You are on page 1of 7

5-)Sanat Savaşı-Steven Pressfield

Giriş
Evrendeki herkesin iki tür hayatı vardır: Yaşadığınız hayat ve yaşayamadığınız hayat. Bu iki hayatın
arasında duran etken ise öz-dirençtir. Bu, hemen hemen hepimizde olan bir şey çünkü hep
YAPABİLECEĞİMİZİN ÇOK ÇOK ÜSTÜNDE HEDEFLER koyuyoruz. Olmayınca da sızlanıyoruz. Küçük
küçük başlamak lazım. Hiç herhangi bir diyet ya da spor programını yarıda bıraktınız mı? Hiç
olabileceğiniz insan hakkında hüzün duydunuz mu? Yazmayan bir yazar ya da resim yapmayan bir
ressam mısınız? Tüm bu yarıda kalıp tamamlanmamış olayların ana etkeni mutsuzluğun,
ertelemenin kökü olan içinizdeki dirençtir. Peki bu sorunu fark etmeniz için özellikle bağımlı
olmanız, hastalığa yakalanmanız ve en dibe mi batmanız gerekir? Cevap sizin de tahmin ettiğiniz
gibi hayırdır. Kendi içinize döndüğünüzde içten içe sebebi ve yapmanız gerekeni bildiğinizi
görebilirsiniz. Öyleyse bu farkındalığı nasıl çözüme dönüştürebileceğinizi öğrenmeye hazırsınız.

Dİ: Burada bir şey eklemek istiyorum Kaliteli arkadaşlarım. Bende öğrenciyim ve zaman zaman bu
zihin yapısına erişemiyorum. Yalnız değilsiniz. Ancak erken uyanmak gibi bir örnek gösterirsek,
bazen o yataktan kalkamayabiliriz sebebi de çok yorgun oluşumuzdur. Ama birçoğumuz kendimize
merhamet etmiyoruz ve kızıyoruz. Dolayısıyla da tüm günümüz en azından “düşük mod” ile
başladığımız için günümüzün bir kısmı heba oluyor. Onun yerine “evet olabilir, birdaha olursa da
şefkatli olacağım, günün geri kalanından ne koparabilirim?” demeliyiz.

Bu konuda neler düşünüyorsun? Kendine neler söylemek istersin?:

Düşmanı Tanımak

Dalai Lama’nın de dediği gibi düşman aslında oldukça iyi bir öğretmendir de. Bu nedenle sizi
ilerlemekten alıkoyan bu düşmanı tanımak ve ondan çıkardıklarınız öğretilerle üretkenliğinizi bir
ileriye taşımak amacınız olmalıdır. Öz- direncin özellikleri nelerdir?
1. Öz- direnç soyuttur. Görülemeyen, dokunulamayan, sadece itici bir negatif güçtür.
Dikkatinizi dağıtmayı, sizi işinizi halletmekten alıkoymayı amaçlar. Size yalan söyleyen,
kandıran, kötü hissetiren bir güçtür.
1. maddeye yorumum: Kötü hislerimizi hissetmeye engel olamayız ama onların hayatımıza
etki etmesine engel olabiliriz. Modumuz çok düşükse ve o hissiyat içimizdeyse bile %0.01
ilerleme kaydetmeliyiz. Kendimiz için.

Senin yorumun?:
2. Öz-direnç içseldir. İçinizden gelen, sizi süründüren bir düşmandır. Bir iş ne kadar sizin için
geliştirici ve ruhunuza iyi gelecek bir aktiviteyse o kadar bu işe karşı direnç hissedersiniz.

