You are on page 1of 1

Tutsaklık mı Koruma mı?

Hayvanlarla kendi yuvalarında, vahşi bölgelerde veya doğal yaşam alanlarında karşılaşmak,
bizde hayranlıkla karışık bir ürperti uyandırır. Hayvanat bahçelerindeki hayvanlar da
ilginçlikleriyle, güzellikleriyle ve çeşitlilikleriyle büyüleyici olabilir. Hayvanat bahçesine
gittiğimizde antilopların kudretine, maymunların oyunculuklarına ve fillerin asaletine hayran
kalırız. Hayvanat bahçeleri ile ilgili olarak yıllardan beri tartışalan iki görüş var:

Birinci görüş; aslında, hayvanat bahçesindeki hayvanların hayatlarının sadece bir kısmına şahit
oluyoruz. Her ne kadar büyük ve iyi yönetilen hayvanat bahçelerinde, bu hayvanlara genellikle
bol yiyecek verilmekte ve tıbbı bakım yapılmaktaysa da, onlar yine de biz insanların çok değer
verdiği özgürlükten mahrumlardır. Birçok küçük hayvanat bahçesinde ise hayvanların yaşam
koşulları içler acısı olabilmektedir. İnsanlar olarak merakımızı gidermek ve bilgilerimizi
pekiştirmek uğruna hayvanların kendi doğalarında yaşama haklarını ellerinden almamalıyız.

İkinci görüş; bazı hayvanat bahçeleri, eğitim misyonlarının yanına, " tükenme tehlikesiyle karşı
karşıya olan türleri , güvenli bir şekilde doğaya geri bırakana kadar koruma altına almak " gibi
yeni ve çok önemli bir amaç eklemiştir. İnsan nüfusunun doğal yaşam alanlarına verdiği zararın
artarak devam etmesi, birçok memelinin, kuşun, balığın ve bitkinin soyunun tükenmesine neden
olmaktadır. Bu yüzden hayvanat bahçelerine ve koruma merkezlerine ihtiyacimız vardır.

Yakın zamanda, Arabistan antilobu gibi bazı türler koruma altına alındıktan sonra doğal yaşam
alanlarına geri bırakılmıştır. ABD'de doğaya geri bırakma, yırtıcı kuş türlerinden biri olan
„doğan“ da başarılı olmuştur. Aynı şekilde yaşam alanları otoyollar tarafından işgal edildiği
için tükenme sınırına gelmiş ve neredeyse sadece hayvanat bahçesinde yaşayabilen Kaliforniya
akbabaları da koruma altına alınmış ve yüzden fazla genç akbaba doğaya geri bırakılmıştır.

Hayvanat bahçesi koruma programları pahalıdır ve aynı zamanda çeşitli genetik ve üreme
sorunları yaratmaktadır, ama bu konularda son yıllarda gözle görülür bir ilerleme
kaydedilmiştir. Küresel ısınma veya doğal yaşam alanlarının asfaltlanması, sürülmesi veya yok
olana kadar otlatılması yüzünden tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan binlerce canlı türü
vardır ve bunların korunması gerekmektedir.

You might also like