You are on page 1of 23

Hisse Senedi Yatırımları

Eray SOMUNKIRAN
Düzenlenmiş Twitler

Derleyen: Emrah GÜRBÜZ


Eray SOMUNKIRAN
Fiyat Çarpan Analizi-1
1- Borsanın rakamları yerine koyduğumuzda bize en iyi hisseyi söyleyebilecek kati bir formülü
yoktur. Bunun olamama sebebi; şirketlerin gelecekteki faaliyetlerini kesin bir şekilde
öngöremeyecek olmamızdır.
2- Yapabileceğimiz şey, geçmişteki ve bugünkü matematiksel verileri (finansal değerleri) gelecek
öngörülerimizle harmanlayarak kullanmak. Girizgahı yaptık, adım adım gideceğiz. Öncelikle
bir konuya değinmek istiyorum.
3- Şirketlerin sadece finansal verilerinin gelişimine veya gelecekti pozitif gelişme beklentilerimize
odaklanmamalıyız. Diyelim ki şirketin aktif karlılığı, brüt karı, öz sermayesi vb. (çok şey var
yazmayayım tek tek) çok güzel arttı;
4- Maliyetleri, borçları vb. çok güzel azaldı; ödemelerini tıkır tıkır alıyor, yatırımlarını da yapıyor.
Tüm bunlar bize neyi söyler? Sadece şirketin güzel büyümekte olduğunu, işlerinin yolunda
gittiğini söyler.
5- Bunlar elbette önemli, ama sadece bu gelişmelere bakarak hisse alırsak hisseyi yanlış fiyat ile
alabiliriz. En az bunlar kadar önemli olan bir diğer şey, bu güzel gelişmelerin bize kaça
satıldığıdır.
6- Bir örnek ile devam edelim. İmar izni olan bir arsa düşünün. Diyelim ki, en başta ortada hiçbir
gelişme yok ve bu arsa 100 bin ₺’ye satılıyor. Daha sonra bu arsanın yakınına hastane
yapılmaya başlandı, güzel gelişmeler var.
7- Bu arsayı alıp almama konusunda ne düşünürsünüz? Hastane yapılınca buranın değeri ne
olacak, olacak olana göre bugün benden istenen fiyat makul mü değil mi diye değerlendirirsiniz.
8- Hastane sonrası nihai durumda 200 bin ₺ fiyata ulaşabileceğini düşündüğünüz arsayı bugün
150bin₺’ye verirlerse alırsınız. Bugün size "gel kardeşim, bak buraya hastane yapılıyor,
gelişmeler çok güzel al bu arsayı 300bin₺’ye" denilirse, o işe girmezsiniz.
9- Ya zaten olur mu öyle şey, kim verir ki 300bin₺’yi demeyin. Burası borsa, burada oluyor.
Hastane sonrası arsanın ederinin kaç para olacağı düşünülmüyor, hesaplanmıyor, sadece
hastane yapılacağı veya yapılmakta olduğu konuşuluyor.
10- Demek istediğim, iyi şeylerin olmuş veya olacak olması bizi kurtarmaz. Bizim bu gelişmeleri
bize bedeli ile mukayeseli olarak inceliyor olmamız gerek. Borsada bu bedel, hepinizin bildiği
piyasa değeridir.
11- Şirket satışlarını 2’ye, brüt karını 3’e katlamış, süper! Değil işte, fiyat 5'e katladıysa bu sürede,
artık olan oldu, fırsat geçti gitti. Şirket x alanına giriyormuş, çok kazanacakmış...
12- Şayet şirketin piyasa değeri, şirket henüz o alana girmeden bu herkesin bildiği gelişmeden
kaynaklı sağlayacağı kazanımların karşılığından daha fazla olacak şekilde arttıysa, artık orada
fırsat değil risk vardır.
13- Özetle, şirketleri incelemelerimiz piyasa değeri ekseninde olmalıdır. Şirketin piyasa değerini
de hem geçmiş ile hem de diğer şirketlerle mukayese amaçlı kullanırken bazı çarpanlardan
faydalanıyoruz.
14- Sıkça kullanılan çarpanlar; FK, PD/DD, FD/FAVÖK, PD/EFK, FD/EFK, PD/NFK ve
FD/NFK’dır. Bu çarpanlar ile ilgili düşüncelerim;
15- PD/DD: Öz sermaye elbette mühim bir kalemdir, ama benim gözümde sanayi şirketleri için
şirketin gücünü ifade etmekte yetersiz kalır. Önemli olan bu öz sermayenin kullanılarak ne
ölçüde faaliyet karı elde edilebildiğidir.
16- Kimisi düşük öz sermaye ile harikalar yaratır, kimisi yüksek öz sermaye ile sektörü gereği
verimli iş çıkaramaz. Ayrıca, bilançoda gördüğümüz öz sermaye gerçeği yansıtmayabilir.
17- Örneğin, şirket 2001 yılında arsa almıştır. Arsa, bilançoda yeniden değerleme yapılmadan o
gün alındığı fiyattan yer alıyorsa, bilançodaki öz sermaye rakamı da güncel değildir. Şirketlerin
bazıları düzenli güncellemeler yaparken, bazıları bu işle pek uğraşmamayı tercih ediyor.
18- Bir başka örnek; şirketin değerli ama atıl durumda bir arazisi var. Bu arazi satılırsa, tek defaya
mahsus para girişi olur ama şirketin faaliyetlerinden elde edeceği geliri arttırıcı bir etkisi
doğrudan olmaz.
19- Şayet o para daha sonra verimli şekilde kullanılıp yeni fabrika vb. yapılacaksa ancak o zaman
bir yansımasını belki görürüz. FD/FAVÖK: Favök = NFK + Amortisan. Ben amortismanın da
yer aldığı FAVÖK değerinin çarpan mukayesesinde kullanılmasına anlam veremiyorum.
20- Farklı alanlarda kullanılabilir, ama benim için bahsedeceğim fiyat temelli çarpan
mukayeselerinde bir kıymeti yoktur. PD/EFK veya FD/EFK: Esas faaliyet karı, gelir tablosunda
“Diğer Faaliyet Gelirleri ve Giderleri” kaleminin de hesaba dahil olması sonucu elde edilir.
21- Bu kalem içinde kur değişimi vb. etkileri de yer alır. Şirketin sadece ana faaliyetlerinden elde
ettiği gelirleri görmeyi tercih ederek, bunun yerine NFK (Net Faaliyet Karı) verisini kullanmayı
tercih ediyorum.
22- PD/NFK veya FD/NFK: İkisini de kullanıyorum. PD/NFK’ya ilave olarak FD/NFK, net borcun
PD’ye kıyasla oransal olarak çok değişmemiş olduğundan emin olabilmemiz için gereklidir.
23- Zira net borcun oransal olarak çok aşırı yükselmiş olup PD’yi haklı olarak baskılamasından
kaynaklı, PD/NFK çok düşmüş olabilir ama bu durumda bu haklı bir düşüştür. Bu yüzden net
borç gelişimini de hesaba almakta fayda vardır.
Firma Değeri: Piyasa Değeri + Net Borç
24- FK: Şirketin ana faaliyetlerinden elde ettiği gelirin net bir göstergesi değildir. Dönemsel tüm
gelir giderler işin içine girdikten sonra elde kalan net kar ile yapılan hesaptır.
25- Bu yüzden, hem sadece ana faaliyetlerde ne olup bittiğini görmek için PD/NFK ile FD/NFK
kullanıyorum, hem de günün sonunda elde kalana da önem verdiğim için FK’yı kullanıyorum.
26- FK’nın çok dikkatli kullanılması gerekir. Gelir tablosunda net kara ulaşıncaya kadar dönemsel
tüm faktörler işin içine girer. Şirket; arsa satar, tazminat alır, kasasındaki döviz değerlenir,
finansal borçlarının faizi düşer, iştirakleri değerlenir.
27- Bunlara benzer tüm gelişmeler ana faaliyetlerinin dışında dönemsel olarak gerçekleşir. Bu
gelişmeler, illa ki olumlu ya da olumsuz etkileri olduğu için önemlidir; ama bahsettiğim gibi
bu gelişmeler şirketin kar elde edebilme becerisini doğrudan etkilemez, dolaylı etkiler.
28- Bunun bilinci ile, bu gelişmeleri şirketin menfaatlerini etkilemesi kapsamında gözlemliyorum.
Tüm bunlar demek değildir ki, her şey bu çarpanlarla olup biter. Bilanço tablosu ve nakit akım
tablosu da elbette çok önemlidir.
29- Örneğin; şirket ödemelerini almakta güçlük çekiyorsa nakit akım tablosunu incelemeden sadece
gelir tablosuna odaklanırsak çok mühim bir gelişmeyi ıskalarız.
30- Ya da şirket yatırım yapmıştır, MDV artışı vardır, bu da gelecekteki NFK artışının habercisidir.
Bunu bilançoda gözlemlemezsek, gelecek öngörümüz eksik kalır.
31- Özetle, bahsettiğim fiyat mukayesesi için; FD/NFK, PD/NFK ve FK çarpanlarını yoğunlaşarak
kullanıyorum. Şirket ile ilgili diğer tüm gelişmeleri de mümkün mertebe takip etmeye
çalışıyorum.
32- Sırada; PD/NFK çarpanını kullanarak yapıla bilinecek değerleme analizinde dikkat edilmesi
gereken hususlar var…

