You are on page 1of 295

i

T. C.
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TARİH ANABİLİM DALI
YENİÇAĞ BİLİM DALI

77 NUMARALI SİVAS ŞER’İYYE SİCİLİ


(H.1195 / M. 1780-1781)
TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRİLMESİ

Hazırlayan
Mehmet TEKSÖZ

Danışman
Prof. Dr. Özen TOK

Yüksek Lisans Tezi

Temmuz-2017
KAYSERİ
i

T. C.
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TARİH ANABİLİM DALI
YENİÇAĞ BİLİM DALI

77 NUMARALI SİVAS ŞER’İYYE SİCİLİ


(H.1195 / M. 1780-1781)
TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRİLMESİ

Hazırlayan
Mehmet TEKSÖZ

Danışman
Prof. Dr. Özen TOK

Yüksek Lisans Tezi

Temmuz-2017
KAYSERİ
ii

BİLİMSEL ETİĞE UYGUNLUK

Bu çalışmada tüm bilgilerin, akademik ve etik kurallara uygun bir şekilde elde
edildiğini beyan ederim. Aynı zamanda bu kural ve davranışların gerektirdiği gibi, bu
çalışmanın özünde olmayan tüm materyal ve sonuçları tam olarak aktardığımı ve
referans gösterdiğimi belirtirim.

Adı-Soyadı: Mehmet TEKSÖZ

İmza:
iii

YÖNERGEYE UYGUNLUK ONAYI

‘‘77 Numaralı Sivas Şer’iyye Sicili (H.1195 / M. 1780-1781)


Transkripsiyon Ve Değerlendirilmesi ’’ adlı Yüksek Lisans Tezi, Erciyes
Üniversitesi Lisansüstü Tez Önerisi ve Tez Yazma Yönergesi’ne uygun olarak
hazırlanmıştır.

Tezi Hazırlayan Danışman

Mehmet TEKSÖZ Prof. Dr. Özen TOK

Anabilim Dalı Başkanı

Prof. Dr. Hasan Ali ŞAHİN


v

ÖNSÖZ
Şer’iyye Sicilleri, yazıldıkları dönem itibariyle 15. y.y.’ın ikinci yarısından 20. y.y.’ın
ilk çeyreğine kadar Osmanlı tarihini anlamamız bakımından önemli tarihi
kaynaklardandır. Bunlar yazıldıkları dönem hakkında bizlere sosyal, ekonomik, idari,
kültürel ve hukuki anlamda önemli bilgiler aktarmakta olup, tarihe birer ışık
tutmaktadırlar. Bu siciller, şer’i mahkemelerde kadılar tarafından mahkemeye intikal
eden her türlü davaların deftere kaydedilmesi ile merkezden taşraya gönderilen
belgelerin kaydedilmesi sonucu oluşmuşlardır. Bu tür belgelerin tarih atılarak deftere
kaydedilmesi ve muhafaza edilerek günümüze kadar ulaşmaları, bizlere genel anlamda
Osmanlı Hukuk Tarihi için, özel anlamda ise şehir tarihçiliği için önemli bilgiler
sunmaktadır. Osmanlı Devleti’nden günümüze kadar hemen hemen 20 bine yakın
Şer’iyye Sicili ulaşmıştır.

Şer’iyye Sicilleri incelenmeden yapılacak herhangi bir çalışma, anlatılacak dönemi


sosyal, ekonomik, idari, kültürel ve hukuki açıdan eksik bırakacaktır. Yani
inceleyeceğimiz dönemi tam olarak anlayabilmemiz için bu tür kaynaklardan büyük
ölçüde yararlanmamız gerekir. Bu amaçla 77 Numaralı Sivas Şer’iyye Sicili’nin
transkripsiyonunu ve değerlendirilmesi yapılmaya çalışılmıştır. Bu defter
H.1195/M.1780-1781 yılına ait olup, 72 sayfadan meydana gelmektedir. İçerisinde
toplam olarak 180 belge bulunmaktadır. Defterin transkripsiyonuna başlamadan önce,
daha önceden yapılmış tezler incelenmiş ve konuyla ilgili bibliyografyalardan da yer
isimleri belirlenirken önemli derecede yararlanılmıştır. Defterde fazla sayıda eksik belge
bulunmaktadır. Ayrıca kapak kısmında defterin H.1195 yılına ait olduğu yazılsa da,
belgelerde H.1145 ve H.1284 yılına ait çok farklı tarihlerde kaleme alınmış belgeler de
bulunmaktadır. Bunun dışında daha farklı yıllara ait belgeleri de ihtiva etmektedir. Aynı
şekilde kapak kısmında defterin Sivas’a ait olduğu belirtilmesine rağmen belgeleri
incelediğimizde defterin daha çok Divriği ağırlıklı olduğu ortaya çıkmaktadır. Belgeler
numaralandırılırken orjinallere bağlı kalınmaya çalışılmış, fakat yine de birkaç
değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklikler giriş bölümünün sonunda yer alan 77 Numaralı
Sivas Şer’iyye Sicili başlığında izah edilmiştir.

İncelemiş olduğumuz 77 Numaralı Sivas Şer’iyye Sicili’nin, Sivas için ekonomik,


sosyal ve idari bakımdan önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. Bu çalışmanın Osmanlı
Hukuk Tarihi ve Sivas Tarihi için faydalı olması temenni edilmektedir. Bu çalışma
vi

esnasında hiçbir şekilde desteğini eksik etmeyen, bana her defasında yardımcı olan ve
beni sürekli yönlendiren hocam Prof. Dr. Özen Tok’a ve hayatım boyunca bana destek
olan anne ve babama içten teşekkürlerimi sunarım.

Mehmet TEKSÖZ

Kayseri 2017
vii

77 NUMARALI SİVAS ŞER’İYYE SİCİLİ


(H.1195 / M. 1780-1781)
TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRİLMESİ
Mehmet TEKSÖZ

Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Temmuz 2017

Danışman: Prof. Dr. Özen TOK

ÖZET

Şer’iyye Sicilleri, Osmanlı Hukuk Tarihi için önemli tarihi kaynaklardandır. Bu tarihi
kaynaklar içerisinde farklı belge türleri ve farklı belge konuları ile yazıldıkları dönemi
aydınlatması bakımından önemli bir konuma sahiptirler. Bu belgelerden hareketle o
dönemde taşrada görev yapan idari görevlileri, o dönemdeki yer, vakıf, cami, hamam ve
mescid isimlerini, müslim-gayrimüslim ilişkilerini, evlilik-boşanma, icra edilen
meslekleri, yiyecek ve hayvan fiyatlarını ve daha birçok konuyu bu kaynaklardan
öğrenebilmekteyiz.

Sivas Şer’iyye Sicilleri’nden 77 Numaralı Sicil çalışmamız esas olarak bir giriş ve 3 ana
bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde, Şer’iyye Sicillerinde bulunan belge
çeşitlerinden, şer’i mahkemelerdeki görevlilerden ve Sivas Şer’iyye Sicilleri ile 77
Numaralı Sivas Şer’iyye Sicili’nden bahsedilmiştir. Birinci bölümde, Defterde geçen
belgelerin özetleri verilmiştir. İkinci bölümde, belgelerin transkripsiyonu verilmiştir.
Üçüncü bölümde ise; belgelerden hareketle Sivas’ın o dönem idari, ekonomik, sosyal ve
diğer önemli konuları hakkında ayrıntılı bir değerlendirilmesi yapılmıştır. Ayrıca
belgelerde geçen belge konuları ve belgelerin türleri tablolar ile ayrıntılı bir şekilde
verilmiştir. Bu bölümlerin dışında tezin sonunda sonuç bölümü, ekler kısmında tezin
orijinal belgeleri, ondan sonra yararlanılan bibloyografyanın listesi ve en son kısımda
indeks bölümü verilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Şer’iyye Sicilleri, Osmanlı, Sivas, Divriği


viii

77 SİVAS NUMBER OF SİVAS COURT RECORDS (H.1195 / M. 1780-1781)


TRANSCRIPTION AND EVALUATION

Mehmet TEKSÖZ

Erciyes University Social Sciences Institute, M.Sc. Thesis, July 2017

Supervisor: Prof. Dr. Özen TOK

ABSTRACT

Court Records is an important historical source for Ottoman Law History. Within these
historical sources, they have an important position in terms of enlightening the period in
which they are written with different document types and different document subjects.
According to these documents, the administrative officers who worked in the province
at that time, the place, foundation,

Our Register No. 77 from the Sivas Court Records consists mainly of an introduction
and 3 main sections. In the introduction section, the types of documents found in Court
Record, Şer'i were mentioned from the officials in the courts and from Sivas Court
Records and Sivas Court Records 77. In the first part, summaries of the documents
mentioned in the Notebook are given. In the second part, the documents are transcribed.
In the third chapter; A detailed evaluation of the administrative, economic, social and
other important issues of Sivas at that time was made. In addition, the types of
documents and documents mentioned in the documents are given in detail with tables.
Outside of these sections, the final section of the thesis, the original documents of the
thesis at the appendices, the list of the bibliographies used after that, and the index
section at the end of the thesis are given.

Key Words: Court Records, Ottoman, Sivas, Divriği


ix

İÇİNDEKİLER
77 NUMARALI SİVAS ŞER’İYYE SİCİLİ (H.1195 / M. 1780-1781)
TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRİLMESİ
BİLİMSEL ETİĞE UYGUNLUK .............................................................................. ii
YÖNERGEYE UYGUNLUK ONAYI ...................................................................... iii
KABUL VE ONAY .................................................................................................... iv
ÖNSÖZ ........................................................................................................................ v
ÖZET ........................................................................................................................ vii
KISALTMALAR ...................................................................................................... xii
GİRİŞ .......................................................................................................................... 1
ŞER’ İYYE SİCİLLERİ’NİN TÜRK TARİHİNDEKİ YERİ ........................................ 1
A. ŞER’ İYYE SİCİLLERİNİN MUHTEVASI VE TARİHÎ AÇIDAN ÖNEMİ ........... 1
B. ŞER’ İYYE SİCİLLERİNDEKİ BELGE ÇEŞİTLERİ.............................................. 2
B.1. Kadılar Tarafından Kaleme Alınan Belgeler .......................................................... 2
B.1.1. Hüccet ................................................................................................................ 2
B.1.2. İ’lâm................................................................................................................... 3
B.1.3. Maruzlar ............................................................................................................. 4
B.1.4. Mürasele ............................................................................................................. 4
B.1.5. Tereke ................................................................................................................ 5
B.1.6. Vakfiyeler .......................................................................................................... 5
B.2. Başka Makamlardan Gönderilen ve Sicillere Giren Belgeler .................................. 5
B.2.1. Ferman ............................................................................................................... 5
B.2.2. Berat................................................................................................................... 6
B.2.3. Buyruldu ............................................................................................................ 6
B.2.4. Tezkire ve Temessük .......................................................................................... 7
C. ŞER’ İYYE SİCİLLERİNİN KAYDEDİLME USULÜ ............................................ 7
D. ŞER’ İ MAHKEMELERDE BULUNAN GÖREVLİLER ........................................ 8
D.1. Kadı ...................................................................................................................... 8
D.2. Naib .................................................................................................................... 10
D.3. Kassam ............................................................................................................... 10
D.4. Muhzır ................................................................................................................ 10
D.5. Kâtib ................................................................................................................... 10
D.6. Mübaşir ............................................................................................................... 10
x

E.1. 77 Numaralı Sivas Şer’iyye Sicili ........................................................................ 13


E.2. Defterde Bulunan Belgelerin Türleri .................................................................... 14

1.BÖLÜM
BELGELERİN ÖZETİ ............................................................................................. 16

2. BÖLÜM
BELGELERİN TRANSKRİPSİYONU ................................................................... 44
3.BÖLÜM
BELGELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ................................................................. 202
D. SİVAS’IN İDARİ YAPISI VE İDARİ GÖREVLİLER ........................................ 202
D.1. İdari Birimler ................................................................................................... 202
D.2. Mahalleler ......................................................................................................... 205
D.3. İdari Görevliler.................................................................................................. 208
E. İKTİSADİ YAPI .................................................................................................. 210
E.1. Meslek Grupları................................................................................................. 211
E.2. Yiyecek ve Hayvan Fiyatları.............................................................................. 213
E.3. Vergiler ............................................................................................................. 215
E.3.1. Cizye .............................................................................................................. 215
E.3.2. Cebelü Bedeli ................................................................................................. 216
E.3.3. Diğer Vergiler................................................................................................. 216
F. SOSYO-KÜLTÜREL YAPI ................................................................................. 217
F.1. Müslim- Gayrimüslim İlişkileri .......................................................................... 217
F.2. Eşya İsimleri ..................................................................................................... 217
F.3. Lakaplar ve Unvanlar ......................................................................................... 218
F.4. Suç Teşkil Eden Davalarla İlgili Uygulamalar .................................................... 220
F.4.1. Eşkıyalık ve Başıboş Levendat ........................................................................ 221
F.4.2. Diyet ............................................................................................................... 223
F.5. Demografik Yapı ............................................................................................... 223
F.6. Boşanma ............................................................................................................ 223
F.7. Şüf’a Hakkı (ön alım hakkı) ............................................................................... 224
G. DİNÎ VE SOSYAL YAPILAR ............................................................................. 225
G.1. Camiler ve Mescidler ........................................................................................ 226
xi

G.2. Hamamlar ......................................................................................................... 226


H. DEFTERDE YER ALAN DİĞER ÖNEMLİ KONULAR .................................... 226
SONUÇ .................................................................................................................... 228
İNDEKS .................................................................................................................. 232
EKLER .................................................................................................................... 238
ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................ 282
xii

KISALTMALAR

Y.Y. : Yüzyıl

H. : Hicri

M. : Miladi

vb. : Ve benzeri

C. : Cilt

s. : Sayfa

TDAV : Türk Dil Araştırma Vakfı

SBE : Sosyal Bilimler Enstitüsü

TTK : Türk Tarih Kurumu

No : Numara

vs : Vesaire

OSAV : Osmanlı Araştırmaları Vakfı


1

GİRİŞ

ŞER’İYYE SİCİLLERİ’NİN TÜRK TARİHİNDEKİ YERİ

A. ŞER’İYYE SİCİLLERİNİN MUHTEVASI VE TARİHÎ AÇIDAN ÖNEMİ

“Şer’i” veya “Şer’iyye” kelimesi mana itibarıyla şeriata, yani İslam dininin esaslarına
ve İslam dininin emrettiği dünya nizamına, mensup ve müteallik veya muvafık olan
anlamındadır1.

Osmanlı Devleti’nin idari teşkilatının en küçük birimi olan kazalarda bulunan şer’i
mahkemelerde, kadıların her türlü hukuki hadise hakkında verdikleri karar suretlerini,
hüccetleri ve yargıyı ilgilendiren çeşitli yazılı kayıtları ihtiva eden defterlere Şer’iyye
Sicilleri (Sicilat-ı Şer’iyye), kadı defterleri, mahkeme defterleri veya vekayi sicilleri2
denmektedir.

Eski mahkeme kararlarının tutanak defterleri demek olan Şer’iyye Sicilleri, konusu
itibariyle Türk kültür, siyasi, sosyal, iktisadi, idari ve askerî tarihini ilgilendirmektedir.
Zira ait olduğu bölgenin sosyal, iktisadi vb. hayatını kapsayan ve kadıların görev
yaptıkları yerlerde tuttukları bu siciller, birçok belge çeşidi ile değişik konularda tarihe
ışık tutmaktadır. Mesela; Müslüman ve Gayrimüslimler arasındaki ilişki, belediye
hizmetleri, vakfiyelerin tanzim ve tescili, bugünkü manada noterlik işleri gibi çeşitli
konulardaki belgeleri içermektedir. Ayrıca yerleşim yerlerinin tespiti, köy, mahalle,
otlak, özellikle aşiret ve cemaat isimlerinin sicillerdeki kayıtları tarihimiz için son
derece önemlidir3.

Birinci elden tarihi kaynak niteliğini taşıyan Şer’iyye Sicilleri, yazıldığı devrin
özelliklerini yansıtması bakımından araştırmacılara en güvenilir bilgileri sunmaktadır.

Türk tarihi ve kültürü açısından önemli birer kaynak olan Şer’iyye Sicilleri’ni
incelemeden Osmanlı Devleti’nin siyasi, idari ve sosyal tarihini tam olarak anlamak

1
Şemseddin Sami; Kamus-i Türkî, Çağrı Yayınları, İstanbul 1992, s.1029.
2
Halil Cin; Ahmet Akgündüz; Türk-İslam Hukuk Tarihi, C. I, Timaş Yayınları, İstanbul 1990, s. 98.
3
Ahmet Akgündüz; ‘‘Osmanlı Kanunnamelerinin Şer’i Sınırları’’, Osmanlı, C. VI, Yeni Türkiye
Yayınları, Ankara 1999, s. 401.
2

mümkün olmamakla birlikte yapılacak herhangi bir araştırma da noksan kalacaktır.


Nitekim bunlar yazıldıkları dönem itibariyle, kadılar ile devlet merkezi arasındaki resmî
yazışmaları, halkın şikâyetlerini, mahalli idarelere ait ferman ve hükümleri ve mahkeme
kararlarını ihtiva etmesinden dolayı önemli tarihi bilgiler içermektedirler.4

B. ŞER’İYYE SİCİLLERİNDEKİ BELGE ÇEŞİTLERİ

Şer’iyye Sicilleri ait oldukları bölgenin sosyal ve iktisadi hayatını yansıtan mahkeme
kararları olmakla beraber aynı zamanda birçok belge çeşidini de içerir. Çünkü
Osmanlı’da herhangi bir vilayet, liva veya kazaya gönderilen ferman ve buyrulduların
birer sureti mutlaka Şer’iyye Sicilleri’ne kaydedilirdi. Buna göre sicillerin içerdiği
belgeleri şu şekilde iki gruba ayırabiliriz.

B.1. Kadılar Tarafından Kaleme Alınan Belgeler

Osmanlı Devleti’nde, kadıların, hem adli, hem kazai görevleri, hem de idari vazifeleri
vardı. O hâlde kadılara ait belgeler, din ve dünya işleri ile ilgili nitelikteki yazılar olup
intikal yazıları sayılabilir. Sicillerin %90’lık kısmı bu guruba giren belgelerden oluşur5.

B.1.1. Hüccet

Kelime anlamı itibariyle hukuki delil demek olan hüccetin bir hukuk usulü terimi olarak
manası şudur: Kadı’nın kararını ihtiva etmeyen, taraflardan birinin ikrarını ve diğerinin
bu ikrarı tasdikini havi bulunan ve üst tarafında Kadı’nın mühür ve imzasını taşıyan
yazılı belgeye hüccet denir.6 Hüccetlerin üst tarafında kadıların mühür ve imzaları,
sonra da sırasıyla tarafların adı ve adresleri, hüccetin konusu, hukuki olay ve
muâmelenin şekli şartları, yapılan ikrar beyanları, sonunda belgenin tanzim tarihi ve
şuhudûl-hâl başlığı altında şâhitlerin isimleri yer alır. Hüccetlerin en önemli özelliği,
konusu ile ilgili davalarda kesin delil olarak kabul edilmesidir.

Genel olarak hüccetlerin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz;

-Taraflara verilen hüccetlerin üst tarafında hücceti veren kadının imzası ve mührü
mutlak bulunur. Ancak sicil defterindeki hüccetin başında bulunmaz.

4
Murtaza Çevik, 78/1 Numaralı Kayseri Şer’iyye Sicili (H. 1078- 1079/ M. 1668) Transkripsiyon ve
Değerlendirme, Erciyes Üniversitesi SBE, Kayseri 2009 (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), s. 7.
5
Ahmet Akgündüz, Şer’iyye Sicilleri, C.1, TDAV Yayınları, İstanbul 1988, s. 68.
6
Akgündüz, Şer’iyye Sicilleri, s. 21.
3

Bunlarda kadının imza ve mührü sicilin başında veya kadının göreve başladığı tarihin
başında bulunur.

- Tarafların adı ve adresi her çeşit şüpheyi ortadan kaldıracak şekilde açıklanır.

- Hüccetin konusunu ihtiva eden mal veya hak bütün tafsilatıyla anlatılır.

- Hukuki muamelenin şekli, şartları ve varsa teslim ve tesellüm işleri beyan edilir.

-İkrarda bulunan tarafın karşı tarafı ibra ettiği ve konunun dava konusu yapılmayacağını
te’yiden belirtir. Lehine ikrar yapılan tarafta ikrar beyanını tasdik edince, talep üzerine
durumun sicile kaydedildiği zikredilir.

- Her meselede olduğu gibi hüccetlerin sonunda da tarih, yıl, ay ve gün mutlaka
zikredilir.

- Hüccetin altına mutlaka ‘Şuhudûl-hâl’ başlığı ile hukuki meseleye şahit olanların isim
ve unvanları kaydedilir7.

Hüccetlerin içerdiği konular çok çeşitlidir. Genel olarak nikâh, talak, muhalaa, fesh-i
nikâh, mehir ve nafaka hüccetleri, kadının vasi tayinine ilişkin, köle azadı ile ilgili, izin
ve yetki verilmesine dair hüccetler, satım, ferağ, şuf’a, bağışlama, vedia, rehin, istinkak
(zabt), ikrar, havale, şahadet, kefalet, şirket, vekâlet, kısas, diyet, sulh, ibra ve iflas
hüccetler, kethüda, subaşı ve benzeri görevlilerin tayinine dair hüccetler şeklinde
sıralanabilir8.

B.1.2. İ’lâm

Sözlük anlamı itibariyle bildirmek demek olan i’lâm kelimesinin eski usul
hukukumuzda ifade ettiği anlam şudur: Şer’î bir hükmü ve altında kararı veren Kadı’nın
imza ve mührünü taşıyan yazılı belgeye i’lâm denir9. Günümüzdeki mahkeme
i’lâmlarından farkı yoktur. İcra makamlarına arz edildiği için bazen maruz da denir ve
ayrıca örfî anlamda bazen altında kadının imza ve mührü bulunan her belgeye de i’lâm
adı verilir. Aslında i’lâmların en önemli özelliği kadının hükmünü ihtiva etmesidir.

Her i’lâm belgesi, davacının iddiasını, dayandığı delilleri, davalının cevabını ve def’i
söz konusu ise bunun sebeplerini, belgenin sonunda ise verilen kararların sebeplerine ve
nasıl karar verildiğine dair kayıtları içerir.

7
Akgündüz, Şer’iyye Sicilleri, s. 21-22.
8
Akgündüz, Şer’iyye Sicilleri, s. 26-27.
9
Akgündüz, Şer’iyye Sicilleri, s.29.
4

İ’lâmların özelliklerini genel olarak şöyle sıralayabiliriz:

- Hâkimin imza mührü i’lâmlarda alt taraftadır.

- Taraflar ve dava yerleri formüle edilmiştir.

- Davacının iddiası yani dava konusu da eksiksiz olarak zikredilir.

- Davalının cevabı yani karşı davası, def’i ve itirazları da zikredilir.

- İ’lâmda yer alması gereken hususlardan birisi de kararın gerekçesi demek olan ispat
vasıtalarıdır.

- Bunlardan sonra hâkim i’lâm metninin sonunda davanın ispat vasıtalarına göre ayrı
ayrı kalıp ifadelerle kararını açıklar.

- Tarih ya Arapça ya da bugünki tarih şekline benzer şekilde yazılır.

-İ’lâmlarda sonda ‘Şuhudûl-hâl’ şeklinde şahitler listesinin verilmesi şart değildir. İspat
vasıtası şahitler ise i’lâmın içinde veya sonunda şahitlerin ismi yazılabilir10.

B.1.3. Maruzlar

Kelime anlamı olarak arz olunmuş, arz olunan, bir şeyin karşısında, tesir altında
bulunan, serilmiş, yayılmış, verilmiş, sunulmuş, söylenilmiş, anlatılmış, denilmiş
anlamlarına gelir11. Terim olarak ise; kadıların kararını ihtiva etmeyen, hüccetler gibi
hukuki bir durumun tespiti açısından yazılı delil olarak da kabul edilmeyen ve sadece
kadıların icra makamlarına idari bir durumu arz ettiği yazılı kayıtlara denir. Maruzlar
kısaca astın üstüne yazdığı bir isteği veya bir durumun arzını içeren belge ve
kayıtlardır12.

B.1.4. Mürasele

Kelime anlamı olarak mektuplaşmak, haberleşmek manasına gelir13. Kadılar tarafından


bir husus hakkında yazılan resmî kayıtlara mesela; merkezden gelen bir ferman ve
buyruldu üzerine, herhangi bir sanığın yakalanması için mahallin voyvodasına veya
kethüdasına resmî bir yazıyla herhangi bir nâibe devredilebilir. İşte sicillerde yer alan ve
kadının kendisine denk veya daha aşağı rütbedeki şahıs yahut makamlara hitaben

10
Akgündüz, Şer’iyye Sicilleri, s. 30-31.
11
Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Aydın Kitabevi Yayınları, Ankara 2006, s.
582.
12
Akgündüz, Şer’iyye Sicilleri, s. 37.
13
Develioğlu, s. 732.
5

kaleme aldığı yazılı belgelere “mürasele” veya “müraselât” adı verilmektedir.


Müraseleler genellikle ya sanığın mahkemeye celbi isteğini havi müraseleler veya
değişik konulara dair müraseleler olabilirler14 .

B.1.5. Tereke

Tereke, Vefat eden kimsenin hayatta iken sahip olduğu her türlü özel eşyaları ifade eden
taşınır taşınmaz vb. her şeydir15. Kişi öldükten sonra sahip olduğu her türlü malı, kadı
tarafından sicil defterine veya tereke defterine kaydedilir ve bu mallar yine kadı
tarafından mirasçılara dağıtılır16.

B.1.6. Vakfiyeler

Vakfiyeler de bir çeşit hüccettir. Ancak içerik ve üslup olarak diğer hüccetlerden ayrılır.
Vakıf, Arapça durdurmak, alıkoymak anlamına gelir17. Vakıf Allah’a yakın olmak
amacıyla bir kimsenin maddi imkânlarını karşılık beklemeksizin dinî veya sosyal bir
amaç için başkalarının hizmetine sunmasıdır. Vakfiye ise vakıf edilen şeyin vasıflarını
ve vakfedilme şartlarını içeren, kadı tarafından tasdik edilmiş belgedir18.

Osmanlı Hanefi hukukuna göre kadı ve şahitler huzurunda düzenlenen vakfiyelerde


mutlaka vakfı yönetecek ve işletecek kişilerin oluşturduğu vakıf mütevellisi de tayin
edilmektedir.

Vakfiyelerin menkul vakfiyeleri, gayr-i menkul vakfiyeleri, nakit para vakfiyeleri gibi
çeşitleri vardır.

B.2. Başka Makamlardan Gönderilen ve Sicillere Giren Belgeler

B.2.1. Ferman

Bir iş veya maslahat siparişini mutazammın padişah tarafından verilen yazılı emir
manasına gelen bir tabirdir. Farsça emir irade buyruk demektir. Terim olarak genellikle
belirli bir kişiye ya da grupla veya bir konuyla ilgili olan fermanlar, uygulanmak üzere

14
M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, C.3, Milli Eğitim Bakanlığı
Yayınları, İstanbul 1993, s. 621.
15
Said Öztürk, Askeri Kassama Ait On yedinci Asır İstanbul Tereke Defteri, İstanbul 1995, s. 27.
16
Mustafa Yavuz, Kütahya Şer’iyye Sicilleri 15 Numaralı Defterinin Transkripsiyonu ve
Değerlendirilmesi, Dumlupınar Üniversitesi SBE, Kütahya 2009 (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi),
s. 8.
17
Hüseyin Uslu, İslam Müesseseleri Tarihi, Gonca Yayınları, İstanbul 1985, s. 258.
18
Mübahat S. Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul 1994, s. 350.
6

doğrudan doğruya bir topluluğa, cemaate, sınıfa ya da sorumlu bir görevliye gönderilen
ve üçüncü şahısları da bağlayan yaptırımlı emirlerdi19.

B.2.2. Berat

Arapça asıllı bir kelime olup rütbe, makam ve imtiyaz fermanı gibi anlamlar ifade eder.
Osmanlı devlet teşkilatında bazı vazife, hizmet ve memuriyetlere tayin edilenlere
vazifelerini icra salahiyetini tevdi etmek üzere padişahın tuğrası ile verilen mezuniyet
veya tayin emirleri hakkında kullanılan bir ıstılahtır. Berat’a biti, berat-ı şerif, nişan,
nişan-ı şerif hüküm de denilirdi20. Bir tarih terimi olarak berat, bir göreve atama, maaş
bağlanması, rütbe, unvan, dirlik verilmesi, vergi bağışıklığı ya da herhangi bir ayrıcalık
tanınması, maden işletmek, tuz çıkarılması ve tekeli; para basımı ve tedavülü, gümrük
ve kapanlar; sabun, hububat, mum, pirinç, susam gibi zorunlu ihtiyaç maddeleri inhisar
ve iltizamları verilmesi padişahın genel olarak berat-ı hümayun denilen tuğralı ruhsat
belgesi ile mümkün olurdu21. Beratlarda verilen hizmetin adı, mahalli, maaşı ve geliri,
verilen kişinin ismi, ne için verildiği ve kendisinden ne istenildiği belirtilirdi. Kime
berat verilirse ondan berat resmî adında bir vergi alınırdı22. Beratlar tımar, iltizam,
muafiyet, mukataa, malikâne, imtiyaz beratları; beylerbeylik, nişancılık, defterdarlık,
vezirlik gibi memuriyetlerin beratları; imamet, hitabet, feraset ve tababete mezuniyeti
havi beratlar gibi konularına göre isimlendirilirler23.

B.2.3. Buyruldu

Buyruldular sadrazamlar tarafından bazı konuları kadılara hatırlatmak için gönderdikleri


yazılı emirlerine denir. “Küçük bir makamdan büyük bir makama ve yahut bir şahıs
tarafından resmî bir makama sunulan kâğıt üzerine o makam sahibi tarafından emir
mahiyetinde yazılan yazı hakkında kullanılır bir tabirdir.” Bunları sadrazamdan başka
vezir, kaptan-ı derya, beylerbeyi ve kazasker gibi devlet erkânı da gönderebiliyordu24.

19
Erol Özbilgin, Bütün yönleriyle Osmanlı “Adab-ı Osmaniyye”, İz Yayıncılık, İstanbul 2003, s. 127.
20
Pakalın, s. 205.
21
Özbilgin, s. 127.
22
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti’nin İlmiye Teşkilatı, TTK Yayınları, Ankara 1988, s. 523.
23
Uzunçarşılı, s. 523.
24
Pakalın, s. 248.
7

B.2.4. Tezkire ve Temessük

Aynı şehir ve kasabada bulunan resmî dairelerin birinden ötekine ve halkın birbirine
yazdıkları yazılar hakkında kullanılan bir tabirdir25. Osmanlı diplomasisinde daha
ziyade üstten alta veya aynı seviyedeki makamlar arasında yazılan ve resmî bir konuyu
ihtiva eden belgelere tezkire denmektedir. Şehirlerarasındaki yazışmalara ise tahrirat
denmesi son zamanlarda adet hâline gelmiştir. Şer’iyye sicillerinde yer alan birinci
manadaki tezkereler, başta sadrazam olmak üzere yüksek devlet memurlarının özel
kalem müdürü demek olan tezkireciler tarafından kaleme alınırdı.

Temessük ise sözlükte bir işe sıkı tutunmak demektir26. Terim olarak ise birçok manası
vardır. Borç için alınan senede temessük dendiği gibi muahede ve sulhname gibi
şeylerde devlet veya anlaşmayı yapan gerçek ya da hükmi şahıslar tarafından verilen
mühürlü kâğıtlara da denilirdi. Ancak Şer’iyye sicillerindeki manası ise miri arazide ve
gayr-ı sahih vakıflarda tasarruf hakkı sahiplerine yetkili makam veya şahıslar tarafından
verilen belgedir. Yani temessük tasarruf vesikasıdır ve sonraları tapu tabiri bunun yerine
geçmiştir. Yetkili makam veya şahıslar, tımar ve zeamet sahipleri, vakıf mütevellileri,
mültezimler, muhassıllar (vergi tahsildarları) veya muhasebe kalemlerinden biri olabilir.

C. ŞER’İYYE SİCİLLERİNİN KAYDEDİLME USULÜ

Kadıya intikal edilen her türlü resmî yazı belirli kurallar içinde mutlaka Şer’iyye sicili
dediğimiz deftere kaydedilirdi. Bulundukları mahalle ait, kadıların ve onların yardımcısı
olan naiblerin verdiği kararlar defterin bir tarafına, merkezden ve diğer makamlardan
gelen yazılarda defterin diğer tarafına yazılırdı. Mahalli konularla ilgili belgelerin
yazıldığı bölüme “Sicil-i mahfuz”, merkezden gelen resmî yazıların yazıldığı bölüme
“sicil-i mahfuz defterlü” denilirdi27.

Osmanlı Devleti birçok konuda olduğu gibi yazılı belgelerin hazırlanmasında da


kendinden önceki İslam ve Türk-İslam devletlerinden etkilenmiştir. İslam hukukundan
yazılı muamelelerde takip edilecek yol fıkıh kitaplarında ayrıntılı olarak yazılmıştır. Bu
durumu Osmanlı mahkemeleri sistemleştirerek işleri daha da kullanılır hâle getirmiştir.
Bütün kayıtların tanzimini açıklayan örnekler verilerek “sakk” kitapları yayınlanmış ve

25
Pakalın, s. 491.
26
Devellioğlu, s. 1073.
27
Yavuz, s. 10.
8

Şer’iyye sicilindeki kayıtların tutulması meselesi daha sistemli sağlam ve kullanışlı hâle
getirilmiştir.

D. ŞER’İ MAHKEMELERDE BULUNAN GÖREVLİLER

D.1. Kadı

Kaza sözlükte; Allah’ın ezeli hükmünün, takdirinin olması, yerine gelmesi, davaları
görme işi, hüküm, hüküm verme gibi manalara gelir28. Bu kelimeden türeyen kadı
kelimesinin terim manası ise; insanlar arasında meydana gelen dava ve nizaları şer’i
hükümlere uygun olarak karara bağlamak için devletin en yüksek icra makamı olan ve
padişah tarafından tayin edilen şahıstır29.

Osmanlı adliye teşkilatının temel taşı olan kadılar, bulundukları yerin hem hâkimi, hem
belediye başkanı, hem de halkın her konuda müracaat edebileceği sosyal güvenlik
makamıydı30.

Osmanlı Devleti’nde beylikler döneminden beri fethedilen yerlere hukuku temsilen bir
kadının, idareyi temsilen de bir subaşının tayini yerleşmiş bir gelenekti. Kaynaklar
Sultan Orhan zamanında kadıların eğitimi için ilk medresenin kurulduğunu gösterir.
Ancak Osmanlı devlet sisteminde kaza, ifta ve tedris mesleklerinin ayrımı ve
derecelendirilmesi Fatih Sultan Mehmet döneminde olmuştur31.

Eldeki en eski Şer’iyye sicilleri XV. yüzyılın ikinci yarısına kadar uzandığından
Osmanlı idaresinin ilk bir buçuk asrındaki kadılar ve mahkeme faaliyetleriyle ilgili
birinci derecede bilgi edinemiyoruz. İlk kadılar İzmir, Bursa ve Edirne’ye atanmıştır.
Yeni fethedilen yerlere de 2. ve 3. derecede kadılar tayin edilmiştir. Fatih
kanunnamesiyle kadıların alacağı harçlar belirlenmiş ve hiyerarşi kurulmuştu. Bu
dönemde kadının meslek eğitiminde kurumlaşma ve hiyerarşinin yerleşmesi açısından
en önemli olay, Sahn-ı Seman diye bilinen medreselerin kurulmasıdır. Bu okullar, XVI.
yüzyılda Süleymaniye medreseleri kurulana kadar kadılık mesleğine girecek olan
kadıların eğitildiği ve icazet aldıkları yer olmuştur32.

XV. ve XVI. yüzyıllarda Osmanlı benzeri böyle geniş bir imparatorlukta, böylesine
merkeziyetçi ve kontrollü bir bürokratik sisteme güç rastlanır. Kadılar XVIII. yüzyıldan
28
Devellioğlu, s. 498.
29
Cin ve Akgündüz, s. 274.
30
Akgündüz, s. 68.
31
Cin ve Akgündüz, s. 142.
32
Cin ve Akgündüz, s. 275-276.
9

itibaren de idari değişikliklere uyum sağlamıştır. Bu da kadılık müessesinin Osmanlı


Devleti’nde sağlam bir geleneğe sahip olduğunu gösterir. 1826’da Yeniçeri Ocağı’nın
kaldırılmasıyla, kadıların asayiş görevine yeniçeri zabitleri yardım ettiğinden, kadıların
mülki görevi bitmiştir. Şehirlerde İhtisab Nezareti kurulunca kadının beledi görevi, II.
Mahmud devrinde Evkaf Nezareti kurulunca da vakıfları idare ve denetiminin, tek elde
toplanmasıyla da vakıflar üzerindeki denetim ve gözetimi sona ermiştir. Osmanlı
kadısının asıl yetki ve görevlerinin azalmasına sebep ceza ve ticaret alanında Fransız
mevzuatının uyarlanması ve karma nizami mahkemelerin kurulmasıdır. Nihayetinde 9
Nisan 1924’de şer’i mahkemelerin ilgasına dair kanunun çıkması, Ankara Hukuk
Mektebi’nin açılması ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kadıların fiili görevi ve eğitimi
sona ermiştir.

Kadıların yargı ve idari görevleri yanında İslam devletlerinde noterlik benzeri


kurumların yaptığı işlemleri de Osmanlılarda kadılar yapıyordu.

Tabi bu görevlerin en önemlisi yargı görevidir. Osmanlılarda kadı sadece şer’i davalara
değil örfi davalara da bakıyordu. Bu yüzden örfi hukukla ilgili hüküm ve fermanların
bir araya getirilmesiyle oluşan kanunnameler düzenli olarak kadılara gönderilirdi.
Kadıların yetki ve sorumlulukları hem ceza, hem de hukuk davalarını içeriyordu.
Gayrimüslim davalarına ise cemaat mahkemeleri bakıyordu33.

Kadıların yargı görevlerinin yanı sıra idari görevleri de vardır. Kadılar bulundukları
idari birimlerde yürütmeyle ilgili birçok görevi de yerine getiren ve devletin doğrudan
doğruya muhatap olduğu idarecidir. Aynı zamanda kadılar çarşı pazarı, satılan malları,
malların vasıflarını ve fiyatlarını belirleyen, yani bugünki belediyelerin görevleri ifa
eden mahalli idarecilerdi. Bu görevlerin yanı sıra, vakıfların kurulması, senet tanzimi,
köle azadı, velayetnamelerin düzenlenmesi, terekenin taksimi, alım-satım, kira, vekâlet,
rehin, nikah gibi hukuki işlemler ve noter, evlenme ve nüfus memurları tarafından
yapılan işlemler de kadının görevlerindendi. 34

33
M. Akif Aydın, Osmanlı Devleti’nde Hukuk ve Adalet, Klasik Yayınları, İstanbul 2014, s. 34-35.
34
Ekmelettin İhsanoğlu, Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi, Yıldız Matbaacılık, İstanbul 1994, s.394-
398.
10

D.2. Naib

Vekil anlamına gelen naib, kadı tarafından kendisine muhakeme konusunda yetki
verilmiş kimselerdir. Kadılar, naiblere sorgu hâkimi görevi verilmiştir. Naibler karar
verme yetkisine sahip değildir. Vazifelerine göre naibler üçe ayrılmaktadır:

Kaza Naibleri: Kadıya bağlı nahiyelerde, kadı adına şer’i işleri yürüten görevlidir.

Mevali Naibleri: Mevali denilen büyük kadıların yerlerine esnafı kontrolle


vazifelendirilen görevlilerdir.

Arpalık Naibleri: Ümeraya ve ulemaya verilen arpalıklardaki şer’i yargılamaları


yapmak üzere görevlendirilen naiblerdi35.

D.3. Kassam

Kadıların önemli görevlerinden biri de, ölen kişilerin geride kalan mallarını İslam miras
hukukuna uygun olarak paylaştırmaktı. Bu görevi kadı yerine bu işle görevli yardımcısı
olan Kassamlar yapardı36.

D.4. Muhzır

Davacı ve davalıları mahkemeye celbeden (sevk eden) bugünkü emniyet görevlilerinin


ve savcının bazı görevlerini ifâ eden memurlardır37.

D.5. Kâtib

Kadıların vermiş olduğu kararları bunlar için belirlenmiş usule göre deftere geçiren ve
hukuk metinlerini yazma konusunda yetişmiş kişilerdir38.

D.6. Mübaşir

Sözlük anlamı, bir işe başlayan demektir. Mahkemede celb ve tebliğ vazifesinin yanı
sıra, devlet adına soruşturma işlerini yapan memurlardı. Bu görevi karşılığı mübaşiriyye
denen bir ücret alırlardı39.

35
Abdülaziz Bayındır, İslam Muhakeme Hukuku, İslami İlimleri Araştırma Vakfı, İstanbul 1986, s. 99
36
İhsanoğlu, s. 400.
37
Cin ve Akgündüz, s. 280.
38
Aydın, s. 40.
39
Ahmet Akgündüz, Osmanlı Kanunnameleri ve Hukuki Tahlilleri, C.I, Fey Yayınları, İstanbul 1990,
s.232-233.
11

E. SİVAS ŞER’İYYE SİCİLLERİ

Sivas ve Sivas Kazalarına ait toplam olarak 119 Şer’iyye Sicili bulunmaktadır. Bunların
65’i Sivas’a, 20’si Divriği’ye, 5’i Kangal’a, 5’i Şarkışla’ya, 8’i Suşehri’ne, 16’sı ise
Gürün’e aittir.

Tablo 1: Sivas’a ait olan Şer’iyye Sicilleri

No: Yıl: No: Yıl:


1 1191-1196 34 1279-1280
2 1196-1202 35 1280-1281
3 1202-1205 36 1281-1282
4 1206-1213 37 1282-1283
5 1209 38 1283-1284
6 1213-1217 39 1284
7 1217-1220 40 1284-1285
8 1220-1224 41 1285-1286
9 1224-1227 42 1284-1286
10 1231-1232 43 1285-1289
11 1233-1237 44 1286-1289
12 1237-1238 45 1286-1287
13 1238-1240 46 1288-1289
14 1241-1242 47 1289-1292
15 1243-1245 48 1292
16 1247-1249 49 1289-1291
17 1249-1250 50 1292
18 1251-1253 51 1292-1295
19 1253-1255 52 1295-1298
20 1255-1257 53 1295-1300
21 1260-1261 54 1300-1303
22 1261-1262 55 1303-1305
23 1262-1264 56 1305-1306
24 1264-1265 57 1306-1309
25 1266 58 1309
26 1266-1267 59 1309-1312
27 1268 60 1312-1314
28 1268-1270 61 1314-1317
29 1270-1272 62 1316-1319
30 1274-1275 63 1319-1323
31 1275-1277 64 1321-1324
32 1277-1278 65 1324-1327
33 1278-1279
12

Tablo 2: Divriği’ye ait Şer’iyye Sicilleri

No: Yıl: No: Yıl:


1 1141-1180 11 1239-1244
2 1161-1184 12 1291-1299
3 1174-1227 13 1299-1305
4 1176-1244 14 1302-1312
5 1187-1191 15 1312-1315
6 1191-1227 16 1313-1315
7 1193 17 1315-1317
8 1196-1204 18 1320-1323
9 1224-1226 19 1321-1322
10 1234-1262 20 1323-1327

Tablo 3: Kangal’a ait Şer’iyye Sicilleri

No: Yıl: No: Yıl:


1 1318-1323 4 1326-1330
2 1321-1327 5 1327-1328
3 1322-1329

Tablo 4: Şarkışla’ya ait Şer’iyye Sicilleri


No: Yıl: No: Yıl:
1 1288-1309 4 1317-1325
2 1303-1313 5 1326
3 1317-1319

Tablo 5: Suşehri’ne ait Şer’iyye Sicilleri


No: Yıl: No: Yıl:
1 1289-1290 5 1322-1327
2 1313 6 1325
3 1318 7 1327
4 1322 8 1327

Tablo 6: Gürün’e ait Şer’iyye Sicilleri


No: Yıl: No: Yıl:
1 1288-1292 9 1315-1322
2 1290-1307 10 1315-1326
3 1293-1302 11 1315-1316
4 1302-1309 12 1316-1321
5 1307-1314 13 1318-1326
6 1307-1315 14 1319-1325
7 1308-1313 15 1321-1324
8 1315-1319 16 1322-1324
13

E.1. 77 Numaralı Sivas Şer’iyye Sicili

Defterin orijinal hâli Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde yer almaktadır. Defter 77


Numaralı Sivas’a ait Şer’iyye Sicili olup, tarih bakımından H. 1195 (M. 1780-1781)
yılını kapsamaktadır. Defterin kapağında Sivas Şer’iyye Sicili yazılı olsa da belgeleri
incelediğimizde Divriği ağırlıklı olduğunu görmekteyiz. Defterin tamamı 72 sayfadan
meydana gelmekle birlikte, bazı sayfalar boş bırakılmıştır. Defterde toplam olarak 180
belge mevcuttur. Belgelerin bazılarının baş kısmı, bazılarının ise son kısmı eksiktir.
Aynı şekilde belgelerin çoğunun da tarihleri yoktur. Defterin kapağında H. 1195 yılı
yazsa da mevcut olan tarihler arasında çok fazla farklılıklar bulunmaktadır. Mesela bir
belgede tarih H. 1145 olarak geçmektedir. Bir başka belgede tarih H. 1284 yılı olarak
geçmektedir. H. 1284 tarihli belgeyi incelediğimizde düzen olarak defterde yer alan
diğer belgeler ile aynı şekilde kayıt altına alınmıştır. Yani bu belgenin sonradan deftere
kaydedilmesi mümkün değildir. Fakat bu belgenin tarihi yazılırken yanlış yazılmış
olabilir. Defterde çok fazla kusur olmamakla birlikte bazı köşeleri okunamayacak
derecededir. Defterde yer alan belgelerin numaralandırılması belli bir sayfadan sonra
yapılmamıştır. Yapılan yerlerde ise bazı hatalar yapılmıştır. Bu yüzden numaralandırma
kısmı tarafımızca gözden geçirilerek yeniden yapılmıştır. Orijinal metin
numaralandırılması ile transkripsiyon numaralandırılması arasında bazı farklar
mevcuttur. Bu yüzden bu konuda dikkat edilmesi gerekilen hususlar şunlardır;

-Orijinal metinde sayfa 3’de bulunan belgelerden iki tanesine 8 numarası verilmiş.
Tarafımızca ilk sırada gelen belgeye 8a, ikinci sırada gelen belgeye 8b numarası
verilmiştir.

-Sayfa 29’un başında bulunan metin, Sayfa 28’de bulunan 99 numaralı belgenin devamı
olduğu hâlde bu metin sehven belge 100 olarak kaydedilmiş. Bu yanlışlık tarafımızca
düzeltilmiştir. Bu numaralandırmadan itibaren transkripsiyonda yer alan numaralar,
orijinalinden birer numara düşük olarak verilmiştir. Yani orijinal metinde 101 olarak
verilen belge, transkripsiyonda 100 olarak gösterilmiştir. Bu numaralandırma şekli
orijinal metinde yer alan sayfa 37’deki 112 numaralı belgeye kadar devam etmiştir.

-Orijinal metinde sayfa 37’den itibaren numaralandırma yapılmamış, bundan dolayı bu


sayfadan itibaren belge numaraları tarafımızca verilmiştir.

Defterde tarihler hicri yılı esas alınarak düzenlenmiştir. Yazıları itibârıyla kısmen silik
ve okunamayacak derecede olan kelimeleri (…) işareti koyarak boş bıraktık ve ayrıca
14

yanlış okuma olabilecekleri de yanlarına (?) işareti koyarak yanlış olabileceğini


belirttik.

Defterde birçok eksik yani yarım hâlde belge bulunmaktadır. Bu belgelerin bazılarının
baş kısmı, bazılarının ise son kısmında eksiklikler bulunmaktadır. Bu belgeler şunlardır;
1, 8a, 13, 14, 15, 25, 27, 59, 69, 71, 74, 75, 89, 90, 112, 113, 114, 154, 160 ve 174
numaralı belgelerdir. Bu belgeler eksik olmasına rağmen incelenmiş olup, tarafımızca
özetleri çıkarılmıştır. Belge tür ve konular ele alınırken bu belgeler de sınıflandırmaya
tabi tutulmuştur. Bunlardan bir kaçı sınıflandırmaya tabi tutulamayacak kadar eksik
olduğundan dolayı, bunlar sınıflandırmaya dâhil edilmemiştir.

E.2. Defterde Bulunan Belgelerin Türleri

Tablo 7: Defterde bulunan belgelerin türleri


BELGE TÜRÜ BELGE NO
Hüccet 1, 2, 3, 4, 5, 7, 8a, 9, 10, 12, 13, 14, 15,
16, 17, 18, 19, 20, 21, 23, 24, 25, 26, 27,
28, 29, 30, 31, 33, 34, 36, 40, 41, 42, 43,
44, 45, 46, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55,
56, 57, 58, 60, 61, 62, 64, 66, 68, 69, 71,
72, 73, 74, 75, 77, 78, 81, 85, 86, 87, 90,
93, 94, 96, 98, 100, 101, 102, 103, 104,
105, 108, 109, 110, 111, 121, 131, 133,
134, 137, 138, 139, 140, 141, 143, 150,
153, 163, 164, 167, 168, 173, 174, 175,
176, 177, 178, 180
İ’lâm 11, 35, 59, 76, 84, 91, 95, 97, 124, 125,
130, 151, 159, 162, 179
Ferman 6, 22, 37, 38, 39, 67, 70, 79, 80, 89, 99,
118, 126, 127, 129, 142, 156, 158, 171,
Buyruldu 32, 63, 82, 88, 115, 116, 145, 147, 149,
155, 157, 161, 166, 169, 172,
Emirname 65, 112, 114, 119, 120, 122, 123, 146,
154, 160
Berat 8b, 47, 83, 92, 107, 113, 132, 135, 144,
152
Maruz 106, 117, 148, 165, 170
Temessük 136
15

E.1.3. Defterde Bulunan Belgelerin Konuları

Tablo 8: Defterde bulunan belgelerin konuları

BELGE KONUSU BELGE NO


Miras 1, 2, 3, 46, 64, 74, 84, 109, 173, 175
Alacak-verecek (Borç) 4, 18, 28, 29, 31, 48, 50, 55, 56, 71, 72, 90,
98, 108, 139, 154, 177
Cerh 5, 12, 16, 40, 59, 60, 62, 69, 77, 117, 140,
143, 165, 170
Vergi tahsili 6, 22, 37, 38, 39, 70, 79, 80, 96, 104, 111,
112, 115, 119, 120, 121, 127, 131, 153, 158
Satış 7, 17, 30, 45, 51, 52, 53, 54, 57, 58, 73, 81,
100, 110, 134, 138, 141, 150, 164, 174, 176
Diyet 8a, 19, 20, 76, 168
Tayin 8b, 47, 83, 107, 113, 136, 132, 142, 144,
152, 171, 172
Narh 9, 10, 42, 43, 44, 87, 167
Şikâyet 11, 13, 15, 41, 68, 85, 93, 106, 148
Vekâlet 14, 180
Boşanma ve nafaka 23, 35, 78
Asayiş düzeni 32, 63, 65, 67, 88, 89, 114, 116, 118, 122,
123, 126, 129, 145, 146, 147, 149, 155,
156, 157, 160, 161, 166, 169
Katl (cinayet) 33, 82
Vakıf 36, 75, 105, 135, 137
Hırsızlık 49
Emlak ve emvalin zabtı 61
Kefalet 66
Masarif 91, 95, 97, 124, 125, 130, 151, 159, 162,
179

Tereke 24, 94, 102, 103


Diğer 21, 26, 34, 86, 92, 99, 101, 133, 163, 178
16

1.BÖLÜM

BELGELERİN ÖZETİ

Sayfa 1 Belge 1:

Fotoz Osman’ın oğlu Mehmed Ağa’nın kızı Zeyneb’in kızı Hadice’nin, babası Mehmed
Ağa’nın ölümünden sonra bağ ve şehir ve eşyadan payına düşeni Hacı Abdullah bin
Köse Halil’den istediğine dair hüccettir. (belgenin devamı eksiktir)

Sayfa 1 Belge 2:

Merhum Hasan Ağa’nın kızlarının Züleyha Hatun ile Fatıma’nın, babalarının


miraslarından sulh yoluyla haklarını Seyyid Emin Ağadan alıp, diğerlerinin
zimmetlerini ibra eylediklerini bildirir hüccettir. H. 8 Rabiu’l-ahir 1177/ M. 16 Ekim
1763.

Sayfa 1 Belge 3:

Benli Hasan isimli kişi mahkemede Fatıma Hatun’a vekâleten, Hacı Hasan Ağa’nın
daha hayatta iken kızı Fatıma Hatun’a miras hakkı karşılığında mal verip sulh ettiğini
bildirir hüccettir.

Sayfa 1 Belge 4:

Burnaz Ağa ile Abdurrahman Ağa adlı kişilerin alacak verecek konusunu çözmek için
birbirlerine belli malların satışını yaptıklarına dair hüccettir.

Sayfa 1 Belge 5:

Berber Molla Bekir’in oğlu Ali’nin hastalığının Çekan oğlu İbrahim ve Benli Hasan
oğlu Yusuf’un hakaretlerinden kaynaklandığını iddia ettiğini bildirir hüccettir.
17

Sayfa 2 Belge 6:

Cizye toplama memurlarının işlerini nasıl yaptıklarının araştırılması ve cizyelerin


usulüne uygun toplanması, bunun yanında tebaaya zulümden kaçınılmasını bildirir
ferman kaydıdır. H. 22 Rabiu’l-evvel 1145/ M. 12 Eylül 1732.

Sayfa 3 Belge 7:

Edirne’de oturan Mendü Ali’nin torunu Himmet bin Mehmed’in tarlasının kayyimleri
olan amca çocukları Tıraşoğulları tarafından Abbas bin Veli adlı kişiye 10 kuruş
karşılığında satıldığını gösterir hüccettir.

Sayfa 3 Belge 8a:

Vecdegölî Ali ile Kürslü Esir arasında geçen davada Vecdegölî Ali kardeşinin diyetini
istemesi üzerine, Esir’in daha önce diyet için seksen kuruş akçe ve eşyaya sulh
ettiklerini söylediğini bildirir hüccettir. (belgenin devamı eksik)

Sayfa 3 Belge 8b:

Divriği’de bulunan Sinâniye Mescidinin müezzini Abdullah Halife’nin görevini gönüllü


olarak kardeşi Molla Mehmed Halife’ye bıraktığını gösteren ve görevin Molla Mehmed
Halife’ye verildiğini gösteren berat kaydıdır. H. Evahir-i Receb 1182/ M. Kasım 1782.

Sayfa 3 Belge 9:

1185 senesinde ekmeğin 70 dirhem satılmasıyla ilgili nizam verildiğini bildirir narhdır.

Sayfa 4 Belge 10:

1180 senesinde ekmek, peynir, sabun ve yağ gibi gıda maddeleriyle ilgili nizam
verildiğini ve bu uygulamalara uymayan şahısların cezalandırılmasını belirten narhdır.

Sayfa 4 Belge 11:

Püdge karyesinde yaşayan Topal Nebi isimli kişi sipahi Mehmed, Serdar Hüseyin Ağa
ve Çıkrıkçı-zade Hacı Hüseyin Ağa’nın huzurunda Musa oğlu Mehmed için bu hırsızdır
ve haindir dediğini ve karye ahalisini şahit tutarak hapse attırmasını konu alan ilamdır.

Sayfa 4 Belge 12:

Goresne Asdur isimli zimmi İsa oğlu Molla Halil’in alacağını alamadığı için kendisini
ve karısını dövdüğünü bundan dolayı karısının çocuğunu düşürdüğünü, bunun
sonucunda da sulh olduklarını bildirir hüccettir.
18

Sayfa 4 Belge 13:

Divriği’de oturan Bali oğlu Topal Mehmed bin Osman’ın kulağı ile ilgili Kömekli Uzun
Ali’yi dava ettiğini bildirir hüccettir. (belgenin devamı eksik)

Sayfa 4 Belge 14:

Eksik belge olmakla birlikte anlaşıldığı kadarı ile Sivas’da Feyzullah Paşa’ya vekâleten
Hüseyin Ağa’nın talebiyle ilgili hüccettir.

Sayfa 4 Belge 15:

Bulur Mahallesi’nde yaşayan Ali Beşe isimli kişi, Gümüşoğlu Mahallesi’nde yaşayan
Mehmed adlı kişinin kızına haksız yere rahatsızlık verdiğini iddia ettiği şahsı dava
ettiğine dair hüccettir. (belgenin devamı eksik)

Sayfa 4 Belge 16:

Bâlî oğlu Mehmed Beşe, başına taşla vurup kulağını sağır eden Kömekli Uzun Ali’yi
dava etmiş ve davasını olduğunu gösterir hüccettir.

Sayfa 4 Belge 17:

Yedibela Alemdar’ın oğlu Mustafa Ağa ile Molla Mehmed’in torunu Ömer Beşe bin
Hasan Beşe, mahkemede mutasarrıf oldukları bağ hisselerini İpek Ali Beşe’ye sırasıyla
80 kuruşa ve 32 kuruşa sattıklarını belirten hüccettir.

Sayfa 4 Belge 18:

Dede Mehmed oğlu Ali’nin kısrağını emaneten Hazgerek karyesi sakinlerinden İbrahim
Ahmed oğlu’na bıraktığına, daha sonra kısrağı İbrahim Ahmed’in karındaşı
Hüseyin’den Eşkıya’nın oğlu İbrahim ve Hasan Ağa’nın oğlu Ali’nin şahitlikleriyle
tekrar aldığına dair davayı bildirir hüccettir.

Sayfa 5 Belge 19:

Mehmed Beşe’nin vekâletiyle kardeşi Ömer Beşe’nin Kömekli Uzun Ali’den kulağının
diyeti olarak dört tarla iki keçi ve yüz kuruş nakit para aldığını ve sulh ve ibra ettiğini
gösterir hüccettir.

Sayfa 5 Belge 20:

Ali Beşe de diyet vs.den Mehmed Beşe ve kardeşi Ömer Beşe’nin zimmetini ibra
eylediğini bildirir hüccettir.
19

Sayfa 5 Belge 21:

Vazandanlı Molla Halil’in, Ahmed Paşa ile Ordulu kâfirlere karşı savaştıklarını
söylediğini bildirir hüccettir.

Sayfa 5 Belge 22:

Anadolu vilayetlerinde bulunan devlet görevlilerine yazılan fermanda, bölgede yaşayan


halkın sahip oldukları koyunları istedikleri kişilere satabilmelerini ve koyun getirip
satanlardan geçiş parası ve haksız yere her hangi bir şey alınmaması gerektiğini ve her
şeyin usulüne uygun yapılması gerektiğini bildirir fermandır.

Sayfa 5 Belge 23:

Burnaz Ağa Mahallesi’nde yaşayan Bezli İbrahim Çelebi’nin eşi Hatice Hanım, ölen
kızı Aişe’nin kocasından terekesinden hakkını ve mehir alacağını dava ettiğini gösterir
hüccettir.

Sayfa 5 Belge 24:

Hatice Hanım, ölen kızı Aişe’nin kocası Hacı Yusuf’tan miras hakkını talep ettiğinde
Hacı Yusuf’un Hatice Hanımın daha önce hissesini 40 kuruşa kendisine sattığını ve
zimmetini ibra ettiğini söylediğini bildirir hüccettir.

Sayfa 6 Belge 25:

Hatice Hato bint-i Hac Mehmed vekâletiyle Kokuş Mehmed Beşe bin Toycu Hasan
Alemdar’ın dava açtığını bildirir belgedir. (belgenin devamı eksik)

Sayfa 6 Belge 26:

Osman Beşe bin Abdullah ile Kalfalı oğlu Mehmed bin Ömer’in davacı kadının daha
önce benim alaka ve davam yoktur diye ikrarının bulunduğuna dair şehadet ettiklerini
bildirir hüccettir.

Sayfa 6 Belge 27:

Kokuş Mehmed Beşe’nin vekâleten dava açtığına dair belgedir. (belgenin devamı eksik)

Sayfa 6 Belge 28:

Ümmü Gülsüm, Mübin bint-i Ali Mübin, Hatice ve Gülsüm ve Musa bin Molla Mustafa
isimli kimselerin Ese’nin oğlu Halil isimli şahısla bağ davası olduğunu bildirir hüccettir.
20

Sayfa 6 Belge 29:

Hamis Paşa, Emine Hanım ve oğlu Bekir Bey’in birbirlerine kefil olduğunu bildirir
hüccettir.

Sayfa 6 Belge 30:

Ferhat oğlu Mehmed Paşa, kız kardeşi Vesile bint-i Ali’nin de vekâletiyle Entagra
karyesinde bulunan mülklerinin 10 hisselerini 75 kuruşa sattıklarını bildirir hüccettir.

Sayfa 6 Belge 31:

Serkiz veledi Bogos’un Kürkçü Bogos ve Murad zimmilerle daha önce 150 kuruşa sulh
ettiklerini ve 150 kuruşu ödediğini bildirir hüccettir.

Sayfa 7 Belge 32:

Rakka Valisi tarafından Divriği kadısına gönderilen belgede bu bölgede eşkıyalık yapan
Gelecorlu ve yandaşlarının yakalanması ve kendilerine göz yumulmamasını emreden
buyruldu kaydıdır. H. 19 Cemaziye’l-ahir 1181/ M. 12 Kasım 1767.

Sayfa 7 Belge 33:

Yaralanma sonucu ölen Hüseyin Beşe bin İbrahim Beşe’yi, Ali bin Abdullah isimli
şahsın kahvenin önünde bıçakla yaraladığı ve bunun sonucunda öldüğünü iddia eden
Osman Beşe’nin, iddiasını Mustafa Beşe ve Halil Beşe bin İbrahim Ağa’nın
şahitlikleriyle kanıtladığını ve bunun sonucunda iddiasının kabul edilip kaydedildiğini
gösteren hüccettir.

Sayfa 7 Belge 34:

Divriği kazasının köy ve mezralarında bulunan buğday, arpa, köşne ve mercimek


hububatının hasadının yapıldığı ve bunların deftere kayd edildiğini gösterir hüccettir. H.
2 Cemaziye’l-ula 1191/ M. 8 Haziran 1877.

Sayfa 7 Belge 35:

Kızılca Viran köyü sakinlerinden Sadullah Ağa’nın çiftçisi İsmail’e vekâleten amcası
çiftçi İbrahim yeğeni İsmail’in karısı Salih Kethüdâ’nın kızı Zehra ile aralarında hul’
(anlaşmalı boşanma) olduğunu bildirir ilamdır. H. 29 Şevval 1191/ M. 30 Kasım 1777.
21

Sayfa 8 Belge 36:

Divriği’nin Kuloğlu Mahallesi sakinlerinden Voyvoda Hacı Osman Ağa bin Hacı İsmail
Ağa’nın bağ, hamam hissesi, değirmen ve demirci dükkânını vakıf olarak tescil
ettirdiğine dair hüccettir. H. 1 Şaban 1171/ M. 10 Nisan 1758.

Sayfa 9 Belge 37:

Divriği ve Darende’den alınması gereken imdad-ı seferiye ve hazeriye vergilerinin bu


sene için alınmamasını emreden fermandır. H. Evahir-i Safer 1157/ M. Nisan 1144.

Sayfa 10 Belge 38:

Divriği kazasının ahalilerine içlerine kapısız ve diğer eşkıyaları sokmamaları konusunda


tenbih ve üzerlerine ödenmesi gereken nezir vergileri de ödemelerini emreden ferman
kaydıdır. H. 3 Muharrem 1182/ M. 20 Mayıs 1768.

Sayfa 10 Belge 39:

Divriği kazasının ahalilerine içlerine kapısız ve diğer eşkıyaları sokmamaları konusunda


tenbih ve üzerlerine ödenmesi gereken nezir vergileri de ödemelerini emreden ferman
kaydıdır. H. 15 Safer 1182/ M. 1 Temmuz 1768.

Sayfa 10 Belge 40:

Kendiroğlu Uzun Ağa, Ali Beşe ve kardeşi Mehmed Beşe ile aralarında geçen kavga ve
yaralama sonucunda haksız yere aldıkları diyetin kendisine geri ödenmesini talep
ettiğini bildirir hüccettir.

Sayfa 11 Belge 41:

Divriği’nin önde gelenleri ve esnafın mahkemeye gelerek Çeldirbıçak oğlu İbrahim


isimli kişinin içki içip namuslu kişilere musallat olduğunu bildirdikleri hüccettir. H. 23
Şevval 1191/ M. 24 Kasım 1777.

Sayfa 11 Belge 42:

Penbenin (pamuk) narhı yirmi dört para iki akçeye satılıp fazlaya satılmamasına dair
narhdır. H. 2 Rabiu’l-ahir 1191/ M. 10 Mayıs 1777.
22

Sayfa 11 Belge 43:

Divriği’ye gelen arpanın Arasıhân denilen yerde satılmasını ve alafdar (ot, yem, saman
ve yulaf) ve benzeri şeylerin bu bölgede satılmamasını bildiren belgedir. H. 2 Rabiu’l-
ahir 1191/ M. 10 Mayıs 1777.

Sayfa 11 Belge 44:

Çellah esnafı dokudukları işlerinde yirmi arşın uzun, yedi arşın enli yapmaları
gerektiğini bildiren belgedir. H. 2 Rabiu’l-ahir 1191/ M. 10 Mayıs 1777.

Sayfa 11 Belge 45:

Divriği’nin İmamoğlu Mahallesi’nde yaşayan Yıldırım oğlu Hüseyin bin Süleyma adlı
kişinin, Nebkizade Abdullah Efendi ve Sefer Beyzade Hafız Ebubekir Efendi bin Ömer
ağa’nın şehadetleriyle, İmamoğlu Mahallesi’nde bulunan evini Mumcuzade Mustafa
Ağa’ya sattığına dair hüccettir. H. 21 Cemaziye’l- evvel 1191/ M. 27 Haziran 1777.

Sayfa 12 Belge 46:

Karaveli Ali’nin karısı Mübin bint-i Mehmed’in, Molla Abdullah bin Yusuf Efendi’den
Aişe hatunun annesinin malının üçte birini kendisine vasiyet ettiğini iddia ettiğini ve
iddiasını İbrahim bin Yusuf ve Ömer İsa Mehmet ile kanıtladığını bildirir hüccettir.

Sayfa 12 Belge 47:

Divriği’de Süleyman Paşa vakfı camiinde nısf hitabet görevi yapan Ebubekir Halife’nin
görevini layıkıyla yapmadığı için el çektirilmesi ve diğer Ebubekir Halife’nin onun
yerine yevmi nim akçe ile göreve getirilmesine dair berat kaydıdır. H. 9 Safer 1182/ M.
25 Haziran 1768.

Sayfa 12 Belge 48:

Emin Ağa’nın mahkemeye gelerek Ömer Ağa’dan mal taksimi sırasında, daha sonra
veririm deyip aradan uzun zaman geçmesine rağmen, vermediği malları talep ettiğine
dair hüccettir.

Sayfa 12 Belge 49:

Züleyha Halil Hoca mahkemeye gelerek kaybolan sarı katırının Malatyalı Ahmed’in
elinde çıktığını iddia edip, iddiasını Mehmeh bin Kara Veli ve Seyyid Mehmed bin
İbrahim’in şehadetleriyle ispat ettiğini bildirir hüccettir.
23

Sayfa 12 Belge 50:

Darıganlı oğlu Halil Beşe’nin, kardeşi Mehmed Beşe ile -daha sonra kardeşinden almak
üzere- diyet olarak verdikleri ortak bağlarından payına düşen üç yüz kuruşu veya üç yüz
kuruşa denk gelen bağ hakkını kardeşi Mehmed’den talep ettiğini bildirir hüccettir.

Sayfa 13 Belge 51:

Divriğili merhum Çalabverdi-zâde Hacı Ömer Ağa’nın büyük oğlu Ebubekir Ağa ve
kızı Hamide ile küçük oğulları Mehmed ve Osman ve küçük kızları Muhibbe ve
Vesile’nin babalarından kalan, Arz-ı Nısf denilen yerde bulunan tarlayı borcu için 350
kuruşa Hacı Ahmed Ağa’ya sattıklarını bildirir hüccettir. H. 3 Rabiu’l-ahir 1191/ M. 11
Mayıs 1777.

Sayfa 13 Belge 52:

Divriği’nin Züleyha Hatun Mahallesi’nde oturan Seyfi Ağa’nın, Kara Mahmud oğlu
Mahallesi’nde bulunan yoncalığı Kara Mahmud-zade Osman ağa ve diğerlerinden satın
aldığı, daha sonra bu yoncalığı Süleyman Beşe bin Hasan’a yüz kırk beş kuruşa sattığını
bildirir hüccettir. H. 5 Rabiu’l-ahir 1191/ M. 13 Mayıs 1777.

Sayfa 14 Belge 53:

Seyyid Abdurrahman Ağa ve karındaşı Yusuf’un, annelerine 650 kuruş borçları olduğu
ve borçlarını ödeyebilmek için sahip oldukları dört dükkânı 350 kuruş karşılığında
annelerine verip geriye 300 kuruş borçları kaldığını bildiren hüccettir.

Sayfa 14 Belge 54:

Emin Ağa’nın mahkemeye gelerek sahip olduğu bağ ve beş dükkânını Abdurrahman
Ağa’nın annesi Saliha hatuna dört yüz kuruşa sattığını bildirir hüccettir. H. 5 Rabiu’l-
ahir 1181/ M. 31 Ağustos 1767.

Sayfa 14 Belge 55:

Nurşeni-zade Seyyid Mehmed Ağa ve Halil Ağa mahkemeye gelerek vefat etmiş olan
murisimiz Hacı Veli Ağa’nın Ovans isimli zimmîden alacakları olduğunu iddia
ettiklerini, fakat Hacı bin Yusuf oğlu Hasan Ağa, Turgut ağa, Kürd Mahmud oğlu
Hüseyin Beşe ve Kara Kal’a’nın şahitlikleriyle bu iddialarının çürütüldüğüne dair
hüccettir.
24

Sayfa 14 Belge 56:

Anladığımız kadarıyla 55 numaralı belgenin devamı olup, Ovans isimli zımmınin borç
senedine karşılık borcunu bitirdiği ve borcunun kalmadığını gösteren hüccettir.

Sayfa 14 Belge 57:

Divriği’nin Sinaniye Mahallesi’nde yaşayan Mustafa Beşe bin Mahmud Bey ve kız
kardeşleri Ayşe, Zeyneb ve Hatice’nin Cağıl Mescid Mahallesi’nde bulunan ve ortak
oldukları matbaayı yüz otuz üç kuruşa Yedibela Alemdar-zâde Ahmed Ağa’ya
sattıklarını bildirir hüccettir. H. 5 Rabiu’l-ahir 1181/ M. 31 Ağustos 1767.

Sayfa 14 Belge 58:

İmamoğlu Mahallesi’nde yaşayan Çevik Ağa’nın kardeşi Mustafa’nın oğlu İsmail Ağa
ve vekâleten Mumcu-zâde Seyyid Mustafa Beşe’nin ortak oldukları evi Yusuf
Bölükbaşı, Seyyid bin Hasan ve kardeşi oğulları Hasan ve Hüseyin’e yüz altmış kuruşa
sattıklarını bildirir hüccettir. H. 8 Muharrem 1182/ M. 25 Mayıs 1768.

Sayfa 14 Belge 59:

Belge tam olmamakla birlikte anlaşıldığı kadarı ile Penganlı Kılbaş oğlu İsmail’in
karısına kötü muamele kastıyla söz attığı ve yakalamaya çalıştığını iddia ettiği Şençik
oğlu Emir Ömer’i dava ettiğini bildirir i’lâmdır.

Sayfa 14 Belge 60:

Şemunzade Abdullah Beşe mahkemeye gelerek Arab Hacı Hasan Ağa’nın oğlu Mustafa
Ağa ile hizmetkârı Bekir’in kendisine saldırıp kendisini darp ve yaraladıklarını iddia
edip, iddiasını Hacı Yusuf bin Abdullah ve Seyyid İbrahim bin Gökoğlu Mustafa
Beşe’nin şahitlikleriyle ispat ettiğini bildirir hüccettir.

Sayfa 14 Belge 61:

Örencar Mahallesi’nde yaşayan İbrahim Beşe bin Ömer Ağa Davud’un oğlu Mehmed
Beşe bin Mehmed ve diğer mahalle cemaati mahkemeye gelerek Ömer Ağa, Osman ve
Mehmed Ağa’nın vakıf tarlayı zabt ettiklerini iddia ettiklerini ve iddialarını Seyyid
Mehmed bin Seyyid Hasan ve Bekir bin Cuma’nın şahitlikleriyle ispatladıklarını
belirten hüccettir.
25

Sayfa 15 Belge 62:

Abdullah Beşe, Mustafa Ağa ile hizmetkârının kendisine saldırıp yaraladıklarını iddia
edip, iddiasını şahitlerle ispat ettiğini ve bunun sonucunda Emin Ağa ile Kardeşi
Süleyman Ağa’nın gerekli olan diyet için Mustafa Ağa’ya kefil olduklarını bildirir
hüccettir.

Sayfa 15 Belge 63:

Divriği’de bulunan yöneticilere gönderilen belgede, Rişvan aşiretinden Mehmed’in


Divriği’de olduğu ve yakalanarak Rişvan ağasıyla gönderilmesini bildirir buyruldu
kaydıdır. H. 11 Muharrem 1182/ M. 28 Mayıs 1768.

Sayfa 15 Belge 64:

Kürdler karyesinde yaşayan Kanber Beşen’in kardeşi Ahmed Kerim oğlu İsmail,
babalarının mirasından hakkını aldığını ve kardeşi Molla Mehmed bin Kanber ve diğer
varisleri ibra ettiğini bildirir hüccettir.

Sayfa 15 Belge 65:

Başıboş levendlerin fetvanın gereği olarak yok edilmeleri ve at, giysi vs.lerinin de
öldürenin olmasıyla birlikte yakalanmaları ve bu hususa dikkat edilmesi gerektiğini
bildirir emirnamedir.

Sayfa 15 Belge 66:

Süleyman Ağa, Hacı Ağa ve Hacı Ömer Ağa’nın Mustafa Ağa’nın diyetine kefil
olduklarını bildirir hüccettir.

Sayfa 16 Belge 67:

Sivas’ın Ekin ve Divriği Kazaları’nın Sarı Çiçek Mahallesi’nde oturan Mülükânlı


aşiretinin kapusuz eşkıyasıyla ittifak ederek çiftçi ve diğer yoldan geçenlerin yollarını
keserek mallarını gasb edip öldürdüklerini bunlara engel olunması gerektiğini bildirir
fermandır. H. Evail-i Zilkade 1180/ M. Nisan 1767.

Sayfa 16 Belge 68:

Divriği’nin ileri gelenleri ve halkının dışarından gelip taşkınlık yapan ve halka zarar
verenlerden şikâyet ettiklerini ve mahkemede kayıt olunmasını istediklerini bildirir
hüccettir.
26

Sayfa 16 Belge 69:

Penganlı Kara Veli Cafer’e vekâleten mahkemeye gelen Çalapverdi oğlu Hacı Ömer
Ağa Vazandanlı Molla Halil’in oğlu Hasan’ın tüfek ile Cafer’e vurup yaraladığını
bildirir hüccettir. (belgenin devamı eksik)

Sayfa 17 Belge 70:

Sivas ve Sivas’a bağlı kazaların zimmilerinden alınan cizye vergilerinin cizye memuru
Mehmed’e verilmesini ve vermek istemeyenlere fırsat verilmemesini bildirir fermandır.
H. 20 Şevval 1180/ M. 21 Mart 1767.

Sayfa 17 Belge 71:

Belge eksik olmasına rağmen anlaşıldığı kadarı ile Hasan bin Veli Mustafa’nın
Kirlioğlu Veli’ye vekâleten, Sevir Karyesi’nde yaşayan İsmail isimli kimseden 250
kuruş alacağını talep ettiğini bildirir hüccettir. (eksik belge)

Sayfa 17 Belge 72:

Molla Osman’ın torunu Ali’nin babası Molla Bekir bin Ali velisi olarak Göresenli Esir
isimli zimmiden alacağı olduğunu iddia etmesi neticesinde 90 kuruşa sulh ederek
anlaştıklarını bildirir hüccettir. H. Şevval 1181/ M. Mart 1767.

