You are on page 1of 421

MiMAR SINAN

• •
L plumlann tarihi yarattık/an büyük eserlerle aydınlanır.
Yüzyıllann bile eskitemediği ve nesilden nesile aktan/an bilg�
sanat ve kültür hazineleri bir toplum için vazgeçilmez bir öğrenme, gelişme
ve yeni eserler yaratma kaynağıdır.
Bu nedenle kültür, sanat, edebiyat tarihinin temel taşlanndan mahrum
bir tqplum, çağdaşlık düzeyine ulaşmak gücünden de mahrumdur.
Ulke.miz topraklanna yüzyıllardır ekilen kültür tohumlan, bir yandan
Türk-isi.dm sentezinin en olgun örneklerini verirken, Tanzimat'tan
Cumhuriyete kadar süren dönemde Batıya açılan kapılar, kültürümüze
değişik boyutlar getirmiştir. Cumhuriyet döneminin gelişmeleri ise,
kuşaklar arasında daha öncelerden süregelmiş kültür kopukluklannın
giderilmesi gayretini yoğunlaştırmamızı kaçınılmaz bir gerek olarak
ortaya çıkarmıştır.
Bütün bunlann yanında, dünü bugüne getirir ve geçmiş yüzyıllann
kültür birikimini bugünkü nesle tanıtırken çağımızın bilim, sanat ve
kültür verilerinin de ihmal edilemeyeceği kesindir.
Haberleşmenin böylesine geliştiği günümüz dünyasında, toplumlann
kendi kültür ve sanatını bilmeleri kadar başka ülkelerin kültür ve sanatını
da bilmesi ve hangi ülkede yaşarsa yaşasın insanoğlunun değer taşıyan
ürünlerinden haberdar olma/an kaçınılmazdır.
İşte bu nedenle ''Hürriyet Vakfı Yayınlan" arasında, Selçuklu ve Osmanlı
dönemlerinin önemli eserlerinin yanı sıra ülkemizden ve Batı 'dan çağdaş
eserler de yer alacaktır. Bu arada sanat ve kültür tarihimizde önemli yeri
olan, sanat değeri ve tarihi öneminin ötesinde bir yaşam şeklini belirleyen
minyatürlü eserlere, rnüzelerimizin tarih ve sanat zenginliklerini sergileyen
kataloglara da bu yayınlar arasında yer verilecektir.
Böylece hem gelecek kuşaklara bırakılan kıymetli belgeler, hem de Batı
dünyasına ulusal kültürümüzün tarihsel gelişimini tanıtacak birçok eser
yayımlanmış olacaktır.
Bu tür yayınlann seçilmesinde taşınması beklenecek sorumluluğu, alanlannın
en güvenilir ve seçkin uzmanlanndan oluşan bir kurulla paylaşmış bulunuyoruz.
Yayımlanacak eserlerin seçilmesinde tarafsızlığın ancak bu yolla gerçekleş­
tirilebileceği inancımızdandır bu tercihimiz.
Yıllarca değil yüzyıllarca devamını hedeflediğimiz bu yayınlann meydana
getireceği kitaplığın, gelecek kuşaklar için bugünkünden de büyük bir değer
ve önem taşıyacağına inanıyoruz.
''Hürriyet Vakfı Yayınlan·: bu tür yayınlann, kazanma amacının ötesinde
bir anlayışla gerçekleştirilmesi gereğinin inanç ve bilinci ile kararlaştı­
nlmıştır. Temennim, Vakfımızın bu bilinç altında paha biçilmez yüzlerce
eser yayınlayabilmesi ve Türk okurunu her geçen yıl daha zengin bir
kitaplığa kavuşturmasıdır.

Erol SİMAVİ
YAYIN KURULU:
Orhan BİRGİT
Ferit EDGÜ
Arslan KAYNARDAÔ
Prof.Dr. Şerif MARDİN
Prof.Dr. Tahsin YÜCEL
Doğan HIZLAN

Editör:
Ferit EDGÜ
Sayfa Düzeni:
Aydın ERKMEN
Baskı:
Mas Matbaacılık Ltd.
İstanbul
©Türkçe Baskısı
Hürriyet Vakfı Yayınları
l. Baskı: Ekim 1986
5.000 Adet
APTULLAH KURAN

MiMAR

SINAN

Fotoğrafbr:

Ara Güler
Mustafa Niksarlı

v
HÜRRİYET VAKFl YAYINIARI
İÇİN O EKİLER

ÖNSÖZ 9
BAŞLARKEN
Osmanlı Klasik Mimarisinin Oluşumu 11
Mimar Sinan'ın Yaşamı ve Sanatçı Kişiliği 16
Sinan Yapılarına İlişkin Kaynakların Dökümü 20
!BÖLÜM
Olgunlaşma Yılları 33
il. BÖLÜM

Şam ve İstanbul Süleymaniye Külliyeleri ile


1550'li Yıllara Tarihlenen Üç Önemli Yapı 68
III. BÖLÜM
Süleymaniye ve Selimiye Arasındaki Yıllarda Hanım Sultan ve
Vezir Yapıları 102
iV. BÖLÜM
il. Selim veBaş Kadını. Nurbanu Sultan'ın Yaptırdığı Külliyeler 157
V. BÖLÜM
Manisa Muradiye ve III. Murad Dönemi Yapıları . . .
Son Yıllar (1580-1588) 193
BİTİRİRKEN 235
EK 1
Tezkerelerde Kayıtlı Sinan Yapılarının İllere Göre Dağılımı 250
EK II
Tezkerelerde Kayıtlı Sinan Yapılarının Adlarına Göre
Sıralanması 258

EK III
Tezkerelerde Kayıtlı Saptanamayan, Yakalan, Yenilenmiş ve
Harabe HalindeBulunan Sinan Yapılarının Listeleri 266
EK IV
Tezkerelerde Adı Geçen Sinan Yapıları Kataloğu 2 71
Sinan Bibliyografyası 406

İNDEKS 413
EŞİME VE ÇOCUKLARIMA
YAZARIN ÖNSÖZÜ

M
İMAR Sinan her ölüm yıldönümünde törenlerle anılır. Bu törenlerde kişiliği ve mi­
marlığı övülerek göklere çıkarılır, yaratıcı gücü süslü sözlerle dile getirilir. Ne var
ki, Ulu Atatürk'ün "Sinan'ın heykelini yapınız" buyruğu ile onun üstün yeteneği­
ne dikkat çektikleri 1935 yılından bu yana heykelinin yapılmasına karşılık onun eserlerine
ilişkin araştırmalar arzulanan düzeye erişmemiştir. Sinan konusunda şimdiye kadar yazılan­
ların büyük bölümü sayıları üç düzineyi geçmeyen anıtsal yapılarla sınırlı kaldığı gibi çalış­
malar genellikle onun yapılarını tanıtıcı nitelikte olmuş, o yapıları biçimlendiren ilkelerin açık­
lanmasına fazlaca yer verilmemiştir. Oysa Sinan'ı anlamak için "ne" yaptığının yanı sı­
ra"nasıl" )'aptığının araştırılması da önem taşır.
Bu kitap, yukarıda kısaca belirtilen görüşlerin ışığında hazırlandı. Kitapta Sinan'ın yalnız
herkesce bilinen camilerinin değil büyük ya da küçük bütün yapılarının bir arada sunulması
amaçlandı. Ayrıca, onun kronolojik evrelerde gösterdiği gelişime değinildi ve mimarisinin de­
ğerlendirilmesi üzerinde titizlikle duruldu. Kitabın ağırlık noktasını Sinan'ın doruğuna ulaş­
tırdığı Osmanlı kldsik mimari üslubunun yorumu oluşturmaktadır.
Birkaçı dışında bu kitapta yayımlanan plan ve kesitler yazara aittir ve Türkiye Cumhuri­
yeti sınırları içinde bulunq,n bütün Sinan yapıları yazarca görülerek incelenmiştir. Çizimlerin
bir bölümünde Ali Saim Ulgen'in şimdi Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi'nde bulunan rölö­
velerinden yararlanılmıştır. Ancak bu durumda ilgili yapının ölçüleri yerinde kontrol edile­
rek, varsa hataları düzeltilip eksikleri tamamlanaral<, yeniden çizilmiştir. Çizimlerin geri ka­
lanı yazarın kendi aldığı ölçülere dayanılarak hazırlanmıştır.
Kitapta yer alan fotoğrafları Ara Güler ve Mustafa Niksarlı çektiler. Birin�isi uluslararası
üne sahip bir sanatçı, ikincisi Orta Doğu Teknik Universitesi ile Boğaziçi Universitesi'nde
yirmibeş yıldır çalışmalarımda beni yalnız bırakmayan bir dosttur. Her ikisini de kitaba önemli
katkılarından ötürü takdirle anrvorum.
Oniki -::.·ılı aşan bir sürede bu araştırmaya çeşitli biçimlerde yardımcı olanların sayısı bir
hayli kabarıktır ve hepsinin isimlerini burada teker teker yazmak olanağı yoktur. Ancak çi­
zimlerin ve metnin yıllar boyu hazırlanışı sırasında gereken her zaman yanımda olan !iç
kişinin adlarından söz etmeden geçemeyeceğim: Prof. Dr. Ali Alpaslan, Dr. Günhan Da­
nışman ı·c Naime Arda . Kendilerine yürekten şükranlarımı sunmayı ödenmesi zorunlu bir
borç bilirim. Ayrıca, kitabın en iyi biçimde basılması için canla başla çalışan Ferit Edgü'
ye, Aydın Erkmen'e ve Jülide Altıntaç'a özel olarak burada teşekkür etmek benim için bir
zevktir.
Uzun bir çalışmanın ürünü olsa da kitabın eksiksiz olduğu öne sürülemez. Unutulmuş,
gözden kaçmış konular şüphesiz vardır. Yeni araştırmalarla boşluklar doldurulur, Sinan'la
ilgili bilgi haznemiz zenginleşir. Çünkü bilimsel çalışma çok kaşanlı bir bayrak yarışı gibidir.
Sorunlar çoğu zaman pek çok kuşağın araştır.malarıyla aydınlığa kavuşur.. .Sinan yarışını bir
önceki kuşaktan Albert Gabriel, Ali Saim Ulgen gibi mimarlar, Prof. Omer Lütfi Barkan
ve Rıfkı Melul Meriç gibi bilim adamları başlattılar. Şimdiki kuşak yarışı fazla yorulmadan
sürdürüyor. Bizden sonrakiler inanıyorum ki tempoyu hızlandıracaklardır.
Bayrağı bizlere getirenlere sonsuz minnet duygularımız ; taşımaya hazırlananlara en iyi
dileklerimizle.

Prof. Dr. A/mıllah Kuran


15 Şubat 1985
d
•ERZURUM

vAN(4) t\
e DİYARBAKIR (6)

ISPARTA
V

e Kerkük

• ŞAM (2)


• KUDÜS (3)

BASRA �
<l

•MEDİNE (2)

TEZKERELERDE KAYITLI
SİNAN YAPILARININ
OSMANLI İMPARATORLUÔU İÇİN EKİ
DAOILIMI •MEKKE (6)
BAŞLARKEN

OSMANLI KLASİK MİMARİSİNİN OLUŞUMU

B
atı Türk sanatı bir boyutu ile Orta Asya ve Çin, bir boyutu ile klasik İslam, bir boyutu
ile Roma-Bizans uygarlığına dayalı geniş bir kültür tabanına oturan karmaşık bir olu­
şumun sade ve temiz görüntüsüdür. Xl. ve XII. yüzyılların Selçuklu döneminde Islam
öncesi Asya bozkır motifleri , ortaçağ Islam desenleriyle karışmış, XIIL ve XIV. yüzyıllarda
Anadolu'nun bölgesel kültürü bu bileşime katılmış, XV. yü�yılda Türk-Islam sanatı dinamik
bir atılımla Batı An_adolu'da yeni bir bireşime yönelmiştir. Ozellikle mimarlık alanında yüce­
len Osmanlı sanatı Islam kültürü üstüne kurulmuştur. Ama Osmanlı mimarı , ortaçağ kalıpla­
rıyla yoğrulmuş Islam geleneğinin ötesinde biçimlere yönelmiş, geleneksel mekan kuruluşunu
yatay plandan dikey plana aktarmak ve içine kapanık Islam yapısını dışa açmak suretiyle köklü
bir sanat değişimini gerçekleştirmiştir.
Ernst Kühnel, " İslam mimarisi tamamiyle toprağa bağlı yatay bir bünyeye sahiptir" 1, di­
yor. Eğer VII. yüzyıl sonlarına tarihlenen Kudüs'teki Kubbet �s-Sahra gibi merkezi planlı ya­
pıları bir yana bırakırsak Kühnel'in bu genellemesinin erken Islam mimarisinin başlıca özel­
liklerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Islamiyet ile bağdaştıracağımız ilk yapı türü camidir.
Bir avlunun üç yanında revaklar, dördüncüsünde sütunlu bir salondan oluşan ilk camiler,
dıştan kaba duvarlarla çevrili, üstü toprak örtülü, alçak tavanlı yapılardı.
Yatay kitle kuruluşu Kabe'ye yönelişi, içe dönük mimari düzen, İslam dininin, dış görünüş­
ten çok, insanın iç dünyasına verdiği önemi yansıtıyordu. Bu nitelikler, Oleg Grabar'ın Islam
sanatının oluşum dönemi saydığı 1 1 00 yılına kadarki süre için 2 söz konusu olduğu gibi, Bü­
yük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu çağları için de geçerlidir.
Erken İslam mimarisinin yataylığı ve içine kapanıklığı Anadolu Selçuklu yapılarında sürer;
bunlarda da iç mekan kuruluşu dış kitlede algılanmaz. Beden duvarlarının işlevi iç yapıyı dışa
yansıtmak değil mekanı sınırlamaktır. Yapının. anlamı dış görünümle ilişkili olmak yerine iç
hacimlerin düzen ve uyumu ile bağlantılıdır. Ozellikle çok direkli camilerin basık tavanlı iç
mekanına güçlü bir yataylık duygusu egemendir. Anadolu Selçuklu mimarisinde bulduğu­
muz bu ifade tarzı, iç mimarinin üst yapı yoluyla dışa yansıması olgusunun sonuca ulaştığı
XVI. yüzyılda değişecek, Avrupa'nın batısında gök tırmalayan Gotik katedrallerinin ortaya
çıkışından üç yüz yıl sonra görünümü Gotikten çok farklı fakat yapı ile mimariyi bütünleştir­
mesi açısından onu akla getiren Osmanlı klasik camileri, Islam mimarisine yepyeni bir yön
verecektir.'
Osmanlı mimarisinin temel birimi kubbeli kare-küptür. Kubbeli kare-küp, şüphesiz Osmanlı
mimarisine.. özgü bir yapı kalıbı değildir. X. yüzyıl başlarına tarihlenen Buhara Ismail Samani
türbesi ve Ozbekistan'da Tim'de bulunan 978 tarihli Arap Ata türbesi kubbeli kare-küp yapı­
lardır. Isfahan, Gülpayegan, Zevvare Cuma mescidlerinin4 mihrabları önünde yer alan kub­
beli mekan birimleri kubbeli kare-küp motifinin Büyük Selçuklu mimarisinde önemli bir yeri
olduğuna işaret eder. Şimdi Isfahan Cuma mescidinin sınırları içinde kalmışsa da, aslında ba­
ğımsız bir yapı olan Kümbed-i Haki ( 1088), kübbeli kare-kübün Büyük Selçuklu mescidlerin­
de de kullanıldığını göstermektedir.
Gerek mihrab önü kubbesi geleneği, gerekse kubbeli kare-küp mescid yapımı XII. ve XIII.
yüzyıllarda Artuklu, Danişmendli ve Anadolu Selçuklu dönemlerinde, XIV. ve XV. yüzyıl­
larda Beylikler çağında sürdürülmüş , '> bu arada Osmanlılara geçmiştir. Osmanlılar kubbeli

11
MİMAR SİNAN

kare-kübü küçük camilerde tek başına kullandıktan başka, önceleri orta sofa, eyvan gibi baş·
lıca mekanlara, daha sonra binayı oluşturan birimlere uygulamak suretiyle, onu geliştirdik­
leri mimari sistemin ana öğesi haline getirmişlerdir.
Bu bakımdan, Bursa Ulucamiini Osmanlı mimarisinde bir dönüm noktası olarak değerlen­
dirmek gerekir. Çünkü tüm mekan birimleri kubbeli kare-küp biçiminde ifade edilerek mo­
düler tasarım yolunda ilk kayda değer adım Bursa Ulucamii'nde atıldığı gibi iç mekan birim­
lerinin üst yapıya yansıyarak dışa açılma eğiliminin ilk akılcı örneği de bu binada karşımıza
çıkar. Ne var ki, çok eş-kubbeli Osmanlı camii, büyük orta mekanlı camiye dönüşünceye ve
ağır dış duvarlar revak ve galerilerle hareketlendirilinceye kadar, Osmanlı camiinin dışa açıl­
ma süreci tamamlanmış sayılmaz. Orqı mekanın büyük bir kubbe altında toplanması XV.
yüzyılın ikinci çeyreğ�nde Edirne'deki Uç Şerefeli Camide, yapı kitlesinin insan ölçeğine indi­
rilmesi yüzyıl sonra lstanbul Şehzade Mehmed Camii'nde gerçekleşir.
Üç Şerefeli Cami sağ�nda ve solunda kare planlı ikişer kare-küp birimi bulunan büyük bir
orta mekana sahiptir. Ust örtüsü 24 m. çapında bir kubbe ile onun iki yanında yer alan çifte
kubbelerden oluşur. Şüphesiz, yan kubbelerin çapı cami mekanını boydan boya örten orta
kubbenin çapından küçüktür. Yan kubbeler büyük orta kubbeden daha da alçaktırlar. Yatay
planda büyüyen orta kubbe basit bir geometri kuralı uyarınca onun dikey planda yükselmesi­
ne neden olmuş, merkezde yükseliş eş-kubbeli erken Osmanlı camiinde görmediğimiz yeni
bir mimari ifadenin doğmasına yol açmıştır.
Çok eş-kubbeli üst yapısı bir yana bırakılacak olursa, Bursa Ulucamii,geleneksel cami kavra­
mını sürdüren yatay kuruluşlu içine dönük bir yapıdır. Yalnız burada, tonozlu üst yapı siste­
mi düz toprak dam altında kalan Anadolu Selçuklu camiinden farklı biçimde, beden duvarla­
rı aşağıya çekilip mekan birimlerinin üst örtüsünün gizliliği yok edilmiş, böylece iç yapının
dışardan algılanma olgusu netleşerek, küçük büyük, kubbe ya da tonozlu her mekan birimi­
nin, saçak çizgisinin üstünde tanımlanma süreci başlamıştır.
Osmanlı klasik mimarisinde iç mekanın dıştan algılanma olgusu bir yandan yapının iç ve
dış yüzeyleri arasındaki bütünleşmeyi sağlarken bir yandan da üst yapıyı ayakta tutan taşıyı­
cıların azalmasına yol açmıştır. Bu yolda üç aşamalı bir gelişme görülür:
İlk aşamada mihrab önü kubbesi ya da üçlü kubbe motifine yer verilen Selçuklu uygulama­
sından/' her mekan biriminin kubbe ile örtüldüğü erken Osmanlı uygulamasına geçilir.
İkinci aşamada iç mekanın ortasında ötekilerden büyük bir mekan oluşturulur.
Son aşamada büyük orta mekanın çevresindeki küçük kubbeli birimler yarım kubbeler al­
tında toplanır.
Bursa Ulu Camii ve Üç Şerefeli Cami birinci ve ikinci aşamaları temsil ederler. İstanbul'da­
ki Fatih, Bayezid ve Şehzade Mehmed camileri üçüncü aşamanın örnekleridir.
1 766 depreminde çöken ilk Fatih camii, 7 Üç Şerefeli ile başlayan merkezileşme akımını
bir adım ileri götürmüş, orta mekanı örten ana kubbe bu camiin mihrabı yönünde bir yarım
kubbe ile beslenerek yan sahınlar üçer kubbeli yapılmıştır. Bayezid camiinde derinlik daha
da artırılmış, orta mekanın hem önüne hem arkasına bir yarım kubbe konularak yan şahın­
larda kubbe sayısı dörde yükseltilmiştir. Böylece geleneksel cami şemasına uygun olan Uç Şe­
refeli'nin aksine Bayezid Camii'nde eni ve boyu eş olan kare planlı bir kitle elde edilmiştir.
Ancak, kare planlı ana kitlesi ve yine kare planlı şadırvan avlusuna rağm�.n, şimdi iç mekana
katılmış, fakat aslında iç mekandan bağımsız olan alçak yan kanatlar ne Uç Şerefeli'ninkileri
andıran desenli minareler, klasik dönemin müjdecisi olmakla birlikte lstanbul Bayezid Cami­
i nin erken Osmanlı mimarisinden tümüyle kopmadığını gösterir.
Mimar Yakub Şah'ın,Bayezid Camiine getirdiği sistemi,Sinan, Şehzade Mehmed Camiinde
akılcı sonuca vardırmıştır. Tabhaneleri cami kitlesinin dışına çıkarmış, biri açık öteki kapalı
iki kareden oluşan kitle kuruluşuna simetrik bir düzen egemen olmuştur. Şöyle ki, Şehzade
Mehmed Camiinde ana kubbeyi dört yanda, her biri ikişer ekzedra ile eteklenen dört yarım
kubbe beslemekte, haçvari üst yapıdan arta kalan köşelerin üstünde, küçük kubbeler yer al-
12
OSMANLI KLASİK MİMARİSİNİN OLUŞUMU

makta, köşe kubbeleri, silindir gövdeli ağırlık kuleleriyle birlikte,köşegenlerde üst yapıya basa­
maklı piramidal hir görünüm vermektedir.
Osmanlı klasik caminin İstanbul Aya Sofya bazilikası ile başlayan mimari üslubun devamı
olduğu sanat tarihçilerince öne sürülmüş ve üzerinde çok tartışılmış bir konudur . Bu akra­
balığı akla getiren başlıca öge, Osmanlı klasik camiinin merkezi planlı kuruluşu ve özellikle
lstanbul Bayezid, Süleymaniye ve Kılıç Ali Paşa camilerinin uzµnlamasına eksen üzerinde iki
yarım kubbeli üst örtü siste�idir. Hemen belirtmek gerekir ki, lstanbul'un siluetini oluşturan
camileri_n bir bütünün parçaları olduğu açıktır. Bu camiler arasında Aya Sofya da yer alır
ve onu lstanbul'un selatin camilerinden ayrı düşünmek söz konusu olamaz. Fetihten hemen
sonra camiye dönüştürülen Aya Sofya bazilikasını Osmanlı Sarayı ve uleması başka gözle gör­
memiştir. Kanımızca, Yeni Sarayın (Topkapı Sarayı) yer seçiminde Aya Sofya camii Öflerı:ı.li
bir rol oynamış, Sur-u Sultani, Aya Sofya'nın yakınından geçirilmek suretiyle geleneksel Is­
lam kentinin çekirdeğini oluştu�an saray- ulucami birliği,9 lstanbul'un yeniden kuruluşunda
ifadesini bulmuştur. Aya Sofya lstanbul'un ilk ve önde gelen ulucamiidir 10 ve bu özelliğini
Cumhuriyet dönemine kadar korumuştur.
Öte yandan, Osmanlılar için Aya Sofya'nın cami olarak önemi ile yapı olarak Osmanlı mi­
marisine katkısı iki ayrı konudur. Osmanlı klasik mimarının Aya Sofya'dan esinlenmemesi,
onu erişilmeye çalışılan bir hedef yapmamış olması düşünülemez. Pandantifin Türk üçgenleri­
nin yerini alması, yarım kubbenin Osmanlı yapısına girişi , orta kubbenin bir aşırı pencere
ve payanda duvarlarla kuşaklanması hep Aya Sofya ile ilgilidir. Osmanlı mimarisinde sivri
kemerin,yalnız kubbe kasnağına ve kubbe eteğine açılan pencerelerde görülmeyişi, buralarda
yuvarlak kemerli pencereye yer verilişi, selatin camilerinde orta kubbe düzeninin tüm ögele­
riyle birlikte Aya Sofya'dan alındığını ortaya koyar. Başka türlü söylersek, Osmanlı klasik
mimarı Aya Sofya'yı hiç bir zaman kendisine yabancı addetmemiş, onu Osmanlı kültür zinci­
rinin bir halkası gibi görerek ondan yararlanma yolunu seçmiştir.
Fakat Aya Sofya'nın Osmanlı selatin camileri üzerinde etkisinin daha çok teknik konulara
bağlı kaldığı da bir gerçektir. Bunu doğal karşılamak gerekir. Çünkü daha önce belirttiğimiz
gibi, Osmanlı ulucamiinde gördüğümüz merkezileşme eğilimi lstanbul'un fethinden önce or­
taya çıkmış, 1453'den sonra değişikliğe uğramadan sürdürülerek olgunlaşmıştır. Bu gelişmede
Aya Sofya'nın tek eksenli bazilika! iç düzeni ile büyük orta kubbesini bir binada toplayan
çift kutuplu işlev-biçim sisteminin bir rolü olmadığı açıktır. Aya Sofya'da doğu-batı ekseni
üzerinde iki yarım kubbe ile beslenen merkezi kubbe kare planlı kitlenin içine yerleştirilen
uzunlamasına orta mekanın örtüsüdür. Bu örtü sistemi yan sahınların örtüsünden farklı bir
nitelik taşır. Aynı şekilde, yüksek ve ferah orta mekan. ile iki katlı, alçak ve loş yan sahınlar
arasında bir �arşıtlık görülür. Orta mekanın yan sahınlara doğru akışı sütun dizileriyle kısıt­
lanmış, Aya lrene ve Küçük Aya Sofya'da da gördüğümüz gibi içiçe geçmiş çift kabuklu bir
mimari sistem kullanılmıştır.
Buna karşılık İstanbul Bayezid ve Süleymaniye camilerind.e bulduğumuz uzunlamasına ek­
sen üzerinde iki yarım kubbeli üst yapı düzeni boyu eninin iki katı olan bir mekanın örtüsü
değil dört dış duvarın tanımladığı eni boyu eş bir mekanın bir bölümünün örtüsüdür. Tümü
ile aynı işleve sahip olduğu ve iç mekanın orta sahın ve yan sahınlar diye üç dilime ayrılmadı­
ğı göz önünde tutularak, Osmanlı selatin camiinde üst yapı parçalar h alinde ele alınmak yeri­
ne bir bütün olarak düşünülmüştür. lstanbul Bayezid ve Süleymaniye camilerinin Aya Sofya
ile akrabalık bağları bu açıdan bakıldığında zayıflar.
Bir kare-küp kitle içerisinde mek�nın parçalanması olayı, Bizans mimarisine özgü değildir;
Rönesans yapılarında da görülür. Orneğin ltalyan Rönesansının zirvesini simgeleyen Roma
San Pietro Katedralinde Donata Bramante ana mekanı bir Grek haçı biçiminde kurarak ka­
renin köşelerini yine aynı temayı işleyen şapellerle doldurmuştur .1 1 Köşelerdeki şapeller ile
ana kilise bağlantılı olmakla birlikte, San Pietro'nun biri büyük dördü küçük beş ayrı mekan
halinde tasarlandığı açıktır. Oysa klasik dönem Osmanlı camilerinde mekanın parçalandığı
görülmez. Sorun hiç bir zaman iç mekana verilecek biçim değil, üst yapının beden duvarları
üstüne iç mekanın bütünlüğünü zedelemeden nasıl oturtulacağıdır. Bursa Ulucamii gibi, iç

13
MİMAR SİNAN

mekanı iki yönde kubbeli birimlere bölen erken Osmanlı camiine klasik dönemde içte ve dış­
ta zerafet getirilmiş, üst yapıyı taşımayan duvarlara çok sayıda pencere açılarak bir yandan
kitle etkisi azaltılırken bir yandan camiin içine bol ışık sağlanmış, anıtsal bina insan ölçeğine
indirilmiş ve hepsinin ötesinde, Osmanlı selatin camiine, merkezi ve kademeli bir görünüm
kazandırılmıştır.
Mimarinin sosyal yaşam ve değerleri yansıtan bir ayna olduğu genellikle kabul edilen bir
görüştür. Bu görüşten hareketle Osmanlı selatin camiinin merkezi ve kademeli yapısı ile İs­
tanbul'un fethinden sonra Osmanlı yönetiminde görülen merkezi ve hiyerarşik kuruluş ara­
sında bir bağlantı kurulabilir. Osmanlı yönetiminde yer alan değişimin Fatih Sultan Meh­
med'le yakın ilişkisi vardır. Sürekliliği olmayan bir yönetici sınıf aracılığıyla siyasal gücün ba­
badan oğula geçen bir hanedanın elinde toplanması ilkesi bu Sultan zamanında perçinlenmiştir.
Fatih Sultan Mehmed 1453 yılında İstanbul'u aldığı zaman Bizans İmparatorlarının sarayı­
na yerleşmedi. Edirne'ye dönmeden önce, daha sonra Bayezid Meydanı adını alacak Forum
Tauri'de kendisi için bir S:aray yapılmasını emretti. Saray 1456'da ta_mamlandığında lstanbul'a
gelerek sarayına taşındı. llginçtir ki,aradan üç yıl geçmeden Fatih lstanbul'da ikinci bir sara­
yın yapımı için çalışmalara başlamış, yeni sarayın eski Bizans akropolünün bulunduğu
"Zeytinlikte" kurulması uygun görülerek alanın düzenlenmesi işlemlerine geçilmiştir .
.. Fatih'in İstanbul'da ikinci bir saray yaptırmak kararının ardında kentin Marmara , İstanbul
Boğazı ve Haliç'e egemen burnuna göz alıcı bir yapı oturtarak Osmanlı Devletinin gücünü
çarpıcı biçimde vurgulama isteğinin yattığı bellidir. Çünkü ortaya çıkan görkemli yapı devle­
tin üst yönetimini simgeleyen bir anıt olarak tasarlanmıştı. Bu anıt aynı zamanda bir kültür
merkezi işlevini de bünyesinde toplayacaktı.
Yeni Saray'da zamanı için ileri düzeyde bir bilim ve sanat ortamı oluşturuldu . Fatih, çağı­
nın ünlü bilginleri Molla Husrev, Molla Gürani, Molla Yeğan, Hocazade, Hızır Bey Çelebi
ve Ali Kuşçu'nun çalışmalarını yakından izliyor, onları destekliyordu. lsl.am dünyasının pek
çok yerinden bilim adamları, yazar ve şairler eserlerini ona sunuyorlardı. lslam bilim ve sana­
tına karşı duyduğu ilginin yanısıra Fatih Hıristiyan dünyasını da tanımaya çalışıyordu. Bu
amaçla Yeni Saray'da Yunanc� ve Latince eserlerden oluşan bir kitaplık kurdu. Patrik Gen­
nadios'un kendisi için yazdığı ltikatname'den Hıristiyanlığın ilkelerini , Ankonalı Ciriaco'­
dan Avrupa tarihini, Trabzonlu Amirutzes'den coğrafya öğrendi. Sonurıcusu oğullarıyla bir­
likte Fatih için bir dürıya haritası hazırladı . Yeni Saray'ın duvarlarını, ltalyan tarzında frek­
slerle süsleme� üzere, lstanbul'a çağrılan Venedikli Gentile Bellini, bu arada onun bir portre­
sini· yaptı. 1 2 lmrozlu Kritovulos 1453-14 7 1 yıllarını kapsayan Fatih biyografisini Rumca ya­
zarak ona sundu. Giovanni-Maria Filelfo Amyris adlı eserinde onu yüceltti. Francesco Bel­
linghieri Geographia, Roberto Valturio De re Militari isimli kitapları ona ithaf ettiler.
Fatih Sultan Mehmed, Machievelli'nin öne sürdüğü gibi gerçek bir Rönesans hükümdarı
mıydı? Şüphesiz ki hayır! Onun Hıristiyan dünyasına karşı duyduğu yakınlığın, her şey9en
önce, o dünyanın fatihi ve tek hakimi olmak arzusundan kaynaklandığı açıktır. Ancak ltal­
yan Rönesansı ile ilgisinin yüzeysel bir beğeninin ötesinde önem taşıdığı da gözden uzak tutu­
lamaz. Islam geleneğinin portre resmine karşı kesin tavrına rağmen, Fa.tih'in kendi portresini
yaptırması, kısıtlı da olsa bir kültür değişimine yol açan önemli bir olaydır. Gerçi oğlu ll. Ba­
yezid babasının resim koleksiyonunu dağıtarak bedestanda sattırmıştır ama,Fatih'in bu girişi­
mi sonucu Bayezid'den sonra portre resminin Osmanlı sarayında olağan bir faaliyete dönüş­
tüğü unutulmamalıdır.
Fatih Sultan Mehmed saptadığı kültürel hedeflere varabilmiş midir? Bir bakıma hayır. Do­
ğu sınırlarında beliren Şi'i tehlikesi, Osmanlıların din konusuna öncelik tanımalarına yol aç­
mış, Sünni kurumlarını güçlendirme çabaları, ll. Bayezid zamanında doğal olarak yabancı kül­
türlere karşı hoşgörünün zayıflaması sonucunu beraberinde getirmiştir.
Öte yandan, Fatih'in kültür anlayış ve davranışının Osmanlı uygarlığının olgunlaşma süre­
cini hızlandırdığı da bir gerçektir. Şi'i sorunu nasıl bir siyasal durum değerlendirmesini zorla­
mış ise geniş kapsamlı bir tutum Osmanlı kültürünün dar bakış açısını büyültmüştür. En azından
14
OSMANLI KLASİK MİMARİSİNİN OLUŞUMU

Fatih Sultan Mehmed'in açık fikirli tutumu,Osmanlıları sanat sorunlarına eleştirici bir davra­
nışla yaklaşmaya itmiş, bu yaklaşımın sonucunda, Osmanlı sanatçısı kendi eserinin ulaştığı
yüksek düzeyin bilincine varmıştır.
Osmanlı klasik sanatının olgunlaşma dönemine Fatih zamanında girildiği kesindir. Yüz elli
yıllık Osmanlı sanat geleneğinin bir değerlendirmesi Fatih döneminde yapılmış, Osmanlı kla­
sik mimarisinin felsefe ve biçimleri bu dönemde belirmeye başlamıştır. Bir beyliğin sınırlı dünya
görüşünden, bir imparatorluğun geniş açılı dünya görüşüne geçiş için gerekli psikolojik engel,
Fatih zamanında aşılarak, özgün . ve evrensel Osmanlı klasik mimarisine geçilmiştir. Bu geçiş,
Osmanlı külliyesinin Bursa'dan lstanbul'a geçirdiği köklü biçimsel değişimde en anlamlı ifa­
desini bulur.
Bursa'da XIV. ve XV . yüzyıllara ait külliyelere, külliyeyi oluşturan çeşitli yapılar, birbirle­
riyle geometrik bakımdan bağlantılı olmak yerine, topoğrafyaya göre yerleştirildikleri için, be­
lirgin bir bütünlüğe sahip değildir. Bazı istisnalar.dışında,klasik döneme tarihlenen külliyeler­
de ise, yapılar arasında uyumlu bir düzen görülür. lstanbul Fatih külliyesi ( 1 463- 1 4 7 1 ), örne­
ğin Bursa Yıldırım Bayezid külliyesinden ( 1 395- 1 399) çok farklı bir dış mekan kuruluşunun
ürünüdür. Yıldırım Bayezid külliyesinde cami , türbe ve medrese birbirleriyle yarışan bağımsız
yapılar hissini verirler; oysa Fatih külliyesinde eksenlere dayalı bir planlama sistemi uygula­
narak merkezi ve kademeli bir mimari düzen yaratılmıştır.
İstanbul Fatih külliyesine kıyasla daha az simetrik olan Edirne il. Bayezid külliyesinde
( 1484- 1488) de dik açılı eksenlere bağlı geometrik bir yerleşme düzeni görürüz. Burada da ca­
mi merkezdedir. Doğusunda aşhane ve erzak deposu, batısında şifahane ve tıp medresesi yer
alır. Bu binalar modüler, ritmik kuruluşlarıyla uyum içerisindedirler; fakat külliyenin ağırlık
merkezini büyük kubbesiyle ortadaki cami oluşturur.
Başlangıcından beri kubbenin Osmanlı mimarisinde ana öge olduğu açıktır. Ancak klasik
döneme gelinceye kadar kubbe yapıyı zenginleştirmiş fakat ona egemen olmamıştır. Kademeli
üst yapı düzeni çarpıcı bir orta mekan olgusu ile birleştikten sonradır ki Osmanlı mimarisinde
köklü bir biçim ve tutum değişikliği ortaya çıkmıştır.
Osmanlı mimarisinin anahtarını,onun,Osmanlı özlemleriyle uyuşabilmiş olmasında aramak
gerekir. Klasik dönemin yaratıcı mimarları Osmanlı sarayının entellektüel emellerini yapı
sanatına aktarmayı başarmışlardır. Osmanlı camiinin merkezileşerek iç mekanın tek orta kubbe
altında toplanması ana boyutu ile tevhidi simgeliyorsa, 13 bir boyutu ile de Osmanoğulları­
nın siyasal gücünü yansıttığı söylenebilir.
Cami mekanının tek büyük kubbe altında toplanması, yapının yükselmesi yolunu açmıştır.
Yapının yükselmesi, dışarıya bakan duvar yüzeyini artırmış, artan duvar yüzeyinin tekdüze­
likten kurtarılmak için hareketlendirilmesi, içine kapanık geleneksel cami yapısında dışa açıl­
ma sürecini başlatmıştır .
. İslamiyet ile Hıristiyanlığın kesiştiği, Asya ile Avrupa'n.ın kenetlendiği İstanbul'da Türk­
Islam kültür birikimi Bizans'tan kalan mirasla bütünleşip, Islam geleneğini sürdüren iç çevre
düzenlenmesi, Greko-Romen sanatının dış çevre yaratıcılığı ile bağdaştırılarak, evrensel bir
mimarlık üslubuna doğru ilk adıml ar, Fatih ve Bayezid camilerinde atılmıştır. Klasik üslu­
bun olgunlaşma süreci xvı. yüzyılın ortalarına kadar sürecek, bu yüzyılın üçüncü çeyreğin
de Os manlı mimarisinin en görkemli yapılarını Mimar Sinan gerçekleştirecektir.

15
MİMAR SİNAN

MİMAR SİNAN'IN YAŞAMI VE SANATÇI KİŞİLİGİ

O
n yedi yıl yeni_çeri ola� ak �alıştıktan sonra 1 538 yılında başmimarlığa atanan_ ve ölün­
_
ceye kadar ellı yıl kesıntısız bu makamda kalarak Kanuni Süleyman, ll. Selım ve III.
Murad zamanlarında Osmanlı klasik mimari üslubu ile özdeşleşmiş olan Sinan bin Ab­
dülmennan, dünya yapı sanatının gelmiş geçmiş en büyük ustaların�an biridir.
Çağdaşları ona saygı ile "Koca Sinan" diyorlardı. Avrupa'dan esen barok rüzgarları onun
bıraktığı izleri dağıtıncaya kadar yüzlerce Osmanlı mimarı, gösterdiği yolda yürüdü. Günü­
müzde, Türk kültürünün başlıca simgelerinden biri sayılmaktadır.
Sinan çocukluğunda,devşirme olarak yeniçeri ocağına alınmış, İstanbul'da eğitim görmüş­
tür. Devşirme çocukların önceleri yalnız Rumeli'den alındığını göz önünde tutan bazı yazarlar,
onun Arnavut, Bulgar, Sırp, Yunan, hatta Avusturya kökenli olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Oysa, XV. yüzyıl ortalarından başlayarak devşirme sisteminin Anadolu'ya da uygulandığı bi­
linmekte , 14 kaynaklar Sinan'ın Rumeli'den değil Anadolu'dan geldiğini göstermektedir. Er­
meni asıllı bir Anadolu çocuğu olduğu iddiası da geçersizdir. Daha sonraları bu kural değiş­
miş ise de XVI. yüzyıl başlarında Ermeniler devşirmenin dışında tutuluyor, Yen içeri Ocağına
alınmıyorlardı .ıs
Aslında Sinan'ın etnik kökeni üzerinde fazlaca durmanın bir önemi ve gereği de yoktur.
Çünkü Kühnel'in haklı olarak dikkatleri çektiği gibi, Sinan'ın eserleri en küçük ayrıntıya ka­
dar o denli Türktür ki, onun Arnavut mu Rum mu olduğu tartışması tamamiyle yersiz olur . it'
XVI. yüzyıla ait kaynak ve belgeler Sinan'ın Kapadokyalı olduğunu ortaya koyuyor. Risa·
let ül-Mi'mariye' de ona Sinan-ı Kayseri denildiği gibi , 1 i 1 585-6 (H. 994) tarihli vakfiyesin­
de , 18 Sinan'ın Kayseri'de oturan erkek kardeşini -ya da erkek kardeşlerinden birini- lstan­
bul'a getirerek onu Müslüman yaptığı yazılıdır . 19 Bir başka belgede ise Sinan'ın Kayseri'nin
merkez ilçesine bağlı Ağırnas köyünden geldiği açıklanır. Bu belge, Kıbrıs'ın fethinden sonra
Karaman ve Kayseri bölgesinde oturan zimmilerin adaya yerleştirilmeleriyle ilgili olarak Si­
nan'ın dilekçesine karşılık ll. Selim'in Akdağ Kadısı ve sürgün işini yürüten Hüseyin Çavuş'a
gönderdiği hükümdür.
Hüküm: "Hala Hassa mimarlarını başı mektub gönderüb Kayseriye reayası Kıbrıs'a sürül­
mek ferman olunub kendü sakin olduğu Ağırnas nam karye halkı ve ahar karyede sakin olan
akrabası. .. Zimmiler Kıbrıs'a sürgün olmakdan af olunmasın istida eylemeğin müşarünileyhin
sakin olduğu zikrolunan karyesi ve akrabasından olan mezkür zimmiler Kıbrıs'a sürgün ol­
makdan af olunmak emir idüb buyurdum ki varub vusul buldukta müşarünileyhin sabıkan
sakin olduğu mezbur karyesi . .. "20 diye sürmektedir. Görüldüğü gibi, belgenin iki yeri nde
Sinan'dan Ağırnas "sakini", bir yerinde de orada "sabıkan sakin" olduğu söylenerek onun
devşirilmeden önce Ağırnas'ta oturduğu konusu açıklık kazanmaktadır.
Tuhfet ül-Mi'marin'e göre Sinan çocukluk -ya da delikanlılık- yıllarında "Vilayet-i Ka­
raman ve bilad-iYunan'ın devşirme oğlanları ile der-i Devlete" gelmiştir .� / Devşirme oğlanla­
rı sağlıklı, boylu boslu , zeki ve yetenekli çocuklar arasından seçilirdi. Oksüz ve yetim olanlar,
bir sanat bilenler, Türkçe konuşanlar, evliler alınmazdı�� Devşirme işlerini yürütmek için
her idari bölgeye bir yeniçeri yayabaşısı ve bir katip gönderilir, bunlar kadı ve sipahinin yar­
dımıyla köyleri tarayarak yaşları sekiz ile onsekiz -en çok yirmi- olan erkek çocuklar arasın-

16
MİMAR SİNAN'IN YAŞAMI VE SANATÇI KİŞİLİÔİ

dan uygunları seçer, seçilenlerin vaftiz kağıtlarını görüp sağlık muayenelerini yaptıktan,_ kün­
yelerini devşirme defterine geçirdikten sonra onları yüz-yüzelli kişilik kafileler halinde lstan­
bul'a sevkederlerdi �ı
Devşirme oğlanların kütük defterleri ,Yeniçeri Ağasınca saklanırdı. Bu defterler ortada yok­
tur. Vak'ay-i Hayriye'de,yeniçerilerle ilgili her şey gibi onlar da yokedilmiştir. Bu yüzden Si­
nan'ın asıl adı !4 anasının ve babasının adları, doğum yılı bili nmemektedir ?5 Onun Ağır­
nas'taki gençlik dönemine ait bildiğimiz tek �ey , yeniçeri ocağına Yavuz Sultan Selim zama­
nında alındığıdır.
Tezkiret ül-Ebniye'de, "Reis-i mi'maran Sinan İbni Abdülmennan merhum ve mağfu­
runleh Seyfülislam Sultan Selim Han lbni Sultan Bayezid Han aleyhirrahmeti ve'! gufran haz­
retlerinin zaman-ı saltanatlarında devşürme gelüb . . . " 26 ve yine aynı tezkerede Sinan'ın ağ­
zından, "Anın (Şeh-i alem Selim bin Bayezid Hanın) devşirmesiyim ben kemine1: 21 denile­
rek onun Yavuz Sultan Selim zamanında devşirildiği açıklanmaktadır.
Sinan devşirildiğinde kaç yaşındaydı? Konu üzerine ilk eğilenler bu sorunun cevabını onun
türbesi üzerindeki kitabenin, 2 8 onbirinci dizesinde bulmuşlar, "Yüzden artuk ömr sürdü akı­
bet kıldı vefat" sözlerini içeren satırı Sinan'ın öldüğü zaman yüzden yaşlı olduğu biçiminde
yorumlamışlardır. Sinan H. 966 ( 1 588) yılında öldüğü için de H. 896 ( 1490-l)'den önce doğ­
duğu tezi böylece ortaya çıkmıştır. Meyer, Sinan'ın doğumunu 895 ( 1 489) yılına tarihle­
miş,29 Aslanapa aynı tarihi kullanmış ,30 Goodwin, 896 ( 1 49 1 ) tarihinin kabul edilebileceğini
belirtmiştir . ı ı
Ancak, bu tarihler uygun görülecek olursa Yavuz Sultan Selim'in tahta çıktığı 1 5 1 2 yılında
Sinan'ın 2 1 ile 23 yaş arasında olması gerekir ki, her ikisi de yeniçeri ocağına katılmak için
çok fazladır. Bu yüzden 1 5 1 2 yılında tam 20 yaşında iken devşirme alındığı varsayımından
hareketle doğumunu 1492 (H. 897-8) yılına çıkaran görüş ağırlık kazanmıştır. 32 Ne var ki,
1489 ve 1491 gibi 1492 tarihi de bir başka kabule -Sinan'ın 1 5 1 2 yılında devşirildiği varsayımına­
dayanmaktadır. Oysa bu husus kesin değildir; 1 5 1 3 ya da 1 5 1 4 yılında devşirilmiş olabilir.
Kaldı ki devşirme için yaş sınırı yirmi olmakla birlikte, yeniçeri örgütünce eğitilmeleri daha
kolay olan genç çocukların yeğlendiği gerçeği de göz önünde tutulmalıdır. Devşirme oğlanları
konu alan minyatürlerde açıkca görülebileceği gibi bunlar delikanlı değil, oniki-onbeş yaşlar
arasında çocuklardır. 11
Yukarıda açıkladığımız görüşler ışığında Sinan'ın mezar kitabesindeki "yüzden artuk ömr
sürdü" deyimini "çok uzun yaşadı", ya da "öldüğünde çok yaşlıydı" biçiminde yorumluyor;
büyük olasılıkla yirmi yaşından önce devşirildiğini, bu nedenle de doğumunun 1 490'lı yılların
başına değil, fakat 1 497- 1498 gibi sonlarına tarihlenmesini daha akla yakın buluyoruz.
Devşirme çocuklar kafileler halinde İstanbul'a varınca, bunların bir bölümü içoğlan olarak
saraya ayrılır, ötekiler taşra hizmetlerini yerine getirmek üzere bir iki altın karşılığında Türk
çiftliklerine kiralanırdı. Fatih Sultan Mehmed'in başlat�ığı bu uygulamanın 34 amacı, devşir­
me çocuklara Türkçeyi , Türk gelenek ve göreneklerini, Islamın gereklerini öğretmekti. Taşra
hizmeti genellikle üç yıl olmakla birlikte, devşirme oğlan yetişinceye kadar sürer, sonra yokla­
ma yapılır, sınavda başarılı olan çocuğun bu kez acemi ocağında askeri eğitimi başlardı. Yeni­
çeri ocağında yer açılınca Divan-ı Humayun'a bildirilir, boşalan yerlere padişah fermanı ile
acemi oğlanlardan atama yapılır, acemi ocağında açılan yerler de taşra görevindeki devşirme­
lerden alınarak doldurulurdu. 11
Sinan'ın taşra hizmeti ile acemi oğlanlık dönemi 1 5 1 2 ile 1 52 1 yılları arasında olmak ü.zere
en fazla dokuz yıl sürmüştür. Yavuz Sultan Selim'in saltanatına rastlayan bu yıllarda, Iran
ve Mısır seferleri, Çaldıran ( 1 5 1 4), Merc-i Dabık ( 1 5 16), Han Yunus ( 1 5 1 6) , Reydaniye ( 1 5 1 7)
meydan savaşları yer alır. Bu savaşlarda yeniçeri kaybı fazla olduğundan ace.mi oğlanların
yeniçeri ocağına, taşra hizmetindeki devşirme çocukların da acemi ocağına geçişleri hızlan­
mış, bu arada Sinan da Kapıya çıkarak ( 1 52 1 ) Belgrad Sefer-i Hümayununa yeniçeri unvanıy­
la katılmıştır.

17
MİMAR SİNAN

Belgrad seferinden sonra,Sinan sırası ile Rodos ( 1 522), Mohaç ( 1 526), Viyana ( 1 529), lra­
keyn ( 1 534), Korfu ve Pulya ( 1 53 7) ve Bağdan ( 1 538) Sefer-i Humayunlarına katılmış; Rodos
ile Mohaç arasında atlı sekbanlığa atanmış; Mohaç'tan sonra yayabaşı, Viyana seferinde zem­
berekçibaşı yapılmış; lrakeyn seferi dönüşünde de Hasekiliğe yükseltilmiştir . 16
Sinan'ın katıldığı askeri seferler, bir yandan onun yeniçeri ocağı içerisinde ilerlemesini sağ­
larken,bir yandan da geleceğin mimarına çağının önemli kentlerini görme ve tanıma olanağı­
nı veriyordu. Sinan'ın sefer yolları üzerindeki mimari anıtları incelediğine ve gördüklerini ile­
ride yararlanmak amacıyla değerlendirdiğine şüphe yoktur. Çünkü askerlik yaşamının son
aşamasında onun Hassa başmimarlığına atanması rastlantıya bağlanamaz. Sinan, mimarlığı
çok önceden aklına koymuş, acemi oğlanlık döneminden başlayarak kendini yapı sanatına
hazırlamıştır.
Askeri eğitimin yanı sıra acem� oğlanlardan bir bölümü tersane, mahzen, kapan gibi miri
tesislerde, bir bölümü lstanbul'a lzmit'ten odun, Mudanya'dan buz getiren gemilerde, bir bö­
lümü Boğaz'ın iki yakası arasında yolcu taşıyan kayıklarda, bir bölümü de Saray, Yeniçeri Ağası
ve vezirlerce yaptırılan inşaatlarda çalıştırılırdı. l7 Sinan'ın daha çok yapı işlerinde görevlen­
dirildiği tahmin edilebilir. Acemi ocağında edindiği dülgerlik sanatı, 18 giderek yapı ustalığına
dönüşmüş, inşaat işlerinde çalışırken mimarlığı ustalardan görerek öğrenmiş, katıldığı sefer­
lerde köprü, kale gibi askeri amaçlı tesislerin yapımında ye ele geçirilen kentlerdeki önemli
anıtların onarımında çalışarak bilgi ve deneyimini artırmıştır. N
Sinan mimarlığa hangi tarihte başlamıştır? Bu sorunun cevabını, Sinan yapılarının listeler
halinde sunulduğu XVI. yüzyıla ait yazmalarda aramak,fakat. bunu yaparken,bu tezkerelerde
adı geçen her yapıyı hemen Sinan'a maletmemek gerekir. Omeğin, Tuhfet ül-Mi'marin
adlı yazmada -hem de ilk sırada- kayıtlı Sultan Selim Camii ve türbesini Sinan'ın öz yapıları
arasına alma olanağı yoktur.
Açıklayalım : .
Yavuz Su\tan Selim 22 Eylül 1 520 günü lstanbul'dan Edime'ye giderken yolda ölmüş, naaşı
30 Eylül'de lstanbul'a getirilerek ertesi gün daha sonra Sultanselim adını alacak semtte topra­
ğa verilmiştir. Babasının mezarı üstüne türbe, türbenin önüne de bir cami yapılmasını emre­
den Sultan Süleyman, 1 7 mayıs 1 5 2 1 günü camiin temelini attıktan sonra Belgrad seferine
çıkmıştır. Belgrad'a 29 Ağustos'ta giren Sultan Süleyman 19 Ekim'de lstanbul'a dönmüş, kış
aylarını yeni bir seferin hazırlıkları ile geçirmiş, 16 Haziran 1 522'de Rodos seferine çıkıp, 29
Ocak 1 523 günü lstanbul'a geri geldiğinde, Sultan Selim Camii ve türbesini tamamlanmış
bulmuştur.
Mimar kişiliğinin henüz gelişmediği 1 520'li yılların başında Sultan Selim Camii ve türbesi
gibi birinci derecede önemli bir inşaatın Sinan'ın sorumluluğuna verildiğini düşünmek yersiz
olur.40 Sinan bu cami ve türbenin yapımında tahta işlerine ilişkin bir görev yüklenmiş olabi­
lir. Ancak, bu durumda, gerçek katkısının Belgrad ve Rodos seferleri arasında lstanbul'da
geçirdiği sekiz aylık sürenin ötesine geçemeyeceği gözden uzak tutulmamalıdır.
Aynı kategoride ele alınması gereken bir başka yapı topluluğu,Gebze Çoban Mustafa Paşa
külliyesidir. Bu külliyeyi meydana getiren yapılardan cami, medrese ve aşhane Tuhfet ül·
Mi'marin'den başka Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret ül-Ebniye isimli yazmalarda da
kayıtlıdır ve üçü de Sinan'a maledebileceğimiz bir takım özelliklere sahiptirler. Ne var ki,cami
ile medresenin 1 523-4 (H.930) tarihli kapı kitabeleri, bu yapıların Sinan için çok erken oldu­
ğunu açıkça ortaya koyar.
Külliyenin yapımına Çoban Mustafa Paşa'nın 2.vezirliğe atanıp Kanuni'nin kızkardeşi Haf­
sa Sultan'la evlendiği 1 5 2 1 yılında başlanmıştır. Bu yüzden Sultan Selim camii ve türbesi
gibi, Gebze Çoban Mustafa Paşa cami ve külliyesini de zamanın Hassa başmimarı Acem Alisi
denilen Alaeddin tasarlamıştır.4 1 Bu külliyeye ait yapılara üç tezkerede rastlanması ise, Si­
nan'ın bunları 1 538- 1 588 yılları arasında onararak adlarını defterine kaydetmiş olmasıyla
açıklanabilir.

18
MİMAR SİNAN'IN YAŞAMI VE SANATÇI KİŞİLİÔİ

1 529 yılında ölen Çoban Mustafa Paşanın camiinin haziresindeki türbesine gelince: Eğer
bu türbe cami ile birlikte planlanıp inşa edilmiş ise öteki yapılar gibi onun da Sinan'a maledil­
mesi söz konusu olamaz. 4 2 Yok , Çoban Mustafa Paşa toprağa verildikten sonra tasarlanmış
ise Sinan'ın Viyana Seferi dönüşünde türbeyi yapma olasılığı ortaya çıkar. Ne var ki böyle
olsa bile, adından yalnız Tuhfet ül-Mi'marin'de söz edildiği için kitabesiz Çoban Mustafa
Paşa türbesini Sinan'ın tartışma kabul etmez eserleri arasına koyma olanağı yoktur.
Öte yandan, yine Çoban Mustafa Paşanın yaptırdığı ve bugün Bulgaristan'ın Svilengrad
ilçesi yakınl::mnda Meriç ırmağını kesen Mustafa Paşa köprüsünü Sinan'ın öz yapıları arasına
katabiliriz. Uç tezkerede de kayıtlı olan Mustafa Paşa köprüsü 1 529 yılında Viyana seferinin
başlamasından az önce tamamlanmıştır. 4 1
Kanuni Sultan Süleyman'ın birinci Viyana kuşatmasını da içine alan dördüncü Sefer-i Hu­
may unu, 10 Mayıs 1 529'da başlayıp, ordunun aynı yılın 16 Aralık günü lstanbul'a varması
ile son bulur. lrakeyn seferine ise 1 1 Haziran 1 534'de çıkılmıştır. Bu hesaba göre, eğer kendisi­
!1e zaman zaman başkent dışında özel görevler verilmediyse, Sinan , yaklaşık dört buçuk yılını
lstanbul'da geçirmiştir. Askeri sorumluluklarının yanı sıra mimarlık çalışmalarına bu yıllarda
hız vermiş, ilk mescid ve camilerini bu dönemde tasarlayıp gerçekleştirmiştir.
Mimar Sinan'ın eseri old9,ğunu kesinlikle söyleyebileceğimiz ilk bina Karagümrük'te bulu­
nan 1 530- 1 (H.937) tarihli Uçbaş mescididir. 44 ikinci ve üçüncü binalar ise 1 532-3 (H.939)
tarihli Kumkapı Muhsine Hatun mescidi45 ile Ayvansaraylı Hüseyin Efendi'nin 1 533-4 (H.940)
yılına tarihlediği eski Kasım Paşa Camii olmaktadır.46
Kagir dört duvar üzerine ahşap çatılı iddiasız yapılar olan bu üç dini binadan. başka aynı
yıllarda Sinan seferlerde de boş durmuyor, onarım işleriyle meşgul oluyordu. Orneğin lra­
keyn seferi süresinde ordunun Bağdat'ta kışlamasındanyararlanılarak,Kanuni'nin emriyle ona­
rılan Ebu Hanife ve Abdülkadir Geylani'nin makamlarını yenileme faaliyetinde Sinan'ın et­
kin bir rol oynadığına şüphe olmamak gerekir.
l 530'lu yıllar Sinan'ın mimar olarak deneyiminin arttığı, kendini Hassa mimarlığına hazır­
ladığı yıllardır. Çabaları boşa gitmeyecek, mimarbaşı Acem Alisi'nin ölümü üzerine boşalan
başmimarlığa 2. Vezir Damad Lutfi Paşanın tavsiyesiyle 1 538 yılında atanan Sinan bu tarih­
ten sonra kendisini artık tamamiyle mimarlığa verecektir.
Hassa başmimarı olarak Sinan'ın yüklendiğt ilk önemli iş, İstanbul Haseki Hürrem Sultan
Camii ve medresesidir. Bunları hızla bitirmiş, Usküdar Mihrimah Sultan külliyesinin yapımı­
na geçeceği sırada beklenmedik bir olay -Şehzade Mehmed'in genç yaşta ölümü- önemli bir
fırsatı Sinan'ın ayağına getirmiş, Sultan Süleyman, oğlu Şehzade Mehmed'in türbe ve camii­
nin tasarımıyla Sinan'ı görevlendirmiştir.
1 548 yılında tamamlanan Şehzade Mehmed Camii , Sinan'ın ilk büyük eseri, Osmanlı mi­
marisinin evrensellik yolunda ulaştığı ilk menzildir. 1 548'den ölümüne kadar önünde bulu­
nan kırk yıl içerisinde,Sinan daha nice menzillere kademe kademe erişecek, küçüklü büyüklü
yapıları ile, Osmanlı mimarisini mantıki sonucuna ulaştıracaktır.

19
MİMAR SİNAN

SİNAN YAPILARINA İLİŞKİN KAYNAKLARIN


DÖKÜMÜ

M
imar Sinan ile ilgili en eski kaynaklar XVI. yüzyılda kaleme alınan yedi adet yazma­
dır. Bunlardan biri -Risalet ül-Mi'mariye- bitmemiş bir deneme, üçü sınırlı konu­
ları ele alan eserlerdir. Dayızade Mustafa Efendi'nin Selimiye adlı monografisinde
Edirne il. Selim Camii , şair Eyyubi'nin Padişahmime'sinde Kanuni Sultan Süleyman zama­
nının su yolları ve su yapıları , yazarı saptanamayan Adsız Risale'de Sinan'ın hamamları
tanıtılır. Tezkiret ül-Bünyan, Tezkiret ül-Ebniye, Tuhfet ül-M i'marin isimli yazmalar
ise Sinan'ın yaşamına ilişkin bilgiler sağlamak yanında onun yapılarına da yer verilen önemli
belgelerdir.
Bu üç tezkereden ilk ikisini pakkaş-şair Sa'i Mustafa Çelebi 'nin (öl. l 595 /H. 1004) yazdığı
bilinmekte, üçücüsünün şair Asari'nin (öl. 1 620- 1 /H. 1 030) eseri olduğu sanılmaktadır. Kon­
yalı, "Sa'inin, yaptığı abidelerin listesini Mimar Sinan sağ iken kendisinden aldığına ve ağzın­
dan dinlediğine kani değiliz", diyerek,47 Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret ül-Ebniye'de
yazılanların ikinci kaynaklatdan sağlanmış ol duğuna işaret ediyor. Sözen, "Tezkiret ül­
Ebniye'de bilgiler Sinan'ın ağzından verildiği için yapıtın onun taratından yazıldığı ileri sü­
rülmüştür, ancak içerdiği yanlışlar Sinan'ın ölümünden sonra Mustafa Sa'inin yazdığı kanısı­
nı uyandırmaktadır", sözleriyle 48 Tezkiret ül-Ebniye'nin 1 588'den sonra yazılmış olabile­
ceğini belirtiyor. Bu görüşlere tümüyle katılma olanağı yoktur. Bizim kanımıza göre Tezki­
ret ül-Banyan ile Tezkiret ül-Ebniye Sinan'ın son yıllarında ve onun açıklamaları göz
önünde tutularak kaleme alınmış, yalnız Tuhfet ül-Mi'marin Sinan'ın ölümünden sonra
derleme bilgiye dayanılarak yazılmıştır.
Tezkiret ül-Bünyan'da adına rastladığımız en geç tarihli bina , kapı ki�abesine göre 1 583
(H. 99 1 ) yılında tamamlanan Usküdar Atik Valide Camiidir. Bu camiin Usküdar'daki öteki
camiler ile bir arada gösterilmeyip Camiler Bölümünün 8 1 'inci ve son sırasında bulunma­
sı �'ı onun ya tezkere kaleme alınırken ya da bitirildikten hemen sonra listeye eklenmiş olduğu­
nu gösterir. Bu yüzden Tezkiret ül-Bünyan'ı n 1 583- 1 584 yıllarında yazıldığını ileri sürmek
hatalı olmayacaktır. Tezkiret ül-Bünyan'ın eksiklerini tamamlayan, onun geliştirilmiş ve
genişletilmiş bir nüshası olduğunu söyleyebileceğimiz Tezkiret ül-Ebniye'de kayıtlı hiç bir
binanın 1 585-6 (H.994) yılınm _ötesine geçmediği göz önüne alınarak ,bu tezkereyi de 1 586- 1 587
yıllarına tarihlemek gerekir. Üte yandan, içinde Diyarbakır Melek Ahmed Paşa Camii gibi
1 590- 1 (H.999) tarihli bir yapının yer aldığı Tuhfet ül-Mi'marin' in Sinan'ın ölümünden
sonra 1 590'lı yıllarda kaleme alındığı açıktır.
Yukarda sözü edilen üç ana kaynak en önemli Sinan yapıları konusunda bile her zaman
uyum içinde değildir. Bina sayısı bakımıncian aralarında farklılık bulunduğu gibi bir takım
tekrarlara ve istinsah hatalarına rastlanır. Ozellikle Tuhfet ül-Mi'marin'de Sinan'la ilişkisi
şüpheli binalara. sık yer verilmiştir. Buna karşılık Sinan'ın eseri olduğu bilinen bazı yapıların
tezkerelerde hiç yer almadığı görülür. Ancak bunlar genellikle Büyük Çekmece'deki Sultan
Süleyman çeşmesi, Aya Sofya'nın il. Selim zamanında yapılan minareleri, Yenibahçe Şah Hu-

20
SİNAN YAPILARINA İLİŞKİN KAYNAKLARIN DÖKÜMÜ

ban Kadın sıbyan mektebi gibi Sinan'ın, ya da tezkere yazarlarının önemsemediğini sandığı­
mız ufak yapılardır. 50
Diğer yandan, cami gibi, aşhane, kervansaray, hamam gibi anıt niteliğinde yapı türlerine
giren fakat adlarına hiç bir tezkerede rastlamadığımız Sinan dönemine ait binaları, güzel ve
ilginç olsalar da, hemen Sinan'a maletmek yanlış olur. Sinan'ın Hassa başmimarı olarak Sa­
rayca ısmarlanan yapılardan sorumlu olduğu bir gerçek ise de bunların tümünün Sinan tara­
fından tasarlandığı söylenemez. Kapı kitabesine göre Kanuni'nin yaptırdığı 1 5 50 (H.957) ta­
rihli lstanbul Haseki Sultan Külliyesi imaretinin Sinan'ın elinden çıktı�ını savunma olanağı
yoktur; çünkü bu binanın adı tezkerelerin hiç birinde geçmemektedir. Keza, mimarlık açı­
sından son derece ilginç mekanlara sahip olmalarına rağmen tezkerelerde adı geçmeyen Erzu­
rum Rüstem Paşa kervansarayını ve Lüleburgaz Sokollu Külliyesininin bir parçası olan çifte
hamamı Sinan'ın öz yapıları arasına katamıyoruz.
Yakıştırmalar çoğunlukla Koca Sinan'a aşırı saygıdan kaynaklandığı gibi, bunların tezkere­
lerde adı geçen yapı sahipleriyle ilgili yanlış saptamalar ya da eksik bilgi sonucu ortaya çıktığı
görülür. Bir örnek verelim: Tuhfet ül-Mi'marin'de kayıtlı Ayas Paşa türbesi lstanbul'da
(Eyüp Sultan Camii .haziresinde) bulunan 1 539 tarihli açık türbe değildir,5 2 çünkü Tuhfet
ül-Mi'marin'deki "Amid'de Sofu Mehmed Paşa Camii -medrese der Van- Osman Paşa Türbesi­
Maktul Ayas Paşa Türbesi", şeklindeki kayıt 5 ' incelendiğinde sözü edilen Ay?s Paşa'nın Ve­
ziriazam Ayas Mehmed Paşa olm;ıyıp 1 559 yılında başı vurdurulan Bağdat ve Amid Beylerbe­
yi Maktul Ayas Paşa olduğu ve Ozdemiroğlu Osman Paşa türbesi gibi bu türbenin de Oiyar­
bakır'da bulunduğuna işaret edildiği anlaşılacaktır.
Banisinin kimliği karıştırılan bir başka örnek Çatalca Ferhad Paşa Camiidir. Fazıl Ayanoğ­
lu, "Ferhad Paşa ve Gizli Kalan Vakıflar" isimli makalesinde, "Camiin Ferhad Paşa'nın ölü­
münden sonra yapılmış olması muhtemeldir", diyor54 Bu makaleye konu olan Ferhad Paşa
iki kez sadarete getirilen ve 1 595 yılında görevden alınarak Yedikule'de boğdurulan Veziria­
zam Ferhad Paşa'dır. Ne var ki söz konusu camiin Veziriazam Ferhad Paşa için yaptırılmasına
olanak yoktur. Çünkü Tezkiret ül-Ebniye'de, "Çatalca'da merhum Ferhad Paşa içün bir
cami bina olundu", denilmekte, 5 5 cami in Ferhad Paşa öldükten sonra, fakat Sinan'ın sağlığın­
da yapıldığı anlaşılmaktadır. Sinan 1 588 yılında öldüğüne göre Çatalca'da bulunan camiin
bir başka Ferhad Paşa adına, Damad Ferhad Paşa için yaptırıldığı bellid ir .
Bir Macar mühtedisi olan Damad Ferhad Paşa Yeniçeri Ocağını disiplin altına alarak Ka­
nuni'nin teveccühünü kazanmış, Şehzade Mehmed'in kızı Humaşah Sultan ile evlendirilerek
1 558 yılında beşinci vezirliğe getirilmişti. 1 56 1 'de dördüncü, 1 565'de üçüncü vezir oldu ve bu
makamda iken 1 5 75'de öldü . Bir de Kastamonu'da 1 5 58-9 (H.966) tarihli camii bulunan Da­
mad Ferhad Paşa'nın Çatalca'daki camii vasiyeti üzerine eşi Humaşah Sultan tarafından Si­
nan'a yaptırılmıştır. 56
Yapıların banileri gibi bunların tarih ve yerlerinin saptanmasında da hata yapıldığı görü­
lür. Orneğin Topkapı Kara Ahmed Paşa camiinin tarihi başlıca kaynaklarda 1 5 54 ile 1 558
arasında gösterilmektedir. 57 Oysa 1 554 anlamsızdır, çünkü Ahmed Prı:şa'nın 1 555 tarihli vak­
fiyesine göre vakfiyenin tescil edildiği tarihte camiin arsası henüz seçilmemişti.58 Ayrıca, ca­
miin yapımına 1 555'de başlanıp inşaatın 1 558'de tamamlandığı savı da inandırıcı değildir; zi­
ra bu durumda kapısı üzerinde 966 ( 1 558-9) tarihi bulunan Kara Ahmed Paşa türbesinin ni­
çin paşanın idamından üç yıl sonra inşa edildiğini anlamak güçleşmektedir. Türbe 1 558 yılın­
da yapıldığına göre camiin de yapımına aynı yıl başlandığını ve inşaatın 1 560'lı yılların başın­
da tamamlandığını düşünmek akla daha yakındır.
Yapım tarihi üzerinde farklı görüşler bulunan bir önemli bina da Eyüp Zal Mahmud Paşa
camiidir. Zal Mahmud Paşa camiinde -ya da cami ile birlikte planlanan öteki yapılarda- kita­
be yoktur. Bunun tek istisnası külliyenin Defterdar Caddesine açılan avlu kapısının sağında­
ki kitabeli çeşmedir. Hatalı olarak H. 958 yılına tarihlendirilen çeşme külliyenin 1 5 5 1 yılında
tasarlandığı görüşünün ortaya çıkmasına neden olmuştur.59 Bir başka görüşe göre de cami
1 560- 1 566 arasına tarih lenmiştir. 60 Ne var ki birincisi gibi ikinci sav da tarihi verilere uygun
düşmemektedir.

21
MİMAR SİNAN

Zal Mahmud Paşa,Kanuni zamanında Anadolu Beylerbeyi idi ve 1 566 yılından önce İstan­
bul'da büyük bir cami yaptırma olanağı olamazdı. Il. Selim onu beşinci vezirliğe atamış, 1 572
yılında kızı Şah Sultan'la evlendirerek kendisine damad yapmıştı. Bu bakımdan külliyenin
y apımına 1 572'den sonra başlandığını düşünmek gerçekçi olur.6 1 Camide kapı kitabesinin bu­
lunmayışı ise inşaatın, Zal Mahmut Paşa ve Şah Sultan'ın öldükleri 1 580 yılından sonrra ta­
mamlandığının işaretidir.
Cami gibi, camiin yanında yer alan Zal Mahmud Paşa türbesi de Sinan'ın, fakat adlarına
yalnız Tuhfet ül-Mi'marin'de rastladığımız medreseler bir başka mimarın eseridir. Bunlar
Sinan'ın son yıllarında, onun kalfalarından birince yapılmış olmalıdır. Çeşmenin de Sinan'la
ilgisi yoktur; çünkü 958 ( 1 55 1 ) değil 998 ( 1 589-90) tarihlidir. Ortadaki dokuzun bacağı aşındı­
ğından dokuz beş olarak okunmuş ,h:l tarih hatası bu dikkatsizlik nedeniyle ortaya çıkmıştır.
Tezkerelerde bulduğumuz hatalarla ilişkili bir iki örnek vermek gerekirse: Ilgın Lala Musta­
fa Paşa camiinin Tezkiret ül-Ebniye'ye "Bolu nam kasabada merhum Mustafa Paşa Camii"
biçiminde geçtiğini ,63 Behruz Odabaşı'nın Tuhfet ül-Mi'marin'de "Ferruh Paşa"ya dönüş­
tüğünü 64 görüyoruz.
Üç tezkerede kayıtlı yapıların sayısal dökümüne gelince: Tezkiret ül-Bünyan'da yapılar
türlerine göre on iki bölüme ayrılmış ve her bölümdeki yapılar numara verilerek sıralanmış­
tır. Bu tezkerede adı geçen eserlerin sayısı 344'dür.
Tezkiret ül-Ebniye'de kayıtlı 3 78 yapı da numara sırası ile fakat on üç bölümde
gösterilmiştir.
Numara verilmeden on beş bölümde toplanan ve kimi kalemlerinde birden fazla eserin yer
aldığı Tuhfet ül-Mi'marin'de 423 parça yapı vardır.
Üç tezkerede kayıtlı yapıların toplam sayısı ise 477'dir.65
Aşağıdaki tabloda görüleceği gibi, 477 yapıdan 3 1 2'si üç tezkerede, 43'ü iki tezkerede, 1 22'si
yalnız bir tezkerede yer alır.

TABLO I
Bölüm Yapı Sayısı Tezkere Sayısı
Kodu YAPI TÜRÜ TB TE TM 3 2 1 Toplam
I Cami 81 84 104 80 2 25 107
11 Mescid 50 52 46 45 6 1 52
III Türbe 19 22 40 16 4 25 45
iV Medrese 61 63 70 59 4 11 74
v Darülkurra 7 7 8 7 o 1 8
Vl Sıbyan Mektebi o o 6 o o 6 6
vıı Tekke o o 6 o o 6 6
Vlll Darüşşifa 3 3 3 3 o o 3
IX imaret (Aşhane) 16 18 21 ıs o 7 22
x Han, Kervansaray 17 20 26 13 6 12 31
XI Saray 33 35 28 24 10 4 38
XII Köşk o o 5 o o 5 5
Xlll Mahzen 6 8 6 5 2 1 8
xıv Hamam 37 52 40 33 7 16 56
xv Köprü 8 8 7 6 2 1 9
XVI Su kemeri, Havuz 6 6 7 6 o 1 7
TOPLAM 344 3 78 42 3 3 12 43 122 477

22
SİNAN YAPILARINA İLİŞKİN KAYNAKLARIN DÖKÜMÜ

Sinan'ın tasarlayıp inşa ettiği , onardığı , M ya da ona yakıştırılan 4 77 yapının, ayrıntıları


Tablo Il'de verilen, genel durumu şöyle özetlenebilir. Bunların 29'u saptanamayan; 1 72'si yangın,
deprem ve imar faaliyetleri sonucu yokolan; 49'u daha sonra klasik dönem mimarisinden farklı
tarzda yenileştirilen; 23'ü harabe, 204'ü xvı. yüzyıl biçim ve üslubunu koruyarak zamanımı­
za ulaşan yapılardır. 6'

TABLO II
Özgün
Bölüm Sap tana- Yok· Yeni· biçimi bo-
Kodu YAPI TÜRÜ mayan olan lenmiş Harabe zulmamış Toplam
I Cami 4 16 21 2 64 1 07
lI Mescid 1 29 13 2 7 52
III Türbe 6 6 o 1 32 45
IV Medrese 3 31 2 3 35 74
v Darülkurra o 3 1 o 4 8
Vl Sıbyan Mektebi 1 o o o 5 6
Vll Tekke 1 1 2 o 2 6
Vlll Darüşşifa o o o o 3 3
IX lmaret (Aşhane) 2 11 1 1 7 22
x Han, Kerv;:ı nsaray 2 9 3 6 11 31
XI Saray 4 32 o o 2 38
Xll Köşk o 4 o o 1 5
xm Mahzen o 6 o o 2 8
XIV Hamam 5 24 6 8 13 56
xv Köprü o o o o 9 9
xvı Su kemeri, Havuz o o o o 7 7
TOPLAM 29 1 72 49 23 204 477

Saptanamayan 29 parça yapının adlarına yalnız bir tezkerede rastlanmakta, bunların 7'sini
Tezkiret-ül Ebniye'de, 22'sini Tuhfet ül-Mi'marin'de buluyoruz. Çoğunluğunun Silivri
Rüstem Paşa camii , Aya Sofya Nurbanu Valide Sultan türbesi, Usküdar Şemsi Ahmed Paşa
tekkesi, Mekke Sultan Süleyman hamamı gibi varlığı bilinmeyen hayal ürünü yapılar olduğu
ve tezkerelere dikkatsizlik sonucu girdiği bellidir. Üte yandan, bu grup içersinde xvı. yüzyıl­
da inşa edilip bir süre sonra ortadan kalktığı için hakkında hiç bir şey bilmediğimiz yapıların
bulunabileceğini gözden ırak tutmamak, Basra Ayas Paşa camiine, lstabul dışındaki (?) Zal
Mahmud Paşa Sarayına, Yeni köy Salih paşazade hamamına bu gözle bakmak yerinde olur.
Günümüze ulaşmayan 1 72 yapı içersinde en yüksek kaybolma oranı saray ('� ve köşkler
grubunda görülür. Şöyle ki, tezkerelerde adı geçen 38 saray ve 5 köşkten elde kalan tek öz­
gün Sinan yapısı Saray-ı Cedid'deki 111. Murad köşküdür.69 Sinan'ın onardığı saray ve köşk­
lerden bugün ayakta olan yapılar ise Saray-ı Cedid (T opkapı Sarayı) ile At Meydanı Sarayı'­
dır. 70
Sinan'ın inşa ettiği ya da ona yakıştırılan saray ve köşklerdeki yüksek kaybolma oranının
bir nedeni, genellikle anıt niteliği taşımaya.n bu yapıların,önefl'lsenmeyerek, arsalarının kolay­
lıkla başka amaçlara verilmesi olmuştur. Orneğin, Sokollu Mehmed Paşa ve Güzel Ahmed
Paşa'nın At Meydanındaki konakları XVII. yüzyıl başlarında varislerinden sa.ç ın alınıp yıktı­
rılarak yerleri Sultan Ahmed külliyesi arsasına katılmış, 1 794 yılında yanan Usküdar Sarayı
onarılmayarak yerine 111. Selim tarafından Nizam-ı Cedid askeri için Selimiye kışlası yapılmıştır.

23
MİMAR SİNAN

Bir başka neden de geleneksel Osmanlı Saray mimarisinin Avrupa etkisi altında üslup aşın­
masına uğramasıdır. Kanuni'nin kurup Ill. Murad'ın geı;:ıişlettiği Kandilli Sarayı'nın il. Mah­
mud zamanında , yerini, şimdi Kandilli Kız Lisesi olan Adile Sultan Sarayına bırakması, ya
da 11. Bayezid döneminde Gılman-ı Has kışlası olarak kurulan Galata Sarayının XIX. yüzyıl­
da üslubu Avrupa'dan esinlenen bir bina ile yer değiştirmesi bu tür yenilemenin iki örneğini
oluşturur.
Fener Bahçesi ve Halkalı Pınar gibi saraylar ise kendi hallerine bırakıldıklarından zamanla
kaybolup ortadan kalkmışlardır.
Tümü ile sakıflı olduğunu saptadığımız Sinan yapısı 52 mescidin yarıdan fazlası yangın ve
depremlerde hasar gördükten sonra onarılmayarak yokolmaya mahkum edilmiştir. Zamanı­
mıza ulaşmayan 3 1 medresenin de genellikle ilmiye sınıfından kişiler ve orta halli hayırsever­
lerce kurulan mütevazi yapılar olduğu ve mescidler gibi bunların da yandıktan ya da deprem­
de çöktükten sonra eriyip gitmelerine göz yumulduğu anlaşılmaktadır.
Soyunma yerleri sakıflı hamamlar için de benzer bir durum söz konusudur. Ne var ki tümü
ile kagir yapılı hamamlarda yüzde kırka varan yokolma oranının başlıca nedeni, pek çoğu­
nun Vakıflarca elden ve gözden çıkarılması olmuştur. Bahçekapı Haseki Sultan, Çapa Ebu
Suud Efendi, Sarıgüzel Sarı Gürz hamamları arsalarına yeni !nşaat yapılmak amacıyla sahip­
lerince, Fındıklı Molla Çelebi, Beşiktaş Sinan Paşa, Kanlıca lskender Paşa hamamları yol ya
da meydan sınırları içinde kaldıkları için Belediyece yıktırılmışlardır.
Yine, tümü ile sağlam kagir yapılar olan imaretlerin hemen yarısının zamanımıza ulaşma­
masının nedenini Y?pılış amaçları ortadan kalktıktan sonra bunlara yeni işlev verilememesin­
de aramak_ferekir. lstanbul Süleymaniye ve Manisa Muradiye imaretleri gibi müze yapılanlar
ayaktadır. ' Lüleburgaz Sokollu Mehmed Paşa, Sapanca Rüstem Paşa, Çorlu Sultan Süley­
man imaretlerinden ise eser kalmamıştır.
Gerçek biçimini koruyarak, harabe halinde, ya da yenileştirilmiş olarak XX. yüzyıla gelen
Sinan yapıları arasında birinci sıraları köprüler, su kemerleri ve darüşşifalar almakta, bunları
camiler, türbeler ve kervansaraylar izlemektedir.
İyi durumda , yenileştirilmiş, ya da bir bölümüyle günümüze ulaşan 20 kervansaray ve kent
hanından, l_stanbul Bit Pazarında bulunan Semiz Ali Paşa ve Kebeciler denilen Rüstem Paşa
hanları . ile Usküdar Atik Valide kervansarayı özgün mimarisi bozulmuş, Karışdıran Rüstem
Paşa kervansarayı gibilerinden yalnız birkaç duvar parçası kalmış olan 6 menzil hanı ise ha­
rap durumda bulunmakta; 1 1 kervansaray ve kent hanı xvı. yüzyıl klasik mimari biçimlerini
az ya da çok koruyarak ayakta durmaktadır. Galata Rüstem Pasa hanı, Konya Ereğli'sindeki
Rüstem Paşa ve Büyük Çekmece'deki Sultan Süleyman kervansarayları. bakımsız; Edirne Rüs
tem Paşa ve Ilgın Lala Mustafa Paşa hanları son yıllarda onarıldıklarından iyi durumdadır.
Tezkerelerde kayıtlı olan 45 mezar yapısından 6'sı saptanamayan, 6'sı ortada olmayan l 2 'si
bir yana bırakılacak olursa geriye kalan 33 eser, Sultan Selim camii haziresindeki yıkık Hafsa
Sultan türbesi dışında i2 , genellikle özgün biçimlerini korumaktadırlar. Söz konusu mezar
yapıları içinde Semiz Ali Paşa'nın Eyüp Sultan türbesi yakınındaki mermer sandukası , Ha­
dım lbrahim Paşa'nın Silivrikapı'daki camiinin haziresinde bulunan açık türbesi; Pertev Mehmed
ve Güzel Ahmed Paşa'ların dikdörtgen , Kara Ahmed Paşa 'nın altıgen, Barbaros Hayreddin
Paşa ve Deli Hüsrev Paşa'nın sekizgen gövdeli türbeleri yer alır. Sinan'ın en görkemli mezar
yapıları ise Şehzade Mehmed, Kanuni Sultan Süleyma n ve il. Selim için yaptığı türbelerdir.
64'ü iyi durumda, 2 1 'i yenileştirilmiş, 2'si harabe halinde zamanımıza ulaşan camiler konu­
sunda, anılan 2 harabenin (imik Aya Sofya camii ile Van Kale camiinin) Sinan-öncesi döne­
me ait olduğunu; xvı. yüzyıldan sonra onarılmış ya da yeniden inşa edilmiş 2 1 cami.in de
genellikle yine ya Çorum ve Kütahya Ulucamileri gibi eski eserlerden , ya da çoğunluğu lstan­
bul'da bulunan. Merkez Efendi ve Muhyiddin Çelebi gibi sakıflı camilerden meydana geldiği­
ni görüyoruz. Üzgün mimarisini koruyan 64 cami ise lstanbul Süleymaniye, Edirne Selimiye,
Manisa Muradiye gibi anıtsal selatin camileri ni; Babaeski Semiz Ali Paşa, Kütahya Lala Hü­
seyin Paşa, Kayseri Hacı Ahmed Paşa gibi kagir kubbeli vezir camilerini; lstanbul Drağman
24
SİNAN YAPILARINA İLİŞKİN KAYNAKLARIN DÖKÜMÜ

Yunus Bey , Ferruh Kethüda, Husrev Çelebi (Ramazan Efendi) gibi sakıflı camileri içeren bir
yapı yelpazesi oluşturmaktadır.
Kayıp vermeden günümüze erişen yapı türlerine gelince: Tezkerelerde adı geçen 9 köprü ,
6 su kemeri ve bir baş havuz gerçek görünümleri hemen hiç değişmemiş durumda, 3 darüşşi­
fanın biri "iyi , fakat öbür ikisi mimarileri bozulmuş olarak ayaktadır. Haseki Sultan darüşşifası
XVI. yüzyıl klasik üslup ve biçimini içte ve dışta korumakta, uzun yıllar Askeri Matbaa olan
Süleymaniye darüşşifasının dış görünümü değişmemiş ise de iç mimarisi ile çok oynanmış bu­
lµnmaktadır. III . Selim zamanında Nizam-ı Cedid askerine kışla olarak verilen, daha sonra
Asakir-i Nizamiye süvarisine devredilirken kubbeleri kesilerek üstüne kat çıkılan Atik Valide
darüşşifasının ise hem iç hem dış mimari kuruluş ve görünümü bozulmuştur.
Sinan yapılarının Osmanlı Devleti sı nırları içersinde dağılımına da kısaca değinmek yararlı
olur . Tez kerelere yanlışlıkla giren ya da. bizim saptayamadığımız 29 kayıt düşüldükten sonra
geriye kalan 448 parça yapı nın 328'inin lstanbul kenti içinde ve dolaylarında; 75'inin Anado­
lu, Suriye, Irak ve Hicaz'da; 4S'inin de Rumeli, Kırım ve Balkanlarda yer aldığını görüyoruz.
Başka deyişle, söz konusu 448 yapının % 73'ü başkent ve yakınlarında bulunmakta, Çatalca
ile Meriç ırmağı arasında kalan bölgedeki yapılar da eklendiğinde bu oran %80'e ulaşmakta­
dır. içinde öteki iki tezkerede adı geçmeyen tek yapıya rastlamadığımız Tezkiret ül-Bünyan ' da
ise lstanbul'un şimdiki il sınırları içinde kalan yapıların tüm Sinan yapılarına oranı % 7 7 , Do­
ğu Trakya'dakilerle birlikte %85'dir . i l Ayrıca İstanbul'dan uzak yerlerde bulunan Sinan ya­
pılarının yalnız sultanlar ve çoğu saraya damad olan kudretli vezirlerce ısmarlanan anıt nite.li­
ği nde yeni inşaat ya da onarımı sarayca istenen tarihi yapılar olmasına karşılık, Sinan'ın Is­
tanbul ve çevresinde küçük ve büyük, ahşap ve kagir her türde yapı yaptığı, mescid, darül­
kurra , sıbyan mektebi, mahzen ve su kemerlerinin tümünün, saray ve köşklerin bir istisnası
ile 14 İstanbul il sınırları içinde yer aldığı görülür.
Bu tesbitimiz İstanbul'dan uzak yerlerde I OO'ü aşkın eserin Sinan'la ilişkili olmadığını şüp­
hesiz göstermez . Sinan'ın elli yıl süren başmimarlık döneminde Adriyatik kıyılarından Basra.
körfezi ne, Kırım'dan Hicaz'a uzanan geniş bölgede bazan yerel mimarlar bazan merkezden
gönderilen kalfa ve üstadlar aracılığıyla faaliyet gösterdiği ve emrindeki Hassa mimarlarını
iyi kullandığı anlamını taşır.
Hassa Mimarları Ocağının kuruluş tarihi bilinmemektedir. Fatih Sultan Mehmed ve il. Ba­
yezid zamanlarına ait belgelerde mimarlar ocağından söz edilmediği için XV. yüzyılın ikinci
yarısında Sinan-ı Atik, Ayas, Kemaleddin, Hayreddin ve Yakub Şah gibi mimarların sarayca
doğrudan görevlendirildiği ve her mimarın kendi takımını kurarak çalıştığı sonucuna varıyo­
ruz. Mimarbaşı ünvanına rastlanılan ilk belge, XVI. yüzyılın birinci çeyreğine tarihlenen 7'
Cemaat·İ Agayan·İ Ehl-i Hiref adlı tezkeredir. Bu tezkereye göre Acem Alisi diye tanınan
mimarbaşı Alaeddin 45 akçe yevmiye almakta, emrinde çalışan ve onyedi mimarın yevmiye­
leri de 7 ile 23 akçe arasında değişmekteydi.76
Acem Alisinin başmimarlık döneminde yetişen mimarlardan kimisi 1 538'den sonra ocakta­
ki görevlerini sürdürdüler. Bunlara yenileri de katıldı. En ünlüleri Sinan'ın üç halefi Davud
Ağa, Dalgıç Ahmet Çavuş ve Sedefkar Mehmed Ağa ile Mustafa, Süleyman, Kara Şaban,
Hayreddin, Muslihiddin ve Hüseyin Ağalardır.77 Topkapı Sarayı arşivinde bulunan belge­
lerde Sinan döneminin Hassa Il'limarlarından Ilyas oğlu Ali , Ramazan oğlu Ali , Ferhad , Ka­
lender, Sadi , Sefer , Veli oğlu Omer'in adlarına rastlanır. 78
Bu konuda bir önemli belge de Sinan'ın vakfiyesidir; çünkü vakfiyeye şahit olarak imza
atan 41 kişiden I O'unun Sinan'ın iş. arkadaşları olduğu açıktır. Bunlar: Mehmed Şubaşı, 7q
Mahmud Halife,8c Abdullah oğlu lsmail, Abdullah oğlu Mehmed, Abdullah oğlu Ahmed,
Abdullah oğlu Süleyman, Abdullah oğlu Hızır, Abdullah oğlu Ferruh, Abdullah oğlu Mus­
tafa ve V eys oğlu Mehmed'dir ve hepsinin mesleği isimlerinin arkasına konulan "mimar" un­
vanıyla belirtilmiştir.81
Görüldüğü gibi yukarda adları geçen mimarların kimi Müslüman doğumlu kimi mühtedi­
dir. Hassa mimarları arasında kiminin de Hıristiyan olduğu yine belgelerde karşımıza çıkan

25
MİMAR SİNAN

şu isimlerden anlaşılmaktadır: Niko, Ak Yani, Kosti, Oimitri , Mihal, Nakkaş oğlu Yani, Ge­
libolulu Yani, Andura , Köse Andreya . . . 82
Hassa mimarlarının gençlerine "üstad", kıdemlileri ne "halife" (kalfa) denir, halifelerden bi­
ri "mimar-ı sani" (başmimar yardımcısı) olurdu. Bunlar şu işlerden sorumluydular:
1. Sarayın ısmarladığı tüm yapıların, köprü , su kemeri , bent ve su yollarının tasarımı, malze-
mesinin sağlanması, keşif bedellerinin yapılması ve inşaat defterlerinin tutulması;
2. Ordu seferdeyken gereken inşaat, onarım ve benzeri hizmetlerin yerine getirilmesi;
3. Vakıflarca yaptırilacak yeni inşaat ve onarım işlerinin yürütülmesi;
4. lstanbul'da özel kişilerce yaptırılacak ev, dükkan gibi binaların projelerinin onayı, inşaatı­
nın denetimi ve bu inşaatlarda görev alan ustaların yetenekli, kullanılan malzemenin stan­
dartlara uygun olmasının sağlanması;
5. Yapı ustaları ve işçi yevmiyelerinin saptanması .
Ayrıca, yapı malzemesi kalitesinin ve fiyatlarının sürekli kontrolü için zaman zaman tuğla
ocakları, mermer ve taş atölyeleri , çini imalathaneleri gibi iş yerlerinin denetlenerek bu konu­
da Oivan-ı Humayun'a rapor verilmesi de Hassa Mimarları Ocağının görevleri arasında bulu­
nuyordu. Hassa Mimarları Ocağı uygulama yanında eğitim de yapan bir kurumdu. Bir mi­
marlık okulu biçiminde faaliyet gösterir, geleceğin mimarları, mimarbaşının gözetiminde ocaktan
yetişirdi .
Hassa Mimarları Ocağının çalışma tarzı şöyle idi: Yapılmasına karar veri len yeni inşaat ya
da onarım için, yapının önemine göre mimarbaşı ya da emrindeki mimarlardan biri görevlen­
dirilir , yanına inşaatın yönetim sorumluluğunu yüklenecek bir bina emini verilirdi. Keşif öze­
ti hazırlanınca defteri önce mimarbaşı inceler, mühürledikten sonra Divan-ı Humayun'a gön­
derirdi. Oivan'dan onay çıkınca uygulama yine Hassa mimarları eli ile sürdürülür.
Sinan'ın yaratıcı bir mimar olmak yanında üstün yetenekli bir yönetici olduğu açıktır. Has­
sa Mimarları Ocağını ve eyalatlerde görevli mimarları iyi örgütlemiş, bu sayede lstanhul'da
ve lstanbul dışında çeşitli projeleri aynı zamanda aksatmadan yürütebilmiştir. Istanhul'da sultan
ve veziriazam külliyelerinin yapımını sürdürürken Sinan'ın başkentten uzak hir yerde bir bey­
lerbeyinin hayratıyla uğraştığını düşünmek , ve eğer uğraşmışsa işi Istanbul'da planlamanın
ötesinde bir katkısı bulunduğunu öne sürmek , yersiz olur. Başka türlü söylersek, lstanhul dı­
şındaki yapıların tasarım ve keşif özetleri başkentte Sinan tarafından hazırlansa hile hunların
inşaatını çoğunlukla merkezden gönderilen bir halife ya da üstadın gerçekleştirdiğini göz önünde
tutmak gerekir. Bunun güzel bir örneğini Manisa Muradiye camiinin yapım ında huluru:. Mu­
radiye camii Istanbul'da planlanmış ve inşaatı yönetmek için mimar Mahmud Ağa Manisa'ya
gönderilmiştir. Mahmud Ağanın cami tamamlanmadan ölmesi üzeri ne de yerine Sinan'ın gö­
rüşü alınarak III. Murad'ın fermanı ile mimar Mehmed Ağa atanmıştır.8ı
İstaqbul'a uzak yerlerdeki yapıların hiç birini Sinan kendi inşa etmemiştir demiyoruz şüp­
hesiz. lstisnalar elbette vardır. Ancak bunların sayısı fazla değildir. Istanbul ve dolaylarında
bulunan Sinan eserlerinde pek rastlanmayan orantı, ölçü, mimari uyum ve denge aksaklıkla­
rının daha uzak yörelerdeki Sinan yapılarında sık görülmesi , onun Istanbul dışında fazla uy­
gulama yapmadığının en açık göstergesidir.
Tezkiret ül - Eb n iye ' ye göre Sultan Süleyman, Sinan'ı Şehzade Mehmed camiinin yapımı
ile görevlendirdiği vakit Sinan tasarladığı camiin resmini çizerek Kanuni'ye sunmuştur.84
Resim çizmek hir mimar için olağandır. Olağan olmayan, klasik döneme ait Osmanlı mimari
çizimlerinin yok denecek kadar az olmasıdır. Elde bulunan en eski resimler fildişi kalemle ka­
relenmiş kağıda çizili kroki niteliğinde bir kaç basit çizimdir.85 Topkapı Sarayı Müzesi Arşi­
vindeki bu resimler, Osmanlı klasik mimarının detaylı çizim: yerine, meslek sırrı olarak usta­
dan çırağa aktarılan karmaşık bir orantı sistemi ile çalıştığını ortaya koyar. inşaatla ilgili keşif
özetleri çıkarılır, masraf defterleri en ince ayrıntıya kadar tutulurken mimari ilkelere değinen
herhangi bir risalenin xvı. yüzyılda yazılmamış 86 mimari çizimin de oldukça ilkel düzeyde
kalmış olmasının başka nedeni akla gelmiyor.

26
SİNAN YAPILARINA İLİŞKİN KAYNAKLARIN DÖKÜMÜ

Klasik dönemde mimarın ustalığını tasarım aşamasından çok şantiyede göstermesinin ne­
deni de yine bu çalışma yöntemine bağlanabilir. Başka deyişle, Osmanlı klasik döneminde
projenin bir başkası tarafından uygulanması durumunda ortaya çıkan yapı tasarımı yapan­
dan çok inşaatı yürüten mimarın yetenek ve sanat sevgisiyle orantılı oluyordu. Bu yüzden
de, lstanbul'a uzak yerlerdeki Sinan yapılarında bulduğumuz mimari aksaklıkların nedenini
Sinan'ın başkentte planladığı yapıların başka mimarlarca gerçekleştirilmiş olmasında aramak
gerekir.
Özetlersek , Sinan'ın öz yapıları nın saptanmasında yapı-mimar ilişkisinin önemli bir rol oy­
nadığı gerçeğinden hareketle bir takım yanlış verilere dayandığı anlaşılan Tuhfet ül­
Mi'marin'de kayıtlı, Fırat'ın doğusu ve Meriç'in batısında kalan yerlerdeki pek çok yapıyı
Sinan';:ı m;:ılcdemeyeceğimizi söyleyebiliriz. Tezkiret ül-Ebniye' de de, özellikle hamamların
söz konusu edildiği onüçüncü bölümde bazı abartmalar vardır. O nedenle Sinan'ın gerçek
katkısını en iyi yansıtan kaynak Tezki ret ül-Bünyan'dır. Güvenilirliği yanında Tezki·
ret ül-Bünyan Sinan'la ilgili bir konuya daha açıklık getirir. Bu konu şudur: Eserlerinin ge­
rek Osmanlı toprakları içinde dağılımı, gerekse başkentte bulunanların sayı ve yapı türü ba­
kım.ından Koca Sinan, kişisel çalışma alanı bir yönde Edime'ye öbür yönde Izmit'e uzanan
hir lstanhul mimarıdır. Elli yıl süren mimarbaşılığı süresince kayda değer yenilik getiren tüm
Sinan yapılarının ;:ınılan arazi kuşağında bulunması bu gerçeği kanıtlar.

27
MİMAR SİNAN

NOTLAR

Ernst Kühnel lslamic Art and Architecture 1 0 Aya Sofya'nın Osmanlı hanedanı için önemi ha­
(London 1 966), s. 2 5 . ziresindeki mezar yapılarından anlaşılır. Il. Selim,
2 Oleg Grabar, The Formation of lslamic Art Ill. Murad, Ill. Mehmed türbeleri buradadır. !.
(New Haven and London 1 973), çeşitli yerlerde. Mustafa ve Sultan İ brahim Aya Sofya'nın vaf­
3 Gotik ile Osmanlı m imarisi arasında benzerlik­ tizhanesinde yatarlar. Bu türbelerden ayrıca çok
lere daha önce Diez-Aslanapa ve Kuban değin­ sayıda valide ve hanım sultan ile şehzade
mişlerdir. Bkz, Ernst Diez-Oktay Aslanapa, gömülüdür.
Türk Sanatı (lstanbul 1 95 5), s. 1 6 5 ; Doğan Ku­ 1 1 Papa Il. Julius 1 503 yılı nda yeni San Pietro Ka­
ban, "Islam Sanatının Yorumlanması", Anado· tedralinin yapımı ile Bramante'v.i görevlendirdi.
lu Sanatı Araştırmaları, C. 1 (İstanbul 1 968), Projesi bu mimarca hazırlanan kiliseninin teme­
s. 26. li 1 506 yılında atıldı; fakat Bramante 1 5 1 4 yılın­
4 Isfahan Cuma Mescidini Halife el-Mansur zama­ da öldükten sonra bina Michelangelo'nun tasa­
nına (754-775) inen Abbasi camiinin yerine Sul­ rımına göre tamamlandı. lşin başında dört kolu
tan Melikşah yaptırmış, cami , kitabesine göre, eş uzunlukta tasarlanan kilise, Peruzzi, Maderna
1 080- 1 (H.473) yılında tamamlanmıştır. Gülpa­ ve Bernini'nin yaptığı eklemelerle doğu-batı ek­
yegan Cuma Mescidinin mihrab önü kubbesi seni üzerinde uzayan Latin haçı planlı bir yapı­
1 1 08- 1 1 1 8 arasına, Zevvare C u ma Mescidi 1 1 3 5 ya dönüştü. Burada söz konusu olan şimdiki ki­
yılına tarihlenmektedir. l i se d e ğ i l B r a m a n te ' n i n g e r ç e k le ş m e y e n
5 Mihrab önü kubbeli Anadolu ulucamileri ara­ tasarımıdır.
sında Artuklu üslubunda Silvan ( 1 1 57), Daniş­ 1 2 Fatih'in Papaya başvurusu üzerine erken Röne­
m e n d l i d ö n e m i n e t a r i h le d i ğ i m i z K ayseri sans çağı nın üç ressamı Matteo di Pasti, Cons­
( 1 1 3 5- 1 1 4 2 arası), Mengücek beyi Ahmed Şahın tanzio di Ferrara ve Gemile Bellini lstanhu l'a
yaptırdığı Divriği ( 1 228) ulucamilerini sayabiliriz. gönderilmiştir. Fakat daha önemli olan Fatih za­
XIIl. yüzyılın ikinc i yarısına tarihlenen Konya'­ manında Türk ressamları nın !talya'ya gitmeleri­
daki Sırçalı Mescid ya da 1 3 5 3 tarihli Kastamo­ dir. N akkaş Sinan Bey bunlardan biriydi. Vene­
nu İbni Neccar Camii tek birimden oluşan kub­ dikli ressam Mastori Pavli'nin yanında çalışm ış,
beli kare-küp türü yapının iki dikka.t çekici ör­ lstanbul'a dönüşünden sonra Fatih'i gül koklar­
neği olmaktadır. ken gösteren ünlü resmini yapmıştır. Bkz. Diez­
6 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Aptullah Ku­ Aslanapa, a.g.e., s. 2 7 3 .
ran, "Anatolian-Seljuk Architecture", The Art 1 3 Bizans kilisesi ile Osmanlı camii arasında kuhhe­
and Architecture of Turkey (Fribourg 1 980), nin simgesel anlamı açısından bir yakınlık yakın­
ss. 83-85. lık görülür. Şöyle ki, Osı:nanlı camiinde merkezi
7 Ill. Mustafa'nın emriyle yeniden yaptırılan -ve kubbenin göbeğindeki Ayet ül-Kürsi -ya da lh­
·yapımı 1 7 7 1 'de biten- yeni Fatih Camiinde Şeh­ las Sures.i- ile Bizans kilisesi nin kubbe kabuğu
zade Mehmed Camiinin haçvari şeması tekrar­ içindeki Isa Pantokrator tasviri arasında bir pa­
lanır. ralellik bulunduğu açıktır.
8 Ö rneğin: Albert Gabriel, "Les mosquees de 14 lsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C .
Constantinople", Revue Syria, no. Vll. ( 1 926), II (Ankara 1 964), s . 5 5 3 .
ss. 3 59-49 1 ; Martin A . C h arles, "Hagia Sophia 1 5 Bkz. V . L. Menage, "Devshirme" maddesi, The
and the Great lmperial Mosques", Art Bulle· Encyclopaedia of lslam (new ed.), C. II, s. 2 1 1 .
tin, no. XII ( 1 930), ss. 3 2 1 -344; Diez-Aslanapa, 1 6 Küh nel. a.g.e., ss. 1 7 1 - 1 72 .
a.g.e. ss. 1 52- 1 6 5 ; Kuban a.g.e. ss. 2 1 -27. 1 7 Rıfkı Melul Meriç. Mimar Sinan: Hayatı,
9 Bu konuda en iyi örnek, merkezinde Halife sara­ Eseri (Ankara 1 965), s. 1 2 .
yı ve ona bitişik Cuma camiinin yer aldığı 1 8 Mimar Sinan'ın Vakfiyesini lbrahim Hakkı Kon­
eski Bağdat'tır. Ne yazık ki, ilhanlıların yer­ yalı Yeni Nesil Gazetesinde 1 3 Nisan-2 1 Ha­
le bir ettiği yuvarlak planlı Bağdat'tan, Bab ül­ ziran 1 98 1 tarihleri arasında yayınlamıştır.
Vestani dışında bir şey kalmamıştır. Bir başka 1 9 Bu olaydan Sinan'ın Vakfiyesinde söz edilir. Vak­
örnek Selçuklu başkenti Konya'dır. Bu kentin fiyede ayrıca, Sinan' dan önce ölen eşi Mihri Ha­
ulucamii (Alaeddin Camii denilen yapının do­ tun ve oğlu Mehmed Bey , yaşayan kızları Ü m­
ğu kanadı) günümüze gelmiş fakat Selçuklu sa­ mihan ve Neslihan, torunu Fahri, yeğeni Süley­
ray ı , il. Kılıç Aslan köşkü kalıntısı bir yana bı­ man, Süleyman'ın kızı Ayişe, bir başka yeğeni-
rakılırsa, tümüyle yok olmuştur.

28
OSMANLI KLASİK MlMARlSlNlN OLUŞUMU

nin kızları Raziye ve Kerime'nin adları geçmek­ ne ağa denilir, yevmiyelerine ek olarak hayat bo­
te, bunlarla ilgili hükümlere yer verilm.ektedir. yu arpalık verilirdi. Sinan'ın Vakfiyesinde sözü
20 Bkz. Ahmet Re fik , Türk Mimarları (lstanbul edilen arpalığı Vize kazasındaydı.
1 9 36), s. 89. 37 Uzunçarşılı, a.g.e., C . Il, s. 5 5 5 . 0mer Lü � fi Bar­
_
2 1 Meriç, a.g.e., s. 1 6 . kan, Süleymaniye Cami ve imareti lnşaa·
2 2 Uzunçarşılı, a.g.e., C . 1 (Ankara 1 96 1 ) , s. 5 1 0 . tı: 1 5 50- 1 5 5 7 , C. 1 (Ankara 1 972), ss. 1 0 8- 1 1 2 .
2 3 A. yer. 38 Kimi kitaplarda Sinan'ın marangozluğu Ağırnas'­
24 Arthur Stratton ona "Joseph" adını yakıştırır. ta büyük babasından öğrendiği yazılıdır. Bu gö­
(Sinan, New York 1 972). Hiç bir tarihi veriye rüş doğru değildir. Çünkü xvı. yüzyıl başında
dayanmayan bu ismin Sinan'ın ün aJı " Yusuf'­ zenaat sahipleri Yeniçeri Ocağına alınmazdı .
'tan esinlindiği öne sürülübelir. Risale·i Tezki· Devşirme çocukların kent yerine kırsal bölgeden
ret ül-Ebniye'nin 6 5 . beytinde Sa'i , Sinan'ı Yu­ alınmasının bir nedeni de buydu.
su f bin Abdullah adıyla tanımlar. Büyük Çek­ "Benim üstadım kim aferin had
mece Köprüsü kitabesinde de mimarın adı Yu­ Beni neccarlıkta kıldı üstad"
suf olarak verilir.Ne var ki Müslüman adının Yu­ diyen Sa'i, Tezkiret ül-Ebniye'de Sinan'ın ağ­
su f Sinan olması Sinan'ın Hıristiyan isminin Jo­ zından konuya değinmiş, onun dülgerlik (neccar­
seph olduğunu kanıtlamaz. lık) sanatını adını bilmediğimiz bir ustadan Ace­
25 Franz Babinger, Sinan'ın Hristo adlı bir Rum'un mi Ocağında öğrendiğini açıklamıştır.
39 Sinan'ın,lrakeyn seferinde Van Gölünü batıdan
oğlu olduğunu söyler. Bir başka teze göre de Si­
doğuya geçmek için gemiler yaptığı , Bağdan se­
nan Kayseri bölgesinde yaşayan Türk kökenli Hı­
ferinde Prut ırmağı üstüne onüç günde köprü
ristiyanlardandır. Dülger olan dedesinin adı Do­
kurduğu rivayet olunur. Bu öyküler hayal ürü­
ğan Yusuf, babasının adı Abdülmennan'dır. Bkz. nü olsa bile bunların varoluşu Sinan'ın se ferler­
A fet lnan, Mimar Koca Sinan (Ankara, 1 968), de askeri görevleri dışında yapım işleriyle de uğ­
ss. 9- 1 1 . Ayrıca, Nejat Göyünç, "Mimar Sinan'­ r a ş t ı ğ ı n ı göstermek b a k ı m ı n d a n ö ne m
ın Aslı Hakkında", Tarih ve Toplum, sayı 1 9 taşımaktadır.
(Temmuz, 1 985), ss. 38-40. 40 Bu konuya ilk Diez-Aslanapa dikkat çekmişler­
26 Meriç, a.g.e., ss. 69-70. dir. Bkz. a.g.e., ss. 1 46- 1 47 .
27 A.g.e., s. 56. 4 1 Goodwin külliyeyi Yavuz Sultan Selim'in 1 5 1 7
28 Şair-nakkaş Sa'i Mustafa Çelebi'nin kaleme al­ yılında lstanbul'a getirdiği M ısırlı Mimar Şaha­
dığı kitabenin metni şöyledir: beddin Ahmed'in yaptığını yazıyor (A.g.e., s.
Ev iden bir iki gü n dünya sarayında mekan 1 90). Bu görüşü öne sürmesinin nedeni cami in
Cay-i asayiş değildir ademe milk-i cihan son cemaat duvarında ve içinde bulduğumuz
Han Süleyman'a olub mi'mar bu merd-i güzin Memlük tarzında mermer süsleme olsa gerektir.
Yabdı bir cami verir Firdevs-i aladan nişan Ancak genel yerleşme düzeni ve tek yapıların mi­
Emr-i Şahi'le kılub su yollarını ihtimam mari karakteri külliyenin Osmanlı mimari üslu­
bunu iyi bilen bir mimarın elinden çıktığını fa.
Hızr olub ab-ı hayatı aleme kıldı revan kat söz konusu süslemenin, 1 522 yılında beş ay
Çekmece cisrine bir tak-ı mualla çekdi kim süreyle Mısır beylerbeyliği yapan Çoban Mus­
Aynıdır ayine-i devranda şekl-i kehkeşan tafa Paşa'nın oradan gönderdiği , ya da berabe­
Kıldı dört yüzden ziyade mescid-i ali bina rinde İstanbul'a getirdiği, Mısırlı ustalarca ger­
Yabdı seksen yerde cami bu aziz-i kardan
çekleştirildiğini akla getiriyor.
Yüzden artuk ömr sürdü akıbet kıldı ve fat 42 Türbeler genellikle içinde yatan kişinin ölümün­
Yattuğu yeri Hüda kılsın anın bağ-ı cinan den sonra yapılmakla beraber kimileri kendi tür­
Rihleti nin Sa'i-yi dai didi tarihini belerini sağlıklarında yaptırıyorlardı. Barbaros
Giçdi bu demde cihandan pir-i mi'maran Sinan Hayreddin Paşa, Pertev Mehmed Paşa, Sok.ollu
Ruhu için fatiha ihsan ide pir ve civan. Mehmed Paşa, Kılıç Ali Paşa'nın türbelerini ön­
996 ceden Sinan'a yaptırdıklarını biliyoruz. Çoban
29 L A. Meyer, lslamic Architects and Their Musta fa Paşa konusunda bu husus açık değildir.
Work (Geneva 1 956), s. 1 2 1 . 4 3 Mustafa Paşa köprüsü konusunda bkz. Semavi
10 Oktay Aslanapa, Turkish Art and Architect­ Eyice, "Svilengrad'da Mustafa Paşa Köprüsü
ure (Landon 1 97 1 ) , s . 2 1 i. (Cisr- i Mustafa Paşa)", Belleten, No. l 1 2 ( 1 946),
31 God frey Goodwin, A History of Ottoman ( 1 946) , ss. 738- 7 5 2 .
Architecture (London 1 97 1 ) , s. 4 7 7 , not 5 . 4 4 Müderris Nureddin Hamza Efendi'nin yaptırdı­
32 Metin Sözen, Türk Mimarisinin Gelişimi ve ğı Ü çbaş mescidi ve medresesi, üzerinde Arapça
Mimar Sinan ( İstanbul , 1 97 5 ), s. 1 60 . kitabesinin yer aldığı avlu kapısıyla, kapıya biti­
33 1 5 58 tarihli Süleymanname'de bulunan "Dev­ şik bodur m i narenin kaidesi dışında klasik mi­
şirme Toplanması" tasviri bir örnek olarak gös­ mari karakterini çeşitli onarımlarda kaybetmiştir.
te rilebilir. Bkz. Topkapı Sarayı Müzesi Kitaplığı, 45 Veziriazam Makbül lbrahim Paşa'nın ilk zevcesi
H. 1 5 1 7. Muhsine Hatun adına yaptırdığı bu mescid de
34 Halil İ nalcık, The Ottoman Empire: The kitabeli kapısı ve son cemaat yeri duvarı dışın­
Classical Age 1 300- 1600 (Landon 1 973), s. 79. da yenilenmiş, özgün mimarisi kaybolmuştur.
35 Uzunçarşılı , a.g.e., C. il, s. 5 5 5 . 46 Evliya Çelebi'nin, "Düz bir yerde vaki olub çar­
36 Hasekiler Yeniçeri Ocağı içinde itibarlı bir züm­ küşe bir divar üzre çarpuşta tahta kubbeli tah-
reydi. Ozel giysileri ve sarıkları vardı. Kendileri-

29
MİMAR SİNAN

tani eski bir camidir", sözleriyle tanımladığı (Se· tullah Kuran "Zal Mahmud Paşa Külliyesi", Bo­
yahatname, C.I, İstanbul 1 3 1 4 , s. 4 1 8) Kasım ğaziçi Ü niversitesi Dergisi: Hümaniter Bi­
Paşa Camiini 1 72 1 -2 (H. 1 1 34) yılında yandık­ limler, C. 1 ( 1 97 3 ) . ss. 65-8 1 .
tan sonra aynı yıl içinde Hekimoğlu Ali Paşa'­ 63 Meriç, a.g.e., s . 80.
nın kardeşi Feyzullah Bey tamir ettirmişti. (Ay­ 64 A.g.e., s. 27.
vansarayi, Hadikat ül-Cevami, lstanbul 1 28 1 , 65 Tezkiret-ül Bünyan, Tezkiret ül-Ebniy� ve
c . il , s . 3). xıx. yüzyılda tekrar yanan camiin Tuhfet ül-Mi'marin'de kayıtlı yapıların llle·
yerine bu kez Sultan Abdülaziz şimdiki kubbeli re göre dağılımını gösteren liste EK l 'de, Kişi
ve çifte m inareli camii yaptırdığından Sinan ya­ Adlarına göre sıralanışını gösteren liste EK 2'de
pısı sakıflı cami tümüyle ortadan kalkmıştır. verilmiştir.
47 Konyalı, "Mimar Sinan'ın Vakfiyesi" Yeni Ne­ 66 Söz konusu 477 eserden 50'si Sinan'ın mimarlı­
sil, 5 Mayıs 1 98 1 . ğa başladığı yılların gerisine giden yapılardır.
48 Sözen, a.g.e., s. 1 59. . Bunlara Sinan'ın öz yapıları arasında yer verile­
49 Bkz. Ahmet Cevdet, Tezkiret ül-Bünyan (ls­ meyeceği, bu yapıların Sinan tarafından onarıl­
tanbul 1 3 1 5) s.32. mış ya da yenileştirilmiş eski eserler biçiminde
50 Üç tezkere içinde yalnız Tuhfet ül-Mi'marin'de
değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Gerçekten, ki­
altı sıbyan mektebine yer verildiğini ve bunla­ mi yapılarla ilgili olarak bu hususa tezkerelerde
rın hepsinin Süleymaniye, Şehzade Mehmed, değinilmekte, örneğin Kabe-i Şerifin, Kubbet
Atik Valide gibi selatin külliyelerinde cami ile üs-Sahra'nın, Çorum Ulucamiinin, Saray-ı
birlikte yapılan mektepler olduğunu görürüz. Da­ Atik ve Sa r ay-ı Cedid'in "tecdiden bina
h a küçük camiler, mescidler ve türbeler ile be­ olunduğu" belirtilmektedir. N e var ki "tecdid"
raber gerçekleştirilen mekteplerden ise söz edil - kaydı Sinan öncesine inen tüm yapılara konma­
memekte, örneğin Topkapı Kara Ahmed Paşa, mış, lstanbul Bali Paşa ve Ahi Çelebi camileri,
Ü sküdar Mihrimah Sultan mekteplerinin adı hiç
Sultan Selim ve Gebze Çoban Mustafa Paşa kül­
bir tezkerede geçmemektedir. liyeleri gibi xvı. yüzyılın birinci çeyreğine tarih­
51 Bu konuda bkz. A.ptullah Kuran, "Haseki Külli­ lenen bazı eserleriı:ı onun öz yapıları arasında bu­
yesi", Boğaziçi Universitesi Dergisi: Hüma· l u nduğu izlenimi yaratılmıştır.
niter Bilimler, C . 2 ( 1 974), ss. 5 7-86. 67 Uç tezkerede kayıtlı 477 yapı nın Tablo ll'deki
52 Bkz. Afife Batur-Selçuk Batur, "Sinan'ın Yapıt­ ilk dört grupta gösterilen 27 3'ünün adları dört
ları", Koca Sinan, (Ankara 1 968), s. 66. liste halinde EK 3 'de, 477 yapı nın tümünü içe­
53 Meriç, a.g.e., s. 27. ren Sinan Y apil arı Kataloğu EK 4 olarak
54 Fazıl Ayanoğlu, "Ferhad Paşa ve Gizli Kalan Va­ sunulmuştur.
kıflar", Vakıflar Dergisi VII (lstanbul 1 968), 68 Tezkerelerde her türlü ikamet yapısına saray de­
s. 1 4 7 . nilir; fakat büyük bölümünün konak ölçeğinde
55 Meriç, a.g.e., s. 84. olduğunu düşünmek gerekir.
56 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Aptullah Ku­ 69 Adına yalnız Tuhfet ül-Mi'marin'de rastladı­
ran, '.'.Çatalca'daki Ferhad Paşa Camii," Boğa· ğımız III. Murad köşkünün yeri yanlışlıkla Saray-ı
ziçi Universitesi Dergisi: Hümaniter Bilim­ Atik olarak gösterilmiştir. Bu köşk Saray-ı
ler, C. 3 ( 1 975), ss. 73-90. Cedid'dedir.
57 Bkz. İbrahim Hakkı Konyalı, Mimar Koca Si­ 70 il. Bayezid zamanında Gılman-ı Has kışlası ola­
nan'ın Eserleri (İstanbul 1 950), s. 18; Tahsin rak yaptırılan At Meydanı Sarayının bir kanadı
Öz , İstanbul Camileri, c.ı (Ankara 1 962),
Kanuni'nin kız kardeşi Hatice Sultan ile 1 524
s. 1 4 7 ; Goodwin, a.g.e., s. 244; Batur a.g.e., s. yılında evlenen Makbul lbrahim Paşanın ikame­
66; Sözen, a.g.e., s. 1 77. tine verilmiş, At Meydanı Sarayı o tarihten son­
58 Kara Ahmed Paşa'nın 2 Ramazan 962 (2 1 Tem­ ra İ brahim Paşa Sarayı adını almıştır. Sinan bu
muz 1 55 5 ) tarihli vakfiyesinde vakıf, · • .. .lstanbul sarayı onarmış ve bu arada büyütmüştür. Üte
mahallelerinin münasip bir mahallesinde, bir yandan, Saray-ı Cedid'deki uygulamaları çok çe­
cami-i münif ve bir mescid-i şerif yaptırmasını şitlidir. inşa ettiği üç hamam (Harem dairesin­
şart etmiştir," denilmektedir. Bkz. Şerafeddin deki Hünkar ve Valide Sultan hamamları ile Fa­
Yaltkaya, "Kara Ahmed Paşa Vakfiyesi", Vakıf· tih Köşküne bitişik ll. Selim hamamı) ve iki am­
lar Dergisi ll (Ankara, 1 942), s. 92. bar dışında Fatih Sultan Mehmep'in kurup il.
59 Bkz. Gabriel, a.g.e., s. 388; Halil Ethem, Ca­ Bayezid'in genişlettiği Matbahı Amire'yi yeni­
milerimiz (lstanbul, 1 933), s. 5 7 ; Üz, a.g.e., C.I, leştirmiş, daha sonra yerine mimar Davud Ağa
s. 1 57 . tarafından Yalı Köşkü yapılacak olan Haliç kıyı­
6 0 Bkz. Ernst Egli, Sinan: der Baumeister osma­ sındaki ll. Bayezid köşkünü I 5 59'da elden geçir­
nischer Glanzzeit (Zürich 1 954), s. 76; Sema­ miştir. Bunlardan başka Saray-ı Cedid'in küçük­
vi Eyice, lstanbul: Petit Guide a Travers les Mo­ lü büyüklü pek çok onarım işinin mimarbaşı Si­
numents Byzantins et Turcs (lstanbul 1 95 5 ) , s. nan'ın denetim ve gözetiminde gerçekleştirildiği
99; poğan Kuban, Osmanlı Dini Mimarisin­ bilinmektedir.
de iç Mekan Teşekkülü (lstanbul 1 9 58), s. 4 5 ; 71 İ stanbul Süleyma niye İ mareti 1 9 1 6-7 (R. 1 3 32)
Goodwin, a.g.e., s. 2 5 7 . yılından bu yana ,önce Evkaf-ı lslamiye Müzesi ,
6 1 Hilary Sumner Boyd-John Freely, c a m i i 1 5 70'li sonra Türk-lslam Eserleri Müzesi; Manisa Mu­
yılların ortalarına tarihleyerek gerçeğe yaklaşmış­ r a d i ye İ mareti, Arkeo loj i M ü zesi olarak
lardır. Strolling Through lstanbul (lstanbul kullanılmaktadır.
1 972), s. 4 1 5 . 72 H afsa Sultan türbesi 1 892 depreminde çökmüş,
62 Çeşme ve kitabesinin fotoğrafları için bkz. Ap- Meşrutiyet döneminde onarılmaya başlanmış, fa-

30
OSMANLI KLASİK MİMARİSİN İN OLUŞUMU

kat ödenek yetersizliğinden bitirilemeyerek sü­


tun ve çinileri dağılıp gitmiştir. Bkz. lbrahim
Hakkı Konyalı, "Kanuni Sultan Süleyman'ın an­
nesi Hafsa Sultan'ın Vakfiyesi ve Manisa'daki
Hayır Eserleri" , Vakıflar Dergisi VIII (Anka­
ra 1 969), ss. 5 5-56.
73 Tezkiret ül-Bünyan'da adı geçen 344 eserin
266'sı lstanbul ve dolaylarında; 4 1 'i Anadolu, Su­
riye ve Hicaz'da; 3 7'si Rumeli, Kırım ve Balkan­
larda bulunur.
74 Söz konusu yapı Sinan'ın Sokollu Mehmed Pa­
şa için Sarajevo 'da (Saray-Bosna'da) inşa ettiği
saraydır.
7 5 932 tarih l i bir derkenar bu tezkerenin 1 52 5-6 yı­
lında ya da daha önce kaleme alındığına işaret
eder. Bkz. Zarif Orgun , "Hassa Mimarları", Ar·
kitekt ( 1 938), No. 1 2 , s. 3 3 3 .
7 6 A. yer.
77 Refik, a.g.e. s. 1 0 .
7 8 Orgun, a.g.e., s s . 3 3 5- 340.
79 Mehmed Subaşı 1 584 yılında Sinan Hacca gitti­
ğinde mimarbaşılığa vekalet eden ve daha sonra
Sultan Ahmed külliyesini yapacak olan Sedefkar
Mehmed Ağa'dır.
80 Mahmud Halife, Manisa Muradiye camii inşaa­
tını yürütürken görev başında ölen mimar Mah­
mud Ağa'dır.
81 Konyalı, Yeni Nesil, 29 Nisan 1 98 1 .
82 A. yer.
83 Söz konusu fermanın metni için bkz. Refi k ,
a.g.e., s. 1 1 8.
84 Sa'i ;rez kiret ül-Ebniye'de Sinan'ı şöyle konuş­
turuyor: "O dem resmeyledim bir cami-i hub
Huzur-ı Şehde düşdü hayli mergub." ..
85 Klasik döneme ait bir çizimi Behçet Unsal ya­
yınlamıştır. Bkz. "Topk:ıpı Sarayı Arşivinde bu­
lunan Mimari Planlar Uzerine", Türk San'atı
Tarihi Araştırma ve İncelemeleri, C.l (İstan­
bul 1 963), s. 1 89 res. 1 6 , s. 1 90 res. 1 7.
86 Mimari ilkelere değinen ilk Osmanlı eseri XVII.
yüzyılda Cafer Çelebi'nin kaleme aldığı Risa•
le-i Mimari yye dir. Oysa Leon Battista Alberti '­
rıi n De re Aedificatoria (Gerçek Yapı Sanatı
Uzerine) adlı kitabı XV. yüzyıl sonlarında, And­
rea Palladio'nun Quattro Libri deli' Archi·
tettura (Mimarlık üzerine Dört Kitap) isimli ese­
ri 1 570 yılında yayınlanmış, mimari ilkeler Rö­
nesans Avrupa'sında okunup tartışılan bir ko­
nu olmuştu.

31
32

Devşirme Toplanması, Süleymanname, Topkapı SaTa:yı Müzesi


I. BOLUM

YENİÇERİ OCAGINDAN HASSA MİMARLARI OCAGINA:


OLGUNLAŞMA YILLARI
( 1 5 3 8- 1 548)

B
ağdan seferi dönüşü başmimarlığa atandığı 1 538 yılından Şehzade Mehmed camiinin
tamamlandığı 1 548 y ılına kadar geçen süre Sinan'ın mimari olgunlaşma yıl_larıdır. Ye­
n içeri Ocağında edindiği geniş yapı deneyimi ile 1 53 1 yılından başlayarak ·lstanbul'da
gerçekleştirdiği sakıflı binalarla arttırdığı mimari bilgisini bu on yıllık sürede pekiştirmiş, te­
miz görüntülü Osmanlı klasik üslubunun ilkelerini ekolleştirecek çabaların temeli bu dönem­
de atılmıştı.
Sinan'ın yeni görevine başladığı 1 538-9 (H. 945) yılında iki u ygulama yaptığı görülür: Ça­
vuşbaşı ve Haseki Hürrem Sultan camileri . Kanuni'nin kapıağalarından Mahmud Ağa'nın
Sütlüce'deki Çavuşbaşı camii enlemesine dikdörtgen planlı, sakıflı bir yapıdır. Beden duvar­
ları iki sıra tuğla hatıllı kesme küfeki taşından örülü, ahş.ap çatısı kiremit döşelidir. Minare
kaidesi, iki katlı pencereleri, kapısı ve mihrabı özgün biçimlerini korurlar; fakat taş külahlı
tuğla minaresi ile kapalı son cemaat yeri son dönemlerde yenilenmiştir. Tuğla minareyi 1 890
yılında Tophane Nazırı Seyyid Paşa, betonarme karkas son cemaat yerini 1 950' !erde bir der­
nek yaptırmış, her iki onarım da aslına uygun yapılmadığından camiin klasik görünümü
bozulmuştur.
xvı. yüzyılda sakıflı camiler' Çavuşbaşı camiinde olduğu gibi, kapalı ibadet yeri, son cema­
at direkliği ve minareden oluşuyordu. Enlemesine dikdörtgen planlı salonun duvarları genel­
likle taş ve tuğla, minare genellikle taş, son cemaat direkliği daima tahtadan inşa ediliyor,
yapı dört yüzeyli oturtma çatı ile örtülerek üstü kurşun kaplanıyordu.

R. I: Çavuşbaşı Camii,
Sütlüce

33
Günümüze ulaşan özgün örnekler, Sinan yapısı sakıflı camilerde beden duvarlarının, tümü
ile kesme küfeki taşından yapılmış Yunus Bey (Drağman) camii dışında, 1 prototipe uyduğu­
nu ortaya koyar. Yine elde kalan özgün örnekler, Sinan'ın sakıflı camilerinde pencerelerin
istisnasız iki katlı olduğunu ve alt pencerelerin sivri sağır kemerli, taş söveli, dıştan parmak­
lık, içten tahta kapaklı; üst pencerelerin sivri kemerli, dıştan alçı şebekeli, içten düz ya da
renkli cam çerçeveli olduğunu gösterir. Bunların kapıları basık kemerli, mihrabları stalaktitli,
minareleri yüksek ve sivri kurşun külahlıdır. 2
Yukarıda sözü edilen konular sakıflı camilere özgü değildir. Kagir kubbeli camilerde de ay­
nı öğeler farklı olmayan biçim ve ifade ile karşımıza çıkarlar. Diğer yandan sakıflı camilerde
son cemaat yeri taş ya da mermer sütun yerine ahşap direklere binen bir revak, üst örtü ise
son cemaat yerini de içine alacak biçimde yapıyı tümü ile örten bir oturtma çatıdır.
Sinan'ın sakıflı camilerinde son cemaat yeri üç yanı açık ve kagir yapının sınırlarını genel­
likle aşmayan bir direkliktir. Ne var ki, minare ana kitlenin sağında ya da solunda çıkıntı
yaptığından son cemaat direkliği ile minarenin ilişkisi ister istemez asimetrik bir durum yara­
tır. Bazı sakıflı mescidlerde minare ana kitleden koparılıp avlu kapısı ile birleştirilerek soruna
çözüm getirilmiştir;3 fakat bu sistemin sakıflı camilere uygulandığı görülmez. Hiç olmazsa
klasik kitle düzenini koruyan sakıflı camiler arasında minaresi ana kitleden bağımsız bir ör­
nek yoktur.
Klasik dönem cami programının ayrılmaz parçası olan minarenin sultan camilerinde yapı­
nın iki yanında yükselmesi denge açısından önem taşır. Yalnız, sultanlar dışında iki -ya da
daha fazla- minare yapılması geleneğe aykırı olduğundan tek minarenin yarattığı asimetrik
cephe düzeni Osmanlı mimarının çözüm aradığı bir sorun olmuştur. Bu yolda önemli bir adı­
mın XVL yüzyıl başlarında atıldığını görüyoruz. Bali Paşa camiinin mimarı 4 son cemaat du­
varının bir ucundaki minare kürsüsünü mahfile çıkan merdiveni öteki uca koyarak dengele­
miş, son cemaat revakını minare kürsüsünün dış çizgisinden mahfil merdiveni kovasının dış
çizgisine kadar yayıp revak-minare-ana kitle ilişkisini bütünlüğe kavuşturmuştur.
Mimar Sinan da kagir kubbeli camilerinde başarı ile uyguladığı bu sistemi en azından iki
sakıflı camiinde kullanmıştır. Bunlar Tophane Ebu-1 Fadıl ve Yunus Bey (Drağman) cami­
leridir. Ancak Ebu-1 Fadıl camiinden eser kalmamış ,5 Yunus Bey camiinin son cemaat direk­
liğinin yerini bugün Çavuşbaşı'nınkine benzer bir kapalı ön bölüm almıştır.
Son cemaat revakı yerinde duran sakıflı Sinan camilerinin sayısı dördü geçmez. Bunlar,
Balat Ferruh Kethüda, �yüp Şah Sultan, Karagümrük Hürrem Çavuş ve Ereğli Semiz Ali
Paşa Camileridir. Ne var ki, Ferruh Kethüda'nın r�vakı 195S'de, Şah Sultan ve Hürrem Ça­
vuş'unkiler sırası ile 1 972 ve 1 983'de yenilenmiştir. ilkinin direkleri betonarmeden yapılmışsa
da bunlar asıl direklerin taş kaideleri üstüne oturtulduğu için revakın düzen ve biçimi korun­
muş, ötekilerin mimari görünümü bozulmuştur. 6 Semiz Ali Paşa camiinin meşe direkleri ise
aslına yakın bir görünümde zamanımıza gelmiştir. 7 Direklerinin arası taşla kapatılmış ve di­
key planda iki kata ayrılmış olan Husrev Çelebi camiinin ön bölümü de özgün yapısını kay­
betmediği için ölçü ve oran bakımından sakıflı cami direklikleri konusunda güvenilir bir kay­
nak olmaktadır.
Sakıflı camilerde üst örtü çarpuşta denilen dört yüzeyli çatıdır. Ahşap çatı kagir ::luvarlara
taşma yapmaksızın oturtulur, fakat son cemaat yerinin ahşap yapısını korumak amacı ile üç
yönde geniş saçaklar oluşturulurdu. Bunun güzel bir örneğini Husrev Çelebi camiinde görü­
rüz. Aynı camiin kurşun çatı kaplaması da klasik dönem kalıplarına uyan bir başka öğedir.
Çatıları bugün genellikle kiremit döşeli olan sakıflı Sinan camilerinden bazılarının eskiden
kurşun kaplı 9lduğunu biliyoruz. Çayuşbaşı Camiinin çatı kurşunlarının 1 876'da söküldüğü­
nü onarım kitabesi yazar ; 8 Kanlıca lske�der Paşa Camiinin kurşun kaplı çatı örtüsüne Evli­
ya Çelebi değinir .9 Evliya Çelebi ayrıca lskender Paşa camiini, "çarkuşe duvar üzerinde çar­
kuşe tavanlı, kubbeli", sözleriyle tanımlayarak 1 0 ahşap çatısının içinde eskiden bir kubbenin
yer aldığı_nı dile getirir. Söz konusu kubbe bugün yerinde olmadığı gibi 1 590- 1 (H. 1 000) tarihli
Takkeci lbrahim Ağa camiinde bulduğumuz ahşap kubbeli iç mekanı bugün Sinan'ın hiç bir
sakıflı camiinde görmeyiz.

34
OLGUNLAŞMA YILLARI ( 1538-1548)

R.3: Husrev Çelebi (Ramazan Efendi) Camii, Kocamustafapaşa.


R . 2 : Semi� Alı Paşa Camii, Tekirdağ Ereğlisi. Dış Görünüş Dış Göriiniiş

R.4: Tak keci İbmhim Ağa Camii, Topkapı Dışı . İç Görünüş

35
MİMAR SİNAN

Anadolu'da Osmanlı öncesine giden bir mimari türün Sinan döneminde eriştiği iç mekan
ve geometrik düzeni göstermek için Selçuklu çağına inmek gerekir. Gerçi Anadolu Selçuklu
çağına tarihlenen camilerde ahşap çatı ile örtülü örneklere rastlanmaz; fakat toprak damlı
cami ile sakıflı cami arasında bir bağlantı kurma olanağı vardır. Çünkü taş duvarlar üzerinde
ahşap kirişleme ile oluşturulan toprak damlı örtü sisteminin giderek yerini oturtma çatıya bı­
raktığı açıktır.
Sakıflı camiler arasında ta.rihini bildiğimiz en eski örnek Kastamonu'nun Kemah Köyünde
bulunur. Candaroğulları zamanında 1 363-4 (H. 765) yılında yaptırılan Halil Bey Camii duvar­
ları moloz taş, çatısı kiremit döşeli, son cemaat yeri iki mermer sütunla üç kemerli göze bölün­
müş, minaresiz bir yapıdır . 1 1
Yine aynı yılların ürünü olan bir başka Candaroğulları eseri Kastamonu'nun Kasaba kö­
yünde yer alır. 1 3 66-7 (H. 768) tarihli Mahmud Bey camiinin de duvarları moloz taştan yapıl­
mış, son cemaat yeri dört ahşap direğe oturtulmuştur. Fakat iç mekanı iki yanlı ikişer direkle
üç nefe ayrılıp, direklerin üstüne boydan boya hatıllar atılarak tavan kirişleri bunlara
bindirilmiştir. 1 2
Aynı dönemde Osmanlı Beyliğinde d e duvarları taş, çatısı ahşap camiler yapılmaktaydı.
Sayıları fazla olmayan örnekler arasında Bilecik, Gembemüz Köyü yakınındaki Samsa Çavuş
Camii , 1 3 Osman Gazi; Bolayır Gazi Süleyman Paşa camii 14 ile Ezine Ulucamii , 1 5 Orhan
Gazi; Bursa Yerkapı mescidi 1 6 Murad Hüdavendigar zamanlarının yapılardır.
XIV. yüzyıla tarihlenen sakıflı Osmanlı camilerinin kısa bir değerlendirmesini yaparsak bun­
ların moloz taştan inşa edilmiş basık binalar olduğunu, o dönemde Anadolu 'nun öteki yöre­
lerinde de yapıldığı gibi iç hacimlerinin ortasına üst örtüyü desteklemek için direkler konul­
duğunu ve son cemaat yerinin genellikle yanları kapalı tasarlandığını görürüz.
1 443-4 (H.847) tarihli Uzunköprü Sultan Murad camiinde yukarıda açıklanan özellikler sür­
mekte, moloz taş duvarlı, basık tavanlı camiin ahşap çatısı iç hacmin orta yerine konan iki
direkle desteklenmektedir . 1 7
Fatih Sultan Mehmed zamanına tarihlenen İstanbul Eğrikapı'daki Yatağan Mescidinde ise
beden duvarları tuğla hatıllı taş sıralardan oluşan mihrab ve kapısının sağında ve solunda
ikişer, yan duvarlarında üçer altlı üstlü pencere bulunan, enlemesine dikdörtgen planlı bir
yapı ile karşılaşırız. Derinliği fazla olmayan son cemaat direkliği sonradan kapatıldığı için ön
cephesinin karakteri bozulmuştur; fakat mihrabı, mahfili, pencere kapakları ile XV . yüzyıla
inen önemli bir sakıflı cami olmaktadır . 18
Sinan'ın sakıflı cami ve mescidlerine genel açıdan bakıldığında bunla�ın beylikler çağında
başlayan bir yapı geleneğini arıtarak sürdüren örnekler olduğu görülür. istisnaları göz önün­
de tutmazsak erken devrin kaba yonu moloz taş duvar örgüsü ,klasik devirde tuğla hatıllı düz­
gün kesme taşa; yanları kapalı son cemaat yeri, üç cephesi açık direkliğe; düz ya da kirişli ta­
van düzeni, çatı boşluğuna gizlenmiş ahşap kubbeli tavan sistemine, kiremit döşeli çatı, kur­
şun kaplı örtüye dönüşmüştür.
Ne var ki, plan düzeni, iç mekan kuruluşu , üst örtü ve son cemaat yerinin biçim ve malze­
mesi bakımından kagir kubbeli cafD,ilerden değişik bir mimariye sahip olan sakıflı camilerin
öteki hususlarda özellikleri yoktur. Orneğin, sakıflı caminin minaresi kagir kubbeli cami mi­
naresinden farklı değildir.. Kapı, pencere, mihrab gibi mimari öğeler de Osmanlı klasik mima­
ri kalıplarına uygundur. iç süsleme açısından elde XVI. yüzyıla inen tek örnek (Hüsrev Çele­
bi camii) kalmışsa da sakıflı camilerin de aslında, kagir kubbeli camiler gibi, çini ya da kalem
işi nakışlarla bezendiği bilinmektedir.
XV. yüzyılın ikinci y arısından sonra en gösterişli örnekleri ortaya çıkan sakıflı camilere pa­
ralel olarak XVI. yüzyılın ilk yarısında tek kagir kubbeli cami türünde de bir atılım hissedi­
lir. Ne var ki, Sinan'ın ilk kagir kubbeli camilerinde yeniliğe dönük yaratıcılıktan çok gele­
neğe bağlı dengeli bir taklitçiliğin ön planda tutuldµğuna tanık oluruz . Bunun en güzel örneği
Gebze Çoban Mustafa Paşa·camiini tekrarlayan lstanbul Haseki Sultan camiidir.

36
OLGUNLAŞMA YILLARI ( 1 538-1 548)

R . 5 : Husrev Çelebi (Ramazan Efendi) Camii, Kocamustafapaşa. İç Görünüş

R.6: Haseki Sultan Camii, lstanbul. Plan

37
MİMAR SİNAN

Haseki Sultan camii 1 1 .30 metre çapında yanyana iki eş kubbeli bir yapıdır. Aslı tek kubbe­
li olan cami Haseki Hürrem Sultan tarafından 1 538-9 (H. 945) yılında yaptırılmış ve cemaata
dar geldiğinden 1 6 1 2 (H. 1 02 1 ) de doğu.s una bir kubbeli salon eklenmek suretiyle enlemesine
büyütülerek şimdiki halini almıştır . 1 9 iki kubbeli bölüm arasındaki ortak duvar kaldırılarak
yerine, ortada iki sonraki sütuna basan üç kemer konulmuş, ikinci kubbe de birincisi gibi
oluklu tromplara bindirilerek kubbe etekleri içeride üçgenli silmeler ve testere dişi frizlerle
bezenmiş, dışarda sekizer kemerli payanda ile desteklenmiştir.
Mermer sütunları baklava başlıklı son cemaat revakı 20 camiin doğu kanadı önünde de­
vam etmez. Doğu kanadı önündeki üçgen alan aslında boş bırakılmıştı. Buraya XIX. yüzyıl
sonlarında bir ahşap oda inşa edilmiştir.

R. 7: Haseki Sııltan Camii, l.ı tanbul. Dış Görüniiş R . 8: Hweki Sııltan Camii, lstanbııl. İç Görımii�

Camiin minaresi batıdadır. Baştan aşağı kesme küfeki taşından yapılmış minarenin kalın
gövdesi ve petek bölümü çok köşeli, şerefe altı stalaktitli , şerefe altındaki geniş nişli çıkmalar
arkaik karakterdedir . 2 1 Korkulukların taş levhalarında geometrik desenli kabartmalar görülür.
Haseki Sultan camiinin tuğla hatıllı düzgün küfeki taşından örülü beden duvarlarında iki
sıra pencere yer alır. Batı kanadında son cemaat yerine bakan iki alt pencere, yan duvarda
iki alt bir üst pencere, kıble duvarı ile doğu kanadının tüm cephelerinde üçer alt ve birer üst
pencere vardır. Ayrıca her iki kubbenin kasnağına yedişer kemerli pencere açılmış, sekizinci
pencereler kubbelerin bitiştiği yere rastladığından sağır bırakılmıştır.
Camiin tepesi oluklu yarım kubbe ile örtülü, iki yanındaki mihrabiyeleri yine oluklu yarım
kubbelerle taçlanmış, sağdakinin üzerinde kelime-i tevhid soldakinde dört kez tekrarlanan
"Muhammed" yazılı kapısı kayda değe.r . Stalaktitli mihrab da alımlı bir eserdir. Mihrab aslın­
da kapının karşısında bulunuyordu. ikinci bölüm eklenince buradan kaldırılarak iki bölü­
mün arasına, sonraki sütunların ekseni üzerine konulmuştur.
38
OLGUNLAŞMA YILLARI ( 1 538-1548)

Haseki Sultan camii 1 894 (R. 1 3 1 0) depreminden zarar görmüş , 22 fakat sonra ele alınarak
hasar giderilmişti. Son olarak 1969- 1 970 y ıllarında Vakıflar Müdürlüğünce esaslı biçimde ona­
rıldığından bugün iyi durumdadır.
Haseki Sultan camii başlangıçta tek başına tasarlanmış, fakat tamamlandıktan bir yıl sonra
medrese ve sıbyan mektebi, daha sonra aşhane (imaret) ve darüşşifanın ilavesiyle bir külliye­
ye dönüşmüştür. Cami Haseki Caddesinin bir yanında, öteki binalar, medrese ile mektep bir
grup, aşhane ile darüşşifa bir başka grup olmak üzere toplu halde camiin karşısında yer alır­
lar. Medrese, mektep ve aşhanenin avlu kapıları Haseki Caddesine, darüşşifanın dış kapısı
·

Cevdet Paşa Caddesine açılır.

Oı.
! =-
..c '--= •,_;.�====""---------========""------
' oı. eo111 A.IC.

R. 9: Haseki Sultan Külliyesi, lstanbul. Durum Planı

39
MİMAR SİNAN

R . 1 0: Haseki Sultan Külliyesi, lstanbul. Havadan Göıiinüş

Şimdi Çinili Köşk'te sergilenen çini kitabelerine göre Haseki Sultan medresesi 1 539-40 (H .
946) yılında tamamlanmıştır. 23 Kitabe yeri boş olan mektebin kesin tarihini bildirmek ola­
nağı yoktur. Ne var ki, medresede bulduğumuz nilüfer çiçeği motifli sütun başlıklarının mek­
tepte de kullanılması iki yapının birlikte tasarlandığına işaret etmekte, Haseki Sultan mekte­
binin 1 539-40 yılına tarihlenebileceğini göstermektedir. Diğer yandan darüşşifanın tarihlen­
mesi ile aşhanenin gerek Haseki sultan gerekse Sinan ile ilişkisi üzerinde durmak isteriz·.
Önce aşhaneyi ele alalım: Bu binanın avlu kapısı üzerindeki kitabe 1 5 50(H. 957) tarihlidir.24
Ayrıca, Haseki imareti olarak bilinen yapının Hürrem Sultan değil fakat Kanuni tarafın­
dan yaptırıldığı da kitabede belirtilmektedir. Daha da önemlisi bu aşhanenin Sinan yapısı
olduğu yolunda elde kanıt bulunmayışıdır; çünkü Sinan'ın Hürrem Sultan ya da Kanuni adı­
na yaptığı bu aşhanenin tezkerelerde adı geçmez . 2 5 Onarımlara, Sinan'ın tasarlamasına ola­
nak bulunmayan yapılara bile yer verilen tezkerelerde Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptırdığı
önemli bir eserden söz edilmemesini unutkanlık sonucu ortaya çıkmış bir hata olarak kabul
edemiyoruz. Aşhane 1 5 50 yılının Rebiülahirinde tamamlanmıştır. Buna göre yapımına 1 548
ya da � 549'da başlanmış olmalıdır. O tarihlerde Şehzade Mehmed külliyesini bitirmiş olan
Sinan lstanbul'da Rüstem Paşa medresesini yapmakta, ayrıca Süleymaniye külliyesininin proje
ve keşif işleriyle uğraşmaktadır. 26 Süleymaniye gibi devasa bir camiin hazırlığını yaparken
Kanuni'nin, Avratpazarında yaptırdığı aşhanenin yapım sorumluluğunu Sinan yerine bir başka
Hassa mimarına doğrudan vermeyi uygun gördüğü anlaşılıyor.
Haseki Caddesi üzerindeki aşhaneyi Sinan inşa etmemiştir. Fakat üç tezkerede de kayıtlı
Haseki Sultan darüşşifasının onun eseri olduğu yolunda şüphe olmamak gerekir. Şüpheli olan
darüşşifanın yapım tarihidir. Gerçi binanın giriş taşlığı duvarına konulan onarım kitabesin­
de: "Şehremanetine merbut Haseki mecanin müşahedehanesi . Tarih-i binası sene 945 ve sene
1 329 tarih-i tamiri", yazılıdır ama 1 9 1 1 yılında camiin tarihini darüşşifaya aktaran bu kitabe
güvenilir bir belge olarak kabul edilemez. Kaldı ki geometrik ilişki açısından darüşşifanın 1 540
tarihli medreseden çok ondan on yıl sonra yapılan aşhane ile bağlantılı olduğu açıkça görül­
mektedir. Bu yüzden darüşşifanın büyük olasılıkla aşhanenin tamamlanışından sonra yapıl­
dığı sonucuna varıyoruz. Kanımca darüşşifanın medrese ile aşhane arasına sokuşturulmuş ha-
40
OLGUNLAŞMA YILLARI ( 1538-1548)

li onun külliyeyi dağıtmamak amacı ile bir köşeye zorlanarak yerleştirildiğine işaret eder. Eğer
bu görüşümüzde isabet varsa Haseki Sultan darüşşifasmm aşhanenin tamamlandığı 1 550 y ılı
ile Hürrem Sultan'm öldüğü 1 557 yılı arasında yapıldığı öne sürülebilir.
Yukarda açıkladığımız nedenlerle Haseki Sultan külliyesinin parçaları olsa da aşhane ile
darüşşifanm incelenmesini ileriye bırakarak önce medrese ve sıbyan mektebini teker teker ele
alacak, sonra 1 540'lı yılların başında cami-medrese-mektepden oluşan Haseki Sultan Külliye­
sini toplu olarak değerlendireceğiz.
Haseki Sultan medresesi çepeçevre revaklı bir avlunun üç .yanma yerleştirilmiş kubbeli bi­
rimlerden meydana gelir. Ana kapı sokak cephesinin merkezine, dershane avlunun karşı ta­
rafında yine orta yere konulmuştur. Dershanenin iki yanindan başlamak üzere sağda ve solda
binanın ön cephesine uzanan oda dizileriyle medrese simetrik bir kuruluşa sahiptir.

R. 1 1 :
Haseki Sultan Medresesi, İstanbul.
Dış Görünüş

R. 1 2 :
Haseki Sultan Medresesi, İstanbul.
Avlu

41
MİMAR SİNAN

Kare avlu her cephede beş kemerli revaklarla çevrelenmiş, dershanenin önündeki yüksek
ve oluklu tromplara binen kubbeli göz dışında tüm gözler pandantiflere oturan kubbelerle
örtülmüştür. Revakın kemerleri bir aşırı kırmızı ve beyaz taştan, sütunları mermer, somaki
ve granitten yapılmıştır. Sütun başlıklarından dördü nilüfer çiçeği deseninde, geri kalanlar
baklavalıdır. Kemeri kırmızı ve beyaz mermerden geçmeli olan ana kapı zambak motifli bir
alınlıkla taçlanmıştır.
Medresenin ana kitlesinden dışarı taşan dershane, çapı 6.80 m., döşemeden yüksekliği 1 1 .40
m. olan bir kubbe ile örtülüdür. Dershane on pencereden ışık alır. Kapının sağında ve solun­
da birer alt, karşısında iki alt iki üst, yan cephelerde yine iki katlı birer pencere vardır. Alt
pencereler sağır kemerli, üst pencereler alçı şebekelidir. Aynı sistem, köşe odaları dışında iki
alt ve bir üst olmak üzere düzenlenen talebe odaları pencerelerine de yansıtılmıştır. On altı
talebe odasının hepsi kubbelidir ve hepsinin içinde bir ocak bulunur.
Avlunun iki yanında oda dizileri arasında karşılıklı iki dar hacim yer alır. Beşik tonozlu
dar hacimlerden doğudaki loş bir hücre, batıdaki, eskiden helaların bulunduğu bahçeye açı­
lan dehlizdir. Söz konusu bahçe sıbyan mektebinin önünde küçük bir oyun alanı şeklinde
tasarlanmıştır.

R. 1 3 : Haseki Sultan Mektebi, lstanbul. Açık Darshane

R. 1 4: Haseki Sultan Mektebi, lstanbul.


Sokaktan Görünüş

42
OLGUNLAŞMA YILLARI ( 1538-1548)

Haseki Sultan sıbyan mektebi yanyana iki dikdörtgen birimden oluşur. Çift kollu dört ba­
samak merdivenle çıkılan birinci birim, iki cephesi kemerli açık dershane, ikincisi, kapalı ders­
hanedir. Bunların duvarları sokak cephesinde düzgün küfeki taşı, iç tarafta moloz taş, açık
dershanenin kemerleri tuğla, kemerlerin bastığı nilüfer çiçeği başlıklı sütunlar granit ve mer­
merdir. Binanın üstü dört yüzeyli bir oturtma çatı ile örtülüdür. Açık bölümleri yağmurdan
korumak amacı ile ahşap çatının sütunlu cepheler üstünde dışarıya taşırılması ve enli saçağın
dış kapının tepesinde döndürülerek duvara saplanan sundurmaya dönüşmesi kayda değer bir
ayrıntıdır.
Haseki Sultan cami-medrese-mekteb_i ne toplu baktığımızda göze çarpan ilk husus yerleşme­
nin dağınıklığı olmaktadır. Burada ne lstanbul Fatih ve Gebze Çoban Mustafa Paşa külliyele­
rinin merkezi plan.l aması, ne Edirne ve Amasya il. Bayezid külliyelerinin dik açılı, üçlü yerle­
şim sistemi, ne de lnegöl ishak Paşa ve Afyon Gedik Ahmed Paşa külliyelerinin cami ve med­
reseleri arasında bulduğumuz uyumlu geometrik düzenleme vardır. Haseki Sultan külliyesin­
de görülen dağınıklığın nedeni, daha önce de belirttiğimiz gibi, külliyenin bir bütün olarak
tasarlanmaması olabilir. Ayrı düşünüldükleri için binalar arasında mimari ilişkiler aranmadı­
ğı, hafif kıvrımlı sokağın iki yanına yola bağlı kalınarak bir yerleşim düzen,lemesine gidildiği
söylenebilir. Ne var ki, sorunu aydınlığa kavuşturmak için şu sorulmalıdır: iki aşamada tasar­
lanmış olsa da Haseki Sultan cami-medrese-mektep topluluğu daha düzenli planlanamaz mıy­
dı? Başka deyişle, burada asimetrik planlamanın nedeni Sinan'ın acemiliği midir?
Hemen belirtmeliyiz ki Sinan Haseki Sultan cami-medrese-mektebini tasarladığında en az
sekiz yıllık deneyimi olan bir mimardı. Daha önce belki Haseki Sy_ltan külliyesi çapında bir
yapı topluluğunun sorumluluğunu yüklenmemişti ama en azından Uçbaş ve Kasım Paşa cami­
medresesini yapmıştı. Herhalde geometrik dengenin anlam ve önemini biliyordu. Bu açıdan
bakıldığında Haseki Sultan külliyesinin asimetrik kuruluşunu sadece kadastral nedenlere bağ­
lamak geçerli olur mu?
Haseki Sultan külliyesinde Sinan'ın Fatih külliyesinin katı geometrisinden çok Bursa külli­
yesinin topoğrafya ile uyuşan _o rganik düzenlemesihi yeğlediği anlaşılıyor.Gerçi I SSO'den son­
ra görüşü değişecek, Şam ve lstanbul Süleymaniye, Karapınar ve Edirne Selimiye, Lülebur­
gaz Sokollu Mehmed Paşa gibi kqBiyelerde uzunlamasına eksenlerin özellikle vurgulandığı durum
planları ortaya çıkacaktır; ama Usküdar Mihrimah ve Şehzade Mehmed külliyelerinde de bul­
duğumuz asimetrik ve eksenden kaçan düzenlemeler Sinan'ın 1 540'lı yıllarda külliye planla­
ması konusunda henüz rahat bir tutum içinde olduğuna işaret etmektedir.
Aslına bakılırsa bu konuda Sinan'ın hiç bir zaman katılaşmadığı ve mimarlık hayatı bo­
yunca her dönemde eksen ve denge sorunlarını abartmadığı bir gerçektir. 1 580'li yıllara ta­
rjhlenen anıtsal Toptaşı Atik Valide, Eyüp Zal Mahmud Paşa, Manisa Muradiye ve minik
Usküdar Şemsi Ahmed Paşa külliyeleri bu gerçeği sergileyen örnekler olarak gösterilebilir. Si­
nan'ın külliye planlaması konusunda görüşlerimiz ileride ayrıntılı biçimde ele alınacağından
tartışmayı burada kesiyor ve tekrar 1 540'lı yıllara dönüyoruz.
Külliye olarak belirgin bir özelliği bulunmayan Haseki Sultan cami-medrese-mektep toplu­
luğunun tek tek binalar olarak da Osmanlı klasik mimarisine fazlaca bir yenilik getirdiği söy­
lenemez. Çünkü Haseki Sultan camii, kendine özgü Memluk tarzında süslemesi bir yana bı­
rakılacak olursa, Gebze Çoban Mustafa Paşa camiinin; Haseki Sultan medresesi Amasya ya
da Edirne il. Bayezid medresesinin kopyalarıdırlar. Diğer yandan, çift birimli mektep modeli­
ne bazı yenilikler getiren Haseki Sultan mektebi kayda değer bir eserdir ve Sinan'ın ilk yapıla­
rı gibi mektebin de sakıflı ve küçük bir bina olması bu sonuçta önemli rol oynamıştır.
Çift birimli Haseki Sultan mektebinde Sinan XV. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan
bir modeli kullanmıştır. Modelin prototipi Fatih zamanına tarihlenen Bursa Sitti Hatun mek­
tebidir. 2 7 Sitti Hatun mektebinde her iki birim de kubbeli yapılmış, biri kapalı dershane
öteki eyvan şeklinde düşünülmüştür. Böyle bir uygulamayı Sitti Hatun mektebinden önce
görmüyoruz. Fakat biri il. Murad, ikisi Fatih zamanına ilişkin üç medrese çift birimli sıbyan
mektebinin kökeni yolunda bir ipucu vermektedir.

43
MİMAR SİNAN

R.15:
Sitti Hatun Mektebi,
Bursa. Plan

Anadolu Selçuklu ve Beylikler dönemlerinde medreseler genellikle üstü açık ya da kubbe


ile örtülü bir avlu etrafında düzenleniyor, dershane avluya bakan bir eyvan şeklinde düşünü­
lüyordu. 28 Bunların bazılarında kapalı dershaneler de vardı. Ancak kapalı dershaneler ba­
ğımsız oda karakterinde yapılır, eyvanla bütünleşmezlerdi. Osmanlı mimarisinin erken dev­
rinde eyvanlı medrese türü plan kuruluşu açısından bir değişikliğe uğramamış fakat kitle dü­
zeni bakımından eyvanın beşik tonoz örtüsü önce yerini kubbeye bırakmış, 29 sonra da kub­
beli eyvanın yerini kapalı dershane almıştır.
Beşik tonozlu eyvanın kubbeli eyvana dönüşmesi XIV. yüzyıl sonlarında Bursa Yıldırım
Bayezid medresesinde g�rçekleşir. Kapalı dershanenin Osmanlı medres�sine sürekli girişi ise
Fat�h zamı:;ınına rastlar. lstanbul Fatih külliyesinin sekiz medresesinde, lstanbul Davud Paşa
ve lnegöl ishak Paşa medreselerinde eyvanın yerini kapalı dershane almıştır.
Oşmanlı medresesinde eyvandan kapalı dershaneye geçişin iki aşamada gerçekleştiği görü­
lür. ilk dersane uygulaması 1 4 1 7 (H.820) tarihli Merzifon Çelebi Sultan Mehmed medresesin­
de yapılmış,30 burada haçvari bir kuruluşun eksen uçlarını belirleyen kubbeli eyvan ve kub­
beli dershane bir arada kullanılmıştır. Edirne Saatli ve Peykler medreseleri ile Afyon Gedik
Ahmed Paşa medresesinde ise eyvan ve dershane avlunun bir yanında yan yana yer alırlar. H
Yukarda sözü edilen üç medresede bulduğumuz eyvan- dershane ikilisi Osmanlı medrese
mimarisinde kısa bir süre uygulanıp bırakılmış, fakat sıbyan mektepleri için bir model oluş­
turmuştur. Nitekim il. �ayezid zamanına tarihlenen hiç bir medresede eyvan-dershane ikilisi­
ni görmezken bu şema lstanbul il. Bayezid sıbyan mektebinde karşımıza çıkar. n Sitti Hatun
ve söz konusu üç medresede olduğu gibi il. Bayezid mektebinde de her iki birim kubbelidir.

R. 1 6:
Gedik Ahmed Paşa Medresesi, Afyon.
Avludan Eyvan-Dershaneye Bakış

44
OLGUNLAŞMA YILLARI ( 1538-1548)

Sinan'ın daha sonraki yıllarda inşa edeceği Usküdar Mihrimah Sultan, Süleymaniye ve Şah
Huban Kadın mektepleri de prototipe uyan çift kubbeli yapılar olacaktır. Oysa Haseki Sultan
mektebi sakıflıdır. Sakıflı olduğu için de dış birimi eyvan şeklinde yapılmayıp sakıflı bina ge­
reği bir hayat olarak tasarlanmıştır. Mimariye marangozluk yoluyla giren Sinan'ın küçük bi­
nalarında ahşaba sık yer vermesini özellikle erken dönemde doğal karşılamak gerekir.

R. 1 7: II. Bavezid Mektebi, lstanbul .


·

Plan

__..... _ ____ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ ..L------'t:::=�--==--.

1 •
1 •
L - - - -- - - - - - - -- - -- - - - - -- - - - - - - -- - - - - - - - -- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - . - - - - ---- - ---- - - - - - - - - - - • • •..ı

Haseki Sultan mektebinde kagir kubbeli bir yapı türünü sakıflı sisteme uygulayarak deği­
şik bir ifade arayan Sinan'ın aynı külliyenin medresesinde il. Bayezid zamanına ilişkin bir
şemayı olduğu gibi kabullenmesi, daha sonra gelişecek yaratıcı kişiliği açısından bakıldığında
yadırganabilir. Ne var ki başmimarlık döneminin ilk yıllarında Sinan'ın son derece temkinli
davranarak henüz deneyimi olmayan konularda alışılagelmiş kalıplardan kaçmadığı ve bu yüz­
den Haseki Sultan mektebinde gösterdiği inisyatifi bu külliyenin camiinde ve medresesinde
kullanmadığı görülmektedir.
Aynı uzunlamasına eksen üzerinde bulundukları göz _önüne. alınmazsa Haseki Sultan camii
ve medresesi konumu bakımından 1482 (H.887) tarihli lnegöl ishak Paşa camii ve medresesini
andırır. Daha da önemlisi, camiye qakan dördüncü cephesinin tamamiyle açık olması dışında
U biçimli kitle kuruluşu açısından ishak Paşa medresesi ile Haseki Sultan medresesi arasında
bir akrabalık bulunduğu açıktır. 3 3 U planlı medrese türünde dördüncü cephe Amasya il.
Bayezid medresesinde ( 1 486/H.89 1 ) revaksız bir duvarla kapatıldıktan sonra Edirne il. Baye­
zid medresesinde ( 1 488/H.893) talebe odalarının önündeki revak dört cephede döndürülerek
kare avlu yapı ile bütünleştirilmiştir. Haseki Sultan medresesinde Sinan'ın kullandığı model
Edirne il. Bayezid tıp medresesinin modelidir ve birincisinde onaltı, ikincisinde onsekiz tale­
be odası bulunması ve avlu cephelerinin birincisinde beş, ikincisinde dört kemerli 34 yapıl­
ması dışında bu iki medrese biçim bakımından olduğu kadar ölçek bakımından da birbirine
çok yakındır.
Haseki Sultan medresesi gibi Haseki Sultan camii de Osmanlı mimarisine herhangi bir ye­
nilik getirmemiştir. Çünkü Sinan ilk kagir kubbeli camiinde denemelere girişmeyerek uygun
bir vezir camiini tekrarlamayı yeğ tutmuştur. Haseki Sultan'ı Sinan'ın ilk kagir kubbeli ca­
mii olarak tanımladık. Burada biraz durup 1 530'lu yıllara tarihlenen iki kagir kubbeli camii­
nin Sinan'la ilişkisi konusunda görüşlerimizi açıklamak isteriz. Söz konusu camiler Diyarba­
kır Hadım Ali Paşa camii ile Halep Hüsrev Paşa camiidir. Birincisi Ali Paşa'nın Beylerbeyi
45
MİMAR SİNAN

olarak Diyarbakır'da bulunduğu 1 534- 1 53 7 yılları arasına tarihlenir, 35 ikincisinin 1 536-7


(H.943) yılında yapıldığı öne sürülmüştür.3 6
Hadım Ali Paşa 14.40 metre çapında tek kubbeli bir camidir. Dıştan kiremit döşeli bir ah­
şap çatı içine alınmış, içten döşeme düzeyine kadar inen tromp kemerlerine bindirilmiş orta
kubbesi ve minicik beş kubbeli son cemaat revakı Osmanlı klasik mimari kalıplarına ters dü­
şer. Bölgesel özellikleri ağır basan ve adına sadece Tuhfet ül-Mi'marin'de rastladığımız Di­
yarbakır_Hadım Ali Paşa camiine bu nedenle Sinan'ın öz yapıları arasında yer verme olanağı
yoktur. 3 '

R. 1 8:
Hadım Ali Paşa Camii,
Diyarbakır.
Dış Görünüş

Öte yandan, üç tezkerede de kayıtlı Halep Husrev Paşa camiinde daha başka bir durumla
karşılaşırız. Zira burada söz konusu olan, camiin Sinan ile ilişkili olup olmadığı değil yapım
tarihidir. Gerçi camiin Husrev Paşa'nın Şam beylerbeyliğinde bulunduğu 1 534- 1 538 yılları
arasına tarihlenmesi mantığa ters düşmez; fakat 1 54 1 yılında ikinci vezirliğe atandıktan sonra
yaptırmış olması da akla yakındır. Kaldı ki külliyedeki tek kitabenin 1 546 (H.953) tarihli ol­
ması ikinci şıkkın daha geçerli olabileceğine dikkat çeker. Bu durumda Husrev Paşa camiinin
lstanbul'da Sinan tarafından planlanıp yerel bir kalfa ya da Sinan'ın bir yardımcısı tarafın­
dan inşa edildiği öne sürülebilir. Kaba kitle yapısına karşılık dengeli plan düzeni Halep Hus­
rev Paşa camiini Sinan'a ve 1 540'lı yıllara bağlayan önemli bir işaret olmaktadır.
Görülüyor ki Haseki Sultan camii Sinan'ın tasarladığı ilk kagir kubbeli camidir. Ve yine
görülüyor ki ilk kagir kubbeli camii için Sinan kendine Gebze Çoban Mustafa Paşa camiini
model seçmiştir. Çünkü süslemesi dışında söz konusu iki cami arasındaki benzerlikler kuşku­
ya yer bırakmayacak kadar açıktır.38
46
OLGUNLAŞMA YILLARI ( 1538-1548)

R. 1 9: Husrev Paşa Camii, Halep. Dış Görünüş (Sauvaget 'den)

R .20: Çoban Mustafa /:'aşa Camii, Gebze. Dış Görünüş R.2 1 : Haseki Sultan Camii, lstanbul. Dış Görünüş
MİMAR SİNAN

'.: :�: >�>· . -·· . . · · · <::


,):::
.. ·.