Eray SOMUNKIRAN
Fiyat Çarpan Analizi- 2
1- Belirlediğimiz çarpanları kullanarak nasıl analizler yapabileceğimizde kalmıştık, buradan
devam ediyoruz. Bu çarpan analizini bize şirket seçiminde destek olması amacıyla kullanıyor,
hisse seçim kriterlerimizi birkaç çarpan ile sınırlamıyoruz.
2- PD/NFK, FD/NFK ve FK çarpanları ile oluşturacağımız kurgular/yaklaşımlar benzer
niteliktedir. Bu yüzden, PD/NFK üzerinden ilerleyerek aktaracağım detayları diğer 2’si için de
kullanabilirsiniz.
3- Burada esas olan, şirketin üreteceğini öngördüğümüz NFK’ya makul bir PD bedeli ödeyerek
alım yaptığımızdan emin olmaktır. Makul kavramı göreceli bir kavramdır, hemen akabinde
“neye göre?” sorusu gelir.
4- Şirketin güncel PD/NFK oranının makul olduğundan emin olmak için kıyas unsurlarımızın
olması gerekiyor, bu unsurlar üzerinden tek tek geçelim. Birincisi, şirketin kendi tarihsel (10-
15 senelik) PD/NFK çarpan değerlerine göre uygunluk.
5- Şirket; kabuk değiştiren, çok ciddi atılımlar yapan, farklı sektörlere yönelmek gibi kendisi için
çok yenilikçi girişimler yapan nitelikte değilse bu kıyas bize destek olur. Şayet bu niteliklerde
ise geçmişe benzemeyen değerlemeler söz konusu olabilir.
6- Sürekli aynı işi yapan şirket için; kısa/orta vadedeki beklentimiz olan PD/NFK değerini, şirketin
tarihsel ort. PD/NFK değeri ile mukayese ederiz ve beklediğimiz değer, tarihsel ort. PD/NFK
değerine göre düşükse güncel fiyat uygundur şeklinde ilk çıkarımımızı yapabiliriz.
7- Tarihsel ortalama değer ile kıyaslıyoruz çünkü, şirketin bir hikmet kaynaklı her daim yüksek
çarpan ile fiyatlanıyor olabilme durumu olabilir. Ya da bir zafiyeti vardır, tam tersi her daim
düşük çarpan ile fiyatlanıyordur. Tarihsel değerlerden destek almamız faydalı olacaktır.
8- Örneğin; yeniden değerleme yapılmayan çok değerli bir arazisi veya çok yüksek rekabetçi gücü
(hendekleri) vardır ve bunlar her daim yüksek çarpanla fiyatlanıyordur. Geçmişte de yüksek
olduğunu görürsek, ona göre uygun göreceli bir değer arayışı içine girebiliriz.
Geçmişte de yüksek olduğunu görürsek, ona göre uygun göreceli bir değer arayışı içine
girebiliriz.
9- Ayrıca; bu hikmetin ne olduğu üzerine düşünüp, mevcut durumda hala var olduğundan emin
olmalıyız. Aksi halde geçmişte yüksek çarpanla fiyatlanan şirket, o hikmetini kaybettiyse bugün
daha düşük çarpanlarla fiyatlanıyor olması son derece doğal olur.
10- Örneğin; Coca Cola pazarda tek iken ort. 20 çarpan değeri ile fiyatlandıysa, Pepsi’nin pazara
girişi sonrası ort. 15 ile fiyatlanmaya başlanmasını doğal karşılamalıyız. Pazara yeni giren rakip
bir tehdittir, elbet fiyatlama içinde yerini alacaktır.
11- Ya da şirket son 10 senedir hızlı büyüme evresindedir; ama bugün şirket oturmuş, bu büyüme
hızı azalmıştır. Bu durumda bugün daha düşük çarpanla fiyatlanması doğaldır. Burada dikkat
etmemiz gereken bir diğer hususda, BIST’in genel değerleme seviyesidir.
12- Bu seviyenin kabaca tespiti için BIST100 FK değerinden faydalanabiliriz. BIST100 FK’nın
tarihsel ortalamada 12 olduğunu kabul edersek, güncel durumda şayet bu değer 6 ise (kriz
dönemi değeri);
13- Elbette bizim şirketimizin de kısa vadede beklediğimiz PD/NFK oranı tarihsel ortalamasına
göre en az bu oranda düşük olmalıdır. Ancak bu orandan fazlası, bize şirket için ekstra uygunluk
sinyalini verir.
14- Bir başka deyişle; kriz dibinde hemen hemen tüm şirketlerin çarpanları tarihsel ortalamalarına
göre uygun seviyeye gelir, biz şirket seçtiğimiz için bize tarihsel ortalamalarına göre en
uygunlarını bulmak düşer.
15- İkinci kıyas unsuru olarak, şirketimizin çarpanlarını kendi sektöründeki diğer şirketlerin
çarpanları ile kıyaslamak gelir. Üçüncü kıyas unsuru ise, sektörler arası farkların bilinci ile
kıyastır.
16- Sektörlerin çarpanları gelecek potansiyellerine ve risklerine göre farklıdır. Örneğin; petrolün
geleceğinden endişe edilirken, yenilenebilir enerji üzerine faaliyetler yürüten firmaların
çarpanlarının daha yüksek olmasını beklemek son derece doğaldır.
17- Şayet bu iki farklı alanda faaliyet gösteren iki şirket için kısa/orta vade beklediğimiz PD/NFK
değeri yakın ise, sektör ort. yüksek olanı tercih edebiliriz. BISTdeki sektör ort. Verisinin
yetersiz kaldığını düşünürseniz, sektörlerin global ortalamalarını inceleyebilirsiniz.
18- S&P'de sektör ortalamalarının kıyasında, EV/EBITDA (FD/FAVÖK) verileri sıkça kullanılır,
bu çarpan üzerinden sektörleri kıyaslayabilirsiniz. Son olarak, birkaç detaydan bahsedeyim;
19- Net Borç/PD oranı daha yüksek olan şirketlerin, bu oranı düşük olanlara kıyasla dönemsel
volatilitesi daha yüksektir. BIST genel değerlemesinin iyileşmesi/kötüleşmesi durumunda;
yakın oranda FD/NFK değişimi ile, net borcu fazla olanın PD değişimi daha hızlı olacaktır.
20- Basitçe şöyle düşünelim;
Durum1: Şirket 1 -> PD: 10, Net Borç: 0, FD: 10
Şirket 2 -> PD: 7, Net Borç: 5, FD: 12
Durum2: Şirket 1 -> PD: 20, Net Borç: 0, FD: 20
Şirket 2 -> PD: 19, Net Borç: 5, FD: 24
21- Bu şirketlerin FD’leri 2’ye katlarken (BIST değerleme seviyesi yükselirken olabilir); net borcun
sabit kalacağı kabulü ile, net borcu yüksek olan 2. şirketin PD’sinin daha hızlı yukarı hareket
etmesi beklenir. Piyasa düşüşünde de 2. Şirketin PD’si daha hızlı düşecektir.
22- Diğer detay bilgi; Döviz bazında satış yapan şirketlerde, döviz fiyatlarındaki reel değişim,
genellikle NFK’yı Satış Gelirleri’ne kıyasla daha yüksek oranda değiştirir. Bunun sebebi;
hammaddenin olmasa da, faaliyet giderlerinin genellikle TL bazında olmasıdır.
23- Örnekleyelim: Döviz reel olarak %50 arttığında, (şirketin satış adetlerinin ve döviz bazında
ürün satış fiyatlarının sabit kalması kabulü ile) satış gelirleri %50 artarken, NFK %80 artabilir.
Tersinin de olabileceğini unutmayalım.
24- Bu bölümde genellikle bilinen şeyler üzerinde durduk, bundan sonraki bölümde daha görsel bir
çalışma ile somut örnekler üzerinden gideceğiz. Sıradaki bölüm; BIST'deki güncel duruma göre
şirket seçimi olacaktır.

