You are on page 1of 25

17.03.

2015

Çukurova Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği

BMM220-Biyolojik Sistemler ve Radyasyon

İyonize ışınlar ve biyolojik etkileri


Sunu-5

Prof.Dr.Mustafa Güven

Radyasyon kaynakları ve tipleri


Radyasyon biyolojik etkilerine göre iyonlaştırıcı ve iyonlaştırıcı olmayan
ışıma olarak iki grupta incelenir. Bu bölümde iyonize radyasyonun kaynakları
ve biyolojik etkileri incelenecektir.

1
17.03.2015

Radyasyonun İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri


Radyasyonun insan sağlığı üzerinde yaratabileceği zararlı etkiler uzun
zamandır bilinmektedir. Bu etkiler radyasyon yanıkları, radyasyon hastalıkları,
doğal ömür süresinin kısalması, kanser ve kalıtımsal bozukluklardır. Hatta çok
büyük miktarlarda radyasyon dozuna maruz kalınması halinde ani ölümlere bile
rastlamak mümkündür. Bilim adamları 70 yıldan fazla bir süredir, radyasyonun
bu tip etkileri üzerinde çalışmaktadır. Tıbbi ve endüstriyel uygulamalardan,
radyasyon kazalarından ve Hiroşima ile Nagazaki’ye atılan atom
bombalarından maruz kalınan radyasyonun etkileri aralıksız bir şekilde
araştırılmaktadır. Bunların yanı sıra, denek olarak kullanılan hayvanlar
üzerindeki radyasyon etkileriyle ilgili çalışmalar da devam etmektedir.

Radyasyonun İnsan Sağlığı Üzerindeki


Etkileri

Radyasyon yanığı olaylarına ilk kez, 1895 yılında


Röntgen’ in X ışınını bulduğunu açıkladığı ilk ay
içerisinde rastlanmaya başlanmıştır. Doğal
radyoaktiviteyle çalışan ilk araştırmacılarda da bu
tür etkiler görülmüştür. Örneğin Becquerel,
cebinde taşıdığı bir radyum numunesiyle kendi
kendini yakmış, Marie ve Pierre Curie radyumla
yaptıkları çalışmalar esnasında ciddi şekilde cilt
yanıklarına maruz kalmışlardır. Bu çalışmaların
başlamasını takip eden iki üç yıl içerisinde ise
radyasyondan korunmak gerektiği artık yaygın bir
şekilde anlaşılmıştır. Bu konuda uyarılan
radyasyon çalışanlarının bazıları gerekli
önlemleri almışlarsa da önlem almayanlar da
olmuş ve sonuç olarak da bu kişiler ciddi
radyasyon yanıklarına maruz kalmışlardır.

2
17.03.2015

Radyasyonun İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri

1905 yılına gelindiğinde artık aşırı derecede radyasyon


dozunun kansere de neden olduğu birçok tıp
dergisinde yayınlanan onlarca bilimsel makaleyle
ispatlanmaya başlanmıştı. O tarihlerde elleri defalarca
radyasyona maruz kalan birçok işçi ölümcül deri
kanserine yakalanmış, kanserin yayılmasını önlemek
için 100’den fazla kişinin organları kesilmiş ve birçok
radyolog ise bu tip deri kanserinden ölmüştür. Bay ve
Bayan Curie’ lerin her ikisinin ölümlerine, belki de
radyasyonun sebep olduğu, kan kanseri neden
olmuştur. 1920’lerin sonuna gelindiğinde, böcekler
üzerinde yapılan araştırma sonuçları radyasyonun
genetik bozukluklara da neden olduğunu ortaya
koymaktaydı. Bu gerçeği ortaya çıkaran Herman Müller
daha sonra Nobel barış ödülü kazanmıştır.

İyonlaştırıcı radyasyon etkenleri


– Alfa parçacıkları
– Beta parçacıkları
– Gama ışınları
– Nötron parçacıkları
– X-Işınları
X-Işınları dışındaki radyasyonlar, atom çekirdeğinden çıkmakta ve bundan
dolayı bunlara nükleer radyasyonlar da denilmektedir.

3
17.03.2015

İyonlaşma, iyonlaştırıcı ne demektir?

Radyasyonun insan dokuları veya diğer


maddelere verdiği hasar mekanizmaları
maddedeki atomların iyonizasyonu ile olur.
İnsan dokusu tarafından absorplanan
radyasyon dokudaki elektronları
uzaklastırmak için yeterli enerjiye sahipse
iyonizasyon meydana gelir. Böyle enerjiye
iyonizan radyasyon denir.
Radyasyon atomun dıs yörüngesinden
elektronu fırlattığı zaman atom + yüklü iyon
haline gelir. Fırlayan elektron ise madde
içinde ilerlerken baska elektronlarla
çarpısarak enerjisini kaybeder veya birçok
elektron ortaya çıkar. Zincirleme etki
sonucu çok sayıda atom iyon haline
dönüsür.

İyonlaştırıcı radyasyonun doğrudan ve dolaylı etkileri vardır.


Doğrudan etki: α partikülü, β partikülü ya da γ ısınları bir atom ya da
moleküle çarpar ve onu iyonizan ederse direkt etkilesim olur. Hem yüksek
hem de düsük LET (lineer enerji transferi) radyasyonu çarpma noktasında bir
molekülü iyonlastırır. İyonize radyasyonların gittikleri yol boyunca birim
uzaklık başına neden oldukları enerji salınımlarına lineer enerji transferi
(LET) denir. LET genellikle iyonize radyasyonun yükü ve hızının fonksiyonu
olarak da kabul edilir. İyonize radyasyonun yükü artıp hızı azaldıkça LET’ i
artar. Örneğin, alfa parçacığının hızı düşük, yükü ise pozitiftir. Beta
parçacığının ise hızı yüksek, yükü negatiftir. Bu nedenle alfa parçacığının
LET’ i beta parçacığınınkinde daha yüksektir. Genel olarak LET arttıkça
radyasyonun öldürücü etkileri de artar.

