You are on page 1of 142

İnsanlara Uyarı!

NEFRET, Türk ırkçılarının sesidir. Düşüncemiz,


görüşümüz ve eylemlerimiz yalnızca Türk ırkının
çıkarları içindir.

NEFRET, Türkler tarafından Türkler için


hazırlanmıştır.
NEFRET, sansürsüzdür.

NEFRET, yüce inancımız olan T.E.D.S çizgisinde


ilerleyecekler için de bir yol göstericidir. Bu dergi şeklindeki otağımızda
sadece yöneticilerin yazısı olmayacak çünkü biz biriz kardeşlerim. Bizler,
çoklu bedenlerdeki tek bir zihiniz. Beyinlerimiz tek bir Nöral Ağ’da iletişim
kurar.

NEFRET, Sibernetik olarak mekanikleşmenin özlemini duyan Türklerin sesidir.

NEFRET, Kendini bu dünyaya değil, evrenler arası Kağanlığın neferi olarak


görenlerin sesidir.

NEFRET, kapısını Türk ırkından olanlara açmıştır. Vereceğimiz elektronik


posta adresinden malumatlarınızı ve yazılarınızı mahlas belirterek
gönderebilirsiniz, uygun görüldüğü takdirde bir sonraki sayıda yayınlanır.

Türk soylu olmayanların NEFRET’i anlamalarını beklemiyoruz ve burada


yazılanları okumalarını tavsiye etmiyoruz, zira ırkçı olmayanların cahilliği
bir yerden sonra beyinlerinde büyük hasarlara yol açar. Soysuzların
cahilliğinden sorumlu değiliz. Sonra ortaya çıkıp burada yazılanlar
psikolojimi bozdu, kendimi iyi hissetmiyorum, korkuyorum diye ağlamayın.

Kendimizi tekrarlamak istemiyoruz ancak insanları çok iyi tanıyoruz, her şeyi
birçok defa geri zekâlıya anlatır gibi anlatmadıkça anlamayanlar oluyor. Bin
beş yüz sene önce yazılmış kitabı bile anlamıyorlar her cümlesinden yüzlerce
farklı anlam çıkarıyorlar. Biz bu hataya düşmeyeceğiz. Yalvaç olarak gereğini
yapacağız. Bizler her daim Irkımıza muştulu haberler getirmek isterdik ancak
şartlar maalesef bunu el vermiyor. Zaten Türkler zorlu şartlarda yaşayarak
çelikten yürek olmuştur. Her şeyin üstesinden gelip ırkımızı hak ettiği konuma
yükselteceğiz! Bizi takip edin ve savaşımıza feda olun! Davam Onurum
Sadakatim!
2. Sayı
2. Sayı Hakkında Açıklama
İnsanlara uyarı kısmında da
dediğimiz gibi biz bu dergiyi farklı
bir içerik ile çıkardık. Çünkü sizleri
kendimizden gördük. Bizler, çoklu
bedenlerdeki tek bir zihiniz.
Beyinlerimiz tek bir Nöral Ağ’da
iletişim kurar. Bir iş yapacaksak
herkesin fikrini öğrenelim ki kim ne
kadar doğru, kim ne kadar yanlış
düşünüyor görelim. Hepinizin
kusurları var ve bu kusurları en az
seviyeye indirmeyi amaç edindik. Ne
zaman tamamen birbirimizi
tamamlayacağız işte o zaman ilk
adımı atmış olacağız. Bölünmüşlükle
ve çatlak seslerle bir yere varılmaz.
Elbette farklı yöntemleri olanlar
olacaktır. Elbette o an herkes aynı
şey düşünemez. Zaten böyle bir şey 2. Sayı
olursa strateji geliştiremeyiz. Bu
yüzden ırkdaşlarımız kendi
10. Ay Tavşan (2023)
aralarında fikirler arası bir
çatışma yaşarken amacını unutmasın.
Amacımız ırkımıza ve yüce Dergi İçeriği
kağanlığımıza hizmettir. Himmetimiz Sayfa: 4-37 - Yahudi Tehlikesi
ırkımızadır. Bunu bildikten sonra
zaten en sonunda ortak paydada Sayfa: 38- 117 - Nefretin Sesi: Makale,
buluşulacak ve zihinlerinizden Haykırış!
çıkan en mükemmel düşünceler
Sayfa: 103-107 - Kısa Tarihi Bilgiler
birbiri ile temas kurarak bizi
zafere götürecektir. Bu yüzden Bölümü
Haykırış-Makale bölümü oluşturduk Sayfa: 108-117 - Güncel Mevzular
ve sizlerin de makalelerini
yayınlamaya karar verdik. Sayfa: 118 - Bilmece Bölümü
Yanlışlarınız elbette olacak önemli Sayfa: 119-125 - Irk Hainleri
olan bunları düzeltmek ve daha
ileriye gitmek. Oku geriye germeden Sayfa: 127-128 - Anma Bölümü
ileri atamayız ırkdaşlarım. Zamanı
Sayfa: 129-133 - Açık Mektup Bölümü
geldiğinde hepimiz tek bir çizgide
marşlar eşliğinde yürüyeceğiz. Şimdi Sayfa: 134-135 - Şiir Köşesi
nefretin sesi olun, nefretinizi
haykırın ve içinizdekileri dökün! Sayfa: 136-141 Barbar Mizahı
Sayfa: 142 – Son Söz
Yahudi Tehlikesi!
Bu sayının Ana Konusu Yahudi Tehlikelisi
Olacaktır bu yüzden Derginin ilk konusunda
direkt Yahudiler ile ilgili malumat vereceğiz.
Çünkü şu an Yahudilerin Türklere verdiği zararın
haddi hesabı yoktur! Nankör ve Vatansız
Yahudilerin gerçek yüzünü her bir Türk Evladı
Bilmelidir! Burada Yahudiler hakkında 2 Makale
yayınlayacağız ancak biraz uzun olacak bu
yüzden sabırla okuyun ırkdaşlarım.

Yahudi Ayinine Kurban Münevver Karabulut! Bir


Yahudi Nankörlüğü: Münevver Karabulut
Cinayeti…
Her milletin genetik kodunda Türk düşmanlığı
yatar. Biz Türkler dünyada sevilmeyen bir ırkız.
Varlığımız ve yaratılışımızda yabancı düşmanlığı
vardır. Biz Türkler Sibirya’nın Kuzeyinde
dünyaya geldik. Beylikler, devletler ve devasa
imparatorluklar kurduk. Gerçek Atalarımız
bilinen ilk kutsal eserlerimizde Türk ırkını
insanlığın üstünde olduğunu ifade etmiştir. Orta
Çağa geldiğimizde Moğollar ve Osmanlılar
devrinde fetih ettiğimiz topraklardaki
topluluklar ile Türkleri eşit görme gafletinde
bulunduk. Bu eşit görme tebaamız olan milletleri
adam yerine koymaktı. Yoksa elbette yabancıdan
daha çok vergi alınırdı ancak bunun karşılığında
da askere gitmezlerdi. Ticaret yaparlar, zengin
olurlardı. Mesela Yahudiler İspanya’da ve
Avrupa’da soykırıma uğrarken onlara kim el
uzattı? Osmanlı Türkleri. Yahudiler İran’da
Acemler tarafından istenmeyen adam ilan
edilirken kim onları adam yerine koydu? Cengiz
Han’ın torunları. Fakat yabancı milletler bu
iyiliğimizi suiistimal ederek yüce Türk ırkının
sırtına hançer sapladı! İlk hançeri Sultan
Mehmed’i zehirleyerek
sapladılar. Ancak
Türkler buna rağmen
Yahudilere yardım etmeye
devam etti. Maalesef
milletimize bu ihanetleri
hep göz ardı
ettirilmiştir. Türk
düşmanı ve Hümanist
olan Mevlana'nın
zehrini, bu millet
öyle bir yuttu ki
sırtımıza
geçirilen
hançerlerin
hepsi unutuldu.
İnsanlık, kardeşlik diye diye ey Türk evladı evet
sen kandırıldın. Daha hiç bir şeyin farkında
değilsin! Çok umursamazsın Türk! Bu
umursamazlığın sana çok pahalıya mal oluyor,
olmaya devam ediyor... Son İmparatorluğa ihanet
edenler;

Ermeniler, Yunanlılar, Boşnaklar, Arnavutlar,


Sırplar, Bulgarlar, Kürtler, Araplar, Süryaniler,
Rumlar, Çerkezler, Pomaklar ve sinsi çıfıt
Yahudiler ve diğer milletler.
Ey Yahudiler ve onların saksofoncusu Şalom
Gazetesi ve Türkiye'de Yahudi Piçi Soros'tan
fonlanan ruhunu Batı medeniyetine satan şuursuz
piçler!
Biz sizler gibi arkadan iş çevirmeyiz. Evvela bunu
bilin. Türkiye'de Türk soyunu bozmak, melez piç
nesiller yetiştirmek, Türkiye'yi birer mülteci
çiftliğine çevirmek için verdiğiniz fonları
biliyor ve hepinizi ÖLÜM LİSTESİNE not ediyoruz!
Nankör piçler!
Sizi İspanya'dan
Hristiyanların elinden
Türk padişahı
kurtarmadı mi? Sizi 2.
Dünya savaşında sikik
geminizi Nazilerin
elinden Türk devleti
kurtarmadı mi? Nazi
döneminde Türk
pasaportunuz var diye
toplama kampından
çıkartılarak Türkiye’ye sağ salim dönüşünüz
sağlanmadı mı? Hazarlar Devlet Dinin Musevilik
yapıp Yahudiliğin şanını yükseltmedi mi? Koskoca
Türk hakanları Yahudi adları aldı, sizin
kültürünüzü korudu. Karşılığı bu mu olacaktı? Ey
Yahudi her zaman ki gibi orospu evladısın! Her
zaman ki gibi sana yöneltilen okları komplo
teorisi ve paranoyaklık diyerek işin içinden
sıyrılmaya çalışıyorsun! Ey Yahudi bütün
milletleri ırkçılık düşmanlığı, demokrasi, insan
hakları, kapitalizm adı altında kandırabilirsin
ama biz Türkleri asla kandıramazsın! Biz dünyada
en çok nefret edilen ırkız ve hiç umulmadık an da
insanlığın başına bela olan Türk ırkıyız! Bizler
Avusturyalı Ressam ve fedailerine benzemeyiz!
Yarım iş yapmayız! Ayağınızı denk alın, haddinizi
bilin ulan! Öyle gaz odasıyla şunla bunla
uğraşmayız. Adamı tırnak makasıyla bile hacamat
ederiz. Bizim askerlerimiz öyle adam öldürdü diye
psikolojisi bozulmaz. Alman askerlerinin
psikolojisi bozuluyor diye gaz odalarında Yahudi
öldürdüler. Bizim ise psikolojik sorunlarımız
yoktur ey aşağılık Yahudi! Bizden çekeceğin var!
Ey Yahudi! Türkiye ülkesi ve Türk ırkı dört bir
koldan saldırı altındayken Batıda Yunan
tehlikesi, Doğuda Ermeniler, Güneydoğuda
YPG/PKK Kürt terörü el pençe saldırmayı
beklerken ve içimizdeki 20 milyon sığınmacı
kaçaklar ve 30 milyon Türk düşmanı azınlık
piçler ve her geçen topraklarımız Arap ve Slav
Piçlerin satılıyor iken ve ortada Türk devleti
gibi bir şey söz konusu değil iken, Türkler
devletsiz iken sen her zaman ki sinsiliğini,
kurnazlığını, korkaklığını harfi harfi yerine
getiriyorsun. Tayyip gibi bir Gürcü’yü bile
Avrupa medyasında Führer olarak tanıtıyorsun.
Türkçü olmakla eleştiriyorsun. Ulan adam
Türklüğün içinden geçti ama yabancı medyada
herifi utanmasanız Tong Yabgu ilan edeceksiniz.
Aşağılık sinsi Yahudi!
Ey Yahudiler şunu bilin ki yapacaklarımız ile
Avusturyalı Ressama bile rahmet okursunuz. Bizi
onun yarım bıraktığı işi yerine getirmek zorunda
bırakıyorsunuz! Musa bile mezardan dirilse sizi
kurtaramaz! Bizi cermen bebeleri ile bir tutmayın.
Almanlar kibirli insanlardır. Yüzde 1'i imha
etmek için tüm dünyaya savaş ilan edecek kadar
budaladır. Sonra Avusturyalı ressam bu
Almanlara çok güvendi sonu hüsran oldu.
Almanlar führeri hak etmedi!
Sizin götünüzü 2. Dünya savaşında Amerikalılar,
Ruslar kurtardı ama siz yine de orospu
evlatlığına devam ediyorsunuz. Öyle bir korkak
orospu evladısınız ki Donald Trump'a bile ırkçı
diyecek kadar haysiyetsiz birer yaban
domuzusunuz! Trump kızını Yahudi ile
evlendirmiş, tipik bir muhafazakar/liberal
olmasına rağmen ve Kudüs'ü başkent olarak
tanımasına rağmen sırf Amerikan Muhafazakarları
tarafından destekleniyor diye adamı
itibarsızlaştırdınız. Ekmek yediğiniz kaba
tükürdünüz! Tam bir kürt gibi hareket
ediyorsunuz. Sizin götünüzü kurtaran Amerikan
halkına ihanetlerinizin haddi hesabı yok.
Amerika’yı tüm dünyada rezil rüsva ettiniz!
Utanmaz herifler! Milleti porno bağımlısı
yaptınız. Devran döndüğünde Sizi vallahi de
billahi de Gandalf Musa bile kurtaramayacak.
Paralarınız, altınlarınız buhar olacak. Mars'a
bile gitseniz sizi bulacağız, yakalayacağız, istila
edeceğiz! Yedi kollu şamdanı götünüze monte
edeceğiz, bunu iyi bilin.
Velhasıl kelam, Biz Türk Irkçıları sadece bir ırka
düşmanlık besleyecek kadar dar görüşlü değiliz
zira tüm İnsanlık bizim düşmanımızdır. Lakin hele
hele Yahudi piçleri bu durumdan inisiyatif
alamaz.
Ne demişti Avusturyalı yenik bir onbaşı?
"Yahudi önünde sağlam nesiller görmek istemez.
Onun isteği soysuzlaşmış, boyunduruğa girmeye
hazır bir sürü görmektir."

Evet, bugün de aynen böyle devam ediyorlar. Tüm


dünyaya ırkçılık düşmanlığı aşıladılar ama
kendileri ırkçılığın âlâsını yapıyorlar. İsrail
devleti şu an yeryüzündeki en milliyetçi devlet.
Çocuklarını ırkçı ve milliyetçi yetiştiriyorlar.
Musevi olsalar bile Yahudi olmayan diğer
toplumları adam yerine bile koymuyorlar? Neden
çünkü onlar Yahudi ırkından değil. MOSSAD
denilen istihbarat örgütünün yegâne amacı bile
sadece İsrail devletinin çıkarları değil, tüm
Yahudi toplumunu korumak ve muhafaza etmek
buna Amerika'daki Yahudi'nin can güvenliği de
dâhil, Türkiye'deki Yahudi'nin can güvenliği de
dâhil, Çin’deki Yahudi'nin can güvenliği de
dâhildir. İşte Yahudilerdeki şuur budur. Biz de
ise her gün milliyetçilik ve ırkçılık düşmanlığı
pompalanıyor. Çünkü bizim bir devletimiz yok.
Türkler yeryüzündeki devleti olmayan en büyük
millettir. Türkiye devleti Türklüğe hizmet
etmiyor. Hatta Türk ırkını yok etmeye çalışıyor,
asimile ediyor ancak Yahudiler utanmadan Türk
ırkı ile uğraşmaya devam ediyor. Hayırdır lan?
Biz sizin götünüzü mü sikiyoruz!
Yahudi tüm dünyaya ahlaksızlığı, gavatlığı,
soysuzluğu, erkeklik düşmanlığını, aile
düşmanlığını yayan sinsi canlıya denir. Yahudi
feci şekilde korkaktır. Öyle bir korkaktır ki
eminim bu yazıyı bile okuyup tir tir titriyordur.
Yahudi’yi öldürmektense korkutmak yeğdir.

Türkiye'deki mülteciperest, soysuzlaştırma, LGBT,


vegan, Irk düşmanlığı propagandasını yapan da
Yahudi fonlamalarıdır. Zenciyi, Suriyeliyi,
Afgan'ı Türkiye'ye getiren Yahudi ve Yahudi'nin
uşakları AKP'dir. Evvela Yahudi muhalefette de
güçlüdür. CHP içinde IYI parti içinde
saksafoncuları vardır. Gazeteci Fatih Altaylı en
son Münevver Karabulut cinayetine değindi.
Cinayeti yapan ailenin Yahudi kökenli olduğunu
ve Münevver’in bir Yahudi ayinine kurban
gittiğini haberleştirdi. Pekiyi biliyoruz ki
bundan sonra Fatih Altaylı'ya itibar suikastı
yapılacaktır. Neden? Çünkü Yahudi'nin pisliğini
gösterdiği için!

Yahudi’yi Yahudi'den ve sütü bozuktan başka


kimse sevmez. Yahudiler alçak ve nankör
varlıklardır. Münevver Karabulut’u da iğrenç
ayinlerine kurban ettiler.
Münevver Karabulut Kimdir ondan bahsedelim.
Münevver Karabulut Yüzde yüz Türk müdür?
Burası tartışılır ancak esas konumuz bu değil.
Burada Münevver’in ırk tayinini yapmayacağız.
Münevver Karabulut okuluna bağlı, ailesine
saygılı, edepli bir kızdır. Üniversiteyi kazanıp
hayallerini gerçekleştirmek istiyordu. Bu yüzden
dershaneye gitmeye karar
verdi. Ailesi cebinde
son kuruşları da
güzel kızlarına
harcıyordu.
Münevver en
sonunda
dershaneye
gitmeye başladı.
Ancak orada Cem
Garipoğlu denilen
Yahudi iti ile tanıştı. Genç kız bunlar, aklı
havada. Cem Garipoğlu adlı Yahudi züppesi ise
zengin. Parayla ve sahte aşk sözleri ile
Münevver’i kandırdı. Münevver’de Cem ile sevgili
olmaya başladı.
Yahudi’nin planı farklıydı. Amacı bu lise talebesi
Münevveri alıp kendine yuva kurmak değildi.
Zaten Yahudi bir erkek Yahudi olmayan bir kadın
ile kolay kolay evlenmez. Hele fakir biriyle hiç
evlenmez. Soy Yahudilikte anneden geçer. Yahudi
kendi ırkının korur ama başka ırkları asimile
eder.
Hebrew yani Yahudi takvimine göre Musa adlı
şarlatan 7 adar yani mart ayında dünyaya geldi.
Yahudiler Musa’nın doğduğu günü kutlamak için
ise çeşitli ayinler yaparlar. Bu ayinlerden biri
de Moloch-Molek ayinidir. Yahudiler bu ayini
sonradan kültürlerine eklemiştir. Kimi Yahudi
mezhebine göre haram kimisine göre ise helaldir.
Türkiye’de Yahudilerin gerçek yüzünü gösteren
Cevat Rıfat Atilhan’da Yahudilerin bu tip
ayinlerinden bahseder. Cevat Rıfat Atilhan
Yahudiler hakkında çok güzel malumatlar
vermiştir. Kendisi hayatını Yahudilerin gerçek
yüzünü göstermeye adamıştır bu yüzden
Türkiye’de Cevat Rıfat Atilhan’ı kimse tanımaz.
Eminiz ki bu yazıyı okuyanlar bile adını yeni
duymuştur.
Yahudiler dinlerine bağlı topluluktur. Bir
Yahudi ayetinde ise şöyle bir cümle geçer;
“Et yiyin, kan için. Yiğitlerin etini yiyeceksiniz
ve dünya beylerinin kanını, koçların, kuzuların
ve ergeçlerin, boğaların kanını içeceksiniz...
Sarhoş oluncaya kadar kan içeceksiniz.”
Başka bir ayete bakalım.
“Onları kasaplık koyunlar gibi ayır ve öldürme
günü için onları hazırla.” (Yeremya, 12/3)

“Yakalananın bedeni delik deşik edilecek. Ele


geçen kılıçtan geçirilecek. Yavruları gözleri
önünde parçalanacak. Evleri yağmalanacak.
Kadınlarının ırzına geçilecek.” (Yeşaya, 13/13-16)

Ayetler size bir şeyleri çağrıştırdı mı? Yahudi


Cem Garipoğlu kutsal gün olarak bildikleri
takvimde Bakire olan ve 18 yaşını geçmemiş
Münevver’i öldürür, sonra da tecavüz eder.
Mayasız ayin yapan Cem Garipoğlu tek değildir.
Ailesi de bunu organize eder. Hatta öyle ki
cinayet işlenen koltuğu bile yıllarca saklarlar.
En son Yahudi kökenli Garipoğlu ailesi üstünde
Münevver Karabulut’un kanı olan koltukta tekrar
poz verip aile fotoğrafı paylaşmıştı. Dedik ya,
ailesi de işin içinde diye. Çünkü Yahudi tek
başına bir iş yapamaz, korkar! Yahudi Cem Garip
Oğlu tıpkı Yahudi kutsal metinlerinde geçtiği
Münevveri öldürüp tecavüz ettikten sonra
parçalara ayırdı, bavullara yerleştirdi. Kanı ile
banyo yaptı. Bilin bakalım Cem Garipoğlu’nu
polislerden saklayan kimdi? Yahudi Cem’in amcası
Hayyam Garipoğlu!
Evet, bu cinayetin esas amacı Mayasız ayin
yapmaktır. Yahudiler geleneklerini sürdürüyor ve
bu uğurda fakir bir ailenin kızı olan masum
Münevveri Kurban ettiler.
Bakın bu olaylar olduktan sonra her şey örtbas
edilmeye başlandı. Güvenlik kameraları bir anda
bozulmaya başladı, deliller kaybolmaya başladı.
Ne kadar ilginç değil mi? Sonra ise ne hikmetse
Cem Garipoğlu sözde hapisteyken kendini astı.
Buna kargalar bile güler! Açık ve net bir şekilde
Cem Garipoğlu’na öldü süsü verdiler. Çünkü
Yahudiler zengindir ve herkesi satın alır. Şu an
Cem Garipoğlu lüks içinde hayat yaşıyor.
Münevver ise mezarda.
Peki, sözde kadın dernekleri, feministler, mor
saçlı orospular falan bu duruma ne diyor? Tepki
bile vermediler. Sadece başlarda olayı direkt
“Kadın Cinayeti” diye tanıttılar. Cem
Garipoğlu’nun Yahudi olduğundan, Yahudilerin
parayla delilleri karattığından hiç
bahsetmediler. Hatta bu olay üzerinde “Türk
erkekleri pisliktir, kızlara tecavüz eder, onları
katleder” diye propaganda yaptılar ve yapmaya
devam ediyorlar. Çünkü feminizm, LGBT,
kadın
dernekleri vb. falan bunların hepsi ama hepsi
Yahudiler tarafından fonlanmaktadır. Bu tip
dernekler Yahudilerin Türkiye’deki kaleleridir.
Buralardan propaganda yaparak özellikle sosyal
medyada büyük işlere imza atarlar. İtibar
suikastını çok uygularlar. Sevmedikleri herkesi
yerin dibine sokup insan içine çıkartmazlar.
Medya Yahudi’nin elindedir. İslamcılar da
Yahudilerin dediklerinden çıkmazlar. Bunlar
birbirleriyle alışveriş içindedir. Danışıklı dövüş
yaparlar. Eğer tam tersi olsaydı zaten biz
bunları yazmadık. Günümüzdeki İslamcı Camiada
Yahudiler hakkında samimi olan tek kişi Kadir
Mısıroğlu’dur. Biz isteriz ki bu Yahudi meselesini
özellikle milliyetçi, Türkçü biri dile getirsin.
İsteriz ki şu an popüler olan Ümit beğ gibi biri
getirsin. Ancak Ümit beğ ne yapıyor? Bizim
partimizi destekleyen Yahudiler de var,
Ermeniler de var. Bizim onlarla sorunumuz yok
diyor. Yakışıyor mu Ümit beğ size? Zafer Partisi
Türk partisi mi yoksa Yahudi, Ermeni partisi mi?
Yahudi medyası her yerde sizi ve Zafer partisini
yerin dibine sokuyor. Size her yerden saldırıyor
ama siz Yahudi seviciliği yapıyorsunuz. Böyle mi
Nihal Atsız’ın izinden gidiyorsunuz? Hani siz
Atsız’ı örnek alıyordunuz? Yakışmadı Ümit Beğ!
Yakışmadı…
Türkiye’de bir kız çocuğu Yahudi ayinine kurban
gitti. Yahudiler para ile herkesi susturdu.
Maalesef ki kızın ailesini bile öyle ya da böyle
susturdular.

