You are on page 1of 32

Y AYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU

Tanım:
 Altı ay ya da daha uzun süre boyunca hemen her

ANKSİYETE BOZUKLUKLARI gün ortaya çıkan, bir çok olay ya da etkinlik


hakkında aşırı anksiyete ve endişe duyma ile
karakterizedir.
 Hasta kontrol edilmesi güç olan yoğun bir
Prof.Dr.Gökay Aksaray anksiyete yaşar.
 Toplumsal, mesleki ya da işlevselliğinin diğer
alanlarında bozulmalara neden olur.

Y AYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU Y AYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU


Etyoloji:
Epidemiyoloji:  Biyolojik etkenler

 Bozukluğun yaşam boyu prevelansı %4-7’dir. -nörotransmitterler:GABA, noradrenalin ve serotonin


 Bozukluk hemen her yaşta gelişebilmekle birlikte -nöroanatomik yapılar:Amigdal,, frontal korteks ve
daha çok 20’li yaşlarda başlar. medial temporal lob
 Kadınlarda görülme sıklığı erkeklere göre iki kat -genetik etkenler
fazladır. -psikofizyolojik çalışmalar
 Psikososyal etkenler
– gelişimsel etkenler ve kişilik özellikleri
– psikoanalitik kuram
– bilişsel kuram

Yaygın anksiyete bozukluğu


Sigmund Freud(1856-1939) (bilişsel davranışçı model)
Tetikleyici
Çocuğuna araba çarpması imajı

Olumlu meta inançların etkinleşmesi


Baş etmek için endişelenmeliyim

Tip I endişe
Katastrofik sonuçlarla ilgili endişe

Olumsuz meta inançların etkinleşmesi


Eğer düşüncelerimi kontrol edemezsem onlar beni kontrol eder,çıldırırım

Tip 2 endişe(meta-endişe)
Aklıma gelen başıma gelecek

Davranışlar Düşünce kontrolü Duygu


-kötü haberleri dinlememe -dikkati başka yere verme -Kaygı (psikolojik ve
-Daima çocuğun nerde -olumlu düşünmeye çalışma fizyolojik belirtileri)
Olduğunu bilme

Page 1
Y AYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU
Klinik Özellikler
 En az 6 ay süreyle hemen her gün olan bir çok
olay ya da etkinlik hakkında aşırı anksiyete ve
endişe duyma vardır.
 Hasta endişesini kontrol etmekte zorlanır.
 Ruhsal belirtiler: huzursuzluk, aşırı heyecan
duyma, konsantrasyon güçlüğü, iritabilite,

Y AYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU


Klinik Özellikler
 Somatik belirtiler: kas gerginliği, kolay yorulma,
uyku bozuklukları ve otonomik aktivite
artışı(örn. nefes darlığı, aşırı terleme, çarpıntı ve
çeşitli gastrointestinal belirtiler) gözlenir.

Y AYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU Y AYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU

Klinik Özellikler Seyir ve Prognoz:


 Semptomlar; belirgin bir strese ya da toplumsal,  Yaygın anksiyete bozukluğu, semptomların şiddetinde
mesleki ya da işlevselliğin diğer önemli alanlarında zaman içinde değişimlerin gözlendiği kronik seyreden
bozulmalara neden olur. bir hastalıktır.
 Hastalar genellikle somatik belirti nedeniyle bir  Yaşam olayları hastalığın başlamasında ve seyrinde
dahiliye uzmanına ya da pratisyen hekimlere etkilidir.
başvururlar.  Yaygın anksiyete bozukluğunda eş tanı(komorbidite)
çok sık görüldüğünden bozukluğun seyrini tahmin
etmek güçtür.
 Hastaların sadece üçte biri tedavi arayışındadır.
 Tedaviye başvuranlarda da semptomlar genellikle
yıllar önce başlamıştır.

Page 2
Y AYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU Y AYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU

Ayırıcı Tanı: Ayırıcı Tanı:


Genel Anksiyete Bozukluğu ile karışabilecek Genel Anksiyete Bozukluğu ile karışabilecek bedensel
hastalıklar şunlardır.
bedensel hastalıklar şunlardır.
 Endokrin hastalıkları: Hipoglisemi, Addison hast., karsinoid
 Kardiovasküler hastalıklar: Anemi, anjina,konjestif sendrom, Cushing sendromu, diabet, hipertroidizm,
kalp yetmezliği, hipertansiyon, mitral kapak hipoparatroidizm, menapozal bozukluklar, feokromastoma,
prolapsusus, miyokard enfaktüsü, paroksismal atrial premenstruel sendrom,
taşikardi,  İlaç intoksikasyonları: Amfetamin, kokain, esrar, nikotin,
teofilin,amil nitrit, antikolinerjikler,
 Akciğer hastalıkları: Astım, pulmoner emboli,
 İlaç çekilmesi: Alkol, opiat ve opioidler, antihipertansifler,
 Nörolojik hastalıklar: Serabrovasküler hastalıklar, sedatif hipnotikler,
epilepsi, Huntington hast., enfeksiyonlar, Meniere  Diğer durumlar: Sistemik lupus eritematozus, elektrolit
hast., migren, multıpl skleroz, gecici iskemik atak, düzensizlikleri, ağır metal zehirlenmeleri, üremi, B12 eksikliği
tümörler, Wilson hastalığı,

Y AYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU Y AYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU


Ayırıcı Tanı:
Tedavi:
 Panik bozukluk,
 Psikoterapi
 Fobik bozukluk,
İçgörü yönelimli psikoterapi
 Obsesif kompulsif bozukluk,
bilişsel- davranışcı psikoterapi
 Posttravmatik stres bozukluğu,  Farmakoterapi
 Şizofreni, seçici serotonin gerialım inhibitörleri
 Depresif bozukluk, Seratonin-noradrenalin gerialım inh.-SNGİ
 Anksiyete ile giden uyum bozukluğu
(Venlafaksin, duloksetin)
benzodiazepinler,
 Erişkin ayrılma anksiyetesi bozukluğu: Kişi,
bağlandığı insanlardan ayrılmasıyla ilgili aşırı buspiron,
anksiyete yaşar. pregabalin
diğer ilaçlar

Yaygın Anksiyete Bozukluğu tedavisinde


kullanılan ilaçlar
Y AYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU
Başlangıç dozu Tedavi dozu (mg/gün)
(mg/gün)
SSRI Tedavi:
Sitalopram 20 20–40  Seçici serotonin gerialım inhibitörleri(SSGİ) ve
Essitalopram 5–10 10–20 seratonin-noradrenalin gerialım inhibitörleri(SNGİ)
tedavide ilk tercih edilmesi gereken ilaçlardır.
Fluoksetin 20 20–40
Fluvoksamin 100 100–200  SSRI ilaçlar ilaç yan etkilerini(örn.bulantı, kusma)
tolere edebilmeleri için düşük dozda başlanır. 1-2 hafta
Paroksetin 20 20–40
sonra tedavi dozuna çıkılır.
Sertralin 50 50–200
 Tedavi dozunda 12 haftalık tedaviden yanıt alınamayan
SNRI
hastalarda, başka bir SSGİ yada SNGİ ilaca
Venlafaxine XR 75 150–225 geçilmelidir.
Duloksetin 60 60-120
Buspiron 15 30-60
Benzodiazepinler
Diazepam 5-10 20-40
Alprazolam 0.5-1.0 2-4

Page 3
Y AYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU Y AYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU
Tedavi:
 Benzodiazepinler tedavide etkili olmakla birlikte
Tedavi:
kullanma kararı dikkatle ve duruma göre verilmelidir.  Buspiron, 5HT1 reseptör agonistidir. Yaygın anksiyete
Hastaların %25-30’u bu tedaviye yanıt vermemekte ve bozukluğu olan hastaların %60-80’inde etkilidir.
tolerans ile bağımlılık gelişebilmektedir, 2-4 haftadan  İlacın iyi tolere edilmesi ve bağımlılığa yol açmaması
daha uzun süre kullanılmaması önerilmektedir. önemli avantajlarıdır. Ancak anksiyolitik etkisi 2-3
hafta gibi geç ortaya çıkmaktadır.
 Kişide alkol ya da madde kötüye kullanım öyküsü varsa
 Buspiron, anksiyetenin psikolojik semptomlarında daha
benzodiazepinler önerilmemelidir.
etkilidir.
 Tedavide hedef belirtilerin ve kullanma süresinin
belirlenmesinin yanı sıra bu konular hakkında hastanın
bilgilendirilmesi de önemlidir.
 Benzodiazepinler, bozukluğun psikolojik
semptomlarından daha çok fiziksel semptomlarında
etkilidir.

Y AYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU Y AYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU

Tedavi: Psikoterapi:
 Diğer ilaçlar:Trisiklik antidepresanlar, mirtazapin,  Bilişsel-davranışçı psikoterapide; bilişsel yeniden
hidroksizin, agomelatin, ketiyapin, pregabalin ve yapılandırma, gevşeme teknikleri ve nefes eksersizleri
propranolol’dur. gibi teknikler kullanılır.
 İçgörü yönelimli psikoterapide anksiyete, araştırılması
 İlaçların kesilmesinden sonra semptomların tekrarlama gereken bilinçdışı bir çatışmanın işareti olarak görülür.
özelliği nedeniyle yaygın anksiyete bozukluğunda Psikolojik zihinliliği olan ve anksiyetelerinin
farmakoterapinin 12 ay devam etmesi önerilmektedir. kaynaklarını anlamaya çalışan kişilerde tercih edilir.

BİRİNCİ BASAMAKTA ANKSİYETE


BOZUKLUĞU OLAN HASTALARA TEDAVİ
YAKLAŞIMI

Anksiyete Bozukluğu olan hastaların psikiyatri uzmanına sevk edilmesi


gerektiği durumlar:

1. İntihar riski olan hastalar,


2. Başkalarına zarar verme riski taşıyanlar,
3. Kendine bakımı yetersiz işlevselliği bozuk olan hastalar,
4. Bilişsel-davranışçı terapinin uygulanması gereken hastalar,
5. Farmakoterapi başlarken hastane gözlemi gerektiren tıbbi durumların
olduğu hastalar,
6. Yatarak tedavinin gerektiği eş-tanılı durumlar (örn.anksiyete
bozukluğunun yanı sıra ağır düzeyde depresyon ya da alkol-madde
bağımlılığın olması gibi),
7. Ayaktan tedavinin yetersiz olduğu belirtilerin şiddetli ya da
komplikasyon gelişmiş olgular(örn agorafobisi olan ağır panik
bozukluk hastaları),
8. Yeterli doz ve yeterli süreyle iki kez uygulanan ilaç tedavisine yanıt
vermeyen hastalar

Page 4
PANİK BOZUKLUĞU PANİK BOZUKLUĞU

Tanım: Epidemiyoloji:
 Beklenmeden gelen, yineleyici panik ataklarla
karakterize bir bozukluktur.  Yaşam boyu prevelansı %1,5-5 arasında değişir.
 Hasta “Kontrolünü kaybedeceği”, “kalp krizi  Kadınlarda bozukluğun görülme oranı erkeklere
geçireceği” ya da “çıldıracağı” gibi korkulara göre 2-3 kat fazladır.
kapılır.
 Panik atak ya da ataklardan sonra başka atakların  Hastalık her hangi bir yaşta gelişebilmekle birlikte
olacağına ilişkin sürekli endişe yaşanır. Kişi, panik daha çok 20’li yaşlarda başlar.
atak geçirebileceğini düşündüğü ortamlardan  Her on hastanın sekizinde hastalığın 30 yaş öncesi
kaçınma şeklinde davranış değişiklikleri de
gösterir. başladığı gözlenir.
 Belirtiler 1 ay ya da daha uzun sürer
 Panik bozukluğu olan hastaların ¾’ünde bu tür
agorafobik kaçınma davranışları gözlenir.

