You are on page 1of 26

GEOMETRİK DÖNEM SERAMİĞİ

Bu sunum vermekte olduğum Geometrik Dönem Seramiği dersinde


kullanılması için eğitim amaçlı hazırlanmıştır. Sunumda kullanılan
materyaller telif hakkına sahip olup eğitim amaçlı olarak kullanımı
uluslararası kanunlara göre serbesttir. Başka bir amaçla kullanılması
için telif hakkına sahip kişilerden izin alınması gerekmektedir.
Protogeometrik ve Geometrik
(Genel Bibliografya)

J. N. Coldstream, Greek Geometrik Pottery, London 1968.


V.R. d’A Desborough, Protogeometric Pottery, Oxford 1952.
E. Brann, Late Geometric and Protoattic Pottery, Princeton 1962.
C. Özgünel, Karia Geometrik Seramiği, Ankara 1979.
C.H.E. Haspels, Eski Yunan Boyalı Keramiği (çev. Aşkıdil Akarca),
İstanbul 1946.
B. Schweitzer, Grek Geometric Art, London 1971.
A.M. Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, Ankara 1995.
D. Williams, Greek Vases, London 1999).
J. Boardman, Early Greek Vase Painting: 11th-6th centuries BC,
London1998).
Geometrik olarak adlandırılan döneme geçmeden önce, bu dönemin
ortaya çıkışında etkisi olan siyasi gelişmelerin üzerinde durulması
gerekmektedir:
*Geometrik dönemden önce yaşanan en büyük değişim;
Yunanistan da görülür. İ.Ö. 12. yüzyıl ortalarına kadar Yunanistan da
varlığını sürdüren parlak bir uygarlık vardı: Miken Uygarlığı.
*Akhalar adı verilen bir topluluğun, Yunanistan’a gelmesi ve
burada hakimiyet kurması ile başlayan devirdir. Akhalar Homeros
şiirlerinde Yunanistan’ın hakim ırkı olarak gösterilmişleridir.
*Parlak olarak devam eden bu uygarlık; İ.Ö. 12.yüzyıl
ortalarından itibaren kuzeyden gelen insan topluluklarının buraya
saldırmaları ile son bulur (MÖ.1100). (Mikenlerin çöküşü çok hızlı
ve çeşitli nedenlere bağlı olarak gerçekleşir).
*Tarihte (MÖ.1200-1100) kuzeyden gelen ve (Mikenleri
yıkan) bu toplulukların göçüne, “Dor Göçü” adı verilmektedir.
*Dolar, kuzeyden (Demir Çağı’nın başladığı dönemde)
gelerek Yunanistan’ı işgal etmişlerdir.
*Dorlar, kuzey-batı Yunanistan, Makedonia ve Epirus’tan
gelmiş, buralardan Yunanistan’ın merkezine doğru kayarak daha
sonra Peloponnes ile güneydeki Ege adalarına geçmiştir.
*Akha krallık ve beyliklerinin ortadan kaldırılmasından
sonra ise, Dorların gelişiyle Ege dünyasında “karanlık çağ”
(Yunanistan’ın Karanlık Çağı) adı verilen bir suskunluk dönemi
yaşanmıştır.
*Karanlık dönemle birlikte bilinen pek çok kültürel öge
kaybolmuştur.
*Yine bu dönemde Yunanistan’ın Anadolu, Yakın Doğu
ve Mısır ile olan ilişkileri sona ermiştir.
*Dorlar beraberinde demiri de getirmişlerdir. Bu Demir
Çağının başlangıcını oluşturdu.
*Dorlar bu (karanlık) dönemde oldukça ilkel bir yaşam
sürmüşlerdi.
*Bu (karanlık) dönem MÖ.800 civarında sona erer.
*Çanak-çömleklerin üzerindeki geometrik
bezemelerden dolayı bu tarihsel sürece (karanlık çağa)
Geometrik Çağ adı verilmiştir.
*Dor göçlerinin doğurduğu karışıklıkların etkilerini sanatta da
sezmemek imkansızdır.
*Her ne kadar Akha sanatı ile Yunan Arkaik sanatı arasında bir
kesilme yoksa da bu çağın ilk döneminde kültür hayatının her
alanında görülen değişiklikler hatta gerilemeler kendini sanatta
da belirtmektedir.
-İhtişamlı saray kültürü birden durmuştur.
-Bu dönemde kalın surlarla çevrili şatolar ya da anıtsal kubbeli
mezarlar yoktur.
-Daha çok ikili-üçlü evler ve de kulübeler yer alıyordu.
-Yunan keramik tarihi de Yunanistan’da Demir Devri
(MÖ.1.bin) ile başlar.
*Miken Uygarlığı’nın yıkılması ile bezemelerinde eski doğallık ve
canlılıklarını kaybetmeye başlayan Miken seramiği 12. yüzyılın sonunda
“Submiken Seramiği” olarak göstermeye başlamıştır.