:
;

\
\

:>'.'\: ;;.:-. .

v...
• "'= • -'=
' ,ı.. '='" '=
'""" =="--- =
-E== �h .. �
R.22: Çoban Muscafa Paşa Camii, Gebze. Plan R.23: Haseki Sultan Camii, İstanbul, Plan

Her iki camide de beden duvarları tuğla hatıllı taş sıralardan oluşur ve kubbe yuvarlak bir
kasnakla çemberlenerek kasnak köşelerde ikişer kemerli-payanda ile desteklenir. Her iki ca­
mide kubbe, kasnak ve kemerli-payandalar tümüyle kurşun kaplıdır. Her iki camiin kubbe
kasnağında eksenler ve köşegenler üzerinde sekizer pencere vardır. Yine her iki camiin duvar­
larına her cepheye alt sırada sağır kemerli iki pencere, üst sırada ortada tek sivri kemerli pen­
cere açılmıştır. Yalnız, duvarları daha alçak tutulduğundan Mustafa Paşa'nın yuvarlak tepe
pencerelerini Haseki Sultan'da görmeyiz. 19 Yine, birincisinde bulunan son cemaat revakı­
nın dilimli orta kubbesi ikincisinde yapılmamıştır. Diğer yandan, mermer sütunlara binen
beş kubbeli revak sistemini, revakın sağda minare kürsüsüne solda pencereli duvara yaslan­
mak suretiyle cepheye yayılmasını, müezzin mahfilinin yerini ve duvar içine gizlenen merdi­
venini, büyük kubbenin oluklu tromplarını, Haseki Sultan camiinin Gebze Çoban Mustafa
Paşa camiinden esinlendiğini gösteren benzerlikler arasında sayabiliriz.
Sinan'ın Haseki Sultan camii ve medresesinde__ eski modellere bağlı kaldığı ne kadar gerçek
ise 1 540'lı yıllarda inşa ettiği iki önemli eserde -Usküdar Mihrimah Sultan ve Şehzade Meh­
med külliyelerinde- kalıpları zorlayarak yeni mimari çözüm ve şemalar arayan yaratıcı kişiliği­
ni et�in biçimde kanıtladığı da o kadar aşikardır. Sinan'ın her ikisi de 1 548 yılında tamamla­
nan Usküdar Mihriıpah Sultan ve Şehzade Mehmed camilerinden hangisini daha önce tasar­
ladığını bilmiyoruz. ikincisinin yapımına Şehzade Mehmed'in öldüğü 1 54 3 yılında başlandığı
tartışmasız kabul edil�bilir; 40 fakat birincisinin başlangıç tarihi kesin değildir. Bu konuda
bir tahmin yürüterek Usküdar Mihrimah Sultan külliyesinin Haseki Sultan medresesinin ta­
mamlandığı 1 540 yılı ile 1 543 arasında planlandığını, ancak araya Kanuni'nin emriyle Şehza­
de Mehmed türbesi ve camii girdiğinden Mihrimah Sultan camiinin gerektiğinden daha uzun
bir sürede bitirildiğini öne sürecek, gerekçe olarak iki camii karşılaştırdığımızda Mihrimah
Sultan'ın Şehzade Mehmed'e kıyasla il. Bayezid dönemi mimarisine daha yakın oluşunu
göstereceğiz.
Bu tartışmaya girmeden önce söz konusu külliyeleri kısaca tanıtalım:

48
OLGUNLAŞMA YILLARI ( 1538-- 1 548)

Üsküdar İskele Meydanına bakan Mihrimah Sultan külliyesi, cami, medrese, aşhane, tab­
hane ve sıbyan mektebinden oluşan büyük bir bina topluluğu idi. Aşhane ile tabhane orta­
da_n kalkmış, külliyeden sadece cami, medrese ve mektep zamanımıza ulaşmıştır.
iskele camii adı ile tanınan Mihrimah Sultan camii, orta kubbesi üç yönde yarım kubbeler­
le beslenen, iki minareli ve çift revaklı bir camidir. Şadırvanı son cemaat yerinin önünde,
kıble ekseni üzerinde yer alır. Dış revakının geniş saçaklı çatısı kuzeye doğru çıkıntı yaparak
şadırvanın da üstünü örter.
Medrese camiin doğusunda, camiye göre hafifçe kuzeye dönen bir eksen üzerinde bulunur.
Kapısı batıda, cami tarafındadır. Bu kapı iptal edilmiş, dershanenin yanına yeni bir kapı açı­
larak önüne dik bir merdiven konulmuştur. 4 ı Ne var ki eskiden sahilden medreseye ulaş­
manın tek yolu medrese ile cami arasında yer alan merdivendi ve dershanenin arkasındaki
bahçeye doğrudan erişme olanağı yoktu. Bu bahçeye ancak dershanenin iki yanına konan
tonozlu dehlizlerden geçilerek çıkılabilirdi.

R.24: Mihrimah Sultan Külliyesi, Üsküdar. Durum Planı

10 20 30 40

49
MİMAR SİNAN

R.25: Mihrimah Sultan Camii, Üsküdar.


Dış Görünüş

R.26: Mihrimah Sultan Medresesi, Üsküdar.

50
OLGUNLAŞMA YILLARI ( 1538--1 548)

Dershanenin sağında ve solunda yer alan tonozlu dehlizler ve avlunun kare yerine enleme­
sine beş, boylamasına altı kemerli olmak üzere dikdörtgen planlı olması dışında Haseki Sul­
tan medresesinin bir benzeri olan Mihrimah Sultan medresesi dış mimari bakımından karak­
terini korumaktadır. Fakat 1958- 1 96 1 yılları arasınqa � narıldıktan sonra Vakıflarca Sağlık
ve Sosyal Yardım Bakanlığına devredilen binanın Usküdar Sağlık Merkezi olarak kullanıl­
mak amacı ile iç mimarisinde pek çok değişiklik yapılması gerekmiştir. Bunun sonucunda biri
dışında tüm talebe odaları ve dershanenin asıl biçimleri kaybolmuş, avlu revakı camekanla
örtülmüş, medresenin klasik mimari görünümü bozulmuştur.
Medresenin bozulan iç mimarisine karşılık camiin kıble yönünde, sokağın karşı tarafında
bulunan sıbyan mektebi dışta ve içte özgün durumu oldukça iyi durumda zamanımıza ulaş­
mıştır. Cami ile bağlantısı cami avlusunda Selman sokağına açılan mütevazı bir kapıdan sağ­
lanan mektep, Haseki Sultan mektebinden farklı olarak Sitti Hatun modeline tümüyle uyan
çifte birimli , iki kubbeli bir yapıdır. Doğudaki gözü eyvan, batıdaki gözü dershane şeklinde
tasarlanmış, dik yamaçta bulunduğundan havada kalan dershanenin altına bir dükkan yer­
leştirilmiştir. Şimdi Çocuk Kütüphanesi olan mektebin en kayda d_eğer yanı dershane kubbe­
sinin oturduğu tromp kabuklarının, yüksek sekizgen .kasnağın köşelerinde yarım kubbeli yu­
varla_k çıkıntılar halinde dış mimariye yansımasıdır. iç yapı öğelerinin cepheleri biçimlendir­
me olgusu üzerinde sık sık duracağımızdan konuya burada dikkat çekmekle yetiniyor, değer­
lendirmesini ileriye bırakıyoruz.
Mihrimah Sultan sıbyan mektebinin adı tezkerelerde geçmez. Ancak, daha önce belirtildiği
gibi, Sinan'ın sıbyan mekteplerinden sadece altısına42 o da yalnız Tuhfet ül-Mi'marin'de
yer verildiği için tezkerelerde adı geçmeyen bir mektebin Sinan yapısı olmadığı sonucuna ko­
lay varmamak gerekir. Mihrimah Sultan külliyesinin bir parçası ve XVI. yüzyıl .klasik mimari
tarzında olan Mihrimah Sultan mektebini Sinan'ın öz yapıları arasına almamak için hiç bir
neden yoktur.

R.27: Mihrimah Sultan Mektebi, Üsküdar. Dış Görünüş 51


MİMAR SİNAN

Aynı şekilde yalnız Tuhfet ül-Mi'marin'de adı geçtiğinden Sinan ile ilişkisi tereddüde
neden olabilecek bir başka eser, camiin haziresinde bulunan Kapudan-ı derya Sinan Paşa'nın
mezarıdır. Veziriazam Rüstem Paşa'nın kardeşi -dolayısiyle Mihrimah Sultan'ın kayınbiraderi­
olan Sinan Paşa, sandukası yeşil somaki, baş ve ayak taşları beyaz mermerden yapılmış bir
mezarda gömülüdür. Baş taşının yüzlerinde ayetler, ayak taşının üzerinde tarih kitabesi var­
dır. Kitabenin tarih mısraı ebced hesabına göre 96 1 (M. 1 5 53-4) yılını gösterdiği gibi bu tarih
Arapça olarak yazı ile de belirtilmiştir.
Diğer yandan, cami ve medrese arasında yer alan kubbeli iki türbenin Mimar Sinan ile hiç
bir ilişkisi yoktur. Kuzeydekinde Sinaneddin Yusuf Paşa, güneydekinde Sadrazam Ethem Pa­
şa ve oğlu Galip Bey yatarlar. Camiin saçağını yırtarak dış revak sütunlarının yanına kadar
sokulan Ethem Paşa türbesi 1 892-3 (H. 1 3 1 0) tarihli, Sinaneddin Yusuf Paşa türbesi kitabesizdir.
Külliyenin önü deniz, arkası dik yamaç şeklindeki arsa durumu göz önüne alındığında Amasya
il. Bayezid külliyesindeki gibi camiin bir yanında medrese, öbür yanında aşhane olmak üzere
üçlü bir yapı grul;m oluşturduğu ve günümüze ulaşmayan aşhanenin büyük olasılıkla camiin
güney batısında lskele hamamının işgal ettiği yapı adasında yer aldığı sonucuna varıyoruz.
Aşhanenirı yanında bir de tabhane (misafir hanları) bulunuyor, 4 3 bu beslenme ve barınma
tesisleri lstanbul'dan Anadolu yönüne giden kervanlar için ilk menzilin imaretini
oluşturuyordu.
Bayındır duruma getirme anlamına gelen imar sözcüğünden türetilmiş "imaret" terimi Os­
manlı çağında önceleri bina topluluğunu ifade ederken , 44 sonraları bir külliyenin aşhane
ve kervansaray bölümlerini kapsayan daha sınırlı bir parçası olarak , 45 ya da sadece yemek­
hane ve mutfağı içeren aşhane anlamında kullanılmıştır. Aşhane ve tabhanenin kent külliye­
lerinde genellikle birbirinden bağımsız ayrı binalar, menzil külliyelerinde toplu olarak bir ara­
da yapıldığını görüyoruz.
Mihrimah Sultan imareti 1 722 (H. 1 1 34) yılında yanmış , 46 tümüyle ortadan kalkmış oldu­
ğu için bu külliyenin aşhane ve tabhane kuruluşu konusunda bilgimiz yoktur. Diğer yandan,
yine 1 540'lı yıllarda yapıldığını kabul edebileceğimiz Şehzade Mehmed imareti ayakta bulun­
makta, Sinan'ın erken devir imaret yapısına ışık tutan önemli bir kaynak olmaktadır.
Şehzade Mehmed imareti, camiin güneyinde Şehzadebaşı Caddesine saplanan Dede Efendi
Sokağının bir yanına aşhane öbür yanına kervansaray (tabhane ve develik) olmak üzere iki
ayrı yapıdan meydana gelir.

52 R.28: Şehzade Mehmed İmareti, İstanbul. Dış Görünüş


OLGUNLAŞMA YILLARI ( 1538-1548)

Şehzade Mehmed imareti kare planlı, revaksız bir iç avlunun iki yanında düzenlenmiş altı­
şar kubbeli kanatlardan oluşur. Girişe göre sağdaki kanatta çift kubbeli yanyana üç odadan
ikisi erzak deposu , içinde üç ocak yeri bulunan üçüncüsü küçük mutfak; sol kanattaki çift
kubbeli ön oda yemekhane, onun gerisindeki büyük hacim büyük mutfaktır. Büyük mutfak
ortada sekizgen ayaklara basan dört kubbe ve dört tonozla örtülü ferah bir mekan olarak
planlanmış, kubbe ve tonozların tepelerine birer hava bacası konmuştur. Kubbe bacaları �e­
kizgen g9vdeli ve tepeleri kubbeli, tonoz bacaları kare gövdeli, piramit külahlıdır. Bugün Is­
tanbul Universitesine bağlı bir basım evi işlevi görmekte olan Şehzade Mehmed imareti kes­
me küfeki taşından yapılmış düzgün duvar örgüsü ve kurşun kaplama üst örtüsü ile anıtsal
bir binadır. Basit mimari kuruluşu fazla söz gerektirmez. Fakat orta avlulu şeması kayda değer.
Mutfak, kiler ve yemekhane hacimlerinden oluşan ve darüzziyafe\ darülit'am gibi isimlerle
anılan imaret binası erken Osmanlı çağında ya 1 388 (H. 790) tarihli lznik Nilüfer Hatun ima­
reti gibi zaviyeyi andıran orta sofalı, yan kanatlı bir kitle kuruluşuna sahip oluyor , 47 ya da
1 4 1 3- 1 42 1 yılları arasına tarihlenen Bursa Çelebi Sultan Mehmed külliyesinin imareti gibi
yanyana hacimlerden meydana geliyordu . 48
Bu iki modelden Yeşil Külliye imaretinin tek sıralı kitle düzeni genel çizgilerle klasik çağda
da sürer. 1. Selim zamanı yapılarından Seyitgazi Külliyesinin, Kanuni zamanının ilk yıllarına
tarihlenen Gebze Çoban Mustafa Paşa külliyesinin, Sinan'ın Şam Süleymaniye külliyesinin
imaretleri hep yanyana kubbeli birimlerden oluşan yapılardır. Buna karşılık son önemli örne­
ğini 1440- 1 (H.844) tarihli Kütahya Yakub Bey imaretinde bulduğumuz zaviye türü imaret�9
XVI. yüzyıldan önce yerini avlulu imaret modeline bırakır. Avlulu imaret modeli önce
Edirne ve lstanbul il. Bayezid külliyelerinde görülür. Sonra Sinan'ın Şehzade Mehmed ima­
retinde uygulanır. Bu modeli Sinan benimseyecek, çeşitli külliyelerinde kullanarak geliştirecektir.
Şehzade Mehmed. Kervansarayı 50 biri ahır ikisi tabhane olmak üzere üç bölümden meyda­
na gelir. Ahır bölümü ortada üç ayağa binen sekiz kubbeli bir kuruluşa sahiptir. Tabhane
bölümleri ise ortada giriş holü ve holün sağında ve solunda yer alan sırt sırta ikişer odadan
oluşurlar. Bir duvardan öbürüne uzanan hollerin batı ucuna bir kemer atılarak dikdörtgen
hacim kareye çevrilmiş, kareden artan bölümün üstü aynalı tonoz, karenin üstü fenerli bir
kubbe ile örtülmüştür. Holleri kanatlayan konuk odaları da kubbelidir. Bunların dış duvarla­
rında altlı üstlü ikişer pencere, pencere aralarında ocaklar bulunur.
Bir süredir Vefa Lisesinin kütüphane, fizik ve kimya laboratuvarları olara� kullanılan Şeh­
zade Mehmed kervansarayının en dikkat çekici yanı tabhane bölümleri ile lstanbul il. Baye­
zid camiinin ana kitlesine saplanan yan bölümler arasındaki benzerliktir.

R.29: Şehzade Mehmed Kervansarayı, İstanbul. Dış Görünüşü 53


MİMAR SİNAN

Erken Osmanlı camiinin üç türünden biri programı zaviye işlevini de içeren imaret camii­
dir. Osmanlı devletinin kuruluşunda önemli bir rol oynayan gezgin dervişlerin Osmanlı sınır­
ları içinde hareketlerini kolaylaştırıp barınma sorunlarını çözen bu çift işlevli camiler, ortası
şadırvanlı kubbeli bir giriş holüI),ün kıble yönünde eyvanı andıran toplu ibadet mekanı ve
zaviye odalarından oluşuyordu. Ünceleri beşik tonozlu tek hacimler biçimindeki zaviye oda­
ları zamanla kubbeli odalara dönüşmüştü . Bunlar şadırvanlı holün iki yanında bazan sırt
sırta, bazan araları bir eyvanla ayrılarak düzenleniyordu. 5 1
Balkanların Osmantı egemenliğine girmesi ve devletin giderek merkezileşmesi gezgin derviş­
lerin önemini azalttı. işlevi sona eren zaviyeli cami türü ortadan kayboldu ; camiye bitişik za­
viye tabhaneye dönüştü. Edirne il. Bayezid camiinde büyük tek kubbeli camiin iki yanında
yer al�n dokuz kubbeli yan bölümler eski bir geleneği yeni biçimde sürdüren tabhane yapıla­
rıdır. lstanbul il. Bayezid ve Sultan Selim camilerinde de tabhaneler cami kitlesine kenetle­
nirler. Mimari kuruluşu Edirne il. Bayezid camiinden esinlenen Sultan Selim camiinin dokuz
birimli tabhaneleri özgün biçimini koruyor; fakat lstanbul Bayezid camiinin tabhaneleri cami
ile. aralarındaki duvar açılarak sonradan ibadet mekanına katılmışlardır.
Burada üzerinde durulması gereken konu İstanbul il. Bayezid camiine bitişik tabhanelerin
kitle kuruluşudur. Cami ile bütünleşmeden önce bunlar ortadaki büyük kubbeli giriş holü­
nün sağında ve solunda arka arkaya ikişer konuk odasından kurulu beş�r kubbeli yapılarda
ki bu şema akla Şehzade Mehmed tabhanelerini getirir. Başka deyişle, lstanbul il. Bayezid
camii tabhanelerini Şehzade Mehmed külliyesinde Sinan kendine model seçmiş fakat iki tab­
hane birimini camiin sağına ve soluna. kenetlemek yerine bunları bağımsız bir yapıda peşpeşe
koymuş ve develiği ekleyerek yapıyı kervansaraya dönüştürmüştür.
Dede Efendi sokağında, aşhanenin batısında bulunan tek kubbeli sıbyan mektebi (darütta'­
lim) klasik mimari karakterini korumakla birlikte klasik biçim bozulmuş olarak zamanımıza
gelmiştir. Kapı revakı yok olmuş, kapısı kapatılmış, güney cephesinin pencere düzeni değiş­
miş, dışarda bacası duran ocak yeri kaldırılmıştır. Diğer yandan kervansarayın güneyinde,
onunla aynı çizgi üzerinde yer alan Şehzade Mehmed medresesinin özgün biçimini çok iyi
koruduğu görülür.
Kapı k.\ tabesind�n 1 546 (H. 953) yılında tamamlandığı anlaşılan medrese bugün Vakıflar
Yüksek Oğretim Oğrenci Yurdu olarak kullanılmaktadır. 1960- 1961 yıllarında Vakıflar Ge­
nel Müdürlüğünce esaslı bir onarımdan geçirilmiş, bu arada avlu revaklarının camekanla ör­
tülüp ana kapının karşısındaki eyvanın kapatılması dışında yapının klasik görünümünü bo­
zacak değişikliklerden kaçınılmıştır.

54 R. 30: Şehzade Mehmed Mektebi, İstanbul. Dış Görünüş


OLGUNLAŞMA YILLARI ( 1 538-1 548)

..- R.3 1 :
Şehzade Mehmed
Medresesi,
İstanbul . Dış Görünüş

Şehzade Mehmed medresesi Haseki ve Üsküdar Mihrimah medreseselerinden biraz daha


büyük fakat benzer türde bir yapıdır. Dikdörtgen avlusunun revakı uzunlamasına yedi, enle­
mesine beş kemerli olarak tasarlanmış, giriş cephesinin gerisine sadece revak kubbeleri konul­
muş, fakat ana kapısı yan cepheye açıldığı için dershane ile kapı ayrı eksenler üzerinde yapıl­
mıştır. Bu düzenleme yirmi talebe odasının avlu etrafında dağılımını etkilediğinden ortaya
asimetrik bir plan şeması çıkmıştır. Ana kapının karşısına düşen birim önü açık bir eyvan
biçiminde düşünülerek giriş ekseninin belirtilmesine rağmen, bir ucunda dershanenin yer al­
dığı uzanlamasına eksenin vurgulanmaması, doğuda ve batıda revak derinliğinin azaltılarak
bu yöndeki revak kubbelerinin öbürlerinden küçyk yapılması, köşelerdeki odalara yanların­
daki odaların geometrik bütünlüğünü zedeliyen bir tarzda ulaşılması asimetri hissini daha da
arttıran ve bunun bilinçli yapıldığına işaret eden özellikler olmaktadır.
Gerçekte, Şehzade Mehmed medresesinde karşılaştığımız bir yanı ağır çeken asimetrik dü­
zenleme Şehzade Mehmed külliyesinin tümü için de geçerlidir. Şöyle ki, ortada cami, onun
bir yanında medrese öbür yanında imaret olmak üzere Amasya ve Edirne il. Bayezid külliye­
lerinin üç eksenli yerleşme düzenini Şehzade Mehmed külliyesinde bulamıyor, onun yerine
bir yanda cami ve türbe, bir yanda medrese ve imaret olmak üzere iki eksenli bir gruplaşma
görüyoruz. Bu iki eksenli yerleşme düzeninde camiin konumu ister istemez teraziyi o yöne
deviren asimetrik bir kitle kuruluşunun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Diğer yandan, kül­
liyenin asimetrik düzeni cami ve türbenin mimarisine yansımamış, bunlar simetrinin en ufak
ayrıntıya kadar korunduğu yapılar biçiminde tasarlanmıştır.
Şehzade Mehmed imaretinde il. Bayezid zamanı modellerini kullanan, Şehzade Mehmed
medresesinde yine il . Bayezid çağına inen medrese türü üzerinde bir denemeye girişen Sinan,
Şehzade Mehmed türbesinde bu kez kendisine Yavuz Sultan Selim türbesini örnek almıştır.
1. Selim ve Şehzade Mehmed türbeleri dışta ve içte sekizgen planlı ziyaret odaları ve dört sü­
tunlu revakları ile birbirine çok benzer. Sultan Selim'in kubbe çapı 9.00 m., Şehzade Meh­
med'in 9.20 m.'dir. Her ikisinde de kubbe ve kasnak dilimli, revakların dış sütunları yeşil mer­
mer, iç sütunları pembe somakiden yapılmış, kapının iki yanına çini panolar konulmuştur.
Bu paralellere karşılık Şehzade Mehmed türbesinin zengin dış ve iç süslemesi Sultan Selim
türbesinde görülmediğinden, Şehzade Mehmed türbesi, üslup bakımından olmasa da kavram
açısından Sultan Selim'den çok Bursa 1. Mehmed türbesini akla getirir . 1 2
55
MİMAR SİNAN

O_e==35C=:::'°"'=..ilC:5::::320.,__._25"====='50�===d75m . A. K .
R.32 :
Şehzade Mehmed Külliyesi, İstanbul.
56 Durum Planı
OLGUNLAŞMA YILLARI ( 1538-- 1 548)

R.33: R.34:
1. Selim Türbesi, lstanbul. Şehzade Mehmed Türbesi,
Plan Plan
lstanbul.

o
._ ı ='
_, '
"""=
' =-
'•'
'=== =='
o... ·uc

Şehzade Mehmed türbesinin sekiz dış yüzü gömme sütunlarla vurgulanmıştır. Gömme sü­
tunların başlıkları iki sıra stalaktitle süslenmiştir. Stalaktit sıraları Q.aşlıklar arasında da sürer
ve türbeyi çepeçevre dolanan tepesi palmetli bir saçak oluşturur. On cephede kapının tepe­
sinde iki üst, öteki yedi cephede altlı üstlü ikişer pencere görülür. Sağır kemerli alt pencerele­
rin söve ve aynaları beyaz mermer, üst pencerelerin söve ve ker:nerleri vişne çürüğü ve kiremit
rengi taştan geçmelidir. Alt ve üst pencereler arasında koyu yeşil mermerden ayet kartuşları
v·ardır. Kartuşlar ve alt pencereler bir aşırı uzun ve kısa kakma kırmızı taş bordürlerle
çerçevelenmiştir.
Şehzade Mehmed türbesinin içi kubbe eteğine kadar çini kaplıdır. Ç iniler sarı zemin üzeri­
ne mor, firuze, yeşil, kırmızı ve beyaz renkli bitki ve çiçek desenleriyle işlenmiştir. Pencere
kemerlerinin içlerinde lacivert zemin üzerine beyaz hatla yazılı panolar, alt ve üst pencereler
arasında yine lacivert üzerine beyaz hatla yazılı bir ayet kuşağı yer alır. Kubbenin içi malakari
nakışla bezelidir.
Şehzade Mehmed'in sandukası türbenin orta yerinde bulunur. Bu sandukanın üstüne ah­
şaptan bir çerçeve konmuş, çerçeveyi taşıyan dört ayak kakma fildişi motiflerle süslenmiştir.
Türbede Şehzade Mehmed dışında, kardeşi Şehzade Cihangir, kızı Humaşah Sultan ve kimli­
ği bilinmeyen bir hanım yatarlar.

R.35: 1. Selim Türbesi, lstanbul. Dış Görünüş R.36: Şehzade Mehmed Türbesi, lstanbul. Dış Görünüş 57
MİMAR SİNAN

Şehzade Mehmed camii kare planlı kapalı ibadet mekanı ile yine kare planlı üstü açık ön
avludan ve bunları bitiştikleri köşelerde birbirine perçinleyen iki minareden meydana gelir.
Camiin orta kubbesi dört yönde yarım kubbelerle beslenmiş, haçvari üst örtünün kolları ara­
sında kalan köşeler küçük kubbelerle doldurularak kare tamamlanmış, üst yapı sistemi dört
filayağı ve beden duvarları üstüne oturtulmuştur. Beden duvarlarının direnci dört yönde de
payandalarla güçlendirilmiştir. Payandalar kıble yönünde duvarı beş bölüme ayırır. Ancak
kuzey cephesinde son cemaat duvarının bütünlüğünü bozmamak için camiin içine itilmiş, sa­
lonun arkasındaki maksureler payanda duvarlar arasındaki mekan birimlerinden oluşmuş­
tur. Doğuda ve batıda ise payanda duvarlar dış cephelere yapıştırılan beş gözlü revaklarla bir­
leştirilerek bir yandan yapı kitlesinin ağırlığı yaratılan boşluklarla hafifletilirken bir yandan
da anıtsal camiin insan ölçeğine indirilmesi sağlanmıştır.
Şehzade Mehmed camiinin şadırvan avlusunda ve minarelerinde aynı tutum sürdürülmüş,
avlunun dış duvarlarına iki katlı ikiz pencereler açılarak, çift şerefeli minareler dikey çubuk
ve kabartmalarla süslenerek taş yapının ağır görünümü yumuşatılmaya çalışılmıştır.
Diğer yandan, aynı yılların ürünü olan Üsküdar Mihrimah Sultan camii, Şehzade Meh­
med'de hissettiğimiz hafiflik duygusu yerine tüm ağırlığıyla arsasına çökmüş izlenimini verir.
Bu izlenimin doğmasına yardım eden başlıca etkenler Mihrimah Sultan'ın üst yapı kuruluşu
ile geniş saçaklı son cemaat revakıdır.

58 R . 3 7: Şehzade Mehmed Camii, lstanbul. Dış Görünüş


OLGUNLAŞMA YILLARI ( 1 538--1 548)

R.38·
Mihrimah Sultan Camii,
Üsküdar.
Dış Görünüş

Mihrimah Sultan camiinin son cemaat revakı iki kademeli bir ön yapıdır. Son cemaat yeri­
nin beş kubbeli revakı üç yanda bir sundurma ile sarılmış, sundurma ayrıca camiin kıble ek­
seni üzerinde yer alan şadırvanın üstünü örter biçimde denize doğru uzatılmıştır. Beş kubbeli
revakın cephesi yüksektir. Fakat sundurmanın dik oluşu ve eli böğründelere basan geniş sa­
çakların revak eteğini daha da aşağıya indirmesi, eğimli kurşun örtü yüzeyini çok arttırarak
camiin deniz cephesine son derece ağır bir görünüm vermiştir.
Goodwin çift revaklı son ceaat yerini Sinan'ın ilk Halep Adliye camiinde kullandığını söy­
ler. 5> Bu doğru olamaz. Çünkü Usküdar Mihrimah Sultan camii, Dukakinzade Gazi Meh­
med Paşa'nın 1 565-6 (H.973) yılında yaptırdığı Adliye camiinden en az yirmi yıl önce tasar­
lanmıştır. Diğer yandan, toprak üstünde kalan dış revak sütun kaidelerine göre aslında çift
revaklı olduğu anlaşılan 1 5 1 2-3 (H.9 1 8) tarihli Çorlu Süleymaniye camiinin dış revakı, eğer
59
MİMAR SİNAN

sonradan yapılmamış ise, Üsküdar Mihrimah Sultan camiinden eskiye gider . 54 Yalnız şu
da gerçektir ki çift kademeli revakı ilk kullanan Sinan olmasa bile bu sistem Sinan'la özdeşleş­
miştir. Sinan çift revakı Şam Süleymaniye camiinden Trikkala (Tırhala) Osman Şah camiine
kadar her yerde kullanmış, onu yaygınlaştırmıştır . 5 5
Üsküdar Mihrimah Sultan camiinin görünüşünü ağırlaştıran ikinci etken orta kubbenin
üst yapı ile bağlantı yöntemidir. Şehzade Mehmed camiinde orta kubbe tabanının köşeleri
yuvarlatılarak bir yandan pandantiflerin dışa yansıtıldığını bir yandan da filayaklarının yu­
karıya doğru uzatılarak ağırlık kuleleri biçimine dönüştürüldüğünü görürüz. Mihrimah Sul­
tan'da ise kubbe kasnağı kare küb biçimli bir kaide üstüne oturur. Kubbenin yan itme gücü
pandantiflerin arkası doldurularak karşılanmıştır. Osrnanlı mimarına Aya Sofya'dan miras
kalan bu sistem lstanbul Sultan Selim, il. Bayezid ve Usküdar Mihrimah Sultan camilerinde
kullanılan sistemdir.

60 R .39: Mihrimah Sultan Camii, Üsküdar. Örtü Sistemi


OLGUNLAŞMA YILLARI ( 1538-1548)

R.40: Şehzade Mehmed Camii, lstanbul. Örtü Sistemi

Ne var ki Sinan Şehzade Mehmed camiinde değişik bir üst yapı sistemiyle ortaya çıkar.
Bu camiye kadar bir sütunun tepesine dikilen Roma heykeli gibi kendi kaidesi üstünde yük­
selen orta kubbe, bu camide yarım kubbe ve ağırlık kuleleriyle bütünleşerek Sinan'a özgü pi­
ramidal üst örtü düzeninin ayrılmaz parçası haline gelir.
Yukarıda açıkladığımız konu Sinan'ın Üsküdar Mihrimah Sultan camiini Şehzade Meh­
med camiinden önce tasarladığını gösteren bir işaret olmaktadır. Aynı konuda dikkatimizi
çeken bir başka işareti bu camilerin minarelerinde buluyoruz.
XVI. yüzyıldan bozulmadan zamanımıza ulaşan Mihrimah Sultan camiinin minarelerinde
erken Osmanlı çağına özgü izlere rastlanır. Şerefe altındaki çıkmalar yüksek tutulmuş, gövde
ile şerefe arasındaki orantı iyi ayarlanamamıştır. Buna karşılık, 1 SSO'li yıllarda erişeceği klasik
sadeliği, süslemeye fazla önem verdiğinden, henüz ortaya koyamamışsa da Sinan, klasik üs­
lup'ta minareye doğru ilk önemli adımı Şehzade Mehmed camiinde atmış , 56 ideal oranlar
bu camiin minarelerinde belirginleşmiştir.
61
MİMAR SİNAN

Üsküdar Mihrimah Sultan camiini Şehzade Mehmed camiiyle karşılaştırdığımızda genel kitle
düzenlemesi açısından da şu tablo ortaya çıkmaktadır: Şema bakımından Mihrimah Sultan,
eski Fatih; Şehzade Mehmed, lstanbul Il. Bayezid camilerinin gelişmiş izleyicileridir ve her
ikisinde de aynı yöntem uygulanarak orta kubbenin sağında ve solunda yer alan kubbeli iki
birim yarım kubbeler altında toplanmıştır.

· -- · · ·- ---- -·_ -;ı

····--- �> i �

� -····· R.42: Mihrimah Sultan Cam ii, Usküdar. Plan

R . 4 1 : Fatih Camii, lstanbul.


Plan (Rekonstrüksiyon)

Aslanapa, Mihrimah Sultan camiinin Kahire Hadım Süleyman Paşa'dan sonra enlemesine
yarım kubbeli ikinci girişim olduğunu belirtir . 57 Gerçekten J 528-9 (H. 935) tarihli Süley­
man Paşa camiinde yan sahınlar yarım kubbelerle örtülerek Usküdar Mihrimah Sultan'da
bulduğumuz kide kuruh�şuna yaklaşılmıştır. Ancak, ters T türünde bir cami olan Sqleyman
Paşa eski Fatih camii ile Usküdar Mihrimah Sultan arasında bir köprü olmaktan çok lstanbul
Atik Ali Paşa Camiinin ( 1 496-7 /H. 902) iç mekanı sütunlardan arındırılmış izleyicisidir.
Öte yandan lrakeyn seferinde bir süre Diyarbakır'da kalan Sinan'ın Şehzade Mehmed ca­
miinin tasarımında, orada iken gördüğünden kuşku duymak için bir neden bulunmayan, Fa­
tih Paşa camiinden esinlenmiş olması doğaldır. Bıyıklı Mehmed Paşa'nın 1 5 1 6- 1 520 yılları ara­
sında yaptırdığı , sa Fatih Paşa camiinin dört yarım ve dört köşe kubbesiyle tamamlanan orta
kubbeli örtüsünün Şehzade Mehmed camiine öncülük ettiği öne sürülebilir. 59

62
OLGUNLAŞMA YILLARI ( 1538-1548)

R.43:
il. Bayezid Camii, lstanbul.
Plan

R.44:
Şehzade Mehmed Camii, lsranbul.
Plan

63
MİMAR SİNAN

Görüldüğü gibi, 1 538 ile 1 548 arasındaki on yıl Sinan'ın denenmiş modelleri uygulayarak
deneyimini arttırdığı, olgunlaştığı dönemdir. Onun Şehzade Mehmed Camiini "Çıraklığının"
eseri olarak tanımlaması kendisinin de durumu böyle değerlendirdiğini gösterir. Ne var ki,
Şehzade Mehmed'in kitle kuruluşu fikir açısından bir yenilik getirmese bile zamanlaması ba­
kımından son derece önemlidir. Çünkü Osmanlı ulucamiinin gelişme çizgisi üzerinde ulaşıl­
ması gereken hedefe tam zamanında varılmış, Şehzade Mehmed'in dengeli ve simetrik örtü
sistemi Osmanlı Devleti gücünün doruğuna eriştiği yıllarda gerçekleştirilmiştir.
Şehzade Mehmed camii ve türbesini, kitle kuruluşu bakımından olduğu kadar süsleme açı­
sından da değerlendirmek gerekir. Haseki ve Mihrimah Sultan camilerinin vakur fakat bas­
makalıp ifadesinden sonra Şehzade Mehmed'in renkli ve biraz süslü görüntüsünün Kanuni
kadar sokaktaki ad.amı da derinden etkilediği bellidir. Şehzade Mehmed camiinin tamamlan­
dığı 1 548 yılında, lstanbul'da Aya Sofya, Fatih, Bayezid ve Sultan Selim'den başka büyük
cami bulunmadığı, Fatih'in de şimdiki . yapı değil ölçüleri daha mütevazı tek yarım kubbeli
bir yapı olduğu düşünülürse, Şehzade Mehmed'in o tarihlerde kent içinde yarattığı dramatik
görünüm daha iyi anlaşılacaktır. Sinan Şehzade Mehmed camiini yalnız dışarıya açmakla ye­
tinmemiş onun yüzlerini özenle süsleyerek dış etkiyi en yüksek düzeye çıkarmıştır
Şehzade Mehmed türbesinin dış görünüşü daha da çarpıcıdır ve aynı yıllara ait bir başka
türbede - 1 545-6 (H. 952) tarihli Deli Hüsrev Paşa türbesinde- bulduğumuz zengin süsleme,
Sinan'ın mimarlık yaşamının başlangıcında yapının dış plastiğine özel önem verdiğini ortaya
koymaktad.� r. Oysa bu durum 1 550'li yıllarda ve daha sonraları Sinan yapılarında kesinlikle
görülmez. Oyle anlaşılıyor ki 1 540'lı yıl ların sonunda Sinan, estetiğin yapay ögelere dayalı
yüzeysel bir etki yaratma sanatı değil, binayı oluşturan yapısal mantığın kolayca algılanması
olayı olduğunu anlamıştır. Başka türlü söylersek, Şehzade Mehmed ve Hüsrev Paşa türbele­
rinde bulduğumuz aşıp dış süsleme, iç mimarinin dışa yansıtılması sürecinde kaçınılması ola­
naksız bir aşamadır. Onemli olan denenmesi değil, denendikten sonra uygun bulunmayarak
tonunun düşürülmesidir. 1 540'lı yıllarda Osmanlı klasik mimarlığını biçimlendiren ana ilke­
lerqen birinin dış süslemede ölçülü davranış olduğu ortaya çıkmıştır. Bu ilkeyi Sinan Şam
ve lstanbul Süleymaniye külliyelerinde uygulayacak, yerleştirecektir.

64
OLGUNLAŞMA YILLARI ( 1538-1548)

NOTLAR

1- 9 Eylül 1 326 (22 Eylül 1 9 14) tarihli Sabah gaze­ kunulmadığı gibi revakın direkleri de yüzeyleri
tesinde şu haber çıkmıştı: "Çarşamba'da Drağ­ tahta ile kaplanmak dıŞında korunmuştur.
man Yunus Camii mail-i inhidam olup yıkdırıl­ 8- "Bin iki yüz dahi doksan üçte
dı. Enkazı tecdiden inşasına kadar arsasında kal­ Kurşunu olmuş idi harbe feda"
dı." Bu haberden esinlenerek camiin 1 9 1 4 yılın­ 9- Seyahatname, C.I, s. 466
da baştan aşağıya yenilendiği ileri sürµlmüş ise 1 0- A. yer.
de (bkz. "Drağman Camii" maddesi, lstanbul 1 1 - Halil bey camii hakkında ayrıntılı bilgi, resim ve
Ansiklopedisi, C. Vlll, s. 4542) 1 9 1 4 yılında çizimler için bkz. Ali Kızıltan, Anadolu Bey·
yıktırılıp yeniden yaptırılanın camiin ana kitlesi tiklerinde Cami ve Mescitler (lstanbul,
değil son cemaat revakı olduğu açıktır. XIX. yüz­ 1 958), ss. 52-53.
yılda, alt pencerelerinin kemer aynaları kaldırı­ 1 2- Bkz. A.g.e., ss. 54-62.
larak bunların sivri kemerler içinde yuvarlak ke� 1 3- Samsa Çavuş camiini planı ve resimleriyle Ekrem
merli pencereye dönüştürülmesi ve mihrabının Hakkı Ayvı;rdi tanıtmıştır. Bkz. Osmanlı Mi'·
da aynı üsluba uygun biçimde yenilenmesi bir marisinin ilk Devri (lstanbul, 1 966), ss. 10- 1 2.
yana bırakılacak olursa Yunus Bey Camiinin 1 4- A.g.e., ss. 1 34- 1 3 7 .
ana kitlesi ile mi naresi klasik karak teri ni 1 5- A.g.e., ss. 201-204.
korumaktadır. 1 6- A.g.e., s. 275.
2- Çavuşbaşı camiinin şerefesi taş konsollara binen 1 7. Ekrem Hakkı Ayverdi, Osmanlı Mi'marisin·
tepesi kubbeli tuğla minaresi klasik üslubunu de Çelebi ve il. Sultan Murad Devri (lstan­
kaybetmiştir. Buna karşılık, örneğin Kanlıca Is­ bul, 1 972) s. 5 5 1 , res. 960.
kender Paşa ya da Hüsrev Çelebi (Ramazan Efen­ 1 8- Bkz. Ekrem Hakkı Ayverdi, Osmanlı Mi'ma·
di) camilerinin minareleri klasik devrin tüm özel­ risinde Fatih Devri (lstanbul, 1 973), ss.
liklerini taşımaktadırlar. 5 1 9-53 1 .
3- Bu tür minareleri Karagümrük Üçbaş, Yenibah­ 1 9- Camiin kıble kapısı üzerindeki kitabenin metni
çe Mimar Sinan, Büyük Çekmece Sokollu Meh­ şudur:
ıned Paşa mescidlerinde buluruz. Yapub bu camii merhume Sultan
4- Uç tezkerede de adı geçen Bali Paşa camii kolay­ Kodu alemde hoş hayrat ü asar
lıkla Sinan'a bağlanabilecek bir yapı olmakla bir­ Dokuz yüz kırk beşinci sal-i hicrin
likte kitabesinden camiin 1 504-5 (H. 9 1 0) yılın­ Bina oldu · bu beyt-i din ü ahyar
da tamamlandığı anlaşılır. Bu tarih Sinan için Sığışmazdı cemaat hasretinden
çok erkendir. !derlerdi hemişe acz izhar
5- Ebu-1 Fadıl Efendi'nin 1 5 53-4 (H. 96 1 ) yılında Mütevellisi ol bevvab Hasan bey
Tophane Defterdar Yokuşunda yaptırdığı cami Ana bir kubbe tanzir etti tekrar
1 9 1 6 Cihangir yangınında harab olduktan son­ Didi Asari itmamına tarih
ra onarılmayarak yıkılmaya terkedilmiştir. Ar­ Zihi ali vü beytullah-ı ebrar
sasında bugün toprak üstünde hiç bir kalıntıya 102 1
rastlanmaz. 20- Cami 1 660 (H. 1 070) ve 1 9 1 8 (R. 1 334) yılların­
6- Gerek Şah Sultan gerek Hürrem Çavuş camile­ da iki yangın geçirmiş, bu yangınlardan birinde
rinin revak cephelerine altı direk konularak bun­ çatlayan revak sütunları dağılmayı önlemek için
lar beşer açıklıklı yapılmıştır. Şah Sultan'ın asıl çemberlenmiştir.
revakı uzun yıllar önce yıkıldığından bu konu­ 2 1 - Semavi Eyice, "lstanbul Min�releri", Türk San'·
da kesin bir görüş bildirme olanağı yoktur. Fa­ atı Tarihi Araştırma ve incelemeleri 1 (ls-
kat 1 974'de yıktırılmadan önce incelediğimiz tanbul, 1 963), s. 55. .
Hürrem Çavuş camiinin ön bölümünün yer yer 22- Mustafa Cezar, "Osmanlı Devrinde lstanbul Ya­
açılmış kaplama tahtaları arkasında saptadığımız P.ılarında Tahribat Yapan Yangınlar ve Tabii
meşe direkler revakın önde yedi, yanlarda iki Afetler," Türk San'atı Tarihi Araştırma ve
açıklıklı olduğunu gösteriyordu. İncelemeleri 1, s. 392.
7- Marmara Ereğlisi'ndeki Semiz Ali Paşa camii 23- Haseki Sultan medresesinin çini kitabeleri avlu
1 865-6 (H. 1 282) yılında esaslı bir onarımdan geç­ ve dershane kapıları üzerindeydi. 946 tarihini ta­
miş ve bu onarımda pencere düzeni, mihrab, şıyan birinci kitabe bir yazı şeridiyle çerçevelen­
minber, mahfili, iç duvar süslemesi ve minaresi miş, bordüre Ayet ül-Kürsi yazılmıştır. Eskiden
yenilenmiştir. Ne var ki son cemaat duvarına do- dershane kapısı üzerinde duran lacivert zemine
65
MİMAR SİNAN

beyaz hatla yazılı Arabça kitabede ise bir ayet 34- Yalnız, giriş cephesinde açıklıklardan biri ikiye
_yer alır. bölündüğünden revak düzeni burada üç geniş iki
24- iki yanında ayetler bulunan çift sütun üzerine üç dar kemerlidir.
sıra halindeki kitabenin birinci mısraı aşındığın­ 35- Alberc Gabriel, Camii 1 534-5 (H. 94 1 ) yılına ta­
dan okunamıyor. Geri kalan bölümü şöyledir: rihler. Bkz. Voyages Archeologiques dans la
Ki Sultan Süleyman kıldı bünyad Turquie Orientale (Paris, 1 940), s. 200. Me­
Rebiülahir ayı ahirin de tin Sözen, haklı olarak daha geniş bir tarih kesi­
Tamam idi bulub hayr ile hoş ad mini uygun bulmaktadır. Diyarbakır'da Türk
Görüb faz! ehli anı didi tarih Mimarisi (lstanbul, 197 1), s. 76.
Ola dayim ni'amla matbah abad 36- Orneğin; Aslanapa, Turkish Art and Archi·
Tarih mısraı ebced hesabı ile 9 5 7 y ı l ı n ı tecture, s. 2 1 7; Goodwin, A History of Üt·
göstermektedir. tomarı Architecture, s. 202.
25- Afife ve Selçuk Batur 1 540 yılına tarihledikleri 37- Erken dönem Osmanlı medreseleri tarzında ders­
" Haseki Sultan lmareti"nin Tuhfet ül· hanesi eyvan şeklinde yapıldıktan başka talebe
Mi'marin'de kayıtlı olduğunu yazarlarsa da odalarına da yalnız duvarlarla bağlı olan Hadım
(bkz. "Sinan'ın Yapıtları", Koca Sinan, Anka­ Ali Paşa medresesi de Sinan ile bağdaşmayan bir
ra 1 968, s. 68) biz adı geçen tezkerede böyle bir mimarinin ürünüdür. Bkz. Sözen, Diyarbakır'·
kayda rastlamadık. da Türk Mimarisi, ss. 148- 1 50.
26- Süleymaniye Camiinin yapımına 1 549 yılında 38- Burada Gebze Çoban Mustafa Paşa camii ile kar­
başlanmıştır. 1 550 (H. 957) de yapılan "açılış me­ şılaştırılan cami, tabiatiyle şimdiki çift kubbeli
rasiminden çok zaman evvel inşaat sahasının ha­ yapı değil, Sinan'ın inşa ettiği tek kubbeli yapıdır.
zırlanması işi başlamış ve hatta binanın temelle­ 39- Haseki Sultan cami inin orta kubbesi l 1 . 30 met­
ri muayyen bir seviyeye ulaşmış bulunuyo�du". re, Çoban Mustafa Paşa camiininki 14.50 metre
Omer L. Barkan, Süleymaniye Camii ve ima· çapındadır. Bu fark sonucu Çoban mustafa Pa­
reti inşaatı (Ankara, 1 972), s. 48. şa daha yüksek yapılmış, duvarlara yüzölçümü
27- Bu eseri Ayverdi incelemiş ve yayınlamıştır. Bkz. küçük olsa da üç sıra pencere açılmak zorunlu­
Osmanli Mi'marisinde Fatih Devri, ss. 104, luğu doğmuştur.
1 23-4. 40- Evliya Çelebi, "950 tarihinde binasına şüru olun­
28- Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Apcullah Ku­ duğu gün mah-ı rebiü'l-evvelin birinci günü idi.
ran, Anadolu Medreseleri 1 (Ankara, 1 969); 955 senesi recebinde tamam olub inşasına yüz
Metin Sözen, Anadolu Medreseleri C. 1 ve elli yük akçe gitmişdir", diyor. Seyahatname,
II (lscanbul, 1 970- 1 972). C.I, s. 163. Buna göre Şehzade camiinin yapı­
29- Erken devir Osmanlı mimarisinde beşik tonoz ey­ mına 1 543 yılının Haziran ayında başlanmış ve
vanlı tek örnek Bursa Lala Şahin Paşa medrese­ yapı 1 548 yılı Ağustosunda tamamlanmıştır.
sidir. Kitabesi bulunmayan medresenin Lala Şa­ 4 1 - Durum planında medresenin asıl planı verilmiş,
hin Paşa'nın 1 348 (H. 749) tarihli vakfiyesinde sonradan yapılan eklemeler ve bu arada söz ko­
adı geçtiğinden bu tarihten önce yapıldığı kabul nusu m_e rdiven gösterilmemiştir.
�dilir. Bkz. Ayverdi, Osmanlı Mi'marisinin 42- Bunlar, lstanbul Sultan Selim, Süleymaniye, Şeh­
ilk Devri, ss. 9 1 -93. zade Mehmed, Haseki Sultan, Atik Valide ve
30- Her ne kadar Orhan Gazi zamanına tarihlenen Edirne Selimiye sıbyan mektepleridir.
İznik Süleyman Paşa medresesi ile Yıldırım Ba­ 43- "Keri.me-i muhtereme-i Padişahi Mihrimah Sul­
yezid devrinde inşa edilen Bursa Sübaşı Eyne Bey tan Usküdar'da leb-i deryada camiişerif ve med­
medresesinde kapalı dershaneler bulursak da bi­ rese ve imaret ve mektep ve iki canibinde misa­
rincisinin kapalı dershanesine ilaveten xıv. yüz­ firhane hanlar kılınıp . . . " Hasanbeyzade Tarihin­
yıl Osmanlı medresesine yabancı olan kubbeli re­ den naklen, Konyalı, Mimar Koca Sinan'ın
vakı, talebe odalarının kubbeli üst örtüsü ve iki Eserleri, s. 208. Evliya Çelebi ise şöyle söylü­
katlı pencereleri, Süleyman Paşa medresesinin yor: "iskele başındaki camiin iki tarafında leb-i
şimdiki biçimini XV. yüzyılda aldığına işaret et­ deryada yüzer ocaklı, yüzer tavla at alur karban­
mekte, ikincisinde eyvanın xvıı. yüzyılda (her­ saraydır ki glıya metin bir kal'adır. Serapa kur­
halde 1683 yılında yapılan onarımda) önü örü­ şun ile mesrurdur ki ayende vü revendeye hane- i
lerek kapalı dershane h aline getirildiği bi-minnettir. Mihrümah Sultanın hayratıdır."
anlaşılmaktadır. Seyahatname , C.l, ss. 475-6.
3 1- Saatli Medresenin planı ve resimleri için bkz. Ay­ 44- "Selçuklular ve Beylikler çağında imaretler vak­
verdi, Osmanlı Mi'marisinde Çelebi ve il. fın vüs'atine göre cami, aşhane, medrese, hasta­
Sultan Murad Devri, ss. 460-46 1 , res. 795 ve hane, kütüphaneyi de şamil bir külliye idi ." İs­
797; Peykler Medresesi için, Ayverdi, Osmanlı mail Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri
Mi'marisinde Fatih Devri, ss. 226-228, res. ve Akkoyunlu Devleti (Ankara, 1 969) s. 23 1 .
391 ve 395; Afyon Gedik Ahmed Paşa Medre­ Nitekim erken Osmanlı devrinde yapılan külli­
sesi için, A.g.e., ss. 1 5- 18, res. 25 ve 30. yelerin camilerine "imaret camii" deniliyordu.
32- Sultan il. Bayezid mekt�bi için bkz. Özgönül Ak­ 45- lll. Murad'ın annesi Nurbanu Valide Sultan'ın
soy, Osm�nlı Devri lst�nbul Sıbyan Mek· 1 582 (Rebiülsani 990) tarihli vakfiyesinde Vali­
tepleri Uzerine Bir inceleme (lstanbul, de Sultan'ın Usküdar'da yaptırdığı külliyenin bi­
1 968), s. 78. naları bir bir ele alınarak açıklanırken imaret şu
33- İnegöl İshak Paşa külliyesinin planı, fotoğrafları şekilde tanımlanır:
ve bu yapı topluluğu konusunda etraflı bilgi için "Vakıfanın bu darülhadis kurbinde, güzel bir mat­
bkz. Ayverdi, Osmanlı Mi'marisinde Fatih bahı, temiz bir yemekhaneyi, iki hanı ve gelip
Devri, ss. 294-302. gidenlerin oturması ve misafirlerin içinde it'a.m
66
OLGUNLAŞMA YILLARI ( 1538-1 548)

edilmesi için yapılan tabhahe namı ile ma'rüf 5 1 - Zaviyeli camiin gelişimi ve çeşitli örnekleri konu­
hücreleri, bir anbarı, bir odunluğu ve sair icab sunda bkz. Semavi Eyice, "Ilk Osmanlı Devri­
eden teferruatı müştemil olarak yaptırıb fukara nin Dini-içtimai bjr Müesses.�si: Zaviyeler . ve
ve miskinlere, gelip giden misafirlere ve müca­ Zaviyeli-Camiler'', lstanbul Universitesi Ik·
virlere vakfettiği imaret . . . " tisat Fakültesi Mecmuası, C. 23, sayı 1-4 . Ay­
(Aslı Arapça olan Nurbanu Valide Sultan vakfiye­ rıca, benim, The Mosque in Early Ottoman
si Vakıflar Genel Müdürlüğü mütercimlerinden Architecture (Chicago and London, 1 968).
Abdullah Tanrıkulu tarafından Türkçeye çev­ 52- Yeşil Türbe adı ile tanınan 1. Mehmed türbesi­
rilmiş ve yukarıda verdiğimiz bölüm 22 Mart nin çizim ve fotoğrafları için bkz. Ayverdi, Üs·
1 940 tarihli bu çeviriden alınmıştır.) manlı Mi'marisinde Çelebi ve il. Sultan
46- "20 Ekim l 722'de Üsküdar Mihrimah camii ci­ Murad Devri, ss. 1 0 1 - 1 18.
varındaki bir dükkandan çıkan ateş yalnız etra­ 53- Qoodwin, a.g.e., s. 2 1 3 .
fındaki ev ve dükkanların değil, yine Mihrimah 54- Usküdar Mihrimah Sultan .camii 1 958- 1 96 1 yıl­
Sultan tarafından yapılmış olan tabhane, bit pa­ ları arasında Vakıflarca onarılırken dış revakın
zarı ve hafafhanenin (haffafhanenin) ayrıca da camiye soıuadan eklendiği tezini sınamak için
küçük hamamın yanması neticesini verdi." Ali Sflim Ulgen'in yerinde yaptığı kazı dış reva­
Tarih-i Çelebizade'den naklen Mustafa Cezar, kın cami ile yaşıt olduğunu kanıtlamıştır.
a.g.e., s. 350. 55- Sinan'ın çift revaklı öteki camileri arasında Te­
47- Çizim ve fotoğra�arı için bkz. Ayverdi, Osmanlı kirdağ Rüstem Paşa, lzmit Pertev Paşa, Çatalca
Mi'marisinin ilk Devri, ss. 320-328. Ferhad Paşa, Tophane. Kılıç Ali Paşa, Kayseri
48- Çizim ve fotoğrafları için bkz. Ayverdi, Osmanlı Hacı Ahmed Paşa, Usküdar Atik Valide'yi
Mi'marisinde Çelebi ve il. Sultan Murad sayabiliriz.
Devri, ss. 1 00- 1 0 1 . 56- Eyice, "lstanbul Minareleri", s. 49.
49- Çizim ve fotoğrafları için bkz. A.g.e., ss. 5 1 6-5 18. 57- Aslanapa, a.g.e., s. 220.
50- Kervansaray imaretin parçası olduğu için yalnız 58- Sözen, Diyarbakır'da Türk Mimarisi, s. 65.
Tuhfet ül-Mi'marin'de ayrıca belirtilmiş, öteki 59- Fatih Paşa Camiinin çizim ve fotoğrafları için bkz.
tezkerelerde adı geçen imaret terimi tabhaneyi a.g.e., ss. 65-69; res. l 5a-g.
de içerir biçimde geniş anlamda kullanılmıştır.

67
i!

�:. ı1
� '� �
;jj
::-.::-:.ıı:::.:: :ıı:::::::o:::
t±::�_:·:o-:::::: ıı::·.::::o:

68 R.45: Süleymaniye Külliyesi, Şam. Durum Planı


IL BOLUM

ŞAM VE .İSTANBUL SÜLpYMANİY�. KQLLİYE�ERİ İLE


1 5 50'LI YILLARA TARiHLENEN UÇ ONEMLI YAPI

Ş ehzade Mehmed külliyesini 1 548'de tamamlayan Sinan bu eserle üstün yeteneğini kanıt
lamış, mimarbaşılıkta geçirdiği on yıl süresinde edindiği deneyim sonucu Osmanlı klasik
mimarisinin ilkelerini saptayacak olgunluğa erişmişti. Önündeki yıllarda artık kendine
model aramak ihtiyacını eskisi gibi duymadan tasarladığı her yapıda klasik mimarinin temeli­
ni oluşturan fikir ve yenilikleri bir çerçeve içersine oturtmayı başaracaktır. 1 550'li yılların en
önemli iki baş eseri Kanuni'nin adını taşıyan Şam ve İstanbul Süleymaniye külliyeleridir.
İkisine de Şehzade Mehmed Camiinin bitiminden az sonra başlanılmış, birincisi 1 5 54-5 (H.
962), ikincisi 1 557 (Zilhicce 964) tarihinde tamamlanmıştır.
Yapımı büyük olasılıkla Sinan'ın İstanbul'dan gönderdiği bir kalfasınca yürütülen Şam Sü­
leymaniye külliyesinin en dikkat çeken yanı yerleşme planıdır. Çünkü Haseki Sultan ve Şeh­
zade Mehmed'de bulamadığımız,uzunlamasına eksen üzerinde simetrik planlama sistemi bu­
rada karşımıza çıkar. Gerçi Şam Süleymaniye külliyesinin dikdörtgen bir avlu içersinde to­
parlanmış simetrik ve dik açılı düzeni, Kanuni'nin Sinan'a yaptırdığı cami-imaret ikilisine da­
ha sonra bir başka mimarın eklediği medrese ve arasta yüzünden bozulacaktır, ama burada
söz konusu olan külliyenin tümü değil Sinan'a ilişkin bölümüdür. Başka deyimle, Şam Süley­
maniye külliyesi Kanuni ve Il. Selim zamanlarında iki aşamada biçimlenmiş, tezkerelerden
anladığımıza göre Sinan bu aşamalardan yalnız birincisini planlamıştır . 1

R.46: Süleymaniye Külliyesi, Şam. Havadan Görünüş

69
MİMAR SİNAN

R. 47: Süleymaniye
Külliyesi, Şam.
Güneyden Görünüş

Evliya Çelebi'nin Gök Meydanında bulunduğunu söylediği , 2 Baraka ırmağı kıyısındaki


Tekkiye/Tekke denilen Şam Süleymaniye külliyesi hac kafilelerine hizmet edecek bir menzil
külliyesi olarak tasarlanmıştı. Planlama açısından XV. yüzyıl külliyeleri tarzında üç eksenli
bir yerleşme düzenine sahiptir. Cami 've aşhane ortada karşılıklı yer alır; aşhanenin iki yanın­
da birer kervansaray, cami ile aşhane arasında kalan avlunun sağında ve solunda birer sıra
tabhane odası yan kanatları oluşturur.
Daha önce işaret ettiğimiz gibi, bu tür üç ek�enli yerleşme düzeni ilk önce İstanbul Fatih
külliyesinde ortaya çıkmış, Amasya, Edirne ve lstanbul Bayezid külliyelerinde aynı şemanın
değişik biçimleri kullanılmıştır. Fatih külliyesinde ortada cami, onun iki yanında bir sıra üze­
rine dörder medrese görülür. 11. Bayezid külliyelerinde ise camiin bir yanında medrese öbür
yanınqa imaret vardır. Bu sistem Amasya ve Ed;rne'de bir geometrik düzenle pekiştirilmiştir.
Fakat lstanbul'da cami ve imaret arasındaki dik açılı, algılanabilir ilişki sürerse de alanın öte­
ki ucunda kalan medrese bu yapılardan kopar. Külliyenin bütünlüğü zayıflar; fakat yine de
medrese-cami-imaret düzeni sistem olarak bozulmaz.
Babası adına Kanuni'nin yaptırdığı Sultan Selim külliyesinden sadece cami, biri yıkık iki
türbe 3 ve mektep günümüze gelmiş, Tuhfet ül-Mi'marin' de adı geçen medrese ve imaret
yok olmuştur . 4 Söz konusu medrese -ya da darüşşifa- neredeydi? Bilmiyoruz. Fakat imaretin
yerinde şimdi Kız Meslek Lisesi bulunmaktadır.
Burada imaretin konumu dikkatimizi çekiyor. Şöyle ki ll. Bayezid çağı formülünden farklı
biçimde Sultan Selim'de imaret camiin yanında değil önünde (kuzeyinde) yer almış, imaret,
cami ve Yavuz'un türbesi aynı çizgi üzerine konulmuştur. Sinan Şam Süleymaniye külliyesin­
de Sultan Selim'in bu cami-imaret ikilisini almış ve lstanbul Fatih küliyesinin üç eksenli şe­
masıyla birleştirerek orta avluyu dört yönde çerçeveleyen bir yerleşme düzeni getirmiştir. Yal­
nız, Fatih külliyesiyle Şam Süleymaniye külliyesi arasında önemli bir fark göze çarpar. Birin­
cisinde cami doğuda ve batıda medrese sıraları, kuzeyde ve güneyde kuşatma duvarlarıyla ta­
nımlanan büyük dış avlunun ortasında bulunur. Dış avluyu çepeçevre saran kaba taş duvar­
larda kapılar dışında bir boşluk, dikkati çeken bir mimari öğe görülmez. Bu yüzden, hangi
yönden bakılırsa bakılsın görsel etki alanı merkezdeki cami üzerinde yoğunlaşır. Diğer yan­
dan, Şam Süleymaniye külliyesinde cami, aşhane ve tabhanelerin önündeki revaklar avlu me­
kanı ile bu yapıları kaynaştırır. Avlu mekanı çevreden merkeze doğru değil, merkezden yapı­
lara doğru akar. Ayrıca, merkez boştur. Yapılar avluyu tanımlar, fakat hiç biri ona egemen
olmaz. Kıble eksenini paylaşan cami ile imaretten birinin ötekine üstünlüğü düşünülmemiştir.
70
ŞAM VE İSTANBUL KÜLLİYELERİ İLE 1 550'Lİ YILLARA TARİHLENEN ÜÇ ÖNEMLİ YAPI

Şam Süleymaniye külliyesinin ikiz kervansarayları 5 ortada bir sıra ayakla iki uzun sahına
ayrılan iç mekan kuruluşu ile Gebze Çoban Mustafa Paşa külliyesi .kervansarayını akla geti­
rir. Ancak, Gebze'de kubbeli giriş holünün sağında ve solunda bulunan kervansaraylar boy­
dan boya beşik tonozlu yapılmışken,Şam'da tonoz yerini kubbeye bırakır. Böylece daha önce
Şehzade Mehmed kervansarayında gördüğümüz iki sıra halinde kubbeli üst örtü Şam'da tek­
rarlanır. Şu farkla ki Şehzade'de sekiz olan kubbe sayısı, Şam Süleymaniye kervansarayların­
da ondörde yükselmiştir. Şam Süleymaniye kervansaraylarında bulduğumuz modüler sistem
cami avlusunu doğuda ve batıda sınırlayan tabhanelerde de uygulanmış, bir sıra üzerine yan­
yana altı kubbeli birim, tabhane odalarını, daha küçük oniki kubbeli birim, odaların önünde
boydan boya uzanan revakı oluşturmuştur.
Gerek tabhanelerin gerek yine tek sıra üzerine planlanan aşhanenin çizgisel kitle kuruluşu
Gebze Çoban Mustafa Paşa külliyesini hatırla�ır. Diğer yandan, aşhanenin ikisi kubbe ve iki­
si tonozla örtülü dört birimli mutfak bölümü lstanbul Şehzade Mehmed imaretinin ana mut­
fak bölümünü akla getirmekte, Şam Süleymaniye külliyesi ile Sinan arasındaki bağlantıyı da­
ha açık biçimde ortaya koymaktadır.

o
,

't'

R.48: Çoban Mustafa Paşa Külliyesi, Gebze. Durum Planı


71
MİMAR SİNAN

Siyah-beyaz taştan iki renkli duvar örgüsü ve bazı yerel bezeme unsurları bir yana bırakılır­
sa Şam Süleymaniye camiinin de üslup açısından Osmanlı klasik mimarisini iyi yansıtan, çift
revaklı kuruluşuyla da Sinan'a tartışmasız maledilebilecek bir örnek olduğu açıktır.
Ne var ki, yerleşme düzeni açısından olsun, tek tek yapıların mim.ari kuruluşu bakımından
olsun Şam Süleymaniye külliyesi, yalın bir planlamanın ürünüdür. lddialı tasarıma kaçmadı­
ğı için de sonuç başarılı olmuştur. Hac yolu üzerinde Kanuni'nin adını taşıyan önemli bir
menzil ol�asına rağmen külliyenin mütevazı bir mimariye sahip oluşunun iki nedeni vardır.
Bir kere, lstanbul'dan uzak yerlerde inşaatını denetleyemeyeceği yapılarda Sinan'ın akılcı bir
tutumla sadeliği yeğlediği görülür. Yapımı bir kalfası ve yerel mimarlarca yürütülen Şam Sü­
leymı,miye külliyesinde bu formülü uygulamıştır. Daha da önemlisi, 1 550- 1 557 arasındaki dö­
nem lstanbul Süleymaniye camii inşaatının sürdüğü yıllardır ki, bu yıllarda Sinan'ın tüm ener­
jisini özellikle büyük camiin tasarım ve çeşitli sorunlarının çözümü için kullandığı, öbür işlere
fazla zaman ayıramadığı kabul edilebilir.
Cami-imaret-kervansaray topluluğu olan Şam Süleymaniye külliyesinin yerleşme düzeni iki­
boyutlu bir planlama sistemine dayalıdır. Program.ı nda imaret ve kervansaraya yer verilirse
de gerçekte cami-medrese ilişkileri üzerine kurulan lstanbul Süleymaniye külliyesinde ise kıb­
le ekseninin vurgulandığı merkezi tasarım yöntemi ile üç-boyutlu yerleşim düzeni birleştirile­
rek özgün bir planlama sistemi getirilmiştir.

SANI MEDRESESi

o_-
' �
" '-.
' ....
. ıo..
. <0..
.__. so=
....,. �==="'
1 09'"

DARUZZfYAFE


KANÜNI
TURBESI

TURBEOA.R
OOASI

0
HURREM
TABHANE

SULTAN TURBESI

72 R.49: Süleymaniye Külliyesi, İstanbul. Durum Planı (Barkan 'dan)


ŞAM VE İSTANBUL KÜLLİYELERİ İLE 1 550'Lİ YILLARA TARİHLENEN ÜÇ ÖNEMLİ YAPI

R. 50: Süleymaniye Külliyesi, İstanbul. Havadan Görünüş

Ortasında cami ve iki türbe, uzun kenarlarında medreseler bulunan büyük avlusuyla İstan­
bul Süleymaniye külliyesi bir bakıma Fatih külliyesine benzer. Büyük avluyu üç yandan sa­
ran yapılarıyla da Gebze Çoban Mustafa Paşa külliyesini andırır. Fakat ikisinden de farklı
olarak boyu 2 1 6, eni 1 44 metre olan büyük avlu dört yanda duvarlarla çevrilerek bu alan
sadece cami ile Kanuni ve Hürrem Sultan türbelerine ayrılmıştır. Ayrıca, büyük avluyu üç
yandan saran külliye yapıları hem farklı nivolara oturtulmak hem de avluyla aralarına yollar
konulmak suretiyle bir yandan ana yapılarla hayır yapıları arasındaki öncelikler vurgulan­
mış, bir yandan da topoğrafyanın iyi kullanıldığı organik bir yerleşme düzeni elde edilmiştir.
Büyük avlunun tac kapısı kuzeyde, camiinin uzunlamasına ekseni üzerinde bulunur. Uzun­
lamasına eksen camiin şadırvan avlu kapısı, cümle kapısı ve mihrabının, daha sonra da Ka­
nuni türbesinin merkezinden geçerek hazireyi kuşatan duvarların güney kesimindeki tek kubbeli
darülkurra ile noktalanır. Böylece Süleymaniye camii ve Kanuni türbesinin yerleşim sistemi­
ni düzenleyen uzunlamasına eksen, camiin kuzey ve güneyine konulan iki küçük yapı ile da­
ha da vurgulanmış olur.
Büyük avlunun batısında, sokağın bir başından ötekine kadar uzanan dükkanlar Tiryaki
Çarşısı adıyla tanınır. Otuz altı gözden oluşan bu sır!l dükkanlar, büyük avluya göre bir kat
yüksekte bulunan Sıbyan Mektebi, Birinci Medrese, ikinci Medrese ve Darüttıbbın altını dol­
durur. Birinci ve İkinci Medreseler, sağlı, sollu yapılmak dışında eştir. Karşılıklı kapıları Tir­
yaki Çarşısı içinden çıkan Ayşe Kadın Hamamı sokağına açılır. Bugün Süleymaniye Kütüp­
hanesi olarak kullanılan ikiz medreseler özgün biçimlerini çok iyi korumaktadırlar. Diğer yan­
dan, bir sıra üzerine oniki odalı darüttıbbın avlusuna, sonradan Doğum Evi yapıldığı için
bu bölümün mimari görünümü zedelenmiştir.
73
MİMAR SİNAN

R.5 1 : Sülcymaniye Külliyesinde Birinci ve !kinci Medreseler. Minareden Görünüş

Büyük avlunun doğusunda, avlu düzeyinden bir kat aşağıda kuzeyden güneye uzayan soka­
ğın mimari bütünlüğü de bozulmuştur. Şimdi Mimar Sinan Caddesi adını taşıyan sokak,ger­
çekte üzerinde karşılıklı dükkanların yer al�ğı Bakırcılar Arastası idi. Ne var ki, arastanın
Haliç yönündeki dükkanları yıkılıp ortadan kalkmış, sadece avlunun altına yerleştirilen sıra
dükkanlar zamanımıza gelebilmiştir. Bu dükkanlar sokağın güney ucundaki Süleymaniye ha­
mamına ulaşır; sonra banya dönerek Dökmeciler Caddesini izler. Dökmeciler Caddesi üze­
rinde yer alan Süleymaniye hamamı ile karşısındaki sıra dükkanlar ve bunların üstündeki
Süleymaniye darülhadisi, külliyenin uzunlamasına eksenine 45 derece döndürülerek tasarlan­
mış, böylece yapıların dik açılı katı geometrisi yumuşatılmıştır. Büyük avlunun iki yanındaki
ikiz medreselerin camiin enlemesine eksenine göre merkezden sağa ve sola kaçan konumları
da yine aşırı simetrinin sıkıcılığını hafifletmek amacıyla böyle yapılmıştır.
Benzer bir asimetrik düzenlemeye de büyük avlunun kuzeyinde rastlarız. Bu kesimde darüş­
şifa, imaret ve tabhane bir grup halinde düşünülmüş, darQ.şşifa darüttıbbın karşısına düşecek
biçimde düzenlenerek öbür iki yapı om. uydurulmuştur. Uçlü yapı grubunun önündeki Şifa­
hane sokağı düz ayak fakat arkasındaki Süleymaniye imareti sokağı doğudan batıya aşağı doğru
eğimli olduğundan imaret ve darüşşifanın bodrumlarını kullanma olanağı ortaya çıkmış ve
imaretin altına kervansaray, darüşşifanın altına bir dizi dükkan konularak külliyenin geniş
kapsamlı programında öngörülen işlevler mimaride yerini ve akılcı ifadesini almıştır.
Görüldüğü gibi, İstanbul Süleymaniye külliyesinde Sinan konaklama ve beslenme işlerini
Şehzade külliyesinde olduğundan daha yakın biçimde birleştirerek bunların arasındaki ilişki­
yi vurgulamıştır .Konaklama ve beslenme faaliyetlerinin bir arada tasarlanmasının mantığı açıktır.
Çoğu Selçuklu kervansarayında, daha mütevazı ölçülerde olmak şartıyla, bu işlevler vardır.
Sultan hanlarında kervansarayın ahır bölümü arkadaki kapalı yapıda, misafir odaları, mut­
fak, hamam ve mescid ön avlu ve çevresinde yer alır. Tek blok halindeki Selçuklu kervansa­
rayı Osmanlı döneminde menzil külliyesine dönüştüğünde konaklama, beslenme, yıkanma
"..e ibadete ilişkin mekanlar belirgin bölümlere ya da bağımsız yapılara dönüşerek netleşmiştir.
Orneğin, il. Selim'in Sinan'a yaptırdığı Karapınar (Sultaniye) külliyesi mimari programı açı­
74 sından Aksaray Sultan Hanından farklı değildir; fakat kitle kuruluşu bakımından ona hiç
ŞAM VE İSTANBUL KÜLLİYELERİ İLE lSSO'Lİ YILLARA TARİHLENEN ÜÇ ÖNEMLİ YAPI

benzemez. Bir eksen üzerinde güneyden kuzeye cami , imaret-tabhane ve kervansaray ile bu
yapı grubunun doğusundaki hamamdan oluşan yerleşme düzeniyle Karapınar külliyesi dört
ayrı yapı kitlesi halinde planlanmıştır.
Konaklama ve beslenmeye ilişkin bölümleri günümüze gelmemiş olsa da 6 bunları ana çiz­
gileriyle bildiğimiz Lüleburgaz Sokollu Mehmed Paşa külliyesinde de benzer bir durum görü­
lür. Enlemesine konulan bir arastanın kuzeyinde imaret-kervansaray ikilisi, güneyinde aynı
avluyu paylaşan cami ile medrese ve Karapmar'da olduğu gibi, bu yapıların kuzey-güney ek­
senine dayalı yerleşme düzeni dışında, hamam bulunur.
Karapınar şimdi Konya iline bağlı bir ilçe merkezidir. Ne var ki XVI. yüzyılda Konya-Adana
yolu üzerinde bir konaklama yeriydi. Bu yüzden de Karapınar il. Selim külliyesinde medrese
ve mektep yapılmamıştır. Diğer yandan, Lüleburgaz, kuruluşu Roma çağma inen bir yerleş­
me merkezi olduğundan 7 burada konaklama bölümlerinden başka perakende ticaret ve eği­
tim bölümlerine de yer verilmiştir. Başka türlü söylersek perakende ticaret ve eğitim menzil
külliyesinin değil kent külliyesinin işlevleridir.
Osmanlı külliyeleri bu iki kategoriden birine girdiği gibi bazen ikisini birden bünyesinde
toplar. Konaklama işlevi etqıfmda kurulan Karapınar il. Selim tipik bir menzil külliyesi, eği­
tim ve sağlık hizmeti sunan lstanbul Haseki Hürrem Suitan tipik bir kent külliyesi, konakla­
ma yanında eğitim ve ticaret faaliyetine yer verilen çok- işlevli Lüleburgaz Sokollu Mehmed
Paşa hem kent hem menzil külliyesidir. Gebze Çoban Mustafa Paşa külliyesi bu karma gru­
bun öncüsüdür. Başlangıçta bir konaklama kuruluşu olarak tasarlandığı halde çevresinde oluşan
yerleşim merkezi göz önünde tutularak sonradan çarşı ve medrese eklenmesiyle genişletilen
Şam Süleymaniye külliyesi de bu karma gruba girer.
XIV. ve XV. yüzyıllara tarihlenen Osmanlı yapı toplulukları daha çok kent külliyesi niteli­
ğindedir. Cami-medrese-imaretten oluşan Bursa, Edirne ve Amasya'daki Sultan külliyelerin­
de zaviye dışında konaklama yapısı yer almaz. Menzil külliyeleri henüz ortaya çıkmamıştır.
Ana yollarda konaklama ihtiyacını Selçuklu kervansarayları karşılar. Kentlerde hanlar tica­
ret merkezinde toplu halde yapılır. Kısacası, erken Osmanlı külliyeleri kentlerarası ulaşımı
geliştirmekten çok kentlerin gelişimine yöneliktir. Bu bakımdan Lüleburgaz Sokollu Mehmed
Paşa gibi kent-i.çi ve kentler arası faaliyetleri bünyesinde toplayan çok-işlevli külliyeler özellik­
le önem taşır. lstanbul Süleymaniye külliyesinde söz konusu çok-işlevli külliye modeli daha
da anlamlı bir boyut kazanır. Şöyle ki burada menzil külliyesinin kervansaray-imaret-hamam
üçlüsü ile kent külliyesinin darüşşifa ve medrese yapıları görkemli bir camiin çevresinde bir­
leştirilmesine rağmen tüm faaliyetler eğitim işlevine kıyasla arka plana itilmiş, ya da on� hiz­
met eder duruma getirilmiştir. Çünkü, sekiz ayrı medreseden oluşan Fatih külliyesi gibi lstan­
bul Süleymaniye külliyesi de çeşitli bilim dallarının bir arada okutulduğu geniş kapsamlı bir
yüksek öğretim sitesi olarak planlanmış ve gerçekleştirilmiştir.
İstanbul Süleymaniye külliyesinde Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü adlarıyla tanımla­
nan dört orta avlulu medrese ile bir sıra yan yana odadan oluşan mülazım 8 hücreleri, bir da­
rüttıb, bir darülhadis ve tek birimli bir darülkurra yer alır.
Daha önce belirttiğimiz gibi, camiin doğusunda ve batısında ikiz yapılar halinde tasarlanan
medreseler ayrı zamanlarda ve farklı planlara göre yapılmıştır. Şöyle ki, Haliç yönündekiler
1 552-3 (H. 960) yılında, Tiryakiler Çarşısı üstünde bulunanlar 1 558-9 (H. 966) da tamamlan­
mıştır . 9
Haliç yönündeki Üçüncü v e Dördüncü medreseler doğrudan yamaç üzerine oturtulduğun­
dan bunların orta avluları batıdan doğuya eğimli, yan kanatlardaki talebe odaları kademeli
ve yan revaklar da merdiven biçimindedir. Orta avluların tist tarafında bulunan dershaneler
de avlunun eğilimli oluşundan etkilenmiştir. Sokak düzeyinde tutulduğu için havada kalan
dershanelerin altları doldurularak avlu cephelerine çeşmeler konulmuştur.
Aynı yöntem kullanılarak ikiz medreselerin doğu cephesinin altı da bir sıra müla�ım hücre­
si ile beslenmiştir. Kuzey-güney doğrultusunda uzanan ikisi fevkani yirmi hücre Uçüncü ve
Dördüncü medreseler dışında ayrı bir birim olarak düşünülmüş, bu hücrelerde barınan müla­
zımlara, kendi sokak kapısı olan küçük bir avlu ve avlu duvarına bitişik helalar yapılmıştır.
Gerek eğimli avlusu ve basamaklı revakları, ger�k fevkani dershaneleri ve gerekse her iki
75
medresenin altında yer alan mülazım hücreleriyle Uçüncü ve Dördüncü medreseler Osmanlı
MİMAR SİNAN

R.52: Süleymaniye Külliyesinde Üçüncü ve Dördüncü Medreseler. Plan

ıı.LI�:::tLia:=·LI!==!0=:::===�20===='°'" •.•

klasik mimarisinin son derece ilginç ve bir benzeri daha bulunmayan özgün örnekleridir.
Birinci ve İkinci medreselerin düz avlulu plan şemaları da bazı yenilikler içerir. Talebe oda­
ları pencerelerinin açıldığı aydınlıklar, iki yandan gelip dershaneye saplanan revaklar, ders­
hanelerin karşısında eyvanı akla getiren üç gözlü oturma yerleri, helalara ana kitle içerisinde
çözüm getirilişi, müderris lojmanları gibi öğeler Osmanlı medrese mimarisinde daha önce gör­
mediğimiz özelliklerdir.
Birinci medresenin kuzeyinde, güney-kuzey doğrultusunda uzanan darüttıb ise h_e rhangi bir
özellik göstermez. Bir galeri üzerine sıralanmış yanyana kubbeli odalar Birinci ve lkinci med­
reselerin Tiryakiler Çarşısı üstünde kubbe, pencere ve duvar örgüsüyle oluşturduğu ritmik
düzeni darüşşifanın önüne kadar sürdürür.
Süleymaniye Vakfiyesinde dört medresenın müderrislerine günde 60 akçe ücret verilmesi
öngörülürken, darüttıb müderrislerine günde 20 akçe takdir edilmiştir. 1 0 Ne var ki ilk mü­
derris Ahmed Çelebi bu göreve 60 akçe gündelikle atanmış , 1 1 aynı biçimde, vakfiyeye göre
50 akçe gündelikli Süleymaniye darülhadisi müderrisliğine getirilen Nureddin Hamza Efen­
di'ye de belirtilen ücretin iki katı verilmiştir. 1 2
1 556-7 (H.964) yılında tamamlanan Süleymaniye darülhadisi fevkani bir dershane ve ondo­
kuz talebe odasından meydana gelir. Darüttıb'dan farklı olarak odalar kubbeli değil ahşap
çatılıdır. Pencereleri Dökmeciler Caddesi, kapıları yine ahşap çatılı revak tarafındadır. Reva­
kın önünde boydan boya duvarla kapalı ince uzun bir avlu vardır. Darülhadisin dış kapısı
bu avluya açılır. Dökmeciler Caddesine açılan büyük kapı ise darülhadis ile ilişkili olmayıp
cami avlusunu Dökmeciler Caddesine bağlayan rampanın kapısıdır. Bu rampa darülhadisin
altından geçip Süleymaniye haziresi önüne çıkar.
Süleymaniye haziresinin güneyinde, camiin kıble ekseni üzerinde yer alan darülkurra kare
planlı, 9.00 metre çapında tek kubbeli, her cephesinde iki katlı ikişer pencere bulunan bir
yapıdır. Çift kollu dokuz basamak merdivenle erişilen kapısı darülkurranın güney cehpesin­
dedir. Hazireyi çevreleyen duvarlar da iki yanda yapının güney köşelerine saplanır. Başka türlü
söylersek, kapısı Süleymaniye haziresinin kıble yönündeki üçgen alana açılmakla birlikte da­
rülkurranın kitlesi hazirenin dışına taşmamakta, Kanuni ve Hürrem Sultan türbeleriyle bir­
76 likte hazirenin içinde yer alan üçüncü kagir yapı olmaktadır.
ŞAM VE İSTANBUL KÜLLİYELERİ İLE ısso·Lt YILLARA TARİHLENEN ÜÇ ÖNEMLİ YAPI

R.53: Süleymaniye Külliyesinde Birinci ve İkinci Medreseler. Plan

R.54: Süleymaniye Darülhadisi. Dökmeciler Caddesinden Görünüş 77


MİMAR SİNAN

R.55: Süleymaniye Darülkurrası. Hazireden Görünüş

1 558 yılında ölen Haseki Hürrem Sultan için Kanuni'nin yaptırdığı türbe 9.20 metre çapın­
da kubbesiyle Şehzade Mehmed türbesi ayarında bir mezar yapısıdır. Şehzade Mehmed tür­
besi gibi Haseki Hürrem Sultan türbesi de sekizgen prizma gövdelidir ve önünde dört sütuna
binen bir revak, kapısının iki yanında birer çini pano vardır. Diğer yandan, Şehzade Meh­
med türbesinin renkli dış görünüşüne Haseki Hürrem'de yer verilmemiş, burada duvarlar ya­
lın, kubbe kabuğu düz yapılmıştır. Ayrıca, Şehzade Mehmed'in dışta ve içte sekizgen planlı
olan gövdesine karşılık Haseki Hürrem Sultan'ın dıştan sekiz köşeli gövdesi içeride pencere
araları kırılmak suretiyle onaltıgen prizmaya dönüştürülerek önemli bir yenilik getirilmiştir.
Tezkerelere göre Sinan'ın ilk mezar yapısı 1 54 1-2 (H.948) tarihli Beşiktaş Barbaros Hayred­
din Paşa türbesidir. Barbaros türbesiyle başlayan ve 1 540'lı yıllarda Husrev Paşa ve Şehzade
Mehmed türbeleriyle süren ilk aşamada kubbeli prizma dışta ve içte sekizgendir. 1 5 50'li yılla­
rın sonlarına doğru devreye giren ikinci aşamada ise iki önemli yenilik ortaya çıkar. Topkapı
Kara Ahmed Paşa türbesinde altıgen prizma gövde iç mekanda daha değişik bir geometriye
sahip olur ve türbenin üstü çift-cidarlı bir kubbeyle örtülür. Dıştan altı cepheli olan gövdeyi
içeride onikigen prizmaya dönüştürmek iç mekanı yuvarlatır; çift-cidarlı kubbe dış görüntüye
dikeylik sağlar.
Kara Ahmed Paşa Sinan'ın altıgen planlı tek türbesidir. Oysa altıgen �rizma Klasik Dö­
nem öncesinde Osmanlı mimarlarınca çok kullanılan bir türbe biçimidir . 3 Sinan'dan son­
ra da kullanımı sürdürülmüş, örneğin Mimarbaşı Davud Ağa, III. Murad türbesi için altıgen
prizmayı seçmiştir. Gerçekte, en az altı camiinde altıgen biçimin akılcı çözümünü arayan Si­
nan'ın 1 4 Kara Ahmed Paşa denemesinden sonra altıgeni mezar yapısına uygun bulmadığı,
türbelere geleneksel sekizgen prizmayı yakıştırdığı anlaşılıyor.
Kara Ahmed Paşa türbesinde denenen altıgen prizma yapının devamı gelmemiştir. Ne var
ki, bu türbede ortaya çıkan öbür iki yenilik Sinan'ın anıtsal türbelerinde daha çarpıcı ifadeye
kavuşmuştur. Haseki Hürrem'den başka sekizgen prizma gövdeli Rüstem Paşa 15 ve Sokollu
78 Mehmed Paşa 16 türbelerinde iç yüzlerin sayısı bir kat artırılmış; çift-cidarlı kubbe Kanuni
Sultan Süleyman ve il. Selim türbelerinde daha başka biçim verilerek kullanılmıştır.
ŞAM VE İSTANBUL KÜLLİYELERİ İLE ısso·Lt YILLARA TARİHLENEN ÜÇ ÖNEMLİ yAPI

R.56: Haseki Hürrem Sultan Türbesi. Plan R.57: Haseki Hürrem Sultan Türbesi. Görünüş

Kanuni Sultan Süleyman türbesi köşeleri pahlanmış sekizgen gövdeli bir yapıdır. Sekizgen
gövde enli bir revakla çepeçevre sarılmış, içeride de pahlı köşelerin önüne yerleştirilen sekiz
somaki sütun ile ikinci bir revak oluşturularak türbenin üstü, 1 0. 50 metre çapındaki iç kabu­
ğu bu sütunlara, kurşun kaplı dış kabuğu beden duvarlarına oturan iç içe iki kubbeyle
örtülmüştür.
Gövdesini saran revakla dikey planda ikiye bölünen sekiz kenarlı türbenin pahlı köşeleri,
revakın içinde kalan alt bölümde gömme sütunlar , revak çatısı üstünde bulunan bölümde
ise dikdörtgen çerçeveler ile vurgulanmıştır. Revakın üst tarafında sekizgenin her cephesi de
aynı biçimde, iki katlı çerçevelerle belirtilerek tepe pencerelerini içine alan sivri kemerler iki
renk taştan örülüp yanlarına konulan rozetlerle zenginleştirilmiş, sekizgen gövde palmetli bir
saçakla taçlandırılmıştır.
Türbenin giriş cephesinde kapı ve kapının üstünde üç pencere, öteki yedi cephede altta iki
üstte üç olmak üzere beşer pencere vardır. Büyük sivri kemerler içinde bulunan tepe pencere­
leri kaş kemerli ve alçı şebekeli, alt sıradaki pencereler sağır sivri kemerlidir. Başlıkları bakla­
valı mermer sütunlara binen revak kemerleri de sivridir. Diğer yandan, ön cephede revak
kemerleri kaş kemer biçiminde, sütunların gövdeleri renkli somakiden, başlıkları stalaktitli
yapılarak, ve ayrıca revakın saçağı dışarıya taşırılmak suretiyle türbenin girişine ayrı bir özen
gösterilmiştir.
Türbenin kapısının sağında ve solunda yer alan çini panolar zamanının en güzel örnekleri
arasında sayılır. Türbenin iç duvarlarını kaplayan çok renkli, çiçek ve bitki desenli çinilerin
de sanat değeri çok yüksektir. 17 Çini süsleme dışında, kubbenin içindeki vişne çürüğü ze­
min üzerine geçmelerle işlenmiş malakari nakışlar da özellikle kayda değer.
Sigetvar kuşatması sırasında, 7 Eylül 1 566 günü ölen Kanuni Sultan Süleyma�'ın na'şı tah­
nit edilerek iç organları otağının bulunduğu yere gömülmüş ,18 28 Kasım'da lstanbul'a va­
ran cenazesi Süleymaniye camii haziresinde toprağa verilmiştir. Kapı kitabesinden Süleyma­ 79
niye külliyesi ile birlikte tasarlanmayıp ölümünden sonra oğlu il. Selim tarafından yaptırıldığı
MİMAR SİNAN

anlaşılan türbede yedi sanduka vardır. Tam ortada Kanuni'nin sandukası yer alır. Ötekiler
ise girişe göre Kanuni'nin solunda yatan il. Süleyman, il. Ahmed ve il. Ahmed'in annesi Ra­
bia Sultan ile sağında yatan kızı Mihrimah Sultan, il. Süleyman'ın annesi Dilaşup Saliha Sul­
tan ve il. Ahmed'in kızı Asiye Sultan'ın sandukalarıdır.

R. 58: Süleymaniye Türbesi. Dış Görünüş

R. 59: Süleymaniye Türbesi. İç Görünüş

80
ŞAM VE İSTANBUL KÜLLİYELERİ İLE 1550'Lİ YILLARA TARİHLENEN ÜÇ ÖNEMLİ yAPI

Kanuni Sultan Süleyman İstanbul'daki Süleymaniye camiinin mihrabı önünde yatar. Oğlu
il.Selim onardığı ve iki minare eklettiği Aya Sofya Camii haziresinde toprağa verilmiştir. 1 9
il.Selim türbesi kare planlı, iç içe çifte kubbeli bir yapıdır. Dış kubbesi, köşeleri pahlı ana
kütleyi tümü ile örter, 10.60 metre çapındaki iç kubbe ise, Süleymaniye türbesinde olduğu
gibi, iç hacmin ortasında bir sekizgen oluşturan sekiz mermer sütuna oturur. Sütunlar beden
duvarlarına enli kemerlerle bağlanmış, alttaki kare yapıdan üstteki sekizgen yapıya köşelerde
derin tromplar ve eksenler üzerinde dik açılı kollarla geçilmiştir. Dışarıya yarım kubbe biçi­
minde yansıyan tromp yuvarlakları ile kolların uçlarına üçer adet pencere açılmıştır. Birer
pencere de kollar ile yarım kubbeler arasında hafifçe içeriye kıvrılan yüzlere konulmuş, ke­
merlerin içinde karşılıklı yer alan iç pencerelere bu yoldan doğal ışık sağlanmıştır.
Gerek dış kubbenin tabanını oluşturan sekiz kollu üst yapı sisteminden kubbeye geçişte,
gerekse üst yapı ile beden duvarları arasında z�ngin profilli saçaklar kullanılmıştır. Beyaz mer­
mer plaklarla kaplı beden duvarları yalındır. iki yanı burmalı sütuncelerle vurgulanan pahlı
köşeleri sağır bırakılmış, tepelerindeki kabartma rozetlerle yetinilmiştir.
il. Selim türbesinin revakı demirden eliböğründelere binen geniş bir saçakla korunur. Üç
kemerli revakın yan gözleri aynalı tonoz, orta gözü stalaktitli bingilere basan sekiz dilimli bir
kubbe ile örtülüdür. Revak kemerleri bir aşırı beyaz ve kırmızı mermerden, şebekeli korku­
lukları ve sütunlar beyaz mermerden yapılmıştır. Sütunlardan dıştakilerin başlıkları baklava­
lı, içtekilerin başlıkları stalaktitlidir.
Türbenin kapısı, köşelerinde yeşil mermerden sütunceler bulunan bir niş içersindedir. Kapı
kemeri beyaz ve yeşil mermerden geçmeli yapılmıştır. Pencere kemerlerinde ise beyaz mermer
ve pembe somaki kullanılmıştır.
Görüldüğü gibi, il. Selim türbesi son derece süslü bir yapıdır. Mermer süslemesine ek ola­
rak kubbesinin ve sekiz pandantifinin içleri kalem işi nakışlarla bezeli, duvarları nefis çinilerle
kaplıdır. Alt pencerelerinin aralarında firuze bordürlü beyaz çiniler, daha yukarıda dört du­
varı dolanan çiniden bir yazı kuşağı vardır. Girişte, kapının sağına ve soluna da birer çini
pano konulmuş , 20 türbenin dört beyitlik kitabesi de çini üzerine yazılmıştır. Çini süsleme
dışında, revak kubbesi ve tonozlarında kalem işi nakışlar, revak kemerlerinin arasında ka­
bartma rozetler ve yazılar, revak döşemesinin ortasında mermer mozayik desenler yer alır.

R . 60:
//. Sdim Türbesi.
İç Görünüş

81
MİMAR SİNAN

o._ı:;::;
• w-=5. • =====ıii
•...,.c ıo____l 'lo> •• ••

R . 6 1 : Süleymaniye Türbesi. Planlar

,_,.
o ı==i- 3=
2.... .C ..
· •==
.,. ===:i
'°....,..
.., ,,__.ısm A.K.
82 R.62 : Il. Selim Türbesi. Planlar
ŞAM VE İSTANBUL KÜLLİYELERİ İLE 1550'Lİ YILLARA TARİHLENEN ÜÇ ÖNEMLİ YAPI

1 574 (H.982) yılında ölen 11. Sultan Selim için yaptırılan türbe, kapı kitabesine göre, 1 576-7
(H.984) yılında tamamlanmıştır. Türbede 11. Selim'den başka hasekisi ve lll. fyiurad'ın annesi
Nurbanu Sultan, kızları Gevher Müluk Sultan (Piyale Paşa'nın zevcesi) ve lsmihan Sultan
(Sokullu Mehmed Paşa'nın zevcesi), oğulları Süleyman, Osman, Cihangir, Mustafa ve Ab­
dullah'dan başka otuz iki şehzade ve hanım sultan yatmaktadır.
Sinan'ın baş eserleri arasında yer alan Süleymaniye ve 11. Selim türbelerinde mimarlık açı­
sından en kayda değer özelliğin, bunların çift kubbeli kitle kuruluşları olduğu açıktır. Kara
Ahmed Paşa türbesinde iç içe çifte kubbe üst üste binerek birlikte beden duvarlarına oturur­
lar. Süleymaniye türbesinde ise iç kubbe sekiz sütunun tanımladığı orta mekanı, dış kubbe
beden duvarlarının çevrelediği yapının örtüsüdür. Plan şeması açısından Kudüs'teki Kubbet
üs-Sahra'yı akla getiren böyle merkezi planlı bir yapıda orta mekan yüksek bir kubbeyle vur­
gulanırken onu kuşatan ambülatoryum alçak tutulur. Oysa Süleymaniye türbesinde galeriler
sütunların üstüne taşırılarak orta mekan ile ambülatoryum birleştirilmiştir. Bütünleşmenin
iç mekanı zenginleştirdiğine şüphe yoktur. Ne var ki bu mekan düzenlemesinin inceliği dış
yapıda ifadesini bulmaz. Sekizgen prizma gövdeyi çepeçevre saran revakların varoluş nedeni
türbenin ambülatoryumlu kuruluşuna dikkat çekmek olsa gerektir.
Bu açıdan bakıldığında 11. Selim türbesinin mimari yapısı Süleymaniye türbesinden daha
başarılıdır. Çünkü 11. Selim türbesinde Sinan hiç bir pratik işlevi olmayan dış revaklardan
vazgeçerek kare prizma kitlenin içindeki sekizgen orta mekanı beden duvarlarının üstünde
sekiz kollu kubbe kasnağı ile ima etmek suretiyle akıllıca gözlet önüne sermiştir.
Vezir türbelerinde Sinan, girişi revak tavanına koyduğu kalem işi nakışlarla yurgular. Sul­
tan türbelerinde ise kapıya iki yanına konulan çini panolarla dikkat çekilir. ilk kez Yavuz
Sultan Selim türbesinde ortaya çıkan bu panoları Sinan o türbedeki gibi tek süsleme öğesi
olarak görmemiş, kapının ötesinde bulunan çini bezemenin bir öncüsü biçiminde ele almıştır.
Sinan yapısı dört sultan türbesinin (Şehzade Mehmed, Haseki I-:lürrem, Süleymaniye ve 11.
Selim) iç duvarları en az dış panolarını süsleyenler kadar nefis lznik çinileriyle kaplıdır.
Sinan'ın çini süslemeyi kullanışındaki ustalık da kayda değer. Bursa'daki Yeşil Türbe'nin
içi de baştan aşağı çinilerle kaplıdır; fakat pencereler arasına damgalanan Rumi desenli ma­
dalyonlar soyut bir süslemeyi si�geler. Stilize bitkisel motifli çiniler ise dallı çiçekli desenlerle
Sinan yapısı sultan türbelerini lrem bahçelerine dönüştürür.

R.63:
11. Selim Türbesi.
Dış Görünüş 83
MİMAR SİNAN

Haseki Hürrem ve Kanuni türbelerinin göz doldurucu çini süslemesine karşılık Süleymani­
ye camiinde çiniye çok az yer verilmiş olması üzerinde durmak gerekir. Son cemaat revakı
alt pencerelerinin tepelerindeki lacivert zemine beyaz hatla yazılı on kitabe ile mihrabın iki
yanını süsleyen panolar dışında Süleymaniye'de çiniye rastlanmaz. Bu durum, Dwight'ın de­
diği gibi, "Dramatik etki yaratmak için süslemeyi ön plana çıkarmayacak kadar büyü� mimar
olan Sinan'ın anıtsal yapılarında çini bezemeyi çok ölçülü kullandığını", gösterir .2 1 Istanbul
Rüstem Paşa ya da Kadırga Sokollu camilerinin, sultan türbelerinde bulduğumuz zengin iç
mekanlara yaklaşan çini süslemeleri bu görüşü zayıflatır izlenimini verirse de Şehzade :t-.1eh­
med, Süleymaniye, Selimiye gibi anıtsal camilerde Sinan'ın estetiği yapını11; akılcı kurulu­
şunda arayıp mimariyi bezemeye fon sağlama aracı olarak görmediği kesindir. lstanbul Süley­
maniye camii Sinan'ın sanat anlayışını en açık bir biçimde ortaya koyan önemli örneklerden
biridir.
İstanbul Süleymaniye camii büyük kubbeli ana kitle ile onun önünde yer alan dört minare­
li şadırvan avlusundan oluşur. Büyük kubbe, dış ölçüleri 70x6 1 metre olan ana kitlenin orta­
sında, dört filayağı üstünde yükselir. 26.20 metre çapında, 49.50 metre yüksekliğindeki büyük
kubbe kıble ekseni üzerinde iki yarım kubbeyle, yarım kubbelerin etekleri birer ekzedrayla
beslenir ve yan sahınlar beşer küçük kubbeyle örtülerek camiin üst örtü sistemi tamamlanır.
Beş küçük kubbeden uçlarda ve ortada bulunanların çapı 9.90 metre, aradakilerin çapı 7.20
metr_e dir. Köşe kubbeleri filayaklarıyla beden duvarları arasına atılan kemerlere bindirilmiş­
tir. Oteki üç kubbe iki sıra halinde düzenlenmiş ikişer sütuna basan kemerlere oturur.

··;:_

r
if' ·-·.

84
R.64: Süleymaniye Camii, İstanbul. Plan
ŞAM VE İSTANBUL ICÜLLİYELERİ İLE 1 550'Lİ YILLARA TARİHLENEN ÜÇ ÖNEMLİ YAPI

R.65: Süleymaniye Camii, İstanbul. İç Görünüş. R.66: Süleymaniye Camii, İstanbul. İç Görünüş.
Mihraba Doğru Bakış Yan Mahfillere Bakış

R.67: Süleymaniye Caı.ıii, İstanbul. Örtü Sistemi 85


MİMAR SİNAN

Stalaktitli başlıklarıyla birlikte 10.20 metre yüksekliğe ulaşan sütunlardan öndekiler vişne
çürüğü ı:omaki, arkadakiler beyaz mermerdir. Arka sütunların bir işlevi küçük kubbeleri taşı­
mak bir diğer işlevi de yan mahfillere destek olmaktır. Mahfiller büyük sütunlar arasında,
yanlarda bir, ortada iki küçük sütuna basar ve beden duvarlarının dışına taşarak camiin yan
cephelerinde boşluklar meydana getiren iki katlı balkonlara dönüşür. Alt balkonlar dokuz
kemerli, ayna tonoz tavanlı; üst balkonlar onaltı kemerli ve sakıflıdır. Geniş saçaklı ahşap
çatı anıtsal camiin yalın taş duvarlarıyla zarif bir karşıtlık oluşturduğu gibi balkonların altın­
da sıralanan abdest alma yerlerini de yağmur ve güneşten koruyan bir sundurma biçiminde
tasarlanmıştır.
Süleymaniye camiinin beden duvarları dört cephede payandalarla pekiştirilmiştir. Bir bölü­
mü yapının dışında, bir bölümü içinde bulunan payandalar filayaklarını dış duvarlara bağla­
yan kemerlerin eksenlerinde birer kule gibi yükselirler ve üst yapıda üç aşamalı bir düzenle
filayaklarının tepelerinde büyük kemerlerin itme gücünü karşılayan ağırlık kulelerine sapla­
nırlar. Ağırlık kuleleri sekizgen gövdeli ve üstleri dilimli kubbelerle örtülüdür.
Yan duvarlardaki payanda sistemi kuzey ve güney cephelerinde değişir. Ön cephenin bü­
tünlüğünü korumak amacıyla bu duvarın payandaları camiin içine itilmiş, yine aynı amaçla,
cami içerisinde mihrab duvarının bütünlüğünü zedelememek için bu duvarı destekleyen pa­
yandalar camiin dışına taşırılmıştır. Mihrab duvarında, ikisi mihrabın yanlarında, ikisi fila­
yakları eksenleri üzerinde, ikisi de köşelerde olmak üzere altı payanda vardır. Kuzeyde ise kö­
şeler minare kürsüleriyle kenetlenmiş, payandaların arası arka duvar boyunca maksureler ha­
line getirilerek taş dayanakların ağır görünümü hafifletilmiştir. Köşelere rastlayan maksureler
tek katlı, kıble kapısının yanındakiler iki katlı yapılmış, sonuncuların içine ikişer sütuncuğa
dayanan mahfiller konulmuştur. Arka mahfillere kıble kapısının iki yanında yer alan payan­
daların içersindeki döner merdivenlerle çıkılır. Büyük kubbeli orta mekanın doğusunda ve
batısında bulunan mahfillerin merdivenleri de yine payandaların içinden geçirilmiştir.
R.68: Süleymaniye Camii, İstanbul. Dış Galeri

R.69: Süleymaniye Camii,


İstanbul. Yan Kapı
86
ŞAM VE İSTANBUL KÜLLİYELERİ İLE 1550'Lİ YILLARA TARİHLENEN ÜÇ ÖNEMLİ YAPI

R . 70: Süleymaniye Camii, İstanbul. Doğudan Görünüş


Süleymaniye camiinin dört minaresi vardır. Bunlardan ikisi ana kitlenin şadırvan avlusuy­
la birleştiği köşelerde, daha kısa olan öteki ikisi avlunun kuzey uçlarında bulunur. Zeminden
alem ucuna kadar 76 metre olan uzun minareler üç şerefeli, 56 metre olan ön minareler iki
şerefelidir ve dördünün de şerefe altları stalaktitli, gövde ve petek bölümleri onsekiz köşeli,
peteklerin tepesi bir sıra firuze çini ile çevrilidir.
Dört köşesi minarelerle noktalanan şadırvan avlusu enlemesine dikdörtgen biçimli ve çepe­
çevre revaklıdır. Revakı yirmi sekiz kubbe örter. Bunların çapları eş (6.00 metre) fakat yük­
seklikleri farklıdır. Şöyle ki, revak saçağı yanlarda ve kuzeyde 1 1 .20 metre, camiin önünde
1 2 .80 metredir. Bu suretle son cemaat yerine avlu içerisinden özel bir nitelik verildiği gibi
camiin kıble kapısı önündeki göz ile avlunun cümle kapısı gerisindeki üç göz daha da yükselti­
lerek camiin uzunlamasına ekseni ayrıca vurgulanır.
R . 7 1 : Süleymaniye Camii, İstanbul. Şadırvan Avlusuna M inareden Bakış

87
MİMAR SİNAN

R . 72 : Süleymaniye Camii, İstanbul. Şadırvan Avlusu

Camiin kıble kapısı önündeki kubbe mukarnaslı çıkmalar, öbürleri pandantiflere oturur.
Tüm kubbeler içerden üçgenli etekle çevrelenir ve dışardan alçak sekizgen kasnakla kuşakla­
nır. Revak sütunları pembe somaki, kırmızı taş ve beyaz mermerden, sütun başlıkları stalak­
titli, revak kemerleri iki renklidir.
Camiin içinde de mahfilleri taşıyan kemerler bir aşırı kırmızı ve beyaz taştan örülmüş, 22
kapı ve pencere kemerlerinde de aynı çift renkli sistem sürdürülmüştür. Camiin içini aydınla­
tan yedi kat üzerine düzenlenmiş iki yüz kırk dokuz pencereden alt sıralardaki sağır kemerli
dikdörtgen pencereler mermer söveli, üst sıradakiler sivri ya da yuvarlak kemerli ve yuvarlak­
tır. Sonunculardan, mihrabın yanlarında ve tepesinde bulunanlar dışında tüm pencerelere
içli dışlı olmak üzere altıgen kayıtlı şebekeler geçirilmiştir. Kıble duvarında mihrabın çevresi­
ni süsleyen pencerelerin içlikleri renkli camlıdır ve bunlardan bazıları XVI. yüzyıla iner. Düz
atkılı alt pencerelerin ceviz ve abanoz ağacından fildişi ve sedef kakmalı kapakları Osmanlı
oymacılık sanatı bakımından önem taşır. Camiin mihrabı, minberi, hünkar ve müezzin mah­
filleri de kayda değer birinci sınıf eserlerdir.
Süleymaniye camiinin içindeki kalem işi nakışların üzerine Sultan Abdülmecid zamanında
Fossati Kardeşler tarafından yağlıboyayla XIX. yüzyıl Osmanlı zevkini yansıtan yeni bir süs-
88
ŞAM VE İSTANBUL KÜLLİYELERİ İLE ısso·Lt YILLARA TARİHLENEN ÜÇ ÖNEMLİ YAPI

R.73: Süleymaniye Camii, İstanbul, Şadırvan Avlusu Taçkapısı

leme yapılmıştı. 196 1 - 1 967 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğünce gerçekleştirilen bü­
yük onarımda bu yabancı bezeme raspa edilerek sıva altında bulunan eski izlere uygun olarak
özgün nakışlar canlandırılmış ve orta kubbe dışında, cami XVI. yüzyıl karakterine kavuşmuş­
tur. Camiin içinde ve şadırvan avlusu kubbelerinde kalem işi desenlerde egemen renk nar
kırmızısı ve siyahtır. Mukarnas süsler ve üçgen kuşakların ana motifleri bu renklerle belirtil­
miş, kubbe ve pandantiflerin göbekleri, pencere çerçeveleri yine aynı renk bezemeyle
vurgulanmıştır.
Sinan'ın Şehzade Mehmed camii�den sonra ikinci anıtsal eseri olan Süleymaniye camiinin
plan ve kitle kuruluşu bir bakıma lstanbul il. Bayezid camiine dönüştür. Bayezid camiinin
temel plan şemasının her iki yönde dörder olmak üzere onaltı kubbeli kare birimden oluştu­
ğu, fakat ortadaki dört birimin bir büyük kubbe, büyük kubbenin güney ve kuzeyindeki iki­
şer birimin de birer yarım kubbe ile örtüldüğü görülür.
Sinan İstanbul'daki ilk anıtsal camilerinde Osmanlı ulucamiinin bu akılcı gelişimini bir adım
ileriye götürmüştür. Şehzade Mehmed camiinde büyük kubbenin dört yanına da yarım kub­
beler koyarak onaltı kare birimin onikisini orta mekan örtüsü halinde değerlendirmiş ve m.�r­
kezi planlı Osmanlı camiinin en gelişmiş örneğini vermiştir. Yine aynı yıllara tarihlenen Us-
89
MİMAR SİNAN

küdar Mihrimah Sultan camii de Şehzade Mehmed camiinin daha az derin bir örneğidir. En­
l�mesine dört, derinlemesine üç sıra olarak oniki kare birimli temel plan şemasına sahip olan
Usküdar Mihrimah Sultan camiinde orta mekan, büyük kubbeyi üç yönde besleyen yarım
kubbelerle ifade edilmiştir.
Şehzade Mehmed ve Üsküdar Mihrimah Su�tan camilerinden farklı olarak Süleymaniye
camiinin yan kanatları yarım kubbelerle değil, lstanbul Bayezid camii gibi küçük kubbelerle
örtülüdür. Süleymaniye camiin yan kanatlarında beşer kubbe vardır. Yukarıda açıkladığımız
sistem uyarınca, bu durumda Süleymaniye yirmibeş kare birimli temel plan şemasına göre
tasarlanmış sayılır. Ne var ki, Süleymaniye'de yan kubbeler eş büyüklükte olmadığı için söz
konusu sistemi burda uygulamak olanağı yoktur. Çünkü , Süleymaniye'nin büyük orta kub­
besi, köşelerdeki temel kubbeli kare birimin dört katından fazla fakat beş katından azdır.
Aslında Sinan'ın beş birimli yan kanat düzenine, Bayezid camiinde olduğu gibi büyük kub­
benin merkezinden geçen enlemesine eksenin yanlarda sütunlara rastlamasını önlemek amacı
ile gittiği anlaşılıyor. Usta bir mimaqn sistem zorlasa da eksen üzerine sütun koymak isteme­
yeceği açıktır. Şehzade Mehmed ve Usküdar Mihrimah Sultan camilerinde büyük kubbenin
yanlarına yarım kubbeler koyarak bu soruna çözüm getirmiştir. Büyük kubbenin yanlarda
yarım kubbelerle beslenmediği bir durumda ise üç açıklıklı bir düzen kurmuş, ancak orta kub­
benin dört yerine dokuz kare birimi kapsayacak büyüklükte yapılmasının yarım kubbe derin­
liğini kare birimin bir buçuk katına çıkaracağını ve bu durumda köşe kubbelerin dikdörtgen
hacimlere dönüşerek kubbelerinin ovalleşeceğini görmüştük. Sinan kubbeli kare birim üzeri­
ne kurulu Osmanlı klasik mimarisine uygun düşmeyen bu yolu seçmeyerek Süleymaniye ca­
miinin beş açıklıklı yan kanatlarını örten kubbelerin ikisini küçültüp, bunların bir bölümünü
filayaklarının arkalarına taşırarak , Süleymaniye'de Bayezid'e kıyasla çok daha ilginç bir plan
şeması geliştirmiştir.
Süleymaniye inşaatının sürdüğü yıllarda Sinan'ın İstanbul'da gerçekleştirdiği iki cami ve
bir hamam vardır ki, III. Bölüme geçmeden önce bunları ele alarak . tanıtmak ve özelliklerine
değinmek yararlı olacaktır. Söz konusu yapılar Silivrikapı Hadım lbrahim Paşa ile Beşiktaş
Sinan Paşa camileri ve Ayasofya Haseki Sultan hamamıdır. Sinan birincisinde kubbeye geçiş
sistemine açıklık getirmiş, ikincisinde cami-medrese ikilisinin organik bağlantısını sağlamış,
üçüncüsünde hamam mimarisine yeni bir açıdan yaklaşmıştır.

90 R . 74: Haseki Sultan (Ayasofya) Hamamı, İstanbul. Genel Görünüş


ŞAM VE İSTANBUL KÜLLİYELERİ.İLE 1550'Lİ YILLARA TARİHLENEN ÜÇ ÖNEMLİ YAPI

R . 75: Haseki Sultan (Ayasofya) Hamamı , Isıanbul. Erkekler Bölümü Giriş Revakı

p:-

�o:
(i.

p-- l\
-- .• ' o
P.

ı:ı:
'-L- ....J

(}

�,-...
_ . ....
... ..

R . 76 : Haseki Sultan (Ayasofya) Hamamı , İsıanbul. Plan

Klasik Türk hamam mimarisinin en gelişmiş örneklerinden biri olan Haseki Sultan hama,
mı kapı kitabesine göre 1 556,7 (H.964) yılında tamamlanmıştır. Aya Sofya'nın karşısında bu,
lunduğundan bu adla tanınan çifte hamamın erkek ve kadın bölümleri sırt sırta düzenlenmiş,
tir. Erkekler hamamının soyunmalığı ile kubbesinin kadınlar hamamınınkilerden biraz bü,
yük olması ve birincisinde girişin revaklı yapılması dışında iki bölüm birbirinin eşidir.
Her iki bölüm de büyük bir kubbeyle örtülü soyunmalık, üç kubbeli bir ılıklık ve ortada
bir büyük, halvetler üstünde küçük kubbeler, halvetler arasındaki sofalar üstünde tonozlar
bulunan bir sıcaklıktan meydana gelir. Köşelerinde halvetler yer alan dört kollu ha}vari orta
mekanlı hamam şeması, Anadolu'da Selçuklu dönemine inen bir geçmişe sahiptir. 3 Bu ge,
leneksel şema XIV. ve XV. yüzyıllarda büyük boy osmanlı hamamlarında uygulandığı
gibi,24 Sinan'ın erken hamam denemelerinde de kullanılmıştır. 91
MİMAR SİNAN

1 540'lı yıllara tarihlenen kayda değer bir Sinan hamamı Zeyrek Barbaros Hayreddin Paşa
hamamıdır. Çinili adıyla bilinen bu çifte hamamın 25 erkek ve kadın bölümleri yanyana bi­
tişik benzer kubbeli birer soyunmalık, tonozlu birer ılıklık ve haçvari planlı birer sıcaklıktan
kuruludur.

"'-''=''""'"'=·-·'====---"---"·

R. 77: Çinili Hamam, Zeyrek. Plan

Çinili hamamın sıcaklıklarının dört kollu orta mekanları sekizgen göbek taşının çevresinde
düzenlenmiş, dikdörtgen sofalar ayna tonoz, bir köşeleri kırık kare planlı halvetler tromplu
kubbelerle örtülmüştür. Gerek sekiz köşeli göbek taşları ve sekizgen orta mekanları, gerekse
tonozlu sofaları bakımından Aya Sofya hamamının sıcaklıkları Çinili Hamamdan farklı de­
ğildir. Fakat hurda sofalar arasındaki halvetler haçın eksenlerine paralel yapılmayıp 45 derece
döndürülmüş, ayrıca, kurnalar halvetlerin kubbeli kare hacimlerinin dışında, onların üç ya­
nına eklenen sığ eyvancıklar içersine yerleştirilmiştir.
Aya Sofya hamamında olsun, Çinili Hamam'da olsun soyunmalık kubbeleri trompludur.
Fakat sıcaklık kubbeleri Çinili Hamam'da tromplu, Aya Sofya Hamamında pandantifli yapıl­
mıştır. Aslında mimari yapısı dışa kapalı olan bir yapı türünde, hele halvet gibi ufak hacim­
lerde kubbeye geçiş, görsel yanı daha ağır basan bir sorundur. Ne var ki, büyük kubbeli yapı­
l arda kubbelerin geçiş sistemi mimari kuruluş düzeni içersinde önemli rol oynayan bir unsur
olmaktadır.
Erken Osmanlı mimarisinde beden duvarlarından kubbeye geçiş genellikle Türk üçgenleri
denilen bingilerle yapılıyor, kubbe yuvarlağı üçgenlerin oluşturduğu onaltı ya da daha çok
köşeli tabanlar üstüne oturtuluyordu. Bu dönemde üçgenli konsollarla kareden sekizgene ge­
çiliyor, hazan tromp kullanılıyor, fakat pandantife ender yer veriliyordu. Klasik dönemde ise
üçgenlerin yerini pandantife bıraktığını görüyoruz.
Pandantif, kubbenin yükünü, kare-kübün köşelerine aktaran geçiş sistemidir. Bu yüzden
pandantifin en akılcı kullanış biçimi köşelerde ayaklara binen dört kemerli baldakendir. Ve
yine bu nedenledir ki pandantifli yapı sisteminin en çarpıcı örneğini Sinan'ın Edirnekapı Mih­
rimah Sultan camiinde görürüz; çünkü burada taşıyıcı olmayan duvarlar pencerelerle tül gibi
delinip kubbeyi omuzlayan dört büyük kemer duvarların önüne taşırılarak baldaken açıkça
belirtilir.
Kubbe yükünü köşelerde toplayan pandantiften farklı olarak, tromp, onu kemerciklerle be­
92 den duvarlarına yayar. Bu geçiş sisteminin kullanıldığı yapılarda tromp kemerlerinin bastığı
ŞAM VE İSTANBUL KÜLLİYELERİ İLE 1550'Lİ YILLARA TARİHLENEN ÜÇ ÖNEMLİ YAPI

beden duvarlarının kalın tutulması, köşelerin değil orta bölümlerinin desteklenmesi gerekir.
Başka deyimle, kubbeye geçiş sistemi yapının mimari kuruluşunu etkileyen bir öğedir. Orne­
ğin, pandantif dolgusu içine pencere açılması söz konusu olmadığından, pencere düzeni cep­
helerde pandantif eğrilerini izleyerek içeriye doğru toplanır. Diğer yandan, tromp kullanıldı­
ğında bu durum ortaya çıkmaz; çünkü tromp kemerciklerinin bastığı düzeye kadar duvarlar
köşelidir ve beden duvarlarına açılan üst pencerelerin, alt sıradakilerin eksenleri üzerine ko­
nulmaması için bir neden yoktur. Bu yüzden tromplu yapılarda pencereler köşelere yaklaşır
ve kare-küp kubbeye geçiş kuşağına kadar biçimsel bütünlüğü zedelenmeden yükselir.

R . 78: İbrahim Paşa Camii,


Silivrikapı. Dış Görünüş

Tromplu geçiş sisteminin akılcı bir kullanımını Sinan'ın Silivrikapı İbrahim Paşa camiinde
görüyoruz. Kanuni Sultan Süleyman'ın kubbe vezirlerinden Hadım lbrahim Paşa'nın Sinan'a
yaptırdığı cami 1 5 5 1 (H.958) yılında tamamlanmıştır. Bu tarih gerek avlunun iki kapısı gerek­
se camiin kıble kapısı üzerine konan kitabelerde yazılıdır.
İb�ahim Paşa Camii 1 648 (H. 1058) ve 1 7 54 (H. 1 1 67) depremlerinden zarar görmüş bir yapı­
dır. lkincisinde minaresi yıkılmış, minare kürsüsü ve Batı duvarı çatlamıştır. 26 Daha sonra
minare yeniden yapılmış, cami onarılmıştır. Müezzin mahfili üzerine kazılan 1 1 77 ( 1 763A)
rakamı bu onarımın tarihini veriyor. Cami son olarak 1 933- 1 944 yılları arasında bir kez daha
elden geçmişse de şimdi yeniden onarıma muhtaçtır.
İbrahim Paşa Camiinin üç duvarı taş ve tuğladan, son cemaat yeri duvarı tümüyle düzgün
küfeki . taşındandır. Beş gözü de kubbeli olan son cemaat yerinin orta kubbesi diğerlerin.ç:len
yüksek ve kubbe kabuğu dışta dilimli yapılmış, içerde stalaktitli çıkmalara bindirilmiştir. Ote­
ki kubbeler pandantiflere oturur. Revakın sütunları mermerdir. Uçlarda, dıştan ikinci sütun­
ların başlıkları baklavalı, diğer dördünün başlıkları stalaktitlidir. 93
MİMAR SİNAN

Camiin 1 2.00 metre çapındaki ana kubbesi her köşede bir çift kemerli payandanın destek­
lediği yuvarlak kasnakla kuşaklanır; içeride ise altları stalaktitli konsollarla beslenen oluklu
tromplara oturur. Trompların bastığı duvarlar yüksek ve üç yönde içten payandalıdır. Dör­
düncü yönde payanda konulmayarak beden duvarı daha enli tutulmuştur. Şöyle ki doğu , ba­
tı ve kuzeyde duvar kalınlığı 1 1 5 santimetre, fakat güneyde 205 santimetredir.
Hadım İbrahim Paşa camiinin kayda değer özelliği burda tromp kemerlerinin beden duvar­
larına doğrudan oturmayıp onları içerden destekleyen payanda duvarlara basmalarıdır. Bu
düzenleme ile bir yandan tromplu geçişin mantıki yapı sistemi ortaya konmuş, bir yandan
da yanlarda ve arkada maksureler yaratılarak tek kubbeli cami yapısına iç mekan zenginliği
sağlanmıştır.
Hadım İbrahim Paşa Camii gerçekte, benzer bir iç mekan düzeninin uygulandığı İstanbul
Bali Paşa Camiine kıyaslanabilir. Bali Paşa Camii 1 63 3 ve 1 9 1 8 yangınları ile 1894 depremin­
de çok hasar görmüştür. 1894 depreminde ana kubbesi ve son cemaat revakı çökmüştü. Ustü
daha sonra halkın yaptırdığı bir ahşap çatıyla örtülmüş fakat bu çatı 1 9 1 8'de yanmıştı. 1 920
ve 1 93 7 yıllarında onarılan Bali Paşa camiinin şimdiki kubbesi betonarme olarak 1937'de ya­
pılmıştır. 1 959- 1 96 1 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğünce yeniden ele alınan cami
esaslı biçimde onarılmış fakat son cemaat revakının yenilenmesi işi ertelenmişti. 1975'de reva­
kın üst örtüsü de yapılarak 1 920 yılında başlayan onarım çalışmaları tamamlanmıştır.

R. 79: Bali Paşa Camii,


94 İstanbul. Dış Görünüş
ŞAM VE İSTANBUL KÜLLİYELERİ İLE 1550'Lİ YILLARA TARİHLENEN ÜÇ ÖNEMLİ YAPI

Tezkerelerde Sinan'a maledilen, ancak 1 504-5 (H.9 1 0) tarihli kitabesinin buna olanak ver­
mediği Bali Paşa Camiinin ,27 1 1 .80 metre çapındaki sağır kubbesi kıble yönünde beden du­
varlarına; kuzeyde ve yanlarda büyük kemerlere oturtulmuştur. Kemerler, beden duvarlarına
saplanan ayaklarla üçe bölünmüş, ayakların üstüne orta mekanın üç yanını dolanan dar mah­
filler konulmuştur.
Görüldüğü gibi, alt pencereler düzeyinde İbrahim Paşa ile Bali P.aşa Camilerinin planları
arasında önemli bir fark yoktur. Fakat düşey planda durum değişir. lbrahim Paşa'da payanda
duvarlar yükselerek üst yapı sistemiyle bağlanırken, Bali Paşa'da duvarların alt bölümünü pa­
yandalayan ayakların işlevi, mahfilleri taşımaktan öteye geçmez. Ayakları orta kubbeyle bağ­
daştırma olanağı da yoktur; çünkü hurda pandantif kullanıldığından kubbenin yükü duvar­
lara değil yapı kitlesinin köşelerine aktarılmıştır.

R.80: Bali Paşa Camii, İstanbul. Plan R.81 : İbrahim Pa.!;a Camii, Silivrikapı . Plan

R.82: Bali Paşa Camii, İstanbul. İç Görünüş R.83: İbrahim Pa.!;a Camii, Silivrikapı. İç Görünüş

95
MİMAR SİNAN

Köşenin yapı içerisindeki rolünü azaltan tromplu sistemin mantığını açıklayan bir başka
çözümü Diyarbakır Behram Paşa Camjinde buluyoruz. Sokollu ailesinden Kara Şahin takma
adıyla tanınan Mustafa Paşa'nın oğlu Amid Beylerbeyi Behram Paşa tarafından yaptırılan ca­
mi Arapça kitabesine göre 1 572-3 (H.980) yılında tamamlanmış ve sağlam bir yapıya sahip
olduğu için günümüze mimari biçim ve karakterini çok iyi koruyarak ulaşmıştır.
İbrahim Paşa'daki gibi Behram Paşa'da da orta kubbe tromplara, tromplar beden duvarları­
nı pekiştiren payandalara oturur. Yalnız, Behram Paşa'da payandalar dört duvara konmuş,
böylece yanlarda üçer, önde ve arkada ikişer olmak üzere her cephede maksureler çıkmıştır.
Daha da önemlisi, camiin dört köşesine, güneydekiler iki katlı olan, birer hücre konularak
kubbe yükünün, duvarlara yayıldığı tromplu sistemde, köşenin, duvarları kenetlemenin öte­
sinde işlevi olmadığı anlamlı bir biçimde ifade edilmiştir.

R.8Ş: Behram Paşa Camii,


Diyarbakır. Dış Görünüş

t
-=-=-=====----====""---""'==="" ·"' ıl..K.

R.84: Behram Paşa Camii, Diyarbakır. Plan

R.86: Behram Paşa Camii,


96 Diyarbakır. İç Görünüş
ŞAM VE İSTANBUL KÜLLİYELERİ İLE lSSO'Lİ YILLARA TARİHLENEN ÜÇ ÖNEMLİ YAPI

Diyarbakır Behram Paşa Camii adı yalnız Tuhfet ül-Mi'marin' de geçen ve bu yüzden
de gönül rahatlığıyla Sinan'ındır diyemiyeceğimiz bir yapıdır. Ne var ki, Fırat'ın doğusundaki
pek çok yapı gibi iki renkli duvar örgüsü ve bölgesel karakterde bezemesiyle Osmanlı klasik
mimarisine yabancı uns�rları bünyesinde taşısa da, plan düzeni ve kitle kuruluşu açılarından
Behram Paşa Camiinin, lstanbul'da tasarlandığı yolunda şüphe bulunmamak gerekir. Çift re­
vaklı son cemaat yeri ve köşeleri boşaltılmış tromplu iç mekanıyla bu cami, gerçek öyle olma­
sa bile, Sinan'a kolaylıkla maledilebilecek birinci sınıf bir eserdir.
Sinan'ın 1 SSO'li yıllarda gerçekleştirdiği üçüncü kayda değer yapı Beşiktaş Sinan Paşa camii
dir ki bu eserinde, hem orta kubbesi altıgen tabana oturan cami türünün, hem de aynı avlu­
yu paylaşan cami-medrese ikilisinin ilk denemesini yapmıştır. 2 8

: r ,...
: lf
/: : L
.• ••••••• 4 . i'·.

ı...,:�
::: :::±r::b::
: "".·:!t:::;ı �:�
: ·,·Q:�
::: ��

R.87: Sinan Paşa Camii, Beşiktaş. Havadan Görünüş

---·� . .

R.88: Sinan Paşa Camii, Beşiktaş. Plan

Sinan Paşa Camiinin orta kubbesi 1 2.60 metre çapındadır. Bu kubbe kıble yönünde beden
duvarına, arkada dikdörtgen, yanlarda altıgen kesitli ayaklara oturur. Aynı altıgen ayaklara
basan kemerler yan kanatları ikişer kare birime böler. Bunlar küçük kubbeler, yan kanatlarla
orta sahın arasında kalan üçgenler merkezleri kubbeli tonozlarla örtülüdür.
Sinan Paşa camiinin enlemesine düzenlenmiş ibadet hacminin kuzeyinde beş gözlü bir ka­
palı bölüm daha yer alır. Narteksi andıran bu ön bölümün aslında camiin son cemaat revakı
olduğu, sonradan önüne duvar çekilip cami ile arasındaki duvar da kemerlerle yırtılarak şim­
diki durumunu aldığı bellidir. Gerek minarenin yeri, gerekse revakın önünü kapatan duvarın
ince yapısı, konuya şüpheye yer bırakmayacak biçimde açıklık kazandırır. 97
MİMAR SİNAN

R. 90: Sinan Paşa Camii,


Beşiktaş. İç Görünüş

R.89: Sinan Paşa Camii, Beşiktaş. Şadırvan Avlusu

R. 9 1 : Sinan Paşa Camii, Beşiktaş.


98 Örtü Sisteminin İçten Görünüşü
ŞAM VE İSTANBUL KÜLLİYELERİ İLE ısso·Lt YILLARA TARİHLENEN ÜÇ ÖNEMLİ yAPI

Camiin şadırvan avlusu enlemesine yedi, uzunlamasına dört açıklıklı revaklarla çevrelen­
miştir. Revak sütunları kaş kemerlerle geçilmiş, revakların üstü ahşap çatıyla örtülürek kire­
mit kaplanmıştır. Avluya iki yan kapıdan girilir. Dış kapılar avlunun güney uçlarında bulu­
nur. Medreseyi oluşturan hacimler kapıların kuzeyinde birer eyvan ve oniki oda halinde dü­
zenlenmiş, odalar, uzunlamasına eksen üzerinde arka bahçedeki helalara geçit veren tonozlu
dehlizle iki simetrik kanata ayrılmıştır.
Görüldüğü gibi, Beşiktaş Sinan Paşa camiinin plan ve kitle kuruluşu Edirne'deki Üç Şerefe­
li Camiye çok benzer. Her ikisinde de yapı ortada büyük kubbe, yanlarda sırt sırta ikişer kü­
çük kubbe ile örtülmüş, ana kubbe altıgen kesitli filayakları ile ön ve arka duvarlar arasında
kıble eksenine göre içeriye doğru 30 derece döndürülerek atılan kemerlerin oluşturduğu altı­
gen taban üstüne oturtulmuştur. Bu mimari düzende altıgen planlı orta sahın ile iki kubbeli
kare birimden kurulu kanatlar arasında dört üçgen alan kalmaktadır ki, bunlar her iki camide
de merkezlerinde bir kubbecik bulunan tonozlarla örtüll"f.lüştür. İç mekanın bir bütün halin­
de biçimlenmesine olanak vermeyen bu kitle kuruluşu Uç Şerefeli'ye kıyasla Sinan Paşa'da
filayakları daha narin yapılıp kemerler de daha yüksek tutularak bütünleştirilmek istenmişse
de Uç Şerefeli Camiin temel mekan sorunu çözüme kavuşmamıştır.
Sinan Paşa'nın kagir kubbeli kapalı ön bölümünün gerçekte camiin son cemaat revakı ol­
duğu yolunda görüşümüzü az önce belirtmiştik. Bu durumda, şimdi camiin önünde bulunan
derin sakıtlı revakın _eskiden son cemaat yerinin sundurması olduğu anlaşılır. Böyle çift re­
vaklı bir düzenleme Uç Şerefeli'de yoktur. Diğer yandan, medrese odaları bir yana bırakılır­
sa, şadırva.n avlusunun cami yan duvarları çizgisi dışına taşmayan kitlesi ve enlemesine kuru­
luşunun Uç Şerefeli 'den esinlendiği kabul edilebilir.
Şadırvan avlusunu üç yandan kuşatan medrese odaları Sinan Paşa'da avlu revakı aracılığıy­
la cami kitlesine bağlanır. Osmanlı mimarisinde bu tür cami-medrese ilişkisinin XV . yüzyıl
sonlarında somutlaştığını görüyoruz. lnegöl lshak Paşa külliyesinde ( 1 482/H.887) cami ile U
biçimli medrese birbirine bağlanmadan uzunlamasına eksen üzerinde karşılıklı konulmuş, Aya
Sergios ve Bakhos kilisesi 1 500 yılına doğru Küçük Aya Sofya kilisesine dönüştürülürken av­
lusunun üç yanına medrese odaları eklenmiştir. Tuhfet ül-Mi'marin'de Sinan'a yakıştırı­
lan Halep Husrev Paşa medresesinde de U biçimli bir yapı kitlesi camiin önündeki ince uzun
şadırvan avlusunu sarmaktadır. Ne var ki, bir bölümünün üstüne 1 90 1 yılında bir okul yapıl­
dığından bazı odaları yok olan bu medresenin Sinan'ın elinden çıktığını kesinlikle söylemek
zordur. Bu durumda Beşiktaş Sinan Paşa Külliyesi Sinan'ın aynı avluyu paylaşan cami ve med­
rese şemasını denediği ilk yapı olmaktadır.
Sinan Paşa cami-medresesinin yapımına l 550'1i yıllara girilirken başlanmış, Kaptanıderya
Sinan Paşa 1 5 53A (H.96 1 ) yılında öldükten sonra inşaatı kardeşi Veziriazam Rüstem Paşa
yürütmüştür .�9 lki satırlık Arapça kitabesinden camiin 1 5 55 (H .963)'de tamamlandığını öğ­
reniyoruz . ll1
Sinan Paşa Camii, bildiğimiz kadar hasara uğramadan günümüze ulaşmış bir yapıdır. Önemli
bir yangın geçirdiğini, depremden zarar gördüğünü gösteren bir belge yoktur. Yalnız XIX.
yüzyılda esaslı bir onarımdan geçtiği , camiin içini süsleyen kalem işi nakışlardan anlaşılmak­
tadır. Son cemaat revakı bu onarımda kapatılmış olsa gerektir. Son olarak l 960'lı yıllarda
Vakıflar Genel Müdürlüğünce onarıldığından bugün çok iyi durumda bulunmaktadır.
İstanbul kentinin en işlek caddelerinden biri üzerinde bulunan Sinan Paşa ca.mii boyutları
ve kitle kuruluşuyla Sinan'ın önde gelen camileri arasında yer alır. Ne var ki, Uç Şerefeli'yle
ortaya çıkan, ana kubbesi altıgen tabanlı Osmanlı cami türüne Sinan Paşa fazla bir yenilik
getirmemiş, onun bir kopyası olmanın çok ötesine geçememiştir. Sinan, orta kubbesi altıgen
tabana oturan cami türünün çok değişik bir örneğini l 560'lı yılların başında Topkapı Kara
Ahmed Paşa camiinde ortaya koyacak, bir kaç denemeden sonra da bu türün en gelişmiş eser­
lerini 1 5 70'li yıllarda verecektir.

99
MİMAR SİNAN

NOTLAR

1- Cami ve imaret üç tezkerede de kayıtlı olmakla sa Muradiye camii haziresinde bulunan Şehzade
birlikte 1 567 yılına tarihlenen medrese ve arasta­ Mustafa türbesidir ki, Fatih'in dört oğlu
nın adı hiç birinde geçmemekte, bu yapıların Si­ -Mustafa, Abdullah, Alemşah ve Cem- 1 479-80
nan'la ilişkisi olmadığı anlaşılmaktadır. Diğer yan­ (H. 884) tarihli bu türbede yatarlar.
dan, ilk müderrisi 1 565-6 (H.973) yılında tayin ol­ 1 4- Söz konusu camiler III. Bölümde incelenecek olan
duğuna göre (bkz. Cahid Baltacı. Xy XVI. .• Beşiktaş Sinan Paşa, Topkapı Kara Ahmed Paşa,
Asırlarda Osmanlı Medreseleri, lstanbul Babaeski Semiz Ali Paşa, Fındıklı Molla Çelebi,
1 976, s. 534) medresenin il. Selim değil Kanuni Kadırga Sokollu Mehmed Paşa ve Toptaşı Atik
zamanında tamamlanma olasılığını gözden uzak Valide camileridir.
tutmamak gerekir. 1 5- Veziriazam Rüstem Paşa'nın 1 560- 1 (H.968) tarihli
2- Seyahatname, C. IX, s.544. türbesi Şehzade Mehmed camii haziresindedir.
3- Sağlam türbe Yavuz Sultan Selim, yıkık türbe Ka­ içinde, büyüğü Rüstem Paşa'ya, küçüğü bir toru­
nuni'nin annesi Hafsa Sultan için yaptırılmıştı. nuna ilişkin iki sanduka bulunan türbenin duvar­
İkincisi 1 892 depreminde yerle bir olmuş, kalan ları kubbe eteğine kadar çini kaplıdır. Pencere ara­
temeller üzerine duvarlar bir metre kadar çıkıla­ larında mavi bordürle çevrili panolar içinde firu­
rak hiç olmazsa tümüyle ortadan kalkması önlen­ ze, yeşil, kırmızı, mor çiçeklerle bezeli rozetler ve
miştir. Bu konuda etraflı bilgi için bkz. l.H. Kon­ vazolar; alt ve üst pencereler arasında lacivert üze­
yalı, "Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Hafsa ri ne beyaz hatla yazılı ayetler yer alır. Kalan izler
Sultan'ın Vakfiyyesi ve Manisa'daki Hayır Eser­ kubbe içinin de eskiden kalem işi nakışlarla be­
leri, "Vakıflar Dergisi VIII (Ankara, 1 969), ss. zeli olduğunu gösterir. Bu süsleme dökülmüş,
47-56. yenilenmemiştir.
4- Tuhfet ül-Mi'marin'in birinci bölümünde sö­ 1 6- Avlu kapısı üzerindeki altı beyitlik kitabeden,
zü edilen medresenin yeri aynı tezkerenin üçün­ Eyüp'te medrese ve darülkurra ile birlikte küçük
cü bölümünde "Halıcılar köşkünde" denilerek bir külliye oluşturan türbeyi 1 568-9 (H.976) yılın­
gösterilmektedir. Çarşamba'daki külliyeden farklı da Sokollu Mehmed Paşa genç yaşta ölen çocuk­
olarak üç tezkerede de adı geçen, ve Sinan tara­ ları için yaptırmış, l 579'da öldüğü vakit kendisi
fından tasarlandığı konusunda şüphemiz bulun­ de burada toprağa verilmiştir. Rüstem Paşa tür­
mayan, Sultan Selim (Halıcılar) medresesi 1 548-9 besinden farklı olarak iç duvarları kesme küfeki
(H.955) yılında tamamlanmıştır. Baltacı, a.g.e., taşıyla kaplı türbenin içinde çiniden bir ayet ku­
s. 537. şağı dışında süsleme yoktur.
5- Goodwin bu yapıları yemekhane (refectory) ola­ 1 7- Süleymaniye türbesinde ilk kez duvar yüzeyinden
rak tanımlıyor. A.g.e., s. 257. başka pandantiflerin de çiniyle kaplandığını
6- Külliyenin kervansaray-imaret bölümü 1935 yı­ görürüz.
lında yıktırılmıştır. Yeri bugün otopark olarak 18- Sonradan buraya Budin Beylerbeyi Sokollu Mus­
kullanılıyor. tafa Paşa görkemli bir türbe yaptırmış fakat Os­
7- Tezkerelerde "Burgos" denilen kentin ilk adı Ar­ manlıların Macaristan'dan çekilmesinden sonra
kadiapolis'tir. Murad Bey (Hüdavendigar) tarafın­ Gallo Tesch adında bir levazım subayı türbeyi yık­
dan 1357 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. tırarak taşlarını garnizon subayları için yaptırılan
8- Medrese öğrenimini bitirip icazet alanlara müla­ lojmanlarda kullanılmak üzere satmıştır. Bkz. J6z­
zım denirdi. Mülazımlar bir göreve atanmadan sef Molnar , Macaristan'daki Türk Anıtları
önce staj yaparlar, bu dönemde maaş almadıkla­ (Ankara, 1 973), s . 5 .
rı için büyük külliyelerde bulunan mülazım hüc­ 1 9- Sinan'ın Aya Sofya onarımı 1 572'de başlamış ve
relerinde ücretsiz barınırlardı. üç yıl sürmüştür. ikiz minareler de bu arada ya­
9- Bkz. Baltacı, a.g.e., s. 5 1 8. pılmıştır. Sinan Selimi ye'de olduğu gibi Aya Sof­
1 0- Bkz. Kemal Edib Kürkçüoğlu , Süleyrnaniye ya'da da ayrı merdivenlerle çıkılan üç şerefeli mi­
Vakfiyesi (Ankara, 1 962), s. 8. nareler tasarlamış, bu tasarım birinci şerefeye ka­
1 1 - Baltacı, a.g.e., s. 6 1 4 . dar uygulanmış, fakat Selim'in ölümü üzerine plan
1 2- A.g.e., s. 602. değiştirilerek minareler tek şerefeli olarak gerçek­
1 3- XV. yüzyıla tarihlenen altıgen türbeler arasında leştirilmiştir. Aya Sofya minareleri konusunda
Tavşanlı Arslan Bey, Göynük Ak Şemseddin, Eyice'nin görüşü biraz farklıdır. Eyice, Bab-ı Hü­
İnegöl Tacünnisa ile Bursa Hüma Hatun ve Şair mayun tarafındaki taş minarenin üslup bakımın­
(Geyikli) Ahmed Paşa türbeleri sayılabilir. Bu dö­ dan ancak bir Sinan eseri olabileceğini; bu mina­
1 00 nemin en göz alıcı altıgen prizma türbesi ise Bur- renin il. Selim tarafından Sinan'a yaptırıldığını;
ŞAM VE İSTANBUL KÜLLİYELERİ İLE ısso·Lt YILLARA TARİHLENEN ÜÇ ÖNEMLİ YAPI

ikiz minarelerin yine Sinan tarafından Ill. Murad dalyon, halvet kapılarının iki yanındaki nişlerin
zamanında yapıldığını belirtir ve sonuncuların tepesine birer çini pano konulmuştur. Her pano­
klasik dönemin tüm niteliklerini taşımasalar da da bir mısra ve her halvet kapısında bir beyit yer
keskin sırtlı üçgenlerden oluşan papuçları ile göv­ alır. Bunlar lacivert üzerine beyaz hatla yazılmış­
delerini süsleyen dikey çubukların Sinan ekolü­ tır. Hamama adını veren bu çini süslemedir.
nün özellikleri olduğuna, stalaktitsiz şerefe altla­ 26- Konyalı, Mimar Koca Sinan'ın Eserleri, s. 95.
rını ise geç dönemdeki bir omırıma bağlamak ge­ 27- ll. Bayezid zamanına tarihlenen cami Sinan dö­
rekeceğine işaret eder. Bkz. "lstanbul Minarele­ neminde esaslı bir onarımdan geçmiş olmalıdır.
ri", s. 5 3 . En azından minaresinde Sinan'ın sanat izleri se­
20- Kapının solundaki soluk renkli pano kopyadır. zilmekte ve bir bölümüyle olsa da Sinan'la ilişki­
Aslı lstanbul'un işgali sırasında sökülerek Fran­ si açıklığa kavuşmaktadır.
sa'ya götürülmüş ve bir daha geri gelmemiştir. Bu 28- Sinan Paşa'nın Beşiktaş'ta yaptırdığı külliye ca­
pano şimdi Louvre Müzesi'ndedir. mi ve medreseden başka bir hamam ve bir de çeş­
2 1 - H.G. Dwight, Constantinople Old and New meyi içeriyordu. Çeşme camiin güneyinde bulun­
(New York, 1 9 1 5), s.46. yordu. 1 938 yılında Barbaros Alanı düzenlenir­
22- Büyük kemerlerde aynı tarz taş örgü varsa da bun­ ken kaldırılmış, Açık Hava Tiyatrosununun kar­
lar gerçekten iki renk taşla yapılmayıp görüntü şısına konulmuştur. Mobil benzin istasyonunun
sıva üzerine mermer taklidi boya ile sağlanmıştır. yerinde bulunan çifte hamam 1 957'de Beşiktaş
23- Haçvari hamam türünün Xlll. yüzyıla tarihlenen Caddesi genişl�_t ilirken. yıktırılmıştır. Daha fazla
örnekleri arasında Kayseri Huand Hatun bilgi için bkz. Unsal, "lstanbul'un imarı ve Eski
( 1 226-28), Tokat Pervane ( 1 2 70-79), Beyşehir Eş­ Eser Kaybı", s. 60.
r.efoğlu ( 1 296-7) hamamları gösterilebilir. 29- Kendi camii bitmeden ölen Sinan Paşa'nın me­
24- Orneğin, Bursa Orhan Gazi ( 1 339 ?), Merzifon zarı Üsküdar Mihrimah Sultan camii haziresin­
Çelebi Sultan Mehmed ( 1 4 1 3-4), Edirne Beyler­ dedir. Sandukası yeşil somaki, baş ve ayak taşla­
beyi ( 1 428-9) hamamları gibi. rı beyaz mermerden mezarı zarif bir eserdir.
25- Barbaros Hayreddin Paşa hamamı sıcaklıkların­ 30- Yine aynı tarihi taşıyan Türkçe bir kitabe de şa­
da orta sofanın duvarına altı köşeli bir çini ma- dırvanın üzerine konulmuştur.

101
MİMAR SİNAN

R.92: Kara Ahmed Paşa Cami-Medresesi, Topkapı. Plan.

102
IIL BOLUM

SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA


HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

T
opkapı Kara Ahmed Paşa Camii iki hususta Beşiktaş Sinan Pasa camiinden avrılır. Bu -
rada yan kubbeler bulunmamakta ve ana kubbe somakiden altı sütuna oturmaktadır.
Sütunlardan dördü ön ve arka duvarların hemen önüne konmuş, fakat yanlardaki sü -
tunlar dış duvarlardan 4.80 metre içeri çekilmiştir. Başka türlü söylersek, caminin iç mekanı
enlemesine genişletilerek yan sütunların gerisinde derin ayaklara yer verilmiştir. Bu ayaklar
saçak düzeyi üstünde tepelerine yerleştirilen kulelerle ağırlaştırılmış, alttaki sütunlara basan
altı kemerli payanda kubbe kasnağını omuzlamış, sağda ve solda ikişer yarım kubbe de kemer­
li payandalar arasında ana kubbenin örttüğü mekanı yanlara doğru yaymıştır.

R.93: Kara Ahmed P�a Camii,


Topkapı. Dış Görünüş .

Üç Şerefeli'nin ve Sinan Paşa'nın çifte kubbeli yan kanatları bunları enlemesine dikdörtgen
kitleli camiler gurubuna sokar. Kara Ahmed Paşa'da kubbeli kanatlar yoktur. Fakat gerek
yarım kubbelerin yanlara taşan düzenleme biçimi, gerekse bunların arkalarında yer alan mahfilli
hacimler cami kitlesinin doğu-batı doğrultusunda uzamasına yol açar; camiin duvardan du­
vara iç ölçüsü kıble yönünde 1 5.60 metre iken enlemesine 24.00 metreye ulaşır. 1 03
MİMAR SİNAN

R.94:
Kara Ahmed Paşa
Camii,
Topkapı. İç Görünüş

Egli, cami planlanırken Üç Şerefeli ve Sinan Paşa' da olduğu gibi ikişer kubbeli yan kanatlar
düşünüldüğünü ancak bunların yapılmadığını öne sürer ve gerekçe olarak son cemaat revakı­
nın cami kitlesine kıyasla çok geniş ve şadırvan avlusunun çok büyük olduğunadikkati çeker . 1
Camiin uygulanmadığını söylediği gerçek şemasını açıklayan bir de plan verir. 2 Bu görüşe
katılamıyoruz, çünkü kanımızca Kara Ahmed Paşa camiinde son cemaat yerinin geniş tutul­
ması, şadırvan avlusunun cami yerine medresenin yerleşme düzeni ön plana alınarak tasar­
lanmasının bir sonucudur.
Kara Ahmed Paşa camiinin şadırvan avlusu gerçekten ferah ve dört yanı revaklarla çevrili
bir mekandır. Revak camiin önünde beş gözlü bir son cemaat yeri biçiminde düşünülmüş ve
buradaki beş gözün üstüne pandantiflere oturan kubbeler konmuştur. Avlunun öteki üç cep­
hesinde ise üst örtü daha alçak ve gözler daha dardır. Revaklar doğuda ve batıda altı, kuzeyde
dokuz kemerli yapılmış, gözler yanlarda kubbe, arkada sekiz yüzeyli kubbemsi tonozlarla ör­
tülmüştür. Son cemaat revakının köşelerinde kalan dikdörtgen gözler de benzer tonoz örtüy­
le kapatılmıştır.
Avlunun revak örtüsünde bulduğumuz iki çeşit kabuk sistemi alt taşıyıcılara da yansımış­
tır. Şöyle ki, son cemaat revakı sütunlarının başlıkları stalaktitli, öteki üç cephede bulunan
başlıklar baklavalı, tırtıllı ve köşeleri sarkıtlı türdedir ve bunlar belirli bir düzene uymaksızın
gelişi güzel sıralanmışlardır. Sütunların gövdeleri de eş değildir. Dört cephede, cami, medrese
ve avlu kapılarının önünde yer alan sütunlar kırmızı ve yeşil granit, diğerleri beyaz mermerdir.
Avluyu üç taraftan saran medrese onaltı oda ve dershaneden oluşur. 5.60 metre çapında
bir kubbe ile örtülü dershane camiin kıble ekseni üzerinde, cümle kapısının tam karşısında
bulunur. Dershanenin iki yanında medresenin arka bahçesine geçişi sağlayan birer dehliz,
sonra sekizer oda vardır. Onaltısı da kubbe ile örtülü odalarda pandantif kullanılmış, dersha­
ne kubbesi ise tabanları stalaktitli çıkmalarla beslenen dilimli tromplara oturtulmuştur.

104
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

R.95:
Kara Ahmed Paşa
Medresesi,
Topkapı . Kuzeyden
Bakış

R.96:
Kara Ahmed Paşa
Cami-Medresesi,
Topkapı. Şadırvan
Avlusu

1 05
MİMAR SİNAN

Tümüyle kesme küfeki taşından yapılmış olan camiden farklı biçimde medres_e nin beden
duvarları yer yer taş ve tuğla, fakat çoğunlukla düzgün kaba taş örgüye sahiptir. Ustü kurşun
kaplıdır.
Kara Ahmed Paşa camiinde olduğu gibi medresenin planlanmasında da Sinan özenle hare­
ket etmiştir. Sinan Paşa'da medrese odaları değişik boyutlarda ve düz tavanlıdır. Revaklarda
da aynı sakıflı sistem kullanılmıştır. Oysa Kara Ahmed Paşa'da medrese odaları düzgün taş
ve tuğladan yapılmış, odalar kubbe, revaklar kubbe ve kubbemsi tonozlarla örtülerek zengin
bir mimari elde edilmiştir. Daha da önemlisi, Sinan Paşa'da dershane düşünülmediği halde
Kara Ahmed Paşa'da dershaneye yer verilmiş; böylece öğretim faaliyeti camiin içinden kendi
özel yapı birimine aktarılırken, camiin ana kubbesiyle dershane kıble ekseni üzerine konui­
mak suretiyle daha etkin ve anlamlı bir mimari düzenleme ortaya konmuştur.
1 553 yılında Rüstem Paşa'nın yerine veziriazam olan Temeşvar Fatihi Gazi Kara Ahmed
Paşa iki yıl sonra Saray-ı Hümayun'da idam edilmiştir. Topkapı'daki türbesinin kapısı üzeri­
ne kazılı 966 tarihi türbenin, Kara Ahmed Paşa'nın ölümünden üç yıl sonra ( 1 558-9 yılında)
yapıldığını gösterir. Cami-medresenin de bu tarihte tamamlandığı kabul edilegelmiştir. 3 Ne
var ki, yapım kitabesi bulunmayan camiin.4 1 558 yılında tamamlanması olasılığı kuvvetli
değildir. Çünkü Kara Ahmed Paşa'nın 2 Ramazan 962 (22 Temmuz 1 5 55) tarihli vakfiyesine
göre, vakfiyenin düzenlendiği tarihte cami-medresenin yapımına başlanmak şöyle dursun ar­
sası bile henüz satın alınmamıştı . s Kara Ahmed Paşa türbesinin camiin haziresinde-hatta
cami-medreseden oluşan yapı topluluğunun bulunduğu arsanın içinde-yer almayışı 1 555 yı­
lında cami-medresenin yapımına henüz başlanmadığına işaret eder. Kara Ahmed Paşa 1 5 55'de
toprağa verilmiş fakat türbesi 1 558'de yapılmıştır. Türbesinin yapılmadığı -ya da yapılamadığı­
üç yıl içersinde cami inşaatının yürüdüğünü düşünmek akla yakın değildir. Akla yakın gelen
bu sürede mezarın yakınında cami-medrese için elverişli bir arsanın bulunduğu ve külliyenin
yapımına 1 558-de başlanarak türbenin aynı yıl içersinde, cami-medresenin ise 1 560'lı yılların
başında tamamlanmış olduğudur.
Sinan Paşa'ya kıyasla KaraAhmed Paşa cami-medresesi kayda değer bir gelişmeye işaret eder.
Fakat Sinan bu türün daha olgunlaşmış biçimine Kara Ahmed _P aşa'dan on yıl kadar sonra
Kadırga Sokollu Mehmed Paşa cami-medresesinde varacaktır. Ozellikle altıgen tabana otu­
ran orta kubbeli camiin Osmanlı klasik mimari tutumunu iyi yansıtan bir örneği olmak bakı­
mından Kadırga Sokollu camii üzerinde etraflıca duracağız.
Kadırga'da, Şehit Mehmet Paşa Yokuşunda bulunan 1 57 1 -2 (H.979) tarihli Sokollu cami­
medresesi, kapı kitabesinden öğrendiğimize göre, bir kilise harabesinin yerine kurulmuştur 6 .

Söz konusu kilisenin Aya Anastasya olduğu bir zamanlar öne sürülmüş ise de bu iddianın
doğruluk derecesi bilinmemektedir i . Bilinen, külliyedeki sütunlardan bazılarının kiliseden
alınarak cami-medrese avlusunda yeniden kullanıldığıdır.
Sokollu cami-medresesinin şadırvan avlusuna üç kapıdan girilir. Kapılardan ikisi yanlarda­
dır ve bunların üstlerine kayyum ve müezzin odaları konulmuştur. Ana kapı ise camiin uzun­
lamasına ekseni üzerinde, avlu düzeyinden bir kat aşağıdadır. Bu kapıdan mermer basamaklı
bir merdivenle dershanenin altından geçilerek avluya varılır.
Kara Ahmed Paşa'da olduğu gibi, Sokollu medresesinde de dershanenin iki yanında seki­
zerden onaltı talebe odası yer alır. Odaların hepsi 3 .80 metre çapında, pandantifli kubbelerle
örtülüdür. Dershane de ise 6.40 metre çapındaki kubbe oniki köşeli bir kasnakla kuşaklan­
mış, duvarlarından kubbe yuvarlağına tabanları stalaktitli çıkmalara oturan tromplarla
geçilmiştir.
İki köşeciekiler dışında medrese odalarının kapıları yanına bir de pencere konmuştur. Her
odada ayrıca, dışarıya bakan altlı üstlü ikişer pencere bulunur. Dershanenin pencereleri de
iki katlıdır. Doğuda ve batıda birer; kuzeyde, ortadaki ocak yerinin iki yanında birer; onun
karşısında, kapının sağında ve solunda birer olmak üzere dershane altı alt ve altı üst pencere­
den ışık alır.

1 06
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

R. 97: Sokollu Cami-Medresesi, Kadırga. Mahfil Düzeyinden Plan

107
R. 98: Sokollu Cami-Medresesi, Kadırga. Zemin Kat Planı
MİMAR SİNAN

R.99: Sokollu Cami-Medresesi, Kadırga. Havadan Görünüş


SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

R. 1 00:
Sokollu Cami-Medresesi,
Kadırga.
Kuzeydoğudan Bakış

Yine Kara Ahmed Paşa'daki gibi Sokollu'da da medresenin dış duvarları üç sıra tuğla hatıl­
lı küfeki taşından, fakat avluya bakan iç duvarlar tuğlasız olarak düzgün küfekiden örülmüş­
tür. Revakı omuzlayan başlıkları baklavalı sütunlar ise beyaz mermerdendir. Sütunların onal­
tısı eş boyda fakat ana kapıyı avluya bağlayan büyük merdiven ile dershanenin çift kollu mer­
divenini örten kubbeli takın iki sütunu öbürlerinden uzundur ve bunlara basan iki merkezli
sivri kemer, kaşkemer biçimindeki diğerlerinden yüksektir.
Eni 25.40, derinliği 1 8 . 10 metre olan avlunun ortasında, camiin uzunlamasına ekseni üze­
rinde yer alan oniki köşeli şadırvan özellikle kayda değer. Şadırvanın sivri kubbeli, geniş sa­
çaklı çatısı oniki narin sütuncuğa oturur. Sütuncuklar bir aşırı beyaz ve kırmızı bloklardan
sivri kemerlerle birbirine bağlanmış, stalaktitli başlıklarla vurgulanmıştır.
Şadırvan avlusunun dördüncü cephesini oluşturan son cemaat revakının altı mermer sütu­
nu da stalaktitli başlıklarla donatılmıştır. Sütunlar 3 .80 metre çapında yedi kubbeyi taşır. Bun­
lardan kıble kapısı önündeki kubbe ötekilerden yüksek yapılarak stalaktitli çıkmalara otur­
tulmuş, diğer altı kubbe pandantiflere bindirilmiştir.
Sokollu camiinin yedi kemerli son cemaat revakı benzerleri arasında dikkat çeken bir eser­
dir. Girişe göre sağda yükselen minare de arızasız günümüze gelmiş olmak yanında zarif kuru­
luşuyla kayda değer. Minarenin onsekizgen kesitli gövde ve peteğinin her köşesi dikey çubuk­
larla belirtilmiş, çubuklar şerefe ve külah tabanları altında kemerlerle birbirine bağlanarak
kemerlerin arası rozetlerle ayrıca noktalanmıştır. Şerefenin mermer korkulukları şebekeli, şe­
refe altını süsleyen stalaktitler iri damlalıdır. Medrese ve cami gibi minare de önemli bir fela­
kete uğramadan meremet tamirleriyle zamanımıza geldiği için özgün yapısını korumaktadır. 109
MİMAR SİNAN

R. 1 0 1 :
Sokollu Cami-Medresesi,
Kadırga.
Şadırvan Avlusu

Sokullu cami 23 .20 metre eninde, 18. 70 metre derinliğinde bir iç mekana sahiptir. Kubbe
yüksekliği 22 .80 metre, kubbe çapı 1 3 .00 metredir. Kubbe güneyde doğrudan beden duvarı­
na, kuzeyde iki ayağa, doğuda ve batıda, stalaktitli çıkmalara binen yarım kubbelere oturtul­
muştur. Beden duvarları yarım kubbe kemerlerinin bastığı yerlerde payandalarla desteklen­
miş, yüksek duvarlar kuzeydeki köşelerde minare kürsüsü ve mahfil merdiveni kovası ile, gü­
neydeki köşelerde duvarlar kalınlaştırılarak güçlendirilmiştir. Gerek güneydeki köşelerde ge­
rek yan duvarların ortasında ayaklar, saçak düzeyi üzerinde sekizgen kulelere dönüşerek tepe­
lerine birer yalancı kubbe oturtulmuştur.
Ön ve arka duvarlarla 60 derecelik açı yapan yarım kubbelerin altına rastlayan bölümler
mahfil biçiminde düşünülmüş ve m ahfil arkada da sürdürülmüştür. Kıble kapısının iki yanın­
daki maksurelerin içinde bulunan arka mahfillerin üstleri yanyana iki küçük kubbeyle örtü­
lüdür ki bu ikiz kubbeciklerin bir işlevi de payandaları taçlayan yalancı kubbeleri ön cephede
1 10 dengelemek olmaktadır.
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

H . 102 · Sokollıı Cmıı ı ı , K1ıdırRa. /�- l)orı ı n ıı� R . 1 03: Sokollu Camii, Kadırga. İç Görünüş
ır.ı

Sokollu camiinin beden duvarlarında ikili gruplar halinde düzenlenmiş üç sıra pencere var­
dır. Cephede, kapının sağında ve solunda ikişer pencere yer alır. Alt sırada her iki kanattaki
pencerelerin arasına mihrabcıklar yapıldığından pencerelerin araları açılmış ve bu sistem üç
katta da korunmuştur. Ayrıca, en üst sırada, kapı üstüne rastgelen bölüme üç pencere daha
açılmıştır.
Ön cephenin pencere sistemi kıble duvarında tekrarlanmıştır. Burada yanlarda üç sıra üze­
rine ikişer pencere ile mihrabın tepesinde ayrıca üç pencere bulunur.
Yan cephelerde ise orta ayağın iki yanında üç katlı ikişer pencere vardır.
Geçiş kuşağı düzeyinde, kuzeyde ve güneyde, kıble kapısı ve mihrab üstünde bulunan üçlü
pencereler bir sıra daha tekrarlanmış, yarım kubbelerin eteklerine altışar pencere açılmıştır.
Yarım kubbeler içindeki altı pencerenin dördü açık ikisi kördür. Maksureleri örten küçük
kubbelerin ikisinde birer, ikisinde ikişer yuvarlak pencere vardır. Onsekiz pencere de büyük
kubbenin kasnağını çevreler.
Böylece, üst yapı düzeyinde kırk altı, beden duvarlarında elli dört olmak üzere Sokollu ca­
miinde toplam yüz adet pencere bulunur.
Birinci ve ikinci sıradaki pencereler beyaz mermer söveli yapılmış, son cemaat revakına açı­
lan alt pencerelerin ve kapıların tepelerine çini panol;ır konulmuştur. Minare kapısı üstünde­
ki panoda Besmele, ötekilerde Fatiha slı.resi yazılıdır. lçerde ise hem alt hem orta sıradaki tüm
pencerelerin üstlerine çini panolar yerleştirilmiş, ayrıca daha üst düzeydeki kemerli pencere- 111
MİMAR SİNAN

lerin içlikleri renkli camla süslenerek iç mekan zenginleştirilmiştir. Bezeme açısından mihra­
bın üstündeki altı pencerenin alçı kafesleri özellikle dikkati çekmektedir.
Fakat daha da önemli olan camiin çini süsl�mesidir. Mihrabın ve üstündeki altı pencerenin
çevresi,döşemeden kubbe eteğine kadar nefis lznik çinileriyle kaplıdır. Minber köşkünün tam­
buru ve külahı ile büyük kubbenin oturduğu altıgen kaidenin pandantifleri de çini bezelidir.
Kıble duvarının orta bölümünü süsleyen çinilerde lacivert üzerine beyaz hatla yazılar ve be­
yaz zemine işlenmiş yeşil, sarı, mavi ve kırmızı renkli lale, karanfil ve erik çiçeği desenleri yer
alır. Pandantiflerin göbeklerindeki madalyonların çevreleri de rengarenk çiçek desenleriyle
doludur.
Çini süslemenin yanı sıra büyük kubbenin, yarım kubbelerin ve son cemaat revakı kubbe­
lerinin içlerindeki kalem işi nakışlar da kayda değer. Ayrıca, kıble kapısının üzerindeki etrafı
yaldızlı taştan da söz etmek gerekir. Bu taş Ka'be'nin siyah taşının bir parçasıdır. Aynı taştan
birer parça da mihrab ve ininberin üzerine konulmuştur.
Görüldüğü gibi, Sokollu camii, altıgen şemaya göre tasarlanmış olan Kara Ahmed Paşa ca­
miine kıyasla,Osmanlı klasik mimari idealine daha yakındır; çünkü burada Kara Ahmed Pa­
şa'nın iç sütunlarına yer verilmeyerek dört yarım kubbe ile beslenen orta kubbenin oluştur­
duğu örtü sistemi beden duvarlarına doğrudan oturtulmuştur. lç taşıyıcıların kaldırılması me­
kan bütünlüğü hissini arttıran bir husustur. Ayrıca, cami kitlesinin geleneksel enlemesine dü­
zenine uygun olarak yarım kubbelerin orta kubbeyi yanlara doğru yayması olayı da sütun
ve ayaklardan arındırılmış bir mekanda daha kolay algılanmaktadır.

R. 1 04: Sokollu Camii, Kadırga. Arka Mahfil Bingileri

R. 1 05: Sokollu Camii, Kadırga. Mihrab

1 12
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

Kara Ahmed Paşa ve Sokollu, orta kubbeleri iki yanda ikişer yarım kubbeyle eteklenen,
başka deyişle, orta kubbelerinin oturduğu altıgen tabanların dört dılı yarım kubbelerle bes­
lenmiş camilerdir. Aynı dönemde yaptığı iki benzer camide ise Sinan üst yapıyı dört yerine
beş yarım kubbeyle örterek yeni bir biçim denemesine girişmiştir. Söz konusu camiler 1 560'lı
yıllara tarihlenen Fındıklı Molla Çelebi ve Babaeski Semiz Ali Paşa camileridir.
Molla Çelebi takma adıyla tanınan İstanbul Kadısı ve Anadolu Kazaskeri Mehmed Vusuli
Efendi'nin camii,mektep ve çifte hamamla birlikte küçük bir külliye olarak planlanmıştır. Mek­
tep eski bir tarihte ortadan kalkmış, çifte hamam Meclisi Mebusan Caddesi genişletilirken
yol üzerinde kaldığından 1957'de yıktırılmıştır.B Kitabesine göre hamam 1 565-6 (H. 973) yı­
lında tamamlanmıştı . 9 Camiin de bu tarihlerde yapıldığını kabul edebiliriz . ıo
Molla Çelebi camiinin ana kitlesi kıble yönünde bir çıkıntı yapar. Ana kitlenin dış ölçüleri
1 8.90 x 1 6.40 metre, mihrab çıkıntısının eni 8.80, derinliği 4.60 metredir. 1 1 .80 metre çapın­
daki orta kubbenin tabanını oluşturan altıgenin köşeleri arkada bağımsız, yantarda duvara
gömülü sekizgen kesitli ayaklara; güneyde mihrab çıkıntısının uçlarına oturur. Ust yapı orta
kubbe ile onu çevreleyen beş yarım kubbeden meydana gelir. Dört yarım kubbe ikişerden
sağda ve solda, beşinci yarım kubbe mihrab çıkıntısının üstünde yer alır.
Molla Çelebi'de mihrab çıkıntısını örten yarım kubbe öteki dört yarım kubbeye kıyasla da­
ha derindir. Babaeski Ali Paşa camiinde ıı ise , aynı şema beş yarım kubbe de eş yapılmak
suretiyle tekrarlanmıştır. Molla Çelebi'de orta kubbenin oturduğu altıgen tabanın köşeleri,
kasnaksız yarım kubbeler arasında, dört ağırlık kulesiyle belirtilmiş, fakat son cemaat revakı­
nın arkasına düşen iki köşe boş bırakılmıştır. Babaeski Ali Paşa camiinde altıgen taban köşe­
lerde dışarıya taşırılarak bunların üstüne orta kubbe kasnağını destekleyen payanda kemerler
konulmuştur. Payanda kemerler doğuda ve batıda çift, öbür dört köşede tek olmak üzere se­
kiz adettir. Bunlar kubbenin yuvarlak kasnağını vurgularlar. Beş yarım kubbe de yine yüksek
ve yuvarlak kasnaklarla kuşaklandığından Molla Çelebi'nin kasnaksız ve tek pencereli yarım
kubbelerinden daha çarpıcı biçimde sergilenir. Yan kemerlerin bastığı ayakların yarım kub­
beler arasında yükselerek yapıda yerini alması ve ana kitlenin dört köşesinin silindir gövdeli,
tepelerine dilimli kubbecikler geçirilmiş ağırlık kuleleriyle pekiştirilmesi camiin yapısı ile mi­
mari görüntüsü arasındaki anlamlı bağlantıyı kuran öteki unsurlar olmaktadır.

R. 1 06: Molla Çelebi Camii, Fındıklı. Plan

1 13
MİMAR SİNAN

Söz konusu edilen üst yapı özellikleri şüphesiz kayda değer. Ne var ki, Molla Çelebi ve Ba­
baeski Ali Paşa camilerini Kara Ahmed Paşa ve Sokollu camilerinden ayıran başlıca özellik
bunların beşinci yarım kubbeleri olmakta ve her iki camide de beşinci yarım kubbe mihrab
çıkıntısının örtüsü olarak karşımıza çıkmaktadır.
Camiin kıble duvarında çıkıntı yapılarak mihrabın bu çıkıntı içerisine konması , Osmanlı
camiinde erken döneme inen bir geçmişe sahiptir. 1 385-6 (H. 7_8 7) tarihli Bursa Murad Hüda­
vendigar camiinde mihrab çıkıntısının ilk örneğini görürüz. lstanbul'daki önemli erken ör­
nek ise 1485 (H.890) tarihli Davud Paşa camii olmaktadır . Birincisinin mihrab çıkıntısı camiin
beşik tonozlu , uzunlamasına dikdörtgen kitleli yapısına ters düşmez. İkincisinde ise cami ya­
pısı tek kubbeli kare-küpten oluştuğu için mihrab çıkıntısı iç mekana kıble yönünde hareket
hissi vererek camiin statik havasını bozar. Böylece çelişkili bir durum ortaya çıkar. Bu yüzden
de mihrab çıkıntısının tek kubbeli camilerde nadiren kullanıldığını ve Sinan'ın, 1 580'li yıllara
tarihlenen camilerinde çok sık görülürse de, daha önceki dönemlerde mihrab çıkıntısına özel
bir etki ya da vurgulama amacı dışında baş vurmadığını söyleyebiliriz.