Sayfa 17 Belge 73:

Öski oğlunun gulamı İbrahim Beşe’nin Eğri isimli mevzi’ denilen yerde bulunan
tarlasını Bardakçıoğlu Osman Beşe ile Çiftçi Ali Halil Beşe’ye yüz kırk beş kuruşa
sattığını bildirir hüccettir. H. 5 Şevval 1181/ M. 24 Şubat 1768.

Sayfa 18 Belge 74:

Eksik belge olmakla birlikte anlaşıldığı kadarı ile Eli Çemne Mahallesi’nde yaşayan
Hatice bint-i İbrahim tarafından vekâleten İbrahim isimli kimse Hatice’nin ölü
babasının terekesinden hak talep ettiğini bildirir hüccettir. (Eksik belge)

Sayfa 18 Belge 75:

Eksik belge olmakla birlikte anlaşıldığı kadarıyla vakıf davası ile ilgili belgedir. (eksik
belge)
27

Sayfa 18 Belge 76:

Kürd Hüseyin isimli kişiyi Bekir’in odun ile dövmesi sonucu 4 gün yatıp iyileştikten 24
gün sonra ölmesi üzerine diyet davası açan karısı Fatıma bint-i Seyyid’in davasının –
dayaktan sonra iyileşip sıhhatli bir şekilde çalıştığına dair şehadet edenler olduğu için-
kabul edilmediğini bildirir i’lâmdır.

Sayfa 18 Belge 77:

Molla Halil’in oğlu Hasan’ın Küdeşli Emir Süleyman bin Yusuf, Karabaş oğlu Koca bin
Mehmed ve Deşikli Musa bin Ali’nin yanında Karaveli oğlu Cafer’i kurşun ile sol
memesi altından yaraladığını itiraf ettiğini ve Hasan’ın ölmesi durumunda diyetini
ödemeye hazır olduğunu bildirir hüccettir. H. 9 Safer 1181/ M. 7 Temmuz 1767.

Sayfa 18 Belge 78:

Alemdar Mehmed Beşe bin Hasan Bey’in, tarakcı kızı Hatice bint-i Musa’ya vekâleten
kocası Hacı İbrahim’in karısını “arpa getirmezsem üç talakla boş ol” diyerek boşadığını
iddia ettiğini ve bunu Kürd Hüseyin ve Hasan Beşe bin Musa’nın şahitlikleriyle
ispatladığını bildirir hüccettir.

Sayfa 19 Belge 79:

Divriği kadısına gönderilen yazı ile Divriği sancağına bağlı kazaların mevkufat
defterine göre avarız vergilerini ödemelerinin gerektiğini ve bu vergilerin toplandıktan
sonra merkeze gönderilmesini bildirir fermandır. H. 8 Zilhicce 1143/ M. 14 Haziran
1731.

Sayfa 19 Belge 80:

Divriği kadısına gönderilen yazı ile Divriği sancağına bağlı kazaların mevkufat
defterine göre avarız vergilerini ödemelerinin gerektiğini ve bu vergilerin toplandıktan
sonra merkeze gönderilmesini bildirir fermandır. H. 18 Safer 1144/ M. 22 Ağustos
1731.

Sayfa 20 Belge 81:

Koca Ağa-zâde Seyyid Ömer Ağa bin İbrahim Ağa ve karındaşı oğlu Seyyid Ali bin
Seyyid Molla Ali’nin kendilerine miras kalan hisselerini merhumun borcuna karşılık
olarak Seyfi Ağa’ya sattıklarını bildirir hüccettir. H. 22 Rabiu’l-evvel 1177/ M. 30 Eylül
1763.
28

Sayfa 20 Belge 82:

Gelerli aşiretinden Kürd Hasan ile Nurşun nam karye sakinlerinden Mehmed bin Veli
arasında meydana gelen bıçaklı kavgada Kürd Hasan’ın Mehmed’i boğazdan
yaralayarak öldürdüğünü ve gerekli cezayı alması için bulunmasını emreden buyruldu
kaydıdır. H. 21 Rabiu’l-evvel 1177/ M. 29 Eylül 1763.

Sayfa 20 Belge 83:

Divriği’de Mehmed Çavuş’un yaptırdığı caminin görevlisi Mahmud vefat ettiği için
yerine Ebubekir Halife’nin maaşı sekiz akçe ile görevlendirilmesini bildirir berat
kaydıdır. H. Evail-i Muharreremü’l-haram 1177/ M. Temmuz 1763.

Sayfa 21 Belge 84:

Divriği’nin İmamoğlu mahallesinde yaşayan Satılmışoğlu Küçük Mehmed Beşe’ye


vekâleten Kokuş Mehmed Beşe’nin Hacı Yusuf oğlu Mehmed Beşe’ye miras davası
açtığını, ancak malın aslında anneleri Âmine Hatuna değil kocası Uzun İbrahim Beşe’ye
ait olduğunu bildirir i’lâmdır.

Sayfa 21 Belge 85:

Yusuf ağa, Seyyid Salih ağa ve Kuloğlu Hüseyin Ağalar huzur-ı şerde Hasan’ın hırsız
olduğuna ve insanlara zarar veren birisi olduğuna dair şahitlik ettiklerine dair hüccettir.

Sayfa 21 Belge 86:

Görin Kasabası’nda oturan Köklü Mehmet bint-i Uzun Elif isimli kadının Esirci Seyyid
Mehmed Beşe’nin huzurunda ve Görenli Osman Beşe bin Ömer, Hasan bin Kasım ve
Osman bin Bekir’in Şehadetiyle hür olduğunu bildirir hüccettir.

Sayfa 21 Belge 87:

Sivas’taki ekmek, et, yağ, bal, leblebi, peynir, nar, fındık, pirinç, üzüm ve badem gibi
bazı yiyeceklerin ve sabun, tuzruhu ve şamdan gibi bazı eşyaların fiyatını bildirir
narhdır.

Sayfa 22 Belge 88:

Esir Bekir ile Mehmed Emin’in tımarla ilgili karşılıklı davalarını ve tımardan
üzerlerinde bir şey varsa bunların alınmasını emreden buyruldu kaydıdır. H. 6 Rabiu’l-
ahir 1170/ M. 29 Aralık 1756.
29

Sayfa 22 Belge 89:

Eksik hüküm olmakla birlikte anlaşıldığı kadarı ile yöneticilere gönderilen emirle,
eşkıyalık faaliyetlerinin önlenmesi, bu hususta hiçbir şekilde ağır davranılmaması ve bu
tür faaliyetleri yapanların derhal ortadan kaldırılmasını belirten ferman kaydıdır. H.
Evahir-i Ramazan 1170/ M. Haziran 1757. (eksik belge)

Sayfa 22 Belge 90:

Belge eksik olmakla birlikte anlaşıldığı kadarı ile Divriği’de yaşayan Togotluoğlu
Merhum Molla Veli’nin karısı Zeyneb bint-i Abdullah’ın kocasının hayatta iken bahçesi
ve bağdaki hissesini seksen kuruşa Yusuf Ağa ile Cemile hatuna sattığını ve Kocasının
ölüme üzerine bu hisseleri kendisine teslim edilmesini istediğini bildirir hüccettir. (eksik
belge)

Sayfa 23 Belge 91:

Sivas’taki devlet yöneticilerinin yaptıkları bazı masrafları ve harcadıkları yerlerin


listesini ve toplamda yedi bin dört yüz doksan sekiz kuruş masraf yapıldığını gösteren
i’lâmdır.

Sayfa 23 Belge 92:

Divriği’nin Serir Nahiyesi’nin Kamhu Köyü’nden ve başkalarından iki bin iki yüz akçe
tımarın sahibi olan Hasan’ın el çektirilmesini bildirir berat kaydıdır.

Sayfa 23 Belge 93:

Sivas’ta Ebe’nin oğlu Mustafa’nın yumruk ile esirin iki dişini kırdığı ve bunun şahitler
tarafından mahkemeye bildirildiğini gösteren hüccettir.

Sayfa 24 Belge 94:

Divriği sakinlerinden olan Nurşenli-zâde Ali Ağa’nın karısı Hüsna Hatunun tereke
defterini beyan eden hüccettir. H. 3 Cemaziye’l-evvel 1187/ M. 23 Temmuz 1773.

Sayfa 24 Belge 95:

Bin yüz seksen yedi senesine ait menzilcilerden arta kalan bakiyeyi gösteren ilamdır. H.
3 Cemaziye’l-evvel 1187/ M. 23 Temmuz 1773.
30

Sayfa 25

Boş

Sayfa 26 Belge 96:

Divriği ve bağlı kasaba ve köylerden alınan vergileri gösterir hüccettir. H. 1177/ M.


1763.

Sayfa 27 Belge 97:

Sivas’taki devlet yöneticilerinin yaptıkları bazı masrafları ve harcadıkları yerlerin


listesini ve toplamda dört bin beş yüz otuz iki kuruş masraf yapıldığını gösteren
i’lâmdır.

Sayfa 27 Belge 98:

Rıdvan Bey oğlu Hasan Ağa’nın boşanmış karısının, merhum Taranyacızade Hacı
Osman adlı kişiden 75 kuruş alacağı olduğu ve Taranyacızade Hacı Osman’ın varisi ve
oğlu Bekir’in bu paranın karışılığı olarak sahip olduğu bağdan bir miktar vekâleten adı
geçen kadının oğlu Usta Ali-zade Mustafa’ya verdiğine dair hüccettir.

Sayfa 28 Belge 99:

Ruslarla yapılacak savaş için asker ve diğer gerekli şeylerin temini için yöneticilere
gönderilen ve bu ihtiyaçların karşılanmasında titizlik gösterilmesi istenilen ferman
kaydıdır. H. Safer 1185/ M. Mayıs 1771.

Sayfa 29 Belge 100:

Divriği’ de oturan Hacı Zaim Ağa’nın, Hacı Halil Gökçe Cami’ Mahallesi’nde bulunan
evini Çalabverdi-zâde Molla Mustafa’nın oğlu Ahmed Ağa’ya 75 kuruşa sattığını
bildirir hüccettir. H. Zilkade 1191/ M. Kasım 1777.

Sayfa 30 Belge 101:

Divriği ve bağlı mahallelerde kış mevsimi için yaşayan Kürt ve Türkleri beyan eden
Nüfus defteridir.

Sayfa 31

Belge 101’in devamı


31

Sayfa 32 Belge 102:

Divriği’nin Hacı Kamerî Mahallesi’nde oturan Ebubekir Ağa bin el-Hâc Yusuf bin
Abdullah’ın ölümünden sonra eşine Vesile ve Mehmed, Yusuf ve Yakub adlı
çocuklarına kaldığı fakat Eşi ile oğlu Mehmed’in de ölmesi üzerine mirasının Yakub ile
Yusuf’a kaldığı ve ayrıca terekesini bildirir hüccettir. H. 17 Cemaziye’l-ula 1284/ M. 16
Eylül 1867.

Sayfa 33 Belge 103:

Divriği’nin Vazandan köyünde oturan İbrahim bin Mustafa bin Abdullah’ın ölümünden
sonra mirasının eşleri ve çocukları arasında taksimini ve terekesini bildirir hüccettir. H.
19 Cemaziye’l-ula 1284/M. 18 Eylül 1867.

Sayfa 34 Belge 104:

Divriği ve bağlı kasaba ve köylerden alınan vergileri gösteren hüccettir.

Sayfa 35 Belge 105:

Divriği’nin Gökçe Cami Mahallesi’nde oturan Hacı Halil Ağa bin Hacı Bekir Ağa’nın
Divriği’nin Çaykenarı ve Karcı isimli karye denilen yerde bulunan tarlalarını,
değirmenini ve dükkânını vakfettiğini ve vakfın mütevellisi hayatta olduğu sürece
kendisi olduğunu, kendisinin ölümünden sonra yerine çocukları Ebubekir ve Yusuf’un
mütevelli olmalarını, onların ölümünden sonra onların neslinden gelenlerin mütevelli
olmalarını istediğini gösteren hüccettir. H.15 Cemaziye’l-ahir 1178/ M. 10 Aralık 1764.

Sayfa 35 Belge 106:

Arabgir kasabasından İsmail Bey’in eskiden beri kullandıkları tımara Divriği


sakinlerinden Kaya Ağaoğlu Osman Ağa ile Sarı Mehmed ve Veli isimli kişilerin
cebren ve fuzuli olarak zabt ettiklerini bildirir maruzdur.

Sayfa 36 Belge 107:

Divriği’deki görevlerin Mevlana Ali Efendi’nin uhdesine verildiğini bildirir berat


kaydıdır.
32

Sayfa 36 Belge 108:

Hocaoğlu Bekir Beşe’nin karısı, Yusuf Alemdar isimli şahsın kayını Abdülkerim’in
evini ve bahçesini fuzuli zabt ettiğini iddia ettiğini, ancak evin Yusuf Alemdar’ın
olduğunun ispat edildiğini bildirir i’lâmdır.

Sayfa 36 Belge 109:

Divriği’de yaşayan Budakoğlu Süleyman Beşe mahkemeye intikal ederek İmamoğlu


Mahallesi’nde yaşayan Âmine bint-i İslamoğlu Alemdar adlı kadının ölmeden önce
malının üçte birini defin ve kefen için kendisine bıraktığını iddia edip, iddiasını
Mumcuoğlu Seyyid Molla Mehmed ve Birestikli Seyyid İbrahim’in şehadetleriyle
kanıtladığını gösterir hüccettir. H. 23 Şevval 1191/ M. 24 Kasım 1777.

Sayfa 36 Belge 110:

Divriği’nin Gökçe Camii Şerifi Mahallesi’nde yaşayan Sadıka bint-i Abdullah ile kızı
Naîmâ bint-i Hasan Ağa isimli kadınların, Örencar Mahallesi’nde bulunan tarlalarını,
Hasan Bey bin Ahmed Ağa ve Körlükoğlu Mehmed Beşe’nin şahitlikleriyle üç yüz
kuruşa Mehmed Ağa’ya sattıklarını bildirir hüccettir. H. 24 Şevval 1191/ M. 25 Kasım
1777.

Sayfa 37 Belge 111:

Divriği ve bağlı kasaba ve köylerden alınan vergileri ve bu vergilerin toplam olarak yedi
bin sekiz on altı kuruş olduğunu gösterir hüccettir. H. 6 Safer 1180/ M. 14 Temmuz
1766.

Sayfa 38 Belge 112:

Belge eksik olmakla birlikte anlaşıldığı kadarı ile beratla tımarı kullanan Mehmed Emin
Efendi’nin kanun gereği vergileri almasını ve kimsenin müdahale etmemesini bildirir
emirname kaydıdır. H. Evai’l-i Rabiu’l-ahir 1170/ M. Aralık 1756. (eksik belge)

Sayfa 38 Belge 113:

Belge eksikle olmakla birlikte anlaşıldığı kadarı ile Divriği’ye bağlı Hermün ve İnen ve
diğer yerlerde, beratla tımarı kullanan Mehmed Emin Efendi iken, Esir Bekir adlı kişi
adı geçen yerlerin tımarının kendisine ait olduğunu fakat, şahitlerin yardımıyla tımarın
Mehmet Emin Efendi’ye ait olduğunu ve dışarıdan kimsenin müdahale etmemesini
gösteren berat kaydıdır. (eksik belge)
33

Sayfa 38 Belge 114:

Kırşehir, Akşehir, Karaman ve diğer yerlerdeki Küpeli Arap, Koca Arap ve Gavur Hacı
gibi eşkıya ve yol kesicilerin bertaraf edilmesi ve emniyetin sağlanması için Sivas valisi
ve diğer üst düzey yönetici sınıfına gönderilen emirname kaydıdır. (belgenin devamı
eksik)

Sayfa 39 Belge 115:

Divriği’de sakin Poşyani taifesinin 1170 senesine mahsuben ödemeleri gereken vergiyi
ödemediklerini ve kendilerinden tahsil edilmesini emreden buyruldu kaydıdır. H. 4
Ramazan 1172/ M. 1 Mayıs 1759.

Sayfa 40 Belge 116:

Dilekçe gönderenlerin hasımlarıyla birlikte davalarının Mübaşir denetiminde Divriği


kadısı tarafından görülmesi ve eğer dava sonuçlandırılamasa Divan-ı Ruma tayin
edilmesini belirten buyruldu kaydıdır. H. 6 Rabiu’l-ahir 1177/ M. 14 Ekim 1763.

Sayfa 40 Belge 117:

Hasan Bey’in Divriği kazası sakinlerinden Murtaza Kethüdâ yeri isimli şahsı fesat ehli
bir suçlu olmakla ve kardeşini haksız yere yaralamakla birlikte iki yüz kuruş zarara
uğrattığını itham ettiği dilekçesini bildirir maruzdur.

Sayfa 40 Belge 118:

Halil Çukadar’a mukataa usulüyle verilen arazilerden alınması gereken vergileri


almasını ve Dersaadet’e (İstanbul’a) gönderilmesini emreden ferman kaydıdır. H.
Rabiu’l-ahir 1177/ M. Ekim 1763.

Sayfa 41 Belge 119:

Divriği’ye bağlı kazaların 1175 senesine mahsuben alınması gereken vergilerin toplanıp
hazineye teslim edilmesi gerektiğini bildiren emirname belgesidir. H. Zilhicce 1174/ M.
Temmuz 1761.

Sayfa 41 Belge 120:

Divriği’ye bağlı kazaların 1175 senesine mahsuben alınması gereken vergilerin toplanıp
hazineye teslim edilmesi gerektiğini bildiren emirname belgesidir. H. Zilhicce 1174/ M.
Temmuz 1761.
34

Sayfa 42 Belge 121:

1167 senesinin Rabiulevvel ayından başlamak üzere eski menzilcilerle yeni


menzilcilerin hesabını gösteren defteri içerir belgedir. (Devamında çevre köy ve
kasabalardan toplam olarak 1346 kuruş vergi alındığını gösteren hüccettir). H. 2
Rabiu’l-evvel 1167/ M. 28 Aralık 1753.

Sayfa 43 Belge 122:

Divriği’nin Venik adlı köyünde Hasan isimli şahsın, Hacı Osman oğlu demekle bilinen
kimsenin kendi hâlinde olmayıp insanlara musallat olmakla itham ettiğini dilekçe
yoluyla devlet merkezine şikâyet ettiğini ve cevabında Divriği kadısının adı geçen
kişiler arasındaki davanın görüşülüp karara bağlanmasını bildirir emirname belgesidir.
H. 4 Cemaziye’l-evvel 1167/M. 27 Şubat 1754.

Sayfa 43 Belge 123:

Divriği’nin Venik adlı köyünde yaşayan Hasan isimli şahsın Hacı Osman oğlu kişiyi
dilekçe yoluyla taht-ı hümayuna şikâyet ettiğini ve gereğinin yapılmasını ve davalarının
görülmesinin emredildiğini bildirir emirname belgesidir. H. 1 Cemaziye’l-evvel 1167/
M. 24 Şubat 1754.

Sayfa 44 Belge 124:

Sivas’taki devlet yöneticilerinin yaptıkları bazı masrafları ve harcadıkları yerlerin


listesini gösteren i’lâmdır.

Sayfa 45

(124 No’lu belgenin devamı)

Sayfa 45 Belge 125:

Seyfi Ağa eliyle Divriği için yapılan masrafları ve toplam olarak 363,5 kuruş
harcandığını gösteren i’lâmdır.

Sayfa 46 Belge 126:

Şam, Halep, Diyarbakır, Mardin, Adana, Malatya, Antep ve Tokat ve çevrelerindeki


iltizam sahiplerinin istikrarlı olmadığından yakınan ve iltizam ve mukataayı usulüne
uygun işlenmesini emreden fermanı içerir belgedir.
35

Sayfa 47 Belge 127:

Sivas eyaletindeki zaim ve tımar sahiplerinin 1144 senesine mahsuben çocuk ve yaşlılar
için alınması gereken cebelü bedellerinin tahsilini emreden ferman kaydıdır. H. 18 Safer
1145/ M. 10 Ağustos 1732.

Sayfa 48 Belge 128:

Koca Ağa, Delük taş, Abı Çemen, Mustafa Paşa, Kuloğlu, Polur Ulya, Sallık Mescidi,
Örencar, Müfti Efendi, Kadıasker, Ebu Şahme, İmamoğlu, Polor Sufla, Hacı
Kumruoğlu, Çaybaşı, Cağlı Mescid, Celdik Ulya, Şatıroğlu Kara Mahmudoğlu,
Dillioğlu ve Hacib Seydi Ömer mahallerlerinin nufüs defterini içerir belgedir.

Sayfa 49

(128 No’lu belgenin devamı)

Sayfa 50

(128 No’lu belgenin devamı)

Sayfa 51

(128 No’lu belgenin devamı)

Sayfa 52 Belge 129:

Şam, Halep, Diyarbakır, Mardin, Antep, Adana, Malatya ve Tokat ve çevrelerindeki


iltizam sahiplerinin istikrarlı olmadığından yakınan ve iltizam ve mukataayı usulüne
uygun işlenmesini emreden ferman suretidir. H. 16 Safer 1144/ M. 20 Ağustos 1731.

Sayfa 53

(129 No’lu belgenin devamı)

Sayfa 54 Belge 130:

Sivas’taki devlet yöneticilerinin yaptıkları bazı masrafları ve harcadıkları yerlerin


listesini gösteren ve toplamda yedi bin altı yüz otuz altı kuruş harcanmış olup, geriye
dört yüz on kuruş bakiye kaldığını belirten i’lâmdır.
36

Sayfa 55/1 Belge 131:

Divriği ve bağlı kasaba ve köylerden alınan vergileri gösteren ve toplamda yedi bin iki
yüz yirmi altı kuruş vergi toplandığını gösteren hüccettir. H. Cemaziye’l-evvel 1181/ M.
Eylül 1767.

Sayfa 55/2 Belge 132:

Divriği’deki Süleyman Paşa Camii’nde hatiplik görevine sahip olup görevini kötüye
kullanan ve yerine getirmeyen Divriği Kethüdâyeri Mustafa isimli şahıstan alınıp
Ebubekir Halife’ye verilmesini bildirir berat kaydıdır. H. 27 Safer 1183/ M. 2 Temmuz
1769.

Sayfa 56 Belge 133:

1187 senesi Cemaziye’l-ahir’in 22. Perşembe gecesi (Ağustos’un 29. Gecesi) şimşek
gibi bir ateşin gökyüzünde ortaya çıktığının kayd olunduğu gösteren hüccettir. H. 22
Cemaziye’l-ahir 1187/ M. 10 Eylül 1773.

Sayfa 57 Belge 134:

Ömer Paşa Hazretlerinin karısı Fatma Hanım bint-i Ahmed Ağa’ya vekâleten Ömer
Beyzade Hacı Hüseyin, Gökçe Camii Şerif Mahallesi’nde bulunan evi Kara
Mahmudzade Mustafa Ağa bin Ali Ağa’ya iki bin altı yüz elli kuruşa sattığını gösterir
hüccettir. H. 8 Rabiu’l-evvel 1167/ M. 3 Ocak 1754.

Sayfa 57 Belge 135:

Divriği’de Mehmed Ağa bin Mustafa Ağa isimli şahsın vakfettiği vakfın, vakfedenin
şartlarına uygun kullanılmadığını bunun üzerine Ömer Halife’nin vâkıfa imam olarak
atandığını gösteren berat kaydıdır. H. 25 Rabiu’l-ahir 1167/ M. 19 Şubat 1754.

Sayfa 57 Belge 136:

Divriği kadısına hitaben yazılmış, yeniçeri serdarının görevden alınıp yerine Hacı
Osman’ın atandığını ve ona itaat etmelerini belirten temessük suretidir. H. Fi Evail-i
Şevval 1167/ M. Temmuz 1754.
37

Sayfa 58 Belge 137:

Divriği’nin Üçpınar isimli köyünün yarı mahsulünü vakfeden İbrahim isimli kişinin
neslinden gelen evlatlarının vakfı kullanmadaki şartla ilgili açtıkları davayı bildirir
hüccettir. H. Evail-i Safer 1175/ M. Eylül 1761.

Sayfa 58 Belge 138:

Çolak oğlu Yusuf Ağa’nın Eğriyük nam mahalde bulunan tarlasını yüz otuz kuruşa
Seyfi Ağa’ya sattığını bildirir hüccettir. H. 4 Muharrem 1186/ M. 7 Nisan 1772.

Sayfa 59 Belge 139:

Hacı Veli Ağa, Seyyid Salih Ağa’dan alacağı olduğunu ve karşılığında bağını satın
aldığını söylemesine karşın, Salih Ağa’nın yeğeni Seyyid Ahmed Beşe, bağda annesinin
de hissesinin olduğunu iddia ettiğini bildirir hüccettir.

Sayfa 59 Belge 140:

Satık oğlu Mahmud, Arabgir’e gidip gelirken köy ahalilerinden Küçük (silik)
oğullarıyla kavga ettiğini ve taş ile kendisini yaralayıp dişlerini kırdıklarını iddia ettiğini
bildirir hüccettir.

Sayfa 59 Belge 141:

Divriği’de yaşayan Ömer bin Hacı Osman’ın Kazgancı nam mahalde bulunan tarlasını
Ali Beşe bin Mustafa’ya doksan kuruşa sattığını bildirir hüccettir.

Sayfa 59 Belge 142:

Divriği, Kangal ve Tevabha’da (?) bulunan altı bölük yoldaşlarının üzerinde zabıt ve
kethüdâyeri olarak Mehmed Sami’nin atandığını bildirir fermandır. H. Evail-i Receb
1175/ M. Ocak 1762.

Sayfa 59 Belge 143:

Kör İsmail karısına vekâletle, Molla Sadullah ve Muhzıroğlu Osman Bey’in karılarının
hamamda karısı ve kızını dövüp bazı mallarını gasp ettiklerini iddia ettiklerini bildirir
hüccettir.
38

Sayfa 60 Belge 144:

Divriğili Mehmed Ağa bin Mustafa isimli şahsın vakfının mütevellisi Seyyid Ahmed
vefat ettiği için vakfın mütevelliliğine Seyyid Ömer’in getirilmesini bildirir fermandır.
H. Evahir-i Cemaziye’l-ula 1165/ M. Nisan 1752.

Sayfa 60 Belge 145:

Divriği’de insanlara zarar veren ve mallarını gasp eden haram-zade, hırsız ve yol
kesicilerin insanların huzuru ve emniyetleri için yakalanıp cezalandırılmalarını emreden
buyruldu kaydıdır. H. 1 Safer 1165/ M. 20 Aralık 1751.

Sayfa 60 Belge 146:

Divriği ve ona bağlı olan Ödür, Arşuşin ve Armatak isimli köylerin ahalisinin
mahkemeye gelip ödemeleri gereken vergileri usulüne uygun olarak ödemelerine
rağmen kendilerinden kanuna uygun olmayarak fazla vergi istenildiğini iddia ettiklerini
ve sonuç olarak merkezden gönderilen emirname ile bunun engellenmesini belirten
emirname belgesidir. H. Evail-i Receb 1165/ M. Mayıs 1752.

Sayfa 61 Belge 147:

Dilekçe gönderenlerin hasımlarıyla birlikte davalarının Mübaşir denetiminde Divriği


kadısı tarafından görülmesi ve eğer dava sonuçlandırılamasa Divan-ı Ruma tayin
edilmesini belirten buyruldu kaydıdır. H. 16 Şevval 1165/ M. 27 Ağustos 1752.

Sayfa 61 Belge 148:

Osman Bey, Dedesi Hatib Osman Efendi’nin vakfettiği han ve dükkânlara mütevelli
iken Hatib oğlu Seyyid Ebubekir isimli şahsın kendisine haksız yere müdahale ettiğini
iddia ettiğini gösterir maruzdur.

Sayfa 61 Belge 149:

Dilekçe gönderenlerin hasımlarıyla birlikte davalarının Mübaşir denetiminde Divriği


kadısı tarafından görülmesi ve eğer dava sonuçlandırılamasa Divan-ı Ruma tayin
edilmesini belirten buyruldu kaydıdır. H. 10 Muharrem 1167/ M. 7 Kasım 1753.

Sayfa 61 Belge 150:

Divriği’nin Züleyha Hatun Mahallesi’nde yaşayan Fatma Hatun bint-i El-hac Hasan
Ağa ve Zeynep Hatun bint-i El-hac Hasa Ağa’ya vekâleten Halim Çavuş Ağa bin
39

Hüseyin Ağa mahkemeye gelerek sahip oldukları bağlarını bin elli kuruşa Osman
Efendi’ye sattıklarını bildirir hüccettir. H. Evahir-i Safer 1257/ M. Nisan 1841.

Sayfa 62 Belge 151:

Sivas’taki devlet yöneticilerinin yaptıkları bazı masrafları ve harcadıkları yerlerin


listesini gösteren ve toplamda iki bin altı yüz on altı kuruş harcandığını belirten
i’lâmdır. H. 20 Rabiu’l-ahir 1166/ M. 24 Şubat 1753.

Sayfa 62 Belge 152:

Divriği’deki mukataa arazilerinin Şakir el-Hâc Ali Efendi’ye iltizam olarak verildiğini
gösteren berat kaydıdır. H. 1167/ M. 1753.

Sayfa 63 Belge 153:

Divriği ve bağlı kasaba ve köylerden alınan vergileri ve bu vergilerin toplam olarak iki
bin altı yüz yirmi altı kuruş toplandığını gösteren hüccet kaydıdır. H. 25 Rabiu’l–ahir
1166/ M. 1 Mart 1753.

Sayfa 64 Belge 154:

İstanbul’da sarraflık yapan Azer ve Serkiz isimli zimmilerin Divriği’de oturan


Turşetunlu oğlu Hacı (...) demekle meşhur kişiden alacağı olduğunu, kefilinden de
istediğinde bugün yarın diyerek oyaladığını dilekçe ile bildirdiğini gösterir maruzdur.

Sayfa 64 Belge 155:

Divriği kadısı ve voyvodasına davalılar arasında hakkı sağlamak için gönderilen


buyruldu kaydıdır. H. 16 Şaban 1170/ M. 6 Mayıs 1757.

Sayfa 65 Belge 156:

Eşkıya ve başıboş levendlerin yakalanması ve cezalarının verilerek ahalinin güvenin


sağlanmasını emreden ferman kaydıdır. H. Evail-i Zilhicce 1170/ M. Ağustos 1757.

Sayfa 65 Belge 157:

Eşkıya ve başıboş levendlerin yakalanması ve cezalarının verilerek ahalinin güvenin


sağlanmasını emreden buyruldu kaydıdır. H. 19 Rabiu’l-ahir 1170/ M. 11 Ocak 1757.
40

Sayfa 66 Belge 158:

Sivas’tan toplanması emredilen imdâd-ı hazariyyenin toplanmasına dair fermanı içeren


belgedir. H. 1 Muharrem 1171/ M. 15 Eylül 1757.

Sayfa 66 Belge 159:

Sivas’taki devlet yöneticilerinin yaptıkları bazı masrafları ve harcadıkları yerlerin


listesini ve toplamda yedi yüz otuz yedi kuruş masraf yapıldığını gösteren ilamdır.

Sayfa 67 Belge 160:

Söz konusu kişilere haklarının verilerek haksız yere tartışma çıkarılmasını engelleyip
konuyla ilgisi olmayanları işe karıştırmamayı bildiren emirname belgesidir. (eksik
belge)

Sayfa 67 Belge 161:

Divriği kalesinde bulunan asker, top, cephane ve diğer mühimmatların sayılıp


bildirilmesini emreden buyruldu kaydıdır.

Sayfa 68 Belge 162:

Sivas’taki devlet yöneticilerinin yaptıkları bazı masrafları ve harcadıkları yerlerin


listesini gösteren i’lâmdır.

Sayfa 68 Belge 163:

Rabiu’l-ahir’in 17. Günü Pazar günü şiddetli bir rüzgâr olduğunu belirten hüccettir.

Sayfa 68 Belge 164:

Kara Mehmed Mirza Abdurrahman Ağa ve Ahmed Ağa’nın Şatıroğlu Mahallesi’nde


bulunan yoncalıklarını Hacı Osman Ağa’ya seksen beş kuruşa sattıklarını bildirir
hüccettir. H. 23 Cemaziye’l-evvel 1184/ M. 14 Eylül 1770.

Sayfa 68 Belge 165:

Hacı Mehmed oğlu Feyzullah ve kardeşi Süleyman isimli eşkıyaların karısına saldırıp
kötü söz söyleyip kötü bir şekilde dövdüklerini iddia eden Matos isimli zimminin
dilekçesini gösteren maruzdur.
41

Sayfa 68 Belge 166:

Divriği kadısı ve voyvodasına hitaben yazılmış olan dilekçe sahibinin davasının


görülmesini emreden buyruldu kaydıdır. H. 13 Cemaziye’l-evvel 1184/ M. 4 Eylül
1770.

Sayfa 68 Belge 167:

Ekmek, et, kına, sabun, üzüm, pirinç, tuzlu peynir, mum, kelle, mumbar ve ciğere narh
koyulduğunu belirten narhdır.

Sayfa 68 Belge 168:

Çit nam karyede yaşayan Çolak Ahmed bin Seydi’nin, Arakeli Abdurrahman Bey’in
torunu Ömer bin Hüseyin’in taş atarak kendisinin iki dişini çıkardığını ve diyetini
tamamen alarak zimmetini ibra eylediğini bildirir hüccettir.

Sayfa 69 Belge 169:

Divriği kadısı ve voyvodasına hitaben yazılan, Bozok ve civarından kapusuz


eşkıyalarının temizlenmesini ve ahaliyi korumayı, ayrıca başka eşkıyaların ve
haramzadelerin zararları olup olmadığını merkeze bildirilmesini emreden buyruldu
kaydıdır. H. 20 Receb 1184/ M. 9 Kasım 1770.

Sayfa 69 Belge 170:

İbrahim isimli şahsın Nurşun isimli karyede yaşayan Karaveli oğlu Hasan Beşe, Kara
Mustafa, Ahmed ve Esir isimli şahıslar tarafından dövüldüğünü iddia ederek dilekçeyle
halini padişaha bildirdiğini gösterir maruzdur.

Sayfa 69 Belge 171:

Sivas eyaletinin idaresinin eski Mısır Valisi olan ve şimdilik Cezire-i İstenköyde
yaşayan Osman Paşa’ya verildiği, o gelene kadar kendisine vekâleten Benli Yusuf’un
atandığını ve bu emre hiçkimsenin itiraz etmemesini belirten ferman suretidir.

Sayfa 69 Belge 172:

Sivas eyaletinin idaresinin Osman Paşa’ya verildiğini ve bunun Sivas kazalarında


duyurulmasını emreden buyruldu suretidir. H. 7 Şevval 1184/ M. 24 Ocak 1771.
42

Sayfa 70 Belge 173:

Oruç oğlu Seyyid Ali Beşi’nin oğlu Seyyid Numan’ın halası Safiye Hatun’dan
kendisine düşen mirası istediğini belirten hüccettir.

Sayfa 70 Belge 174:

Mehmed Ağa’nın karısı Cemile Hatun’un Demircebel çarşısındaki dükkânı Hacı Osman
Ağa’ya altmış beş kuruşa sattığını bildirir hüccettir. (belgenin devamı eksik)

Sayfa 70 Belge 175:

Kömekli Mahmud oğulları Mahmud, Ahmed ve Mehmed ve diğerlerinin miras


davalarında kırk beş kuruşa sulh ettikleri ve sulh bedelini aldıklarını belirten hüccettir.
H. 5 Safer 1185/ M. 20 Mayıs 1771.

Sayfa 70 Belge 176:

Gökce Camii Mahallesi’nde yaşayan Hacı Mehmed-zâde Mustafa mahkemeye gelerek


babalarından miras kalan evin kendisine ait olan hissesini kardeşi Ali bin Hacı
Mehmet’e yüz on kuruşa sattığını bildirir hüccettir. H. 17 Rabiu’l-ahir 1184/ M. 10
Ağustos 1770.

Sayfa 70 Belge 177:

Nurşenli-zâde Ali Ağa’nın Gülce’nin oğlu Seyyid Mehmed’den alacağı olduğuna dair
dava açtığını, bunun üzerine Seyyid Mehmed’in borcu olduğunu kabul etmekle beraber
Hacı Veli Ağa’nın varislerinin de kendisinden bu borcu istediklerini, Ali Ağa ise
cevabında varislerin haklarını benden alacaklarını belirtmesiyle anlaştıklarını belirten
hüccettir. H. 19 Şaban 1184/ M. 8 Aralık 1770.

Sayfa 70 Belge 178:

Aşık Veli’nin oğlu Mustafa’nın annesi Fatıma’nın Kara Ahmed’in kızı olduğu ve hür
olduğunu ve bunun Osman Efendi bin Ali Efendi ve Hacı Ahmed bin Halil Beşe’nin
şahitlikleriyle ispatlandığını gösteren i’lâmdır.

Sayfa 71 Belge 179:

Sivas’taki devlet yöneticilerinin yaptıkları bazı masrafları ve harcadıkları yerlerin


listesini gösteren i’lâmdır.
43

Sayfa 72 Belge 180:

Hacı Şeyh Efendi’nin cins oğlanın (?) tarlasında şufa hakkı (ön alım hakkı) olduğunu ve
gerektiği zaman kullanmak istediğini, kendisi olmasa dahi Naib Seyyid İsmail
Efendi’nin kendisinin vekili olduğunu belirten hüccettir.
44

2. BÖLÜM

BELGELERİN TRANSKRİPSİYONU

Sayfa 1 Belge 1:

Fotoz Osman’ın oğlu Mehmed Ağa’nın kızı Zeyneb Hatun’un sadriyye kızı Hadice’nin
tarafından babası mirasına taleb-i da‘vâya zevci Halil bin Molla Bekir ve Mehmed Beşe
şehâdetleriyle sâbitü’l-vekâle Hamulu oğlu Ömer Ağa bi’l-vekâle meclis-i şer‘de yine
müteveffâ-yı mezbûr Mehmed Ağa’nın oğlu İsmail nâm müteveffânın zevce-i metrûkesi
Zeyneb bint-i İbrahim Ağa nâm Hatun’un tarafından husûmete ve redd-i cevâba
Berberoğlu Halil Beşe ve Serrâc-zâde Osman Çelebi bin Nebî nâmân kimesnelerin
şehâdetleriyle sâbitü’l-vekâle Hacı Abdullah bin Köse Halil nâm kimesne mahzarında
üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edüp müvekkile-i mezbûrem Zeyneb Hatun’un babası
müteveffâ-yı mezbûr Mehmed Ağa intikâl eden bağ ve şehir ve tecemmülât-ı hâneden
hissesin taleb ederim su’âl olunub edâya tenbîh verilmesi matlûbumdur dedikde
gıbbe’s-su’âl Hacı Abdullah cevâbında Mehmed Ağa fevtinden sonra kız karındaşı
Zeyneb Hatun hayatında bi-zâtihî İsmail nâm müteveffâdan tecemmülât-ı hâne hissesine
isâbet edeni ahz ba‘dehû müteveffâ-yı mezbûr Mehmed Ağa’nın âhere deyn olup deyni
mukâbelesinde deynini edâ ile bağ ve şehîr-hânesinden zimmetimi ibrâ eyledim dedi
dedikde

Sayfa 1 Belge 2:

Burnaz Ağa merhûmun sulbiye-i kebîre kızı Züleyha Hatun’un tarafından zikri âti’l-
beyânı tescîle ve i‘tâ-yı hüccete zât-ı mezbûreyi marifet-i şer‘le ârifân Darıganlı oğlu
Halil Beşe ve Mandı oğlu Hüseyin Beşe bin Ahmed nâmân kimesnelerin şehâdetleriyle
sâbitü’l-vekâle Çalapverdi oğlu Benli Hasan Beşe bi’l-vekâle ve sulbiye-i kebîre kızı
Fatıma’nın tarafından şâhidân-ı mezbûrân şehâdetleriyle sâbitü’l-vekâle Durdu-zâde
Hacı Hasan Ağa vekâleten meclis-i şer’de yine Hacı Hasan Ağa’nın varislerinin
sulbiye-i kebire (…) bin Seyyid Emin Ağa mahzarlarında her birleri takrîr-i kelâm edüp
45

müvekkile kızımız Züleyha Hatun ve Fatıma Hatun müteveffâ-yı mezbûr babaları Hacı
Hasan Ağa’nın emvâl ve eşyâsından beşyüz kuruş ve kuyumcu sûkunda bir bâb
kuyumcu dükkânı Züleyha Hatun’a ve beşyüz kuruş köşker sûkunda bir bâb bakkal
dükkânı [alâ] sebîli’t-tahârruci’l-küllî sulh ve bedel-i sulhu her birleri ba‘de’l-ahz
âmme-i da‘vâdan zimmetlerini ibrâ-i âmm ile ibrâ eyledikleri kayd-şod. Fî 8 R sene
1177.

Şühûdü’l-hâl: Durdu-zâde Mustafa Efendi, Berberoğlu Halil Beşe bin Osman, Müftî
Efendi Hazretleri ve Hamulu oğlu Hasan Beşe, Hacı Zülfikâr oğlu Mustafa, Kaya oğlu
Hüseyin Ağa, Benli Hasan (…) oğlu Yusuf, Küçük Alemdâr’ın oğlu Ahmed, Seyfi Ağa,
Çınar’ın oğlu Mehmed, Safa oğlu İsmail Ağa, Durdu oğlu İbrahim bin Hacı Hasan ve
Usta Ali, İmam Molla Bekir.

Sayfa 1 Belge 3:

Burnaz Ağa’nın oğlu Emin Ağa’nın zevcesi Fatıma Hatun bint-i Hacı Mehmed Ağa
nâm Hatun’un tarafından ikrâr-ı âti’z-zikri tescîle ve i‘tâ’-i (silik) zât-ı mezbûreyi
ma‘rifet-i şer‘le ârifân şâhidân-ı mezbûrânın şehâdetleriyle sâbitü’l-vekâle Benli Hasan
Beşe nâm kimesne bi’l-vekâle meclis-i şer‘de Abdullah Ağa ve Seyyid Mehmed Ağa
mahzarında takrîr-i kelâm edüp müvekkile-i mezbûrem Fatıma Hatun müteveffâ-yı
mezbûr Hacı Hasan Ağa hayatında malının (silik) mezbûre Fatıma Hatun’a verüp
Fatıma Hatun alâ sebîli’t-tahârruci’l-küllî yediyüz kuruşa sulh ve bedel-i sulhu ba‘de’l-
ahz âmme-i da‘vâdan zimmetlerini ibrâ’-i âmm ile ibrâ eyledi dedikde kayd-şod.

Da‘vâ üzre kalmışdır.

Sayfa 1 Belge 4:

Burnaz Ağa’nın Belibos’da (?) olan bâ-temessük [boşluk] kuruş alacağını ve mesfûrdan
iştirâ eylediği bağını ve üç aded kumaş ve bir sîm kemer ve bir hunç hayatında
Abdurrahman Ağa’ya verüp mezkûrları teslîm edüp merkûm dahi da‘vâsından sâ’ir
veresenin zimmetini ibrâ eyledi.

Sayfa 1 Belge 5:

Usta Ali-zâde Berber Molla Bekir’in hânesine taraf-ı şer‘den nâ’ib-i irsâl olunup oğlu
Ali nâm şâbb-ı emred marizane sebeb-i marazdan su’âl olundukda Çekân oğlu İbrahim
ve Benli Hasan oğlu Yusuf bana bu hakâreti ettiler ondan beru bu derde giriftâr oldum
46

yüreğim kopdu hâlen sebeb-i mevtim olması gâlib oldu da‘vâlarıma mezbûrlaradır
intikâmımı koymayasız dedikde takrîr tahrîr olundu.

Karrarü’l-kitâb bi-avnillâhi’l-meliki’l-vehhâb (?).

Sayfa 2 Belge 6:

Cizye (silik)

Mefâhiru’l-kuzât ve’l-hükkâm me‘âdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Sivas ve Sivas cizyesi


kalemine tâbi‘ olan yerlerin kadıları -zîde fazluhum- ve kıdvetü’l-emâsil ve’l-a‘yân
Dersaâdetimden mübâşir ta‘yîn olunan Mehmed -zîde mecduhû- tevkî‘-i refî‘-i
hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki memâlik-i mahrûsetü’l-mesatır-ı pâdişâhânemde
vâki‘ bilâd ve emsâr ve medâyin-i aktârda sâkin ve mutevattın olan ehl-i zimmet
reâyâdan alınacak cizye akçeleri beytü’l-mâl-i müslimînin nassan ve ictihâden usûl-i
emvâl-i meşrû‘a ve etyab ve irâdet-i mukarraresinde olduğuna binâ’en ehl-i zimmet
reâyâdan her birinin tahammül ve istihkâkına göre ke-mâ yenbağî mürâ‘ât olunarak
cizyeleri cibâyet ve şurût-ı berâtından hâric bir akçe ve bir habbe talebine cerâyet (?) ve
cesâret olunmamak hâlde ancak sadr-ı esbak müteveffâ İbrahim Paşa zimmetinde cizye
der‘uhde eden cizyedârlardan tarîk-i mîrîden mu‘ayyen olan ma‘îşetleri alındıkdan
sonra (silik) berât-ı ubûdiyet ve câ’ize nâmıyla dahi hadden efzûn akçeler alındığına
binâ’en cizyedârlar dahi verdikleri ubûdiyet ve câ’izenin ez‘âf-ı muzâ‘afe fukarâ-yı
ra‘iyetden tahsîle tesaddî eyledikleri sırada ehl-i zimmet reâyâ giriftâr-ı meşâkk ve
mihnet ve mübtelâ-yı fakr-u müncerat (?) olmuşlar iken yümn ve ikbâl ve sa‘âdet ve
iclâl eyledikde âlî taht-ı Osmânî üzre cülûs-i hümâyûn-ı meymenet-mefrûğ vukû‘unda
cizyedârların hilâf-ı şurût (silik) eyledikleri zulm ve ta‘addîleri bi’l-külliyye men‘ ve
def‘a ve re‘âyâ fukarâsına merhameten zamân-ı adâlet-nişân-ı pâdişâhanemde cibâyet
olunan bin yüz kırk dört ve yüz kırk beş seneleri cizyeleri cizyedârlara der‘uhde
olundukda ma‘îşet ve câ’ize nâmıyla bir akçe ve bir habbe alınmayup nehc-i (silik) ve
kâ‘ide-i müstedîm üzre (…) ve meccânen tefvîz olunmağla cizyedârlar dahi kemâl-i
adâlet ve istikâmet üzre hareket eyleyüp yalnız taraf-ı mîrîden mu‘ayyen olan
ma‘îşetleri iktifâ ve cizye evrâkını şurût-ı berât-ı âlîşân mûcebince tevzî‘a ve cibâyet ve
tahsîl edüp sinîn-i sâbıka misillu ziyâde akçe talebinde olmamaları için tenbîhât-ı ekîde
ile muhkem tenbîh ve te’kîd ve vech-i meşrûh üzre bundan akdem müte‘addid evâmir-i
aliyyem isdâr ve irsâl kılınmış iken bin yüz kırk dört senesine mahsûb olmak üzre Sivas
ve tevâbi‘i cizyedârı olan Abdullah ve hâlen kırk beş senesi cizyedârı olan Abdullah’ın
47

mücerred tama-ı hâme-i vehâmet encâm ittibâ‘ ile uhdelerinde olan merkûme evrâkı
ibtidâ tevzî‘a mübâşeret eylemekde berât-ı âlîşân şurûtuna tatbîk-i ri‘âyet eylemeyüp
bazı kazâ ve karyelere tahmîl ve istihkâklarından ziyâde topdan evrâk vermeği ve kendü
celb-i ma‘îşetleri için fukarâ-yı ra‘iyetin üzerlerine edâsı lâzım gelen cizye-i şer‘iyyeden
maada İbrahim (…) mukâyesesi üzre ziyâde akçe tarh ve tahmîl ve taharri (?) eylemek
misillu hâlât-ı gayr-i marzıyye tasaddî ve hilâf-ı rızâ-yı hümâyûnum reâyâ fukarâsına
gadr ve ta‘addî eyledikleri resîde-i sem‘-i hümâyûnum olup ancak zamân-ı meymenet-
nişân-ı mülûkânemde ehl-i zimmet reâyâsının bir dürlü zulm ve ta‘addî olunduğuna
kat‘a rızâ-yı hümâyûnum olmamağile bu keyfiyyet mahallinden istifsâr ve vukû‘u üzre
Dersaâdetime arz ve i‘lâm olunması fermânım olmağın imdi sen ki mübâşir-i mûmâ-
ileyhsin işbu emr-i şerîf-i âlî-şânımla doğru Sivas’a varup ibtidâ-yı emrde ma‘rifet-i şer‘
(silik) ma‘rifetleriyle sâbıkan ve hâlen cizyedârların keyfiyeti hâlini sırran ve alenen
teftîş ve tefahhus ve kazâ be-kazâ ve karye be-karye güşt ü güzâr ve a‘yân ve ahali ve
reâyâdan dahi gereği gibi tefahhus ve istihbâr eyleyüp fî nefsi’l-emr cizyedâr-ı
mezbûrlar haber verildiği üzre ehl-i zimmet reâyâmdan şurût-ı berât mûcebince esnâf-ı
selâse i‘tibâriyle cibâyet ve tahsîli lazım gelen cizyelerinden fazla İbrahim Paşa vaktine
kıyâs ile (silik) ziyâde akçeler tarh ve tahmîl eyledikleri vâki‘ midir ve vâki‘ olduğu
sûretde ne-makûle ve ziyâde akçe tarh ve cizye evrâkını hîn-i tevzî‘de ne-vechle tevzî‘
etmişlerdir gereği gibi keyfiyyât-ı ahvâle vukûf tahsîl eyledikden sonra cizyedâr-ı
sâbıkın keyfiyet-i ahvâlini başka ve hâlen cizyedâr olanın keyfiyet-i ahvâlini başka
kaleme getürüp ale’t-tafsîl Dersaâdetime tahrîr ve i‘lâm ve sen ol tarafda tevakkuf
eylemeyüp ba‘dehû ne-vechle fermânım olur ise ana göre amel ve hareket eyleyesin ve
siz ki kadılarsız cizyedâr-ı mezbûrların cizye cibâyeti husûsunda gereği gibi hareket
eylediklerinde sıhhat ve hakîkati üzre Dersaâdetime i‘lâm olunması aksâ-yı murâd-ı
hümâyûnum olmağla bu bâbda siz dahi (silik) basîret ve müsted’at-ı insâf ve sadâkat
üzre hareket eyleyerek bir tarafa gadr ve himâye olunmamak şartıyla vukûfunuz
mertebe (silik) vâki‘ hâli alâ vechi’s-sıhhat Dersaâdetime i‘lâm eyleyesiz el-hâletü
hâzihî bu mâdde sâ’ir mevâdda kıyâs olunmayup cizyedâr-ı merkûmların cizye cibâyeti
husûsunda zuhûra gelen istikâmet ve (…) ne-vechle ise sıhhati üzre arz ve i‘lâm
olunması matlûb-i hümâyûnum olunmağla ma‘âzallâhi te’âlâ tefahhus ve teftîşi
fermânım olan mevâddın teftîşinde nev‘an tekâsül ve müsâmaha eylemek veyahud
cizyedârları sıyânet ve himâyet kasdıyla vâki‘ hâli i‘lâm etmeyüp ketm ve ihtifâ ve (…)
olmak ihtimâliniz olur ise sizler için bir dürlü halâs ve necât melhûz ve mutasavver
48

olmayup (…) hakkıyçün bi-lâ emân tertîb-i cezâlarıyla mücâzât olursuz ana göre habîr
ve âgâh olup selâmet-i hâliniz matlûb ise bu bâbda muktezâ-yı sadâkat ve istikâmet üzre
hareket eyleyüp câdde-i iffet ve menhec-i (…) ser-mû udûl ve inhirâf eylemeksizin
fermânım olduğu üzre mevâdd-ı merkûmeyi kasabât ve kurâ ahalilerinden ve ehl-i
zimmet reâyâdan sirran ve alâniyeten takayyud ve su’âl eylemeyüp cizye evrâkını
cizyedâr-ı merkûmlar ne-vechle tevzî‘ ve cibâyet ve tahsîl etmişlerdir vukûf-i küllî
tahsîl eylediklerinden sonra ale’t-tafsîl kaleme getürüp acâleten ve müsâra‘aten
Dersaâdetime arz ve i‘lâm eylemeniz bâbında şeref-yâfte-i sudûr olan hatt-ı hümâyûn-i
şevket-makrûnum mûcebince fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur buyurdum ki hükm-i
şerîfimle vardukda bu bâbda vech-i meşrûh üzre (silik) işbu emr-i celîlü’ş-şân vâcibü’l-
imtisâl ve lâzımü’l-ittibâ‘ımın mazmûn-i itâ‘at-makrûnuyla âmil olup hilâfıyla (silik)
be-gâyet ihtirâz ve ictinâb eyleyesiz şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız.
Tahrîren fi’l-yevmi’r-râbi‘ min Muharremi’l-harâm sene hamse ve erba‘în ve mi’e ve
elf. 22 Rebî‘ul’evvel sene 1145.

Mûcebince sadr-ı a‘zam hazretlerinin mektûbu olduğu bu mahalle kayd-şod.

Sayfa 3 Belge 7:

(silik) sâkinlerinden iken Edirne’de sâkin Mendü Ali’nin torunu Himmet bin
Mehmed’in vârisleri olan kayyimleri emmi-zâdeleri Tıraş oğulları mezbûrlar huzûr-i
şer‘de bi’l-kıyâm ve yine Günebakan (?) mahallesi sâkinlerinden işbu râfi‘u’l-kitâb
Abbas bin Veli nâm kimesne mahzarında takrîr-i kelâm edüp mezbûr (silik) deresi nâm
mevzi‘de mülkiyet üzre mutasarrıf olduğu tahmînen beş (…) tohum istî‘âb eder tarlası
ki bir tarafı Abdülkâdir oğlu ve iki tarafı tarîk-i âmm ve bir tarafı Hasan deresi olan
tarlayı kayyim olduğumuz hasebiyle işbu Abbas’a on kuruşa bey‘ ve kabz-ı semen
eyledik dediklerinde kayd-şod.

Şühûdü’l-hâl: (silik) bin Mehmed Efendi, Kara Sarılı oğlu Osman Beşe, Seyyid Molla
Tâhir bin Hacı Hasan, Sülük oğlu Hacı Eyyüb ve oğlu İbiş Beşe, Mumcu oğlu Seyyid
Molla Osman.

Sayfa 3 Belge 8a:

Vecdegölî Ali tarafından Kokuş (?) Mehmed Beşe vekâleten Kürslü Esir mahzarında
üzerine da‘vâ ve takrîr edüp karındaşımın diyetine müte‘allik hissemi da‘vâ ederim
dedikde cevâbında İbrahim ve Ali sonradan seksen kuruş akçe ve eşyâya bunlar dahi
49

sulh eylediler deyü def‘le cevâb vericek def‘-i meşrûhunu Hacı Kanber ve Seyyid Hasan
bin Kanber Ortaköylü (Devamı yok)

Sayfa 3 Belge 8b:

Divriği’de vâki‘ Sinâniye mescid-i şerîfinde yevmî nîm akçe vazîfesiyle mü’ezzin olan
Abdullah Halife kendi rızâsıyla erbâb-ı istihkâkdan karındaşı işbu râfi‘-i tevkî‘-i
refî‘u’ş-şân-ı hâkânî Molla Mehmed Halîfe’ye ferâğ ve kasr-ı yed edüp merkûm dahi
her vechle lâyık ve mahalli müstahak olmağın ferâğ ve kasr-ı yedinden tevcîh olunup
yedine berât-ı şerîfim verilmek bâbında yedinde olan ferâğ-ı mezkûrun berât-ı atîki
mûcebince inâyet taleb etmeğin vech-i meşrûh üzre sadaka edüp bu berât-ı hümâyûnu
verdim ve buyurdum ki ba‘de’l-yevm merkûm Molla Mehmed Halîfe varup zikr olunan
mescid-i şerîfde fâriğ-i mezbûrun yerine mü’ezzin olup hizmet-i lâzımesini mer‘î ve
mü’eddâ kıldıkdan sonra yevmî nîm akçe vazîfesiyle mutasarrıf olup vâkıfın ruhu ve
devâm-ı ömr ve devletim için duaya müdâvemet göstere ol bâbda taraf-ı âhardan bir
vechle dahl ve ta‘arruz kılmayalar şöyle bileler alâmet-i şerîfeme i‘timâd kılalar.
Tahrîren fî evâhıri Recebi’l-ferd sene isneyn ve semanîn ve mi’e ve elf. İslambol
mahrûse.

İzzet-me’âb şerî‘at-nisâb Mevlânâ Ahmed Efendi kâmyâb ba‘de’t-tahiyyati’l-behiye


inhâ olunur ki

Kıdvetü’l-emâcid ve’l-a‘yân (…) -zâde Mahmud Ağa ba‘de’s-selâm inhâ olunur ki

Hâlen Divriği kazâsının serdârı (…) azl olunup üslûb-i sâbık üzre serdârlık sana tefvîz
olunup (devamı yok)

Sayfa 3 Belge 9:

Bin yüz seksen beş senesinin yüz seksen

Bin yüz seksen beş senesi mâh-ı rebiu’l’ahirinin yirmi dokuzuncu günü Cuma günü
etmekcilere yetmiş dirhemini furuht etmeğe nizâm verilmişdir.

ve mefâhiru’l-kuzât ve’l-hükkâm me‘âdinü’l-fezâ’il

Sayfa 4 Belge 10:

İşbu bin yüz seksen senesinde mâh-ı fî şehri Zilhicce-i şerîfesinde Divriği kasabasında
sâkin olan fukarâ ve zu‘afâ ve a‘yân-ı vilâyet ve eşrâf bi-ecme‘ihim huzûr-ı şer‘e gelüb
takrîr-i kelâm ve ani’l-merâm eylediler ki sûk-i sultânîde ekmekci esnâfına ihzâr-ı şer‘e
50

edüp cümle ma‘rifetiyle ve şer‘-i şerîf ma‘rifetiyle narh ve nizam seksen beş dirhem
ekmek iki akçe ve dört fırın işlemek üzre tenbîh-i şer‘iyye olunmuşdur gerekdir ki
noksan eden tecrîm ola.

Peynir için narh tazesinin kıyyesi sekiz akçeye ve salamurasının kıyyesi on akçe olmak
üzre temşîd (temsil) (?) verilmişdir maada (?)

Sabunun narhı ve nizâmı kıyyesi otuz altı paraya ve nısıf kıyyesi on sekiz paraya temşîd
(temsil) (?) verilmişdir.

Yağ narhı tazesinin kıyyesi on altı paraya temşîd (temsil) (?) verilmişdir.

Vakıf nânın narhı kıyyesi on iki paraya ve nısıf kıyyesi altı paraya temşîd (temsil) (?)
verilmişdir.

Börnekciler (?) isimlerin beyân eder ki (…) Ali Kör Hüseyin Paşa Kürd Bayrakdar’ın
oğlu Türkmen Hacı Mahmud oğlunun torunu (…) bir dükkân vaz‘

Sayfa 4 Belge 11:

Püdge karyesi sâkinlerinden Topal Nebi’nin Musa’nın oğlu Mehmed’e huzûr-i şer‘de
karye-i mezbûre sipâhîsi Mehmed’in ve Serdâr Hüseyin Ağa ve Çıkrıkçı-zâde Hacı
Hüseyin Ağa muvâcehesinde işbu hırsızdır ve hâyindir ahali-i karye kendüsünden emîn
değillerdir muzırrı’n-nâsdır deyü şehâdet etmeleriyle ıslâh-ı nefs için kal‘a-bend
olunmasına tenbîh birle kayd-şod.

Kanber bin Fülân Ahmed Beşe bin Hüseyin nâm kimesne şehâdetiyle vekâleten sâbit
olan Gögüş Paşa nâm kimesne huzûr-i şer‘a

Sayfa 4 Belge 12:

Goresne Asdur zimmî huzûr-i şer‘de İsa’nın oğlu Molla Halil mahzarında üzerine da‘vâ
ve takrîr-i kelâm edüp benim bu Molla Halil’e birkaç kuruş deynim olup taleb eyledikde
alâ-mehlin (…) şimdi yokdur dediğimde beni darb eyleyüp zevcem beni kurtarmak için
geldikde ben kopuverüp zevcemi altına alup depme (?) ile beline ve karnına depme(?)
ile darb edüp eser-i darbdan müte’essiran zevcem sakat vâki‘ olup ve kendisi dahi
yatuyor su’âl olunup mûceb-i şer‘îsi icrâ olunması matlûbumdur dedikde ğibbe’s-su’âl
ve akîbe’l-inkâr tenbîh havâle (?)
51

Asdur zimmî tarafından vekâletine ve kendi tarafından asâletine Bekir huzûr-i şer‘de
kan da‘vâsından Halil yedinden zimmete ibrâ eyledi deyü takrîr-i meşrûhu işbu mahalle
kayd olundu.

Kendir oğlu Hacı Osman, Hacı Feyzullah Ağa, Hasan Paşa, Kürd Hüseyin, Kuloğlu
Osman Ağa, Hâfız-zâde Numan Ağa, Hacı Ali Ağa, (…) Mehmed Paşa.

Hasan üzerine da‘vâ iki kuruş karındaşı Selman vekîl

Sayfa 4 Belge 13:

Medîne-i Divriği sâkinlerinden Bali oğlu Topal Mehmed bin Osman nâm kimesne
tarafından Kömekli Uzun Ali nâm kimesne ile kulağının da‘vâsını ru’yete Eşki-zâde
Yusuf Ağa ile Erçöklü oğlu Mustafa bin Osman nâmân kimesnelerin şehâdetleriyle
sâbitü’l-vekâle Kokuş Mehmed Beşe bin Topçu Hasan Alemdâr nâm kimesne bi’l-
vekâle huzûr-i şer‘de yine Kömekli Uzun Ali mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i
kelâm edüp (devamı yok)

Sayfa 4 Belge 14:

Kuloğlu Hüseyin Ağa huzûr-i şer‘a gelüp takrîr-i da‘vâ eyledik hâlen Sivas’da sâye-
endâz olan Feyzullah Paşa hazretlerinin tarafından vekâleti hasebiyle Divriği
karyesinden Curşin karyesi sâkinlerinden zimmîlerden Esbinha vekâleti hasebiyle taleb
ederim dedikde vekâlet-i mezbûru sâbit olan Togot karyesi sâkinlerinden İbrahim Paşa
(devamı yok)

Sayfa 4 Belge 15:

Bulur Mahallesi sâkinlerinden Ali Beşe nâm kimesne huzûr-i şer‘a gelüp takrîr-i da‘vâ
eylediği Gümüşoğlu Mahallesi sâkinlerinden Mehmed nâm kimesne bi-gayr-i hak kızım
Velîle’nin başından cârına (?) alup (...) sevdasında olmağla da‘vâ ederim dediği işbu
mahalle kayd olundu. Mehmed merkûm cevâbında kızında hakkım vardı deyü da‘vâ
(devamı yok)

Sayfa 4 Belge 16

Bâlî oğlu Mehmed Beşe huzûr-i şer‘de Kömekli Uzun Ali mahzarında üzerine da‘vâ ve
takrîr-i kelâm edüp târîh-i kitâbdan on üç sene mukaddem benim başıma taş ile darb
edüp eser-i cerâhatden nâşî kulağım işitmez oldu şer‘an kulaklarımın diyetini taleb
ederim dedikde ğibbe’s-su’âl ve akîbe’l-inkâr müdde’i-i mezbûrdan beyyine taleb
52

olundukda udûl-i ricâl-i müslimînden Musa Beşe li-ecli’ş-şehâde huzûr-i şer‘a gelüp
eserü’l-istişhâd fi’l-hakîka işbu Ali Beşe işbu Topal ben darb eyledim Yusuf Beşe bin
Osman Ağa ben darb eyledim deyü ikrârına şehâdet eyledi Gergedeli Mehmed oğlu
Hüseyin taş ile başına darb eyledi ra’ye’l-ayn gördüm deyü edâ’-i şehâdet eyledi
Hüseyin karındaşı Ömer Beşe başına taş ile darb ve mecrûh ve eser-i cerâhatdan
müte’essiran sağır oldu deyü edâ’-i şehâdet eyledikleri kayd-şod. Hacı oğlu Alemdar
cerhine tımar eyledim eser-i cerâhatdan müte’essiran sağır olmuşdur deyü sıhhatine
şehâdet Gergedeli Mehmed ile karındaşı Ömer Beşe’nin şehâdeti da‘vâya mutâbıkdır
şehâdetlerinde cerr-i menfa‘at ve adâvet olmayup ta‘dîl ve tezkiye olunup şehâdetleri
kabûl olunmak re’yinize mufavvazdır.

Sayfa 4 Belge 17:

Yedibela Alemdar’ın oğlu Mustafa Ağa huzûr-i şer‘de İpek Ali Beşe mahzarında takrîr-
i kelâm Hacı Mahmud oğlu Molla Mehmed’in oğlu Hasan Beşe’den ve kızlarından
iştirâ eylediğim Molla Mehmed’in olan hisseleri mezbûrlardan iştirâ edüp mülkiyet üzre
mutasarrıf olduğum hisseleri işbu Ali Beşe’ye seksen kuruşa bey‘ eyledim ve semenini
ahz ve kabz eyledim dedikden sonra mezkûr Molla Mehmed’in torunu Ömer Beşe bin
Hasan Beşe dahi merhûm Molla Mehmed hayâtında bir mikdâr dahi bağ-ı mezkûrdan
karındaşım Hâfız’a hibe edüp karındaşım Hâfız dahi hibe-i mevhûbesini Aşcı Ağa’nın
oğlu Hüseyin Beşe ve Mu‘arrif’in oğlu Seyyid Molla Ali şehâdetleriyle bana hibe edüp
ben dahi işbu Ali Beşe’ye otuz iki kuruşa bey‘ ve teslîm ve kabz-ı semen eyledim
dedikde kayd-şod.

Sayfa 4 Belge 18:

Dede Mehmed oğlu Ali bir al kısrağını Hazgerek karyesi ahalilerinden İbrahim Ahmed
oğlu nâm kimesnenin hânesine bırağup karındaşı Hüseyin bana verdi kısrağı deyü da‘vâ
ve mezbûr yine Ali götürdü deyü def‘le cevâb verdiğine yine karye-i mezbûre
sâkinlerinden Eşkıya’nın oğlu İbrahim ve Hasan Ağa’nın oğlu Ali nâmân kimesneler
şehâdet etmeleriyle müdde‘î-i mezbûr mu‘ârazadan men‘a tenbîh bir-le kayd-şod.

Hamo’nun oğlu Hüseyin Mehmed Ağa, Serrâc oğlu Mustafa Beşe, mahzar Kanber
Beşe, İsmail Tâbi‘ Nâ’ib Efendi, Serdar Ağa Kuloğlu, Şeyh Nezîr oğlu Ömer Çavuş.
53

Sayfa 5 Belge 19:

Bâlî oğlu Mehmed Beşe tarafından Küçük Hüseyin oğlu Mehmed Osman Beşe bin Halil
Beşe şehâdetleriyle vekâlete sâbit olan yine karındaşı Ömer Beşe huzûr-i şer‘îde takrîr-i
kelâm eyledi ki karındaşım Mehmed Beşe’nin tarafından vekâletim hasebiyle
karındaşımın kulağının diyeti olmak üzre Kömekli Uzun Ali nâm kimesneden dört tarla
iki keçi ve yüz kuruş nukûd akçeye sulh-i ibrâ oldum dediği işbu mahalle kayd olundu
ki işbu Ali Beşe dahi râzî olup

Osman bin Halil Paşa, Ömer Bey oğlu Hacı Mehmed Ağa, Kethüda Eri Mustafa Ağa,
Kâtib oğlu Yusuf Ağa, üçüncünün oğlu Ömer Paşa, Esnek oğlu Yusuf Paşa, Küçük
Hüseyin Paşa.

Sayfa 5 Belge 20:

İşbu Ali Beşe dahi pusdan (?) ve çocuk diyet ve sâyir da‘vâsından merkûm Bâlî oğlu
Mehmed Beşe’den ve karındaşı Ömer Beşe’den zimmetimi ibrâ ve iskât eyledim dediği
işbu mahalle kayd olundu.

Osman bin Halil Paşa, Ömer Bey oğlu Hacı Mehmed Ağa, Kethüda Eri Mustafa Ağa.

Sayfa 5 Belge 21:

Vazandanlı (?) Molla Halil huzûr-i şer‘de Hazgerekli Ahmed Pala ile Ordulu kefereye
darb eyledi deyü şehâdet eyledi muvâcehelerinde ve Bahtiyarlı Halil dahi darblarını
edâ’-i (?) şehâdet eyledikde kayd-şod.

Sayfa 5 Belge 22:

Düstûr-i mükerremûn müşîrûn-i mufahhamûn nizâmü’l-âlem müdebbiru umûri’l-


cumhûr bi’l-fikri’s-sâkıb mütemmimû mehâmmi’l-enâm bi’r-re’yi’s-sâ’ib mümehhidû
bünyâni’d-devleti ve’l-ikbâl müşeyyidü erkâni’s-sa‘âdeti ve’l-iclâl el-mahfûfu bi-sunûfi
avâtıfi’l-meliki’l-a‘lâ Anadolu’nun orta koluyla Diyarbakır’a varınca vâki‘ olan vüzerâ-
yı izâm -edâmallâhü te’âlâ iclâlehüm- ve e‘âzimü’l-ümerâ’i’l-kirâm merâci‘u’l-
küberâ’i’l-fihâm zü’l-kadri ve’l-ihtirâm ashâbü’l-izzi ve’l-ihtişâm el-muhtassu bi-
mezîdi inâyeti’l-meliki’l-a‘lâ mîr-i mîrân-ı kirâm -dâme ikbâlühüm- ve mefâhiru’l-kuzât
ve’l-kelâm (Hükkam) me‘âdinü’l-fezâ’il-i ve’l-kelâm kuzât ve nüvvâb -zîde fazluhüm-
ve mefâhiru’l-emâsil ve’l-akrân mütesellimler ve kethüdâ erleri ve yeniçeri serdârları ve
havâss ve evkâf zâbıtları ve ze‘âmet ve tımar subaşıları ve (…) ve sâyir zâbıtân ve
54

a‘yân-ı vilâyet -zîde kadruhum- tevkî‘-i rafî‘u’ş-şân-ı hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola
ki öte beru vilâyet-i Anadolu’da vâki‘ büldân ve emsâr ve kasabât ve kurâda sâkin
fukarâ-yı ra‘iyyetin ve sâ’ir erbâb-ı ticâretin ve konar ve göçer aşâir ve kabâil ricâlinin
yedlerinde olan ağnâmı furuht için kendi hâhişleriyle diledikleri kimesnelere bey‘ ve
bahâları tamâmen ashâbına teslîm olunmak ve kassâb-ı mâşîler ve sâ’irler taraflarından
caşni tutulup ve âhar gûne vechen mine’l-vücûh cevr ve ta‘addî olunmamak üzre bu
tarafda tenbîhi iktizâ edenlere muhkem tenbîh ve te’kîd olunmağla imdi fermân
olunduğu üzre koyun getürenlerden mürûr ve ubûr eyledikleri ve geçidler muğâyir-i
mu‘tâd alâ tarîki’l-bid‘a akçe mutâlebesi ile bir dürlü rencide vermek olunmamaları
husûslarını iktizâ edenlere tenbîh ve te’kîd ve kazâlarınızda olan Türkman ve çelebi
tâ’ifelerini ve sâ’ir ashâb-ı ağnâmı getürdüp emr-i âlîde mezkûr-i melhûz olan
mahzûrâtın mündefi‘ olduğunu ashâb-ı ağnâma tefhîm eylemek bâbında fermân-ı âlî-
şânım sâdır olmuşdur. Kayd-şod.

Sayfa 5 Belge 23:

Burnaz Ağa Mahallesi sâkinlerinden Bezli İbrahim Çelebi’nin zevce-i menkûhası


Hatice nâm hatun tarafından vekîle olan Kâtib-zâde Yusuf kendi huzûr-i şer‘îde
vekâlete takrîr ve takrîrine musaddik olan Yusuf Ağa mahfel-i kazâda vekâlet hasebiyle
da‘vâ ve takrîr-i kelâm edüp işbu Hatice’nin kızı Âişe nâm hatun müteveffânın
zevcesinden terekesinin ve mehr-i mu‘accelesine da‘vâ.

Ömer Bey-zâde el-Hacı Mehmed Ağa, Serdâr Ağa.

Sayfa 5 Belge 24:

Bezli’nin zevcesi hatunun tarafından vekîl-i müsbeti olan Kâtib-zâde Yusuf Ağa huzûr-i
şer‘de Hacı Yusuf mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edüp mezbûre hatunun
kızı işbu Hacı Yusuf’un zevcesi merhûm olup müteveffiye hatunun muhallefât-ı
metrûkesinden vâlidesi müvekkile-i mezbûreme düşen hisse-i irsiyyesini taleb ederim
dedikde malı yokdur deyü inkâr eyledikde işbu Hacı Yusuf hacc-ı şerîfe gitdikde cümle
mal oğlumundur benim alâkam yokdur deyü takrîr etmekle cümle mal müteveffiye-i
mezbûrenindir dedikde Hacı Yusuf kayınvâlidem hisse-i şâyi‘asını bana kırk kuruşa
bey‘ edüp âmme-i da‘vâdan benim zimmetimi ibrâ edüp yedime hüccet-i şer‘iyye
vermişdir deyü.
55

Zimem kuruş 300

Eşyâdan nukûd kuruş 150

Mehr-i mü’eccelesi 100 (?)