*Bu seramik türü polikrom yani çok renkli ve parlak vernikli olan seramik
türüdür.

*Seramik bezemeleri geometrikleşmeye yüz tutmuştur.

*Seramikler bize o dönem hakkında çok ayrıntılı bilgi vermemektedir


çünkü yaşanan karmaşa, sanatta ilerlemeye olanak sağlamamıştır. Az
miktarda, en çok Attika ve Argolis’te ele geçmiştir.

*MÖ. 1100 yıllarından itibaren ortaya yepyeni bir üslup ve evre çıkar
“Geometrik Dönem”
GEOMETRİK DÖNEM (1100-800)
-Miken Uygarlığının çöküşü çok hızlı ve çeşitli nedenlere bağlı olarak
gerçekleşir.
-Mikenlerin ardından sonra gelen Dorlar (Dor topluluğu) Demir Çağı’nın
başladığı bu dönemde kuzeyden gelerek MÖ.1200-1100 yıllarında
Yunanistan’ı işgal eder.
-Dorların Yunanistan’ı işgali ile başlayan bu dönemde en büyük gelişme,
polis adı verilen kent devletlerinin ortaya çıkmasıdır: Atina, Sparta, Thebai,
Megara ve Korinthos gibi.
-Daha önceki dönemlerde kabileye dayalı, bir basileus (kral) yönetiminde
kent devletleri vardı.
-Bu dönemde (Geometrik) ise günden güne ilerleyen sosyal ve siyasal yaşam
sonucunda kral, yanına kendisine yardım edecek memurlar almak zorunda
kalır.
-Bu memurlara Atina’da tesmotetler (hukuk koruyucular), Sparta’da
eforoslar (denetçiler) gösterilebilir.
-Aynı zamanda kralın hak ve yetkileri bir takım danışma
meclisleri tarafından daraltılmıştır.
-Bu meclislere yalnızca kral tarafından seçilen tecrübe sahibi
ihtiyarlar seçilirken zaman içinde yaş sınırlaması ortadan
kaldırılmıştır.
-Kralın gücünün sürekli azalmasına karşılık memurların,
danışma ve denetleme kurullarının gücü artmıştır.
-Bu güç değişiminden sonra ise krallık babadan oğula geçen
bir makam olmaktan çıkarak, krallar sadece belli bir süre
için seçilmeye başlanmıştır.
-En sonunda krallar güç ve yetkilerini aristokratik
yönetimlere bırakmak zorunda kalmışlardır.
-Dorlar’ın bölgeyi (Yunanistan’ı) işgalinden sonra bazı topluluklar MÖ.11.yüzyılda
Batı Anadolu kıyılarına göç etmeye başlamıştır:
1-İlk göçler Kuzey Yunanistan’dan gelmiş olan ve Yunancanın farklı bir lehçesini
konuşan Aioller tarafından gerçekleştirilmiştir.
-Aioller, Lesbos (Midilli) Adası’na, Troas (Biga Yarımadası) bölgesi ile İzmir
Körfezi arasındaki bölgeye yerleşmişlerdir.
-Bu bölge Aiolia bölgesi olarak bilinmektedir.
2-Aiollerin ardından MÖ.11.yüzyılın sonları, MÖ.10.yüzyılın başlarında Orta
Yunanistan’dan göç eden İonlar, Kios (sakız) ve Samos (Sisam) adaları ile Ege
kıyılarında İzmir Körfezi’nin güneyi ile Büyük Menderes ırmağı arasına
yerleşmişlerdir.
-Bu bölge ise Ionia olarak adlandırılmaktadır.
-MÖ.800 civarında Ionia bölgesinde Panionion Birliği kurulmuş ve 12 büyük Ion
kenti birliğe katılmıştır. Birliğin dinsel toplanma merkezi Priene (Güllübahçe)
topraklarında bulunan Panionion’dur. Bu 12 büyük kent ise: Miletos (Milet), Myus
(Avşar Kalesi), Priene (Güllübahçe), Ephesos (Efes), Kolophon (Değirmendere),
Lebedos (Kısık Yarımadası), Teos (Seferhisar/Sığacık), Klazomenai (Urla), Erythrai
(Ildırı), Phokaia (Foça), Samos (Sisam) ve Kios (Sakız) Adası’dır.
-Günümüz Batı Uygarlığı’nın temelinde yer alan Ionia Uygarlığı
bu topraklarda (Ionia) kurulmuştur.