R. 1 07:
Molla Çelebi
Camii, Fındıklı.
Dış Görünüş

1 14
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

R. 1 08: Semiz Ali Paşa Camii, Babaeski. Plan

. ._· · · -·� - - ·-· · · ·- - .. . . .


"··.....
.
.... -'
..·
.
..

·
...
.
.
..
/
·
.

- -· ·-
(� 1

� ; �-------.
)'

1
... ..
.ı. • • • •J.···

tj
1 1 �
. :.:·,0�w��w��c�ı--..w�-rJ
ı

1 562-3 (H.970) tarihli Balat Ferruh Kethüda camii bir yana bırakılırsa.Sinan mihrab çıkın­
tısını orta kubbesi altıgen ve sekizgen tabana oturan camileri merkezileştirmek amacıyla kul­
lanmıştır. Nitekim Molla Çelebi ve Babaeski Ali Paşa'da altıgen tabanın beş dılı yarım kub­
belerle eteklenmek suretiyle prototipi enlemesine kitle kun,ıluşuna dayalı altıgen şemayı kıble
ekseni üzerinde de geliştirmek yolunda ilk adımı atmıştır. lkinci adım Eğrikapı Kazasker lvaz
Efendi camiinde atılacak 12 burada ana kapı merkezden yanlara kaydırılıp mihrab çıkıntısı­
nın karşısına bir maksure konularak ,yarım kubbeyle örtülmese de altıgenin sonuncu koluna
yer verilecektir.
Kazasker İvaz Efendi camiini Sinan eserleri arasına alamıyoruz. Diğer yandan, altıgen şema­
ya göre tasarlanmış ve şu ana kadar sözü edilmeyen Toptaşı Atik Valide camii ne değinmek
gerekir. Sinan'ın Nurbanu Valide Sultan için yaptığı bu cami XVI. yüzyılın en dikkat çeken
yapı topluluklarından biri olan Atik Valide külliyesinin baş yapısıdır. Külliye tüm olarak bun­
dan sonraki bölümde ele alınacağından bu camie ilişkin görüşlerimizi erteliyoruz. I IS
MİMAR SİNAN

R. 1 09: Semiz Ali Paşa Camii, Babaeski, Dış Görünüş

Atik Valide camiini şimdilik bir yana bırakırsak,altıgen şemalı klasik camilerin gelişiminde
bir yandan mekan bütünleşmesi, bir yandan da geleneksel enlemesine plandan merkezi plana
geçişin hedeflendiği anlaşılmaktadır. Gerçekte, Giriş Bölümünde değindiğimiz gibi, bu iki ko­
nu Osmanlı klasik mimarisinin ana temalarını oluşturur. Yine, daha önce belirttiğimiz gibi,
tek kubbeli kare-küp, gerek mekan bütünlüğü gerek merkezi kuruluş açısından Osmanlı mi­
marlık düşüncesine en uygun düşen biçimdir. Ancak, kubbeli kare-küpün mimari olarak geli­
şim potansiyeli sınırlı olduğundan yeni biçimler aranmış ve merkezi mekan kuruluşuna ola­
nak sağlayamadığı içindir ki Erken Dönemde önemli yer tutan çok eş kubbeli cami türü XV.
1 16 yüzyıl ortalarından başlayarak büyük orta kubbeli selatin camiine dönüşmüştür.
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

R. 1 1 1 : Semiz Ali Paşa Camii, Babaeski. İç Görünüş

R. 1 1 0: Semiz Ali Paşa Camii, Babaeski.


Şadırvan Avlusundan Görünüş

R. 1 1 2 : Kazasker İvaz Efendi Cam;i, Eğrikapı. Plan R. 1 13: Kazasker İvaz Efendi Camii, Eğrikapı . Güneyden Bakış
MİMAR SİNAN

llginçtir ki, çok eş kubbeli ca�i türü klasi� dönemde İstanbul'da tutulmasına rağmen eya­
letlerde yapımı sürdürülmüştür. iki kubbeli Iskilip Şeyh. Yavsu, dört-kubbeli Bitlis Dört San­
dık, altı-kubbeli Diyarbakır Arap Şeyh, dokuz-kubbeli Adilcevaz Paşa ve Kastamonu Nasrul­
lah ç_a mileri XVI. yüzyıla tarihlenen çok eş kubbeli cami türünün örnekleri arası.nda sayılabi­
lir. Ozellikle son ikisi kayda değer eserlerdir. Fakat bu türün en alımlı örneği lstanbul'daki
Piyale Paşa camiidir.
il. Selim'in kızı Gevher Müluk Sultan'la evli olan Damad Piyale Mehmed Paşa 1 5 53'den
1 567'ye kadar ondört yıl kaptanı deryalık makamında bulunduktan sonra 3 . vezirliğe getiril­
miş, bu görevde iken 1 577'de öldüğü zaman Kasımpaşa'da yaptırdığı camiin mihrabı önünde­
ki türbesine gömülmüştür. Tezkerelerin hiç birinde adı geçmeyen Piyale Paşa türbesinin Si­
nan'la ilişkili olmadığı kesindir. Günümüze ulaşmayan mektep, medrese ve tekke ile.1 3 cami­
in yüz metre kadar doğusunda harabe halinde duran çifte hamamın adJarına da tezkerelerde
rastlanmaz. Diğer yandan cami Tuhfet ül-Mi'marin' de kayıtlıdır ve bu yüzden bazı sanat
tarihçileri Piyale Paşa camiine Sinan'ın öz yapıları arasında yer vermişlerdir. 1 4

R. 1 1 4: Dört Sandık Camii, Bitlis. Plan R. 1 1 5 : Arap Şeyh Camii, Diyarbakır. Plan

.r=:::ı�/

/���>�<��:. '
·

· . ' . . ==�=-- -t�

R. 1 1 6: Paşa Camii, Adilcevaz. Plan t R. 1 1 7: Paşa Camii, Adilcevaz. Kesit

1 18
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

R . 1 1 8: Nasrullah Camii, Kastamonu. Plan

1 19
R. 1 1 9: Nasrullah Camii, Kastamonu. Dış Görünüş
MİMAR SİNAN

Kitabesi bulunmayan fakat vakfiyesinin tescil tarihi olan 1 573-4 (H.98 1 ) yılına tarihlenen
Piyale Paşa camii iki sıra üzerine üçerden altı kubbeli bir yapıdır. 8.90 metre çapında kubbeler
ortada iki granit sütuna, dört yönde beden duvarlarına oturur. Yan duvarların önüne mah­
filler, arka duvarın merkezine müezzin mahfili, müezzin mahfilinin gerisine minare konulmuştur.
Bu düzenleme Osmanlı klasik camiinin iki önemli problemine çözüm getirir. Şöyle ki, mihrab
ve minber gibi belirli bir yeri olmadığından camiin içine çoğu kez iç mekanı rahatsız edercesi­
ne sokuşturulan müezzin mahfili, burada mihrabın karşısına konulmuş, minare de merkeze
alınarak kıble ekseni bir yanda mihrab, bir yanda minare ile vurgulanmıştır.
Bu dü.zenlemede kapılar zorunlu olarak yanlara kaydırılmıştır. Ne var ki, çift kapı, Piyale
Paşa'da ivaz Efendi'deki gibi yadırganmaz. Çünkü nasıl müezzin mahfili ve minare , orta kub­
benin eksenine rastlarsa, kapılar da yan kubbelerin eksenleri üzerine yerleştirilmiş; böylece
camiin enlemesine üçlü yapısına uygun bir çözüm getirilmiştir. Buna karşılık minarenin orta­
lanması görüntü açısından arzula.nan etkiyi sağlamamıştır. Samarra Ulu camiinin kıble kapısı
önünde spiral gövdesiyle yükselen Malviye etkin ve dengeli bir mimariyi temsil eder. Piyale
Paşa'da ise yatay planda yakalanan geçerli çözüm,dikey plana aynı güçle aktarılamamış, cılız
bir ifadenin ötesine geçilememiştir.
Piyale Paşa camiinin yan mahfilleri XVI. yüzyılın özelliğidir. Bunlar pek çok klasik camide
görülür. Fakat iki katlı dış kanatlar için aynı şey söylenemez. Söz konusu kanatlar, altta kare
kesitli ayaklara basan çapraz tonozlu revaklar, üstte ince sütunların taşıdığı sakıflı galeriler
biçiminde yapılmıştır. Galerilerin üst örtüleri çökmüş, mermer sütunların çoğu yıkılmıştır.
Aslında camiin önündeki çifte revakı ve çeşitli mahfilleri taşıyanlarla birlikte Piyale Paşa_ ca­
miinde 90 adet beyaz mermer sütun bulunuyordu . 1 5 Şimdi bunlardan 4 7'si ayaktadır. Ote­
kiler kırılmış, çevreye saçılmış ya da tümüyle yok olmuştur.

, ·. .

tr
l
d>
d_ >< ...
< l-
1: i > �! -r-
. •. .....�·

.. .

__...,

i

ıCl . /: :
·.><:: J i
..
.

1
1
.. .

.-.
' ,..
....<= • ..c
':>
'..;
'=
' == ="'
---- =
""'""' ===-
- --====--- =
"""'= ==--
- ---· . .

1 20
R. 1 20: Piyale Paşa Camii, Kasımpaşa. Plan
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

R. 1 2 1 : Piyale Paşa Camii, Kasımpaşa. Kuzeybatıdan Görünüş

R. 1 22 : Piyale Paşa Camii, Kasımpaşa. Kıble Duvarı R. 1 23: Piyale Paşa Camii, Kasımpaşa. Yan Revaklar ve
Galeri
MİMAR SİNAN

Camiin içinde, ikinci ve üçüncü sıra pencereler arasında üç duv�rı dönen çini yazı kuşağı
ve çinili mihrab dikkat çeker. Mihrab çinilerinin çağının en güzel lznik çinileri arasında yer
aldığı kesindir. Fakat Piyale Paşa camiini süsleme açısında!} çok, modası geçmiş çok eş kubbe­
li mimari kuruluşu bakımından değerlendirmek gerekir. Oz, camiin gerçekte l. Selim zama­
nında kurulan tersaneye ait bir yapı olduğunu, Kasımpaşa deresi dolup tersane kıyıya taşının­
ca Sinan'ın yapıyı Piyale Paşa için camiye dönüştürdüğünü, camiin bazı yabancı tarihlerde
"Tersane Camii" ismiyle geçmesinin nedeninin de bu olduğunu söylüyor. 16 Sözen ise Piyale
Paşa camiinin altı kubbeli kuruluşunu, "geçmiş bütün mimari değerleri yeniden özümleme,
onlara yeni boyutlar kazandırma kaygısıyla dolu bir ustanın artık, xvı. yüzyılın ikinci yarı­
sında tekrar_ eski şemalara dönmesi", olarak görmektedir. 17 Her iki görüşe de katılamıyoruz.
Eğer Öz'ün öne sürdüğü gibi ,Sinan eski bir mahzen yapısını camiye dönüştürmüş olsaydı,
camiin mihrabı büyük olasılıkla, kiliselerde görüldüğü biçimde mihrab duvarına çar­
pık oturur; ayrıca kıble duvarını destekleyen tepesi kubbeli altı payanda tümüyle dış tarafa
konulmazdı. Daha da önemlisi, kubbeleri ortada taşıyan granit sütunların yerinde taştan ayaklar
yer alırdı.
Sözen'in tezi akla daha yatkındır. Sinan gerçekten eski şemaları tekrar ele almış ve bunlara
yeni çözümler getirmiştir. Ne var ki, Piyale Paşa camiinin Sinan yapısı olduğu kesin değildir.
Sonra Sinan eski şemal,a ra, Sözep'in de işaret ettiği gibi, "onlara yeni boyutlar kazandırmak"
amacıyla dönmüştür. Orneğin Uç Şerefeli'nin kopyası olan Beşiktaş Sinan Paşa camiinden,
Sinan, Kadırga Sokollu camiini çıkarmıştır. Oysa Piyale Paşa camii hem tek örnektir, hem
de burada Osmanlı klasik cami özlemlerine ters düşen bir deneme yapılmış, bu denemenin
de arkası getirilmemiştir. Bu nedenledir ki ,Piyale Paşa camii ile Sinan arasında doğrudan bir
bağlantı kurmakta zorluk çekiyor; Sinan'ın Edirne Selimiye külliyesiyle uğraştığı ve zamanı­
nın büyük bölümünü Edirne'de geçirdiği yıllarda yapılan Piyale Paşa camiinin,yetenekli Hassa
mimarlarından birinin eseri olduğu sonucuna varıyoruz.

R . 1 24:
Piyale Paşa Camii,
Kasımpaşa. İç Görünüş

1 22
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

R. 1 25 : Piyale Paşa Camii, Kasımpaşa. İç Görünüş R. 1 26: Piyale Paşa Camii, Kasımpaşa. Mihrab ve Minber

Piyale Paşa türü camiin Sinan'la bağdaştıracağımız örneği,Edirnekapı Mih�imah Sultan ca­
miidir. Burada, çok eş kubbeli cami modelinin kubbeli kare-küp birimleri, Istanbul Bayezid
camiindeki gibi, yan kanatlara uygulanarak geleneksel enlemesine kitkli ulucamiin modüler
kuruluşu hatırlatılırken,orta sahın hem yüzölçümü hem yükseklik bakımından şişirilerek ça­
ğına uygun bir uyarlama yapılmıştır.
Edirnekapı Mihrimah Sultan külliyesi, Piyale Paşa külliyesine benzer biçimde, cami, med­
rese, mektep, türbe ve çifte hamamdan oluşuyor, ayrıca bir bölümü camiin avlu duvarlarına
yaslanan 63 adet kemerli dükkanı içeriyordu. Fevzi Paşa ve Sulukule caddelerine bakan dük­
kanlar kaldırılmış, öbür yapılar asıl görünümlerini az ya da çok koruyarak günümüze ulaşmıştır.
Evliya Çelebi'nin, "Edimekapusunun iç yüzünde bir ali zemin üzerine mebni bir cami-i ali­
dir. Sair Selatin camilerinin kasrı makamındadır. Süleyman Han kızı namına inşa ettirerek
cem'-i masarifi Hazine-i Şahaneden sarfolunmuştur. Mihrab ve minberi ve mahfili gayet mu­
sannadır. Ama Hünkar mahfili yokdur. Ve taşra haremi serapa çınar ağaçlarıyla saye-dar ol­
muşdur. Dört tarafı medrese hücreleridir . . . Minaresi bir tabakalı ser-amed bir minaredir", söz­
leriyle tanımladığı , 1 8 Mihrimah Sultan camiinin yapım tarihi kesin değildir. 1 562- 1 565 yıl­
ları arasına tarihlenirse de , ı 9 camiin şadırvan avlusunu paylaşan medresinin ilk müderrisi­
nin 1 568-9 (H.976)'da atandığı . 2 0 vakfiyesinin de 1 570- 1 (H.978) yılında düzenlendiği , 2 1
göz önüne alınarak cami-medresenin yapımına 1 566'dan önce Kanuni'nin emriyle başlanıl­
mış olsa bile yapının Kanuni'nin ölümünden sonra Mihrimah Sultan tarafından tamamlan­
dığını düşünmek yerinde olacaktır. Çünkü Edirnekapı Mihrimah Sultan cami-medresesinin
Kanuni'nin sağlığında ·onun tarafından yaptırıldığı görüşü Mihrimah Sultan'ın babasından
önce 1 5 57 yılında öldüğü varsayımına dayanır. Oysa Mihrimah Sultan çok daha sonraları,
büyük olasılıkla 1 578 (H.986) yılında ölmüştür . 2 2
Dış ölçüleri 39.50 x 28.00 metre olan Edirnekapı Mihrimah Sultan camiinin yan kanatları­
nı örten kubbelerin çapı 6.00 metre, orta kubbesinin çapı 20.25 metredir. Yan kubbeleri ,iç
tarafta başlıkları stalaktitli ikişer granit sütun taşır. Orta kubbe ise bu sistemden ayrı olarak
dört büyük ayağa basan pandantiflere oturur. Ayaklar yapının dışında kubbe kasnağına ka- 1 23
MİMAR SİNAN

dar yükselerek ağırlık kulelerine dönüşürler. Orta kubbenin oturduğu dört büyük kemeri,kö­
şelerde kenetleyen ağırlık kulelerinin birer sivri kubbeyle perçinlenir ve büyük kemerlerin içinde
yan duvarlara pek çok pencere açılarak taşın masif görüntüsü hafifletilir. Gerçi perde duvar­
larla büyük kemerlerin ayrılmasını Sinan daha önce Süleymaniye camiinde uygulamıştır; fa­
kat Süleymaniye'nin karmaşık üst yapı sistemi içerisinde bu arkitektonik incelik arzulanan
etkiyi yapamamıştır. Oysa Edirnekapı Mihrimah Sultan camiinde orta kubbe ana kitlenin
öteki unsurlarından koparılıp köşelerde ağırlık kuleleriyle vurgulanan dört dolgun kemerin
dantelimsi perde duvarlarıyla zıtlaştırılması en yalın biçimde sergilenerek çarpıcı olduğu ka­
dar alımlı bir mimari ifadeye erişilmiştir.

R. 1 2 7: Mihrimah Sultan Cami-Medresesi, Edimekapı. Kuzeydoğudan Görünüş


SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

R. 1 28: Mihrimah Sultan Cami-Medresesi, Edirnekapı. Plan

R. 1 2 9: Mihrimah Sultan Cami-Medresesi, Edirnekapı. R. 1 30: M ihrimah Sultan Camii, Edirnekapı. 1 25


Doğu Cephesi (Burelli 'den) Enine Kesit (Burelli 'den)
MİMAR SİNAN

Edirnekapı Mihrimah Sultan camii beden duvarlarında a ltı sıra pencere bulunan gayet ay­
dınlık ve ferah bir camidir. Yan kubbelerin saçak düzeyiyle belirlenen alt kesimde üç sıra pen­
cere vardır. Birinci sırada arkada ve mihrab duvarında sekizer, yanlarda beşer olmak üzere
yirmi altı; mahfil düzeyinde, arkada sekiz, mihrab duvarında on, yanlarda altışar olmak üzere
otuz; üçür.cü sırada her kemerli açıklıkta üçerden arkada ve mihrab duvarında onbeşer, yan­
larda dokuzar olmak üzere kırk sekiz pencere yer alır. Orta kubbeyi taşıyan büyük kemerler
içerisine de üç sıra pencere açılmıştır. Her yönde alt sırada yedi kemerli; ikinci sırada beşi
kemerli,ikisi yuvarlak; üst sırada üçü kemerli ,ikisi yuvarlak olmak üzere toplam yetmiş altı
pencere bulunur.
Büyük kubbenin kasnağındaki pencere sayısı ise yirmi dörttür. Böylece, Edirnekapı Mihri­
mah Sultan camiinin içine ikiyüzdört pencereden gün ışığı sağlanmış olmaktadır.
Edirnekapı Mihrimah Sultan camii 1 648, 1 690, 1 7 19 ve 1 894 depremlerinde hasara uğramış
bir yapıdır. 1 7 1 9 'depreminde kubbeleri çökmüş, 2 3 1 894 depreminden s�mra uzun yıllar ka­
palı kalmış , 24 daha sonra Evkaf Nezaretince onarılmaya başlanmışken lkind Meşrutiyet'in
ilanının üzerine onarımı durdurulmuştur . 2 5 Cami şimdiki bakımlı durumuna 1 956- 1 957 yıl­
larında kavuşmuştur ki içini süsleyen kalem işi nakışlar bu onarımın ürünüdür.
Fevzi Paşa caddesine bakan duvarlar gibi,bazı olumsuz işlere rağmen , 1950'li yıllarda Vakıf­
larca yapılan onarımı başarılı olarak değerlendirmek gerekir. Bu onarımda camiin doğu ve
batısında izleri görülen saçaklı galeriler ile son cemaat revakı sundurmasının yenilenmemesi
yerinde olmuştur. Çünkü yan saçakların bastığı taş konsollar ve avlu revakının son cemaat
revakıyla birleştiği köşelerde görülen saçak ve gergi demi�j yuvalarının sağladığı bilgi yeterli
değildir. Yalnız, cephedeki izlerden dış revakın , iç revakı Usküdar Mihrimah Sultan camiin­
deki gibi üç yandan sarmayıp, sadece önünü bir uçtan ötekine örttüğü kesinlikle ortadadır.
Edirnekapı Mihrimah Sultan camiinin son cemaat revakı yedi kubbelidir. Dışta alçak sekiz­
gen kasnaklarla kuşaklanan, içte pandantiflere oturan 6.00 metre çapındaki revak kubbeleri
sekiz sütuna biner. Sütunlardan uçtakiler granit, ötekiler ak mermerdir. Avluyu kuşatan re-

R . 1 3 1 : M ihrimah Sultan Camii, Edirnekapı. Güneyden Görünüş R. 132: M ihrimah Sultan Camii, Edirnekapı. İç Görünüş
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

vakların daha kısa sütunları da yine ak mermerden yapılmış, fakat başlıkları stalaktitli olan
son cemaat revakı sütunlarından farklı biçimde bunların tepelerine baklava desenli başlıklar
konulmuştur.
Revaklar eni 57 .00, boyu 2 1 . 50 metre olan düzgün dikdörtgen avluyu kuşatır. Revakların
gerisinde doğuda onbir, batıda dokuz talebe odası ve ayrıca karşılıklı birer eyvan vardır. Bun­
ların iç ve dış duvarları avlunun dik açılı geometrisini sürdürürler. Diğer yandan, avlunun
kuzeyinde simetrinin yerini yanlarda birbirinden farklı iki kapı ile kapıların arasında uzanan
çarpık duvarlı bir düzenleme alır.
Edirnekapı Mihrimah Sultan medresesinin kuzey kesiminde karşılaştığımız asimetrik ve dü­
zensiz mimarinin surlara fazla yaklaşıldığından ortaya çıktığı anlaşılıyor. Surlara fazlaca yak­
laşılması ise,medresenin cami ile birlikte planlanmayıp sonradan camiye eklendiği izlenimini
veriyor. Başka deyimle, önce cami avlusuz olarak tek başına -ya da hamamla beraber- yapıl­
mış, medrese odaları, dükkanlar ve türbe-mektep ikilisi ikinci aşamada gerçekleştirilmiştir. Kül­
liyeyi meydana getiren bu yapılardan önce türbe-mektebi, sonra medreseyi inceleyeceğiz.
Mihrimah Sultan, Süleymaniye türbesinde babasının yanında, Rüstem Paşa Şehzade Meh­
med camii haziresindeki türbesinde yatmaktadır. Edirnekapı'daki türbe ise Rüstem Paşa ve
Mihrimah Sultan'ın ailesi için yaptırılmıştır. Türbede kızları Ayşe Sultan'ın eşi Veziriazam
( 1 5 79- 1 580) Güzel Ahmed Paşa'nınkinden başka onaltı mermer sanduka vardır.
Türbenin kuzeyinde bulunan sıbyan mektebi bir kubbe ve iki ayna tonozla örtülü bir taşlık
ve bir derslikten oluşur. Kubbe ve tonozları tam anlamıyla dışa yansıtmayan üç kubbeli yapı
sistemi son onarımın ürünüdür. Türqe-mektep 1 960'ların başında elden geçirilmiş, üç kubbe­
li üst örtü bu onarımda yenilenmiştir. içinde mermer sandukaların bulunduğu 1 5.80x7.90 metre
ölçülerindeki mezar odasının üst yapısı ise yerinde bir kararla yenilenmeyerek, üç sıra tuğla
hatıllı kesme taş duvarlar düzlenip dondurularak yetinilmiştir.

·,,\ 1

:' '''''/",,,... -
1

---.::­
'
..
1 '

\
',, ,•'/
----�":.::�-:.�·::::::: _ __

1 27
R . 1 33 : Güzel Ahmed Paşa Türbe.1i, Edirnekapı. Plan
MİMAR SİNAN

Güzel Ahmed Paşa türbesini değerlendirmeden önce Sinan'ın tasarladığı dikdörtgen planlı
bir baş!<a türbeye daha değinmek uygun olacaktır. Bu , Eyüp'teki Pertev Mehmed Paşa türbe­
sidir. Kapı kitabesinde belirtildiği gibi Pertev Paşa türbesini sağlığında yaptırmış, 1 572-3 (H.980)
yılında öldüğü zaman oraya gömülmüştür. Türbede Pertev Paşa ve ailesine ilişkin her biri bir
sanat eseri olan onbir mermer sanduka bulunur.
l 5.80x9.40 metre ölçülerindeki türbenin Beybaba sokağına bakan ön cephesinde kapı ve
altı pencere, arka cephesinde yedi pencere vardır. Dar kenarlardan kapı tarafındaki sağırdır.
Onun karşısında ise ortada bir mihrab, mihrabın iki yanında birer pencere yer alır. Dış du­
varlar düzgün küfeki taşından örülmüş, tek sıra halinde düzenlenen sağır kemerli pencerele­
rin sövelerinde de küfeki kullanılmıştır. Kemer aynaları ile kapı ak mermer, kapı kemeri bir
aşırı ak mermer ve pembe somakiden geçmeli yapılmıştır.
Pertev Paşa türbesinin üstü bugün açıktır. Fakat eskiden ahşap çatıyla örtülü olduğu ve ça­
tının l 920'li yıllarda çöktüğü bilinmektedir , 26 Türbenin eski durumunu bilenler ahşap ta­
vanının gayet süslü olduğunu ve ortasında bir de küçük kubbesinin bulunduğunu hatırla­
maktadırlar 27
,

Kısacası, Pertev Paşa türbesinin aslında sakıflı bir yapı olduğu kesindir-. Güzel Ahmed Paşa
türbesinin örtüsü konusunda ise çeşitli görüşler vardır. Sumner-Boyd ve Freely, iki yanında
ayna tonozlar bulunan alçak bir kubbeyle örtülü olduğunu belirtir ve gerekçe olarak Şehzade
Mehmed külliyesindeki 1 6 1 1-2 (H. 1 1 20) tarihli Destari Mustafa Paşa türbesini gösterirler . 28
Goodwin iki kubbeli olduğunu öne sürer . 29 Ne var ki, Güzel Ahmed Paşa türbesinin iç
duvarlarında herhangi bir geçiş unsuru kalıntısı bulunmadığından ka gir kubbeli bir üst yapı
sistemi yerine Pertev Paşa'ya benzer biçimde burda da, türbenin ahşap çatıyla örtüldüğünü
düşünmek daha akla yakın olacaktır.
Mihrimah Sultan medresesine gelince: Burada dershanenin bulunmayışı, medreseni_n cami­
ye sonradan eklenmesi ya da kuzeyde surlara çok yaklaşılmış olmasıyla açıklanamaz. Orneğin
1 560'lı yılların bir başka eseri olan Lüleburgaz Sokollu Mehmed Paşa külliyesinde cami ile
medresenin paylaştığı şadırvan avlusunda ana kapı, camiin kıble ekseni üzerinde bulunduğu
için dershane avlunun batı kapısının yanına konulmuştur. lstenseydi Mihrimah Sultan'da
benzer bir çözüm getirilebilirdi. Getirilmediğine göre, Beşiktaş Sinan Paşa'da olduğu gibi, med-

128
R. 1 34: Pertev Paşa Türbesi, Eyüp. Ön Cephe ve Plan
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

rese dershanesiz düşünülmüş, cami hacminden aynı zamanda dershane olarak yararlanılması
öngörülmüştür.
Aslında, cami ile birlikte planlanan medreselerde dershane yapılsa bile cami ile medrese
bir arada kullanılıyor, dersler camide veriliyor, dershane genellikle kitaplık ve müderris oda­
sına dönüşüyordu. Bu yüzden dershanenin gerçek işlevi daha çok bir camiyle ilişkisi bulun­
mayan bağımsız medreselerde ortaya çıkıyordu.
Mimar Sinan'ın 1 SSO'li ve 1 560'lı yıllarda tasarladığı bağımsız medreseler arasında üçünün
üzerinde durmak ister�.z. Bunlar, Ayasofya Soğukkuyu, Cağaloğlu Rüstem Paşa ve Eyüp So­
kollu Medreseleridir. Uçü de il. Bayezid dönemi modelinden uzaklaşan şemaları ve bazı özel­
likleriyle dikkat çekerler.
Soğukkuyu medresesi,iki katlı, ana cephesi Alemdar Caddesine bakan fevkani bir yapıdır.
Cadde boyunca yüksek tonozlu dört dükkan yapılarak medrese bunların üstüne oturtulmuş,
girişi Soğukkuyu çıkmazından verilmiştir.
Soğukkuyu medresesi kuzey-güney doğrultusunda düzenlenmiş bir yapıdır. Dikdörtgen av­
lusunun güneyinde dershane, kuzeyinde helalar, iki uzun dılı boyunca da talebe odaları yer
alır. Yalnız kapının bulunduğu köşede avluya girişi sağlamak için iki oda yapılmadığından
yapının simetrisi bozulmuş, avluyu üç yanda dolanan "U" biçimli revakın bir kolu öbürün­
den kısa kalmıştır.
Soğukkuyu medresesinde batıda yedi, doğuda dört, kuzeyde bir olmak üzere oniki kubbeli,
kuzeydeki köşelerde ayrıca iki ayna tonozlu oda bulunur. Tonozlu odalarda birer ocak ve
dörder tepe penceresi, kubbeli odalarda dışarıya açılan ikişer üst pencere ile revaka bakan
bir alt pencere vardır. Medresenin dış duvarları tuğla hatıllı küfeki taşından; avluya bakan
cepheler ve revak sütunları küfekiden yapılmıştır. Yapıda süsleme yoktur ya da kalmamıştır.

'
../
/

�· :1.
1-".
1=!.
1...ı
l
� =�---,... · ....a.

1 29
R. 135: So[;ukku:vu Medre.ı esi, A:vmof-::;a . Plan
MİMAR SİNAN

R. 1 36:
Soğukkuyu Medresesi, Aya.sofya.
Alemdar Caddesinden Gön:inüş

Babüssaade ağalarından Ca'fer Ağa'nın başlattığı Soğukkuyu medresesi l 557'de ölümü üze­
rine kardeşi Gazanfer Ağa tarafından 1 559-60 (H.967)'de bitirilmiştir . 30 Dershane kapısının
iki yanında bulunan 1845 (H. 1 2 6 1 ) ve 1847 (H. 1 263) tarihli onarım kitabelerine göre medrese
Sultan Abdülmecid zamanında esaslı bir onarımdan geçmiştir. O tarihten bu yana kendi ha­
line bırakıldığı için harabolmuş ve bu arada bazı değişikliklere uğramıştır ki,en önemlisi Alemdar
caddesine bakan batı cephesidir. Bu cephede gördüğümüz üst pencereler biçimlerini koruyor­
larsa da medrese odalarında göz düzeyinde açılan muhdes pencereler ve kalan izlerden iki
katlı olduğu anlaşılan dükkanların yüzlerine yapılan gelişigüzel değişiklikler cephenin görü­
nümünü bozmuştur.
Eyüp Sokollu medresesinin girişi de, Soğukkuyu medresesindeki gibi , dershanenin hemen
altında bulunur. Şu farkla ki burada avlunun dört yanını dönen revakın uzunlamasına do­
kuz, enlemesine üç gözlü düzeni kesintisiz sürdürülerek avlunun uzun yanlarında yer alır. lki
kanattaki toplam yirmi iki birimden biri giriş holü, ondokuzu talebe odası, ikisi eyvandır.
Eyvanlardan biri iç avluya , biri dış avluya bakar. Dış avluya bakan eyvanın yanında iki odalı
bir de hizmet bölümü vardır. Odalar ve revak gözleri eş boyutlarda yapılmış, hepsinin üstüne
3 .40 metre çapında pandantifli kubbeler konulmuştur.
Avlunun güneyinde ve kuzeyinde revakların gerisinde yer alan duvarlar birer kapı dışında
sağırdır. Karşılıklı kapılar güneyde helalara, kuzeyde dershaneye açılır. Helalar beşik tonoz,
dershane stalaktitli tromplara binen 9.60 metre çapında bir kubbeyle örtülüdür .
.. Eyüp Sokollu medresesi Eyüp camiinin yakınında, Camii Kebir sokağının güneyindedir.
Ünündeki türbe ve yanındaki darülkurra ile birlikte küçük bir külliye oluşturur. Sekizgen
gövdeli türbe iki yüzü sokağa bakar biçimde medresenin dershanesiyle aynı eksen üzerine yer­
leştirilerek türbe ve dershane bir saçakla birbirine bağlanmış, darülkurra dershanenin doğu­
sunda bağımsız bir yapı olarak düzenlenmiştir.
Sokollu Mehmed Paşa'nın eşi İsmihan Sultan adına yaptırılan darülkurra, önünde tek kub­
beli küçük bir revak bulunan tek kubbeli bir yapıdır. Tromplara binen kubbe dışta oniki kö­
şeli bir kasnakla kuşaklanmıştır. Medrese gibi darülkurranın duvarları da üç sıra tuğla hatıllı
küfeki taşındandır.
Sekizgen türbe ise içte ve dışta düzgün küfeki taşından yapılmıştır. İçeride sekizgenin köşe­
lerine sekiz yuvarlak niş, nişlerin aralarına yedi pencere ve bir kapı konularak sekizgen priz­
ma gövde,onaltıgene çevrilmiş ve kubbe doğrudan duvarlara oturtulmuştur. Bu yüzden dışa­
rıda duvarların profil saçakla bittiği yerde kubbe eteği başlar.
1 30
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

·-.c
· =1
'-.t
' ""
'""''==
= =="---....Ol!===�
IDM. ....

R. 1 3 7: Sokollu Medresesi, Eyüp. Plan

R. 1 38:
Sokollu Medresesi,
Eyüp.
Güneyden Görünüş

131
MİMAR SİNAN

R. 1 39:
Sokollu Medresesi,
.
Eyüp Avlu
.

Sokollu türbesinin kapı kemeri ak ve yeşil mermer, alt pencere söveleri ak mermer, üst pen­
cereleri alçı şebekelidir. Pencerelerin dışlıkları yuvarlak kayıtlı, içlikleri renkli camlıdır. Kub­
benin içi vişne çürüğü zemin üzerine beyaz desenli kalem işi nakışlarla bezelidir. Daha aşağı­
da, lacivert zemine beyaz hatla yazılı çiniden bir ayet kuşağı duvarları çepeçevre dolanır.
Türbe, darülkurra ve medrese kapılarına konan üç ayrı kitabeden Eyüp Sokollu külliyesi­
nin 1 568-9 (H.976) yılında tamamlandığı anlaşılmaktadır. Son olarak 196 1 - 1 962 yıllarında ona­
rıldığından iyi durumda bulunan külliyenin medresesi Eyüp Sağlık Merkezi, darülkurrası ise
Çocuk Kütüphanesi olarak kullanılmaktadır.
Görüldüğü gibi, Eyüp Sokollu Mehmed Paşa külliyesinin özelliği burada camiye yer veril­
meyerek tasarımın türbe-medrese ikilisine dayandırılmasıdır. Herhalde Eyüp Sultan camiinin
yanıbaşında yeni bir cami ya da mescidin uygun olmadığı düşünülmüştür. Ancak bu gurupla­
ma dikkati çekmiş olmalı ki Sinan'ın ölümünden başlayarak pek çok külliye türbe-medrese
teması üzerine kurulmuştur.
Ana yapıları medrese ve türbe olan örnekler arasında Çarşıkapı Koca Sinan Paşa ( 1 593),
Zeyrek Gazanfer Ağa ( 1 599), Vezneciler Kuyucu Murad Paşa ( 1 607- 1609 arası), Vefa Ekmek­
çioğlu Ahmed Paşa (c.. 1 6 18), Çemberlitaş Köprülü ( 166 1 ) ve Fatih Kara Mustafa Paşa ( 1 69 1 )
külliyelerini sayabiliriz. 3 1 Bunlardan, Koca Sinan Paşa'da dershane kubbeli kare-küp, türbe
kubbeli onaltıgen prizma gövdeli yapılarak işlev farklılığı belirtilmiş; Ekmekçioğlu Ahmed Pa­
şa' da türbe ve dershane yanyana iki kubbeli kare-küp biçiminde tasarlanarak farklılık gideri­
lirken dershanenin aynı zamanda mescid olarak kullanılması öngörülmüş; Köprülü ve Kara
Mustafa Paşa'da ise sekizgen gövdeli mescid-dershane yapısı hem biçimi hem boyutlarıyla kül­
liyenin ağırlık noktasını oluşturmuştur.
Türbe-medrese ikilisinden oluşan küçük külliyelerin gelişimi Sinan'la doğrudan ilişkili ol­
madığından konuya daha fazla girmemize gerek yoktur. Yalnız şu kadarını belirtmek gerekir
ki sekizgenin XVII. yüzyılda giderek medrese şemasına girdiği görülür. Oysa Sinan sekizgeni
sadece bir medresede kullanmıştır. Bu medrese, Cağaloğlu Hoca Hanı Sokağında bulunan
1 32 Rüstem Paşa medresesidir.
SÜLEYMANİYE VE SEL1M1YE ARASINDAK1 YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

R. 1 40: İsmihan Sultan Darülkurrası , Eyüp. Dış Görünüş

O;,,,,,,,!!İ:::::2i....,,;:3=4:İ:!!!!!'is===='i'°m . A.K .

R. 1 4 1 : İsmihan Sultan Darülkurrası, Eyüp. Plan

133
R. 1 42 : Sokollu Medrese v e Türbesi, Eyüp. Batıdan Görünüş
MİMAR SİNAN

İstanbul Rüstem Paşa medresesi sekizgen avlusu ve sekizgenin yanlarını çevreleyen üç bi­
rimli kuruluşu ile 1488-9 (H.894) tarihli Amasya Kapı Ağası medresesini 3 2 akla getirir. Şu
farkla ki, Kapı ağasında yapının sekizgen kuruluşu içeride ve dışarıda belirtilmiş fakat Rüstem
Paşa'da sekizgen yapı bir kare kitle içine yerleştirilmiştir. Bu yüzden medresenin sekizgen iç
bünyesi dış cephelere yansımaz; ancak kapıdan geçilip sekizgen avluya varıldığı zaman
algılanabilir.
Sekizgen avlu çepeçevre revaklı, dershanenin önündeki aynalı tonoz dışında revaklar tü­
müyle kubbelidir. Revakın örtüsü sekiz köşede taş ayaklara, aralarda mermer sütunlara otu­
rur ve revakların gerisinde yapının sekizgen kuruluşu talebe odalarının düzenlemesinde de
sürdürülür. Yalnız, köşegenlerin ortasındaki odaların önleri açık yapılarak bu hacimler köşe-

R. 1 43: Rüstem Paşa Medresesi,


Cağaloğlu. Plan

"""=
='-'
="-'
'==
==="
...___�=="---fil"'-.u.

R . 1 44:
Rüstem Paşa Medresesi,
Cağaloğlu. Avlu

1 34
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

lerdeki üçgenlere geçit veren eyvanımsı sofalar biçiminde tasarlanmıştır. Girişe göre solda ka­
lan köşedeki üç kubbeli yüksek bölüm üçgen bir salon, onun karşısındaki üstü açık üçgen
köşe helalardır. Dershanenin iki yanındaki köşelerde ise üçerli oda gurupları yer alır. Bunlar­
la birlikte medresedeki talebe odası sayısı yirmiikiyi bulur.
İki sütun üzerine dört satırlık Farsça kitabesine göre lstanbul Rüstem Paşa medresesi 1 5 50
(H.957) yılında tamamlanmıştır ve Rüstem Paşa'nın 1 544- 1 553 yılları arasındaki ilk sadareti
süresinde başkentte yaptırdığı e� kayda değer eser olmaktadır. 1 555- 1 56 1 arasındaki ikinci
sadaret yıllarının önemli eseri ise lstanbul'daki camiidir ki, sağlığında planlanmış, yapımı ölü­
münden sonra 1 562 yılında bitirilmiştir.
Şimdi Unkapan�-Eminönü Caddesi üzerinde erişilmesi kolay bir yerde bulunan Rüstem Pa­
şa camii, eskiden lstanbul'un en yoğun ticaret bölgesinin ortasında yer alıyordu. Hanlar ve
dükkanlar arasındaki arsada, XV. yüzyılda Hacı Halil Ağa'nın mescide dönüştürdüğü bir Bi­
zans kilisesi vardı. Camiin yapılabilmesi için Hacı Halil Ağa mescidinin ihtiyacı karşılamadığı
yolunda bir fetva çıkartıldı. Çeşitli vakıf ve kişilerden pekçok dükkan ve yerler satın alınarak
cami arsasına katıldı .33 Haci Halil Ağa mescidi yıktırıldı ve enkazıyla Yenibahçe'de bir mes­
cid yaptırıldı . 34 Böylece arsa fevkani camiin yapımına hazırlanmış oldu.
Sinan'ın camii tonozlar üstünde yükseltmesinin nedeni açıktır. Dört yanı dükkan ve işyer­
leriyle çevrili arsada hem camiin çevreden ve Haliç'ten daha iyi görülmesini sağlamış hem
de camiin altına mahzen ve dükkanlar koyarak çok değerli bir arsadan daha iyi yararlanma
olanağı yaratmıştır.
Rüstem Paşa camiinin zemin katı bir büyük mahzen biçimindedir. Tavanı basık manastır
tonozlarıyla örtülü mahzenin kuzeyine sırt sırta beşik tonozlu iki depo, depoların kuzeyine
de ortada çeşme, çeşmenin sağında ve solunda mahzenin girişleriyle üçer dükkan konulmuştur.

. .. . .

.. P-- - P - - l=l--- .D. ...


- ..

'\,: "a- dX.:ı ' >"i

-
· 0=
' ="'
' .C
' ,.;;,
'-' '====""
- --"=
= =="-
- ---�"'
'' A IC.

1 35
R. J.t 5 : Rımem Pı.ı�ı.ı Cı.ımii, İscı.ınlıııl. Bodrum Planı
MİMAR SİNAN

R . 1 46: Rüstem Paşa Camii, İstanbul. Üst Kat Planı

il

"· ..
·
,-�
��--::·:::·ll
:
:::::
· ·:
:::cr_-_::::::
:::.o:. .::.:::::::
:.'(Jl:: ::.:·:-_:·..a:::::::::::::a:.:·__:::::::.a::::.·::::_-:«.·_-::..... ::

1 36 R . 1 47: Rüstem Paşa Camii, İstanbul. Alt Kat Planı


SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

Camiin asma taşlığına dört merdivenle çıkılır. Kapalı merdivenlerin ikisi kuzeydeki köşeler­
de, öbür ikisi yanlardadır. Tepelerinde müezzin ve kayyum odaları yer alan köşe merdivenleri
asma taşlığın üstü açık ön bölümüne; yan merdivenler yatık saçaklı dış revakın örttüğü kapalı
galerilere bağlanırlar. Yan merdivenler camiin doğu ve batı kapılarının hemen yanında bulu­
nur ve bir kat daha yükselerek camiin içine girilmeden mahfillere çıkma olanağı sağlar.
Rüstem Paşa camii enlemesine dikdörtgen kitleli bir kuruluşa sahiptir. Dikdörtgenin eni
26.80, boyu 19.60 metre, büyük kubbenin çapı 1 5 . 20, yüksekliği 22 .80 metredir. Büyük kub­
be sekiz filayağına oturur. Sekizgen gövdeli filayaklarının dördü önde ve arkada beden duvar­
larına yapışık, dördü bağımsızdır. Bunlar kemerlerle bağlanarak büyük kubbenin oturduğu
sekizgen bir taban oluşturulmuş, köşegenlerde kemerlerin arkasına sağır yarım kubbeler ko­
nulmak suretiyle karenin köşeleri doldurulmuştur. Yan kanatların üstüne ise üçer aynalı to­
noz konularak camiin üst örtü sistemi tamamlanmıştır.

R. 1 48:
Rüstem Paşa Camii, İstanbul.
Güneybatıdan Görünüş

1 37
MİMAR SİNAN

R. 1 49:
Rüstem Paşa Camii,
İstanbul.
Kuzeydoğudan Görünüş

Rüstem Paşa camiinin fevkani yapısı ve sekizgen tabana oturan orta kubbesi kadar çini süs­
lemesi de kayda değer. Camiin iç duvarları ile sekizgen ayakları kubbe eteğine kadar zamanı­
nın en güzel imik çinileriyle kaplanmış , 35 sadece yarım kubbe ve tonozların içleri sıvanarak
bu yüzeyler kalem işi nakışlarla bezenmişti. Ne var ki özgün süsleme XIX. yüzyılda raspa edi­
lerek yerlerine çinilerin renk ve desenleriyle bağdaşmayan yağlıboya süsler yapılmıştır.
Büyük kemerler arasındaki sekiz pandantifin yüzeyleri, mihrabı çerçeveleyen bordürler, min­
berin külahı ve son cemaat yeri duvarı da çini kaplıdır. Ayrıca, mihrabın iki yanındaki pen­
cerelerin tepelerinde beyaz zemin üzerine mor hatla, mahfil pencerelerinin tepelerinde mor
zemin üzerine beyaz hatla yazılı panolar yer alır. Son cemaat dış revakının cephesinde kemer
aralarına konulan madalyonlar da yine çiniden yapılmıştır.
Rüstem Paşa camii 1 660 yangınında ve 1 766 depreminde hasara uğramış, depremde yıkılan
minaresi ve çöken kubbesi daha sonra yenilenmişti. Kubbe kasnağının barok üslubundaki
dalgalı saçağı XVIII. yüzyılda, cami içindeki yağlıboya süsleme bir sonraki yüzyılda gerçekleş­
tirilen onarımlardan kalan anılardır. Cami son olarak 1 960- 1 96 1 ve 1 964- 1969 yılları arasın­
da Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce onarılmıştır.
Rüstem Paşa camiini değerlendirmeye geçmeden önce orta kubbesi onunki gibi sekizgen ta­
bana oturan bir başka camii incelemek gerekir. Bu cami, Sinan'ın Sokollu Mehmed Paşa için
Haliç'in kuzey kıyısında yaptığı Azabkapı camiidir.
1 38
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

R. 1 50: Rüstem Paşa Camii, İstanbul.


İç Görünüş

R . 1 5 1 : Rüstem Paşa Camii, İstanbul.


Mahfil Tonozları

1 39
MİMAR SİNAN

R. 1 52 : Rüstem Paşa Camii, İstanbul. Son Cemaat Yeri Duvarı

R. 1 53:
Rüstem Paşa Camii, İstanbul.
Son Cemaat Yeri Duvarında Çini Pano

Evliya Çelebi'nin, "Sultan camilerine adil rüşen bir camidir. Revzenleri deryaya nazırdır.
Kubbeleri, bir tabaka . . . minaresi camiin sol tarafında yol aşırı vaki olmuş, ser,amed, taş bir
minare,i mevzündur. Cami iskele başı gibi izdihamlı bir yerde olduğundan cemaati çokdur.
Mimar Sinan binasıdır", sözleriyle anlattığı . 36 Azabkapı camii de,Rüstem Paşa gibi altında
mahzen ve dükkanlar bulunan fevkani bir yapı olarak tasarlanmıştı. Ayrıca haziresinin batı,
sında ve güneyinde tek katlı dükkanlar vardı. Bunlar şimdi ortada yoktur. Camiin çevresi
açılırken yıktırılmış, zemin kotu yükseltildiği için camiin altındaki dükkanlardan doğu cephe,
sinde bulunanlar kemer üzengilerine kadar toprak altında kalmışlardır. Basık kemerli kapıları
Haliç'e bakan mahzen de değişikliğe uğramış, kapılardan yalnız güneydeki olduğu gibi bırakı,
larak ötekiler duvarla örülmüştür. Camiin güneyinde de yükseltilen zemin kotu pencere altla,
rına ulaşmıştır.
Azabkapı camiinin dış kapıları Atatürk köprüsüne bitişik dar avluya açılır . 37 Kapılar cep,
henin iki ucundadır. Kapıların gerisindeki merdivenlerden çıkılarak camiin kapalı son cema,
at yerine varılır ve buradan camiin içine geçilir.
Rüstem Paşa camiinde olduğu gibi Azabkapı camiinde de orta kubbe sekiz ayağa oturur.
Fakat ondan farklı olarak burada 1 1 .80 metre çapındaki kubbenin tabanı sekiz yanda da ya,
rım kubbelerle eteklenmiştir. Yarım kubbelerden uzunlamasına eksen üzerindekiler derin, en,
!emesine eksen üzerindekiler daha sığ, köşegenlerdekiler ise daha küçük ve alçak yapılmıştır.
1 40
SÜLEYMANİYE VE SELIMIYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI


�-·-- ··---­
:
,,/· -·........ .
.

-=
· · =-=--<=====----=====""... " l,

R. 1 54: Sokollu Camii, Azapkapı. Bodrum Planı R. 1 55: Sokollu Camii, Azapkapı. Plan

R . 1 56: Sokollu Camii, Azapkapı. İç Görünüş R. 1 5 7: Sokollu Camii, Azapkapı. Kuzeybatıdan Görünüş
MİMAR SİNAN

R. 1 58:
Sokollıı Camii,
Azapkapı.
Kuzeydoğudan Görünüş

Azabkapı camii bugün iyi durumda olmakla birlikte bir kaç kez elden geçmiş bir yapıdır.
1 807 (H. 1 222) Galata yangınında yanmış fakat kısa bir süre sonra onarılmıştır. 18 1894 dep­
reminde harabolan cami, 19 uzun yıllar kapalı kalmış, Cumhuriyetten sonra programa alınıp
esaslı biçimde onarılarak kurtarılmıştır. 40
Camiin doğusunda ayrı bir kitle halinde yükselerek kemerli bir köprüyle ana yapıya bağla­
nan minare 1807'de yanmış ve yangını izleyen yıllarda yenilenmişti. Daha sonra yıldırım çarp­
masıyla yıkılmış, asıl minareden sadece kürsü ve papucun bir bölümü kalmıştı.41 XIX. yüzyı­
lın ikinci çeyreğinde camiye Osmanlı barok'u tarzında uzun bir minare yapıldı .42 Gövdesi
1 42 ve peteği yuvarlak, şerefe altı düz, uzun sivri külahlı olan bu minare, camiin klasik üslubuna
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

R. 1 59:
Sokollu Camii,
Azap kapı.
Örtü Sistemi

ters düşüyor gerekçesiyle 1 958 yılında yıktırılarak yerine şimdiki klasik minare dikildi. Ne var
ki, Eyice'nin haklı olarak işaret ettiği gibi, yeni minare klasik Osmanlı mimarisinin biçimleri­
ni bünyesinde toplamış fakat oranlarını yakalayamamıştır .4 3
Rüstem Paşa ve Azabkapı camileri arasında iki bakımdan benzerlik olduğu görülür: Her
ikisi de fevkani yapılardır ve her ikisinde de orta kubbe sekiz ayağa oturur. Diğer yandan,
kitle kuruluşu açısından bu iki cami birbirine benzemez. Azabkapı'da merkezden dört yönde
açılan, Rüstem Paşa'da sadece enlemesine gelişen bir düzenleme söz konusudur. Bu bakım­
dan Rüstem Paşa örneğin Edirnekapı Mihrimah Sultan camiinden farklı değildir. Şöyle ki,
her ikisinde de ana kitle büyük kubbeli bir orta mekan ile bunu kanatlayan yan sahınlardan
kurulmuş, yan sahınlar Mihrimah Sultan'da kubbe, Rüstem Paşa'da aynalı tonozla örtülmüş­
tür. Yalnız önemli fark orta kubbenin birincisinde kare, ikincisinde sekizgen tabana oturma­
sıdır. Böylece, Mihrimah Sultan'da orta kubbenin yükü dört pandantif ile karenin köşelerini
belirleyen büyük ayaklara aktarılır ve bu yüzden orta mekanın yanlarında yer alan sütunla­
rın büyük kubbeyle doğrudan ilişkisi yoktur. Bunların başlıca işlevi yan kubbelerin yükünü
almak ve doğuda ve batıda büyük kemerlerin içini dolduran perde duvarlarını taşımaktır.
Rüstem Paşa camiinin orta alanı ile yan sahınları arasındaki sekizgen gövdeli ayakların işle­
vi ise değişiktir. Çünkü bunlar hem yan kanatların örtüsünün hem de orta kubbenin yükünü
omuzlarlar. Kalın ve ağır olmalarının nedeni budur.
Rüstem Paşa camiinin bir başka özelliği de beden duvarları ile kubbe kasnağı arasında bulu­
nan sekizgen geçiş bölümünün gayet yüksek tutulması ve sekizgenin köşelerinde tromp yu­
varlaklarının dıştan gösterilmesidir. Sinan, Şehzade Mehmed camiinde nasıl pandantifin ar­
ka yüzünü üst yapı sistemine yansıtmışsa Rüstem Paşa'da da tromp yuvarlaklarını kitle yapısı­
nın bir parçası haline getirmiştir. Bu bir ilk uygulamadır. Gerçi 1468 (H.873) tarihli Edirne
Ayşe Kadın camiinde trompların benzer biçimde dışa yansıdığı görülür ama beden duvarları
ile minare kürsüsü XV. yüzyıl karakterini taşıyan Ayşe Kadın camiinin yüksek üst yapısı da­
ha geç dönemlerin -büyük olasılıkla ):(VIII. yüzyılın- ürünüdür.44 Yine benzer bir kubbe ku­
ruluşuna ve görüntüsüne sahip olan lzmit Pertev Paşa camii ise Rüstem Paşa'dan en az onbeş
yıl sonra yapılmıştır. 45
143
MİMAR SİNAN

Rüstem Paşa camiinde sekizgen geçiş kuşağının köşegenlerinde dört yarım kubbe vardır.
Azabkapı camiinde ise Sinan sekizgen kuşağın sekiz dılını da kubbelerle besleyerek sekizgen
şemayı üst yapı çekirdeği bakımından gerçekçi bir sonuca götürmüştür. Ne var ki, orta kub­
beyi çevreleyen yarım kubbecikler aynı boyda olmadığından üst yapı çekirdeği simetrik değil­
dir. Daha da önemli olan, üst yapı çekirdeği ile yapının plan kuruluşu arasında görülen asi­
metrik düzenlemedir. Şöyle ki, üst yapı çekirdeği ana kitlenin merkezinden güneye doğru kay­
dırılmıştır. Bu yüzden, camiin güney köşelerinde yer alan kubbeler, yanlarındaki yarım kub­
beciklere bitişecek kadar yaklaşmış, kuzeydeki köşeleri örten kubbeler ise yarım kubbecikler­
den uzakta kalmıştır. Mihrab çıkıntısını örten yarım kubbenin kuzeyde tekrarlanması camiin
arka duvarının geriye itilmesi sonucunu doğurmuş, alt yapı ile üst yapı çekirdeği arasında gö­
rülen biçimsel uyuşmazlık böylece ortaya çıkmıştır.
Azabkapı camiinin kitlesel dengesini bozan bir başka unsur da kapalı son cemaat yeri ol­
makta, üç yanı duvarlarla çevrili, yatık düz çatılı son cemaat yeri dış görünüm bakımından
camiin uzantısı izlenimini verdiği için orta kubbe sisteminin merkezden güneye kaçan konu­
mu daha göze batmaktadır. Oysa Rüstem Paşa'da benzer bir durum görülmez. Çünkü asıl
kitle ile çift revaklı ön yapı İşlev ve görüntü açısından ayrı birimler oluşturmuş ve her iki bö­
lüm kendi içinde dengeye kavuşturulmuştur. Ayrıca, asma avlunun bir bölümünün üstü açık
bırakılarak camiin fevkani kuruluşu belirginleştirilmiştir.
İstanbul'un yoğun ticaret bölgelerinde fevkani olarak tasarlanıp altlarına gelir getirici tesis­
ler konan Rüstem Paşa ve Azabkapı camileri ticarete önem veren iki ünlü veziriazamın yapı­
larıdır. Rüstem Paşa 1 544- 1 553 ve 1 555- 1 56 1 yılları arasında toplam onbeş yıl, Sokollu Meh­
med Paşa 1 565- 1 579 arasında ondört yıl sadarette bulunmuş, birincisi Kanuni'nin kızı Mihri­
mah Sultan, ikincisi il. Selim'in kızı Ismihan Sultan'la evli olduğundan eşlerinin ve sarayın
da desteğiyle pek çok hayır eseri ve bunlara mali kaynak sağlayacak yapılar yaptırmışlardır
ki, bunların başında kervansaraylar gelir. Tezkerelere kayıtlı otuz bir parça kervansaraydan
dördü Sokollu Mehmet Paşa'nın,dokuzu da Rüstem Paşa'nın adını taşırlar.
Tezkerelerde "karbansaray" başlığı altında toplanan yapılar kervan yolları üzerindeki meıı­
zil hanlarını içerdiği gibi kentlerde bulunan konaklama ve ticaret yapılarını da kapsamakta­
dır. Kentlerarası menzillerde kurulu XVI. yüzyıl kervansarayları tek katlı ve genellikle büyük
bir ahır bölümüyle bir kaç misafir odasından oluşuyordu. Diğer yandan kent içinde yer alan
kervansaraylar tek ya da iki katlı oluyor, ayrı ayrı ahır ve tabhane bölümleri bulunuyor ve
bunlar büyük külliyelerin programı içersinde aşhane ile birlikte tasarlanıyordu. Bir avlu çev­
resinde iki kat üzerine düzenlenen kent hanları ise ticaret merkezlerinde, alt kat odaları iş
yeri, üst kattakiler bekar ve yolcular için barınma tesisleri olarak kullanılan yapılardı.
Sokollu Mehmed Paşa'nın Sinan'a yaptırdığı dört kervansaray da menzil hanı gurubuna gir­
mekte ve biri dışında zamanımıza ulaşmamış bulunmaktadır. Kaybolanlar Lüleburgaz, Havsa
ve Sarajevo yakınındaki Sokollu külliyelerinin kervansaraylarıdır. Ayakta kalan kervansaray
ise Hatay'ın Yakacık (Payas) bucağında bulunur.
Evliya Çelebi'nin, "Bir bab-ı azim içre kal'a-misal karşu karşuya yüz elli ocak han-ı kebirdir.
Haremli, develikli, ah urlu olub sadece ah uru üç binden ziyade hayvan alır. .. Bu hanın gar­
bında vüzera ve vükela, a'yan ve kibar içün haremli, divanhaneli, yüz elli hücreli, hamamlı,
kilerli, matbahlı bir seray-ı azim vardır ki medhinde lisan kasırdır", diye anlattığı 4 6 Lülebur­
gaz Sokollu kervansarayının büyük bölümü yıkılmış, yalnız dış kapısıyla, kapıya bitişik bir
kaç oda ayakta kalmıştır. Dış kapının kemeri üzerinde bulunan altı satırlık kitabenin son beyti
şöyledir:
"Tarihini Hüdayi-i dai didi onun
Bu karvan-seraye gelen oldı hep revan"
Tarih mısraı ebced hesabıyla 977 ( 1 569-70) yılını gösterdiği gibi bu tarih kitabenin üçüncü
satırı sonuna rakamla da yazılmıştır.
Bugün yerinde bulunmayan fakat Evliya Çelebi'nin camiin avlu kapısı üzerinde görüp ya­
yınladığı kitabenin tarih mısraına göre Havsa Sokollu külliyesi ise 984 ( 1 576-7) yılına tarihle­
nir 47 • Bu külliyeyi Sokollu Mehmed Paşa kendisinden önce ölen oğlu Kasım Bey adına yap­
tırmıştır. Külliyeden, cami ile cami avlu kapısı önündeki dua kubbesi zamanımıza ulaşmış,
144
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

R . 1 60: Sokollu Külliye.ı i, Lüleburgaz. Dua Kubbesi

145
R . 1 6 1 : Sokollu Külliyesi, Havsa. Dua Kubbesi
MİMAR SİNAN

yüz yirmi ocaklı, geniş avlulu, beş bin at, katır ve deve alabilecek büyüklükteki 48 kervansaray
1 752 (H. 1 1 65) depreminde yıkılarak ortadan kalkmıştır .49 Kervansarayın arsasında şimdi
Belediye Binası vardır.
Sokollu Mehmed Paşa'nın Bosna-Hersek'teki kervansarayı ise Vişegrad'da, Sokollu'nun yi­
ne Sinan'a yaptırdığı Drina köprüsünün başında bulunuyordu. Adından yalnız Tuhfet ül·
Mi'marin' de söz edilen kervansaray zamanımıza gelmemiştir. XIX. yüzyıl sonlarında bu ya­
pıdan sadece bir çeşme kalmış olduğunu Kukuljeviç bildiriyor. 50
Diğer yandan, her iki Dünya Savaşında tahrip edilip sonra onarılan Drina ırmağı üzerindeki
köprü özgün mimarisini korumaktadır. Tuhfet ül-Mi'marin'de kayıtlı olmamakla birlikte
Tezkiret ül-Bünyan ile Tezkiret ül-Ebniye'de yer alan Drina köprüsü 185 metre uzun­
luk ve 6.50 metre eninde, onbir gözlü bir yapıdır ve kitabelerine göre 1 577-8 (H.985) yılına
tarihlenir. 51 Yirmi gözlü kuruluşu bir yana bırakılacak olursa, sivri kemerli gözleri ve ortada­
R. 162 : ki kitabe köşkleriyle Drina köprüsü,Çoban Mustafa Paşa'nın 1 528-9 (H.935) tarihli Meriç köp­
Drina Köprüsü,
rüsüne çok benzer.
Vişegrad.

R . 1 63:
Çoban Mustafa Paşa
Köprüsü, Svilengrad.
Meriç'ten Görünüş
(Kiel'den)

1 46
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

R . 1 64:
Sultan Süleyman Köprüsü,
Büyük Çekmece.
Güneyden Görünüş

R. 1 65:
Büyük Çekmece Köprüsünün
Mimar Kitabesi

Buna karşılık, Sinan'ın köprüleri arasında en ilginci Kanuni'nin Zigetvar seferi sırasında
başlanıp ll. Selim zamanında, 1 567-8 (H.975) tarihli Büyük Çekmece köprüsüdür ki, değişik
uzunlukta dört ayrı bölümde toplam yirmi sekiz gözden oluşan kuruluşu, bir başta yer alan
karşılıklı çifte kitabe köşkü 5 2 ve köşklerden birinin duvarına yazılan "Amel-i Yusuf bin
Abdullah" kitabesiyle dikkat çeker. 53 147
MİMAR SİNAN

Sözü edilen üç köprüden Drina ve Meriç üzerindekilerin bir başında, şimdi ayakta olmayan
büyük menzil külliyeleri bulunuyordu. Büyük Çekmece köprüsünün doğu ucunda da ker­
vansaray, mescid, çeşmeden oluşan bir yapı topluluğu vardır ki kervansaray harap, mescid
ile çeşme iyi durumda günümüze gelmişlerdir. Kanuni Sultan Süleyman'ın Sinan'a yaptırdığı
kervansaray tuğla hatıllı taş duvarlara ve içindeki üç sıra ayağa binen çift yüzeyli kırma çatılı
basit bir yapıdır. Kervansarayın yol aşırı karşısında bulunan sakıflı mescid ise Sokollu Meh­
med Paşa'nın hayır eserleri arasında yer alır.
Sokollu Mehmed Paşa'nın Payas'taki kervansarayına gelince: Bu menzil külliyesi Adana­
Halep yolu üzerinde, Akdeniz kıyısındaki eski bir kalenin yanı başına kurulmuştur. Kuzey­
güney doğrultusunda uzanan kapalı bir arastanın batısında cami, medrese, mektep ve hamam;
doğusunda kervansaray, mihmanhane ve imaretten oluşur. Lüleburgaz ve Havsa'daki gibi bu­
rada da kervansarayın ana kapısı çarşının ortasında bulunur ve kapının önünde bir dua kub­
besi yükselir.
Kapının arkasında üstü tonozlu uzun bir geçit vardır. Bu geçit kervansarayın avlusuna açı­
lır. Avlunun üç yanında revaklar, revakların gerisinde kervansarayın ahır bölümü yer alır.
Avlunun dördüncü yanını oluşturan konuk odaları ise üç bölüm halinde kendi küçük avlula­
rına baktıkları için doğrudan büyük avluya açılmazlar. Kervansarayın güney duvarına bitişik
ve yine kendi iç avlusunun çevresinde kurulu olan imaret de dar bir geçitle kervansarayın
büyük avlusuna bağlanır.

.
Kapısı üzerindeki beş beyitlik kitabede "Sultan Selim ibn Süleyman" zamanında yapıldığı

.
belirtilen Payas Sokullu Mehmed Paşa kervansarayı 1 574-5 (H.982) tarihlidir . 54

...-.- ·r·". ... � . -...... .. .-.-...-.-.. *.-.-


' '
1 ' : • ' ' 1 1 1
1

:: :: j:

" .. .. .. _

::: t =: �:--::---::---=----::F===-
_:_: :F,--:: : : : : -.------- � --_-:_-:: : : : : : : : : µ -
:::..

�-.:. : : - - + : : �=-. -.:


:: :! i· l
: :
ı
ı ı
--
·::_-_-- -. _-::

4 � �
.
-
. : : : .: -_-_-_-_: _ : : : : :-_-_

, , , , ,

:::: :..
:·_- : : -: : _- - · -
- - --
:::-_ : : :_::::_-_-_: ::-

ı ' : ·' •:
i l
: : : � : :-_-_-_-_-_-_-_-_-:: �-:_:: :-_ : :
, ,

: :: =:fr=---=
-+ - ==-�: : ::: t:
i l i t , ,

== == :::: ::_-_ :.: : : : -_: _-_-_

' •

:p,. �
ı '
ı 1 , , ' j
::::: ·--_:::: :-..: ::: : : -:-- :..-_ : ·_·_-:: : -- -;9=::
ı ı

::�·.-··'· -·�·•· t-� -: :::t :


, ı
:· ,,
·
-

:·_:::�·- :--: :::


_
_
:: i:
, ,
: ,�
' ı ,

: - :: : ::�·: ·_-_-_·: :_·: : : : :f:::_- -

R. 1 67: Sulıan Süleyman Kervansarayı, Büyük Çekmece. Dış Görünüş


;1 ; :
ı
,
:
'

R . 1 66: Sultan Süleyman Kervansarayı,


148 Büyük Çekmece. Plan
b� 6 8 10 20m.
A.K.
_4
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

R . J 68: Sokollu Küllivı:si, Yakacık (Payas). Batıdan Görünü�

Payas kervansarayı büyük bir menzil külliyesinin parçası olduğundan.. tek başına yapılmış
XVI. yüzyıl Osmanlı kervansaraylarından farklı bir kuruluşa sahiptir. Orneğin, Büyük Çek­
mece Sultan Süleyman kervansarayına benzeyen bir yanı yoktur. Diğer yandan, Konya Ereğ­
lisi'ndeki Rüstem Paşa kervansarayının avlu, ahırlar ve konuk odalarından oluşan Payas So­
kollu kervansarayına biçim olarak benzemese bile program açısından yakın olduğu görülür.
Ereğli Rüstem Paşa kervansarayı büyük bir ahır bölümü, onun önünde bir sıra konuk oda­
sı, onun da önünde geniş bir avludan oluşan üç kademeli bir plana göre düzenlenmiştir. Av­
lunun iki yan kapısı bırakılarak revaksız çevre duvarları kaldırılmıştır. Derinliğinin kaç metre
olduğunu, yapının uzunlamasına orta ekseni üzerinde üçüncü bir avlu kapısı bulunup bulun­
madığını söyleyemiyoruz. Konuya kaynaklar da yardımcı olmuyor. Buna karşılık, yapının ge­
ri kalan bölümlerinin biçimleri fazla bozulmamıştır. Ana kitlenin önündeki alçak bölüm, or­
tada giriş eyvanı, onun sağında ve solunda daha dar birer eyvan ve sonra üçer odadan mey­
dana gelir. Hepsinin içinde birer ocak yeri bulunan odaların kapıları ve tek pencereleri avlu­
ya bakar. Duvarların üst kesimine ve beşik tonozların iki ucuna açılan mazgal pencerelerden
ışık ve hava alan ahır bölümü ise ortasında dört haçvari ayak bulunan büyük bir hacimdir.
Ustü uzunlamasına beş beşik tonozla örtülmüş, 1 . 50 metre kalınlığında beden duvarları düz­
gün kesme taştan örülmüş, iç duvarlara toplam otuzaltı ocak yeri konulmuştur.
Ereğli Rüstem Paşa kervansarayının kapı kemeri içinde küçük bir kitabe yeri varsa da içi
boştur. Yapım yılını gösteren bir belge de, bildiğimiz kadar, yoktur. Bu yüzden , Mimar Si­
nan'ın Rüstem Paşa için yaptığı beş menzil hanından 5 5 ayakta kalan tek örneğin tarihini
veremıyoruz.
Sokollu Mehmed Paşa'dan farklı olarak Rüstem Paşa menzil hanlarının yanı sıra kent han­
larına da önem vermiş, lstanbul ve Edirne'de Sinan Rüstem Paşa için bu türde hanlar yap­
mıştır. lstanbul'daki iki Rüstem Paşa hanından Galata'daki Kurşunlu Han oldukça iyi du­
rumda, Kapalıçarşı topluluğu içinde yer alan Kebeciler (Cebeci) hanı ise asıl biçimi bozulmuş
olarak günümüze ulaşmıştır.
Sinan'ın Rüstem Paşa için lstanbul'da yaptığı han Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret ül­
Eb n i ye ' de Bit (Bat) Pazarında "Kebeciler Karban-serayı" adıyla tanımlanmıştır. Evliya Çele- 149
MİMAR SİNAN

bi'nin Bosna ve Belgrad tüccarlarının kaldığını söylediği yüz ocaklı Kebeciler Hanının 56 1 70 1
yılında . yandığı bilinmekte, 57 bazı kaynaklar hanın ortadan kalktığını yazmaktadır 58 • Ne
var ki, lstanbul Ansiklopedisi'nde verilen Kapalıçarşı planında 59 Yağlıkçılar Caddesinde bu­
lunan "Cebeci" Hanının adı "Kebeci" Hanı biçiminde geçmekte ve 1894 depreminde hemen
tümüyle yıkılarak günümüze mimarisi çok bozulmuş durumda gelen Cebeci Hanının aslında
Rüstem Paşa'nın yaptırdığı Kebeciler hanı olabileceğine işaret etmektedir . 60

R. 1 69:
Rüstem Paşa
Kervansarayı ,
Konya Ereğlisi.
Dış Görünüş

:: .. :
Ö 0
·,,
'

--Ö : ::: Ö::


� ' ; ;

=-- -_---�=----.�== :: :.�--- :-_:-�----- -�: :::::::_-:_ ::::::::: �:::·_-_-_-_::-_:


-
:1 : ; :
:
:

'

: :
'

R . 1 70:
Rüstem Paşa Kervansarayı,
Konya Ereğlisi.
Plan

0-2"==-4""""'6="8.....:::10====="'20..._""'"".,;;-:ıo m. A.K.

1 50
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

İki kat üzerine, peşpeşe iki avlu çevresinde kurulu Cebeci Hanının dış avlusu ince uzun,
iç avlusu dört köşedir. Ortasında hayvanları suJamak için bir havuz ve bir küçük namazgah
bulunduğu rivayet edilen yer bu iç avludur. 61 Oz'ün, eser kalmadığını söylediği Kebeci Hanı
Mescidi bu namazgah - ya da köşk mescid- olsa gerektir.62 Avlunun orta yerinde bulunduğu
öne sürülen bu yapının biçimini ve özelliklerini bilmiyoruz; fakat hanın ana kapısının dökme
demirden yapılmış yekpare kanatları Rüstem Paşa'ya yakıştıracağımız parçalardır ve Cebeci
Hanı ile Sinan arasında bağlantıyı sağlayan önemli bir ipucu olmaktadır.
Galata'da, Fatih Bedestanı yakınında bulunan Kurşunlu Hanın gerek Sinan gerekse Rüs­
tem Paşa ile ilişkisi daha kesindir. Bu han Cenovalılarm San Michele kilisesinin temelleri üze­
rine 1 544- 1 5 50 yılları arasınd a yapılmıştır. 6 3 lstanbul'a 1 544'de gelen Gyllius'un kilise hara­
besinin bu tarihten sonra yıktırılarak yerini hana bıraktığını kaydettiğini Sumner-Boyd ve
Freely söylüyor . 64
O çağın öbür kent hanları gibi Kurşunlu Han iki katlı bir yapıdır. İnce uzun bir orta avlu
çevresinde düzenlenmiş, alt kat revakları yuvarlak, üst kat galerileri sivri kemerli olarak düşü­
nülmüştür. Hanın en kayda değer özelliği avlunun ortasındaki haçvari merdivenidir. Hanın
uzunlamasına ekseni doğrultusunda iki yandan bir sahanlığa ulaşan taş merdivenler, burada
doksan derece sağa ve sola dönerek demirden köprü merdivenlerle yan galerilere bağlanır.
Bu açık merdiven sistemi son derece akılcıdır. Çünkü , hana dar cephelerine açılan iki kapı­
dan girildiği için, her iki kapının yanma ayrı ayrı merdiven yapılması gereğini ortadan kaldır­
dığı gibi, dükkan ve oda olarak kullanılabilecek alanların hizmet işlevine tahsis edilmemesi
açısından da ekonomik bir çözüm getirmiştir.

0--i:
2 45'!Ei
:=::::l l::::
8"""'=
::i 1D====:5
1D
""'"'..,.....
. "'""""'"'
Sla A.ll 151
U . / / 1 : Rıııtl'm /'aşa Hanı (1'11rşıml11 Han) Galata. Kat Planları
MİMAR SİNAN

Görüldüğü gibi, tek katlı, büyük ahırlı Ereğli Rüstem Paşa Kervansarayı bir menzil hanı­
nın, çift katlı ve küçük işyeri ve odalardan meydana gelen Galata'daki Kurşunlu Han bir kent
hanının özelliklerini taşımaktadırlar. Edirne Rüstem Paşa kervansarayı ise her iki türü de bün­
yesinde toplayan kayda değer bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. 65
Ön (kuzey) cephesinin kıvrımlı sokak biçimine bağlı olarak girintili görünümüne ve batı
cephesinin çarpık konumuna rağmen akılcı bir programa bağlı, düzenli bir geometrinin ürü­
nü olan Edirne Rüstem Paşa kervansarayı, girişe göre soldaki bölümü kent hanı, sağdaki bö­
lümü menzil hanı niteliğinde ikili işleve sahiptir.

O 2 4 • 1 10
==---.ı11
ıl0 1. A I(

R . 1 72 : Rüstem Paşa Kervansarayı, Edime. Üst Kat Planı

...
O.c
'�· ""'
'='
""
' �=
"= ===-
- ---
JOılo, A lf

R. 1 73: Rüstem Paşa Kervansarayı, Edirne. Alt Kat Planı

1 52
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

R. 1 74 :
Rüstem Paşa Kervansarayı,
Edime .

R. 1 75 :
Rüstem Paşa Kervansarayı,
Edirne.

Büyük Rüstem Paşa Hanı denilen sol bölüm enlemesine sekiz, uzunlamasına altı kemerli
revaklarla çevrelenen dikdörtgen bir avlunun dört tarafında gelişmiştir. 66 Revakın gerisin­
de, alt katta beşik tonozlu otuzbeş oda, üst katta kubbeli galerilerin gerisinde yine kubbeli
otuz _sekiz oda yer alır. Odalardan sokak tarafındakiler önünde, zemin katta dükkanlar var­
dır. Ustteki odalar ise dışa doğru büyüyerek içiçe çifte hacimli dairelere dönüşür. Katlar ara­
sında bağlantı revakların içine yerleştirilen iki merdivenle, helalara ve sağ bölüme geçiş,oda­
lar arasına konulan dehlizlerle sağlanır.
Yapının Küçük Rüstem Paşa Hanı adı verilen sağ bölümü, zemin katında, cephede dükkan­
lar, avlu çevresinde ahır, mutfak ve helalardan, üst katta konuk odalarından oluşur 67 Ahır•

bölümü ortada bir sıra haçvari ayakla ikiye bölünerek üstü iki sıra beşik tonozla boydan boya
örtülmüştür. Daha küçük olan mutfak da benzer bir mimari kuruluşa sahiptir. Ne var ki,
üst katta ölçek ve plan kuruluşu farklı bir durum gösterir. Avluya bakan galerilerin gerisinde
çeşitli büyüklük ve biçimde ayna tonozlu yirmibeş oda yanyana ve sırt sırta birimler halinde
ilginç bir düzenleme görülür.
Rüstem Paşa kervansarayı, Edirne'nin merkez�pde XV. yüzyıl yapıları Eski Cami ve Bedes­
tan ile beraber üçlü bir yapı grubu oluşturur. Uç Şerefeli Cami ve çevresindeki Peykler ve
'
Saatli medreseler ile Sinan'ın Sokollu hamamı kentin ikinci tarihi yapı guruplaşmasını mey-
dana getirirler. Fakat Edirne'deki en çarpıcı mimari anıt kenti simgeleyen Selimiye camiidir.
Süleymaniye'yi lstanbul'un üçüncü tepesine bir sorguç gibi takan Sinan ikinci başkent Edir­
ne'yi de Selimiye ile taçlandırmış, en olgun yapılarını yarattığı 1 5 70'li yıllarda "Ustalığımın
eseri" sözleriyle tanımladığı Selimiye'de camilerinin en görkemlisini gerçekleştirerek Osmanlı
yapı sanatını doruğuna ulaştırmıştır.
1 53
MİMAR SİNAN

NOTLAR

1- Egli, a.g.e., s. 72. s. 58) Kazasker İvaz Efendi camiinin tezkerelerde


2- A.g.e., res. 42. adı geçmiyor. Kitabesi bulunmadığından yapım
3- Bkz. Konyalı Mi�ar Koca Sinan'ın Eserleri, tarihini de bilmiyoruz. Fakat gelişmiş altıgen şe­
s. 1 8 ; Tahsin üz, Istanbul Camileri, C.l (An­ masını göz önünde tutarak bu camii 1 580'li yılla­
kara, 1 962), s. 1 47 ; Sözen A.g.e., s. 1 77 ; Aslana­ ra tarihlemek hatalı olmayacaktır.
pa, A.g.e., 222. Goodwin ise camii 1 5 54 yılına 1 3- Şkz. Eyice, Istanbul, s. 1 2 3.
tarihliyor. A.g.e., s. 244. 1 4- Ürneğin, Aslanapa, a.g.e., s. 225; Sözen, Türk
4- Kapısı üzerinde bulunan kitabede camiin 1 696-7 mimarisinin Gelişimi ve Mimar Sinan, s.
(H. 1 1 08) ve 1 896-7 (H. 1 3 14) yılarında onarıldı­ 1 86.
ğı belirtilmektedir. 15- Sütun sayısını Öz 1 39, Sufl)mer-Boyd ve Freely
5- Bkz. Şerafeddin Yaltkaya, "Kara Ahmed Paşa 1 1 8 olarak veriyorlar. Bkz. Istaı::ıbul Camileri,
Vakfiyesi", Vakıflar Dergisi il (Ankara, 1 942), Ç. il, s. 54; Strolling Through lstanbul, s. 407.
s. 92. 1 6- Üz, a.g.e.
6- Kitabenin ikinci beyti şöyledir: 1 7- Sözen, a.g.e., s. 1 88.
Küffar-ı haksarın yıkub kenisesini 1 8- Seyahatname, C.I. s. 165.
Bir mabed eyledi kim şehrin ser-amedidir 1 9- Bkz. Konyalı, M.imar Koca Sina.n'ın Eserle­
7- Bu konu için bkz, Eyice, Istanbul, s. 36; ri, s. 1 60; Eyice, Istanbul. s. 1 00; Üz, a.g.e. C.I,
S.ummer�Boyd ve Freely a.g.e., s. 1 29. s.50; Sumner-Boyd ve Freely, a.g.e., s. 394 ; Sö­
8- Unsal, "Istanbul'un Imarı ve Eski Eser Kaybı", zen, Türk Mimarisinin Gelişimi ve Mimar
s. 5 1 , not 1 1 2. Sinan, s. 1 84.
9- Hamamın tarih beyti şöyleydi: 20- Baltacı, a.g.e., s. 309.
Görenler ol makam-ı dil-güşanın didi tarihin 2 1 - A.g.e., s. 308.
Leb-i deryada seyran eyle hamamını mollanın 22- J?kz. Cavid Baysun, "Mihrümah Sultan" maddesi,
Tarih mısraı Ebced hesabına göre 973 yılını lslam Ansiklopedisi, C. VIII, s. 307.
gösterir. 23- Cezar, a.g.e., s. 309.
1 0- Camiin kapısının yanına konulan mermer levha­ 24- A.g.e., s. 392.
da: "Fındıklı Molla Çelebi Camii büyük Türk mi­ 25- Konyalı, Mimar Koca Sinan'ın Eserleri, s .
marı Sinan tarafından 1 589 yılında inşaa edilmiş­ 1 65 .
tir'', yazılıdır. Sinan için çok geç olan 1 589 yılı 26- Bkz. Ali Saim Ülgen, "Pertev Mehmed Paşa'nın
camiin inşa tarihi değil Mehmed Vusuli Efendi'­ Eserleri Hakkında Mimari izahat", Vakıflar
nin öldüğü tarihtir. Dergisi il (Ankara, 1 942), s. 243.
1 1 - Evliya Çelebi Veziriazam Semiz (Cedid) Ali Pa­ 27- Türbenin yanyana iki kubbe ile örtülü olduğu öne
şa'nın Babaeski'deki hayratını anlatırken külliye­ sürülmüşse de yapının ölçüleri böyle bir üst yapı
nin cami , medrese, imaret, hanlar ve dükkanlar­ sistemi için uygun değildir. Bkz. Eyice, lstanbul,
dan meydana geldiğini söyler. (Seyahatname, C. s. 98. Ayrıca, Sözen, Türk Mimarisinin Geli­
III, s. 480.) Cami dışında tüm bu yapılar yıkılmış, şimi ve Mimar Sinan, s. 2 1 6.
onarılmadıklarından ortadan kalkmıştır. Şimdi 28- Sumner-Boyd ve Freely, a.g.e., s. 396.
bunların yerlerini saptamak olanağı yoktur. Ev­ 29- Goodwin, a.g.e., s. 255.
liya Çelebi'nin sözünü ettiği hanlar, imaret ve 30- Bkz. Baltacı, a.g.e. , s. 1 74.
dükkanlar tezkerelerde kayıtlı olmadığı için Si­ 3 1 - Bu küçük külliyeler konusunda etraf1ı bilgi için
nan'a maledilemez. Fakat üç tezkerede adı geçen bkz. Zeynep Nayır, Osmanlı Mimarlığında
medreseyi Sinan'ın yaptığı kesindir. Diğer yan­ Sul tan Ahmed Külliyesi ve Sonrası
dan, camiin ve medresenin yapımına kesin tarih (1609- 1690) (İstanbul, 1975) ss. 1 69- 1 94.
vermek güçtür. Büyük olasılıkla Semiz Ali Paşa'­ 3 2- Babüssaade ağalarından Hüseyin Ağanın yaptır­
nın sadaret yıllarında ( 1 56 1 - 1 565) başlanılmış ve dığı medresenin planı ve bu yapı konusunda bil­
yapılar XIX. yüzyıla kadar ayakta kalmıştı. Avlu gi için bkz. Albert Gabriel, Monuments Turcs
kapısı üzerinde bulunan kitabeye göre cami 1 832-3 d'Anatolie, C.ll (Paris, 1 934), ss. 53-56.
(H. 1 248) yılında Sultan il. M ahmud zamanında 33- Konyalı, Mimar Koca Sinan'ın Eserleri, ss. 205-6.
esaslı bir onarımdan geçirilerek kurtarılmıştır. Ca­ 34- A.g.e., s. 206, not l .
miin içindeki yağlıboya nakışlar bu onarımın 35- Camideki çinilerin hepsi aslında İznik çinisi idi.
ürünüdür. Fakat zamanla eksilenlerin yerine Kütahya ya da
1 2- Eyice'nin, "Mimar Sinan eseri olması kuvvetle başka kaynaklı çiniler konulmuştur. Ürncğin Ka'­
muhtemeldir", dediği (bkz. "Istanbul Minareleri", be resmini gösteren 1 660- 1 (H. 107 1 ) tarihli pano
1 54 Kütahya işidir.
SÜLEYMANİYE VE SELİMİYE ARASINDAKİ YILLARDA HANIM SULTAN VE VEZİR YAPILARI

36- Seyahatname, C.l. s. 430. 56- Seyahatname, C.I, s. 324.


37- 1 9 38 yılında projesi Fransız mühendislerince ha­ 57- Çezar, a.g.e., s. 345.
zırlanan Atatürk Köprüsünün yapımı başlamadan 58- Üz, a.g.e., C. l, s. 87, not 1 84.
önce köprünün camiye çok yaklaştığı anlaşılmış 59- Bkz. C. VI, s. 3290.
ve durum düzeltilmek istenmişti. Prost projesine 60- Kaldı ki, Kapıkulu ocaklarının bir sınıfını oluş­
göre köprünün başı tersaneye doğru kaydırılacak turan Cebeciler için bir han yaptırılmasının an­
ve camiin önü açılacaktı. Her nedense Prost'un lamı da yoktur. Bunların atölyeleri kışlalarının ya­
önerisi kabul edilmeyerek h a.talı proj_e değiştiril­ nında olur, orada çalışırlardı. Oysa bir çeşit işle­
meden uygulanmıştır. Bkz. Unsal, "lstanbul'un meli keçe olan kebe ticaret malı olduğundan ke­
imarı ve Eski Eser Kaybı", s. 45, not. 87. benin yapımı, alımı ve satımı ile uğraşanlar için
38- Konyalı, Mimar Koca Sinan'ın Eserleri, s. 37. l;ıir han yaptırılması akla daha yakındır.
39- Cezar, a.g.e., s. 367. 6 1 - lstanbul Ansiklopedisi, C . Vl. s. 3404.
40- Sol dış kapı üzerindeki kitabede şöyle yazılıdır: 62- Üz, a.g.e.
"Sokollu Mehmed Paşa'nın asarı hayriyesinden 63- Semavi Eyice, Galata ve Kulesi (İstanbul, 1 969),
olan bu camii şerif tamamen harap bir duruma s. 1 6 .
girmiş iken Cumhuriyet elite yeniden tamir ve ih­ 64- A.g.e., s . 457.
ya edilmiştir. 1 94 1 . 65- Vakıflar İdaresince onarılarak otel haline getiri­
4 1 - Cezar, a.g.e., s . 392. len Rüstem Paşa kervansarayının başarılı resto­
42- Konyalı, Mimar Koca Sinan'ın Eserleri, s. 38. rasy<,:m uygulaması 1 980 yılında Ağa Han Mimar­
Barok minarenin resmi için _bkz. A.g.e., s. 3 5 ; Ha­ lık Odülüne layık görülerek bina bir de bu açı­
lil Ethem, Camilerimiz (lstanbul, 1 932), s. 54. dan önem kazanmıştır.
res. 49. 66- Büyük avlunun orta yerinde eskiden bir şadırvan
4 3- Eyice, "İstanbul Minareleri", s. 72. ve şadırvanın üstünde küçük bir mescid vardı. Bu
44- Bu cami konusunda etraflı bilgi için bkz. Ayver­ mescid xıx. yüzyılın ikinci yarısında yıkılmış, ye­
di, Osmanlı Mi'marisinde Fatih Devri, C. III, nilenmediğinden yok olup gitmiştir.
ss. 200-204. 67- Bu bölümün dikdörtgen avlulu sol bölüme son­
45- İzmit Pertev Paşa camiinin kitabe yeri boştur; fa­ radan eklendiği öne sürülmüş ise de bu görüşe ka­
kat avlu kapısı üzerine daha sonra konulan mer­ tılmak olanağı yoktur. Küçük Rüstem Paşa hanı­
mer levhada: "Cami-i Şerif-i Pertev Mehmed Pa­ nın üst katında bulduğumuz sırt sırta çift odalı
şa Sene 987", yazılıdır ki bundan camiin 1 579 yı­ düzenleme Sinan'ın başka uygulamalarını (örne­
lında tamamlandığı anlaşılmaktadır. ğin, lstanbul Ali Paşa Ham) akla getirmektedir.
46- Seyahatname, C. III, ss. 300-30 1 .
47- A.g.e., C . Ill, s . 478.
48- A.g.e.
49- Cezar, a.g.e., s. 389.
50- Glasoviti Hrvati (Zagreb, 1 886)'dan naklen İslam
Ansiklopedisi, C. VII. s. 605.
5 1 - Şkz. Ekrem Hakkı Ayverdi, "Yugoslavya'da Türk
Abideleri ve Vakıfları", Vakıflar Dergisi lll,
ss. 1 8 1 -2 .
52- Köprüdeki kitabelerin metinleri için bkz. Halim
Baki Kunter, "Kitabelerimiz", Vakıflar Dergi·
si il, ss. 448-9.
53- Önceleri kitabede adı geçen Yusuf bin Abdullah'­
ın köprüyü inşa eden taşçı ustası olduğu öne sü­
rülmüş, fakat Yusuf ile Sinan isimlerinin her za­
man birlikte kullanıldıkları gerekçesiyle Konyalı
Yusuf bin Abdullah'ın Mimar Sinan olduğunu id­
dia etmişti. (Bkz. Mimar Koca Sinan, ss. 1 4 5-7).
Her ne kadar Sinan imzasını "El Fakir Sinan ser­
mi'maran-ı Hassa" şeklinde atıyor, mühüründe
"El fakir ül-hakir Sinan" yazıyor, başka deyimle,
bunlarda Yusuf ismini kullanmıyor ise de Risale·i
Tezkiret ül Ebniye ' nin 65. beytinde Sa'i'nin Si­
nan' dan Yusuf bin Abdullah olarak söz etmesi
(Bkz. Meriç, a.g.e. , s. 62) Konyalı'mn haklı oldu­
ğunu göstermektedir.
54- Evliya Çelebi kervansarayın 1 598-9 (H. 1 007) yı­
lında yapıldığını söyler ise de (Seyahatname, C.
Ill, s. 42) 982 tarihi kitabenin son satırının altın­
da rakamla yazılıdır.
55- Rüstem Paşa'nın adım taşıyan öteki dört menzil
hanı Karışdıran, Samanlı, Sapanca ve Tekirdağ'­
da idi. Edirne Rüstem Paşa kervansarayı da bir
bakıma bu guruba girerse de özelliği olan bir han­
d ı r ve daha sonra a y r ı c a ele a l ı narak
incelenecektir.
1 55
MİMAR SİNAN

R. ı 77 Selimi,e Camii, Kon,a.


IV. BÖLÜM

il. SELİM VE BAŞKADINI NURBANU SULTAN'IN


YAPTIRDIGI KÜLLİYELER

K
anuni Sultan Süleyman'ın ölümü üzerine tahta çıkan oğlu il. Selim'in adını taşıyan
ilk yapılar Konya yöresinde bulunur. Bunlar Konya Selimiye camii ile Karapınar Sul­
tan Selim külliyesidir. Yapımına Selim'in şehzadelik yıllarında başlanan Konya Seli­
miye camiine kesin bir tarih vermek olanak dışıdır. 1 565 yılma doğru tamamlandığı iddia edildiği
gibi, 1 Selim'in cülusundan sonra bittiği de öne sürülür. 2 Ayrıca, tezkerelerde adı geçmediğin­
den söz edilmek suretiyle bu camiin Sinan yapısı olduğu da ima edilmiştir. 3 Ne var ki, Eski
Fatih ve Gözleve Tatar Han camilerinin plan şemasını tekrarlayan Konya Selimiye camiinin
11. Bayezid ve Yavuz Sultan Selim dönemlerini hatırlatan keskin köşeli kitle kuruluşu ve uçla­
rı kapalı son cemaat revakını, Sinan'ın 1 560'lı yıllarda eriştiği mimari üslupla bağdaştırmak
güçtür. Bu durumda da camiin bir başka mimarın elinden çıktığı sonucuna varmak gerekir.
Konya Selimiye camiini Sinan'ın öz yapıları arasına alamıyoruz. Fakat, Konya'nın Karapı­
nar ilçesinde bulunan ve üç tezkerede de adı geçen Sultan Selim camiinin, Sinan'm önemli
eserlerinden biri olduğu yolunda şüphe yoktur. Dengeli kitle kuruluşu ile yatay ve düşey planda.
kusursuz oranları, bu camiin, İstanbul'da tasarlanıp, merkezden gönderilen yetenekli bir mi­
marca gerçekleştirildiğini açıkça ortaya koymaktadır.

o�"'=-'"-=----'°-==== ·

R. ı 76 Selimiye Camii, Konya. Plan. 1 57


MİMAR SİNAN

R. 1 78 Sultan Selim Camii, Karapınar. Plan

.,.,,,.
,..,, J
'----,.�-·-'i··=;,-,,,,.----- .

R. 1 79 Sultan Selim Camii, Karapınar.


Kıble Kapısı

Üç beyitlik Arapça kitabesinin son mısraı ebced hesabıyla 97 1 tarihini gösterir ki, buna
göre Karapınar Sultan Selim camii 1 563-4 yılında tamamlanmış olmaktadır.4 Kitabenin sağ
ve sol ucundaki boş çerçevelere ve altına siyah boya ile yazılan 1 263 tarihli kitabe ise, camiin
1 84 7 yılında, Sultan Abdülmecid'in iradesiyle esaslı biçimde onarıldığını gösteriyor. 1 Cami
son olarak 1959'da Vakıflar ldaresince bir kez daha elden geçtiği için bugün çok iyi durumda
bulunmaktadır.
Karapınar Sultan Selim Camii, tek kubbeli, çifte minareli, beş göz revaklı sade ve simetrik
bir yapıdır. 14.80 metre çapında, pandantiflere oturan büyük kubbesi yuvarlak bir kasnakla
kuşaklanmış, kasnak dört köşede payanda kemerlerle desteklenmiştir. Tümüyle kurşun kaplı
üst örtü sistemini taşıyan, sarıya çalar düzgün kesme taştan beden duvarları üç kademelidir.
Ön köşelerde minare kaideleri, arka köşeler ve üç cephenin ortasında dayanma duvarlarıyla
pekiştirilen duvarlar zeminden 10.60 metre yükseklikte bir saçakla kesilir. Saçağın üstünde
alçak ve kalınlığı azaltılan bir kademe, daha yukarda payanda kemerlerin bastığı, köşeleri pahlı
kubbe tabanı yer alır. Kubbe tabanının yüzü ön cephede taş olarak bırakılmış, fakat öteki
üç yönde kurşunla kaplanarak, bu bölümün kare yapıdan kubbe yuvarlağına geçiş sisteminin
parçası olduğu vurgulanmıştır.
Karapınar Sultan Selim camiinin son cemaat yeri 3 . 60 metre çapında beş eşit kubbe ile ör­
tülüdür. Kurşun kaplı ve alçak sekizgen kasnaklı revak kubbelerinin hepsi pandantiflere otu­
rur. Başlıkları stalaktitli, tabanları bronz bilezikli olan revak sütunları mermerdir. Önder'in
yayınladığı eski bir fotoğrafta görülen dış revak şimdi yoktur ve bu saçağa ilişkin herhangi
bir iz de kalmamıştır. 6 Camiin çifte minaresi dörtgen planlı kürsüler üstünde yükselir. Papuç­
ların silmeleri, beden duvarlarının ikinci saçağı ile aynı çizgide bulunan minarelerin gövde
1 58 ve petekleri onaltı kenarlı, şerefe altları stalaktitli, şerefe korkulukları şebekelidir.
il. SELİM VE BAŞ KADINI NURBANU SULTAN'IN YAPTIRDIÔI KÜLLİYELER

R . 1 80 Sultan Selim Camii, Karapınar. Dış Görünüş R. 1 81 Sultan Selim Camii, Karapınar

Camiin son cemaat duvarında iki pencere vardır. Öbür üç cephede yine birer çift altlı üstlü
pencere ile, birer yuvarlak tepe penceresi görülür. Dört pencere de kubbe kasnağına açılmış­
tır. Alt sıradaki pencereler, sağır sivri kemerli, taş söveli ve demir parmaklıklı yapılmış, daha
üst düzeyde bulunan pencerelere filgözü şebekeli dışlıklar ve renkli camlı içlikler geçirilmiştir.
Son cemaat duvarına bakan pencerelerin dış taraflarında mihrabcıklar, onların dış tarafla­
rında minare kapıları yer alır. Mihrabcıkların nişleri yedi köşeli ve tepeleri dilimli; basık ke­
merli minare kapıları taş sövelidir. Camiin kıble kapısı da iki sıra düz taş bordürler içinde
olmakla birlikte beyaz ve külrengi mermerden yapılmıştır. Külrengi yekpare mermere işlen­
miş onbir dilimli yelpaze alınlığı ile dikkati çeker. Yelpaze-ya da istiridye kabuğu- motifi
XVIII. yüzyılda çok kullanılmış ise de klasik dönemde ender rastlanan bir süsleme unsurudur
ve buradaki uygulama bilinen en eski örnek olmaktadır.
Camiin mihrabı ve minberi de aynı külrengi mermerden yapılmıştır. Üç sıra pahlı bordürle
çevrili olan yedi yüzlü, stalaktitli mihrab nişinin üst köşelerinde gülçeler, daha yukarda bir
ayet yer alır. Minberin taçlı kapısı da süslü, fakat merdiveninin korkulukları ile üçgenleri düzdür.
Yalnız, üçgenlerin çerçeveleri üzerindeki sekiz adet gülçe kayda değer.
Karapınar Sultan Selim camiinin büyük kubbesi ile pandantiflerinin yüzeylerinde, alt pen­
cerelerin, mihrabın ve kapının tepesinde ve üst pencerelerin çevresinde kalem işi bezeme gö­
rülür. Kırmızı, mavi, yeşil renklerin hakim olduğu nakışlar son onarımın ürünüdür.
Karapınar Sultan Selim camii, Konya'yı Adana'ya bağlayan kervan yolu üzerindeki menzil
külliyesinin camiidir. Bu nedenle de külliyenin ana yapısı cami değil kervansaraydır. Ne ya­
zık ki, camiin tersine, kervansaray ve imaretin büyük bölümü zamanımıza yıkılmış durumda
ulaştığından, yapı topluluğunun heybetli görüntüsü kaybolmuştur. Kalıntılar, külliyenin ca­
mi, misafirhane, kervansaray, hamam ve çeşmeden oluştuğunu; misafirhane ve kervansara­
yın güneyde cami, kuzeyde çeşme ile noktalanan bir yol üzerinde sağlı sollu sıralandığını; ha­
mamın ise bunların doğusuna konulduğunu gösteriyor. 1 59
MİMAR SİNAN

R. 1 82
Sultan Selim Külliyesi,
Karapınar.
Genel Görünüş

Camiin önünde bulunan misafirhane orta yolun iki yanına konulan kubbeli oda ve eyvan­
lardan meydana gelir. Yolun batısında yanyana üç oda, doğusunda iki kollu bir bölüm yer
alır. Kollar da üçer birimlidir. Yalnız bunların orta bölümü eyvan biçiminde yapılarak, ocaklı
odalar eyvanların iki yanına konmuş, odaların kapıları da eyvanların içine açılmıştır.
Misafirhanenin şimdiki asimetrik kitle düzenini şüphesiz, Sinan'a bağlayamayız. Ancak ye­
rinde kazı yapmadan bu yapının gerçek kitle kuruluşunu ve camiin avlu duvarlarına nasıl
bağlandığını saptama olanağı yoktur. Kervansaraya ilişkin pek çok soru da yine yapılacak
kazı sonucu cevaplanabilir. Bugün için söyleyebileceğimiz, Karapınar Sultan Selim kervansa­
rayının, çift kanatlı kuruluşuyla, Gebze Çoban Mustafa Paşa kervansarayına benzediği; fakat
ondan farklı olarak, orta bölümünün kubbeyle örtülü kare-planlı bir taşlık değil, güney-kuzey
doğrultusunda beşik tonozlu ince uzun bir hacim olduğudur.
Kervansarayın bir aşırı sarı ve gri taştan örülü, basık kemerli geniş kapıları, orta bölümün
iki ucuna konulmuştur. Kuzeydeki külliyenin dış kapısı, güneydeki kervansaray ile öteki ya­
pıların bağlantısını sağlayan kapıdır. Kervansarayın kanatlarına geçişler ise, orta bölümün
uzun yan duvarlarının merkezinde karşılıklı yer alan Bursa kemerli kapılardır.
Karapınar Sultan Selim kervansarayının asıl bölümlerini oluşturan kanatlar, hemen tümüyle
yıkılmış, batıdakinin arsası park haline getirilmiş, doğudakinin yerine yeni yapılar yapılmış­
tır. Bu yüzden kervansarayın kanatlarında üst örtüyü taşıyan kaç sıra ayak vardı? Ust örtü,
Ereğli Rüstem Paşa kervansarayı gibi beşik tonozlu mu? Yoksa Büyük Çekmece Sultan Süley­
man kervansarayı gibi sakıflı mı idi? Bilmiyoruz. Ali Saim Ülgen'in 195 1 tarihli restitüsyon
'
resimlerinde gösterdiği iki sıra ayağın, iki yüzeyli kırma çatının ve her kanattaki otuz bir adet
ocak yerinin gerçeği ne ölçüde yansıttığını söylemek zordur. Biz kervansarayın beşik tonozlu
160 olduğu kanısındayız.
ll. SELİM VE BAŞ KADINI NURBANU SULTAN'IN YAPTIRDIÔI KÜLLİYELER

Yeri ndc kazı yapılmadan kesinleşmeyecek bir başka görüşümüz de Lüleburgaz ve Payas So­
kol l u külli yclcrindeki gihi burada da külliyenin ana eksenleriyle uyuşan açık ya da kapalı bir
a rast a n ı n hulunduğudur. Sultan Selim külliyesine ilişkin bir vakıf kaydında: "Karapınar diye
; ı n ı l a n korkulu, tenha ve muhafazası lazım bir derbend köyü üzerinde Sultan İkinci Selim'­
i n . hir ma 'mure vücude getirdiği ve burada cami, imaret, han, hamam ile 39 dükkan ve 2
. .

dcği rmen yaptırdığı ", yazılıdır. 7

Söz konusu edilen dükkanlar nerede idi? Eyice, dükkan gözlerinin kervansarayın yola ba­
kan cephesinde sıralanmış olabileceğini belirtiyor. 8 Dükkanların, kervansarayın yola bakan
kuzey yüzüne yapıştırılmış olması olanak dışı değildir. Fakat bedestanlardaki gibi dükkanla­
rın yapının dört sağır cephesini çepeçevre sardığını ve kervansarayın kanatlarıyla birlikte bun­
ların da yıkılıp ortadan kaybolduğunu düşünmek, akla daha yakın gelmektedir. Böyle bir dü­
zenleme misafirhane ile sıra dükkanlar arasında en az misafirhanenin sağ ve sol bölümleri
arasındaki kadar yaklaşık 8 metre eninde- bir yol bırakır ki, bu da fazlasıyla yeterli olur.

R . 1 83 Sultan Selim Külliyesi, Karapınar. Restitüsyon Planı

161

.c-r.--.-� ·... ::
MİMAR SİNAN

R. 1 84 Lala Mustafa P�a Külliyesi, Ilgın. Durum Planı

··:· :. =: M � · ::·· ft:::· ·


::-

j ! ; !
�--: ı

Karapınar Sultan Selim külliyesinde kesinlikle cevaplayamadığımız bir soru da aşhanenin


nerede bulunduğudur. Bu işlevi gören hacimler misafirhanenin bir yanında bağımsız bir yapı
mıydı? Yoksa kervansarayın bir bölümünü mü oluşturuyordu? Şam Süleymaniye ya da Payas
Sokollu örnekleri, aşhanenin kervansaray kesimi içersinde yer aldığını gösterir. Diğer yan­
dan, Ilgın Lala Mustafa Paşa külliyesinde misafir odaları, Ereğli Rüstem Paşa kervansarayında
olduğu gibi, kervansarayın cephesinde sıralanmış, fakat aşhane, misafir odalarının baktığı ca­
mi avlusunun karşı tarafına yerleştirilerek, kervansaray kitlesinden ayrı bir yapı halinde ta­
sarlanmıştır. Birden fazla çözüm yolu bulunduğunu bildiğimiz bir konuda, böylece Karapınar
Sultan Selim aşhanesinin yeri ile ilişkili sorunun şimdilik cevaplanamayacağını belirtmekle
yetiniyoruz.
Karapınar Sultan Selim hamamına 9 gelince: bu yapı harap olmakla birlikte soyunmalık
ve yıkanma bölümleri eksiksiz zamanımıza: ulaşmıştır. Hamamın mimarisi düzgün fakat so­
yunmalığının ön yüzü dışında duvar örgüsü itinalı değildir. Buna karşılık, ana eksenin kuzey
ucunu noktalayan çeşme taş kaplamalı örtüsü , iki renk taştan kaş kemeri , çifte ayna taşları
ve Konyalı şair Meşami'nin dört beyitlik tarih kitabesiyle, ı o güzel bir eserdir. Külliyelerde en
son çeşmenin yapıldığını göz önüne alarak, söz konusu kitabeyi Karapınar Sultan Selim külli­
yesinin 1 569-70 (H.977) yılında tamamlandığını gösteren belge olarak değerlendiriyoruz.
Karapınar Sultan Selim külliyesinin bittiği tarihte Edirne Selimiye camiinın temeli atılmış
bulunuyordu . il. Selim'in şehzadeliğinden başlayarak cülüsundan sonra da üç yıl Karapınar'ı
imar eden Sinan bu arada Selim'in adını taşıyacak bir başka külliyenin hazırlıklarını tamam­
lamış, cami, medrese ve darülhadisten oluşan yeni külliyenin yapımına 1 568 (H .976) yılında
başlanmıştır.
Edirne Selimiye camii Sinan'ın mekan bütünlüğüne ulaşma çabalarının doruk noktası ol­
duğu gibi onun, Osmanlı selatin camiini, Aya Sofya ile eş düzeye getirdiğini -hatta onun ileri­
sine geçirdiğini- savunduğu anıttır. Tezkiret ül-Bünyan'da yer alan aşağıdaki pasajın, XVI.
yüzyıl Osmanlı mimarının düşünce ve özlemlerini yansıttığına şüphe yoktur. Şöyle diyor Si­
nan'ın ağzından Sa'i Mustafa Çelebi: "(Sultan Selim Han) şehr-i Edirne'ye kemal-i mertebe
nazar-ı şefakatleri olmağın bir cami binasına emr-ü Hümayunları oldu ki rüzgarda misali ol­
162 maya. Bu hakir dahi bir resm-i ali eyledim ki Edirne içinde menzür-ı halk olan dört minaresi
il. SELİM VE BAŞ KADINI NURBANU SULTAN'IN YAPTIRDIÔI KÜLLİYELER

kubbenin dört canibinde vaki olmuşdur. Hep üç şerefelidir. Üçer yollu ve ikisinin yolları baş­
ka başka vaki olmuşdur. Ol mukaddema bina olunan Üç Şerefeli bir kule gibidir. Gayet ka­
lındır. Ama bunun minaresi hem nazik, hem üçer yolları olmak gayet müşkül olduğu ukalaya
ma'lumdur. Halk. cihan, daire-yi imkandan hariç dediklerinin bir sebebi Ayasofya kubbesi
gibi kubbe Devlet-i İslamiyyede bina olunmamışdır deyu küffar-ı fecerenin mi'mar geçinenleri
müslüm anlara galebemiz vardır derler imiş. Ol kadar kubbe tutgurmak gayet müşküldür de­
dikleri bu hakirin kalbinde kalmışdı. Mezbur cami binasında himmet idüb bi'avnillah-i teala
saye-i Sultan Selim Han da izhar-ı kudret idüb bu kubbenin Ayasofya kubbesinden altı zir'a
kaddin ve dört zir'a derinliğin ziyade ittim." 1 1
Selimiye camiinin kubbesi Sinan'ın -ya da Sa'i'nin- iddia ettiği gibi Aya Sofya'nın kubbe­
sinden altı zir'a (yaklaşık 4.50 metre) yüksek ve dört zir'a (yaklaşık 3 .00 metre) derin değildir.
Selimiye'nin 3 1 . 22 metre çapındaki kubbesi Aya Sofya'nın çapı 30.90 ile 3 1 .80 metre arasın­
da değişen hafif oval kubbesi ile hemen hemen eş büyüklüktedir. 1 2 Diğer yandan, Selimiye'­
nin kubbesi zeminden 42.25 metreye yükselirken, Aya Sofya'da bu mesafe 55.60 metreye çı­
kar. Bu yüzden Sinan'ın iddiasında haklı olduğu söylenemez. Ne var ki, Giriş Bölümümüzde
belirttiğimiz gibi, önemli olan Sinan'ın Aya Sofya kubbesinden daha büyük ve daha yüksek
bir kubbe yapabilmesinden çok , Aya Sofya'dan esinlenerek, fakat onu taklit etmeden Os­
manlı camiini mantıki sonucuna vardırabilmiş olmasıdır. Başka deyişle, Selimiye'nin kubbesi
Aya Sofya'nınkinin ölçülerine ulaştığından değil, Osmanlı mimarisinin başından beri özlemi­
ni çektiği mekan bütünlüğünü en alımlı ve anlamlı ifadenin aracı olduğundan Sinan için bir
övünç kaynağıdır.

/\. 1 H5 \climrn: 1'ııl/i,·o i , Edirne. Grnd Giirımlış


MİMAR SİNAN

.,.. .. '� Vl v..·w --·ı r:�


1�1.\....1L
,.·

�--�- · ·: ı... � .. . '-- -� I


����

\!' \
r· ....)rı---+- -j
-
-- +
-
1C ..�'..-
. .

>---+--·- --

-ı--· -1---

f----+---+- -

-- -.::1,(Q-1»'.- -
-- -1-n �-
--
f----+--- -��f;-=
'
J ..L
-C:J+'r>h-r+��.-,-,��
-- -�

- -- - ...,,
1--
-

�--- --

f----+-·--1-- -
f----+--+-·-

-- -

f----+--t- -

f---+--- - -

o !5 ıo 1!5 00 25 75m.
==ı====o=:::e===="""' A.I<.

R . 1 86 Selimiye Külliyesi, Edime. Durum Planı


1 64
il. SELİM VE BAŞ KADINI NURBANU SULTAN'IN YAPTIRDIÔI KÜLLİYELER

Edirne Selimiye külliyesi daha önce Yıldırım Bayezid'in sarayına yaptırdığı Sarıbayır ya da
Kavak Meydanı denen düzlükte kurulmuştur. 1 3 Cami, medrese ve darülhadis, dört yanı du­
varlarla çevrili 190 x 1 30 metre boyutlarında büyük dikdörtgen avlunun içine, ortada cami
ve güneydeki köşelerde ikiz eğitim yapıları olmak üzere, simetrik bir düzende yerleştirilmiştir.
Büyük avlunun batı cephesini boydan boya kaplayan kapalı arasta ile çarşı kitlesine sırtını
veren darülkurra ise, daha sonraki döneme tarihlenir. Arastayı, Selimiye'ye gelir sağlamak
amacıyla lll. Murad, Mimarbaşı Davud Ağa'ya yaptırmıştır.
Burada şu soru akla geliyor: Selimiye çarşısının tasarımı ve yapımını tümüyle Davud Ağa
mı üstlenmiştir? Yoksa Davud Ağa ustasınca tasarlanan bir yapıyı, sonradan onun çizim, ke­
şif ve açıklamalarına göre mi gerçekleştirmiştir? Bu soruyu şunun için soruyoruz. Selimiye ca­
miinin oturduğu büyük avlunun batısı, yamaca rastladığından burada yüksek dayanma du­
varları yapılmıştı. Sinan herhalde bu duvarların ağır görünümü perdelemek için kapalıçarşıyı
tasarlamış, fakat Selim'in, camiin bitiminden önce ölümü üzerine çarşının yapımından vazge­
çilmişti. Elde iddiamızı kanıtlayacak bir belge yoksa da, şimdiki biçimini iki aşamada alan
Edirne Selimiye külliyesini, tümüyle Sinan'ın tasarladığını ve her parçasının onun mimari
düşüncelerini içerdiğini savunacağız.
Edirne Selimiye camiinin ana kitlesi, Şehzade Mehmed camiindeki gibi, biri açık öteki ka­
palı eş boyutlu iki bölümden oluşur. Yalnız Şehzade Mehmed'den farklı olarak burada bö­
lümler kare değil, yanlamasına konulmuş, eni 60, boyu 44 metre olan dikdörtgenlerdir.

f���J·==�==
(
/ , I ! ,,-�,
ııv
ı ı /··· ---..,_ 1
\! u· �
\
' ·· ..
) j· : \
·· '··-·
) �'· /!
,
' ----·

R. 1 87 Selimiye Camii, Edime. Plan

'

1 65
MİMAR SİNAN

R. 1 88 Selimiye Camii, Edime. Uzunlamasına Kesit

Üstü açık ön bölüm, gerek dış cephelerinin pencere sistemi, gerekse iç mekanını tanımla­
yan revakların sütun ve kubbe ritmleriyle ilginç bir mimariye sahiptir. Şöyle ki, şadırvan av­
lusunun kuzey cephesinde, cümle kapısının sağında ve solunda her aksa iki katlı birer pence­
re konulmuşken, yan cephelerde her aksa altlı-üstlü ikişer pencere açılmış ve ayrıca, son ce­
maat revakını içeren dipteki aksın saçağı düzeltilerek, bu birimde bir de tepe penceresine yer
verilmiştir.
Şadırvan avlusunun iç düzenlemesi de, dış cephelerin pencere sistemi gibi çeşitlilik gösterir .
Avlu, yanlarda üçer, arkada beş, önde üç geniş, iki dar açıklıklı; revaklar üç değişik çapta
kubbelerle örtülüdür. Toplam onsekiz kubbenin, en ufak boydaki dördü , cümle kapısının sa­
ğında ve solunda; orta boydaki dokuz kubbeden biri, cümle kapısının gerisinde, ötekiler yan­
larda bulunur. Beş büyük kubbe de son cemaat duvarının önünde sıralanır.
Revak kubbeleri avlu saçağının üstünde sekizgen kasnaklarla kuşaklanmış, camiin kıble ka­
pısı önündeki kubbenin kabuğu dilimli ve yanındakilerden daha yüksek yapılarak ana giriş
vurgulanmıştır. Ayrıca bu kubbe stalaktitli konsollara oturduğu için, tümü pandantifli olan
öteki kubbelerden iç görünüm bakımından da farklıdır.
Şadırvan avlusunun revak�, büyük boy granit ve daha kısa ak mermer sütunlara biner. Yal­
nız kuzeyde ki uçlarda taşıyıcılar, dört köşesinde gömme sütunceler bulunan kare kesitli ayaklar
biçiminde yapılmıştır. Tüm başlıklar stalaktitli -son cemaat revakının dar gözlerini geçen kaş
kemerler bir yana bırakılırsa- tüm sivri kemerler, iki merkezli ve iki renk taş örgülüdür.
Revak döşemeleri kesme taş, orta alan mermer kaplıdır. Avlunun merkezindeki onaltı yüz­
lü şadırvan da ak mermerden yapılmıştır. Kemerli ayna taşları, şebekeli alınları , palmetli pi­
lastır ve frizleri ve büyük çanağı ile avluya ölçü veren zarif bir eserdir.
Edirne Selimiye camiinin en kayda değer özelliklerinden biri, ön avlusunun ortasında bulu­
nan şadırvan öğesinin, camiin içinde simgesel olarak tekrarlanmasıdır. İç şadırvan, üstü ndeki
fevkani müezzin mahfiliyle birlikte, büyük salonun tam merkezinde yer alır. Bu çifte motif
üzerinde kısaca durmak isteriz.
1 66
ll. SELİM VE BAŞ KADINI NURBANU SULTAN'IN YAPTIRDIÔI KÜLLİYELER

1 67
R. J 89 Selimive Camii. Edime. Sadırvan ve Kıble Kapısı
MİMAR SİNAN

R. 1 90 Selimiye Camii, Edime. Şadırvan Avlusundan Ayrıntı


ll. SELİM VE BAŞ KADINI NURBANU SULTAN'IN YAPTIRDIÔI KÜLLİYELER

Su, Türk-İslam mimarisinde, başlangıcından beri birinci derecede rol oynayan bir öğe ol­
muştur. Bir yeri imar etmek, oraya su götürmekle eşdeğer anlam taşımış, cami olsun , medre­
se, darüşşifa, kervansaray olsun her tür yapının avlusunda şadırvana yer verilerek suyun öne­
mi her zaman belirtilmiştir.
Şadırvan genellikle cami avlusunun ortasında yer alır. Ne var ki, Anadolu Selçuklu ve er­
ken Osmanlı dönemlerine tarihlenen, bazı avlusuz camilerde, şadırvanın camiin içine kaydı­
rılarak, tepesi açık bir gözün ortasına konulduğunu görürüz. Bu türün örnekleri arasında sa­
yabileceğimiz Divriği Ulucamii ya da Niğde Alaeddin camiinin içinde bugün şadırvanı yok­
tur; çünkü bunlar kaldırılarak yerleri camiin namaz kılma alanına katılmıştır. Diğer yandan,
Bursa Ulucamiinin şadırvanı yerinde durmakta, tepesi delik bir kubbeyle örtülü ve camiin
döşeme düzeyinden bir kaç basamak aşağıda yer alan bu şadırvanlı göz, dün olduğu gibi gü­
nümüzde de iç avlu işlevini sürdürmektedir.
Edirne Selimiye camiinin ana şadırvanı şüphesiz ki ön avlunun ortasında bulunan şadır­
vandır. Fakat buna ek olarak, kubbeli ana hacmin ortasına da bir küçük şadırvan koymak
suretiyle Sinan, bir yandan geleneksel bir Anadolu motifine yer verirken bir yandan da Seli­
miye'de muazzam kubbenin yarattığı merkezi mekan duygusunu daha güçlü biçimde vurgula­
mak istemiştir. Başka türlü söylersek, nasıl selatin camilerde kubbe cümle kapısı ile mihrabın
merkezinden geçen kıble ekseniyle belirtiliyor ise, büyük kubbenin göbeğinden geçen dikey
ekseni de belirleyecek bir düzenleme düşünmüş ve kubbenin bir ayetle noktalanan merkezi­
nin tam altına fevkani mahfil ve şadırvan yerleştirerek yer-gök eksenini somutlaştırmıştır Sinan.
Söz konusu uygulama ile ayrıca önemli bir soruna da çözüm getirilmiştir. O da selatin ca­
milerde minber ya da Hünkar mahfili gibi belirli bir yeri bulunmayan müezzin mahfiline, ca­
mii iç simetrisini etkilemeyecek bir formülün bulunmasıdır. Müezzin mahfili Şehzade Meh­
med'de kuzey-batı filayağına, İstanbul Süleymaniye'de güney-batı filayağına bitişiktir. Tıpkı
daha önce kapının sağına, soluna, önüne, üstüne, ya da avlunun çevresinde herhangi bir ye­
re konan Selçuklu kervansaray mescidlerinin, Sultan Hanlarında avlunun ortasına fevkani
bir yapı olarak yerleştirilmesi gibi, müezzin mahfilinin Selimiye'de ana mekanın ortasına alın­
ması, Osmanlı klasik camilerinde ibadet gerekleriyle, mimari arasında varolan uyuşmazlıklar­
dan birinin de çözüm yolunu göstermiştir. Ne var ki, Sinan'dan sonra yapılan selatin camile­
rinde nasıl Edirne Selimiye şemasına itibar edilmeyerek, hep Şehzade Mehmed'in dört yarım
kubbeli şeması tekrarlanmışsa, Selimiye'de bulduğumuz müezzin mahfili uygulaması da bir
daha kullanılmamıştır. Sinan'ın halefleri, çok büyük çaplı bir kubbeyle bağdaşan merkezi mü­
ezzin mahfili motifini, Sultan Ahmed, Yeni Valide, Yeni Fatih gibi camiler için fazla iddialı
bulmuş olsalar gerektir.
Edirne Selimiye camiinin 3 1 .28 metre çapındaki kubbesinin yükü sekiz filayağına biner. Şeh­
zade Mehmed ve İstanbul Süleymaniye camilerinden farklı olarak bunlar onikigen gövdelidir
ve birinci sıra kemerler düzeyine kadar onikigenin yüzü ince uzun profilli çerçevelerle işlene­
rek filayaklarının ağır görüntüsü hafifletilmek istenmiştir. Alt sıra kemerler mihrabın iki ya­
nında perde duvarlarla doldurulmuş, fakat bunlar dışında mihrab nişinin yarım kubbesi ile
üç cephede mahfilleri barındıran beşik tonozlu gözlerin alınlarını oluşturmuştur. Daha üst
düzeydeki sekiz kemerin gerisinde ise dört yanda iki sıra pencereli düz duvarlar, köşegenlerde
tek sıra pencereli tromp yarım kubbeleri yer alır. Kubbe tabanı sekiz kemerin arasına konu­
lan üçgenli çıkmalarla daireye dönüştürülerek, büyük kubbe bunun üstüne oturtulur.
Büyük kubbenin yan itme gücü kalın bir kasnakla pekiştirilir ve kasnak ayrıca, ayakların
tepesinde üst örtüyü yırtarak kubbeyi kuşatan sekiz ağırlık kulesine dayalı ikiz kemerlerle pa­
yandalanır. Daha aşağıda, bir sıra kemerli payanda, bu sefer, ağırlık kulelerinin bastığı fil ayak­
larını desteklemek suretiyle kubbenin yükü beden duvarlarına aktarılır.
Ağırlık kuleleri büyük kubbenin sekiz köşesini noktalar. Tromp yarım kubbelerinin iki ya­
nındaki kemerli payandalar, yine büyük kubbenin tabanını oluşturan sekiz filayağını pekişti­
rir. Sekizgen taşıyıcı sistemi üç yandan saran dikdörtgen ana yapının köşeleri ile minare kür­
süleriyle kenetlenmiştir. 1 69
MİMAR SİNAN

Büyük kubbenin dört yanında ve ona yakın bulunan minareler yapının dikeylik hissini ar­
tırır. Bunda kasnak pencelerinin dar ve yüksek oluşu ile, ağırlık kulelerini örten sivri kubbele­
rin de payı vardır. Fakat asıl etken Sinan'a özgü çubuklu gövdeleriyle olduklarından daha
yüksek duran minarelerdir. Dördü de zeminden alem ucuna kadar 70.89 metre boyundaki
Selimiye minareleri 1 4 üçer şerefelidir ve öndekilerin şerefelerine üç ayrı merdivenle çıkılır.
Merdivenlerin kapıları doğuya ve batıya olmak üzere dış avluya açılmıştır.
Şadırvan avlusunun duvarlarında Sinan'ın kuzeyde her aksa bir, doğu ve batıda iki pence­
re açmasına karşılık, ana kitlenin beden duvarlarında, en azından üç cephede, üçer birimli
bir sistem uyguladığını görürüz. Şöyle ki, camiin son cemaat revakına bakan kuzey duvarının
orta aksında kıble kapısı ile, onun iki yanında tepeleri stalaktit dolgulu birer pencere; bunun
sağında ve solunda üçer pencereli birer aks, sonra ikisi açık, biri sağır üç pencereli dış akslar
yer alır. Doğu ve batı cephelerindeki düzenleme de ya üç pencere ya da bir kapı iki pencere
esasına dayandığı gibi bu cephelerde açılan galeriler de yine üç kemerli yapılmıştır. Güney
cephesinde ise farklı bir sistem vardır. Ortadaki çıkıntıda yalnız mihrabın sağına ve soluna
birer pencere açılıp, merkez sağır bırakılmış; yan akslarda dış cephe düzeni açısından üçer
pencere görülürse de, kemerler içinde ikişer pencereye yer verilmiş, üçüncü pencere büyük
kubbeyi tanımlayan karenin sınırları dışında kalmıştır. Güneydeki galeriler de ötekilerden
farklı biçimde, dördü enli ikisi dar olmak üzere altı kemerli yapılmak suretiyle üçlü sistem
burada sürdürülmüştür.
Edirne Selimiye ca�iinin, aradaki iki payanda kuleyle üç bölüme ayrılan yan galerileri de,
Şehzade Mehmed ve lstanbul Süleymaniye'nin yan galerilerinden farklı bir tutumla ele alın­
mıştır. Şöyle ki, Şehzade Mehmed'in tek katlı yan galerileri iç mekanla bağlantısı bulunma­
yan,_ sırf cami kitlesinin ağırlığını hafifletmek amacıyla düşünülmüş, dış yapıya ilişkin öğeler­
dir. lstanbul Süleymaniye'de ise, yan galerilerin iç yapıyla bağlantısı sağlanmış, fakat üstü ge­
niş saçaklı iki katlı balkonlar biçimindeki yan galeriler ile camiin ana yapısı arasında uyumlu
b.ir görünüm sağlanamamıştır. Oysa Selimiye'de iki katlı yan galerilerin altları dışa açılan re­
vaklar, üstleri içe b akan mahfiller biçiminde planlanmak ve üç bölüm arasındaki içleri merdi­
venli payanda kulelerin cepheleri altta mihrabiyeler, üstte pencerelerle donatılmak suretiyle
bunlar dış cephede ana yapıya yabancı düşmeyen öğeler haline getirilmiştir.
Edirne Selimiye camiinin iç süslemesi de mimariyle uyuşum bakımından benzer bir nitelik
taşır. Camiin ak mermerden mihrabı ile, dantela gibi işlenmiş minberi zamanının en alımlı
eserlerindendir. Mihrab çıkıntısının içini ve Hünkar mahfilini süsleyen çiniler de yeni klasik
dönemin en değerli İznik çinileri arasında sayılır. Ne yazık ki, Hünkar mahfilinin duvarlarını
kaplayan çinilerden bir bölümü 1 877- 1 878 Osmanlı-Rus savaşında Ruslarca sökülüp götürül­
müştür. 15 Diğer yandan, mihrabın iki yanında yer alan çiniler ile mihrab çıkıntısının içine
ve mihrab duvarlarına iki sıra halinde konulan ayet panoları eksiksiz yerinde durmaktadır.
Son yıllara kadar büyük bölümü dökülmüş olan kalem işi nakışlar da onarıldığından, camiin
büyük kubbe, yarım kubbe ve tonozlarının içleri de şimdi, asıl renklerini tam olarak bulduk­
ları söylenemez ise de, eski desenlerine kavuşmuş bulunmaktadır.
Özetlersek, Aslanapa'nın haklı olarak işaret ettiği gibi, Edirne Selimiye Camii, o zamana
kadar özelde Sinan'ın, genelde Osı;nanlı Türk mimarisinin ortaya koyduğu tüm yenilikleri
bünyesinde toplayan bir yapıdır. 1 6 iç mekanı dış görünüşle bağdaştıran sekizgen tabanlı mu­
azzam kubbeyi, kubbe mimarisinin zirvesi kabul edebiliriz. Çünkü Selimiye_'de kubbe sanki
kagir yapı ağırlığından arınarak ince bir kabuk görünümüne bürünmüştür. Orneğin Şehzade
Mehmed'in, kubbe aleminden zemine kadar kademe kademe yayılan kitle kuruluş düzeni Se­
limiye'de tersine dönerek aşağıdan yukarıya doğru bir hareket oluşturmuştur. Düşey yerine
dikeylik duygusunun algılanmasında, daha önce de belirttiğimiz gibi, büyük kubbeyi saran
sivri kubbeli ağırlık kuleleriyle ana kitlenin dört köşesinde yükselen minareler küçümseneme­
yecek rol oynar. Dış kitlenin dikeyi vurgulayan düzenlemesi kadar, dolu ve boş kemer sırala­
rının yarattığı ritimlerin içerde de kagir yapının ağırlığını azaltarak, yer çekimini hiçe sayan
bir nitelik sağladığı görülür. Edirne Selimiye'de varılan mek�n bütünlüğünün ve taşıyıcı siste­
min görüntüsünü hafifleten ışık kontrolünün bir benzerine lslam mimarisinde rastlamıyoruz.

1 70
Il. SELİM VE BAŞ KADINI NURBANU SULTAN'IN YAPTIRDIÔI KÜLLİYELER

R. 1 91 Selimiye Camii, Edime. İç Görünüş

ı71
MİMAR SİNAN

R. 1 92
Selimiye Camii, Edime
Dış Galeriler

Edirne Selimiye camiinin kıble kapısı üzerinde, Sofuzade Ofı.i Efendi'nin kaleme aldığı sekiz
mısralık kitabenin son beyiti şöyledir:

Sara fazlullah-i tarih ul-esas 976


Fazl-ı Yezdan kane tarih ut-temam 982

Bu beyitten 1 568 (H.976) yılında başlanan camiin 1 574-5 (H.982) tarihinde tamamlandığı
anlaşılmaktadır. Camiin arkasında, avlunun güney-doğu köşesini işgal eden Müderris Med­
resesinin ise, daha önce 1 572-3 (H.980) yılında tamamlandığı ve ilk müderrisi Nazırzade'nin
buraya 1 5 70- 1 (H.978) yılında atandığı bilinir. 1 7 Medresenin ikizi olan darülhadisin de aynı
tarihte biterek hizmete girdiğini kabul ediyoruz . 1 8
Anılan ikiz eğitim yapısı, dörtgen avlularının dışa bakan iki yanında onüçer oda ile, iç ta­
rafta karşılıklı yer alan birer dershaneden meydana gelir. Darülhadisin sokak tarafındaki kö­
şe odasının T biçimli planını göz önüne almazsak her iki yapının tüm odaları ve dershaneleri
kare planlıdır ve odaların altta çift, üstte tek olan iki katlı pencereleri dışa, dershanelerin pen­
cereleri, hem içe, hem dışa olmak üzere dört yöne bakar. Dershane ve odalar kubbeli , fakat
172
il. SELİM VE BAŞ KADINI NURBANU SULTAN'IN YAPTIRDIÔI KÜLLİYELER

avluyu çeviren kaş kemerli revakların örtüsü tek eğimli düz çatı biçimindedir. Yine, avlunun R. 1 93
yüzlerinde taş, fakat dış cephelerde taş ve tuğla karışımı örgü kullanılmıştır. Daha önemlisi, Selimiye Külliyesi,
Edirne.
tümüyle kesme taş olan cami kitlesi ile, gerek medrese ve darülhadisin, gerekse darülkurra
Güneyden Görünüş
ve kapalı arastanın tuğla hatıllı taş duvarlarının arasında ortaya çıkan anlamlı karşıtlıktır ki,
böylece külliyeyi oluşturan ikincil yapılarla ana yapı Sinan'ın öteki selatin külliyelerinde gör­
mediğimiz bir berraklıkla ayrı ifadelere kavuşmuş olmaktadır.
Selimiye cami ve külliyesine gelir sağlamak amacıyla yaptırılan kapalı arasta cami dış avlu­
sunun batı duvarı önünde bir baştan öbürüne uzayan yaklaşık 225 metre uzunluğundaki ana
kol ile buna dik bir kısa koldan meydana gelir. Kısa kol,camiin şadırvan avlusunun yan kapı­
ları ekseni üzerinde düzenlenmiş, kolların kesiştiği yer gayet süslü bir dua kubbesiyle belirtil­
miş, yüksek kasnaklı dua kubbesinin doğusundaki dört sahanlıklı merdivenle de cami avlusu­
nun arasta ile bağlantısı sağlanmıştır.
Cami avlusuna geçit veren küçük kapıdan başka, Selimiye arastasının üç kapısı daha var­
dır. Bunlar uzun ve kısa kolların uçlarında bulunur ve kuzey, güney ve batı doğrultusunda
dua kubbesine üç yandan saplanan beşik tonozlarla örtülü yollara açılır. Yollar, beşik tonoz-
1 73
MİMAR SİNAN

R. 1 94 Selimiye Külliyesi, Edirne. Bacıdan Görünüş

ların yanlarına konulan yüksek pencerelerle aydınlanır. Fakat yolların iki yanına sıralanan
toplam 73 dükkanın dış cephelerinde pencere bulunmaz.
Bugün bu sağır duvarlar çıplak durduğundan dükkanlara pencere konulmamış olması ya­
dırganabilir. Ne var ki, aslında külliyenin batı cephesinin şimdiki gibi açık olmadığı bilinmek­
tedir. Tarihi fotoğraflar arastanın önünde park haline getirilmiş alanda eskiden alçak salaş
yapıların ve Yemişkapanı denilen iki katlı, geniş avlulu bir hanın bulunduğu nu
göstermektedir ı 9 • Bu konuda fikir verebilmek için eskilere gitmeye de gerek yoktur. Çünkü
yine aynı dönemin önemli bir kapalı arastası Edirne'nin merkezinde bulunur. Anılan arasta
Sinan'ın Veziriazam Semiz Ali Paşa için yaptığı Ali Paşa çarşısıdır.
Selimiye arastası gibi Ali Paşa çarşısı da kuzey-güney doğrultusunda düzenlenmiş ve altı ka­
pısı ile Hürriyet Meydanına bakan dükkanları dışında çevresindeki cadde ve sokaklara tümüyle
sırtını dönmüştür. Kapılardan ikisi yolun başında ve sonunda, biri batıda, üçü doğudadır.
Batıdaki kapı Osmaniye caddesine, doğudakiler Hükumet caddesine geçit verir. Uçlardaki
kapılar önlerindeki caddelere doğrudan açılırlarsa da yan kapılar ana yola saplanan kısa kol­
ların başlarında bulunur. Böylece, arastanın sağır cepheleriyle arastaya paralel caddeler ara­
sında yüzleri o caddelere bakan sıra dükkanlara yer verilmiş ve yan kapılara boyunlar takıla­
rak girişler cadde çizgisine kadar dışa çekilmiş olur.

174
il. SELİM VE BAŞ KADINI NURBANU SULTAN'IN YAPTIRDIÔI KÜLLİYELER

Kitabesine göre 1 568-9 (H. 976) yılında tamamlanan çarşı, Semiz Ali Paşa'nın Babaeski'de­
ki cami ve külliyesine gelir sağlamak amacıyla yaptırılmıştır. Uzunluğu yaklaşık 300 metre
olan çarşıda toplam 1 26 göz dükkan vardır20 • Selimiye arastası gibi bu çarşı da taş ve tuğla­
dan yapılmış, üst örtüsü kurşunla kaplanmıştır.
Edirne Ali Paşa Çarşısı 1 940'lı yıllarda harap olmaya yüz tutmuştu 2 1 • İkinci Dünya Sava­
şından sonra ele alınarak yenilenmiştir. 1 874 (H. 1 29 1 ) yılında esaslı bir onarımdan geçen Se­
limiye arastasının da 22 , daha sonra harap olduğunu, fakat 1 972- 1 973 yıllarında Vakıflar İda­
resince eski haline getirildiğini, arastanın uzun ve kısa kollarının kesiştiği yerde T'nin güney
köşesini dolduran darülkurranın da aynı yıllarda onarılarak kurtarıldığını biliyoruz.
Selimiye darülkurrası tek kubbeli , iki göz revaklı basit bir yapıdır. En kayda değer özelliği
camiin önünde ve çarşı kitlesi içinde kaybolmasını önlemek için fevkani yapılarak kubbesi­
nin medrese ve darülhadis dershaneleri kubbeleriyle aynı düzeye yükseltilmiş olmasıdır. Bu
yüzden darülkurranın revakına bir döner merdivenle çıkılır. İki yanı kapalı, üst örtüsü ayna
tonozlu revakın çifte kemerleri içte tek mermer sütuna, dışta duvarlara oturur. Tuğla hatıllı
taş duvarlar dershanenin beden duvarlarında da sürer ve her iki bölümde de profilli saçaklar­
la bitirilir. Onaltı köşeli alçak ve sağır bir kasnakla kuşaklanan kurşun kaplı kubbe içeride
tromplara biner. Darülkurranın kubbesi , medrese ve darülhadisin hafifçe sivri dershane kub­
belerinden farklı olarak yarım küre biçiminde yapılmıştır.
Sinan yapısı darülkurraların sayısı az, bu yapı türü konusunda genellemeler yapmak zor­
dur. Ancak, Selimiye darülkurrasının tek kubbeli ve fevkani kuruluşu Sinan'ın daha önce
incelediğimiz iki külliyesindeki mimari düzenlemeye uygundur. Yalnız, İstanbul Süleymaniye
ve Lüleburgaz Sokollu külliyelerinde darülkurra camiin kıble yönünde uzunlamasına ekseni
noktalayan yapıdır. Oysa Selimiye'de medreseler camiin doğu ve batısına konmayarak güne­
yine alınmış, darülkurra camiin kapalı ve açık bölümlerinin merkezinden geçen enlemesine
eksen üzerine yerleştirilerek değişik bir kitle düzenlemesine gidilmiştir.
Benzer özgün __uygulamalar ve değişik geometri ilişkileri bünyesinde toplayan aynı dönemin
bir başka eseri Usküdar-Toptaşı Nurbanu Valide Sultan külliyesi olmaktadır. Bu önemli kül­
liyenin yapım tarihi ve çeşitli yapılarının işlevi üzerinde etraflıca durmak ve ayrıca tümüyle
korunamayarak asıl biçiminin yer yer bozulma nedenlerine de kısaca değinmek istiyoruz.
II. Selim'in başkadını ve III. Murad'ın annesi olan Nurbanu Sultan'ın yaptırdığı külliye ön­
celeri "Valide Sultan" ismiyle anılırken 2 3 lll. Ahmed'in annesi Emetullah Gülnuş Sultan'ın
1 708- 1 7 1 O yılları arasında, Usküdar iskele Meydanında yaptırdığı bir başka Valide Sultan kül­
liyesinden . ayırdedilebilmek için sonradan "Valide-i Atik/Atik Valide" adını alan bu yapı
topluluğu, lstanbul Boğazına hakim bir yamaç üzerine kurulu cami ve onun çevresindeki med­
rese, mekteb, hankah, darülkurra, darülhadis, imaret, darüşşifa ve hamamdan oluşur. Cami,
medrese, darülkurra, darüşşifa ve imaret tüm tezkerelerde; hamam Tezkiret ül-Ebniye ile
Tuhfet ül-Mi'marin de; mekteb, tekke ve kervansaray yalnız Tuhfet ül-Mi'marin'de ka­
yıtlıdır. Yapıların tümünden tezkerelerde söz edilmesi Atik Valide külliyesinin Mimar Sinan'ın
eseri olduğunu ortaya koyar. Ne var ki, tezkerelerde yapıların külliye içindeki konumuna de­
ğinilmediğinden, topluluğu meydana getiren binaların yerleri ve her binanın kendi iç bölüm­
lerine ilişkin hususlarda bir başka kaynağa başvurmak gerekmektedir. Bu kaynak N urbanu
Valide Sultan adına düzenlenmiş Rebiülahır 990 (Nisan 1 582) tarihli Arapça Vakfiyedir ki
bu belgenin konumuzla ilgili bölümünde şöyle yazıyor24:
"Valide Sultan fani dünyanın ni'metlerini ebedi olan ahiretin ni'met ve saadetlerine vaslet­
mek istedi; çünkü zeka sahibi olan bir kimse yalnız dünyanın kararsız devletine bağlanıp kal­
maz. lşte bu düşünceyle valide-i müşarünileyha semahat elini herkese açıp emval ve evladın
değil, ancak temiz bir kalp ile Allah'a kavuşmanın müfid olabileceği dehşetli günün müthiş
azabından kaçmak ve büyük sevaba nail olmak için daimi ve bütün halka şamil bir ihsan
yapmak istedi. Buna binaen şu vakıfnamede mufassalan zikredilecek olan şeyleri en temiz em­
val ve emlakinden ihrac ve ifraz etti. Safi ve sadık bir azimet, riya ve süm'a lekesinden :iri
temiz bir niyet ile bir çok büyük ve muhteşem emakin-i hayriyye bina ve inşa ettirdi.
1 75
MİMAR SİNAN

Şunl�.r o cümledendir:
1 . Usküdar mahallelerinden Yeni Mahallede vakıfanın yaptırdığı her türlü güzelliği cami
ve h�r türlü bedayi-i mi'mariyyeyi havi, yüksek ve muhteşem bir cami-i şerif;
2. llim ve masrifin şanına çok kıymet ve ehemmiyet verdiği, ehl-i ilmi halk arasında yükselt­
mek ve mümtaz kılmak için, adı geçen camiin şimal cihetindeki harimine muttasıl bir medrese;
3 . Yine mezkur cami kurbünde vakıfanın sırf rızay-i Bari talebiyle yaptırıp içinde Kur'an-ı
Kerim öğrenmek ve anlamak için bütün müslüman çocuklarına vakfettiği mekteb;
4. Yine mezkur camiin karşısında vakıfanın yaptırıp tecvid veçhile ve ilm-i kıraat öğrenmek
isteyen bütün müslümanlara vakfettiği darü'l-kurra;
5. Yine bu camiin karşısında ve darü'l-kurra kurbünde vakıfanın yaptırıp ehl-i ilim ve zeka
sahabından hadis ve tefsir okuyanlara vakfettiği darül-hadis;
6. Vakıfanın bu darü'l-hadis civarında güzel bir matbahı, temiz bir yemekhaneyi , iki hanı
ve gelip gidenlerin oturması ve misafirlerin içinde it'am edilmesi için yapılan tabhane namıyla
ma'ruf hücreleri, bir anbarı, bir odunluğu ve sair icab eden teferruatı müştemil olarak yaptı­
rıp fukara ve miskinlere, gelip giden misafirlere ve mücavirlere vakfettiği imaret;
7. v akıfanın mezkur cami kurbünde kubbeleri güzel, sahaları geniş bir kaç hücreyi müşte­
mil olarak hudud-i şer'iyeye riayetkar olan suleha ve fukaranın oturmaları için yaptırdığı hankah
ismiyle ma'ruf ribat;
8 . v akıfanın imaret-i amire kurbünde yüksek ve güzel hücreleri ve odaları müştemil olarak
yaptırıp her nev'i hastaların mesalih ve tedavileri için vakfettiği darü'şşifa . . . "

IU 95 A tik Va lide Külliyesi , Topıaşı . Genel Görünüş


Il. SELİM VE BAŞ KADINI NURBANU SULTAN'IN YAPTIRDIÔI KÜLLİYELER

R . 1 96 Acik Valide Camii, Medrese.1 1 , Hankahı, Topcaşı . Havadan Görünüş

Nurbanu Valide Sultan vakfiyesinden edindiğimiz bu bilgiye göre, camiin şadırvan avlusu­
nun kuzeyinde avluya bitişen yapı medrese, medresenin doğusundaki bağımsız yapı hankah, 25
camiin güneyinde yolun karşısında bulunan tek kubbeli yapı darülkurradır. Darülhadis, ima­
ret ve darüşşifa, camiin batısındaki büyük yapı kitlesi içinde toplanmıştır. Darülhadis medre­
se ile aynı düzlükte, imaret ile darüşşifa bir kat aşağıda bulunur. Külliyenin hamamı ise imaret­
darüşşifa topluluğundan uzakta, Toptaşı caddesinin karşı tarafındadır.
Kuzeydeki ana cephesi Valide Kahyası Sokağına paralel yapıldığı için camiin ana eksenin­
den batıya doğru dönen ve bu yüzden batı cephesi doğudakinden daha uzun olan Atik Vali­
de medresesi, üç yanı kubbeli revaklarla çevrili bir avlu etrafında düzenlenmiştir. Avlunun
batısında dört, doğusunda iki, kuzeyinde oniki oda vardır. Bu odalardan onbeşi "ulum ve
maarif tahsil etmek isteyen taliblere", ikisi öğretim yardımcılarına, biri bevvab denilen kapıcı­
n ı n oturmasına ayrılmıştır. Medresenin sokak kapısı batıda, helalar doğudaki odaların arka­
sında, Valide Kahyası Sokağı üstünde kemerlere bindirilmiş fevkani dershanesi uzun cephe­
I 77
n i n ortası ndadır.
MİMAR SİNAN

Vakfi iıeye göre bir şeyh ile otuziki "nefer fukaranın" (dervişin) barınması için yaptırılan
hankah 6 da avlulu bir yapıdır. Kuzeye doğru genişleyen dörtgen avlu çepeçevre revaklı, kaş
kemerlere basan revaklar güneyde beş, kuzeyde yedi, doğuda onbir, batıda oniki açıklıklıdır.
Revakların gerisinde kubbeli semahane ve yine hepsi kubbeli otuzüç oda yer alır. Hankahın
dış duvarları tuğla hatıllı kesme taştan örülü, üstü tümüyle kurşun kaplıdır.
Vakıflar İdaresince 1 960'lı yıllarda onarılan Atik Valide hankahı uzun süre İlim Yayma Der­
neği Talebe Yurdu olarak kullanılmış, fakat 1 980'den sonra boşaltılmıştır. Bugün bakımsız
ve yeniden harab olma yolundadır.
Eskiden doğu cephesinin önünde bir revak bulunduğu kalan izlerden belli olan darülkurra
da kendi haline bırakılmış durumdadır. Feridun Ağa Kütüphanesi adı ile tanınan bu binanın
XVIII. yüzyılda Feridun Ağa tarafından onarıldıktan sonra kütüphaneye dönüştürülerek ye­
niden vakfedildiği anlaşılıyor.
Atik Valide medresesi, hankahı ve darülkurrası bakımsız olsalar da asıl biçimlerini koru­
maktadırlar. Diğer yandan, camiin batısında, kuzey-güney doğrultusunda bir sıra odadan oluşan
darülhadis bugün tanınmaz haldedir. xıx. yüzyılda üstüne kat çıkılan bu bina son yıllarda
geçirdiği yangından sonra yapılan yeni eklemelerle özgün mimarisini hemen tümüyle
kaybetmiştir.

R. 1 97 Atik Valide Darülkurrası , Toptaşı. Dış Görünüş


1 78
il. SELİM VE BAŞ KADINI NURBANU SULTAN'IN YAPTIRDIÔI KÜLLİYELER

Darülhadis gibi darüşşifanın üstüne de kat çıkılmış, imaretin bazı bölümleri de benzer bi­
çimde bozulmuştur. Kervansaray, tabhane, aşhane ve çeşitli depolardan oluşan imaret kendi
iç avluları etrafında üç ayrı birim şeklinde düzenlenmiştir. Tabhane ile aşhane klasik döne­
min niteliklerini az çok korumakta fakat kervansarayın mimarisi, kubbeli orta bölümü dışın­
da, değişmiş bulunmaktadır.
Toptaşı caddesine bakan ön cephesi 86.60, Valide İmareti sokağı tarafındaki yan cephesi
76.40 metre olan dikdörtgen planlı imaretin büyük kapısı ön cephenin merkezinde, yapının
ana ekseni üzerindedir. Kapının önünde iki sütunlu bir sayvan, sağ tarafında duvara konul­
muş bir çeşme yer alır. Kapıdan 10.80 metre çapında bir kubbenin örttüğü taşlığa geçilir. Taş­
lığın sağında ve solunda, kendi iç avluları çevresinde düzenlenmiş iki katlı kanatlar, ana kapı­
nın karşısında merdivenli bir geçit vardır. Bu merdivenlerden çıkılarak imaretin orta avlusu­
na girilir.
Boyu 27 .60, eni 24.40 metre olan orta avlu revaklarla çevrilmiş, başlıkları baklavalı yirmi
altı mermer sütunun taşıdığı revaklar yirmi dokuz adet küçük kubbe ile örtülmüştür. Orta
avlunun doğu cephesinin merkezinde, üst kat ile bağlantıyı sağlayan merdivenli dehliz, mer­
divenin iki yanında beşik tonozlu ikişer oda bulunur. Avlunun kuzeyinde ve güneyinde ise
tabhane ile aşhane yer alır. Aşhane olan güneydekinin avlusu T biçimindedir ve üst örtüsü­
nü meydana getiren kubbelerden altısının tepesinde fenerler, fenerli kubbelerle örtülü mut­
fak hacimlerinin içinde büyük ocaklar vardır.

R. / 98 Atik Valide İmaret ve Darüşşifası , Toptaşı. Durum Planı


1 79
MİMAR SİNAN

Orta avlunun kuzeyinde yine kendi iç avlusu çevresinde düzenlenmiş ve kapısının iki yanı­
na sonradan eklenen odalar dışında asıl durumunu iyi koruyan tabhanenin üst örtüsü de
kubbeli yapılmış, ancak bu kubbelerin tepelerine fener konulmayıp eteklerine yer yer pencere
açılmak suretiyle tabhanenin içine bol ışık sağlamak yoluna gidilmiştir.
İmaretin kuzey duvarına bitişik darüşşifa da, aşhane ve tabhane gibi, kendi iç avlusu çevre­
sinde düzenlenmiştir. Doğu bölümü batıdakine göre daha geniş ve iki basamak yüksek olan
çift kademeli avlunun batısı beş , doğusu altı, yanları dokuz kemerli; başlıkları baklavalı mer­
mer sütunlara oturan avlu revakı ahşap çatılıdır. Asıl girişine ek olarak tabhaneye açılan muhdes
bir kapı ile içeriden imarete bağlanan darüşşifanın güneydoğu köşesindeki mescidi ve onun
yanındaki hamamı dışında iç mimari düzeni bozulmuş, tek katlı yapının kubbeleri kesilerek
sonradan üstüne kat çıkıldığından dış mimari görünümü de değişmiştir.
Atik Valide külliyesinin son binası olan çifte hamamın adı külliyeyi meydana getiren yapı­
lar arasında geçmez; külliyenin bakımı ve işletilmesi için vakfedilen gelir getirici yapılar ara­
sında yer alır. Bu bölümde, "Yine mahalle-i mezkurede (Yeni Mahallede) vaki bir külhan ile
kızdırılan biri erkeklere diğeri kadınlara mahsus ve birbirine mütecavir iki hamam ," denil­
mektedir. Atik Valide hamamının sakıflı camekanları yıkılarak ortadan kalkmış ise de soğuk­
luk ve birer kubbeli sıcaklık bölümleri harap fakat ayakta günümüze ulaşmıştır.

Fi. ! 99 Atik Valide İmareti, Topt�ı. Batıdan Görünüş


il. SELİM VE BAŞ KADINI NURBANU SULTAN'IN YAPTIRDIÔI KÜLLİYELER

R. 200 Atik Valide İmareti,Topwşı. Doğudan Görünüş

/( :; ( ) / A c ik Valulc İnııırcti , Topta.�ı . Kcrrnnsara:vın Şimdiki Durumu 181


MİMAR SİNAN

Görüldüğü gibi, Atik Valide külliyesinin en kayda değer bölümü imaret-darüşşifo ikilisini
kapsayan büyük yapı kitlesidir. Bu bölüm asıl gabari ve mimari kuruluşunu koruyarak XVIII.
yüzyil sonlarına kadar kullanıldıktan sonra Sultan lll. Selim zamanında Nizam-ı Cedid Ocağı
kurulduğu vakit süvari askerlerine kışla olarak verilmiş ,27 Nizam-ı Cedid Ocağının 1 807 yı­
lında kaldırılması üzerine boşaltılan bina ondört ay sonra bu kez Alemdar Mustafa Paşa'nın
Sekban-ı Cihadiye askerine devredilmiş, bir süre sonra da Asakir-i Nizamiye Süvarisine "ma­
hal ve me'va olmak üzere ta'mir ve tecdid" edilmiştir. 2 8 Başka türlü söylersek, darüşşifa, da­
rülhadis ve kervansarayın üstüne kat çıkılarak yapının büyütülmesi olayı imaretin Asakir-i
Nizamiye Süvarisine kışla olarak verildiği döneme rastlamaktadır. Asakir-i Nizamiye ,ll. Mah­
mud tarafından 1 834 yılında kurulmuştur. lmaret ve darüşşifanın aynı yıl içerisi nde yenilen­
diği şair Ayni'nin "Valide Sultan Darüşşifasının" onarımıyla ilgili olarak söylediği 1 8 34-5
(H. 1 250) tarihli manzumeyle kesinlik kazanmaktadır . 29
1 865 yılına kadar kışla olarak kullanılan Atik Valide imaret-darüşşifası daha sonra akıl has­
tahanesi oldu ve 1 927'de Bakırköy Akliye ve Asabiye Hastahanesi kuruluncaya kadar bu işle­
vi gördü. 1 93 5'de Gümrük ve Tekel Bakanlığına devredildi. Bakanlık burayı Yaprak Tütün
Bakım Atölyesi haline getirdi. Atölyenin 1 976'da başka yere taşınmasıyla bu kez Vakıflar Ge­
nel Müdürlüğü emrine verilen binanın darüşşifa, aşhane, tabhane ve kervansaray bölümleri
serbest kalmıştır. Ne var ki, imaretin üst katını işgal eden Toptaşı Cezaevinin darülhadisi bo­
şaltmaya niyeti yoktur. Cezaevi yönetimi son iki yılda binanın avlu duvarlarını yükseltmiş,
önüne yükşek gözcü kuleleri yapmış ve Osmanlı mimarisinin en önemli yapılarından birini
tanınmaz hale getirmiştir. Toptaşı Cezaevinin yeni bir tesise taşınarak imaretin tümü ile kur­
tarılması kültür tarihimiz açısından gereklidir.
XIX. yüzyılda kışlaya dönüştürülürken önemli değişikliklere uğrayan Atik Valide imaret­
darüşşifasının XVI. yüzyıldaki mimari kuruluş ve düzeni nasıldı? O zamandan bu yana yapı­
lan değişiklikler ve ekler nelerdir? Bu soruların cevaplarını bir yandan bulduğumuz izlere, bir
yandan da bazı kıyaslamalar yoluyla vermeye çalışalım:
İmaretin ana kapısı önündeki sayvanın üslubu ve kapının üzerine konulan tuğra bu ekle­
menin ll. Mahmud zamanında yapıldığını göstermekte, giriş taşlığını örten büyük kubbenin
yuvarlak kemerli kasnak pencereleri ve kubbe kemerleriyle pandantifleri süsleyen kalem işi
nakışların da XIX. yüzyılın ürünü olduğu görülmektedir. Kubbeli taşlığın bezemesi yenilen­
miş fakat asıl yapısı bozulmamıştır. Diğer yandan, taşlığın kuzeyinde ve güneyinde yer alan
hanlar, beden duvarlarının alt bölümleri dışında tümü ile yenilenmiştir. Ortalarındaki ince
uzun avluların 30 çevresinde iki kat üzerine düzenlenmiş koğuş ve odalardan oluşan kanatla­
rın, XIX. yüzyılda şimdiki biçimlerini almadan önce, Büyük Çekmece Sultan Süleyman ker­
vansarayına benzediğini öne süreceğiz. Çünkü kanatları dolduran muhdes duvarlar kaldırıl­
dığında ortaya her biri 35.40 x 20.60 metre ölçülerinde tek mekanlar çıkmakta ve kalan izler
bu mekanların içinde üç sıra ayak bulunduğuna işaret etmektedir. Bu ayak sistemi ise Büyük
Çekmece'deki kervansarayda olduğu gibi bir kırma ahşap çatıyı akla getirmektedir.
1 .40 metre kalınlığındaki beden duvarlarının alt tarafında bulunan yayvan alaturka tuğlalı
bölüm ilk yapının yüksekliği konusunda bilgi vermektedir. XIX. yüzyılda kışla haline getirilir­
ken duvarlar aynı örgü tarzı tutulup hatıllar Avrupa tuğlasıyla atılarak yükseltilmiş, bu arada
çatıyı taşıyan dikmeler, duvarlar boyunca uzayan sekiler ve Evliya Çelebi 'nin yüz adet oldu­
ğunu söylediği ocaklar 3 1 kaldırılmış, ve kanatlar ortaları avlulu kışlalara dönüştürülmüştür.
Atik Valide kervansarayının mimari biçim ve havası kaybolmuştur. Fakat imaretin orta
avlusu , avlu girişlerinin yanlarına iki katlı odalar eklenmesi dışında asıl mimari karakterini
korumakta, aşhane ve tabhane de fazlaca değişikliğe uğramadan zamanımıza gelmiş bulun­
maktadır. T biçiminde avlulu aşhane dokuzu kubbeli , üçü beşik tonozlu oniki birim ile iki
dehlizden meydana gelir. Aşhane avlusunun beşik tonoz örtülü revakı güney cephesinin uç­
larında kuzeye dönerek iki yanda avluya taşan kubbeli odaların duvarlarına saplanır. Aşha­
nenin batı kesiminde kubbelerinin tepelerinde havalandırma fenerleri bulunan altı birim mut­
faklardır. Söz konusu altı birim biri ikili öbürü dörtlü olmak üzere iki ayrı mutfak halinde
düzenlenmiş ve birincisinin içine üç, ikincisinin içine beş büyük ocak konulmuştur. Dört bi­
rimli mutfağın yanındaki iki kubbeli, tek kapılı salon yemekhanedir. Geriye kalan üçü tonoz
182
ve biri kubbeli hacimler ise kiler ve anbardır.
ll. SELİM VE BAŞ KADINI NURBANU SULTAN'IN YAPTIRDIÔI KÜLLİYELER

Aşhanenin doğusunda bulunan ince uzun hücrenin işlevini bilmiyoruz; fakat batıdaki deh­
lizin aşhane avlusu ile aşhanenin servis avlusunu birbirine bağlayan geçit olduğu görülüyor.
Eşine başka aşhanelerde de rastladığımız servis avlusu bir yandan odun ve erzakın imaretin
ana kapısından geçmeden yan sokaktan aşhaneye girmesini, bir yandan da imaretin öteki
faaliyetlerini rahatsız etmedeh mahallenin fakirlerine yemek dağıtımını sağlıyordu.

R. 202 Atik Valide imaret ve Darüşşifası, Toptaşı. Restitüsyon Planı

o o o

D D D D D D D D D D D D D a D o D a

=='"'"-----''====""°"'· • 11.

Aşhanenin karşısındaki tabhanenin avlu kapısının sağına ve soluna sonradan eklenen iki
katlı odalar kaldırıldığı ve avlunun kuzey cephesinin önündeki revak yenilendiği takdirde Atik
Valide imaretinin tabhane ve aşhane bölümlerinin, ufak farklılıklar dışında, simetrik yapılar
olduğu görülür. Aşhanede olduğu gibi , tabhanede de mimari kuruluş dokuzu kubbeli üçü be­
şik tonozlu kare birim ile iki ince uzun hücreden meydana gelir. Yalnız, bu bölüme bitişik
dış kapısı olmayan servis avlusu helalara tahsis edilmiş, gerekmediği için de tabhane kubbele­
ri fenersiz yapılmıştır. Tek ya da çift kare birimden oluşan tabhane odaları "gelip gidenlerin
oturması ve misafirlerin içinde it'am edilmesi için" kullanılır; devletin ileri gelenleri, ayan ve
eşraf hanlardan birinde konaklamayıp bu odalarda ağırlanırdı.
Şimdi avlu revakları tahta ile kapatılmış, iki katlı, kiremit kaplı ahşap çatı ile örtülü bir
bina olan Atik Valide darüşşifasının aslında tek katlı ve vakfiyede belirtildiği gibi "yüksek
ve güzel" olduğunu, başka deyişle, üst örtüsünün kubbe ve tonozlardan oluştuğunu biliyoruz.
Dış duvarlarda iki katlı pencerelerin üstüne kadar yükseldiğini gördüğümüz ilk yapıya ilişkin
taş örgü ve odaların içinde yer yer rastlanılan pandantif ya da tromp kalıntıları darüşşifanın
asıl kuruluş ve gabarisi konusunda yeterli bilgi sağlamaktadır. Kalari !Zlerden Atik Valide da-
183
MİMAR SİNAN

R. 203 Atik Valide Oarüşşifası , Topcıışı. Adu

rüşşifasının imaret ile içerden bağlantılı olmayıp tek dış kapısının Kemeraltı sokağına açıld ığı­
nı, mescidi , 12 hamamı, mutfağı ve çamaşırlığı ile H her türlü ihtiyacı kendi içinde karşıla­
nan bağımsız bir kuruluş olduğunu anlıyoruz.
Bugün Toptaşı Cezaevi olarak kullanılan darülhadisin asıl mimari kuruluşu konusu nda ise
bu binayı öbürleri gibi içeriden inceleme olanağı bulamadığımız için kesin görüş bildiremiyo­
ruz. Binanın dış görünüşüne göre darülhadisin dershanesi cezaevinin hamamı olarak kulla­
nılmaktadır; odaların batı yüzüne açılan iki katlı pencere düzeni ile doğu cephesini bir uçtan
ötekine kateden sakıflı revak da fazla bozulmadan zamanımıza gelmiştir.
Külliyenin ana binası olan Atik Valide camiine gelince: 1956- 1972 yılları arasında Vakıflar
İdaresinin esaslı biçimde onardığı bu bina, değişik dönemlerde yapılan ekleme ve yenilemeler­
le birlikte zaman içerisinde oluşan mimari karakterini çok iyi korumaktadır. Atik Valide ca­
miinin, içinde asırlık çınar ağaçları bulunan şadırvan avlusu, iç ölçüleri 56.20 x 4 3. 70 metre
olan geniş bir alanı kaplar. Avluyu kuşatarak iki yanda camie saplanan revaklar aslında si­
metrik idi. Kitabesine göre 1 869 (27 Muharrem 1 286) tarihli Hünkar dairesi batıda iki gözün
kaldırılmasını gerektirmiş, bu yüzden avlu revak kubbelerinin sayısı kırktan otuzsekize, reva­
kı taşıyan mermer sütunların sayısı da otuzikiden otuzbire düşmüştür.
.
Atik Valide camii Mimar Sinan'ın altıgen şemalı camilerinden bir başkasıdır. Burada Si­
nan 1 2 . 70 metre çapındaki kubbeyi önde ve arkada beden duvarlarına, sağda ve solda kahve­
rengi somaki sütunlara oturtmuştur. Sütunlar kemerlerle daha gerideki ayaklara bağlanmış;
ana kubbe ikisi sağda, ikisi solda ve biri mihrab çıkıntısı üstünde olmak üzere beş yarım kub­
be ile beslenmiş; yarım kubbelerle beslenen orta mekanın iki yanına çift kubbeli hacimler ko­
nularak cami enlemesine büyütülmüştür.
Camiin orta mekanı üç yanda yirmi sekiz sütuna oturan mahfillerle sarılıdır. Batıdaki çift
kubbeli kanadın tümü Hünkar mahfili yapılmış ve camiin içine bakan yüzü kafesle örtülmüş­
tür. Kafes XIX. yüzyıla tarihlendiğinden mahfilin şimdiki düzenini , Hünkar dairesinin yapımı
üzerine aldığı anlaşılır.
Atik Valide camiinin son cemaat yeri çift revaklıdır. Beş açıklıklı olan iç revakın yüksek
orta gözü ayna tonoz, öteki dört gözü pandantifli kubbelerle örtülüdür. İç revak altı mermer
1 84
il. SELİM VE BAŞ KADINI NURBANU SULTAN'IN YAPTIRDIÔI KÜLLİYELER

R. 20.J Acik Valide Camii, Mı:dmesi, Topcaşı. Kuzeyden Görünüş

sütuna oturur. Onu üç tarafta kuşatan dış revak ise onaltı sütun ve dört ayağa biner. Kemer­
leri bir aşırı ak mermer ve kırmızı somakiden örülü son cemaat yerinin iç revak sütunları sta­
laktit, dış revak sütunları baklava başlıklıdır.
Camiin iki minaresi vardır. Tarihini saptayamadığımız bir depremde doğudaki kaidesine,
batıdaki şerefe altına kadar yıkılan minareler XVIII. yüzyılda yenilenmiş, Osmanlı Barok'u
tarzında şerefe altları boğumlu , petekleri gırlandlı biçimini o yenileme sırasında almıştır.
Tümü ile kesme küfeki taşından yapılmış olan Atik Valide camiinin beden duvarlarına açı­
lan pencereler yer yer iki, yer yer üç katlıdır. Son cemaat duvarında altlı üstlü dört çift pence­
re vardır. Mihrab çıkıntısında, ikisi mihrabın yanlarında, ikisi yan duvarlarda bulunan dört
alt ve biri mihrabın, ötekiler alt pencerelerin tepelerinde olmak üzere beş üst pencere yer alır.
Mihrab çıkıntısının yanlarındaki iç akslarda aynı pencere düzeni tekrarlanır. Dış akslarda ise 1 85
MİMAR SİNAN

R.205 Atik Valide Camii, Toptaşı. Şadırvan Avlusundan Görünüş R.206 Atik Valide Külliyesi, Topcaşı. Hasan Çanq Çeşmesi

altta ve ortada ikişer, üst sırada üç pencere görülür ve yedi pencereli sistem camiin doğu cep­
hesinde de sürdürülür. Batı cephesinin aslında doğudakinin benzeri olan pencere düzeni Hünkar
kasrının yapımı ile bozulmuş, bu cephedeki pencerelerin kimisi kapıya dönüştürülmüş, kimisi
kapatılmıştır.
Böylece, Hünkar dairesi yapılmadan önce camiin son cemaat duvarında onaltı, yan cephe­
lerinde ondörder, arka cephesinde yirmiiki , mihrab çıkıntısında dokuz olmak üzere beden
duvarlarında yetmişüç pencere bulunuyor, yarım kubbeler düzeyindeki yirmiüç ve ana kub­
be kasnağına açılan onsekiz pencere ile birlikte camiin içi toplam yüzondört pencereden ışık
alıyordu.
Atik Valide camii ak mermerden kıble kapısı, mihrabı ve minberi, sedef ve fildişi kakmalı
kapı ve pencere kanatları, renkli iç pencereleri, kubbe ve kemerlerinin kalem işi nakışları ve
duvarlarındaki çini panolarla dikkati çeker. Mihrab çıkıntısında lacivert zemin üzerine beyaz
hatla Besmele ve Ayet-ül Kürsi yazılı çini kuşak, kıble duvarındaki pencereler ile son cemaat
duvarındaki pencere ve minare kapılarının tepelerinde de yine lacivert zemine beyaz hatla
yazılmış çiçekli yazı panoları yer alır. Camiin kıble kapısının batısında bulunan ilk pencere­
nin yerine bir tarihte mükebbire yapıldığı zaman bu pencerenin çini panosu sökülüp kapının
yanında duvara konulmuş, fakat son onarımda muhdes mükebbire kaldırıldığı halde çini pa­
no yerine nakledilmemiştir.
1 86
il. SELİM VE BAŞ KADINI NURBANU SULTAN'IN YAPTIRDIÔI KÜLLİYELER

R.207 Hasan Çavuş Çeşmesi Kitabesi

Yapımına 1 570- 1 (H .978) yılında başlanan Atik Valide camii34 kapı kitabesine göre 1 583
(H.99 1 ) 'de tamamlanmıştır . 35 Külliyenin öteki binalarının hiç birinde yapım kitabesi bulun­
madığı için onların bitiş tarihlerini kesinlikle söylemek olanağı yoktur. Yalnız, Dökmecizade
Mehmed Efendi'nin 9 Muharrem 987 (7 Mart 1 579) tarihinde Atik Valide medresesi müder­
risliğine atanması ; ııı medresenin 1 5 79'da açılışa hazır olduğunu; kervansarayın Toptaşı cad­
desi üzerindeki kapısının sağında bulunan ve kitabesinden Hasan Çavuş adlı bir hayırsever
tarafından yaptırıldığı anlaşılan 987 tarihli çeşme37 de imaretin 1 579-80 yılında -hatta daha
önce- tamamlandığını gösterir.
Mimar Sinan'ın Süleymaniye külliyesini yedi yılda kurduğu göz önünde tutulursa, 1 �70'de
temeli atılan Atik Valide külliyesinin 1 579 yılına kadar bitirilebileceğini savunmak yersiz ol­
maz. Kaldı ki, 1 5 79 yılına kadar medrese ve imaret dışında kalan öbür binaların henüz ta­
mamlanmadığını farzetsek bile Nurbanu Valide Sultan'ın 1 582 yılında tescil edilen vakfiyesi
en geç bu tarihte külliyenin bitmiş olduğuna işaret eder. Bu görüşten hareketle camiin kapısı
üzerindeki 1 582 tarihli kitabenin, genellikle kabul edilegeldiği gibi, camiin tamamlanış yılını
değil, fakat kısa sürede artan cemaatin ihtiyacını karşılamak amacıyla yeniden ele alınıp bü­
yütüldüğü tarihi gösterdiğini öne süreceğiz.
Hadikat ül-Cevami'de Atik Valide camiinin önce altıgen şemaya göre tek kubbeli yapıl­
dığı , daha sonra vakfın mütevellisi Pir Ali tarafından iki yanına çifter kubbeli kanatlar eklen-
1 87
MİMAR SİNAN

o-
... ·==-
·-=-
· ·--=
·=====-
- ---"===="
�· · � ...-
o ·==-
· -==-
· '-'=
'===="'----"====="'- � �
R .208 Atik Valide Camii, Toptaşı. Şimdiki Planı R. 209 Atik Valide Camii, Topw.şı, İlk Plan ı

1 88
R . 2 1 0 Atik Valide Camii, Toptaşı. İç Görünüş
il. SELİM VE BAŞ KADINI NURBANU SULTAN'IN YAPTIRDIÔI KÜLLİYELER

mek suretiyle genişletildiği yazılıdır. 38 Ayvansarayi'den bu yana camiye değinen bazı sanat
tarihçileri de yapının şimdiki görünümünü iki aşamada aldığına değinmişler , 39 fakat Kuban
dışında konuyu mimari ve tarihi ayrıntılara inerek irdelememişlerdir.
Kuban, camiin gelişiminde en az dört aşamanın bulunduğunu belirtir ve bunları şöyle açıklar:
" 1 . İlk cami ,
2 . Yan sahınların ve son cemaati çeviren revakların inşa edildiği devir,
3 . Yan sahınların kuzey duvarlarının ileri çıkarılması ve Üzerlerinin ahşap tavanla örtülmesi,
4. Hü nkar dairesi ve mahfeli inşaatı" . 40
Kuban'ın bu değerlendirmesine tümüyle katılamıyoruz. Çünkü, "yan sahınların kuzey du­
varlarının ileri çıkarılmasına" ilişkin bir evre söz konusu olmayıp kubbeli yan kanatlarla on­
ların kuzeyinde yer alan maksurelerin aynı zamanda yapılmadığını gösteren bir ipucu yoktur.
Daha önemlisi, dış revakın en dipteki kemerinin sonradan doldurulduğunu ortaya koyan iz­
lerin, dış revakın camiye ikinci aşamada eklendiği tezini desteklememekte, dış revakın ilk ca­
miyle birlikte yapılıp yan kanatlar eklenirken revak kemerlerinden kiminin kaldırıldığına ki­
minin de duvar içinde kaldığına işaret etmektedir.
Kuban'ın makalesinde katılamadığımız bir başka husus da yan sahınların "muhtemelen 1 7'nci
asrın ilk yarısında ilave edilmiş olduğu" yolundaki görüştür4 1 • Yan kanatlarla dış revakın bir­
likte yapıldığını peşinen kabul eden Kuban, Atik Valide camii dış revakını da dolayısıyle aynı
zamana tarihlemekte ve bu görüşünü daha da yaygınlaştırarak "İstanbul camilerinin son ce­
maat mahallerindeki ikinci sıra revakların aynı tarihlerde ilave edildiğinin" düşünülebileceği­
ni belirtmektedir42 •
Bizim soruna ilişkin bir incelememiz daha önce yayınlanmıştır.43 Bulgu ve düşüncelerimizi
burada yineliyoruz.
1 570- 1 (H.978) yılında başlanan Atik Valide camii kapı kitabesinde gösterilen 1 583 (H.99 1 )
yılında mı tamamlanmıştı? Bu sorunun cevabını vermeden önce Nurbanu Valide Sultan Vak­
fiyesinden bir bölümü açıklamak isteriz. Söz konusu bölüm şudur:
" . . . Valide Sultan yukarıda isimleri geçen bütün mebaniyi, hal-i sıhhatinde bütün tasarrufa­
tı sahih ve müteber iken vakfedüp her birini tesl.imi lazım gelen ellere çok zaman evvel ayrı
ayrı teslim etti. Mezkür cami ve mescidde ehl-i Islamdan nice büyükler vakit namazları ve
Cuma namazı kıldılar . . . imarette ve handa müslümanlardan bir çok fukara ve sulehaya ik­
ram ve it'am yapıldı .
Fakat bu vakıflar tescil olunmadan v e hakimin hükmü lahik olmazdan önce Vakıfa Valide
Sultan vefat etti. Veraseti oğlu Sultan Murad Hana inhisar etti. . . O da . . . Bu evkaf-ı muharre­
reyi tescile mütevelli nasb ettiği ekabir ve ayandan Pir Ali bin Mustafa'ya sahih ve müteber
bir şekilci� teslim, o da aynı şekilde tesellüm ettikten sonra Sultan Murad Han bu vakıftan
rücu (eyledi) . . . "
Yukarda sunduğumuz bilgiye göre Nurbanu Valide Sultan'ın Hadikat ül-Cevami'de be­
lirtildiği -ve genellikle kabul edilegeldiği gibi- 99 1 yılının Zilkadesinde değil,44 vakfiyenin tes­
cil edildiği 990 yılının Rebiülahırından önce ölmüş ve cami de Valide Sultan'ın sağlığında
tamamlanıp kullanılmaya başlanmıştır. Bu durumda, müderrisi 1 579 yılında atanan medrese
ile, daha önce açıkladığımız gibi, yine aynı yıl açıldığını kabul edebileceğimiz imaretin, cami
tamamlanmadan faaliyete geçtiklerini düşünemeyeceğimiz için Atik Valide Camiini en geç
1 579 yılına tarihli yor, camiin büyütülmesiyle ilgili inşaatın da vakfın ilk mütevellisi Pir Ali
bin Mustafa'nın görevi devraldığı 1 582 yılı başları ile kitabenin konulduğu 1 583 yılı arasında
gerçekleştirdiği sonucuna varıyoruz.
Burada son bir sorunun cevabını vermek gerekir: İlk camii Sinan'ın yaptığı yolunda şüphe
yoktur. Fakat yan kanatların mimarı Sinan ya da Davud Ağa olabilir. 1 583 yılında Sinan
hayatta olduğundan camiin büyütülmesi işinin ona verilmiş olması akla yakındır. Ne var ki,
1 580'den sonra artık iyice yaşlanan Sinan'ın eskisi gibi çalışamadığı ve giderek önemli işlerle
bile yardımcılarını görevlendirdiği bilinmektedir. Bazı kaynaklarda Atik Valide camiinin Si­
nan'a şüphe belirtilerek bağlanmasının45 bazılarında da mimarının Davud Ağa olarak 1 89
MİMAR SİNAN

verilmesinin46 nedeni budur. Aslında şüphe ve söylentiler yersiz değildir. Çünkü l 580'li yıl­
lara tarihlenen bazı Sinan yapılarının gerçekte Davud Ağa ya da Mehmed Ağa'nın eseri ol­
duğu belgelerle kanıtlanmıştır. Sinan'ın son dönemine ilişkin yapıları incelerken, soru nun bu
yönünü de göz önünde tutacak, katkısını tarihi gerçekler ve üslup özellikleri süzgecinden ge­
çirerek saptamaya çalışacağız.