Hâne ve tarla ve esâs-ı beyt

İşbu nukûd beyân eder:

Durdu-zâde Bekir Efendi’de kuruş 2

Zevcine verdiği vereceği kuruş 300

Kemer bülendin altun şerid (?) kuruş 150

Arzî suluda kuruş 40

Aslan oğlu Hasan Bekir yediyle ve Tekelide kuruş 13

Hasan Paşa’nın kızı Emine Hanım zimmetinde kuruş 18

Hoca kızında kuruş 9

Havva kızlarında kuruş 5

Durdu-zâde Hacı Mustafa Efendi’de kuruş 2

Sâ’ir olan eşyâyı beyân eder:

Yevmî değirmen aded 5

Diz donu aded 3

Kaftan aded 2

Altun armud aded 50

Mercan tesbih aded 2

Hal hal sim aded (...) 2

Altun (...) aded 1

Çuka cuba (?) aded 1

Keşan pokaç hamam esbâbı takım aded 1

Entari aded 4

Sim (...) zencir ile aded 1


56

Altun yüzük aded 14

Sim koz aded 10

Pul sim bahası kuruş 20

Gömlek aded 3

İşleme mumu cenber aded 11

Teli soynacak beşdeman aded 1

Sim un mekeri çift aded 1

Kızın zimmetimde Hasan Paşa’nın

kızı Alime olan nukûdu kuruş 18

Kalpan izar peçe nikâb aded 4

Nâfe kürk aded 1

Kırmızı çuka benş aded 1

Ören takımı büyük şilt iki mak‘ad iki yan kilimi iki döşeme bir yasdık yedi minder bir
ihram iki (...) bir kürsü yorganı bir def‘a yorgan iki döşek iki kilim bir

Def‘a entari aded 1

(...) çuka aded

Hançer sim aded 1

Lenger aded 2

El leğeni aded 2

Karavele leğeni aded 1

İbrik aded 2

Kahve takım ma‘a milhân ma‘a (...) aded 1

Tencere aded 2

Kantar bakır aded 1

Sini bakır aded 2

Sahın ma‘a kapak aded 2


57

Maşraba aded 1

Su tası aded 1

Şerbet tası aded 1

Def‘a kendi tarlamızdan gelen hıntadan bâkî kalan kîle 11

Kulî taş aded 1

Kendi tarlamızdan gelen şa‘îr kîle 5

Büyük kevgir aded 1

(silik) aded 3

Sayfa 6

Ortağımız Cafer’de kuruş 40

Hacı Zülfigar oğlu Mustafa’da kuruş 12

Ve Mustafa’nın ortağında kuruş 14

Hazgerek’de tohum verdiğimiz ortağımızda kuruş 40

Şâtır oğlunda kuruş 2

Kâtib oğlu el-Hâc Ömer Ağa’nın avradında kuruş 3

Hacı Bilal Ömer’in avradında kuruş 3

Sayfa 6 Belge 25:

Hacı Osman Mahallesi sâkinelerinden Hatice Hato bint-i Hacı Mehmed bin Hatunun
tarafından zikri âti’l-beyânda da‘vâya ve mürâfa‘a-yi şer‘a zât-ı mezbûru ma‘rifet-i
şer‘ile ârifân Tıraş oğlu Veli Beşe bin Yusuf ve Ali Beşe bin Mustafa nâmân
kimesnelerin şehâdetiyle sâbitü’l-vekâle olan Kokuş Mehmed Beşe bin Toycu Hasan
Alemdâr vekîl-i merkûm huzûr-i şer‘de takrîr-i da‘vâ eyledi ki (devamı yok)

Sayfa 6 Belge 26:

Osman Beşe bin Abdullah ve Kalfalı oğlu Mehmed bin Ömer nâmân kimesneler li-
ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup eserü’l-istişhâd müdde‘iye-i mezbûre hatun
bizlerin huzûrunda benim alâkam ve da‘vâm yokdur deyü ikrâr eyledi deyü edâ-yı
şehâdet eylediklerinde kayd şod.
58

Sayfa 6 Belge 27:

(...) Mübin Hatice Musa taraflarından

Çaybaşı Mahallesi sâkinelerinden Mübin bint-i Ali ve Ümmü Gülsüm bint-i Molla
Mustafa nâm hatunlar taraflarından zikri âti’l-beyânda da‘vâya vekîl olan Kokuş
Mehmed Paşa nâm kimesnenin vekâleti Mehmed mahalle-i mezbûre sâkinlerinden
Yusuf bin Veli bin Yusuf Ali bin Mustafa nâm kimesneler şehâdetleriyle sâbit olduğu
işbu (devamı yok)

Sayfa 6 Belge 28:

Çaybaşı Mahallesi sâkinelerinden Ümmü Gülsüm ve Mübin bint-i Ali Mübin ve Hadice
ve Gülsüm karındaşları Musa bin Molla Mustafa nâm kimesnelerin Ese’nin oğlu Halil
nâm kimesne ile bağ da‘vâsı olmağla tarafından mahalle-i mezbûre sâkinlerinden Veli
bin Yusuf Ali bin Mustafa nâm kimesneler şehâdetleriyle vekâleti sâbit olan Kokuş
Mehmed Beşe da‘vâ eder.

Zaman mürûr eyledi deyü cevâb verilüp

Sayfa 6 Belge 29:

Hamîs Paşa’nın Emine Hanım’ın ve oğlu Bekir Bey’in birbirlerine kefîl yüz otuz iki
kuruş Nurşenli-zâde Hacı Veli Ağa’nın vârisleri hanımın vârisi Za‘îm Ağa’nın
muvâcehesinde da‘vâ ve ba‘de’l-mürâfa‘a Yıldırım-zâde Seyyid Mehmed Ağa Hacı
Solak şehâdet etmeleriyle kayd ve bir def‘a dahi bâ-temessük hanımın yüz yirmi kuruş
deyni olduğuna yine Seyyid Mehmed Ağa ve Hacı Solak şehâdet etmeleriyle kayd-şod.

Şâhid Hacı Mühürdâr-zâde Mustafa Ağa, Kethüdâ Mustafa Beşe.

Sayfa 6 Belge 30:

Ferhat oğlu Mehmed Paşa nâm kimesne huzûr-ı şer‘a gelüp takrîr-i kelâm eylediği işbu
kız karındaşım Vesîle bint-i Ali nâm hatun tarafından vekâlet ve kendi tarafımdan
asâleten Entağra karyesinde vâki‘ olan mülk-i malikâne on hissemizi müşterîniz olan
sa‘âdetlu yetmiş beş kuruşa gerek kendi hissemi ve gerek vekîl olduğum kız karındaşım
Vesîle Hatun hissesini tamamen bey‘ ve ibrâ eyledim.

Vekâleti sâbit olan şehâdetler: Zevci Mehmed bin Abdullah, (...) oğlu Ali bin Mehmed
59

Sayfa 6 Belge 31:

Âsitâne-i sa‘âdetde mütemekkin Pîr Bogos nam veledi Serkiz veledi Bogos tarafından
köyekisi (?) Artin nâm zimmîyi vekâleti nam kimesne şehâdetleriyle huzûr-ı şer‘de bi’l-
vekâle Kürkçü Bogos ve Murad zimmî muvâcehesinde üzerine da‘vâ ve takrîr edüp
mukaddemâ mesfûr yüz elli kuruşa sulh an-inkâr ve meblağ-ı mezbûru bi’t-tamam ahz
ve kabz bir akçe hakkım kalmadı âmme-i da‘vâdan zimmetini ibrâ eyledi deyüp yedinde
olan hüccetin ibrâz ve müftî efendi ve Hacı Osman Ağa ve Hacı Ömer ve cemm-i gafîr
edâ’-i şehâdet eylediklerinde şehâdetleri makbûle ve mesmû‘a olunmağın müdde‘î-i
mezbûr bi’l-vekâle bî-vech-i şer‘î mu‘ârazadan men‘a tenbîh birle kayd-şod.

Şühûdü’l-hâl: Müftî Efendi, Hacı Osman Ağa, Dizdar Ağa, Seyfi Ağa, Nurşenli-zâde
Seyyid Mehmed Ağa, Kethüdâyeri Ağa, Emîn Ağa sâbıkâ miralay, za‘îm Hacı Halil
Ağa, Çolak-zâde Yusuf Ağa, Alaybeyi Hasan Ağa, Hacı Bekir Ağa-zâde Bekir Ağa,
Za‘îm Alemdâr Osman Ağa, Cûşdân-zâde Alemdâr, Mandı-zâde Süleymân Ağa,
Nurşenli-zâde es-Seyyid İbrahim Ağa, Şem‘ûn oğlu İbrahim Beşe.

Sayfa 7 Belge 32:

Rakka Valisi Hazretlerinin buyuruldusu kaydıdır

Şerî‘at-şi‘âr Divriği kadısı Efendi -zîde fazluhû- ve kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân


mütesellimi ağa -zîde kadruhû- ve bi’l-cümle zâbıtân ve iş erleri inhâ olunur ki bir
müddetden beru kat‘-ı tarîk ve nehb-i emvâl misillu envâ‘-ı şekâvet ve fezâhata cesâret
ve ibâdullâha îzâl-ı güzend-i zarar ve hasâret üzere olan Gelecorlu ve sâyir erbâb-ı
şekâvetin ahz ve tenkîlleriyle ibâdullâha emn ve râhatları matlûb-i hazret-i Pâdişâhî
olup haklarında fermân-ı âlî-şân sâdır olmakdan nâşî her ne mahalde ise ahz ve
istîs’âlleriyçün üzerlerine tarafımızdan asker ta‘yîn ve irsâl olunmağın sen ki
mütesellim-i mûmâ-ileyh ve zâbıtân-ı merkûmûnsuz eşkıyâ-yı mezbûrenin izâle ve
i‘dâmlarına irâde-i aliyye-i Hazret-i Pâdişâhî ta‘aluk etmekle iğmâz ve müsâ‘ade
olunacak mevâddan olmayup bu havâlîlere maznûn olan mahaller sedd ve bend ve
istihkâm verilmeğin imdi eşkıyâ-yı mezbûre ol taraflara gelmek ihtimâlleri olur ise firâr
edecek yollarını muhkem sedd ve bend ve bir ferdini geçirmeye bir dürlü cevâz ve
ruhsat göstermeyüp husûs-ı mezbûrda cümleniz sarf-ı vusu’ ve kudret eyleyesiz ve illâ
bu husûsun i‘mâl ve rehâvet veyahud bir ferdini firâr ve gayb etdirmeniz mesmû‘umuz
olur ise a‘zâr-ı beyhûdenize isğâ olunmayup cümleniz mazhar-ı itâb ve müstahakk-ı
mu’âhaze ve ikâb olunacağınızı tahkîk eylemeniz bâbında dîvân-ı Rakka’dan işbu
60

buyuruldu tahrîr ve isdâr ve ile irsâl olunmuşdur bi-mennihî te’âlâ vusûlünde gerekdir
ki minvâl-i meşrûh üzere eşkıyâ-yı mezbûrenin ol havâlîde firâr edecek yollarını
muhkem sedd ve bend eylemeye mübâderet ve rüsum-ı hazm ve ihtiyâta ri‘âyet edüp
ihmâl ve tekâsülde gâyetü’l-gâye hazer ve mücânebet ve mûceb-i buyuruldumuz ile
amel ve hareket eyleyesiz deyü buyurulmuşdur. Fî 19 C 1181.

Sayfa 7 Belge 33:

Pirdakcı (?) bundan akdem mecrûhan fevt olan Hüseyin Beşe bin İbrahim Beşe nâm
müteveffânın vârisi Ali nâm sağîrin li-ecli’d-da‘vâ vasîsi olan Osman Beşe bi’l-vesâye
meclis-i şer‘de yine medîne-i mezbûre sâkinlerinden Ali bin Abdullah nâm kimesne
mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edüp karındaşım Hüseyin Beşe’yi tarih-i
kitabdan bir gün mukaddem sûkunda kahvenin önünde beyaz saplı bıçak ile boğazından
darb ve mecrûh edüp eser-i cerâhatden müte’essiran fevt oldu deyü da‘vâ ve gıbbe’s-
su’âl ve akîbe’l-inkâr müdde‘î-i mezbûrdan beyyine taleb olundukda udûl-i ricâlden
Mustafa Beşe bin (silik) ve Halil Beşe bin İbrahim Ağa li-ecli’d-da‘vâ huzûr-i şer‘a
hâzırân olup eserü’l-istişhâd fi’l-hakîka tarih-i kitâbdan bir gün mukaddem kahvenin
önünde işbu Ali beyaz kabzalı bıçak ile boğazdan darb ve mecrûh edüp eser-i
cerâhatden müte’essiran fevt oldu bizler bu husûsa bu vech üzere şâhidiz ve şehâdet
ederiz her birleri edâ-yı şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde şehâdetleri makbûle ve
mesmû‘a olmağın kayd-şod.

Şühûdü’l-hâl: Serdar Ağa ve karındaşı Memiş Ağa, Molla Hasan Yazıcı, Ali Yazıcıoğlu
Hacı Mehmed, Kokuş Mehmed Beşe, Demürci Mehmed Beşe bin Hamza, Benli Ali
Beşe, İpek Ömer Beşe.

Sayfa 7 Belge 34:

Medîne-i Divriği mahallâtından

İşbu sene-i meymûne-i mübârekede bin yüz doksan birinci sene duhûlünden sonra
cenâb-ı Hâliki’l-mahlûkât ve mevcûdât ve mûcid-i masnû‘ât emvât-ı nebâtât ve eşcârı
ihyâ ve Divriği kazâsı kurâ ve mezâri‘inde kâffe-i hazravât nazâretini ihdâs edüp
buğday ve şa‘îr ve köşne ve mercimek hubûbâtını intifâ‘ olunmağa kâbil ve vaktine
idrak-ı sene-i mezbûrede cemâziye’l-ûlânın ikinci günü müşâhede olunan âsâr-ı hasâd
nümâyûn ve infâk-ı ashâb-ı hayrât ile sicill-i mahfûza kayd olundu Hak te’âlâ âmme-i
ibâda hayr ve berekât ihsân eyleye âmîn. Fî 2 cemâziye’l-ûlâ sene 1191.
61

Sayfa 7 Belge 35:

Medîne-i Divriği muzâfâtından Kızılca Viran karyesi sâkinlerinden Burnaz Ağa-zâde


Sa‘dullâh Ağa’nın çiftcisi İsmail nâm kimesnenin tarafından hul‘-i âti’l-beyânı ikrâra
mahzar Kanber Beşe ve Çiçekoğlu Ahmed şehâdetleriyle vekâleti sâbit olan ammisi
çiftci İbrahim nâm kimesne meclis-i şer‘de takrîr-i kelâm edüp merkûm İsmail nâm
kimesne Salih Kethüdâ’nın kızı Zehra’ya tezevvüc edüp ba‘dehû merkûm kız âhar
kimesneye nikâhlı olup nikâh-ı evveli sâbit ve merkûmun nikâhı fâsid olmuşiken el-
hâletü hâzihî yine hüsn-i rızâsıyla merkûme Zehra’ya hul‘ ve birbirlerinden
zimmetlerini ibrâ’ eylediği kayd-şod. Fî selh-i L sene 1191.

Sayfa 8 Belge 36:

Bismillâhirrahmânirrahîm

El-hamdü lillâhi vahdehû ve’s-salâtü alâ men la nebiyye ba‘dehû ammâ ba‘dü işbu
kitâb-ı sıhhat tahrîr ve imlâsına bâ‘is ve bâdî oldur ki medîne-i Divriği mahallâtından
Kuloğlu Mahallesi sâkinlerinden sâhibü’l-hayrât ve râğıbü’l-hasenât Voyvoda el-Hâc
Osman Ağa bin el-Hâc İsmail Ağa meclis-i şer‘-i nebevî ve mahfel-i dîn-i münîf-i
Muhammedî’de ikrâr-ı tâmm ve takrîr-i kelâm edüp dâr-ı dünyânın (…) ve irtihâlin
tefekkür edüp “men câ’e bi’l-haseneti fe-lehû aşru emsâlihâ” âyet-i kerîmesinin
mazmûn-i şerîfine imtisâlen medîne-i mezbûrede Gökce Câmi‘-i Şerîfi Mahallesinde
vâki‘ Hasan Ağa bağı demekle ma‘rûf mülkiyet üzere mutasarrıf olduğum bağın bir
tarafı Kayaoğlu mülkü ve bir tarafı Murad Ağa-zâde mülkü ve bir tarafı Rıdvân
Beyoğlu mülkü ve bir tarafı tarîk-i âmm bu hudûd ile mahdûd ve mümtâz mülk bağımı
büyûtuyla ve eşcârıyla ve kürûmuyla ve arsasıyla ve cemî‘-i tevâbi‘ ve levâhıkıyla ve
yine medîne-i mezbûrede Câmi‘-i Kebîr Mahallesinde vâki‘ mülkiyet üzere mutasarrıf
olduğum Bekir Çavuş Hamamı demekle arîf nısıf (?) hamâmımı ve önünde vâki‘
kütüklüğü ile ma‘an cemî‘-i tevâbi‘ ve levâhıkıyla ve yine medîne-i mezbûrede vâki‘
mülkiyet üzere mutasarrıf olduğum tığ (?) değirmeni demekle bir göz değirmenimi ve
andan gayrı karyesinde olan mülk hisse-i ma‘lûmemi ve (…) karyesinde olan mülk
hisse-i ma‘lûmemi ve yine medîne-i mezbûrede vâki‘ hudûdunun bir tarafı Celaloğlu
zimmî mülkü ve iki tarafı tarîk-i âmm ve bir tarafı tarîk-i hâss bu hudûd ile mahdûd ve
mümtâz üç bab demirci dükkânı mülk dükkânlarımı hasbeten lillâhi te‘âlâ ve taleben li-
marzâtihî vakf-ı mü’ebbed ve habs-i muhalled ile vakf ve habs edüp şöyle ta‘yîn-i şurût
ve tebyîn-i kuyûd eyledi ki mâdâm hayatda oldukça vakf-ı mezbûra kendim mütevellî
62

olup tebdîl ve tağyîr ve istiğlâl ve tasarrufu yedimde olup ve ba‘de vefâtî vakf-ı
mezbûra zevcem Fatıma Hatun bint-i el-Hâc Veli Ağa mütevellî olup ve ba‘de ve fâtihâ
oğlum Mehmed Bey mütevellî olup ve ba‘dehû evlâd-ı zükûrunun erşed ve aslahı
mütevellî olup senede bir def‘a receb ve şa‘bân ve ramazân aylarından hangisinde
murâd ederler ise mütevellî olanlar vakf-ı mezbûr gallesinden iki batman asel-i musaffâ
ve iki batman yağdan helva tabh edüp ve fukarâ-yı müslimîne it‘âm eyleyüp ve yine
senede bir def‘a tevhîd-i şerîfe tilâvet etdirüp ve galle-i vakfdan beş kuruş tevhîd
okuyanların müstahak olanlarına verüp hâsıl olan sevâbını rûhuma ihdâ eyleyüp vech-i
meşrûh üzere mütevellî ve mutasarrıf olalar vakf-ı mezbûr bâkî ve fazla gallesini evlâd
ve ba‘dehû evlâd ve evlâdımın zükûru neslen ba‘de neslin ahz ve taksîm ve mutasarrıf
olalar deyü vakf-ı mezbûr tevliyeti evvelâ kendü nefsine ve ba‘dehû zevcem Fatıma
Hatuna ve ba‘dehû oğlum Mehmed Bey’e ve ba‘dehû şurût-ı mezkûr üzere mütevellî
mutasarrıf olup ve vakf-ı mezbûr gallesinden mütevellî olanlar senede elli kuruş hakk-ı
tevliyet alup fazlasını evlâdım beynlerinde iktisâm edüp şurût-ı mezkûr üzere mütevellî
ve mutasarrıf olalar dedikde vakf-ı mezbûrun sıhhat ve lüzûmuyla ba‘de’l-hükm mâ
vaka‘a bi’t-taleb ketb ve terkîm olundu. Tahrîren fî gurre-i şa‘bânü’l-mu‘azzam sene
ihdâ ve seb‘în ve mi’e ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Fahru’l-ulemâ el-Hâc Mustafa Efendi me’zûn bi’l-iftâ, Kebabcı-zâde


Abdullah Efendi, Kesdel-zâde Hacı Hâfız Efendi, Murad Ağa-zâde el-Hâc Ali Efendi,
Nurşenli-zâde Mahmûd Ağa, Seyfi Ağa, Hacı Mühürdâr-zâde, Hafız-zâde, Mandıoğlu
Süleyman Ağa ve Hasan Ağa ve Nu‘man Ağa, Aylı-zâde Hacı Bekir, Kokuş Mehmed
Beşe, (…) Ağa, Ali şebo (?) Ağa, Kuloğlu Baz Osman ve gayruhüm.

Sayfa 9 belge 37:

İmdâd-ı seferiyye ve hazariyyenin afvı emri suretidir

Kıdvetü’l-kuzât ve’l-hükkâm ma’dinü’l-fezail ve’l-kelâm Divriği ve Darende naibleri -


zîde fazluhû- tevkî’-i ref’î hümâyûn vasıl olucak malum ola ki Divriği sancağında vakî
Divriği ve Darende kazalarından imdâd-ı seferiyye namiyle taraf-ı mirîden elli iki ve elli
dört senelerinde otuz kese akçe fermanım olan akçeden beşer kese akçe Divriği ve
Darende kazalarından tahsil ve mahalline edâ ve andan ma’ada Sivas valilerine dahi
beher sene imdâd-ı seferiyye ve hazariyye verilip Divriği ve Darende kazaları ahalileri
fakîru’l-hâl olduklarından mâ’adâ kaht u galâ istilâ eylemekten nâşî meblağ-ı mezbur
canib-i mirîden bir daha matlup olunup ve Sivas valileri taraflarından dahi seferiyye ve
63

hazariyye mutalebe olundukta edâya bir dürlü iktidarları olmadıklarından diyar-ı âhara
perakende ve perişan olmaları mukarrerdir deyu Divriği ve Darende kazalarında sakinun
ulema ve sulehâ ve a‘yân ve fukarası meblağ-ı mezburun ve imdâd-ı seferiyye ve
hazariyyenin def’ ve ref’ olunmasın iltimas eylediklerinden siz ki Divriği ve Darende
naibleri -zîde ilmuhumâ- sız arz etmekle Divân-ı hümâyûnda mahfuz kuyûd ve ahkâm
ve tertib defterlerine müracaat olundukta Divriği sancağından i‘ânet-i mirî olmak üzere
elli iki ve elli dört ve elli beş ve elli altı senelerinde seferiyye namiyle beher sene otuz
kese akçe tahsil olunmak için evâmir-i şerifim verildiği ve Divriği sancağından toprak
basdı Sivas valileri için ibtida’-i vaz‘da seferiyye ve hazariyye tertib olunduktan sonra
kırk üç senesi evahir-i Şevvalinde seferiyye ve hazariyye için emr-i şerifim verilip ba’de
mutalebe olunmak üzere mukaddema verilen emrin kaydı fukaraya merhameten terkîn
olunup sene-i mezbure evahir Zilhiccesinde emr-i şerifim verildiği derkenar olmağla bu
takdirce liva-i mezbureden Sivas valileri tarafından seferiyye ve haziriyye mutalebesi
lazım gelmeyip ve iânet-i mirî namiyle verilen meblağ-ı mezbûr dahi bu sene dermanım
olmamağla bir daha mutalebe olunması iktiza etmedikten ma’ada seferiyye ve
hazariyyeleri dahi af olunup fimâ ba’de liva-i mezbur Sivas valileri tarafından dahi
seferiyye ve hazariyye mutalabesiyle fukarayı raiyyet-i zahmet olunmamak babında
emr-i şerifim sudurunu iftihar ala macid ve ale’l-kiram (?) bi’l-fiil reisü’l-küttabım
Mehmed Ragıb -dame mecelle- i’lâm etmeğin vech-i meşruh üzere i’lâmı mucebince
amel olunmak fermanım olmağin işbu emr-i alişanım ısdâr ve irsâl olunmuştur.
Buyurdum ki vusul buldukta bu babda vech-i meşruh üzere şeref yafte-i sudur eden
ferman-ı celile-i (…) ve reisü’l-küttabım mumaileyhim i’lâmı muciblerince amel ve
hilafı rıza ve cevaz göstermeyip mazmun emr-i şerifim ile amel ve hareket hilafında
hazer ve mücanebet eyleyesiz şöyle bilesiz alamet-i şerifime itimat kılasız. Tahriren fî
evahir-i Safer el-hayr sene seb‘a ve hamsin ve mi’e ve elf.

Sayfa 10 Belge 38:

Divriği kasabasının nezr hüccetidir ve ferman kaydıdır

Kıdvetü’l-kuzât ve’l-hükkâm mea’dinü’l-fezail ve’l-kelâm mevlâna Divriği kadısı -zîde


fazlihu- tevki’-i ve refî’i hümâyûn vasıl olıcak malum ola ki Malatya ve havalisi
eşkiyadan tathîr ve hüsn-i nizama rabt içün bâ-evâmir-i aliyye memur kılınan Rakka
valisi vezirim Mehmed Paşa -edamallahu teala iclalehû- Malatya ve havalisi ba’de’t-
teftiş tathîr ve hüsn-i nizama rabt ve nizam-ı merkumun istikrar ve devamı içün ol
64

havali alâ hidetin şûrût ve kuyûd-ı müstahsene ile nezre kat‘ ve hücec-i şer‘iyye
müracaat eyledikten sonra Divriği kazası ahalileri dahi kapusuz ve sair eşkıyaları
içlerine koymayıp ve hîn-i zuhûrlarında bi’l-ittifak şerr ve mazarratlarını def‘ ve kasaba
ve kurâlara şekâvete te‘addî eder oldukta haklarından gelmek ve mütenebbih oldukları
hâlde ahz ve girift ve hükkâm-ı vakt taraflarına verilmek ebnâ-i sebîl ve kavâfili âminen
ve salimen imrar ettirmek üzere ahali-i kaza şûrût-ı mezkure tathîr ile hüccet-i şer’iyye
verilmek bâ-buyuruldu mübaşir tayin olunan el-Hac İbrahim -zîde kadruhû- Divriği
mahalline vürudunda ahali-i kazayı bi-esrihi meclis-i şer’a ihzar ve mazmûn-ı münîfi
cümleye i‘lâm olundukta cümlesi sem‘an ve tâ‘aten deyüp Divriği mahallatından Cami-
i Kebir Mahallesi sakinlerinden imam Osman efendi ve Hacı Mustafa ve Hacı Mustafa
ve sairleri ve Kemankeş Mahallesinden imam es-Seyyid Ahmed Efendi ve İbrahim ve
Hacı Mustafa ve sairleri ve İmamoğlu Mahallesinden İmam Seyyid Ebubekir Efendi ve
Alemdar Hacı Mehmed ve sairleri ve Sinaniye Mahallesi ahalileri (silik) Mustafa Efendi
ve diğer Mustafa ve sairleri ve Şems-i Bazirgan Mahallesinden İmam İsmail Efendi ve
İbrahim ve sairleri ve Seyyid Ömer ve sairleri ve Birsinan Mahallesinden İmam Molla
Efendi ve İbrahim ve Seyyid Ömer ve sairleri ve Hamam-ı Süflâ Mahallesinden İmam
Ömer Efendi ve Osman ve Hamid ve sairleri ve Hacı Osman Mahallesinden İmam
Kasım Efendi ve Mehmed Paşazade Mehmed Seyyid Bey ve diğer Ömer Paşazade
Bekir Bey ve sairleri ve Kuloğlu Mahallesinden imam Seyyid Osman Efendi ve Seyyid
İsmail ve Hüseyin ve sairleri ve Züleyha Hatun Mahallesinden İmam Hacı Mustafa
Efendi ve Hamid Beşe ve Mısri Ömer Beşe ve sairleri ve (...) Venik Mahallesinden
İmam Ali Efendi ve Hacı Mustafa ve Monla Ömer ve sairleri ve Abı Çemen
Mahallesinden İmam Mustafa Efendi ve Hacı Ahmed ve Alemdar Ali ve sairleri ve
Küçük Camii Şerif Mahallesinden İmam Seyyid Abdurrahman Efendi ve Ağazade
Seyyid Osman ve sairleri bi-esrihi meclis-i şer’de mübaşir-i merkum mahzarında her
birleri şûrût-ı mezkure müteahhit ve fi-mâ ba‘d taahhütlerin hilafı zuhur etmek üzere
cânib-i miri beş bin guruş nezri kabûl eylediklerin müş‘ir Malatya naibi el-Hac Halil -
zîde ilmuhûnun- verdiği bir kıt’a hüccet-i şer’iyye hazine-i amiremde mahfuz baş
muhasebe defterlerine sebt ve kayd olunmağla i’lâm-ı hâl içün işbu emr-i şerifim
alişanım isdâr ve irsâl olunmuşdur imdi vusulunde mevlana-yı muma-ileyhim hüccet-i
mezkurun hazine-i amirem defterlerine kayd olunduğunu cümleye i‘lân ve işâ‘at ve
daima şurut-ı taahhütlerine riayet ettirip ma‘âzallâhi te’âlâ hilâf-ı ta‘ahhüd hareketleri
zuhûr eylemek ihtimal olur ise yalnız mukayyed olan nezirlerinin tahsîli ile iktifa
65

olunmayup birkaç katı tahsil olunduktan sonra haklarında şer’an lâzım gelen cezaları
dahi tertib ve icra olunacağını her birlerine tefhîme bezl-i vüs‘ ve kudret etmek babında
ferman-ı alişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerifimle vardukta bu babda
vech-i meşruh üzere şeref-yafte-i sudur olan işbu emr-i şerifim Halil Paşa vacibü’l-
ittiba’ ve lazımi’l-ittisalimin mazmûn-ı itaat-makruniyle amel ve hilafından vaz‘ ve
hareketden be-gâyet ihtiraz ve ictinab eyleyesiz şöyle bilesiz alamet-i şerife itimad
kılasız. Tahriren fi’l-yevmi’s-sâlis Muharrem sene isna ve semanin ve mi’e ve elf.
İslambol el-mahrûse.

Sayfa 10 Belge 39:

Kurâların nezr hücceti mûcebince olan emr-i âlî kaydıdır.

Kıdvetü’l-kuzat ve’l-hükkâm ma’dinü’l-fezail ve’l-kelâm mevlana Divriği kadısı -zîde


fazluhu- tevkî‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak malum ola ki Malatya ve havalisi ve civarı
olan mevâzi‘-i saire yine eşkıya ve haram-zâdeden tathîr ve hüsn-i nizama rabt içün
evâmir-i aliyye ile memur olan Rakka valisi vezirim Mehmed Paşa -edamallahu te’âlâ
iclaluhu- Malatya ve havalisini ba’de’t-teftiş tathîr ve hüsn-i nizama rabt ve nizamı
merkumin istikrar devamı olmak ol havaliyi alâ hidetin şurût ve kuyud-ı müstahsene ile
nezre kat’ ve hücec-i şer’iyyeler ahz etmekle Divriği kazası ahalileri dahi kapusuz ve
Kelcorlu eşkiyaların ve sair haramzadeleri içlerine koymayıp ve hîn-i zuhurlerinde bi’l-
ittifak şerr ve mazarratların def’a i’timâm ve kasaba ve kurâlarda şekavete teaddi eder
oldukta haklarından gelmek ve mütenebbih olmadıkları hâlde ahz ve girift ahkâm-ı vakt
taraflarına vermek ve ebnâ-i sebil ve kavâfili emin ve salim imrar ettirmek üzere ahali-i
kazanın derûn bîrûnu meclis-i şer‘de şurût-ı mezbureye taahhütle hüccet-i şer’iyye
verilmek babında vezir-i müşârun-ileyhin buyuruldusu ile mübaşir tayin olunan bîrûn
ağalarından el-hac İbrahim Ağa -zîde kadruhu- Divriği Mahallesine vürud ve ahali-i
kazâ bi-esrihi meclis-i şer’e ihzar ve mazmûn-ı münîfi cümleye i’lân olunduktan sonra
sem‘an ve tâ‘aten deyüp Kesme nahiyesi kurâlarından (...) karyesi ve Hamo nahiyesi ve
Heke nahiyesi ve Anzagir nahiyesi ve Sevir nahiyesi kurâlarından her bir karye
ahalilerinden mestûru’l-esâmî birer ve ikişer ihtiyarları meclis-i şer‘de şurût-ı kuyudu
mezkur üzerine müteahhid ve fi-mâ ba’de taahhütlerinin hilafı zuhur etmemek içün
canib-i miriye iki bin beş guruş nezri kabul eylediklerin müş‘ir Malatya naibi el-Hac
Halil -zîde ilmuhûnun- verdiği bir kıt‘a hüccet-i şer’iyye hazine-i amirede mahfuz
başmuhasebe defterlerinde sebt ve kayd olmağla i’lâm-ı hâl içün işbu emr-i alişanım
66

isdâr ve ile irsâl olunmuşdur imdi vusulünde sen ki mevlana-yı muma-ileyhsin hüccet-i
mezkurun hazine-i amirem defterlerine kayd olunduğu cümleye i’lân ve işâ‘at ve daima
şurut-i müteaahidlerine riayet ettirüp ma‘âzallâhi te‘âlâ hilaf-ı ta‘ahhüd hareketleri
zuhur etmek ihtimali olursa yalnız kayd olunan nezrin tahsili ile iktifa olunmayup
haklarında şer‘an lâzım gelen cezaları dahi tertib ve icra olunacağın her birlerine tefhîm
ve bezl-i vüs‘ ve kudret eylemek babında ferman-ı alişanım sadır olmuştur buyurdum ki
hükm-i şerifimle vardıkta bu babda vech-i meşruh üzere şeref-yafte-i sudur olan işbu
emr-i şerifim Halil Paşa vacibü’l-ittiba lazimü’l-imtisal mazmun-ı itaat-makruniyle
amel ve hareket ve hilafından be-gayet ihtiraz ve icitnab eyleyesiz şöyle bilesiz alâmet-i
şerife i‘timâd kılasız.

Kayd olunan evâmir-i aliyyeler mucebince bir kıt’a Malatya valisi Hacı Mustafa
hazretlerinin buyruldu şerifleri ve vezir-i müşârun-ileyh Rakka valisi Mehmed Paşa
tarafından iki kıt’a mektub-ı şerifleri olduğu dahi kayd olunmağın işbu mahalle şerh
verilmişdir. Fî 15 S sene 1182.

Sayfa 10 Belge 40:

Kendiroğlu Uzun Ağa huzûr-ı şer‘de Ali diğer Ali Beşe üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm
edüp mukaddemâ beynlerimizde nizâ‘ vâki‘ olup işbu Ali Beşe ve karındaşı müteveffâ
Mehmed Beşe beni darb ve mecrûh ve ben dahi işbu Ali Beşe’yi burnundan mecrûh ve
mecrûh Mehmed Beşe’nin kolundan cerh cerhlerine bür’-i tâmm olmaksız cebren
benden üç yüz altmış kuruş ve yüz kırk kuruş işbu Ali Beşe’nin burnu içün benden diyet
aldılar bür’-i tâmm hâsıl oldukda noksanı olmamağla cebren aldıklarını taleb ederim
dedikde ğibbe’s-su’âl bana teberru‘ eylediler deyü def‘le cevâb verdikde müdde‘î-i
mezbûr teberru‘ dahi dedikde ise kerhen verdim bana ikrâh etmeleriyle kerhen olmuşdur
dedikde Hacı Mehmed Ağa bin Hacı Ömer ve Seyyid Mehmed Ağa li-ecli’ş-şehâde
meclis-i şer‘de eserü’l-istişhâd fi’l-hakîka teberru‘ etmeleri kerhendir deyü şehâdet
etmeleriyle şehâdetleri ba‘de’l-kabûl bir-le kayd-şod.

Sayfa 11 Belge 41:

Medîne-i Dirviği’de sâkinûn a‘yân-ı vilâyet ve ehl-i sûk ve sâ’ir ahali-i vilâyet bi-esrihi
meclis-i şer‘a gelip şöyle takrîr-i kelâm eylediler ki Çeldirbıçak oğlu oğlu İbrahim nâm
kimesne şârib-i hamr olup ve ırza tasallut ve ehl-i ırza tasallut edip muzırrun’n-nâs olup
merkûm firâr etmekle zuhûr eyledikde cezâsını tertîb için cümlesi ta‘ahhüd eylediklerini
kayd-şod. Fî 23 şevvâl sene 1191.
67

Sayfa 11 Belge 42:

Cümle a‘yân-ı vilâyet ve ehl-i sûk sâhibleri ve sâ’ir ahali-i vilâyet ma‘rifetleri ve
ma‘rifet-i şer‘le penbenin narhı yirmi dört para iki akçeye (…) furuht edüp ziyâdeye
furuht etmemeleri için narh ve nizâm verildiği kayd-şod. Fî 2 R sene 1191.

Sayfa 11 Belge 43:

Divriği kazâsına gelen Şa‘îr Arası Hânı nâm mahalde furuht olunup ‘alafdâr ve sâ’irleri
men‘ ve bey‘ ettirmemek cümle ma‘rifeti ve ma‘rifet-i şer‘le nizâm vermekle kayd-şod.
Fî 2 R sene 1191.

Sayfa 11 Belge 44:

Çellâh esnâfı dokudukları işlerinde tamam yirmi arşun uzunu ve yedi arşun (?) eni bezin
olmak üzre ve noksân olmamak üzre nizâm-ı sâbık vechiyle cümle ma‘rifeti ve ma‘rifet-
i şer‘le nizâm verildiği kayd-şod. Fî 2 R sene 1191.

Sayfa 11 Belge 45:

Medîne-i Divriği mahallâtından İmamoğlu Mahallesi sâkinlerinden olup hâlen diyâr-ı


âharda sâkin olan Yıldırım oğlu Hüseyin bin Süleyman (kız karındaşı Asiye) nâm
kimesnenin tarafından husûs-i âti’l-beyânı bey‘ ve tescîl ve i‘tâ’-i hüccete ve ahz ve
kabza Nebkî-zâde Abdullah Efendi ve Sefer Bey-zâde Hâfız Ebû Bekir Efendi bin Ali
Efendi şehâdetleriyle vekâleti sâbit olan Yıldırım-zâde Hâfız Ebû Bekir Efendi bin
Ömer Ağa nâm kimesne bi’l-vekâle meclis-i şer‘de yine medîne-i mezbûre ahalilerinden
bâ‘isü’l-vesîka Mumcu-zâde Mustafa Ağa mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip
müvekkilelerim mezbûrânda İmamoğlu Mahallesinde vâki‘ mülkiyet üzre mutasarrıf
oldukları mülk şehr-hânesi hudûdunda bir tarafı Çinganoğlu Abdurrahman mülkü ve bir
üç tarafı tarîk-i âmm bu hudûd ile mahdûd ve mümtâz mülk menzili cemî‘-i büyûtuyla
ve harîmiyle ve cemî‘-i tevâbi‘ ve levâhıkıyla tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî ve şurût-i
müfsideden ârî râyic-i fi’l-vakt semen-i misli yetmiş beş kuruşa vekâletim hasebiyle
merkûm Mustafa Ağa’ya bey‘-i bât-i sahîh-i şer‘iyle bey‘ ve temlîk ve teslîm edüp ol
dahi ber-vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm edüp ve semen-i ma‘lûm olan
meblağ-ı mezbûru müşterî-i merkûm yedinden tamamen ve kâmilen ahz edüp fî-mâ
ba‘d mülk-i mezkûr müşterî merkûmun mülk-i müşterâ ve hakk-ı sarf olmuşdur keyfe-
mâ yeşâ’ ve yahtâr mutasarrıf olsun dedikde ğibbe’t-tasdîki’ş-şer‘î ba‘de’l-hükm bi-
68

sıhhati’l-bey‘ mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olunduğu kayd-şod. Fî 21 Cemâziye’l-evvel


sene 1191.

Sayfa 12 Belge 46:

Karaveli Ali’nin zevcesi Mübin bint-i Mehmed nâm hatunun zikri âtî da‘vâya tarafından
İbrahim bin Yusuf ve karındaşı Ömer huzûr-i şer‘de Aişe bint-i Hasan nâm hatunun
vekîl-i müsbeti olan Molla Abdullah bin Yusuf Efendi mahzarında üzerine da‘vâ edüp
mezbûr Aişe hatunun vâlidesi malının sülüsünü bana vasiyet eyledi taleb ederim
dedikde ğibbe’s-su’âl ve akîbe’l-inkâr beyyine taleb olundukda ricâl-i müslimînden
İbrahim bin Yusuf ve karındaşı Ömer İsa Mehmed’den intikâl eden sülüsünü işbu
Züleyha hatun kız karındaşı kızı Mübin hatuna verdi deyü edâ’-i şehâdet eylediklerinde
şehâdetleri makbûle ve mesmû‘a bir-le kayd-şod.

Sayfa 12 Belge 47:

Nişân-ı şerif-i âlî-şân sâmi-i mekân-ı sultânî tuğra-yı garrâ-yı cihân-sitân-ı hakâni
hükmü oldur ki

Divriği’de vâki‘ Süleymân Paşa vakfından olmak üzre yevmî nîm akçe vazîfe ile câmi‘-
i merkûmda nısf-ı hitâbete mutasarrıf olan Ebû Bekir Halife (…) ismi mevcûd ve cismi
nâ-mevcûd ve hizmet-i lâzımesi mu‘attal kalmağla erbâb-ı istihkâkdan ve ulemâdan
işbu râfi‘u tevkî‘u’ş-şân-ı hâkânî diğer Ebû Bekir Halife -zîde salâhuhû- her vechle
mahal ve müstahak olmağın nısf-ı hitâbet-i merkûm mezbûr Ebû Bekir Halife’nin terk-i
hizmetinden mezbûr diğer Ebû Bekir Halife’ye tevcîh ve yedine berât-ı şerîf-i âlî-şân
verilmek bâbında inâyet ricâsını südde-i sa‘âdetime arz-ı hâl ve arz-ı hâl mûcebince
pâye-i serîr-i a‘lâya i‘lâm telhîs olundukda hakkında mezîd-i i’nâyet-i pâdişâhânem
zuhûra getürüp sâdır olan hatt-ı hümâyûn-i şevket-makrûnumla bin yüz seksen bir
senesi zilhiccesinin üçüncü günü tarihiyle muvarrah verilen ru’ûs-i hümâyûnum
mûcebince tevcîh edüp bu berât-ı hümâyûnu verdim ve buyurdum ki mezbûr diğer Ebû
Bekir Halife -zîde salâhuhû- varup merkûmun terk-i hizmetinden nısf-ı hitâbet-i
mezbûra mutasarrıf olup edâ-yı hizmet eyledikden sonra ta‘yîn olunan yevmî nîm akçe
vazîfesi evkâf-ı mezbûr mahsûlünden mütevellîsi olanlar yedinden alup mutasarrıf ola
şöyle bile alâmet-i şerîfe i‘timâd kıla deyü. Tahrîren fi’l-yevmi’l-hâmis zilhicce sene
ihdâ ve semânîn ve mi’e ve elf. Kayd-şod. Fî 9 S sene 1182. Mahrûse-i İslambol.
69

Sayfa 12 Belge 48:

Emîn Ağa huzûr-i şer‘de Ömer Ağa mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr edüp geçen sene
işbu Ömer Ağa benim ile mâl taksîm edüp defter-i kassâm mûcebince (…) defter kıraat
eyledi bana teslîm ve bazı eşyayı taşrada sana veririm deyü va‘d edüp sonra vereyim
deyüp vermedi taleb ederim dedikde dört tüfenk ve dört kılıç kırâat etdi vermedi ve
yirmi beş kilim dahi pederinin borcuna verdim deyüp vermedi ve iki halı ve iki zili
vereyim deyüp vermedi taleb ederim ğibbe’s-su’âl benim zimmetimde iki tüfenk ve iki
zili kaldı gönderdim ahz etmedi hâlen zimmetimdedir edâ ederim deyü mukâbelede
cevâba tesaddî ve defter mûcebince benim zimmetimde bir habbesi kalmadı deyü cevâb
ve yedimde olan mal karındaşım ile müşterekim deyü ikrâr eyledi.

Sayfa 12 Belge 49:

Züleyha Halil Hoca huzûr-i şer‘de Malatyalı Ahmed mahzarında üzerine da‘vâ ve
takrîr-i kelâm edüp târîh-i kitâbdan bir sene mukaddem işbu sekiz yaşında erkek sarı
katırımı levend götürüp hâlen işbu Ahmed’in yedinde buldum benimdir deyü da‘vâ
mezbûr Ahmed dahi takrîrinde târîh-i kitâbdan beş sene mukaddem Şâm-ı Şerîf’de iştirâ
edüp beş seneden beru yedimdedir deyü on yaşından ziyâdedir deyü cevâb vericek
karye-i mezbûre ahalilerinden Mehmed bin Kara Veli ve Seyyid Mehmed bin İbrahim
katır işbu müdde‘înindir bir sene mukaddem zâyi‘ oldu levend götürdü otuz iki mâl eder
şehâdet eyledikleri kayd-şod.

Sayfa 12 Belge 50:

Darıganlı oğlu Halil Beşe karındaşı Mehmed Beşe mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i
kelâm edüp müşâ‘-ı müşterek bağımızı Arhotlu oğluna diyet verince benim hakkıma
üçyüz kuruş veyahud üçyüz kuruşa bir bâğ vermek üzre diyete verüp benim üçyüz kuruş
akçemi veyahud üçyüz kuruş bahâ bağı taleb ederim dedikde ğibbe’s-su’âl ve akîbe’l-
inkâr müdde‘î mezbûrdan beyyine taleb olundukda Za‘îm Alemdâr Osmân Ağa ve Halil
Beşe nâmân kimesneler huzûr-i şer‘de eserü’l-istişhâd fi’l-hakîka işbu Mehmed Beşe
bizlere niyâz eyledi ki Halil bir bağ hissesini bana versün üç yüz kuruşa makbûlüm
veyahud üç yüz kuruşa bir bağ alup kendüsüne vereyim dedikde Halil Beşe razı oldu
Mehmed Beşe bağ-ı mezbûru diyet yerine verdi deyü edâ’-i şehâdet eylediklerinde
ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri mesmû‘a ve makbûle bir-le kayd-şod.
70

Sayfa 13 Belge 51:

Medîne-i Divriği mahallâtından Berdaiye‘ye Mahallesi sâkinlerinden iken bundan


akdem vefât eden Çalabverdi-zâde el-Hâc Ömer Ağa nâm müteveffânın sulbî kebîr oğlu
Ebû Bekir Ağa bi’l-asâle ve yine müteveffâ-yı merkûmun sulbiye-i kebîre kızı Hamide
ile sulbî sağîr oğulları Mehmed ve Osman ve sağîre kızı Muhibbe ve Vesile nâmûn
sağîr ve sağîrelerin vasiyye-i mansûbeleri olan vâlideleri Zeyneb bint-i el-Hâc Mehmed
Efendi nâm hatunun bi’l-asâle ve bi’l-vesâye tarafından tarla-yı âti’l-beyânı bey‘ ve
tescîl ve i‘tâ-yı hüccete zât-ı mezbûreyi ma‘rifet-i şer‘le ârifân İsa-zâde Hacı Halil ve
Hacı Bekir Ağa bin Şa‘bân Beşe şehâdetleriyle sâbitü’l-vekâle ve sübût-i vekâletine
hükm-i şer‘î lâhik olan Mandı-zâde Süleyman Ağa bin el-Hâc Ali Ağa nâm kimesne
bi’l-vekâle ve Bekir Ağa bi’l-asâle meclis-i şer‘-i enverde yine medîne-i mezbûre
ahalilerinden Kendir-zâde el-Hâc Ahmed Ağa mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm
edüp pederleri müteveffâ-yı merkûmdan müntakil ale’l-iştirâk mülkiyet üzre mutasarrıf
oldukları Arz-ı Nısf nâm mahalde vâki‘ bir kıt‘a tarla ki hudûdunun bir tarafı Kemâl
oğlu Ömer Ağa mülkü ve bir tarafı Bekir Paşa tarlası ve bir tarafı Oruç oğlu mülkü ve
bir tarafı tarîk-i âmm bu hudûd ile mahdûd ve mümtâz tahmînen bir kîle nısıf çinik (?)
tohum istî‘âb eder mülk tarlayı müteveffâ-yı merkûmun zarûret-i deyni için tarafeynden
îcâb ve kabûlü hâvî ve şurût-ı müfsideden ârî râyic-i fi’l-vakt semen-i misli üç yüz elli
kuruşa merkûm Hacı Ahmed Ağa’ya bey‘-i bât-i sahîh-i şer‘iyle bey‘ ve temlîk ve
teslîm edüp ol dahi ber-vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz edüp ve
semen-i ma‘lûm olan meblağ-ı mezbûr üç yüz elli kuruşa müşter-î merkûm yedinden
tamamen ve kâmilen ahz ve kabz edüp fî-mâ ba‘d mülk-i mahdûd-i mezkûr müşterî
merkûmun mülk-i müşterâ ve hakk-ı sarfı (?) olmuşdur keyfe-mâ yeşâ ve yahtâr
mutasarrıf olsun dedikde ğibbe’t-tasdîk mâ vaka‘a kayd-şod. Fî 3 R sene 1191.

Şühûdü’l-hâl: Kendir-zâde Molla Mehmed, Mandıoğlu Hüseyin Ağa ve karındaşı Zefîl,


Toğrak Ağası Maviş ve Arab Beşir, Helvacı Molla Mehmed, Hacı Davud oğlu Molla
Ömer, Nebkî-zâde Abdullah Efendi, Çalabverdi-zâde Hasan Ağa ve Hacı Hacer-zâde
Hacı Süleyman, Aşıcı Ağa-zâde Semîr Ağa, Basmacı oğlu Ömer Ağa, Kendir-zâde
Seyyid Molla Ömer.

Sayfa 13 Belge 52:

Medîne-i Divriği mahallâtından Züleyha Hatun Mahallesi sâkinlerinden Seyfi Ağa


meclis-i şer‘-i enverde yine medîne-i mezbûre sâkinlerinden Kara Mahmûd-zâdenin
71

tevâbi‘i Süleyman Beşe bin Hasan nâm kimesne mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i
kelâm edüp medîne-i mezbûre mahallâtından Kara Mahmûd oğlu Mahallesinde vâki‘
Kara Mahmûd-zâde Osmân Ağa ve sâ’irlerinden iştirâ edüp mülkiyet üzre mutasarrıf
olduğum bir kıt‘a mülk yoncalık ki hudûdunun bir tarafı Zaza İbrahim mülkü ve bir
tarafı Baz Osman mülkü ve bir tarafı Köse oğlu mülkü ve bir tarafı tarîk-i âmm bu
hudûd ile mahdûd ve mümtâz yoncalık büyûtuyla ve eşcârıyla ve cemî‘-i tevâbi‘ ve
levâhıkıyla tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî ve şurût-ı müfsideden ârî râyic-i fi’l-vakt
semen-i misli yüz kırk beş kuruşa merkûm Süleyman Beşe’ye bey‘-i bât-i sahîh-i
şer‘iyle bey‘ ve temlîk ve teslîm edüp ol dahi ber-vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve
tesellüm ve mebî‘i kabz ve kabûl edüp ve semen-i misli olan meblağ-ı mezbûru müşterî
merkûm yedinden bi’t-tamâm ve’l-kemâl ahz ve kabz edüp fî-mâ ba‘d mülk-i mahdûd-i
mezkûr müşter-î merkûmun mülk-i müşterâ ve hakk-ı sarfı olmuşdur keyfe-mâ yeşâ’ ve
yahtâr mutasarrıf olsun dedikde ğibbe’t-tasdîk ba‘de’l-hükm bi-sıhhati’l-bey‘ mâ vaka‘a
kayd-şod. Fî 5 R sene 1191.

Şühûdü’l-hâl: Hacı Muslu oğlu Hacı Hâfız, Cemil Efendi-zâde Emin Efendi, (…) oğlu
Nu‘mân Ağa, Emir Bekir Ağa-zâde Seyyid Halil Ağa, Molla Yusuf bin Ömer, Zaza
oğlu Hüseyin Beşe, Aydın oğlu Mehmed Beşe, Bulgar oğlu Ömer Beşe, Ali bin Seyfi
Ağa, Kendir oğlu Uzun Ağa, Kara Mahmûd-zâde bin Ömer Ağa ve Ali Ağa, Kara
Yusuf-zâde Seyyid Ömer Ağa, Seyyid Molla Tahir Hacı Kazâz-zâde.

Sayfa 14 Belge 53:

Kara Mahmûd-zâde Seyyid Abdurrahmân Ağa bi’l-asâle ve karındaşı Yusuf vesâyeten


ve li-ebeveyn karındaşı Ahmed ve Ali Ağa’ya Mustafa Ağa ve Ahmed ve Hasan
Beşe’nin şehâdetleriyle vekâleten bi’l-vekâle huzûr-i şer‘de yine Kara Mahmûd-zâde
Seyyid Emîn Ağa mahzarında vâlidemize altı yüz elli kuruş deynimiz olup deyn-i
mezbûr mukâbelesinde mülkiyet üzre mutasarrıf olduğumuz boyahâne önünde bir bâb
kahve ve bir bâb Baba Ca‘fer ta‘bîr mahzen kuyumcu sûkunda vâki‘ iki bâb dükkânı
ma‘lûmu’l-hudûd cümlesi dört bâb dükkânı üç yüz elli kuruşa vâlidemize verüp üç yüz
kuruş deynimiz kalup üç yüz elli bey‘ eyledik dedikde vekîl Mustafa Ağa tasdîk bir-le
kayd-şod.

Sayfa 14 Belge 54:

Mezbûr Emîn Ağa huzûr-i şer‘de mutasarrıf olduğum ma‘lûmu’l-hudûd mülk bağımı
işbu dört dükkân ve bir bâb dükkân dahi Sâliha hatuna Burnaz Ağa’dan miras aldığı beş
72

dükkân ile dört yüz kuruşa işbu Abdurrahmân Ağa’nın vâlidesi Sâliha hatuna bey‘ ve
kabz-ı semen eyledim dedikde kayd-şod. Fî 5 R sene 1181.

Şühûdü’l-hâl: Nurşenî-zâde Halil Ağa, Nâib Efendi, Yedibela’nın oğlu Mustafa Ağa,
Bulgar oğlu Ahmed, Berem Ömer oğlu Hasan Beşe, Kara Mahmûd-zâde Osman Ağa ve
Ömer Ağa ve Ali Ağa ve Çalabverdi-zâde Hacı Ömer Ağa, Teper Ağa oğlu Akce
Mehmed, Ali Köle Beşe, Hâfız-zâde Nu‘mân Ağa, Kara Mahmûd-zâde Seyyid Hüseyin
Ağa, Kahramanoğlu Mehmed, Karababa-zâde Molla Mustafa, Za‘îm Mustafa Ağa.

Sayfa 14 Belge 55:

Nurşenî-zâde Seyyid Mehmed Ağa ve Halil Ağa huzûr-i şer‘de Ovans zimmî
mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edüp mûrisimiz müteveffâ Hacı Veli
Ağa’nın işbu zimmînin iki yüz elli kuruş bâ-temessük alacağı olup taleb ederiz bir
mikdârın teslîm sahha’l-bâkî (?) yüz yirmi kalmağla taleb ederiz deyü da‘vâ ğibbe’s-
su’âl (iki yüz ve yüz kuruş deynim var idi) bi’l-cümle deynimi edâ ve teslîm edüp
yedime halâs verdi deyü def‘le cevâb verdikde ğibbe’l-istintâk ve akîbe’l-inkâr
beyyineye havâle Hacı bin Yusuf oğlu Hasan Ağa li-ecli’ş-şehâde huzûr-i şer‘a gelüp
eserü’l-istişhâd fi’l-hakîka merhûm ağanın zevcesi işbu zimmînin bağını Kara Monla’ya
îcâra verüp ağa âgâh oldukda Kara Monla’yı ihzâr edüp bu bağda alâkam yokdur
zimmînindir benim bunda bir akçe alacağım yokdur deyü bizim huzûrumuzda ikrâr
eyledi deyü edâ’-i şehâdet eyledi Turgut Ağa dahi Hacı Veli Ağa benim bağda alâkam
yokdur mesfûr zimmînindir deyü bağa şehâdet eylediği kayd-şod Kürd Mahmûd oğlu
Hüseyin Beşe dahi Hacı Veli Ağa târîh-i kitâbdan on mikdârı ziyâde benim sende bir
akçe alup vereceğim yokdur deyü ikrârına şehâdet eylediği kayd ba‘dehû Kara Kal‘a
dahi Hacı Veli Ağa’nın bu kefere bağında alâkam [yokdur] kendi mülküdür ve bir
alacağım yokdur deyü takrîrine edâ’-i şehâdet eyledi şehâdetleri makbûldür.

Şühûdü’l-hâl: Çolak-zâde Yusuf Ağa, Emîr Bey Ağa’nın karındaşı Seyyid Ömer Ağa,
Kethüdâ Mustafa Beşe, Enverî Efendi, Bekir Beşe Çavuş, Muhzır Kanber Beşe.

Sayfa 14 Belge 56:

Yetmiş bir senesinden yetmiş iki senesine gelince temessüklerine onar on bir kuruş on
ikişer kuruş teslîm edüp ba‘dehû kendüsi dahi deynini ikrâr eylediği deyü def‘le cevâb
vermeleriyle kayd-şod.
73

Sayfa 14 Belge 57:

Medîne-i Divriği sâkinlerinden Sinâniye Mahallesi’nde sâkin Kayıkçı Mustafa Beşe bin
Mahmûd Bey ve kız karındaşları Aişe ve Zeyneb ve Hadîce nâmûn kimesnelerin
taraflarından zikri âtî’l-beyân bağların bey‘ ve tescîle ve semeni ahz ve kabz zât-ı
mezbûreleri ma‘rifet-i şer‘le ârifân Nurşenî-zâde Ahmed Ağa ve Hicin Osman Beşe
şehâdetleriyle sâbitü’l-vekâle Hacı Kumru oğlu Ömer Beşe bi’l-vekâle meclis-i şer‘de
bi’l-vekâle yine medîne-i mezbûre sâkinlerinden işbu bâ‘isü’l-vesîka Yedibela
Alemdâr-zâde Ahmed Ağa mahzarında takrîr-i kelâm edüp müvekkil ve
müvekkilelerimin müşâ‘-ı müşterek mülkiyet üzre mutasarrıf oldukları Cağıl Mescid
Mahallesi’nde vâki‘ hudûdunun bir tarafı Nurşenî-zâde İbiş Ağa’nın mülkü ve bir tarafı
Musa Beşe mülkü ve bir tarafı Deli Ali Beşe ve bir tarafı tarîk-i âmm işbu hudûd ile
mahdûd bir tabhâne ve üç aded örtme ve kürûmuyla ve eşcârıyla yüz otuz üç kuruşa
Ahmed Ağa’ya bey‘ ve temlîk ve kabz-ı semen eylediler dedikde kayd-şod. Fî 24 R
sene 1181.

Şühûdü’l-hâl: Nurşenî-zâde Ahmed Ağa, Semur Kayın-zâde Ömer Ağa, Hicin Osman
Beşe, Küçük Alemdâr-zâde Mustafa, Gürtan oğlu Mustafa Beşe, Bedestegân Benli Ali,
Semur Kayın-zâde Mehmed Efendi, Hölük oğlu Ali Beşe ve karındaşı Süleymân, Hacı
Kumru oğlu Hacı Mahmûd.

Sayfa 14 Belge 58:

İmâmoğlu Mahallesi sâkinlerinden Çevik Ağa’nın karındaşı Mustafa’nın oğlu İsmail


Ağa bi’l-asâle ve zevcesi Elîf Hatun bint-i Çevik Mehmed Ağa’nın tarafından Cûşdân
Alemdâr ve Uzun Hasan Beşe şehâdetleriyle vekîl-i müsbeti Mumcu-zâde Seyyid
Mustafa Beşe bi’l-vekâle yine mahalle-i mezbûre sâkinlerinden bâ‘isü’l-vesîka Yusuf
Bölükbaşı ve Seyyid bin Hasan ve karındaşı oğulları Hasan ve Hüseyin ibnâ Süleyman
nâm kimesne mahzarında mahalle-i mezbûrede ber-vech-i iştirâk mutasarrıf oldukları
şehîr evin bir tarafı Çevik ve bir tarafı Karabaş Molla Mustafa ve bir tarafı Usta
Hasan’ın oğlu Memiş ve bir tarafı Deli Osman ve bazen mahdûd şehîr-i tahtânî (?) ve
fevkânî büyût-i hadîdi (?) müştemil ve bağçesiyle cemî‘-i tevâbi‘iyle yüz altmış kuruşa
bey‘ ve semenini ahz eyledik dediklerinde kayd. Fî 8 M sene 1182.

Şühûdü’l-hâl: Mumcu oğlu Seyyid Molla Osman, Ömer Ağa bin Abdullah Bey, Serrâc
Ali-zâde İbrahim, Alaybeyi oğlu Torun Halil, Dede Ağa’nın oğlu Seyyid Hasan Beşe,
74

İsmail Ağa’nın karındaşı Deli Osman, Uzun Hasan Beşe, Alemdâr Mehmed Beşe,
Muhzır Kanber.

Sayfa 14 Belge 59:

Penganlı Kılbaş oğlu İsmail huzûr-i şer‘de yine karye-i mezbûre sükkânından Şençik
oğlu Emîr Ömer mahzarında üzerine da‘vâ edüp işbu Ömer benim zevceme fi‘l-i şenî‘
kasdıyla söz atup önüne söküdüp zevcem kaçup yedinden halâs bulup icrâ-yı şer‘i
olunması matlûbumdur dedikde ğibbe’s-su’âl ve akîbe’l-inkâr Ribatlı İbrahim bin
Mehmed nâm kimesne edâ’-i şehâdet (devamı yok)

Sayfa 14 Belge 60:

Şem‘ûn-zâde Abdullah Beşe huzûr-i şer‘de takrîr-i kelâm edüp bu gün ale’s-sabâh
çarşıdan gelür iken Ali Paşa-zâdelerin köşesinde Arab Hacı Hasan Ağa’nın oğlu
Mustafa Ağa hizmetkârı Bekir ile gider iken beni geçdikden sonra ensemden dutup ikisi
birden kılıç ile başımdan ve omuzumdan darb ve sağ kolumu bileğimden darb ve
mecrûh edüp bileğimi bi’l-külliyye kesüp beni mecrûh eyledi keşf eylesün deyü keşfe
tâlib oldukda ellerine nazar olundukda cerhleri bi’l-mu‘âyene müşâhade olundukda
udûl-i ahrâr-i ricâl-i müslimînden Hacı Yusuf bin Abdullah ve Seyyid İbrahim bin
Gökoğlu Mustafa Beşe nâmân kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân eserü’l-
istişhâd fi’l-hakîka mezbûr Mustafa Ağa ve hizmetkârı Bekir ikisi birden işbu Abdullah
Beşe’nin üzerine kılıç ile hücûm ve darb ve mecrûh eylediler bizler bu husûsa bu vech
üzre şâhidleriz deyü an-tarîki’ş-şehâde haber vermeleriyle kayd-şod.

Şühûdü’l-hâl: Ömer Bey-zâde Hacı Osman, Abdüllatîf Beşe, Cüz (?) Ali oğlu Hacı
Hüseyin, Yazıcıoğlu Hasan Beşe, Deli Bekir Beşe, İpek Ali Beşe, Kokuş Mehmed Beşe,
Bâlî oğlu Ömer Beşe, Bozo Osman Beşe, Kendir-zâde Hacı İsmail, Öski (?) oğlunun
gulâmı İbrahim Beşe, Şem‘ûn Beşe Mehmed Beşe, Şem‘ûn oğlu İbrahim Beşe, Ken‘ân-
zâde Seyyid Molla İsmail.

Sayfa 14 Belge 61:

Örencar Mahallesi sâkinlerinden İbrahim Beşe bin Ömer Ağa Davud’un oğlu Mehmed
Beşe bin Mehmed ve sâ’ir mahalle cemaati Basmacı-zâde Ömer Ağa ve Osman ve
Mehmed Ağa mahzarlarında alaybeyi değirmeni kurbunda vâki‘ bir kıt‘a tarla ki
ma‘lûmu’l-hudûd Örencar mescidinin imâmına meşrûta tarlayı işbu Basmacı-zâdeler
beş on seneden beru vakfı zabt ve zirâ‘at etmekle su’âl olunup mûceb-i şer‘îsi icrâ
75

olunması matlûbumuzdur dediklerinde ğibbe’l-istintâk cevâblarında Ömer-zâde Osman


Ağa pederimizin Yûsuf nâm bir gulâmımızı bi-gayr-i hakk katl edüp diyet mukâbele
işbu iddi‘â eyledikleri tarlayı verüp pederimiz merhûm olup bizler zabt ederiz vakfiyeti
ma‘lûmumuz değildir deyü vakfiyetini inkâr eylediklerinde beyyine taleb olundukda
udûl-i ahrâr-i ricâl-i müslimînden Seyyid Mehmed bin Seyyid Hasan ve Bekir bin
Cum‘a nâmân kimesneler li-ecli’ş-şehâde hâzırân eserü’l-istişhâd fi’l-hakîka kırk
seneden beru mescid-i (?) mezkûrun imamı zabt eder idi vakıfdır imama meşrûta
vakıfdır deyü edâ’-i şehâdet eylediklerinde kayd-şod.

Sayfa 15 Belge 62:

Şem‘ûn-zâde Abdullah Beşe huzûr-i şer‘de yine Hacı Hasan Ağa-zâde Mustafa
mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edüp tarih-i kitâbdan dört gün mukaddem
kendi hâlimde gider iken esnâ’-i râhda hizmetkârıyla ma‘an üzerime ensemden gelüp
kılıç ile hizmetkârı darb ve mecrûh ba‘dehû işbu Mustafa Ağa kılıç ile kolumu mecrûh
eyledi dedikde ğibbe’s-su’âl ve akîbe’l-inkâr Hacı Yusuf ve Seyyid İbrahim vech-i
muharrer üzre şehâdet etdikleri kayd-şod. Mustafa Ağa’ya Emin Ağa ile karındaşı
Süleymân Ağa şer‘an îcâb eden diyetine kefîl oldu deyü şehâdet.

Sayfa 15 Belge 63:

Şerî‘at-şi‘âr Dirviği kadısı Efendi -zîde ilmuhû- ve fahru’l-emâsil ve’l-akrân


mütesellimi ağa -zîde kadruhû- ve me’zûnen bi’l-iftâ fazîletlu efendi -zîde fazluhu- inhâ
olunur ki Rişvan aşîretinden (...) ihtiyârı Mehmed hâlen ol tarafda kasaba-i mezbûre
derûnunda olduğu sahîhan tarafımıza inhâ ve ihbâr olunmağla merkûmu bi-eyyi vechin
kâne ahz ve girift ve ol tarafdan der-zencîr ve muhâfazası husûsuna dikkat ve
inşallâhu’r-rahmân çend eyyâm mürûrunda tarafımızdan vekîlimiz olan Rişvan ağası ve
aşîret-i merkûm boy beyisi ol tarafa vurûdlarında mezbûru yedlerine teslîm etdirilüp bu
husûsda rehâvet ve tekâsül ile iğmâzu’l-ayn olunur ise ma‘âzallâhi te’âlâ mezbûrun
zimmetinde olan emvâl-i mîrî bâ-fermân-ı âlî sizlerden tazmîn ve tahsîl olunacağı emr-i
muhakkak olup bu husûsda basîret üzre harekete mübâderet ve sa‘y-i dikkat ve encâm-
kârî mülâhaza engîz için işbu buyuruldu tahrîr ve isdâr ve çukadârımız Osmân ile irsâl
olunmuşdur inşallâh te’âlâ vusûlünde ber-minvâl-i muharrer bi-eyyi hâlin merkûm
Mehmed’i ahz ve ol tarafda der-zencîr ve çend rûz tarafından vekîlimiz olan Rişvan
ağası ve boy beyisi ol tarafa vurûdlarında mezbûru yedlerine teslîm ve tehâvün ve
tesâmuhdan mezîd ihtirâz ve ictinâb edüp ağa-yı mûmâ-ileyhimâya teslîminizi müş‘ir
76

tarafımıza i‘lâma müsâra‘at ve mübâderet eyleyüp mûceb-i buyuruldu ile amel ve


hareket ve hilâfından tevakkî ve mücânebet eyleyesiz deyü. Fî 11 M sene 1182.

Sayfa 15 Belge 64:

Kürdler karyesi sâkinlerinden Kanber Beşîn’in karındaşı Ahmed Kerim oğlu İsmail nâm
kimesne huzûr-i şer‘de yine karye-i mezbûre sâkinlerinden işbu bâ‘isü’l-kitâb Molla
Mehmed bin Kanber mahzarında takrîr-i kelâm eyledi ki babamız Ahmed ile Kanber
Beşe mâl-ı müşterek olup rızâlarımız ile mâl ve eşyâmızı taksîm her birlerimiz
hisselerimizi ba‘de’l-ahz kız karındaşım Esba Eşe’nin hissesi dahi bana teslîm
olundukdan sonra ba‘dehû bana dört davar ve bir öküz dahi bana eyleyüp ben dahi
âmme-i da‘vâdan işbu Molla Mehmed’in ve karındaşları İbrahim ve Osman ve babaları
amucam Kanber Beşîn’in zimmetlerini ibrâ eyledim dedikde kayd-şod.

Şühûdü’l-hâl: Hacı Osman Ağa, Ömer Bey oğlu Hacı Mehmed Ağa, Yolcu oğlu Ahmed
Beşe, Molla Veli bin Hüseyin, Hızır oğlu Hüseyin, Ali Çavuş’un oğlu Hayrullah, Bâkî
İsmail Bey, Bayrakdâr Osman, Balcı oğlu Ali Beşe.

Sayfa 15 Belge 65:

Mefâhiru’l-kuzât ve’l-hükkâm ma‘âdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm eyâlet-i Sivas’da vâki‘


kuzât ve nüvvâb -zîde fazluhum- ve mefâhiru’l-emâsil ve’l-akrân voyvoda ve zâbıtân ve
han ağaları ve derbend zâbıtları ve eyâlet-i merkûme kazâlarının harb ve darba kâdir
süvari ve piyâde ricâli -zîde kadruhum- tevkî‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola
ki ızrâr-ı ibâd ve ifsâd-ı bilâd ile me’lûf başıboş levendât haşerâtının ber-mûceb-i fetvâ-
yı şerîfe izâle-i vücûdları vâcib olduğuna binâ’en at ve besâta ve melbûsâtları
kâtillerinin olmak üzre ahz ve (...) ihtimâm ve dikkat olunmak için ve bu makûle
eşkıyanın dem-i diyet malları da‘vâsıyla kâtillerini rencide olmayacağı ma‘lûm olmak
için eyâlet ve elviye kazâlarına bundan akdem evâmir-i şerîfim neşr ve irsâl ve cemî‘
mahkemelerde sebt ve tescîl olmakla mezâmîn-i münîfesi üzre hareket ve her hanginiz
kazâsı ve hudûdu dâhilinde erâzil ve sûret-i şekâvet eden levendât eşkıyasının ittifâk
üzre üzerlerine varup tefrîk ve cem‘ine ve izâle-i vücûd ve mefsedet ve avdetlerine
müsâra‘at ve gayret eylemek vâcibe-i zimmetleri fi’l-asıl muhâfaza-i turuk ve elviyet (?)
lâzıme zimmet me’mûriyetiyle ve dirlikleri tevcîhin bu şarta mebnî olan ağavât ve
zâbıtân ve hân ve derbendât ve sâ’ir memleketden bu emirde keslân ve rehâvet olan
bazılar kusûrları sebebiyle mu’âhaza olunmakdan var ise zu‘um sebebiyle kapusuz
eşkıyâsının ba‘de’l-katl emvâl ve diyetleri da‘vâ olunmak mahzûru olmasa kat‘â bir
77

mahalde fırsat ve emân verilmez ve bir dürlü cevâba takayyüdü eylediklerinde turuk-ı
devlet-i aliyyemden bu mahalde me’mûriyetle ol taraflara iyâb ve zehâb eden
mevsûku’l-kelim kimesneler mesmû‘ları olduğun ihbâr etmeleriyle bu güne cevâblara
göre mûcib-i özür (silik) emvâl ve diyet mâddesi mukaddemâ sâdır olan evâmir-i
şerîfimde tasrîh olunmak olmağla işbu özür cevâbının mu’âhazede bir dürlü size lütfu
olmayacağı (silik) izâleleriyle raf‘ ve nâm-ı nişânların cümleden matlûb-i mülûkânem
idüğü ma‘lûm ve meczûmunuz oldukda ba‘de’l-yevm kazâ ve hudûdlarınız derûnlarında
güşt ü güzâr ve ebnâ’-i sebîle îsâl-i hasâret eden eşkıyânın ale’l-ittifâk üzerlerine
varmakda ve izâle-i vücûdları mefsedetlerini def‘ eylemekde zerre kadar kusûru zuhûr
eder ise bi-eyyi hâlin tecessüs birle haber alınup üzerlerine varılup dirlikleri olanları
dirlikleri raf‘ ve bâlâda olan ayân ve gayrı her kim olursa olsun emr-i hümâyûnuma
adem-i imtisâllerine binâ’en ibreten li’l-gayr ve tenbîhen li’s-sâ’irîn tertîb-i cezâ
olunacağından başka bundan sonra her hangi kazâda kapusuz eşkıyâsının hasâretleri
vukû‘a gelürse ibâret mâddesi dahi ol kazânın a‘yân ve ahalisinden zecran ve kahran
tahsîl olunmak üzre işbu emr-i âlî-şânım sudûr olmuşdur vusûlünde ile irsâl olunmuşdur
vusûlünde emr-i hümâyûnun mazmûnu cümlenizin ma‘lûm olundukda yemîn yesâr olan
kurâlarda firâr eden eşkıyânın üzerlerine varup mahv-i vücûd ve izâle eyleyesiz ba‘de’l-
yevm bu mâddede kat‘an iğmâz ve muktezâ-yı hareket zuhûr eder ise ibreten li’l-gayr
ve ağalık ve dirlikleri olanların dirlik ve ağalıkları raf‘ ve a‘yân ve sâ’irleri dahi tertîb-i
cezâ ve muhkem te’dîb olunacağı.

Sayfa 15 Belge 66:

Hacı Hasan Ağa-zâde Mustafa Ağa’ya karındaşı Süleyman Ağa ve Hacı Ağa huzûr-i
şer‘de Mustafa Ağa firâr ve gaybet (silik) diyetine dâmin ve kefîliz deyüp ba‘dehû Hacı
Ömer Ağa dahi eğer işbu (silik) Ağa firâr eder ise ben dahi şer‘an lâzım gelen diyete
kefîl olup (silik) gelür ise cümle masrafını görüp (...) bizler edâ (silik) deyü huzûr-i
şer‘de tahrîr ile cümle işbu mahalle kayd-şod.

Hızır Çavuş Beşe, muhzır Kanber Beşe, Nurşen-zâde Seyyid Mehmed Ağa, Nurşen-
zâde Halil Ağa.

