Professional Documents
Culture Documents
Türkçe Eğitimi
Ders
Konu
Öğretim Üyesi
HAZIRLAYANLAR
13NİSAN 2023
Türk Eğitim Tarihi dersinde Osmanlıda Eğitim(Osmanlıda İdadiler,Osmanlıda iptidailer,Osmanlıda
Medreseler,Osmanlıda Rüştiyeler,Osmanlıda Sıbyan Mektepleri,Osmanlıda Sultaniler) konusunu
seçtik.
Abdulmuttalip Şahin
Osmanlıda Eğitim
Sıbyan Mektepleri
SıbyanMekteplerininyerine açılmıştır.
İlkokul yerine geçer.
1862 yılında açılmıştır.
2.Abdulhamit tarafından yaygınlaştırılmıştır.
1862 yılında 360 Sıbyan Mektebinin 36 tane İptidaiye çevrilmiş ve bu okullarda yeni usule
göre ders verilmiştir.
Dersler Maarif Nezareti tarafından belirlenmiştir.
Kayseri’deki ilk İptidai 1893 yılında açılmıştır.
Rüştiyenin açılması ile Sıbyan Mektebinde değişikliğe gidildi ve İptidailer oluştu.
1862 yılındaki Nizamnameyle İstanbul’daki 36 tane mekteple sınırlı “Örnek Mektepler
”kuruldu. Bunlara İptidai adı verilen üç yıllık mekteplerde çocukların Kur’an-ı Kerim’ i
gerektiği şekilde okumaları, ilmihal ve tecvit ile Türkçe okuryazar olmaları hedeflenmiştir.
1869 yılında Maarif-i Umumi Nizamnamesi ile bu kurumlar 1871’de yaygın hale getirildi.
Köylerde ve mahallelerde açılmıştır.
İstanbul’dakilerde tedrisat süresi üç yıl, taşrada ise dört yıl olarak belirlenmiştir.
1875’te Maarif Nezareti bu okulları düzenlemek ve teftiş için Mekatib-i İptidaiye İdaresi
kuruldu.
Köydeki ve şehirdeki iptidailerde ders programı farklıdır.
2.Abdulhamit Darulmuallimmezunlarını iptidailerde muallim olmalarını sağlamıştır.
Eski iptidailer Evkaf Nezaretine, yeni açılanlar ise Maarif Nezaretine bağlandı.
1913’te geçici ilköğretim kanunu ile ilköğretimi iptidai ve rüştiye olmak üzere altı yıl olarak
düzenlenmiştir.
Buna göre iptidai eğitimi zorunlu ve ücretsiz, rüştiye ise isteğe bağlı olmuştur.
1921’de Ankara’da Maarif Kongresi ile Anadolu’daki iptidailer ‘İlk Mektebe”
dönüştürülürken birde ilk mektep müfredatı kabul edilmiştir.
Diyaeddin Söğüt
Osmanlıda Söğüt
İlk olarak Osmanlı’da ilkokul kurumları olan iptidailer ve sıbyan mektebi hakkında bilgi verildi. Daha
sonra ortaokul kurumları olan rüşdiyelerin nasıl kurulduğundan(Abdülmecid devrinde 1845 yılında
batılı tarzda ve yeni bir eğitim sistemi hazırlandı sıbyan mektebi rüşdiye ve darulfunundanmeydana
gelen bu eğitim sisteminde rüşdiyeler açıldı) kimin zamanında kurulduğundan, Osmanlı’da nasıl
yaygınlaştığından(1869 tarihli maarifi umumiye nizamnamesiyle nüfusu 500 haneyi geçen her
yerleşim biriminde rüşdiye açılabilirdi nüfusu karma olan yerleşim yerlerinde ise aynı şart geçerli
olmak kaydıyla hem müslümanlarahemde gayrimüslimlere rüşdiye açılabilirdi. İstanbul dışındaki
topraklarda toplam 331 rüşdiyebulunuyırdu. bu rüşdiyelerde toplam 18750 talebe ders görmekteydi)
bahsedildi. Kız rüşdiyeleri hakkında bilgi verildi. Askeri rüşdiyeler hakkında bilgi verildi. Son olarak
rüşdiyelerde verilen dersler hakkında ve rüşdiyelerineğitimihakkında bilgi verildi.( eğitim süresi 4 yıl
olarak belirlenmiş ve okutulacak dersler şu şekilde belirlenmiştir
Coğrafya. Jimnastik
Kadir Yaşar
Osmanlıda idadiler/Sultaniler
Ben Osmanlı’da ortaöğretim kurumlarına denk gelen idadi ve sultanileri anlattım. Anlattığım konuyu
özetlemek gerekirse idadi günümüz ortaöğretim okullarına denk gelen okullar hakkında kullanılan bir
terimdir. “Hazırlama” ve “yetiştirme” anlamlarına gelir. İdadiye olarak da adlandırılırdı. 1845 yılında
ilk askeri idadi, 1873 yılında ise ilk mülki idadi açılmıştır. İdadiler, Osmanlı Devleti’nde Yenileşme
Dönemi eğitim kurumları içerisinde yer alır. Bütün okulların ,eğer varsa, hazırlık sınıflarına idadi
denilirdi.
