri hangi mal
lehine bir değiĢme göstermiĢ ise bütçe doğrusu üzerinde yer alan kayıtsızlık
eğrisi o malın bulunduğu eksene doğru topyekûn kayma gösterir. Örneğin X
B
malının dikey eksende Y malının ise yatay eksende gösterildiği bir diyagramda
tüketicinin zevk ve tercihleri X malı lehine değiĢme gösterir ise eĢ fayda eğrisi
bütçe doğrusu üzerinde X eksenine doğru kayacak ve yeni denge B noktasında
A oluĢacaktır.

0
Y

56
GELĠR VE ĠKAME ETKĠLERĠ

Bir malın fiyatında meydana gelen değiĢmeyi gelir ve ikame etkisi olmak üzere iki kısma ayırmak mümkündür.
Ġkame etkisi, malın fiyatında meydana gelen bir düĢme sonucunda o malın diğer mallara göre nispi ya da göreli olarak
ucuzlaması durumunda tüketicinin o malı talep etmesidir. Örneğin her hafta pazara giden birisi için elmanın fiyatının,
armut ve portakala göre nispi olarak ucuzlaması sonucunda tüketicinin elma talep etmesi ikame etkisini ifade etmektedir.
Ġkame etkisinden dolayı malın cinsi ne olursa olsun malın tüketimi her zaman, her yerde daima artacaktır. Gelir etkisin-
de ise bir malın fiyatı düĢtüğü zaman o tüketicinin cebinde ekstra para kalır. Sanki geliri artmıĢ gibi olur. Burada artan
gelir nominal anlamda değil reel anlamdadır. Reel gelirde meydana gelen bir değiĢme sonucunda talep edilen miktarda
ortaya çıkan değiĢme gelir etkisi olarak açıklanır. Gelir etkisinden dolayı her zaman, her mal için malın tüketimi daima
artar demek doğru olmayacaktır. Çünkü gelir etkisi malın cinsine göre değiĢecektir. Eğer mal normal (üstün) mal duru-
munda ise talep edilen miktar artacak, düĢük mal durumunda ise talep edilen miktar azalacaktır. Bu nedenle soruda
malın cinsi belirtilmedikçe gelir etkisi belirsiz olacaktır. Toplam etki ya da fiyat etkisi ise ikame etkisi ile gelir etkisinin
toplamından oluĢur.

Bir malın fiyatı düĢtüğü zaman ikame ve gelir etkilerini ayrıĢtırdığımız zaman üç durumla karĢı karĢıya
kalabiliriz;
1) P ↓ → M ↑ (gelir etkisi-reel gelir artar) → X ↑ (üstün mal); + X ↑ (ikame etkisi) sonuçta X‟in talebi hem ikame hem de
gelir etkisi dolayısıyla artar. Bu nedenle X malına normal mal deriz.

2) P ↓ → M (gelir etkisi-reel gelir artar) → X ↓ (düĢük mal) + X ↑ (ikame etkisi) sonuçta X‟in talebi artarsa X malına
normal mal deriz. Malın talebi ikame etkisi dolayısıyla artarken gelir etkisi dolayısıyla düĢer. Çünkü burada malın düĢük
mal olduğunu varsayıyoruz. Bu nedenle X malına normal mal deriz. Burada ikame etkisi gelir etkisinden büyüktür.
3) P ↓ → M (gelir etkisi-reel gelir artar) → X ↓ (düĢük mal) + X ↑ (ikame etkisi) sonuçta X‟in talebi düĢer ise X malına
giffen mal deriz. Burada gelir etkisi ikame etkisinden büyüktür. Tüm giffen mallar, düĢük mallardır. Ancak tüm
düĢük mallar giffen mal değildir.
Ġkame ve gelir etkilerinin iĢareti normal ve düĢük mallara göre farklı olmaktadır; Ġkame etkisi, hem normal hem de
düĢük mallar için daima negatif iĢaretlidir. Yani, malın fiyatı düĢünce talep edilen miktar, bu etki nedeniyle mutlaka
artmaktadır. Gelir etkisi ise, normal mallar için yine negatif iĢaretli iken düĢük mallar için pozitif iĢaretlidir.

 X malı normal mal ise fiyat düĢtüğünde talep edilen miktar mutlaka artar.
 X malı düĢük mal ise fiyat düĢtüğünde talep edilen miktarın artıp artmayacağı, söz konusu malın Giffen malı olup
olmadığına bağlıdır.
Giffen malı dıĢında kalan tüm düĢük mallarda gelir etkisi ikame etkisinden küçüktür. Bu nedenle malın fiyatı
düĢünce talep edilen miktar artmaktadır. Giffen mallarda ise gelir etkisi ikame etkisinden büyüktür. Bu durumda malın
fiyatı düĢse bile talep edilen miktar düĢmektedir. Normal talep yasasına ters düĢen bu duruma Giffen Paradoksu denir.
Giffen paradoksunun ortaya çıkmasının nedeni, bu tür malların tüketici bütçesindeki payının büyük olmasıdır. Gelir
ve ikame etkileri aĢağıdaki tabloda görülmektedir.

Toplam Etki
PX ↓ Ġkame Etkisi (1) Gelir Etkisi (2)
[(1) +(2)]

Normal Mallar ( - ) qx ↑ ( - ) qx ↑ ( - ) qx ↑

DüĢük Mallar ( - ) qx ↑ ( + ) qx ↓ ( - ) qx ↑

Giffen Mallar ( - ) qx ↑ ( + ) qx ↓ ( + ) qx ↓

Gelir etkisi ikame etkisinden büyükse, yani söz konusu mal Giffen malı ise talep eğrisi pozitif eğimlidir. O halde
talep eğrisinin pozitif eğimli olabilmesi için, o malın hem düĢük mal hem de gelir etkisinin ikame etkisinden büyük olması
gerekir.

57
1. M, Z, Py 2. M, Z, Py 3. M, Z, Py

 Tüketicinin nominal geliri (M), zevk ve  Tüketicinin nominal geliri (M), zevk ve  Tüketicinin nominal geliri (M), zevk ve
tercihleri (Z) ve Y malının fiyatı (Py) sa- tercihleri ve Y malının fiyatı (Py) sabit- tercihleri ve Y malının fiyatı (Py) sabit-
bitken sadece X malının fiyatı (Px) dü- ken sadece X malının fiyatı (Px) düĢerse ken sadece X malının fiyatı (Px) düĢerse
Ģerse iki etki ortaya çıkar. Ġkame (Ġ.E) ve iki etki ortaya çıkar. Ġkame (Ġ.E) ve gelir iki etki ortaya çıkar. Ġkame (Ġ.E) ve gelir
gelir (G.E) etkisi. (G.E) etkisi. (G.E) etkisi.

 Ġkame etkisinden dolayı Q daima artar.  Ġkame etkisinden dolayı Q daima artar.  Ġkame etkisinden dolayı Q daima artar.

 Gelir etkisinde ise fiyat düĢmesi sonucu  Gelir etkisinde ise fiyat düĢmesi sonucu  Gelir etkisinde ise fiyat düĢmesi sonucu
reel gelir (m) artar ve mal üstün malsa reel gelir (m) artar ve mal düĢük malsa reel gelir (m) artar ve mal düĢük malsa
talep artar. talep düĢer. talep düĢer.

 Ġ.E ve G.E aynı yöndedir ve Ġ.E ile G.E  Ġ.E ve G.E zıt yöndedir ve Ġ.E negatif,  Ġ.E ve G.E zıt yöndedir ve Ġ.E negatif,
negatiftir. G.E pozitiftir. G.E pozitiftir.

 Toplam etki artar ve negatiftir. Mal  T.E artıyorsa; T.E negatiftir ve mal  T.E azalıyorsa, T.E pozitiftir ve mal
toplam etki itibari ile normal maldır. normal maldır. Bunun olması için Ġ.E > Giffen'dir. Bunun olması için G.E > Ġ.E
G.E olmalıdır. olmalıdır.

 T.E. > Ġ.E'dir.  Ġ.E > T.E'dir.  Marshall talep doğrusu pozitif eğimlidir.
 Marshall talep doğrusu negatiftir.  Marshall talep doğrusu negatiftir.  Telafi edilmiĢ talep doğrusu negatiftir.
 Telafi edilmiĢ talep doğrusu negatiftir.  Telafi edilmiĢ talep doğrusu negatiftir.

MARSHALLGĠL VE HĠCKSGĠL-SLUTSKYGĠL TALEP EĞRĠLERĠ

ALIġILMIġ TALEP EĞRĠSĠ TELAFĠ YA DA TANZĠM EDĠLMĠġ TALEP EĞRĠSĠ

P P

0
D Q 0
Dc Q

 Yalnızca toplam etkiyi gösterir,  Yalnızca ikame etkisini gösterir,


 Marshall‟a aittir,  Hicks ve Slutsky‟e aittir,
 Marshallgil talep eğrisi ya da bayağı (düzeltilmemiĢ) c  Hicksgil, Slutskygil (düzeltilmiĢ) talep eğrisi olarak da
talep eğrisi olarak da adlandırılır, adlandırılır,
 Daima negatif eğimli değildir. Ġstisnası vardır. Giffen  Daima negatif eğimlidir. Ġstisnası yoktur.
mallarda pozitif eğimlidir.

58
BÖLÜM – VII
ÜRETĠCĠ TEORĠSĠ
GĠRĠġ

Üretici kuramında, kârını maksimum yapmak isteyen üreticinin davranıĢları incelenir. Üreticinin bunu yapabilmesi
için öncelikle bir üretim yapması gerekir. Üretim sürecinde firma belirli bir üretim fonksiyonuna göre hareket etmektedir.
Ayrıca üreticinin belirli maliyetleri de üstlenmesi kaçınılmazdır. Böylece üretici kâr maksimizasyon sürecinde bir üretim ve
maliyet fonksiyonu çerçevesinde piyasaya mal arz etmekte ve bunların satıĢıyla kârlarını realize etmektedir. Üretici
dengesi incelenirken firmanın öncelikle üretim fonksiyonu kısa ve uzun dönem olarak ele alınacaktır (çok kısa dönemde
değiĢen hiçbir Ģey olmadığı için analize dahil edilmez). Üretim fonksiyonu bir firmanın fiziksel iliĢkilerini yani verim ya da
getirisini inceler. Daha sonra modele parasal iliĢkileri yani maliyet fonksiyonunu kısa ve uzun dönem olarak dahil
edeceğiz. Burada unutulmaması gereken nokta bir firmanın fiziksel iliĢkileri ile parasal iliĢkilerinin ters yönde çalıĢıyor
olmasıdır. Yani bir firma ne kadar verimli ise maliyetleri o kadar düĢüktür. Ġster üretim ister maliyet fonksiyonu olsun kısa
dönemde firma üzerinde Azalan Verimler Yasası, uzun dönemde ise ölçek ekonomisi etkilidir.

KISA DÖNEM ÜRETĠM FONKSĠYONU

Kısa dönem üretim fonksiyonu, faktörlerden en az birinin sabit, değiĢken faktörün ise değiĢtirilebildiği dönemdir.
Kısa dönem analizi yapılırken sermaye (K) faktörü sabit faktör olarak kabul edilirken, emek (L) faktörü ise değiĢken faktör
olarak kabul edilir. Kısa dönemde değiĢken faktör arttırıldıkça üretim önce artarak artar, daha sonra azalarak artar, mak-
simum olur ve mutlak olarak azalmaya baĢlar. Bunun temel sebebi ise Azalan Verimler Yasası'dır. Bu yasaya ayağa
dolaĢma etkisi de denir. Bu kavram Ġngiliz iktisatçı D. Ricardo tarafından ortaya atılmıĢtır. Yalnızca kısa dönemde geçer-
lidir.

Azalan verimler yasasını bir örnekle açıklayalım. Örneğin X iĢletmesinin mutfağında 3 bayan aĢçı çalıĢsın. ĠĢlet-
meye yüksek miktarda sipariĢ gelmeye baĢlamıĢ ve durumda iĢletme sahibi mutfağına 3 bayan iĢçi daha almıĢtır. Firma-
da değiĢken faktör olan iĢçi artığından üretim önce artarak artacağından mutfaktaki yemek miktarı bir anda 6‟dan 15‟e
çıkmıĢtır. ĠĢletmeye gelen sipariĢlerde yine bir artıĢ gözlemlenmiĢ ve iĢletme mutfağına 2 bayan daha almıĢtır. Bu kez
üretim artarak değil azalarak artacaktır. Yani mutfakta artık ekstra yemekler piĢmeyecek yalnızca yemeğin yanında meze
türü Ģeyler üretilmeye baĢlayacaktır. Firma üretimini arttırmaya devam etmiĢ ve mutfağa 1 bayan daha almıĢtır. Son
bayanı aldığında ise toplam üretim artık maksimum seviyeye ulaĢmıĢtır. Üretim maksimum seviyeye ulaĢtığında eğer
iĢletme hala iĢçi almaya devam ederse artık üretim mutlak suretle azalmaya baĢlayacaktır. Çünkü yemek piĢirmek yerine
artık mutfakta sohbetler baĢlayacak, üretim aksayacak, bu durum da diğer iĢçileri etkileyerek üretimi düĢürecektir. Azalan
verimler yasasının ortaya çıkmasının sebebi, firmada sermayenin sabit kalmasıdır.
Üretim teorisinde kısa dönem analizinde üç önemli kavram söz konusudur.
Bunlar;

1. Toplam fiziki ürün ya da bir faktörün toplam verimliliği (TPL veya TPPL): Belirli bir zaman diliminde değiĢir
faktörün kullanılması sonucunda elde edilen ürün miktarıdır. Örneğin Ostim‟deki firmanın üretmiĢ olduğu 1000 adet
ayakkabı firmanın toplam fiziki ürünüdür.
2. Ortalama fiziki ürün ya da bir faktörün ortalama verimliliği (APL veya APPL): ĠĢgücü baĢına üretimi ifade eder.
Toplam ürünün iĢgücüne bölünmesiyle elde edilir. Örneğin ayakkabı üretiminde çalıĢan 2 iĢçi varsa bir iĢçi 3 adet
 TPPL  8
diğer iĢçi 5 adet üretmiĢ ise toplam ürün 8 adettir (3 + 5 = 8). Ortalama ürün ise APPL =   = = 4 bulunur.
 L  2

3. Marjinal fiziki ürün ya da bir faktörün marjinal fiziki verimliliği (MP L veya MPPL): DeğiĢir faktörün kullanımında
meydana gelen değiĢmenin toplam üründe yaptığı değiĢimdir. Son iĢçinin ürünüdür. Örneğin bir firmada 5 kiĢi ça-
lıĢsın. Firma iĢçi sayısını 5‟ten 6‟ya çıkardığında üretim 15‟ten 24‟e çıkıyor ise marjinal fiziki ürün (24 – 15 = 9) 9 bi-
rimdir. Yani son iĢçinin üretimi 9 birimdir.

 ΔTPPL   dTPPL 
MPPL =   ya da MPPL =   toplam ürünün L‟ye göre birinci türevi alınır.
 ΔL   dL 

59
ÖRNEK: Q = ‒ L3 + 6L2 + 45L biçimindeki üretim fonksiyonunda kaç adet emek kullanıldığında emeğin ortalama fiziki
ürünü ile marjinal fiziki ürünü birbirine eĢit olur?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
YANIT: Üretim fonksiyonu emeğe bağlı olduğundan; toplam fiziki ürün TPPL = ‒ L3 + 6L2 + 45L Ģeklindedir. Ortalama fiziki ürünü
hesaplamak için toplam fiziki ürün L‟ye bölünür.

 TPPL    L3  6L2  45L 


APPL     APPL     APPL   L  6L  45
2 bulunur.
 L   L 

Marjinal fiziki ürün, toplam fiziki ürünün L‟ye göre birinci türevidir. MPPL  
dTPPL 
  MPPL  3L  12L  45 bulunur. Soruda
2

 dL 
ortalama fiziki ürünün marjinal fiziki ürüne eĢit olduğu yerdeki emek miktarı sorulmuĢtur. ġöyle ki;
APPL = MPPL
‒L2 + 6L + 45 = -3L2 + 12L + 45
2L2 = 6L  2L = 6  L = 3 bulunur.
Doğru Yanıt: C seçeneğidir.

ÖRNEK: Sermaye stokunun sabit olduğu bir firmada çalıĢan 1., 2., 3. iĢçilerin marjinal ürünleri sırasıyla 35, 29 ve 14‟tür.
Buna göre bu üç iĢçinin ürettiği toplam ürün ve ortalama ürün sırasıyla kaç birimdir?
A) 24; 73 B) 78; 26 C) 32; 78 D) 78; 32 E) 24; 16
YANIT:
SERMAYE ĠġGÜCÜ ORTALAMA FĠZĠKĠ MARJĠNAL TOPLAM
STOKU MĠKTARI ÜRÜN FĠZĠKĠ ÜRÜN ÜRÜN

10 1 35 35 35
10 2 32 29 64
10 3 26 14 78

Üretim sürecinde üretime katılan son iĢçinin yaptığı katkı, marjinal fiziki ürünü tanımlar. Yani MPPL, son iĢçinin toplam üretime
yaptığı katkıdır. Soruda 3 iĢçinin sırasıyla üretime yaptıkları katkı yani marjinal fiziki verimlilikleri verilmiĢtir. Buna göre firma 1.
iĢçide 35 birimlik bir toplam ürün, marjinal ürün ve ortalama ürün elde etmiĢtir (tabloda birinci satır). Firma 2. iĢçiyi üretim süreci-
ne soktuğunda, 2. iĢçinin marjinal ürünü yani üretime yaptığı katkı 29 olduğundan toplam üretim 35 + 29 = 64‟e yükselmiĢtir
64
(marjinallerin toplamı, toplamı verecektir). Ortalama ürün ise  32 olacaktır. 3. iĢçiyi de üretime dâhil edersek toplam ürün
2
78
64 + 14 = 78 birime çıkarken ortalama ürün ise  26 olacaktır. O halde, 3 iĢçinin toplam ürünü 78 birimken, ortalama ürünü
3
ise 26 birimdir.
Doğru Yanıt: B seçeneğidir.

60
TOPLAM, ORTALAMA VE MARJĠNAL ÜRÜN EĞRĠLERĠ: ÜRETĠMĠN ÜÇ BÖLGESĠ ANALĠZĠ

Üretimin 3 bölgesi analizi kısa dönemde geçerlidir. Kısa dönemde geçerli olduğundan bu analizin temelinde D. Ricar-
do‟nun ortaya attığı azalan verimler yasası vardır.
Yandaki grafik üretimin 3 bölgesi analizi sorularını kolaylıkla yapmamız
TPP L açısından önemlidir. Grafiğin çizim mantığını anlarsak buradan gelen
max
sorularda zorlanmamız söz konusu bile olmayacaktır. Önce toplam
C fiziki verimlilik (TPPL) eğrisini çizelim. Toplam fiziki verimlilik eğrisini
B
azalan verimler yasası temelinde çizeceğiz. Kısa dönem analizi yaptı-
TPPL ğımızdan dolayı sermaye faktörünü sabit alarak değiĢken faktör olan
emeği arttıracağız. Dilerseniz azalan verimler yasasını bir hatırlayalım.
A Faktörlerden biri sabitken (K), değiĢken faktör (L) arttırıldıkça üretim
önce artarak artar, daha sonra azalarak artar, maksimum olur ve daha
sonra mutlak olarak azalmaya baĢlar. Toplam fiziki verimlilik eğrisi
orijinden baĢlar. Çünkü iĢçi yoksa üretim de yoktur. TPP L eğrisinden
0 marjinal fiziki ürün (MPPL) eğrisi ve ortalama fiziki ürün (APPL) eğrisi
L
türetilir.
MPP L
APPL Marjinal türetilirken eğrinin her noktasındaki eğimlerin izdüĢümü
I.Bölge II.B. III.Bölge
alınır. Ortalama türetilirken orijinden çıkan doğruların toplamı
kestiği noktalardaki eğimlerinin iz düĢümü alınır.
max
A
I
max MPPL‟yi türetirken TPPL‟nin büküm noktası ve maksimum noktası
C I aĢağı taĢınır. Hatırlayacak olursak bir eğrinin eğimi eğriye herhangi bir
noktasından çizilen teğetin eğimiydi. O halde büküm noktasına (A
APPL
noktası) kadar eğriye çizilen teğetler dikleĢtiğinden yani eğim arttığın-
l
0 B
I
L dan MPPL‟yi türetirken A noktasına kadar MPPL‟yi arttıracağız. Bu
MPP L noktada MPPL maksimum değerini alacaktır. Büküm noktasından
sonra eğriye çizilen teğetin eğimi azaldığından bizde eğriyi toplam fiziki
ürünün (TPPL) maksimum olduğu B noktasına kadar azaltacağız. TPP L‟nin maksimum olduğu noktanın izdüĢümü aĢağı-
l
da B noktasına tekabül etmektedir. Çünkü toplamın maksimum olduğu yerde marjinal sıfırdır. Bu noktadan sonra firma
iĢçi almaya devam ederse, marjinal ürün negatif değerler alacağından (son katılan iĢçi artık firmaya zarar vermekte)
toplam fiziki ürün de azalacaktır (marjinal daima toplama yön verir).
APPL türetilirken orijinden çıkan doğruların toplamı kestiği noktalardaki eğimlerin izdüĢümlerini alacağız. Birden
fazla orijinden çıkan ve toplamı kesen doğrular çizelim. Orijinden çıkan ve TPP L‟ye teğet olan noktayı aĢağıya taĢıyalım.
l
Teğet noktasına kadar (C noktası) orijinden çıkan doğrular dikleĢtiğinden yani eğim arttığından bizde C noktasına kadar
l
ortalama fiziki ürün eğrisini arttıracağız. Teğet noktasından sonra doğruların eğimi tekrar azalacağından C noktasından
sonra ortalama fiziki ürün eğrisi de azalacaktır. APP L azalırken yatay ekseni kesinlikte kesmeyecektir. Eğer keserse
APPL sıfır değerini alacaktır. Ancak TPPL sıfır değerini almadığından APPL sıfır olmayacaktır.
ġimdi üretimin 3 bölgesini inceleyelim; öncelikle üretimin ikinci bölgesini belirleyelim. Üretimin ikinci bölgesi
ortalama fiziki ürün ile marjinal fiziki ürünün birbirine eĢit ve ortalama ürün eğrisinin (APP L) maksimum olduğu yerde
baĢlar ve toplam fiziki ürünün maksimum olduğu yerde sona erer. Sınavlar açısından son derece önemli olan bu bölgede
sınır diye nitelendirdiğimiz baĢlangıç ve bitiĢ noktaları da ikinci bölgeye dahildir. Bu durum kesinlikle akıllardan
çıkarılmamalıdır. Ġkinci bölgenin sol tarafı birinci bölge sağ tarafı ise üçüncü bölge olarak ifade edilir. Birinci bölge
ortalama fiziki ürünün maksimum olduğu yere kadardır. AĢağıdaki tablo üretimin üç bölgesini özetler niteliktedir.