Sinâniye Mahallesi sâkinelerinden Varnalının kızı ve vâlidesi hatunun tarafından zikri


âti’l-beyânı taleb ve da‘vâya ve ahz ve kabza Hüseyin bin Abdullah ve Ömer bin Molla
Osman nâmân kimesnelerin şehâdetleriyle sâbitü’l-vekâle Kokuş Mehmed Beşe bi’l-
vekâle meclis-i şer‘de şol takrîr-i kelâm ve ta‘bîr ani’l-merâm (devamı yok)
78

Sayfa 16 Belge 67:

Düstûr-i mükerrem müşîr-i mufahham nizâmü’l-âlem müdebbiru umûri’l-cumhûri bi’l-


fikri’s-sâkıb mütemmimü mehâmmi’l-enâmi bi’r-re’yi’s-sâ’ib mümehhidü bünyâni’d-
devleti ve’l-ikbâl müşeyyidü erkâni’s-sa‘âdeti ve’l-iclâl el-mahfûfü bi-sunûf-i avâtıfi’l-
meliki’l-a‘lâ Sivas vâlîsi vezîrim Feyzullah Paşa -edâmallâhu te’âlâ iclâlehû- ve
emîru’l-ümerâ’i’l-kirâm kebîru’l-küberâ’i’l-fihâm zü’l-kadri ve’l-ihtişâm sâhibü’l-izzi
ve’l-ihtirâm el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-meliki’l-a‘lâ Malatya sancağı mutasarrıfı -
dâme ikbâlühû- tevkî‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki eyalet-i Sivas’da
Ekin ve Divriği kazâları civârında vâki‘ Sarı Çiçek nâm mahalde sâkin Mülükânlı aşîreti
kapusuz eşkıyasıyla ittifâk ve ittihâd ve kazâ’eyn-i mezbûreyn zirâ‘atcıları ve sâ’ir
ebnâ’-i sebîlin yolların kat‘ ve gasb-ı emvâl ve katl-i nüfûs ve hetk-i a‘râz misillü
harekât-ı şenî‘a cesâret eylediklerinden gayrı bazı kurâda basup malların gayet ve
ahalisini ahz ve esîr bahâya kat‘ edüp kıymetlerin almadıkça sebîllerin tahliye etmeyüp
bunların emsâli mezâlim ve ta‘addiyâtlarının nihâyeti olmamağla aşîret-i mezbûre
ahalisi ol havâlîde kaldırılup Rakka’ya olundukları sûretde kapusuz eşkıyasının
mu‘âvinleri kalmamak hasebiyle anların dahi ta‘addîlerinden masûn olacakları emr-i
bedîhî olduğuna binâ’en rahmen li’l-fukarâ aşîret-i mezbûre ahalileri ol havâlîde
külliyen refi‘ ve hey’et-i mecmû‘a ile Rakka’ya iskân etdirilmek içün emr-i şerîfim
sudûrunu kazâ’eyn-i mezbûreyn ahalileri arz-ı hâlleriyle istid‘â ve imhâlarına musaddak
Divriği ve Ekin kazâları nâ’iblerinin iki kıt‘a i‘lâmlarıyla bir kıt‘a mahzarların ibrâz ve
aşîret-i mezbûre Şivan mukâta‘ası tevâbi‘inden olup mu‘ayyen Maarik milletleri ve (…)
iskânları kayd olunduğu baş muhâsebeden ve bundan akdem aşîret-i mezbûre
eşkıyasının şekavet ve şenâ‘atleri Ekin kazâsının nâibinin i‘lâmı ve ahalisi
mahzarlarında mashûben senin Sivas vâlîsi müşârun-ileyhin tarafından tahrîr ve inhâ
olundukda aşîret-i mezbûre ahalisinden ızrâr-ı ibâda cesâret eden şakîleri ahz ve
hasımlarıyla terâfu‘-i şer‘ ve zimmetlerinden başda olan hukûk-ı ibâd istirdâd
olundukdan sonra elviye fukarâları ra‘iyyet mukabir ve mezâlim-i eşkıyanın masûn içün
hey’ât-ı mecmû‘alarıyla kaldırup Rakka’ya îsâl ve Rakka’da mahâll-i münâsibe iskân
olunmaları içün sana ve Rakka vâlîsine hitâben bazı şurût-ı tahzîrleri hâvî yetmiş iki
senesi kaydı bulunduğu baş muhâsebeden ve bundan akdem aşîret-i mezbûre
eşkıyasının şekâvet ve şenâ‘atleri Ekin kazâsı nâ’ibi i‘lâmı ve ahalisinin mahzarlarına
mashûben sen ki (sen ki) Sivas valisi müşârun-ileyhsin tarafından tahrîr ve inhâ
olundukda aşîret-i mezbûre ahalisinden ızrâr-ı ibâda cesâret eden şakîler ahz ve
79

hasımlarıyla tafâ’fu‘-i şer‘ ve zimmetlerinde sâbit olan hukûk-ı ibâd istirdâd


olundukdan sonra ahali ve fukarâ-yı ra‘iyyet mukabir ve mezâlim-i eşkıyadan masûn
içün hey’et-i mecmû‘alarıyla kaldırup Rakka’ya îsâl ve Rakka’da mahall-i münâsibe
iskân olunmalarıyçün sana ve Rakka vâlîsine hitâben bazı şurût-ı tahzîrleri hâvî yetmiş
iki senesi zilka‘desi tarihiyle muvarrah ve mufassal ve meşrûh emr-i şerîfim verildiği
dîvân-ı hümayunum kaleminden ihrâc olunduğuna binâ’en mukaddemâ sâdır olan emr-i
şerîfim mûcebince bu def‘a dahi müceddeden emr-i âlî-şân tahrîri bâbında iftihâru’l-
(silik) baş defterdârım olan İbrahim Sâdim -dâme uluvvuhû- dahi (silik) etmeğin i‘lâmı
ve mukaddemâ tarih-i mezbûrda sâdır olan emr-i şerîfim mûcebince mübâşir
ma‘rifetiyle iskânları fermânım olmağın imdi ber-minvâl-i muharrer aşîret-i mezbûre
ahalisinden muzırr-ı ibâd olan şakîler Rakka’ya vusûllerinde Rakka hudûdu dâhilinde
münâsib mahalde iskân ve muhâfazalarına ihtimâm olunmak içün Rakka vâlîsine başka
emr-i şerîfim sâdır olduğu ma‘lûmunuz oldukda siz ki vezîr-i müşâr ve mîr-i mîrân-ı
mûmâ-ileyhimâsız ber-vech-i muharrer mukaddemâ sâdır olan evâmir-i şerîfim
mûcebince aşîret-i mezbûre ahalisinden ızrâr-ı ibâda cesâret eden eşkıyayı (…) tarîkiyle
bi’l-ittifâk ahz ve esnâ’-i râhda ahali ve fukarâ-yı ra‘iyyete îsâle cesâret ve bir ferde
zulüm ve ta‘addî eylemelerine nezâret ve ihtimâm ederek hey’et-i mecmû‘alarıyla
Rakka’ya îsâl ve tesyîr ve Rakka vâlîsine teslîme mezîd-i sa‘y ve dikkat ve keyfiyeti
sûret-i sicillâtıyla Der‘aliyye’ye mübâderet lâkin bu bahâne ile fukarâdan celb-i mal ve
şekâvetde alâkası olmayanlara ta‘arruzdan gâyetü’l-gâye hazer ve tehâşî olunmak
bâbında fermân-ı âlîşânım sâdır olmuşdur buyurdum ki mübâşir ta‘yîn olunan sadr-ı
a‘zam etbâ‘ından kıdvetü’l-emâsil İskender -zîde kadruhû- ile hükm-i şerîfim vusûl
buldukda vech-i meşrûh üzre şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve
lâzımü’l-imtisâlimin itâ‘at-makrûnuyla âmil olup hilâfından hazer ve mücânebet
eyleyesiz şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız. Tahrîren fî evâ’il-i zilka‘de sene
semânîn ve mi’e ve elf.

Sayfa 16 Belge 68:

Divriği’de (?) sâkin ulemâ ve a‘yân ve ehl-i sûk ve sâ’irler ve bi-esrihi meclis-i şer‘de
ehl-i kurâ reâyâları mahzarlarında taşradan zuhûr eden levendât ve ekrâd ve sâ’ir harâm-
zâdeleri kazâmızdan çıkarup kurâlara îsâl-i mazarrat eylediklerinde ehl-i kurâlardan bir
levend öldürüp veyahud ekrâd ile bir zarar ve ziyân zuhûr eylediklerinde olan zararlara
cümlemiz biriz cümle her ne zarar olur ise cümlemiz diyetlerimizdir taraf-ı şer‘de
80

hüccet-i şer‘iyye olunup reâyâ yedlerine verilsün dediklerinde kayd-şod. Ve reâyâ dahi
Hacı Osman Ağa’ya bu misillü söz verüp levendâtı vura ve ekrâdı vura cümlemiz
zararına ve da‘vâya birliğüz deyü takrîr ve taraf-ı şer‘den hüccet olunsun dedikde kayd-
şod.

Sayfa 16 Belge 69:

Penganlı Kara Veli’nin Ca‘fer’in vekîli Çalabverdi oğlu Hacı Ömer Ağa Vazandanlı
Molla Halil’in oğlu Hasan tüfenk ile mezbûr Ca‘fer’i darb ve mecrûh eyledi deyü da‘vâ
gıbbe’s-su’âl ve akîbe’l-inkâr müdde‘â-aleyh cevâbında üç beş pâre karyenin ahalileri
bir yerde kavga Tülenk ve Anzegir karyesi ve Uluhimmet ahalileri (silik)

Şekli Musa Vazandanlı Musa

Şekli Musa Vazandanlı

Sayfa 17 Belge 70:

Cizye fermânı kaydıdır

Mefâhiru’l-kuzât ve’l-hükkâm me‘âdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Sivas ve tevâbi‘inin


kazâların kadıları -zîde fazluhüm- tevkî‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki bin
yüz seksen bir senesine mahsûben Sivas ve tevâbi‘i cizyesi cibâyetine me’mûr Mehmed
-zîde mecdühû- dîvân-ı hümâyûnuma arz-ı hâl edüp kalem-i mezbûr ve tevâbi‘inin sâkin
ve mütemekkin olan ehl-i zimmet ve reâyânın bir ferdi hâric ve kağıdsız kalmamak
şartıyla vech-i şer‘î üzre tahammül ve istihkâklarına göre cizyedârları yediyle a‘lâya
a‘lâ ve evsata müstahak olanlara evsat ve ednâya müstahak olanlara ednâ evrâkları
tevzî‘ ve cizyeleri malı verilen peşîn ve tertîbât ve havâlât içün yerlü yerinden evvel be-
evvel tahsîli mühim ve muktezî iken reâyâdan bazıları a‘yân-ı vilâyete istinâd ile
cizyeleri taksît ile edâ ederiz deyü beyhûde ta‘allül ve muhâlefet eylediklerinde tertîb
olunan taksîtât ve havâlât (silik) te’hîrlerine bâ‘is ve bâdî olacakları emr-i bedîhî
olduğun bildirüp ol makûle ehl-i zimmetden bir ferdi hâric ve kağıdsız kalmamak
şartıyla tahammül ve istihkâklarına göre evrâkları verilüp cizyeleri malı yerlü yerinden
tertîb olunan taksît-i evvel ve havâlât-ı (silik) te’hîrine bâ‘is ve bâdî olacakları emr-i
bedîhî olduğun bildirüp ol makûle ehl-i zimmetin bir ferdi hâric ve kağıdsız kalmamak
şartıyla tahammül ve istihkâklarına göre evrâkları verilüp cizyeleri malı yerlü yerinden
evvel be-evvel yed-i vâhidden cem‘ ve tahsîl olunup taksît ile edâ ederim deyü
muhâlefet etdirilmeyüp a‘yân ve sâ’ir taraflarından dahi bir dürlü ta‘allül ve muhâlefet
81

etdirilmemek bâbında emr-i şerîfim sudûrunu mûmâ-ileyh istid‘â eylediği ecilden


hazîne-i âmiremde mahfûz olan harâc muhâsebesine defterlerine nazar olundukda ehl-i
zimmetin bir ferdi hâric ve kağıdsız kalmamak şartıyla vech-i meşrûh üzre berât-ı âlî-
şânım meşrûtu üzre tahammül ve istihkâklarına göre ale’r-ru’ûs evrâkları cizyedâr
yediyle tevzî‘ ve cizyeleri malı cânib-i mîrî içün yed-i vâhidden cibâyet ve tahsîl
olunmak üzere şurûtu ve ehl-i zimmet reâyânın cizyeleri malından ihrâc olunmak kapu
kulları mevâcibleriyçün tahsîs kılınan taksît akçesinden mâ adâ malı cizyeden umûr-i
mühimme masârifâtı havâlâtının kesretinden nâşî mal-ı cizye evvel be-evvel tahsîl
olunup taksît ile edâ ederim (?) deyü ehl-i zimmet reâyâya bir dürlü ta‘allül ve
muhâlefet etdirilmeyüp fermânım olduğu üzre evvel be-evvel tahsîl olunup a‘yân ve
sâ’ir taraflarından dahi bir ferde (silik) üzre evâmir-i şerîfem verildiği derkenâr
olundukda imdi derkenârı ve şurûtu mûcebince amel olunmak fermânım olmuşdur
buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzre amel edüp dahi
cizye-i mezbûr malından ihrâc olunacak kapum kullarının mevâcibleriyçün tahsîs
kılınan taksît akçesinden mâ adâ (?) mal-ı cizyeden umûr-i mühimme masârifâtı
havâlesinin kesretinden nâşî cizye-i mezbûr malının evvel be-evvel tahsîl olunması
lâzıme-i hâlden olmağla sene-i mezbûre mahsûben cizye-i mezbûre malını evvel be-
evvel tahsîl etdirdüp taksît ile edâ ederiz deyü ehl-i zimmet reâyâya bir dürlü ta‘allül
etdirilmeyüp fermânım olduğu üzre evvel be-evvel tahsîline a‘yân ve sâ’irleri
taraflarından dahi hiç ferde ta‘allül ve muhâlefet etdirmeyesiz şöyle bilesiz alâmet-i
şerîfe i‘timâd kılasız. Tahrîren fi’l-yevmi’l-ışrîn şevvâl sene semânîn ve mi’e ve elf.

El-mahrûse İslambol.

Fermân-ı âlî mûcebince iltizâm temessükü olduğu dahi kayd-şod.

Kazâ’-i Divriği

75 a‘lâ

525 evsat

200 ednâ

800

Fermân-ı âlî mûcebince iltizâm temessükü olduğu dahi kayd-şod.


82

Sayfa 17 Belge 71:

Birestik karyesi sâkinlerinden Kirlioğlu Veli nâm kimesne

Birestik karyesi sâkinlerinden Hasan bin Veli Mustafa yine Sevir karyesi sâkinlerinden
Kirlioğlu Veli nâm kimesne tarafından vekâletim hasebiyle yine Sevir karyesi
sâkinlerinden İsmail nâm kimesne zimmetinde iki yüz elli kuruş taleb ederim deyü
takrîr-i kelâm eylediği işbu mahalle kayd olundu müdde‘â aleyh İsmail (silik) olup
şâhid-i havâle

Müdde‘î-i mezbûr vekîl Hasan nâm kimesne sene-i sâbıkda merkûm Mehmed Ağa’nın
mahbûsundan takrîr ve yine üzre ıtlâk oldu deyü (devamı yok)

Sayfa 17 Belge 72:

Nurşen-zâdenin gulâm-ı ma’tukı merhûm Molla Osman’ın torunu Ali nâm sulbînin
pederi olan Monla Bekir bin Ali nâm kimesne velâyeten sulbî oğlu Ali’nin (silik) Şerîfe
Hatuna pederi Molla Osman’ın Göresinli Esir zimmî zimmetinde müstakirr olan bağ ve
söğüt ve kavak ve defter mûcebince bâ-temessük diyetinden kızı Şerîfe’ye isâbet eden
malını Molla Bekir oğlu Ali’ye velâyete da‘vâ ve mesfûr Esir dahi vâlidesine yüz kuruş
teslîm eylemişdim deyü def‘ ve bâkî söğüt ve kavak (silik) bahâlarından hissesine isâbet
edeni doksan kuruş üzerine sulh ve bedel-i sulhu teslîm ve âmme-i da’vâdan Esir’in
zimmetini ibrâ eylediği kayd-şod. Fî şevvâl sene 81.

Şühûdü’l-hâl: Ömer-zâde Bekir Ağa, Kokuş Mehmed Beşe, Kâtib-zâde Yusuf Ağa bin
Osman Ağa, Ömer bin Molla Osman, Nâ’ib Efendi, mahzar Kanber Beşe, Müftî Efendi
Hazretleri.

Sayfa 17 Belge 73:

Öski oğlunun gulâmı İbrahim Beşe huzûr-i şer‘de Bardakcıoğlu Osman Beşe
mahzarında takrîr-i kelâm edüp Eğri nâm mevzi‘de mülkiyet üzre mutasarrıf olduğum
bir kıt‘a tarla (?) Çolak Bektaş’ın (…) Hüseyin tarlası ve bir tarafı Dizdar Ağa Mescidi
vakfı tarla bir tarafı hark-ı kebîr ve bir tarafı tarîk olan tahmînen iki kîle tohum istî‘âb
eder mülk tarlamı işbu Osman Beşe ile gâ’ib ani’l-meclis Çiftci Ali Halil Beşe ber-
vech-i iştirâk yüz kırk beş kuruş ile birisine (?) bey‘ eyledim ve semeni ahz eyledim
dedikde kayd-şod. Fî 5 L sene 1181.
83

Şühûdü’l-hâl: Küçük Hüseyin oğlu Hacı Abdullah, Nurşen-zâde Halil Ağa, Çıkrıkçı
Usta İbrahim, Hölükoğlu Ahmed Beşe, Sıddıkların gulâmı Mehmed, Sâdık Ağa’nın
gulâmı Ali, Çiftçi Ali oğlu Memiş Beşe, (silik) Süleyman’ın Ca‘fer, İpek Ömer Beşe,
Kürd Mahmûd oğlu Hüseyin Beşe, (…) Mehmed Ağa.

(…) eyleyesiz şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız. Tahrîren fi’l-yevmi’s-sâmin
aşera min şehr-i zilhicce sene selâse ve erba‘în ve mi’e ve elf. 18 S sene 1144.
Kostantîniyye el-mahrûse.

Sayfa 18

(silik) ve kırâ’at ve mefhûmu münîfi cümleye i‘lân (silik) emr-i âlî ve mazmûn-i (…)
veliyyü’n-ni‘amı üslûbları üzere ittifâk ve hâzır ve müheyyâ olduğumuza i‘lâm eder
deyü iltimâs etmeleriyle bi’l-iltimâs i‘lâm olundu. Bâkî emr (...) etmeleriyle hâl minvâl-
i muharrer üzere olmağın (silik) huzûr-i şer‘a ihzâr (…) i‘lâm ediyor iltimâs etmeleriyle
bi’l-iltimâs i‘lâm olundu.

Sayfa 18 Belge 74:

Eli Çemne (?) Mahallesi sâkinelerinden Hatice bint-i İbrahim tarafından vekâlet-i şer‘i
sâbit olan İbrahim nâm kimesne huzûr-i şer‘a gelüp vekâleti hasebiyle müteveffâ
pederim İbrahim terekesine tâlib şâhidler Hacı Mehmed bin Ali Yazıcı-zâde Mustafa
bin Ali Efendi mahalle-i mezbûre sâkinlerinden Hacı Abdurrahman nâm kimesne huzûr-
i şer‘a gelüp takrîr-i kelâm eylediği zevcem Aişe bint-i İbrahim tarafından vekâleti
hasebiyle müteveffâ İbrahim şâhidler Hacı Mehmed bin Ali Yazıcı-zâde Mustafa bin
Ali Efendi (devamı yok)

Sayfa 18 Belge 75

Çapa Kenarı Mahallesi sâkinlerinden Mustafa ve Mehmed bin Bekir nâm kimesneler
huzûr-i şerîfde Câmi‘-i Kebîr Mahallesi sâkinlerinden İbrahim bin Hacı Ali nâm
kimesne ceddim olan müteveffânın vakıf olan bir ev ve bir bağ ve bir tarla ve bir
dükkân (devamı yok)

Sayfa 18 Belge 76:

Fevt olan Kürd Hüseyin nâm müteveffânın veresesi zevce-i metrûkesi Fatıma bint-i
Seyyid Veli nâm hatun tarafından zikri âtî’l-beyân diyetini da‘vâya ve sulh ve ibrâ ve
kabza ve i‘tâ’-i hüccete mezbûre hatun huzûr-i şer‘de tarafından işbu Hacı Bayram oğlu
84

Yusuf Alemdar’ı vekîl eylediği işbu mahalle kayd. Seyyid Bekir bin (silik) Seyyid Hacı
Mustafa ve Kürdoğlu Hasan Gavuroğlu Ali Beşe tarafından da‘vâsını murâfa‘aya ve
Vagancıoğlu Osman beğin oğulları Ali ve (silik) şehâdetleriyle Kokuş Beşe vekîl
olduğu sâbit ve sübût-i vekâletine hükm-i şer‘î olan Kokuş Beşe bi’l-vekâle mahzarında
vekîl-i mezbûr Yusuf Beşe Kokuş Beşe üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edüp müvekkile-
i mezbûrenin zevci Kürd Hüseyin nâm kimesneyi Bekir dört gün darb edüp odun ile
darb edüp eser-i darbdan müte’essiran yirmi dört gün sonra fevt oldu deyü da‘vâ ve
ğibbe’s-su’âl Kokuş Beşe cevâbında odun ile darb olmayup yirmi gün mikdârı kendi
sıhhat bulup kâr ve kesbini etdikden sonra ba‘dehû kabz olup mazar-ı âhardan fevt oldu
deyü def‘le cevâb vericek ben dahi mezbûr şâhidi Kendir-zâde Molla Mehmed ve
Zaza’nın hüsn-i şehâdet eylediler ki oduz dalıyla darb eyledi deyü şehâdet eylediler
dedikden sonra darbdan (silik) sıhhatde olup kendi merkeb işledüp sıhhatde kâr ve
kesbini edüp beş on günden sonra âhar marazdan fevt oldu Ömer Ağa bin Ali Beşe ve
Hacı (silik) Molla Mehmed nâmân kimesne huzûr-i şer‘de edâ’-i şehâdet eylediklerinde
şehâdetleri makbûle ve mesmû‘a olup Mehmed Kürt Hüseyin nâm müteveffânın üzerine
şehâdet eden Ömer Ağa bin Ali Beşe ve Hacı Abdullah bin Hamza Molla Mehmed nâm
kimesneler huzûr-i şer‘iyyede takrîr eylediler ki merkûm müteveffâ darbdan sonra
sıhhat bulup yirmi dört gün vefât eyledi deyü şehâdetleri kayd olunmuşdur mu‘teber ise
cevâb verile Darbdan sonra sahîh sâlim birkaç gün gördüğüne şehâdetle ol darbdan
müte’essiran fevt oldu da‘vâsı def‘ olunmak meşrû‘dur.

Sayfa 18 Belge 77:

Küdeşli Emîr Süleyman bin Yusuf Karabaş oğlu Koca bin Mehmed Deşikli Musa bin
Ali huzûr-i şer‘de Vazandanlı Molla Halil’in oğlu Hasan Pagınekli (?) Kara Veli’nin
oğlu Ca‘fer’i kurşun ile sol memesi altından darb ve mecrûh edüp ba‘dehû mezbûr
Hasan’ı tutmak murâd eyledikde bizlerin huzûrlarımızda Ca‘fer’i ben darb eyledim fevt
olur ise diyetini veririm deyü ikrâr eyledi bizler bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz ve
şehâdet ederiz deyü her birleri müttefiku’l-lafz ve’l-ma‘nâ alâ tarîki’ş-şehâde haber
vermeleriyle kayd-şod. Fî 9 S sene 1181.

Şühûdü’l-hâl: (silik) Beyi Emin Ağa, Çalapverdi-zâde Hacı Ömer Ağa, Zemân-zâde
Sa‘dullah Ağa.
85

Sayfa 18 Belge 78:

Tarakcı kızı Hadice bint-i Musa nâm hatunun tarafından zikri âti’l-beyânı da‘vâya üvey
babası Kürd Hüseyin ve Hasan Beşe bin Musa şehâdetleriyle sâbitü’l-vekâle Alemdar
Mehmed Beşe bin Hasan Bey nâm kimesne bi’l-vekâle meclis-i şer‘de yine Vazandanlı
Hacı İbrahim mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edüp işbu hâzır İbrahim’i
Bahtiyar karyesinde bize ahşama atlarımıza bir kîle şa‘îr getür deyü talâk-ı selâseye şart
verüp şa‘îr getürmeyüp zevcesi kendüsünden boş olup zevc-i âhara muhtâc olmağla
su’âl ve iftirâklarına hükm-i şer‘î buyurulması matlûbumdur dedikde ğibbe’s-su’âl
mezbûr Hacı İbrahim cevâbında selâseye şartı mukirr ve lâkin inşallâh şa‘îri getürürüm
dedim ve şa‘îr getürdüm deyü mukâbelede cevâb vericek müdde‘î-i mezbûr şartdan üç
gün sonra getürmedüm deyü ikrâr eyledi dedikde ikrârı beyyineye havâle olundukda
üvey kayın pederi Kürd Hüseyin ve Ömer-zâde Bekir Ağa nâmân kimesneler li-ecli’ş-
şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup eserü’l-istişhâd fi’l-hakîka Bekir Ağa takrîrinde işbu
Hacı İbrahim bana musâdif oldu su’âl eyledim (silik) çok mu deyü su’âl eylediğimde
yüz elli mikdârı vardır ya‘ni talâk-ı selâseye şartladı arpa getür deyü getürmedim deyü
ikrâr eyledi bizler bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz deyü şehâdet eylediler.

Sayfa 19 Belge 79:

(silik) avârız fermânıdır

Mefâhiru’l-kuzât ve’l-hükkâm me‘âdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Divriği sancağında vâki‘


olan kazâların kadıları -zîde fazluhüm- tevkî‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola
ki hazîne-i âmiremde mahfûz olan mevkûfât defteri mûcebince Divriği sancağında vâki‘
kazâların yüz kırk dokuz ve iki sülüs avârız hâneleri olup bin yüz kırk dört senesine
mahsûb olmak üzere avârızları malı cem‘ ve tahsîl olunmak lâzım gelmeğin deruhde
olunup yedine mühürlü nişanlu mevkûfât defteri sûreti verilmeğin mûcebince cem‘ ve
tahsîl ve dâhil-i hazîne-i âmirem etdirilmek fermân olmuşdur buyurdum ki hükm-i
şerîfimle mübâşir-i merkûm vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere amel edüp (silik)
livâ’-i mezbûrda vâki‘ kazâların ol mikdâr avarız hâneleri olup tarih-i mezbûra mahsûb
olmak üzere her bir hânesinden dörder yüz akçe avârız malların irsâl olunan mühürlü ve
nişanlu mevkûfât defteri sûreti mûcebince vakit ve zamanıyla cem‘ ve tahsîl ve dâhil-i
hazîne-i âmirem etdirüp hilâf-ı emr ve defter kimesne inâd ve muhâlefet etdirmeyesiz ve
bundan mâ adâ mübâşirin cihet-i ma‘îşetiyçün her bir hânesinden ellişer akçe vech-i
ma‘âş aldırılup ve avârız içün alınan akçenin her yüz sekiz akçesinden bir esedî kuruş
86

tahsîl olunup ve hîn-i tahsîlde mîriçün alınan akçeyi hazîne-i âmireme alındığı vech
üzere aldırılup bundan ziyâde ve noksân alınmaya ve aldırmayasız kesr ve defterden ve
naks-ı hâne ve fermânımdan ziyâde talebiyle reâyâ fukarâlarına zulüm ve ta‘addî
olunmakdan be-gâyet ihtirâz eyleyesiz şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız.
Tahrîren fi’l-yevmi’s-sâmin ışrîn min zilhicce sene selâs ve erba‘în ve mi’e ve elf.

Kostantîniyye el-mahrûse.

Sayfa 19 Belge 80:

Mefâhiru’l-kuzât ve’l-hükkâm me‘âdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Divriği sancağında vâki‘


kazâların kadıları -zîde fazluhüm- tevkî‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki
hazîne-i âmiremde mahfûz olan mevkûfât defteri mûcebince Divriği sancağında vâki‘
kazâların yüz kırk dokuz buçuk ve buçuk sülüs bedel-i nüzûl hâneleri olup bin yüz kırk
dört senesine mahsûb olmak üzere bedel-i nüzûlleri malı cem‘ ve tahsîl olunmak lâzım
gelmeğin deruhde olunup yedine mühürlü ve nişanlu mevkûfât defteri sûreti verilmeğin
mûcebince cem‘ ve tahsîl ve dâhil-i hazîne-i âmirem etdirilmek fermânım olmuşdur
buyurdum ki hükm-i şerîfimle mübâşir-i merkûm vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim
üzere amel edüp dahi livâ’-i mezbûrda vâki‘ kazâların ol mikdâr bedel-i nüzül hâneleri
olup tarih-i mezbûra mahsûb olmak üzere her bir hânesinden altışar yüz akçe bedel-i
nüzüllerini irsâl olunan mühürlü ve nişanlu mevkûfât defteri sûreti mûcebince vakit ve
zamanıyla cem‘ ve tahsîl ve dâhil-i hazîne-i âmirem etdirdüp hilâf-ı emr ve defter
kimesne itâb ve muhâlefet etdirmeyesiz ve bundan mâ adâ mübâşirler cihet-i
ma‘îşetiyçün her bir hânesinden otuzar akçe vech-i ma‘âş alıverilüp ve bedel-i nüzül
içün alınan akçenin her yüz on akçesinden bir esedî kuruş tahsîl olunup ve hîn-i tahsîlde
mîriçün alınan akçe hazîne-i âmireme alındığı vech üzere aldırup bundan ziyâde ve
noksân alınmaya ve aldırmayasız kesr ve defterden ve naks-ı hâneden ve fermânımdan
ziyâde talebiyle reâyâ fukarâsına zulüm ve ta‘addî olunmakdan be-gâyet ihtirâz
eyleyesiz şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız. Tahrîren fi’l-yevmi’s-sâmin aşera
min şehr-i zilhicce sene selâs ve erba‘în ve mi’e ve elf. Fî 18 S sene 1144.

Kostantîniyye el-mahrûse.

Sayfa 20 Belge 81:

Koca Ağa-zâde Seyyid Ömer Ağa bin İbrahim Ağa ve karındaşı oğlu Seyyid Ali bin
Seyyid Molla Ali nâmân kimesneler meclis-i şer‘de yine Seyfi Ağa mahzarında her
87

birleri takrîr-i kelâm edüp Dilli-zâdelerin bağlarının derûnunda vâki‘ hudûdunun bir
tarafı Seyyid Süleyman ve bir tarafı Zeyneb Hatun ve iki tarafı tarîk işbu hudûd ile
mahdûd yirmi beş zirâ‘ tûlen müteveffiye zevcem Hâmide Hatun bana ve işbu Molla
Ali’ye ve sağîr Hüseyin ve sağîre Fatıma ve Şerîfe ve Aişe’ye intikâl edüp mezbûr
hatunun bir mikdâr deyni olup zarûret-i deyn içün furuht etmek iktizâ edüp müteveffiye-
i mezbûrenin Koca Ağa Mahallesinde vâki‘ Fotozoğlu Mehmed Ağa’dan iştirâ edüp
mülkiyet üzre mutasarrıfa olup yine bizlere (silik) eden arsayı sağîrûn-i mezbûruna
hisse verüp bizlerin alakası olmayup sağîrûn-i mezbûrûnun mülkleri olup işbu mahdûd-i
mezkûru zarûret-i deyn içün yüz on kuruşa işbu Seyfi Ağa’ya her birlerimiz bey‘ ve
temlîk ve teslîm (silik) ve kabz-ı semen eyledik dedikde kayd-şod. Fî 22 Ra sene 1177.

Şühûdü’l-hâl: Yıldırım-zâde Seyyid Ali Efendi, Süleyman Ağa-zâde İbrahim Ağa,


Abdullah Tâbi‘ Nâ’ib Efendi.

Sayfa 20 Belge 82:

Şerî‘at-şi‘âr Divriği kadısı Efendi -zîde fazluhû- ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-a‘yân


voyvodası -zîde mecduhû- Gelerli aşîretinden Hasan nâm kimesne yine Divriği
muzâfâtından Nurşun nâm karye sâkinlerinden Mehmed bin Veli nâm kimesne
beynlerinde nizâ‘ vâki‘ olup mezbûr Kürd Hasan merkûm Mehmed’i boğazının sol
tarafından bıçak ile mecrûha eyledüğin müş‘ir tarafımıza tevârüd eden i‘lâm mûcebince
(…) mezbûrun kâtili mahallinden teftîş ve tefahhus ve alâ eyyi hâlin zâhire ihrâc ve ele
getürülüp maktûl-i mezbûrun vârisleriyle ba‘de’l-mürâfa‘a ve mûceb-i şer‘îsi üzere ol
tarafda icrâ-yı hakk olunmaz ise sûret-i sicillâtıyla dîvân-ı Rum’a ihzârı bâbında işbu
buyuruldu tahrîr ve isdâr ve ile irsâl olunmuşdur inşallâh te’âlâ vusûlünde gerekdir ki
vech-i meşrûh üzere şer‘ ve mübâşir ma‘rifetiyle bu makâle fezâhat-ı azîmesi nümâyân
olan kâtil-i mezbûru maktûlün vârisleriyle ba‘de’l-mürâfa‘a ve mûceb-i şer‘îsi üzere ol
tarafda icrâ-yı hakk olunduğu hâlde sûret-i sicillâtıyla Dîvân-ı Rum’a ihzâr ve hilâfıyla
hareketden tehâşî ve mücânebet ve mûceb-i buyuruldu ile âmil olasız. Fî 21 Ra sene
1177.

Sayfa 20 Belge 83:

Nişân-ı şerîf-i âlî-şân-ı sâmî-i Sultânî tuğrâ-yı cihânî sâmî-yi hâkânî hükmü oldur ki

Medîne-i Divriği’de vâki‘ Mehmed Çavuş binâ eylediği câmi‘-i şerîfin vakfından olmak
üzere yevmî iki akçe vazîfe ile hatîb ve altı akçe vazîfe ile imam olan Mahmûd bi-lâ
88

veled fevt olup yeri hâlî ve hizmet-i lâzımesi mahlûl olmağla yerine erbâb-ı istihkâkdan
işbu râfi‘-i terfî‘-i refî‘-i şehriyârî es-Seyyid Ebubekir Halife her vechle mahall ve
müstahakk olmağın tevcîh olunup yedine berât-ı şerîfim verilmek bâbında kadısı
Mevlânâ el-Hâcı Ömer -zîde fazluhû- arz etmeğin mûcebince mezbûre sadaka edüp bu
berât-ı hümâyûn-i sa‘âdet-makrûnu verdim ve buyurdum ki ba‘de’l-yevm merkûm
Seyyid Ebûbekir Halife varup zikr olunan câmi‘-i şerîf müteveffâ-yı mezbûrun yerine
imam hatîb olup hizmet-i lâzımesin (silik) ve mü’eddâ kıldıkdan sonra yevmî sekiz akçe
vazîfesiyle mutasarrıf olup vâkıfın rûhu ve devâm-ı ömr ve devletim içün du‘âya
müdâvemet göstere şöyle bileler alâmet-i şerîfe i‘timâd kılalar. Tahrîren fî evâ’il-i
Muharremü’l-harâm sene seb‘a ve seb‘în ve mi’e ve elf.

Sayfa 21 Belge 84:

Medîne-i Divriği mahallâtından İmamoğlu Mahallesi sâkinlerinden Satılmışoğlu Küçük


Mehmed Beşe nâm kimesnenin tarafından da‘vâ-yı âti’z-zikri ru’yet ve husûmete zât-ı
mezbûru ma‘rifet-i şer‘le ârifân Hacı Musa ve Yusuf Beşe şehâdetleriyle sâbitü’l-vekâle
Kokuş Mehmed Beşe nâm kimesne bi’l-vekâle meclis-i şer‘-i enverde bundan akdem
(…) Uzun İbrahim’in zevcesi müteveffiye Âmine hatun veresesinden kız karındaşı
Hadice ve Aişe ve Fatıma nâmûn hatunların taraflarından Kocaoğulları Seyyid ve
nâmân kimesnelerin şehâdetiyle sâbitü’l-vekâle ve sübût-i vekâletine hükm-i şer‘î lâhik
olan Hacı Yusuf oğlu Mehmed Beşe nâm kimesne mahzarında da‘vâ ve takrîr-i kelâm
edüp müteveffiye-i merkûme Âmine hatunun yedinde olan emvâl ve emlâk bi’l-cümle
müteveffâ zevci İbrahim Beşe’nin olup verese-i merkûmûn beynlerinde fuzûlî iktisâm
etmeleriyle müteveffiye-i merkûme hâl-i hayatında ve kemâl-i sıhhatinde yedimde olan
emvâl ve emlâk ve eşyâ’ ehlim merhûm Uzun İbrahim’indir benim alâkam yokdur deyü
ikrâr eyledi su’âl olunup keff-i yedlerine tenbîh-i şer‘î buyurulması matlûbumdur
dedikde ğibbe’s-su’âl ve akîbe’l-inkâr müdde‘î merkûm Kokuş Ağa’dan da‘vâsına
mutâbık beyyine taleb olundukda Ra’is oğlu Maviş bin Mustafa Beşe nâm kimesne li-
ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzır olup fi’l-hakîka merkûme Âmine hatun hâl-i hayatında
ve kemâl-i sıhhatinde yedinde olan emvâl ve emlâk ve eşyâ’ ehlim merhûm Uzun
İbrahim’indir benim alakam yokdur deyü ikrâr eyledi husûs-ı merkûm vech-i muharrer
üzere şâhidim dedikde ve yine nisvân tâ’ifesinden Bağvancıoğlu Abdullah Çelebi’nin
kızı Zâhide ve Fatıma bint-i Köylüoğlu nâmûn hatunlar li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a
hâzırân olup fi’l-hakîka mezbûre Âmine hatun hâl-i hayatında ve kemâl-i sıhhatinde
89

malde ve mülkde alakam yokdur zevcim İbrahim Beşe’nindir deyü ikrâr eyledi husûs-ı
merkûm vech-i muharrer üzere şâhidleriz ve şehâdet ederiz deyü edâ’-i şehâdet
eylediklerinde şehâdetleri makbûl ve mesmû‘a olduğu kayd-şod.

Sayfa 21 Belge 85:

Yusuf Ağa ve Seyyid Salih Ağa ve Kuloğlu Hüseyin Ağa ve sâ’ir ağavân huzûr-ı şer‘de
Hasan’ın muvâcehesinde sâriklik âdet-i müstemirresi olup muzırru’n-nâsdır deyü edâ’-i
şehâdet eyledikleri kayd-şod.

Sayfa 21 Belge 86:

Görin (?) kasabası sâkinelerinden Köklü Mehmed bint-i Uzun Elif nâm hatun meclis-i
şer‘de Esirci Seyyid Mehmed Beşe mahzarında üzerine Görenli Osman Beşe bin Ömer
ve Hasan bin Kasım ve diğer Osman bin Bekir şehâdetleriyle hürriyyeti sâbit olduğu
kayd-şod.

Sayfa 21 Belge 87:

Nân-ı azîz akçe 2 dirhem 80

Lahm kıyye para 5

Yağ (…) kıyye para 26

Asel kıyye 18

Asel kıyye 20

(…)18

Sabun (?) (…) para 17 akçe 1

Leblebi kıyye para 8

Mum para 10

Şem‘dân kıyye 14

Üzüm kıyye para 5 akçe 1

Bestil kıyye para 8

Peynir kıyye para 4 akçe 1

Tuz ruhu‘ para 8


90

Fındık kıyye para 8

Nar kıyye para 5 akçe 1

Pirinç kıyye 10

Kına kıyye para 18

Badem kıyye 24

Cümle ahali ma‘rifeti ve ma‘rifet-i şer‘le minvâl-i muharrer tarih ve nizâm verildiği
kayd-şod.

Sayfa 22 Belge 88:

Bir def‘a mürâfa‘adan yedine evâmir-i aliyye verilmiş mezbûr (silik) nükûl edüp bir gün
itâ‘at-ı şer‘-i şerîfe ve inkıyâd-ı emr-i münîf etmeyüp münâza‘adan dahi (silik) emr-i
âlî-şânda mezbûr Esir Bekir merkûm Mehmed Emin ile mürâfa‘a-i şer‘ olunmakdan
firâr üzere olur ise zuhûr gelüp mürâfa‘a-i şer‘ oluncaya değin tımar-ı mezbûru merkûm
Mehmed Emin tarafından ma‘rifetle şer‘le zabt u rabt ve vâki‘ olan mahsûlât ve
rüsûmât-ı kanun ve defter mûcebince ahz ve kabz etdirilüp güzeşte mahsûl ve rüsûmdan
dahi almış ise merkûma istirdâd olunmasını tasrîh buyurulmağın binâ’en aleyh mezbûr
Esir Bekir ber-mantûk-ı emr-i âlî müdde‘âsını merkûm ile Divân-ı Rum’da mürâfa‘a-i
şer‘ ve (…) olunmak içün buyurdu (?) ile mübâşir ta‘yîn olundukda âdet-i müstemirresi
ve (…) üzere adem-i itâ‘atdan nâşî yine firâr eylediği i‘lâm olunup bu def‘a tımar-ı
mezkûru merkûm Mehmed Emin zabt ve rabt ve rüsûmât ve mahsûlât-ı kanun üzere
tarafından ahz ve kabz etdirilüp ve tımar-ı mezbûrdan tahvîline düşenden bir nesne dahi
almış ise şer‘le istirdâd olunup firâr-ı mezbûru ve âhar bî-vech dahl ve ta‘arruz
etdürmemek bâbında sâdır olan emr-i celîlü’ş-şân mûcebince divan-ı Rum’da dahi işbu
buyuruldu tahrîr ve isdâr ve yedine i‘tâ olmuşdur inşallâh te’âlâ vusûlünde gerekdir ki
ber-mûceb-i emr-i âlî ve buyuruldu amel ve sadâkatden gâyetü’l-gâye hazer ve
mücânebet eyleyesiz deyü. Fî 6 R sene 1170. Tahrîren fî evâ’il-i Rabiu’l-ahir li-sene
seb‘în ve mi’e ve elf.

Sayfa 22 Belge 89:

Olmak üzere (silik) varılup kat‘an aman ve zaman verilmemek üzere tenbîh ve bi-
emrillahi te’âlâ cem‘iyetlerin tefrîk ve ikisi bir yere gelmeyecek vech ile (silik) ve
istî‘âd ve kahr u tedmîrlerine kemâl-i ihtimâm ve mezîd-i inâyet ve ikdâm ve bilâd-ı
91

ibâdullâh te’mîn ve fevka’l-gâye mâlikânem (?) eyleyesiz (silik) tedmîr ve tenkîlleri


irâde ve câzime-i mülûkânem ta‘alluk etmekle şöyle ki fî-mâ ba‘d havze-i
hükûmetinizde bulunanların izâle ve i‘dâmlarında tehâvün ve kusûr (silik) olmak lâzım
gelür ise bir dürlü cevâba kâdir olmayacağınızdan gayrı fî-mâ ba‘d vâki‘ olan zarar ve
ziyân sizden tazmîn lâzım gelür ana göre bu husûsa ziyâde ve dikkat ve mazmûn-ı emr-i
şerîfim infâzına ve icrâsına bi’l-ittifâk bezl ve sa‘y ve tâkat edüp rehâvet ve taksîrâtdan
gâyet hazer ve tehâşî ve mücânebet (silik) bâbında fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur
vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı
vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûnuyla âmil ve hilâfından hazer ve
mücânebet eyleye şöyle bilesiz alâmet-i şerîfemle i‘timâd kılasız. Tahrîren fî evâhır-ı
ramazân el-mübârek sene seb‘în ve mi’e ve elf (?).

Sayfa 22 Belge 90:

Divriği sâkinlerinden iken bundan akdem vefât eden Togotluoğlu Molla Veli nâm
müteveffânın zevce-i metrûkesi Zeyneb bint-i Abdullah nâm hatun huzûr-i şer‘de yine
medîne-i Divriği sâkine kurbunda Cemile (silik) nâm hatunun tarafından zikri âti’l-
beyânı ru’yete zât-ı mezbûreyi ma‘rifet-i şer‘le ârifân Veli Ağa-zâde Koca Ağa ve
Mustafa bin Hacı Hasan nâm şehâdetleriyle vekîli olan karındaşı Yusuf Ağa mahzarında
üzerine (silik) edüp zevcim müteveffâ Molla Veli hâl-i hayatında medîne-i mezbûrede
mutasarrıf olduğu ma‘lûmu’l-hudûd bir kıt‘a bağçesin ve Togot nâm karyede vâki‘ bir
kıt‘a bağda olan hissesin işbu Yusuf Ağa (silik) Cemile hatuna bey‘ bi’l-vefâ ile seksen
kuruşa bey‘ edüp zevcim müteveffâ olmağla meblağ-ı mezbûru edâ ve hisse bana
teslîmi matlûbumdur dedikde bey‘-i vefâya şehâdet eden Seyyid Ali bin Seyyid
Mehmed (devamı yok)

Sayfa 23 Belge 91:

1529 Diyarbakır valisi Ali Paşa Hazretlerinin masrafı ve Feyzullah Paşa Hazretlerinin
masrafı ve deli başısı ve baş ağası ve Gülşen Mehmed Ağa (silik) ve Âsitâne’ye giden
kethüdâların yol harcı Hacı Ömer’in tezkeresi

300 Sivas valisi Hazretlerinin delibaşısı ağaya bâ-tezkere

80 mezbûr delibaşının ma‘iyetinde olan gönüller ağasına ve etbâ‘ına bâ-


tezkere dizdâr ağanın verdiği

40 kapucu başı ağanın zâyi‘ etdiği bargirin bahâsı dizdâr ağanın tezkeresi
92

30 kürd geldiklere (?) za‘îm Alemdar’ın bargirinin bahâsı bâ-tezkere

668 Diyarbakır valisinin Hacı Osman Ağa’nın ve sâ’irlerinin verdikleri


seksen üç kîle şa‘îr bahâsı

332 Sivas valisi hazretlerine verilen na‘l ve mesh bahâsı ve çukadârına ve


tatarına hizmet verilen

377 ahali-i vilâyet ma‘rifetleriyle ekrâda verilen ve kapusuza ve sâ’ir masrafa


defter mûcebince verilen

3357

960 Behesni’ye gidildikde harc-ı râh ve masraf ve akçe mürâbahası Hacı


Feyzullah’ın vilâyet temessükü mûcebince verdiği

150 Diyarbakır valisine vilâyetden verilen bir re’s Hacı Osman Ağa’nın atı
bahâsı

750 Vilayetin kurâlarına tesallut eden kapusuza ahali-i vilâyet ma‘rifetiyle


Hacı Osman Ağa’nın bâ-defter-i müfredât verdiği

40 Çalabverdi-zâdenin Öskioğlu Osman Ağa’ya yedirdiği şa‘îr bahâsı

600 bâ-emr-i âlî ve bâ-buyuruldu-i şerîf kazâya vârid olan bargir


mübâya‘asına verilecek

1160 bin yüz yetmiş dokuz senesine mahsûben kazâ’-i mezbûr menzilcilerine
verilen yüz kırk kuruş akçe mürâbahasıdır

50 Emîr Bekir Ağa’nın karındaşı Seyyid Ömer Ağa’nın geçen sene Vânik
(?) karyesine verdiği imdâd

50 Gülşen Ağa’ya Çolakoğlunun eylediği masrafı

7077

30 menzilcilerin ziyâde verdikleri bargirlerin kirası

20 bin yetmiş dokuz senesine mahsûben uryânının donluğu

9 Diyarbakır valisine doğuda zahîre getürüp zâyi‘ olan Kara Ali’nin


merkebi bahâsı
93

30 Diyarbakır valisinin zâyi‘ eylediği Yıldırım-zâde Seyyid Mehmed


Ağa’nın bargiri bahâsı

30 Paşa müşârun-ileyhin ma‘iyetine ta‘yîn olan kapucu başı ağanın zâyi‘


eylediği Çerçioğlunun bargiri bahâsı

10 Burunsuz Mehmed’in zâyi‘ olan bargirinin bahâsı

48 Murâd Ağa-zâde Ali Efendi’nin ve za‘îm ağanın iki kıt‘a tezkereleri

7254

130 mütesellim ağaya tahsildâriyye

70 kadı efendiye harc-ı imzâ içün verilen

22 kâtibiyye

10 huddâmiye

12 mahzara iki kuruş İsmail’in olmak üzere

7498 yalnız yedi bin dört yüz doksan sekiz kuruşdur

Sayfa 23 Belge 92:

Divriği sancağında Serir nâhiyesinde Kamhu nâm karye ve gayrdan iki bin iki yüz akçe
tımara mutasarrıf olan Hasan yedinde olan berâtın verüp hüsn-i rızâsıyla kasr-ı yed edüp
ol vechle mahlûl olmağla kendüye verilmek bâbında tımar-ı mezkûr sana tevcîh ve
yedine berât-ı şerîf verilmeğin yedinde olan berâtın mûcebince zabt olunmak üzere
kayd-şod.

Sayfa 23 Belge 93:

Diş davasına şahidler

Sivas’da Ebe’nin (?) oğlu Mustafa yumruğu ile darb ve asar-ı cerahatın iki dişini şikest
eyledi deyu (…) tarik-i şahidlere huzur-u şerde haber vermeleriyle kayd-şod.

Sayfa 24 Belge 94:

Medîne-i Divriği sâkinlerinden iken bundan müteveffiye olan Nurşenli-zâde Ali


Ağa’nın zevcesi Hüsnâ hatunun muhallefâtı metrûkesi defteridir ki beyân olunur.
Müfredât-ı defteri cem‘

Cem‘an yekûn 1996


94

Hisse-i zevc Ali Ağa 371

Hisse-i bin Halil Ağa 247,5

Hisse-i Hüseyin ağa 247,5

Hisse-i bin Abdullah Ağa 247,5

Hisse-i bint Safiye Hatun 123 30 para

Hisse-i bint-i Âsiye hatun 123 30 para

Hisse-i bint Âyişe 123 30 para

Asıl mâl 1996

İhrâcât Ali Ağa’nın defterden ihrâc olan kendi malı 282

170 techîz ve tekfîn sülüs-i malından vasiyet

452

Sahha’l-bâkî 1496

Sayfa 24 Belge 95:

Bin yüz seksen yedi senesine mahsûben menzilcilerin bin üç yüz kuruşdan beş yüz elli
kuruşa teslîm ve bâkî yedi yüz elli kuruş kaldığı bu cümle kayd-şod. 3 Ca sene 1187.

Sayfa 25

Boş sayfa

Sayfa 26 Belge 96:

Nefs-i şehir müslümanları 257

Nefs-i şehir zimmîleri 710

Pür Nasur 18

Gümüş Venik 14

Morvana 36

Hurtaval 100 zamm vardır

Kelcik 25

Zengi 130
95

Savrun 25

Nurşun 50

Kâlun 27

Erikli 47

Doğan 13

Nurdin 13

Kesme 90

Zaman 300

Pengan 372

Ömerli 8

Karsıcak 22

Karakeban 30

Hennûre 67

Üçüğü Nurdin 20

Kürdlerli 67

Ağıl Deresi 34

Zanzana 43

Zağnik 5

Hotürk 19

Yehik 60

Zinekâr 55

Gedenik 17

Fenik 12

Ekrek 20

Örenk 75

Merendi 44
96

Hami 50

Kal‘a Dibi 114

Kâfir Damı 40

Hazgerek 20

Ahî Köyü 14

Haris 13

Karasar 22

Bahtiyar 14

Susuz Viran 24

Vazandan 13

Güne Veran 36

Kümesker 16

Vartan 45

Karsî 20

Pağnik 19

Hapa 11

Üçpınar 44

Örpek 16

Mürselli 37

Vanik 25

Ödek 40

Göresin 40

Kızılca Viran 24

Sengi Kâfir 11

Temsi Ulyâ 65

Gödeş 16
97

Olukman 21

Anzagir 33

Tülenk 24

Kerkedi 12

Kömek 24

Görgüsu 13

Togot 280

Ortaköy 10

Deceker 6

Eleski 14

Tarıkân 12

Livanî 25

Gömlerim 15

Ağçadam 6

Beşmikdâr 8

Kâhrik 39

Haçke 20

Sevir 46

Pödge 110

Birestik 146

Palha 37

Kamho 34

Arke 80

Merçenke 11

Çaltı 26

Sağır Taş 16
98

Çedime 21

Armotak 32

Ovacık 11

Pergam 13

Arşuşin 40

Ödür 46

Sene 1177

Hurrira hâze’d-defter bi-ma‘rifeti’l-ahali (…) el-fakîr ed-dâ‘î es-Seyyid Mustafa el-


mevlâ-hilâfe (?) bi-medîneti Divriği ufiye anh.

Sayfa 27 Belge 97:

1600 devletlu Sivas valisi paşa efendimize zahîre bahâ

525 bargir iştirâsından bâkî kalan akçe

190 Sivas valisi efendimizin baş ağasına verilen

5,5 Sivas valisi efendimizin ikincisi Ali Ağa’ya verilen Çıkrakçıoğlu


Hacı Ömer’den

16 baş ağaya verilen bir batman kahve Hâfızoğlu Numan Ağa


vermişdir

8,5 baş ağanın oda başısına verilen Hâfız-zâde Numan Ağa yediyle

1003 kapucı başı ağanın boğaz masârıfâtı on sekiz gün cümle reâyâların
ma‘rifetiyle

120 kapucı başı ağanın iki gün masârıfâtı kadı efendinin mürâselesiyle

16,5 bargir iştirâsına gelen Hacı Ali Çukadâr Ağa’ya hizmet


Çalabverdi-zâde Memiş Ağa yediyle

6 Sivas valisi efendimizin hazînedâr ağanın konakcısına Kara


Mahmûd-zâde’ye konup Mehmed Ağa yediyle bir kîle şa‘îr

68 kapucı başı ağanın menzil kirasına verilen

3468
99

230 Âsitâne’de bekarların masrafları

140 Karakollukcu Venekli (?) Hasan Beşe’ye Âsitâne’de bekarların


verdiği ücret

11 Salih ve Karakollukcu ve Sarı Bekir Beşe ve Venekli Hasan Beşe


Sivas’da Ömer Beyoğluna aldıkları harçlık

19 Sivas’a gidince Salih ve Karakollukcu ve Venekli Hasan Beşe’ye


Mehmed Ağa’nın verdiği harçlık

15 Karakollukcu ve Venekli Hasan Beşe ve Salih Kuloğlu Kuloğlu


Süleyman Ağa’dan verilen

8 Venekli Hasan Beşe ve Karakollukcu Bekir oğlu Deli


Mehmed’den aldıkları

11 Karakollukcu ve Venekli Hasan Beşe ve Sarı Bekir Beşe Salih’in


oğlunun aldığı harçlık

18 Karakollukcu ve Venekli Hasan Beşe ve Sarı Bekir Beşe Sivas’da


harc etdikleri

150 cümle reâyâların ma‘rifetleriyle Togot karyesine imdâd

4070

48 dört yüz seksen kuruşun akçe mürâbahası Mustafa Ağa’nın ve


Kara Mahmud-zâde’nin ve İpek Ali ve Seyfi Ağa’nın

12 Kendiroğlu Mehmed Ağa’nın Keleş Ağa verdiği kahve ve duhân


Ali Ağa yediyle

20 Kapucıbaşı ağanın dört def‘a Sivas’a gönderdiği sâ‘îye verilen

11 gerek Kürd içün ve Handân oğlunun def‘i içün üç def‘a sâ‘îye


verilen

6 köylere iki haberci giden adama ücret

10 paşa hazretlerinin tatarına verilen Seyfi Ağa yediyle

25 Sarı Bekir Beşe Sivas’dan Âsitâne’ye gitdikde verilen harçlık

15 uryânî Hasan Beşe’ye donluk


100

20 Sivas’a gidilecek sâ‘îlere ücret

55 kadı efendiye i‘lâm ve harc-ı imzâ

16 kâtibiyye

7 hüddâmiyye

7 ihzâriyye

120 mütesellim ağaya tahsildâriyye

4532

Divriği kadısı efendi ve voyvoda ve serdârı ve kethüdâyeri ve a‘yân-ı vilâyet ve iş erleri


-zîde kadruhum- inhâ olunur ki ta‘yîn olunan mübâşir ma‘rifetiyle mahallinde şer‘le
mürâfa‘a-i şer‘ ve müdde‘âsı tahsîl ve teslîm ve sıhhati üzere i‘lâm eyleyesiz deyü
buyurulmuşdur. Fî 27 Ra sene 1181.

Divriği kadısı efendi ve voyvodası ve serdârları

Ta‘yîn olan mübâşir ma‘rifetiyle mahallinde şer‘le mürâfa‘a ve müdde‘âsı tahsîl ve


teslîm ve sıhhati i‘lâm eyleyesiz deyü buyurulmuşdur. 27 Ra sene 1181.

Sayfa 27 Belge 98:

Rıdvan Bey oğlu Hasan Ağa’nın zevce-i mutallakası hatunun Taranyacı-zâde Hacı
Osman nâm müteveffâda yetmiş beş kuruş alacağı olduğu lede’ş-şer‘i’l-enver sâbit olup
müteveffâ-yı mezbûrun oğlu Bekir vâlidesine vekâleten Usta Ali-zâde Mustafa yetîmine
vesâyeten sâkin olduğu bağının süflâsından Hacı Bekir Ağa tarafından on beş zirâ‘
Kendir-zâde tarafından on yedi zirâ‘ arz yetmiş beş kuruşa bedel verüp anlar dahi kabz
ve kabûl eyleyüp çay tarafından kapusunu keşîde edüp mürûr ve ubûrları ol tarafdan
olmak üzere olduğu işbu mahalle kayd-şod.

Şühûdü’l-hâl: Taranyacı-zâde Hacı Bekir Ağa, Vâ‘iz-zâde Seyyid Molla Osman,


Mehmed Efendi’nin gulâmı Hacı Ali, Ammî-zâde Seyyid Hüseyin Beşe, Ebussu‘ûd-
zâde Seyyid Abdullah.

Sayfa 28 Belge 99:

S sene 1185 Moskov keferesi üzerine sefer içün sûret-i hatt-ı hümâyûn

Mefâhiru’l-kuzât ve’l-hükkâm me‘âdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Anadolu’nun orta kolunda


vâki‘ kuzât ve nüvvâb -zîde fazluhüm- ve mefâhiru’l-ulemâ’i’l-muhakkikîn müftîler ve
101

sâ’ir ulemâ ve fuzalâ-i kirâm ve meşâyih ve vu‘âz ve ders-i âmm ve (…) ve kassâm ve
e’imme ve hutabâ’-i zevi’l-ihtirâm -zîde ilmuhüm- ve mefâhiru’l-emâsil ve’l-akrân
mütesellimler ve asâkir sevkine me’mûr mübâşirler ve sürücüler ve bi’l-cümle gayretkeş
(…) zâbıtân ve a‘yân ve efrâd-ı ahali ve iş erleri -zîde kadruhum- tevkî‘-i refî‘-i
hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki nesta‘îzu billâh “ve sebbit akdâmenâ vensurnâ
ale’l-kavmi’l-kâfirîn” emr-i celîlü’l-imtisâl ve müdâfa‘a-i a‘dâyı sa‘y-i bî-mehl farîza-i
zimmet olduğu ma‘lûm ve bi-hikmetillâhi’l-meliki’l-müte‘âl iki seneden düşman-ı dîn
hazelân-karîn ile vukû‘ bulan muhârebede asâkir-i İslâmın âdem-i sabr u sebâtlarından
nâşî muhâfazadan hâlî olan kılâ‘ ve bikâ‘ ve Eflak ve Boğdan ve Tataristan
memleketlerine düşman-ı mesfûr müstevlî olmağla Rumeli ve Anadolu câniblerinden
tertîb olunan asâkir-i mansûrem sene-i sâbıkadan ezyed ve evfer ve rûz-i hızırdan
akdem ordu-yı hümâyûnuma ve Ruscuk ve Özi ve Kırım ve Vidin ve sâ’ir fermânım
olan mahallere vusûle müsâra‘at ve ikdâm eylemeleri ehemm ve elzem olduğundan
gayrı adüvv-i dînin memâlik-i mahrûsemden tard ve teb‘îd ve kahr ve tedmîrleriyçün
asâkir-i zafer-me’serin ihrâcına ve mukâtele-i müşrikîne terğîb ve tahrîza sa‘y ü gayret-i
cemîle ve ale’l-husûs verese-i enbiyâ’-i izâm ulemâ’-i kirâm ve salâbet-i dîniyye ve
lâzıme-i zimmetleri olan meşâyih ve vu‘âz ve ders-i âmm-i üli’l-ifhâm ve e’imme ve
hutabâya vâcib ve muhtem olduğuna binâ’en “ed-dînü’n-nasîhatü” medlûlünce dîn-i
mübînin ulüvvünü ve erbâb-ı kadrinin sümüvvünü mübeyyin nusûs ve beyyinâtdan “ve-
lâ tehinû ve-lâ tahzenû ve entümü’l-a‘levne in küntüm mü’minîn” nazm-ı kerîmini bast
ve temhîd birle tasvîr-i müdde‘â ve küffâr-ı habîset-âsârın gurûr ve istidrâcı derece-i
nihâyete vâsıl ve avn ü inâyet-i hazret-i kahhâr ile şeml ve cem‘iyetleri tarumar ve katl
ve dimâra mütevâsıl olacağı “elâ inne nasrullâhi karîb” kerîmesiyle tebşîr ve tahkîk-i
mâ-cerâ ve öteden beru bunca kılâ‘ ve husûn sebât-ı asâkir-i gayret-avnın ikdâm-ı
tâmlarıyla meftûh olduğunu “ve men kâne lillâh kânellâhu lehû” mazmûnu
“innallâheşterâ mine’l-mü’minîne enfüsehüm ve emvâlehüm bi-enne lehümü’l-cennet
tükâtilûne fî sebîlillâhi fe-yaktülûne ve yuktelûne” va‘d-ı şerîfini ve eyâdî-yi menhûse-i
kefereye dûçâr olan mahallerin tahlîsi ber-muktezâ-yı emr-i rabbânî sabr u sebâta menût
olduğunu beldelerinizde bulunan asâkir-i mansûrenin sem‘ câniblerine ilkâ ve telkîn ve
va‘z ve tebyîn ve “es-sa‘îdü men itte‘aza bi-va‘zı gayrihî” mefhûmunu bend ve tezkîr ve
ihrâclarına me’mûr mübâşirîn ve sâ’ir bu husûs vazîfe-i hâllerinden olan ru’esâ ve
zâbıtân ile müttefiku’l-…olarak taht-ı hükûmet ve kazâlarınızda mukîm darb u harbe
muktedir zümre-i müvahhidîn ve kâffe-i müslimîni bi-lâ te’hîr gazâyı ve cihâda sevk ve
102

tesyîre ikdâm ve dünya ve âhiretde sebeb-i selâmet-i cânları olan nasâyih-i kur’âniyye
ve ehâdîs-i nebeviyye ile ihtidâ etmeyüp sâlik-i meslek-i hilâf olanlar dünya ve ukbâ
mahzûl olacakları bî-irtiyâb olmağla bu misillülerin ale’l-ittifâk tahzîr ve teşdîdlerine ve
iktizâ edenlerin te’dîbât-ı lâyıkaları tertîb ve icrâsı husûsuna ihtimâm olunması
vâcibâtdan olmağın mahsûsan işbu emr-i hümâyûnum isdâr ve irsâl olunmuşdur imdi
siz ki mevlânâ-yı mûmâ-ileyhimsiz “ta‘âvenû ale’l-birri ve’t-takvâ” masdûka-i latîfesini
tezekkür ve ahvâl-i düşmanı tefekkür edüp beldenizde ve bulunduğunuz mahallerde
olan guzât-ı müslimîn ve kümân-ı muvahhidîn meclis-i münîf va‘z u tezkîre cem‘ ile
“kütibe aleykümü’l-kıtâlü” emr-i şerîfe ve gazâ ve cihâdın fezâ’il-i bî-nihâyesini ve
terkinki va‘îdâtını âzân-ı intibâhlarına ilkâ ve i‘ânet ale’d-dîn mukâbele va‘d olunan
medâric-i ulyâdan “inne fi’l-cenneti mi’ete derecetin e‘addehallâhu te’âlâ li’l-
mücâhidîne fî sebîlillâhi mâ beyne’d-dereceteyni kemâ beyne’s-semâ’i ve’l-arzı”
derecâtına urûca ikdâm eylemelerini ve sâ’ir nice nice nâ’il olacakları ucûr ve mesûbâtı
ifâde ve inhâ eyleyerek “harrizı’l-mü’minîne ale’l-kıtâl” nass-ı celîlü’l- (…) imtisâlen
bir gün akdem yerlerinden tahrîke ve sefer-i nusret-esere tesyîr zımnında tahrîs ve
teşvîke ve beldelerden hurûclarında ve savb-ı maksûda varıncaya dek uğradıkları
mahallerde vâki‘ reâyâ ve fukarânın bi-gayr-ı hakk ahzları muharremâtdan ve mâni‘-i
fevz u nusret olan eşyâ ve me’kûlâtların gasb ve ırzlarına ta‘arruz misillü rızâ’ullâha
mugâyir evzâ‘ ve hâlâtdan tahzîre ve gereği gibi âdâb-ı gazâya ve sabr u sebâtda olan
eltâf-ı hafiyyetü’l-vesîkayı ve tehyîc ve teşvîk îrâs eder kelimât-ı nasîhat-simâtı ve
nusûs-i kâtı‘a ve ehâdîs-i nebeviyyeyi tefhîme dikkat ile hulûs-ı kalbe azîmet etdirerek
urûk-ı hamiyetleri nâbıs olmasına sarf-ı mâ-hasale müknet ve serî‘an ve âcilen sefer-i
hümâyûnuma sevk ve tesyîrleriyle mâ-vecebe aleyhimi edâya bezl-i kudret ve siz ki
mütesellimler ve mübâşir ve sâ’ir mûmâ-ileyhimsiz emr-i şerîf-i nasâyih-i samîm
muhtevî olduğu vechle

Sayfa 29

Sizler dahi gayret kuşağını birkaç yerden meyân-ı hamiyetinize bend ve ebvâb-ı huzûr
ve râhatı sedd ve terk ederek her birleriniz bu emr-i dînde gâyet-i makdûrlarını sarf ve
bedele ihtimâm ve tavâyif-i askeriyyeden ve bahâdırân-ı islâmiyyeden ferd-i vâhid bu
gazâ-yı guzzâdan nükûl etmemek ve cümlesi cihâd ale’l-küffâr kendilere farz olduğunu
bilerek infirû hifâfen ve sikâlen nass-ı celîlü’l- (…) müfâdınca âcilen yerlerinden
hareket ve azîmet eylemek matlûb olup ve içlerinden bu vechle kendilerine beyân ve
103

i‘lân ve ifhâm olunan nasâyih-i celîle ile itti‘âz ve lâzıme-i diyânet olan gayret ve
hamiyeti izhâr ile bi-lâ te’hîr sefer-i hümâyûnuma müsâra‘at etmeyenler dâreynde
mahzûl ve makbûz olacakları mensûs ve medlûl olan mevâddan olmağile mevlânâ-yı
mûmâ-ileyhim ile bi’l-ittifâk muktezâ-yı şer‘-i nebevî üzere ol misillü bî-fehm ve bî-
diyânetlerin te’dîb ve tahzîrlerine kıyâm ve alâ külli hâl evâmir-i ilâhiyyeyi ve ahkâm-ı
şerîfeyi tenfîze ikdâm-ı tâmm eyleyüp tavâyif-i askeriyyeden ferd-i vâhidin ve ricâl-i
darb u harbde kimesnenin vilâyetlerinde ve meskenlerinde kalmasından ve himâye ve
müsâ‘ade olunmasından ziyâde ittikâ eylemeniz bâbında fermân-ı âlî-şânım sâdır
olmuşdur buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr
olan fermânım vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-i itâ‘at-makrûnuyla
âmil olasın şöyle bilesin alâmet-i şerîfeme i‘timâd kılasız. Tahrîren evâsıt-ı şehr-i
zilhicce.

Hasbiyallâh

Hasbiyallâh

Hasbiyallâhu ve ni‘me’l-vekîl ve ni‘me’l-vekîl

Sayfa 29 Belge 100:

Medîne-i Divriği sâkinlerinden Hacı Za‘îm Ağa’nın tevâbi‘-i Hacı Halil Gökçe Câmi‘
Mahallesinde vâki‘ beyne’l-ahali ma‘lûmu’l-hudûd mülk menzilini Çalabverdi-zâde
Molla Mustafa’nın oğlu Ahmed Ağa’ya yetmiş beş kuruşa bey‘ ol dahi kabûl ve kabz-ı
semen eyledim dedikde kayd-şod. Fî gurre-i zilka‘de sene 1191.

Şühûdü’l-hâl: Kara Mahmûd oğlu Seyyid Ömer Ağa, Karababa-zâde Molla Mustafa,
Hâfız-zâde, Kayaoğlu Bekir Bey.

Sayfa 30 Belge 101:

Defter budur ki medîne-i Divriği’de kışlakçı Ekrâd ve Etrâk olanları beyân eder.

Kara Ali-zâde’nin hânesinde Kürd Haco 4 (…) 2 mülûkâne

Mülûkânlı Celdik Ulyâ mahallesinde vâki‘ Hûb Gelin hânesinde Kürd Hamo 4

Türkmen Bekir 3

Esirin hânesinde Gülmurlu Mehmed 4

Tekeşoğlu hânesinde Türk Hüseyin 4


104

Mülûkâne Hüsâm’ın hânesinde Kürd Yusuf 3 (…) 1

Mülûkâne Yine Hüsâm’ın hânesinde Kürd Haso 4 (…) 2,5

Pedali oğlu hânesinde Arabgir Sağır 4

Hacı Ömer’in karındaşı Kürd Ali Dalyanlı 4

Katırcı İsmail 5

Kargıda Kürd Bekir 4

Sallâk Kürd Hüseyin 3

Hacı Osman Mescidi Mahallesinde vâki‘

Hacı Veli Ağa’nın hânesinde mülûkânlı Kürd 3

Eşekçi Kürd 3

Bülbüloğlu hânesinde Göresenli 3 (…) 65

İmamoğlu Mahallesinde vâki‘

Çopur Mustafa 4 (…) 3

Mülûkânlı Kürd Hasan 3

Cebecinin hânesinin altında Aşotlu Ali 3

Sarı Mehmed’in hânesinde Ağaç Aralı Kürd Veli 3

Çingân Hüseyin 4

Ödek Veli 3

Palhalı Çerkez 3 (…) 20

Küçük Gökoğlunun kızın alan Mustafa 3

Kürd hamo (…) 4

Na‘nârın uşakları 5

Bayram 3

Usta Memiş’in hânesinde duran 4

Pardakcıoğlunun komşusu Alo 3

Coz Ali oğlu hânesi alan 5


105

Koca Ağa mahallesinde vâki‘

Mülûkânlı Kürd Hasan 3

Mülûkânlı Kör Halil oğlunun hânesinde mülûkânlı duran Kürd 65

Dalyanlı Hacı Abbas oğlunun hânesinde duran Kürd Selo 3 (…)

Birmac Mehmed 2

Yelekoğlunun damadı Yusuf 3

Dalyanlı Çiğeroğlu hânesinde Kürd Halil 5

Dalyanlı Delüktaş Mahallesinde Kürd Mehmed 5

Cihanbeyli Kürd Mehmed 5 (…)

Kara Veli 3

Polor Ulyâ Mahallesinde vâki‘

Ahîli damadı Kâsım 3

Karslı Hasan 3

Dalyanlı Beyin Yusuf’u hânesinde Kürd Alo Mustafa 4

Dalyanlı Molla Mehmed 6 (…) 5,5

Yeğeni Molla Hasan 42

Polos Süflâ Mahallesinde vâki‘

Sitti Hatun hânesinde Kürd Hasan 4

Dalyanlı Tarakcı hânesinde Kürd Hüseyin Ağa 4

Pancaroğlu hânesinde Kel Âşûr 3

Helvacının hânesinde diğer Âşûr 3

Dalyanlı Kürekoğlu Hasan’ın hânesinde Kürd Mehmed 2

Salih Ağa’nın hânesinde duran Darıganlı Ahmed 3

Cağlı Mescid Mahallesinde vâki‘

Erikli İbrahim 4

(…) Birestikli Emîr Mustafa 6 (…) 4


106

Karasarlı İbrahim 3

Hasan Çavuş’un hânesinde duran 2

Alakeli Kel Himmet 2

Süleyman Ağa Mahallesinde vâki‘

Sağır Yusuf Ağa’nın hânesinde Mordaneli Ali 2

Sağırlı Hocanın hânesinde Bektaşlı 2

Kara Bekir oğlunun hânesinde doğanlı Halil 2

Calkânlı Süleyman 4

Pir Eyyûb Mahallesinde vâki‘

Dalyanlı Kürd Yusuf 4

Dalyanlı Kürd Ali 4 damadı

Dalyanlı Kürd Paşo 3

Doğanlı Kanber 4

Burnaz Ağa Mahallesinde vâki‘

Türnekli Nebi 3

Kürd Veli 4 (…)

Kızıl Kal‘alı oğlu Mehmed 3

Hacı Beyin hânesinde Arabkirli Sağır 2 (…) 1

Hacı Kumruoğlu Mahallesinde vâki‘

Canbazın hânesinde mülûkânlı Kürd 6

Küçük Halil’in hânesinde 2

Seyfin oğlu hânesinde Hacekli Hasan Ağa 10 (…) 5

Usta Hasan oğlu hânesinde Ağaç Aralı Veli 3

Mustafa Paşa Mahallesinde vâki‘

Kürd Mahmûd hânesinde duran 2

Sarayın derûnunda duran 2


107

Kuloğlu Mahallesinde vâki‘

Âşûr’un karındaşı Mehmed 2

Kuruçaylı Mehmed 2

Delibeyin hânesinde Karasarlı İsmail 2

Hatîb Mescidi Mahallesinde vâki‘

Manav Süleyman 3

Kel vezîr karındaşı 3

Karakollukcu kürdün karındaşı İbrahim 2

Çaybaşı Mahallesinde vâki‘

Bîmâroğlu Ahmed 2

Deperli Haydar 2

Dede Mahmûd’un damadı İdris 3

Kaco (?) abdaloğlu hânesinde (…) oğlu 3

Oruçoğlu Mahallesinde

Pûşe Nişîn Mahallesinde vâki‘

Kelerli Kürd İsmail Hasan 1 (silik)

Deli Acemoğluna (silik)

(silik)

Sayfa 31

Dillioğlu Mahallesinde vâki‘

Çıkrıkcıoğlu hânesinde Kürd Veli 4

Kürdoğlu hânesinde Ali 2

(silik) Mahallesinde vâki‘

Karasarlı oğlunun çobanı Âşûr 2

Dellâl Kör Bekir’in hânesinde Koco 2

Ebussu‘ûd Mahallesinde Güneşlioğlu Mehmed 2


108

Hâcib Ömer Mahallesinde

Türnekli Kelceoğlu 3

Kemâloğlu hânesinde Pödgeli Hasan 2 Kemâloğlu Ömer Ağa verecek

Hazîne-bend Mahallesinde vâki‘

Avşarcıklı Haydar 2

Arzeman’ın damadı Emir Mustafa (silik)

Kuruçaylıoğlu Bekir 3

Bekir’in karındaşı 3

Körtelli Mescidi Mahallesinde vâki‘

Köseoğlu hânesinde Ödekli (...) oğlu 3 (...) para 30

İslâmoğlu hânesinde (silik) Tataroğlu 3

Ayı Hame Mahallesinde vâki‘

Kürd Murâd 2

Kütükçü 1

Kürd Hasan 2 Molla Mehmed verecek

Kulunun oğlu Hasan 1

Uzun Ali 2

Ağusulu Seyyid Hasan 3

Gökçe Mahallesinde vâki‘

Sevir Ağasının hânesinde Seyyid Hasan 3

Şamlıoğlunun hânesinde Kürd İsmail 3

Naharcı Halil 3 (...) 2

Vâ‘izoğlu hânesinde Muştlu İbrahim 2

Ecder Hacı Abdurrahman hânesinde Kürd Koco 2

Karasarlı oğlu hânesinde Kürd Mehmed 4 (...) 1

Karslıoğlu hânesinde Mürselli Ali 2


109

Hâfızoğlu hânesinde Göresenli 1

Hurevenik Mahallesinde vâki‘

Yazekli oğlu 4

Çalganlı topal 3 (...) 20

Pür Nasurlu İbrahim 2

Pür Nasurlu Musa 2

Alo Kürd 3

Çubukcu Hüseyin 2

Dönekli 1

Morvanalı Osman 1

Günduranlı İbrahim 2

Vorcinin damadı Hüseyin 2

Himmet Bey Mahallesinde vâki‘

Malatyalı Uzun İbgrahim 2

Karslı oğulları 2

Topal Ali 2 (...) Halil Ağa verecekdir

Mandıoğlunun devecisi 1

Celdik Süflâ Mahallesinde vâki‘

Hacı Ahmed’in hânesinde Kürd 2

Küçük Mehmed oğlunun hânesinde Ahmed 2 (...) 1 Ömer Paşaoğlu verecek

Sünnetçi Nebi 5 (...) 3

(...) Emîr 1

Karaca Halil ve karındaşları 2

Kesîm Ali Ağa’nın hânesinde Karaca 1

Erzincanlı Emir Hüseyin 3 (...) 1

Nahırcı Çolak Kürd 2 Molla Mehmed verecekdir


110

Küçük Hüseyin hânesinde Hennûreli Abdullah 2

Arhutluoğlunun çobanı Hasan 2 Çolak-zâde’ye havâle

Sevirli topal Mustafa 2

Harslı Abbas 2

Harslı Emîr Hasan 3

Nahırcı Hacı İsmail 2

Örekli İbrahim 1

Örencar’da sâkin Ca‘fer 3

Oğlanı furuht eden avrat 15

Karahisârlı 30 (...) 15

Dinayî oğlu 15 (...) 7

Etmekci Kürd Bekir 20 (...) 10

Karındaşı İbrahim 20

Kassâb Kürd Bekir 15 (...) 8

Arhusu’da vâki‘ kışlakcı ve ahalisi 30

Yağmur kethüdâ 5

Karındaşı Ramazan 43 Hüseyin (...) oğlu verecekdir

Kelerli ekrâdı bi’l-cümle 80 (...) 60

Ortaköylü Timur (...) komşu 3

Oruçoğlu Mahallesinde Acemoğlu 3

Usta İbrahim hânesinde Mahmûd 3

Mahmûd Efendi’nin hânesinde Kürd Seyyid 3

Mahzar (...) damadı 4

Yekli Beyi Bekir 3

Koyuncu 2
111

Hurrira hâze’d-defter bi-ma‘rifeti’ş-şer‘i ve’l-ahali (…) el-fakîr ed-dâ‘î es-Seyyid


Mustafa el-mevlâ-hilâfe (?) bi-medîneti Divriği.