İdadilerin kurulmasını zaruri hale getiren neden ise şudur: Rüştiye üstünde bir okul olmadığı gibi
yüksekokullara rüştiye dışında öğrenci yetiştirebilecek bir eğitim kurumunun da bulunmaması.
İdadilerin kurulmasıyla hem Avrupalı devletlerin azınlıkları kullanarak Osmanlı Devleti’nin iç işlerine
müdahale etmeleri engellenmek istenmiş hem de Müslüman ve gayrimüslimlerin aynı çatı altında
eğitilmeleri sağlanarak Osmanlı kimliği oluşturulmak istenmiştir. İlk kuruldukları yıllarda idadiler
istenileni ve beklenileni tam olarak verememiştir. Bu durumun ortaya çıkmasında da içeride ve
dışarıda yaşanan olaylar , ekonomik sıkıntı vb. gibi durumlar etkili olmuştur. İdadiler kendi içerisinde
ikiye ayrılır: Askeri ve Mülki İdadiler.
Askeri idadilerin kurulma amacına baktığımızda 1844 yılına kadar Bahriye, Mühendishane Tıbbiye ve
Harbiye gibi askeri okullara öğrenci hazırlayacak bir ortaöğretim kurumunun bulunmamasındandır.
Bu tür okulların bulunmaması da bu okullara gidenlerin yeteri kadar alt yapıya sahip olmasını
engelliyordu. Bunun için de askeri idadiler açıldı. İlk askeri idadi de İstanbul’da açıldı.
Mülki idadilere baktığımızda ise açılması tamamen Osmanlıcılık siyaseti ile ilgilidir. Buna göre
Müslüman ve gayrimüslim çocukları aynı çatı altında eğitim alacaklardı. Böylece farklı ırk ve dinlerden
olanlar birbirleriyle kaynaşıp “ Osmanlı Milleti” olmanın temelini oluşturacaktı. Mülki idadiler de ilk
açıldıklarında çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya kalmıştır.
Bir diğer ortaöğretim kurumu olan sultanileri baktığımızda ortaöğretimin ikinci kademesini
oluşturmaktadır. 7 senelik idadilerin sultaniye dönüştürülmesiyle faaliyete geçmişlerdir.(1914)
İdadilerin eğitimi yetersiz olduğundan veya bu idadiler Avrupa’daki liselere nazaran yetersiz
bulunduğundan açılmasına karar verilmiştir. Sultanilerin açılmasının bir diğer nedeni de şudur:
Osmanlı Devleti’nin toprakları üzerinde eğitim faaliyetinde bulunan ve rakip olarak gördüğü
yabancılarla girişmiş olduğu rekabettir. Bunların sonucunda da mükemmel Sultaniler teşkil edilecek
ve Müslüman çocukların yabancı okullara müracaat etme mecburiyetleri ortadan kalkacaktı. Hatta
gayrimüslim ve yabancı çocuklar da bu yeni sultanilere girmek isteyecekti. Bunun için de Avrupa’dan
öğretmenler getirtilecekti.
Sultanilerde eğitim paralıydı. Bu ücretler öğrencinin konumuna göre ve şehirden şehire değişiyordu.
