You are on page 1of 26

Bölüm 1

Temel Kavramlar
öğrenme çıktıları

1 2
İstatistik ve İstatistiğin Temel Kavramları Ölçme
1 İstatistikte kullanılan temel kavramları 2 İstatistikte kullanılan değişkenleri ve ölçek
tanımlayabilme düzeylerini açıklayabilme

Anahtar Sözcükler: • İstatistik • Değişken • Parametre • Örneklem • Birim • Evren • Nicel Değişken
• Nitel Değişken • Ölçme • Ölçekler

2
1
İstatistik I

GİRİŞ
İstatistik farkında olsak da olmasak da hayatımızın bir parçasıdır. Örneğin sabah işe gitmek için yola
çıkmadan önce hava tahminini incelemek isteyebilirsiniz. Çünkü hava tahmininden elde edeceğiniz bilgi-
lere göre günlük kıyafetinize karar verebilirsiniz. Yağmurlu bir günde dışarıya en azından bir şemsiye alıp
çıkmak sizin faydanıza olacaktır. Hiç düşündünüz mü hava tahmini nasıl yapılır? Her ne kadar gelişen
teknoloji ve uydu görüntüleri günümüzde hava tahmini işlemlerini nispeten kolaylaştırmış olsa da temel
olarak yapılan işlem mevcut hava koşullarına dair verilerin toplanması, işlenmesi ile tahmin yapılması
işlemidir. İşletmelerin aylık satış tahminleri, çeşitli ürünler için dönemsel olarak ortaya çıkabilecek talep
değerlerinin tespit edilmesi, üretim hattının kontrol altında olup olmadığı, üretilen ürünlerin kalite stan-
dartları kapsamında müşteriye ulaştırılabilir olup olmadığının tespiti, ilaçların belirli hastalıklar üzerindeki
etkinlikleri, Borsa’da yatırım yapılan araçların getiri hesaplamaları gibi birçok alanda istatistikler ve ista-
tistiksel analiz ile karşı karşıya kalınır. Bir ilacın etkinliği çeşitli araştırma ve deneyler sonucunda istatis-
tiksel teknikler kullanılarak ispatlanmadığı sürece piyasaya sürülmesi mümkün değildir. Günlük gazeteleri
okurken farkında olarak veya olmadan tablo, grafik ve istatistiksel analizlerin sonuçları ile karşı karşıya
kalırsınız. İstatistik bilgisi sizlere, size verilen rakam, tablo, grafik ve raporları daha iyi anlama ve sentezle-
me yetisi kazandıracaktır. İstatistik dersi kapsamında alacağınız bilgiler sizleri ileriki çalışmalarınızda doğru
veriyi doğru kaynaktan derleyen ve bunları doğru tablo ve grafikler ile aktarabilen, gerektiğinde istatistik-
sel modeller kurarak yorumlayabilen bireyler haline getirecektir. Modern işletmelerde istatistiksel analize
dayanmayan kararların uygulanabilirliği gün geçtikçe zorlaşmaktadır. İstatistik özellikle karar vericilerin
kararlarını vermelerinde yardımcı olacak tablo, grafik, analiz ve modelleme tekniklerini içermesinden do-
layı iş dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır. Ancak istatistiksel analizin veri olmadan yürütülmesi mümkün
değildir. Dolayısıyla istatistiksel analizin en önemli bileşenlerinden bir tanesi veri kavramının anlaşılması
ve verinin nasıl ölçüldüğünün açık seçik bir biçimde ortaya konması gerekliliğidir. İstatistiksel çalışmaların
bir kısmı yapıları itibari ile betimleyici özellikler içerirken diğer kısmı çıkarım gerektiren bir yapı içerecek-
tir. İstatistiksel tekniklerin bu temel yapıya dayanır.
Bu ünitede sizlere istatistiğin kısa bir tarihçesi verildikten sonra, veri ve ölçme kavramları ele alınacaktır.

İSTATİSTİK VE İSTATİSTİĞİN TEMEL KAVRAMLARI


İstatistiğin kökenlerine doğru yapılacak olan bir seyahat bizi nüfus sayımlarına götürecektir. Tarihte
birçok uygarlığın nüfus sayımı yaptığına dair bilgiler bulunmaktadır. İstatistik kelimesinin kökeni olarak
İtalyanca’da “devlet adamı” anlamını taşıyan “statista” kelimesi bilim insanları tarafından kabul edilmek-
tedir. “Statista” kelimesinin de Latince’de kullanılan “statisticum collegium” kelimesinden türediği ifade
edilir. “Statisticum collegium” ise devlet şurası anlamına gelmektedir. Görüldüğü üzere istatistik kelimesi-
nin kökeninde devlet adına yapılan işler durumundan bahsetmiştik. Meteorolojinin tarihine baktığımızda
Milattan önce 350 yılında Aristo ile karşılaşırız. Meteoroloji dünya atmosferine dair çalışma ve gözlemlerin
yürütülmesinde yardımcı olan bir bilim dalıdır. Milattan önce 3000 yılında Hindistan’da Upanishads ta-
rafından yapılan bulut oluşumlarını ve yağmurları inceleyen raporlar bulunmaktadır. Ancak her ne kadar
Aristo 350 yılında Meteoroloji hakkında bir eser ortaya çıkarmış olsa da günümüzde sıklıkla meteorolojik
veriler ile eşleştirilen termometre ve barometre ölçüm aletleri ancak 17 ve 18’nci yüzyıllarda icat edilmiş ve
kullanıma girmiştir. Her ne kadar Babillerin hava tahminlerine dair çalışmaları olduğu bilinse de modern
hava tahmini çalışmalarının 17’nci yüzyıldan sonra gelişmeye başlamasının şüphesiz ölçme araçlarının
geliştirilmesi ve veri toplanmaya başlanması ile gerçekleşmesi şaşırtıcı değildir. Doğru verinin doğru ölç-
me araçları ile derlenmeye başlanması bugün modern hava tahminlerinin doğruluğuna giden gelişmeleri
etkilemiştir.
Türkiye Cumhuriyet tarihinde ilk nüfus sayımı 1927 yılında yapılmıştır. Bu nüfus sayımına göre
Türkiye’de genel nüfus 13.649.945 kişi olarak tespit edilmiştir. 1927 yılında Türkiye’de 67 il bulunmak-
tadır. Bu nüfusun %51,76’sı kadın ve %48,24’ü erkektir. Örneğin Anadolu Üniversitesinin bugün bu-
lunduğu Eskişehir ilinin nüfusu 1927 sayımına göre toplam 154.195 olarak tespit edilmiş ve bu nüfusun

3
1
Temel Kavramlar

%52,89’unun şehir merkezinde yaşadığı tespit edil-


miştir. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıkla-
nan 2021 Türkiye Nüfus istatistiklerine göre Türkiye
nüfusu 84.680.273 kişiye yükselmiştir. 2021 yılı iti-
bari ile kadın nüfusun oranı %49,896 ve erkek nüfus
oranı ise %50,104 olarak tespit edilmiştir. Görüldü-
ğü gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk nüfus sayımı
ile karşılaştırıldığında erkek nüfusunun arttığı kadın
nüfusunun ise düştüğü görülmektedir. Nüfus sayım-
larının ilk uygulamalarında Şekil 1.1’de görüldüğü
gibi görevlilerin tüm haneleri ziyaret ederek bilgi top-
laması yöntemi yerini günümüzde daha az sayıda ha-
Şekil 1.1 Nüfus sayımı için görüşme nenin ziyaret edilerek bölgesel nüfus projeksiyonları
yardımıyla nüfus tahmini uygulamasına bırakmıştır.
İstatistiğin tarihçesine bakarken üzerinde durmamız gereken bir diğer konu ise modern istatistiğin
gelişmesinde büyük bir katkı sağlayan olasılık teorisindeki gelişmelerdir. Bugün modern istatistiksel ana-
lizlerin büyük bir çoğunluğunu olasılık teorisinin sağladığı bilgi ve tekniklerden ayrı tutmak mümkün
olmamaktadır. Cep telefonunuzda yer alan hava durumu tahmin istatistiği bölgenizde belirli bir saatte
yağmur yağma olasılığını gösterecektir. Bu tahmin değeri istatistiksel analiz ile olasılık teorisinin bileşkesi
sonucunda ortaya çıkmaktadır. Olasılığın gelişimi de oyunlar teorisine veya şans oyunlarına gitmektedir.
Binlerce yıldır insanlar şans oyunlarında kazançlarını hile yapmadan arttırmanın yollarını aramışlardır. 17.
yüzyılda Pierre de Fermat ve Blaise Pascal arasında şans oyunlarında kazanma oranını arttırmak ile ilgili
mektuplaşmalar olmuştur. Özellikle Blaise Pascal şans oyununa bel bağlayan kumarbazların uzun dönem-
deki beklenen kazançları üzerinde çalışmalar gerçekleştirmiştir. Üzerinde çalışılan ilk problem başlangıçta
ortaya iki oyuncu tarafından eşit miktarda konulan paranın belirli bir oyun sayısı tamamlandığında en çok
oyunu kazanana verilmesi üzerinedir. Hedeflenen oyun sayısının tamamlanması durumunda oyuncuların
başlangıçtaki anlaşmaları dolayısıyla en çok oyunu kazanan, paranın tamamını alacağından bir sorun ol-
mamakla beraber, baştan anlaşılan oyun sayısına ulaşılmadan oyunun kesilmesi durumunda ortada duran
paranın nasıl adil bir biçimde paylaşılacağı üzerinde ağırlıkla durulmuştur. Pascal ve Fermat yaptıkları
tartışmalar ile modern olasılığın temellerini atmışlardır. Pascal olasılığın klasik tanımını yaparak olasılık
teorisinin temelini hazırlamıştır. Zaman içerisinde Binom dağılımı ve Normal dağılım gibi dağılımların
formülleri geliştirilmiştir. Olasılığın temel kavramları ve çeşitli olasılık dağılımları ile istatistikteki kullanım
alanları kitabınızın ilerleyen ünitelerinde ele alınmaktadır.
Buraya kadar gördüğümüz örneklerden algılayabileceğiniz gibi istatistik olgu ve gerçekliklerin sayısal
yapısını anlamamıza yardımcı olmaktadır. Ancak elde edilen bu bilginin diğer bireylere de aktarımında
istatistikten faydalanılmaktadır. Günümüzde istatistik çok geniş bir yelpazede yaşamımızın bir parçası
olarak yer almaktadır. Global rekabet ortamında işletmelerin ise istatistik ve istatistiksel analizler olmadan
ayakta durmaları zor olacaktır.
İstatistik için farklı tanımlar yapılabilmesi mümkündür. Kimilerine göre istatistik sadece rakamları
ifade ederken diğerlerine göre daha geniş bir kapsamı vardır. İstatistik genel olarak verinin derlenmesi, or-
ganize edilmesi, tablo ve grafikler ile aktarımı, analiz edilmesi ve yorumlanması işlemlerini içeren genel bir
disiplin olarak ortaya çıkmaktadır. En genel anlamı ile bir istatistikçinin veya istatistiksel analizi yürüten
araştırmacının gerçek hayat problemini istatistiksel olarak analiz yapılacak bir yapıya dönüştürmesi, etkin
veri derleme konularında yön göstermesi, veriyi en çok bilgiye ulaşacak biçimde analiz etmesi ve sonuçları
yorumlayarak raporlara dönüştürmesi beklenir. Bunları gerçekleştirebilmek içinde istatistiksel terim ve
analizlere iyi hakim olunması önemlidir.
İstatistik sayısal verilerin veya sayısallaştırılabilir verilerin derlenerek analiz edildiği bir teknikler toplu-
luğudur. İstatistik temel olarak matematik temellere sahiptir. İstatistik içerisinde ele alınan tekniklerin tüm
bilim alanlarında kullanılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Tıp için geliştirilen bir istatistik tekniğinin

4
1
İstatistik I

İktisat alanında kullanılması zorunluluğu gibi bir durum bulunmamaktadır. İstatistiğin kendine özgü bir
konusu olmadığı ve birçok bilim dalı için kullanılabilecek tekniklerin bir arada kullanılması söz konusu
olduğundan çoğunlukla İstatistiğin bir bilim dalı olmadığı söylemi ile karşılaşılır. Karşı görüş olarak ista-
tistiksel tekniklerin kullanıldığı alanlarda alternatif tekniklerin olmaması ve istatistiksel teknikler dışında
buraların doldurulamamasından dolayı istatistiğin bir bilim dalı olarak kabul edilmesi gerektiği ifade edil-
mektedir. Günümüzde veri, hayatımızın bir parçası haline gelmiştir ve bu verilerinden bilgi üretilebilmesi
için İstatistiğe ihtiyaç vardır. Özellikle karar verme aşamasında istatistiklerin kullanımı kaçınılmazdır. Do-
layısıyla karar verme durumunda olan birey, grup ve işletmeler istatistiksel analizleri değerlendirerek, etkin
bir karara ulaşmaya çalışacaklardır.
Günlük yaşantımızda istatistik denildiğinde öncelikle aklınıza bir olgu veya olaya ilişkin rakamsal
büyüklükler gelecektir. Tablo 1.1’de T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji
Genel Müdürlüğü Internet sayfasında yer alan Türkiye’de kaydedilen en düşük ve en yüksek değerler yer
almaktadır.

