You are on page 1of 3

BAHÇESEHİR ÜNİVERSİTESİ

LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ


UIL5401 ORTADOĞU’DA SİYASET VE YÖNETİM DERSİ
VİZE SINAVI
09.12.2022

İsim-Soyisim: AYŞE ŞÖHRET İŞSEVER


Öğrenci No: 2019150

SORULAR

1. Lütfen Osmanlı millet sistemini detaylı bir şekilde açıklayınız. Mantığını,


kategorileri ve sistemin işleyişini adalet, had-hudud bilme, aman dileme ve
zımmilik ile ilişkilendirmeyi unutmayın.

Osmanlı Millet Sistemi

Osmanlı çok uluslu çok etnik yapılı bir ülke bir imparatorluktur. Bunu sürdürebilmek için de
millet sistemi çok etkili olmuştur.
Osmanlı Devleti'ni kuran Türkler Asya'ya kadar uzanan bölgelerden Anadolu'ya gelmişlerdir.
Anadolu'ya Türkmenler geldiğinde Bizans etkin bulunmaktaydı. Çukurova bölgesinde bir
Ermeni Krallığı vardı. Dolayısıyla yapı olarak farklı unsurların yaşadığı bir bölge söz
konusuydu.
Anadolu Selçukluları, Selçuklu Devleti ve sonrasında Osmanlı bu özellikleri miras almıştır.
Osmanlı Devleti’nin Rumeli'ye geçmesiyle yani Balkan fetihleri ile daha geniş alanlara ve
etnik gruplara kavuşmuştur.
Osmanlı Devleti'nin temel hukuk kaynağı şeriat olup aynı zamanda örfi hukuk vardır.
Osmanlı Devleti, daha önceki Türk devletlerinden de etkiler almıştır. Onların da gelenekleri
devlet yönetimi gelenekleri devralmıştır.
Osmanlı Devleti bünyesinde yaşayan gayrimüslimler millet sistemi içerisinde farklı toplumlar
olarak bulunmuşlardır.
Osmanlı Devleti millet sistemini uygularken, çevresinde başka imparatorluklar da vardı.
Onların da nüfuslarında farklı etnik gruplar yer alıyordu. Rusya, Batıda Avusturya-Macaristan
imparatorlukları vardı. Millet sistemi ile onları kıyasladığımızda farklı bir sistem uygulandığı
ortaya çıkıyor.
Osmanlı Devleti içinde nüfusun gayrimüslimlerin çok olduğu yerler olduğu yerler olduğu gibi
bazı bölgelerde de sadece müslümanlaşmakla kalmayıp, ayrıca da Türkleşmişlerdir.
1492’de ortaya çıkan İspanya devleti oradaki Müslümanlar Yahudilerle katletmişti. Bu
topluluklar dinini değiştirmeye zorladı ve birçok insan orayı terk etmek zorunda kalmıştır.
Osmanlı'ya geldiğimizde Osmanlı Devleti onları bir sisteme dahil etmiştir. Osmanlı devleti
kendini millet sistemi ile tanımlamıştır.
Müslümanlar; genel yapı itibariyle milleti hâkime, ülkenin sahibidir. Milleti mahkûm ise geri
kalan topluluklardır. Bu topluluklar içerisinde Müslümanların "hâkim milleti" Türklerdir.
gayrimüslimlerin "hâkim milleti" de Rumlardır.
Bu sistem ile hem kaynaştırma hem uzaklaştırma bir arada yürütülmüştür. Gayrimüslim
milletlerin birleşmesi engellenmiştir. Islahat Fermanı ile gelen "eşitlik ilkesi “ne
gayrimüslimlerin hâkim milleti olan Rumlar itiraz etmiştir. Yahudilerle bir haklara sahip
olacakları ile rahatsız olmuşlardır. Ayrıcalıklarından edilmek istememişlerdir.

Bu sitemde milletler kendi içlerinde idari konularını kendileri idare ediyorlardı. Evlenme,
Miras gibi konuları her millet kendi içlerindeki yönetici ile kendi kurallarına göre
uygulayabiliyordu. Bu sistem ile hem topluluklar kendi içlerinde yönetimlerini sağlıyorlar hem
de Osmanlı Devleti’ne vergilerini ödüyorlardı. Osmanlı Devleti’nde gayrimüslim nüfusunun
Müslümanlar nüfusundan fazla olduğu zamanlar da olmuştur.