Panik bozukluk
PANİK BOZUKLUĞU (bilişsel davranışçı model)
Etyoloji:
Tetikleyici uyaran
 Biyolojik kuramlar (içsel ya da dışsal)
santral sinir siteminde katakolamin düzeylerinde
artış,
locus seruleusta artmış noradrenerjik aktivite, Tehdit algısı
Beyinsapı kemoreseptörlerin duyarlılığında artış
GABA nörotransmitter sisteminde düzensizliklerdir. Durumların katastrofik Korku
genetik kuram Yorumlanması
 Psikososyal kuramlar
Bilişsel davranışçı kuram
psikodinamik kuram Bedensel duyumlar

PANİK BOZUKLUĞU PANİK BOZUKLUĞU

Klinik özellikler:  Panik Atağı


 Panik Atağı (9)derealizasyon ya da depersonalizasyon(Çevredeki şeyler
size sanki gerçek değilmiş gibi geldi mi? Çevreden kopuyormuş
(1)çarpıntı, kalp atımlarını duyumsama veya kalp hızında gibi hissettiniz mi? Vücudunuz değişiyor gibi geldi mi? )
artma olması
(10)kontrolunu kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu
(2)terleme (11)ölüm korkusu
(3)titreme veya sarsılma (12)paresteziler
(4)nefes darlığı veya boğuluyor gibi olma duyumları (13)üşüme, ürperme ya da ateş basmaları
(5)soluğun kesilmesi
(6)göğüs ağrısı veya göğüste sıkıntı hissi
(7)bulantı veya karın ağrısı
(8)baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş veya
bayılacakmış gibi olma

Page 5
PANİK BOZUKLUĞU PANİK BOZUKLUĞU

Klinik özellikler: Klinik özellikler:


 Beklenmeksizin gelen panik ataklar genellikle 20-  Hastalar panik atakların ara dönemlerinde tekrar
30 dakika sürer. panik atak geçireceği endişeleri yaşarlar(beklenti
 Atak sıklığı çok değişkenlik gösterir. Bazıları ayda anksiyetesi).
bir kez atak geçirirken, bazıları da günde birkaç  Panik atağın çıkması durumunda yardım
atak geçirebilmektedir. sağlanamayacağı ya da kaçmanın zor olabileceği
 Bazı panik ataklar; aşırı heyecanlanma, fiziksel yerlerde( alış-veriş merkezleri, lokantalar,
eksersiz, cinsel aktivite ve ruhsal örselenmeyi kalabalık alanlar gibi) anksiyete yaşarlar.
takiben başlayabilmektedir.  Giderek böyle yerlerden uzak dururlar ya da eşlik
edecek birisinin yardımına ihtiyaç
duyarlar(agorafobi).

Panik

Beklenti
Anksiyetesi

Yardım arama
davranışı

Kaçınma ve
agorafobik davranış
Zaman

34

PANİK BOZUKLUĞU PANİK BOZUKLUĞU


Seyir ve prognoz:
 Panik bozukluk dalgalı gidişli kronik bir Seyir ve prognoz:
hastalıktır.
 En sık karşılaşılan komplikasyonlar, depresyon ve
 Hastaların %50-70’inde tedaviyle önemli iyilik alkol-madde bağımlılığının gelişmesidir.
sağlanabilmektedir.
 Hastaların %50’sinde görülen depresyon tabloyu
 İntihar riski normal populasyona göre yüksektir. daha da ağırlaştırır. Alkol-madde bağımlılığı ise
hastaların %20’inde komplikasyon olarak
gelişmektedir.
 Bu nedenle alkol-madde bağımlılığı olan hastaları
değerlendirirken panik bozuklukla ilişkisini
araştırmak önemlidir.

Page 6
PANİK BOZUKLUĞU PANİK BOZUKLUĞU

Ayırıcı Tanı: Ayırıcı Tanı:


 Panik bozukluğu ile ayırıcı tanıları yapılması  Panik bozukluğu ile ayırıcı tanıları yapılması
gereken bedensel hastalıklar: gereken ruhsal hastalıklar:
 Hipertiroidizm, Hipotroidizm, Hiperparatiroidizm,  sosyal ve özgül fobi,
Hipoglisemi, Feokromositoma  travma sonrası stres bozukluğu
 Kardiyak aritmiler, Koroner yetersizlik, Mitral  obsesif kompulsif bozukluk
kapak prolapsusu
 yaygın anksiyete bozukluğu,
 Multipl sklerozis, Méniére hastalığı
 duygudurum bozuklukları,
 Alkol,ilaç yoksunluk send., İlaç zehirlenmesi
 Psikotik bozukluklar,
 Erişkin ayrılma anksiyetesi bozukluğu,

PANİK BOZUKLUĞU PANİK BOZUKLUĞU

Tedavi: Tedavi:
 Farmakoterapi
 Farmakoterapi
-seçici serotonin geri alım inhibitörleri(sitalopram,
essitalopram, fluoksetin, fluvoksamin, paroksetin ve -Seçici serotonin geri alım inhibitörleri(SSGI),
sertralin), güvenilirliği ve yan etkilerinin daha iyi tolere edilmesi
-serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörleri(venlafaksin) nedeniyle ilk tercih edilen ilaçlardır. Tedavinin erken
-benzodiazepinler(klonazepam, alprazolam, lorazepam), döneminde bazı yan etkiler(bulantı, kusma, tremor,
-trisiklik antidepresanlar (klomipramin, imipramin)
iştah kaybı, uykusuzluk gibi) görülebileceğinden
düşük dozla başlanması ve doz artırımının yavaş
-monoamino oksidaz inhibitörleri
yapılması önerilmektedir.
 Psikososyal tedaviler
davranışcı-bilişsel terapiler
-Sınırlı veriler olmakla birlikte venlafaksin 75-
225mg/gün doz aralığında panik bozukluğunda
etkilidir.

PANİK BOZUKLUĞU PANİK BOZUKLUĞU


Tedavi: Tedavi:
 Farmakoterapi  Psikoterapi

--Benzodiazepinler tedavinin ilk haftalarında hızlı etki -Panik bozukluğunda bilişsel-davranışçı terapiler etkili
gösterirler. Bağımlılık riski nedeniyle dikkatli terapi yöntemidir. Hasta panik bozukluk hakkında
kullanılmalıdır. Serotoninerjik ilaçlar etkili tedavi bilgilendirilerek bedensel algılar, panik nöbetler ve
dozuna ulaşana kadar benzodiazepinler 4-12 hafta çıldıracağı ya da öleceği yönündeki felaketleştirici
birlikte kullanılır. Sonrasında yavaş azaltılarak düşüncelerin yeniden yapılandırılması hedeflenir. Nefes
alma ve kas gevşeme yöntemleri ile anksiyeteyi azaltıcı
kesilir. tekniklerin öğretilmesi önemlidir. Nefes darlığı, taşikardi
-Panik bozukluğun tedavisinde SSGİ’lerin etkili gibi hastanın zarar göreceğini düşündüğü somatik
olmadığı durumlarda trisiklik antidepresanlar(örn. duyumlara ya da iç uyaranlara maruz bırakılması(örn.
imipramin) ya da monoamino oksidaz inhibitörleri zorlu hiperventilasyon) zarar görmediği deneyimini
akla gelmelidir. yaşatarak alıştırma olanağı verir. Ayrıca agorafobik
kaçınma gelişen olgularda, kaçınılan durumlara aşamalı
-Panik bozuklukta farmakoterapi,etkinlik ortaya olarak daha fazla maruz kalması sağlanır.
çıktıktan sonra 8-12 ay sürdürülmelidir.

Page 7
FOBİK BOZUKLUK
Tanım:
Fobi; belirli nesne, durum ya da aktivitelere karşı akılcı
olmayan aşırı korku halidir. Fobik bozukluğu, özgül
fobi ve sosyal fobi(sosyal anksiyete bozukluğu) diye
ikiye ayırabiliriz.
 Özgül fobide; bir nesne(kedi,köpek, örümcek gibi) ya
da durumun(uçak yolculuğu, yüksek yerler, kan
görme gibi) varlığı ya da böyle bir durumla
karşılaşacak olma beklentisi ile başlayan aşırı korku
söz konusudur.
 Sosyal fobide ise kişi, sosyal ortamlarda(toplum
karşısında konuşmak, başkaları ile birlikte yemek
yemek gibi) utanacağı ya da küçük duruma düşeceği
korkusunu yaşar.

FOBİK BOZUKLUK FOBİK BOZUKLUK

Epidemiyoloji: Etyoloji:
 Özgül fobinin yaşam boyu görülme olasılığının  Biyolojik kuramlar
%11 , sosyal fobinin ise %3-13 olduğu
bildirilmiştir.
 Davranışçı kuram
 Özgül fobiler sıklıkla çocukluk yaşlarında başlar.
Kadınlarda görülme sıklığı erkeklerden 2 kat
fazladır.  Psikoanalitik kuram
 Sosyal fobi ise çoğunlukla ergenlik yıllarında
başlar. Kadın ve erkeklerde eşit oranda görülür.

Sosyal fobi (bilişsel davranışçı model)


sosyal durum

Otomatik düşüncelerin aktivasyonu


Ne kadar sıkıcı birisi olduğumu düşünecekler

Sosyal tehlike algısı

Kaç ya da savaş yanıtı


(çarpıntı, takipne, terleme gibi)

Kendine odaklanma
(Başkalarının gözüyle kendine bakış)

Kaçınma ve güvenlik sağlayıcı davranışlar

Page 8
FOBİK BOZUKLUK FOBİK BOZUKLUK
Klinik özellikler: Klinik özellikler:
 Kişi korkusunun gerçek dışı olduğunun farkındadır.  Özgül fobi:
 Korkulan nesne ya da durumla karşılaştığında panik Beş alt tipi mevcuttur. Bunlar;
nöbet gelişebilmektedir. – hayvan tipi(örn örümcek),
 Fobik bozukluğu olan hastalar korkulan nesne ya da – doğal çevre tipi(örn.fırtına, şimşek),
durumdan kaçınır ya da yoğun bir sıkıntı ile buna
katlanır. – kan-enjeksiyon-yaralanma tipi,
 Korku, sıkıntı ya da kaçınma sürekli bir durumdur, altı – durumsal tip(örn.uçak, asansör)
ay ya da daha uzun sürer. – diğer tip(bu alt tip yukardaki dört kategoriyi tam
 Kişinin günlük olağan aktiviteleri ve sosyal uyumu karşılamayan durumları ifade eder. Örn. tıkanıp
bozularak genel işlevselliği olumsuz etkilenir. boğulma korkusu)

FOBİK BOZUKLUK
Klinik özellikler:
 Özgül fobi:
Fobik uyaranla karşılaşan bireylerde sempatik aktivitede
artış olur. En sık gözlenen bulgular; taşikardi, kas
gerginliği, hiperventilasyon, titreme, nefes daralması,
ellerde soğukluk ve göğüste sıkışma hissidir.
Kan-enjeksiyon-yaralanma tipinde farklı olarak bifazik
tepki gelişir. Sempatik aktivite artışını baygınlık hissi ve
senkop ile sonuçlanan bradikardi takip eder(vazovagal
bayılma).
Özgül fobinin başkaca ruhsal hastalıkla birlikte görülme
oranı %50-80 arasında değişmektedir. Eşlik eden ruhsal
bozukluklar; anksiyete, duygudurum ve alkol-madde
kullanım bozukluklarıdır.

