You are on page 1of 79

M-4111 Depreme Grup-8

Dayanıklı Mimari 181060057-Mert Kılıç

Tasarım 181060058-Ceyda Ece


Kıymaz

181060060-Fatma Koca

181060067-Sevde Zeynep
Çelik Binalar ve Kozanlı

Yönetmeliği 181060064-Beyza Kurban

181060067-Furkan Morkoç

181060069-Gökçe Namlı
ÇELİK YAPILAR
Aktif bir deprem kuşağında yer alan ve hızlı bir yapılaşma süreci içinde bulunan ülkemizde, özellikle son
yıllarda çelik ve çelik-betonarme kompozit kolonlu yapı sistemlerinin giderek daha geniş bir uygulama alanına
sahip olması, depreme dayanıklı çelik bina tasarımının önemini artırmaktadır. Bu bağlamda, çelik bina taşıyıcı
sistemleri, elemanları ve birleşimleri üzerinde gerçekleştirilen kuramsal ve deneysel çalışmaların sonuçlarına bağlı
olarak geliştirilen ve çelik binaların yeterli dayanım, rijitlik ve süneklik koşullarını sağlayacak şekilde
boyutlandırılmasını öngören modern yönetmelik kurallarından yararlanılmaktadır.

- ÇELİK YAPILAR SEMPOZYUMU, Depreme Dayanıklı Çelik Bina Tasarımının Temel İlkeleri Ve Yeni Türk Deprem Yönetmeliği, Erkan ÖZER
ÇELİK YAPILARDA MOMENT DAYANIMLI ÇERÇEVELER

Çelik yapılarda moment dayanımlı çerçeveler yaygın olarak kullanılmaktadır. Moment dayanımlı çerçeveler,
çerçeveyi oluşturan elemanlarda ve düğüm noktalarındaki eğilme etkilerinden dolayı oluşan kuvvetlere karşı
dayanıma sahip yapılardır. Bu tür çerçeveler, çoğunlukla yanal destek elemanları ve perde duvar taşıyıcı
elemanların neden olduğu kısıtlamalar olmaksızın kullanılabilir geniş hacimler sağlar. Ayrıca, fileksibil olmaları ve
nispeten daha uzun titreşim periyotlarına sahip olmaları nedeni ile perde duvarlı ve yanal destekli sistemlerle
kıyaslandığında daha düşük düzeyde sismik kuvvetlere maruz kalırlar.

Mühendislik Bilimleri Dergisi, Çelik Yapılarda Moment Dayanımlı Çerçeveler, Yavuz Selim TAMA,Pamukkale Üniversitesi
MOMENT DAYANIMLI ÇELİK YAPI ÇERÇEVELERİN
SINIFLANDIRILIMASI

Moment dayanımlı çerçeveler en genel haliyle;

1. Düzenleniş biçimlerine göre,

2. Kullanılan birleşim eleman türüne göre

3. Düğüm noktalarının sünekliğine göre

4. Birleşim bölgesinin ve elemanların rölatif dönme rijitliklerine göre,

5. Birleşim bölgelerinin ve elemanların rölatif moment kapasitelerine göre sınıflandırılırlar.

Mühendislik Bilimleri Dergisi, Çelik Yapılarda Moment Dayanımlı Çerçeveler, Yavuz Selim TAMA,Pamukkale Üniversitesi
1. Düzenleniş Biçimlerine Göre Sınıflandırılması

1. 1. Uzay, Çevre ve Bazı Akslarda Teşkil Edilen Moment Dayanımlı Çerçeveler


Uzay çerçeveler, çerçeveyi teşkil eden
elemanların ve birleşim bölgelerinin
süneklik, dayanım ve eğilme rijitlikleri
nedeni ile, birinci derecede etki eden
yüklere dayanıklı kolon ve kirişlerin
birleşiminden oluşan düğüm noktaları,
yardımcı yatay diyaframları ve döşeme
destek sistemleri olan veya olmayan üç
boyutlu yapısal taşıyıcı sistemlerdir.
Moment dayanımlı uzay çerçevelerin
tüm kolon-kiriş birleşimleri rijit olarak
teşkil edilir.

Mühendislik Bilimleri Dergisi, Çelik Yapılarda Moment Dayanımlı Çerçeveler, Yavuz Selim TAMA,Pamukkale Üniversitesi
1. 2. Dallanmış Kolon Teşkilli Moment Dayanımlı Çerçeveler
Dallanmış kolon şeklinde teşkil edilmiş
moment dayanımlı çerçeve sistemine örnek
de gösterilmiştir. Böyle bir sistemde kirişlerin
küçük parçaları, genellikle (50-100) cm
uzunluğunda, atölyede kolona kaynaklanır.
Daha sonra dallandırılmış kolon eleman
şantiyede yerine monte edilir ve ara kiriş
elemanlar, kolonlara kaynaklanan kısa konsol
kiriş elemanların uçlarına genellikle bulonlu
olarak birleştirilir.