Eray SOMUNKIRAN
Fiyat Çarpan Analizi- 3
1- Bu bölümde, BIST’deki şirketlerin güncel çarpanlarını grafikler üzerinde görerek çeşitli
değerlendirmeler yapacağız ve bakış açımızı geliştireceğiz.
2- Şirketler için Net Kar veya NFK’nın gelecekte nasıl değişebileceğine yönelik öngörülerimi
paylaşmayacağım. Paylaşacak olsaydım; öngörülerimin doğruluğu, geleceği kesin olarak
bilmediğim için son derece şüpheli olurdu.
3- Maksadım; sizin öngörüleriniz ile, sizin yapacağınız değerlendirmeler için bir çerçeve
oluşturup sağlam bir yaklaşım elde edebilmenizdir.
4- İlk olarak; FK tablosunu sadece görmeniz için paylaşıyorum, hemen hızlıca geçip PD/NFK ve
FD/NFK ile devam edeceğiz. Bahsettiklerim, ekseriyetle sanayi şirketleri üzerine
değerlendirmeleri kapsadığı için ekteki tablolarda; YO, GYO, GSY ve Finans şirketleri yer
almamaktadır.

5- Burada FK 10’dan küçükse hisse fiyatı uygundur, değilse uygun değildir şeklinde bir
değerlendirme kesinlikle yapmıyoruz. Bu çok sığ ve yanlış bir değerlendirme olmuş olur,
detaylarını daha önce konuşmuştuk. PD/NFK ve FD/NFK çarpanlarımızla ilgili
değerlendirmelere başlayalım.
6- Ekteki PD/NFK ve FD/NFK çarpan tablolarını incelerken, önceki bölümde bahsettiğim;
şirketlerin tarihsel olarak ya da sektörel kaynaklı farklı seviyede çarpanlarla fiyatlanmış
olabileceğini unutmuyor, ucuzluk beklentimize bunları da dahil ediyoruz.
Görsel: 1

Görsel: 2

7- Bu çarpanlarda yine aynı şekilde güncel değerlere odaklanmıyor, gelecekteki NFK’yı