Sayfa 32 Belge 102:

Bâ‘is-i defter-i kassâm oldur ki

Medîne-i Divriği mahallâtından Hacı Kamerî Mahallesi’nde sâkin iken bundan akdem
vefât eden Ebubekir Ağa bin el-Hâc Yusuf bin Abdullah’ın verâseti zevce-i menkûha-i
metrûkesi Vesîle bint-i Hüseyin ile sulbî kebîr oğulları Mehmed ve Yusuf ve Ya‘kub’a
munhasıra ba‘dehû kable’l-kısme mezbûre Vesîle dahi fevt olup verâseti sulbî kebîr
oğlu gâ’ib ani’l-beled ve sulbî kebîr oğulları hâzırân Mehmed ve Ya‘kub’a munhasıra
ba‘dehû kable’l-kısme merkûm Mehmed dahi fevt olup verâseti min ciheti’l-asabeti’n-
nesebiyye li-ebeveyn er karındaşı el-yevm gâ’ib-i merkûm Yusuf ile hâzır-ı merkûm
Ya‘kub’a munhasıra olduğu bi’l-ihbâr ve lede’ş-şer‘i’l-enver zâhir ve nümâyân olup ve
tashîh-i mes’ele-i mîrâsları bi-hükmi’l-münâsahati’ş-şer‘iyye yirmi dört sehimden olup
sihâm-ı mezkûreden on iki sehmi gâ’ib-i merkûm Yusuf’a ve on iki sehmi dahi merkûm
Ya‘kub’a isâbeti tahakkukundan sonra gâ’ib-i merkûm Yusuf’un zuhûruna değin emvâl
ve eşyâsını hıfz ve hirâsete kıbel-i şer‘de kayyim nasb olunan karındaşı merkûm Ya‘kub
taleb ve ma‘rifeti ve ma‘rifet-i şer‘le tahrîr ve beyne’l-verese alâ vechi’l-münâsahati’ş-
şer‘iyye tevzî‘ ve taksîm olunan tereke-i müteveffiyûn-i mezbûrûnlardır ki ber-vech-i âtî
zikr ve beyân olunur. Tahrîren fi’l-yevmi’s-sâbi‘ aşera min şehr-i Cemâziye’l-ûlâ sene
erba‘ ve semânîn ve mi’eteyn ve elf.

Yatak kat 7 800 kuruş

Yünlü memlu yasdık 6 18 kuruş

Siyah yasdık 7 100 kuruş

Gidersi (?) yorganı 1 150

Kilim 3 200 kuruş

Sahan 1 60 kuruş

Seccâde 1 20 kuruş

Minder 4 80 kuruş

Çuval çift 2 100 kuruş


112

Nuhâs-ı mütenevvi‘a 30 600 kuruş

İnek re’s 1 120 kuruş

Balta 1 10 kuruş

Kazma 1 10 kuruş

(…) 1 20 kuruş

Sandık 1 30 kuruş

Entari 1 100 kuruş

Zerr küpe çift 1 100 kuruş

Balta 1 30 kuruş

Bağlık ve akcor 8 70 kuruş

Şamdan 1 25 kuruş

Satır 1 5 kuruş

Mahalle-i mezbûrede kâ’in bir bâb mülk menzil 5000 kuruş

Sûk-i sultâniyede bir bâb mülk dükkân 600 kuruş

Muhallefât-ı menzil 70 kuruş

Yekûn-i tereke-i mezkûr 8480

Minhe’l-ihrâcât

Müteveffiye-i mezbûre Vesîle hatunun hâl-i hayatında bâ-vasiyet-i müsbet techîz ve


tekfîn ve tavsiye-i şerîfiye 700 kuruş

Müteveffâ-yı merkûm Mehmed’in techîz ve tekfîn 210 kuruş

Resm-i kısmet 15 kuruş

Kaydiye 12 kuruş

Mahzariyye 8 kuruş

Yekûnü’l-ihrâcât 1080 kuruş

Sahha’l-bâkî beyne’l-verese li’t-taksîm 7400 kuruş

Hisse-i gâ’ib Yusuf 3700 kuruş


113

Hisse-i Ya‘kub 3700 kuruş

Gâ’ib-i merkûm Yusuf’un ber-mûceb-i defter-i kassâm hisse-i irsiyyesine isâbet eden üç
bin yedi yüz kuruşu kıbel-i şer‘den kayyim nasb olunan karındaşı merkûm Ya‘kub’a
teslîm olunduğu işbu mahalle şerh verildi.

Vekîl-i nâ’ib-i şer‘ Mehmed Şakir.

Sayfa 33 Belge 103:

Medîne-i Divriği kurâlarından Vazandan karyesinde sâkin iken bundan akdem vefât
eden İbrahim bin Mustafa bin Abdullah’ın verâseti zevcesi Zeyneb bint-i Mustafa ile
sulbî kebîr oğlu gâ’ib ani’l-beled Abdullah ve bu tarafda Hasan nâm kimesnelere
munhasıra olup ba‘dehû kable’l-kısme Hasan dahi fevt olup verâseti zevce-i menkûha-i
metrûkesi Safiye bint-i Ahmed ile vâlidesi mezbûre Zeyneb el-mezbûr Mustafa ve sulbî
sağîr oğlu ve sulbiyye kebîre kızları Bahar ve Senem ve İnsaf ve sulbiyye sağîre kızları
Zehra ve Nesîle’ye munhasıra olup tashîh-i mes’ele-i mîrâsları bi-hükmi’l-
münâsehati’ş-şer‘iyye üç yüz seksen dört sehimden olup sihâm-ı mezkûrdan yetmiş altı
sehmi mezbûre Zeyneb ve yüz altmış sekiz sehmi gâ’ib-i mezbûr Abdullah’a ve yirmi
bir sehmi zevce-i mezbûre Safiye’ye ve otuz dört sehmi merkûm ve on yedişer
sehimden seksen beş sehmi mezbûrât Bahar ve Senem ve İnsaf ve Zehra ve Nesîle nâm
kimesnelere isâbeti tahakkukundan sonra sağîrûn-i mezbûrûnların kıbel-i şer‘den
mansûbe vasiyyeleri ve vâlideleri mezbûre Safiye ve gâ’ib-i mezbûrun kıbel-i şer‘den
mansûb kayyimi İbrahim Ağa bin Abdullah ve verese-i mezbûrûnların taleb ve
ma‘rifetleriyle ve ma‘rifet-i şer‘le tahrîr ve beyne’l-verese alâ vechi’l-münâsehati’ş-
şer‘iyye tevzî‘ ve taksîm olunan tereke-i müteveffâ-yı mezbûrânlardır ki ber-vech-i âtî
zikr ve beyân eder. Tahrîren fi’l-yevmi’t-tâsi‘ aşera min şehr-i cemâziye’l-ûlâ sene erba‘
ve semânîn ve mi’eteyn ve elf.

Yatak kat 4 300 kuruş

Kilim 2 100 kuruş

Çul 4 120 kuruş

Yasdık 5 50 kuruş

Geçe 1 30 kuruş

Çuval 3 100 kuruş


114

Heğbe 1 20 kuruş

Evân-ı nühâsiyye 30 20 500 kuruş

Öküz re’s 2 600 kuruş

İnek 1 120 kuruş

Dana re’s 1 50 kuruş

Nısıf kısrak re’s 1 300 kuruş

Hınta kîle 8 600 kuruş

Şa‘îr kîle 2 100 kuruş

Tohum-ı çerik (?) 2 40 kuruş

Çift takımı 1 50 kuruş

Kahve takımı 1 40 kuruş

Balta 1 10 kuruş

Kazma 1 10 kuruş

Orak 4 10 kuruş

Düğen 1 30 kuruş

Betek 4 120 kuruş

Eşcâr 10 300 kuruş

Davar re’s 5 200 kuruş

Karye-i mezbûrede vâki‘ bir kıt‘a mülk yoncalık kıymet 300 kuruş

Karye-i mezbûrda vâki‘ bir bâb mülk menzil kıymet 1000 kuruş

Karye-i mezbûrda vâki‘ bir kıt‘a harman yeri kıymet 200 kuruş

Yekûnü’l-eşyâ ve’l-akâr 5340 kuruş

Minhe’l-ihrâcât

Techîz-i tekfîn 80 kuruş

Resm-i kısmet 13,5 kuruş

Kaydiyye 8 kuruş
115

Yekûnü’l-ihrâcât 220 kuruş

Sahha’l-bâkî beyne’l-verese taksîm 5150 kuruş

Hisse-i zevce-i mezbûre Zeyneb 1019 kuruş 12 para

Hisse-i Abdullah 2253 kuruş 5 para

Hisse-i Safiye 281 kuruş 25 para

Hisse-i bin 455 kuruş 38 para

Hisse-i bint 227 kuruş 39 para 2 akçe

Hisse-i bint 227 kuruş 39 para 2 akçe

Hisse-i bint 227 kuruş 39 para 2 akçe

Hisse-i bint 227 kuruş 39 para 2 akçe

Hisse-i bint 227 kuruş 39 para 2 akçe

Kesr kalan 1 akçe

Sayfa 34 Belge 104:

Nefs-i şehir müslümanları 169 8,25 177,25

Nefs-i şehir zimmîleri 675 34 709

Pür Nasur 20 1,25 21,25

Gümüş Vengi 16 1 17

Morvana 32 1,5 33,5

Hurtaval 84 4 88

Kelcik 34 2 36

Zengi 109 5,5 114,5

Savrun 21 1 22

Nurşun 38

Kâlun 21 1 22

Erikli 45,5 2 10 para 47,5 10

Doğan 16 1 17
116

Nurdin 14 0,5 14,5

Kesme 82 5 87

Zamara 322 16,5 338,5

Pengan 322 328

Ömerli 9,5

Karsıcak 23,5 1 24,5

Karakeban 30,5 1,5 32

Hennûre 67,5 3,5 71

Üçüğü Nurdin 23,5 1 24,5

Kürdlerli 67,5 3,5 71

Ağıl Deresi 34 2 36

Zanzana 51 2,5 53,5

Zağnik 2,5 0,5 3

Hotürk 14,5

Yehik 59 3 62

Zinekâr 51 2,5 53,5

Gedenik 17,5

Fenik 10,5 0,5 11

Ekrek 29 1 30

Örenk 73 4 77

Merendi 34 2 36

Hami 54 3,5 57,5

Kal‘a Dibi 110 6 116

Kâfir Damı 25 1,5 26,5

Hazgerek 17 18

Ahî Köyü 12,5 0,5 13


117

Haris 1,5 10,5

Karasar 22 1 23

Bahtiyar 14 1 15

Susuz Viran 25,5 1,5 26

Vazandan 9,5

Güne Veran 27 1,5 28,5

Kümesker 9,5

Vartan 35 2 37

Karsî 18 1 19

Pağnik 19 1 20

Hapa 10,5 0,5 11

Üçpınar 42 2 44

Örpek 17 1 18

Mürselli 37,5 2 39,5

Vanik 21 1 22

Ödek 38 2 40

Göresin 34 2 36

Kızılca Viran 27 1,5 28,5

Şeki Kâfir 9,5

Temsi Ulyâ 48,5

Gödeş 15 1 16

Olukman 19 20

Anzagir 42,5 2 44,5

Tülenk 22,5 1,5 24

Kerkedi 15 1 16

Kömek 26 1,5 27,5


118

Görgüsu 14 14,5

Togot 244,5 12,5 257 yüz elli kuruş


imdâd

Ortaköy 10,5

Decdeker 3,5

Eleski 8,5

Tarıkân 10,5

Livanî 22

Gömlerim 8,5 9

Ağçadam 7,5

Beşmikdâr 14,5 15

Kâhdik 17 1 18

Haçke 17 1 18

Sevir 42 2 44

Pödge 64 3,5 67,5

Birestik 110 6 116

Palha 31 1,5 32,5

Kamho 42 2 44

Areke 67,5 3,5 71

Merçenke 9

Çaltı 32 1,5 33,5

Sağır Taş 12,5 0,5 13

Çedime 21 1 22

Mansûrlu 5

Armotak 27 1,5 28,5

Ovacık 10,5
119

Pergam 17 1 18

Arşuşin 25,5 1,5 27

Ödür 34 1,5 35,5

Sağ kenardaki rakamlar sırasıyla:

996,5

284,5

870,5

192,5

327,5

210,5

142,5

(silik)

171,5

315,5

127

368

139,5

4583

Sayfa 35 Belge 105:

Bismillâhirrahmânirrahîm

El-hamdü lillâhi rabbi’l-âlemîn ellezî erşede ibâde’l-mü’minîne ve’l-mü’minât ilâ


a‘mâli’s-sâlihâti ve eşâra ile’l-müslimîne ve’l-müslimât bi-ef‘âli’l-hayrâtı haysü kâle
inne’l-hasenâti yüzhibne’s-seyyi’ât ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ rasûlihî Muhammedin
eşrafi’l-mahlûkât ve alâ âlihî ve ashâbihî ellezîne hüm hüdâtü’l-hakki ilâ sebîli’l-hayrât
ammâ ba‘dü işbu kitâb-ı sıhhat-nisâbın tahrîr ve tastîr ve inşâsına bâ‘is ve bâdî ve
sebeb-i dâ‘î oldur ki medîne-i Divriği mahallâtından Gökce Câmi‘-i Şerîfi Mahallesi
sâkinlerinden sâhibü’l-hayrât ve’l-hasenât el-Hâc Halil Ağa bin Hacı Bekir Ağa nâm
120

sâhibü’l-hayr meclis-i şer‘-i şerîf-i Ahmedî ve mahfel-i dîn-i münîf-i Muhammedî’de


ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm fâ’iz-i tevfîk “ve mâ tekaddemû li-enfüsiküm min hayrin
tecidûhu indallâh” mazmûn-i sa‘âdet-makrûnuyla amele sevk etmekle taleben li-
merzâti’r-rabbi’r-rahîm ve heraben min azâbihi’l-elîm ve ibtiğâ’en li-şefâ‘ati rasûlihi’l-
kerîm aleyhi efdalü’t-tahiyyeti ve’t-teslîm niyet-i hâlisa ve salâbet-i (?) sâliha ile etyab-ı
malımdan ve enfes-i menâlimden ilâ hâze’l-ân taht-ı tasarrufumda olup medîne-i
Divriği’de Çaykenarı’nda vâki‘ iki kıt‘a tarla ki Manükli oğlunun iştirâ edüp mülkiyet
üzere mutasarrıf olduğum iki kıt‘a tarla ki tahmînen beş çerik tohum istî‘âb eder
hudûdunun bir tarafı Eşci Ağa tarlası ve bir tarafı Burnaz Ağa tarlası ve bir tarafı Hacı
Mühürdâr tarlası ve yine Oyacıoğlunun iştirâ edüp mutasarrıf olduğu bir kıt‘a tarla ki
hudûdunun bir tarafı Eşci Ağa tarlası ve bir tarafı Pîr Eyyûb Çayı ve bir tarafı ve bir
tarafı çalı ve bir tarafı Hacı Mühürdâr tarlası tahmînen iki çerik tohum istî‘âb eder
tarlamı ve yine medîne-i mezbûre muzâfâtından Karcı nâm karyede vâki‘ mülkiyet
üzere mutasarrıf olduğum bir bâb değirmenimi ve yine medîne-i mezbûre sûkunda vâki‘
bir bâb cellâh dükkânımı ki hudûd-ı hudûdunun bir tarafı ve bir tarafı ve bir tarafı çukur
tarla ve bir tarafı tarîk-i âmm işbu hudûd ile mahdûd ve mümtâz cellâh dükkânımı işbu
mârru’z-zikr tarlalarımı ve değirmenimi ve cellâh dükkânımı vakf-ı mü’ebbed ve habs-i
muhalled ile vakf ve habs edüp şöyle ta‘yîn-i şurût ve tebyîn-i kuyûd eyledim ki mâdem
ki hayatda olam vakf-ı mezbûruma kendim mütevellî olup hâsıl olan gallesine
mutasarrıf olam ve bi-emrillâhi te’âlâ vefâtımdan sonra evlâd-ı zükûrum Ebûbekir ve
Yusuf mütevellî olalar ve Ebubekir ve Yusuf vefâtlarından sonra evlâd-ı zükûrları ve
evlâd ve evlâdım batnen ba‘de batnin ve neslen ba‘de neslin mütevellî olup mutasarrıf
olalar şöyle şart ve beyân eyledim ki tarla-yı mezkûrların hâsılından beher sene
medînemiz kîlesiyle üç kîle hınta medîne-i mezbûre sâkinlerinden Kara Ali-zâde Ali
Efendi’ye vereler Ali Efendi dahi beher sene dörder hatm-i şerîf tilâvet eyleyüp leyle-i
reğâ’ib ve leyle-i berât ve leyle-i kadrde ve ramazân-ı şerîf ibtidâsında câmi‘-i kebîrde
du‘âsını verüp alâ tarîki’s-sıla sevâbını bana hibe eyleye ve Ali Efendi’nin vefâtından
sonra evlâd-ı zükûrundan tilâvet edenlere vereler ve bâkîsini mütevellî olanlar
mutasarrıf olalar ve bâlâda zikr olunan değirmenin hâsılından beher sene üçer kîle hınta
Gökce Câmi‘-i Şerîfinde imâm olan Çalapverdi-zâde Seyyid Molla Abdurrahman nâm
kimesneye vereler Molla Abdurrahman’ın vefâtından sonra Molla Abdurrahman’ın
yerine imâm olan kimesneye vereler ve bundan mâ adâ cellâh dükkânının hâsılı olan
gallesini mahallemiz civârında vâki‘ Züleyha Hatun Mescidinde imâm olanlara vereler
121

bâkî hâsıl olan gallelerin mütevellî olanlar mutasarrıf olalar deyü ta‘yîn ve tasrîh
eyledikden sonra vech-i meşrûh üzere hasbî mütevellî nasb olunup ba‘de’t-teslîm
muhâkeme-i şer‘iyye olunup vakf-ı mezkûrun sıhhat ve lüzûmuna ba‘de’l-hükm mâ
vaka‘a bi’t-taleb ketb ve terkîm olundu. Tahrîren fi’l-yevmi’l-hâmis aşera min şehr-i
cemâziyel’âhir sene semân ve seb‘în ve mi’e ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Usta Ali-zâde Mustafa Efendi, Hacı Davud-zâde Ömer Efendi, Eşki-zâde
Yusuf Ağa bin Bekir Ağa, Seyfi Ağa bin Abdullah, Emrî-zâde Mustafa Beşe, Emrîoğlu
Molla Mehmed, Çalapverdi-zâde Benli Hasan Beşe, Çalapverdi-zâde Molla Mustafa,
Manüklü oğlu Çelnik Mustafa, Cendo Yusuf Beşe ve oğlu Ali, Abdullah Göresinli oğlu,
Seyyid Molla Tâhir bin Seyyid Hacı Hasan, berber usta Bekir bin Ali, mahzar Kanber
Beşe bin Mehmed Beşe ve gayruhüm mine’l-huzzâr.

Divriği kadısı izzetlu efendi zîde ilmuhû ve voyvodası ağa ve serdârı ağa ta‘yîn olunan
mübâşir ma‘rifetiyle sâhib-i arz-ı hâllerin hasımları mahallinde şer‘le mürâfi‘ ve ihkâk-ı
hakk ve sıhhati i‘lâm olunmuş deyü buyurulmuşdur. Fî 23 C sene 1178.

Sayfa 35 Belge 106:

Devletlu inâyetlu merhametlu efendim hazretleri sağ olsun

Arz-ı hâl-i kullarıdır ki Arabgir kasabasından olup erbâb-ı tımara mutasarrıf eben an
cedd tımara mutasarrıf ve yedimizde berât-ı âlî-şân var iken Divriği sâkinlerinden Kaya
Ağaoğlu Osman Ağa ve Kömek karyeleri Sarı Mehmed ve Veli nâmân kimesneler
mutasarrıf olduğum tımarımdan olan ta‘şîrâtımızı vermeyüp fuzûlî cebren ve kahran
zabt ediyorlar ve bu kullarına gadr-i küllî etmeleriyle arz-ı hâle cesâret olundu merâhim-
i aliyyelerinden mercûvdür ki merkûmânlara mübâşir kulları ta‘yîn ve huzûra ihzâr
şer‘an lâzım gelen hakk-ı sarîhim icrâ ve ihkâk-ı hakk eylemek bâbında emr u fermân
devletlu inâyetlu efendim sultânım hazretlerinindir. Hurrira fî.

İsmail Bey

Sayfa 36 Belge 107:

İzzet-me’âb şerî‘at-nisâb Mevlânâ Ali Efendi kâmyâb

Ba‘de’t-tahiyyeti’l-vâfiye inhâ olunur ki Divriği kadısı Abdülkerîm işbu sene-i semânîn


ve mi’e ve elf fî şehrihî cemâziyel’ûlâ gurresinden bakiyye beş ay ve muvakkiti
Mehmed on ay zamanların ba‘de’t-tasarruf rafi‘ ve yeri Çemişgezek kazâsından otuz
122

beş ay hakîkî infisâlin olup sezâvâr-i inâyet-i şehriyârî ve şâyeste-i ra’fet-i tâcdârî
olmanla misliyle sana tevcîh olunmuşdur gerekdir ki kazâ’-i mezbûra ba‘de tûl-i vaktihî
ancak yirmi ay müddete arza-i kâmile olmak üzere mutasarrıf olup beyne’l-ahali icrâ-yı
ahkâm-ı şer‘iyyede sa‘y-i cemîl eyleyesin ve’s-selâm.

Alâ şeklihî asluhâ’l-mümzâ el-mahtûm bi-imzâ’i’l-fakîr es-Seyyid Osman el-mevla’l-


hilâfiyye bi-mahrûseti Kostantîniyye bi-mahkemeti Mahmûd Paşa ufiye anh.

Sayfa 36 Belge 108:

Medîne-i Divriği sâkinlerinden Hocaoğlu Bekir Beşe’nin zevce-i metrûkesi hatun


meclis-i şer‘de Yusuf Alemdâr’dan da‘vâ edüp kayınım Abdülkerîm hissesi iken bir
kıt‘a hânesi ve bağçesin Yusuf Alemdâr fuzûlî zabt etmekle taleb ederim dedikde
ğibbe’s-su’âl cevâbında ben işbu hatunun kayını Osman bin Abdülkerîm’den iştirâ edüp
otuz kuruş alacağım mukâbelesinde bana bey‘ edüp ben dahi iştirâ edüp ba‘dehû altı
kuruş icâreye Osman Beşe’ye verüp Osman Beşe’nin ve mezbûre avratının alâkası
yokdur deyü cevâb ve Hacı Mü’ezzin-zâde Molla Osman ve Kesenoğlu Topal İsmail
Beşe hâl minvâl-i muharrer üzere olduğuna şehâdet etmeleriyle mezbûre avrat
mu‘ârazadan men‘a tenbîh bir-le mâ vaka‘a bi’t-taleb.

Şühûdü’l-hâl: Sefer Bey-zâde Hâfız Bekir, Kereşci-zâde Hâfız Seyyid Ali Efendi.

Sayfa 36 Belge 109:

Medîne-i Divriği sâkinlerinden Budakoğlu Süleyman Beşe nâm kimesne meclis-i şer‘de
takrîr-i kelâm edüp İmamoğlu Mahallesi sâkinelerinden olup bundan akdem
müteveffiye olan Âmine bint-i İslâmoğlu Alemdâr nâm müteveffiye fevt olmazdan
mukaddem malının sülüsünü merkûm Süleyman Beşe’ye vesâyet edüp ve yine sülüs-i
merkûm elli kuruşu techîz ve tekfîn ve üzerine vesâyet eyledi deyü da‘vâ ve
Mumcuoğlu Seyyid Molla Mehmed ve Birestikli Seyyid İbrahim nâm kimesneler
şehâdet edüp kayd-şod. Fî 23 L sene 1191.

Sayfa 36 Belge 110:

Medîne-i Divriği mahallâtından Gökce Câmi‘-i Şerîfi Mahallesi sâkinlerinden sâbık


dizdâr Hasan Ağa nâm müteveffânın zevce-i metrûkesi Sâdıka bint-i Abdullah ve
sulbiye kızı Na‘îmâ bint-i Hasan Ağa nâmân hatunların taraflarından husûs-ı âti’l-
beyânı bey‘ ve tescîl ve i‘tâ’-i hüccete zât-ı mezbûretânı ma‘rifet-i şer‘le ârifân Hasan
Bey bin Ahmed Ağa ve Körlükoğlu Mehmed Beşe nâm kimesnelerin şehâdetleriyle
123

sâbitü’l-vekâle ve sübût-i vekâletine hükm-i şer‘î lâhik olan câmi‘-i merkûm imâmı
Seyyid Molla Ömer bin Süleyman Efendi nâm kimesne bi’l-vekâle meclis-i şer‘-i
enverde yine medîne-i mezbûre sâkinlerinden işbu râfi‘u’l-kitâb Lahmî Mehmed Ağa
bin Hasan Ağa nâm kimesne mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edüp ikrâr-ı âtî’z-
zikrin sudûruna değin müvekkilelerim mezbûretânın silk-i mülk-i sahîhalarında
münselik olup merkûm Hasan Ağa’dan intikâl edüp mülkiyet üzere mutasarrıfa
oldukları Örencar Mahallesinde değirmen önünde vâki‘ bir kıt‘a tarla ki hudûdunun bir
tarafı hark-ı kebîr ve bir tarafı tarîk-i âmm ve bir tarafı hark-ı sağîr ve bir tarafı tarîk-i
hâss bu hudûd ile mahdûd ve mümtâz tahminen bir kîle tohum istî‘âb eder mülk tarlayı
tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî ve şurût-ı müfsideden ârî râyic fi’l-vakt semen-i misli
iki yüz seksen kuruşa tarla ve on iki kuruş tohum ve sekiz kuruş cizre akçesi min
haysü’l-mecmû‘ üç yüz kuruşa merkûm Mehmed Ağa’ya bey‘-i bât-i sahîh-i şer‘îyle
bey‘ ve temlîk ve teslîm ol dahi ber-vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve
mebî‘ ve kabz ve kabûl edüp ve semen-i ma‘lûm olan meblağ-ı mezbûru müvekkiletân-ı
merkûmetân Mehmed Ağa yedinden bi’t-tamam ve’l-kemâl ahz ve kabz edüp tarla-yı
mahdûd-i mezkûrda mezbûretânın alakaları kalmayup müşterî merkûm Mehmed
Ağa’nın mülk-i müşterâ ve hakk-ı sarfı olmuşdur keyfe-mâ yeşâ’ ve yahtâr mutasarrıf
olsun dedikde kayd-şod. Fî 24 L sene 1191.

Şühûdü’l-hâl: Hacı Halil Ağa-zâde Bekir Ağa ve karındaşı Yusuf Ağa, Hacı-zâde oğlu
Ömer Beşe, Helvacı Mehmed Efendi, şâhid-i meclis Kara Yusuf-zâde Abdullah Ağa,
Seyyid Molla Tâhir bin el-Hâc Hasan, mahzar Kanber Beşe ve gayruhüm mine’l-
huzzâr.

Sayfa 37 Belge 111:

Nefs-i şehir müslümanları 300 yüz kuruşu hark ta‘mîri içün zamm

Nefs-i şehir zimmîleri 1200 yüz kuruşu hark ta‘mîri içün zamm

Pür Nasur 36

Gümüş Vengi 27

Morvana 57

Hurtaval 150

Kelcik 60
124

Zengi 194

Savrun 37

Nurşun 75

Kâlun 37

Erikli 81

Doğan 27

Nurdin 25

Kesme 147

Zamara 573

Pengan 573

Ömerli 16

Karsıcak 42

Karakeban 54

Hennûre 120

Üçüğü Nurdin 42

Kürdlerli 120

Ağıl Deresi 60

Zanzana 90

Zahnik 4

Hotürk 20

Yehik 105

Zinekâr 90

Gedenik 30

Fenik 19

Ekrek 52

Örenk 130
125

Merendi 57

Hami 96

Kal‘a Dibi 195

Kâfir Damı 45

Hazgerek 30

Ahî Köyü 22

Haris 18

Karasar 39

Bahtiyar 25

Susuz Viran 45

Vazandan 15 kadı efendiye

Günduran 48

Kümesker 16

Vartan 62

Karsî 32

Pağnik 34

Hapa 19

Üçpınar 75

Örpek 30

Mürselli 67

Vanik 37

Ödek 65

Göresin 60 Sa‘dullah Ağa’nın at akçesini Ömer Efendi’ye havâle

Kızılca Viran 48

Şeki Kâfir 16

Temsi Ulyâ 97
126

Gödeş 27

Olukman 34

Anzagir 75

Tülenk 40

Kerkedi 27

Kömek 45

Görgüsu 25

Togot 435

Ortaköy 18

Decdeker 5

Eleski 15

Tarıkân 18

Livanî 36

Gömlerim 15

Ağçadam 12

Beşmikdâr 26

Kâhdik 30

Haçke 30

Sevir 75

Pödge 112

Birestik 195

Palha 55

Kamho 75

Areke 120

Merçenke 18

Çaltı 57
127

Sağır Taş 22

Çedime 37

Mansûrlu

Armotak 45 yirmi üç kuruşu Ömer Efendi’ye havâle

Ovacık 18

Pergam 30

Arşuşin 45

Ödür 60 kadı efendiye

Cem‘an yekûn 7816 kuruş

Fî 6 S sene 1180

Hurrira hâze’d-defter bi-ma‘rifeti’l-ahali (…) el-fakîr ed-dâ‘î (...) es-Seyyid Hacı


Abdülmecîd el-mevlâ-hilâfe (?) bi-medîneti Divriği ufiye anh.

Üç yüz kuruş masrafdan ziyâde olduğu kayd-şod.

Bâlâda mezkûr olan akçeden otuz kuruşu mübâya‘anın otuz kuruş ziyâdesine havâle ve
on altı kuruşu Delibaşının Ödürlü Miha’il zimmînin telef etdiği zararına havâle
olunmuşdur ve iki yüz kuruşu hark ve köprü ta‘mîrine havâle olunmuşdur.

Sayfa 38 Belge 112:

(belgenin başı eksik) (silik) bi’l-fi‘il re’îsü’l-kitâbım olan iftihâru’l-emâcid ve’l-ekârim


Seyyid Mehmed Avni -dâme mecduhû- dahi i‘lâm etmeğin i‘lâmı mûcebince zabt
etdirilmek emrim olmuşdur (silik) vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan emrim üzere
amel ve husûs-ı mezbûrun bu def‘a mürâfa‘adan nükûl ve firâr eylediği şer‘an sâbit olur
ise bundan sonra (silik) zuhûr edinceye dek tımar-ı mezbûru defter-i hâkânî ve yedinde
olan berât-ı şerîfim mûcebince mezkûr Mehmed Emîn zabt u rabta ve vâki‘ olan
mahsûlât ve rüsûmât kânûn-ı defter mûcebince ahz ve kabz etdirilüp âhardan bir ferd
dahl ve ta‘arruz etdirmeyüp men‘ ve def‘ eyleyesiz ve dahl olunup mezkûr Mehmed
Emîn’in berâtı mûcebince tahvîli tarihine ve (...) mahsûl ve rüsûmâtı şimdiye değin
fuzûlî bir nesnesi alınmış ise ba‘de’s-sübût hükm edüp tamamen gerü alıverüp min ba‘d
defter-i hâkânî ve berâtına ve emr-i hümâyûnuma muhâlif kimesneye ta‘allül ve
tereddüd etdirmeyüp husûs-ı mezbûr içün bir dahi emrime varmalu eylemeyesiz şöyle
128

bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız. Tahrîren fî evâ’il-i Rabiu’l-ahir sene seb‘în ve
mi’e ve elf. Kayd-şod. Bi-makâm-i Kostantîniyye el-mahrûse.

Sayfa 38 Belge 113:

Şerî‘at-şi‘âr Divriği kadısı Efendi -zîde fazluhû- ve mefâhiru’l-emâsil ve’l-akrân Divriği


sancağı alaybeyisi ve serdârları [inhâ] olunur ki Divriği sancağı kazâsı muzâfâtından
Hermün (?) nâhiyesinde ve İnen nâm karye ve gayrıdan bâ-berât-ı âlî-şân altı bin altı
yüz yirmi üç akçe tımar mutasarrıfı erbâb-ı tımardan Mehmed Emîn’in olduğu ve
uhdesinde olup dahl îcâb etmez iken Esir Bekir nâm kimesne tımar-ı mezkûr benimdir
deyü müdâhaleden ve münâza‘a-i kesîrleri vukû‘a gelüp tımar-ı mezbûr merkûm
Mehmed Emin’in olduğu bundan akdem livâ’-i mezbûrun sâbık ve lâhik alaybeyleri ve
ocaklunun şehâdetleri sâdırlarıyla (?) (silik) mürâfaa‘-i şer‘ olunmaları murâd oldukca
mezbûr Bekir şer‘le mürâfa‘adan (belgenin devamı yok)

Sayfa 38 Belge 114:

Düstûr-i mükerrem müşîr-i mufahham nizâmü’l-âlem müdebbiru umûri’l-cumhûri bi’l-


fikri’s-sâkıb mütemmimü mehâmmi’l-enâmi bi’r-re’yi’s-sâ’ib mümehhidü bünyâni’d-
devleti ve’l-ikbâl müşeyyidü erkâni’s-sa‘âdeti ve’l-iclâl el-mahfûfü bi-sunûf-i avâtıfi’l-
meliki’l-a‘lâ Sivas vâlîsi vezîrim Paşa -edâmallâhu te’âlâ iclâlehû- ve e‘âzimü’l-
ümerâ’i’l-kirâm ve efâhimü’l-küberâ’i’l-fihâm zü’l-kadri ve’l-ihtirâm ashâbü’l-izzi ve’l-
ihtişâm el-muhtassûn bi-mezîd-i inâyeti’l-meliki’l-a‘lâ eyâlet-i mezbûrede vâki‘ mîr-i
mîrân-ı kirâm -dâme ikbâlühüm- ve mefâhiru’l-emâsil (?) ve’l-akrân bi’l-cümle zâbıtân
ve a‘yân-ı vilâyet ve iş erleri darb u harbe kâdir il erleri -zîde kadruhüm- tevkî‘-i refî‘-i
hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki (silik) serseri güşt ü güzâr eşkıyadan Küpeli Arab
ve Koca Arab ve Gavur Hacı nâm müfsid bâğîler dört yüz elli atlu ile (...) Kırşehir
Akşehir kasabasında (silik) duhûl ve on yedi nefer ricâl ve yedi etfâl ve dört yüz elli
davarlarını ahz ve ihtilâl eyledikleri haber hâlen Karaman valisi düstûr-i mükerrem
Şehsüvâr-zâde vezîrim (silik) Paşa hazretlerine aks ol vakitde tarafından kethüdâsın ve
kapucılar kethüdâsı ve baş ağasını eşkıya-yı mezbûrenin üzerlerine havâle ve ta‘yîn ve
anlar dahi (silik) ile mülâkî olduklarında ahz eyledikleri on yedi kimesneyi bıçak ile
bazı davarlarını gerüye redd edüp kusûru kalan yedi etfâlı yanlarında alıkoyup (silik)
taraflarına gitdiklerini ve bunlardan mâadâ etrâf ve eknâfda beşer ve onar kapusuz
levendât karye be-karye gezüp fukarânın ve gerek ebnâ’-i sebîlin ırzlarına (silik)
eylediklerini ol havâlîden Âsitâne’ye tahfîfen ve sahîhan ihbârlarıyla ma‘lûm-i
129

mülûkânem olup ve fi’l-hakîka başıboş levendât makûlesi memâlik-i mahrûsemde


(silik) gezmekden evâmir-i şerîfemle men‘ ve def‘ olunmuşlar iken mutlak hetk-i a‘râz-ı
müslimîn ve gasb-ı emvâl-i fukarâ ve mesâkin kasdıyla fesâd ve şekâvete mübâderet ve
sâ‘î bi’l-fesâd ve vâcibü’l-izâle olmalarını müstelzim olduğuna binâ’en siz ki vezîr-i
müşâr ve sâ’ir mûmâ-ileyhimsiz havze-i hükûmetinizde bulunan levendât makûlesinin
demleri heder ve yanlarında bulunan at ve bast ve akçe ve eşyâların katl edenlerin
olmak üzere bulundukları mahalde bi’l-ittifâk alâ eyyi hâlin üzerlerine ve varup (?) ahz
ve istîsâl ve kahr ve tedmîrler ve matlûb-i hümâyûnum olmağın mahsûsan işbu emr-i
şerîfim isdâr ve ile îsâl olunmuşdur keyfiyetin sâ’ir eyâlet valilerine (?) başka başka
evâmir-i şerîfemle tenbîh-i ekîd olduğu ma‘lûmunuz oldukda havze-i hükûmetiniz
dâhilinde serseri güşt ü güzâr ve ibâdullâha îtâle-i dest-i hasârât olup başıboş levendât
makûlesine kat‘an göz açdırmayup her hâlde ne mahalde haber alınur ise demleri heder
ve at ve bast ve akçe ve eşyâları katl ile

Sayfa 39 Belge 115:

Şerî‘at-şi‘âr Divriği kadısı izzetlu efendi -zîde fazluhû- ve kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân


voyvodası ağa -zîde kadruhû- inhâ olunur ki Kelkeras (?) evkâfı reâyâlarından olup
hâlen Divriği kasabasında sâkin Poşyani (?) tâ’ifesinden işbu bin yüz yetmiş bir senesi
üzerlerine edâsı lâzım gelen resm-i ra‘iyyetlerin bu ana değin mültezime edâ ve teslîm
olunmayup hâlen zimmetlerinde bâkî kaldığın mültezim-i merkûm tarafımıza inhâ ve
istintâk etmekle tâ’ife-i mezbûre üzerlerine edâsı lâzım gelen resm-i ra‘iyyetlerin ber-
mu‘tâd-ı kadîm veregeldikleri vechi üzere cem‘ ve tahsîl ve me’mûra edâ ve teslîm
etdirilmek bâbında dîvân-ı Rum’da işbu buyuruldu tahrîr ve isdâr ve irsâl olunmuşdur
inşallâh te‘âlâ vusûlünde gerekdir ki ma‘rifet-i şer‘ ve ta‘yîn olunan mübâşir
ma‘rifetiyle tâ’ife-i mezbûrûnun sene-i merkûma mahsûben üzerlerine edâsı lâzım gelen
resm-i ra‘iyetlerin ber-mu‘tâd-ı kadîm olunageldiği minvâl üzere cem‘ ve tahsîl ve
mübâşir-i (?) merkûm tarafından kabza me’mûra edâ ve teslîm etdirilüp hilâfından
tehâşî ve hazer ve mûceb-i buyurulduyla amel (silik) fî 4 N sene 172.

Sayfa 40 Belge 116:

Şerî‘at-me’âb Divriği kadısı fazîletlu efendi -zîde fazluhû- ve voyvodası sâhib-i arz-ı
hâllerin hasımları ta‘yîn olunan mübâşir ma‘rifetiyle mahallinde ihzâr-ı şer‘ ve terâfu‘
ve ba‘de’s-sübût mûceb-i şer‘îsi üzere ol tarafda icrâ-yı hakk olunmaz ise dîvân-ı
Rum’a ihzâr olunmak deyü buyurulmuşdur. Fî 6 R sene 177.
130

Sayfa 40 Belge 117:

Devletlu inâyetlu merhametlu hazretleri devlet-i ikbâl ile sağ olsun

Arz-ı hâl-i kulları budur ki bu kulları Divriği kazâsı (...) nâm karye sâkinlerinden olup
yine karye-i mezbûre sâkinlerinden Murtaza Kethüdâyeri nâm kimesne kendü hâlinde
olmayup fesâd ve şekâvet üzre karındaşımı bi-gayr-ı hakk gamz edüp bir kolunu mecrûh
ve iki yüz kuruş mikdârı zarara uğradup bir vechle karye-i mezbûrede şerr ve
mazarratından emn ve sâlim olmayup kulunuzu perakende ve perişan ehlim ve
iyâlimden dûr edüp gadr-i küllî olmağla hâkpây-i devletine arz-ı hâle cesâret olunukda
inâyetlerinden mercûvdür ki mübâşir kulları ta‘yîn huzûr-i âlîlerine ihzâr ve şer‘le
hakkım icrâ-yı hakk olunmak ricâsına emr u fermân devletlu inâyetlu merhametlu
sultânım hazretlerinindir. Hasan Bey.

Sayfa 40 Belge 118:

Emîru’l-ümerâ’i’l-kirâm kebîru’l-küberâ’i’l-fihâm zü’l-kadri ve’l-ihtirâm sâhibü’l-izzi


ve’l-ihtişâm el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-meliki’l-a‘lâ Sivas beylerbeyisi paşa -
dâme ikbâlühû- ve mefâhiru’l-kuzât ve’l-hükkâm me‘âdinü’l-fezâ’il ve’l-ekrâm ve
kadıları -zîde kadruhüm- ve kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân çukadâr defterinden bu husûsa
me’mûrîn ile el-yevm ol cânibde olan Halil çukadâr -zîde kadruhû- tevkî‘-i refî‘-i
hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki Âsitâne-i sa‘âdetimde mülâzim-i dergâh-ı
ubûdiyetim olan kapı kullarının dîvân-ı müşeyyidü’l-erkân-ı mülûkânemde ihrâcı
musammem olan lezez mevâciblerine tahsîsen sâbıkları mûcebince bin yüz yetmiş yedi
senesine mahsûben eyâletinde vâki‘ bazı mukâta‘ât-ı mîriyyeden tertîb olunan taksît
akçelerini mülûkâne mutasarrıflarından ve mevcûd bulunmadıkları sûretde voyvoda ve
mültezimlerinden sen ki mîr-i mîrân-ı mûmâ-ileyhsin ma‘rifetinle tahsîl (silik) bundan
mukaddemce sana hitâben emr-i âlî-şânım isdâr ve çukadâr-ı merkûm ile irsâl
olundukda mâlikâne mutasarrıfları her birimizin hisselerine müretteb olan taksît
akçeleriyçün başka başka mümzâ sûretleri olmadıkca bir para vermeziz deyü havâle
eylediklerini mübâşir-i merkûm bu def‘a bir kıt‘a memhûr mektûbuyla tahrîr ve inhâ ve
taksît akçelerinin şimdiye dek irsâli emr-i ehemm-i matlûb-i mültezim olup ve lezez
mevâcibi işbu sene-i mübâreke rebî‘ul’âhirinin on yedinci gününden ihrâcı bâbında
fermân-ı hümâyûnum sâdır olduğuna binâ’en bu vakte dek gelüp teslîm-i hazîne-i
âmirem olmadığından mukâta‘aları üzerlerinden ref‘i iktizâ eder iken vufûr-i merâhim
ve eşfâk-ı mülûkânemden hallerine merhameten bu def‘a afv ve taksît akçeleri (...)
131

mevâcibine (silik) ve tahsîs kılınmağla istid‘âları üzere tayy-i emr-i şerîfime mevzû‘an
irsâl olunan yirmi üç kıt‘a mümzâ sûret-i defterler nâtık olduğu üzere makarr-ı
hükûmetin olan Sivas eyaletinde vâki‘ mukâta‘ât-ı mîriyyeden mevâcib-i mezkûre
(silik) olunan üç bin yüz kırk yedi kuruş taksît akçelerini bir gün evvel mâlikâne
mutasarrıflarından alâ eyyi hâlin tahsîl ve teslîm-i hazîne-i âmirem olunmak içün
mübâşir-i merkûm ile Dersa‘âdetime irsâl ve tesyîre bezl-i vüs‘ ve kudret etmen
fermânım olmağın bu emr-i âlî-şânım isdâr ve sadr-ı a‘zam tatarlarından Mustafa ile
irsâl olunmuşdur imdi vusûlünde avn-i Hak ile karîben ihrâcı (silik) olan (...)
mevâcibine tahsîsen yirmi üç kıt‘a mümzâ sûret-i defterler mantûklarınca tertîb olunan
sâbıku’z-zikr üç yüz kırk yedi buçuk kuruş ile Zaralı-zâde Osman ve Ali ve Receb ve
Abdullah Bey -zîde mecduhümün- bundan mukaddemce istid‘âları üzere başka başka
dört kıt‘a mümzâ sûret-i defter mûceblerince mîr-i mûmâ-ileyhimden tahsîli fermânım
olan sekiz yüz yetmiş beş kuruş ki cem‘an dört bin yirmi iki kuruş taksîk akçelerini
mukaddem ve bu def‘a sâdır olan evâmir-i aliyyem ve mümzâ sûret-i defter
mûceblerince yerlü yerinden ma‘rifetinle alâ eyyi hâlin edâ ve teslîme mübâderet
eyleyesin şöyleki ma‘âzallâhi te‘âlâ meblağ-ı mezbûr evâ’il-i cemaziye’l-ahireden gelüp
teslîm-i hazîne-i âmirem olunmamak lâzım gelürise edecekleri ağdâr-ı vâhibelerine bir
dürlü havâlesine i‘tibâr olunmayup mâlikâneleri üzerlerinden def‘ ve âhara tevcîh
olunacağını mâlikâne mutasarrıflarına tefhîm ederek matlûb olan taksît akçelerin yerlü
yerinden bi-eyyi vechin kâne tekmîlen tahsîl ve teslîm-i hazîne-i âmirem içün mübâşir-i
merkûm ile Dersa‘âdetime irsâle müsâra‘at eyleyesin ve sen ki mübâşir-i merkûmsun
vurûd eden tahrîrâtın muktezâsınca tertîb olunandan mâ adâ bu def‘a dahi birkaç aded
kıta‘ât-ı sâ’ireden tertîb olunup tayy-i emr-i şerîfime vaz‘ olunan üç kıt‘a mümzâ sûret-i
defterler mantûkunca mukaddem ve bu def‘a mevâcibe tertîb olunan üç bin yüz kırk
yedi buçuk kuruş ile bundan akdem (?) tahrîrâtına binâ’en cend-i rûz mukaddemce isdâr
ve tarafına irsâl olunan emr-i şerîfim mûcebince Zaralı-zâde mîr-i mûmâ-ileyhin
mâlikâne uhdelerinde olan mukâta‘ât-ı mîriyyeden tertîb olunan sekiz yüz yetmiş beş
kuruş ki cem‘an dört bin yirmi iki buçuk taksît akçelerini mîr-i mîrân-ı mûmâ-ileyhin
i‘ânet ve muzâharet ve ma‘rifet-i mübâşeretinle alâ eyyi hâlin tahsîl ve hazîneye rabz ve
teslîm-i hazîne-i âmirem olunmak içün Dersa‘âdetime getürmeye tekayyüd ve ihtimâm
eyleyesin ve siz ki kadılarsız zikr olunan taksît akçelerinin mâlikâne mutasarrıflarından
dahi edâsında beyhûde özür ve illet ederleri olur ise mâlikâneleri üzerlerinden ref‘
olunmak içün isim ve resimleriyle ve şöhretleriyle (silik) arz ve i‘lâm etmeniz bâbında
132

fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda


vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân vâcibü’l-
ittibâ‘ ve lâzımu’l-imtisâlimin mazmûn-ı münîfi birle âmil olasız şöyle bilesiz alâmet-i
şerîfe i‘timâd kılasız. Tahrîren fi’l-yevmi’s-sânî aşera min rabiu’l-ahir sene seb (?) ve
seb‘în ve mi’e ve elf.

Sayfa 41 Belge 119:

Sûret-i emr-i âlî-şândır

Mefâhiru’l-kuzât ve’l-hükkâm me‘âdinü’l-fazli ve’l-kelâm Divriği sancağında vâki‘


kazâların kadıları -zîde fazluhüm- tevkî‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki
hazîne-i âmirem defterleri mûcebince Divriği sancağında vâki‘ kazâların yüz kırk dokuz
buçuk ve buçuk sülüs bedel-i nüzül hânesi olup bin yüz yetmiş beş senesine mahsûben
cem‘ ve tahsîli lâzım gelmeğin kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân İbrahim -zîde kadruhûya-
deruhde olunup yedine verilen mühürlu ve nişanlu mevkûfât defteri sûreti mûcebince
cem‘ ve tahsîl ve dâhil-i hazîne-i âmirem etdirilmek emrim olmuşdur buyurdum ki
hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere amel edüp dahi tarih-i
mezbûra mahsûben livâ’-i mezbûrda vâki‘ kazâların ol mikdâr bedel-i nüzül hânesi
olmağla beher hânesinden altışar yüz akçe bedel-i nüzül malların irsâl olunan mühürlu
ve nişanlu mevkûfât defteri sûreti mûcebince vakit ve zamanıyla yerlü yerinden cem‘ ve
tahsîl ve dâhil-i hazîne-i âmirem etdirdüp hilâf-ı emr ve defter kimesneye ta‘allül ve
muhâlefet etdirmeyesiz ve bundan mübâşir-i merkûmun cihet-i ma‘îşetiyçün beher
hânesinden otuzar akçe vech-i ma‘âş aldırılup ve bedel-i nüzül içün alınan akçenin dahi
yüz on akçesinden bir esedî kuruş tahsîl olunup ve hîn-i tahsîlde mîrî içün alınan akçeyi
hazîne-i âmireme olunduğu vech üzere aldırdup bundan ziyâde ve noksân alınmaya ve
aldırmayasız kesr-i defterden ve naks-ı hâneden ve fermânımdan ziyâde mutâlebesiyle
reâyâ fukarâsına zulüm ve ta‘addîden be-gâyet ihtirâz eyleyesiz şöyle bilesiz alâmet-i
şerîfe i‘timâd kılasız. Tahrîren fi’l-yevmi’s-sâlis zilhicce sene erba‘a ve seb‘în ve mi’e
ve elf. İslambol el-mahrûse.

Sayfa 41 Belge 120:

Sûret-i emr-i âlî-şândır

Mefâhiru’l-kuzât ve’l-hükkâm me‘âdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Divriği sancağında vâki‘


kazâların kadıları -zîde fazluhüm- tevkî‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki
133

hazîne-i âmirem defterleri mûcebince Divriği sancağında vâki‘ kazâların yüz kırk dokuz
buçuk ve buçuk sülüs avârız hânesi olup bin yüz yetmiş beş senesine mahsûben cem‘ ve
tahsîli lâzım gelmeğin kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân İbrahim -zîde kadruhûya- deruhde
olunup yedine verilen mühürlu ve nişanlu mevkûfât defteri sûreti mûcebince cem‘ ve
tahsîl ve dâhil-i hazîne-i âmirem etdirilmek fermânım olmuşdur buyurdum ki hükm-i
şerîfimle vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere amel edüp dahi tarih-i mezbûra
mahsûben livâ’-i mezbûrda vâki‘ kazâların ol mikdâr hânesi olup beher hânesinden
dörder yüz akçe avârız malların irsâl olunan mühürlu ve nişanlu mevkûfât defteri sûreti
mûcebince vakit ve zamanıyla cem‘ ve tahsîl ve dâhil-i hazîne-i âmirem etdirdüp hilâf-ı
emr ve defter kimesne ta‘allül ve muhâlefet etdirmeyesiz ve bundan mâ adâ mübâşirin
cihet-i ma‘îşetiyçün beher hânesinden ellişer akçe vech-i ma‘âş aldırılup ve avârız içün
alınan akçenin dahi yüz sekiz akçesinden bir esedî kuruş tahsîl oluna ve hîn-i tahsîlde
mîrîyçün alınan akçeyi hazîne-i âmireme alındığı vech üzere aldırdup bundan ziyâde ve
noksân alınmaya ve aldırmayasız kesr-i defterden ve naks-ı hâneden ve fermânımdan
ziyâde mutâlebesiyle reâyâ fukarâsına zulüm ve ta‘addîden be-gâyet ihtirâz eyleyesiz
şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız. Tahrîren fi’l-yevmi’s-sâlis zilhicce sene
erba‘a ve seb‘în ve mi’e ve elf. İslambol el-mahrûse.

Sayfa 42 Belge 121:

Defter budur bin yüz altmış yedi senesi mâh-ı rebiu’l-evvel gurresinde cümle ahali
ma‘rifetiyle ve ma‘rifet-i şer‘le tevzî‘ olunan sâlyâneyi beyân eder atîk menzilcilerin
geçen senelerden bakâyâ kalan sekiz yüz kırk iki kuruş hâlen Sivas valisi hazretlerine
irsâl olunan akçenin sarrâfiyyesi Hacı Veli Ağa yediyle on beş kuruş ve yine Sivas
hazretlerine irsâl olunan na‘l kirâsına verilen akçeden dört kuruş Hacı Veli Ağa’nın
masrafı kadı efendiye otuz yedi kuruş harc-ı imzâ ve yetmiş kuruş mütesellim ağaya
tahsîldâriyye beş buçuk kuruş kâtibiyye ve beş kuruş huddâmiyye ve bir buçuk kuruş
ihzâr ve otuz beş kuruş Seyyid Salih Ağa’nın suyoluna masrafı ve bin yüz altmış yedi
senesine mahsûben cedîd menzilcilere ale’l-hesâb verilen üç yüz otuz kuruş cem‘an
yekûn bin üç yüz kırk beş kuruş olduğunu beyân eder.
134

Nefs-i şehir müslümanları 100

Nefs-i şehir zimmîleri 210

Pür Nasur 4

Kelcik 13,5

Morvana 8

Hurnaval 10

Zengi 18,5

Savrun 7

Nurşin 7

Kâlun 5,5

Erikli 6,5

Doğan 1

Nurdin 1

Kesme 22,5

Zamara 90

Pengan 90

Ömerli 1,5

Karsıcak 5

Karakeban 6,5

Hennûre 22,5

Üçüğü Nurdin 11

Kürdlerli 17,5

Ağıl Deresi 7,5

Zanzana 13

Zağnik 1,5

Hotürk 2,5
135

Behik 17,5

Zinekâr 10

Gedenik 4

Fenik 1,5

Ekrek 1,5

Örenik 15

Merendi 6,5

Hami 12,5

Kal‘a Dibi 12,5

Kâfir Damı 5

Hazgerek 13,5

Ahî Köyü 6,5

Hars 5

Karasar 7,5

Bahtiyar 1,5

Susuz Viran 9

Örek 9

Mürselli 17,5

Venik 6

Ödek

Göresin

Kızılca Viran 7

Şeki Kâfir 3,5

Göderan 14

Kümesker 4,5

Vartan 13,5
136

Kars 10

Pağnik 7,5

Hapa 2

Üçpınar 11,5

Temsi Ulyâ 12,5

Gödeş 8,5

Olukman 6

Anzagir 15

Tülenk 15

Kerkedi 5

Kömek 5

Görgüsu 2,5

Togot 60

Ortaköy 3,5

Decdeker 3,5

Eleski 1,5

Darıkân 2

Livanî 9

Gümelderim 3,5

Ağçadam 2

Beşmikdâr 2

Kâhdik 7,5

Haçke 6,5

Sevir 15

Pödge 35

Birestik 35
137

Palha 12,5

Kamho 10

Arke 20

Merçenke 1,5

Çaltı 10

Sağır Taş 3

Çedime 3,5

Armotak 8

Ovacık 1

Pergam 6,5

Arşuşin 25

Ödür 50

Cem‘an yekûn 1346

Fî 2 Ra sene 1167.

Hurrira hâze’d-defter bi-ma‘rifeti’l-ahâlî (…) el-fakîr ed-dâ‘î (…) es-Seyyid İbrahim el-
kadı bi-medîneti Divriği ufiye anh

Sayfa 43 Belge 122:

Düstûr-i mükerrem müşîr-i mufahham nizâmü’l-âlem müdebbiru umûri’l-cumhûri bi’l-


fikri’s-sâkıb mütemmimü mehâmmi’l-enâmi bi’r-re’yi’s-sâ’ib mümehhidü bünyâni’d-
devleti ve’l-ikbâl müşeyyidü erkâni’s-sa‘âdeti ve’l-iclâl el-mahfûfü bi-sunûf-i avâtıfi’l-
meliki’l-a‘lâ Sivas vâlîsi vezîrim Paşa -edâmallâhu iclâlehû- ve ve kıdvetü’l-kuzât ve’l-
hükkâm ma‘dinü’l-fezâ’il ve’-kelâm Sivas kadısı -zîde fazluhû- tevkî‘-i refî‘-i hümâyûn
vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki Divriği kazâsına tâbi‘ Venik nâm karye sâkinlerinden Hasan
nâm kimesne südde-i sa‘âdetime arz-ı hâl edüp bu kendü hâlinde olup hilâf-ı şer‘
kimesneye vaz‘ ve ta‘addîsi olmayup ve üzerine dahi şer‘an bir nesne sâbit olmuş değil
iken el-Hâc Osman oğlu demekle ma‘rûf kimesne kendü hâlinde olmayup ziyâde
mütegallibe ve cebabireden olmağla bin yüz altmış senesinde karye-i mezbûrda
mutasarrıf olduğu mülk menzil ile derûnunda mevcûd emvâl ve eşyâsını ve mülk çiftlik
138

emlâkların fuzûlî zabt eyledüğinden mâ adâ iki yüz re’s koyun ve beş re’s kara sağîr
öküzü Sivasî kîle olmak üzere yetmiş kîle hıntasını hilâf ve bi-gayr-ı hakk fuzûlî zabt ve
ziyâde gadr ve ta‘addî edüp Divriği tarafından şer‘le mürâfa‘a ve hakkı icrâ
olunmayacağın ve hasmı mezkûrun hâlen taht-ı hükûmet ve kazânızda olduğun bildirüp
şer‘le görülüp mezbûrun fuzûlî zabt eylediği mülk çiftlik emlâkiyle ve mülk menzil-i
mezbûrun derûnunda mevcûd emvâl ve eşyâ ve ol mikdâr koyun ve sağîr [sığır] ve
hıntası tamâmen tahsîl ve bî-kusûr alıverilüp icrâ-yı şer‘ ve ihkâk-ı hakk olunmak içün
Sivas kadısı huzûrunda şer‘le görülmek üzere merkûmun Sivas’a ihzâr etdirilmesi
emrim olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfimle vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan
emrim üzere amel dahi sen ki vezîr-i müşârun-ileyhsin mezbûru mübâşir ma‘rifetiyle
müstakillen ihzâr ve terâfü‘-i şer‘ ve mukaddemâ bir def‘a şer‘le görülüp fasl olmayan
ahvâllerin tamam hak üzere mukayyed olup göresin i‘lâm olunduğu üzere ise ol bâbda
muktezâ-yı şer‘-i kavîmle amel edüp dahi vech-i meşrûh üzere mezbûrun hilâf-ı şer‘ ve
bi-gayr-ı hakk fuzûlî zabt eylediği mülk menzil ve mülk çiftlik emlâkiyle menzil-i
merkûmun derûnunda mevcûd emvâl ve eşyâ ve ol mikdâr koyun ve sağîr [sığır] hıntası
hakkı ne ise ba‘de’s-sübût hükm edüp alıverüp min ba‘d şer‘-i şerîfe ve emr-i
hümâyûnuma muhâlif kimesneye iş etdirilüp kaziyyede medhali olmayanları bunun
da‘vâsına karışdırmayup eslemeyenler isim ve resimleriyle yazup der-i devlet-medârıma
arz ve i‘lâm eyleyüp husûs-ı mezbûr içün bir dahi emrim varmalu eylemeyesin şöyle
bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız. Tahrîren fî evâ’il-i muharremü’l-harâm sene seb‘a
ve sittîn ve mi’e ve elf. Fî 4 Ca sene 1167. Kostantîniyye el-mahrûse.

Sayfa 43 Belge 123:

Mûcebince

Şerî‘at-şi‘âr Divriği kadısı izzetlû efendi -zîde fazluhû- ve mefâhiru’l-emâsil ve’l-akrân


Divriği mütesellimi Nurşenli-zâde izzetlû el-Hâc Kara Ağa -zîde kadruhû- ve Divriği
kethüdâyeri ve serdârı ve sâ’ir a‘yân ve zâbıtân ve iş erleri sizler inhâ olunur ki Divriği
kazâsına tâbi‘ Venik nâm karye sâkinlerinden Hasan nâm kimesne südde-i sa‘âdetime
arz-ı hâl edüp bu kendü hâlinde olup hilâf-ı şer‘ kimesneye vaz‘ ve ta‘addîsi olmayup ve
üzerine dahi şer‘an nesne sâbit olmuş değil iken el-Hâc Osman Ağa demekle ma‘rûf
kimesne kendü hâlinde olmayup ziyâde mütegallibe ve cebabireden olmağla karye-i
mezbûrede mutasarrıf olduğu mülk menzil ile derûnunda mevcûd emlâk ve eşyâsın ve
mal ve mülk çiftliklerini fuzûlî zabt eyledüğinden mâ adâ iki yüz re’s koyun ve beş re’s
139

kara sağîr öküzü Sivas kîlesi olmak üzere yetmiş kîle hıntasını hilâf-ı şer‘ ve bi-gayr-ı
hakk fuzûlî zabt ve ziyâde gadr ve ta‘addî edüp Divriği tarafından şer‘le mürâfa‘a ve
ihkâk-ı hakk olunmayacağın bildirüp Sivas kadısı huzûrunda şer‘le görülüp icrâ-yı şer‘
ve ihkâk-ı hakk olunmak üzere merkûm el-Hâc Osman’ın Sivas’a ihzâr etdirilmesi
bâbında tarafımızdan hitâben şeref-sudûr eden emr-i celîlü’ş-şân çukadârân-ı hazret-i
sadâret-penâhîden Seyyid Mustafa Ağa mübâşeretiyle vârid olmağın ber-mantûk-ı emr-i
âlî şer‘le ru’yet ve ba‘de’s-sübût icrâ ve ihkâk etdirilmesi içün merkûm el-Hâc
Osman’ın alâ eyyi hâlin Sivas’a ihzâr ve irsâl olunması bâbında işbu buyuruldu tahrîr ve
irsâl olundu vusûlünde gerekdir ki emr-i şerîf-i âlî-şânda tafsîl ve tasrîh olunduğu
vechle husûs-ı mezbûr Sivas valisi huzûrunda şer‘le ru’yet ve ba‘de’s-sübût ihkâk içün
merkûm el-Hâc Osman’ın bi-eyyi hâlin ve ne tarîk ile olur ise olsun Sivas’a ihzâr ve
irsâlinde dikkat birle ser-mû müsâhele ve iğmâz olunmayup hilâfıyla vaz‘ ve hareketden
gâyetü’l-gâye tehâşî ve hazer ve mazmûn-i emr-i âlî ve mûceb-i buyuruldu ile amel
eyleyesiz deyü buyurulmuşdur. Fî gurre-i Ca sene 1167.

Sayfa 44 Belge 124:

303 Mehmed Ağa ve Seyfi ve hacılar yediyle baş ağanın gerek şa‘îr ve
gerek akçe alınan masraf

6 Sivas’a i‘lâm getüren sâ‘î Mehmed’e ücret

10 Kalender ve Seyfi Ağa ve Mehmed Ağa yediyle Sivas valisi


efendimizin develeri geldikde verilen

9 baş ağaya verilen na‘l bahâsı Mustafa Ağa yediyle

3 menzilci Osman Beşe yediyle Handak-zâde geldikde Karabile ve


Aşudiye giden casuslara verilen ücret

16 Nurşenli-zâde Mehmed Ağa ve Seyfi Ağa yediyle konakcıya


verilen

347,5

28,5 Kara Külah’ın yeğeni geldikde ağalar ve hacılar yediyle Kuloğlu


Osman Ağa yediyle Kâslioğlu Osman Beşe alınan üç bahâsı

10 Musa oda başıya verilen biniş Ağalar ma‘rifetiyle Kuloğlu Osman


Ağa yediyle
140

10 mezbûr Musa oda başıya verilen kahve bahâsı ağalar yediyle

3 Kürdoğlu Bekir’den alınan etmek Ali Ağa Memiş Ağa yediyle


Ödür karyesine irsâl olunan

3 Sivas’a i‘lâm getüren Holük oğlu Ahmed’e ücret Seyyid Mehmed


Ağa yediyle

402

7 Morvanalıya za‘îm Alemdâr Osman Ağa yediyle at akçesi

8,5 Kal‘adibili Hacı İsmail Sivas’dan Paşa efendimizden buyuruldu


getürdükde verilen hizmet

8 Maksûdlu Abdullah Sivas’a i‘lâm getürdükde ücret ağalar


ma‘rifetiyle

6,5 Holükoğlu Ahmed Sivas’a i‘lâm getürdükde vilâyet ma‘rifetiyle


verilen ücret

5 Bektaş ve Alacahân’a giden casuslara verilen hizmet Yıldırım-


zâde Hâfız yediyle

2,5 Hars karyesine giden etmek Kürdün oğlu Bekir’den Nurşenli-zâde


Seyyid Mehmed Ağa yediyle

2,5 Bektaş’a giden casusa verilen ücret Hacı Osman Ağa yediyle

1,5 Hennûre karyesi sâkinlerinden Nebi Beşe’ye mahkemede verilen

1,5 Masrufattan olan ziyâde para cem‘i

1 Ali Bey’den gelen Kürd’e ücret verilen

2,5 Dumulcuya habere giden casusu Ali Kürd’e verilen ücret

448,5

27 Şefâ‘atlıya verilen ücret Nurşenli-zâde Seyyid Mehmed Ağa


yediyle

2 Ali Bey’e giden kapusuz haberine casusa ücret Hacı Osman Ağa
yediyle
141

1,5 Sivas’a giden Öski oğlunun gulâm İbrahim’e ücret Hacı Ağa
yediyle ve sâ’ir ağalar ma‘rifetiyle

5 Sivas’a giden sâ‘îye ücret

15 bâ-fermân-ı âlî koyun teftîşine gelen vezîr ağasına hizmet Hacı


Osman Ağa yediyle

3 Sarı Alemdâr’ın oğlu Halil Ağa yedirle Arşuşin karyesine Kürdün


oğlu Bekir’den verdiği etmek

8,5 hazîne-dâr ağadan gelen oda başıya hizmet

510,5

203 Mehmed Ağa ve Seyfi Ağa yedleriyle kapusuz üzerine taşraya


çıkdıkda etmek ve mekârî ve öte ve koşun sâhiblerine verilen

150 baş ağaya ölen atı yerine verilen at akçesi Mehmed Ağa ve Seyfi
Ağa yedleriyle

863

4,5 Zamara tarafına giden casusa ve Hasan Çelebi’ye giden casuslara


ücret verilen ağalar ma‘rifetiyle

442 Zazaların üç aylık boğaz masraflarına kassâb ve etmekciye ve


sâ’ir masraflarına ağalar yedleriyle

30 bargir mübâya‘asından bâkî kalan Hacı Osman Ağa yediyle

14 Kelerlioğlunu iki def‘a Karaçor’a gönderildikde verilen ücret


ağalar ma‘rifetiyle

1353

9 Mü’ezzin-zâdeden alınup Acemoğlu Bölükbaşıya verilen biniş


Mehmed Ağa ve Seyfi Ağa ve Hacı Osman ve Hacı Ömer yedleriyle

158 hazîne-dâr ağaya verilen at bahası Seyyid Mehmed Ağa ve Seyfi


Ağa yedleriyle

90 delibaşı ağaya verilen kahve bahası Mehmed Ağa ve Seyfi Ağa


yedleriyle
142

45 Gedik Bekir Ağa’ya ve Tüfenkciler oda başısına verilen üç


batman kahve akçesi ağalar ma‘rifetiyle

75 Mumcuoğluna ve Kuloğlu Osman Ağa yedleriyle enderûn


ağalarına verilen parçalar ağalar ma‘rifetiyle

64 casuslara ve konakcıya ve casuslara ve (…) verilen bahşiş Hacı


Osman yediyle

15 Seyfi Ağa yediyle Tüfekçi bayrakdarına verilen bir batman


Kuloğlu’ndan alınan kahve akçesi ağalar ma‘rifetiyle

40 Mehmed Ağa ve Seyfi Ağa yediyle Tomulca’dan gelen


konakcılara verilen hizmet ağalar ma‘rifetiyle

1849

5,5 sekbânlara verilen kılıç ve tüfenk mezkûrların yedleriyle

3 mezbûrların yedleriyle sekbânlara verilen kılıç bahası

7 İpek Ali Beşe’den alınan tüfenkin ağalar ma‘rifetiyle

11 Varnalının oğlu Ahmed Beşe’den alınan tüfenk ağaların


yedleriyle

7 İpek Ali Beşe’den alınan tüfenk ağalar yediyle

4,5 Hızır Çavuş’dan alınan kılıç bahası ağalar ma‘rifetleriyle

15 Kuloğlu Osman Ağa’dan alınan iki aded biniş Ağalar


ma‘rifetleriyle

5 Hacı Mehmed’in oğlundan alınan kılıç bahası ağaların


ma‘rifetleriyle

8 (…) alınan tüfenk bahası ağalar yedleriyle

5 Karslı oğlundan alınan cebe mezkûr ağaların yedleriyle

19,5 on aded anteri bahası ağaların yedleriyle

1948,5

6,5 altı aded gömlek mezkûr ağaların yedleriyle


143

2 askerler kelle-pûş mezkûr ağaların yedleriyle

7,5 beş aded büyük fes mezkûr ağaların yedleriyle

3 beş aded ayak donu mezkûr ağaların yedleriyle

2 Diyarbakır yemenîsi mezkûr ağaların yedleriyle

3 asdar ve yedi aded kuşak mezkûr ağaların yedleriyle

24 zazaların ayakkabı ve cizme ve postal mezkûr ağaların yedleriyle

3 Masrufattan ziyâde paraların cem‘i

1999,5

Sayfa 45

11 iki aded kılıç Mehmed Ağa ve Seyfi Ağaların yedleriyle

24 Cerrâh Hacı oğlu Alemdâr’a verilen mezkûr ağaların yedleriyle


Zazaların cerhlerine tımar eylediği içün

6 Zazaların Karasar karyesinden mecrûhlarını getüren adamlara


ücret ağalar ma‘rifetiyle

82 yirmi üç sekbânın ulûfesi mezkûr ağaların yedleriyle gerek fevt


olanların ve gerek sağların ulûfesi

18 fevt olan sekbân bayraklarının atını deliler iştirâ olunup babasına


verilmişdir mezkûr ağaların yedleriyle

11,5 sekbânlara verilen aba çuka ve silah bahası ağalar ma‘rifetiyle

5,5 sekbânlara verilen fişek ve vezne akçe mezkûr ağaların


ma‘rifetleriyle

168

30 şehir esnâfından kalan bakâyâ

5 Kesme ve Hami nâhiyelerine giden adamlara ücret mezkûr ağalar


yedleriyle

37,5 çiftlikde baş ağa oturdukda Hacı Ömer’den alınan iki buçuk
batman kahve bahası Seyyid Mehmed Ağa ve Seyfi Ağa yedleriyle
144

25 Solakoğluna levendin atı içün Seyfi Ağa ve Seyyid Mehmed


Ağa’nın yedleriyle verilen

80 mukaddem olan iki aded sâlyâne defterinin kesri

245,5

8,5 fevt olan sekbânların babalarına verilen harçlık mezkûr ağaların


yedleriyle

2,5 mezbûrların tüfenklerini ta‘mîr içün tüfenkciye verilen

81 hazînedâr ağa geldikde gitdiği gün verilen askere etmek Seyfi


Ağa yediyle

95 hazînedâr ağa geldikde menzilci Osman Beşe’ye menzilci yediyle


verilen mekârî (?) bargirlere ücret

432,5

55 hazînedâr ağa geldikde gerek şahne ve gerek Hacı Osman


Ağa’dan alınan şa‘îr bahası ağalar ma‘rifetleriyle

170 Hacı Osman Ağa’nın bin yetmiş senesinde menzilcilere


esnâfından havâle

9 Kör Ali Bey’in adamına verilen biniş bahası ağalar ma‘rifetleriyle

46 Arhusuyun Sarı Alemdâr’ın oğluna verecekden bakâyâ

11 İmrân Bölükbaşının ulûfesi Seyfi Ağa ve Mehmed Ağa yediyle

11 Kelerlioğlu Hasan Bölükbaşının ulûfesi ağalar yedleriyle

734,5

5,5 Göresinli Deli Hasan’ın ulûfesi

20 Çevik Ağa’nın oğlu Sevir ve Kızılcaviran ve Gödeş karyelerinin


malına gitdikde verilen ücret ağalar yediyle

70 Çolakoğlu Yusuf Ağa Urfa ve Malatya’ya gitdikde ücret ağalar


yediyle

36 Tatara ve sâ’irlere Seyfi Ağa ve Mehmed Ağa yedleriyle


145

866

23 Hacıoğlu Alemdâr’ı Karaçor’a gönderildikde harc-ı râh içün


verilen Seyfi Ağa ve Mehmed Ağa yedleriyle

467 Hacı Osman Ağa’nın cümle akçesinin mürâbahası

600 mukaddem gelen ve sonra gelen Zazaların ulûfelerine ve boğaz


harclarına masraf olunan Sa‘dullah Ağa’dan alınan temessükün akçesi

11,5 Nurşenli-zâde Ali Ağa’nın deve içün verdiği akçe

15 Nurşenli-zâde SEyyid Mehmed Ağa’nın akçe mürâbahası

1982,5

1999,5 defterin içinde olan akçenin cem‘i 3982

Sayfa 45 Belge 125

Defter budur ki Divriği kazâsının Seyfi Ağa yediyle vilâyet umûruna sarf eylediği
akçeyi beyân eder

40 Sivas valisi çukadârı Pehlivan Ağa’ya Nurşenli-zâde Mehmed


Ağa yediyle

8 Paşa-yı müşârun-ileyh hazretlerinin develerine Nurşenli-zâde


Seyyid Mehmed Ağa yediyle

7 yedi nâhiyeye giden habercilere verilen ücret Seyyid Mehmed


Ağa yediyle

8 Kalender Ağa Sivas’a akçe getürdükde Mehmed Ağa yediyle


verilen ücret

12 Deli Veli Ödür karyesine geldikde otuz kim (?) na‘l kirasıyla
Nurşenli-zâde Seyyid Mehmed Ağa yediyle

19 Başağa çiftliğe konakda tarafından gelen Seyyid Hasan Ağa’ya


verilen hizmet Mehmed Ağa ve Hacı Osman yedleriyle

2,5 bir vakiyye kahve akçesi

8 Hacke karyesine bâ-mürâsele verilen bakâyâ


146

34 kapusuz battal ağaya sefere gidildikde ağalara verilen yirmi yedi


(…) kahve akçesi ağalar ma‘rifetiyle

139

7 Usta Ali oğlundan alınan fişek ve (…) akçesi

12,5 sâlyâne defterinden Ödür ve Arşuşin karyelerinin zahîresi

10,5 Ovacık karyesi sâlyânesinden bakâyâ

5 Mansûrlu karyesi sâlyânesinden bakâyâ

22 Kalun karyesi sâlyânesi (…) kalan bakâyâ

7,5 başağa çiftlikde iken Mehmed Ağa’nın götürdüğü üç vakiyye


kahve akçesi

18,5 başağa çiftlikde iken vilâyetden giden lahm ve pirinç ve etmek


akçesi

9 İmrân Bölükbaşıya verilen kahve ve duhân ve bayrağın bezi ve


kaytanı akçesi

11 İpekoğlundan alınan tüfekçi bayrakdârına verilen beş vakiyye


kahve akçesi

242

8 İmrân’ın techîz ve tekfînine ve mezârına harc olunan akçe

6,5 Kelerlioğlu Hasan Bölükbaşıya verilen kahve ve duhân akçesi

31,5 Kendiroğlu üzerine mübâşir ile geldikde Keleş Ağa’nın


masrafından bâkî kaldı deyü da‘vâ eylediği akçe

7 Göresinli Deli Hasan Karaçor’a gönderildikde verilen ücret

1,5 Zazalara verilen fişek akçesi

25 sekiz kese akçenin def‘i içün Âsitâne’ye giden sâ‘îye verilen ücret
Emîr Bekir Ağa ve Kör Ali Ağa yedleriyle

11 Kendiroğlu Uzun’a na‘l içün bâ-mürâsele verilen


147

31 Kendiroğlu Uzun’un getürdüğü mübâşire hizmet-i mübâşeriyye


verilen akçe

363,5.