FOBİK BOZUKLUK
Klinik özellikler:
 Sosyal fobi:
Önceden tanımadığı insanlarla karşılaştığı ya da
başkalarının gözü üzerinde olacağı bir ya da
birden fazla sosyal eylemden belirgin ve sürekli
korkma söz konusudur.
Kişi, küçük duruma düşeceği veya utanç duyacağı bir
biçimde davranacağı korkusunu yaşar.

Page 9
FOBİK BOZUKLUK
Klinik özellikler:
 Sosyal fobi:
Sosyal toplantılardan, sözel sunumlardan ya da yeni insanlarla
tanışmaktan korkabileceği gibi birisiyle yemek yemek, yazı
yazmak, karşılıklı konuşmak türünden sıradan
aktivitelerde de sorun yaşayabilirler.
Bir çok sosyal durumdan korkan sosyal fobi hastalarında
yaygın tipte sosyal fobi olduğu düşünülür.
Sosyal fobiye eşlik eden ruhsal hastalıkları; diğer anksiyete
bozuklukları, duygudurum bozuklukları, alkol-madde
kullanım bozuklukları ve bulimia nervoza olarak
sayabiliriz. Yaygın tip sosyal fobi genellikle çekingen kişilik
bozukluğu ile birlikte görülmektedir.

56

FOBİK BOZUKLUK FOBİK BOZUKLUK


Ayırıcı tanı:
Seyir ve Prognoz:  Özgül fobi:
 Özgül fobi:  panik bozukluğu,
– Kronik seyirli bir bozukluktur.  travma sonrası stres bozukluğu,
– Diğer anksiyete bozukluklarının dalgalı gidişinden farklı  obsesif kompulsif bozukluk
olarak daha sabit bir klinik gidiş söz konusudur.  hipokondriyazisten
 Sosyal fobi:  Sosyal fobi:
– Sosyal fobi de kronik seyir gösteren bir rahatsızlıktır.  depresyon,
– Hastalık yaşamın bir çok alanında önemli işlev  şizoid kişilik bozukluğu
kayıplarına yol açmaktadır.
 çekingen kişilik bozukluğu
– Kötü prognoz ölçütleri; bozukluğun 11 yaşından önce
başlaması, eşlik eden başkaca psikiyatrik hastalığın
bulunması ve düşük eğitim düzeyi olarak saptanmıştır.

FOBİK BOZUKLUK FOBİK BOZUKLUK


Tedavi:
Tedavi:  Sosyal fobi:

 Özgül fobi: Farmakoterapi:


Farmakoterapi: Özgül fobinin tedavisinde etkinliği  seçici serotonin geri alım inhibitörleri-
kanıtlanmış psikotropik ilaç yoktur. SSGI(essitalopram, fluoksetin, fluvoksamin,
sertralin, paroksetin),
Psikoterapi: bilişsel-davranışçı tedavi,
 moklobemid
 venlafaksin
 -adrenerjik blokerler (performans anksiyetesi
olan hastalarda)
Psikoterapi: bilişsel-davranışçı tedavi

Page 10
FOBİK BOZUKLUK FOBİK BOZUKLUK
Farmakoterapi: Psikoterapi:
 Sosyal fobinin tedavisinde SSGI grubu ilaçlar birinci  Fobik bozuklukların tedavisinde bilişsel-davranışçı terapiler
seçenek olarak görülmektedir. Hastaların yan etkilere en etkili terapilerdir. Giderek artan oranda fobik obje ya da
duyarlılığı nedeniyle düşük doz başlanması ve giderek duruma maruz kalınması(exposure) sağlanır. Böylece fobik
artırılması uygun olacaktır. uyarana karşı duyarsızlaşma olur(sistematik
 Hastalığın kronik seyri nedeniyle ilaç tedavisine en az 12 desentisizasyon). Diğer bir yöntem ise, hastanın korkuyu
ay sürmesi önerilmektedir. tolere edebildiği en son noktaya, daha fazla bir şey
hissedemeyeceği noktaya kadar fobik uyaranla
 Performans anksiyetesinin akut dönem tedavisinde - karşılaştırılmasıdır(flooding).
blokürler kullanılmaktadır. Performansdan(toplulukta
konuşma gibi) 45 dakika önce 20mg propranolol alması  Sosyal fobide, maruz bırakılma yönteminin yanı sıra sosyal
önerilir. beceri eğitimi ve bilişsel yeniden yapılanma teknikleri de
kullanılır. Bilişsel yeniden yapılanma; başkaları tarafından
olumsuz değerlendirileceği korkularının yanı sıra yetersiz
kendilik algısına odaklanır.

OBSESİF- KOMPULSİF BOZUKLUK

OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK VE


İLİŞKİLİ DİĞER BOZUKLUKLAR

Prof.Dr.Gökay Aksaray

Page 11
OBSESİF- KOMPULSİF BOZUKLUK OBSESİF- KOMPULSİF BOZUKLUK
Tanım:
 Kişide belirgin sıkıntıya neden olan, günlük Epidemiyoloji:
aktivitelerini, mesleki işlevselliğini ya da olağan
toplumsal etkinliklerini önemli düzeyde bozan  Obsesif kompulsif bozukluğun yaşam boyu
obsesyon ve kompulsiyonlarla karakterli ruhsal görülme oranı %2-3’tür.
bozukluktur.  Erkek ve kadınlarda hastalığın görülme oranları
 Obsesyon; istenmeden gelen, yineleyici düşünce, aynıdır.
dürtü ve hayallerdir.  Hastalığın ortalama başlangıç yaşı 20’dir.
 Kompulsiyon ise,obsesyonla bağlantılı olarak  Hastaların 2/3’sinde bozukluğun 25 yaşından önce
sıkıntıyı azaltmaya yönelik yineleyici davranışlar başladığı saptanmıştır.
ya da zihinsel eylemlerdir.
 Belirtiler günde bir saatten fazla olmak üzere 1
aydan daha uzun sürer.

Obsesif kompulsif bozukluk


OBSESİF- KOMPULSİF BOZUKLUK (bilişsel davranışçı model)
Etyoloji: Tetikleyici Uyaran
 Biyolojik etkenler:
 genetik etkenler: Obsesif kompulsif bozukluğu olan hastaların
akrabalarında bozukluğun görülme oranının kontrol grubuna göre Obsesyon
3-5 kat fazla olduğu gözlenmiştir.
 nörotransmitterler: serotonin disregülasyonu
 beyin görüntüleme çalışmaları: anterior singulat korteks, Hatalı değerlendirmeler
Kaygını azalması, ve inançlar
orbitofrontal korteks ve striatumda anormallikler saptanmıştır.
Kontrolü algısının
Obsesif kompulsif bozukluğun etyolojisinde, kortiko-striatal- ( abartılmış tehdit algısı, belirsizliğe
talamik-kortikal(KSTK) nöronal devrelerin rolü olduğunu öne artması toleransın düşük olması, abartılmış
(istenmeyen düşüncenin tamamen yok sorumluluk, düşüncelere aşırı önem verme,
süren görüşler bulunmaktadır. edilmesini ummak) düşünceyi kontrol etme)
 diğer biyolojik etkenler: otoimmün nöropsikiyatrik
bozukluklarda(PANDAS) benzer belirtiler tanımlanmıştır
 Psikososyal etkenler Nötrleştirme
 Bilişsel davranışçı kuramlar Kompülsiyon
 psikodinamik kuramlar

OBSESİF- KOMPULSİF BOZUKLUK OBSESİF- KOMPULSİF BOZUKLUK

Klinik özellikler:
 Obsesyonlar, belirgin strese neden olan istenmeden gelen Klinik özellikler:
zorlayıcı düşünce, dürtü ve hayallerdir.  Kompulsiyonlar, genellikle obsesyonlarla ilişkili olarak
 Obsesyonlar kişinin zamanını meşgul eder ve genel anksiyeteyi azaltan yineleyici düşünce ve zihinsel edimlerdir.
işlevselliğini bozar.  Kompulsif ritueller, obsesyonu nötürleyici olarak işlev görür.
 Hasta obsesyonlarını aşırı ve mantıksız olarak tanımlar. Örneğin kir- kontaminasyon obsesyonları olanlarda yıkama
kompulsiyonu, ya da patalojik şüphe obsesyonu olanlarda
 Yaygın olarak görülen obsesyon temaları; kir-
kontrol kompulsiyonu sıklıkla görülür.
kontaminasyon, patalojik şüphe(bir şeyleri unutmuş
oldukları ya da bir şeyleri yapmış oldukları yönünde  Kompulsif rituellerin obsesyonel durumla gerçekçi bağlantısı
şüpheleri vardır. “Acaba kapıyı kilitledim mi?” gibi), yoktur(örn. annesine zarar geleceği düşüncesi ile hastanın üç
saldırganlık, cinsel, dini, metafizik ve simetri kez elektrik düğmesini açıp kapaması gibi).
obsesyonlarıdır.  Sık karşılaşılan kompulsyonlar ; yıkama, kontrol etme,
sayma, düzenleme ve biriktirme kompulsiyonlarıdır.

Page 12
OBSESİF- KOMPULSİF BOZUKLUK

Seyir ve prognoz:
 Olguların yarısından fazlasında semptomların
hamilelik, cinsel sorunlar ya da sevilen birisinin kaybı
gibi stresli yaşam olaylarından sonra ani başlangıç
özelliği gösterdiği gözlenmiştir.
 Obsesif kompulsif bozukluk kronik seyirli bir
hastalıktır.
 Hastaların %20-30’nda belirgin düzelme gözlenirken,
%40-50’sinde orta düzeyde düzelme olur. Hastaların
%20-40’ında ise belirtiler değişmeden kalır ya da daha
kötüleşir.