2. maddeye yorumum: Ders çalışmam gerekiyor. İnşaat mühendisliği okuyorum ve günü


gününe çalışmam gerekiyor. Bu benim için epey önemli ve geliştirici bir durum. Ama o an
saat 13.40 ise ben 14.00 olsun geçerim. 14.00 oluyor, 14.30 olsun geçerim..
Diyorum.Demesem, direk otursam 50 dakikalık bir çalışmam olmuş olacaktı. 😊

Senin yorumun? :

3. Öz-direnç acımasızdır. Sadece yıkıma programlanmış, orta yol bulunamayan, içinizdeki


korkuyla beslenen bir iç güçtür. Her an ortaya çıkabilir ve onu yendiğinizi düşündüğünüz bir anda
işe koyulabilir.
4. Öz-direnç kişisel değildir. Sadece kişisel olarak size değil, evrensel olarak dünyadaki herkesi
işinden alı koymayı amaçlar.
4.maddeye yorumum: Dünyadaki herkesi alıkoyuyorsa ve benim hayallerim binlerce insanın
hayaliyse beni onlardan ayıran şey ne olur? Tabiki harekete geçmek. O an içimdeki sese meydan
okuyup masa başına geçsem, binlerce insanın %0.01 mm önünde olurum. Arkadaşlarım, sürünerek
de olsa- az az da olsa ileri, daima ileri gitmeliyiz.

Senin yorumun?:

5. Öz-direnç en çok bir işi bitirmek üzereyken güçlüdür.

Öz-direnç ve Erteleme

Erteleme, öz-direncin en büyük yardımcısıdır çünkü ciddiyetini siz anlamadan ve size umut
vererek çalışır. Ertelememizin sebebi yapacağımızın o işin bir “son teslim tarihinin olmamasıdır.”
Hiçbir zaman bu işi yapmayacağım demezsiniz, şu tarihte yapacağım diyerek hem kendinize
umut verir hem de asıl tehlikenin farkına varamadan öz-direnci de güçlendirirsiniz. Kendinize bir
nevi o işi neden sonra yapmanın daha mantıklı ve pratik olduğu yalanını söylemek başka, mantık
çerçevesinden yaklaşarak daha da bu yalana inanmak başkadır. Ertelemenin bu kadar güçlü bir
nokta olmasının bir diğer sebebi ise kolaylıkla alışkanlığa ve rahatlığa dönüşebilecek bir eylem
olmasıdır. O işin son teslim tarihinin belli olmaması, bizde nasılsa şu gün de yaparım rahatlığını
oluşturuyor. Ertelemeye alıştıkça, o rahatlıktan çıkmaktan zorlanıp, en iyi bildiğiniz erteleme işini
yapmaya devam etmeniz ve böylece önünüzdeki size iyi gelecek işi öz-dirençle karşı karşıya
bırakmanız mümkündür. Erteleme ve öz-dirençle karşılaşmanız kendinizi kurban gibi hissetmenize
ve bunu bir sebep olarak kabul ederek işlerinizi daha sıklıkla yarıda bırakmanıza da yol açabilir.
Yapma sürecinde olduğunuz bir işin sonunda, bu emeğin değer olmadığını düşünüp erteliyorsanız
bile, öz-direnci dinlememek önemlidir.
Sadece sonunda bu güçlere karşı çıkarak sonuca ulaştığınızı bilmenin verdiği güç, size
motivasyon sağlar. Bu güç ve bilinçle, ertelemeyi kendi içinizde durdurmanız mümkündür. Bundan
ötürü ilerleyen bölümlerde birbirini etkileyerek daha da büyüyen ve sizi verimli olmaktan
engelleyen bu öz-direnç ve erteleme sorunlarının çözümlerini yazar ele alıyor olacaktır.

