You are on page 1of 15

DEVLET KONSERVATUVAVARI

TEMEL BİLİMLER BÖLÜMÜ

HİTİT METİNLERDE MÜZİK VE KORDOFONLAR

MUHAMMED ZAHİD ÇELİK

DANIŞMAN
Dr. Öğr. Üyesi SAFİYE ŞEYDA ERDAŞ

Aralık 2022
ÖZET

Hititler M.Ö. 1600-M.Ö. 1178 yılları arasında Anadolu’da yaşamış halklardan birisidir.
Kendilerinden önce aynı coğrafyada yaşayan Hattilerin yakın akrabaları-devamı oldukları
düşünülmektedir. Başkentleri Hattuşaş bugünkü Çorum ili Boğazkale ilçesi civarlarında
kurulmuştur. Anadolu’da kurulan en eski uygarlıklardan biridir. Milat öncesi dönem müziğinin
anlaşılması konusunda önemli medeniyetlerin başında gelmektedir. Arkeolojik keşifler
sayesinde Hitit kültürünü, geleneklerini ve en önemlisi müziğini anlayabiliyor ve
yorumlayabiliyoruz. Hitit çivi yazısı ve arkeolojik kalıntıların ışığında Hititlerin dini törenlere,
ayinlere, eğlencelere önem verdikleri bilinmektedir. Bu törenlerin her birinde müzik çok önemli
bir rol oynamaktadır. Törenlerin yanı sıra tıp ve büyücülükte de müzik yaygın bir şekilde
kullanılmaktadır. Müziğin tedavi edici bir etkisi olduğuna inanılır. Hattuşaş şehri duvar
rölfeyleri ve vazo parçaları gibi arkeolojik kalıntılarda çalgılar ve icracılar net şekilde
betimlenmiş, hikayelendirilmiştir. İnandık Vazosu, Hattuşaş şehir duvarları bu betimlemelerin
yer aldığı en iyi örnekler arasındadır. İştar, arp, lir, simbal gibi çalgılar ve icracıları bu
betimlemelerden bazılarıdır. Medeniyetleri Tunç Çağı’nın devam ettiği yıllarda kurulmuştur ve
Anadolu coğrafyası tunç madeni açısından zengin yataklara sahiptir. Bu etkenden dolayı çalgı
yapımında tunç sıklıkla tercih edilen maden olmuştur. Çivi yazıları ise Hitit mitolojisi hakkında
önemli bilgiler vermektedir. Bu sayede mitoloji ve müzik arasındaki ilişki de açıklığa
kavuşmaktadır. Mitolojinin yanı sıra çivi yazıları çok ciddi müzikal terminoloji içermektedir.
Hititler, çalgılar ve icracılar hakkında detaylı isimlendirmeler yapmışlardır. Bu da müziğin,
Hitit kültüründe ne kadar önemli bir yeri olduğunu göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: Hititler, Hattuşaş, Hattiler, Müzik, Kordofonlar.

ii
ABSTRACT

The Hittites were one of the peoples that lived in Anatolia between 1600 BC-1178 BC. They
are thought to be closely related to or successors of the Hattians, who inhabited the same region
before them. Their capital, Hattusa, was established in the vicinity of the present-day town of
Boğazkale in Çorum province. They are one of the oldest civilizations established in Anatolia.
They play a crucial role in understanding BC era music as one of the significant civilizations of
the time. Through archaeological discoveries, we are able to comprehend and interpret Hittite
culture, traditions, and, most importantly, their music. Based on Hittite cuneiform script and
archaeological remains, it is known that the Hittites placed importance on religious ceremonies,
rituals, and festivities. Music played a pivotal role in each of these events. In addition to
ceremonies, music was extensively used in medicine and magic. Music was believed to have a
healing effect. Archaeological remains such as wall reliefs in the city of Hattusa and fragments
of vases depict musical instruments and performers in a clear and narrative manner. The İnandık
Vase and the Hattusa city walls are among the best examples containing such depictions.
Instruments like lyres, harps, cymbals, and their performers are some of the subjects depicted.
Their civilization was established during the continuation of the Bronze Age, and the Anatolian
region was rich in copper deposits. Therefore, copper was a frequently chosen material for
crafting musical instruments. Cuneiform scripts provide valuable information about Hittite
mythology. This sheds light on the relationship between mythology and music. Additionally,
cuneiform scripts contain significant musical terminology. The Hittites detailedly named
various instruments and performers, which further highlights the significant role of music in
Hittite culture.