OBSESİF- KOMPULSİF BOZUKLUK OBSESİF- KOMPULSİF BOZUKLUK


Ayırıcı tanı:
 Tıbbi hastalıklar: Tedavi:
– Tourette sendromu,  Farmakoterapi
– diğer tik bozuklukları, – Seçici serotonin gerialım inhibitörleri
– temporal lop epilepsisi – Klomipramin
– çocuklarda streptokokal infeksiyonların neden  Somatik tedaviler:Tedaviye dirençli ağır olgularda
olduğu immün reaksiyonlar(PANDAS) önerilmektedir. Transkraniyal manyetik stimülasyon,
 Ruhsal bozukluklar; derin beyin uyarımı ve beyinde stereotaktik lezyon
– şizofreni, oluşturma uygulanabilmektedir.
 Psikoterapi
– depresyon,
– Fobik bozukluk – Bilişsel davranışçı psikoterapi
– obsesif kompulsif kişilik bozukluğu

OBSESİF- KOMPULSİF BOZUKLUK OBSESİF- KOMPULSİF BOZUKLUK

Tedavi: Tedavi:
Farmakoterapi: Farmakoterapi:
 Seçici serotonin geri alım inhibitörleri-SSGİ(floksetin,  Obsesif kompulsif bozuklukta olağan antidepresan
flovoksamin, sertralin, paroksetin, sitalopram, dozlarından daha yüksek dozlarda kullanılırlar.
essitalopram) ve klomipramin tedavide etkili ilaçlardır. Antiobsesyonel etkileri 6-8 hafta sonra görülür. Ancak
 Klomipramin, obsesif kompulsif bozuklukta etkinliği maksimum etki için 8-16 hafta geçmesi gerekir.
kanıtlanmış ilk ilaçtır. Ancak antikolinerjik yan  SSGİ ilaçların tedavinin ilk haftalarında huzursuzluk,
etkileri(ağız kuruluğu, kabızlık, taşikardi gibi) nedeniyle insomnia, sedasyon, gastrointestinal yakınmalar ve cinsel
bugün ilk seçenek ilaçlar SSGİ’dir. işlev bozukluğu gibi yan etkileri gözlenmekle birlik
bunlar geçicidir ve daha kolay tolere edilir.
 Yüksek nüks riski nedeniyle ilaç tedavisinin 1-2 yıl devam
etmesi uygun olacaktır.

Page 13
OBSESİF- KOMPULSİF BOZUKLUK Beden Dismorfik Bozukluk
Tedavi:  Kişinin dış görünüşü ile ilgili hayali bir ya da birden
 Psikoterapi fazla fiziksel kusura yönelik aşırı uğraşılarla(örn. sık sık
aynaya bakma) karakterizedir. Fiziksel kusur olsa bile
Bilişsel davranışçı psikoterapi:Bozukluğun tedavisinde başkalarının önemsemeyeceği boyuttadır.
bilişsel davranışçı terapi en etkili terapidir. Terapide,
maruz bırakma(exposure) ve tepki engelleme(response  Kişide sıkıntıya yol açar ve işlevselliğini olumsuz etkiler.
prevention) temel yaklaşımlardır. Bu yaklaşımda, hasta
anksiyete yaratan ve bu nedenle kaçınma
davranışlarına iten obsesif düşüncelerle karşılaştırılıp
maruz bırakılmakta ve anksiyeteyi azaltmak için
yapılan kompulsif davranışları engellenmektedir.
Koşullanma yolu ile kurulan obsesyonel düşünce ile
olumsuz emosyonel durum arasındaki bağlantının
söndürülmesi böylece mümkün olabilmektedir.

Beden Dismorfik Bozukluk Beden Dismorfik Bozukluk


 Epidemiyolojik çalışmalarda bozukluğun toplumdaki  Etyoloji
yaygınlığı %2 olarak bildirilmektedir.
– Biyolojik: Hastaların birinci derece akrabalarında
 Beden dismorfik bozukluğun, rinoplasti için başvuran bozukluğun görülme oranı(%20) genel populasyona göre
hastalarda %20, plastik cerrahiye başvuran hastalarda yüksektir. Beyin görüntüleme çalışmalarında;
ise %13 oranında görüldüğü belirtilmiştir. orbitofrontal korteks, anterior singulat korteks ve
 Kadın ve erkeklerde bozukluğun görülme oranları nukleus kaudatus bölgelerinde anormallikler
aynıdır. saptanmıştır
 Bozukluk genellikle ergenlik yıllarında başlar.

Beden Dismorfik Bozukluk Beden Dismorfik Bozukluk


 Etyoloji  Klinik özellikler:
– Psikolojik: Bilişsel davranışçı kuram, dış görünüş ile – Hastalar; herhangi beden bölgesi olabileceği gibi daha
ilgili olumsuz değerlendirme ve düşüncelerin sık sık akla çok yüz bölgesinde cildi, gözleri, burun şekli ve
gelmesi ve sonrasında tekrarlı yapılan kaçınma ya da büyüklüğü, saçları ile ilgili hayali bir kusura yönelik
güvenlik sağlayıcı davranışların (örn.sık sık aynaya aşırı uğraşı içindedir.
bakma, sosyal ortamlardan kaçma,yada çekidüzen verip – Kusurlu olduğunu düşündüğü beden bölgesini sık sık
gizlemeye çalışma) bozukluğun gelişmesinde etkili aynada kontrol eder, gizlemeye çalışır, giyimini
olduğunu öne sürmektedir. değiştirir, ya da başkaları ile karşılaştırır.
– Sosyal-çevresel etkenler: Çocuklukta istismara maruz – Çevresindeki kişilerin ona baktıkları ya da onunla
kalması, akran zorbalığı ve akranları tarafından dış ilgili konuştukları yönünde referans düşünceleri
görünüşü ile ilgili sık sık alay edilmesi sayılabilir. olabilir. Sosyal ortamlardan kaçınma, evden
çıkmamaya kadar ilerleyebilir.

Page 14
Beden Dismorfik Bozukluk Beden Dismorfik Bozukluk
 Klinik özellikler:  Hastaların 1/3’de obsesif kompulsif bozukluk öyküsü
– Yoğun sıkıntıya ve işlevsellikte bozulmaya neden olur. vardır. Eştanı olarak %75 olguda depresyon, %80
olguda intihar düşünceleri gözlenir.
– Hastaların fiziksel kusurları ile ilgili içgörüleri
genellikle yoktur ya da zayıftır. Hastaların 1/3’ünde  Ayırıcı tanıda; obsesif kompulsif bozukluk, depresyon,
düşüncelerin delüsyonel nitelikte olduğu saptanır. sosyal anksiyete bozukluğu, yeme bozuklukları ve
psikotik bozukluklar düşünülmelidir.
– Kas dismorfisi: Bir kısım hasta vücudunun yeterince
kaslı olmadığını düşünür(muscle dysmorphia). Daha  Beden dismorfik bozukluk genellikle kronik seyitlidir.
çok erkeklerde görülür. Bu hastalar kas geliştirici Hastalığın daha erken yaşlarda başladığı ve
sporlar yapar, proteinden zengin diyetle beslenir ve somptomların daha ağır olduğu olgularda prognoz
anabolizan steroidler kullanırlar. kötüdür.
 Tedavide; seçici seratonin geri alım inhibitörleri,
klomipramin ve bilişsel davranışçı terapi
kullanılmaktadır

Trikotilomani Trikotilomani
 Tekrarlayan saç yolmalarla karakterize ve belirgin saç  Bozukluğun görülme oranı %1-3,5 olarak
kaybına yol açan ruhsal bozukluktur. bildirilmektedir.
 Kişinin saç yolmalarını azaltmaya ya da durdurmaya  OKB hastalarında ise trikotilomani görülme oranı
yönelik tekrarlı çabaları vardır. %9’dur.
 Saç yolma; klinik olarak belirgin sıkıntıya yol açar,  Trikotilomani genellikle ergenlik döneminde başlar.
sosyal-mesleki ve diğer işlevsellik alanlarında  Kadınlarda daha sık görülür.
bozulmaya neden olur.

Trikotilomani Trikotilomani
 Trikotilomaninin etyolojisi bilinmemektedir.  Hastaların en sık saçlı
 Farklı psikososyal ve biyolojik açıklamalar söz deri, kaş ve kirpik
konusudur. bölgelerini yoldukları
bildirilmiştir.
 Psikoanalitik kuram; psikoseksüel gelişimde bozulma
ile ilişkilendirmektedir.  Hastaların % 75’i saç
yolmaları otomatik
 Bilişsel davranışçı kuram ise, kronik saç olarak farkında olmadan
yolmadavranışını kendi kendini pekiştiren bir eylem yaptığını belirtir.
olarak değerlendirir.
 Saç yolma epizodları
 Biyolojik açıklamalar trikotilomanide seratonerjik birkaç dakika ya da saat
anormalliğin olduğunu öne sürmektedir. sürebilir.

Page 15
Trikotilomani Trikotilomani
 Hastalar uygun bir saç stili ile saç kaybı olan bölgeleri  Ayırıcı tanıda dermatolojik hastalıklar düşünülmeli ve
kapatırlar. konsültasyon istenmelidir.
 Saç kaybı çok fazla olduğunda şapka ya da peruk  Obsesif kompulsif bozukluk ile ayırıcı tanısında;
kullanırlar. tekrarlı saç koparma davranışları öncesi obsesyon
 Hastaların günlük hayatını, genel işlevselliğini etkiler. bulunmaz, tekrarlı davranışlar haz duygusu verir ve
Sosyal etkinliklere katılmama söz konusu olabilir. hastaların hemen hepsi iyi içgörüye sahiptir.
 Saç çekme, psikotik bozukluklarda özgül bir hezeyana
yanıt olarak ya da psikotik depresyonda kendinden
nefret etmenin bir sonucu olarak da ortaya çıkabilir.

Trikotilomani Trikotilomani
 Bozukluğun seyrinde yıllar içinde alevlenme ve  Tedavide;
remisyon dönemlerinin olduğu gözlenir. – seratonin geri alım inhibitörleri,
 Çocukluk çağı trikotilomaninin seyri, ergen ve genç – SSRI’nin atipik antipisikotiklerle kombinasyonu
erişkin hastalara göre daha iyidir.
– bilişsel davranışçı terapi
 Saçlı deride enfeksiyon ya da trikobezoar oluşumu
trikotilomanide her zaman olası bir komplikasyondur. kullanılmaktadır.

Biriktirme(Hoarding) bozukluğu Biriktirme(Hoarding) bozukluğu


 Çok az kullanılan ya da hiçbir değeri olmayan objeleri
biriktirme veya saklama söz konusudur.
 Biriktirilen eşyalar yaşam alanlarının kullanılmasını
engeller.
 Kişide sıkıntı yaratır, işlevselliğini bozar.

Page 16
Biriktirme(Hoarding) bozukluğu Biriktirme(Hoarding) bozukluğu
 Semptomlar daha çok ergenlikte başlar. Ancak bir çok  Biriktirme bozukluğunda ailesel geçiş gözlenir.
kompulsif biriktirici yetişkin yıllarında hastalığını fark Hastaların aile yakınlarının %50’sinde biriktirme
eder. sorunları gözlenmektedir.
 Biriktirme bozukluğunun yaşam boyu görülme oranı  Frontolimbik yapıların bozukluğun etyolojisinde önemli
%2-5’tir. rolü olabileceği belirtilmektedir.
 OKB hastalarında ise %20-40 oranında biriktirme  Bilişsel davranışçı kuram ise, artmış sorumluluk
semptomları görülmektedir. düşünceleri, kararsızlık, mükemmeliyetçi eğilimlerin
 Erkeklerde görülme sıklığı kadınlardan 2 kat fazladır. yanı sıra objelere duygusal bağlanma, mal-mülk edinme
ile ilgili olumsuz bilişler ve sonucunda gelişen kaçınma
davranışlarının önemini vurgulamaktadır.