Türklerin ve Tüm Beşeriyetin Gizli Düşmanı


Aşağılık Yahudi!
Yahudiler... Sinsi, Vatansız, Kızıldeniz piçleri!
Şimdi size Yahudiler hakkında nasıl bir açıklama
yaparsak yapalım yetersiz kalacaktır. Yahudiler
aşağılık insanların arasında en aşağılık
olanlarından biridir hatta ilk sıraya yerleşir
desek yeridir. Yahudi ırkının tarihi ezilmekle ve
ihanetle başlar. Bu Yahudiler kendilerine
yapılan her türlü zorbalığı def etmek için çok
farklı yol seçmişlerdir kadim zamanlarda ve
artık bu Yahudi dnasına işleyip Yahudi kültürü
olmuştur. Öyle bir hal almıştır ki neredeyse
Yahudi sözcüğünün anlamını "mağdur ve ajitasyon
yapan" olarak açıklasak yeridir. Sürekli her
yerde ezilen Yahudiler farklı bir strateji
geliştirmişlerdir, bu strateji az önce de
söylediğimiz gibi mağdur ve ezik gibi görünerek
her türlü sinsiliği yaparak hedeflediği emellere
ulaşmaktır. Ve hal gösteriyor ki bu başarılı bir
strateji olmuştur. Kendileri hariç kimseyi ezildi
göstermezler. Mesela Japonlar sadece Çin’de 20
milyon sivil öldürmüş, işkenceler yapmıştır.
Korelilere ve diğer Asyalılara yaptıklarını
saymıyoruz bile. Peki, bugün kaç kişi Japonların
Asyalı milletlere karşı yaptığı katliamları
biliyor? Naziler ve Komünistler birleşerek
Lehlere katliamın kralını yaptı. Kaç kişi Lehlere
yapılan bu katliamları biliyor? Varsa yoksa
Yahudi katliamı. Başka bir şey yok…
Geçmişte Yahudilerin en büyük atalarından birisi
bile canını kurtarabilmek için karısını firavuna
meze yapmıştır, karısını kız kardeşim diye
tanıtarak bacak arasını
firavuna zimmetlemiştir ve
firavun bu Yahudi’nin
karısını yıllarca sikerken
Yahudi ilk başta kurtulma
stratejisi olarak
uyguladığı bu olaydan
daha sonra zevk almıştır.
Yahudilik denilen olay tam
olarak böyledir.
Alagavadlık, Sinsilik, Namertlik gibi birçok sıfat
Yahudilerin ulusal kimliğidir. Bir Yahudi için
gayeye giden her türlü yol mubahtır. İnsanlarda
bulunan aşağılık duyguları bilir, tanır ve
mağdur rolü yaparak kendini güvence altına alır,
istediği şartları oluşturduktan sonra ele geçirir.
Yahudilerdeki ırk bilinci çok yüksektir. Bir
Yahudi dünyanın diğer ucundaki başka Yahudi’yi
hiç tanımadan görmeden her türlü koşulda
destekler. Yahudi gibi bu denli sinsi olan sızdığı
bölgeyi kahpelik ve sinsilik ile yavaşça ama
etkili şekilde ele geçirebilen dünyada çerkeZZler
hariç başka bir ırk yoktur desek yeridir ancak
Çinliler’de onları takip etmektedir. Yahudiler,
çerkeZZler ve Çinliler. Her
türlü sinsiliği, hileyi,
kahpeliği yaparlar.
Çinliler Göktürklerin
içine sızdı ve ırkımızı
zor durumlara soktu.
Çerkezzler ise Devletül
Memalik Turkiyya’yı
yöneten Türk kökenli
Kıpçakları tahtından
ederek devleti ele
geçirdiler. Ancak sonra ise Yavuz Sultan Selim’in
şanlı ordusu çerkeZZleri imha etti ve Türklerin
intikamını aldı. Kürşad atamız ise Çinliler ’de
büyük bir korkuya sebebiyet verdi ve Türkler Çin
hâkimiyetinden çıktı. Şimdi ise Türkiye
Cumhuriyeti adlı devleti Türk olmayanlar istila
etti. Türkiye Cumhuriyeti Türklere hizmet etmiyor
ve Türkler tarafından yönetilmiyor. Bunu asla
unutmayın kardeşlerim. Yahudiler bunda da rol
oynamıştır. Kemalizm propagandasını en ateşli
şekillerde yapan ve bunu kitaplaştıran kişi de
Muhsin Tekinalp yani gerçek adıyla Moiz
Kohen’dir. Yine aynı Yahudiler daha sonra
İslamcıları ve AKP’yi başa getirmiştir. Kemalizm
ve İslamcılık ile Türk ırkının beynini yıkayan
Yahudiler daha sonra bu iki ideolojiyi
çarpıştırarak Türkleri zayıf duruma düşürmüştür.
Onur, Ar, Namus, Mertlik, Cesaret, Savaşçılık,
Kahramanlık vb. sıfatlar Yahudilerin dünya
üzerinde en uzak olduğu sıfatlardır. Her türlü
sinsiliği ve kahpeliği yapan Yahudiler işin
sonunda zafere ulaştığında ve hikâyeyi yazmaya
başladığında gerçekte ezildiğinden yüzlerce kat
fazla ezilmiş gibi gösterir kendini ve bu sayede
beyinsizler tarafından her zaman masum ve şirin
sayılırlar. Gittikleri ülkede borsayı ele
geçirirler, maddi varlığı kontrol ederler ve bunu
idrak eden o ülkenin mensubu bunu dillendirmeye
başladığında Yahudiler bir şekilde onun
soluğunu keserler. Sadece bu da değil.
Nüfuzlarının olduğu ülkelerde o ülkenin
güçlenmemesi için ve Yahudilerin içeride bir
parazit gibi oradan beslenebilmesi için ülkenin
gelişime dair atacağı her adımın önüne geçerler,
engel olurlar. Türkiye tarihinde de benzer
durumlar birçok kez yaşanmıştır.
İdrak yeteneğini anasının amından çıkarken
içeride bırakanlar zanneder ki "Yahudiler ve
Hristiyanlar İslam’a saldırıyor İslam’ı yok etmek
istiyor "Hâlbuki iş bunun tam tersidir. Bir
Hristiyan ve Yahudi için bir ülkede İslam olması
ve İslam kuralları ile yönetilmesi bulunulmaz bir
nimettir. Çünkü İslam gelişime engel bir zihniyete
sahiptir. Dünyalık malların önemsizliğini ön
plana çıkarır önemli olan her şey "diğer dünya"
diye adlandırılan cennet denilen yerdedir. Bir
Müslüman tüm emeğini orası için harcamalıdır.
Dünya malının önemi yoktur kafasındadır İslam
ve dâhi Arap zihniyetine bağlı yobazlık yüzünden
yeni olan gelişmiş olan bir düşünce, fikir yahut
eşya engellenir. Bundan ötürü Yahudilerle yata
kalka bir kaç taktik öğrenmiş olan Avrupalıların
arayıp da bulamayacağı en güzel joker kartı
İslam’dır. Türkiye’de cemaatlerin destekçileri hep
Avrupa’dır. Bilhassa Alman piçleri bu cemaatleri
beslemeye bayılır. Necip Hablemitoğlu adlı asil
Türk evladı da bunları deşifre ettiği için Alman
BND ajanları tarafından suikasta uğrayarak
öldürülmüştür. Mekânı Uçmağ olsun!
BND yani Almanya Federal Haber Alma Servisi’nin
tek bir amacı vardır o da Türkiye ve Türk
düşmanlığıdır. Türkiye’deki cemaatlerin finansörü
Almanya’dır. İYİ Parti’nin ortaya attığı Kemalist
ve İslamcı karışımı Türkçülük fikrini Almanya’da
desteklemektedir. Bu yüzden Almanya’daki bazı
cemaatler de İYİ parti tarafını tutmuştur. CHP’li
cemaatler bile vardır. Tüm bunlar olurken
Yahudiler elbette kontrolü bırakmaz. Türkiye’de
Kürt açılımı sayesinde Türkçülük yükselmeye
başladığında Yahudiler ve Avrupalılar bunu
kullanmak istedi ve Türkçülüğü yozlaştırma
hareketine girdiler. En başta ırkçılığı yok etme
girişiminde bulundular. Sonra Türkçülerin
arasına ahlaksız kadınları sokarak Türkçülüğü
bir ikoncanlık harekâtı haline getirdiler. Bir de
Amerikan tarafından gelen Liberalizm rüzgârı.
Hem Liberal hem Türkçü olan deyyus-u ekberler
türedi. Ulan her yerden saldırı
altındayız! Nedir bu
Türklüğün çektiği çile?
Oyuna gelmeyin ırkdaşlarım,
bizi takip edin, dediklerimize
kulak verin ve savaşımıza
feda olun! Bu bir ırk
savaşıdır,
Türklüğün var
olma
mücadelesidir.
İlahi sesin
kudretine
kulak verin!
Bugün sözde Türkçü olan hatta ırkçı olarak
görülen zafer partisi bile “Ermeniler ve
Kürtlerle sorunumuz yok hatta Ermeniler bizi
destekliyor” gibi akıl tutulması şeyler söylüyor.
Ümit Özdağ Türkçülere böyle mi ümit oluyor?
Ayrıca Arap kökenli birini Hatay’da görevli
yapmak nasıl bir akıl fukaralığıdır? Sözde Arap
düşmanı diye tanıtılan partiye bakın. Zafer
Partisine safkan Türkler oy atar ama zafer
partisi nerede Türk olmayanlar var onların
peşine gider. Yakında Zenciler de çıkıp ben Zafer
partiliyim derse ve Zafer partisi içinde görev
alırsa şaşırmayın ırkdaşlarım! Bizim amacımız
Zafer partisine köstek olmak değil ve asla Zafer
partisi aleyhine de propaganda yapmadık ancak
Zafer Partisi eğer Türk ırkının partisiyse ve
Türklere hizmet ettiğini iddia ediyorsa o zaman
kendine çeki düzen vermelidir. Daha parti başa
gelmeden yozlaşmaya başladı. Gerçekten inanılır
gibi değil. 3-5 etniğin oyunu alacağım diye samimi
Türkleri gücendirmekten vazgeçin! Eğer bunu oy
için yapmıyorsunuz o zaman Türkçülüğü-
Milliyetçiliği yozlaştırmak ve ırkçılığı yok etmek
için ortaya çıktığımızın kanıtıdır bu
dedikleriniz.
Yahudiler iyice enstrümanı eline alıyor ve bu
sefer de kadim Türk inancına saldırıyor. Bugün
Türk inancı Tengricilik barış, kardeşlik, sevgi
dini olarak biliniyor. Büyük bir dezenformasyon
var. Gerçek Türk inancını yansıtan ve bunun
gelişimini devam ettiren tek inanç sistemi Tigir:Er
Düşünce Sistemi’dir. Bunu da herkes böyle bilsin!
Oyuna gelmeyin kardeşlerim!
Neyse, İslamcılara ve Yahudilere dönelim!
İslamcılar istese de istemese de Yahudilere hizmet
ediyor.
Söylediklerimizin mantıksız olduğunu düşünen
varsa günümüzdeki İslam ülkelerine bakması
yeterli olacaktır. İslam kanunu şeriat ile
yönetilen bir ülkede başa getireceğin halifeyi
kendi kuklalarından oluşturursan o ülkeyi her
türlü sömürürsün. Varsayalım ki böyle olmasın.
Baştaki adam tamamen kontrol edilmeyen bir
halife, hacı, hoca sik sok olsun, yine de o ülke az
önce bahsettiğimiz unsurlardan ötürü binlerce
yıl geçse bile gelişemeyecektir. Bakın bugün
Türkiye’deki hacıların hocaların sohbetlerde
konuşabildikleri üzerine durabildikleri başlıca
konular nelerdir? Kadın neresini kapatmalı, kadın
ne yapmamalı, bir kadını kaç yaşında sikebilirsin,
hangi kadınları sikebilirsin, neler haramdır,
neler helaldir. Cennette kaç tane kadın verilir,
göğüsleri tomurcuklaşmış mıdır vesaire. Bir
Müslümanın yüzlerce yıl sonra bile çözüm
bulamadığı hala üzerine konuşabildiği tüm
konular bunlardır. Amdan, götten başka bir şey
bilmiyorlar. Siz hiç bir hocanın Güneş sistemini
nasıl terk edebiliriz? Galaksileri nasıl
yağmalayabiliriz? Teknolojik atılımları da nasıl
öne çıkabiliriz diye sohbet verdiğini gördünüz
mü? Göremezsiniz, çünkü gelişimin düşmanı olan
İslam bunu engeller. Sohbetlerin başlıca konuları
ramazanda dişlerimi fırçalasam oruç bozulur mu?
Ramazanda sakız çiğnesem oruç bozulur mu? Tüm
bunlardan dolayı bir Yahudi için İslam ülkeleri
en güzel işgal şartlarına sahip ülkelerdir.
Yahudiler en İslamcı siyasetçiyi bile parmağında
oynatır. Ermeni dönmesi Müslüman Abdullah Gül
Yahudiler hakkında ne demişti hatırlayalım?
“Ben neysem Musevi vatandaşlarımız da o,
Türkiye’deki Musevi vatandaşlarımız, sen ben
neysek onlar da odur. Bu ülkede T.C. vatandaşı
olan insanların hepsinin hakkı hukuku birbirine
eşittir. Onlara karşı bir tavır söz konusu olamaz”
dedi.
4 Şubat 2009 Çarşamba Günü Tayyip Erdoğan
Yahudiler hakkında ne dedi?
“En başta benim ülkemdeki Yahudilere bakarsak,
benim Yahudilere karşı tutumumun şahitleri
onlar. Her zaman antisemitizmin insanlığa karşı
suç olduğunu belirttim.”
Ey Gürcü! Yahudileri savunmak sana mı kaldı?
Avusturyalı Ressam sadece Yahudileri değil sizin
gibi Yahudileri koruyanları da imha ederek
büyük bir iş yapmıştır.
Çerkezz Kökenli Deniz Baykal ne dedi?
“Türkiye’de zaten var olan İsrail ve Yahudi
karşıtlığının körüklenmesi doğru ve insani
değildir. Uluslararası ilişkiler açısından önemli
sıkıntılar yaratı”
Diyeceksiniz ki
bunlar siyaset ve Hemen
savunmaya geçeceksiniz
ama işin aslı öyle değil.
Mesela bir
siyasetçi 1 Yahudi
karşıtlığı yaparsa
ardından 10
Yahudi
güzellemesi yapar.
Burada maksat
kitleleri dengede
tutmaktır. Tayyip’in
de yaptığı budur. Yarı Çerkezz Erbakan’da bu
yüzden Tayyip’in karşısındaydı. Çünkü Tayyip’i
başa Yahudiler ve Amerikalılar getirdi. Avrupa
ise AKP’nin güzellemesini yaptı. Liberaller
şakşakçılık ve para konusu ile ilgilendi.
Buraya tüm siyasetçilerin Yahudi güzellemesini
yazarsak tüm dergiyi bunlarla kaplamamız
gerekecek. Yahudiler sadece siyasetçileri değil
TSK’nin de içinde. Pek çok Yahudi taraftarı olan
üst rütbeli var. Bunlar zamanında İsrail’e bilgi
verir ve İsrail’de bu bilgileri PKK’ya verirdi. Ne
zaman TSK operasyon yapsa teröristler orada
bulunmazdı ve F-16 lardan atılan bombalar boşa
giderdi. Hem boşa bomba atıyoruz hem de daha
sonra İsrail’den, Amerika’dan dron, bomba vs.
alıyoruz. TSK’deki Yahudilerin ve Yahudilere
hizmet edenlerin sayısı çok değil ama kilit
konumdalar. En tanınanlardan biri de İlker
Kıçbuğ’dur. Irkdaşları ile birlikte Sinagog’da
ayin yapıp Ağlama duvarında ağıt yakan Kıçbuğ’u
hiçbir Türk unutmamalıdır!
İsrail’i her koşulda destekleyen, ağlama duvarına
gidip başına kippa takan ve Yahudiler için dua
eden TSK generali Atilla Gürdere’yi de hiçbir
Türk unutmamalıdır.
Adına iyi bakın. Atilla! Yahudiler Türk adı
alarak kendilerini çok düzel gizlemektedir.
Kemalizmin Yahudi İdeoloğu Muhsin Tekinalp’de
Yahudilere Atilla, Mete, Cengiz gibi adlar
almasını tavsiye etmişti. İşte Kemalizm'in eseri!
Kemalizm'in baş ideoloğu Yahudi Muhsin Tekinalp,
Yahudiler Türk gibi görünmesi için elinden geleni
yapmıştır. Zamanında pek çok Yahudi dönmesi
Kemalist-Atatürkçü kimliği altına gizlenmiştir.
Çarşaf yırtan Kemalist çığırtkan teyzeler Yahudi
kökenlidir. Ermeni ve Rum dönmeleri ise İslam
kimliği altına gizlenmiştir. Şekli şemali bozuk
İslamcılar ve Kemalist Milf Teyzelerin hepsi aynı
ırka mensuptur. Bunlar Türk ırkının enerjisini
emmek ve Türk ırkını güçsüzleştirmek için yapay
olarak hep savaş çıkartmışlardır. Türkler de sen
Kemalist'sin, sen İslamcısın diyerek kavgaya
tutuştu.
İslamcıların açık Türk düşmanı, Kemalistlerin ise
gizli Türk düşmanı olduğunu aklınızdan
çıkarmayın ırkdaşlarım! Biz burada bir şey
diyorsak sadece ırkımızın kayrası için diyoruz.
Yüce Tigir’in bize verdiği yetki ile burada
konuşuyoruz. Onun emirlerini iletiyoruz. Her şey
Türklük için! Türk ırkının kayrası, selameti,
muzaffer olması için.
Yahudi sadece İslam ile değil İslam’ın karşısında
olan şeylerle de beslenir. Mesela Ateizm bile bir
Yahudi ürünüdür. Yahudiler tüm insanları
kontrol altına almak onları kendi goyimleri yani
köleleri yapmak isterler. Goyimin ne olduğunu
bilmeyenler vardır, onu da söyleyelim. Yahudi
olmayan herkese goyim denir ve goyimlerin esas
amacı kölelik yapmaktır. Goyime hizmet hayvanı
da denir. Yani insanlar Yahudilere göre bir
hayvandır. Yahudiler bilhassa porno sektörünü ve
ahlaksızlığı yayarak tüm dünya milletlerindeki
gençleri kölesi haline getirmiştir. Onları eşek
sürüsü gibi kullanmaktadır. Çerkezzler ve
Yahudiler aynı karaktere sahip oldukları için
Türkiye’deki Çerkezzler de Ahlaksızlığı
yaymaktadır. Mesela bunlardan biri “Karılarınızı
kızlarınızı açın, dekolte giymelerini isteyin,
cinselliği yayın” diyen çerkeZZ ırkından gelen
Kemalist General Çetin Doğan’dır. Zaten doğum
sonrası hastanede Yahudi ile çerkeZZ ailelerin
bebekleri karışsa iki ailede bebeklerindeki
karakter bakımından hiçbir değişiklik
hissetmeyecektir.
Ateizm ve dinsizliği bile kendine siper eden
Yahudiler kendi sinsi fikirlerini bunların içine
yerleştirerek propaganda yaparlar. Mesela
Ateistlerin çoğunda ırk bilinci yoktur. Bu kimin
eseridir? Elbette Yahudi’nin. Ateist birinden
ırkını korumasını beklemeyin. Ayrıca ateist biri
ülkesi için ölebilir mi? Elbette aralarından
birkaç kişi çıkar ancak ateizm ferdiyetçilik ve
kibir üzerine kuruludur. Stalin bile 2. Dünya
Savaşında Nazilere karşı dini kullanmış ve
kağıtlara Kuran’dan ayetlere yazdırıp Müslüman
askerlere verdirerek onlara moral motivasyon
sağlamıştır.
Ateizm Türk ırkçılığına ters bir fikirdir. Ateist
olan biri Türkçü olamaz. Türkçü, Türk Tanrısı
Yüce Tigir’in emirlerini dinleyen, Türk ırkının
üstünlüğüne iman etmiş bedensel ve ruhsal
varlığın bütünüdür. Türkçülük şuuru Türk
ırkının üstün olmasını vurgulayan, Türklerin
Tanrı’nın yeryüzündeki askerleri, Tanrı’nın
kırbacı olduğunu benimseten kadim Gök Tengri
inancından güç alır. Bu yüzden Türkçü olan
Ateist, Deist, Agnostik olmaz. Tanrıcı olur ve
kendi benliğini Tanrı adına savaşmaya adar.
Çünkü o Tanrı’nın yeryüzüne musallat ettiği,
insanlığın başına bela olan cezalandırıcıdır.
Günümüzde Tengriciliği bile kendi çıkarlarına
alet eden Ateistler bu haliyle ama istemeden ama
isteyerek Yahudilere hizmet etmektedir. Türk
inancının en yozlaşmamış ve güncel hali T.E.D.S’dir.
Hem Ateist hem Tengrici olunmaz!
Türkiye’de ateistlerin geneli Avrupa ülkelerine
kaçarak Almanya gibi yerlerde kuryelik yaparak
kazandığı avrolar ile kendi çöplüğünde öterek
Türkiye’dekilere hava atarlar. Mesela bir
Müslüman es kaza güzel bir buluşa imza attı ve
Türkiye’ye fayda sağlayacak ama Ateistler hemen
bunun karşısında olurlar. Ayrıca bugün ateist bir
ideoloji olan komünizm yüzünden milyonlarca
insan öldürülmüştür. Ateizm destekli ideolojiler
bile dünyaya açlıktan ve sefaletten başka bir şey
getirmemiştir. Bilin bakalım bu kaostan kimler
kazançlı çıkmıştır? Elbette Yahudi şirketleri!
İslam, Kemalizm, Ateizm… Yahudiler her taşın
altında çıkıyor.
Siz sosyal medya şövalyeleri, twitter femonenleri,
jewtube de yani youtube de şarlatanlık yapanlar!
Hepiniz Yahudilerin kölesisiniz. O fikirler size
ait değil. Sizin tepenizde Yahudi var ve hepinizi
oynatıp dövüştürüyor.

