You are on page 1of 54

Araştırma ve İncelemelerle

TÜRK YAZILI BASINI

Editör:

Öğr. Gör. Dr. Hakan YÜKSEL

Mart 2022 -ANKARA

I
Bu kitabın tüm hakları yazarına ve yayıncısına aittir.

Araştırma ve İncelemelerle
TÜRK YAZILI BASINI

Editör:

Öğr. Gör. Dr. Hakan YÜKSEL

ISBN: 978-625-7457-89-7

Birinci Baskı: Berikan Yayınevi Mart 2022

Genel Yayın Yönetmeni


Ahmet Deniz AĞCA

Sayfa Düzeni/Kapak
Biçer YILDIRIM

Baskı & Cilt


Berikan Ofset Matbaacılık
Sertifika No: 47109
Gersan / ANKARA

Yayınevi
BERİKAN YAYINEVİ
Kültür Mahallesi, Kızılırmak Cad. Gonca Apt. No: 61/6
Çankaya-Kızılay/ANKARA
Tel: (0312) 232 62 18 Fax: (0312) 232 14 99

II
TAKDİM
Yazılı basın kaynakları, bilgi ve belge niteliği taşıması bakımından
medya bağlamında önem teşkil etmektedir. Söz konusu kaynakların araş-
tırma ve inceleme çalışmalarıyla elde edilmesi ise, bilimsel anlamda ayrıca
değerlidir. Nitekim mevcut kitap çalışmasında, araştırma ve incelemelerle
elde edilen Türk yazılı basınına dair eserler bir araya getirilmektedir. Kitap-
ta yer alan çalışmaların birçoğu doğrudan yazılı basın konusu üzerinden
inşa edilirken, birkaç çalışmada ise yazılı basın ve dijitalleşme etkileşimi
kurulmaktadır. Bu çerçevede, Türkiye’nin farklı üniversitelerinden saygın
akademisyenlerin katkılarıyla hazırlanan kitap çalışmasının alana önemli
bir katkı sağlaması beklenmektedir.
Bu vesileyle, çalışmada özgün eserleriyle yer alan tüm değerli yazar-
larımıza ve ayrıca kitabın dizgi, baskı vb. süreçlerini titizlikle yürüten yayı-
nevi çalışanlarına teşekkür ederim.
Saygı ve selamlarımla.

Hakan YÜKSEL
Editör

III
İÇİNDEKİLER

TAKDİM.....................................................................................................................................III
OSMANLI DEVLETİ’NDE MİZAH BASINI
Ebru DAVULCU ...........................................................................................................1
II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİ TÜRK BASINININ İÇERİK OLUŞTURMA ÇABA-
SI: İKDÂM GAZETESİ’NİN YURTDIŞI HABERLERİ (1894-1908)
Ali ÇAKIR .................................................................................................................... 39
YURTTAŞ GAZETECİLİĞİNİN CEMAZİYELEVVELİ: OKUYUCU MEK-
TUPLARI (AKİS DERGİSİ ÖRNEĞİ 1954-1960)
Meltem SALİMOĞLU ............................................................................................. 65
EKONOMİK DÖNÜM NOKTALARIYLA TÜRK GAZETELERİNİN ELLİ
YILI (1970-2020)
İnci TARI..................................................................................................................... 95
ERKEN DÖNEM TÜRK YAZILI BASININDA KADIN GAZETECİLİĞİNİN
İLK ÖRNEKLERİ: ‘FATMA ALİYE VE EMİNE SEMİYE’
Fahrünnisa KAZAN ............................................................................................ 129
BASIN İLAN KURUMUNUN DENETLEME GÖREVİ: GEÇMİŞTEN GÜ-
NÜMÜZE RESMİ İLANLARA BİR BAKIŞ
Ersin TURAN.......................................................................................................... 157
1982 ANAYASASININ BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ BAĞLAMINDA TÜRK YAZI-
LI BASININA YANSIMASI
Taner SOLMAZ...................................................................................................... 171
ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ YAZILI BASININDA DEĞİŞ(EMEY)EN
KADIN İMGESİ: VAKİT GAZETESİNDEKİ ‘KADIN’ SAYFALARI
ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
Şeyda KOÇAK KURT........................................................................................... 191
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMA-
SI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM ÖRNEKLERİ
Bilge ÇAĞLAR DEMİR........................................................................................ 217
TÜRK YAZILI BASININDA ÖRNEKLERLE YILDIRIM BASKI UYGULAMASI
Hakan YÜKSEL...................................................................................................... 261

V
TÜRKİYE’DE 2000’Lİ YILLARDA MEDYA- İKTİDAR İLİŞKİLERİ BAĞ-
LAMINDA YAZILI BASININ DÖNÜŞÜMÜ: HÜRRİYET GAZETESİ
ÖRNEĞİ
Nursen AYDIN....................................................................................................... 281
TÜRK MEDYASINDA TEKELLEŞME SORUNU: ERZURUM YEREL BASI-
NI ÖRNEĞİ
Kadir BENDAŞ....................................................................................................... 321
GELENEKSELDEN DİJİTALE DEĞİŞEN GAZETECİLİK PRATİKLERİ
BAĞLAMINDA SOSYAL MEDYADA HABER GAZETECİLİĞİ
Cüneyt KORKUT .................................................................................................. 343
TÜRKİYE’DE ULUSAL GAZETE TİRAJLARININ DİJİTALLEŞME BAĞLA-
MINDA DEĞİŞİMİ
Esma KARADAĞ ................................................................................................... 361
YAZARLAR HAKKINDA................................................................................................... 375

VI
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN


DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI:
1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM ÖRNEKLERİ

Bilge ÇAĞLAR DEMİR1

Giriş
Günümüzde reklam, mesaj alışverişinin en somut örneklerinden biri
haline gelmiştir. Reklamlar aracılığıyla kitlelere ulaşılmakta ve kitleler üze-
rinde istenilen tutum ve davranış değişiklikleri yapılabilmektedir. Reklam;
kitleleri psikolojik, sosyolojik, kültürel ve ekonomik anlamda etkileyebilen
güçlü bir olgu olması itibariyle firma ve markalar tarafından ticari iletişimi
gerçekleştirebilmek amacıyla sıklıkla kullanılmaktadır. İlk olarak değiş to-
kuş faaliyetleri ve akabinde sesli reklamcılıkla başlayan bu serüven, top-
lumsal yaşamdaki değişimlere ayak uydurarak çeşitli gelişmeler göstermiş-
tir. Bu değişimler ışığında yeni reklam araçları, yeni reklam ortamları ve
yöntemleri ortaya çıkmış ve artık reklam tüketicilerin her anlamda ihtiyaç-
larını karşılayabileceği bir alan olarak konumlanmıştır.
Reklam ortamları; basılı reklam, televizyon reklamı, radyo reklamı,
outdoor reklamlar, sinema reklamı ve internet reklamı şeklinde sınıflandı-
rılmaktadır. Yazılı basın reklamcılığı ise, sesli reklamlardan sonra gelişen
reklam türüdür. Mağara duvarlarına yapılan çizimler bu reklam türünün
öncüsü niteliğindedir. Ülkemizde ilk yazılı basın reklamları ise el ilanlarıdır.
Matbaanın gelişmesiyle birlikte basılı reklamlar seri üretime geçmiş ve bu
gelişmeler doğrultusunda aylık çıkan gazete ve dergiler haftalık çıkmaya
başlamış böylelikle basılı reklamlar daha geniş okuyucu kitlesine ulaşmayı
başarmıştır. Zaman içinde toplumun değişen kültür ve yaşam tarzıyla birlik-
te farklı ihtiyaçlar doğmuş ve bu da basılı reklam türlerinin çeşitlenmesine
olanak sağlamıştır.

1 Dr Öğr. Üyesi, Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü,


caglarbilgee@hotmail.com, ORCID: 0000-0002-1754-2389

217
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

Günümüzde yazılı basın reklamları gazete, dergi, el ilanı, afiş, broşür,


katalog, bülten gibi geniş bir yelpazeye yayılan bir alanı kapsamaktadır.
Gelişen teknolojik imkânlarla birlikte yazılı basın reklam ortamları dijital
alanda da kullanılmaya başlanmıştır. Yapılan çalışmaların hem basılı hem
de elektronik çıktılarına ulaşabilir bir ortam oluşmuştur. Çalışmada Türk
basınında reklamın tarihsel gelişimi, yazılı basın reklam mecraları ve yazılı
basın reklamlarının özelliklerinden bahsedilerek, ülkemizdeki 1990’lı yılla-
rının ve günümüz gazete reklamlarının dönemsel özelliklerine örnekler
üzerinden yer verilmiş; iki dönem arasındaki slogan, başlık, fotoğraf ve içe-
rik gibi öğelerde ne gibi değişim ya da dönüşüm olduğu nitel analiz yönte-
miyle saptanmaya çalışılmıştır.

1. Yazılı Basında Reklamcılığın Gelişmesi


Dünyada olduğu gibi ülkemizde de reklamcılığın gelişimi ticari ve
ekonomik faaliyetler doğrultusunda bugünkü şeklini almıştır. Türkiye’de
reklamcılık faaliyetleri pek çok kaynakta Osmanlı dönemine kadar gitmek-
tedir. En eski reklam faaliyetleri, çığırtkanlar ve tellallar tarafından yapılan
sözlü duyurulardır (Karpat, 1999: 41-42). Filmlerden de aşina olduğumuz
“Duyduk duymadık demeyin” şeklinde halka seslenen tellallar “Batan gemi-
nin malları bunlar, koş vatandaş koş” diye sesini diğer satıcılardan öne çıka-
rıp ürünlerini sattırmaya çalışan pazarcılar aslında reklam tarihinin isimsiz
kahramanlarıdır. Osmanlı topraklarında ilan özelliklerine sahip ilk belgenin,
baş ağrısından vebaya kadar her hastalığa çare olan bir macun için hazır-
lanmış, oldukça ayrıntılı ve bilimsel nitelikli ticari özellikleri taşıyan bir el
ilanı olduğu belirtilmektedir. 17. Yüzyılın ikinci yarısı ya da en geç 18. Yüz-
yılın başına ait olduğu düşünülen bu ilanın Venedik’te basıldığı düşünül-
mektedir (Aktaran, Koloğlu; 1999: 22).
“En ala Altınbaş Tiryak” için hazırlanmış olan bu el ilanı (Bkz. Resim
1), ilk yazılı reklam olma niteliğini hala korumaktadır. Bu yazılı el ilanın
dışında, batılı tüccarların Osmanlı topraklarında ticaretle uğraşan meslek-
taşlarına ve dostlarına gönderdikleri mektupların üst kısmına sattıkları
ürünlerin resimlerini de basarak reklam olgusunun ülkemizde gelişmesine
katkıda bulunmuşlardır (Çakır, 1996: 251). Ülkemizde gerçek anlamda rek-
lamcılığın başlangıcı ise 1727 yılında İbrahim Müteferrika’nın matbaayı
kurmasıyla olmuştur. Matbaanın icadından yaklaşık 300 yıl sonra ülkemiz-

218
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

de kullanılmaya başlanması ve bu sebeple gazetelerin çıkışının gecikmesiyle


reklamın ticari bir araç olarak kullanılmasını da geciktirmiştir.

Görsel 1: “En Ala Altınbaş Tiryak” İlk El İlanı Reklamı (Edhem, 1994)

Osmanlı döneminde reklamcılık uygulamalarının batılı ülkelerle kı-


yaslandığında geç başlaması ve gelişmemesinde, toplumun içe kapanık ya-
pısı ile İslami gelenek ve kurallar da etkili olmuştur (Koloğlu, 1999: 17).
Osmanlı döneminde yazılı basın reklamcılığının gelişimi matbaanın da ica-
dını takiben gazetelerin çıkmasıyla olmuştur. Özellikle İstanbul ve İzmir’de
çıkarılan Fransız gazetelerin (Bulletin des Nouvelles, Le Courrier de
Smyrne, Journal de Smyrne) ilan alması ülkemizde ticari reklamcılığın ge-

219
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

lişmesine önemli katkı sağlamıştır. Birçok yeniliğe şahit olan 19. Yüzyılın
ikinci çeyreği, Türkçe yazılı basın hayatı için de önemli bir dönüm noktası
olmuştur. 1 Kasım 1831 II. Mahmut döneminde tamamı Türkçe olan ilk
resmî gazete Takvim-i Vekayi yayın hayatına başlamıştır. II. Mahmut, bu
gazeteye çok önem vermiş, devlet icraatlarını halka anlatmak için kullan-
mıştır. Gazete haftalık olarak yayınlanması planlanmıştır fakat yayın haya-
tına haftalık olarak devam edememiş düzensiz zaman aralıklarıyla yayın-
lanmıştır.
Gazetenin birinci sayısı 8 sayfa metin ve 2 sayfa önsöz olmak üzere
toplam 10 sayfadan oluşmuştur. Bu sayısında Beyoğlu’nda çıkan bir yangın-
da Rum ve Ermeni evlerinin yanmasıyla ilgili haber yapılmış ve yangında
evleri yanan ev sahiplerine çeşitli yardımların yapıldığı bilgisine yer veril-
miştir. Yine aynı sayıda Padişahın Galata’da yapılacak yeni bir Katolik Kili-
sesi için bir arsa bağışladığı haberi de yer almıaktadır (Yetkin, 2003: 523).
Gazetede, Umur-u Dahiliye (İç Haberler), Umur-u Hariciye (Dış Haberler),
Mevad-ı Askeriye (Askeri İşler), Fünun (Bilimler), Tevcihat-i İlmiye (Din
adamlarının tayinleri, Ticaret ve Es’ar (Ticaret ve Fiyatlar) bölümlerine yer
verilmiştir (Öztürk, 2011: 19).
Bu bölümler içerisinde kamu ilanları dışında reklam örneklerine rast-
lamak pek mümkün olmamıştır. İlk ilan ise 11. sayıda yer almıştır. Bu ilan-
da, Takvim-i Vekayi’nin Arapça, Farsça, Rumca ve Ermenice nüshalarının da
yayınlanacağı duyurulmakta ve abone olmak isteyenlerin isimlerini
Takvimhane’ye yazdırmaları bildirilmektedir (Ertuğ, 1970: 152-156). Tak-
vim-i Vekayi’nin haberleri her sayıda biraz daha zenginlemiş, giderek dün-
yada olup biten ilginç olaylar hakkında da bilgi verilmeye başlanmıştır.
1831 yılında İstanbul’da kolera vakalarının görüldüğü sayfalara yansımış ve
halka bu hastalıktan kurtulmak için çeşitli tavsiyelerde bulunulmuştur
(İnuğur, 2005: 177).
Ceride-i Havadis’tir ülkemizde, 1840 yılında William Churcill isimli
bir İngiliz tarafından çıkarılan, ve Türkçe olarak yayınlanan ikinci gazetedir.
Bu gazetenin basın tarihindeki önemi, özel çaba ve sermaye ile çıkarılan ilk
gazete olmasıdır. Geniş ölçüde ilanlara yer vererek gelir sağlamıştır
(İnselberg, 2008: 95). Bu sebeple reklamcılık tarihi açısından da önemlidir.
Tıpkı günümüzdeki gazete sayfalarında olduğu gibi, ilan almak için sayfala-
rında özel bir bölüm oluşturmuş ve ilan alacağını önceden duyurmuştur.