Son teslim tarihi belli olmayan bir işi erteledikçe ertelediğin oldu mu? Ertelemesen ne olurdu
erteleyince ne oldu?:

Sonuçlar ve Hisleriniz

Erteleyerek ve içlerinde onları alıkoyan direncin gücünü hisseden birçok insanın ortak özelliği,
kaynağını tam olarak çıkaramadıkları derin bir mutsuzluk, huzursuzluk, sıkılma ve içten içe rahatsız
olmak denilebilir. Bu erteleme sonucu tüm işleri yarıda bırakma olayı, kişide ciddi motivasyon
kaybı+ özsaygı kaybı oluşturur. Kişi, kendisine verdiği sözleri tutamayınca günden güne kendine
olan inancını da yitirir. Sevilememiş ve sevememiş, hayatınızdan mutsuz ve umutsuz, kendinize ve
hayatınıza nefret dolu hissedebilirsiniz. İstediklerini gerçekleştiren ve istediklerine uygun hayatı
yaşayan insanlara karşı kıskançlık hissetmeniz de olasıdır.Kıskanmaya gerek yok oysaki, onlar o
hale gelene kadar KENDİLERİYLE FAZLASIYLA VE YETERİNCE MÜCADELE VERDİLER. Ancak dikkat
etmeniz gereken nokta, öz-direncin getirdiği sonuçlardan çoğunun kıskançlık gibi duygularla sadece
size zarar getirmesidir. Bu hislerin ve öz-direncin sonuçları depresyon, agresiflik, kendine zarar
vermeye kadar gidebilir.

“Öz-direncin bu kadar etkili olmasında ve bu hislerin kaynağını bulmakta zorlanmanın asıl etkili
olan noktası, şu an içinde yaşadığınız dünyanın sürekli tüketim odaklı yapısıdır.”

Bu sürekli tüketim, asıl sorunlardan uzaklaştırarak dikkat dağınıklığına yol açar. Bu döngüyü
kırmanın ve farkındalığa ulaşmanın püf noktası sadece başlayarak olsa bile işinize odaklanmak ve
onu halletmektir. Burada kendimde uygulamak istediğim bir durum da “öncelik sıralaması”. Yani
demek istediğim, çok fazla yapılacak işimiz olabilir ama onları belli bir sıraya koyar ve “son teslim
tarihini kafamızdan çıkartmayacak şekilde” çalışır, tamamlarsak, sorun kalmayacak.

Senin düşüncelerin nedir?:


Değişimin Belirtileri

Bir iş sırasında oldukça korku içinde olmanız bilinenlerin aksine aslında iyi bir
belirtidir. Yapılacakların farkında olmamız aslında hala “sorumluluk” hissedebiliyor olmamızdan
kaynaklanır ve bu da o kadar kötü bir şey değil canlarım. Korku size ne yapmanız gerektiğini söyler
ve yönlendirir. Önemli olan nokta, bir işi yaparken ne kadar korku hissediyorsanız işin gerekliliği
konusunda o kadar emin olabileceğinizdir. Yine örnek gelsin benden: X dersimden quizim var ve
çalışmam için 1,5 günüm var. Bu quizden iyi not almam önemli çünkü asıl sınavla epey benziyor.
Korkuyorum yani. Korkunun ecele faydası yok diyerek konu başlıklarını çıkartıyorum ve
defterimdeki sorularını-ispatlarını tekrar ediyorum. BURADA ŞUNU DEMEK ÖNEMLİDİR: “OLDUĞU
KADAR.” Hatalarımı tespit edeyim, asıl sınavda yapmayayım mantığında ilerlemek gerekir. Bir iş
üzerine korku ve heyecan hissetmemeniz aslında negatif bir işaret olabilir. Diğer yandan zıt bir
duygu olarak tanımlanabilecek sevgi de aynı şekilde değişime işaret eder. Bir iş için öz-dirençle
karşılaşmanız orada aynı zamanda eşit derecede sevgi olduğuna ve bu yol sonunda size değişimin
ve gelişimin beklediğine de işaret eder. Öz-dirence ne kadar maruz kalırsanız; şükür, sevgi ve
gelişimle de o kadar çok karşılaşırsınız. Bir diğer yandan eğer, iyileşmeye ihtiyacınızın olduğunu
düşünerek kendinizi işten erteliyor ve aslında işle tamamiyle alakası olmayan iyileşme konularını
bahane ediyorsanız, iyileşme gibi pozitif bir etken bile öz-direncin en büyük yardımcılarından biri
olabilir. İyileşme ve onun detaylarında boğulmak sizi sadece bunalmış hissetirerek daha da
ertelemeye sebep olacaktır.