Günümüzde artık
işgaller kılıçla
kalkanla yapılmıyor.
Günümüz bir yana
binlerce yıldır Yahudilerin
işgal yöntemlerinde hiç bir zaman
kılıç kalkan, top tüfek olmamıştır.
Sinsilikle, metanetle kaleyi içten
ele geçirirler. O yüzden sik kafalı
Müslüman şeriatçı veled. Evet sen
amın evladı evet sana sesleniyoruz.
Zannettiğin gibi "bu haçla
hilalin savaşıdır" diye bir olay yok.
Bir Yahudi'nin amına hilali soksan bile bir
Yahudi senin dinine dokunmaz. Tam tersine
yaşayabileceğin kadar rahat yaşamanı sağlar.
Fransızlar, İngilizler de hep bu taktiği
kullanmışlardır sömürge bölgelerinde.
Bir Yahudi'nin en güzel uyguladığı yöntem başka
bir ırk için çok büyük kötülük ve zarar
getirebilecek olayı merhamet gibi göstererek
yönlendirip faaliyete geçirebilmektir. Hiç akıl
ettiniz mi Suriye iç savaşı başlamadan önce
Türkiye-Suriye sınırlarındaki mayınları Yahudi
şirketi hangi maksatla temizledi? Suriye iç
savaşının getirileri olan mülteci çılgınlığının
bugün sonuçlarını görüyoruz. "Onlar savaştan
kaçtı" "Onlar din kardeşimiz" vs. denilerek
Türkiye bugün bok çukuruna dönüştürülmüştür.
Taktik ne? Yöntem ne? Merhamet süsü. Tıpkı daha
önce Topaç Mevlana’nın uyguladığı gibi. Onlar din
kardeşiniz...
Müslümanlar için söylüyorum bugün din
kardeşleriniz, o acıyarak ve merhamet ederek
Yahudi’nin planını tam olarak gerçekleştirerek
ülkenize yerleşmesini desteklediğiniz din
kardeşleriniz bacılarınızın karılarınızın
kızlarınızın videolarını çekiyor, taciz ediyor ve
tecavüz edip öldürüyor. Yahudi’nin yöntemi yine
başarılı yine başarılı. Al ananın amına sok şimdi
din kardeşini. Yıllardır sizi bu konu hakkında
sürekli olarak uyardık. Lakin belki de
Yahudilerin kuzenleri olan Arapların dininin
sizde oluşturduğu kültür etkisi ve şokuyla
beraber başta anlattığımız Yahudi gavatlığına
benzer bir gavadlık hücrelerinize nüfuz etmiş
olacak ki ses çıkarmadınız. İslam dini zaten
Musevilik yani Yahudi İnancının Arabize edilmiş
halidir. Ulan 1 peygamber hariç bütün
Peygamberlerin Yahudi olması ve Yahudi
hikâyelerindeki olayların araklanarak İslam’a
yerleştirilmesi sizi hiç mi düşündürmüyor? Sadece
İslam değil Hristiyanlıkta Yahudi dininden
peydahlanmıştır hatta Hristiyanlık direkt
Yahudi dinidir, İsa bile Yahudi’dir. Ancak
zamanla Romalılar bu dini biraz daha genişletmiş
ve Yahudi inancı olmaktan çıkarmıştır.
Bugün Yahudi karşıtı olduğunu iddia eden
İslamcılar bilmeden İsrail’e hizmet ediyor. Yahudi
budur işte. Tüm beşeriyeti böyle avucunun içine
alarak kendi değirmenini döndüren kurnaz bir
yılandır.
Biz bu Çıfıtlara bu kadar sarmak istemiyorduk
hatta şu zamana kadar diğer ırklara nazaran
daha az hücum gerçekleştirdik ancak son
zamanlarda Yahudilerin yaptıkları Türk
düşmanlığı artık sınır aştı. Irkımızı
soysuzlaştırıp bizi asimile etmeye çalışan,
Türkiye’yi bir açık hava kerhanesine çeviren
Yahudiler artık cami duvarına işemiştir! Ey
Yahudi! Sen yediğin kaba pisledin. Türklere
ihanet ettin. Führer bile bizim yanımızda melek
kalacak. SS subayları bile ne kadar iyi
insanlarmış diyeceksiniz. Bizler Türküz! İstilacı
başbuğların, bozkır yiğitlerinin soyundan
geliyoruz! Cermen bebelerine benzemeyiz! Irkımıza
yapılan bu alçaklığı unutmadık unutmayacağız!
Artık silahlar çekildi!

Bunu okuyan okuyucu!


Ya bizimlesin
ya da

Yahudilerin

tarafında!
Cermenler demişken, bugün Yahudi ve Rus karşıtı
harekâtın başında bile bir Ukrayna Yahudi’si
bulunmaktadır. Avrupalı Neo Naziler bir
Yahudi’nin peşinden gidiyor. Zaten bu Neo Naziler
hiç sinagog basmıyor, sürekli Cami basıyor ve
Türk öldürüyorlar… Yahudiler Neo Nazileri
Kontrol ederek kendi ırkına olarak yöneltilmiş
nefreti Türklerin üzerine atıyor. Yahudilerin ne
kadar sinsi ve tehlikeli olduğunu buradan
anlayın kardeşlerim. Jobbik partisini bilirsiniz
kardeşlerim. Bu parti Neo Nazilere yakın olsa da
Türk dostu bir partidir ancak ilerde ne olur
orasını bilemeyiz. Türk Dostu ve Turancı bir Parti
olan Jobbik Partisinde Yahudi karşıtı
milletvekili olan Csanád Szegedi’nin de bir
Yahudi olduğu ortaya çıktı. Sonra ise kendisi
istifaya zorlandı. Çaşıtlar kendini kamufle
ediyor her yere sızıyorlar. Yahudiler her yerde
anlayın artık!
Yahudiler parayı kontrol ediyor ve Yahudilerin
para kaynağını kesmeliyiz. Yahudileri medyadan
uzaklaştırmalıyız, Yahudileri siyasetten
uzaklaştırmalıyız. Türkiye’de bir yığın siyasi
parti var. Özellikle Yahudi Kuklası CHP ve AKP
adlı partileri yok etmeliyiz. Aslında tüm
partileri yok etmeliyiz ırkdaşlarım. Demokrasi
bize ters bir rejimdir. Yahudiler en çok demokrat
rejimlere yuvalanmaktadır. Çünkü oy çokluğundan
faydalanıp virüsleri iktidara taşıyıp asli unsuru
yok ederler ve medya ile beyinleri yıkarlar.
Artık bir karar vermeniz gerekiyor!
Bizimle misiniz? Çıfıtlarla mı? Artık savaş
başlasın!
Davam, Onurum, Sadakatim!
NEFRETİN SESİ: MAKALE,
HAYKIRIŞ

Bu bölümde ırkdaşlarımızın düşüncelerini


yayınlanacaktır.
Bir sonraki sayı için sualleriniz veya
yazılarınızı mahlas belirterek nefret@tuta.io
adresine yollayın, uygun görüldüğü takdirde
yayınlarız.
Irkımızın Dünya Hâkimiyeti için Yeni
Savaş Alanı: Füzyon ve Nanorobotlar

Irkımızın Dünya Hâkimiyeti için


Yeni Savaş Alanı: Füzyon
ve Nanorobotlar
Irkdaşlar! Modern
çağda ve şüphesiz
ki gelecekte en
önemli
meselelerden
birisi enerji
meselesidir.
Bugün
araçlar,
uçaklar,
tanklar, fabrikalarda çalışan
makineler, robotlar, tarım makinaları, aklınıza
gelen hemen her türlü insan yapımı cihaz enerjiye
ihtiyaç duyar. Bu enerji öyle bir meseledir ki,
dünyadaki devletler bu kaynak uğruna savaşlar
çıkarmış, işgaller yaşanmış, darbeler olmuş,
milyonlarca insan kıyma gibi çekilmiştir. Büyük
güç olmak için büyük enerji gücü şarttır. Türkiye
ise büyük enerji kaynaklarından yoksundur.
Yeraltı kaynaklarımız yeterli değildir. Bu
sebeple ekonomisi ve üretim gücü düşük
kalmaktadır. Dünya güçleri ise güçlerine güç
katmak için bir yandan yeraltı kaynaklarını
çeşitli yollarla ele geçirmekte, diğer yandan da
bilim ve teknoloji yolu ile yeni enerji kaynakları
yaratmaktadır. Bu konuda zirveyi ve mutlak gücü
temsil eden en önemli teknoloji, şüphesiz ki
füzyon reaktörüdür.

Bir hidrojen bombası nasıl ki bir atom


bombasından binlerce kat daha güçlü ise, bir
füzyon reaktörü de bir nükleer reaktörden
binlerce kat daha
güçlü olacaktır. Bu
teknolojiyi tam
kapsamlı
kullanmak için
Amerika,
İngiltere,
Fransa, Rusya,
Çin, Güney Kore
gibi ülkeler
harıl harıl
çalışmaktadır. Bu
bir yarıştır ve bu
yarışı ilk tamamlayan
ülkeler güçlerini katlayacak kudrete erişecektir.
Fabrikalarındaki maliyetler aşırı derece düşecek,
ekonomik ve askeri olarak şu anki güçlerinden
kat be kat öteye geçeceklerdir. Daha da kötüsü,
diğer tüm ülkeleri kendilerine köle
yapacaklardır. Bilim adamları ve uzmanlar, bu
teknolojinin önümüzdeki 10 yıl içinde hayata
geçeceğini tahmin etmektedir. Peki, biz ne
yapacağız? Milyarlarca dolar para harcayıp, bu
yarışa en geriden mi katılacağız?
Elbette bu da bir yoldur ve denenmelidir, ancak
unutulmamalıdır ki dünyadaki her akıldan üstün
Türk aklı vardır! Her aklın ve ırkın üstünde
Türkler!
Yeter ki Türkler aklını doğru şekilde beslesin ve
doğru noktalara odaklansın. Füzyon, bilimin
yüksek enerji üretebileceğini öngördüğü birçok
“sınırbilim” alanından sadece birisidir. Çok daha
kısa sürede, çok daha büyük ve stabil enerji
üretebilecek araştırma alanlarından biri: -
Nanorobot Reaktörleri Nanorobotlar, metrenin
milyarda biri küçüklüğündeki robotların adıdır.
Bu robotlardan en önemlilerinden birisi ise nano-
motorlardır. Nano-motorlar, atomların milyarlarca
yıldır süregelen ve milyarlarca yıl daha sürecek
olan kendi içindeki hareket ve titreşimleri
enerjiye dönüştüren motorlardır. Bu motorlardan
milyarlarcası bir araya gelerek, örneğin bir masa
boyutlarında yapılabildiği takdirde; gezegenin
tamamının şu an tükettiği enerjinin onlarca
katını üretebilecektir. Bunun yapılmasının
önündeki en büyük engeller ise; nanorobotların
seri üretime geçirilmesinde ve birbirleri ile
uyumlu-bağlantılı halde, istenen düzeyde
çalışması konusunda henüz yeterli gelişmelerin
olmamasıdır. Zekâsının sadakası ile koca gezegeni
ihya edebilecek olan Türk ırkının evlatları! Bu
ve bunun gibi alanları araştırıp, yeni fikirler ve
yöntemler icat ederek ırkımızın küresel
hâkimiyetinin en önemli ayaklarını inşa
edebilirisiniz! Irkınız için düşünün, ırkınız için
çalışın!
Davamız ırk davasıdır! Her şey ırkımız için!

Yazar: Karavul
Türk Sağlık Personelleri Dinleyin! Etniklere
Zorluk Çıkarın, Onlara Yanlış Bilgi Verin!

Ben Doktor Dezenfektan. Bir hastanede


çalışıyorum (Yöneticiler ad verme dedi). Buraya
çok fazla Türk olmayan değersizler geliyor.
Onlara hep yanlış bilgi veririm. Yanlış reçete
yazarım. Hipokrat yemini beni bağlamaz çünkü ben
Yunan kültürünü benimseyen biri değilim. Kim bu
Hipokrat niye ben onun adına yemin ediyorum? Bu
yüzden yemimin geçersizdir.
Şimdi mahallede çok fazla gereksiz ve değersiz
kişiler var tıpkı Kürtler ve mülteciler gibi.
Bunları sessiz sedasız yok etmek istiyorsunuz, ne
yapmanız lazım?
Bedava, hayrına lokma tarzı yemekler dağıtılır,
tabi ki bu yiyecekler daha önce zehirlenmiş
olacaktır. Akrabam öldü, hayrına dağıtıyorum,
çocuğum iş buldu hayrına dağıtıyorum vb...
Kısırlaştırma maddeleri ile doldurulur ve bu
gereksizlerin soyu tükenir veyahut direk ölüme
götürecek zehirler yerleştirilir. Zehirleme işi
biraz Romalı ve Çinli âdeti. En iyisi
kısırlaştırmak. Baktık olmuyor en sonunda sorunu
mermilerimiz çözecektir. Elbette şartlar lehimize
geliştiğinde ve Tigir:Er iktidara geçtiğinde bu iş
çok kolay olacak. Ancak Tigir:Er şu an iktidarda
olmadığı için günümüz şartlarında ancak
kısırlaştırma işini yapabiliriz. Temiz bir toplum,
temiz bir Türkiye için etniklerden arınmalıyız!
Türkiye’deki suçların çoğunu Kürtler, Suriyeliler,
Afrikalılar işliyor. Sizce bu tesadüf mü?
Kürtler ortadan kalksa Kadın Ticareti,
Uyuşturucu Kaçakçılığı, Değnekçilik gibi şeyler
de ortadan kalkacak. Suriyeliler ortadan kalksa
hırsızlık, kapkaç, taciz, tecavüz vakaları sıfıra
inecek. Gerçekleri görelim beyler. Beyaz
eldivenlerimizi takalım ve temizliğe başlayalım.
Ayrıca bu etniklerden çok iyi kobay olur.
Bazılarını kobay olarak kullanmalıyız.
Hayvanların ölmesine gerek yok, çünkü Türk
ırkına ihanet etmeyen veya Türkü
yozlaştırmayan bir canlıyı öldürmek bize biraz
ters. Bu yüzden en iyisi bu hainleri deneylerde
kobay olarak kullanalım. Yöneticiler bir
yazısında EMU kuşlarının intikamını alacağız
demişti. Demek ki yöneticiler kendilerine zararı
olmayan şerefli ve gururlu hayvanlara karşı
saygı göstermektedir.
Bizden olmayan, bize itaat etmeyen herkes
düşmanımızdır. EMU kuşlarını katleden Avrupalı
sömürgeciler ve onların maşası Kürtlere gerekli
ceza verilmelidir.
Türk Sağlık personelleri de Türk ırkına fayda
sağlayacak her şeyi yapmalıdır. Etniklere her
zaman zorluk çıkarmalı, onlara yanlış bilgi
vermeli yanlış ilaçlar yazmalısınız. Bunu
çaktırmadan yapın. Çünkü T.C. devleti Türk karşıtı
bir devlettir ve bir etniğin canı Türk’ten daha
değerlidir. Etniklerin hasta ve sakat kalmasını
sağlayın. Bunu siz yapmazsanız ve vicdan
yaparsanız sonumuz hiç iyi olmaz. Çünkü
etniklerin eline fırsat geçince daha beterlerini
yapıyorlar. Hendek olaylarında hastaneye sağlam
giden pek çok savaşçımızın hastaneden ölü olarak
çıktı. Çünkü Kürt kökenli doktorlar onları
bilerek öldürdü. Dev gibi JÖH-PÖH personelleri
mermilerden ölmedi, Kürt katil doktorlar
tarafından öldürüldü! Bunların bazıları açığa
çıktı fakat medyadan hemen silindi.
Araştırırsanız görürsünüz.
Düşmana acımayın çünkü onlar bize acımıyor. Türk
olmayan merhamet etmeyin.

Yazar: DR. Dezenfektan


Türk Silahlı Kuvvetlerindeki Mevcut Durum
Nedir? Türk Irkı için TSK'deki Mevcut Durum
Analiz Ediyoruz…

Bu yazıyı 2023 Tavşan Yılında yazıyorum. Askeri


personel olarak sizlere ordumuzun durumundan
bahsetmek istiyorum. Öncelikle şunu söylemeliyim
ki düzensizlik içinde olup insanlık dışı her türlü
zor işin üstesinden gelen bir ordumuz var. Kısaca
adamı aç karnına sikeriz. Şimdi sizlere dışarıdan
görünen ve görünmeyen taraflarını anlatacağım.
Fırat kalkanı harekâtından sonra ordu içinde
muazzam gelişmeler yaşandı. Özellikle ambargolar
sonrası silah ve elektronik teçhizat dâhil birçok
malzemeyi kendimiz ürettik. Elektronik optik
cihazlar, kızılötesi aydınlatmalı gözetleme
kameraları, Aselsan ve Havelsan üretimi birçok
farklı modeli ve özellikleri olan taşınabilir
gözetleme kameraları, yerli silahlar, uçak
mühimmatları, insansız hava araçları, hedef
koordinat belirleme sistemleri vs. vs. daha
görmediğim birçok şey.
Bunun yanında eğitim konusunda da
modernleşmeye gidildi özellikle terörle mücadele
harekâtı konusu eklendi bunun içinde meskûn
mahal, bina girişler, eyp ve modern teçhizat
kullanmaya ağırlık veren konular öğretiliyor.
Kıtaya çıkınca zaten sürekli eğitim içerisinde
olunuyor üzerine görev tecrübesi de edinince tam
anlamıyla bir asker olunuyor. Görevde değilsen
eğitim yaparsın en çok üzerine durulan
konu bu. Ama bu gelişmeler komando
birliklerine yapıldı çoğu düz piyade
birlikleri hala yetersiz eğitim ve
Yahudi Âdemden kalma malzemeler
kullanıyor.
Şimdi görevlerden bahsedeyim.
Kuzey ırakta şartlar özellikle
arazi şartları tam anlamıyla
Allah’ın siktir ettiği bir arazi
olduğu halde yapılan işler
muazzam. Arazi temizlenip çevre
güvenliği sağlanınca iş makineleri
yol açıyor, üs bölgelerine (hâkim
tepeler) gelip oraya çeki düzen
veriyor sonra üs bölgelerine kara
ikmali ile modüler konteynerler geliyor,
onları kurarak nizami bir şekilde kalacak yerler
yapıyoruz. Zamanla askeri birliğe dönüşüyor yani
imkânsızlık içinde imkân yaratıyoruz.
Arazide çıkılan görevler ise gerçekten insan işi
değil. 10 metre düz yer bile yok, hava sıcaklığını
saymıyorum bile. Esir alınan bir virüs bile "siz
insan mısınız bu kadar yürünür mü" dedi. Arazi
zorlukları yanında bir de mağaralar var.
Mağaraların çoğu da el yapımı. PKK’lı Kürtler
alçak ve dar koridorlar kazarak dağın içini
oymuşlar sadece tek kişi giriliyor ve aşırı riskli.
Özellikle dronelar bu konuda çok işimize yarıyor.
İşin sonunda fare gibi geberip gidiyorlar o
mağaralarda. Peki, bunca zorluğun içinde nasıl
başarılı işler yapıyoruz. En önemli konu da bu.
Yukarıda saydığım gelişmeler olmasa da yaparız
çünkü önemli olan ruhtur. Ve o savaş alanına
indikten sonra öyle bir hisse kapılıyorsunuz ki
sanki savaşta değil de düğünde gibisiniz!
Aklınıza gelecek her türlü aşırı zor insanlık dışı
ve tehlikeli faaliyetler yapsanız da içinizde
tarifsiz güzel bir his doğuyor bu da kandan gelen
bir şey.
Bir örnek vereyim, bir taburumuz mağarayı
almakta zorlanmış tugay komutanı bizzat gelip
drone üzerinden mehter marşı çaldırıp kısa sürede
temizledi orayı. 100 yıl geçse de savaşmayı
unutmadık. 10 yıl önce Tigir:Er yöneticilerinin
RSK yani Roma Silahlı Kuvvetleri diye haklı
eleştiride bulunduğu ordumuz baya değişti.
Yöneticilerin dedikleri bazı kesimlerin kulağına
gitti çünkü gerçekten iyi değişiklikler oldu
ancak eksiklikler yine bir hayli mevcut. Şimdi
biraz o eksikliklerden ve kusurlardan
bahsedelim.

Şimdi gelelim işin görünmeyen kısmına.