Mühendislik Bilimleri Dergisi, Çelik Yapılarda Moment Dayanımlı Çerçeveler, Yavuz Selim TAMA,Pamukkale Üniversitesi
1. 3. Kafes Kirişli Moment Dayanımlı Çerçeveler

Kafes kirişli moment dayanımlı çerçeveler genellikle


geniş başlıklı kolonlar ve kaynaklı olarak teşkil edilen
kafes kirişlerden oluşur Şekil a’ da gösterilen teşkil
biçimi kafes kirişli moment dayanımlı çerçevelerin
yaygın kullanılan uygulama şeklidir. Şekil b’de ise
yatay elemanlar olarak kullanılan Vierendeel
kirişlerinden teşkil edilen çelik çerçeve şekli
gösterilmiştir. Şekil c’ de ise kafes kirişlerin orta
bölgelerinde bulunan birkaç gözün diyagonal
çubukları kaldırılır. Bu şekilde elde edilen sistem
sıradan kafes kiriş ve Vierendeel kafes sistemlerinin
iyi bir kombinasyonu haline gelir.

Mühendislik Bilimleri Dergisi, Çelik Yapılarda Moment Dayanımlı Çerçeveler, Yavuz Selim TAMA,Pamukkale Üniversitesi
1. 4. İç İçe Tüpler Şeklinde Teşkil Edilen Moment Dayanımlı Çerçeveler

Bu sistemde, içte tüp şeklinde çevre çerçeve moment


taşıyıcı sistem ve yapının dış çevresinde de yine daha
büyük bir çevre çerçeve taşıyıcı sistem vardır.

Mühendislik Bilimleri Dergisi, Çelik Yapılarda Moment Dayanımlı Çerçeveler, Yavuz Selim TAMA,Pamukkale Üniversitesi
2. Kullanılan Birleşim Eleman Türüne Göre

Çelik yapılarda moment aktaran çerçeve elemanları kiriş başlıklarının kolonlara birleştiriliş biçimlerine göre;

• Şantiyede kaynaklı birleşimler,

• Şantiyede bulonlu birleşimler,

• Perçinli birleşimler,

olmak üzere üç grupta toplanabilir.

Çerçeveyi oluşturan kirişlerin başlıklarının herhangi bir ek eleman kullanılmadan doğrudan kolonlara veya
levhalar ve köşebentler gibi ara birleşim elemanlar kullanılarak şantiyede kaynaklanması ile oluşturulan taşıyıcı
elemanlardır. Moment dayanımlı bulonlu çerçeveler ise; şantiye ortamında herhangi bir kaynaklama işlemi
yapılmaksızın bütün kaynak işlerinin atölyede yapıldığı ve şantiyede sadece daha önceden açılmış olan
deliklere bulonlar yerleştirilerek teşkil edilen taşıyıcı sistemlerdir.

Mühendislik Bilimleri Dergisi, Çelik Yapılarda Moment Dayanımlı Çerçeveler, Yavuz Selim TAMA,Pamukkale Üniversitesi
Şantiyede bulonlanan moment dayanımlı çerçeve düğüm detayı Şantiyede kaynaklanan moment dayanımlı çelik çerçeve düğüm detayı
Düğüm Noktalarının Sünekliğine Göre

Moment aktaran çelik yapı çerçeveleri düğüm noktalarının


sünekliklerine göre; Özel dizayn edilmiş sünek çerçeveler ve
alışılmış tarzda dizayn edilmiş olağan çerçeveler olarak iki
grupta incelenebilir. Şekilde olağan ve özel olarak dizayn
edilmiş sünek çerçevelerin “yatay yük-yatay deplasman”
davranış biçimi gösterilmiştir.

Mühendislik Bilimleri Dergisi, Çelik Yapılarda Moment Dayanımlı Çerçeveler, Yavuz Selim TAMA,Pamukkale Üniversitesi
4. Birleşen Elemanların Moment Taşıma Kapasitelerine Göre
Sınıflandırılması
Moment dayanımlı bir çerçeve, çerçeveyi oluşturan ve aynı düğüm noktasında birleşen kiriş ve kolonların nispi
eğilme kapasitelerine göre; “güçlü kolon – zayıf kiriş” ve “güçlü kiriş – zayıf kolon” şeklinde sınıflandırılabilir. “Güçlü
kolon – Zayıf kiriş” tarzında teşkil edilen bir çerçevede, aynı düğüm noktasında birleşen kirişlerin toplam moment
kapasitesi yine aynı düğümdeki kolonların moment kapasitelerinden daha küçüktür. Bu nedenle, düşey ve yatay
yüklerin kombinasyonu altında, plastik mafsalların kirişlerde oluşması beklenir. Güçlü kolon – zayıf kiriş felsefesi
sismik tasarımda çok yoğun olarak kullanılmaktadır. Depreme dayanıklı yapı teşkili ile ilgili mevcut şartnameler
“Güçlü kolon-zayıf kiriş” kabulünü kullanmaktadır.