220
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

Görsel 2: Ceride-i Havadis 29 Eylül 1884 Reynold İlaç Reklamı (Süloğlu,


2018)

Nikris Hastalığına Karşı Reynold İlacı


*İş bu ilacın mucidi vücud-ı insanın ne kadar kıymetli olduğunu
hisseylediğinden ve azasının dahi serbest hareket ettirilmesinde olan keyfi
pekala öğrendiğinden ilacın gerek mucidin vücudunda ve gerek yüzden müte-
caviz diğer kimesnelerde tecarib-i kesire ile faidesi isbat olunmuştur daima
evvelki müşahede olunan işbu tertip Nikris yani iltihab-ı mufassalı Ģifayab
ettiğinden başka safranın ziyadesini def ederek iştihayı açıp hazmı güzel icra
ve baştaki olan ağırlığı def eder ve işbu ilacın iskorbüte karşı kullanıldığını
umuma arz eyler.
Ceride-i Havadis gazetesi sadece ilan almayı beklememiş, gazetenin
basımının gerçekleştiği Ceridehane’yi alıcı ve satıcı arasında aracı olarak
kullanıp aslında reklam acenteliğinin de ilk örneği olmuştur. Gazete ikinci
sayısında ilk ilanları yayınlamaya başlamış, üçüncü sayısında da ilan ettiği
mallar için aracılık yapacağını duyurmuştur. Ceride-i Havadis, Türk reklam-
cılık tarihindeki ilk ticari reklam (avrupadan gelen duvar kağıtları) ve ilk
resimli reklamın da (nasır ilacı) yayınlandığı gazete olmuştur. İlk reklam

221
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

örneklerinden sonra, gazetenin “ilanat” başlığının yazı karakterinin boyutu-


nun büyütülmesi ve reklamı yapılan ürünlerin çeşitlendirilmesi de dikkate
değer bir diğer ayrıntıdır (Çakır, 1997: 84). Yine günümüzde de kullanılan
ilk ölüm ilanları, taziye mesajları bu gazetede kullanılmıştır (Cavlaz, 1999:
52, Koloğlu, 1999). Aynı zamanda gazete, dış haberlere ağırlık vermiş ve
yayınladığı dış haberler sayesinde Osmanlı kamuoyunu dış dünyadan ha-
berdar etmişti (Toprak, 604). Bu sıralanan yenilikleriyle birlikte Ceride-i
Havadis gazetesi tanıtım faaliyetlerinin kullanılması ve geliştirilmesi konu-
sunda kendisinden sonra çıkan gazetelere de büyük ilham olmuştur.
Özel girişim ve hazineden yardım almadan çıkarılan ilk Türk gazetesi
Tercüman-ı Ahval 22 Ekim 1860 yılında kurulmuştur. Gazete, Agâh Efendi
tarafından yayınlanmıştır. Gazetede Agâh Efendi’nin en büyük yardımcısı
olan Şinasi, gazeteye edebi yönden katkılarda bulunmuştur. İçeriği ve genel
düzeni bakımından kendinden önce çıkan gazetelerden çok daha gelişmiştir.
Gazetede haberler ve diğer yazılar özenle birbirinden ayrı yerlere konulmuş
niteliklerine göre başlıkları ikinci başlıkları atılmıştır. Başlıklarda değişik
puntolar kullanılmasına özen gösterilmiştir. Yazı zenginliği ve mizanpaj
yönünden gazete ayrı bir değere sahiptir. İç ve dış haberlerin yanında resmi
haberlere, tüzüklere, anlaşmalara, özenle yer verilmiş, piyasa ve borsa ha-
berleri, sanayi, bankacılık, ulaşım ve haberleşme konuları fiyat listeleri, bazı
inceleme yazıları halkın ilgisini çekecek nitelikte özel bölümlere yerleştiril-
miştir (Inuğur, 2005:187). Türk basın tarihindeki ilk tefrika olan Şinasi’nin
Şair Evlenmesi bu gazetede yayınlanmıştır. Gazete incelendiğinde satılık
veya kiralık ev, tarla, bağ, arsa, at, araba, han, hamam ilanlarının yanı sıra
ithal malları, eğlence ve sağlıkla ilgili birbirinden çok farklı içerikte ilanlar
aldığı görülmektedir (Türkoğlu; 1995: 5). Ziya Paşa’nın Milli Eğitim’i eleşti-
ren yazıları yüzünden kapatılan gazete ancak beş buçuk yıl yayın hayatına
devam edebilmiştir. Elde bulunan son sayı 11 Mart 1866 tarihine aittir (Ak-
taran: İnselberg, 2008: 95).
Daha önce Agah Efendi ile birlikte Tercüman-ı Ahval’i çıkarmış olan
İbrahim Şinasi, kısa bir süre sonra bu gazeteyi bırakarak 1862 yılında tek
başına yeni bir düşünce gazetesi çıkarmıştır. Tasvir-i Efkâr’ın (Düşüncelerin
Anlatımı) amacı halka olup bitenle ilgili bilgi vermek ve halka kendi yararla-
rını düşünmeyi, kendi sorunları üzerinde durmayı öğretmektir (İnselberg,
2008: 96). Gazetelerin yanında dergiler de ilan/reklam konusuna açık ol-
muşlardır. Bu dönemin en önemli dergilerinden olan Servet-i Fünun (1891),
“sayfalarımızda her türlü ilana kürşad olunmuştur” sözüyle ilan almaya

222
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

başlamıştır (Çetinkaya, 1992: 42). 1896’larda Servet-i Fünun ticari reklam-


cılığı özendirmiş, bu yoldan sağlanan aylık reklam ve duyuru geliri 12-15
altına varmıştır (Oluç, 1981: 9). Yaşanan gelişmeler ışığında bu yıllarda da
reklamda ünlü kişilerin referans olarak gösterilmesine rastlanılmaktadır.
Sultan II. Abdülhamit’in terzici başısı, doktoru, dişçisi, şekerlemecisi açmış
oldukları mağaza, dükkân ve bürolarının ilanlarında padişahın tuğrasını
kullanarak “padişahta hep bizden alışveriş eder”, “padişahın ağzını biz tat-
landırıyoruz” gibi sloganlarla müşteri kazanma yoluna gitmişlerdir
(Kocabaşoğlu, 1986: 57-60).
Bahsi geçen gazete ve dergiler sayfalarında ilanlara yer veriyor olsa-
lar da Batı ile kıyaslandığında, Osmanlı topraklarında yazılı basın reklamcı-
lığı çağın çok gerisinde kalmıştır. Bunun en büyük nedenlerinden birkaçı;
basının büyük oranda devlet yönetiminin kontrolünde olması ve matbaa
teknolojisinin çok sınırlı olmasının yanında okur-yazar sayısının düşük ol-
masıydı. Yukarıda bahsedilen gazete ve dergilerin tirajları ise tüm çabalara
rağmen 150-200’ü geçmemekteydi. Adı geçen gazete ve dergilerin sayfala-
rında verilen ilanların çoğu yerel duyurulardan öteye geçememekte yalnız-
ca bir şeyi ilan etme niteliği taşımaktaydı. Bu açıdan değerlendirildiğinde
reklamlar, özellikle içerik yönünden Batıdaki örneklerin çok gerisinde kala-
rak sadece ilan etme/duyurma özelliği taşımaktadır. Abdülhamit dönemin-
de basına gelen sansüründe etkisiyle ülkemizde reklamcılık faaliyetleri
1908 ikinci Meşruiyet döneminden sonra gelişme göstermeye başlamıştır.
Bu dönemden sonra ilanlar duyurma özelliğinin ötesine geçerek daha çok
ticari anlamda ürün satışını hedefleyen özellikte olmaya başlamıştır. Bu
dönemde yaşanan en büyük gelişmelerden biri Musevi ve Rum azınlıkları-
nın batı kültür ve yaşam biçimini Osmanlı topraklarına taşımaları ve çeşitli
reklam faaliyetlerinde bulunmalarıdır. Bu kültür göçünün sonucunda Türk
reklamcılığı da hem ilancılık hem de mesleki anlamda gelişme göstermiştir.
1909 yılında Fransız Havas Ajansının Müdürü Ernest Hoeffer’in iki
Musevi ile ortak olarak kurduğu İlancılık Kolektif Şirketi, Osmanlı dönemin-
de kurulan ilk reklam ajansı olarak bilinmektedir. Türkiye’de gerçek anlam-
da ilk profesyonel reklam faaliyetlerinin de bu reklam ajansı tarafından
yapıldığı bilinmektedir (Topçuğlu, 1996: 187). Bu dönem içerisinde çok
sayıda çeşitli ithal ürünlerin pazara girmesiyle ürünlerin tanıtımlarının ya-
pılmasına ihtiyaç duyulmuş ve buna bağlı olarak yazılı basında reklamların
görünürlüğü artmıştır. Çünkü Batı kaynaklı işletmeler, Osmanlı basınında
verdikleri reklamlar ile kendi piyasalarını oluşturmaya ya da daha da geniş-

223
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

letmeye çalışmaktadır (Özbay, 2011: 27). Reklamlarda uzun reklam metin-


leri kısaltılmaya, başlık, resim ya da fotoğraf kullanılarak okuyucuların rek-
lama olan ilgisi arttırılmaya başlanmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın ekono-
miyi olumsuz etkilemesiyle reklamcılıkta durgunluk dönemi yaşanmaya
başlamıştır (Çakır, 1997: 23).
1923 yılında Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle hem bu topraklarda ya-
şayanlar için yeni bir dönem başlamış hem de Türk reklamcılığı da yeni bir
tarihsel süreç içine girmiştir. Cumhuriyet’in kurulduğu ilk günden bugüne
kadar birçok alanda yaşanan değişim ve gelişmelere bağlı olarak şekillenen
ülkemizin tarihi, benzer şekilde reklamcılık alanı için de gerçekleşmiştir
(Çelik, 2016: 98). Bugünkü anlamıyla Türkiye’de reklamın başlangıcı olarak
kabul edilen seri üretimin yanı sıra çok partili siyasi hayata geçiş, Marshall
planı, NATO’ya üye olma süreci, sanayiye yapılan yatırımlarda artış gibi
birçok faktör Türk reklamcılığının gelişimine katkı sağlamıştır (Kapat,
1999: 22). 1957 yılında gazete ve dergilere ilan verme hakkı 195 sayılı ka-
nunla sadece Resmi İlanlar Şirketine verilse de bu uygulama, 1961 yılında
çıkarılan Basın İlan Kurumu’nun kurulması kanunuyla kaldırılmıştır. Böyle-
ce yabancı kaynaklı reklamlar ve resmi ilanlar bu kurum aracılığıyla yayın-
lanırken, bunlar dışındaki bütün reklam yayınları serbest bırakılmıştır (Ün-
sal, 1994: 49). 1961 yılında ilan tekelinin kaldırılmasıyla gazeteler reklam
kuruluşlarına açılmış, 1970’li yıllarda ise reklam harcamaları ciddi oranda
yükselmeye başlayarak reklamcılık bir meslek olarak yerini almaya başla-
mıştır (Acıman, 1990: 12-13). Günümüze baktığımızda ise kitlesel üretim,
artan rekabet ortamı, ülkeye dışardan gelen malların sayısının çok fazla
olması, teknolojik ilerlemeler gibi gelişmelerin ışığında sürekli tüketen bir
toplum olmamız sebebiyle reklamcılık faaliyetleri adeta firmaların can da-
marı haline gelmiştir. Reklamı olmayan bir firmanın tabiri caizse ‘yaşayan
ölü’ olmaktan bir farkı yoktur.

2. Yazılı Basında Reklam Mecraları


Yazılı basın reklamcılığında, reklam çalışmaları metin, resim, fotoğraf,
ilustrasyon, grafik ve şekil gibi görsel ve tipografik unsurlardan oluşmakta-
dır. Hazırlanan çalışmalar hedef kitleyle buluşmak için birçok farklı mecra-
da kullanılabilir. Gazete, dergi gibi süreli yayınların yanında afiş, el ilanı,
broşür, katalog gibi süresiz yayın ortamları yazılı basında kullanılan reklam
mecralarıdır.

224
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

2.1. Gazete
Yazılı basın reklamcılığı deyince ilk akla gelen örnekler gazetelerdir.
Toplumun bilgi almak için başvurduğu kaynakların başında gelmesi sebe-
biyle reklamveren şirketler içinde hedef kitleye ulaşabilmek için sıklıkla
başvurduğu mecralardan biri konumundadır. Okuyucular artık gazeteleri
sadece ülkede ya da dünyada olup bitenden haberdar olmak için değil aynı
zamanda yeni çıkan ürün ve hizmetlerden de haberdar olmak için kullan-
maktadır. Öyle ki verilen reklamlar gazetelerin ekonomi, siyaset, kültür,
spor gibi bölümlerinde yayınlanarak spesifik okuyucu kitlesine de hitap
edebilmektedir. Gazeteler yayın sıklığına göre; günlük, haftalık, aylık olarak,
yayın bölgesine göre ise yerel, bölgesel, ulusal, uluslararası şeklinde grup-
landırılabilir.
Gazete ilan ücretlerinde, 1 cm yüksekliğinde 1 sütun genişliğindeki
bir alanı ifade eden sütun/cm ölçüsü kullanılır. Gazeteler eskiden 8 sütun
çıkarken, şimdi sütunlar daraltılarak 9 sütuna çıkarılmıştır. Özel ya da mak-
tu reklamlar ya tek kare (5 cm yükseklik ve iki sütun genişlik) ya da çift kare
(iki sütun genişlik 10 cm yüksek) olur (Baybars, 1997: 760). Gazetelerde
reklam ölçüsü birimi sütun/cm’dir. 1st/cm, 1 cm yükseklikte ve bir sütun
genişlikte bir alanı temsil eder. Bir reklam mecrası olarak gazetelerin sahip
olduğu avantajların başında, özellikle televizyon ile karşılaştırıldığında rek-
lam veren açısından daha ucuz bir mecra olması gelmektedir. Aynı zamanda
okuyucu da cüzi bir miktar ödeyerek gazeteleri satın alabilir. Bu sebeple
gazetelerin geniş bir okuyucu kitlesine sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bilgi
aktarımı yönünden değerlendirildiğinde, televizyon reklamında sınırlı süre
içerisinde sınırlı cümlelerle hedef kitleye ulaşabilirken, gazete reklamların-
da açıklayıcı alt metinlerle daha ayrıntılı bilgilere yer verilebilir. Bu açıdan
da gazetelerin reklam ortamı olarak bilgilendirme yönünün daha fazla oldu-
ğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Hedef kitleyle buluşma açısından ise, gazeteler her ne kadar tek bir
kişi tarafından satın alınsa da girdiği ortama bağlı olarak başta aile bireyleri
olmak üzere farklı kişilerce de okunabilir olması nedeniyle dağılım ve uyum
açısından en etkili ortamlardan biri olarak karşımıza çıkar (Fırlar, 2009:
92). Gazeteler, basılı araçlar oldukları için kesilip saklanabilme özelliğine
sahiptir. Bu da reklam çalışmasının daha uzun süre saklanmasını, hatırlan-
ma olasılığının yükselmesini ve hatta alış-verişe gidildiğinde dahi bireyin
reklamı yanına alarak, en son noktadaki satın alma kararının ve tercihinin

225
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

etkilenmesine sebep olabilir (Göksel ve Güneri, 1993: 79). Son olarak, gaze-
telerin yayın frekansı yüksektir. Her gün yayınlanmaları sebebiyle gazeteler
hedef kitleye sürekli ulaşma olanağı sağlamaktadır (Elden, 2009: 237). Ga-
zetelerin reklam mecrası olarak sahip olduğu en önemli dezavantaj ise baskı
kalitesidir. Yapılan çalışmalar baskı kalitesinin yetersizliğiyle istenilen etki-
yi yaratmayabilir.