Başlar böyle güzeldir fakat


zamanla sistem kendinden
soğutuyor o bahsettiğim his
ve heves azalıyor. Askerlik
çok güzel bir meslektir fakat
sistem kötü. Sizi göreve
gitmeden önce kahraman
komandolarım deyip bir sürü
güzel lafla gaza getiren salon komutanları, savaş
bitince tugay içtima sonu tören yürüyüşünü
beğenmeyince küfürler edip mikrofon fırlatınca
anlıyorsunuz bazı şeyleri. Her türlü pisliğin
içine gir ama bir hak hukuk talebinde bulununca
veya hakkını savununca "Beğenmiyorsan siktir git
yerine gelecek bir sürü işsiz insan var" denilince
zamanla tüm duygularınız köreliyor ve çoğu kişi
sadece para için devam ediyor. Ne yazık ki
savaşçılığın değeri yok. Savaşçılar çok fena
sindirilmiş durumda kimse haksızlıklara ses
çıkaramıyor çıkaran olunca da kalemi kırılıyor.
Ulan zamanında yeniçeriler 20gr altın eksik
alınca padişaha kılıç çekerdi. Şimdi ise
sindirilmiş ve gururu kırılmış bir durumda
askerler. Bu da kıdemli ve tecrübeli savaşçıların
sözleşmeyi bitirip ayrılması ile sonuçlanıyor.
Bunlara örnek vermeye kalksam sayfalar yetmez.
Personeller içinde de kutuplaşma var birlik
beraberlik yok herkes kendini düşünüyor, çevre
edinen kendi işini görüyor. Bu da bir başka önemli
sorun. Asker olmak isteyenler varsa özellikle bu
konuya dikkat etsin sadece kendinize odaklanın
kendinizi geliştirin ve kendinize yaslanın. Bu
anlattıklarım kara kuvvetleri içindi.
Özel kuvvetlerden de tanışma şansım oldu onlara
diyecek yok. Adamların içinde tam anlamıyla bir
silah arkadaşlığı var çok daha düzenli ve liyakat
temelli bir sistem, teçhizatları ise her konuda
mükemmel. Yazıyı da şu şekilde bitirmek
istiyorum, ordumuz her türlü zor arazide zor
işlerde başka ülkelerin askerlerinin
psikolojilerini bozacak durumlarda bile normal
bir gün yaşar gibi görev yapacak bir ordudur
teknoloji ve teçhizat olsa da olmasa da yapılır
fakat sistem çok bozuk ve tamir edilmesi gerekir.

Yazar: AZA
'Türkiye Kürde Mezar Olacak' Sözü Hakkında

Türkiye kürde mezar olacak


demek ırkçı-kafatasçı-
barbarizm barındıran bir
söylem değildir. Gayet
masumane ve mütevazı
bir söylem
barındırmaktadır. Hem
yatacağınız yer var
demektir. Yatacağı yer
var demek neden ırkçı bir
söylem olabilir ki? Yatacağınız yer, mezarınız
Türkiye'de olacak demek tüm Mezarlıklar
Birliğini memnun edecektir.

Bu masumane söz karşısında tüm İnsan Hakları


Aktivistlerine saygı duruşuna bekliyoruz.
Güvercin uçurun. Bu iyimser talebimizi yerine
getireceklerine eminiz.

Yazar: Pars Ergenekon


Tengriciliği ve Türkçülüğü Yozlaştırma
Operasyonu

Tengricilik dünyanın en ırkçı ve milli dinidir. Bu


dinin diğer adı “Türk Dini”dir. Atalarımız kutsal
yazıtlarımızda böyle dedi. Tanrı’ya da Türk
Tanrısı dediler. Bu din tamamen Türklüğün
çıkarını savunmaktadır. Bir kişi ne kadar
safkansa o kadar Tanrı’ya da yakındır. Tanrı,
kanını koruyanları sever.
Onların yanında olur.
Kanını bozanları
sevmez, onları
kargışlar. Bir
takım kültür
mantarı laikçi
milliyetçiler
utanmadan yüce
inancımızı çiçek,
böcek dini gibi
göstermektedir.
Yükselen
Tengriciliği ve
Türk milliyetçiliğini (Türkçülük, Turancılık
Tengricilik) baltalamak için türlü oyunlara
giriştiler. Yabancılar AKP’nin başlattığı açılım
saçmalığı ile Türkiye’de Türk Irkçılığının tekrar
yükseldiğine şahit oldu, AKP’nin milleti
Araplaştırma projesi ters tepmeye başlayınca bu
sefer de Türk inancı Tengriciliğin yükselişe
geçtiğini gördüler. Bu yüzden batılılar ve
Yahudiler önlem almak zorundaydı. Önce
milliyetçileri böldüler, MHP’nin bölünmesi buna
örnektir. MHP’liler bin bir parçaya bölündü. AKP
safına geçenler, İYİ partici olanlar, CHP’li laikçi
bir gavada dönüşenler ve diğerleri… Ancak
bunların bölünmesi çok bir şey ifade etmedi
çünkü çoğunlukla siyasetten bağımsız olan
kimseler Tengrici olmaya ve Türkçü kimliğini
benimsemeye başladı. AKP’nin yarattığı bu
ortamda etniklerin iyice zıvanadan çıkması ile bu
iki akımın yükseleceği kesindi. Batılılar ise bir
plan yaptı ve Türkçülük ile Tengriciliği
yozlaştırmaya başladılar. Bunun içinde en başta
ırkçılığa saldırdılar. Çünkü Türk inancı
Tengricilik ve Türkçülük saf ırkçılıktan beslenir.
Atalarımız bu dine boşuna “Türk Dini” demedi.
Tengricilik dünyanın en ırkçı dinidir. Tengri’ye
inanan bir kişi kendini ırkı ve inancı için
savaşmaya, ömrünü feda etmeye adar. Hele bir kişi
kendine Türkçüyüm diyorsa bunun kaidelerine
uymak zorundadır. Tengricilik Arap inancı
İslam’dan daha katı kurallara sahiptir. Oğuz
Türkleri zina yapanları ortadan ikiye bölerdi.
Fuhuş ve eşcinsellik gibi hastalıklara Türkler
arasında rastlanmazdı. Ancak günümüzde
Tengriciyiz diyenlere baktığımızda Tengri
inancının fuhuşu, zinayı, eşcinselliği, ikoncanlığı,
barışçılığı yasallaştırdığını zannedersiniz.
Bunların oyunlarına kanmayın kardeşlerim.
Bunların batının ve Yahudinin zehri ile enfekte
olmuş mankurt sürüsüdür.
Türkçülüğü baltalamak için ise bu DNA olaylarını
ortaya çıkardılar. DNA şirketleri sözde güya
Türklerin kan veya salgı örneklerini inceleyip
ırk tayini yapıyor. Buna kargalar bile güler.
Bakın ırkdaşlar! MyHeritage adlı DNA şirketi
mesela. Bu şirket sözde insanların hangi
milletlerden geldiğini tarif ediyor. Bilin bakalım
bu şirket kime ait? Tabii ki Yahudilere. Kurucusu
Gilad Japhet’dir. Adından bile buram buram
Yahudilik akıyor. Bunlara inanan Türkler ise ben
melezmişim diyerek radikal ırkçılıktan soğuyor,
Türkçülüğü sentezliyor ve Türk dininden de
soğuyor. Tengricilik gibi katı bir inancı çiçek
böcek dinine çeviriyorlar. Yahudinin ve
batılıların planları bununla da bitmiyor! Sözde
Türkçü görünümlü kişileri fonlayarak bunlar
üzerinden ırkımızı soysuzlaştırma projeleri
yürütüyorlar. Liberal Türkçülük buna örnektir.
Ya da Göktürk dövmeli bir orospunun onlyfanscçı
olması. Ulan daha kötüsünü de gördük? Göktürk
bayrağı açıp twerk (Göt Oynatma Dansı) yapan
zaniyeler türedi.
Gerçek Türkçülüğü gerçek Tengriciliği görmek
isteyen yüce Tigir’e iman edip T.E.D.S’i
benimseyecektir. Bu kaçınılmazdır. Tigir:Er
Düşünce Sistemi kadim inancımıza ait gizli ve açık
bilgilerin tek bir yerde toplanması ve
atalarımızdan bize miras kalan kutlu ülkünün
birleşmesi ve bunların gelecekte bile yol
gösterecek seviyeye gelmesi ile oluşuyor!
Irkdaşlar, Türk inancı Tengricilikte Arap
şeriatındaki gibi teyzenin, halanın,
amcanın kızıyla evlenmek
helal değildir, aksine
bu ölümüne sebep olur. Bir
kişi akrabasına
yan gözle
bakılırsa
Tengri
inancına
göre o
kişinin
gözleri
oyularak ve
elleri
kesilerek kan kaybından ölmesi sağlanırdı. Bazı
Türk boylarında bu kural daha katıydı, mesela
bazı Kazak klanlarında kendi boyundan olandan
bile kız alınmazdı. O derece titiz ve hassastılar.
Türk dini Tengricilik savaşmayı emreder,
ikoncanlığı yasaklar. Barışa karşıdır. Çünkü barış
korkaklara göredir. Tigir:Er Düşünce Sistemi
gerçek Tengriciliktir ve bu dinin siyasal yapısını
da oluşturmaktadır. Yakında tüm etnikler ve 3.
Sınıflar gerçek Tengricilik nasıl yapılır
görecektir!

Yazar: Türk Yalavaç


İştah Kabartan Yıldız Sistemleri!
Bu gezegen her yönden ucubeleşiyor ve gitgide
yaşanılmaz hale geliyor. Bu yüzden bu gezegende
çok durmadan evrende başka habitatlara,
yaşanılır yerlere gideceğiz, kolonicilik
yapacağız.
Mars bunun için uygun değildir çünkü orada
düzgün bir atmosfer yoktur ve Güneşten gelen
radyoaktif ışınlara karşı savunmasızdır. Mars
koca bir yalan. Oraya giden adamın taşşakları
radyasyondan leblebi gibi çekilir, 2 güne
kalmadan da kanser olur, bu yüzden Mars olmaz.
Evrende öyle yerler vardır ki bazı gezegenler
dünyadan dahi yaşama daha elverişli ve
verimlidir.
Mesela bize en
yakın yıldız
sistemi "Alpha
Centauri"
sistemine
bakalım.
Bu sistem
bize sadece
4.5
(dörtbuçuk)
ışık yılı
uzaklığında. Sistemde toplam 3 yıldız var ve
içlerinden bize en yakın yıldız olan Proxima
Centauri yörüngesinde Dünya benzeri kayalık bir
gezegen var. Proxima b gezegeni yıldızına çok
yakın (sadece 7,5 milyon km) ama sorun yok.
Proxima Centauri de soğuk bir kırmızı cüce ve bu
da gezegenin dünya gibi ılıman sıcaklıkta olması
demek. Peki, yaşama elverişli mi? Bunu henüz tam
olarak kestiremiyoruz fakat her gün Evreni
gözlemleme teknolojileri, teleskoplar ve uzay
sondaları son hızla gelişmeye devam ediyor ve
evrenin bize göre büyük bir kısmını şimdiden
yüzeysel olarak haritalandırmış durumdayız.
NASA buraya da 50 yıl sonra bir
sonda gönderecek. O zaman yaşama
uygun mu değil mi, adam edilir
mi göreceğiz. Umarım o zamanlara
kadar da ya biz iktidar olmuş
oluruz ya da en azından biz
gelene kadar ırkımız bu uzay
yarışından geri kalmaz. Her neyse 2.
ve çok büyük ihtimalle yaşama çok çok uygun olan
sistemimiz TRAPPIST1 sistemi. Bu sistem de bize
sadece 39.5 (otuzdokuz buçuk) ışık yılı
uzaklığında ve merkezinde Jüpiter'den biraz daha
büyük bir cüce yıldız var. Bu da oldukça iyi bir
durumdur çünkü hem cüce yıldızlarda Güneş
fırtınaları gibi bizim için tehdit oluşturabilecek
durumlar olmaz hem de cüce yıldızların ömrü
aşırı uzundur. Güneş'in %60'ı kütleye sahip
olanları 70 milyar yıl yaşarken, %40'ı kadar
kütleye sahip olanları 160 milyar yıl, %10 ve
daha küçük kütlesinde olanları 1 trilyon yıl
ömre sahiptir. Kaldı ki bu TRAPPIST1 cüce yıldızı
da sadece Güneş'in %8 kütlesinde bir cüce
yıldızdır. Yani buraya bir defa başarılı şekilde
gidip yerleşebildik mi orada
uzun yıllar
rahatlıkla
yaşayabilir
ve uzay

hakkında

araştırmalarımızı orada rahatlıkla sürdürüp, bu


esnada komşu sistemlere gidebilir, bol bol
kolonicilik ve sömürü yapabiliriz.
Bu sistem içerisinde yaşama en elverişli
gezegenler sırasıyla d, e, f ve g gezegenleridir.
Yani aynı yıldız sistemi içerisinde birden fazla
yaşama elverişli gezegen. Şimdi burada bunlar
hakkında da çok fazla detaya girip
uzatmayacağım fakat gidip kendiniz
araştırabilirsiniz, gerçekten bir Türk'ün bunları
görünce iştahının kabarmaması mümkün değil.
Vakti geldiğinde bu ve bunlar gibi birçoğuna
teker teker gideceğiz ve önce yıldız
sistemlerinden
başlayarak
gökadaları
fethetmeye başlayınca ırkımız
inanılmaz zenginleşecek. Kimi, cüce
yıldızları ve nötron yıldızlarının
etrafını da dyson küreleri ile kaplayıp
muazzam boyutta enerji üreteceğiz. İnsanlık ile
işimiz bittikten sonra Evrende ki diğer yaşam
formlarına, gri ve yeşil tenli mahlukatlara
musallat olacağız. Devasa uzay filoları ve
ordular kuracağız.
Davam! Onurum! Sadakatim!

Yazar: Timur1453
Saf ve İnsanüstü Türk
Neredeyse son 1000 yıldır Türkler, İslam
Emperyalizmi sonucunda ırksal saflığını ve
gücünü kaybettiler. Günümüzde halkımızı halen
1400 yıl önceki Arap şempanzesinin yazdıklarını
ırki değerlerinden üstte tutuyorlar ve
"ümmetçilik" isimli
Arap emperyalizmi
projesine körü
körüne destek
çıkıyorlar. Bu konu
farklı bir
yazının
konusu, fakat
bu Arap
Emperyalizmi
yüzünden
günümüzde
ırksal
dengemizi
kaybettik. Bunu
düzeltmenin yolu ise "genetik mühendisliğinden"
geçiyor. Aptal Avrupalılar Yahudilerin
uydurdukları etik kuralları nedeniyle ellerinde
teknoloji ve insan olmasına rağmen bu işe
gitmiyorlar. Fakat biz Türk'üz ve aptal Yahudi
etiklerine uymamıza gerek yok.
Irksal dengemizi kurtarmamız için insan
çiftlikleri kurmamız gerekiyor. Fakat bu konuda
oldukça dikkatli olunması gerekiyor. Bu alanda
Avrupa ve diğer ülke menşeili bilim adamlarının
çalıştırmak sabotaj ve bilgi kaçırma gibi
konulardan dolayı tehlikeli, bunun çözümü ise
yerli bilim adamları.

Günümüzün gençleri ODTÜ


gibi fuhuş yuvası
üniversitelerde
siktirik bir
bölüm okuyup
Yahudilere
çalışmak için
Avrupa'ya
kaçmamalı.
Gelecekte bu
ülkeye ve ırka
katkı sağlayacak
üniversitelerde
ve bölümlerde okumalı. Yoksa Avrupa'da her gün
yarrak yiyen genç kızlar daha da artar, zaten
saflığın birinci adımı burada yatar. Bir sonraki
konu ise insan üstü Türk! Bunu ise Transhumanizm
ile sağlayacağız, ırksal saflık için insan
çiftlikleri kurduktan sonra Yahudilerin
boyunduruğu altındaki Avrupalılar Berlin'in
ortasında götlerini siktirirken biz daha da güçlü
olacağız. Metal ciğerler, bilgisayarlar ile
güçlendirilmiş beyin, olağan üstü fiziksel güç,
şahin gibi gözler, kedi gibi gece görüşü, yarasa
gibi kulaklar ve Matrix filmindeki gibi uzun
süreli eğitimler ile uğraşmadan bir dövüş sanatı,
silah kullanma yeteneği gibi şeyleri beyindeki
bilgisayara yükleyerek öğrenme! Eğer bunları
yapmayıp Yahudi propagandasına kanarsak
İstanbul'un ortasında götünü siktiren, aşağılık
siyahiler ile birleşmiş bir ırk oluruz. Her şey
Türklük için!

Yazar: Demagog Selim Pusat


Türk Emperyalizmi Günümüz Türkiye
Şartlarında Nasıl Uygulanmalıdır?

Türk Emperyalizmi, Türk


Nasyonalizm’inin doruk noktasıdır.
Başka ülkeleri sömürmek, siyasi,
ekonomik, kültürel boyutları olan
geniş çaplı bir eylemdir. Bizler
emperyalizme kaba bir askeri harekat ve
istila olarak bakmıyoruz. Çağın tüm
teknolojik gereklerinin ve yeni
harp yöntemlerinin tümüne vakıf
olup bu yönde uygulamaların
mümkün koşullar oluşmasından itibaren
uygulanmasını istiyoruz. İçinde
bulunduğumuz çağ, istihbarat
savaşlarının
karmaşıklaştığı ve
sürekli yeni harp
teknolojilerinin
peydah olduğu ve 19.
Yüzyıldan
bakıldığında bilgi
teknolojilerinin
distopik bir
üstünlük kurduğu
çağ haline
gelmiştir. Böyle bir
çağda Türk ırkı
olarak oyuna
ayak uydurmak
zorundayız. Türk
emperyalistleri
olarak inandığımız
Emperyal Doktrin’i ülke
genelinde yoğun bir
propaganda faaliyetiyle
benimsetmek için çalışacağız.
Safımızda zeki insanlar görmek
istiyoruz. Zeki ve kaliteli kişiler safımıza dahil
oldukça özü yalana dayalı olan siyaset biliminin
yöntemlerini kullanarak iktidarı ele almamız
kolaylaşacak. Safımıza dahil olmasını istediğimiz
bazı kişiler fikirlerimizi korkutucu bulabilir.
Safları genişletmek ve ülke genelinde egemen
siyasi kitle haline gelebilmek için fikirlerimizi
uygulama konusunda aşamalı bir yöntem izlemek
icab eder. Bu yolda savunduğumuz ilkelerden
taviz veriyor görünmemiz gerekirse bu tavizi
vereceğiz. Güçlenmek için zayıf görünecek ancak
faaliyetlerimizle düşmanın altını oyacağız. Yurt
dışında icra edeceğimiz istihbarat
faaliyetleriyle güçlenmesini istemediğimiz
ülkelerde barış, demokrasi, kardeşlik fikrini
güçlendirmek isteyen kitleleri iktidara taşımaya
gayret edeceğiz. Kendi ülkemizde ise dilinde
demokrasi olduğu halde ülkemizin militarist bir
yola girmesine alttan alta destek olan kişiler
desteklenecek. Normal şartlarda fikirlerimizin
uyuşmadığı kişileri de baskı, yıldırma, şantaj
veya satın alma yöntemleri ile kendi tarafımıza
çekip dilediğimizi yaptıracağız. Kuracağımız
liderlik modeli ise siyasetin tüm inceliklerini
bilen ve kitleleri fikirlerimize göre
yönlendirmede başarılı bir yönetim modeli
olacaktır. İnsanlar, mevzu siyaset olunca ne ezik
ne de korkutucu bir lider görmek istemezler.
Lider, bu iki tutumun arasında bir denge izlerse
makbul olur. Ayrıca dini motifleri kullanırken
samimi görünmek için propagandistlerimizin derin
bir İslami bilgiye ihtiyacı olacaktır. Bugün
Muharrem İnce gibi bazı figürler halka dindar
görüneceğim diye her gün Cuma namazı kılardım
gibi abuk cümleler kurarak pot kırıyor. İşte bu,
Türkiye’deki siyasi beceriksizliğinin ve yaygın
cehaletin bir ürünüdür. Sözde okumuş ve bir
yerlere gelmiş denilen siyasetçimizin bile cahil
olduğu bir dönemde yaşamak bizim kanımıza
dokunuyor. Ancak herkes gibi olmak bize göre
değildir. Türkiye arenasında siyaset adına
yapılan tüm hatalardan dersler çıkaracağız. En
ideal siyaset anlayışını geliştirip köprüyü
geçene kadar safımızı genişleteceğiz. Öyle %
30’luk bir kitle bile bize yetmez. Hedefimiz asgari
limit olarak % 70 olmalıdır. Türkiye’de ilk etapta
laik ve İslamcı çevrelerin ihtiyaçlarına göre
yani iki tarafı da küstürmeyecek bir siyasal
söylem oluşturacağız. Kamuoyu demokrasi
anlayışımıza bakarak bizleri aranan taze kan
olarak görecek. Bizler tüm toplumsal kesimlerin
beklentilerine dönük siyaset yapacağız. Bunun
yolu ise laik çevrelere karşı modernist ve bilim
yanlısı, İslamcı ve muhafazakar çevrelere karşı
ise dine hürmetkar ve hatta dindar görünmektir.
Türkçü kesimin bir gücü yoktur. Bizler insanların
gözünde Türkçü değil Türklük lehine çalışan
pragmatist kimseler gibi olacağız. Elbette bu
arkamıza büyük bir güç ve destek alana kadar
sürecektir. Devlet aygıtını her yönüyle ele
geçirdikten sonra aşamalı olarak gerçek
politikalarımızı uygulayabiliriz. Türkiye’de
Türkçü bir siyaset izleyerek bir yere
varamazsınız. Zira Türkçülük, Kemalizm'in bir
enstrümanıdır. Böyle olmasaydı İslam ile sıkı dost
olan Ülkücüler, Atatürkçüyüz demezdi.
Cumhuriyetin tabiatı gereği siyaset arenasında
var olmak için Türkçüyüm de deseniz bu ülkenin
putuna selam çakmak zorundasınız. Hatta her
siyasi hareket Mustafa Kemal ile iyi geçinmek
zorundadır desek yeridir. Kemalizm'i tasfiye
ettiği söylense bile AKP dahi Atatürk’ün şahsına
doğrudan saldıramaz. Zira rejim hala Cumhuriyet
sayıldığı için tutarlı olunması açısından hala
Atatürk ile flört etmek gerekiyor. Ayrıca bu
ülkede Türkçülük yaptığınızı düşünseniz de
Cumhuriyet var olduğu sürece ancak Kemalist
olabilirsiniz. Siz imparatorluk vizyonuna
dönmedikçe Türkçülüğünüz kendi içinizdeki
azınlıklarla barışık, hümanist ve suya sabuna
dokunmayan pasif bir ekol olarak devam
edecektir. Bizler bu gerçekleri gördüğümüz için
Cumhuriyeti tasfiye etmeden önce onun fikri
temellerini iyice yıpratıp Kemalist atmosferden
kurtulmak gerektiğini söylüyoruz. Ülke genelinde
Türk üstünlüğü fikriyatını aşılamak için
içimizdeki azınlıkların bize yaptığı tüm
ihanetleri belgeleriyle halkın gözüne sokmalıyız.
Halk, sadece azınlıkların değil tüm acunun nasıl
bir Türk düşmanlığı ile üzerimize geldiğini fark
ettiğinde sanıyoruz ki bazı şeyler değişmeye
başlayacaktır. Türk Irkı derin bir uyku
içerisindedir. Bugün bir deprem oluyor, yardıma
gelen milletleri dostluk için geldiler
zannediyoruz. O milletlerin derdi dostluk falan
değildir. İşte bu ve benzeri meselelerde net bir
şekilde görüldüğü gibi uyuyan bir millet ile
karşı karşıyayız. Batılı güçler ise bu uyuyan devi
uyandırmamak bir yana Türk evlatlarını sosyal
medya, sinema ve bilumum sanat organı gibi
popüler kültür unsurlarıyla zehirliyor. İktidar
olmak, bizim başa geçmemizle tamamlanan bir şey
değildir. Kendi propaganda bakanlığımızı
kurmamız gerekiyor. İdeolojimizin yansıtıldığı
sanat ve kültür faaliyetlerini yurdun her
tarafında yoğun bir biçimde icra etmezsek yarın
tamamen kaybolmuş bir nesille karşı karşıya
kalacağız. Bir ülkede asli unsur olan ırkın
çıkarları adına bir şeyler yapılmak isteniyorsa
en başta köyler eski gücüne kavuşturulmak
zorundadır. Korunmuş, saf Türk kültürü kırsal
bölgelerde yaşanıyor. Kırsal bölgelerde üretim
eskisinden daha fazla olmalıdır. Bunun için
insanların buralardan göçmemesini sağlayacak
devlet politikaları icra edilecek. Tarıma büyük
teşvikler yapılacak. Köylerde geniş aileleri
oluşturacak zemini hazırlamak zorundayız. Türk
nüfusu buralardan yeniden çoğalacak. Büyük
şehirler günah yuvalarıdır. Bu günah
yuvalarında Türk nüfusu çoğalsa dahi bizim
istediğimiz kıvamda olmaz. Yaratımına köylerden
başlayacağımız yeni Türk Irkının şehirlerde de
egemen olabilmesi için şehirleri ıslah edeceğiz.
Şehirlerde yoğun propaganda faaliyetlerimiz
olacak. Daha sonra şehirlerde işsizliği
bitireceğiz. Bu memleketin en büyük
sorunlarından biri işsizliktir. Aylaklık
yasaklanacak. Garibanlığı bir felsefe gibi
benimsemiş aylak takımı çalışmayı reddediyorsa
köle kamplarına tıkılmalıdır. Üretim seferberliği
ile ülkeyi kısa zamanda refaha taşımalıyız. Bir
ülkenin nasıl iyi olacağını herkes bilir. Ancak
bunun doğru yöntemlerini izlemek için derin bir
tecrübeye ihtiyaç vardır. Türkiye siyasetine
baktığınızda eğitimde, endüstride, tarımda, çevre
politikalarında, aile ve sosyal politikalarda, iç
ve dış işlerde yapılabilecek ne kadar yanlış
varsa şimdiye kadar hepsini yaptılar. İşte
bizlerin talihi odur ki tüm yanlışları gördük.
Doğruların da nasıl yapılacağını biliyoruz. Bunu
kendi doktrinimize uygun bir biçimde icra
edeceğiz. Tek bir vatandaşı bile başıboş bırakmak
doğru değildir. Türk Irkı, Tanrı’nın yeryüzünde
kendisine yüklediği vazifeye göre yaşar. Buna
tarihte töre denildi. Türk Irkı, Müslüman
olduktan sonra dahi bu töreden taviz vermemiştir.
Dinini töresinin önüne geçirmemiştir. Ancak
Osmanlı soyu Tanrı’dan alınan Kut’u yitirince
yerine imparatorluğumuzu devam ettirecek bir
irade ortaya çıkmamıştır. Böylece kala kala
Cumhuriyet rejimine kaldık. Acundaki tüm
düzensizliğe boyun eğen bu rejim, Türk töresine
dair hiçbir kanun bırakmamıştır. Hem kanunları
hem kültürü batıdan ithal etmeye başladık.
Bunun müsebbibi olan aşağılık ideoloji
Kemalizm’dir.
Gündelik yaşantımızda Türklük değerlerini
kaybedişimizi hızlandıran Kemalizm denen
bedbahtlıktır. Bu rejimde Türk’ün manevi
benliğine dair unsurlar alaya alınmış ve dünya
barışı düşüncesi ‘’Yurtta Sulh Cihanda Sulh’’
anlayışı ile Türk evlatlarının tamamına bir deli
gömleği gibi giydirilmiştir. Tarihteki dehşetengiz
Türk korkusu bir şekilde devam etmeliydi. Oysa
bugün TC denilen ülke dünya için hiçbir tehdit
oluşturmuyor ve bizden çekinmiyorlar. Türk
Emperyalizm fikri, demokrasi denilen düzensizliğe
boyun eğen rejimi ortadan kaldırdığımız zaman
mutlak anlamda iktidara gelebilir. Bu yolda
çalışmak her Türk’ün boyun borcu ve yaşam
vazifesi olacaktır.