Mühendislik Bilimleri Dergisi, Çelik Yapılarda Moment Dayanımlı Çerçeveler, Yavuz Selim TAMA,Pamukkale Üniversitesi
YAPISAL ÇELİK VE KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ

Malzeme olarak çelik,

Homojen ve izotrop,
Yüksek dayanım,
Büyük elastisite modülü,
Eşit çekme ve basınç dayanımı,
Sünek

Şekil 1. Çekme testi


Yrd.Doç.Dr. Cüneyt VATANSEVER,Çelik Yapılarda Plastik Mafsal Kavramı
YAPISAL ÇELİK TÜRLERİ
Sıcakta haddelenerek üretilen profillerin çelikleri;
karbon çelikleri (akma dayanımı, Fy = 220 – 290 MPa),
yüksek dayanımlı düşük alaşımlı çelikler (Fy = 275 – 480 MPa),
alaşımlı çelikler (Fy = 550 – 760 MPa)
olarak sınıflandırılabilir.

Yrd.Doç.Dr. Cüneyt VATANSEVER,Çelik Yapılarda Plastik Mafsal Kavramı


TASARIM DETAYLARI
•Çapraz-Kiriş-Kolon Birleşim Detayları
Çapraz veya düğüm noktası levhasının kiriş-kolon birleşim
bölgesine bağlantısında, kirişin kolona birleşimi mafsallı veya rijit
olarak tasarlandığında, gerekli dönme kapasitesini sağladığı
kanıtlanmış olan birleşim detayları şekil 2. de gösterilmektedir.
Plastik mafsalların düğüm noktası veya bağlantı levhasında
oluşması öngörüldüğünde, çapraz birleşimi yeterli dönme
kapasitesine sahip olmalıdır. Yeterli dönme kapasitesi, çapraz
eleman uç birleşiminde kullanılacak düğüm noktası levhası veya
bağlantı levhasında plastik dönmeye izin verecek yeterli
bölgelerin oluşturulması sağlanır.

ŞEKİL 2. kirişin kolona bağlantısı rijit

Kutlu Darılmaz,Depreme Dayanıklı Binaların Tasarımına Giriş


DİYAFRAM TASARIMI
•Diyaframlar, normal kat ve çatı düzlemleri içinde
oluşturulan ve kat döşemelerine etkiyen yatay deprem
kuvvetlerinin, deprem kuvveti taşıyıcı sistemini oluşturan
düşey taşıyıcı elemanlara aktarılmasını sağlayan taşıyıcı
sistemlerdir. Döşeme sistemi içerisindeki diyafram
başlıkları ve diyafram dikmeleri (yük aktarma elemanları)
diyafram sistemini oluştururlar. Diyafram elemanları, çelik
bina taşıyıcı sisteminin katlarındaki kütlelere etkiyen
deprem kuvvetlerinin düşey taşıyıcı sistem elemanlarına
güvenle aktarılmasını sağlayacak dayanım ve rijitliğe
sahip olacak şekilde boyutlandırılırlar. Diyafram başlıkları,
döşeme düzlemindeki yatay kuvvetlerin düşey taşıyıcı
elemanlara aktarılması sırasında oluşan eğilme etkilerini
temsil eden, çekme ve basınç kuvvetleri çifti göz önüne
alınarak boyutlandırılır. Diyafram başlığı çekme kuvvetinin,
betonarme döşeme içine yerleştirilecek ek çekme donatısı
veya yapısal çelik elemanlar ile güvenle taşınması
sağlanır.
ŞEKİL 3. diyafram başlığı ve dikme elemanları