61
ÜRETĠMĠN ÜÇ BÖLGESĠ

BĠRĠNCĠ BÖLGE ĠKĠNCĠ BÖLGE ÜÇÜNCÜ BÖLGE

 Artan verimler bölgesidir,  Azalan verimler bölgesidir,  Mutlak azalan verimler bölgesidir,
 Bu bölgede toplam ürün artar  Bu bölgede toplam ürün maksi-  Toplam ürün bu bölgede sürekli
(önce artarak daha sonra azala- mum nokta hariç daima artar (yal- azalır,
rak), nızca azalarak artar),  Ortalama ürün azalır sürekli azalır
 Marjinal fiziki ürün (MPPL) bu böl-  Marjinal fiziki ürün bu bölgede (ancak sıfır olmaz çünkü toplam
gede önce artar sonra azalır, sürekli azalır, ürün sıfır olmaz),
 MPPL maksimum değer alır,  Marjinal fiziki ürün sıfır olur (MPPL  Marjinal ürün sürekli azalır ve
 Ortalama fiziki ürün (APPL) bu = 0 ise son katılan iĢçinin üretime negatif değer alır (Negatif değer
bölgede sürekli artar, katkısı yoktur, gizli iĢsizlik söz ko- alması üretime son katılan iĢçinin
 Her noktada marjinal ürün, ortala- nusudur), üretime zarar verdiği anlamına ge-
ma ürünün üzerindedir,  Toplam ürün maksimumdur, lir),
(MPPL ˃ APPL).  Ortalama ürün maksimum değerini  Ortalama ürün marjinal ürünün
alır, üzerindedir,
 Ortalama fiziki ürün marjinal fiziki  APPL ˃ MPPL.
ürüne eĢit ve marjinal üründen bü-
yüktür
(APPL ≥ MPPL),
 Kısa dönemde üretimin gerçekleĢ-
tiği bölgedir.

Üretimin üç bölgesi analizinde rasyonel firma 2. bölgede üretim yapmayı tercih eder. 2. bölgenin neresi olduğuna
karar veremeyiz. Bunun için firmanın sattığı malın fiyatı ve iĢçinin maliyeti olan ücretlerin bilinmesi gerekir. Satılan malın
fiyatı ne kadar yüksek, ücretler ne kadar düĢükse firma 3. bölgeye yakın, tersi durumda ise 1. bölgeye yakın bölgeye
yakın bir yerde üretim kararı verir. Burada iĢgücü talep eğrisi önem arz etmektedir. ĠĢgücü talep eğrisi denklemi
W = MPPL x P Ģeklindedir. Burada W iĢçinin fiyatını yani nominal ücreti, P satılan malın fiyatını, MPP L ise emeğin marji-
nal verimliliğini ifade etmektedir. Ne kadar iĢçi istihdam edilmesi gereken sorular iĢgücü talep eğrisi denkleminden çö-
zülmektedir.

ÖRNEK: Yalnız emek girdisi kullanarak Q L  = L0,5 üretim fonksiyonuna göre üretim yapan bir firmanın
girdi fiyatı 4 TL ve çıktı fiyatı 32 TL‟dir. Buna göre firmanın karını maksimum yapabilmesi için ne kadar
çıktı üretmesi gerekir? (L: emek miktarı)
A) 0 B) 2 C) 4 D) 6 E) 16

YANIT: Ne kadar iĢçi istihdam edilmesi gereken sorular iĢgücü talep eğrisi denkleminden çözülmektedir. ĠĢgücü
talep eğrisi denklemi W = MPPL x P Ģeklindedir. Burada W iĢçinin fiyatını yani nominal ücreti, P satılan malın fiyatını,
MPPL ise emeğin marjinal verimliliğini ifade etmektedir. Üretim fonksiyonu emek faktörüne bağlı olduğundan girdimiz de
emek olacaktır.
Emeğin fiyatı (W)  4 TL

Çıktı fiyatı (P)  32 TL

Emeğin marjinal fiziki verimliliği bulunurken üretim fonksiyonunda emeğe (L) göre türev alınması gerekmektedir.

Q L  = L0,5  MPPL = 0,5 x L-0,5 olacaktır. ġimdi verilen değerleri iĢgücü talep eğrisi denkleminde yerine yazalım;

W = MPPL x P

 
4 = 0,5 xL-0,5 x 32 
4
32
1 1
= 0,5 xL-0,5  = 0,5 xL-0,5  = L-0,5 ise L = 16 bulunur.
8 4

Ancak sorunun doğru yanıtı 16 değildir. Eğer ne kadar iĢçi kullanılması gerekir deseydi doğru cevap o olacaktı.
Soruda ne kadar çıktı üretmesi gerekir sorulduğundan bulunan L değerini üretim fonksiyonunda yerine yazmamız gere-
kecektir. Yani;

Q=L
0,5
 Q = 160,5‟ten Q = 4 çıkacaktır.
Doğru Yanıt: C seçeneğidir.

62
UZUN DÖNEM ÜRETĠM FONKSĠYONU
Eġ-ÜRÜN EĞRĠSĠ

Üreticiye aynı çıktı düzeyini veren farklı girdi bileĢimlerinin geometrik yerine eĢ-ürün eğrisi denir. Aynı üretim
düzeyini veren farklı girdi bileĢimlerinin geometrik yerine eĢ ürün eğrisi, birden fazla eĢ ürün eğrisinin gösterimine ise eĢ
ürün paftası denir. Kısaca eĢ ürün eğrisi K ve L faktörlerini değiĢtirerek, aynı çıktı düzeyine nasıl ulaĢıldığını gösterir.

Eġ-ÜRÜN EĞRĠLERĠNĠN ÖZELLĠKLERĠ

 Üreticiye aynı çıktı (üretim) düzeyini sağlayan nokta-  Orijinden uzaklaĢtıkça daha yüksek çıktı düzeyini
ların geometrik yeridir. Üzerindeki her noktada toplam gösterirler. Yukarıdaki Ģekle göre çıktı sıralaması
üretim düzeyi aynıdır. Yukarıdaki Ģekilde A, B ve C Q3 ˃ Q2 ˃ Q1 Ģeklindedir. Birden fazla eĢ ürün eğrisi-
noktalarında toplam çıktı düzeyi aynıdır. A‟nın C‟den nin bir araya gelmesiyle oluĢan Ģekle eĢ ürün paftası
farkı, A noktasında üreticinin daha fazla K faktörü kul- ya da haritası denir.
lanması, C noktasında ise üreticinin daha fazla L fak-
törü kullanmasıdır.

 EĢ ürün eğrileri birbirlerini kesmezler. Eğer keserlerse  EĢ ürün eğrileri negatif eğimlidir. Negatif olmasının
geçiĢlilik ilkesi ihlali yapılır. Yukarıdaki Ģekle göre Q2 nedeni üreticinin aynı çıktı düzeyinde kalmasıdır yani
eĢ ürün eğrisi üzerinde, A noktasındaki çıktı düzeyi ile üreticinin faktörlerden birinin kullanımın arttırırken
B noktasındaki çıktı düzeyi birbirine eĢittir (A = B). Q1 diğerinin kullanımını azaltması gereğidir,
eĢ ürün eğrisi üzerinde de, B noktasındaki çıktı düze-  Eğimi marjinal teknik ikame oranıdır (MRTS).
yiyle C noktasındaki çıktı düzeyi birbirine eĢittir Marjinal teknik ikame oranı (MRTS): Üreticinin bir
(B = C). Dolayısıyla A‟nın C‟ye eĢit olması gerekecek- faktörden bir birim kullanabilmesi için diğer faktörden
tir. Ancak A C‟ye eĢit değildir. Bu nedenle geçiĢlilik il- ne kadar vazgeçmesi gerektiğini gösteren orana de-
kesi ihlali söz konusudur. nir.
 ΔK MPPL 
MRTS = eğim =  =  yeniden
 ΔL MPPK 
 EĢ ürün eğrileri kesinlikle orijine göre dıĢbükeydir.
Sebebi azalan marjinal teknik ikame (MRTS) oranıdır.

63
NOKTA ANALĠZ

Eġ FAYDA EĞRĠLERĠ Eġ ÜRÜN EĞRĠLERĠ

 Tüketiciye aynı tatmin düzeyini sağlayan farklı mal  Üreticiye aynı çıktı düzeyini sağlayan farklı girdi bile-
bileĢimlerinin geometrik yeridir. Ģimlerinin geometrik yeridir.
 Orijinden uzaklaĢtıkça daha yüksek fayda düzeyini  Orijinden uzaklaĢtıkça daha yüksek çıktı düzeyini
gösterirler. gösterirler.
 Birbirlerini kesmezler. Keserlerse geçiĢlilik ilkesi ihlali  Birbirlerini kesmezler. Keserlerse geçiĢlilik ilkesi ihlali
yapılır. yapılır.
 Eksenlerde X ve Y gibi iki mal vardır.  Eksenlerde K ve L gibi iki üretim faktörü vardır.
 Negatif eğimlidir. Negatif olmaları tüketicinin bir malın  Negatif eğimlidir. Negatif olmaları üreticinin bir faktörü
tüketimini arttırırken aynı fayda düzeyinde kalabilmesi arttırırken aynı çıktı düzeyinde kalabilmesi için diğer
için diğer malın tüketimini azaltması anlamına gelir. faktörü azaltması gerektiği anlamına gelir.
 Eğimi marjinal ikame oranıdır (MRS).  Eğimi marjinal teknik ikame oranıdır (MRTS).
 Orijine göre dıĢ bükeydir. Sebebi azalan marjinal  Orijine göre dıĢ bükeydir. Sebebi azalan marjinal
ikame oranıdır (MRS). teknik ikame oranıdır (MRTS).

NOKTA ANALĠZ

SINAVLAR AÇISINDAN SIK SIK KARIġTIRILAN KAVRAMLAR MRT, MRS VE MRTS‟DĠR. AġAĞIDAKĠ TABLO BU SORUNUN
ÇÖZÜMÜNE YÖNELĠK ÖNEMLĠ BĠR TABLODUR.

MRT MRS MRTS

 Marjinal dönüĢüm oranı.  Marjinal ikame oranı.  Marjinal teknik ikame oranı.
 Üretim olanakları eğrisinin eğimidir.  Farksızlık (eĢ fayda, kayıtsızlık)  EĢ ürün eğrisinin eğimidir.
 Bir maldan bir birim daha fazla eğrisinin eğimidir.  EĢ ürün eğrisi üzerinde faktörlerden
üretebilmek için diğer maldan ne  EĢ fayda eğrisi üzerinde mallardan birinin kullanımı arttırıldığında diğer
kadar vazgeçileceğini gösteren birinin tüketimi arttırıldığında diğer faktörün kullanımının ne kadar
orandır. malın tüketiminin ne kadar azaltıl- azaltılması gerektiğini gösteren
 Eksenlerde iki mal vardır. ması gerektiğini gösteren orandır. orandır.
 Üretici kesimini gösterir. Bir ülke  Eksenlerde iki mal vardır.  Eksenlerde iki üretim faktörü vardır.
ekonomisindeki üretimi gösterir.  Bir tüketicinin tüketimini gösterir.  Üretici kesimini gösterir. Bir firma-
 Eğri üzerinde tam istihdam oldu-  Aynı fayda düzeyinde kalabilmek nın üretimini analiz eder. Bir ülke-
ğundan negatif eğimlidir. için negatif eğimlidir. nin üretimiyle ilgili değildir. Sadece
 MRT: Bir ekonomide bir malın  MRS: Tüketicinin aynı fayda düze- bir firmanın üretimini konu eder.
üretimini arttırmak için diğer malın yinde kalabilmesi için mallardan bi-  Aynı çıktı düzeyinde kalabilmek için
üretiminden ne kadar vazgeçmemiz rinin tüketimini arttırmak istediğinde negatif eğimlidir.
gerektiğini gösteren orandır. diğer malın tüketiminden ne kadar  MRTS: Üreticinin aynı üretim düze-
vazgeçmesi gerektiğini gösteren yinde kalabilmesi için faktörlerden
orandır. birini arttırmak istediğinde diğer
faktörden ne kadar vazgeçmesi ge-
rektiğini gösteren orandır.

64
ÖLÇEĞĠN VERĠMĠ YA DA ÖLÇEĞE GÖRE GETĠRĠ

ÖLÇEĞE GÖRE GETĠRĠ DURUMLARI

Üretim (Q) % 10‟dan daha fazla artarsa (% 11, %12, % 13…) ölçeğe göre
artan getiri söz konusudur. Ölçeğe göre azalan maliyet ya da pozitif ölçek
K ekonomisi olarak da adlandırılır.
Firmada oranı sabitken;
L
Sermaye (K) ve Emek (L) Üretim (Q) % 10‟dan daha az artarsa (% 9, % 8, % 7…) ölçeğe göre aza-
lan getiri söz konusudur. Ölçeğe göre artan maliyet ya da negatif ölçek
% 10 artarsa↑ ekonomisi olarak da adlandırılır.

Üretim (Q) % 10 artarsa ölçeğe göre sabit getiri söz konusudur. Ölçeğe
göre sabit maliyet ya da sabit ölçek ekonomisi olarak da adlandırılır.

TEKNĠK ĠKAME ESNEKLĠK KATSAYISI

Teknik ikame esnekliği, marjinal teknik ikame oranındaki (MRTS) yüzde değiĢimin üretim faktörleri oranında yarat-
tığı yüzde değiĢimi ölçmektedir. Bu katsayı girdiler arasındaki ikamenin kolaylık derecesini ölçer ve 0 ile +  arasında bir
değer alır. Esneklik değeri yükseldikçe girdiler arasındaki ikame de kolaylaĢır. Sermaye emek oranındaki yüzde değiĢ-
menin MRTS‟deki yüzde değiĢmeye oranı Ģeklinde hesaplanır.

 Δ K
 L  

Teknik ikame esnekliği (TI) =  K 
 L  =  Sermaye - emek oranındaki % değiĢim 
ΔMRTS  
  Marjinal teknik ikame oranındaki % değiĢim 
 MRTS  
 
 

ÜRETĠM FONKSĠYONLARI

Cobb-Douglas Üretim Fonksiyonu


EĢ ürün eğrisinin orijine göre dıĢ bükey olduğu üretim fonksiyonu Cobb-
Douglas üretim fonksiyonu olarak adlandırılır. Cobb-Douglas tipi üretim
fonksiyonunun matematiksel gösterimi Q = A. L.K Ģeklindedir. Matematik-
sel gösterimde yer alan “A” katsayısı hem ölçek katsayısını hem de teknolo-
jiyi, alfa () ve beta () parametreleri ise faktörlere ait çıktı esneklik katsayı-
larını göstermektedir. “” parametresi emek faktörüne ait çıktı esneklik
katsayısını ifade ederken, “” parametresi ise sermaye faktörüne ait
çıktı esneklik katsayısını ifade etmektedir. “” ve “” değerleri azalan
marjinal ürün ilkesi gereği sıfır ile bir arasında bir değer alırlar. Q = 20.
0,8 0,4
L .K Ģeklinde ifade edilen Cobb-Douglas tipi üretim fonksiyonunda; ölçek
ve teknoloji katsayısı (A) = 20, emek faktörüne ait çıktı esneklik katsayısı ()
= 0,8, sermaye faktörüne ait çıktı esneklik katsayısı () = 0,4‟tür. Emek
faktörüne ait çıktı esneklik katsayısı olan 0,8‟in anlamı sermaye faktörü
sabitken emek faktörü % 1 arttırıldığında üretimin % 0,8 (matematiksel
gösterimde % ) kadar arttığı, sermaye faktörüne ait çıktı esneklik katsayısı
olan 0,4‟ün anlamı ise emek faktörü sabitken sermaye faktörü % 1 arttırıldığında üretimin % 0,4 (matematiksel gösterimde
% ) kadar arttığıdır.

Öte yandan “” ve “” katsayılarının toplamı hem fonksiyona ait homojenlik derecesini hem de ölçeğe göre nasıl
bir getirinin olduğu konusunda bilgi vermektedir. Eğer;
  +  = 1 ise ölçeğe göre sabit getiri,

  +  ˃1 ise ölçeğe göre artan getiri,

  +  ˂ 1 ise ölçeğe göre azalan getiri söz konusudur.

Örneğin Q = 20. L0,8.K0,4. Ģeklinde ifade edilen Cobb-Douglas tipi üretim fonksiyonunda
 +  değerlerinin toplamı birden büyük olduğundan (0,4 + 0,8 = 1,2) ölçeğe göre artan getiri söz konusudur. Diğer
yandan fonksiyonun homojenlik derecesi de yine
0,4 + 0,8 = 1,2‟dir. Bunun anlamı, emek ve sermayenin aynı oranda arttırılması durumunda toplam üretimin % 1,2
oranında artacağı Ģeklindedir. Diğer yandan fonksiyondaki  ve  katsayılarına bakarak üretim sürecinde hangi faktörün
65
yoğun bir Ģekilde kullanıldığını da rahatlıkla analiz edebiliriz. Eğer  katsayısı  katsayısından büyük ise emek yoğun bir
üretim tekniği,  katsayısı  katsayısından büyük olduğu bir durumda ise sermaye yoğun bir üretim tekniği kullanıldığını
söyleyebiliriz. Cobb-Douglas üretim fonksiyonuna ait eĢ ürün eğrisi orijine göre dıĢ bükey olup toplam üretim ise Q
düzeyinde sabittir. Bu üretim fonksiyonu orijine göre dıĢ bükey bir eĢ ürün eğrisine sahip olduğundan marjinal teknik
ikame oranı da sol yukarıdan sağ aĢağıya doğru azalmaktadır. Yani azalan marjinal teknik ikame oranı söz konusudur.
Azalan MRTS‟den dolayı  ve  katsayısının değeri 1‟den küçüktür. Fonksiyonun teknik ikame esneklik katsayısı bire
eĢit olur.

Doğrusal Üretim Fonksiyonu


Matematiksel gösterimi Q = aL + bK Ģeklinde olan üretim fonksiyonu, doğ-
rusal üretim fonksiyonudur. A-tipik eĢ ürün eğrilerinden birisi olan ve faktör-
lerin birbirlerine göre tam ya da mükemmel ikame durumunu gösteren eĢ
ürün eğrisi Grafik 7.17.‟de gösterildiği gibi negatif eğimli bir doğru Ģeklin-
dedir ve eksenleri kesmektedir. Böyle bir eĢ ürün eğrisine sahip olan
faktörler için marjinal teknik ikame oranı sabittir. Burada marjinal teknik
ikame oranının (MRTS) sabit olması MRTS‟nin “1” olduğu anlamına gelme-
yecektir. Eğer negatif eğimli bir doğru Ģeklinde çizilen eĢ ürün eğrisinin yatay
o
eksenle yaptığı açı 45 olsaydı MRTS 1‟e eĢit olurdu. MRTS‟nin sabit olması
demek tüketicinin yatay eksendeki faktörden bir birim kullanması sonucunda
her seferinde dikey eksendeki faktörden aynı oranda vazgeçmesi anlamına
gelmektedir. Ayrıca doğru üzerindeki her noktada eğim sabit değerler almak-
tadır. Grafik 7.17.‟de matematiksel gösterimi Q = aL + bK Ģeklinde ifade
edilen eĢ ürün eğrisi çizilmiĢtir. Bu doğrusal üretim fonksiyonunu çizebilmek
için fonksiyonun eksenleri kestiği noktalar bulunur ve bu noktalar daha sonra
birleĢtirilir. Bu durumu aĢağıdaki Ģekilde göstermek mümkündür;
Q
 Firmanın hiç “L” faktörü kullanmaması durumunda L = 0 için; K  ,
b

Q
 Firmanın hiç “K” faktörü kullanmaması durumunda K = 0 için; L  olacaktır,
a

 Bu nedenle tam ya da mükemmel ikame üretim faktörlerinin matematiksel gösterimi Q = aL + bK Ģeklindedir.


Burada a ve b katsayıları sıfırdan büyük olmak zorundadır. Diğer yandan doğrusal üretim fonksiyonunda K ve L‟nin
üssü daima bir olmak zorundadır. Her iki değiĢkenin üssü bir ise çizilecek eĢ-ürün grafiği negatif eğimli doğru Ģeklinde
olur. Doğrusal üretim fonksiyonuna halı dokuma, süt sağma gibi üretim süreçleri örnek olarak verilebilir. Çünkü halı
dokumayı ya da süt sağmayı iĢçiler de makineler de yapabilir.
Unutulmamalıdır ki bu tip üretim fonksiyonunda firma yalnızca “L”, yalnızca “K” ya da her iki faktörden kullanabilir. Dikkat
edilirse Grafik 7.17.‟de eĢ ürün eğrisinin yatay ekseni kestiği noktada firma yalnızca “L” faktörü, dikey ekseni kestiği
noktada yalnızca “K” faktörü, üzerindeki “A” ve “B” noktalarında ise her iki faktörü de kullanmaktadır. Bu nedenle bu tip
üretim fonksiyonlarında kesin ifadeler1 bizleri yanlıĢ bir analiz yapmaya sevk edecektir. Doğrusal üretim fonksiyonunda
“K” ve “L” faktörü birebir oranında ikame olur demek de doğru değildir. Bu üretim fonksiyonunda duruma göre farklı
oranlarda ikameler de söz konusu olabilir.
matematiksel gösterimi Q = aL + bK Ģeklinde ve a = b olursa eğimi ifade eden MRTS “1”e eĢit olacaktır. Çünkü MRTS
demek faktörlerin marjinal fiziki verimlilikleri oranları demektir.
Q = 2L + 2K Ģeklinde olan bir denklemde MPP L = 2 ve yine aynı Ģekilde MPPK da “2”ye eĢittir. Yani eğim
MPPL 2
MRTSL, K     1 çıkacaktır. Bu yukarıda açıkladığımız doğrunun eğiminin 45 o olduğu durumda geçerli
MPPK 2
MPPL 2
olacaktır. Eğer denklem Q = 2L + 3K Ģeklinde olsaydı bu kez eğim MRTSL, K    olacaktı. Yani matematiksel
MPPK 3
 a
gösterimi Q = aL + bK Ģeklinde olan doğrusal bir üretim fonksiyonunda eğim    çıkacaktır. Tabi bu durum dikey
 b
eksende “K” faktörünün yatay eksende ise “L” faktörünün gösterildiği grafiksel bir diyagram için geçerlidir. Eğer dikey
 b
eksende “L” faktörü yatay eksende “K” faktörü olsaydı eğim bu kez    olacaktı. Diğer yandan fonksiyonun teknik
 a

1
Üretici kesinlikle emek, kesinlikle sermaye kullanır ya da kesinlikle emek kullanmaz gibi ifadeler, doğrusal üretim fonksiyonu için
geçerli değildir.
66
ikame esneklik katsayısına bakacak olursak sonsuz () değerini buluruz. Peki, neden doğrusal üretim fonksiyonunda
teknik ikame esneklik katsayısı sonsuzdur. Hatırlanacağı üzere teknik ikame esneklik katsayısı formülü aĢağıdaki gibiydi;

  K / L  
 
TĠ  
K / L    Sermaye  emek oranındaki %değiĢim
 MRTS  Marjinal teknik ikame oranındaki %değiĢim
 
MRTS 
 

Doğrusal üretim fonksiyonunda MRTS daima sabit olduğundan MRTS‟deki % değiĢim sıfırdır. MRTS‟deki % değiĢim sıfır
ise doğrusal üretim fonksiyonuna ait teknik ikame esneklik katsayısı;

Sermaye - emek oranındaki % değiĢim Sermaye-emek oranındaki % değiĢim


TĠ   
MRTS'deki % değiĢim 0
bulunur. Çünkü bir sayının sıfıra bölümü sonsuz değerini verir.