2.2. Dergi
Dergiler gazetelerden sonra en önemli basılı araçlardan biridir. Dergi-
lerin yayın sıklığı gazetelere göre daha masraflı olması sebebiyle haftalık,
aylık ve yıllık olarak değişmektedir. Dergiler doğrudan spesifik hedef kitleye
ulaşabilir. Spor aletleriyle ilgili bir reklam, spor içerikli bir dergide verilebi-
lir. Dergilerin baskı ve kâğıt kaliteleri oldukça yüksektir; dolayısıyla kullanı-
lan fotoğraf ve görseller daha çarpıcı ve gerçektir. Bu özelliği kullanarak
dergilere reklamverenler ürün ve hizmetleri hakkında okuyuculara daha
kapsamlı bilgileri sunabilmektedir. Ayrıca dergi reklamlarında daha yaratıcı
fikirler yer alabilmektedir. Örneğin, sayfayı çevirdiğinizde reklam sesli, mü-
zikli bir reklama dönüşebilmektedir. Dergilerin yanında verilen ürün tanıtı-
cı promosyonlar da ürünü test etme olanağı sağladığından dolayı hedef kit-
lenin dikkatini çekebilir. Bu da saygınlık ve prestij göstergesi olarak değer-
lendirildiğinde de reklam verene imaj açısından artı avantaj sağlar (Fırlar,
2009: 94).
Dergilerin gazetelere göre raf ömrünün uzun olması sebebiyle ofis-
lerde ve bekleme salonlarında tarihine bakılmaksızın okunma olasılığı yük-
sektir (Tayfur, 2010: 160). Dergiler de gazeteler gibi arşivlenebilme özelli-
ğine sahip olmasından dolayı daha sonraki zamanlarda da okuma tekrar
gözden geçirebilme imkânı sunar. Dergilerin reklam ortamı olarak en büyük
dezavantajı ise; haftalık, aylık ya da yıllık periyotlarda yayımlanması dolayı-
sıyla dergi reklamlarında indirimler, promosyonlar ya da firmayla ilgili or-
taya çıkan yenilikler gibi güncel bilgilerin verilmesinin zor olmasıdır (Elden,
2009: 243).

2.3. Broşür
Herhangi bir ürün ya da hizmetle ilgili ayrıntılı ve kapsamlı bilgi ver-
mek için kullanılan broşür, tüketicinin aklındaki sorulara yanıt verme aşa-
masında önemli bir etkiye sahiptir. Tipografi ve bol sayıda görsel kullanıla-

226
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

rak oluşturulan broşürler, sayfalar arasında birbirini ritmik bir şekilde takip
eden öğelerin kullanılmasıyla da algıyı olumlu yönde etkiyebilmekte ve
akılda kalıcılığı arttırmaktadır. Broşürler en az 4 sayfadan oluşan tanıtım
kitapçıklarıdır. Baskı kalitesi ve çok sayıda baskının yapılması dolayısıyla
maliyeti yüksektir. Bir ürün ya da hizmetin hakkında detaylı bilgi verebile-
ceği gibi bir ülke tanıtımı yapılmasında- özellikle turizm sektöründe- ya da
kişi ya da kurumların tanıtılmasında da sıkça başvurulan bir tanıtım aracı-
dır. Broşürlerle otel lobileri, turizm acenteleri, kongre merkezleri, dinlenme
alanları, danışma noktaları, AVM’ler, satış ofisleri, mağazalar, promosyon ve
posta ile gönderim gibi pek çok alanda karşılaşmaktayız.

2.4. El İlanı
Çoğu kez broşürle karıştırılan el ilanı, önemli tanıtım araçlarından bi-
ridir. Broşür gibi herhangi bir kurum, konu, ürün, hizmetle ilgili bilgilen-
dirmenin yapıldığı yazılı basın reklam aracıdır. Ancak el ilanları tek ya da
önlü arkalı iki sayfadan oluşmaktadır. Bu da el ilanını broşür kadar kapsam-
lı bilgilerin yer alacağı bir mecra olmaktan çıkarır. Daha kısa bilgilerin tanı-
tılacağı çalışmalarda tercih edilebilir. Broşürler 4, 6, 8 sayfa gibi daha fazla
sayfa sayısından oluştuğu için konuyla ilgili daha kapsamlı bilgiler yer alabi-
lir. El ilanları hedef kitleyle yolda yürürken bile buluşabilir. Hazırlanması
broşüre oranla daha az zaman alır. Yaratıcı görseller ve dikkat çekici başlık-
lar bu tanıtım elemanlarında kullanılabilir.

2.5. Katalog
Bir firmanın sahip olduğu ürün, hizmet ve fiyatları hakkında yazılı ve
görsel detaylı bilgileri içeren kitapçık şeklinde hazırlanan basılı araçlardır.
Broşürlerden daha fazla sayfa sayısından oluştuğu için çok daha kapsamlı
bilgilere yer verilebilir. Bir satış temsilcisine gerek kalmadan yalnızca kata-
loglar üzerinden dahi istenilen bilgilere ulaşılabilir. Başka bir ifade ile kata-
loglar satış elemanın görevini yapabilirler. Hatta bazı firmalar mağaza aç-
madan internetten üzerinden sadece kataloglar aracılığıyla satış yapmakta-
dır. Bu sebeple, kataloglar için hem tanıtım hem de satış elamanı demek
yanlış olmayacaktır. Katalog hazırlanırken en önemli nokta; çok fazla
tipografik ve görsel bilgi yer aldığı için bu bilgileri okuyucu sıkmadan kısa
ve anlaşılır bir şekilde hazırlamaktır. Sayfalar hazırlanırken, durağanlıktan

227
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

ya da bilgi kalabalığından kaçınmak gerekir. Aksi taktirde hedef kitlenin


dikkati ve algısı dağılabilir bu da nihai amaç olan satış eylemini etkileyebilir.

2.6. Afiş
Günümüzden çok uzun zaman önce ilk kullanımlarını gördüğümüz
afiş, sözel ve görsel öğeler aracılığıyla herhangi bir fikri, durumu, hizmeti,
kişiyi, ürünü vb. daha kısa bir ifadeyle reklam mesajını hedef kitleye hızlı ve
etkileyici bir şekilde iletebilme özelliğine sahip önemli görsel iletişim araç-
larından biridir (Çağlar Demir, 2020: 122-134). Başka bir tanımlama da afiş
tasarımı, sanat ve estetik kaygının benzer ağırlıkta olduğu, konusunu top-
lumun ilgi ve ihtiyaçlarına göre şekillendiren, sosyal, siyasi, ticari, kültürel
alanları konu edinebilen, hazırlandığı ülkenin kültürel, ticari ve politik özel-
liklerini taşıyan, geniş kitlelere ulaşabilen, genellikle görseller kullanılarak
hazırlanan duvar ilanlarıdır. İnsanlar her gün cadde ve sokaklarda duvar ya
da ilan panolarına asılan çok sayıda afişle karşılaşırlar (Ağsakallı, 2014: 8).
Toplumun o anki ihtiyaçlarına göre hazırlandığı içinde kültürel özel-
likleri taşıyan, özellikle popüler kültürün bir parçası olan ve bu sebeple de
hızlı tüketilebilen bir iletişim aracıdır. Afişleri türlerine göre genel olarak üç
başlık altında toplayabiliriz. Bunlar; bir ürün ya da hizmetin tanıtımını ya-
pan reklam afişleri “ticari afişler” ulaşım, sivil savunma, sağlık gibi konular-
da eğitici ve uyarıcı nitelikteki afişler ile siyasi bir partiye ya da düşünceyi
tanıtan “sosyal afişler” ve seminer, konferans, festival, konser gibi kültürel
etkinlikleri tanıtan “kültürel afişler” dir (Elden, 2009: 254).

2.7. Yazılı Basında Yeni Mecra: İnternet


Kitle iletişim araçları arasında en eski mecralardan olan yazılı basın
reklamları yazılı ve görsel öğeleri bir arada taşıyan araçlardır. Ancak günü-
müz iletişim teknolojileri çağında geleneksel medya yeni medyaya dönüş-
mekte ve internet kullanıcı sayılarının artmasıyla birlikte geleneksel medya
araçları dijital yayına geçmektedir. Gazete ve dergilerin elektronik format-
ları internet üzerinden yayımlanmaktadır. Özellikle elektronik ticaretin
gelişmesiyle birlikte kurumlar ürün ve hizmetlere yönelik bilgileri dijital
mecralara taşıma gereği duymuştur (Narmamatova ve Artışeva, 2018: 37).
Bunlara Elektronik katalog, elektronik bilet, e-rehberler, e-gazete, e-dergi
örnekleri verilebilir.

228
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

Günümüzde web siteleri artık birer tanıtım elemanı şekline dönüş-


müştür. Banner reklamları, ekran koruyucular, ana sayfaya girildiğinde kar-
şılama sayfaları gibi yeni reklam uygulamaları gündeme gelmiştir. Yeni bir
reklam mecrası olarak internet yalnızca web siteleri ya da e-uygulamalarla
sınırlı kalmaz. E posta yoluyla da pek çok firma tüketicilere ulaşmakta ve
yeni çıkan ürün, hizmetleriyle ilgili bilgileri paylaşmaktadır.
Reklamların internette kullanımının sağladığı en büyük avantajların
başında, spesifik ve geniş bir topluluğa ulaşabilme imkânı sunmasıdır. Bir
diğer avantajı ise yazılı basın reklam araçlarının aksine çok daha pratik bir
şekilde bilginin güncellenebilmesidir. Yazılı basında bu bilgi düzenlemesi ek
maliyet getirirken, internet reklamlarında böyle bir maliyet söz konusu de-
ğildir. Aynı zamanda yazılı basın reklamlarından çok daha fazla yaratıcı ses,
görsel efektler, hareketli görüntüler kullanma olanağı sağlayarak hedef kit-
leyi etkileme düzeyi artmaktadır. Yazılı basın reklamlarına nazaran daha
ekonomiktir. Dezavantaj olarak ise, bir web sitesinde çok fazla reklam yer
alabileceği için reklam kirliliği arasında yapılan reklam çalışmaları kaybola-
bilir.
Yaşadığımız dönemde her ne kadar her şey dijitale, web ortamına ta-
şınmış olsa da yazılı basın reklam araçlarının kullanımı devam etmektedir.
Basılı araçların saklanabilirlik, insanların da okuma alışkanlığı devam ettiği
sürece de bu araçlar etkili reklam mecraları olmaya devam edecektir.

3. Yazılı Basında Reklamların Özellikleri


Yazılı basın reklamcılığı radyo, televizyon, internet gibi diğer reklam
mecralarına göre daha erken gelişim gösteren eski reklam mecralarından
biridir. Kuşkusuz bunda gazetelerin etkisi yadsınamayacak düzeyde büyük-
tür. Yazılı basın reklamcılığı denilince akla ilk gelen örnek gazetelerdir. Kitle
iletişim alanında etkisinin fazla olması ve yayınladıkları reklamlarla tüketi-
min artırılmasında büyük payı olan gazetelere son dönemlerde büyük ser-
maye gruplarının ilgisi artmıştır. Yine bu sürecin doğal bir sonucu olarak
basın ticari nitelikli rekabetlere daha fazla yönelmiştir (Topçuoğlu, 1996:
93). Bütün reklam mecralarında olduğu gibi yazılı basının tirajları da rek-
lam değerleri ile doğru orantılıdır. Tirajı yüksek olan gazete ve dergilerdeki
reklamların değerleri yüksektir. Özellikle gazeteler oldukça düşük rakamla-
ra satılmakta, asıl gelirlerini reklamlardan elde etmektedir. Reklamların

229
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

gazete ve dergilerde yer aldıkları sayfalar, büyüklükleri ve renkli olup ol-


madıkları da reklam maliyetleri ile yakından ilgilidir (Yavuz, 2019: 244).
Televizyonun yaygınlaşmasıyla birlikte yazılı basın reklamcılığı geri
planda kalmış gibi gürünse de bu mecranın sahip olduğu özellikler dolayı-
sıyla günümüzde yaygın ve etkin bir şekilde kullanılmaya devam etmekte-
dir. Yazılı basın reklam mecralarının özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
(Narmatova ve Artişeva, 2018: 34)
 Yazılı basın reklamları statiktir. Diğer televizyon, radyo, sineme gibi
dinamik (elektronik) iletişim araçlarında reklamlar geçicidir. Ancak basılı
reklam kalıcıdır, izleyici ya da okuyucu bu reklam türüne tekrar göz atabil-
mektedir.
 Yazılı basın reklamları tirajı artırma özelliğine sahiptir. Basılı reklam
ürünlerini (gazete, dergi, broşür, afiş) sınırsız sayıda üretmek mümkündür.
Diğer radyo ve televizyon gibi araçlar bunu yayında tekrarlama yolu ile ger-
çekleştirmektedir.
 Basılı iletişim araçları arzu edilen hedef kitleye ulaşabilme olanağı
sağlamaktadır. Süreli yayınların (gazete, dergi) kendi okuyucu hedef kitlele-
ri bulunmaktadır. Süreli yayınlar farklı faaliyet alanlarına, farklı konulara
odaklanmaktadır. Bu sebeple basılı yayınlarda reklamlar belirli bir hedef
kitle üzerinde odaklanabilmektedir. Reklamverenler ise süreli yayınları
odaklandığı konu, tiraj, yayın yaptığı bölge ve yayın süresine göre seçebil-
mektedir.
 Yazılı basın reklamları maliyeti diğer araçlara göre (televizyon, rad-
yo) daha azdır. Basılı reklam ürünlerini üretme ve basılı araçlardan reklam
yeri satın almak için diğer kitle iletişim araçlarına oranla daha az ücret talep
edilmektedir.
 Basılı iletişim araçları diğer kitle iletişim araçlarına göre hedef kitle-
sine daha çok güven vermektedir. Araştırmalara göre okuyucular basılı
araçlara daha çok güvenmektedir (Rogojin, 2014: 41).
Yukarıda bahsedilen özelliklere ek olarak, yazılı basın reklamları aynı
zaman dilimde farklı basılı ortamlarda kullanılabilir. Örneğin bir reklam
aynı günde hem gazete ilanında hem de afişlerde karşımıza çıkabilir. Özel-
likle tekrarlanmak istenen mesajlarda yazılı basın reklam ortamları tercih
edilebilir. Gazeteler her gün yayın yaptıkları için bu bakımdan kullanışlı
reklam mecrasıdır. Firmalar anlık ya da günlük kampanyalarını duyurabil-
mek için de gazeteleri tercih edebilir. Televizyona oranla yapım ve yayın
süreci daha kısadır.