Kutlu Darılmaz,Depreme Dayanıklı Binaların Tasarımına Giriş


ENKESİT KOŞULLARI
Yapı elemanlarında kapasite kaybına ve gevrek davranışa neden
olduklarından deprem etkisini karşılayan sistemlerde yerel burkulma ve
yanal burkulmanın oluşması önlenmelidir. Çerçeve sistemlerde kirişler,
merkezi çaprazlı sistemlerde çapraz elemanları, dışmerkez çaprazlı
sistemlerde bağ kirişleri yerel burkulma olmadan büyük plastik şekil
değiştirme yapabilmelidir. Süneklik düzeyi yüksek veya sınırlı
sistemlerin elemanlarında plastik mafsalların oluşmasına kadar yerel
burkulmayı önlemek için elemanların enkesitlerinde başlık
genişliği/kalınlığı, gövde yüksekliği/kalınlığı ve çap/et kalınlığı oranları
sınırlandırılmaktadır.Yanal burkulmayı önlemek için kirişlerin alt
ve/veya üst başlıkları desteklenmelidir. Bu koşullara ek olarak kiriş
başlıkları, sistemin doğrusal olmayan şekil değiştirmesi sırasında
ŞEKİL 4. çelik enkesitleri
plastik mafsal oluşabilecek noktalarında, tekil yüklerin etkidiği
noktalarda ve kesitin ani değiştiği noktalar gibi kritik noktalarda yanal
burkulmaya karşı desteklenmelidir. Bu nedenle süneklik düzeyi yüksek
yatay yük taşıyıcı sistemlerde kapasitesi korunmuş bölgeler
tanımlanmaktadır.
Kutlu Darılmaz,Depreme Dayanıklı Binaların Tasarımına Giriş
ZAYIFLATILMIŞ KİRİŞ ENKESİTİ
Kiriş – kolon birleşimlerinde elastik olmayan şekil değiştirmelerin belirli bir
bölgeye yönlendirilmesi amaçlanır. Bu prensipe uygun olarak, “zayıflatılmış
kiriş enkesiti” kavramı ortaya atılmıştır. Bu birleşim tipinde, kolon yüzünden
belli bir uzaklıkta, kirişin hem alt hem de üst başlığında yapılacak
azaltmalar yardımıyla yapıya bir anlamda yapısal bir sigorta yerleştirilerek,
elastik olmayan şekil değiştirmeler zayıflatılmış bölgeye yönlendirilerek
kontrol altına alınabilmektedir.Şekil 5a’da ilk ortaya atılan zayıflatma biçimi
görülmektedir. Kolon yüzüne yaklaştıkça artan momente uygun olarak bu
etkiyi karşılayacak kesitin de artması fikri, Şekil 5b’deki düzgün değişen
kiriş enkesitini ortaya çıkarmıştır. Yapılan testlerin çoğunda, bu iki kiriş tipi
de iyi sonuçlar vermiş ve büyük süneklik oranlarına ulaşabilmişlerdir .
Ancak ortaya çıkan esas problem, kiriş başlıklarındaki kesimlerin ani
değiştiği noktalarda gözlenen çatlak ve kırılmalar olmuştur. Bunun tek
nedeninin yapılan kesimler sonucu başlıklarda kalan ve gözle görülmeyen
ufak çentiklerin, gerilme yığılmaları sonucu çatlaklara dönüşmesi olduğu
açıktır. Sözkonusu sakıncayı ortadan kaldıran dairesel zayıflatılmış kiriş
enkesiti., yürütülen bilimsel çalışmalarda en çok kullanılan ve bunun
sonucunda yönetmeliklerce kullanılması önerilen tek zayıflatılmış kiriş
enkesiti olarak öne çıkmıştır.

ŞEKİL 5. Zayıflatılmış Kiriş Enkesiti Tipleri


Övünç TEZER,ZAYIFLATILMIŞ KİRİŞ ENKESİTLİ KİRİŞ – KOLON BİRLEŞİMLERİ
PLASTİK MAFSAL OLUŞUMU VE PLASTİK DÖNME

Plastik Mafsal, eğilen bir elemanda akmanın oluşacağı


bölgeye verilen addır. Bu bölge binanın yapısı dikkate
alınarak, tasarım esnasında belirlenir. Kiriş kolon bağlantıları,
plastik mafsal oluşumunu kolon yüzeyinde gerçekleşmesini
önleyecek dayanıma sahip olarak tasarlanır. Plastik
mafsalların kiriş gövdesinde oluşması güçlü kolon zayıf kiriş
prensibinin uygulanmasıyla gerçekleşir. Bu amaç için kiriş
kolon bağlantısı takviye edilerek güçlendirilir. ya da kiriş
gövdesi bölgesel olarak zayıflatılır. Oluşan kiriş akması,
yapının enerji sönümleme yeteneğini önemli ölçüde arttırır.