Leontief Üretim Fonksiyonu


Matematiksel gösterimi Q = min (aL, bK) Ģeklinde olan üretim fonksiyonu,
Leontief üretim fonksiyonudur. Leontief üretim fonksiyonunda faktörler tam
ya da mükemmel tamamlayıcıdır. Tam ya da mükemmel tamamlayıcı
faktörlere taksi-taksi Ģoförü, vinç-vinç operatörü örnek olarak verilebilir. Bu
üretim fonksiyonunda firma belli bir miktar “L” ve “K” faktörünü bir araya
getirerek üretimi gerçekleĢtireceğinden bu üretim fonksiyonu, sabit oranlı
üretim fonksiyonu olarak da adlandırılmaktadır. Grafik 7.18.‟de dikey
eksende “K” faktörü, yatay eksende ise “L” faktörü yer almaktadır. Grafik
7.18.‟de fonksiyona ait çizilen eĢ ürün eğrisi dirsekli ya da “L” Ģeklindedir.
Cobb-Douglas üretim fonksiyonunda marjinal teknik ikame oranı (MRTS)
azalan, doğrusal üretim fonksiyonunda MRTS sabit iken Leontief üretim
fonksiyonunda ise MRTS sıfıra eĢittir. Çünkü faktörlerin birbirlerini ikame
etme derecesi ortadan kalkmıĢtır. Faktörler arasında tam tamamlayıcılık
söz konusu olduğundan faktörlerin kullanımı mutlak suretle birbirine
bağlıdır ve firma üretim yaparken kesinlikle iki girdiyi de kullanmak
durumundadır. Leontief üretim fonksiyonunda üretici dengesi, eĢ ürün
eğrisinin dirsek kısmında gerçekleĢmektedir. Grafik 7.18.‟de üretici dengesi, eĢ ürün eğrisinin dirsek kısmı olan “A”
noktasında sağlanmıĢtır. EĢ ürün eğrisi üzerindeki tüm noktalarda çıktı düzeyi aynı olduğundan üretici eğri üzerindeki iki
nokta arasında fark gözetmez. O halde üretici, Grafik 7.18.‟de çizilen eĢ ürün eğrisi üzerindeki “A” ve “B” noktaları
arasında da fark gözetmeyecektir. Ancak “B” noktasında
1 taksi 20 Ģoför gibi bir faktör bileĢimi ortaya çıkmıĢtır. Yani bir taksiyi 20 Ģoförün kullanması mantıksızdır. Dengenin
K   1 K 
sağlandığı dirsek kısmında (A noktasında)   oranı   olduğundan tüm  L  bileĢimlerinde bu oran aynı olmak
 
L 2  
K 
durumundadır. Çünkü her daim aynı faktör bileĢimi temelinde denge kurulacaktır. Bu nedenle fonksiyonda tek bir  
L
oranı yani tek bir üretim tekniği vardır. T. Ġ. E. K = 0‟dır.
ÖRNEK: Üretim fonksiyonu Q = min (0,5L, 8K) Ģeklindedir. Üretici emek (L) faktöründen 48 birim, sermaye faktöründen ise 8
birim kullanmaktadır. Buna göre firma dengedeyken aĢağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
A) Firma 48 birim üretim gerçekleĢtirirken, emek faktöründen 5 birim fazla kullanmaktadır.
B) Firma 24 birim üretim gerçekleĢtirirken, emek faktöründen 5 birim fazla kullanmaktadır.
C) Firma 64 birim üretim gerçekleĢtirirken, sermaye faktöründen 8 birim fazla kullanmaktadır.
D) Firma 24 birim üretim gerçekleĢtirirken, sermaye faktöründen 5 birim fazla kullanmaktadır.
E) Firma 64 birim üretim gerçekleĢtirirken, sermaye faktöründen 8 birim fazla kullanmaktadır.

67
YANIT: Üretim fonksiyonunun gösterimi Q = min (0,5L, 8K) Ģeklinde ise faktörler arasında tam tamamlayıcılık durumu vardır. Firmanın
emekten 48, sermayeden ise 8 birim kullanması durumunda fonksiyona göre iki tür üretim düzeyi ortaya çıkacaktır. ġöyle ki;
Q = min (0,5L, 8K) (denklemde L yerine 48, K yerine ise 8 yazılır) ve Q = min (0,5(48), 8(8))
 Q = min (24, 64) bulunur. Peki, firma dengesinin sağlandığı bir durumda üretim miktarı 24 müdür, yoksa 64 müdür? Böyle bir du-
rumda firmanın üretim miktarı, 24‟tür. Çünkü üretim fonksiyonunun Q = min (aL, bK) Ģeklinde olduğu bir durumda üretimin esas belirleyi-
cisi, kullanılan faktör miktarı ile faktörün önündeki parametrelerin (a ve b katsayısı) çarpımı sonucunda ortaya çıkan “en düĢük üretim”
düzeyidir. Fonksiyonda yer alan “min” ifadesi üretimi, kıt olan faktörün belirlemesi anlamında değildir. Aksine “min” ifadesi, firmanın
üretimini kullanılan faktör ile faktörlerin önündeki katsayı (a ve b) çarpımı sonucunda ortaya çıkan üretim miktarlarından en düĢük olanı-
nın, yani minimum olanının, çıktı maksimizasyonunu sağlaması anlamındadır. Örneğimizde firmada emek 48 birimken, sermaye ise 8
birimdir.
Yandaki grafiksel analizde iki adet eĢ ürün eğrisi çizilmiĢtir. Çizilen Q 0 eĢ ürün eğrisin-
de firma 24 birim, Q1 eĢ ürün eğrisinde ise 64 birim üretim gerçekleĢtirmektedir. Firma
bol olan emek faktörünün tamamını kullanarak 24 birim çıktı elde ederken, kıt olan
sermaye faktörünün tamamını kullanarak 64 birim çıktı elde etmektedir. Bu fonksiyona
göre sermaye faktörünün verimi daha yüksektir. Dolayısıyla aslında çıktı maksimizas-
yonu açısından kısıt, emek faktörüdür. Firma emeğin tamamını kullandığında elde
ettiği 24 birimlik üretimi, 3 birim sermaye ile sağlamaktadır. Bu durumda Q 0 eĢ ürün
eğrisi üzerinde dengenin sağlandığı E0 noktasında firma 24 birimlik üretimi, 3 birim
sermaye 48 birim emek kullanarak gerçekleĢtirmektedir. Eğer denge Q1 eĢ ürün eğri-
sinin dirsek kısmı olan E1 noktasında sağlansaydı firma 64 birimlik bir üretim gerçek-
leĢtirecekti. Bu durumda firma 8 birim sermaye kullanacak ve Q0 çıktı düzeyine göre
daha fazla bir çıktı elde edecekti. Ancak E1 noktasında bunu gerçekleĢtirmek için
fonksiyona göre 128 birim emeğe ihtiyaç vardır (128 x 0,5 = 64). Firmanın kullandığı
emek miktarı, 48 birim olduğundan eldeki emek miktarı E1 denge noktasında ihtiyaç
duyulan emek miktarından düĢüktür. Bir nevi model açısından emek faktörü, kıttır ve
üretimi, kıt yani “min” olan faktör belirlemektedir. O halde firma 24 birimlik üretimi 48
birim emek ve 3 birim sermaye kullanarak sağlarken sermaye faktöründen 8 birim kullanması, rasyonel değildir. Fonksiyona göre son 5
birim sermayenin marjinal fiziki verimi (MPPK), sıfırdır ve fazladan 5 birim sermaye kullanmak akılcı değildir. Eğer emek faktörünün
kullanımını arttırabilseydik emek ve sermaye faktörleri tam tamamlayıcı girdiler olduğu için sermaye faktörünü daha fazla kullanmak
akılcı olabilirdi.
Doğru Yanıt: D seçeneğidir.

CES Üretim Fonksiyonu

CES (Constant Elasticity of Substitution) tipi üretim fonksiyonunun (dönüĢtürülebilir üretim fonksiyonu) matematiksel
gösterimi Q  (LP  KP )E/P Ģeklindedir. CES tipi üretim fonksiyonu, teknik ikame esnekliğinin sabit olduğu bir genel üretim
fonksiyonudur. Bu yüzden CES üretim fonksiyonu denklemdeki “P” katsayısının alacağı değere göre teknik ikame esnek-
liğinin daima sabit olduğu üç üretim fonksiyonuna dönüĢebilir. Bunlar Cobb-Douglas, doğrusal ve Leontief üretim fonksi-
yonlarıdır. Diğer yandan fonksiyonda yer alan “E” parametresi ölçeğe göre getiriyi ifade etmektedir. Eğer;
 E değeri birden büyük ise ölçeğe göre artan getiri,
 E değeri birden küçükse ölçeğe göre azalan getiri,
 E değeri bire eĢit ise ölçeğe göre sabit getiri durumu geçerlidir.
Diğer yandan “E” değeri fonksiyonun homojenlik derecesi hakkında da bilgi vermektedir. Denklemde yer alan “P” para-
metresi girdiler arası teknik ikame esnekliğini bulmamıza ve Cobb-Douglas, doğrusal ve Leontief tarzı üretim fonksiyonla-
rına ulaĢmamıza yardımcı olmaktadır. CES tipi üretim fonksiyonunda teknik ikame esneklik katsayısı (TĠ) =  1  for-
 1 P 
mülü yardımıyla hesaplanır. Formülde yer alan “P” parametresinin değeri;

1 1 1
 “1”e eĢit olursa TĠ =     bulunur. Böyle bir durumda fonksiyon doğrusal üretim fonksiyonu özelliği taĢır
1 P 1 1 0
ve faktörler birbirinin tam ikamesi konumuna geçerler. EĢ ürün eğrisi ise negatif eğimli bir doğruya dönüĢür,

1 1
 “” a eĢit olursa TĠ =   0 bulunur. Böyle bir durumda fonksiyon Leontief tarzı üretim fonksiyonu özelliği
1 P 1 
taĢır ve faktörler birbirinin tam tamamlayıcısı olurlar. EĢ ürün eğrisi ise dirsekli ya da L Ģekline dönüĢür,

1 1
 “0”a eĢit olursa TĠ =   1 bulunur. Böyle bir durumda fonksiyon Cobb-Douglas tipi üretim fonksiyonu
1 P 1 0
özelliği taĢır ve faktörler birbirini sınırlı ikame ederler. EĢ ürün eğrisi ise negatif eğimli ve orijine göre dıĢ bükey hale
dönüĢür.

68
ÖRNEK: Emek ve sermaye girdilerini kullanarak üretim gerçekleĢtiren bir firma için CES üretim fonksiyonu

 
4
0,4 0,4
Q= L +K ise, bu fonksiyonla ile ilgili aĢağıdakilerden hangisi doğru olur?

A) Tüm üretim düzeyleri için ölçeğe göre artan getiri vardır.


B) Tüm üretim düzeyleri için ölçeğe göre sabit getiri vardır.
C) Tüm üretim düzeyleri için ölçeğe göre azalan getiri vardır.
D) Tüm üretim düzeyleri için önce ölçeğe göre artan, sonra azalan getiri vardır.
E) Tüm üretim düzeyleri için önce ölçeğe göre azalan, sonra artan getiri vardır.

  Ģeklinde olan CES tipi üretim fonksiyonunda EP


4
0,4 0,4
YANIT: Q = L +K değeri 4‟tür. Soruda P değeri 0,4 olarak veril-

E
diğinden P yerine 0,4 yazılır. Yani eĢitlik  4 Ģeklinde olacaktır. Buradan E değeri 1,6 olarak bulunacaktır. Hatırlaya-
0, 4
cak olursak E değeri;
 E ˃ 1 ise ölçeğe göre artan getiri,
 E ˂ 1 ise ölçeğe göre azalan getiri,
 E = 1 ise ölçeğe göre sabit getiri söz konusudur.
Soruda E değeri, 1,6 bulunduğundan ölçeğe göre artan getiri söz konusudur.
Doğru Yanıt: A seçeneğidir.

CES tipi üretim fonksiyonları açısından ölçeğe göre getirinin hesaplanmasında kolay bir yöntem vardır. Ölçeğe göre
E
getiriyi kısa yoldan bulmak istiyorsak tüm CES tipi üretim fonksiyonlarında değeri ile P değeri çarpılır. Yukarıdaki
P

  E
4
soruda yer alan Q = L0,4 + K 0,4 Ģeklindeki CES tipi üretim fonksiyonunda
değeri 4, P değeri ise 0,4‟tür. Ġki değer
P
çarpıldığında 4 x 0,4 = 1,6 bulunur. Yani fonksiyonda ölçeğe göre artan getiri söz konusudur. Tüm CES tipi üretim fonksi-
yonları için bu uygulama, doğru sonuç verecektir.

Eġ MALĠYET DOĞRUSU

EĢ maliyet doğrusu; girdi fiyatları ve teknoloji veriyken girdilere yapılması gereken toplam harcama (TC) ile kulla-
nılacak maksimum girdi bileĢimlerinin geometrik yerini veren doğrudur. EĢ maliyet doğrusu tıpkı bütçe doğrusunda oldu-
ğu gibi negatif bir eğime sahiptir. Negatif eğimli olması üreticinin bir faktörü arttırırken diğer faktörü azaltmak zorunda
olduğu anlamına gelir. Firmanın girdilere yapmıĢ olduğu toplam harcama (maliyet) TC = PK.K + PL.L (TC = r.K + w.L)
Ģeklinde ifade edilir. Burada TC‟den kasıt, firmanın maliyeti ya da finansal olanağı yani bütçesidir.

Yandaki grafiksel analizde dikey eksende sermaye miktarı yatay eksende ise
emek miktarı bulunmaktadır. Firmanın girdilere yapmayı planladığı toplam
harcama matematiksel olarak Ģöyle ifade edilir;
Toplam harcama (TC) = PK.K + PL.L
Denklemde yer alan PK sermayenin fiyatını, K kullanılan sermaye miktarını,
PL emeğin fiyatını, L de kullanılan emek miktarını göstermektedir. Emeğin
fiyatı ücret (w), sermayenin fiyatı da faiz (r) olacağından firmanın toplam
harcama denklemi TC = w.L + r.K Ģeklinde de ifade edilebilir.
Firmanın toplam harcama doğrusunu (eĢ maliyet doğrusunu) grafiğe aktaralım.

69
TC = w.L + r.K
TC
K = 0 için L 
w
TC
L = 0 için K  olacaktır. Ġki noktayı birleĢtirdiğimizde elde edilen doğru eĢ maliyet doğrusudur. EĢ maliyet doğru-
r
sunun eğimini bulabilmek eĢ maliyet doğrusunun yatay eksenle yaptığı açının tanjantını hesaplamamız gerekecektir.
 TC 
 Karşı dik kenar   r  w
tan   eğim     olacaktır. O halde eĢ maliyet doğrusunun eğimi faktörlerin fi-
 Komşu dik kenar   TC  r
 w 
 
yatları oranına eĢittir.
Hatırlayacak olursak, tüketici teorisinde bütçe doğrusunun eğimi ve konumu değiĢmekteydi. Aynı Ģekilde eĢ mali-
yet doğrusunun da eğimi ve konumu değiĢecektir. Konumdan kastımız doğrunun sağa ya da sola paralel bir Ģekilde
kayması iken, eğimden kastımız ise doğrunun yatıklaĢması ya da dikleĢmesidir. Peki, eĢ maliyet doğrusunun konumunu
ve eğimini neler belirler?
EĢ maliyet doğrusunun konumunu etkileyen faktörler;

 Firmanın TC‟si (finansal olanağı) artarsa eĢ maliyet doğrusu sağa, TC‟si


azalırsa sola paralel bir Ģekilde kayar,
 Faktörlerin fiyatları aynı oranda artarsa (firma daha az K ve L alacağından)
sola, aynı oranda azalırsa sağa paralel bir Ģekilde kayar.

EĢ maliyet doğrusunun eğimini etkileyen faktörler;

 Faktörlerden birinin fiyatı sabitken diğer faktörün fiyatı değiĢirse eğim deği-
Ģir,
 Faktörlerin fiyatları farklı oranlarda değiĢirse yine eğim değiĢecektir.
Yandaki diyagramda dikey eksende emek, yatay eksende ise sermaye yer
almaktadır. BaĢlangıç eĢ maliyet doğrusu MN eĢ maliyet doğrusu olsun. Ser-
meyenin fiyatının artması firmanın sermaye kullanımını azaltacağı anlamına
geldiğinden eĢ maliyet doğrusunun sermaye eksenini kestiği nokta orijine
l
doğru yaklaĢacaktır (N noktası). Emeğin fiyatının düĢmesi firmanın emek
kullanımını arttıracağından eĢ maliyet doğrusunun emek eksenini kestiği nokta
l
ise orijinden uzaklaĢacaktır (M noktası). Gelinen yeni noktaların birleĢtirilme-
siyle yeni eĢ maliyet doğrusu elde edilecektir. Artık yeni eĢ maliyet doğrusu
I I I I
M N eĢ maliyet doğrusudur. Son eĢ maliyet doğrusu (M N ) baĢlangıç eĢ mali-
yet doğrusuna (MN) göre daha dik bir duruma gelerek eğimi artmıĢtır.
UZUN DÖNEM ÜRETĠCĠ DENGESĠ (OPTĠMAL FAKTÖR BĠLEġĠM ORANI)

Üretici dengesi bir eĢ ürün eğrisinin bir eĢ maliyet doğrusuna teğet olduğu nok-
tada sağlanır. Bu nokta aĢağıdaki grafikte D noktası ile gösterilmiĢtir. D noktası,
üretimin maksimize edildiği ve bu üretimin minimum maliyetle üretildiği nokta-
dır. Bu noktada gerek eĢ maliyet doğrusunun gerekse de eĢ ürün eğrisinin
eğimi birbirine eĢittir. Diğer yandan hem A hem de B noktasında üretici aynı
bütçeye sahip ancak D noktasına göre daha az bir üretime sahiptir.

 ΔK MPPL 
 EĢ ürün eğrisinin eğimi MRTSLK =  - = 
 ΔL MPPK 
PL w
 EĢ maliyet doğrusunun eğimi - =-
PK r

70
 MPPL w 
 Eğimlerin eĢitlendiği D noktasında  =  gerçekleĢir.
 MPPK r 
 Firmanın optimal faktör bileĢimini sağlayan denge koĢulu, üretim faktörlerinin marjinal verimleri oranının faktör fiyatla-
 MPPL w 
rı oranına eĢit olmasıdır. ġöyle ki  =  . O halde;
 MPPK r 
 EĢ ürün eğrisinin eĢ maliyet doğrusuna teğet olması,
 EĢ ürün eğrisi ile eĢ maliyet doğrusunun eğimlerinin birbirine eĢit olması,
 Marjinal teknik ikame oranının faktör fiyatları oranına eĢit olması,
 Marjinal teknik ikame oranının faktörlerin marjinal verimlilikleri oranına eĢit olması durumunda üretici dengesi sağ-
lanmıĢ olacaktır.
ÖRNEK: A malını üreten bir firma için sermayenin ve emeğin marjinal fiziki verimlilikleri sırasıyla 0,4 ve
0,6‟dır. Buna göre sermayenin birim fiyatı 4 TL ise üretici dengede iken emeğin birim fiyatı kaçtır?
A) 6 B) 7 C) 8 D) 9 E) 10

 MPPL w 
YANIT: Üretici dengesi  =  eĢitliğinde sağlanır.
 MPPK r 

Sermayenin marjinal verimliliği (MPPL) = 0,4


Emeğin marjinal verimliliği (MPPL) = 0,6
Sermayenin birim fiyatı (r) = 4 TL
Emeğin birim fiyatı (w) = ?

 MPPL w  0,6 w
Yukarıda verilen değerleri denge denkleminde yerine koyarsak;  =  = =  w = 6 TL bulunur.
 MPPK r  0,4 4

Doğru Yanıt: A seçeneğidir.

ÖRNEK: Üretim fonksiyonu Q = 20.K0,25 .L0,15 biçiminde olan bir iĢletme sermayenin birim baĢına maliyeti
20 TL, emeğin birim baĢına maliyeti 192 TL ve üreticinin toplam maliyeti 1600 TL‟dir. Buna göre üreticinin
maksimum çıktıya ulaĢabilmesi için ne kadar sermaye ve ne kadar emek faktörü kullanmalıdır?
K L
A) 3,125 50
B) 50 3,125
C) 40 60
D) 60 40
E) 25 100

 MPPL w 
YANIT: Üretici dengesi  =  eĢitliğinde sağlanır.
 MPPK r 

MPPL = Toplam üretim fonksiyonunda L‟ye göre kısmi türevdir.


MPPK = Toplam üretim fonksiyonunda K‟ye göre kısmi türevdir.

Üretim fonksiyonu Q = 20.K0,25 .L0,15 Ģeklinde ise;


0,15
MPPL = 20.K0,25 .0,15.L0,15-1 = 20.K0,25 .0,15.L-0,85 (L ifadesinin türevi, üs ifadenin baĢına çarpım Ģeklinde geti-
rilir ve üs 1 azaltılır).

MPPK = 20.0,25.K0,25-1 .0,15.L0,15 = 20.0,25.K -0,75 . L0,15 ‟tir. Emeğin fiyatı (w) 96 TL, sermayenin fiyatı da 10 TL
ise denge denklemi;

MPPL  20 .K 0,25 .0,15.L-0,85  w 192


= = = Ģeklindedir.
MPPK  20 .0,25.K -0,75 .L0,15  r 20

71
Yukarıdaki denklemi gerekli sadeleĢtirmeleri yaparak tekrar düzenleyelim;

MPPL  K 0,25 .0,15.L-0,85  w 192


= = =
MPPK  0,25.K -0,75 .L0,15  r 20
-0,85 -
EĢitlikte yer alan negatif üslerden kurtulmak için pay kısmında yer alan L ifadesi paydaya, payda da yer alan K
0,75
ifadesi de pay kısmına yazılır.