Tablo 1.1 Türkiye’de hava olaylarına dair kaydedilen en düşük ve en yüksek değerler (MGM)
Ölçülen Değer Değer Ölçüldüğü Yer Tarih
En Yüksek Sıcaklık 49,0°C Şırnak-Cizre 27 Ağustos 1961
En Düşük Sıcaklık -46,4°C Van-Çaldıran 9 Ocak 1990
En Yüksek Yıllık Ortalama Sıcaklık 21,3°C Hatay-İskenderun 1962
En Düşük Yıllık Ortalama Sıcaklık -0,2°C Kars-Sarıkamış 1960
Yıllık En Yüksek Toplam Yağış 4074,6 mm Rize 1931
Yıllık En Düşük Toplam Yağış 114,5 mm Iğdır 1970
Günlük En Yüksek Yağış 490,8 mm Antalya-Kemer Ovacık 17 Aralık 2018
En Yüksek Kar Kalınlığı 430 cm Bursa-Uludağ 12 Mart 1980
En Yüksek Basınç 1045,2 mb Zonguldak-Eregli 1 Ocak 1973
En Düşük Basınç 747,2 mb Van-Başkale 21 Şubat 2001
En Yüksek Rüzgar Hızı 48,9 ms Tokat 1 Ocak 1978

Tablo 1.1 dört başlık altında okuyucuya bazı bilgileri aktarmaktadır. Örneğin günlük en yüksek yağış
Antalya-Kemer Ovacık’ta 17 Aralık 2018 tarihinde 490,8 mm olarak gerçekleşmiştir. Bu tablo bize belirli
bir olay/durum hakkında istatistiksel bilgileri içermektedir. Tablo 1.1 Türkiye için çeşitli zaman dilimle-
rinde ortaya çıkan önemli hava olaylarına dair değerleri görebilmemize olanak vermektedir. İstatistiğin
günlük yaşantımızdaki kullanımı mevcut duruma ilişkin gerçeklerin iletilmesi biçimindedir ve Tablo 1.1
buna bir örnek olarak verilmiştir. Öğrenci olarak girdiğiniz sınavların notlarına göre dönem sonunda genel
not ortalaması hesaplanır. Burada yine istatistiğin rakamsal ifade edilmesi ön plana çıkmaktadır. Ancak bir
işletme sahibi olarak yeni bir pazara ürününüzü tanıtmak ya da tanıtmamak kararı problemine bakalım.
Böyle bir problemde sadece rakamlar yeterli gelmeyecek ve hem ürününüz hem de hedeflenen pazar ve bu
pazardaki müşteri profili hakkında raporları incelemeniz ve kararınızı vermeniz gerekecektir.
İstatistiksel tekniklerin bilimsel çalışmalarda kullanılmasının nedenlerini üç ana başlık altında topla-
mak mümkündür. Bunlardan birincisi araştırmaların planlanması ve yürütülmesi işlemidir. Burada araş-
tırmacı ilgilendiği çalışma için problemi tanımlayarak probleme ilişkin ne tür verileri nasıl en iyi biçimde
elde edeceğine karar verecektir. Örneğin veri toplama aracı olarak bir anket formundan mı yararlanılacak,
deneyler mi yürütülecek yoksa mevcut veri kaynaklarına mı başvurulacak gibi soruların cevapları bu başlık
altında ele alınmaktadır. İkinci ana başlık olarak istatistiğin betimleyici olma özelliği ele alınabilir. Bilimsel
çalışmalarda bu başlık Betimsel İstatistik olarak adlandırılır. Betimsel istatistik çalışmalarında derlenen ve-
riler bilgilendirici bir biçimde düzenlenir, tablo ve grafikler halinde gösterilir ve özetleyici istatistikler elde

5
1
Temel Kavramlar

edilir. İstatistik 1 dersi kapsamında Betimsel İstatistiğin ana konuları sizlere izleyen ünitelerde aktarılmak-
tadır. Betimsel istatistik çalışmalarında doğru verinin, doğru veri kaynağından, doğru biçimde elde edilme-
si önem arz etmektedir. Verinin derlenmesi aşamasında ortaya çıkabilecek problemler bilgilendirici tablo
ve grafiklerinde yanlış olmasına sebep verebilecektir. Betimsel istatistik çalışmalarında kimi zaman verinin
içerisinde var olduğu düşünülen yapıların ortaya çıkarılması söz konusudur. Bazı durumlarda verinin araş-
tırılan belirgin bir özelliğinin bir çırpıda elde edilmesi mümkün olmayabilir. Örneğin izleyen veri kümesi,
ünite yazarının kullandığı telefon aracılığıyla elde ettiği son 10 günlük adım sayılarını göstermektedir:
8528, 10679, 4326, 4274, 5463, 1353, 4448, 7831, 5371 ve 6795. Betimsel istatistik çalışmalarında
buradaki gibi örneklenen verinin, konu üzerinde uzmanlaşmamış kişilere aktarımında daha bilgilendirici
ve verinin genel özelliklerini ortaya çıkaracak biçimde aktarımına olanak sağlanan işlemler ve teknikler yer
almaktadır. Örneğin size verinin derlenme sırasına göre sunulan bu yürüme değerleri en azından küçükten
büyüğe doğru sıralanarak, en çok ve en az adım sayıları bilgisi üretilebilir. Okuyucu olarak “zaten 10 tane
değer var, ben bunları kolaylıkla bulurum” diye düşünebilirsiniz. Peki yazar son 10 gün yerine son bir yıllık
veriyi burada size vermiş olsaydı ne olurdu? Kabul edersiniz ki böyle bir durumda en az adım ve en çok
adım sayılarını bulmanız zorlaşacaktır. Betimsel istatistik teknikleri derlenen bu verinin mümkün olan en
iyi biçimde sunulması ve verinin bilgilendirici yapısının ortaya çıkmasının sağlanması işlemlerinde sizlere
yardımcı olacaktır. İstatistiksel çalışmalarda herhangi bir düzenleme işlemine tabii tutulmamış ve derlen-
diği biçimi ile düzenlenmeden sunulan veri “ham veri” olarak adlandırılır. Verinin tablolar halinde göste-
rimi sizin bir anda gözünüze çarpmayan verinin elde edildiği özelliğe ilişkin bazı bilgileri de elde etmenizi
sağlayabilir. Örneğin yazarın hafta içi yürüme verisi uzun bir dönem için ele alınarak, haftanın günlerine
göre yeniden düzenlenebilir. Bu biçimde bir düzenleme hafta içi hangi günlerde daha fazla yüründüğünü
gösteren bir bilgi üretilmesini sağlayabilir. Benzer biçimde bunu aylara göre veya sizin istediğiniz bir zaman
bölümlendirmesine göre de düzenleyebilirsiniz. İlgilenilen özellik için bu ders kapsamında öğreneceğiniz
ortalama gibi bir betimsel istatistik tekniğini kullanarak veriden elde edilen bilgi miktarını artırabilir, çe-
şitli karşılaştırmaları yapabilir bir düzeye ulaşabilirsiniz. Şekil 1.2’de yazarın son aylarda yaptığı yürüyüş
değerlerine göre telefonun yazılımı tarafından üretilen betimleyici tablolar yer almaktadır.

Şekil 1.2 Yazarın adım sayıları için Betimleyici istatistikler

Şekil 1.2 yazarın adım sayısı özelliğine dair bazı değerleri içermekle birlikte bu değerlerin belirli başka
değerler ile de karşılaştırılmasına olanak tanımaktadır. Yazar bu betimleyici istatistikler sayesinde bu sene
ortalama olarak daha fazla yürüdüğü ve bu son hafta ise bir önceki haftaya göre daha az yürüdüğü bilgile-
rine ulaşabilmiştir. Betimsel istatistik teknikleri buraya kadar anlatılanlardan da görüldüğü üzere verinin
derlendiği özellik hakkında mümkün olan en yüksek bilginin üretilebilmesi için düzenlenmesi, tablo, gra-
fik ve şekiller ile ifade edilmesi ve özetleyici istatistikler yardımıyla sunulması işlem ve teknikler bütünüdür.

6
1
İstatistik I

İstatistiğin bilimsel çalışmalarda karşımıza çıkan üçüncü ana başlığını ise Çıkarımsal İstatistik olarak
adlandırabiliriz. Çıkarsama problemlerinde elde edilen veriyi kullanarak ilgilenilen özellik hakkında tah-
min ve çıkarımların yürütülmesi söz konusudur. Çıkarımsal istatistik çalışmalarında az sayıda birimden
elde edilen değerlerden yola çıkılarak daha büyük sayıdaki birimlerden oluşan grup hakkında çıkarımlar
yapılır. Örneğin pancar çiftçilerinin sorunlarını ortaya çıkarmak için bir grup pancar üretici çiftçi ile bir
araya gelinerek tüm pancar üreticilerinin problemlerine ilişkin çıkarımlar yapılabilir. Bu çıkarımların ya-
pılabilmesi için istatistiksel analizin bazı temel bileşenlerinin açık ve anlaşılır biçimde tanımlanmış olması
gerekir. Ünitenin izleyen kesiminde bu bileşenler incelenmiştir.

Birim
İstatistikte birim tanımlaması önemlidir. Çünkü birim izleyen kesimde tanımlarını yapacağımız diğer
istatistiksel kavramların da biçimlenmesinde önemli rol almaktadır. Birim için Türk Dil Kurumunun yap-
tığı tanımlamalara bakarsak bu tanımlamalardan üç tanesi bize istatistiksel birim tanımı hakkında ipuçları
vermektedir. Türk Dil Kurumuna göre birim “Bir kümenin her elemanı”, “Bir çokluğu oluşturan varlık-
ların her biri, ünite” ve “Herhangi bir kuruluştaki alt bölümlerden her biri” olarak tanımlanmaktadır. Bu
tanımlamalar ışığı altında birim için, araştırmacının ilgilendiği bütünü oluşturan parçaların her biridir
diyebiliriz. Ancak istatistiksel olarak analizlerde kullanmak üzere birim tanımlamasını biraz daha açmak
durumundayız. Araştırmacının bilgi topladığı, ölçüm ve gözlemlerin yürütüldüğü canlı cansız varlıklar,
nesneler ve olaylar birim olarak tanımlanırlar. Örneğin bir sınıfta yer alan her bir öğrenci bir birim olabilir.
Bir otoparka park etmiş her bir araç bir birim olabilir. Belirli bir bölgede meydana gelen her bir trafik ka-
zası birim olabilir. Burada önemli olan birimlerin sayılabilir ve ölçülebilir özellikler içermesidir. İstatistiksel
çalışmalarda birimleri kullanabilmemiz için araştırmaya konu olan birimlerin ölçülebilir ve sayılabilir özel-
liklere sahip olmaları ve bu özel-
liklerin birimden birime değişe-
bilir olması beklenir. İlgilenilen
özelliğin en az iki seviyesinin de
olması önemlidir. Örneğin bir
otoparkta yer alan arabaların ta-
mamı aynı marka, model, renk
ve özelliklere sahip ise bir araçtan
diğer araca değişen özellikler or-
taya çıkmayacaktır. Burada tüm
birimler birbirleri ile aynı olacak-
lardır. Şekil 1.3’de hurdaya ayrı-
lan ve birbirinden farklı özellik-
lere sahip araçlar görülmektedir.
İstatistikte birimden birime
değişmeyen ve her gözlemlendik-
lerinde veya ortaya çıktıklarında Şekil 1.3 Hurdaya ayrılmış bir grup araç
aynı sonuçların elde edildiği du-
rum ve olaylara tipik olay adı verilir. Tipik olaylar istatistiğin konusunu oluşturmazlar. Bir sonraki alışveriş
merkezi ziyaretinizde alışveriş merkezinin otoparkına göz atın. Otoparkta birbirinden farklı özelliklere sa-
hip birçok araç olduğunu göreceksiniz. Bu araçların her biri sizin için bir birim olacaktır. Bir futbol stadyu-
munda maç izlemek için gelen seyircilerin her biri bir birim olacaktır. Bazı birimler maddi bir varlığa sahip
iken bazı birimler maddi bir varlığa sahip olmayacaktır. Maddi varlığa sahip olan birimler için otomobil,
televizyon, ayakkabı ve bir performansı izleyen seyirciler örnek olarak gösterilebilir. Ancak trafik kazası, bi-
yoloji deney sonucu, doğum, evlenme gibi olaylar maddi varlığı olmayan birimlere örnek oluşturmaktadır.
Birimlerin ortaya çıkış biçimleri zamansal olarak birbirinden farklılık gösterebilir. Örneğin bir stad-
yumda bir araya gelen seyirciler o anda orada topluca yer alacaktır. Bu seyirciler hakkında çeşitli bilgiler