Sayfa 46 Belge 126:

Memâlik-i mahrûsemde vâki‘ Şam ve Haleb ve Diyarbakır ve Mardin ve Adana ve


Malatya ve Ayıntab ve Tokad ve câniblerinde ve sâ’ir mahallerde vali ve muhassıllar ve
voyvodaların taht-ı iltizâmlarına dâhil mîrî mukâta‘âtın ekser kurâsı ricâl-i devlet ve
a‘yân-ı vilâyetden bazı kimesnelerin uhdesinde olup lakin üzerlerinde müstakarr
olmayup her biri bir tarîkle bir senede birkaç adama der‘uhde olunduğundan reâyâ
fukarâsı gözedilmeyüp ve kuvvetleriyçün vakit ve zamanıyla tohum ve sâ’ir ihtiyâcları
olan mâlzemelerine i‘ânet olmamağla bi’z-zarûre mürâbahacılardan za‘fı ile akçe
aldıklarından her senede ziyâde bulan istirbâhın edâsına zirâ‘at ve hirâsetleri bağ ve
bağçe ve sâ’ir kâr u kesblerinin hâsılı vefâ etmediğinden der‘uhde edenler dahi zabt
edeceğim bir sene veyahud iki senedir deyü bi’l-cümle hâsıllarını almak içün cevr u
eziyet eylediklerinden ekseri perakende ve perişan ve hâlî ve harâb ve bâkî kalanlar dahi
kût-i yevmiyyeye muhtâc ve ahvâlleri diğer gün ve mal-ı mîrî tenezzül bulup beytü’l-
mâl-ı müslimîne küllî gadr ve zarûret bâ‘is olmağın ba‘de’l-yevm ol-makûle kurâ ve
mukâta‘ât Mısır karyeleri misillü malın ve kalemiyyesin verdikden sonra bir tarîkile
mutasarrıf oldukları kurâ ve mukâta‘ât-ı âhara verilmemek şartıyla faizlerinin
tahammülüne göre birer mikdâr akçe mu‘accele ile furuht olunduğu sûretde bu vechle
der‘uhde edenler der‘uhde dahi mutasarrıf olduğu kurâ bir vechle âhara verilmeyeceğin
bilüp i‘mârıyla tekayyüd ve öşr ve mahsûlünden kendüye faizi ziyâdece olsun deyü
reâyâ fukarâsının tohumuna ve sâ’ir levâzımına i‘ânet ve dest-i tetâvül-i zulüm ve cevr
ve adüvvlerinden sıyânet etmekle ahvâlleri nizâm bulup terakkî-i ibâd ile memâlik-i
İslâmiyyede olan mîrî mukâta‘ât ve kurâ her vechle ma‘mûr ve şen ve âbâd olmasına
bâ‘is olup ancak inkılâb-ı zamana ve muktezâ-yı vakit ve hâle göre bu nizâm mutlaka
cem‘-i hazîne içün olmayup ba‘dehû zaman-ı şurût-ı mezkûra mürâ‘ât olunup tebdîl ve
tağyîr olunmamak sebebiyle verecekleri mu‘acceli zâyi‘ olmayacağını yakînen bilüp
ra‘iyyet etmeleriyçün fî-mâ ba‘d taraf-ı hümâyûnum ve vekîl-i mutlakım olanlar
tarafından biri bu nizâmı bozup sûret-i âhara ifrâğ eylemek murâd eyledikde bu nizâm
i‘mâr-ı mahalline ve ibâdullâha evlâ ve enfa‘ olduğun huzûr-ı fâ’izî’n-nûr-i
pâdişâhâneme gelüp bi’n-nefs kendülerin arz ve men‘ ve def‘ eylemeleriyçün e‘âzımü’l-
148

ulemâ’i’l-mütebahhirîn bi’l-fi‘il Şeyhü’l-islâm ve nakîbü’l-eşrâfım ve kadı‘askerlerim -


edâmallâhü te’âlâ fezâ’ilehüm- bu husûsa nâzır nasb ve ta‘yîn olmalarıyla ol makûle
kurâ ve mukâta‘âtdan hâlen hazîne-i âmirem defterlerinde mukayyed olup valiler ve
muhassıl ve voyvodalara veregeldikleri mal-ı maktû‘u her ne ise mâl-ı mîrî ve mu‘tâd
üzere kalemiyyesine kesr ve noksân gelmemek şartıyla mâlın Âsitâne-i sa‘âdetim
hazînesine verenler ke’l-evvel hazîne-i âmirem ve câmi‘u’l-emvâl olanlara veregelenler
ke-mâ fi’l-evvel kabzına me’mûra senesi dâhilinde beher sene dört taksît ile verüp
yedine ma‘mûlün-bih temessük aldıkca tecemmü‘ vardır deyü mîrî ve kalemiyyesi içün
veregeldiklerinden ziyâde bir akçe ve bir habbe mütâlebe olunmayup ve şefâ‘at ve ricâ
ve ta‘allül ve cevr ve ezâ ve gadr ve zarar kasdıyla sâhibinin rızâsı olmadıkça bir tarîkile
mutasarrıf olduğu kurâ ve mukâta‘ât bir vechle âhara verilmeyüp vüzerâ’-i mîr-i mîrân
ve mîr-i livâ ve mütesellimler ve sâ’ir ehl-i örf tarafından bi-lâ fermân bir nesne
talebiyle dahl ve rencide etdirilmeyüp cevr ve ta‘addîleri men‘ ve def‘ ve mefrûzu’l-
kalem ve maktû‘u’l-kıdem min külli’l-vücûh (…) üzre hayatda oldukda mutasarrıf
olmalarıyçün yedlerine berât-ı âlî-şânım i‘tâ olunup ve mutasarrıflarından biri hâl-i
hayatında karyesini âhara furuht ve kasr-ı yed eylemek murâd eylediklerinde
ma‘rifetü’ş-şer‘ ve hüsn-i rızâsıyla hüccet-i şer‘iyye olundukdan sonra berâtı üzerine
fermân olunup ferâğından müceddeden berât-ı âlî-şânım olunup ve sâhibi bi-emrillâhi
te’âlâ vefât edüp karyesi mîrîye âyid ve râci‘ oldukda taraf-ı mîrîden müzâyede olunup
rağabât-ı nâs munkatı‘ oldukdan sonra sâ’irînin verdiği mu‘acceleyi verir ise zabt ve
rabta kâdir olur evlâdı zükûruna verilüp olmadığı sûretde tâlibine tekrar furuht (…) akçe
teslîm-i hazîne-i âmirem olmak üzere mukâranet-i ibâd ve inâyet-i bârî ile ta‘mîr-i bilâd
ve tarakki-i hâl-i ibâd içün hayrhâhân-ı devlet-i aliyyem her vechle ma‘kûl ve münâsib
görüp cümle ittifâkıyla baş defterdârım olan arz ve ulemâ’-i kirâm ve vüzerâ’-i kirâmım
dahi istihsân ve istisvâb ve imzâ eylemeleriyle bu sûret-i müstahsene mürûr-i ezmine ile
tebdîl ve tağyîr olunmayup nuzzârı olan müşârun-ileyhim bu husûsun şurût ve
kuyûdunu bi’l-ittifâk vefâya ve tenfîz ve icrâ ve hıfz ve hirâset edüp fî-mâ ba‘d
düstûru’l-amel olmak üzere mahalline kayd olunması bâbında pâye-i serîr-i mu‘allâma
arz ve telhîs olundukda mûcebince hatt-ı hümâyûn-i şevket-makrûnum sâdır olmağın
binâ’en alâ zâlik Divriği mukâta‘asına tâbi‘ Yormacık mezra‘ası maktû‘unun mâlikâne
mutasarrıfı Bayram fevt olup maktû‘-ı mezbûr mahlûl olmağla mahlûlünden İsmail nâm
kimesneye mâlikâne verilmek ricâsına istid‘â-yı inâyet eylediği ecilden hazîne-i
âmiremde mahfûz baş muhâsebe defterlerine nazar olundukda Divriği mukâta‘asına
149

tâbi‘ Yormacık mezra‘ası maktû‘unun senevî bin akçe malın Divriği mukâta‘ası
emînlerine edâ ve teslîm eylemek üzere bundan akdem beyne’n-nâs defa‘âtıyla
müzâyede ve rağabâtı inkıtâ‘ından sonra kırk kuruş mu‘acceli ile işbu râfi‘-i tevkî‘-i
refî‘u’ş-şân-ı hâkânî kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân İsmail -zîde kadruhûnun- üzerinde
karâr ve tâlib-i âharı keff-i yed etmekle sâdır olan hatt-ı hümâyûn (…) makrûnum
mûcebince mâlikâne uhdesine kayd ve şurûtuyla (silik)

Sayfa 47

Celîlü’l-kadrim verilmek bâbında telhîs mûcebince fermân-ı âlî-şânım ve mu‘accelesi


olan kırk kuruşa tamamen teslîm-i hazîne-i âmirem eyledüğüne sûret-i rûz-nâmçe-i
hümâyûnum verilmeğin hakkında mezîd-i inâyet-i pâdişâhânım zuhûra getürülüp bin
yüz kırk üç senesi şa‘bânının yirmi sekizinci günü bu berât-ı hümâyûnu verdim ve
buyurdum ki mezbûr İsmail -zîde kadruhû- mukâta‘a-i mezbûreyi hayatda oldukça
te’yîden ber-vech-i mâlikâne zabt ve vâki‘ olan mahsûlât ve rüsûmâtın kânûn-ı kadîm
üzere alıgeldikleri üzere ahz ve kabz ve senevî mukayyed bin akçe malını beher sene
Divriği mukâta‘ası emînlerine edâ ve teslîm edüp yedine ma‘mûlün-bih temessük
aldıkça zabt ve rabtına ve mahsûlât ve rüsûmâtının ahz ve kabzına taraf-ı âhardan bir
ferd müdâhale ve mu‘âraza eylemeye şöyle bileler alâmet-i şerîfe i‘timâd kılalar.

Sayfa 47 Belge 127:

Cebelü bedeliyesi fermân sûretidir

Mefâhiru’l-kuzât ve’l-hükkâm me‘âdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Sivas ve Amasya ve Canik


ve Arabgir ve Divriği ve Çorum ve Bozok sancaklarında vâki‘ olan kazâların kadıları -
zîde fazluhüm- ve mefâhiru’l-emâsil ve’l-akrân elviye-i mezkûre alay beyileri ve çeri
başıları -zîde kadruhüm- tevkî‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm olan ki Tokad
sâkinlerinden kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Bektaş ve Ömer -zîde kadruhümâ- dîvân-ı
hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki bin yüz kırk dört senesine mahsûb olmak üzere
Sivas eyaletinde vâki‘ zu‘amâ ve erbâb-ı tımardan sabî ve mütekâ‘idînin üzerlerine
icrâsı lâzım gelen cebelü bedeliyeleri tahsîli kendülere tefvîz ve emr ve defteri verilmek
bâbında istid’a-yı inâyet etmeleriyle hazîne-i âmiremde mahfûz olan baş muhâsebe
defterlerine nazar olundukda Sivas ve Amasya ve Canik ve Arabgir ve Divriği ve
Çorum ve Bozok sancaklarında vâki‘ zu‘amâ ve erbâb-ı tımardan kendü yedleriyle
hazîne-i âmireme teslîm edenlerden mâ adâ üç yüz altmış beş nefer sabî ve
mütekâ‘idînin beher neferine kırkar kuruşdan yalnız on dört bin altı yüz kuruş cebelü
150

bedeliyesi olup bin yüz kırk dört senesi tahsîli henüz kimesneye deruhde ve tefvîz
olunmadığı derkenâr ve vech-i meşrûh üzere elviye-i mezbûrun cebelü bedeliyesi tahsîli
mezbûrlara deruhde ve emr ve defteri verilmek arz ve telhîs olundukda telhîs mûcebince
deruhde ve emr ve defteri verilmeğin imdi vech-i meşrûh üzere yerlü yerinden cem‘ ve
tahsîl etdirilmek fermânım olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıklarında bu
bâbda sâdır olan emrim üzere amel edüp dahi siz ki elviye-i mezkûr kadıları ve
alaybeyileri ve çeri başılarısız hazîne-i âmiremden yedlerine verilen memhûr ve mümzâ
sûret-i defter mûcebince elviye-i mezbûrlarda vâki‘ zu‘amâ ve erbâb-ı tımardan sabî ve
mütekâ‘idînin beher neferinden kırkar kuruş cebelü bedeliyelerini sûret-i defterde tasrîh
olunduğu üzere yerlü yerinden cem‘ ve tahsîl etdürüp bir neferi hâric kalmamak üzere
teslîm-i hazîne-i âmirem etdirmekde her biriniz dikkat ve ihtimâm eyleyesiz ve siz ki
tahsîldâr mûmâ-ileyhimâsız yedinize verilen sûret-i defterde tasrîh olunan sabî ve
mütekâ‘idînin mevcûd olanlarının kendülerinden ve kendüleri mevcûd olmayanların
subaşılarından ve subaşısı olmayanların vekîllerinden ve zu‘amâ ve erbâb-ı tımara âyid
olan karyeleri mahsûlünden cem‘ ve tahsîli ve senesi içinde hasâd vukû‘undan sonra
fevt olup mahsûlleri kendüye âyid olanların cebelü bedeliyeleri dahi cânib-i mîrî içün
cem‘ ve tahsîl ve defterden hâric ser asker tahvîlleri mûcebince hâric ez-defter sabî ve
mütekâ‘id zuhûr eder ise cebelü bedeliyeleri tahsîl etdirdikden sonra hazîne-i âmirem
defterlerine kayd içün defteri irsâl ve malın dahi sebeb-i tahrîr-i ahkâmı mûcebince
havâle olunan mahallere edâ ve kusûr iktizâ edeni hazîne-i âmireme irsâl ve teslîm-i
hazîne-i âmirem edüp ve senesi âhirinde bi’l-cümle senedlerin getürüp hesâbınızı görüp
mîrî ile ibrâ-yı zimmet eyleyesiz şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız. Tahrîran
fi’l-yevmi’s-sâmin ışrîn zilhicce sene erba‘a ve erba‘în ve mi’e ve elf. 18 safer sene
1145. Kostantîniyye el-mahrûse.
151

Sayfa 48 Belge 128:

Defter budur ki Koca Ağa Mahallesi’nin defteridir ki beyân olunur:

Koca Ağa- Kokuş Kulaksız Zebûnoğlu …Osman’ın


zâde Seyyid Mehmed Beşe Türkman Mustafa Beşe damadı
Ömer Ağa İsmail Beşe İbrahim Ağa
Hacı Abbas Armudaklı Güneşli oğlu Armudaklı Yeğen
oğlu oğlu Molla Hüseyin Beşe oğlu Beki Bekir’in oğlu
Abdurrahman Mehmed Mustafa Bey
Beşe
Gülnur oğlu Tokmak oğlu Güdük oğlu Kör Halil oğlu Mahzar oğlu
Sûfî Molla Ali Memiş Beşe Hasan Beşe Osman Bey
Hüseyin Alemdâr’ın
oğlu Bekir ve
Ömer
Barmac Satı oğlu Arslan oğlu Kara Tokmak
Mehmed Musa Beşe İmrân’ın oğlu Mahmûd- oğlunun
ve amucası Ali zâdenin gulâmı Ali
gulâmı Ali Beşe
Beşe

Delük Taş Mescidi Mahallesi

Kennâs oğlu Ciğeroğlu Veli Kürt Allo Etmekci Kürd Tokmak oğlu
Molla Ali Mehmed Beşe oğlu Memiş Memiş Beşe
Kürt Hamo Na‘lbend Ali Kürdün oğlu Daniska’nın
Kışlakçı oğlu Ali Beşe Hacı İsmail oğlu Musa
Beşe

Abı Çemen Mahallesi’nin defteridir ki beyân eder:

Kendir-zâde Kendir oğlu Tranpacı-zâde Hacı İsmail Karındaşı Ali


Mehmed Ağa İbrahim Beşe Hacı Bekir Ağa-zâde Şibr Ağa 2
1 2 Ağa 1,5 Sâdık Ağa 2
Oyacıoğlu Oyacıoğlu Za‘îm Balcıoğlu Ali Beşe tâbi‘-
Osman Beşe 1 Memiş Ağa 1 Alemdâr Ahmed Beşe 1 i Hacı İsmail
Osman Ağa 3 Ağa 0,5
Basmacı oğlu Uzun Mustafa Beşir Ağa’nın Kurrânın oğlu Ayıoğlu Deli
Mustafa Ağa 1 Ağa 1 oğlu Seyyid Ali Ağa 1 Bekir Beşe 3
Bekir Ağa 1
Amuca Osman Kendiroğlu Ve karındaşı Mü’ezzin-zâde Ve karındaşı
Beşe 1 Molla Ahmed Beşe Molla Mustafa İsmail Beşe
Mehmed 1,5 1,5 1,5 1,5
Aşcı Ağa’nın Kendiroğlu Şamkulu oğlu Kefeli Sakka Kara
oğlu Halil ağa Topal Hacı Ali Beşe 1 Mustafa Beşe Hasan Beşe
0,5 İsmail 0,5 1 0,5
152

Gürlen oğlu Üllekcioğlu Hacı Davud Köle Hasan Arab oğlu


Ahmed Beşe Veli Ağa 3 oğlu Ömer gulâm za‘îm Süleyman
0,5 Beşe 0,5 Osman Ağa Beşe 1
0,5
Kendir-zâde Kendir-zâde Yazıcı Molla Kendir-zâde Kayışoğlu
Hacı Osman 5 Halil 2 Mustafa 0,5 Hacı Bekir Beşe 1
Süleyman 1
Murad Ağa- Murad Ağa- Kunduzlu Köle Sakal
zâde Ömer zâde İsmail Mustafa Beşe Süleyman’ın Velisinin oğlu
Ağa 1 Ağa 1 1 oğlu 0,5 Ömer Beşe 0,5
Basmacıoğlu Şa‘ban Ağa- …oğlu Ali Büyük Ağa Armudaklı
Mehmed Ağa zâde Ali Ağa Beşe 0,5 Hüseyin oğlu berber
3 1 Efendi-zâde usta Bekir 1
0,5
Hebbâb oğlu Kâfiroğlu Ali Kaya-zâde
Hüseyin Beşe Beşe 1 Osman Ağa 1
1

Defter oldur ki Mustafa Paşa Mahallesi’ni beyân eder:

İpek Ömer Topal Dahdavân (?) İpek Ali Beşe Yazıcıoğlu


Beşe menzilci Mehmed’in Ağa 2/2 2 Latîf Beşe 1,5
1,5 oğlu Yusuf
Beşe 0,5
Katırcı Yakub Oyacıoğlu Usta Ali-zâde Usta Ali-zâde Serrâc-zâde
1 Molla Molla Ömer Mustafa Mustafa Beşe
Abdullah 2,5
2,5 Efendi 0,5 0,5
Solakoğlu Şeyhoğlu Kemaloğlunun Oruçoğlunun Sıddıkların
Hasan Beşe Memiş gulâmı gulâmı Hacı Mehmed Beşe
0,5 Alemdâr 1 İbrahim Beşe Yusuf 1 2
0,5
Kakecoğlu Zazanın oğlu Kaya Ağa’nın Karslı oğlu Ali Üdekli Kara
Hacı Hüseyin Mustafa 0,5 torunu Büyük Beşe 6 Kadir
0,5 Ağa 0,5
Üdekli Topal Cozlu Topal
Halil Ömer

Defter oldur ki Kuloğlu Mahallesi’ni beyân eder:

Müftî-zâde Müftî-zâde Müftî-zâde Kuloğlu Kuloğlu


Mustafa Seyyid Ömer Seyyid Osman Ahmed Ağa Osman
Efendi Efendi Efendi Alemdâr
Hacı Paşa Ağa Kuloğlu Voyvoda el- Kölesi Küçük Ömer
Hüseyin Ağa Hâc Osman Mustafa Beşe Beşe
Ağa
Hacı Osman Kılıçoğlu Sadık’ın Kuloğlu Varnalıoğlu
Ağa-zâde İsmail Beşe kölesi Sa‘dullah Ahmed Beşe
153

Mustafa Ağa
Kesik-zâde Tranpacı-zâde Ağacan oğlu Hamolı oğlu Kuloğlu
Hacı Hafız Hacı Ömer Hacı Mehmed Hüseyin Osman ağa
Kuloğlu Peynirci İnce Karaoğlu Küskün oğlu Şahin oğlu
Hüseyin Ağa Molla
Mehmed
Çavuş Kör Hasan Ağa Şem‘ûn oğlu Tataoğlu Şahin oğlu Ali
Hüseyin câmi‘i imamı Abdullah Beşe Mustafa Beşe
Seyyid Molla
Ömer
Deli Ömer Kuloğlu Ömer Savrunlu Halil Hacı Osman Savrunlu Usta
oğlu Osman Ağa Ağa’nın Yusuf oğlu
Beşe gulâmı Yusuf Kör Hüseyin
Kankün (?) Kürt Yusuf Ken‘an-zâde Ken‘an-zâde Hamolı oğlu
oğlu Molla Ali Bey İsmail Efendi Molla Usta Mehmed
Mehmed
(…)Ali (…) bi-medîneti Divriği ufiye anh.

Sayfa 49

Polur Ulyâ Mahallesi defteridir:

Beğin Yusuf’u Kürd Demirci usta Esved Çegânoğlu Ali


Mustafa Beşe Süleyman İbrahim Mehmed Beşe
oğlu Ali Beşe Efendi
Küçük Halil Kuruçaylı Kececi oğlu Karasarlı oğlu Baba
Beşe oğlu Yusuf Molla Hasan Ömer Beşe Şüküroğlu
Beşe hânesi Ömer
Ağa
Kürd Hamo Karasarlı oğlu Küçük Bektaşlı Karasarlı oğlu
Osman Beşe Hüseyin oğlu Kasım Molla Abbas
otuz beş
Kel Halil oğlu Dumansız
Ali oğlu Mustafa
Beşe

Sallık Mescidi Mahallesi defteridir:

Azman Arhotlu oğlu Arhotlu oğlu Arhotlu oğlu Övezoğlu


İbrahim (?) Molla Hacı Hüseyin Hasan Beşe Molla Osman
Numan
Bâkî oğlu Başçavuşun Holük oğlu Hacı Holük oğlu
gulâm torunu Seyyid Ahmed Kumruoğlu İsmail
Süleyman Mustafa Ömer Ağa
Beşe
Usta Hamza Koca oğlan Şeyhî Nezîr Çerçi oğlu Usta
oğlu Usta oğlu Ömer Bekir Beşe Hamza’nın
Ahmed Beşe oğlu Mehmed
154

Beşe
Şeyhî oğlu Beyoğlu Serrâc Ali Selim oğlu Üçüncü oğlu
Hasan Beşe Hüseyin Beşe’nin oğlu Yusuf bölük Osman Beşe
usta İbrahim başı
Hacı Kör Osman
Davud’un oğlu Yusuf
torunu Halil Beşe’nin oğlu
Osman

Defter budur ki Örencar Mahallesi hânelerini beyân eder:

Ebussu‘ûd Bektaş oğlu Balcıoğlu Üdek oğlu Çiftci oğlu


oğlu Veli Bey İbrahim Beşe Ahmed Beşe Ahmed Beşe Mehmed Beşe
Arhotlu oğlu Çegân Kör Çegân Bekir Livanlı oğlu Kadir oğlu Ali
Kara Veli Mehmed Beşe Beşe Mustafa Beşe Beşe
Harslı oğlu Ca‘fer Beşe Meldikli oğlu Ferhad oğlu Kayış oğlunun
Mehmed İsmail Kör Mustafa gulâmı Ali
Tavuk yırtan Murad Kuruçaylı Veli Altun Ömer Çarşı yakan
oğlu İbrahim Koca’nın İsmail Beşe Berber oğlu Alemdâr
torunu
Mehmed Beşe
Kubad oğlu Kuloğlunun Katırcı Deli Halil
Hüseyin hizmetkârı burunsuz
Mehmed Mehmed

Defter budur ki Müftî Efendi’nin Mahallesi’ni beyân eder:

Müftî Efendi Amuca-zâde Hacı Bayram Kılgöz Yıldırım-zâde


hazretleri Yusuf Efendi oğlu Yusuf İbrahim Hafız
Alemdâr Alemdâr
Bokcalı oğlu Ömer-zâdeler Kırımlı Ali
Beşe İbrahim ve Beşe
Bekir Ağa

Kadı‘asker Mahallesi defteridir ki beyân eder:

Odabaşı oğlu Dizdâr Osman Şerbetçi Uzun Üzerlik oğlu Sülük oğlu
Hasan Ağa Ağa Mehmed Beşe Seyyid Osman Beşe
Mehmed
Sülük oğlu Sülük oğlu Enverî Seyyid Emir Bekir’in Lahmî
Veli Beşe Hacı Eyyûb Mustafa karındaşı Mehmed Ağa
Efendi Seyyid Ömer
Ağa
Ağca Bey-
zâde Hasan
Bey
155

Defter budur Ebû Şahme Mahallesi’ni beyân eder

Hacı Ferrâz’ın Ömer Bey-Kedici-zâde İmam Seyyid Hacı


torunu Seyyid zâde HacıAbdullah Molla Abdülkâdir-
Tâhir Mehmed Ağa Efendi Mehmed zâde Abdi Ağa
Uryânî Hasan Küçük Hacı Kürt Mahmûd (…) oğlu Kadı oğlanın
Beşe Ali-zâde oğlunun Molla Mustafa hânesinde
İbrahim Ağa hemşiresi sâkin
türkmân
Ömer Bey Berber oğlu Hacı Nasûh Hacı Mahmûd Osman Beşe
oğlu Hacı Halil Beşe oğlu Ömer kal‘alı
Hüseyin’in
oğlu
Nurşenli-zâde Bey-zâde oğlu Bey-zâde oğlu Dede oğlanın
Seyyid Seyyid Seyyid damadı
Mehmed Ağa Mehmed Abdullah
Alemdâr

Sayfa 50

İmamoğlu Mahallesi:

Erçüklü oğlu Çebeş (silik) Hacı Mumcu oğlu Esekci Molla


Ömer ağa damadı Kürd Muharrem Seyyid Molla Ömer
Hasan oğlu Abdullah Osman
Ağa
Karslı oğlu Karslı oğlu Birestikli Emir Çoban oğlu Çoban oğlu
Hüseyin Beşe Osman Beşe Mustafa Kel Halil Mehmed
Alemdâr
Göresinli Halil Göresinli Miskâl oğlu Cebeci Karsî oğlu
Osman Hüseyin Mehmed Beşe Hacı Bekir
Çehli oğlu Birestikli Hacı Birestikli Tütekci Hasan Hargeleci
Deli Ali Hasan İbrahim Beşe Hacı İsmail
ve Satılmış
Sarı Hasan Kürd Mahmûd Kendir oğlu Benli Hüseyin Karsî oğlu
oğlu Hüseyin Çelebi İsmail oğlu İbrahim
Beşe Ağa Abdurrahman
Ağa
Tıraş oğlu Budak oğlu Habeş oğlu Ve Acem oğlu Kaya oğlu
Kara Mehmed Süleyman Osman Beşe Hüseyin Ağa
Beşe
Çoşdan oğlu Alaybeyi oğlu Çoşdan Kennâs oğlu Korkor’un
Alemdâr Halil oğlunun Molla karındaşı
gulâmı bekir Mehmed Ömer
Sağır Hüseyin Korkor Ali Oruç oğlunun Çengânların Yüzşed oğlu
Beşe Ali Beşe Mustafa Mehmed Beşe
156

Kürd Osman Oruç oğlunun Kör Bekir Koca oğlan Üçüncü oğlu
oğlu İbrahim gulâmı Yusuf oğlu Abdullah Mehmed Ömer Beşe
Beşe Beşe
Kaslı oğlu Gülhancı köle Abdullah’ın Kör İslam Na‘lçeci
Kara Kollukcu Süleyman oğlu Ömer Beşe Memiş
Mehmed Beşe Ağa
Çevik oğlu Çevik’in Çevik oğlu Dede Mehmed Dede Mehmed
Abdullah Ağa karındaşı Deli Osman oğlu Kanber oğlu Hasan
İsmail Ağa Beşe
Kako Kürd’ün Ferrâş Molla Demirci usta Üdekli veli Daşdikenli
oğlu Mehmed Mustafa Hasan oğlu oğlu Hüseyin
Mehmiş
Çopur’un oğlu Ortaköylü Kerim oğlu Karcı oğlunun Üdekli
Mustafa Emir Ali Ömer karındaşı Veli’nin
İbrahim damadı
Polor Süflâ Mahallesi defteridir

Erçüklü oğlu Oyacıoğlu Güdük oğlu Güdik Karslı oğlu Ali


Emin Ağa Ömer Musa oğlunun Ağa’nın
yeğeni Hasan hânesi
Kara Hasan Çolak Kırksekiz’in Belki-zâde Oruç oğlu
oğlu Molla Bektaş’ın oğlu Molla Molla Köse Ömer
Hasan damadı Mustafa Abdullah Çelebi
Süleyman
Çıkrıkçı Molla Selamullah Evliya-zâde Küçük Küçük
Mustafa oğlu Ali Beşe
Molla Hüseyin Hüseyin oğlu Hüseyin oğlu
Hacı Abdullah Hüseyin
Demirci Kadir oğlu Kör Ali Beşe Ayrancı oğlu Delibaş oğlu
İbrahim Beşe Osman Beşe Paşa Memiş Beşe
Kasım Beşe Siti’nin Kaslı oğlu Pançar oğlu Uğurlu oğlu
oğlu Hüseyin damadı Kürd Halil Beşe Dellâl Hasan
Hüseyin Beşe
Kel Âşûr Topal Ömer Kürd Mahmud
Beşe oğlunun
damadı Türk
Ali

Hacı Kumruoğlu Mescidi Mahallesi:

Beyoğlu Kuşcu oğlu Mü’eyyed Ocakcı oğlu Ocakcı oğlu


İbrahim Beşe Mehmed İbrahim Beşe Osman Ali Beşe
Çegân oğlu Nurdin oğlu Çolakoğlu Çorlu’nun Kürd Halil
Mustafa Süleyman Mehmed oğlu İbrahim oğlunun
Beşe damadı Yusuf
Beşe
Na‘lçeci Çorlu’nun İdris oğlu Ali Hacı Salih Karasar oğlu
İbrahim Beşe oğlunun Ağa oğlu Molla İsmail Beşe
damadı Yusuf Musa
157

Mahzar Kürdoğlu Çobanoğlu Karslı oğlu Usta Hasan’ın


Kanber Beşe Mehmed Beşe Deli Mehmed İbrahim Beşe oğlu Mehmed
Demirci usta
Ömer

Sayfa 51

Çaybaşı Mahallesi defteridir ki beyân olunur:

İmam Hacı İshak Kürd Hüseyin Çoban Hasan Tıraş oğlu


Büryancı oğlu Beşe oğlu Ahmed Veli Beşe
Molla Hasan Beşe
Bıyıklı Dede Mehmed Kalaycı Ali Deli Bekir Sülük oğlu
Mehmed Beşe oğlu Hüseyin Beşe Beşe Mehmed Beşe
Polor oğlu Dede Mehmed
Mustafa oğlu Musa

Defter budur ki Cağlı Mescid Mahallesi’ni beyân eder:

Usta Seyyid Duman oğlu Karındaşı Bâlî oğlu Nurşenli-zâde


Mahmud Osman Beşe Koca ağa Ömer Beşe Halil Ağa
Doğancı oğlu Hacı oğlu Köylü oğlu Nurşenli- Emir Bekir
Ali Beşe Alemdar Halil zâdenin Musa Ağa
Beşe
Çegân oğlu Yahni Küçük Nurşenli- Çegân oğlu
usta Yusuf’un Hasan’ın oğlu zâdenin Deli Veli Beşe
karındaşı Hacı Mahmud Beşe tevâbi‘i (silik)
Abdurrahman
İnce Alemdar Sağır Eyyûb Kemal oğlu Nurşenli-zâde Alaybeyi
Hacı İbrahim Bekir Ağa tevâbi‘i Seyfi sâbık Emin
Ağa Beşe Ağa
Seydi oğlu Usta Ali Dayıoğlu Nurşenli-zâde Davulcu oğlu
İbrahim Beşe yeğeni berber Molla Hüseyin Ahmed Ağa Halil Beşe
Molla Bekir
Davulcu oğlu Nurşenli-zâde Çıkrıkcı-zâde Küçük Hacı Mahmud
Köse Seyyid Hacı Ömer Hüseyin Beşe oğlu Bekir
İbrahim Ağa Beşe
Nurşenli- Arslan oğlu Eşekci Osman Kara Şahin Şa‘ban oğlu
zâdenin Feyzullah oğlu Musa Mehmed Beşe
tevâbi‘i Deli Beşe
Ali Beşe
Öski oğlunun Cozlu oğlunun Hacı Cum‘a Çalapverdi Hacı (silik)
gulâmı etbâ‘ı Bektâş oğlu Hacı oğlunun Ali Beşe
İbrahim Beşe Süleyman tevâbi‘i Ali
Tokmak-zâde Selim oğlu Arslan oğlu (silik) oğlu Basmacı oğlu
Hacı Mehmed Beşe (silik) Hüseyin Seyyid Bekir Ali
Feyzullah Beşe Beşe
158

oğlu Nurşenli
Seydî (silik) (silik) Çelnik oğlu Dilsüz oğlu
Hacı Bekir Memiş oğlunun Hüseyin Bekir Beşe
Efendi tevâbi‘i Kel
Halil Beşe
Harhar oğlu Harhar oğlu Sar Kürd oğlu Ecder’in oğlu
Ömer Beşe Mehmed davulcunun Hüseyin Osman
oğlu Ahmed Nurşenli-
zâdenin tâbi‘i
Topal Kaba İsmail Arzman Beşe Yüzeşer oğlu Beyoğlu
Kamçı’nın Beşe Molla Hüseyin Abdullah Beşe
oğlu
Mülikânlı Nurşenli Ali
Kürd Bekir’in Beşe’nin oğlu
oğlu Mehmed

Defter budur Celdik Ulyâ Mahallesi’ni beyân eder:

Tapık oğlu Hacı Katırcı Salih


Köle Ömer’in Küçük
usta Osman Berekât’ın oğlu Yusuf Abdurrahman
torunu İshak Beşe
Debbâğ Nebi Sarı Halil Encâmî-zâde Encâmî-zâde Etmekci Kürd
Beşe Mehmed Mustafa Bekir
Arabgirli Halebli oğlu Yazıcı Hacı Sürmeli Hasan Katırcı Hasan
oğlunun Ali ve Abdullah Beşe kışlakcı
damadı Kürd Mehmed
Mehmed Beşe
Karadağlı Kölenin oğlu Sallâk Kara Katırcı İsmail Kadı Halil
kahveci İbrahim Hasan oğlu Mehmed
Beşe
Kürd Hamo Kürd Haco Kelerli oğlu Kürd Yusuf Kürd Budak
Kürd
Kürd Hüseyin Kürd Bekir
Defter budur ki Şatır oğlu Kara Mahmûdoğlu Mahallesi:

Kebabcı Hacı Poçük Kara kalfa Seyf’in oğlu Nâ’ib Efendi


Osman Mustafa Beşe Seyyid Halil Beşe
Sarıca Aydın oğlu Kara Yusuf Ağa ve Harhar oğlu
Abiş Beşe Mahmud- Mehmed Ahmed Beşe
zâde’nin
hânesi
Aydın oğlu Cihangir oğlu İsa Zaza Musa Ağa
Mehmed ve Molla Bekir Mehmed’in İbrahim’in
Abdullah damadı Üdek hânesi
Mahmud Beşe
Köle Şahin Çalapverdi- (…) uzun
oğlu Sa‘dullah zâde Hacı Abdullah
Ağa Ömer Ağa
159

Dillioğlu Mahallesi defteridir:

Seyyid Molla Çandırlı Kemal oğlu Çermeli oğlu Erekli ağası


Abdüssamed Seyyid Osman Ahmed oğlu Molla Yusuf
imam
(silik) Bâkî oğlu (…) Köse oğlunun
oğlu İbrahim

Hâcib Seydî Ömer Mescidi Mahallesi:

Kemal-zâde Çolak-zâde Ciğer oğlu Hazînedâr


Ömer Ağa Yusuf Ağa Halil Ali’nin
hânesinde
sâkin olan
Birestikli
kışlakcı
Himmet

Sayfa 52 Belge 129:

(silik) İbrahim Ağa’nın (...) mâlikâne berât sûretidir.

Memâlik-i mahrûsemde vâki‘ Şam ve Haleb ve Diyarbakır ve Mardin ve Ayıntab ve


Adana ve Malatya ve Tokat ve câniblerinde ve sâ’ir mahallerde vali ve muhassıl ve
voyvodaların taht-ı iltizâmlarına dâhil mîrî mukâta‘âtın ekser kurâsı ricâl-i devlet ve
a‘yân-ı vilâyetden bazı kimesnelerin uhdesinde olup lakin üzerlerinde müstakarr
olmayup her biri senede birkaç adama der‘uhde olunduğundan reâyâsı gözedilmeyüp ve
kuvvetleriyçün vakit ve zamanıyla tohum ve sâ’ir ihtiyâcları olan mâlzemelerine i‘ânet
olunmadığından bi’z-zarûri mürâbahacılardan za‘fı ile akçe aldıklarından her senede
ziyâde bulan istirbâhın edâsına zirâ‘at ve hirâsetleri bağçe ve bağ ve sâ’ir kâr u
kesblerinin hâsılı vefâ etmediğinden gayrı deruhde edenler dahi zabt edeceğim bir sene
veyahud iki senedir deyü bi’l-cümle hâsıllarını almak içün cevr u eziyet eylediklerinden
ekseri perakende ve perişan ve hâlî ve harâb ve bâkiye kalanlar dahi kût-i yevmiyyeye
muhtâc ve ahvâlleri diğer gün ve mal-ı mîrînin kesr ve noksânına bâ‘is olmağın ba‘de’l-
yevm bu makûle kurâ ve mukâta‘ât Mısır karyeleri misillü malın ve akçesin verdikden
sonra bir tarîk ile âhara verilmeyüp ve mutasarrıf olanlar dahi âhara verilmeyeceğin
bilüp i‘mârıyla tekayyüd ve öşr ve mahsûlünden kendüye kalan ziyâdece olsun deyü
reâyâ fukarâsının tohumuna ve sâ’ir levâzımına i‘ânet ve dest-i tetâvül-i zulüm ve cevr
ve adüvvlerinden sıyânet etmekle ahvâlleri nizâm bulup terakkî-i ibâd ile memâlik-i
160

İslâmiyyede mîrî mukâta‘ât ma‘mûr ve şen ve âbâdân olmasına bâ‘is olmağla ancak
inkılâb-ı zamana ve muktezâ-yı hâle göre bu nizâm mutlak cem‘-i hazîne içün olmayup
ba‘de zaman dahi şurût-ı mezkûra mürâ‘ât olunup tebdîl ve tağyîr olunmamak sebebiyle
verecekleri mu‘accele zâyi‘ olmayacağından nâşî yakînen bilüp rağbet etmeleriyçün fî-
mâ ba‘d taraf-ı hümâyûnum ve vekîl-i mutlakım olanlar taraflarından biri bu nizâmı
bozup sûret-i âhara ifrâğ eylemek murâd eylediklerinde bu nizâm i‘mâr-ı memlekete ve
ibâdullâha evlâ ve enfa‘ olduğun huzûr-ı fâ’ikî’n-nûr-i pâdişâhâneme gelüp bi’n-nefs
kendüleri arz ve men‘ etmeleriyçün e‘âlimü’l-ulemâ’i’l-mütebahhirîn bi’l-fi‘il Şeyhü’l-
islâmım ve kadı‘askerlerim ve nakîbü’l-eşrâfım -edâmallâhü te’âlâ fezâ’ilehüm- bu
husûsa mahsûs nâzır nasb ve ta‘yîn olunmalarıyla fî-mâ ba‘d ol makûle kurâ ve
mukâta‘âtdan hâlen hazîne-i âmirem defterlerinde mukayyed olup valiler ve muhassıl ve
voyvodalara veregeldikleri mal-ı maktû‘u her ne ise mâl-ı mîrî ve mu‘tâd üzere
kalemiyyesine kesr ve noksân gelmemek şartıyla mâlın Âsitâne-i sa‘âdetim hazînesine
verenler ke’l-evvel hazîne-i âmireme ve câmi‘u’l-emvâl olanlara veregelenler ke-mâ
fi’l-evvel kabzına me’mûr olanlara senesi dâhilinde beher sene taksît ile edâ ve teslîm
edüp yedine ma‘mûlün-bih temessük aldıkca tecemmü‘ vardır deyü mîrî ve
kalemiyyesiyçün veregeldiklerinden ziyâde bir akçe ve bir habbe mütâlebe ve rencide
olunmayup şefâ‘at ve ricâ ve takallüb ve cevr ve ezâ ve gadr ve zarar kasdıyla sâhibinin
rızâsı olmadıkça bir tarîkle âhara verilmeyüp vüzerâ’ ve mîr-i mîrân ve mîr-i livâ ve
mütesellimler ve sâ’ir ehl-i örf tâ’ifesi taraflarından bi-lâ fermân bir nesne talebiyle dahl
ve rencide etdirilmeyüp mefrûzu’l-kalem ve maktû‘u’l-kadem min külli’l-vücûh
serbestiyet üzre hayatda oldukca te’bîden mâlikâne zabt etmeleriyçün yedlerine berât-ı
şerîfim verilüp ve mutasarrıflarından biri hâl-i hayatında karyesini âhara ferâğ ve kasr-ı
yed etmek murâd eylediklerinde ma‘rifet-i şer‘ ve hüsn-i rızâsıyla hüccet-i şer‘iyye
olundukdan sonra berâtı üzerine fermânım olup ferâğ ve kasr-ı yedinden müceddeden
berât-ı şerîfim verilüp ve sâhibi bi-emrillâhi te’âlâ vefât edüp karyesi mîrîye âyid ve
râci‘ oldukda taraf-ı mîrîden müzâyede ve rağabâtı munkatı‘ oldukdan sonra sâ’irin
verdiği mu‘acceleyi verir ise zabt ve rabta kâdir evlâd-ı zükûruna verilüp olmadığı hâlde
tâlibine furuht (silik) akçesi teslîm-i hazîne-i âmire olmak üzere mukâranet-i avn-i bârî
ile ta‘mîr-i bilâd ve terakki-i ibâd içün hayrhâhân-ı devlet-i aliyyem ma‘kûl ve münâsib
görüp cümle ittifâkıyla bi’n-nefs baş defterdârım arz ve ulemâ’-i kirâm ve vüzerâ’-i
izâmım dahi istihsân ve istisvâb ve imzâ etmeleriyle bu sûret-i müstahsene mürûr-i
ezmine ile tebdîl ve tağyîr olunmayup nuzzârı olan müşârun-ileyhim dahi bu husûsun
161

şurût ve kuyûdu bi’l-ittifâk vefâya ve tenfîz ve icrâ ve hıfz ve hirâset edüp fî-mâ ba‘d
düstûru’l-amel olmak üzere mahalline kayd olunması bâbında pâye-i serîr-i mu‘allâya
arz ve telhîs olundukda mûcebince hatt-ı hümâyûn-i şevket-makrûnum sâdır olmağın
binâ’en alâ zâlik Divriği mukâta‘ası tevâbi‘inden Temsi Ulyâ ve tevâbi‘i karyelerin nısıf
hissesine ber-vech-i mâlikâne mutasarrıf olan el-Hâc Osman mahmiye-i İstanbul’da
meclis-i şer‘-i enverde ikrâr ve takrîr-i kelâm edüp mutasarrıf olduğu mukâta‘anın
hissesin hüsn-i rızâ ve ihtiyâr ve ferâğ-ı mu‘teber-i kat‘î yüz elli kuruş bedel-i müfevvaz
mukâbele işbu râfi‘-i tevkî‘-i refî‘u’ş-şân ve kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân İbrahim -zîde
kadruhûya- ferâğ ve tefvîz ve ol dahi tefvîzi kabûl eyledüğin müş‘ir bin yüz kırk dört
senesi muharremü’l-harâmın on ikinci günü tarihiyle muvarrah şer‘iyyânî Mehmed -
zîde ilmuhûnun- verdiği hüccet-i şer‘iyye a‘lemü’l-ulemâ’i’l-mütebahhirîn bi’l-fi‘il
Rumeli kadı‘askeri (silik) Mehmed ve Anadolu kadı‘askeri Mevlânâ Mehmed Selim -
edâmallâhü te’âlâ fezâ’ilehümânın- (silik) olup imzâ etmeleriyle hazîne-i âmiremde
mahfûz baş muhâsebe defterine nazar (silik)

Sayfa 53

Mukâta‘ası tevâbi‘inde Temsi Ulyâ ve karye-i Ağcaşehir mahsûl-i galâl ve resm-i tapu
ve (…) ve bâd-i havâ ve resm-i urusât ma‘a âdet-i ağnâm on bir bin sekiz yüz akçe ve
karye-i Temsi Süflâ ve mahsûl-i galâl ve resm-i tapu ve (…) ve bâd-i havâ ve resm-i
urusât ma‘a âdet-i ağnâm üç bin dört yüz akçeler zammıyla ma‘an senevî otuz dört bin
sekiz yüz akçe malları olup verile gelen malın beher sene Divriği mukâta‘ası emînlerine
vermek üzere nısıf hissesi merkûm Hacı Osman’ın mâlikâne üzerinde olduğu der kenâr
ve vech-i meşrûh üzere ferâğat ve kasr-ı yedinden verdiği hüccet-i şer‘iyye ve sâdır olan
hatt-ı hümâyûn-i şevket-makrûnum mûcebince mâlikâne uhdesine kayd ve şurûtuyla
berât-ı celîlü’l-unvânım verilmek bâbında telhîs mûcebince fermân-ı âlî-şânım sâdır
olmağın hakkında mezîd-i inâyet-i pâdişâhânım zuhûra getürüp ve bin yüz kırk dört
senesi muharreminin on dördüncü günü bu berât-ı hümâyûnu verdim ve buyurdum ki
merkûm İbrahim -zîde kadruhû- mukâta‘a-i mezbûrun nısıf hissesin merkûmun ferâğat
ve kasr-ı yedinden hayatda oldukça te’bîden mâlikâne zabt ve vâki‘ olan mahsûlât ve
rüsûmâtın kânûn-i kadîm ve olageldiği üzere ahz ve kabz ve verilegelen malın beher
sene Divriği mukâta‘ası emînlerine müşterekiyle ma‘an edâ ve teslîm edüp yedine
ma‘mûlün-bih temessük aldıkça zabt ve rabtına ve mahsûlât ve rüsûmâtının ahz ve
kabzına taraf-ı âhardan ferd ta‘arruz ve ta‘addî eylemeye ve hilâf-ı inhâ kadı arzıyla
162

kimesnenin mâlikânesi üzerinden def‘ olunmaya ve fermânım olan kasr-ı yed şurûtu
dahi mer‘î kılınup senesi âhirinde ibrâ-yı zimmet eyleyeler şöyle bileler alâmet-i şerîfe
i‘timâd kılalar. 16 Saferu’l-hayr sene 1144.

Sayfa 54 Belge 130:

10,5 ikinci ağaya verilen dört vakiyye kahve akçesi

29 Kuloğlu Osman Ağa yediyle Deli Ahmed’in hânesine konan konakçılara


masraf

26,5 baş ağaya ve ikinci ağaya verilen kahve akçesi Kuloğlu Osman Ağa
yediyle

11 İmrân Bölükbaşı fevt oldukda tımarını oğluna alay arz vermek içün alay
beyine verilen akçe

35 ikinci ağaya Nurşenli-zâde Seyyid Mehmed Ağa’nın eylediği masraf


akçesi

1 Ağacan oğlunun zâyi‘ olan bir çift çuvalı içün verilen akçe

38,5 mukaddem baş ağa şehre geldikde Mumcu-zâde Hacı Hasan Ağa’dan
alınan kahve akçesi

151,5

80 akçe mürâbahası

70 Kara Mahmûd-zâde Osman Ağa’nın üç def‘a Sivas’a giden sâ‘îye ve


kadı çırağına verdiği eşyâ akçesi

105 develere saman ve zevad ve Ceridoğluna tüfenk ve zarf ve fincan


Nurşenli-zâde Seyyid Mehmed Ağa’nın bâ-defter mühür ve (...)

14 Memiş Ağa’nın Deli Veli’ye verdiği at ve Tokat’a giden etmek ve


Sivas’a giden sâ‘îye verdiği

32 Börgi çırağına Doğancıoğlu’nun verdiği kahve ve duhân ve Hacı


Kumruoğlu’nun oda başıya verdiği biniş bahâsı

95 Nurşenli-zâde Seyyid Mehmed Ağa’nın konağına gelen kapusuzlara


ocaklı ma‘rifetiyle verdikleri eşyâ bahâsı
163

547,5

1150 bin yüz seksen senesinin menzilcilere verilen bi’t-tamam akçeleri

150 Topuzoğlu Delibaşı Ağa’nın masrafı içün Kemal oğlu Ömer Ağa’ya
masrafı içün verilen bâ-mürâsele-i şer‘iyye

64,5 Za‘îm Alemdar’ın baş ağaya mukaddem geldikde bâ-mürâsele verdiği


kahve akçesi

35 Hazînedâr Ağa Ödür karyesine giden zahîrenin kirasına verilen bâ-


tezkire-i şer‘

10 Za‘îm Alemdar’ın Topuzoğlu masrafı içün bâ-mürâsele Kemaloğlu Ömer


Ağa’ya verdiği

3 Morvana karyesinin bakâyâsı Za‘îm Alemdar’ın tezkiresi

1960

46 Çıkrıkcıoğlu Hacı Ömer baş ağaya mukaddem geldikde bâ-mürâsele


rubhuyla verdiği

30 Hâfız-zâde Birestik karyesine bâ-mürâsele verdiği

32,5 Hâfız-zâde’nin kadı çırağına Ali Ağa yediyle verdiği

34,5 baş ağa geldikde bâ-mürâsele verdiği akçe rubhuyla

20 Ödekli karyesine iki aded casuslarına verilen Müftî Efendi ma‘rifetiyle

23 Sülükoğlu’nun baş ağa mukaddem geldikde bâ-mürâsele rubhuyla


verdiği

34,5 Köle Şahin oğlu Hacı Süleyman’a mukaddem baş ağa geldikde verdiği
akçe

2080,5

70 baş ağa mukaddem geldikde bâ-mürâsele verilen at bahası Hacı Halil


Ağa-zâde Yusuf Ağa

34,5 Nurşenli-zâde Ali Ağa’nın mukaddemâ baş ağaya verdiği

34,5 Memiş Ağa’nın baş ağa mukaddem geldikde bâ-mürâsele verdiği akçe
164

23 baş ağa mukaddem geldikde bâ-mürâsele harâbeci usta İbrahim’in


verdiği akçe

23 Kara Mahmûd-zâde’nin baş ağaya verdiği akçe

20 Emîr Bekir Ağa’nın baş ağada verdiği akçe

27 baş ağa geldikde Kuloğlu Osman Ağa’dan alınan üç aded parça ikinci
ağaya verilen

2312

9 Ödür karyesinde Deli Veli’ye verdiği Memiş Ağa’nın şa‘îr bahâsı

9 Ödür karyesinde Deli Veli’ye Nurşenli-zâde Ali Ağa’nın verdiği şa‘îr


bahâsı

250 Nurşenli-zâde Seyyid Mehmed Ağa’ya il vekili olduğu içün verilen akçe

150 Karasar karyesine cümle ahali-i vilâyet ma‘rifetiyle verilen imdâd akçe

25 Osman Ağa yediyle Molla Mehmed’e verilen bâ-tezkire

2755

70 Kadı Efendi’ye verilen harc-ı imzâ

40 Tatar ve Çukadara verilen hizmet

25 Hüddâmiyye

10 İhzâriyye

20 Kâtibiyye

200 Mütesellim Ağa’ya verilecek tahsîldâriyye içün

3120

363

7636

İşbu yedi bin altı yüz otuz altı kuruş masrûfât ba‘de’t-tashîh yedi bin yedi yüz yirmi altı
kuruş îrâd-ı defter-i şer‘î olup masrûfâtdan dört yüz on kuruş bâkî kalup bakâyâ içün
mürâsele verilmişdir. Sahh.
165

55/1. Sayfa Belge 131:

Nefs-i şehir müslümanları 350 100 70

Nefs-i şehir zimmîleri 1100 130

Pür Nasur 36

Gümüş Vengi 27

Morvana 57

Hurnaval 15,5

Kelcik 60

Zengi 18,5

Savrun 37

Nurşun 70 zamm

Kâlun

Erikli 81

Doğan 34

Nurdin 25

Kesme 170

Zamara 480

Pengan 480

Ömerli 13

Karsıcak 40

Karakeban 50

Hennûre 100

Ürçüğü Nurdin 42

Kürdlerli 100

Ağıl Deresi 60

Zanzana 100
166

Zağnik 5

Hotürk 17

Behik 110

Zinekâr 85

Gedenik 25

Fenik 20

Ekrek 55

Örenik 140

Merendi 60

Hami 110

Kal‘a Dibi 170

Kâfir Damı 40

Hazgerek 30

Ahî Köyü 25

Hars 20

Karasar 40

Bahtiyar 30

Susuz Viran 40

Vazandan 20

Günduran 55

Kümesker 20

Vartan 65

Karsı 30

Pağnik 40

Hapa 22

Üçpınar 80
167

Örik 15

Mürselli 60

Vanik 30

Ödek 70

Göresin 70

Kızılca Viran 48

Şeki Kâfir 16

Temsi Ulyâ 85

Gödeş 27

Olukman 34

Anzagir 65

Tülenk 40

Kerkedi 30

Kömek 50

Görgüsu 25

Togot 390

Ortaköy 15

Decdeker 5

Eleski 15

Darıkân 18

Livanî 36

Gümelderim 15

Ağçadam 12

Beşmikdâr 20

Kâhdik 30

Haçke 25
168

Sevir 80

Pödge 130 Kadı Efendi’ye yüz otuz kuruş teslîm olunmuşdur. Üç kuruşu dahi Palha
karyesinden teslîm.

Birestik 190

Palha 50

Kamho 85

Areke 130

Merçenke 10

Çaltı 65

Sağır Taş 25

Çedime 30

Mansûrlu

Armotak 50

Ovacık

Pergam 20

Arşuşin 50

Ödür 70

Cem‘an yekûn kuruş 7226

Fî 25 Ca sene 1181.

Hurrira hâze’d-defter bi-ma‘rifeti’l-ahâlî (…) el-fakîr ed-dâ‘î (…) es-Seyyid İbrahim el-
kadı bi-medîneti Divriği ufiye anh.

55/2. Sayfa Belge 132:

Nişân-ı şerîf-i âlî-şân-ı sâmî-mekân-ı Sultânî tuğrâ-yı cihân-ı hâkânî

Divriği’de vâki‘ Süleyman Paşa Câmi‘-i Şerîfi vakfından olmak üzere yevmî nîm akçe
vazîfe ile nısf-ı hitâbet cihetine mutasarrıf olan ulemâdan işbu râfi‘u tevkî‘-i refî‘u’ş-
şân-ı hâkânî Ebûbekir Halîfe -zîde salâhuhû- ile câmi‘-i merkûm cemâ‘ati bi-esrihi
meclis-i şer‘a varup tezallüm-i hâl edüp cihet-i mezbûrda hizmet-i lâzımesini ke-mâ
169

yenbağî edâ ve cümlenin merci‘i ve muhtârı ve bir vechle dahli îcâb edeceği hâli
yoğiken Divriği Kethüdâyeri Mustafa nâm sipahi bir takrîble câmi‘-i mezbûr vakfının
tevliyetini üzerine berât etdirüp hîle (silik) icrâya vesîle tatbîka mühür vaz‘ ve tama‘-ı
hâmından mücerred vazîfesin ekl ü bel‘ içün bundan akdem hitâbet-i merkûmeyi dahi
üzerine berât etdirüp ba‘dehû kendi arzıyla oğlu sabî Ebûbekir’e ferâğat ve kasr-ı yed ve
hizmet-i mezbûre ta‘tîl olundukda cemâ‘at-ı mezbûre iltimâsıyla Divriği nâ’ibi arzıyla
mezbûr Ebûbekir veled (...) raf‘ında (?) ulemâdan merkûm diğer Ebûbekir Halîfe’ye
tevcîh ve berât ve bu ana değin hizmetini edâ ve mezbûr Mustafa mündefi‘ olmayup
Divriği kadısı adına müşâriki etmemekle müteveffâ arzı dahi kazâ olan Sivas kadısı
arzıyla hilâf-ı inhâ hitâbet-i mezbûreyi ulemâdan Ebûbekir Halîfe’nin raf‘ında (?) oğlu
mezbûr sabî Ebûbekir’e tevcîh ve berât ve berâtını ibrâz etmeyüp hîlesine takvît ve
âhara kasr-ı yed ve kasr-ı yedinden cihet-i mezbûreyi ibtâla sa‘y etmeğin cihet-i
mezbûre Ebûbekir’in raf‘ında hâlen hizmetinde kâ’im ulemâdan diğer Ebûbekir
Halîfe’ye tevcîh olunmak içün arz ediyor deyü iltimâs etmeleriyle nısf-ı hitâbet mezbûr
Ebûbekir’in raf‘ından ulemâdan diğer Ebûbekir Halîfe’ye tevcîh ve yedine berât-ı şerîf-i
âlî-şânım verilmek ricâsına Divriği kadısı Mevlânâ Ali -zîde fazluhû- arz eylediğin
pâye-i serîf-i a‘lâya telhîs olundukda hakkında mezîd-i inâyet-i pâdişâhânım zuhûra
getürüp sâdır olan hatt-ı hümâyûnum şevket-makrûnum mûcebince tevcîh edüp bin yüz
seksen üç senesi saferinin yirmi üçüncü günü tarihiyle muvarrah ru’ûs-i hümâyûnum
mûcebince bu berât-ı hümâyûnum verdim ve buyurdum ki mezbûr Ebûbekir Halîfe -
zîde salâhuhû- varup raf‘ olunan merkûm yerine nısf-ı hitâbet cihetine mutasarrıf olup
edâ-yı hizmet eyledikden sonra ta‘yîn olunan yevmî nîm akçe vazîfesin evkâf-ı mezbûr
mahsûlünden mütevellîsi olanın yedinden alup mutasarrıf ola ol bâbda raf‘ olunan
merkûm tarafından ve taraf-ı âhardan hiçbir ferd dahl ve ta‘arruz kılmayalar şöyle
bileler alâmet-i şerîfime i‘timâd kılalar. Tahrîran fi’l-yevmi’s-sâbi‘ ışrîn safer sene
selâse ve semânîn ve mi’e ve elf.

Sayfa 56 Belge 133:

Bin yüz seksen yedi senesi cemaziye’l-ahirin yirmi ikinci pençşenbe gecesi ağustosun
yirmi dokuzuncu gecesi tahmînen saat üçte hava açık iken şimşek misillü bir ateş
semânın yüzünde zuhûr edüp ba‘dehû yine havada gâ’ib olup sonra yine havadan bir
inilti görültü peydâ olmuşdur ba‘dehû sabah namazından sonra bir inilti peydâ olmuşdur
170

Allahu te’âlâ hazretleri encâmını hayra tebdîl eyleye âmîn bu cümle kayd şud. Fî 22 C
sene 1187. (...) es-Seyyid Ahmed el-mevlâ (silik).

Sayfa 57 Belge 134:

Medîne-i sükkânından olup bundan akdem vefât eden merhûm Ömer Paşa Hazretlerinin
zevce-i metrûkesi Fatıma Hanım bint-i Ahmed Ağa nâm hanımın tarafından zikri âtî
bey‘i ikrâra ve tescîle ve i‘tâ’-i hüccete zât-ı mezbûreyi ma‘rifet-i şer‘le ârifân Enverî
Seyyid Mustafa Efendi ve es-Seyyid Abdülmecîd Efendi ve es-Seyyid Abdülcemîl ve
Dede Mehmed Ağa şehâdetleriyle sâbitü’l-vekâle Ömer Bey-zâde Hacı Hüseyin bi’l-
vekâle meclis-i şer‘de yine medîne-i mezbûre sükkânından işbu râfi‘u’l-kitâb Kara
Mahmûd-zâde Mustafa Ağa bin Ali Ağa mahzarında bi’l-vekâle takrîr-i kelâm edüp
müvekkile-i mezbûrem Fatıma Hatun Gökce Câmi‘-i Şerîfi Mahallesinde vâki‘
hudûdunun bir tarafı Körbey-zâdeler mülkü ve üç tarafı tarîk-i âmm işbu hudûd ile
mahdûd zevci merhûm Ömer Paşa’dan iştirâ ve bâ-hüccet-i şer‘iyye mülkiyet üzere
mutasarrıf olduğu mülk menzilini dâhiliyye ve hâriciyyede tahtânî ve fevkânî büyût-i
adîdeyi müştemil hânesini iki bin altı yüz elli kuruşa işbu Mustafa Ağa’ya bey‘ ve
temlîk ve teslîm-i mebî‘ ziyâde gabn da‘vâsından ibrâ ve kabz-ı semen eyledi dedikde
kayd şod. Fî 8 Ra sene 1167.

Şühûdü’l-hâl: es-Seyyid Abdülmecid Efendi, Enverî es-Seyyid Mustafa Efendi,


Kebabcı-zâde Abdullah Efendi, Hacı Seyyid Abdülcemîl Efendi, Voyvoda Hacı Osman
Ağa, Yıldırım-zâde Seyyid Ömer Ağa, Erçükli-zâde Ömer Ağa, Dede Mehmed Ağa,
Ekefli oğlu Ahmed Beşe, Emrî-zâde Hacı Ahmed, Ömer bin Hasan Beşe, Süleyman
Ağa-zâde İbrahim Ağa, Çalabverdi-zâde Memiş Ağa.

Sayfa 57 Belge 135:

Nişân-ı şerîf-i âlî-şân-ı sâmî-mekânî Sultânî tuğrâ-yı cihân-sitâyî hâkânî hükmü

Medîne-i Divriği’de vâki‘ Mehmed Ağa bin Mustafa Ağa nâm sâhibü’l-hayrın
vakfiyye-i ma‘mûlün-bihâsında Kamho karyesi mahsûlünden olmak üzere altı kîlede bir
kîle ve bir çerik ulemâdan bazıları ve medîne-i mezkûrede Hamâm-ı Süflâ mescid-i
şerîfinde imâm olanlar mutasarrıf olmak üzere şart ve ta‘yîn olduğuna mescid-i
mezkûrda imâm olan işbu râfi‘-i tevkî‘-i refî‘u’ş-şân-ı hâkânî Ömer Halîfe şurût-ı vâkıf
üzere mutasarrıf olmak iktizâ eder iken vakf-ı mezkûrun mütevellîsi olan nâm kimesne
ber-mûceb-i vakfiyye-i ma‘mûlün-bihâ imâm olanlara şart ve ta‘yîn olunan hisseyi
171

vermeyüp ulemâdan hatm-i havân olanlara meşrûtadır deyü mugâyir-i şart-ı vâkıf
hareket etmeleriyle imâm-ı mezbûr Ömer Halîfe ile mütevellî merkûm murâfa‘a-i şer‘
olduklarında sâlifü’z-zikr bir kîle ve bir çerik mahsûlü mescid-i mezkûrda imâm olanlar
mutasarrıf olageldiklerini vukûf-ı tâmmı olan bî-garaz müslimîn meclis-i şer‘de haber
vermeleriyle ber mûceb-i şart-ı vâkıf mezbûr Ömer Halîfe mutasarrıf olmak üzere
tevcîh olunup yedine berât-ı şerîfim verilmek bâbında kadısı Mevlânâ es-Seyyid
İbrahim -zîde fazluhû- arz etmeğin sadaka verüp bu berât-ı hümâyûnu verdim ve
buyurdum ki ba‘de’l-yevm mezbûr Ömer Halîfe varup zikr olunan mescid-i şerîfde ke-
mâ fi’l-evvel imâm olup hizmet-i lâzımesin mer‘î ve mü’eddâ kıldıkdan sonra vazîfe-i
mu‘ayyenesiyle mutasarrıf olup vâkıfın rûhu ve devâm-ı ömr ve devletimiçün du‘âya
müdâvemet göstere şöyle bilüp alâmet-i şerîfe i‘timâd kılalar. Tahrîren fî rebiu’l-evvel
sene seb‘a ve sittîn ve mi’e ve elf. Fî 25 R sene 1167. Bi-makâm-i Kostantîniyye.

Sayfa 57 Belge 136:

Hacı Osman Ağa’nın ağa mektûbu

Şerî‘at-şi‘âr Divriği kadısı efendi -zîde fazluhû- ba‘de’s-selâm inhâ olunur ki zîr-i
hükûmetinizde vâki‘ dergâh-ı âlî yeniçerileri serdârı olan raf‘ olunup yerine üslûb-i
sâbık üzere kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân birinci bölüğün (?) el-Hâc Osman -zîde
kadruhû- serdâr nasb ve ta‘yîn olunmağın işbu temessük tesyîr ve irsâl olundu inşallah
te’âlâ vusûlünde gerekdir ki merkûmu serdârlık üzerine kıyâm ve istihdâm eyleyüp
âharı müdâhale etdirmeyesiz ve ol tarafda yeniçeri ve cebeci ve topçu ve top arabacısı
ve kuloğulları ve gılmân acemî merkûmu üzerlerine serdâr ve zâbıt bulup sözünden
taşra ve re’yinden hâric vaz‘ ve hareket olunup itâ‘at ve inkıyâd üzere olalar deyü ve
tavâ’if-i mezbûrûndan bi-lâ veled-i ma‘rûf (?) dahi fevt olanların muhallefât ve
metrûkâtların izn-i şer‘le merkûm zabt etdirdüp sûk-i sultânîye furuht ve hâsıl olan
nukûdun mümzâ ve mahtûm müftedâr defteriyle cânib-i beytü’l-mâla irsâl ve îsâl
etdüresiz ve sen ki serdâr-ı merkûmsun mukîm ve müsâfir zuhûr eden erâzil-i eşkıyanın
zabt ve rabtlarıyla sükkân-ı vilâyetin emn ü râhatlarına bâ‘is hidemât-ı müstahsene-i
mebrûre vücûda getirmeye mecd ü sa‘y edüp mûceb-i mektûbla âmil olasın. Tahrîren fî
evâ’il-i şehr-i şevvâli’l-mükerrem sene seb‘a ve sittîn ve mi’e ve elf.
172

Sayfa 58 Belge 137:

Medîne-i Divriği sâkinlerinden olup medîne-i mezbûre muzâfâtından Üçpınar nâm


karyenin mâlikânesi nısıf mahsûlü İbrahim nâm vâkıfın evlâdından işbu râfi‘ûn-i hâze’l-
kitâb Kaya Ağa-zâde Osman Ağa ve Bey oğlu Mustafa Paşa ve kız karındaşı Emine
hatun nâmûn kimesneler meclis-i şer‘-i şerîf-i Ahmedî ve mahfel-i dîn-i münîf-i
Muhammedî’de her birleri takrîr-i kelâm ve ta‘bîr ani’l-merâm edüp ecdâdımız Üçpınar
nâm karyenin nısıf mahsûlünün vâkıfı olan İbrahim Bey bin Mehmed Şehrî nâm vâkıf
vakfiye-i ma‘mûlün-bihâsında batn-ı evvele şart ve kayd edüp batn-ı evvelde evlâd-ı
vâkıfdan olup Âsitâne-i aliyyede sâkine Fatıma hatuna munhasıra iken müteveffiye olup
hâlen batn-ı evvelde müteveffiye-i mezbûre Fatıma hatunun sadriye-i kebîre kızı olup
hâlen Âsitâne-i aliyyede sâkine Hadice ile bizlere munhasıra olmuş iken batn-ı sânîde
olan evlâd-ı vâkıfdan Hacı Safâ nâm evlâd-ı vâkıfın torunları olan Âsitâne’de sâkin
İsmail Ağa bin Mehmed ve diğer Safâ bin Hüseyin nâmân kimesneler hilâf-ı şart-ı vâkıf
dahl ve ta‘arruz etmeleriyle mezbûrlar gâ’ib ani’l-meclis olup diyâr-ı âharda
bulunmağın bizler evlâd-ı vâkıfdan olup batn-ı evvelde olduğumuza şâhidlerimiz
istimâ‘ olunup kıbel-i şer‘-i mutahhareden takrîrleri ve hüccet-i şer‘iyye olunup
yedlerimize i‘tâ olunması matlûbumuzdur dediklerinde medîne-i Divriği sâkinlerinden
Koca Ağa bin Hacı Veli Ağa ve Divriği kal‘ası dizdârı Hasan Ağa bin Hacı İbrahim
nâmân kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup eserü’l-istişhâd fi’l-hakîka
Üçpınar karyesinin nısıf mahsûlünün vâkıfı olan İbrahim Bey nâm vâkıfın evlâdından
Hüseyin Bey fevt olup İstanbul’da sâkine kızı Fatıma Hatun ile Hacı Safâ ve kız
karındaşları Şems hatun ve Döne ve Vesile nâmûn kimesneler derecede müsâvî olup
evlâdiyet üzere mutasarrıf oldular ba‘dehû Hacı Safâ ve kız karındaşları Şems ve Döne
ve Vesile dahi fevt olup derecelerinde yalnız mezbûre hatuna munhasıra olup Fatıma
hatun dahi müteveffiye olup kızı Hadice ve Şems hatunun sadrî oğlu Mustafa Paşa’ya
ve sadriye kızı Emine hatun derecede müsâvî olup ve Osman Ağa’nın babası Kaya
Ağa’nın babası Mustafa mezkûr Hüseyin’in (…) karındaşlar olup hâlen Osman Ağa ve
Hadice ve Emine ve Mustafa Paşa derecede müsâvî olup batn-ı evvelde olup mezbûr
İsmail ve Safâ derece-i sâniyededir bizler bu vech üzere şâhidleriz ve şehâdet dahi
ederiz deyü takrîr etmeğin takrîrleri tahrîr ve kıbel-i şer‘den hüccet-i şer‘iyye olunup
173

yedlerine i‘tâ olundu ki vakt-i hâcetde ihticâc edineler. Tahrîren fî evâ’il-i şehr-i
saferu’l-hayr sene hamse ve seb‘în ve mi’e ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Sülükoğlu Hacı Eyyûb, Semmûr Kaş-zâde Ömer Ağa ve Molla Mehmed
bin İbrahim Ağa, Abdülfettâh-zâde el-Hâc Şeyh Seyyid Mehmed Efendi, Enverî es-
Seyyid Mustafa Efendi, Müftî es-Seyyid Mustafa Efendi, İbrahim Efendi-zâde es-
Seyyid Osman Efendi, Kebabcı-zâde Abdullah Efendi, Nâ’ib es-Seyyid İsmail Efendi,
Hizmetkârı Hüseyin, muhzır (silik) Paşa bin Mehmed Paşa.

Sayfa 58 Belge 138:

Çolakoğlu Yusuf Ağa meclis-i şer‘de yine Divriği sâkinlerinden işbu râfi‘u’l-kitâb Seyfi
Ağa muvâcehesinde takrîr-i kelâm edüp medîne-i Divriği finâsında Eğriyük nâm
mahalde vâki‘ mülkiyet üzere mutasarrıf olduğum hudûdunun bir tarafı Seyfi Ağa
mülkü ve bir tarafı Kâtiboğlu mülkü ve iki tarafı tarîk tahmînen altı çerik tohum istî‘âb
eder tarlamı yüz otuz kuruşa işbu Seyfi Ağa’ya bey‘ ve temlîk ve teslîm edüp ol dahi
ber-vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve teslîm-i mebî‘ ve kabz-ı semen eyledim
dedikde kayd şod. Fî 4 M sene 1186.

Şühûdü’l-hâl: Nurşenli-zâde Seyyid Mehmed Ağa, Nurşenli-zâde Halil Ağa, Keresteci-


zâde Hâfız Ali Efendi, Hacı İnce Alemdâr, Hacı Osman Ağa’nın Molla Hasan,
Çalabverdi-zâde Hacı Ömer Ağa ve Memiş Ağa bin Hacı Bekir Ağa.

Sayfa 59 Belge 139:

Hacı Veli Ağa huzûr-ı şer‘de yine Seyyid Ahmed Beşe mahzarında üzerine da‘vâ ve
takrîr-i kelâm edüp işbu Seyyid Ahmed Ağa’nın dayısı Seyyid Salih Ağa müteveffâda
bâ-temessük sekiz yüz kuruş alacak hakkım olup bana olan sekiz yüz kuruş deyni
mukâbelesinde Cağlı Mescid Mahallesinde mülkiyet üzere mutasarrıf olduğu
ma‘lûmu’l-hudûd bağ hânesini rehin vaz‘ edüp rehn-i mezbûra işbu Seyyid Ahmed
Beşe benim vâlidemiz hissesi vardır deyü müdâhale eder imiş su’âl olunup mûceb-i
şer‘îsi icrâ olunması matlûbumdur dedikde ğibbe’s-su’âl Seyyid Ahmed Ağa cevâbında
bağ-ı mezbûrda sülüsü vâlidemin hissesi vardır hatta dayım Seyyid Salih Ağa hayatında
(silik) olduğunu ikrâr eyledi dedikde Hacı Veli Ağa mukâbelede cevâba tesaddî edüp
Seyyid Sâlih Ağa bin yüz kırk yedi senesi bende meblağ-ı mezbûr deyni eyledikde bağı
mezbûru rehin vaz‘ eyledikde kız karındaşın Şems hatunun hissesi ve (silik) sonra da‘vâ
eder deyü kapuya adamlar irsâl eylediği huzûr-ı müslimînde Şems hatunu bağı
174

mezbûrda benim alâkam yokdur karındaşım gerek rehin eylesün ve gerek furuht eylesün
deyü def‘le cevâb vericek def‘-i meşrûhasını beyyineye havâleye.

Sayfa 59 Belge 140:

Arabgir kazâsı sâkinlerinden Satık oğlu Mahmûd nâm kimesne meclis-i şer‘a gelüp
Arabgirli Kapucıbaşı Hüseyin Ağa’yı menzil ile (silik) getürüp menzil bargirlerin yine
Arabgir’e getürür iken Divriği kazâsı kurâlarından Kars karyesine ahşam namazından
sonra varup bargirlere bir dam istedim dam vermeyüp taşrada kaldıkda karye-i mezbûre
ahalilerinden Küçük (silik) oğulları benim ile nizâ‘ edüp birisi bir taş atup yüzümü
mecrûh edüp üç aded dişimi (silik) eylediler deyü takrîr etmeğin kayd şod.

Sayfa 59 Belge 141:

Medîne-i Divriği sâkinlerinden Ömer bin Hacı Osman nâm kimesne meclis-i şer‘a gelüp
şöyle takrîr-i kelâm eder ki emlâk-i arazimden (kenarda: bir haddi hân ve bir tarîk-i
âmm ve bir tarafı Nurşenli Mehmed Ağa tarlası ve bir tarafı Kuru Çelebi) Kazgâncı
demekle ma‘rûf olan mahalde altı kîlelik bir kıt‘a tarlamı medîne-i mezbûre
sâkinlerinden Ali Beşe bin Mustafa nâm kimesneye doksan kuruşa bey‘ eyledim ve
semeni olan meblağ doksan kuruşu yedinden tamamen ahz ve kabz eyledim keyfe-mâ
yeşâ’ ve yahtâr mutasarrıf olsun deyü takrîr bu mahalle kayd olundu.

Şühûdü’l-hâl: Ahmed bin Hüseyin, Alemdâr Osman bin Ali, (…) bin Hüseyin, Molla
Hasan Kadı Ömer Efendi.

Sayfa 59 Belge 142:

İzzetlu fazîletlu efendi hazretlerinin meclis-i şerîflerine dürer-i da‘avât-ı sâfiyât ve


gurer-i salevât-ı vâfiyât ithâfıyla inhâ olunur ki hâlen taht-ı hükûmet şi‘ârınızda vâki‘
olan Divriği ve Kangal ve Tevabha (?) ve tevâbi‘-i nevâhîsinde sâkin ve mütemekkin
olan altı bölük yoldaşlarının üzerlerine zâbıt ve kethüdâyeri nasb ve ta‘yîn olmak
mu‘tâd-ı kadîmi olmağın ebnâ’-i sipâhîden üçüncü bölükde (…) olan (…) akçe-i sâmiye
mutasarrıf olan kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Mehmed Mehmed Sâmî -zîde kadruhû-
ocağın kadîmî emekdârlarından her vechle mahal ve müstahak olduğundan nâşî
kethüdâyeriliği Mehmed’e (?) tavsiye olunup mektûb tahrîr ve irsâl olunmuşdur inşallâh
te’âlâ vusûlünde gerekdir ki mûmâ-ileyhi hizmet-i merkûmede istihdâm ve
kethüdâyerliği umûrunda mürâca‘at-ı mûmâ-ileyhi etdirdesiz ve siz ki ol havâlîlerde
sâkin ve mütemekkin olan altı bölük yoldaşların mûmâ-ileyhi üzerlerinize zâbıt ve
175

kethüdâyeri bilüp zuhûr eden da‘vâ ve nizâ‘ınızı mûmâ-ileyhin ma‘rifeti ve ma‘rifet-i


şer‘ile ru’yet edüp şerî‘at-ı garrâya kemâl-i itâ‘at ve mûmâ-ileyhe inkıyâd üzere olasız
ve sen ki kethüdâyeri -zîde kadruhûsun- ol cânibde sâkin ve mütemekkin olan altı bölük
yoldaşlarının sahîhu’l-esâmî sipâh olanları ve sipâh-zâde ve mütekâ‘idleri gerekdir ki
bundan evvel şeref yâfte-i sudûr olan fermânı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin
mazmûn-i itâ‘at-makrûnu üzere hükkâm eliyle verilmeyüp töhem-i şer‘iyye ile
müttehem olanların ber-muktezâ-yı şer‘-i kaîm zâbıtı ma‘rifetiyle cezâ-yı şer‘iyyeleri
icrâ ve tertîb oluna sipâh ve sipâh-zâde olmayup reâyâ makûlesine kat‘an sâhib
çıkılmayup sâdır olan fermân mûcebince amel ve hareket ve hilâfından tevakkî ve
mücânebet eyleyüp mûceb-i mektûb ile âmil olasız bâkî hemîşe der ilm-i şerî‘at dâ’im
bâd. Tahrîren fî evâ’il-i recebü’l-mürecceb sene hamse ve seb‘în ve mi’e ve elf.