4
17.03.2015

İyonlaştırıcı radyasyonun doğrudan ve dolaylı etkileri vardır.


Doğrudan etki: α partikülü, β partikülü ya da γ ısınları bir atom ya da
moleküle çarpar ve onu iyonizan ederse direkt etkilesim olur. Kimyasal olarak
reaktif 2 komsu parça olusur. Eğer ayrılan 2 parça derhal aynı orijinal
molekülü olusturmak üzere birlesirse hasar olusmaz. Fakat DNA gibi büyük
bir makro molekülde direkt etki ile bağ kırıkları olusabilir.

İyonizan radyasyon + R-H →R + H

Dolaylı etki: Atoma enerji transferi sonucu


serbest radikaller olusturarak molekülün
parçalanmasına neden olur. Serbest radikal
yörüngesinde paylasılmamıs elektronu bulunan
elektriksel olarak nötr atomdur. Son derece
reaktiftir. Örneğin su molekülü ile radyasyon
etkilestiği zaman serbest radikal ve aktif
oksijen türleri ortaya çıkarır. Suyun radyasyon
ile parçalanma ürünleri (Radyoliz):

1- H20 + IR(iyonizan radyasyon) → e − + H20 +


2- e −+ H20 → H2O −
3- H2O − → OH −+ H•
4- H20 + → H + + OH •

5
17.03.2015

Dolaylı etki: İlk reaksiyonda radyasyon serbest hücre suyu ile etkilesir. Bir
serbest elektron (e−) ve bir iyonizan su molekülü (H20 +) verir. Bu serbest
elektron yüksek derecede reaktiftir ve diğer iyonize olmamıs su molekülü
ile etkileserek negatif yüklü ve yüksek derecede stabil olmayan H2O
molekülü olusturur. Bu molekülde derhal OH − ionu ve H• serbest radikali
sekline ayrısır; H• radikali reaktiftir, OH − daha stabildir ve hücresel
sıvılara kolaylıkla difüse olabilir. Yolu üzerindeki karsılastığı makro
moleküllerle etkilesir. (Örn: DNA molekülü). Kalan H20+ molekülü ayrıca
bir serbest H + ve OH • radikaline dönüsür.
Bu reaksiyonlar sonucu 4 ürün ortaya çıkar. H•, OH•, H + ve OH −

1- H20 + IR(iyonizan radyasyon) → e − + H20 +


2- e −+ H20 → H2O −
3- H2O − → OH −+ H•
4- H20 + → H + + OH •

Dolaylı etki:
Radyoliz urunlerinin %55'i ya H• ya da OH− dır. Biyolojik olarak
onemlidirler. Bununla beraber takriben 10-11 saniye yasam suresine
sahiptirler. Bu sure DNA ve diğer makromolekullere hasar vermek icin
yeterli derecede uzun bir suredir.
İyonizan partikuller DNA ile reaksiyona girerler. Capraz bağlanmalar,
kimyasal bağların kırılması ve strukturel parcalanmaya neden olurlar.
Oksijen varlığında radyasyon hucre icinde cok yıkıcı olan reaksiyonlar
olusturur. 3 kimyasal madde meydana gelir.

•Hidrojen peroksit (H2O2)


•Hidroperoksi radikalleri (HO2•)
•Hidroperoksi iyonları (HO2 − )

Ortamda çözünmüs oksijen varlığı reaksiyonu yasam süresi ve stabilitesi


daha fazla olan serbest radikaller olusturacak sekilde etkiler. Oksijen bu
nedenle radyosensitiv bir ajan olarak düsünülür.

6
17.03.2015

Direkt ve indirekt radyasyon, DNA molekülünde bazlarda ve sekerlerde


parçalanmaya, hidrojen ve seker –fosfat bağlarının parçalanmasına,
çapraz bağlara ve tüm DNA makro molekülünün yapısal bütünlüğünün yok
olmasına yol açar. Hasarın siddeti doza bağlıdır. DNA baz hasarı, DNA
hasarının en önemli tipidir. Baz hasarında timidin en radyosensitiv baz
olarak ortaya çıkar. Sitozin, adenin ve guanin onu takip eder. Düsük LET
radyasyonunun 100 Rad (1Gy) lık dozu her hücrede 60-70 çift zincir ve
1000 tek zincir kırıkları üretebilir. Basit tek ya da çift zincir kırıkları hücre
ölümünden sorumludur.

DNA zincir hasarı ciddi hucresel bir olaydır. Fakat hucre kromozomal tamir
mekanizmaları ile donatılmıstır. Kromozomal tamir mekanizmaları,
genomda radyasyonun DNA uzerindeki kotu etkileri minimuma indirmek
icin etkilidirler. Fakat diğer biyolojik fonksiyonlar gibi bu gorevi yapmada
%100 etkili olamazlar. DNA tamir edici enzimler (DNA ligaz), cift zincir
kırıklarına nazaran tek zincir kırıklarını tamir edebilirler. Tek zincirli
kırıklarda, bir zincir hala sağlam olduğu icin genellikle stabildir ve
fonksiyonlarını yapmak icin tamir edici enzimlere olanak tanırlar. Cesitli
bazların devam ettiği kayıp zincirin bitisiğindeki zincir uzerinde bir kalıp
(sablon) vardır. Bu yedek bilgi sayesinde yeniden sentez yapılabilir. Fakat
DNA'nın her 2 zinciri karsılıklı noktalardan hasar gormusse hucre bunu
duzeltemez. Bu durumda hucre ölür veya bir kanser hucresine
donusur.

