Professional Documents
Culture Documents
SERMAYESİ
YÖNETİMİ
• Çalışma (işletme) sermayesi, bir yıl içinde nakde dönüşebilen hazır değerler
(kasa, banka), menkul kıymetler, alacaklar, stoklar ve diğer dönen varlıklardır.
Çalışma sermayesinin konusu, işletmenin bilançodaki dönen varlıklarıdır.
• Bu varlıklar uzun süreli olarak değişmeden firmada kalmazlar. Bu-rada önemli
olan konulardan ilki, genel olarak dönen varlıkların hangi tip fon-larla, yani
kısa vadeli fonlarla mı yoksa uzun vadeli fonlarla mı finanse edileceği; ikincisi
ise her bir dönen varlık kalemine yapılan yatırımın optimal olmasının
sağlanmasıdır. Bunların yönetimi firmada hayati bir önem taşımaktadır
Çalışma Sermayesinin İşletmeler İçin Önemi
• Finansmandaki temel ilke, kısa vadeli varlıkların kısa vadeli kaynaklarla, uzun
vadeli varlıkların uzun vadeli kaynaklarla (uzun vadeli borç ve özkaynak)
finanse edilmesine çalışmaktır. Bu prensibe göre hareket edilmediğinde
işletme risk üstlenmiş olacaktır. Sözgelimi dönen varlıkların finansmanında
uzun vadeli kaynaklar kullanılırsa, işletme yüksek bir maliyete katlanmak
durumunda kala-caktır
• İşletme günlük faaliyetlerinde likit kalmak zorundadır. Ayrıca faaliyetlerini
olabildiğince etkin ve kârlı yürütmelidir. Firmanın Risk-Kârlılık dengesi,
çalışma sermayesi kalemlerinin nasıl finanse edileceği durumunu etkiler.
Çalışma serma-yesi optimum olmalıdır (Okka, 2015a: 239). İşletme yeterli
seviyede çalışma ser-mayesi bulundurmaya karar verdiği zaman, risk ve
kârlılık dengesine dikkat et-mek zorundadır. Çalışma sermayesi düzeyinin
belirlenmesine yönelik üç tip ça-lışma sermayesi politikası mevcuttur:
• İhtiyatlı (Tutucu) Yaklaşım: Yönetici çalışma sermayesi konusunda mu-hafazakar
davranıp, yüksek düzeyde dönen varlık bulundurarak kendisini beklenmedik
durumlara karşı koruma altına alabilir. Bu şekilde işletmenin satışlarının aksaması ve
kısa vadeli borçlarının ödenmeme riski azalacak, fa-kat işletmenin kârlılığı da
azalacaktır. Ekonomik belirsizliklerin olduğu dö-nemlerde bu yaklaşım tercih
edilmektedir (Karan, 2012: 153). Dönen varlık-lar genel olarak duran varlıklardan
daha az risklidir. Dolayısıyla dönen var-lıkların beklenen kârlılığı, duran varlıklara
kıyasla daha düşüktür. Bu poli-tika tercih edildiğinde toplam varlıklar üzerinden
verimlilik daha düşük ola-caktır (Aydın vd., 2015: 209). Ayrıca bu yaklaşımda stok ve
alacak düzeyi-nin yüksek oluşundan dolayı, stok tüketim süresi ve alacak tahsil süresi
uzun olacak; nakde dönüşüm süresi nispeten artacaktır
• Atak (Atılgan) Yaklaşım: Bu yaklaşımda düşük düzeyde dönen varlık tu-tularak,
işletmenin kârının artırılabilmesi imkanı bulunur. Ancak kısa vadeli yükümlülüklerin
karşılanma riski artmış ve satışların aksaması ihtimali or-taya çıkmış olacaktır (Karan,
2012: 153). Bu durumda dönen varlıkların du-ran varlıklara oranı en düşük, firmanın
borçlarını ödeyememe riski en yüksek düzeyde olmaktadır. Yaklaşım en yüksek kâr
oranını sağlamakla birlikte, en düşük likiditeyi ve en yüksek likidite riskini
(yükümlülüklerini karşılaya-mama riski) ortaya çıkarır (Akgüç, 1998: 206-207). Atak
bir finansman po-litikası sıfır, hatta negatif net işletme sermayesini beraberinde
getirdiğinden ekonominin büyüme döneminde iken bu politikanın ter-cih edilmesi
daha elverişli
• Dengeli (Ilımlı) Yaklaşım: Bu yaklaşım, ilk iki yaklaşım arasında yer alan ılımlı bir
yaklaşımdır. Beklenen kârlılık ve risk seviyesi bu iki yaklaşım ara-sında olup, ne çok
atılgan ne de çok tutucudur (Aydın vd., 2015: 209). Bu-rada dikkat edilen nokta,
dönen varlıkların kullanımı ve nakde dönüşüm ta-rihi ile borçlanma vadesinin
birbirine uyumlu olmasıdır (Sarıaslan ve Erol, 2014: 309). Duran varlıkların tamamı
ve dönen varlıkların süreklilik göste-ren kısmı uzun vadeli yabancı kaynakla,
dalgalanma gösteren kısmı kısa va-deli yabancı kaynakla finanse edilmektedir
(Tomak, 2013: 21). Aynı za-manda stok tüketim süresi ve alacak tahsil süresi kısa
olacağından işletmenin nakde dönüşüm süresi de kısalmaktadır
• Yukarıdaki tabloda üç farklı çalışma sermayesi yaklaşımının uygulanması
halinde, işletmelerin karşılaşacakları likidite, kârlılık ve risk durumlarının
sonuç-ları gösterilmektedir. İşletmeler ihtiyatlı bir çalışma sermayesi politikası
benim-semişlerse, likidite yüksek olacağından risk düşecek, fakat kârlılık da
düşecektir. Atak bir çalışma sermayesi yaklaşımı uygulanıyorsa, işletmenin
likiditesi düşük olmakla birlikte kârlılığı yüksek olacaktır. Yalnız bu yaklaşım,
riski yüksek olan bir yaklaşımdır. Çalışma sermayesinde dengeli bir politika
izleyen işletme için likidite, kârlılık ve risk, diğer iki yaklaşım arasında orta
seviyede yer alır.
Çalışma Sermayesini Etkileyen Faktörler