Sayfa 59 Belge 143:

Kör İsmail zevcesini vekâleten Molla Sa‘dullah ve muhzır oğlu Osman Bey zevcelerine
vekâleten mahzarlarında bunların zevceleri Ahmed dünkü gün hamâmda (?) benim
zevcemi ve kızımı darb edüp üzerine hücum edüp iki çift altun küpe ve iki peştamal
zâyi‘ ve zevcemin saçını kat‘ eylemişler deyü da‘vâ ğibbe’s-su’âl ve akîbe’l-inkâr
beyyine havâle Hacı Safâ huzûr-ı şer‘de Aydın oğlu Abdullah’ın zevcesi (?) ve vâlidesi
ve muhzır oğlunun zevcesi ve Zebûn oğlunun zevcesi ve Sa‘dullah’ın zevcesi mezbûre
kızın saçını kesmek (silik) üzerine hücum ve darb eylediler deyü edâ’-i şehâdet eylediği
kayd şod.

Sayfa 60 Belge 144:

Koca Ağa-zâde es-Seyyid Ömer Ağa’nın Kamho karyesinde olan vakıf tevliyeti
berâtıdır.

Nişân-ı şerîf-i âlî-şân-ı sâmî-mekânî Sultânî tuğrâ-yı cihân-sitâyî hâkânî hükmü

Divriği’de vâki‘ Mehmed Ağa bin Mustafa nâm sâhibü’l-hayrın vakfiye-i ma‘mûlün-
bihâsında Kamho karyesi mahsûlünden almak üzere elli altı kîlede bir kîle (?) bir
çerikin mahsûlünden ulemâdan bazılarına ve Hamâm Süflâ mescid-i şerîfinde imâm
olanlara meşrûta olup lâkin vakf-ı mezbûrun yevmî bir akçe vazîfe ile mütevellîsi olan
es-Seyyid Ahmed fevt olup yeri hâlî ve mahlûl kalmağla yerine sâhib-i evvel olan işbu
râfi‘-i tevkî‘-i refî‘u’ş-şân-ı hâkânî es-Seyyid Ömer -zîde şerefuhû- her vechle mahal ve
müstahak olmağın tevcîh olunup yedine berât-ı şerîfim verilmek ricâsıyla kadısı
176

Mevlânâ Sâlih -zîde fazluhû- arz etmeğin vâki‘ ise sadaka edüp bu berât-ı hümâyûnu
verdim ve buyurdum ki ba‘de’l-yevm merkûm es-Seyyid Ömer varup müteveffâ-yı
[merkûm] yerine zikr olunan evkâfın mütevellîsi olup hizmet-i lâzımesin mer‘î ve
mü’eddâ kıldıkdan sonra yevmî bir akçe vazîfesiyle mutasarrıf olup vâkıfın rûhu ve
devâm-ı ömr ve devletimiyçün du‘âya müdâvemet göstere şöyle bilüp alâmet-i şerîfe
i‘timâd kılalar. Tahrîren fî evâhır-ı cemaziye’l-ula sene hamse ve sittîn ve mi’e ve elf.
Kostantîniyye buyuruldusudur.

Sayfa 60 Belge 145:

Hâlen Sivas vâlîsi vezîr-i rûşen Mehmed Paşa’nın haram-zâde eşkıyalarının cezâları
tertîbi

Şerî‘at şi‘âr Divriği kadısı efendi -zîde fazluhû- ve mefâhiru’l-emâcid ve’l-a‘yân Divriği
mütesellimi izzetlu ağa -zîde mecduhû- ve a‘yân-ı vilâyet ve zâbıtân ve iş erleri -zîde
kadruhüm- inhâ olunur ki mukaddemâ haklarında müte‘addid evâmir-i aliyyeler sudûr
eden başıboş levendât eşkıyaları beşer ve onar dahi ziyâde güşt ü güzâr ve envâ‘-ı
mezâlim ve ta‘addiyât ile fukarâ-yı ra‘iyyet ve ahali-i memleketi ta‘cîz ve ızrâr ve turuk
ve mesâlikde haydud ve kuttâ‘-ı tarîk ve lüsûs ve haram-zâdeler ebnâ-yı sebîlin önlerine
inüp katl-i nüfûs ve gasb-ı emvâl âdet-i müstemirreleri olup tertîb-i cezâ-yı sezâ ve
gûşmâlları (?) dikkat ve cidd ve basîret olunmak ehemm-i mehâmm-ı lâzımü’l-ihtimâm
olmakdan nâşî eşkıyaları mezbûrdan üç ve beş zuhûr edenleri heman bulundukları
mahallerde bi-eyyi hâlin ahz ve ber-muktazâ-yı evâmir-i aliyye haklarından gelinmek
ile reâyâ ve berâyâlarının refâh-ı hâl ve istirâha-i bâl ve ebnâ-yı sebîlin emn ü
selâmetleriyçün bezl-i tâb u tavân olunmak cümlenin vâcibe-i hâlleri olmağın imdi ol
makûle muzırr-ı ibâd ve muharrib-i bilâd olan başıboş erâzil ve (...) ve lüsûs ve
kuttâ‘u’t-tarîk ve haram-zâdelerin şer‘an demleri heder olup birisi iki olmayarak
haklarında sâdır olan müte‘addid evâmir-i şerîfeler mûceblerince cezâ-yı meşrû‘aları
tertîb ve ser-i maktû‘ları vukû‘u i‘lâmlarıyla Dîvân-ı Rum’a ihzâr ve terfîh-i ibâd ve
te’mîn-i bilâda sarf-ı vüs‘ ve iktidâr olunmak bâbında işbu buyuruldu tahrîr ve isdâr ve
irsâl olundu gerekdir ki şer‘ ve mübâşir ma‘rifetleri ve cümlenin ittihâd ve ittifâklarıyla
ol makûlelerden zuhûr edenlerin birisi iki olmayarak tenkîl ve tertîb-i cezâlarıyla
cümlenin emn ü refâhiyetine ihtimâm ve eşkıya zümresinin üzerlerinde olan emvâl ve
eşyâları ahz edenlere iğtinâm olunup ancak vukû‘ i‘lâmlarıyla ser-i maktû‘ları ber-vech-
i muharrer irsâl etdirilüp bu bahane ile şekâvetde alakası olmayup yoluna giden
177

ibâdullâha bir dürlü rencide ve remîde olunmayup hilâfıyla vaz‘ u hareketden tehâşî ve
hazer ve mûceb-i buyuruldu ile amel oluna deyü hükm buyurulmuşdur. Fî gurre-i S sene
1165.

Voyvoda ağa yediyle çukadâr-ı mezbûra kırk iki buçuk kuruşa hizmet verilmişdir kayd
şod.

Ödür ve Arsuşen ve Armatak karyesinin zahîre bahâ (...) içün emr-i âlî. Fî 12 S sene
1165.

Sayfa 60 Belge 146:

Düstûr-i mükerrem müşîr-i müfahham nizâmu’l-âlem müdebbiru umûri’l-cumhûr bi’l-


fikri’s-sâkıb mütemmimü mehâmmi’l-enâmi bi’r-re’yi’s-sâ’ib mümehhidü bünyâni’d-
devleti ve’l-ikbâl müşeyyidü erkâni’s-sa‘âdeti ve’l-iclâl el-mahfûfu bi-sunûf-i avâtıfı’l-
meliki’l-a‘lâ Sivas valisi vezîrim paşa -edâmallâhu te’âlâ iclâlehû- ve kıdvetü’l-kuzât
ve’l-hükkâm me‘adinü’l-fezail ve’l-kelâm mevlânâ Divriği kadısı -zîde fazluhû- tevkî‘-i
refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki sen ki Divriği kadısı mevlânâ mûmâ-ileyh
Sâlih -zîde fazluhûsun- südde-i sa‘âdetime mektûb gönderüp havâss-ı hümâyûnum
mukâta‘âtından Divriği mukâta‘ası reâyâlarından nefs-i Divriği ve tevâbi‘inden kazâ’-i
mezbûra tâbi‘ Ödür ve Arşuşin ve Armatak nâm karyeler reâyâsı bi-esrihi meclis-i şer‘a
varup reâyâ-yı mesfûrûn üzerlerine edâsı lâzım gelen beşer bölükde bir öşür ve sâ’ir
hukûk ve rüsûmların kanun ve defter mûcebince voyvoda ve taraflarından
mültezimlerine ve imdâd-ı hazariyyelerin dahi kabza me’mûra edâ edüp kusûrları
olmayup bir dürlü dahl ve ta‘arruz olunmamak îcâb etmez iken hâlen voyvoda ve
mültezimleri beş bölükde bir öşür ve sâ’ir hukûk ve rüsûmların kanun ve defter
mucebince almağa kanâ‘at etmeyüp hilâf-ı kanun ve defterden ziyâde aldığından mâ adâ
zahîre bahâ ve sâ’ir bide‘ ve mezâlim nâmıyla akçelerim olub (…) etmek ile kanun-i
akdem memalik-i mahrusemde sakin fukara-yı reâyâ bu misillü zahire bahâ ve sâ’ir
bide’ ve mezâlim nesne mutâlebesiyle ta‘addî ve rencide olunmayup men‘ ve def‘
olunmak içün hatt-ı hümâyûn-i merhamet-makrûnuma muanven emr-i şerîfim şeref-
sudûr olmuşiken yine voyvodaları memnû‘ ve mündefi‘ olmayup mukaddemâ olan
mültezimler alıverilmiş deyü hilâf-ı kanun ve mugâyir-i emr-i âlî zahîre bahâ ve sâ’ir
bide‘ ve mezâlim nâmıyla nesne mutâlebesiyle ta‘addî ve rencideden hâlî olmamağla
sen ki vezîr-i müşârun-ileyhsin ma‘rifetinle voyvodalarına zahîre bahâ ve sâ’ir bide‘ ve
mezâlim talebiyle ta‘addî etdirilmeyüp men‘ ve def‘ olunmak içün vâki‘ hâli hükm-i
178

hümâyûnum verilmek ricasıyla arz ve i‘lâm idüver (?) deyü ilhâc etmeleriyle fi’l-hakîka
kaht u galâ sebebiyle reâyâ fukarâlarının ahvâlleri diğer gün ve perişan bir dürlü zulüm
ve ta‘addîye tâkatları kalmayup ahvâli fukarâ muzdarr olmağın vâki‘ hâli emr-i şerîfim
verilmek ricâsına bi’l-iltimâs arz eyledikleri ecilden kanun üzere amel olunmak emrim
olmuşdur buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan emrim üzere amel dahi
husûs-ı mezbûra tamam hak üzere mukayyed olup göresin i‘lâm olunduğu üzere ise
eyyâm-ı sa‘âdet encâmına reâyâ ve berâyâ ve birimizde zulüm ve ta‘addî olunduğuna
kat‘an rızâ-yı şerîfim yokdur zâbıtlarına muhkem tenbîh ve te’kîd eyleyesiz ki bunların
üzerlerine edâsı lâzım gelen beş bölükde bir öşür ve sâ’ir hukûk ve rüsûmların kanun ve
defter mûcebince ve imdâd-ı hazariyyelerin dahi kabzına me’mûra edâ eylediklerinden
sonra zahîre bahâ ve sâ’ir bide‘ ve mezâlim nâmıyla nesne talebiyle zâbıtlarına bunları
ta‘addî ve rencide ve remîde etdirmeyüp zâhir olan ta‘addîsin men‘ ve def‘ eyleyesin
ba‘de’t-tenbîh memnû‘ ve mündefi‘ olmayup ol vechle zulüm ve ta‘addî eder ise vâki‘
hâli der-i devlet-medârıma arz ve i‘lâm eyleyüp min ba‘d kanun ve deftere ve emr-i
hümâyûnuma

Sayfa 61

Muhâlefet kimesneye iş etdirilmeyüp ve kaziyyede alakası olmayanları karışdırmayup


isimlerin yazup Âsitâne-i sa‘âdetime arz u i‘lâm edüp husûs-ı mezbûr içün bir dahi
emrim varmalu eylemeyesiz şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız. Tahrîren fî
evâil-i recebü’l-ferd sene hamseve sittîn ve mi’e ve elf. Mûcebince mürâsele
olunmuşdur. Kostantîniye.

Sayfa 61 Belge 147:

Divriği kādîsı izzetlû efendi -zîde fazluhû- inhâ olunur ki sâhib-i arz-ı hâlin hasmı ta‘yîn
olunan mübâşir ma‘rifetiyle ihzâr-ı şer‘ ve terâfu‘ ve ber-muktezâ-yı şart-ı vâkıf ve
senedât-ı ma‘mûlün-bihâsı mûcebince ba‘de’s-sübût tarafına zabt ve hakkı icrâ olunup
ol tarafda ihkâk olmaz ise sûret-i sicillâtıyla Dîvân-ı Rûma ihzâr olunmak deyü
buyurulmuşdur. Fî 16 L sene 1165.

Sayfa 61 Belge 148:

Devletlû ve inâyetlû merhametlû (…) hazretleri devlet ikbâl ile sağ olsun arz-ı hâl-i
kulları budur ki bu kulları Divriği kasabası sükkânından olup evlâdiyet ve meşrûtiyet
üzere dedem Hatîb Osmân Efendi merhûm bir han ve on altı aded dükkânlara mütevellî
179

iken meşrût-ı vâkıf evlâd-ı evlâdına vakf edüp evlâd-ı zükûr munkariz olup evlâd-ı
inâsdan olup dört sene zabt eyledüğim hâlde yine Divriği sâkinlerinden Hatîb oğlu
Seyyid Ebûbekir nâm kimesne evlâd-ı zükûrdan vakf-ı evvelde mütevelliyim deyü bi-lâ
sened fuzûlî hânı ve on altı dükkânları zabt edüp bu kullarına gadr-i küllî olmağla sekiz
mâhdır ki şu vilâyetde gelüp devletlû inâyetlû efendimin tarîkine gözlerim sefîl ser
gerdân oldum yedimde olan berât-ı şerîf ve fermân-ı âlî ve fetvâ-yı şerîf ve vakfiye-i
ma‘mûlün-bihâ mûcebince mübâşir kulları ta‘yîn-i huzûr-i âlîlerinde ihzâr ve şer‘le
hakkım icrâ-yı hak olunmak bâbında emr u fermân devletlû inâyetlû merhametlû
sultânım hazretlerinindir. Osman Bey

Sayfa 61 Belge 149:

Divriği kādîsı izzetlû efendi -zîde fazluhû- ve Divriği mütesellimi -zîde kadruhû- inhâ
olunur ki sâhibân-ı arz-ı hâlin hasımları ve ta‘yîn olunan mübâşir ma‘rifetiyle ihzâr-ı
şer‘ ve terâfu‘ ve ba‘de’s-sübût şer‘an îcâb eden hakkını tamamen tahsîl ve teslîm ve
icrâ-yı şer‘ edüp o tarafda ihkâk-ı hak olunmak olmaz ise sûret-i sicillâtıyla Dîvân-ı
Rûma ihzâr olunmak deyü. Fî 10 M sene 1167.

Devletlû ve inâyetlû ve merhametlû (…) hazretleri sağ olsun arz-ı hâl-i kulları budur ki

Bu kulları Divriği sâkinlerinden olup Divriği kazâsı muzâfâtından sağır taş nâm karyede
sâkin Halil oğlu Kayıkcı Mustafa ve karındaşı (...) nâmân kimesnelerde bâ-temessük
hakkım olup taleb eylediğimizde vermekde ta‘allül edüp birkaç def‘a taraf-ı şer‘îden
mürâsele tahrîr olunup mezbûrlar mütegallibeye istinâd ile itâ‘at-i şer‘ etmeyüp inâyetlû
veliyyü’n-ni‘am efendimizin eyyâm-ı devletlerinde alâ-külli hâl geçünürken el-ân
medyûn oldum (?) sâye-i devletlerinde bu kullarına gadr-i küllî olduğuna kadı efendi
i‘lâm etmeleriyle merâhim-i aliyyelerinden mercüvdür ki mübâşir kulları ihsân ve
mezbûrlarda olan bâ-temessük hakkımız tahsîl olunmak bâbında bâkî emr u fermân
devletlû inâyetlû ve merhametlû veliyyü’n-ni‘am efendim sultânım hazretlerinindir. El-
Hâc Mehmed ve el-Hâc Hasan Ömer (...) Bey.

Sayfa 61 Belge 150:

Medîne-i Divriği mahallâtından Züleyha Hatun Mahallesi sâkinelerinden fahru’l-


muhadderât Fatıma Hatun bint-i el-Hâc Hasan Ağa ve Zeyneb Hatun bint-i el-Hâc
Hasan Ağa nâmân hatunların taraflarından ikrâr-ı âti’z-zikri tescîle ve i‘tâ’-i hüccete
zât-ı mezbûretânı ma‘rifet-i şer‘le ârifân Zeyd Ağa bin Polad Ağa ve Za‘îm Ahmed Ağa
180

bin Mehmed ve Ali Efendi bin Hacı Ömer Ağa ve yeğen Bekir Ağa bin Hacı Mustafa
Efendi nâmûn kimesnelerin şehâdetleriyle sâbitü’l-vekâle za‘îm Halim (?) Çavuş Ağa
bin Hüseyin Ağa bi’l-vekâle ve yine karındaşı Hasan Ağa’ya vekâleten ve kendine
asâleten huzûr-i şer‘de yine bâ‘isü’l-vesîka Osman Efendi mahzarında takrîr edüp
müvekkilerimin ve karındaşım Hasan Ağa’nın ve benim mülkiyet üzere müşâ‘-i
müşterek mutasarrıf olduğumuz taraf-ı şimâli Rıdvan-zâdeler ve taraf-ı yemîni Ferhad-
zâdeler ve bazen Turgut oğlu ve taraf-ı esfeli Hacı Osman Ağa ve taraf-ı ulyâsı tarîk-i
âmm işbu hudûd ile mahdûd bağlarımızı kürûmuyla ve eşcârıyla ve büyût-i adîdesiyle
ve cemî‘-i tevâbi‘ ve levâhıkıyla tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî ve şurût-ı müfsideden
ârî râyic semen-i misli bin elli kuruşa herbirlerimiz işbu Osman Efendi’ye bey‘ ve
temlîk ve teslîm-i mebî‘ ve kabz-ı semen eyledik dedikde bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ikrâr-
ı meşrûhasını mukarrun-leh Osman Efendi vicâhen ve şifâhen tasdîk bir-le kayd şod.

Şühûdü’l-hâl: Murad Ağa-zâde Ali Efendi, birader Ebûbekir Ağa ve Hasan Ağa ve
Ömer Ağa ve Mustafa ve İsmail Ağalar, Yıldırım-zâde Seyyid Ali Efendi, Saçlı oğlu
Za‘îm Ahmed Ağa, Uryânî Hasan Beşe, Karababa-zâde Ebûbekir Ağa, Polad Ağa-zâde
Zeyd Ağa, Süleyman Ağa-zâde İbrahim Ağa bin Osman Ağa, Bekir Bey bin Hamîs
Paşa, Ömer Bey-zâde Hacı Hüseyin, Rıdvân Bey-zâde Hasan Ağa, Ömer Ağa bin Zeyd
Ağa, Müftî Efendi Hazretleri, (...) Efendi, Erçüklü-zâde Ömer Ağa ve oğulları Osman
ve Alişir.

(silik)

Tahrîren fî evâhır-ı saferu’l-hayr sene seb‘a ve hamsîn ve mi’eteyn ve elf.

Sayfa 62 Belge 151:

35 Diyarbekir valisi Mustafa Paşa Hazretlerinin zahîrecisine iki def‘a hizmet

75 Vezîr-i müşârun-ileyh hazretlerine şa‘îr bahası kîle 15

16 Vezîr-i müşârun-ileyh hazretlerine yağ ve pirinç akçesi

80 Vezîr-i müşârun-ileyh hazretlerine verilen Durduoğlu’nun atı bahâsı

10 At-ı mezbûru getüren adama hizmet

28 Sivas tarafına (...) getüren ağalara masraf ve kahve

20 Sadr-ı a‘zam çukadârını getüren Sivas ağalarına masraf


181

62 Ma‘den tarafından gelen (...) mükârîlerine verilen kira akçesi

362

14 Mustafa Paşa Hazretlerine verilen lahm bahâsı

20 Sivas valisi tarafından isti‘câle gelen tatara hizmet

13 Bin yüz altmış altı senesine mahsûben şehr kethüdâsının donluğunun


ale’l-hesâb teslîm

23 Mustafa Paşa Hazretlerine verilen etmek akçesi ma‘a çuval

1000 Sivas valisi hazretlerine vilâyetden verilen ve ma‘a çukadâr ağaya hizmet

1396

140 Mütesellim ağaya tahsîldâriye

60 Kadı efendiye harc-ı imzâ

10 Kadı efendinin Mustafa Paşa Hazretlerine gitdikde masrafı

8 Kâtibiye

3 İhzâriye

10 Kadı efendinin hüddâmlarına

1627

60 Pengan karyesine imdâd

40 Zamara karyesine imdâd

45 Ödür ve Arşuşin karyelerine imdâd

720 Bin yüz altmış altı senesine mahsûben menzilcilere verilen ale’l-hesâb

24 Sivas’a giden na‘l ve mıha kira akçesi

2616 yalnız iki bin altı yüz on altı kuruşdur. Fî 20 R sene 1166.

Sayfa 62 Belge 152:

Vech-i tahrîr-i hurûf budur ki

Mukâta‘a-i Divriği öşr-i galâlı ber-vech-i iştirâk bâ-berât-ı âlîşân mutasarrıf olduğumuz
Divriği mukâta‘asının işbu bin yüz altmış yedi senesine mahsûben martı ibtidâsından
182

şubatı gâyetine gelince dek zabt u rabt taraflarımızdan işbu dârende-i temessük izzetlû
Şâkir el-Hâc Ali Efendi -zîde kadruhûya- deruhde ve iltizâm olunup ol dahi bedel-i
iltizâmı kabûl eyleyüp efendi mûmâ-ileyhin zabt u rabtı içün yedine işbu temessük
verildi gerekdir ki vech-i meşrût üzere mukâta‘a-i mezbûru bu sene tamamına dek martı
ibtidâsından şubatı gâyetine gelinceye dek ez-kânûn-i kadîm zabt u rabt oluna geldiği
minvâl üzere efendi mûmâ-ileyh dahi ol vechle zabt u rabt eyleyüp öteden beru
taraflarına hâsıl ve â’id olan resm-i serbestiyyet üzere mukâta‘a-i mezbûre mefrûzu’l-
kalem ve maktû‘u’l-kadem min külli’l-vücûh serbest olup ve serbest üzere zabt edüp ez-
mugâyir-i kânûn-i kadîm âhardan ve taraflarımızdan bir kimesne dahl ve ta‘arruz
etmeyüp sene tamamına dek mahsûlâtı ve râci‘i olan rüsûmâtı cüz’î ve küllî her ne ahz
ve kabz edüp kanunu üzere zabt ve rabt etmek şartıyla martı ibtidâsından şubatı
gâyetine dek efendi mûmâ-ileyhe tevfîz olunmuşdur ve taraflarımızdan zarar mütâlebesi
olunmamak üzere yedine işbu temessük-i öşr-i galâl ve sâ’ir bâd-i havasıyçün
verilmişdir bi-avnillâhi’l-melik-i vehhâb bi-rabbi’l-ibâd. Fî 1167.

Halil ve Mehmed mutasarrıf-ı mukâta‘a-i mezbûr.

El-Hâc Süleyman mutasarrıf-ı mukâta‘a-i mezbûr.

Abdullah mutasarrıf-ı mukâta‘a-i mezbûr

Kâsım mutasarrıf-ı mukâta‘a-i mezbûr

El-Hâc (...) mutasarrıf-ı mukâta‘a-i mezbûr

Sayfa 63 Belge 153:

Nefs-i şehir müslümanları 150

Nefs-i şehir zimmîleri 400

Pür Nasur 8

Gümüş Vengi

Kelcik 25

Morvana 16

Hurnaval 20

Zengi 37
183

Savrun 14

Nurşun 14

Kâlun 11

Erikli 13

Doğan 2

Nurdin 1

Kesme 45

Zamara 180

Pengan 180

Ömerli 3

Karsıcak 10

Karakeban 13

Hennûre 45

Üçüğü Nurdin 22

Kürdlerli 35

Ağıl Deresi 15

Zanzana 26

Zağnik 3

Hotürk 5

Behik 35

Zinekâr 30

Gedenik 8

Fenik 3

Ekrek 3

Örenik 30

Merendi 13
184

Hami 25

Kal‘a Dibi 25

Kâfir Damı 10

Hazgerek 26

Ahî Köyü 13

Hars 10

Karasar 15

Bahtiyar 3

Susuz Viran 18

Vazandan 15

Örik 18

Mürselli 35

Venik 12

Ödek 27

Göresin 23

Kızılca Viran 14

Şeki Kâfir 7

Günduran 28

Kümesker 9

Vartan 26

Karsı 20

Pağnik 15

Hapa 2

Üçpınar 23

Temsi Ulyâ 25

Gödeş 17
185

Olukman 12

Anzagir 30

Tülenk 30

Kerkedi 10

Kömek 10

Görgüsu 5

Togot 120

Ortaköy 7

Decdeker 7

Eleski 3

Darıkân 4

Livanî 18

Gümelderim 7

Ağçadam 4

Beşmikdâr 4

Kâhdik 15

Haçke 13

Sevir 30

Pödge 70

Birestik 70

Palha 25

Kamho 20

Areke 40

Merçenke 3

Çaltı 20

Sağır Taş 6
186

Çedime 7

Armotak 16

Ovacık 2

Pengan 13

Arşuşin 50

Ödür 100

Fî 25 R sene 1166.

Hurrira hâze’d-defter bi-ma‘rifeti’l-ahâlî (…) el-fakîr ed-dâ‘î (…) es-Seyyid İbrahim el-
kadı bi-medîneti Divriği ufiye anh.

Sayfa 64 Belge 154:

Düstûr-i mükerrem müşîr-i mufahham nizâmü’l-âlem müdebbiru umûri’l-cumhûr bi’l-


fikri’s-sâkıb mütemmimü mehâmmi’l-enâm bi’r-re’yi’s-sâ’ib mümehhidü bünyâni’d-
devleti ve’l-ikbâl müşeyyidü erkâni’s-sa‘âdeti ve’l-iclâl el-mahfûfu bi-sunûf-i avâtıfi’l-
meliki’l-a‘lâ Sivas valisi vezîrim paşa -edâmallâhü te’âlâ iclâlehû- ve kıdvetü’l-kuzât
ve’l-hükkâm me‘adinü’l-fezail ve’l-ikrâm Divriği kadısı ve (...) zîdet (...) tevkî‘-i refî‘-i
hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki İstanbul sâkinlerinden sarrâf tâ’ifesinden Azer ve
şerîki Serkiz nâm zimmîler südde-i sa‘âdetime arz-ı hâl edüp bundan Divriği kazâsı
sâkinlerinden Turşetunlu oğlu Hacı (...) demekle ma‘rûf kimesne zimmetinde bin yüz
altmış senesinden bir memhûr temessükü mûcebince (...) kefîlinden yirmi iki bin beş
yüz kuruş alacağı hakkı olmağla bugün yarın deyü avk-ı te’hîr ve meblağ-ı mezbûr ile
malı olup mürâbaha vermekde âciz kalup ve mezbûre (...) a‘yân ve Câbir’den Vezman
(?) oğlu demekle mezbûr Mehmed’in vârisleriyle yekden ve bir vechle hak ve hak
ikrârları olmayup ahvâlleri diğer gün olmağla şer‘le görülüp memhûr temessükü
mûcebince zikr olunan hakları tamamen tahsîl ve alıverüp ihkâk olunmak bâbında
mukaddemâ istid‘â ve mahallinde görülüp ber-mûceb-i temessük zimmetinde sâbit olan
hak tahsîl ve tarafından kabzına me’mûra teslîm etdirilmek içün sen ki vezîr-i müşârun-
ileyhsin selefin ve Divriği kadısına hitâben sâdır olan emr-i celîl-i şerîfim mübâşir
ta‘yîn olunan Sadr-ı A‘zam çukadârlarından Arabgirli Çukadâr İsmail -zîde kadruhû-
mübâşeretiyle mahalline vurûdunda mezbûr ile mahallinde şer‘ vâki‘ olundukda
187

asâleten ve kefâleten zimmetinde ol mikdâr kuruş haklarını ziyan (?) olmuş iken mezbûr
(...) nâşî (...) (silik)

Sayfa 64 Belge 155:

Divriği nâ’ibi efendi voyvodası ta‘yîn olunan mübâşir ma‘irifetiyle sâhibler (?)
müşterekleri mezbûrlardan şer‘le zâhir olan hukûk-i sahîha ve ihkâk ve i‘zâm olunmak
deyü. Fî 16 Ş sene 1170.

Divriği kadısı efendi voyvodası ta‘yîn olunan mübâşir ma‘rifetiyle subaşı mezbûr bâ-
berât-ı âlî-şân mutasarrıf olan (...) şer‘le tahsîl ve icrâ-yı hak olunmak içün alâ eyyi hâl
Dîvân-ı Rûma ihzâr eyleyesiz deyü. Fî 20 Ş sene 1170.

Sayfa 65 Belge 156:

Mûcebince amel ve hilâfından be-gâyet hazer ve mücânebet eyleyesin

Düstûr-i mükerrem müşîr-i müfahham nizâmü’l-âlem müdebbiru umûri’l-cumhûr bi’l-


fikri’s-sâkıb mütemmimü mehâmmi’l-enâmi bi’r-re’yi’s-sâ’ib mümehhidü bünyâni’d-
devleti ve’l-ikbâl müşeyyidü erkâni’s-sa‘âdeti ve’l-iclâl el-mahfûfu bi-sunûfi avâtıfi’l-
meliki’l-a‘lâ Sivas valisi vezîrim el-Hâc Abdurrahman Paşa -edâmallâhü te’âlâ bi’l-
iclâl- tevkî‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki sen ki vezîr-i müşârun-ileyhsin
zabt-ı memleteke ve def‘-i mekâbir-i erbâb-ı şekâvete sâhib-i liyâkat ve iktidâr olup
vüfûr şecâ‘at ve hamâsetine i‘timâd kesr-i (...) bâb-ı şekâvet ve def‘ ve ref‘-i ashâb-ı
fesâd ve habâset husûslarına emsâlinden ziyâde ihtimâm eylemek irâdesine mebnî ve
bast-ı Rûmda vâki‘ mevâtı-i ikdâm-i erâzil ve (...) olan Sivas eyâleti mahsûsan sana
tevcîh ve ihsân olundukdan sonra dâhil-i eyâletinde kapusuz başıboş levendât
eşkıyâsının gasb-ı emvâl ve ebnâ’-i sebîle zulüm ve ta‘addî fukarâ-yı ra‘iyyete hasâret
eyledikleri bundan mukaddem sem‘-i hümâyûna lâhik oldukda dâhil-i hükûmetinde olan
bu gûne eşkıyanın ahz ve istîsâllerine (...) heder ve at ve bastları katl edenlerin olmak
üzere def‘-i mazarratlarına ihtimâm eylemek üzere birkaç def‘a emr-i şerîfimle sana
tenbîh-i ekîd olunup imtisâl bu misillü şekâvet-i şenî‘aların ahz ve tenkîlleriyle levs-i
eşkıyadan tathîr-i memlekete (...) ve mübâderetin haberler ta‘âkul eylemek lâzım iken
eyâlet-i Sivas güya validen tehi ve hâlîdir mülâhazasıyla hükûmetin dâhilinden
Osmancık’dan nihâyet-i eyâletin olan mahallerin (silik) yine başıboş levendât eşkıyası
münfek olmayup (...) ebnâ’-i sebîle ve fukarâ-yı ra‘iyyete îsâl-i mazarratda hâlî
olmadıklarını bu hilâlde ol havâlîde der-i aliyyeme gelenler dahi haber vermeleriyle bu
188

sûretde sana olan tenbîhât-ı hümâyûnumun bir fâ’ide ve semeri hâsıl olmayup bu
harekâtın hakkında mazmûn olan dirâyet ve hamiyete münâfî olduğundan gayrı senin
Sivas valisi olmaman maksûr ancak bu gûne başıboş levendât eşkıyasının ahz ve
istîsâlleriyle te’mîn-i tarîk ve memleket olduğu (silik) iken (...) makâbirine gaflet ve
rehâvet ile kahr u nikâl-i eşkıyada bu mertebe kusûr ve fütûr eylemek bâ‘is-i istısrâb ve
isti‘câb olmuşdur muzmir-i zamîr-i hüccet tahmîrli olan cevher gayra ve izhâra
müsâra‘at ve mukaddemâ sâdır olan emr-i şerîfim mûcebince amel ve hareket ve havza-
i hükûmetindedir küllî bel ve ol havâlîde ve sâ’ir her ne mahalde başıboş levendât
eşkıyası var ise kat‘an himâye eylemeyüp (…) vehâmet göstermeyüp emân ve zaman
vermeyerek ahz ve i‘dâmlarıyla tasfiye-i himmetine mübâderetin mülûkânem olmağın
bu def‘a seni Rakka’da gafletden îkâzen hatt-ı hümâyûn-i (...) makrûnumla mu‘anven
işbu emr-i âlî-şânım isdâr ile vusûlünde hâb-ı gafletden bîdâr ve hükûmetin etrâf ve
enhâsına nigâh ve endâz-ı intibâh ve iktidâr olarak dâhil-i eyaletinde her ne mahalde
başıboş levendât eşkıyası var ise terk-i rehâvet ve âlet ile bâkî hal her ne tarîkle olursa
olsun ana getürüp ahz ve ukûbât-ı lâyıkalarını tertîble ve icrâ ile şer ve mekrlerinden
ebnâ’-i sebîlin ve zu‘afâ’-i ra‘iyyetin (...) sa‘y ve dikkat ve bundan sonra gelenlere
hükûmetin dâhilinde ve fücûr eşkıyanın haberi (...) ve sem‘-i mülûkâne eylemek senâr-i
vüs‘ ve tâkat ve tedârik-i (...) ihtimâm ve gayret eylesin ol havâlîde gelenlerden ve
reftârında yevmen fe-yevmen su’âl ve tefahhusdan ihsân olunan şöyle ki bundan sonra
emr-i siyasetde ve zabt ve mühâkata memleketde rızâ-yı hümâyûnumun hilâfı rehâvet
ve iğmâzın mesmû‘ olmak lâzım gelür ise özür ve cevâbın isgâ olunmayup vehâmet-i
âsî sana râci‘ olacağı muhakkak ve mukarr bilüp ana göre basîret ve intibâh üzere
hareket ve ser-mû hilâfından gâyetü’l-gâye hazer ve mücânebet eylemek bâbında
fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur buyurdum ki vusûlünde bu bâbda vech-i meşrûh
üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-i
itâ‘at-makrûnuyla âmil olup ser-mû hilâfından gâyetü’l-gâye hazer ve mücânebet
eyleyesin şöyle bilesin alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasın. Tahrîren fî evâ’il-i şehr-i Zilhicce
li-sene seb‘în ve mi’e ve elf. Bi-mahrûse-i Kostantîniyye.

Tevasül el-vâlî Mehmed Müftî-zâde el-Kadı bi-medîne-i Sivas (...) el-fakîr ed-dâ‘î.

Sayfa 65 Belge 157:

Şeri’at-şi‘âr Sivas ili Divriği ve Ekin ve Arabgir kadıları efendiler -zîde fazluhüm- ve
mefâhiru’l-emâsil ve’l-akrân voyvodaları ve kethüdâları ve yeniçeri serdârları ve a‘yân-
189

ı vilâyet iş erleri ve darb-ı harbe kâdir ahaliler inhâ olunur ki kalem (?) ve hükûmetimiz
olan eyâlet-i Sivas’ın elviye ve kazâlarından kapusun levendât eşkıyası her ne mahalde
zuhûr ederse ol mahallerin ahalileri bi’l-ittifâk üzerlerine varılup kat‘an emân ve zaman
vermeyüp cezâ-yı sezâların tertîb ve ser-i maktû‘ları irsâl ve eğer kesret ile zuhûr eder
ise ılgar ile tarafımıza i‘lâm ve ihbâr îsâl eyleyesiz deyü bundan akdem bi’d-defe‘ât
tarafımıza hitâben şerefsudûr eden evâmir-i aliyyeler mûceblerince mü’ekkede
buyuruldularımız ile tenbîh olunmuş iken tenbîhât-ı ekîdemiz (silik) bu ana gelince
gerek ol makûle eşkıyanın kazâlarınıza uğrayup fukarâ-yı ra‘iyyete îsâl-i
mazarratlarından ve zuhûr ve mürûrundan tarafımızı yalnız (silik) ile dahi habîr ve âgâh
eylemediğimiz içün cümleye töhmet-i azîme olup haklarınızdan gelinmek lâzım hâlde
iken imhâle ruhsat verildiği taksîrâtımıza mahmûl olup bu def‘a yine bilâd ve ibâd ol
makûle levendât eşkıyasının keyd ü şekâvetlerinden ve ebnâ’-i sebîle îsâl-i
mazarratlarından te’mîn ve tathîr olunmasını nâtık hatt-ı hümâyûn mevhibe makrûn ile
mu‘anven sâdır olan emr-i celîlü’ş-şânın sûreti ihrâc ve ne gûne ekîd ve şedîd olduğu
ma‘lûmlarınız olmak içün tarafınıza gönderilmekle Dîvân-ı Rûm’a işbu buyuruldu tahrîr
ve isdâr ile irsâl olunmuşdur inşallâhu te’âlâ vusûlünde gerekdir ki keyfiyet mantûk-i
emr-i âlîden ma‘lûmlarınız oldukda bu (...) sâ’ire kıyas olunmayup bu def‘a bu emr-i
celîlin hilâfından olanlar ancak tertîb-i cezâ ile mücâzât olunacaklarını mahtûm bilüp ve
buyuruldularımızı cümleye i‘lâm ve işâ‘at edüp el-yevm ol makûle levendât eşkıyası
kazâlarınızda var mıdır yok mudur veyahud âhar mahalden gelüp mürûr edeceklerinin
haberi vârid olmuş mudur istihbâr olduğu gibi mikdârı tasrîhiyle ibtidâ-yı emirde ılgar
ile tarafımıza i‘lâm (…) bilüp sizler dahi cümleye tenbîh

Sayfa 66

Ve darb-ı harbe kâdir olanları hâzır ve müheyyâ ve der‘akab üzerlerine hücum ve


demleri heder olup kat‘an emân ve zaman verilmeyüp mukâtelelerine ikdâm ve at ve
emvâl her nesi var ise katl edenlere in‘âm ve bu vechle tahsîl-i niknâm edüp ma‘âzallâhi
te’âlâ bu tenbîhâtdan sonra yine ke-mâ fi’l-evvel eşkıya zuhûrlarında ve mürûrlarında
ve istihbârlarında mikdâr-ı (...) ve rehâvet ile tarafımıza i‘lâm eylemekde ve üzerlerine
varılup icrâ-yı emr-i âlî eylemekde rehâvet ve tekâsülünüz istimâ‘ olunurlar ukûbât-ı
lâyıkalarınız icrâ olunmakda iştibâh olunmayup mûceb-i buyurulduyla amel ve
hilâfından hazer eyleyesiz deyü buyurulmuşdur. Fî 19 R sene 170.
190

Sayfa 66 Belge 158:

Şeri’at-şi‘âr Divriği sancağında vâki‘ olan kazâların kadıları efendiler -zîde fazluhümâ-
ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-a‘yân voyvodaları -zîde mecdühümâ- ve mefâhiru’l-emâsil
ve’l-akrân a‘yân-ı vilâyet -zîde kadruhüm- inhâ olunur ki işbu bin yüz yetmiş bir senesi
Muharremi i‘tibâriyle eyâlet-i Sivas’da tahsîli fermân-ı âlî buyurulan on altı bin beş yüz
kuruş imdâd-i hazariyyemiz def‘aten Sivas mahkemesinde ma‘rifet-i şer‘de a‘yân
ittifâklarıyla eslâfımızın tahsîl eyledikleri vech üzere enfa‘-ı fukarâ-yı ra‘iyyet içün
topdan eyâlet-i merkûmenin elviye ve kazâlarına tevzî‘ ve taksîm olunup kıbel-i şer‘den
muhrec memhûr ve mümzâ pusula mûcebince sancağım mezbûr kazâlarına yalnız altı
yüz doksan buçuk kuruş isâbet etmekle imdi meblağ-ı mezbûru livâ’-i mezbûr
kazâlarına ma‘rifet-i şer‘le ve ta‘yîn olunan mübâşir ma‘rifetiyle ve cümlenin
ihtimâmıyla ta‘dîl ve tesviyeden tevzî‘ ve mahallerinden acâleten tahsîl ve mu‘temed
adamlarınız ile taraf-ı hazînemize bir an (?) akdem edâ ve teslîminizi müş‘ir hulûs
senedi ahz eylemeniz bâbında Dîvân-ı Rûm’dan buyuruldu tahrîr ve isdâr ile irsâl
olunmuşdur inşallâhu te’âlâ vusûlünde gerekdir ki meblağ-ı mezbûru ale’t-ta‘cîl
mübâşir-i merkûm ma‘rifetiyle mu‘temed adamınız yediyle teslîm-i hazînece edüp
mûceb-i buyuruldu ile amel ve hilâfından tahazzür ve tehâşî eyleyesiz deyü
buyurulmuşdur. Fî gurre-i M sene 171.

Sayfa 66 Belge 159:

Livâ’-i Divriği ma‘a kazâlar

İki taksittir

690.60 Yalnız altı yüz doksan kuruş altmış akçedir.

İmdâd-ı hazariyye ber cânib-i vâli-i eyâlet-i Sivas Devletlû ve inâyetlû el-Hâc
Abdurrahmân Paşa der-mahsûb. Fî gurre-i Muharrem sene 1171.

Ahrecehû ani’s-sicilli’l-mahfûz (...) el-fakîr ed-dâ‘î Mehmed Müftî-zâde el-kadı bi-


medîneti Sivas gufira leh.

Sivas valisi düstûr-i mükerrem el-Hâc Abdurrahman Paşa Hazretlerinin imdâd-ı


hazariyyeye gelen el-Hâc Hüseyin Ağa’ya olunan masrafı beyan-ı

Masrafı Üç gecelik Kara Mahmûd-zâde’nin 31

Hacı Veli Ağa’nın Masrafı dört gece Molla Ali yediyle 32,5
191

Mübâşir hizmet 70 Elli kuruş Süleyman Bey’in on kuruş Seyyid Sâlih Ağa’nın on kuruş
Molla Ali’nin

Delibaşının ahz eylediği Hâbil Bey ve Deli Musa içün cümle ma‘rifetiyle verilen

600

20 Yirmi kuruş Sivas’da Hâbil Bey’in verdiği

15 Biniş akçesi Molla Ali yediyle

20 Delibaşının adamlarına verilen hizmet ve (...) Molla Ali yediyle

10 Kara Ali Ağa’ya Sivas’a gidince harclık Molla Ali yediyle

665

8 Yılandilli oğluna verilen

10 Yusuf bölükbaşına verilecek

10 Çermeli oğluna Sivas’a gittiğiyçün verilecek hizmet

9 Yusuf bölükbaşının bindiği bargire kira voyvoda Hacı Ömer Ağa yediyle

30 Kara Ali Ağa’ya Sivas’a gittiğiyçün verilecek

5 Aydın oğlu Ömer Ağa’ya delibaşının yanına gittiğiyçün

737

Sayfa 67 Belge 160:

Merkûme ma‘rifetiyle (silik) (...) teslîm etdirmek bâbında müceddeden emr-i şerîfim
ricâ ve dîvân-ı hümâyûnumda muhafaza olan kuyûd-i ahkâma mürâca‘at olundukda (?)
yüz altmış dokuz senesi evâsıt-ı Zilka‘desinde emr-i şerîfime verdiği mestûr ve (...)
olmağın müte‘addid sâdır olan emr-i şerîfim mûcebince amel olunmak emrim olmuşdur
buyurdum ki hükm-i şerîfim vusûl buldukda bu bâbda mukaddemen ve hâlen sâdır olan
emr-i şerîfim mûcebince amel dahi müşîr-i merkûm mûmâ-ileyh ma‘rifetiyle ihzâr-ı
hasım kılup mukaddemen def‘-i şer‘a görülüp kabz olunmayan husûsiyle tamamen
mukayyed (?) olup görünen i‘lâm olunduğu üzere ise ol bâbda muktezâ-yı şer‘-i
kavîmle amel edüp dahi vech-i meşrûh üzere mezbûrun temessükü mûcebince
zimmetinden te’mîn-i vezâyifi olan ol mikdâr kuruş hakkına hükm edüp tamamen tahsîl
ve tarafından kabzına me’mûra teslîm edüp mezbûr bî-vech-i şer‘î ta‘allül ve nizâ‘
192

etdirmeyüp icrâ-yı şer‘ ve ihkâk-ı hak eyleyesiz min ba‘d (...) ve emr-i hümâyûna
muhâlif kimesneye iş etdirmeyüp ve kaziyyede alâkası olmayanlar kat‘an karışdırmayup
(...) isim ve resimleriyle yazup Âsitâne-i sa‘âdetime arz ve i‘lâm eyleyüp husûs-ı
mezbûr içün bir dahi emr-i şerîfim varlamu eylemeyesiz şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe
i‘timâd kılasız. Tahrîren fî evâsıt-ı cümâde’l-âhire sene seb‘în ve mi’e ve elf. El-fakîr
İbrahim el-Mevlâhilâfe bi-medîneti Divriği.

Sayfa 67 Belge 161:

Şerî‘at-şi‘âr Divriği kadısı Efendi -zîde fazluhû- ve kıdvetü’s-sikât ve’l-müstahfızîn


kal‘a dizdâr -zîde hıfzuhû- inhâ olunur ki kal‘a-i mezbûrenin müstahfızı neferâtının
mevcûd ve nâ-mevcûdların ve derûn-i kal‘ada olan top ve cebehânenin ve mühimmât-ı
sâ’iresinin yoklanması mu‘tâd olmağla imdi ma‘rifet-i şer‘le ve mübâşir ma‘rifetiyle
ru’yet olunup neferâtı tamamen mevcûd mudur değil midir ve mühimmât-ı cebehâne
tekmîl üzere midir sıhhati üzere Dîvân-ı Rûma i‘lâm olunmak bâbında işbu buyuruldu
tahrîr ve isdâr ve ile irsâl olunmuşdur inşallâhu te’âlâ vusûlünde gerekdir ki ber-vech-i
meşrûh yoklanup sıhhati ve hakîkati üzere Dîvân-ı Rûma i‘lâm edüp mûceb-i
buyurulduyla amel ve hilâfından hazer eyleyesiz deyü. Fî 25 N.

Divriği nâ’ibi efendi ve voyvoda ta‘yîn olunan mübâşir ma‘rifetiyle hakâyik-i hâlin
müşterekleri (?) mezbûrlardan şer‘le zâhir olan hukûk-i sahîhası ve ihkâk-ı hak
olunmak. Fî 16 Ş.

İşbu (...) nâ’ibi ve subaşısı sâhib-i arz-ı hâlin (?) öküzlerin ma‘rifet-i şer‘le ve ta‘yîn
olunan mübâşir ma‘rifetiyle mezbûrdan tahsîl ve icrâ-yı hak edüp sıhhati üzere (silik)

Sayfa 68 Belge 162:

34 (?) Morvana’nın (?) imdâdı

11 Kethüdâyerinin Zanzana karyesine

22 Dizdâr Ağa’nın Üçpınar imdâdı

33 Menzilciye verilecek akçe

Dizdâr Ağa’nın Üçpınara imdâdı menzilciye verilecek akçesi kuruş otuz üç

Dizdâr Ağa ba‘de’s-selâm inhâ olunur ki Üçpınar karyesi sâkinlerinden İse oğlu
193

Sayfa 68 Belge 163:

Rabiu’l-ahirin onyedinci günü yevm-i ehad inşallâh hayra alâmet azîm rüzgar esdiği bu
mahalle kayd şuden bu alâmet hayırdır deyü tefe’ül olundu.

Sayfa 68 Belge 164:

Kara Mehmed Mirza Abdurrahman Ağa bi’l-asâle ve bi’l-vesâye ve Ahmed Ağa bi’l-
asâle ve Ali Ağa meclis-i şer‘de Hacı Osman Ağa mahzarında takrîr-i kelâm edüp
Şâtıroğlu Mahallesinde vâki‘ yoncalığımızı seksen beş kuruşa bey‘ ve semenini ahz bir
tarafı kendi Hacı Osman Ağa ve bir tarafı Mekirdic (?) ve bir tarafı tarîk-i âmm işbu
yoncalığı bey‘ eyledikleri kayd şod. Fî 23 Ca sene 1184.

Şühûdü’l-hâl: Ömer Bey, Hacı Şeyh Efendi, Kara Mahmûd-zâde Ömer Ağa, Sa‘dullâh
Ağa.

Sayfa 68 Belge 165:

Devletlû merhametlû inâyetlû efendim sultân sağ olsun arz-ı hâl-i kulları budur ki bu
kulları Divriği kazâsına tâbi‘ Zamara nâm karye sâkinlerinden olup yine karye-i mezbûr
sâkinlerinden Hacı Mehmed oğlu Feyzullah ve karındaşı Süleyman nâmân eşkıyalar bir
takrîb hânıma tâlib olup vermediğim hasebiyle kendim hânımda bulunmamağla ehlim
cârınızı hânımda basup kendi hânesine götürüp kesr ve hayf ve şütûm ve itâle-i lisân ve
darb-ı şedîd ile darb ve ba‘dehû ehlim cârınızı alup terk-i diyâr edüp hânımı hâlî harâbe
deyü kulunuza gadr-i küllî ve hayf olmağla merâhim-i aliyyelerinden mercüvdür ki
hasbeten lillâhi te’âlâ mübâşir kulları ta‘yîn ve huzûr-i şerîfe ihzâr ve şer‘ile mürâfa‘a-i
şer‘ ve hakkım ihkâk buyurulmak bâbında emr-i fermân lütf ve ihsân devletlû
merhametlû inâyetlû efendim sultânım hazretlerinindir.

(...) Gülvard zimmiye

(...) Matos zimmî

Sayfa 68 Belge 166:

Hâlen medîne-i Divriği’de (...) nişîn şerî‘at-i garrâ olan efendi ve voyvodası izzetlû ağa
ve sâ’ir zâbıtân ve iş erleri inhâ olunur ki ta‘yîn olan mübâşir ma‘rifetiyle sâhib-i arz-ı
hâlin mestûru’l-esâmî olan husûsunu ahz ve mübâşir-i merkûma teslîm ve tarafımıza
i‘lâmıyla ihzâr eyleyesiz deyü. Fî 13 Ca sene 1184.
194

Sayfa 68 Belge 167:

Cümle ma‘rifeti ve ma‘rifet-i şer‘le nân-ı azîz altmış dirhem bir akçeye lahm kıyye para
(...) sekiz para kına okkası yirmi paraya sabun kıyyesi otuz paraya üzüm kıyyesi on dört
akçe pirinç revân dokuz para Malatya sekiz paraya tuzlu peynir yirmi akçeye mum
kıyyesi on sekiz para kelle bir mumbar bir para ciğer iki para.

Cümle ma‘rifeti ve ma‘rifet-i şer‘le nân-ı azîz altmış dirhem bir akçeye lahm kıyye para

Şerî‘at-şi‘âr Divriği mahallinden (?)

Mahallâtından Ayıcemen Mahallesi

Sayfa 68 Belge 168:

Arabgir kurâlarından Çit nâm karye sâkinlerinden Çolak Ahmed bin Seydî huzûr-i
şer‘de yine Arakeli Abdurrahman Bey’in torunu Ömer bin Hüseyin mahzarında takrîr-i
kelâm edüp tarih-i kitâbdan iki ay mukaddem kazâ’en Ömer bir taş atup bana rast gelüp
iki aded dişimi çıkarup mezbûrdan dişlerimin diyetini tamamen ahz ve zimmetini ibrâ’-i
âmm ile ibrâ eyledim dedikde kayd şud.

Şühûdü’l-hâl: Arakeli Hacı Mustafa, Aydın oğlu Abdullah, Neccâroğlunun damadı


Hasan Beşe.

Sayfa 69 Belge 169:

Şerî‘at-şi‘âr Divriği kadısı fazîletlû Efendi -zîde fazluhû- ve kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân


voyvodası izzetlû ağa ve serdârı ve sâ’ir a‘yân ve iş erleri -zîde kadruhüm- inhâ olunur
ki Sivas eyâleti mütesellimliği bâ-fermân-ı âlî tarafımızdan ihsân buyurulmakdan (silik)
akdem Bozok’dan (...) ve cevânib-i erba‘ayı kapusuz eşkıyalarından tathîr ede dek
Sivas’a vusûlümüz (silik) olup ol havâlîleri dahi tecessüs ve tathîr eylemek lâzıme-i
me’mûriyetimiz iken fukarâyı sıyâneten şimdilik te’hîr olunup bundan sonra dahi
başımızı kifâyet mikdârı asker ile ta‘yîn olunacağı muhakkak olmağın bu hilâlde ol
taraflarda kapusuz eşkıyaları ve sâ’ir haram-zâdeleri istîlâları olup olmadığını acâleten
tarafımıza i‘lâm eylemeniz bâbında Dîvân-ı Rûmdan işbu buyuruldu tahrîr ve isdâr ve
irsâl olunmuşdur bi-mennihî te’âlâ vusûlünde gerekdir ki vech-i meşrûh üzere dikkat ve
ihtimâm edüp mûceb-i buyuruldumuz ile amel ve hareket eyleyesiz deyü. Fî 20 B sene
1184.

(...) Hatt-ı Mustafa ser-bevvâbîn (...) mütesellim-i Sivas.


195

Sayfa 69 Belge 170:

Nurşenli arz-ı hâliyle buyuruldu kaydıdır

Devletlû inâyetlû merhametlû efendim sultânım hazretleri sağ olsun

Arz-ı hâl-i kulları Divriği kazâsına tâbi‘ Nurşun nâm karye sâkinlerinden Karaveli oğlu
Hasan Beşe ve Kara Mustafa ve Ahmed ve Esîr nâmûn kimesneler bu kullarını fuzûlî
bi-gayr-i hak darb-ı şedîd ile döğüb gûnâgûn eziyet edüp bu kullarını kâr u kesbimden
âvâre ve bîçâr (?) koyup (...) gadr-i küllî etmeleriyle merâhim-i aliyyelerinden
mercüvdür ki mübâşir kulları ta‘yîn ve ihkâk-ı hak buyurulmak bâbında emr u fermân
devletlû inâyetlû merhametlû efendim sultânım hazretlerinindir. (...) İbrahim

Sayfa 69 Belge 171:

Mefâhiru’l-kuzât ve’l-hükkâm me‘adinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Sivas eyâletinde vâki‘


kuzât ve nüvvâb -zîde fazluhû- tevkî‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki
sâbıkâ Mısır vâlîsi olup cezîre-i İstenköy’de ikâmet üzere olan düstûr-i mükerrem
müşîr-i müfahham nizâmü’l-âlem vezîrim Osman Paşa -edâmallâhü te’âlâ iclâlehûya-
avâtıf-ı aliyye-i mülûkânemden Sivas eyâleti işbu sene-i mübâreke mâh-ı şevvâl-i
şerîfin yedinci günü tevcîh ve inâyet ve ihsân ve ihsân olup eyâlet-i merkûm ve havâlîsi
cevelangâh-ı eşkıya olmakdan nâşî müşârun-ileyh cezîre-i merkûmdan hareket ve
mahalle-i vürûd edinceye değin eyâlet-i mezbûreyi hıfz u hirâset-i memleket ve himâyet
ve sınâyet-i ahali ve ra‘iyyete kâdir ceri ve cesur bir mütesellim nasbından lâ-büd ve
kıdvetü’l-emâcid ve’l-a‘yân Benli Yusuf -zîde mecduhû- evsâf-ı mezbûre ile muttasıf ve
mücerrebü’l-etvâr olduğundan ahali-i memleketi hıfz u hirâset ve fukarâ-yı ra‘iyyeti
himâyet ve sıyânet etmek üzere mütesellimlik umûrunu âharı (...) dahl ve ta‘arruz
etdirilmemek üzere bâbında emr-i şerîfimiz (?) mezbûr mûmâ-ileyh zabt ve müşârun-
ileyh tarafına râci‘ olan tayyârât ve â’idât-ı sâ’iresi ahz ve kabz etdirilüp mütesellimlik
umûrunu âharı dahl ve ta‘arruz etdirilmemek bâbında emr-i şerîfim sudûrunu vezîr-i
müşârun-ileyhin kapu kethüdâsı vekîli olan Hacegân-ı dîvân-ı hümâyûn kıdvetü’l-
emâcid Mehmed -zîde mecduhû- arz-ı hâliyle istid‘â etmekle vech-i meşrûh üzere amel
olunmak fermânım olmağın sen ki mûmâ-ileyh mütesellimlik-i mezbûru mûmâ-ileyh
zabt ve müşârun-ileyh tarafına râci‘ olan tayyârâtı avâ’idât-ı sâ’iresini tarih-i
mezbûreden ahz ve kabz etdirilüp mütesellimlik umûruna âharı dahl ve ta‘arruz
196

etdirilmemek bâbında fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur vusûl buldukda vech-i meşrûh
üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-
i itâ‘at-makrûnuyla âmil olup hilâfından gâyetü’l-gâye hazer ve mücânebet eyleyesiz
şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız. Tahrîren fî evâ’il-i şevvâl el-mükerrem sene
erba‘ ve mi’eteyn ve mi’e ve elf.

Mûceb-i emr-i âlî buyuruldu olduğu kayd şud.

Sayfa 69 Belge 172:

Şeri‘at-şi‘âr Divriği ve Arabgir ve Ekin kadıları efendiler -zîde fazluhüm- ve kıdvetü’l-


emâsil voyvodaları izzetlû ağalar ve yeniçeri serdârı ve kethüdâyerleri ve iş erleri -zîde
kadruhüm- inhâ olunur ki işbu bin yüz seksen dört senesi mâh-ı şevvâl-i şerîfin yedinci
günü eyâlet-i Sivas sâbıkâ Mısır valisi olup cezîre-i İstenköy’de sâye-i nidâz-ı iclâlde
olan devletlû ve inâyetlû Osman Paşa Efendimiz Hazretlerine avâtıf-ı aliyye-i
mülûkânemiz tevcîh ve ihsân buyurulup müşârun-ileyh efendimiz teşrîf edince dek
mütesellimlik (...) Devlet-i Aliyyede bâ-fermân-ı âlî (silik) Benli Yusuf Ağa’ya inâyet
ve ihsân buyurulmağla mûmâ-ileyh Âsitâne-i Aliyye tarafından vürûd edinceye değin
vekâletlerin tarafımızdan tefvîz ve ihâle etmekle elviye ve kazâlara i‘lân ve işâ‘ati
rüsûm-i kadîmeden olduğuna binâ’en şeref bahş-ı sudûr olan tevcîh-i emr-i şerîfin bir
kıt‘a mümzâ sûreti ihrâc ve irsâl olunmağla sûret-i emr-i âlî ve buyruldumuzu
sancaklarınıza hâvî olduğu kazâlarda ma‘rifet-i şer‘ ve cümle ahali ma‘rifetleriyle feth
ve kırâ’at ve ber-mu‘tâd-ı kadîm cümleye i‘lân ve işâ‘at ve tarafımıza i‘lâm eylemeniz
bâbında Dîvân-ı Rûmdan işbu buyuruldu tahrîr ve isdâr ile irsâl olunmuşdur bi-mennihî
te’âlâ vusûlünde vech-i meşrûh üzere mûceb-i buyrulduyla amel ve hareket eyleyesiz
ve’s-selâm.

El-Hâc Ebûbekir mütesellim-i Sivas.

Sayfa 70 Belge 173:

Oruc oğlu Seyyid Ali Beşi’nin oğlu Seyyid Nu‘man nâm derviş ammetesi Safiye
Hatundan kendine isâbet eden mîrâsını huzûr-i şer‘de da‘vâ edüp mezbûre hatunun
muhallefât-ı metrûkesi tahrîr ve ma‘rifet-i şer‘le yirmi iki kuruş mâl-i mevcûdu olup
nısfı on iki kuruşu sadriye kızı Emine’ye hisse ve on iki kuruşun altı kuruşu zevci Yusuf
Beşi’ye ve altı kuruşun üç kuruşu Derviş Nu‘man’a ve üç kuruşu gâ’ib ani’d-diyâr
197

karındaşı Bekir’e hisse isâbet edüp Nu‘man’ın hissesi kendine teslîm ve Bekir’in hissesi
Molla Mehmed’e teslîm olunmağın kayd şud.

Şühûdü’l-hâl: Ömer Bey-zâde Hacı Mehmed Ağa, Emri oğlu Mustafa Beşe, Ömer Beşe
bin Hacı Mustafa, Kara Yusuf-zâde Seyyid Ömer Ağa, Seyyid Molla Tâhir bin Hacı
Hasan, (...) -zâde Molla Hüseyin, Muhzır Kanber Beşe.

Sayfa 70 Belge 174:

Demircebel sûkunda bir bâb demirci dükkânı kethüdâyeri Mehmed Ağa’nın zevcesi
Cemile Hatun’dan esedî altmış beş kuruşa sa‘âdetlû el-Hâc Osman Ağa’ya furuht
olunmuşdur hudûdunun bir tarafı Şerife Hatun mülkü ve bir tarafı tarîk-i âmm ve bir
tarafı Kara Kollukcu mülkü ve bir tarafı Arnavud (?) ile Mustafa Ağa mülkü olduğu bu
mahalle kayd şod ve bir âhar demirci dükkânı bir tarafı Kara Kollukcu ve bir tarafı
Arnavud ile Mustafa mülkü ve bir tarafı vakıf dükkân Cemile Hatun’un kızları Şerife ve
Aişe ve Fatıma taraflarından Koca Ağa vekileri olduğuna İdris-zâde Ali Ağa ve Cüklü
Yusuf Beşe şehâdetleriyle.

Sayfa 70 Belge 175:

Kömekli Hadice ve Fatıma bint-i Ali ve Emine ve Sultan ve Safiye bint-i Ahmed ve
Esir ve Ali ve İsmail Beşe Hadice ve Fatıma ve Emine ve Safiye’nin ve Esir’in
taraflarına vekîl oğlu Mehmed Beşe bin Usta Hamza Sultan ile Ali’nin vekîli olan
Görgüsulu Topal Himmet’in oğlu Mehmed bi’l-vekâle Memiş Beşi’nin vekâletine
Sa‘dullah ve Molla Abdullah şâhid ve Mehmed’in vekâletine Kömekli Küçük Mustafa
oğlu Mahmûd ve Ya‘kub Bey şâhid mezbûrûn kızların vekîli Memiş Beşe ve Mehmed
takrîr eylediler ki Kömekli Mahmûd oğulları Mahmûd ve Ahmed’den ve Mehmed’den
babalarına ve dede ve oğlanlar mezbûrûnun miras davaları olup kırk beş kuruşa sulh ve
bedel-i sulh bi’t-tamam her birlerimiz ahz ve âmme-i da‘vâdan zimmetlerini ibrâ
eyledik dediklerinde kayd şod. Fî 5 S sene 1185.

Şühûdü’l-hâl: Sa‘dullah Ağa ve Abdullah Ağa, Ya‘kub Bey ve Mahmûd bin Küçük
Mustafa, vekîl Mehmed bin Himmet.

Sayfa 70 Belge 176:

Gökce Câmi‘ Mahallesi sâkinlerinden kendigelen Hâcı Mehmed-zâde Mustafa nâm


kimesne meclis-i şer‘de karındaşı işbu râfi‘u’l-kitâb Ali bin Hacı Mehmed kimesne
mahzarında takrîr-i kelâm edüp mahalle-i mezbûrede vâki‘ pederimizden müntakil
198

müşâ‘-ı müşterek mutasarrıf olduğumuz hânemizin benim hisseme â’id olan hânemizi
ki hudûdunun bir tarafı Helvacı ve bir tarafı Hüseyin bin Bey-zâde ve bir tarafı Çay ve
bir tarafı tarîk-i âmm işbu hudûd ile mahdûd hissemi yüz on kuruşa işbu karındaşım
Ali’ye bey‘ ve temlîk ve teslîm edüp kabz-ı semen eyledim dedikde kayd şod. Fî 17 R
sene 1184.

Şühûdü’l-hâl: Müftî Efendi, İpek Bekir Efendi, Murâd Ağa-zâde Hacı Ali Efendi,
Kethüdâ Mustafa Beşe, Penganlı-zâde Hacı Mehmed Ağa, Kara Yusuf-zâde Seyyid
Ömer Ağa, Seyyid Molla Tâhir, Muhzır Kanber Paşa.

Sayfa 70 Belge 177:

Nurşenli-zâde Ali Ağa meclis-i şer‘de yine Ovacık karyesi sâkinlerinden Gülce’nin oğlu
Seyyid Mehmed mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edüp işbu Seyyid
Mehmed’e kürek bahası yüz on kuruş alacak hakkım olmağla taleb ederim deyü da‘vâ
edüp ğibbe’s-su’âl Seyyid Mehmed cevâbında ikrâr edüp deynimdir ve lâkin sâ’ir Hacı
Veli Ağa’nın vârisleri dahi benden taleb ediyorlar anları men‘ eylesünler borcumdur
dedikde Ali Ağa cevâbında benim kendi malımdır sâ’ir vârislerin hakları var ise benden
taleb etsünler benim mirasdan olan hakkımı devr-i şer‘î eyledim artdı dedikde Hacı
Kumru-zâde Ömer Ağa ve Mehmed dahi kendi borcu olmak üzere ba‘de külli hesâb yüz
kuruş borcudur deyü edâ’-i şehâdet etmeleriyle edâsına tenbîh-i şer‘î bir-le mâ vaka‘a
kayd şod. Fî 19 Ş sene 1184.

Şühûdü’l-hâl: Hacı Burnaz Ağa-zâde Seyyid Sa‘dullâh Ağa, Deli Ali tâbi‘-i Hacı Veli
Ağa.

Sayfa 70 Belge 178:

Âşık Veli’nin oğlu Mustafa’nın vâlidesi Fatıma Kara Ahmed’in sulbî kızıdır hurriyyü’l-
asıldır deyü Kör Halil oğlu Hasan Beşe ve şâhid (...) olan Şerife bint-i Ahmed ve
Hadice bint-i Mustafa nâmân hatunların lisanından Osman Efendi bin Ali Efendi ve
Hacı Mehmed bin Halil Beşe şehâdetleriyle kayd şod. Müteveffiye Vesile bint-i Zeyneb
bint-i Fatıma olduğuna şâhidler mezbûrlar şehâdetleri ve Seyyid Nu‘man Ağa bin Molla
Ali
199

Sayfa 71 Belge 179:

(Not: Bu sayfada rakamların sonu net değil)

3 Sivas valisi Abdi Paşa tarafından kapusuz içün fermân getüren iki
çukadara (silik)

160 Abdi Paşa Hazretlerinin zahîrecisine verilen

26 Rûzî mürre on iki günlük boğaz masârıfı

1 Zahîreciye verilen kahve bir batmân

6 Rakka valisi çukadarı Hacı Hüseyin’e ve isti‘câline gelen odabaşıya


verilen (...)

22 Menzilci (...) başıya verilen menzilciye mahsûb olacakdır

2003

2 Kafirler sâ‘îsine verilen

10 Def‘a menzilciye Hacı Abdurrahman’dan havâle menzilciye mahsûb


olacakdır

10 Zanzana karyesi sâliyânından bâkî

10 Karyelerin nezir hücceti içün kadıya verilen

(?) Serdar çavuşlarına ve mahsûn akçe düşmek içün ücret verilen

10 Rakka başağasına İsmail Ağa gönderüldükde na‘l kahve ve duhân ve


kirasına hâcibler yediyle verilen

2055

(?) Rakka başağasına dört çift cizme ve bir çift mesd babucu

15 Çeribaşıya başağaya gitdikde verilen ücret

10 Sivas bağağası teftîşle geldikde verilen akçe

2 Baş odabaşına verilen

(?) Serdarlarına ve çavuşlarına verilen

7 Sivas’a giden odabaşıya verilen

1 Baş bayrakdâra verilen


200

(?) Başağaya verilen beş batmân kahve

3 Baş verilen dört parça doğancı oğlundan alınan

18 Başağaya verilen at

254

2 Toğot karyesine giden kahve ile giden iki torba

1 Kuruçay’dan gelen Bekir odabaşıya verilen hizmet

1 Doğancı oğlundan alınan iki parça

6 Arabgir’e ikicinin kılavuzuna ve bargir kirasına verilen

3700

13 Baş ağa rûzî mürre masârıfına verilen ...

18 Kemal oğluna verilen

11 Ammî-zâde Osman başıya

95 Tapik oğluna verilen

(?) Hacı Cum‘a oğlu Hacı Süleyman’a verilen

(?) Sarı Alemdarının oğluna verilen

4 Erhosluya verilen

18 Ömer Paşa oğluna verilen

90 İsmail Bey’e verilen

16 Üski oğlunun gulâmı İbrahim’e verilen. Buraya gelince Seyfi Ağa


yediyle olan masrafdır ki beyân.

30 Başağaya verilen iki parça Osman Ağa yediyle

25 Sivas’a gitdikde Ömer Efendi’ye verilen

2 Kethüdâyerine bir senelik (?) akçe mürâbahası

(?) Odabaşılarının kahve getürürken bargir kirasına verilen

200 Rakka valisinden tez içün gelen Hacı İbrahim Ağa’ya verilen akçe

20 Etbâ‘ına verilen
201

39 Hacı Hamza’dan alınan üçer parça ve Çarıkçı-zâde el-Hâc Ömer kahve


batmân 30

(?) Kahve duhân ve cizme

80 At takımıyla

12 Abdi Paşa’nın gönüller ağasına verilen parça

20 Sarı-zâde Mehmed Paşa Hazretlerinin levend içün fermân getürdikde


verilen

50 Sivas valisi Zarılı-zâde gelen iki çukadara Mehmed Ağa yediyle verilen

57 Pengan imdâdı (silik)

(?) (silik) başı ağaya giden kahve ve (silik) giden beş (silik)

Sayfa 72 Belge 180:

Hacı Şeyh Efendi huzûr-i şer‘de İmamoğlu Mahallesinde sâkine olduğum hâneden
ayrılan cins oğlanın tarlasına şuf‘adâr olduğum hasebiyle şuf‘asını tutup âhara furuht
etdiklerinde şuf‘adârıyım deyü işbu mahalle kayd olundu bu vilâyetde bulunmaz isem
tarafımdan nâ’ib Seyyid İsmail Efendi vekîlimdir şuf‘asını tutmağa kayd şod.

Şühûdü’l-hâl: Voyvoda Hacı Osman Ağa, Enverî Efendi, Nâ’ib Efendi, Keşidayı-zâde
Molla Hüseyin, Muhzır Kanber Beşe, Seyyid Molla Tahir bin Seyyid Hasan.

El-mu‘anven bi-tuğrâ-yı’s-sultânî.
202

3.BÖLÜM

BELGELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

D. SİVAS’IN İDARİ YAPISI VE İDARİ GÖREVLİLER

D.1. İdari Birimler

Osmanlı Devleti’nin idari yapısı karakteristik olarak Eyalet (Beylerbeylik, vilayet),


sancak (liva), nahiye, köy ve mezra’alar’dan meydana gelmekteydi40. Osmanlı
idaresinin en alt birimi şehirlerde mahalle, kırsal alanda ise köy topluluklarıdır. Bu
taksimat içinde eyalet en üst birimdir. Eyaletin bir alt birimi olan sancaklar, ülke
idaresinin temel birimiydi ve devlet teşkilatının çekirdeğini oluşturmaktaydı.

Osmanlılar döneminde önemli merkezlerden biri olan Sivas 1518 yılında eyalet merkezi
hâline getirilmiş ve bu dönemde Amasya Sivas’a bağlanmıştır. Kanuni Sultan Süleyman
dönemine kadar idari statüsünde birkaç defa değişiklik yaşansa da, Kanuni Sultan
Süleyman’ın İdari Kanunnamesi’nde Sivas beylerbeylik merkezi olarak geçmektedir ve
Amasya, Bozok, Canik, Divriği, Çorum, Arabgir ve merkez olmak üzere toplam 7
sancağı bulunmaktaydı. 41 1780-1781 tarihinde Sivas’ın Eyalet statüsünde olduğu
görülmektedir. 1863 senesinde yapılan teşkilatlandırma ile Sivas, vilayet yapıldı ve
Tokat, Amasya ve Şebinkarahisar sancakları da kendisine bağlandı. Daha sonraki
senelerde nahiyeler de Sivas’a bağlandı. Ancak 1922’de sancakların ortadan
kaldırılmasıyla Tokat, Amasya ve Şebinkarahisar Sivas’dan ayrıldı ve Sivas merkez
kaza dâhil 11 kazadan ibaret müstakil bir il oldu. 42

1780-1781 (H.1195) tarihli Sivas Şer’iyye Sicili’nden hareketle 9 numaralı tabloda o


dönem Sivas’a ait kaza, nahiye, kasaba ve köy adları verilmiştir.

40
Orhan KILIÇ, “XVII. Yüzyılın ilk Yarısında Osmanlı Devleti’nin Eyalet ve Sancak Teşkilatlanması”
Yeni Türkiye Osmanlı Özel Sayısı, C.6 (Teşkilat), Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 1999 s. 89.
41
Şeyma Arıkan, “3 Numaralı Sivas Şer’iyye Sicili’ nin Transkripsiyon (H.1202-1203/M.1787-1788) Ve
Değerlendirilmesi”, Erciyes Üniversitesi SBE, Kayseri 2009 (Yüksek Lisans Tezi), s. 297.
42
1967 Sivas İl Yıllığı, Doğuş Matbaası, Sivas 1967, s. 42.
203

Tablo 9: Defterde adı geçen idari birimler

KAZALAR NAHİYE KASABA KÖY BELGE NO:


Divriği 8b, 10, 38, 115,
146
Divriği 14
Divriği 34, 37, 38,39,
43, 67, 70,79,
80,92, 117,
119, 121, 122,
124, 127, 140,
149, 154, 158,
165, 170
Pödge 11
Curşin 14
Hazgerek 18
Entağra 30
Kızılca viran 35, 124
Kesme 39
Hamo 39
Heke 39
Anzagır 39, 69
Sevir 39, 71, 124
Kürdler 64
Ekin 67
Bahtiyar 78
Nurşun 82, 170
Görin 86
Togot 90, 97, 179
Serir 92
Kamhu 92, 135, 144
Vazandan 103
Arabgir 106
204

Kömek 106
Çemişgezek 107
Hermün 113
İnen 113
Akşehir 114
Venik 122, 123
Ödür 124, 130,
145,146, 151
Hars 124
Hennure 124
Arşuşin 124, 145, 146,
151
Karasar 124, 130
Kesme 124
Hami 124
Gödeş 124
Deli veli ödür 125
Ovacık 124, 177
Mansurlu 124
Kalun 124
Bozok 127
Arabgir 127, 140
Canik 127
Çorum 127
Temsi Ulya 129
Ağcaşehir 129
Temsi Süfla 129
Morvana 130
Ödekli 130
Birestik 130
Kars 140
Divriği 142
205

Kangal 142
Tevabha (?) 142
Armatak 145, 146
Sağır taş 149
Pengan 151
Zamara 151, 165
Zanzana 162, 179
Üçpınar 162
Çit 168

Defterden hareketle Sivas dışında Edirne43, Diyarbakır44, Rakka45, Malatya46, Eflak47,


Boğdan48, Tataristan49, Kırım50, Vidin51, Erzincan52, Urfa53, Şam54, Haleb55, Mardin56,
Ayıntab57, Adana58, Tokat59 gibi şehirlerin isimleri de geçmektedir.