Yazar: Giray Beğ


YAPMA MUHAMMED
Twitter denilen çöplükte
gezinirken İsveç'ten bir
videoya denk geldim.
Bıçaklı, maymun kılıklı
bir mağribi, pembe
götlü bir İsveç
beşerinin evinin
balkonuna
merdiven
dayamış
tırmanıyor.
İsveç
menşeili
beşer ise
elinde
telefon,
karısının ve çocuklarının (muhtemelen çocukları
beşer değil, süs köpekleri) olduğu eve giren bu
mağrip maymununa "muhammed dur, bu yaptığın
çok yanlış" diye komut veriyor. Bu dalyarak, evet
bu zavallı beşer yan odadaki pencereden
KARISININ sesi gelirken, bu Avrupalı gavad evine
tırmanan maymunu sadece izlemekle yetiniyor.
Tabii ki ülkemizdeki "Avrupalıların (giderken
unuttuklarının) gavadlıklarına alışkın
olduğumuz için bu videoyu görünce şaşırmadık.
Görebilen gözler için ne güzel bir ibret!
Dünya'yı az çok gören, gözlemleyen ve iq seviyesi
3 haneli olan her Türk genci, bu manzarayı
zamanla kavrayacaktır ve kendisini savaşımıza
feda edecektir ve kendini yani asil ırkının
kollarına bırakacaktır.

Maymundan hallice, yaradılışları gereği oldukça


geri zekâlı olan Araplar; onlardan hallice
zenciler, yılandan evirilmiş Çinliler, teni beyaz
götü pembe alayı eşcinsel Avrupalılar ve
niceleri... Düşün, bütün bu topluluklar Türk'e köle
olmasınlar da ne yapsınlar? Bu amına koduğumun
virüsleri yüce Tanrı tarafından eksik ve dengesiz
yaratılmışlar ki Türk'ün hükümdarlığında birer
aparat olarak kullanılsınlar, ancak Türk ile aşık
atacak taşşağa sahip
olamasınlar. Tarih
boyunca da bu böyle
oldu, kurduğumuz
imparatorluklarda
dünyaya hüküm,
beşere ölüm, etniğe
ise "Türklüğe
hizmet" biçtik.
Tarih istisnaların
ve tekerrürlerin bol
olduğu bir alandır.
Bulunduğumuz konum, Türklüğün istisnai olarak
güçsüz durumda olduğu, ancak birkaç muadilini
bulabileceğimiz bir dönem. Tarih tekerrürü, Türk
hakkını bulacak. İçimizdeki Frenk kılıklı
soysuzlar da, "köle" olacak. Arap kılıklı
kansızlar sanmayın huzur bulacak. Türk yine
cihana bir nizam salacak... Pembe götlü
Avrupalılar ile maymundan bozma Araplara komşu
iken işimiz hayli kolay olacak. Türk evladı! Siz
yalnızca Hülagü kadar acımasız, Timurlenk kadar
hırslı ve Fatih kadar vizyonlu olun. İlhamınızı
başka yerlerde değil, kanınızda ve hemen
ardınızda arayın. Unutmayın ki; altın çamura
batsa yine altındır.

Yazar: Gürbüz
Evlilik ve Çocuk Ehliyeti
Başa geldikten sonra bu ülkeyi
aşağıdan yukarıya her şeyi ile
değiştireceğiz bunlardan biri
ise çiftlerin ve çocukların
daha sağlıklı, huzurlu ve
zeki bireyler olması için
evlilik ve çocuk ehliyeti
olacaktır.
Ailenize, komşunuza veya
arkadaşlarınızın aile
ortamına bakın. Anne ve
Babalar hep kavga eder,
ottan boktan bahaneler ile bir
birlerine girerler. Biri çok sinirlidir veya
alıngandır, biri çok ciddidir diğeri daha
laubalidir. Zıt olmaları harika bir çift
olamayacak anlamına gelmez elbette, bu zıtlıklar
bir birinin tamamlayıcısı da olabilir. Zira aynı
eve çıkıp hayatlarını ve daha sonra olabilecek
çocukların hayatlarını mahvetmelerin önüne
geçmeli ve çiftleri buna hazır hale getirmemiz
gereklidir. İnsanlar evlenmeyi zorunlu olarak
görüyor, herkes evleniyor benimde evlenmem
gerekli diye kendisine şart koşuyor. Aileler
çocukları adam olsun diye evlendirip başından
atmak istiyor, evlendirilen çocuk ise daha sonra
karısının-kocasının başına bela oluyor, aynı
şekilde doğacak olan bebeğin de hayatı travmalar
ile dolup taşıyor.
Bizler, aile olarak kusursuz bir toplum yaratmak
istiyoruz ve bunun başlangıcı Türklerin evindeki
huzur ortamıdır.
10 yaşında bir çocuk devamlı babasını evde sarhoş
görüyor, annesini dövdüğünü görüyor veya
dedesinin namaz kılıp Arapça bir şeyler
gevelediğini duyuyor. Babası alkol alıp anasını
döver, dedesi Arapça bir şeyler vızıldayıp Camiye
gider. Anası Tik-Tokta soytarılık yapar. Annesi
sorumsuzdur, babası işe gidince başka adamlarla
fingirdeşiyor, dışarıda yemek yiyor evde çocuğa
yemek hazırlamıyor... Bunlar tamamen çocuklar
için kötü örnek davranışlar. Yani kötü örnekler
saymakla bitmez, zaten ne demek istediğimizi
herkes anlamıştır. Böyle bir ev ortamında yetişen
çocuk ile bir birlerini seven, sayan, hayatı
paylaşan çiftlerin çocukları bir olabilir mi?
Olamaz. Türk soyluların hayatını mükemmel hale
getirmek için bazı uygulamalarımız olacaktır.

1- Evlenmek isteyen Kadın ve Erkek, genel kültür,


tarih ve basit şekilde yapılacak olan matematik
sınavlarını geçmek zorundadır.
2- Rehabilitasyona girecekler. Evlilik nedir?
Eşine nasıl davranılmalıdır? Kocanın
sorumlukları nedir? Kadının sorumlukları nedir?
Evlilik hakkında bilinçlendirilecekler ve sınavı
tabi tutulacaklardır.
3- Anne ve Baba eğitimidir. Çocuk nasıl beslenir,
çocuğa nasıl davranılmalıdır, kısacası çocuk nasıl
yetiştirilmelidir bunu öğrenecekler ve sonunda
bunun sınavını geçmek zorunda olacaklardır.
Tüm sınavlardan başarılı sonuç alan Kadın ve
Erkek evlenme ve çocuk ehliyetine sahip
olabilecek, evlenebilecek ve çocuk yapabilecektir.

Yazar: Türk Yalavaç


Türkiyelilik Kavramını Destekliyoruz! Biz
İnsanlara İnsanlık Bize Düşman!

Mâlumunuz dergimizin ilk sayısı yayınlandı.


T.E.D.S Amentülerini temsil eden bir mecmuamızın
olması biz Nökerler için büyük bir kıvanç
kaynağıdır. Ötüken’in kalbine dikilen o kutlu
anıttan, Tuna nehrine kadar kan ve mürekkeple
yazılan o kutlu ülkünün bugünkü sancaktarlığını
yapmakla iftihâr ediyoruz. Ulu ata Tonyukuğun
mirasını devralan Doktor Rıza Nur ve yetiştirmesi
Nihâl Atsız'ın bir
zamanlar çıkardıkları
dergi ve makalelerden
büyük İlham alıyoruz.
Onların davasında şehit
olmak için büyük uğraş
veriyoruz. Nitekim bu gurur
konuşmasından sonra asıl
konuya gelmem icâb eder.
Bu yazıda ele alacağım konu
genel itibariyle Türkçü ve
milliyetçi geçinen güruh 'un
Türk ırkına ve Türklüğe
yaptığı en büyük ihanet: "Ne mutlu Türküm
diyene" sözüdür. Acunda bundan daha manasız bir
söz yoktur. Hemen sinirlenmeyin, önce okuyun.
Biliyoruz şu an baya bir sinir oldunuz ama
sabırla okuyun…
Türk kanı taşımayan etniklere
"Türküm(!)" deme şerefini
vermek ancak, dünün köle
torunlarına ve
mankurtlara yakışır.
Yahudi gibi
milletler bu sayede
kripto olarak aramızda
saklanırlar. Bu söz
ancak Türk kanı
taşımayan ya da
Irkçılığa karşı olup da Türkçü olduğunu iddia
eden yavşakların ağzından çıkar.(İsmet
Kürtönünün Kemalist yardakçıları üstüne alınsın.)
Ne demişti Nihal Atsız?
"Irkçılık düşmanlığı, İsmet İnönü ve yardakçıları
gibi ahmakların ağzına yaraşır”
Burada bilhassa Mustafa Kemal’in şahsına
saldırmak için bunları söylemiyoruz. Kemal Paşa
bu sözü kötü niyetle söylemediğine kanaat
getiriyoruz ancak bu söz çok ucu açıktır ve her
yere çekilmeye muktedirdir. Zamanına göre her ne
kadar anlamlı olsa da altı doldurulmadığı için
Türk olmayan kriptoların ağzına pelesenk
olmuştur. Ulan Türküm diyen zenci olur mu? Bu
nasıl saçmalık? Kemal Paşa’nın asıl amacı
Türkiye’de çok az kalan etnikleri de
Türkleştirmekti ancak bunu başaramadılar.
Başaramadıkları gibi sayıca %10 bile olmayan
Türkiye’deki etnikler bugün Türklerin sayısını
geçecek seviyeye geldi. Demek ki “Ne Mutlu Türküm
Diyene” sözü hiçbir işe yaramadığı gibi aynı
zamanda Türk düşmanlarının da Türklük içinde
saklanıp gizli emellerini saklamasına vesile oldu.

Bu durumdan nasıl kurtulabiliriz peki?


Bu konuya aslında bir çözüm getirilmişti. Bir
güruh (ki bunlar Türk düşmanıdır, lâkin konum bu
değil) akıllıca bir kelime türetti: "Türkiyeli"
Aslında bizde eskiden "Osmanlı" tabiri vardı. Bu
çok yerinde ve akıllıca bir tabirdi. Çünkü hem
Osmanlı imparatorluğunun tebaasını yansıtıyordu,
hem de Türk olmayana Türk dedirtmiyordu. Ayrıca
Osmanlı'nın sonradan oluşan kozmopolit kültür ve
sanat kazanına güzel bir isim ve sıfat
bulunmuştu. (Not: Osmanlı hiçbir zaman kökünü,
Türklüğünü unutmamıştır. Lâkin ihtişamı ve
yüksekliğinin yanında da oldukça da hatası olan
bir imparatorluktur.) Yine de Osmanlıların iyi ve
kötü yaptığı her işe "Türkler yaptı" demiştir.
Zaten Osmanlılık kavramı da ilk dönemlerde değil,
çöküş devrinde ortaya çıkmıştır. Bilhassa
Napolyon hadiselerinden sonra. Yoksa Osmanlı’da
net bir kavram yoktu. Yapılan anlaşmalarda ise
Devlet-i Aliyye ya da Imperium Turcicum veya
Turcia gibi kelimeler kullanılırdı.
Dönelim "Türkiyeli" kelimesine. İfade ettiğim gibi
bu kelimeyi icat edenler her ne kadar Türk
düşmanları olsalar da, akıllıca iş başarmışlardır.
Eee, Ne demişler? Bozuk saat iki kere doğru
gösterir.(Bozuk saatini 9:05'e ayarlayan
Kemalistler yine de gidip saatlerini tamir
ettirsinler.)
Bu güruhun argümanı şudur: "Türkiye Cumhuriyeti
toprakları içinde, gayrıTürk etnik unsurlar bir
hayli çoktur. Bu yüzden her T.C vatandaşına Türk
demek saçmadır." Öncelikle tebrik ediyoruz, biz de
aynısını söylüyoruz zaten. Biz ırkçı ve
imparatorlukçu olduğumuz için(Atsız Romanındaki
Selim Pusat'a esenlikler olsun) bu kelime bize hiç
batmıyor. Çünkü Türk olmayana "Türküm(!)"
dedirtmek ırkçılığın aleyhine bir harekettir.
Gerçekten Türk gibi yaşayan, Türk gibi rüya
gören, yabancı köklü ama Türkleşmiş olanlar
vardır, mesela Sokollu Mehmed Paşa buna örnektir.
Aslen Sırp olmasına rağmen Sırplar bile Adama
Türk diyordu. Neyse bunlar ise ayrı mevzudur.
Zaten sözlerimiz bu gibi kişileri kapsamaz.
Günümüzde bir etniğin Türkleşeceği zannetmek
budalalıktır. Hele bu şartlarda tamamen
salaklıktır.
Şimdi bu sanal acunda ırkçılık oynayan aveller
bizi eğer yeterince tanıyorlarsa şuradan vurmağa
uğraşabilirler: "Eee, Esat Oktay da Kürtlere zorla
'Türküm' dedirtmedi mi?" Ne yapalım biz de bu tür
avellere yanıt vermekle mükellefiz. Bu da bizim
imtihanımız olsa gerek... Bak gerizekalı, Esat
Oktay biz nökerlerin örnek aldığı ve çokça takdir
ettiği bir adamdır. Kendisi Rum piçleri ve K-
Virüslerine ettiği eziyet ile Atalarımızın yüzüne
bakabilme şerefini kazanmıştır. Oğluna da yüce
başbuğumuzun adını vermiştir. Lâkin kendisi T.C
damgası altında bir subaydı ve T.C'nin kürtleri
asimile etme politikası yalnızca onları Türk(!)
olduğuna ikna etmektir. (Nerede o Ziya Gökalp'e
kürtleri asimile ettirmek için kitap yazma emri
veren Doktor, Nerede Kürdler dağda yaşayan
Türklerdir(!) diyen Arnavut ciğeri Kenan...) Zaten
bir şeyin üstünde T.C damgası varsa onda kalite
aramamak lazım ya, neyse... Esat Oktay her ne
kadar onlara "Türküm" dedirtse de yine de eziyet
ederdi, Çünkü ırkçıydı! Esat Oktay'ın onlara
yaptığı eziyetleri dinlemesi epey zevklidir.
Umarım bir gün dergimizin Barbar Mizahı
köşesinde paylaşılır da biraz güleriz. O aptal
güruha bir yanıt verdikten sonra (ki onlara
fayda etmeyeceği gayet ortadadır.) konuyu
topluyorum; Biz Tigir'in Erleriyiz ve Tigir'in
Erleri olarak "Türkiyeli" kelimesini
destekliyoruz. "Türkiyeli değil Türk diyeceksiniz
len!" diyen aptallar sakın bize argüman sunmasın.
Biz Mustafa Kemal'in sözlerine pek itimat
etmiyoruz. Kendisinin zaten Sümerlilere bile
Türk(!) demişliği vardır. Biz Türkiye'de yaşayan
sığıntı, devşirme ve etniklerin yüce Türk'le bir
tutulmalarını sindiremediğimizden etnik bir
tanım olan Türk yerine Türkiyeli kelimesini
destekliyoruz. Peki, biz Türkiyeli miyiz? Haşâ ve
Kellâ! Biz Türküz! Türk olduğumuz için de
cumhuriyet rejimine bağlı değiliz.
Kimlikte herkesin etnik hanesi yazacak. Her
Türkiyelinin etnik kimliği belli olacak. Biz başa
geldiğimizde de zaten "Türkiyelilere" çok güzel
ayar vereceğiz. Ne de olsa onlar insandır. Biz ise
insanlığa düşmanız! İnsanlık da bize.
Davam, Onurum, Sadakatim!

Yazar: Kaymaz
İslam Virüsünün Zararları
Türk Irkının başına ne gelmişse bir çöl adamını
put yapmaya başlamasıyla gelmiştir. Bu dinin en
büyük özelliği hâkimiyeti altına
aldığı milletlerin
kültürünü ve bütün
milli
benliğini
silip
süpürmesi,
Araplığı üste
çıkarmasıdır.
Hepimiz
biliriz ki
Araplar
dünya
üzerindeki
en
aşağılık
Irklardan
birisidir ve
zencilerle aynı seviyededirler.

İbneliği, deyyusluğu kültürümüze sokması


yetmezmiş gibi bu mide bulandırıcı dinin
yapıtaşlarından biri Müslüman bir yabancının
sana kendi Irkından olan bir "kâfirden" daha
yakın olduğu inancıdır. Bunun yaratabileceği
sorunların örneklerini defalarca görmüşüzdür.
Türk Irkının başına cellat kesilmiş AK Parti ve
Siyasal İslamcı alagavatların ideolojisi de tam
olarak budur.

Bu sebepten dolayı Türk Vatanına yığınla soysuz


maymun kılıklı teröristi sokup Türk
demografisini sonsuza kadar değiştirmeyi
amaçlamaktadırlar. Türk Irkının günümüzdeki en
büyük güvenlik sorunu Zagros fareleri veya
herhangi bir etnik değil, içimizdeki takkeli
alagavatlar, sıkmabaş karılarıdır ve zihnini
kirlettiği oğullarıdır. İçerideki düşman
dışarıdakinden daha tehlikelidir.