öngörmeye çalışarak değerlendirmelerimizi yapıyoruz.,
8- Sadece bugünkü NFK değeri sebebiyle, hisse tabloda sol tarafta yer alıyor diye hisseyi alırsanız
ve NFK düşer ise güvendiğiniz dağlara kar yağar. Bu yüzden sol taraftakilerin NFK’sının
sürdürülebilir olmasından emin olmaya çalışın.
9- Tabloda sağ tarafta yer alan bugünün yüksek çarpanlı hisseleri de alınabilir ama bunları
aldığımızda, aşağıdaki 1. ve/veya 2. argümanlara sahip olmalıyız. Aksi halde şirketi pahalı
aldık demektir.
10- Argüman 1: NFK geçici surette dönemsel düşük kaldı, bu döngüsel bir şirkettir, işler
iyileşmeye başladığında satışlar ve akabinde NFK da toparlayacak, çarpanlar düşecektir.
11- Örneğin, EREGL hisse fiyatı değişmediği ve çelik fiyatları, TL bazında bugünlerdeki
fiyatlama seviyesini sürdürdüğü takdirde; EREGL’nin çarpanları önümüzdeki bilançolar
açıklandıkça düşecek ve EREGL tabloda sol tarafa doğru ilerleyecektir.
12- Tabii bu noktada çelik fiyatlarının seyrini yakından takip ediyor olmalıyız, çünkü kurgumuzu
onun düşmeyeceği yönünde kurduk. Argüman 2: NFK dönemsel düşük kalmamış olsa bile
gelecekte bu şirket soldakilere kıyasla çok daha hızlı büyüyeceği için çarpanları düşecektir.
13- Örneğin, geçtiğimiz 3-4 senede SASA ve HEKTS bu kategoride yer aldılar. Neredeyse hiç
tabloda sol tarafta yer almadılar, ama agresif büyümeleri kaynaklı yüksek çarpanlar sorun
olmadı. Peki bundan sonra? Onu size bırakıyorum.
14- 2 Stratejimiz var; Kısa/Orta Vade Stratejisi: Kısa/Orta vadede çarpanları düşecek olan (Net
Kar ve NFK’daki artış kaynaklı) hisseyi bulur, çarpanlardaki düşüşü piyasanın fiyatı arttırarak
düzeltmesini umarak pozisyon alırız.
15- Aslında bu stratejide çarpanlardaki düşüşün sürdürülebilir olup olmamasına bağlı 2 durum
vardır. Net Kar ve NFK’daki artış sürdürülemez (geçici) ise; Piyasa çarpanlardaki düşüşe
inanmaz, fiyatı düzeltmez ve kazanamayız.
16- Ya da piyasa, çarpanlardaki düşüşü (hatalı olarak) sürdürülebilir olarak değerlendirir ve PD’yi
geçici olarak arttırır ve kazanç sağlarız. Daha sonra PD, Net Kar ve NFK’nın düşmesi ile tekrar
düşecek olsa da hissede olmayacağımız için sorun olmaz.
17- Net Kar ve NFK’daki artış sürdürülebilir (kalıcı) ise; Piyasa çarpanlardaki düşüşe başta
inanmaz, fiyatı arttırmaz. Fakat daha sonra Net Kar ve NFK’nın artışının sürdürülebilir
olduğunu görünce mecburen geriden gelerek fiyatlamayı yapar.
18- Ya da piyasa, çarpanlardaki düşüşü en baştan itibaren (doğru olarak) sürdürülebilir olarak
değerlendirir ve PD’yi arttırır ve kısa/orta vade yatırımcıları kazanç sağlar.
19- Uzun Vade Stratejisi Geçmiş finansallar yardımıyla, şirketin normal şartlarda elde edebileceği
Net Kar ve NFK bulunur. Güncel piyasa değerine göre oluşan çarpan ve şirketin gelecekteki
büyümesine yönelik beklentimiz ile PEG hesabı yapılır. Çıkan değer makul ise, poz. alınır.
20- Son olarak gelelim @ykaya Vedat Hocam’ın Pusula’sına… Daha önce, hem Net Kar önemli
olduğu için FK önemli; hem de NFK önemli olduğu için PD/NFK önemli dedik. Vedat
Hocam da bu iki çarpanı çarpmak suretiyle harmanlıyor ve FX çarpanı olarak adlandırdığı
çarpanı elde ediyor.
21- Asıl önemli nokta; bu çarpanı son bir yıllık Net Kar ve NFK verilerini kullanarak elde
etmiyor. Son 2 çeyrekte yaşanan gelişmelerin etksini daha keskin gözlemleyebilmek için,
sadece son 2 çeyrekte elde edilen Net Kar ve NFK verilerini yıllıklandırarak bu çarpanı elde
ediyor.
22- Son 2 çeyrekte elde edilen veriler, önümüzdeki 2 çeyrekte de aynen devam ederse oluşacak
olan tabloyu önden görebilmek için bu şekilde uyguluyor. Ekte güncel FX tablosunu
bulabilirsiniz.
23- Bu FX çarpanı ile ilgili yorumum; Muhteşem bir silah, ama uzmanı tarafından çok dikkatli
kullanılması gerekiyor. Son 2 çeyrek Net Kar ve NFK’nın hangi şartlarda oluştuğunu ve
devam edip etmeyeceğini iyi düşünmeliyiz.
24- Tüm bu anlattıklarımda @ykayav Vedat Hocam’ın desteği büyüktür. Kendisine paylaşımcı
dostluğu için teşekkür ederim. Bizi 1 sene önce tanıştıran @druars Uğur Hocam'a da ayrıca
teşekkür ederim.
25- Uğur Ağabey; “Eray seni Vedat’la tanıştıracağım, çok iyi anlaşacaksınız” demişti, son derece
haklı çıktı. Tabii bunun sebebi; sadece birbirimizden borsa alanında destek alıyor oluşumuz
değil, aynı zamanda sevgili arkadaşlarımın güzel karakterleridir.
26- Evet, 3 bölümlük “Fiyat Çarpan Analizi” serimiz bitti. Bundan sonraki seride; hisseleri veya
endeksleri, grafikler üzerinde temel analiz kapsamında (büyümeleri ile uyumlu kanallar ile)
değerlendireceğiz ve pair-trade imkanlarını gözden geçireceğiz. Sevgiler.

Eray SOMUNKIRAN
Fk/Faiz Oranı İlişkisi

F/K ile faiz oranı arasındaki ters orantılı ilişki beklentisinin; banka, sigortacılık vb. finans
kuruluşları ile GYO’lar vb. öz sermaye yeniden değerlemelerini net karda gösteren şirketler
için anlamlı olduğunu düşünüyorum.
Bu şirketlerin öz sermayeleri kabaca net karları kadar arttığı için; rasyoların sabit kalması
kabulü ile 10 FK bir bankanın piyasa değerinin, 10’da 1’i oranında artmasını bekleyebilir ve bu
getiriyi güncel faiz oranı ile mukayese edip makul olup olmadığını değerlendirebiliriz.
Fakat bu ilişki sanayi şirketleri için geçerli değildir. Zira sanayi şirketlerinin öz sermayeleri
elde ettikleri net karlardan çok daha fazla artmaktadır. Bunun sebebi; çeşitli yatırımlar, net kar
hanesinde yer almayan yeniden değerlemeler vb. etkenlerdir.
Bir örnek ile gelişimi incelemek isterseniz BRSAN’ın son 15 senelik öz sermaye artış miktarını
ve net karlarını inceleyebilirsiniz. Göreceğiniz üzere; öz sermaye, elde edilen net karlardan çok
daha hızlı artmaktadır.
Rasyoların sabit kalması kabulü ile bu şu anlama gelir; sanayi şirketlerinde paramız, finans
kuruluşlarında olduğu gibi net kar artışı kadar artmıyor, bundan daha fazla olan öz sermaye
artışı kadar artıyor.
Sanayi kuruluşlarında öz sermaye, şirketin faaliyetlerinden elde ettiği net kara ilave olarak;
arsalar, fabrikalar vb. varlıkların enflasyon ile yeniden değerlenmesi (net kar hanesinde
gözükmeyen) ile de artıyor.
Bu yüzdendir ki; incelediğinizde sizin de kolayca fark edebileceğiniz üzere, finans ve GYO
sektörünün ort. FK oranları sanayi sektöründeki şirketlerin ort. FK oranlarından her zaman daha
düşüktür.
Özetlersek; rasyoların sabit kalması kabulü ile, finans ve GYO şirketlerine yatırdığımız paranın
nominal kazanç olarak 1/FK oranında getiri sağlamasını beklerken sanayi şirketleri için bu
artışın kabaca reel kazanç olarak gerçekleşmesini bekleyebiliriz.
Saygılar & Sevgiler