ŞEKİL 6. kirişte plastik mafsal oluşumu

Müh. Selçuk Altan Özoğul, Kaynaklı Çelik Yapıların Deprem Sırasındaki Davranışı
Plastik mafsal oluşumuna sebebiyet veren deprem
yükünün oluşturduğu plastik moment, akmanın
oluşmasından sonra plastik mafsalın açısal olarak
deforme olmasına neden olur. Buna plastik dönme
denir ve radyan cinsinden ifade edilir. Burada
unutulmaması gereken konu, plastik mafsal
oluşumunun yapısal hasar oluşumunu
engellemeyeceğidir; plastik mafsal oluşumu
bağlantıların gevrek olarak kırılmasını engelleyecektir.
Doğal olarak deprem sonrası yapısal onarım
gerekecektir.

https://seblog.strongtie.com/2017/04/makes-strong-frame-special-moment-frames-special/special-moment-frame-development/
Müh. Selçuk Altan Özoğul, Kaynaklı Çelik Yapıların Deprem Sırasındaki Davranışı
GÜÇLÜ KOLON ZAYIF KİRİŞ PRENSİBİ
Kiriş akmasının kolon akmasına karşı tercih edilmesinin
birçok sebebi vardır. Kiriş akması yapının enerji sönümleme
yeteneğini oldukça önemli bir şekilde iyileştirir. Bunun
sebebi plastik yıkılma mekanizması için daha fazla plastik
mafsal kullanılmasıdır. Bu etki örnekte görüldüğü gibi aynı
miktarda deplasman için, kolon eğilme mekanizması için
sağlanması gereken kolon plastik dönme değeri, kiriş
eğilme mekanizması için sağlanması gereken kiriş plastik
dönme değerinden yaklaşık sekiz kat daha yüksektir. Bu,
yapısal elemanların plastik dönme kapasitelerindeki sınırlar
nedeniyle daha yüksek yıkılma risklerini beraberinde getirir.
Yapısal çerçevelerde sönümlenen sismik enerji plastik
mafsalların kolonlarda değil de kirişlerde oluşması halinde
daha fazla olur. Bu yorum güçlü kolon zayıf kiriş prensibinin ŞEKİL 8. güçlü kolon zayıf kiriş
temelini oluşturur.

Müh. Selçuk Altan Özoğul, Kaynaklı Çelik Yapıların Deprem Sırasındaki Davranışı
SÜNEKLİK
Süneklik, bir kesitin, elemanın veya taşıyıcı sistemin, dış
yükte önemli bir değişme olmaksızın, elastik sınırın
ötesinde şekil değiştirme, dolayısıyla yer değiştirme yapma
özelliğinin ölçüsüdür.
Şekil 1.1’de bir elemanın kuvvet-yer değiştirme ilişkisi
grafiksel olarak ifade edilmiştir. Şekilde, OAC doğrultusu
elemanın mevcut elasto-plastik davranışına, OAB ise
elastik özelliğin devam etmesi durumunda erişilen δmaks
en büyük yer değiştirmesine karşı gelmektedir.

İnş. Müh. Mustafa ZORLU, Çelik Yapılarda Moment Çerçevelerinin Süneklik Düzeyini Belirleyen Tasarım Kurallarının Değerlendirilmesi
Sistem Süneklik Oranı
Sayısal ifade ile göçme sırasındaki toplam şekil değiştirmelerin lineer şekil değiştirmelere oranı sistem süneklik
oranıdır. Göçmeden önce yapı yeterli düzeyde lineer olmayan şekil değiştirme yapabilmeli, yani bu oran büyük
değerler alabilmelidir.

Sistem süneklik oranının büyük olması, yüksek şiddetteki depremlerde meydana gelen elasto-plastik davranış
sırasında yapının tükettiği deprem enerjisinin artmasını, deprem hasarlarının ve ani göçme riskinin azalmasını
sağlamaktadır. Bu oran, deprem etkileri altında yapının davranışını belirleyen önemli bir özelliktir.

İnş. Müh. Mustafa ZORLU, Çelik Yapılarda Moment Çerçevelerinin Süneklik Düzeyini Belirleyen Tasarım Kurallarının Değerlendirilmesi
Yapı Sistemlerinin Süneklik Düzeyine Göre Sınıflandırılması
Tasarımda öngörülen ve elastoplastik hesap sonucunda
elde edilen sistem süneklik oranı ve buna bağlı olarak
belirlenen yapı davranış katsayısı açısından, yapı sistemleri
Şekil 1.2’de ifade edildiği şekliyle sınıflandırılabilirler.
a) Elastik Davranan Yapılar: Önemleri nedeniyle bazı
yapılar yatay yükler altında lineer-elastik davranacak
şekilde boyutlandırılırlar. Süneklik düzeyleri çok düşüktür.
İstinat yapıları, otoyol perde sistem kenar ayaklar bu tür
yapılara örnek olarak verilebilir.