7
17.03.2015

Çift zincirdeki hasardan dolayı hücre


ölmezse sonraki nesillere yeni bir
karakter gibi iletilerek mutasyonlar
meydana gelebilir. Kromozomal
kırıklar ve kromatid kırıkları,
kromozomal anomalilerin en yaygın 2
tipidir. Kromozomal kırıklar interfaz
hücre siklusunda ilk fazda (G ya da
erken S fazı) ısınlanan bir hücre
sonucu ortaya çıkar. Kromatid kırıkları
interfazın son safhasında alınan
radyasyan sonucu görülür (geç S ya
da G2 fazı). Kromozomal tamir
mekanizmaları, hücreler mitoz ya da
mayoza girmeden önce kromozomal
hasarı tamir edemezlerse replikasyon
basarısız olacaktır. Sonuçta hücre
ölümü ya da genetik olarak eksik
nesillerle sonuçlanır.

RADYASYONUN HÜCRELER ÜZERiNE ETKiLERi


1- Hücreler alınan dozla hasar görmeyebilirler. İyonizasyon bazı
durumlarda hücrelerin yapısını değistirebilecek aktivitede kimyasal madde
olusturmayabilir. Sonuçta negatif bir olay etkisi gözlenmez.
2- Hücreler hasar görebilirler. Fakat bu hasarı tamir ederek normale
dönüstürebilirler. Bazı iyonizan olaylar hücrede normal olarak bulunmayan
maddeleri olusturabilirler. Bunlar hücre yapısının parçalanmasına yol
açabilir. Binlerce kromozom kırıkları olusabilir.
3- Hücreler hasar görürler. Bu hasar tamir edilebilir fakat hücreler anormal
sekle dönüsürler. Eğer hasarlı bir hücre fonksiyonunu görmek için yeterli
zamana sahip değilse ya fonksiyonunu yapamayacak ya da fonksiyonunu
yanlıs ve eksik bir sekilde gerçeklestirecektir. Sonuçta hücreler kendi
kendilerine üremeyi gerçeklestiremezler ya da kontrolsüz bir hızla
çoğalırlar. Böyle hücreler kanserlerin nedenini olusturabilir.
4- Hücreler hasar sonucu ölürler. Eğer bir hücre radyasyonla ciddi bir
hasar aldıysa ölebilir. Radyasyonla hasar hücrelerin radyasyona
duyarlılığına bağlıdır. Hızlı bir sekilde bölünen ya da özellesmemis
hücreler düsük dozdaki radyasyonla bile etkilesirler ve daha az hızla
bölünerek özellesirler. Örn: Kan hücreleri (hematopoetik sistem)
radyasyona maruz kalmada en duyarlı hücrelerdir.

8
17.03.2015

RADYASYONUN HUCRELER UZERiNE ETKiLERi

4- Hücreler hasar sonucu ölürler. Eğer bir hücre radyasyonla ciddi bir
hasar aldıysa ölebilir. Radyasyonla hasar hücrelerin radyasyona
duyarlılığına bağlıdır. Hızlı bir sekilde bölünen ya da özellesmemis
hücreler düsük dozdaki radyasyonla bile etkilesirler ve daha az hızla
bölünerek özellesirler. Örn: Kan hücreleri (hematopoetik sistem)
radyasyona maruz kalmada en duyarlı hücrelerdir. Yani bölünen hücreler
radyasyona karşı daha hassastır. Sırayla hassasiyet şöyledir:

• Beyaz kan hücreleri (Lenfositler)


• Kırmızı kan hücreleri (Eritrositler)
• Sindirim sistemi hücreleri
• Üreme organı hücreleri
• Cilt hücreleri
• Kan damarları
• Doku hücreleri (Kemik ve Sinir Sistemi)

Hücre Membranlarına Radyasyon Etkisi

Membranların temel fonksiyonu madde alısverisini kontrol etmektir.


Radyasyon etkisi ile hücre membranının çift tabakalı lipid yapısında ve
membran protein moleküllerindeki iyonizasyon sonucu moleküller inaktive
olur ve tüm transport mekanizmaları bozulur. Lipid peroksidasyonu, çift
bağlarda ve karbonil gruplarında serbest radikal olusumuyla baslar ve
hücrelerde zincir reaksiyonları ile diğer organik moleküllerle etkileserek o
molekülleride serbest radikale dönüstürür. Bu zincir reaksiyonu
yavaslatmak ve durdurmak için serbest radikal kovucuları (vitamin A ve E,
Tioller) ya da detoksifikasyon sistemleri (Lipid peroksidasyonu inhibe eden
metallotionin, glutatyon transferaz, indirgenmis NADPH bağımlı glutatyon
redüktaz, selenyum içeren glutatyon peroksidaz, süperoksit dismutaz (Fe-
Mn ve Cu-Zn SOD) ve katalaz (CAT) fonksiyon görürler.