Keywords: Hittites, Hattusha, Hattis, Music, Cordophones.

iii
İÇİNDEKİLER

ÖZET ........................................................................................................................................ II
ABSTRACT ............................................................................................................................ III
GİRİŞ......................................................................................................................................... 1
BÖLÜM 1
Hitit Metinlerinde Müzik......................................................................................................... 2
BÖLÜM 2
Hitit Metinlerinde İcracılar ..................................................................................................... 7
2.1 LU NAR ............................................................................................................................... 7
2.2 LU GALA ............................................................................................................................ 7
2.3 ALAN. ZU ........................................................................................................................... 7
2.4 Palwatalla ............................................................................................................................. 7
2.5 LUBALAG.DI...................................................................................................................... 8
2.6 MUNUSKatra....................................................................................................................... 8
2.7 MUNUSZintuhi .................................................................................................................... 8
2.8 MUNUSHazkara .................................................................................................................. 8
BÖLÜM 3
SONUÇ ...................................................................................................................................... 9
KAYNAKÇA .......................................................................................................................... 10

iv
GİRİŞ

Müzik, insan evrimiyle birlikte ortaya çıkmış bir unsurdur. İnsan değiştikçe ve geliştikçe
müzikte değişir ve gelişir. Bu süreç insanlık var olduğu sürece devam edecektir. Uygarlıkların,
medeniyetlerin ortaya çıkmasıyla müzik farklı bir boyut kazanmıştır. Müzik teorileri ortaya
çıkmaya başlamıştır, enstrümanlar çeşitlenmiştir, inançların ortaya çıkması ile törenler, ayinler,
bayramlar gelişmiştir ve müziğin kullanım sahası belirginleşmiştir. Bunların ilk örnekleri
Çin’de, Mezopotamya’da görülmüştür. Hititler, genel itibariyle Mezopotamya etkisinde
kalmışlardır. Kültür alışverişine oldukça sıcak bakan bir uygarlıktır. Birçok dini inanışlarını,
kültürel olgularını, müzik kültürlerini Mezopotamya’dan almışlardır. Hitit kültürüne dair
edindiğimiz bilgilerin büyük bir çoğunluğunu çivi yazılı tabletler oluşturmaktadır. Müzik ile
ilişkilendirebilmemiz de yine bu yazılar ve kabartmalar sayesindedir. Bu alanda günümüze
kadar iyi korunmuş birçok eser vardır. Bunlar Hitit müzik kültürüne dair bildiklerimizin yapı
taşıdır. Ancak yine çok sayıda tahrip olmuş eser bulunmaktadır. Bu alanda hititologların
çalışmaları oldukça önemlidir. Elde edilmiş olan veriler ışığında dönemin müziği detaylıca
işlenecektir. Hititler “Hatti Ülkesi” olarak adlandırılan ve bugünkü Çorum iline denk gelen bir
coğrafyada yaşamıştırlar. Tunç Çağı’nda var olduklarından dolayı tunç madenini işlediler ve
bundan araç gereçler yapmışlardır. Çalgılar da bu araç gereçlerden biridir. Çok tanrılı olmaları
ve dışarıdan almaya açık bir kültürel yapıya sahip olmaları müzik ve dinleri bağdaştırmalarına
sebep olmuştur. Bu yüzdendir ki Hitit metinlerinde anlatılan efsanelerde müzik ögesi ön planda
yer almaktadır. Müzik kültürlerini yaptıkları diğer araç gereçlere de yansıtmışlardır. İnandık
Vazosu buna verilebilecek başlıca örneklerden biridir. Müziğin gündelik hayatta büyük bir yer
kaplıyor olması terminolojiye de yansımıştır. Hititlerde çalgı icracıları için kullanılan birçok
farklı isimlendirme vardır. Çalgıları genel itibariyle Mezopotamya etkisindedir. Modern gitar
benzeri ilk çalgı ise yine Hitit duvar kabartmalarında görülen Hitit gitarı denilen kordofon bir
çalgıdır.

Problem Cümlesi: Hitit kültüründe müziğin yeri nedir?

Alt Problem: Hitit çivi yazılı metinlerinde müziğe ve kordofonlara dair bölümler nelerdir?

Yöntem: Bu araştırma tarama yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Müzikoloji ve Arkeoloji


alanlarında yayınlanan tez, makale ve dergiler kaynak alınarak Hitit metinleri ve arkeolojik
kalıntılar üzerinden müzik ve kordofon çalgılar incelenmiştir.