Şu an, evet tam şu an buraya yapılacaklar listenden en önemlisini seç ve yaz: Sonra onu bitir ve
gel, sohbete öyle devam edelim. <3

Öz-direnci Alt Etmek

Bu bölümde düşmanı tam olarak anladıktan sonra onu yenmek için ne gibi yöntemler
uygulayabileceğinize bakılacaktır. Bir iş üzerinde ciddi düşünerek profesyonel olmak ve ona göre
işin sorumluluğu ve ciddiyetini bilerek davranmak, öz-direncin ve ertelemenin üzerinizdeki etkisini
oldukça azaltabilir. Önceliklerin temeli, acil olan ile önemli olan işi ayırt etmeye ve ona göre
davranmaya dayanır. Önemli olan işi ilk yapmanız, profesyonelce davranmanız konusunda gerekli
bir noktadır. Profesyonel insanlar her gün kalkıp ne olursa olsun işlerinin başında olurlar, uzun
dönemli düşünürler, emeklerinin karşılığını küçük görmeden kabul ederler ancak yine de işlerinin
onları tanımlamasına izin vermezler. Kendilerini geliştirir, eleştiriyi ve övgüleri kabul ederler ve
işlerine sevgileri vardır. Uzun dönemli düşündüklerinden enerjilerini koruyarak ve küçük sorunların
onları yıkmasına izin vermeden ilerlerler.

Bana bir söz vermeni istiyorum. Her sabah uyandığında, o gün yapman gerekenler arasında “EN
ÖNEMLİSİNİ” HALLEDEREK güne başlayacaksın. Bende vereyim: SÖZ.
Öz-direncin farkında oldukları için, dikkatlerini ona vermeden ancak; tedbirli ve mental olarak
onun zorluklarına hazır bir şekilde işe koyulurlar. Öte yandan profesyonel insanlar gerekli yerlerde
diğer alanlardaki profesyonellerden yardım isteyebileceklerini bilerek ve her alanda profesyonel
olamayacaklarını bilmenin verdiği güç ile bundan çekinmeden yola koyulurlar. Bunların tersini
yapan ve amatör olan kişi, öz-direncin ve ertelemenin yoluna çıkaracağı birçok soruna daha açıktır
ve yenilmeye eğimlidir.Bence bizler amatörüz. Yani ben bunu aştım sayılır artık çok
umursamıyorum engelleri ve şu kafadayım, “evet olabilir bunu da aşarım ağlamam gerekiyorsa
ağlarım ve daha güçlü devam ederim” diyorum. Amatörler önce korkularını yenip sonra işi
halledebileceklerini düşünürlerken, ustalar; korkunun asla tamamen kaybolmayacağını bilerek işe
atılırlar. Çünkü; bu zihniyete sahip insanlar bilir ki işe koyuldukları sıra, korkunun azalacağı ve bu
şekilde ilerleyebileceği sıradır.Buradan da şunu anlıyorum: Ne kadar korkarsam korkayım,
üzülürsem üzüleyim, beklemediğim sonuçlar gelse de çalışmaktan- yapmam gerekenleri yapmaktan
vazgeçmeyeceğim. Bir diğer yandan yapılan işin başarısızlığını ya da reddini almayı kişisel kabul
etmemek ve o yanlışlardan yola çıkarak gelişmek amatörlükten profesyonel bir bakış açısına
geçmenin simgesidir.