MPPL  K 0,25 .0,15.K 0,75  w 192


= = =
MPPK  0,25.L0,85 .L0,15  r 20

MPPL  K 0,25 .K 0,75 .0,15  w 192


= = =
MPPK  L0,85 .L0,15 .0,25  r 20

MPPL  K.0,15  w 192


= = =
MPPK  L.0,25  r 20

EĢitlikte gerekli iĢlemler yapılırsa K = 16L bulunur. Firmanın toplam bütçesi (TC) 1600 TL verilmiĢtir. Firmanın
TC‟sini yazacak olursak;

TC = w . L + r . K  1600 = 192L + 20K olacaktır. K faktörü L faktörü cinsinden 16L olarak bulunduğundan eĢitlik
1600 = 192L + 20 (16L)  1600 = 192L + 320L olarak yazılacaktır. 512L = 1600 ise L = 3,125 bulunacaktır. Bulunan L
değeri
K = 16L eĢitliğinde yerine yazılır. Burada K 50 olarak bulunur. O halde, firma maksimum çıktıya ulaĢabilmesi için 3,125
birim emek, 50 birim de sermaye kullanmalıdır.
Doğru Yanıt: B seçeneğidir.
UZUN DÖNEM ÜRETĠCĠ DENGESĠNĠN DEĞĠġMESĠ
KATLANILMASI DÜġÜNÜLEN MALĠYETLERĠN DEĞĠġMESĠ (TC DEĞĠġĠRSE)

Yandaki grafiksel analizde girdi fiyatları ve teknoloji sabitken firmanın bütçesi


(TC) ard arda arttığında eĢ maliyet doğrusu sağa paralel bir Ģekilde kayar. Her
yeni eĢ maliyet doğrusuna bir eĢ ürün eğrisi teğet olur. Teğet noktaların birleĢti-
rilmesiyle elde edilen eğriye firma geniĢleme yolu eğrisi (F. G. Y. E.) denir. Öte
yandan firmanın geniĢleme yolu eğrisi orijinden baĢlayabilir. Çünkü firmanın
bütçesi sıfır iken K ve L kullanımı da sıfır olacaktır. TC‟nin değiĢmesi eĢ maliyet
doğrusunun konumunu değiĢtirdiğinden üretici yeni bir denge noktasına geçe-
cektir. Üretici dengesinden kasıt kar maksimizasyonu, maliyet minimizasyonu ve
çıktı maksimizasyonudur. O halde firma geniĢleme yolu eğrisi faktör fiyatları
veriyken alternatif üretim miktarlarını en düĢük maliyetle sağlayan optimal faktör
bileĢim oranlarının geometrik yeridir.

GĠRDĠ FĠYATLARI DEĞĠġĠRSE

Firmanın bütçesi ve teknoloji sabitken girdi fiyatlarından biri değiĢirse, eĢ-maliyet doğrusu sağa-sola paralel
olmayan bir Ģekilde kayar. Her yeni eĢ-maliyet doğrusuna yeni bir eĢ-ürün eğrisi teğet olur ve böylece firmanın optimal
faktör bileĢim noktaları değiĢmiĢ olur.

72
TEKNOLOJĠ DEĞĠġĠRSE

Üretim sürecinde teknolojik bir geliĢmenin yaĢanması üreticiyi farklı bir denge noktasına taĢıyacaktır. Üretim tek-
nolojisi hangi faktör lehine geliĢme göstermiĢ ise eĢ ürün eğrisi eĢ maliyet doğrusu üzerinde o faktörün bulunduğu ekse-
ne doğru topyekûn kayacaktır. Bunun sonucunda ise eĢ maliyet doğrusunun konumunda herhangi bir değiĢme olmaya-
cağından eğimi de değiĢmeyecektir.

Yandaki Ģekilde dikey eksende sermaye yatay eksende ise emek miktarı vardır.
K
Üretim sürecinde yaĢanan teknolojik geliĢme emek kullanıcı olur ise eĢ ürün eğrisi
C A noktasından B noktasına doğru eĢ maliyet doğrusu üzerinde kayarken, sermeye
kullanıcı bir teknolojik geliĢme olur ise bu kez eĢ ürün eğrisi eĢ maliyet doğrusu
üzerinde A noktasından C noktasına doğru topyekûn yer değiĢtirecektir.
A

0
L

73
BÖLÜM – VIII
MALĠYET TEORĠSĠ
GĠRĠġ

Üretim kaynak gerektirdiğinden ve kaynaklarda sınırlı olduğundan bir malın üretilmesi bir baĢka malın üretiminden
vazgeçilmesini içerir. Bir Ģey elde etmek için vazgeçilen (en iyi) Ģey, alternatif maliyet veya fırsat maliyeti diye
tanımlanır. Daima fırsat maliyeti anlamında tanımlanan üretim maliyetlerini, açık maliyetler ve zımni maliyetler (örtük
maliyet) diye iki ana kategoride ele almak mümkündür. Açık maliyetler, üretimi gerçekleĢtiren firma tarafından o
firmanın sahibi olmayanlara üretime katkıları karĢılığında fiilen yapılan ödemeleri kapsar. Muhasebe sistemindeki üretim
maliyetleri sadece açık maliyetlerden oluĢtuğundan açık maliyetler bazen muhasebe maliyetleri diye de nitelendirilir.
Zımni ya da örtük maliyetler, üretimi gerçekleĢtiren firma tarafından firmanın sahip olduğu üretim faktörlerinin
üretime katkıları karĢılığında yapılması gereken ödemeleri kapsar. Firmanın sahip olduğu faktörlerin en iyi alternatif
üretim alanlarında elde edecekleri gelirlerin toplamına eĢittir. Ġktisadi anlamda maliyet kavramının muhasebe anlamında
maliyet kavramından farklı olmasının çok önemli bir sonucu, iktisadi anlamda kâr kavramının da muhasebe anlamında
kâr kavramından farklı olmasıdır.

MUHASEBE KÂRI

Muhasebe kârı = SatıĢ hasılatı (TR) – Açık Maliyet

ĠKTĠSADĠ KÂR

Ġktisadi Kâr = SatıĢ hasılatı (TR) – (Açık maliyet + Zımni maliyet)


SatıĢ hasılatı (TR) - Açık maliyet - Zımni maliyet
Ġktisadi Kâr =
Muhasebe Kârı
Ġktisadi Kâr = Muhasebe Kârı – Zımni maliyet

KISA DÖNEM MALĠYETLER


KISA DÖNEM TOPLAM MALĠYETLER

Kısa dönem faktörlerden birinin sabit diğer faktörlerin ise değiĢtirilebildiği dönemdir. Bu dönemde üç toplam, üç ortalama,
bir de marjinal maliyet varken uzun dönemde ise bir toplam bir ortalama ve bir de marjinal maliyet vardır. Kısa dönemde
firma hem sabit hem de değiĢken maliyetlerle karĢı karĢıya kalırken; uzun dönemde ise firma sadece değiĢken
maliyetlerle karĢı karĢıya kalır.
Kısa dönem toplam maliyet eğrileri;

 Toplam maliyet (TC),


 Toplam değiĢken maliyet (TVC),
 Toplam sabit maliyet (TFC) Ģeklindedir.
ġimdi sayılan toplam maliyet eğrilerini açıklamaya çalıĢalım.

Toplam maliyet (TC): Firmanın katlandığı tüm maliyetleri içerir. Toplam maliyet iki parçadan oluĢacaktır. ġöyle ki;
Toplam maliyet (TC) = Toplam değiĢken maliyet (TVC) + Toplam sabit maliyet (TFC)
Toplam sabit maliyet (TFC): Üretime bağlı olmayan maliyettir. Yani üretim olsa da olmasa da katlanılan maliyet-
tir. Toplam sabit maliyet, firmanın kirasını, doğal afet sigortalarını vb. kapsamaktadır.
Toplam değiĢken maliyet (TVC): Üretime bağlı olan ve üretim düzeyiyle değiĢebilen maliyettir. Yani üretim mik-
tarıyla pozitif yönde hareket etmektedir. Toplam değiĢken maliyet, elektrik, su, iĢçi ücretleri gibi ödemeleri kapsayacaktır.
Üretim yoksa bu maliyet, sıfırdır.

74
TFC Toplam sabit maliyet üretim miktarına bağlı olmadığından
yani üretim düzeyinden bağımsız olduğundan yandaki
grafikte olduğu gibi miktar eksenine paralel bir doğru Ģek-
linde olacaktır. Firmanın üretim düzeyi arttıkça ya da azal-
TFC
dıkça firmanın katlandığı toplam sabit maliyetler değiĢme-
yecektir.

0
Q

Toplam değiĢken maliyet, üretim düzeyine bağlı olduğundan orijinden baĢlayacaktır. Eğrinin Ģeklini ise üretim teorisinde
bahsettiğimiz “verim maliyet ters çalıĢır” ilkesi belirleyecektir

Kısa dönemde azalan verimler yasası


geçerli olduğundan toplam fiziki verim-
lilik eğrisi değiĢken faktör arttırıldıkça
önce artarak artar daha sonra azala-
rak artar, maksimum olur ve mutlak
olarak azalmaya baĢlayacaktır. Yan-
daki grafiksel analizde iĢçi alımı A
noktasına kadar artırıldıkça üretim
önce artarak artacaktır. Verim maliyet
TPPL max ters çalıĢır ilkesinden dolayı toplam
maliyet ve toplam değiĢken maliyet
TPP L eğrileri de bu noktaya kadar azalarak
artacaktır. Toplam fiziki verimlilik eğrisi
A azalarak artan kısma geçtiğinde ise
toplam maliyet ve toplam değiĢken
maliyet eğrileri de artarak artan bir
0 seyir izleyecektir. O halde toplam
L
maliyet ve toplam değiĢken maliyet
eğrileri önce azalarak daha sonra ise
artarak artacaktır.

TFC üretim düzeyine bağlı olmadığından miktar eksenine paralel ve dikey


TC
TC TVC
eksenden baĢlayan bir doğru Ģeklinde olacaktır. Toplam değiĢken maliyet
TVC üretime bağlı olduğundan orijinden baĢlayacak ve üretim artıĢıyla beraber
TFC Büküm noktası
önce azalan oranda sonra ise artan oranda artacaktır. Toplam maliyet
eğrisi ise dikey eksenden yani toplam sabit maliyetin baĢladığı yerden
TFC baĢlayacaktır. Dikey eksenden baĢlamasının nedeni, üretim sıfır olduğun-
da toplam değiĢken maliyetin olmamasıdır. Çünkü bu maliyet üretime bağ-
lıdır. Bu durumda firmanın toplam maliyeti toplam sabit maliyetine eĢit
TFC
olacaktır. Eğrinin Ģekli ise yine toplam değiĢken maliyetin Ģekli ile aynı
TFC olacaktır.
0
Q

75
TC = TFC + TVC  Üretim sıfırken TVC olmadığından TC, TFC‟ye eĢit olacaktır. Diğer yandan hem TC‟nin hem de
TVC‟nin büküm noktaları aynıdır. Çünkü TC‟nin de TVC‟nin de Q‟ya göre birinci türevi MC‟yi (Marjinal maliyet) verir.
Son olarak TC‟nin ve TVC‟nin büküm noktaları aynı üretim (Q) düzeyine denk gelir.

KISA DÖNEM ORTALAMA MALĠYETLER

Ortalama maliyet, parça baĢına ya da birim baĢına maliyeti ifade etmektedir. Ortalama maliyet hesaplanırken fir-
 TC 
madaki toplam maliyetler (TC) üretim miktarına bölünür. Yani  AC = ‟dur. Ortalama maliyet eğrisi türetilirken toplam
 Q 
maliyet eğrisinden yararlanılır. Ortalama değiĢken maliyet ise parça baĢına değiĢken maliyeti ifade eder ve toplam değiĢ-
 TVC 
ken maliyetin üretim miktarına bölünmesiyle bulunur. Yani  AVC = ‟dur. Ortalama değiĢken maliyet eğrisi türetilir-
 Q 
ken de toplam değiĢken maliyet eğrisinden yararlanılır. ġimdi birlikte ortalama değiĢken maliyet eğrisi ile ortalama mali-
yet eğrisini türetelim.
Üretimin üç bölgesi analizinde ortalama fiziki verimlilik eğrisi türetilirken orijinden çıkan doğruların toplamı kestiği
noktalardaki eğimlerin izdüĢümünü almıĢtık. Aynı mantıkla ortalama maliyeti de türetmek mümkündür. TC ve TVC‟nin
Ģeklini belirleyen Ģey Azalan Verimler Yasası idi. Aynı Ģekilde AC ve AVC‟nin Ģeklini belirleyen yani U Ģeklinde olmasını
sağlayan da Azalan Verimler Yasasıdır. Ancak TFC ve AFC‟nin Ģeklini belirleyen Ģey Azalan Verimler Yasası değil basit
matematiksel iliĢkidir.

TOPLAM MALĠYET VE TOPLAM DEĞĠġKEN MALĠYET VE ORTALAMA DE-


ORTALAMA MALĠYET ĞĠġKEN MALĠYET
TC TC TVC

TVC
Doğrular yatıklaĢtıkça
eğim azalmakta
Doğrular yatıklaĢtıkça
eğim azalmakta

1 2 3 4

1 2 3 4

0 0 Q
Q
AC AVC
AC AVC

min min

0 0
Q Q

Toplam fiziki verimlilik eğrisinin (TPPL) Ģekli azalan verimler yasasından dolayı önce artarak artan daha sonra azala-
rak artan bir seyir izlemekteydi. Verim ve maliyet ters çalıĢtığından dolayı TC ve TVC önce azalarak sonra da artarak arta-
caktır. Ortalama türetilirken orijinden çıkan doğruların toplamı kestiği noktalardaki eğimlerinin izdüĢümü alınır. Orijinden
çıkan doğruların toplama teğet olduğu nokta aĢağıya taĢınır. Teğet noktasına kadar orijinden çıkan doğruların toplamı kesti-
ği noktalardaki eğimler azaldığından (1 nolu doğrudan 4 nolu doğruya gidildikçe doğru yatıklaĢıp, eğim azalmaktadır) orta-
lama maliyet ile ortalama değiĢken maliyet de azalacaktır. Bundan sonra çizilecek doğrular toplamı kesmeyeceğinden çizil-
mesinin mantığı yoktur. Bu noktadan sonra eğim tekrar artacağından (4 nolu doğrudan 1 nolu doğruya gidildikçe doğru
dikleĢip, eğim artmaktadır) AC ve AVC'de artacaktır. O halde grafiksel analizde AC ve AVC U Ģeklinde ve dıĢa bükük ola-
caktır. Diğer yandan ortalama maliyet tıpkı toplam maliyette olduğu gibi iki parçadan oluĢur. ġöyle ki; AC = AFC + AVC.
Ortalama sabit maliyet eğrisine bakacak olursak eğrinin Ģekli azalarak azalan bir seyir izleyecektir. Bunun nedeni
ise azalan verimler yasası değil matematikseldir. Örneğin bir evde 2 öğrenci kalsın ve öğrencilerin eve ödedikleri kira 500
 500 
TL olsun. Bu durumda öğrencilerin ortalama sabit maliyeti  = 250  250 TL olacaktır. Eve 2 öğrenci daha gelirse bu
 2 
 500 
kez ortalama sabit maliyet  = 125  125 TL olacaktır. O halde evdeki kiĢi sayısı arttıkça (üretim miktarı arttıkça)
 4 
ortalama sabit maliyet sürekli azalacaktır. AFC, daima azalan negatif eğimli ve azalarak azalan bir eğridir. ġekli ikizkenar
hiperboldür.

76
ORTALAMA ORTALAMA DEĞĠġKEN MALĠYET ORTALAMA SABĠT
MALĠYET (AC, ATC) (AVC) MALĠYET (AFC)
AC AVC AFC
AC AVC

min min

AFC
0 0
Q Q
0
Q

KISA DÖNEM ORTALAMA MALĠYET EĞRĠSĠ VE KAPASĠTE KULLANIM DÜZEYĠ

Firmanın kısa dönemde üretimini nasıl bir kapasiteyle gerçekleĢtirdiğini analiz edebileceğimiz maliyet eğrisi kısa
dönem ortalama maliyet eğrisidir. Firmanın denge üretim miktarı ortalama maliyet eğrisinin minimum noktasına tekabül
ediyorsa firma tam kapasiteyle, minimum noktasının soluna tekabül ediyorsa atıl ya da eksik kapasiteyle, minimum nok-
tasının sağına tekabül ediyorsa aĢırı kapasiteyle çalıĢacaktır. Öte yandan aĢırı kapasitenin en üst sınırı da maksimum ya
da teorik kapasitedir. Teorik kapasitenin fiili olarak uygulanması son derece zordur. Örneğin bir iĢçi 24 saat boyunca
çalıĢıyorsa bu durumda iĢçi açısından maksimum kapasite söz konusudur. Ancak iĢçi açısından bu durum son derece
zor bir durumu ifade eder. AVC‟nin minimum noktasına ise yedek kapasite adı verilir.

KISA DÖNEM ORTALAMA MALĠYET EĞRĠSĠ


AC
MAKSĠMUM
(TEORĠK KAPASĠTE )

TAM KAPASĠTE

min
ATIL (EKSĠK ) KAPASĠTE AġIRI KAPASĠTE
0
Q
 Firmanın kapasite kullanım düzeyini verir,
 Üretim miktarı AC‟nin minimum noktasındaysa firma tam kapasiteyle çalıĢır,
 Üretim miktarı AC‟nin minimum noktasının solunda ise firma atıl ya da eksik kapasiteyle çalıĢır,
 Üretim miktarı AC‟nin minimum noktasının sağında ise firma aĢırı kapasiteyle çalıĢır,
 AĢırı kapasitenin en üst sınırı maksimum ya da teorik kapasitedir,
 Tam kapasite, aynı zamanda bir firmanın malı en düĢük maliyetle ürettiği noktayı da gösterir.

KISA DÖNEM ORTALAMA MALĠYET EĞRĠSĠ ĠLE ORTALAMA DEĞĠġKEN MALĠYET ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠ

Hem kısa dönem ortalama maliyet hem de kısa dönem ortalama


değiĢken maliyet eğrisi azalan verimler yasası nedeniyle U Ģeklindedir.
Diğer yandan ortalama maliyet daima ortalama değiĢken maliyetin
üzerindedir. Çünkü AC‟nin içerisinde hem AVC hem de AFC vardır
(AC = AVC + AFC). AC ile AVC arasındaki fark AFC‟dir. Üretim
arttıkça AFC sürekli azaldığından AC ile AVC arasındaki fark giderek
azalır ve iki maliyet eğrisi birbirine yaklaĢır. Ancak kesiĢmezler.
KesiĢirlerse AFC sıfır olur. Toplam sabit maliyet (TFC) sıfır
 TFC 
olmayacağından AFC‟de sıfır olmaz  AFC =
Q 
.

77
KISA DÖNEM MARJĠNAL MALĠYET
Marjinal maliyet üretilen mal miktarındaki ya da çıktıdaki bir birimlik değiĢimin toplam maliyette meydana getirdiği
değiĢmedir. Kısa dönemdeki toplam maliyetteki değiĢme toplam değiĢken maliyetteki değiĢmeye eĢit olduğundan kısa
dönem marjinal maliyet, çıktıdaki bir birim değiĢme sonucu toplam değiĢken maliyette meydana gelen değiĢme olarak da
tanımlanır. Kısacası marjinal maliyet son birimin maliyeti olarak da tanımlanabilir. Marjinal maliyetin değiĢken maliyetlerle
iliĢkisi olduğundan sabit maliyetlerle iliĢkisi yoktur. Marjinal maliyetin altında kalan kısmın alanı da bizlere TVC‟yi verir.
Marjinal maliyet eğrisi toplam değiĢken maliyet eğrisinin her noktasındaki eğimlerin izdüĢümünü verir.
Yandaki grafiksel analizde toplam değiĢken maliyet eğrisi üretime
TVC TVC bağlı olduğundan orijinden baĢlar. DeğiĢken faktörün (L) verimi önce
artıp sonra azaldığından, verim maliyet de ters çalıĢtığından TVC
B önce azalarak artar sonra artarak artar. MC TVC‟nin her noktasındaki
A
eğimlerin izdüĢümüdür. Büküm noktasını (A) aĢağıya taĢıyalım. Bü-
l
küm noktasına kadar TVC‟ye çizilen teğetin eğimi azaldığından A
noktasına kadar MC azalır. Büküm noktasından sonra TVC‟ye çizilen
l
teğetin eğimi artıĢ gösterdiğinden MC A noktasından sonra artar. O
0
Q halde MC U Ģeklindedir. Orijinden çıkan doğruların toplamı kestiği
MC noktalardaki eğimlerin izdüĢümü ise ortalamayı vereceğinden
AVC MC
AVC
TVC‟den ortalama değiĢken maliyeti türetebiliriz. Orijinden çıkan ve
TVC‟ye teğet olan B noktasını aĢağıya taĢıyalım. B noktasına kadar
I
orijinden çıkan doğrunun eğimi azaldığından AVC B noktasında kadar
BI I
AI
azalır. Daha sonra eğim tekrar arttığından AVC B noktasından sonra
min
min artar. Yani AVC de MC gibi U Ģeklindedir. Grafikten de anlaĢılacağı
gibi MC AVC‟yi, AVC‟nin minimum noktasından kesmektedir.
0
Q

KISA DÖNEM ORTALAMA MALĠYET, ORTALAMA DEĞĠġKEN MALĠYET VE MARJĠNAL MALĠYET EĞRĠLERĠ
ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠ

Marjinal maliyet eğrisi, ortalama değiĢken maliyet eğrisiyle ortalama


maliyet eğrisini minimum noktasından keser. Üretim miktarı arttıkça AFC
eğrisi miktar eksenine yaklaĢmaktadır. AFC eğrisi AC‟nin altından
baĢlayan daima azalan bir eğridir. Çünkü AC‟nin içerisinde hem AFC
hem de AVC olduğu için AFC, AC‟nin altında bir noktadan baĢlaması
gerekir.

UZUN DÖNEM MALĠYETLER


UZUN DÖNEM TOPLAM MALĠYET

Uzun dönem planlamanın yapıldığı bir dönem olduğundan planlama


LRTC dönemi olarak da adlandırılır. Uzun dönem planlama dönemi olduğun-
LRTC dan, uzun dönemde sabit maliyetler söz konusu değildir. Yani maliyetle-
rin tamamı değiĢkendir. Çünkü uzun dönemde firma her türlü makinesi-
ni, teçhizatını, donanımını hatta yerini dahi değiĢtirebilir. Ancak hemen
aklımıza uzun dönemde firma kira ödemez mi Ģeklinde bir soru gelmesi
hatalı bir düĢünce olacaktır. Sadece planlama yapıldığı için hiçbir mali-
yet sabit olarak önceden belirlenemez. Örneğin bir X firması Bursa‟da
faaliyet göstersin. Firmanın iĢleri yolunda gitmemeye baĢlamıĢ ve bu
nedenle uzun dönemde firma faaliyetine Ankara‟da devam etmek iste-
0
Q miĢtir. Firma Ankara‟ya taĢınıp faaliyete baĢladığı anda tekrar o firma
için kısa dönem baĢlayacaktır. LRTC de yine diğer kısa dönem toplam
maliyetlerde olduğu gibi önce azalarak artan sonra artarak artan bir seyir izleyecektir. LRTC‟nin Ģeklini belirleyen ölçek
ekonomisidir. Öte yandan uzun dönemde sabit maliyetler olmadığından, maliyetlerin tamamı değiĢebilir olduğundan
LRTC orijinden baĢlamaktadır.

78
UZUN DÖNEM ORTALAMA MALĠYET

LRAC II . KISIM
LRAC

I. KISIM III . KISIM


min

0
Q

l. KISIM II. KISIM III. KISIM


 Pozitif ölçek ekonomisi geçerlidir,  Optimum çapta tesis ya da minimum  Negatif ölçek ekonomisi geçerlidir,
 Ölçeğe göre artan getiri azalan maliyet etkin ölçek sağlanmıĢtır,  Ölçeğe göre azalan getiri artan maliyet
söz konusudur,  Ölçeğe göre sabit getiri sabit maliyet söz konusudur,
  + β ˃ 1‟dir, söz konusudur,   + β ˂ 1‟dir,
 LRAC negatif eğimlidir,   + β =1‟dir,  LRAC pozitif eğimlidir,
Firmanın burada olmasının sebepleri;  LRAC sıfır eğime sahiptir, Firmanın burada olmasının sebepleri;
 ĠĢ bölümü ve uzmanlaĢma (A. Smith):  Üretimin en düĢük maliyetle yapıldığı  AĢırı uzmanlaĢma (yabancılaĢma),
Üretim hacminin büyümesiyle birlikte yerdir.  Bürokrasi, kırtasiyecilik,
üretimin çeĢitli safhalarını uzmanlaĢmıĢ  Hantallık,
iĢçiler yaparlar. Bir iĢten ötekine geç-  Yönetim ve koordinasyon eksikliğidir.
menin sebep olduğu zaman kaybı uz-
manlaĢma ile ortadan kalkar,
 ĠĢi yaparak öğrenme (Arrow): ĠĢi yapa-
rak öğrenme ile verim artar, maliyetler
azalır.