Eray SOMUNKIRAN
Hisse fiyatı karlılık ilişkisi

Hisse fiyatı karlılık ilişkisi grafiklerini incelerken; şirketin dönemsel olarak kötü Net
Kar/EFK/NFK elde ettiği tarihten başlatarak grafik oluşturmamız yanlış çıkarımlar yapmamıza
vesile olabilir.
Bunun yerine; hissenin uzun vade PD/NFK eğrisini çizmeli, son değerin güncel durumda makul
bir değerde olduğunu görmeli ve gelecekte de NFK’nın (hissenin temettü verimi dahil) reel
olarak çok düşmeyeceğini mümkün mertebe öngörebiliyor olmamız daha sağlıklı olur.
Bu son PD/NFK değerinin makul olduğundan; son değeri, hissenin kendi tarihsel çarpan verisi
ve ilave olarak benzer sektörlerdeki şirketlerin son değeri ile karşılaştırarak emin olabiliriz.
Bahsettiğim PD/NFK değeri bazı sektörler için her daim düşükken, bazıları için ise diğer
sektörlere kıyasla ortalamada daha yüksektir. Sektörlerin riskleri ve gelecekteki potansiyelleri
ile ilişkili bir durumdur.
Kur vb. diğer faaliyetlerden elde edilen geçici olabilecek nitelikteki gelirlerden
hesabımızı bertaraf etmek için EFK yerine NFK kullanımının daha iyi sonuçlar verdiğini
düşünüyorum. Net kar ise zaten çok daha dalgalı olduğu için anlamlı grafik üretebilmemize
engel olacaktır.
Ayrıca, PD/NFK’ya ilave olarak FD/NFK grafiğini de incelememiz, incelediğimiz süreçte net
borcun PD’ye kıyasla oransal olarak çok değişmemiş olduğundan emin olabilmemiz için
gereklidir.
Zira net borcun oransal olarak çok aşırı yükselmiş olup PD’yi haklı olarak baskılamasından
kaynaklı, PD/NFK çok düşmüş olabilir ama bu durumda bu haklı bir düşüştür. Bu yüzden net
borç gelişimini de hesaba almakta fayda vardır.
Tüm bunlara ilave şirket özelinde NFK gelişimine etki etmeyecek olsa da ilave ayrı bir
tehdit olmadığından emin olmalıyız.
Bu sıkıcı teknik yazıyı buraya kadar okuyan arkadaşlara selamlar.

Eray SOMUNKIRAN
FK ve Ucuz-Pahalı Değerlendirmesi

Doğru şekilde bilgilenmenizi önemsediğim için mecburen bir hususta kendi


düşüncelerimi paylaşmam gerekiyor. Yanlış anlaşılmasın lütfen, maksadım polemik yaratmak
değil.
Ucuzluk şartı için iki denklemden bahsediliyor.
1. Denklem: FK < 10
2. Denklem: ÖVK/TÜFE < PD/DD
Aslında burada yer alan ikinci denklem,
PD/DD / ÖVK = FK eşitliğinden kaynaklı 1/TÜFE < FK yazmak ile aynı şeyi ifade ediyor.
Güncel TÜFE’ye göre bu iki denklemi birleştirdiğimizde;
6,7 < FK < 10 ise şirketin ucuz olduğu, değilse pahalı olduğu ifade ediliyor.
Solda yer alan FK’nın 6,7’den büyük olması gerekliliğini anlayamadım ama sadece sağ
taraftaki FK’nın 10’dan küçük olması gerekliliğini ele alarak bile ucuzluk/pahalılık
değerlendirilmesi yapılmasını doğru bulmuyorum. Asıl olan bugünkü FK değil, gelecekteki
(prospektif) FK’dır.
P. Lynch’in de bahsettiği gibi; genellikle döngüsel şirketlerin iyi dönemlerinin sonuna
gelindiğinde FK’ları en düşük hallerini alır ve bu durumda sadece mevcut FK’ya bakarak
ucuzluk değerlendirmesi yaparsak düşük F/K’ları bizi kuvvetle muhtemeldir ki ciddi oranda
yanıltacaktır.
Tam tersi olarak genellikle kötü dönemlerinin sonuna gelindiğinde FK’ları en yüksek hallerini
alır ve yine aynı şekilde sadece mevcut FK’nın yüksek olması kaynaklı şirkete ortak olmamayı
tercih edersek büyük bir "ucuzluk" fırsatını kaçırabiliriz.
Örneğin, EREGL’yi ele alalım. Erdemir, çelik fiyatlarının ve talebin değişimine bağlı olarak
döngüsel nitelikte fiyatlanan bir şirkettir. Çelik fiyatları düştüğünde ve bu olumsuz durum
bilançolara birkaç dönem yansıdığında EREGL şirketinin FK’sı ciddi oranda artar.
Hatta belki de yıllıklandırılmış net kar eksi olabileceği için FK hesaplanamaz hale gelir ama
çelik fiyatlarının günün birinde tekrar yükselebileceğine inanıyorsak şirket en kötü günlerini
geçirirken ortaklık kurmamız bizi çok kazançlı kılabilir.
Benzerini çimento şirketlerinde yaşadık. 2016-2017’de işler çok iyiyken çimento şirketleri
düşük F/K’ları ile kraldı ve akabinde yaşanan 2019 yılındaki durgunlukta, son inşaat krizi
öncesinde ortak olanları ciddi ölçüde üzdü.
Tam tersi olarak, 2019’da inşaat krizinde çimento şirketlerinin yüksek FK’ları kaynaklı yüzüne
bakmayanlar 2020’de kredi genişlemesi kaynaklı inşaatın hafif toparlanması ile primlenen
çimento şirketlerini kaçırarak büyük bir fırsattan mahrum kaldılar.
Bu sebeple, özellikle döngüsel şirketlerde mevcut FK’ya değil; şirketin gelecekteki F/K’sına
odaklanmamız doğru sonuçlar almamızı sağlar.
Sevgiler.

Eray SOMUNKIRAN
Favök ve NFK Fark
FAVÖK ile NFK farkını sordu. Ben de kendisi ile ekteki bilgileri paylaştım. Hazır yazmışken
sizinle de paylaşayım. Yeni bir bilgi yok, bildiğimiz #Gelir Tablosu

Aldığım geri bildirimlerden, tam anlaşılmayan bazı noktalar olduğunu fark ettim ve
sizin için görselliği düzenlenmiş formatta bir örnek tablo hazırladım.
Yeşil renkteki kalemleri, devamında gelen kırmızı kalem (kalemler) ile toplayıp bir sonraki
yeşil kalemi elde ediyorsunuz.
Hissenizi İş Yatırım'ın web sayfasında açın, mali tablolara tıklayın ve üstteki kalemleri bularak
benim hazırladığım formattaki sıralama ile yazarak detaylı inceleyin.
Gelir tablosu okuyamayan kimse bırakmayacağım, isteyen herkes rahatlıkla okuyup anlayacak.
Sevgiler & Saygılar