UYG: Kendinde beğenmediğin ama geliştirilebilir bir özellik yaz ve bunun üzerine 1 hafta
araştırmalar yap, yazılar yaz ve gelişmeleri buraya kaydet:

1.gün:

2.gün:

3.gün:

4.gün:

5.gün:

6.gün:

7.gün:

Kişisel algılamamak, özgüven düşüklüğünü ve eleştiriyi içselleştirmemek, öz-direnci besleme ve


üzerinizdeki etkisini arttırma konusunda oldukça önemlidir. Peki profesyonel nasıl olunur? Bu
durumun herhangi bir gizemi ya da sırrı tam olarak yoktur. İsteklerinizi kararlılıkla gerçekleştirerek
ve kendinizi profesyonel zihniyete hazırlayarak azim ve çalışmayla profesyonel olabilirsiniz.

Profesyonel bir zihin yapısına nasıl erişebilirim?


Bir istediğim hayat var. Bu hayata erişebilmek benim elimde. Benim çabalarım, çalışmam ve
inancım sonucu oluşan “tevekkül” sonucunda erişim sağlayabilirim. Eğer bir şey olmamışsa daha
iyisi olacaktır, böyle düşünmeliyim. Kendimi zaman zaman gözlemleyip, eleştirmem “bunu nasıl
daha iyi yapabilirim?” diye düşünmem ve aksiyon almam gerekir. Sonuçta sadece ŞU AN’IMIZ var
ve bu AN’ı da düzgün-kaliteli değerlendirmek de bizim elimizde. Tamamdır farkındalık oluşturdum
ve bunun için de yazı çalışması yapacağım. Peki, gözlemlemeye başlayalım yol arkadaşım!
Profesyonel Zihin Yapısı İçin Kendimi 1 Hafta Gözlemleme Çalışması

1.GÜN:

2.GÜN:

3.GÜN:

4.GÜN:

5.GÜN:

6.GÜN:

7.GÜN:
Ruhsal Güçler

Goethe der ki: “Ne yaparsanız, ya da yapmanın hayalini kurarsanız, başlayın. Cesaret; zeka,
sihir ve güç barındırır. Şu an başlayın.”

Profesyonellerin yaptığı, her gün oturup çalışmak ve işi tamamlamak, sizi kollayan ve gözleyen
ilham perilerinin, kararlılığınızı ve çalışmanızı dikkate alarak size daha çok fikir ve zihinsel güç
vermesini sağlar. Benliğiniz yaratmak ve gelişmek ister. Ego, işlerin olduğu gibi durmasını ister.
Ego, sadece maddesel dünyaya ve ölüme inanır. İnsanların birbirine yardım etmesine inanmaz,
tamamiyle bireyselliği savunur. Öte yandan benliğiniz, ölümün ve fiziksel dünyanın bir illüzyon
olduğunu bilir. İnsanların birlik olmasına ve yardımlaşmasına inanır.KALİTELİ İNSANLAR
😊 Benliğiniz, tanrıyla bağlanmış, geleceği hisseden en derin ve bilge halinizdir. Benliğiniz olmak
istediğiniz her şeyi olamayacağınızı, herkesin bir limiti ve kaderi olduğunu bilerek sizi gerçeklere
iter. Yani yazar diyor ki, yok bir sitemim hayatta her şey kısmet.. Herkes nasibini alır canlarım,
kendi benliğiniz için çalışmaya devam edin.

İnsanlar ne kadar mücadele ederlerse etsinler bir şey olmuyorsa vardır bunda da bir hayır.
Cümlesiyle ilgili düşüncelerin nedir?:

Son olarak birkaç şey eklemek istiyorum Kaliteli İnsanlar. Arkadaşlarım, dostlarım. Çok az ve öz
kişilik olan bu gruba geldiğiniz benimle birlikte birbirimize ilham-motivasyon kaynağı olduğunuz
için size teşekkür ediyorum. Her birinizden çok şey öğrendim ve öğrenmeye de devam ediyorum.
Sizi çok sevdiğimi söylemekle beraber, eşsiz olduğunuzu ve her birinizin gerçekten “en iyisine layık
olduğunu” unutmamanızı tavsiye ediyorum. İçsel huzurunuz daim olsun!

Değişen İnsan admini- Melek Zeliha Erdoğan.

You might also like