UZUN DÖNEM MARJĠNAL MALĠYET

LRMC, firmanın üretimi bir birim daha artırması halinde toplam


maliyetteki artıĢları ifade eder. LRMC eğrisi de kısa dönem
eğrilerden hareketle elde edilir. Ancak LRMC eğrisi, SRMC
eğrilerini alttan sarmaz. LRMC eğrisi, her bir üretim düzeyinde
firmanın katlandığı kısa dönem marjinal maliyetlerden hareketle
elde edilmektedir. Ayrıca LRMC eğrisi LRAC eğrisini daima
minimum noktada kesmektedir. LRMC, LRTC‟nin Q‟ya göre
birinci türevine eĢittir.
dLRTC LRMC eğrisinin şekli de U şeklindedir.
LRMC =
dQ
Nedeni yukarıda bahsettiğimiz gibi ölçek ekonomileridir.
ALAN EKONOMĠLERĠ

Firmalar, aynı üretim faktörleriyle iki ya da daha fazla mal üreterek önemli bir maliyet avantajı sağlarlar ki bu
Ģekildeki avantaja “üretim alanı ekonomisi”, “alan ekonomisi” ya da “kapsam ekonomisi” denilir.

TC(X) + TC(Y) - TC(X + Y)


E= formülü ile alan ekonomisi derecesi ölçülür.
TC(X + Y)

E > 0 → Birden fazla çıktı üretmenin maliyetinin (TC(X + Y)), her çıktının ayrı ayrı üretilmesi halinde (TC(X) +
TC(Y)) söz konusu olacak maliyetlerin toplamından küçük olması kısaca pozitif (olumlu) alan ekonomileri diye
nitelendirilir (süt ürünleri, mandıra ürünleri vb.)
E < 0 → Birden fazla çıktı üretmenin maliyetinin, her çıktının ayrı ayrı üretilmesi halinde söz konusu olacak
maliyetlerin toplamından büyük olmasına negatif (olumsuz) alan ekonomisi denir (otomobil ve ayakkabının aynı
fabrikada üretilmesi gibi).
E = 0 → Alan ekonomisi yok.

79
BÖLÜM – IX
TAM REKABET (REKABETÇĠ) PĠYASASI
GĠRĠġ
Tam rekabet piyasasının özellikleri aĢağıdaki gibidir;
 Çok sayıda alıcı ve çok sayıda satıcı vardır (Atomize koĢulu);
Çok sayıda alıcı ve satıcının olması demek piyasadaki bir alıcının ya da bir satıcının piyasa fiyatlarını etkileye-
memesi anlamına gelir. Yani tüketicilerin günlük tükettiği simit miktarı 1‟den 5‟e, 5‟ten 25‟e çıksa dahi piyasadaki fiyatlar-
da herhangi bir değiĢme yaĢanmaz. Aynı Ģekilde satıcıların günlük sattığı simit miktarını 400‟den 500‟e çıkarması ya da
500‟den 150‟ye düĢürmesi piyasa fiyatlarını yine etkilemeyecektir. Tam rekabet piyasasında fiyatlar endüstride belirlenir
ve endüstride belirlenen fiyatlar alıcılar ve satıcılar için veri kabul edilir. O halde bu piyasada alıcılar ve satıcılar için fiyat-
lar veridir. Yani sabittir. Tam rekabet piyasasında firma, fiyat alıcıdır. Yani fiyat kabul edicidir.
 Alıcılar ve satıcılar tam bilgiye sahiptir (ġeffaflık koĢulu);
Tam bilgiden kasıt simetrik bilgidir. Yani alıcılar ve satıcılar mallar hakkında aynı bilgiye sahiptir. Eğer alıcılar ve
satıcılar arasında tam bilgi yoksa o zaman Asimetrik bilgi söz konusudur. Asimetrik bilgi varsa iki durum karĢımıza çıka-
caktır. Bunlar ters seçim (adverse selection) ve ahlaki tehlikedir (moral hazard). Ters seçim kötü satıcıyı ödüllendirmek
iken ahlaki tehlike ise alıcıyı ve satıcıyı kandırmaya yönelik durumları ifade eder. Asimetrik bilgiyi iktisat literatürüne ka-
zandıran iktisatçı G. Akerlof‟tur. Yeni Keynesyen ekole ait bir iktisatçıdır ve yapmıĢ olduğu „Markets for lemon (Limon
piyasası)‟ çalıĢmasıyla 2001 yılında Nobel Ekonomi Ödülünün sahibi olmuĢtur. Ancak tam rekabet piyasasına alıcılar ve
satıcılar aynı bilgiye sahip olduğundan bu piyasada bu sorun yaĢanmaz.
 Faktör hareketliliği tamdır;
Yani faktörler hiçbir engel olmadan serbestçe hareket ederler.
 Mal homojendir;
Homojenlikten kasıt, sadece malların aynı kalite ve standart da olması demek değildir. Tüketicilerin algısında da
aynı olmak zorundadır. Örneğin yılbaĢı bileti alacaksınız. Satın alacağınız çeyrek bilet homojen bir mal olacaktır.
Çünkü tüm çeyrek biletlerde ikramiye çıkma olasılığı aynıdır. Eğer bileti sokakta üĢüyen Hasan Amca‟dan değil de
uğurlu olduğu için Nimet Abla‟dan alırsak malın homojenlik kuralını ihlal etmiĢ oluruz. Bu piyasada reklam yapıl-
maz.
 Piyasaya giriĢ çıkıĢ serbesttir (Mobilite koĢulu);
Tam rekabet piyasasında firmaların piyasaya giriĢ çıkıĢlarında herhangi bir engel yoktur.
TAM REKABET PĠYASASINDA TALEP VE HÂSILAT

Tam rekabet piyasasında alıcılar ve satıcılar tek baĢlarına fiyatları etkileyemediğinden fiyatları veri kabul ederler.
Yani alıcılar ve satıcılar fiyat alıcı ya da fiyat kabul edicidirler. Tam rekabet piyasasında endüstride fiyatlar piyasa arz
eğrisiyle piyasa talep eğrisinin kesiĢtiği endüstri dengesinde sağlanır. Endüstride oluĢan fiyat, alıcılar ve satıcılar için veri
fiyat olacak ve piyasadaki tüm alıĢ veriĢ de bu veri fiyattan yapılacaktır.
ENDÜSTRĠ DENGESĠ FĠRMA DENGESĠ
P P
S

E P0
P0 AR = MR = D

0 Q0 0
Q Q

Yukarıdaki grafiksel analizde endüstri dengesi E noktasında sağlanmıĢtır. Yani artık tam rekabet piyasasında veri fiyat
belirlenmiĢtir. Firma dengesi ise veri fiyat sonrasında fiyatlara müdahale edemeyeceğinden firma talep doğrusu yatay
eksene paralel olacaktır. Örneğin bu piyasa Ankara simit piyasası olsun (Ankara simit piyasası gerçekte tam rekabet
değildir). Alıcılar ve satıcılar için veri fiyat 10 TL olarak belirlensin. Simitçi Hasan Amca 10 TL‟den simitlerini satmaya
baĢlayacak alıcılar da 10 TL‟den simitleri talep edeceklerdir. Buradan yola çıkarak firmaya ait toplam hâsılat (TR), orta-
lama hâsılat (AR) ve marjinal hasılat (MR) değerlerini hesaplamaya çalıĢalım. Öncelikle bu kavramlarını ne olduğuna bir
bakalım.
TOPLAM HÂSILAT (TR): Toplam gelir, kasadaki toplam para, cirodur. Firmanın toplam satıĢ hâsılatı piyasadaki
malın fiyatı ile satıĢ miktarının çarpımına eĢittir. ġöyle ki; TR = P x Q
ORTALAMA HÂSILAT (AR): Ortalama gelir yani malın ortalama olarak kaça satıldığını ifade eder. Örneğin firma
bir malı 3 TL‟ye bir malı da 5 TL‟ye satsın. Malı ortalama olarak 4 TL‟ye satmıĢ olacaktır. O halde ortalama hasılat hesap-
lanırken firmanın toplam hâsılatı satıĢ miktarına bölünür. ġöyle ki;

80
 TR 
AR =  
 Q 
Firmanın toplam hâsılatı P x Q olduğundan Q‟lar sadeleĢir ve firmanın ortalama hâsılatı fiyata eĢit olur. ġöyle ki;

 TR   P x Q
AR =  =
  = P

 Q   Q 
 

MARJĠNAL HÂSILAT (MR): Marjinal gelir, son birim malın satıĢından kasaya giren para, satılan son birim malın
fiyatıdır. Firma satıĢlarını bir birim arttırdığında toplam hâsılatında meydana gelen değiĢim olarak da tanımlanır.
 ΔTR  dTR
MR =   ya da dQ Ģeklinde hesaplanır. AĢağıdaki tabloda rekabetçi bir firmaya ait hasılat tablosu ve-
 ΔQ 
rilmiĢtir;

Q P AR MR TR

1. Simit 10 10 10 10
2. Simit 10 10 10 20
3. Simit 10 10 10 30
4. Simit 10 10 10 40

Yukarıdaki tabloya göre simitçi Hasan Amca endüstride belirlenen 10 TL‟lik veri fiyatı alarak simitlerini satmaya
baĢlamıĢtır. Hasan Amca 1. simidi de, 2. simidi de, 4. simidi de aynı fiyattan satmak durumundadır. Fiyatları etkileyeme-
yecektir. Çünkü fiyatlar veridir. Her simitten kasaya giren son birim para 10 TL olduğundan marjinal hâsılat hep 10 TL
olacaktır. Diğer yandan ortalama hâsılat da firmanın toplam satıĢ hâsılatının satıĢ miktarına bölünmesiyle beraber hep 10
 TR  10  TR  40
TL bulunacaktır (Örneğin 1. simidi sattığında AR =  = = 10 , 4. simidi sattığında AR =  = = 10 ). O halde
 Q  1  Q  4
tabloda rekabetçi piyasa için son derece önemli bir eĢitlik bulunacaktır.

P = AR = MR  Bu eĢitlik yalnızca tam rekabet piyasasında böyledir. Diğer yandan tam rekabet firmasına ait
toplam satıĢ hâsılat eğrisi orijinden çıkan pozitif eğimli bir doğru Ģeklindedir. Çünkü fiyatlar veridir. Bu durumu aĢağıdaki
grafiksel analizde görmek mümkündür.

ENDÜSTRĠ FĠRMA
FĠRMANIN TOPLAM HÂSILAT DOĞRUSU
DENGESĠ DENGESĠ
P P
S

E P0
P0 AR = MR = D

0 Q0 0
Q Q

Yukarıdaki grafiksel analizde endüstri dengesi E noktasında gerçekleĢmiĢ ve piyasadaki veri fiyat da belirlenmiĢ-
tir. Tam rekabet piyasasında alıcılar ve satıcılar veri fiyattan iĢlem yaparlar. Yani bu piyasada alıcılar ve satıcılar fiyat
kabul edicidir. Alıcılar ve satıcılar fiyatları etkileyemediğinden firmanın sattığı mal miktarı değiĢtikçe firmanın marjinal
hâsılatı da değiĢmeyecektir. Bu nedenle firma ister 100 birim mal satsın ister 500 birim mal satsın firmanın son birim
sattığı maldan kasasına giren para (MR) değiĢmeyecektir. Bu nedenle firmanın marjinal hâsılat eğrisi yatay eksene para-
lel bir Ģekilde çizilir. Tam rekabet piyasasında firmanın fiyat doğrusu, ortalama hasılat doğrusu, marjinal hâsılat doğrusu
ve talep doğrusu özdeĢtir. Firmanın son birim sattığı maldan kasasına giren para değiĢmediğinden firmanın toplam hâsı-
latı da sabit miktarda bir artıĢ gösterecektir. Yani firmanın toplam hâsılat doğrusu pozitif eğimli orijinden çıkan bir doğru
o
olacaktır. TR doğrusu 45 olmak zorunda değildir. Diğer yandan firma talep doğrusunun esnekliği (), piyasa talep doğ-
rusunun esnekliğinden daima büyüktür.

81
KISA DÖNEM FĠRMA DENGESĠ

TOPLAM HÂSILAT-TOPLAM MALĠYET YAKLAġIMI (TR-TC)

Bu yaklaĢımda firma, toplam hâsılatla toplam maliyet arasındaki farkın en yüksek olduğu yerde kâr
maksimizasyonuna ulaĢtığı için denge, o üretim düzeyinde oluĢur. Bu noktada firmanın aynı zamanda MR = MC dengesi
de sağlanmıĢ olur. TR ile TC bir noktada kesiĢiyor ise firma pozitif kâr elde etmemesine rağmen sadece normal kâr elde
etmekte ve kâr maksimizasyon koĢullarını sağlamıĢ bulunmaktadır. Her üretim düzeyinde TC eğrisinin TR doğrusunun
üzerinde olduğu durumda firma her üretim düzeyi için zarar etmektedir. Bu durumda firmanın amacı zarar
minimizasyonudur. Ġster kâr ister zarar etsin firmanın denge noktalarını bulurken TR‟ye paralel TC‟ye teğet bir doğru
çizilerek denge üretim düzeyi bulunur. ġimdi aĢağıdaki tablo yardımıyla TR-TC yaklaĢımını açıklamaya çalıĢalım.

TAM REKABET PĠYASASINDA TR – TC YAKLAġIMI


TR
TC TC

rar
TR

Za
C B

r

D
A

r
ra
Za

0 Q1 Q3 Q2 Q
 Firmanın Toplam Hâsılat (TR) eğrisi orijinden çıkan ve sabit bir eğime sahip bir doğru Ģeklindedir,
Toplam Maliyet (TC) eğrisi dikey eksenden baĢlar. Çünkü kısa dönem analizinde firmanın katlanmak zorunda ol-
duğu sabit maliyetleri vardır (TFC). Azalan verimler yasasından dolayı bu eğri önce azalarak sonra artarak artmak-
tadır (verim ile maliyet ters çalıĢır),
 A‟nın solunda firma zarar etmektedir. Çünkü her noktada toplam maliyetler, toplam gelirden büyüktür (TC ˃ TR),
 B‟nin sağında firma yine zarar etmektedir. Çünkü her noktada toplam maliyet, toplam gelirden büyüktür (TC ˃ TR),
 A noktası kâra geçiĢ baĢabaĢ noktası iken B noktası ise zarara geçiĢ baĢabaĢ noktasıdır,
 AB aralığında firma kâr elde etmektedir. Çünkü her noktada bu kez toplam gelir, toplam maliyetlerden büyüktür
(TR ˃TC).
Kârın maksimum olduğu yer, toplam gelir ile toplam maliyet arasındaki uzaklığın en fazla olduğu yerdir. Burada uzak-
lıktan kasıt dik uzaklıktır. Dik uzaklığı bulabilmek için TR‟ye paralel TC‟ye teğet bir doğru çizilir. Matematiksel analizde
paralel doğruların eğimleri birbirine eĢittir. Ayrıca bir eğrinin eğimi, eğriye herhangi bir noktasında çizilen teğetinin
eğimidir. Böyle bir durumda TC‟nin eğimini veren MC ile TR‟nin eğimini veren MR birbirine eĢit olacaktır. Yani kâr
maksimizasyon koĢulu olan MR = MC sağlanmıĢ olmaktadır. Kârın maksimum olduğu üretim düzeyi Q 3 üretim düzeyi-
dir (CD).

82
MARJĠNAL HÂSILAT-MARJĠNAL MALĠYET YAKLAġIMI (MR – MC)

TAM REKABET PĠYASASINDA MR – MC YAKLAġIMI


P

Marjinal kar MC
maksimum

P0 A B MR = AR = D

min

0
Q
 MR-MC yaklaĢımında iki koĢul gereklidir,
 Birinci sıra koĢul  MR = MC (gerekli koĢul);
Burada P = MC olabilir. Çünkü P = MR‟dir. Bu durum sadece tam rekabet piyasasında olur,
 Ġkinci sıra koĢul  Marjinal maliyet eğrisinin (MC) eğimi marjinal gelirin (MR) eğiminden büyük, marjinal maliyet
pozitif ve artan olacaktır (Bu koĢul yeterli koĢuldur).
Yukarıdaki grafiksel analizde A ve B noktaları birinci sıra koĢulu sağlarken (MR = MC), A noktası ikinci sıra koĢulu
sağlamamaktadır. ġekilde MC ile MR arasındaki çizilen dikey çizgiler marjinal kârı simgelemektedir. Marjinal kâr marji-
nal hâsılattan (MR), marjinal maliyetin (MC) çıkarılmasıyla elde edilir. Yukarıdaki Ģekilde marjinal karın maksimum
olduğu yer MC‟nin minimum noktasıdır. Firma MC‟nin minimum noktasından sonra da üretimi arttırmaya devam ede-
cektir. Çünkü hala firmanın elde edebileceği marjinal karlar vardır. Yani son birim malın satıĢından kasaya giren para
(MR) hala son birimin maliyetinden (MC) büyüktür. Ayrıca marjinal kârların toplamı toplam kârı vermektedir. Üretim B
noktasına kadar devam eder. B noktasında marjinal kâr sıfır olmaktadır. Yani MR ‒ MC = 0. Bu durumda MC, eĢitliğin
diğer tarafına atılırsa kâr maksimizasyon koĢullarından birinci sıra koĢul sağlanmıĢ olacaktır. Ġkinci sıra koĢul B nokta-
sında sağlanmaktadır. Çünkü bu noktada MC‟nin eğimi MR‟nin eğiminden büyük MC pozitif ve artan bir seyir izlemek-
tedir. Firma B noktasının sağına kesinlikle geçmez. Çünkü B noktasının sağındaki her yerde MC ˃ MR‟dir. Bu nedenle
firma burada üretim gerçekleĢtirmez. Yani üretim B‟nin sağında yoktur, sıfırdır.

FĠRMANIN KISA DÖNEM DENGESĠ

Tam rekabet firması kısa dönemde 3 durumla karĢı karĢıya kalır. Bunlar normal kâr, aĢırı kâr ve zarardır. Kâr ana-
lizi yapılıyorsa fiyatlarla ortalama maliyetler arasında bir iliĢki kurulurken, etkinlik analizinde ise fiyatlarla marjinal maliyet-
ler arasında bir iliĢki kurulmaktadır. ġöyle ki;

ETKĠNLĠK ANALĠZĠ KÂR/ZARAR ANALĠZĠ


P ile MC arasındaki iliĢkiye bakılır. P ile AC arasındaki iliĢkiye bakılır.
P = MC ise piyasada etkinlik vardır, P = AC ise Normal Kâr,
P ˃ MC ise piyasada etkinlik yoktur. P ˃ AC ise AĢırı Kâr (Normalüstü kâr),
NOT: Etkinlik yalnızca tam rekabette vardır. Bu piyasanın P ˂ AC ise Zarar söz konusudur.
dıĢındaki hiçbir piyasada etkinlik koĢulu sağlanmayacak-
tır.

NORMAL KÂR

Bir tam rekabet firması fiyatların ortalama maliyete eĢit olduğu yerde
üretimini gerçekleĢtiriyorsa firma açısından normal kâr söz konusudur.
Yandaki grafiksel analizde normal kâr durumu çizilecekse önce firmanın
AR‟si, MR‟si çizilir. Tam rekabet piyasasında fiyatlar veri olduğundan
firmanın AR‟si ve MR‟si yatay eksene paralel bir Ģekilde çizilir. Çizilen AR
ve MR doğrusu aynı zamanda da firmanın fiyat doğrusu ile talep doğru-
suna eĢittir. Daha sonra MC çizilir. MR ile MC‟nin kesiĢtiği noktada firma
için denge üretim miktarı belirlenir. Denge üretim miktarı Q* olarak belir-
lenir.

83
Daha sonra bir ortalama maliyet eğrisi çizilir ve MR = MC dengesine teğet olur. MC AC‟yi minimum noktasından
kesecektir. Firma bu durumda sadece normal kâr elde eder. (0P 0AQ*) alanı firmanın hem TR‟sini hem de TC‟sini gös-
termektedir. Normal kâr durumunda TR ‒ TC = 0 sıfır olmaktadır. Dengenin kurulduğu A noktasında firmanın denge
üretim miktarı ortalama maliyetin (AC) minimum noktasına tekabül ettiğinden dolayı firma tam kapasiteyle çalıĢacaktır.
Öte yandan firmanın denge üretim miktarında marjinal maliyet eğrisi de pozitif bir eğime sahiptir. Denge noktasında P =
MC olduğu için etkinlik koĢulu da sağlanmıĢtır.
AġIRI (NORMALÜSTÜ, POZĠTĠF EKONOMĠK) KÂR

Firmada aĢırı kâr söz konusuysa fiyat ortalama maliyetten büyüktür. Yan-
P *
daki grafikte denge üretim miktarı yine MR‟nin MC‟ye eĢit olduğu Q üretim
MC düzeyinde belirlenir. Diğer yandan bu noktada fiyat marjinal maliyete eĢit
olduğundan firmada etkinlik koĢulu da sağlanmıĢtır. Denge üretim miktarın-
da bir ortalama maliyet eğrisi çizilir ve fiyattan küçük olur. Yine MC AC‟yi
A minimum noktasından keser. Denge üretim miktarında firmanın aĢırı kârı
P MR =AR =D
AĢırı Kâr AC PACD alanı kadar olacaktır. Firmanın kâr maksimizasyonunu sağladığı
* *
C üretim düzeyinde AQ uzaklığı firmanın malı kaça sattığını gösterirken, DQ
D
uzaklığı ise firmanın malı ortalama kaça mal ettiğini gösterir. Firmada AD
min
uzaklığı mal baĢına ortalama aĢırı kârı verir. Öte yandan denge üretim
0 Q* Q miktarı AC‟nin minimum noktasının sağına tekabül ettiğinden firma aĢırı
kapasite ile çalıĢmaktadır.

ZARAR

Firma açısından fiyat ortalama maliyetten küçükse zarar söz konusudur.