7
1
Temel Kavramlar

derleyebilirsiniz. O anda orada bir araya gelen birimlerden bilgi derlenebilir. Ancak trafik kazalarını ele
alalım. Belirli bir kavşakta meydana gelen kazaların araştırılması probleminde problemin kapsamını sı-
nırlayan zaman aralığında tüm kazalar farklı anlarda ortaya çıkmaktadır. Tüm kazaların aynı anda olması
beklenemez. Birimler kimi zaman bir zaman aralığında bir anda ortaya çıkar, gözlemlenir ve kayıt altına
alınırlar. Doğum bu duruma bir örnektir. Bir anda ortaya çıkan ve gözlemlenebilen bu birimlere ani birim
adı verilir. Ancak kimi birimler ise varlıklarını uzunca bir süre sürdürürler. Bu birimleri uzun bir zaman
kapsamında istediğiniz anda inceleyebilirsiniz. Birimler varlıklarını sürdürdükleri için araştırmacı kendi-
sine uygun olduğunu düşündüğü bir anda bu birimler hakkında bilgi derleyebilirler. Bu tür birimlere de
sürekli birimler adı verilir. Örneğin gıda işletmelerini ele alalım. Herhangi bir gıda işletmesi uzunca bir
süre üretime devam edecektir. Bu işletmeyi istenilen bir anda diğer gıda işletmeleri ile bir araya getirerek
incelemeniz mümkündür. Aileler de örneğin sürekli birimlerdir.
Son olarak birimlerin varlık biçimleri ile de sınıflandırılması söz konusudur. Bir basketbol koçunun maç
başında sahaya çıkması için oluşturacağı ilk 5’i belirlerken oluşturabileceği birçok takım vardır. Bunlardan
sadece bir tanesi maç başında sahada yer alacakken diğer ilk beşler sadece varsayımsal olarak oluşturulmuş
olacaktır. Dolayısıyla bir basketbol takımından ilk beş için oluşturulabilecek mümkün tüm takımların her
biri birer birim olacakken, bunlar varsayımsal birimler olacaktır. Ancak ortaya çıkan ve gözlemlenmiş bi-
rimler ise gerçek birimler olacaktır. Örneğin evlenme gerçek bir birimdir. Çünkü evlenme için gerekli tüm
koşullar oluşmuş ve evlenme eylemi sonuçlandırılarak kayıt altına alınmıştır.

Veri
En basit anlamı ile veri için gözlem ve deneye dayalı araştırmaların sonucu ifadesini kullanabiliriz. Araş-
tırmacılar birimlerden derleme, tablolama ve grafikler oluşturma ve analiz yapma gibi farklı sebeplerden
dolayı sayısal bilgiler elde edebilir. Sadece bir tane veri ile çalışılması istatistiksel olarak mümkün değildir.
İstatistikte yineleme önemlidir. Dolayısıyla belirli bir özellik için birden fazla değere bir başka deyişle ve-
riye ihtiyaç duyulur. Veri ham gözlemler olarak ortaya çıkar ve işlenmemiş gerçekler veya olaylardır. Bu
gerçekler veya olaylar rakam, sembol, harf ve çeşitli işaretler yardımıyla temsil edilir. Veriler birbirleri ile
ilişkilendirilmeli ve yorumlanmalıdır, aksi takdirde tek başlarına yorumlanmadıkları sürece bir anlam ifade
etmezler. Daha önce sizler ile paylaştığımız yazarın günlük adım sayısı değerlerini düşünürseniz, size bu
veriler bir uygulama aracılığı ile iletilirler. Ancak siz bu veriler üzerinde çalışma yapmadığınız sürece bu
verinin size bir faydası olmayacaktır. Veriler deney ve gözlem sonucunda elde edilebileceği gibi daha önce
yapılan çalışmalardan basılı kaynaklardan elde edilebilirler. Günümüzde teknolojiye bağlı olarak ortaya
çıkan veri miktarında ve çeşitliliğinde büyük bir artış meydana gelmiştir.
Herhangi bir analize başlamadan önce araştırmacının öncelikle üzerinde durması gereken konulardan
bir tanesi de veri tipleridir. Araştırmacı ilgilendiği verinin tipine bakarak hangi tablo, grafik veya özetleyici
istatistiğin uygun olduğuna karar vermek durumundadır. İstatistiksel çalışmalarda temel olarak iki veri tipi
olduğu ifade edilir. Bunlar Nitel ve Nicel veri ayrımlarıdır.
Nitel veriler kategorik özellikler taşırken nicel veriler sayılabilir ve ölçülebilir sayısal özelliklere sahip
olacaktır. Nitel veriler gözlemlenen özelliğe göre birimlerin farklı sınıflara/kategorilere atanması ile oraya
çıkarlar. Örneğin bir sınıfta bulunan öğrenciler cinsiyete göre gruplandırılabilir. Öğrencilerin her biri bir
cinsiyet grubuna atanır. Bir stadyuma gelen seyirciler eğitim düzeylerine göre oluşturulan sınıflamalara/
kategorilere atanabilir. Bu atama işlemi yapıldıktan sonra her bir sınıf içerisinde yer alan birim sayısı, örne-
ğin seyirci sayısı, tespit edilebilir. Nitel verilerde birimler ilgilenilen özelliğin sahip olduğu kategorilerden
sadece bir tanesinde yer alırlar. Bir birim bir kategoriye atandıktan sonra bunun bir başka kategori içinde
araştırma sürdüğü sürece yer alması mümkün değildir. Örneğin eğitim düzeyine göre seyircilerin incelen-
diği bir çalışmada bir seyirci hem üniversite mezunu hem de lise mezunu grubunda aynı anda yer alamaz.
Nitel verilerin ortaya çıkacağı kategoriler araştırmacı tarafından dikkatle incelenir ve mümkün olan tüm
kategoriler hakkında bilgi edinilmeye çalışılır. Kimi durumlarda bazı kategorilerde birim yer almayabilir
ancak araştırmacının bu kategorinin varlığından haberdar olması gereklidir.

8
1
İstatistik I

Nicel veriler ölçme yoluyla derlenen ve sayısal olarak ifade edilebilen verilerdir. Örneğin boy, ağırlık
gibi özellikler için elde edilen veriler nicel veriler olacaktır. Nicel veriler rakamlar ile ifade edilebilirler. Ör-
neğin “bir ailede yer alan çocuk sayısı 4’tür”, “bir günde alışveriş yapan müşteri sayısı 420’dir” gibi ifadeleri
yazabilmemiz için nicel verilere ihtiyaç duyarız.

Evren (Ana Kütle)


Bir araştırmada evren (ana kütle), üzerinde çalışma yapılan ve araştırmacının ilgilendiği özellik hakkın-
da bilgi alınabilecek, ölçüm yapılabilecek tüm birey, ölçüm ve nesnelerin oluşturduğu topluluk veya grup-
tur. Evren, hakkında çıkarsama yapılması istenen tüm grubu temsil eder. Birimlerin oluşturduğu topluluk
evren olacaktır. Evren’in araştırmacı amaçlarına uygun bir biçimde tanımlanmış olması gerekir. Evren’i
oluşturan birimlerin araştırmacının ilgilendiği özellik hakkında bilgi edinilebilecek özelliklere sahip olması
gerekir. Örneğin bir araştırmacı üniversite öğrencilerinin barınma için yaptığı harcama miktarını öğren-
mek isteyebilir. Bu durumda bütün üniversite öğrencileri araştırmanın konusuna girecektir. Ancak araştır-
macı evrenini Anadolu Üniversitesinde 2021-2022 Bahar yarıyılında bir öğretim programına kayıtlı olan
tüm öğrenciler olarak sınırlandırabilir. Dolayısıyla araştırma sonuçları tüm üniversite öğrencilerini değil
sadece araştırmacının ilgili mekân ve zaman kısıtlamasına tabi tuttuğu öğrencileri kapsayacaktır. Evren te-
mel olarak araştırmacının bilgi edinmek istediği özellik hakkında veri derleyeceği birimlerden oluşacaktır.
Evren içinde yer alan birimlerin tamamının aynı olması istenmez. Kimi evrenlerde birimler genel özellikle-
ri bakımından birbirine benzer özellikler içerebilirler, bu evrenler homojen bir yapıya sahiptir. Kimi diğer
evrenlerde ise evreni oluşturan birimler çok farklı özellikleri içerebilir ve burada evren yapısı heterojen
olarak ifade edilecektir. Bazı evrenler sonlu sayıda birim içerirken bazı evrenler ise sonsuz sayıda birim
içerebilirler. Örneğin bir sınıftaki öğren-
ciler evreni oluşturuyor ise sınıfın kapasi-
tesine göre bir sonlu evren vardır. Ancak
“Anadolu Üniversitesine daha önce kayıt
olmuş ve mezun olmuş, halen kayıtlı olan
ve bundan sonra da kayıt olabilecek tüm
öğrenciler evreni oluşturmaktadır” biçi-
minde bir evren tanımlaması sonsuz sayı-
da birim içereceğinden sonsuz evren için
örnek oluşturacaktır. Şekil 1.4’te 66 araç-
lık bir otomobil parkını dolduran otomo-
biller evreni gösterilmektedir. Şekil 1.4’te
yer alan her birim hakkında bilgi edine-
biliriz, otopark kapasitesi olan 66 araca
ulaşılmış ve araştırmacı olarak evrenimizi
resimde görülen tüm araçların oluşturdu-
ğu sonlu evren ile sınırlandırabiliriz.
Daha önce birim konusunu ele alırken
karşılaştığımız bölümlendirmeler evren
için de geçerlidir. Gerçek birimlerin oluş- Şekil 1.4 Bir otoparkı dolduran araçlar evreni
turduğu evren gerçek evren, varsayımsal
birimlerin oluşturduğu evren ise varsayımsal evren olarak adlandırılır. Benzer biçimde aynı anda varlığını
sürdüren ve sürekli birimlerin oluşturduğu evren hazır evren, ancak geçici ya da anlık olarak ortaya çıkan
birimlerin oluşturduğu evren ise hareketli evren olarak adlandırılır. Sürekli evren için aile ve işletmelerin
birim olarak yer aldığı evrenler örnek olabilirken hareketli evren için trafik kazası ve doğum gibi birimlerin
oluşturduğu evrenler örnek gösterilebilir.

9
1
Temel Kavramlar

Örneklem
Araştırmalarda bilgi edinmeye çalışılan birimlerin tamamına ulaşarak veri derleme işlemine tamsayım
adı verilir. Birim sayısının fazla olmadığı ve tüm birimlere ulaşılabilir olunduğu durumlarda araştırmacılar
tarafından tamsayım yöntemine başvurulabilir. Ancak gerçek yaşam uygulamalarında çoğunlukla evreni
oluşturulan tüm birimlere ulaşılması mümkün olmayabilir. Araştırmacının elinde olan veya olmayan bazı
nedenler tamsayım yapılmasına olanak vermeyebilir. Böyle durumlarda evreni temsil eden ve evrenin için-
den seçilmiş daha küçük bir alt grup ile araştırma tamamlanır. Evreni temsil ettiği düşünülen ve araştır-
macının tanımladığı evrenden istatistiksel teknikler kullanılarak belirlenen birimlerin oluşturduğu küçük
gruba örneklem adı verilir. İstatistiksel çalışmalar-
Evren Örneklem da evren büyüklüğü için N sembolü kullanılırken
örneklem büyüklüğü için n sembolü kullanılır. Bu
aşamada hangi durumlarda evreni oluşturulan bi-
rimlere ulaşılamayabilir diye sorabilirsiniz. En ko-
lay örnek sonsuz evren olacaktır. Sonsuz evrende-
ki tüm birimlere ulaşmanın mümkün olmadığını
mantıksal olarak görmeniz zor değildir. Bir evren-
den o evreni temsil ettiği düşünülen örneklemin
belirlenmesi sürecine örnekleme adı verilir. Şekil
1.5’te bir istatistik dersini alan N=112 öğrenci ev-
ren olarak ele alınmış ve bu evrenden n = 15 tanesi
bu evreni temsil etmek üzere rassal olarak seçil-
miştir. Şekilde görülen her bir insan figürü farklı
bir öğrenciyi temsil etmektedir.
Örnekleme sürecine dair ayrıntılı bilgiler siz-
lere İstatistik 2 dersi kapsamında aktarılacaktır.
Dolayısıyla burada kısaca ele alınmaktadır. Araş-
tırmacının örneklemeye başvurmasını zorunlu
Şekil 1.5 Evren (Ana kütle) ve Örneklem kılabilecek nedenlerin bazılarını izleyen biçimde
açıklayabiliriz.
Araştırmaya ayrılan bütçe yeterli olmayabilir. Birimlerin tamamına ulaşmak belirli bir maliyeti gerek-
tirir, dolayısıyla maliyet örnekleme sürecine başvurmak için nedenlerden bir tanesidir. Bir başka durumda
ise birimlerden veri derleme işlemi gerçekleştirilirken, verinin derlendiği birim yok olabilir. Örneğin kalite
kontrol süreçlerine bakalım. Bir bisküvi üretim hattında paketlenmeye giden bisküvilerin standartlara
uygun olup olmadığını kontrol etmek için üretilen bisküvileri belirli testlere tabii tutmanız gerekir. Test-
ler sonucunda ürün de yok olacaktır. Üretilen tüm bisküvilerin kaliteli olup olmadığını test etmek için
tüm ürünleri teste tabii tutamayacağınıza göre örnekleme kaçınılmaz olacaktır. Dolayısıyla testlerin yok
edici sonuçları ortaya çıkıyor ise örneklemeye başvurulacaktır. Kimi durumlarda ise araştırmacının yeterli
fonu olsa dahi tüm birimlere ulaşmak için yeterli zamanı olmayabilir. Dolayısıyla zaman tamsayım için
bir kısıt haline gelecektir. Bir başka kısıt ise mekânsal boyutlar olacaktır. Araştırmacının bir ülkenin tüm
ücra köşelerine ulaşma imkânı olmayabilir. Zorlayıcı doğa koşulları belli bölgelere ulaşmayı engelleyebilir.
Bazı durumlarda ise tamsayımdan beklenen fayda araştırmacının istediği gibi gelişmeyebilir. Örneğin hane
halklarını ziyaret ederek yapılan bir araştırmada hane halkı fertleri kendilerine yöneltilen tüm soruları tüm
içtenlikleri ile cevaplamayabilirler. Her ne kadar araştırmacı cevabını hane halkında yer alan bireyden almış
olsa da bu bilginin doğruluk düzeyi yüksek olmayabilir. Dolayısıyla tamsayım bu durumda istenen doğru-
luğa sahip sonucun elde edilmesine katkı saplamış olmaz. Doğru istatistiksel örnekleme planları yardımıyla
doğru sonuçların elde edilme olasılığı çok yüksek olduğu için araştırmacılar çoğu zaman araştırmalarını
örneklem yardımıyla gerçekleştirirler.