1
BÖLÜM 1

Hitit Metinlerinde Müzik

Hititlere ve müzik kültürlerine dair en önemli bilgi kaynaklarımız Hitit çivi yazıları ve
kabartmalardır. Bu metinlerde doğrudan müzikler ilgili konular bulmak mümkün değildir.
Metinlerin büyük çoğunluğu dini içeriklidir. Müzik genelde bir ayin veya törenin belirli
kısımlarında betimlenmiştir ve detaylı bir anlatım yapılmıştır.1 Tabletlere göre Hititlerde müzik
genel itibariyle ayinlerde, özel törenlerde ve bayramlarda yapılmaktadır. Bunun yanı sıra
büyücülük ve tıbbi tedavilerde kullanıldığını bilinmektedir. Kaynaklara göre bir Hitit ayininde
hasta bir kişiye, başrollerini yılan, arı ve kartalın oynadığı müzikal bir öykü anlatılmıştır ve
bunun sonucu hasta kişinin iyileşmesi sağlanmıştır. Bahsedilen ayinlerin en popülerlerinden
birisi de ölü ayinleridir. Bu ayinler genellikle kral ve kraliçe gibi önemli kişiler öldüğünde
gerçekleştirilir. Önemli bir kişi öldüğünde ayinlerden önce devlet yas ilan ederdi ve büyük,
küçük herkes flütünü alıp hüzünlü melodiler çalar.2 Tüm halkın bu ayinlere katılımıyla birlikte
mesleği ağıt yakmak olan kadınlar ayinlere katılır, ağıtlar yakarak yas tutarlar. Bu kadınlara bir
de tibula (bir tür lavta) çalgıcısı eşlik ederek, tibula müziği eşliğinde ölen kişinin adını yüksek
sesle defalarca bağırır.3 Bir başka önemli metinde ise “Teteshapi” denilen bir bayramda, ses ve
çalgı sanatçılarının icraları betimlenmektedir:

“NIN.DINGIR rahibesi yukarıya kursa, evine gider. Tanrıça Kantipuitti’nin av torbası önünde
yürür. Süslenmiş hapi(ia) adamları yürürler. Anunuwa’lı adamlar şarkı söyler. Onun arkasında
zintuhi kadınları eşlik eder. Tefçi kadınlar tef ve çalpara çalarlar.”4

Metinde görüldüğü üzere düzensiz bir müzikten ziyade düzenli bir müzik topluluğu
betimlenmektedir. Erkek ve kadın icracıların birbirlerini takip ederek şarkı söyledikleri
anlatılmaktadır. Bunu da yine çalgı icra eden kadınlar takip etmektedir. Burada kadın icracıların
tel ve çalpara çaldığından bahsedilmektedir. Kadın icracıların varlığı, Hitit kültüründe kadının
toplumdaki yeri ile ilgili fikir oluşturmaktadır. Aşağıdaki metinde ise kraliyet çiftinin, savaş
tanrısı Zababa şerefine içki içme merasimini anlatmaktadır:

1
Stefano de Martino, Hititler ve Hitit İmparatorluğu Bin Tanrılı Halk, Çev. Ayşe Seher Baykal, (Bonn: Kunst-
und Ausstellungshalle, 2002), 445.
2
KUB XXX (Çivi Yazılı Taş, Tunç Çağı), 16, 1, 4.
3
Kassian, Alexei, Andrej Korolëv & Andrej Sidelʹtsev, Hittite funerary ritual: šalliš waštaiš (Ugarit, 2002) 31,
32, 34, 36, 38, 39.
4
E. Badali, Strumenti Musicali, Musici E Musica Nella Celebrazione Delle Feste Ittite (Heidelberg:
Universitätsverlag Winter, 1991), 141.

2
“Kral ve kraliçe oturarak dört ayağı üzerinde duran aslan şeklindeki bir kaptan Tanrı Zababa
şerefine içerler. Saki, lapadan yapılmış bir ekmeği dışarıdan getirir ve krala verir. Kral ısırır.
Küçük arp âleti çalınır, cambaz şarkı söyler, şakşakçı el çırpar. Bu sırada davul ve çalpara
sürekli olarak çalınır. Dansözler oynayarak cambaza şarap dolu bir kadeh verirler. Cambaz
diz çökerek kral ve kraliçeye yaklaşır. Kral ve kraliçe oturarak kırların İştar’ı şerefine içerler;
saki dışarıdan mayalı bir somun alır ve onu krala verir, kral onu parçalar, şarkıcılar Hurrice
söylerler. Cambaz şarkı söyler, şakşakçı el çırparak ve çömelerek gelir, kral ve kraliçeye diz
bezini verir. Kral ve kraliçe ayaktadırlar ve madenden bir kaptan güneş tanrısı şerefine
içerler.”5