190 R . 2 1 1 Atik Valide Camii, Toptaşı. Güne:vden Görünüş


il. SELİM VE BAŞ KADINI NURBANU SULTAN'IN YAPTIRDIÔI KÜLLİYELER

NOTLAR

1- Sözen, a.g.e., s. 1 8 5 . ya Çelebi de arastayı aynı adla anmaktadır. Bun­


2- lbrahim Hakkı Konyalı, Konya Tarihi (Konya, dan, arastanın papuççular çarşısı olarak yapıldı­
1 964) s. 5 34. ğını anlıyoruz.
1 - Sözen, a.yer. 23- Osmanlı tarihinde "Valide Sultan" unvanının ilk
4- Kitabenin metni için bkz. Konyalı, Konya Ta· kez Nurbanu Sultan'a verildiği söylenir.
rihi, s . . 5 34; Sema_yi Eyice, "Sultaniye-Karapınar'a 24- Nurbanu Valide Sultan Vakfiyesini Vakıflar Ge­
Dair", lstanbul Universitesi Edebiyat Fakül­ nel Müdürlüğü mütercimlerinden Abdullah Tan­
tesi Tarih Dergisi, C.XV, sayı 20 (Mart 1 965), rıkulu Türkçeye çevirmiş ve kitaba alınan bölüm­
s. 1 3 3 . ler 22 Mart 1 940 tarihli bu çeviriden alınmıştır.
5- Onarım kitabesinin metnini Eyice veriyor. Yayınlanmamış olan bu belgeyi kullanmama izin
A.g.e., ss. 1 3 3 -.4 . veren Vakıflar Genel Müdürlüğüne burada teşek­
6- Bkz. Mehmed Onder, Mevlana Şehri Konya kürü bir borç bilirim.
(Konya, 1 962), s. 486. 25- Külliyede bulunan medrese, tekke ve da.r ülhadi­
/- Ömer Lütfi Barkan, "Vakıfların bir İskan ve Ko­ sin birbirine karıştırıldığı görülmektedir. Orneğin,
lonizasyon Metodu olarak Kullanılmasında Diğer Ali Saim Ulgen'in Türk Tarih Kurumu için ha­
Şekiller" Vakıflar Dergisi, C.ll, s.355. zırladığı çiziml�rde medreseye tekke, tekkeye med­
8 - Eyice, "Sulta niye-Karapınar'a Dair," s. 1 30. rese denilmiş; lstanbul Ansiklopedisi'nin "Eski
l)_ Hamamın adı Tezkiret ül-Ebniye'de "Valide Valide Camii ve Külliyesi" maddesinde Erdem
Sultan Hamamı" olarak geçiyor. Bunun bir istin­ Yücel, tekkeyi ikinci medrese olarak tanımlamış
sah hatası olduğunu sanıyoruz. ve darülhadisten söz etmemiş (Bkz. C. 10, s.5302);
1 0- Çeşme kitabesinin metnini Eyice veriyor. Bkz. Cahit Baltacı XV.-XVI. Asırlarda Osmanlı
"Sultaniye- Karapınar'a Dair'', s. 1 3 5 . Medreseleri adlı eserinin 470. sahifesinde darül­
1 1 - Ahmed Cevdet, Tezkiret ül-Bünyan, s.7 1 . hadisi medresenin, medreseyi de tekkenin yerin­
1 2- Attila Arpat, Selimiye kubbesi çapının ortalama de göstermiştir.
) 1 . 305 metre olduğunu; şimdi ortalama 3 3.80 met­ 26- Hankahın kapısı üzerine sonradan konan kitabe­
re olan Aya Sofya kubbesinin ise çeşitli yenileme de şöyle yazılıdır:
ve onarımlarda büyüdüğünü ve yaptığı hesapla­
ra göre aslında 3 1 .6 1 2 metre olması gerektiğini Ne güzel hankah-ı Valide Sultan-ı atik
söylüyor. Bkz. "Sinan ve Aya Sofya'nın Kubbe­ Meslek-i Hazret-i Şaban-ı Veli bunda tarik
si", Cumhuriyet Gazetesi, 1 3 Temmuz '84
1 3- Peremeci, Edirne Tarihi, s. 59. 27- Ayvansarayi, a.g.e., s. 1 84 .
14- Selimiye'nin minareleri Osmanlı minarisinin en 28- A.yer.
yüksek m.i nareleridir. Bunları 67.62 metre ile Edir­
29- Söz konusu edilen manzumeyi Konyalı Ata Ta·
ne'deki Uç Şerefeli Camiye adını veren minare
ve 6 3 .80 metre ile lstanbul Süleymaniye Camii­
rihi' nden naklederek (C.III, s. 1 50) aşağıdaki şe­
nin arka minareleri izler. kilde vermektedir:
1 5- Peremeci, a.g.e., s. 62. Bir nigah-ı merhametle iltifat etse eğer
1 6- Aslanapa, Turkish Art and Architecture, Mürdeye can bahşolur akil eder divaneyi
s.22 3 . Ayniya tarih-i tanımın saile şafi cevap
1 7- Bkz. Baltacı, a.g.e., s. 548, dn. 28. . Yaptı Sultan-ı zaman vala bu bimarhaneyi
1 8- Bu ikiz yapılardan medrese şimdi Türk-Islam Eser­ Sene 1 2 50
leri Müzesi, darülhadis Etnoğrafya ve Arkeoloji Bkz. Üsküdar Tarihi, C.II., s. 386.
Müzesi olarak kullanılmaktadır.
1 9- Bu fotoğraflardan birini Peremeci yayınlamıştır. 30- Bu avlular eş büyüklükte olmayıp güneydeki 22.00
x 8.40, kuzeydeki 20.60 x 8.40 metre ölçülerinde­
Bkz. A.g.e., Resim 24.
20- Evliya Çelebi, Ali Paşa çarşısının 1000 adım uzun­ dir. Verilen rölevede görüleceği gibi, kanatların
luğunda olduğunu ve içinde 360 adet dükkan bu­ iç d ü z e n lemeleri de birbirine benzeme­
lunduğunu yazıyor. Bkz. Seyahatname, C . III, mektedir.
s.46 1 . Her iki rakam da biraz abartılmıştır. 3 1 - Seyahatname, C.I. s.476.
2 1 - Peremeci, a.g.e., s. 86. 32- Öz'ün "eser kalmadığını" söylediği mescid (Bkz. ,
22- Bu tarih arastanın kuzey kapısı üzerine konan iki a.g.e., c.ıı., s. 1 9, not 25) darüşşifanın güney-batı
beyitlik onarım kitabesinde gerek ebced hesabıy­ köşesinde bulunan kubbeli odaydı.
la gerekse rakamla gösterilmektedir. Bu kitabede 33- Vakfiyede sözü edilen darüşşifa görevlileri arasın­
arastadan "haffafhane" diye söz edilmekte, Evli- da 1 imam, 2 müezzin, 1 külhancı, 2 aşçı, 1 kiler- 191
MİMAR SİNAN

ci, 2 çamaşırcı bulunmakta ve böylece darüşşifa­ 38- Ayvansarayi, Hadikat ül-Cevami, C . II , s. 1 8 1 .


da mescid, hamam, mutfak ve çamaşırlığın yer al­ 39- Bkz. Gabriel, "Les MosquÇes d e Constantinople",
dığı anlaşı).maktadır. Syria (Paris, 1 926) s.395; Oz, a.g.e., C.11 . , ss. 68-9;
34- Konyalı, Usküdar Tarihi, C.I., s. 1 48. Sumner-Boyd ve Freely, a.g.e., s.4 2 5 ; Sözen ,
35- Camiin kapı kitabesinin metni şt•dur: Türk Mimarisinin Gelişimi ve Mimar Si­
nan, s. 205.
Nurbanu o zat-ı pür ismet 40- Doğan Kuban, "Eski Valide Camii", "Mimar·
Taraf-ı hayra eyleyüb niyyet lık ve Sanat sayı 2 (lstanhul, 1 96 1 ), s.60.
itti bu ma'bed-i latifi bina 4 1 - A.Yer.
Habbeza re'y-i ahsen ü ziba 42- A.Yer .
Eser-i hassıdır bu hayr-ı güzin 43- Aptullah Kuran, "Üsküdar Atik Valide Küll iye­
Oldu tarih zihi bihlşt-i berin 99 1 sinin Yerleşme Düzeni ve Yapım Tarihi Uzeri ne",
Şuut Kemal Yetkin'e Armağan (H;ıcettepe
36- Baltacı, a.g.e., s. 4 7 1 . Universitesi Armağan Dizisi: 1 ), (Ankara, 1 984)
3 7 - Bkz. İbrahim Hilmi Tanışık, İstanbul Çeşme· ss. 23 1 -248.
leri, C . 11 (lstanbul, 1 945), s.258, No. 2 1 0/ 4. Üç
.
44- Hadikat ül-Cevami, C.II., s. 1 8 3 .
sütun üzerine dört sıra halindeki çeşme kitabesi­ 45- Örneğin Eyice, İstanbul, s . 1 1 4 , no. 1 86.
46- Bkz. Gabriel, "Les Mosquees de Constaıırinople" ,
nin bazı mısraları okunamaz durumda olmakla
s . 395.
birlikte 987 y ı l ı n ı gösteren tarih mısraı
bozulmamıştır.

192
V. BÖLÜM

MANİSA MURADİYE VE III. MURAD DÖNEMİ YAPILARL


SON YILLAR ( 1 580- 1 5 88)

11 Selim'in musahiblerinden İsfendiyaroğlu Şemsi Ahmed Paşa iÇin Sinan'ın Üsküdar


sahilinde yaptığı cami-türbe-medrese topluluğu Boğaziçi kıyılarını süsleyen alımlı bir
• külliye olmak yanında Sinan'ın en kayda değer eserlerinden biridir. Hayatının son­
larına doğru tasarladığı ve onun duygusal yönünü iyi yansıtan bu minik külliyede Sinan bir
yandan Osmanlı klasik mimarisinin derli toplu bir örneğini sergilerken, bir yandan da Os­
manlı klasik mimarisinin ötesinde bir yerleşme düzeni yaratarak zamanını aşan bir mekan
kavramı ortaya koyar.
Şemsi Ahmed Pa_ş a medresesi L biçiminde iki kollu bir yapıdır. Kollardan biri Boğaza dik,
öbürü kıyıya paralel ko,nmuş ve külliyenin batı ve güney sınırları medresenin iki koluyla sap­
tanmıştır. Kıble doğrultusunda yerleştirilen cami ise medresenin Boğaza dik koluna göre 37
derece doğuya döndüğünden iki bina arasında serbest biçimli bir avlu oluşmuştur.
Külliyenin kapısı doğuda, medresenin güney kolunun camiye yaklaştığı köşededir. Kapı­
dan, önce küçük bir ön avluya, oradan da denize doğru yelpaze gibi açılan asıl avluya geçilir.
Ne var ki, bu avlu deniz kıyısında olmasına rağmen medrese ile cami bir duvarla bağlandığın­
dan Boğazı ilk bakışta algılamak zordur. Avlu ile deniz arasındaki görsel ilişki doğrudan değil
fakat duvara açılan pencereler yoluyla sağlanır. Böylece avluyu kuşatan deniz duvarı her ka­
resinden Boğaz manzaralarının seyredildiği bir resim galerisine dönüşür.
Şemsi Ahmed Paşa medresesinin bir kenarı 6.90 metre olan dershanesi Boğaza dik kolun
ortasındadır. Kubbesi dört köşede tromplara biner. Kapısı avlu tarafında, altı penceresinden

R.2 1 2
Şemsi Ahmed Paşa
Külliyesi, Üsküdar.
Boğazdan Görünüş

193
MİMAR SİNAN

ikisi kapının sağında ve solunda, ötekiler karşılıklı olmak üzere salonun gerisinde, yanlarda­
dır. Kapının tam karşısına ocak yeri, onun iki yanına dolap nişleri konulmuştur. lki dolap
nişi de dershanenin ön bölümünde bulunur.
Medresede oniki talebe odası vardır. Hepsi pandantiflere binen kubbeli birimlerdir ve hep­
sinde iki pencere, bir ocak yeri ve bir ya da iki dolap nişi yer alır. Onsekiz mermer sütu nun
taşıdığı eğri tavanlı bir revak odaların ve dershanenin önünde binayı bir uçtan öbürüne kateder.
1 940 yılında onarılan ve 1:?.u onarım sırasında revakları camekanla örtülen Şemsi Ahmed
Paşa medresesi 1 953 yılında Usküdar Halk Kütüphanesi haline getirilmiştir; bugün de bu işle­
vi sürdürmektedir.

R . 2 1 3 Şemsi Ahmed Paşa Külliyesi, Üsküdar.


Durum Planı

Her ikisi de düzgün küfeki taşından örülü ve üstü kurşun kaplı, birbirine yapışık tek bina
halinde tasarlanan Şemsi Ahmed Paşa camii ve türbesinin kubbeli büyük bölümü cami, onun
batısında denize doğru çıkıntı yapan ufak bölümü türbedir. Camiin 8.20 metre çapındaki kub­
besi tromplara oturur. T_romp kemerlerinin tabanı içeride çıkmalarla beslenmiş; tromp yu­
varlaklarının kabukları, lstanbul Rüstem Paşa ve lzmit Pertev Paşa camilerindeki gibi, sekiz
köşeli yüksek kubbe kasnağının köşegenlerinde dıştan gösterilmiş, kasnağın öteki dört yüzü­
ne birer kemerli pencere açılmıştır. Beden duvarlarında ise kapının ve mihrabın iki yanında
birer, doğuda üç ve batıda iki olmak üzere dokuz altlı üstlü pencere bulunur. Ayrıca bir yu­
varlak pencere mihrabın tepesine konulmuştur.

194
MANİSA MURADİYE VE Ill. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR ( 1 580- 1588)

Camiin kuzey-doğu köşesinde yükselen minare ile kuzey ve doğu duvarlarını gölgeleyen re­
vaklar 1 940 onarımında yenilenmişlerdir; fakat kalan izlere uyularak yapıldıkları için üslup
yönünden göze batmazlar. Diğer taraftan, minarenin fazla çıkıntı yapmadan duvar kalınlığı
içine gizlenmiş kürsüsü ve revakın iki cepheli düzeni ilginç özelliklerdir ve üzerinde kısaca
durulmaya değer.
Minare kaidesinin duvar içerisine alınarak kürsü çıkıntısının tümüyle ortadan kaldırılmasa
bile en aza indirilmesi , sayıları çok olmasa da, Sinan'ın bazı cami ve mescidlerinde karşılaştı­
ğımız bir uygulamadır. Orneğin, lstanbul Rüstem Paşa ve Hürrem Çavuş camileriyle, geçirdi­
ği son restorasyondan sonra klasik karakterini kaybetmiş olmakla birlikte, duvar sistemi XVI.
yüzyıla inen Memi Kethüda mescidinde minare kaidesinin duvar içine alınarak, ağır kitle et­
kisinin hafifletildiğini görüyoruz. Ne var ki, Şemsi Ahmed Paşada minare kaidesi bu nedenle
değil , çifte kollu revakın için de görsel akışı engelleyecek bir taş yığınının olumsuz etkisini
ortadan kaldırmak için, beden duvarıyla bir bütün halinde tasarlanmıştır.
Daha önce Sinan camilerinde görmediğimiz bir özellik olan çift cepheli revaka gelince, bu­
nun iki nedenle düşünüldüğünü ve nedenlerden birincisinin camiin batı cephesine yapışık
türbeyi doğu cephesinde bir başka mimari öğeyle dengelemek; ikincisinin ise orta avlunun
çevresinde iki yanlı revak dizileri yaratarak Sinan Paşa, Kara Ahmed Paşa, Sokollu Mehmed
Paşa külliyelerinde bulduğumuz aynı avluyu paylaşan karşılıklı cami-medrese düzenini daha
serbest bir konumda tekrarlamak ve bunu yaparken de medresenin iki kollu revak sistemini
ters çevirip camiye uygulayarak medrese ile cami arasındaki akrabalığı vurgulamak olduğu
anlaşılıyor.
Şemsi Ahmed Paşa cami ve medresesini birbirine yakınlaştıran çift kollu revaklar kadar cami­
türbe ilişkisi de kayda değer. Şöyle ki dış kitle kuruluşu açısından birbirine yaslanan iki bina
iç mekan yönünden de bir bütün oluşturacak biçimde tasarlanmış, iki bina arasına tunçtan
bir parmaklık konulmak suretiyle, türbe hacmi bir mescid ölçüsündeki cami hacmine katıla­
rak ferah bir mekan elde edilmiştir.

R.2 1 4
Şemsi Ahmed Paşa Külliyesi,
Üsküdar.
Doğudan Görünüş

195
MİMAR SİNAN

Şemsi Ahmed Paşa türbesini 1940 yılından önce inceleyen Fazıl Ayanoğlu, kapısının üze­
rinde iki satırlık kitabesini görmüş ve fotoğrafıyla birlikte yayınlamıştır 1• Bu kitabe 1940 ona­
rımı esnasında indirilmiş sonra bir daha yerine konmamıştır. 1974 yılında Konyalı, aynı kita­
beyi camiin güney duvarı önünde yarı toprağa gömülü halde bulmuş ve yerine koydurmaya
çalışmışsa da 2 bu girişimi sonuçsuz kalmış ve bu arada kitabe de ortadan kaybolmuştur.
Buna karşılık camiin dört satırlık kitabesi , kapısı üzerinde durmaktadır. Şair Ulvl'nin kale-
me aldığı kitabe şöyledir:
Şemsi Paşa eyledi bu camii bünyad çün
Umarız kim ola merhumun yeri Darü's-selam
Ulviya hatif görünce didi kim tarihini
Secdegah olsun Habibin ümmetine bu makam 988
Kitabeden cami -türbenin 1 580- 1 (H.988) de, aynı yıl hayata gözlerini yuman Şemsi Ah­
med Paşa'nm 3 ölümünden kısa bir süre sonra tamamlandığını anlıyoruz.
1 580 yılı, Şemsi Ahmed Paşa külliyesinden başka iki büyük boy vezir camiinin de bittiği
yıl olarak Sinan kronolojisinde önemli yer işgal eder. Bunlar Tophane Kılıç Ali Paşa ve Eyüp
Zal Mahmud Paşa camileridir. Ne var ki, ikisi de mimari kuruluşlarıyla dikkati çeken camiler­
den kitabeli olan birincisinin, yapım tarihi kesin ise de kitabesiz Zal Mahmud Paşa camiinin
tarihi konusunda çeşitli görüşler vardır. Konuyu açıklığa kavuşturmak için önce Zal Mah­
mud Paşa camii ve külliyesinin tarihi sorununu ele alalım.

0 2 4 6 8 10 20

196
R.2 1 5 Ziıl Mahmud Paşa Külliyesi, Eyüp. Durum Planı . Alt Adu
MANİSA MURADİYE VE Ill. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR (1580-1588)

Eyüp'te, Defterdar Caddesi ile Zal Paşa Caddesi arasında bulunan Zal Mahmud Paşa külli­
yesi , cami , çifte medrese, türbe ve çeşme den oluşur. Bir yamaçta kurulduğu için binalar iki
kademeye yerleştirilmiş; cami ile önündeki şadırvan avlusunu saran medrese üst düzeyde, türbe
ile önündeki avluyu iki yönde kuşatan ikinci medrese alt düzeyde düzenlenmiş; düz bir mer­
divenle birbirine bağlanan avlulardan üsttekinin kapısı Zal Paşa caddesine, alttakininki Def­
terdar caddesine açılmış; çeşme alt avlu kapısının hemen sağına konulmuştur.
1
Defterdar Caddesi üzerindeki çeşme külliyenin yapım tarihine ışık tutması bakımından önem-
lidir; çünkü külliyedeki tek tarih kitabesi bu çeşmede bulunur 4 Kitabe 998 tarihlidir; fakat
ortadaki dokuzun bacağı aşındığından 958 gibi okunması sonucu çeşme 1 589-90 yerine 1 55 1
yılına tarihlenmiş5 , bu da bazı sanat tarihçilerini yanıltarak camiin de 1 5 5 1 tarihli olduğu te­
zine yol açmıştır6• Bu tarihi , üslup açısından erken bulan bazıları ise camiin 1 560- 1 566 yılları
arasında yapıldığı görüşünü öne sürmüşlerdir 7 · Oysa bu görüşler tarihi verilere ters düşüyor.
Bir ke_r e, Kanuni'nin son yıllarında Anadolu Beylerbeyi olan Zal Mahmud Paşa'nın 1 566'dan
önce lstanbul'da büyük bir cami yaptırma olanağı olamazdı. Cami ve külliyesini 1 572'de il.
Selim'in kızı Şah Sultan'la evlendikten ve 1 574'de 5. vezirliğe atandıktan sonra yaptırdığını
düşünmek gerekir. Bu bakımdan, Zal Mahmud Paşa camiini 1 570'lerin ortalarına tarihleyen
Sum ner-Boyd ve Freely'nin gerçeğe oldukça yaklaştıklarını belirtmek isteriz� Çünkü biz, ka­
pı kitabesi bulunmayan camiin yapımına büyük olasılıkla 1 575'de başlandığını ve cami ile tür­
benin 1 580- 1 (H.988) yılında tamamlandığı kanısını taşıyor, bu tarihi daha akla yakın buluyoruz.

197
R . 2 1 6 Zıil MahmııJ Pa�a Kıilliw.ı i. Evüp. Durum Planı. Üst Avlu
MİMAR SİNAN

R.2 18
Ziıl Mahmud Paşa Camii,
E:vüp Kesir

M
k
f i /
t

-W \
:�::_ - _:

�\

p � f;'''" � 0
' ·,_

''
lf-----,r--;-� ı':<!' " n .-.-� --t-ı------ı-

•'!__
.,),,
' .J.
'-'
!_,
' �· ·==�----"
= ==-'
20"' " "

R.2 1 7
Zal Mahmud Paşa Camii, Eyüp.
Plan

R.2 1 9
Zal Mahmud Paşa Camii, Eyüp.
Kuzeybatıdan Görünüş
198
MANİSA MURADİYE VE lll. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR ( 1580-1 588)

Üç tezkerede de kayıtlı Zal Mahmud Paşa camiinin ve türbesinin Sinan eseri olduğu kesin
ise de Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret ül Ebniye ' de adları geçmeyen medreseleri Sinan'a
bağlamak güçtür. Nitekim, Zal Mahmud Paşa külliyesinin yapım tarihi ile birlikte bu konuyu
ele alan 1 973 tarihli makalemizde9, medreselerin cami ve türbe tamamlandıktan sonra bir baş­
ka mimar tarafından yapıldığını savunmuştuk. Oysa o günden bu yana gerek üst medresenin
yapım tarihine ilişkin bir kaynak, gerekse medreselerin mimari kuruluşları üzerinde derinleş­
tirdiğimiz araştırmalar görüşümüzü değiştirdi. Baltacı'nın Atai'ye atfen üst medreseyi 1 579-80
(H.987) yılına tarihlemesi 10 ,alt medresenin doğu ucunda üst medrese odalarının bodrumuna
yerleştirilmiş odalar, ve en önemlisi , her iki medresenin plan ve kitle düzenine ilişkin bazı
mimari incelikler, bizi durumu yeniden değerlendirerek medreselerin de cami ve türbe ile bir­
likte tasarlanıp 1 575-1 580 yılları arasında gerçekleştirildiği sonucuna götürdü.
Zal Mahmud Paşa camii orta mekanının üç yanında derin mahfiller, bulunan dikdörtgen
kitleli fevk ani bir yapıdır. Merkezde döşemeden 2 1 .80 metre yükselen 1 2 .40 metre çapındaki
büyük kubbesi kıble yönünde beden duvarının içinde kalan kare kesitli , kuzeyde ortada ser­
best duran yuvarlak filayaklarına basan kemerlere oturur. Kubbeye geçişte pandantif kulla­
nılmış, kubbeyi dıştan kuşaklayan kasnak her köşede ikişer kemerli payanda ile ayrıca destek­
lenip ikiz kemerlerin önlerinde üst örtüyü yırtan filayaklarının tepeleri soğan kubbeciklerle
vurgulanarak orta kubbe sistemi tamamlanmıştır.
Zal Mahmud Paşa camiinin kubbeli orta mekanını doğu, batı ve kuzeyde saran derin mah­
filler üç cephede de dörder sütuna binen beş kemere otururlar. Yüzleri camiin içine bakan
kemerler sivri, sütunları beden duvarlarına bağlayanlar basıktır ve basık kemerlerin arası iki
köşede çapraz tonoz, öbür bölümlerde düz tavan ile kapatılmış, üst katta mahfilleri örten yüksek
tavanlar ise ince uzun ayna tonozlarla örtülmüştür.
Mahfilleri taşıyan oniki sütunun başlıkları baklavalı, gövdeleri taş ya da ak mermerdir. Son
cemaat revakının sütunları da benzer biçimde taş ve mermerden yapılmış, yalnız bunlara sta­
laktitli başlık konulmuştur. Revak gözlerinden dördü kubbeli , kıble kapısı önündeki ayna to­
nozludur. Klasik üslupta olmakla birlikte minaresi XVI. yüzyıla inmez; 1 894 depreminden
sonra yenilenmiştir1 1 •
Zal Mahmud Paşa camiinin kıble kapısı köşeleri gömme sütunceli, tepesi stalaktitli_ bir niş
içerisinde bulunur. Kapının bir aşırı kırmızı ve beyaz mermerden zıvanalı yapılan basık keme­
ri üzerindeki kitabe yeri boştur. Kitabe yuvasıyla stalaktitli kuşak arasında üç rozet görülür.
Bunlardan ortadakinin içine bir mühr-ü Süleyman işlenmiştir.
Camiin ön cephesinde, revak içerisinde altlı üstlü dört pencere, revakın çatısı üstünde de
üç ikili grup halinde altı pencere yer alır. Yan cephelere ise üç yerine dört sıra pencere açıl­
mıştır. Alt sırada doğuda altı, batıda beş (altıncısının yerinde kapı bulunur); mahfil düzeyin­
de her iki cephede de altışar; daha yukarıda dokuzardan iki sıra pencere vardır. Arka cephe­
de pencereler daha seyrek düzenlenmiştir. Alt sırada, mihrabın sağında ve solunda üçerden
altı, onun üstünde yedi, daha yukarıda altı, en tepede üç yuvarlak pencere bulunur. Yuvar­
lak kemerli yirmi pencere de büyük kubbenin kasnağına konulmuştur.
Alt sıradaki tüm pencereler mermer sövelidir ve bunların kaş kemerleri açık yapılarak içle­
rine yuvarlak kayıtlı alçı şebekeler geçirilmiştir. Mahfil düzeyindeki ikinci sıra pencereler alt­
takilere kıyasla daha dar fakat bunun dışında onlardan farklı değildir. Daha üst düzeydeki
iki sıra pencere ise sivri kaş kemerli , alçı şebekelidir. Bunların içtikleri altıgen kayıtlı yapılmış,
mihrab duvarında iki pencerenin bordürleri renkli camla süslenerek mihrab vurgulanmıştır.
Zal Mahmud Paşa camiinin mihrabı ak mermerdendir. Sağında ve solunda gömme sütun­
lar bulunan beş köşeli mihrab nişinin tepesi stalaktitli, bordürü iki sıra çiniyle bezelidir. Ga­
yet ince bir işçiliğin ürünü olan mermer minber de kayda değer bir eserdir.
Camiin içi baştan aşağı süslüdür. Büyük kubbede kırmızı ve siyah, pandantiflerde mavi bor­
dürlü yine aynı renk nakışlar görülür. Mahfillerinin tavanında ve kemer içlerinde mavi, kır­
mızı, siyah renkli tığlı çerçeveler ve madalyonlar; mahfil altlarındaki düz tavanlarda kırmızı
zemine beyazla işlenmiş geometrik desenler vardır. Mihrab duvarı ile pand:mtiflerin göbeğine
konulan yazı levhaları ise siyah üzerine beyaz hatla yazılmıştır.
1 99
MİMAR SİNAN

R.220
Zı:il Mahmud Paşa
Camii, Eyüp.
Batıdan Görünüş

200
MANİSA MURADİYE VE lll. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR ( 1 580,1 588)

R.22 1
Zı:i.l Mahmud
Paşa Camii,
Eyüp.
İç Görünüş

Zal Mahmud Paşa camiinin son cemaat yeri önünde üç kollu bir kitle oluşturan üst medre,
se kubbeli bir dershane ile, sekizi kubbeli, beşi ayna tonoz örtülü onüç odadan meydana gelir.
Medresenin doğu ve kuzey kollarının önü revaklı, üç odadan oluşan batı kolu revaksızdır.
Aslında, burada karşımıza çıkan kitle düzeni Beşiktaş Sinan Paşa ya da Kadırga Sokollu
külliyelerinde bulduğumuz aynı şadırvan avlusunu paylaşan cami,medrese ikilisinin bir başka
örneğidir. Şu farkla ki Zal Mahmud Paşa medresesinde talebe odalarının biçimi ve dağılımın,
da simetri gözetilmediği gibi, dershane de kıble kapısının karşısına konulmayıp eksenden do,
ğuya kaydırılmıştır.
Dershanenin 6. 70 metre çapındaki kubbesi pandantiflere oturtulmuş ve dışta oniki köşeli
alçak ve sağır bir kasnakla kuşaklanmıştır. Duvarlarında ikisi kuzeyde, ikisi doğuda, biri gü,
neyde olmak üzere beş pencere görülür. Dershanenin doğusunda dikdörtgen planlı, üstü ay,
na tonozla örtülü bir oda ve onun güneyinde kubbeli beş oda yer alır. Tüm altı odanın tek
pencereleri alt medreseye bakan dış duvara, ocakları revaka açılan kapılarının yanma, ikişer
dolap nişi de kuzey duvarlarına konulmuştur. Dershanenin batısında bulunan kubbeli üç odada
da aynı sistem sü_rdürülmüş, yalnız bunların pencereleri kapıların yanında, ocakları doğuda
düzenlenmiştir. Üte kilerden enli ve ayna tonozla örtülü uçtaki odada ise kapının yanındaki,
ne ek olarak bir pencere de cadde tarafına açılmıştır.
Medresenin batı kolu, külliye önünde kıvrıl.an Zal Paşa Caddesine uydurulmuş olduğundan
güneye doğru genişleyen üç odadan oluşur. Uçü de ayna tonozlu, ocaklı, avluya bakan tek
pencereli odalardır. Bevvab odası olduğu anlaşılan en güneydekinin avlu kapısına bakan ikinci
bir penceresi daha vardır.
Üst medresenin çift kollu revakı, ayna tonozlu iki göz dışında kubbeyle örtülüdür. Üst ör,
tüyü omuzlayan kaş kemerler tuğla, sekizgen kesitli revak sütunları taş, baklava desenli sütun
başlıkları ak mermerdendir. Revak kubbelerinin içinde kalem işi nakışlar, dershane pencere,
lerinde renkli camlı içlikler vardır. Fakat kapı ve pencereleri düz atkılı ve taş söveli talebe
odaları son derece sade tutulmuş, medresenin dış cephelerinin bir bölümü camideki gibi tuğla
hatıllı taştan örülmüş, bir bölümü de kaba taştan yapılarak üstü sıvanmıştır. 201
MİMAR SİNAN

202
R.222 Zcil Mahmud Pa�a Ü.1t Medresesi, E:viip. 13atıdan Giminlı�
MANİSA MURADİYE VE Ill. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR ( 1580-1588)

R. 223
Zal Mahmud Paşa
Üst Medresesi, Eyüp.
Minareden C1örünüş

Cami ile üst medresenin paylaştıkları şadırvan avlusundan yaklaşık 4 metre aşağıda bulu­
nan alt avluya, tek kollu bir taş merdivenle inilir. Güneyinde türbe, kuzey ve doğusunda iki
kollu medreseyle tanımlanan alt avlu, üst avluya kıyasla daha serbest bir düzen gösterir. Alt
medresenin kuzey kanadında kubbeli alt oda ve !?unların batısında, üçü, üst medresenin altı­
na rastlayan dört odalı bir bölüm yer alır. Bu odalar revakın ucundaki sofanın iki yanında
toplanmıştır.
Alt medresenin güney cephesi önünde uzanan yuvarlak kemerli revakın öbür ucunda dar
hir geçit vardır. Beşik tonozlu geçidin doğusunda ayna tonozlu bir salon, onun altında kub­
beli hir oda, daha altta dershane, dershanenin güneyinde kubbeli iki oda bulunur. Alt med­
resenin doğu cephesinde görülen kademeli ve asimetrik durum, Defterdar Caddesinin kıble
eksenine 65 derecelik bir açı yapması sonucu ortaya çıkmıştır.
Alt medresenin doğu kolunu oluşturan hacimlerden ayna tonozlu salonun güney cephesin­
de üç pencere, doğuda dışa açılan ikinci bir kapı vardır. Kubbeli odalar ise üst medresede
olduğu gibi tek pencereli ve ocaklıdır. Pencereler dış cephelere açılır; ocaklar revak tarafında­
dır. Diğer yandan, üst medresenin dershanesinden farklı olarak alt dershanede iki sıra pence­
re yer alır. Caddeye bakan cephede altta iki üstte üç, güneyde altlı üstlü iki pencere yer alır.
Yine üsttekinden farklı biçimde alt dershanenin 5.90 metre çapındaki kubbesi sekiz köşeli
ve yüksek bir kasnakla çevrelenmiş; içine mihrab da konarak bu dershaneye mescid işlevi
de verilmiştir.
Ayna tonozlu sofa ile beşik tonozlu geçit dışında alt medresenin revak örtüsü kubbelidir.
Yalnız revak kemer açıklıkları eşit olmadığından kubbelerin çapı arasında ufak farklar görü­
lür. Ayrıca güneydeki iki göz, öbürlerinden daha dar ve sığ yapıldığından bunları örten kub�
beler çok küçüktür. Kemerler tuğladan ve yuvarlak, sütun başlıkları baklavalı, sütunların taş
gövdeleri sekizgen kesitlidir. Yalnız, kuzey reva kının uçlarındaki sütunların gövdeleri öteki­
lerden daha kalın yapılarak bunların tepelerine köşeleri pahlı başlıklar konulmuştur.
Üst medresede olduğu gibi alt medresede de kaba taş duvarlar sıvalı, çatı örtüsü kurşun,
odaların kapıları düz atkılı, pencereleri taş söveli, dershanenin kapısı basık kemerli, alt pence­
releri mermer söveli, üst pencereleri alçı şebekeledir. Alçı pencerelerde dışlıklar yuvarlak ka-
203
MİMAR SİNAN

204
R.224 Zal Mahmud Paşa Külliyesi, Eyüp. Alt ve Üst Avluları Bağlayan Merdiven
MANİSA MURADİYE VE lll. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR ( 1580-1588)

R.225
Zı:il Mahmud Paşa
Alı Medresesi, Eyüp.
Cami Revakından
Görunüş

yıtlı, içlıkler renkli camlıdır. Dershanenin pandantiflerinde mavi zemin üzerine kırmızı gö­
bekli nakışlar vardır. Aynı türde kalem işi desenler revak kubbelerinin pandantiflerini de süsler.
Zal Mahmud Paşa külliyesinin son yapısı olan türbe sekizgen gövdeli, çift cidarlı kubbe ile
örtülü, önü revaklı bir yapıdır. Sekizgen gövdesinin bir kenarı 4. 75 metre olan türbenin iç
mekan kuruluşu dış kitle düzenine uymaz. Çünkü türbenin içi haçvari bir plana göre kurul­
muş, haçın kolları ayna tonoz, ortası kubbe ile örtülmüştür. Pandantifler üzerinde yükselen
iç kubbenin çapı 5. 10 metredir.
Zal Mahmud Paşa türbesinin duvarları dışta ve içte düzgün küfeki taşından yapılmış, kub­
besi ve revakı kurşunla kaplanmıştır. Revakı, başlıkları baklavalı dört mermer sütun taşır.
Yine ak mermerden kapının, basık kemerinde bir aşırı beyaz mermer ve pembe somaki
kullanılmıştır.
Türbenin enli bordürlerle çerçevelenmiş sekiz yüzünde iki tür pencere sistemi görülür. Ha­
çın kollarını oluşturan dört yüzde, kapının bulunduğu ön cephede yalnız üsttekiler olmak
üzere, iki katlı ikişer pencere; köşegenlerde ise bir üst pencere yer alır. Haçvari mekanın köşe­
lerine rastlayan tek pencereler, içeride ayakların arkasında kaldıklarından bunların içlikleri,
dış pencerelere 45 derece dönük ve tonozlu kolların iki yanına bakan karşılıklı pencereler bi­
çiminde tasarlanmıştır.
Kubbesinin göbeği ile eteği, pandantiflerinin içi ve ayna tonozlarının yüzeyleri kalem işi
nakışlarla bezeli olan türbede, Zal Mahmud Paşa, zevcesi Şah Sultan ve kimliğini saptayama­
dığımız bir kişi yatmakta, bunlara ilişkin üç sanduka bulunmaktadır.
Tarihi belgelerde Zal Mahmud Paşa külliyesinin yangın ya da depremden zarar gördüğü
yolunda bir kayda rastlanmıyor. xvı . yüzyıl mimari karakterini iyi koruyan yapılara küçük
onarımlar dışında fazlaca dokunulmadığı anlaşılıyor. Cami, türbe ve medreseler son olarak
205
MİMAR SİNAN

!�
c ----ııl
1------1 [ __,,
ı---

O
e;;;;
I =:::i
;;i: 2"==i3E:�
4::::= .f:
5======':i
l0m . A.K.

R.226 Ziıl Mahmud Paşa Türbesi, Eyüp. Plan

R.227
Ziıl Mahmud Paşa
Türbesi,
Eyüp. Dış Görünüş

Vakıflar İdaresince 1 96 1 - 1965 yılları arasında onarıldığı için bugün sağlıklı durumunu koru­
makta ve kullanılmaktadır.
Zal Mahmud Paşa camii tek kubbeli bir vezir camiidir. Ne var ki burada kubbenin tanımla­
dığı orta mekan üç yönde genişletilip, mahfiller merkezi kitleden taşan bölümlere aktarılarak,
kubbeli orta birimin mekan bütünlüğünü .bozmayacak biçimde onun dışına çıkarılmıştır. Söz
konusu edilen türde camiin ilk örneğini, lstanbul Bali Paşa cami inde buluyoruz. Yalnız Bali
Paşada mahfiller dardır ve bu yüzden orta mekanı saran kabuğun dıştan algılanması güç olur.
Aynı türün bir başka örneği olan Lüleburgaz Sokollu camiinde ise, sütunlara binen mahfil­
ler, içeride daha belirginleştiği gibi, cami kitlesinin dört köşesinde yükselen heybetli ağırlık
kuleleri, kubbeli orta mekanın çevresinde bir dış kabuğun yer aldığını hissettirirler. Böyle ol­
makla beraber Lüleburgaz Sokollu camiinde de, Bali Paşadaki gibi, mahfiller kemer kalınlığı
içine konulduğu ve aynı kemerler kubbeyi de taşıdığı için kubbeli orta mekan ile, onu saran
mahfilleri bir bütünün parçaları şeklinde değerlendirmek gerekir. Oysa Zal Mahmud Paşada,
mahfiller, orta kubbenin yapı sisteminden koparak, kendi üst yapı sistemine sahip birimlere
dönüşür. Mahfil pencerelerinin, kubbeyi taşıyan kemerlere bağlı kalmadıkları için, ön ve yan
206
MANİSA MURADİYE VE Ill. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR ( 1580-1588)

cephelerde bir uçtan ötekine sıralanarak, Zal Mahmud Paşa camiine alışılagelmişin dışında
bir görünüm sağlamasının nedeni budur.
Daha önce de belirttiğimiz gibi, Zal Mahmud Paşa külliyesinin üst medresesi, Beşiktaş Si­
nan Paşa ve Kadırga Sokollu medresesi türünde, cami avlusunu üç yandan kuşatan bir yapı­
dır. Yalnız, Zal Mahmud Paşada medresenin kitle kuruluşu, cami orta eksenine göre simetrik
değildir. Bunun başlıca nedeni, şüphe yok ki, camiden medreseye doğru, şadırvan avlusunu
sıkıştıran Zal Paşa caddesidir. Cami orta eksenine göre, avlunun batı kesimi bu yüzden doğu
kesimine kıyasla küçük kalmış ve Sinan Paşa ya da Sokollu'da bulduğumuz dengeli planlama­
dan vazgeçilmek durumunda kalınmıştır.
Aslında, Zal Mahmud Paşa külliyesinin, üst medresesini iki kollu bir bina şeklinde düşün­
mek gerekir. Çünkü arsanın konumu kadar, 1 570'li yıllarda, Siqan eseri medreselerin genel­
likle "L" biçiminde yapıldığını görüyoruz. Edirne Selimiye ve Usküdar Şemsi Ahmed Paşa
medreseleri, iki kollu medrese şemasının çeşitli uygulamalarıdır.
Yalnız, yukarda. adı geçen medreselerin plan şemaları, kendi içlerinde belirli bir düzen ve
uyum gösterirler. Orneğin, dershane kitlesi Selimiye'de, "L"nin bir ucunda ayrı blok halinde,
Şemsi Ahmed Paşada, kollardan birinin ortasında yer alır. Oysa Zal Mahmud Paşa üst med­
resesinin dershanesi, arka kolda köşeye doğru kaydırılmış, nerdeyse dirseğe dayanmıştır. Ay­
rıca cadde duvarının çarpıklığını örtmek amacıyla, şadırvan avlusunun batı cephesi önüne
konulan odalar, medresenin üçüncü kolu haline gelerek şemanın görüntüsünü bozmuştur.
Diğer taraftan, nasıl Edirne Selimiye medresesinde dershanenin kollarının dışında yer al­
ması , bu yapının ana plan düzenini etkilemez ise, Zal Mahmud Paşada da iki kolun dışındaki
revaksız bölüm medresenin grubunu değiştirmez. Zira, Sinan yapısı olan medreselerin tipolo­
jisinde, esas aldığımız iki öğe, avlu ve revaklı kollardır ye buna göre lstanbul Süleymaniye
medreseleri kapalı avlulu dört kollu , Haseki Hürrem ve Usküdar Mihrimah Sultan medrese­
leri kapalı avlulu üç kollu, Edirne Selimiye medreseleri kapalı avlulu iki kollu, Zal Mahmud
Paşa medreseleri açık avlulu iki kollu türlerin örnekleri olmaktadır.
Medrese planlamasında 1 570'lere özgü iki kollu şemanın varyasyonlarına Toptaşı Atik Va­
lide medresesi gibi geç döneme tarihlenen Sinan yapılarından başka, VezneciJ_er Kuyucu Mu­
rad Paşa ( 1 607- 1 609 arası), Haseki Bayram Paşa ( 1 634-5/H. 1 044), Usküdar Çinili
( 1 640- 1 /H. 1050) ve Divan yolu'ndaki Köprülü ( 1 660- 1 /H. 1 07 1 ) gibi XVII. yüzyıl vezir külliye­
lerinde de sık rastlıyoruz 1 Diğer yandan, yine 1 5 70'li yılların sonlarına doğru ortaya çıkan

dıştan sekizgen, içten haçvari planlı türbe şeması, Sinan'ın üç eserinde görüldükten sonra or­
tadan kaybolur ve bir daha kullanılmaz.
Haçvari iç planlı türbenin ilk denemesi, Aya Sofya haziresinde bulunan Şehzadeler türbe­
sinde yapılmıştır. 1 5 70'li yılların sonlarına tarihlediğimiz Şehzadeler türbesi, Mimar Davud
Ağa'nın eseri Ill. Murad türbesine bitişik olan yapıdır. Sinan, Aya Sofya haziresinde önce
l l . Selim, sonra Şehzadeler türbesini yapmış, daha sonra ikisinin arasına konulan Ill. Murad
türbesi yer darlığı yüzünden Şehzadeler türbesinin bir yüzüne abanarak bazı pencerelerinin
duvar içinde kalmasına neden olmuştur.
4 . 30 metre çapında iç kubbesiyle Eyüp'teki ikizinden daha ufak bir bina olan Şehzadeler
türbesinin köşegenlere rastlayan yüzleri, Zal Mahmud Paşada olduğu gibi alt bölümü sağır,
üst bölümü tek pencerelidir. Haçın kollarını örten yüzlerde ise, Zal Mahmud Paşa'dan farklı
olarak iki alt, üç üst pencere yer alır. Duvarların sağır bölümlerinde panolar oluşturan dik­
dörtgen çerçeveler de keskin köşeli değil, profillidir. Bundan başka, Zal Mahmud Paşa'nın
revakı baklava başlıklı, mermer sütunlu , sivri kemerli; Şehzadelerinki dört köŞe mermer di­
rekli, düz atkılıdır.
Şehzadeler ve Zal Mahmud Paşa türbelerinin temsil ettiği türün üçüncü ve biraz değişik
bir örneğini Tophane'deki Kapudanıderya Kılıç Ali Paşa türbesinde buluruz. Kılıç Ali Paşa
camiinin haziresinde yer alan türbe, öbürleri gibi , sekizgen gövdeli, içiçe çift kubbeli, duvarla­
rı küfeki taşından, üstü kurşun kaplı bir yapıdır. Fakat ötekilerden farklı olarak burada revak
gövdeni n önü nde bir direklik biçiminde tasarlanmayıp, sekizgenin içine itilmiş, salonun bir
bölümü revakla kesildiğinden, 3.90 metre çapındaki iç kubbe bir yanda duvara, üç yönde
iki sütuna basan kemerlere bindirilmiştir. Bu düzenleme ile türbenin içinde üç kollu bir haç
207
MİMAR SİNAN

oluşturulup haçın dördüncü kolu, alçak tutulan revak tavanının üstüne taşırılmış ve ortctya
çıkan asimetrik iç mimari giriş cephesinde üç üst, ön köşegenlerde birer üst, arka köşegenler­
de iki katlı birer, üç cephede altlı üstlü ikişer pencere ile türbenin dış görünümüne yansıtılmıştır.

O
E=;:;=ı:
I ==:J
: 2=>:::
3= 4==='5=======>
10m.
A.K.

R . 228 Kılıç Ali Paşa Türbesi, Tophane. Plan R.229 Kılıç Ali Paşa Türmesi, Tophane. Ke.ı ir

Kılıç Ali Paşa 1 586-7 (H.995) yılında doksan yaşında iken ölmüş, aynı tarihi taşıyan türbe­
sine gömülmüştür 1 3 • Ne var ki, gerek kitabe levhasının duvara sonradan konulmuş izleni­
mini veren iğreti durumu, gerekse bu tarihin Sinan için çok geç olması, Sinanvari bir deneme
olduğunda şüphemiz bulunmayan Kılıç Ali Paşa türbesinin cami, ile birlikte yapıldığına işa­
ret etmektedir. Doğu ve kuzey avlu kapılarının üzerine konulan kitabelere göre cami 1 580- 1
(H.988) yılında tamamlanmıştır 1 4 • Türbeyi de aynı yıla tarihliyoruz.
Kılıç Ali Paşa külliyesi, cami, sebil, türbe, medrese ve hamamdan oluşur 1 5 • Bugün deniz­
den oldukça içerde kalan külliyenin, xıx. yüzyıldan önce sahilde yer aldığı eski gravürlerde
görülmektedir. Kılıç Ali Paşa camii ve türbesi, duvarlarla çevrili avlu içersinde; hamam , avlu­
nun batısındaki sokağın karşı tarafında; medrese, hamamın güneyinde yer alır. Hamam, ca­
miin kıble ekseni doğrultusunda, medrese ile türbe, doğu-batı ekseni üzerinde kurulmuştur.

R . 230
Kılıç Ali Paşa
Külliyesi,
Tophane.
Genel Görünüş
208
MANİSA MURADİYE VE lll. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR (1580-1588)

· </�.��,:,
·. .


. ·:,���(:�f�K1�::.:],
!.: ·_·)(�) w
t ; ·:
İb::·:ır · ..-. ::�.-.- ıı:ıı "'. lr ..... ......_.,ıı::.
. .-.-.::ıJl
· .a:·- ,.::·. .._

R . 23 I Kılıç Ali Paşa Külliyesi, Tophane. Durum Planı

Cami avlusuna beş kapıdan girilir. Biri doğuda, ikisi batıda, ikisi kuzeyde bulunan kapılar­
dan en önemlisi, kubbeli, kitabeli doğu kapısıdır. Bu kapının kubbesi sokak tarafında taş ayak­
lara, içerde iki sütuna oturur. Sütunlardan güneydeki ak mermerden, kuzeydeki kırmızı so­
makiden yapılmıştır. Batıda bulunan alt kapı da XVI. yüzyıla iner. Fakat hazireye geçit veren
üst batı kapısı ile kuzeye açılan kapılar yenidir. 1 958 yılında Kemeraltı ve Meclisi Mebusan
Caddeleri genişletilip Tophane alanı yeniden düzenlenirken avlunun kuzey duvarı yıktırıla­
rak daha geride yeniden yaptırılmıştır. Eski duvarın iç yüzünde abdest alma muslukları, dı­
şında dükkanlar vardı. Yeni duvarın iç tarafına, aslına uygun olarak üstü saçaklı bir abdest
alma yeri yapılmış, fakat dükkanlar yenilenmemiştir. Bu yüzden şimdi camiin önünde ağır
bir duvar kitlesi bulunmakta ve bu sağır duvar camiin dış görünümünü olumsuz yönde
etkilemektedir.
Kılıç Ali Paşa camii, kıble ekseni üzerinde derinlemesine düzenlenmiş, son cemaat yeri çift
revaklı bir yapıdır. Dört adet yuvarlak filayağına pandantiflerle oturan 1 2. 70 metre çapındaki
orta kubbe doğuda ve batıda birer büyük kemer, kuzeyde ve güneyde yarım kubbelerle des­
teklenmiş, bir üçüncü yarım kubbe de mihrab çıkıntısının üstüne konulmuştur. 209
MİMAR SİNAN

R . 232 Kılıç Ali P�a Camii, Tophane. Alt Kat Planı

.·:<

< ', d��'J:t"· .· : jn:


:,�\�: !->\ -'(

· · ···
'' '' ··:� .....· ·
' ' .�..�. ' :
' .
' .

! i
l !
: :

'.
!
!

! ,.)------------------------------------------------------------------------------------ ---- -------------------------- '--­

�-::�------- ··------------·-------·--·-····-------------------..-- .... ···---- ---- . - - - - - - - -------- --- -- · ------- ------- ��

R . 234 Kılıç Ali Paşa Camii, Tophane.


Uzunlamasına Kesit

210
MANİSA MURADİYE VE Ill. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR (1580-1588)

R. 233
Kılıç Ali Paşa Camii, Tophane.
Üst Kat Planı

21 1
/U35 Kılıç A l i Paşa Camii, Tophane. İç Görünüş
MİMAR SİNAN

Camiin , yarım kubbelerle kıble doğrultusunda uzayan orta mekanının üç yanı mahfillerle
çevrilidir. Kuzeyde, dikdörtgen kesitli dört ayakla, beş aksa bölünmüş arka sahın; doğuda
ve batıda yine beş birimli yan sahınlar yer alır. Yan sahınların aksları, yarım kubbeler çizgi­
sinde birer, filayakları arasında iki sütuna binen üçer kemer ile belirlenmiştir. Zemin katında
görülen bu sistem mahfil düzeyinde tekrarlanır. Şu farkla ki, kemerli açıklıkların ortalarına
birer sütun daha eklenerek mahfil düzeyindeki kemerlerin sayısı beşten ona çıkarılmış ve alt­
takilerin tepesine rastlayan taşıyıcılar, sırt sırta çifte sütunlu yapılmıştır. Zemin katındaki tüm
birimlerin çapraz kaburgalı haçvari tonozlarla örtülü olmalarına karşılık, üst kattaki altı göz­
den filayaklarının arasındakiler tonozlu , ötekiler kubbelidir.

R.236
Kılıç Ali Paşa Camii,
Tophane.
Arka Mahfil

Mahfile çıkan merdivenler camiin kuzey köşelerinde çıkıntı yapan kulaklar içine konulmuş­
lardır. Doğudaki merdiven kovası, camiin saçak düzeyinde kesilerek bir kubbe ile bitirilmiş­
tir. Batıdakinin merdiveni ise, mahfile vardıktan sonra biçim değiştirerek sürer; çünkü batı­
daki merdiven kovası, aynı zamanda minare kürsüsü işlevini görür. Minarenin gövdesi ve
peteği çubuklu, şerefe çıkmaları stalaktitli, külahı kurşun kaplıdır.
Kılıç Ali Paşa camiinin iki kademeli son cemaat yerinin iç revakı beş kubbeli gözden oluşur.
Yan kubbeler pandantiflere, kapı önünde bulunan yüksek orta kubbe etekleri stalaktitli çık­
malarla beslenen oluklu tromplara biner. Başlıkları stalaktitli olan iç revak sütunları tümüyle
ak mermerden yapılmıştır. Demir eliböğründelerle desteklenen geniş saçaklı dış revak da yan­
larda üçer, cephede on sütuna oturur. Bu sütunlar da ak mermerdir; fakat boyları ve çapları
iç revak sütunlarından daha küçük tutulmuş ve kapı önüne rastlayanların tepesine stalaktitli,
ötekilere baklavalı başlıklar konulmuştur. Her iki revakın da kemerleri, bir aşırı kırmızı ve
beyaz taşla örülmüş; dış revakın sütunları arasına demir parmaklıklar geçirilmiştir.
Kılıç Ali Paşa camiinin tümüyle ak mermer olan dış sütunlarına karşılık, iç sütunlarında
daha çok somakiye yer verilmiştir. Zemin kattaki sütunların hepsi vişne çürüğü somakiden,
mahfil düzeyindeki sütunlardan alttakilerin üstüne düşenler mermer, bunların aralarında ka­
lanlar için yine somaki kullanılmış, mermer gövdelilere stalaktitli, diğerlerine baklavalı baş­
212 lıklar konulmuştur.
MANİSA MURADİYE VE III. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR ( 1580-1588)

R.237
Kılıç Ali Paşa Camii, Tophane.
İç Görünüş

R.238
Kılıç Ali Paşa Camii, Tophane.
Son Cemaat Revakı

213
MİMAR SİNAN

Camiin minberi, müezzin mahfili ve mihrabı alımlı eserlerdir. Şebekeli merdiven korkuluk­
ları ve üçgenlerinin şebekeli göbekleriyle mermer minber dikkati çeker. Sekiz sütunun taşıdığı
mermer müezzin mahfili de aynı ince işçiliğin ürünüdür. Yine ak mermerden yapılan mihra­
bın iki yanı, tepe pencereleri çizgisine kadar karanfil, lale, gül ve benzeri çiçek ve yaprak de­
senli nefis çinilerle kaplıdır. Bundan başka, mihrabın tepesine bir çini madalyon, mihrab çı­
kıntısının içindeki dört alt pencerenin üstüne çini panolar konulmuş ve bunların lacivert ze­
mini üzerine beyaz hatla Besmele ve Fatiha suresi yazılmıştır.
İki köşesindeki turuncu sütunceler dışında, camiin kıble kapısı da tümüyle ak mermerden
yapılmış, kapı işinin basık kemeri üzerindeki üçgen yuva içerisine çiftleme biçiminde yazılı
bir ayet levhası konulmuştur. Yan kapıların üzerlerinde, son cemaat yerine bakan dört alt
pencerenin kemer aynalarında, camiin otuz alt penceresinin iç yüzlerinde de yine çiniden ayet
levhaları vardır 1 6 .
Cami içinde çini panolardan başka kalem işi bezemeler bulunur. Büyük kubbenin, yarım
kubbe ve ekzedraların, pandantif ve mahfil kemerlerinin yüzeylerinde kırmızı ve mavi renkle­
rin egemen olduğu nakışlar yer alır. Yan sahınlarda tonoz çerçeveleri ve kaburgalar kırmızı
ile belirtilmiş, son cemaat yeri kubbelerinin iÇleri de geometrik desenli göbeklerle
zenginleştirilmiştir.
Kılıç Ali Paşa camii, yangın ya da depremden zarar görmeden zamanımıza ulaşmış bir yapı­
dır. Kaynaklarda herhangi bir bölümünün sonradan yapısal değişikliğe uğradığı yolunda bir
kayıt da yoktur .Yalnız, minare gövdesinin Kırım Savaşı'ndan sonra yenilendiğini biliyoruz 1 1 .
B u minarenin külahı taştı ve külahın hemen altında yumurta motifli kabartmalar bulu­
nuyordu. 18 Vakıflar idaresince 1 959- 1 960 yıllarında ele alınan camiin 19 onarımı sırasında
minarenin taş külahı kaldırılarak yerine sivri kurşun külah konulmuş, fakat yumurta desenli
petek bileziği korunmuştur. Camiin kalem işi bezemesi ve renkli camdan pencere içlikleri de
son onarımda elden geçmiştir. Bunun tek istisnası mihrab çıkıntısı içindeki dört pencerenin
renkli camlı alçı kafesleridir. Batıdaki pencerenin altında görülen "Amel-i Tevfik Bursa, Sene
1 3 3 1 " yazısı bu kafeslerin 1 9 1 2 yılında yapıldığını ve son Vakıflar onarımında yenilenmeye­
rek korunduğuna işaret ediyor.
Tarih kitabelerine göre 1 580- 1 (H.988) de tamamlanan Kılıç Ali Paşa camiinin 1 5 70'li yılla­
rın ortalarında tasarlandığı, ve ikisinin yapımını da Edirne Selimiye külliyesini izleyen döne­
me tarihlediğimiz, Kılıç Ali Paşa ve Zal Mahmud Paşa camileri arasında kronoloji açısından
bir paralellik bulunduğu kanısındayız. Diğer taraftan, söz konusu camilerin ikisinde de orta
mekanın üç yanda derin mahfillerle sarılı olması dışında bir benzerlik yoktur. Zal Mahmud
Paşa'nın tek kubbeyle örtülü orta mekanı, Osmanlı klasik mimarisinin merkezi mekan ilkesi­
ne uygundur. Kılıç Ali Paşa'da ise iki yönde yarım kubbelerle kıble doğrultusunda uzatılmış
orta mekanın çizgisel konumu mihrab çıkıntısının eklenmesiyle daha da vurgulanmıştır.
Mihrab çıkıntısı bir yana bırakılırsa, iki yarım kubbeli orta mekan kuruluşu İstanbul Süley­
maniye camiinde de vardır. Yalnız, Süleymaniye'de yan sahınların orta mekanla bütünleşme­
sinin amaçlandığı ve mekan bütünlüğünü zedelememek için mahfillerin, yan sahınların dış
duvarlarına yapışan önemsiz öğelere dönüştürüldüğü unutulmamalıdır. Oysa Kılıç Ali Paşa­
da mahfiller orta ayakların dış çizgisine kadar öne çekilip, sütun sıralarıyla perdelenerek ade­
ta yan sahınların orta mekandan kopması istenmiştir ki, bu durum Osmanlı klasik mimarisi­
nin mekan anlayışına ters düşer.
Evliya Yo elebi'nin büyük isabetle, "Ayasofya-i kebir tarzında bina olu nmuşdur ," teşhisini
koyduğu ° Kılıç Ali Paşa camii, gerçekten Ay� Sofya'ya en yaklaşan Osmanlı camiidir. Çün­
kü, Kılıç Ali Paşa'nın Aya Sofya'ya yakınlığı , lstanbul Süleymaniye ya da Bayezid camilerin­
de bulduğumuz yüzeysel örtü sistemi benzerliğinin ötesinde, yapısal kuruluşa dayalı bir akra­
balıkla ilişkilidir. Kılıç Ali Paşa camiinin iki yarım kubbe ile beslenen ve yanlarda birer çift
büyük kemerle payandalanan ana kubbe sistemi , orta mekanını üç yandan saran sahınlar
ve özellikle bunların çok sütunlu cephe düzeniyle Aya Sofya'nın küçük bir modeli görünü­
mündedir. Cami mimarisinde mekan bütünlüğüne varmak için büyük çaba sarfeden Sinan'­
ın, Kılıç Ali Paşa camiinde sütun sıralarıyla mekanı bölen bir düzenlemeye gitmesi; Şehzade
Mehmed camiinden başlayarak, orta kubbenin oturduğu kübik tabanın köşelerini yumuşa­
214 tıp, üst yapının kademe kademe beden duvarlarına geçmesini sağlayan bir ustanın, otuzbeş
MANİSA MURADİYE VE III. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR (1580-1588)

yıl sonra Aya Sofya'nın ağır ve keskin köşeli kubbe sistemine geri dönmesi; kısacası, Edirne
Selimiye camiini tamamlayıp, Eyüp Zal Mahmud Paşa camiini tasarladığı bir dönemde, Aya
Sofya şemasını yeni yorum getirmeden bir kez daha kullanması şaşırtıcıdır.

R . 2 3 9 1'ılıç Ali Paşa Camii, Tophane. Dış Görünüş

Bu olağan dışı durumun tek açıklaması olabilir: Kılıç Ali Paşa camii Sinan'ın değil fakat
kalfalarından birinin eseridir. Türbeyi ve hamamı da büyük olasılıkla Sinan tasarlamamıştır.
Dilimli tromplara oturan 14. 10 metre çapındaki kubbeli soyunmalığı ve altıgen şemaya göre
kurulu sıcaklığını son derece başarılı bulduğumuz halde, her biri değişik boyut ve biçimdeki
halvetlerini yadırgadığımız Kılıç Ali Paşa hamamı, 1 583 yılına tarihlenir 2 1 . Bu tarih Sinan
için oldukça geçtir. xvıı. yüzyıl başlarında camiin avlu duvarı kesilerek külliyeye ekle.nen
Kılıç Ali Paşa medresesi ise, Sinan'ın ölümünden sonra yapılmıştır 22 • 215
MİMAR SİNAN

R. 240
Kılıç Ali Paşa
Hamamı ,
Tophane.
Minareden
Görünüş

Medresenin adı tezkerelerde geçmiyor. Diğer yandan öbür yapılar üç tezkerede de kayıtlı­
dır. Bu yüzden bunların Sinan'la hiç ilişkili olmadığını söyleyemeyiz. Onun önerdiği bir -ya
da bir kaç- hassa mimarınca tasarlandığı ve Kılıç Ali Paşa' nın onayı alındıktan sonra yapıla­
rın, yine onun genel denetiminde gerçekleştirildiği en güçlü olasılık olarak akla geliyor.
Bu olasılığı öne sürmek yersiz değildir. Çünkü, 1 580'li yıllara tarihlenen , Manisa Muradiye
cami ve aşhanesinin üç tezkerede de, Sinan yapıları arasında yer almasına rağmen, bunların
başka mimarlarca gerçekleştirildiğini biliyoruz. Manisa Muradiye camiinin yapımıyla Ill. Mu­
rad, önce Mimar Mahmud Ağayı görevlendirmiş, Mahmud Ağanın cami tamamlanmadan
ölmesi üzerine bu sefer Mimar Mehmed Ağa Manisa'ya gönderilerek külliyenin sorumluluğu
ona verilmiştir. Manisa kadısına ve Bina Eminine yollanan 1 583 (H. 99 1 ) tarihli fermanda 2 3 ,
Mimarbaşı Sinan'ın da adı geçmekteyse de, Muradiye'nin tasarımında Sinan'dan çok Mah­
mud Ağa etkili olmuş ve, tıpkı Kılıç Ali Paşa'daki gibi, burada da yardımcı mimarlar, artık
yaşlanmış başmimardan daha önemli rol oynamışlardır.
Şimdiki Muradiye camii, ili� Murad'ın aynı arsada yaptırdığı ikinci camidir. Birinci camiin
tarihini bilmiyoruz. Fakat H.982 tarihli Arapça vakfiyesine göre 1 574'den önce Murad'ın şeh­
zadeliği zamanında yaptırılmıştır 24• Büyük olasılıkla, babasının Karapınar'daki camiine ben­
zeyen tek kubbeli cami, bir süre sonra cemaate dar gelmeye başlar. 1 582 yılında Manisalılar
durumu Saraya bildirirler 25• 111. Murad isteği uygun karşılar ve Saruhan beyi ile Manisa Ka­
dısına yazdığı bir fermanla, camiin büyütülmesini emreder 26• Ne var ki, bir yanlış anlama
sonucu, Manisalıların, ilk camii temelinden yıkmaları üzerine, yeni bir camiin yaptırılması
kaçınılmaz olur.
Yeni camiin biçimi konusunda, Manisalılar arasında anlaşmazlık başgösterir. Bunun üzeri­
ne, ili. Murad'ın Manisa Kadısı ve Bina Eminine yazdığı 24 Cemaziyel-ahir 99 1 ( 1 583) tarihli
fermanda camiin keşif özetinin Mimarbaşı Sinan tarafından hazırlandığı, Hassa mimarların­
dan Mahmud'un Manisa'ya gönderilerek, Sinan'ın hazırladığı keşif dosyasına göre camiin ya­
pım işlerini yürüteceği bildirilir ve ilgili olmayan kişilerin, camiin yapımına karışmamalarının
sağlanması kendilerinden istenir 2(
2 16
MANİSA MURADİYE VE lll. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR ( 1580-1588)

Mimar Mahmud Ağanın, Manisa'da ölmesi üzerine, Sadarete yazılan 5 Safer 994 ( 1 586)
tarihli fermanda ise, camiin yapımıyla Mehmed Ağanın görevlendirildiği açıklanır 2 8 • Ca­
mi, Mehmed Ağanın denetiminde on ay sonra, aynı yılın Zil-hiccesinde tamamlanır. Kesin
olmamakla birlikte, aşhane de aynı yıl tamamlanmış olmalıdır. Fakat daha sonra cami ile aş­
hane arasına sıkıştırılan medreseyi, Davud Ağanın mimarbaşılık dönemine, 1 588- 1 592 yılla­
rına tarihlemek gerekir 29• Camiin güney doğu köşesinde yer alan sekizgen gövdeli kütüpha­
neyi ise, XlX. yüzyılın başlarında Karaosmanoğullarından Hüseyin Ağa yaptırmıştır 30 •
Görüldüğü gibi, daha geç bir dönemin eseri olan kütüphaneyi bir yana bırakırsak, Manisa
Muradiye külliyesi, ikisi Sinan'ın, biri Davud Ağanın, mimarbaşılık dönemlerine tarihlenen
cami, medrese ve aşhaneden oluşmaktadır3 1 • Yapılar, Manisa Dağının eteklerinde, arazinin
eğrilerini izleyen çizgisel bir düzende yanyana sıralanmışlardır. Bu serbest konum, Bursa'da
bulduğumuz, erken Osmanlı külliyelerinin yerleşim düzenini akla getirir. Cami-medrese-aşhane
üçlüsü ise 11. Bayezid döneminin külliye bileşimlerine benzer. Yalnız, 11. Bayezid döneminde
cami ortaya, medrese ve aşhane onun sağına ve soluna konuyordu. Sinan da bu formülü,
Usküdar Mihrimah Sultan külliyesinde uygulamıştı. Oysa Muradiye'de, cami üçlü sıranın bir
ucuna, aşhane öbür ucuna konmuş, medreseye ortada yer verilmiştir. 1 583 yılında külliye
tasarlanırken medrese düşünülmüş müdür? Yoksa sonradan, cami ile aşhane arasındaki boş
alana sokuşturulmuş mudur?
Kamil Su, ilk camiin yanında bir zaviye bulunduğunu, içinde oturan müridlerin şarap iç­
tikleri saptandığından zaviyenin medreseye dönüştürülmesinin emredildiğini yazıyor ve, "bu­
günkü medreselerin yıkılan bu zaviye yerine yapılmış olması ihtimali vardır", diyor 32 • Er­
dem Yücel ise, Muradiye medresesinin, yıktırılan zaviyenin yerine yaptırıldığını söylüyor 33•
Aslında, söz konusu zaviyenin, eskiden cami avlusunun üç yanını çevirdiği bilinen hücre­
lerden oluştuğunu 14 düşünmek daha akla yakın gelmektedir. Çünkü zaviyenin yıktırılması­
nın Muradiye medresesi ile ilgisi yoktur. Yok edilmesi yeni Muradiye'nin temeli bile atılma­
dan önce, 1 582 (H.990) tarihli bir fermanla emredilmiştir 35• Büyük olasılıkla ilk camiin yı­
kılmasına neden olan karışıklık da bu yüzden ortaya çıkmış, zaviye ile birlikte arkasındaki
cami de halk tarafından yerle bir edilmişti.
Bu durumda, Manisa Muradiye külliyesinin düzensiz kuruluşunu , mimarların elinde olma­
yan bazı zorlayıcı nedenlerden çok , onların yetersiz planlama anlayışlarına bağlamak söz ko­
nusu olmaktadır. Nitekim, üç yapının birbiriyle geometrik ilişkileri, külliyeyi çeviren avlu du­
varlarının konumu, avlu kapılarının yerleri bir yana, medrese ve aşhanenin mimari düzenle­
meleri bile, Sinan'a mal edilemeyecek aksaklıklarla doludur. Dahası, durum planında olduğu
gibi tek yapıların planlamasında da bir geriye dönüş görülür. Şöyle ki, gerek medresenin, ge­
rekse aşhanenin odaları, erken klasik dönem yapılarında gördüğümüz biçimde avluları U bi­
çiminde üç yandan sararlar.
Medrese Sinan'ın Şehzade Mehmed medresesi türündedir. Onun gibi bir dershane ve yirmi
odadan meydana gelir ve ana kapısına göre dershane avlunun sağında kalır. Ne var ki, Şehza­
de Mehmed medresesinde avlunun giriş cephesine bakan yüzü , yedi gözlü olduğundan avluya
ortadan girilmesine karşılık, Muradiye'de giriş cephesi çift birimli olduğu için kapının mer­
kezden kaçması önlenememiştir. Aynı biçimde, dershane yapının güney cephesinde dıştan
ortalandığı halde, doğu-batı doğrultusunda avlu medresenin ortasına rastlamadığı için, şadır­
van dershanenin kuzey-güney ekseninden batıya kaçmıştır.
Medresenin avlu revakı doğu-batı doğrultusunda beş, ters yönde dört gözlüdür. Aşhanenin
avlu revakı ise iki yönde de dörder birimli olmak üzere, kare yapılmış, revakın yirmi kubbesi
baklava başlıklı narin sütunlara bindirilmiştir. Revakların gerisinde, kuzeyde ve doğuda bü­
yük kubbeli, güneyde daha küçük kubbeli birimler yer alır. Sekizgen kasnaklı, kurşun kaplı
kubbeler mutfakları, yemekhaneyi, erzak depolarını, müstahdem koğuşlarını örter. Yapının
kuzey ve doğusunda, kubbelerinin tepesinde sekiz köşeli aydınlık fenerleri bulunan birimler
mutfaklardır.
Muradiye aşhanesi, medreseye göre daha güçlü bir geometriye sahip olmakla birlikte, Si­
nan'ın lstanbul'daki aşhaneleriyle kıyaslandığında sönük kalmaktadır. Burada Şehzade Meh­
med , Süleymaniye, Atik Valide aşhanelerinin simetrik ve dengeli şeması yoktur. Kaba taş
217
MİMAR SİNAN

R.241
Muradiye Aşhanesi,
Manisa.
Dış Görünüş

R. 242 Muradiye Aşhanesi, Manisa. Plan

2 18
MANİSA MURADİYE VE Ill. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR (1580-1588)

duvarları ile sekizg�n gövdeli aydınlık fenerleri Atik Valide aşhanesini akla getirir ise ..de, plan
ve kitle kuruluşu Usküdar'daki aşhaneyle boy ölçüşemeyecek kadar uyumsuzdur. Orneğin,
yapının güney-batı köşesine itilmiş ana kapısının yeri ve bu kapıdan geçilip revakın bir ucun­
dan avluya varış rahatsız edicidir. Simetrik avlu)!u kuşatan U'nun kuzey ve doğu kollarının
büyük, güney kolunun küçük kubbe dizileri de açık bir dengesizlik yaratır. Hele güney kolun­
da kapı ile yanındaki ince uzun hücrenin üst yapısı alçak tutularak bu kolun, karşısındakine
kıyasla kısa kalması göze batan bir hatadır.
Asimetrik planlama ancak bilinçli dengelemeyle başarıya ulaşır. Sinan bu işin büyük usta­
sıdır. Bu yüzden, Manisa Muradiye aşhanesinde bulduğumuz dengesiz planlamanın sorumlu­
luğunu Sinan'a yükleyemiyor, aksaklıkların uygulayıcı mimarlara ait olduğunu savunuyoruz.
Manisa Muradiye, iki ucu minarelerle noktalanan beş gözlü bir son cemaat revakının geri­
sinde, yüksek kubbeli orta mekanı doğu-batı ve güneyde kubbemsi tonozlarla örtülü dikdört­
gen bölümlerle genişletilmiş ferah bir camidir. Camiin orta kubbesi 1 0.60 metre çapındadır
ve kübik bir taban üstünde yükselir. Bu taban erken klasik camilerde olduğu gibi kasnağın
hemen altına kadar yükselmez. Bir buçuk metre kadar aşağıya çekilip, dört yönde orta kub­
beyi omuzlayan kemerlerin üst bölümü basamaklar halinde gösterilmiş, basamakların dışları­
na sekizgen gövdeli, sivri kubbeli ağırlık kuleleri konulmuştur.

R . 2 43 Murnd(ve Camii, Manisa. Güneyden Görnnüş R.244 Muradiye Camii, Manisa. Plan

Kübik tabanın üç yüzü büyük kemerlerin iç eğrisini izleyerek duvar yüzeyine saplanan kub­
bemsi tonozlarla kapalıdır. Dördüncü yüzde ise, çıkıntı olmadığından son cemaat revakının
üstünde, büyük kemer dışa yansımış, Edirnekapı Mihrimah Sultan camiindeki gibi burada
da taşıyıcı olmayan perde duvar, arka plana itilip, içi iki sıra pencereyle doldurularak taşın
ağırlığı hafifletilmiştir.
Muradiye camiinin son cemaat revakını, altı narin mermer sütun taşır. Sütunlar bronz bi­
lezikli kaidelere oturtulmuş, başlıkla_rı stalaktitli yapılmıştır. Sütunları birbirine bağlayan siv­
ri kemerler yalın ve eş açıklıklıdır. Ust yapıyı oluşturan alçak sekizgen kasnaklı kubbeler de
eştirler. Yalnız kıble kapısının önündeki göz, ayna tonozla örtülmüş fakat yine de yüksekliği
ötekilerin düzeyinde tutulmuştur.
Muradiye camiinde son cemaat revakından başka, iki de yan revak yapılmıştır. Alçak tutu­
lan yan revaklar dört adet kare kesitli mermer direğe bindirilmiş, Bursa kemerlerinin üstü
a z eği mli ahşap çatıyla kapatılarak kurşun kaplanmıştır. ikisi de camiin yan kapılarına geçişi
hazırlarlar. Hünkar mahfiline de doğudaki revakın içinden geçilerek erişilir. 219
MİMAR SİNAN

R.245 Muradi)'e Camii, Manisa.


Kuzeybatıdan Görünüş

R. 246
Muradiye Camii, Manisa.
Güneybatıdan Görünüş

Hünkar mahfiline beden duvarı kalınlığı içine yerleştirilmiş taş merdivenlerle çıkılır. lki sü­
tuna basan üç sivri kemerin taşıdığı Hünkar mahfilinin mihrabı yalın, korkulukları şebekeli­
dir. Camiin kıble kapısı önünde bulunan müezzin mahfili de mermerden yapılmıştır. Yalnız,
müezzin mahfilinde korkulukların şebekeleri kalın, sütunlar dört köşe, bağlayıcılar kaş kemer
biçiminde yapılarak iki mahfil arasındaki fark vurgulanmıştır. Diğer yandan, her iki mahfilin
altındaki ahşap tavanlar, içleri rengarenk geometrik biçimlerle bezeli kare bölümlere ayrıla­
rak kareler, kırmızı zemin üzerine rozet ve rumi desenli bordürlerle çerçevelenmiştir.
220
MANİSA MURADİYE VE lll. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR (1580-1588)

iL!, -/ / M ıırw/i,,e Camii, Manisa , M ihrap Çıkıntısı R. 248 Muradiye Camii, Manisa. Üst Örtü Sistemi

Camiin oyma mermer minberi ile stalaktitli nişi profillerle yüksek bir çerçeve içine alman
mihrabı alımlı eserlerdir. Mihrab çıkıntısındaki alt pencerelerin dikdörtgen alınlıklarında, üst
pencerelerin bordürlerinde (ve son cemaat yeri. duvarındaki pencerelerin tepelerinde) XVI.
yüzyılın en nitelikli lznik çinileriyle karşılaşırız. lki katlı pencereleri ayıran silmenin altındaki
lacivert zemi nli çini kuşağa beyaz sülüsle Fatiha Suresi, daha aşağıda alt pencerelerin alınla­
rındaki kartuşlara lhlas Suresi yazılmıştır. Lacivert kartuşlar kırmızı üzerine beyaz, yeşil ve
firuze çiçek ve yaprak demetleriyle kuşatılmış, sonra pencereler laleli, karanfilli bordürlerle
çerçevelenmiştir. Ust sıradaki kemerli pencereler de yine enli bordürler içine alınmıştır. Yal­
nız, burada renkler değişmiş, mavi üzerine beyaz ya da beyaz üzerine mavi desenler kullanılmıştır.
Camiin içinde çiniden başka kalem işi nakışlar da vardır. Ill. Murad'm Veziriazam ile cami­
in bina emini Mehmed Çavuş'a yolladığı 1 585 (H.993) tarihli fermandan anlaşıldığına göre
Muradiye'nin nakışları için lstanbul'dan Manisa'ya Mehmed Kalfa adlı nakkaş oniki çırağıy­
la birlikte gönderilmiştir 36• Ne var ki, özgün nakışlar XIX. yüzyılda, tarihini saptayamadığı­
mız bir onarımda, kaldırılarak cami, Batı tarzında bezeme ile süslenmiştir. Gerçi muhdes süs­
leme 1952- 1 964 yılları arasında Vakıflar İdaresince yapılan esaslı restorasyon sırasında raspa
edilerek , xvı. yüzyıl üslubunda kalem işleri yenilenmiştir ama sıva altından çıkan eski nakış
izlerinden ne kadar yararlanıldığını, başka deyişle, yeni nakışların renk ve desen bakımından
aslına uygunluk derecesini söylemek güçtür.
Manisa Muradiye külliyesinin yerleşme düzeni konusunda görüşlerimizi az önce açıklamış
ve konunun kısa bir değerlendirmesini yaparak sistem açısından burada bir geriye dönüşün
görüldüğünü belirtmiştik. Muradiye külliyesinin yerleşme düzeninde olduğu gibi Muradiye
camiinin mimari plan ve kitle kuruluşunda da benzer bir geriye dönüş olayı ile karşılaşıyor,
Sinan'la bağdaştırmakta güçlük çektiğimiz bazı uygulamaları bu camide buluyoruz.
Erdem Yücel, Muradiye camiini tanımladıktan sonra, "Bu plan tarzı bize, İlk Devir Osmanlı
Mimarisinde tatbik edilen, yan mekanlı cami tipini hatırlatmaktadır. Buna rağmen Muradiye
camiini , üç yarım kubbe ile desteklenen merkezi kubbeli camilerin bir varyasyonu gibi de mü­
talaa etmek mümkün olacaktır", diyor 3 7 •
Bu değerlendirmenin ilk bölümüne katılmak güçtür. Manisa Muradiye camii ile ters T bi­
çimli erken dönem Osmanlı imaret camileri arasında dış görünüş açısından bir benzerlik bu­
lunsa bile bu yakınlık plan düzeni bakımından geçerli olamaz. Çünkü çok işlevli imaret cami­
leri nin içleri çeşitli oda ve eyvanlardan oluşmakta ve cami, bunlardan yalnız bir eyvanın sı- 221
MİMAR SİNAN

nırları içinde kalmaktaydı. Oysa Muradiye, Yücel'in de değerlendirmesi nin ikinci bölümün­
de belirttiği gibi, klasik dönem selatin camii niteliğini taşıyan tek mekanlı bir yapıdır. Diğer
yandan, XV. yüzyıla tar,ihlenen Eyvanlı cami modeline dönülmese bile burada erken Sinan
döneminin ürünü olan Usküdar Mihrimah Sultan camii şemasının esas alındığı bellidir. Me­
kan bütünlüğünü daha da güçlendirmek amacı ile Mihrimah Sultan'da dikdörtgeni tamamla­
yan küçük kubbeli birimler Muradiye'de yapılmamış, mihrab çıkıntısı bunun sonucu olarak
ortaya çıkmıştır.
Manisa Muradiye'de Üsküdar Mihrimah Sultan'ı akla getiren bir başka husus, yine mekan
bütünlüğünü vurgulamak için iç mekanda yan mahfillere yer verilmeyişi ; bir başkası da, yine
1 540'ların ürünü olan lstanbul Şehzade Mehmed camiinde ortaya çıkan dış galerilerin Mura­
diye'de de görülüşüdür. Ne var ki, Şehzade Mehmed'inkilere kıyasla Muradiye'nin yan galeri­
leri alçak ve zayıf kalmış, ana yapıyla bütünleşemediği gibi ona ölçek de verememiştir.
İç ve dış cepheleri uyuşturamamak yolunda bir aksaklık da son cemaat duvarında görülür.
Sinan öncesi dönemde çok sık rastladığımız biçimde ön cephe pencereleri ve bunların arasın­
daki mihrabcıklar son cemaat revakı ile uyum içinde değildir. Oysa bu soruna Sinan daha
1 SSO'li yıllarda eğilerek pencereleri, son cemaat rev?.kı kubbelerinin, mihrabcıkları da sütun­
larının ekseni üzerine koymak suretiy�e belirli bir sistem getirmiştir,. Söz konusu sistemi Si­
na��ın her camiinde göremiyebiliriz. Orneğin, erken camilerinden lstanbul Haseki Hürrem
ve Usküdar Mihrimah Sultan'da yoktur. Çatalca Damad Ferhad Paşa , Erzurum Lala Musta­
fa Paş�, Van Köse Husrev Paşa gibi daha geç tarihli taşra camilerinde de uygulanmamıştır.
Fakat lstanbul Şehzade'den Edirne Selimiye'ye kadar tüm selatin camilerinde ve lstanbul'da­
ki vezir camilerinde bu kurala uyulmuştur. Dolayısı ile Manisa Muradiye gibi önemli bir sul­
tan camiinde eksikliği derhal göze batmakta ve Sinan'ın bu camiin tasarımına ne ölçüde kat­
kıda bulunduğu sorusu önem kazanmaktadır.
Değinmek istediğimiz son bir sorun da mahfillerle ilgilidir. Manisa Muradiye camiinde mü­
ezzin mahfilinin kıble kapısının iç tarafında orta yere konması, Osmanlı mimarının cami ta­
sarımında karşılaşqğı bir başka soruna mantıki çözüm getirmesi açısından kayda değer . Bu
çözümü daha önce lstanbul Piyale Paşa camiinde görmüştük. Ne var ki, orada minare de uzun­
lamasına eksen üzerine konulduğu için giriş merkezden verilememiş ve bu durumda çift ana
kapılı bir çözüme gitme zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Oysa ki, bir selatin camii olan Muradi­
ye, çift minareli yapıldığından kıble kapısının merkezde düzenlenmesi güçlük yaratmamış, ca­
miye müezzin mahfilinin altından girilmek suretiyle Piyale Paşa'dan daha geçerli bir çözüm
getirilmiştir.
Diğer yandan, Piyale Paşa ' da bulunmayan bir husus Muradiye'de sorun olur. Yüzölçümü
bakımından mütevazı boyutlarda bir cami olan Muradiye'de müezzin mahfilinden başka Hünkar
mahfiline de yer verilmesi camiin içinde bir kalabalık yaratarak mekan bütünlüğüne zarar
verir. Başka türlü söylersek, anıtsal bir selatin camiinin tüm öğelerini bünyesinde toplayan
Muradiye, gerçekte vezir camii boyunda bir yapı olduğundan ortaya bir denge sorunu çıkar
ve beden duvarları yüksek.tutularak iç mekanın ferahlatılması çabası , zemin katı düzeyinde
bu sıkıntının üstesinden gelmeye yetmez.
Manisa Muradiye camiinde karşılaştığımız geriye dönüş olayında eserin, İstanbul'dan uzak
bir kentte bulunuşunun başlıca etmen olduğu açıktır. Çok yaşlanan mimarbaşının, önceleri
olduğu gibi, yardımcılarının çalışmalarını artık gereğince denetleyemediği, 1 580'li yıllarda işi
yapacak mimarı seçip görevlendirdikten sonra, tasarım ve yapıma ilişkin yetkiyi tümüyle ona
verdiği anlaşılıyor. Bu açıdan baktığımızda tezkerelerin Sinan'a yakıştırdığı Muradiye camii­
nin gerçekte Mimar Mahmud Ağanın eseri olduğu ortaya çıkar. Ne var ki, Muradiye'nin Ma­
nisa'da bulunuşunu ve mimarbaşının başkentten uzak yerlerdeki yapı işlerini öteden beri mer­
kezden yerine gönderdiği kalfalarının el.iyle gerçekleştirdiğini göz önüne alarak , Muradiye'nin
yapımını da benzer biçimde Sinan'ın lstanbul'dan yürüttüğü sonucuna varılabilir .
Bu yüzden, Manisa Muradiye külliyesini bir yana bırakarak aynı yıllarda İstanbul'da yapı­
lan üç cam�i -Mehmed Ağa, Mesih Paşa ve Nişancı camilerini- değerlendirmek soruna ışık
tutacaktır. ikisi yalnız Tuhfet ül-Mi'marin'de, biri (Mesih Paşa) Tuhfet ül- M i ' marin ve
Tezkiret ül-Ebniye'de kayıtlı bu camiler, Sinan yaşamını sürdürürken tamamlanmış olmakla
222 birlikte, üçü de Sinan'dan sonra mimarbaşılığa atanacak olan Davud Ağanın eserleridir. Bu
MANİSA MURADİYE VE Ill. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR (1580-1588)

camiler, 1 580'li yıllarda Sinan'ın mimarbaşı makamında geçmişinin ağırlığıyla oturduğunu,


yoksa lstanbul'daki önemli yapıların tasarım ve yapım sorumluluğunu artık Davud Ağanın
yüklendiğini ve Davud Ağanın, mimariyi ustasının eski yapılarında aramayan yaratıcı bir mi­
mar olduğunu gösterirler.
Kızlar ağası Habeşi Mehmed Ağanın, Çar� amba'da yaptırdığı külliye, cami , türbe, darülha­
dis, tekke ve çifte hamamdan oluşuyordu 8 . Bunlardan cami ile türbenin adı Tuhfet ül·
Mi'marin'de geçer 39, ve bu yapılar zamanımıza ulaşmıştır. Çifte hamam da ayakta ve işler
durumdadır. Diğer yandan, darülhadis ve Halvetiye tekkesi yıkılmış, ortadan kalkmıştır.
Mehmed Ağa türbesi cami avlusunun içinde, camiin güney doğusunda yer alır. Kubbeli,
kare planlı, kesme taş gövdesinin köşeleri gömme sütunlu , kalan izlerden eskiden önünde üç
gözlü bir revak bulunduğu anlaşılan türbe, XIX. yüzyı�da onarılmış, sarı zemin üzerine kahve
rengi desenli süsler, bu onarım sırasında yapılmıştır. içinde tek sanduka bulunan türbe bu­
gün bakımsız durumdadır.

�· ··
.,

R . 250 Mehmed Ağa Türbesi,


Çarşamba. Plan

R . 249 Mchmcd Ağa Türbesi, Çarşamba. Dış Görünüş

Avlusunun doğu kapısı üzerindeki kitabede Mimar Davud Ağa tarafından 1 585 (H.993)
yılında yapıldığı yazılı olan Mehmed Ağa camii 40, tek kubbeli, tek minareli, son cemaat re­
vakı beş gözlü bir camidir 4 1 • Bu şema orta boy vezir camilerinde görülen olağan plan düze­
nini yansıtmakla birlikte, Mehmed Ağa camiinde kubbe doğrudan beden duvarları üstüne
oturmayıp, duvarlara gömülü dört ayak ve dört sütuna basan kemerler üstünde yükselir; kö­
şeler tromp yuvarlakları ile doldurulur; bir küçük yarım kubbe de mihrab çıkıntısını örter.
Mehmed Ağa camiinin mimari kuruluşu, aslında, kubbeye geçişin tromplarla gerçekleştirildi­
ği tek kubbeli camilerden farklı değildir. Yalnız burada üst yapının sekiz köşeli düzeni, taşıyıcı
duvarlara da yansıtılıp, ayrıca kubbenin oturduğu ayak ve sütunlar kubbe kasnağının çevre­
sinde ağırlık kulelerine dönüştürülerek sekizgen kuruluş hem içte hem dışta belirtilmiştir.
1 1 .80 metre çapında yüksek bir kubbenin örttüğü Mehmed Ağa camiinin içi loştur. Kubbe
ve duvar yüzeylerini süsleyen XVIII. yüzyıl üslubunda kalem işi bezeme yer yer dökülmüş ve
tümüyle solmuştur. Fakat alt pencerelerin tepelerindeki panolar ile mihrabın iki yanını dol- 223
MİMAR SİNAN

R . 2 5 1 Mc:hmed Ağa Camii,


Çarşamba. Plan

R. 252
Mehmed Ağa Camii,
Çarşamba.
İç Görünüş

duran çiçekli çiniler, XVI. yüzyıla ait İznik ve Kütahya çinileridir. Yalnız, girişin sağındaki
pencere üzerinde bulunan pano, XVIII. yüzyıl Tekfur Sarayı çinisi özelliğini gösterir 42• Bu
panonun sonradan buraya konduğu bellidir.
Mehmed Ağa camiinin dış duvarları tuğla hatıllı taş, son cemaat duvarı düzgün kesme taş­
tır. Revakın mermer sütunları yangında çatladığından bileziklerle çemberlenmiştir. Sütun baş­
lıkları stalaktitli , ön cephe pencere ve mihrabcıkları revak eksenleriyle uyuşum içindedir. Da­
vud Ağanın bilinen ilk eseri olmasına rağmen, Mehmed Ağa camiinde önemli mimari aksak­
lıklara rastlamayız. Daha önemlisi, bu camiin tasarımına, Sinan'ın eski yapılarından esi nlen­
me yerine, sekizgen şemanın yeni bir yorumunu yap�a çabası egemendir. Davud Ağa , Meh­
med Ağa camiini izleyen Mesih Paşa, camiinde de aynı temanın değişik bir biçimini deneye­
rek, sekizgen şemalı camilere bir özgün örnek daha katacaktır.
Hadım Mesih Mehmed Paşa Enderun'dan yetişti,. Hazinedar başı iken 1 574 yılında Mısır
Beylerbeyi olarak atandı v.e altı yıl Mısır'da kaldı. lstanbul'a döndüğünde kubbe vezirliğine
getirildi. 1 584'de 2. vezir, Ozdemiroğlu Osman Paşanın ölümü üzerine Ekim 1 585'de Veziria­
zam oldu . Altı ay sonra, 1 586 Nisanında, 111. Murad ile bir atama yüzünden anlaşmazl ığa
düştüğü için görevden çekildi.
Mısır'dan döndükten sonra, büyük olasılıkla 2. vezirliğe yükseldiği zaman, yapımına başla­
nan camii de Mesih Paşanın sadaret makamından ayrıldığı yıl tamamlanmıştır. Mehmed Ağa
camiinin kapı kitabesinde, Osmanlı uygulaması için olağan olmayan bir biçimde, mimarın
adı verilmiştir. Mesih Paşa camiinin kitabesinde ise yalnız paşanın adı geçmekte, mimar açık-
224
MANİSA MURADİYE VE Ill. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR ( 1 580-1588)

lanmamaktadır 4 ; . Kitabın Giriş Bölümünde daha önce belirttiğimiz gibi, bu cami Tezkiret
ül-Bünyan'da kayıtlı değildir. Tezkiret ül-Ebniye'de de camiler listesine sonradan eklen­
miş gibidir.
Ancak burada bir başka soru ortaya çıkmaktadır. Mesih Paşa camii Tezkiret ül-Bünyan
yazılırken varolmadığı için bu tezkereye girmemiş, fakat daha sonra kaleme alınan Tezkiret
ül- Eb n iye' ye eklenmiştir. Oysa, Mesih Paşa' dan bir yıl önce tamamlanan Mehmed Ağa ca­
mii ne, ne Tezkiret ül-Bünyan ne de Tezkiret ül-Ebniye'de yer verilmiştir. Çünkü Meh­
med Ağa camiini Davud Ağanın yaptığı biliniyordu . Bu yüzden de Sinan -ya da Sinan adına
Sa'i- bu cami üzerinde hak iddia etmemiştir. Buna karşılık, Tezkiret ül-Ebniye'de yer veril­
mekle, Mesih Paşa camiinin Sinan'la ilişkisi açıklanmıştır.
Mehmed Ağa camiinin yapımına, Sinan'ın Hacca gittiği ve bu nedenle İstanbul'da bulun­
madığı 1 582 yılında başlandığı,Mesih Paşa camiinin ise Sinan'ın Mekke dönüşünden sonra
ele alındığı akla geliyor. Mesih Paşanın camiini Sinan'a ısmarladığı kabul edilmelidir. Ancak,
camiin tasarımında Davud Ağanın önemli katkısı bulunabileceği de unutulmamalıdır. Çün­
kü, her ne kadar Sumner-Boyd ve Freely ile Goodwin ,Mesih Paşa camiinin adı bilinmeyen
bir mimarın eseri olduğunu söylüyorlarsa da44 , Sinan'ın, camiinin tasarım ve yapımını bü­
yük bölü mü ile Davud Ağaya bırakmış olması olasılığını gözönünde tutmak gerekir4 5 •
Akşemseddin ve Eski Ali Paşa caddelerinin kesiştiği köşede yer alan Mesih Paşa camii, doğu­
batı doğrultusunda dik bir yamaç üzerinde, batı cephesinin altı dükkanlarla doldurularak el­
de edilen platforma oturur. Enlemesine dikdörtgen kitleli, tek minareli, çift revak ve avlulu
bir camidir. Mehmed Ağa gibi bu cami de sekizgen şemaya göre tasarlanmış ve çapı 1 2 .80
metre olan ana kubbenin yükü kemerlerle sekiz ayağa geçirilmiştir. Bu camide de, köşegenler­
deki kemerler yarım kubbelerle doldurulmuş, mihrab çıkıntılı yapılarak üstü yarım kubbeyle
örtülmüş, orta kubbenin çevresi kubbeli sekiz ağırlık kulesiyle kuşatılmıştır. iç mekan kurulu­
ş u açısından, zemin kat düzeyinde Mesih Paşa , Mehmed Ağaya çok benzer; çünkü yan ka­
natlar dışa bakan galeriler biçiminde tasarlanarak iç mekan, orta kubbenin örttüğü kare bi­
rimle sınırlanmıştır. Oysa üst katta dış galeriler, tıpkı Edirne Selimiye'deki gibi, camiin içine
açılan mahfillere dönüşerek camiin üçer kubbeli yan kanatlarını oluştururlar. Böylece zemin
katta duvarlara gömülü olan taş ayaklar da, mahfil düzeyinde kendi başlarına ortaya çıkarak,
sekizgen alt yapı nın daha açık biçimde algılanmasını sağlar.

�,. '1

ci

225
IL ? .� 3 ,\fr.ı ih Pa�a Camii, lscanhııl. Alc Kac Planı R . 254 Mesih Paşa Camii, lstanhul. Üsc Kac Planı
MİMAR SİNAN

R.255 Mesih Paşa Camii, lstanbul. Güneybatıdan Görünüş R . 256 Mesih Paşa Camii, lstanlml.
Kuzeybatıdan Göriiniiş

Mehmed Ağa ile Mesih Paşa camileri arasında bir başka benzerlik de sini süslemede görü­
lür. Mesih Paşada da mihrabın çevresi lznik çinileriyle kuşatılmış, yan duvarlarda ikişer pen­
cerenin tepesine, bordürleri çiçekli dikdörtgen yazı panoları konulmuştur. Diğer yandan, Mesih
Paşa ' nın kalem işi nakışları kendi döneminin üslubunda olduğu gibi, burada renkli pencere
içlikleri, stalaktitli çıkmalar ve güzel mermer ve ahşap işçiliğiyle Mehmed Ağaya kıyasla daha
doyurucu bir iç mimari sergilenir.
Ô nemli bir fark da, Mesih Paşa 'daiç mekanın aydınlık oluşudur. Zemin kat pencereleri ön­
de son cemaat revakının, yanlarda galerilerin gerisinde kaldığı için içeriye sızan ışık az; fakat
mahfil düzeyinde doğu , batı ve güney cephelerindeki çok pencereli kemer boşluklarından sü­
zülen ışık boldur. Yarım kubbeler ve kemerler içine açılan üçer pencere ile orta kubbe kasna­
ğındaki yirmidört pencere de, bunlara eklenince camiin içi iyice aydınlanır. Aydınlık mihrab
duvarına doğru artar. Işığın kademeli yoğunluğu, son cemaat duvarına az pencere açıp, cami­
in arka tarafını loş bırakmak suretiyle elde edilmiştir.
Mesih Paşa camiinin iki sıra halindeki son cemaat yerinin iç revakı beş gözlüdür. Çoğu ve­
zir camiinde görülen tarzda yan gözler kubbe, orta göz, ayna tonozla örtülmüştür. Buna kar­
şın, sık karşılaşılmayan bir biçimde granit sütunların tepelerine köşeleri pahlı kaba taştan baş­
lıklar konmuş, yalnız batıdaki birinci sütunun başlığı stalaktitli yapılmıştır. Ahşap çatısı çök­
müş ve yenilenmemiş olan dış revakın sütunları ise usulüne uygun olarak ak mermerden ve
başlıkları baklavalı yapılmıştır.
Mesih Paşa camiinin gövdesi yirmi dört köşeli olan minaresi eski, fa kat m i n a re n i n peteği
ve külahı yenidir46. Minare, özgün stalaktitli şerefesinin altında her y ü z ü n tepes i n e k a h;ut­
ma olarak işlenen kemerler ve kemerlerin içindeki kabartma kandiller i l e i lgi çeker.
Fakat camiin daha da ilgi çeken bölümü avlusudur. Çevresinde medrese odaları bulunma­
yan revaklı bir avluya sahip, ilk vezir camii budur. Derinliği fazla olmayan avluyu , iki ucu
kubbeli kayyum ve müezzin odalarına saplanan oniki gözü küçük kubbelerle örtülü bir revak
kuşatır. Revak, kuzey duvarına sıralanan musluklarda abdest -alanları koruyucu bir saçak işle­
vi görür. Bu düzenleme Kılıç Ali Paşa camiindeki abdest alma yerini akla getirir. Ne var ki ,
Kılıç Ali Paşa'da, son cemaat yerinin önüne şadırvan da yapıldığından gelenek bozulmamış­
tır. Mesih Paşa'da ise avlunun ortasında yer alan sekiz köşeli yapı şadırvan değil 1 589 yılında
226 ölen Mesih Mehmed Paşa'nın açık türbesidir. Avlulu vezir camii gibi bu uygulama da, Üs-
MANİSA MURADİYE VE lll. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR ( 1 580-1588)

manlı klasik mimarisinde daha önce örneğini görmediğimiz bir yenilik olmaktadır.
Mesih Paşa camiinde bulduğumuz yeniliklerin Sinan'ın engin yaratıcı gücünden kaynak­
lanmış olabileceğini kabul ediyoruz. Fakat geleceğin başmimarının,Sinan'dan bağımsız olarak
yaptığı binaların niteliği , onun geçmişe körü körüne bağlanmadığını göstermekte, Sinan'la
ilişkisi olmadığını bildiğimiz Nişancı camiinin plan şeması, onun kalıplarının ötesine geçen
güçlü mimari yeteneğinin göstergesi olmaktadır.

iL! � / Me.1ih Paşa Camii, lsıanlml. Mihrab Çıkıntısı R.258 Mesih Paşa Camii, lstanbul. İç Görünüş

"Cedid" ve "Boyalı." takma adları ile anılan Nişanc_ı Mehmed Paşa, ili. Murad dönemi kub­
be vezirlerindendir. Uç kez Nişancılığa atanmıştır. Ünce 1 567'den 1 573 yılına kadar bu ma­
kamda bulunmuş, sonra 1 577 ve 1 588 yıllarında yeniden aynı görev kendisine verilmiştir. Arap­
ça kitabesine göre 1 584 (H.992) yılında başlanıp, 1 588-9 (H.997) da tamamlanan camiini son
iki Nişancılığı arasında 2 . vezir iken yaptırdığı anlaşılmaktadır.
Karagümrük'te Hasan Fehmi Paşa Caddesi üzerinde bulunan Nişancı camii, ana kitlesi kıb­
le yönünde iki sıra çıkıntı yapan, önünde şadırvan avlusu ile türbe bulunan bir camidir. Av­
luya iki yan kapıdan girilir. Ana cadde tarafında bir de dış avlu kapısı vardır. Dış kapının
güneyinde, avlu duvarına bitişik sekizgen türbede Nişancı Mehmed Paşa (öl. 1 595-6/H. 1 004)
ile oğlu Eyüp Kadısı Mehmed Nutki Efendi (öl. 1 648/H. 1 058) yatarlar.
Camiin şadırvan avlusu revaklıdır. Kuzey doğu köşesinde yol durumu yüzünden kesilen
bölümü saymazsak, avlunun üç yüzünü kuşatan revakın gözleri kubbelerle örtülmüş, kubbe­
ler sivri kemerlerle baklava başlıklı sütunlara oturtulmuştur. Avlunun dördüncü yüzünde ise
son cemaat revakı vardır. Orta gözü ayna tonoz, ötekiler kubbeli beş birimden meydana ge-
227
MİMAR SİNAN

len son cemaat revakı, avlu revakından bağımsız düşünülmüş, kubbeleri daha büyük, sütun
başlıkları stalaktitli yapılmıştır.
Mehmed Ağa ve Mesih Paşa 'daki gibi Nişancı camiinde de sekizgen şemanın değişik bir uy­
gulaması ile karşılaşırız. Gerçi 1 4 . 20 metre çapındaki orta kubbe burada da yuvarlak kesitli
gömme ayaklara biner; dört köşede yarım kubbelerle beslenir; mihrab çıkıntısı da yarım kub­
be ile örtülüdür. Ama Nişancı camiinde orta alanın doğusuna ve batısına, mihrab çıkıntısı
boyutlarında birer yan sahın eklenerek, bunların üstüne de yarım kubbeler konulmuş, öbür­
lerinden sığ olmakla birlikte, kıble kapısının gerisindeki birim de yarım kubbeli yapılarak ,
orta kubbenin çevresinde, bitişme noktaları ağırlık kuleleri ile perçinlenen sekiz yarım kubbe­
li, simetrik bir üst yapı düzeni yaratılmıştır. Buna karşılık, Osmanlı cami mimarisinin ana
ilkelerinden biri olan kare ya da dikdörtgen ana kitle uygulamasına Nişancı camiinde uyul­
mamış, camiin kuzey köşeleri orta mekanla bağlantılı olmayan odalarla doldurulmak ve gü­
ney köşeleri de boş bırakılmak suretiyle orta mekana, üst kat düzeyinde değilse bile, zemin
katında haçvari bir biçim verilmiştir.

R.259 Nişancı Camii, Karagümrük. Dış Görünüş R. 260 Nişancı Camii, Karagümrük . Şadırvan Adımından Gönmıı�

Nişancı camiinin eksenler üzerindeki yarım kubbeleri dilimli tromplar üstüne oturur. Köşe­
genlerdekilerin tabanları ise stalaktitli çıkmalarla beslenmiştir. Mihrab çıkıntısı tek mekan
halinde, öbür kollar iki katlı yapılmış, yan kolların içine iki kaş kemere binen mahfiller ko­
nulmuştur. Mahfiller, zemin katında orta mekandan koparılan yan odaların üstünde ve ku­
zeyde duvar boyunca sürerek camiin üç yanını kuşatır.
Nişancı camiinin beden duvarlarında, zemin düzeyinde tek , mahfil düzeyinde altlı üstlü ol­
mak üzere, üç sıra pencere yer alır. Alt sıradakiler sağır kemerli, üst sıradakiler, mahfillerin
bulunduğu bölümlerde alttaki dikdörtgen tepedeki sivri kemerli , bunun dışında üst üste sivri
kemerlidir. Orta ve yarım kubbe kasnağına açılanlar ise hepsi yuvarlak kemerli olağan
pencerelerdir.
Nişancı camiinin avlu duvarları taş ve tuğladan, ana yapısı tümüyle kesme küfeki taşından
yapılmıştır. Şadırvanı, revak sütunları, kapısı, ma.hfil korkulukları, mihrabı ve minberi ak mer­
mer, mahfil sütunları vişne çürüğü somakidir. iç duvarları yarım kubbeler düzeyine kadar
kesme taşla kaplıdır. Bu yüzeylerde doğal olarak bezeme görülmez. Taşın üstünde ise kubbele-
228
MANİSA MURADİYE VE Ill. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR ( 1580-1 588)

rin içleri kurşuni ve kırmızının egemen olduğu kalem işi nakışlarla süslüdür. Revak kubbeleri­
nin içinde de benzer üslupta nakışlar bulunur. Son cemaat duvarı pencere alınlıklarında bul­
duğumuz, ve iç pencere aynalarında da tekrarlanan, ayet levhaları camiin süslemesine katkı­
da bulunan öğeler olmaktadır.
Kıble kapısının iki yanına konulan altışardan oniki mısralık ve 1 766-7 (H. 1 1 80) tarihini ta­
şıyan tuğralı kitabe, camiin lll. Mustafa zamanında, Nişancı Mehmed Paşa 'nın torunu Şük­
rullah Efendi tarafından onarıldığını gösterir. Cami, daha sonra 11. Mahmud zamanında ve
1970'li yıllarda iki kere daha esaslı onarımdan geçmiştir. Bugün iyi durumda bulunmaktadır.
Mimari kuruluş açısından, Nişancı camiinin XVI. yüzyılın en ilginç vezir camilerinden biri
olduğunda şüphe yoktur. Kanımızca, Silivrikapı lbrahim Paşa, Kadırga Sokollu ve Eyüp Zal
Mahmud Paşa camileriyle aynı kategoride yer alır. Yalnız, Kılıç Ali Paşa camii gibi, Nişancı
camiinin de, Osmanlı klasik mimarisinin oturmuş tasarım düzenine ters düşen bir yanı oldu­
ğu gözden kaçmamalıdır. Çünkü daha önce Kılıç Ali Paşa'da gördüğümüz biçimde burada
da mekan bütünlüğü ve yalın tasarım ilkelerinden uzaklaşılmıştır.

R . 2 6 1 Ni�ancı Camii, Karagümrük. R. 262 Nişancı Camii, Karagümrük.


Alt Kat Planı Üst Kat Planı

Kılıç Ali Paşa'da yan sahınlar orta alandan koparılarak kıble doğrultusunda uzunlamasına
bir mekan kuruluşuna gidilmiştir. Nişancı'da ise merkezi mekan dört yönde kollarla açılarak
klasik camiin dörtgen kalıbı değiştirilmiştir. Mekan bütünlüğü Sinan'da görmediğimiz bir şe­
ma içerisinde sağlanmış, Manisa Muradiye için öne sürülen Eyvan türü Er��n Dönem Os­
manlı camiine dönüş olayı, Nişancı'da daha çarpıcı biçimde sergilenmiştir. Ustelik "ters T"
biçimi kitle kuruluşuna ek olarak Nişancı'da yan odalar da yeniden devreye girmiştir.
Nişancı camiinde bulduğumuz dört kollu iç mekan düzeni Sinan'ın Şehzadeler ve Zal Mah­
mud Paşa türbelerinde ortaya çıkan haçvari plan sisteminden esinlenmiş olabilir mi? Buna
kesin cevap verme olanağı yok. Fakat 1 570'li yıllardan başlayarak yoğunlaşan sekizgen şemalı
cami denemelerinin sonunda, Nişancı camiinin ortaya çıkışını olağan dışı saymamak.flerekir.
Sumner-Boyd ve Freely'nin dedikleri gibi, "Nişancı camiinin adı bilinmeyen mimarı , sanki
Si nan'ın son yıllarında onun temaları üzerinde özgün bir deneme ile, ustasına layık olduğunu
göstermek istemiştir."48
l 530'lu yıllarda Sinan, kendisinden önceki usta mimarların eserlerini kah olduğu gibi, kah
kendi yorumu ile gerçekleştirerek yolunu bulmuştu . 1 580'lerde onun kalfaları da aynı yöntemi 229
MİMAR SİNAN

R.263 Nişancı Camii, Karagümrük. Güneybatıdan Görünüş

230
MANİSA MURADİYE VE Ill. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR ( 1580-1588)

R.264
Nişancı Camii, Karagümrük.
İç Görünüş

uyguladılar. Şu farkla ki, Sinan mimarlık alanına çıktığında Osmanlı klasik mimarisi henüz
başlangıç dönemini yaşıyordu. Sistem,Sinan'ın çabalarıyla olgunluğa ulaştı. Bu yüzden de onun
yolunda yürüyen kalfaları, üslup yaratmak sorunu ile uğraşmayarak, doğrudan sistemi yo­
rumlama çalışmalarına geçebilmişlerdir.
Osmanlı klasik mimarisinde uzun süren Sinan döneminin ister istemez beraberinde getirdi­
ği bıkkınlık, ustanın mimarlık sahnesinden elini çektiği yıllarda yeni arayışlara yol açmıştır.
l 580'li yıllarda karşılaştığımız zikzaklar bu arayışı simgeler. Sanatçının ustasını taklit etmesi
ne kadar doğal ise, onun yapamadığını başararak ötesine geçme isteği de o kadar doğaldır.
Sinan'ın Hassa mimarları üzerindeki mesleki denetiminin zayıfladığı 1 580'li yıllarda,kalfaları­
nın hu duyguyu paylaştığı söylenebilir. Ne var ki, Rönesans ve Reform, az sonra da Karşı­
Rcform gibi köklü dini ve toplumsal akımların Avrupa'da çeşitli mimari üsluplara yol açtığı
XVI. yüzyılda Osmanlı Devletinin statik sosyal yapısı yeni sanat hareketlerinin doğmasına
elverişli değildi. Bu nedenle, Sinan'ın sistemleştirdiği üslup, onun ölümü ile ortadan kalkma­
dı. Tam tersine, Sinan'ın mimarbaşılık görevini kesintisiz yürüttüğü elli yılda kökleşen evren­
sel değerler Sinan'dan sonra bir yüzyıl.daha gücünü korudu. Koca Sinan XVII. yüzyıl sonuna
kadar sayıldı, anıldı, efsaneleşti. xvııı. yüzyılda ise, onun biçimlendirdiği mimari üslubun
kendi ne özgü nitelikleri , Batılılaşmanın getirdiği sis perdesi altında berraklığını yitirdi.
Mimar Sinan'ın özgün ve evrensel ifadeye kavuşturduğu Osmanlı-Türk klasik mimarisi ko­
nusunda görüşlerimizi ,yapıları teker teker incelerken belirttik ve vardığımız sonuçları yer yer
dile getirdik. Son bölümümüzde aynı konuyu bir bütün halinde ele alacak, Sinan'ın gerçek
katkısını saptamaya çalışacağız. 231
MİMAR SİNAN

NOTLAR

1- Fazıl Ayanoğlu, "Vakıflar İdaresince Tanzim et­ 1 9- Cumhuriyetin 50. Yılında Vakıflar, s.26.
tirilen Tarihi Makbereler", Vakıflar Dergisi, C. 20- Seyahatname, C . l , s.44 1 .
Il. s.402, resim 57. 2 1 - Bkz. Heinrich Glück , Die Baeder Konstanti­
2- Konyalı, Üsküdar Tarihi , C.I, s. 387. nopels (Wien, 1 92 1 ), s. 160; Konyalı, M imar Ko­
3- Sicill·i Osmani, C.IIİ, s. 1 70. ca Sinan'ın Eserleri, s. 1 34.
4- Çeşme kitabesinin metni şöyledir: 22- Şimdi Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağ­
Sahibü'l-hayrat Şah Sultan lı bir Sağlık Merkezi olan medresenin içinde ya­
Mea hazret-i Zal Mahmüd Paşa pılan değişiklikler yapıyı bozmuştur. Durum pla­
Fi Sebil-illah bunu etdi sebil nımızda medresenin özgün durumu gösterilmek­
Selsebil ide Hudaya icra tedir.
Teşnediller didiler tarihini 23- Bu fermanın metni için bkz. Kamil S u , M imar
Çeşme-i ma-i hayat-ı canfeza Sinan'ın Eserlerinden M u radiye Camii (k
Sene 998 tanbul, 1 940), s. 26.
5- Bkz. Tanışık, a.g.e. C.I, s.8, No. 7 (Şah Sultan 24- A.g.e., s. 8.
Çeşmesi). 25- A.yer.
6- Ürneğin: Gabriel, "Les Mosquees de Constanti­ 26- Söz konusu fermanın metni şöyledir: "Saruhan
nople", s. 388; Halil Ethem, Camilerimiz (Istan­ Beğine ve Mağnisa Kadısına hüküm ki hala Mağ­
qul, 1 933), s. 57; Üz, a.g.e., C.I, s. 1 57 . nisada vaki olan cam-i şerifin ziyade teng olub . . .
7 - Ürneğin: Egli, a.g.e., s. 76; Eyice, Istanbl;ll, s.99; tevsi' olmasın lazım olmağın etrafı sundurma ile
Kuban, Osmanlı Dini Mimarisinde iç Me· mi olur neyle mümkün olur ise tevsi' olmak em­
kan Teşekkülü s.4ı5 ) ; Goodwin, a.g.e., s.257.
, redüb buyurdum ki hükm-ü şerifim vusül bulduk­
8- Sumner-Boyd ve Freely, A.g.e., s.4 1 5 . ta bu babda bizzat mu k a yyet olub zikro l u n a n
9- Aptullah Kyran, "Zal Mahmud Paşa Külliyesi", cami-i şerifim ü zer i ne varub dahi a s ı l binasına ta­
Boğaziçi Universitesi Dergisi: Hümaniter arruz eylemeyüb . . . Etrafı sundurma ile mi olur
Bilimler, C.l. ( 1 973), ss.65-8 1 . kubbe ile mi olur itmamına sa'y-ü ihtimam ey le­
1 0- Baltacı, .a .g.e., s.466. yesin ve ne veç hi le tedarik ettiğün ve ne mikdar
1 1 - Eyice, "Istanbul Minareleri", s.74. nesne i l e h ası l oldu ğu n yazub bildiresin sene l)L)Q."
1 2- Söz konusu edilen XVII. yüzyıl medreseleri için A.g.e., s. 24.
en iyi kaynak Zeynep Nayır'ın Osmanlı Mimar· 27- " Magnisa Kadısına ve Eminine hüküm ki habi
lığında Sultan Ahmet Külliyesi ve Sonrası kasaba-i mezbür halkı cam-i şerifim binası tevsi 'i
( 1 609- 1 690)'dır. husüsunu mi'mar münasib gördüğü üzre razılar
1 3- Türbenin tek satırlık kitabesi şöyledir: olmayub . . . Bölük ve bölük olub her bir bölüğü
Sahibü'l-hayrat Kılıç Ali Paşa-yi Gazi merhümun bir dürlü olmasın sevk eylediklerin ve bu babda
türbe-i şerifeleridir. 995. mi'marbaşı olan S i nan cami-i mezbürun karname­
1 4- Bu kitabelerin metni için bkz. Aptullah Kuran, sin yazub pa ye- i serir-i a'lama irsal eyleyüb nazar-ı
''.Jophane'de Kılıç Ali Paşa Külliyesi", Boğaziçi Hümayun'um mü tea l lik olub makbül-ü şerifim ol­
Universitesi Dergisi: Hümaniter Bilimler, mağın buy u rdum ki Hassa mi'marlarından Mah­
C . 6 ( 1 978), ss. 1 8 1 - 1 82 . müd vusül buldukda zikro l u n a n c a ın i - i şerif m ll ­
1 5- Hadikat ül-Cevami'de külliyeyi oluşturan ya­ şarünileyh mi'marbaş ı n ı n karnüınesi m ü c i b i m·c
pılar arasında bir de sıbyan mektebinin bulundu­ mezbür bina edüb itm<ima i r i ş t i rcs i n h {ı r i ,· t L' l l
ğu yazılı ise de (C.II, s. 58) bu bina bugün ayakta hilaf-ı cınr-i şerif kimcsncyc d a hl-ü ıı i : a ' i t t i r m c ­
olmadığı gibi yeri ve ne zaman ortadan kalktığı yesin 24 Cemaziycl-ah ir l)L) ! . A . g . e . s . 2 (' .
"

da bilinmemektedir.
1 6- Evliya Çelebi Kılıç Ali Paşa camiindeki çini yazı­ 28- "Lala Paşa'ya hüküm k i haliya Hassa mi'marla­
ların Karahisari Hüseyin Çelebi hattı olduğunu rım başı Sinan mektub gönderüb nefs-i Mağni­
sa'da bina olu nan c a m i-i şerifim bi nası mi 'marı
yazıyor. (Bkz. C.I, s.44 1 ) Üz, yazıların hattat De­
olan Mahmüd fevt olup n a- te m a m olan binanın
mirci Kulu Yusuf Efendi'nin eseri olduğunu söy­
itmamı içün mi'mar tayin olunmak ferman olu­
ler. (A.g.e. Ç.II , s. 40)
1 7- Bkz. Eyice, "Istanbul Minareleri", s. 57. nub yevmi otuz akçeye m u t a s a rr ı f olan Mehmed
1 8- 1 930 yılında çekilmiş bir fotoğrafta minarenin taş tayin olunduğun bildürüb h ariçden kimesne da­
hil eylememek babında h ükm-ü Hümayün'um re­
külahlı durumu görülüyor. Bkz. Ethem, a.g.e.,
ca etmeğin buyurdum ki vardıkta zikrolunan bi­
s . 59, res. 55.
na itmama eriştirmede mi'mara muallak olan
232
MANİSA MURADİYE VE lll. MURAD DÖNEMİ YAPILARI... SON YILLAR (1580-1588)

umürdan mezbür-u istihdam eyleyüb kimesneyi Türkiyat Mecmuası, C.Xll (İstanbul. 1 955),
dahi ettürmeyüb mezbür münasib gördüğü üzre s. 1 87 . Davud Ağa'nın eserlerihenüz sistemli bir
ferman olu nan ebniyeyi görüb itmama iriştiresin inceleme süzgecinden geçmediği için bu konuda
5 Safer 994 ." A.g.e., s.29. şimdilik bir görüş bildiremiyoruz,
29- A.g.e., ss. 1 1 - 1 2 . 42- Gönül Oney, Türk Çini Sanatı(lstanbul, 1 976),
30- Erdem Yücel, "Manisa Muradiye Camii ve Kül­ s. 89.
liyesi'', Vakıflar Dergisi Yii, s. 2 1 4. 43- Camiin kıble kapısı üzerinde Kur'an'dan bir ayet,
3 1 - Bugün medrese ve aşhane Arkeoloji Müzesi, kü­ girişin iki yanındaki mihrabiyelerin tepesinde de
t ü p h a n e de Çocuk K ü t ü p h a nesi o l a r a k iki parça halinde asıl kitabe bulunur. Dört beyit­
kullanılmaktadır. lik Türkçe kitabenin metni şöyledir:
32- Su , a.g.e., s. 1 7 .
3 3- Yücel, "Manisa Muradiye Camii ve Külliyesi", s. Hamdü-lillah asaf-ı adil, muvahhid, pak-din
2 1 3. Eyledi bu camiin bünyadını bi kil-ü kal
34- A.g.m., s. 208. itti ihya vahy-i Hakkile çün ol ayş-i nefes
3 5- Bkz. Su , a.g.e., s. 2 3 . Vuslat-ı Hakka, tarik-i cennete oldu delil
36- A.g.e., ss. 28-29.
37- Yücel, "Manisa Muradiye Camii ve Külliyesi", Ol vezir-i a'zamın namı Mesih-i can-feza
s . 208. Dü cihanda ab-ı maksudun Hüdaya kıl sebil
38- Mübahat S. Kütükoğlu, " 1 869'da Faal İstanbul Hatif-i kudsi dedi itmamının tarihini
Medreseleri, Tarih Enstitüsü Dergisi (lstanbul, Bu mekan oldu ibadet-gah-ı makbül-i celil
1 977) sayı 7-8, s. 3 54 . 44- Bkz. Sumner-Boyd ve Freely, a.g.e., s. 275;
39- Tezkiret ül-Ebniye'de adı geçen "Mehmed Ağa Goodwin, a.g.e., s. 270.
Medresesi" burada sözü edilen yapı değil,Habeşi 45- Erdoğan, " . . . bir ihtimal dahilind� olmak üzere
Mehmed Ağanın Divanyolu ile Babıali kavşağın­ (camiin) mimar Davud Ağa tarafından meydana
da yaptırdığı 1 582- 3 (H. 990) tarihli medrese olsa getirildiğini söyleyebiliriz", diyor. A.g.m., s. 1 88.
gerektir. Bkz. Baltacı, a.g.e. , ss. 299-300. Zama­ 46- Eyice, "lstanbul Minareleri", s.58.
nımıza ulaşmayan bu medrese eski bir tarihte 47- Nişancı camiinin Davud Ağa tarafından yapıldı­
kalkmıştır. ğına işaret eden bir husus da mimarının Davud
40- Şair Asari 'nin kaleme aldığı sekiz beyitlik kitabe­ Ağa olduğu bilinen 1 593-4 (H. 1 002) tarihli Cer­
nin son dört mısraı şöyledir: rah Paşa camiidir. Sekizgen tabanlı camiye sekiz­
Oldu mi'marı kamil Davud genin her dılını yarım kubbelerle besleyerek geo­
Yapdı. cani le dere idüp san'at metrik denge sağlayan Davud Ağa, Cerrah Paşa'­
Didi Asar! tarihin Hatif da bu sefer altıgen tabanlı camiyi ele a lmış ve ya­
Beyt-i Hadi vü cami-i ümmet rım kubbelerin sayısını altıya tamamlayarak bu
4 1 - Muzaffer Erdoğan, bu camii Davud Ağa'nın mi­ türün üst yapısını da simetriye kavuşturmuştur.
mari gücünü gösteren ilk eseri olarak tanımlıyor. 48- Sumner-Boyd ve Freely, a.g.e. s. 28 1 .
Bkz. "Mimar Davud Ağa'nın Havan ve Eserleri",

233
MİMAR SİNAN

Şehzade Mehmet camii ve arka planda Süleymaniye camii, İsıanhul


BİTİRİRKEN

K
itabımıza Osmanlı-Türk sanatının Doğu ve Batı uygarlıklarına dayalı karmaşık bir olu­
şumun sade ve temiz görüntüsü olduğunu söyleyerek başlamıştık. Daha sonra, krono­
lojik bir sıra izleyerek Mimar Sinan'ın yapılarını inceler ve değerlendirirken bir yan­
dan da Sinan'ın mimari üslubunu oluşturan etkenlere değindik. Bu son bölümde, XVI. yüz­
yıl Osmanlı mimarisine daha geniş bir perspektiften toplu olarak bakacak ve Osmanlı mima­
risi içinde yerini belirlediğimiz Sinan'ı Rönesans mimarları ile karşılaştırarak onun evrensel
değerini saptamaya çalışacağız.

Bir Türk-İslam devleti olan Osmanlı İmparatorluğunun mimarisinin biçimlenmesinde, kökleri


Doğuda bulunan ilke ve kültür kaynaklarının baş rolü oynadığı , fakat Bizans'ın varisi olan
ve Istanbul'a yerleşen genç imparatorluğun bu Batı uygarlığının ürünlerinden yararlandığı
da açıktır. Burada şu hususu bir daha belirtmek isteriz: Osmanlı mimarisi İslam sanatından
aldığını nasıl taze bir yorumla yenileştirmiş ise Bizans'ın katkısını da kendine özgü ana tema­
lar içersinde öğüterek Osmanlı klasik üslubunun bir parçası haline getirmiştir.

Üzerinde önemle durulması gereken bir başka konu da Osmanlı klasik sanatında gerilim
yaratan alımlı çelişkilerdir. Şöyle ki, Osmanlı mimarisi hemen her aşamada dengeli tezatlar­
dan kaynaklanan bir ikilem göstermiş, bu ikilem klasik dönemde, niteliğini yitirmemiş farklı
öğelerin uyumlu bir bireşimi olarak ortaya çıkmıştır. Bir yapının kübik duvar kuruluşu ile
kubbeli örtüsü, dış duvarların tekdüze yalınlığı ile iç duvarların rengarenk nakışlı bezemesi,
ya da alt yapının sağır ve açık sivri kemerli pencereleri ile üst örtünün yuvarlak kemerli pen­
cereleri arasındaki karşıtlık , gerçekte bu ikilemin dışa yansıyan görüntüleridir.

Kubbeli kübik yapı biriminin gelişimine Giriş Bölümümüzde etraflıca, süslemeye ilişkin gö­
rüşlere de Sinan yapılarını incelerken zaman zaman yer verdik. Pencere konusuna ise sık sık
değinmekle birlikte, daha çok bunların yapı içindeki dağılımından söz ettik, fakat biçimlerini
değerlendirme üzerinde durmadık. Oysa klasik dönemin yukarda sözünü ettiğimiz ikilemi ser­
gileyen başlıca öğelerinden biri pencere düzenlemesidir ve bu hususta bir açıklama gerekir.

XI. yüzyıldan başlayarak Türk-İslam mimarisine sistemli biçimde giren sivri kemer pencere­
lere de yansımış, Selçuklular gibi Osmanlılar da sivri kemerli pencereyi mimarilerini tanımla­
yan özelliklerden biri haline getirmişlerdir. Fakat, klasik dönemde, büyük kubbe kasnaklar
ve yarım kubbe eteklerine açılan pencereler istisnasız yuvarlak kemerli yapılmıştır. Bu olguyu
kültür açısından değerlendirdiğimizde, Aya Sofya'dan esinlenen kasnaklı kubbenin dönüşümlü
payanda ve pencere sistemiyle birlikte pencere biçiminin de benimsenerek herhangi bir deği­
şikliğe gerek duyulmadan Osmanlı yapısına aktarıldığı; yarım kubbe de Bizans'tan Osmanlı­
lara geçtiği için burada da doğal olarak aynı türde pencerenin kullanıldığı sonucuna varılabi­
lir.

Diğer yandan, konuya estetik yönünden baktığımızda ortaya başka bir tablo çıkar. Osman­
lı mimarı, özellikle Sinan, alt yapıyı oluşturan taşıyıcı duvarlar ile onları örten kubbe sistemi- 235
MİMAR SİNAN

ni bir tutmamış, bunların farklı niteliklere sahip olduğunu bildiği gibi, pencerelerin de değişik
yapılması gereğini sezinlemiştir. Taşıyıcı duvarlar temelden yukarıya doğru yükselir; örtü bu
duvarların üstüne oturur. Başka deyimle, birincisine dikeylik, ikincisine düşeylik egemendir.
Sivri kemer ile yuvarlak kemer arasında da, gözün algıladığı biçimin ötesinde, benzer bir fark
vardır. Sivri kemer yukarı, yuvarlak kemer aşağı doğru bir hareketi simgeler. Bizans mimarı,
lügatinde sivri kemer bulunmadığından alt yapıda da üst yapıda da geleneksel yuvarlak Ro­
ma kemerini kullanmıştır. Osmanlı mimarı ise, iki kemer türünü de ayırım yapmadan mima­
risine almış ve tırmanışı temsil eden sivri kemeri duvarlarda, dökülüşü anlatan yuvarlak ke­
meri kubbelerde uygulayarak camilere daha anlamlı bir görüntü sağlamıştır.

Osmanlı klasik camilerinin pencere düzenindeki bu ikili uygulama ilginç olmakla birlikte
yapısal olmayan bir ayrıntıdır. xvı. yüzyıla tarihlenen selatin camilerinde bulduğumuz enle­
mesine plan ve merkezi plan arasındaki kavram çatışması ise, Osmanlı mimarisinin belki de
en özlü sorunlarından biri olmak niteliğini taşır. Bu kavram çatışması Osmanlı camiinin iba­
det yeri olmak yanında bir siyasal gücü de temsil etmesi zorunluluğundan doğmuştur. Nasıl
San Pietro Katedrali, Roma Katolik Kilisesi'nin olduğu kadar Papalığında simgesi ise, İstan­
bul Süleymaniye ve Edirne Selimiye camileri bir yandan İslamiyeti bir yandan da Osman -
oğullarını yücelten anıtlardır.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, XII. yüzyılın kuzeydoğu Anadolu'sunda gelişen bazilika tü­
rü cami erken Osmanlı döneminde rağbet görmemiş ve genelde geleneksel enlemesine kitleli
ulucami yeğlenmiştir. Ne var ki, ana birimi kubbeli küp olan bir mimaride karenin ergeç üs­
tünlük elde etmesini, hele merkezi plan kavramının Osmanlı toplumunun özlemleri ile bağ­
daştığı bir süreçte orta kubbenin giderek daha çok vurgulanmasını doğal karşılamak gerekir.
Selatin camilerinin kareleşerek merkezi planın yerleşmesi, enlemesine düzenlenmiş geleneksel
iç mekan kuruluşunu hiçe sayma pahasına gerçekleşmiştir. Bu sorun bugün bize önemli gel­
meyebilir. Fakat XVI. yüzyılda Sinan'ın kare planlı selatin camiini iç rahatlığı ile kullanmadı­
ğı bir gerçektir.

Sinan, ilk önemli selatin camii olan Şehzade Mehmed'de orta kubbeyi dört yönde simetrik
bir örtü sistemi ile besleyerek kare tabanın merkezi plan için en ideal biçim olduğu nu göster­
miştir. Ama, ideal şemaya bir daha dönmemesi anlamlıdır. Hem ana kitlesi, hem şadırvan
avlusu kare olan Şehzade Mehmed'de, Sinan, merkezi plana gelenekten fedakarlık karşılığın­
da ulaşmıştır. Bu fedakarlığın Sinan için önemsiz olduğu söylenemez. Çünkü , üst yapısı Aya
Sofya'nın uzunlamasına kuruluşunu ne kadar hatırlatırsa hatırlatsın, İstanbul Süleymaniye
camiinin ana kitlesinin enini, geleneğe uyarak, boyundan uzun tuttuğu gibi, şadırvan avlusu­
nu da enlemesine tasarlamıştır. Süleymaniye'de ana kitle ile şadırvan avlusu değişik boyutlar­
dadır. Edirne Selimiye camiinde, Şehzade Mehmed'e benzer biçimde, kapalı ve açık bölümle­
ri eş büyüklükte enlemesine dikdörtgenlerden kurarak geleneksel Cuma camiinin genel kuru­
luş düzenine daha yaklaşmış, Şehzade Mehmed'de yakalayamadığı bir inceliği Selimiye'de ger­
çekleştirerek merkezi kubbe ile yayvan yapı kitlesini uyumlu biçimde bağdaştırm ıştır.

Osmanlı klasik camiinde geleneksel enlemesine kuruluş düzeni orta kubbesi altıgen ve se­
kizgen tabana oturan camilerde de rahat uygulanmıştır. Sinan, özellikle altıgen şemanın yay­
van kitle yaratmaya elverişli olduğunu görerek bu tür cami üzerinde durmuştur. Cami-medrese
topluluklarında, her iki yapının paylaştığı şadırvan avlularını da yine enlemesine yerleştirmiş­
tir. Dahası, tek kubbeli kare camilerin son cemaat revaklarını ana kitlenin yan sınırlarının
ötesine taşımak sureti ile iç mekanda elde edemediği yayılmayı cami in dışında sağlamış 1, son
cemaat revakını doğu-batı doğrultusunda yayan dış revakı da, koruyucu saçak olma işlevinin
yanı sıra, enlemesine gelişmenin bir öğesi olarak kullanmıştır.

"Les Mosquees de Constantinople" isimli uzun makalesinde Albert Gabriel, İstanbul cami­
236 lerinin bir tipolojisini yaparak bunları ana kitle kuruluşlarına göre altı grupta toplamıştır. Bi-
BİTİRİRKEN

rincisi tabhaneli, iki ncisi tek kubbeli, üçüncüsü ve dördüncüsü yarım kubbelerle beslenmiş
orta kubbeli, beşincisi çok eş kubbeli, altıncısı orta kubbe ve yan kanatlı camilerdir 2 • Ya­
zar, ilk beş türü tek şema ile göstermiş fakat altıncısını orta kubbenin oturduğu taban biçimi­
ne göre ayrıca üç alt gruba ayırarak bu alt grupları şöyle adlandırmıştır:

a) Kare plan ve pandantif üstünde orta kubbe: Bali Paşa, (Edirnekapı) Mihrimah, Zal Mah­
mud Paşa camileri.
b) Sekizgen taban üstünde orta kubbe: İbrahim Paşa, Rüstem Paşa, Eski Ali Paşa (Mesih
Paşa) , Üsküdar Yeni Valide, Azabkapı, Eyüp Sultan, Nişancı Mehmed Paşa camileri.
c) Altıgen taban üstünde orta kubbe: Ahmed Paşa, Sokollu Mehmed Paşa, Üsküdar Atik
Valide, Cerrah Paşa , Hekimoğlu Ali Paşa camileri 3 •

Gabriel'in dörtgen, sekizgen ve altıgen tabanlı orta kubbe ayırımı sanat tarihçilerince be­
nimsenmiş ve Osmanlı mimarisi konusunda çeşitli yayınlarda bu tipoloji kullanılmıştır 4• Biz
de kitabımızın ilgili bölümlerinde, Sinan'ın selatin ve vezir camilerini incelerken, bunların
orta kubbeleri nin taban biçimlerini aynı terminolojiye başvurarak belirttik. Ne var ki, bir
cami kitlesinin bütününü değil yalnız bir ayrıntıyı tanımlayan bu sınıflandırmanın çok sağ­
lıklı olmadığını da biliyoruz. Gabriel'in verdiği , ve yukarda açıklanan, örneklerden de anlaşı­
lacağı gibi, kare tabanlı Bali Paşa ile Edirnekapı Mihrimah Sultan, ya da, sekizgen tabanlı
İbrahim Paşa ile Azabkapı camileri birbirinden çok farklıdır. Çünkü, birinciler tek kubbeli,
ikinciler çok kubbeli camilerdir. Dahası , Gabriel'in ayrı alt gruplara koyduğu dörtgen tabanlı
Mihrimah Sultan ile sekizgen tabanlı Rüstem Paşa, ikisi de sekizgen tabanlı olan Rüstem Paşa
ile Nişancı'nın birbirine olduklarından daha yakındırlar. Şöyle ki, Rüstem Paşa'nın iki yanda
üçer birimli ve mahfilli kanatlarla genişletilmiş büyük kubbeli kuruluşu Edirnekapı Mihri­
mah Sultan'ın benzeridir. Oysa Nişancı'nın haçvari mekan düzeninin Rüstem Paşa ile uzak­
tan, yakından ilişkisi yoktur.

Her ikisinin orta kubbesi de altıgen tabana oturan Beşiktaş Sinan Paşa camii 5 ile Kadırga
Sokollu Mehmed Paşa camiini de aynı alt gruba koymamak gerekir. Çünkü birincisi ikişer
birimli yan kanatları ile 11. Murad-Fatih dönemi camilerinin birer uzantısı, ikincisi ise Sinan'­
ın mekan bütünlüğü idealini gerçekleştiren kuruluşu ile tek kubbeli cami türünün bir
varyasyonudur.

Daha önce de işaret ettiğimiz gibi, yarım kubbe tek başına bir mekan birimi oluşturmaz.
Kuhhe ile birleşerek onu açan bir mimari öğedir. Bu yüzden, orta kubbesi sağda ve solda iki­
şer yan kubbe ile beslenen Sokollu camii beş birimli değil tek birimli bir camidir ve onu tek
kubbeli cami türü ile geleneksel enlemesine kitle yapısını kaynaştıran başarılı bir sonuç ola­
rak değerlendirmek gerekir. Başka deyimle, Sokollu camiinde son derece alımlı medreseden,
dershanenin altından verilen avlu girişinden, zarif süsleme ve enfes çinilerden çok , Sinan'ın
geleneği çağdaşlaştırılan bu mimari yaklaşımı önemlidir.

Yine bu nedenle, Sinan'ın Sokollu'dan hemen sonra benzer bir denemeyi Atik Valide ca­
miinde yapması son derece anlamlıdır. Fakat bitiminden bir kaç yıl sonra aynı camiin iki ya­
nına kubbeli kanatlar eklenerek özgün tek birimli kitle kuruluşunun çok kubbeli hale getiril­
mesi önemli bir denemeyi bozmak bakımından sakıncalı olmuştur. Cerrah Paşa ve daha son­
ra Hekimoğlu Ali Paşa camilerindeki denemeler ise bu değerlendirmemizin dışında kalır. Zira
bu iki camide altıgen tabanlı kubbe ile yayvan dikdörtgen kitlenin bütünleştirilmesine değil
altıgen şema ile merkezi plan arasında köprü kurulmasına çalışılmıştır.

Altıgen şemalı camilerde olduğu gibi, Sinan'ın sekizgen tabana oturan camileri de belirli
bir gelişim çizgisi izlemiştir. Yalnız bu türde gelişmenin daha karmaşık bir süreçte gerçekleşti­
ği ve sekizgen ayak sisteminin çok kubbeli camilerde, tek kubbeli camilere kıyasla, farklı bir
ifadeye büründüğü görülür.
237
MİMAR SİNAN

Kubbesi dört duvara oturan bir kübik yapı biriminde üst örtü yükü pandantif kullanıldığı
zaman köşelerde, tromp kullanıldığında kemerlerin duvarlara bağlandığı yerlerde toplanır.
Dört tromp kemeri duvarlara sekiz noktada bastığı için de tromplu yapı ile sekizgen ayak sis­
temi arasında bir benzerlik bulunduğu açıktır. Yalnız birincisinde kubbe yükü tüm duvar yü­
zeyine yayılır; oysa ikincisinde yük ayaklara aktarıldığı için duvarların kubbeyi taşıma işlevi
ortadan kalkar. Dolayısıyle, sekizgen ayak sistemi ile tromplu kubbe sistemi aynı şey olmayıp,
bunları kendi yapısal düzenlerinin mantığı içinde ayrı ayrı değerlendirmek gerekir.

Sinan, tromplu kubbe sisteminden sekizgen ayaklı sisteme geçişi ilk Silivrikapı İbrahim Pa­
şa camiinde denemiştir. Bu tek kubbeli camide beden duvarları dört yönde dışa itilerek kub­
beyi omuzlayan tromp kemerleri içte duvarlara saplanan payandalara bindirilmiştir. Ne var
ki, payandalar iç mekanda duvarlarla bütünleştiği ve tromp kemerlerinin meydana getirdiği
sekiz köşeli taban, camiin kübik kitlesi içinde gizli kaldığı için, İbrahim Paşa camiini sekizgen
ayak sistemine bir örnek olarak vermek olanağı yoktur. Bu camii, tromplu kubbe sistemi ile
sekizgen ayak sistemi arasındaki köprüyü kuran, ve ayrıca, Diyarbakır Behram Paşa, Tokat
Ali Paşa gibi camilere modellik ettiğini göz önünde tutarak 6 , tek kubbeli cami türünün bir
alt grubunun öntipini oluşturan, anahtar yapı olarak değerlendirmek daha gerçekçi olur.

İbrahim Paşa'yı sekizgen ayak sisteminin uygulandığı ilk cami kabul edemediğimize göre, bu
şemanın dışta ve içte açıkça ifadesini bulduğu ilk Sinan camii, İstanbul Rüstem Paşa olmakta­
dır. Sinan, Edirnekapı Mihrimah Sultan ve İstanbul Rüstem Paşa camilerini aynı yıllarda ta­
sarlamış, ve aynı yan kanatlı şemanın orta kubbesini birincisinde pandantiflerle kare tabana,
ikincisinde tromplarla sekiz ayağa oturtmuştur. Ve yine her iki camide de orta kubbe sistemi­
ni, alçak tuttuğu cami kitlesinin üstünde yükselterek, baldakenin biçimini dışa yansıtmıştır.
Mihrimah Sultan'ın orta kubbesi dört köşede ağırlık kuleleri ile noktalanan dört büyük ke­
mere; Rüstem Paşa'nın orta kubbesi sekiz köşeli yüksek bir kaideye oturur ve sekizgen, ana
eksenlerde pencereli kemerler, köşegenlerde sağır yarım kubbelerle vurgulanır.

Dış kitle kuruluşunda olduğu gibi, her iki camiin iç mekanını da orta kubbenin yapı sistemi
biçimlendirmiştir. Mihrimah Sultan'ın kare baldakeni, orta kubbeyi göğüsleyen dört pandantifin
kemer eğrilerini izleyerek dört köşede yoğunlaşması ile oluşur. Yalnız, Mihrimah Sultan' da
baldakenin taşıyıcıları, dışardan desteklenip içerde vurgulanmadığı için, pandantif yükünün
duvarlara geçişi içerde algılanmaz; bu nedenle de orta kubbenin boşlukta yüzdüğü duygusu
güçlüdür.

Rüstem Paşa'da ise bunun tam tersi bir durum vardır. Orta kubbenin bindiği sekiz kemer ,
dördü sekiz köşeli, dördü dörtgen, sekiz ayağa oturur. Gerek kemerler gerekse ayaklar açıkça
belirtildiği için de, Rüstem Paşa'da sekizgen ayak sistemi gerçek ifadesini bulur. Ne var ki,
sekizgen ayaklardan dördünün bağımsız fakat öbürlerinin duvara gömülü olması sonucu , se­
kizgen kubbe tabanının geçiş kuşağında uyumlu görünümüne rağmen, daha aşağı düzeyde
baldaken etkisinin zayıfladığı da bir gerçektir.

Bu açıdan bakıldığında, yine aynı biçimde, sekiz ayağından dördü beden duvarlarına yapı­
şık olsa da hepsinin gövdesi eş yapılan Edirne Selimiye camiinde sekizgen baldakenin Rüstem
Paşa'dan daha net bir yapıya kavuştuğu sonucuna varırız. Selimiye'de sekizgen baldaken bir
bütün olarak tasarlanmış ve beden duvarları bu sistem ile içiçe geçen bir yapı olmak yerine
onu sararak sınırlarını belirleyen bir kabuk halinde düşünülmüştür.

Bu noktada, Edirne Selimiye gibi içiçe iki yapı sistemini içeren bir camiin -ya da benzer
yapıya sahip Süleymaniye ve il. Selim gibi türbelerin- Osmanlı mimarisinin ana ilkeleri çerçe­
vesinde ne kadar tutarlı olduğu sorusuna cevap vermek zorunluluğu ortaya çıkıyor. Çünkü
bu tür çift kademeli bir yapı, dört duvarla tanımlanan yalın mekan kuruluşuna ters düştüğü
kadar, VI. yüzyıla tarihlenen merkezi planlı Bizans kiliselerini akla getirmesi bakımından da
238
BİTİRİRKEN

önem taşır. Süleymaniye ve il. Selim türbelerinin çift kabuklu yapı sistemini Kübbet üs-Sahra'ya
bağlasak bile, Kudüs'teki bu kutsal yapının da mimari olarak Akdeniz modellerinden esinlen­
diğini hatırlamak gerekir. Hele Hagia Sergios ve Bacchos (Küçük Aya Sofya camii) kilisesi
gibi orta kubbesi sekiz ayağa oturan ambülatoryumlu bir yapı İstanbul'da bulunurken Sinan'ın
çift kabuklu camilerinin kaynağını uzak yerlerde aramak anlamsız olur.

Aya Sofya'nın Osmanlı klasik mimarisine etkileri konusu sanat tarihçilerince çok tartışıl­
mışsa da Hagia Sergios ve Bacchos'un Osmanlı mimarını etkileyebileceği üzerinde fazlaca du­
rulmamıştır. Oysa en az büyüğü kadar Küçük Aya Sofya'nın da Sinan'ın mimari düşünceleri­
ni biçimlendiren bir kaynak olduğu bellidir.

Hagia Sergios ve Bacchos'da ayaklar orta mekanın, duvarlar onu kuşatan ambülatoryumun
öğeleridir. Selimiye'de ise dış duvarların çevrelediği mekanı sekizgen baldakenin tanımladığı
orta alandan ayırmak olanağı yoktur. Doğan Kuban'ın haklı olarak işaret ettiği gibi: "Kubbe
geleneğinin gelişiminde Osmanlı mimarının karşılaştığı sorun yapısal zorlukları çözmek değil,
zarif çözümler bulmaktı. Uzun yüzyıllar boyunca edinilen deneyimler, Osmanlı mimarına or­
ta alan çevresinde göze batan ikincil mekanlar yaratmadan yapı sistemini kurmayı öğretmişti.
Taşıyıcı öğeleri yalnız yapısal amaçla kullanmıyor, onları tüm mimari sistemin parçalarına
dönüştürebiliyordu. Biçim ve yapı organik bir bağlamda bütünleşmişti. Osmanlı üslubunu özet­
leyen
. Selimiye yapısal etkinin ağır bastığı bir mimari geleneğin doruk noktası ve çekirdeği-
d ır. " 7

Kuban , aynı makalesinde, Selimiye'nin sembolizmini irdelerken de şunları söylüyor: "Seli­


miye'nin mimari kavramı Yakın Doğu kültürünün rasyonalizmini simgeler. Doğuludur; çün­
kü yapı sisteminin karmaşıklığı bir yana, tromplara oturan ilkel Sasani kubbesinden esinlen­
miştir. Osmanlı ile Türk-İran kültürü arasındaki manevi bağın da simgesidir ve Sultaniye Ol­
caytu Türbesinden ( 1 3 14) anılar taşır. Buna karşılık, büyük orta kubbenin dört minare ile
vurgulanan simetrik kuruluşu , klasik Akdeniz ruhunu temsil eden Leonardo krokilerini akla
getirir. Bu nedenle de, bilinçli olmasa da, Batı kültürünün gelişimine katkıda bulunan XVI.
yüzyıl Osmanlı kültürünün dayanaklarından biri olarak kabul edilebilir ." 8

Osmanlı mimarisinin Rönesans'la ilişkisine değinen Kuban yalnız değildir. Örneğin, Küh­
nel , "Rönesans öncüleri tarzında deha sahibi olan Sinan bir döneme kişiliğinin damgasını
vurmuş, XVI. yüzyıl Türk mimari üslubu onun eserlerinde en anıtsal ve en belirgin ifadesine
kavuşmuştur," diyerek 9 Sinan'ı bir Rönesans sanatçısına benzetmiş; Diez ve Aslanapa, "Si­
nan, Michelangelo ile aynı devrin sanatçısı olup ondan çeyrek yüzyıl kadar daha çok yaşa­
mıştır. Fatih'in Ayasofya'dan sonra ilk büyük yapıyı tesis etmesile daha XV . yüzyılda İstan­
bul'da ve diğer taraftan Roma'da antik mimarinin bir Rönesansı başlıyordu. Aynı zamanda
Bramante, Peruzzi , Sangallo gibi Romalı mimarlar yeni Sen Piyer Kilisesinin merkezi yapısını
yükseltmeye çalışıyorlardı. Michelangelo'da buna çalıştı. Sinan ise İstanbul ve Edime'de mer­
kezi kubbe konusundaki varyasyonlarını tasarladı ve camilerinde bunları tahakkuk ettirdi,"
cümleleriyle ı o bir yandan Rönesans ile Osmanlı, bir yandan da Sinan ile Michelangelo ara­
sında paraleller kurmuşlardı.
Daha da yakın bir paraleli Goodwin'de buluyoruz. Süleymaniye'yi Rönesans'a yakıştıran
yazar şöyle diyor: "Sinan Süleymaniye ile Ortaçağların isimsizliğinden sıyrılan bir kişilik ka­
zanır. İtalyan Rönesans'ı ve onun idealleri konusunda bildiklerini saptamak olanaksızdır. Fa­
kat Süleymaniye'de Rönesans mimarisinden o kadar çok şey vardır ki paralel gelişmenin öte­
sinde bir durumla karşılaştığımızı anlarız. İmaretin zarif avlusu XV. yüzyıl Floransa'sı gele­
neklerini bilen birine hiç de yabancı değildir. Daha az belirgin olmakla birlikte, camide de
Alberti'nin fikirlerine uygun düşen bir mimari görülür. " 1 1

Goodwin'e göre Alberti , Vitruvius'tan, Sinan doğrudan Aya Sofya'dan öğrenmiştir .1 2 Al-
MİMAR SİNAN

berti'nin De re Aedificatoria (Gerçek Yapı Sanatı Üzerine) isimli kitabı Vitruvius'un De


Architectura (Mimarlık Üzerine) adlı kitabından özümsenmiş, klasik mimarinin kavram ve
kurallarını Alberti ,Vitruvius'tan öğrenmiştir. Sinan ise Osmanlı mimarisinin ilkelerini erken
Osmanlı dönemi mimarlarının yüz elli yıllık deneyimlerinden süze�ek çıkarmış, sonra her iki
Aya Sofya'dan geliştirici bilgiler edinmiştir. Alberti'nin çalışması Hümanizma akademizmi ni,
Sinan' ınki Osmanlı pragmatizmini temsil eder.

Dahası , Alberti, Erken Rönesans'ın başlıca mimarı değil (o Brunelleschi idi), kuramcısıdır.
Yaptığı az sayıda binada düşüncelerini mimari yoluyla sergilemiştir. Bu nedenle onu Sinan
gibi yapıcı ve yaratıcı bir mimarla aynı kategoriye koymak yanlış olur. Hele Süleymaniye ca­
miini, Alberti'nin Mantua kentindeki Sant'Andrea kilisesi ile kıyaslamak zordur 1 1 . Çü nkü
bu iki yapı, gerek ölçek, gerekse biçim bakımından çok farklıdır. Kaldı ki, Goodwin'in de
işaret ettiği gibi, Alberti'nin mimarisinde yapı, parçaların toplamından oluşur; oysa Sinan'ın
yapılarında parçalar ve bütün ayrılmazlar.

Sinan İtalya'ya gitmemiş, İtalyan Rönesans'ının ürünlerini yerinde görmemiştir . 1485 yılın­
da yayımlanan De re Aedificatoria' nın Osmanlı mimarlarınca bilindiği ve kullanıldığı yo­
lunda bilgimiz de yoktur. Zaten yararlı olabileceğini düşünmek gerçekçi de olmaz. Çü nkü Os­
manlı mimarisinin temel ilkeleri Alberti'nin kitabından önce oluşum sürecine girm iş, Sinan
bu sürecin belirli bir üsluba dönüşmesini sağlamıştır. Ayrıca, erken Rönesans dönemine özgü
bazı özelliklere eğer Osmanlı klasik mimarisinde de rastlıyorsak bu olguyu Rönesans'ın Os­
manlı mimarisine etkisi biçiminde değerlendirmek de doğru olmayabilir. Gerçi XVIII. yüzyıl­
dan sonra etkileşim hep Batıdan Doğuya bir rota izlemiştir, ama XVI. yüzyılda Osmanlı mi­
marisinin İtalyan mimarisini etkileme olasılığı en az bunun tersi kadar güçlü idi. Simgesel içe­
riği göz önünde tutulmazsa, Osmanlı klasik yapı sanatı, Sinan zamanında Rönesans'ın dikka­
tini üzerine çekecek niteliklere sahipti.

Aslında, bir Rönesans mimarı ile Sinan arasında ille benzetim yapmak gerekiyorsa, onu And­
rea Palladio ( 1 5 1 8- 1 580) ile karşılaştırmak daha tutarlı olur. Yaklaşık aynı yıllarda yaşadıkları
dönemin gerçeklerini, yapıları ile dile getirmedeki maharetleri, bu iki mimarı birbirine yaklaş­
tırır. Alberti, Leonardo, Michelangelo çeşitli sanat dallarında uzmanlaşmış Rönesans adam­
larıydı. Oysa Palladio, Sinan gibi, tüm yeteneklerini yapı sanatı üzerinde yoğunlaştırmış bir
mimardı. Sinan mimarlığa neccarlıktan, Palladio taş yontuculuğundan geçmişti. Sinan, Ka­
nuni'nin sefer-i Hümayunlarında gördüğü anıtları inceleyerek üslubunu geliştirmiş; Palladio,
Kuzey İtalya'dan Roma'ya yaptığı üç inceleme gezisinde eski yapıların rölevelerini çıkararak
klasik mimariyi öğrenmişti.

Eserlerinin büyük bölümü Venedik ve Vicenza bölgesinde, kentte ve kırda bulu nan Palla­
dio, dini ve sivil yapılarının kusursuz oranları ve çevreye uyumu ile ün kazandı. XIX. yüzyıl
sonlarına kadar Batı mimarisinin en önemli el kitabı olan Quattro Libri deli' Architettura
(Mimarlık üzerine Dört Kitap) ( 1 570) isimli eseri Vitruvius'un klasik ilkelerine dönüşü temel
alırsa da, baştan sona gününün sorunlarına çözüm getiren bir niteliğe sahiptir. Bu nitelik
Palladio'nun kendi yapılarında en açık biçimde sergilenir.

Palladio'nun mimarisi Yüksek Rönesans üslubunun dışına taşar. Çünkü , Michela ngelo gihi
Palladio da, klasik öğeleri kişisel özgürlük içinde kullanarak Bramante ve Peruzzi'nin kurallaş­
tırdığı ana ilkelere her zaman uymaz ve bunları her yerde uygulamaz. Bu açıdan bakıldığında
da, Palladio'nun, bir yandan XVI. yüzyılın ikinci yarısında Rönesans üslubunun en güçlü
uygulayıcısı, ve bir yandan da Yüksek Rönesans'tan Barak'a geçişin köprüsü olduğu görülür.

Osmanlı klasik mimarisinde İtalya'dakine benzer bir XVII. yüzyıl yaşanmamış, dinamik bir
"Barok Dönemi" oluşmamıştır. Gerçi XVIII. yüzyılda Osmanlı Barok üslubu ortaya çıkm ış­
240 tır, ama bu olay Batılılaşma hareketinin bir parçasıdır ve iç gelişimler sonucu değil , tamamiy-
BİTİRİRKEN

le dış etkenlerden biçimlenmiştir. Oysa ltalya'daki durumu, XV. yüzyılda Floransa'da başla­
yıp XVI. ve XVII. yüzyıllarda Roma'da süren bir kültür akımının, önce Papalığın koyu mer­
keziyetçiliği nden, sonra Karşı-Reform ve bilimsel buluşların itici gücünden kaynaklanan kav­
ram değişiminin mimariye yansıyan görüntüsü biçiminde değerlendirmek gerekir.

Osmanlı Devleti XVI. yüzyılda askeri ve siyasal gücünün doruğuna vardıktan sonra, eko­
nomik ve sosyal çalkantılar içine düşerek XVII. yüzyılda duraklama dönemine girmiştir. XVI.
yüzyılda en parlak çağına eriştikten sonra ana ilkeleri değişmeden varlığını bir yüzyıl daha
sürdüren Osma nlı klasik mimari üslubu siyasal sistemde paralellik gösterir. Yalnız, durakla­
ma dönemine girmeden önce Osmanlı mimarisinin bir manyerist evreden geçtiğini açıklamak
ve bu evrenin Sinan'ın uzun mimari yaşamının sonlarına doğru başladığını belirtmek isteriz.

Yuk arıda sözü nü ettiğimiz görüşler ışığında Sinan'ın mimari yaşamını üç döneme ayırmak
gerekir:
1 . Hazırlık Yılları ( 1 5 1 2- 1 53 7)
2. Erginlik Yılları ( 1 538- 1 575)
3. Dönüşüm Yılları ( 1 576- 1 588)
Hazırlık Yılları, Sinan'ın askerlik dönemini; Erginlik Yılları mimarlık yaşamında "çıraklık",
"kalfalık", "ustalık" dönemlerini; Dönüşüm Yılları "pirlik" dönemini kapsar. Burada kullanı­
lan dört özel deyimden üçü Sinan'a -ya da onun biyografisini yazanlara- aittir. "Pirlik" döne­
mi deyimi ise bizimdir ve anlamı ileride sırası gelince açıklanacaktır.

Hazırlık Yılları ( 1 5 1 2- 1 5 3 7)
Öyle sanıyoruz ki, Sinan mimar olmak için yola çıkmamış, bir takım rastlantılar sonucu
mimarlığa yönelip kendini bu sanat dalına hazırlayarak çalışkanlığı, yeteneği, ve irade gücü­
nün yardımı ile bir gün mimarbaşılık makamına erişmiştir. Acemi oğlan döneminde bir yan­
dan inşaat işlerinde çalıştırılır ve bir yandan marangozluğu öğrenirken yapı sanatına karşı
ilgisi nin arttığı, seferlerde kurduğu askeri yapılar ve onarımlarda edindiği pratik bilgiyi sefer­
ler arasında İstanbul'da i nşa ettiği mütevazı mimari eserler ile pekiştirerek kendisini mimarlı­
ğa hazırladığı anlaşılıyor.

Sinan'ın acemioğlanlık döneminde çalıştığı i nşaatların hangileri olduğunu bilmiyoruz. Ama


Yavuz Sultan Selim zamanına tarihlenen bazı yapıların taşına tuğlasına, kumuna kirecine al­
nının epey teri akmış olsa gerektir. Diğer yandan, tezkerelere dayanarak 1 5 1 2 - 1 520 arasında
marangozluğu öğrendiğini ve bu el sanatında ustalık mertebesine ulaştığını söyleyebiliyoruz.
Ustalığını lrakeyn Sefer-i Hümayun'unda ordunun Van Gölü'nü geçmesi için gerekli gemile­
ri yaparken , ya da Bağdan Seferinde Prut Irmağı üstüne onüç günde ahşaptan bir köprü ku­
rarken ne ölçüde göstermiştir? Bilgimiz yok. Çünkü Van Gölü gemilerinin ve Prut Köprüsü­
nün Sinan efsanesinin parçaları olup olmadığını söylemek güçtür. Fakat Dil İskelesi yakının­
daki Gebze köprüsü ile Meriç'i aşan Mustafa Paşa köprüsü somut yapılardır ve bu köprüler
Sinan'ın Yeniçerilik dönemine tarihlenirler.