9
17.03.2015

Diğer Hucresel Makromolekuller Uzerindeki Etkiler

Amino asitler, peptidler, polipeptidler ve proteinlerde radyasyon hasarına


yatkındırlar. Bu molekullerin ısınlanması sonucta hidrojen bağlarının ve
disulfit bağlarının kırılmasına yol acar. DNA veya diğer proteinlerle capraz
bağlanmalar meydana gelir. Butun bu etkiler yapı değisiklikleri ve
fonksiyonda değisikliklerle sonuclanır. Radyasyon glikojenin
depolimerizasyonuna ve glikojendeki α glikozid bağlarının ayrılmasına
neden olur. Hucrede glikojenezis, glikoneojenesiz yolları aktive olur.
Đnsülin ve kan glikoz düzeyleri insülin releasinin artmasından dolayı ve
adenokortikoid releasinden dolayı yükselir. Lipidler birçok hücresel isleme
katılan makromoleküldürler. Hücre membranlarını olustururlar. Lipidler,
ayrıca biyolojik fonksiyonu (sindirim, üreme, nöral fonksiyonlar)
düzenleyen prostaglandinlerin de üretimine katılırlar. Radyasyon etkisiyle
baslayan lipid peroksidasyonu sonucu zincirleme reaksiyonlar ile hasar
olusur.

İyonizan radyasyona maruz kalmanın sağlık üzerine etkileri çesitli faktörlere


bağlıdır.

Bu faktörler:
Radyasyon türü: İyonizan radyasyonun tüm çesitleri sağlık sorunları üretebilir.
Önemli farklılıklar α, β, γ, ısınlarının enerjileridir. Dokuya nüfuz etmeleri enerjinin ne
kadarının dokuya geçebileceğidir.

Alınan doz miktarı: Yüksek doz alınması daha büyük sağlık sorunlarının ortaya
çıkmasına neden olur.

Doz Hızı: Dozun düsük hızda verilmesi ve radyasyon dozları arasındaki sürenin
arttırılması biyolojik sistemleri dirençli hale getirir. Kısa zaman peryodunda DNA
veya kromatin yapıda çoklu hasar olusmaktadır. Uzun zaman peryodunda doğal
onarım olabilir ve hücre yasar. DNA da tek zincir kırığı genellikle 1 saatten kısa
sürede onarılabilir. Fakat çift zincir kırıklarının onarılması güçtür.

10
17.03.2015

İyonizan radyasyona maruz kalmanın sağlık üzerine etkileri çesitli faktörlere


bağlıdır.

Bu faktörler:
Maruz kalan vücut parçası: El ve ayak gibi ekstremiteler daha büyük radyasyon
miktarlarına maruz kalır. Fakat daha az hasarla sonuçlanır (kana göre).

Sahsın yası: Yas arttıkça hücre bölünmesi yavaslar ve vücut iyonizan radyasyonun
etkilerine daha az duyarlı olur.

Biyolojik farklılıklar: Bazı sahıslar radyasyonun etkilerine diğerlerinden daha


duyarlıdırlar. Çalısmalar farklılıkları tayin etmede yeterli değildir.

Isı: Yüksek ısıda hücrelerin çoğu radyasyona daha duyarlı iken, kromozom
sapmaları sayısı düsük ısıda daha fazladır. Bu düsük ısılarda DNA onarımının
baskılanması nedeniyledir.

Kimyasal ajanlar: Doğal ya da eklenmis bazı kimyasal ajanlar ısınlamadan önce


doku veya hücrelerde bulunuyorlarsa radyasyona duyarlılığı etkileyebilirler. Eğer
dokularda çözünmüs oksijen varsa serbest radikallerin stabilitesini ve toksisiteyi
arttırabilirler.

AKUT VE KRONİK RADYASYON DOZU

Biyolojik etkiler radyasyonun alınma hızına ve süresine bağlıdır.


Radyasyon dozları akut ve kronik doz olmak üzere 2'ye ayrılır.

Akut doz: Akut radyasyon dozu kısa bir zaman peryodunda alınan
(çoğunlukla birkaç gün) büyük doz olarak tanımlanır. Tüm vücuda alınan
10 rad ya da daha fazla miktardaki dozun etkileri birkaç saatten haftaya
kadar bir zaman peryodu içinde gözlenebilir. Akut radyasyon dozları
açıkça tanımlanabilır semptomlara neden olabilir. Bu kosullar akut
radyasyon sendromu olarak bilinir. Radyasyon hastalığı semptomları akut
dozlar > 100 rad olduğunda belirgindir. Tüm vücudun maruz kaldığı akut
doz > 450 rad olduğu zaman populasyonun %50'sinin tıbbi tedbirler
alınmadığı takdirde 60 gün içersinde ölebileceğini gösterir

11
17.03.2015

Akut Doz etkileri:

Kemik iliği sendromu : > 100 rad'lık radyasyon dozunun en hızlı bölünen hücrelere
(kemik iliği, dalak, lenfatik doku gibi) verdiği hasardır. Semptomlar; iç kanama
yorgunluk, bitkinlik, bakteriyel infeksiyonlar ve atesi kapsar.
Gastrointestinal sendrom : > 1000 rad’lık radyasyon dozunun daha az hızla
bölünen hücrelere (mide, barsak) verdiği hasardır. Semptomlar; bulantı, kusma, diare,
dehidratasyon, elektrolit dengesizliği, yutma yeteneğinin kaybı, kanayan ülserler ve
kan olusturan organ sendromlarının semptomlarını da içerir.
Merkezi sinir sistemi sendromu : > 5000 rad'lık radyasyon dozunun sinir hücreleri
gibi çoğalamayan hücrelere verdiği hasarı gösterir. Semptomlar; koordinasyon kaybı,
zihin karısıklığı (konfüzyon), koma, istem dısı kasılmalar (nöbetler), sok, kan yapıcı
organ ve sindirim sistemi sendromlarının semptomlarını da içerir.