10
1
İstatistik I

Parametre ve İstatistik
Parametre, bir evrenin belirli bir özelliğini tanımlayan sayısal bir ölçüdür. İstatistik ise bir örneklemin
belirli bir özelliğini tanımlayan sayısal bir ölçüdür. Evren’den istatistiksel teknikler kullanılarak oluştu-
rulmuş örneklem için elde edilen ölçüm, gözlem ve sonuç değerleri yardımıyla oluşturulan betimleyici
değerler istatistik olacaktır. İstatistik örneklem için araştırmacının ilgilendiği özellik bakımından ortaya
konulan sonucu gösterecektir. Örneğin “120 öğrenciden 40’ının katıldığı bir sınavda, sınava katılanların
%45’i kadındır” ifadesinde yer alan %45 istatistik olacaktır. Bu istatistik evrenin bir parçasını oluşturan
40 kişilik bir gruptan bir başka deyişle örneklemden elde edilmiştir. İstatistiksel çalışmalarda örneklem
istatistiği yardımıyla evren parametresinin değerinin tahmini işlemi yapılır. Evren parametre değerleri ile
tanımlanır. İstatistiksel analizlerde evrene ilişkin tahmin edilen birçok parametre vardır. İzleyen ünitelerde
evren ortalaması ve evren standart sapması gibi parametreler ve nasıl hesaplandıkları sizlere açıklanacaktır.

Değişken
Birimlerin sahip oldukları ve birimlerin birbirlerinden ayırt edilmelerinde kullanılabilen özellikler de-
ğişken olarak adlandırılırlar. Daha önce veri konusunu ele alırken veri için anlatılan sınıflandırmalar değiş-
ken için de tanımlayıcı olacaktır. Bir derste dersi alan tüm öğrenciler evreni oluştururken bu öğrencilerin,
evreni oluşturan birimlerin, yaş, aylık gelir durumu, saç rengi, boy uzunluğu, ağırlıkları ve kullandıkları
telefon markası gibi özellikler değişkenleri oluşturacaktır. Değişkenlerin farklı sonuçları olacaktır. Hatırla-
nacağı gibi istatistik tipik olaylar ile ilgilenmez. Örneğin müşterilerden oluşan bir evrende tüm müşteriler
aynı gelir düzeyine sahip ise gelir değişkeni ile çalışılması doğru olmayacaktır. İstatiksel değişkenler iki baş-
lık altında ele alınırlar. Bunlar nitel (sözel) ve nicel (sayısal) değişkenlerdir. Değişkenlerin her bir sonucuna
şık adı verilir.
Nitel değişkenlerde ilgilenilen değişkenin şıkları kategorilerden veya gruplardan oluşur. Araştırmacı
birimlerin ait oldukları kategorileri/şıkları tespit ederek her bir kategoride yer alan birim sayısını tespit
edebilir. Nitel değişkenler yapılarında kategorileri içerdikleri için kimi çalışmalarda kategorik değişken adı
ile de anılmaktadırlar. Nitel değişkenlerde oluşturulan kategoriler rakamlar ile tespit edildiklerinde, bu
rakamlar sadece temsili ifade eder. Örneğin göz rengi nitel bir değişkendir. Göz renginin bilim adamlarınca
tanımlanmış ela, kahverengi, yeşil vb. gibi farklı kategorileri vardır. Görüldüğü gibi ilgilenilen değişkenin
şıkları rakamlar ile ilk anda ifade edilememektedir. Ancak araştırmacı isterse kolaylık olması amacı ile her
bir renk için bir kod rakamı kullanabilir. Örneğin ela için 2 ve kahverengi için 4 rakamı kullanılabilir. Bu
rakamlar matematiksel bir büyüklüğü göstermezler ve sadece etiket özelliği taşırlar, dolayısıyla bu rakamla-
rı kullanarak toplama, çıkarma gibi matematiksel işlemlerin yürütülmesi mümkün olmaz.
Nicel değişkenlerin sonuçları rakamlar ile ifade edilebilir. Banka hesabınızda bulunan para miktarı,
günlük ürün satış sayısı, günlük uyku süresi, üretim hattındaki kusurlu ürün miktarı, üretilen ürünlerin
ağırlığı, bir hastaneyi günlük olarak ziyaret eden hasta sayısı gibi değişkenler nicel değişkenlerdir. Nicel
değişkenler rakamlar olarak ifade edilebilir oldukları için birçok matematiksel işleme de olanak vermek-
tedirler. Nicel değişkenler, değişkenlerin şıklarının ortaya çıkış biçimine göre iki ana başlıkta ele alınırlar.
Bunlar kesikli değişkenler ve sürekli değişkenlerdir.
Kesikli değişkenler, sonuçları tamsayılar ile ifade edilebilen ve birbirini takip eden iki şık arasına bir
başka şıkkın daha alınamayacağı değişkenleri temsil eder. Örneğin ailedeki çocuk sayısını ele alalım. Ön-
celikle çocuk sayısı değişkeni nicel bir değişkendir. Şimdi bu değişkenin alabileceği değerleri inceleyelim.
Bazı değerleri 2, 3, 5 ve 8 çocuk gibi yazabiliriz. Görüldüğü gibi çocuk sayısı değişkeni tam sayılar ile ifade
edilen şıklara sahiptir. Ek olarak 2 çocuk ile 3 çocuk şıkları arasında bir şıkkın gözlemlenmesi mümkün de-
ğildir. Dolayısıyla aile çocuk sayısı değişkeni kesikli nicel bir değişken olacaktır. Kesikli değişkenlere örnek
olarak asansörde bulunan kişi sayısı, otoparkta bulunan araç sayısı, sahip olunan toka sayısı, sahip olunan
müşteri sayısı, ödemesi yapılan kredi sayısı, hizmet verilen müşteri sayısı, hizmet verilen hasta sayısı gibi
değişkenler gösterilebilir. Kesikli değişkenler ile çalışılan problemlerde genellikle sayma sayıları ile ilgileni-
lir. Örneğin “3 çocuklu aile sayısı 25’tir” veya “ödemesi devam eden kredi sayısı 2’dir” vb.

11
1
Temel Kavramlar

Sürekli değişkenler ise belirli bir değer aralığında yer alan tüm değerleri alabilen değişkenlerdir. Sürekli
değişkenlerin bir alt ve bir de üst sınırları vardır. İlgilenilen değişken bu aralık içerisindeki sonsuz değer-
den herhangi birisini alabilir. İlgili aralıkta değişkenin alabileceği değerlerinden uygun ölçme araçları ile
ölçülebilir olması gerekir. Sürekli değişkenler ondalıklı sayılar ile ifade edilirler. Sürekli değişkenlere ağırlık,
uzunluk, sıcaklık vb. örnek olarak gösterilebilir. Yaş ve zaman gibi değişkenler doğaları gereği sürekli de-
ğişkenlerdir. Ancak araştırmacı bu değişkenleri çeşitli düzenlemeler ile kesikli değişken olarak ele alabilir.
Örneğin yaş değişkeninde sadece yıl olarak işlem yapılır ise yaş değişkeni kesikli hale dönebilir.
Araştırmalarda kesikli ve sürekli değişkenler arasında geçişler olabilir. Örneğin bir araştırmada boy de-
ğişkeni ile ilgilenildiğini düşünelim. Evrenden rassal olarak çekilen örneklemde yer alan birimlerin uygun
ölçme aleti ile boy uzunluklarını santimetre cinsinden ölçelim. Örnek değerlerimiz 172, 192, 168, 199 ve
180 olsun. Uzunluk değişkeni sürekli bir değişken olduğu için sonraki analizlerde bu durum göz önüne alı-
nacaktır. Bu aşamada probleme yeni bir boyut kazandırabiliriz. Varsayalım ki araştırmacımız boy uzunluğu
değişkeni için iki kategori oluştursun, bu kategorilerden birincisi olan “Y” 175 cm altındaki uzunlukları
temsil etsin, diğer kategori olan “ÇY” ise 175 cm ve üzerindekileri temsil etsin. Bu durumda örneklemden
elde edilen verinin yeni gösterimi Y, ÇY, Y, ÇY ve ÇY olacaktır. Dolayısıyla araştırmacı ölçümlenen sürekli
nicel değişkeni amacına uygun olacak biçimde yeniden düzenleyerek nitel bir değişken haline getirmiştir.
Dolayısıyla değişkenlerin her zaman ölçme, sayma veya gözlem yoluyla elde edilmesi sınırlamasından çok
kimi durumlarda araştırmacı tarafından yeni bir değişken yapısı oluşturulabileceği unutulmamalıdır. Şekil
1.6’da değişken tipleri şema olarak gösterilmiştir.

Kredi Sayısı, Müşteri


Kesikli Değişken Sayısı, Araç Sayısı, Kusurlu
Ürün Sayısı

Nicel Değişken
Yarış Tamamlama Süresi,
Sürekli Değişken Hizmet Süresi, Ödenen
Vergi Miktarı, Uzunluk,
Değişken Tipleri Ağırlık

Saç Rengi, Göz Rengi,


Nitel değişken Araba Tipi, Rütbe, Bina
Türü

Şekil 1.6 Değişken tipleri ve bazı örnekler

Örnek 1.1: Verilen değişkenleri değişken türlerine göre sınıflandırınız?


Çözüm: Cinsiyet, Sıcaklık, Yaş, Ödenen Kredi Sayısı, Doğum yeri
• Cinsiyet: Nitel bir değişkendir.
• Sıcaklık: Nicel bir değişkendir. Sürekli bir değişkendir, örneğin 1° C ile 2 °C derece arasında sonsuz
sayıda ölçüm noktası vardır.
• Yaş: Doğası gereği sürekli nicel değişkendir. Ancak araştırmacının isteği ile kesikli nicel değişken
olarak da düzenlenebilir.
• Ödenen kredi sayısı: Kesikli nicel değişkendir. Örneğin, 2 kredi ve 5 kredi vb.
• Doğum Yeri: Nitel değişkendir. Örneğin Eskişehir, İstanbul vb. Şehirlerin plaka numaraları kulla-
nılarak matematiksel büyüklük göstermeyen rakamlar ile de ifade edilebilir. Örneğin, 26, 34 vb.

12
1
İstatistik I

Örnek 1.2: Verilen ifadeler için evren (ana kütle) ya da örneklem tanımlaması yapınız.
Çözüm:
• Covid 19 için geliştirilen bir ilacın etkinliğini test etmek üzere gönüllü olan hastalar: Covid 19 has-
talığına yakalanan binlerce hasta bulunmaktadır. Verilen ifade de gönüllü olarak katılan hastalar de-
nilmiş. Tüm Covid 19 hastaları tanımlaması yapılmamış, dolasıyla burada örneklem söz konusudur.
• Geçen ay içerisinde işe geç gelen işçiler: Bir işletmede çalışan tüm işçilerin birlikte işe geçme
kalmaları çok rastlanabilir bir durum değildir. Belki bir doğa felaketi sonrası bu durum ile kar-
şılaşılabilir ancak bize böyle bir ek bilgi verilmemiş. Dolayısıyla verilen ifadenin normal çalışma
şartlarını kastettiğini düşünebiliriz. Tüm işçiler geç kalamayacağına göre burada örneklem tanım-
laması yapılmıştır.
• Eskişehir Tepebaşı ilçesinde 2022 yılı şubat ayında ikamet etmekte olan tüm bireyler: Burada bizle-
re hem mekân hem de zaman kısıtlaması ile sınırları açık ve seçik bir biçimde belirlenmiş bir kitle
söylenmektedir. Burada evren tanımlaması yapılmıştır.
• Borsa İstanbul 100 endeksinde yer alan firmalar: Borsa İstanbul’da işlem gören birçok firma bu-
lunmaktadır. Ancak burada bize sadece Borsa İstanbul 100 endeks kapsamında değerlendirilen
firmaların yer aldığı bir grup söz konusudur. Bu grup içerisinde yer almayan firmalar ile değil bu
endeksin oluşmasında yer alan tüm firmalar ifade edilmektedir. Dolayısıyla burada bu endeksi
oluşturan firmalar evreni oluşturacaktır.
• Bir firmanın Müşteri veri tabanında bulunan 450 müşteriden son 1 ayda satış işlemi gerçekleştiri-
len 120 müşteri: Bu ifadede hem evren hem de örneklem tanımlaması yer almaktadır. Bu firmanın
toplam müşteri sayısı 450’dir. Son 1 ay içerisinde satış yapılan 120 müşteri ise örneklem olarak
ortaya çıkmaktadır.