Biriktirme(Hoarding) bozukluğu Biriktirme(Hoarding) bozukluğu


 Kompulsif biriktiricilerin bir kısmı benzer objeleri  Başlangıçta biriktirme organizedir. Dezorganizasyon,
biriktirirken, çoğu olguda farklı özellikleri olan biriktirme arttıkça ortaya çıkar.
objelerin biriktirildiği gözlenir.  Eşyaların biriktirilip istiflenmesi giderek evinin dışına
 Biriktirme; satın alma(bit pazarları, gazete ilanları, taşabilir. Arabasına, garajına, kilere ya da aile ve
internet! gibi), ücretsiz dağıtılan ya da atılmış olan arkadaşlarının depolarına taşabilir. Depo kiralayabilir.
şeyleri toplama, çalma ya da bu davranışların hepsini  Yaşam alanları darmadağınıktır. Yatakta uzanıp
kullanma yöntemleriyle olur. yatması, boş bir koltuğa oturması, mutfak tezgahını
 En yaygın olarak biriktirilen ya da saklanan objeler; kullanması gibi aktiviteler bile mümkün olmaz.
gazete, dergi, kitap, eski giyişiler, çantalar, kutular,  Özellikle yaşlı hastalarda kompulsif biriktirmenin
mekanik parçalar, temizlik malzemeleri, mektuplar, kişinin fiziksel sağlığını tehdit edebilmektedir. Düşme
faturalar, notlar, broşürler olmaktadır. tehlikesi, yangın tehlikesi, sağlıklı beslenme ve barınma
ortamının ortadan kalkması bunda etkili
olabilmektedir.

Biriktirme(Hoarding) bozukluğu Biriktirme(Hoarding) bozukluğu


 Mükemmeliyetçi tutumları nedeniyle ufak işleri
 Ayırıcı tanıda biriktirmenin olduğu organik ve ruhsal
tamamlamaları bile uzun zaman alır. Eşyaları bir
yerden alıp başka yere koyarlar, fakat bir eşyayı asla diğer durumlar;
atmazlar. – beyin hasarı, Prader Willis send., mental
 Günlük ritm bozulmuştur. Bir çok kompulsif biriktirici
reterdasyon, demans, frontotemporal lober
gün içinde uyurken gece uyanıktır. Ve bir çoğunun gün dejenerasyon,
içinde düzenli bir yeme alışkanlığı yoktur. – obsesif kompulsif bozukluk, şizofreni, alkol
 Bir çok kompulsif biriktirici çok az aile ve sosyal
bağımlılığı, depresyon, anoreksiya nevroza, Tourette
desteğe sahiptir. Sorunun özelliği, onları sosyal açıdan send., dikkat eksikliği bozukluğu ve otizm
izole yapar. Dağınıklık nedeniyle evlerine başkalarını akla gelmelidir.
davet etmekten çekinirler. İş performansları genellikle
bozulmuştur.
 Bozukluk kronik gidişli ve progresif seyirlidir.

Page 17
Biriktirme(Hoarding) bozukluğu Biriktirme(Hoarding) bozukluğu

 Tedavi:
– secici seratonin gerialım inhibitörleri
– bilişsel davranışçı terapi

Deri Yolma Bozukluğu Deri Yolma Bozukluğu


 Deri yolma bozukluğu, deride lezyonlar oluşturan  Deri yolma davranışı daha sıklıkla yüz, parmak, el-kol
tekrarlı deri yolma ile karakterizedir. Kişi bu ve bacak bölgelerinde gözlenir.
davranışını azaltma ya da durdurma çabası içindedir.  Deri yolma davranışı, akne, ekzema gibi dermatolojik
Kişide belirgin sıkıntıya yol açar ve işlevselliğini durumlarla tetiklenebileceği gibi stres, anksiyete, öfke
olumsuz etkiler. gibi emosyonel durumlar da başlatabilir.
 Semptomlar hemen her yaşta görülmekle birlikte daha  Hastalardan bazıları ise davranışının farkında
çok ergenlikte başlar. Deri yolma bozukluğunun yaşam olmadığını otomatik yaptığını belirtir.
boyu görülme oranı %1.4’tür. Kadınlarda daha sık
görülür  Hastalarda belirgin sıkıntıya, utanma duygularına
neden olur.
 Lezyonları gizleme, makyaj ya da giyim tarzı ile
kapatmaya çalışır. Sosyal aktivitelerden kaçınma
olabilir.

Deri yolma bozukluğu Deri Yolma Bozukluğu


 Ayırıcı tanıda; tıbbi durumlar(örn. sistemik hastalıklar,
dermatolojik nedenler), nörogelişimsel bozukluklar(örn.
Prader-Willi Sendromu), obsesif kompulsif bozukluk,
beden dismorfik bozukluk, psikotik bozukluklar ve
yapay bozukluk düşünülmelidir.
 Tedavide, seçici serotonin gerialım inhibitörleri ve
bilişsel davranışçı terapi etkilidir

Page 18
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU
Tanım:
TRAVMA SONRASI STRES  Travma sonrası stres bozukluğu(TSSB): Kişinin
BOZUKLUĞU- gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, cinsel saldırı,
ağır yaralanma ya da fizik bütünlüğüne bir tehdit
olayını yaşadığında ya da başkalarının böylesi bir
UYUM BOZUKLUKLARI durumuna tanık olduğunda korku, çaresizlik ya da
dehşete düşme yaşantıları ile karakterizedir.
semptomlar bir aydan uzun sürer
Prof.Dr.Gökay Aksaray kişinin günlük işlevlerinde, toplumsal ve mesleki
alanlarında bozulmaya yol açar.
 Akut stres bozukluğu: travma sonrası ilk 4 hafta
içinde başlayıp 3 günle 4 hafta arasında
sürmektedir.

TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU


Epidemiyoloji:
 Toplumda bozukluğun yaşam boyu yaygınlığı %8’dir.
 Travmatik olaylar yaşayan çeşitli yüksek riskli grublarda
yaşam boyu yaygınlık %5-75 arasında değişebilmektedir.
– Marmara bölgesinde 1999 yılında yaşanan depremden 4-12 ay sonra
Kocaeli ilinde yapılan bir çalışmada travma sonrası stres bozukluğu
görülme oranı %25 olarak saptanmıştır.
– *2023 yılında Kahramanmaraş merkezli olan depremi doğrudan yaşayan ve
depremden 3 ay sonra çeşitli nedenlerle acil servise başvuran bireylerle
yapılan bir çalışmada, TSSB görülme oranı %51 olarak bildirilmiştir.

------------------------------
*Kaynak:İlhan B, Berikol GB, Eroğlu O, Deniz T. Prevalence and associated risk factors of post-
traumatic stress disorder among survivors of the 2023 Turkey earthquake. Am J Emerg Med. 2023 Jul
17;72:39-43

Pandeminin ruhsal etkileri TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU

 Varolan psikiyatrik bozuklukların rölaps oranlarını artırır.


 Psikiyatrik morbiditeyi artırır. Epidemiyoloji:
– Kovid-19’un ruhsal etkilerini inceleyen bir çalışmada*;  Kadınlarda travma sonrası stres bozukluğu
DSÖ’nün 2017’deki epidemiyolojik verilerine göre toplumda,
görülme sıklığı erkeklere göre 2 kat fazladır.
Depresyon semptomlarının→3 kat
Anksiyete semptomlarının → 4 kat  Bozukluk her yaşta görülebilmektedir.
TSSB semptomlarının→ 5 kat arttığı saptanmış.
– Ayrıca; uyku bozuklukları, alkol-madde kullanım boz., hastalık
anksiyetesi, uyum bozuklukları, intahar, aileiçi şiddet, uzamış yas
bozukluğu da artmaktadır.

*Kaynak:Cénat JM ve ark. Prevalence of symptoms of depression, anxiety, insomnia,


posttraumatic stress disorder, and psychological distress among populations affected by the
COVID-19 pandemic: A systematic review and meta-analysis. Psychiatry Res. 2021 Jan; 295:

Page 19
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU

Etyoloji:
 Stresör: Travmatik olay

 Psikososyal kuramlar: Psikodinamik kuram,


Bilişsel-davranışçı kuram

 Biyolojik etkenler:noradrenerjik, endojen opiad


sistemi, hipotalamo-hipofizer-adrenal sistem

Travma sonrası stres bozukluğu


(bilişsel davranışçı model)
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU
Psikolojik yatkınlık Biyolojik yatkınlık

Risk faktörleri:
Travma yaşantısı
 Geçmiş travma öyküsü olanlar,
Gerçek alarm  Önceden psikiyatrik rahatsızlığı bulunanlar,

Öğrenilmiş alarm  Travma esnasında disosiyatif belirtiler gösterenler,


(Travmatik yaşantıyı çağrıştıran durumlarda)  Travma esnasında yaşamsal tehlike algısı yüksek
olanlar,
Anksiyete Kaçınma yada  Sosyal desteği zayıf olanlar,
duygusal donukluk

Sosyal desteği ve baş etme becerisi zayıf

TSSB

TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU


Klinik Özellikler:
Klinik Özellikler:
 Klinik belirtiler dört grupta toplanabilir:
III)Aşırı uyarılmışlık ve tepki gösterme; uykuya dalmakta ve
I)Yeniden yaşantılama; kişi olayı tekrar tekrar anımsar ya da uykuyu sürdürmekte güçlük çekerler. İrritabilite ve öfke
sıkıntı veren bir biçimde rüyalarında görür. Travmatik patlamaları gözlenir. Kendine zarar verici davranışlarda
olay yeniden oluyormuş gibi hissettiği ya da davrandığı bulunabilir.
dissosiyatif belirtiler yaşayabilir,
IV)Duygu ve düşüncelerinde olumsuz değişiklikler; ilgi ve
II)Kaçınma belirtileri; travmaya eşlik etmiş uyaranlardan istekte azalma, insanlardan uzaklaşma ile yabancılaşma
kaçınma söz konusudur, olur. duyguları yaşarlar. Duygularında kısıtlılık söz konusudur.
Bellek bozukluklarının yanı sıra ağlama nöbetleri, suçluluk
ya da intihar düşünceleri olabilir.
 Bozukluk; toplumsal, mesleki alanlarda ya da işlevselliğin
önemli diğer alanlarında bozulmaya neden olur.

Page 20
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU
Seyir ve prognoz:
Klinik Özellikler:  Travma sonrası stres bozukluğunda belirtiler genellikle
travmadan sonraki ilk üç ayda başlar.
 Belirtilerin üç aydan daha uzun sürdüğü klinik tablolar
kronik travma sonrası stres bozukluğu olarak  Bazı olgularda ise önceleri hafif belirtiler görülse de
adlandırılır. bütün belirtilerin ortaya çıkması altı ay yada daha uzun
zaman alabilir(geç belirti veren travma sonrası stres
 Kompleks travma sonrası stres bozukluğu ise; tekrarlayan bozukluğu).
ya da uzun süredir devam eden travmatik
olayların(örn.işkence, uzun süredir devam eden aile içi  Hastaların %50’sinde ilk üç ayda iyileşme gözlenirken
şiddet, çocuğun uzun süreli istismara maruz kalması) %30’unda bozukluk kronik seyreder.
ardından gelişen ve travma sonrası stres bozukluğu  Stresli yaşam dönemlerinde ya da travmanın
belirtilerine ilaveten; duyguları dengelemede zorluklar, yıldönümlerinde belirtilerde artış gözlenebilir.
kendisi ile ilgili olumsuz düşünceler ve başkalarına yakın  Semptomların ani başlaması, premorbid uyumun iyi,
hissetmeme, yakın ilişkiler kuramama gibi belirtilerin sosyal desteğin güçlü olması, başkaca psikiyatrik ve tıbbi
görüldüğü durumlardır. hastalığın bulunmaması iyi prognoz göstergeleridir.

TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU

Ayırıcı tanı: Tedavi:


 Organik mental bozukluk(organik kişilik  Farmakoterapi
bozukluğu, deliryum, amnestik bozukluk gibi),  Seçici serotonin gerialım inhibitörleri,
 kısa psikotik bozukluk(stres etkenine bağlı),  Venlafaksin
 major depresyon,  Diğer ilaçlar: imipramin, amitriptilin,MAO inhibitöeleri,
trazadon, karbamazepin, Na valproat
 fobik bozukluk,
 Psikoterapi
 yaygın anksiyete bozukluğu  Psikodinamik psikoterapi,
 panik bozukluk  bilişsel-davranışçı terapi
 göz hareketleri ile duyarsızlaşma ve yeniden yapılanma(Eye
movement desensitization and reprocessing-EMDR)

TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU


 Psikoterapi:
 Farmakoterapi:
– Psikodinamik psikoterapide; önceki çatışmaları, gelişimsel süreçleri
– Seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSGİ) ve venlafaksin,
ve kişilerarası ilişkileri çerçevesinde travmanın anlamına
tedavideki etkinliği ve yan etkilerinin daha kolay tolere edilebilmesi
odaklanılır.
nedeniyle ilk seçilecek ilaçlardır.
– Bilişsel davranışçı terapide ise maruz bırakma ve bilişsel yeniden
– Hastalığın belirtilerinin ortadan kalkması 2-3 ay alabilmektedir.
yapılandırma yaklaşımları kullanılır. Maruz bırakmada,
– SSGİ ve venlafaksin’in etkili olmadığı durumlarda trisiklik travmatik deneyimin anlatılması aracılığıyla veya kaçınılan ya da
antidepresanlara geçilebilir. travma ile ilgili korku yaratan durumlara maruz bırakılarak
– Tedaviye yanıt veren hastalarda ilaç tedavisi ortalama 12 ay anksiyetenin azaltılması hedeflenir. Korkunun sürmesini sağlayan
sürdürülür. koşullanmalar engellenir ve kaçınma davranışının önüne geçilir.
Travmatik olay ve sonuçları hakkında çarpıtılmış inanışlar ve
– Kronik travma sonrası stres bozukluğunda bu süre 24 aya kadar
yanlış yorumlamalar(suçluluk, utanç gibi) da ele alınmalıdır.
uzayabilmektedir.
– Göz hareketleri ile duyarsızlaşma ve yeniden yapılanma: Terapist
parmağını bir taraftan diğer tarafa hareket ettirirken gözleri ile
takip eden hasta iki taraflı fiziksel uyarı almaktadır. Eş zamanlı
olarak travma deneyimine, ilişkili düşüncelere ve duygulara
odaklanılır.

Page 21
Uyum Bozuklukları Uyum Bozuklukları
 Epidemiyoloji:
 Yaşam koşullarında önemli bir değişikliğe ya da
stresli bir yaşam olayının sonuçlarına uyum çabası – Uyum bozukluğu yaygın görülen bir ruhsal
döneminde ortaya çıkan; sıkıntı, duygusal ve rahatsızlıktır. Ancak bozukluğun epidemiyolojisi ile
davranışsal belirtilerle karakterize ruhsal ilgili veriler sınırlıdır.
bozukluklardır. – Psikiyatri polikliniklerine başvuran hastalarda
 Toplumsal, mesleki/eğitimsel ya da işlevselliğin uyum bozukluğu tanısı alanların oranı %5-10
diğer alanlarında bozulmalara neden olur. olarak belirtilmektedir.
– Diğer kliniklerde yatan ve psikiyatri konsültasyonu
istenen hastalarda oran %50’ye ulaşabilmektedir.
– Kadınlarda görülme sıklığı erkeklere göre iki kat
fazladır.
– Uyum bozukluğu hemen her yaşta gelişebilmektedir.

Uyum Bozuklukları Uyum Bozuklukları

 Etyoloji:  Etyoloji:
– Psikososyal stres etkeni, uyum bozukluğunun gelişmesine – Uyum bozukluğu gelişen bireylerde ise altta yatan
neden olan temel faktördür. Stres etkeni kişinin öznel psikolojik yatkınlık söz konusudur. Bu anlamda her
algılaması çerçevesinde değerlendirilmelidir. Birçok bir kişinin “kırılma noktası” farklıdır.
olguda çoklu stres etkeni olabildiği gibi tekrarlayıcı ya da
devamlılık gösteren özellikte de olabilir. Stres etkeni tek – Stres etkeni ya da etkenlerinin şiddeti kadar önceden
bir bireyi, tüm bir aileyi veya toplumsal destek sistemini stres etkenleri ile karşılaşma öyküsü, örseleyici
ve diğer sistemleri(göç ya da göçmenlik durumu gibi) çocukluk yaşantıları ve kişilik özellikleri(örn.
etkilemiş olabilir. Ergenlerde; okul sorunları, akran mükemmeliyetçi özellikler) uyum bozukluğunun
sorunları, anne-baba ile yaşanan sorunlar, anne-babanın gelişmesinde önemli risk etkenleri arasındadır.
boşanması sık karşılaşılan psikostres etkenleridir.
Yetişkinlerin sık karşılaştığı stres etkenleri ise; evlilik
sorunları, boşanma, ekonomik ve sağlık sorunları
olmaktadır.

Uyum Bozuklukları Uyum Bozuklukları

 Etyoloji:  Tanı ve Klinik Özellikler


– Psikodinamik açıklamalara göre; örseleyici çocukluk – Uyum bozukluğu, stresli yaşam olayından veya yaşam
yaşantıları olan bireylerde gelişimsel evrelerde koşullarındaki değişiklikten sonra genellikle 3 ay içinde başlar.
saplanmalar, stres etkenleri ile karşılaştıklarında – Uyum bozukluğu, farklı alttiplerde gözlenen farklı belirtilerle
karşımıza çıkar.
regresyona yol açarak uyum bozukluğunu
tetiklemektedir. – Depresif belirtilerin olduğu alttipde; depresif duygudurum,
ağlama, umutsuzluk gibi belirtiler vardır.
– Bilişsel davranışçı açıklamalar ise, hastanın stres – Anksiyete belirtilerin olduğu alttipde; aşırı kaygı, sinirlilik,
etkeni ve kendisinin bununla başa çıkabilme çarpıntı, hiperventilasyon gibi belirtilerdir.
becerilerine yönelik olumsuz bilişleri olduğunu – Davranım bozukluklarının belirgin olduğu alttipde ise;
belirtir. saldırgan topluma aykırı davranışlar, kavga etme, okuldan
kaçma gibi belirtiler vardır.
– Kimi olgularda anksiyete ve depresif belirtilerin ya da
davranım bozukluğu ve depresif belirtilerin karışık olduğu
gözlenir.

Page 22
Uyum Bozuklukları Uyum Bozuklukları

 Tanı ve Klinik Özellikler  Ayırıcı tanı


– Ergenlerde uyum bozukluğu, daha çok davranım – Uyum bozukluğu, gösterilebilir bir stres etkenine tepki
bozukluğu belirtileri ile seyrederken yetişkinlerde olan ve başka bir özgül ruhsal bozukluk tanısının
anksiyete ve depresif belirtiler önde olur. konamadığı klinik durumları tanımlamak için kullanılan
– Uyum bozukluğunda kişinin toplumsal, mesleki artık bir tanıdır. Bu nedenle bozukluğun ayırıcı tanısı çok
işlevselliği bozulur. önemlidir.
– Uyum bozukluğuna eşlik eden diğer ruhsal rahatsızlıklar; – Ayırıcı tanıda; major depresyon, yaygın anksiyete
B kümesi kişilik bozuklukları, alkol-madde kullanım bozukluğu, panik bozukluk, davranım bozukluğu, akut
bozuklukları, somatoform bozukluklar ve yapay stres bozukluğu-travma sonrası stres bozukluğu, psikotik
bozukluklar sayılabilir. bozukluklar, yas tepkisi ve kişilik bozuklukları
düşünülmelidir.
– Uyum bozukluğu olan hastalarda (özellikle alkol-madde
kullanımı ya da kişilik bozukluğu eşlik ettiğinde) intihar
eğilimi artmaktadır.

Uyum Bozuklukları Uyum Bozuklukları


 Tedavi:
 Seyir ve Prognoz – A-Farmakoterapi: İlaçların seçimi önde olan semptomlara
– Uyum bozukluğu, stres etkeni ya da sonuçları sonlandıktan göre yapılır. Anksiyete belirtileri olan bir hastada kısa süreli
sonra genellikle 6 ay içinde iyileşir. benzodiazepin kullanılabilir. Depresif belirtilerle giden ve
– Stres etkeni ve sonuçları süreğen ise bozuklukta daha uzun uykusuzluk sorunları olan hastalarda gece uykusunu
sürebilir. düzenleyecek ilaçlar(hidroksizin, trazadon, mianserin gibi)
kısa süreli kullanılabilir. Antidepresan ilaçlar depresif
– Uyum bozukluğunun yetişkinlerdeki seyri ergenlere göre belirtileri(anhedoni gibi) olan ve terapiden fayda görmeyen
daha iyidir. Uyum bozukluğu tanısı alan farklı yaş hastalarda kısa süreli kullanılabilir. Uyum bozukluğunun ağır
grubundan hastaların katıldığı bir çalışmada, beş yıllık belirtilerle seyretmediği olgularda psikotrop ilaç
izlem sonunda yetişkinlerde %79 olguda iyilik gözlenirken kullanımından kaçınılmalıdır.
ergenlerde bu oran %57 olarak bulunmuştur. Ergenlerin
%43’ü ise izlem sürecinde şizofreni, majör depresyon, – B-Psikososyal tedaviler: Bireysel, aile ve grup tedavileri
alkol-madde kullanım bozukluğu ve antisosyal kişilik uygulanır. Bireysel terapilerde; bilişsel-davranışçı terapi,
bozukluğu gibi tanılar almışlardır. psikodinamik psikoterapi, kişilerarası psikoterapi, destekleyici
psikoterapiler uygulanır.

Uzamış yas bozukluğu Uzamış yas bozukluğu


 Epidemiyoloji:
 Uzamış yas bozukluğunda ise; yas süreci kişinin – Uzamış yas bozukluğu, yakın kaybı yaşayan
kaybından sonra 6 aydan daha uzun sürer, yoğun yetişkinlerin %10’da görülmektedir.
duygusal acı, ölen kişiye aşırı özlem ve zihinsel – Kaza, intihar, homisid, felaketler nedeniyle olan
uğraşı vardır. kayıplarda oran artmaktadır.
 Yas; kişinin sosyal, kültürel ve dini normlarını – Eş ve evlat kaybı uzamış yas bozukluğu riskini artırır.
aşan niteliktedir.
– Depresyon, anksiyete bozuklukları ve madde
 Sosyal, mesleki ve diğer işlevsellik alanlarında kullanımı / kötüye kullanımı tanısının olması, çoklu
bozulmaya neden olur. kayıplar, sosyal destek eksikliği, ölümle ilgili
belirsizlikler ve kültüre özgü olağan yas törenlerinin
yapılamaması riski artıran diğer etkenlerdir.