İnş. Müh. Mustafa ZORLU, Çelik Yapılarda Moment Çerçevelerinin Süneklik Düzeyini Belirleyen Tasarım Kurallarının Değerlendirilmesi
Yapı Sistemlerinin Süneklik Düzeyine Göre Sınıflandırılması
b) Sünek Davranan Yapılar: Elastik davranan yapıların dışında kalan diğer yapılarda lineer-elastik sınırın
ötesindeki şekil değiştirme ve yer değiştirmelere izin verilebilir. Lineer olmayan şekil değiştirmelerin sağladığı
süneklik nedeniyle, söz konusu yapılar lineer-elastik davranışa karşı gelen deprem kuvvetlerinden daha küçük
deprem kuvvetlerine karşı koyacak şekilde boyutlandırılırlar. Deprem etkileri altında sünek davranış sergileyen bir
yapı sisteminin süneklik düzeyi genel olarak malzemesine, enkesit geometrisine, sistemine, hiperstatiklik
derecesine ve süneklik düzeyini arttıracak konstrüktif önlemlere bağlı olarak değişmektedir. Bu bakımdan sünek
yapılar, normal ve yüksek süneklikli yapılar olmak üzere iki kısımda değerlendirilebilir.

İnş. Müh. Mustafa ZORLU, Çelik Yapılarda Moment Çerçevelerinin Süneklik Düzeyini Belirleyen Tasarım Kurallarının Değerlendirilmesi
Süneklik Çeşitleri
•Malzeme sünekliği veya şekil değiştirme sünekliği,
malzemenin plastik şekil değiştirebilme özelliğidir.
•Kesit sünekliği, kesitin şekil değiştirmeleri, kesiti oluşturan
parçaların birbiriyle etkileşimi ile ilgilidir.
•Eleman sünekliği veya dönme deformasyon kabiliyeti,
eleman kesit ve karakteristik özellikleri ile ilgilidir.
•Yapısal süneklik veya sistemin deplasman kabiliyeti,
yapının tümsel davranışıyla alakalıdır.
•Enerji sünekliği, sönümlenen sismik enerji ile
açıklanmaktadır.
Tüm bu süneklik kavramları arasında doğrusal bir bağ
vardır. Enerji sünekliği eleman ve yapısal sünekliğin
beraber değerlendirilmesi ile açıklanabilir. Eleman sünekliği
ise elemanın karakteristik kesit özellikleri ve malzeme
sünekliğinin bileşkesidir.

İnş. Müh. Mustafa ZORLU, Çelik Yapılarda Moment Çerçevelerinin Süneklik Düzeyini Belirleyen Tasarım Kurallarının Değerlendirilmesi
Çeliğin Süneklik ve Enerji Sönümleme Özelliği
Çelik malzemesinde süneklik en basit tarifle çeliğin elastik
ötesi şekil değiştirme yapabilme kabiliyetidir. Şekil 1.3’deki
gibi yüksek mukavemete sahip çeliklerde şekil değiştirme
yeteneği daha zayıftır. Bu sebepten dolayı yüksek
mukavemete sahip çelikler sismik aktif bölgelerde deprem
yükleri altında zorlanan yapı elemanlarında dikkatle
kullanılmalıdır.

İnş. Müh. Mustafa ZORLU, Çelik Yapılarda Moment Çerçevelerinin Süneklik Düzeyini Belirleyen Tasarım Kurallarının Değerlendirilmesi
Çeliğin Süneklik ve Enerji Sönümleme Özelliği
Çelik, elastik sınırın ötesinde plastik bölge içerisinde
gerilmeye maruz bırakıldığında, tekrarlı yükleme ve
boşaltmalar ile gerilmeler esnasında çeşitli özellikler arz
eder. İlk özellik, Şekil 1.5 (a)’da da görüldüğü üzere tekrarlı
yükleme boşalma etkisi altında rijitlik E olmak üzere,
davranış elastiktir.

İnş. Müh. Mustafa ZORLU, Çelik Yapılarda Moment Çerçevelerinin Süneklik Düzeyini Belirleyen Tasarım Kurallarının Değerlendirilmesi
Çeliğin Süneklik ve Enerji Sönümleme Özelliği
Yine aynı şekilden görüldüğü gibi, gerilmenin boşaltılıp aksi
istikamette yükleme yapılması halinde, akma noktasındaki
keskin köşe kaybolmakta ve akma daha çabuk
başlamaktadır. Bu davranış çeliğin olağan bir özelliği
olmakla beraber Baushinger Etkisi olarak bilinmektedir
(Şekil 1.5-d). Eğer ters yükleme gerilme pekleşme
bölgesine varılmadan yapılırsa bu noktada da akma
platosuna rastlanır.
Diğer taraftan Şekil 1.5 (b)’de görüldüğü gibi gerilme
pekleşmesi bölgesine girildikten sonra ters yükleme
yapılırsa akma platosunun kaybolduğu görülmektedir.