Diğer etkiler :
200-300 rad lık radyasyon dozu deride günes yanığına benzer kızarıklık (eritem) ve
saç foliküllerinde olusturduğu hasarla saç kaybına neden olur. 125-200 rad overlerde
hasar olusturur. Kadınların % 50'sinde menstürasyonun uzaması veya devamlı
baskılanmasına yol açabilir.
600 rad overlerde ve testislerde devamlı kısırlığa yol açabilir. 50 rad troid bezlerinde
bening (iyi huylu) tümörlerle sonuçlanabilir.

KRONİK DOZ

Kronik doz, uzun bir zaman periyodu üzerinde alınan relatif olarak küçük
bir radyasyon miktarıdır. Vücut akut doza kıyasla kronik dozu tolere
edebilecek zamana sahiptir. Organizma ölü ya da fonksiyonlarını
göremeyen hücreleri yeni sağlıklı hücreler ile kompanse etmek için yeterli
zamana sahiptir.
Bu mesleki olarak radyasyona maruz kalındığında alınan doz gibidir.
Yüksek derecede radyasyona maruz kalmada ortaya çıkacak olan
biyolojik etkiler oldukça iyi bilinmektedir. Fakat radyasyonun düsük
seviyelerdeki etkilerini tayin etmek daha zordur. Maruz kalınan riskin
niteliğini saptamak için insanlar üzerinde yapılan çalısmalar dikkate alınır.
Bu çalısmalarda yüksek dozlardaki radyasyon dozu ile bazı gecikmis ya
da latent etkiler arasındaki bağlantı gösterilmistir. Bu etkiler, kanserin bazı
türlerini ve genetik etkileri kapsamaktadır. Mesleki seviyelerde risk
değerleri, yüksek dozlarda ölçülen risk faktörlerine dayalı tahminlerdir.
Yüksek dozlarda kanser olasılığı doz artmasıyla artar.

12
17.03.2015

RADYASYONUN ETKİLERİ

BiYOLOJİK ETKİLER

SOMATİK (BEDENSEL) ETKİLER KALITIMSAL ETKİLER

ERKEN ETKİLER GECİKMİŞ ETKİLER


(Akut Işınlanma Etkileri) (Kronik Işınlanma Etkileri)

AKUT RADYASYON SENDROMLARI BÖLGESEL RADYASYON HASARLARI


(ARS) (BRH)

Deterministik Stokastik
etkiler etkiler

RADYASYONUN SOMATİK ETKİLERİ

a- Somatik deterministik (kesin)


b- Somatik stokastik (kesin olmayan) etkiler

a- Somatik kesin etkiler: Genis vücut bölgelerinin yüksek dozda


radyasyona maruz kalması sonucu görülür. Belli bir esik dozda etki
gözlenir. Esik doz altında etki gözlenmez. Somatik kesin etkiler dozun
bölünmüs veya uzun zaman peryodunda verilmesinden etkilenebilir.

1- Hızlı somatik etkiler: Bir akut dozdan kısa bir süre sonra ortaya çıkar.
Örn: Kafa derisine 400 rad lık bir dozdan 3 hafta sonra ortaya çıkan geçici
saç kaybıdır. Yeni saçın dozdan 2 ay sonra büyümesi beklenir.

2- Gecikmis somatik etkiler: Radyasyon dozlarının alınmasından yıllar


sonra ortaya çıkabilir. Gecikmis etkiler arasında kanser ve katarakt
gelismesindeki potansiyel artıs gösterilebilir. Bazı kanser türleri gecikmis
etkiler olasılığı arasında olduğundan, saptanan doz limitleri için risk
formülü hesaplanır.

13
17.03.2015

RADYASYONUN SOMATİK ETKİLERİ


Somatik stokastik (kesin olmayan) etkiler

Somatik stokastik (kesin olmayan) etkiler: Isınlanan bireyde ortaya çıkıs


insidansı kesinlik göstermez. Yüksek dozlarda ölçülen risk faktörlerine
dayalı tahminler yapılır. Bunun için yüksek dozlarda kanserin ortaya
çıkması ve düsük dozlarda kanser için potansiyel olusması arasında bir
bağıntı kullanılır. Yüksek dozlardan elde edilen veri grafiği, düsük dozlara
uygulanarak matematiksel olarak düsük dozlara ait risk belirlemesi yapılır.

GENETİK ETKİLER

Radyasyona maruz kalan kisinin ureme hucrelerinde ortaya cıkan hasarın


sonucu olarak, bu kisinin gelecek nesillerinde gorulur. Bu durum bitki ve
hayvanlarda detaylı olarak incelenmistir. İnsanlardaki genetik etkiler icin
riskler somatik etkiler icin olan risklerden kucuktur. Bu nedenle
radyasyona maruz kalan kisiyi korumak icin kullanılan limitler, gelecek
nesilleri zarardan korumak icin aynı derecede etkilidir. Bu etkiler:

Anomaliler:
a- Germ hucrelerinin kromozom yapısı bozulup mutasyonlar olusabilir.
Sonraki nesillerde anomaliler gorulebilir.
b- Somatik hucrelerdeki mutasyonlar tumorlere neden olabilir.

Sterilite (kısırlık):
Over ve testislerdeki germ hucrelerinin ısınlanması gecici ya da surekli
kısırlık olusturur.500 rad uzeri surekli kısırlık yaratır. Mutasyonla hucre
olebilir ya da yeni bir karakter olarak aktarılır. Dusuk dozda radyasyona
uzun sure maruz kalma, esdeğer dozda yuksek yoğunluktaki tek ısınlama
kadar genetik hasara neden olur.

14
17.03.2015

DOKULARIN RADYASYONA DUYARLILIĞI:

1- Dokudaki farklılasmamıs hucrelerin sayısının fazlalığına


2- Aktif mitotik hucre sayısının fazlalığına
3- Hucrenin aktif proliferasyonundaki kalıs suresine bağlıdır.