*
P Yandaki grafikte firma MR = MC noktasına tekabül eden Q üretim düze-
MC AC yinde üretimini gerçekleĢtirmiĢ, diğer yandan da fiyat marjinal maliyete eĢit
B (P = MC) olduğundan firmada etkinlik koĢulu da sağlanmıĢtır. Ortalama
C
min maliyet (AC) fiyattan (P) büyük olduğundan AC, fiyat doğrusunun üzerinde
Zarar *
A çizilir. Yine MC AC‟yi minimum noktasından kesecektir. Firmada BQ uzak-
P AR =MR =D *
lığı firmanın malı ortalama kaça mal ettiğini gösterirken AQ uzaklığı ise
malı ortalama kaça sattığını göstermektedir. Firmada AB kadarlık parça
baĢına zarar söz konusudur. BAPC dikdörtgeninin alanı ise firmanın kat-
landığı toplam zararı vermektedir. Diğer yandan firmanın denge üretim
0 *
Q Q miktarı ortalama maliyet eğrisinin minimum noktasının soluna tekabül etti-
ğinden firma eksik kapasiteyle çalıĢmaktadır. Denge üretim miktarı ortala-
ma maliyet eğrisinin minimum noktasının soluna tekabül ettiğinden bu noktada ortalama maliyet eğrisi negatif bir eğime
sahiptir. Firmanın marjinal maliyeti etkinlik koĢulu olduğundan fiyata eĢittir (P = MC). Zarar durumunda P ˂ AC olduğun-
dan, dolaylı olarak da MC AC‟den küçük olacaktır (P = MC  P ˂ AC  MC ˂ AC).

FĠRMANIN KISA DÖNEM ARZ EĞRĠSĠ

Tam rekabet firmasının kısa dönem arz eğrisi, marjinal maliyet eğrisinin ortalama değiĢken maliyet eğrisinin mi-
nimum noktasının üzerinde kalan kısmıdır. Peki neden firmanın kısa dönem arz eğrisi, marjinal maliyet eğrisinin ortalama
değiĢken maliyet eğrisi üzerinde kalan kısmıdır? Dilerseniz bu durumu grafiksel olarak açıklamaya çalıĢalım.

84
 Yukarıdaki grafiksel analizde endüstri dengesi A noktasında iken fiyat ise P 1‟dir. Bu noktada oluĢan fiyat ortalama
maliyetin (AC) üzerinde olduğundan (P ˃ AC) firmada aĢırı kâr söz konusudur,
 Endüstride oluĢan fiyat P2‟ye düĢüp, endüstri dengesi B olduğunda firmada normal kâr söz konusudur. Çünkü bu
noktada oluĢan fiyat ortalama maliyete eĢittir,
 Endüstride oluĢan fiyat P3‟e düĢüp, endüstri dengesi C olduğunda firmada bu kez zarar söz konusudur. Ancak firma
zarar etse dahi firma üretimine devam edecektir. Çünkü üretimini durdurması halinde firmanın toplam zararı toplam
sabit maliyetleri kadar olacaktır,
 Endüstride oluĢan fiyat P4‟e düĢüp, endüstri dengesi D olduğunda firmada yine C noktasında olduğu gibi zarar söz
konusudur. D noktasında firmanın toplam satıĢ hasılatı toplam değiĢken maliyetlerini karĢılamaktadır,
 Son olarak endüstride oluĢan fiyat P5‟e düĢtüğünde ise firma değiĢir maliyetlerin bir kısmını karĢılayabilecektir.
Dolayısıyla endüstride oluĢan fiyat ortalama değiĢken maliyete eĢit ve ondan büyükse firma üretimini sürdürmeye
devam edecektir. Yani firmanın üretimi endüstride oluĢan fiyatlara göre farklılık gösterecektir. Çünkü arz demek çe-
l l l l
Ģitli fiyat düzeylerinden firmaların ne kadar mal üretmek istediklerini göstermektedir. A , B , C ve D denge noktaları-
nın tamamında
P = MC olup bu noktalar AVC‟nin üzerinde olduğundan firma bu noktalarda üretim kararı alacaktır,
l l
 Yukarıdaki Ģekilde B noktası baĢa baĢ, D noktası ise kapatma noktasıdır.

UZUN DÖNEM FĠRMA DENGESĠ

Rekabetçi bir piyasada faaliyet gösteren bir firma uzun dönemde yalnız-
P ca normal kâr elde eder. Çünkü piyasaya giriĢ çıkıĢ serbesttir. Uzun
SRMC LRMC dönemde piyasaya giriĢ çıkıĢ durur. Çünkü piyasa dıĢındaki firmaları
LRAC piyasaya çekecek bir kâr durumu söz konusu değildir (aĢırı kâr gibi).
SRAC Diğer yandan piyasadaki firmalar zarar etmediklerinden piyasadan çe-
kilme kararı da almayacaklardır. Firmanın uzun dönemde elde etmiĢ
P0 AR=MR =D
A olduğu normal karı grafiksel olarak açıklamaya çalıĢalım. Uzun dönem-
de denge P = MR = LRMC; P = MR = LRMC = LRAC ve P = AR = LRAC
Ģeklinde gerçekleĢir. Firma için uzun dönemde optimum çapta tesis ya
da minimum etkin ölçek sağlanmıĢtır. Çünkü denge üretim miktarı (MR =
0 Q0 Q LRMC eĢitliğinde, A noktasında) uzun dönem ortalama maliyet eğrisinin
tam minimum noktasına tekabül etmektedir (LRACmin). Denge noktasın-
da fiyat ortalama maliyete eĢit (P = AC) olduğundan normal kar vardır. Yani firma sıfır kâr ile çalıĢmaktadır. Firma sıfır

kar ile çalıĢtığından baĢabaĢ noktasındadır ( = TR ‒ TC = 0; TR = TC). Uzun dönem ortalama maliyet eğrisi birçok kısa
dönem ortalama maliyet eğrisini içerdiğinden dolayı, uzun dönemde kısa dönem ortalama maliyet eğrisi de minimum
düzeye inmiĢtir. Denge üretim kısa dönem ortalama maliyet eğrisinin minimum noktasında olduğundan firma tam kapasi-
teyle çalıĢmaktadır. Firmada fiyat marjinal maliyete eĢit olduğundan (P = MC) etkinlik sağlanmıĢ üretimde tüm kaynaklar
kullanılmıĢtır. Diğer yandan tüketiciler de malı en düĢük fiyattan tüketmektedirler. Tüketici refahı ve toplumsal refah mak-
simum seviyededir.
O halde, tam rekabet piyasasında uzun dönem dengesinde;

 Firmada etkinlik sağlandığından fiyatlar marjinal maliyete eĢittir (P = MC),


 Denge üretim miktarında uzun dönem ortalama maliyet eğrisi minimum düzeydedir ve optimum çapta tesis yani
minimum etkin ölçek sağlanmıĢtır,
 Firma normal kâr elde etmekte olup sıfır kar ile çalıĢtığından baĢabaĢ noktasındadır,
 Denge üretim düzeyinde marjinal maliyet eğrisi pozitif eğimlidir,
 Firma tam kapasiteyle çalıĢmaktadır,
 Tüketici refahı ve toplumsal refah maksimumdur,
 Piyasaya giriĢ çıkıĢ serbest olmasına rağmen, piyasaya giriĢ çıkıĢ durur.

85
BÖLÜM – X
MONOPOL (TEKEL) PĠYASASI
MONOPOLÜN OLUġMA NEDENLERĠ
Doğal Tekel: Ölçek ekonomileri dolayısıyla ortaya çıkar. Bir tane büyük firma, bir malı birkaç küçük firmaya göre
daha ucuza üretebilir ve zamanla diğer küçük firmalar piyasadan elenirse bu durumda doğal tekel oluĢur.
Zincirleme Tekel: Bir mal üretmek için gerekli girdilerin sadece bir firmanın elinde olması ve aynı firmanın söz
konusu malın tek satıcısı olmasıdır. Örnek: Demiryolları ve Telekom.
Devlet Eliyle Yaratılan Monopol: Bir malın üretimi veya satıĢı kamu sağlığı ve güvenliği açısından piyasaya
bırakılamıyor ise bu durumda oluĢan piyasadır.
Patent Yoluyla Yaratılan Monopol: Patent sahibinden baĢkasının o malı üretmesinin yasak olduğu monopol
türüdür. Microsoft, sanat eserleri vb.

10.3. MONOPOLÜN ÖZELLĠKLERĠ


1) Tekel, bir piyasada belirli bir malın bir tek satıcısı olması durumunu belirtmek için kullanılmaktadır. Dolayısıyla, tam
rekabette endüstrinin karĢı karĢıya olduğu piyasa talep eğrisi, tekelde tek firmanın karĢı karĢıya olduğu talep
eğrisidir. Dolayısıyla tekel firmasının karĢı karĢıya olduğu talep doğrusu ile piyasa talep doğrusu aynı Ģeydir ve
negatif eğimlidir. Negatif eğimli talep doğrusuna sahip olması, hangi piyasa türü olursa olsun firmanın fiyat koyucu
olduğu anlamına gelir. Fiyat koyucu ya da belirleyici olması, firmanın malın fiyatını değiĢtirerek sattığı mal miktarını
etkileyebilmesi anlamına gelmektedir. Fiyat koyucu olmak, malı istediği fiyattan satmak anlamına gelmemektedir.
Çünkü talep doğrusunun dikey ekseni kestiği nokta, o malın o piyasada iĢlem göreceği en yüksek fiyatı vermektedir
ve siz malı 1000 TL‟ye satmak isteseniz de eğer müĢteriler en fazla 400 TL veriyorlar ise malı istediğiniz fiyattan
satamazsınız. Sonuçta bu piyasa türünde karĢıda çok sayıda alıcı vardır ve onların davranıĢı talebi yansıtır. Diğer
yandan fiyat koyucu olmak, limit fiyat belirlemek anlamına da gelmez. Çünkü limit fiyat, oligopol piyasalarında
piyasaya yeni firmalar girmesin diye mevcut firmaların sattıkları malın fiyatını belli bir süre düĢük tutmalarıdır.
2) Tek firma fiyatı veri olarak kabul etmek zorunda değildir. Monopolcünün kararları malın piyasa fiyatını etkileyecektir.
3) Tekelin varlığı, tekelci firmanın ürettiği malın baĢka bir malla ikamesinin imkânsızlığına bağlıdır. Piyasada yakın bir
ikame malı bulunmamalıdır. Ancak ikame malın varlığı, firmanın tekel davranıĢını olumsuz etkileyecektir.
4) Tekelci firma fiyat ve üretim miktarı konusunda karar verirken baĢka firmaların davranıĢlarını hesaba katmak
zorunda değildir. Fakat karĢı karĢıya olduğu piyasa talebini göz önünde tutmak zorundadır.
5) Herhangi bir yolla piyasaya baĢka firmaların girmesi önlenebiliyorsa tekelci firmanın tekelci niteliği sürüp gidebilir.
Fakat piyasaya girme imkanı varsa, tekelcinin davranıĢları, mesela büyük kâr sağlaması, baĢka firmaları aynı alana
çekebilir. Böylece bu firmanın tekelci niteliği ortadan kalkabilir.
6) Tekelci firma hem hasılat hem de kâr maksimizasyonu amaçlayabilir.

7) Monopolcü firmanın arz eğrisi yoktur. Çünkü monopolcünün uyguladığı fiyat her üretim düzeyinde marjinal maliyet
ve marjinal hasılattan daha büyüktür: P > MR = MC. Bu nedenle arz eğrisi çizilemez. Ayrıca monopolde fiyat ile
üretim miktarı arasında fonksiyonel bir iliĢki yoktur. Firma aynı malı farklı fiyatlardan satabilirken (fiyat
farklılaĢtırması), aynı fiyattan farklı miktarlarda da mal satabilmektedir.
8) Tekel firması çok nadir de olsa reklam yaparak malını ve kampanyalarını duyurmak ister.

9) Tekel firması fiyat koyucudur. Ancak ya fiyatı belirler ya miktarı belirler. Ġkisini aynı anda belirleyemez.

MONOPOLDE TALEP VE HÂSILAT

Monopolcü bir firmaya ait talep doğrusu negatif eğimlidir. Bu nedenle firma daha fazla mal satmak istiyorsa fiyat
düĢürmek durumundadır. Yani monopol firması malın fiyatını düĢürerek daha fazla mal satmak isteyecektir. Monopolcü
firma bir taraftan daha fazla mal satabilmek için fiyat düĢürürken, diğer taraftan aynı anda satacağı miktarı belirleyeme-
yecektir. Çünkü monopol firması ya fiyatı ya da miktarı belirleyecektir. Örneğin X firması kalemde tekel olsun. Malın fiyatı
5 TL demiĢse yalnızca fiyatı belirlemiĢ olacaktır. Diğer yandan 1000 adet kalemden baĢka kalem üretmeyeceğim derse
bu kez miktarı belirlemiĢ olacaktır. Eğer firma miktarı belirlemiĢse fiyat da tüketicilerle karĢılıklı etkileĢim sonucunda belir-
lenecektir. Diğer yandan monopolde piyasa talep eğrisi aynı zamanda ortalama hasılat (AR) eğrisine eĢit olacaktır. Çün-
kü fiyat tam rekabette olduğu gibi monopolde de fiyata eĢittir (P = AR). O halde Ģimdi firmaya ait hâsılat eğrilerini aĢağı-
daki tablo yardımıyla türetmeye çalıĢalım.

86
Q P = AR MR TR

1 10 > 10 10
2 9 > 8 18
3 7 > 3 21
4 5,5 > 1 22
5 4,4 > 0 22
6 3,3 > -2 20

MR firmanın sattığı maldan kasasına giren son birim parayı ifade etmektedir. Çünkü MR firmanın satıĢlarını bir bi-
rim arttırması durumunda TR‟de meydana gelen değiĢimi gösterir. Firma birinci malı sattığında kasadaki toplam parası
 TR 10 
(TR) 10 TL olurken, ortalama hâsılatı da  = 10 TL olmaktadır. Firma daha fazla mal satmak istediğinden dolayı
 Q 1 
fiyatı düĢürmek durumundadır. Ġkinci malı bu kez 8 TL‟den satacaktır. Ġkinci
maldan dolayı kasaya giren son birim para (MR) 8 TL, kasadaki toplam
TR
 TR 18 
parası (TR) 10 + 8 = 18 TL, ortalama hâsılat ise  = 9 TL olacaktır.
 Q 2 
Üçüncü birim malı sattığında kasaya giren para (MR) 3 TL, kasadaki toplam
 TR 21 
parası 18 + 3 = 21 TL, ortalama hâsılat ise  =  7 TL olacaktır. Bu
 Q 3
durum 4., 5. ve 6. malda da aynı Ģekilde hesaplanacaktır. Peki, firma
TR hasılatını kaçıncı birim satıĢta maksimize etmiĢtir. Bunun cevabı kesinlikle
5. birim olacaktır. Çünkü TR‟nin maksimum olduğu yerde MR sıfıra eĢit
0 Q olacaktır. Firma 5. birimden sonra satıĢlarını devam ettirirse hasılatında
azalma meydana gelecektir. Firmanın toplam hasılatına bakacak olursak
hasılat önce 8 TL (18 ‒ 10 = 8), sonra 3 TL (21 ‒ 18 = 3) ve daha sonra da 1 TL (22 ‒ 21 = 1) artıĢ göstermiĢtir. Yani
artıĢ hızı bir öncekine göre azalmıĢtır. Yani firmanın toplam hasılatı maksimum noktaya ulaĢıncaya kadar azalan oranda
artarken, maksimum olduktan sonra ise azalmaya baĢlayacaktır. Kısacası firmanın toplam hâsılat eğrisi ters U ya da çan
Ģeklindedir. Bir baĢka ifadeyle de firmanın TR‟si içe büküktür. Tablodan çıkarılacak bir diğer sonuçta her noktada
P = AR ˃ MR‟dir. Firmanın ortalama hasılatı ve marjinal hâsılatı ilk birimden sonra sürekli azaldığından negatif eğimli
çizilecektir. Ancak marjinal hâsılat eğrisi ortalama hasılat eğrisinin solunda yer alacaktır. Çünkü P = AR ˃ MR‟dir.
Yandaki grafiksel analize göre monopole ait marjinal hasılat eğrisi ile ortala-
P ma hasılat eğrisi negatif eğimlidir. Diğer yandan önemle üzerinde durulması
gereken bir diğer konu da MR‟nin yatay ekseni iki eĢit parçaya bölmesidir.
Bunun nedeni ise MR‟nin eğiminin AR‟nin eğiminin iki katı olması ya da
AR‟nin eğiminin MR‟nin eğiminin yarısı olmasıdır. Bu durumun neden böyle
olduğunu açıklamaya çalıĢalım.

AR = D
0
MR Q

P = AR = 10 - 0,2Q  Ters talep denklemidir. Eğer soruda bize bir ters talep denklemi veriliyorsa mutlaka o denk-
lem yardımıyla TR‟yi bulmamız, TR yardımıyla da MR‟yi bulmamız istenmektedir. Denkleme göre talep doğrusunun (ya da
AR) eğimi ‒ 0,2‟dir. TR‟yi bulacak olursak (TR = P x Q);
2
TR = (10 ‒ 0,2Q) x Q  TR = 10Q ‒ 0,2Q ; MR TR‟nin Q‟ya göre birinci türevi olduğundan;
MR = 10 ‒ 0,4Q; denkleme göre eğim ‒ 0,4‟tür. O halde MR‟nin eğimi AR‟nin eğiminin iki katıdır.

MONOPOLDE TOPLAM HÂSILAT ĠLE TALEBĠN FĠYAT ESNEKLĠĞĠ ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠ

Monopol firması malın fiyatını düĢürerek daha fazla mal satmak ister. Ancak firmanın toplam hâsılatının ne olaca-
ğını belirleyen Ģey, satılan mala yönelik talebin fiyat esnekliğidir. Esneklikle hâsılat arasındaki iliĢkiyi getiri ve götürü
açısından rahatlıkla analiz edebiliriz. Örneğin talebin fiyat esnekliği birden büyükse (ep ˃ 1) firma malın fiyatını % 5 dü-
Ģürdüğünde (% 5 götürü) mala yönelik talep % 5‟ten daha fazla artıĢ göstereceğinden (örneğin % 8 getiri) toplam hâsılat
da artacaktır. Eğer talebin fiyat esnekliği birden küçükse yani talep inelastikse firmanın bu kez satıĢ hasılatı azalma gös-

87
terecektir. Çünkü fiyat % 5 düĢtüğünde (% 5 götürü), talep edilen miktar % 5‟ten daha az artıĢ gösterecektir (% 3 gibi,
getiri). Esneklik ile hâsılat arasındaki iliĢkiyi aĢağıdaki grafiğe bakarak da kolay bir Ģekilde analiz edebiliriz.

Yandaki grafikte firmanın sattığı mala yönelik talebin fiyat esnekliği ile firmanın
P
toplam satıĢ hâsılatı arasında nasıl bir iliĢki olduğu ortaya konmuĢtur. Grafiğe
göre ep ˃ 1 olduğundan firma fiyat düĢürdükçe firmanın satıĢ hâsılatı artıĢ gös-
>1
ep terirken, ep ˂ 1 küçük olduğu yerde ise firma fiyat düĢürdükçe satıĢ hasılatı
azalma göstermektedir. ep = 1 olduğu yerde ise firmanın fiyat düĢürmesi duru-
=1
ep munda firmanın satıĢ hâsılatı değiĢmemektedir.
1 O halde, monopol firmasının sattığı mala yönelik talebin fiyat esnekliği inelastik
<
ep (ep ˂ 1) ise monopol firması daha fazla mal satabilmek için fiyat düĢürdükçe
firmanın toplam satıĢ hâsılatı da azalma gösterecektir.
AR = D
Rasyonel monopol firması hâsılatını esnekliğin 1 olduğu yerde maksimize
0 Q
MR ederken, üretim kararını ise esnekliğin birden büyük olduğu yerde alacaktır.
Yani esnekliğin 1 olduğu yerde üretim yapmayacaktır. Çünkü esnekliğin 1
TR olduğu noktada marjinal hâsılat değeri sıfır olacaktır. MR‟nin sıfır olması
firmanın sattığı maldan sonra kasasına para girmediği yani malı bedava verdiği
max sonucunu ortaya çıkarır. Hiçbir monopol firması malını bedava
satmayacağından firma esnekliğin birden büyük olduğu yerde üretim kararı
alacaktır. Öte yandan firmanın marjinal hâsılatının pozitif değer aldığı yer
esnekliğin birden büyük olduğu yerdir. Firma bu noktada fiyat düĢürdükçe
TR
marjinal hâsılatı azalırken, toplam hâsılatı ise artmakta yani pozitif bir eğime
0 Q sahip olmaktadır. Diğer yandan marjinal hâsılatın negatif değer aldığı yerde ise
esneklik değeri birden küçük olup, firma bu noktada firma fiyat düĢürdükçe
toplam hâsılatı azalırken TR‟si de negatif bir eğime sahiptir. Firmanın marjinal hâsılatı pozitif değer aldığında da ortalama
hasılatı (AR) azalmakta ve negatif bir eğime sahiptir.
Monopol firması hâsılatını ep = 1 olduğu noktada maksimum yapar. Diğer yandan Monopol firması üretim kararını e p > 1
olduğu kısımda alır. Eğer sıfır maliyetli monopolden bahsediyorsak firma üretimini e p = 1 olduğu yerde yapar ve bu
durumda kâr maksimizasyonu hâsılat maksimizasyonu anlamına gelir.  = TR ‒ TC (TC = 0 ise)   = TR olur. Bu
durumda sıfır maliyetli monopol hem hasılat hem de kâr maksimizasyonu yapar. Yani üretim ep = 1 olduğu yerde
gerçekleĢir.

MR-ESNEKLĠK ĠLĠġKĠSĠ (AMOROSO-ROBINSON ESNEKLĠK FORMÜLÜ)

Piyasa talep doğrusu boyunca piyasa fiyatı düĢünce toplam hasılatın ne yönde değiĢeceği talebin fiyat
esnekliğine bağlıdır;

 ep = 1  P ↓ → TR değiĢmez.
 ep > 1  P ↓ → TR ↑
 ep < 1  P ↓ → TR ↓

Talep doğrusu boyunca TR, önce artar, (e p >1), sonra maksimum olur (ep = 1), daha sonra da azalır (ep < 1).
Monopolcü firma, tam rekabette olduğu gibi veri piyasa fiyatı üzerinden daha fazla mal satamaz. Ancak fiyatı düĢürmek
suretiyle daha fazla mal satabilir. Onun için tam rekabet piyasasında P = MR iken monopolde P > MR olur.
Talebin fiyat esneklik katsayısı, Giffen mallar dıĢında, negatif iĢaretli olacağından, esneklik katsayısı mutlak değer
 1 
olarak |ep| biçiminde ifade edildiğinde; MR = P.  1- Ģeklinde yazılır. Bu formül Amoroso-Robinson formülü olarak
 ep 
 
bilinir. |ep| = 1  MR = 0, |ep| > 1  MR > 0 ve |ep| < 1  MR < 0 olur.