(1,5 – 2 TL arası) Ayrıca yurtta kalmak da paralıydı.
Okul Müdürü
Müdür-i Sani
Hesap Memuru
Katip
Ser Mubassır
Mubassırlar
Ambar ve Depo Memuru
İmam
Ser Hademe
Hademe ve
Odacılardan oluşmaktaydı.
Okul müdürü günümüz okul müdürü ile aynı görevleri yapmaktaydı. Müdür-i Sani ise müdüre bu
işlerinde yardımcı olurdu. Hesap Memuru okulun satın alma işlemlerini yapan, Katip okulun resmi
yazışmalarını hazırlayan, baş mubassır öğrencinin hâl ve hareketlerinden sorumlu olan, mubassırlar
öğrencinin okul içindeki tutumundan sorumlu olan, Ambar ve depo memuru satın alınan erzak ve
eşyayı teslim alıp muhafaza eden, imam ise okulda öğrencilere beş vakit namaz kıldıran kişiydi.
Abdurrahim BULUT
Osmanlıda medreseler:
“ medrese” kavramının Arapça” ders” kökünden geldiğini, Müslüman ülkelerde orta ve yüksek
öğretimin yapıldığı eğitim kurumlarının genel adı olduğunu, bu eğitim kurumlarında ders veren
kişilere “ müderris”, onların yardımcılarına “muid” , okuyan öğrencilere ise” talebe, softa, dânişmend”
gibi adlar verildiğinden bahsettim.
Medreselerin, İslam dünyasında eğitim alanındaki önemine, başlangıçta Türk - İslam kültür
çevrelerinde ortaya çıkıp gelişmesine karşın, zaman içinde her tarafa yayılmasını ve ilköğretim
üstündeki değişik eğitim kademelerini temsil ettiğinden bahsettin.
Osmanlıların medreseleri hem tedrisat hem yapı bakımından geliştirdiğini, medreselerin içerisinde
öğrencilerin öğrenim görmenin yanı sıra yeme, içmeye ve barınma gibi ihtiyaçlarının karşılandığı,
vakıflar tarafından finanse edilen bir yatılı okul şeklinde organize edildiğine, Osmanlıların medreseye
büyük önem verir ülkenin en ücra köşelerine kadar medreseleri kurduğuna ve bu medreselerde devlet
yönetimi için gerekli alimler, hakimler, müftüler, müderrisler, vezirler vb. memur ve bürokratların
yetiştirildiğine değindim.
Medrese sistemi Osmanlılara Selçuklulardan kalmış bir mirastır. Osmanlılar medreseye yeni unsurlar
katmışlardır. Bunu Osmanlı’nın fetih politikasını örnek vererek açıkladım. Fetih politikasına göre
fethedilen yerlerde ilk önce cami ve yanında medrese açılmasını bu sayede hem din hem ilim için
gerekli idari ve adli personelin yetiştirildiğini, Osmanlı’da medreseleri sadece padişahın değil
vezirlerin, paşaların ve diğer hayırseverlerin de kurabildiğini açıkladım.
İlk Osmanlı medresesi olan Orhan Gazi Medresesi ve diğer önemli medreseler olan Süleyman Paşa
Medresesi(İznik),Sultan Medresesi (Bursa),Üç Şerefeli Medrese(Edirne), Muradiye
Medresesi(Bursa),gibi medreseler kurulmasının Osmanlı Devleti’nin eğitime vermiş olduğu önemi
örnekler vererek açıklamaya çalıştım.
Selçuklular devrindeki bilim merkezlerine karşılık Osmanlılar devrindeki başlıca bilim merkezleri
sırasıyla Bursa, Edirne ve İstanbul olmuştur. Osmanlılarda bu 3 şehir Anadolu Selçuklularındaki
Konya, Sivas ve Kayseri’nin yerini almıştır. Osmanlıların kuruluş devrinde kurmuş olduğu 82
medrese, Fatih Sultan Mehmet döneminde kurulmuş olan Sahn ı Seman medreseleri ve Kanuni Sultan
Süleyman döneminde kurulan Süleymaniye medreseleri Osmanlıların eğitime verdiği önemi ve bu
sayede hem eğitimin hem de bilimin hızlı bir şekilde gelişerek diğer ülkelere örnek teşkil ettiğini
anlatmaya çalıştım.