Metinde geçen müzikal sahneler adeta bir tiyatro hissiyatı uyandırmaktadır. Müzik ve dansın
büyük bir ahenk içerisinde sergilendiğini görülmektedir. Metinde Türkçeye “küçük arp âleti”
olarak çevrilen çalgı Hitit metinlerinde “GIS D INANNA TUR” olarak geçmektedir.
“INANNA” hem arp hem de lir için kullanılan ortak bir sözcüktür. Bundan dolayı bahsedilen
çalgı bir arp mı yoksa bir lir mi bilinmemektedir. İki çalgı da bu tip merasimlerde sıklıkla
görülmektedir. “Şakşakçılar el çırpar” cümlesinde el çırpmak olarak çevrilen sözcük “palwai”
şeklinde geçmektedir. “Palwai” sözcüğüne ilişkin kesin olmamakla birlikte hititologların ortak
görüşü “el çırpmak” anlamına geldiği yönündedir.6 Metinlerde de görüleceği üzere fiile en
yakın karşılık “el çırpmak, alkışlamak” olacaktır. Fiilin “el çırpmak” haricindeki olası ikinci
anlamı da yakarmak, dua etmek anlamıdır.7 Müziğe yönelik bir diğer önemli metin ise, üç arp
icracısının, arp çalarak oynadıkları bir savaş oyunudur. Müzisyenlerin müzik yaparken aynı
zamanda da bir tiyatro oyunu oynadıklarını görülmektedir. Bir önceki metinde de buna benzer
bir performans betimlenmiştir:

“Kent kapısının karşısında ve tanrının huzurunda arp çalan ve üç kişiden oluşan grup,
savaşıyormuş gibi yere eğilir ve Fırtına Tanrısı ile bir savaş gösterisi yapar. Arp cakaları, zafer
şarkısı ve savaş marşı söylerler; arp ve çalpara çalarak eşlik ederler. Ama arp cakalarından
bir tanesi tanrının kapısında durur ve borazan çalar. Yukarıda damda durmakta olan bir
purapsi-rahibi krala karşı zafer müjdesi şöyle ilan eder: “(Ey) kral, sakın korkma! Fırtına

5
KUB XLIV, 9, III.
6
Christian Girbal, Beitrage zur Grammatik des Hattischen (Frankfurt, Europaeische Hochschulschriften, 1986),
145.
7
CTH (Çivi Yazılı Taş, Tunç Çağı) 345, I, 3.1.

3
tanrısı (senin) düşmanlarını ve düşman ülkelerini teker teker sen kralın ayakları altına serecek
ve sen onları boş birer mutfak kap kaçağı gibi teker teker kırıp mahvedeceksin.”8

Bir sonraki metin şu şekildedir:

“[O] ALAN.ZU adamlarına işaret verir ve ALAN.ZU adamları nankalta yük arabası önünde
koşarlar. Tibula çalar, şarkı söylerler. Şarkıcılar ve çalgıcı kadınlar, kralın önünde ve
arkasında koşarken davul ve zil çalarlar.”9

Metin, çivi yazılı tabletin ilgili bölümlerinden kesitler halinde alınmıştır. Cümleler sıralı bir
şekilde birbirini takip etmezler. Metinde anlatılan sahne Hüseyindede Vazosu kabartmalarında
birebir betimlenmektedir. Tam olarak metinde geçen olay olup olmadığı kesin olmamasına
rağmen kabartmalar metinle uyuşmaktadır.

“Diz çöken saki gelir. Kral ve kraliçe oturur vaziyette Tanrı Hasemeli için içerler. Soytarı flüt
eşliğinde şarkı söyler. “10

Bu metinlerde de yine bir tanrı için içme merasimi betimlenmektedir. Soytarıların flüt eşliğinde
şarkı söylediği anlatılmaktadır. Boğazköy çivi yazılarında orijinal metin şu şekildedir;
“ALAN.ZU GI.GID-it SIR” Kelimelere tek tek bakacak olursak “ALAN.ZU” kelimesi “soytarı”
anlamına gelmektedir. “SIR“ sözcüğü ise “eşliğinde söylemek” anlamı taşımaktadır.
Anlayacağınız üzere “GI.GID-it” olarak belirtilen sözcük de bir tür üflemeli çalgıyı (hititologlar
doğrudan flüt olarak çevirmeyi tercih etmişlerdir) karşılamaktadır.

“Sonradan büyük annelere ve büyük babalara içmek için verirler. Şarkıcı büyük INANNA (lir)
müzik çalgısını çalar. Soytarı “aha” diye çığırır ve sesini kısar, somunu parçalar. Sonra da
onu ölünün ruhu için üç kez içer. Şarkıcı büyük INANNA çalgısı eşliğinde şarkı söyler. Soytarı
“aha” diye çığırır ve sesini kısar.”11

8
Ahmet Ünal, “Çivi Yazılı Hititçe Kaynaklara Göre Hititler’de ve Çağdaş Eski Anadolu Toplumlarında Müzik,
Dans, Eğlence ve Akrobatik Oyunlar”, I. Uluslararası Tarihte Anadolu Müziği ve Çalgıları Sempozyumu
Bildirileri, (Ankara: DÖSİMM Basımevi, 2004), 1, 105.
9
KBo X (Çivi Yazılı Taş, Tunç Çağı) 24, II.
10
Sedat Erkut “Hititlerde AN.TAH.ŠUMSAR Bitkisi ve Bayramı Üzerine bir İnceleme”, III. Uluslararası
Hiitoloji Kongresi Bildirileri (Çorum: Çorum Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları, 1996), 1/189-
195.
11
KUB XXX 19-22.