ÖRNEK: Tekelci bir firmanın malına yönelik talebin fiyat esnekliği ‒ 5 ve sattığı malın fiyatı 10 TL‟dir. Fir-
2
maya ait toplam maliyet fonksiyonu TC = Q + 4Q Ģeklindedir. Buna göre firmanın kârını maksimize ettiği
çıktı miktarı aĢağıdakilerden hangisidir?
A) 3 B) 5 C) 4 D) 2 E) 1

YANIT: Tekel firmasının kârını maksimize ettiği üretim miktarı MR = MC‟dir. Firmaya ait toplam maliyet fonksiyonu
verildiğinden marjinal maliyet fonksiyonu MC = 2Q + 4 Ģeklindedir. Firmanın marjinal hâsılatını bulabilmek için Amoroso-
Robinson esneklik formülünü kullanacağız. Bunu kullanmamızın sebebi ise firmaya ait fiyat esneklik değerinin verilmesi-

88
dir. Bu esneklik formülü fiyat, marjinal hâsılat ve esneklik arasındaki iliĢkiyi ifade etmektedir. Matematiksel gösterimi ise
Ģu Ģekildedir;

 1 
MR = P  1- Amoroso-Robinson formülü: MR-esneklik arasındaki iliĢkiyi gösterir.
 ep 
 

 1  4
MR = 10. 1-  MR = 10.    MR = 8 bulunur.
 -5  5
 

MR = MC
8 = 2Q + 4

4 = 2Q
Q = 2 bulunacaktır.
Doğru Yanıt: D seçeneğidir.

MONOPOLCÜNÜN KISA DÖNEM DENGESĠ

Bu firmanın amacı hem hâsılat hem kâr maksimizasyonu olabilir. Hâsılat maksimizasyonu ile ilgili açıklamalar
yukarıda yapılmıĢtır. Monopolcü firmanın kâr maksimizasyonu ile ilgili kısa dönem dengesi de TR – TC ve MR – MC
yaklaĢımları olmak üzere iki ayrı biçimde ele alınır.
TOPLAM MALĠYET-TOPLAM HÂSILAT (TR – TC) YAKLAġIMI

MONOPOLDE TR ‒ TC YAKLAġIMI
TR TC
TC
r
ra
B Za
C TR

r
Ka

A
D
rra
Za

0 Q1 Q3 Q2 Q
 Firmanın Toplam Hâsılat (TR) eğrisi ters U ya da çan Ģeklindedir. Bu yaklaĢımda firmanın TR‟sini azalarak artan
bir Ģekilde alacağız,
 Toplam Maliyet (TC) eğrisi kısa dönem olduğu için yine dikey eksenden baĢlayan ve önce azalarak artan sonra
artarak artan bir seyir izlemektedir,
 A‟nın solunda firma zarar etmektedir. Çünkü her noktada toplam maliyetler, toplam gelirden büyüktür (TC ˃ TR),
 B‟nin sağında firma yine zarar etmektedir. Çünkü her noktada toplam maliyetler, toplam gelirden büyüktür
(TC ˃ TR),
 A noktası kâra geçiĢ baĢabaĢ noktası iken B noktası ise zarara geçiĢ baĢabaĢ noktasıdır,
 AB aralığında firma kâr etmektedir. Çünkü her noktada bu kez toplam gelir, toplam maliyetlerden büyüktür
(TR ˃ TC),
 Kârın maksimum olduğu yer, toplam gelir ile toplam maliyet arasındaki uzaklığın en fazla olduğu yerdir. Burada
uzaklıktan kasıt yine dik uzaklıktır. Dik uzaklığı bulabilmek için bu kez hem TR‟ye hem de TC‟ye teğet ve birbirleri-
ne paralel birer doğru çizilir. Böyle bir durumda da TC‟nin eğimini veren MC ile TR‟nin eğimini veren MR birbirine
eĢit olacaktır. Yine kâr maksimizasyon koĢulu olan MR = MC eĢitliği de sağlanmıĢtır. Kârın maksimum olduğu üre-
tim düzeyi Q3 üretim düzeyidir.

89
MARJĠNAL MALĠYET-MARJĠNAL HÂSILAT (MR-MC) YAKLAġIMI

Firmanın kâr maksimizasyonu MR = MC eĢitliğinde, marjinal maliyet eğrisinin pozitif ve artan olduğu noktada sağ-
lanacaktır.
Monopolde MR – MC yaklaĢımında iki koĢul gereklidir;
P
MR – MC yaklaĢımında iki koĢul gereklidir.
MC
 Birinci sıra koĢul, MR = MC (gerekli koĢul),
Pm  Ġkinci sıra koĢul, Marjinal maliyet eğrisinin (MC) eğimi marjinal gelirin (MR)
eğiminden büyük, marjinal maliyet pozitif ve artan olacaktır (Bu koĢul yeterli
B koĢuldur).

AR = D
0 Qm Q
MR

Yukarıdaki grafiksel analizde kâr maksimizasyon koĢullarından birinci sıra koĢul ve ikinci sıra koĢul B noktasında
sağlanmaktadır. B noktasında hem MR = MC hem de bu noktada MC pozitif ve artan bir seyir izlemektedir. Bu eĢitlikte
denge üretim düzeyi belirlenir (Qm). Denge fiyatı Pm olarak bulunur.

MONOPOLDE KISA DÖNEM FĠRMA DENGESĠ

Tekel firması kısa dönemde üç durumla karĢı karĢıya kalabilir. Bunlar;


 P = AC → Normal kâr
 P > AC → AĢırı kâr
 P < AC → Zarar
MONOPOLDE NORMAL KÂR

Diğer piyasalarda olduğu gibi tekelde de normal kâr durumunda P = AC‟dir.


P Normal kâr durumunda ortalama maliyet eğrisi grafiğe eklenirken yalnızca
AC‟nin sol kuyruğu firmanın talep doğrusuna teğet olacaktır. Teğet olduğu
MC AC noktada firmanın sattığı malın fiyatı ortalama maliyete eĢit olacağından firma
normal kâr elde edecektir. Denge üretim miktarında MR ile MC birbirine
Pm min eĢittir. Firmada denge üretim miktarı (Qm) ortalama maliyet eğrisinin mini-
mum noktasının soluna tekabül ettiğinden firma eksik kapasiteyle çalıĢacak-
tır. Normal kar durumunda firmada ortalama maliyet fiyata eĢit olacaktır.
A Yani P = AR = AC = D‟dir. Öte yandan denge üretim miktarında marjinal
AR = D maliyet eğrisi pozitif eğimli ve artan bir seyir izlemektedir.

0 Qm Q
MR

MONOPOLDE AġIRI KÂR

AĢırı kâr elde eden bir monopol firmasında fiyat daima ortalama maliyetten
büyüktür. AĢırı kâr elde eden bir monopol grafiğini Ģimdi adım adım çizmeye
çalıĢalım. Önce ortalama hasılat eğrisi çizilir. Bu eğri aynı zamanda firmaya ait
fiyat ve talep eğrisidir (P = AR = D). Monopol piyasasında MR AR‟den küçük
olduğundan, AR‟nin solunda çizilir. Çünkü P = AR ˃ MR‟dir. MR yatay ekseni iki
eĢit parçaya bölecektir. Çünkü MR‟nin eğimi AR‟nin eğiminin iki katıdır. Daha
sonra grafiğe marjinal maliyet (MC) eğrisi eklenir. Denge üretim miktarı MR ile
MC‟nin kesiĢtiği A noktasında belirlenir. Fiyatı belirleyebilmek için mutlaka talebe
gidilecektir (P = AR = D). Artık oluĢan fiyat monopolün fiyatıdır (P m). Kâr analizi
yapıyorsak fiyat ile ortalama maliyet (AC) arasındaki iliĢkiye bakmak durumun-
dayız. Tüm piyasalar için aĢırı kâr durumu P‟nin AC‟den büyük olduğu durum-
dur. O halde grafiğe bir ortalama maliyet eklenecek ve denge noktasında fiyat-
tan küçük olacaktır. Yine MC AC‟yi minimum noktasından kesecektir. Denge üretim miktarında ortalama maliyet baz
alınır ve aĢırı kâr oluĢturulur (A noktası). O halde aĢırı kâr elde eden bir monopol firmasıyla ilgili;
 Firmanın sattığı malın fiyatı firmanın ortalama hasılatına eĢittir. Çünkü P = AR‟dir,

90
 Denge üretim miktarında firmaya ait ortalama maliyet eğrisi hem negatif eğimli hem de sıfır eğime sahip olduğun-
dan (ACmin) firma atıl ya da tam kapasiteyle çalıĢabilir. Çünkü denge üretim miktarı ortalama maliyet eğrisinin hem
minimum noktasında hem de minimum noktasının solundadır,
 Denge üretim miktarında firmanın marjinal maliyet eğrisi pozitif bir eğime sahipken, marjinal hasılat (MR) eğrisi ise
negatif eğimlidir. Yani iki eğrinin eğimleri ters yönlüdür.

MONOPOLDE ZARAR

Zarar durumunda P ˂ AC‟dir. Yandaki grafiksel analizde kısa dönemde firma


P MR ile MC‟nin birbirine eĢit olduğu noktada kârını maksimize eder ve denge-
ye gelir. Ortalama maliyet fiyattan büyük olduğundan grafiksel analizde AC
D MC AC
C fiyatın daima üzerinde çizilir. Yine denge üretim miktarında ortalama maliyet
Zarar min baz alınır ve zarar oluĢturulur (D noktası). Firmanın toplam zararı PmBDC
Pm B
alanı kadardır. Denge üretim miktarı ortalama maliyet eğrisinin minimum
noktasının soluna tekabül ettiğinden firma atıl ya da eksik kapasiteyle çalıĢ-
maktadır. Öte yandan firmada P = AR olduğundan, zarar durumunda da P ˂
AC olduğundan dolayısıyla da AR ˂ AC olacaktır. Yani firmanın ortalama
AR = D maliyeti ortalama hasılatından büyük olacaktır. Son olarak denge üretim
miktarında marjinal maliyet eğrisi artıp pozitif bir eğime sahipken, ortalama
0 Qm MR Q maliyet eğrisi ise azalıp negatif bir eğime sahiptir.

MONOPOLCÜ GÜCÜ
Tekel firmasının piyasada fiyat belirleyebilme gücüne (pazar ya da piyasa gücü) monopolcü gücü denir. Monopolde
P > MC‟dir. P, MC‟den ne kadar büyükse monopolcünün fiyat belirleme gücü yani monopol gücü o kadar yüksek olur.
Monopolcü güç, A. Lerner‟in Lerner endeksi (L) ile ölçülür ve formülü aĢağıdaki gibidir;
P - MC
L.E. =
P
Lerner endeksi 0 ile 1 arasında değer alır (0 < L < 1 ). P = MC ise ki bu sadece tam rekabet piyasasında olur ve L
= 0 değerini alır. O halde tam rekabet firmalarının fiyat koyma gücü yoktur. Fiyat alıcı ya da fiyat kabul edicidirler. Lerner
endeksi ile esneklik arasında ters yönlü bir iliĢki vardır.
P - MC 1
L.E.  = ‟dir.
P ep

Burada esnekliği mutlak değer içinde kabul etmek gerekir. Monopol dengesi genelde ep > 1 olduğunda
gerçekleĢtiğinden Lerner endeksi değeri, sıfırdan büyük fakat birden küçüktür. Katsayının 1 olması durumunda ise
monopolcünün fiyat belirleme gücü tamdır ve mutlak tekel söz konusudur. Monopolcü gücün 1 olması için MC‟nin sıfır
olması gerekir. Bu durumda sıfır maliyetle çalıĢan bir monopolün monopolcü gücü 1'dir demek yanlıĢ olmaz. Formülden de
görüldüğü gibi monopol gücüyle talebin fiyat esnekliği arasında ters yönlü bir iliĢki vardır. Talebin fiyat esnekliği büyüdükçe
monopol gücü azalır. Esnekliğin sonsuz olması durumunda (ep = ) ise monopol gücü sıfırdır ve P = MC olur, yani tam
rekabet koĢullarına geçilir.
ÖRNEK: Bir monopole ait ortalama hâsılat eğrisi AR = 50 ‒ 0,5Q, marjinal hasılat eğrisi MR = 50 ‒ Q Ģek-
lindedir. Firmanın sahip olduğu monopolcü gücü 0,25 ise satılan mala yönelik talebin fiyat esnekliği kaç-
tır?
A) ‒ 2 B) ‒ 3 C) ‒ 4 D) ‒ 5 E) ‒ 6

YANIT: Monopol firmasının fiyat belirleme gücüne monopolcü güç denir. Bu pazar ya da piyasa gücü olarak da
adlandırılır. Lerner Endeksi ile açıklanmaktadır. Bu endeks aynı zamanda esneklik ile de iliĢkilendirilmiĢtir. ġöyle ki;

 P - MC  1
L.E. =   = Burada esneklik değerini mutlak değer içerisinde almak gerekir. Lerner endeksi ile talebin
 P  ep
fiyat esnekliği ters çalıĢır. Esneklik değeri arttıkça monopolcü güç azalır, esneklik değeri azaldıkça ise monopolcü güç
1
artar. Soruda Lerner Endeks değeri 0,25 yani olarak verilmiĢtir. Yani
4

 P - MC  1 1 1
L.E. =   değeri 4 ‟tür. Esneklik ile iliĢkilendirdiğimizde değeri de olacaktır. Buradan esneklik de-
 P  ep 4
ğeri;

91
1 1
 olacağından esneklik değeri de ‒ 4 çıkacaktır. Öte yandan soruda yer alan AR ve MR gereksiz bilgiler-
ep 4
dir.
Doğru Yanıt: C seçeneğidir.

ÖRNEK: Bir firmaya ait ortalama hâsılat eğrisi AR = 100 ‒ 2Q ve ortalama maliyet fonksiyonu da AC = Q +
10 Ģeklindedir. Buna göre firmanın kârını maksimize ettiği üretim düzeyinde monopolcü güç kaçtır?
A) 0,36 B) 0,50 C) 0,85 D) 0,42 E) 0,90

YANIT: Monopolcü gücü, monopol firmasının piyasada fiyat belirleyebilme gücüne denir. Monopol piyasası etkin
bir piyasa olmadığından P ˃ MC‟dir. Bu nedenle P, MC‟den ne kadar büyükse firmanın monopolcü gücü de o kadar yük-
sek olacaktır. Monopolcü gücü, ABBA LERNER tarafından geliĢtirilen formül ile ölçülür. Endeks, Lerner Endeksi Ģeklinde
anılır. Endeks 0 ile 1 arasında bir değer alır. Endeks değeri sıfıra ne kadar yakınsa monopolcü gücü o kadar düĢük, 1‟e
 P - MC 
ne kadar yakınsa da monopolcü gücü o kadar yüksektir. Lerner endeksi L.E. =   Ģeklinde hesaplanır.
 P 

Sorumuza tekrar dönecek olursak kâr maksimizasyon koĢulu MR = MC‟dir. Firmaya ait ortalama maliyet fonksiyo-
nu verildiğinden buradan fonksiyonu Q ile çarpıp TC‟yi daha sonra Q‟ya göre birinci türevi alıp MC‟yi bulmak durumunda-
yız. O halde;
TC = AC x Q
TC = (Q + 10) x Q
2
TC = Q + 10Q  MC = 2Q + 10 bulunacaktır.

Firmanın AR‟si aynı zamanda P‟ye eĢittir (P = AR). Burada AR‟nin eğiminin iki katını almamız bize MR‟yi verecek-
tir. ġöyle ki;

P = AR = 100 ‒ 2Q  MR = 100 ‒ 4Q olacaktır.

O halde MR = MC;

100 ‒ 4Q = 2Q + 10
90 = 6Q
15 = Q bulunacaktır.
Denge üretim düzeyi bulunduğuna göre firmaya ait P ve MC değerlerini hesaplayabiliriz.

P = 100 ‒ 2Q  P = 100 ‒ 2(15) = 70;


MC = 2Q + 10  MC = 2(15) + 10 = 40 bulunur. Bulunan değerleri Lerner Endeksinde yerine yazacak olursak;
 P - MC   70 - 40 
L.E. =    L.E. =  70  = 0,42 bulunur.
 P   
Doğru Yanıt: D seçeneğidir.
MONOPOLDE FĠYAT FARKLILAġTIRMASI

Monopolcünün, ürettiği malın farklı birimlerini farklı fiyatlardan satabilmesidir. Yani değiĢik fiyatlardan malı
satabilme gücüdür. Amaç, tek fiyattan malın satılması durumunda oluĢan tüketici rantını kâr olarak elde etmektir. Böylece
firma tek fiyat uyguladığında ortaya çıkan “tüketici rantı” ile “dara kaybının” (ölü kayıp) bir kısmını daha ele geçirmeyi
hedefler. 3 Ģekilde yapılır;
 I. Dereceden fiyat farklılaĢtırması (Tam fiyat farklılaĢtırması),
 II. Dereceden fiyat farklılaĢtırması,
 III. Dereceden fiyat farklılaĢtırması.

92
A) I. DERECEDEN FĠYAT FARKLILAġTIRMASI (TAM FĠYAT FARKLILAġTIRMASI)

Monopolün her bir tüketiciye ayrı bir fiyat uygulamasıdır. Her bir müĢterisine ayrı fiyat uygularken her bir
müĢterinin ödemeye razı olduğu maksimum fiyatı ödeterek fiyat farklılaĢtırması yapması gerekir. Uygulanması oldukça
güçtür. Çünkü baĢarılı olabilmesi için firmanın her bir tüketicinin ödemeye razı olduğu maksimum fiyatı bilmesi gerekir.
Köyde ya da kasabada tek olan doktor ve müĢterileri buna örnek olarak verilebilir. Bu fiyat farklılaĢtırmasında, tüketici
fazlası sıfırdır ve toplumsal refah kaybı yani dara kaybı ortaya çıkmaz. Bu nedenle toplumsal refah ve etkinlik
maksimumdur diyebiliriz. Tüketici fazlasının tümüne tekel firması el koyar. Bu uygulamaya mükemmel fiyat
farklılaĢtırması da denir.

B) II. DERECEDEN FĠYAT FARKLILAġTIRMASI (BLOK FĠYATLANDIRMA)

Satılan mal miktarı arttıkça farklı fiyat uygulanmasıdır veya tüketilen mal miktarı arttıkça birim fiyatın düĢmesidir.
Genellikle satıĢını arttırmak isteyen tekel firması bu fiyat farklılaĢtırmasına baĢvurur. Elektrik, su, gaz ve telefon gibi tekel
Ģeklinde hizmet veren Ģebeke endüstrileri bu tür fiyat farklılaĢtırmasını kullanır. Örnek: 20 tam bilet, 20 TL (birim fiyatı 1
TL), 1 tam bilet, 1,4 TL gibi. Birinci ve ikinci dereceden fiyat farklılaĢtırması aynı anda uygulanamaz. Son olarak bazı
firmaların 3 gömlek alana 4. Gömlek % 40 indirimli gibi uygulamaları bu kapsama girmez. Çünkü gömlek firmasının tekel
olması gerekir. Gerçek hayatta pek çok gömlek firması olduğu için bu tür satıĢ arttırma çabaları tekelde fiyat
farklılaĢtırmasına girmez.

C. III. DERECEDEN FĠYAT FARKLILAġTIRMASI

Piyasayı alt piyasalara bölerek her piyasaya farklı bir fiyattan mal satılmasıdır. Her alt piyasada farklı fiyat uygulanır.
Ancak bu politikanın baĢarılı olabilmesi için, piyasalar arasında geçiĢliliğin olmaması gerekir. Yani arbitraj olmaması
gerekir. Diğer yandan alt piyasalarda talebin fiyat esnekliğinin farklı olması gerekir. En çok karĢılaĢılan fiyat
farklılaĢtırması türüdür. Örnek olarak; öğrenci-tam bilet uygulaması, futbol maçı için kadınlara ve erkeklere farklı fiyat
uygulanması, tekel konumundaki yine futbol maçında kapalı ile açık tribün arasında farklı fiyat uygulanması, bir doktorun
zengin ve fakirlere farklı muayene bedeli alması ve ev elektriği ile sanayi elektriğinin farklı fiyattan satılması verilebilir. Alt
piyasalardan hangisinin esnekliği düĢük ise o kesime daha yüksek fiyat, hangi kesimin esnekliği yüksek ise daha düĢük
fiyat uygulanır. Ġkinci ve üçüncü dereceden fiyat farklılaĢtırması aynı anda uygulanabilir. Örneğin metro biletlerinin
öğrenci ve tam bilet olarak satılmasının yanında tek alana ve 20 tane alana kendi içlerinde farklı fiyat uygulanabilir.
Ancak bir ve üçüncü dereceden fiyat farklılaĢtırması birlikte uygulanmaz.

93
BÖLÜM – XI
MONOPOLCÜ (TEKELCĠ) REKABET PĠYASASI
GĠRĠġ

Tekelci rekabet kavramı, gerçek hayatta piyasanın ne gibi özellikler gösterdiğini daha iyi anlayabilmek için ortaya
konulmuĢ bir kavramdır. Gerçek hayattaki piyasalarda ne tam rekabet piyasasındaki gibi homojen bir malın çok sayıda
firma tarafından üretilmesi, ne de tekel piyasasındaki gibi yakın ikamesi olmayan bir malın tek bir firma tarafından üretil-
mesi söz konusudur. Bu husus, iktisatçıları, 19. yüzyılın 2. yarısından itibaren gerçek hayatın iĢleyiĢini daha iyi açıklayan
modeller geliĢtirmeye yöneltmiĢtir. Bu modellerden bir tanesi, Amerikalı iktisatçı Edward Hasting Chamberlin (1899–
1967) ve Ġngiliz iktisatçı Joan Robinson (1903–1983) tarafından 1933 yılında bağımsız bir biçimde geliĢtirilen tekelci
rekabet modelidir.
“FarklılaĢtırılmıĢ” mal ve hizmetlerin pek çok firma tarafından üretilip satıldığı piyasalara monopolcü rekabet pi-
yasaları denir. Hem tam rekabet hem de monopol piyasasının özelliklerini taĢır. Piyasanın rekabetçi özelliği, tam reka-
bet varsayımlarından “ürünlerin homojenliği” dıĢındaki tüm varsayımların geçerli olmasından kaynaklanır. Diğer yandan
piyasada çok sayıda alıcı ve satıcının olması bu piyasaya rekabetçi özelliği katmaktadır. Monopolcü özelliği ise sadece
ürünlerin farklılaĢtırılmıĢ olmasının sonucudur. Yani bu firmalar (örneğin deterjan firması Ariel) tüm piyasayı ele geçirerek
piyasada tek bir firma olmaktan ziyade kendi markası üzerine tekel tesis etmeye çalıĢtığı için tekelci denir (tekelci tabiri,
tekel gibi davranmaya çalıĢır anlamındadır).
Mallar farklılaĢtırılmıĢ olmakla birlikte oldukça “benzer” oldukları için birbirleri yerine rahatlıkla ikame edilebilmek-
tedir. Monopolcü rekabet en çok perakende ürün piyasalarında görülür. Ġlaç sektörü, benzin istasyonları, deterjan, çama-
Ģır suyu ve mandıra ürünleri vb. ürün piyasaları bunların örneklerindendir.
Yakın ikame malların birbirinden farklıymıĢ gibi gösterilerek firmaların kendilerine alıcı kitle yarattığı piyasa türüdür. Yakın
ikame mal üreten firmalar topluluğuna ürün grubu denir (Tam rekabet piyasasında firmalar homojen mallar ürettikleri için
bu firmalar topluluğuna endüstri denilmektedir). Ürün grubu tekelci rekabet piyasasına ait bir kavramdır. Bu piyasanın
isminden dolayı tam rekabet ya da tekel ile karıĢtırmamak gerekir. Ġki piyasanın karıĢımı ya da melez hali demek daha
doğru olur. Bu piyasa reklamın en çok olduğu piyasa türüdür.
TEKELCĠ REKABET PĠYASASININ ÖZELLĠKLERĠ
1) Piyasada çok sayıda alıcı ve satıcı vardır: Piyasayı tekelci rekabet piyasası olarak nitelememiz için firmaların
asgari sayısının kaç olması gerektiği sorusunun cevabı yoktur. Eğer piyasadaki bir firma baĢka firmaların davranıĢ-
larını hesaba katmak gereğini duymuyorsa veya firmalar birbirlerinin kararlarından etkilenmediklerine inanıyorlarsa
o piyasada çok sayıda firma vardır. Bunun yanında tüketici sayısı da çok fazladır.
2) Piyasaya firma giriĢ çıkıĢı serbesttir.
3) Karar birimleri tam bilgiye sahiptir.
4) Faktör hareketliliği tamdır.