Page 23
Uzamış yas bozukluğu Uzamış yas bozukluğu
 Etyoloji
 Klinik özellikler
– Psikososyal etkenler
– Uzamış yas bozukluğunda temel belirtiler, ölen kişiye
 Bağlanma kuramı, bozukluğun güvensiz ve aşırı olan yoğun özlem ve üzüntü duygusudur.
bağımlı bağlanma örüntüleri gösteren kişilerde
geliştiğini öne sürer. – Kişi, ölümü kabullenmekte belirgin güçlük yaşar.
Kaybı hatırlatan şeylerden kaçınırlar.
 Bilişsel davranışçı kuram ise kişinin kendisi, yaşam,
gelecek ve kendi yas tepkileri ile ilgili olumsuz – Ölen kişi ile ilgili aşırı zihinsel uğraş içindedir.
bilişleri ile yaptığı kaçınmaların etkili olduğunu – Ölümün oluş koşulları ile ilgili öfke ve suçluluk içeren
belirtir. tekrarlı düşünceleri(ruminasyon) vardır.
– Biyolojik erkenler: Nöronal ödül sistemi(nukleus
akkumbens) aktivitesi ile ilişkili olduğunu belirten
çalışmalar bulunmaktadır.

Uzamış yas bozukluğu Uzamış yas bozukluğu


 Klinik özellikler  Ayırıcı tanı
– Ölen kişi olmadan yaşamı anlamsız boş – Normal yas tepkisi
hisseder. – Depresyon
– Duygusal küntlük olabilir. – Travma sonrası stres bozukluğu
– İlgileri azalır, gelecek planı yapmakta
isteksizdir.
– İntihar düşüncesi ve davranışı yüksek oranda
görülür.
– Ayrıca yüksek riskli davranışlarda bulunma ve
sağlık sorunlarını ihmal etme yaygın görülen
davranışlardır.

Uzamış yas bozukluğu Kaynaklar


1) Öztürk O, Uluşahin A. Ruh Sağlığı ve Bozuklukları. Nobel Tıp Kitabevleri,
 Tedavi Ankara 2023.
Kaplan&Sadock Psikiyatri Davranış Bilimleri/Klinik Psikiyatri. Sadock
– Farmakoterapide seçici seratonin gerialım 2)
BJ, Sadock VA, Ruiz P. Çeviri Ed: Bozkurt A. Güneş tıp kitabevleri, 2016,
inhibitörleri kullanılır. Ankara
– Psikoterapi; bilişsel davranışçı terapiler 3) Craske MG, Stein MB. Anxiety. Lancet 2016; 388: 3048–3059.
etkilidir. 4) Stein DJ, Costa DLC, Lochner C, Miguel EC, Reddy YCJ, Shavitt RG, van
den Heuvel OA, Simpson HB. Obsessive Compulsive Disorder. Nat Rev Dis
Primers. 2019;5(1):52
5) Aker AT, Taycan O, Çelik F. Travma ve stresörle ilişkili bozukluklar.
Türkiye psikiyatri derneği yayınları, 2019, Ankara
6) Naomi Simon, , Eric Hollander, , Barbara O. Rothbaum, , Dan J. Stein.
The American Psychiatric Association Publishing Textbook of Anxiety,
Trauma, and OCD-Related Disorders. American Psychiatric Publishing,
2020

Page 24
• Psikoterapi, kişinin uyumunu bozan düşünce, duygu
Psikoterapilere Giriş ve davranışlarını terapist ile teröpödik bir ilişki
içerisinde iletişim ve etkileşimlerine dayanarak
değiştirmeyi ve iyileştirmeyi amaçlayan psikiyatrik bir
tedavi yöntemidir.
• Psikoterapiler, bazı bozukluklarda(örn.yeme
bozuklukları, uyum bozuklukları) ilk seçenek olarak
Prof.Dr.Gökay Aksaray kullanılırken bazı bozukluklarda(anksiyete boz.,
ESOGÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri AD. duygudurum boz., şizofreni gibi) ilaç tedavisi ile
birlikte kullanılır.
146

Psikodinamik Psikoterapi
• Bu derste klinikte en sık kullanılan psikoterapilerden
söz edilecektir. • Freud’un dinamik bilinçdışı ve psikolojik
• Psikoterapilerde ortak olan bazı unsurların iyileşmede çatışma kuramını temel alırlar. Bu tedavilerde
etkili olduğu ileri sürülmektedir. Bunlar; anlayan, temel amaç hastanın çözümlenmemiş
dinleyen ve netleştirmeler yapan biriyle konuşarak çocukluk çağı örselenmeleri temelinde oluşan
daha önce söze dökülmemiş sorunların ve semptom olarak ortaya çıkan bilinçdışı
sözelleştirilmesi, farkedilmemiş olan bağlantıların çatışmalarına içgörü kazanarak erişkin iletişim
farkedilmesi, duyguların dışa vurulması, bilgilenme, ve davranım özelliklerini kazanmasıdır.
umut uyandırma, telkin, rehberlik ve terapötik ilişki
kurulması olarak sıralanabilir.

147 148

Psikodinamik Psikoterapi Psikodinamik Psikoterapi


• Terapide kullanılan yöntemler; serbest • Destekleyici psikoterapi: Hastanın sağlıklı yönleri
çağrışım, direnç ve aktarımın çözümlenmesi, harekete geçirilerek yaşam koşulları, yetenekleri,
düşlerin çözümlenmesi ve yorumu, dil ve kişiliği, hastalığının kısıtlılığı içerisinde işlevselliğini en
üst düzeyde sürdürebilmesi sağlanır. İçgörü
hareket sürçmelerin incelenmesi, yorumlama oluşturmaktan çok çeşitli tekniklerle egosu
ve içgörü kazandırma’dır. güçlendirilir ve böylece iç ve dış gerilimlere dayanma
kapasitesi güçlendirilir. Serbest çağrışım, düşlerin,
sürçmelerin, direncin ve aktarımın üzerinde
durulmaz.

149 150

Page 25
Bilişsel-Davranışçı Psikoterapi Bilişsel Davranışçı Terapi
Bilişsel davranışçı terapi(BDT) iki temel ilkeye
’’Olayları olduğu gibi değil dayanır:
olduğumuz gibi görürüz’’ 1) Bilişlerimiz, duygu ve davranışlarımız üzerinde
etkilidir.
Anais Nin 2) Davranışlarımız, düşünce şeklimizi ve duygularımızı
Fransız Yazar etkiler.

151 152

Bilişsel Davranışçı Model


• Aaron T. Beck,
duygusal
bozukluklarda
bilişsel ve davranışçı
müdahalelerin teori
ve yöntemleri
geliştiren ilk kişidir
(Beck 1963, 1964).

154

Bilişsel Davranışçı Model


Bilişsel- davranışçı model: sosyal fobisi olan hasta örneği Durum: Düşünce: Duygu:

Yeni tanıştığınız bir kişi “Kaba bir insan. Beni yok Öfke
sizinle konuşurken sayarak küçümsüyor”
omzunuzun üstünden
başka yerlere “Beni ilginç bulmadı. Üzüntü
bakmaktadır Herkesin canını
sıkıyorum”

“Utangaç Yakınlık
görünüyor.Büyük
ihtimalle bana
bakmaktan rahatsız
oluyor”

155 156

Page 26
Bilişsel hatalar Bilişsel hatalar
• Depresyon, anksiyete gibi psikiyatrik rahatsızlığı olan • İkili (hep ya da hiç biçiminde) düşünme:
kişilerde maladaptif ve çarpıtılmış otomatik Kişinin kendisi, kişisel deneyimleri ve diğer
düşüncelerin(bilişsel hatalar) arttığı gözlenir kişiler hakkında yargıları iki kategoriden(hep
• Bilişsel hatalar, kişiye acı veren duygusal tepkilere ve iyi veya hep kötü, bütünüyle yetersiz ya da
disfonksiyonel davranışlara da yol açarlar. bütünüyle başarılı, kusurlu ya da mükemmel
gibi) birinde yer alır.
Örn.: “Onun her şeyi var, hayatta hiçbir şeye
sahip olamadım” ,”kimse beni beğenmedi,
yine her şeyi berbat ettim”

157 158

Bilişsel hatalar Bilişsel hatalar


• Kişiselleştirme: Herhangi bir temeli • Abartma ya da Küçültme: Bir nitelik, olay ya da
olmamasına ya da çok küçük bir bağıntı duyumun önemini ya aşırı abartır ya da
olmasına rağmen çevresel olayları kendisiyle küçümser.
ilişkilendirir. Olayların olumsuzluğundan Örn: Biraz kalp çarpıntısı olan
kendisini sorumlu tutar ve suçlar. kişinin“bayılacağım, kalp krizi ya da felç
geçiriyor olmalıyım” diye abartması ya da
Örn.:“Olanlar benim suçum”,“Zaten her şey beni başarılarını “yapılanları herkes yapar, o kadar
bulur”, “Neye elimi atsam kuruturum, bende da önemli değil” diye küçümsemesi örnek
bir uğursuzluk var” verilebilir.

159 160

Bilişsel hatalar Bilişsel hatalar


• Aşırı Genelleştirme (Overgeneralization): Bir • Keyfi Çıkarsama: Herhangi bir kanıt olmaksızın
ya da birkaç ipuçundan hareketle daha genel ya da aksi yönde kanıta rağmen yoruma varılır.
yorumlara ulaşılır. Örn.: Asansör korkusu olan bir kişinin asansöre
Örn.:Sınavından biraz düşük puan alan öğrenci binmesi halinde düşme olasılığının çok yüksek
“bu sınıfla başım belada”, “hayatımın her olacağını düşünmesi,
alanında yetersizim, hiçbir şeyi doğru
yapamıyorum”

161 162

Page 27
Bilişsel hatalar
Terapinin süresi ve terapide odaklanma:
• Zihinsel filtreleme: Eldeki bilginin sadece
küçük bir kısmına bakarak yargıya varılır. • Bilişsel davranışçı terapi öğrenme kuramlarını temel alır.
Deliller yok sayılarak veya ihmal edilerek • BDT, sorun odaklı kısa süreli bir terapidir.
duruma bakışta kişinin yanlılığı pekişir. • Depresyon ve anksiyete bozuklukları için tipik olarak 5-20
seans uygulanmaktadır.
Örn.:Arkadaşının o dönem meşgul olduğunu • Eş tanılı durumlarda ya da kronik, tedaviye dirençli olgularda
bilmesine ve birçok arkadaşı ile iyi iletişimi seans sayısı daha fazla olmaktadır.
olmasına rağmen, arkadaşının bir süredir • BDT seansları genellikle 45-50 dakika sürer.
telefonla aramaması nedeniyle “bütün • BDT şimdi ve burada olana odaklıdır. Ancak erken çocukluk
dönemi, aile geçmişi, travmaları, olumlu ve olumsuz
arkadaşlarımı kaybediyorum, hiç kimse artık deneyimleri, eğitim, iş hayatı ve sosyal etkileşimleri hastayı
beni umursamıyor” diye düşünmesi anlamada ve tedaviyi planlamada önemli noktalardır.