Yalnız bir tezkerede sözü edilen Bağdat Ebu Hanife ve Şeyh Abdülkadir Geylani türbeleri­
nin ve Van Kale Camiinin onarımlarında da Sinan'ın çalışmış olması hem zaman hem de
fırsat açısından olasıdır. 1 530-1 538 yılları arasına tarihlenen İstanbul'daki erken yapıları ise
tezkerelerdeki kayıtlarla kesinlik kazanırlar. Gerçi Kasım Paşa Camii, Abdüsselam Bey Med­
resesi gibi eserler günümüze ulaşmamış, ulaşanların çoğunluğu da onarım ve yenilemelerde
24 1
MİMAR SİNAN

XVI. yüzyıla ait biçim ve niteliklerini yitirmişlerdir, ama Üç baş mescidinin avlu kapısı ve mi­
naresi, Muhsine Hatun mescidinin kitabeli kapısı ve son cemaat pencereleri gibi ilk yapıdan
kalan öğeler Sinan'ın Hassa Mimarları Ocağına resmen katılmadan önceki çalışmaları konu­
sunda, sınırlı da olsa, bilgi edinmemize olanak vermektedir.

Erginlik Yılları ( 1 5 3 8- 1 5 7 5)
Sinan'ın Hassa Mimarları Ocağına mimarbaşı atandığı 1 538 yılında bu göreve iyi bir yöne­
tici olduğu için getirildiği akla gelebilir. Ancak, tek kubbeli bir vezir camii çapında olsa da
Haseki Hürrem camiinin tasarım ve yapım sorumluluğu kendisine verildiğine göre Sinan'ın
bu tarihte mimar olarak belirli bir çizgiyi tutturduğu açıktır. Daha önce işaret ettiğimiz gibi ,
Haseki Hürrem camii, Gebze Çoban Mustafa Paşa camiinin bir kopyası olduğu için mimari
özgünlüğünden söz edilemez. Ama özgünlüğü olmasa da doğru oranlar ve düzgün üslubu ile
sağlam bir uygulamadır. Edirne II. Bayezid tıp medresesini örnek alan Haseki Hürrem medre­
sesi için de benzer bir değerlendirme yapabiliriz. Fakat medrese ile birlikte tasarlanan sıbyfın
mektebi farklı bir durum gösterir. Haseki Hürrem mektebinde, Sinan, Fatih ve il. Bayezid
zamanlarının çift birimli şemasını model almışsa da kubbeleri kaldırarak binayı sakıflı yapmış
ve eyvan biçimindeki ön hacmi sütunlu galeriye dönüştürmek suretiyle yeni bir yorum
getirmiştir.

Saptayabildiğimiz kadar Haseki Hürrem camii, Sinan'ın ilk kubbeli camiidir ve orta boy
bir eser olmakla birlikte, Sinan'ın o tarihe kadar sorumluluğunu yüklendiği en büyük yapı­
dır. Bu yüzden, Haseki Hürrem camiinde Sinan'dan yenilikler denemesi beklenemezdi. Oysa,
1 530'lu yıllar boyunca yaptığı sakıflı mescidler ölçeğinde olan Haseki Hürrem mektebinde öntipe
bağlı kalmayarak alışık ve deneyi.mli olduğu sakıflı bina teması üzerinde bir varyasyona git­
mesi doğaldır.

Diğer yandan, Haseki Hürrem camii ve medresesinde, kagir kubbeli yapı deneyimini geniş­
leten Sinan'ın, 1 540'lı yılların ilk yarısında tasarladığı külliyelerde kagir kubbeli yapıları daha
güvenle ele aldığını görüyoruz. Gerçi Üsküdar Mihrimah Sultan medresesinde Haseki Hür­
rem medresesi şemasını tekrarlamaktadır; fakat aynı külliyenin sıbyan mektebinde, bu kez
kubbeli öntipi yeğ tutmuş, camide, orta kubbesi üç yarım kubbe ile beslenen oldukça karma­
şık bir yapı sistemine gitmiştir . Sinan'ın, Mihrimah Sultan camiinde, son cemaat revakını
içli-dışlı yapıp dış revakın orta bölümünü şadırvanın üstünü örtecek biçimde öne çekerek,
bir yandan camiin kıble eksenini güçlendirirken bir yandan da enlemesine gelişimini ayrıca
vurgulaması ve iki yatay boyutu orta kubbenin yarattığı dikeylikle dengelemesi kayda değer.

Üsküdar Mihrimah Sultan camii, geleneksel cami şemasını Osmanlı cami mimarisine uyar­
lama yolunda önemli denemelerden biridir. Şehzade Mehmed camii ise, merkezi planlı şema­
nın ideal Osmanlı çözümüne ışık tutan bir aşamadır. Bu aşama, eni, boyu, yüksekliği benzer
değerler taşıyan simetrik ve dengeli bir mimari düzeni, toplu bir mekanı, merkezi kubbe siste­
matiğini ve iç kabuğun dış kitleye yansıtılmasındaki duyarlığı ifade eder. Şehzade Mehmed
camiini Sinan'ın "Çıraklık Döneminin" başeseri olarak tanımlayan Sa'i, onun Şehzade'den
sonra artık özgün eserler verme aşamasına ulaştığını belirtmek istemiştir. Oysa , kanımızca,
Sinan çıraklığını 1 530'lu yıllarda tamamlayarak, yine Sa'i Mehmed Çelebi'nin kullandığı bir
deyimle, "Kalfalık Dönemine" 1 540'larda girmiştir. Bu nedenle, Üsküdar Mihrimah Sultan
camii ya da Şehzade Mehmed camii ve türbesi "çıraklığının" değil, "kalfalığının" eser lerid i r .
Çıraklığın başlıca özelliği eskiden ve ustadan kopamayıp, bilineni yinelemektir. Oysa kalfo­
242 lıkta inisyatif kullanmak, eski biçimleri taze yorumlarla yenilemek vardır.
BİTİRİRKEN

Şehzade Mehmed türbesinin gövdesini çok renkli malzemeden kakma yöntemiyle, kubbe
kasnağını oluklu, kubbe kabuğunu dilimli yapan, Şehzade Mehmed camiinde saçakları pal­
metli frizlerle taçlandırıp minareleri madalyon ve hilallerle bezeyen Sinan, erken dönem Os­
manlı mimarisine özgü sistem ve motifleri çarpıcı bir biçimde kullanarak dikkatleri ustaca üzerine
çekmeyi başarmıştır.

C:i erçi bunu yaparken erken Osmanlı döneminin havasından kendini kurtaramamıştır; ama
eskiyi artık olduğu gibi korumadığı, yeni bir arayış içine girdiği gerçeği de gözden kaçmamak­
tadır. Sinan'ın Şehzade Mehmed deneyimi ile Osmanlı klasik üslubunun temel ilkelerini ke­
sinleştirme aşamasına geldiği 1 SSO'li yıllara tarihlenen eserlerinde bulduğumuz bilinçli yalınlı­
ğın, bir bakıma, gösterişli süslemeye karşı içgüdüsel bir tepkinin sonucu halinde ortaya çıktığı
açıktır.

Selçuklu ve erken Osmanlı dönemlerine kıyasla Osmanlı klasik mimarisi akılcı ve ölçülü­
dür. Gerçekçiliğe, temiz ve açık anlatıma dayanır. Bu üslup elli yılda oluşmuş, kendine güve­
nen , yetenekli ve deneyimli bir mimarbaşının doruğuna ulaşan Osmanlı siyasal ve ekonomik
gücü ile üst üste düştüğü bir zaman kesiminde özgün ve evrensel ifadesini bulmuştur.

Osmanlı klasik mimari üslubunun biçimlenmesinde, Sinan'ın dehası, elbette önemli bir rol
oynamıştır. Fakat, Kanuni'siz bir dönemde Rüstem ve Sokollu Mehmed Paşaların desteğin­
den yoksun bir Sinan aynı başarıyı elde edebilir miydi? Sanmıyoruz. Çünkü gerek hünkar
gerek paşalar -özellikle Saraya damad olan zengin vezirler- anıtsal mimariyi siyasal gücün ara­
cı olarak kullanmışlardır. Bu durumda da Hassa Mimarları Ocağı, Devletten her türlü yardı­
mı görerek rahat bir ortamda çalışma olanağını bulmuş, anıtsal yapılar çok kısa süreler içinde
kurulabilmiştir. O dönemin Avrupa'sında Roma'daki San Pietro Katedralini n , Bramante'den
Bernini'ye yaklaşık 1 60 yıl sürdüğü, Londra'daki St. Paul's Katedralini, Sir Christopher Wren'in
tam 40 yılda tamamlayabildiği göz önüne alarak Sinan'ın İstanbul Süleymaniye külliyesini
7, Edirne Selimiye camiini 6 yılda yapmış olmasını, XVI. yüzyıl Osmanlı mimarlık ve yapı
kurumlarının ne kadar hızlı ve verimli çalıştığını kanıtlayan bir gösterge olarak kabul edebiliriz.

Devletin ekonomik gücüne paralel olarak Osmanlı yapısının boyutları büyümüş fakat süs­
leme aynı ölçüde artmamıştır. Tam tersine dış kitle giderek yapısal inceliklere dayalı yalın
bir ifadeye bürünmüş, süsleme dış kitleden iç mekana kaymıştır. İstisnaları bir yana bıraka­
cak olursak , süslemede temel ilke tüm yüzeylerin yaygın bezeme ile örtülmesinden çok, bazı
öğelerin abartmaya kaçmadan vurgulanması biçimini almıştır.

Osmanlı k lasik yapısında Rönesans mimarisinin çeşitli klasik ve karma sütunları yoktur.
Stalaktitli ve baklavalı başlıklar iki ayrı üslubun özelliklerini anlatmazlar. Stalaktitlisi daha
önemli yapı ve yerlerde olmak üzere her iki başlık bir arada kullanılır. Örneğin, anıtsal bir
camide, genellikle taşıyıcı iç sütunlar stalaktitli, mahfil sütunları baklavalı; iç revakın sütun­
ları stalaktitli, dış revakın sütunları baklavalı yapılır. Ana kapı, mihrab ve mihrabiye nişleri­
nin üstü de genellikle stalaktitlidir. Simgesel işlevi olan bu öğelerin göz alıcı süslemesi dikkati
çeker. Ahşap kapı kanatlarının fildişi ve sedef kakmalı ve bazan kabartma kitabeli görünü­
mü, ya da mermer minberlerin çarpıcı oymaları yine bunların simgesel nitelikleri ile ilgilidir.

Mihrab nişini dolanan çiniden bir ayet, ya da pencere alınlarına konan yine çinili yazı pa­
noları , aynı biçimde simgesel değeri olan bezeme türüne girerler. Diğer yandan, kubbe, yarım
kubbe, tonoz gibi üst yapı öğelerinin iç yüzeylerinde görülen kalem işi nakışların işlevi deği­
şiktir. Orta kubbenin -ve öbürlerinin- göbeğindeki simgesel yazı levhaları bir yana, nakışların
amacı kubbe yuvarlağının yekpareliğini dağıtarak üst yapının aşağı basan ağır görünümünü
hafifletmektir. Kalem işi nakışlar renk ve desen bakımından ılımlı kullanıldığı zaman iç meka­
nı zenginleştirir. Ölçü kaçırıldığında -ki bu durumun çoğunlukla restorasyon adı altında yapı­
lan müdahalelerden kaynaklandığını görürüz- sonuç olumsuz olur.
243
MİMAR SİNAN

Duvarları baştan aşağı çinilerle kaplı olan İstanbul Rüstem Paşa camiini, süsleme bakımın­
dan, Osmanlı klasik mimarisinin genel tutumu ile bağdaşmayan bir eser olarak değerlendiri­
yor, fakat buradaki abartmanın sorumluluğunu, gösterişi seven Rüstem Paşa'ya yüklüyoruz.
Çünkü, bazı türbelerinin içini el değmemiş yer bırakmamacasına bezeyerek cennetten bir kö­
şe temasını işleyen Sinan, camilerinin süslemesinde son derece ölçülü davranmış, ve Osmanlı
klasik camiinin ideal süsleme düzenini İstanbul Rüstem Paşa camiinde değil, Kadırga Sokollu
Mehmed Paşa camiinde sergilemiştir.

Kadırga Sokollu camii, .Sinan'ın "Ustalık Dönemine" tarihleyeceğimiz bir binadır. Rüstem
Paşa camii ise, İstanbul Rüstem Paşa medresesi, Beşiktaş Sinan Paşa cami-medresesi ve İstan­
bul Süleymaniye külliyesi ile birlikte, Sinan'ın Kalfalık Döneminin kayda değer eserleri ara­
sında yer alır.

Sekizgen avlulu İstanbul Rüstem Paşa medresesi, sekizgen kitleli Amasya Kapıağası medre­
sesinden esinlenmiş, fakat sekizgen kitlenin algılanabilmesi için çevresi nin açık olması gerek­
tiğinden, yapılaşmanın yoğun olduğu Mahmutpaşa semtinde kurduğu Rüstem Paşa medrese­
sinde Sinan sekizgeni kare duvarlarla çevirerek ve karenin içine oturan sekizgen kitlenin kö­
şegenlerinde oluşan üçgen cepleri çeşitli biçimlerde kullanmak suretiyle Kapıağası medresesi ni
yeniden yorumlamıştır.

Beşiktaş Sinan Paşa camii de, Edirne'de bulunan XV . yüzyıl yapısı Üç Şerefeli Cami in XVI.
yüzyıla uyarlanmış örneğidir. Bazı ufak farklar göz önünde tutulmazsa, camiin ana kitlesi ön
tipi yakından izler. Ne var ki, Sinan, Sinan Paşa camiinde önemli bir yenilik getirerek cami
ile medreseyi aynı şadırvan avlusu çevresinde toplamış, böylece, bir yandan şadırvan avlusu­
na çok amaçlı bir işlev sağlarken, bir yandan da o zamana kadar İstanbul'da yalnız selatin
camilerinde gördüğümüz şadırvan avlusunu dolaylı yoldan bir vezir camiinde uygulamıştır.

İstanbul Süleymaniye külliyesine gelince: bu yapı topluluğunun, Fatih külliyesinin katı si­
metriye dayalı plan şemasının ana özelliklerini taşıdığına daha önce işaret etmiş, fakat Fatih
külliyesinde büyük avludan doğuya ve batıya doğru simetrik bir yayılma bulunmasına karşı­
lık Süleymaniye'de batıdan doğuya ve güneyden kuzeye eğimli daha karmaşık bir arazi kuru­
luşunun yarattığı ilginç yerleşme düzenine dikkati çekmiştik. Bu yerleşme düzeninin oluşma­
sında arsa durumu şüphesiz bir rol oynamıştır. Ne var ki, Sinan'ın bir başka XV. yüzyıl Os­
manlı eserini xvı. yüzyılın klasik ölçü ve ilkeleri çerçevesinde yeniden yorumlama payı bura­
da da az değildir.

Sinan'ın "kalfalıktan" "ustalığa" yükselmesini, yani tam anlamı ile olgun yaratıcılık döne­
mine girrtıesini l 560'lı yılların başına tarihliyoruz. Ustalık mertebesine erişmesinde, giderek
gelişen mimarlık bilgisinin İstanbul'un s� sorununu çözmek için Kağıthane sularını kente ge­
tirme çabalarının sağladığı engin yapısal deneyimlerle pekiştirilmesinin büyük rolü olmuştur.
İstanbul'un alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmed kentin su şebekesini elden geçirtmiş
ve I S SO'li yıllara kadar Bizans'tan kalan sistem onarımlarla işler durumda tutulmuştur. Fakat
Kanuni zamanında su sıkıntısı baş gösterince Sultan Süleyman, Halkalı ve Kırkçeşme tesisle­
rinin yenilenmesi görevini mimarbaşı Sinan'a vermiştir. Sinan şebekeyi yenilemiş ve 1 5 53- 1 564
yılları arasında Evvel Kemer, Müderris Köyü Kemeri, Uzun Kemer , Eğri Kemer, Güzelce Ke­
mer ve Mağlova Kemerini yapmıştır. Bunlar basit su yapıları olmak yanında mimari değeri
bulunan eserlerdir. Özellikle Mağlova Kemeri, binalarında mimari ile yapıyı bütünleştirme­
ye çalışan Sinan'ın, yalın bir taş yapıyı nasıl heykelleştirerek onu mimarlık eserine dönüştür­
düğünü göstermesi bakımından dikkati çeker. Yüzyılımızda Pier Luigi Nervi'nin yapılarında
bulduğumuz iskeletsel estetik kavramı, Sinan'ın mimaride yalınlığı yeğleyen tutumunun te­
melinde yatan en önemli etkendir.

244 Sinan'ın 1 560'dan 1 575'e kadar süren ve Edirne Selimiye camii ile noktalanan "Ustalık
BİTİRİRKEN

Döneminde" Sinan, ilkelerini sapçadığı Osmanlı klasik mimarisinin en doyurucu ve anlamlı


eserlerini vermiştir. Bunlara ve bunların kayda değer özelliklerine lll. ve IV. Bölümlerde yer
verildiği için burada tekrarına gerek yoktur. Yalnız şu kadarını söyleyelim ki, günümüzde ya­
pılan araştırmalar bir mimarın en olgun eserlerini 45-50 yaşları arasında, ya da mimarlık eğiti­
minden 20-25 yıl sonra verdiği gösteriyor. 1 560'lı yıllarda Sinan, en azından 60 yaşlarında
bulunuyordu. Fakat mimarlığa geç başladığı ve mimarlık için hazırlığını l 540'lı yıllarda ta­
mamladığını göz önünde tutarsak bu formülün onun için de geçerli olduğu ortaya çıkacak,
1 560- 1 5 7 5 arasındaki yapılarının yaratıcı gücünde bu etmenin de payı olabileceği anlaşılacaktır.

Dönüşüm Yılları ( 1 5 76- 1 588)

1 5 7 5 yılında tamamlanan Edirne Selimiye Camii, yine Sa'i Mustafa Çelebi'nin deyimi ile,
Sinan'ın "ustalığının" yapısıdır. Gerçekten de bu cami Osmanlı klasik mimarisinin tüm nite­
liklerini bünyesinde taşır. Sinan, bu anıtla sanatının doruğuna ulaşır. Sinan, Selimiye'yi 1 560'lı
yıllarda, veriminin en yüksek noktada bulunduğu dönemde tasarlamıştır. 1 570'li yılların ikinci
yarısından sonra ise, Sinan'ın Selimiye ayarında bir eseri yaratma olanağı kalmamıştır.

Yuk arda açıkladığımız bu görüşü iki nedene bağlıyoruz:


Birincisi , 1 5 7 5'de seksen yaşına yaklaşan Koca Sinan'ın efsaneşelerek "Pirlik" mertebesine
erişmesi ve bunun sonucu aktif mimariden büyük ölçüde kopmasıdır. Mimarbaşı olarak sayıl­
makta, sözü dinlenmektedir. Fakat artık Hassa Mimarları Ocağında sürdürülen tasarım faali­
yetini yönetmekten çok onu destekleyen bir onursal başkan durumundadır.

Daha da önemli olan ikinci neden ise kendi geliştirdiği mimari kavramların 1 575'den sonra
Sinan için eski çekiciliğinin kalmamış olmasıdır. Sinan'ın ve yakın yardımcılarının klasik il­
kelere tepki gösterip bazı yerleşmiş kuralları bozmaya başlamaları bu döneme rastlar. Üslup
korunmakta fakat alışılagelmiş düzenden sapmalara göz yumulmaktadır.

Başka türlü söylersek , Sinan'la özdeşleşen Osmanlı klasik mimari üslubu XVII. yüzyıl son­
larına kadar ana çizgilerini ve temel niteliklerini korumuş ise de Sinan'ın klasizmi daha o ya­
şamını sürdürürken belirli değişikliklere uğramıştır. Örneğin, 1 580'li yıllara tarihlenen Sinan
yapılarında bu lduğumuz hareketli mimari, l 560'lı yıllarda iç mekan-dış yapı ilişkisinin yarat­
tığı yalın ve temiz ifadeden farklı olarak, abartılmış bir kitle plastiğine sahiptir. Nişancı Meh­
med Paşa camii ile İstanbul Rüstem Paşa camiinin, ya da Davud Ağa'nın Eyüp'teki 1 595 ta­
ri hli Ferhad Paşa türbesi ile biraz ötesindeki Sokollu türbesinin dış görünüş açısından aynı
kategoriye konulmaları düşünülemez.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, Sinan'ın tüm yaşamı boyunca varmaya çalıştığı mekan bü­
tünlüğü ilkesine ters düşen ve biçim açısından bariz bir geriye dönüşü sergileyen Kılıç Ali
Paşa camiini Sinan'la bağdaştıramıyor, bu camiin bir başka mimar tarafından tasarlandığına
inanıyoruz. Ne var ki, l 575'den sonraki yıllarda Sinan'a atfedilen, ve onun eseri olmadığını
öne süremeyeceği miz, bazı yapılarda Sinan'ın da kurallardan ölçüyü kaçırmadan uzaklaştığı
görülür. Şehzadeler ve Zal Mahmud Paşa türbeleri ile Zal Mahmud Paşa Camiinde karşımıza
çıkan iç mekan ve dış kitle arasındaki bağlantı çözülmesi, ya da Şemsi Ahmed Paşa külliyesin­
de bulduğumuz dinamik dış mekan kuruluşu bu dönemde yer alan gelişmelerdir. Kısacası,
1 S80'li yılların gerilimli mimari ortamında ortaya çıkan değişime yönelik davranışları Sinan
kontrol altında tutarak, bir bakıma, kendinden sonraki döneme egemen olan mimari tutu­
245
mun belirlenmesine yardımcı olmuştur.
MİMAR SİNAN

Tarihteki her uygarlıkta olduğu gibi Osmanlı uygarlığında da düşünce ve özlemleri ni Jile
getiren ve yücelten sanatçısını yetiştirmiş, siyasal güç ve refah dönemlerini yönlenJirenler aJ­
larını anıtlarla ölümsüzleştirmeye özen göstermişlerdir.Osmanlı dünyasında heykel-anıt gele­
neği olmadığından mimarlık daha da önem kazanmış, anıtsal yapıların simgesel Jeğerini
arttırmıştır.

XVI. yüzyıl, Osmanli Devletinin siyasal ve askeri gücünü üç kıtada kabul ettirdiği ve mima­
rinin, buna paralel olarak doruğuna ulaştığı dönemdir. Dorukta, siyasal gücü Kanuni Sultan
Süleyman, mimaride Koca Sinan temsil ederler. Her ikisi de kendilerine duydukları güvenle
tanınır. Özel yaşamında karşılaştığı sorunları her zaman en akılcı bir biçimde çözememiş olsa
da, uzun hükümdarlık döneminde Kanuni, doğuda ve batıda Osmanlı sınırlarını genişleterek
Devletin itibarını içte ve dışta korumayı bilmiştir. XIV. ve XV. yüzyıllarda çeşitli etkiler al­
tında gelişen Osmanlı mimarisi de Sinan'ın mimarbaşılık döneminde öz benliğine kavuşarak
evrensel bir üsluba dönüşmüş, onun Osmanlı ülkesinin her yanında yükselen yapıları içte
ve dışta hayranlık uyandırmıştır.

Nasıl Vlll. ve IX. yüzyılda İslam kültürü Suriye ve Mezopotamya'dan İran ve Orta Asya'ya
doğru yayılmış, fakat bu yayılım Xl. yüzyıldan sonra bu kez Orta Asya'dan Akdeniz'e doğru
ters yönde bir kültür akımı ile dengelenmiş ise, XVI. yüzyıldan başlayarak yeniden bir Batı'­
dan Doğu'ya etki akımı ortaya çıkmıştır. Yalnız artık odak noktası Şam ve Bağdat değil İstan­
bul'dur. İstanbul'da son biçimini alan özgün Osmanlı mimarisinin etkileri doğuda Suriye ve
lrak'tan İran ve Hindistan'a kadar, batıda ise Balkanlar'a ve ötesine taşmıştır. Başka deyişle,
XVI. yüzyılda İran ve Bizans Osmanlı mimarisi için esin kaynağı olmaktan çıktığı gibi, bu
dönemde Safevi ve hatta Rönesans mimarileri Osmanlı uygulamalarından etkilenmiş olabi­
lirler.

Michelangelo'nun en büyük sanat dediği mimarlık insan ihtiyaçları ve yapı malzemesi ni


estetik bir içerikle kaynaştırma becerisidir. Tarih boyunca üslupların kalıcılığı sanatçının top­
lumsal değerlerin özüne ilişmeden onları yaşadığı çağa uyarlıyabilme yeteneği ile orantılı ol­
muştur. Kalıcı üsluplar güçlü içerik yanında insanı heyecanlandıran duygusal bir çekiciliğe
sahiptirler. Duygusal çekicilik ile simgesel değerler, simgesel değerler ile toplumsal inançlar
arasında bağlantı kurmak olasıdır.

Bu husus Sinan'ı değerlendirirken önem kazanır. Çünkü en az, uzun yaşamında gerçekleş­
tirdiği yüzlerce yapı, üç padişah zamanında uzlaşıcı ve uzlaştırıcı kişiliğiyle sürdürmeyi başar­
dığı mimarbaşılık görevi, üstün teşkilatçılığı ve mimarlık yeteneği kadar zamanının kültür de­
ğerlerini iyi kavrayarak bunları incelikle yapılarına yansıtması önemlidir.

Ölümünden sonra yüzelli yıl daha sürecek evrensel bir üslupla özdeşleşen Sinan'ın başarı­
sında başta gelen etmen, gelenek ile çağının gereklerini bağdaştırabilmesi olmuştur. Büyüklü­
ğünün ana kaynağı budur.

246
BİTİRİRKEN

NOTLAR

1 - Bu konuya dikkatimizi F.de M iranda çekmiştir. 6- Selçuk Batur'un Kayseri Kızıl Ahmed Paşa Ca­
The Mosque as Work of Art and as
Bkz. miini (Kurşunlu Cami) de bu gruba alması h ata­
House of Prayer (Wassenaar, 1977). lıdır. (Bkz. a.g.m., s. 145, şekil 3) Çünkü Kur­
2- Söz konusu tiplerin şemaları için bkz. a.g.m. , s. şunlu Cami plan açısından İbrahim Paşa'ya
362. benzer ise de planda görülen iç ayaklar, Bali Pa­
1- A.g.m.,s. 3 6 3 . şa'daki gibi, sadece galerileri taşır ve kubbenin yü­
4 - M amhou ry, Diez, Aslanapa, Egli, Eyice, Kuban, kü dört pandantif ile köşelere aktarılır.
Sumner-Boyd ve Freely, G oodwi n , Sönmez bu ti­ 7- Doğan Kuban, "Selimiye at Edime: lts Genesis
polojiyi yazılarında kullanmışlardır. Orta kubbesi and an Evaluation of its Style", IVeme Cong·
a ltıgen ve sekizgen tabana oturan camiler konu­ res lnternational D'Art Turc (Aix-en Proven­
sunda yayınlanan şunlar kayda değer: Doğan Ku­ ce, 1 0- 1 5 September 1 97 1 ) 1 976, s. 107 (benim
b a n , " Les mosquecs iı Coupole iı Base Hexago­ çevirim).
nale", Beitraege zur Kunstgeschichte Asi· 8- A.y., s. 1 09 (benim çevirim).
ens: in Memoriam Ernst Diez (l sta nbul, 9- Kühnel, a.g.e., ss. 1 7 1 - 1 72 (benim çevirim).
1 96 3 ) , ss. 3 5-47 ; Selçuk Batur, "Osmanlı Cami­ 10- Diez-Aslanapa, a.g.e., ss. 1 50- 1 5 1 .
lerinde Sekizgen Ayak Sisteminin Gelişmesi Üze­ 1 1 - Goodwin, a.g.e., s . 2 16 (benim çevirim).
rine", Anadolu Sanatı Araştırmaları l ( İstan­ 1 2- A.y., s. 2 1 7.
bul, 1 968) ss. 1 39- 1 66. 1 3- A.y., s. 2 1 8.
5- Her nedense hu camiden Gahricl makalesinde söz
etmemektedir.

247
248
EKLER

TEZKERELERDE KAYITLI SİNAN YAPILARININ


İLLERE GÖRE DAGILIMI

il

TEZKERELERDE KAYITLI SİNAN YAPILARININ


ADLARA GÖRE SIRALANMASI

111

TEZKERELERDE KAYITLI,SAPTANAMAYAN ,YOKOLAN,


YENİLENEN, HARABE HALİNDE BULUNAN
SİNAN YAPILARININ LİSTELERİ

iV

KATALOG

249
EK I
KISALTMALAR '
TB TC"Zlcirct ül#Bünyan
TE Tezlciret ül�Ebniye TEZKERELERDE KAYITLI SİNAN YAPILARININ
İLLERE GÖRE DAGILIMI
™ Tuhfet ül�Mi'marin

NO. İLİ/İLÇESİ ADI TB TE TM


1 AFYON Bolvadin Rüstem Paşa Camii 1 :60 1 :63 x

2 ANKARA Cenabi Ahmet Paşa Camii 1 :5 1 1 :53 x

3 Husrev Kethüda Medresesi 3:55 3 : 56 x

4 BAÔDAT Abdülkadir Gilani Camii x

5 Abdülkadir Gilani Tekkesi x

6 ,,
İmam-ı A'zam ( Ebu Hanife) Camii x

7 İmam-ı A'zam ( Ebu Hanife) Tekkesi x

8 ,,
Murad Paşa Camii x

9 BASRA Maktul Ayas Paşa Camii x

10 BOLU Şemsi Ahmed Paşa İmareti x

11 BOSNA (SARAJEVO) Sokollu Mehmed Paşa imareti 5:14 6: 1 7 x

12 , ,
Sokollu Mehmed Paşa Sarayı 1 0: 3 2 1 1 : 34 x

13 ,,
Sokollu Mehmed Paşa Kervansarayı x

14 BOSNA Vişegrad Sokollu Mehmed Paşa ( Drina ) Köprüsü 8:8 9:8


15 BUDA ( Budin) Sokollu Mustafa Paşa Camii 1 : 74 1 : 77 x

16 ,, ,,
Sokollu Mustafa Paşa Türbesi x

17 BURSA Semiz Ali Paşa Kervansarayı (Tahıl Hanı ) 1 0:6 x

18 ,,
İznik Cami-i Atik (Aya Sofya Camii) 1 :55 1 :57 x

19 ,,
Yenişehir (Akbıyık) Rüstem Paşa Kervansarayı 9:8 10: 1 3 x

20 ÇORUM Sultan Alaeddin Selçuki Camii ( Ulucami) 1 :53 l :55 x

21 DİYARBAKIR (AMİD) Maktul Ayas Paşa Türbesi x

22 ,,
Behram Paşa Camii x

23 ,,
Hadım Ali Paşa Camii x

24 ,,
Hadım Ali Paşa Medresesi x

25 İskender Paşa Camii x

26 Melek Ahmed Paşa Camii x

27 ,,
Özdemiroğlu Osman Paşa Türbesi x

28 ,,
Sofu Mehmed Paşa Camii x

29 EDİRNE Defterdar Mustafa Paşa Camii 1 :66 1 :68 x

30 Rüstem Paşa Kervansarayı 9: 1 5 10: 1 8 x

31 Semiz Ali Paşa Kervansarayı ( Çarşısı ) 9: 1 6 10: 1 9


32 Sokollu Mehmed Paşa Hamamı 12: 12 13: 14 x

33 "
Sultan Selim il (Selimiye) Camii 1 :64 1 :66 x

34 Sultan Selim il (Selimiye) Medresesi 3:4 3:4 x

35 ,,
Sultan Selim il (Selimiye) Darülhadisi 3:4 3: 4 x

36 ,,
Sultan Selim il (Selimiye) Darülkurrası x

37 Sultan Selim il (Selimiye) Mektebi x

38 ,,
Taşlık ( Mahmud Paşa) Camii 1 :65 1 :67 x

39 EDİRNE Havsa Sokollu Mehmed Paşa ( Kasım Paşa ) Camii 1 :68 1 :7 1


40 Sokollu Mehmed Paşa ( Kasım Paşa ) İmareti 5: 1 2 6: 1 5 x

41 ,, ,,
Sokollu Mehmed Paşa ( Kasım Paşa ) Kervansarayı 10: 1 6
42 ,, ,,
Sokollu Mehmed Paşa ( Kasım Paşa ) Hamamı 1 2 : 2 1 1 3:23 x

43 EDİRNE İpsala Husrev Kethüda Kervansarayı 9: 1 3 10: 1 5 x

44 ERZURUM Lala Mustafa Paşa Camii 1 :52 1 : 54 x

45 ESKİŞEHİR Çoban Mustafa Paşa Kervansarayı x

46 GÖZLEYE (Yevpatoriya) Tatar Han Camii 1 :7 7 1 :80 x

47 ,,
Tatar Han Türbesi x

48 HAC YOLUNDA (?) Sultan Süleyman Kervansarayı x

49 HALEP Adliye (Dukaginzade Mehmed Paşa) Camii x

50 ,,
Dukaginzade Mehmed Paşa Kervansarayı x

51 Husrev Paşa (Husreviye) Camii 1 : 56 1 : 58 x

52 ,,
Husrev Paşa Medresesi x

53 HATAY Belen Sultan Süleyman Kervansarayı x

54 HATAY Yakacık (Payas) Sokollu Mehmed Paşa Camii x

55 ,, ,,
Sokollu Mehmed Paşa İmareti x

56 ,,
Sokollu Mehmed Paşa Kervansarayı x

57 HERSEK Mastar Karagöz Mehmed Paşa Camii 1 :72 1 :75 x

58 ISPARTA Firdevs Bey Camii 1 :75 1 : 78 x


250
NO. İLİ/İLÇESİ ADI TB TE TM
5 9 İSTANBUL Ahır kapı Kapıağası ( Mahmud Ağa) Camii 1 : 13 1 : 14 x

60 " Kapıağası ( Mahmud Ağa) Türbesi x

61 Kapıağası (Mahmud Ağa) Medresesi 3:29 3:28 x

62 Aksaray Osman Şah Validesi Camii 1 :5 1 :5 x

63 Osman Şah Validesi Medresesi 3:14 3:14 x

64 Alemdar Kapıağası Cafer Ağa Soğukkuyu Medresesi 3:28 3:29 x

65 Altımermer Nişancı Mehmed Bey Medresesi 3 : 52 3 : 53 x

66 Atmeydanı Atmeydanı Sarayı (onarım) 10:5 1 1 :5 x

67 Atmeydanı Güzel Ahmed Paşa Sarayı 1 0: 1 9 1 1 :2 1 x

68 "
Makbul İbrahim Paşa Sarayı 1 1 :6
69 "
Semiz Ali Paşa Sarayı 10: 18 1 1 : 20
70 Sinan Paşa ( Kapudan) Sarayı 10:22 1 1 :24 x

71 Ayakapı Valide Sultan ( Ayakapı) Hamamı 1 2:8 13:10 x

72 Ayasofya Haseki Hürrem Sultan (Ayasofya) Hamamı 1 2:4 13:5 x

73 Hersek Bodrumu Mescidi 2:25 2:24 x

74 " Sokullu Mehmed Paşa Sarayı 10: 1 2 1 1:14 x

75 Sultan il Selim Türbesi 4:9 5:3 x

76 Şehzadeler Türbesi 4: 1 1 5:5


77 " Valide Sultan Türbesi x

78 Babıali Sofu Mehmed Paşa Darülhadisi 3:18 3:18 x

79 Bahçekapı Haseki Hürrem Sultan (Yahudiler) Hamamı 1 2 :5 13:7 x

80 Balat Ferruh Kethüda ( Balat) Camii 1 : 18 1 : 19 x

81 Bayezıt Damad Ferhad Paşa Sarayı 1 0:20 1 1 :22 x

82 Saray-ı Atik (onarım ) 10:1 1 1:1 x

83 Sultan il Bayezid Camii (onarım) x

84 Bitpazarı Rüstem Paşa Kervansarayı (Cebeci Hanı) 9:3 10:4 x

85 Semiz Ali Paşa Kervansarayı ( Hanı) 9:5 10:7


86 Cağa loğlu Rüstem Paşa Medresesi 3:15 3:15 x

87 Cibali Rüstem Paşa Hamamı 1 3 :47


88 Süleyman Çelebi ( Üsküplü) Camii 1:17 1:18 x

89 Çakmakçılar Kemhacılar Karhanesi Mescidi 2:23 2:22 x

90 Kuyumcular Karhanesi Mescidi 2:24 2:23 x

91 Çapa Abdürrahman Çelebi Camii 1 : 12 1:13 x

92 Abdürrahman Çelebi Türbesi x

93 Ahmed Ağa Medresesi 3:30 x

94 Ebu's Suud Efendi (Macuncu) Hamamı 1 2 :20 1 3 :22 x

95 Çarşamba Mehmed Ağa Camii x

96 Mehmed Ağa Türbesi x

97 Şerifezade Efendi Mescidi 2:7 2:9 x

98 Şerifezade Efendi Medresesi 3:47 3 :48 x

99 Çatalçeşme Mehmed Ağa Medresesi 3:57


1 00 Davutpaşa Çivizade Kızı Mescidi (Çavuş Camii) 2: 1 3 2:14 x

101 Draman Yunus Bey Camii 1 : 19 1 :20 x

102 "
Yunus Bey Medresesi 3 :44 3:45 x

1 03 Edirnekapı Mihrimah Sultan ( Edirnekapı) Camii 1 :4 1 :4 x

1 04 "
Mihrimah Sultan Medresesi 3: 1 1 3: 1 1 x

105 "
Mihrimah Sultan ( Edirnekapı) Hamamı 1 2: 9 13: 1 1 x

1 06 "
Güzel Ahmed Paşa Türbesi 4:25 5:20 x

1 07 Fatih Baba Çelebi Medresesi 3 :49 3 : 50 x

108 Bina Emini Sinan Ağa Camii 1:21 1 :22 x

1 09 Hacegizade Mescidi 2: 1 1 2:12 x

1 10 Hacegizade Medresesi 3:35 3:36


111 Kadızade Efendi (Çırçır) Mescidi 2:3 1 2:30 x

1 12 Kadızade Efendi (Çırçır) Darülkurrası 4:7 4:7 x

1 13 Kirmasti Medresesi 3:50 3:5 1 x

1 14 Perviz Efendi Medresesi 3:34 3:35 x

1 15 Tı1ti Kadı Medresesi 3:39 3:40 x

1 16 Sa'di Efendi Darülkurrası 4:5 4:5 x

1 17 Fener Abdi Subaşı Mescidi ( Kuburbeli Camii) 2:27 2:26 x

1 18 Yayabaşı Mescidi 2:26 2:25 x

1 19 Kapudan Ali Paşa ( Fener İskelesi) Hamamı 12:19 13:21 x

1 20 Halıcılar Sultan Selim 1 ( Halıcılar Köşkü) Medresesi 3:3 3:3 x

121 Haseki Haseki Hürrem Sultan Camii 1:3 1:3 x

1 22 Haseki Hürrem Sultan Medresesi 3:7 3:7 x


251
MİMAR SİNAN

NO. İLİ/İLÇESİ ADI TB TE TM


1 23 İSTANBUL Haseki Haseki Hürrem Sultan Mektebi x

1 24 ,,
Haseki Hürrem Sultan Darüşşifası 6:2 7:2 x

1 25 Haseki Bostan Hamamı 1 3 :6


1 26 ,,
Hocapaşa Sofu Mehmed Paşa Sarayı 10:23 1 1 :25 x

1 27 ,,
İsakapısı Hadım İbrahim Paşa ( Manastır) Mescidi 2:2 2: 1 x

1 28 ,, ,,
Hadım İbrahim Paşa Medresesi 3 : 26 3 : 26 x

1 29 Kadırga Rüstem Paşa Sarayı 1 0: 1 1 1 1:12 x

1 30
"
Sokollu Mehmed Paşa Camii 1 :9 1 :9 x

131 Soko llu Mehmed Paşa Medresesi 3:12 3: 1 2 x

1 32 "
Soko llu Mehmed Paşa Tekkesi x

1 33 "
Sokollu Mehmed Paşa Sarayı 1 1 :23 x

134 ,,
Karagümrük Hürrem Çavuş Camii 1 :20 1 :21 x

135 ,,
Nişancı Mehmed Paşa Camii x

1 36
"
Nişancı Mehmed Paşa Türbesi x

1 37
,,
Emir Ali Çelebi Mescidi ( Derviş Ali Camii) 2 :4 2:7 x

138 Üçbaş (Nureddin Hamza) Mescidi 2 :6 2:8 x

1 39 "
Üçbaş (Nureddin Hamza) Medresesi 3:32 3 : 34 x

1 40 "
Ma'lul Emir Efendi Medresesi ( İncirli Med . ) 3 : 30 3:32 x

141 , ,
Sekban Ali Bey Medresesi 3:5 1 3:52 x

1 42
,,
Ümm-i Veled Medresesi 3:3 1 3:33 x

1 43 Barbaros Hayreddin Paşa Hamamı 1 2:3 1 1 3 : 33 x

1 44 Kasımpaşa Çeşmesi Şah Huban Hatun Sarayı 10:26 1 1 :28 x

145 "
Kemeraltı Hayreddin Paşa Hamamı 1 3 :46
1 46 Kocamustafapaşa Husrev Çelebi (Ramazan Efendi) Camii 1:15 1 : 16 x

147
,,
Arakıyeci Ahmed Çelebi Mescidi ( Meşeli ) 2: 1 4 2: 1 5 x

1 48 ,, ,,
Duhanizade Mescidi 2 : 30 2:29
1 49 ,,
Hacı Hamza Mescidi 2: 1 7 2: 1 8 x

1 50 "
Kumkapı KÜrkçübaşı ( Kumkapı) Mescidi 2:22 2:5 1
151 '! Muhsine Hatun Mescidi 2:19 2:20 x

152 Şeyh Ferhad Mescidi 2:2 1 2:52 x

153 , ,
Küçükkaraman Hakim Çelebi Medresesi 3 :48 3:49 x

1 54 Küçükpazar Emin Sinan Efendi Medresesi 3:42 3:43


1 55 "
Laleli Mehmed Çelebi Medresesi 3 :40 3:41 x

1 56 Mercan İbrahim Paşa Kervansarayı 1 0:20 x

1 57 ,,
Samatya Hamami Hatun Camii 1 : 16 1: 1 7 x

1 58 ,,
Bayram Çelebi (Yokuşbaşı) Mescidi 2:20 2:2 1 x

1 59 ,, ,,
Ruznameci Abdi Çelebi Mescidi 2:50 2 : 50 x

1 60 " "
Kapıağası (Yakub Ağa) Hamamı 12: 15 1 3: 1 7 x

161 "
Sarıgüzel Hacı İlyas Mescidi 2:28 2 : 28 x

1 62 Hacı İvaz (Ayvazkasap) Mescidi 2:16 2: 1 7 x

1 63 ,, ,,
Hacı Nasuh Mescidi (Aynalı Çeşme Camii ) 2: 1 5 2:16 x

1 64
,,
Sarı Gürz Hamamı 1 2 :29 13:3 1 x

1 65 ,,
Silivrikapı Hadım İbrahim Paşa Camii 1 : 10 1: 10 x

1 66 "
Hadım İbrahim Paşa Türbesi x

1 67 " ,,
Hadım İbrahim Paşa Hamamı 1 2: 14 1 3: 16 x

1 68
"
Çavuş Mescidi 2:12 2:13 x

1 69 ,, "
Yenikapı Sarayı (onarım) 1 0:6 1 1 :7 x

1 70 ,,
Sultanselim Sultan Selim (1) Camii x

171
,,
Sultan Selim (1) Türbesi x

1 72 Haseki Hafsa Sultan Türbesi x

1 73 ,,
Sultan Selim (1) Mektebi x

1 74
"
Sultan Selim (1) İmareti x

1 75 Sultan Selim (1) Kervansarayı x

1 76
,,
Sultan Selim (l) Hamamı x

1 77 Bezzazistan Kethüdası Hüseyin Çelebi Mescidi 2:29 2:27 x

1 78
,,
Bezzazistan Kethüdası Hüseyin Çelebi Medresesi 3:53 3 : 54 x

1 79 ,,
Ka'riye Medresesi 3:8 3:9 x

1 80 "
Süleymaniye Sultan Süleyman (Süleymaniye) Camii 1:1 1:1 x

181 " ,,
Sultan Süleyman Türbesi 4:8 5: 1 x

182 ,, ,,
Hw-lci Hürrem Sultan Türbesi 5:22 x

1 83 ,, "
Sultan Süleyman (Süleymaniye) Med. ( evvel) 3:2 3:2 x

1 84 Sultan Süleyman (Süleymaniye) Med. (sani) 3:2 3:2 x

1 85 ,, ,,
Sultan Süleyman Med. (Süleymaniye) (s5.lis) 3:2 3:2 x

252
EK 1

NO. İLİ/İLÇESİ ADI TB TE TM


1 86 İSTANBUL Süleymaniye Sultan Süleyman (Süleymaniye) Med. (dibi ) 3:2 3:2 x
1 87 Sultan Süleyman Darüttıbbı 3:2 3:2 x
1 88 Sultan Süleyman ( Ebu's Suud Efendi) Darülhadisi 3:2 3:2 x
189 Sultan Süleyman (Süleymaniye) Darülkurrası 4:1 4:1 x
1 90 Sultan Süleyman Mektebi x
191 Sultan Süleyman Darüşşifası 6: 1 7: 1 x
1 92 Sultan Süleyman (Süleymaniye) İmareti 5:1 6: 1 x
1 93 Sultan Süleyman (Süleymaniye) Kervansarayı 9:x IO: l x
1 94 Sultan Süleyman ( Dökmeciler) Hamamı 12:1 13:1 x
1 95 Süleyman Subaşı Mescidi ( Kirazlı Mescid) 2 : 39 2:39 x
1 96 Süleyman Subaşı Medresesi 3:45 3 :46 x
1 97 Siyavuş Paşa Sarayı I O: l 7 1 1: 17 x
1 98 Şehzadebaşı Şehzade Mehmed Cami 1 :2 1 :2 x
1 99 ,,
Şehzade Mehmed Türbesi 4: I O 5:2 x
200 Şehzade Mehmed Medresesi 3:6 3:6 x
201 Şehzade Mehmed Mektebi x
202 Şehzade Mehmed İmareti ( Darüzziyafe ) 5:4 6:7 x
203 Şehzade Mehmed Kervansarayı x
204 Rüstem Paşa Türbesi 4: 1 2 5 :6 x
205 Duhterzade-i Rüstem Paşa Türbesi x
206 Şehremini Odabaşı Behruz Ağa Camii 1 : 14 1 : 15 x
207 Odabaşı Behruz Ağa Hamamı 1 3:37 x
208 Tahtakale Rüstem Paşa Camii 1 :8 1 :8 x
209 Topkapı Kara Ahmed Paşa Camii 1 :7 1 :7 x
2 10 Kara Ahmed Paşa Türbesi 4: 1 4 5:7 x
211 Kara Ahmed Paşa Medresesi 3:17 3:17 x
212 Çivizade Efendi Mescidi 2:3 2:6 x
213 Topkapı Sarayı Saray-ı Cedid ( onarım ) 10:2 1 1 :2 x
2 14 Sultan Bayezid Köşkü x
215 Sultan Murad Köşkü x
2 16 Mutfaklar 1 1 :5 1 2:5 x
217 Hatab Anbarı 1 1 :3 1 2:3
218 Cebehane Anbarı 12:7 x
2 19 Hünkar Hamamı 1 2 :x 1 3:3 x
220 Valide Sultan Hamamı 1 2 :x 13:3 x
22 1 Enderun Hamamı 1 2 :x 13:3 x
222 Unkapanı Süleyman Subaşı ( Unkapanı) Camii 1 :23 1 :24 x
223 Tüfenkhane Mescidi 2:33 2:32 x
2 24 Un Anbarı 1 1 :6 1 2 :6 x
225 Uzunçarşı Pertev Paşa Kervansarayı 9:6 l 0:8 x
2 26 Vefa Husrev Kethüda Darülkurrası 4:3 4:3 x
227 Pertev Paşa Sarayı 10:2 1 1 1 :23 x
228 Yemiş İskelesi Ahi Çelebi Camii 1 :22 1 :23 x
229 Yedikule Hacı Evhad Camii 1 : 12
230 Yenibahçe Bali Paşa Camii 1:11 1:1 1 x
23 1 ,,
Bali Paşa Türbesi x
232 Mesih Mehmed Paşa Camii • 1 :84 x
233 Mesih Mehmed .Paşa Türbesi x
234 ,,
Sultan Bayezid Kızı Camii 1 :6 1 :6 x
235 Mimarbaşı Sinan Ağa (Mimar Sinan) Mescidi 2:5 2:4 x
236 Mustafa Çelebi Mescidi 2:9 2:5 x
237 ,,
Rüstem Paşa Mescidi 2: 1 2:3 x
2 38 ,,
Simkeşbaşı İskender Ağa M . (Simkeş Camii) 2: I O 2: 1 1 x
239 Sinan Paşa Mescidi 2:2 x
240 Husrev Paşa Türbesi 4: 1 3 5:4 x
24 1 ,,
Şah Huban Hatun Türbesi 4:24 5: 19 x
242 ,,
Mahmud Ağa Sarayı l0:24 1 1 :26 x
243 Koca Mustafa Paşa ( Eski Ali Paşa) Hamamı 1 2: 1 3 13: 1 5 x
244 ,,
Lütfi Paşa Hamamı 12: IO 13:12 x
245 Zeyrek Hacı Hasan Mescidi 2: 1 8 2: 1 9 x
246 Hamid Efendi Mescidi 2:32 2:3 1 x
247 Hamid Efendi (Fil Yokuşu) Medresesi 3:33 3:31 x
248 Barbaros Hayreddin Paşa Hamamı (Çinili Ha. ) 1 2 :30 1 3:32 x
253
MİMAR SİNAN

NO. İLİ/İLÇESİ ADI TB TE TM


249 İSTANBUL Zeyrek Haydarpaşa Hamamı 13:35 x

250 "
Zincirlikuyu Semiz Ali Paşa Medresesi 3:16 3: 16 x

25 1 "
(?) Kaysunizade Mescidi 2 :37
252 "
(?) Ağazade Medresesi 3:36 3:37
253 "
Çarşamba Hüseyin Çelebi Medresesi 3:41 3:42 x

254 "
(?) Husrev Kethüda Medresesi x

255 (?) İbrahim Paşa Medresesi 3:19 3:19 x

256 "
(?) Şahkulu Medresesi 3:43 3 :44 x

257 "
(?) Sofu Mehmed Paşa Darülkurrası 4:6 4:6 x

258 "
(?) Koca Mehmed Paşa Sarayı x

259 "
(?) Koca Sinan Paşa Sarayı x

260 "
Üsküdar Mevlana Efendi Camii x

261 "
Mihrimah Sultan (İskele) Camii 1 : 39 1 :40 x

262 " "


Mihrimah Sultan Medresesi 3: 1 0 3: 10 x

263 " "


Mihrimah Sultan İmareti 5 :6 6:10 x

664
"
Şemsi Ahmed Paşa Camii 1 :40 1 :42 x

265 " "


Şemsi Ahmed Paşa Türbesi 4: 1 8 5:13 x

266 " "


Şemsi Ahmed Paşa Medresesi ( Darülhadisi) 3:27 3:27 x

267 "
Şemsi Ahmed Paşa Tekkesi x

268 " "


Hacı Paşa Mescidi 2 :47 2 :48 x

269
"
Hacı Paşa Türbesi 4:26 5:21
270 " "
Sinan Paşa Türbesi x

27 1 "
Hacce Hatun Medresesi 3:46 3:47 x

272 Gülfem Hatun Medresesi 3 : 54 3:55 x

273
"
Behram Paşa Türbesi x

274 "
Koca Mehmed Paşa Sarayı 10: 1 3 1 1 : 15 x

275 "
Rüstem Paşa Sarayı 10: 14 1 1 : 16
275 "
Siyavuş Paşa Sarayı 10: 1 5 1 1 :18 x

276
"
Siyavuş Paşa Sarayı 10: 1 6 1 1 : 19 x

277 "
Sultan Murad Köşkü x

278
"
Sultan Selim (Il) Köşkü x

279 "
Üsküdar Sarayı (Ayazma Sarayı) ( onarım) 10:3 1 1 :3 x

280
"
Üsküdar Sarayı Hamamı ( 1 ) 1 2 :3 1 3 :4 x

282
"
Üsküdar Sarayı Hamamı ( 2 ) 1 2 :3 1 3 :4
283
"
Üsküdar Sarayı Hamamı ( 3 ) 12:3 1 3 :4
284
"
Valide Sultan Hamamı 1 2 :6 13 :8 x

285 " "


Hüseyin Paşa Hamamı x

286 "
Toptaşı Valide ( Nurbanu) Sultan Camii 1 :81 1 :41 x

287 " "


Valide Sultan Medresesi 3:9 3:8 x

288
"
Valide Sultan Darülkurrası 4:2 4:2 x

289 " "


Valide Sultan Mektebi x

290 "
Valide Sultan Tekkesi x

291 " "


Valide Sultan Darüşşifası 6:3 7:3 x

292 " "


Valide Sultan İmareti 5:7 6:9 x

293 "
Valide Sultan Kervansarayı x

294
"
Valide Sultan Hamamı 1 3 :48 x

295 "
Fenerbahçe Fenerbahçe Sarayı (onarım) 1 0:8 1 1 :9 x

296 "
Kandilli Kandilli Sarayı (onarım) 1 0: 7 11 :8 x

297 Kanlıca Gazi İskender Paşa Cami i 1 :41 1 :43 x

298 " "


Gazi İskender Paşa Türbesi x

299 "
Gazi İskender Paşa Medresesi 3:2 1 3:2 1 x

300
"
Gazi İskender Paşa Hamamı 1 3 :36
30 1 "
Beykoz Odabaşı Behruz Ağa ( Beykoz) Hamamı 1 3 : 39
302 "
Beykoz-Akbaba Kethüda Canfeda Kadın Hamamı 1 3 : 38
303 Azapkapı Sokollu Mehmed Paşa (Azapkapı ) Camii 1 :32 1 : 33 x

304
"
Sokollu Mehmed Paşa (Yeşildirek) Hamamı 12:1 1 13:13 x

305 "
Galata Rüstem Paşa Kervansarayı (Kurşunlu Han ) 9:4 10:5 x

306 " "


Buğday Anbarı 11:1 12:1 x

307 "
Galatasaray Galata Sarayı ( onarım) 1 0:4 1 1 :4 x

308 "
Memi Kethüda Mescidi 2 :45 2:46 x

309 "
Tophane Kılıç Ali Paşa Camii 1 :33 1 : 34 x

3 10
"
Kılıç Ali Paşa Türbesi 4:22 5:17 x

311 "
Kılıç Ali Paşa (Tophane) Hamamı 1 2 : 18 1 3 :20 x

254 312 "


Ebu'! Fazıl Camii 1 : 36 1 : 37 x
EK 1

NO. İLİ/İLÇESİ ADI TB TE TM


3 1 3 İSTANBUL Tophane Ebu'l Fazıl Türbesi x

3 14 Muhyiddin Çelebi (Çukurcuma) Camii 1 :34 1 :35 x

315 Süheyl Bey (Salıpazarı) Mescidi 2:43 2:43


3 16 Tophane Mahzeni (Kurşunlu Mahzen) 1 2:8
317 Hayreddin Paşa Hamamı 1 3 :45
3 18 Yakub Ağa Hamamı 1 2 :37 1 3:34 x

3 19 Cihangir Şehzade Cihangir Camii 1 :37 1 :3 8 x

320 Fındıklı Molla Çelebi (Fındıklı) Camii 1 :35 1 :36 x

32 1 Molla Çelebi (Fındıklı) Hamamı 12: 1 7 13:19 x

322 Arab Ahmed Paşa Türbesi 4:2 1 5:15


323 Beşiktaş Sinan Paşa ( Beşiktaş ) Camii 1 :38 1 :39 x

324 Sinan Paşa Medresesi 3:20 3 :20 x

325 Sinan Paşa ( Beşiktaş ) Hamamı 12: 16 1 3: 1 8 x

326 "
Barbaros Hayreddin Paşa Türbesi 4: 1 9 5: 16 x

327 Yahya Efendi Türbesi 4:20 5: 1 4 x

328 Yahya Efendi Medresesi 3:37 3 :38 x

3 29 Ortaköy Husrev Kethüda Hamamı 1 2:24 1 3:26 x

330 Yeniköy Salihpaşazade Hamamı 1 3 :43


33 1 Kağıthane Evvel Bend (Paşa Dere) Kemeri 7: 1 8: 1 x

332 Havz-ı Kebir (Büyük Havuz) 7:6 8:6 x

333 Cebeciköy Güzelce (Gözlüce) Kemeri 7:4 8:4 x

334 Kemerburgaz Eğri Kemer x

335 Mağlova (Moğolağa) Kemeri 7:3 8:3 x

336 Müderris Köyü Kemeri (Kovuk Kemer) 7:5 8:5 x

33 7 Uzun Kemer 7:2 8:2 x

338 Kasım paşa Güzelce Kasım Paşa Camii 1:31 1 :32 x

339 Güzelce Kasım Paşa Medresesi 3:25 3:22 x

340 Piyale Paşa (Tersane) Camii x

34 1 Hasan Çelebi Mescidi (Emin Bey Camii) 2 :42 2 :42 x

342 Yahya Kethüda Mescidi ( Yahya Kahya C.) 2:4 1 2:4 1 x

343 Tersane Zift Mahzeni 1 1 :2 1 2:2 x

344 Hasköy Turşucuzade Hüseyin Çelebi Camii 1 :30 1 :3 1 x

345 Kiremitçi Ahmed Çelebi (Kırmızı Minare) Mes. 2 :40 2 :40 x

346 Saraçhane Mescidi 2 :48 2 :49 x

347 Has Bahçe Yalısı Mahzeni 1 1 :4 1 2 :4 x

348 Sütlüce Çavuşbaşı Camii 1 :29 1 :30 x

349 Halıcıoğlu Kaysunizade Mescidi 2:37 2:36 x

350 Eyüp Nişancı Mustafa Paşa Camii 1 :26 1 :26 x

351 Nişancı Mustafa Paşa Hamamı 1 2:23 1 3 :25 x

352 Şah Sultan Camii 1 :25 1 :27 x

353 Şah Sultan Tekkesi x

354 Arpacıbaşı Mescidi 2:36 2:35 x

355 Davud Ağa Mescidi (Sarayağası Camii) 2:34 2:33 x

356 Düğmecibaşı Mescidi (Düğmeciler Camii) 2:35 2:34 x

357 Süleyman Subaşı Mescidi (Münzevi Camii) 2:38 2:38 x

3 58 Sokollu Mehmed Paşa Medresesi 3:13 3:13 x

359 Sokollu Mehmed Paşa Darülkurrası 4:4 4:4 x

360 Sokollu Mehmed Paşa Türbesi 4: 1 5 5:8 x

36 1 Sokollu Mehmed Paşa Evladı Türbesi 5:9


362 Semiz Ali Paşa Türbesi x

363 Dukaginzade Mehmed Paşa Türbesi x

364 Lala Hüseyin Paşa Türbesi x

365 Pertev Paşa Türbesi 4:23 5:18 x

366 Siyavuş Paşa Türbesi 5: 10


367 Siyavuş Paşa Evladı Türbesi 4: 1 6 5: 1 1 x

368 Semiz Ali Paşa Sarayı 1 0:29 1 1 :32


369 Semiz Ali Paşa Sarayı 1 0:30 1 1 :3 1
370 Dere (Akarçeşme/Çömlekçiler) Hamamı 1 3 :42
37 1 Türbe Hamamı (Eski Yeni Hamam) 13:41
372 Zal Mahmud Paşa Camii 1 :24 1 :25 x

373 Zal Mahmud Paşa Türbesi 4: 1 7 5:12 x

Ziil Mahmud Paşa Medresesi ( 1 ) ( Üst Medrese )


"
374 x

375 Ziil Mahmud Paşa Türbesi ( 2 ) (Alt Medrese) x

255
MİMAR SİNAN

NO. İLİ/İLÇESİ ADI TB TE TM


376 İSTANBUL Defterdar Defterdar Mahmud Çelebi Mescidi 2:8 2: 10 x

377 ,,
Ortakçılar Emir Buhari Camii 1 :27 1 : 28 x

378 Emir Buhari Hamamı


,,
1 3 :40
379 ,,
Topkapı Dışı İlyaszade Mescidi 2 :44 2 :44 x

380 ,,
Sarrafbaşı Mescidi
,, 2 :49 2 :45
38 1 ,,
Merkezefendi Merkez Efendi Camii 1 :28 1 :29 x

382 ,,
Merkez Efendi Hamamı
,,
1 2:22 1 3 :24 x

383 Şehir Dışında Güzel Ahmed Paşa Sarayı 1 0:28 1 1 :3 0 x

384 ,,
İskender Çelebi Bahçesi Köşkü
,,
x

385 İskender Çelebi Bahçesi Sarayı (onarım) 1 0:9 1 1:10 x

386 Pertev Paşa Sarayı 10:27 1 1 : 29


387 ,,
Rüstem Paşa Sarayı
,,
1 0: 3 3 1 1 :35
388 ,,
Sokollu Mehmed Paşa Sarayı 1 0: 3 1 1 1 :3 1 x

389 Zal Mahmud Paşa Sarayı


,,
x

390 Halkalı Halkalıpınar Sarayı (onarım) 1 0: 1 0 1 1:1 1


39 1 Sokollu Mehmed Paşa Sarayı
,,
1 0: 2 5 1 1 : 27 x

392 ,,
Odabaşı Köprüsü
,,
8:5 9:5 x

393 ,,
Haramidere Kapıağası (Haramideresi) Köprüsü 8:6 9:6 x

394 Küçük Çekmece Abdüsselam Çelebi Medresesi 3:38 3 : 39 x

395 Büyük Çekmece Sokollu Mehmed Paşa (Sokollu) Mescidi 2:46 2:47 x

396 Sultan Süleyman Kervansarayı


,,
9: 1 1 0: 2 x

397 Sultan Süleyman Köprüsü


,,
8: 1 9: 1 x

398 ,,
Çatalca Damat Ferhad Paşa Camii 1 :7 3 1 :76 x

399 ,,
Husrev Kethüda (Belediye) Hamamı 1 2 :26 1 3 :28 x

400 ,,
Silivri Rüstem Paşa Camii x

40 1 ,, ,,
Sultan Süleyman (Silivri) Köprüsü 8:2 9:2 x

402 ,,
Yalova-Samanlı Rüstem Paşa Camii 1 :45 1 :47 x

403 ,, ,,
Rüstem Paşa Kervansarayı
,,
9:9 1 0: 1 1 x

404 KASTAMONU Damat Ferhad Paşa Camii 1 :47 1 :49 x

405 KAYSERİ Hacı Ahmed Paşa Camii ( Kurşunlu Camii) 1 : 50 1 : 52 x

406 ,,
Hüseyin Bey ( Paşa) Hamamı 1 2 :28 1 3 :30 x

407 ,,
Osman Paşa Camii 1 :49 1 :5 1 x

408 KEFE (Feodosiya) Sultan Süleyman Hamamı 1 2 :2 1 3 :2


409 KIRKLARELİ Alpullu Sokollu Mehmed Paşa (Sinanlı) Köprüsü 8:7 9:7
410 ,,
Babaeski Semiz Ali Paşa Camii 1 :67 1 : 70 x

411 Semiz Ali Paşa Medresesi 3:22 3:23 x

412 Karışdıran Rüstem Paşa Kervansarayı 9: 1 2 10: 1 2 x

413 ,,
Lüleburgaz ( Burgos) Sokollu Mehmed Paşa Camii 1 :69 1 : 72 x

414 Sokollu Mehmed Paşa Medresesi x

415 ,,
Sokollu Mehmed Paşa İmareti
,,
5: 1 1 6: 1 4 x

416 ,,
Sokollu Mehmed Paşa Kervansarayı 9: 1 4 10: 1 7
417 KOCAELİ İzmit Abdüsselam Çelebi Camii 1 : 54 1 : 56 x

418 ,, ,, .
Ahmed Paşa Medresesi 3 : 24 3:25
419 ,, ,,
Husrev Kethüda (Yenicuma) Hamamı 1 2:25 1 3 :27 x

420 Mehmed Bey (Fevziye) Camii 1 :48 1 : 50 x

42 1 Pertev Paşa (Yenicuma) Camii 1 :43 1 :45 x

422 Gebze Çoban Mustafa Paşa Camii 1 :42 1 : 44 x

423 Çoban Mustafa Paşa Türbesi x

424 ,, ,,
Çoban Mustafa Paşa Medresesi 3:23 3 : 24 x

425 ,, ,,
Çoban Mustafa Paşa İmareti 5: 1 3 6: 1 6 x

426 Dil İskelesi Sultan Süleyman (Dil İskelesi) Köprüsü x

427 KONYA Mevlana İmareti x

428 Ereğli Dukaginzade Mehmed Paşa Camii x

429 ,, ,,
Rüstem Paşa Kervansarayı 9: 1 1 1 0: 1 4 x

430 ,,
Ilgın Lala Mustafa Paşa Camii 1 :46 1 :48 x

43 1 Lala Mustafa Paşa Kervansarayı 9:7 1 0:9 x

432 Karapınar Sultan Selim ( il) Camii 1 :62 1 :64 x

433
,,
Sultan Selim (il) İmareti 5:3 6:5 x

434 ,,
Sultan Selim (il) Kervansarayı
,,
x

435 ,,
Sultan Selim (Il) Hamamı 1 : 27 1 3 :9 x

436 KUDÜS Cami-i Şerif ( Kubbet üs-Sahra) x

437 ,,
Cami-i Şerif Medresesi x

438 Cami-i Şerif İmareti x

256
EK 1

NO. İLİ/İLÇESİ ADI TB TE TM

439 KÜTAHYA Lala Hüseyin Paşa Camii 1 :6 1 1 :62 x

440 Ulucami 1 :59 1 :60 x

44 1 MANİSA Sultan Murad ( Muradiye) Camii 1 :58 1 :59 x

442 Sultan Murad (Muradiye) İmareti 5:8 6: 1 1 x

443 MEDİNE Haseki Sultan İmareti 6:3


444 Sokollu Mehmed Paşa Hamamı x

445 MEKKE Haseki Sultan İmareti 5:2 6:2 x

446 Harem-i Şerif ( onarım) 1 :5 7 1 :6 1 x

447 Sokollu Mehmed Paşa Hamamı x

448 Sultan Süleyman Medresesi 3: 1 3: 1 x

449 Sultan Süleyman Kervansarayı x

450 Sultan Süleyman Hamamı 1 3:44


45 1 SAKARYA Sapanca Rüstem Paşa Camii 1 :44 1 :46 x

452 Rüstem Paşa İmareti 5:10 6: 1 3 x

453 Rüstem Paşa Kervansarayı 9: 1 0 10: 10 x

454 "
Rüstem Paşa Hamamı 1 2 :27 1 3:29
455 SİVAS Ulaş Memi Kethüda Camii 1 :76 1 :79 x

456 SOFYA Bosnalı Mehmed Paşa Camii 1 :7 1 . 1 :74 x

457 SVILENGRAD Haseki Sultan Camii 1 :80 1 :69


458 Haseki Sultan İmareti 6:4
459 Çoban Mustafa Paşa Köprüsü 8:3 9:3 x

460 ŞAM Sultan Süleyman {Süleymaniye/Tekkiye) C. 1 :63 1 :65 x

46 1 Sultan Süleyman İmareti 5:1 6:6 x

462 Sultan Selim (ll) (Selimiye) Medresesi x

463 ŞEHRİZOR (Kerkük) Sultan Süleyman (Gülenber Kalesi) Camii x

464 TEKİRDAÔ (Rodoscuk ) Rüstem Paşa Camii 1 :78 1:81 x

465 Rüstem Paşa Medresesi x

466 Rüstem Paşa İmareti 5:9 6: 1 2 x

467 Rüstem Paşa Kervansarayı 9:2 10:3 x

468 Çorlu Sultan Süleyman Medresesi 3:5 3:5 x

469 Sultan Süleyman İmareti 5:5 6:8 x

470 Ereğli Semiz Ali Paşa Camii 1 :70 1 :73 x

47 1 Marmaracık Sokollu Mehmed Paşa (Çorlu) Köprüsü 8:4 9:4 x

472 TIR HALA (Trikkala) Mehmed Bey Camii 1 :83


473 Osman Şah Camii 1 :79 1 :82 x

474 VAN Köse Husrev Paşa Camii x

475 Köse Husrev Paşa Medresesi x

476 Sofu Mehmed Paşa Medresesi x

477 Sultan Süleyman ( Van Kalesi) Camii x

İstanbul : Surlar içinde 200


Üsküdar ve Anadolu Yakasında 43
Galata ve Haliç'in kuzey yönünde 47
Eyüp ve Haliç'in güney yönünde 46

Toplam 336

İstanbul kenti ve ilinde bulunan Sinan yapıları 336


İstanbul dışında bulunan Sinan yapıları 141

Toplam 477

257
EK 11
TEZKERELERDE KAYITLI SİNAN YAPILARININ
ADLARINA GÖRE SIRALANMASI

NO ADI İLİ/İLÇESİ/SEMTİ
1 Abdi Subaşı Mescidi (Kuburbeli Camii) İSTANBUL Fener
2 Abdülkadir Gilani Camii BAÔDAT
3 Abdülkadir Gilani Tekkesi BAÔDAT
4 Abdürrahman Çelebi Camii İSTANBUL Çapa
5 Abdürrahman Çelebi Türbesi İST ANBUL Çapa
6 Abdüsselam Çelebi (İmaret) Camii KOCAELİ İzmit
7 Abdüsselam Çelebi Medresesi İST ANBUL Küçük Çekmece
8 Adliye (Dukaginzade) Camii HALEP
9 Ağazade Medresesi İSTANBUL (?)
10 Ahi Çelebi Camii İSTANBUL Yemiş İskelesi
11 Ahmed Ağa Medresesi İSTANBUL Çapa
12 Ahmed Paşa Medresesi KOCAELİ İzmit
13 Arakiyeci Ahmed Çelebi Mescidi (Meşeli Mescit) İSTANBUL Kocamustafapaşa
14 Arab Ahmed Paşa Türbesi İSTANBUL Fındıklı
15 Arpacıbaşı Mescidi İSTANBUL Eyüp
16 Atmeydanı Sarayı (onarım) İSTANBUL Atmeydanı
17 Baba Çelebi Medresesi İSTANBUL Fatih
18 Bali Paşa Camii İSTANBUL Yeni bahçe
19 Bali Paşa Türbesi İSTANBUL Yeni bahçe
20 Barbaros Hayreddin Paşa Türbesi İSTANBUL Beşiktaş
21 Barbaros Hayreddin Paşa Hamamı (Çinili Hamam) İSTANBUL Zeyrek
22 Barbaros Hayreddin Paşa Hamamı İSTANBUL Karagümrük
23 Bayram Çelebi (Yokuşbaşı) Mescidi İSTANBUL Samatya
24 Behram Paşa Camii DİYARBAKIR (Amid)
25 Behram Paşa Türbesi İSTANBUL Üsküdar
26 Bezzaz istan Kethüdası Hüseyin Çelebi Mescidi İSTANBUL Sultanselim
27 Bezzazistan Kethüdası Hüseyin Çelebi Medresesi İSTANBUL Sultanselim
28 Binaemini Sinan Ağa Camii İSTANBUL Fatih
29 Bosnalı Mehmed Paşa Camii SOFYA
30 Buğday Anbarı İSTANBUL Galata
31 Cami-i Atik (Ayasofya Camii) BURSA İznik
32 Cami-i Şerif (Kubbet üs-Sahra) KUDÜS
33 Cami-i Şerif Medresesi KUDÜS
34 Cami-i Şerif İmareti KUDÜS
35 Cebehane Anbarı İSTANBUL Topkapı Sarayı
36 Cenabi Ahmed Paşa Camii ANKARA
37 Çavuş Mescidi İSTANBUL Silivrikapı
38 Çavuşbaşı Camii İSTANBUL Sütlüce
39 Çivizade Efendi Mescidi İSTANBUL Topkapı
40 Çivizade Kızı Mescidi (Çavuş Camii) İST ANBUL Davutpaşa
41 Çoban Mustafa Paşa Camii KOCAELİ Gebze
42 Çoban Mustafa Paşa Türbesi KOCAELİ Gebze
43 Çoban Mustafa Paşa Medresesi KOCAELİ Gebze
44 Çoban Mustafa Paşa İmareti KOCAELİ Gebze
45 Çoban Mustafa Paşa Köprüsü SVILENGRAD
46 Çoban Mustafa Paşa Kervansarayı ESKİŞEHİR
47 Damad Ferhad Paşa Camii İSTANBUL Çatalca
48 Damad Ferhad Paşa Camii KASTAMONU
49 Damad Ferhad Paşa Sarayı İSTANBUL Beyazıt
50 Davut Ağa Mescidi (Sarayağası Camii) İSTANBUL Eyüp
51 Defterdar Mahmud Çelebi Mescidi İSTANBUL Defterdar
52 Defterdar Mustafa Paşa Camii EDİRNE
53 Dere ( Akarçeşme/Çömlekçiler) Hamamı İSTANBUL Eyüp
54 Duhanizade Mescidi İSTANBUL Kocamustafapaşa
55 Dukaginzade Mehmed Paşa Camii KONYA Ereğli
56 Dukaginzade Mehmed Paşa Türbesi İSTANBUL Eyüp
57 Dukaginzade Mehmed Paşa Kervansarayı HALEP
58 Duhterzade-i Rüstem Paşa Türbesi İSTANBUL Şehzadebaşı
258
NO ADI İLİ/İLÇESİ/SEMTİ
59 Düğmecibaşı Mescidi ( Düğmeciler Camii) İST ANBUL Eyüp
60 Ebu-l Fazıl Efendi Camii İSTANBUL Tophane
61 Ebu-l Fazıl Türbesi İSTANBUL Tophane
62 Ebu's Suud EfeRdi (Macuncu) Hamamı İSTANBUL Çapa
63 Eğri Kemer İST ANBUL Kemerburgaz
64 Emir Ali Çelebi Mescidi ( Derviş Ali Camii) İST ANBUL Karagümrük
65 Emir Buhari Camii İSTANBUL Otakçılar
66 Emir Buhari Hamamı İSTANBUL Otakçılar
67 Emin Sinan Efendi Medresesi İSTANBUL Küçükpazar
68 Enderun Hamamı İSTANBUL Topkapı Sarayı
69 Evvel Bend ( Paşa Dere) Kemeri İSTANBUL Kağıthane
70 Fenerbahçe Sarayı ( onarım) İST ANBUL Fenerbahçe
71 Ferruh Kethüda (Balat) Camii İST ANBUL Balat
72 Firdevs Bey Camii ISPARTA
73 Galata Sarayı (onarım) İST ANBUL Galatasaray
74 Gazi İskender Paşa Camii İSTANBUL Kanlıca
75 Gazi İskender Paşa Türbesi İSTANBUL Kanlıca
76 Gazi İskender Paşa Medresesi İSTANBUL Kanlıca
77 Gazi İskender Paşa Hamamı İSTANBUL Kanlıca
78 Gülfem Hatun Medresesi İSTANBUL Üsküdar
79 Güzel Ahmed Paşa Türbesi İSTANBUL Edirnekapı
80 Güzel Ahmed Paşa Sarayı İSTANBUL Atmeydanı
81 Güzel Ahmed Paşa Sarayı İSTANBUL Şehir Dışında
82 Güzelce (Gözlüce) Kemeri İSTANBUL Cebeciköy
83 Güzelce Kasım Paşa Camii İSTANBUL Kasım paşa
84 Güzelce Kasım Paşa Medresesi İSTANBUL Kasımpaşa
85 Hacce Hatun Medresesi İSTANBUL Üsküdar
86 Hacegizade Mescidi İSTANBUL Fatih
87 Hacegizade Medresesi İST ANBUL Fatih
88 Hacı Evhad Camii İSTANBUL Y edikule
89 Hacı Hamza Mescidi İSTANBUL Kocamustafapaşa
90 Hacı Hasan Mescidi İSTANBUL Zeyrek
91 Hacı İlyas Mescidi İSTANBUL Sarıgüzel
92 Hacı İvaz ( Ayvazkasap) Mescidi İSTANBUL Sarıgüzel
93 Hacı Nasuh Mescidi (Aynalı Çeşme Camii) İSTANBUL Sarıgüzel
94 Hacı Ahmed Paşa Camii (Kurşunlu Camii) KAYSERİ
95 Hacı Paşa Mescidi İSTANBUL Üsküdar
96 Hacı Paşa Türbesi İSTANBUL Üsküdar
97 Hadım Ali Paşa Camii DİYARBAKIR ( Amid )
98 Hadım Ali Paşa Medresesi DİYARBAKIR ( Amid)
99 Hadım İbrahim Paşa Camii İSTANBUL Silivrikapı
100 Hadım İbrahim Paşa Türbesi İSTANBUL Silivrikapı
101 Hadım İbrahim Paşa Hamamı İSTANBUL Silivrikapı
102 Hadım İbrahim Paşa (Manastır) Mescidi İSTANBUL İsakapısı
103 Hadım İbrahim Paşa Medresesi İSTANBUL İsakapısı
104 Halkalıpınar Sarayı (onarım) İSTANBUL Halkalı
105 Hamami Hatun Camii İSTANBUL Samatya
106 Hamid Efendi Mescidi İSTANBUL Zeyrek
107 Hamid Efendi ( Fil Yokuşu) Medresesi İSTANBUL Zeyrek
1 08 Harem-i Şerif (onarım) MEKKE
109 Hasan Çelebi Mescidi (Emin Bey Camii) İSTANBUL Kasımpaşa
1 10 Has Bahçe Yalısı Mahzeni İSTANBUL Hasköy
111 Haseki Hafsa Sultan Türbesi İST ANBUL Sultanselim
1 12 Haseki Hürrem Sultan Camii İST ANBUL Haseki
1 13 Haseki Hürrem Sultan Medresesi İST ANBUL Haseki
1 14 Haseki Hürrem Sultan Mektebi İSTANBUL Haseki
1 15 Haseki Hürrem Sultan Darüşşifası İST ANBUL Haseki
1 16 Haseki Hürrem Sultan Türbesi İSTANBUL Süleymaniye
1 17 Haseki Hürrem Sultan ( Ayasofya) Hamamı İSTANBUL Ayasofya
1 18 Haseki Hürrem Sultan (Yahudiler) Hamamı İSTANBUL Bahçekapı
1 19 Haseki Sultan Camii SVILENGRAD
1 20 Haseki Sultan İmareti MEDİNE
121 Haseki Sultan İmareti SVILENGRAD
259
MİMAR SİNAN

NO ADI İLİ/İLÇESİ/SEMTİ
1 22 Haseki Sultan İmareti MEKKE
1 23 Haseki Bostan Hamamı İSTANBUL Haseki
1 24 Hatab Anbarı İSTANBUL Topkapı Sarayı
1 25 Havz-ı Kebir (Büyük Havuz) İSTANBUL Kağıthane
1 26 Haydarpaşa Hamamı İSTANBUL Zeyrek
1 27 Hayreddin Paşa Hamamı İSTANBUL Kemeraltı
1 28 Hayreddin Paşa Hamamı İSTANBUL Tophane
1 29 Hakim Çelebi Medresesi İSTANBUL Küçükkaraman
1 30 Hersek Bodrumu Mescidi İSTANBUL Ayasofya
131 Hünkar Hamamı İSTANBUL Topkapı Sarayı
132 Hürrem Çavuş Camii İSTANBUL Karagümrük
133 Hüseyin Çelebi Medresesi İST ANBUL Çarşamba
1 34 Hüseyin Bey (Paşa) Hamamı KAYSERİ
135 Hüseyin Paşa Hamamı İSTANBUL Üsküdar
1 36 Husrev Çelebi (Ramazan Efendi) Camii İSTANBUL Kocamusta fa paşa
137 Husrev Kethüda Medresesi ANKARA
1 38 Husrev Kethüda Medresesi İSTANBUL
1 39 Husrev Kethüda Darülkurrası İSTANBUL Vefa
1 40 Husrev Kethüda Kervansarayı EDİRNE İpsala
141 Husrev Kethüda (Belediye) Hamamı İST ANBUL Çatalca
1 42 Husrev Kethüda Hamamı İSTANBUL Ortaköy
143 Husrev Kethüda (Yenicuma) Hamamı KOCAELİ İzmit
1 44 Husrev Paşa (Husreviye) Camii HALEP
1 45 Husrev Paşa Medresesi HALEP
1 46 Husrev Paşa Türbesi İSTANBUL Yenibahçe
147 İbrahim Paşa Medresesi İSTANBUL
1 48 İbrahim Paşa Kervansarayı İSTANBUL Mercan
1 49 İlyaszade Mescidi İSTANBUL Topkapı Dışı
1 50 İmam-ı A'zam (Ebu Hanife) Camii BAÔDAT
151 İmam-ı A'zam (Ebu Hanife) Tekkesi BAÔDAT
1 52 İskender Çelebi Bahçesi Köşkü İSTANBUL Şehir Dışında
1 53 İskender Çelebi Bahçesi Sarayı (onarım) İSTANBUL Şehir Dışında
1 54 İskender Paşa Camii DİYARBAKIR (Amid)
1 55 Kadızade Efendi (Çırçır) Mescidi İSTANBUL Fatih
1 56 Kadızade Efendi (Çırçır) Darülkurrası İST ANBUL Fatih
1 57 Kandilli Sarayı (onarım) İST ANBUL Kandilli
1 58 Kapıağası Cafer Ağa (Soğukkuyu) Medresesi İSTANBUL Alemdar
1 59 Kapıağası (Mahmud Ağa) Camii İSTANBUL Ahırkapı
1 60 Kapıağası (Mahmud Ağa) Türbesi İSTANBUL Ahırkapı
161 Kapıağası (Mahmud Ağa) Medresesi İSTANBUL Ahırkapı
1 62 Kapıağası (Yakub Ağa) Hamamı İSTANBUL Samatya
1 63 Kapıağası (Haramidere) Köprüsü İSTANBUL Haramidere
1 64 Kapudan Ali Paşa (Fener İskelesi) Hamamı İSTANBUL Fener
1 65 Kara Ahmed Paşa Camii İSTANBUL Topkapı
1 66 Kara Ahmed Paşa Medresesi İSTANBUL Topkapı
167 Kara Ahmed Paşa Türbesi İSTANBUL Topkapı
1 68 Karagöz Mehmed Paşa Camii HERSEK Mostar
169 Ka'riye Medresesi İST ANBUL Sultanselim
1 70 Kaysunizade Mescidi İSTANBUL Halıcıoğlu
171 Kaysunizade Mescidi İSTANBUL (?)
1 72 Kemhacılar Karhanesi Mescidi İSTANBUL Çakmakçılar
1 73 Kethüda Canfeda Kadın Hamamı İSTANBUL Beykoz-Akbaba
1 74 Kılıç Ali Paşa Camii İST ANBUL Tophane
1 75 Kılıç Ali Paşa Türbesi İST ANBUL Tophane
1 76 Kılıç Ali Paşa (Tophane) Hamamı İST ANBUL Tophane
1 77 Kiremitçi Ahmed Çelebi (Kırmızı Minare) Mescidi İST ANBUL Hasköy
1 78 Kirmasti Medresesi İST ANBUL Fatih
1 79 Koca Mehmed Paşa Sarayı İST ANBUL Üsküdar
1 80 Koca Mehmed Paşa Sarayı İSTANBUL
181 Koca Mustafa Paşa (Eski Ali Paşa) Hamamı İSTANBUL Yeni bahçe
182 Koca Sinan Paşa Sarayı İSTANBUL
183 Köse Husrev Paşa Camii VAN
1 84 Köse Husrev Paşa Medresesi VAN
260
EK il

NO ADI İLİ/İLÇESİ/SEMTİ
1 85 Kuyumcular Karhanesi Mescidi İSTANBUL Çakmakçılar
1 86 Kürkçübaşı (Kumkapı) Mescidi İSTANBUL Kumkapı
1 87 Lala Hüseyin Paşa Camii KÜTAHYA
1 88 Lala Hüseyin Paşa Türbesi İSTANBUL Eyüp
1 89 Lala Mustafa Paşa Camii ERZURUM
1 90 Lala Mustafa Paşa Camii KONYA Ilgın
191 Lala Mustafa Paşa Kervansarayı KONYA Ilgın
1 92 Lı'.itfi Paşa Hamamı İSTANBUL Yenibahçe
1 93 Mağlova (Moğolağa) Kemeri İST ANBUL Kemerburgaz
1 94 Mahmud Ağa Sarayı İSTANBUL Yenibahçe
1 95 Makbul İbrahim Paşa Sarayı İSTANBUL Atmeydanı
1 96 Maktul Ayas Paşa Camii BASRA
1 97 Maktul Ayas Paşa Türbesi DİYARBAKIR ( Amid)
1 98 Ma'lul Emir Efendi Medresesi (İncirli Medrese) İSTANBUL (Karagümrük)
1 99 Mehmed Ağa Camii İSTANBUL Çarşamba
200 Mehmed Ağa Türbesi İSTANBUL Çarşamba
201 Mehmed Ağa Medresesi İSTANBUL Çatalçeşme
202 Mehmed Bey (Fevziye) Camii KOCAELİ İzmit
203 Mehmed Bey Camii TIRHALA (Trikkala)
204 Mehmed Çelebi Medresesi İSTANBUL Laleli
205 Melek Ahmed Paşa Camii DİYARBAKIR (Amid )
206 Memi Kethüda Camii SİVAS Ulaş
207 Memi Kethüda Mescidi İSTANBUL Galatasaray
208 Merkez Efendi Camii İSTANBUL Merkezefendi
209 Merkez Efendi Hamamı İSTANBUL Merkezefendi
2 10 Mesih Mehmed Paşa Camii İSTANBUL Yenibahçe
211 Mesih Mehmed Paşa Türbesi İSTANBUL Yenibahçe
212 Mevlana İmareti KONYA
213 Mevlana Efendi Camii İSTANBUL Üsküdar
2 14 Mihrimah Sultan ( Edirnekapı) Camii İSTANBUL Edirnekapı
215 Mihrimah Sultan Medresesi İSTANBUL Edirnekapı
2 16 Mihrimah Sultan ( Edirnekapı) Hamamı İSTANBUL Edirnekapı
217 Mihrimah Sultan (İskele) Camii İSTANBUL Üsküdar
218 Mihrimah Sultan Medresesi İSTANBUL Üsküdar
2 19 Mihrimah Sultan İmareti İSTANBUL Üsküdar
220 Mimarbaşı Sinan Ağa (Mimar Sinan) Mescidi İSTANBUL Yenibahçe
221 Molla Çelebi (Fındıklı) Camii İSTANBUL Fındıklı
222 Molla Çelebi (Fındıklı) Hamamı İSTANBUL Fındıklı
223 Muhyiddin Çelebi (Çukurcuma) Camii İSTANBUL Tophane
224 Muhsine Hatun Mescidi İST ANBUL Kumkapı
225 Murad Paşa Camii BAÔDAT
226 Mustafa Çelebi Mescidi İSTANBUL Yenibahçe
227 Mutfaklar İSTANBUL Topkapı Sarayı
228 Müderris Köyü Kemeri (Kovuk Kemer) İSTANBUL Kemerburgaz
229 Nişancı Mehmed Bey Medresesi İST ANBUL Altımermer
230 Nişancı Mehmed Paşa Camii İSTANBUL Karagümrük
231 Nişancı Mehmed Paşa Türbesi İSTANBUL Karagümrük
232 Nişancı Mustafa Paşa Camii İSTANBUL Eyüp
233 Nişancı Mustafa Paşa Hamamı İSTANBUL Eyüp
234 Odabaşı Behruz Ağa Camii İSTANBUL Şehremini
235 Odabaşı Behruz Ağa Hamamı İSTANBUL Şehremini
236 Odabaşı Behruz Ağa ( Beykoz) Hamamı İSTANBUL Beykoz
237 Odabaşı Köprüsü İSTANBUL Halkalı
238 Osman Paşa Camii KAYSERİ
239 Osman Şah Camii TIRHALA (Trikkala)
240 Osman Şah Validesi Camii İSTANBUL Aksaray
24 1 Osman Şah Validesi Medresesi İSTANBUL Aksaray
242 Özdemiroğlu Osman Paşa Türbesi DİYARBAKIR (Amid )
243 Pertev Paşa (Yenicuma) Camii KOCAELİ İzmit
244 Pertev Paşa Türbesi İSTANBUL Eyüp
245 Pertev Paşa Kervansarayı İSTANBUL Uzunçarşı
246 Pertev Paşa Sarayı İSTANBUL Vefa
247 Pertev Paşa Sarayı İSTANBUL Şehir Dışında
26 1
MİMAR SİNAN

NO ADI İLİ/İLÇESİ/SEMTİ
248 Perviz Efendi Medresesi İST ANBUL Fatih
249 Piyale Paşa (Tersane) Camii İSTANBUL Kasımpaşa
250 Rüstem Paşa Camii İSTANBUL Tahtakale
251 Rüstem Paşa Mescidi İST ANBUL Yenibahçe
252 Rüstem Paşa Medresesi İSTANBUL Cağaloğlu
253 Rüstem Paşa Türbesi İST ANBUL Şehzadebaşı
254 Rüstem Paşa Camii TEKİRDAÔ (Rodoscuk )
255 Rüstem Paşa Medresesi TEKİRDAÔ
256 Rüstem Paşa İmareti TEKİRDAÔ (Rodoscuk)
257 Rüstem Paşa Kervansarayı TEKİRDAÔ (Rodoscuk)
258 Rüstem Paşa Camii AFYON Bolvadin
259 Rüstem Paşa Camii SAKARYA Sapanca
260 Rüstem Paşa İmareti SAKARYA Sapanca
261 Rüstem Paşa Kervansarayı SAKARYA Sapanca
262 Rüstem Paşa Hamamı SAKARYA Sapanca
263 Rüstem Paşa Camii İSTANBUL Yalova-Samanlı
264 Rüstem Paşa Kervansarayı İSTANBUL Yalova-Samanlı
265 Rüstem Paşa Camii İSTANBUL Silivri
266 Rüstem Paşa Kervansarayı (Kurşunlu Han) İSTANBUL Galata
267 Rüstem Paşa Kervansarayı (Cebeci Hanı) İSTANBUL Bitpazarı
268 Rüstem Paşa Kervansarayı EDİRNE
269 Rüstem Paşa Kervansarayı KONYA Ereğli
270 Rüstem Paşa Kervansarayı KIRKLARELİ Karışdıran
27 1 Rüstem Paşa Kervansarayı BURSA Yenişehir-Akbıyık
272 Rüstem Paşa Sarayı İSTANBUL Şehir Dışında
273 Rüstem Paşa Sarayı İSTANBUL Kadırga
274 Rüstem Paşa Sarayı İSTANBUL Üsküdar
275 Rüstem Paşa Hamamı İSTANBUL Cibali
276 Rıiznameci Abdi Çelebi Mescidi İSTANBUL Samatya
277 Sa'di Efendi Darülkurrası İSTANBUL Fatih
278 Salihpaşazade Hamamı İSTANBUL Yeniköy
279 Saraçhane Mescidi İSTANBUL Hasköy
280 Saray-ı Atik (onarım) İST ANBUL Beyazıt
281 Saray-ı Cedid (onarım) İSTANBUL Topkapı Sarayı
282 Sarı Gürz Hamamı İSTANBUL Sarıgüzel
283 Sarrafbaşı Mescidi İSTANBUL Topkapı Dışı
284 Sekban Ali Bey Medresesi İSTANBUL Karagümrük
285 Semiz Ali Paşa Camii KIRKLARELİ Babaeski
286 Semiz Ali Paşa Medresesi KIRKLARELİ Babaeski
287 Semiz Ali Paşa Camii TEKİRDAÔ Ereğli
288 Semiz Ali Paşa Türbesi İSTANBUL Eyüp
289 Semiz Ali Paşa Medresesi İSTANBUL Zincirlik uyu
290 Semiz Ali Paşa Kervansarayı (Çarşısı) EDİRNE
29 1 Semiz Ali Paşa Kervansarayı (Tahıl Hanı) BURSA
292 Semiz Ali Paşa Kervansarayı ( Hanı ) İSTANBUL Bitpazarı
293 Semiz Ali Paşa Sarayı İST ANBUL Atmeydanı
294 Semiz Ali Paşa Sarayı İST ANBUL Eyüp
295 Semiz Ali Paşa Sarayı İST ANBUL Eyüp
296 Simkeşbaşı İskender Ağa Mescidi (Simkeş Camii) İSTANBUL Yeni bahçe
297 Sinan Paşa (Beşiktaş) Camii İSTANBUL Beşiktaş
298 Sinan Paşa Medresesi İSTAN BUL Beşiktaş
299 Sinan Paşa (Beşiktaş) Hamamı İST ANBUL Beşiktaş
300 Sinan Paşa Mescidi İSTANBUL Yenibahçe
30 1 Sinan Paşa Türbesi İSTANBUL Üsküdar
302 Sinan Paşa (Kapudan) Sarayı İST ANBUL Atmeydanı
303 Siyavuş Paşa Türbesi İSTANBUL Eyüp
304 Siyavuş Paşa Evladı Türbesi İST ANBUL Eyüp
305 Siyavuş Paşa Sarayı İSTANBUL Süleymaniye
306 Siyavuş Paşa Sarayı İSTANBUL Üsküdar
307 Siyavuş Paşa Sarayı İSTANBUL Üsküdar
308 Sofu Mehmed Paşa Camii DİYARBAKIR ( Amid )
309 Sofu Mehmed Paşa Darülhadisi İSTANBUL Babıali
310 Sofu Mehmed Paşa Darülkurrası İSTANBUL
262
EK il

NO ADI İLİ/İLÇESİ/SEMTİ
311 Sofu Mehmed Paşa Sarayı İST ANBUL Hocapaşa
312 Sofu Mehmed Paşa Medresesi VAN
313 Sokollu Mehmed Paşa Camii İST ANBUL Kadırga
314 Sokollu Mehme_d Paşa Medresesi İSTANBUL Kadırga
315 Sokollu Mehmed Paşa Tekkesi İST ANBUL Kadırga
3 16 Sokollu Mehmed Paşa (Azabkapı) Camii İSTANBUL Azapkapı
317 Sokollu Mehmed Paşa (Yeşildirek) Hamamı İSTANBUL Azapkapı
3 18 Sokollu Mehmed Paşa Medresesi İSTANBUL Eyüp
319 Sokollu Mehmed Paşa Darülkurrası İSTANBUL Eyüp
320 Sokollu Mehmed Paşa Türbesi İSTANBUL Eyüp
321 Sokollu Mehmed Paşa Evladı Türbesi İSTANBUL Eyüp
322 Sokollu Mehmed Paşa Sarayı İSTANBUL Ayasofya
323 Sokollu Mehmed Paşa Sarayı İST ANBUL Kadırga
324 Sokollu Mehmed Paşa Sarayı İSTANBUL Şehir Dışında
325 Sokollu Mehmed Paşa Sarayı İSTANBUL Halkalı
326 Sokollu Mehmed Paşa ( Sokollu) Mescidi İSTANBUL Büyük Çekmece
327 Sokollu Mehmed Paşa Camii KIRKLARELİ Lüleburgaz
328 Sokollu Mehmed Paşa Medresesi KIRKLARELİ Lüleburgaz
329 Sokollu Mehmed Paşa İmareti KIRKLARELİ Lüleburgaz
330 Sokollu Mehmed Paşa Kervansarayı KIRKLARELİ Lüleburgaz
331 Sokollu Mehmed Paşa Hamamı EDİRNE
332 Sokollu Mehmed Paşa (Çorlu) Köprüsü TEKİRDAÔ Marmaracık
333 Sokollu Mehmed Paşa (Sinanlı) Köprüsü KIRKLARELİ Alpullu
334 Sokollu Mehmed Paşa İmareti BOSNA ( SARAJ EVO)
335 Sokollu Mehmed Paşa Kervansarayı BOSNA ( SARAJEVO)
336 Sokollu Mehmed Paşa Sarayı BOSNA ( SARAJEVO)
337 Sokullu Mehmed Paşa ( Drina) Köprüsü BOSNA Vişegrad
338 Sokollu Mehmed Paşa Camii HATAY Yakacık (Payas)
339 Sokollu Mehmed Paşa İmareti HATAY Yakacık (Payas)
340 Sokollu Mehmed Paşa Kervansarayı HATAY Yakacık (Payas)
34 1 Sokollu Mehmed Paşa Hamamı MEKKE
342 Sokollu Mehmed Paşa Hamamı MEDİNE
343 Sokollu Mehmed Paşa (Kasım Paşa) Camii EDİRNE Havsa
344 Sokollu Mehmed Paşa (Kasım Paşa) İmareti EDİRNE Havsa
345 Sokollu Mehmed Paşa (Kasım Paşa) Kervansarayı EDİRNE Havsa
346 Sokollu Mehmed Paşa (Kasım Paşa) Hamamı EDİRNE Havsa
347 Sokollu Mustafa Paşa Camii BUDA ( Budin)
348 Sokollu Mustafa Paşa Türbesi BUDA ( Budin)
349 Sultan Alaeddin Selçuki Camii ( Ulucami) ÇORUM
350 Sultan IL Bayezid Camii (onarım) İSTANBUL Beyazıt
35 1 Sultan Bayezid Kızı Camii İSTANBUL Yenibahçe
352 Sultan Bayezid Köşkü İSTANBUL Topkapı Sarayı
353 Sultan Murad Köşkü İSTANBUL Topkapı Sarayı
354 Sultan Murad Köşkü İSTANBUL Üsküdar
355 Sultan Murad (Muradiye) Camii MANİSA
3 56 Sultan Murad (Muradiye) İmareti MANİSA
357 Sultan Selim (l) Camii İSTANBUL Sultanselim
3 58 Sultan Selim ( l ) Türbesi İSTANBUL Sultanselim
3 59 Sultan Selim (l) Mektebi İSTANBUL Sultanselim
360 Sultan Selim (l) İmareti İSTANBUL Sultanselim
36 1 Sultan Selim (I) Kervansarayı İSTANBUL Sultanselim
362 Sultan Selim (l) Hamamı İSTANBUL Sultanselim
363 Sultan Selim (l) Medresesi İSTANBUL Halıcılar
364 Sultan Selim (ll) (Selimiye) Camii EDİRNE
365 Sultan Selim (U) (Selimiye) Medresesi EDİRNE
366 Sultan Selim ( II ) (Selimiye) Darülhadisi EDİRNE
367 Sultan Selim (U) (Selimiye) Darülkurrası EDİRNE
368 Sultan Selim (U) (Selimiye) Mektebi EDİRNE
369 Sultan Selim (ll) Türbesi İSTANBUL Ayasofya
370 Sultan Selim (ll) Köşkü İST ANBUL Üsküdar
37 1 Sultan Selim (ll) Camii KONYA Karapınar
372 Sultan Selim (II) İmareti KONYA Karapınar
373 Sultan Selim (Il) Kervansarayı KONYA Karapınar
263
MİMAR SİNAN

NO ADI İLİ/İLÇESİ/SEMTİ
374 Sultan Selim (il) Hamamı KONYA Karapınar
375 Sultan Selim ( il) (Selimi ye) Medresesi ŞAM
376 Sultan Süleyman (Süleymaniye) Camii fSTANBUL Süleymaniye
377 Sultan Süleyman Türbesi İSTANBUL Süleymaniye
378 Sultan Süleyman {Süleymanive) Medresesi (Evvel) İSTANBUL Süleymaniye
379 Sultan Süleyman {Süleymaniye) Medresesi (Sani) İSTANBUL Süleymaniye
380 Sultan Süleyman {Süleymaniye) Medresesi (Salis) İSTANBUL Süleymaniye
381 Sultan Süleyman {Süleymaniye) Medresesi {Rabi) İSTANBUL Süleymaniye
382 Sultan Süleyman (Ebu's Suud Efendi) Darülhadisi İSTANBUL Süleymaniye
383 Sultan Süleyman Darüttıbbı İSTANBUL Süleymaniye
384 Sultan Süleyman {Süleymaniye) Darülkurrası İSTANBUL Süleymaniye
385 Sultan Süleyman Mektebi İSTANBUL Süleymaniye
386 Sultan Süleyman Darüşşifası iSTANBUL Süleymaniye
387 Sultan Süleyman {Süleymaniye) İmareti İSTANBUL Süleymaniye
388 Sultan Süleyman {Süleymaniye) Kervansarayı İSTANBUL Süleyman iye
389 Sultan Süleyman {Dökmeciler) Hamamı İSTANBUL Süleymaniye
390 Sultan Süleyman {Süleymaniye/Tekkiye) Camii ŞAM
391 Sultan Süleyman İmareti ŞAM
392 Sultan Süleyman Medresesi TEKİRDAÔ Çorlu
393 Sultan Süleyman İmareti TEKİRDAÔ Çorlu
394 Sultan Süleyman {Gülenber Kalesi) Camii ŞEHRİZOR (KERKÜK)
395 Sultan Süleyman (Van Kalesi) Camii VAN
396 Sultan Süleyman Medresesi MEKKE
397 Sultan Süleyman Kervansarayı MEKKE
398 Sultan Süleyman Hamamı MEKKE
399 Sultan Süleyman Hamamı KEFE (FEODOSİYA)
400 Sultan Süleyman Kervansarayı İSTANBUL Büyük Çekmece
40 1 Sultan Süleyman Kervansarayı HATAY Belen
402 Sultan Süleyman Kervansarayı HAC YOLUNDA
403 Sultan Süleyman Köprüsü İSTANBUL Büyük Çekmece
404 Sultan Süleyman (Silivri) Köprüsü İSTANBUL Silivri
405 Sultan Süleyman (Dil İskelesi) Köprüsü KOCAELİ Dil İskelesi
406 Süheyl Bey (Salıpazarı) Mescidi İSTANBUL Tophane
407 Süleyman Çelebi ( Üsküplü) Camii İSTANBUL Cibali
408 Süleyman Subaşı (Unkapanı) Camii İSTANBUL Unkapanı
409 Süleyman Subaşı Mescidi {Münzevi Camii) İSTANBUL Eyüp
410 Süleyman Subaşı Mescidi ( Kirazlı Mescid ) İSTANBUL Süleymaniye
41 1 Süleyman Subaşı Medresesi İSTANBUL Süleymaniye
412 Şah Huban Hatun Türbesi İSTAN BUL Yenibahçe
413 Şah Huban Hatun Sarayı İSTANBUL Kasımpaşa Çeşmesi
414 Şahkulu Medresesi İSTANBUL
415 Şah Sultan Camii İSTANBUL Eyüp
416 Şah Sultan Tekkesi İSTANBUL Eyüp
417 Şehzade Cihangir Camii İSTANBUL Cihangir
418 Şehzade Mehmed Camii İSTANBUL Şehzadebaşı
419 Şehzade Mehmed Türbesi İST ANBUL Şehzadebaşı
420 Şehzade Mehmed Medresesi İSTANBUL Şehzadebaşı
42 1 Şehzade Mehmed Mektebi İST ANBUL Şehzabebaşı
422 Şehzade Mehmed İmareti (Darüzziyafe) iSTANBUL Şehzadebaşı
423 Şehzade Mehmed Kervansarayı İSTANBUL Şehzade başı
424 Şehzadeler Türbesi İSTANBUL Ayasofya
425 Şemsi Ahmed Paşa Camii İSTANBUL Üsküdar
426 Şemsi Ahmed Paşa Türbesi İSTANBUL Üsküdar
427 Şemsi Ahmed Paşa Medresesi (Darülhadisi) İSTANBUL Üsküdar
428 Şemsi Ahmed Paşa Tekkesi iSTANBUL Üsküdar
429 Şemsi Ahmed Paşa İmareti BOLU
430 Şerifezade Efendi Mescidi İSTANBUL Çarşamba
43 1 Şerifezade Efendi Medresesi İSTANBUL Çarşamba
432 Şeyh Ferhad Mescidi İSTANBUL Kumkapı
433 Taşlık (Mahmud Paşa ) Camii EDİRNE
434 Tatar Han Camii GÖZLEYE (YEVPATORİYA)
435 Tatar Han Türbesi GÖZLEYE (YEVPATORİYA)
436 Tersane Zift Mahzeni İSTANBUL Kasımpaşa
264 437 Tophane Mahzeni (Kurşunlu Mahzen) İST ANBUL Tophane
EK Il

NO ADI İLİ/İLÇESİ/SEMTİ
438 Turşucuzade Hüseyin Çelebi Camii İST ANBUL Hasköy
439 TGti Kadı Medresesi İSTANBUL Fatih
440 Tüfenkhane Mescidi İSTANBUL Unkapanı
44 1 Türbe Hamamı ( Eski Yeni Hamam) İSTANBUL Eyüp
442 Ulucami KÜTAHYA
443 Un Anbarı İSTANBUL Unkapanı
444 Uzun Kemer İSTANBUL Kemerburgaz
445 Üçbaş (Nureddin Hamza) Mescidi İSTANBUL Karagümrük
446 Üçbaş (Nureddin Hamza) Medresesi İSTANBUL Karagümrük
447 Ümm-i Veled Medresesi İST ANBUL Karagümrük
448 Üsküdar Sarayı (onarım) (Ayazma Sarayı) İSTANBUL Üsküdar
449 Üsküdar Sarayı Hamamı ( 1 ) İSTANBUL Üsküdar
450 Üsküdar Sarayı Hamamı ( 2 ) İSTANBUL Üsküdar
45 1 Üsküdar Sarayı Hamamı ( 3 ) İSTANBUL Üsküdar
452 Valide Sultan Türbesi İSTANBUL Ayasofya
453 Valide Sultan Hamamı İSTANBUL Topkapı Sarayı
454 Valide Sultan (Ayakapı) Hamamı İSTANBUL Ayakapı
455 Valide Sultan Hamamı İSTANBUL Üsküdar
456 Valide (Nurbanu) Sultan Camii İSTANBUL Toptaşı
457 Valide Sultan Medresesi İSTANBUL Toptaşı
458 Valide Sultan Darülkurrası İSTANBUL Toptaşı
459 Valide Sultan Mektebi İSTANBUL Toptaşı
460 Valide Sultan Tekkesi İSTANBUL Toptaşı
46 1 Valide Sultan Darüşşifası İSTANBUL Toptaşı
462 Valide Sultan İmareti İSTANBUL Toptaşı
463 Valide Sultan Kervansarayı İSTANBUL Toptaşı
464 Valide Sultan Hamamı İSTANBUL Toptaşı
465 Yahya Efendi Türbesi İSTANBUL Beşiktaş
466 Yahya Efendi Medresesi İSTANBUL Beşiktaş
467 Yahya Kethüda Mescidi (Yahya Kahya Camii) İSTANBUL Kasımpaşa
468 Yakub Ağa Hamamı İSTANBUL Tophane
469 Yayabaşı Mescidi İSTANBUL Fener
47 0 Yenikapı Sarayı (onarım) İSTANBUL Silivrikapı
47 1 Y Gnus Bey Camii İSTANBUL Draman
472 Yunus Bey Medresesi İSTANBUL Draman
47 3 Zal Mahmud Paşa Camii İSTANBUL Eyüp
474 Zal Mahmud Paşa Türbesi İSTANBUL Eyüp
47 5 Ziil Mahmud Paşa Medresesi ( 1 ) (Üst Medrese) İST ANBUL Eyüp
476 Zal Mahmud Paşa Medresesi ( 2 ) (Alt Medrese) İSTANBUL Eyüp
477 Z5.l Mahmud Paşa Sarayı İSTANBUL Şehir Dışında

265
EK 111
TEZKERELERDE KAYITLI , SAPTANAMAYAN, YOKOLAN ,
YENİLENEN VE HARABE HALİNDE BULUNAN
SİNAN YAPILARININ LİSTELERİ

A. BİLİNMEYEN, SAPTANAMAYAN SİNAN YAPILARI


1 Maktul Ayas Paşa Camii BASRA
2 Mehmet Bey Camii TIRHALA (Trikkala)
3 Sofu Mehmed Paşa Camii DİYARBAKIR (Amid )
� Rüstem Paşa Camii İST ANBUL Silivri
5 Kaysunizade Mescidi �STANBUL (!)
6 Behram Paşa Türbesi ISTANBUL Usküdar
7 Dukaginzade Mehmed Paşa Türbesi İSTANBUL Eyüp
8 Maktul Ayas Paşa Türbesi DİYARBAKIR (Amid )
9 Sokullu Mehmed Paşa Evladı Türbesi İST ANBUL Eyüp
10 Siyavuş Paşa Türbesi İSTANBUL Eyüp
11 Valide Sultan Türbesi İSTANBUL Ayasofya
12 Husrev Kethüda Medresesi İSTANBUL
13 Sofu Mehmed Paşa Medresesi VAN
14 Cami-i Şerif Medresesi KUDÜS
15 Sultan Selim (il) (Selimi ye) Mektebi EDİRNE
16 Şemsi Ahmed Paşa Tekkesi İSTANBUL Üsküdar
17 Cami-i Şerif İmareti KUDÜS
18 Şemsi Ahmed Paşa İmareti BOLU
19 Sultan Süleyman Kervansarayı HAC YOLUNDA
20 Sultan Süleyman Kervansarayı MEKKE
21 Makbul İbrahim Paşa Sarayı İSTANBUL Atmeydanı
22 Koca Mehmed Paşa Sarayı İSTANBUL
23 Koca Sinan Paşa Sarayı İSTANBUL
24 Zal Mahmud Paşa Sarayı �STANBUL Şehir Dışında
25 Hüseyin Paşa Hamamı ISTANBUL Usküdar
26 Rüstem Paşa Hamamı İSTANBUL Cibalı
27 Salihpaşazade Hamamı İSTAN BUL Yeni köy
28 Sultan Selim (1) Hamamı İSTANBUL Sultanselim
29 Sultan Süleyman Hamamı MEKKE
B. YOKOLAN, GÜNÜMÜZE ULAŞMAYAN SİNAN YAPILARI
1 Abdürrahman Çelebi Camii İSTANBUL Çapa
2 Binaemini Sinan Ağa Camii İST ANBUL Fatih
3 Dukaginzade Mehmed Paşa Camii KONYA Ereğli
4 Ebu'! Fazıl Efendi Camii İSTANBUL Tophane
5 Emir Buhari Camii İSTANBUL Orakçılar
6 Hamami Hatun Camii İSTANBUL Samatya
7 Haseki Sultan Camii SVILENGRAD
8 Memi Kethüda Camii SİVAS Ulaş
9 Osman Paşa Camii KAYSERİ
10 Osman Şah Validesi Camii İSTANBUL Aksaray
11 Rüstem Paşa Camii İSTANBUL Yalova-Samanlı
12 Sokollu Mustafa Paşa Camii BUDA (Budin)
13 Sultan Bayezid Kızı Camii İSTANBUL Yenibahçe
14 Sultan Süleyman (Gülenber Kalesi) Camii ŞEHRİZOR (Kerkük }
15 Süleyman Subaşı (Unkapanı) Camii İSTANBUL Unkapanı
16 Taşlık (Mahmud Paşa) Camii EDİRNE
17 Abdi Subaşı Mescidi (Kuburbeli Camii) İSTANBUL Fener
18 Bayram Çelebi (Yokuşbaşı) Mescidi İSTANBUL Samatya
19 Çavuş Mescidi İSTANBUL Silivrikapı
20 Çivizade Efendi Mescidi İSTANBUL Topkapı
21 Hacegizade Mescidi İST ANBUL Fatih
22 Hacı Hasan Mescidi İSTANBUL Zeyrek
23 Hacı İlyas Mescidi İSTANBUL Sarıgüzel
266
24 Hacı İvaz (Ayvazkasap) Mescidi İSTANBUL Sarıgüzel
25 Hacı Nasuh Mescidi (Aynalıçeşme Camii) İST ANBUL Sarıgüzel
26 Hacı Paşa Mescidi İST ANBUL Üsküdar
27 Hamid Efendi Mescidi İSTANBUL Zeyrek
28 Hersek Bodrumu Mescidi İST ANBUL Ayasofya
29 Bezzazistan Kethüdası Hüseyin Çelebi Mescidi İSTANBUL Sultanselim
30 İlyaszade Mescidi İSTANBUL Topkapı dışı
31 Kadızade Efendi (Çırçır) Mescidi İSTANBUL Fatih
32 Kemhacılar Karhanesi Mescidi İSTANBUL Çakmakçılar
33 Kuyumcular Karhanesi Mescidi İSTANBUL Çakmakçılar
34 Kürkçübaşı (Kumkapı) Mescidi İSTANBUL Kumkapı
35 Mustafa Çelebi Mescidi İSTANBUL Yenibahçe
36 Rüstem Paşa Mescidi İSTANBUL Yenibahçe
37 Saraçhane Mescidi İST ANBUL Hasköy
38 Sarrafbaşı Mescidi İST ANBUL Topkapı dışı
39 Simkeşbaşı İskender Ağa Mescidi (Simkeş Camii) İSTANBUL Yenibahçe
40 Sinan Paşa Mescidi İSTANBUL Yenibahçe
41 Süheyl Bey (Salıpazarı) Mescidi İSTANBUL Tophane
42 Şerifzade Efendi Mescidi İSTANBUL Çarşamba
43 Şeyh Ferhad Mescidi İST ANBUL Kumkapı
44 Tüfenkhane Mescidi İSTANBUL Unkapanı
45 Yayabaşı Mescidi İSTANBUL Fener
46 Abdürrahman Çelebi Türbesi İSTANBUL Çapa
47 Arab Ahmed Paşa Türbesi İSTANBUL Fındıklı
48 Bali Paşa Türbesi İSTANBUL Yenibahçe
49 Kapıağası (Mahmud Ağa) Türbesi İSTANBUL Ahırkapı
50 Lala Hüseyin Paşa Türbesi İSTANBUL Eyüp
51 Sokollu Mustafa Paşa Türbesi BUDA (Budin)
52 Ağazade Medresesi İSTANBUL
53 Ahmed Ağa Medresesi İSTANBUL Çapa
54 Ahmed Paşa Medresesi KOCAELİ İzmit
55 Baba Çelebi Medresesi İSTANBUL Fatih
56 Emin Sinan Efendi Medresesi İSTANBUL Küçükpazar
57 Gazi İskender Paşa Medresesi İST ANBUL Kanlıca
58 Gülfem Hatun Medresesi İSTANBUL Üsküdar
59 Güzelce Kasım Paşa Medresesi İSTANBUL Kasımpaşa
60 Hacce Hatun Medresesi İSTANBUL Üsküdar
61 Hacegizade Medresesi İSTANBUL Fatih
62 Hamid Efendi (Fil Yokuşu) Medresesi İSTANBUL Zeyrek
63 Hakim Çelebi Medresesi İSTANBUL Küçükkaraman
64 Husrev Kethüda Medresesi ANKARA
65 Bezzazistan Kethüdası Hüseyin Çelebi Medresesi İSTANBUL Sultanselim
66 Hüseyin Çelebi Medresesi İSTANBUL Çarşamba
67 Ka'riye Medresesi İSTANBUL Sultanselim
68 Kirmasti Medresesi İSTANBUL Fatih
69 Ma'lul Emir Efendi Medresesi (İncirli Medrese) İSTANBUL Karagümrük
70 Mehmed Ağa Medresesi İSTANBUL Çatalçeşme
71 Mehmed Çelebi Medresesi İST ANBUL Laleli
72 Osman Şah Validesi Medresesi İST ANBUL Aksaray
73 Perviz Efendi Medresesi İSTANBUL Fatih
74 Sekban Ali Bey Medresesi İST ANBUL Karagümrük
75 Semiz Ali Paşa Medresesi KIRKLARELİ Babaeski
76 Sofu Mehmed Paşa Darülhadisi İSTANBUL Babıali
77 Sultan Süleyman Medresesi MEKKE
78 Sultan Süleyman Medresesi TEKİRDAG Çorlu
79 Süleyman Subaşı Medresesi İSTANBUL Süleymaniye
80 Şahkulu Medresesi İSTANBUL
81 Tuti Kadı Medresesi İSTANBUL Fatih
82 Umm-i Veled Medresesi İSTANBUL Karagümrük
83 Kadızade Efendi (Çırçır) Darülkurrası İSTANBUL Fatih
84 Sa'di Efendi Darülkurrası İSTANBUL Fatih
85 Sofu Mehmed Paşa Darülkurrası İSTANBUL
86 Şah Sultan Tek kesi İSTANBUL Eyüp
87 Haseki Sultan İmareti MEDİNE
88 Haseki Sultan İmareti MEKKE 267
MİMAR SİNAN

89 Haseki Sultan İmareti SVILENGRAD


90 Mihrimah Sultan İmareti İSTANBUL Üsküdar
91 Rüstem Paşa İmareti SAKARYA Sapanca
92 Rüstem Paşa İmareti TEKİRDAÔ (Rodoscuk )
93 Sokollu Mehmed Paşa İmareti BOSNA (SARAJEVO)
94 Sokollu Mehmed Paşa (Kasım Paşa) İmareti EDİRNE Havsa
95 Sokollu Mehmed Paşa İmareti KIRKLARELİ Lüleburgaz
96 Sultan Selim (1) İmareti İSTANBUL Sultanselim
97 Sultan Süleyman İmareti TEKİRDAÔ Çorlu
98 İbrahim Paşa Kervansarayı İSTANBUL Mercan
99 Pertev Paşa Kervansarayı İSTANBUL Uzunçarşı
1 00 Rüstem Paşa Kervansarayı BURSA Yenişehir-Akbıyık
101 Rüstem Paşa Kervansarayı İSTANBUL Yalova-Samanlı
1 02 Rüstem Paşa Kervansarayı TEKİRDAÔ (Rodoscuk)
1 03 Semiz Ali Paşa Kervansarayı (Tahıl H anı) BURSA
1 04 Sokullu Mehmed Paşa Kervansarayı BOSNA (SARAJEVO)
1 05 Sokullu Mehmed Paşa (Kasım Paşa) Kervansarayı EDİRNE Havsa
1 06 Sultan Selim (1) Kervansarayı İST ANBUL Sultanselim
1 07 Damad Ferhad Paşa Sarayı İSTANBUL Beyazıt
1 08 Fenerbahçe Sarayı (onarım) İSTANBUL Fenerbahçe
1 09 Galata Sarayı (onarım) İSTANBUL Galatasaray
1 10 Güzel Ahmed Paşa Sarayı İST ANBUL Atmeydanı
111 Güzel Ahmed Paşa Sarayı İST ANBUL Şehir dışında
1 12 Halkalıpınar Sarayı ( onarım) İSTANBUL Halkalı
1 13 İskender Çelebi Bahçesi Sarayı İSTANBUL Şehir dışında
1 14 Kandilli Sarayı ( onarım) İSTANBUL Kandilli
1 15 Koca Mehmed Paşa Sarayı İSTANBUL Üsküdar
1 16 Mahmud Ağa Sarayı İSTANBUL Yeni bahçe
1 17 Pertev Paşa Sarayı İSTANBUL Vefa
1 18 Pertev Paşa Sarayı İST ANBUL Şehir dışında
1 19 Rüstem Paşa Sarayı İSTANBUL Şehir dışında
1 20 Rüstem Paşa Sarayı İSTANBUL Kadırga
121 Rüstem Paşa Sarayı İSTANBUL Üsküdar
1 22 Saray-ı Atik (onarım) İSTANBUL Beyazıt
123 Semiz Ali Paşa Sarayı İSTANBUL Atmeydanı
1 24 Semiz Ali Paşa Sarayı İSTANBUL Eyüp
125 Semiz Ali Paşa Sarayı İSTANBUL Eyüp
1 26 Sinan Paşa ( Kapudan ) Sarayı İSTANBUL Atmeydanı
1 27 Siyavuş Paşa Sarayı İSTANBUL Süleymaniye
1 28 Siyavuş Paşa Sarayı İSTANBUL Üsküdar
1 29 Siyavuş Paşa Sarayı İSTANBUL Üsküdar
130 Sofu Mehmed Paşa Sarayı İSTANBUL Hocapaşa
131 Sokollu Mehmed Paşa Sarayı BOSNA (SARAJEVO)
1 32 Sokollu Mehmed Paşa Sarayı İSTANBUL Ay asofya
133 Sokollu Mehmed Paşa Sarayı İSTANBUL Halkalı
134 Sokollu Mehmed Paşa Sarayı İSTANBUL Kadırga
135 Sokollu Mehmed Paşa Sarayı İSTANBUL Şehir dışında
136 Şah Huban Hatun Sarayı İSTANBUL Kasımpaşa Çeşmesi
137 Usküdar Sarayı ( onarım) İST ANBUL Üsküdar
1 38 Yenikapı Sarayı (onarım) İSTANBUL Silivrikapı
139 İskender Çelebi Bahçesi Köşkü İSTANBUL Şehir dışında
1 40 Sultan Bayezid Köşkü İSTANBUL Topkapı Sarayı
141 Sultan Murad Köşkü İSTANBUL Üsküdar
1 42 Sultan Selim (ll) Köşkü İSTANBUL Üsküdar
1 43 Buğday Anbarı İSTANBUL Galata
1 44 Cebehane Anbarı İSTANBUL Topkapı Sarayı
1 45 Has Bahçe Yalısı Mahzeni İSTANBUL Hasköy
1 46 Hatab Anbarı İSTANBUL Topkapı Sarayı
147 Tersane Zift Mahzeni İSTANBUL Kasım paşa
1 48 Un Anbarı İST ANBUL Unkapanı
! 49 Barbaros Hayreddin Paşa Hamamı İSTANBUL Karagümrük
1 50 Ebu's Suud Efendi ( Macuncu) Hamamı İSTANBUL Çapa
151 Emir Buhari Hamamı İSTANBUL Otakçılar
152 Enderun Hamamı İSTANBUL Topkapı Sarayı
1 53 Gazi İskender Paşa Hamamı İSTANBUL Kanlıca
268 1 54 Hadım İbrahim Paşa Hamamı İSTANBUL Silivrikapı
EK III

1 55 Haseki Hürrem Sultan (Yahudiler) Hamamı İSTANBUL Bahçekapı


1 56 Hayreddin Paşa Hamamı İSTANBUL Tophane
1 57 Hüseyin Bey Paşa Hamamı KAYSERİ
1 58 Kapudan Ali Paşa (Fener İskelesi) Hamamı İSTANBUL Fener
1 59 Kethüda Canfeda Kadın Hamamı İSTANBUL Beykoz-Akbaba
1 60 Koca Mustafa Paşa (Eski Ali Paşa) Hamamı İSTANBUL Yenibahçe
161 Lütfi Paşa Hamamı İSTANBUL Yenibahçe
1 62 Molla Çelebi (Fındıklı) Hamamı İSTANBUL Fındıklı
1 63 Nişancı Mustafa Paşa Hamamı İSTANBUL Eyüp
1 64 Odabaşı Behruz Ağa Hamamı İSTANBUL Şehremini
165 Sarı Gürz Hamamı İSTANBUL Sarıgüzel
1 66 Sinan Paşa (Beşiktaş) Hamamı İSTANBUL Beşiktaş
1 67 Sokollu Mehmed Paşa Hamamı MEDİNE
1 68 Sokollu Mehmed Paşa Hamamı MEKKE
1 69 Sultan Süleyman Hamamı KEFE (FEODOSİYA)
1 70 Üsküdar Sarayı Hamamı ( 2 ) İSTANBUL Üsküdar
171 Üsküdar Sarayı Hamamı ( 3 ) İSTANBUL Üsküdar
1 72 Yakub Ağa Hamamı İSTANBUL Tophane
C. YEN İLENMİŞ, ASIL BİÇİM İNİ YİTİRMİŞ SİNAN YAPILARI
1 Abdülkadir Gilani Camii BAÔDAT
2 Abdüsselam Çelebi (İmaret) Camii KOCAELİ İzmit
3 Bosnalı Mehmed Paşa Camii SOFYA
4 Damad Ferhad Paşa Camii KASTAMONU
5 Güzelce Kasım Paşa Camii İSTANBUL Kasımpaşa
6 Harem-i Şerif MEKKE
7 İmam-ı A'zam ( Ebu Hanife) Tekkesi BAÔDAT
8 Kapıağası Mahmud Ağa Camii İSTANBUL Ahırkapı
9 Mehmed Bey (Fevziye) Camii KOCAELİ İzmit
10 Merkez Efendi Camii İSTANBUL Merkezefendi
11 Mevlana Efendi Camii İSTANBUL Üsküdar
12 Muhyiddin Çelebi (Çukurcuma) Camii İSTANBUL Tophane
13 Nişancı Mustafa Paşa Camii İSTANBUL Eyüp
14 Odabaşı Behruz Ağa Camii İSTANBUL Şehremini
15 Rüstem Paşa Camii SAKARYA Sapanca
16 Semiz Ali Paşa Camii TEKİRDAÔ Ereğli
17 Sultan Alaeddin Selçuki Camii (Ulucami) ÇORUM
18 Süleyman Çelebi (Üsküplü) Camii İSTANBUL Cibali
19 Şehzade Cihangir Camii İSTANBUL Cihangir
20 Turşucuzade Hüseyin Çelebi Camii İSTANBUL Hasköy
21 Ulucami KÜTAHYA
22 Abdi Subaşı Mescidi (Kub urbeli Camii) İSTANBUL Fener
23 Arpacıbaşı Mescidi İSTANBUL Eyüp
24 Çivizade Kızı Mescidi (Çavuş Camii) İSTANBUL Davutpaşa
25 Duhanizade Mescidi İSTANBUL Kocamustafapaşa
26 Emir Ali Çelebi Mescidi (Derviş Ali Camii) İSTANBUL Karagümrük
27 Hacı Hamza Mescidi İSTANBUL Kocamustafapaşa
28 Kiremitçi Ahmet Çelebi (Kırmızı Minare) Mescidi İSTANBUL Hasköy
29 Memi Kethüda Mescidi İSTANBUL Galatasaray
30 Muhsine Hatun Mescidi İSTANBUL Kumkapı
31 Ruznameci Abdi Çelebi Mescidi İSTANBUL Samatya
32 Süleyman Subaşı Mescidi (Kirazlı Mescid) İSTANBUL Süleymaniye
33 Üçbaş (Nureddin Hazma) Mescidi İSTANBUL Karagümrük
34 Yahya Kethüda Mescidi (Yahya Kahya Camii) İSTANBUL Kasımpaşa
35 Abdüsselam Çelebi Medresesi İST ANBUL Küçük Çekmece
36 Üçbaş (Nureddin Hamza) Medresesi İSTANBUL Karagümrük
37 Valide Sultan Darülkurrası İSTANBUL Toptaşı
38 Abdülkadir Gilani Tekkesi BAÔDAT
39 İmam-ı A'zam (Ebu Hanife) Tekkesi BAÔDAT
40 Mevlana İmareti KONYA
41 Rüstem Paşa Kervansarayı İSTANBUL Bitpazarı
42 Semiz Ali Paşa Kervansarayı İSTANBUL Bitpazarı
43 Valide Sultan Kervansarayı İSTANBUL Toptaşı
44 Husrev Kethüda (Belediye) Hamamı İSTANBUL Çatalca
45 Hünkar Hamamı İSTANBUL Topkapı Sarayı
46 Mihrimah Sultan (Edirnekapı) Hamamı İSTANBUL Edirnekapı 269
MİMAR SİNAN

47 Türbe Hamamı İSTANBUL Eyüp


48 Valide Sultan Hamamı İSTANBUL Topkapı Sarayı
49 Valide Sultan Hamamı İSTANBUL Üsküdar
D. HARABE HALİNDE ZAMANIMIZA ULAŞAN SİNAN YAPILARI
1 Cami-i Atik (Ayasofya Camii) BURSA İznik
2 Sultan Süleyman (Van Kalesi) Camii VAN
3 Hadım İbrahim Paşa ( Manastır) Mescidi İSTANBUL İsakapısı
4 Kaysunizade Mescidi İST ANBUL Halıcıoğlu
5 Haseki Hafsa Sultan Türbesi İSTANBUL Sultanselim
6 Kapıağası (Mahmud Ağa ) Medresesi İSTANBUL Ahırkapı
7 Köse Husrev Paşa Medresesi VAN
8 Rüstem Paşa Medresesi TEKİRDAÔ
9 Sultan Selim (Il) İmareti KONYA Karapınar
10 Husrev Kethüda Kervansarayı EDİRNE İpsala
11 Rüstem Paşa Kervansarayı KIRKLARELİ Karışdıran
12 Rüstem Paşa Kervansarayı SAKARYA Sapanca
13 Sokollu Mehmed Paşa Kervansarayı KIRKLARELİ Lüleburgaz
14 Sultan Selim (Il) Kervansarayı KONYA Karapınar
15 Sultan Süleyman Kervansarayı HATAY Belen
16 Haydar Paşa Hamamı İSTANBUL Zeyrek
17 Husrev Kethüda (Yenicuma) Hamamı KOCAELİ İzmit
18 Kapıağası (Yakub Ağa) Hamamı İSTANBUL Samatya
19 Sokollu Mehmed Paşa (Kasım Paşa ) Hamamı EDİRNE Havsa
20 Sultan Selim (Il) Hamamı KONYA Karapınar
21 Üsküdar Sarayı Hamamı ( 1 ) İSTANBUL Üsküdar
22 Valide Sultan Hamamı İSTANBUL Ayakapı
23 Valide Sultan Hamamı İSTAN BUL Toptaşı
Bilinmeyen, Saptanamayan yapılar 29
Yokolan, Günümüze Ulaşmayan Yapılar 1 72
Yenilenmiş, Asıl Biçimini Yitirmiş Yapılar 49
Harabe Halinde Zamanımıza Ulaşan Yapılar 23
Özgün Biçimini Koruyan Yapılar 204
Toplam 477

270
EK IV
TEZKERELERDE KAYITLI SİNAN YAPILARI
(Kısa Katalog)

Sıra No. 1
Katalog No. K 1-1
Kayıt TM
Adı ABDÜLKADİR GILANi CAMİİ
Yeri BAÔDAT
Yaptıran Bilinmiyor
Tamamlandığı yıl 1 1 34-5 (H.528) (?)
Sinan onarımı 1 5 34-5 (H.94 1 ) (?)
Açıklama İlk yapımı Sinan öncesine gider. Il.Kanuni'nin emriyle ona­
rılmış, fakat xvı. yüzyıldan sonra yer alan onarımlarda
Kanuni döneminde yapılan onarımın izleri kaybolmuştur.

Sıra No. 2
Katalog No. K 1-2
Kayıt TB: l - 1 2 ; TE: l - 1 3 ; TM
Adı ABDÜRRAHMAN ÇELEBİ CAMİİ
Yeri İST ANBUL, ÇAPA
Yaptıran Kazasker Amasyalı Kızıl Abdürrahman Çelebi
Tamamlandığı yıl 1 554-5 (H.962 )

Açıklama Enlemesine dikdörtgen kitleli, duvarları tuğla hatıllı kesme


taştan yapılmış sakıflı bir cami idi. Dik ahşap çatısının içinde
yine ahşaptan bir kubbe vardı.
1 908 Çırçır yangınında çatısı çöktükten sonra kırk yıl kendi
haline bırakılmış, 1 950'de onarılmaya başlanmış ise de Millet
Caddesi üzerine kaldığı için yıktırılmıştır.

Sıra No. 3
Katalog No. K 1-3
Kayıt TB: l -54; TE: l -56; TM
Adı ABDÜSSELAM ÇELEBİ (İMARET) CAMtl
Yeri KOCAELİ, İZMİT
Yaptıran Başdefterdar Abdüsselam Çelebi ( öl. 1 526-7 /H.933)
Tamamlandığı yıl xvı. yüzyılın ilk çeyreği
Sinan onarımı 1 538- 1 588 arası
Açıklama İlk yapılışı Sinan öncesine gider.
Sinan bu camii bir tarihte onarmış fakat XVI. yüzyıla ait cami
XIX. yüzyılın ikinci yarısında yenilendiğinden günümüze ula­
şan yapının Osmanlı klasik mimari üslubu ile ilişkisi kalma­
mıştır.

Sıra No. 4
Katalog No. K 1-4
Kayıt TM
Adı ADLİYE (DUKAGİNZADE MEHMED PAŞA) CAMİİ
Yeri HALEP
Yaptıran Mısır Beylerbeyi ( 1 554- 1 556) Dukaginzade Gazi Koca
Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 565-6 (H.973)

Açıklama Tek kubbeli, çift revaklı, tümü ile kesme taştan yapılmış bir
camidir. Plan ve kitle kuruluşu açısından Osmanlı klasik
K l -4
üslubunda olmakla birlikte süsleme bakımından bölgesel
özellikler taşır.
xvı. yüzyıl klasik mimari biçimini korumaktadır.

271
MİMAR SİNAN

Sıra No. 5
Katalog No. K 1-5
Kayıt TB: l -22; TE: l -23; TM
Adı AHi ÇELEBİ CAMİİ
Yeri İSTANBUL, YEMİŞ İSKELESİ
Yaptıran Reisületibba Ahi Mehmed Çelebi (öl. 1 523-4/H.930)
Tamamlandığı yıl xvı. yüzyılın ilk çeyreği
Sinan onarımı 1 539'dan sonra

Açıklama Bu cami, iki yanında dar sahınlarla enlemesine genişletilmiş


tek kubbeli orta mekanı ve altı adet basık kubbenin örttüğü
kapalı son cemaat yeri ile dikkati çeker. 1 539 yılında yandık­
tan sonra Sinan camii yenilemiş olmalıdır. XVI. yüzyıldan bu
yana pek çok kez onarılmış olmakla birlikte klasik mimari
biçimi fazlaca bozulmadan günümüze ulaşmış bir yapıdır.
K 1-5
Sıra No. 6
Katalog No. K 1-6
Kayıt TB: l - 1 1 ; TE: l - 1 1 ; TM
Adı BALİ PAŞA CAMii
Yeri İSTANBUL, YENİBAHÇE
Yaptıran Vezir İskender Paşa'nın kızı ve Bali Paşa'nın eşi Hüma Hatun
Tamamlandığı yıl 1 504-5 (H.9 10)
Sinan onarımı 1 538- 1 588 arası
Açıklama İlk yapılışı Sinan öncesine giden Bali Paşa Camii, tek kubbeli,
beş göz revaklı, beden duvarları kesme taş, üst örtüsü kur­
şunlu bir eserdir. Sinan'ın bu camii onardığı ve, en azından
minaresini yenilediği anlaşılır. İki ciddi yangın ( 1633 ve
1 9 1 8'de) ve bir deprem ( 1894'de) geçirmiş olmasına rağmen
bugün iyi durumda ayaktadır ve xvı. yüzyıl mimari karakte­
rini korumaktadır.
K 1-6
Sıra No. 7
Katalog No. K 1-7
Kayıt TM
Adı BEHRAM PAŞA CAMİİ
Yeri DİYARBAKIR (AMİD)
Yaptıran Amid Beylerbeyi Kadim Behram Paşa
Tamamlandığı yıl 1 572-3 (H.980)

Açıklama Tek kubbeli, çift revaklı, bölgesel geleneğe uygun iki renkli
taştan yapılmış önemli bir eserdir. Süsleme açısından yerel
motifleri içerir ise de plan ve kitle kuruluşu Osmanlı klasik
mimari anlayışının ürünüdür. Sinan tarafından tasarlanıp
İstanbul'dan gönderilen bir mimar denetiminde gerçekleşti­
rildiğini düşünmek yersiz olmaz.
xvı. yüzyıl klasik mimari biçimini korumaktadır.

Sıra No. 8
Katalog No. K 1-8
K 1 -7
Kayıt TB: l -2 1 ; TE: l -22; TM
Adı BİNAEMiNİ SİNAN AÔA CAMİİ
Yeri İSTANBUL, FATİH
Yaptıran Süleymaniye Camii Binaemini Sinan Ağa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.

Açıklama Sakıflı olduğunu sandığımız bu cami Karadeniz (Yenihamam)


Caddesi üzerinde bulunuyordu. 1 633 Cibali yangınında
yanmış fakat bir süre sonra onarılmıştı.
1 9. Asırda İstanbul Haritası'nda gösterildiğinden 1 882
yılında ayakta olduğunu biliyoruz. Daha sonra yıkılarak orta­
dan kalkmıştır. Şimdi arsasında yeni yapılar vardır.

272
KATALOG

Sıra No. 9
Katalog No. K 1-9
Kayıt TB: l -7 1 ; TE: l-74; TM
Adı BOSNALI MEHMED PAŞA CAMİİ
Yeri SOFYA
Yaptıran Rumeli Beylerbeyi Bosnalı (Derviş) Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 547-8 (H.954)
Açıklama Siyahımsı granit taşından yapıldığı için Kara Cami adı ile
tanınan tek kubbeli, şadırvan avlulu, içi dışı süslü bir yapı idi.
1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra ibadete kapatılmış, bir
süre cephane deposu işlevi görmüş, daha sonra minaresi ve
revaklı avlusu yıknrılarak 1 903 yılında kiliseye çevrilmiştir.
Dış ve iç görüntüsü Bulgar kilise mimarisine uygun biçimde
yenilenmiş olarak ayaktadır.

Sıra No. 10
Katalog No. K 1- 10
Kayıt TB: 1 -55; TE: 1-57; TM
Adı CAMİ-İ ATIK ( AYASOFYA CAMİİ)
Yeri BURSA, İZNİK
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl xı. yüzyılın ikinci yarısı
Sinan onarımı Orhan Gazi 'nin 1 33 1 yılında, yanına bir de minare ekleyerek,
camiye dönüştürdüğü İznik Aya Sofya Bazilikası daha sonra
yanmış ve Kanuni tarafından Sinan'a onarnlmışnr. Onarım
tarihi belli değildir.
K 1 - 10 Açıklama Zamanımıza üst örtüsü çökmüş, minaresi yıkık durumda ula­
şan Orhan Camii 'ne Sinan'ın katkısını saptamak güçtür.
Ancak, bazilikanın orta alanı ile yan sahınlarını ayıran sütun
dizilerinin kaldırılıp yerlerine büyük kemerler anlarak iç
mekan bütünlüğünün sağlanmasını Sinan'ın gerçekleştirdiği
söylenebilir.

Sıra No. 11
Katalog No. K 1-1 1
Kayıt TM
Adı CAMİ-İ ŞERİF (KUBBET ÜS-SAHRA)
Yeri KUDÜS
Yaptıran Halife Abdülmelik bin Mervan
Tamamlandığı yıl 69 1 -2 (H.72)
Sinan onarımı Kubbet üs-Sahra Kanuni zamanında birincisi 1 5 28-9
(H.93 5 ), ikincisi 1 56 1 -2 (H.969) olmak üzere iki kez onarıl­
mıştır. 1 5 20' li yıllar Sinan için çok erken olduğu için ilkinde
Sinan'a görev verildiği düşünülemez. İkincisini İstanbul'da
planlayıp merkezden yürütmüş olabilir.
Açıklama Sa'i Mustafa Çelebi'nin kaleme aldığı tezkerelerde bu kutsal
yapıdan söz edilmemesi Kubbet üs-Sahra'nın 1 560'lı yıllarda
bir başkasınca onarılma olasılığını akla getirir ise de anıt­
yapının dış cephelerini süsleyen çini kaplamaya ilişkin ona­
rım bezeme işi olduğu için Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret
ül-Ebniye'de gösterilmiş olsa gerektir.

K 1- 1 1

273
MİMAR SİNAN

Sıra No. 12
Katalog No. K 1-1 2
Kayıt TB: l -5 1 · TE:l-53; TM
Adı CENABf AHMED PAŞA CAMti
Yeri ANKARA
Yaptıran Anadolu Beylerbeyi Cenabi Ahmed Paşa (öl. 1 56 1 -2/ H.969)
adına vakfının mütevellisi
Tamamlandığı yıl 1 565-6 (H.973)

Açıklama Tek kubbeli, üç göz revaklı, sarı taştan yapılmış cami Ulucan­
lar Caddesi üzerinde bulunur. Son cemaat duvarındaki kita­
belere göre 1 802-3 (H. 1 2 1 7 ), 1 887-8 (H. 1 305) ve 1 940
yıllarında esaslı onarımlardan geçmiş; son olarak 1 959- 1 970
arasında bir kez daha onarılmıştır. Üç tezkerede de sözü edil­
diğinden Sinan'la ilişkisi şüpheli olmamakla birlikte yapıda
görülen mimari aksaklıklar bu camiin ya yerel bir kalfa ya da
lstanbul'dan gönderilen deneyimsiz bir mimarın elinden çık­
tığını gösterir.
xvı. yüzyıl klasik mimari biçimini korumaktadır.
K 1- 12
Sıra No. 13
Katalog No. K 1-1 3
Kayıt TB: 1 -29; TE: 1-30; TM
Adı ÇAVUŞBAŞI CAMti
Yeri İSTANBUL, SÜTLÜCE
Yaptıran Kapıağası Mahmud Ağa (öl. 1 5 50/H.957)
Tamamlandığı yıl 1 538-9 (H.945)

Açıklama Sütlüce'de, Hamam Sokağında bulunan bu sakıflı cami XIX.


yüzyıldan bu yana çeşitli müdahalelerle asıl biçimini yitirmiş;
minaresi, son cemaat direkliği, üst örtüsü, Osmanlı klasik
mimari normlarına uymayan bir üslupta yenilenmiştir. Diğer
yandan, iki sıra tuğla hatıllı küfeki taşından örülü beden
duvarları ve bu duvarlara açılan pencereler bozulmadığından
cami, Sinan döneminin bazı niteliklerini korumaktadır.
K 1- 1 �
Sıra No. 14
Katalog No. K-14
Kayıt TB: 1 -42; TE: 1 -44; TM
Adı ÇOBAN MUSTAFA PAŞA CAMİİ
Yeri KOCAELİ, GEBZE
Yaptıran 2. Vezir Damad Çoban Mustafa Paşa (öl. 1 528-9/H.935 )
Tamamlandığı yıl 1 523-4 (H.930)
Sinan onarımı Sinan için çok erken olan bu cami, onun tarafından mimar­
başı olduktan sonra onarılmış olmalıdır.
Açıklama Tek kubbeli, beş gözlü revaklı, t�ş-tuğla karışımı almaşık
duvarlı bir camidir. Memluk üslubunda kakma mermer
bezemesi ve nefis ahşap işçiliği ile dikkati çeker. İstanbul
Haseki Hürrem Sultan Camiine modellik eden cami günümüze
çok iyi durumda ulaşmıştır.
K 1- 14
Sıra No. 15
Katalog No. K 1- 1 5
Kayıt TB: l -73; TE: l -76; TM
Adı DAMAD FERHAD PAŞA CAMti
Yeri İSTANBUL, ÇATALCA
Yaptıran 1 574-5 (H.982)'de ölen Damad Ferhad Paşa'nın eşi, Şehzade
Mehmed'in kızı Hüma Hatun
Tamamlandığı yıl 1 575- 1 580 arası
Açıklama Tek kubbeli, çift revaklı, beden duvarları tümü ile kesme taş
olan kurşunlu bir camidir. İçindeki süslemenin üslubu,
camiin xvııı. yüzyılda onarıldığına ve duvar ve tavan nakışla­
rının bu sırada yenilendiğine işaret ediyor. Cami, son olarak,
.1 968- 1 970 yılları arasında elde geçirilmiş, dış revakının
kemerleri son onarımda camekanla kapatılmıştır. Bunlar
dışında xvı. yüzyıl klasik mimari karakterini korumaktadır.
K 1- 15
KATALOG

Sıra No. 16
Katalog No. K 1-16
Kayıt TB: lA7; TE: l -49; TM
n
ıJ '
Adı DAMAD FERHAD PAŞA CAMil
·1 Yeri KASTAMONU
Yaptıran Vezir Damad Ferhad Paşa
Tamamlandığı yıl 1 559-60 (H.967)
Açıklama Cebrail mahallesinde bulunan cami Hacı Kadı, Ferhad Ağa,
Ferhad Paşa isimleriyle tanınır. Beden duvarları kaba yonu
taşla örülü, kirpi saçaklı ahşap çatısı sac kaplı bir yapıdır.
Minaresi, saçak düzeyine kadar yükselen sekizgen kesitli bir
kürsüye oturur. Son cemaat revakını onbeş ahşap direk taşır.
Kapısı üzerindeki kitabelerden, camiin 1 752-3 (H. 1 1 1 6)'de
Seyfi Dede, 1 780- 1 (H. 1 1 95 )'de Ferhad Paşa ailesinden bir
hayırseverce onarıldığı anlaşılıyor. Eski Eser Tescil Fişine
göre cami 1 943 depreminde çökmüş, şimdiki son cemaat
direkliği 1 950'li yıllarda yapılmıştır. Aslında kargir kubbeli
olduğunu sandığımız camiin sakıflı üst örtüsü ile minaresinin
ise xvııı. yüzyıla indiği bellidir.

Sıra No. 17
Katalog No. K 1- 1 7
K J . 16
Kayıt TB: l -66; TE: l -68; TM
Adı DEFTERDAR MUSTAFA PAŞA CAMİİ
Yeri EDİRNE
Yaptıran Defterdar Kara Mustafa Paşa
Tamamlandığı yıl 1 576 (?)

Açıklama Tek kubbeli, üç göz revaklı, duvarları taş ve tuğladan örülü,


üstü kurşun kaplı olan bu cami Sinan'ın Selimiye'yi yaptığı
yıllarda İstanbul-Edirne arasında gerçekleştirdiği uygulamala­
rından biridir. Edirne'ye girerken İstanbul karayolunun so­
lunda yer alır. Kubbesi 1 752 depreminde yıkılmış, yüzyirmi
yıl kadar harabe halinde kaldıktan sonra Hacı Ruşen Efendi
camiin üstünü ahşap çatı ile örttürmüştü.
Daha sonra yeniden harap olan camii bu kez 1953- 1 962
yılları arasında Vakıflar onarmış ve bu onarımda ' kubbesi
aslına uygun biçimde yapıldığı gibi, son cemaat revakı, kapısı
ve pencereleri de yenilenmiştir.

Sıra No. 18
Katalog No. K 1-1 8
Kayıt TM
Adı DUKAGİNZADE MEHMED PAŞA CAMil
Yeri KONYA, EREÖLİ
Yaptıran Dukaginzade Gazi Koca Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Evliya Çelebi'nin Koca Mehmed Paşa Camii dediği ve Mimar
K 1- 17 Sinan binası olduğunu belirttiği Ereğli Dukaginzade Camii,
eğer Evliya Çelebi'ye inanırsak, XVII. yüzyıldan sonra yıkılıp
ortadan kalkmış olmalıdır. Mimari türü ya da özellikleri
konusunda bilgimiz bulunmadığı gibi adına yalnız Tuhfet ül­
Mi 'marin'de rastladığımız bu camiin Sinan'la ilişkisi yolunda
bir görüş bildiremiyoruz.

275
MİMAR SİNAN

Sıra No. 19
Katalog No. K 1-1 9
Kayıt TB: l-36; TE: l-37; TM
Adı EBU'L-FAZIL EFENDİ CAM11
Yeri İSTANBUL, TOPHANE
Yaptıran Defterdar Ebu'l-Fazıl Efendi (öl. 1 563-4/H.97 1 )
Tamamlandığı yıl 1553-4 (H.96 1 )

Açıklama Enine konulmuş dikdörtgen planlı, taş-tuğla karışımı almaşık


duvarlı, ahşap çatılı ve direklikli bir cami idi. 1 9 1 6 Cihangir
yangınında yandıktan sonra kendi haline terkedilmiş, daha
sonra duvar kalıntıları da kaldırılarak haziresindeki mezarlar
Kılıç Ali Paşa Camii 'ne taşınmıştır. Defterdar Yokuşu üze­
rinde, İtalyan Hastanesi karşısına düşen arsasında, bugün
herhangi bir ize rastlamıyoruz.

Sıra No. 20
Katalog No. K 1-20
Kayıt TB: l-27; TE: l -28; TM
Adı EMlR BUHARI CAM11
Yeri İSTANBUL, OTAKÇILAR
Yaptıran 1 5 3 1-2 (H.938)'de ölen Şeyh Seyyid Ahmed Buhari'nin anı­
sına Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Kanuni'nin yaptırdığı cami XIX. y!izyılda Şeyh Halim Efendi
tarafından yenilenmiş; yenilenen camiin çatısı Birinci Dünya
Savaşı sırasında çöktükten sonra onarılmamıştı. 1 920'li yıl­
larda çekilen bir fotoğrafta, ahşap çatısı göçük camiin beden
duvarlarının moloz taş, minare&inin kürsü bölümünün taş ve
tuğla, külahsız gövdesinin tuğla olduğu görülür. Cami, bu
durumda 1 94 1 yılına kadar ayakta kalmış, o yıl taşları söküle­
rek arsası temizlenmiştir.

Sıra No. 21
Katalog No. K 1-2 1
Kayıt TB: l - 1 8; TE: l - 19; TM
Adı FERRUH KETHÜDA (BALAT) CAMİİ
Yeri İSTANBUL, BALAT
Yaptıran Veziria'zam Semiz Ali Paşa'nın kahyası Ferruh Kethüda
Tamamlandığı yıl 1 562-3 (H.970)

Açıklama Ferruh Kethüda Camii düzgün kesme taşla örülü sekiz köşeli
bir avlu içinde yer alır. Beden duvarları üç sıra tuğla hatıllı taş,
çatısı kiremit döşelidir. Enlemesine dikdörtgen kitlenin kıble
yönüne yine dikdörtgen planlı bir çıkıntı yapılarak mihrab bu
çıkıntının içine konulmuştur. Camiin şimdi camekanla kapalı
olan düz tavanlı son cemaat revakı sekiz direğe biner. Kargir
yapısı sağlam olan Ferruh Kethüda Camii XX. yüzyıla harap
ve bakımsız bir halde gelmiş, 1 938'de ahşap çatısı çöktüğünde
terkedilmiş, fakat 1 955 'de Vakıflarca, tüm ahşap bölümleri
betonarmeden yapılmak suretiyle onarılarak kurtarılmıştır.

K l-21

276
KATALOG

Sıra No. 22
Katalog No. K 1-22
Kayıt TB: 1-75; TE: 1 -78; TM
Adı FİRDEVS BEY CAMİİ
Yeri ISPARTA
Yaptıran Müsellim Firdevs Bey
Tamamlandığı yıl 1 56 1 (?)
Açıklama Önünde beş gözlü son cemaat revakı bulunan tek kubbeli, tek
minareli bir camidir. Beden duvarları sarıya çalan kül rengi
taş, üstü kurşun kaplıdır. Revakın sütunları yöredeki antik
yapılardan devşirilmiştir. XX. yüzyıla iyi durumda gelen Fir­
devs Bey Camii 1 9 1 4'de lsparta'yı yerle bir eden depremi de
az zararla atlatmıştır. Depremden sonra onarılmış ve bu arada,
daha önce kemer içleri boşaltılmış olan alt pencerelerin kemer
aynaları ile üst pencerelerin alçı şebekeleri yenilendiği için
cami eski görünümüne ,yeniden kavuşmuştur.
K 1 - 22
Sıra No. 23
Katalog No. K 1-23
Kayıt TB: l -4 1 ; TE: l -43 ; TM
Adı GAzi İSKENDER PAŞA CAMİİ
Yeri İSTANBUL, KANLICA
Yaptıran Mısır ve Anadolu Beylerbeyi, Magosa Fatihi Gazi İskender
Paşa (ö. 1 5 70- 1 /H.978)
Tamamlandığı yıl 1 559-60 (H.967 )
Açıklama İki sıra tuğla hatıllı kaba taştan duvarları, kiremit döşeli ahşap
çatısı, sonradan kapanlarak iki katlı bir ön bölüme dönüştü­
rülen son cemaat direkliği ve klasik taş minaresi ile gönümüze
ulaşan bu yapıyı Evliya Çelebi, "çar-kı1şe divar üzre çar-kuşe
tavanlı, kubbeli, kurşunlu bir camidir" , sözleriyle tanımlıyor.
Bundan, camiin kurşun kaplı çatısı içinde eskiden bir ahşap
kubbenin yer aldığını anlıyorw. Bu kubbe , çatı yenilenirken
ortadan kalkmış, kurşunun yerini kiremit almış, son cemaat
direkliği de tahta kaplama ile örtülerek görünüşünü yitirmiş­
tir.
K 1-2 l

Sıra No. 24
Katalog No. K 1-24
Kayıt TB: l -3 1 ; TE: l -32; TM
Adı GÜZELCE KASIM PAŞA CAMİİ
Yeri İSTANBUL, KASIMPAŞA
Yaptıran Anadolu, Mısır ve Rumeli Beylerbeyi, 3. Vezir Güzelce Kasım
Paşa
Tamamlandığı yıl 1 5 33-4 (H.940)
Açıklama Bugün arsasında çifte minareli bir selatin camii bulunan
Kasım Paşa Camii, Evliya Çelebi'nin verdiği bilgiye göre,
mütevazı ölçülerde sakıflı bir yapı idi. Bu yapı 1 72 1-2
( H. 1 1 34) tarihinde yanmış ve aynı yıl onarılmıştı. Onarılan
cami de XIX. yüzyılda yanmış ve bu kez Sultan Abdülaziz,
yerine kubbeli ve çifte minareli büyük bir cami yaptırmıştı.
1 860'lı yıllara tarihlenen yeni cami, şimdiki biçimini Sultan
Abdülhamid zamanında, 1 89 1-2 (H. 1 309) yılında yapılan
K 1 - 24
yenilemelerden sonra almıştır.

277
MİMAR SİNAN

Sıra No. 25
Katalog No. K 1-25
Kayıt TE: l - 1 2
Adı HACI EVHAD CAM11
Yeri İSTANBUL, YEDİKULE
Yaptıran Kasap ustası Hacı Evhad
Tamamlandığı yıl 1 585 (H.993 )

Açıklama Taş-tuğla karışımı duvarlı, taş minareli, sakıflı bir camidir.


1 920 yılında geçirdiği yangın sonucu tüm ahşap bölümleri
yanmış, içindeki çiniler çatlayarak düşmüş, ve 1 945 yılında
Nafia Gezer adındaki hayırsever tarafından onarılıncaya
kadar harabe halinde kalmıştır. Camii kurtaran, fakat özel­
likle son cemaat direkliğini aslına uymayan derin ve kapalı bir
mekana dönüştüren bu yenilemeye ilişkin kitabe kapının
sağında yer alır. Cami son olarak 1 958'de Vakıflarca onarıl­
mıştır.

Sıra No. 26
Katalog No. K 1-26
Kayıt TB: l -50; TE: l -52; TM
Adı HACI AHMED PAŞA CAMİİ (KURŞUNLU CAMİ)
K l - 2 'i Yeri KAYSERİ
Yaptıran Rumeli, Şam ve Karaman Beylerbeyi Kızıl Ahmedli Hacı
Ahmed Paşa (öl. 1587-8/H.996)
Tamamlandığı yıl 1 585-6 (H.994)

Açıklama Tek kubbeli, tek minareli, son cemaat yeri çift revaklı bir
camidir. Üst örtüsü kurşun, duvarları küf renginde kesme
taştandır. Beden duvarları yüksek tutulduğundan köşelerin
dolgun yapıldığı, mihrab duvarının iki uçta ayrıca payanda­
landığı, kubbeyi omwlayan kemerlerin de gereğinden fazla
kalın olduğu görülür. Sonradan yenilenen minaresinin klasik
ölçülere uymadığı bir gerçek ise de minare dışında içte ve dışta
XVL yüzyıl mimari ve süsleme karakterini korumaktadır.

Sıra No. 27
Katalog No. K 1-27
Kayıt TM
Adı HADIM ALİ PAŞA CAMİİ
Yeri DİYARBAKIR (AMİD)
Yaptıran Amid Beylerbeyi ( 1 5 34- 1 5 3 7 ) Hadım Ali Paşa
Tamamlandığı yıl 1 5 34- 1 537 arası (?)

Açıklama Tek kubbesi kiremit kaplı sekizgen bir ahşap çatı içerisine
K 1 - Zo
alınmış ve beş küçük kubbeli son cemaat revakı ana kitlenin
yan sınırlarını aşmayacak biçimde düşünülmüş bir camidir.
Aslında bağımsız olarak revakın doğusunda yükselen mina­
resi XVlll. yüzyılda yapılan Şafii Camii' ne bitiştirilmiştir. Bu
özellikleriyle de Sinan'ın mimari üslubuna yabancı kalır.
Dahası, Hadım Ali Paşa'nın Amid Beylerbeyliğinde bulun­
duğu 1 534- 1 537 yılları arasına tarihlendiğinden bu camii
Sinan'ın tasarlama olasılığı çok zayıflar.

K 1 - 27
KATALOG

Sıra No. 28
Katalog No. K 1-28
Kayıt TB: l - 1 0; _TE: l - 1 9; TM
Adı HADIM IBRAHIM PAŞA CAMİİ
Yeri İSTANBUL, SİLİVRİKAPI
Yaptıran Kubbe vezirlerinden Hadım İbrahim Paşa (öl. 1 562-3 /H. 970)
Tamamlandığı yıl 1 5 5 1 (H.958)
Açıklama Üç kapılı ferah bir avlunun ortasında yer alan cami tek kub­
beli, tek minareli, önünde beş gözlü son cemaat yeri bulunan
güzel ve, mimarlık tarihi açısından önemli bir yapıdır. Üstü
kurşun kaplı, üç duvarı tuğla hatıllı taş, son cemaat duvarı
tümü ile taştır. Cami 1648 (H. 1058) ve 1 753-4 (H. 1 1 67)
depremlerinde zarar görmüş; ikincisinde minaresi yıkılıp,
minare kaidesi ve batı duvarı çatlamışsa da minare ve duvar
1 763-4 (H. 1 177 )'de onarılmıştır. Son olarak 1 933- 1934 yıl­
larında esaslı bir onarımdan geçmiştir. Klasik karakterini
korumakta fakat batı duvarının yeniden onarımı gerek­
mektedir.

Sıra No. 29
Katalog No. K 1-29
Kayıt TB: l - 16; TE: l - 1 7 ; TM
Adı HAMAMİ HATUN CAMİİ
K 1 - 28
Yeri İSTANBUL, SAMATY A
Yaptıran Hacce Hamami Fatma Hatun
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Ayvansarayi'nin, "Bil.niyesi Hacce Fatma Hatundur. Kendi
dahi anda medfundur. İttisalinde mektebi dahi vardır, " diye­
rek sözünü ettiği Hamami Hatun Camii Hatuniye Mescidi ya
da Hatun Camii adıyla tanınırdı. Harap olduğundan kadro
dışı bırakılarak 1933 yılında Vakıflarca satılmış ve sahibi
camii yıktırarak arsasına bir apartman yapmıştır. Sakıflı türde
olduğunu sandığımız cami hakkında etraflı bilgi edinemedi­
ğimiz gibi yerinde yeni bir yapı bulunduğundan kazı yoluyla
temellerini ortaya çıkarmak olanağı da yoktur.

Sıra No. 30
Katalog No. K 1-30
Kayıt TB: l -57; TE: l -6 1 ; TM
Adı HAREM-İ ŞERİF
Yeri MEKKE
Yaptıran Abdullah bin Zübeyir
Tamamlandığı yıl Vll. yüzyıl
Sinan onarımı 1 567-8 (H.97 5)
Açıklama Harem-i Şerif'in 155 1 yılında Kanuni'nin emri üzerine ona­
rıldığı bilinir. Bu onarım ve yine Kanuni tarafından yenilenen
Bab-ı Selam minaresi ile Sinan'ın doğrudan ilişkisi olup
olmadığı belli değildir. Diğer yandan, büyük avluyu kuşatan
kubbeli revakları Sinan'ın onardığını Tezkiret ül-Bünyan ve
Tezkiret ül-Ebniye'deki, "Harem-i Şerif'in kubbeleri ta'mir
olundu" , ifadesinden anlıyoruz. Tuhfet ül-Mi'marin'de,
"Ka'be-i Muazzama'nın kıbabı Sultan Murad Han ahdında
K 1 - 30 temam olmuşdur", denilir ise de Kanuni zamanında başlatılan
bu onarımın H.975 yılında tamamlandığı yapının üzerinde
bulunan onarım kitabesi ile sabittir.

279
MİMAR SİNAN

Sıra No. 31
Katalog No. K 1-3 1
Kayıt TB: l-3; TE: l -3; TM
Adı HASEKİ HÜRREM SULTAN CAMİİ
Yeri İSTANBUL, HASEKİ
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman'ın hasekisi Hürrem Sultan (öl.
1 557-8/H.965)
Tamamlandığı yıl 1 5 38-9 (H.945 )

Açıklama Sinan Haseki Hürrem SultanCamii 'ni Gebze Çoban Mustafa


Paşa Camii'ni örnek alarak tek kubbeli, beş göz revaklı, tek
minareli olarak yapmıştı. Fakat cemaate dar geldiğinden
K 1-31
1 6 1 2-3 (H. 1 02 1 ) de mütevellisi Hasan Bey camii doğuya
doğru genişleterek ona şimdiki iki kubbeli biçimini vermiştir.
1 659-60 (H. 1 070) İstanbul ve 1 9 1 8 Sultanselim yangınla­
rında ve 1 894 depreminde hasara uğrayan cami her defasında
onarılmıştı. Son olarak 1 969- 1 970 yıllarında Vakıflar Genel
Müdürlüğünce onarılan cami zamanımıza iyi durumda ulaş­
mıştır.

Sıra No. 32
Katalog No. K 1-32
Kayıt TB: 1 -80; TE: 1 -69
Adı HASEKİ SULTAN CAMİİ
Yeri SVILENGRAD ( MUSTAFAPAŞA KÖPRÜSÜ )
Yaptıran (?)
Tamamlandığı yıl 1 5 1 0- 1 (H.9 16) (?)
Sinan onarımı 1 540- 1 550 yılları (?)

Açıklama Balkan Savaşı sırasında yıkılarak ortadan kalkan Haseki Sul­


tan Camii, eski fotoğraflara göre, üç yanında mermer sütunlu
revaklar bulunan, tek minareli, üstü kurşun kaplı ahşap çatı
ile örtülü bir cami idi. Evliya Çelebi camii görmüş ve tarih
mısrasını kaydetmiştir. Söz konusu mısra Ebced hesabı ile
9 1 6 yılını göstermekte ve camiin 11. Bayezid zamanında yapıl­
dığını ortaya koymaktadır. Bu eski camii Haseki Hürrem
Sultan 1 540 ya da 1 550'li yıllarda Sinan'a yeniletmiş, Sinan
da tezkerelerde kendi yapısı ymış gibi göstermiş olsa gerektir.

Sıra No. 33
Katalog No. K 1-33
Kayıt TB: l -20; TE: l-2 1 ; TM
Adı HÜRREM ÇAVUŞ CAMİİ
Yeri İSTANBUL, KARAGÜMRÜK
Yaptıran Divan-ı Hümayun Çavuşlarından Hürrem Çavuş ( ö. 1 560- 1 /
H.968)
Tamamlandığı yıl 1 560- 1 (H.968) (?)

Açıklama Sinan'ın sakıflı camilerinden olan bu yapı dikdörtgen bir


avlunun ortasında bulunur. Duvarları iki sıra tuğla hatıllı
kesme küfekiden yapılmış, minaresinin kürsüsü kuzey­
batıdaki köşede bir bölümü duvarların içinde kalacak
K 1 - 33 biçimde düşünülmüştür. Camiin kitabesi yoktur. Fakat
camiin önündeki muhdes kapalı bölümün kaldırılarak son
cemaat direkliğinin yeniden yapıldığı 1 980- 1 982 onarımın­
dan önce dış kapı kemeri üzerinde siyah hatla yazılı bir hadis
ve onun altında 968, 1 260 ve 1 3 1 9 tarihleri okunuyor, birin­
cisi camiin yapım yılını, 1 260 (M. 1 844 ) ve 1 3 1 9 (M. 1 90 1 -2 )
önemli onarımların tarihlerini gösteriyordu. Bu yazıların
temizlenmesi ile bir belge ortadan kalkmıştır.

280
KATALOG

Sıra No. 34
Katalog No. K 1-34
Kayıt TB: l - 1 5 ; TE: l - 1 6; TM
Adı HUSREV ÇELEBİ ( RAMAZAN EFENDİ) CAMİİ
Yeri İSTANBUL, KOCAMUSTAFAPAŞA
Yaptıran Bezirganzade Husrev Çelebi
Tamamlandığı yıl 1 585-6 (H.994)
Açıklama Husrev Çelebi Camii, dikdörtgen kitleli, tek minareli bir
camidir. Duvarları üç sıra tuğla hatıllı kesme küfeki taşından
yapılmış, üstü son cemaat yerini de içine alan dört yüzeyli, dik
ve kurşun kaplı ahşap çatı ile örtülmüştür. Camiin ahşap
K 1 - 34
direkliği sonradan direklerin arası taş duvar örülmek ve
tavana kadar yükselen tek hacim iki katlı yapılmak suretiyle
kapatılmıştır. İç duvarları çepeçevre XVI. yüzyıla ait İznik
çinileriyle kaplı olan cami bugün Ramazan Efendi Camii
olarak tanınır. Ramazan Efendi, camiin avlusu içinde bulunan
tekkenin ilk şeyhi idi. Otw iki yıl bu dergahta şeyhlik yapmış
16 1 6'da ölümünden sonra cami onun adını almıştır.

Sıra No. 35
Katalog No. K 1-35
Kayıt TB: 1 -56; TE: 1 -58; TM
Adı HUSREV PAŞA (HUSREVİYE) CAMİİ
Yeri HALEP
Yaptıran Şam, Rumeli ve Mısır Beylerbeyi, 2. Vezir Husrev Paşa (öl.
1 544-5/H.95 1 )
Tamamlandığı yıl 1 546 (H.953)

Açıklama Beş kubbeli bir son cemaat revakı, tek kubbeli bir ana kitle ve
bunun iki yanında birer tabhane odasından oluşur. Son
K 1 - 35 cemaat revakı tabhane odalarının önünü maskeler, basık sivri
külahlı kalın minare , batıdaki tabhane odasının yanında yük­
selir. Cami, pek çok kaynakta öne sürüldüğü gibi, Husrev
Paşa'nın Şam Beylerbeyliğinde bulunduğu 1 534- 1 538 yılları
arasında değil, Husrev Paşa 1 54 1 'de 2. vezir olduktan sonra,
büyük olasılıkla, İstanbul'dan Halep'e gönderilen bir mima­
rın denetiminde yapılmıştır. Külliyede bulunan 953 tarihli
kitabe bu konuya ışık tutmakta, Husrev Paşa'nın sağlığında
başlayan inşaatın ölümünden sonra tamamlandığını göster­
mektedir.