İslam Devletlerinin genetiği Osmanlı Devleti ile devam ederken, zimmi kavramı sistem içinde
kendini göstermektedir.
Zimmîlerin can, mal ve namus güvenliği, uyrukluğuna girdikleri İslâm devleti tarafından
sağlanır. Buna karşılık zimmîler de devlete cizye vermekle yükümlüdür. Zimmi koruma altına
alınan kişi demektir.
Kendi geleneklerini yaşamaya imkân tanırken, dillerini ve dinleri kullanmakta özgür bırakılıp,
vergi ile koruması altına almaktadır.
Osmanlı zimmilerden aldığı cizye vergisi ile burada yaşama hakkını vermiş can güvenliğini
sağlayacağını söylemiş olmaktadır.
Bu sistem içinde gayrimüslimler birçok alanda rahat ederken tabi bir sürü sınırları da vardı.
Gayrimüslimler hadleri ve imkanlarının hududları vardı.
En dikkat çeken hududlar kılık kıyafet üzerinde olmuştur. Gayrimüslimler, Müslümanlar gibi
giyinemiyordu. Belirli renkte şapka takmak zorundalardı. Böylece statüsünü herkese
göstermekteydi. Asla bir Müslüman kadar üst statüde bulunamamaktaydı. Gayrimüslimin
zenginliğini gösterecek şekilde giyinmeleri yasaktı. Temel olarak Müslümanlara kıyafetleri
benzememesi gerekliydi.
Millet sisteminde gayrimüslimlerin hududlarında ayakkabı rengi bile bulunmaktaydı. İpek
giymeleri yasaktı.

Bu kıyafetler ile Müslümanlardan daha fakir durumda olduğunu göstermesi gerekiyordu.

Osmanlı Devleti bir alanı topraklarına kattığında oradaki kiliselerden camiye çevirdikleri
olduğu gibi, bazı kiliselerinde kullanımına izin veriyordu. Bu kiliselerin yenilenmesinde ikinci
el eşya kullanmak zorundaydılar. Çan çalınmasına izin verilmiyordu, ıslahat fermanı ile bu izin
çıkmıştır. Yenilemek için sıfır eşya kullanamıyordu. Tamir etmek için had ve hududları vardı.
Gayrimüslimler, Müslümanların camilerin yakınlarında oturamıyordu. Eyüp Sultan
taraflarında olduğu gibi.
Gayrimüslimin evi Müslümanın evinden daha yüksek olamıyordu.
Millet sisteminde milletlerin içinde anlaşmazlıklar olduğunda Osmanlı önce izliyor kan
dökülmeye başladıktan sonra müdahalelere başlıyordu.

Osmanlı Devleti çok Pragmatik bir devlet olduğundan, bazen örfi hukuk uygulayıp bazen
yerine göre yöntemler geliştirmiştir. Mesela Arnavutluk dağlık olduğu için tımar sistemini
uygulamamıştır. Eflak Boğdan da merkezi sistem kurmamış. Fener Rumlarından beyler tayin
etmiştir. Kırım Hanlığında da Kırım hanları vasıtasıyla yönetmiştir.

Osmanlının uzun yıllar hüküm sürmesinde Millet sisteminin ve pragmatik oluşunun büyük
etkisi vardır. Yeni topraklarına katılan yerlerde halk eski düzenden memnun ise çok değişime
gitmemiştir. Halk şikayetçi ise kendi sistemini idareye geçirmiştir.
Örneğin,Yanya Amanla alınmıştır.
II.Murat buranın halkına Amanname vermiştir. Amanname ile kiliselerine dokunulmayacak
ve din vicdan hürriyeti tanımıştır. Bu Amanname, Fatih Sultan Mehmet’in, İstanbul’un
fethinden sonra Cenevizlilere verdiği Amannamenin temelini taşımıştır.
II.Murat Yanya’ya verdiği bu amannamenin sonucunda buradaki Rum nüfusu artıp, farklı
sonuçlar oluşturmaya başladığında tutumunu değiştirmiş ve Venedik isyanıyla beraber
sistemini değiştirip, buraya Türk nüfus yollamıştır. Böylelikle demografik değişim sağlayarak
Millet sisteminin zorlandığı yerlerde çözüm oluşturmuştur.

You might also like