Radyosensitivite
Hızla bolunen farklılasmamıs hucrelerin olduğu dokular radyasyona daha
duyarlıdır. Duyarlılıklarına gore hucreler 3 grupta toplanır.

A- Cok duyarlı hucreler: Hematopoetik sistem ve lenfoid sistem hucreleri

B- Orta duyarlıktaki hucreler: Damar endoteli, kollajen ve elastik dokular,


goz dokuları, kemik ve kıkırdak (gelismekte olan)

C- Direncli hucreler: Karaciğer, bobrek, olgun kemik ve kıkırdak doku,


endokrin bezler, kaslar, beyin ve diğer sinir dokuları

HUCRELERİN RADYASYONA
KARSI REAKSİYONLARI
Radyasyonun biyolojik etkilerini
tanımlamak icin doz-etki grafikleri
kullanılır.
Doz Etki Bağıntısı: Bir hucre
kulturunde belli bir radyasyon
dozundan sonra belli sayıda hucre
kalması icin baslangıctaki hucre
sayısını ayarlamak gereklidir. Orn:
100 hucre iceren bir hucre kulturune
ısınlama yapıldığında baslangıcta
canlı hucreler hızla azalır fakat daha
sonra bu hız gittikce yavaslar.
Bunun nedeni radyasyonun buyuk
kısmının hasarlı ya da olmus
hucrelere isabet etmesidir.

15
17.03.2015

İZLEYİCİ (TRACER)
Radyoaktivite ile isaretlenerek izlenmesi mumkun olan maddelerdir. Bir
molekulun isaretlenmesi, molekul icindeki stabil atomlardan birinin kendi
radyoizotopu ile yer değistirmesi ile yapılır.
Radyonuklid: Kararsız yapıda cekirdeği olan atoma denir. Tıpta teshis,
tedavi ve arastırmada kullanılır. Tedavide fazla dozda verildikleri zaman
dokuyu tahrip etme ozellikleri vardır. Bir radyonuklidle izlemede izleyici ya
bir vene enjekte edilir ya da yutturulur. İzleyici vucuda girdiği zaman kan
akımıyla hedef organa gider (Orn: troid, kalp, kemik,…..). Farklı izleyiciler
farklı organlarda birikmeye meyillidirler. İzleyiciler γ ısınları yayarlar. γ
ısınları, bir γ kamera ile tespit edilebilir. Hedef organın goruntusunu
olusturmak icin bir komputer ile analiz edilir. Potansiyel olarak problemli
olan yerler daha siddetli γ ısınları gonderirler ve fotoğrafta parlak lekeler
olarak ortaya cıkarırlar. Eğer izleyici enjekte edildiyse hafif bir cilt batması
haric ağrı hissedilmez. Radyonuklid izleyici, kanserli yapıları tespit edebilir.
Kanser tedavisinin yeterliliğine karar vermek ve organlara yayılan
metastazı tespit etmek icin kullanılabilir.

İZLEYİCİ(Tracer) örnekleri:

• Kemik goruntulemede izleyici, kemik


aktivitesinin olduğu alanlarda birikir(Kemik
hucrelerinin harap olduğu ya da kemiğin
yeniden tamir olduğu alanlar).Boylece kemiğin
kanserli, infeksiyon ya da hasarlı olduğu yerler
tespit edilir.
• Bobrek fonksiyonu icin kullanılan radyonuklid
izleyici ile bobrek hucrelerinden, mesaneye
kadar olan yol izlenebilir.
• Akciğerlerdeki (pulmoner emboli) kan pıhtıları
tespit edilebilir.
• Kalp kasına kan akımı hakkında bilgi alınabilir.
Kalp kasına kan akısının zayıf olduğu alanlar
radyonuklidi cok iyi tutamaz.
• Tiroit fonksiyonu hakkında bilgi edinilebilir.
Orn: Bazı noduller bazen asırı aktif bir odaktır
ve fotoğrafta parlak goruntu (hot spot) verirler.

16
17.03.2015

RADYOFARMASOTİKLER
Radyonuklid ile isaretli, radyoaktif tıbbi urunlerdir. Teshis ve tedavi
amacıyla kullanılırlar. Radyofarmasotikten alınan radyasyon vucudun
dusunulen kısmında yerlesir ve dağılır. Dağılan bu urunun fotoğrafının
alınmasını mumkun kılar. Alınan radyasyon genellikle cok dusuktur.
Radyofarmasotikler;
• Enfeksiyon goruntuleme
• Kanser goruntuleme
• Kanser tedavisi
• Nero-reseptor goruntulemede rol oynarlar.
Enfeksiyon goruntulemede radyoetiketli lokositlerin kullanılmasıyla
(replasman ile) gercek enfeksiyonu steril inflamatuvardan ayırt etmek
mumkundur. Radyofarmasotikler ile kanser goruntulemede primer teshis,
hastalığın evresi, tedaviye yanıtın olculmesi ve ihtiyaca tam yanıt veren ve
tamamlayıcı optimal terapiler yapılır.

İdeal radyofarmasotik;

1. Radyoizotop γ ısını sacmalıdır


2. α ve β vucudun aldığı radyasyon dozunu arttıracağından ve de
goruntulemede istenmeyen ozelliklere neden olduğu icin istenmez.
3. İdeal radyoizotop enerjisi 100-200 Kev olmalıdır. Tc 99m, In 111 ve I
123 enerjisi bu aralıktadır. Tl 201 enerjisi dusuk, I 131 ve Ga 67 enerjisi
yuksektir.
4. Kolay elde edilmeli ve fiyatı uygun olmalıdır.
5. Yarı omru kullanıma uygun olmalıdır.
6. Teshiste radyoizotop farmasotiği kolay, hızlı ve yuksek oranda
bağlanmalıdır.
7. Radyofarmasotiğin target/non target oranının yuksek olması istenir.
8. Radyofarmasotiğin radyasyon dozu dusuk, sayım istatiği iyi, imaj
kalitesi optimal olmalıdır.