4
Burada ise bir ölüm merasimi betimlenmektedir. Tıpkı tibula çalgısıyla yapıldığı gibi lir ile de
bu merasimler gerçekleşmektedir. Lirde çalınan müziği bilmek ne yazık ki mümkün değildir
ancak bayramlarda ve içki merasimlerinde çalınan müzikten çok daha farklı bir üslupta
olacağını düşünülmektedir. Bugünkü dizi ve tonların temelleri o dönemlerde Anadolu ve yakın
coğrafyasında atılmıştır. Bayramlarda daha neşeli ve daha hızlı müzikler çalınabilirken, ölüm
törenleri gibi acı duyulan günlerde daha hüzünlü ve yavaş müzikler çalınmış olabilir. Soytarının
“aha” diye bağırması bir tür sesleniş niteliği taşır. Bu seslenişin Hatti dilinde olduğu
düşünülmektedir. Metinlerde oldukça nadir rastlanmaktadır.

Ne yazık ki Hitit mitolojisinde tanrı ve tanrıçalar, Yunan mitolojisinde olduğu gibi doğrudan
bir çalgıyla eşleşmemiş ve tanrı ve tanrıçaya bir çalgının icadı atfedilmemiştir. Buna karşın
mitolojide müziği seven ve sevmeyen, kullanan tanrı ve tanrıçalar olmuştur. Ancak Tanrıça
İştar, paragrafın ilk cümlesi için bir istisnadır. Sümercede “INANNA çalgısı” olarak geçen lir
ve arp Hititçeye doğrudan “İştar çalgısı” şeklinde geçer.12 Bir Hitit tanrıçası olan İştar, Hitit
mitolojisine Akad mitolojisinden geçmiştir. Akadların İştar’ının ise Sümer mitolojisindeki
İnanna’dan türemiş olduğu düşünülmektedir. İştar olarak anılan bu tanrıçanın erken dönemde,
hatta Hitit öncesi dönemde Kubaba olarak anıldığı da bilinmektedir. İştar ile ilgili metinlere
gelecek olursak: Hedammu Şarkısı isimli çivi yazısında Tanrıça İştar ve bir deniz yaratığı olan
Hedammu arasında geçen olaylar betimlenmektedir. Bu metinde ise Tanrıça İştar için “Şauşga”
ismiyle anılmaktadır. “Bin tanrılı toplum” olmak, aynı karakter için onlarca isim kullanmak
gibi kafa karıştırıcı sonuçlar doğurabilmektedir. Hedammu Şarkısı’nda metinlerin tahrip olması
nedeniyle olay bütünlüğünde kopukluklar vardır.

Bir gün aşk ve savaş tanrıçası İştar (Şauşga), Amanos (Nur) dağları eteğinde, Akdeniz
kumsallarında gezinmektedir. Amacı Hedammu’yu cazibesi ve müziği sayesinde suyun dışına
çıkartmak ve sonra da öldürtmektir. Buraya gelmeden hemen önce hamama giderek kendini
temizletir, yağlatmış ve güzel kokular sürünür. İştar bu görevde çalgıları çalmaları için
hizmetçisi olan Nitanna ve Kulitta’yı da yanında götürür. Onlara şöyle der; “Davulu al.
Çalparayı al. Denizde, sağda davulu, solda çalparayı çal. Hedammu şarkımızı işitecek.
Göreceksiniz.” Müzik yardımıyla Hedammu’nun dikkatini çekerek onu suyun üzerine
çıkartmayı amaçlar. Hademmu denizden çıkmasına çıkacaktır ancak tek bir şartı vardır. O da
İştar’la sevişmektir. Hademmu kızgın bir şekilde kafasını derin sulardan dışarıya doğru çıkartır.

12
Ş. Şehvar Beşiroğlu - Günay Koçhan, Bir Çalgının Toplumsal Cinsiyet Üzerinden Kadın Simgesi Olarak
Kuzey Hint, Timur ve Osmanlı Saraylarındaki Görsel Malzemeler Üzerinden Değerlendirilmesi, Atatürk Kültür,
Dil ve Tarih Yüksek Kurumu.