230
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

4. 1990 Türkiye’sine Dair Genel Bir Değerlendirme


Türkiye ekonomisinde özellikle 1980’li yılların ikinci yarısından itiba-
ren özelleştirme dahil pek çok alanda gerekli reformların yapılmaması,
ekonomi-politik düzlemdeki istikrarsızlık, kamu açıklarının sürekli iç ve dış
borçlarla finanse edilmesi ve yaşanan tüm bu gelişmeler sonucunda bütçe
açıklarının ve “Kamu Kesimi Borçlanma Gereği’nin” hızla artması 1990’lı
yıllara girerken önemli problem başlıkları olarak göze çarpmaktadır. Bu
gelişmelere paralel olarak 1990’lı yıllar Türkiye ekonomisinde iç ve dış çal-
kantıların fazlasıyla kendini hissettiği ve bunlara bağlı olarak çeşitli ekono-
mik krizlerin etkilerinin görüldüğü ve yaşandığı bir dönem olmuştur
(Dikkaya ve Özyakışır, 2013: 194). Yaşanan bu ekonomik krizler ülke eko-
nomisini derinden etkilemiş 1990’dan sonra tüketim harcamalarında ki
artış ve ithalat artışının ihracat artışından çok yüksek seyretmesi, büyüme-
nin ihracata bağlı olması yerine ithalata ve tüketim harcamalarına bağımlı
olarak gerçekleşmesine yol açmıştır (Gökçen, 2017: 207-208).
1990’lı yıllarda yaşanan ekonomik gelişmelerle birlikte toplumsal
alanda da değişimler yaşanmıştır. Turgut Özal döneminde, siyasal alanda
tüketimi özendiren yönlendirmeler yapılmakta, aynı zamanda zenginliği
yücelten ve zenginliğin bir çeşit erdem olduğunu halka kabul ettirmeye çalı-
şılan fikirler her yerde konuşulmaktaydı. Sonuç olarak da halkı tüketime
yönlendiren pazarlama stratejileri gözle görülür şekilde uygulanır hale gel-
mişti. 1990 yılında özel kanalların peş peşe açılması ve görselliğin etkili
kullanılması ile reklamcılık faaliyetleri yaygınlık kazanmıştır (Saraçoğlu,
2016: 863). Kitle iletişim araçlarının yaygınlık kazanmasıyla birlikte halkı
etkileme gücü de bu dönemlerde artmıştır. Batının benimsemiş olduğu de-
ğerler serisi Türk halkına reklamlar, yabancı dizi ve filmler aracılığıyla akta-
rılarak insanların tüketim alışkanlıklarını etkileyebiliyordu. Bu sebeple de
bu dönemde tüketim ürünlerinde farklılaşma görülebilmektedir.
Yaşanan bu gelişmelerle birlikte 90’lı yıllarda hayatımıza dahil olan
kredi kartlarıyla tüketicilere sağlanan taksitlendirme imkanları halkı tüke-
time özendiren bir işlev görmüştür. Aydemir’e göre (2006: 213), kredi kart-
ları bankalara bağımlılığı arttırmış, tüketimi körüklemekle kalmayıp tasar-
ruf yerine tüketmeyi önceleyen bir görev yüklenmiştir. Yine bu dönemde
yaşanan kentleşme, kadının iş hayatına dahil olması, özel araç sahipliğinin
artması, dış ülkelerin şirketlerinin pazara girmesi gibi gelişmeler de tüketim
alanının değişmesine yön vermiştir. Ülkemizde yasal olarak ilk yayın yapan
özel televizyon kanalı 1990 yılında Star1, daha sonra Teleon ve Show Tv’

231
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

dir. (Tekinalp, 2003: 276-278). Özel televizyon kanallarının da sahaya ortak


olmasıyla birlikte TRT tekeli son bulmuş bu da hem daha çok sesli ve taraf-
sız içerikli yayınlar yapılmasına olanak sağlamış hem de rekabet ortamı
artarak, özel televizyon kanallarının eğlence programlarına yönelimini be-
raberinde getirerek, özel televizyon kanallarının izlenme oranını arttırmış-
tır. Reklam pastasından pay almak isteyen TRT’de belli ölçüde program
içeriklerini değiştirmek durumunda kalmıştır.
1990’lı yılları yazılı basın açısından değerlendirdiğimizde de benzer
durum söz konusudur. Gazetelerin belli başlı 2-3 sermaye grubu tarafından
satın alınmasıyla basında tekelleşme dediğimiz durum ortaya çıkmıştır.
Saygın gazetecilerin dahi çalıştıkları medya grubunun çıkarları doğrultu-
sunda yayın yapma durumunda kalmaları Türkiye’de gazetelerin ve gazete-
cilerin onarılmaz yaralar almasına sebep olmuştur. Medyada tekelleşme,
her şeyden önce düşünce ve anlatımda çoğulculuğa karşı bir yaklaşım ol-
makla birlikte düşünce ve anlatım özgürlüğünü kısıtlar. Aslında medya tek
başına kazanç sağlayan alan olmamasına rağmen, başka faaliyet alanlarında
güç kullanımını kolaylaştırması ve toplumu etkileyen önemli bir platform
olması sebebiyle bu dönemde farklı sermaye grupları tarafından, sahip
olunmasında yarar görülen bir iş kolu durumuna gelmiştir (İnselberg, 2008:
104).
Bu yıllarda yaşanan gazetelerin promosyon yarışları da gazete içerik-
lerinin kalitesine etki eden diğer bir olaydır. Gazeteler bu yıllarda okurları-
na ansiklopediden yemek takımına deterjandan, diş macununa, otomobile
hatta uçağa kadar pek çok farklı ürün dağıttı. İnsanlar bilgi almak için değil,
kupon biriktirmek için gazete alma alışkanlığı edindiler. Böylelikle bu dö-
nemde gazetelerin fiyatları da arttı. Gazetelerin tirajı, haber verme alanın-
daki başarılarına göre değil, verdikleri hediyelerin değerine göre belirlendi.
Bu da gazeteciliği asıl amacından çıkaran bir duruma dönüştü ve dönemin
hükümeti 15 Ocak 1997 tarihinde yayınlanan promosyon yasasıyla basında
promosyonlara ciddi sınırlamalar ve hükümlere uymayanlara yüklü cezalar
getirdi.

5. 1990 ve Günümüz Reklamlarının Dönemsel Karşılaştırılması


Günümüzde gazeteler gelirlerinin önemli bir payını aldıkları reklam-
lardan elde etmektedir. Durum böyle olunca da her geçen gün gazetede ar-
tan reklam sayılarını görebiliriz (Bkz. Tablo 1-2). Bu reklamlar oluşturulur-
ken, reklam ajansları çağın sahip olduğu sosyal ve kültürel koşullarını göz

232
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

önüne alarak çalışmalarını üretmektedirler. Çalışmada, bu problemden or-


taya çıkarak şekillenmiştir.
1990’lı yıllar Türk yazılı basın tarihi için önemli dönemlerden biridir.
Artan serbest pazar ekonomisi beraberinde pek çok değişimi getirerek özel-
likle medya alanını yakından etkilemiştir. Türk medyasında tekelleşme de-
diğimiz basın ve yayın organlarının birkaç büyük holdingin kontrolüne
geçmesi holdingleşme olgusunu ortaya çıkarmış ve basın sahipliği sürekli el
değiştirmiştir. Bu da “medya patronları” denilen yeni bir betimlemeyi haya-
tımıza katmıştır. Tüm bu yaşanan gelişmeler ışığında bir de gazetelerin ku-
pon yarışı döneme damgasını vurmuştur.

Tablo 1: 1993-2000 Arasındaki Mecra Bazında Reklam Harcamaları (Tamer,


2008)

Tablo 2: 2021 İlk Yarı Yılı Mecra Bazında Reklam Harcamaları (RVD, 2021)

233
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

1970 yılında 9 gazetenin reklam içeriğinin toplam gazete içinde ne


kadar kullanıldığını inceleyen bir çalışmaya göre reklam oranları günümüz-
de de yayınlanmaya devam eden gazetelerden Hürriyet için %54, Milliyet
için %36,5, Cumhuriyet için %32 olarak ölçülmüştür. Aynı çalışmada ya-
bancı gazetelerden de örnekler verilmiş 1965 yılında İngiltere’nin en çok
satılan gazetelerinden Daily Mirror’da oranın %35, hem Daily Express hem
de Daily Mail’de %39, Telegraph’da %56 olduğu belirtilmiştir (Aktaran,
Tarı: 2021: 444). Bu veriler de göstermektedir ki reklam, ülkemizde gazete-
lerin vazgeçilmez gelir kaynaklarından biridir.

Toplam Toplam
Siyah-
Gazete Yayımlandığı Tarih Sayfa Reklam Renkli
Beyaz
Sayısı Sayısı
Milliyet 19 Nisan 1993 24 21 14 8
Milliyet 2 Ocak 1994 26 14 9 5
Cumhuriyet 17 Eylül 1995 18 8 7 1
Cumhuriyet 29 Aralık 1996 18 7 6 1
Hürriyet 16 Mart 1997 24 12 7 5
Cumhuriyet 5 Ekim 1998 18 9 8 1
Hürriyet 2 Ağustos 1998 31 22 9 13
Milliyet 14 Ağustos 1999 26 9 4 5
Hürriyet 28 Aralık 1999 30 23 13 10
Hürriyet 27 Aralık 1999 32 20 9 11

Tablo 3: 1990’lı Yıllarda Gazetelerin Reklam Sayısı

Çalışmanın amacı, yaşanan dönem koşullarının gazete reklamlarına


nasıl yansıdığını tespit etmektir. Daha önce gazete reklamlarının dönemsel
karşılaştırılmasıyla ilgili herhangi bir çalışma yapılmaması çalışmayı önemli
kılmakla birlikte, bundan sonraki yapılacak çalışmalara katkı sağlayacaktır.
Çalışmada, 1990’lı ve günümüzde çıkan gazete reklamlarının özellikleri;
içerik, biçim, yazı, fon gibi biçimsel ve şekilsel olarak incelenerek iki dönem
arasındaki bahsi geçen özellikler örnekler üzerinden karşılaştırılmıştır. Mil-
liyet, Cumhuriyet ve Hürriyet gazetesinin 1990’lı yıllardaki bazı sayılarına
ulaşılmış ve araştırma kapsamı bu sayılarla sınırlı tutulmuştur. Ülkemizde
maalesef gazetelerin eski sayılarına ulaşabileceğimiz arşivleme sistemi ba-

234
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

kımından eksiklik vardır. Gazeteler ya arşivlerini paylaşmamakta ya da pay-


laşılan arşivler sınırlı kullanım süresi için günümüz şartlarında ciddi meb-
lağlar istemektedir. Bu da çalışmayı daha geniş kapsamda incelemeyi zor-
laştırmıştır.
Bu gazetelerin seçilmesinin sebebi ise güncel tiraj bilgilerine ulaşıldı-
ğında Hürriyet gazetesinin ilk sırada, Milliyet gazetesinin dördüncü sırada,
Cumhuriyet gazetesinin ise son sıralarda yer aldığı görülmektedir
(https://www.gazeteler.tv/tiraj_raporu.php). Hem ilk sıralarda yer alan
hem de listenin sonlarında yer alan gazetelerin reklam oranları arasındaki
farkı görebilmek için bu seçim yapılmıştır. Çalışmanın araştırma evreni
1990’lı yıllarda (1990-1999) ve günümüz 2022 yılında gazetelerde yayım-
lanan reklamlardır. Araştırma evreni kapsamında gazetelerde yayımlanan
tüm çalışmalar incelenemeyeceğinden, rastgele örnekleme yöntemiyle seçi-
len reklamlar incelenmiştir. 2022 yılına ait Hürriyet, Milliyet ve Cumhuriyet
gazetelerinin 10 günlük yayımlarına ulaşılmıştır. İncelenen gazetelerin o
günkü basımlarında kaç adet reklam aldığı bilgisini içeren tablolar aşağıda
yer almaktadır. Seri ilanlar reklamlar dışında tutulmuştur.