Ancak Türklük İslam’dan temizlendiği vakit


Türk'ün kafasındaki kara perde kalkacak, çöl
itinin ellerine ayaklarına bağladığı zincir
kopacak ve Türk Geleceğe bakabilecektir.
Bir Türk'ün Müslüman olması Atalarına ve Irkına
edebileceği en büyük hakaret ve kötülüklerden
birisidir. Utku Türk Irkının olacaktır!

Yazar: Melun Adam


Chiehsheshuai
Kendi ırkına değer veren Futbol Kulübü:
Athletic Bilbao

Esas konuya girmeden bazı hatırlatmalar ve


uyarılar yapacağım. İlk yazıyı okuyanlar vermek
istediğimiz detayı iyi anlayacaktır. Malumunuz
bir önceki sayıda Türkiye'deki futbol hakkında
biraz malumat vermiştik. Kimsenin
göremediğini siz okuyuculara ve
geleceğin ırk savaşçılarına
anlatmaya çalıştık. Türkiye'de
Futbol kanserleşmiş bir hücredir.
Ne futbol
kültürü vardır, ne de insanlar
bu spordan anlamaktadır. Hiçbir
şey söz konusu değildir. Kendi
futbol takımlarına tapanlardan bu sporu
anladıklarını asla beklemeyin. Futbol basit bir
oyundur. Estetikliği de kaliteli oyuncuların
ortaya çıkardığı sanatsal dokunuşlarda saklıdır.
Birlik ve beraberliği pekiştirmek konusunda iyi
bir spordur. Sosyalleştirir. Pekâlâ, bizim bu sporu
yapanlara karşı bir art niyetinimiz söz konusu
değildir. Tenkitlerimiz gece gündüz kendisini
paralayan, kulüplere tapan meczuplaradır. Bugün
Türkiye'de ortalama bir futbolcu yani Türkiye
Süper liginde oynayan bir futbolcu aşağı yukarı
1 ve 3 milyon euro civarı yıllık bir ücret
kazanmaktadır. Bu kazançlar futbolcunun
kalitesine göre değişiklik göstermektedir. Bazı
Türk oyuncular yılda 3,4 milyon da de
kazanmaktadır. Yurt dışındaki topçular ise yıllık
ortalama 20 milyon Euro kazanan bile vardır ve
liglere göre değişiklik göstermektedir. Velhasıl
kelam anlatmak istediğim iyi bir futbolcu
kazancıyla davamıza büyük katkılar sağlayabilir.
Hatta ırkçı Türkçülüğün yani gerçek Türkçülük
olan Tigir:Er Düşünce Sisteminin bu topraklarda
dalga dalga kıvılcımlanmasını sağlayabilir. Bir
futbolcu 'maddi' açıdan, cephede savaşan bir
askerden daha çok ırkçılığa ve dolayısıyla
Türklüğe katkı sağlayabilir. Türkçü dernekler 10
tane milli futbolcu yetiştirse bugün Türkiye
devleti Türkçü bir devlet olmuştu bile. Maddiyat
ırktaşım... Maddiyat! İçimizden bir ırktaşımız
hapise girdiğinde onun kefalet bedelini
ödeyebilecek kadar finansal açıdan güçlü müyüz?
Bunu sorgula! Demek istediğimin sebebini
sonucunu çok iyi anladınız. Nasıl teşkilatlanması
gerektiğine hiç girmiyorum ve konuyu
dağıtmadan esas konuya giriş
yapacağım.
Evet. Ne demiştik? İspanya'nın
Bask Bölgesinin takımı ve
takımlarında sadece Bask
ırkından olanların olduğu bir
nevi ırkçı bir kulüp Athletic
Bilbao'dan bahsediyorduk.
Muhafazakâr ve milliyetçi geleneklere sahip olan
bu kulüp kendi bölgesi dışındaki hiçbir oyuncuyu
kulübünde yetiştirmemekte ve transfer
etmemektedir. Hatta kulüp dışarıdan sponsor bile
almamaktadır. Kulübün formalarının göğüs
sponsorları bile Bask kökenli bir şirkete aittir.
Sponsorları
bile kendileriyle aynı ırktan olanlara ait. Bu
muhafazakar kulüp uluslararası turnuvalarda da
başarı yakalamıştır. En son 2011-12 sezonunda
UEFA Avrupa Liginde Final oynamayı başarmıştır.
İspanya La Liga liginde mücadele eden Athletic
Bilbao İspanya Ligi kurulduğundan bu yana alt
lige düşmeyen 3 kulüpten biridir. Diğer iki kulüp
ise Real Madrid ve Barcelona'dır. Athletic Bilbao
altyapıdan üstyapıya kendi ırkına vermiş olduğu
değerler ile takdire şayan bir kulüptür. Bizim
malum Türkiye kulüpleri Athletic Bilbao'yu örnek
alsın. Sadece kendi ırkından oluşan ve başarı
yakalanabilen bir futbol kulübü oluyor muymuş?
Görün, Örneği ortada.
Athletic Club de Bilbao, Bask milliyetçiliğin
temsili ve kurumsallaşması konusunda oynadığı
aktif bir role sahiptir ve bir spor kulübünün bir
şehir ve toplum tarafından nasıl
sahiplenildiğinin vurgusu olmuştur. Bask
toplumunun en ünlü takımıdır ve adını tüm
dünyaya duyurmuştur. Bugün Bask ırkını dünyada
ciddiye alan kimler var? Tanındıysa bu Bilbao
takımı sayesindedir.
Mesela Che
Guevara
denilen
Bolivyalı
serseri de
Bask
kökenlidir
fakat onun Bask
olduğunu kimse
bilmez. Bask
ülkesinin (özerk bölge)
temsilcisi olma misyonu ile endüstriyel futbol
dünyasında ender rastlanacak bir politika
yürüten bu kulüp, çoğunlukla öz kaynaklardan
yetiştirdiği sporcular ile mücadelesini
sürdürmektedir. Bu anlamda kendi topraklarından
yetiştirdiği yerli, büyük bir mücadelenin olduğu
küresel ile buluşturan Athletic Bilbao Kulübü,
bir spor kulübü olarak kimlik, ırk bilinci ve
şehir kültürünün oluşumunda bu ölçüde etkili
olduğu dünya üzerindeki ender örneklerden biri
olmuştur. Bu takdir edilesi ve saygı duyulması
gereken davranışı sizlere anlattık.

Bu futbol kulübü bir topluma milli bilinç


aşılamıştır fakat Türkiye'de ise kulüpler ve
başkanlarının açıklamaları Türk ırkına büyük bir
fitne fesat sokmaktadır. Trabzonsporluların
memleketleri Araplara satılırken hiç ses etmemesi
fakat bir tane Fenerbahçe, Galatasaray formalı
veya bayraklı birini Trabzon'da görünce anası
sikilmiş gibi triplere girmesi vermek istediğimiz
örneği çok net bir şekilde açıklar niteliktedir.

Kandaşlarım nefretin sesine kulak verin!

Yeteneklerinizi keşfedin. Yükseklere çıkmaya ve


zenginleşmeye çalışın. Türk ırkçısı dediğin; en
güzel evde oturur, en güzel arabaya biner, en
güzel yemeği yer, en güzel kaliteli kıyafeti
giyer. Irktaşını korur, kollar ve sahip çıkar!

Yazar: Pars Ergenekon


KÜLTÜREL DEJENERASYON & KİNİMİZİN
KAYNAĞI

Bugün harici
unsurlara olan
düşkünlüğünden
ötürü Türk'ün beli
kırılmış, Yüce Tigir
Türk'ten kutunu
çekmiştir. Türk'ün,
baştan sorunlu olan
bu rejimde kut
bulması zaten olası
değildir; bu
kokuşmuş ve işe
yaramaz rejim
lağvedilmeli, yerine
Türklükten gayrı bir şey konmamalıdır. Türk'ün
sorunlarının bu rejim dâhilinde çözülebileceği
yanılsamasında olan insancıklar, Türk'ün önüne
bir başka set çekmek dışında hiçbir şey
yapmamaktadır. Biz bu insancıkların
akıllanmayacağını tecrübe ettik, kodumuzu
belirledik: Bu millet döve döve adam edilir!
Böylesine yozlaşmış bir toplumda yapılması
gereken şey açıktır, izlenmesi gereken yol
bellidir; bir mayın tarlasını temizlemek edasıyla
gayrı-Türk her molozu Erliğin yanına göndermek!
Bunun dışında bir yol izlenebileceği konusunda
iyimser tahminler, enfekte olmuş bir kişi gibi
Türk'ü yavaş yavaş hasta etmiş, yatağa
düşürmüştür.
Atamız Tonyukuk'un Bilge Kagan'ı uyardığı gibi
sizi uyarıyoruz; Türkler, türesi yoksa hiçtir.
Barış, kardeşlik, medeniyet gibi Türk'ün
yaradılışına ters olguları önümüze atıp
durdunuz. Çizmeyi aştınız artık amına koyduğumun
gavadları! Ordan buradan ithal ettiğiniz ortaya
karışık kültür anlayışını gelip Türk'ün türesinin
yerine koymaya çalışmayın, belanızı siktirtmeyin!
Bir de Türklere kendi mikrop değerlerini yamayan
mankurtlar var. Bunlar yılardır "Türk askeri
şöyle vicdanlı şöyle merhametli" diyerek Türk'ün
içindeki yakıp yıkma arzusunu köreltmiş, savaşla
bilenmiş bir ırkı vasıfsız bir zombi sürüsü haline
getirmiştir. Evet, vicdan insan olmanın gereğidir
peki biz insan mıyız? Haşa ve Kella! Biz Türküz!
Türkler maalesef ki atalarının neden bu acuna
geldiğini, neden Türk yaratıldığını unutmuş bir
haldedir. Böyle bir durumda özünü hatırlayan bir
Türk'ün kininin güneş gibi parlamaması mümkün
değildir. Kinimiz anlık bir öfke nöbetinden de
kaynaklanmıyor. Biz bu kini nesillerdir ırkımıza
yapılan ihanetlerin ardında büyüttük. Biz
sokakta iki tane Suriyeli görünce ırkçı olmadık;
bizim ırkçılığımız sadece Suriyelilere karşı değil
tüm Araplara karşıdır. Tüm insanlığa karşıdır!
Mazimizin, türemizin ve ırkımızın üstünlüğünün
bilinciyle bu yola atıldık. Biz, dalkavuklardan
etkilenen Kamal Paşa'nın değil Tong Yabgunun
gölgesinde ırkçılığımızı besledik. Rıza Nur’un
kafatasçılığından feyz aldık, Atsız’ın nefreti ile
büyüdük. Ağzından samimiyetsizlik salyaları
akanların bizi anlamasını zaten beklemiyoruz.
Onlar bizim tinimizdeki karanlığı göremezler...

Yazar: Arsan Dulay


Kemalcilerin ve Muhammedcilerin Sizi
Sömürmesine İzin Vermeyin! Kendinizi
Enayi Yerine Koydurmayın!

Bu yazımızda ikisi hakkında bir şey demeyeceğiz


ancak bu ikisini ticarete dökmüş ve sömürenlere
bir kaç çift lafımız vardır.
Öncelikle kendisine Mustafa Kemalin Askerleriyiz,
Atatürk Milliyetçisiyim, Kemalist'im diyenlere
bakalım. Geçenlerde Disney, Ermenilerin baskısı
yüzünden Mustafa Kemal Paşanın dizini iptal etti.
Kaç şarkıcı, kaç sanatçı, kaç oyuncu çıkıp ta ne
oluyor diyebildi mi? Diyemedi, çünkü Mustafa
Kemal paşa sevgisi bu insanlar için sadece
araçtır.

Çarşıya, Pazara gidin Mustafa Kemal Paşa imzası


veya yüzü ile halı, kilim, saat, kupa, dövme, kolye,
ne ararsan var. Binlerce kitap çıkmasına rağmen
günümüzde hala birileri çıkıp Mustafa Kemal
hakkında kitaplar yazıyor, çünkü insanlar
Mustafa Kemal Paşayı bir araç olarak kullanıyor.
Herkes bir yerden para koparma peşindedir. Bu
yapılanlar saygı, sevgi, hürmet gösterisi değildir
sömürüdür. Mustafa Kemal Paşa üzerinden para
kazanılma durdurulsa sokaklarda onun hakkında
hiç bir şey göremezsiniz, zira ona olan sevgi
samimi olsaydı, ülke Arap dinine inanmış insanlar
ile dolup taşmazdı.
Muhammedciler bu konuda Kemalistlerden daha
beterdir, Arap dini sayesinde milyonlarca insan
milyoner olmuştur. Şu youtube da yüzbinlerce
İslami kanal vardır, ulan alt
tarafı bir tane kitap! 600
sayfalık bir tane kitabı
anlamak için yüzbinlerce kanalı
izlemeye gerek var mıdır? Bak
bakalım bu işten para
kazanılma kapansa İslami
kanalları hala izleti yükler mi.
Birde diyorlar ki’’ ya işte biz
insanlara dini öğretiyoruz’’
yalan! Öğrenmek isteyen
kendisi okur, senin
bildiklerine herkes erişebilir.
600 sayfalık kitap için nedir
bu tantana? Muhammed’in
kendisi mezardan kalksa
günümüzdeki İslam bilgisi
ile sınıfta kalır. Hatta İmam
Hatip lisesini bile bitiremez.
Çünkü günümüz İslam’ı
içinde Muhammed’in İslam’ı çok minik bir yer
kaplamaktadır.
2 liralık suyu okunmuş su diye 20 liraya
satıyorlar. Yok şifalı yok okunmuş diye milleti
kazıklıyorlar. Cin çıkaracağım diye milletin
karısını kızını sikiyorlar, camiye klima alacağız
diye para toplayıp eskorta giderler, fabrikalar
açıp zenginleşirler, kendileri bir oturuşta koca
kuzuyu devirir ondan sonra Afrika'da insanlar
için yardım dilenir, yarısını ya yollar ya
yollamaz çoğunu da cebine atar. Namazını da
zaten Allah korkusundan değil öldükten sonra
sınırsız karı sikebileceğini ve içki içebileceğine
inandığı için kılar.
Kendisine Müslümanım diyenler ve Atatürkçüyüm
diyenler asla samimi değildir. Bu işten para veya
makam çıkarı olmasa hiç biri bir şeyi umursamaz.
Siz de kendinizi enayi yerine koydurtmayın ve
bunlara para kazandırtmayın. Aptal mısınız ulan
siz? İki tane herifi put yapmışsınız 5 para etmez
adamları zengin ediyorsunuz!
Prosedür gereği 10 Kasım da anıtkabirde saygı
duruşuna geçen Fetocu ile kameralar çekiyor diye
dua eden Laikçi bir gavad arasında fark yoktur.
Bu ülke bitmiştir, ne paranın değeri var ne
canlıların. Mevcut sistemden, düşüncelerden ve
inançlardan umudunuzu kesin ve gözlerinizi açın.
Liberalizm, Hümanizm, Kemalizm, Arap dini, 3. Sınıf
milliyetçilik, komünizm tapanları
krematoryumlarda cayır cayır yakmak ve
gezegenden yok etmek gereklidir. Türk Irkının
biricik kılavuz Tigir:Er Düşünce Sistemi olmadıkça
cahiller hükmetmeye, fasıklar aylık maaşı ile
ülkemizin en güzel yerlerinde tatil yapmaya ve
ev almaya devam edecektir. Sizin hakkınızı olanı
başkalarına peşkeş çekeceklerdir.
Biz sizin hakkınızı savunuyoruz ırkdaşlarım!
Öğütlerimiz dinleyin ve iyi bir Türk olun!
Ne Arap’ın Allah’ı ne demokrasinin gardiyanları
bizim kurtuluşumuz olamaz. Türk Irkı kendi
yolunu çizmelidir. İçinizde ki kini, nefreti ve
ırkçılığı daha fazla bastırmayın, varlığınıza
karşı gelmeyin. Bizler bu gezegenin efendileri
olarak yaratıldık, ona göre yaşayın.
Davam, Onurum, Sadakatim.

Yazar: Türk Yalavaç


YABANCI DİL BİLMEK IRKÇILIĞI NÖTRLER Mİ?

“E sen ırkçı değil misin, niye yabancı dil


konuşuyorsun?”, “Adam hem ırkçı, hem de yabancı
dil biliyor, bu nasıl bir anlayış?”
Yabancı dil ve yabancı kültürleri öğrenmek
ırkçılığın aleyhinde bir mevzu değildir. Ancak
kişiye Türk kültürünü, Türk tarihini öğretmeden
yabancı dil ve yabancı kültürü öğretirsen o
kişiden mankurt olur. Bugün biraz yabancı dil
bilen, yurtdışına giden kendini âlim sanıyor.
Türklüğe saldırıyor. Bu rezillikten kurtulmak
için şuurlu Türkler yetiştirmeliyiz.
Mankurtlar ve Türk düşmanları, Türklüğe her
koldan saldırıyor. Yabancı dil bilen Türk
ırkçılarına ise
başka türlü
saldırıyor. İşte
sen ne biçim
Türksün, niye
yabancı dil
biliyorsun, ne
işin var
Amerika’da,
Avrupa’da
diyorlar. Ortada
bir çekememezlik olduğu açık. Irkçı ve kültürlü
biri görünce kafayı yiyorlar. Eğer bir Türk diğer
kültürleri ve yabancı dil bilmezse “Refugees
welcome” (Mülteci aşığı bir gavatım) yazılı tişört
giyer ve istemeden de olsa ırkçılığın içinden
geçer.
Bu yüzden Türk ırkçısı biri yabancı kültürleri ve
yabancı dil bilmelidir. Yabancı dil bilmek
ırkçılığı nötrlemez. En basitinden Türk
ırkçılığının babası olarak kabul ettiğimiz Doktor
Rıza Nur dahi yabancı dil biliyordu,
peki bu durum bizim Uçmağmekan
Doktor Beğ’i Türk ırkçılığının
babası olarak kabul etmemize
mâni oldu mu?

Örneklendirme kısmını kısa


kesip sözün özüne geçelim.
Sürekli olarak yabancı
menşeili sikindirik sosyal medya
jargonlarını kullanmadıktan sonra
yabancı dil bilmek sizi ırkçılıktan aforoz etmez.
Aksine faydası bile dokunur. Bir ırkçı için
yabancı dil bilmekteki fayda, toplum içinde ırkçı
kimliğini maskelemekte rol oynamasıdır. Bu
devirde sinsi olmak icap eder kandaşlar. Sırf
birilerine bir şeyler kanıtlamak uğruna önünüze
gelen her imkânı elinizin tersiyle itmeyin.
Yabancı dil bilmek bir beceri veya yetenektir ve
kültürlerarası farklılıkları anlamada anahtar
rol oynar. Bu yüzden aralarına sızıp -şayet
ağzınız laf yapmayı bilir ise- “Ben sizdenim”
izlenimi verip karşı tarafı bülbül gibi
şakratmanız bizim hanemize puan yazdıracaktır.
Zira düşmanın bilinmedik bilgilerini, kusurlarını,
zayıf yönlerini bilmekte ne kadar fayda
olduğunu anlatmaya gerek yok. İki lisan iki ins*n
sözünün de bizim için bir hükmü yoktur, çünkü
lisan bize bir araç görevi görmektedir ve biz
insan değil Türk’üz.
Her bireyin şahsına münhasır bir dil öğrenme
tarzı vardır. Öyle çok kısa sürede yabancı dil
öğrenebileceksiniz diye bir şey yok. Hızlı giden
atın boku seyrek düşer. Kurslara yazılıp para
dökmenize de çok gerek yok, zira artık hepinizin
elinin altında internet var. Yabancı dil öğrenmek
içinse sürekli olarak yabancı dilde medya
tüketin. Bazı gündelik kelime ve cümle
kalıplarını ezberleyin, dinleme ve konuşma
pratiği yapın, tarayıcı çevirileri tam doğru
çeviri veremeyebileceği için yanınıza o dili
konuşan birini bulun, Türkçe ile hedef dilin
arasındaki dil bilgisi farklarını anlamaya
çalışın; o ara bazı taşlar yerine oturmaya
başlayacaktır. Bir süre sonra ise kullandığınız
cihazın dilini hedef dille değiştirin, o dili
konuşan biri ile o dilde temas kurmaya çalışın,
gördüğünüz duyduğunuz cümleleri kendinizce
çevirmeye çalışın. Sonrasında ise o dilin argosunu
öğrenin, o dil sokak ağzı nasıl konuşulur veya bir
cümle başka yollarla nasıl söylenir onları
öğrenmeye çalışın. Gerisi devamını getirecektir.
Bizden bu kadar.

Yazar: Kindarsoy
Spor'a Teşvik ve Türk Irkı

Atalarımızın tinini bulmak, Türk


hüviyetini inşa etmek demektir ve
gelecek nesillere değerlerimizi
aktarmaktır. Bu sebeple,
kahramanlıkları, zaferleri ve
tecrübeleri bize
ilham kaynağı
olurken, bu ruhu
yaşatmak ve
korumak da içtimâî bir
mesuliyettir. Bu gayeye hizmet
eden faaliyetler arasında, spor
gibi faaliyetlerle bu ruha temas
etmek ve onu yaşatmak
mümkündür. Örfî Türk sporları, binicilik, okçuluk,
atıcılık, güreş ve dövüş gibi, geçmişimizin ta
kendisidir ve bu sporlar Atalarımızın cesaretini,
dayanıklılığını ve azmini temsil eder.
Gençlerimizi geçmişimize daha yakın hissettirir ve
kuşaktan kuşağa geçen değerleri aktarmamızı
sağlar. Bu sporlardan en az birini yapma
mecburiyeti, Türk gençliği için bir vazifedir ve
eğer imkân yoksa imkânı yaratmak yine gençliğin
görevidir. Çünkü acizlik bize yakışmaz!
Binicilikteki asalet, okçuluğun keskin iradesi,
dövüşün azmi ve
cesareti, atıcılığın
hedefe ulaşma
kararlılığı, güreşin
güçlülüğü ve direnci,
geçmişimizin ruhunu
taşımamız ve güçlü
adımlarla geleceğe
ilerlememiz için birer
fırsattır. Geçmiş,
atalarımızın bu
erdemleriyle
şekillenmiş ve onların
mücadeleleriyle
yazılmıştır. Bu mirası
yaşatmak ve ruhu
canlandırmak da bizim
görevimizdir. Şimdi, bu
sporlar aracılığıyla cesaretimizi artıralım,
bedenimizi güçlendirelim ve Atalarımızın
yolundan ilerleyerek Türk milletine yaraşır bir
geleceğe yürüyelim! Geçmişle güçlü bir bağ
kurmanın yollarından biri de tarihi ve kültürel
mirasa sahip çıkmaktır. Eski Türk kültürünü,
âdetlerini ve destanlarını öğrenerek, köklerimize
daha sağlam bir bağ kurabiliriz. Bu bağ,
kimliğimizi güçlendirir ve Atalarımızın ruhunu
günümüze taşımamıza yardımcı olur. Ruhumuzun
canlanması için ise, geçmişin ilhamını alarak
geleceğe yönelmeliyiz. Atalarımızın azmi,
dayanıklılığı ve inancı, bugünün zorluklarıyla
başa çıkmamıza yardımcı olabilir. Onların mirasını
yaşatarak, özgüvenimizi artırabilir ve geleceğe
umutla bakabiliriz. Sporlar okullarda zorunlu
olmalı ve erkeklere erkek sporu yaptırılmalıdır.
Kadınlar da fiziklerine uygun sert sporlara
teşvik edilmeli ayrıca hem erkekler hem de
kadınlar satranç gibi zekâ geliştiren gerektiren
aktivitelere katılmalıdır.
Türk dediğin güçlü kuvvetli olur. Vitaminsiz
olmaz. 4. Murad gibi olur. Eğer kişinin bedeni
gençliğinde yaşadığı bazı olaylardan dolayı buna
el vermiyorsa o zaman o kişi zekâsına ağırlık
verecektir. İngiliz Hawking gibi ucube
görünebilirsiniz ancak zekânız ile Türk ırkına
ışık tutabilirsiniz, davaya feda olabilirsiniz. Bu
tamamen sizin elinizde! Yeter ki samimi olun
ırkdaşlar.
Esen kalın, güçlü kalın, Türk kalın! Tanrı Türk’e
yâr olsun.