D.2. Mahalleler

Mahalleler, önemli işlevleri olan şehir kesimlerindendir. Toplumsal ilişkilerin


düzenlenişinde ve biçimlenişinde, kişilerin bir arada yaşadıkları bu alanın etkisi
büyüktür. Osmanlı şehrinde mahalle, birbirini tanıyan, birbirlerine kefil olabilecek
insanların birlikte yaşadığı ve aynı mescitte ibadet eden cemaatin aileleri ile birlikte
yaşadıkları yer olarak tanımlanmaktadır.60 Mahalleler ya dinî bir yapının etrafında
toplanma veya aynı meslekte olan zanaatkârların bir araya gelmesi, ya da aynı din,

43
Sivas Şer’iyye Sicili, Belge No: 7.
44
Belge No: 22, 91, 126.
45
Belge No: 32, 38, 39, 67.
46
Belge No: 38, 39, 49, 67, 124, 126.
47
Belge No: 99.
48
Belge No: 99.
49
Belge No: 99.
50
Belge No: 99.
51
Belge No: 99.
52
Belge No: 101.
53
Belge No: 124.
54
Belge No: 126, 129.
55
Belge No: 126, 129.
56
Belge No: 126, 129.
57
Belge No: 126, 129.
58
Belge No: 126, 129.
59
Belge No: 126, 129.
60
Galip Eken “Fiziki, Sosyal Ve İktisadi Açıdan Divriği (1775-1845)”, Ankara Üniversitesi SBE, Ankara
1993 (Yayımlanmış Doktora Tezi), s. 7-8.
206

mezhep ve ırkdan olanların bir arada yaşama arzuları sonucu teşekkül etmiştir.61 Ayrıca
mahallelerin oluşumunda dinin önemli bir etkisi vardır. Bu bağlamda Gayrımüslim
mahalleler ve Müslümanların mahalleleri genel olarak ayrı ayrı oluşmaktaydı. 1780-
1781 yılına ait Sivas Şer’iyye Sicilinden hareketle bu dönemde yukarıdaki tanıma
uygun olarak 54 tane mahalle ismi geçmektedir.

Çalışmamızda, genelde mahalle isimlerinin yer, kişi ve camii ismi olarak geçtiği
görülmektedir. Bunlara örnek olarak Çaybaşı62, Hacı Osman63, Küçük Camii Şerif64 gibi
mahalleleri örnek olarak göstermek mümkündür. Bu mahalle isimlerinin çoğu hâlâ
günümüzde mahalle ismi olarak kullanılmaya devam edilmektedir. Buna örnek olarak
Dillioğlu, İmamoğlu, Züleyha Hatun, Hacı Osman, Gökçe Camii, Kemankeş ve Kara
Mahmut gibi mahalleleri örnek olarak göstermek mümkündür. Tablo 10’da 1780-1781
tarihli Sivas Şer’iyye Sicili’nde geçen mahalle isimleri verilmiştir. Bu tabloda toplam
olarak 52 mahalle ismi geçmektedir. Bu mahalle isimlerinden hareketle o dönemdeki
sosyal, kültürel ve dinî yaşam hakkında bilgi sahibi olunabilmektedir.

Tablo 10: Defterde adı geçen mahalleler

MAHALLE BELGE NO:


Bulur 15
Gümüşoğlu 15
Burnaz Ağa 23, 101
Hacı Osman 25, 38, 101
Çaybaşı 27, 28, 101, 128
Kuloğlu 36, 38, 101, 128
Gökçe Cami-i Şerifi 8a, 100, 105, 110, 134, 176
Cami-i Kebir 8a, 38, 75
Kemankeş 38
İmamoğlu 38, 45, 58, 84, 101, 109, 128, 180
Sinaniye 38, 57, 66
Şems-i Bezirgân 38

61
Eken, s. 8.
62
Belge No: 27.
63
Belge No: 25.
64
Belge No: 38.
207

Birsinan 38
Hamam-ı Süfla 38
Züleyha Hatun 38, 52, 150
Venik 38
Abı Çemen 38, 128, 167
Küçük Cami Şerif 38
Divriği 39
Berdaiye 51
Kara Mahmud oğlu 51, 128
Cağıl (Cağlı) mescid 57, 101, 128, 139
Örencar 61, 110, 128
Eli Çemne 74
Çapa Kenarı 75
Koca Ağa 81, 101, 128
Celdik Ulya 101, 128
Delüktaş 101, 128
Polos Süfla 101, 128
Süleyman Ağa 101
Pir Eyyüb 101
Hacı Kumruoğlu 101,128
Mustafa Paşa 101, 128
Hatib Mescidi 101
Oruçoğlu 101
Püşe Nişin 101
Dillioğlu 101, 128
Ebussu’ud 101
Hacib Ömer 101, 128
Hazine-bend 101
Körtelli 101
Ayı Hame 101
Gökçe 101
Hurevenik 101
208

Himmet Bey 101


Hacı Kameri 102
Polur Ulya 128
Sallık Mescidi 128
Müfti Efendi 128
Kadıasker 128
Ebu Şahme 128
Şatıroğlu 164

Defterde isimleri en çok geçen mahalleler olarak İmamoğlu, Gökçe Camii Şerif,
Kuloğlu, Çaybaşı ve Çağıl Mescid mahallelerini göstermek mümkündür.

D.3. İdari Görevliler

77 Numaralı Sivas Şer’iyye Sicili’ni incelediğimizde, şehirde o dönem görev yapan


birkaç yöneticiye rastlanılmaktadır. Bunların başlıcaları ve konumuz açısından önemli
olanları mütesellim, vali ve kadıdır. Bunlar hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse,
mütesellim kelime anlamı olarak tesellüm eden, teslim edileni alan, vergi tahsildarı
anlamına gelmektedir65. Hukuki anlamda ise, 16. yüzyılın ikinci yarısından itibaren vali
ve sancak beyleri atandıkları idari bölgelerine gidene kadar, kendi yerlerine
adamlarından birini geçici olarak tayin ederlerdi, işte bu gibi kişilere mütesellim denir66.
Bu kişilere bazen Voyvoda da denilmiştir. Mütesellimin en önemli görevlerinden bir
tanesi görev yaptığı sancakta vergileri toplayıp, bunları hazineye göndermekti. Görev
süreleri bir yıl ile sınırlı olmasına rağmen, mütesellimler bazen birkaç ay bazen ise
yıllarca aynı sancakta görev yapmaktaydılar67. Beylerbeyi ya da sancak beyinin tayin
edeceği mütesellimin bir fermanla İstanbul’dan onaylanması gerekiyordu. Bunun için
mütesellim seçilecek kişi kapı kethüdası aracılığıyla dilekçe yazılarak İstanbul’a
bildirilir ve ferman talep edilirdi. Daha sonra mütesellim seçilen kişi buyruldu ile
sancak görevlilerine duyurulurdu68.

Çalışmakta olduğumuz 77 Numaralı Sivas Şer’iyye Sicilindeki mütesellim ile ilgili


belgeleri incelediğimizde karşımıza birkaç örnek çıkmaktadır. Bunlardan birinden

65
Devellioğlu, s. 782.
66
Eken, s. 71.
67
Yücel Özkaya, Mütesellim, Diyanet İslam Ansiklopedisi, C. 32, İstanbul 2006, s. 203.
68
Özkaya, s. 203.
209

hareketle, H.1 Cemaziye’l-evvel 1167/M.24 Şubat 1754 yılında Divriği Mütesellimi’nin


Nurşenli-zâde el-Hac Kara Ağa olduğu görülmektedir69. Söz konusu belgede, Divriği
yöneticilerine gönderilen emirname ile davalılar arasındaki sorunun çözülmesi
istenmiştir. Bu yöneticilerin adı arasında Divriği Mütesellimi’nin adı da geçmektedir.
Bir başka belgede, H. 7 Şevval 1184/ M. 24 Ocak 1771 yılında Sivas Eyaleti idaresinin
eski Mısır Valisi olan ve şimdilik Cezire-i İstenköy’de yaşayan Osman Paşa’ya verildiği
ve o gelene kadar yerine mütesellim olarak Benli Yusuf Ağa’nın görev yapacağı
bildirilmektedir70.

Defteri incelediğimizde vali ile ilgili olarak karşımıza birkaç örnek belge çıkmaktadır.
Örnek olarak; merkezden Sivas’a gönderilen ferman ile Mülükânlı aşiretinin eşkıyalık
faaliyetleri yaptığı ve bunun engellenmesi emredilmiştir. Bu fermanın içinde Sivas
Valisi olarak Feyzullah Paşa’nın ismi geçmektedir. Ferman tarih olarak M. Nisan 1767
yılına aittir71. Yine aynı şekilde merkezden Sivas’a gönderilen buyruldu kaydında
eşkıyalık faaliyetlerinin önlenmesi ve eşkıyaların cezalandırılması istenmiştir. Bu
kayıtta Sivas Valisi olarak Mehmed Paşa’nın adı zikredilmektedir. Buyruldu kaydı tarih
olarak M. Aralık 1751 yılına aittir72. Son olarak yine merkezden Sivas’a gönderilen
ferman ile başıboş leventlerin ve eşkıyaların yakalanması ve cezalandırılması
emredilmiştir. Bu belgede Sivas Valisi olarak El-Hac Abdurrahman Paşa’nın ismi
zikredilmektedir. Bu fermanın kaydı ise M. Ağustos 1757 yılına aittir73.

Kadılık ile ilgili kayıtlara baktığımızda Divriği Kadısı ile ilgili olarak karşımıza iki
belge çıkmaktadır. Bunlardan bir tanesi Mevlana Ali Efendi’ye gönderilen berat
kaydında kendisinin Çemişgezek Sancakbeyliğine atandığı belirtilmiştir. Bu kayıtda
Divriği Kadısı olarak Abdülkerim adında birinin ismi geçmektedir. Diğer bir belgede,
Divriği’de bulunan Süleyman Paşa Camisi’ne Keyhüdayeri Mustafa’nın yerine
Ebubekir Halife’nin tayin edildiğine dair berat olup, bu belgede Divriği Kadısı olarak
Mevlana Ali zikredilmektedir. Bu belgenin tarihi olarak M. 2 Temmuz 1769 yılını
geçmektedir.

Tablo 11’de yukarıda adı zikredilenlerle birlikte diğer idari görevlilerin isimleri de
verilmiştir.

69
Belge No: 123.
70
Belge No: 171, 172.
71
Belge No: 67.
72
Belge No: 145.
73
Belge No: 156.
210

Tablo 11: Defterde adı geçen idari görevliler

ADI GÖREVİ BELGE NO:


Abdullah Cizyedar 6
Feyzullah Paşa Sivas Valisi 67
İbrahim Sadim Baş defterdar 67
Mevlana Ali Efendi Çemişgezek Sancakbeyi 107

Abdülkerim Divriği kadısı 107

Nurşenlizade el-Hac Kara Divriği mütesellimi 123


Ağa
(…) Mehmed Rumeli kadıaskeri 129
Mevlana Mehmed Selim Anadolu kadıaskeri 129
Mustafa Divriği kethüdayeri 132
Mevlana Ali Divriği kadısı 132
Hacı Hasan Ağa Bin Hacı Divriği kalesi Dizdarı 137
İbrahim
Mehmed Paşa Sivas Valisi 145
el- Hac Abdurrahman Paşa Sivas Valisi 156
Benli Yusuf Ağa Sivas Mütesellimi 172

E. İKTİSADİ YAPI

Sicilde şehrin ekonomik yapısı ile ilgili doğrudan doğruya bir bilgi bulunmamasına
rağmen davalarda geçen konular bize bu konuda önemli bilgiler arz etmektedir. Zira
defterde yer alan davaların büyük bir kısmının alacak-verecek (borç)74 ve alım-satım75
davaları olması bu durumu açık bir şekilde göstermektedir. Alım-satım işleri, borç
davaları sadece müslimlerin veya gayrimüslimlerin kendi aralarındaki davalarda değil
birbirleri ile olan ilişkilerde de görülmektedir76. Bu durum bize ticari hayatta
Müslümanlarla gayrimüslimlerin birbirleri ile kopuk olmadıklarını göstermektedir.
Genel olarak tarlalar, bağlar ve bahçeler alım-satımlarda kullanılan mülkler olmuştur.

74
Belge No: 28, 48, 50, 55, 72, 90, 98, 139.
75
Belge No: 7,10, 30, 51, 52, 53, 54, 57, 58, 81, 110, 134.
76
Belge No: 31, 55, 72.
211

E.1. Meslek Grupları

Sicilde adı geçen birçok meslek dalı da bulunmaktadır. Fakat bu meslek dalları daha çok
insanların lakapları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu lakaplardan insanların hangi
meslekle uğraştığı ve şehirde hangi iş alanlarının yoğun olarak yapıldığını anlayabiliriz.
Belgelerde, satışı yapılan tarla satışlarından da anladığımız kadarı ile bu dönemde tarım
geçim kaynağının ana maddelerindendir. Ayrıca belgelerde adı geçen esnaf isimlerinden
hareketle esnaf teşkilatının da gelişmiş olduğunu ve ticaretin halk nezdinde önemli bir
geçim kaynağı olduğunu görmek mümkündür. Tablo 12’de sicilde adı geçen meslek
isimleri verilmeye çalışılmıştır. Sicilden hareketle o döneme ait yaklaşık olarak 47
meslek ismi tespit edilmiştir. Bu meslek isimlerinin içinde devlet tarafından atanan
görevliler de dâhil edimiştir. Bu isimler tabloda verilirken belge numaralarının sırası
dikkate alınarak verilmiştir.

Tablo 12: Defterde geçen meslek isimleri


MESLEK İSİMLERİ BELGE NO
Bakkal 2
Kuyumcu 2,53

Berber 5
Mübaşir 6, 38, 39, 67, 79, 82, 88, 99, 106, 115,
116, 117, 122, 147, 149, 155, 161
Cizyedar 6,70
Müezzin 8b
Ekmekçi 10
Mütesellim 7, 63, 91, 97, 99, 118, 121, 123, 129, 130,
135, 145, 149, 151, 171
Çiftçi 35
Kethüda 35, 91, 114, 117, 151, 157
Demirci 8a, 174
Mütevelli 8a, 47, 105, 135, 144, 148
Naib 37, 38, 39, 67, 155, 161
Reisülküttap 37
Vali 37, 38, 114, 121, 129, 154, 156, 171, 179
İmam 38, 61, 83, 91, 105, 110, 124, 135, 144,
212

151
Mutasavvıf 47
Zaim 50
Kayıkçı 57
Hizmetkâr 60, 62
Alaybeyi 61, 113, 127
Voyvoda 65, 115, 116, 118, 129, 146, 155, 157,
161, 169, 172
Zabıtan 65, 99, 114, 123
Müfti 72, 99
Kadı 80, 83, 91, 97, 113, 115, 116, 118, 119,
121, 122, 123, 124, 127, 136, 144, 145,
146, 147, 149, 151, 154, 158, 161, 169,
172
Hatib 83
Çukadar 91, 97, 179
Menzilci 91, 94, 121, 124, 130, 151, 162, 179
Odabaşı 97
Hazinedar 97, 124
Kassam 99
Sürücüler 99
Sünnetçi 101
Dizdar 110, 161, 162
Serdar 113, 123
Casus 124
Alemdar 124
Sa’i (Çalışan, cemaat başı) 124
Kassab 124
Sekban 124
Çeri başı (Alay komutanı) 127
Tahsildar 127
Subaşı 127, 155, 161
213

Şeyhülislam 129
Kadıasker 129
Nakibü’ l-Eşraf 129
Sarraf 154

E.2. Yiyecek ve Hayvan Fiyatları

Osmanlı Devleti piyasalardaki haksız rekabeti önlemek ve toplumun ezilmemesi,


haksızlığa uğramaması ve refah içinde yaşayabilmesi için fiyat listesi koyardı. Bu
fiyatlandırmaya Narh sistemi denilirdi. Narh kelime anlamı olarak; çarşıda, pazarda
satılan şeyler için resmî makamlarca gösterilen fiyat demektir77.

İslam iktisadının eksik rekabet şartlarında fiyatlara müdahele edilmesi gerektiği fikri
Osmanlı Devleti tarafından da aynen uygulanmıştır. Piyasalardaki yapıdan dolayı devlet
tarafından narh koyma mecburi hâle geliyordu. Nitekim Osmanlı yazarları da bu
uygulamayı desteklemekle birlikte, bunun toplumun refahı için gerekli olduğunu
belirtmişlerdir78. Narhların belirlenmesi Kadı’nın başkanlık ettiği bir komisyon
tarafından belirlenirdi. Bu komisyonun içinde esnaftan Şeyh, Yiğitbaşı, Kethüda, ehli
Hibre ile halkın temsilcilerinden kişiler yer alıyordu79.

İncelenen Sivas Şer’iyye Sicili’nde de devlet tarafından bazı yiyecek ve mallara fiyat
konulduğu gözlemlenmiştir. Bunlar genel anlamda toplumun temel ihtiyacını karşılayan
gıda maddeleriydi. Fiyatlara baktığımızda ekmeğin ucuz olması her dönemde olduğu
gibi bu dönemde de ekmeğin insanların, tüketmiş olduğu temel yiyecek gıdası olduğunu
anlayabiliyoruz. Tablo 13’de sicilde yer alan yiyecek ve hayvan fiyatları verilmiştir.
Tablo da bazı yiyeceklerin isimleri birkaç defa tekrar etmiştir. Bunun sebebi belgeler
arasında tarihlerin farklı olması ve zamanla yiyecek fiyatlarının değişmesidir. Tabloda
bazı yiyeceklerin fiyatları net olarak veilmiş iken, bazıları tam olarak net değildir. Bu
dönemde resmî paranın kuruş olmasından dolayı para olarak geçen yerlerin kuruş
olabileceği düşünülmektedir.

77
Devellioğlu, s. 807.
78
Ahmet Tabakoğlu, "Osmanlı Ekonomisinde Fiyat Denetimi", İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi
Mecmuası, Cilt: 43, Sayı: 1-4, İstanbul 1987, s. 121.
79
Tabakoğlu, s. 122.
214

Tablo 13: Defterde geçen yiyecek isimleri ve fiyatları

ADI FİYATI BELGE NO:

Ekmek 2 akçe 10

Peynir (taze) Kıyyesi 8 akçe 10

Peynir (salamura) Kıyyesi 10 akçe 10

Yağ Kıyyesi 16 para 10

Vakıf ekmeği Kıyyesi 12 para 10

Lahm (Et) Kıyyesi para 5 87

Yağ Kıyyesi para 26 87

Asel (Bal) Kıyyesi 18 87

Leblebi Kıyyesi para 8 87

Üzüm Kıyyesi para 5 akçe 1 87

Bestil Kıyyesi para 8 87

Peynir Kıyyesi para 4 akçe 1 87

Tuz ¼ para 8 87

Fındık Kıyyesi para 8 87

Nar Kıyyesi para 5 akçe 1 87

Pirinç Kıyyesi 10 87

Badem Kıyyesi 24 87

Hınta (Buğday) Kile 8 600 kuruş 103

Şa’ ir (Arpa) Kile 2 100 kuruş 103

Nan-ı Aziz (Ekmek) 60 dirhem 1 akçe 167

Lahm (Et) 8 para 167

Üzüm Kıyyesi 14 akçe 167

Tuzlu Peynir 20 akçe 167

Ciğer 2 para 167


215

Tablo 14: Defterde geçen hayvan isimleri

HAYVAN İSMİ FİYATI BELGE NO:


İnek 120 kuruş 102, 103
Öküz 300 kuruş 103
Dana 50 kuruş 103
Kısrak 300 kuruş 103
Davar 40 kuruş 103

E.3. Vergiler

Devlet ve milletin korunması, varlığını devam ettirebilmesi ve ilerlemesi için birtakım


masraflar yapması gerekmektedir. Bunları karşılamak, Müslümanların dinî görevi
olmakla birlikte, herkesin gücünün yettiği kadarı ile vazife olduğu bu mali yükümlülüğe
tekâlif adı verilmektedir80. Vergiler Şer’i ve Örfi vergiler olmak üzere iki gruba ayrılır.
Biz daha çok konumuzla ilgili olarak Cizye, Cebelü Bedeli, Nüzûl, Avarız, İmdâd-ı
Seferiyye ve İmdâd-ı Hazariyye vergileri üstünde duracağız.

E.3.1. Cizye

Harac-ı re’s de denen cizye vergisi, gayrımüslim vatandaşlardan askerî hizmete karşılık
alınan Şer’i bir vergidir. Bu cizye kadınlardan, küçüklerden, felçli, yaşlı ve papaz gibi
savaşa katılamayacak kimselerden alınmazdı. Bu vergi kişilerin gelirine göre alınırdı.
Cizye mükellefleri zengin, orta halli ve fakir olmak üzere üç sınıfa ayrılırdı81.

İncelemiş olduğumuz defterde cizye vergisi ile ilgili kayıtlar da bulunmaktadır. Mesela
H.1145/ M. 1732 yılında Sivas yöneticilerine gönderilen fermanda, cizye vergisinin
toplanması ve verginin usulüne uygun olarak toplanması emredilmiştir. Ayrıca vergi
toplama esnasında halka zulüm ve işkence edilmemesi emredilmiştir. Dersaâdetten
Mehmed isimli birinin ise mübaşir olarak görevlendirildiği belirtilmiştir82. Bir başka
belge de Sivas ve Sivas’a bağlı bölgelerden toplanacak cizye vergisi için cizye memuru
olarak Mehmed isimli şahsın görevlendirildiği ve toplanan cizyenin ona verilmesi
emredilmiştir83.

80
Cin ve Akgündüz, s. 350.
81
Cin ve Akgündüz, s. 359-360.
82
Belge No: 6.
83
Belge No: 70.
216

E.3.2. Cebelü Bedeli

Kelime anlamı olarak karşılık, karşı, bir şeyin yerine verilen ve yerini tutan şey
anlamına gelir84. Osmanlılarda alınan bir vergi çeşididir. Osmanlılar toprağın geliri
belirli bir miktarı aştığı hâlde asker beslemeyen sipahilerden de “bedel-i cebelü” adıyla
ayrı bir vergi alırlardı.

İncelenen 77 Numaralı Sivas Şer’iyye Sicili’nde de bu konuyla ilgili olarak bir belgenin
yer aldığı görülmektedir. Şöyle ki; H.1145/ M. 1732 yılında Sivas Sancağına gönderilen
ferman ile 1144 senesine mahsuben çocuk ve yaşlılar için alınması gereken cebelü
bedellerinin toplam olarak 14600 kuruş olduğu ve bunun henüz tahsil edilmediği
bildirilmiştir. Fermanın devamında bunun tahsil edilmesi istenilmiş olmakla birlikte
eğer kendileri yoksa bu ücretin o bölgede görevli subaşından, o da yoksa vekillerinden
tahsil edilmesi emredilmiştir85.

E.3.3. Diğer Vergiler

Cebelü bedeli ve Cizye vergisi dışında bu dönemde Avarız86, Nüzûl87, İmdâd-ı


Seferiyye ve İmdâd-ı Hazariyye88 vergilerinin de toplandığı görülmektedir. Bunlar
hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse, başta savaş harcamaları olmak üzere acil
durumlarda devletin halktan topladığı vergiye avarız-ı divaniyye veya avarız denir89.
Nüzûl vergisi, ordunun yiyecek ihtiyacını karşılamak için halktan aynî olarak alınmakta
olup büyük askerî yollar veya savaş sahasına yakın yerler dışındaki bölgeler için nakdî
bir vergi hâline gelmişti. Ayrıca ordunun konakladığı yerlere erzak getiren kimselere
devletçe ödenen bedel için de “bedeleyn-i nüzûl” veya “sürsat akçesi” adı verilirdi.
İmdâd-ı Seferiyye devletin cihad için düzenlediği seferlere maddi destek sağlamak için
halktan aldığı vergidir. İmdâd-ı Hazariyye ise yılda iki taksit hâlinde tahsil edilmekle
birlikte sefer olmadığı zamanlarda alınırdı90.

84
Devellioğlu, s. 76.
85
Belge No: 127.
86
Belge No: 79.
87
Belge No: 80.
88
Belge No: 37, 158.
89
Cin ve Akgündüz, s. 366.
90
Cin ve Akgündüz, s. 367.
217

F. SOSYO-KÜLTÜREL YAPI

F.1. Müslim- Gayrimüslim İlişkileri

Osmanlı toplumunda insanlar arasında sınıfsal bir farklılaşma bulunmamaktadır. Dinî


ve etnik kökenleri ne olursa olsun kendi konumlarına göre istedikleri dünyevi mesleği
seçebilmektedirler. Müslim ve Gayrımüslim Osmanlı vatandaşları mahkeme önünde
eşitti. Defterde yer alan Gayrimüslimlerin hangi millete ait oldukları bilinmemektedir.
Defterde Müslümanların adlarının başına genellikle el-hac, seyyid, efendi, ağa, molla,
paşa, beşe gibi unvan ve lakapların getirildiğini görmekteyiz. Bu lakaplardan dolayı
Müslümanlar ile Gayrimüslimleri birbirinden ayırt etmek daha kolay hâle gelmektedir.
Ayrıca Müslüman erkekler için bin, ibn-i gibi tabirler kullanılırken, kadınlar için ise
bint-i tabiri kullanılmıştır. Bu durum gayr-ı Müslimlerde ise veled91 tabiri şeklinde
karşımıza çıkmaktadır. Bu iki kesim arasında bir kaç alacak-verecek (borç)92 davası
dışında gözle görülebilen önemli bir sorun göze çarpmamaktadır.

F.2. Eşya İsimleri

Deftere baktığımızda o döneme ait bazı eşya isimleriyle karşılaşıyoruz. Bunları daha
çok ölen kişinin ardında bıraktığı mal anlamına gelen Tereke kayıtlarında görmekteyiz.
Bunların bazıları fiyatlarıyla verilmiş iken bazıları sadece isim olarak geçmektedir. Bu
eşyaların varlığı günümüzde hâlâ aynı isimle yer almakta ve kullanılmaktadırlar. Tablo
15’de defterde geçen bazı eşyaların isimleri ve fiyatları verilmiştir.

Tablo 15: Defterde geçen eşya isimleri

EŞYA ADI ADET FİYATI BELGE NO:


Yatak 4 300 kuruş 103
Kilim 2 100 kuruş 103
Çul 4 120 kuruş 103
Çuval 3 100 kuruş 103
Çift takımı 1 50 kuruş 103
Kahve takımı 1 40 kuruş 103
Balta 1 10 kuruş 103, 102
Kazma 1 10 kuruş 103, 102

91
Belge No: 31,
92
Belge No: 31, 55, 72.
218

Orak 4 10 kuruş 103


Sahan 1 60 kuruş 102
Seccade 1 20 kuruş 102
Minder 4 80 kuruş 102
Sandık 1 30 kuruş 102
Şamdan 1 25 kuruş 102
Satır 1 5 kuruş 102
Mercan tesbih 24
Altın yüzük 24
Hançer 24
Tencere 24
Sini bakır 24
Maşraba 24
Su tası 24
Şerbet tası 24
İbrik 24

F.3. Lakaplar ve Unvanlar

Deftere baktığımızda o döneme ait birçok lakap görmek mümkündür. O dönemde


soyadı kullanılmadığı için insanları tanımlamak amacıyla daha çok lakapların ve
unvanların kullanıldığı görülmektedir. Lakaplar, genel anlamda insanların fiziki
yapısına, yaptığı mesleğe ve nereli olduklarına göre takılmıştır. Ayrıca insanlar arasında
dinî sıfat taşıyan birçok kişiye de rastlamak mümkündür. Diğer taraftan insanların
aldıkları lakaplardan hareketle o dönemde yaşayan halkın ne işle uğraşdıklarını da
öğrenmek mümkündür. Örnek olarak; berber, demirci, çiftçi, manav, sünnetçi gibi
lakapları vermek mümkündür. Tablo 16’da genel olarak o döneme ait lakap ve unvan
isimleri verilmiştir. Nitekim hepsinden ziyade genel bir bilgi olması amacıyla birkaç
tane isim verilmiştir. Bu lakap ve unvanlar, yer aldıkları belge numaralarına göre
verildiği için karmaşık bir hâlde verilmiştir.
219

Tablo 16: Defterde geçen lakap ve unvan isimleri


LAKAP-UNVAN BELGE NO:
Ağa 1
Molla 1
Hamulu 1
Hacı 1
Beşe 1
Köse 1
Müfti 2
Usta 2
İmam 2
Seyyid 3
Berber 5
Paşa 6
Topal 11
Kürd 12
Kömekli 13
Topçu 13
Küçük 19
Bezli 23
Kuş 27
Bey 28
Kürkçü 31
Demirci 33
Çiçekoğlu 35
Çavuş 36
Efendi 38
el-Hac 38
Hafız 45
Malatyalı 49
Kara 52
Yedibela 54
Kayıkçı 57
220

Deli 57
Mumcu 58
Bayraktar 64
Kirlioğlu 71
Çiftci 73
İpek 73
Gavuroğlu 76
Küdeşli 77
Vazandanlı 78
Esirci 86
Öskioğlu 91
Kel 101
Dalyanlı 101
Doğanlı 101
Türnekli 101
Manav 101
Avşarcıklı 101
Uzun 101
Sünnetçi 101
Erzincanlı 101
Harslı 101
Örekli 101
Kassab 101

F.4. Suç Teşkil Eden Davalarla İlgili Uygulamalar

Defteri incelediğimizde bu konuya ait birçok dava konusu bulmak mümkündür. Bu


suçların başında genel olarak adam yaralama93 cinayet94 eşkıyalık95 ve hırsızlık96 gibi
suçların ön planda olduğu görülmektedir. Bu dava konularının genellikle müslümanların
kendi aralarında gerçekleştiğini söylemek mümkündür. Nitekim Müslim-Gayrimüslim
arasında suç teşkil edebilecek en önemli dava konusu 13 numaralı belge de geçen adam

93
Belge No: 5, 12, 16, 40, 59, 60, 62,69, 77, 117.
94
Belge No: 33, 82.
95
Belge No: 32, 63, 65, 67, 114.
96
Belge No: 49.
221

yaralama olayıdır. Defterde, insanlar arasında suç teşkil edebilecek en çok dava konusu
adam yaralama olduğunu, cinayet olayının ise sadece bir defaya mahsus gerçekleştiği
görülmektedir.

F.4.1. Eşkıyalık ve Başıboş Levendler

Eşkıya bedbaht, talihsiz, günahkâr, asi anlamına gelen “şaki” teriminin çoğulu olan bir
kelimedir. Osmanlı kaynaklarında kat’üt-tarik tabiri kullanılmakla birlikte daha çok şaki
ve çoğulu eşkıya ile celali, eşirra, harami, haramzade, türedi ve haydut kelimeleri
kullanılmıştır97. Hukuki açıdan eşkıyalık malı gasp etmek, zapt etmek, suikastta
bulunmak, öç almak, ülkenin iç huzurunu bozmak için; ev, çiftlik, köy, kasaba, ağıl,
değirmen gibi yerleri basmak veya yakıp-yıkmak, tahrip etmek, insanları öldürmek,
yollarda ve geçitlerde soygun yapmak, adam kaçırmak gibi suçları işleyene denir98.

İncelenen Sivas Şer’iyye Sicili’nde eşkıyalık faaliyetlerinin olduğu göze çarpmaktadır.


Defterde geçen eşkıyalık ile ilgili belgeleri incelediğimizde genel anlamda eşkıyalık
faaliyetlerinin önlenmesi, halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması, eşkıyaların
yakalanması ve cezalandırılmaları veya merkeze gönderilmeleri ve asayişin temini gibi
konular üzerinde durulmuştur. Belgelerden anlaşıldığı üzere bu dönemde eşkıyalık
faaliyetlerinin yoğunlukta olduğunu belirtmek mümkündür. Nitekim tarih itibariyle
18.yy da tutulan defter Osmanlı Devleti’nin bunalımlı yıllarına denk gelmektedir. Bu
dönemde yapılan uzun savaşlar ve savaş masraflarının halktan vergi yoluyla
karşılanmaya çalışılması ekonomik sıkıntıları da beraberinde getirmektedir. Diğer
taraftan her geçen yıl merkezin taşra üzerinde otoritesinin azalması, bu bölgelerde
aşiretlerin güçlenmesine ve bu aşiretlerin başına buyruk hareket etmelerine zemin
hazırlamıştır. İncelenen defterde de belirtildiği gibi bu aşiretler yaşadıkları bölgelerde
eşkıyalık faaliyetleri yapmaktan geri durmamışlardır. Mesela, Rakka Valisi tarafından
Divriği Kadısına gönderilen buyruldu da Sivas bölgesi tarafında eşkıyalık
faaliyetlerinde bulunan ve huzuru bozan Gelecorlu aşireti ve yandaşlarının yakalanıp
idam edilmeleri istenilmiştir99. Yine aynı şekilde merkezden Sivas Kadısına gönderilen
buyruldu da, bu bölgede eşkıyalık faaliyetlerinde bulunan Rişvan Aşireti’nden
Mehmed’in yakalanarak merkeze gönderilmesi istenmiştir100.

97
Mehmet Erdoğan, Fıkıh ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, Rağbet Yayınları, İstanbul 1998, s. 234.
98
Cin ve Akgündüz, s. 322.
99
Belge No: 32.
100
Belge No: 63.
222

Levend ise; Osmanlılar’da denizci erlerle taşrada görevli valilerin yanlarında


bulundurdukları adamları için kullanılan bir tabirdir101. Levendlerin ne zaman
kurulduğuna dair tam olarak belirli bir tarih olmamakla beraber, ilk defa Fatih
Kanunnamesinde levent oğlanları tabiri geçmektedir102. Levendler deniz ve kara
levendleri olmak üzere ikiye ayrılır. Konumuzu deniz levendlerinden ziyade kara
levendlerini ilgilendirmektedir. Kara levendleri vezir veya beylerbeylerin yanlarında
bulundurdukları kuvvetlerdir. Bunlar emri altında bulundukları beylerbeyi veya vezirin
ölümü yahut görevden alınması kapısındaki askerî güçlerin sahipsiz kalmasına yol
açıyordu. Sahipsiz ve başıboş kalan levendlere kaynaklarda “kapısız levend” adı
verilirdi103.

İncelenen Sicil defterinin bazı belgelerinde başıboş levendlerden bahsedilmektedir.


Bunlara örnek vermek gerekirse; Sivas’ta bulunan yöneticilere merkezden yazılan
Emirname ile bu bölge de eşkıyalık faaliyetlerinde bulunan ve asayiş ve huzurun
bozulmasına sebebiyet veren başıboş levendler için asker sevk edildiği ve bunların
yakalanıp ortadan kaldırılmaları bildirilmiştir. Ortadan kaldırılan levendlerin
eşyalarının, onu öldürene verilmesi emredilmiştir. Ayrıca verilen görevin yerine
getirilmesi emredilmiş, aksi takdirde yerine getirmeyenlerin şiddetle cezalandırılacağı
açıkça belirtilmiştir104. Bir başka örnek vermek gerekirse, Sivas Valisi el-Hac
Abdurrahman Paşa’ya gönderilen ferman ile Sivas bölgesinde eşkıyalık faaliyetlerinde
bulunan ve halkın can ve mal güvenliğini tehdit eden başıboş levendlerin temizlenmesi
ve ortadan kaldırılması emredilmiştir. Ayrıca fermanın başında daha önce emir verildiği
hâlde bu işin üzerinde pek durulmadığı belirtilmiş ve bundan dolayı Sivas Valisi
şiddetle tehdit edilmiştir105.

Sonuç olarak, eşkıyalık faaliyetlerinin yoğunlukta olması asayiş ve huzuru bozmuş ve


insanlar can ve mal güvenliklerinden endişelenmeye başlamışlardır. Eşkıyalık
faaliyetleri genel anlamda aşiret aileleri veya başıboş levendler tarafından
gerçekleştirilmiştir. Devlet bunlara önlem olarak o bölgeye asker sevk etmiş ve o
bölgenin yöneticilerine emir mahiyetinde yazılar göndererek bölgenin güvenliğini
sağlamalarını istemiştir.

101
Mücteba İlgürel, “Levent”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, C.27, İstanbul 2003, s. 149.
102
İlgürel, s. 149.
103
İlgürel, s. 150.
104
Belge No: 65.
105
Belge No:156.
223

F.4.2. Diyet

Diyet, islâm hukukunda adam öldürme ve yaralamalarda mağdur tarafa ceza ve kan
bedeli olarak ödenen mala denir106. Konu ile ilgili olarak, incelenen sicil defterinde de
bu tür örneklere rastlanmaktadır. Mesela Ömer Beşe kulağının diyeti olarak Kömekli
Uzun Ali’den dört tarla, iki keçi ve yüz kuruş aldığı belirtilmektedir107. Bir başka
örnekte, Kürt Hüseyin isimli kişinin Bekir adlı kişiyi odun ile dövdüğü ve Bekir’in 4
gün boyunca yattığı, fakat ayağa kalktıktan 20 gün sonra öldüğü belirtilmiştir. Bekir’in
ölmesi üzerine karısı Fatma, Kürt Hüseyin’e diyet davası açmıştır. Fakat şahitlerin
ifadesiyle Bekir’in kavgadan sonra sağlıklı olduğu ve kavgadan 20 gün sonra öldüğünü
söylemeleri üzerine dava düşmüştür108. Başka bir örnekte ise, Çit adlı köyde yaşayan
Çolak Ahmed bin Seydi, Arakeli Abdurrahman Bey’in torunu Ömer bin Hüseyin’in taş
atarak kendisinin iki dişini çıkardığını ve diyetini tamamen alarak zimmetini ibra
eylediğini belirtmiştir109.

F.5. Demografik Yapı

Demografi bir memleketin insan nüfusunu yapı, gelişme ve dağılış bakımından


inceleyen bilim demektir. Osmanlı Devleti’nde nüfusun çoğunluğu Müslümanlardan
meydana gelmekteydi. Bu özellik incelediğimiz defterde de aynen kendisini
göstermektedir. İncelediğimiz defter, Osmanlı tarihindeki ilk nüfus sayımından önceki
tarihe ait olduğu için elimizdeki verilerden hareketle Sivas’ın toplam nüfusunu kesin bir
şekilde elde etmek mümkün gözükmemektedir. Lakin defterde geçen dava konularından
hareketle, Müslümanların çoğunlukta olduğunu anlamak pek güç değildir.
Müslümanların yanı sıra dava konularından hareketle Sivas’ta Gayrımüslimlerin de
yaşadığı görülmektedir.

F.6. Boşanma

Talak, lügatte boşanmak, hissi ve manevi kayıttan kurtulmak manasına gelir. Nikâhlı
kadını bırakma manasındadır110. İslam hukukunda ise boşanma “müfarekat” başlığı
altında düzenlenmiş olmakla birlikte, evlilik bağının çözülmesiyle eşlerin birbirinden

106
Ali Bardakoğlu, “Diyet”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, C. 9, İstanbul 1994, s. 473.
107
Belge No: 19.
108
Belge No: 76.
109
Belge No:168.
110
Devellioğlu, s.1022.
224

ayrılmaları anlamına gelmektedir111. İslam hukukuna göre 4 çeşit boşanma türü vardır:
1)Erkek Tarafından Boşanma 2) Kocanın verdiği yetkiye dayanarak kadın tarafından
boşanma 3) Karşılıklı rıza ile boşanma 4) Belirli sebeplerin varlığı hâlinde hâkim
kararıyla boşanmadır112.

Osmanlı Devleti başlangıçtan itibaren boşanma işlemleri üzerinde önemle durmaya


gayret göstermiş ve şayet boşanma işlemleri olduğu vakit bunları Şer’iyye Siciller’ine
kaydetmişlerdir. Bunun en önemli sebebi ileride ortaya çıkabilecek problemleri
önlemek, bazı iddiaları ispat etmektedir. 18. y.y’ a ait olan 77 Numaralı Sivas Şer’iyye
Sicili’nde de boşanma ile ilgili çeşitli belgeler bulunmaktadır. Mesela Kızılca Viran
Köyü’nde yaşayan İsmail’in, Salih Kethüda’nın kızı Zehra ile evlendiği fakat Zehra’nın
başkası ile evli olduğu ortaya çıkınca Salih ile karısı Zehra’nın anlaşmalı bir şekilde
boşandıkları belirtilmektedir113. Bir başka örnek vermek gerekirse, Tarakcı kızı Hadice
bint-i Musa’ya vekâleten Alemdar Mehmed Beşe bin Hasan Bey mahkemeye gelerek
Hadice’nin kocası Vazandanlı Hacı İbrahim’in karısına akşama kadar arpa getirmezsem
üç talakla benden boş ol dediğini iddia etmiştir ve bu iddiasını da Kürd Hüseyin ve
Hasan Beşe bin Musa ile ispatlamıştır114.

F.7. Şüf’a Hakkı (ön alım hakkı)

Kelime anlamı olarak ilave etme ve birleştirme115 anlamına gelen Şüf’a, fıkıh terimi
olarak ise bir mülk kaça alınmışsa, o mülke o para ile sahip olma anlamına
gelmektedir116. Şüf’a hakkına konu olan mal Meşfû’, meşfûun fîh veya kısaca şüf’a,
şüf’a hakkı sahibi şefi’, şüf’a hakkına konu malı satan kişi bayi’, şüf’a hakkının
doğmasına sebep olan mal meşfûun bih, şüf’a hakkına konu malı alan kişi müşteri veya
meşfûun aleyh diye anılır117.

Şuf’a meselesi 77 Numaralı Sivas Şer’iyye Sicilinde de geçmektedir. İmamoğlu


Mahallesi’nde yaşayan Hacı Şeyh Efendi Cins (?) oğlanın tarlasında Şuf’a hakkı olduğu
ve bunu gerektiği zaman kullanmak istediğini belirtmiştir. Ayrıca Hacı Şeyh Efendi

111
Halil Cin ve Gül Akyılmaz, Türk Hukuk Tarihi, Sayram Yayınları, Konya 2003, s.351.
112
Cin ve Akyılmaz, s.352-353.
113
Belge No: 35.
114
Belge No: 78.
115
İbrahim Kâfi Dönmez, “Şüf’a”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, C.39, İstanbul 2010, s. 248.
116
Devellioğlu, s. 1004.
117
Dönmez, s. 248.
225

eğer kendisi olmazsa kendisinin yerine vekil olarak Seyyid İsmail Efendi’nin olduğunu
söylemiştir118.

G. DİNÎ VE SOSYAL YAPILAR

Vakıf sözlükte kelime anlamı olarak; duran, ayakta duran, bir şeyi elde eden, bir işten
haberli olan, bir şeyi vakfeden anlamına gelmektedir119. Terim anlam olarak ise; bir
insanın kendisine ait bir malı insanların yararına olmak üzere Allah rızası için tahsis
etmesidir120. Osmanlı Devleti’nde ilk vakıf 1324 yılında Mekece’de Sultan Orhan
zamanında kurulmuştur. Bu dönemden itibaren vakıflar padişahlar, sadrazamlar, emirler
ve zengin tebaa gibi kişiler tarafından kurulmaya devam edilmiştir121. Tarih boyunca
daha çok cami, mektep, medrese, kütüphane, kervansaray, han, hastane, bedesten,
hamam, çeşme, yol, köprü, dükkân gibi alanlarda vakıflar kurulmuştur122.

İncelenen Sivas Şer’iyye Sicilinde de vakıflar ile ilgili belgelerin olduğu ve bu


belgelerin yukarıdaki tarife uyduğu gözlemlenmiştir. Örnek olarak; Kuloğlu
Mahallesi’nde yaşayan Voyvoda Hacı Osman Ağa bin Hacı İsmail Ağa sahip olduğu
bağ, değirmen, demirci dükkânı ve hamam hissesini vakıf olarak tahsis etmiştir ve
vakfın mütevellisi olarak kendisini, kendisinin ölümünden sonra sırasıyla eşini,
çocuklarını ve soyundan gelenleri mütevelli olarak göstermiştir. Ayrıca İsmail Ağa,
vakıf mütevellisinin her yıl Recep, Şaban veya Ramazan aylarından bir gün vakfın
gelirinden helva yapılıp dağıtılmasını ve yine senede bir defaya mahsus olmak üzere
kendi ruhu için Kuran-ı Kerim okutulmasını ve Kuran okuyan her bir kişiye 5 kuruş
verilmesini bildirmiştir123. Aynı şekilde Divriği’nin Gökçe Cami Mahallesi’nde oturan
Hacı Halil Ağa bin Hacı Bekir Ağa’nın Divriği’nin Çaykenarı ve Karcı isimli karye
denilen yerde bulunan tarlalarını, değirmenini ve dükkânını vakfettiğini ve vakfın
mütevellisi hayatta olduğu sürece kendisi olduğunu, kendisinin ölümünden sonra yerine
çocukları Ebubekir ve Yusuf’un mütevelli olmalarını, onların ölümünden sonra onların
neslinden gelenlerin mütevelli olmalarını şart koşmuştur124.

118
Belge No: 180.
119
Devellioğlu, s. 1135.
120
İsmet Kayaoğlu, İslam Kurumları Tarihi, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara 1985, s. 141.
121
Ziya Kazıcı, Sosyal Açıdan Vakıflar, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1985, s.57-58.
122
Kayaoğlu, s. 146.
123
Sivas Şer’iyye Sicili, Belge No: 36.
124
Belge No: 105.
226

Tablo 17: Defterde geçen vakıf isimleri


VAKIF BELGE NO:
Süleyman Paşa Camii 47, 132
Dizdar Ağa Mescidi 73

G.1. Camiler ve Mescidler

Tablo 18: Defterde geçen cami isimleri


CAMİ BELGE NO:
Sinaniye 8b
Örencar 61
Gökçe Camii Şerifi 105
Züleyha Hatun 105
Hamam-ı Süfla Mescidi 135, 144

G.2. Hamamlar

Tablo 19: Defterde geçen hamam isimleri


HAMAM BELGE NO:
Bekir Çavuş 8a
Arif nısıf 8a

H. DEFTERDE YER ALAN DİĞER ÖNEMLİ KONULAR

Defteri incelediğimizde o döneme ait karşımıza bazı önemli olaylar çıkmaktadır.


Bunlardan bir tanesi H. 1191 yılında Divriği kazasının köy ve mezralarında bulunan
buğday, arpa, köşne ve mercimek hububatının hasadının yapıldığı ve bunların deftere
kayıt edilmesidir125. Diğer önemli bir olay ise H. 1187 senesi Cemâziye’l-ahir’in 22.
Perşembe gecesi (Ağustos’un 29. Gecesi) şimşek gibi bir ateşin gökyüzünde ortaya
çıktığı ve ardından bir iki defa daha aynı şekilde seslerin duyulmasıdır126. Bir başka
önemli olaylardan bir tanesi ise, Sivas Kadı’sına gönderilen buyruldu ile Divriği
Kale’sinde bulunan asker, top, cephane ve diğer mühimmatların sayılıp bildirilmesi

125
Belge No: 34.
126
Belge No: 133.
227

emredilmiştir127. Bu tür belgelerden anladığımız kadarı ile Osmanlı Devleti bu konulara


önem vermiş ve bunların üzerinde titizlikle durmuştur.

Diğer önemli konulardan bir tanesi ise merkezden taşraya gönderilen buyruldu
kayıtlarıdır. İncelemeye tabi tutulan söz konusu defter kaydında da, buyruldu
kayıtlarının olduğu görülmektedir. Bu tür kayıtları incelediğimizde, merkez genel
anlamda eşkıyalık faaliyetlerini önlemek, halkın can ve mal güvenliğini sağlamak ve
davaların tarafsız bir şekilde çözüme kavuşturulması için taşraya bu tür belgeleri
gönderdiği anlaşılmaktadır.
Devlet eşkıyalık faaliyetlerini önlemek amacıyla taşraya birçok buyruldu gönderdiğini
görmekteyiz. Bununla ilgili birkaç örnek vermek gerekirse, mesela Rakka Valisi
tarafından Divriği Kadı’sına yazılan buyruldu da, Divriği bölgesinde eşkıyalık yapan
Gelecorlu ve yandaşlarının yakalanması ve kendilerine göz yumulmaması
emredilmiştir128. Bir başka belge de, Divriği Kadı’sına gönderilen emir ile eşkıya olan
Rişvan Aşireti’nden Mehmed’in Divriği’de olduğu ve bu kişinin yakalanarak merkeze
gönderilmesi istenmiştir129. Diğer bir örnekte ise yine Divriği Kadı’sına yazılan
buyruldu ile bu bölge de insanlara zarar veren ve mallarını gasp eden haram-zade, hırsız
ve yol kesicilerin insanların huzuru ve emniyetleri için yakalanıp cezalandırılmaları
emredilmiştir130. Yukarıdaki örneklerden anlaşıldığı kadarıyla bazen tek bir aşiret için,
bazen ise genel anlamda eşkıyalık faaliyetleri yürütenler için merkezden taşraya
buyruldu suretlerinin gönderildiği görülmektedir.
Eşkıyalık faaliyetlerinin önlenmesinin yanı sıra, davacı ile davalı arasındaki davanın
görüşülmesi ve kanunlara uygun bir şekilde çözülmesi için de merkezden taşraya
buyruldu suretleri gönderilmiştir131. Merkezden gönderilen bu suretlerde davanın
güvenirliliği için Mübaşir tayin edildiği bildirilmiştir. Ayrıca halledilemeyen davaların
Divan-ı Rum’a nakledilmesi istenmiştir.
Yukarıda belirtilen konuların dışında defterde vergi tahsili132 ve tayin133 ile ilgili birer
buyruldu sureti bulunmaktadır.

127
Belge No: 161.
128
Belge No: 32.
129
Belge No: 63.
130
Belge No: 145.
131
Belge No: 116, 147, 149, 155, 166.
132
Belge No: 115.
133
Belge No: 172.
228

SONUÇ

Osmanlı Devleti mahkeme sonuçlarını özenle kaydetmeğe dikkat etmiştir. Bu kayıtların


çoğu günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Bu kayıtlar Osmanlı Hukuk Tarihi için
önemli birer tarihi kaynaklar arasında yer almaktadır. Bu kayıtlardan hareketle o
döneme ait sosyal, ekonomik, etnik, kültürel ve dinî gibi pek çok konu hakkında bilgi
sahibi olmak mümkündür.

77 Numaralı Sivas Şer’iyye Sicil Defteri H. 1195 (M. 1780-1781) yıllarına aittir. Bu
defterden hareketle o döneme ait Sivas’ın idari, ekonomik ve sosyal hayatı ile ilgili
sonuçlara ulaşılmıştır. Sicilden hareketle Sivas’ın o dönemde Divriği, Ekin,
Çemişgezek, Bozok, Arabgir, Canik ve Çorum’u da içine alan büyük bir eyalet olduğu
görülmektedir. Defterimizin kapağında Sivas Şer’iyye Sicili yazsa da defter ağırlıklı
olarak Divriği ile ilgili belgeleri içermektedir. Defterden hareketle o döneme ait kaza,
köy, nahiye ve mahalle isimlerine ulaşılmakla birlikte, bu isimlerin bazıları günümüzde
hâlâ varlığını sürdürmektedir. Sicil kayıtlarından, o dönem Sivas ve çevresinde
kullanılan sülale isimleri, lakaplar, kullanılan eşyalar ve bunların fiyatları hakkında
ayrıntılı olarak bilgi elde edilebilmektedir. Lakaplardan hareketle farklı meslek
gruplarına ulaşılmakla birlikte insanların hangi meslekler ile uğraştığı da
öğrenilmektedir. Ayrıca kayıtlardan hayvan, yiyecek ve bazı eşya ve giyecek fiyatları
hakkında da bilgi sahibi olunabilmektedir. Bunlardan hareketle o dönemde insanların
temel geçim kaynağının tarım ve hayvancılık olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca Bazı
meslek isimlerinden de anlaşılacağı üzere zanaatkârlığında göz ardı edilemeyecek kadar
geliştiği görülmektedir. Defterde Alım-satım, borç ve miras gibi belgelerinin çokluğu
bize ticari hayatın canlı olduğu izlenimini vermektedir. En çok dikkat çeken konulardan
biri ise kişilerin sahip oldukları malları belli şartlar altında insanların yararına
vakfetmesidir. Bu tür davranışlar toplum içerisinde kaynaşmayı artırmakla birlikte,
insanlarımızın hayır işlerinde ne derece birbirleri ile yarış halinde olduğunu gözler
önüne sermektedir.

Bu dönemde Müslim-Gayrımüslim arasındaki ilişkilerin birkaç olay dışında iyi


olduğunu söylemek mümkündür. Bu olaylar ise daha çok alacak-verecek (borç) davası
229

olarak karşımıza çıkmaktadır. Boşanma olaylarının ise yok denecek kadar az olduğu
görülmektedir.

Defterden anlaşıldığı kadarı ile bu dönemin en büyük sorununun eşkıyalık faaliyetleri


olduğunu söylemek mümkündür. Bu faaliyetler bazen aşiretler tarafından yürütülürken,
bazen de başıboş leventler tarafından yürütülmüştür. Devlet bu faaliyetleri önlemek
amacıyla bu bölgeye asker sevketmiş, ayrıca bu bölgenin yöneticilerine sık sık
emirnameler, fermanlar, buyruldular gibi belgeler göndererek eşkıyalık faaliyetlerine
karşı tedbir almalarını istemiştir.

Defterin tutulduğu 18. yüzyıl, dönem itibariyle Osmanlı Devleti’nin savaşlarla meşgul
olduğu zamana denk gelmektedir. Bu yüzyılda Osmanlı- Rusya ve Avusturya Savaşları
(1736-1739), Osmanlı- Rusya Savaşları (1768-1774), Osmanlı- Rusya ve Avusturya
Savaşları (1787-1792) ve Osmanlı- İran Savaşları (1722-1746) uzun sürmesinin
yanında, devlete ekonomik yönden ağır sorumluluklar yüklemiştir. Buradan hareketle
devlet savaş masraflarını karşılamak amacıyla halktan Avarız, İmdad-ı Seferiyye,
İmdad-ı Hazariyye ve Cebelü Bedeli adı altında çeşitli vergiler toplamıştır. 77 Numaralı
Şer’iyye Sicili’nden de anladığımız kadarıyla devlet Sivas’ta da sık sık bu tür vergilerin
toplanması için merkezden Sivas’a emirler göndermiştir. Bu dönemde Sivas’ın eyalet
statüsünde olmasından hareketle, buranın Osmanlı Devleti için önemli miktarda nüfus
potansiyeli taşıdığını ve vergi ile mükellef insanların sayısı bakımından çok olmasından
dolayı devletin sık sık buranın halkından vergi topladığı kanısına varmaktayız. Ayrıca
Sivas Osmanlı Devleti için doğuya yaptığı seferler için önemli üslerden bir tanesiydi.
Bir bakıma Sivas için Osmanlı Devleti’nin doğuya açılan kapısıdır ifadesini kullanmak
yanlış olmasa gerektir. Osmanlı Ordusu doğuya yaptığı seferler esnasında son
hazırlıklarını Sivas’ta yaptıktan sonra düşman topraklarına doğru yola çıkardı.

Sonuç olarak, Şer’iyye Sicilleri tutulduğu dönem hakkında günümüze önemli bilgiler
aktarmaktadır. Mahkemelerde ne tür davaların görüldüğü, davanın işleyiş süreci ve
kadının hükümleri gibi konuları bu tür kayıtlardan öğrenebilmekteyiz.
230

KAYNAKÇA

Akgündüz, Ahmet, Osmanlı Kanunnameleri ve Hukuki Tahlilleri, Fey Yayınları. C.I,


İstanbul 1990.

Akgündüz, Ahmet, ‘‘Osmanlı Kanunnamelerinin Şer’i Sınırları’’, Osmanlı, C. VI,


Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999.

Akgündüz, Ahmet, Şer’iyye Sicilleri, C.1, TDAV Yayınları, İstanbul 1988.

Arıkan, Şeyma, 3 Numaralı Sivas Şer’iyye Sicili’ nin Transkripsiyon (H.1202-


1203/M.1787-1788) Ve Değerlendirilmesi, Erciyes Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Kayseri 2009, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi).

Aydın, Mehmet Akif, Osmanlı Devleti’nde Hukuk ve Adalet, Klasik Yayınları,


İstanbul 2014.

Bardakoğlu, Ali, “Diyet”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, C. 9, İstanbul 1994.

Bayındır, Abdülaziz, İslam Muhakeme Hukuku, İslami İlimleri Araştırma Vakfı,


İstanbul 1986.

Cin, Halil ve Ahmet Akgündüz, Türk İslam Hukuk Tarihi, C.1, OSAV, İstanbul 1990.

Cin, Halil ve Gül Akyılmaz, Türk Hukuk Tarihi, Sayram Yayınları, Konya 2003.

Çevik, Murtaza, 78/1 Numaralı Kayseri Şer’iyye Sicili (H. 1078- 1079/ M. 1668)
Transkripsiyon ve Değerlendirme, Erciyes Üniversitesi SBE, Kayseri 2009
(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi).

Devellioğlu, Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Aydın Kitabevi Yayınları,


Ankara 2006.

Dönmez, İbrahim Kâfi, “Şüf’a”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, C.39, İstanbul 2010.

Eken, Galip, Fiziki, Sosyal Ve İktisadi Açıdan Divriği (1775-1845), Ankara


Üniversitesi SBE, Ankara 1993, (Yayımlanmış Doktora Tezi).

Erdoğan, Mehmet, Fıkıh ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, Rağbet Yayınları, İstanbul


1998.

İhsanoğlu, Ekmeleddin, Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi, Yıldız Matbaacılık,


İstanbul 1994.
231

İlgürel, Mücteba, “Levent”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, C.27, İstanbul 2003.

Kayaoğlu, İsmet, , İslam Kurumları Tarihi, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara


1985.

Kazıcı, Ziya, Sosyal Açıdan Vakıflar, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1985.

Kılıç, Orhan, “XVII. Yüzyılın ilk Yarısında Osmanlı Devleti’nin Eyalet ve Sancak
Teşkilatlanması” Yeni Türkiye Osmanlı Özel Sayısı C.6 (Teşkilat), Yeni
Türkiye Yayınları, Ankara 1999.

Kütükoğlu, Mübahat, Osmanlı Belgelerinin Dili, Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul 1994.

Pakalın, M. Zeki, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, Milli Eğitim


Bakanlığı Yayınları, İstanbul 1993.

Özbilgin, Erol, Bütün yönleriyle Osmanlı “Adab-ı Osmaniyye”, İz Yayıncılık, İstanbul


2003.

Özkaya, Yücel, “Mütesellim”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, C. 32, İstanbul 2006.

Öztürk, Said, Askeri Kassama Ait On yedinci Asır İstanbul Tereke Defteri, İstanbul
1995.

Sami, Şemseddin, Kamus-i Türki, Çağrı Yayınları, İstanbul 1992.

Tabakoğlu, Ahmet, "Osmanlı Ekonomisinde Fiyat Denetimi", İstanbul Üniversitesi


İktisat Fakültesi Mecmuası, Cilt: 43, Sayı: 1-4, İstanbul 1987.

Uslu, Hüseyin, İslam Müesseseleri Tarihi, Gonca Yayınları, İstanbul 1985.

Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Devleti’nin İlmiye Teşkilatı, TTK Yay, Ankara
1988.

Yavuz, Mustafa, , Kütahya Şer’iyye Sicilleri 15 Numaralı Defterinin Transkripsiyonu


ve Değerlendirilmesi, Dumlupınar Üniversitesi SBE, Kütahya 2009.

1967 Sivas İl Yıllığı, Doğuş Matbaası, Sivas 1967.


232

İNDEKS

Abı Çemen, 35, 64, 151, 207 Badem, 90, 214


Adana, 34, 35, 147, 159 Bahtiyar, 85, 96, 117, 125, 135, 166,
Ağa, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 184, 203
25, 26, 27, 29, 30, 31, 32, 34, 36, 37, Bakkal, 211
38, 40, 42, 44, 45, 49, 50, 51, 52, 53, Berat, 6, 14, 28
54, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 65, 66, 67, Berber, 16, 45, 155, 211, 219
69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 80, Berdaiye, 70, 207
82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 91, 92, Bestil, 89, 214
93, 94, 98, 99, 100, 103, 104, 105, Beşe, 18, 19, 20, 21, 23, 24, 25, 26, 27,
106, 108, 109, 111, 113, 119, 121, 28, 32, 37, 41, 42, 44, 45, 48, 50, 51,
122, 123, 125, 133, 138, 139, 140, 52, 53, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 64, 66,
141, 142, 143, 144, 145, 146, 151, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 82,
152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 83, 84, 85, 88, 89, 99, 100, 121, 122,
159, 162, 163, 164, 170, 171, 172, 123, 139, 140, 142, 144, 151, 152,
173, 174, 175, 179, 180, 190, 191, 153, 154, 155, 156, 157,158, 170,
192, 193, 196, 197, 198, 199, 200, 173, 174, 180, 194, 195, 197, 198,
201, 210, 219, 225, 226 201, 219, 223, 224
Ağcaşehir, 161, 204 Bey, 20, 24, 27, 30, 31, 32, 33, 37, 38,
Alaybeyi, 59, 73, 155, 157, 212 41, 53, 54, 58, 62, 64, 67, 72, 73, 74,
Alemdar, 18, 19, 24, 27, 32, 52, 64, 84, 76, 85, 100, 103, 121, 122, 130, 131,
85, 92, 157, 163, 212, 224 140, 144, 151, 153, 154, 155, 170,
Amasya, 149, 202 172, 175, 179, 180, 191, 193, 194,
Ankara, 1, 4, 6, 9, 202, 205, 225, 230, 197, 198, 200, 219, 223, 224
231 Birsetik, 163, 204
Anzagır, 203 Birsinan, 64, 207
Armatak, 38, 177, 205 Boğdan, 101
Arşuşin, 38, 98, 119, 127, 137, 141, Boşanma, 15, 223, 224, 229
146, 168, 177, 181, 186, 204 Bozok, 41, 149, 194, 202, 204
Asel, 89, 214 Bulur, 18, 51, 206
Avarız, 215, 216, 229 Burnaz ağa, 206
Ayı Hame, 108, 207 Bursa, 8
Ayıntab, 147, 159 Buyruldu, 6, 14
233

Cami-i Kebir, 64, 206 195, 196, 202, 203, 204, 205, 207,
Canik, 149, 202, 204 210, 221, 225, 226, 227, 228, 230
Casus, 212 Diyarbakır, 34, 35, 53, 91, 92, 93, 143,
Cebelü Bedeli, 215, 216, 229 147, 159
Celdik Ulya, 35, 207 Diyet, 15, 223, 230
Ciğer, 159, 214 Dizdar, 59, 82, 212, 226
Cizye, 17, 46, 80, 215, 216 Ebu Şahme, 35, 208
Cizyedar, 210, 211 Ebussu’ud, 207
Curşin, 51, 203 Edirne, 8, 17, 48
Çapa Kenarı, 83, 207 Eflak, 101
Çavuş, 28, 38, 52, 61, 72, 76, 77, 87, Ekmek, 41, 214
106, 142, 153, 180, 219, 226 Ekmekçi, 211
Çaybaşı, 35, 58, 107, 157, 206, 208 Eli Çemne, 26, 83, 207
Çiftçi, 26, 83, 211 Emir, 14, 24, 27, 71, 108, 109, 154,
Çit, 41, 194, 205, 223 155, 156, 157
Çorum, 149, 202, 204 Entağra, 58, 203
Çukadar, 33, 212 Evkaf Nezareti, 9
Davacı, 10 Eyalet, 202, 231
Deli veli ödür, 204 Fatih Sultan Mehmet, 8
Delüktaş, 105, 207 Ferman, 5, 14
Demirci, 153, 156, 157, 211, 219 Fındık, 90, 214
Dillioğlu, 35, 107, 159, 206, 207 Gayrı Müslim, 217, 228
Divriği, 17, 18, 20, 21, 22, 23, 24, 25, Gelecorlu, 20, 59, 221, 227
27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 36, 37, Gödeş, 96, 117, 126, 136, 144, 167,
38, 39, 40, 41, 49, 51, 59, 60, 61, 62, 184, 204
63, 65, 67, 68, 70, 73, 78, 79, 81, 85, Gökçe, 30, 31, 32, 36, 103, 108, 206,
86, 87, 88, 91, 93, 98, 100, 103, 111, 207, 208, 225, 226
113, 119, 121, 122, 127, 128, 129, Gökçe Cami-i Şerifi, 206
130, 132, 137, 138, 145, 148, 149, Gümüşoğlu, 18, 51, 206
153, 161, 168, 170, 171, 172, 173, Hacı, 16, 17, 19, 21, 23, 24, 25, 26, 27,
174, 175, 176, 177, 178, 179, 181, 28, 30, 31, 33, 34, 35, 36, 37, 39, 40,
186, 187, 188, 190, 192, 193, 194, 42, 43, 44, 45, 48, 49, 50, 51, 52, 53,
54, 55, 57, 58, 59, 60, 62, 64, 66, 70,
234

71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 80, 83, 84, Heke, 65, 203
85, 88, 91, 92, 98, 100, 103, 104, 105, Hennure, 204
106, 108, 109, 110, 111, 119, 121, Hınta, 114, 214
122, 123, 127, 128, 133, 140, 141, Himmet Bey, 109, 208
142, 143, 144, 145, 151, 152, 153, Hizmetkar, 212
154, 155, 156, 157, 158, 161, 162, Hurevenik, 109, 207
163, 170, 171, 172, 173, 174, 175, Hüccet, 2, 14
180, 186, 190, 191, 193, 194, 197, İhtisab Nezareti, 9
198, 199, 200, 201, 206, 207, 208, İlâm, 3
210, 219, 224, 225 İmamoğlu, 22, 24, 28, 32, 35, 67, 88,
Hacı Bekir Ağa, 31, 59, 70, 100, 119, 104, 122, 155, 201, 206, 208, 224
151, 173, 225 İmdâd-ı Hazariyye, 215, 216
Hacı Halil Ağa, 31, 59, 123, 163, 225 İmdâd-ı Seferiyye, 215, 216
Hacı İsmail Ağa, 21, 151, 225 İnen, 32, 128, 204
Hacı Kameri, 208 İzmir, 8
Hacı Kumruoğlu, 35, 106, 153, 156, Kadı, 2, 3, 8, 212, 213, 226
162, 207 Kadıasker, 35, 208, 213
Hacı Osman, 21, 30, 34, 36, 37, 40, 42, Kalun, 146, 204
51, 57, 59, 64, 74, 76, 80, 92, 100, Kamhu, 29, 93, 203
104, 140, 141, 142, 144, 145, 152, Kanuni Sultan Süleyman, 202
153, 158, 161, 170, 171, 173, 174, Kara Mahmud oğlu, 23, 207
180, 193, 201, 206, 225 Karasar, 96, 117, 125, 135, 143, 156,
Hacib Ömer, 207 164, 166, 184, 204
Haleb, 147, 159 Kars, 136, 174, 204
Hamam-ı Süfla, 207, 226 Kassab, 212, 220
Hamo, 52, 65, 103, 151, 153, 158, 203 Kassam, 10, 212
Hars, 135, 140, 166, 184, 204 Katib, 10
Hatib, 38, 207, 212 Kayıkçı, 73, 212, 219
Hatib Mescidi, 207 Kaza, 8, 10
Hazgerek, 18, 52, 96, 116, 125, 135, Kemankeş, 64, 206
166, 184, 203 Kesme, 65, 95, 116, 124, 134, 143, 165,
Hazine-bend, 207 183, 203, 204
Hazinedar, 212 Kethüda, 53, 211, 213, 224
235

Kırım, 101 77, 80, 82, 84, 86, 91, 100, 103, 105,
Kızılca viran, 203 108, 109, 120, 121, 122, 123, 151,
Koca Ağa, 27, 35, 86, 91, 105, 151, 152, 153, 155, 156, 157, 158, 159,
172, 175, 197, 207 164, 173, 174, 175, 190, 191,197,
Kömek, 97, 117, 121, 126, 136, 167, 198, 201, 219
185, 204 Morvana, 94, 115, 123, 134, 163, 165,
Körtelli, 108, 207 182, 192, 204
Köse, 16, 44, 71, 156, 157, 159, 219 Muhzır, 10, 197, 198, 201
Kuloğlu, 21, 28, 35, 51, 52, 61, 62, 64, Mustafa Paşa, 35, 106, 152, 172, 180,
89, 99, 107, 139, 142, 152, 153, 162, 181, 207
164, 206, 208, 225 Mutasavvıf, 212
Kuyumcu, 211 Mübaşir, 10, 33, 38, 211
Küçük, 6, 28, 37, 45, 53, 64, 73, 83, 88, Müezzin, 211
104, 106, 109, 110, 152, 153, 155, Müfti, 35, 208, 212, 219
156, 157, 158, 174, 197, 206, 207, Müfti Efendi, 35, 208
219 Mürasele, 4
Küçük Cami Şerif, 207 Müslüman, 1, 217
Kürd, 23, 27, 28, 50, 51, 72, 83, 85, 87, Mütesellim, 164, 181, 211
99, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, Mütevelli, 211
110, 140, 151, 153, 155, 156, 157, Naib, 10, 43, 211
158, 219, 224 Nan-ı Aziz, 214
Kürdler, 25, 76, 203 Nar, 90, 214
Lahm, 89, 214 Nurşun, 28, 41, 87, 95, 115, 124, 165,
Leblebi, 89, 214 183, 195, 203
Levent, 222, 231 Nüzûl, 215, 216
Mahalle, 112 Oda başı, 212
Mansurlu, 204 Odabaşı, 154
Mardin, 34, 35, 147, 159 Oruçoğlu, 107, 110, 207
Maruz, 14 Osmanlı Devleti, 1, 2, 6, 8, 9, 202, 213,
Menzilci, 199, 212 221, 223, 224, 225, 227, 228, 229,
Molla, 16, 17, 18, 19, 22, 25, 26, 27, 29, 230, 231
30, 32, 37, 44, 45, 48, 49, 50, 52, 53, Ovacık, 98, 118, 127, 137, 146, 168,
58, 60, 64, 68, 70, 71, 72, 73, 74, 76, 186, 198, 204
236

Ödekli, 108, 163, 204 Sevir, 26, 65, 82, 97, 108, 118, 126,
Ödür, 38, 98, 119, 127, 137, 140, 145, 136, 144, 168, 185, 203
146, 163, 164, 168, 177, 181, 186, Seyyid, 16, 22, 23, 24, 27, 28, 32, 37,
204 38, 42, 43, 44, 45, 48, 49, 52, 58, 59,
Örencar, 24, 32, 35, 74, 110, 123, 154, 64, 66, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 77,
207, 226 83, 86, 87, 88, 89, 91, 92, 93, 98, 100,
Paşa, 18, 19, 20, 22, 36, 41, 46, 50, 51, 103, 108, 110, 111, 120, 121, 122,
53, 55, 56, 58, 63, 65, 66, 68, 70, 74, 123, 127, 133, 137, 139, 140, 141,
78, 91, 93, 122, 128, 137, 140, 145, 143, 144, 145, 151, 152, 153, 154,
152, 156, 168, 170, 172, 173, 176, 155, 157, 158, 159, 162, 164, 168,
180, 187, 190, 195, 196, 198, 199, 170, 171, 173, 175, 179, 180, 186,
200, 201, 209, 210, 219, 222, 226 191, 196, 197, 198, 201, 219, 225
Pengan, 95, 116, 124, 134, 165, 181, Sinaniye, 24, 64, 206, 226
183, 201, 205 Sivas, v, 13, 18, 25, 26, 28, 29, 30, 33,
Peynir, 50, 89, 214 34, 35, 39, 40, 41, 42, 46, 51, 62, 76,
Pir Eyyüb, 207 78, 80, 91, 92, 93, 98, 99, 100, 128,
Pirinç, 90, 214 130, 133, 137, 139, 140, 141, 145,
Polos Süfla, 207 149, 162, 169, 176, 177, 180, 181,
Polur Ulya, 35, 208 186, 187, 188, 190, 191, 194, 195,
Püdge, 17, 50, 203 196, 199, 200, 201, 202, 205, 206,
Püşe Nişin, 207 209, 210, 213, 215, 216, 221, 222,
Rakka, 20, 59, 63, 65, 66, 78, 188, 199, 223, 224, 225, 226, 228, 230, 231
200, 221, 227 Subaşı, 212
Ramazan, 33, 110, 225 Sultan Orhan, 8, 225
Recep, 225 Süleyman Ağa, 25, 62, 70, 77, 87, 99,
Rişvan, 25, 75, 221 106, 170, 180, 207
Sa’i, 212 Sünnetçi, 109, 212, 220
Sağır taş, 205 Sürücüler, 212
Sahn-ı Seman, 8 Şa’ ir, 214
Sallık Mescidi, 35, 153, 208 Şaban, 21, 39, 42, 225
Sancak, 202, 231 Şam, 34, 35, 147, 159
Sarraf, 213 Şatıroğlu, 35, 40, 208
Serdar, 17, 52, 60, 199, 212 Şebinkarahisar, 202
237

Şems-i Bezirgan, 206 Üzüm, 89, 214


Şer’iyye Sicili, 13, 213, 221 Vakfiye, 5
Şeyhülislam, 213 Vakıf, 5, 15, 50, 214, 225
Şikayet, 15 Vali, 210, 211
Tahsildar, 212 Vazandan, 31, 96, 113, 117, 125, 166,
Talak, 223 184, 203
Tataristan, 101 Vekalet, 15
Temessük, 7, 14 Venik, 34, 64, 94, 135, 137, 138, 184,
Temsi Süfla, 204 204, 207
Temsi Ulya, 204 Vezir, 222
Tereke, 5, 15, 217, 231 Vidin, 101
Tezkire, 7 Voyvoda, 21, 61, 152, 170, 177, 201,
Togot, 51, 91, 97, 99, 118, 126, 136, 212, 225
167, 185, 203 Yağ, 50, 89, 214
Tokat, 34, 35, 159, 162, 202 Yedibela, 18, 24, 52, 72, 73, 219
Topal, 17, 18, 50, 51, 52, 109, 122, 151, Yeniçeri Ocağı, 9
152, 156, 158, 197, 219 Yiğitbaşı, 213
Topçu, 51, 219 Zaim, 30, 212
Tuz, 89, 214 Zamara, 116, 124, 134, 141, 165, 181,
Urfa, 144 183, 193, 205
Usta, 30, 45, 73, 83, 100, 104, 106, 110, Zanzana, 95, 116, 124, 134, 165, 183,
121, 146, 152, 153, 157, 197, 219 192, 199, 205
Üçpınar, 37, 96, 117, 125, 136, 166, Züleyha Hatun, 16, 23, 38, 44, 64, 70,
172, 184, 192, 205 120, 179, 207, 226
238

EKLER
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282

ÖZGEÇMİŞ

KİŞİSEL BİLGİLER

Adı, Soyadı : Mehmet TEKSÖZ

Uyruğu : TÜRKİYE (TC)

Doğum Tarihi ve Yeri : 11 Şubat 1992, Şanlıurfa/ Birecik

Medeni Durumu : Bekâr

Email : kanuni_sultan_suleyman_1520@outlook.com

Yazışma Adresi : Mevlana Mah. Numune Sok. Doktorlar Sit. Şelale Evleri
A Blok No: 1/6

EĞİTİM

Derece Kurum Mezuniyet Tarihi

Yüksek Lisans EÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü 2017

Lisans EÜ Edebiyat Fakültesi 2014

Lise Birecik Lisesi 2010

İŞ DENEYİMLERİ

Yıl Kurum Görev

YABANCI DİL

İngilizce.

You might also like