5
Onu gören İştar, Hedammu’nun huzurunda çıplak organlarını yukarıda tutar. Hedammu öfkeyle
bir şeyler mırıldanmaya başlar ve İştar’a çıkışır. Metnin bu bölümlerinde; “Siz hangi tanrı
olursanız olun…”, “Sen ne biçim bir kadınsın…”, “Siz her kadına benzemezsiniz…” gibi
cümleler yazmaktadır ancak oldukça hasarlı olması nedeniyle ne yazık ki okunamamaktadır.
Son olarak Heddamu, İştar’ı yemekle tehdit eder. Ancak Hedammu, bu sırada bira ve şarap
içer; içtiği gibi de tatlı bir uykuya kapılarak suların dibini boylar. İştar: “Tekrar çık. Güçlü
sulardan gel. Ortasından çık.” diye seslenmeye başlar. Ardından Heddamu yeniden suyun
üzerinde görülür. İştar, çıplak bir şekilde Haddemu’ya doğru cinsel organlarını tutar. Heddamu,
İştarı görür ve ardından da erkeklik organı ileri doğru fırlar. Hedammu’nun erkeklik organı,
İştar’ın dişilik organını dölleyip onu hamile yapar. Daha sonra da Hedammu denizlerdeki
tahtından aşağıya iner ve gider.13

Bu metinde görülüyor ki Tanrıça İştar müziği seven ve kullanan bir tanrıçaydı. Ancak efsanede
kendisi değil hizmetçileri onun yerine müzik yapmaktadır. Çalparanın Hitit müziğinde bazı
nedenlerden dolayı çokça kullanılan bir çalgı olduğundan bahsetmiştik. Bunun yanı sıra davul
ile de eşlik edildiğini, tamamen ritmik bir müzik oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Ancak elimizde
bu ritimlere ve kalıplarına dair hiçbir bilgi bulunmamaktadır.

Dönemin müzik terminolojisinin anlaşılması açısından metinlerdeki Antik Anadolu dillerinde


kullanılan terimlere göz atılırsa: tabletlerde belirli bir lavta için kullanılan “GIS TIBULA”
kelimesi diğer çalgılarda da “GIS BALAG” (arp), “GIS ARKOMMI” (vurmalı çalgı), “GIS D
INANNA GAL” (büyük tanrıça liri), “GIS D İNANNA TUR” (küçük tanrıça liri) şeklinde
görülmektedir. Müzisyenler için ise, “GALA TUR” (en alt derece), “GALA” (orta derece)
“GALA MACH” (yüksek derece) olarak sınıflandırmalar görülür. 14

13
KUB XXXIII, 109.
14
Gülgüney Masalcı Şahin, Hititlerde Müzik, Müzik Aletleri ve Müzisyenler (Ankara: Ankara Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstütüsü, Doktora Tezi, 2018), 43-136.

6
2. BÖLÜM

Hitit Metinlerinde İcracılar

Hitit metinlerinde müzik: bayramların, ölüm ritüellerinin, içme ritüellerinin, kısacası her türlü
merasimin olmazsa olmazıdır. Hitit toplumunda müzik ve icracıları son derece değer gören
kimselerdir. Kabartmalar ve metinlerden yola çıkacak olursak Hitit topraklarında müzik erkek
egemenliği altındadır. Ancak bunun yanı sıra erkek icracılar kadar çok olmasa da kadın icracılar
da bulunmaktadır. Bu başlıkta Hitit metinlerinde yer alan müzikal sahnelerde betimlenen
icracılardan bahsedilecektir.

2.1 LU NAR

LU NAR erkek icracı anlamını taşır. Hitit metinlerine göre küçük lir ve büyük lir icracılığı
yapar. Bunun yanı sıra tibula ve galgaturi çalgılarını da çalar. Aynı zamanda bu çalgılara sesiyle
de eşlik eder.15

2.2 LU GALA

LU GALA ya da diğer adıyla LU halliyari bir erkek ve rahiptir. Merasimlerde dua ve ilahi okur.
Dua ve ilahinin yanı sıra argammi, galgaturi ve huhupal icralarında bulunmaktadır. Aynı
zamanda palwai görevini de üstlendiği bilinmektedir. Bazı Hitit metinlerinde tibula çaldığına
ilişkin ifadeler bulunmaktadır.16

2.3 ALAN.ZU

ALAN.ZU en basit tanımıyla bir soytarıdır. Kırmızı renkte kıyafetler giyerek bayramlara ve
törenlere katılır. Aynı zamanda ALAN.ZUlar oldukça yeteneklidir. Neredeyse tüm çalgıları
çalarlar ve şarkılar söylerler. Çalgı çalıp şarkı söylerken kral ve kraliçenin etrafında dönerek
onları eğlendirirler. Eğlence haricinde cenaze törenlerinde de sıkça anılırlar. Kısacası
ALAN.ZU bayram ve törenlerin vazgeçilmez karakterlerinden biridir.17