Öğrenme Çıktısı
1 İstatistikte kullanılan temel kavramları tanımlayabilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Sıralanan özelliklerden han- Gün boyu karşınıza çıka


Sürekli ve kesikli değişkenler
gisi birim olarak kullanıla- olgu ve olayları istatistiksel
arasında geçiş yapacağız ör-
maz: Ev, Aile, Okul, Rüya, değişkenler olarak tanımla-
nek değişkenler oluşturun.
Renk yınız.

ÖLÇME
Tarihin ilk çağlarından itibaren insanoğlu ölçme problemi ile karşı karşıya kalmıştır. Binlerce yıl geriye
gidildiğinde dahi insanoğlunun uygun ölçme aracı arayışlarının olduğu görülür. Toplumsal gelişmelere
bakıldığında ölçme işlemini gerçekleştirmek için birçok ölçme aracı ve ölçü birimi ile karşılaşılır. Bunların
birçoğu aynı özelliği ölçme amacı ile geliştirilmiş teknik ve yöntemlerdir. Farklı kültürlerde aynı özelliğin
farklı biçimlerde ölçümlendiği gözlemlenmiştir. İnsanoğlu ölçü birimlerini oluştururken öncelikle kendisi-
ne bakarak kendi fiziki özelliklerini kullanarak ölçü birimleri oluşturmuştur. Eski Mısır’da zaman içerisinde
bugün hala kullanımı devam eden bazı ölçü birimleri ortaya çıkmıştır. Bunlardan bazılarını inç ve 1 ayak
gibi tanımlayabiliriz. Bugün modern yaşantıda 1 ayağın 12 inçe eşit olduğu kabul edilmektedir. Zaman
içerisinde birçok ölçü birimi ve bunlar arasında çeşitli dönüşüm oranları ortaya çıkmıştır. Tarih içerisinde

13
1
Temel Kavramlar

Anadolu’da kullanılan ölçü birilerine bakıldığında çeki, kantar, dirhem, dönük, arşın, endâze, kadem, par-
mak gibi ölçüler ile karşılaşılmaktadır. Belki de bir çoğunuzun bildiği çok güzel ve özenli giyinmiş kişiler
için kullanılan “İki dirhem bir çekirdek” deyimi aslında ölçü birimlerinden ortaya çıkmaktadır. Yıllar önce
sarrafların da kullandığı dirhem isimli bir ölçü vardı. Bu yaklaşık olarak 3,207 grama karşılık gelmektedir.
Dolayısıyla 2 dirhem 6,614 grama karşılık gelir. Çekirdek ise sarrafların daha da hassas hesaplamalar için
kullandıkları keçiboynuzu çekirdeğini temsil etmektedir. Uzun incelemeler sonucunda da 1 çekirdeğin 0,2
gram olduğu kabul edilmiştir. Dolayısıyla “iki dirhem bir çekirdek” deyiminin altın ağırlığı bakımından
değeri yaklaşık olarak 6,614 gram olarak ortaya çıkmaktadır. Bu değer zaman içerisindeki birçok düzeltme
göz önüne alındığında tam bir değer değil yaklaşık bir değerdir. Eskiden bir Osmanlı altınının bu değere
eşit olduğu dolasıyla kişilere altın gibi pırıl pırıl geziyor anlamında bu yakıştırmanın yapıldığı söylenir.
Deyimin farklı yorumları olmakla beraber altın ölçme ve giyim kuşam ilişkisi ana fikrine bakmakta fayda
bulunmaktadır. Ölçme ve ölçü aleti geliştirme insanoğlunun en büyük bilimsel araştırmalarında yer al-
mıştır. Örneğin zamanı ölçmek için kullanılan ilk ölçme aracı güneş saatidir. Anadolu Üniversitesi Yunus
Emre Yerleşkesi Rektörlük binası önünde 2009 Dünya Astronomi yılında Prof. Tevfik Fikret Uçar yürütü-
cülüğünde coğrafi kuzey noktasına göre konumlandırılan bir yatay güneş saati bulunmaktadır.
Ölçmenin büyüklük, sıralama ve denklik özelliklerini yansıtabilmesi gerekir. İstatistiksel çalışmalar açı-
sından bakıldığında ise ölçme için birimlerin sahip olduğu özelliklerin anlamlı rakam, sayı ve simgeler ile
ifade edilmesi tanımına gidebiliriz. Bilimsel çalışmalarda sonuçların genellenebilir ve evrensel olabilmesi
için ölçme işlemi, ölçüm aracı ve ölçüm sonuçlarının herkes tarafından bilinen kurallarının olması gerek-
lidir. Ölçme işlemini ölçülen bir niteliğin olmasından ayrı düşünmemiz mümkün değildir. Eğer ölçülecek
bir nitelik yoksa zaten ölçme aracına da ihtiyaç kalmayacaktır. Ölçülen niteliğin gözlemlenebilir, rakam ve
ifadeler ile gösterilebilir yapıda olması beklenir.
Ölçmeyi öncelikle iki başlık altında toplayabiliriz. Bu doğrudan ölçme ve dolaylı ölçme tanımlama-
larıdır. Dolaylı ölçme işlemlerinde ölçülen özelliğin kullanılan ölçme aleti ile doğrudan sonucunun elde
edilmesi mümkün değildir. İstenen sonucu elde edebilmek için farklı araçlardan faydalanılarak ölçüm
sonucu ifade edilir. Örneğin zekâ düzeyi değişkenini ölçmek istediğinizi varsayalım. Bu değişkeni doğ-
rudan ölçmeniz mümkün değildir. Bunun için geliştirilmiş testler vardır, bu testler bireylere uygulanır ve
alınan cevapların kollektif olarak ele alınması ile bireye bir zekâ düzeyi sınıflaması atanır. İlgili zekâ testleri
içerisinde bireyin farklı özelliklerini ortaya koymaya çalışan değişkenler ile çalışılır. Doğrudan ölçme çalış-
malarında ise ilgilenilen özellik o özelliğe uygun türden bir ölçme aracı kullanılarak doğrudan tespit edilir.
Örneğin ağırlık değişkeni bir tartı yardımıyla doğrudan gram, kilogram veya ton cinsinden tespit edilebilir.
Ölçme işlemi temel olarak üzerinde çalışılan değiş-
ken ve değişkenin genel yapısı ve türü ile doğrudan iliş-
kilidir. Sürekli değişken, kesikli değişken, nitel değişken
ve nicel değişken kavramlarını hatırlayınız. Her birinin
farklı özellikleri bulunmaktadır. Ölçme işleminin de-
ğişkenlerin ilgili özelliklerini ortaya çıkaracak yapıda
olması gerekmektedir. Ölçme işlemi sırasında yapılacak
hatalar araştırma sonuçlarını olumlu ya da olumsuz et-
kileyebilir. Dikkatsiz ve özensiz bir biçimde gerçekleş-
tirilecek olan ölçme işlemi hedeflenen sonuçların elde
edilmemesine sebep olabilir. Şekil 1.7’de kendi boyunu
ölçmeye çalışan bir çocuk görülmektedir.
Şekil 1.7’de bir çocuk boyunu ölçmeye çalışmakta-
dır. İlgilenilen değişken boy uzunluğu değişkenidir. Do-
layısıyla bu ölçme sürecinde ölçülen boy uzunluğudur.
Şekil 1.7 Kendi boyunu ölçmeye çalışan bir çocuk Ölçme işlemini gerçekleştiren ise çocuğun kendisidir,
ölçme çalışmalarında ölçen olarak adlandırılır. Ölçme
aracı ise arka planda görülen uzunluk ölçüsü işaretçileridir. Şekil 1.7’den de açıkça görüldüğü gibi bu-
rada ölçme aracında ve ölçülende bir hata olmamakla beraber ölçenin hata yaptığı açıkça görülmektedir.

14
1
İstatistik I

Ekonomik çalışmalarda ölçme işlemi için bütünleşik değişkenlerden yararlanmak mümkündür. Örneğin
Borsa’da yatırım fırsatları arayan bir yatırımcı sektörel indeks rakamlarını inceleyecektir. Daha sonra da
sektör içerisinde yer alan firmalar üzerinde yoğunlaşacaktır. Sektörel indeks rakamları sadece bir firmadan
elde edilen sonuçları değil o sektörde yer alan tüm firmaların ortak performansını gösterecektir. Farklı sek-
törler için geliştirilen indeks değerleri ile yatırımcı öncelikle kendisine en çok getiriyi getirebilecek sektörü
seçebilecektir. Sosyal ve tıbbi araştırmalarda ölçme işlemi birçok zorluk içerir. Örneğin şizofreni hastalığına
sahip bireyler gerçek ve gerçek dışını birbirinden ayırt edemeyebilirler. Böyle bir hastanın tanısını koyabil-
mek için kullanılacak ölçme araçlarının çok çeşitlilik içereceğini görmek zor değildir.
Ölçme daha önce de belirtildiği gibi tarih boyunca bilim adamlarının karşısında yer alan bir problem
olmuştur. Ünlü İngiliz istatistikçi G.U. Yung (1921) ölçümün geçerliliği ve güvenilirliği konusunu işler-
ken “İstediğiniz özelliği ölçme imkânınız yoksa, yaşanılan ölçme hırsı örneğin başka bir şeyi ölçmenize ve
belki aradaki farkı unutmanıza, ya da ölçülemedikleri için diğer bazı şeyleri görmezden gelmenize neden
olabilir” demiştir. İstatistiksel araştırmalarda üzerinde çalışılan probleme dair tespit edilen değişkenler ve
bunların ölçüm sonuçlarının daha çalışmanın başında sıkı bir biçimde irdelenmesi gerekir.

Ölçek Düzeyleri
1932 yılında İngiltere’de British Association for the Advancement of Science (BAAS) ölçme konusun-
da tartışmalar başlatmıştır. Tartışmaları bilimsel bir çerçeveye oturtmak için bir komite kurulmuş ve bu
komite ölçme, ölçme işleminin sonuçlarının aktarımı, ölçme işlemi sonrası ortaya çıkan değerin algılanma
düzeyleri gibi konuların standartlara oturtulması için çalışmalar gerçekleştirmiştir. Bu komite yaklaşık
olarak 7 yıl araştırmalarda bulunmuştur. Komite özellikle duyusal olayların nicel tahminlerinin nasıl yapı-
labileceği konusunda araştırmalar yapmıştır. Ancak çalışmalarının sonunda komite üyelerinin tam olarak
hem fikir olduğu bir yöntem veya teknik ortaya çıkmamıştır. 1946 yılında A.S. Stevens “On the Theory of
Scales of Measurement” isimli eseri ile bugün halen kullanılmakta bulunan ölçek düzeylerini önermiştir.
Zaman içerisinde bu ölçek düzeyleri kabul görmüş ve birçok istatistiksel tekniğin gelişiminde bu ölçek
düzeylerinde ortaya çıkan ayrım katkı sağlamıştır. Stevens değişkenlerin ölçek düzeyleri için en basit ölçme
düzeyinden en karmaşık ölçme düzeyine doğru ilerleyen dört ölçek düzeyi önermiştir. Bu ölçek düzeyleri
sınıflayıcı ölçek, sıralayıcı ölçek, aralıklı ölçek (eşit aralıklı) ve oransal ölçektir. Stevens gerçek yaşamda
karşımıza çıkan birçok değişkenin ölçme düzeylerinin bu 4 ölçek yardımıyla sınıflandırılabileceğini göster-
miştir. Bu ölçek düzeylerini inceleyelim.