Gazete Yayımlandığı Tarih Sayfa Sayısı Reklam Sayısı


Milliyet 24 Şubat 2022 20 2
Milliyet 25 Şubat 2022 24 4
Milliyet 26 Şubat 2022 20 4
Milliyet 27 Şubat 2022 18 2
Milliyet 28 Şubat 2022 20 4
Milliyet 1 Mart 2022 18 1
Milliyet 2 Mart 2022 20 1
Milliyet 3 Mart 2022 20 2
Milliyet 4 Mart 2022 20 1
Milliyet 5 Mart 2022 18 1
Hürriyet 24 Şubat 2022 24 2
Hürriyet 25 Şubat 2022 25 2
Hürriyet 26 Şubat 2022 21 1
Hürriyet 27 Şubat 2022 21 2
Hürriyet 28 Şubat 2022 24 6
Hürriyet 1 Mart 2022 21 1
Hürriyet 2 Mart 2022 22 1

235
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

Hürriyet 3 Mart 2022 24 4


Hürriyet 4 Mart 2022 24 1
Hürriyet 5 Mart 2022 22 1
Cumhuriyet 24 Şubat 2022 12 -
Cumhuriyet 25 Şubat 2022 16 2
Cumhuriyet 26 Şubat 2022 16 2
Cumhuriyet 27 Şubat 2022 12 1
Cumhuriyet 28 Şubat 2022 16 2
Cumhuriyet 1 Mart 2022 16 2
Cumhuriyet 2 Mart 2022 16 -
Cumhuriyet 3 Mart 2022 16 -
Cumhuriyet 4 Mart 2022 16 -
Cumhuriyet 5 Mart 2022 16 2

Tablo 4: Günümüzde Gazetelerin Reklam Sayısı

Reklam Örneği 1. Milliyet Gazetesi

236
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

Reklam Örneği 2. Milliyet Gazetesi

Reklam, 19 Nisan 1993 yılında Milliyet gazetesinin Panorama bölü-


münde 2. sayfada yayımlanmıştır. Panorama TDK’ ya göre genel görünüm
demektir. Yayımlandığı sayfayı boydan boya kaplayan reklam, sütün olarak
da yaklaşık 4 sütunluk bir alana denk gelmektedir. Nisan ayında verilen
reklam, yaz aylarına hazırlık ürünlerinden biri olan Alarko firmasının Klima
ürünüyle ilgili bilgi vermektedir. Reklamda büyük puntolarla başlık kulla-
nılmış ve 9 satırdan oluşan detaylı bir metin kullanılmıştır. Bu metnin he-
men altında ürün fotoğrafları kullanılarak, bu ürünün özellikleri de yine ayrı
bir metinde verilmiştir. Aynı zamanda çalışmanın merkezinde elinde ku-
manda olan ve kullanılan başlıkla da örtüşen bir fotoğraf kullanılmıştır. Baş-
lık “Alarko klima ile yaz serinliği avucunuzun içinde” ifadesidir. Aslında bu
ifadeyle dolaylı bir anlatım kullanılmış, yaz serinliği avuç içine alınabilecek
kumandaya atfedilmiştir. Burada günümüz reklamcılığında da sıklıkla baş-

237
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

vurulan metafor kullanımının olduğu söylenebilir. Metaforlar, bir şeyin ilgili


olduğu başka bir nesneye benzetilerek, benzetilen nesnenin tüm olumlu
özelliklerini, tanıtımını yaptığı ürüne aktarılmasıdır (Batı, 2007: 330). Bu
reklamda kumandanın rahatlıkla avucumuzun içine alabileceğimiz bir nes-
ne olmasından yola çıkılarak yaz serinliği kavramı kumandaya transfer
edilmiştir. Metaforlar aynı zamanda bir olgunun ya da durumun ait olduğu
yerden alınarak benzetme yoluyla ait olmayan yere transfer edilmesidir.
Günümüzden yaklaşık 20 yıl önce hazırlanmış bir reklam da bu denli oku-
yucuyu bilişsel yorumlamaya davet eden bir reklam çalışmasının olması
reklamcılık açısından önemli bir gelişimdir.

Reklam Örneği 3. Milliyet Gazetesi

Reklam, 19 Nisan 1993 yılında Milliyet gazetesinin Haberler bölü-


münde 12. sayfasında yayımlanmıştır. Reklam sayfanın yarısını kaplamak-
tadır. LTU (International Airways) Alman havayolu şirketinin reklam çalış-
masıdır. Siyah-beyaz renkte verilen reklam başlığında “Guten Tag Türkiye”
başlığı dikkat çekmektedir. Guten Tag Almaca bir ifade olup “gününüz güzel

238
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

geçsin, iyi günler” gibi anlamları ifade etmektedir. Reklam başlığı ile Türk
halkına seslenilmektedir. Alt başlık olarak da “Almanya’dan güvenilir bir
havayolu seçeneği” kullanılmış ve bu başlığın hemen altında ayrıca reklam
fotoğrafının sağ köşesinde yer verilen metinle seferler detaylandırılmıştır.
Kullanılan metinlerde Alman teknolojisinin kalitesi ve güvencesine vurgu
yapılmıştır. Reklam fotoğrafında yakın çekim dört tane uçağın kuyruk kıs-
mından oluşan araç filosu hissi veren ve firmanın logosu görülmektedir.
Yine firmanın logosu çalışmanın alt orta kısmında verilmiş ve hemen logo-
nun altında rezervasyonların LTU genel satış acentalarından ya da turizm
acentalarından yapılabileceği bilgisi verilerek bu acentaların telefon numa-
rası paylaşılmıştır. Reklamda kullanılan başlıktan yola çıkılarak bu dönem-
lerde dış pazardan gelen ürünlerin çok ve çeşitli olmasının etkisi olduğu
söylenebilir. Aynı zamanda ülkemizde yine bu dönemlerde halk arasında
“Almancı” olarak tabir edilen gurbetçi vatandaşlarımızın sayısının da çok
olması hem başlığın anlaşılması bakımından hem de firmanın Türkiye’den
Almanya’ya gidecek çok sayıda vatandaşı olmasından dolayı hedef kitle se-
çimi bakımından doğru tercih olduğu söylenebilir.

Reklam Örneği 4. Milliyet Gazetesi

239
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

Reklam, 19 Nisan 1993 yılında Milliyet gazetesinin Spor bölümünde


23. Sayfasında yayımlanan siyah-beyaz bir çalışmadır. Çalışma Toshiba te-
levizyonlarla ilgili olmakla birlikte Toshiba’nın yapmış olduğu kampanya
hakkında da bilgi vermektedir. Başlıkta “Toshiba müthiş bir hediye veriyor”
ifadesi kullanılmış ve bu başlığın hemen üst kısmında Toshiba elektroniğin
megastarına benzetilmiştir. Bu yıllarda ülkemizde müzik listelerinde üst
sıralarda yer alıp ismini duyuran Tarkan isimli şarkıcıya “megastar” lakabı
verilmiştir. Reklam çalışması da müziğin megastarı varsa elektronoğin de
megastarı biziz diyerek bu lakaptan esinlenmiş olabilir. Reklamda televiz-
yon alana mutfak robotunun hediye edileceği bilgisi verilmiş ve hem ürün
fotoğrafları hem de hediye verilecek ürün görseli kullanılmıştır. Aynı za-
manda ürün fotoğraflarının altında ürün özelliklerine değinilmiştir. Reklam
çalışmasının son bölümünde ise ürün cinsi, fiyatlandırma ve teslimat türüne
göre fiyatlandırma bilgilerinden oluşan tabloya yer verilmiştir. Son olarak
solt alt köşede ise telefon ikonu kullanılarak firmanın acenta telefon numa-
rası okuyucuyla paylaşılmıştır.

Reklam Örneği 5. Cumhuriyet Gazetesi

240
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

Reklam, 2 Ocak 1994 yılında Milliyet gazetesinin iç haberler bölü-


münde 14. sayfasında yayımlanmıştır. Les Laboratories Server-France ilaç
firmasının Daflon isimli hapının tanıtımının yapıldığı siyah-beyaz reklam
çalışmasıdır. Çalışmada ürün ambalajının görseli kullanılmıştır Reklamda
çok spesifik bir hedef kitle olan doktor ve eczacılara seslenilmiştir ve bir
takım tıbbi bilgiler reklam metninde yer almaktadır. Zaten içerikte verilen
bilgiler ışığında normal bir vatandaşın anlayacağı bir dil yoktur. Firmanın
iletişim bilgileri reklamın en alt bölümünde verilmiştir. Firmanın logosu sol
alt köşede kullanılmıştır. Günümüz gazete reklamlarıyla karşılaştırdığımız-
da bu şekilde yalnızca doktor ve eczacılara seslenen teorik bir metnin yer
aldığı bir reklama denk gelmek çok zordur. Takviye edici gıda reklamlarına
sıklıkla denk gelinmektedir fakat bu reklamlarda da okuyucunun anlayacağı
bir dil hakimdir.
Reklam, 17 Eylül 1995 yılında Cumhuriyet gazetesinin Olaylar ve Gö-
rüşler bölümünde 2. Sayfasında yayımlanan renkli bir çalışmadır. Gazetede
tek renkli basılan reklam çalışmasıdır. Sayfanın yarısını kaplamaktadır. Ça-
lışma Alarko firmasının klima ürününe aittir. Reklamda kullanılan görsel
çalışmanın büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Görselde klima boyutun-
da buz kalıbı kullanılmış ve reklamın sol üst köşesinde “Bu kadar sessiz…Bu
kadar serin…” başlığı yer almaktadır. Sağ alt köşede firmanın logosunun
hemen üzerinde ise ürün fotoğrafı (klima) kullanılmıştır. Reklamda kullanı-
lan ana görselin hemen altında ise şu bilgiler yer almaktadır: “Şu anda oku-
makta olduğunuz gazete sayfası ne kadar ses çıkarıyorsa, Alarko Split Klima
da hemen hemen o kadar ses çıkarır. Üstelik dilediğiniz kadar da serinletir.
Alarko Split Klimanız varsa bir tek düğmeye dokunmakla siz de bu kadar
serin, bu kadar sessiz yazlar geçireceksiniz demektir”. Kullanılan görsel bir
buz kalıbıdır ve firma okuyucularına klimanın bir buz kadar serinletme
özelliğine sahip olduğunu hem kullandığı bu görselle hem de alt metinde
iletmiştir. Yine buzun serinletme özelliği klimaya transfer edilerek görsel
metafor kullanılmıştır. Ayrıca klimanın sessiz çalışması da gazetede sayfası-
nı değiştirirken çıkan sese benzetilmiştir. Bu da klimanın ne denli sessiz
çalıştığını hedef kitlesine iletmektedir. Alarko firması 1954 yılında iki Türk
yatırımcı İshak Alaton ve Üzeyir Garih tarafından İstanbul’da kurulmuştur.
1998 yılında holdingin sanayi grubu Amerikan iklimlendirme firmalarından
Carrier ile eşit oranda Alarko Carrier adında ortaklık kurmuştur. Alarko’nun
vermiş olduğu gazete ilanları hem renkli hem de günümüz reklam çalışma-
larına yakın çalışmalar olduğu söylenebilir.

241
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

Reklam Örneği 6. Cumhuriyet Gazetesi

Reklam, 17 Eylül 1995 yılında Cumhuriyet gazetesinin Dış Haberler


bölümünde 9. sayfasında yayımlanan siyah-beyaz bir çalışmadır. Afrodit
Tatil Köyüne ait tanıtımın yapıldığı reklamda sol tarafta Afrodit heykelinin
görseli kullanılmıştır. Firmanın logosu çalışmanın sağ alt köşesinde yer
almaktadır. Reklam başlığı dört satırdan oluşan metinden oluşmakla birlik-
te başlık altında detaylı metnin yer aldığı görülmektedir. Reklamda çok me-
tin kullanılmıştır.

Reklam Örneği 7. Cumhuriyet Gazetesi

242
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

Reklam 29 Aralık 1996 yılında Cumhuriyet gazetesinin Haberler bö-


lümünde 3. sayfasında yayımlanan siyah-beyaz bir çalışmadır. Tepe Mobilya
firmasının logosu çalışmanın sağ alt köşesinde bulunmaktadır. Tepe Mobil-
ya yeni ürün grubu olan “Karizma” ürünlerini tanıtmaktadır. Reklamın genel
görünümüne bakıldığında, her alanda bir öğenin konumlandırıldığı görül-
mektedir. Bu da çalışmayı oldukça karışık, reklam mesajını algılamayı güç-
leştirmektedir. Ürün görselleri hem reklamın merkez orta bölümünde hem
de üst sol ve sağ köşede kullanılmıştır. Çalışma 29 Aralık yani yılın son gün-
lerinde yayımlanması sebebiyle hedef kitlesine “mutlu bir yıl dileğiyle” me-
sajını iletmiştir. Aynı zamanda yeni ürün grubunun sahip olduğu özellikleri
de koltuk görsellerinin hemen altındaki metinde yer vermiştir. Özellikle bu
metinlerde seçilen yazı karakterinin okumayı güçleştirecek özellikte olduğu
söylenebilir.

Reklam Örneği 8. Hürriyet Gazetesi

Reklam 16 Mart 1997 yılında Hürriyet gazetesinin yaşam bölümünde


2. sayfasında renkli basılmıştır. İstikbal mobilya firmasına ait bir çalışmadır.
Firmanın logosu sağ alt köşede direkt göze çarpacak bir biçimde yer almak-
tadır. Logonun altında da “yenileyin, yenilenin” sloganı kullanılmıştır. Ça-
lışmanın tamamını fotoğraflar kaplamaktadır. Arka planda İstikbal mobil-
yanın oturma grubu, yatak, koltuk gibi ürünlerinin yer aldığı fotoğraf kulla-
nılmış, bu arka plan üzerinde ise yüzünde şaşkın ve mutlu ifadelerinin yer

243
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

aldığı bir çift görülmektedir. Bu çiftin 1992-2002 yıllarında yayımlanan


“Mahallenin Muhtarları” dizisinde başrol olan Fadime ile Temel olduğu an-
laşılmaktadır. Dizi o döneme damga vuran hemen hemen herkes tarafından
sevilerek izlenen bir dizidir. Reklam çalışmasında da o dönemin popüler
kültür öğelerinden biri olan bu karakterlerin kullanımı dikkat çekmektedir.
Günümüz reklamlarında sıklıkla bu kullanımların yer aldığını görmekteyiz.

Reklam Örneği 9. Hürriyet Gazetesi

Reklam 16 Mart 1997 yılında Hürriyet gazetesinin müzik bölümünde


8. sayfasında siyah-beyaz basılmıştır. Dönemin dikkat çekici Pepsi firmasına
ait olan bu reklam ürün şişelerinin iadeli kendi deyimleriyle “ekonomik”
olduğunu reklam çalışmasında hedef kitlesine büyük harflerle iletmiştir. Bu
yıllarda depozitolu şişeler yaygın olarak kullanılmaktaydı. Fiyatlandırma
şişe büyüklüğüne göre değişiyordu.
Eğer şişeler kullanılmaya gerek görülmüyorsa bakkala, markete ko-
laylıkla geri götürülüp şişe ücreti alınıyordu. Bu da dönemin tüketicilerini
cezbeden bir pazarlama faaliyeti olarak karşımıza çıkar. Ülkemizde 90’lı
yılların başında yaşanan Körfez krizi ve yine 90’lı yılların ortasında yaşanan
ekonomik kriz toplumu da her açıdan etkilemiştir. Krizler ortadan kalksa
bile devam eden yıllarda etkisini göstermektedir. Böyle bir ortamda “eko-
nomik iadeli” ürünlerde tüketicileri cezbetmektedir. Zira çalışmanın orta

244
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

alanında ve Pepsi logosunun yer aldığı sol alt köşede ürünün ekonomik ol-
duğu bilgisi verilmektedir.