İnş. Müh. Mustafa ZORLU, Çelik Yapılarda Moment Çerçevelerinin Süneklik Düzeyini Belirleyen Tasarım Kurallarının Değerlendirilmesi
Çeliğin Süneklik ve Enerji Sönümleme Özelliği
Deprem yüküne maruz kalan yapı elemanlarında plastik bölgenin oluşması arzu edilir. Fakat çoğu yapıda deprem
yükünün oluşturduğu sismik enerjinin direkt olarak bağlantıya geçmesi onu aşırı yükleyerek kırılmasına neden
olmuştur. Gerilme-birim şekil değiştirme diyagramı üzerindeki eğrinin altında kalan alan sönümlenen toplam
enerjiyi gösterir. Akmanın önemli miktardaki plastik enerjinin sönümlenmesi için oluştuğu esastır. Akma noktası
beklenenden yüksek olduğu taktirde akma oluşmaz, elemanlarda çok düşük seviyelerde enerji sönümlenir ve daha
büyük enerjiler bağlantıya iletilir.

Müh. Selçuk Altan Özoğul, Kaynaklı Çelik Yapıların Deprem Sırasındaki Davranışı
Süneklik ve Malzemeler
Çerçeve sisteminin sünek davranması için sistemi oluşturan kiriş kolon elemanlarının ikisinin de karşılıklı uygun
akma dayanımlarına sahip olması gerekir. Bağlantıya fazla yük binmemesi için güçlü kolon zayıf kiriş ilkesi göz
önünde tutularak malzemeler seçilmelidir. Fakat binalardaki çelik için yapılan çekme deneyi raporlarına göre,
malzemelerin uygun olarak seçildiği durumlarda dahi istatistiksel olarak kiriş malzemesinin kolon malzemesinden
daha yüksek akma dayanımına sahip olması muhtemeldir.

Müh. Selçuk Altan Özoğul, Kaynaklı Çelik Yapıların Deprem Sırasındaki Davranışı
Süneklik ve Çentik Etkileri
Bir malzemenin sünekliği düzgün ve çentiksiz bir yüzeye sahip olduğu taktirde belirlenebilir. Bir çentiğin varlığında,
tek eksenli çekme numunesi bile akma dayanımında belirgin bir artış ve uzamasında önemli bir azalma gösterir.
Moment bağlantısında gözlendiği gibi, geometrik çentikler doğal olarak kirişin kolonla birleştiği yerlerde oluşur.
Problem kaynak altlığının varlığıyla şiddetlenir. Buna ek olarak problem, erimenin yetersiz olduğu bölgelerin
varlığıyla kaynak içindeki cüruf birikintileri veya uygun genişlikte bırakılmamış kaynak yapma boşlukları ile daha da
şiddetlenecektir. Bu şartlar altında, kaynakların ve çeliğin süneklik göstermesi mümkün değildir.

Müh. Selçuk Altan Özoğul, Kaynaklı Çelik Yapıların Deprem Sırasındaki Davranışı
Süneklik ve Üç Eksenli Gerilmeler
Çoğu çekme ve uzama bilgileri yavaş olarak yüklenmiş tek eksenli çekme numunelerinden elde edilir. İşlem
devam ettikçe numune incelip daralacaktır. Numunenin kesit alanındaki azalma kırılmadan sonra ölçülüp kesit
alandaki daralma olarak ifade edilir. Çelik iki veya üç yönde yüklendiği taktirde kendi doğal özelliği olan sünekliği
gösteremez ve gevrek olarak kırılır. Bunun aksine aynı malzemeden imal edilmiş numune tek eksenli bir gerilmede
önemli bir süneklik ve uzama gösterir. Dolayısıyla hem malzemenin hem de malzeme düzeninin sünekliği dikkate
alınmalıdır.

Müh. Selçuk Altan Özoğul, Kaynaklı Çelik Yapıların Deprem Sırasındaki Davranışı
Süneklik ve Üç Eksenli Gerilmeler
Aşağıdaki koşullarda malzemenin sünek davranması mümkündür;

- Uygulanan yükten dolayı oluşan bir kayma gerilmesi bileşeni varsa

- Bu kayma gerilmesi bileşeni, malzemenin kritik kayma gerilmesinden daha büyükse

- Kayma gerilmesi nedeniyle oluşan elastik olmayan kayma birim şekil

- Bu kayma gerilmesi bileşeni, malzemenin kritik kayma gerilmesinden daha büyükse

- Kayma gerilmesi nedeniyle oluşan elastik olmayan kayma birim şekil değiştirmesi, uygulanan belirli gerilmeyi
serbest bırakacak yöndeyse

- Kesit alanda daralmaya izin verecek yeterli uzunlukta serbest malzeme mevcutsa

Eğer bu şartlar sağlanmazsa sünek uzama meydana gelmez.