Yazan: Kul Kıran Öküz


Kısa Tarihi Bilgiler Bölümü
Bu bölümde Kısa Tarihi Bilgilere Yer Verilecektir

Türk Kafası Nedir?


Günümüzde turistik yerlerde ya da tatil
mekanları veya eğlence merkezleri önünde
muhakkak bir boks makinesi görmüşsünüzdür. İçine
1 lira gibi bir para atarsınız ve önümüzdeki cisme
yumruk atarısınız. Ne kadar sert vurursanız o
kadar sayı yaparsınız. İşte bunun benzeri 1800’lü
yıllarda Avrupa’da vardır.
Napolyon’dan sonra amansız bir
Türk düşmanı olan Fransızlar,
bu boks makinesine Türk
kafası adını vermiştir.
Yumruk attıkları şey de
bir Türk’ün kafasını
temsil etmektedir.
Orijinal ismi Tete De
Turc.
Yurtdışına seyahat
eden Sultan
Abdülaziz Fransa’da
bir sergide gezerken
bu makine dikkat çekti.
Makinede bıyıklı bir adamın
yüzü vardı. Üstünde de Fransızca Türk kafası
yazıyordu. Abdülaziz bu durumu görünce
bozuntuya gelmedi. Kimi kaynaklara göre bizzat
kendisi kimi kaynaklara göre ise yaveri makineye
yumruk attı ve makine tek yumrukta paramparça
oldu. Olayı gören Avrupalıların orada ödü bokuna
karıştı. O sırada padişah,
bu Türk kafası değil olsa
olsa Avrupalı kafası olur
baksanıza bir yumrukta
dağıldı dedi.
Abdülaziz’in Avrupa
seyahatinde garip olaylar
meydana gelmiştir. Oğlu 5.
Murad’ın da İngiliz
kraliyet ailesinden bir
Leydiye çaktığı söyleniyor.
Fatih’i Zehirleyen Doktorun Irkı Nedir?

Türk Başbuğu Fatih Sultan Mehmed Han’ı


zehirleyen doktorun adı Yakup paşadır. Yakup
Paşa’nın Müslüman olmadan önceki adı ise Maestro
Jacopo’dır. İtalya’da büyüyen bir Yahudi'dir.
Sultan Mehmed’i yavaşça zehirlemiş ve onun
ölümüne sebep olmuştur. Ayrıca Mustafa Kemal
Paşayı’da yabancı doktorlar yavaşça zehirlemiş
ve sağlıklı düşünmesini engellemiştir. Zira
Cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyet sonrası Mustafa
Kemal 2 farklı kişidir. Beni Türk hekimlerine
emanet
edin
sözünün
aslı da
budur.
Yanına o
kadar çok
dalkavuğu
doldur ki
doktorları
bile bu
yüzden
yabancıydı ancak dalkavukların ona zarar
verdiğini anlayınca artık çoktan iş işten
geçmişti…
Güncel Mevzular

Burada Güncel Mevzulara Yer vereceğiz.

Türkiye Voleybol Milli Takımı Şampiyon Oldu

Türkiye Voleybol ’da Avrupa Şampiyonu Oldu


Ancak Zaferin Gerçek Sahibi Yahudilerdir!

Filenin Sultanları ile anılan Türkiye Voleybol


takımı Avrupa’da şampiyon oldu. Kendilerini
öncelikle tebrik ederiz ancak gerçek kazananlar
Yahudilerdir. Yahudi Fitnesi Türk toplumunu
birbirine düşman etti. Daha takım finale
kalmadan toplum ikiye bölündü. Herkes birbirine
saldırmaya başladı. Bazı sporcuların cinsel
tercihleri sebebiyle İslağımcılar Türkiye’nin
elenmesini istedi. Sırbistan için dua eden çöl
fareleri gözlerden kaçmadı. Sonuç olarak kazanan
Yahudiler oldu.
Ebrar Karakurt’un cinsel yönelimi dolayısı ile bu
sefer İslağımcılar Vargas adlı bir etniği ön plana
çıkarmaya başladı. Sosyal Medya’daki İslağımcı
hesaplara bakarsanız hepsinde Vargas aşağı
Vargas yukarı. Hayırdır lan? Sizler kendi
ırkdaşınızı savunmak yerine bir kömürü
savunuyorsunuz? Şimdi diyenler olacak, sizler
eşcinsel birini mi savunuyorsunuz diye? Cevap
verelim. Bizler her zaman Türk ırkını savunuruz
ancak Ebrar’in cinsel tercihi de bizim kabul
edeceğimiz bir mevzu değildir fakat bir Türk
evladına karşı bir etnik döküntüyü savunacak
kadar da düşmedik. Bunu ancak İslağımcılar
yapar. Daha önce Yunan ordusu karşısında namaz
kıldıkları gibi. Ya da Amerikan filosu önünde
secde ettikleri gibi. Bu deyyuslar hem
Yahudilerin ekmeğine yağ sürdü hem de bir etniği
göklere çıkardı. Ayrıca bu çöl evlatlarının arada
Türklüğü savunduğuna bakmayın bunlar en ufak
fırsatında Türklüğe ihanet eder. Bunlar için
önemli olan Türklük değildir. Ayrıca bu
islağımcılar ahlaksızlıkta LGBT’li mikropları
bile geride bırakacak seviyededir. Ulan
İngiltere’de grup seks partilerine katılan, kokain
içen bir adam camide poz verdi diye onu göklere
çıkaracak kadar arsızdırlar. Kim bu şahıs?
Söyleyelim. Mesut Özil. İşte İslamcıların putu.
Neden? Çünkü camide fotoğrafı var. Bu yüzden
grup sikiş yapması, kokain çekmesi önemli değil.
Berat Albayrak Özge Ulusoy ile neden baş başa
tatile çıktı, neden gizli gizli buluştular? Siyaset
mi konuşuyorlardı? Ekonomi mi konuşuyorlardı?
Özge’yi becerdiğini dünya âlem biliyor. Berat
Albayrak Amerika’da parti evlerinde neler
yapıyordu? Amerika’ya gidince neden vibratör
satın aldı? Özge’ye mi hediye edecekti yoksa
karısına mı? Ya da kendi mi üstüne oturacaktı?
Peki, Binali’nin oğlu Amerika’da, Asya’da neler
yapıyordu? Herhalde Binali’nin oğlu Amerika’da
ağır yaşam belgesellerine katılıp amme hizmeti
yapmıyordu öyle değil mi? Ulan aşağılık İslağımcı
bunlara niye sen karşı çıkmadın! Utanmaz piç! Bir
yandan Yahudilerin ahlaksızlığı diğer yandan
sizler…
Neyse konumuza dönelim!
Şimdi biz bu kupanın kazanılmasına sevinmedik
çünkü gerçek kazananlar Yahudilerdir.
Milli takım adı üstünde milli
olmak zorundadır ve
buradaki oyuncular
safkan Türklerden
oluşmalıdır. Bir
kölenin milli takımda
işi nedir? Bu tip
müsabakalarda
ırkın
üstünlüğünü ön
plana çıkarıp
prestij
yakalamak büyük
öneme sahiptir. Yahudiler ise her ülkede bu
prestiji kırmak için milli takımların etnik sporcu
almasını kolaylaştırmıştır. Kazanılan kupa sadece
bir sembol olarak kalacaktır ancak Yahudilerin
Türkiye’de yaydığı fitne yıllarca tesirini
gösterecektir.
LGBT mevzusu tamamen bir Yahudi projesidir.
Yahudiler tarafından yayılmaktadır. Aileyi
öldürmek, ırkları yok etme planları tıkır tıkır
işlemektedir. Yahudi bizi öyle bir duruma
sokmuştur ki kazanılan zafere bile sevinemeyecek
duruma getirmiştir. Takımın en önemli
oyuncularından olan, gerçekten samimi bir şekilde
savaşan, defalarca Türk olduğunu dile getiren
Ebrar’ı bile gönül rahatlığı ile savunamıyoruz.
İşte Yahudi’nin saçtığı fitne ve bizi düşürdüğü
durum budur.
Umuyoruz ki Ebrar kendisini düzeltir. Çünkü
Ebrar savaşçı ruhlu biridir ve bu hastalığı
bünyesinden atmak zorundadır. Türk biri eşcinsel
olmaz, olursa da Türk değildir!
Ey Yahudi! Biz senin planlarını, savaş
taktiklerini her şeyini biliyoruz. Eurovision 2003
yarışmasında da Türkiye’yi temsil eden kadın bir
Yahudi olduğu için ve dünyanın gözüne baka baka
Yahudi sembolünü canlı yayında koreografisini
yaptığı için Türkiye’nin kazanmasını sağladınız
ama gerçek kazanan Türkiye değil sizsiniz! Gerçek
kazanan Yahudiler!
Irkdaşlarım! Yahudiler tüm milletlerin gizli
düşmanıdır. Türkiye’de tek bir
Yahudi kalmayana dek
Yahudi fitnesinden
her yerde
tanıdıklarınıza
bahsedin. Yahudiler
nankör bir
topluluktur.
Türkler o kadar
iyilik yaptıktan
sonra Yahudi’nin
bize yaptıklarını
görüyorsunuz.
Kürtler, Ermeniler,
Araplar neyse Yahudi’de o dur. Hatta daha
tehlikelidir. Çünkü Yahudi organize olur. Yahudi
para sahibidir! Yahudi’yi yenmek içinde ayrıca
Yahudi’nin silahına da sahip olmalıyız. Bu silah
ise paradır!
Bu savaş bir var olma mücadelesidir. Yahudiler
derhal Türkiye’yi terk etsin ve Türkler üstündeki
kirli emellerine son versin aksi halde
Avusturyalı ressam bile size yapacaklarımızdan
dolayı bizim yanımızda melek kalacaktır!
Türkiye bir Fallout, Mad Max Evreni mi? Türkleri
Zehirliyorlar Uyanın!

Son zamanlarda algoritma (Harezmî Yolu)


sayesinde yeni bir haber trende düştü, ancak
haberde geçen olayı Kürtlerin yaptığı belli
olunca haber hemen gündemden
kalktı. Sizce neden ırkdaşlar?
Bizden duyun! Çünkü Kürtlere
düşmanlık artmasın diye. Hem
bu devlet hem de devşirme
medya Kürtleri ve
etnikleri koruyor. Haberin
içeriği ise şuydu; bir
market bozuk ve tarihi
geçmiş etleri çöpe atıyor.
Sonra da Kürt kebabçı
gelip etleleri alıp Türk
milletine satıyor. Türkler
de bunları afiyetle yiyor.
Bunları yiyen Türk evladı
da hastalanıp yataklara
düşüyor. Hatta ölüyor!
Zaten Türkiye’de öyle yerler
var ki tam olarak Fallout, Mad
Max evrenini hatırlatıyor.
İnsanlar da radyasyonlu gibi.
İzmir’de tepecik olsun, İstanbul’da bağcılar olsun
tam olarak bu kurgusal evrenleri
yansıtıyor. Yediğimiz gıdalar
bile post apokaliptik çağda
yeraltı sığınaklarından ele
geçirilen gıdalardan daha zararlı bileşenlere
sahip. İçtiğimiz sütten yediğimiz etlere kadar her
şey zehirli. Türkiye’de üretilen aynı ürün
yurtdışına farklı içerikle satılıyor Türkiye’de
farklı içerikte. Türkiye’deki hazır gıdaları
yabancılar köpeklerine bile vermiyor. Mesela bir
kere haber olmuştu ancak sonra hemen piyasadan
sildiler. Rusya’ya domates gönderdik, Dometesler
ise yenilecek durumda olmadığı için Ruslar geri
gönderdi bunları. Sonra ise Türkiye’de domates
satışları tavan yaptı. Aşağı
ırk slavın bile
yemediği malları
yiyoruz. Oyuna
gelmeyin kardeşlerim!
Yabancının
yemediği malları
Türklere
yediriyorlar.
Türkleri
zehirliyorlar!
Türkiye’de tıp çok gelişmiş, çok iyi doktorlarımız
varmış… Evet doğrudur yalan değil ancak
bunlardan kim faydalanıyor? Etnikler,
Suriyeliler, Ruslar, Almanlar, İngilizler…
Amerikalılar bile saç ektirmek için Türkiye’ye
geliyor. Türkiye Türklere çalışan bir ülke
değildir. Türkiye etnikler için bir cennet,
Türkler için ise bir mezarlıktır.
Ey Türk! Sen etnikleri bu kadar şımartırsan,
onlara makam mevki verirsen, onların
zenginleşmesinin önünü açarsan onlarda bunun
karşılığında seni zehirler, seni öldürür, senin
parana çöker, sana bozuk yiyecek satar.
Etnikler seni öldürmek istiyor hâlâ bunu
anlamadın mı? Cihan harbinden sonra da etnikler
gücüne güç kattı, zenginleşti. Türkler savaştı
onlar ise ticaret yaptı. Savaş bitince de çok daha
zengin oldular. Onlar Türklere minnettar olmak
yerine ekmek yediği kaba tükürerek Türk ırkına
düşmanlık besledi, Türkiye’yi işgal eden
kuvvetlerle bir oldu. Türklere bozuk gıdaları,
kokuşmuş elbiseleri, yırtık ayakkabıları savaşı
bahane edip fahiş fiyata sattılar ama Türkler
sesini çıkarmadı.
Şimdi soruyorum Türk evladı! Düşmanın seni yavaş
yavaş zehirlemesini mi izleyeceksin yoksa
düşmanın kellesini mi alacaksın?
Sanal Acunda Gördüğümüz bir Zehre Cevap

Romalılar Koca Stadyumlar, Evler, Tiyatro


alanları yapmış ancak Türkler ise sadece taş
dikmiş…

Buna kargalar bile güler!


Türk düşmanları Türkleri aşağılamak için Türk’ün
kutsal anıtlarına dil uzatacak kadar ileri
gittiler. Bizim kutsal bengü taşlarımızı Kolezyum,
Yunan Tapınakları veya diğer Avrupa
şehirlerindeki putlarla mukayese ediyorlar.
Romalılar kocaman kolezyum yapmış, şehirler
yapmış ancak Türkler taş dikmiş. Öncelikle o
kutsal anıtlarımız taş değildir. Bütün anasını
sikişken Türk düşmanları bunu böyle bilsin.
Bir kere ortada yapılan kıyas tamamen
anlamsızdır ve birbiriyle alakasızdır. Göktürk
anıtları Türk ırkına öğüt versin, Türk’e rehber
olsun diye Türk Tanrısı Yüce Tigir’in emri ile
atalarımız tarafından yontulmuş yol gösterici
anıtlardır. Aslanı, Kaplanı, Zenciyi, Çingeneyi,
Kertenkeleyi arenada dövüştürmek için inşa
edilmiş bir yapı ile Türk’e rehber olsun diye
dikilmiş bir yapıyı kıyaslayacak kadar avellerle
doludur bu ülke. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti
denilen ülkenin kendisi de bizzat Türk
düşmanıdır.
Peki, Türkler normalde niye bina dikmemişler. Ona
da cevap verelim. Türkler tüm acunu kendi mülkü
binmiştir. Canı bina çektiğinde zaten gidip Çin
şehirlerini istila ediyor ve beğendiği yeri
kendine alıyor. Avrupa’ya gittiğimizde de aynısını
yaptık. Ayasofya’ya çökmemiz gibi. Neden boş yere
sıfırdan aynısını yapalım? Zaten istediğimiz
zaman istediğimiz binaya el
koyuyoruz. Bugün İncil’de geçen
kutsal mekanlar biz Türklerin
elinde.
Ancak Avrupa, Çin ve Yunan
yapılarından sıkıldık. Artık kendi
tarzımıza ve kültürümüze özgü
yapılar inşa etmeliyiz. Bunun için ise
çok yetenekli Türkler zaten var.
Dünyanın 7 harikası diye geçen Tac
Mahal bir Türk eseridir. Türk
düşmanları Türkleri aşağılayacağım
diye kendilerini daha çok rezil
ediyor. Türk düşmanları! Bunlar
sizin son demleriniz. Siren Sesleri
çalmaya başladığında hepiniz
için çok geç
olacak…
Bilmece Bölümü

Bilin bakalım bu kim?

-Fevkalade bir hayvansever ve vegan beslenir.


-Ülkesini çok seviyor
-Hergün 1 kilo çikolata tüketir ve Klasik Müzik
Dinler
-Rahatsız edici haşereler için toplama kampı
hazırlar
-En büyük Emperyalist Güçlere karşı savaşmıştır
-Ramazan bayramında Müslüman askerleri tebrik
etmiş ve onlara el yazmalı Kuran-ı Kerim
Dağıtmıştır.
Bilmecenin cevabı sayfa 125te.
Irk Hainleri
Bu Bölümde Irk Hainlerine Yer Vereceğiz!

İslağımcı Hoca Halil Konakçı!

Hali Konakçı adında bir Arap aşığı çöl devesi var.


Türklerin kan ile aldığı toprakları başka bir
ırka aitmiş gibi tanıtan bu çöl devesi, Türkiye
adlı devlette bir memurdur. Türkiye’deki
memurlar bile Türklere ait olan toprakları
başkasına ait gibi gösteriyor.
Gerçekten hâlâ daha bu ülkenin
Türklüğe hizmet ettiğine
inanan var mı?
İslamcılar genel
itibari ile Arap
aşığıdır.
Arapları
Türklerden üstün
görürler. Çünkü
Kuran Arapça,
Peygamber Arap
ve cennet dili de
Arapçadır. Biz ne yapalım? Bize ne bundan? Madem
bu kadar hassassınız o zaman gidin Arap
memleketlerine. Ama oraya da gitseniz rahat
olamayacaksınız çünkü vakti geldiğinde oraları
da istila edeceğiz! Hülagü Han’ı unutmadığınız
biliyoruz Arap develeri! Gazabımız Hülagü’nün
gazabından da büyük olacak. Siz de kaçmak var
biz de ise kaçanları kovalamak var…
Türkiye Cumhuriyeti adlı Kemalist-İslamist
devletin her kadrosunda Türk düşmanları var.
İktidarından muhalefetine kadar her yerde.
İslamcılar için kişi ne kadar Türk değilse o kadar
iyidir. İslamcılar Türklerin soyunu bozmak için
bu ülkeye mültecileri doldurdu. Yetmedi Kömür
zencileri bile getirdiler. Pek çok dini bütün
İslamcı kızlarıın kömürlere siktirmekten kıvanç
duyuyor. Sanal acunda bol bol videolar mevcut.
Gurursuz, haysiyetsiz, ırk düşmanı soyu bozuk
piçler!
Arap Halil! Ekmek yediğin kaba pisledin evlat!
Sen de bunun cezasını çekeceksin. Biz kimseyi
unutmayız!
Lan çerkeZZ Armağan!
Şu zamana kadar her
zaman birilerine
salça olarak,
birilerini küçük
düşürerek
gündeme
gelmeye
çalıştın.
Tam bir
medya
şarlatanı
gibi hareket
ettin. Karşındakileri
hep küçümsedin, hep
aşağıladın. Marjinal
gözükeceğim diye
yapmadığın soytarılık kalmadı. Ancak biz ırkçılar
senin hakkında konuşmadık çünkü buna gerek yok.
Ancak Türklüğe saldırmaya başladığın anda senin
hakkında konuşmaya karar verdik.
Ulan ibne Armağan! Hadi popstar mopstar gibi
yerlerde insanlara sarıyordun, reytin almak için.
Bir şey demedik. Be amın evladı sen ne zaman
Türklüğe düşman oldun hayırdır lan yavşak! Lan
çerkeZZ! Sen neden Türklükle ilgili olan her
şeyden nem kapıyorsun? Orman’da yangın çıkaran
bir şahsı giydiği tişörtten dolayı tüm
milliyetçileri ormanları yakan, Türkiye’ye zarar
veren biri olarak gösteriyorsun. Hayırdır ulan
çerkeZZ! Gerçi bizimki de soru mu? Aşağı ırksın
çünkü. Ç-virüsüsün. Türk düşmanlığı kanında var.
Senin ben kanını sikeyim lan çerkeZZ Armağan!
Armağan’ın yorumunu görmeyenler vardır, biz
burada tekrar hatırlatalım da çerkeZZ’in ne
dediğini görün.