Eray SOMUNKIRAN
Temettü
Bu akışta sizlerle, dürüstlüğünden şüphe duymadığımız bir şirket için “şirket temettü
dağıtmalı/dağıtmamalı sorunsalı” ile ilgili düşüncelerimi paylaşacağım.
Uzun vade yatırımcıları şirketlere ortak olurken şirketlerin nakit akışı üretebilme
kapasitesine, benzer bir ifade ile net kar üretebilme becerisine ortak olurlar.
Net kar elde ederek temettü dağıtabilme imkanına sahip olan şirket için şu denklemler ortaya
çıkar;
Denklem 1:
Şirket; dağıtabileceği temettü tutarını dağıtır ve bizim yeniden yatırım ile, (dağıtım günü
oluşacak olan net temettü verimi oranında) şirketin net kar üretebilme becerisine ilave oranda
ortak olabilmemize imkân sağlar.
Denklem 2:
Şirket, dağıtabileceği temettü tutarını dağıtmaz ve bu tutarı yatırım, borç kapama vb.
faaliyetlerde kullanarak önümüzdeki süreçte net kar üretebilme kapasitesini dağıttığı duruma
ilave olarak x oranında arttırabilir.
Bu noktada, iki denklemde bahsi geçen oranlardan hangisi daha büyük ise şirketin o
doğrultuda aksiyon alması şirketin yatırımcısının menfaati için daha iyi sonuç sağlayacaktır.
x < temettü verimi ise temettü dağıtsın, x > temettü verimi ise temettü dağıtmasın
diyebiliriz.
Bu denklemler dürüstlüğünden şüphe duymadığımız şirketler için geçerlidir. Şirketin, patronun
şahsi menfaatlerini gözetme maksatlı yatırımcısından para kaçırmasından endişe ediyorsak
ortada bambaşka bir sorun vardır.
Belki de, bu tam güvenememe durumumuz sebebiyle şirketlerin her koşulda temettü
dağıtmaları hususunda ısrarcı oluyor olabiliriz.
Tabii bir de her sene elimize düzenli olarak belli bir meblağ geçmesini arzulama durumumuz
var, ama bunun da ilgili denklemlerde yeri yok.

Eray SOMUNKIRAN
Öğrenmek

Bundan 10 sene önce ilk tam zamanlı iş görüşmeme gittiğimde; o zamanlar çalışacak olduğum
şirketin satış direktörü, mülakatta bana €/$ paritesini sormuştu ve söylediğim (attığım) rakamın
o günkü pariteden %20’den fazla saptığını ancak mülakat çıkışında öğrenebilmiştim.
Neyse ki, bunun dışındaki sorulara doğru yanıt vermiş olmalıyım ki işe kabul edilmiştim.
Demem o ki, ben 25 yaşında €/$ paritesini bile bilmiyordum ve tüm bildiklerimi son 10 senede
öğrendim.
Ayrıca şunu da biliyorum ki; bildiklerim bilmediklerim yanında hala az, çünkü bu işler uçsuz
bucaksız okyanus gibi ve öğrenilecek şeyler hiç bitmiyor.
Burada önemli olan, bizim kendimizi bilgi olarak sürekli geliştiriyor olmamız.
Yatırım, ömürlük bir uğraşıdır. Geçen sene bu zamanda bildiklerimizden hatrı sayılır ölçüde
daha fazla şey biliyorsak, doğru yoldayız demektir.
Son bir senede neler öğrendiğimiz, son bir senelik yatırım performansımızdan daha önemlidir.
Doğru bilgiler ile kendimizi geliştirmediysek, kazanmış olsak bile maalesef ileride kaybederiz.
Yatırım hususuna merak salmış 20’li yaşlarının başındaki arkadaşları takdir ediyorum.
Para kazanmaya değil, doğru bilgiyi kazanmaya gayret etmeliler.
Kendilerini doğru bilgi ile donattıkları takdirde, arzu ettikleri paraları birleşik getirinin gücü ile
uzun ömürlerinde elbet kazanacaklar.
Eray SOMUNKIRAN
İndikatörler ve Al/Sat

Hareketli ortalama vb. trend yönünü size gösteren indikatörler; piyasa, sürekli büyük ve
geniş dalgalanmalar yaşayacak olsaydı sürdürülebilir olarak iş görürlerdi.
Fakat bu indikatörler; yatay piyasada kısa ve küçük dalgalanmalar yaşanırken size sürekli
gereksiz al/sat yaptırırlar, sizin yüksek komisyon bedellerine maruz kalmanıza sebep olurlar ve
bu gereksiz bedeller ile ilk senaryonun yaşandığı süreçte size verdiklerini geri alırlar.
Yeteri kadar uzun süreler için bu indikatörleri backtest yaptığınızda, komisyon ve fiyat adımı
kaynaklı yaşayacağınız kayıplar sebebiyle net getirilerinin olmadığını ve hatta götürülerinin
olduğunu görebilirsiniz.
Hisse alırken, tıpkı mahallenizdeki küçük esnaf ticarethanelere makul fiyatlardan ortak olmak
benzeri bir yaklaşım ile fizibilite yapmalı ve doğru fiyattan ortaklık sonrası ticaretinizi uzun
vade sürdürmelisiniz.
Şirketlerin işleri yolunda gittiği takdirde size vaat ettikleri getiriyi (şirketler para kazanmak,
büyümek için var olurlar) uzun vadede en nihayetinde sunacaklardır.
Bu basit yaklaşımı; sizin için geç olmadan, vakit ve para kaybetmeden benimsemenizi temenni
ederim.
Saygılar.
Eray SOMUNKIRAN
ALTIN
Altın bir servet saklama aracıdır. Dünya’daki gelir seviyesi dolar bazında arttıkça, altının da
dolar bazında artmasını beklemek anlamlı olur.
Aksi halde altının dolar bazındaki fiyatını; uzun vade geçmiş ile birebir mukayese edersek,
geçmişe kıyasla bugünkü altın fiyatları pahalıymış gibi görünür, doğru sonuçlara ulaşmamıza
engel olur.
Bu bağlamda, altının dolar bazındaki fiyatını ABD GSYİH’sına oranlayarak elde edeceğimiz
grafiğin bize anlamlı sonuçlar verebileceğini düşünüyorum.
Bu oranlamayı Tradingview’de şu formülizasyon ile yaptım ve ekteki grafik ortaya çıktı.
FX_IDC:XAUUSDG/FRED:GDP*1000

Grafiğin dalgalanarak paralel bir düzlemde hareket etmesi, bu oranlamanın anlamlı olduğu
düşüncesini bende pekiştirdi. Buna ilave, Temmuz 1944'te imzalanan Bretton Woods
Anlaşması’nın da sürdürülebilir olmadığını bir de grafik üzerinde görmüş oldum.
Grafiğin dalgalanarak paralel bir düzlemde hareket etmesi, bu oranlamanın anlamlı olduğu
düşüncesini bende pekiştirdi. Buna ilave, Temmuz 1944'te imzalanan Bretton Woods
Anlaşması’nın da sürdürülebilir olmadığını bir de grafik üzerinde görmüş oldum.
Bretton Woods Anlaşması ile; 1 ons altın 35 dolar ya da 1 dolar 0,88867 gram altın olarak
belirlenmişti ve anlaşma süresince (1944-1971) kendi aralarında bu sabit oran ile takas
edilebiliyordu.
Bu 27 sene boyunca ABD dolar bazında zenginleşti, (dolar basımı kaynaklı daha çok dolar ile
beklenen seneryo) insanlar daha çok dolar sahibi oldu.