2.4 Palwatalla

Palwatalla sözcüğü metinlerde şakşakçılar (alkış tutan kişiler) için kullanılmıştır. Pawatalla,
“Palwai” (şakşaklamak, alkış tutmak) sözcüğünden türemiştir. Metinlerde palwatalla olarak
anılan üç farklı karakterden bahsedilmektedir. Bunlar: LUpalwatalla (erkek şakşakçı),

15
KUB, IV, 20-21.
16
Masalcı Şahin, Hititlerde Müzik, Müzik Aletleri ve Müzisyenler, 167.
17
KUB I 17-18, II 45-48.

7
MUNUSpalwatalla (kadın şakşakçı), DOMU.NITA palwatallas (çocuk şakşakçı) şeklindedir.
Palwatallalar bayram ve törenlerde çalgı icrası yapan diğer kişilere “palwai” yaparak eşlik
ederler.18

2.5 LUBALAG.DI

İcracının adı vurmalı bir çalgının ismi olan GISBALAG.DI sözcüğünden gelmektedir.
“GISBALAG.DI icracısı” anlamını karşılamaktadır. Metinlere göre LUBALAG.DI’lar vurmalı
çalgı haricinde üflemeli bir çalgı olan “boynuz” çalgısını da icra etmektedirler. Bunun yanı sıra
sesleriyle de icracılık göstermektedirler. Birden fazla çalgıyı çalabilen oldukça yetenekli
icracılardır.19

2.6 MUNUSKatra

Hitit metinlerinde “MUNUSKatra” olarak geçen sözcük Türkçeye “Katra kadını” olarak
çevrilmektedir. Bu kadın icracılar birçok hizmetle görevlidir. Doğum ritüelleride LUNAR ile
şarkı söyleyerek doğum yapan kadını rahatlatır, bayram ve törenlerde çalgı ve ses icralarında
bulunurlar. Müzikal icralarının yanı sıra tanrıların heykellerini yıkamak, tanrıya adak sunmak
gibi çeşitli ritüel görevleri de bulunmaktadır.20

2.7 MUNUSZintuhi

“MUNUSZintuhi” sözcüğünün Türkçe karşılığı “Zintuhi Kadını” olmaktadır. Hitit metinlerine


göre Zintuhi kadınlarının görevi: güneş tanrıçasının torunu olan Zintuhi’ye hizmet etmektir. Bu
kadınların müzik icraları şarkı söylemeye yöneliktir. Zintuhi kadınları büyük korolar oluşturup
kral için şarkılar söylerler. Çalgı icracıları da bu korolara eşlik eder. MUNUSZintuhi, bayram
ve tören betimlemeleri yapan metinlerde de icralarıyla karşımıza çıkmaktadır.21

2.8 MUNUSHazkara

“MUNUSHazkara” sözcüğünün Türkçe anlamı “Hazkara kadını” olmasına karşın “Hazkara”


kelimesinin kökeni ve anlamı tam olarak bilinmemektedir. Birçok bayram ve törende ses
icracısı olarak yer almaktadır. Kral karşılamalarında kralın geçeceği yolda bekleyerek Hattice
şarkılar söylerler. Bu da Hazkara kadınlarının Hatti kökenli olabileceği fikrini uyandırır. 22

18
Masalcı Şahin, Hititlerde Müzik, Müzik Aletleri ve Müzisyenler, 159-165.
19
KBo XV, 52.
20
Franca Pecchioli Daddi, Mestieri, professioni e dignità nell'Anatolia ittita,(Roma, Edizioni dell'Ateneo, 1982),
391-394.
21
Masalcı Şahin, Hititlerde Müzik, Müzik Aletleri ve Müzisyenler, 206.
22
Masalcı Şahin, Hititlerde Müzik, Müzik Aletleri ve Müzisyenler, 213