163 164

Davranışçı yöntemler:
Bilişsel yeniden yapılandırma
• Bilişsel yeniden yapılandırmanın genel stratejisi, • BDT biliş ve davranış arasında karşılıklı ilişkiye önem verir.
• Yukarda tanımlandığı üzere bilişsel müdahaleler başarılı bir
terapi seanslarında otomatik düşünceleri ve şemaları şekilde uygulanırsa davranışlar üzerinde olumlu etkisi olur.
tanımlamak ve rasyonel düşüncelere değiştirmede • Aynı şekilde davranışlardaki olumlu değişim, olumlu bakış
hastaya beceri öğretmektir. açısına ya da arzulanan bilişsel değişime yol açar.
• BDT’de en çok kullanılan davranışçı teknikler:
• Daha sonra yapılan ev ödevleriyle seansta 1)kaçınma ve çaresizlik örüntüsünün kırılması,
öğrendiklerini gerçek yaşam durumlarına yayabilen 2)aşamalı yüzleştirme,
hastalar olurlar. 3)baş etme becerilerinin geliştirilmesi,
4)otonomik uyarılmanın azaltılması(örn. gevşeme ekzersizleri ),

165 166

Bilişsel Davranışçı Terapinin Endikasyonları Aile ve Çift Terapisi


• Depresif bozukluk, distimi,uyum bozuklukları
• Anksiyete bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk,
travma sonrası stres bozukluğu,
• Yeme bozuklukları, cinsel işlev bozuklukları,
• Somatoform bozukluklar,
• İlaç tedavisi ile birlikte uygulandığı
durumlar(şizofreni, bipolar bozukluk, madde
kullanımına bağlı bozukluklar)

167 168

Page 28
Aile ve Çift Terapisi
• Aile terapistleri, zaman zaman sistemik • Döngüsel nedensellik: Sistem teorisi, ailelerde
psikoterapist olarak adlandırılırlar. Bunun ve diğer ilişkilerde eylemin karşılıklı
nedeni; aileyi, kendisini oluşturan öğeler bağımlılığını vurgular. Her birey diğerlerinin
arasında sürekli enerji ve bilgi alışverişi içinde tepkilerini etkiler, o tepkiler de ilk bireyin
bulunan bir ilişkiler ağı olarak tepkilerini etkiler. Herhangi bir eylem aynı
kavramlaştırmalarıdır. Böylesi bir süreçler ağı zamanda hem bir tepki hem de tepkiye yanıt
sistem olarak adlandırılır. verme eylemi olarak görülür.

169 170

Döngüsel nedensellik
• Işıl’ın anksiyete şeması(Not: bu şema başka şekillerde de çizilebilir)

Işıl’ın gerginliği

Anne kızının daha fazla


çalışmasını istemektedir Işıl’ın ders başarısında düşme

Baba, annenin kızıyla


yeterince ilgilenmediğini
düşünmektedir

171 172

Aile ve çift terapisinde klinik uygulama • İkinci aşamada problem anlaşılmaya çalışılır. Ailenin
başvurmasına neden olan problemi tanımlaması
• Aile ve çift terapisi, tedavide birden fazla aile üyesinin
istenir. Aileler, değerlendirmenin bu evresinde
görüldüğü bir psikoterapi olarak tanımlanabilir.
önceden hazırladıkları ifadeleriyle daha rahat
• Görüşmenin ilk aşamasında yakınlaşma anlatımları vardır. Bazen baba, sözü sahiplenip
(engagement) sağlanır. Aile karşılıklı nazik bir tanışma problemi tanımlamak ister. Bazen de anne, ailenin
ile rahat ettirilir. Her bir aile üyesi ile tek tek yaşamı ve problemleri hakkında daha fazla bilgisi
konuşarak iletişim kurmak önemlidir. Amaç her bir olduğundan görüşmeyi yönlendirir. Bir ebeveynin
aile üyesi ile bağlantı kurarak terapi içeriği tartışmalı görüşü dinlendikten sonra diğer ebeveynin de
konulara geldiğinde aile üyelerinin terapistle daha problem hakkında görüşü sorulur.
rahat konuşabilmesini sağlamaktır.

173 174

Page 29
• Terapist, problem alanı ile ilgili her bir aile üyesinin
görüşünü araştırması gerekir. Terapist, aile • Problemi ele alırken ailenin nonverbal davranışlarının
üyelerinden gelebilecek dirence hazırlıklı olmalıdır. da gözlenmesi gerekir.
Aile üyelerinden bazıları belli bir çözümü dayatmaya • İkinci aşamanın sonunda, her bir aile üyesi
çalışabilir ya da ne yapılması gerektiği konusunda görüşmeye katıldığı duygusunu yaşamalıdır. Ve
ısrarcı olabilirler. Bu noktada herkesin probleme bakış değerlendirmeye katkıda bulunmasına fırsat
açısını öğrenmenin, probleme yönelik doğru adımlar verilmelidir.
atabilmek için gerekli olduğu nazikçe belirtilmelidir.

175 176

• Üçüncü aşamada; tedavi yaklaşımı planlanır


ve tedavi kontratı oluşturulur. Randevu tarihi, • Çiftlerin değerlendirilmesinde; alkol ve madde
kullanımı, sağlık(özellikle üreme sağlığı ve cinsel işlev
seansların sıklığı ve süresi, kimlerin katılacağı
bozuklukları) sorunları ile sözel ve fiziksel kötüye
ve ücretlendirme konularında bilgi verilir. kullanım konuları ile ilgili sorular kritik önem taşır.
• Çiftleri değerlendirirken mutlaka çocuklarla ilgili bilgi
de alınmalıdır. Bazen evlilik problemlerinin içine
çocuklar çekilebilmektedir. Çocuklar, bazen çiftin
çatışmalarının kaynağı olurken bazen de ilişkiyi bir
arada tutan tutkal işlevi görür.

177 178

• Klinisyen, beraberinde psikiyatrik bir • Terapi teknikleri:


rahatsızlık(özellikle eksen-I bozukluğu) olup – Yeniden çerçeveleme:
olmadığından emin olmalıdır. Eğer psikiyatrik – Paradoksal müdahaleler:
bir bozukluk varsa bunun eşlerin her birisini – Döngüsel sorular:
nasıl etkilediği araştırılmalıdır. – Sorunu dışsallaştırmak:
– Mucize sorusu:

179 180

Page 30
Aile ve Çift Terapisinin Endikasyonları
Aile ve Çift Terapisinin Kontrendikasyonları
Aile ve çift terapisinin kesin kontrendike olduğu
• Ailede ilişki sorunları
durumlar yoktur. Dikkatli olunması gereken
• Evlilik problemleri durumlar:
• Aileye yönelik girişimlerin tedavinin önemli bir • Terapistin, aile ve çift terapisi alanında eğitiminin
parçası olduğu klinik tanılar(duygudurum boz., olmaması,
anksiyete boz., alkol-madde kullanım boz., cinsel işlev • Süregelen aile içi şiddetin ya da cinsel tacizin varlığı,
boz., yeme boz.) • Bazı hasta özelliklerin varlığı: Evlilik ve aile
• Çocuk ve ergen ruhsal hastalıklarında(davranım yaşantısının uyumu ve işlevselliği açısından gerekli
bozukluğu, suça yatkınlık ve madde kullanımı,otizm) olan bilgileri paylaşmayı rededen kişiler, evlilik ve çift
ilişkisine bağlılık ile ilgili ciddi sorunları olanlar,

181 182

Grup Psikoterapisi Grup Psikoterapisi


• Grup terapisinde; ruhsal rahatsızlığı olan
bireyler olumsuz düşünce, duygu ve
davranışlarını değiştirmek üzere grup içindeki
terapödik etkenlerden, üyeler arası yapıcı
etkileşimlerden ve eğitimli bir terapistin
müdahalelerinden faydalanırlar.

183 184

• Grup terapisi genellikle 8-10 kişilik gruplarla • Grup terapisinde terapötik etmenler
haftada bir seans yapılır. Grup seansları 1-2 1)Umut aşılama: Grup üyeleri benzeri problemleri
saat arasında sürer. olan ve terapiden yarar görenleri gözleyerek
• Gruplar homojen ve heterojen(farklı tanı, yaş, umutlanabilirler.
cins, sosyokültürel düzeylerde) olabilir. 2) Sorunun evrensel olduğunu farketme: Grupta
• Kapalı ve açık gruplar düzenlenebilir. Kapalı hastalar başkalarının da benzer sorunlar,
gruplarda belirlenmiş hastalar vardır, gruptan endişeler yaşadıklarını duyar.
bir kişi ayrılınca yeni üye alınmaz. Açık 3)Bilgi aktarma: Grup üyelerine yapılandırılmış
gruplarda eski üyeler ayrılınca yeni üye alınır. öğretici program çerçevesinde bilgi aktarılır.

185 186

Page 31
4)Yardımseverlik: Bir üyenin başkasına yardım etmesi 7)Taklit edilen davranışlar: Grup üyeleri çoğu kez
5)Temel aile yaşantısının onarıcı yinelenişi: Grupta terapistin olduğu kadar diğer üyelerinde bazı
temel aile yaşantısı yalnızca tekrarlanmakla yönlerini kendilerine örnek alırlar.
kalmaz, terapistin müdahalesiyle bu kez onarıcı 8)Duygusal boşalım(katarsis): Duygunun açık ifadesi
bir şekilde yaşanır. ve yaşanması gruptaki terapödik yaşantının
6)Sosyal becerilerin geliştirilmesi: Grup üyelerini önemli bir parçasıdır. Grup üyeleri, duygularını
dinlemeyi, diğerlerine uygun tepki vermeyi, daha nasıl ifade edeceklerini ve duyguların ifadesinin
az yargılayıcı olmayı ve empatiyi daha fazla sosyal açıdan felaket getiren bir şey olmadığını
yaşayıp ifade edebilmeyi öğrenirler. öğrenirler.

187 188

Kaynaklar
9)Varoluşsal etmenler: Irvın Yalom, çoğu 1) Öztürk O, Uluşahin A. Ruh Sağlığı ve Bozuklukları. Nobel Tıp
psikopatolojinin, bir dereceye kadar, Kitabevleri, Ankara 2015.
insanoğlunun varoluşsal etmenlerle(ölüm, 2) Kaplan&Sadock Psikiyatri Davranış Bilimleri/Klinik Psikiyatri.
özgürlük, varoluşsal yalıtım ve anlamsızlık) ilgili Sadock BJ, Sadock VA, Ruiz P. Çeviri Ed: Bozkurt A. Güneş tıp
kaygılardan kaynaklandığını ileri sürer. Grup kitabevleri, 2016, Ankara
üyeleri varoluşsal sorunlarla yüzleşmeyi 3) Türkçapar MH. Bilişsel terapi: temel ilkeler ve uygulama. HYB
öğrenirler. yayıncılık, Ankara 2008.
10)Bağlılık: Terapi, grup üyelerine bir gruba ait olma 4) Dallos R, Draper R. Aile terapilerine giriş. Çeviri Ed: Kiper C,
deneyimini yaşatarak yardımcı olur. Kesici Ş. Nobel akademik yayıncılık, Ankara 2012.
11)Bireylerarası öğrenme:Terapi, kişinin uyuma 5) Yalom I. Grup psikoterapisinin teori ve pratiği. Çev: Ataman
yönelik daha doyurucu bireylerarası ilişkiler T., Karaçam Ö. Kabalcı Yayınları, 2002.
geliştirmesine yardımcı olur.
189 190

teşekkürler…

191

Page 32

You might also like