You are on page 1of 19

Doç.Dr.

Didem PEKMEZCİ

Türkiye direyi (Latince: Fauna), hayvanlar âleminin Türkiye sınırları içerisinde yaşayan
üyelerinin tümüdür. Birçok farklı hayvan türünü barındırması ile dikkat çeker. Anadolu'nun
Asya ile Avrupa arasındaki konumu bunda başlıca etkendir. Farklı iklim özelliklerinde coğrafi
bölgelere sahip olduğu için, bitki örtüsünün diğer Orta Doğu ülkelerine göre daha zengin (850
cins altında toplanan 9.000 tür bitki) olması ise diğer önemli etkendir ve bu yüzden, farklı
iklim ve besin ihtiyacı olan birçok hayvan türü kendisine uygun yaşam alanı bulabilmektedir.

Böylece, Türkiye'de yalnızca Akdeniz direyinin değil, Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu,
Kafkaslar ve Arap Yarımadası direylerinin de tipik türleri bulunmaktadır. Ayrıca Avrupa
ülkeleri ile karşılaştırıldığında, çok daha fazla memeli tür barındırır ve bu da Türkiye
direyinin ne tipik Avrupa direyine ne de tipik Orta Doğu direyine sınıflandırılabildiğini
gösterir.

Türkiye direyine ait 160 memeli, 466 kuş, 120 sürüngen, 22 kurbağa, 127 tatlısu balığı, 384
deniz balığı olmak üzere toplam 1279 civarında omurgalı tür tanınır. Ama bu türlerin bazıları
tamamen tükenmek üzeredir, bazıları da tehlike altında bulunmaktadır.

Türkiye'de bulunan tür zenginliğinin nedeni açıklanmıştır. Böylece Türkiye'de 160 civarında
Memeli Hayvan türü yaşamaktadır, ve yapılan araştırmalarla bu sayı her an artabilir. Anadolu,
tarihinde daima geçiş noktası ve sığınak olmuş olması nedeniyle çok sayıda türü barındırır.
Türkiye'nin Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında, çoğu diğerlerinden daha fazla memeli
türleri barındırdığı göze çarpar.
Karakulak: Türkiye'nin yabani kedilerinden.
Çengel boynuzlu keçi (Rupicapra rupicapra)
Susamuru (Lutra lutra) (ya da Su iti)

Türkiye'nin en tehlikeli hayvanları aslında düşünüldüğü gibi Boz ayı ya da Kurt gibi yırtıcı
memeliler değil, zehirli yılan, akrep, kırkayak, örümcek ve denizanası gibi küçük türlerdir.
Ayı,leopar, kurt, vaşak ve çakal gibi hayvanlar daima insanlardan mümkün oldukça uzak
durmaya çaba gösterirler. Yıllık istatistiklerde Türkiye'de yırtıcı bir hayvan tarafından
öldürülen kimse görülmezken, her yıl onbinlerce insanlar sivrisinek ve kene gibi küçük
haşerelerin insanlara geçirdikleri hastalıklara yakalanıp, insanlar bazen bu hastalıklara yenik
düşerler. Bu ufak zararlı hayvanların sayılarının artmasının sebebi; çoğunlukla, insanlar
tarafından doğal düşmanlarının sayılarının azaltılıp, tabiatın dengesinin bozulmasıdır.

Özellikle yılanların tehlikeli hayvan olarak görülmesinden dolayı, Türkiye'de her yıl
onbinlerce yılan katledilir. Oysa Türkiye'deki 40 yılan türü arasında sadece 10 tanesi farklı
derecede zehirlidir ve avlanırken zehirlerini fare ve sıçan gibi hayvanları uyuşturmak için
kullanırlar. Yılanların azaltıldıkları bölgelerde, kemelerin ve farelerin sayılarında patlama
olmakla birlikte, asıl zarar o bölgenin tarım alanında meydana gelmektedir.

Kurtlar ve ayılar da, eğer yaşadıkları çevrenin dengesi bozulmamışsa ve kuduz değillerse
insanlardan korkar ve uzak dururlar. Ancak fazla sert kış aylarında uzun süre aç kaldıklarında
yerleşim yerlerine yaklaşıp, orada köpek ve diğer ev hayvanları avlayıp ya da insanların
(onlar için) iştah açıcı kokan çöplerini karıştırarak açlıklarını gidermeye çalışabilirler.
Tırtak (Delphinus delphis)
Altın çakal (Canis aureus)
Bozayı (Ursus arctos)
Kara akbaba (Aegypius monachus), Türkiye'de artık sadece 100 çifti kalan bu türün, doğadaki
leşleri ortadan kaldırıp böylece salgın hastalıklarının yayılmasını önlemekte önemli payı
vardır.
Alageyik (Cervus dama). Akdeniz bölgesinin dağlık ormanlarında az sayıda hala var olduğu
umut edilir. Ama Türkiye'de neslinin tükenmiş olması da olasıdır.
Çizgili Sırtlan