-Bu coğrafyada yaşayan çok eski Anadolu toplum ve kültürleri


de katkıda bulunmuşlardır. (Anadolu ve Yunan karşılıklı
etkileşiminin sonucudur).

-Ionialılar MÖ.6.yy ‘dan itibaren felsefe, tarih yazımı, biyoloji ve


mimari olmak üzere pek çok alanda kendini geliştirmiş ve
Yunanistan’ı etkilemiştir. (Ionia Uygarlığının etkisi).
-MÖ.900 yıllarına doğru Peloponnes Yarımadası’nda oturan
Dorlar, adalar ve Güney-batı Anadolu kıyılarına kollar halinde
göçmeye başlamışlardır.

-Dorlar, Girit’i işgal ettikten sonra Kythera, Thera ve Melos’u ele


geçirmişlerdir. Buradan doğu yönde ilerleyerek Rodos ve Kos
(İstanköy) adalarına ve bu adaların karşısında Datça ve Bodrum
yarımadalarına yerleşmişlerdir. (Karia).
-Tüm Yunanlılar Hellen isimli bir atadan geldiklerine
inanır ve kendilerine Hellen, Yunanistan’ı da Hellas
olarak adlandırırlar.

-Konuştukları dil aynı olmakla birlikte diyalekt farkları


vardır.
-Geometrik Çağ boyunca Yunanistan’da ekonominin temelinde tarım ve
hayvancılık önemli bir rol oynamış, dönem içinde nüfus giderek artmış ve
şehir hayatı yeniden ortaya çıkmıştır.

-Zaman içinde gelişen kültür hayatı, iş bölümü yapılmasını zorunlu kılmış,


bazı meslek gruplarının belirmesine, usta ve işçi gibi ücret karşılığı
çalışanların ortaya çıkmasına neden olmuştur.

-Bu zanaatkarlar arasında:

bakır ve demir ustaları,

marangozlar,

çömlekçiler,

dülgerler sayılabilir.
-Dönem içerisinde ulaşımın ilerlemesine bağlı olarak çeşitli
bölgeler arasında ilişkiler artmış ve ticaret gelişmiştir.
-Özellikle kürekli gemiler ile deniz ticaretinde söz sahibi olan
Yunanlılar, Fenikeliler ile sıkı ticaret ilişkilerine girmişlerdir.
-Ticari durum Yunan kültürünün gelişmesinde büyük rol
oynamıştır.
-Miken Uygarlığının çöküşü ile kaybolan yazı dilini Yunanlılar
Fenikeliler’den öğrenmişlerdir.
-Bu yazı Yunanistan’da MÖ.8.yüzyılın başlarından itibaren
girmiştir.
-Yunanlılar, Doğu alfabesindeki kendi dillerine uymayan bazı
sessiz harflere ses değerleri vermek suretiyle 24 harften
oluşan bir alfabe oluşturmuşlardır.
-Yazı ilk zamanlar ticari amaçla kullanılmış, daha sonra ise
günlük yaşam ve devlet işlerine geçirilmiştir.
-MÖ. 8. yüzyılda yaşayan Hesiodos Yunanlılar için Theogonia (Tanrılar
Sistemi) yaratmış, tanrılara adlar vermiş, bunların görev ve yetkilerini
belirlemiştir.
-Bu tanrıların bir kısmı Ege bölgesinde eskiden beri kendilerine tapınılan
tanrılardır.
-Bazı tanrılar ise Dorlar tarafından Yunanistan’a getirilmiştir.
-Yunan Mitolojisi, MÖ.700 civarında tam olarak gelişmiştir.
-Yunan tanrıları hem görünüş hem de karakter olarak insan gibidirler.
-İnsanlardan farkları ölümsüz olmaları, ambrosia ve nektar ile
beslenmeleridir.
-Yunanlılar, tanrılarının Yunanistan’ın en yüksek dağı olan Olympos
Dağı’nın zirvesinde yaşadığına inanmışlardır.
-Esas olarak 12 Yunan tanrısı vardır. Bunların yanı sıra ikincil olara pek
çok tanrı bulunur.
-Tanrıların insan şeklinde düşünülmeye başlanması bunların heykelleri içine
alabilecek ve koruyabilecek tapınakların yapılmasını sağlamıştır.

-Naos olarak tanımlanan ve tanrının heykelinden başka kutsal eşyalarını da


koruyan ilk tapınaklar megaron şeklindedir.

-Daha sonraları megaronların çevresi bir sıra sütun dizisi ile çevrilerek daha
görkemli bir görünüm kazandırılmıştır.

-Dini törenler tapınakların önündeki sunağın önünde yapılırdı.