Tişört “milliyetçi ve faşist” ! Ama canı sıkılınca


ülkenin ormanını yakar!
Tişört milliyetçi ve faşistmiş. Armağan sen cahil
bir adam değilsin Göktürkçenin Faşizm sembolü
olmadığını anlayacak kapasitedesin. Ancak
Türklere saldırmak için ve gündemde kalmak için
her türlü şarlatanlığı yaparsın.
Şimdi her Göktürkçe Tişört giyen milliyetçi veya
faşist midir? Komünist Parti lideri Erkan Baş,
insanlar Türkiye’de yemek bulamıyorken 1500
liralık Amerikan malı kazak giydiği için ona
Kapitalist ve Amerikancı diyor musun? Demezsin.
Ama sıra Türklüğe saldırmaya gelince her şeyden
bir anlam çıkarırsınız.
Bilmeyenleriniz vardır, bizden duyun! Türkiye
Cumhuriyeti Türklere düşman olan bir ülkedir.
Türkün soyunu bozmak için de var gücüyle
çalışmaktadır. Bu devletin görevlileri Orman
yakan şahsı yakalıyor fakat üstünde normal,
sıradan bir tişört var. Sonra üstündeki tişörtü
çıkarıp algı yapmak için “Göktürkçe Türk” yazılı
tişört giydirip medyaya öyle servis ediyorlar.
Eğer olay böyle olmasaydı bile bir kişi sırf
“Göktürkçe Türk” yazılı tişört giyiyor diye neden
Milliyetçiler Orman yakıyor algısı yaratılsın. Ne
alaka ulan? Dedik ya, maksat Türklüğe saldırmak.
Son zamanlarda çerkeZZ ler çok zıplamaya
başladı. Bilhassa sosyal medyayı iyi kullanan
çerkeZZ ler Türk karşıtlığında zirveyi oynamaya
ant içmiş gibiler.
Biz bu çerkeZZ leri yedirdik, içirdik, çorba ikram
ettik. Rus katliamından kurtardık. Ticarette
zenginleşmelerini sağladık. Karılarını sarayda
hareme aldık. Erkeklerine memurluk verdik. Onlar
ne yaptı? Önce atlarımızı çaldılar. Sonra ise
Hainlik ve nankörlük yaparak karşılık vermeye
devam ettiler. Ahlaksızlıklarını Türkler
arasında yaymaya çalıştılar, sinsilik ile makam
sahibi olup nankörlük çıtasını yükselttiler.

Hain ve nankör çerkeZZler eğer Ormanlara bu


kadar duyarlıysa o zaman neden Kürtlerin
yaktıkları Ormanlardan bahsetmiyorlar? Terör
örgütleri orman yakınca kimsenin ağzından Kürt
lafı çıkmıyor. Bakın ırkdaşlar, Türkiye’de etnik
dayanışması vardır. Düşük düşüğü sever. Kürt,
Ermen, Arap, Yahudi falan bok püsür hepsi Türk’e
düşmanlıkta birleşirler.
Nankör ve hain çerkeZZ ler! Sizin de hesabınız
kesilecek. Bizler yapılan ihanetleri unutmayız!
Türk’ün ayranı kabardığında neler olduğunu
bilmek istiyorsanız Ermenilere sorabilirsiniz.
Onlar iyi bilir!
İslağımcı Fareler
isLAĞIMcı Fareler!

Irk: yoktur Çorba gibidir


Ana Vatanları: Orta Doğu Çölleri
Sağlık: Bağışıklık sistemleri güçsüzdür.
Milliyetçiliğe karşı alerjileri vardır.
Tanrıları Allah, Efendileri Amerika Birleşik
Devletleridir.
Türklüğü içten çökertmeye bayılırlar. Korkunç
derecede korkaktırlar.
Favori Tarzları: Badem Bıyık
Karakterleri: Katmerli Safkan Orospu Evlatlığı
Ahlak Seviyesi: Dört Dörtlük Gavadlık

Yaşadıkları ülkeye ve kendi değerlerine zıt


yaşayan, Kamalistleri bile kıskandıracak seviyede
seküler yaşam tarzına özenen lağım fareleri.
Makam mevkii için karısını kızını hatta kendisini
dahi götünü siktirecek kadar ahlaken batıklar.
Yaşadıkları ülkeyi mülteci kamyonuna çevirecek
kadar Türk düşmanıdırlar.
Devleti yönetirler ve yönettikleri devletin resmi
kanallarında zencilerle evlenmeyi teşvik edecek
kadar Deyyus-u Ekberlerin şahıdırlar.
Yahudilerin Avrupa’da yaptıkları soysuzlaştırma
projelerinin benzerini Türkiye’de yapacak kadar
arsızdırlar.
İdraksiz birer piç kuruları.
CEVAP: ADOLF HİTLER
Anma Bölümü
Ahsen Batur’u Anıyoruz
Türklük için mücadele veren ve samimi olan
herkes bizim makbulümüzdür. Ahsen Baturla daha
öncesinden pek çok muhabbetimiz oldu. Kendisi
Türk ırkının yükselmesini isteyen ve etnik
azınlıkların hainliklerinden açıkça bahseden
biridir. Ahsen Batur ırkımızı bazı konularda
uyarmış ve tarih konusunda yapılan
dezenformasyon çalışmalarını da önlemeye
çalışmıştır. Ayrıca Kendisi İbn-i Arabşah’ın
“Bozkırdan Gelen Bela kitabını” Türkçeye
çevirmiştir. Türk tarih sahasında önemli yazıları
vardır. Ahsen Batur özellikle Türklerin Türk
Tanrısına ihanet etmesiyle lanetlendiği görüşünü
savunmaktadır. Kendisi uçmağa varmadan önce
bunu sık sık dile getirir ve “Türk Irkının
Tengri’ye ihanetini bedelini bir Gürcü ailesi
tarafından yönetilmesiyle ödemektedir” demiştir.
Gürcü ailesi dediği şahsın kim olduğunu
anlamayanız yoktur. Gerçi sadece Gürcü mü? Arabı,
Kürdü hepsi Türkiye’nin kilit noktalarındadır.
Ahsen Batur ayrıca amansız bir çerkeZZ
düşmanıdır. Ahsen Batur’da çerkeZZlerin devlet
içinde nasıl yuvalandığını ve çerkeZZlerin bölücü
faaliyetlerinden haberdardı. Kişisel
sohbetlerinde bunu dile getirirdi.
Şahsi Sosyal Medya hesaplarında etniklere nefret
kusan Ahsen Batur, vefatı ile birlikte hesabı
kapanmış ya da aile üyeleri hesabı kapattı. Bu
Ahsen Batur’a yapılan büyük bir saygısızlıktır.
Eğer şahsi hesabını ailesi kapattıysa tekrar açsın
ve paylaşımlarını herkes görsün. Put hakkında
dolaylı yoldan yazdığı bazı ağır tenkitler
olduğu için hesabı kapattıysanız eğer hepinize de
yazıklar olsun. Herkes putu sevmek zorunda mı
hayırdır? Ahsen Batur’un Kemalist olmaması,
Arap’ın Allah’ına kafa tutması birilerinin
zoruna gitmiş anlaşılan. Bizler Ahsen Batur’un
mekânı uçmağ olsun diyoruz!
Açık Mektuplar

Ülkücü Kardeşlerimize Açık Mektup

Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkücü camia içinde


bulunan Irkdaşlarımıza sesleniyoruz, etnik
döküntüler üzerine alınmasın.
Ülkücüler, yoksa sizlere başka bir sıfat mı
versek, zira ülkü ile bağınız olmadığı çok açık!
Ancak ülküyü bir adamın gardiyanlığını yapmak
olarak görüyorsanız o zaman kendinize Ülkücü
diyebilirsiniz. Sizler maalesef önünü bile
göremeyen bir çaycıyı kendinize put etmişsiniz.
Birbirinizle bağınız o kadar az ki içinizden bir
grup çıkıp İYİ parti denilen fitne ocağını
kuruyor ve MHP’den o partiye binlerce katılım
sağlanıyor. Bu yüzden ülkücüler, gerçek Türk
Ülküsüne ve Vizyonuna sahip olanlar biziz, siz
değilsiniz.
Geçmişten günümüze kadar çok salak
hareketleriniz var, bunları görmezden gelmeye ve
dümdüz günümüzden bahsetmeye çalışacağız.
Her Türk çocuğun içinde Milliyetçilik vardır. Çok
toy olduğu vakitler yolu mutlaka ülkücüler ile
kesişir, çünkü ilgi alanlarına genellikle MHP
çökmüş olur. Türklükle alakalı anma, tören gibi
çeşit çeşit organizasyonlar için ne gereklidir?
Para gereklidir. Sivil bir vatandaş böyle bir
şeyin altından kalkması çok zordur, ve MHP’de
para bir hayli çoktur, Kahramanlarımızı veya
Türklükle alakalı organizasyonlar genelde MHP
tarafından gerçekleşir. Samimi Türkler bunun
etkisi ile onların kanatları altına girer. Bu kötü
müdür? Değildir! Ancak MHP, Türklük aşkı ile
yanıp tutuşan gençleri etnik çorbasında pişirmek
için tuz niyetine kullanıyor.
Türk Milliyetçileri, Ülkücüler, Irkdaşlarımız,
sizler orada olduğunuz sürece Arap kültürün
kalkanı olmaya devam edeceksiniz, ancak oraları
boş bırakıp tamamen teslim etmekte akıl işi
değildir. Samimi olan ırkdaşlarımızın durumunu
anlıyoruz. Ama bu iş böyle olmayacak, bu şekilde
devam edemez.
40 yılda bir sesinizi çıkarıyorsunuz o da
etniklere zarar gelince. Myanmar da insan ölmüş
sokağa çıkıyorsunuz, Filistin’de Araplar ölmüş
sokağa çıkıyorsunuz. Sentez bataklığından
çıkamıyorsunuz, battıkça battınız. Türkeş bunu
araç için kullanmıştı, ancak zamanla iyice içinize
girdi ve artık kurtulamıyorsunuz.
İçinizde büyük bir temizlik yapmanın vaktidir,
Türk olmayanlar kovmalı ve yok etmelisiniz.
Melezleri de dışlayın, onları aşağılayın! Kovun,
dövün! Türk olmayan biri Türk’ün davası için
mücadele edebilir mi? Edemez. Ulan Ermeni
milletvekili bile çıkardınız içinizden, bu kadar
aşağılık mısınız? Ermeni'den üç beş oy olacağım,
dünya arenasında masum görüneceğim diye
düştüğünüz durumlara bakın. Rezilliğe bakın.
Bunları gördükçe biz utanıyoruz, siz nasıl
utanmıyorsunuz? Artık aklınızı başınıza alma
vakti gelmiştir. Zihninizi temizleyin, zehirlerden
arının ve antidotlarımızı alarak yeniden doğun.
Bu bir parti davası değil, ırk davasıdır! Arabın
davasını gütmeyin kardeşlerim. Yoksa bizim
kardeşimiz değil düşmanımız kabul edileceksiniz!
Türklük için savaşın. MHP adlı parti sizin
enerjinizi emiyor, sizin milli reflekslerinizi yok
ediyor. Bu partiyi tamamen Türkün hizmetine
sokmak ve ırkçı özüne döndürmek sizin elinizde.
En başta ocakları ihya etmeliyiz. Ocaklar bizim
için çok önemli. Piramidin en altından başlayın.
Gerekirse kendinizi gizleyin, emellerinizi hemen
belli etmeyin. Sizden olmayanlara darbe yapın,
zekanızla onları yok edin! Piyasadan silin!
Yapmanız gereken en önemli şeylerden biri de bir
para havuzu oluşturmanızdır. Bu havuza
kazandığınız paranın beli bir miktarını atın. Bu
paralar ile adamlarınızı silahlandırın, onlara
motivasyon verin, ekipmanlarına katkıda bulunun.
Kendi çekirdek kadronuzu yetiştirin ve her
kadronun başındaki diğer kadronun başındaki ile
birlik olsun. Kendi minik Konsorsiyumlarınızı
kurun. Ticaret yapın. Lakin asla ferdiyetçilik
peşinde koşup birbirinize üstünlük taslamayın ve
birinizle savaşmayın. Bu dediklerimiz sadece
ülkücüler için değil tüm Türk milliyetçisi camia
için geçerlidir.
Parayla polisleri, avukatları, hakimleri satın
alın ve emellerimize her geçen dün daha çok
yaklaşalım. Unutmayın kardeşlerim! Bu Devlet
bize ait değil ve bize ait olmadığı gibi de bize
düşman bir yapılanmalıdır. Bu devlete ödediğiniz
her bir vergi de Türk’ün ırksal yapısına sıkılmış
bir kurşun niteliğindedir. Bunları asla
unutmayın. Nihai amaçlarımızdan biri de ya bu
devleti ele geçirmektir. Ona göre hareket edin.
Ülkuçu değil ülkücü olun! Türk ülküsünün
izinden gidin. Irkımız için savaşın!
Dediklerimizden dolayı kafanız karışmış olabilir
ancak kanı temiz olanlar bu antidotları okuyunca
yeniden doğacaktır. Unutmayın, başarı için
özdisiplin şarttır değerli kardeşlerim! Önce
değişime kendinizden başlayın.

Davam, Onurum, Sadakatim!


Şiir Köşesi
Kara Algu'dan Öğüt

Gözlerimizle perdeleri deler, bilinmezi


aydınlatırız!
Bilinsin ki: Kaçışınız yok, saklanacak yer
bulamazsınız!
Çaresizce debelenin, zira nafiledir tüm
çabalarınız!
Siz korkaklar kaçsanız da, biz hiçbir zaman geri
adım atmayız!
Hissetmiş olduğunuz korku, bizi tanımaya bir
netice!
Biz her şeyi görür ve her şeyi biliriz, bu da böyle
biline!

Var gücünle,
"Çatırt" diyene kadar.
Tüm kininle,
Beyni akana kadar.

Ozan: Kindarsoy
Uçmak Kapısı

Âmâlimiz efkârımız ikbâl-i ırkdır!


Serhadimize kalan kutlu Türkistan'dır!
Türküz! Zihniyetimiz kanlı kılıç!
Harpte, şiddette bütün kâm'ı alırız!
Türküz! Cân alır, tanrıya erken varırız!

Görünen: Kan damlayan kılıcımız!


Ecnebî'nin kellesinden kımızlarız!
Her kuruşta bir er yatar vatanımızda,
Harpte, şiddette bütün kâm'ı alırız!
Türküz! Cân alır, tanrıya erken varırız!

Türk adı her duyana dehşet-i kahr'dır.


Ecdâdımızın heybeti ma'rûf-ı cihândır.
Fıtrat değişir sanma! Bu kan yine o kandır!
Harpte, şiddette bütün kâm'ı alırız!
Türküz, cân alır, tanrıya erken varırız!
Top patlasın, âteşleri etrâfa saçılsın!
Uçmak kapısı cân veren mel'una açılsın!
Acunda ne bulduk ki erlikten de kaçılsın,
Harpte, şiddette bütün kâm'ı alırız!
Türküz! cân alır, tanrıya erken varırız!

Ozan: Aybeğ
Barbar Mizah
Bu bölümde mizahi, kısa hikâyeler anlatılacaktır.
Bölümün adı her ne kadar Barbar Mizah olsa da
Nasrettin hocanın anlattığı gibi hikâyelere de
yer verilecektir.

Zengin bir tüccar çalınan atlarını geri getirmesi


ve hırsızları cezalandırmak için Otsukarcıyı
tutmuştu. Otsukarcı haftalardır izini sürdüğü At
hırsızlarını nihayet Kafkas dağların çevresinde
tespit etmişti. Onlara baskın düzenlemek için
kendi atını ağaca bağlayıp At
hırsızların saklandığı mağaraya
girip hepsini bir güzel biçmiş
kellerini koparıp çuvalın içine
koymuş ve tüccarın Atlarını geri
almıştı, ancak kendi atını
almak için geri döndüğünde
Atının yerinde olamadığını ve
çalındığını anlamıştı.
Kim çaldı? Hırsızları nerede bulurum diye
günlerce sorup soruşturmuş, ve onların izini
bulmuş. Bir kulübe içinde üç adam oturuyormuş ve
elinde kova ile bir kız çocuğu girmiş, çocuk ,,
Baba Baba balıklar tuttum bak’’ diye sevinçle
babasına seslenmiş, ancak
Babası çok kızmış ,,bu
balıklar Atalarımızı
yedi dök bunları
hemen’’ ardından
diğer adamlardan
biri ,,ya aslında
yemeğimiz kısıtlı bugün
balık yiyelim’’ ardından diğer adam ,,olmaz yahu
Atalarımıza saygısızlık olur’’ diye karşılık verdi.
Bunlar balık yenir mi yenmez mi diye tartışmaya
devam ederken Otsukarcı daha fazla dayanamayıp
içeri daldı ve ,, Sikerim ulan balığınızı da atanızı
da, nerede ulan benim Atım!’’ diye bağırdı,
çerkezzler, eyvah basıldık
yakalandık diye hüngür
hüngür ağlamaya
başladılar. Hepsi bir
ağızdan ,,etme beğim, affet
beğim, al kızımı vereyim
sana, beğenmezsen karımı al
ona da yok diyorsan anamı’’
Otsukarcı ne anasını ne
karısın ne de kızını istiyordu, yorgundu ve atını
alıp geri dönmek istiyordu tabi ki çerkezzleri
öldürdükten sonra ...
İstemez dedi Otsukarcı, Atımı verin yeterlidir!
Hep beraber kulübeden çıktılar Otsukarcının
Atını almaya gidiyorlardı, çerkezzlerden biri
bıçağını çıkarıp Otsukarcıyı arkadan bıçaklamaya
çalıştı, çerkezz sinsi amacına ulaşamadı Otsukarcı
hızlı hareket ile kendisini korudu ardından
kılıcını çıkarıp
“Ulan Çerkezz! hırsızsın, gavadsın ve sinsisin’’
Bu pis toplumun soyu daha fazla üremesin diye
küçük kız dahil
hepsini
öldürdü.
Hem kendi
Atını hem
tüccarın
atlarını alıp
geri yol
aldı ve bir
görevi daha
tamamlamış
oldu.
Mevlana İshal Oluyor…
Mevlana Rumi çok feci halde ishal olmuş ve buna
çözüm arıyormuş, herkese danışmış ancak kimse
yardımcı olamamış. Günlerdir ishalden
kurtulamayan Mevlana artık
dayanamamış ve Nasreddin Hoca’dan
yardım dilenmeye gitmiş. Tıklamış
hocanın kapısına ve içeriye girmiş.
Mevlana Nasreddin Hocaya
derdini anlatıyormuş ya Hocam
kaç gündür çok fena halde
ishalim geçmiyor ağrılarım,
Nasreddin hoca da demiş ki, O
Tokmakcını değiştir.

Arab’a şifa olan Türke yarar mı?


Otsukarcı, nedeni bilinmez bir sebepten kendisini
Arabın çöllerinde bulur. Ne avlanacak hayvan, ne
içilecek su vardır. Susuzluğunu Atının kanını
içerek hayatta kalmaya çalışır.
Uzun yolculuğun ardından ilk defa tepe görür
onun gölgesinde dinlenmek ister. Tepeye
yaklaştığında hıçkıra hıçkıra ağlayan bir adamın
sesi duyar, sese doğru gider ve yaşlı bir Arap
görür, üzeri kirlenmiş yanakları kızarmış, dayak
yediği çok açıktır. Otsukarcı adamın yanına
oturmuş ve ona Atının kanını ikram etmiş, ancak
Arap korkusundan daha fazla ağlamaya başlamış
,,Ulan Arap, hayatta kalman için sana nimet
sunuyoruz ne zırlıyorsun!’’
Arap, zırlamayı kesmiş ve cevap vermiş ,,Sen beni
koru ben seni su kuyusuna götüreyim buraya çok
yakın’’
Kalk demiş Otsukarcı ve yolu koyulmuşlar. Bir kaç
saatlik yürüyüşün ardından kuyuya gelmişler,
Arap sevinçli bir şekilde “bak bu su dünyanın en
temiz en saf suyudur, şifalıdır her derde devadır,
zemzem suyu bu’’
Arap, Otsukarcının gözüne girmişti, ve adamın
adını öğrenmek istedi, Arap ise ,, Adım Hamza, Çöl
Aslanı da derler’’ Otsukarcı adamı bir süzmüş ,,
Aslan mı? Ulan az önce zırlayıp duruyordun,
senden olsa olsa çöl sıçanı olur! Evine yaklaştık
diye aslan mı oldun şimdi!’’ der ve zemzem suyunu
içmeye başlar, ancak hemen sonra karnına bir ağrı
girer. Zemzem suyu Otsukarcıya hiç yaramamıştı,
Otsukarcı zehirlendiğini düşündü, ulan sen suyun
içine zehir mi attın beni öldürmek mi istiyorsun?
Hayır dedi Hamza, yeminler etti bir şey
yapmadığına ”Araba şifa olan Türke yarar mıydı?’’
diye aklından geçirdi Otsukarcı, ve Hamza'ya
tokat attı. Tokadı yer yemez yere yığıldı ve yine
zırlamaya başladı Hamza. Yıkıl karşımdan, gözüm
görmesin seni Hamza! diye bağırmaya başladı
Otsukarcı, sonra Atına bıçak batırıp kanını içmeye
başladı ve bedeninde ki zemzem suyunu etkisiz
hale getirdi.
SON SÖZ…
BU SON SÖZ MANKURTLAR VE VİRÜSLER İÇİN OLUŞTURULMUŞTUR
Sizin hayallerinizde bile donup kalacağınız envai çeşit
zerzevat ve aşağılık mahlukatın bulunduğu ortamlarda cirit
attık. Savaşın kişioğullarını bozuk para gibi harcadığı yer
ve zamanlarda Türk tini ile savaştık ve buna rağmen işgal
ettiği tek bölge, günlerce banyo yapmadığından ötürü yanık
lastiğimsi koltuk altı kokusunun sardığı odadaki bilgisayar
masasında bulunan sandalyenin göt kısmı olan donuk zekâlı
ibneler, kafe, üniversite ve işyeri gibi kontrolü ve
manipüle edilmesi basit ortamlara bile yeni girdiğinde
heyecandan çeşit çeşit triplere girip bir anda acunun
merkezinde kendisinin var olduğunu zanneden yapay zekalı
npc ibneler bir şekilde düşüncelerinin önemli olduğu
kanısına kapılarak bizi eleştirir olmuş. Muhtemel bi
yüzyüze karşılaşma esnasında kafatasının içindeki bok
torbasını elimizle sökeceğimiz götverenler sabrımızın
eşiğini araştırmayın! Varlığı ve benliğiyle beş para fayda
sağlamayan arkadaşlarınızdan birinin sizi davet ettiği kafe
ortamında bulunan standart altı ve rahmi arap
diyarlarındaki petrol yataklarını anımsatan hardal renkli
döl yatağına dönüşmüş kızı etkilemek için büründüğün
triplerine devam et boyunu aşacak işlere kalkışma!

DAVAM, ONURUM, SADAKATİM!

You might also like