Özellikle Güney ve Doğu Anadolu Bölge’lerinde görünen çizgili sırtlan oldukça güçlü
bacaklara ve çeneye sahiptir. Afrikalı akrabaları gibi leşçil olan bu türün de soyu tükenme
noktasına gelmiştir.
Boyu 200–250 cm, ağırlığı dişilerde 35–50 kg, erkeklerde 45–70 kg civarındadır .
Yaklaşık ömrü 20 yıldır. Çok çevik olan Anadolu parsı, etoburdu ve geyik, yaban keçisi,
yaban domuzu, küçük memeliler ve kuşlar gibi hayvanlar av yelpazesini oluştururdu. Anadolu
parsı, Doğu Akdeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde, daha çok ormanlık ve dağlık alanlarda
yaşamıştır. Doğal yaşam alanları ve av kaynaklarının azalması parsları insanların yaşadığı
yerlere yönlendirmiş ve bu da genellikle vurularak ya da zehirlenerek öldürülmelerine yol
açmaktadır.

Anadolu parsı, Orta Doğu ve Batı Asya'da yaygın olan İran parsının (Panthera
pardus saxicolor) Anadolu'da yaşayan bir ırkıdır. Uzun süre ayrı bir pars alt türü olarak kabul
edilmiş ve Panthera pardus tulliana adı verilmiş, ancak modern genetik araştırmaların bu
türün diğer batı ve orta Asya pars türlerinden genetik olarak çok az farklılık gösterdiğini
kanıtlaması üzerine İran parsı alt türlerine eklenmesi görüşü hakim olmuştur.
Diğer geyik türlerine nispeten ülkemizdeki dağılımı geniş sayılabilecek bir türdür.
Avlanması belli bir kotayla sınırlandırılmıştır. Anadolu'da genellikle dağlık bölgelerde,
Akdeniz kıyılarında ise yalnızca Amanos Dağları'nda bulunur.

Vaşak - Lynx lynx: Sivri kulakları, püsküllü yanakları, küt kuyruğu ve büyük
patileriyle yabanî kedilerin en güzellerinden olan vaşakların koruma altına alınmasında çok
geç kalındı. Marmara Bölgesi'nde Bursa, Balıkesir, Çanakkale; Ege'de İzmir, Aydın, Denizli;
Karadeniz Bölgesi'nde Bolu, Kastamonu, Zonguldak, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon,
Artvin, Rize; Doğu Anadolu'da Erzurum, Kars, Siirt, Bingöl, Bitlis ve Hakkari'de; Güney
Anadolu'da Mersin; İç Anadolu'da Ankara ve Konya çevrelerinde yaşayan vaşaklara artık çok
nadiren rastlanıyor
Sazlık Kedisi - Felis chaus: Bataklık vaşağı, cangıl kedisi gibi isimleri de vardır.
Kuyruğu dışında bej kürkü lekesizdir. Su kaynaklarına yakın yaşar. Balıkesir, Bolu, Samsun,
Afyon, İzmir, Eskişehir, Ankara, Konya, Mersin, Adana, Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman
ve Diyarbakır çevrelerinde rastlanan sazlık kedileri, hem anlamsız bir zevk, hem de kürkü için
acımasızca avlandılar.
Kurt - Canis lupus: Vahşi doğanın en güzel, en asil canlılarından biri. Ama insanlar
arasında kötü bir ünü var. Zeki ve dayanıklı olduğu için son yıllara kadar avcıların elinden
kurtulmayı başardı. Ama son yıllarda doğrudan zehirlenmesi, yaşam ortamlarının daralması,
avının serbest olması nedeniyle sayıları tehlike sınırına ulaştı. Avrupa'nın birçok ülkesinde
soyu tükenmiş olan ve doğal dengede yeri doldurulamayacak bir canlı olan kurtlar için
Türkiye'de acil önlem almak gerekiyor.
Çakal - Canis aureus: Türkiye'de en çok kıyı bölgelerindeki sık ormanlık ve
çalılıklarda ayrıca Güney Doğu Anadolu'nun alçak kesimlerinde yaşar; iç bölgelerde daha az
görülür. Kurtların azaldığı yerde çakallar baskınlık göstermektedir.
Kızıl Tilki - Vulpes vulpes: Türkiye'nin her yerinde rastlanır. 81 ilin 46'sında
avlanması serbesttir.

Çöl Tilkisi - Vulpes zerda: Köpekgiller familyasının en küçüğüdür. Türkiye'nin


güneyinde görülür. Günümüzde sayıları oldukça azalmıştır.

SANSARGİLLER (MUSTELİDAE)

Gelincik - Mustela nivalis: Türkiye'nin her yerinde çalılık, step, ormanlık alanlarda
yaşar.
Kakım, Ermin, Ars, As - Mustela erminea: Batı, Orta ve Doğu Anadolu'da çalılık
alanlarda bulunur.

Kaya Sansarı - Martes foina: Türkiye'de en yaygın olan sansar türüdür.


Porsuk - Meles meles: Türkiye'de bulunan en büyük sansargiller üyesidir. Ağırlığı 20
kg'ı bulur. Oldukça güçlü ve dayanıklı bir avcıdır.

You might also like