5) Firmaların sattıkları ürün homojen değildir: Görüldüğü gibi ilk dört varsayım tam rekabet piyasası ile aynıdır.
Tam rekabet ile bu piyasanın en önemli farkı, bu piyasada malın homojen olmamasıdır. Her bir firmanın sattığı malın
diğerinden az da olsa farklı oluĢu bu firmalara sınırlı da olsa bir monopol gücü kazandırmaktadır (mallar tam ikame değil,
yakın ikamedir). Bu piyasayı tam rekabet piyasasından ayıran en önemli özellik budur. Burada malların birbirinden az ya
da çok farklı olması kalite farkından olacağı gibi sadece ambalaj ya da reklam yoluyla algılarla oynayarak da yapılabilir.
Örneğin Ariel ile Persil kalite açısından çok benzese de ambalaj ve yoğun reklamla Arielin Persilden üstün olduğuna
inanmıĢsanız mal artık homojen değildir. Malı reklam açısından da farklılaĢtırma adına reklamın en çok olduğu piyasa,
tekelci rekabet piyasasıdır diyebiliriz. Reklam harcaması o kadar çoktur ki kısa dönemde sabit maliyet olarak kabul edilir.
Yani üretime kısa süreliğine ara verse de firma reklam yapmaya devam eder. Böylelikle müĢterisinin kendisini
unutmasının önüne geçmiĢ olur. Bu piyasada marka sadakati çok önemlidir. Her firmanın karĢı karĢıya olduğu talep
eğrisi negatif eğimlidir (firmanın hâsılat eğrileri ve karĢılaĢtığı talep doğrusu tekel firması ile aynıdır). Diğer yandan bu
piyasada da denge MR = MC koĢulunun sağlandığı yerdedir. Burada firmalar kısa dönemde normal kâr, aĢırı kâr ve
zarar durumlarından biriyle karĢılaĢabilir. Ancak, uzun dönemde firma yalnızca normal kâr elde eder.

94
BÖLÜM – XII
OLĠGOPOL PĠYASASI
GĠRĠġ
Az sayıda satıcının çok sayıda alıcının olduğu piyasa yapısına Oligopol denir. Burada firma sayısının az olması,
firmaların birbirlerinden etkilenecek kadar az olması anlamındadır. Firma sayısının az olması, firmaların birbirlerinin fiyat,
üretim, reklam ve ürün geliĢtirme konularındaki kararlarından etkilenmelerine yol açar. Bu önemli husus, kısaca karĢılıklı
bağımlılık diye nitelendirilir. Bu piyasaya giriĢ engelleri vardır. Eğer piyasada iki tane satıcı varsa düopol, üç tane satıcı
varsa triopol olarak adlandırılır.

Üretilen mal, homojen ya da farklılaĢtırılmıĢ olabilir. Az sayıda firma tarafından homojen bir malın üretildiği piyasa
yapısına saf oligopol, farklılaĢtırılmıĢ bir malın üretildiği piyasa yapısına ise farklılaĢtırılmıĢ (noksan) oligopol denir.
Alüminyum, bakır, çimento ve ham petrol saf oligopol piyasasına örnek olarak verilebilirken; otomobil, televizyon,
sigara, buzdolabı, bilgisayar, GSM Ģirketleri ve bankalar farklılaĢtırılmıĢ oligopol piyasasına örnektir. Oligopol
piyasasına yönelik ilk çalıĢmalar, Cournot, Chamberlin, Robinson ve Stackelberg‟e aittir.

OLĠGOPOL PĠYASASININ ÖZELLĠKLERĠ


1) Piyasaya giriĢ ve çıkıĢ engelleri vardır. GiriĢ engelleri arasında sayılan yasal engeller, devletin bir piyasaya lisansla
girilmesini istediği ya da firma sayısını sınırladığı durumlarda ortaya çıkar. Örneğin, Türkiye‟de GSM piyasasına
giren firma sayısı devlet tarafından sınırlandırılmıĢtır. Diğer yandan piyasa yapısından kaynaklı engeller de vardır.
Oligopol piyasasındaki ürünler kuruluĢ ve iĢletme maliyetleri yüksek ürünler olduğu için maliyet önemli bir giriĢ
engelidir ve ölçek ekonomilerine sahip firmalar bu piyasada tutunabilirler. Diğer yandan piyasaya girmek için yeterli
paranız olsa bile o malı üretmek için gerekli teknolojiye sahip olamazsınız. Bu da bir giriĢ engelidir. Bu nedenle
patentler, teknoloji ve marka tanınması gibi faktörler piyasaya giriĢ engeli olarak sayılabilir. Diğer yandan piyasadaki
firmaların piyasaya yeni firma girmesin diye belli bir süre sattıkları malın fiyatını düĢük tutmaları da piyasaya girecek
firmaların piyasaya girmesini engelleyeceği için bir piyasaya giriĢ engeli olarak sayılabilir ve bu uygulamaya
literatürde limit fiyat politikası denir. Piyasadan çıkıĢ engeli ise batık maliyetlerdir. Firma koyduğu parayı
çıkarmadan piyasadan çıkmak istemeyebilir. Piyasaya giriĢ ve çıkıĢ engeli söz konusu olunca aklımıza ilk gelmesi
gereken piyasa, oligopol piyasasıdır.
2) Firmalar birbirlerine tepki verirler (rekabet yoğundur). Bu nedenle piyasadaki firmalar birbirlerinin hareketlerini
dikkate almak zorundadırlar.
3) Üretici sayısı az iken, tüketici sayısı çoktur.
4) Homojen ve farklılaĢtırılmıĢ mal üretebilirler.
5) Bu piyasada yoğun reklam harcaması vardır. Tekelci rekabetten sonra reklamın en çok yapıldığı piyasa türü,
oligopol piyasasıdır.
6) Bu piyasadaki firmalar, kendi aralarında anlaĢma yapabilirler. Firmaların fiyat-üretim rekabetini önlemek amacıyla
iĢbirliği yapmalarına, anlaĢma denir. Bu bağlamda oligopol piyasasındaki firmaların fiyat-üretim konusunda iĢbirliği
yapmadıkları duruma anlaĢmasız oligopol, tam tersine oligopol piyasasındaki firmaların fiyat-üretim konusunda
iĢbirliği yaptıkları duruma da anlaĢmalı oligopol denir. AnlaĢmanın olabildiği tek piyasa, oligopol piyasasıdır.
Çünkü bu piyasaya giriĢ engelleri vardır.
7) Oligopol piyasalarında yoğunlaĢma vardır. Piyasada az sayıda firma olmasına rağmen bir kaç firma satıĢların
önemli bir kısmını elinde tutuyorsa buna yoğunlaĢma denir. Piyasada yoğunlaĢma iki türlü hesaplanır. Bunlar N
yoğunlaĢma endeksi ve Herfindahl-Hirschman endeksidir. AĢağıdaki tabloda yoğunlaĢma değerlerine göre piyasa
yapıları gösterilmiĢtir.

95
YOĞUNLAġMA

N YOĞUNLAġMA
4 BÜYÜK FĠRMANIN SATIġI HERFINDAHL-HIRSCHMAN ENDEKSĠ
CR4=
TOPLAM SATIŞLAR

CR4 = 0 ise Tam rekabet, HHI ˂ 1000 ise Tam rekabet,


CR4 ˂ % 40 ise Tekelci rekabet, 1000 ˂ HHI ˂ 1800 ise Tekelci rekabet,
CR4 ˃ % 40 ise Oligopol, HHI ˃ 1800 ise Oligopol,
% 40 ˂ CR4 ˂ % 60 ise Zayıf oligopol, HHI = 10000 ise Monopol.
% 60 ˂ CR4 ˂ % 100 ise Güçlü oligopol,
% 100 ise Monopol.

8) Oligopol piyasasını diğer tüm piyasalardan ayıran en önemli özellik, firmalar arasındaki karĢılıklı bağımlılıktır.
Firmalardan herhangi birisi fiyatı düĢürdüğünde, yeni bir reklam kampanyası baĢlattığında ya da daha yeni bir
modeli piyasaya sürdüğünde, rakipleri de buna karĢılık vermektedir. Yani firmaların herhangi bir konudaki kararı,
rakiplerinin tepkisine bağlıdır. Bu nedenle oligopolcü firmalar, kendi talep eğrilerini bilemezler, piyasa talep
eğrisiyle karĢı karĢıyadırlar.
9) Bu piyasada genel kabul P > MC'dir. Bu ise bu piyasanın etkin bir piyasa olmadığı ve tüketici ve toplumsal refahı
tam rekabet piyasasına göre azalttığı anlamına gelir.
OLĠGOPOL MODELLERĠ

KLASĠK / ANLAġMASIZ OLĠGOPOL


ANLAġMALI OLĠGOPOL MODELLERĠ
MODELLERĠ

 Cournot Modeli Açık AnlaĢma Zımni (Örtük) AnlaĢma


 Bertrand Modeli  Kartel  Maliyet Avantajına Sahip Firma Fiyat
 Edgeworth Modeli  Tröst Liderliği
 Chamberlin Modeli  Hâkim Firma Fiyat Liderliği
 Stackelberg Modeli  Barometrik Firma Fiyat Liderliği
 Bowley Modeli
 Sweezy (Dirsekli
Talep) Modeli

OLĠGOPOL MODELLERĠNE GENEL BĠR BAKIġ


COURNOT OLĠGOPOL MODELĠ
 Piyasada iki firma vardır. Düopol modelidir,
 Firmalar arası miktar rekabeti vardır,
 Bir firma üretim kararı alırken, diğer firmanın üretimini veri kabul eder. Yani diğer firmanın üretimini değiĢtirmeye-
ceğini varsayar,
 Firmalar baĢlangıçta piyasayı eĢit bir Ģekilde paylaĢırlar (% 50, % 50),
 Cournot dengesine ulaĢıldığında, piyasada sanki bir firma daha varmıĢ gibi satıĢlar düĢer. Sonuçta her firma
1 2
piyasa talebinin ‟ünü karĢılar. Piyasada iki firma olduğundan toplam satıĢlar olacaktır,
3 3
 1   1 
 Bir firmanın satıĢı   , toplam satıĢlar  n +1  Ģeklinde hesaplanır,
 n +1   
 Tam rekabette üretim 100 birimken, bu oligopol modelinde ise miktar 66,6 olmaktadır,
 Cournot oligopol modelinde miktar tam rekabetteki miktardan az olduğundan fiyat tam rekabete göre daha yük-
sektir,
 Firmaların amacı kâr maksimizasyonudur,
 Firmalar tam bilgiye sahiptir,
 Firmalar piyasaya eĢ anlı girerler,
 Mal homojendir,
 Maliyetler sıfırdır.

96
BERTRAND OLĠGOPOL MODELĠ

 Piyasada iki firma vardır. Düopol modelidir,


 Firmalar arası fiyat rekabeti vardır,
 Firmalar birbirlerine tepki verirler,
 Firmalardan birisi fiyat düĢürdüğünde diğer firma da fiyat indirerek ona tepki verir,
 Sürecin sonunda fiyatlar marjinal maliyete eĢitlenerek P = MC olur,
 Tam rekabetle aynı sonucu verdiğinden bu oligopol modelinde de miktar 100 olmaktadır,
 En düĢük fiyatlı oligopol modelidir,
 Firmaların amacı kar maksimizasyonudur,
 Firmalar tam bilgiye sahiptir,
 Firmalar piyasaya eĢ anlı girerler,
 Mal homojendir,
 Maliyetler sıfırdır.

EDGEWORTH OLĠGOPOL MODELĠ

 Piyasada iki firma vardır. Düopol modelidir,


 Ġki küçük firma arasında hem fiyat hem miktar rekabeti vardır,
 Firmalardan herhangi birisi piyasadaki toplam talebi karĢılayacak kapasiteye sahip olmadığından piyasayı pay-
laĢmak zorundadırlar,
 Piyasayı ele geçirme amaçları yoktur. Amaç birbirlerine zarar vermektir,
 Üretim maliyetlerinin sıfır ve malın homojen olduğu varsayılır,
 Fiyat rekabeti sonucu fiyat ve üretim miktarı sürekli dalgalanır, denge üretim miktarı ve fiyat oluĢmaz,
 Piyasada ĠSTĠKRARSIZLIK söz konusudur.

CHAMBERLIN OLĠGOPOL MODELĠ (PAYLAġILMIġ MONOPOL)

 Piyasada iki firma vardır. Düopol modelidir,


 Firmalardan birisi büyük firma diğeri ise küçük firmadır,
 Büyük firma kendi koĢullarına göre marjinal hasılatını (MR) sıfıra eĢitler ve üretim düzeyini belirler,
 Küçük firma da büyük firmadan arta kalan talebi karĢılayabilmek için kendi koĢullarına göre üretim ve satıĢ yapar,
 Firmalar birbirine bağlıdır,
 GeçmiĢteki yanlıĢ kararlardan ders alırlar,
 Çözümü monopol ile aynıdır,
 Üretim miktarı 50 birimdir,
 En yüksek fiyatlı oligopol modelidir.

STACKELBERG OLĠGOPOL MODELĠ

 Piyasada iki firma vardır. Düopol modelidir,


 Firmalardan birisi lider firma diğeri ise takipçi firmadır,
 Lider firma fiyat koyucu ya da belirleyiciyken, takipçi firma ise fiyat alıcı ya da fiyat kabul edicidir,
 Lider firma üretimini takipçi firmayı dikkate almadan gerçekleĢtirir,
 Lider firma tam bilgiye sahiptir. Yani takipçi firmanın MR = MC koĢulunu, kapasitesini ve maliyetini bilir,
 Piyasaya ilk giren firma, lider firmadır ve bundan dolayı piyasada avantaja sahiptir,
 Lider firma piyasadaki üretimin yarısını karĢılarken (% 50) takipçi firma ise kalanın yarısını karĢılar (% 25),
 Toplam üretim miktarı tam rekabetin % 75‟i kadardır (75 birim),
 Modelde üretim miktarı Cournot modelinden yüksek fiyat ise daha düĢüktür,
 Lider firma, tekele özdeĢ üretim gerçekleĢtirir.
SWEEZY (DĠRSEKLĠ TALEP) MODELĠ

 1939 yılında P.Sweezy tarafından ortaya atılmıĢtır,


 Dirsekli talep eğrisi modeli olarak da adlandırılır,
 Model düopol modeli değildir,
 Buradaki firmalar, benzer mallar üretirler,
 Firmalar arası fiyat rekabeti vardır,
 Firmalardan birisi fiyat düĢürdüğünde diğer firma tepki verir o da fiyat düĢürür. Firmalardan birisi fiyat yükselttiğinde
ise diğer firma tepki vermez fiyat yükseltmez.

97
PĠYASALARDA VE OLĠGOPOL MODELLERĠNDE
FĠYAT VE MĠKTAR KARġILAġTIRMASI
P

P Monopol,
Chamberlin

P Cournot

P Stackelberg

P Tam rekabet,
Bertrand

0
Q Monopol, Q Cournot Q Stackelberg Q Tam rekabet, Q
Chamberlin Bertrand D

(50) (66,6) (75) (100)

ANLAġMALI OLĠGOPOLLER
AÇIK ANLAġMALI OLĠGOPOLLER
Kartel: Firmalar kendi aralarında rekabeti azaltacak nitelikte anlaĢma yaparak kârlarını maksimize ederler ve
ortaya çıkan tekel kârını paylaĢırlar. Firmalar aralarında anlaĢma yaparlar, ancak hukuki bağımsızlıklarını yitirmezler
(tüzel kiĢiliklerini). Bu anlaĢmalar; üretim miktarının düĢürülmesi, fiyatın önceden belirlenmesi ve pazar paylarının
paylaĢılmasıdır (OPEC en önemli örnektir). Fiyat karteli (tüm firmaların aynı fiyattan malı satması), üretim (miktar
kısıtlaması) karteli ve bölge (her bir firmanın belli bir coğrafi bölgede hakim olması) karteli olmak üzere üç çeĢidi vardır.
Kartel anlaĢmaları, geçici niteliktedirler.
Fiyat Kartelinde firmalar belirli bir fiyatın altında satıĢ yapmamayı anlaĢmayla bağlamaktadır. Yani burada fiyat
dıĢı rekabet serbesttir. Bu tip kartelde firmalar, üretim miktarı, reklam, promosyon, kalite, satıĢ kampanyaları vs.
konularda tamamen serbesttir. Piyasa paylarını artırmak amacıyla yapılan bu tip kartel anlaĢmalarının temel nedeni,
endüstriyi fiyat rekabetinin yıkıcı etkilerinden korumaktır. Hangi piyasa olursa olsun buna kartel ve tröst de dahil firmalar
kâr maksimizasyonunu MR = MC dengesinde sağlarlar. Diğer yandan kartel oluĢumuna gitmeyen firmalar, kartel
oluĢumuna giderler ise kartel öncesi ve sonrasına göre piyasada üretim miktarı, fiyat ve kâr miktarı değiĢir. Kartel
öncesine göre kartel oluĢtuğu zaman piyasanın üretimi azalır, fiyatı artar ve son olarak kâr miktarı da artar.
Tröst: KarĢılıklı güven esasına dayanır. Firmalar bağımsızlıklarını yitirirler ve ana firmanın çatısı altında
toplanırlar. Buradaki anlaĢma süreklidir. Piyasadaki firmalar arasında anlaĢma (özellikle kartel anlaĢmaları) Ģu hallerde
bozulur ve anlaĢma yapılması zordur;
 Endüstrideki firma sayısı çoksa,
 Ürünler homojen değilse,
 Talep ve maliyet koĢulları sürekli değiĢiyorsa,
 GiriĢ engeli yoksa,
 Firmalar monopolcü rekabet altında çalıĢıyorsa.

Firmaların kartelleĢmeden öncesi ve sonrası açısından miktar, fiyat ve


Kartel öncesi Kartel sonrası
kârlarını karĢılaĢtırırsak piyasanın toplam üretimi kartelleĢince azalır.
Q (üretim) → > Q↓ Dolayısıyla fiyat ve kârları da artar.

P (fiyat) → < P↑

 (kâr) → < ↑

98
BÖLÜM – XIII
FAKTÖR PĠYASASI

Üretim faktörlerinin alınıp satıldığı herhangi bir yer olarak faktör piyasalarını tanımlamak mümkündür. Faktör fiyatları,
faktör piyasasında belirlenir. Faktör piyasasının talep yönünü üretim faktörlerinin alıcısı firmalar, arz yönünü ise üretim
faktörü sahipleri oluĢturmaktadır. Mal piyasasındaki tüketiciler burada üretici, üreticiler de tüketici konumundadır. Faktör
piyasası dengesi için faktör talebi ve faktör arzının belirlenmesi gerekir. Faktör fiyatları tıpkı ürün fiyatlarında olduğu gibi
faktör arz ve talebi tarafından belirlenir. Kitabın bu bölümünde öncelikli olarak faktör talebi daha sonra faktör arzı incele-
necektir. Burada faktör arzı konusu incelenirken özellikle üzerinde duracağımız en önemli konu geriye ya da tersine
dönen emek arz eğrisi olacaktır. Faktör arzı ile faktör talebinin incelenmesinin ardından faktör piyasasında dengeyi oluĢ-
turacak, farklı piyasa türlerinde (tam rekabet, aksak rekabet) bu dengenin nasıl oluĢtuğunu açıklayacak ve analiz etmeye
çalıĢacağız. Üretim faktörleri denince akla emek, sermaye, giriĢimci ve doğal kaynak gelmektedir. Ancak bu bölümde
inceleyeceğimiz faktör, emek faktörü olacaktır. Yani faktör piyasalarından kasıt emek piyasası olacaktır.

Faktör Talebinin Özellikleri

Faktör talebi, çeĢitli fiyat düzeylerinden firmaların ne kadar faktör kullanmak istediklerini gösteren kavramdır. Faktör piya-
sasında yapılan analiz emeğe dayalı olduğundan faktör talebi kavramı, emek talebi kavramıyla özdeĢ kullanılmaktadır.
Faktör talebi, türev talep ve bağlı talep kavramları ile açıklanmaktadır. Bu iki kavram faktör talebinin önem arz eden iki
özelliği niteliğindedir. Peki, türev talep ve bağlı talep ne anlama gelmektedir?
 Türev Talep: Bu kavram firmaların bir mal ya da hizmeti üretebilmeleri için talep edecekleri faktör talebini ifade
etmektedir. Ancak firmalar daima bütün faktörleri talepte bulunmazlar. Firmalar, tüketicilerin istekleri doğrultusunda
üretim yapmayı yeğlerler. Yani ürettikleri malın tüketicilerin isteklerine cevap vermelerini isterler. Bu nedenle firmalar
bir faktöre talepte bulunurken ürettikleri malın talebine de bakmak zorundadırlar. ĠĢte türev talep kavramı da tam
olarak bu durumu ifade etmektedir. Yani firmaların ürettikleri mala talep olacak ki firmalar da faktör talep edecek.
Dolayısıyla faktör talebi, türev talep niteliğinde olacaktır.
 Bağlı Talep: Faktör talebi, türev talep olmasının dıĢında aynı zamanda bağlı talep olma özelliği de taĢır. Burada bağlı
talepten kasıt faktörlerin tamamlayıcı olmasından kaynaklanır. Örneğin bir mobilya firmasında mobilya yapılabilmesi
için ilk olarak bir üretim tesisi, sermaye ve emek gibi faktörlere ihtiyaç vardır. Yani mobilya üretebilmek için üretim
tesisi talep edilirse, mutlaka emek ve sermaye gibi faktörler de talep edilecektir. Bu faktörlerin talebi için de firmanın
sattığı mala yönelik bir talebin olması gerekmektedir. Görülüyor ki bağlı talep, aslında bir türev talep niteliğindedir.
Geriye Dönük Emek Arz Eğrisi

POZĠTĠF EĞĠMLĠ OLDUĞU BÖLGE NEGATĠF EĞĠMLĠ OLDUĞU BÖLGE


(DÜġÜK GELĠR DÜZEYĠ) (YÜKSEK GELĠR DÜZEYĠ)

 Ġkame etkisi gelir etkisinden büyüktür,  Gelir etkisi ikame etkisinden büyüktür,
 Ücretlerdeki artıĢ boĢ zaman talebini azaltır, emek  Ücretlerdeki artıĢ boĢ zaman talebini arttırır, emek arzını
arzını arttırır, azaltır,
 Ücretlerdeki azalıĢ boĢ zaman talebini arttırır, emek  Ücretlerdeki azalıĢ boĢ zaman talebini azaltır, emek
arzını azaltır. arzını arttırır.

99

You might also like