17
17.03.2015

RADYONUKLİD METODLARI
1- Dilusyon prensibine gore,
a- Plasma hacmi
b-.Eritrosit hacmi
c- Kan hacmi
d- Ekstraseluler sıvı hacmi
2- Akumulasyon veya eliminasyon hızını olcme ile;
a- Troid uptake’i ve idrarla atılımı
b- Karaciğer ve kalp debileri
c- B 12 vitamini metabolizması
d- Yağ absorpsiyonu
e- Eritrosit yasam suresinin tayini
f- Renogram ve radyokardiyogram
3- Metabolik zincire isaretli madde sokularak tetkik edilen fonksiyonlar;
a- Protein metabolizması (I 131 serum albumin ile)
b- Fe metabolizması (Fe 59)
4- Tiroit fonksiyonunun tetkiki; Tiroidin hormon yapması icin tutacağı I miktarının
olculmesi esasına dayanır.İyot tutma testi (Uptake) denir. I 131 ağız yoluyla
verilir. Tiroit uzerinde radyasyon sayıcıları kullanılarak olcum yapılır ve toplanan
I131 aktivitesi tespit edilir. Verilen miktara oranı bulunarak yuzde ile ifade edilir.
Cocuklarda tiroit ve kritik organlara hasarı azaltmak icin I131 yerine yarı omru
daha kısa olan I132 kullanılır. (Yarı omru 2.3 saat)

Lokalizasyon metodları (Sintigrafi);


Sintigrafi ya da scanning denilen ve organ haritasını cıkarmaya yarayan
bu yontemle tiroit nodulleri, karaciğerde kist ya da metastaz olup olmadığı,
bobrekte bir lezyonun varlığı, aktivite dağılımları ve kan akımı izlenebilir.
I131 ve I125 tiroit
Au198 karaciğer ve kısmen dalakta
Hg203 ile klormerodrin bobreklerde
Tc99m beyin, tiroit
Tc99m succimer(DMSA) bobrek
Tc99m sulfur kolloid karaciğer ve dalak sintigrafisinde kullanılırlar

18
17.03.2015

Radyasyondan korunmada temel bilgiler

Radyasyona karşı korunmada ana fikir, tahammül edilebilen (tolere


edilebilen) dozları bilmek ve radyasyon çalışanları ile çevre halkının bunun
üstünde doz almasını önlemektir.
Radyasyon korunmasının hedefi ise;
Doku hasarına sebep olan deterministik etkileri önlemek,
Stokastik etkilerin meydana gelme olasılıklarını kabul edilebilir düzeyde
sınırlamak.
Uluslararası Radyolojik Korunma Komisyonu (ICRP) tarafından Müsaade
Edilebilir Maksimum Doz (MEMD), bir insanda ömür boyunca hiçbir önemli
vücut arazı ve bir genetik etki meydana getirmesi beklenmeyen
iyonlaştırıcı radyasyon dozu olarak tarif edilir.
ICRP’nin önerilerine göre; radyasyon çalışanları için müsaade edilen
maksimum doz sınırı, birbirini takip eden beş yılın ortalaması 20 mSv’i
geçemezken (yılda en fazla 50 mSv), toplum üyesi diğer kişiler (halk) için
aynı şartlardaki bu sınır 1 mSv’in altında tutulmaktadır.

Radyasyondan korunmada temel bilgiler

Radyasyona maruz kalmada göz önünde tutulacak temel prensipler

Gereklilik (Justifikasyon) : Net fayda sağlamayan hiçbir radyasyon


uygulamasına izin verilmemelidir.

Etkinlik (Optimizasyon-ALARA (As Low As Reasonably Achievable)):


Maruz kalınacak dozlar mümkün oldukça düşük tutulmalıdır.

Kişisel doz-risk sınırları: Alınmasına izin verilen dozlar


sınırlandırılmalıdır.

19
17.03.2015

Radyasyondan korunmada temel bilgiler

Radyasyondan korunmanın sınırlarını belirlemek amacıyla 1931 yılında


toplanan Amerikan ulusal radyasyondan korunma konseyince, bir kişinin
yılda tüm vücudunun alabileceği maksimum müsaade edilebilir doz, 50000
mrem olarak belirlenmiştir.
Bu rakam o dönemden günümüze çok sayıda değişiklikler geçirerek son
olarak 5000 mrem/yıl olarak değişmiştir.
Bu çalışmalarda radyolojide çalışanların %70’inin yılda 10 mrem’den az
doz aldığı ve yalnız %3’ünün 1000 mrem/yıl dozunu geçtiği gösterilmiştir.
Maksimum müsaade edilebilir doz sınırı 5000 mrem/yıl olarak yaklaşık 30
yıldır kullanılmaktadır.
Bu değerin gerçekten çalışanların sağlığını uygun şekilde koruyacak bir
sınırda olduğu günümüzde artık iyice kabul edilmiş ve benimsenmiştir.
Maksimum müsaade edilebilir doz tüm radyasyon çalışanları için
standardize edilmiş ve bu dozun tüm çalışma hayatı boyunca alınacağı da
gözönüne alınmıştır.