-Dini törenleri yönetmek, tanrının heykeline ve kutsal eşyalara bakmak halk


tarafından seçilerek göreve getirilen rahiplerin işiydi.

-Rahiplerin yanında gelecekten haber veren, tanrıların isteklerini öğrenen


kahinler yer almaktaydı.
-Geometrik Dönem heykeltıraşlığında tunç (bronz), pişmiş
toprak (terracotta) ve çeşitli taşlardan yapılmış küçük ebatlı
heykelcikler çeşitli tanrı, tanrıça ve kahraman betimlediği gibi
ölümlüler de tasvir edilmiştir.
-MÖ. 8.yy’da Yunanistan yeni bir döneme girer ve pek çok şehir
devleti Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz kıyılarında
koloniler kurmaya başlar.

-MÖ. 6.yy ortalarına kadar devam eden kolonizasyon


hareketinin en önemli nedeni tarıma elverişli toprakların
yetersizliğidir.

-Gelişen ticaret ve sanayi, Yunanlılar için bir hammadde sorunu


ortaya çıkarmış, aynı zamanda, üretilen mallara Pazar bulma
kaygısını doğurmuştur.
-Sadece Yunanistan değil, Ionia bölgesindeki bazı kentler de
bu koloni hareketine katılmıştır.
-İtalya’nın güneyi ve güney batısı ile Sicilya’da kurulan
koloniler Magna Graecia (Büyük Yunanistan) adıyla
tanınmıştır.
-Neapolis (Napoli), Taras (Toronto), Fransa’nın güneyinde
Massilia (Marsilya), Anadolu’da çanakkale Boğazı’nın
çevresinde Abydos (Aydos), Ainos (Enez), İstanbul
Boğazı’nda Byzantion (İstanbul), Karadeniz kıyılarında
Sinope (Sinop), Amisos (Samsun), Trapezus (Trabzon),
Akdeniz sahilinde Side, Aspendos (Belkıs), Kuzey Suriye’de
Al-Mina, Mısır’da Naukratis önemli koloni kentleridir.
Protogeometrik dönem kapları bezeme tekniği açısından
gösterdikleri gelişimle üç evreye ayrılabilir:

- Erken Protogeometrik 1100/1050-1000


- Orta Protogeometrik 1000-950
- Geç Protogeometrik 950-900
-Geometrik Dönem’i en iyi seramiklerle izleyebilmekteyiz.

-Çömlekler dama tahtası, iç içe daireler, meander, gamalı haç


gibi geometrik motiflerle süzlenmiştir.

-vazolarda insan ve hayvan figürleri de kullanılmış; ancak


bunlar köşeli ve geometrik formlar biçiminde, silüet halinde
yapılıp, yatay bantlardan oluşan paneller arasına
yerleştirilmiştir.

-MÖ.8.yy’dan başlayarak Yunan Mitolojisindenki hikayeler


geometrik üsluptaki vazolarda betimlenmişlerdir.
-Bu dönemde (Geometrik Dönem) Doğu Akdeniz kıyılarındaki
toplumlarla daha yakın ticari ilişkiler başlamış ve bu ülkelerle her
açıdan büyük bir etkileşim olmuştur.

-Doğu ile etkileşimin izleri kısa süre içinde kendini Yunan sanatında
da göstermiştir.

-Özellikle vazo sanatında daha sert ve keskin geometrik hatların


yerini, doğu sanatına özgü daha yumuşak hatlı oryantalizan motif ve
figürler almıştır.

-Aslan, panter, grifon, sfenks gibi doğudan alınan çeşitli hayvan ve


yaratıklar kullanılmaya başlamıştır.
• M.Ö. II. binin sonlarına doğru Yunanistan ve Anadolu kuzeyden
gelen kavimlerin göçü ile sarsılmış ve var olan kültürler yıkılmıştır.
Bu uluslardan Yunanistan'a gelenler Dor, Anadolu'ya gelenler Frig
olarak adlandırılmıştır. Böylece Miken ve Sub-Miken olarak
adlandırılan M.Ö. 2. bin evrelerinin ardından, yaklaşık 1050
dolaylarında yeni bir döneme geçilir. Bu dönem arkeolojide
Geometrik Dönem olarak adlandırılmıştır. Yaklaşık 700 yılına
kadar devam eden bu üslup evresi iki ana devre ayrılmıştır:
• 1- Geometrik üslubun hazırlık, geçiş evresi olarak da bilinen
ve bazı kap şekilleri ve motiflerin önceki Myken, Sub-Myken'deki
dejenerasyonun ardından gelen Protogeometrik Devir.
• 2- Asıl Geometrik Devir.

You might also like