Sınıflayıcı Ölçek
En basit ölçek sınıflayıcı ölçektir. Sınıflayıcı ölçek ile ölçülen değişkenlerin şıkları kategorilerden oluş-
maktadır. Bu kategorilerin doğal bir sıralaması yoktur. Örneğin bir araç parkında bulunan araç evren
olarak ele alınırsa ve araçların renk değişkeni için aldığı değerler derlenirse, farklı renk seçeneklerini gös-
teren bir değişken elde edilir. Gözlemlenen her farklı renk, renk değişkenin bir kategorisi/şıkkı olacaktır.
Örneğin kırmızı, mavi ve yeşil gibi. Peki hangi rengi önce yazarsınız? Burada doğal bir sıralama yoktur.
Araştırmacı kendi istediği bir sıralamaya göre renkleri sıralayabilir. Başka bir araştırmacı da aynı değişkenin
sonuçlarını daha farklı bir sıralama ile aktarabilir. Sınıflayıcı ölçek ile ölçülen değişkenlerde değişkenin
ortaya çıkış biçimleri kategoriler olacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, bir araştırma-
da bir birim sınıflayıcı ölçek ile ölçülen bir değişkenin sadece bir kategorisinde ya da şıkkında olmasıdır.
Örneğin araç parkında bulunan kırmızı renkli bir araç hem kırmızı hem de pembe renk kategorisi altında
sayılamaz. Sınıflayıcı ölçek ile ölçülen değişkenler için oluşturulan kategorilerin büyüklük ilişkisi yoktur.
Bir kategori diğerinden daha büyük denilemez. Her bir kategori kendi başına değişkenin sahip olduğu be-
lirli bir özelliği temsil ederler. Kimi çalışmalarda bu durumdan dolayı İsimsel Ölçek adınında kullanıldığı
görülmektedir. Sınıflayıcı ölçek ile ölçümlenen bir değişkenin kategorilerinin/şıklarının tanımlanması için
rakamlar da kullanılabilir. Ancak rakamlar bu durumda matematiksel bir büyüklüğü göstermez sadece eti-
ket amaçlı olarak kullanılırlar. Örneğin futbol takımlarındaki oyuncuların forma numaralarını ele alalım.

15
1
Temel Kavramlar

Futbolcular kulüp tarafından kendilerine uygun görülen bir numarayı taşırlar. 22 numaralı formayı taşıyan
oyuncu 10 numaralı formayı taşıyan oyuncuya göre daha iyidir veya daha kötüdür gibi bir karşılaştırma
forma numarası değişkeni yardımıyla üretilemez. Ek olarak bir futbol takımında bir forma numarasını sa-
dece bir futbolcu kullanabilir. Geçmiş yıllarda geleneksel olarak kaleciler 1 numaralı formayı taşırlar ancak
günümüzde artık bu durum da değişmiş, kalede pek tabii ki 14 numaralı bir oyuncu da yer almaktadır.
Her futbolcunun bir forma numarası olacağı için bir futbol maçında sahada aynı takımın iki futbolcusu-
nun aynı forma numarası ile yer alması mümkün değildir. Şekil 1.8’de ilk 11’de sahaya çıkan bir futbol
takımı oyuncularının forma numaraları ve futbolcular görülmektedir.

Şekil 1.8 Bir futbol maçında ilk 11’de yer alan A takımı futbolcuları ve forma numaraları

Sınıflayıcı ölçek ile ölçümlenen değişkenlerin sonuçları aktarılırken öncelikle ilgili değişken için ortaya
çıkabilecek tüm kategoriler/şıklar yazılır ve daha sonra her kategoride yer alan birim sayısı tespit edilerek,
tablo ve grafikler ile ilgililere aktarılır.

Sıralayıcı Ölçek
Sıralayıcı ölçek sınıflayıcı ölçeğin tüm özelliklerini taşımakla birlikte sıralayıcı ölçeğe olan ihtiyaç kimi
değişken şıklarının büyüklük sıralaması bilgisini de yansıtmasından kaynaklanmıştır. Sıralayıcı ölçekte
ilgili değişkenin şıkları arasında ortaya çıkan doğal sıralama bilgisi kaybedilme ve sonuçlara yansıtılabilir.
Sınıflayıcı ölçekte olduğu gibi genellikle nitel değişkenlerin ölçülmesinde sıralayıcı ölçek kullanımına ih-
tiyaç olur. Örneğin eğitim düzeyi değişkenini ele alalım. Eğitim düzeyi değişkeninin şıkları ilkokul, lise,
üniversite gibi kategorileri içerir. Eğitim düzeyi için veri derlenirken katılımcılara en son mezun olunan
okul bilgisi sorulur. Bir kişinin üniversite mezunu olabilmesi için bu eğitim düzeyinden önce gelen tüm
eğitim düzeylerini tamamlamış olması gerekir. Dolayısıyla elde edilen kategoriler doğal bir sıralama içe-
recektir. Sıralayıcı ölçek ile ölçümlenen değişkenlerde kategori karşılaştırmalarında hem büyüklük hem
de eşitlik ilkeleri test edilebilir. Örneğin tüm üniversite mezunları sadece bir kategori olan Üniversite
kategorisinde yer alırlarken, eğitim düzeyinin yüksekliği bakımında ele alındığına üniversite mezunlarını
ilköğretim mezunlarından daha yüksek bir öğretim düzeyine sahip olduğu söylenebilir. İşletmeler kendi-
lerinden hizmet alan firmaları ilgili firmalara yapılan satış miktarlarına göre sıralayabilirler. Burada ortaya
çıkan firma sıralaması değişkeni örneğin sıra değişkeninin küçük değerlerini alan firmalara daha çok satış
yapıldığını (birinci ve ikinci sırada yer alan firmalar), büyük değerlerini alan firmalara ise daha az satış
yapıldığını görmenizi sağlayacaktır.
Sıralayıcı ölçek ile ilgili çalışmalarda araştırmacının dikkatli olması gereken nokta her ne kadar katego-
riler/şıklar doğal sıralanabilir yapıda olsalar da kategoriler arasındaki farklar birbirine eşit olmak zorunda
değildir. Kimi durumlarda bu sıra farkına neden olan etkiler de tam olarak ölçülemeyebilir. Örneğin bir
yemek yarışmasında bir jüri üyesi hazırlanan yemekten tadım yaparak yemek hakkında iyi, orta veya kötü

16
1
İstatistik I

sınıflandırmalarını kullanarak bir atama yapabilir. Bir başka jüri üyesi de aynı yemek hakkında görüşünü
iletebilir. Burada iki jüri üyesinin iyi ve orta yemek kategorisi algısı eşit olmayabilir. Bir başka örneği Türk
Silahlı Kuvvetleri rütbe terfileri üzerinden verelim. Subay rütbeleri ve terfi sürelerini sıralayalım:
• Asteğmen, en düşük rütbeli subay
• Teğmen, terfi süresi 3 yıl
• Üsteğmen, terfi süresi 6 yıl
• Yüzbaşı, terfi süresi 6 yıl
• Binbaşı, terfi süresi 5 yıl
• Yarbay, terfi süresi 3 yıl
• Albay, terfi süresi 6 yıl
Subay rütbelerinden görüleceği gibi subay rütbe unvanlarının doğal bir sıralaması vardır ancak her bir
rütbede harcanacak süre birbirinden farklılık göstermektedir.
Bir başka örneği at yarışlarından verelim. Bir at yarışında yarışa katılan atların isimlerini gösteren “ya-
rışa katılan atlar” değişkeninin ölçek düzeyi sınıflayıcı ölçektir. Atların isimleri listeye hazırlayanın istediği
bir sıralamaya göre yazılabilir, bir başka kişi başka bir isim sıralaması da yapabilir. Ancak “yarış sonuç
değişkeni” sıralayıcı ölçek ile ölçümlenmiş bir değişken olacaktır. Artık atlar yarışı bitirme sıralarına göre
listeleneceklerdir. Şekil 1.9’de bir at yarışı sonuç sıralaması görülmektedir.

8 7 6 5 4 3 2 1

Şekil 1.9 At yarışı bitiş noktası durumu

Varsayalım ki bu at yarışı Şekil 1.9’da görüldüğü gibi hiçbir değişiklik olmadan tamamlandı. Kolaylıkla
yarışı tamamlayan atları bitiş çizgisini geçiş sırasına göre tanımlamak mümkündür. Şekil 1.9’da her bir atın
bitiş çizgisini geçme sırası verilmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur ki yarış tamamlama sıra
değişkeni sadece yarış sonucunda atların bir sıralamasını ifade eder. Ancak bu sıralar arasında ortaya çıkan
matematiksel büyüklükleri doğrudan ele almaz. Şekil 1.9’dan da görebildiğiniz gibi yarışı birinci bitiren
at ile ikinci bitiren at arasındaki fark yarışı ikinci bitiren ile üçüncü bitiren at arasındaki farka eşit değildir
(hem zaman hem de mesafe olarak).
Sıralayıcı ölçek ile ölçümlenen değişkenler için veri derleme işlemi gerçekleştirilirken değişkenin katego-
rilerine atama işleminde kategoriler arasındaki farklılıklar doğru biçimde tanımlanmalıdır. Günlük hayatta
karşınıza çıkabilen anket çalışmalarında çoğunlukla sıralayıcı ölçek ile ölçülen sorular ile karşılaşırsınız. Bu
anketlerde sizlere, örneğin verilen ifadelere katılım düzeyiniz sorulur. Katılım düzeyiniz için de genellikle
5’li Likert sıralaması ile karşılaşırsınız. 5’li Likert sıralaması “kesinlikle katılmıyorum”, “katılmıyorum”,
“fikrim yok”, “katılıyorum” ve “kesinlikle katılıyorum” seçeneklerini içerir. Bireylerin “katılıyorum” ile
“kesinlikle katılıyorum” seviyeleri için algı düzeyleri aynı olmayabilir. Her ne kadar değişkenin şıkları bir
sıralama içerse de şıklar arasındaki fark matematiksel bir farkı bize göstermeyecektir. Bu durum bizi bir
üst seviye ölçek olan aralıklı (eşit aralıklı) ölçeğe taşıyacaktır. Sınıflayıcı ve sıralayıcı ölçek ile ölçümlenen
değişkenler genellikle nitel (sözel) değişkenler olacaktır.

17
1
Temel Kavramlar

Aralıklı (Eşit Aralıklı) Ölçek


Aralıklı ölçek nicel değişkenler için kullanılan bir ölçek düzeyidir. Aralıklı ölçek ile ilgili değişkenin
ölçümünde sabit bir ölçü biriminin varlığından bahsedilir. Sabit ölçü biriminin değerleri ardışık bir biçim-
de artış gösterirler ve ardışık değerler arasındaki fark da birbirine eşittir. Aralıklı ölçeğin en büyük özelliği
yokluk anlamına gelen bir “0” (sıfır) başlangıç noktasının ölçü biriminde yer almamasıdır. Örneğin ayak-
kabı numaraları bölgesel değişiklikler gösterir. Türkiye’de kullanılan 41 numaranın karşılığı İngiltere’de 7,5
olarak ele alınır. Ama hem Türkiye hem de İngiltere için kullanılan ayakkabı ölçüsü sıralı bir artış gösterir.
Türkiye’de örneğin ayakkabı numaraları 39, 40, 41, 42, … biçiminde ilerlerken İngiltere’de aynı ayakkabı
numarası 5,5; 6,5; 7,5; 8,5; … biçiminde ilerlemektedir. Burada ayakkabı büyüklükleri eşleşmekte ancak
ölçü birimi farklılaşmaktadır. Sıralayıcı ölçek ile ölçülen değişkenler için hesaplamalar yapılırken aritme-
tik işlemlerden toplama ve çıkarmayı kullanmak mümkündür. Ek olarak eşitlik ve büyüklük ilişkileri de
incelenebilir.
Aralıklı ölçeği açıklamanın en kolay örneği sıcaklık ölçümlerine bakmaktır. Bilim insanlarının kullan-
dığı farklı sıcaklı ölçü birimleri bulunmaktadır. Bunlardan üç tanesi Santigrad, Fahrenheit ve Kelvin’dir.
Şekil 1.10’da bu üç ölçü birimi ölçme düzeyleri bakımından eşleştirilmiş olarak gösterilmektedir.

Kelvin Santigrad Fahrenheit

Su kaynama Su kaynama

İnsan İnsan
Vücut Sıcaklığı Vücut Sıcaklığı

Suyun Suyun
Donması Donması

Şekil 1.10 Farklı sıcaklık ölçü birimleri ve bazı tipik olaylar

Şekil 1.10’da yer alan ölçü birimlerine bakalım. Santigrad suyun donma noktası için 0 oC tanımlaması
yaparken, aynı özellik için Fahrenheit 32 oF değerini kullanmaktadır. Her iki ölçü birimi de aynı özellik
hakkında bilgi üretmekte ancak farklı değerleri kullanmaktadır. Ölçeklerin başlangıç ve bitiş değerleri
farklıdır. Santigrad ölçeğine bakıldığında suyun donma noktasının 0 (sıfır) ile tanımlandığını göreceksiniz.
Sıcaklığın 0 olması ortamda ısının olmadığı anlamına gelmez. Sadece ortamın suyu bile donduracak kadar
soğuk olduğunu ifade eder. Dolayısıyla Santigrad içerisinde yer alan 0 sadece temsili bir değerdir ve yokluk
anlamı taşımaz. Aralıklı ölçekte kullanılan ölçeğin ölçü birimleri arasındaki uzaklık eşit olacaktır. Örneğin
5 oC ile 10 oC arasındaki fark 5 oC bir ısı farkı iken 25 oC ile 30 oC arasındaki ısı farkı da 5 oC olacaktır. Eşit
aralıklı ölçek çalışmalarında yokluk ifade eden 0 başlangıç noktası olmamasının en büyük etkisi elde edilen
değişken değerleri için oransal hesaplamaların yapılamamasıdır. Örneğin oda sıcaklığını 5 oC’den 10 oC’ye
çıkarırsanız, oda sıcaklığını iki katına çıkarmış olmazsınız, sadece ortam ısısında 5 oC bir fark oluşturmuş
olursunuz. Böyle oransal bir kararı aralıklı ölçek ile ölçülmüş değişkenler için vermeniz mümkün değildir.