Radyasyondan korunmada temel bilgiler

Medikal çalışanların en fazla radyasyona maruz kalabilecek kişiler


olduğu varsayıldığında çalışanların çalışma ortamları radyasyondan
en az etkilenecek şekilde düzenlenir ve kişisel korunma ilkeleri
uygulanır.
Örneğin Röntgen ünitelerini kurarken yer seçiminde mümkün olduğunca
zemin kat ve dış mekanlara komşu kesimler tercih edilmelidir. Radyasyon
ünitelerinin duvarlarında, delikli tuğlalara göre çok az radyasyon
geçirdiklerinden, dolgu tuğlalar tercih edilmelidir. Duvarların radyasyon
geçirgenliğinin hesaplanması, uzman bir radyasyon fizikçisi tarafından
yapılmalıdır. Duvarlar 0,5-1 ya da 2 mm kurşun plakalarla
kaplanabilmektedir. Genellikle sekonder radyasyon alanlarında 1,5 mm lik,
primer radyasyon alanlarında ise 2 mm kurşun plakalar kullanılır.
Teknisyen koruyucu bariyerinin de 2 mm’lik kurşun plakalarla kaplanması
gerekir. Kurşunlamanın yanısıra, röntgen ünitelerinde iyi bir havalandırma
sistemi olmalıdır.
Ayrıca X-ışınlarının havayı iyonize etmesi sonucu toksik gazlar oluşur. Bu
gazlar havadan ağır olduğundan zemine yakın birikir. Bu toksik gazlar
nedeniyle, x-ışını odalarının, zemine yakın kesimde emici, tavana yakın
kesimde ise üfleyici sistemlerle havalandırılması gerekir.

20
17.03.2015

Radyasyondan korunmada temel bilgiler

Medikal çalışanların en fazla radyasyona maruz kalabilecek kişiler


olduğu varsayıldığında kişisel korunma ilkeleri uygulanmalıdır.

Bu amaçla; kurşun önlük, eldiven, gözlük, boyunluk, paravanlar, gonadal


koruyucular ve kurşun camlar yaygın olarak kullanılmaktadır.
Koruyucu aygıtların kalınlıkları 0,255-0,5-1 mm gibi kurşun eşdeğeri
olarak belirlenmiştir.
Kurşun önlük olarak pratikte en çok 0,50 mm kurşun eşdeğeri koruyucu
önlükler kullanılır. 1 mm önlükler daha iyi korudukları halde oldukça
ağırdırlar.
Ayrıca çalışanın aldığı radyasyon dozunun takip edilmesi için dozimetre
denilen aletleri üzerlerinde taşımalıdırlar.Bu dozimetreler Film
Dozimetreleri, TLD Dozimetreleri, Ekzo-elektrodozimetreleri , Kimyasal
Dozimetreler, Cam Dozimetreleri gibi farklı çalışma prensipleri olan
cihazlardır. Ortak özellikleri alıdan radyasyon dozunu belli bir skalada
göstermeleridir.

Radyasyon ile ilgili kavramlar ve birimler

Işınlama Birimi Özel Birim : Röntgen ( R )


Röntgen: Normal hava şartlarında havanın 1 kg.’da 2,58x10-4 C’luk
elektrik yükü değerinde pozitif ve negatif iyonlar oluşturan x ve gama
ışını miktarıdır. 1 R = 2.58x10-4 C / kg 1 C/kg = 3.88x103 R

Soğurulmuş Doz
Birim kütle başına depolanan enerjinin ölçüsüdür. Her tür radyasyona
uygulanabilir. Birimi; Gray (Gy) = 1 Joule/kg (Eski birim rad = 0.01 Gy)
1 Gy yüksek bir doz değeridir.
Radyoterapide tedavi dozları 50-60 Gy civarındadır.
Klasik radyolojik tetkiklerde alınan doz 0.001Gy'den küçüktür.

21
17.03.2015

Radyasyon ile ilgili kavramlar ve birimler


Eşdeğer Doz: Vücutta toplanan enerjinin ifadesidir. Düşük doz düzeylerinde
radyasyonun tipine ve enerjisine göre biyolojik hasarlarını da içeren bir kavramdır.
Birimi; Sievert (Sv) = 1 Joule/kg Eşdeğer Doz (Eski birim rem = 0.01 Sv)
Etkin Doz: Doku veya organların aldığı dozun tüm vucut için yüklediği riski ifade
etmek için kullanılan bir kavramdır. Birimi Sievert'tir.

•Dünya Genelinde Doğal Radyasyon Kaynakları nedeniyle alınan yıllık etkin doz
2.4 mSv'dir.
•Tıp alanında çalıĢan radyasyon görevlilerinin aldıkları dozun yıllık ortalaması 1 -
5 mSv civarındadır.
•Çernobil nedeniyle Türk Halkının aldığı kişisel doz ortalaması 0.5 mSv'dir.

Radyasyon ile ilgili birimler ve kavramlar


Radyasyona maruz kalan kişinin edindiği 1 joule/kg'lık enerji miktarına
uluslararası edinilmiş doz birimi olan Gray (Gy) adı verilir.

1 Gray (Gy) = 1 Sievert (Sv) =100 Rem=100 Rad

22
17.03.2015

Kabul edilen yıllık üst radyasyon dozları

Görevli Halk

Yıllık Etkin Doz 20 mSv 1 mSv

Göz 150 mSv 15 mSv


Yıllık
Cilt 500 mSv 50 mSv
Eşdeğer
Doz Kol- 500 mSv 50 mSv
Bacak

Çevresel kaynaklardan alınan radyasyon miktarları

23
17.03.2015

Tanısal amaçlı alınan radyasyon miktarları

Tedavi amaçlı alınan radyasyon miktarları

24
17.03.2015

SUNU SONU

25

You might also like