Bu anlaşma gereği aynı şekilde daha çok altın sahibi olabilmeleri gerekirdi, ama dünyadaki
altın miktarının neredeyse sabit olması kaynaklı bu mümkün değildi ve 27 sene sonra anlaşmayı
sonlandırdılar. İlk grafikte bu süre boyunca yaşanan doğrusal düşüşü görebilirsiniz.
Ayrıca ekteki grafiklerde ilgili dönemde ve hatta günümüzde de sürekli para basılmaya devam
edildiğini görebilirsiniz. FED'in bilançosu en son 2021 Ocak itibariyle 7,4 trilyon USD'a ulaştı.
Eray SOMUNKIRAN
Bist -Prof. Demirtaş

Sayın @ProfDemirtas,
Söyleyeceklerim, bugün paylaştığınız “Para Biriktiren Adam” ve 6 ay önce paylaştığınız “Türk
Borsası”adlı YouTube videolarınızla ilgilidir.(ilgili video linki;
https://www.youtube.com/watch?v=7sn7-xDf438 )
Bu şekilde, belirli son dönem periyotlarda getiri kıyaslaması yaptığınız sürece;
Bizler halkımıza BIST hisse senetlerinin aktif varlıklar olup, doğasındaki avantaj gereği pasif
varlıklar olan altın ve dövizi uzun vadede rahatlıkla geçebileceğini anlatmakta güçlük çekiyor,
halkımızın tasarruflarını yanlış yönetmesine imkan veriyoruz.
Videolarınızda incelemeye aldığınız süre zarflarında BIST’in görece kötü performans sağlamış
olmasının sebebi, ilgili dönemlerde yaşanmış olan reel efektif döviz kurundaki dramatik
düşüşlerdir.

İncelemeler, TL varlıkların aşırı değerli olduğu dönemlerden başlayarak aşırı değersiz olduğu
dönemlere uzanan süreçlerin performans değerlendirmeleri şeklinde yapıldığı takdirde; elbette
ki, BIST’in performansının kötü olarak değerlendirildiği bulgulara ulaşılacaktır.
Ama sizlerin de bildiği üzere, TL reel olarak ilelebet değer kaybetmeyecektir ve rüzgar tersten
estiği takdirde (reel kur değer kazanırken) videolardaki bulgularınıza zıt sonuçlar ortaya
çıkacaktır.
BIST’in dahil edileceği sağlıklı karşılaştırmalar, reel kurun başta ve sonda aynı seviyede olduğu
periyotlarda yapılarak mümkündür. Reel kurun neredeyse yarı yarıya düştüğü dönemleri ele
alan incelemeleriniz borsa yatırımcılarının yanlış ön yargı edinmesine vesile olmaktadır.
Hatta öyle ki halkımız; hisse senetleri hususundaki bilinçsizliğinden kaynaklı reel kurun
dramatik düştüğü bu son dönemi değerlendirmeye alarak, uzun vade için otomobil alımının bile
daha iyi olabileceğini düşünme acziyetine düşmektedir.
Ayrıca belirtmem gerekir ki; BIST, sizin her zaman bahsettiğiniz gerekli yapısal reformlar
yapıldığı takdirde S&P500 endeksini de rahatlıkla geride bırakabilecek potansiyeldedir.
Ekte reel kurun değişimine bağlı olarak, BIST ($) ve S&P ($) getiri kıyaslamasını bulabilirsiniz.
Grafikte görebildiğimiz üzere, reel kurun yükseldiği dönemde BIST, S&P’yi rahatlıkla geride
bırakabilmektedir.