Sıra No. 36
Katalog No. K 1-36
Kayıt TM
Adı İMAM-1 A'ZAM (EBU HANiFE) CAMİİ
Yeri BAÔDAT
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 5 34-5 (H.94 1 )
Açıklama 1 534 yılında Bağdat'ı fetheden Kanuni Sultan Süleyman Şii­
ler tarafından tahrip edilen Ebu Hanife Türbesinin derhal
onarımını ve yanına bir de cami yapılmasını emretmişti.
Kanuni'nin yaptırdığı kubbeli camii daha sonra iV. Murad
onarmış, 1 668-9 (H. 1079) yılında Bağdat Başdefterdarı
Mehmed Bey ise camii büyütmüş, kubbe ve revakını yük­
seltmiştir. 1 874 (H. 1 2 9 l )'de Sultan Abdülaziz'in annesi Per­
tevniyal Valide Sultan tarafından bir kez daha ele alınan cami
zamanımıza XIX. yüzyıl sonlarına ait yeni bir yapı olarak
erişmiştir.
Kanuni'nin lrakayn seferine katılan Sinan'ın bu camiin yapı­
mında çalıştığını kabul etsek bile, mimarının Sinan olabilece­
ğini düşünmüyor, Tuhfet ül-Mi'marin'e kaydedildikten sonra
üzeri çizilerek iptal edilen camii Sinan'a maledemiyoruz.

28 1
MİMAR SİNAN

Sıra No. 37
Katalog No. K 1-37
Kayıt TM
Adı İSKENDER PAŞA CAMİİ
Yeri DİYARBAKIR (AMİD)
Yaptıran Amid Beylerbeyi ( 1 55 1 - 1 565 ) Çerkes İskender Paşa
Tamamlandığı yıl 1 55 1 (H.958)
Açıklama Tek kubbeli, yüksek minareli, beş göz revaklı, iki yanında
birer küçük tabhane odası bulunan bir camidir. Revakının
çöken kubbelerinin yerini bugün düz bir betonarme plağın
aldığı, camiin içini süsleyen çinilerin de döküldükten sonra
yenilenmediği görülür. Buna karşılık, özgün taş mihrabı,
ahşap minberi ve diğer bazı süs öğeleri bozulmadan zamanı­
mıza gelmiştir.
Büyük kubbesi alçak tromplar üstünde yükselen, şerefe altı
stalaktikli silindirik minaresi basık bir külahla sona eren,
beden duvarları bir aşırı siyah ve beyaz taş sıralardan yapılmış
İskender Paşa Camii, XVI. yüzyılda Fırat'ın doğusunda bul­
duğumuz İstanbul klasik üslubu ile bölgesel mimari geleneğin
karışımından oluşan Osmanlı camiinin tipik bir örneğidir.

Sıra No. 38
Katalog No. K 1-38
Kayıt TB: l - 1 3; TE: l- 14; TM
Adı KAPIAÔASI (MAHMUD AÔA) CAMİİ
K 1 - �i
Yeri İSTANBUL, AHIRKAPI
Yaptıran Babüssaade ağası Hadım Mahmud Ağa
Tamamlandığı yıl 1 553-4 (H.96 1 )
Açıklama Kapıağası Camii, kuzeyi mahzen , güneyi sarnıç olan bir bod­
rumun üstüne oturur. xvı. yüzyıla ait bodrumun duvarları
düzgün kesme taştan yapılmış, camiin duvarları ise sıvanarak
beyaza boyanmıştır. Camiin önünde bir giriş holü, holün
kuzeyinde cami ile bağlantılı olmayan iki katlı bir meşruta
güneyinde gene iki kat üzerine düzenlenmiş kapalı son cemaat
yeri ve sonra asıl namaz kılma mekanı yer alır. Camiin üstü
kiremit döşeli ahşap çatıyla örtülü pencereleri tek katlı, mih­
rab nişi yuvarlaktır. İçinde süsleme görülmez.
Kapıağası Camii 1 895 Hocapaşa yangınında yandıktan sonra
yenilenmiş bir camidir. Bugün sakıflı olmasına rağmen 1 .50
metre kalınlığında duvarları ve kare planı aslında kubbeli
olduğu izlenimini verir. Ne var ki, ilk camiin izleri kayboldu­
ğundan bu konuda kesin bir şey söylemek olanağı yoktur.

Sıra No. 39
Katalog No. K 1-39
Kayıt TB: l -7; TE: l-7; TM
Adı KARA AHMED PAŞA CAMİİ
K 1 - 38
Yeri İSTANBUL, TOPKAPI
Yaptıran Tımışvar Fatihi, Veziria'zam Kara Ahmed Paşa ( öL
1 556)
Tamamlandığı yıl 1 558'den sonra

Açıklama Altı somaki sütuna oturan orta kubbesi iki yanda ikişer yarım
kubbe ile beslenen iç kuruluşu, kıble kapısının sağında ve
solunda yer alan büyük pencereleri ve ak mermerden kapı,
mihrab, minber ve mahfilleriyle dikkati çeker. Vakfiyesi
1 555 yılında düzenlenen camiin yapımı Kara Ahmed Paşa'­
nın bir yıl sonra idamı üzerine ertelenmiş ve kahyası Husrev
Kethüda' nın çabaları sonucunda inşaata 1 558'de başlana­
bilmiştir. 1 696-7 (H. 1 1 08), 1 896-7 (H. 1 3 14) ve son olarak
1 955- 1 960 yılları arasında önemli onarımlar geçiren Kara
Ahmed Paşa Camii, asıl biçim ve karakterini koruyarak
K 1 - 39 zamanımıza gelmiş önemli bir Sinan yapısıdır.

282
KATALOG

Sıra No. 40
Katalog No. K 1-40
Kayıt TB: l -72; TE: l -75; TM
Adı KARAGÖZ MEHMED PAŞA CAMli
Yeri HERSEK, MOSTAR
Yaptıran Karagözbey takma adı ile tanınan Hacı Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 557-8 (H.965)
Açıklama Tek kubbeli, üç göz revaklı, ufak bir camidir. Duvarları
tümüyle kesme taş, kubbeleri kurşun kaplıdır. Sekizgen bir
kasnakla kuşaklanan yüksek ana kubbesi tromplara oturur.
Tromp kemerlerinin üzengileri ve tromp yuvarlaklarının
duvarlara bastığı köşelerdeki çıkmalar stalaktitlidir. Çok
köşeli bir kürsü üstünde yükselen onikigen gövdeli minarenin
şerefe altında, son cemaat revakının üç kubbesini omuzlayan
mermer sütunların başlıklarında, yine mermerden kapı ve
K 1 - 40
mihrabında da stalaktitli süsleme görülür. Ölçü ve oranları
düzgün olan camiin İstanbul'da tasarlanıp yerine gönderilen
yetenekli bir Hassa mimarınca gerçekleştirildiği bellidir.

Sıra No. 41
Katalog No. K 1-4 1
Kayıt TB: 1 -33; TE: 1 -34; TM
Adı KILIÇ ALİ PAŞA CAMİİ
Yeri İSTANBUL, TOPHANE
Yaptıran Kapudanıderya Kılıç Ali Paşa (öl. 1 586-7/H.995)
Tamamlandığı yıl 1 580-1 (H.988)
Açıklama Orta kubbesi kıble ekseni üzerinde iki yarım kubbe ile destek­
lenen, yan sahınları üçer çapraz tonoz ve üçer küçük kubbe ile
örtülü, derinlemesine düzenlenmiş, son cemaat yeri çift
revaklı, duvarları düzgün kesme küfekiden, üstü kurşunlu bir
camidir. İçindeki sütunlar vişne çürüğü somaki ve ak mer­
merden yapılmıştır. Müezzin mahfili, minberi ve mihrabı da
ak mermerden olan camiin mihrab çıkıntısında nefis çiniler
K 1-41 yer alır. Minaresinin XIX. yüzyılın ikinci yarısında yenilendi­
ğini, camiin de 1 9 1 2 ve 1 959- 1 960 yıllarında onarıldığını
biliyoruz. Mimari biçim ve karakteri bozulmadan günümüze
ulaşan önemli bir eserdir.

Sıra No. 42
Katalog No. K 1-42
Kayıt TM
Adı KÖSE HUSREV PAŞA CAMli
Yeri VAN
Yaptıran Amid ve Van Beylerbeyi Köse Husrev Paşa
Tamamlandığı yıl 1 567-8 (H.975)
Açıklama Bölgesel üslubu ağır basan bu camii Sinan'ın öz yapıları ara­
sına almak güçse de Fırat'ın doğusunda XVL yüzyıl Osmanlı
yapısı camiler içinde dikkat çeken bir örnek olarak değerlen­
dirmek gerekir. 1 9 1 5 yılında baştan başa yandıktan sonra
terkedilen Eski Van'daki cami 1 960'lı yılların başında beş
gözlü revakı çökmüş, minaresinin peteği yıkılmış, kubbesinin
K 1 - 42 kurşun kaplaması sökülmüş, asıl kitlesi bir buçuk metre top­
rağa gömülü durumda idi. Fakat 1 968 yılında Vakıflarca
onarıldığından bir aşırı kahverengi ve sarı sıralardan oluşan
taş duvarları eski görünümüne kavuşmuş, mimari karakteri
daha belirgin olarak günümüze gelmiştir.

283
MİMAR SİNAN

Sıra No. 43
Katalog No. K 1-43
Kayıt TB: l -6 1 ; TE: l -62; TM
Adı LALA HÜSEYİN PAŞA CAMİİ
Yeri KÜTAHYA
Yaptıran Il. Selim'in lalası, Anadolu, Kıbrıs ve Rumeli Beylerbeyi
Tütünsüz Hüseyin Paşa (öl . 1 572-3/H.980)
Tamamlandığı yıl 1 566- 1 570 arası
Açıklama Lala Hüseyin Paşa Camii, önünde beş kemerli bir son cemaat
yeri bulunan tek kargir kubbeli, sade bir yapıdır. Büyük
kubbesi onaltı köşeli sağır bir kasnakla kuşaklanmış, kubbe­
den duvarlara geçişte pandantif kullanılmış, sarı taştan yapıl­
mış duvarlara oturan üst örtü tümüyle kurşun kaplanmıştır.
Camiin XIX. yüzyıla kadar geçirdiği onarımları bilmiyoruz.
K 1 - 43 Belgeler, 1 835-4 (H. 1 250)'de esaslı bir onarıma tabi tutuldu­
ğunu ve 1 892-3 (H. 1 3 l O)'da bir kez daha elden geçirildiğini
gösteriyor. Cami son olarak 1 962- 1 966 ve 1970- 197 1 yılları
arasında Vakıflarca onarıldığından bugün iyi durumda bu­
lunmaktadır.

Sıra No. 44
Katalog No. K 1-44
Kayıt TB: 1-52; TE: 1-54; TM
Adı LALA MUSTAFA PAŞA CAMİİ
Yeri ERZURUM
Yaptıran Kıbrıs Fatihi, Serdar-ı Ekrem ve Vekil-i Saltanat Lala Mustafa
Paşa (öl . 1 580- 1 /H.988)
Tamamlandığı yıl 1 562-3 (H.970)

Açıklama Dört yönde tonozlarla beslenen orta alanının dört köşesinde


küçük kubbeler bulunan, son cemaat revakı beş kubbeli,
minaresi bodur bir camidir. Klasik üsluba uygun biçimde
üstü kurşunlu , beden duvarları kül rengi kesme taştan yapıl­
K 1 - 44
mıştır. Fakat revakın batı gözüne taşan ve kubbesini delerek
yükselen minaresi bir aşırı siyah ve kırmızı taş sıralardan
meydana gelir. Camiin yapım tarihini belirten kitabesi kıble
kapısı üzerinde olmayıp mihrabın üzerinde bulunur. Bir ona­
rım kitabesi de mahfilin altında yer alır. Bu kitabeye göre Lala
Paşa vakıflarının nazırı Hamdi Efendi camii 185 1 (H. 1 268 )'
de onarmıştır. Cami, son olarak 1 965- 1 970 yılları arasında
elden geçmiştir ve bugün iyi durumda bulunmaktadır.

Sıra No. 45
Katalog No. K 1-45
Kayıt TB: l -46; TE: l -48; TM
Adı LALA MUSTAFA PAŞA CAMİİ (KURŞUNLU CAMİ)
J
Yeri KONYA, ILGIN
Yaptıran Lala Mustafa Paşa
Tamamlandığı yıl 1 576-7 (H.984)

Açıklama Bir hata sonucu bu camiin yeri Tezkiret ül-Bünyan'da Bolu


olarak gösterilmiş, hata Tezkiret ül-Ebniye'de tekrarlanmış,
Tuhfet ül-Mi'marin'in yazarı ise camiin yerini hiç belirtme­
miştir. Bolu' da bugün Mustafa Paşa Camii yoktur. Eskiden de
yoktu. Bu yüzden, söz konusu camii, tezkerelerde adı geçen
Ilgın Lala Mustafa Paşa Kervansarayı ile birlikte yapılan cami
olduğunu kabul ediyoruz.
Kurşunlu Cami adıyla tanınan camiin üç yönde kemerli girin­
tilerle genişletilmiş iç mekanı, ve yapı kitlesinden taşırılmaya­
rak duvar kalınlığı içerisine yerleştirilen ve karşı yönde mahfil
merdiveni ile dengelenen minare kürsüsü dikkati çeker. Bun­
lar dışında, pandantiflere binen kubbesi, düzgün kesme taş
duvar örgüsü, üç göz revakı, klasik minaresi ile tipik tek
kubbeli bir Sinan camiidir.

K 1-45
- ---·------ ---
KATALOG

Sıra No. 46
Katalog No. K 1-46
Kayıt TM
Adı MAKTÜL AYAS PAŞA CAMİİ
Yeri BASRA
Yaptıran Tuhfet ül-Mi'marin'e göre Bağdat Beylerbeyi MaktO.l Ayas
Paşa (öl. 1 5 59-60/H.967 )
Tamamlandığı yıl (?)
Açıklama 1 546- 1 548 yılları arasında Basra eyaletinin Bağdat Beylerbey­
liğine bağlı bulunduğu sürede Maktul Ayas Paşa'nın Basra
kentinde bir cami yaptırdığı düşünülebilir. Ancak, hakkında
bilgi edinemediğiniz bu camiin yapımı ile Sinan'ın ilişkisini
saptamak zordur. Camii İstanbul'da tasarlayarak Hassa
mimarlarından birini Basra'ya gönderdiği akla gelirse de Basra
Ayas Paşa Camii'nden yalnız Tuhfet ül-Mi'marin'de, o da
sayfa kenarında bir not olarak , söz edilmesi bu olasılığı da
zayıflatmakta ve camii Mimar Sinan'ın öz yapıları arasına
gönül rahatlığı ile almamızı engellemektedir.

Sıra No. 47
Katalog No. K 1-47
Kayıt TM
Adı MEHMED AÔA CAMii
Yeri İSTANBUL, ÇARŞAMBA
Yaptıran Babüssaade Ağası Habeşi Mehmed Ağa (öl. 1 589-90/H.998)
Tamamlandığı yıl 1 585 (H.993 )
Açıklama Tek kubbesi beden duvarlarından içe taşan dört gömme ayak
ve dört yarım sütun üzerinde yükselen ve dördü köşe�erde,
beşincisi mihrab çıkıntısının üstünde beş yarım kubbe ile
beslenen, beş göz revaklı, dış duvarları tuğla hatıllı, taştan,
kurşunlu bir camidir. Mihrabı, minberi, mahfil korkulukları
mermer yapılmış, mihrabının iki yanı çini panolarla süslen­
miştir. Asari'nin kaleme aldığı wun kitabesinde mimarının
Davud Ağa olduğu kaydedilir. Zamanımıza iyi durumda ula­
şan cami, son olarak, 1 958 yılında Vakıflarca onarılmıştır.

Sıra No. 48
Katalog No. K 1-48
Kayıt TB: l -48; TE: l -50; TM
Adı MEHMED BEY (FEVZİYE) CAMİİ
" l - 41 Yeri KOCAELİ, İZMİT
....,
Yaptıran Rüstem Paşa'nın kahyası Mehmed Kethüda
... Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
� � Açıklama XIX. yüzyıla harap durumda ulaşan Mehmed Bey Camii il.
Mahmud zamanında Fevzi Ahmed Paşa tarafından yenilene­
rek Fevziye Camii adını almış, 1 894 depreminde yıkılan Fev­
ziye Camii, şimdiki biçimini 1 896 yılında yapılan onarımdan
sonra almıştır. Ne var ki, gerek il. Mahmud gerekse il.
Abdülhamid zamanlarında yapılan yenilemelerin Mehmed
Bey Camiini tümüyle ortadan kaldırmadığını belirtmek gere­
kir. Çünkü Fevziye Camii Sinan yapısı camiin beden duvarları
üstüne fevkani olarak çıkılmıştır, ve eski cami, yenisinin
altında günümüze gelmiş bulunmaktadır. Kalan izlere göre,
Mehmed Bey Camiinin, enlemesine düzenlenmiş dikdörtgen
plana sahip sakıflı bir cami olduğunu söyleyebiliriz.

K 1 - 48

285
MİMAR SİNAN

Sıra No. 49
Katalog No. K 1-49
Kayıt TE: l -83
Adı MEHMED BEY CAMİİ
Yeri TIRHALA ( TRİKKALA )
Yaptıran Tezkiret ül-Ebniye'ye göre Sancak beyi Mehmed Bey
Tamamlandığı yıl (?)
Açıklama Bu cami bugün ayakta olmadığı gibi XVII. yüzyılda da ortada
yoktu. Çünkü Tırhala'yı anlatırken bu kazadaki camileri de
tanıtan Evliya Çelebi Mehmed Bey Camiinden hiç söz etmez.
Kaldı ki, Kanuni zamanında Tırhala'da sancakbeyi olan
Mehmed Bey 'in yaptırdığı camiin Evliya Çelebi'nin burayı
ziyaretinden önce yıkılıp ortadan kalktığını kabul etsek bile
bu camiin Sinan'la ilişkisini kurmak güçtür. Veziria'zam Rüs­
tem Paşa'nın kethüdası Mehmed Bey' in İzmit'teki camii ile
karıştırıldığı ve Tezkiret ül-Ebniye'nin bazı nüshalarına (hep­
sinde yoktur) yanlışlıkla alındığı kanısındayız.

Sıra No. 50
Katalog No. K 1-50
Kayıt TM
Adı MELEK AHMED PAŞA CAMİİ
Yeri DİYARBAKIR (AMİD)
Yaptıran Melek Ahmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 5 9 1 (?)
Açıklama Kubbeli orta alanı yanlarda iki katlı birimlerle kanatlanan,
asimetrik planlı, fevkani bir camidir. Son cemaat revakı
bulunmadığı gibi minaresi de ana kitlenin yanında bağımsız
bir yapı olarak yükselir. Sinan'ın ölümünden sonra tamam­
landığı sanılan camiin gerek yapım tarihi gerek üslubu onunla
bağdaşmaz. Bu nedenle de biçim ve yapı karakteri XVI. yüzyı 1
klasik mimarisine yabancı olan Melek Ahmed Paşa Camii .ne
Sinan'ın öz yapıları arasında yer vermemek daha doğru olur.

Sıra No. 51
Katalog No. K 1-5 1
Kayıt TB: l -76; TE: l -79; TM
K 1 - 50 Adı MEMİ KETHÜDA CAMİİ
Yeri SİVAS, ULAŞ
Yaptıran Eski Saray Pazarbaşısı Memi Kethüda adına Kanuni Sultan
Süleyman
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.

Açıklama Evliya Çelebi Darende'den Sıvas'a giderken uğradığı Ulaş'ı,


" Beşyüz hane İslam ve Ermeni kasabasıdır. Memi Kethüda
Camii ' ni Sultan Süleyman fermanı ile Mimar Sinan bina
itmişdir. Bir hanı ve bir kaç dükkanı var. Sair imaratı yok­
dur" , diyerek anlatır (C.III, s. 1 96). Bu sözlerden ; Memi Ket­
hüda Camii'nin XVII. yüzyıl ortalarında ayakta olduğunu
anlıyoruz. Daha sonra yıkılıp ortadan kalkmış olmalıdır.
Çünkü bugün Ulaş'ta Memi Kethüda'nın adını taşıyan bir
cami bulunmadığı gibi xvı. yüzyıla tarihleyebileceğimiz başka
bir cami de bulunmamaktadır.

286
KATALOG

Sıra No. 52
Katalog No. K 1-52
Kayıt TB: l -28; TE: l -29; TM
Adı MERKEZ EFENDİ CAMii
Yeri İSTANBUL, MERKEZEFENDİ
Yaptıran Kanuni zamanının ünlü hekimlerinden Merkez Efendi adıyla
tanınan Şeyh Musa Muslihiddin Efendi için Kanuni'nin kız
kardeşi Şah Sultan (öl. 1 572/H.980)
Tamamlandığı yıl 1 552- 1 572 arası
Açıklama Yapım tarihini saptayamadığımız Merkez Efendi Camii 'nin,
avlu kapısı üzerindeki kitabesinden, II. Mahmud'un camii
1 837-8 (H. 1 253) yılında yenilediğini öğreniyoruz. Dikdört­
gen planlı, sakıflı yeni caminin taştan pilastırlarla her cep­
hede beşe bölünen duvarları pembe sıvalı; içeride yuvarlak
kemerli olan kapı ve pencereleri dıştan düz atkılı ve taş söveli;
sivri külahlı minaresinin gövdesi ve peteği yuvarlak kesitli,
şerefe altı düzdür ve şimdiki mimari niteliği ile Sinan ve XVI.
yüzyılla ilişkisi adından öteye geçmemektedir.

Sıra No. 53
Katalog No. K 1-53
Kayıt TE: l -84; TM
Adı MESİH MEHMED PAŞA CAMii
Yeri İSTANBUL, YENİBAHÇE
Yaptıran Veziria'zam Mesih Mehmed Paşa (öl. 1 588-9/H.997 )
Tamamlandığı yıl 1 585-6 (H.994)
Açıklama Sekizgen şemaya göre tasarlanmış Mesih Paşa Camii 'nin orta
kubbesi, köşelerde ve mihrab çıkıntısı üstünde bulunan beş
yarım kubbe ile beslenir. Camiin ikinci katında üçer kubbeli
mahfiller yer alır. Fakat zemin düzeyinde mahfillerin altları
dışa açılan galeriler biçiminde düşünüldüğünden orta alanın
yanlara doğru yayılması engellenerek ilginç bir iç mekan kuru­
luşu yaratılmıştır. Mimar Davud Ağa'nın katkısıyla gerçekleş­
tirilmiş olan bu şadırvan avlulu vezir camii xvı. yüzyıl mimari
biçimini ve karakterini korumakta, bozulmadan XX. yüzyıla
varmış bulunmaktadır.

Sıra No. 54
Katalog No. K 1-54
Kayıt TM
Adı MEVLANA EFENDİ CAMİİ
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran Anadolu Kazaskeri Mevlana Ahmed Çelebi (öl. 1 567-8/
H.975)
K l-53
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Beden duvarları kargir, üstü kiremit çatılı, minaresi ahşap
olan cami şimdiki biçimini XX. yüzyıl başlarında almıştır.
Kitabesi yoktur. Fakat banisinin camiinin haziresin,deki meza­
rının yanıbaşında duran 1 1 8 1 tarihli kitabeden, camiin
1 560'lı yıllarda kendisi ya da vasiyeti üzerine ölümünden
hemen sonra yapıldığını ve ilk camiin 1 767-8 (H. 1 1 8 1 )
yılında esaslı bir onarım geçirdiğini anlıyoruz. Onarılan cami
daha sonra yanmış ya da yıkılmış; enkazı kaldırılarak arsası
klasik dönemle herhangi bir ilişkisi bulunmayan şimdiki
yapıya tahsis edilmiştir.

287
MİMAR SİNAN

Sıra No. 55
Katalog No. K 1-55
Kayıt TB: l A; TE: l-4; TM
Adı M İ H R İ M A H S U LT A N ( E D İ R N E K A P I ) C A M İ İ
Yeri İSTANBUL, EDİRNEKAPI
Yaptıran Kanuni'nin kızı ve Veziria'zam Rüstem Paşa'nın eşi Mihrimah
Sultan (öl. 1 5 77-8/H.985 )
Tamamlandığı yıl 1 565 (?)
Açıklama Sağda ve solda üçer kubbeli yan kanatlarla genişletilmiş yük­
sek orta kubbesi dört büyük kemer üstünde yükselen, tek
minareli, yedi göz revaklı bir selatin camiidir. Çifte revakının
dış bölümü yıkılmış, yenilenmemiştir. Kaynaklar bu camiin
depremlerden çok zarar gördüğünü yazarlar. 1 7 1 9 depre­
K 1 - 55
minde kubbelerinin çöktüğünü, 1 894 depreminde harap
olup wun yıllar kapalı kaldığını, XX. yüzyıl başlarında Evkaf
Nezaretince onarılmaya başlandığını, fakat İkinci Meşrutiye­
tin ilanı üzerine onarımın durdurulduğunu biliyoruz. Daha
sonra Vakıflarca yeniden ele alınan cami esaslı bir onarımdan
geçmiş; dış revakı bir yana bırakılırsa, 1 970 yılında eski görü­
nümüne kavuşmuştur.

Sıra No. 56
Katalog No. K 1-56
Kayıt TB: l-39; TE: l -40; TM
Adı MİHRİMAH SULTAN ( İSKELE) CAMİİ
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran Mihrimah Sultan
Tamamlandığı yıl 1 547-8 (H.954)
Açıklama Orta kubbesi yanlarda ve kıble yönünde yarım kubbelerle
beslenen, dikdörtgen örtüsü yarım kubbeler arasına konulan
küçük kubbelerle tamamlanan, çifte minareli, çift revaklı bir
camidir. Beş kubbeli iç revakını üç yandan saran dış revakı
şadırvanın da üstünü örtecek biçimde uzunlamasına eksen
üzerinde dışa doğru çıkıntı yapar. Duvarları kesme küfeki;
kapısı, mihrabı, minberi ak mermer; üstü kurşunlu olan cami
xvı. yüzyıl klasik karakterini korumakta, 1955- 1 963 yılları
arasında esaslı bir onarımdan geçtiği için iyi durumda bulun­
maktadır.

Sıra No. 57
Katalog No. K 1-57
Kayıt TB: l -35; TE: l -3? ; TM
Adı MOLLA ÇELEBi (FINDIKLI) CAMİİ
K 1 - 56 Yeri İSTANBUL, FINDIKLI
Yaptıran Anadolu Kazaskeri Mehmed Vusuli Efendi (öl. 1 589-90 /
H.998)
Tamamlandığı yıl 1 5 6 1 (?)
Açıklama Altıgen şemaya göre tasarlanmış, tek minareli, beş göz revaklı,
duvarları kesme küfeki, üst örtüsü kurşunlu bir camidir.
1 723 ve 1 7 24'de çıkan iki yangında harabolduğu, sonra aslına
uymayan bir biçimde onarıldığı, ve çöken son cemaat revakı­
nın yerini ahşaptan bir direkliğe bıraktığı bilinir. 1822 yılına
tarihlenen ahşap direklik XX. yüzyılın ortalarına kadar ayakta
kaldıktan sonra 1 958 Vakıflar onarımında sökülerek şimdiki
kargir revak yapılmış, bu onarımda aslını yansıtmayan öbür
bölüm ve öğeler de düzeltilerek cami klasik biçim ve görünü­
müne yeniden kavuşturulmuştur.

K 1 - 57
KATALOG

Sıra No. 58
Katalog No. K 1-58
Kayıt TB: 1 -34; TE: 1 -35; TM
Adı MUHYİDDİN ÇELEBİ (ÇUKURCUMA) CAMİİ
Yeri İSTANBUL, TOPHANE
Yaptıran Şeyhülislam Fenarizade Muhyiddin Mehmed Efendi (öl.
1 547-8/H.954)
Tamamlandığı yıl 1 542- 1 547 arası
Açıklama Tuğla hatıllı taş duvarları sıvalı, sakıflı ana kitlesinin önünde
ahşaptan bir son cemaat yeri ve meşruta bulunan Muhyiddin
Çelebi Camii şimdiki biçimini, büyük olasılıkla 1 823 Firuz
Ağa yangınından sonra almıştır. Camiin minare kürsüsü ile
beden duvarları XVI. yüzyıla iner. Fakat minaresinin gövdesi,
ahşap ön bölümleri, üst örtüsü, yuvarlak kemerli yüksek
pencereleri ile yuvarlak nişli mihrabı xıx. yüzyılın ürünüdür­
ler. Cami son olarak 1 967-8 yıllarında Vakıflarca onarıldı­
ğından iyi durumda bulunmaktadır.

Sıra No. 59
Katalog No. K 1-59
K 1 - 58 Kayıt TM
Adı MURAD PAŞA CAMİİ
Yeri BAÔDAT
Yaptıran Bağdat Beylerbeyi Murad Paşa
Tamamlandığı yıl 1 570- 1 (H.978)
Açıklama Tek kubbeli, tek minareli ( Evliya Çelebi iki minareli oldu­
ğunu yazar. C.IV., s.4 1 9 ) bir camidir. Geçirdiği çeşitli ona­
rımlar sonucu klasik biçim ve görünümü değişmiş, tüm süs­
lemesine bölgesel motifler egemen olmuştur. AdıRdan yalnız
Tuhfet ül-Mi'marin'de, o da metin dışında, sayfa kenarına
düşülen bir not biçiminde söz edilen bu camiin Sinan'la ilişkili
olmadığı kanısındayız.

Sıra No. 60
Katalog No. K 1-60
Kayıt TM
Adı NİŞANCI MEHMED PAŞA CAMİİ
Yeri İST ANBUL, KARAGÜMRÜK
Yaptıran Nişancı Boyalı Mehmed Paşa (öl. 1 5 95-6/H. 1004)
Tamamlandığı yıl 1 588-9 (H.997)
Açıklama Şadırvan avlusu, kıble yönünde iki sıra çıkınn yapan kitle
düzeni ve köşelerde yarım kubbelerle desteklenen büyük
kubbesinin ayrıca dört yönde yine yarım kubbelerle beslen­
mesi sonucu sekiz uçlu yıldız biçimini alan üst yapı kuruluşu
ile dikkat çeken ilginç bir camidir. Onarım kitabeleri, camiin
lll. Mustafa ve ll. Mahmud zamanlarında iki esaslı onarımdan
geçtiğini gösterir. Asıl mimarisini iyi koruyarak zamanımıza
K 1 - 60 ulaşan Nişancı Mehmed Paşa Camii Mimar Davud Ağa'nın
eseridir.

289
MİMAR SİNAN

Sıra No. 61
Katalog No. K 1-6 1
Kayıt TB: l -26; TE: l -26; TM
Adı NİŞANCI MUSTAFA PAŞA CAMİİ
Yeri İSTANBUL, EYÜP
Yaptıran Nişancı Celalzade Mustafa Paşa (öl. 1 567-8/ H.975)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Kaynaklar, beden duvarları kaba yonu taş, dört yüzeyli ahşap
çatısı alaturka kiremit döşeli olan ve son cemaat yeri bulun­
K l-61
mayan Eyüp Nişancı Camiinin 1 729 ve 1 780 yıllarında iki
büyük yangından çok zarar gördüğünü yazıyorlar. Cami 1 780
yılında yandıktan sonra temelden başlayarak yenilenmiş ve
zamanımıza bu yeni haliyle ulaşmıştır. Bu yüzden de şimdiki
mütevazi cami ile Evliya Çelebi'nin "selatin cevami kadar
mükellef ve mükemmel bir camidir". sözleriyle tanımladığı
yapıyı bağdaştırma olanağı bulunmadığı gibi xvı. yüzyıl
biçim ve mimari karakterini yitiren camide Sinan'dan kalan
herhangi bir özelliğe de rastlamıyoruz.

Sıra No. 62
Katalog No. K 1-62
Kayıt TB: l - 14; TE: l - 1 5 ; TM
Adı ODABAŞI BEHRUZ AGA CAMİİ
Yeri İSTANBUL, . ŞEHREMİNİ
Yaptıran Hasodabaşı Behruz Ağa
Tamamlandığı yıl 1 562-3 (H.970)
Açıklama Beden duvarları üç sıra tuğla hatıllı taştan yapılmış, dört
yüzeyli ahşap çatısı Marsilya tipi kiremit döşeli, taş minaresi
XVlll. yüzyıl üslubunda bir camidir. Asıl minaresi 1 766 dep­
reminde yıkıldıktan ve özgün yapısı 1 782 Cibali yangınında
harabolduktan sonra cami bugünkü görünümünü almıştır.
Klasik mimari karakteri bozulmuş, son cemaat direkli)':i
kapalı bir ön bölüme dönüştürülmüş olmakla birlikte Sinan
dönemi yapısının duvar ve revak sekilerine dokunulmadığı
için yenilenen camiin eski plan ölçülerini koruduğu görülür.
Son olarak 1 969 yılında onarılan cami iyi durumda bulun­
maktadır.

Sıra No. 63
Katalog No. K 1-63
Kayıt TB: l -49; TE: l -5 1 ; TM
Adı OSMAN PAŞA CAMİİ
Yeri KAYSERİ
Yaptıran Çerkes Osman Paşa (öl. 1553-4/H.96 1 )
K 1 - 62 Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Osman Paşa Camii bugün ayakta olmadığı gibi Kayseri'nin
eski yapılarını 1927- 1 928 yıllarında inceleyen Albert Gab­
riel, o tarihlerde bu camiin izine rastlamadığını yazar
(Monuments Turcs d'Anatolie, C.l. s.57). Diğer yandan,
Evliya Çelebi Osman Paşa Camii' nden sözederek (C.lll,
s. 1 78) onun XVII. yüzyılda varolduğunu ortaya koyar. Nite­
kim son araştırmalar, camiin Vilayet Konağının güneyinde,
postane binasının yerinde bulunduğunu göstermiştir. Ancak ,
camiin hangi tarihte yıkıldığını saptayamadığımız gibi türü ve
biçimi konusunda da bilgimiz yoktur.

290
KATALOG

Sıra No. 64
Katalog No. K 1-64
Kayıt TB: l -79; TE: l -82; �
Adı OSMAN ŞAH CAMII
Yeri TIRHALA ( TRİKKALA )
Yaptıran Kanuni'nin kız kardeşi Hanım Sultan'ın oğlu Kara Osman
Paşa {öl. 1 567-8/H.975)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Orlandos'un Yunanistan'daki camilerin en heybetlisi dediği
bu cami Trikkala'da bulunan sekiz Osmanlı camiinden zama­
nımıza ulaşan tek yapıdır. Duvarları üç sıra tuğla hatıllı düzgün
taştan örülü, yüksek cephelerinde üç katlı pencereler yer alan,
18 metre çapında tek büyük kubbesi sekizgen kasnakla kuşak­
lanmış, tek minareli ve çift revaklı bir cami idi. Uzun yıllardan
her: l.:endi haline bırakıldığından kurşunları sökülmüş, mina­
resiııın külahı yıkılmış, mahfili çökmüş, minberi kaybolmuş,
beş gözlü son cemaat revakından yalnız iki mermer sütun
ayakta kalmış ve dış revakı tümü ile ortadan kalkmış durum­
dadır. Onarılması temenni olunur.

Sıra No. 65
Katalog No. K 1-65
Kayıt TB: l-5; TE: l-5; TM
Adı OSMAN ŞAH VALİDESİ CAMİİ
Yeri İST ANBUL, AKSARAY
Yaptıran Kanuni'nin kız kardeşi, İskender Paşa'nın eşi Hanım Sultan
Tamamlandığı yıl 1 543-4 (H.950)

Açıklama Yanındaki medrese ve aşhane ile birlikte küçük bir külliye


olarak yaptırılan bu cami Aksaray'ı Yenikapı'ya bağlayan
Mustafa Kemal Caddesinin üzeril)de, Teceddüt Sokağının
başında bulunuyordu. 19. Asır' da lstanbul Haritası'nda gös­
terildiği için camiin haritanın yayınlandığı 1 882 yılından önce
ayakta olduğunu anlıyoruz. Daha sonra yıkılmış, yeri arsa
halinde iken 1 958 yılında açılan caddeye katılmış, böylece
toprak altındaki temel kalıntıları da ortadan kalkarak yok­
olmuştur.

Sıra No. 66
Katalog No. K 1-66
Kayıt TB: 1 -43 ; TE: 1 -45; TM
Adı PERTEV PAŞA (YENİCUMA) CAMİİ
Yeri KOCAELİ, İZMİT
Yaptıran 1 5 72-3 (H.980) yılında ölen 2 . Vezir Pertev Mehmed Paşa'
nın vasiyeti üzerine kethüdası Sinan Ağa
Tamamlandığı yıl 1579-80 (H.987)

Açıklama Düzgün kesme taştan örülmüş, üstü kurşun kaplı tek kubbeli,
çift revaklı bir camidir. Üç katlı dış mimarisi, altta beden
duvarlarının belirlediği kübik yapıdan; sonra köşegenlerde
tromp yuvarlaklarının yer aldığı sekizgen geçiş kademesinden;
en üstte de kasnağı sekizgenin her köşesinde bir kemerli
payanda ile omuzlanan kubbeden oluşur. İç mimarisinin
kayda değer yanı, kubbeli orta mekanının üç göz halinde
kuzeye doğru uzamasıdır. Pertev Paşa Camii ' nin XX. yüzyıla
kadar kaç onarım geçirdiği bilinmiyor. Fakat 1 952-196 1
yılları arasında Vakıflarca esaslı biçimde elden geçirilmiş,
kalem işi nakışları, alçı pencereleri bu onarımda yenilenmiştir.

K I - 66

291
MİMAR SİNAN

Sıra No. 67
Katalog No. K 1-67
Kayıt TM
Adı PİYALE PAŞA (TERSANE) CAMİİ
Yeri İSTANBUL, KASIMPAŞA
Yaptıran Kapudanıderya Damad Piyale Paşa (öl. 1 578-9/H.986)
Tamamlandığı yıl 1 573-4 (H.98 1 ) (?)
Açıklama Eş büyüklükte altı kubbe ile örtülü enlemesine dikdörtgen
kitlesi üç yanda revaklarla sarılı, iki kapısı cephesinin sağında
ve solunda, müezzin mahfili ile minaresi ortada bulunan, mih­
rab çinileri önemli olan ilginç bir camidir. Çok kubbeli yapısı
erken dönem Osmanlı ulucamilerini akla getirirse de orta
yerde iki granit sütuna binen yüksek kubbelerin, ayrı mekan
birimleri oluşturmak yerine iç mekan bütünlüğünü bozmaya­
cak biçimde yapıldıkları görülür. Zamanımıza harap fakat
mimari karakteri bozulmadan ulaşmış, 1 952- 1 968 yılları ara­
sında Vakıflarca esaslı bir onarıma tabi tutulmuştur. Ön
revak ve yan galerilerin yenilenmeyen üst örtüleri dışında
özgün görünümünü korumaktadır.

Sıra No. 68
Katalog No. K 1-68
K 1 - t>i
Kayıt TB: 1 -60; TE: 1-63 ; TM
Adı RÜSTEM PAŞA CAMİİ
Yeri AFYON, BOLVADİN
Yaptıran Veziria'zam Sarı Rüstem Paşa (öl. 1 560- 1 /H.968)
Tamamlandığı yıl 1 546- 1 5 6 1 arası
Açıklama Ahşap direkli son cemaat yeri ve tuğla minaresi aslına uyma­
yan biçimde yenilenmiş, tek kubbeli bir camidir. Mihrabı,
minberi, kıble kapısı kaba olmakla birlikte klasik karakterde­
dir. Minaresinin kürsüsü, yer yer tuğla sıralarıyla hatıllanmış
moloz taş duvarları ve yayvan tromp kemerlerine binen kub­
besi XVI. yüzyıla tarihlenir. Kubbenin göbeğinde bulunan
klasik üslupta süsleme bunu kanıtlar. Fakat kubbenin eteğini
dolanan ağaçlı desenler ile ahşap direkli ve kemerli son cemaat
yeri Sultan Abdülmecid zamanına, tuğla minare ise XX. yüz­
yıla aittir.

Sıra No. 69
Katalog No. K 1-69
Kayıt TB: l -8; TE: l -8; TM
Adı RÜSTEM PAŞA CAMİİ
Yeri İSTANBUL, TAHTAKALE
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl 1 562 (?)
Açıklama İki katlı hanlarla dolu yoğun bir ticaret merkezinin ortasında,
altına konulan mahzen ve dükkanlar üstünde yükseltilip çev­
reden görülmesi sağlanan bu cami, sekizgen tabana oturan
orta kubbesi, fevkani avlusu, sokağı avluya ve avluyu mahfil­
lere bağlayan merdivenleri, Osmanlı sanatının en güzel örnek­
leri arasında sayılan çini süslemesi ile dikkati çeker. Kaynak­
lar, camiin 1 660 yangını ile 1 766 depreminde çok hasar
gördüğünü yazıyorlar. xıx. yüzyıl ortalarında da büyük bir
onarım geçirdiği, kubbelerinin içini dolduran yabancı üsluplu
nakışların bu onarımın ürünü olduğu bilinir. Bu bezeme
dışında, günümüze özgün mimarisini koruyarak gelmiş, son
olarak 1 960- 1 969 yılları arasında onarılmıştır.
K 1 - 69

292
KATALOG

Sıra No. 70
Katalog No. K 1-70
Kayıt TM
Adı RÜSTEM PAŞA CAMİİ
Yeri İST ANBUL, SİLİVRİ
Yaptıran Tuhfet ül,Mi'marin yazarına göre Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl (? )
Açıklama Bugün Silivri'de Rüstem Paşa'nın adını taşıyan bir cami
bulunmadığı gibi XVII. yüzyılda da yoktu. Çünkü Evliya
Çelebi Silivri'yi anlanrken kasabanın merkezindeki Piri Paşa
Camii 'ne yer vermekte ve sonra,''Bundan başka camii ma'lı1,
mum değildir" , demektedir (C.Ill,s.294 ). Bu yüzden, Silivri
Rüstem Paşa Camii ya yapıldıktan kısa bir süre sonra yıkılıp
ortadan kalkmıştır, ya da Tuhfe! ül-Mi'marin'e hata sonucu
alınmıştır. Mimar Sinan'ın Rüstem Paşa için inşa ettiği pek
çok eser içinde adı yalnız bir tezkerede geçen tek yapının bu
cami olması ikinci şıkkın doğruluğuna işaret etmekte, Silivri
Rüstem Paşa Camii'nin hata ya da hayal ürünü olabileceğini
göstermektedir.

Sıra No. 71
Katalog No. K 1-7 1
Kayıt TB: l AS; TE: lA7; TM
Adı RÜSTEM PAŞA CAMİİ
Yeri İSTANBUL, YALOVA,SAMANLI
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Yalova'dan 5 kilometre kadar içerde, Çınarcık Term.al yolları
kavşağında bulunan Samanlı köyü Osmanlı çağında lstanbul,
Bursa kervan yolu üzerinde idi ve Rüstem Paşa burada cami ve
kervansaray yaptırmıştı. Bu yapılar bugün ortada yoktur.
Köyün içindeki bir minare kalıntısının Rüstem Paşa Camiine
ait olduğu söylenirse de, camiin, yaşlıların açıklamalarına
göre, yirmi yıl öncesine kadar duvar parçaları toprak üstünde
duran ,ve köyün dışında yer alan, kervansarayın yakınında
bulunduğunu düşünmek daha akla yakın geliyor. Kervansa,
rayla birlikte camiin de yıkılıp tümü ile ortadan kalktığını
kabul ediyoruz.

Sıra No. 72
Katalog No. K 1-72
Kayıt TB: l A4; TE: 1 A6; TM
Adı RÜSTEM PAŞA CAMİİ
Yeri SAKARYA, SAPANCA
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor
Açıklama XVI. yüzyılda yapılan cami ile hiç bir ilişkisi kalmamış olan
şimdiki cami, uzunlamasına dikdörtgen planlı bir ana kitle ile
altı son cemaat yeri, üstü kadınlar mahfili biçiminde düzen,
lenmiş iki katlı bir ön bölüm ve ana yapıdan bağımsız minare,
den oluşur. Minarenin tuğla hatıllı kesme taştan inşa edilmiş
küp ve pabuç bölümleri eski, tuğla gövdesi yenidir. Türü ve
biçimi konusunda bir görüş bildirme olanağımız bulunmayan
Sinan yapısı cami XX. yüzyıl başlarında harabe halinde idi.
Yıktırılmış, şimdiki sakıflı cami 1 932 yılında Bostancızade
Yusuf isimli bir hayırseverce yaptırılmıştır.

293
MİMAR SİNAN

Sıra No. 73
Katalog No. K 1-73
Kayıt TB: l -78; TE: l -8 1 ; TM
Adı RÜSTEM PAŞA CAMİİ
Yeri TEKİRDAÔ (RODOSCUK)
Yapnran Yeziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl 1 552-3 (H.960)

Açıklama Tek kubbeli, çift revaklı, duvarları sarıya çalar kül rengi
kesme taş, üstü kurşun kaplı bir camidir. Mermer minberi
şebekeli; minaresinin şerefe altı, mihrabı, kıble kapısı, iç
revak sütunları stalaktitli, dış revakının sütun başlıkları düz­
K 1 - 73 dür. Bu süs öğeleri XVI. yüzyıla iner. Camiin içinde arka
duvara yapıştırılan ahşap merdivenler ve büyük kubbenin
içindeki gırlandlı, rozetli süsleme ise, kıble kapısının yan
duvarına konulan kitabeden anladığımıza göre, 184 1
(H. 1 2 5 ) yılında yapılan onarımın ürünüdürler. Son olarak
1 95 5 - 1 97 1 yılları arasında esaslı bir onarımdan daha geçen
cami bugün çok iyi durumdadır.

Sıra No. 74
Katalog No. K 1-74
Kayıt TB: l -67; TE: l -70; TM
Adı SEMİZ ALİ PAŞA CAMİİ
Yeri KIRKLARELİ, BABAESKİ
Yapnran Yeziria'zam Semiz (Cedid) Ali Paşa (öl. 1 565)
Tamamlandığı yıl 1 560'lı yılların sonları

Açıklama Çift revaklı son cemaat yerinin önünde duvarları revaksız bir
avlu bulunan, altıgen tabanlı kubbesi yanlarda ikişer, mihrab
çıkıntısı üstünde bir olmak üzere beş yarım kubbeyle besle­
nen, düzgün taş duvarlı ve kurşunlu bir vezir camiidir. Semiz
Ali Paşa'nın sadaret makamında bulunduğu 1 56 1 - 1 565 yıl­
ları arasında yapımına başlandığını sandığımız cami, avlu
kapısına konulan kitabeye göre, 1 832-3 (H. 1 248)'de 11.
Mahmud'un emriyle onarılmış, içindeki klasik üslupla bağ­
daşmayan yağlıboya süsleme, büyük olasılıkla, bu onarımda
K 1 - 74 yapılmıştır. Söz konusu süsleme dışında camiin XVI. yüzyıl
mimari biçim ve karakterini iyi koruduğu görülmektedir.

Sıra No. 75
Katalog No. K 1-75
Kayıt TB: l -70; TE: l-73; TM
Adı SEMİZ ALİ PAŞA CAMİİ
Yeri TEKİRDAÔ, EREÔLİ
Yapnran Veziria'zam Semiz Ali Paşa
Tamamlandığı yıl 1 5 6 1 - 1 565 arası (?)

Açıklama 1 865-6 (H. 1 282 ) tarihli kapı kitabesinden Sultan Abdülaziz


zamanında esaslı bir onarım geçirdiğini anladığımız cami kapı
ve çoğu pencerelerinin, mihrab ve minberinin çağın mimari
üslubuna uydurulmasına, mahfil ve minaresinin yenilenme­
sine rağmen xvı. yüzyıl sakıflı cami düzeni bozulmadan
zamanımıza ulaşmış bir Sinan eseridir. Enlemesine konulmuş
dikdörtg�n bir kitle, ona yapışık minare, ve ahşap direklikten
oluşur. Uç cephesindeki iki katlı klasik pencereler birleştiri­
lerek yuvarlak kemerli yüksek pencerelere dönüştürülmüş,
fakat son cemaat yeri duvarına açılan pencerelere dokunul­
mamıştır. Keza, XIX. yüzyılda elden geçmiş olsa da cephede
yedi yanlarda iki açıklıklı ahşap direklik özgün mimari kuru­
luşunu korumaktadır. Şimdi üzerine sıva çekilmiş olan taş
tuğla karışımı duvarların ve direkliği de içine alır biçimde
tüm yapıyı örten alaturka kiremit döşeli ahşap çatının da
klasik sakıflı cami normlarına uygunluğu kayda değer.

K 1 - 75
KATALOG

San No. 76
Katalog No. K 1-76
Kayıt TB: l -38; TE: l -39; TM
Adı ?İNAN PAŞA (BEŞİKTAŞ) CAMİİ
Yeri ISTANBUL, BEŞlKTAŞ
Yaptıran Kapudanıderya Sinan Paşa (öl. 1 5 53-4/H.96 1 )
Tamamlandığı yıl 1 5 55-6 (H.963)
Açıklama Altıgen tabana oturan bir kubbeyle örtülü orta alanı iki yanda
sırt sırta ikişer kubbeli birimle enlemesine genişletilmiş kitle
düzeni Edirne'deki Üç Şerefeli Camii akla getirirse de son
cemaat revakının önünde, cami ile bütünleşen avlulu medre­
sesi ile ondan ayrılır. Beden duvarları üç sıra tuğla harıltı
küfekiden, minaresi taştan yapılmış, üstü kurşun kaplan­
mıştır.
Sinan Paşa'nın ölümü üzerine kardeşi Rüstem Paşa'nın
tamamlattığı camiin yangın ya da depremden zarar gördüğünü
kaynaklar kaydetmiyor. Yalnız, XIX. yüzyılda beş gözlü son
cemaat yerinin kapatılarak iç mekana eklendiği, içindeki süs­
lemenin de aynı dönemde yenilendiği ve son olarak 1 952-
1 97 5 yılları arasında Vakıflarca onarıldığı bilinmektedir.

Sıra No. 77
Katalog No. K 1-7 7
K 1 - 7fı
Kayıt TM
Adı SOFU MEHMED PAŞA CAMİİ
Yeri DİYARBAKIR (AMİD)
Yaptıran Tuhfet ül-Mi'marin'e göre Sofu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl (?)
Açıklama Tuhfet ül-Mi'marin'e göre Mimar Sinan Amid'de Hadım Ali
Paşa, İskender Paşa, Behram Paşa, Melek Ahmed Paşa ve Sofu
Mehmed Paşa adına olmak üzere beş cami yapmıştır. Bunlar­
dan ilk dördü bilinen ve günümüze iyi durumda ulaşmış
camilerdir. Fakat Diyarbakır' da Sofu Mehmed Paşa'nın adını
taşıyan bir cami yoktur. Evliya Çelebi'nin sözünü etmediği ve
hiç bir ana kaynakta yer almayan bu camiin hayal ürünü
olduğuna inanı yor, Tuhfet ül-Mi 'marin 'e yanlışlıkla alındığını
öne sürüyoruz.

Sıra No. 78
Katalog No. K 1-78
Kayıt TB: l -68; TE: l -7 1 ; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA (KASIM PAŞA) CAMİİ
Yeri EDİRNE, HAVSA
Yaptıran Kendinden önce ölen oğlu Kasım Bey (Paşa) adına Veziria�
zam Sokollu Mehmed Paşa (öl. 1 579)
Tamamlandığı yıl 1576-7 (H.984)
Açıklama Tek kubbeli, beden duvarları dışta ve içte düzgün kesme
taştan yapılmış, kurşunlu bir camidir. Revakı cephe duva­
rında bulunan kemer üzengileri ile son cemaat yeri sekileri
üstünde duran sütun tabanları günümüze ulaşmayan revakın
üç kubbeli olduğunu gösterir. Revak ve minaresinin Balkan
Savaşında yıkıldığını, revakına dokunulmadıysa da camiin
onarıldığı ve minarenin yenilendiğini biliyorw. Bu onarımda
cami elden geçirilmiş, eksikleri tamamlanmış, son cemaat yeri
ile kubbe ve minare arasında gördüğümüz kademeleme
dışında eski biçim ve karakterine kavuşmuştur.

K 1 - 78

295
MİMAR SİNAN

Sıra No. 79
Katalog No. K 1-79
Kayıt TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA CAMİİ
Yeri HATAY, YAKACIK (PAYAS)
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1574-5 (H.982 ) (?)
Açıklama Dört yönde çapraz tonozlarla örtülü eyvanımsı nişlerle zengin­
leştirilmiş kubbeli orta alanı haçvari bir iç mekan oluşturan
bu cami düzgün sarı taştan yapılmış, üstü kurşun kaplı kunt
bir yapıdır. Sekiz gözlü asimetrik son cemaat revakının bazı
kubbeleri çökmüş, kalın silindir gövdeli asıl minaresinin
yerini sivri külahlı güdük bir minare almıştır. Minberi de
XIX. yüzyılda yenilenmiştir. Diğer yandan, siyah, beyaz mer­
K 1 - 79
mer kuşaklı, stalaktitli kıble kapısı özgün biçimini korumak­
tadırlar. Kitabe yeri boş olan cami in yapım yılı bilinmiyor. Ne
var ki, camiin de parçası olduğu menzil külliyesinin kapısı
üzerindeki 982 tarihli kitabe külliyeyi tarihlememize yardımcı
olmakta, camiin de aynı yıllarda yapıldığı sanılmaktadır.

Sıra No. 80
Katalog No. K 1-80
Kayıt TB: l -32; TE: l-33; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA (AZABKAPI) CAMİİ
Yeri İSTANBUL, AZAP KAPI
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1577-8 (H.985 )

Açıklama Orta kubbesi, kıble yönündekiler duvarlar içinde kalan, sekiz


ayağa bindirilmiş ve sekiz yarım kubbeyle eteklenmiş, son
cemaat yeri kapalı, minaresi ana kitleden bağımsız, altında
mahzen ve dükkanlar bulunan fevkani bir camidir. Tümü ile
küfekiden yapılmış kurşun kaplı camiin mihrabı ve minberi
mermerdir. Eskiden içinin çinili olduğu bilinir. Bunlar,
K 1 - 80
dökülmüş, yalnız pandantif göbeklerindekiler son onarımda
Kütahya çinileri ile yenilenmiştir. 1894 depreminde harab­
olan Azabkapı Camii uzun yıllar kapalı kaldıktan sonra 1 941
yılında onarılarak kurtarılmıştır. Yıldırım çarpmasıyla yıkılan
ve 1 826'da barok üslubunda yenilenen uzun minaresi de
1 958'de yıktırılmış, yerine klasik karakterde bir minare
yapılmıştır. Şimdi iyi ve bakımlı durumdadır.

Sıra No. 81
Katalog No. K 1-8 1
Kayıt TB: l -9; TE: l -9; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA CAMİİ
Yeri İSTANBUL, KADIRGA
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 157 1-2 (H.979)
Açıklama Enlemesine dikdörtgen kitleli, doğuda ve batıda ikişerden
dört yarım kubbe ile beslenen altıgen tabanlı kubbeyle örtülü
bir camidir. Altı pandantifinin yüzleri ve kıble duvarının orta
bölümünde zamanının en nefis İznik çinileri, kubbe ve yarım
kubbelerinin yuvarlaklarında kalem işi nakışlar yer alır.
Mermer mihrabı ve külahı çinili minberi birer sanat eseridir.
Şerefe altında iri damlalı stalaktitler bulunan gövdesi çubuklu
minaresi ve yedi kubbeli son cemaat revakı da kayda değer.
Kaynaklarda camiin XX. yüzyıldan önce önemli bir onarım
geçirdiği yolunda bilgi yoktur. 1 940'lı yıllarda Vakıflarca
onarılan cami günümüze çok iyi durumda ulaşmıştır.

K 1-81
KATALOG

Sıra No. 82
Katalog No. K 1-82
Kayıt TB: 1 --69; TE: 1 ,72; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA CAMİİ
Yeri KIRKLARELİ, LÜLEBURGAZ (BURGOS)
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 569,70 (H.977)
Açıklama Tek kubbesi oniki köşeli sağır bir kasnakla kuşaklanan,
büyük kemerleri dört köşede onaltıgen gövdeli iri ağırlık
kuleleriyle pekiştirilen, dokuz kubbeli son cemaat revakının
önünde yine dokuz açıklıklı bir revak bulunan bu cami
lstanbul,Edirne arasındaki en görkemli menzil külliyesinin
baş yapısıdır. Dış duvarları düzgün kesme taş, üstü kurşunlu,
dur. Mihrabı, minberi, mahfilleri ak mermerden yapılan
camiin kubbe ve pandantiflerinin yüzlerinde kalem işi nakış,
lar yer alır. Cami, avlu kapısı üzerindeki 18 mısralık kitabeye
göre 1 839 (H. 1 2 5 5 ) yılında esaslı bir onarım görmüş. Balkan
Savaşında yıkılan minaresi daha sonra aslına uygun biçimde
yenilenmiş, son olarak 1 952, 1 968 yılları arasında Vakıflarca
onarılmıştır.

K 1 - 82 Sıra No. 83
Katalog No. K 1-83
Kayıt TB: l ,74; TE: l,77; TM
Adı SOKOLLU MUSTAFA PAŞA CAMİİ
Yeri BUDA (BUDİN)
Yaptıran Budin Beylerbeyi Sokollu Mustafa Paşa (öl. 1578)
Tamamlandığı yıl 1 566, 1 578 arası
Açıklama Sokollu Mehmed Paşa ile amca çocukları olan Mustafa Paşa
1 566'dan Budin Beylerbeyliğine atanmış ve 1 5 78'de idamına
kadar bu görevde kalmıştı. Budin'de toprağa verilen Mustafa
Paşa'nın türbesi, kalenin alt tarafındaki Aşağı Varoş'ta bulu,
nuyordu. Evliya Çelebi'den öğrendiğimize göre, türbenin
önünde yer alan cami, kurşun kaplı kıirgir kubbeli, usta elin,
den çıkmış süslü bir eser idi (C.Vl, s, 242). Zamanımıza
ulaşmayan camiin 1 686 yılında Budin'in düşmesi üzerine
Macarların yıktığı Osmanlı yapıları arasında bulunduğunu
sanıyor, cami hakkında başkaca bir şey bilmiyoruz.

Sıra No. 84
Katalog No. K 1-84
Kayıt TB: 1 ,53; TE: 1 ,55; TM
Adı SULTAN ALAEDDİN SELÇUKi CAMİİ (ULUCAMİ)
Yeri ÇORUM
Yaptıran Sultan Alıieddin Keykubad'ın azadlı kölesi Hayreddin Hızır (?)
Tamamlandığı yıl XIII. yüzyıl
Sinan onarımı III. Murad zamanında 1 574, 1 588 arası
Açıklama Ill. Murad zamanında Mimar Sinan'ın onardığı Çorum Ulu,
camii 1 783 depreminde yıkılmış ve Cebbarzade Süleyman
Bey ile oğlu Abdülfettah Bey tarafından yenilenmiştir. Yeni,
K 1 - 84
leme 1 8 1 0'da tamamlanmış, bir yüzyıl sonra da Mutasarrıf
Celıil Bey Ulucamiin ikinci minaresini ve son cemaat revakı
kubbelerini yaptırmıştır.
Çorum Ulucamiin dört yüzeyli ahşap çatısı içinde ahşaptan
bir kubbe yer alır. Kubbe oniki sütuna biner. Sütunlar ve
kubbe Sinan'la ilişkili olmayıp 1 8 1 0 yenilemesinin ürünü,
dürler. Sinan'ın Ulucamii dokuz eş kubbeyle örttüğü tezini
destekleyen bir iz ya da belge de yoktur. İlk yapının içerde
ahşap sütun sıralarıyla desteklenen düz toprak damlı olduğu
ve Sinan'ın Ulucamii bu sistemi koruyarak onardığı kanısın,
dayız.

297
MİMAR SİNAN

Sıra No. 85
Katalog No. K 1-85
Kayıt TM
Adı SULTAN I I . BAYEZİD CAMİİ
Yeri İSTANBUL, BEYAZIT
Yaptıran Sultan Il. Bayezid
Tamamlandığı yıl 1 505-6 (H. 9 1 1 )
Sinan onarımı 1 5 73-4 (H.98 1 )

Açıklama Sultan Bayezid Camiinin tamamlanmasından üç yıl sonra


"Küçük Kıyamet" adı verilen depremden hasar gördüğü ve
daha sonra esaslı bir onarımdan geçtiği bilinir. Tuhfet ül­
Mi'marin'de rastladığımız, "lstanbul'da merhum Sultan
K 1 - 85
Bayezid'in dimi-i şerifi bir kemer-i cedidle istihkam bulmuş­
tur, fi sene 98 1 ", biçimindeki kayıttan cami in 1 5 7 3-4 yılında
bir kez daha onarılarak yeni bir kemerle pekiştirildiği anla­
şılıyor.

Sıra No. 86
Katalog No. K 1-86
Kayıt TB: l -6; TE: I -6; TM
Adı SULTAN BAYEZİD KIZI CAMİİ
Yeri İSTANBUL, YENİBAHÇE
Yaptıran Sultan Il. Bayezid'in kızlarından biri
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.

Açıklama Zamanımıza ulaşmamış olan bu cami konusunda Konyalı . iki


ayrı görüş öne sürerek, baniyesinin Il. Bayezid'in kızı Hatice
Sultan ya da torunu Neslişah Sultan olabileceğini savunmuş­
tur (Mimar Koca Sinan'ın Eserleri, ss.50-5 1 ). Ne var ki,
Konyalı'nın sözünü ettiği Hatice Sultan ile Neslişah Sultan
Camileri Edirnekapı yöresindeydiler. Oysa Sultan Bayezid
Kızı Camiin yei:i tezkerelerde Yenibahçe olarak gösterilmiştir.
il. Bayezid'in hangi kızınca yaptırıldığını saptayamadığımız,
Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde adı geçmeyen ve hakkında
hiç bir şey bilmediğimiz bu camiin xvıı. yüzyıl ortalarından
önce yıkılarak ortadan kalktığı sonucuna varıyoruz.

Sıra No. 87
Katalog No. K 1-87
Kayıt TB: l -58; TE: l -59; TM
Adı SULTAN MURAD (MURADİYE) CAMİİ
Yeri MANİSA
Yaptıran Sultan Ill. Murad
Tamamlandığı yıl 1 586-7 (H. 995 )
Açıklama Kubbeli orta alanı sağda, solda ve kıble yönünde tonoz örtülü
yüksek sahınlarla beslenen, çifte minareli, beş göz revaklı bir
selatin camiidir. Orta gözü ayna tonozlu, ötekiler kubbeli son
cemaat revakına ek olarak doğuda ve batıda yan kapıların da
üstünü örten düz çatılı dış galeriler görülür. İçinde, güzel İznik
çinileri, kalem işi ve malakari süsler vardır. Minareleri dışında
K 1 - 87 yapısı bozulmadan zamanımıza gelen cami 1952- 1 964 yılları
arasında Vakıflarca onarılmış, tehlike gösteren minareler bu
onarım sırasında yıkılarak aslına uygun bir biçimde yeniden
yapılmıştır. Yine aynı onarım sırasında cami in içindeki barok
nakışlar raspa edilerek xvı. yüzyıla ait kalem işi süsleme
yenilenmiştir. Cami şimdi iyi durumdadır.

298
KATALOG

Sıra No. 88
Katalog No. K 1-88
Kayıt TM
Adı SULTAN SELİM (1) CAMİİ
Yeri İSTANBUL, SULTANSELİM
Yaptıran Babası Yavw Sultan Selim adına Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 522-3 (H.929)
Sinan onarımı (?)
Açıklama Yavw Sultan Selim 1 520 yılında lstanbul'dan Edirne'ye
giderken yolda ölmüş, cenazesi lstanbul'a getirilerek sonra­
dan Sultanselim adını alan semtte toprağa verilmiş ve Kanuni,
cenazenin gömüldüğü yere bir türbe, türbenin önüne de baba­
K 1 - 88
sının anısı için bir cami yaptırmıştır. 1 520 yılında yapımına
başlanan cami üç yıl içinde tamamlanmıştır. Belgrad ve Rodos
seferlerine katılan Sinan'ın 1 520- 1 523 arasında lstanbul'da
yedi aydan fazla bulunmadığını biliyorw. Bu yüzden, Sultan
Selim Camiinin yapımında çalışmış olsa bile fazla bir katkıda
bulunduğunu söylemek tutarsız olur. Diğer yandan, elli yıllık
mimarbaşılığı süresince Sinan'ın camii onardığını ve Tuhfet
ül-Mi'marin'deki referansın bu onarımla ilgili olduğunu
düşünmek akla yakındır.

Sıra No. 89
Katalog No. K 1-8 1
Kayıt TB: l -64; TE: l -66; TM
Adı SULTAN SELİM II (SELİMİYE) CAMİİ
Yeri EDİRNE
Yaptıran Sultan il. Selim
Tamamlandığı yıl 1 574-5 (H.982)

Açıklama Osmanlı mimarisinin en büyük kubbesi ile örtülü, ana kitle­


sinin dört köşesinde Osmanlı mimarisinin en yüksek minare­
lerinin yer aldığı bu cami Mimar Sinan 'ın baş eseridir. Yapı ile
mimarinin bütünleştiği, mimari ile süslemenin kaynaştığı
görkemli bir örnektir. Bozulmadan zamanımıza gelmiş, 1 954-
197 1 yılları arasında taş bölümleri, 1 982- 1 984 arasında da
kalem işi nakışları onarılmıştır. Bugün çok iyi durumda bu­
lunmaktadır.

Sıra No. 90
1( 1 - tN Katalog No. K 1-90
Kayıt TB: l -62; TE: l -64; TM
Adı SULTAN SELİM 1 1 CAMİİ
Yeri KONYA, KARAPINAR
Yaptıran Geleceğin padişahı Şehzade Selim
Tamamlandığı yıl 1 563-4 (H.97 1 )

Açıklama Mükemmel oranlara sahip, tamamiyle simetrik, tek kubbeli,


iki minareli, revakı beş bölümlü bir selatin camiidir. Köşe­
lerde bir çift kemerli payanda ile desteklenen yuvarlak kas­
naklı kubbesi, köşeleri pahlı dörtgen bir tabana dörtgen
tabanda her cephesinde altlı üstlü ikişer pencere bulunan
yüksek beden duvarlarına oturur. Camiin minareleri klasik
dönemin en zarif örnekleri arasında sayılırlar. Başlıkları sta­
laktitli sütunlara basan beş eş kubbeli son cemaat revakı da
dikkat çeker. Kapısının üzerindeki 1846-7 (H. 1 263 ) tarihli
kitabeden camiin Sultan Abdülmecid'in fermanı ile onarıldı­
ğını anlıyoruz. Daha sonra, 1 956- 1 962 yılları arasında, Vakıf­
larca bir esaslı onarımdan daha geçirilmiştir. Günümüzde iyi
durumdadır.

l 299
K 1 - 90
MİMAR SİNAN

Sıra No. 91
Katalog No. K 1-9 1
Kayıt TB: l - 1 ; TE: l - 1 ; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN (SÜLEYMANİYE) CAMİİ
Yeri İSTANBUL, SÜLEYMANİYE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl Eylül 1 557 (H.Zilhicce 964)
Açıklama lstanbul'daki en çarpıcı selatin camii olan Süleymaniye, orta
kubbesi kweyde ve güneyde iki yarım kubbe ile beslenen, yan
satıhları ortada üç, uçlarda birer olmak üzere beş kubbe ile
örtülü, önündeki şadırvan avlusu yirmi sekiz küçük kubbeli
revaklarla çevrili, ve ikisi üç, ikisi iki şerefeli dört minare ile
K 1-91
zenginleştirilmiş bir yapıdır. Mermer minberi, hünkar ve
müezzin mahfilleri, etrafı çinili mihrabı; fildişi ve sedef
kakma kapı ve pencere kanatları göz doldurur. Bunlar bozul­
madan günümüze gelmişlerdir. Duvar ve kubbe yuvarlakla­
rını süsleyen kalem işi nakışlar ise Sultan Abdülmecid zama­
nında yapılan Avrupa üslubunda yağlı boya bezemenin
altında kalmıştı. xıx. yüzyıla ait bezeme, ana kubbe dışında,
1 953- 1 970 yılları arasında yer alan onarımda kaldırılarak
eski süsleme yenilenmiş, camiin içi asıl görünümüne büyük
ölçüde yeniden kavuşmuştur.

Sıra No. 92
Katalog No. K 1-92
Kayıt TB: l-63; TE: l -65; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN (SÜLEYMANİYE/TEKKİYE)
CAMİİ
Yeri ŞAM
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 5 54-5 (H.962 )
Açıklama Tek kubbeli, iki minareli, çift revaklı bir selatin camiidir.
Klasik normlara uygun baklava başlıklı sütunlara dayalı dış
revak başlıkları stalaktitli sütunların taşıdığı üç gözlü iç revakı
üç yandan kuşatır. Camiin çifte minareleri ve her köşede ikiz
payanda kemerle desteklenen yuvarlak kasnaklı kubbesi de
Osmanlı klasik üslubundadır. Diğer yandan, ana kitle ve
revakın siyah ve beyaz sıralardan oluşan duvar örgüsü Suriye'
nin geleneksel mimari üslubunu yansıtır. İç süslemede de yer
yer bölgesel motifler görülür. Mimari karakteri bozulmadan
zamanımıza gelen Şam Süleymaniye Camii son yıllarda ona­
rılmıştır. İyi durumdadır.

Sıra No. 93
Katalog No. K 1-93
Kayıt TM
K 1 - 92 Adı SULTAN SÜLEYMAN (GÜL ENBER KALESİ) CAMİİ
Yeri ŞEHRİZOR (KERKÜK)
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 563-4 (H.97 1 ) (?)
Açıklama Osman Ergin , Seyyid Lokman'ın Silsilename'sinden naklen
Osmanlıların Şehrizor-ya da Şehrizul- dedikleri Kerkük'ün
Gülenber Kalesi denilen varoşunun Kanuni'nin emriyle imar
edildiğini ve cami, han, çarşı, bedestan, hamam, değirmen,
mirimiran sarayı, emir ve ağa evleri, yeniçeri kışlalarını içine
alan bu yeni iskan bölgesine 1 5 6 1 -2 (H.969)'da başlanıp
yapımın 1 563-4 (H.97 1 )'de tamamlandığını yazar (Türk
Şehirlerinde İmaret Sistemi, s.63 ). Tuhfet ül-Mi 'marin' de adı
geçen camiin İstanbul'dan gönderilen bir mimar tarafından
yapılan söz konusu cami olduğu bellidir. Ne var ki Tuhfet
ül-Mi'marin'deki kaydın yazıldıktan sonra üstü çizilerek iptal
edilmiş olması, Gülenber Kalesi Camiinin Sinan'la olan bağ­
lantısını zayıflatmakta, bu camiye Sinan eserleri arasında yer
300 verilmesini zorlaştırmaktadır.
KATALOG

Sıra No. 94
Katalog No. K 1-94
Kayıt TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN (VAN KALESİ) CAMii
Yeri VAN
Yaptıran (?)
Tamamlandığı yıl (?)
Sinan onarımı 1 533-4 (H.940) (?)
Açıklama Tuhfet ül- Mi'marin'e alındıktan sonra üstü çizilerek iptal edi­
len bir başka yapı da Van Kale Camii'dir. İlk yapısı çok
eskilere giden ve günümüze kubbesi çökmüş, minaresi şerefe­
sine kadar yıkılmış durumda ulaşan camiin lrakayn seferi
sırasında Kanuni'nin emri üzerine onarıldığı biliniyorsa da,
bu onarımın Sinan'la ilişkisi kesin değildir. Onarımda Sinan'
ın bir süre çalıştığı düşünülebilir. Ne var ki, Tuhfet ül­
Mi'marin'in yazarını bile şüpheye düşüren bir konuda Sinan'
ın katkısını abartmamak akla daha yakın gelmektedir.

Sıra No. 95
Katalog No. K 1-95
Kayıt TB: l - 1 7 ; TE: l - 18; TM
Adı SÜLEYMAN ÇELEBİ (ÜSKÜPLÜ ) CAMii
Yeri İSTANBUL, CİBALİ
Yaptıran Fatih zamanı ileri gelenlerinden Çakır Ağa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Sinan onarımı Anadolu Defterdarı Süleyman Çelebi tarafından saptayama­
dığımız bir tarihte
Açıklama XV. yüzyıla ait Çakır Ağa mescidini Defterdar Süleyman
Çelebi Mimar Sinan'a yenileterek cami haline getirmişti. Ne
var ki, Sinan'ın yenilediği yapı XIX. yüzyılda harabolmu.ş ve
Sultan Abdülaziz zamanında bir kez daha yenilenmiştir. Evliya
Çelebi'nin "çar-puşta kurşun kubbeli" diye tanımladığı (C.I,
s.32 1 2 ) camiin eskiden çatısının içinde ahşaptan bir kubbe
bulunduğu ve üstünün kurşun kaplı olduğu anlaşılıyor. Şim­
diki cami bu tanıma uymadığı için Süleyman Çelebi Camiinin
XIX. yüzyılda temelden başlayarak yeniden yapıldığı sonu­
cuna varıyor, XVI. yüzyıl yapısı cami konusunda bir görüş
bildiremiyoruz.

Sıra No. 96
Katalog No. K 1-97
Kayıt TB: l -23; TE: l -24; TM
Adı SÜLEYMAN SUBAŞI (UNKAPANI) CAMİİ
K 1 - 95
Yeri İSTANBUL, UNKAPANI
Yaptıran Karcı Süleyman Subaşı
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Kaynaklara göre, Kanuni zamanında yapılan bu cami 1 569'da
bir yangın geçirdikten sonra yine Sinan tarafından 1 57 1
yılında yenilenmiştir. Unkapanı' nda, Atatürk Köprüsünün
başında bulunuyordu. Tek kubbeli, ince ve alımlı minareli,
fevkani cami idi. 1 9. Asırda lstanbul Haritası'nda gösterildi­
ğinden 1 882'de iyi durumda ve ibadete açık olduğunu anlıyo­
ruz. 1 894 depreminde yıkılmış, uzun bir süre harabe halinde
kalmış, 1950'li yılların başında onarılması için çaba sarfedi­
lirken Unkapanı Meydanının açılması sırasında yıktırılarak
ortadan kaldırılmıştır.

30 1
MİMAR SİNAN

Sıra No. 97
Katalog No. K 1-97
Kayıt TB: l -25; TE: l -27; TM
Adı ŞAH SULTAN . .CAMİİ
Yeri ISTANBUL, EYUP
Yaptıran Kanuni'nin kızkardeşi Devlet Şahi Sultan
Tamamlandığı yıl 1 555-6 (H.963)
Açıklama Önünde geniş saçaklı bir ahşap direklik bulunan enlemesine
dikdörtgen kitleli, sakıflı bir camidir. İki sıra tuğla hatıllı
K 1 - 97 taştan beden duvarları ve minare kürsüsü xvı. yüzyıla iner.
Minaresinin gövdesi XVIII. yüzyılda, ahşap direkliği 197 1 'de
yapılmıştır. Silahtarağa Caddesi üzerinde bulunan Şah Sultan
Camii 1 766 depreminde yıkıldıktan sonra Ill. M ustafa zama­
nında yenilenmiş, sonra yeniden harabolan cami 1 953 yılında
bir dernekçe aslıyla bağdaşmayan bir biçimde onarılmıştı.
1 97 l 'de bu kez Vakıflarca ele alınan camiin iki katlı ön
bölümü kaldırılarak yerine ahşap direklik yapılmıştır. Sinan'
ın sakıflı cami düzenine tümüyle uymamakla birlikte bu yeni­
lemeyi yerinde bir girişim olarak değerlendirmek gerekir.

Sıra No. 98
Katalog No. K 1-98
(
ı Kayıt TB: l-37; TE: l -38; TM
Adı ŞEHZADE CİHANGİR CAMİİ
Yeri İSTANBUL, CİHANGİR
Yaptıran 1 553 yılında ölen oğlu Cihangir'in anısına Kanuni Sultan
Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 559-60 (H.967 )
Açıklama Adını verdiği semtte, İstanbul Boğazına hakim bir tepede
bulunan bu cami çeşitli yangınlarda yanmış ve en az altı kez
onarılmış ya da yenilenmiştir. Sinan yapısı cami XVII. yüz­
yılda ayakta idi. Fakat 1 7 1 9-20 (H. 1 1 32) 1822-3 (H. 1 238)
ve tarihini saptayamadığımız diğer üç yangında yanmış ve her
seferinde, yangından kısa bir süre sonra, onarılmıştır. Şimdiki
Cihangir Camii, dış kapısı üzerindeki 1 889-90 (H. 1 307 )
tarihli kitabeden anlaşılacağı gibi, ll. Abdülhamid zamanına
K 1 - 98
aittir ve gerek biçim, gerek üslup bakımından xvı. yüzyıl
mimarisi ve Sinan ile hiç bir ilişkisi kalmamıştır.

Sıra No. 99
Katalog No. K 1-99
Kayıt TB: l -2; TE: l-2; TM
Adı ŞEHZADE MEHMED CAMİİ
Yeri ISTANBUL, ŞEHZADEBAŞI
Yaptıran 1 543 yılında ölen oğlu Mehmed'in anısına Kanuni Sultan
Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 548 (H.955)

Açıklama İki minare ile birbirine kenetlenen biri açık öteki kapalı iki
kare kitleden oluşur. Kapalı salonunun orta kubbesi dört
yönde yarım kubbelerle beslenmiş; yarım kubbelerin arala­
rında kalan birimlerin üstüne küçük kubbeler konularak
piramidal örtünün kare formasyonu tamamlanmış; onaltı
K l - 99 kubbeli şadırvan avlusunda aynı simetri ve dengeli mimari
sürdürülmüştür.
1 7 1 8 yangınında minare külahları, 1 782'de çıkan yangında
yine minare külahları ile Hünkar mahfili yanmıştır. Cümle
kapısı üzerindeki kitabeden iç duvar süslemesinin 1834-5
(H. 1 250) yılında yenilendiği anlaşılır. Son olarak Vakıflarca
1 952- 1 965 yılları arasında onarılan cami bugün çok İyi
durumdadır.

302
KATALOG

Sıra No. 100


Katalog No. K 1- 100
Kayıt TB: l AO; TE: 1 -42; TM
Adı Ş EMSİ AHMEI?, PAŞA CAMİİ
Yeri fSTANBUL, USKUDAR
Yaptıran İsfendiyaroğullarından Vezir Şemsi Ahmed Paşa (öl. 1 580/
H.988)
Tamamlandığı yıl 1 580 - 1 (H.988)
Açıklama Boğaz kenarında bulunan kare planlı, tek kubbeli, tek mina­
reli, kuzey ve batı cephelerine eğik çatılı revakı, doğu cephe­
sine banisinin türbesi dayalı küçük bir camidir. Türbe ile
paylaştığı duvarının bir kemerle boşaltılarak iki farklı iç
mekanın birleştirilmiş, minare kürsüsünün duvar kalınlığı
içine gizlenmiş, kubbesinin oturduğu tromp yuvarlaklarının
dışa yansımış olması kayda değer.
Cami, son olarak, Vakıflarca 1 940 yılında ele alınarak çöken
revakı, yıkılan minaresi ve harabolan avlu duvarları onarıl­
mış, camiin içindeki kalem işi nakışlar yenilenmiştir.

Sıra No. 101


Katalog No. K 1-1 0 1
K 1 - 1 00 Kayıt TB: 1 -65; TE: 1 -67; TM
Adı TAŞLIK (MAHMUD PAŞA) CAMİİ
Yeri EDİRNE
Yaptıran Veziria'zam Mahmud Paşa (öl. 1473-4/H.878)
Tamamlandığı yıl 1 473 (?)
Sinan onarımı Kanuni ya da il. Selim zamanında
Açıklama Edirne Mahmud Paşa Camii günümüze ulaşmamakla birlikte
eski fotoğrafları bulunduğundan bilgi sahibi olduğumuz bir
yapıdır. Camii 14 7 3 yılına tarihleyen Ayverdi, onun mimari
karakterini, özellikle, minare kürsüsünün, pencere oranları­
nın son cemaat revak sütun başlıklarının XV. yüzyıl üslu­
bunda yapıldığını göstermiştir. Bu açıklamadan, Taşlık Cami­
ini Mimar Sinan'ın kendi yapıları arasına değil, onun onardığı
camiler arasına koymak gerektiği anlaşılır.
Taşlık camii 1 752 yılında depremden hasar görmüş, fakat
onarılmıştı. Balkan Savaşından başlayarak bağımsız kaldığı
için 1 930'lu yıllarda harap durumdaydı. Bu yüzden, önce
kadro dışı bırakılmış, sonra yıktırılmasına karar verilmiş,
1 942 yılında da yıktırılmıştır.

Sıra No. 1 02
Katalog No. K 1-102
Kayıt TB: l-77; TE: l -80; TM
Adı TATAR HAN CAMİİ
Yeri YEVPATORİYA (GôZLEVE)
Yaptıran Kırım Hanı l. Devlet Giray Han ( 1 5 5 1 - 1577)
Tamamlandığı yıl 1 552 (?)
Açıklama lstanbul'daki ilk Fatih Camiini andıran biçimde kıble yönün­
de tek yarım kubbe ile beslenen büyük kubbeli bir orta alan
ile onu kanatlayan üçer küçük kubbeli yan sahınlardan olu­
şur. Güney ve kuzey cephelerindeki pencereler ve ikisi yanda,
biri uzunlamasına eksen üzerinde yer alan kapılar belirli bir
düzene göre açılmıştır. Diğer yandan, minarelerin kaideleri
aynı eksen üzerinde bulunmadığı gibi son cemaat duvarından
O 1 2 3 4 5 IOm A K güneye kaymışlardır ki böyle bir uygulamaya Osmanlı klasik
döneminde ender rastlanır. Beş kubbeli son cemaat revakının
kapalı olması da temel kurallara aykırıdır. Ancak, cephe
duvarının yan duvarlara kıyasla ince ve dış kapı kemerlerinin
yuvarlak oluşu, revakın sonradan kapatılmış olabileceğine
işaret eder.

303
MİMAR SİNAN

Sıra No. 103


Katalog No. K 1-103
Kayıt TB: l -30; TE: l -3 1 ; TM
Adı TURŞUCUZADE HÜSEYİN ÇELEBİ CAMİİ
Yeri İSTANBUL, HASKÖY
Yaptıran Turşucuzade Hüseyin Çelebi
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.

Açıklama Çatısı ve tüm duvarları ahşap olan fevkani bir camidir. İçi
duvarla ikiye bölünmüş, mahfili kapalı son cemaat yerinin
üstüne konulmuş, tavanı yuvarlak kesitli üç ahşap direkle
içeriden desteklenmiştir. Mihrabı enli fakat sığ bir niş biçi­
minde olan camii iç duvarlarında ve tavanında süsleme
görülmez. Ahşap minberinin de bir özelliği yoktur. Zamanı­
mıza ulaşan Turşucuziide Camii XVI. yüzyıla ait bir iz taşıma­
makta ve Evliya Çelebi'nin "ziba ve musanna" sözleriyle
tanımladığı Sinan camiinin XX. yüzyıl başlarına tarihlediğimiz
şimdiki yapı ile adından öte bir ilintisi bulunmamaktadır.

Sıra No. 1 04
Katalog No. K 1-104
Kayıt TB: 1 -59; TE: 1 -60; TM
Adı ULUCAMİ
Yeri KÜTAHYA
Yaptıran Sultan Yıldırım Bayezid
Tamamlandığı yıl 14 1 0- 1 (H.8 1 3 )
Sinan onarımı 1553-4 (H.96 1 )

Açıklama Altı yarım kubbenin beslediği iki büyük orta kubbe ile dört
köşe kubbesinden oluşan üst yapısı 1888-9 (H. 1 306) yılında
yapıldığından şimdiki Kütahya Ulucamiinin Mimar Sinan'la
ilişkisi yoktur. Evliya Çelebi 'nin etraflıca anlattığı gibi, Kü­
K l - 1 04 tahya Ulucamii XVII. yüzyılda iki yanında boydan boya mah­
filler ve orta alanının merkezinde ahşaptan bir kubbe bulunan
sakıflı bir yapı idi. (C.IX, s.2 1 ) ve Sinan yapıyı onarırken ilk
biçimini bozmamıştı. Diğer yandan, son cemaat revakı ve
minare XVI. yüzyıl üslubunda olduğundan -ve minarenin
kapısı üzerindeki H.96 1 tarihli kitabe de bunu belgeledi­
ğinden- Ulucamiin giriş bölümünün Sinan zamanında yeni­
lendiği ya da yapıya eklendiği anlaşılmaktadır.

Sıra No. 1 05
Katalog No. K 1-105
Kayıt TB: l -8 1 ; TE: l -4 1 ; TM
Adı VALİDE (NURBANU) SULTAN CAMİİ
Yeri İSTANBUL, TOPTAŞI
Yaptıran III. Murad'ın annesi Nurbanu Valide Sultan {öl. 1 583/ Zil­
kade 99 1 )
Tamamlandığı yıl 1 583 (H.99 1 )

Açıklama Orta kubbesi altıgen tabana oturan beş birimli bir ana kitle,
iki minare ve çift revaklı son cemaat yerinden oluşur. Araş­
tırmalar, yapımının iki aşamada gerçekleştiğini, 1 5 70'li yıl­
larda büyük kubbenin örttüğü orta bölümünün, on yıl kadar
sonra da ikişer kubbeli yan kanatlarının yapıldığını ortaya
koymuştur. Sultan il. Mahmud zamanında esaslı bir onarım
K l - 1 05
gören ve bu arada batısına bir Hünkar kasrı eklenen cami, son
olarak 1 956- 1 972 yılları arasında Vakıflarca onarıldığından
iyi durumdadır.

304
----- · - · -- --- ---
KATALOG
------ ------

Sıra No. 106


Katalog No. K 1-106
Kayıt TB: l - 1 9; TE: l-20; TM
Adı YÜNUS BEY CAMİİ
Yeri İSTANBUL, DRAMAN
Yaptıran Tercüman (Dragoman) Yunus Bey (öl. 1 55 1 /H.958)
Tamamlandığı yıl 1 5 4 1 -2 (H.948)
Açıklama Beden duvarları kesme taş olan sakıflı bir camidir. Minaresi
xvı. yüzyıl karakterini korumakta ise de alt pencerelerinin
kemer aynaları kaldırılmış, mihrabının biçimi değiştirilmiş,
K 1 - 1 06 ahşap direkliğin yerini kapalı bir son cemaat yeri almıştır.
Fethiye Caddesine açılan avlu kapısının iç yüzündeki kitabe,
1 729 Balat yangınında yanan camiin aynı yıl içerisinde III.
Ahmed tarafından onarıldığını gösterir. Camiin bundan
sonra 1 746'da lll. Osman'ın, 1 873 'de Abdülaziz'in emirle­
riyle bir kez daha onarıldığı, 1 9 1 4 yılında da son cemaat
direkliğinin yıktırılarak yenilendiği bilinmektedir. Bir der­
nekçe yaptırılan şimdiki kargir son cemaat yeri ise son yılların
ürünüdür.

Sıra No. 107


Katalog No. K 1-107
Kayıt TB: l -24; TE: l -25; TM
Adı ZAL MAHMUD PAŞA CAMİİ
Yeri İSTANBUL, EYÜP
Yaptıran Vezir Damad lal Mahmud Paşa (öl. 1 580/H.988)
Tamamlandığı yıl 1 580'li yılların başında

Açıklama Kubbeli orta alanının doğu, batı ve kweyi mahfillerle çevrili,


dikdörtgen kitleli, tek minareli, beş göz revaklı, fevkani bir
camidir. Kübik kitlesi, tuğla hatıllı kesme taş duvarları, ve bu
duvarlara açılan dört katlı pencereleri ile bir sarayı andırır.
Minaresi 1 894 depreminde yıkıldıktan sonra yenilenmiş,
K 1 - 1 07
1955- 1 963 yılları arasında da Vakıflar camii baştan aşağı
onarmış, içindeki kalem işi bezeme bu onarımda elde geçiril­
miştir.

Sıra No. 1 08
Katalog No. K 11-1
Kayıt TB:2-27; TE:2-26; TM
Adı ABDİ SUBAŞI MESCİDİ (KUBURBELİ CAMİİ)
Yeri İSTANBUL, FENER
Yaptıran Fatih Sultan Mehmed zamanının ileri gelenlerinden Abdi
Subaşı
Tamamlandığı yıl XV. yüzyılın ikinci yarısı
Sinan onarımı 1 539 yangınında harabolan mescidi Kanuni zamanında Kırk­
çeşme Binaemini Mahmud Ağa Sinan'a yeniletrnişti.

Açıklama Sinan tarafından yeniden yapılan Abdi Subaşı mescidi sonra­


dan yıkılmış ve XIX. yüzyılda bir kez daha yenilenmişti. Aşı
boyalı ahşap bir yapı olan üçüncü mescid 1 94 1 Fener Patrik­
hanesi yangınında yanmış ve minare kürsüsü dışında yokolup
gitmiştir.

305
MİMAR SİNAN

Sıra No. 109


Katalog No. K 11-2
Kayıt TB:2-2- 14; TE:2- 15; TM
Adı ARAKİYEC İ AHMED ÇELEBİ MESCİDİ (MEŞELİ MESCİD )
Yeri İSTANBUL, KOCAMUSTAFAPAŞA
Yaptıran Arakiyeci (Takkeci) Ahmed Çelebi
Tamamlandığı yıl xvı. yüzyıl ikinci yarısı
Açıklama Sonradan bazı değişikliklere uğramışsa da klasik ölçülerini ve
mimari karakterini hiç olmazsa bir bölümüyle koruyan bir
mesciddir. Beden duvarları kaba taşla örülü kirpi saçak

1
üstüne oturan çansı kiremit döşelidir. Minaresinin kaidesi
XVI. yüzyıla, gövdesi XIX. yüzyıla tarihlenir. Kapalı son
cemaat yeri de XIX. yüzyılın ürünüdür. Diğer yandan, son
---- --- - i cemaat yeri iç duvarının asıl durumu bozulmadığı gibi dış
duvarlarda sıvadan taşan meşe direkler -ki mescide adını

·1
o 1 2 s 4 15 veren bunlardır- eskiden camiin önünde ahşaptan bir direklik
K Il - 2
bulunduğuna işaret eder. Ayrıca, sivri kemerli iç kapısı, geç­
meli bir bordürle çerçevelenmiş Bursa kemerli son cemaat
yeri mihrabı ve stalaktitli yüksek ana mihrabı mescidin klasik
karakterine ışık tutan ögeler olmaktadır.
Sıra No. 1 10
Katalog No. K 11-3
Kayıt TB:2-36; TE:2-35; TM
Adı ARPACIBAŞI MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, EYÜP
Yaptıran Fatih Sultan Mehmed'in Arpacıbaşısı Hayreddin Ağa (öl.
1455-6/H.860)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Sinan onarımı Tarihi bilinmiyor.
Açıklama Asimetrik planlı, ahşap duvar ve çatılı bir mesciddir. Abdür­
rahman Şeref Bey Caddesi ile Arpacı Hayreddin Soka�ının
kesiştiği köşede yer alan asma minaresinin tepesine geniş
saçaklı sekizgen bir külah geçirilmiştir. Mihrab nişi yuvarlak,
mihberi ahşap, içi bezemesizdir. Sinan'ın yaptığı mescid yıkıl­
dıktan ya da yandıktan sonra, XIX. yüzyıl sonlarında eskisi ile
hiç bir ilişkisi bulunmayan yeni bir mescidin yapıldığı anla­
şılıyor.

Sıra No. 111


Katalog No. K 11-4
Kayıt TB:2-20; TE:2-2 1 ; TM
Adı BAYRAM ÇELEBİ (YOKUŞBAŞI) MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, SAMATYA
Yaptıran Bezirgarızade Bayram Çelebi
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Samatya'da, Yokuşbaşı Sokağında bulunan bu mescid zama­
nımıza bir taş yığını halinde gelmişti. Samatya Caddesi açılır­
ken arsası yola gitmiş, ayakta kalan duvarları da temizlenerek
ortadan kaldırılmışnr.
Sıra No. 1 12
Katalog No. K 11-5
Kayıt TB:2-29; TE:2-27; TM
Adı BEUAZİSTAN KETHÜDASI HÜSEYİN ÇELEBİ
MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, SULTANSELİM
Yaptıran Bezzazistan Kethüdası Hüseyin Çelebi
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.

Açıklama Medrese ile birlikte yapnrılan bu mescid Çarşamba Caddesi


üzerinde bulunuyordu. Saptayamadığımız bir tarihte ortadan
kalkan bu mescidin mimarisi konusunda da bilgimiz yoktur.

306
KATALOG

Sıra No. 113


Katalog No. K 11-6
Kayıt TB:2-12; TE:2- 1_3 ; , TM
Adı ÇAVUŞ MESCiDi
Yeri İSTANBUL, SİLİVRİKAPI
Yaptıran Sipahi Ocağından İbrahim Çavuş
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Ağa Çayırında, Alay İmamı (Hünkar Beğendi) Sokağında
bulunan Çavuş Mescidi bodur minareli ve sakıflı bir yapı idi.
Birinci Dünya Savaşı sırasında onarıldıktan sonra 1918-1920
yılları arasında yıkılmış, izi kalmamışnr.

Sıra No. 1 14
Katalog No. K 11-7
Kayıt TB:2-3; TE:2-6; TM
Adı ÇİVİZADE EFENDİ MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, TOPKAPI
Yaptıran Şeyhülislam Çivizade Mehmed Efendi
Tamamlandığı yıl 1 582-1 587 arası (?)
Açıklama Kilise Camii yakınında, adını verdiği sokakta bulunan bu
mescid 1947'de yıkılmış fakat kaidesi kesme taştan, gövdesi
tuğladan yüksek minaresi, şerefesine kadar ayakta kalmışn.
Daha sonra minare de yıkılmış, mescid tümü ile ortadan
kalkmışnr.

Sıra No. 1 15
Katalog No. K 11-8
Kayıt TB:2- 13; TE:2-14; TM
Adı ÇİVİZADE KIZI MESCİDİ (ÇAVUŞ CAMti)
Yeri ISTANBUL, DAVUTPAŞA
Yaptıran Çivizade Mehmed Efendi'nin kızı Ümmügülsürn Hatun
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor
Açıklama Cerrahpaşa Hastanesinin güneyine düşen Çavuşzade Soka­
ğında bulunur. Zamanımıza harap durumda ulaşmış, Vakıf­
larca 1965 yılında onarılarak kurtarılrnışnr. Duvarları kaba
yonu taş, çansı ahşap, son cemaat yeri kapalı, minaresinin
yuvarlak gövdesi pembe sıvalıdır. Bir baştan ötekine üzerinde
tek pencere bulunmayan sağır ban duvarı olsun, öbür ayrınn­
lar olsun, mescidin asıl görünümünü yansıtmaz. Yalnız, mina­
renin kesme küfekiden kürsüsü ile tuğla hanllı taş pabuç
bölümü xvı. yüzyıldan kalan özgün parçalardır.
" il "

Sıra No. 1 16
Katalog No. K 11-9
Kayıt TB:2-34; TE:2-33; TM
Adı DAVUD AÔA MESCİDİ (SARAYAÔASI CAMli)
Yeri İSTANBUL, EYÜP
Yaptıran Babüssaade Ağası Davud Ağa (öl. 1 554-5/H.962)
Tamamlandığı yıl 1554-5 (H.962)
Açıklama Ya hayannın son yılında Davud Ağa'nın şahsen yapnrdığı ya
da vasiyeti üzerine öldüğü yıl yapnrılan bu bodur minareli,
son cemaat yeri kapalı küçük mescid XVI. yüzyıl klasik ölçü­
lerini koruyan bir yapıdır. xıx. yüzyıl sonlarında dış yüzü
tahta ile kaplanan son cemaat yerinin eski ahşap direkleri
kaplamanın alnnda durmakta ve asıl direkliğin cephede dört,
yanlarda iki açıklıklı olduğunu göstermektedir. Mescidin,
geçirdiği çeşitli onarımlarda asıl mimari karakterini yitirdiği
görülür. Son cemaat direkliği kapanlmış, minaresinin gövdesi
yenilenmiş, üst pencerelerinin ve mihrabının biçimleri değiş­
tirilmiş, fakat Sinan yapısının plan düzeni bozulrnarnışnr. Son
K ll-9 olarak 1968 yılında onarılan mescid iyi durumdadır.

307
MİMAR SİNAN

Sıra No. 1 17
Katalog No. K 11-10
Kayıt TB:2-8; TE:2-10; TM
Adı DEFfERDAR MAHMUD ÇELEBİ MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, DEFfERDAR
Yaptıran Defterdar Hattat Nazlı Mahmud Efendi (öl. 1 545-6/H.952 )
Tamamlandığı yıl 1 540- 1 (H.947)
Açıklama Defterdar Caddesi üzerinde, büyük bir avlu içersinde yer alan
Mahmud Çelebi mescidi 1 766 depreminde yıkılmış, daha
sonra cami olarak yeniden yapılmışn. XVIII. yüzyılda yapılan
cami kubbeli idi. Ne var ki, bu kubbe de çökmüş, 1 97 1 - 1 972
yıllarında mescid sakıflı olarak yenilenmiştir. Beden duvarları
tümüyle kesme küfekiden olan düz tavanlı mescidin yine düz
tavanlı son cemaat revakı dört mermer sütuna biner. Minare­
sinin petek ve külahı yeni fakat oniki köşeli bodur gövdesi ve
stalaktitli şerefesi eskidir. Stalaktitli mermer mihrabı ile üç
renk mermerden cümle kapısı da yine Sinan dönemine tarih­
lenen öteki öğeler olmaktadır.

Sıra No. 1 18
Katalog No. K 11-1 1
Kayıt TB:2-30; TE:2-29
" 11 1 ,-
Adı DUHANİZADE MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, KOCAMUSTAFAPAŞA
Yaptıran Duhaniz3.de Mustafa Efendi
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.

Açıklama Duvarları iki sıra tuğla hatıllı moloz taştan yapılmış, ahşap
çanlı, bodur minareli, son cemaat yeri bulunmayan bir mes­
ciddir. Osmanlı gotik'i üslubunda yüksek pencereleri XX.
yüzyıl başlarında (büyük olasılıkla, 191 2-3/H. 133 1 yılında)
yenilendiğine işaret eder. Minare kürsüsü, yatay ölçüleri ve
adının dışında XVI. yüzyıla ait Sinan mescidi ile hiç bir ilişkisi
kalmamışnr.

Sıra No. 1 19
Katalog No. K 11- 12
Kayıt TB:2-35; TE:2-34; TM
Adı DÜÔMECİBAŞI MESCİDİ (DÜÔMECİLER CAMİİ)
Yeri İSTANBUL, EYÜP
Yaptıran Istanbul Kadısı ve Anadolu Kazaskeri Düğmecizade Mehmed
Baki Efendi (öl. 1889-90/H.998)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tuğla hanllı taştan yapılmış sakıflı bir ana kitle, meşrutaya
dönüştürülmüş bir son cemaat yeri, kürsüsü taş ve tuğla,
gövdesi tuğla, külahı soğan kubbe biçiminde bir minareden
" 11 - 1 1 oluşur. Yapımından kısa bir süre sonra cami haline getirildiği
kaynaklarda belirtilen mescidi 1822-3 (H. 1 238) yılında il.
Mahmud'un Harem-i Humayununda üçüncü haznedar Lüle­
zar Kalfa beş kese akçe sarf ederek onarmıştı. 1 894 depre­
minde zarar gören mescid, bu kez 1897-8 ( H. 1 3 1 3 ) yılında
Emine ve Fatma isimli iki hayırsever hanım tarafından yeni­
den onarılmış, minaresi ve son cemaat yeri bu onarım sıra­
sında yenilenmişti. Son olarak Vakıflarca 1 965-66 yıllarında
elden geçirilen yapı xvı. yüzyıl karakteri bozulmuş olmakla
birlikte iyi durumdadır.

K 11 - 1 2
KATALOG

Sıra No. 120


Katalog No. K 11-13
Kayıt TB:2-4; TE:2-7; TM
Adı EMİR ALİ ÇELEBİ MESCİDİ (DERVİŞ ALİ CAMÜ)
Yeri İSTANBUL, KARAGÜMRÜK
Yaptıran lll. Murad zamanı ileri gelenlerinden Emir Ali Çelebi
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Derviş Ali Mahallesinde bulunan bu mescidin ana yapısının
1 8 1 2 yılında gerçekleştirilen onarım sonucunda xvı. yüzyıl
karakterini yitirdiği anlaşılıyor. Ancak, söz konusu onarımda
minaresine dokunulmadığı için düzgün kesme taş kürsü
üstünde taş ve tuğla sıralardan oluşan sekizgen prizma gövdeli,
her yüzünde kemerli ezan pencereleri yer alan kurşun külahlı
köşk minaresi klasik üslubu bozulmadan zamanımıza ulaş­
mışnr.

Sıra No. 121


Katalog No. K 11-14
Kayıt TB:2- l l ; TE:2- 12; TM
Adı HACEGtzADE MESCİDİ
Yeri ISTANBUL, FATİH
Yaptıran Hocazade Mustafa Efendi
Tamamlandığı yıl 1 585 (?)
Açıklama Fatih'te Otlukçu Yokuşunda bulunan bu mescid XIX. yüz­
yılda yıkıldıktan sonra yeniden yapılmış, fakat XX. yüzyıla
gelindiğinde bir kez daha çökmüştür. Bazı duvar kalınnları
yolun kuzeyindeki arsasında etrafa yayılmış biçimde dur­
maktadır.
" il 1 \
Sıra No. 122
Katalog No. K 11-15
Kayıt TB:2- 1 7 ; TE:2- 18; TM
Adı HACI HAMZA MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, KOCAMUSTAFAPAŞA
Yaptıran Debbağ Hacı Hamza
Tamamlandığı yıl 1 577 (?)
Açıklama Hacı Piri Sokağında bulunan bu sakıflı mescid duvarları
moloz taş örülü bir ana bölüm ile tahta kaplamalı bir son
cemaat yeri ve minareden oluşur. Minarenin taş kürsüsü beş­
gen planlı, gövdesi oniki köşeli, şerefe aln düzdür. Tek katlı
yüksek pencereleri sağır kemerlerle son bulur; mihrabının
yuvarlak nişi içinde xıx. yüzyıl üslubunda yağlı boya süsleme
görülür. Diğer yandan, iç duvarlarda ve tavanda bezeme
yoktur.
ı...: i l - 1 � Minare kaidesi ile son cemaat sekisi XVI. yüzyıla ait olan Hacı
Hamza Mescidinin eski temeller üstüne XIX. yüzyılda yeniden
yapıldığı bellidir.

Sıra No. 123


Katalog No. K 11-16
Kayıt TB:2-18; TE:2-19; TM
Adı HACI HASAN MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, ZEYREK
Yaptıran Tok Hacı Hasan
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Evliya Çelebi'nin "mükellef bir mesciddir" sözleriyle tanım­
ladığı (C.I,s.3 12) Haydar Paşa Hamamı yakınındaki bu mes­
cid 19. Asırda Istanbul Haritası'nda gösterilmiyor. 1882
yılından önce yıkılıp ortadan kalkan bir eserdir.

309
MİMAR SİNAN

Sıra No. 1 24
Katalog No. K 11- 1 7
Kayıt TB:2-28; TE:2-29; TM
Adı HACI İLYAS MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, SARIGÜZEL
Yaptıran Hacı İlyas
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Evliya Çelebi'nin "Ali Paşa Hamamı kurbünde" bulundu­
ğunu belirttiği(C.l,s. 3 1 3 ) Hacı İlyas Mescidi . Sarıgüzel Cad­
desi üzerinde, Mesih Paşa Camiinin hemen altında idi.
Mektep ve çeşme ile birlikte yapılmıştı. 19. Asırda İstanbı.:I
Haritası'nda gösterildiği için 1 882 yılında ayakta olduğunu
biliyorw. Daha sonra yıkılıp ortadan kaybolmuş, arsasına
yeni binalar yapılmıştır.

Sıra No. 1 25
Katalog No. K 11-18
Kayıt TB:2-16; TE:2-l 7; TM
Adı HACI İVAZ (AYVAZ KASAP) MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, SARIGÜZEL
Yaptıran Kasap ustası Hacı İvaz Ağa
Tamamlandığı yıl 1 575 (?)
Açıklama Dibek Caddesi ile Aynacılar Camii Sokağının birleştiği
köşede yer alıyordu. XX. yüzyıl başlarında yanmış, yenilen­
mediğinden kalan parçaları zamanla eriyerek ortadan kaybol­
muştur.

Sıra No. 1 26
Katalog No. K 11-19
Kayıt TB:2- 1 5 ; TE:2-16; TM
Adı HACI NASUH MESCİDİ (AYNALI ÇEŞME CAMİİ)
Yeri İSTANBUL, SARIGÜZEL
Yaptıran Hacı Sarı Nasuh
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.

Açıklama Şair Cem Sokağı (eski Hüsrev Paşa Caddesi) üzerinde bulu­
nan bu mescide 19. Asırda Istanbul Haritası'nda yer verilir.
1 882'den sonra yanmış ya da yıkılmış, eser kalmamıştır.
Şimdi arsasında yeni binalar vardır.

Sıra No. 1 27
Katalog No. K 11-20
Kayıt TB:2-47; TE:2-48; TM
Adı HACI PAŞA MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran Kızıl Ahmedli Hacı Ahmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Evliya Çelebi'ye göre Üsküdar'daki mescidlerin en "güzidesi"
olan (C.I, s.474) Hacı Paşa Mescidi, herhalde Hacı Ahmed
Paşa'nın Doğancılar'da bulunan sarayının yakınında idi.
Hadikat ül Cevami'de sözü edilmediği için eski bir tarihte
yıkılarak ortadan kalktığı anlaşılan mescidin şimdi yerini sap­
tamak olanağı dahi kalmamıştır.

3 10
KATALOG

Sıra No. 128


Katalog No. K 11-2 1
Kayıt TB:2-2; TE:2- 1 ; TM
Adı HADIM İBRAHİM PAŞA (MANASTIR) MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, İSAKAPlSI
Rk:. K iV - 16
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl xıv. yüzyıl başları.
Açıklama Etyemez Tekkesi Sokağında bulunan ve aslı Paleologlar
dönemine ait bir kiliseyi Vezir Hadım İbrahim Paşa saptaya­
madığımız bir tarihte mescide dönüştürmüştür. Sinan, kuzey­
güney doğrultusunda uzanan tek nefli kilisenin güney duva­
rına yuvarlak nişli bir mihrab koymuş ve apsidin hemen
soluna da bodur bir minare yapmıştı. 1 877 tarihli bir gra­
vürde mescidin sağlam ve kiremit kaplı ahşap bir çatı ile
örtülü olduğu görülür. Ancak, 1 894 depreminde çatısı çöken
ve o tarihten sonra onarılmayan mescidden günümüze tuğla­
hatıllı taş duvarlar dışında bir şey ulaşmamıştır.

Sıra No. 1 29
Katalog No. K 11-22
Kayıt TB:2-32; TE:Z-3 1 ; TM
Adı HAMİD EFENDİ MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, ZEYREK
Yaptıran Seyhülislam Hamid Efendi (öl. 1577-8/H.985)
Açıklama Zeyrek'te, Fil Yokuşunda bulunan bu mescid bir medrese -ya
da mülazım odalarıyla- birlikte Bizans zamanına ait bir yapı­

f?=-+1
dan yararlanarak yapılmıştı. Bugün en ufak bir iz kalmamıştır.

� :
Sıra No. 1 30
Katalog No. K 11-23
TB:Z-42; TE:2-42; TM

o
Kayıt
Adı HASAN ÇELEBİ MESCİDİ ( EMİN BEY CAM11)
Yeri İSTANBUL, KASIMPAŞA
Yaptıran Tersane Emini Hasan Çelebi (öl. 1576-7/H.984)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.

��
Açıklama XIX. Yüzyılda Gazi Hasan Paşa Vakfınca onarıldığından daha
önce Gazi Hasan Paşa Camii diye bilinirdi. Şimdi Emin Bey
rı ...v ··· ·
c... Camii denilmektedir. 1 95 2 yılında bir dernekçe onarılmış, bu
·
onarımda üst örtüsü betonarmeden yapılarak betonarme plak
' ' mescidin içinde iki sütunla desteklenmiştir. İki kat üzerine
odalardan oluşan ön bölüm ile minare kaidesine bitişik küçük
müezzin odası da yine aynı onarımın ürünüdür. Klasik üslupla
çelişen bu eklemelere rağmen mescidin ana bölümünün asıl
�-
Al<. �
� karakterini koruduğunu görüyoruz. Kesme küfekiden beden
K II - 2 1 duvarları, altlı üstlü pencereleri, avlu kapısı, iç kapısı ve mih­
rabı bozulmadan günümüze gelmiştir. Gövdesi XIX. yüzyılda
yenilenen minaresinin kürsüsü de yine xvı. yüzyıla ait bir
başka öğe olmaktadır.

Sıra No. 131


Katalog No. K 11-24
Kayıt TB: 2-25; TE:2-24; TM
Adı HERSEK BODRUMU MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, AYASOFYA
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.

Açıklama Tezkerelerde Aya Sofya yakınında bulunduğu açıklanan bu


mescid Alay Köşkünün karşısında, şimdi Adli Tıp Binasının
yer aldığı arsada idi. Evliya Çelebi "Terziler Karhanesi" mes­
cidi olduğunu söylüyor. (C.l, s.3 1 3). Yıkılmış, hiç bir izi
kalmamıştır.

311
MİMAR SİNAN

Sıra No. 1 32
Katalog No. K 11-25
Kayıt TB:2-44; TE:2-44; TM
Adı İLYASZADE MESCİDİ
Yeri İST ANBUL, TOPKAPI DIŞI
Yaptıran Defter Emini İlyaszade Şücaeddin Efendi (öl. 1 582/H.990)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkerelerde "Topkapı dışında" bulunduğu belirtilen bu
mescidin yerini saptayamadık, hakkında bilgi edinemedik.
Başka bir isimle ayakta değil ise eski bir tarihte yıkılıp ortadan
kalkmış olsa gerektir.

Sıra No. 1 33
Katalog No. K 11-26
Kayıt TB:2-3 1 ; TE:2-30; TM
Adı KADIZADE EFENDİ (ÇIRÇIR) MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, FATİH
Yaptıran Şeyhülislam Kadızade Ahmed Şemseddin Efendi ( öl. 1 580/
H.988)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor
Açıklama Kadızade Efendi'nin darülkurra ile birlikte yaptırdığı bu mes­
cid, Evliya Çelebi'ye göre Çukurhamam'da idi (C.l, s.3 1 3 ).
Öz ise. mescidin Atpazarı Sokağında bulunduğunu ve Çırçır
Mescidi adı ile tanındığını yazar (C.I, s.42 ) . Yerini saptaya­
madığımız bu yapının uzun bir zaman önce yıkılarak kaybol­
duğu kanısındayız.

Sıra No. 1 34
Katalog No. K 11-27
Kayıt TB:2-37; TE:-2-36; TM
Adı KA YSUNİZADE MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, HALICIOÔLU
Yaptıran Reisületibba Kaysunizade Mehmed Efendi ( öl. 1 6 1 1 /H. 1020)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.

Açıklama Çatısı çökmüş, kıble duvarı ve minaresi yıkılmış olarak kendi


haline terkedilmiştir. Kare biçiminde bir kargir kitle ile onun
önündeki kapalı son cemaat yerinden oluşur. Minaresinin
yalnız kürsü ve pabuç bölümleri ayaktadır. Kapısı üzerindeki
iki satırlık kitabeden mescidin Ayşe adında bir hayırsever
hanımın vasiyeti üzerine 1 882-3 (H. 1 300) yılında esaslı bir
onarımdan geçtiğini öğreniyoruz. Aslında iki katlı olan pence­
relerin bu onarımda yuvarlak kemerli yüksek pencerelere
K II - 27 dönüştürüldüğü ve son cemaat direkliğinin yine bu onarırr.da
kapatıldığı anlaşılıyor. Zamanımıza harap durumda gelmesine
rağmen klasik döneme ait yatay ölçülerini ve mimari karakte­
rini koruyan bir eserdir.

Sıra No. 135


Katalog No. K 11-28
Kayıt TE:2-37
Adı KAYSUNİZADE MESCİDİ
Yeri İSTANBUL (?)
Yaptıran Tezkiret ül-Ebniye'ye göre Kaysunizade Mehmed Efendi
Tamamlandığı yıl (?)
Açıklama Yerini saptayamadığımız ve hakkında bilgi edinemediğimiz bu
mescidin hayal ürünü olduğu ve Tezkiret ül-Ebniye'nin hnzı
nüshalarına yanlışlıkla alındığı; kısacası, hiç yapılmadığı kam
sındayız.

312
KATALOG

Sıra No. 1 36
Katalog No. K 11-29
Kayıt TB:2-23; TE:2-22; TM
Adı KEMHACILAR l<ARHANESİ MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, ÇAKMAKÇILAR
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Evliya Çelebi'nin Kumkapı dışında bulunduğunu söylediği
(C.l, s.3 1 3 ) bu mescid Çakmakçılar Yokuşu üzerinde bulu­
nuyordu. Eski bir tarihte yıkılarak ortadan kalkmışnr.

Sıra No. 137


Katalog No. K 11-30
Kayıt TB:2-40; TE:2-40; TM
Adı KİREMİTÇİ AHMED ÇELEBİ (KIRMIZI MİNARE)
MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, HASKÖY
Yaptıran Kiremitçi Ahmed Çelebi
Tamamlandığı yıl 1455-6 (H.860)
Sinan onarımı İkinci banisi ve yapım tarihi bilinmiyor.
Açıklama Kitabesine göre 1899-900 (H. 1 3 1 7 ) yılında Sultan Il.
Abdülhamid tarafından üçüncü kez yapnrılan Ahmed Çelebi
-ya da Kırmızı Minare- Mescidi son yıllarda onarılmış ve bu
onarımda dış görünüşünün XIX. yüzyıl karakterini koru­
makla birlikte tavanı manasnr tonozu biçiminde yapılarak
betonarme tonoz mescidin içine dikilen dört yuvarlak sütuna
oturtulmuştur. Mescide adını veren taş külahlı kırmızı tuğla
minaresiyle dikkati çeken mescidin, adı dışında klasik döne­
me bağlanabilecek hiç bir yanı kalmadığından onu XIX.-XX.
yüzyıla ait yapılar arasına almak doğru olur.

K i l - \\' Sıra No. 138


Katalog No. K 11-3 1
Kayıt TB:2-24; TE-2-23; TM
Adı KUYUMCULAR KARHANESİ MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, ÇAKMAKÇILAR
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Çakmakçılar yokuşunda bulunan bu mescid xvııı. yüzyılda
yıknrılmış, yerine bir han yapılmıştır.

Sıra No. 1 39
Katalog No. K 11-32
Kayıt TB:2-22; TE:2-5 l
Adı KÜRKÇÜBAŞI (KUMKAPl) MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, KUMKAPl
Yaptıran Kürkçübaşı Süleyman Ağa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tuhfet ül-Mi'marin'de kayıtlı olmayan bu mescide Hadikat
ül-Cevami'de "Kumkapı Mescidi" adı ile yer verilir. 19.
Asırda İstanbul Haritası'nda gösterilmediğinden 1882'den
önce yıkılıp ortadan kalkmış olmalıdır.

313
MİMAR SİNAN

Sıra No. 1 40
Katalog No. K 11-33
Kayıt TB:2-45; TE:2-46; TM
Adı MEMİ KETHÜDA MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, GALATASARAY
Yapnran Eski Saray Pazarbaşısı Memi Kethüda
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Hacı Mimi Camii Sokağında, içinde Memi Kethüda'nın yat­
tığı küçük bir hazirenin önünde yer alan bu mescid 1 870
Beyoğlu yangınında hasar gördükten sonra bir taş yığını
halinde zamanımıza gelmiş ve 1959 yılında bir dernek tarafın­
dan yeniden yapılmıştır. Eski fotoğraflarda duvarları moloz
taştan, kirpi saçaklı, alt pencereleri sağır tuğla kemerli, önü
direklikli bir mescid olduğu görülüyor. Şimdi koyu yeşil
sıvalı, üstünde sekiz dilimli küçük bir kubbe, önünde iki katlı
bir ön bölüm bulunan, minaresinin kürsüsü bu ön bölüm
içinde kalmış bir yapıdır ve banisinin adının dışında XVI .
yüzyılla tüm ilişkisi kopmuştur.

Sıra No. 141


Katalog No. K 11-34
Kayıt TB:2-5; TE:2-4; TM
Adı MİMARBAŞI SİNAN AÔA (MİMAR SİNAN) MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, YENİBAHÇE
Yaptıran Mimarbaşı Sinan Ağa
Tamamlandığı yıl 1 573-4 (H.98 1 ) (? )

Açıklama Mimar Sinan 'ın kendi adına yaptırdığı bu mescid 1 9 1 8 yılında


yanmış, duvarları bir süre ayakta kalmışsa da zamanla yıkıla­
rak bozulmuş, minaresi 1938 ve 1962 yıllarında onarılmış,
ana kitlesi ise Gurlitt'in l 9 1 8'den önce çizdiği kroki, Ali Saim
K 11 - 34
Ülgen 'in 1 944'de hazırladığı restitüsyon projesi ve 1 973 'de
yapılan kazı sonuçları esas alınarak 1 976 yılında yeniden
yapılmıştır. Biri kapalı (kışlık) diğeri açık (yazlık) yanyana iki
birimli bir ana kitle ile onun önünde yer alan avlu ve minare­
den oluşur. Sakıflı ana kitlesinin duvarları taş ve tuğladan, her
yüzünde bir ezan penceresi bulunan sekizgen gövdeli köşk
minare küfekiden yapılmıştır. Akşemseddin Caddesi üzerin­
deki mescid bugün iyi durumda bulunur.

Sıra No. 1 42
Katalog No. K 11-35
Kayıt TB:2- l 9; TE:2�20; TM
Adı MUHSİNE HATUN MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, KUMKAPI
Yaptıran Veziria'zam Makbul İbrahim Paşa
Tamamlandıitı yıl 1 532-3 (H.939)
Açıklama Türkeli Caddesi üzerinde bulunan bu mescidin 1 7 1 8 yılında
yandıktan sonra onarıldığını kaynaklardan biliyor, Osmanlı
gotik'i üslubunda yüksek pencereleri ve şerefe altı düz, korku­
lukları demir olan tuğla minaresinden XIX. yüzyıl sonlarına
doğru yenilendiği sonucunu çıkarıyoruz. Diğer yandan, sta­
laktitli bir niş içerisindeki kitabeli kapısı ile kapının iki
yanında yer alan pencereler onarım ve yenilemede ön cephe
duvarına dokunulmadığını göstermekte, xvı. yüzyıla ait bir
parça , özgün biçim ve karakterini koruyarak mescidde yaşa­
maktadır.

K 11 - 35

314
KATALOG

Sıra No. 1 43
Katalog No. K 11-36
Kayıt TB:2-9; TE:2-5; TM
Adı MUSTAFA ÇELEBİ MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, YENİBAHÇE
Yaptıran Yeniçeriler katibi Hafız Mustafa Çelebi
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Bu mescidin yerini saptayamadık. Hakkında bilgi edineme­
dik. 19. Asırda İstanbul Haritası'nda gösterilmediğine göre
1 882'den önce yıkılıp ortadan kalkan bir yapı olsa gerektir.

Sıra No. 1 44
Katalog No. K 11-3 7
Kayıt TB:2- 1 ; TE:2-3; TM
Adı RÜSTEM PAŞA MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, YENİBAHÇE
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Rüstem Paşa, Tahtakale'deki camiini gerçekleştirebilmek
için, arsasında bulunan Hacı Halil Ağa Mescidini başka bir
yere nakletmek zorunda kalmış, Rüstem Paşa Mescidi bu
amaçla yaptırılmıştı. Attar Halil Camii adı ile zamanımıza
ulaşan mescidin en kayda değer yönü Çatalçeşmenin üstüne
oturtulan minber-minaresiydi. On üç basamak merdivenle
çıkılan minarenin bodur gövdesinde sekiz ezan penceresi,
tepesinde sekiz yüzeyli piramidal bir külah bulunuyordu.
Attar Halil Camii Vatan Caddesi üzerinde kaldığı için 1957
yılında yıktırılmış, eser kalmamıştır.

Sıra No. 145


Katalog No. K 11-38
Kayıt TB:2-50; TE:2-50; TM
Adı RÜZNAMECİ ABDİ ÇELEBİ MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, SAMATYA
Yapbran Kanuni zamanı ileri gelenlerinden Rı1znameci Çelebi Abdul­
lah Efendi
Tamamlandığı yıl 1 533-4 (H.940)
Açıklama Cephelerinin pilasnrlarla beşer bölüme aynldığı, alt ve üst
pencereleri arasına bir silme konulduğu, cephelerin merkezle­
rine rastlayan üst pencerelerin ve saçak komişinin yükseltile­
rek haçvari bir üst yapı sistemine gidildiği, bu sistemin dört
köşede yalancı ağırlık kuleleriyle aynca vurgulandığı, basık
kubbeli iç mekanın eklektik bir üslupla süslendiği görülür.
K l l - 38
Mescid 1933 yılında yenilenerek kurtanlınış, fakat adının
dışında xvı. yüzyılla hiç bir ilişkisi kalmamışnr.

Sıra No. 146


Katalog No. K 11-39
Kayıt TB:2-48; TE:2-49; TM
Adı SARAÇHANE MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, HASKÖY
Yapbran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl 1 526 (?)
Açıklama 1 526 yılında yapıldığı sanılan bu mescidi Sinan'ın yeniledi­
ğini biliyoruz. Eski bir tarihte yıkılarak kaybolmuş, izi kalma­
mışnr.

3 15
MİMAR SİNAN

Sıra No. 147


Katalog No. K 11-40
Kayıt TB:2-49; TE:2-45
Adı SARRAFBAŞI MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, TOPKAPI DIŞI
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.

Açıklama Evliya Çelebi'nin Sarrafzade dediği bu mescid Mevlanakapı


Caddesinin Merkezefendi'ye doğru giden bölümünde bulunu­
yordu. Saptayamadığımız bir tarihte yıkılmış, ortadan kalk­
mışnr.

Sıra No. 148


Katalog No. K 11-41
Kayıt TB:2-10; TE:2- 1 1 ; TM
Adı SİMKEŞBAŞI İSKENDER AGA MESCİDİ (SİMKEŞ
CAMİİ)
Yeri İSTANBUL, YENİBAHÇE
Yaptıran Simkeşbaşı İskender Ağa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.

Açıklama Tezkerelerde Lutfi Paşa Çarşısı yakınında bulunduğu belirti­


len bu mescid Halıcılar (l.Selim) Medresesinin 1 2 5 metre
kadar kuzey bansında bulunuyordu. Hadikat ül-Cevami'de
yandığı yazılıdır ( C.l, s. 1 2 1 ). Daha sonra onarılarak Simkeş
Camii ismi ile zamanımıza gelmiş, fakat Vatan Caddesi üze­
rinde kaldığından 1955'de yıknrılmışnr.

Sıra No. 149


Katalog No. K 11-42
Kayıt TE:2-2; TM
Adı SİNAN PAŞA MESCiDi
Yeri İSTANBUL, YENİBAHÇE
Yaptıran Kapudanıderya Sinan Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.

Açıklama Sinan Paşa'nın mescidi Guraba Hastanesi ile Halıcılar Medre­


sesi arasında, Dere Sokağı'nda bulunuyordu. 1918 Sultan­
selim yangınında harap olduktan sonra onarılmadığı için
kaybolup gitmiştir. Mimarisi konusunda bilgimiz olmamakla
birlikte oniki köşeli, konik külahlı köşk-minaresini Gurlitt'in
yayınladığı krokiden biliyoruz (Die Baukunst, s. 76 ).

Sıra No. 1 50
Katalog No. K 11-43
Kayıt TB:2-46; TE:2-47; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA (SOKOLLU ) MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, BÜYÜK ÇEKMECE
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.

Açıklama Kanuni'nin yapnrdığı ünlü Büyük Çekmece Köprüsünün


başında, Sultan Süleyman Kervansarayının karşısında bulu­
nur. Beden duvarları tuğla hanllı kesme taş, son cemaat direk­
liğini de içine alan dört yüzeyli çansı kurşun kaplıdır. Mina­
K 11 - 43
resi avlu kapısının yanında yükselir. Minber-minare
türündedir. Köşküne onbir basamak merdivenle çıkılır.
Gövdesi sekiz köşeli, ezan pencereleri kaş kemerli, saçağının
aln zambak desenli bir kuşakla sarılıdır.
1 963 yılında Vakıflarca onarılan mescid iyi durumda bulun­
makta ve minaresinin soğan kubbesi dışında klasik görüntü­
sünü korumaktadır.

3 16
KATALOG

Sıra No. 151


Katalog No. K 11-44
Kayıt TB:2-43; TE:2-43
Adı SÜHEYL BEY (SALIPAZARI) MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, TOPHANE
Yaptıran Deryabeyi Süheyl Bey
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.

Açıklama xvı. yüzyıla ait klasik mescid yol genişletilmesi nedeni ile
1873 yılında yıknrılmış ve Sultan Abdülaziz mescidin yerine
daha geride bir cami yapnrrnışn. Bu cami sekizgen planlı, tek
kubbeli, fevkani bir yapı idi. Kürsü ve pabuç bölümleri
bulunmayan minaresinin şerefesi bir sıra oymalı konsola bin­
dirilmiş, şerefe korkulukları demirden dökülmüştü. 1957
yılında sürmekte olan imar hareketi esnasında cami, alnndaki
çeşmesi ile birlikte yıknrılmışnr ve şimdi arsasında bir iş hanı
vardır.

Sıra No. 152


Katalog No. K 11-45
Kayıt TB:2-38; TE:2-38; TM
Adı SÜLEYMAN SUBAŞI MESCİDİ (MÜNZEVİ CAMİİ)
Yeri İSTANBUL, EYÜP
Yaptıran Karcı Süleyman Subaşı
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.

Açıklama Eyüp Mescidi Sokağında bulunan ve bugün Münzevi ya da


Müzewir adı ile tanınan bu mescid kareye yakın bir salon, iki
katlı son cemaat yeri ve minareden oluşur. Kapısı son cemaat
yerinin ban ucunda, minarenin yanındadır. Çansı alaturka
kiremit döşeli mescidin beden duvarları horasan harçla moloz
taştan, minare kaidesi kesme küfekiden yapılmış, sivri külahlı
minarenin bodur gövdesi sıvannuşnr. Mescid XI.X. yüzyılda
onarılmış, 1967 yılında tekrar ele alındığı zaman da ahşap son
cemaat yeri kargire dönüştürülmüştür. Ne amaca hizmet ettiği
anlaşılamayan içindeki iki ahşap direk ile üst pencerelerin
beton lentoları da klasik üslupla bağdaşmazlar. Fakat bunlar
dışında mescid xvı. yüzyıl mimari karakterini oldukça iyi
biçimde korumaktadır.

Sıra No. 153


Katalog No. K 11-46
Kayıt TB:2-39; TE:2-39; TM
Adı SÜLEYMAN SUBAŞI MESCİDİ (KİRAZLI MESCİD)
Yeri İSTANBUL, SÜLEYMANİYE
Yaptıran Karcı Süleyman Subaşı
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.

Açıklama Bozdoğan Kemeri yakınında, adını verdiği sokakta bulunur.


xıx. yüzyılda esaslı bir onarım geçirdiği, bu onarım sırasında
duvarları sarı sıvalı ana kitlesinin kıble yönünde uzanldığı,
"' l l - 4h pencerelerinin yuvarlak kemerli yüksek pencerelere dönüştü­
rüldüğü, mihrabının yenilendiği, minaresinin elden geçirildiği
anlaşılıyor. Zamanımıza ulaşan mescid xvı. yüzyıla ait klasik
niteliklerini büyük ölçüde kaybettniş, genel görünüşü ve süs­
lemesiyle xıx. yüzyıl karakterine bürünmüş bir yapıdır.

317
MİMAR SİNAN

Sıra No. 1 54
Katalog No. K 1147
Kayıt TB:2-7; TE:2-9; TM
Adı ŞERİFEZADE EFENDİ MESCIDI
Yeri İSTANBUL, ÇARŞAMBA
Yaptıran Defterdar Şerifezade Efendi
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Evliya Çelebi'nin Karagümrük'te bulunduğunu yazdığı bu
mescid (C.l,s.3 13), büyük olasılıkla Şerifezade'nin Kadıçe.ş­
mesindeki medresesinin yanında yer alıyordu. Ne yazık ki,
mescid gibi medrese de zamanımıza ulaşmamışnr. 19. Asırda
İstanbul Haritası'nda gösterilmeyen, Hadikat ül-Cevami'de
adı geçmeyen bu mescidin hangi tarihte ortadan kayboldu­
ğunu dahi söyleyemiyoruz.

Sıra No. 155


Katalog No. K 1148
Kayıt TB:2-2 1 ; TE:2-52; TM
Adı ŞEYH FERHAD MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, KUMKAPI
Yaptıran Şeyh Ferhad adına saptayamadığımız biri
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Kurnkapı'da Musalla Caddesinde bulunan Şeyh Ferhad Mes­
cidi 191 1 Uzunçe.şme yangınında çökmüş uzun yıllar harabe
halinde durduktan sonra enkazı kaldırılarak arsasına 1964
yılında Katip Kasım İlkokulu yapılmışnr. Mescidden ufak bir
iz günümüze gelmemiş ise de Ferhad Baba'nın mezarı, eski adı
Musalla Çe.şmesi, yeni adı Kızıltaş olan sokağın orta yerinde
durmaktadır.

Sıra No. 1 56
Katalog No. K 1149
Kayıt TB:2-33; TE:2-32; TM
Adı TÜFENKHANE MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, UNKAPANI
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Üç tezkerede de yerinin "Hisardan taşra" olduğu belinilen bu
mescid Unkapanı'nda, Abdülezel Paşa Caddesinde idi. Hadi­
kat ül-Cevami'de sözü edilen (C.l,s.238) mescid yıkılmış,
arsasına yeni binalar yapılmışnr.

Sıra No. 157


Katalog No. K 11-50
Kayıt TB:2-6; TE:2-8; TM
Adı ÜÇBAŞ (NUREDDİN HAMZA) MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, KARAGÜMRÜK
Yaptıran Üçbaş köyünden Müderris Nureddin Hamza Efendi
Tamamlandığı yıl 1 530- 1 (H.937)
Açıklama Sarayağası Caddesi üzerinde, medrese ile birlikte yapılmış bir
mesciddir. Ana kitlesi caddeden on metre kadar içeride,
minaresi avlu kapısının yanında bulunur. Bugün sıvalı olan
duvarlarının tuğla hanllı taş olduğu, pencerelerinin ve mihra­
bının biçimi değişmiş ise de, duvar örgüsünün klasik döneme
tarihlenebileceği anlaşılır. Üst bölümü son yılların izlerini
taşıyan bodur minaresinin küfekiden yapılmış kaidesi de
xvı. yüzyıla aittir.
Üçbaş Mescidi 1 729 Balat yangınında hasar görmüş, daha
sonra onarılmış ve l 960'lı yıllarda bir demek tarafından şim­
diki haline getirilmiştir. Klasik mimari niteliklerinin çoğunu
kaybetmiş olan bu mescid Sinan'ın İstanbul kentindeki tarihi
bilinen ilk yapısıdır.
K 11 - 50
r ı �
------- - --

cs Sıra No.
Katalog No.
Kayıt
1 58
K 11-5 1
TB:2-4 1 ; TE:2-4 1 ; TM
KATALOG

Adı YAHYA KETHÜDA MESCİDİ (YAHYA KAHYA CAMtl)


Yeri İSTANBUL, KASIMPAŞA

rn
t=J ır �
Yaptıran Sokollu Mehmed Paşa'run kethüdası Yahya Efendi
TarnamlandıW. yıl Bilinmiyor.

r-
Açıklama Enlemesine konulmuş dikdörtgen kitleli, son cemaat yeri
kapalı ve iki katlı olan bir camidir. Çansı kiremit döşeli,

-�
...
beden duvarları sıvalı, kapısı düz atkılı, yüksek pencereleri
yuvarlak kemerli, iç duvarlarının pencere altlarına kadar
� bölümü mermer kaplıdır. İki yanında mermer sütunlar bulu­
.. nan mihrabı neo-klasik üslupta yapılmış, beyaz yağlı boya ve
K 1 1 - 'i 1
, . . .

yaldızla süslenmiştir. Minberi ahşap ve oymalı olan carniin


düz ahşap tavanının ortasında da oymalı bir göbek vardır.
Evliya Çelebi'nin, "ǧr-puşta kurşun kubbeli, bir minareli
bir .camidir", sözleriyle tanımladığı (C.l,s.418) mescidin
1894 depreminde yıkıldıktan sonra onarıldığı anlaşılıyor.
Onarılarak kurtarılması yerinde olmuş fakat minare kürsüsü
dışında yeni camiin eski mescidle bir ilişkisi kalmamışnr.

Sıra No. 1 59
Katalog No. K 11-52
Kayıt TB:2-26; TE:2-25; TM
Adı YAYABAŞI MESCİDİ
Yeri İSTANBUL, FENER
Yaptıran Bilinmiyor
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor

Açıklama Tez ki ret ül - Ebniye' de "Fenerkapusu dahilinde" bulun­


duğu belirtilen bu mescidin yerini saptayamadık, hakkında
bilgi edinemedik. 19. Asırda İstanbul Harita'sında göste­
rilmeyen Hadikat ül-Cevami'de adı geçmeyen Yayabaşı Mes­
cidi çok eski bir tarihte yanmış ya da yıkılmış, onarılmadığı
için ortadan kalkmış bir yapı olsa gerektir.

Sıra No. 160


Katalog No. K 111-1
Kayıt TM
Adı ABDÜRRAHMAN ÇELEBİ TÜRBESİ
Yeri ISTANBUL, ÇAPA
Yaptıran Bilinmiyor
Açıklama
Öldüğü yılı saptayamadığımız Kazasker Kızıl Ahmedli Abdür­
rahman Çelebi'nin Çapa'daki camiinin haziresinde toprağa
verilerek gömüldüğü yere mütevazı bir mezar yapıldığı bi­
linmekte, fakat Millet Caddesi açılırken 1 95 7 yılında cami ile
birlikte yola giden bu mezarı Sinan'ın tasarladığını söylemek
olanağı bulunmamaktadır.
Sıra No. 161
Katalog No. K III-2
Kayıt TB:4-2 1 ; TE:5- 1 5
Adı ARAB AHMED PAŞA TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, FINDIKLI
Yılı 1 575-6 (H.983 )
Açıklama Rodos ve Kocaeli Sancak beyliklerinden sonra Cezayir Bey­
lerbeyliğine, 1 574 yılında da Kıbrıs Beyler beyliğine atanan ve
bu görevde iken ölen Arab Ahmed Paşa'nın naaşı İstanbul'a
getirilerek Fındıklı'da toprağa verilmiş, türbesini zevcesi
Perizad Hatun Sinan'a yaptırmıştı. Daha sonra Perizad Hatun'
un da içine gömüldüğü türbe Mimar Sinan Üniversitesinin
hemen önünde idi. K::ı.re planlı, sağır kubbeli, kapısının
önünde bir saçak bulunan türbe bakımsız durumda zamanı­
mıza ulaşmışsa da 1 956 yılında Meclisi Mebusan Caddesi 'nin
genişletilmesi sırasında yol üzerinde kaldığı için yıktırılmıştır.
K lll - 2
MİMAR SİNAN

Sıra No. 1 62
Katalog No. K 111-3
Kayıt TM
Adı BALİ PAŞA TÜRBESİ
Yeri İST ANBUL, YENİBAHÇE
Yılı 1 495 (? )
Açıklama 1 494-5 (H.900) yılında ölen Bali Paşa için zevcesi Hüma
Hatun 'un yaptırdığı türbeyi Sinan 'ın tasarlamadığı açıktır.
Şayet Sinan'la ilişkili idiyse onardığı yapılardan biri olsa
gerektir. Bali Paşa Camiinin doğusunda yer alıyor, sekizgen
gövdeli ve önü saçaklı bir kitle kuruluşuna sahip bulunu­
yordu. 19. Asırda İstanbul Haritası'nda gösterildiği için 1 882
yılında ayakta olduğunu biliyoruz. Daha sonra, büyük olası­
lıkla, camiin kubbesi ile son cemaat revakını yerle bir eden
1 894 depreminde çökmüş, onarılmadığından kaybolup git­
miştir.

Sıra No. 1 63
Katalog No. K III-4
r
t
Kayıt TB:4- 1 9; TE: 5- 1 6; TM
Adı BARBAROS HAYREDDİN PAŞA TÜR RESİ
Yeri İSTANBUL, BEŞİKTAŞ
Yılı 1 5 4 1 -2 (H.948)
Açıklama Kapudanıderya Barbaros Hayreddin Paşa 'nın Beşiktaş Mey­
danındaki türbesi sekizgen prizma gövdeli, sağır kubbeli, önü
saçaklı bir yapıdır. Beden duvarları düzgün küfekiden yapıl­
mış, sekizgen gövdenin yedi yüzüne iki katlı birer pencere,
sekizinci yüzüne yalnız kapı açılmıştır. Kapının önündeki
saçak iki tam iki yarım mermer sütuna biner. Sütunların
başlıkları baklavalı, saçağın üstü ayna tonozla örtülü, tonozun
içi nakışlarla bezelidir. Türbenin kubbesi de pas rengi zemin
üzerine beyaz rumilerle süslenmiş fakat duvarlar 5ade bıra­
kılmıştır. Barbaros Hayreddin Paşa 1 546 yılında ölmüş ve
kapı kitabesine göre ölümünden beş yıl önce Sinan'a yaptır­
dığı türbesinde toprağa verilmiştir. Son yıllarda özenle onarı­
lan türbe bakımlı ve ziyarete açıktır.
Sıra No. 164
Katalog No. K 111-5
Kayıt TM
Adı �EHRAM PA.ŞA TÜRBESİ
Yeri lSTANBUL, USKÜDAR
Yılı (? )
Açıklama Amid, Bağdat; daha sonra Yemen Beylerbeyi olan ve 1 5 72-3
K III -4
(H.980 ) yılında Yemen'de ölen Behram Paşa'nın türbesini
Sinan'ın yaptığı kesin değildir. Üsküdar'da bugün Behram
Paşa' nın adını taşıyan bir türbe bulunmadığı gibi kaynaklarda
da konuyu aydınlatacak bilgi yoktur. Tuhfet ül-Mi'marin
yazarının yanlışlıkla Sinan'a malettiğini sandığımız türbenin,
eğer Üsküdar'da idiyse, çok eski bir tarihte yıkılarak ortadan
kalktığını düşünmek yerinde olur.

320
KATALOG

Sıra No. 165


Katalog No. K 111-6
Kayıt TM
Adı ÇOBAN MUSTAFA PAŞA TÜRBESİ
Yeri KOCAELİ, GEBZE
Yılı 1 523-4 (H.930) (?)
Açıklama Çoban Mustafa Paşa'nın Gebze'deki külliyesinin bir parçası
olan bu türbe camiin güneyinde, kıble ekseni üzerinde yer alır.
Düzgün kesme taştan yapılan sekizgen gövdeli türbenin kub­
besi ve dört mermer direğe binen saçağı kurşun kaplıdır.
Duvarlarının iç yüzlerinde pencere üstlerine kadar firfue çini­
ler bulunan türbede Çoban Mustafa Paşa tek başına yatar.
Kanuni'nin 1 5 2 1 yılında kız kardeşi Hafsa Sultan ile evlendi­
K 1 1 1 (,
rerek 2. vezirliğe getirdiği Çoban Mustafa Paşa 1 528-9
(H. 935 ) da öldüğü vakit Gebzede toprağa verilmişti. Kitabesiz
türbesi ölümünden sonra yapılmış olabilir. Fakat Paşa'nın
sağlığında cami ile birlikte tamamlanma olasılığı daha yüksek­
tir. Bu yüzden de, Tuhfet ül-Mi'marin'e şayet bir hata sonucu
girmemiş ise, onu Sinan'ın onardığı yapılar arasına katmak
gerekir.
Sıra No. 1 66
Katalog No. K 111-7
Kayıt TM
Adı DUKAGİNZA.DE MEHMED PAŞA TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, EYÜP
Yılı (?)
Açıklama
Yavuz Sultan Selim'in damadı olan Dukag irızade Gazi Meh­
med Paşa onun ve Kanuni Sultan Süleyman'ın seferlerine
katılmış, Halep ve Mısır Beylerbeyliklerinde bulunduktan
sonra 1 556 yılında İstanbul'da ölmüştür. Tuhfet ül­
Mi'marin'de Eyüp'te olduğu belirtilen türbesinin yerini sap­
tayamadık; bu türbe -ya da mezar- ile Sinan'ın ilişkisini
kuramadık.
Sıra No. 1 67
Katalog No. K 111-8
Kayıt TM
Adı DUHTERZADE-İ RÜSTEM PAŞA TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, ŞEHZADEBAŞI
Yılı 1 585-6 (H.994)
Açıklama
Şehzade Mehmed Camii haziresinde, Dede Efendi Sokağına
bakan duvarın hemen önünde yer alan bu türbe Mihrimah
Sultan ile Rüstem Paşa'nın kızları Fatma Sultan'ın Şehrizor
Beylerbeyi Mustafa Paşa'dan olan oğlu Mehmed bey için
yaptırılmış, oğlundan iki yıl sonra ölen Fatma Sultan da aynı
yerde toprağa verildikten sonra türbe onun adını almıştır.
Fatma Sultan türbesi, baklava başlıklı dört mermer sütuna
bindirilmiş kaş kemerler üstünde yükselen küçük bir kubbe­
den oluşur. Güzel ve özenle yapılmış olmakla birlikte Tezkiret
ül-Bünyan ve Tezkiret ül-Ebniye'de adı geçmeyen ve yapım
tarihi Sinan için geç olan bu açık türbeye Sinan'ın öz yapıları
arasında yer vermek zordur.
K lll - 8

321
MİMAR SİNAN

Sıra No. 1 68
Katalog No. K 111-9
Kayıt TM
Adı EBU-L FAZIL TÜRBESİ
Yeri İST ANBUL, TOPHANE
Yılı 1 5 74-5 (H.982 )
Açıklama 1 574 yılında Hacca giderken Şam'da ölen v e orda toprağa
verilen Defterdar Ebu-! Fazıl Efendi için Tophane' deki camii­
nin haziresine ziyaretçilerin dualarını almak amacı ile bir
mezar taşı dikilmişti. Cami 1 9 1 6 Cihangir yangınında harab­
olduktan sonra terkedilmiş, yıktırılmadan önce de haziresin­
deki mezarlar başka yere taşınmıştı. Ebu-! Fazıl Efendi 'nin,
üzerindeki yazısı sonraki bir döneme ait olduğu anlaşılan ve
bu yüzden Sinan'la ilişkisini kestiremediğimiz mezar taşı şimdi
Kılıç Ali Paşa Camii haziresinde bulunmaktadır.

Sıra No. 169


Katalog No. K 111- 10
Kayıt TM
Adı GAZİ İSKENDER PAŞA TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, KANLICA
Yılı 1 5 7 1-2 (H.979) (?)
Açıklama Gazi İskender Paşa'nın Kanlıca'daki camiinin önünde bulu­
nan türbesi dikdörtgen planlı, sakıflı bir yapıdır. Duvarları
düzgün kesme taştan olan türbenin ön cephesinde kapı ve
dört pencere, arka cephesinde beş pencere, yan cephelerinde
üçer pencere yer alır. Kapısı basık kemerli, pencereleri par­
maklıklıdır.
Türbede Gazi İskender Paşa ile oğlu Ahmed Paşa yatarlar. Her
K lll - 1 0 ikisinin de mermerden olan sandukalarının baş taşlarında
tarih yoktur. Türbeye de kitabe konmamıştır. Bu yüzden,
türbenin ne zaman yapıldığını kesinlikle söylemek zor ise de
türbenin cami ile birlikte tasarlanmayıp İskender Paşa'nın
1 5 7 1 -2 (H.979) yılında ölümünden sonra yapıldığını
düşünüyoruz.

Sıra No. 1 70
Katalog No. K III- 1 1
Kayıt TB:4-25 ; TE:5-20; TM
Adı GÜZEL AHMED PAŞA TÜRBESİ
Yeri İST ANBUL, EDİRNEKAPI
Yılı 1 580- 1 (H.988) (?)
Açıklama Mihrimah Sultan ile Rüstem Paşa'nın kızları Ayşe Sultan 'ın
eşi ve 1 5 79- 1 580 arasında Veziria'zam olan Güzel Ahmed
Paşa'nın türbesi Edirnekapı Mihrimah Sultan külliyesinde
camiin güney batısında yer alır. Cami ile birlikte düşünülme­
yerek Güzel Ahmed Paşa'nın ölümünden sonra yapıldığını
sandığımız türbe, önünde sıbyan mektebi bulunan dikdörtgen
planlı bir yapıdır. Üst örtüsü çökmüş, yenilenmemiştir.
K lll - 1 1
Beden duvarları üç sıra tuğla hatıllı kesme küfekiden yapılmış
olan türbenin uzun cephelerinde beşer, dar güney cephesinde
üç adet iki katlı pencere görülür. Kuzeyde ise iki pencere ile
kapı vardır.
Türbe 1 960'lı yılların başında onarılmış, bu onarımda sıbyan
mektebi tümü ile yenilenirken türbe bölümünün duvar üst­
leri düzlenip yapısı dondurulmakla yetinilmiştir.

322
KATALOG

Sıra No. 171


Katalog No. K III-1 2
Kayıt TB:4-26; TE:5-2 1 ;
Adı HACI PAŞA TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
Yılı 1 576-7 (H.984)
Açıklama Enderun'da yetişen, Konya, Rumeli, Şam Beylerbeyliği yapan
Kızıl Ahmedli Hacı Ahmed Paşa 1 587-8 (H.996)'da öldüğü
vakit oniki yıl önce yaptırdığı türbesine gömülmüştü. Üskü­
dar' da Doğancılar Camiinin önünde bulunan bu türbe düzgün
küfekiden yapılmış sekizgen gövdeli, sağır kubbeli bir yapıdır.
Yedi cephesinde iki katlı pencereler, sekizinci cephede kapısı
yer alır. Kapı kemeri, pencere söveleri, kemer aynaları ak
mermerdendir. Dört mısralık kapı kitabesine göre H. 984
yılına tarihlenen türbe 1 970'li yıllarda onarılmış, fakat bu
onarımda kapı saçağı yenilenmediği gibi içine de dokunul­
mamıştır. Bakımsız durumda kendi haline terkedilen küçük
fakat önemli bir eserdir.

Sıra No. 1 72
Katalog No. K III-1 3
" 111 1�
Kayıt TM
Adı HADIM İBRAHİM PAŞA TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, SİLİVRİKAPI
Yılı 1 562-3 (H.970) (?)
Açıklama Kanuni zamanında Anadolu ve Rumeli Beylerbeyi ve daha
sonra kubbe veziri olan Hadım İbrahim Paşa 1 562-3 (H.970)
yılında ölmüş, Silivrikapıdaki camiinin yanına gömülerek
üstüne bir açık türbe yapılmıştır. Dikdörtgen planlı, her yüzü
mermer çerçevelerle dört bölüme ayrılmış bir yapıdır. Orta­
sındaki mermer sandukanın yüzlerinde kabartma güller görü­
lür; fakat sonradan yenilenen baş ve ayak taşları bezemesizdir.
Eskiden üstü demirden bir kafesle örtülü olan türbenin içinde
büyüyen bir ağaç kafesi parçalamıştı. 1 940'lı yılların başında
ağaç kesilerek türbe onarıldı fakat kafes yerine konmadı.
Dahası, onarımdan sonra türbe yeniden kaderine terkedildi.
1..: 1 1 1 - 1 l
Bugün parmaklıklı çerçevelerinden altısı yıkılmış durumda
bulunmakta, ötekiler de sıralarını beklemektedir.

Sıra No. 1 73
Katalog No. K III-14
Kayıt TM
Adı HASEKİ HAFSA SULTAN TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, SULTANSELİM
Yılı 1 533 (?)
Açıklama Tuhfet ül-Mi'marin'in birinci bölümünün ilk sırasında kayıtlı
olan Haseki Sultan Türbesi Sultan Selim Camiinin mihrabı
önünde yer alan Yavuz Sultan Selim Türbesinin güneyinde­
dir. Kanuni'nin 1 533 yılında ölen annesi Hafsa Sultan için
"
yaptırılmış, Yavuz'un kızı Şah Sultan da buraya gömülmüştü.
K lll - 1 4 Sekizgen gövdeli, sağır kubbeli türbe 1 894 depreminde temel­
lerine kadar yıkılmış, temeller üstüne duvarlar bir metre
kadar çıkılarak türbenin büsbütün kaybolması önlenmiştir.
Yatay biçim ve ölçülerini bildiğimiz sekizgen planlı ve önü
saçaklı Hafsa Sultan Türbesinin Mimarbaşı Acem Alisinin
eseri olduğunu ve Sinan'ın daha sonra türbeyi onardığını
düşünüyoruz.

323
MİMAR SİNAN

Sıra No. 1 74
Katalog No. K III- 1 5
Kayıt TE: 5-22; TM
Adı HASEKİ HÜRREM SULTAN TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, SÜLEYMAN İYE
Yılı 1 5 57-8 (H.965 )
Açıklama H.965 yılında ölen Haseki Hürrem Sultan için Süleymaniye
Camii haziresinde yaptırılan türbe sekizgen gövdeli, sağır
kubbeli bir yapıdır. Sekizgen gövdenin yedi cephesinde iki
katlı pencereler, sekizinci cephede kapı ile bir pencere vardır.
İç duvarlar ise pencere araları kırılarak yüzlerinde bir aşırı
pencere ve niş bulunan onaltı kenarlı bir prizmaya dönüştü­
rülüp kubbe doğrudan duvarlara oturtulmuştur.
Önünde dört sütuna binen geniş saçaklı bir revakın yer aldığı
kapının iki yanındaki çini panolar olsun, türbenin içini süsle­
yen çiçekli çiniler olsun, o dönemin en güzel İznik çinileri
arasında sayılırlar. Kubbenin eteğinde duvarları çepeçevre
dolanan lacivert çini zemine beyaz hatla yazılı ayet kuşağı
K II I - 1 5 özellikle dikkati çeker. 1 960'lı yıllarda onarılan türbe iyi
durumda ve bakımlıdır.

Sıra No. 175


Katalog No. K IIl- 1 6
Kayıt TB:4- 1 3 ; TE:5-4; TM
Adı HUSREV PAŞA TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, YENİBAHÇE
Yılı 1 545-6 (H.952)
Açıklama Kanuni'nin vezirlerinden Husrev Paşa'nın türbesi Bali Paşa
Camii yakınında, adını verdiği cadde üzerinde bulunur. Dış­
tan ve içten sekizgen planlı, sağır kubbelidir. Sek izgen gövde­
sinin köşelerinde gömme sütunceler, yüzlerinde iki katlı pen­
cereler vardır. Kubbe yüksek bir kasnakla kuşaklanmış,
kasnağın yüzü palmet dizileriyle süslenmiştir. Ayrıca, her
cephenin tepesi alınlıklarla taçlanmış ve alınlıklar gömme
sütuncelerin başlıklarını da içine alır biçimde türbeyi çepe­
çevre dolanan bir damlalı saçağın üstüne oturtulmuştur. Dış
mimaride gördüğümüz zengin süsleme türbenin içinde de sür­
dürülerek sekizgenden kubbeye stalaktitli çıkmalar ve bakla­
valı bir kuşakla geçilmiştir. Son olarak 1 950 yılında onarılan
türbenin oyma süslemesi aşınmış, bakımsızlıktan içi de hara­
bolmuştur. Husrev Paşa'nın sandukası yerinde yoktur. Tür­
benin saçağı da yıkılmış, sadece duvarda izleri kalmıştır.

Sıra No. 1 76
Katalog No. K III- 1 7
Kayıt TM
Adı KAPIAÔASI MAHMUD AÔA TÜRBESİ
Yeri İST ANBUL, AHIRKAPI
Yılı Bilinmiyor.
Açıklama Kanuni Sultan Süleyman ve il. Selim zamanlarında Babüssa­
ade ağası olan Hadım Mahmud Ağa'nın mezarı Ahırkapı'da
Sinan'a yaptırdığı camiin önünde idi. Mezartaşı 1 940'lı yıl­
larda yerinde duruyordu. Daha sonra, Kapıağası Camiinin
Fenerlikapı Sokağı boyunca uzanan haziresindeki mezarlar
kaldırılmış, bu arada, Mahmud Ağa'nın Sinan'la bağlantısı
şüpheli olan mezarı da saptayamadığımız bir yere taşınmıştır.

324
KATALOG

Sıra No. 177


Katalog No. K III- 18
Kayıt TB:4- 14; TE:5-7; TM
Adı KARA AHMED PAŞA TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, TOPKAPI
Yılı 1 558-9 (H.966)
Açıklama Te mışvar fatihi Gazi Kara Ahmed Paşa'nın Topkapı'daki
camiinin yakınında bulunan türbesi, kurşun kaplı çift cidarlı
kubbesi onsekiz yüzlü bir kasnakla kuşaklanan, altıgen gövde­
sinin köşeleri dışta yuvarlak gömme sütunlar, içte yüksek
nişlerle vurgulanan bir yapıdır. Düzgün kesme küfekiden
yapılmış türbenin beş cephesinde iki katlı pencereler, altıncı
yüzünde kapı ve bir pencere yer alır. Saçağı kaybolmuştur. İçi
de haraptır. Alt pencerelerinin kanatları kırılmış, üst pencere­
lerinin içlikleri düşmüştür. Onarılması ve duvarlarındaki
çivit mavisi ve siyah süslemenin raspa edilmesi gerekir.

Sıra No. 1 78
Katalog No. K III- 19
Kayıt TB:4-22; . TE: 5-17; TM
!( 1 1 1 I H
Adı KILIÇ ALİ PAŞA TÜRBESİ
Yeri İST ANBUL, TOPHANE
Yılı 1 580- 1 (H.988)
Açıklama Kapudanıderya Kılıç Ali Paşa 1 586-7 (H.99 5 ) yılında ölmüş
ve ölümünden altı yıl önce tamamlanan camiinin haziresin­
deki türbesine gömülmüştür. Bu türbe sekizgen gövdeli, iç içe
çift kubbelidir. Revakı, sekizgen gövdesinin içine doğru
girinti yaparak türbenin iç kuruluşuna ve pencere düzenine
asimetrik bir görünüm verir. Şöyle ki, yapının üç ana cephe­
sinde altlı üstlü ikişer pencere, giriş cephesinde üç üst pen­
cere, iki cephesinde ise yalnız birer üst pencere yer alır. Kub­
besi kurşun kaplı olan Kılıç Ali Paşa türbesinin duvarları
kesme küfeki, sütun, direk ve pencere söveleri ak mermerdir.
İçinde kalem işi nakışlar görülür. Bu nakışlar 1 979 yılında
yapılan onarımda yenilenmiştir.

Sıra No. 1 79
Katalog No. K 111-20
Kayıt TM
Adı LALA HÜSEYİN PAŞA TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, EYÜP
Yılı 1 572-3 (H.980)
Açıklama Şehzade Selim'in lalası olan ve Tütünsüz takma adı ile tanınan
Hüseyin Paşa Selim'in tahta çıkması üzerine önce Anadolu
sonra Rumeli Beylerbeyi olmuş, daha sonra İstanbul'a çağrı­
K 111 - 1 9 larak kendisine kubbe vezirliği verilmişti. Bu görevde iken
H.980'de ölen Lala Hüseyin Paşa Edirnekapı dışındaki
Mustafa Paşa Dergahı haziresine gömülmüştür. Mustafa Paşa
Dergahı yıkıldığından zamanımıza ulaşamamış, Tuhfet ül­
Mi 'marin yazarının Sinan'a yakışrırdığı Lala Hüseyin Paşa
türbesi -ya da mezarı- dergah ile birlikte yokolmuştur.

325
MİMAR SİNAN

Sıra No. 1 80
Katalog No. K 111-2 1
Kayıt TM
Adı MAKTUL AY AS PAŞA TÜRBESİ
Yeri DiY ARBAKlR (AMİD)
Yılı (?)
Açıklama Tuhfet ül-Mi 'marin 'de, "Amidde Sofu Mehmed Paşa Camii -
Medrese der Van - Osman Paşa türbesi � Maktul Ayas Paşa
türbesi" denilerek bu türbenin, Özdemiroğlu Osman Paşa
Türbesi gibi Diyarbakır'da bulunduğu ima edilir. Ne var ki,
Diyar,bakır'da Ayas Paşa'nın adını taşıyan bir türbe bulun­
mamaktadır. Bulunma olasılığı da yüksek değildir. 1 548
yılında Bağdat Beylerbeyliğinden Amid Beylerbeyliğine gelen,
daha sonra Erzurum Beylerbeyliğine atanan ve Şehzade Selim
ile Şehzade Bayezid'i karşı karşıya getiren Konya Savaşında
Bayezid'i destekleyen Ayas Paşa 1 560 yılında idam edilmiştir.
Nereye gömüldüğünü saptayamadığımız Maktul Ayas Paşa'
nın türbesine ait kaydın Tuhfet ül-Mi'marin'e yanlışlıkla gir­
diği, yerini dahi bilmediğimiz bu türbenin Sinan yapıları ara­
sına alınamayacağı kanısındayız.

•;: >
Sıra No. 181
Katalog No. K Ill-22
....·.
• Kayıt TM
Adı MEHMED AÔA TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, ÇARŞAMBA
Yılı 1 585 (H.993 )
Açıklama 1 582 yılında Babüssaade ağalığına atanan Habeşi Mehmed
Ağa'nın türbesi adını taşıyan camiin haziresinde bulunur.
Cami gibi türbenin de Mimar Davud Ağa'nın eseri olduğu
sanılır. Kübik gövdesinin pahlı köşeleri gömme sütunlarla
vurgulanmış, kubbesi sekiz kenarlı alçak bir kasnakla kuşak­
lanmıştır.
Türbenin ön cephesinde ortada kapı, onun iki yanında birer
alt pencere, daha yukarıda üç tepe penceresi vardır. Arka
cephede iki katlı üç pencere, yan cephelerde yine iki katlı
ikişer pencere görülür. Giriş cephesinin iki ucunda bulunan
gömme sütunlar aslında türbenin önünde bir revakın yer
aldığına işaret eder. Bu revak eski bir tarihte ortadan kaybol­
muş, türbenin içi de bakımsızlıktan harabolmuş, muhdes
kalem işi nakışları bozulmuştur. Onarılması gerekir.

Sıra No. 1 82
K III - 2 2
Katalog No. K Ill-23
Kayıt TM
Adı MESİH MEHMED PAŞA TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, YENİBAHÇE
Yılı 1 585-6 (H.994)
Açıklama Mesih Mehmed Paşa Camiinin revaklı avlusunun ortasında
yer alır. Sekizgen plan üzerine her yüzü parmaklıklı pencereler
biçiminde ak mermerden yapılmış bir açık türbedir. Mesih
Mehmed Paşa'nın öldüğü 1 589 yılında yapıldığı akla gelirse
de camiin avlusunda şadırvanın yerinde bulunduğunu göz
önünde tutarak cami ile birlikte tasarlanıp gerçekleştirildiğini
düşünüyor ve türbeyi 1 585-6 yılına tarihlendiriyoruz.

K lll - 23

326
KATALOG

Sıra No. 183


Katalog No. K III-24
Kayıt TM
Adı NİŞANCI MEHMED PAŞA TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, KARAGÜMRÜK
Yılı 1 587-8 (H.996)
Açıklama Kapı kitabesinin tarih mısrasında belirtildiği gibi Nişancı
Mehmed Paşa 1 595 (H. Ramazan 1 003 ) yılında ölmüş ve,
yine aynı kitabeden anlaşılacağı gibi, kendisince sağlığında
yaptırılan türbesine gömülmüştür. Dışta ve içte sekizgen
planlı olan kubbeli türbe, Nişancı Camiinin doğusunda, son
cemaat revakına dayanır. Beden duvarları kesme küfekiden,
pencere söveleri ile revakı taşıyan dört sütun mermerden
yapılmıştır. Sütunların başlıkları stalaktitli, kapının sağında
ve solunda yer alan mihrabcıklar stalaktitlidir. İçi de özenle
süslenmiş olan türbenin üst pencere içliklerine renkli cam
geçirilmiş, kubbe de kalem işi nakışlarla bezenmiştir. İyi
durumda ve bakımlıdır.

Sıra No. 184


Katalog No. K III-25
Kayıt TM
Adı ÖZDEMİROÔLU OSMAN PAŞA TÜRBESİ
Yeri DİYARBAKIR (AMİD)
Yılı 1 585 (H.993 )
Açıklama Bu türbe, kubbe ile örtülü sekizgen prizma gövde ile onun
önünde bulunan yine kubbeli fakat kare planlı küçük bir giriş
holünden oluşur. Bölgenin yapı geleneğine uygun olarak
duvarları almaşık beyaz ve siyah kesme taştan örülüdür. Ön
cephesi dışında sekizgenin yedi yüzünde altlı üstlü birer pen­
cere yer alır. Pencereler, içtekiler daha geniş ve daha derin
olmak üzere, duvarların her iki yüzüne açılan kemerli nişler
içine konulmuş, dış kapı sade olmakla birlikte iç kapısının
yapımına özen gösterilmiştir.

Sıra No. 185


Katalog No. K III-26
Kayıt TB:4-23; TE:5-18; TM
Adı PERTEV PAŞA TÜRBESİ
" 111 - 2 � Yeri İSTANBUL, EYÜP
Yılı 1 572'den önce
Açıklama Eyüp Camiinin doğusundaki Beybaba Sokağı üzerinde bulu­
nur. Kapı kitabesinde belirtildiği gibi, Pertev Mehmed Paşa
türbeyi sağlığında yaptırmış, 1 572-3 (H.980) yılında öldüğü
zaman buraya gömülmüştür. Üstü açık olan dikdörtgen planlı
türbe eskiden sakıflı bir yapı idi.
Çatısı 1 920'li yıllarda çökmüş, yenilenmemiştir. Türbenin
çatısı yıkılmadan önceki halini bilenler ahşap tavanının gayet
renkli ve süslü, sokağa bakan ön pencerelerinin kemer boş­
luklarının da şebekeli olduğunu hatırlıyorlar. Oysa şimdiki
görünümü ile sade bir yapıdır ve, kapısı dışında, bugün tür­
bede bulunan süsleme yapının kendisi ile ilişkili olmayan
K lll - 2o
Pertev Paşa ve ailesine ait onbir adet mermer sandukanın
üzerindeki oymalardır.

327
MİMAR SİNAN

Sıra No. 1 86
Katalog No. K III-27
Kayıt TB:4- 1 2 ; TE:S-6; TM
Adı RÜSTEM PAŞA TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, ŞEHZADEBAŞI
Yılı 1 560- 1 (H.968)
Açıklama Şehzade Camii haziresinde, Şehzade Mehmed Türbesi yakı­
nındadır. Duvarları kesme küfekiden yapılmış sekizgen göv­
deli bir türbedir. Kurşun kaplı kubbesi duvarlara doğrudan
oturur, kubbe yuvaklağından duvarlara geçiş içeride yalın bir
silme, dışarıda zambak motifli bir saçakla vurgulanır. Dört
zarif sütunun taşıdığı kapı revakının üstünde zambaklı saçak
motifi tekrarlanır.
Türbenin kapı kemeri kırmızı somaki ve ak mermerden
geçmeli yapılmış, kitabe levhası siyah mermerden bir bor­
dürle çerçevelenmiştir. Kapının sağında ve solunda bulunan
panolarda ve ahşap kapı kanatlarında Kelime-i Tevhid yazılı­
dır. Kaş kemerli pencerelerin söveleri taştan, alt pencerelerin
dışlık şebekeleri kurşundan yapılmış, içliklerde renkli cam
kullanılmıştır. İçinde, büyüğü Rüstem Paşa'ya küçüğü bir
torununa ait iki sanduka bulunan türbenin duvarları kubbe
eteğine kadar çini kaplıdır. Pencere aralarında mavi bordürlü
K 111 - 27
panolar içinde beyaz zemin üzerinde firuze, yeşil, mor, kırmızı
çiçeklerle bezeli rozetler ve vazolar; alt ve üst pencereler ara­
sında lacivert üzerine beyaz hatla yazılı ayetler yer alır . Kalan
izler kubbenin içinin eskiden kalem işi nakışlarla bezeli oldu­
ğunu gösterir. Ne yazık ki bu süsleme dökülmüş ve yenilen­
memiştir.

Sıra No. 187


Katalog No. K III-28
Kayıt TM
Adı SEMİZ ALİ PAŞA TÜRBESİ
Yeri İST ANBUL, EYÜP
Yılı 1 565-6 (H .973 )
Açıklama Dört yıl sadaret makamında kaldıktan sonra görev başında
ölen Semiz Ali Paşa Eyüp Sultan Camii haziresinde toprağa
verilmiştir. Tuhfet ül-Mi'marin'de sözü edilen türbe, Eyüp
Sultan Türbesinin hemen yanında yer alan ve dört cephesinde
kabartma rozetler, baş taşında vezir kavuğu, ayak taşının yüz­
lerinde geometrik süslemeler bulunan mütevazı mermer !ahit­
tir. Deseninin Hassa Mimarlarından birince çizilmiş olduğu
söylenebilir.

Sıra No. 1 88
Katalog No. K III-29
Kayıt TM
Adı SİNAN PAŞA TÜRBESİ
Yeri İST ANBUL, ÜSKÜDAR
Yılı 1 553-4 (H.96 1 )
Açıklama Adı yalnız Tuhfet ül-Mi'marin'de geçen Sinan Paşa Türbesi ,
Üsküdar Mihrimah Sultan Camii haziresinde bulunan !ahit­
tir. Sandukası yeşil somaki, baş ve ayak taşları ak mermerden
yapılmış olan lahdin baş taşının yüzlerinde ayetler, ayak
taşında kitabe yer alır. Hassa Mimarlarından birinin eseri olsa
gerektir.

328
KATALOG

Sıra No. 189


Katalog No. K 111-30
Kayıt TE:5- 1 0
Adı SİYAVUŞ PAŞA TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, EYÜP
Yılı (?)
Açıklama lll. Murad zamanında 1 582- 1 584, 1 586- 1 589, 1 592- 1 593
olmak üzere üç kez sadarette bulunduktan sonra 1 602 yılında
ölen Veziria'zam Siyavuş Paşa adına Eyüp'te bir türbe yapıl­
mamış, Siyavuş Paşa sağlığında çocukları için Eyüp'te Mimar
Sinan'a yaptırdığı türbeye gömülmüştür. Siyavuş Paşa Türbe­
sinin Tezkiret-ül-Ebniye'ye bir hata sonucu alındığı, bu türbe
ile üç tezkerede de kayıtlı Siyavuş Paşa Evladı Türbesinin aynı
yapı olduğu kanısındayız.