Medreselerin derecelerine göre orada ders veren müderrislerin aldığı ücret değişiklik gösterir:
· Müderrisi 20 - 25 akçe alan haşiye i tecrit medreseleri,
· Müderrisi 30 akçe alan miftah medreseleri ,
· Müderrisi 40 akçe alan Telvih medreseleri,
· Müderrisi 50 akçe alan Hariç medreseleri,
· Müderrisi 60 akçe alan Dahil,Temimme ve Sahn-ı Seman medreseleri
Kırklı ve ellili Hariç medreseler Anadolu selçukluları’nın, Anadolu beylikleri hükümdarlarının,
onların ailelerinin, vezir, sancak beyleri ve ümeranın yaptırdıkları medreselerdir.
Dahil medreseleri Osmanlı padişahları, şehzade valideleri, Şehzadeler ve padişah kızlarının yaptırmış
oldukları medreselerdir.
Bunların arasında en yüksek tahsil seviyesinin ise sahn ı seman medresesinde olduğunu belirttim.
Akli ilimlerin terk edilmesi, rüşvet, iltimas ve adam kayırmanın artması, Beşik ulemalığının gelmesi
ve mülazemet sisteminin uygulanmaması, suhte ve softa isyanları, medrese derslerinin bilimsel
kaygılardan uzaklaşıp iktidar isteklerine göre belirlenmesi, medresenin batı ile karşılaştırma
yapmaması ve geri kalması gibi nedenlerden dolayı medrese eğitim sisteminin bozulduğunu ve
böylece hem eğitim hem de bilim olarak avrupa'nın gerisinde kaldığımızı belirttim.
Bu gibi nedenlerden dolayı medreseler 3 mart 1924 te maarif Bakanlığına bağlanmış, 13 gün sonra da
yayınlanan genelgeyle kapatılmıştır
Kaynakça
YARDIMCI, Mehmet (13 Mayıs 2021). "Dağ Başını Duman Almış Marşı'nın yazılış öyküsü -
Mehmet YARDIMCI". Yeni Çağ Gazetesi. 26 Temmuz 2021
tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ağustos 2022.
^ a b c "Yaşıyan yazarlarımız. Ali Ulvi Elöve". 25 Kasım 2021
tarihinde kaynağından arşivlendi.
^ a b c d "Ali Ulvi Elöve". 22 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
^ a b c d Miriam Zeliha Stebler Çavuş, Ali Ulvi Elöve'nin Şiirlerinin Eğitsel Açıdan
İncelenmesi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Erzurum
2007
^ "Ali Ulvi Elöve, Muzkiotek.com.tr Erişim tarihi:03.04.2015". 8 Nisan 2015 tarihinde
kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2015.
^ "Ömer Faruk Akün, Deny, Jean, İslam Ansiklopedisi Cilt 9". 14 Nisan 2015 tarihinde
kaynağından arşivlendi.
https://www.google.com/url?sa=t&source=web&rct=j&url=https://www.yeniasya.com.tr/naci-
tepir/iptidai-mektepler_311444&ved=2ahUKEwib97u_1d3-
AhX1SvEDHV8jAAIQFnoECCgQAQ&usg=AOvVaw13a_U_S0xRGECJatj2d7SZ
TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 35, s.301.
“Mekteplerde Hijyen, Dezenfeksiyon ve Karantina (1876-1909) / Hygiene,
DisinfectionandQuarantine in the Schools (1876-1909)”
“Türk Eğitiminin Modernleşmesinde Rüşdiye Mektepleri – Muammer Demirel”
Akyüz, Y.(2019). Türk Eğitim Tarihi M.Ö 1000- M.S 2019 (32. Baskı ) Ankara, Pegem Akademi
Yayınlar
Ayas, N.(1948). Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitimi Kuruluşlar ve Tarihçeler Ankara: Milli Eğitim
Basımevi
Demirel, F.(2012). 2. Meşrutiyet’ ten Sonra Osmanlı’da Orta Öğretim: Sultaniler