18
1
İstatistik I

Aralıklı ölçeğe son bir örnek olarak takvimleri verebiliriz. Miladi takvim ve Hicrî takvim için başlangıç
noktaları birbirinden farklıdır. Ayrıca her iki takvimde bir yılda yer alan gün sayısı da farklılık gösterir. An-
cak her iki takvim tarihi arasında da kolaylıkla geçiş yapabilirsiniz. Örneğin üniteyi okuduğunuz şu anda
Miladi ve Hicrî takvim değerleri birbirinden farklıdır ancak aynı niteliği bir başka deyişle bugünün tari-
hini verirler. Değişken ölçme düzeyinin en az aralıklı ölçek olması zorunluluğu olan aritmetik ortalama ve
standart sapma gibi birçok istatistik tekniği bulunmaktadır. Bu tekniklerden bazıları kitabınızın ilerleyen
ünitelerinde ele alınacaktır. Hatırlanacağı gibi aralıklı ölçek toplama ve çıkarma aritmetik işlemleri uygun
iken oran hesaplamasının mümkün olmadığını belirtmiştik. Oran hesaplamak istendiğinde değişken ölçek
düzeyinin ne olacağını görmek için son ölçek düzeyi olan oransal ölçeğe ulaşırız.

Oransal Ölçek
Oransal ölçek aralıklı ölçeğin tüm özelliklerini içermekle birlikte oransal ölçekte yokluk anlamına ge-
len bir 0 (sıfır) başlangıç noktası yer almaktadır. Oransal ölçek ile ölçümlenmiş değişken değerleri ile
tüm aritmetik işlemleri (toplama, çıkarma, çarpma ve bölme) kullanabiliriz. İşçilere ödenen ücret, ödenen
vergi, satış miktarı, üretim miktarı, ağırlık, uzunluk ve mağazalar arası uzaklık gibi değişkenlerin tamamı-
nın ölçme düzeyi oransal ölçektir. Oransal ölçek ile ölçümlenen değişkenlerin yokluk anlamına gelen bir
başlangıç noktası içermesi oransal hesaplamaların yapılmasına olanak verir. Örneğin “banka hesabımda
hiç para yok” ifadesini kullandığınızda para biriminin ne olduğuna bakmaksızın (T, $ ve € gibi) yapılacak
çıkarsama sizin deyim yerinde ise “beş parasız olduğunuzu” gösterir. Oturduğunuz yerden “0 cm hareket
ettim” veya “0 km hareket ettim” cümleleri aynı durumu, “yerinizden kımıldamadığınız” durumunu ifade
edecektir. Müşterilerin son yatırdıkları paralar ile “hesabımdaki 12.500 T bir anda iki katına çıktı” denilir-
se, banka hesap değeri değişkeni oransal ölçek ile ölçülen bir değişken olduğu için banka hesabınızın son
durumunun 25.000 T olduğu anlaşılacaktır. Oransal ölçek yardımıyla birçok istatiksel tekniği kullanmanız
mümkün olmaktadır. Şekil 1.11’de şu ana kadar ele alınan ölçek düzeyleri ve bazı örnekler sunulmuştur.

Ölçek Düzeyleri

Aralıklı (Eşit Aralıklı)


Sınıflayıcı Ölçek Sıralayıcı Ölçek Oransal Ölçek
Ölçek

Değerler arasında
Kategoriler doğal anlamlı farklar vardır. Yokluk gösteren 0
Veri kategorilere ayrılır. sıralamaya sahiptir. başlangıç noktası var.
Eşitlik, sıra
Eşit olma ve olmama Eşitlik, sıra Eşitlik, sıra karşılaştırma
karşılaştırma, toplama
kontrol edilebilir karşılaştırmasına ve tüm aritmetik
ve çıkarma işlemine
olanak verir işlemlere olanak verir.
olanak verir.

Müşteri Türü Vergi Sıralaması Sıcaklık Müşteri sayısı


Ürün Belge Tipi Rütbe IQ Skoru Ücret
Barkod Numarası Unvan Ağırlık

Şekil 1.11 Ölçek düzeyleri ve örnekler

19
1
Temel Kavramlar

Örnek 1.3: Aşağıda verilen ifadelere göre ilgili değişkenlerin ölçek düzeylerini yazalım.
Çözüm:
• Zekâ düzeyi: Zekâ ölçümü için geliştirilmiş testler bulunmaktadır. Bu testlerde kişilere farklı skor
değerleri atanmaktadır. Değişken için ölçek düzeyi aralıklı ölçektir.
• Doğum yeri: Doğum yeri değişkenine verebileceğimiz birkaç seçenek Eskişehir, Antalya, Duisburg,
Londra, Van vb olabilir. Burada ilgilenilen değişken için doğal bir sıralama yoktur. Değişken için
ölçek düzeyi sınıflayıcı ölçektir.
• Ürün ağırlığı (kg): Ağırlık ölçüleri için bir sıfır başlangıç noktası vardır bu örnek için bu değer 0
kilogramdır. Ürün ağırlığı değişkeni için ölçek düzeyi oransal ölçektir.
• Müşterilerin alınan hizmeti 1 çok kötü ve 5 çok iyi olacak biçimde artan derecelendirme ile değer-
lendirmesi: Burada müşteriler alınan hizmet memnuniyeti için derecelendirilmiş veya sıralanmış
değerleri kullanarak görüş iletmektedirler. Hizmet memnuniyet değişkeni için ölçek düzeyi sırala-
yıcı ölçektir.
• Bir firmadan sipariş edilen elbiselerin beden ölçüleri: Beden ölçüleri ile ilgili etiketlendirmeler böl-
gesel farklılıklar içerirler. Ama genellikle beden büyüdükçe artan bir işaretleme sistemi kullanılır.
Dolayısıyla beden ölçüsü değişkeni için ölçek düzeyi aralıklı ölçektir.
• Firma pazarlama bölümünde çalışanlara yapılan ödeme: Ödemelerin parasal olarak gerçekleştirildi-
ği düşünüldüğünde ilgilenilen değişken için ölçme düzeyi oransal ölçektir.
• Hokey takımında yer alan oyuncuların forma numaraları: Her oyuncunun farklı bir numarası ola-
caktır, burada forma numaraları sadece etiket amaçlı kullanılmaktadır. Forma numarası değişkeni
içim ölçek düzeyi sınıflayıcı ölçektir.
• Bir tiyatro gişesinde cumartesi gecesi gerçekleştirilecek etkinlik için satılan bilet sayısı: Bilet sayısı
değişkeni nicel bir değişkendir, sayma yolu ile elde edilen bir değişkendir. Hiç bilet satılmaması
durumunu da içermektedir. Bilet sayısı değişkeni için ölçme düzeyi oransal ölçektir.

Örnek 1.4: Bir hastane ziyareti sonrasında hastaneden ayrılırken yanınıza yanaşan görevli size birkaç
soruluk anket uygulamak istediğini söyleyerek aşağıda verilen soruları yöneltir. Sorularda yer alan değiş-
kenler için ölçme düzeyleri nedir?
Çözüm:
1. Hangi birimi ziyaret ettiniz _________________________
2. Yaşınız ______________________
3. Oturduğunuz mahalle _____________________________
4. Doktordan aldığınız hizmet hakkındaki görüşleriniz
(1) Çok memnunum (2) Memnunum (3) Fikrim Yok
(4) Memnun değilim (5) Hiç Memnun değilim
5. Hastanenin genel temizliğine yönelik görüşleriniz nedir?
(1) Çok memnunum (2) Memnunum (3) Fikrim Yok
(4) Memnun değilim (5) Hiç Memnun değilim
6. Bugün size yapılan işlemler için katkı payı ödediniz mi?
(1) Evet ödedim (2) Hayır ödemedim
7. Hastanemizi ileriki günlerde yine ziyaret etmeyi düşünür müsünüz?
(1) Evet düşünürüm (2) Hayır düşünmem
8. Aylık geliriniz nedir? ____________________________
9. Medeni durumunuz nedir?
(1) Evli (2) Bekâr

20
1
İstatistik I

Her bir soru için incelememizi yapalım:


1. Hastanelerde çok farklı birimler vardır. Ziyaret edilen birimlerin isim listesi elde edilecektir. Birim
ismi değişkeni için ölçme düzeyi sınıflayıcı ölçek olur.
2. Yaş için verilebilecek değerlerden bazıları 45, 18, 24 vb. değerlerdir. Yaş değişkeni için ölçme düzeyi
oransal ölçek olur.
3. Bir şehir veya ilçe içinde birçok mahalle olacaktır. Mahalle isimlerinden oluşan bir isim değişkeni
ile çalışılmaktadır. Mahalle ismi değişkeni için ölçme düzeyi sınıflayıcı ölçektir.
4. Hizmet kalitesi için bir sıralama seçeneği verilmiştir. Burada hizmet memnuniyet değişkeni için
ölçme düzeyi sıralayıcı ölçek olur.
5. Hastane genel temizliği için bir sıralama seçeneği verilmiştir. Burada hastane temizlik memnuniyet
değişkeni için ölçme düzeyi sıralayıcı ölçek olur.
6. Katkı payı ödeme sorusunda hastaya iki seçenek sunulmuştur. Bu seçeneklerin doğal bir sıralaması
yoktur. Katkı payı ödeme değişkeni için ölçme düzeyi sınıflayıcı ölçektir.
7. Hastaneyi yeniden ziyaret etme sorusunda hastaya iki seçenek sunulmuştur. Bu seçeneklerin doğal
bir sıralaması yoktur. Hastane yeniden ziyaret değişkeni için ölçme düzeyi sınıflayıcı ölçektir.
8. Aylık gelir değişkeni parasal olarak ölçülebilir bir değişkendir. Gelir değişkeni için ölçek düzeyi
oransal ölçektir.
9. Medeni durum için anketi yanıtlayan hastaya sadece iki adet seçenek verilmiştir. Burada bir sıra-
lama söz konusu değildir. Ankette kullanılan medeni durum değişkeni için ölçek düzeyi sınıflayıcı
ölçektir.

Örnek 1.5: Tablo 1.2’de Dünya’da hava olaylarına dair kaydedilen bazı bilgiler Meteoroloji Genel Mü-
dürlüğü verilerinden alınarak gösterilmektedir. Ünite içerisinde öğrendiğiniz bilgiler ışığında Tablo 1.2’de
yer alan değişkenler hakkında tespitlerinizi belirtiniz.

Tablo 1.2 Dünya’da hava olaylarına dair kaydedilen en düşük ve en yüksek değerler (MGM)
Ölçülen Değer Değer Ölçüldüğü Yer Tarih
En Yüksek Sıcaklık 56,7 °C Greenland Ranch (Death Valley), 10 Temmuz 1913
California, USA
En Düşük Sıcaklık -89,2°C Vostok-Antarktika 21 Temmuz 1983
En Yüksek Yıllık Ortalama 34,4°C Dallo-Etyopya
Sıcaklık
En Düşük Yıllık Ortalama -56,7°C Plateau-Antarktika
Sıcaklık
Yıllık En Yüksek Toplam Yağış 2646,7 cm Cherrapunji-Hindistan 1860
En Düşük Ortalama Yağış 0,08 cm Arica-Şili 1970

Çözüm: Tablo 1.2’de bulgular bize 4 farklı sütunda aktarılmaktadır. Birinci sütunda meydana gelen
olay değişkeni vardır. Çok farklı hava olayları sıralanmıştır. Dolayısıyla birinci sütunda aktarılan veriler
nitel verilerdir, ölçme düzeyi ise sınıflayıcı ölçektir. Üçüncü sütunda ise ölçümün yapıldığı yer ismi yer
almaktadır. Burada da ölçüm değişkeni nitel bir değişkendir ve değişkenin ölçme düzeyi sınıflayıcı ölçek
olacaktır. Bu ana kadar her sütun bir değişken olursa nasıl tanımlarız onu inceledik. Ancak dikkat edilir-
se Tablo 1.2’ni her satırı farklı bir hava olayını bir başka değişle değişken ölçümü bilgisini vermektedir.
Şimdi bunlara bakalım. İlk iki satırda sıcaklık ölçüm sonuçları vardır. Hatırlanacağı gibi sıcaklık değişkeni
nicel bir değişkendir ve ölçme düzeyi aralıklı ölçektir. Üç ve dördüncü satırlarda ise diğer gözlem değer-
leri kullanılarak üretilen türetilmiş değişkenler vardır. Burada da ölçme için Santigrad kullanılmaktadır.

21
1
Temel Kavramlar

İlk iki satırdaki durumu tekrar edersek sıcaklık değişkeni nicel bir değişkendir ve ölçme düzeyi aralıklı
ölçektir. Beşinci satırda yıllık en yüksek toplam yağış ile ilgilenilmektedir. Böyle bir değişken için ölçme
düzeyi oransal ölçek olacaktır. Bu değişkenin tespit edilebilmesi için Dünya’nın birçok yerindeki yıllık
yağış miktarları değişkeni oluşturulmuş ve tabloya sadece bu değişken için en yüksek değer aktarılmıştır.
Son olarak ele alınan değişken yine türetilmiş bir değişkendir ve nicel bir değişkendir. Bu değişken içinde
ölçme düzeyi oransal ölçek olacaktır.