Reklam Örneği 10. Hürriyet Gazetesi

Reklam 16 Mart 1997 yılında Hürriyet gazetesinde ünlülerle özel rö-


portajın yer aldığı sayfanın yanında renkli olarak basılmıştır. Reklam, gaze-
tenin 5. sayfasında önlü arkalı tam sayfa olarak yayımlanmıştır. Beko mar-
kasının yaptığı bir kampanya ile ilgili çalışmadır. Reklam tüketicilere eski
televizyonun 12 milyon eski buzdolabının 10 milyon peşinata sayılarak yeni
Beko ürünlerle değiştirileceğini bildirmektedir. “Değiştiriyoruz!” ifadesi
turuncu renkle yazılmış ve bu ifadenin sonunda ilgi uyandırmak, dikkat
çekmek için ünlem işareti kullanılmıştır.
Buzdolabı ve televizyon fotoğraflarının görselleri de reklamda yer al-
maktadır. Televizyon da dünya bir küre şeklinde gösterilmiştir. Bu da mar-
kanın tüketicilere Beko televizyonlarla dünyayı izlerseniz, dünya da olup
bitenlerden haberiniz olur alt mesajını iletmektedir. Alt kısımda yer alan ve
ikinci sayfanın da tamamını kaplayarak devam eden tabloda model bilgisi,
peşinat, taksit, tüketicilere sunulan alternatif seçimler gibi bilgilerin yer
aldığı tablo bulunmaktadır. Reklam genelinde mavi rengin hâkim olduğu
görülmektedir. İkinci ve üçüncü renk olarak; kırmızı ve turuncu renkler
kullanılmıştır.

245
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

Reklam Örneği 11. Hürriyet Gazetesi

Reklam 2 Ağustos 1999 yılında Hürriyet gazetesinde 4. sayfasında ba-


sılmıştır. Turkcell tarafından yapılan Ericsson marka cep telefonu kampan-
yası ile ilgili hedef kitleyi bilgilendirmektedir. Reklam başlığı “Memurun da
yanında!” şeklinde belirlenmiştir. Kimlik kartını gösteren memura ‘kefilsiz,
formalitesiz’ bu kampanyanın uygulanacağı bilgisi altı çizilerek verilmiştir.
Yani Turkcell’li olan memurun zahmet çekmeden bu kampanyadan yararla-
nabileceği özellikle vurgulanmıştır.
Reklam görselinde ülkemizde memur sınıfında olan hemşire, postacı,
öğretmen gibi insanların yanında bir de kep ve cüppe giymiş bir öğrenci yer
almaktadır. Memur velisinin gelirini belgeleyen öğrenciye de aynı fırsatın
verileceği bilgisi reklam metnin de verilmiştir. Hem Turkcell logosu hem de
Ericsson logosu çalışmanın alt kısmında yer alan siyah dikdörtgen üzerinde
verişmiştir. Aynı zamanda bu alanda kampanya katılım şartlarıyla ilgili bil-
gilendirme yer almaktadır. Aynı zamanda firmanın Türkiye yetkili distribü-
törlerinin şehir ve telefon numaraları bilgileri de bu alanda verilmiştir.

246
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

Reklam Örneği 12. Milliyet Gazetesi

Reklam 16 Mart 1993 yılında Milliyet gazetesin magazin bölümünde


yarım sayfa olarak yayımlanmıştır. Ford Taunus araba reklamı tanıtılmak-
tadır. Ford Türkiye’de üretin bir araç markasıdır. Özellikle ülkemizde oto-
mobil sanayinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Başlıkta “gücü, konfo-
ru, güvenliği ve uygun taksitleriyle” ifadeleri yer almaktadır. Araba görselle-
rinin kullanıldığı alanın üzerinde kampanyalar için “bugün son gün” uyarısı
da yapılmıştır.
Ayrıca ürünün hemen teslim edileceği ve kampanyaya nasıl katılım
yapılacağı bilgileri de sol köşede yer almaktadır. MilPA, 1988 yılında Doğan
Şirketler Grubu bünyesinde ev, otomobil, beyaz eşya, elektronik eşya, bilgi-
sayar gibi pek çok ürünün uzun vadeli taksitlerle tüketiciye pazarlanmasın-
da aracı olan firmadır. Otomobilin de MilPA aracılığıyla satılacağı bilgisi
verilmiştir. Aynı zamanda reklamın sağ alt köşesinde arabayı satın alırken
kullanılabilecek tüketici kredi başvuru formu da yer almaktadır.

247
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

Reklam Örneği 13. Milliyet Gazetesi

Reklam 28 Şubat Pazartesi günü 1998 yılında Milliyet gazetesinde 2.


Sayfada gazetenin kültür sanat bölümünde yayımlanmıştır. Vakıfbank’a ait
bir çalışmadır. Reklam başlığında “sürdürülebilir bir gelecek hepimize iyi
gelecek” ifadesi kullanılmıştır. Reklam başlığındaki “gelecek” sözcüğü hem
gerçek anlamında hem de ikinci anlamında kullanılarak başlıktaki sözcük
uyumu sağlanmıştır.
Alt metinde hemen başlığın altında yer almaktadır. Bu metinde sürdü-
rülebilir bankacılık özelliği vurgulanmış ve Vakıfbank daima seninle ifadesi
de bu metin altında verilmiştir. ‘sizinle’ yerine ‘seninle’ ifadesini seçen ban-
ka hedef kitlesine daha yakın, daha içten bir bağ kurmayı hedeflemiştir.
‘sizinle’ daha resmi daha genel bir ifadeyken ‘seninle’ daha spesifik daha
bireysel bir anlama karşılık gelmektedir. Reklamın görselinde arka planda
gökyüzü ve merkezde dünyayı anımsatan yeşil çimenlerle çevrelenmiş bir
daire görmekteyiz. Daire etrafında ağaçlar binalar görülmektedir. Bu daire-
nin tam ortasında Vakıfbank’ın ‘V’ işareti kullanılarak, “sürdürülebilir ban-

248
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

kacılık” ifadesi yer almaktadır. Sürdürülebilir sözcüğüne karşılık gelen geri


dönüşüm ikonu, rüzgâr pervanesi, yağmur ikonu gibi şekillerde bu alanda
kullanılmıştır. Alttaki sarı şeritte ise bankanın web adresi ve telefon numa-
rası gibi bilgiler kullanılmıştır. Sarı renk Vakıfbank’ın kurumsal rengidir.

Reklam Örneği 14. Hürriyet Gazetesi

Reklam 25 Şubat Cuma günü 1998 yılında Hürriyet gazetesinin eko-


nomi bölümünde yayımlanmıştır. Aynı reklam aynı tarihte Cumhuriyet
gazetesinde de spor haberlerinin yer aldığı sayfada kullanılmıştır. Milangaz
firmasına ait olan reklamda başlık “Milangaz yanında her şey yolunda”
ifadesidir. Reklamda ürün görseli olan tüp fotoğrafı da görülmektedir.
Reklamın ana fotoğrafına baktığımızda; ateş yanan ocak üzerindeki
tencereyi karıştıran mutlu bir yüz ifadesinde olan kadını görmekteyiz.
Bu fotoğrafta başlıkta kullanılan “her şey yolunda” anlatımını
desteklemektedir. Doğalgazın yaygınlaşmasıyla birlikte günümüzde artık
tüplü ocak kullanımı azalmış durumdadır. Milangaz da bu gerçeği bilerek
var olan azınlıktaki grubun rakip firmalara kaymaması için bu reklam
çalışmasını hazırlatmış, aynı zamanda farklı gazetelerde kullanmıştır. Zira
incelenen gazetelerde Milangaz’ın aynı içerikte farklı görseller kullanarak
oluşturduğu başka reklamları da olduğu tespit edilmiştir. Reklamda
kullanılan mavi ve yeşil renkler firmanın kurumsal rengidir. Son olarak

249
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

firma tüketicilerini yormadan hızlı sipariş hattının bilgisini de çalışmanın


sol alt köşesnde kullanmıştır.

Reklam Örneği 15. Milliyet Gazetesi

Reklam 26 Şubat Cumartesi günü Milliyet gazetesinin son sayfasında


yayımlanmıştır. İstikbal’in yatak ürün grubuna ait reklamıdır. Reklamın en
az üçte birini fotoğrafın oluşturduğu görülmektedir. Başlık “aradığın keyfi
onda bulman çok doğal” ifadesidir. “çok doğal” sözcükleri diğer sözcükler-
den daha büyük puntoda yapılarak vurgu yapılmıştır. Aynı zamanda siyah
zemin üzerinde beyaz renklerle bu başlık kullanıldığı için rahatlıkla okun-
maktadır. Reklamın sağ alt köşesinde de yine twitter hashtagi kullanılarak
bu sözcük verilmiştir.
Firma kendisini “uyku mimarı” olarak betimlemiş, bu bilgiyi de oku-
yucuya hem alt metinde hem de logonun altında vermiştir. Hatta ‘uyku’ söz-
cüğünün altında turuncu renkte -ki turuncu firmanın kurumsal rengi- gülen
yüz ifadelerinden tanıdığımız yay şeklinde bir şerit görülmektedir. Burada
da uyku bizim işimiz yataklarımızı kullanarak mutlu sonuçlar elde edebilir-
siniz düşüncesini hedef kitlesine aktarmıştır. Reklam fotoğrafı da incelendi-
ğinde benzer anlatının yer aldığı görülmektedir. Modern duran bir yatak

250
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

odasında, kahvesi elinde dergisi yatağı üzerinde duran gülen, gülümseyen


bu ifadelerinden mutlu olduğunu kolayca anlayabileceğimiz genç bir kadın
görülmektedir. Yatakla birlikte iyi bir uyku geçirdiği bunun da yüzüne yan-
sıdığı söylenebilir.

Reklam Örneği 16. Cumhuriyet Gazetesi

Reklam 26 Şubat Cumartesi günü Cumhuriyet gazetesinin finansal


teknolojiler bölümünde gazetenin 9. sayfasında yayımlanmıştır. UPTION
mobil uygulamasının tanıtımının yapıldığı bir reklam çalışmasıdır. Uygula-
mayla hızlı ve uygun para transferinin yapılabileceği bilgi turuncu renkler
kullanılarak verilmiştir. “UPTION’la cebinizde” ifadesinde kullanılan ‘cebi-
nizde’ sözcüğü aslında cep telefonunuzda anlatımının kısaltılmış halidir.
Bu sözcük aynı zamanda reklam fotoğrafında da görüldüğü gibi cep
telefonun pantolon cebine koyulmasıyla da anlatılmıştır. Bir başka ifadeyle
‘cebinizde’ sözcüğü iki farklı anlamda kullanılmıştır. Başlıkla ilgili açıklayıcı
alt metin de başlığın altında verilmiştir. Uygulamanın Apple store, Google
play ve ApGallery’den uygulamanın indirilebileceği bilgileri yer almaktadır.
Ayrıca kare kod okutularak da uygulama indirilebilmektedir. Firma kurum-
sal renkleri mavi ve turuncudan yola çıkarak çalışmayı şekillendirmiştir.

251
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

Reklam Örneği 17. Cumhuriyet Gazetesi

Reklam 28 Şubat Pazartesi günü Cumhuriyet gazetesinin oto satış


sonrası hizmet bölümünde gazetenin 15. sayfasında yayımlanmıştır. Castrol
Auto Service’e ait olan çalışmada firmanın kurumsal rengi olan yeşil rengin
kullanımı görülmektedir. “Araç bakımında ezber bozan servis” başlığıyla
hedef kitlesine bu zamana kadar bildiğiniz, duyduğunuz oto servisleri unu-
tun mesajı da iletilmiştir. Alt metinde bu başlıkla desteklenmiş ve kaliteyi
ulaşılabilir kılan bir oto servis olduğu da belirtilmiştir. Reklam fotoğrafında
aracın özenle bakımını yapan uzmanların olduğu görülmektedir. Firmanın
servis hizmetinin sertifikalı olduğu bilgisi de sol alt köşede yer alan kalkan
şeklindeki görselle bir kez daha iletilmiştir.

Reklam Örneği 18. Milliyet Gazetesi

252
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

Reklam 27 Şubat Pazar günü Milliyet gazetesinin 3. Sayfasında haber-


ler bölümünde yayımlanmıştır. Reklam başlığı, “Her güne yeşil ve mavinin
buluştuğu bir manzara ile başlamak isteyenlere” cümlesinden oluşmaktadır.
Başlıkta mavi diye bahsedilen deniz, yeşil ile bahsedilen doğadır. Reklam
fotoğrafında da deniz ve yeşil çimenlerin karşısına yerleşmiş binalar görül-
mektedir. Aynı zamanda bu binalarda birinin balkonunda anne ve kızı oldu-
ğunu düşündüğümüz insanlar manzaraya bakmaktadır. Sizde bu anne ve kız
yerinde olmak istiyorsanız lansmana özel fiyatlarla 7.200 TL’den başlayan
taksitlerle ulaşabilirsiniz mesajı iletilmektedir. Bu manzaralı binalardan
oluşan oluşuma ‘Modern Yaka’ ismi verilmiştir. Seçilen yazı fontunun da
günümüz çizgilerinde modern görünüşe sahip olduğu söylenebilir. Çalışma-
nın en alt bölümünde ulaşım numarası ve web adresi verilmiştir. Aynı za-
manda kare kod da eklenerek hedef kitlenin daha pratik bir şekilde bilgi
alması sağlanmıştır.

Reklam Örneği 19. Hürriyet Gazetesi

Reklam 3 Mart Perşembe günü Hürriyet gazetesinin 11. Sayfasında


haberler yayımlanmıştır. Assan Alüminyuma ait olan bu çalışma sayfanın
yarısını kaplamakta ve sayfanın geri kalan kısmı da Assan Alüminyumla
ilgili “Assan Alüminyum yeni yatırımlarla daha da güçlenecek” haberi yer

253
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

almaktadır. Kuruluş, bu sayfayı kendisi için kullanmıştır. Firmanın logosu,


çalışmanın sağ alt köşesinde kullanılmıştır. Çalışma fotoğrafı ikiye bölün-
müş sol tarafta deniz, sağ tarafta da ağaç, orman fotoğrafları kullanılmıştır.
Görselleri ortalayacak bir biçimde başlıkta belirtilen tescil sertifikasının
bilgileri yer almaktadır. Aynı zamanda bu alanda tam fotoğrafın merkezinde
ters duran “8” “∞” rakamı yer almaktadır. Bu işaret sonsuzluğu simgele-
mektedir. Firma sürdürülebilirlik misyonunu bu işaretle de pekiştirmiştir.