Sıra No. 1 90
Katalog No. K 111-3 1
Kayıt TB:4- 16; TE:5-1 l ; TM
Adı SİYA VUŞ PAŞA EVLADI TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, EYÜP
Yılı 1 582-1 584 (?)
Açıklama Dıştan onaltı köşeli gövdeye sahip olan Siyavuş Paşa Evladı
.
Türbesi, içeride sekizgene dönüştürülerek kubbe sekiz ayağa
' . . . .. .
......
. . . . .. . .
bindirilmiş ve ayaklar kemerlerle bağlanıp kapı ve pencereler
••••••
• • • •• •t
......
sekiz adet niş içine alınmıştır. Türbenin tek gözlü kapı revakı
.......
......
••• • ••f iki mermer sütuna oturur. Kemerleri bir aşırı ak mermer ve
-·-·-• •.• •.
.. .. pembe somakidir. Alt sıradaki pencerelerin sövelerinde de
somaki kullanılmış, kapı kemeri beyaz ve yeşil mermerden
geçmeli yapılmıştır.
Türbenin dışı gibi içi de süslüdür. Kubbenin ve pandantiflerin
göbeklerinde kalem işi nakışlar, alt pencerelerin tepelerinde
çini panolar, daha yukarıda yazı levhaları bulunur. Kalem işi
nakışlar son onarımda yenilenmiştir. Üst pencerelerin renkli
cam geçirilmiş içlikleri de yenidir.
Türbenin kapısı üzerinde bir ayet yer alır. Tarih yoktur. Diğer
yandan, sokak tarafındaki pencerenin kemeri içine konulan
kitabe 1 602-3 (H. 1 0 1 1 ) tarihini taşır. Türbenin Siyavuş Paşa
tarafından Mimar Sinan'a 1 588 yılından önce -büyük olası­
K 111- l l
lıkla 1 582- 1 584 arasında- ısmarlandığı ve öldüğü zaman ken­
disi için ayrı bir türbe yapılmayıp çocuklarının yanında top­
rağa verilerek ölüm tarihinin sokak tarafına konulan kitabede
belirtildiği anlaşılmaktadır.

Sıra No. 191


Katalog No. K 111-32
Kayıt TB:4- 1 5 ; TE:5-8; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, EYÜP
Yılı 1568-9 (H.976)
Açıklama Sokollu Mehmed Paşa'nın Eyüp'te medrese ile birlikte yap­
tırdığı türbe medresenin uzunlama ekseni üzerinde, üç
kemerli bir revakla dershaneye bağlıdır. Düz tavanlı revakın
mermer sütunlara basan kemerlerinde bir aşırı pembe somaki
ve beyaz mermer, türbenin kapısı, pencere söveleri ve şebekeli
kemer aynalarında da yine mermer kullanılmıştır.
Dıştan sekizgen, içten onaltıgen prizma gövdeli türbenin
duvarları düzgün küfekiden yapılmıştır. Dışta olduğu gibi,
içte de kesme küfeki ile bitirilmiş duvar yüzeylerinde, üst
pencerelerin tepesinde türbenin içini dolanan çinili ayet
kuşağı dışında süsleme yoktur. Diğer yandan kubbede XVI.
yüzyıl üslubunda kalem işi bezeme görülür. Avlu kapısının
üzerinde yer alan kitabede türbenin, genç yaşta ölen çocukları
için Sokollu Mehmed Paşa tarafından H.976 tarihinde yaptı­
rıldığı yazılıdır. 15 79 yılında öldüğü vakit yeni bir türbe
yapılmayarak kendisinin de burada toprağa verildiği anlaşı­
K 1 1 1 - 12
lıyor.
MİMAR SİNAN

Sıra No. 1 92
Katalog No. K 111-33
Kayıt TE:5-9
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA EVLA.Dl TÜRBESİ
Yeri İST ANBUL, EYÜP
Yılı (?)
Açıklama Sokollu Mehmed Paşa'nın, kendisinden önce ölen oğulları
için yaptırdığı, kendi adını taşıyan, ve içinde kendi ahşap
sandukasından başka ailesine ait altısı ahşap, yedisi mermer
olmak üzere onüç sanduka bulunan H.976 tarihli türbe
dışında bir başka türbesi yoktur. Bugün olmadığı gibi geç­
mişte de varlığı bilinmeyen Sokollu Mehmed Paşa Evladı
Türbesinin, bu nedenle, Tezkiret ül-Ebniye'ye bir hata eseri
olarak alındığı sonucuna varıyoruz.

Sıra No. 1 93
Katalog No. K 111-34
Kayıt TM
Adı SOKOLLU MUSTAFA PAŞA TÜRBESİ
Yeri BUDA ( BUDİN)
Yılı 1 578
Açıklama Sokollu Mehmed Paşa ile amca oğlu olan Maktul Mustafa
Paşa oniki yıl Budin Beylerbeyliği yaptıktan sonra Sokollu
ailesinin nüfuzunu kırmak isteyen Sultan lll. Murad'ın
emriyle 1 578'de idam edilmiş ve Budin'de gömülmüştü. Üç
tezkerede de kayıtlı Budin Sokollu Mustafa Paşa Camiinin
Sinan eseri olduğu yolunda şüphemiz yoksa da adı yalnız
Tuhfet ül-Mi'marin'de geçen türbenin de Sinan tarafından
tasarlandığını savunmak güçtür. Zamanımıza ulaşmayan,
mimarisi konusunda bilgi edinemediğimiz bu .türbeyi değer­
lendiremiyor, onu Sinan'a yakıştırılan eserler arasına almakla
yetiniyoruz.

Sıra No. 194


Katalog No. K III-3 5
Kayıt TM
Adı SULTAN SELİM ( l ) TCRBESİ
Yeri İSTANBUL, SULTANSELİM
Yılı 1 522-3 (H .929)
Açıklama Mimarbaşı Acem Alisinin eseri olduğunu sandığımız bu türbe
Sultan Selim Camii haziresinde yer alır. Sekizgen gövdeli,
kubbeli, revaklı bir yapıdır. Onaltı köşeli bir kasnakla kuşak­
lanan kubbesi dilimli, kasnağının ve gövdesinin tepeleri profil
saçaklıdır.
Türbenin kapısı önünde bulunan revakı, içtekiler pembe,
dıştakiler yeşil dört sütun taşır. Sütunların stalaktitli başlıkları
ve iki renk mermerden örülü kemerleri dikkat çeker. Fakat
daha önemlisi, fildişi ve sedef kakma kapı kanatları ile kapının
iki yanındaki çini panolardır . Eskiden alt pencerelerin tepele­
rinde de çini panoların yer aldığını biliyoruz. Bunlar dökül­
müş, türbenin duvarlarını süsleyen kalem işi bezeme de bo­
zulmuştur.
K llI - 3 5

330
KATALOG

Sıra No. 1 95
Katalog No. K III-36
Kayıt TB:4-9; TE:5-3; TM
Adı SULTAN SELİM (ll) TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, AYASOFYA
Yılı 1 5 76-7 (H.984)
Açıklama Ayasofya Camii haziresinde bulunan türbe kare planlı, iç içe
çifte kubbelidir. Dış kubbesi ana kitleyi tümü ile örter, iç
kubbesi karenin ortasında bir sekizgen oluşturan mermer
sütunlara oturur. Sütunlar beden duvanlarına enli kemerlerle
bağlanmış, alttaki kare yapıdan üstteki sekizgen yapıya, köşe­
lerde derin tromplar, eksenler üzerinde dik açılı kollarla
geçilmiştir. Türbenin üç basamakla çıkılan revakı demir eli­
böğründelere dayalı geniş bir saçakla korunur. Üç kemerli
revakın yan gözleri ayna tonoz, orta gözü stalaktitli bingilere
basan sekiz dilimli bir kubbe ile örtülüdür. Revak kemerleri
ve korkulukları mermerdir. Kapı ve pencerelerde de bol mik­
tarda mermer kullanılmıştır. Ayrıca, kubbesinin ve sekiz
pandantifinin içlerinde kalem işi nakışlar, duvarlarında nefis
çiniler vardır. Girişte, kapının iki yanına da çini panolar
kpnulmuş (soldaki soluk renkli panonun aslı şimdi Louvre
Müzesi'ndedir ), türbenin dört beyitten oluşan kitabesi sağ­
daki panoya yazılmıştır. Türbeden ll. Selim'den başka, Hase­
kisi Nurbanu Sultan, kızları Gevher ve Esmahan Sultanlar,
oğulları Süleyman, Osman, Cihangir, Mustafa ve Abdullah ile
otuziki şehzade ve hanım sultan yatmaktadırlar.

Sıra No. 196


Katalog No. K Ill-3 7
Kayıt TB:4-8; TE:5- 1 ; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, SÜLEYMANİYE
Yılı 1 566-7 (H.974)
Açıklama Süleymaniye Camii haziresinde bulunan bu türbe sekizgen
gövdeli bir yapıdır. Sekizgenin dışını bir galeri çepeçevre
sarar. İçeride de pahlı köşelerin önüne konulan sekiz somaki
sütun ikinci bir galeri oluşturur. Türbeyi örten çift cidarlı
kubbenin iç kabuğu somaki sütunlara, kurşun kaplı dış
kabuğu beden duvarlarına oturur.
Türbenin pahlı köşeleri dışta dikdörtgen çerçevelerle vurgu­
lanmış, sekizgen gövde, tepesinde bir sıra palmet bulunan
damlalı bir saçakla taçlanmıştır. Gövdeyi saran galeriler ise
sivri kemerleri ve baklava başlıklı mermer sütunları ile sade
bir görünümdedir. Diğer yandan, ön cephede revak kemerleri
kaş kemer biçiminde, sütunların gövdeleri somakiden, başlık­
ları stalaktitli, revak korkulukları şebekeli, örtüsü geniş
saçaklı yapılarak türbenin girişine dikkat çekilmiştir. Kanuni
türbesinin kapısının iki yanındaki çini panolar zamanının en
I< i l i - l 7
güzel örnekleri arasında sayılırlar. Türbenin iç duvarlarını
bezeyen çinilerin sanat değeri de yüksektir. Kubbenin içinde
gördüğümüz koyu kırmızı zemin üzerine geçmelerle işlenmiş
malakari nakışlar da dikkati çeker.
Sigetvar kuşatması sırasında, ordu sefer halinde iken 7 Eylül
1 566 günü ölen Kanuni'nin cenazesi 28 Kasım'da İstanbul'a
ulaşmış ve Süleymaniye'de toprağa verilmiştir. Kapı kitabe­
sinden, külliye ile birlikte tasarlanmayıp ölümünden sonra
oğlu tarafından yaptırıldığı anlaşılan türbede _yedi sanduka
vardır. Ortada Kanuni'nin sandukası yer alır. Oteki altı san­
duka ise ll. Süleyman, ll. Ahmed, Mihrimah Sultan ll.
Süleyman'ın annesi Dilaşup Saliha Sultan, il. Ahmed'in
annesi Rabia Sultan ve kızı Asiye Sultan'a aittir.

331
MİMAR SİNAN

Sıra No. 1 97
Katalog No. K IIl-38
Kayıt TB:4-24; TE:5- 1 9: TM
Adı ŞAH HUBAN HAT UN TÜRBESİ
Yeri İST ANBUL, YENİBAHÇE
Yılı 1 5 7 5- 1 580 arası ( ? )
Açıklama Ill. Murad'ın kadınlarından Şah HubanHatun türbesi Guraba
Hastanesi yakınında bulunur. Karşısındaki sıbyan mektebi ile
birlikte dikdörtgen bir avlunun içinde yer alan türbe sekizgen
gövdelidir. Kubbesi köşelerde stalaktitli çıkmalara oturur.
1968 yılında onarıldığı için iyi durumda bulunmakla birlikte
duvarda izleri duran kapı saçağı yenilenmemiştir.
Kitabesi bulunmayan türbenin yapım tarihi bilinmiyorsa da
mimari özelliklerini göz önünde tutarak yapıyı 1 5 75-1 580
arasına tarihlendiriyoruz.

Sıra No. 1 98
ı..: i l i . �8 Katalog No. K III-39
Kayıt TB:4- 10; TE:5-2; TM
Adı ŞEHZADE MEHMED TÜRBESİ
Yeri IST ANBUL, ŞEHZADEBAŞI
Yılı 1 543-4 (H.950)
Açıklama Şehzade Mehmed Camii haziresinde bulunan bu türbenin
kubbesi ve kubbe kasnağı dilimli, gövdesi içte ve dışta sekiz­
gen planlıdır. Dış köşeleri gömme sütunlar ve duvar üstleri
stalaktitli saçaklarla vurgulanmıştır. Türbede otuz pencere
vardır. Sağır kemerli alt pencerelerin söve ve dolguları ak
mermer, üst pencerelerin söve ve kemerleri vişne çürüğü ve
kiremit rengi taştır. Alt ve üst pencereler arasında yer alan
ayetler ise yeşil mermer üzerine yazılmış ve gerek bu kartuşlar
gerek pencereler bir aşırı uzun ve kısa kırmızı taştan kakma
bordürlerle çerçevelenmiştir.
Türbenin geniş saçaklı revakını ikisi yeşil, ikisi pembe dört
somaki sütun taşır. Sütunların tepelerinde stalaktitli başlık­
lar, kapının iki yanında çini panolar vardır. Türbenin içi de
kıble eteğine kadar çini kaplıdır. Kubbe yüzeyinde ise mala­
kari nakışlar görülür. Türbede dört sanduka vardır. Ortadaki
Şehzade Mehmed'e, girişe göre, onun sağındaki kardeşi Şeh­
zade Cihangir'e, solundaki kızı Humaşah Sultan'a, onun
yanındaki ise kimliği bilinmeyen bir kadına aittir.

K 111 - 39 Sıra No. 1 99


Katalog No. K III-40
Kayıt TB:4- l l ; TE:5-5;
Adı ŞEHZADELER TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, AYASOFYA
Yılı 1 570'li yılların sonları
Açıklama Ayasofya Camii haziresinde bulunan bu türbede Ill. Murad'
ın dört oğlu ile bir kızı yatar. Dışı sekiz köşeli, içi haçvari
planlı, üstü çift cidarlı kubbe ile örtülü türbenin duvarları
kesme küfeki, kubbesi kurşunludur. Revakı, kapısı ve pence­
relerinde ise mermer kullanılmıştır.
Revak saçağının kaldırılması dışında türbenin dışı asıl görü­
nümünü korumaktadır. Fakat iç duvarlarını bezeyen kalem işi
nakışlar XIX. yüzyıla aittir. Ayrıca, dıştan iyi durumda
olmakla birlikte içi harap ve bakımsızdır. Onarımı gerekir.

K lll - 40

332
KATALOG

Sıra No. 200


Katalog No. K 111-4 1
Kayıt TB:4- 18; TE:5-13; TM
Adı ŞEMSİ AHMED PAŞA TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
Yılı 1 580 (H.988)
Açıklama Üsküdar Şemsi Ahmed Paşa Camiinin batı duvarına bitişik
olan bu türbenin duvarları düzgün küfekiden örülü, kub­
bemsi tonoz biçimindeki örtüsü kurşun kaplı, dış mimarisi
yalın olmakla birlikte içi kalem işi nakışlarla bezeli ve cami ile
arasındaki büyük penceresi bronz şebeke ile kapalıdır. Ön
duvarı çökmüş, üst örtüsü çatlamış bir halde iken 1 940
yılında cami ile birlikte onarılan türbe şimdi iyi durumda
bulunmaktadır.

Sıra No. 201


Katalog No. K 111-42
K 111 - 4 1
Kayıt TM
Adı TATAR HAN TÜRBESİ
Yeri YEVPATORİYA (GÖZLEYE)
Açıklama Osmanlı Sarayında yetiştirilip bağımsız bir siyaset peşinde
olan Sahip Giray'a karşı 1 5 5 1 yılında bir ordunun başında
Kırım'a gönderilen ve Bahçesaray' ı alarak Kırım Hanı olan
Devlet Giray Han adına Gözleve'de Kanuni'nin bir cami yap­
tırdığını biliyoruz. Üç tezkerede de Tatar Han adı ile kayıtlı
olan 1 5 5 2 tarihli camiin Sinan'ın eserleri arasında sayılması
gerekir ise de yalnız Tuhfet ül-Mi'marin'de sözü edilen Tatar
Han Türbesinin de Sinan ile ilişkili olduğunu savunmak güç­
tür. Türbenin cami ile birlikte yapıldığı akla gelebilir. Ancak,
camiinin yapımı tarihinden Devlet Giray Han'ın henüz yirmi­
iki yaşında bulunduğu göz önünde tutulursa bu olasılık zayıf·
lar. 1577 yılında Kırım'da ölen Devlet Giray Han'ın türbesi­
n i n y a p ı m ı i le S inan ' ı n I I I . M u r ad tarafından
görevlendirilmesi ise kanımızca daha da zayıf bir olasılıktır.

Sıra No. 202


Katalog No. K 111-43
Kayıt TM
Adı VALİDE SULTAN TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, AYASOFYA
Yılı (?)
Açıklama Nurbanu Valide Sultan'ın Ayasofya Camii haziresindeki il.
Selim Türbesinde, eşinin yanında yattığı bilindiğinden bu
kayıt gerçeklere uymamaktadır. Tuhfet ül-Mi'marin yazarı­
nın, Valide Sultan Türbesi derken yine Ayasofya haziresinde
yer alan ( ve bu tezkerede adı geçmeyen) Şehzadeler Türbesini
kastettiğini sanıyoruz.

333
MİMAR SİNAN

Sıra No. 203


Katalog No. K 111-44
Kayıt TB:4-20; TE:5- l 4; TM
Adı YAHYA EFENDİ TÜRBESİ
Yeri İSTANBUL, BEŞİKTAŞ
Yılı 1 570- 1 (H.978)
Açıklama Adını verdiği çıkmaz sokağın ucunda bulunan bu türbeyi
tanınmış şair ve mutasavvıf Yahya Efendi için ll. Selim yap­
tırmıştır. Çevresi daha sonra burada oluşan dergaha ait ahşap
yapılarla sarıldığı ve asıl kargir kubbesinin yerini basık bir
ahşap kubbe aldığı için türbe şimdi dışarıdan görülmez.
Kare planlı türbenin kapısı doğudadır. Kapının sağında ve
solunda iki katlı birer pencere, batı cephesinde yine iki katlı
0 1 2 3 4 :5 IOtn A K
üç pencere yer alır. Öbür iki cephede de benzer bir pencere
düzeni uygulandığı sezinlenir ise de güneydeki orta pencere
K Ill-44 genişletilerek semahaneye bakan demir şebekeli büyük bir
pencereye dönüştürülmüş, kuzey cephesinde de pencereler
büyütülerek tekkenin giriş holünden türbenin içine bakma
olanağı sağlanmıştır.
Duvarlarında XIX. yüzyıl üslubunda kalem işi nakışlar bulu­
nan türbe asıl biçimi değişmiş olmakla birlikte iyi durumda ve
bakımlıdır.

Sıra No. 204


Katalog No. K 111-45
Kayıt TB:4- 1 7 ; TE:5- 1 2 ; TM
Adı ZAL MAHMUD PAŞA TÜRBESİ
Yeri İST ANBUL, EYÜP
Yılı 1 580 (?)
Açıklama Zal Mahmud Paşa Camiinin doğusunda yer alır. Çift cidarlı
kubbe ile örtülü sekizgen gövdeli, önü revaklı bir türbedir. İçi
haçvari plana göre düzenlenmiş, haçın kolları ayna tonoz,
ortası kubbe ile örtülmüştür. Duvarları kesme küfekiden,
dört sütuna binen revakı ak mermerdendir. Türbenin enli
bordürlerle çerçevelenmiş yüzlerinde iki tür pencere görülür.
Haçın kollarını oluşturan dört cephede altlı üstlü ikişer pen­
cere; bunların arasında kalın köşegenlerde birer üst pencere
vardır. Alt pencereler mermer söveli, sağır sivri kemerli; üst
pencereler alçı şebekeli ve kaş kemerlidir. Kubbesinin göbeği
ile eteği,pandantiflerinin ortaları ve ayna tonozların yüzeyleri
kalem işi nakışlarla bezeli türbe iyi durumda ve bakımlıdır.

Sıra No. 205


Katalog No. K IV- 1
Kayıt TB:3-38; TE:3-39; TM
K Ill - 45
Adı ABDÜSSELAM ÇELEBİ MEDRESESİ
Yeri İST ANBUL, KÜÇÜK ÇEKMECE
Yaptıran Başdefterdar Abdüsselam Çelebi
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama ll. Bayezid ve l. Selim zamanlarında defterdarlık, Kanuni
zamanında bir yıl ( 1 524- 1 5 25 arasında ) başdefterdarlık
yapan Abdüsselam Çelebi, bu görevden alındıktan sonra
Küçük Çekmece'ye çekilmiş ve orada ölmüştür.
Yapım tarihi bilinmeyen medresenin 1 5 25 yılından sonra,
Sinan'ın eser vermeye başladığı 1 530'lu yılların başında ya
Abdüsselam Çelebi tarafından ya da onun adına vakfının
mütevellisince yaptırılmış olduğu akla geliyor. Ne yazık ki,
son zamanlara kadar ayakta duran medrese Vakıflarca satıl­
mış, alıcısı yapıyı yıkmış, sonradan mahalle sakinlerince mes­
cid olarak kullanılmak amacı ile yeniden yaptırılan dershanesi
dışında medreseden eser kalmamıştır.

334
KATALOG

Sıra No. 206


Katalog No. K IV-2
Kayıt TB:3-36; TE:3-37
Adı AÔAZADE MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL ?
Yaptıran Ağazade Mehmed Efendi (öl. 1 585/H.993 )
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Müderris Ağazade Mehmed Efendi tarafından -ya da onun
adına- yaptırılan, Evliya Çelebi'nin sözünü etmediği, İstanbul'
un hangi semtinde bulunduğunu dahi saptayamadığımız bu
medrese hakkında bilgi edinemedik. Tezkiret ül-Bünyan ve
Tezkiret ül-Ebniye'de adı geçtiğinden Sinan eseri olduğunu
kabul ettiğimiz bu medrese 19. Asırda İstanbul Haritası 'nda
da gösterilmediği için 1 882 yılından önce ortadan kalkmış
olsa gerektir.

Sıra No. 207


Katalog No. K IV-3
Kayıt TE:3-30; TM
Adı AHMED AÔA MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, ÇAPA
Yaptıran Fatih'in veziri Zağanos Mehmed Paşa'nın oğlu Başdefterdar
Ahmed Çelebi
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Evliya Çelebi'nin Hazinedarbaşı Ahmed Ağa Medresesi
dediği (C.l., s.3 1 7 ) bu medrese Çapa'da Lütfipaşa Sokağında,
Lütfi Paşa Mescidi adıyla tanınan Ahmed Çelebi Mescidinin
yanında bulunuyordu. 19. Asırda İstanbul Haritası'na göre
iki kollu, ve büyük olasılıkla mescide benzer şekilde sakıflı bir
yapı idi. Bu küçük yapı topluluğu Cumhuriyet döneminde
yanmış, mescid 1 958 yılında onarılarak kurtarılmışsa da
medreseden eser kalmamıştır. Şimdi arsasında yeni yapılar
vardır.

Sıra No. 208


Katalog No. K IV-4
Kayıt TB:3-24; TE:3-25
Adı AHMED PAŞA MEDRESESİ
Yeri KOCAELİ , İZMİT
Yaptıran Ahmed Paşa (?)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret ül-Ebniye'de kayıtlı bu med­
resenin yerini saptayamadık. İzmit'te bugün Ahmed Paşa
adını taşıyan bir medrese bulunmadığı gibi Evliya Çelebi de
İzmit'i anlatırken Ahmed Paşa Medresesinden söz etmiyor.
Öbür kaynaklarda da bu medresenin adına rastlamıyoruz. Bu
yüzden, lzmit Ahmed Paşa Medresesini çok eski bir tarihte
yandıktan ya da yıkıldıktan sonra yenilenmediği için ortadan
kalkan bir Sinan eseri olduğunu belirtmekle yetineceğiz.

Sıra No. 209


Katalog No. K IV-5
Kayıt TB:3-49; TE:3-50; TM
Adı BABA ÇELEBİ MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, FATİH
Yaptıran III. Murad zamanı şeyhlerinden Mahmud Baba
(öl. 1 579-80/H.987)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Osmanlıların son dönemlerinde kaleme alınan listelerde
adına rastlanmayan, 1 9. Asırda İstanbul Haritası'nda göste­
rilmeyen bu medresenin eski bir tarihte yokolup gittiği anla­
şılmakta, bugün arsasının yeri bile bilinmemektedir.

335
MİMAR SİNAN

Sıra No. 210


Katalog No. K IV-6
Kayıt TB: 3-53; .TE:3-54; TM
Adı BEZZAZİSTAN KETHÜDASI HÜSEYİN ÇELEBİ
MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, SULTANSELİM
Yaptıran Bezzazistan Kethüdası Hüseyin Çelebi Medresesi
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Bu medrese Hüseyin Çelebi 'nin Sultanselim'de yaptırdığı
mescidin yanında idi. Evliya Çelebinin sözünü ettiği (C.l.
s.3 18), fakat başka bir kaynakta adı geçmeyen ve 19. Asırda
İstanbul Haritası'nda bulunmayan medresenin eski bir tarihte
ortadan kalktığı bellidir.

Sıra No. 211


Katalog No. K IV-7
Kayıt TM
Adı CAMİ-İ ŞERİF MEDRESESİ
Yeri KUDÜS
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Kubbet üs-Sahra'nın yakınında Eyyubi ve MemlGklar zaman­
larına tarihlenen medreselere bir yenisini Kanuni Sultan
Süleyman eklemiştir. Hürrem Sultan adına yapılan ve kay­
naklara "Haseki Sultan Medresesi" ismiyle geçen bu yapının
varlığından şüphe etmiyoruz. Ne var ki, Tezkiret ül-Bünyan ve
Tezkiret ül-Ebniye'de adı geçmeyen bir sultan yapısını
Sinan'a maletmekte güçlük çekiyoruz.

Sıra No. 212


Katalog No. K IV-8
Kayıt TB: 3-23; TE:3-24; TM
Adı ÇOBAN MUSTAFA PAŞA MEDRESESİ
Yeri KOCAELİ, GEBZE
Yaptıran Vezir Çoban Mustafa Paşa
Tamamlandığı yıl 1 523-4 (H.930)
Açıklama Camiin doğusunda yer alan avlulu yapıdır. Kubbeli bir ders­
hane, hepsi kubbeli onyedi talebe odası ve giriş holünden
oluşur. Dikdörtgen avlunun üç yanı revaklarla çevrilmiş,
dördüncü yanındaki dershanenin önüne ise bir saçak konul­
K IV - 8
muştur. Revakların mermer sütunlara oturan kaş kemerleri
ile avluya bakan yüzleri düzgün taş ve tuğladır. Oysa, dersha­
nenin duvarlarında ve, ana kapı dışında, tüm cephelerde sey­
rek tuğla hatıllı moloz taş örgü kullanılmış ve duvarlar kirpi
saçakla bitirilmiştir. Sinan için çok erken olan bu medresenin
ona maledilemeyeceği açıktır. Mimarbaşılığı süresinde onar­
dığı yapılardan biri olduğunu düşünmek gerekir.

Sıra No. 213


Katalog No. K IV-9
Kayıt TB:3-42; TE:3-43; TM
Adı EMİN SİNAN EFENDİ MEDRESESİ
Yeri İST ANBUL, KÜÇÜKPAZAR
Yaptıran Kepenekçi Hoca Sinan Efendi ( öl. 1 562-3/H.970)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkerelerde semti açıklanmayan bu medresenin Küçükpa­
zar'da bulunduğu ve "Kepenekçi Sinan Medresesi" adı ile
tanındığı anlaşılmaktadır. Kanuni zamanı şeyhlerinden Kepe­
nekçi takma adı ile tanınan Hoca Emin Sinan Efendi Küçük­
pazar'da medrese ile birlikte mescid ve mektep yaptırmıştı.
Günümüze ulaşmayan medresenin yapım yılı bilinmemekle
birlikte ayakta olan mescidin 1 545-6 (H.952) tarihli oldu­
ğunu göz önünde tutarak medresenin de buna yakın bir
tarihte yapıldığını söyleyebiliriz. 19. Asırda İstanbul Harita­
sı'nda gösterilen medrese 1 882 'den sonra, saptayamadığımız
336 bir tarihte, yıkılıp ortadan kalkmış, arsasına bir iş hanı
yapılmıştır.
KATALOG

Sıra No. 214


Katalog No. K IV-10
Kayıt TB:3-2 1 ; TE:3-2 1 ; TM
Adı GAZİ İSKENDER PAŞA MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, KANLICA
Yaptıran Gazi İskender Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Gazi İskender Paşa'nın Kanlıca'da yaptırdığı külliyenin med­
resesi idi. Bu külliyeden cami ile türbe günümüze gelmiş,
medrese ve mektep kaybolmuştur. Evliya Çelebi'nin, ' . . . iki
muallimhane-i sıbyan vardır. Medrese, darülhadis gibi şeyleri
yoktur," sözlerinden (C.l, S.466) talebe odaları bulunmayıp
sadece bir dershaneden oluştuğunu anladığımız gündüzlü
medrese ve sıbyan mektebinin külliye içindeki yeri ve ne
zaman ortadan kalktığı konusunda bilgi sahibi değiliz.

Sıra No. 215


Katalog No. K IV-1 1
Kayıt TB:3-54; TE:3-55; TM
Adı GÜLFEM HATUN MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran R:anuni'nin cariyelerinden Gülfem Hatun
(öl. 156 1-2/H.969)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Bu medrese, Gülfem Hatun'un Mahkeme Arkası Sokakta
bulunan camiinin yakınında idi. Tezkerelerde adı geçmeyen
cami yanmış, fakat 1 868-9 (H. 1 285) de yeniden yapılmıştı.
Aynı yangında yanan medrese ise kendi haline bırakıldığın­
dan zamanla yokolup gitmiştir.

Sıra No. 216


Katalog No. K IV- 1 2
Kayıt TB: 3-25 ; TE:3-22; TM
Adı GÜZELCE KASIM PAŞA MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, KASIMPAŞA
Yaptıran Vezir Güzelce Kasım Paşa
Tamamlandığı yıl 1 537-8 (H.944)
Açıklama Evliya Çelebi'nin "camiin yol aşırısında" bulunduğunu söy­
lediği ( C.l, s.4 19) medrese camiin doğusunda yer alan Med­
rese Sokağı üzerinde idi. Osmanlıların son dönemlerine ait
listelerde adı geçmediği için xıx. yüzyıl ortalarından önce
yokolup gittiği anlaşılıyor. Zamanımıza, adını verdiği sokak­
tan başka bir şey kalmamıştır.

Sıra No. 217


Katalog No. K IV-13
Kayıt TB:3-46; TE:3-47; TM
Adı HACCE HATUN MEDRESESİ
Yeri İST ANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran Gazi İskender Paşa'nın kızı Mihrişah Hatun
(öl. 1 540- 1 /H.947)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Bu medresenin yeri Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret ül­
Ebniye'de belirtilmemekte, yalnız Tuhfet ül-Mi'marin'de
Üsküdar'da bulunduğu açıklanmaktadır. Oysa, Üsküdar'la
ilgili kaynaklarda adı geçmeyen ve Evliya Çelebi'nin İstanbul
içinde yer aldığını söylediği bu medrese Mihrişah Hatun'un
Samatya'daki camiinin yanında idi. 1 557 yılında açık oldu­
ğunu biliyoruz. Fakat Osmanlıların son dönemlerine ait liste­
lerde yer almadığı için XX. yüzyıldan önce yıkılıp ortadan
kalktığı anlaşılmaktadır.

337
MİMAR SİNAN

Sıra No. 2 18
Katalog No. K IV- 14
Kayıt TB:3-35; TE:3-36
Adı HACEGIZADE MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, FATİH
Yaptıran Hocazade Mustafa Efendi
Tamamlandığı yıl 1 585 (?)
Açıklama Evliya Çelebi'nin "darüttedris" sözcüğü ile tanımladığı (C.l,
s.3 1 7 ) bu medrese Otlukçu Yokuşu üzerinde, Hacegizade
Mescidinin yanında bulunuyordu. Zamanımıza ulaşmamış,
saptayamadığımız bir tarihte yokolup gitmiştir.

Sıra No. 219


Katalog No. K IV- 1 5
Kayıt TM
Adı HADIM ALİ PAŞA MEDRESESİ
Yeri DİYARBAKIR (AMİD)
Yaptıran Amid Beylerbeyi Hadım Ali Paşa
Tamamlandığı yıl 1 534- 1 537 arası
Açıklama Gerek yapım tarihi gerekse mimari üslubu bakımından Sinan
eseri olduğunu savunamayacağımız bu medrese Urfa ve Mar­
din kapıları arasında, adını verdiği mahallede yer alır. Şimdi
Düşkünler Evi olarak kullanılmakta ve asıl yapısı bazı değişik­
liklere uğramış bulunmaktadır.
Medrese dikdörtgen bir avlunun çevresinde düzenlenmiş,
kuzeye kapı, doğu ve batıya beşer oda konmuştur. Güneyde
bulunan dershane-mescid beşgen kitlesi ve beş yüzey li örtüsü
ile dikkati çeker. Medresenin duvar işçiliği kabadır. Ne var ki,
avlu içinde bugün görülen tuğla hatıllı taş örgünün muhdes
olduğu, asıl ince yonu kaplamanın eski bir tarihte sökülerek
sonraki bir onarımda duvarların daha ucuz olan taş-tuğla
karışımı yapıldığı öne sürülmüştür.

K IV- 1 5
Sıra No. 220
Katalog No. K IV-1 6
Kayıt TB:3-26; TE:3-26; TM
Adı HADIM İBRAHİM PAŞA MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, İSAKAPISI
Yaptıran Vezir Hadım İbrahim Paşa
Tamamlandığı yıl 1560'lı yılların başı
Açıklama Hadım Ibrahim Paşa'nın kiliseden çevirdiği mescidinin
yanında bulunan bu medrese, mescidin mihrab duvarına sap­
lanan doğu kolunda üç, güneyde ve batı kolunda sekiz olmak
üzere onbir talebe odası ile dershaneden oluşur. Bir kolu
ötekinden uzun olan dar bir U biçimindeki yapının iç yüzünde
boydan boya revaklar yer alır. Revakı örten onbeş kubbenin
çoğu çökmüş, bunları taşıyan sütunlar da devrilmiştir. Duvar­
ları tuğla hatıllı kesme küfekiden yapılmış medresenin kurşun
örtüsü de soyulduğundan kubbe kabukları meydana çıkmış,
duvar ve tavan sıvaları dökülmüştür. Dershanenin bir duva­
rında görülen malakari kabartma medresenin bezemesi konu­
sunda bir fikir verir. İçinde rumi nakışlar bulunan zambak
desenli süslemenin bir parçası şimdi Türk İnşaat ve Sanat
Eserleri Müzesinde sergilenmektedir.

K IV - 1 6

338
KATALOG

Sıra No. 22 1
Katalog No. K IV- 1 7
Kayıt TB:3-33 ; TE:3-3 1 ; TM
Adı HAMİD EFENDİ (FİL YOKUŞU ) MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, ZEYREK
Yaptıran Şeyhülislam Hamid Mehmed Efendi
(öl. 1 577-8/H.985)
Tamamlandığı yıl 1 575- 1 578 arası
Açıklama Üzerinde bulunduğu Fil Yokuşunun adı ile tanınan bu med­
rese yanındaki mescidle bir bütün oluşturuyor, mescid aynı
zamanda medresenin dershanesi işlevini görüyordu. Evliya
Çelebi burada okumuş, Müderris Ahfeş Efendi'den yedi yıl
ders almıştı. 1 9 1 8 yılında harap olmakla birlikte hala kulla­
nıldığını biliyoruz. Daha sonra yıkılarak ortadan kalkmış,
günümüze ulaşmamıştır.

Sıra No. 222


Katalog No. K IV-18
Kayıt TB:3-7; TE:3-7; TM
Adı HASEKİ HÜRREM SULTAN MEDRESESİ
Yeri ISTANBUL, HASEKİ
Yaptıran Haseki Hürrem Sultan
Tamamlandığı yıl 1 539-40 (H.946)
Açıklama Haseki Camiinin karşısında yer alan bu medresenin kapısı
cadde üzerinde merkezde, dershanesi avlunun karşı tarafında
yine orta yerde bulunur. Dört yanda kaş kemerli revaklarla
çevrili kare avlu kubbelerle örtülmüş, kemerleri kırmızı ve
K IV - 1 8
beyaz taştan, sütunları ak mermer, granit ve somakiden
yapılmıştır. Sütun başlıkları genellikle baklavalı olmakla bir­
likte dördü nilüfer çiçeği desenlidir. Medresedeki talebe oda­
ları sağda ve solda sekizerlik diziler halinde dershanenin iki
yanına saplanırlar. Oda dizileri arasında ayrıca karşılıklı iki
dehliz yer alır. Doğudaki dar ve ışıksız bir hücre, batıdaki yan
bahçeye açılan geçittir.
Haseki Medresesinin en alımlı süs öğeleri avlu ve dershane
kapıları üzerindeki çini kitabelerdir. Ne yazık ki, yerlerinden
sökülerek Çinili Köşke götürüldüklerinden bunların yerleri
şimdi boştur. Diğer yandan, renkli kitabelerinin eksikliği
dışında medrese özgün biçim ve niteliklerini korumakta,
1 960- 1 970 arasında esaslı bir onarımdan geçtiği için bugün
iyi durumda bulunmaktadır.

Sıra No. 223


Katalog No. K IV-1 9
Kayıt TB:3-48; TE:3-49; TM
Adı HAKİM ÇELEBİ MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, KÜÇÜKKARAMAN (?)
Yaptıran Kadı Hakim Çelebi
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkerelerde İstanbul'un hangi semtinde bulunduğu göste­
rilmemekle birlikte bazı kaynaklarda Küçükkaraman'da yer
aldığı belirtilen bu medrese konusunda bilgi edinemedik. Eski
bir tarihte yıkılıp ortadan kalkmış olsa gerektir.

Sıra No. 224


Katalog No. K IV-20
Kayıt TB:3-4 1 ; TE:3-42; TM
Adı HÜSEYİN ÇELEBİ MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, ÇARŞAMBA
Yaptıran Şeyhülislam Ahizade Hüseyin Efendi
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkerelerde yeri açıklanmayan fakat Evliya Çelebi'nin
sözünü ettiği (C.l. s.3 18) bu medrese Çarşamba Caddesi üze­
rinde bulunuyor, "Çukur Medrese" adı ile tanınıyordu.
Şimdi arsasının yeri kesin olarak saptanamayan ahşap med­
rese Fatih yangınında yanmış, zamanımıza ulaşmamıştır.
MİMAR SİNAN

Sıra No. 225


Katalog No. K IV-2 1
Kayıt TB:3-55; TE:3-56; TM
Adı HUSREV KETHÜDA MEDRESESİ
Yeri ANKARA
Yaptıran Veziria'zam Kara Ahmed Paşa'nın kahyası Husrev Kethüda
{öl. 1 5 77-8/H.985)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Üç tezkerede de adı geçtiği için Sinan 'la ilişkisi konusunda
şüphemiz bulunmayan bu medrese bugün ayakta değildir .
Yeri de bilinmemektedir. Saptayamadığımız bir tarihte yıkıl­
mış, yokolup gitmiştir.

Sıra No. 226


Katalog No. K IV-22
Kayıt TM
Adı HUSREV KETHÜDA MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL ( ? )
Yaptıran Husrev Kethüda
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama 1 652-3 (H. 1 063) tarihli medreseler listesinde "Saniye-i Hus­
rev Kethüda Medresesi" diye sözü edilen fakat Ankara'
dakinden farklı olarak adı sadece Tuhfet ül-Mi'marin'de geç­
tiğinden Sinan'la bağlantısını şüphe ile karşıladığımız bu med­
resenin yapım tarihi ile bulunduğu semt bilinmemektedir. 19.
Asırda İstanbul Haritası'nda gösterilmediği için 1882'den
önce ortadan kaybolduğu anlaşılan medresenin mimarisi
konusunda da elde hiç bir bilgi yoktur.

Sıra No. 227


Katalog No. K IV-23
Kayıt TM
Adı HUSREV PAŞA MEDRESESİ
Yeri HALEP
Yaptıran 2. Vezir Deli Husrev Paşa
Tamamlandığı yıl 1 545-6 (H.952)
Açıklama Halep Husrev Paşa (Husreviye) Camiinin batısında yer alan
bu medrese zamanımıza mimarisi bozularak ulaşmış bir yapı­
dır. Dershane, dershanenin batı duvarına saplanan L biçi­
minde önü revaklı altı talebe odası ve dershanenin karşısın­
daki üç gözlü sundurmadan oluşur. Cami in doğusunda
görülen ikinci bir dershane ile onun karşısında bulunan üç
kubbeli sundurma, eskiden camiin doğusunda da benzer bir
medresenin varolduğuna işaret eder. Doğudaki medresenin
odaları 1901 tarihli okulun yapımı sırasında kesilmiş ve böy­
lece camiin iki yanındaki simetrik düzen bozulmuştur. Fazlaca
basık, oranları bozuk, kaba bir işçiliğin ürünü olan bu ikiz
medresede Sinan'ın mimari üslubunu göremiyor, bunların
cami tamamlandıktan sonra yerel bir mimar tarafından yapıl­
dığını sanıyoruz.

Sıra No. 228


Katalog No. K IV-24
Kayıt TB:3- 19; TE:3- 19; TM
Adı İBRAHİM PAŞA MEDRESESİ
Yeri İST ANBUL (?)
Yaptıran İbrahim Paşa (?)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Bu medresenin İstanbul'un hangi semtinde bulunduğunu,
hangi İbrahim Paşa tarafından ve ne zaman yaptırıldığını
saptayamadık .

340
KATALOG

Sıra No. 229


Katalog No. K IV-25
Kayıt TB:3-28; TE:3-29; TM
Adı KAPIAÔASI CAFER AÔA (SOÔUKKUYU) MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, ALEMDAR
Yaptıran Kanuni dönemi Babussaade ağalarından Cafer Ağa
(öl. 1557 I Zil hicce 964)
Tamamlandığı yıl 1 5 59-60 (H.967 )
Açıklama Kapısı Soğukkuyu Çıkmazının ucunda bulunan bu medreseyi
Cafer Ağa'nın ölümünden sonra kardeşi Gazanfer Ağa
tamamlatmıştır. Bir avlu çevresinde bir dershane, onikisi
kubbeli, ikisi ayna tonozlu, ondört talebe odası ve helalardan
K IV - 2 5 oluşur. Dik eğimli bir arsada kurulduğundan Alemdar Cad­
desine bakan odaların altları dört yüksek dükkanla beslen­
miştir. Dış duvarları tuğla hatıllı taş, avlu revaklarının cephe­
leri düzgün kesme küfekiden yapılan medresenin üst örtüsü
kurşun kaplıdır.
Cafer Ağa Medresesi 1 767 'de bir yangın geçirmiş, dershane
kapısının iki yanındaki 1 2 6 1 ve 1 263 tarihli kitabelere göre
de 1 845 ve 1847 yıllarında esaslı bir onarımdan geçmiştir.
Cadde cephesi asıl görünüşünü yitirmiş durumda günümüze
ulaşan medrese haraptır. Onarımı gerekir.

Sıra No. 230


Katalog No. K IV-26
Kayıt TB:3-29; TE:3-28; TM
Adı KAPIAÔASI MAHMUD AÔA MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, AHIRKAPI
Yaptıran Babüssaade ağası Mahmud Ağa
Tamamlandığı yıl 1553-4 (H.96 1 )
Açıklama Ayvansarayi'nın camiin altında mektep ve çeşme ile beraber
bir yapı grubu oluşturduğunu söylediği (C.l. ss.52-5 3 ) bu
medrese günümüze ulaşmamıştır. 1 9. Asırda İstanbul Harita­
sı'nda yer almayan medrese 1 9 1 4 yılında "muhterik" olarak
gösteriliyor. O tarihten sonra enkazı kaldırılarak arsasına yeni
binalar yapıldığı anlaşılmaktadır.

Sıra No. 23 1
Katalog No. K IV-27
Kayıt TB:3-l 7; TE:3-l 7; TM
Adı KARA AHMED PAŞA MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, TOPKAPI
Yaptıran Veziria'zam Gazi Kara Ahmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 5 6 1 -2 (H.969) (?)
Açıklama Kara Ahmed Paşa Camiinin şadırvan avlusunu kuzeyde üç
yandan saran onaltı oda ve dershaneden oluşur. Dershane
camiin kıble ekseni üzerinde, cümle kapısının karşısında
bulunur. İki yanına, medresenin arka bahçesine geçişi sağla­
K IV - 2 7 yan birer dehliz, sonra sekizer oda konulmuştur. Hepsi kub­
beli olan odalarda pandantif kullanılmış, dershanenin kub­
besi ise altları stalaktitli çıkmalarla beslenen dilimli tromplara
oturtulmuştur. İki yan kanatta revaklar da kubbelidir; fakat
kuzeyde, yalnız dershanenin önüne rastlayan göz kubbeli
yapılmış, ötekiler sekiz yüzeyli kubbemsi tonozlarla örtül­
müştür. Medresenin beden duvarları yer yer tuğla hatıllı
küfekiden, yer yer düzgün moloz taştandır. Üstü kurşun kap­
lıdır. Dershane ve odalarda pencereler iki katlı tasarlanmış, alt
pencerelerin kemer boşluklarına tuğla dolgu, üst pencerelere
alçı şebekeler geçirilmiştir. Zamanımıza mimari bütünlüğünü
ve niteliklerini koruyarak ulaşan medrese 1 955-1960 ara­
sında onarıldığı için bugün iyi durumda bulunmaktadır.

341
MİMAR SİNAN

Sıra No. 232


Katalog No. K IV-28
Kayıt l"B:3-8; TE:3-9; ™
Adı KA'RİYE MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, SULTANSELİM ( ? )
Yaptıran Haseki Hürrem Sultan
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Zamanımıza ulaşmayan bu önemli medresenin yeri Tezkiret
ül-Bünyan ve Tezkiret ül-Ebniye'de Sultanselim olarak göste­
rilir. Diğer kaynaklarda ise Edirnekapı'daki Ka'riye Camiinin
yakınında ya da Topkapı'da bulunduğu bildirilmektedir. 19.
Asırda İstanbul Haritası'nda yer almadığı için 1882 'den önce
ortadan kaybolduğu anlaşılan bu selatin medresesinin yeri,
yapım tarihi ve mimari kuruluşu konusunda özel bir araş­
tırma yapılması gerektiği kanısındayız.

Sıra No. 233


Katalog No. K IV-29
Kayıt TB: 3-50; TE:3-5 1 ; TM
Adı KİRMASTI MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL , FAT İ H
Yaptıran ll. Bayezid zamanında Bursa ve İstanbul kadılığı yapan Sina­
neddin Yusuf bin Hüseyin Kirmasti
Tamamlandığı yıl 1494-5 (H.900)
Açıklama Üç tezkerede de "tecdid edildiği" belirtilen bu medreseyi
XVI. yüzyılda Sinan'ın yenilercesine onardığı anlaşılıyor.
Tezkerelerde yeri açıklanmayan medrese Vefa'da, Katip
Çelebi Caddesindeki Mimar Ağa Camiinin arkasında idi.
Sekiz ya da dokuz talebe odası vardı. 1 9 1 8 Vefa yangınında
yandıktan sonra yokolup gitmiş, günümüze ulaşmamıştır.

Sıra No. 234


Katalog No. K IV-30
Kayıt TM
Adı KÖSE HUSREV PAŞA MEDRESESİ
Yeri VAN
Yaptıran Van Beylerbeyi Köse Husrev Paşa
Tamamlandığı yıl 1567-8 (H.97 5 )
Açıklama Cami ile birlikte yaptırılan b u medrese Birinci Dünya Savaşı
sırasında yıkılmış, medreseden toprak üstünde bazı duvar
kalıntılarından başka bir şey kalmamıştır. Eski fotoğraf ve
restitüsyon resimlerine göre, medrese, camiin son cemaat
yerinin önünde U biçimli bir kitle oluşturuyor, U'nun üç
kolunda onbeş talebe odası bulunuyordu. Dershane ana kit­
leden ayrı düşünülmüş, batı kenarının ucunda dört tarafı açık
kubbeli bir salon olarak yapılmıştı.
Cami gibi, Van Husrev Paşa Medresesini de Sinan'ın öz yapı­
ları arasında sayarken ihtiyatlı olmak, İstanbul'da tasarlanıp
Van'a gönderilen bir üstadın denetiminde yapılmış olabile­
ceği gibi, tümü ile yerel bir mimarın elinden çıkma olasılığını
da gözden ırak tutmamak yerinde olur.

Sıra No. 235


K IV - 30 Katalog No. K IV-3 1
Kayıt TB:3-30; TE:3-32; TM
Adı MA'LUL EMİR EFENDİ MEDRESESİ
(İNCİRLİ MEDRESE)
Yeri İSTANBUL, KARAGÜMRÜK
Yaptıran lll. Murad zamanı Şeyhülislamlarından Ma'lulzade Seyyid
Mehmed Efendi
Tamamlandığı yıl 1 582-3 (H.990)
Açıklama Hasan Fehmi Paşa (eski Zincirlikuyu) Caddesine açılan M üez­
zin Sokağı üzerinde idi. 19. Asırda İstanbul Haritası'nda gös­
terilen medresenin 1 9 1 4 yılında harap durumda iken
onarıldığını biliyoruz. Daha sonra yıktırılarak arsasına
Nişancı Mehmed Paşa ilkokulu yaptırılmış, bu medreseden
342
yalnız okulun Müezzin Sokağına bakan bahçe duvarı ayakta
kalmıştır.
KATALOG

Sıra No. 236


Katalog No. K IV-32
Kayıt TE:3-57
Adı MEHMED AÔA MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, ÇATALÇEŞME
Yaptıran Babüssaade ağası Habeşi Mehmed Ağa
Tamamlandığı yıl 1 5 82-3 (H.990)
Açıklama Bu medrese, mektep ve çeşme ile birlikte Divanyolu ile Babı­
ali Caddesinin kesiştikleri yerde bulunuyordu. 1 9. Asırda
İstanbul Haritası'nda gösterilmediği için 1 882'den önce yıkı­
larak ortadan kalktığını anlıyoruz. Şimdi arsasında iş hanları
vardır.
Mehmed Ağa'nın Çarşamba'daki cami ve türbesinin Mimar
Davut Ağa'nın eserleri olduğunu biliyoruz. Camiden üç yıl
öncesine tarihlenen ve Tuhfet ül-Mi'marin'de değil Tezkiret
ül-Ebniye'de kayıtlı olan medreseyi ise Sinan yapmış olma­
lıdır.

Sıra No. 237


Katalog No. K IV-33
Kayıt TB:3-40; TE:3-4 1 ; TM
Adı MEHMED ÇELEBİ MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, LALELİ
Yaptıran Hakim Mehmed Çelebi
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Kaynaklarda Koska'da bulunduğu açıklanan bu medrese
1 9 1 4 yılında yanmış olarak görülmektedir. Arsası, büyük
olasılıkla, İstanbul Üniversitesi, Fen ve Edebiyat Fakültesi
Binasının sınırları içinde kalmış olan bu medrese konusunda
başka bilgimiz yoktur.

Sıra No. 238


Katalog No. K IV-34
Kayıt TB:3-l l ; TE:3-l l ; TM
Adı MİHRİMAH SULTAN MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, EDİRNEKAPI
.i Yaptıran Kanuni' nin kızı Mihrimah Sultan
Tamamlandığı yıl 1 569-70 (H.977 )
Açıklama İlk müderrisi 1 569 yılında atandığı için camiden dört yıl
kadar sonra tamamlandığı anlaşılan bu medrese Edirnekapı
Camiinin kuzeyinde, camiin şadırvan avlusunun çevresinde
bulunur. Dershanesi olmayan medresede iki eyvan, onyedi
talebe odası ve batı kanadındaki odaların gerisinde helalar
vardır. Odalar ve onların önünde avluyu üç yanda kuşatan
revaklar kubbelidir. Revaklar avlunun yan kapılarına kadar
uzanırlar. Doğu ve batı kapılarına ek olarak kuzeyde iki kapı
daha yer alır. Eskiden kuzeydeki kapılar arasında ve Fevzi Paşa
Caddesine bakan doğu cephesinde dükkanlar vardı. Bunlar
!..: I\ H kaldırılmış, yalnız izleri kalmıştır.

343
MİMAR SİNAN

Sıra No. 239


Katalog No. K IV-35
Kayıt TR3-10; TE:3-10; TM
Adı MİHRİMAH SULTAN MEDRESESİ .
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran Kanuni'nin kızı Mihrimah Sultan
Tamamlandığı yıl 1 547-8 (H.954)
Açıklama Üsküdar Mihrimah Sultan Camiinin doğusunda, dış duvar­
ları kesme küfeki, üst örtüsü kurşunlu bir medresedir.
Aslında dış kapısı avlusunun batısında, dershanesi onun kar­
şısında yer alıyor, onaltı odası dershanenin sağı ve solu ile
avlunun güney ve kuzeyine eşit olarak dağılmış bulunuyordu.
K IV - 35 Ne var ki, bu iç mekan kuruluşu medrese 1 958- 1 96 1 yılları
arasında onarıldıktan sonra Sağlık Merkezine dönüştürülür­
ken bozulmuştur. Medresenin dışı eski görünümünü koru­
makla birlikte şimdi avlu revakı camekanla kapatılmış, odala­
rın biçimleri değişmiş, asıl kapısı iptal edilerek girişi
dershanenin yanına alınmıştır. Bu önemli medresenin dışı gibi
içinin de bir gün özgün durumuna kavuşması yerinde olur.

Sıra No. 240


Katalog No. K IV-36
Kayıt TB: 3-52; TE: 3-53; TM
Adı NİŞANCI MEHMED BEY MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, ALTIMERMER
Yaptıran Nişancı Abdizade Mehmed Bey (öl. 1 566 )
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Taşköprülüzade Sokağındadır. Dikdörtgen planlı bir avlunun
iki duvarına yaslanan sekiz talebe odası ve avlu kapısının
yanındaki dershaneden oluşur. Duvarları tuğla hatıllı moloz
taş olan yapının odaları tek eğimli ahşap çatı, dershanesi
kubbe ile örtülüdür. Kubbenin kurşun kaplaması sökülmüş,
tuğla kabuğu meydana çıkmıştır. Medrese bugün dershane­
sinde ve odalarında barınan fakirlerin keyfine terkedilmiş
durumdadır.
Bunların ihtiyaçlarına göre içi değiştirilmekte, asıl biçimi
giderek kaybolmaktadır. Daha fazla bozulmadan ele alınarak
onarılması gerekir.

Sıra No. 241


Katalog No. K IV-37
Kayıt TB:3- l 4; TE:3- l 4; TM
Adı OSMAN ŞAH VALİDESİ MEDRESESİ
Yeri İST ANBUL, AKSARAY
Yaptıran Kanuni'nin kızkardeşi Hanım Sultan
Tamamlandığı yıl 1543-4 (H.950)
Açıklama Teceddüd Sokağı başındaki camiin yanındaydı ve onunla bir­
likte yapılmıştı. 19. Asırda İstanbul Haritası'nda gösterilme­
mekte, 1882 'den önce yokolup gittiği anlaşılmaktadır.

Sıra No. 242


Katalog No. K IV-38
Kayıt TB:3-34; TE:3-35; TM
Adı PER viz EFENDİ MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, FATİH
Yaptıran Anadolu Kazaskeri ve Mekke Kadısı Perviz Efendi
(öl. 1 579-80/H.987 )
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Fatih'te, Otlukçu Yokuşu'nda bulunan bu medrese XIX. yüz­
yıl başlarında ahşap olarak yenilenmiş ve ahşap medrese Fatih
yangınında yanarak kaybolmuştur. Şimdi yerini saptama ola­
nağı bile yoktur.

344
KATALOG

Sıra No. 243


Katalog No. K IV-39
Kayıt TB:3- 1 5 ; TE:3- 1 5 ; TM
Adı RÜSTEM PAŞA MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, CAÔALOÔLU
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl 1 550 (H.95 7 )
Açıklama Hocahanı Sokağı üzerinde, dıştan kare kitleli fakat avlusu
sekizgen bir medresedir. Revaklı avlusunun çevresinde ders­
hane ve yirmi bir talebe odasından başka ikisi oda gruplarına,
biri büyük bir salona ( üçgen planlı bu salon ikisinin tepele­
rinde fenerler bulunan üç kubbe ile örtülüdür), biri helaların
bulunduğu taşlığa geçit veren dört eyvan yer alır. Avlu reva­
K I V - 39
kının taşıyıcıları mermer ve taş, revakın sivri kemerleri kesme
küfeki, medresenin dış duvarları kaba yonu taştır. Kubbelerin
hepsi aslında kurşunluymuş; şimdi bazıları kurşun taklidi
şapla kaplıdırlar.
Rüstem Paşa Medresesi Cumhuriyet döneminde bir süre
k·imsesizler yurdu olarak kullanılmıştır. 1 960'lı yıllarda esaslı
bir onarımdan geçirildikten sonra 1 966'da Milli Türk Talebe
Birliğine tahsis edilmiştir. Günümüzde iyi durumda
bulunmaktadır.

Sıra No. 244


Katalog No. K IV-40
Kayıt TM
Adı RÜSTEM PAŞA MEDRESESİ
Yeri TEKİRDAÔ
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Rüstem Paşa Camiinin güneyinde, camiin oturduğu düzlük­
ten daha aşağıda bulunan bir set üzerinde kurulu bu medrese
sekiz talebe odası ve dershaneden oluşur. Odalar dikdörtgen
avlunun doğu ve güneyinde iki kol halinde düzenlenmiş ders­
hane avlunun kuzey batısında ayrı bir yapı olarak düşünül­
müş, odaları birbirine bağlayan revaklar dershaneye kadar
uzatılmamıştır.
Duvarları tuğla hatıllı taş, üstü kurşun kaplı olan medrese
1 880'li yıllarda çöktükten sonra onarılmayarak terkedilmiş­
tir. Şimdi harabe halindedir.

Sıra No. 245


Katalog No. K IV-4 1
Kayıt TB:3-5 1 ; TE:3-52; TM
Adı SEKBAN ALİ BEY MEDRESESİ
Yeri İST ANBUL, KARAGÜMRÜK
Yaptıran Kanuni zamanı Sekbanbaşılarından Ali Ağa (Bey)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Karagümrük'te, Atik Ali Paşa mahallesinde bulunan bu med­
rese 19. Asırda İstanbul Haritası'nda gösterilmediği için
1 882'de ayakta değildi. XIX. yüzyıl başlarında harap
durumda olduğu biliniyorsa da daha sonra yıkılarak ortadan
kalktığı anlaşılı yor. Şimdi yerini saptamak bile olanak dışıdır.

Sıra No. 246


Katalog No. K IV-42
Kayıt TB: 3-22; TE:3-23; TM
Adı SEMİZ ALİ PAŞA MEDRESESİ
Yeri KIRKLARELİ, BABAESKİ
Yaptıran Veziria'zam Semiz Ali Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Semiz Ali Paşa için Sinan'ın Babaeski'de yaptığı cami ve med­
reseden bugün yalnız cami ayaktadır. Yeri kesinlikle bilin­
memekle birlikte iki yapının aynı zamanda ve bir bütün
halinde tasarlandığı varsayımından hareketle medresenin
camiin kuzeyinde yer aldığını, ve camiin önündeki avlu duvar­
ları 1 83 2-3 (H. 1 248) yılında yapıldığı için medresenin bu
tarihten önce yıkılıp ortadan kalktığını öne süreceğiz.
MİMAR SİNAN

Sıra No. 247


Katalog No. K IV-43
Kayıt TB:3- 1 6; TE:3- 16; TM
Adı SEMİZ ALİ PAŞA MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, ZİNCİRLİKUYU
Yaptıran Veziria'zam Semiz Ali Paşa
Tamamlandığı yıl 1 558-9 (H.966)
Açıklama Enlemesine dikdörtgen bir avlu çevresinde düzenlenmiş med­
resenin kapısı Hasan Fehmi Paşa (eski Zincirlik uyu) Caddesi
üzerindedir. Kapıdan kubbeli bir revaka geçilir ve avluyu
kuşatan revaklar kapının karşısındaki dershaneye iki yandan
saplanır. Üç cephesi tuğla hatıllı kesme taş olan dershanenin
K IV - 4 3 avluya bakan yüzü düzgün küfekiden yapılmış, ince yonu taş
örgü avlunun cephelerinde sürdürülmüştür. Talebe odalarını
içeren bölümlerin beden duvarları ise kaba yonu taştan
yapılmıştır.
Medresenin iki kanadında sekizerden onaltı kubbeli oda yer
alır; fakat kanatların mimari kuruluşu simetrik değildir. Şöyle
ki, girişe göre sağ kanatta revakın üst ucuna rastlayan oda bir
eyvan biçiminde düşünülmüş, sol kanatta yan bahçeye açılan
bir dehlize yer verilmiş, bugün var olmayan arka bahçeye çıkış
için de iki geçit dershanenin sağına ve soluna konulmuştur.
Zamanımıza mimari karakteri fazla bozulmadan ulaşan med­
rese şimdi Edirnekapı Sağlık Merkezidir. Bugün bu yarıya
dershanenin iki yanındaki geçitlerden girilir. Revak kemerleri
de camekanla kapatılmıştır. Bunlar dışında özgün durumunu
korumakta, iyi durumda bulunmaktadır.

Sıra No. 248


Katalog No. K IV-44
Kayıt TB:3-20; TE:3-20; TM
Adı SİNAN PAŞA MEDRESESİ
Yeri İST ANBUL, BEŞİKTAŞ
Yaptıran Kapudanıderya Sinan Paşa
Tamamlandığı yıl 1 555-6 (H.963 )
Açıklama Sinan Paşa Camiinin önündeki şadırvan avlusunu üç yandan
saran revakların gerisindeki kiremit döşeli ahşap çatı ile
örtülü iki eyvan (bunlardan doğudaki kapatılarak su depo­
K IV - 44 suna dönüştürülmüştür) ve on iki odadan oluşur . Enlemesine
yedi, uzunlamasına dört açıklıklı revaklar kaş kemerli, revak
sütunlarının köşeleri pahlıdır. Avluya iki yan kapıdan girilir.
Kapıların kuzeylerinde eyvanlar, sonra çeşitli büyüklükte
kare ya da dikdörtgen planlı odalar yer alır. Bir üçüncü kapı
da camiin uzunlamasına ekseni üzerinde bulunur ve bu kapı
helalara geçişi sağlar.
Cami, Sinan Paşa'nın ölümünden sonra kardeşi Rüstem Paşa
tarafından 1 5 55-6 (H.963 ) yılında tamamlanmıştı. Medre­
seyi de aynı yıla tarihliyoruz.

Sıra No. 249


Katalog No. K IV-45
Kayıt TB:3-18; TE:3- 1 8; TM
Adı SOFU MEHMED PAŞA DARÜLHADISİ
Yeri İST ANBUL, BABIALİ
Yaptıran Rumeli, Bağdat, Bosna, Budin Beylerbeyi Sofu Mehmed Paşa
(öl. 1 55 1 )
Tamamlandığı yıl 1 544'den önce
Açıklama İlk müderrisi 1 544'de öldüğü için bu tarihten önce yapıldığı
anlaşılan bu darülhadis İstanbul Valiliğinin Ankara Cadde­
sine açılan Paşa Kapısı yanında, Nallı Mescidin karşısında
bulunuyordu (Hadika, C.I, s. 2 1 3 ) . Eski bir tarihte yokolup
gitmiştir.

346
KATALOG

Sıra No. 250


Katalog No. K IV-46
Kayıt TM
Adı SOFU MEHMED PAŞA MEDRESESİ
Yeri VAN
Yaptıran Tuhfet ül-Mi'marin'e göre Amid Beylerbeyi Sofu Mehmed
Paşa
Tamamlandığı yıl (?)
Açıklama Sofu Mehmed Paşa'nın Van'da bir medrese yaptırdığı bilin­
miyor. Tuhfet ül-Mi'marin'e bir hata sonucu alınmış olan
hayal ürünü bir yapıdır.

Sıra No. 251


Katalog No. K IV-47
Kayıt TB: 3- 1 2 ; TE: 3- 12; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA MEDRESESİ
Yeri İST ANBUL, KADIRGA
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 5 7 1 -2 (H.979)
Açıklama Bu medrese Kadırga'daki Sokollu Camiinin önünde yer alan
şadırvan avlusunu kuşatır. Dershanesi camiin uzunlamasına
ekseni üzerinde, kıble kapısının karşısındadır. Avluya iki:;i
yanlarda biri dershanenin altında bulunan üç kapıdan girilir.
Arazinin eğiminden yararlanarak avlu düzeyinden bir kat aşa­
ğıda düzenlenmiş olan kuzeydeki kapıdan dershanenin altın­
daki merdivenden çıkılarak şadırvan avlusuna ulaşılır.
Medresenin kaş kemerli, ahşap çatılı revaklarının gerisinde
K I V - 47 hepsi kubbeli onaltı talebe odası yer alır. Odaların kubbeleri
pandantiflere, dershanenin kubbesi tromplara oturur. Odala­
rın ve dershanenin dış duvarları tuğla hatıllı taş, avlu cepheleri
kesme küfekiden yapılmış, kubbeler ve çatı kurşunla kap­
lanmıştır. Dershanenin kubbe eteğinde ve tromp kemerleri
arasında kalem işi nakışlar bulunur. Dershanenin altındaki
girişin tavanında da malakiiri süsler vardır. Odalarda ve revak
tavanlarında ise bezemeye rastlanmaz. 1940'lı yıllarda cami ile
birlikte onarılan medrese bugün iyi durumda ve bakımlıdır.

Sıra No. 252


Katalog No. K IV-48
Kayıt TB:3- 1 3 ; TE:3- 1 3; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, EYÜP
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 568-9 (H.976)
Açıklama Camii Kebir Sokağında, yanındaki darülkurra ve önündeki
türbe ile birlikte küçük bir külliye oluşturur. Dış kapısı bir
geçite açılır ve geçitin sonunda bulunan kapıdan medresenin
avlusuna ulaşılır. Kısa yüzleri üç, uzun yüzleri dokuz kemerli
revaklarla çevrili dikdörtgen avlunun doğusunda giriş eyvanı
ve on oda, batısında dokuz oda ve iki eyvan yer alır. Dersha­
nenin batısında ayrıca iki birimli bir oda grubu daha vardır.
Dershanenin güneyinde de helalar ayrı bir grup biçiminde
avlu duvarının dışına konulmuştur.
Medresenin avlu cepheleri kesme küfeki, dış duvarları tuğla
hatıllı taştır. Oda ve eyvanlarda süsleme görülmez. Dersha­
nede ise kubbenin göbeğinde ve eteğinde kalem işi nakışlar
bulunur. Dershane, kapılarındaki mermer süsleme ve tepe
pencerelerinin renkli camlı içlikleriyle zengin bir görünüm­
dedir. Son olarak 1 96 1 - 1 962 yıllarında onarılan medrese
K IV - 48 şimdi İstanbul Belediyesi Eyüp Sağlık Merkezi olarak kulla­
nılmaktadır.

347
MİMAR SİNAN

Sıra No. 253


Katalog No. K IV-49
Kayıt TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA MEDRESESİ
Yeri KIRKLARELİ, LÜLEBURGAZ
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 5 70- 1 (H.978)
Açıklama Lüleburgaz Sokollu Camiinin şadırvan avlusunun üç yanını
saran kubbeli revakların gerisine konulan dershane, yirmi iki
talebe odası ve iki kanattaki helalardan oluşur. Cami in kıble
kapısının arastanın dua kubbesi yer aldığı için dershane
K IV - 49
camiin uzunlamasına ekseni üzerinde değil avlunun batı kapısı
yanında bulunur. Bu yüzden de medresenin doğu kanadında
on iki oda yer alırken batıda on oda vardır. Üst örtüsü kur­
şunlu, içte ve dışta duvarları kesme taştan, sütunları, pencere
söveleri, kapı pervazları ak mermerden yapılmış olan medrese
son olarak 1 952- 1 968 yılları arasında Vakıflarca esaslı bir
biçimde onarılmıştır.
Bugün iyi ve bakımlı durumda bulunmaktadır.

Sıra No. 254


Katalog No. K IV-50
Kayıt TB:3-3; TE:3-3; TM
Adı SULTAN SELİM 1 (HALICILAR KÖŞKÜ) MEDRESESİ
Yeri İST ANBUL, HALICILAR
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 548-9 (H.95 5 )
Açıklama Bugün Vatan Caddesi üzerinde bulunan - ve biraz çukurda
kalmış olan - bu medrese 1 562-3 (H.970) tarihinde bir
minare eklenerek mescide dönüştürülen tek kubbeli ve önü
revaklı bir dershane ile onun önündeki revaklı avluyu üç
yandan kuşatan bir eyvan ve ondokuz talebe odasından mey­
dana gelir. Odaları, revakları, dershane-mescidi tümü ile
K IV - 50 kesme küfekiden yapılmış alımlı bir eserdir.
XX. yüzyıl başlarında harap durumda idi. Vatan Caddesi
açıldıktan sonra Vakıflarca ele alınarak 1 958- 1962 yılları
arasında onarıldı. Şimdi Türk Yazı Sanatları Müzesi olarak
kullanılmakta ve avlu revakının camekanla kapatılması ve
1 942 yılında yıkılan minaresinin yenilenmemesi dışında kla­
sik yapı özelliklerini korumaktadır.

Sıra No. 255


Katalog No. K IV-5 1
Kayıt TB:3-4; TE:3-4; TM
Adı SULTAN SELİM il (SELİMİYE) MEDRESESİ
Yeri EDİRNE
Yaptıran il. Selim
Tamamlandığı yıl 1 572-3 (H.980)
Açıklama Müderris Medresesi de denilen yapı Selimiye Cami inin güney
doğusunda yer alır. Revaklarla çevrili dikdörtgen avlusunun
üç yanındaki bir dershane, onüç oda ve helalardan oluşur.
Duvarları düzgün taştan yapılmış, üstü kurşun kaplanmıştır.
K IV - 5 1 XIX. yüzyılda bir süre askeri cezaevi işlevi görmüştü.
1 954'den sonra esaslı bir onarımdan geçirilen medrese şimdi
Edirne Eski Eserler Müzesi olarak kullanılmaktadır.

348
KATALOG

Sara No. 256


Katalog No. K IV-52
Kayıt TB:3--4; TE:3-4; TM
Adı SULTAN SELİM il {SELİMİYE) DARÜLHADISİ
Yeri EDİRNE
Yaptıran il. Selim
Tamamlandığı yıl 1 572-3 {H.980)
Açıklama Selimiye Cami inin güney batısında, arastanın ucunda yer alır.
Doğusundaki medrese ile birlikte simetrik bir konumda
bulunursa da iki yapının plan kuruluşu farklılık gösterir.
K iV 5 2 -
Revaklarla çevrili dikdörtgen avlusunun doğusundaki ders­
hane, güney ve batısındaki onüç oda ile helalardan oluşur.
Medresede olduğu gibi burada da duvarlar düzgün taş, üst
örtü kurşundur. Darülhadis şimdi Edirne Etnoğrafya Müzesi
olarak kullanılmaktadır.

Sıra No. 257


Katalog No. K IV-53
Kayıt TM
Adı SULTAN SELİM 11 {SELİMİYE) MEDRESESİ
Yeri ŞAM
Yaptıran il. Selim
Tamamlandığı yıl 1 566-7 {H.974)
Açıklama İlk müderrisi 1 565-66 {H.973 )'de atandığından yapımına
Kanuni'nin sağlığında başlanıldığı anlaşılan bu medrese onun
ölümünden sonra tamamlanmıştır. Cami, imaret, kervansa­
raydan oluşan Şam Süleymaniye külliyesinin doğusunda
bulunur. Dikdörtgen bir avlunun çevresinde yüksek kubbeli
f..: I\' - 'i ) bir dershane ile yirmi iki talebe odasından meydana gelir. Dış
duvarları sarı taştan yapılmış, avlu cephelerinde iki renkli
kesme taş yatay sıralar halinde kullanılmıştır. Adına sadece
Tuhfet ül-Mi'marin'de rastlanılan bu selatin medresesini
Sinan'a maletmekte güçlük çekiyor, bu yapının yerel bir
mimarın eseri olduğunu sanıyoruz.

Sıra No. 258


Katalog No. K IV-54
Kayıt TB:3-2; TE:3-2; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN (SÜLEYMANİYE )
MEDRESESİ { ev v el )
Yeri İSTANBUL, SÜLEYMANİYE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 55 2-3 {H.960)
Açıklama Süleymaniye Camiinin batısında Tiryakiler Çarşısı üstündeki
medreselerden güneydekidir. Kapısı Ayşe Kadın Hamamı
Sokağına açılır. Kapının sağında, ana kitleden çıkıntı yapan
iki katlı müderris konutu, iki gözlü bevvap odası ve helalar yer
alır. Medresenin ana kitlesi ise revaklı bir avlu çevresindeki
dershane, yirmi iki talebe odası ve üç kemerli sofadan oluşur.
Medresenin dış duvarları düzgün küfekiden yapılmış, kubbe­
leri kurşunla kaplanmıştır. Cami ile birlikte onarıldığından iyi
durumda bulunur. Şimdi Süleymaniye Kütüphanesinin kitap
deposu ve sergi salonlarını içeren bölümü olarak kullanılmak­
tadır.

Sıra No. 259


Katalog No. K IV-55
Kayıt TB:3-2; TE:3-2; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN (SÜLEYMANİYE )
MEDRESESİ { sani )
Yeri İSTANBUL, SÜLF;YMANİYE
K IV - 54 K IV - 5 5
Yaptıran Kanuni Sultan Süfeyman
Tamamlandığı yıl 15 52-3 (H.960)
Açıklama Tiryakiler Çarşısının üstünde, Ayşe Kadın Hamamı Sokağı­
nın karşı tarafında yer alır. Evvel Medresesinin plan ve kitlesi
ters yüz edilmiş ikizidir. Süleymaniye Kütüphanesinin idare
bölümü ile okuma salonları bu bölümde bulunur.
MİMAR SİNAN

Sıra No. 260


Katalog No. K IV-56
Kayıt TB:3-2; TE:3-2; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN (SÜLEYMANİYE )
MEDRESESİ ( salis )
Yeri İSTANBUL, SÜLEYMAN İYE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 558-9 (H.966)
Açıklama Süleymaniye Cami inin Haliç yönünde bulunan çifte medrese­
lerden kuzeydekidir. Kapısı Mimar Sinan Caddesine açılır.
Kapının gerisinde bir taşlık, taşlığın sağında ikinci bir kapı
vardır. Bu kapıdan geçilerek medresenin avlusuna varılır. Bir
dershane, yirmi talebe odası ve helalardan oluşan medresenin
dikkat çeken özellikleri doğu-batı ekseni üzerindeki odaların
topoğrafyaya uydurularak Haliç'e doğu kademeli bir biçimde
düzenlenmesi ve yapının doğu kolu altında yer alan Mülazım­
lar Medresesidir. Yanındaki Rabi Medresesi ile birlikte
1 960'lı yıllarda onarılan medrese, önemi ile bağdaşan bir işlev
verilemediği için, kısa sürede yeniden harabolmuştur. Şimdi
Vakıfların deposu olarak kullanılmakta, içine girilememek­
tedir.

Sıra No. 26 1
Katalog No. K IV-5 7
Kayıt TB:3-2; TE:3-2; TM
K IY - 56 K IV - 5 7 K IV - 58
Adı SULTAN SÜLEYMAN (SÜLEYMANİYE )
MEDRESESİ ( rabi )
Yeri İSTANBUL, SÜLEYMANİYE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 558-9 (H.966)
Açıklama Plan ve kitle kuruluşu açısından ikizi olan Salis Medresesinin
güneyinde bulunur. Çifte Medreseler, aralarındaki dar avlu­
nun üst tarafında helalar, karşısında iki oda, doğu cephesinin
altında Mülazımlar Medresesi ile birbirine kenetlenmiştir.
Salis Medresesi gibi Rabi Medresesinin de daha fazla bozul­
madan onarılması; Osmanlı mimarisinde bir eşi bulunmayan
bu çifte medresenin ziyarete açılması gerekir.

Sıra No. 262


Katalog No. K IV-58
Kayıt TB:3-2; TE:3-2; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN (EBU'S SUUD EFENDİ)
DARÜLHADİSİ
Yeri İSTANBUL, SÜLEYMANİYE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 5 56-7 (H.964)
Açıklama 2 1 Cemaziyelevvel 957 (8 Haziran 1 550) tarihinde Süleyma­
niye Camiinin temelini atan ünlü Şeyhülislam Ebu's Suud
Efendi'nin adına yapılmış bu darülhadis camiin güney doğu­
sunda, kıble ekseninden 45 derece batıya dönük olan ince
uzun yapıdır. Bir bölümü Mimar Sinan Caddesi, öbür
bölümü Dökmeciler Sokağında bulunan dükkanların üstün­
deki ondokuz oda ile fevkani dershaneden oluşur. Bir sıra
halinde düzenlenen odaların kapıları dar bir avluya açılır;
dershaneye çıkan merdiven de bu dar avluya bağlanır. Kapısı
Mimar Sinan Caddesine açılan geniş bir rampa da darülhadi­
sin altından geçerek cami avlusunun güney doğu kapısı önüne
ulaşır.
Duvarları tuğla hatıllı küfekiden olan darülhadis külliyenin
tek sakıflı yapısıdır. 1 960'lı yıllara kadar harap durumda idi.
Şimdi iyi durumda bulunmakta, odalarında yoksul aileler
barınmaktadır.

350
KATALOG

Sıra No. 263


Katalog No. K IV-59
Kayıt TB: 3-2; TE: 3-2; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN DARÜTTlBBI
Yeri İST ANBUL, SÜLEYMANİYE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 5 52-3 (H.960)
Açıklama Sani Medresesinin kuzeyinde, Tiryakiler Çarşısının dükkan­
ları üstünde yer alır. Kapıları arka taraftaki galeriye açılan on
odadan meydana gelir. Dershanesi yoktur. Dış duvarları düz­
gün küfekiden yapılmış, üst örtüsü kurşunla kaplanmıştır.
Şimdi Süleymaniye Sağlık Merkezi olarak kullanılmaktadır.

Sıra No. 264


Katalog No. K IV-60
Kayıt TB:3-5; TE:3-5; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN MEDRESESİ
Yeri TEKİRDAÔ, ÇORLU
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Ço"rlu Süleymaniye Camiin batısında bulunan bu medrese
cami çevresinin açılması çalışmaları sırasında yıktırılarak
ortadan kaldırılmıştır. Kurşunlu Medrese adı ile tanınırdı.
Bundan kubbeli bir yapı olduğunu anlıyoruz. Ancak, yok yere
yok olan bu selatin medresesinin mimari özellikleri konu­
sunda yukarıda açıkladığımız varsayım dışında söyleyeceğimiz
bir söz yoktur.

Sıra No. 265


Katalog No. K IV-6 1
Kayıt TB:3- 1 ; TE:3- 1 ; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN MEDRESESİ
Yeri MEKKE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1564-5 (H.972)
Açıklama Harem-i Şerif'e bitişik olan bu medrese dört mezhep öğrenci­
leri için yaptırılan dört bölümlü bir yapı idi. Her bölümünde
onbeş talebe ve bir mu'idin barındığı onaltı oda ve bir ders­
hane bulunuyordu. Maliki bölümüne atanan müderris aynı
zamanda Mekke Kadısı olur; Hanefi bölümünde tefsir, tıb ve
usul, Şafii bölümünde fıkıh, Hanbeli bölümünde kütüb-i sitte
okutulurdu.
Bu anıtsal medrese Harem-i Şerif'in yenilenmesi sırasında
yıktırılmış, günümüze ulaşmamıştır.

Sıra No. 266


Katalog No. K IV-62
Kayıt TB:3-45 ; TE:3-46; TM
Adı SÜLEYMAN SUBAŞI MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, SÜLEYMANİYE
Yaptıran Karcı Süleyman Subaşı
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Kirazlı Mescidin kuzeyinde, şimdi bahçe olarak kullanılan
arsada bulunuyordu. 1 9. Asırda İstanbul Haritası'nda göste·
rilmekte, 1 9 1 4'de harap fakat ayakta olduğu bilinmektedir.
Daha sonra yanarak ortadan kalkmış, günümüze ulaşmamış­
tır.

35 1
MİMAR SİNAN

Sıra No. 267


Katalog No. K IV-63
Kayıt TB:3-43; TE:3-44; TM
Adı ŞAHKULU MEDRESESİ (SİNEKLİ . MEDRESE)
Yeri İSTANBUL
Yaptıran Mehmed Çelebi
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Parmakkapı'da, Kemankeş Mustafa Paşa Medresesi karşı­
sında, Sinekli Medrese Sokağı üzerinde bulunuyordu. 1950
yılına kadar bir bölümü ayakta duruyordu. Daha sonra yıkıl­
mış, eser kalmamıştır.

Sıra No. 268


Katalog No. K IV-64
Kayıt TB:3-6; TE:3-6; TM
Adı ŞEHZADE MEHMED MEDRESESİ
Yeri İST ANBUL, ŞEHZADEBAŞI
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 546 (H.95 3 )
Açıklama Şehzade Camiinin kuzey doğusunda, ona paralel konulmuş,
dikdörtgen avlulu bir medresedir. Kapısı avlunun batısında,
dershanesi güneyinde, talebe odaları güney, doğu ve kuze­
yinde yer alırlar. Avlunun uzun yanları yedi, kısa yanları beş
kemerli revaklarla çevrili, revakların gözleri kubbe ile örtülü­
dür. Yirmi oda, kapının karşısına düşen bir eyvan ve dershane
de kubbelidir.
Dış duvarları kesme küfekiden yapılan medresenin odala­
rında süsleme yoktur. Dershanenin kubbesinde ise kalem işi
bir göbek ile etek süsleri görülür. İkisi yeşil onaltısı pembe
somakiden sütunun taşıdığı revakların saçakları üstündeki bir
sıra palmetli tepe tomurcuğu da kayda değer.
Son onarımda cemakanla kapatılan revak kemerleri gözö­
nünde tutulmazsa, medrese özgün karakterini korumakta, iyi
ve bakımlı durumda bulunmaktadır.

Sıra No. 269


Katalog No. K IV-65
Kayıt TB:3-27; TE:3-27; TM
Adı ŞEMSİ AHMED PAŞA MEDRESESİ (DARÜLHADISİ)
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran Vezir Şemsi Ahmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 580- 1 (H .988)
Açıklama L biçiminde iki kollu bir yapı olan darülhadis bir kolu Boğaza
paralel, öteki dik olmak üzere düzenlenmiş, dershanesi Boğaza
dik olan kolun ortasına konulmuştur. Dershanenin kubbesi
tromplara oturur. Buna karşılık, oniki talebe odasının kubbe­
leri pandantifli yapılarak odaların önünde onsekiz mermer
sütuna basan revakın üstü eğri bir ahşap çatı ile örtülmüştür.
Avluya bakan revakların yüzleri ve binanın Boğaz cephesi
kesme küfeki, öbür duvarları tuğla hatıllı taştan yapılmış olan
medrese yüzyılın başında harap durumda idi. 1 940'lı yıllarda
K IV - 65
onarılarak kurtarılmış, 1 953 yılında Üsküdar Halk Kütüpha­
nesi haline getirilmiştir.

352
KATALOG

Sıra No. 270


Katalog No. K IV-66
Kayıt TB:3-47; TE:3-48; TM
Adı ŞERİFEZADE EFENDİ MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, ÇARŞAMBA
Yaptıran Başdefterdar Şerifezade İbrahim Efendi
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Şerifezade Mescidi ile birlikte yaptırıldığını sandığımız tezke­
relerde yeri açıklanmayan bu medrese Çarşamba'da, Kurt
Ağa Çeşmesi Sokağı ile Dolaplı Bostan Sokağının birleştiği
köşede yer almakta ve harap durumda XX. yüzyıla ulaşmış
bulunmaktadır. 1 9 1 4 tarihli bir raporda talebe iskanına elve­
rişli görülmeyen medresenin odalarında şimdi bazı yoksul
aileler barınmaktadır.

Sıra No. 27 1
Katalog No. K IV-67
Kayıt TB:3-39; TE:3-40; TM
Adı TÜTİ KADI MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, FATİH
Yaptıran Tı1ti takma adı ile ünlü Hocazade Abdüllatif Efendi
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Fatih Karadeniz Medreselerinin arka tarafında Y esarizade
Caddesi (eski Yeni Hamam Sokağı) üzerinde bulunuyordu.
1 9. Asırda İstanbul Haritası'nda gösterilen medresenin küçük
ve avlulu bir yapı olduğu anlaşılmaktadır. 1 9 1 8'de yerinin
arsa olduğu biliniyor. Şimdi o arsada apartmanlar yer almak­
tadır.

Sıra No. 272


Katalog No. K IV-68
Kayıt TB:3-32: TE:3-34; TM
Adı ÜÇBAŞ ( NUREDD İN HAMZA ) MEDRESESİ
--= p Yeri İSTANBUL, KARAGÜMRÜK
\. \ . Yaptıran Müderris Nureddin Hamza

r_=1
Tamamlandığı yıl 1 530-1 (H.93 7 )
Açıklama Üçbaş Mescidinin doğusunda yer alan medrese 1 729 Balat
yangınında harab olduktan sonra şimdiki biçimde yenilen­
miş, bu yapıda XX. yüzyılda tekrar elden geçirilerek bazı
değişikliklere uğramıştır. Klasik dönemde yapılan medrese­
nin mimari niteliklerini bilmiyoruz. Fakat eski temeller
üstüne yapıldığını sandığımızdan plan kuruluşunun değişme­

=rıJ�l
diğini, XVI. yüzyıl yapısı gibi XVIII. yüzyıl yapısımn da sakıflı
olduğunu düşünüyoruz.

��
Sıra No. 273
Katalog No. K IV-69
Kayıt TB:3-3 1 ; TE:3-33; TM
K I V -68
Adı ÜMM-İ VELED MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, KARAGÜMRÜK
Yaptıran Ümm-i Veledzade Abdülaziz Efendi
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Hasan Fehmi Paşa Caddesi üzerinde, Nişancı Mehmed Paşa
Camii karşısında idi. 1 9. Asırda İstanbul Haritası'nda göste­
rildiği için 1 882 yılında ayakta olduğunu anlıyoruz. Daha
sonra yokolup gitmiş, arsasına yeni yapılar yapılmıştır.

353
MİMAR SİNAN

Sıra No. 274


Katalog No. K IV-70
Kayıt TB:3-9; TE:3-8; TM
Adı VALİDE SULTAN MEDRESESİ
Yeri İSTANBUL, TOPTAŞI
Yaptıran Valide Nurbanu Sultan
Tamamlandığı yıl 1 579-80 (H.987 )
Açıklama Bu medrese Atik Valide Camii şadırvan avlusunun kuze­
yinde, avludan bir kat aşağıda bulunur. Önündeki Valide
Kahyası Sokağına uyma zorunluluğu sonucu kuzey duvarı
camiin enlemesine ekseninden doğuya döndürülmüş, avlusu
1...: i V - 70 çarpıklaşmıştır. Bu yüzden de kuzeyde, dershanenin sağında
ve solunda altışar oda, doğuda iki ve batıda dört oda yer alır.
Medresenin beden duvarları düzgün küfekiden yapılmış, yal-·
nız dershanenin kubbe kasnağında ve helalarda tuğla kulla­
nılmıştır. Revak sütunları ve dershane kapısı dışında mer­
mere yer verilmemiş, süsleme kullanılmamıştır. Vakıflarca
1 963- 1 964 yıllarında onarılan medrese bir süre hoş kalmıştı.
Sonra yoksul ailelerce işgal edilmiştir. Bugün harah Vl' bak ım­
sız bir durumdadır.

Sıra No. 275


Katalog No. K IV-7 1
Kayıt TB:3-37; TE:3-38; TM
Adı YAHYA EFENDİ MEDRESESİ
Yeri İST ANBUL, BEŞİKTAŞ
Yaptıran Kanuni'nin süt kardeşi Beşiktaşlı Yahya Efl'ndi
Tamamlandığı yıl 1 538-9 (H.945) (? )
Açıklama 1540- 1 ( H . 94 7 ) yılından önce yapıldığı bilinl'n bu ml'drl'Sl'­
nin talebe odaları ya hiç yapılmamış ya da sonradan yıkılarak
yokolmuştur. Çünkü bugün ortada sadece duvarları üç sıra
tuğla hatıllı taştan yapılmış kubbeli bir dl'rshanl' vardır ve bu
yapı, ahşap yapılarla sarılı olması dışında, klasik mimari
karakterini korumaktadır.

Sıra No. 276


Katalog No. K IV-72
Kayıt TB:3-44; TE: 3-45; TM
Adı YÜNUS BEY MEDRESESİ
Yeri IST ANBUL, DRAMAN
Yaptıran Tercüman Yunus Bey
Tamamlandığı yıl 1541-2 (H.948 )
Açıklama Yunus Bey Camiinin geniş avlusu içinde camiden başka bir
başka eski yapı vardır. Bu tek kubbeli, kare planlı yapısı,
talebe odaları bulunmayan gündüzlü medreselere güzel hir
örnek teşkil eder. Dershanenin sekizgen kubbe kasnağı ile
Draman Caddesine bakan cephesi kesme küfeki, öbür üç
cephesi moloz taştır. Daha önce çöken kapı revakının yerine
1 975 yılında yapılan oda dışında oldukça iyi durumda
bulunmakta ve klasik döneme ait özelliklerini korumaktadır .

K I V - 72

354
KATALOG

Sıra No. 277


Katalog No. K IV-73
Kayıt TM
Adı ZAL MAHMUD PAŞA MEDRESESİ 1
(ÜST MEDRESE)
Yeri ISTANBUL, EYÜP
Yaptıran Vezir Zal Mahmud Paşa
Tamamlandığı yıl 1 579-80 (H.987 )
Açıklama Zal Mahmud Paşa Camiinin son cemaat yeri karşısında U
biçiminde üç kollu bir kitle oluşturan bu medrese kubbeli bir
dershane, yine kubbeli sekiz oda ile üstleri ayna tonozla örtülü
!( I\ /l değişik ölçü ve biçimde beş odadan meydana gelir. Camiin
orta eksenine göre asimetrik bir kuruluşa sahiptir. Dershane
eksenden doğuya kaymış, doğu ve kuzeyde revak yapılmışken
batıdaki odaların önüne revak konulmamıştır.
Medresenin beden duvarları kiremit rengi sıvalı, üstü kurşun
kaplıdır. Revak kubbesinde kalem işi nakışlar görülür. Ders­
hane pencerelerinin içtikleri de renkli camla bezelidir. Oda­
larda ise herhangi bir süse rastlanmaz. Cami ile birlikte
1 960'lı yıllarda onarılan üst medrese iyi durumda ve bakım­
lıdır.

Sıra No. 278


Katalog No. K IV-74
Kayıt TM
Adı ZAL MAHMUD PAŞA MEDRESESİ il
(ALT MEDRESE)
Yeri ISTANBUL, EYÜP
Yaptıran Vezir Zal Mahmud Paşa
Tamamlandığı yıl 1 579-80 (H.987 )
Açıklama Zal Mahmud Paşa Camiinin şadırvan avlusunda 4 metre aşa­
ğıda bulunan aşağı avlunun kuzeyini ve doğusunu çeviren iki
!( I\ � -!
kollu Alt Medresenin avluya bakan yüzü düzgün ve revaklı
fakat dış cepheleri girintili çıkıntılıdır. Kuzey kanadında bir
sıra üzerine kubbeli altı oda ile bunların batısında dört odalı
bir bölüm bulunur. Doğu kanadında ise kubbeli üç talebe
odası, ayna tonozlu bir büyük oda, bir de yüksek kubbeli -ve
mihrablı- dershane yer alır. Alt Medresenin duvar yapım ve
örtüsü Üst Medresenin eşidir. Burada da odaların içlerine
süsleme yapılmamıştır. Diğer yandan, dershanenin içinde
mavi zemin üzerine kırmızı desenli kalem işi nakışlar görülür.
Üst Medrese gibi Alt Medrese de 1 960'lı yıllarda onarılmıştır
ve bugün iyi durumdadır.

Sıra No. 279


Katalog No. K V- 1
Kayıt TB:4-3; TE:4-3; TM
Adı HUSREV KETHÜDA DARÜLKURRASI
Yeri İSTANBUL, VEFA
Yaptıran Veziria'zam Kara Ahmed Paşa'nın kahyası Husrev Kethüda
Tamamlandığı yıl 1 565-6 (H.973 )
Açıklama Kovacılar Caddesi üzerinde yer alan Molla Husrev Camiinin
arka bahçesinde bulunur. Kare kitleli, kubbeli, revaksız bir
yapıdır. Kurşun kaplı kubbesi dilimli tromplara oturur. Fakat
bunun dışında içi sade ve bakımsızdır. Dış cepheleri ise zengin
bir mimari gösterir. Beden duvarları düzgün küfeki taşından,
"\ 1 1
kapı ve pencereleri ak mermerden yapılmış, alt pencerelerinin
y uvarlaklarına geometrik desenli zarif şebekeler geçirilmiştir.
içinin de onarılarak yapının tümü ile kurtarılması yerinde
olur.

355
MİMAR SİNAN

Sıra No. 280


Katalog No. K V-2
Kayıt TB:4-7; TE:4-7; TM
Adı KADIZADE EFENDİ (ÇIRÇIR) DARÜLKURRASI
Yeri İSTANBUL, FATİH
Yaptıran Şeyhülislarr. Kadızade Ahmed Şemseddin Efendi.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Çukur Hamam yakınındaki mescid ile birlikte yapılan bu
darülkurra Çırçır'da, Hacı Hasan Sokağında idi . 19. Asırda
İstanbul Haritası'nda gösterilmiyor. 1882 'den önce yıkılıp
ortadan kalkmış olsa gerektir.

Sıra No. 281


Katalog No. K V-3
Kayıt TB:4-5; TE:4-5; TM
Adı SA'Dİ EFENDİ DARÜLKURRASI
Yeri İSTANBUL, FATİH
Yaptıran Şeyhlülislam Sa'di Sadullah Efendi
{öl. 1 538-9/H.945 )
Tamamlandığı yıl 1 538'den önce ( ? )
Açıklama Küçük Karaman'da bulunduğunu v e fevkani bir yapı oldu­
ğunu kaynaklar açıklıyor. Sa'di Efendi'nin sağlığında yaptır­
dığı varsayımı doğru ise Sinan'ın Mimarbaşılığa getirilmeden
önce gerçekleştirdiği bir başka eser olmaktadır. Ne yazık ki
günümüze ulaşmamış, 1 729 Balat yangınında çöktükten
sonra yenilenmediği için yokolup gitmiştir.

Sıra No. 282


Katalog No. K V-4
Kayıt TB:4-6; TE:4-6; TM
Adı SOFU MEHMED PAŞA DARÜLKURRASI
Yeri İST ANBUL ( ? )
Yaptıran Sofu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Bu darülkurranın bulunduğu semt tezkerelerde gösterilmi­
yor. Bazı yazarlarca Yugoslavya'da olduğu öne sürülmüş ise de
bu görüşü benimsemek güçtür. Çünkü Sinan İstanbul dışın­
daki küçük tek yapılarla uğraşmaz, bunları yerel mimarlara
bırakırdı. Üç tezkerede de adı geçtiğinden xvı. yüzyılda
varolduğunu kabul ettiğimiz bu darülkurra çok eski bir
tarihte ortadan kalkmış ve bu yüzden ana kaynaklara geçme­
miş olsa gerektir.

K V-5 Sıra No. 283


Katalog No. K V-5
Kayıt TB:4-4; TE:4-4; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA DARÜLKURRASI
Yeri İST ANBUL, EYÜP
Yaptıran Sokollu Mehmed Paşa'nın zevcesi Esmahan Sultan
Tamamlandığı yıl 1 568-9 (H.976)
Açıklama Sokollu Mehmed Paşa Medrese-Türbesinin yanında yer alan
kare planlı, kubbeli yapıdır. Kurşunlu kubbesi beden duvar­
larına tabanları stalaktitli çıkmalarla beslenen tromplarla
geçer. Dışta ise oniki köşeli bir kasnakla kuşaklanmıştır.
' ,,.#===:,
Duvarları üç sıra tuğla hatıllı küfekiden olan darülkurranın
ı
'
1 I
" kapısı önünde ikisi gömme ikisi bağımsız dört sütuna oturan
u..ı..ı..LI.-'--u._y l if ....�
... � tek kubbeli bir revak vardır. Revakın kemerleri pembe ve ak
/! !
/! .

i ı\
mermerden yapılmış, revak kubbesinin içi kalem işi nakışlarla
lot���=��<--ld süslenmiştir. Ana kubbe ve tromp yuvarlaklarının iç yüzleri
de yine kalem işi nakışlarla bezelidir. İyi durumda bulunan
darülkurra şimdi çocuk kütüphanesi olarak kullanılıyor.

356
KATALOG

Sıra No. 284


Katalog No. K V-6
Kayıt TM
Adı SULTAN SELİM II (SELİMİYE) DARÜLKURRASI
Yeri EDİRNE
Yaptıran lll. Murad
Tamamlandığı yıl 1 590'lı yılların başları
Açıklama Selimiye Külliyesinin bir bölümünü oluşturan bu darülkurra
kubbeli kare kitleli, önünde iki kemerli bir revak bulunan
fevkani bir yapıdır. Üst örtüsü kurşun kaplı, beden duvarları
tuğla hatıllı taş olan darülkurranın doğu duvarında ocak,
güney duvarında mihrab vardır.
Selimiye Darülkurrasının adı Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret
ül-Ebniye'de geçmiyor. Çünkü lll. Murad'ın camiye vakıf
olarak yaptırdığı arasta ile birlikte tasarlanan darülkurra
Sinan'ın değil Mimar Davud Ağa'nın eseridir.

Sıra No. 285


Katalog No. K V-7
Kayıt TB:4- 1; TE:4- 1 ; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN (SÜLEYMANİYE)
DARÜLKURRASI
Yeri İSTANBUL, SÜLEYMANİYE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 557'den önce
Açıklama Süleymaniye Camiinin kıble ekseni üzerinde, hazirenin güney
cephesinin ortasında yer alan darülkurra kare planlı, tek kub­
beli, fevkani bir yapıdır. Oniki köşeli alçak bir kasnakla
kuşaklanan kubbesi kurşun kaplı, duvarları kesme küfekiden
olan bu yapı bir sarnıcın üstüne oturur. Bu yüzden de güney­
deki üçgen alana bakan kapısının önüne iki kollu dokuz
basamak merdivenlerle çıkılır.
l 960'lı yıllarda onarılmış olan darülkurra bugün iyi durumda
bulunmakta ve kullanılmaktadır.
" \
Sıra No. 286
Katalog No. K V-8
Kayıt TB:4-2; TE:4-2; TM
Adı VALİDE SULTAN DARÜLKURRASI
Yeri İSTANBUL, TOPTAŞI
Yaptıran Nurbanu Valide Sultan
Tamamlandığı yıl 1 583 'den önce
Açıklama Atik Valide Camiinin güneyindeki sokağın karşı tarafında yer
alır. Duvarları tuğla hatıllı taştan, kare kitleli, tek kubbeli bir
yapıdır. Revakı çökmüş, yenilenmemiştir. XVlll. yüzyılda
Feridun Ağa tarafından onarıldıktan sonra kütüphane olarak
yeniden vakfedildiğini ve o tarihten bu yana Feridun Ağa
Kütüphanesi adı ile tanındığı biliniyor. Şimdi perişan
durumda bulunan darülkurranın bir kez daha elden geçirile­
rek kurtarılması gerekir.

Sıra No. 287


Katalog No. K Vl- 1
Kayıt TM
Adı HASEKİ HÜRREM SULTAN MEKTEBİ
Yeri İSTANBUL, HASEKİ
Yaptıran Haseki Hürrem Sultan
Tamamlandığı yıl 1 539-40 (H.946)
Açıklama Haseki Hürrem Sultan Medresesinin yanında bulunan bu
mektep biri açık öteki kapalı yanyana iki hacimden oluşur.
Açık bölümü, iki cephesi sütunlara binen bir hayat, kapalı
bölümü dershane olan mektebin Haseki Caddesine bakan
cephesi kesme küfekiden, öbür cepheleri kaba yonu taştan
yapılmış, üstü ahşap çatı ile örtülmüştür. Ahşap çatı aslında
kurşun kaplı idi. 1 967- 1 969 yılları arasında gerçekleştirilen
onarımda kaplaması kurşun taklidi olarak yenilenmiştir.
MİMAR SİNAN

Sıra No. 288


Katalog No. K Vl-2
Kayıt TM
Adı SULTAN SELİM (1) MEKTEBİ
Yeri İSTANBUL, SULTANSELİM
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Sultan Selim Camiinin kuzey batısında yer alır. Tek kubbeli,
önü saçaklı bir yapıdır. Ana kitlesi düzgün tay ve tuğla sırala­
rından yapılmış, kubbesi sekiz köşeli bir kasnakla kuşatılmış­
tır. Yan cephelerinde, iki katlı ikişer pencere, arka cephe­
K VI - 2
sinde, ocağın sağında ve solunda, iki üst, ön cephesinde
kapının yanlarında iki alt pencere yer alır. İki alt pencere de
saçağın oturduğu yan duvara açılmış, bunun karşısında ve ön
cephede saçak baklava başlıklı sütunlara bindirilmiştir.
1 968 yılında onarılan mektep bugün çocuk kütüphanesi ola­
rak kullanılmaktadır.

Sıra No. 289


Katalog No. K Vl-3
Kayıt TM
Adı SULTAN SELİM II ( S ELİ MİYE ) MEKTEBİ
Yeri EDİRNE
Yaptıran Tuhfet ül-Mi'marin'e göre Sultan il. Selim
Tamamlandığı yıl (?)
Açıklama Edirne Selimiye Külliyesinde mektep yoktur. Tuhfet ül­
Mi'marin'in Camiler Bölümünde adı geçen mektebin darül­
kurra ile karıştırıldığını sanıyor, bu tezkerede sözü edilen
yapının darülkurra olması gerektiğini öne sürüyoruz.

Sıra No. 290


Katalog No. K VI-4
Kayıt TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN MEKTEBİ
Yeri İST ANBUL, SÜLEYMANİYE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 552-3 (H.960)
Açıklama Evvel Medresesinin güneyinde, Tiryaki ler Çarşısının
üstünde, kendi avlusu içinde yer alan bu mektep biri açık
öteki kapalı iki hacimden meydana gelir. Açık bölümü kub­
beli bir hayat, kapalı bölümü bir kubbe ve bir ayna tonozla
K YI - 4 örtülü dershanedir. Duvarları kesme küfeki , kubbeleri kur­
şun kaplı mektep klasik mimari biçim ve niteliğini koru­
makta, şimdi çocuk kütüphanesi olarak kullanılmaktadır.

J
Sıra No. 291
Katalog No. K VI-5
Kayıt TM
Adı ŞEHZADE MEHMED MEKTEBİ
Yeri İST ANBUL, ŞEHZADEBAŞI
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 543- 1 548 arası
Açıklama Tek kubbeli, kare planlı, duvarları kesme küfeki, kubbesi
kurşunlu olan bu mektep Şehzade Mehmed Camii haziresinin
güneyinde, Dede Efendi Sokağının karşı tarafında yer alır.
Aslında bağımsız bir yapı idi . Cumhuriyet döneminde arka­
sına yapılan ilkokulla birleştirilmiştir. Bu müdahale sonu­
cunda giriş cephesinin kapı ve pencereleri bozulduğu gibi
revakı da kaldırılmıştır. Şimdi İstanbul Emniyet Müdürlü­
K YI - 5 ğüne bağlı Çocuk Bürosu olarak kullanılan mektebin özgün
mimarisine kavuşturulduktan sonra esaslı bir onarımdan
geçirilerek kurtarılması yerinde olur.

358
KATALOG

Sıra No. 292


Katalog No. K Vl-6
Kayıt TM
Adı VALİDE SULTAN MEKTEBİ
Yeri İSTANBUL, TOPTAŞI
Yaptıran Nurbanu Valide Sultan
Tamamlandığı yıl 1 579'dan önce
Açıklama Bu mektep Atik Valide Camiinden bir kat aşağıda bulunan
medresenin dış kapısının sağında yer alan fevkani yapıdır.
Sıvalı duvarları, saçaklı ahşap çatısı, şahnişli kitlesi ile cami ve
medrese arasında dikkat çeken bir bağlantı sağlar. Mektebin
ll. Mahmud zamanında elden geçtiği bellidir. Fakat özgün
ı...: \'l - 6 mimarisini ana çizgilerde korumakta, fazlaca bozulmadan
günümüze gelmiş bulunmaktadır.

Sıra No. 293


Katalog No. K VII-1
Kayıt TM
Adı ABDÜLKADİR G İLANi TEKKESİ
Yeri BAÔDAT
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl 1 1 34-5 (H.528) ( ? )
Sinan onarımı 1 534-5 (H.94 1 ) ( ? )
Açıklama Kanuni'nin Bağdat'ı ele geçirmesinden sonra onarılmasını
emrettiği tekke , Şeyh Abdülkadir Gilani Camii avlusunun
çevresinde yer alan hücrelerden oluşuyordu. Osmanlı ordusu
ile birlikte 1 534- 1 535 yıllarında Bağdat'da bulunan Sinan'a
tekkenin onarımında görev verilmiş olması akla yakındır. Ne
var ki, Tuhfet ül Mi'marin'deki kaydın yazıldıktan sonra üstü
çizilerek iptal edilmesi bu olasılığı zayıflattığı gibi xvı. yüzyıl­
dan sonra yapılan yenilemelerde Kanuni zamanı onarımının
izleri de kaybolmuş, o dönemden günümüze fazla bir şey
kalmamıştır.

Sıra No. 294


Katalog No. K Vll-2
Kayıt TM
Adı İMAM-1 A'ZAM (EBU HANiFE) TEKKESİ
Yeri BAÔDAT
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 534-5 (H.94 1 )
Açıklama 1 5 34 yılında Bağdat'a giren Kanuni Ebu Hanife Türbesinin
yanına bir cami yaptırmış, bu camiin avlusunun çevresinde
bir de tekkeye yer verilmişti. O tarihte cami ve tekkenin
yapımı ile Sinan'ın görevlendirildiği düşünülemez. Kaldı ki,
bu yapılar zamanımıza pek çok onarımdan geçerek ulaştığı
için bugün xvı. yüzyılı yansıtan izleri saptamak dahi zorlaş­
mış, tekkenin Sinan'la ilişkisi daha çok akademik bir soruna
dönüşmüştür.

359
MİMAR SİNAN

Sıra No. 295


Katalog No. K VII-3
Kayıt TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA TEKKESİ
Yeri İSTANBUL, KADIRGA
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 5 7 1 -2 (H.979) (?)
Açıklama Sokollu Camiinin güneyinde bulunan iki avlulu yapıdır.
Kapısı Mehmed Paşa Yokuşuna açılır. Giriş holünün arka­
o ' 4 ' 1 , sında beş gözlü bir revak, onun gerisinde semahane yer alır.
K V ll - 3
Semahanenin doğusundaki avlunun güneyinde ve doğusunda
onbir oda; batısındaki iki katlı avlunun üst katında, değişik
biçim ve boyda, yine onbir oda, alt katında on oda ve çilehane
vardır. Duvarları üç sıra tuğla hatıllı kesme küfekiden yapıl­
mış, semahane kubbe, öteki bölümler ahşap çatı ile örtülmüş­
tür. Semahanenin içinde solmuş olmakla birlikte klasik dese­
nini koruyan kalem işi nakışlar görülür. Öbür hacimlerde
süslemeye rastlanmaz.
1 960'lı yılların sonunda onarılan tekke on yıl kadar öğrenci
yurdu olarak kullanıldıktan sonra boşaltılmıştır. Şimdi kapa­
lıdır.

Sıra No. 296


Katalog No. K VII-4
Kayıt TM
Adı ŞAH SULTAN TEKKESİ
Yeri ISTANBUL, EYUP
Yaptıran Yavuz Sultan Selim'in kızı Şah Sultan
Tamamlandığı yıl 1 5 5 5 (H.963) (?)
Açıklama Şah Sultan Camii ile birlikte yaptırılan bu tekke camiin güne­
yinde, Haliç'in kıyısında idi. Sultan lll. Mustafa zamanında
onarıldığını biliyoruz. Daha sonra yıkılmış, en ufak bir iz dahi
kalmamıştır.

Sıra No. 297


Katalog No. K VII-5
Kayıt TM
Adı ŞEMSİ AHMED PAŞA TEKKESİ
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran Tuhfet ül-Mi'marin'e göre Şemsi Ahmed Paşa
Tamamlandığı yıl (?)
Açıklama Tuhfet ül-Mi'marin'in Camiler Bölümünde, " Üsküdar'da
Şemsi Paşa Camii-Tekye l, Türbesi" deniliyor. Ne var ki,
Usküdar Şemsi Ahmed Paşa Külliyesinin cami, medrese ve
türbeden oluştuğu bilindiğinden "medrese" yerine yanlışlıkla
"tekke" yazıldığı ve bazı kaynaklarda sözü edilen tekkenin de
aslında varolmayıp bu hatalı kayıttan esinlendiği anlaşılmak­
tadır.

Sıra No. 298


Katalog No. K VII-6
Kayıt TM
Adı VALİDE SULTAN TEKKESİ
Yeri İSTANBUL, TOPTAŞI
Yaptıran Nurbanu Valide Sultan
Tamamlandığı yıl 1 579'dan önce
Açıklama Atik Valide Camiinin doğusunda, sokağın karşı tarafında yer
alan avlulu yapıdır. Güneyden kuzeye doğru genişleyen dört
yanı revaklı avlusunun çevresinde bir semahane, otuz üç
hücre ve helalardan oluşur. Semahane ile hücreler kubbe,
mermer sütunlara basan kaş kemerli revaklar hafif eğimli
'
'-'=
' ,_ ' ='
. "'= '-'" '
'======"
---? -� ahşap çatı ile örtülüdür. Klasik yapısı bozulmadan zamanımıza
K Yll - 6 ulaşan ve 1 960'lı yıllarda onarılan tekke uzun süre öğrenci
yurdu olarak kullanılmıştı. Şimdi boş ve bakımsızdır.

360
KATALOG

Sıra No. 299


Katalog No. K VIII-1
Kayıt TB:6-2; TE:7-2; TM
Adı HASEKİ HÜRREM SULTAN DARÜŞŞİFASI
Yeri İSTANBUL, HASEKİ
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 550'den sonra
Açıklama Haseki Sultan Medresesinin arkasında bulunan revaksız
sekizgen avlunun çevresinde düzenlenmiş yapıdır. Avlunun
alt köşegenlerinde bir yanda dış kapı, bir yanda helalar; üst­
köşegenlerinde kubbeleri oluklu tromplara oturan eyvanlar
yer alır. Kubbe hasta koğuşları ve odalar, kemerleri son ona­
rımda camekanla kapatılan eyvanların çevresinde kümelen­
mişlerdir. Duvarları baştan aşağı kesme küfekiden yapılmış,
son onarımda üst yapısının kurşun kaplamasının yerini kur­
şun taklidi şap almıştır. 1 9 1 1 (H. 1 329) yılında onarılarak
"müşahadehane" haline getirilen darüşşifa Cumhuriyet'ten
sonra Haseki Hastanesine bağlı poliklinik olarak kullanılmış­
tır. 1 97 3 yılında boşaltılmış, yeni bir işlev verilmiştir.

Sıra No. 300


K Vlll - l
Katalog No. K VIII-2
Kayıt TB:6- 1 ; TE:7 - l ; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN DARÜŞŞİFASI
Yeri İSTANBUL, SÜLEYMANİYE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 5 50- 1 557 arası
Açıklama Süleymaniye Külli y esinin kuzey batısında bulunan iki katlı
yapıdır. Cepheleri İmaret Sokağına bakan alt katında bir sıra
kemerli dükkan, ana kapısı Şifahane Sokağına açılan üst
katında iki avlulu bir düzenleme görülür. Dış avlusunun iki
yanında teşhis ve tedaviye ilişkin hacimler, iç avlusunun çev­
resinde, hasta odaları ve hamam yer alır. Tümü ile kesme
küfekiden yapılmış darüşşifanın üstü kurşun kaplıdır.
1 887-8 (H. 1 305 ) yılında "Askeri Matbaa' haline getirilmiş ve
iç yapısı bu işlevin gerektirdiği biçimde değişikliklere uğra­
mıştır. Son yıllarda boşaltılmış olmasına rağmen henüz özgün
mimarisine kavuşturulup önemi ve yeri ile bağdaşan yeni bir
işlev verilmemiştir.

Sıra No. 301


Katalog No. K VIII-3
Kayıt TB:6-3; TE:7-3; TM
Adı VALİDE SULTAN DARÜŞŞİFASI
Yeri İSTANBUL, TOPTAŞI
Yaptıran Nurbanu Valide Sultan
Tamamlandığı yıl 1 579'dan önce
Açıklama Atik Valide İmaretinin kuzeyinde, imarete bitişik olan avlulu
yapıdır. İki kademeli avlusunun çevresinde XIX . yüzyıla
kadar hasta koğuşları, mescid, mutfak ve hamam yer alı­
yordu. 1834-5 ( H . 1 250)'de Il. Mahmud tarafından Asakir-i
Nizamiye Süvarisine tahsis edildiği zaman, iç kuruluşu bozul­
muş ve kubbeleri kesilerek üstüne kat çıkılmıştır. 1 935
yılında Gümrük ve Tekel emrine verilen darüşşifa uzun yıllar
yaprak tütün deposu olarak kullanıldı. Şimdi boş olan yapı
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün emrindedir.

36 1
MİMAR SİNAN

Sıra No. 302


Katalog No. K IX- 1
Kayıt TM
Adı CAMİ-İ ŞERIF İMARETİ
Yeri KUDÜS
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 540- 1 (H.94 7 )
Açıklama Evliya Çelebi'nin "kavi evkafdır" dediği (C.IX , s.488) Haseki
İmareti olmalıdır. Ne var ki, adına sadece Tuhfet ül­
Mi 'marin 'de rastladığımız bu imareti gönül rahatlıgı ile
Sinan'a maledemiyor, hata sonucu bu tezkereye alınan bir
başka yapı olarak değerlendiriyoruz.

Sıra No. 303


Katalog No. K IX-2
Kayıt TB:-5- 1 3 ; TE:6- 1 6; TM
Adı ÇOBAN MUSTAFA PAŞA İMARETİ
Yeri KOCAELİ, GEBZE
Yaptıran Vezir Çoban Mustafa Paşa
Tamamlandığı yıl 1 5 20'li yıllar
Açıklama Uzun ve enli bir galerinin bir duvarı boyunca sıralanan
yemekhane, mutfaklar, fırın, kiler ve müstahdem odalarından
oluşur. Kirpi saçakla bitirilmiş dış duvarları seyrek tugla
hatıllı kaba yonu taş, kubbeleri kurşunludur. Çoban Mustafa
Camii ve Medresesi gibi İmareti de üç tezkerede gösteriliyor.
K !X - 2 Ne var ki, kitabesi yoksa da, kitabeli öbür iki yapı gibi imare­
tin de 1 520'li yıllara tarihlenebileceği açıktır. Bu yüzden de,
cami ve medrese ile birlikte imareti Sinan 'ın öz yapıları arasına
değil onun 1 538'den sonra onardığı eski yapıları arasına almak
daha doğru olur.

Sıra No. 304


Katalog No. K IX-3
Kayıt TE:6-3
Adı HASEKİ SULTAN İMARETİ
Yeri MEDİNE
Yaptıran Haseki Hürrem Sultan
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Evliya Çelebi'nin Medine Kalesinin dışında bulunduğunu
açıkladığı (C.IX. s.643 ) bu imaret zamanımıza ulaşmamış,
saptayamadığımız bir tarihte yıkılarak ortadan kalkmıştır.
Adına yalnız Tezkiret ül-Ebniye'de rastladığımız Medine
Haseki Sultan İmaretinin Sinan ile ilişkisini şüphe ile karşılı­
yor, adı geçen tezkereye bir hata sonucu alındığı kanısını
taşıyoruz.

Sıra No. 305


Katalog No. K IX-4
Kayıt TB:-5-2; TE:6-2; TM
Adı HASEKİ SULTAN İMARETİ
Yeri MEKKE
Yaptıran Haseki Hürrem Sultan
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Eviya Çelebi'nin "Mısır Çarşısı başında" bulundugunu söy­
lediği ( C .IX, s. 772) ve üç tezkerede de adı geçtiği için Sinan
eseri olduğu yolunda şüphe olmamak gereken bu imaret
1 950'li yıllarda Harem-i Şerif'in çevresinin yeniden düzen­
lenmesi sırasında yıktırılmıştır.

362
KATALOG

Sıra No. 306


Katalog No. K IX-5
Kayıt TE:6-4
Adı HASEKİ SULTAN İMARETİ
Yeri SVİLENGRAD (MUSTAFAPAŞA KÖPRÜSÜ)
Yaptıran (?)
Tamamlandığı yıl 1 5 1 0- 1 (H.916) (?)
Sinan onarımı 1 540- 1 550 yılları (?)
Açıklama Kaynaklarda Kanuni Sultan Süleyman'ın - ya da Hürrem
Sultan'ın - tamir ettirdiği açıklanan bu imaretin cami ile bir­
likte ll. Bayezid zamanında yapıldığı ve 1 540- 1 550 arasında
Sinan tarafından onarıldığı kanısındayız. Bugün ayakta değil­
dir. Balkan Savaşı sırasında yıkılmış, eser kalmamıştır.

Sıra No. 307


Katalog No. K IX-6
Kayıt TM
Adı MEVLANA İMARETİ
Yeri KONYA
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 538'den önce
Sinan onarımı 1 584 (H.992 )
Açıklama Konya Mevlana Dergahının imareti ( darüzziyafesi) Meydan-ı
Şerif odasının yanındaki kare planlı yapıdır. Kapıdan girilince
ilk kademesinde ocaklar, ikinci kademesinde tahta döşemeli
somat vardır. Bir merdivenle çıkılan üst mahfilleri mutfak
hizmetkarlarına ayrılmış, bodrumu ise erzak deposu olarak
düşünülmüştür. Kanuni'nin yaptırdığı darüzziyafenin Ill.
Murad zamanında onarıldığını biliyoruz. Bu husus Tuhfet
ül-Mi'marin'de de imaretin "tecdid" edildiği belirtilerek açık­
lanır. Böylece Sinan'ın imaretin yapımı ile değil 1 584 yılın­
daki onarımı ile ilişkili olduğunu anlarız.
xvı. yüzyıldan sonra çeşitli onarım ve yenilemeler geçiren
Mevlana imareti klasik mimarisini kaybetmiş, şimdiki görü­
nümünü 1867 (H. 1 283) yılında yapılan onarımda almıştır.

Sıra No. 308


Katalog No. K IX-7
Kayıt TB:5-6; TE:6- 10; TM
Adı MİHRİMAH SULTAN İMARETİ
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran Kanuni'nin kızı Mihrimah Sultan
Tamamlandığı yıl 1 547-8 (H.945 ) (?)
Açıklama Günümüze ulaşmayan, mimari kuruluşu konusunda bilgi
sahibi bulunmadığımız bu imaretin, çoğu menzil külliyele­
rinde olduğu gibi, tabhane ile birlikte yapıldığı anlaşılıyor.
Mihrimah Sultan Camiinin güney batısında, şimdi İskele
Hamamının bulunduğu yapı adasında yer aldığını sandığımız
imaret 1 722 yılında yanmış, iki yüz yıl harabe halinde dur­
duktan sonra Cumhuriyet döneminde ayakta kalan duvar
kalıntıları da temizlenerek arsasına yeni yapılar inşa edilmiştir.

Sıra No. 309


Katalog No. K IX-8
Kayıt TB:-5- 10; TE:6- 1 3; TM
Adı RÜSTEM PAŞA İMARETİ
Yeri SAKARYA, SAPANCA
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Sinan'ın Rüstem Paşa için Sapanca'da yaptığı külliyenin ima­
reti idi. Kervansaray ile birlikte camiin batısında yer alıyordu.
Yıkılmış, bazı duvar kalıntılarından başka bir şey kalmamıştır.

363
MİMAR SİNAN

Sıra No. 3 10
Katalog No. K IX-9
Kayıt TB:-5-9; TE:6- 1 2 ; TM
Adı RÜSTEM PAŞA İMARETİ
Yeri TEKİRDAÔ (RODOSCUK )
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl 1 552-3 (H.960) (?)
Açıklama Kaynaklar Rüstem Paşa Camiinin batısında yer aldığını yazı­
yorlar. Bir yangın geçirdiği ve daha sonra yıktırıldığı biliniyor.
Bugün arsası şehir parkı halindedir.

Sıra No. 311


Katalog No. K IX- 10
Kayıt TB:-5- 1 2 ; TE:6- 1 5 ; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA (KASIM PAŞA) İM AR ETİ
Yeri EDİRNE, HAVSA
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 5 76-7 (H.984)
Açıklama Sokollu Mehmed Paşa'nın genç yaşta ölen oğlu Mirimirfin
Kasım Paşa adına, onun malı ile yaptırdığı külliyenin imareti
idi. Günümüze ulaşan dua kubbesinin iki yanında güney­
kuzey doğrultusunda uzayan arastanın batısında, kervansaray
ile birlikte yer alıyordu. 1 7 52 'de depremden yıkılmış, toprak
üstünde görünen bir parçası kalmamıştır. Şimdi arsasında
Havsa Belediye Binası bulunmaktadır.

Sıra No. 312


Katalog No. K IX- 1 1
Kayıt TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA İMARETİ
Yeri HATAY, YAKACIK (PAYAS )
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 574-5 (H.982)
Açıklama Payas Sokollu Külliyesinin belkemiğini oluşturan kapalı aras­
tanın doğusunda, kervansarayın güneyinde yer alır. Çifte
avlulu plan kuruluşuna sahiptir. Ana avlusunun bir yanında
önü revaklı mutfaklar, onun karşısında, yine önleri revaklı
yemekhane ve kiler vardır. Bu avlu kervansarayı bir dehliz ile
bağlanır. İkinci avlu bir servis alanı olarak düşünülmüştür,
imaretin dış kapısı buraya açılır.
Payas Sokollu imaret-kervansarayı Sinan'ın pek azı zamanı­
mıza ulaşan menzil konaklama tesislerine güzel bir örnek teş­
kil eder. Bu bakımdan son derece önemli bir eserdir.

Sıra No. 313


Katalog No. K IX- 1 2
Kayıt TB:5- 1 1 ; TE:6- 1 4; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA İMARETİ
Yeri KIRKLARELİ, LCLEBURGAZ
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1569-70 (H.97 7 )
Açıklama Lüleburgaz Sokollu Külliyesinin imareti idi . Dua kubbesinin
iki yanında doğu-batı yönünde uzayan arastanın kuzeyinde
kervansaray ile bir arada yer alıyordu. Yıkılmış; imarete ait
olup olmadığını söyleyemeyeceğimiz bazı duvarlardan başka
bir şey kalmamış, arsasının bir bölümü üstünden devlet yolu
geçirildiği için de mimarisinin kazı yolu ile araştırılma olanağı
büyük ölçüde ortadan kalkmıştır.

364
KATALOG

Sıra No. 3 14
Katalog No. K IX- 13
Kayıt TB: 5-14; TE:6- 1 7 ; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA İMARETİ
Yeri BOSNA ( SARAJEVO )
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 5 77-8 (H.985) ( ? )
Açıklama Sokollu Mehmed Paşa'nın Sarajevo ile V işegrad arasında,
doğduğu Rudo'da yaptırdığı kervansaray ile birlikte tasarla­
nan bu imaret XIX. yüzyılda yıkılarak yokolmuştur. Kervan­
saray - imaretten XIX. yüzyıl sonlarında yalnız bir çeşme
kalmıştı. Bu çeşmenin hala ayakta olup olmadığını saptaya­
madık.

Sıra No. 315


Katalog No. K IX-14
Kayıt TB:5-8; TE:6- l 1 ; TM
Adı SULTAN MURAD (MURADİYE) İMARETİ
Yeri MANİSA
Yaptıran Sultan Ill. Murad
Tamamlandığı yıl 1 586-7 (H.995 ) (?)
Açıklama Muradiye Camii ve Medresesi'nin doğusunda yer alan avlulu
yapıdır. Kare planlı avlusunun dört yanında revaklar, revak­
ların gerisinde, kuzey, doğu ve güney yönlerinde, yemekhane,
mutfaklar, erzak depoları ve müstahdem odaları, ayrıca,
kuzey cephesine bitişik sekiz dükkanı vardır. Üç dükkan da
imaret ile avlu kapısı arasına konulmuştur.
İmaretin dış duvarları kaba yonu taş, sekizgen kasnaklı ve
mutfakları örtenlerin tepelerinde fener bulunan kubbeleri
K 1\ 14
kiremit kaplıdır. 1 960'lı yıllarda onarılan imaret şimdi
Manisa Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmaktadır.

Sıra No. 3 16
Katalog No. K IX- 1 5
Kayıt TM
Adı SULTAN SELİM (1) İMARETİ
Yeri İSTANBUL, SULTANSELİM
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 522-3 (H.929) ( ? )
Açıklama Adı sadece Tuhfet ül-Mi'marin'de geçen b u imaretin, Sultan
Selim Camii ve Türbesi gibi, Kanuni tarafından 1 520'li yıl­
larda yaptırıldığı kanısındayız. Sinan'ın bu yapıyı da daha
sonra onarmış olması akla yakındır. İmaret camiin kuzeyinde
bulunuyordu. Yıkılmış, yerine Kız Meslek Lisesi yapılmıştır.

Sıra No. 317


Katalog No. K IX- 16
Kayıt TB: S-3; TE:6-5; TM
Adı SULTAN SELİM (Il) İMARETİ
Yeri KONYA, KARAPINAR
Yaptıran Sultan il. Selim
Tamamlandığı yıl 1 563-4 (H.97 1 )
Açıklama Karapınar Sultan Selim Külliyesinin imaretidir. Camiin kuze­
yinde, şadırvanı üç yandan kuşatan kubbeli odalardan mey­
dana gelir. Duvarları moloz taş olan imaretin eskiden kurşun
kaplı olduğu anlaşılıyor. Şimdi kubbelerinin kurşunları alın­
mış, bazı odalarının kubbeleri çökmüş, bir kolu tümü ile yok
olmuş durumdadır. Kendi haline terkedilen yapının daha
fazla harabolmadan onarılarak kurtarılması gerekir.

K ! X - l <'

365
MİMAR SİNAN

Sıra No. 3 18
Katalog No. K IX- 1 7
Kayıt TB:5- l ; TE:6- l ; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN (SÜLEYMANİYE) İMARETİ
(DARÜZZİYAFE)
Yeri İSTANBUL, SÜLEYMANİYE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 554-5 (H.962)
Açıklama Süleymaniye Camiinin kuzeyinde, darüşşifanın yanında
bulunan avlulu yapıdır. Duvarları baştan aşağı düzgün küfeki,
üstü kurşunlu olan yapının kapısı Şifahane Sokağına açılır.
K IX - 1 7 Kapıdan bir kaç basamak inilerek ortası havuzlu avluya geçi­
lir. Avlunun dört yanı beş kemerli revaklarla çevrilmiş, revak­
ların gerisine imaretin çeşitli işlevlerine cevap veren kubbeli
odalar konulmuştur.
1 9 1 4 (H. 1 3 3 2 ) yılında Evkiif-ı İsliimiyye Müzesi olan Darüz­
ziyafe o zamandan bu yana müze olarak kullanılmış; bakım ve
onarıma özen gösterildiği için iyi durumda günümüze ulaş­
mıştır.

Sıra No. 3 19
Katalog No. K IX- 18
Kayıt TB:5- 1 ; TE:6-6; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN İMARETİ
Yeri ŞAM
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 554-5 (H.962 )
Açıklama Şam Süleymaniye Külliyesinin güney-kuzey ekseni üzerinde,
camiin kuzeyindedir. Ortasında, tepelerinde fenerler bulunan
K IX- 18
ikisi kubbeli ikisi çapraz tonozlu dört birimin oluşturduğu
mutfaklar, onun iki yanında kubbeli ikişer oda, bunların
güneyinde yapının önünü bir uçtan öbürüne dolduran oniki
gözlü revaklar yer alır. Duvarları sarı moloz taş, üst yapısı
sıvalı olan imaret bugün bakımlı ve iyi durumdadır.

Sıra No. 320


Katalog No. K IX-19
Kayıt TB:5-5; TE:6-8; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN İMARETİ
Yeri TEKİRDAÔ, ÇORLU
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Çorlu Süleymaniye Camiinin kuzeyinde bulunuyordu.
Yıkılmış; toprak üstünde kalan duvarları sökülerek kaldırıl­
mıştır. Bugün yerinde ilçenin meydanı vardır.

Sıra No. 321


Katalog No. K IX-20
Kayıt TB:5-4; TE:6-7; TM
Adı ŞEHZADE MEHMED İMARETİ (DARÜZZİYAFE)
Yeri IST ANBUL, ŞEHZADEBAŞI
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 543- 1 548 arası
Açıklama Şehzade Mehmed Camiinin güney doğusunda, Dede Efendi
Sokağının karşı tarafında bulunan bu imaret bir avlunun iki
K IX - ZO
yanında düzenlenmiş altışar kubbeli iki bölümden oluşur.
Doğudaki bölüm mutfakları, batıdaki bölüm erzak depoları
ve müstahdem odalarını içine alır. Dış duvarları kesme küfe­
kiden, avlu cephesi moloz taştan yapılmıştır. Şimdi kubbele­
rinin bazıları kurşun taklidi şapla kaplı ise de aslında hepsinin
kurşunlu olduğu bilinir.
1 970'li yıllarda onarılan -ve bugün iyi durumda bulunan­
imaretin doğu kanadı şimdi Vakıflar Baş Müdürlüğü Deposu,
batı kanadı İstanbul Üniversitesine bağlı basımevi olarak
kullanılmaktadır.
366
KATALOG

Sıra No. 322


Katalog No. K IX-2 1
Kayıt TM
Adı ŞEMSİ AHMED PAŞA İMARETİ
Yeri BOLU
Yaptıran Tuhfet ül-Mi'marin'e göre Şemsi Ahmed Paşa
Tamamlandığı yıl (?)
Açıklama Tuhfet ül-Mi'marin'de Şemsi Paşa tarafından Bolu'da yaptı­
rıldığı açıklanan imareti saptayamadık. Çok eski bir tarihte
yıkılıp ortadan kalkmış olabileceği gibi, bu tezkereye yanlış­
lıkla alınmış da olabilir. Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret ül­
Ebniye'de adı geçmediği için ikinci şıkkın daha geçerli oldu­
ğunu düşünmek gerekir.

Sıra No. 323


Katalog No. K IX-22
Kayıt TB:5-7; TE:6-9; TM
Adı VALİDE SULTAN İMARETİ
Yeri İSTANBUL, TOPTAŞI
Yaptıran Nurbanu Valide Sultan
Tamamlandığı yıl 1 5 79'dan önce
Açıklama Toptaşı Caddesi üzerindeki sayvanlı kapının geçit verdiği
revaklı orta avlunun güneyinde yer alan bölümdür. T biçimli
kendi İS: avlusu çevresinde düzenlenmiş, dışla bağlantısı
Valide İmareti Sokağına açılan ince uzun servis avlusu ile
sağlanmıştır. Mutfaklar, depolar ve yemekhaneden oluşur.
Bu hacimlerden, üst kattaki darülhadisin altına rastlayanlar
����da :::::::
b.ıf>:=========-
tonozlu, ötekiler kubbeli yapılmış, mutfakları örten kubbele­
rin tepelerine fener konulmuştur. Dış duvarları kaba yonu
taş, üstü kurşunludur. 1 976 yılına kadar Tekel Yaprak Tütün
Deposu olarak kullanılan imaret şimdi boş ve Vakıflar Genel
Müdürlüğü emrindedir.

Sıra No. 324


Katalog No. K X- 1
Kayıt TM
Adı ÇOBAN MUSTAFA PAŞA KERVANSARAYI
Yeri ESKİŞEHİR (?)
Yaptıran Vezir Çoban Mustafa Paşa
Tamamlandığı yıl 1 525-6 (H.932 ) (?)
Açıklama Tuhfet ül-Mi'marin'de kervansaraylara ayrılan Onikinci
Bölümün son sırasında, "Ve Eskişehir' de kervansaray", deni­
liyor. Kimin yaptırdığı açıklanmayan bu kervansarayın
Çoban Mustafa Paşa'nın Eskişehir'deki külliyesinin kervan­
sarayı olması gerekir. Ortada bir sıra ayakla enlemesine beşik
tonozlu yedi nefe ayrılan ve her nefin iki ucunda ocaklar
K X- 1
bulunan bir büyük mekandan oluşan kervansarayı Sinan bir
tarihte onarmış olabilir. Daha akla yakın gelen olasılık ise
Tuhfet ül-Mi'marin yazarının iki kervansarayı karıştırdığı ve
Eskişehir'de derken Çoban Mustafa Paşa'nın Gebze' deki ker­
vansarayını kastettiğidir. Ne var ki, bu durumda da yapının
Sinan tarafından yapılması değil, onarılması söz konusudur.

Sıra No. 325


Katalog No. K X-2
Kayıt TM
Adı DUKAGİNZADE MEHMED PAŞA KERVANSARAYI
Yeri HALEP
Yaptıran Dukaginzade Koca Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1555-6 (H.963 )
Açıklama Adliye Camiine gelir sağlamak amacı ile kentin ticaret merke­
zinde yaptırılmış iki katlı, avlulu bir kent hanıdır. Kuruluşu
Osmanlı klasik normlarına uy::ı.r. Fakat adı sadece Tuhfet
ül-Mi'marin'de geçen bu hanı Sinan'ın öz yapıları arasına
katmak güçtür. Yerel bir mimarın eseri olduğu kanısını taşı­
yoruz.
MİMAR SİNAN

Sıra No. 326


Katalog No. K X-3
Kayıt TB:9- 1 3 ; TE: l0- 1 5 ; TM
Adı HUSREV KETHÜDA KERVAN SARAYl
Yeri EDİRNE, İPSALA
Yaptıran Veziria'zam Kara Ahmed Paşa'nın kahyası Husrev Kethüda
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Evliya Çelebi 'nin, taş duvarlarını, kurşunlu kubbelerini, ve
özellikle aşhanesini övdüğü (C.V. s.323) bu han imareti,
misafirhanesi, develikleri ile büyük bir yapı idi. Yıkılmış;
günümüze sadece bazı duvar kalıntıları ulaşmıştır.

Sıra No. 327


Katalog No. K X-4
Kayıt TE: l 0-20; TM
Adı İBRAHİM PAŞA KERVANSARAYI
Yeri İSTANBUL, MERCAN
Yaptıran Vezir Hadım İbrahim Paşa (?)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkiret ül-Ebniye'de, "İstanbul'da İbrahim Paşa karbansa­
rayı", Tuhfet ül-Mi'marin'de, "Bir kervansaray dahi İbrahim
Paşay-ı Atik kurbünde" biçimindeki tanımlamalardan Uzun­
çarşı Caddesi üzerinde bulunan Atik İbrahim Paşa Camii
yakınında yer aldığı ve, büyük olasılıkla, Hadım İbrahım Paşa
tarafından yaptırıldığı sonucuna vardığımız bu han çok eski
bir tarihte yıkılarak ortadan kalkmış olsa gerektir.

Sıra No. 328


Katalog No. K X-5
Kayıt TB:9-7; TE: l 0-9; TM
Adı LALA MUSTAFA PAŞA KERVANSARAYI
Yeri KONYA, ILGIN
Yaptıran Serdar-ı Ekrem Vezir Lala Mustafa Paşa
Tamamlandığı yıl 1 584 (?)
Açıklama Camiin doğusunda yer alan bu yapı ortadaki giriş taşlığı ile
onun güneyinde ve kuzeyinde bulunan ana bölümlerden
meydana gelir. Nervürlü tonozlarla örtülü üst yapısı kurşun
kaplı, moloz taş duvarları kalın ve sağlamdır. Ana bölümleri­
nin iç duvarları boyunca sekiler ve her kemer açıklığında bir
K X-5 ya da iki ocak yer alır. Ayrıca, cami avlusunu üç yandan
kuşatan ve doğudaki kolu kervansarayın cephesine yaslanan
tabhane ve aşhane de külliyenin konaklama işlevini destekler.
Kervansaray 1970'li yılların sonlarında onarılmıştır. Bugün
iyi durumdadır.

Sıra No. 329


Katalog No. K X-6
Kayıt TB:9-6; TE: 10-8; TM
Adı PERTEV PAŞA KERVANSARAYI
Yeri İSTANBUL, UZUNÇARŞI
Yaptıran Vezir Pertev Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Uzunçarşı yakınında bulunan han XVlll. yüzyılda ayakta idi.
Vakfının mütevellilerinden Mustafa Ağa, bu yüzyılın ortala­
rında hanın yanıbaşına bir mescid yaptırmıştı. Daha sonra,
saptayamadığımız bir tarihte, yıkılmış, kaybolup gitmiştir.

368
KATALOG

Sıra No. 330


Katalog No. K X-7
Kayıt TB:9-8; TE: l0- 1 3 ; TM
Adı RÜSTEM PAŞA KERVANSARAYI
Yeri BURSA, YEN İŞEHİR-AKBIYIK
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor. .
Açıklama Bursa'nın Yenişehir ilçesine bağlı Akbıyık Köyü yakınlarında
bulunan ve yeri Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret ül-Ebniye'de
"Akbıyık", Tuhfet ül-Mi'marin 'de "Dibek" köyü olarak gös­
terilen bu kervansarayın adı eski kaynaklarda geçer. Günü­
müze ulaşmamış, yerinde yaptığımız araştırmalarda herhangi
bir izi de bulunamamıştır.

Sıra No. 33 1
Katalog No. K X-8
Kayıt TB:9- 1 5 ; TE: l0- 18; TM
Adı RÜSTEM PAŞA KERVANSARAYI
Yeri EDİRNE
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl 1 560- 1 (H.968) (?)
Açıklama Edirne'nin merkezinde, biri kent hanı öbürü kervansaray olan
iki bölümlü, iki katlı yapıdır. Önündeki caddenin kıvrımlı
çizgisini izleyen sıra dükkanlar kervansarayın cephesine hare­
ketli bir görünüm kazandırır. Soldaki kent hanı dikdörtgen
bir avlunun çevresinde düzenlenen odalardan oluşur. Avluyu
kuşatan revaklar ve odalar alt katta tonozlu, üst katta genel­
likle kubbeli yapılmıştır. Asimetrik planlı, çarpık bir avlu
çevresinde düzenlenen kervansaray bölümünde ise altta beşik
tonozlu aşhane ve develik, üstte ayna tonozlu misafir odala­
rından meydana gelen tabhane yer alır. 1 960'lı yıllarda onarı­
larak otele dönüştürülen han 1 980 Ağa Han Mimarlık Ödü­
lünü kazanmıştır. Sinan'ın önemli yapıları arasında sayılır.

Sıra No. 332


Katalog No. K X-9
Kayıt TB:9-3; TE: 1 0-4; TM
Adı RÜSTEM PAŞA KERVANSARAYI (CEBECİ HANI)
Yeri İSTANBUL, BİTPAZARI
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Kapısı Yağlıkçılar Sokağına açılan ve bugün Kebeciler Hanı
denilen içiçe çifte avlulu bu han XVIII. yüzyıl başlarında
yanmış, 1 894 depreminden büyük hasar görmüş bir yapıdır.
Mimarisi çok bozulmuş, iç avlusunun ortasındaki mescidi
yıkılmış durumda günümüze ulaşmıştır. 4000 metrekareden
fazla yer kaplayan hanı oluşturan odaların pek çoğu XX.
yüzyılda yapının önemi ve mimari üslubu göz önünde tutul­
madan yenilendiği için hanın klasik görünümünden artık söz
edilemez. En kayda değer özelliği ana kapısının dökme demir­
den kanatlarıdır.

369
MİMAR SİNAN

Sıra No. 333


Katalog No. K X-10
Kayıt TB:9-4; TE: 1 0-5; TM
Adı RÜSTEM PAŞA KERVANSARAYI (KURŞUNLU HAN)
Yeri İSTANBUL, GALATA
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl 1 544- 1 550 arası
Açıklama Perşembe pazarında, Fatih Bedestan 'ı yakınındadır. 1 544 'den
önce burada San Michele katedralinin bulunduğu ve hanın
onun yerini aldığı bilinir. İki katlı ince uzun bir avlunun
çevresinde düzenlenmiş, merdiveni avlunun ortasına konula­
rak iki dar cephesine açılan kapılarla avluya iki uçtan giriş
verilmiştir. Beden duvarları taş ve tuğla olan hanın revak ve
galeri kemerleri tuğla, üstü kurşun kaplıdır. Çeşitli ekleme­
K X - 10
lerle mimari bütünlüğü bozulmuş ve bugün bakımsız bir
durumda ise de klasik yapı karakterini iyi koruyan değerli bir
eserdir. Onarımı gerekir.

Sıra No. 334


Katalog No. K X-1 1
Kayıt TB:9-9; TE: l 0- 1 1 ; TM
Adı RÜSTEM PAŞA KERVANSARAYI
Yeri İSTANBUL, YALOVA-SAMANLI
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Bu kervansarayı duvarları otuzbeş yıl öncesine kadar ayakta
idi. Sonra dinamitle atılarak sökülmüş, arsası temizlenerek
elmalık yapılmıştır. Samanlı köyünün girişinde, sağda bulu­
nan elmalıkta şimdi en ufak bir duvar kalıntısına rastlamak
olanağı yoktur.

Sıra No. 335


Katalog No. K X-1 2
Kayıt TB:9- 1 2 ; TE: l 0- 1 2 ; TM
Adı RÜSTEM PAŞA KERVANSARAYI
Yeri KIRKLARELİ, KARIŞDIRAN
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama 1 950'li yıllarda harap fakat ayakta imiş. Sonra taşları söküle­
rek yeni yapılarda kullanılmış. Bugün boş olan arsasında yer
yer duvar kalıntılarına rastlanmaktadır. Yapılacak bir kazı
kervansarayın temellerini ortaya çıkarabilir.

Sıra No. 336


Katalog No. K X- 1 3
Kayıt TB:9- 1 1 ; TE: l0 -14; TM
Adı RÜSTEM PAŞA KERVANSARAYI
Yeri KONYA, EREÔLİ
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Ortadaki dört haçvari ayağa basan iki yönlü kemerlerle on
kare birim halinde düzenlenmiş ve yanyana boş büyük beşik
tonozla örtülü bir ana bölüm ile onun kapısının iki yanında
yer alan birer eyvan ve üçer odalı tabhaneler ve odaların
önünde bulunan revaksız avludan oluşuyordu. Sarı renkli
düzgün kesme taştan yapılmış kale gibi sağlam yapının üstü
eskiden kurşun kaplı idi. Kurşunları söküldüğü için tonozla­
rın kargir yapısı ortaya çıkmış, avlusundan günümüze sadece
iki uçtaki yan yapılar gelmiştir. Şimdi tabhanesi İtfaiye
Müdürlüğünce, ana bölümü Belediye Anhan olarak kullanı­
lıyor. Onarılarak asıl biçimine kavuşturulması ve önemi ile
bağdaşan bir işlev verilmesi gereken birinci sınıf bir eserdir.

370
KATALOG

Sıra No. 337


Katalog No. K X- 14
Kayıt TB:9- 10; TE: l 0- 1 0; TM
Adı RÜSTEM PAŞA KERVANSARAYI
Yeri SAKARYA, SAPANCA
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama İmaret ile birlikte Rüstem Paşa Camiinin batısında yer alı­
yordu. Yıkılmış, zamanımıza yalnız bazı duvar kalıntıları
ulaşmıştır.

Sıra No. 338


Katalog No. K X-1 5
Kayıt TB:9-2; TE: l 0-3; TM
Adı RÜSTEM PAŞA KERVANSARAYI
Yeri TEKİRDAÔ (RODOSCUK)
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl 1 552-3 (H.960) (?)
Açıklama Rüstem Paşa Camiinin batısında idi. Bir yangın geçirdikten
sonra yıkılmış, daha sonra enkazı kaldırılarak arsasına şehir
parkı yapılmıştır.

Sıra No. 339


Katalog No. K X-1 6
Kayıt TE: l 0-6; TM
Adı SEMİZ ALİ PAŞA KERVANSARAYI (TAHIL HANI)
Yeri BURSA
Yaptıran Veziria'zam Semiz Ali Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tahıl Hanı, Yeni Galle Hanı isimleriyle tanınan bu han ferah
bir avlu çevresinde iki kat üzerine düzenlenmiş bir yapı idi.
1 690 ve 1 844 yıllarında esaslı onarımlar geçirmiş, 1855 dep­
reminde duvarları çatlamış, sonradan Cumhuriyet Caddesi
adını alan yol 1 906 yılında kuzey bölümünü alıp götürmüş,
güney bölümü ise yavaş yavaş eriyerek yerini yeni işhanlarına
bırakmıştı. 1 979 yılında Cumhuriyet ve İnönü Caddeleri
kavşağında bir odası hala duruyordu. Daha sonra o da
yokolmuş, Sinan'ın Bursa kentindeki tek yapısı da böylece
tümüyle kayıplara karışmıştır.

Sıra No. 340


Katalog No. K X- 1 7
Kayıt TB:9- 16; TE: 1 0- 1 9
Adı SEMİZ ALİ PAŞA KERVANSARAYI (ÇARŞISI)
Yeri EDİRNE
Yaptıran Veziria'zam Semiz Ali Paşa
Tamamlandığı yıl 1 568-9 (H.976)
Açıklama Edirne kent merkezinde, Bedestan'ın yakınında yer alan bu
yapı güney-kuzey doğrultusunda düzenlenmiş altı kapılı bir
kapalı arastadır. Kapılarından ikisi arastanın iki ucunda, biri
batıda, üçü doğuda bulunur. Uzunluğu yaklaşık 300 metre
olan beşik-tonozlu yola bakan 1 26 göz dükkan vardır. En az
bir o kadar dükkan da yapının dış yüzlerine sırtını vererek
arastanın çevresindeki cadde ve sokaklar üzerinde sıralanırlar.
Duvarları taş ve tuğla, üstü kurşun kaplı olan çarşı 1 940'lı
yılların başında haraptı. İkinci Dünya Savaşından sonra yeni­
lenerek işler duruma getirilmiştir.

37 1
MİMAR SİNAN

Sıra No. 341


Katalog No. K X-18
Kayıt TB:9-5; TE: l 0-7
Adı SEMİZ ALİ PAŞA KERVANSARAYI (HANI)
Yeri İSTANBUL, BİTPAZARI
Yaptıran Veziria'zam Semiz Ali Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Çadırcılar Caddesi üzerindedir. Kapısı Yorgancılar Kapısı
Sokağına açılır. Avlulu, iki katlı olan han XIX. yüzyıl sonla­
rında büyük bir onarım geçirmiş, bu onarımda dış cepheleri
zamanın mimari üslubuna uygun biçimde yenilenmiş, fakat iç
mimarisine fazla müdahale edilmediği için plan kuruluşu
bozulmamıştır. Özellikle üst katı Sinan'a özgü düzenlemesi ile
dikkati çeker. Ele alınarak klasik görünümüne kavuşturulma
olanağı bulunan bir yapıdır.

Sıra No. 342


Katalog No. K X- 19
Kayıt TE: l 0- 1 6
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA (KASIM PAŞA)
KERVANSARAYI
Yeri EDİRNE, HAVSA
K X - 18 Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 576-7 (H.984)
Açıklama Evliya Çelebi'nin, "yüzyirmi ocaklı. .. sahrii gibi vasi avlulu,
ahurlu bir büyük handır," sözleri ile anlattığı bu kervansaray
(C.lll, s.478), imaret ile birlikte dua kubbesinin batısında
bulunuyordu. 1752 depreminde yıkılmış, günümüze bazı
kalıntıları dahi gelmemiştir. Şimdi arsasında Havsa Belediye
Binası yer almaktadır.

Sıra No. 343


Katalog No. K X-20
Kayıt TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA KERV ANSARA Yl
Yeri HATAY, YAKACIK (PAYAS)
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 574-5 (H.982)
Açıklama Kapalı arastanın doğusundaki kervansarayın kapısı dua kub­
besinin önündedir. Kapıdan ince uzun bir dehlize geçilir. Deh­
lizin sağına ve soluna, önlerinde küçük avlular bulunan
tabhane odaları konulmuş, bunlar büyük avlunun bir cephe­
K X - 20 sini oluşturmuşlardır. Öteki cephelerde ise avluyu üç yandan
saran develik yer alır.
Adı yalnız Tuhfet ül-Mi'marin'de geçtiği için Sinan eseri
olduğunu kesinlikle söyleyemiyorsak da bu kervansarayın,
bitişiğindeki imaret ile birlikte, XVI. yüzyıl Osmanlı menzil
hanlarına ışık tutan çok önemli bir konaklama tesisi olduğu
açıktır. İyi korunması gerekir.

372
KATALOG

Sıra No. 344


Katalog No. K X-2 1
Kayıt TB:9- 14; TE: l0- 1 7
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA KERVANSARAYI
Yeri KIRKLARELİ, LÜLEBURGAZ
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1569-70 (H.977 )
Açıklama Dua kubbesinin önündeki kitabeli kapısından büyük avlu­
suna geçiriliyordu. Develiği ve tabhane odaları ile İstanbul­
Edirne kervan yolu üzerinde en anıtsal kervansaraydı. Ne
yazık ki yıkılmış, şimdi bir bölümü üstünden devlet yolu
geçen bir bölümü de otopark olarak kullanılan boş arsası
kalmıştır. Gerçi Ali Saim Ülgen kervansaray-imaret yapısı
için bir restitüsyon denemesi yapmış, ve bu deneme pek çok
kitapta yayınlanmıştır ama söz konusu çift ahırlı, üç avlulu
önerinin gerçek verilere dayandığını söylemek güç olur. Bu
konuda şimdilik daha aydınlatıcı bilgi sunma olanağı da
yoktur.

Sıra No. 345


Katalog No. K X-22
Kayıt TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA KERVANSARAYI
Yeri BOSNA ( SARAJEVO )
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 577-8 (H.985 ) (?)
Açıklama Sarajevo ile Vişegrad arasında bulunan Rudo'da imaret ile
birlikte yaptırılmıştı. XIX. yüzyılda yıkılarak ortadan kalk­
mış, günümüze ulaşmamıştır.

Sıra No. 346


Katalog No. K X-23
Kayıt TM
Adı SULTAN SELİM (1) KERVANSARAYI
Yeri İSTANBUL, SULTANSELİM
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 522-3 (H.929) (?)
Açıklama Sultan Selim Camiinin kuzeyinde, imaretin bir bölümünü
oluşturuyordu. Onunla birlikte yıkılmış, yokolup gitmiştir.
Şimdi yerinde Kız Meslek Lisesi vardır.

Sıra No. 347


Katalog No. K X-24
Kayıt TM
Adı SULTAN SELİM (ll) KERVANSARAYI
Yeri KONYA, KARAPINAR
Yaptıran Sultan Il. Selim
Tamamlandığı yıl 1563-4 (H.97 1 )
Açıklama İmaret ile bir arada tasarlandığı için üç tezkerenin de İmaretler
Bölümünde gösterilmiş, fakat Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret
ül-Ebniye'nin Kervansaraylar Bölümüne alınmamıştır. Kalan
izlerden aslında iki kanatlı bir yapı olduğu anlaşılır. Ne var ki,
doğu-batı doğrultusunda düzenlenmiş üç nefli kanatlar şimdi
ortada yoktur. Birinin üstünde yeni yapılar görülür; öteki
şehir parkı haline getirilmiştir. Camiin kıble ekseni üzerinde
yer alan orta bölümden ise sadece beden duvarları ile bir aşırı
sarı ve kurşuni taştan örülü basık kemerli kapılar kalmışnr.

373
MİMAR SİNAN

Sıra No. 348


Katalog No. K X-25
Kayıt TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN KERVANSARAYI
Yeri HAC YOLUNDA (?)
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl (?)
Açıklama Tuhfet ül-Mi'marin'de Kanuni'nin Hacc-ı Şerif yolunda bir
kaç yerde ribat ül-hayl'ler yaptırdığı açıklanmaktadır. Ne var
ki, bu kervansarayların yerlerini ve adlarını saptayamadığımız
-ve bu yüzden bu konuda hiç bir şey söyleyemeyeceğimiz- gibi,
bunların Sinan eseri olduğu iddiasını da şüphe ile karşılıyoruz.

Sıra No. 349


Katalog No. K X-26
Kayıt TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN KERVANSARAYI
Yeri HATAY, BELEN
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 550 (H.95 7 )
Açıklama Şimdi Belen ilçesinde bulunan b u kervansaray Adana-Halep
yolu üzerinde Cebel-i Barkesma Derbendi adı verilen yerde
yapılmıştı. Kaba yonu taştan dikdörtgen planlı büyük bir ana
bölüm ile kapısının iki yanındaki birer kubbeli odadan mey­
dana geliyordu. Harabe halinde günümüze ulaşmıştır. Bakım­
sızdır.

Sıra No. 350


Katalog No. K X-27
Kayıt TB:9-1 ; TE: 1 0-2; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN KERVANSARAYI
Yeri İSTANBUL, BÜYÜK ÇEKMECE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 566-7 (H.974)
Açıklama Büyük Çekmece Köprüsünün İstanbul tarafındaki yolun
solundadır. Dikdörtgen kitleli bir ana bölüm ile kuzeyde
kapının sağında yapıya bitişik hancı odasından oluşur. Ön
odanın üst örtüsü çökmüşse de ana kitle iyi durumda zama­
nımıza ulaşmıştır. Duvarları tuğla hatıllı kesme taş, içerde üç
sıra direkle desteklenen kırma çatısı oluklu kiremit döşeli
hanın alçak yan duvarları sağırdır. Buna karşılık yüksek güney
yüzüne mazgal, sivri kemerli ve yuvarlak olmak üzere üç sıra
pencere (buradaki kapı sonradan açılmıştır) kuzey cephesinin
orta yerinde de yuvarlak kemerli büyük kapısı yer alır.
Sağlam fakat bakımsızdır. Şimdi saman deposu olarak kulla­
nılıyor. Onarımı gereken önemli bir eserdir.

374
KATALOG

Sıra No. 35 1
Katalog No. K X-28
Kayıt TB:9-x; TE: l 0- 1 ; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN (SÜLEYMANİYE)
KERVANSARAYI
Yeri İSTANBUL, SÜLEYMANİYE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 554-5 (H.962)
Açıklama Tabhanesi Süleymaniye İmaretinin doğusunda, ahırları İma­
retin bodrumunda bulunur. Alt bölümün kapısı İmaret ile
Tabhane arasındadır. Kapının solunda, Tabhanenin altına
K X - 2K
sokuşturulan içiçe iki oda, sağında çapraz tonoz örtülü oniki
kare ve üç dikdörtgen birimli ve onbeş mazgal pencereden ışık
ve hava alan büyük develiği yer alır. Dikdörtgen planlı, avlulu
Tabhanenin kapısı ise karşı yönde, Şifahane Sokağı üzerinde­
dir. Kapıdan girilerek avluya geçilir. Enlemesine beş, uzunla­
masına üç kemerli, kubbeli revaklarla çevrelenen avlunun
k:uzey, doğu ve batısında üç eyvan vardır. Kuzeydeki ana
eyvan yanlardan yarım kubbelerle beslenen orta boy bir
kubbe, doğu batıdaki eyvanlar yanyana çifte kubbe ile örtü­
lüdür. Bunlar dışında, giriş taşlığının sağında ve solunda iki­
şer, ana eyvanın iki yanında üçer, yan eyvanların altlarında
dörder oda bulunur. Tabhane bugün Başbakanlık Arşivinin
deposu olarak kullanılmakta klasik mimari biçim ve nitelikle­
rini korumaktadır.

Sıra No. 352


Katalog No. K X-29
Kayıt TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN KERVANSARAYI
Yeri MEKKE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tuhfet ül-Mi'marin'de Arafat-ı Faiz-i Berekat yakınında
bulunduğu belirtilen bu ribat konusunda bilgi edinemedik.
Adı sadece sözü edilen tezkerede geçen, Evliya Çelebi'nin
sözünü etmediği bu yapının Sinan'la ilişkisini şüphe ile karşı­
lıyor, Sinan'ın Kanuni için yaptığı bir eserin Tezkiret ül­
Bünyan ile Tezkiret ül-Ebniye'de unutulmuş olabileceğini
düşünemiyoruz.

Sıra No. 353


Katalog No. K X-30
Kayıt TM
Adı ŞEHZADE MEHMED KERVANSARAYI
Yeri ISTANBUL, ŞEHZADEBAŞI
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 543- 1 548 arası
Açıklama Şehzade Mehmed Medresesinin güneyinde, ikisi tabhane biri
K X - kl ahır olan üç bölümden oluşur. Yanyana iki eş bölümlü tabha­
nenin her kanadında bir sofa ile onun iki yanında sırt sırta
ikişer oda yer alır. Sofaların kubbeleri fenerli, odaların
üstündekiler sağırdır. Ortadaki üç ayakla sekiz kare birime
ayrılmış develiğinin üstü ise dörderden iki sıra halinde sekiz
kubbe ile örtülmüştür. Şehzade Mehmed Kervansarayının
duvarları kesme küfekidir. Kubbeleri eskiden kurşunlu idi.
Son onarımda kurşunun yerini kurşun taklidi şap almıştır.
Tabhane şimdi Vefa Lisesinin kitaplığı ile fizik ve kimya
laboratuvarları olarak kullanılıyor. Develiği ise kereste depo­
sudur.

375
MİMAR SİNAN

Sıra No. 354


Katalog No. K X-3 1
Kayıt TM
Adı VALİDE SULTAN KERVANSARAYI
Yeri İSTANBUL, TOPTAŞI
Yaptıran Nurbanu Valide Sultan
Tamamlandığı yıl 1 579'dan önce
Açıklama Tabhanesi İmaret avlusunun kuzeyinde, karşısındaki aşhane­
nin bir benzeri, iki kanatlı develiği avlunun batısında, aşhane
ile tabhanenin önünde yer alır. T planlı bir avlu çevresinde
düzenlenen tabhane bakımsız fakat asıl mimarisi fazla bozul­
madan günümüze ulaşmıştır. Asakir-i Nizamiye Süvarisine
kışla olarak tahsis edildikten sonra 1 834-5 (H . 1 250) yılında
üstüne kat çıkılan iki kanatlı han ise özgün mimari kuruluş ve
K X-31
biçimini yitirmiş, dış duvarlarının altları ile kubbeli giriş taş­
lığı dışında xvı. yüzyıla tarihlenebilecek bir şey kalmamıştır.

Sıra No. 355


Katalog No. K XI-1
Kayıt TB: l 0-5 ; TE: l l -5; TM
Adı AT MEYDANI SARAYI
Yeri İSTAN BUL, AT MEYDANI
Yaptıran ll. Bayezid
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Sultan Ahmed Camii karşısında bulunan ve bugün İbrahim
Paşa Sarayı adı ile tanınan yapıdır. Gılman-ı Has kışlası olarak
yaptırılmış, bir bölümü Kanuni'nin kızkardeşi Hatice Sultan'
la evlenen Makbul İbrahim Paşa 'ya oturması için verilmişti.
Sinan 'ın bu sarayı onardığı ve bazı eklerle büyüttüğü bilini­
yor.Ancak söz konusu onarımın hangi tarihte yapıldığı kesin
değildir.
XX. yüzyılın başında, Tapu ve Kadastro Binası yapılırken
kesilen bir bölümü göz önünde tutulmazsa, At Meydanı
Sarayı günümüze bakımsız fakat oldukça iyi durumda gelmiş­
tir. 1 970'li yıllarda onarılan yapı şimdi Türk-İslam Sanatları
Müzesi olarak kullanılmaktadır.

Sıra No. 356


Katalog No. K XI-2
Kayıt TB: l 0-20; TE: l 1 -22; TM
Adı DAMAD FERHAD PAŞA SARAYI
Yeri İSTANBUL, BEY AZIT
Yaptıran Damad Ferhad Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkiret ül-Ebniye'de Bayezid Camii yakınında olduğu açık­
lanan bu saray hakkında bilgi edinemedik. Evliya Çelebi
sözünü ettiği için ( c.ı, s.324) xvıı. yüzyılda ayakta olmalı idi.
Daha sonra yanmış ya da yıkılmış, eser kalmamıştır.

Sıra No. 357


Katalog No. K Xl-3
Kayıt TB: l 0-8; TE: l l -9; TM
Adı FENERBAHÇE SARAYI
Yeri İSTANBUL, FENERBAHÇE
Yaptıran ll. Bayezid
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Büyük olasılıkla ll. Bayezid zamanında yaptırılan bu saraycık
Fenerbahçe Burnunda duvarlarla kuşatılmış bir kasır ile ekle­
rinden oluşuyordu. Sa'i'nin tezkerelerindeki "tecdiden bina
olundu" ifadesinden Sinan'ın kasrı onardığı anlaşılmaktadır.
Fenerbahçe Kasrı XVlll. yüzyıl başlarında bakımsızdı. Fakat
Nevşehirli Damad İbrahim Paşa burayı canlandırdı. lll.
Ahmed ve l. Mahmud zamanlarında yeniden kullanılıyordu.
1 7 3 5 yılından sonra yıkılmış, günümüze yalnız bir kaç duvar
parçası ile asırlık ağaçları ulaşabilmiştir.
376
KATALOG

Sıra No. 358


Katalog No. K XI-4
Kayıt TB: l OA; TE: l 1 -4; TM
Adı GALATA SARAYI
Yeri İST ANBUL, GALATASARAY
Yaptıran Il. Bayezid
Tamamlandığı yıl 148 1
Açıklama Bugün adını taşıyan semtte devşirme çocukların eğitildiği
Acemioğlan Kışlası olarak kuruldu. Mutfak ve hamam ile
birlikte üç koğuş ve bir mescidden oluşuyordu. Kanuni zama­
nında büyütüldü, Ill. Murad döneminde Sinan tarafından
yenilenircesine onarıldı. XVIII. yüzyılda tekrar esaslı bir ona­
rım gördü. 11. Mahmud zamanında çıkan Tophane yangınında
hara boldu. 1 8 1 9'da ahşap olarak yeniden yapılmış ise de kırk
yıl sonra bir kez daha yanmıştır. Böylece 1 862 tarihli şimdiki
yapı aynı arsada kurulan üçüncü Galata Sarayı olmaktadır.

Sıra No. 359


Katalog No. K XI-5
Kayıt TB: l 0- 1 9; TE: l 1 -2 1 ; TM
Adı GÜZEL AHMED PAŞA SARAYI
Yeri İSTANBUL, AT MEYDANI
Yaptıran Veziria'zam Güzel Ahmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Bu vezir konağı şimdi İbrahim Paşa Sarayı denilen At Mey­
danı Sarayının karşısında, Hipodromun güneyinde idi. XVII.
yüzyıl başlarında Sultan Ahmed Camiinin yapımına karar
verildikten sonra istimlak edilerek yıktırılmış, yeri camiin
arsasına katılmıştır.

Sıra No. 360


Katalog No. K Xl-6
Kayıt TB: l 0-28; TE: l 1-30; TM
Adı GÜZEL AHMED PAŞA SARAYI
Yeri İSTANBUL, ŞEHİR DIŞINDA
Yaptıran Veziria'zam Güzel Ahmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Bu sarayın Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret ül-Ebniye'de "taşra
çiftlikde" , Tuhfet ül-Mi'marin'de ise "hiiric-i sı1rda" bulun­
duğu açıklanır. Sözü edilen surlar dışındaki çiftliğin ne yerini
ne de burada yapılan saray ya da köşkün mimari niteliklerini
saptayabildik. Çok eski bir tarihte kaybolup gitmiş olsa
gerektir.

Sıra No. 361


Katalog No. K XI-7
Kayıt TB: l 0- 1 0; TE: l l - 1 1
Adı HALKALIPINAR SARAYI
Yeri İSTANBUL, HALKALI
Yaptıran Saptanamadı.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Sa'i'nin tezkerelerinde "tecdiden bina olunduğu" belirtilen
bu sarayı kimin ne zaman yaptırdığını saptayamadık. Hangi
tarihte ortadan kalktığını da bilmiyor, Küçük Çekmece
Gölünün doğu kıyısındaki saray ya da köşkü Sinan'ın Kanuni
döneminde onardığını söylemekle yetiniyoruz.

377
MİMAR SİNAN

Sıra No. 362


Katalog No. K Xl-8
Kayıt TB: 1 0-9; TE: 1 1 - 1 O; TM
Adı İSKENDER ÇELEBİ BAHÇESİ SARAYI
Yeri İSTANBUL, ŞEHİR DIŞINDA
Yaptıran Defterdar İskender Çelebi
Tamamlandığı yıl 1 525-1 5 34 arası
Açıklama Bu saray Kazlıçeşme ile Bakırköy arasındaki geniş bir alanı
kaplayan bahçede İskender Çelebi tarafından yaptırılmıştı.
İskender Çelebinin Irakiiyn Seferi sırasında Bağdat'ta idamı
üzerine padişah mülkü oldu ve Kanuni buradaki köşk ve
kasırları Sinan'a yeniletti. Beğenilen bir mesire idi. Ne var ki,
XVII. yüzyıl sonlarında Baruthane'nin bu alanda kurulma­
sından sonra eski önemini kaybetmiş, içindeki köşk ve kasır­
lar zamanla yıkılarak ortadan kalkmıştır.

Sıra No. 363


Katalog No. K Xl-9
Kayıt TB: l 0-7; TE: l l -8; TM
Adı KANDİLLİ SARAYI
Yeri İST ANBUL, KANDİLLİ
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Evliya Çelebi'ye göre bu sarayın arazisi Göksu Deresinden
Çengelköy'e kadar uzanıyor, içindeki köşkler Kandilli bur­
nundaki kayanın üstünde yer alıyordu (C.l, s.467 ). Kanuni'­
nin 1 538'den önce yaptırdığı ve lll. Murad zamanında Sinan
tarafından onarılan köşkler yıkılmış, bunların arsasına XIX.
yüzyılda ll. Mahmud'un kızı Adile Sultan için, şimdi Kandilli
Kız Lisesi olarak kullanılan, saray yaptırılmıştır.