Sizden, BIST’in dahil edileceği karşılaştırmalarınızı reel kurun başlangıçta ve sonda benzer
seviyede olduğu periyotlarda yapmanızı rica ediyorum.
Hassasiyetime göstereceğiniz özen için şimdiden teşekkür ederim. Saygılarımla.
Eray SOMUNKIRAN
Borsada TeK Başına
Peter Lycnh’in “Borsada Tek Başına” ve “Borsayı Yenmek” adlı kitaplarından notlar.
Warren Buffett 1989 yılında bir Cumartesi günü ansızın Peter Lynch’i arar.
Lynch’in “Borsa’da Tek Başına” adlı yeni kitabını okuduğunu, çok beğendiğini, yıl sonu
raporunda bu kitaptan bir cümleye yer vermek istediğini söyler ve kendisinden izin ister.
Buffett’ın alıntı yapmak istediği cümle şudur;
“Selling your winners and holding your losers is like cutting the flowers and watering the
weeds.”
“Kazanan hisseleri satıp kaybeden hisseleri tutmak, gülleri koparıp otları sulamak gibidir.”
Eray SOMUNKIRAN
Peg Rasyosu – FK
PEG Rasyosunu zaten biliyorsunuz, PE/G’si düşük olan makbuldür temeline dayanır. PE (Price
Earning) = FK G (Growth) = Büyüme Burada dikkat etmeniz gerektiğini düşündüğüm 2 nokta
var, onlardan bahsedeyim.
1- Öngördüğümüz kazanç büyümelerine şirketlerin vereceği temettüleri de eklememiz
gerekir kanaatindeyim. Misal Tüpraş, Satışlar, Brüt Kar, EFK, Net Kar vb. artık nereden
yola çıkarak büyümeyi öngörecekseniz; sadece bunların gelişimine bakarsanız bu şirket
vasat gibi görünür.
Ama ciddi oranda verdiği düzenli temettüleri de ilave büyüme olarak hesaba katarsanız,
büyümesinin hiç de fena olmayan şekilde devam ettiğini görürsünüz. Yüksek temettü
veren şirketlerin, o kadar yüksek temettü verdikleri durumda o büyümeleri elde ettiğini
göz ardı etmemeliyiz.
2- Bu hesabın doğru bir rasyo vermesi için bence reel büyüme hesabı olması gerekir,
yani tahmini enflasyonu düşmeliyiz.
Diyelim ki, EFK üzerinden büyüme hesabı yapacaksak eğer;
+EFK Büyüme
+Temettü
-Enflasyon
= Büyüme
Şeklinde değerlendirmemiz sağlıklı olur diye düşünüyorum.
Ülker için EFK ile bir örnek hesap yapayım, Logaritmik grafikte, düz bir trend oluşan
2012/9’dan hesabımı başlatayım, öncesi çeşitli sebeplerle pek stabil değil.
2012-9’dan 2020-3’e 7,5 sene var.
(2020-3 EFK / 2012-9 EFK) ^ (1/7,5) -1 = %31
Bu değer, ilgili stabil dönemde EFK’nın senelik ortalama büyüme değeridir.
Ülker bu dönemde ne kadar temettü dağıttı? Kabaca ortalama %2 diyelim. Enflasyon da %11
olsun.
Sonuç olarak Ülker benim gözümde şu şekilde büyüyor;
EFK Büyüme: + %31
Temettü: + %2
Enflasyon: - %11
Büyüme: %22
Bu %22 rakamını Growth kısmı için kullanıyorum.
Kullandığım EFK’lar yıllıklandırılmış yani son 4 çeyrek EFK toplamlarıdır. Bankalar için Öz
sermaye, marjı dönemsel olarak ciddi değişkenlik arz eden Ereğli, Kardemir, TÜPRAŞ vb. için
Satışlar verisi kullanılabilir.
EFK vb. gelişimine bakarken, uzun dönemli bakmanız farklı farkındalıklar sağlamanız için
faydalı olur. Örneğin, ihracat gelirlerinin oranı yüksek şirketler için döviz artışı kaynaklı son
birkaç senede yüksek büyüme görüyor olabilirsiniz.
Ama bu döviz her daim bu hızla artmayacağı için, dövizin stabil olduğu dönemi de kapsayacak
şekilde daha uzun dönemli bakarak şirketin dövizin stabil olduğu dönemde nasıl büyüdüğünü
de göz önüne alıp ortalama bir büyüme değeri belirleyebilirsiniz.
Lynch; F/K oranını, büyüme oranını ile kıyaslar. F/K oranı, büyüme oranından düşük ise bunun
bir alım fırsatı olabileceğini düşünür.
Eray SOMUNKIRAN
Yatırım-Birikim
Çocuğunuz doğduğunda kendisi için her ay x € meblağı hisse senetlerinde uzun vadeli
biriktirmeye başlarsanız;
9 yaşına geldiğinde çocuğunuz ömür boyu her ay x € getiri sağlayabilecek bir portföye
ulaşabilir.
14 yaşında her ay 2x €
18 yaşında her ay 3x €
23 yaşında her ay 5x €
31 yaşında her ay 10x €
40 yaşında her ay 20x €
60 yaşında her ay 100x €
Bugün arzu ettiğimiz tutarda yeterli nakit akışına sahip değilsek, bunun sebebi; zamanında
ailelerimizin bizim için hisse senedi yatırımına başlamamış/başlayamamış olmasıdır. Bugün ise
tercih sırası bizde; aktif varlıkları kullanarak uzun vadeli yatırıma başlamak veya başlamamak.
Dip Not 1: Sermaye piyasalarını inceleyen çeşitli çalışmalardaki bulgulardan yola çıkılarak,
hisse senedi yatırımının getirisinin uzun vade için reel %8 olduğu kabul edilmiştir.
Dip Not 2: Yatırım yaptığınız hisse adedi ve yatırım süresi ne kadar azalırsa; şans/beceri faktörü
o kadar fazla devreye girecektir ve gelecekte elde edeceğiniz nakit akışı aşağı veya yukarı
olmak üzere değişkenlik gösterebilecektir.
Dip Not 3: Hesaplamada € para biriminin seçilmesinin sebebi, € enflasyonunun 0’a yakınsamış
olması ve detayların enflasyondan bağımsız halde aktarılmak istenmesidir.
Dip Not 4: Yatırım yapılan ülke borsası BIST olmak zorunda değildir. Hisse senetlerinin
doğasındaki kümülatif getiri etkisi vurgulanmıştır. BIST’in geçtiğimiz birkaç senelik
performansı ile yapılan hesaplamalar sizi yanlış yönlendirebilir. Ben yatırımlarıma BISTde
devam ediyorum.
Eray SOMUNKIRAN
Temettü Dağıtımı

Eray SOMUNKIRAN
Hisse Seçim Kriterlerim
FD\NFK oranının mevcut durumda şirketin kendi tarihsel ortalamasına göre düşük veya
en azından makul seviyede olması, Uzun vade NFK artış hızının (temettü verimi dahil) reel
olarak tatminkâr olması,
Önümüzdeki çeyrek için, yıllıklandırılmış NFK’nın reel olarak artacağına veya en
azından düşmeyeceğine dair beklentimin var olması, Şirketin içinde bulunduğu sektörden
endişe duymuyor ve hatta mümkünse sektörü önü açık olarak değindiriyor olmam,
Şirketin pazar kaybetmeyeceğine inanıyor ve hatta mümkünse çalabileceğine inanıyor
olmam, Şirket yönetimi ile ilgili dürüstlük, beceri vb. hususlarda bir endişem olmaması,
Şirketin muhtemel politik gelişmeler dahilinde yaptırım vb. hususlarda endişe vermiyor
olması beklentilerim ile birlikte; Kur ve faizin gidişatı ile şirketin döviz, borçluluk
pozisyonlarını ve satışlarının döviz bazında olup olmamasını da göz önüne alarak seçimimi
yapıyorum.
Temettü şirketi seçmek gibi bir amacım olursa da şöyle yapıyorum; Şirketin son 5-6
senede elde ettiği net karı ortalama ne oranda paylaştığını buluyorum, Şirketin bu sene için elde
edeceği net karı tahmin ediyorum, Potansiyel temettü verimi en yüksek çıkanları tercih
ediyorum.
Yukarıda bahsi geçen kriterler iyi şirketleri makul fiyatlarda alabilmeye yardımcı olur.
Uzun vadede şirketlerin kazancına ortak olmayı hedefleyen kriterlerdir.
Fakat bir de döngülselliğe bahse girmek vardır. Şirketin işleri mevcut durumda iyi
gitmezken işlerin dönebileceğine olan inanç ile hisse alınabilir. Bu durumda; dönerse senindir,
güzel para kazanılır. Dönmezse zaten hiç senin olmamıştır, yatırılan para erir gider.

Eray SOMUNKIRAN
NOT
Peter Lynch’in Borsayı Yenmek adlı kitabından bir alıntı; “Eğer kullanılmış araba piyasası
durgunsa, yeni araba piyasası ölmüş demektir. Yok eğer kullanılmış araba fiyatları
yükseliyorsa, otomobil üreticilerini iyi günler bekliyordur.”

Eray SOMUNKIRAN
Temettü Yatırımı
Temettü yatırımcılığı matematiksel olarak tartışılabilir nitelikte olsa da, birçok kişiyi
uzun vade yatırım yapmaya yönlendirdiği ve bu konuda motive ettiği için desteklediğim bir
yatırım şeklidir.
Şirket temettü vermeli mi? Vermediği durumda o parayı kullanıp verdiği net temettünün
veriminden oransal olarak daha fazla büyümeyi verdiği duruma kıyasla ilave olarak temin
edebilecekse vermesin, aksi halde versin isterim.
Şirketin temettü verimi enflasyon ile karşılaştırılmalı mı? Hayır, temettü verimi
enflasyondan bağımsız değerlendirilmelidir. Temettü sizin lot sayınızı arttırarak şirketteki
ortaklık payınızı arttırır, bunun enflasyonla ilişkilendirilmesi hatalı olur.
Temettü tek unsur olarak değil de; mevcut fiyat, temettü verimi ve büyüme beklentisi
bir arada değerlendirilmesi gerektiği için ben temettü yatırımı yapmıyorum. Ama bu şekilde
ilerleyenleri takdir ediyor, uzun vade bilinci aşıladıkları için kendilerine teşekkür ediyorum.

You might also like