Reklam Örneği 20. Hürriyet Gazetesi

Reklam 3 Mart Perşembe günü Hürriyet gazetesinin 10. Sayfasında


Alüminyum haberlerinin yer aldığı bölümde yayımlanmıştır. Reklam başlı-
ğını “sürdürülebilir dünya, sürdürülebilir vizyon” olarak belirlemiştir. Vig
metal firmasına ait olan bu reklam, Vig Metal’de Alüminyumun yeni adını
duyurduğu bir çalışmadır. Reklam görselinde başlıkla uyumlu olarak sürdü-
rülebilir çevre projelerinde kullanılabilecek yeşil imgeler yer almaktadır.
Firmanın logosu çalışmanın beyaz alanında kullanılmıştır. Aynı zamanda
daha önce benzer örneklerini gördüğümüz kare kod uygulaması da reklam-
da yer almaktadır. Kare kod uygulamasında bilgilerin elektronik ortama
aktarılmasıyla emekten ve zamandan tasarruf edilir. Günümüzde özellikle
basılı araçlarda sıklıkla kullanılan bir uygulamadır.

254
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

Sonuç ve Yorum
Gazete reklamları, gazetelerin ilk çıktığı andan itibaren gazete sayfa-
larında kendisine yer bulmuştur. Yaşanan sosyo-ekonomik ve teknolojik
değişimler reklamların gazetelerde hangi biçim ve formda ne kadar alanda
ve ne sıklıkta kullanılacağını belirleyen önemli etkenlerdendir. Yaşanılan
her dönemin koşulu farklı beklenti ve ihtiyaçları da beraberinde getirmek-
tedir. Artık her geçen yıl değil her geçen gün insanların dünyaya bakış açısı
değişmekte bu da kuşkusuz reklamcılık sektörünü çok yakından ilgilendir-
mektedir. Üretilen reklam mesajlarında toplumsal değişme de gözlemlene-
bilir hale gelmiştir. İncelenen reklamların içerik ve biçim bakımından dö-
nemsel bir karşılaşması yapıldığında; 1990’lı yıllardaki reklamlarda daha
çok metinsel öğelerin kullanıldığı görülmektedir. Günümüzdeki reklam ça-
lışmalarında ise durum tam tersidir. Görsele ağırlık verilmekte görsel me-
tinle desteklenmektedir. Özellikle 90’lı yılların başlarında reklamlarda me-
tin görselle desteklenmekteydi.
Kullanılan görsel içerik değerlendirildiğinde ise çağımız reklamların-
da daha gerçekçi daha insanı merkeze alan reklam fotoğraflarıyla karşıla-
şılmaktadır. Ayrıca şu an yapılan reklam çalışmalarında sıklıkla hem metin-
de hem de kullanılan görsellerde mecazi söyleme başvurulduğu söylenebi-
lir. 90’lı yılların reklamlarında bu kullanım daha azdır ve genelde mesajlar
doğrudan iletilmektedir. Bu anlamda Alarko’nun reklamları görsel metafor-
ların kullanımı bakımından örnek verilebilir. 90’lı yılların başlarında gaze-
teye verilen reklamların birçoğu renksizken, günümüzdeki reklamlarda
renksiz reklama denk gelmek çok zordur. Daha fazla sayıda renkli reklamlar
90’lı yılların sonunda kullanılmaya başlanmıştır. Renkli reklamların kulla-
nımının yaygınlaşmasıyla birlikte firmaların kendi kurumsal renklerini rek-
lamlara taşıdığı görülmektedir. 1990’lı yılların başlarındaki reklam çalışma-
larında firmaların iletişim bilgileri sadece telefon numarası vermekle kal-
mayıp aynı zamanda acenteleri de sıralayarak onların da telefon numaraları
hatta adresleri verilmekteydi. Şu an da ise reklamverenler ya yalnızca web
adreslerini vermekte ya da sadece çağrı merkezi veya sosyal ağ hesaplarını
paylaşmaktadır.
İncelenen reklamlarda önemli noktalardan biri dönemin yaşam koşul-
larının reklamlara yansımasıdır. Döneme ait güncel kavramların ve popüler
isimlerin reklam mesajlarında ve içeriğinde sıklıkla kullanıldığını görmek-
255
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

teyiz. 90’lı yıllar Türkiye’ye çok da iyi şeyler getirmemiş ülke kazandığından
çok daha fazlasını kaybetmiştir. İşsizlik ve terör de tüm bunlara eklenince
ekonomik sorunlar ciddi anlamda büyümüştür. Bu sebeple reklamlarda,
“bedava, ekonomik, hediye, depozitolu, kefilsiz, uygun taksitli” gibi kavram-
lar sıklıkla kullanılmıştır. Hatta firmalar bazı reklamlarında bu kavramları
abartmış işi deprem vergisini ödeme hediyesine kadar götürmüştür.
Panasonic cep telefonu reklamında (1999, Hürriyet) 31 Aralık’a kadar cep
telefonu alan tüketicilerine deprem vergisini ödeyeceğini belirtmiştir. Dö-
nemin başında özellikle ansiklopedi promosyonlarıyla önemli satış rakam-
larına ulaşan gazeteler, dönemin ortasından itibaren verdiği promosyon
ürünleriyle tirajlarını arttırmıştır. Bu dönemlerde gazeteler eş zamanda
yayınladıkları farklı kampanya kuponlarıyla gazetecilik yapmaktan çok pa-
zarlama şirketi konumuna gelmişlerdir. Örneğin, 14 Ağustos 1998 de ya-
yımlanan Milliyet gazetesinin ilk sayfasında 79 kuponla Arzum mutfak ro-
botunun sahibi olunabileceği büyük harflerle belirtilmiştir. Benzer şekilde 2
Ağustos 1998 yılında yayımlanan Hürriyet gazetesinde 19 kupona İtalyan
yanmaz, yapışmaz tencere setinin verileceği büyük puntolarla duyurulmuş-
tur.
1990’lı yıllarda gazetelerin aldığı reklam sayılarını günümüzde gaze-
telerin aldığı reklam sayılarıyla karşılaştırdığımızda önemli bir fark olduğu
gözlemlenmektedir. 90’lı yıllardaki gazeteler neredeyse her sayfada ya da
sayfa sayısının yarısı kadar reklam alırken, günümüzdeki gazeteler de ise bu
sayının oldukça düşük olduğu tespit edilmiştir. Örneğin, Milliyet gazetesi 2
Ocak 1994 yılında 26 sayfadan oluşan gazete basımında 14 adet reklam
almışken, günümüzde ise 20 sayfalık bir gazetede 1-3 arası reklam almıştır.
Tiraj sıralamasında ilk sırada yer alan Hürriyet gazetesinde de benzer du-
rum söz konusudur. Rakamların ortaya koyduğu tabloda ticari olarak her üç
gazetenin aldığı reklam sayısının eskiye oranla çok daha düşük olduğu gö-
rülmektedir. Bunun sebebi olarak, geçmiş yıllarda teknolojik imkânların
gelişmemesi, yalnızca geleneksel medya araçlarının kullanılması, internetin
yaygınlaşmaması gibi nedenlerin olduğu söylenebilir. Ayrıca, ülkemizde ve
dünya genelinde yaşanan bazı gelişmelerin bu düşüşte etkili olabileceğini
düşündürmektedir. Bu gelişmelerden ilki, yukarıda da değinildiği gibi dünya
genelinde internetin kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte reklam geliri

256
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

elde etme konusunda internet reklamcılığının televizyon reklamlarını bile


geçerek basının reklam gelirlerinin önemli oranda düşmesine neden olma-
sıdır. 1990’lı yılların sonunda yaşamımıza dahil olan internet, kullanılmaya
başlandığı ilk dönemlerde şirketlerden tarafından ‘modernlik ve prestij’
aracı olarak görülmüştür. Gazeteler ise interneti son dakika haberlerini
okuyucuyla paylaşabildiği bir ortam olarak kullanmıştır. Zamanla televiz-
yon, gazete ve dergilerin içerikleri internete aktırılmaya başlanmış, bu da
üretim, basım ve dağıtım maliyetlerini ciddi oranda düşürmüştür. Yaşanan
bu gelişmeler internetin diğer mecraların yerini almasındaki önemli etken-
lerdir.
İnternet kullanımının artmasıyla artık firma ve kuruluşların hemen
hemen hepsinin bir web sitesi ve sosyal ağ sitesi bulunmakta; yeni ürün ve
hizmetlerini ya da duyurularını bu kanallar aracılığıyla yapmaktadır. Bu
sebeple de gazetelere reklam verme oranında bir düşüşün yaşanmış olabi-
leceğini söylemek mümkündür. Aynı zamanda gazeteler de her ne kadar
basılı olarak yayımlanmaya devam etse de kendi internet siteleri üzerinden
e-gazete imkânlarını okuyuculara sunmaktadır. Kişiler artık gazete almak
yerine haber sitelerine girerek bilgi edinebilmektedir. Bu da reklamveren
açısından değerlendirildiğinde, basılı ortamlara kıyasla web ortamında da-
ha çok hedef kitleyle buluşulabileceğini düşündürmektedir. Gazete siteleri-
nin ilgili bölümlerine tıklanıldığında o bölüm altında yer alabilecek reklam-
lar verilebilir. Bir banka reklamını gazetelerin web sitelerinde ekonomi bö-
lümünde verebileceği gibi, aynı reklamı ana sayfada da çeşitli internet rek-
lam türlerinden (banner, açılır pencere, video gibi) birini seçilerek okuyu-
cuyla buluşturabilir.
Basılı reklamların düşüşüne sebep olan ikinci gelişme, tüm dünyayı ve
ülkemizi de yakından etkileyen Covid-19 küresel salgının ekonomik etkile-
ridir. Bu salgınla birlikte şirketlerin ürün pazarlayamaması sonucunda ar-
tan işsizlik oranları reklam piyasasını da derinden etkilemiştir. Üçüncü ve
son gelişme ise ülkemiz özelinde 2018 yılında Doğan Medya Grubu’nun te-
levizyon ve gazetelerini Demirören Medya Grubu’na satarak medyadan elini
ayağını çekmesiyle sektörde yaşanan rakiplerle yarış olgusunu ortadan kal-
dırmış ve sektör daha durağan bir görünüme bürünmüştür. Aynı zamanda
değişen yayın politikasının da bu duruma etki ettiğini söylemek olasıdır.
Yapılan incelemeler sonucunda artık gazetelerde ticari reklamlardan çok
257
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

seri ilanlar ve resmi ilanlardan oluştuğu görülmüştür. Her ne kadar seri


ilanlar ve devlet destekli ilanlar gazetelerde yer alsa da reklam geliri bakı-
mından eski payı yakalayamayacağı aşikârdır. İnternet reklamlarının da
gazetelerin geçtiğimiz yıllardaki aldığı reklam gelirini aratmayacağını söy-
lemek gerçekçi bir yaklaşım olmayacaktır. Bu durumda zamanla gazetelerin
ekonomik sorunlar yaşayarak kapanmasına dahi gidebilir.

Kaynakça
Acıman, E. (1990). Reklamcılığın Tarihsel Gelişimi ve Reklamcılık
Mesleği, Reklamcılık ve Satış Yönetimi. Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim
Fakültesi Yayınları. No:41. Eskişehir.
Ağsakallı, M. S. (2014). Sürrealizm Akımının Afiş Tasarımına Etkisi ve
Uygulama Örnekleri. Yüksek Lisans Tezi. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilim-
ler Enstitüsü. Erzurum.
Aydemir, M. A (2006). Yetinen Toplumdan Tüketen Topluma; Türki-
ye’de Modern Tüketim Kültürü’nün Tarihsel ve Toplumsal Gelişim Seyri.
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Dergisi. Sayı 16, 201-214.
Batı, U. (2017). Reklamlarda Retorik Figürlerin Kullanımı, Marmara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi.
Baybars, Ö. (1997). Tek, Pazarlama İlkeleri- Global Yönetimsel Yakla-
şım. Geliştirilmiş 7. Baskı, İzmir.
Cavlaz, M. (1999). 1840-1940 Reklamcılığımızın İlk Yüzyılı, Mediacat,
Yıl: 7, Sayı: 48.
Çağlar Demir, B. (2020). Bir Görsel İletişim Türü Olarak Afiş Tasarımı:
Postmodern Reklam Afişlerinin Biçimsel Açıdan İncelenmesi. İktisadi ve
İdari Bilimlerde Güncel Araştırmalar. Ed. Yüksel Akay Unvan, Faruk Kalay.
IVPE Yayınları. Karadağ.
Çakır, H. (1997). Osmanlı Basınında Reklam. Elit Reklamcılık. Ankara.
Çelik, M. (2016). Türkiye’de 1950-1990 Döneminde Uygulanan Eko-
nomi Politikaları Perspektifinden Gazete Reklamlarında Yaşanan Dönüşüm.
Doktora Tezi. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. İzmir.
Dikkaya, M. ve Özyakışır, D. (2013). Türkiye Ekonomisinde Radikal
Dönüşüm:1980-2002. (Ed. Mehmet Dikkaya, Adem Üzümcü, Deniz
Özyakışır). Osmanlı’dan İkibinli Yıllara Türkiye’nin Ekonomik Tarihi. Savaş
Kitabevi. Ankara.

258
TÜRK BASININDAKİ REKLAMLARIN DÖNEMSEL KARŞILAŞTIRILMASI: 1990 VE GÜNÜMÜZ YILLARININ REKLAM..

Edhem E. (1994). Bir İlaç Reklamı Üzerine: Venedik’ten İthal Altınbaş


Tiryakı, Toplumsal Tarih, Şubat, Sayı: 2, 13-16.
Elden, M. (2009). Reklamcılık İletişim Dizisi 1: Reklam ve Reklamcılık.
Say Yayınları. İstanbul.
Ertuğ, H., R. (1970). Basın ve Yayın Hareketleri Tarihi. Cilt 1, Yenilik
Basımevi. İstanbul.
Fırlar, B. (2009). Reklamda Rekabetin Anahtarı. Medya Planlama. No-
bel Dağıtım. Ankara.
Gökçen, A. M. (2017). Cumhuriyetten Günümüze Türkiye’de İktisat
Politikaları ve Ekonomik Gelişme. Türkiye’nin Toplumsal Yapısı (Ed. Memet
Zencirkıran). Dora Yayınları. Bursa.
İnselberg, A. (2008). Yazılı Basında Reklamın Yeri. Doktora Tezi.
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. İstanbul.
İnuğur, M., N. (2005). Basın ve Yayın Tarihi. Der Yayınları. İstanbul.
Karpat, I. (1999). Kurumsal Reklam. Yayınevi Yayıncılık. İstanbul.
Kocabaşoğlu, U. (1986). Gazi Abdülhamid Han ve Reklamlar, Tarih ve
Toplum, Aylık Ans. Dergi, İletişim Yayınları VI, İstanbul.
Koloğlu, O. (1999). Reklamcılığın İlk Yüzyılı 1840-1940. Reklamcılar
Derneği Yayınları. İstanbul.
Narmatova T. ve M. Artişeva. (2018): Yazılı Basında Reklamcılık. Ge-
lenekselden Dijitale Reklam Mecraları. Ed. Ömer Çakın. Sebat Ofset Matbaa-
cılık. Konya.
Oluç, M. (1981). Reklamın Tarihçesi ve Türkiye’deki Gelişmeler. Pa-
zarlama Dergisi, İstanbul.
Özbay, R. D. (2011) Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Ticaret Tarihimizde
Reklam ve İlanlar. İlan-ı Ticaret içinde, (Yay. Haz.) Arif Kolay, Dündar Hızal,
Burkay Durak, Murat Arslan, İstanbul Ticaret Odası, Yayın No: 2010-100,
İstanbul.
Öztürk, S. (2011). İlanatlar, Türk Reklamcılığı ve Sosyal Dönüşüm,
İlan-ı Ticaret içinde, (Yay. Haz. Arif Kolay, Dündar Hızal, Burkay Durak, Mu-
rat Arslan), İstanbul Ticaret Odası, Yayın No: 2010-100, İstanbul.
Saraçoğlu, C. (2016). Tank Paletiyle Neoliberalizm (1980-2002), Os-
manlı’dan Günümüze Türkiye’de Siyasal Hayat, (Der. Atılgan, G. vd.), Yor-
dam Kitap. İstanbul.
Süloğlu, D. (2018). 19. Yüzyıl Osmanlı Gazete Reklamlarının İktisadi
Arka Planı ve Gelişim Seyri. Yüksek Lisans Tezi. Kocaeli Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü. Kocaeli.