Sıra No. 364


Katalog No. K Xl- 10
Kayıt TB: l 0- 1 3 ; TE: l l - 1 5 ; TM
Adı KOCA MEHMED PAŞA SARAYl
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran Dukag inzade Koca Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Sa'i'nin tezkerelerinde Üsküdar'da, Tuhfet ül-M i 'marin'de
ise Istavroz'da ( Beylerbeyi) bulunduğu belirtilen bu sahil
sarayı Salacak'ta Kız Kulesi'nin hemen karşısında idi. Zama­
nımıza ulaşmamış, eski bir tarihte yıkılıp ortadan kalkmıştır.

Sıra No. 365


Katalog No. K Xl- 1 1
Kayıt TM
Adı KOCA SİNAN PAŞA SARAYI
Yeri İSTANBUL (?)
Yaptıran Veziria'zam Koca Sinan Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkerelerde semti belirtilmeyen, Evliya Çelebi 'nin "Hasan"
( ? ) Meydanında yer aldığını söylediği (C.l, s.324) bu vezir
konağının nerede bulunduğunu saptayamadık. Sinan 'ın Koca
Sinan Paşa için bir saray (konak) yapmış olması zaman açısın­
dan geç fakat olanaksız değil ise de adı sadece Tuhfet ül­
Mi'marin 'de geçen bu yapıyı Sinan eserleri arasına almakta
güçlük çekiyoruz. Bir başka mimarın yaptığını düşünmek
daha doğru olacaktır.

378
KATALOG

Sıra No. 366


Katalog No. K Xl- 1 2
Kayıt TB: l0-24; TE: l l -26; TM
Adı MAHMUD AÔA SARAYI
Yeri İSTANBUL, YENİBAHÇE
Yaptıran Babüssaade Ağası Mahmud Ağa (?)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Üç tezkerede de adı geçtiğinden Sinan tarafından yapıldığı
kesin olan bu saray (konak) hakkında bilgimiz yoktur. Eski
bir tarihte yıkılarak ortadan kalktığını düşünmek gerekir.

Sıra No. 367


Katalog No. K Xl-1 3
Kayıt TE: l l -6
Adı MAKBÜL İBRAHİM PAŞA SARAYI
Yeri İSTANBUL, AT MEYDANI
Yaptıran Veziria'zam Makbul İbrahim Paşa (öl . 1 536)
Tamamlandığı yıl 1 536'dan önce
Açıklama Tezkiret ül-Ebniye'de At Meydanı Sarayı'nın "tecdiden bina
olunduğu" belirtildikten sonra, "mahall-i mezbG.rda İbrahim
Paşa Sarayı bina olunmuşdur", deniliyor. Kaynaklarda,
Sinan'ın İbrahim Paşa için ayrıca bir saray yaptırdığı husu­
sunda açıklık yoktur. Bu yüzden, yalnız Tezkiret ül-Ebniye'de
adı geçen bu sarayı Makbul İbrahim Paşa'nın emrinde iken At
Meydanı Sarayına onun tarafından eklenen bir bölüm olarak
değerlendiriyor; fakat bu bölümün zamanımıza ulaşıp ulaş­
madığını, şayet ulaşmışsa At Meydanı Sarayının neresinde
bulunduğunu söyleyemediğimiz gibi mimarbaşı olmadan
önce Sinan'ın bir sultan sarayının genişletilmesi ile görevlen­
dirilme olasılığını çok zayıf buluyoruz.

Sıra No. 368


Katalog No. K Xl- 14
Kayıt TB: l 0-2 1 ; TE: l 1 -23; TM
Adı PERTEV PAŞA SARAYI
Yeri İSTANBUL, VEFA
Yaptıran Vezir Pertev Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkerelerde Vefa Meydanında bulunduğu açıklanan Pertev
Paşa Konağı XVII. yüzyılda ayakta idi. Daha sonra yıkılmış, izi
kalmamıştır.

Sıra No. 369


Katalog No. K Xl- 15
Kayıt TB: l 0-27; TE: l 1 -29
Adı PERTEV PAŞA SARAYl
Yeri İSTANBUL, ŞEHİR DIŞINDA
Yaptıran Vezir Pertev Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkiret ül-Ebniye'de "şehirden taşra" denilerek surlar
dışında bulunduğu açıklanan fakat nerede olduğu yolunda bir
ipucu verilmeyen bu köşkün yerini saptayamadık, hakkında
bilgi edinemedik. Eski bir tarihte ortadan kalktığı bellidir.

379
MİMAR SİNAN

Sıra No. 370


Katalog No. K Xl- 16
Kayıt TB: l 0- 1 1 ; TE: l l - 1 2 ; TM
Adı RÜSTEM PAŞA SARAYI
Yeri İSTANBUL, KADIRGA
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret ül-Ebniye'de Kadırga Lima­
nında bulunduğu belirtilen bu vezir konağı İstanbul'un en
görkemli sivil mimari eserlerinden biri idi . XVII. yüzyılda
mülkiyeti Rüstem Paşa'nın torunu Civan K apıcıbaşı Sultan­
zade Mehmed Paşa'ya geçmişti. 1660 yılında çıkan Ayazma
Kapısı yangınında yok oldu; en ufak izi bile kalmadı.

Sıra No. 371


Katalog No. K Xl- 1 7
Kayıt TB: l 0- 1 4; TE: l 1 - 1 6
Adı RÜSTEM PAŞA SARAYI
Yeri İST ANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Salacak'ta İmrahor Camii yakınında bulunuyordu. Rüstem
Paşa'nın Mihrimah Sultan'dan olan kızı Ayşe Sulran'a kalmı�.
bu yüzden onun adını almıştı. Konyalı, yapısının yıkıldığını
fakat arsasının 1930'lu yıllarda boş olduğunu söyler. ( Üskü­
dar Tarihi, C.II, s. 244) Daha sonra arsanın bir bölümüne
ahşap evler yapılmış, geriye kalan bölümü de zamanla dolarak
yeri kaybolmuştur.

Sıra No. 372


Katalog No. K Xl- 18
Kayıt TB: 10-33; TE: 1 1 -35; TM
Adı RÜSTEM PAŞA SARAYI
Yeri İST ANBUL, ŞEHİR DIŞINDA
Yaptıran Yeziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Kazlıçeşme ile Bakırköy arasında bulunan İskender Çelebi
Bahçesinde Rüstem Paşa'nın da bir köşk yaptırdığı anlaşılı­
yor. Bu bahçedeki öbür yapılar gibi Rüstem Paşa Köşkü'nün
de XVIII. yüzyıl ortalarından sonra yıkılıp ortadan kalktığını
kabul ediyoruz.

Sıra No. 373


Katalog No. K Xl- 1 9
Kayıt TB: l 0- 1 ; TE: 1 1 - 1 ; TM
Adı SARAY-! ATIK
Yeri İSTANBUL, BEYAZIT
Yaptıran Fatih Sultan Mehmed
Tamamlandığı yıl 1456
Açıklama Şimdi İstanbul Üniversitesi Merkez Binasının bulunduğu
arsada Fatih Sultan Mehmed'in kurduğu saray "Topkapı" adı
ile tanınan Yeni Saray yaptırılınca Saray-ı Atik/Eski Saray
adını aldı. Çeşitli köşk ve hizmet yapılarından oluşuyordu.
1 540 yılında önemli bir yangın geçirmiş ve Sinan Eski Sarayı
büyük olasılıkla bu yangından sonra onarmıştır. Daha sonra
da bir kaç kez elden geçen Eski Saray XIX. yüzyılda yıktırıla­
rak arsasına Bab-ı Seraskeri denilen Harbiye Nezareti yapıl­
mış, Eski Saray yapılarından günümüze herhangi bir kalıntı
ulaşmamıştır.

380
KATALOG

Sıra No. 374


Katalog No. K Xl-20
Kayıt TB: l 0-2; TE: l l -2; TM
Adı SARAY-1 CEDiD
Yeri İSTANBUL, TOPKAPI SARAYl
Yaptıran Fatih Sultan Mehmed
Tamamlandıtı yıl 1 467-8 (H.872)
Açıklama Fatih Sultan Mehmed zamanında tamamlanan Saray-ı Cedid-i
Humayun-u Hassa ' nın 1 5 74 yılındabüyük bir yangın geçirdiği­
ni ve lll. Murad zamanında esaslıca onarıldığını biliyoruz. Bu
onarımın Sinan tarafından gerçekleştirildiği kesin ise de Kub­
bealtı dı �ındaki bölümlerde Sinan onarımının izlerini görmek
.
zordur. Ozellikle, XVL yüzyıldan sonra çeşitli ve sürekli deği­
şimlere sahne olan Harem Dairesinde Sinan'ın onarmış olabi­
leceği yapıları bulma olanağı ortadan kalkmıştır.

Sıra No. 375


Katalog No. K XI-2 1
Kayıt TB: l0- 18; TE: l 1-20
Adı SEMİZ ALİ PAŞA SARAYl
Yeri İSTANBUL, AT MEYDANI
Yaptıran Yeziria'zam Semiz Ali Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkiret ül-Bünyan'da "At Meydanında" bulunduğu belirti­
len bu saraydan Evliya Çelebi söz ediyor (C.l, s.324) XVII.
yüzyılın ikinci yarısından sonra yanmış ya da yıkılmış, günü­
müze ulaşmamıştır.

Sıra No. 376


Katalog No. K XI-22
Kayıt TB: l 0-29; TE: l 1 -32
Adı SEMİZ ALİ PAŞA SARAYl
Yeri İSTANBUL, EYÜP
Yaptıran Yeziria'zam Semiz Ali Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Bu vezir konağı, büyük olasılıkla, Eyüp'teki Semiz Ali Paşa
Mescidinin yakınında bulunuyordu. Evliya Çelebi'nin.
"Eyyub Saraylarının en meşhuru" sözleri ile tanımladığı yapı
(C.l, s.398) XVII. yüzyıldan sonra yıkılarak yokolup gitmiş­
tir.

Sıra No. 377


Katalog No. K Xl-23
Kayıt TB: l 0-30; TE: l l -3 1
Adı SEMİZ ALİ PAŞA SARAYI
Yeri İSTANBUL, EYÜP
Yaptıran Yeziria'zam Semiz Ali Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkiret ül-Bünyan'da "Yine Eyyub-i Ensari'de Ali Paşa
Sarayı", Tezkiret ül-Ebniye'de ise "Eyyub-i Ensari'de Ahmed
Paşa Sarayı" denilerek biri Ali öteki Ahmed Paşa'nın adını
taşıyan iki saraydan söz edilmekte ise de ikinci tezkerede Ali
Paşa yerine yanlışlıkla Ahmed Paşa yazıldığı ve yine Eyyub-i
Ensari'de biçiminde ifadeden bu sarayı n Ali Paşa'ya ilişkin
olduğu anlaşılmaktadır. Birincisi gibi bu vezir konağı da
günümüze ulaşmamış, eski bir tarihte ortadan kalkmıştır.

381
MİMAR SİNAN

Sıra No. 378


Katalog No. K XI-24
Kayıt TB: l 0-22; TE: l 1 -24; TM
Adı SİNAN PAŞA ( KAPUDAN ) SARAYI
Yeri İSTANBUL, AT MEYDANI
Yaptıran Kapudanıderya Sinan Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkerelerde At Meydanında bulunduğu açıklanan bu Vezir
konağından Evliya Çelebi söz etmiyor. Bundan, Sinan Paşa
Sarayının Sultan Ahmed Külliyesi sınırları içinde kaldığı için
varislerinden satın alınarak yeri külliye arsasına katılan bir
başka yapı olduğu sonucunu çıkarıyoruz.

Sıra No. 379


Katalog No. K XI-25
Kayıt TB: l 0- 1 7 ; TE: l l - 1 7 ; TM
Adı SİYAVUŞ PAŞA SARAYI
Yeri İSTANBUL, SÜLEYMANİYE
Yaptıran Veziria'zam Damad Siyavuş Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkerelerde yeri belirtilmemekle birlikte Süleymaniye'de
olduğu bilinen bu saray Süleymaniye Külliyesinin kuzeyinde,
Haliç'e egemen bir arsada kurulmuştu. Evliya Çelebi, bazıları
cumbalı üç yüz odadan oluştuğunu, yedi hamamı, büyük
mutfak ve ahırları, ayrıca altında elli esnaf dükkanı bulundu­
ğunu söylüyor ( C.l, s.322 ). Yıkılmış, günümüze ulaşmamıştır.

Sıra No. 380


Katalog No. K XI-26
Kayıt TB: l 0- 1 5 ; TE: l 1 - 18; TM
Adı SiYAvuş PAŞA SARAYI
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR (?)
Yaptıran Veziria'zam Damad Siyavuş Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Bu sarayın Üsküdar'ın hangi semtinde bulunduğu belli değil­
dir. Evliya Çelebi de bu konuda yardımcı olmaz. Bu yüzden,
XVII. yüzyıl ortalarından önce ortadan kalktığı sonucuna
varmak gerekir. Diğer yandan, varolduğu bilinen bir Siyavuş
Paşa Köşkü bu kayıtta bir hata yapılmış olabileceğini düşün­
dürmektedir. Söz konusu edilen kargir köşk Çekmece yolu
üzerinde, Davudpaşa Kışlası yakınında bulunur. Bir havuzun
ortasında taş ayaklar üstüne oturan ve suyu bir köprü ile
geçen kitlesi kubbeli bir divanhane, ona bitişik tonozlu bir
oda ve hela ile bir kameri yeden meydana gelir. Yüzyıllar boyu
yapılan ek ve değişikliklerle görünümü bozulmuşsa da klasik
mimari karakterini koruyan Siyavuş Paşa Köşkü XVI. yüzyıl
Osmanlı sivil mimarisi için önemli bir örnek olmaktadır.

Sıra No. 38 1
Katalog No. K Xl-27
Kayıt TB: l 0- 16; TE: l 1 - 19;
Adı SiYAvuş PAŞA SARAYI
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran Tezkerelere göre Veziria'zam Damad Siyavuş Paşa
Tamamlandığı yıl (?)
Açıklama Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret ül-Ebniye'de Sinan'ın Siyavuş
Paşa için Üsküdar' da ikinci bir saray yaptığı yazılıdır. Birincisi
gibi bu saray hakkında da bilgi edinemedik. Ve yine birincisi
gibi bu kayıtta da bir hata yapıldığı ve bu sarayın "Siyavuş
Paşa" değil "Şemsi Paşa" tarafından yaptırıldığı kanısındayız.
Şemsi Ahmed Paşa'nın sarayı Üsküdar'daki küçük külliyesi­
nin yanında bulunuyordu. Külliye Sinan'ın eseri idi. Sarayı da
onun inşa etmiş olması akla yakındır. Ne yazık ki, cami, türbe
ve medreseden farklı olarak bu sahil sarayı zamanımıza ulaş­
mamış, eski bir tarihte yokolup gitmiştir.
382
KATALOG

Sıra No. 382


Katalog No. K XI-28
Kayıt TB: 10-23; TE: 1 1 -25; TM
Adı SOFU MEHMED PAŞA SARAYI
Yeri İSTANBUL, HOCAPAŞA
Yaptıran Vezir Sofu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Bu vezir konağından Evliya Çelebi söz ediyor. (C.l, s.324 ).
xvıı. yüzyıl ortalarından sonra yıkılmış, zamanımıza ulaşma­
mıştır.

Sıra No. 383


Katalog No. K XI-29
Kayıt TM
Adı KOCA MEHMED PAŞA SARAYI
Yeri İSTANBUL ( ? )
Yaptıran Sofu Mehmed Paşa ( ? )
Tamamlandığı yıl (?)
Açıklama B u saray ile ilgili olarak Tuhfet ül-Mi'marinde "Saray-ı sani-i
Mehmed Paşa der İstanbul", deniliyor. Sokollu Mehmed
Paşa'nın İstanbul'da iki sarayı olduğunu, Koca Mehmed Paşa'
nın ise İstanbul içinde sarayı bulunmadığını göz önüne alarak
bu sarayı Sofu Mehmed Paşa'ya yakıştırdık. Ne var ki, Sa'i'­
nin tezkerelerinde adı geçmeyen, hangi semtte yer aldığını
dahi bilmediğimiz bu sarayın gerçekte varolup olmadığını
söylemek güçtür. Tuhfet ül-Mi'marine bir hata sonucu girdi­
ğini düşünmek gerekir sanırız.

Sıra No. 384


Katalog No. K Xl-30
Kayıt TB: l0- 1 2; TE: l l - 14; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA SARAYI
Yeri İSTANBUL, AYASOFYA
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret ül-Ebniye'de Ayasofya yakı­
nında, Tuhfet ül-Mi'marin'de Ahırkapı'da bulunduğu açık­
lanan Sokollu Mehmed Paşa Sarayı Kabasakal mahallesinde
idi. Harem ve Selamlık olarak iki bölümden meydana geldiği,
ayrıca mutfak, hamam, ahır gibi hizmet binalarını içerdiği
bilinmektedir. 1602 yılında Sokollu'nun oğlu İbrahim Paşa
tarafından 1. Ahmed'e satılmış, o da yıktırarak arsasını Sultan
Ahmed Külliyesi alanına katmıştır.

Sıra No. 385


Katalog No. K Xl-3 1
Kayıt TE: l 1 - 2 3 ; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA SARAYI
Yeri İSTANBUL, KADIRGA
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkiret ül-Bünyan'da adı geçmeyen, Tezkiret ül-Ebniye'de
Kadırga limanında bulunduğu belirtilen bu sarayın Sokollu
tarafından satın alınan eski bir yapı olduğu, Tuhfet ül­
Mi'marin'de açıklandığı gibi Sinan'ın bu eski sarayı yenilediği
ve xvı. yüzyılda yenilenen sarayın daha sonra yanıp ya da
yıkılıp ortadan kalktığı açıktır.

383
MİMAR SİNAN

Sıra No. 386


Katalog No. K Xl-32
Kayıt TB: l 0-25; TE: l l -27; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA SARAYI
Yeri İSTANBUL, HALKALI
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Sinan'ın Sokollu Mehmed Paşa için Halkalı Pınar'da yaptığı
bu köşk hakkında bilgi edinemedik. Eski bir tarihte yokolup
gittiği bellidir.

Sıra No. 387


Katalog No. K XI-33
Kayıt TB: l 0-3 1 ; TE: l l -33; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA SARAYI
Yeri İSTANBUL, ŞEHİR DIŞINDA
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret ül-Ebniye'de Sokollu Meh­
med Paşa, Tuhfet ül-Mi'marin'de ise eşi Esmahan Sultan
( Sultan-ı Mehmed Paşa) adına yaptırıldığı anlaşılan bu sara­
yın -ya da köşkün- şehir dışında, Rüstem Paşa Çiftliğinde
bulunduğu belirtiliyor. Bu çiftliğin yerini saptayamadık . Eski
bir tarihte ortadan kalkmış olsa gerektir.

Sıra No. 388


Katalog No. K Xl-34
Kayıt TB: l 0-32; TE: l l -34; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA SARAYI
Yeri BOSNA ( SARAJEVO )
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Sinan'ın tasarlayıp uyguladığı ya da onardığı saray yapıları
içersinde İstanbul'dan uzak bir yerde bulunan tek örnek
budur. İstanbul'da planlanıp yerine gönderilen bir Hassa
mimarınca inşa edildiği belli olan bu saray da, tüm öbür vezir
sarayları gibi, günümüze ulaşmamış, XX. yüzyıldan önce
yokolup gitmiştir.

Sıra No. 389


Katalog No. K Xl-35
Kayıt TB: l 0-26; TE: l 1 -28; TM
Adı ŞAH HUBAN HATUN SARAYI
Yeri İSTANBUL, KASIMPAŞA ÇEŞMESİ (?)
Yaptıran Şah Huban Hatun
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkerelerde Kasım Paşa Çeşmesi yakınında bulunduğu belir­
tilen bu saray ya da konağın yerini bile saptayamadık. Eski bir
tarihte yokolup gittiği bellidir.

Sıra No. 390


Katalog No. K Xl-36
Kayıt TB: l 0-3; TE: l l -3; TM
Adı ÜSKÜDAR SARAYI (AY AZMA SARAYI)
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran Fatih Sultan Mehmed
Tamamlandığı yıl 148 1 'den önce
Açıklama Fatih zamanında yaptırılan bu saray yanmış ve 1 5 5 1 (H .958)
yılında Kanuni'nin emri üzerine Sinan sarayı yenilercesine
onarmıştır. 1 747 tarihli bir gravürde duvarlarla çevrili bah­
çesi, kubbeli ve yüksek bacalı ana yapıları, köşkleri ile ayakta
olduğu görülür. Ancak XVlll. yüzyılın ikinci yarısında yıkıl­
dıktan sonra onarılmayarak terkedildiği ve enkazının taş ocağı
halinde kullanıldığı biliniyor. Buna rağmen tüm kalıntıları
temizlenememiş, Ayazma Camiinin yakınında sarayın hizmet
yapılarına ait bazı duvar parçaları zamanımıza kadar gelmiştir.
384
KATALOG

Sıra No. 391


Katalog No. K XI-3 7
Kayıt TB: l 0-6; TE: l l -7; TM
Adı YENİKAPI SARAYI
Yeri İSTANBUL, SİLİVRİKAPI
Yaptıran (?)
Tamamlandığı yıl (?)
Açıklama Silivri Kapısı yakınlarında bulunan Yenikapı Sarayını, tezke­
relere göre, Sinan onarmıştı. Ne zaman ve kim tarafından
yaptırıldığını saptayamadığımız Y enikapı Sarayı eski bir
tarihte yokolup gitmiştir.

Sıra No. 392


Katalog No. K Xl-38
Kayıt TM
Adı ZAL MAHMUD PAŞA SARAYI
Yeri İSTANBUL, ŞEHİR DIŞINDA
Yaptıran Vezir zal Mahmud Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tuhfet ül-Mi'marin'de "şehir dışında" olduğu açıklanan zal
Mahmud Paşa Çiftliği ve Sarayının yerini saptayamadık. Çift­
liğin Eyüp'te, Zal Mahmud Paşa Külliyesi yakınında bulundu­
ğunu düşünüyorsak da bu husus kesin değildir. Adı sadece bir
tezkerede geçen zamanımıza ulaşmamış bu saray ya da konağın
Sinan eseri olduğunu dahi şüphe ile karşılamak gerekir.

Sıra No. 393


Katalog No. K XII-1
Kayıt TM
Adı İSKENDER ÇELEBİ BAHÇESİ KÖŞKÜ
Yeri İST ANBUL, ŞEHİR DIŞINDA
Yaptıran Defterdar İskender Çelebi
Tamamlandığı yıl 1 525- 1 5 34 arası
Açıklama Kazlıçeşme ile Bakırköy arasında yer alan bu ünlü mesirede
İskender Çelebi'nin yaptırdığı köşkü Sinan Ill. Murad zama­
nında yenilemiştir. Bahçedeki bu köşk, burada bulunan öteki
köşk ve kasırlar gibi, XVIII. yüzyılda yıkılmış, ortadan
kalkmıştır.

Sıra No. 394


Katalog No. K XII-2
Kayıt TM
Adı SULTAN BA YEZİD KÖŞKÜ
Yeri İST ANBUL, TOPKAPI SARAYI
Yaptıran Sultan Il. Bayezid
Tamamlandığı yıl 1 5 1 2'den önce
Açıklama Haliç kıyısında, Sepetçiler Kasrının üst tarafında bulunan
taştan rıhtım üstünde geniş saçaklı dik bir çatı ile örtülü kare
planlı yapı idi. Padişahlar sefere çıkan donanmayı bu köşkten
uğurlarlardı. Kılıç Ali Paşa'nın 1 559 yılında Sinan'a yenilet­
tiği köşk daha sonra yanmış, yerine 1591-2 (H. 1 00 1 ) yılında
Mimar Davud Ağa ,Yalı Köşkünü yapmıştır.

385
MiMAR SiNAN

Sıra No. 395


Katalog No. K XIl-3
Kayıt TM
Adı SULTAN MURAD KÖŞKÜ
Yeri İSTANBUL, TOPKAPI SARAYI
Yaptıran Sultan lll. Murad
Tamamlandığı yıl 1 578-9 (H.986)
Açıklama Tuhfet ül-Mi'marin'in Dokuzuncu Bölümünde lll. Murad'ın
"Saray-ı Atik"de bir köşk yaptırdığı yazılıdır. Sinan'ın Eski
Saray'da Sultan Murad adına bir köşk yapması akla yakındır.
Ne var ki, kaynaklarda bu köşkün adı geçmez. Oysa tezkere­
lerde yer almamakla birlikte Sinan'ın Yeni Saray'da yaptığı
lll. Murad Odası ayaktadır. Bu yüzden, Tuhfet ül­
Mi'marin'de kayıtlı olan lll. Murad Köşkünün Saray-ı Cedid' -
deki yapı olduğunu ve tezkerede yerinin yanlışlıkla "Saray-ı
Atik" şeklinde gösterildiğini savunacağız.
lll. Murad Odası duvarları tuğla hatıllı taştan yapılmış kare
planlı ve kubbeli bir yapıdır. Aslında her cephesinde bir çift
iki katlı pencere ve bunlar arasında, bir yönde kapı ve dolap,
karşı yönde ocak ve selsebil yer alıyordu. Sonraları önüne ve
arkasına yapıştırılan yeni yapıların odanın dengeli düzenini
bozduğu, pencerelerinin önünü maskeleyerek içine süzülen
gün ışığını azalttığı görülür. Günümüze iyi durumda ulaşmış
önemli bir sivil mimari örneğidir.

K X ll - 3 Sıra No. 396


Katalog No. K XII-4
Kayıt TM
Adı SULTAN MURAD KÖŞKÜ
Yeri İST ANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran Sultan lll. Murad
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Sinan'ın Üsküdar Sarayında Ill. Murad için bir köşk yaptı­
ğına kaynaklar değinir ise de sarayın öteki yapıları ile birlikte
yıkılıp ortadan kalkan bu köşkün ayrıntıları konusunda bil­
gimiz yoktur.

Sıra No. 397


Katalog No. K XII-5
Kayıt TM
Adı SULTAN SELİM l I KÖŞKÜ
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran Sultan lll. Selim
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama lll. Murad Köşkü gibi 1 1 . Selim Köşkü de Üsküdar Sarayının
ana yapıları ile birlikte yıkılmış, kalıntıları zamanımıza ulaş­
mamıştır.

Sıra No. 398


Katalog No. K XIll-1
Kayıt TB: l l - 1 ; TE: 1 2- 1 ; TM
Adı BUÔDA Y ANBARI
Yeri İSTANBUL, GALATA
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret ül-Ebniye'de buğday mahzeni
olduğu ve Tuhfet ül-Mi'marin'de Karaköy Kapısı yakınında
yer aldığı belirtilen bu yapı kaynaklarda "Kurşunlu Mahzen"
diye anılan binadır. Kurşunlu Mahzen Kemankeş Cadde­
sinde, Yeraltı Camiinin hemen altında, eski Ceneviz Kalesinin
bulunduğu yerde idi. Tanzimat'tan önce gümrük binası olarak
kullanılıyordu. Daha sonra yıkılmış, hiç bir izi kalmadan
ortadan kalkmıştır.

386
KATALOG

Sıra No. 399


Katalog No. K XIII-2
Kayıt TE: l 2-7; TM
Adı CEBEHANE ANBARI
Yeri İSTANBUL, TOPKAPI SARAYl
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tuhfet ül-Mi'marin'de bu anbarın Saray-ı Cedid-i Hakani'de
Cebehane yakınında bulunduğu açıklanıyor. Topkapı Sarayı
Cebehanesi Bab-ı Humayun'dan girildiğinde sağ tarafta, Has
Fırınların arkasında idi. Bab-ı Humayun ile Bab üs-Selam
arasında, Birinci Yer'in Marmara'ya bakan kesimindeki yapı­
lar zamanımıza gelmemiş, Cebehane Anbarı da XX. yüzyıldan
önce yokolup gitmiştir.

Sıra No. 400


Katalog No. K XIII-3
Kayıt TB: l l -4; TE: 1 2-4; TM
Adı HASBAHÇE Y ALiSi MAHZENİ
Yeri İSTANBUL, HASKÖY
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkerelerde Hasbahçe Yalısında bulunduğu belirtilen bu
anbar Hasköy'deki tersane bahçesinde yapılmıştı. Fatih Sul­
tan Mehmed zamanından başlayarak tersane bahçesi padişah­
lara ait küçücük bir saray halinde geliştirilmiştir. İçinde avlu­
lar, köşkler, havwlar, hamam ve çeşitli hizmet yapıları yer
alıyordu. Söz konusu anbar da bunlardan biri idi. XVIII.
yüzyılda klasik döneme tarihlenen binalar yıktırılarak Has
Bahçeye Aynalıkavak Kasrı yapılmıştır.

Sıra No. 40 1
Katalog No. K XIII-4
Kayıt TB: l l -3; TE: 1 2-3
Adı HATAB ANBARI
Yeri İSTANBUL, TOPKAPI SARAYl
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkerelerde yeri ve işlevi açıklanmayan bu " Anbar-ı Amire"
Bab-ı Humayun'dan girilince sol tarafta, Sı1r-u Sultani ile Aya
İrini arasında yer alan odun mahzeni idi. Yıkılmış, eser kalma­
mıştır.

Sıra No. 402


Katalog No. K XIII-5
Kayıt TB: l l -5 ; TE: 1 2-5; TM
Adı MUTFAKLAR
Yeri İSTANBUL, TOPKAPI SARAYl
Yaptıran Fatih Sultan Mehmed ve 11. Bayezid
Tamamlandığı yıl XV. yüzyıl ikinci yarısı
Açıklama Saray-ı Cedid'in Divan Avlusunun Marmara tarafındaki
güney kanadını oluşturan Matbah-ı Amire bir sıra üzerine çift
gözlü on birimden meydana gelir. Bunlardan ikisi Fatih, sekizi
11. Bayezid zamanında yapılmıştır. Yangından hasar gören
mutfakların 11. Selim döneminde esaslı bir onarımdan geçiril­
diği ve iç gözlerin tepelerindeki yüksek bacaların bu onarım
sırasında Sinan tarafından konulduğu bilinir.
Mutfaklar bugün iyi durumda bulunmakta ve Sarayın zengin
Çin porselenleri burada sergilenmektedir.

387
MİMAR SİNAN

Sıra No. 403


Katalog No. K XIII-6
Kayıt TB: l l -2; TE: 1 2-2; TM
Adı TERSANE ZİFT MAHZENİ
Yeri İSTANBUL, KASIMPAŞA
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Kasımpaşa'daki Tersane-i Amire Kanuni zamanında kurul­
muştu. Evliya Çelebi burada yedi adet kurşunlu mahzen
bulunduğunu söyler. Tezkerelerde adı geçen Zift Mahzeni
herhalde bunlardan biri idi. Söz konusu yedi mahzen yıkılmış,
hiç biri zamanımıza ulaşmamıştır.

Sıra No. 404


Katalog No. K XIII-7
Kayıt TE: l 2-8
Adı TOPHANE MAHZENİ (KURŞUNLU MAHZEN )
Yeri İSTANBUL, TOPHANE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Kurşunlu Mahzen denilen bu yapı Kanuni'nin Sinan 'a yaptır­
dığı top dökümhanesidir. ll. Mahmud zamanında esaslı
biçimde onarılmış, son yıllarda yeniden elden geçirilmiştir.
Şimdi Askeri Müze Deposu olarak kullanılmaktadır.

Sıra No. 405


Katalog No. K XIII-8
Kayıt TB: l l -6; TE: l 2-6; TM
Adı UN ANBARI
Yeri İSTANBUL, UNKAPANI
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Unkapanı'nda bulunan ve Tuhfet ül-Mimarin'e göre yandık­
tan sonra yeniden yapılan bu yapı konusunda bilgi edineme­
dik. Eski bir tarihte ortadan kalkmış olsa gerektir.

Sıra No. 406


Katalog No. K XIV-1
Kayıt TB: 1 2-3 1 ; TE: l 3-33; TM
Adı BARBAROS HAYREDDİN PAŞA HAMAMI
Yeri İSTANBUL, KARAGÜMRÜK
Yaptıran Kapudanıderya Barbaros Hayreddin Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Zamanımıza ulaşmayan bu hamamın yerini saptayamad ı k ;
mimarisi konusunda bilgi edinemedik . Ev l i ya <,:deb i sö:ünü
etmediğine göre xvıı. yüzyıl or ta l ar ı nd an önce y ı k ı l ı p orta­
dan kalktığı sonucuna v ar ıyor u z .

388
---- -- -- - --- ------- ------
KATALOG

Sıra No. 407


Katalog No. K XIV-2
Kayıt TB: l 2-30; TE: l 3-32; TM
Adı BARBAROS HAYREDDİN PAŞA HAMAMI
(ÇİNİLİ HAMAM)
Yeri İSTANBUL, ZEYREK
Yaptıran Kapudanıderya Barbaros Hayreddin Paşa
Tamamlandığı yıl 1 534- 1 546 arası
Açıklama Zeyrek'te, İtfaiye Caddesi üzerindedir. İçinde bulunan XVI.
yüzyıla ait İznik çinileri yüzünden Çinili Hamam diye tanınır.
Halvet kapılarının ve onların iki yanındaki nişlerin üstünde
yer alan çinilerde mavi zemine beyaz hatla yazılı mısra ve
f.: \ i V - 2
beyitler vardır.
Çinili Hamam 1 728 ve 1833 Cibali yangınlarında iki kez
hasar görmüş fakat her ikisinden sonra onarılarak kurtarılmış
bir yapıdır. Erkekler bölümü önünde bulunan mermer
sütunlu, kubbeli revakının kaldırılması gibi bazı değişiklikler
geçirmiş ise de zamanımıza özgün mimarisini koruyarak ulaş­
mıştır. Hamam olarak kullanılmaktadır.

Sıra No. 408


Katalog No. K XIV-3
Kayıt TE: 1 3-42
Adı DERE ( AKARÇEŞME/ÇÖMLEKÇİLER) HAMAMI
Yeri İSTANBUL, EYÜP
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Yalnız Tezkiret ül-Ebniye'de kayıtlı olan bu çifte hamam
Çömlekçiler Caddesi üzerindedir. Çömlekçiler ya da Akar­
çeşme adı ile tanınır. xvı. yüzyılda yapıldığı kesin ise de
mimarının Sinan olduğu şüphelidir. Her bölümü üç kubbeli
küçük bir sıcaklık, iki kubbeli bir soğukluk ve sakıflı bir
soyunmalıktan oluşur. İyi durumda zamanımıza ulaşan
hamam işletilmektedir.

Sıra No. 409


Katalog No. K XIV-4
Kayıt TB: 1 2-20; TE: 1 3-22; TM
Adı EBU' S SUUD EFENDİ (MACUNCU) HAMAMI
Yeri İSTANBUL, ÇAPA
Yaptıran Şeyhülislam Ebu' s Suud Efendi
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Macuncu ya da Müftü Hamamı adları ile anılan bu çifte
hamam Ahmet Vefik Paşa Caddesi üzerinde idi. 1 890'lı yıl­
larda yanmış, bir süre harabe halinde durduktan sonra yıktırı­
larak arsasına yeni binalar yaptırılmıştır.

Sıra No. 410


Katalog No. K XIV-5
Kayıt TE: 1 3 -40
Adı EMIR BUHARI HAMAMI
Yeri İSTANBUL, OTAKÇILAR
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman ( ? )
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkiret ül-Ebniye'de Edirne Kapısı dışında bulunduğu belir­
tilen bu hamam Otakçılar'da idi. Cami ve tekke ile birlikte
yaptırılmış, yine bu binalarla birlikte ortadan kalkmış olmalı­
dır. Ancak, cami ile tekkeyi Sinan'ın yapnğı kesin ise de
hamamı ona bağlamak güçtür ve Kanuni'nin emri ile yaptırıl­
dığını da şüphe ile karşılamak gerekir.

389
MİMAR SİNAN

Sıra No. 41 1
Katalog No. K XIV-6
Kayıt TB: 1 2-x; TE: l 3-3; TM
Adı ENDERÜN HAMAMI
Yeri İSTANBUL, TOPKAPI SARAYI
Yaptıran Fatih Sultan Mehmed
Tamamlandığı yıl 1 478'den önce
Açıklama Francesco Scorella'nın XVI. yüzyıl başlarına tarihlediğimiz
gravüründe görünen bu hamam Fatih Köşkünün batısında,
ona bitişik idi. ll. Selim zamanında Sinan 'ın bu hamamı onar­
dığını biliyoruz. Daha sonra yıkılmış, yerine XVII. yüzyılda
Seferli Koğuşu yapılmıştır.

Sıra No. 412


Katalog No. K XIV-7
Kayıt TE: 1 3-36
Adı GAZİ İSKENDER PAŞA HAMAMI
Yeri İSTANBUL, KANLICA
Yaptıran Beylerbeyi Gazi İskender Paşa
Tamamlandığı yıl 1 564-5 ( H.972)
Açıklama Kanlıca Iskender Paşa Camii yakınında idi. Evliya Çelebi bu
küçük hamamın bir kurnası üzerinde bulunan fil kabartma­
sından beğeni ile söz eder. ( C.l, s.466) 1 950'li yıllarda Kanlıca
İskele Meydanı genişletilirken yıktırılmış, eser kalmamıştır.

Sıra No. 413


Katalog No. K XIV-8
Kayıt TB: l Z- 1 4; TE: 1 3-16; TM
Adı HADIM İBRAHİM PAŞA HAMAMI
Yeri İSTANBUL, SİLİVRİKAPI
Yaptıran Vezir Hadım İbrahim Paşa
Tamamlandığı yıl 1 5 5 1 (H.958)
Açıklama Silivrikapı Caddesi üzerinde, camiin karşısında bulunan bu
çifte hamam 1 763 yılındaki depremde büyük hasara uğramış,
onarılmadığı için harabe halinde XX. yüzyıla ulaştıktan sonra
1 930'lu yıllarda yıktırılarak arsasına yeni binalar yapılmıştır.

Sıra No. 414


Katalog No. K XIV-9
Kayıt TB: 1 2-4; TE: 1 3-5; TM
Adı HASEKİ HÜRREM SULTAN (AYASOFYA) HAMAMI
Yeri İSTANBUL, AY ASOFY A
Yaptıran Haseki Hürrem Sultan
Tamamlandığı yıl 1 556-7 (H.964)
Açıklama Sultanahmet Meydanının güneyinde, Ayasofya Camiinin
karşısında yer alan bu çifte hamam klasik Türk hamam türü­
nün en güzel ve başarılı örneklerinden biridir. Erkekler
hamamının önünde üç gözlü bir revak bulunması, burada
K XIV - 9 helaların daha büyük tutulmuş olması gibi ufak farklar
dışında iki eş bölümden oluşan, sıcaklıkları sırt sırta düzen­
lenmiş çifte hamamın soyunmalıkları tromplar üstünde yük­
selen birer kubbe; soğuklukları yanyana üçer kubbe; sekiz
kollu sıcaklıkları ise göbektaşı üstünde bir büyük, halvet ve
sofalar üstünde kubbe ve tonozlarla örtülüdür. Yüz yirmi yıl
kadar önce esaslı bir onarımdan geçtiği anlaşılan hamam son
yıllarda yeniden elden geçirilmekte, çalışmalar sürmektedir.

390
KATALOG

Sıra No. 415


Katalog No. K XIV-10
Kayıt TB: l 2-5 ; TE: 1 3-7; TM
Adı HASEKİ HÜRREM SULTAN (YAHUDİLER) HAMAMI
Yeri İSTANBUL, BAHÇEKAPI
Yaptıran Haseki Hürrem Sultan
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama XVI. yüzyılda Yahudiler mahallesi denilen Bahçekapı'da yap­
tırılan bu çifte hamam Yeni Cami türbesinin karşısında bulu­
nuyordu. Kadınlar bölümü Erkekler bölümünden daha
küçük idi. 1 930'lu yılların başında ayakta oldu�unu biliyo­
ruz. Daha sonra yıktırılarak yerine Vakıflar Bankası yaptırıl­
mıştır.

Sıra No. 416


Katalog No. K XIV-1 1
Kayıt TE: l 3-6
Adı HASEKİ BOSTAN HAMAMI
Yeri İSTANBUL, HASEKİ
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl 1453- 1 48 1 arası
Açıklama Hekimoğlu Ali Paşa Caddesi üzerinde bulunan bu çifte
hamam "Bostan Hamamı" ya da "Haseki Bostan Hamamı"
adları ile tanınır. İstanbul'da Kadınlar bölümü Erkekler
bölümünden büyük olan tek hamamdır. Fatih Sultan Meh­
med zamanına tarihlenen hamamı Sinan'ın XVI. yüzyılda
onardığı anlaşılıyor. Tarihi görünüm ve niteliklerini koru­
makta, hamam olarak kullanılmaktadır.

Sıra No. 417


Katalog No. K XIV- 1 2
Kayıt TE: 1 3-25; TM
Adı HAYDARPAŞA HAMAMI
Yeri İSTANBUL, ZEYREK
Yaptıran Vezir Haydar Paşa
Tamamlandığı yıl 1 569-70 (H.977)
Açıklama Zeyrek'te, Haydar Caddesi ile Haydar Hamamı Sokağı kavşa­
ğında bulunur. Sırt sırta düzenlenmiş çifte hamam türünde­
dir. Üst örtüsü çökmüş, taşıyıcı duvarları yer yer yıkık
durumda zamanımıza gelmiştir. Şimdi harabe halinde duran
hamamın içinde aileler oturmaktadır.

Sıra No. 418


Katalog No. K XIV- 13
Kayıt TE: l 3-46
Adı HAYREDDİN PAŞA HAMAMI
Yeri İSTANBUL, KEMERALTI
Yaptıran Hayreddin Paşa ( ? )
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkiret ül-Ebniye'de Kemeraltı semtinde yer aldığı açıklanan
bu Hayreddin Paşa hamamını saptayamadık. Bir başka
hamamla karıştırılmış ya da yanlışlıkla söz konusu tezkereye
alınmış olsa gerektir.

Sıra No. 419


Katalog No. K XIV- 14
Kayıt TE: l 3-45
Adı HAYREDDİN PAŞA HAMAMI
Yeri İSTANBUL, TOPHANE
Yaptıran Hayreddin Paşa ( ? )
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tophane'de Hayreddin Paşa hamamı yoktur. Bu yüzden Tez­
kiret ül-Ebniye'de adı geçen Hayreddin Paşa hamamının
Evliya Çelebi'nin Beşiktaş'ta bulunduğunu söylediği "Hay­
reddin Ağa" hamamı olduğu akla geliyor. İskele Hamamı adı
ile tanınan bu yapı günümüze ulaşmamış, Beşiktaş Meydanı
açılırken yıktırılarak ortadan kalkmıştır.
MİMAR SİNAN

Sıra No. 420


Katalog No. K XIV- 1 5
Kayıt np 2-x..i TE: 1 3-3; TM
Adı HUNKAR HAMAMI
Yeri İSTANBUL, TOPKAPI SARAYI
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Saray-ı Cedid' in Harem Dairesinde Valide Sultan Hamamı ile
birlikte inşa edilen Hünkar Hamamı ferah bir soyunma yeri,
iki kurnalı bir soğukluk ve dört kurnalı bir sıcaklıktan oluşur.
Sıcaklık iki mermer sütunla altı birime ayrılmış, bunların üçü
ayna tonozla örtülmüştür. Yıkanma bölümlerinin aslında çini
panolarla süslü olduğu biliniyor. Bu çiniler şimdi ortada
K XIY - 1 5 olmadıktan başka, mermer banyo, altın yaldızlı bronz par­
maklıklar ve lüleler gibi ayrıntılar da klasik dönemin değil
XVII. ve XVIII. yüzyıllarda yer alan onarımların ürünüdür.

Sıra No. 42 1
Katalog No. K XIV- 16
Kayıt TB: 1 2-28; TE: l 3-30; TM
Adı HÜSEYİN BEY (PAŞA) HAMAMI
Yeri KAYSERİ
Yaptıran Aksaray mirlivası Hüseyin Bey
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Evliya Çelebi' nin aşağı kalede bulunduğunu ve Mimar Sinan
yapısı olduğunu belirttiği (C.III, s. 183) bu hamam Kurşunlu
( Ahmed Paşa) Camiin batısında idi. XIX. yüzyıldan sonra
işletilmekten vazgeçilmiş, içinde ailelerin barındığı bir yapıya
dönüşmüştür. 1950'li yıllarda Belediyece yıktırılan hamamın
arsası şimdi park alanıdır.

Sıra No. 422


Katalog No. K XIV- 1 7
Kayıt TM
Adı HÜSEYİN PAŞA HAMAMI
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran Hüseyin Paşa (?)
Tamamlandığı yıl (?)
Açıklama Usküdar'da Hüseyin Paşa adı ile tanınan bir hamam yoktur.
Kaynaklar da böyle bir hamamdan söz etmemektedirler . Ya
Doğancılardaki Hacı Paşa Hamamı gibi başka bir hamamla
karıştırılmış, ya da Tuhfet ül-Mi'marin'e bir hata sonucu
girmiştir. Bununla ilgili kaydın sahife kenarında bulunması
ikinci olasılığın daha güçlü olduğuna işaret eder san ırız.

Sıra No. 423


Katalog No. K XIV- 18
Kayıt TB: l 2-26; TE: 1 3-28; TM
Adı HUSREV KETHÜDA (BELEDİYE) HAMAMI
Yeri İSTANBUL, ÇATALCA
Yaptıran Veziria'zam Kara Ahmed Paşa'nın kahyası Husrev Kethüda
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkerelerdeki sıralamadan Husrev Kethüda tarafından yap­
tırıldığı sonucunu çıkardığımız bu hamam yüzyıllar boyunca
çeşitli değişikliklere uğrayarak zamanımıza ulaşmış, soyunma­
lığı sakıflı, soğukluğu tek, sıcaklığı altı kubbeli bir yapıdır .
Soyunmalığının gereğinden büyük boyutları ile yıkanma
hacimlerinin asimetrik planı şimdi tek hamam olan yapının
aslında sıcaklığı ikişer halvetli bir çifte hamam olduğuna işaret
eder.
Çatalca Hamamı 1 960'lı yılların başında harap ve bakımsızd ı .
Daha sonra Belediyece esaslı bir onarımdan geçirilerek yeni­
lenmiştir. Şimdi Belediye Hamamı olarak işletilmekted ir.

392
KATALOG

Sıra No. 424


Katalog No. K XIV-1 9
Kayıt TB: l 2-24; TE: l 3-26; TM
Adı HUSREV KETHÜDA (ORTAKÖY ) HAMAMI
Yeri İSTANBUL, ORTAKÖY
Yaptıran Veziria'zam Kara Ahmed Paşa'nın kahyası Husrev Kethüda
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Muallim Naci Caddesi üzerinde bulunur. Ana caddeye bakan
yüzüne yapıştırılan yeni bölüm ile kadınlar hamamının önün­
deki alçak rüzgarlık göz önünde tutulmazsa, mimari düzen ve
karakteri fazla bozulmadan günümüze gelmiş bir çifte
hamamdır. Yanyana düzenlenmiş bölümler büyük kubbeli
birer soyunmalık, tonozlu ve biri ötekinden büyük birer
soğukluk, ve ikisi de ikişer küçük kubbeli bir orta sahın ile
ikisi kubbeli biri tonozlu üçer halvetten meydana gelir. Büyük
kubbelerin sekizgen kasnakları moloz taş, yuvarlakları
çimento sıvalıdır. Kirpi saçaklı duvarların taş örgüsü de sarı
sıva ile kaplıdır. İyi durumda bulunan hamam işletilmektedir.

,__
_ _. .. Sıra No. 425
" \ ! \ ' - j l)
Katalog No. K XIV-20
Kayıt TB: l 2-25 ; TE: l 3-27; TM
Adı HUSREV KETHÜDA (YENİCUMA) HAMAMI
Yeri KOCAELİ, İZMİT
Yaptıran Veziria'zam Kara Ahmed Paşa'nın kahyası Husrev Kethüda
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Pertev Paşa Camii yakınında bulunduğu için bazı kaynaklara
Pertev Paşa'nın adı ile geçen bu hamamı Husrev Kethüda
yaptırmıştı. Yanyana düzenlenmiş erkek ve kadın bölümleri
simetrik olan bu küçük çifte hamamın soyunmalıkları sakıflı,
soğuklukları tek kubbeli, göbek taşı üstünde, kubbeli sıcak­
lıkları sekiz sofalı idi. 1 922 yılında yıkıldıktan sonra onarıl­
mayan hamam şimdi bir taş yığını halindedir.

Sıra No. 426


Katalog No. K XIV-2 1
Kayıt TB: l 2- 1 5 ; TE: l 3- l 7; TM
Adı KAPIAÔASI YAKUB ( AÔA) HAMAMI
Yeri İSTANBUL, SAMATY A
Yaptıran Kapıağası Yakub Ağa
Tamamlandığı yıl 1 547 (?)
Açıklama Samatya Caddesi ile Cambaziye Sokağının köşesinde bulunan
bu hamam İstanbul'un en güzel çifte hamamlarından biri idi.
Thomas Allom'un ünlü gravürüne konu olan bu hamamdır.
Bir bölümünün plan ve kesitini Glück vermiştir (s.82) XX.
yüzyıl başlarına kadar işletiliyordu. Daha sonra soyunmalık­
ları boydan boya birleştirilerek zımpara fabrikası haline geti­
rilmiştir. Şimdi bu hacim boşaltılmış bulunmakta fakat asıl
hamam kitlesinin bir bölümü demirci atölyesi olarak kulla­
nılmaktadır.

Sıra No. 427


Katalog No. K XIV-22
K \I\ �1 Kayıt TB: l 2- 1 9; TE: l 3-2 1 ; TM
Adı KAPUDAN ALİ PAŞA (FENER İSKELESİ) HAMAMI
Yeri İSTANBUL, FENER
Yaptıran Kapudan Ali Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Bugün ayakta olmayan bu hamam Fener kapısının iç tara­
fında, Sadrazam Ali Paşa Caddesi üzerinde yer alıyordu. Sap­
tayamadığımız bir tarihte yıkılmış, onarılmadığından eriyip
gitmiştir. 1 970 yılında bazı kalıntıları duruyordu. Şimdi
onlar da yok olmuş, yerini sağlıklı bir biçimde tayin olanağı da
ortadan kalkmıştır.

393
MİMAR SİNAN

Sıra No. 428


Katalog No. K XIV-23
Kayıt TE: l 3-38
Adı KETHÜDA CANF EDA KADIN HAMAMI
Yeri İSTANBUL, BEYKOZ-AKBABA
Yaptıran l. Ahmed'in Harem-i Humiiyun kethüdası Canfeda
Saliha Hatun (öl. 1600)
Tamamlandığı yıl 1 585 (?)
Açıklama Bu küçük tek hamamın bugün toprak üstünde sadece külhanı
kalmıştır. Yeri arsa halindedir. Yaşlıların açıklamalarına göre
1 930'lu yıllarda harap fakat tümü ile ayakta imiş. Daha sonra
çökmüş ve duvarları zamanla yıkılıp ortadan kalkmıştır.
Sinan için çok geç olan bu hamamı bir başka mimara bağla­
mak herhalde daha doğru olur.

Sıra No. 429


Katalog No. K XIV-24
Kayıt TB: 1 2- 18; TE: 13-20; TM
Adı KILIÇ ALİ PAŞA (TOPHANE) HAMAMI
Yeri İSTANBUL, TOPHANE
Yaptıran Kapudanıderyii Kılıç Ali Paşa
Tamamlandığı yıl 1 583 (H. 99 1 )'den sonra
Açıklama Kılıç Ali Paşa Camiinin batısında, sokağın karşı tarafında
bulunur. Tek hamamdır. Dilimli tromplar üstünde yükselen
ve sekizgen kasnakla kuşaklanan büyük kubbeli bir soyunma
yeri, iki yanda büyük kubbeli soğukluklar, ve altı köşeli bir
sıcaklık çevresinde yer alan sofa ve halvetlerden oluşur. Tuğla
hatıllı taş duvarları bozulmuş, kubbelerinin kurşunları yer yer
K XIV - 24
dökülmüş, cephesi boyunca duvara bitişik dükkanlar asıl
biçim ve mimari karakterini kaybetmişlerdir. Diğer yandan,
iç düzeni bozulmamıştır ve işletilmektedir.

Sıra No. 430


Katalog No. K XIV-25
Kayıt TB: 1 2 - 1 3 ; TE: 1 3 - 1 5 ; TM
Adı KOCA MUSTAFA PAŞA (ESKİ ALİ PAŞA) HAMAMI
Yeri İSTANBUL, YENİBAHÇE
Yaptıran Veziria'zam Mesih Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 585 (?)
Açıklama Bir istinsah hatası sonucu tezkerelere "Koca Mesih Paşa"
yerine "Koca Mustafa Paşa" şeklinde geçen bu çifte hamam
Mesih Paşa camiinin güney batısında yer alıyordu. Cami gibi
hamam da "Mesih Paşa" değil, " Eski Ali Paşa" adı ile anılı­
yordu. Planının verildiği Glück 'ün kitabında ise ( s . 1 4 3 )
Ahmed Ağa hamamı denilmektedir. 1 9 1 8'de yayınlanan
İstanbul Şehri Hiitırası'nda işler hamam olarak gösterilen
binadan 1 940'lı yılların başında bir kaç duvardan başka bir
şey kalmadığını İstanbul Ansiklopedisi yazıyor. Daha sonra
onlar da yıktırılarak arsası temizlenmiş, yerine apartmanlar
yapılmıştır.

Sıra No. 43 1
Katalog No. K XIV-26
Kayıt TB: 1 2 - 1 0; TE: 13-12; TM
Adı LÜTFİ PAŞA HAMAMI
Yeri İSTANBUL, YENİBAHÇE
Yaptıran Veziria'zam Lutfi Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Çapa'da, Lutfi Paşa Sokağında bulunduğu bilinen bu hamam
19. Asırda İstanbul Haritası'nda gösterilmemektedir. 1 5 30'lu
yıllarda Sinan'ı destekleyen ve onun başmimarlığa atanma­
sında baş rolü oynayan Lı1tfi Paşa adına tezkerelerde kayıtlı
tek eser olan bu hamamın xıx. yüzyıl ortalarından önce
yıkılıp ortadan kalktığı anlaşılıyor.

394
KATALOG

Sıra No. 432


Katalog No. K XIV-27
Kayıt TB: l 2-22; TE: 1 3-24; TM
Adı MERKEZ EFENDİ HAMAMI
Yeri İSTANBUL, MERKEZEFENDİ
Yaptıran Kanuni'nin kızkardeşi Şah Sultan
Tamamlandığı yıl 1 552-1 572 arası
Açıklama Tezkerelerde "Yenikapu haricinde" bulunduğu belirtilen bu
küçük çifte hamam, adını verdiği semtte, Merkez Efendi Cad­
desi üzerinde yer alır. Plan düzeni bakımından bir özellik
göstermez. Bazı değişikliklere uğramış olmakla birlikte iyi
durumdadır ve hamam olarak işletilmektedir.

Sıra No. 433


Katalog No. K XIV-28
Kayıt TB: 1 2-9; TE: 1 3- 1 1 ; TM
Adı MİHRİMAH SULTAN ( EDİRNEKAPI) HAMAMI
Yeri İSTANBUL, EDİRNEKAPI
Yaptıran Kanuni'nin kızı Mihrimah Sultan
Tamamlandığı yıl 1 565 (?)
Açıklama Edirnekapı Mihrimah Sultan Camiinin güneyinde Fevzi Paşa
Caddesi üzerinde yer alır. Çifte hamamdır. Soyunmalıkları
kare kitleli ve sakıflı, sıcaklıkları haçvari planlıdır. İkinci
Dünya Savaşından önce iplik fabrikası olarak kullanılan
hamamı 1 960'lı yıllarda sahibi onararak yeniden hamam
haline getirmişti. Bu onarımın dış görünümü açısından başa­
rılı olduğu söylenemez ise de önemli bir Sinan hamamının
kurtarılması takdirle anılacak bir olaydır.

© Sıra No. 434


Katalog No. K XIV-29
. . Kayıt TB: 1 2- l 7; TE: 1 3- 19; TM
Adı MOLLA ÇELEBİ (FINDIKLI) HAMAMI
6= Yeri İSTANBUL, FINDIKLI
Yaptıran Anadolu Kazaskeri Mehmed Vusuli Efendi
...._
.__ __,
� .. Tamamlandığı yıl 1 565-6 (H.973 ) (?)
K XIV - 28 Açıklama Molla Çelebi Camiinin batısında bulunan bu hamam İstan­
bul'un en işlek çifte hamamlarından biri idi. 1957 'de Meclisi
Mebusan Caddesi genişletilirken yıknrılmışnr ve şimdi arsası
yeşil alan halindedir. Elde kalan eski fotoğraf ve rölöveler
Molla Çelebi hamamının soyunma bölümleri kargir duvarlı
ve sakıflı, sıcaklıkları haçvari planlı bir bina olduğunu göste­
riyor. Ne var ki, yıknrılmadan bir süre önce binanın klasik
kuruluşu bozulmuş, çifte hamamın sıcaklıkları birleştirilmek,
erkekler bölümünün helaları, kadınlar bölümünün soyunma­
lığı kesilmek suretiyle tesis tek hamama dönüştürülmüştü.

Sıra No. 435


Katalog No. K XIV-30
Kayıt TB: 1 2-23; TE: 1 3-25; TM
Adı NİŞANCI MUSTAFA PAŞA HAMAMI
Yeri İSTANBUL, EYÜP
Yaptıran Nişancı Celalzade Mustafa Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Eyüp Nişancı mahallesinde bulunan bu hamam hakkında
bilgimiz yoktur. Eski bir tarihte yıkılarak ortadan kalktığı
anlaşılıyor.

395
MİMAR SİNAN

Sıra No. 436


Katalog No. K XIV-3 1
Kayıt TE: l 3-39
Adı ODABAŞI BEHRUZ AÔA (BEYKOZ)· HAMAMI
Yeri İSTANBUL, BEYKOZ
Yaptıran Hasodabaşı Behruz Ağa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Sinan eseri olduğunu şüphe ile karşıladığımız bu küçük tek
hamamın hiç bir özelliği yoktur. Dar ve uzun bir salon biçi­
mindeki soyunma yeri son yıllarda yenilenmiş, bir sıra üzerine
yanyana üç kubbeli birimden oluşan yıkanma yeri de basit bir
onarım görmüştür. İşletilmektedir.

Sıra No. 437


Katalog No. K XIV-32
Kayıt TE: l 3-37; TM
Adı ODABAŞI BEHRUZ AÔA HAMAMI
Yeri İSTANBUL, ŞEHREMİNİ
Yaptıran Hasodabaşı Behruz Ağa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkerelerde semti belirtilmeyen ve zamanımıza ulaşmamış
olan bu hamam Şehremini'nde, Odabaşı Camiinin yakınında
bulunuyordu. 19. Asırda İstanbul Haritası 'nda gösterilmediği
için 1 882 'den önce yıkıldığı bellidir. Günümüze en ufak bir izi
dahi kalmadan ortadan kaybolmuş, yokolup gitmiştir.

Sıra No. 438


Katalog No. K XIV-33
Kayıt TE: l 3-47
Adı RÜSTEM PAŞA HAMAMI
Yeri İSTANBUL, CİBALİ
Yaptıran Tezkiret ül-Ebniye'ye göre Yeziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl (?)
Açıklama Rüstem Paşa'nın İstanbul'da bir hamam yaptırdığını bilmiyo­
ruz. Adı yalnız Tezkiret ül-Ebniye'de - o da bu tezkerenin
sadece bir nüshasında - geçen "Cebe Ali kapusundaki Rüstem
Paşa hamamını", bu yüzden, bir hata sonucu kayıtlara geçen
hayali bir yapı olarak değerlendirmek gerekmektedir.

Sıra No. 439


Katalog No. K XIV-34
Kayıt TB: l 2-27; TE: 1 3-29
Adı RÜSTEM PAŞA HAMAMI
Yeri SAKARYA, SAPANCA
Yaptıran Veziria'zam Rüstem Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Sapanca'da, Hamam Sokağında yer alan bu tek hamam şimdi
bir bölümü lokanta olarak kullanılan bu kare planlı ve sakıflı
bir soyunmalık, ayna tonozlu bir soğukluk ve iç içe iki kubbeli
birimden oluşan sıcaklıktan meydana gelir. Fazla bir özelliği
bulunmayan fakat yıkanma bölümleri bozulmadan günümüze
ulaşan hamam işletilmektedir.

Sıra No. 440


K X!V - 34 Katalog No. K XIV-35
Kayıt TE: l 3-43
Adı SALİHPAŞAZADE HAMAMI
Yeri İSTANBUL, YENİKÖY
Yaptıran Salihpaşazade (?)
Tamamlandığı yıl (?)
AÇıklama Bugün Yeniköy'de bu adı taşıyan bir hamam bulunmadığı gibi
kaynaklarda da bu hamamla ilgili bilgi yoktur. Örneğin,
Evliya Çelebi Yeniköy'ü anlatırken bu hamamdan sözetmez.
Dolayısıyle, adı sadece Tezkiret ül-Ebniye'de - o da bu tezke­
renin yalnız bir nüshasında - geçen Salihpaşazade Hamamını
396 ya xvıı. yüzyıl ortalarından önce yokolup giden bir yapı , ya
da yanlışlıkla Tezkiret ül-Ebniye'ye alınan bir başka hatalı
kayıt şeklinde değerlendirmek gerekir.
KATALOG

Sıra No. 44 1
Katalog No. K XIV-36
Kayıt TB: 1 2-29; TE: 1 3-3 1 ; TM
Adı SARI GÜRZ (SARIGÜZEL) HAMAMI
Yeri İSTANBUL, SARIGÜZEL
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Sarıgüzel Caddesi üzerinde bulunan bu hamam 19. Asırda
İstanbul Haritası'nda gösteriliyor. Bu yüzden XIX. yüzyılın
son çeyreğinde ayakta olduğunu biliyorw. Daha sonra yıkıl­
mış, ortadan kalkmıştır. Şimdi arsasında apartmanlar vardır.

Sıra No. 442


Katalog No. K XIV-37
Kayıt TB: 1 2- 16; TE: 1 3- 1 8; TM
Adı SİNAN PAŞA (BEŞİKTAŞ) HAMAMI
Yeri İSTANBUL, BEŞİKTAŞ
Yaptıran Kapudanıderya Sinan Paşa
Tamamlandığı yıl 1 55 5 (?)
Açıklama Sinan Paşa'nın cami ile birlikte yaptırdığı bu çifte hamam
Deniz Müzesi ile Devlet Malzeme Ofisi arasında, şimdi Mobil
benzin istasyonunun bulunduğu yerde idi. 1957 yılında
Beşiktaş Meydanı genişletilir ve yeniden düzenlenirken yıktı­
rılmış, en ufak bir izi kalmamacasına yokolup gitmiştir.

Sıra No. 443


Katalog No. K XIV-38
Kayıt TB: l 2 - 1 2 ; TE: 1 3-14; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA HAMAMI
Yeri EDİRNE
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 568-9 (H.976)
Açıklama Üç Şerefeli Camiin karşısında bulunduğu için Üç Şerefeli
. .
Hamamı ya da Çifte Hamam adları ile tanınan bu yapı Sinan'
ın en ünlü hamamları arasında sayılır. Yanyana düzenlenmiş
hamamların cephesindeki dükkan ve odalar kesilerek yola
gittiğinden binanın dış görünümü fazla etkili değildir. Oysa iç
mimarisi zenginliğinden hiç bir şey kaybetmemiştir. Erkekler
bölümünün önünde üç gözlü bir revak bulunan girişi, dilimli
tromplarla oturan büyük bir kubbe ile örtülü ferah soyunma­
lığı, ve sekizgen bir göbek taşının çevresinde dört yanda sofa­
lar, köşelerde halvetlerin yer aldığı haçvari sıcaklığı dikkati
çeker. Bu şema kadınlar bölümünde tekrarlanmaz. Kare planlı
göbek taşını örten tromplar sıcaklık kubbesi ve üç halvetli
düzeni ile kadınlar hamamı değişik bir iç kuruluşa sahiptir.
1 970'li yıllarda onarılan ve bu onarımda içini süsleyen kalem
işi nakışları da yenilenen hamam bugün çok iyi durumdadır.

Sıra No. 444


Katalog No. K XIV-39
Kayıt TB: l 2-2 1 ; TE: 1 3-23; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA (KASIM PAŞA) HAMAMI
Yeri EDİRNE, HAVSA
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 576-7 (H.984)
Açıklama Sokollu Mehmed Paşa'nın genç yaşta ölen oğlu Mirimiran
Kasım Paşa adına Havsa'da yaptırdığı menzil külliyesinin
hamamı idi. Camiin batısında kuzey-güney doğrultusunda
uzanan açık arastanın kuzey ucunda yer alıyordu. Arastanın
dükkanları gibi hamam da günümüze ulaşmamış, yıkılıp orta­
dan kalkmıştır.

� ı 1 1 1 > .. . 397
K XIV - 38
MİMAR SİNAN

Sıra No. 445


Katalog No. K XIV-40
Kayıt TB: l Z- 1 1 ; TE: l 3 - 1 3 ; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA (YEŞİLDİREK) HAMAMI
Yeri İSTANBUL, AZAPKAPI
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tersane Caddesinde, Azapkapı Çeşmesinin karşısında bulu­
nan bu çifte hamamın erkekler soyunmalığı bugün demir ve
sac ticarethanesi olarak kullanılmakta, iki hamamın birleşti­
rilmiş soğukluk ve sıcaklıkları kadınlar soyunmalığına bağlı
olarak tek hamam şeklinde işletilmektedir. En kayda değer
yanı dört köşesinde çifte mermer sütunlara binen kemerlere
oturtulmuş kubbe ile örtülü tek kare mekanlardan oluşan
sıcaklıklarıdır.

Sıra No. 446


Katalog No. K XIV-4 1
Kayıt TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA HAMAMI
Yeri MEDİNE
K XIV - 40 Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 565-6 (H.97 3 ) ( ? )
Açıklama Adına yalnız Tuhfet ül-Mi'marin'de rastlanılan b u hamam,
Evliya Çelebi'ye göre, Medine Kalesinin içinde idi (C.IX,
s.640). Sinan eseri olduğunu şüphe ile karşıladığımız bu bina­
nın zamanımıza ulaşıp ulaşmadığını saptayamadık. Mimarisi
konusunda da bilgimiz yoktur.

Sıra No. 447


Katalog No. K XIV-42
Kayıt TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA HAMAMI
Yeri MEKKE
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Yine adı sadece Tuhfet ül-Mi'marin'de geçen bu hamamın da
Sinan tarafından yapıldığı şüphelidir. Evliya Çelebi'nin, "ser­
apa mermer-i ham ile mefruş olunmuş pak ve pakize bir
hammam-ı rG.şenadır" sözleriyle tanımladığı (C.IX, s. 778 ) bu
hamamın da şimdiki durumu saptanamamış, mimarisi konu­
sunda bilgi edinilememiştir.

Sıra No. 448


Katalog No. K XIV-43
Kayıt TM
Adı SULTAN SELİM (1) HAMAMI
Yeri İSTANBUL, SULTANSELİM ( ? )
Yaptıran (?)
Tamamlandığı yıl (?)
Açıklama Adına yalnız Tuhfet ül-Mi'marin'de rastladığımız b u hama­
mın Sultanselim'de bulunduğu kesin olmadığı gibi bir zaman­
lar var olduğuda şüphelidir. Hakkında bilgi edinemediğimiz
hamamın anılan tezkereye bir hata sonucu alındığı kanısın­
dayız.

398
KATALOG

Sıra No. 449


Katalog No. K XIV-44
Kayıt TB: 1 2-7; TE: 1 3-9; TM
Adı SULTAN SELİM (ll) HAMAMI
Yeri KONYA , KARAPINAR
Yaptıran Şehzade Selim
Tamamlandığı yıl 1563-4 (H.97 1 ) (?)
Açıklama Tezkiret ül-Bünyan'da "Sultan hamamı", Tezkiret ül­
Ebniye'de "Valide Sultan hamamı" Tuhfet ül-Mi'marin'de
"Sultan Selim-i sani hamamı" olarak adlandırılan bu tek
hamam il. Selim'in Karapınar ilçesinde yaptırdığı menzil kül­
liyesinin hamamıdır. Kubbeli bir soyunmalık, tek kubbeli bir
soğukluk, ve tek kubbeli bir orta sofa ile kubbeli iki halvetten
oluşan bir sıcaklıktan meydana gelir. Harap ve bakımsızdır.
Onarımı gerekir.

Sıra No. 450


Katalog No. K XIV-45
Kayıt TB: l 2-2; TE: 1 3-2
Adı SULTAN SÜLEYMAN HAMAMI
Yeri FEODOSİYA (KEFE)
K X I V - 44 Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Evliya Çelebi bu çifte hamamla ilgili olarak, "Büyük kal'ada
Sultan Süleyman Han Gazi şehzade hakim iken esas urub
ba'de hilafeti asrında ikmal bulmuş bir vasi ve hoş-hava ve
hoş-bina bir hammam-ı ra'na ve dil-güşadır", diyor (C.Vll,
s.677 ). XIX. yüzyıl ortalarında ayakta idi. Daha sonra ortadan
kaybolmuş, günümüze ulaşmamıştır.

Sıra No. 45 1
Katalog No. K XIV-46
Kayıt TB: l 2- 1 ; TE: l 3- 1 ; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN (DÖKMECİLER) HAMAMI
Yeri İSTANBUL, SÜLEYMANİYE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1557 (?)
Açıklama İstanbul Süleymaniye külliyesinin bir parçası olan bu tek
hamam Dökmeciler Çarşısı içinde bulunduğundan bu adla
anılagelmiştir. Önündeki caddeye uydurulan asimetrik kitlesi
ve hiç bir cephesinde düzgün tuğla hatıllı taş duvarlarına
yapışık dükkan bulunmayışı ile dikkati çeker. Büyük bir
kubbe ile örtülü soyunmalığının ortasında yekpare mermer­
den kenarları tırtıllı çift çanaklı bir fıskiye yer alır. Bir küçük
kubbe ile bir yarım kubbenin örttüğü soğukluğunun bir
yanında kubbeli bir halvet, öbür yanında heialar bulunur.
Sıcaklığa, soğukluğun bir köşesinden geçilerek girilir. Göbek
taşının çevresinde dört köşede bir çift sütunla belirlenen dört
halvetli, dört sofalı sıcaklık bölümü güzel oranları ve ölçeği ile
kayda değer. 1920'li yıllarda kişi mülkiyetine geçmiş olan
hamam yirmi yıl kadar boş durmuş, sonra uzun süre makara
fabrikası olarak kullanılmış, fakat son yıllarda sahibi tarafın­
dan boşaltılarak eski haline getirilmiştir. Yeniden hamam
olarak işletileceği anlaşılmaktadır.

Sıra No. 452


Katalog No. K XIV-47
K X I V - 46 Kayıt TE: 1 3-44
Adı SULTAN SÜLEYMAN HAMAMI
Yeri MEKKE
Yaptıran Tezkiret ül-Ebniye'ye göre Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl (?)
Açıklama Adına yalnız Tezkiret ül-Ebniye'de -o da bu tezkerenin bir
nüshasında (bkz. Meriç, s. 1 29 , not 1 1 9)- rastlanılan bu
hamamdan Evliya Çelebi söz etmiyor. Bu hamama başka kay­
naklarda da yer verilmiyor. Şimdi ayakta olmayan, eskiden de
varolduğu bilinmeyen bu hamamın bir yanlışlık sonucu Tez­
kiret ül-Ebniye'ye alındığı bellidir.
MİMAR SİNAN

Sıra No. 453


Katalog No. K XIV-48
Kayıt TE: l 3 A l
Adı TÜRBE HAMAMI (ESKİ YENİ HAMAM)
Yeri İSTANBUL, EYÜP
Yaptıran Fatih Sultan Mehmed (?)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Adı yalnız Tezkiret ül-Ebniye'de geçen bu çifte hamam XV.
yüzyıl yapısıdır. Sinan'ın bir tarihte bu hamamı onarmış
olması düşünülebilir. Ne var ki, XVI. yüzyıldan sonra geçir­
diği çeşitli onarımlar sonucu klasik karakteri oldukça değiş­
miştir. İşletilmektedir.

Sıra No. 454


Katalog No. K XIV-49
Kayıt TB: l 2-3; TE: l 3-4; TM
Adı ÜSKÜDAR SARAYI HAMAMI ( 1 )
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Üsküdar Sarayında Sinan ,Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret ül­
Ebniye'ye göre üç, Tuhfet ül-Mi'marin'e göre bir hamam
yapmıştır. Bu hamamlardan birinin lll. Mustafa tarafından
onarılarak kurtarıldığını ve onarılan hamamın bir bölümü­
nün harabe halinde zamanımıza ulaştığını biliyoruz. Fakat
ötekiler hakkında bilgi sahibi değiliz.

Sıra No. 455


Katalog No. K XIV-50
Kayıt TB: l 2-3; TE: 1 3-4
Adı ÜSKÜDAR SARAYI HAMAMI ( 2 )
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Eski bir tarihte yıkılarak ortadan kalkan bu hamam konu­
sunda bilgimiz yoktur.

Sıra No. 456


Katalog No. K XIV-5 1
Kayıt TB: 1 2-3 ; TE: 1 3-4
Adı ÜSKÜDAR SARAYI HAMAMI ( 3 )
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Eski bir tarihte yıkılarak ortadan kalkan bu hamam konu­
sunda bilgimiz yoktur.

Sıra No. 457


Katalog No. K XIV-52
o 1
Kayıt TB: 1 2-8; TE: 1 3- 10; TM
Bkz. K XIV- 1 5 Adı VALİDE SULTAN ( AYAKAPI) HAMAMI
Yeri İSTANBUL, AY AKAPI
Yaptıran Nurbanu Valide Sultan
Tamamlandığı yıl 1 58 1 -2 (H.989)
Açıklama Tezkiret ül-Bünyan ve Tezkiret ül-Ebniye'de "Cebe Ali"
(Cibali) kapusunda, Tuhfet ül-Mi'marin'de "Yeni Kapuda"
bulunduğu belirtilen bu tek hamam Ayakapı'da, Abdülezel
Caddesi üzerinde bulunur. Kapısı Miralay Nazım Bey Soka­
ğına açılır. Günümüze harabe halinde gelmiştir. Aslında üç
kubbeli bir rüzgarlık, tek büyük kubbeli bir soğukluk ile
kubbeli bir göbek taşı çevresinde eksenlerde dört sofa, köşe­
genlerde dört halvetli bir sıcaklıktan oluşuyordu. Şimdi
kereste deposu olarak kullanılan yapının yalnız soyunmalığı
tümü ile ayakta durmakta, yıkanma bölümlerinin çöken üst
örtüsü betonarme plaklarla kapatılmış bulunmaktadır.
400
KATALOG

Sıra No. 458


Katalog No. K XIV-53
Kayıt TB: l 2-x; TE: 1 3-3; TM
Adı VALİDE SULTAN HAMAMI
Yeri İSTANBUL, TOPKAPI SARAYI
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Harem Dairesinde Hünkar Hamamına bitişik fakat ondan
daha küçük olan hamamdır. Öbürü gibi bu da daha sonraki
çağların zevkini yansınr biçimde yenilendiğinden klasik görü­
nümünü kaybetmiş ve zamanımıza yeni nitelikleriyle
ulaşmıştır.

Sıra No. 459


K X IV - 5 3
Katalog No. K XIV-54
Kayıt TE: l 3-48; TM
Adı VALİDE SULTAN HAMAMI
Yeri İSTANBUL, TOPTAŞI
Yaptıran Nurbanu Valide Sultan
Tamamlandığı yıl 1 579 (?)
Açıklama Toptaşı Caddesi üzerinde bulunan bu çifte hamam Atik
Valide külliyesinin parçasıdır. Soyunmalıkları yıkılarak orta­
dan kalkmış, fakat tek kubbeli sıcaklıkları ile bir orta sofa ve
bir halvetten oluşan soğuklukları harap durumda günümüze
ulaşmıştır. Son yıllara kadar marangoz atölyesi olarak kullanı­
lıyordu. Şimdi boş durmaktadır.

Sıra No. 460


Katalog No. K XIV-55
Kayıt TB: 1 2-6; TE: l 3-8; TM
Adı VALİDE SULTAN HAMAMI
.......
Yeri İSTANBUL, ÜSKÜDAR
K X IV - 54
Yaptıran Nurbanu Valide Sultan
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Yeni Valide Camii haziresinin karşısına rastlayan bu çifte
hamama Yeşil Direkli hamam, Çarşı hamamı, Büyük hamam
da denilirdi. Atik Valide külliyesine gelir sağlamak amacı ile
yaptırılmıştı. Zamanımıza harap durumda ulaşmış fakat onarı­
larak çarşı haline getirilmiştir. Şimdi Mimar Sinan Çarşısı adı
ile kullanılan hamamın çok eski bir tarihte yıkılıp ortadan
kaybolan soyunmalıklarının mimari kuruluşunu saptamak
olanağı kalmamışsa da soyunmalıklarının yanyana üçer kub­
beli, sıcaklıklarının kubbeli orta mekanlar çevresinde sekiz
sofalı olduğu görülmektedir.

Sıra No. 46 1
Katalog No. K XIV-56
Kayıt TB: l 2-37; TE: l 3-34; TM
Adı YAKUB AÔA HAMAMI

d,
Yeri İST ANBUL, TOPHANE
Yaptıran Yakub Ağa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Üç tezkerede de adı geçtiği için Sinan tarafından yapıldığı


�J L
yolunda şüphemiz olmayan bu hamam hakkında bilgi edine­
medik. Çok eski bir tarihte ortadan kalkmış olsa gerektir.
.·--·---ı
·1: !'

�-J !
' ···- ··· · .J
ı · ·
··
!
!
l
'

L...______________________________ J !
j
··············-···················--········-·····-····-···-·····-·---··-
40 1
K X ! V - 55
MİMAR SİNAN

Sıra No. 462·


Katalog No. K XV-1
Kayıt TB:8-3; TE:9-3; TM
Adı ÇOBAN MUSTAFA PAŞA KÖPRÜSÜ
Yeri SVİLENGRAD
Yaptıran Vezir Çoban Mustafa Paşa
Tamamlandığı yıl 1 528-9 (H.93 5 )
Açıklama Eski adı Mustafapaşa olan Svilengrad ilçesi yakınında Meriç
Irmağını kesen yaklaşık 300 metre uzunluğundaki bu köprü
ortada dört büyük ve bunların iki ucunda sekizer küçük
olmak üzere yirmi gözden oluşur. Sivri kemerli gözlerin ara­
sında kaynak tarafında selyaranlar, yüksek gözlerin orta
r erinde kitabe köşkü vardır.
yi durumda zamanımıza ulaşan ve bugün kullanılmakta olan
köprünün bitiş tarihi Sinan'ın ilk mimari eseri olduğunu
savunduğumuz Üçbaş mescidinden iki yıl öncesine giderse de
onun mimari eser vermeye başlamadan önce kale, köprü gibi
askeri amaçlı yapıları gerçekleştirdiği bilindiği için üç tezke­
rede de adı geçen bu köprüyü ona bağlamanın yersiz olmadığı
kanısındayız.

Sıra No. 463


Katalog No. K XV-2
Kayıt TB:8-6; TE:9-6; TM
Adı KAPIAGASI (HARAMİ DERESİ) KÖPRÜSÜ
Yeri İSTANBUL, HARAMİDERE
Yaptıran Kapıağası (?)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Küçük Çekmece' den Büyük Çekmece yönüne giderken kara­
yolunun solunda bulunan 69 metre uzunluğundaki köprü
ortadaki büyük olmak üzere üç gözden oluşur. Ayakların
kaynak tarafında selyaranlar, bunların üstlerinde hafifletme
gözleri ve ayrıca iki yanda birer tahliye gözü vardır.
Sağlam durumda olan köprü yeni karayolu yapılıncaya kadar
kullanılıyordu. Şimdi kendi haline bırakılan köprü, suyu
çekilen derenin iki yanında biten ağaçlar arasında giderek
kaybolmaktadır.

Sıra No. 464


Katalog No. K XV-3
Kayıt TB:8-5; TE:9-5; TM
Adı ODABAŞI KÖPRÜSÜ
Yeri İSTANBUL, HALKALI
Yaptıran Odabaşı (?)
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Hadımköy-Halkalı yolu üzerinde bulunur. Uzunluğu 39
metre olan üç gözlü ve büyük kesme taşlarla yapılmış bir
köprüdür. Kayda değer bir özelliği görülmez. Bakımsız fakat
klasik karakteri bozulmadan günümüze ulaşmış bir yapıdır.

Sıra No. 465


Katalog No. K XV-4
Kayıt TB:8-7 ; TE:9-7
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA (SİNANLI) KÖPRÜSÜ
Yeri KIRKLARELİ, ALPULLU
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama 123 metre uzunluğundaki bu köprü Alpullu-Hayrabolu
yolunda Ergene Irmağı üstündedir. Ortada büyük ve yüksek
bir sivri: kemer ile iki yöndeki daha alçak ve küçük ikişer
kemerden meydana gelir. Büyük orta kemerin iki yanında
bulunan yuvarlak kemerli hafifletme gözleri daha dışta yer
alan ince uzun ve Bursa kemerli talıliye gözleri ve köşkü ile
dikkati çeker.
Sağlam durumda görünümü bozulmadan zamanımıza ulaşan
402 önemli bir eserdir.
KATALOG

Sıra No. 466


Katalog No. K XV-5
Kayıt TB:8-4; TE:9-4; TM
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA (ÇORLU) KÖPRÜSÜ
Yeri TEKİRDAÔ, MARMARACIK
Yaptıran Veziria'zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Tezkerelerde "Marmara"da olduğu belirtilen bu köprü Çorlu
ilçesi ile Marmaracık köyü arasında, Çorlu suyu üstünde
kurulmuştur.
K XV-5
İstanbul-Edirne karayolunun 200 metre kadar kuzeyinde
kalmakta, karayolundan görülebilmektedir. 58 metre uzun­
luğundaki beş kemerli köprünün değişik boyda ve asimetrik
konumdaki hafifletme gözleri kayda değer. Bir tarihte önemli
bir onarım geçirdiği belli olan köprü dere yatağı dolduğundan
şimdi kısmen toprağa gömülü durumdadır.

Sıra No. 467


Katalog No. K XV-6
Kayıt TB:8-8; TE:9-8
Adı SOKOLLU MEHMED PAŞA ( DRİNA ) KÖPRÜSÜ
Yeri BOSNA VİŞEGRAD
Yaptıran Veziria ?zam Sokollu Mehmed Paşa
Tamamlandığı yıl 1 5 77-8 (H.985 )
Açıklama Yugoslavya'nın Sarajevo kenti yakınlarındaki Vişe�rad ilçe­
sinde Drina Irmağını keser. 1 96 1 Nobel Edebiyat Ödülünü
kazanan İvo Andriç'in ünlü romanını konu olan köprüdür.
185 metre uzunluğunda, onbir kemerli ve kitabe köşkü bulu­
nan köprü İkinci Dünya Savaşında büyük hasar görmüş ise de
K XV - 6 1 945 'den sonra onarılarak kurtarılmıştır.

Sıra No. 468


Katalog No. K XV-7
Kayıt TB:8- 1 ; TE:9- 1 ; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN KÖPRÜSÜ
Yeri İST ANBUL, BÜYÜK ÇEKMECE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 567-8 (H.975)
Açıklama Yapımına 1 565 yılında başlanan bu köprü Kanuni'nin ölü­
münden sonra il. Selim zamanında tamamlanmıştır. Büyük
K XV-7
Çekmece gölü ile Marmara'yı birleştiren boğazın üstünde
toplam uzunluğu 638 metre olan dört bölümden meydana
gelir. Bölümleri, doğudan batıya doğru, birincisi yedi, ikincisi
yedi, üçüncüsü beş ve sonuncusu dokuz kemerlidir. Yedi
kemerli birinci bölümün orta yerinde ve dördüncü bölümün
son iki kemeri arasında dışa taşan köşkleri ve özellikle ikinci­
lerin arka duvarlarına konulan bir yanda Türkçe karşısında
Arapça kitabeleri ile dikkati çeker. İyi ve sağlam durumda
zamanımıza ulaşan köprü şimdi İstanbul-Edirne Karayolu
köprüsünün yakınında, ona paralel olarak yer almakta ve
kullanılmaktadır.

Sıra No. 469


Katalog No. K XV-8
Kayıt TB:8-2; TE:9-2; TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN (SİLİVRİ) KÖPRÜSÜ
Yeri İSTANBUL, SİLİVRİ
K XV-8 Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Silivri'nin hemen dışında, sürekli su baskınına uğrayan alçak
bir vadiyi aşmak amacı ile kurulan bu köprü 348 metre
uzunluğundadır. Basık kemerli otuz iki gözden oluşur. Selya­
ranlarının her iki yanda da üçgen biçimli olması dışında bir
özelliği yoktur. Sağlam fakat bakımsızdır.

403
MİMAR SİNAN

Sıra No. 470


Katalog No. K XV-9
Kayıt TM
Adı SULTAN SÜLEYMAN (DİL İSKELESİ) KÖPRÜSÜ
Yeri KOCAELİ, GEBZE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 534 (?)
Açıklama Dil İskelesi suyu üstünde bulunan bu köprü Gebze ile Hereke
arasında, Hereke'ye 8 kilometre mesafede yer alır. 45 metre
wunluğunda, ortadaki ötekilerden büyük ve yüksek olan üç
K XV - 9 kemerli bir köprüdür. Kanuni'nin lrakayn Seferinden önce
yaptırdığı söylenir ki bu durum Sinan eseri olma niteliğini
zayıflatır; adına yalnız Tuhfet ül-Mi'marin'de rastlanması da
şüpheyi artırır. Ne var ki, tasarımından sorumlu değilse bile
Sinan'ın bu köprünün yapımında bir görev yüklenmiş olması
mantığa ters düşmez.
Zamanımıza harap durumda gelen köprü 1 972-197 3 yılla­
rında Karayollarınca esaslı bir şekilde onarılarak kurtarıl­
mıştır.

Sıra No. 47 1
Katalog No. K XVI-1
Kayıt TM
Adı EÔRİ KEMER (?)
Yeri İSTANBUL, KEMERBURGAZ
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 5 53-1 564 arası
Açıklama Tuhfet ül-Mi'marin'de adı açıklanmadan sözü edilen bu
kemerin dirsek yaptığı için Eğri Kemer denilen yapı olduğunu
sanıyorw. Kırkçeşme tesislerinin bir kolu üzerinde, Kemer­
burgazdan 1 ,5 kilometre kadar güney-doğuda bulunur. 409
metre wunluğundadır. Kağıthane deresi üstünde altta dört,
ortada on, üstte otw üç kemer halinde düzenlenmiş, öbür
K XVI - 1 bölümlerde kemer sıraları vadinin durumuna göre biçimlen­
dirilmiştir.

Sıra No. 472


Katalog No. K XVI-2
Kayıt TB:7- l ; TE:8- 1 ; TM
Adı EVVEL BEND (PAŞA DERE) KEMERİ
Yeri İSTANBUL, KAÔITHANE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 55 3 - 1 564 arası
Açıklama Kağıthane'nin kweyinde, Paşa Dere üstünde bulunur. Üstte
sekiz, altta beş kemerli olmak üzere iki katlı ve 102 metre
wunluğundadır. Kırkçeşme tesisleri içinde yer alır. Sağlam
durumda zamanımıza ulaşmıştır.

Sıra No. 473


Katalog No. K XVI-3
Kayıt TB: 7-4; TE:8-4; TM
Adı GÜZELCE (GÖZLÜCE) KEMERİ
Yeri İSTANBUL, CEBECİKÖY
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 553-1 564 arası
Açıklama Cebeciköy yolu üzerinde, köyün 1 ,5 kilometre doğusunda
Alibey deresinin üstündedir. Altta sekiz, üstte onbir olmak
üzere iki sıra kemerden oluşur. Kemer açıklıkları 6, yapının
toplam uzunluğu 1 70, yüksekliği 32 metredir. Kırkçeşme
tesisleri arasında yer alır.

404
KATALOG

Sıra No. 474


Katalog No. K XVI-4
Kayıt TB:7-6; TE:S-6; TM
Adı HAVZ-1 KEBIR (BÜYÜK HAVUZ)
Yeri İSTANBUL, KAÔ ITHANE
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 563 (H.97 1 )
Açıklama Kırkçeşme suları İstanbul'a akıtılırken Mağlova kemeri yöre­
sinde Baş Havuz denilen Büyük Havuzda birleştiriliyordu.
Yuvarlak bir yapı olan Baş Havuz, iki kademeli olarak düşü­
nülmüş ve üst bölümünün çapı 1 3.70, derinliği 4.60, alt
bölümünün çapı 9.80, derinliği 7 .90 metre yapılmıştır. Alt
kademede duvar kalınlığı 3 .25 metreyi bulan Baş Havuz'un
çıkış galerilerinin bulunduğu kademeye yapının iç duvarına
yaslanan yuvarlak bir taş merdivenle inilir. Bu yapı iyi
durumda zamanımıza ulaşmıştır.

Sıra No. 475


Katalog No. K XVI-5
Kayıt TB:7-3 ; TE:S-3 ; TM
Adı MAÔLOV A (MOÔOLAÔA) KEMERİ
Yeri İSTANBUL, KEMERBURGAZ
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 553-1 564 arası
Açıklama Alibey Deresi üstünde, Kemerburgaz'ın yaklaşık 5 kilometre
güney-batısında bulunan bu kemerin adı Tezkiret ül­
Bünyan'da "Muallak Kemer" olarak geçer. 257 metre uzun­
luğundadır. İki katlı dörder göz ile bunların arasında ve yanla­
rında yer alan çok sayıda küçük gözden oluşur. Kırkçeşme
K XV! - 5
tesislerinden bir başkasıdır. İlk yapımı Roma öncesine giden
kemer Bizans döneminde kullanılıyordu. Sonra harabolmuş,
ve Sinan, eski temeller üstüne yeniden inşa etmiştir. Ayrıca,
tezkerelerde iki kez adı geçen kemeri selden harabolduktan
sonra Sinan'ın yenilediği anlaşılmaktadır. Büyük bölümü
Alibey Barajı altında kalacak olan bu kemer Sinan'ın en başa­
rılı yapıları arasında sayılır.

Sıra No. 476


Katalog No. K XVI-6
Kayıt TB:7-5; TE:S-5 ; TM
Adı MÜDERRİS KÖYÜ KEMERİ (KOVUK KEMER)
Yeri İSTANBUL, KEMERBURGAZ
Yaptıran Bilinmiyor.
Tamamlandığı yıl Bilinmiyor.
Açıklama Halkalı su tesislerinden olan bu kemer iki yandan payandalı
ayaklara basan ve taşları birbirine demir kelepçelerle tuttu­
rulmuş onbir kemerli bir yapıdır. 1 539 yılı ile 1 553-1 564
yılları arasında Kanuni'nin emriyle elden geçirildiği bilinir.Bu
yüzden Sinan öncesi döneme ait olduğu ve Sinan tarafından
onarıldığı anlaşılıyor. İyi durumdadır.

Sıra No. 477


Katalog No. K XVI-7
Kayıt TB:7-2 ; TE:S-2 ; TM
Adı UZUN KEMER
Yeri İST ANBUL, KEMERBURGAZ
Yaptıran Kanuni Sultan Süleyman
Tamamlandığı yıl 1 553-1 564 arası
Açıklama Kırkçeşme su tesisleri içinde Kemerburgaz'ın 1 ,5 kilometre
kuzey-batısında yer alan bu kemer Kemerburgaz yakınlarında
bulunur. Uzunluğu 7 1 0, yüksekliği 25 metredir. Kemerleri
iki sıra üzerine düzenlenmiş yapının üst kademesinde hepsi
aynı boyutlarda elli; alt kademesinde, arazinin biçimine göre
K XVI - 7
değişik boylarda kırkyedi göz yer alır. İyi durumda günümüze
ulaşmıştır.
405
MİMAR SİNAN

SINAN
BİBLİYOGRAFYASI

AKOZAN , Feridun ''Türk Han ve Kervansarayları" , Türk San'atı Tarihi Araştır·


ma ve İncelemeleri l (İstanbul , 1 968): 1 3 3- 167.
"Türk Külliyeleri'.', Vakıflar Dergisi, C. VIII (.1 969): 303- 3�8.
AKSOY, Özgönül Osmanlı Devri lstanbul Sıbyan Mektepleri Uzerine Bir in·
celeme (İstanbul, 1 968).
AKURGAL, Ekrem "Sanat Tarihi Bakımından Sinan", Ankara Üniversitesi Dil ve
Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, S.2 ( 1 944): 37 5-384 .
ALTAN, Kemal "Türk Sanatı ve Mimar Sinan", Mimar, S . 3 ( 1 934): 83-84.
,
, ,,
"Mimar Sinan'ın Plan Esasları", Mimar, S.3 ( 1 9 34): 85-86 .
" "Selimiye Camii ve Edime", M imar, S. 10 ( 1 934): 3 1 4-3 1 8.
"Siyavuş Paşa Kasrı", Arkitekt, S.9 ( 1 935): 268-269.
"Eski Mimarların Planları " , Arkitekt, S.6-7 ( 1 9 36): 1 99.
"Selimiye ve Mimari Manzumeleri", Arkitekt, S. 10- 1 1 ( ! 9 3 /):
294-297.
"Koca Sinan ve Türk Mimarisi", Mimarlık, S.2 ( 1 948): 2 3-2 5 .
AL TINA Y, Ahmet Refik M imar Sinan (İstanbul, 1 93 1 ) .
,, ,,
" Hazine-i Evrak Vesikalarına Göre Türk Mimarları (istan­
bul, 1 936).
ANHEGGER, Rudolf "İstanbul Su Yollarının inşasına Ait Bir Kaynak: Eyyubi'nin
Menakıb-ı Sultan Süleyman'ı" Tarih Dergisi, S. 1 ( 1 949): 1 1 9- 1 38.
"Zur Stellung eineger Staedte lnnerhalb der osmanischcn Baugcsc­
hicte von Sinan", Fuad Köprülü Armağanı (lstanhul, 195 3): 5- 16.
ARSEVEN, Celal Esat L'Art Turc: Depuis son Origine Jusqu'a nos Jours (istanbu l ,
1 93 9).
Türk Sanatı (İstanbul, 1 970).
ARU, Kemal Ahmet Türk Hamamları Etüdü (İstanbul, 1 949).
ASLANAPA, Oktay Edirne'de Osmanlı Devri Abideleri (İstanbul, 1 949).
"Kırım'da Türk Eserleri ve Mimar Sinan'ın Yaptığı Cami", Türk
Kültürü, S.28 ( 1 965): 229-240.
"Sinan" maddesi, İslam Ansiklopedisi, C.X ( 1 966): 65 5-66 1 .
Turkish Art And Architecture (London , 1 97 1 ).
ATASOY, Nurhan İbrahim Paşa Sarayı (İstanbul, 1 972).
ATABİNEN, R.S. "La Mosquee Suleimaniye", Türkiye Turing ve Otomobil Ku­
lübü Mecmuası, S.2 ( 1 93 1 ): 14- 1 7 .
A YANOÔLU, Fazıl "Ferhad Paşa ve G izli Kalan Vakıflar", Vakıflar Dergisi, C.Vll
( 1 968): 1 4 5- 1 48.
İstanbul'da Yola Kalbedilen Cami Ve Saire", Vakıflar Dergİ'si,
C.Vlll ( 1 969): 3 29-334.
A YV ANSARA Yl, Hüseyin Hadikat ül-Cevami (İstanbul, 1 28 1 / 1 864-5).
A YVERDİ, Ekrem Hakkı "Edime'de Rüstem Paşa Kervansarayı", Türkiye Turing ve Oto·
mobil Kurumu Belleteni, S. 1 22 ( 1 952): 9- 1 0 .
"Hüsrev Paşa Türbesi", İstanbul Enstitüsü Dergisi, S. 1 ( 1 955):
3 1 -38.
"Türk ve Bizans Mimari Unsurları" İstanbul Enstitüsü Dergi·
si, S.2 ( 1 956): 25-36.
"Yugoslavya'da Türk Abideleri ve Vakıfları" Vakıflar Dergisi,
C .lll ( 1 956): 1 5 1 -224.
BABINGER, Franz "Sinan" maddesi, Encyclopaedia o f lslam, C. l V (Lciden, 1 927):
428-432.
406
BABINGER, Franz "Moschee und Grabmal des Osman-Schah zu Trikkala: Ein Werk
des Baumeister Sinan", Praktika tes Akademias Athenon, C.IV
( 1 929): 1 5- 1 8.
BALTACI, Cahit XV.-XVI. Asırlarda Osmanlı Medreseleri (İstanbul, 1 976).
BARKAN, Ö mer Lütfi "Türk Yapı ve Yapı Malzemesi Tarihi için Kaynaklar" İktisat Fa·
kültesi Mecmuası, S. 1 7 ( 1 960): 3-26.
"Süleymaniye Camii ve İmareti Tesislerine Ait Yıllık Bir Muhase­
be Bilançosu 993/994 ( 1 585- 1 586)", Vakıflar Dergisi, C.IX ( 1 97 1 ):
1 09- 1 62.
Süleymaniye Camii ve İmareti İnşaatı: 1 5 50- 1 557, C.l ve il
(Ankara, 1 972, 1 979). .
BARKAN , O . L . -AYVERDI, E.H. lstanbul Vakıfları Tahrir Defteri (lscanbul, 1 956).
BATES , Ü lkü U. "Architecture", Turkish Art (ed. Esin Acıl)(Washington, D.C. ve
New York, 1 980): 45- 1 36.
BATUR, Afifc-BATUR, Selçu k "Sinan'a Ait Yapıların Listesi", Mimarlık, s. 49 ( 1 967): 35-44.
RATUR, M . "Ramazan Efendi Camii", Arkitekt, S . 293 ( 1 958): 1 76- 1 80.
"Rüstem Paşa Camii", Arkitekt, S.295 ( 1959): 77-79: S. 296 ( 1959):
" "

1 1 7- 1 20.
BATUR, Selçuk "Osmanlı Camilerinde Sekizgen Ayak Sisteminin Gelişmesi Üze­
rine", Anadolu Sanatı Araştırmaları, C.l ( 1 968): 1 39- 1 68.
BAYBURT, Ş. Mimar Sinan (Ankara, 1 970).
BEKTAŞ, Cengiz Koca Sinan (Ankara, 1 968).
BiLG E , A. "Mimar Si nan Hakkında Araştırmalar", Mimarlık S.5 ( 1 969):
1 7-34.
"Mimar Sinan Hakkında Araştırmalar il ", Sanat Tarihi Yıllığı,
S.5 ( 1 973): 1 4 1 - 1 73 .
BOZKURT, Orhan Koca Sinan'ın Köprüleri (İstanbul, 1 952).
CELA L, B.O. "Mimar Sinan ve Ekolü", Mimar, S.4 ( 1 932): 1 1 1 - 1 1 2 .
CEZAR, M ustafa "Osmanlı Devrinde İstanbul Yapılarında Tahribat Yapan Yangın­
lar ve Tabii Afetler", Türk San'atı Tarihi Araştırma ve İnce·
lemeleri l (İstanbul, 1 963): 327-4 1 4 .
Typical Commercial Buildings of the Ottoman Classical Pe·
riod and the Ottoman Construction System (İstanbul, 1 983).
CHARLES, A . M . "Hagia Sophia and ehe Great lmperial Mosques" Art Bulletin,
C. Xll ( 1 930): 32 1 -344.
CORBETT, S. "Sinan ehe Architect -in- Chief to Suleiman the Magnificent", Arc·
hitectural Review, S. 1 1 3 ( 1 953): 290-297.
"Sinan: Kanuni Süleyman'ın Baş Mimarı" (Çev.: N. Si nemoğlu),
Vakıflar Dergisi, C. V. ( 1 962): 1 93- 1 98.
ÇAYIRDA G , Mehmet "Kayseri'de Kitabelerinden XV. ve XVI. Yüzyıllarda Yapıldığı An­
laşılan ilk Osmanlı Yapıları", Vakıflar Dergisi, C. Xlll. ( 1 98 1 ) :
53 1 - 58 1 .
ÇETINT AŞ, Sedat Saray ve Kervansaraylar Arasında İbrahim Paşa Sarayı (İs­
tanbul, 1 939).
ÇULPAN, C . İstanbul Süleymaniye Camii Kitabesi (İstanbul 1 966).
DAG DEVIREN , A . Edirne'de Sinan ve Selimiyesi (İstanbul, 1 968).
DA Ô LIOG LU, T . "Ankara'da Cenabi Ahmet Paşa Camii ve Türbesi" Vakıflar Der·
gisi, C.ll ( 1 942): 2 1 3-2 1 9.
D e MiRANDA, F. The Mosques as W ork of Art And House of Prayer
(Wassenaar, 1 977).
De OSA, Veronica "Sinan le Batisseur", Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu
Belleteni, S. 2 1 8 ( 1 960): . 25-26.
Sinan, the Turkish Michelangelo (New York, 1 982).
DIEZ, Ernst "Der Baumeister Sinan und sein Werk", Atlantis (Nisan, 1 953):
183 vd.
DIEZ, E. -ASLANAPA, O. Türk Sanatı (İstanbul, 1 95 5).
Dl] KEMA, F.T. The Ottoman Historical Monumental lnscriptions in Edir·
ne (Leiden, 1 977).
DURRY, M. "A Propos de Sinan" Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu
Belleteni, S. 22 1 -222 ( 1 960): 2 1 -22.
EDHEM PACH A L'Architecture Ottomane (İstanbul, 1 873).
EFDAL ETTIN "Sinan", Mimar, S.3 ( 1 934): 87-89.
EGLI, Ernst "Türkische Brunnen", Le Turquie Kemaliste, S.25-26 ( 1 936):
5- 1 7 . 407
MİMAR SİNAN

EGLI, Ernst Sinan der Baumeister osmanischer Glanzzeit (Zürich , 1 9 54 ).


ELDEM, Sedat Hakkı Köşkler ve Kasırlar, C.l. ve Il. (İstanbul, 1 969- 1 97 )) .
ELDEM, S.H.-AKOZAN, F. Topkapı Sarayı (İstanbul, 1 982).
ERDENEN, O. "Eski Yapılarımızda Plan Meselesi", Mimarlık S. 26 ( 1 965): 1 9-24.
"Osmanlı Devri Mimarları, Yardımcıları ve Teşkilatları", Mimar­
lık, S.27 ( 1 966): 1 5- 1 8.
"Eski Mimarlarımızın Yetişmeleri", Mimarlık, S . 3 2 ( 1 966): 1 9-22 .
ERDOÔAN, Abdülkadir "Silivrikapı'da Hadım İbrahim Paşa Camii", Vakıflar Dergisi, C.I
(İ938): 29-3 3 .
ERDOÔAN, Muzaffer "Osmanlı Mimari Tarihinde Arşiv Kaynakları", Tarih Dergisi,
S.8 ( 1 953): 1 0 1 vd.
"Mimar Davud Ağa'nın Hayatı ve Eserleri", Türkiyat Mecmua·
sı, C. XII ( 1 95 5) : 1 79-204 .
" "Diyarbakır'da bir Sanat Eseri: Behram Paşa Camii", Tarih Coğ­
rafya Dünyas�, S. 7 ( 1 959): 38-40.
EREN , Z. "Mimar Sinan'ın Sofya'da Bilinmeyen Eseri", Belgelerle Türk
Tarihi Dergisi, S.8 ( 1 968): 7 1 -75.
ERGİN, Osman Türk Şehirlerinde İmaret Sistemi (İstanbul, 1 9 39).
ERZEN, Jale N . Mimar Sinan Dönemi Cami Cepheleri (Ankara, 1 98 1 ).
ETHEM, Halil Camilerimiz (İstanbul, 1 933).
EVLİYA ÇELEBİ Seyahatname, C.1-X (İstanbul, 1 3 1 4- 1 9 38).
EYİCE, Semavi "Yunanistan'da Türk Mimari Eserleri", Türkiyat Mecmuası, S. 1 1
( 1 954): 1 5 7- 1 82 : s. 1 2 ( 1 95 5): 205-230.
Istanbul: Petit Guide a travers les Monuments Byzantins
et Turcs (İstanbul, 1 95 5).
"Gebze'de Mustafa Paşa Külliyesi '', Bilgi, S. 1 2 7 ( 1 957): 9- 1 0 .
" "İstanbul Minareleri", Türk San'atı Tarihi Araştırma ve İn­
celemeleri 1 (İstanbul, 1 963): 3 1 - 1 3 2 .
"Svilengrad'da Mustafa Paşa Köprüsü (Cisr-i Mustafa Paşa)", Bel­
leten, S. 1 1 2 ( 1 964): 7 29-756.
"Sultaniye/Karapınar'a Dair", Tarih Dergisi S. 20 ( 1965): 1 1 7- 1 40.
"Cami" maddesi, Türk Ansiklopedisi, fas. 69 ( 1 967): 2 56-279.
Galata ve Kulesi, (İstanbul, 1 969).
GABRIEL, Albert "Les Mosquees de Constantinople", Revue Syria, S. 7 ( 1 926):
3 59-4 1 9 .
" Monuments Turcs d'Anatolie, C. 1. v e il. (Paris , 1 9 3 1 , 1 9 34).
"La Maitre architecte Sinan", La Turquie Kemaliste, S. 1 6 (1 9 36):
2- 1 3 .
Voyages Archeologiques dans la Turquie Orientale (Paris,
1 940).
GERHARD, David "Osmanlı Camiinde Mekan Sorunu" (çev. S. Batur) Mimarlık,
S.29 ( 1 966):9- 1 3 .
GLÜCK, Heinrich Die Baeder Konstantinopels (Wien, 1 92 1 ).
GOODWIN, Godfrey A History of Ottoman Architecture (London, 1 97 1 ).
GÖYÜNÇ, Nejat "Mimar Sinan'ın Aslı Hakkında", Tarih ve Toplum, S. 1 9 (Tem­
muz 1 985), 38-40.
GURLITT, Cornelius "Die Bauten Adrianopels" Orientalisches Archiv, S. 1
( 1 9 1 0- 1 9 1 1 ) : 5 1 -60.
Die Baukunst Konstanti nopels (Beri in, 1 9 1 2).
GÜREŞSEVER, Gönül "Haseki Darüşşifası (H.946/M . 1 5 39)", Sanat Tarihi Yıllığı, S . 5
( 1 973): 1 0 1 - 1 1 7 .
GÜRKAN, İsmail Kazım "Süleymaniye Darüşşifası" Kanuni Armağanı ( 1 970): 2 59-267.
HAMMER, Josef von Historie de l'Empire Ottomane (Paris, 1 863).
HOAG, John D. Islamic Architecture (New York, 1 977).
HOTAN , H. "Sinan'ın Sanatı" Artiket, S.323 ( 1 966) : 1 4 7- 1 48.
İLTER, İsmet "Köprüleriyle Mimar Sinan" Karayolları Bülteni S. 1 87 ( 1 966):
24-27; S. 1 88 ( 1 966): 1 7-2 1 ; S. 2 1 0 ( 1 967): 2 1 -24; S . 24 1 ( 1 970) : 1 6- 1 9;
S . 2 53-254 ( 1 97 1 ) : 29-33 .
İNALCIK, Halil The Ottoman Empire: The Classical Age 1 300- 1600 (Lon·
don , 1 973).
İNAN, Afet
,, ,,
Sinan: Hayatı ve Eserleri (İstanbul, 1 9 37).
Mimar Koca Sinan (Ankara, 1 968).
"Mimar Koca Sinan", Kültür ve Sanat S. l ( 1 973): 36-47.
408
SİNAN BİBLİYOGRAFYASI

iRFAN , N "Sinan", Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Belleteni,


S. 1 50 ( 1 954):23-24.
IŞMEN , 1. "Mimar Sinan: Zamanı, Hayatı , Kişiliği, Eserleri" Mimar Sinan,
s : 3 0 967): 67-8 1 .
İ nsanlar ve Köprüler (İstanbul, 1 972).
KAFLI, K. "İstanbul Hamamları", Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu
Belleteni, S. 1 83 ( 1 957): 1 5- 1 6.
KARABIYIKLI, Y. Edirne Tarihi ve Selimiye Camii Evsafı (İstanbul, 1 97 1 ).
KARAHASAN , P. " lstanbul Sultan Selim Camii Hakkında", Sanat Tarihi Yıllığı
s. 1 ( 1 965): 1 83- 1 87.
KESKIOÔLU, O. "Bulgaristan'da Bazı Türk Abideleri ve Vakıf Eserleri", Vakıflar
Dergisi, C. VIII ( 1 969): 309-3 22.
KIENITZ, F.K. "Türkische Brücken", Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu
Belleteni, S. 258 ( 1 963): 28-3 2 .
Eski Türk Köprüleri (çev. A . Baydar) (Ankara, 1 965).
KLINGHARDT, K . Türkische Baeder (Stuttgart, 1 927).
KOCA iNAN , Ziya Mimar Sinan ve XX. Asır Mimarisi (İstanbul, 1 939).
KOÇU, Reşat Ekrem Topkapı Sarayı, (İstanbul, 1 960).
KONYALI , lhrahim Hakkı İ stanbul Abideleri (İstanbul, 1 943).
" ,
" ,
Mimar Koca Sinan (İstanbul, 1 948).
Mimar Koca Sinan'ın Eserleri (İstanbul, 1 950).
Erzurum Tarihi (İstanbul, 1 960).
Konya Tarihi (Konya, 1 964).
"Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Hafsa Sultan'ın Vakfiyesi ve
Manisa'daki Hayır Eserleri" Vakıflar Dergisi, C. VIII ( 1 969):
47-56.
Ü sküdar Tarihi, c.ı ve il (İstanbul, 1 976, 1 977).
KONY AR, Basri Diyarbakır Yıllığı (Ankara, 1 936).
KOSEOÔLU , N . "İstanbul Hamamları" Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu
Belleteni, S. 1 28 ( 1 952): 7 - 1 ! .
!\: U RAN, Doğan Osmanlı Dini Mimarisinde İç Mekan Teşekkülü: Rönesans·
la Bir Mukayese (İstanbul, 1 958).
"Une Analyse Stylistique de l'Espace dans l'Architecture Ottoma­
nc", Milletlerarası Birinci Türk Sanatları Kongresi: Kong·
reye Sunulan Tebliğler (Ankara, 1 96 1 ): 2 1 9-224.
"Atik Valide Külliyesi", Mimarlık ve Sanat S. l ( 1 96 1 ): 3 3-36;
S.2 ( 1 96 1 ): 59-63.
"Beşiktaş'ta Sinan Paşa Camii", Mimarlık ve Sanat, S.3 ( 1 96 1 ):
1 1 2-1 1 5.
" Les Mosquees a Coupole a Base Hexagonale" Beitraege zur
Kunstgeschichte Asiens: in Memoriam Ernst Diez (İstanbul,
1 963): 3 5-47.
"Sinan Üzerine", Mimar Sinan ( 1 967): 6- 1 4 .
"Sinan İçin", Mimarlık, S . 4 2 ( 1 967): 1 3- 1 4.
"Mimar Sinan ve Türk Mimarisinin Klasik Çağı" Mimarlık,
S. 49 ( 1 967): 1 3-34.
"İslam Sanatının Yorumlanması" Anadolu Sanatı Araştırma­
ları, C . I ( 1 968): 9-4 7 .
" A n Ottoman Building Complex o f the SixteenthCentury:The So­
kollu Mosque and lts Dependenci€s in lstanbul", Ars Orientalis,
S.7 ( 1 968): 1 9-39.
"İstanbul'un Tarihi Yapısı", Mimarlık, S. 79 ( 1 970): 26-48.
"Sinan'ın Sanatı", Türkiyemiz, S.3 ( 1 97 1 ): 2 - 1 3 .
"Selimiye a t Edirne: lts Genesis and a n Evaluation o f its Style",
IVeme Congres International d'Art Turcs (Aix-en-Provence,
1 976): 105- 1 1 ! .
"Architecture of the Ottoman Period", The Art and Architec·
ture of Turkey (ed. Ekrem Akurgal) (Fribourg, 1 980): 1 3 7- 1 69.
KUMBARACILAR, 1. "Türk Mimarları •; Arkitekt, S . 2 ( 1 937): 59-60; S.3 ( 1 937): 85-86.
" , ,
İstanbul Sebilleri (İstanbul, 1 938).
KURA N , Aptullah The Mosque in Early Ottoman Archi.tecture (Chicago and
Landon, 1 968).
"Mimar Sinan'ın İlk Eserleri/Early Works of the Architect Sinan"
Belleten, S. 1 48 ( 1 973): 533-556. 409
MİMAR SİNAN

KURAN, Aptullah "Zal Mahmud Paşa Külliyesi", Boğaziçi Üniversitesi Dergisi:


Hümaniter Bilimler, C.l ( 1 973): 65-8 1 .
"Haseki Külliyesi", Boğaziçi Ü niversitesi Dergisi: Hümaniter
Bilimler, C.II ( 1 974): 5 7-86.
"Üsküdar'da Mihrimah Sultan Külliyesi", Boğaziçi Ü niversite­
si Dergisi: Hümaniter Bilimler, C. 111 ( 1 97 5): 4 3- 7 2 .
"Çatalca'da Ferhad Paşa Camii", Boğaziçi Ü niversitesi Dergi­
si: Hümaniter Bilimler C. 111 ( 1 975): 7 3 -90.
"The Mosques of Sinan", Fifth International Congress of Tur­
kish Art (Budapest, 1 9 7 5 ) : 5 59-568.
"Mimar Sinan'ın Eserleri ve Camileri Konusunda Kısa hir Değer­
lendirme", Boğaziçi Ü niversitesi Dergisi: Hümaniter Bilim­
ler, C.IV-V ( 1 976- 1 977): 83- 1 0 1 .
" "Tophane'de Kılıç Ali Paşa Külliyesi", Boğaziçi Ü niversitesi
Dergisi: Hümaniter Bilimler, C.Vl. ( 1 978): 1 7 5 - 1 98 .
"Mimar Sinan'ın Bilinmeyen ve Kaybolan Camileri" Boğaziçi
Ü niversitesi Dergisi: Hümaniter Bilimler C. Yii ( 1 979): 8 1 -94 .
"Mimar Sinan'ın Onardığı Camiler", Boğaziçi Ü niversitesi Der·
gisi: Hümaniter Bilimler, C.Vlll-IX ( 1 980- 1 98 1 ) : 1 95-2 1 5 .
"Üsküdar Atik Valide Külliyesinin Yerleşme Düzeni ve Yapım Ta­
rihi Üzerine", Suut Kemal Yetkin'e Armağan (Ankara, 1 984):
2 3 1 -248.
KÜHNEL, Ernst lslamic Art and Architecture (London, 1 966).
KÜRKÇÜOÔLU, Kemal Edip Süleymaniye Vakfiyesi (Ankara, 1 962).
MAMBOURY, E. Constantinople: Guide Touristique (lstanhul, 1 929).
MARTINY, G. "Die Piyale Pascha Moschee", Ars Islamica, C.111 ( 1 9 36): 1 57- 1 7 1 .
MAYER, LA. Islamic Architects and Their Works (Gencve, 1 9 56).
MERİÇ, Rıfkı Melı:ıl "Edirne'nin Tarihi ve Mimari Eserleri Hakkında" Türk San'atı
Araştırma ve İncelemeleri 1 (İstanbul, 1 96 3): 4 ·N-5 36.
Mimar Sinan: Hayatı, Eseri (Ankara, 1 965).
MOLNAR, Jozsef Macaristan'daki Türk Anıtları (Ankara, 1 97 3).
MORTAŞ, Abidin " Klasik Türk Mimarisi ve Sinan'ın San'atı", Arkitekt, S . 1 4 7 - 1 48
( 1 944): 80-82.
MÜLLER-WIENER, Wolfgang Bildlexikon zur Topographie lstanbuls (Tühingen, 1 977).
NAYIR, Zeynep Osmanlı Mimarlığında Sultan Ahmet Külliyesi ve Sonra­
sı: ( 1609- 1690) (İstanbul, 1 975).
NİRVEN, Sadi Nazım İ stanbul Suları (İstanbul, 1 946).
OGAN , A. "Manisa Muradiye Külliyesi", Türkiye Turing ve Otomobil Ku­
rumu Belleteni, S . 1 50 ( 1 954 ): 9- 1 1 .
OKTAY, E.-ARTUK, İ. "Ayasofya'daki II. Selim Türbesi ve içindekiler" Ayasofya Mü·
zesi Yıllığı, S.6 ( 1 96 5 ) : 47.
ORGUN, M. Zarif "Hassa Mimarları", Arkitekt, S. 1 0 ( 1 938): 3 3 3- 3 4 2 .
,
,
" " "İbrahim Paşa Sarayı", Arkitekt, S. 3 4 ( 1 9 39): 5 5-59.
-

"Sinan'a Ait Yeni Bir Vesika", Arkitekt, S. 1 - 2 ( 1 940): 2 5-29.


ORLANDOS, A.K. "He Architektonike tou tzamiou Osma n Sach ton Trikkalon",
Praktika tes Akademias Athenon, C. IV ( 1 929): 3 1 9- 32 5.
OSMAN, Rıfat "Mimar Sinan'ın Hayatı: Mukayeseli Cetvel", Mimar, S. 4 ( 1 9 3 1 ) :
1 1 3- 1 1 7 .
"Mimar Koca Sinan ibn Abdülmennan", Milli Mecmua S . 8 3
( 1 946): 1 3 3 5- 1 346.
ÖGEL, Semra "Osmanlı Devrinde Türk Külliyesi", Türk Kültürü S. 1 1 ( 1 96 3 ) :
3 7- 4 ! .
"Die osmanischen Baukomplexe", Anatolica, S . l ( 1 967): 1 18- 1 2 3 .
Der Kuppelraum i n der türkischen Architektur (lstanbul,
1 972).
"Türk Mimarisinde Kubbeli Mekan Gelişmesinin Anahatları", Ya­
pı, S.32 ( 1 979).
ÖNEY, Gönül Türk Çini Sanatı (lstanbul, 1 976).
,, ,,
"Architectural Decoration and the Minor Arts", The Art and
Architecture of Turkey (Fribourg, 1 980) : 1 70-207 .
ÖNGE, Yılmaz "Edirne'de Mimar Sinan'ın Eseri: Bir Namazgah", Ö nasya, S.44
( 1 969): 8-9.
"Külliyelerimizin Yıkılan Hamamları", Önasya, S.74 ( 1 972): 5-6, 2 1 .
410
SİNAN BİBLİYOGRAFYASI

Ö Z , Tahsin Mimar Mehmet Ağa ve Risale·i Mimariye (lstanbul, 1 944).


" ,,
Risale-i Mimariye Hülasası (İstanbul, 1 946) .
"Şehzade Mehmet Türbesi", Arkitekt, S.9- 1 0 ( 1 946): 2 2 1 -225.
"Süleymaniye'nin İnşasının 400'üncü Yıldönümü" Arkitekt, S. 289
( 1 957): 1 67- 1 74.
"Süleymaniye Camii", Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu
Belleteni, S. 206 ( 1 959): 3 .
İstanbul Camileri, C.I v e I I (Ankara, 1 962, 1 965).
Ö ZDEŞ, Gündüz İstanbul Çarşıları (İstanbul, 1 954 ). '

" "
"Sinan İçin", Mimar Sinan (İstanbul, 1 967): 1 -4.
OZIŞI K , Talat "Mimar Koca Sinan ve Sanatı", Mimarlık, S.6 ( 1 944): 5-7; S. 2-3
( 1 945): 5-7.
" Koca Sinan: Hayatı ve Eserleri", Türkiye Turing ve Otomo·
bil Kurumu Belleteni, S.4 1 ( 1 945): 37-38-40.
"Mimar Koca Sinan", Arkitekt, S. 1 7 1 - 1 72 ( 1 946) : 7 1 -73.
"M imar Koca Sinan", Mimarlık, S.2 ( 1 949): 25-30.
"Mimar Koca Sinan'ın Ölümünün 370'inci Yıldönümü" Sanat
Dünyası, S.52 ( 1 958): 5-7.
OZTU N A , T. Yılmaz Türkiye Tarihi (İstanbul, 1 965).
" il ,,

"Mimar Sinan'ın Hatıraları" Hayat Tarih Mecmuası S.5 ( 1 966):


4- 1 l ; S.6 ( 1 966): 42-5 1 ; S . 7 ( 1 966): 49-55 .
PAPAZO Ô LU , A . R . "Sinan h o Architekton" Epetcris Hetaireias Byzantinon Spo·
udon, S. 1 4 ( 1 938): 443-460.
PEK Ö Z , R . "Türk Camilerinde Mekan Gelişimi", Önasya, S. 1 6 ( 1 966): 1 0- 1 1 ,
22.
PEREM ECi, Osman Edirne Tarihi (İstanbul, 1 939).
RADO, Şevket "Mimarbaşı Sinan'a Hüküm ki", Türkiye Turing ve Otomobil
Kurumu Belleteni, S.80 ( 1 948): 1 6- 1 7 .
REYHANLI, T.-ALTUN , A . "Edirne, Havsa'da Sokollu Külliyesi", Sanat Tarihi Yıllığı, C.VI
(İstanbul, 1 974-7 5).
RIEFSTAHL, Rudolph "Selimieh i n Konia", Art Bulletin, S.4 ( 1 930): 3 1 ! .
ROGERS, J . M . "The Stones of Süleymaniye", lnternational Journal of Midd­
le East Studies, C. 1 4 , S. l ( 1 982): 7 1 -86.
SAUVAGET, J . "lnventaire des Monuments Musulmans de la Ville d'Alep", Re·
vue des Etudes lslamiques ( 1 93 1 ): 59- 1 1 4 .
Les Monuments Historiques de Damas (Beyrut, 1 932).
SCHNEIDER, A . M . "Das Serail des İbrahim Pascha an At Meidan", Revue Histori·
que du Sud-Est Europe, S. 1 8 ( 1 94 1 ): 1 3 1 - 1 36.
SEREZLI, E . "Yine İstanbul Medreseleri", Türkiye Turing ve Otomobil Ku­
rumu Belleteni, S.67 ( 1 94 7): 9- 1 ! .
"Süleymaniye Camii", Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu
Belleteni, S. 1 02 ( 1 950): 5-7.
SERTOÔ L U , Mithat "Rüstem Paşa ve Camii", Türkiyemiz, S.23 ( 1 977): 1 5-2 ! .
SOYLEMEZOÔ LU, H . K . İslam Dini, İlk Camiler ve Osmanlı Camileri (İstanbul, 1 955).
SOZEN , Metin
,,
Diyarbakır'da Türk Mimarisi (İstanbul , 1 97 1 ).
"
Türk Mimarisinin Gelişimi ve Mimar Sinan (İstanbul, 1 975).
STRATTON , Arthur Sinan (London, 1 972).
S U , K amil Mimar Sinan'ın Eserlerinden Muradiye Camii (İstanbul,
1 940).
SUMNER-BOYD, H .-FREELY, ]. Strolling Through İstanbul (İstanbul, 1 972).
S Ü REYYA, "Mimar Sinan'ın Bolvadin'deki Eserleri", Mimar, S . 3 ( 1 932): 1 1 3 .
ŞEHSUVAROÔ L U , B . N . İstanbul Sarayları, Resimli Hayat Dergisi Eki ( 1 954).
ŞEHSUVAROÔ LU, H . Y . "Mihrimah Camii", Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu
Belleteni, S. 1 6 1 ( 1 965): 7-8.
ŞEVKi, "Mimar Sinan", Mimar, S.3 ( 1 932): 1 1 3 - 1 1 4 .
TANIŞIK , lbrahim Hilmi İstanbul Çeşmeleri, C . l ve II (İstanbul , 1 943, 1 945).
TU G CU, K. "Mihrimah Camii", Hayat Tarih Mecmuası, S. l ( 1 967): 4 1 -43.
"
"Eski Valide Camii", Hayat Tarih Mecmuası, S.2 ( 1 967): 54-57.
"Şemsi Paşa Camii", Hayat Tarih Mecmuası, S.3 ( 1 967): 37-39.
"Sultan Selim Camii", Hayat Tarih Mecmuası, S.4 ( 1 967): 40-42.
TU G RUL, Nazir "Büyük Çekmece Köprüsü, Arkitekt, S. 1 49- 1 50 ( 1 944): 1 1 3- 1 1 4.
TUNCAY, R. "Edirne'de Selimiye Camii", Belgelerle Türk Tarihi, S. 23 ( 1 969):
3-12.
41 1
MİMAR SİNAN

TUNÇ, Gülgün Taş Köprülerimiz (Ankara, 1 978).


TUNÇER, Orhan "Diyarbakır Ali Paşa Camii", Ö nasya, S.67-68 ( 1 9 7 1 ) : 10- 1 1 ;
S.70-7 1 ( 1 97 1 ) : 8-9.
TURAN, Şerafettin "Gli Architetti lmperiali nell'lmpero Ottomano", Atti del Secon­
do Congresso lnternazionale di Arte Turca, V enezia, 1963
(Napoli, 1 965): 259-263 .
"Osmanlı Teşkilatında Hassa Mimarları ", Tarih Araştırmaları
Dergisi, S. l ( 1 964): 1 57-202 .
TUTEL, E. "Süleymaniye", Hayat Tarih Mecmuası, S. 3 ( 1 966): 44-48.
UÇAR, B. "Büyük Türk Mimarı Koca Sinan", Mimarlık, S. 3 ( 1 944): 4-7.
ULUDAÔ, O.Ş. "Karapınar'daki Selimiye Camii", Konya, S.35 ( 1 94 1): 207 1 -207 3 .
UZLUK, Ş. "Mimar Koca Sinan'ın Sanatı", Konya, S . 7 8 ( 1 94 5): 3 - 1 9.
, ,,
"Mimar Koca Sinan", Milli Mecmua, S. l ( 1 952): 5-6.
,

UZUNÇARŞILI, İ.H. Kütahya Şehri (İstanbul, 1 9 32).


,, ,,
Osmanlı Tarihi, C. il (Ankara , 1 964).
ÜLGEN, Ali Saim "Topkapı'da Ahmet Paşa Heyeti" Vakıflar Dergisi C . 11 ( 1 942):
1 69- 1 7 1 .
"Ankara'da Cenabi Ahmed Paşa Camii ve Türbesi", Vakıflar
Dergisi, C.II ( 1 942): 2 2 1 -222.
Pertev Mehmed Paşa'nın Eserleri Hakkında Mimari izahat", Va­
kıflar Dergisi, C.11 ( 1 942): 24 1 -243.
"Cenabi Ahmed Paşa Camii ve Türbesi" Türkiye Turing ve Oto­
mobil Kurumu Belleteni, S. 32 ( 1 94 3): 27-29.
"Sinan İhtifali", Mimarlık, S.6 ( 1 944): 2-4.
"Mimar Sinan", Mimarlık, S.2-3 ( 1 945): 2-4.
"Rüstem Paşa Heyeti", Mimarlık, S. l -2 ( 1 952): 2 3-28.
"Şehzade Camii Heyeti'', Mimarlık, S. 5-6 ( 1 952): 1 3 - 1 6 .
La Charactere Philosophique e t Esthetique d e ! ' Architec­
ture Turque (Ankara, 1 96 1 ).
ÜLGEN , H.M. İstanbul Camileri (İstanbul, 1 966).
ÜNSAL, Behçet Turkish-lslamic Architecture 107 1- 1923 (London, 1 9 59).
"Topkapı Sarayında Bulunan Mimari Planlar Ü zerine", Türk San'·
atı Tarihi Araştırma ve İncelemeleri l (lsranbul, 1 96 1):
1 68- 197.
" "İstanbul'un İmarı ve Eski Eser Kaybı", Türk San'atı Tarihi Araş·
tırma ve İ ncelemeleri ll (lstanbul, 1 968): 6-6 1 .
"İstanbul Türbeleri Üzerinde Stil Araştırması" Vakıflar Dergi·
si, c.xvı ( 1 982): 77- 1 20.
ÜNVER S.A. "Mimar Sinan'ın Hayatı", Mimar, S.4 ( 1 9 3 1 ) : 1 1 1- I I LJ .
"Süleymaniye Külliyesinde Darüşşifa, Tı p Medresesi ve Darülaha­
kire Dair", Vakıflar Dergisi, C.11 ( 1 942): 195-207.
VOGT-GÖKNİL, U. Les Mosquees Turques (Zürich , 1 9 53).
,
" " Turquie Ottomane (Fribourg, 1 965).
,

" Living Architecture: Ottoman (Fribourg, 1 966).


WARREN, ) . "İstanbul ve Koca Sinan, Landon ve Sir Christopher Wren", Tür·
kiye Turing ve Otomobil Kurumu Belleteni, S. 2 36 ( 1 961 ):
2 1 -2 3 .
YALTKAYA, Ş . "Kara Ahmed Paşa Vakfiyesi", Vakıflar Dergisi , C. i l ( 1 942):
83-97.
YENİŞEHİRLİOÔLU, Filiz "Şehzade Mehmet Türbesi Çinileri Üzerine Gözlemler", Bedret·
tin Cömert'e Armağan, (Ankara, 1 980): 449,456.
"XVI. yy. Osmanlı Dönemi Yapılarında Görülen Mimari Süsle­
me Programlarında Mimar Sinan'ın Katkısı Var Mıdır ?", Mimar·
lık, s. 5-6 ( 1 982): 29-3 5.
YETKİN, Suut Kemal "The Evalution of Architectural Form in Turkish Mosqucs
( 1 300- 1 700)", Studio lslamica, S. 1 1 ( 1 959): 7 3 -9 1 .
L'Architecture Turque en Turquie (Paris, 1 962).
İslam Mimarisi (Ankara, 1 965).
"Mimar Sinan ve Eserleri", Sanat ve Sanatçılar S. 17 ( 1 966): 4-7.

412
SİNAN BİBLİYOGRAFYASI

YUCEL, Erdem "Manisa Muradiye Camii Restorasyonu", Arkitekt, S. 3 1 5 ( 1964):


88-90.
"Manisa Muradiye Camii ve Külliyesi" Vakıflar Dergisi, C.VII
( 1 968): 207-214.
"Şemsi Paşa Külliyesi", Arkitekt, S. 336 ( 1 969): 1 57- 1 60.
"Mimar Sinan Mescidi" Sanat Tarihi Yıllığı,C.III ( 1970): 49-58.
"Şemsi Paşa Külliyesi", Türkiyemiz, S.37 ( 1 982): 34-39.

413
İNDEKS

Abdülkadir Gilani, 19, 241 Barbaros Hayreddin Paşa Türbesi (Beşiktaş), 24, 78
Abdüsselam Bey Medresesi, 241 Barkan, Ömer L., 66
Acem Alisi, bkz. M imar Acem Alisi Barok, 240
Acemi Ocağı, 1 7 Batur, Afife ve Sel-çuk, 66
Acemioğlan, 1 7 , 1 8 Bayezid i l . , bkz. Sultan il. Bayezid
Adliye Camii ( Halep), 5 9 Bayezid Camii (�dirne), 5 4
Adsız Risale, 2 0 Bayezid Camii (lstanbul), 1 2 , 1 3 , 5 3 , 54, 6 0 , 62,
Ağırnas1• 16, 1 7 8 9 , 9 0 , 1 2 2 , 214
Aksoy, Ozgönül, 66 Bayezid Külliyesi (Amasya). 4 3 , 5 2 , 5 5 , 70
Alaeddin Camii (Niğde), 169 Bayezid Külliyesi (�dirne), 1 5 , 43, 5 3 , 5 5 , 70
Alberti, Leon Battista, 239, 240 Bayezid Külliyesi (lstanbul), 5 3
Ali Kuşçu, 14 Bayezid Medresesi (Amasya), 45
Ali Paşa Camii (Tokat), 238 Bayezid Medresesi . (Edirne), 4 5 , 242
Ali Paşa Çarşısı (Edirne), 1 74, 1 7 5 Bayezid Mektebi (lstanbul), 44, 45
Amirutzes (Trabzonlu), 1 4 Bayram Paşa Külliyesi (Haseki), 207
Amyris, 1 4 Bedestan (Edirne), 152
Arap Ş::yh Camii (Diyarbakır), 1 1 7 Behram Paşa, 96
Asakir-i Nizamiye, 182 Behram Paşa Camii (Diyarbakır), 96, 97, 2 3 8
Asari, 20 Behruz Odabaşı, 2 2
Asiye Sultan, 80 Belgrad Sefer-i Hümayunu, 1 7 , 18
Aslanapa, Oktay, 1 7 , _ 6 2 , 66, 6 7 , 1 70, 239 Bellinghieri, Francesco, 14
At Meydanı Sarayı ( lstanbul), 2 3 Bellini, Gentile, 14
Atai, 199 Bernini, Gianlorenzo, 243
Atik Ali Paşa Camii (İstanbul)., 62 Bıyıklı Mehmed Paşa, 62
Atik Valide Camii (Toptaşı), 20, 67, 115, 184, Bağdan Sefer-i Hümayunu, 18, 33, 241
185, 186, 187, 189, 2 3 7 Bramante, Donata, 13, 239, 243
Atik Valide Darülhadisi (Toptaşı), 1 79, 184 Brunelleschi, Filippo, 240
Atik Valide Darülkurrası (Toptaşı), 1 7 8 Bursa Ulucamii, 12, 13, 169
Atik Valide Darüşşifası (Toptaşı), 2 5 , 180, 182, Büyük Çekmece Köprüsü, 146, 147
183, 184
Atik Valide Hamamı (Toptaşı), 180
Atik Valide Hankahı (Toptaşı), 178 c
Atik Valide İmareti (Toptaşı), 1 7 9 , 180, 182, 183,
189, 217, 219 Ca' fer Ağa, 129 .
Atik Valide Kervansarayı (Toptaşı), 182 Cerrah Paşa Camii (lstanbul), 237
Atik Valide Külliyesi (Toptaşı), 43, 115, 175, 182, Cezar, Mustafa, 65, 67
187 C iriaco (Ankonalı), 14
Atik Valide Medresesi (Toptaşı), 1 7 7 , 187, 207
Atik Valide Mektebi (Toptaşı), 66
Atik Valide Tabhanesi ('"foptaşı), 180, 183
Aya �nastasya Kilises! ( lstanbul), 105
ç
Aya Irene Bazilikası (lstanbul), �3 Çaldıran, 1 7
Aya Sergios ve Bakhos Kilisesi (lstanbul), 98, Çavuşbaşı Camii (Sütlüce), 3 3 , 34, 65
239 Çelebi Slutan Mehmed Külliyesi (Bursa), 5 3 , 5 5
Aya Sofya Bazilikası/Camii ( İstanbul), 1 3 , 20, 60, Çelebi Sultan Mehmed Medresesi (Merzifon), 44
64, 81, 1 6 2 , 163, 214, 2 1 5 , 2 3 5 , 2 3 6 , 239, 240 Ç inili Hamam (Zeyrek), 92
Aya Sofya Camii (İznik), 24 Ç inili Köşk (İstanbul), 40
Ayanoğlu, Fazıl, 196 Çinili Külliye (Üsküdar), 207
Ayas Paşa Camii (Basra), 2 3 Çoban Mustafa Paşa, 18, 19
Ayas Paşa Türbesi (Diyarbakır ?), 2 1 Çoban Mustafa Paşa Camii (Gebze), 36, 43, 46,
Ayşe Kadın Camii (Edirne), 142 48, 66, 242
Ayvansarayi, bkz. Ayvansaraylı Hüseyin Efendi Çoban Mustafa Paşa Kervansarayı (Gebze), 160
Ayvansaraylı Hüseyin Efendi, 19, 189 Çoban Mustafa Paşa Külliyesi (Gebze), 18, 43,
Ayverdi, Ekrem �akkı, 65, 66, 67 53, 71, 73, 75
Azabkapı Camii (lstanbul), 137, 139, 141, 142, Çorum Ulucamii, 24
143, 237

B D
Damad Ferhad Paşa Camii (Çatalca), 2 1 , 6 7 , 222
Bakırcılar Arastas� (Süleymaniye), 7 4 Davud Ağa, bkz. Mi.mar Davud Ağa
Bali Paşa Camii (lstanbul), 34, 65, 9 4 , 9 5 , 2 0 6 , 2 3 7 Davud Paşa Camii (lstanbul), 115
Baltacı, Cahid, 199 Davud Paşa Medresesi ( İstanbul), 44
Barbaros Hayreddin Paşa Hamamı (Zeyrek), Dayızade Mustafa Efendi, 20
414 bkz. Ç inili Hamam
İNDEKS

Defterdar Caddesi, 1 9 7 , 203 Goodwin Godfrey, 1 7 , 6 7 , 1 2 7 , 2 2 5 , 2 39, 240


Deli Husrev Paşa Camii (Halep), 45, 46 Grabar, Oleg, 11
Deli Husrev Paşa Medresesi (Halep) 98 Güzel Ahmed Paşa Konağı (Sultanahmet), 2 3
Deli Husrev Paşa Türbesi (İstanbul), 24, 64, 78 Güzel Ahmed Paşa Türbesi (Edirnekapı), 24, 126, 127
De Architectura, 240 Güzelce Kemer. 2 4 4
De re Aedificatoria, 2 40
De re Militari, 14
Destari Mustafa Paşa Türbesi (Ş!:hzadebaşı), 127 H
Devşirme, 16, 17
Diez, Ernst, 239 Habeşi Mehmed Ağa, 2 2 3 , 224
Dilaşup Saliha Sultan, 80 Hacı Ahmed Paşa Camii (Kayseri), 24, 6 7
Divriği Ulucam ii, 169 Hacı Halil Ağa Mescidi (Yenibahçe), 1 3 4
Dökmecizade Mehmed Efendi, 187 Hadım Ali Paşa Camii (Diyarbakır), 45, 4 6
Drina Köprüsü, 145, 147 Hadım Ali Paşa Medresesi (Diyarbakır), 6 6
Dukaginzade Gazi Mehmed Paşa, 59 H adım İbrahim Paşa, 9 2
Hadım İbrahim Paşa Camii (Silivrikapı), 9 0 , 93,
94, 9 5 , 96, 229, 2 3 7 , 2 3 8
E Hadım İbrahim Paşa Türbesi (Silivrikapı), 24
H adım Süleyman Paşa Camii (Kahire), 62
Ebu Hanife, 1 9 , 241 Hadikat ül-Cevimi, 187, 189
Ebu Suud Efendi Hamamı (Çapa), 2 4 Hafsa Sultan, 18
Ebu'l-Falz Camii (Tophane), 34, 65 Hafsa Sultan Türbesi (Sultanselim), 24
Eğri Kemer, 244 H alil Bey Camii (Kemah), 3 6
Ekmekçioğlu Ahmet Paşa Medresesi (Vefa), 1 3 1 H alkalı Pınar Sarayı, 2 4
Emetullah Gülnuş Sultan, 1 7 5 Han Yunus, 1 7
Eski Cami ( Edirne), 152 Hasan Çavuş, 187
Ethem Paşa Türbesi (Üsküdar), 5 2 H aseki Hürrem Sultan1 38, 40, 4 1
Evliya Çelebi, 34, 66, 70, 1 2 2 , 143 , 1 4 8 , 182, 214 Haseki Sultan Camii (lstanbul), 3 3 , 36, 38, 39,
Evvel Kemer, 244 43, 45, 46, 48, 64, 66, 2 2 2 , 242
Eyice, Semavi, 6 5 , 67, 142, 161 Haseki Sultan Darüşşifası (İstanbul), 25, 39, 40, 41
Eyüp Camii, 2 3 7 H aseki Sultan Hamamı (Ayasofya), 90, 91, 92
Eyyubi, 2 0 Haseki Sultan Hamamı (Bahçekapı), 2 4
Ezine Ulucam ii, 36 Haseki Sultan İmareti ( İstanbul), 39, 40
Haseki Sultan Külliyesi (İstanbul), 19, 2 1 , 39, 41,
43, 69, 74
F Haseki Sultan Medresesi (İstanbul), 39, 40, 4 1 ,
42, 43, 4 5 , 48, 5 1 , 5 5 , 65, 2 0 7 , 2 4 2
Fatih Camii (İstanbul), 1 2 , 62, 64, 157
Haseki Sultan Mektebi (İstanbul), 39, 4 0 , 43,
Fatih Külliyesi (İstanbul), 1 5 , 4 3 , 44, 70, n. 7 5 , 244
45, 51, 6 6 , 242
Fatih Paşa C amii ( Diyarbakır), 62, 67
Haseki Sultan Türbesi (Süleymaniye), 7 3 , 76, 78,
Fat ih Sultan Mehmed, bkz. Sultan i l . Mehmed
8 3 , 84
Fener Bahçesi (İstanbul ) , 24
Hassa M imarları Ocağı, 2 5 , .26, 243, 245
Ferhad Paşa Camii, bkz. Damad Ferhad Paşa Camii
Hekimoğlu Ali Paşa Camii (lstanbul), 237
Ferhad Paşa Türbesi ( Eyüp), 245 H ızır Bey Çelebi, 1 4
Feridun Ağa Kütüphanesi (Toptaşı), bkz. Atik Hocazade, 1 4
Valide Darülkurrası
H umaşah Sultan, 2 1 , 5 7
Ferruh Kethüda Camii (Balat), 2 5 , 34, 115 Husrev Çelebi Camii (Kocamustafapaşa), bkz.
Fırat Irmağı, 27, 96
Ramazan Efendi Camii
Filelfo, Giovanni-Maria, 14 Husrev Paşa Medresesi (Halep), bkz . Deli
Forum Tauri, 1 4 Husrev Paşa Medresesi
Fossati kardeşler, 88 Hürrem Ç avuş C amii (Karagümrük), 34, 65, 195
Hüseyin Ağa (Karaosmanoğlu), 217
G
1
Gabriel, Albert, 66, 236, 2 3 7
Galata Sarayı (İstanbul), 2 4
I rakeyn Sefer-i Hümayunu, 18, 19, 62, 241
Gazanfer Ağa, 1 2 9
Gazanfer Ağa Medresesi (İstanbul), 1 3 1 .

Gazi Süleyman Paşa Camii (Bolayır), 36


Gedik Ahmed Paşa Külliyesi (Afyon), 43
1
Gedik Ahmed Paşa Medresesi (Afyon), 44, 66
İshak Paşa Külliyesi (İnegöl), 43, 45, 98
Gennadios, 14
İshak Paşa Medresesi (İnegöl), 44, 45, 6 6
Geographia, 14
İskender Paşa Camii (Kanlıca), 34, 65 415
Gevher Müluk Sultan, 83, 1 1 7
MİMAR SİNAN

tskender Paşa Hamamı (Kanlıca), 2 4 Machievelli, Niccolo, 14


�smihan (Esmahan) Sultan, 8 3 , 129, 143 Mağlova Kemeri, 244
ltalyan Rönesansı, bkz. Rönesans Mahmud Bey Camii (Kasaba, Kastamonu), 36
İtikatnime, 14 Malviye (Samarra), 119
İvaz Efendi, bkz. Kazasker İvaz Efendi Mehmed Ağa Camii (Çarşamba), 2 2 2 , 223, 224,
2 2 5 , 2 2 6, 228
Mehmed Ağa Türbesi (Çarşamba), 2 2 3
K Mehmed Nutki Efendi, 2 2 7
Mehmet Vusuli Efendi, 112
Kale Camii (Van), 24, 241 Melek Ahmet Paşa Camii. (Diyarbakır), 20
Kandilli Sarayı, 2 4 Memi Kethüda Mescidi (lstanbul), 195
Kanuni Sultan Süleyman, bkz. Sultan I. Merc-i Dabık, 17
Süleyman Meriç Irmağı, 19, 2 7
Kapıağası Mahmud Ağa, 33 Meriç Köprüsü, bkz. Mustafa Paşa Köprüsü
Kapıağası Medresesi (Amasya), 1 3 3 , 244 Merkez Efendi Camii (Merkezefendi), 24
Kara Ahmed Paşa, 21, 105 Mesih Mehmed Paşa, 224
Kara Ahmed Paşa Camii-Medresesi (Topkapı), Mesih Paşa Camii (İstanbul), 222, 224, 225, 226,
2 1 , 98, 102, 103, 105, 108, 111, 1 1 2 , 1 1 3 , 195, 2 2 7 , 2 2 8, 2 3 7
237 Meyer, L. A., 1 7
Kara Ahmed Paşa Türbesi (Topkapı), 24, 78, 83, M ichelangelo Buonarroti, 239, 2 4 0 , 2 4 6
105 M ihrimah Sultan, 5 2 , 66, 6 7 , 79, 1 2 2 , 1 2 6, 143
Kara Mustafa Paşa Külliyesi (Fatih), 1 3 1 M ihrimah Sultan Camii (Edirnekapı), 92, 1 2 2 ,
Karşı-reform, 2 3 1 , 241 1 2 3 , 1 2 5 , 142, 2 19, 2 3 7 , 2 3 8
Kasım Pa�a Camii (Kasımpaşa), 19, 43, 241 M ihrimah Sultan Camii (Üsküdar), 48, 49, 58,
Kazasker ivaz Efendi Camii (Eğrikapı), 115, 1 19 59, 60, 6 1 , 6 2 , 64, 6 7 , 90, 1 2 5 , 222, 242
Kılıç Ali Paşa Camii (Tophane), 1 3 , 6 7 , 196, M ihrimah Sultan İmareti (Ü_s küdar), 52
207, 208," 209, 212, 2 14,. 215, 216, 226, 229, M ihrimah Sultan Külliyesi (Usküdar), 19, 43,

245 48, 49, 51, 2 1 7

Kılıç Ali Paşa Hamamı (Tophane), 215 M ihrimah Sultan Medresesi ( Edirnekapı), 126,
127
Kılıç Ali Paşa Medresesi (Tophane), 208, 215,
216
Mihrimah Sultan Medresesi (Üsküdar), 49, 5 1 ,
5 5 , 207, 2 4 2
Kılıç Ali Paşa Türbesi (Tophane), 207, 208
Kırkçeşme Suları, 244 Mihrimah Sultan Mektebi (Üsküdar), 4 5 , 5 1
Koca Sin�n Paşa Külliyesi (Çarşıkapı), 1 3 1 Mimar Abdullah oğlu Ahmed, 2 5
Konyalı, lbrahim Hakkı, 2 0 M imar Abdullah oğlu Ferruh, 2 5
Korfu ve Pulya Sefer-i Hümayünu, 1 8 M imar Abdullah oğlu İsmail, 2 5
Köprülü Külliyesi (Çemberlitaş), 1 3 1 , 207 M imar Abdullah oğlu Mehmed, 2 5'
Köse Husre".' Paşa Camii (Van), 222 M imar Abdullah oğlu Süleyman, 2 5
Kritovulos (lmrozlu), 1 4 Mimar Acem Alisi, 19, 2 5
Kuban, Doğan, 1 8 9 , 239 M imar Ak Yani, 2 6
Kuran Aptullah, 66, 6 7 Mimar Andura, 26
Kubbet üs-Sahra, 1 1 , 8 3 , 2 3 9 M imar Atik Sinan, 2 5
Kukuljeviç, 145 Mimar Ayas, 2 5
Kurşunlu Han (Galata), bkz. Rüstem Paşa Hanı Mimar (Mimarbaşı) Davud Ağa, 2 5 , 7 8 , 165,
(Galata) 189, 190, 2 0 7 , 217, 222, 223, 224, 225, 245
Kuyucu Murad Paşa Külliyesi (Vezneciler), 1 3 1 , M imar Dimitri, 26
207 Mimar Ferhad, 2 5
Küçük Aya Sofya Camii, bkz. Aya Sergios ve M imar Gelibolulu Yani, 26
Bakhos Kilisesi M imar Hayreddin, 2 5
Kühnel, Ernst, 11, 16 M imar �üseyin Ağa, 2 5
Kütahya Ulucamii, 24 M imar Ilyas oğlu Ali, 2 5
M imar Kalender, 2 5
Mimar Kara Şaban Ağa, 2 5
Mimar Kemaleddin, 2 5
L
M imar Kosti, 2 6
M imar Köse Andreya, 26
Lala Hüseyin Paşa Camii (Kütahya), 24
Mimar Mahmud Ağa, 2 5 , 26, 216, 217, 222
Lala Mustafa Paşa Camii (Erzurum), 2 2 2
M imar Mehmed Subaşı, 2 5
Lala Mustafa Paşa Camii (Ilgın), 2 2 M imar Mihal, 26
Lala Mustafa Paşa Kervansarayı (Ilgın), 2 4 Mimar Muslihiddin Ağa, 2 5
Lala Mustafa Paşa Külliyesi (Ilgın), 1 6 2 Mimar Mustafa Ağa, 2 5
Lala Şahin Paşa Medresesi (Bursa), 6 6 Mimar Nakkaş oğlu Yani, 26
Leonardo da Vinci 2 39, 240 Mimar Niko, 26
416 Lutfi Paşa, 19 Mimar Ramazan oğlu Ali, 2 5
İNDEKS

M imar Sadi, 2 5 Padişahname, 20


M imar Sedefkar Mehmed Ağa, 2 5 , 26, 190, 2 16 , Palladio, Andrea, 240
217 Paşa Camii (Adilcevaz), 1 1 7 .
Mimar Sefer, 2 5 Pertev Mehmet Paşa Camii (lzmit), 6 7 , 142, 194
M imar Sinan Mescidi (Yenibahçe), 65 Pertev Mehmed Paşa Türbesi (Eyüp), 24, 1 2 7
Mimar Süleyman Ağa, 2 5 Perruzzi, Baldassare, 239
Mimar Veli oğlu Ömer, 2 5 Peykler Medresesi (Edirne), 44, 66, 1 5 2
Mimar Veys oğlu Mehmed, 2 5 Piyfile Mehmet Paşa, 8 3 , 1 1 7
Mimar Yakub Şah, 1 2 , 2 5 Piyfile Mehmed Paşa Camii (Kasımpaşa), 1 1 7 ,
Mohaç Sefer- i Hümayunu, 18 1 19, 1 2 1 , 1 2 2 , 2 2 2
Molla Çelebi Camii (Fındıklı), 112, 113, 1 1 5 Piyale Paşa Türbesi (Kasım paşa ) , 117
Molla Çelebi Hamamı (Fındıklı), 2 4 Pir Ali bin Mustafa, 187, 189
Molla Gürani, 1 4 Prut Irmağı, 241
Molla Husrev, 1 4
Molla Yeğan, 1 4
Muhsine Hatun Mescidi (Kumkapı), 1 9 , 2 4 2 Q
Muhyiddin Çelebi Camii (Tophane), 2 4
Quattro Libri dell'architettura, 240
Murad Hüdavendigar Camii (Bursa), 115
Murad III Köşkü (Topkapı Sarayı), 2 3
Murad III Türbesi (Ayasofya), 7 7 R
Muradiye Camii (Manisa), 2 4 , 2 6 , 2 1 6 , 2 1 7 , 2 19,
220, 221, 222, 229
Rabia Sultan, 80
Muradiye İmareti (Manisa), 24, 2 16 , 217, 219 Ramazan Efendi Camii (Kocamustafapaşa), 25,
Muradiye Külliyesi (Man isa), 4 3 , 193, 217, 2 2 1 34, 36, 6 5
Muradiye Medresesi (Manisa), 2 1 7
Reform, 2 3 1
Mustafa Paşa Köprüsü, 1 9 , 1 4 5 , 147, 2 4 1
Reydaniye, 1 7
Müderris Medresesi ( Edirne), 1 7 2
Risalet ül-Mi'mariye, 1 6 , 20
Müderris Köyü Kemeri, 244
Rodos Sefer-i Hümayunu, 18
Rönesans, 13, 14, 231, 239, 240, 243, 246
N Rüstem Paşa, 52, 98, 126, 144, 150, 243
Rüstem Paşa Camii (İstanbul) 84, 134, 136, 137,
Nasrullah Camii (Kastamonu), 1 1 7 1 3 9 , 1 4 2 , 1 4 3 , 194, 1 9 5 , 2 3 7 , 2 38, 244, 2 4 5
N azırzade, 172 Rüstem Paşa Camii (Silivri ?), 2 3
Nervi, Pier Luigi, 244 . Rüstem Paşa Camii (Tekirdağ), 6 7
Nilüfer Hatun imareti (lznik), 5 2 Rüstem Paşa �fanı (Galata), 24, 148, 1 5 0 , 1 5 1
N işancı Mehmed Paşa, 2 2 7 , 229 Rüstem Paşa imareti (Sapanca), 2 4
Nişancı Mehmed Paşa Camii (Karagümrük), Rüstem Paşa Kervansarayı (Edirne), 24, 148,
2 2 2 , 2 2 3 , 2 2 8, 229, 2 3 7 , 245 1 5 1 , 152
N izam-ı Cedid, 182 Rüstem Paşa Kervansarayı (İstanbul), 24, 148,
.
Nurbanu Valide Sultan, 66, 83, 1 7 5 , 187, 189 149
Nurbanu Valide Sultan Türbesi (Ayasofya), 2 3 Rüstem Paşa Kervansarayı (Karışdıran), 2 4
Nuredd in Hamza Efendi, 2 9 , 7 6 Rüstem Paşa Kervansarayı (Konya Ereğlisi), 24,
148, 1 5 1 , 160, 162
Rüstem Paşa Medresesi (İstanbul), 40, 128, 131,
o 1 3 3 , 134, 244
Rüstem Paşa Türbesi (Ş::hzadebaşı), 78, 1 2 6
Olcaytu Türbesi (Sultaniye), 239
Orhan Gazi, 36
Osman Gazi, 36 s
Osman Şah Camii (Trikkala), 60
Saatli Medrese (Edirne), 44, 66, 152
Safevi, 246
o Sa'i Mustafa Çelebi, 20, 162, 163, 245
Salihpaşazade Hamamı (Yeniköy), 2 3
Önder, Mehmet, 1 5 8 Samarra Ulucamii, 119
Öz, Tahsin, 1 2 1 , 1 5 0 Samsa Çavuş Camii (Gembemüz köyü), 36, 65
()zdemiroğlu Osman Paşa, 224 Sandık Camii (Bitlis), 1 1 7
Ozdemiroğlu Osman Paşa Türbesi (Diyarbakır), 2 1 San Michele Kilisesi (Galata), 150
San Pietro Katedrali (Roma), 1 3 , 2 3 6 , 239, 243
Sangallo, G u iliano, 239
Sant 'Andrea Kilisesi (Mantua), 240
Saray-ı Cedid, bkz. Topkapı Sarayı
Sarı Gürz Hamamı (Sarıgüzel), 2 4
417
MİMAR SİNAN

Sedefkar Mehmed Ağa, bkz. Mimar Sedefkar Sultan il. Murad Camii (Uzunköprü), 36
Mehmed Ağa Sultan III. M urad, 16, 26, 43, 165, 175, 189,
Sekban-ı C ihadiye, 182 193, 2 16, 2 2 1 , 224, 2 2 7
Selimiye, 20 Sultan 111. Murad Türbesi (Ayasofya), 78, 207
Selimiye Arastası (Edirne), 165, 173, 174 Sultan 1. Selim (Yavuz), 17, 18, 53, 1 2 1 , 1 5 7 , 241
Selimiye Cami.i (Edirne), 20, 24, 84, 1 5 2 , 162, Sultan Selim Camii (İst.anbul), 54, 60, 64
163, 165, 166, 169, 1 70, 172, 173, 2 1 5 , 222, Sultan Selim Mektebi (lstanbul), 66
2 2 5 , 2 3 6 , 238, 239, 243, 244, 245 Sultan Selim Külliyesi ( İs�anbul), 18, 70
Selimiye Camii (Konya), 1 5 7 Sultan 1. Selim Türbesi (lstanbul), 55, 70, 82
Selimiye Darülhadisi (Edirne), 1 7 2 Sultan i l . Selim (Sarı), 16, 17, 20, 22, 69, 79, 8 1 ,
Selimiye Darülkurrası (Edirne), 1 7 3 , 1 7 5 8 2 , 1 1 7 , 146, 1 4 7 , 1 5 7 , 1 6 2 , 1 6 3 , 1 9 3
Selimiye Kışlası (Üsküdar), 2 3 Sultan Selim Camii (Karapınar), 1 5 7 , 1 58 , 159
Selimiye Külliyesi (Edirne), 4 3 , 1 2 1 , 1 6 5 , 214 Sultan Selim Hamamı (Karapınar), 162
Selimiye Külliyesi (Karapınar), bkz . Sultan Selim Sultan Selim Kervansarayı (Karapınar), 1 60
Külliyesi (Karapınar) Sultan Selim Külliyesi (Karapınar), 43, 74, 7 5 ,
Selimiye Medresesi (Edirne), 207 1 5 7 ' 159, 161, 1 6 2
Selimiye Mektebi (Edirne), 66 Sultan il. Selim Türbesi (Ayasofya), 24, 78, 8 1 ,
Semiz Ali Paşa Camii (Babaeski), 24, 112, 1 1 3 , 8 3 , 207, 2 3 8 , 2 3 9
115, 175 Sultan 111. Selim, 182
Semiz A l i Paşa Camii {Tekirdağ Ereğlisi), 3 4 , 6 5 Sultan 1. Süleyman (Kanuni), 16, 18, 19, 20, 22, 26,
Semiz A l i Paşa Hanı (lstanbul), 2 4 40, 48, 5 3 , 64, 69, 72, 79, 80, 81, 93, 1 2 2 , 1 46 ,
Semiz Ali Paşa Türbesi (Eyüp), 24 147, 1 5 7 , 243, 2 4 4 , 246
Seyitgazi Külliyesi, 5 3 .. Sultan Süleyman Çeşmesi (Büyük Çekmece), 20
Sinaneddin Yusuf Paşa Türbesi (Usküdar), 5 2 Sultan Süleyman Hamamı (Mekke), 23
Sinan-ı Atik, bkz. Mimar Atik Sinan Sultan Süleyman İmareti (Çorlu), 24
Sinan Paşa Cami-Medresesi (Beşiktaş), 90, 9 7 , Sultan Süleyman Kervansarayı (Büyük
9 8 , 1 0 2 , 103, 105, 1 2 1 , 1 2 7 ' 195, 201, 2 0 7 ' Çekmece), 24, 160, 182
237, 244 Sultan il. Süleyman, 80
Sinan Paşa H amamı (Beşiktaş), 2 4 Sumner-Boyd ve Freely, 1 2 7 , 1 50, 1 9 7 , 2 2 5 , 229
Sinan Paşa ,Türbesi (Usküdar), 5 2 Sur-u Sultani, 13
Sitti Hatun Mektebi (Bursa), 43, 4 4 , 5 1 Sübaşı Eyne Bey Medresesi (Bursa), 66
Sofu Mehmed Paşa Camii (Diyarbakır), 2 1 Süleyman Paşa Medresesi (İznik), 66
Sofuzade Dai Efendi, 1 7 2 Süleymaniye Camii (Çorlu), 59
Soğukkuyu Medresesi (Ayasofya), 1 2 8 , 129 Süleymaniye Camii (lstanbul), 13, 24, 7 3 , 81, 84,
Sokollu (Kasım Paşa) Külliyesi (Havsa), 143, 147 86, 87, 88, 89, 90, 1 2 3 , 169, 170, 2 1 4 , 236,
Sokollu Mehmed Paşa, 143, 147, 243 239, 240
Sokollu Cami-Medresesi (Kadırga), 84, 105, 108, Süleymaniye Camii (Şam), 60, 69, 70, 72
109, 110, 111, 112, 113, 195, 201, 207' 2 29, 2 3 7 ' 244 Süleyman iye Darülkurrası (İstanbul), 7 5 , 76, 175
Sokollu Camii (Lüleburgaz), 2 0 6 Süleymaniye Darüşşifası (İstanbul), 2 5 , 74
Sokollu Darülkurrası ( Lüleburl(az), 1 7 5 Süleymaniye Darüttıbbı (lstanbul), 7 3 , 76
Sokollu İmareti (Lüleburgaz), 2 4 Süleymaniye flamamı .( İstanbul), 74
Sokollu Kervansarayı (Lüleburgaz), 143, 1 4 7 Süleymaniye imareti (lstanbul), 24, 2 1 7
Sokollu Kervansarayı (Payas), 143, 147, 1 4 8 , 160, Süleymaniye Kervansarayı (Şam), 7 0
162 Süleymaniye Külliyesi (İstanbul), 40, 4 3 , 6 5 , 69,
Sokollu Kervansarayı (Sarajevo), 143, 145 7 2 , 7 3 , 75, 79, 187, 243, 244
Sokollu Konağı (Sultanahmet), 23 Süleymaniye Külliyesi (Şam), 43, 5 3 , 64, 69, 70,
Sokollu Külliyesi (Lüleburgaz), 21, 4 3 , 75, 127, 7 1 , 72, 7 5 , 162
160 Süleymaniye Medreseleri (İstanbul), 7 3 , 7 4, 7 5 ,
Sokollu Medresesi (Eyüp), 128, 129, 1 3 1 76, 207
Sokollu Mescidi (Büyük Çekmece), 65 Süleymaniye Mektebi (İstanbul), 4 5 , 66
Sokollu Türbesi (Eyüp), 78, 131 Süleymaniye Türbesi (lstanbul), 24, 73, 76, 78,
Sözen, Metin, 20, 66, 6 7 , 121 79, 83, 84, 126, 238, 239
Su, Kamil, 2 1 7 Svilengrad, 19
Sultan Abdülmecid, 8 8 , 1 2 9 , 158
Sultan Ahmed Camii ( İst�nbul), 169
ıSultan Ahmed Külliyesi (lstanbul), 2 3 ş
Sultan i l . Ahmed, 80
Sultan 1. Bayezid (Yıldırım), 165 Şah Huban Kadın Mektebi (Yenibahçe), 2 1 , 45
Sultan i l . Bayezid, 17, 25, 4 5 , _70, 1 5 7 , 2 1 7 Şah Sultan, 2 2 , 1 9 7 , 205
418 Sultan il. Bayezid Medresesi ( lstanbul), 66 Şah Sultan Camii (Eyüp), 34, 65
Sultan Hanı (Aksaray), 74 �hzade Cihangir, 57
Sultan il. Mahmud, 182 �hzade Mehmed, 1 9
Sultan il. Mehmed (Fatih), 14, 1 5 , 25, 43, 44,
244
İNDEKS

v
Ş:: hzade Mehmed Camii (İstanbul), 1 2 , 19, 26, Vak'ay-i Hayriye, 1 7
33, 48, 58, 60, 6 1 , 62, 64, 69, 84, 89, 90, 142, Valturio, Roberto, 1 4
165, 169, 1 70, 214, 222, 236, 242, 243 Venedik, 240
Ş:: hzade Mehmed İmareti ( İstanbul), 5 2 , 53, 5 5 , Vicenza, 240
71, 217 Vitruvius, 2 39, 240
Ş::h zade Mehmed Kervansarayı (İstanbul), 53, Viyana Sefer-i Hümayunu, 18, 19
54, 71
Ş:: hzade Mehmed Külliyesi (İstanbul), 4 0 4 3 , 48,
55, 69 w
Ş:: h zade Mehmed Medresesi (İstanbul), 54, 5 5 ,
217 Wren, Sir Christopher, 243
Ş:: h zade Mehmed Mektebi (İstanbul), 6 6
Ş:: h zade Mehmed Türbesi (lstanbul), 1 9 , 24, 48,
5 5 , 5 7 , 64, 78, 83, 243
y
Ş:: hzadeler Türbesi (Ayasofy!l:), 207, 229, 245
Ş:: m si Ahmed Paşa Camii (Usküdar), 193, 194, Yakub Bey İmareti (Kütahya), 5 3
195 Yakub Şa.h, bkz. M imar Yakub Şa.h
Ş:: m si Ahmed Paşa Külliyesi (Üsküdar), 4 3 , 193, Yatağan Mescidi ( İstanbul), 3 6
195, 245 Yavuz Sultan Selim, bkz. Sultan 1 . Selim
Ş:: m si Ahmed Paşa Medresesi (Üsküdar), 193, Yemiş Kapanı ( Edirne), 1 7 4
194, 195, 207 Yeni Fatih Camii ( lstanbul), 169
Ş:: m si Ahmed Paşa Tekkesi (Üsküdar), 23 Yeni Saray, bkz. Topkapı Sarayı
Ş:: m si Ahmet Paşa Türbesi ( Üsküdar), 1 9 4 , 196 Yeni Valide Camii/Y�ni Cami ( İstanbul), 169
Ş:: y h Yavsu Camii ( İskilip), 1 1 7 Yeni Valide Camii (Usküdar), 2 3 7
Yeniçeri Ağası, 1 7 , 1 8
Yeniçeri Ocağı, 1 6
T Yerkapı Mescidi (Bursa), 36
Yeşil Külliye, bkz. Çelebi Sultan Mehmed
Takkeci İbrahim Ağa Camii (Topkapı dışı), 34 Külliyesi
Tanrıkulu, Abdullah, 67 Yeşil Türbe (Bursa), 5 5 , 6 7 , 83
Tatar Han Camii (Yevpatoriya), 157 Yıldırım Bayezid Külliyesi (Bursa), 1 5
Tekfur Sarayı çinisi, 224 Yıldırım Bayezid Medresesi (Bursa), 4 4
Tersane Camii, bkz. Piyale Paşa Camii Yusuf bin Abdullah, 1 4 6
Tezkiret ül-Bünyan, 1 8 , 20, 22, 25, 27, 145, 148 , Yunus Bey Camii (Draman), 2 5 , 34, 65
162 , 199, 2 2 5 Yücel, Erdem, 217, 2 2 1 , 222
Tezkiret ül-Ebniye, 1 7 , 18, 20, 2 1 , 2 2 , 2 3 , 2 6 ,
2 7 , 145, 148, 1 7 5 , 1 9 9 , 2 2 2 , 2 2 5
Ti ryaki Çarşısı (Süleymaniye), 7 3 , 7 5 , 76
z
Tophane, 209
lopkapı Sarayı (İstanbul), 1 3 , 14, 2 3 Zal Mahmud Paşa, 2 2 , 197, 205
Tuhfet ül-M i'marin, 16, 18, 19, 2 0 , 2 1 , 2 2 , 2 3 , Zal Mahmud Paşa Camii ( Eyüp), 196, 197, 199,
27, 46, 51, 52, 70, 96, 98, 117, 145, 175, 222, 201, 205, 206, 207, 2 14, 215, 2 29, 2 3 7 , 245
223 Zal Mahmud Paşa Medreseleri ( Eyüp), 197, 199,
201, 203, 205, 207
Zal Mahmud Paşa Külliyesi (Eyüp), 21, 22, 43,
u 197' 199, 205, 2 0 7
zaı M ahmud Paşa Sarayı (İstanbul dışında), 23
U zunçarşılı, İsmail Hakkı, 66 Zal Mahmud Paşa Türbesi (Eyüp), 197, 199,
Uzun Kemer, 244 205, 207' 2 29, 245
zaı Paşa Caddesi, 1 9 7 , 201, 207

u
�.İçbaş Mescidi (Karagümrük), 19, 43, 65, 242
Uç Ş:: refeli Cami ( Edirne), 12, 96, 98, 102, 103,
1 2 1 , 152, 163, 244
"(.j lgen,
Ali Saim, 67, 160
Usküdar Sarayı, 23

419

You might also like