Öğrenme Çıktısı
2 İstatistikte kullanılan değişkenleri ve ölçek düzeylerini açıklayabilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Bir alışveriş merkezinde et-


Güzellik yarışmaları için Takvimleri araştırarak eşit rafınızda gözlemlediğiniz
değişken tanımlayıp, irde- aralıklı ölçek düzeyi kullanı- olayları değişken haline ge-
leyiniz. mının doğruluğuna bakınız. tirerek ölçme düzeylerini
tespit ediniz.

22
1
İstatistik I

1 İstatistikte kullanılan temel


kavramları tanımlayabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


İstatistik ve İstatistiğin Temel
Kavramları

İstatistik kelimesinin kökeni için İtalyanca’da “devlet adamı” anlamını taşıyan “statista” kelimesi bilim
insanları tarafından kabul edilmektedir. “statista” kelimesinin de Latince’de kullanılan “statisticum col-
legium” kelimesinden türediği ifade edilir. İstatistik sayısal verilerin veya sayısallaştırılabilir verilerin der-
lenerek analiz edildiği bir teknikler topluluğudur. Araştırmacının bilgi topladığı, ölçüm ve gözlemlerin
yürütüldüğü canlı cansız varlıklar, nesneler ve olaylar birim olarak tanımlanırlar. . Veri ham gözlemler
olarak ortaya çıkar ve işlenmemiş gerçekler veya olaylardır. Bu gerçekler veya olaylar rakam, sembol, harf
ve çeşitli işaretler yardımıyla temsil edilir. Bir araştırmada evren (ana kütle), üzerinde çalışma yapılan ve
araştırmacının ilgilendiği özellik hakkında bilgi alınabilecek, ölçüm yapılabilecek tüm birey, ölçüm ve
nesnelerin oluşturduğu topluluk veya gruptur. Evreni temsil ettiği düşünülen ve araştırmacının tanım-
ladığı evrenden istatistiksel teknikler kullanılarak belirlenen birimlerin oluşturduğu küçük gruba ör-
neklem adı verilir. Parametre, bir evrenin belirli bir özelliğini tanımlayan sayısal bir ölçüdür. Birimlerin
sahip oldukları ve birimlerin birbirlerinden ayırt edilmelerinde kullanılabilen özellikler değişken olarak
adlandırılırlar. Nitel değişkenlerde ilgilenilen değişkenin şıkları kategorilerden veya gruplardan oluşur.
Nicel değişkenlerin sonuçları rakamlar ile ifade edilebilir. Kesikli değişkenler sonuçları tamsayılar ile ifa-
de edilebilen ve birbirini takip eden iki şık arasına bir başka şıkkın daha alınamayacağı değişkenleri tem-
sil eder. Sürekli değişkenler ise belirli bir değer aralığında yer alan tüm değerleri alabilen değişkenlerdir.

2 İstatistikte kullanılan değişkenleri


ve ölçek düzeylerini açıklayabilme

Ölçme

Ölçmenin büyüklük, sıralama ve denklik özelliklerini yansıtabilmesi gerekir. İstatistiksel çalışmalar açı-
sından bakıldığında ise ölçme için birimlerin sahip olduğu özelliklerin anlamlı rakam, sayı ve simgeler
ile ifade edilmesi tanımına gidebiliriz. Dolaylı ölçme işlemlerinde ölçülen özelliğin kullanılan ölçme ale-
ti ile doğrudan sonucunun elde edilmesi mümkün değildir. Doğrudan ölçme çalışmalarında ise ilgileni-
len özellik o özelliğe uygun türden bir ölçme aracı kullanılarak doğrudan tespit edilir. Sınıflayıcı ölçek ile
ölçülen değişkenlerin şıkları kategorilerden oluşmaktadır. Bu kategorilerin doğal bir sıralaması yoktur.
Sıralayıcı ölçek sınıflayıcı ölçeğin tüm özelliklerini taşımakla birlikte sıralayıcı ölçeğe olan ihtiyaç kimi
değişken şıklarının büyüklük sıralaması bilgisini de yansıtmasından kaynaklanmıştır. Sıralayıcı ölçekte
ilgili değişkenin şıkları arasında ortaya çıkan doğal sıralama bilgisi kaybedilme ve sonuçlara yansıtılabi-
lir. Sınıflayıcı ölçekte olduğu gibi genellikle nitel değişkenlerin ölçülmesinde sıralayıcı ölçek kullanımına
ihtiyaç olur. Aralıklı ölçek nicel değişkenler için kullanılan bir ölçek düzeyidir. Aralıklı ölçek ile ilgili
değişkenin ölçümünde sabit bir ölçü biriminin varlığından bahsedilir. Sabit ölçü biriminin değerleri
ardışık bir biçimde artış gösterirler ve ardışık değerler arasındaki fark da birbirine eşittir. Aralıklı ölçeğin
en büyük özelliği yokluk anlamına gelen bir “0” (sıfır) başlangıç noktasının ölçü biriminde yer almama-
sıdır. Oransal ölçek aralıklı ölçeğin tüm özelliklerini içermekle birlikte oransal ölçekte yokluk anlamına
gelen bir 0 (sıfır) başlangıç noktası yer almaktadır. Oransal ölçek ile ölçümlenmiş değişken değerleri
ile tüm aritmetik işlemleri (toplama, çıkarma, çarpma ve bölme) kullanabiliriz. İşçilere ödenen ücret,
ödenen vergi, satış miktarı, üretim miktarı, ağırlık, uzunluk ve mağazalar arası uzaklık gibi değişkenlerin
tamamının ölçme düzeyi oransal ölçektir.

23
1
Temel Kavramlar

1 Seçeneklerden hangisi evrendir? 6 Örneklem verilerinden faydalanarak evren


A. Bir dersi alan tüm öğrenciler parametre değerini tahmin etmek için kullanılan
neler öğrendik?

B. Bir çuval pirinç içinden alınan bir avuç pirinç değerlere ne ad verilir?
C. 400 m2 bir parkın 25 m2’sinde yer alan ağaçlar A. Sapma
D. Bir okuldan bayrak taşıma için seçilen öğrenciler B. Tamsayım
E. Bir üretim hattından rassal alınan ürünler C. Veri
D. Ölçme
2 Seçeneklerden hangisi örneklemdir? E. İstatistik

A. Bir fabrikada çalışan tüm işçiler


B. Üretilen tüm ürünler
7 Seçeneklerden hangisi sürekli değişkendir?
C. Kalite ölçümü için hasat sonrası alınan 1 bar- A. Eğitim düzeyi
dak buğday B. Müşteri sayısı
D. Bir ülkede yaşayan tüm insanlar C. Araç tipi
E. Bir önceki ay gerçekleştirdiğiniz tüm harcamalar D. Ağırlık
E. Göz rengi
3 Seçeneklerden hangisi tipik olaydır?
A. Hidrojen ve oksijenin doğru koşullar altında 8 Seçeneklerde yer alan değişkenlerden hangisi
suyu oluşturması için ölçme düzeyi sınıflayıcı ölçektir?
B. Trafik kazaları A. Öğrenci sayısı
C. Ürün ağırlıkları B. Kredi sayısı
D. Üretim hattı kusurlu oranı C. Müşteri tipi
E. Alınan ürünün miktarı D. Ağırlık
E. Uzunluk
4 Herhangi bir düzenleme işlemine tabii tu-
tulmamış ve derlendiği biçimi ile düzenlenmeden 9 Seçeneklerde yer alan değişkenlerden hangisi
sunulan veri “________ ________” olarak adlan- için ölçme düzeyi oransal ölçektir?
dırılır.
A. Yapılan toplantı sayısı
A. Sınırlı veri B. Ziyaret edilen müşteri sayısı
B. Doğal veri C. Üretilen ürün sayısı
C. Gerçek olmayan veri D. Kredi işlem sayısı
D. Ham veri E. Ödenen vergi
E. Sınıflayıcı ölçek
10 Seçeneklerde yer alan değişkenlerden hangisi
5 Araştırmacının bilgi topladığı, ölçüm ve göz- için ölçme düzeyi aralıklı ölçektir?
lemlerin yürütüldüğü canlı cansız varlıklar, nesne-
ler ve olaylara ne ad verilir? A. Müşteri türü
B. Rütbeler
A. Sürekli değişken C. Sıcaklık
B. Birim D. Ürün belge tipi
C. Ham veri E. Barkod numarası
D. Kesikli Değişken
E. Ölçek

24
1
İstatistik I

1. A Yanıtınız yanlış ise “Evren” konusunu yeni- 6. E Yanıtınız yanlış ise “Parametre” konusunu
den gözden geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.

neler öğrendik yanıt anahtarı


2. C Yanıtınız yanlış ise “Örneklem” konusunu 7. D Yanıtınız yanlış ise “Değişken” konusunu ye-
yeniden gözden geçiriniz. niden gözden geçiriniz.

3. A Yanıtınız yanlış ise “İstatistik Nedir?” konu- 8. C Yanıtınız yanlış ise “Sınıflayıcı Ölçek” konu-
sunu yeniden gözden geçiriniz. sunu yeniden gözden geçiriniz.

4. D Yanıtınız yanlış ise “Veri” konusunu yeniden 9. E Yanıtınız yanlış ise “Oransal Ölçek” konusu-
gözden geçiriniz. nu yeniden gözden geçiriniz.

5. B Yanıtınız yanlış ise “Birim” konusunu yeni- 10. C Yanıtınız yanlış ise “Aralıklı Ölçek” konusu-
den gözden geçiriniz. nu yeniden gözden geçiriniz.

25
1
Temel Kavramlar

Araştır Yanıt
1 Anahtarı

Birim olarak kullanabilmemiz için sayılabilir veya ölçülebilir özelliklere ihti-


yaç vardır. Ev, aile, okul, renk gibi değişkenler gözlemlenebilen ve ölçülebilen
Araştır 1 özelliklere sahiptir. Ancak rüyanın ölçülmesi veya sayısallaştırılabilmesi müm-
kün değildir. Dolayısıyla rüyalar birim olamaz.

Güzellik yarışmalarında bir grup yarışmacı çeşitli yeteneklerini ön plana çıka-


rarak bir jüri puanlaması ile derecelendirilirler. Yarışmaya katılan yarışmacıla-
rın isimlerinin oluşturduğu değişken nitel bir değişkendir ve sınıflayıcı ölçek
Araştır 2 düzeyine sahiptir. Yarışmacıların yarışma sonunda jüri üyelerinin verdiği pu-
anlara göre sıralanmalarını ifade eden sıra değişkeni ise sıralayıcı ölçek düze-
yine sahip bir değişkendir.

Kaynakça
Arıcı, H. (2001). İstatistik Yöntemler ve Uygulamalar Özmen, A. ve Şeniş, B. F. (2018). İstatistik,
(13. Baskı). Ankara: Meteksan A.Ş. TC. Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2590,
Açıköğretim Fakültesi Yayını No: 1559, Eskişehir.
Çömlekçi, N. (2005). Temel İstatistik İlke ve Teknikleri
(4. Baskı), İstanbul: Bilim Teknik Yayınevi. Serper, Ö. (2010). Uygulamalı İstatistik (6. Baskı),
Bursa: Ezgi Kitabevi.
Devlin, K. (2010). The unfinished game: Pascal,
Fermat, and the seventeenth-century letter that made Stevens, S. S. (1946). On the Theory of Scales of
the world modern. Basic Books. Measurement. Science, 103(2684), 677–680.
Freund, J.E. ve Williams F.J. (1966). Dictionary/ Sullivan, M. (2005). Fundamentals of Statistics.
Outline of Basic Statistics. Dover. Pearson Prentice Hall.
Johnson, R. (1995). Just The Essentials of Elementary Yıldızbakan, A. K. (2001). İstatistik ve Ormancılıktaki
Statistics. Duxbury Press. Önemi. Tarsus: Doğu Akdeniz Ormancılık
Araştırma Müdürlüğü DOA Dergisi.
Lind, D., Marchal, W. ve Wathen, S. (2018). Statistical
Techniques in Business and Economics. McGraw Yüzer, A. F. (Ed.), (2011). İstatistik (8. Baskı),
Hill. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayını.
Myatt, G.J. (2007). Making Sense of Data A Practical
Guide to Exploratory Data Analysis and Data
Mining. Wiley.

26
1
İstatistik I

İnternet Kaynakları
Meteoroloji Genel Müdürlüğü; “Sık Sorulan Sorular”, Erişim Tarihi. 5 Şubat 2022, https://mgm.gov.tr/genel/
sss.aspx?s=sicaklikenleri2
World Meteorological Organization Global Weather & Climate Extremes Archive, Erişim Tarihi. 5 Şubat 2022,
https://wmo.asu.edu/content/world-meteorological-organization-global-weather-climate-extremes-archive

27

You might also like