259
BİLGE ÇAĞLAR DEMİR

Tamer, Z. (2008). Reklam Harcamalarındaki Büyüme ve Reklam Et-


kinliğinin Ölçülmesi: Bir Örnek Uygulama. Yüksek Lisans Tezi.Selçuk Üni-
versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Konya.
Tarı, İ. (2021). Türk Gazetelerinde Reklam İçeriği Üzerine Bir İncele-
me: Hürriyet, Sabah ve Sözcü Gazeteleri Örnekleri. Akdeniz Üniversitesi
İletişim Fakültesi Dergisi, Sayı, 36.
Tayfur, G. (2010). Reklamcılık. Nobel Yayıncılık. Ankara.
Tekinalp, Ş. (2003). Camera Obscura’dan Sy-nopticon’a Radyo ve Te-
levizyon. Der Yayınları. İstanbul.
Topçugül, N. ve Artışeva, M. (2018). Yazılı Basında Reklamcılık. (Ed.
Ömer Çakın). Gelenekselden Dijitale Reklam Mecraları. Sebat Ofset Matbaa-
cılık. Konya.
Topçuoğlu, N. (1996). Basında Reklam ve Tüketim Olgusu. Vadi Yayın-
ları. Ankara.
Toprak, S. (2016). Kanun-İ Esasi Gazetesi’nde İttihâd-I İslâm Teması.
Türk Basın Tarihi Uluslararası Sempozyumu, Elazığ.
Türkoğlu, N. (1995). Türk Reklamcılığı’nın Popüler Tarihi-1, Evrensel
Kültür, Sayı: 37, Ocak, İstanbul.
Ünsal, Y. (1994). Bilimsel Reklam ve Pazarlamadaki Yeri. Tivi Reklam
Yayınları. İstanbul.
Yavuz, V. (2019). Yazılı Basın ve Haber Sitelerinin Reklam Yapıları
Üzerine Karşılaştırmalı Bir Araştırma. İnsan ve Medeniyet Araştırmaları
2019. Ed. Mustafa Uslu, Sabahattin Çiftçi, Coşkun Arslan, Erdal Hamarta.
Çizgi Kitabevi Yayınları. Konya.
Yetkin, Ç. (2003). İktidara Karşı Türk Devrim ve Direnişleri Başlangıç-
tan Atatürk’e. Otopsi Yayınları. İstanbul.
(https://rvd.org.tr/uploads/2021/10/041021_medya-ve-reklam-
yatirimlari raporu_2021h1.pdf, erişim tarihi: 01.03.2022).

260
YAZARLAR HAKKINDA

YAZARLAR HAKKINDA

Ebru DAVULCU
1981 Kayseri doğumlu Ebru Davulcu, lisans eğitimini (Halkla İlişkiler ve Ta-
nıtım) Selçuk Üniversitesi, yüksek lisans eğitimini (Radyo, Televizyon ve Sinema)
ve doktora eğitimini (Gazetecilik) Erciyes Üniversitesi’nde tamamlamıştır. Erciyes
Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde 2005 yılından beri hizmet
veren Davulcu, 2014 yılında Dr. Öğr. Üyesi, 2020 yılında Doçent unvanlarını almış-
tır. Davulcu; basın tarihi, medya/yeni medya ve mizah yurttaş gazeteciliği alanla-
rında çalışmalar yapmıştır.
***

Ali ÇAKIR
1985 Giresun doğumlu Ali Çakır, lisans eğitimini (Temel Eğitim), yüksek li-
sans eğitimini (tarih) ve doktora eğitimini (tarih) Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde
tamamlamıştır. Kastamonu Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde
iki yıldır Öğretim Görevlisi olarak çalışan Çakır; gazetecilik ve medya çalışmaları,
gazetecilik, medya araştırmaları ve basın tarihi alanları üzerinde araştırma yap-
maktadır. Osmanlı dönemi Türk basını ve günümüz medyasında tarih anlatısıyla
özel olarak ilgilenmektedir.
***

Meltem SALİMOĞLU
1977 Ankara doğumlu Meltem Salimoğlu, lisans eğitimini Marmara Üniversi-
tesi Gazetecilik Bölümü, yüksek lisans eğitimini Karşılaştırmalı Uluslararası Siyaset
Bölümü ve doktora eğitimini Gazetecilik Anabilim Dalında Ankara Üniversitesi’nde
tamamlamıştır. Salimoğlu; basın tarihi, siyasi tarih ve siyasal ideolojiler alanında
araştırmalar yürütmektedir.
***

İnci TARI
1975 İstanbul doğumlu İnci Tarı, 1996 yılında Boğaziçi Üniversitesi İktisadi
ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümü’nden mezun oldu. 1998 yılında Koç
Üniversitesi İşletme Enstitüsünde yüksek lisansını tamamladıktan sonra 2015
yılında Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Anabilim Dalı Medya
Ekonomisi ve İşletmeciliği Bilim Dalında tamamladığı G7 Ülkeleri ve Türkiye'de
Basın İşletmelerin Finansal Yapısı adlı teziyle Doktor unvanını almaya hak kazandı.

387
YAZARLAR HAKKINDA

Yazar halen İstanbul Arel Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde Dr.
Öğr. Üyesi olarak akademik çalışmalarına devam etmekte, aynı zamanda ‘Öğrenci
Dekanı’ olarak görev yapmaktadır. Medya ekonomisi, yeni medya, internet
gazeteciliği ve sosyal medya akademik ilgi alanları arasında yer almaktadır.
***

Ersin TURAN
Yazar, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde Dr.
Öğr. Üyesi olarak görev yapmaktadır. Araştırma alanları olarak ise, gazetecilik ve
kitle iletişim araçları üzerine yoğunlaşan Turan, alanıyla ilgili birçok önemli çalışma
gerçekleştirerek literatüre bilimsel katkı sağlamaktadır.
***

Taner SOLMAZ
1980 Erzurum doğumlu Taner Solmaz, lisans (Radyo TV ve Sinema) ve yük-
sek lisans eğitimini (Radyo TV ve Sinema) Atatürk Üniversitesi’nde tamamlamıştır.
Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Görsel İşitsel Teknikler ve
Medya Yapımcılığı Bölümü’nde beş yıldır Öğretim Görevlisi olarak çalışan Solmaz;
medya okuryazarlığı, dijital medya ve televizyon çalışmaları üzerine araştırmalar
yürütmektedir.
***

Fahrünnisa KAZAN
1986 Erzurum doğumlu Fahrünnisa Kazan, Atatürk Üniversitesi İletişim Fa-
kültesi Gazetecilik Bölümü lisans öğrenimini fakülte birinciliği derecesiyle tamam-
ladı. Yüksek lisans öğrenimini ise Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Gazetecilik Bölümü’nde, “Modern Türkiye’nin Oluşumunda Tanzimat Dönemi Kadın
Gazeteci ve Yazarların Rolü (1839-1918)” başlıklı teziyle tamamladı. Atatürk Üni-
versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İletişim Bilimleri doktora programında
“Güvensizlik Odağında İletişim: Mülteci Sorununun Ulusal Yazılı Basındaki Temsili-
ne Bauman’cı Bir Yaklaşım” başlığıyla hazırladığı teziyle doktora öğrenimini ta-
mamladı. Temmuz 2020’den itibaren Dicle Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazeteci-
lik Bölümünde Dr. Öğr. Üyesi ve Dekan Yardımcısı olarak görev yapan Kazan, evlidir
ve Nil Banu’nun annesidir.
***

BİLGE ÇAĞLAR DEMİR


Trabzon doğumlu olan Bilge Çağlar Demir, lisans eğitimini Lefke Avrupa
Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Görsel İletişim Tasarım (Burslu) Bölü-
mü’nde dereceyle bitirmiştir. Yüksek lisans eğitimini Atatürk Üniversitesi Gazeteci-

388
YAZARLAR HAKKINDA

lik ABD ve doktora eğitimini Temel İletişim Bilimleri ABD’nda Atatürk Üniversite-
si’nde tamamlamıştır. Çağlar Demir, mezun olduğu yıl, Avrasya Üniversitesi MYO
Halkla İlişkiler ve Tanıtım programında Öğr. Gör. olarak göreve başlamış ve burada
bölüm başkanlığı, müdür yardımcılığı gibi görevleri yürütmüştür. 2014 yılında
Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne atanmış ve halen burada Dr. Öğr.
Üyesi olarak görev yapmaya devam etmektedir. Görsel tasarım, grafik tasarım, rek-
lam alanlarında derslere girerek bu alanlarda araştırmalar yapmaya devam etmek-
tedir. Yazar evlidir ve bir çocuk annesidir.
***

Hakan YÜKSEL
1986 Erzurum doğumlu Hakan Yüksel, lisans (Radyo TV ve Sinema), yüksek
lisans (Radyo TV ve Sinema) ve doktora eğitimini (Temel İletişim Bilimleri) Atatürk
Üniversitesi’nde tamamlamıştır. Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yükse-
kokulu Görsel İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı Bölümü’nde dokuz yıldır Öğre-
tim Görevlisi olarak çalışan Yüksel; yeni medya, dijital medya, iletişim araştırmaları
ve geleneksel medya alanı üzerinde araştırmalar yürütmektedir.
***

Şeyda KOÇAK KURT


1985 İstanbul doğumlu Şeyda Koçak Kurt, lisans eğitimini (Gazetecilik) An-
kara Üniversitesi, yüksek lisans eğitimini (Sosyoloji) Hacettepe Üniversitesi ve dok-
tora eğitimini (Gazetecilik) Gazi Üniversitesi’nde tamamlamıştır. Gazetecilik alanın-
da 15 yılı aşkın profesyonel iş tecrübesine sahip olan Koçak Kurt; Ankara Hacı Bay-
ram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde Öğretim Görevlisi
olarak çalışmaya devam etmektedir. Koçak Kurt; yeni iletişim teknolojileri, iletişim
tarihi, iletişim araştırmaları, dijital iletişim, sosyal medya çalışmaları, kadın araş-
tırmaları ve göç sosyolojisi üzerinde araştırmalar yürütmektedir.
***

Nursen AYDIN
1982 Erzurum/Hınıs doğumlu Nursen Aydın, lisans eğitimini 2004 yılında
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde, yüksek lisans (2016) ve
doktora (2021) eğitimini ise Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basın
ve Yayın Anabilim Dalı’nda tamamladı. 2005-2012 yılları arasında Afyon Kocatepe
Üniversitesi Rektörlük Basın Bürosu’nda çalıştı. Akademik kariyerine 2013’te Mun-
zur Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde araştırma görevlisi ola-
rak başladı. Halen aynı kurumda Arş. Gör. Dr. olarak çalışan Aydın; medyanın eleşti-

389
YAZARLAR HAKKINDA

rel ekonomi politiği, anaakım ve alternatif medya, toplumsal hareketler ve medya,


basın özgürlüğü üzerine araştırmalar yürütmektedir.
***

Kadir BENDAŞ
Adana Ceyhan’da 1989 yılında dünyaya gelen Kadir Bendaş, lisans eğitimini
2013 yılında Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde tamam-
lamıştır. 2016 yılında ise Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölü-
mü’nden yüksek lisans derecesi ile mezun olmuştur. Aynı üniversitede doktora
eğitimine devam eden Kadir Bendaş aynı zamanda Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak akademik
kariyerine devam etmektedir.
***

Cüneyt KORKUT
Yazar, 1977 yılında Erzurum’da doğdu. Lisans öğrenimini İstanbul Üniversi-
tesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde tamamladı. 2013 yılında Atatürk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Radyo Televizyon ve Sinema Anabilim Da-
lı’nın yüksek lisans programından mezun oldu. 2018 yılında Atatürk Üniversitesi
SBE Temel İletişim Bilimleri Anabilim Dalı’nda “Yeni Medyaya Entegrasyon Süre-
cinde Değişen Televizyon Yayıncılık Teknolojileri” adlı tez çalışması ile doktora
programından mezun oldu. Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Televizyon Ana-
bilim Dalı’nda Dr. Öğr. Üyesi olarak görev yapmakta olan Korkut, 1997-2004 yılları
arasında çeşitli medya kuruluşlarında yayın yönetmeni, yönetmen ve kurgucu ola-
rak görev yaptı. Aynı zamanda birçok belgesel, tanıtım ve kısa filmin yönetmen,
görüntü yönetmenliği ve kurguculuğunu yürüttü. Hıngırmacı, Albayrak Gazetesi,
Efem, Aşık Sümmani, Elif ve Geçmiş Zaman Olur ki bu yapımlardan bazılarıdır.
***

Esma KARADAĞ
1992 Kars doğumlu Esma Karadağ, lisans eğitimini, Atatürk Üniversitesi Ga-
zetecilik Bölümü’nde, yüksek lisansını Maltepe Üniversitesi Radyo Sinema ve Tele-
vizyon Anabilim Dalı’nda tamamlamıştır. Karadağ; muhabirlik ve haber spikerliği
yapmış olup gazetecilik ve medya çalışmaları, izleyici temelli araştırmalar, radyo
televizyon, dijital medya ve yeni medya gibi alanlarda araştırmalar yürütmektedir.

390

You might also like