8
SONUÇ

Hititler coğrafi konumu dolayısıyla çok kültürlü bir topluluktur. Bin tanrılı toplum diye
anılırlar. Anadolu: Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan bir köprü niteliği taşımaktadır. Tam
bir göç merkezidir. Bu da çok ciddi bir kültür alışverişini doğurmaktadır. Hititler, komşu
coğrafyası olan Mezopotamya’dan birçok kültür almışlardır. Müzik bunların en önemli
olanlarından biridir. Hitit çalgıları şekil itibari ile Mezopotamya çalgılarını andırmaktadır.
Bunun haricinde Mezopotamya’da görülmemiş çalgılara da sahiptirler. Bu da üreten bir
topluluk olduklarını göstermektedir. Müziği dini ritüellerde, bayramlarda, törenlerde, tıpta
kullanmaktaydılar. Müziği birçok toplumun yaptığı gibi tanrıların hikayelerinde
kullanmışlardır ve kutsal bir etki yaratarak müzik unsuruna önem kazandırmışlardır. Bu
müzikal hikayeleri-metinleri ise yazıyla ölümsüzleştirmişlerdir. Dönem gereği bunu çivi yazısı
şeklinde kaydetmişlerdir. Kayıtlara göre: Hititlerde, görevi sadece müzik yapmak olan onlarca
insan bulunmaktadır. Bu insanlara terimsel isimlendirmeler yaparak görevlerini
resmileştirmişlerdir. Çalgı yapımında tunç kullandıkları bilinmektedir. Kordofon çalgılara
gelecek olursak çeşitli bir çalgı sınıflandırmaları vardır. Hitit gitarı bunlardan en çok bilinenidir.
Yapısı gereği modern gitara benziyor olması en dikkat çekici özelliğidir. Metinlerde bu
çalgıdan çokça bahsedilmektedir. Tibula isimli çalgıyla çok yakın bir grupta oldukları
düşünülmektedir. Bunun yanı sıra arp, lir gibi farklı kordofon çalgılar da kullanmakta ve bunları
yazı ya da görsel sanatlar yoluyla kaydetmektedirler. Bu yönden Hititlerde müzik oldukça
önemli bir unsurdur. Hem metinlerde hem de görsel kalıntılarda Hitit kültüründe müziğin ve
kordofon çalgıların önemli bir yeri olduğu görülmektedir.

9
KAYNAKÇA

Badali, E. Strumenti Musicali, Musici E Musica Nella Celebrazione Delle Feste Ittite.
Heidelberg: Universitätsverlag Winter, 1991. 141.

Beşiroğlu, Ş. Şehvar. Günay Koçhan, Bir Çalgının Toplumsal Cinsiyet Üzerinden Kadın
Simgesi Olarak Kuzey Hint, Timur ve Osmanlı Saraylarındaki Görsel Malzemeler Üzerinden
Değerlendirilmesi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, 11.12.2022.
https://www.ayk.gov.tr/wp-content/uploads/2015/01/BEŞİROĞLU-Ş.-Şehvar-KOÇHAN-
Günay-ÇENG-BİR-ÇALGININ-TOPLUMSAL-CİNSİYET-ÜZERİNDEN-KADIN-
SİMGESİ-OLARAK-KUZEY-HİNT-TİMUR-VE-OSMANLI-SARAYLARINDAKİ-
GÖRSEL-MALZEMELER-ÜZERİNDEN-DEĞERLENDİRİLMESİ.pdf

CTH. Çivi Yazılı Taş, Tunç Çağı. 345, I, 3.1.

Daddi, Franca Pecchioli. Mestieri, professioni e dignità nell'Anatolia ittita. Roma: Edizioni
dell'Ateneo, 1982.

Erkut, Sedat. “Hiitlerde AN.TAH.ŠUMSAR Bitkisi ve Bayramı Üzerine bir İnceleme”. III.
Uluslararası Hiitoloji Kongresi Bildirileri. 1/189-195. Çorum: Çorum Valiliği İl Kültür ve
Turizm Müdürlüğü Yayınları, 1996.

Girbal, Christian. Beitrage zur Grammatik des Hattischen. Frankfurt: Europaeische


Hochschulschriften, 1986, 145.

Kassian, Alexei vd, Hittite Funerary Ritual: Salliš Waštaiš. Moskova: Ugarit, 2002

KBo X. Çivi Yazılı Taş, Tunç Çağı. 24, II.

KBo XV. Çivi Yazılı Taş, Tunç Çağı. 52.

KUB I. Çivi Yazılı Taş, Tunç Çağı. 17-18, II 45-48.

KUB IV. Çivi Yazılı Taş, Tunç Çağı. 20-21.

KUB XLIV. Çivi Yazılı Taş, Tunç Çağı. 9, III.

KUB XXX. Çivi Yazılı Taş, Tunç Çağı. 16. 1. 4.

KUB XXX. Çivi Yazılı Taş, Tunç Çağı. 19-22.

KUB XXXIII. Çivi Yazılı Taş, Tunç Çağı. 109.

Martino, Stefano de-Hititler ve Hitit İmparatorluğu Bin Tanrılı Halk. Çev. Ayşe Seher Baykal.
Bonn: Kunst-und Ausstellungshalle, 2002.

Şahin, Gülgüney Masalcı. Hititlerde Müzik, Müzik Aletleri ve Müzisyenler. Ankara: Ankara
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstütüsü, Doktora Tezi, 2018.

Ünal, Ahmet. “Çivi Yazılı Hititçe Kaynaklara Göre Hititler’de ve Çağdaş Eski Anadolu
Toplumlarında Müzik, Dans, Eğlence ve Akrobatik Oyunlar”. I. Uluslararası Tarihte Anadolu

10
Müziği ve Çalgıları Sempozyumu Bildirileri. Dr. Haydar Sönmez. 1/105. Ankara: DÖSİMM
Basımevi, 2004.

11

You might also like