Müh. Selçuk Altan Özoğul, Kaynaklı Çelik Yapıların Deprem Sırasındaki Davranışı
Süneklik ve Üç Eksenli Gerilmeler
Sınırlanmış koşullar kayma gerilmesi bileşenini düşürür.
İdeal olarak dengelenmiş üç eksenli gerilme koşullarında,
kesme kuvveti meydana gelmez ve sünek hareket
gözlenemez. Daha yüksek akıma dayanımlarıyla (bu daha
yüksek kayma dayanımı anlamına gelir), verilen bir kuvvet
için moment azalır. Küçük masdar uzunluğuna sahip bir
çekme deneyi numunesi, daha uzun serbest bir
numuneden daha az deforme olur.

Müh. Selçuk Altan Özoğul, Kaynaklı Çelik Yapıların Deprem Sırasındaki Davranışı
PANEL BÖLGESİ
Sünek davranış göstermesi beklenen bir moment dayanımlı çerçevenin sismik davranışı kiriş kolon
bağlantısındaki performansa bağlıdır. Çok katlı çelik yapılarda kiriş kolon bağlantısında oluşan plastik moment,
ancak kolon flanşının çarpılmadığı, kolon gövdesinin akmadığı ve panel bölgesinin hasara uğramadığı durumda
karşılanır.
Süreklilik levhalarının sisteme eklenmesi flanş çarpılmasını ve kolon gövdesinin akmasını etkin olarak engeller.
Süreklilik levhalarının kullanılmadığı bağlantılarda kolon eksenindeki kiriş flanşı kaynağında bölgesel çatlamalar
oluşur, flanşın kalınlığı ve genişliği boyunca hızla yayılır. Bu tip hasar oluşumunu engellemek için şartnameler
beklenen azami kiriş flanş kuvveti, OR, flanş dayanımı değerini geçmesi halinde süreklilik levhasının kullanımını
şart koşar.

Müh. Selçuk Altan Özoğul, Kaynaklı Çelik Yapıların Deprem Sırasındaki Davranışı
PANEL BÖLGESİ
Panel bölgesi, sağ ve sol kolon ile alt ve üst süreklilik
levhaları arasında sınırlanmış olan kiriş kolon
bağlantısındaki dikdörtgensel bölümdür. Panel bölgesine
aynı anda kolon ve kirişin yarattığı normal kuvvetler, kesme
kuvvetleri ve momentler etki eder (Şekil 3.11). Bu şekilde
gösterilen serbest vücut diyagramındaki eşitlik, panelin
yüzüne etkiyen kuvvetler pozitif olarak kabul edilerek
çözümlenir.

Müh. Selçuk Altan Özoğul, Kaynaklı Çelik Yapıların Deprem Sırasındaki Davranışı
ÇELİK YAPILARIN DEPREME KARŞI DAYANIKLILIĞI VE
DEPREM ESNASINDAKİ DAVRANIŞI
Çelik Yapıların Depreme Karşı Dayanıklılığı
•Aslında bizim ister betonarme ister çelik olsun tüm
taşıyıcı sistemlerden üç temel beklentimiz var;
•Bunların ilki dayanım; yani yatay yük etkisi altında
yapının doğrusal ve elastik olarak karşılayabileceği yük.
•İkincisi rijitlik; yapının hasar görmeden sahip olduğu
dayanım ve yer değiştirme arasındaki ilişkiye bağlı bir
değer.
•Üçüncüsü de yapı bir miktar hasar almaya başladıktan
sonra göçmeye giden sürece kadar olan yolun ne kadar
uzun olup olmadığı. Buna da süneklik diyoruz, yani
doğrusal olmayan deformasyon kapasitesi.
Çelik elemanlar kullanarak bir yapı teşkil ettiğimizde bu
üç kriterin yönetmeliklere uygun bir şekilde sağlanmasını
istiyoruz.

Türk Yapısal Çelik Derneği Yayını Çelik Yapılar Dergisi Sayı:74 Syf:12-15
Çelik Yapıların Depreme Karşı Dayanıklılığı
•Çelik taşıyıcılı sistemle tasarlanan bir yapıda yapı ağırlığının azalması ile yapıya gelen deprem kuvveti de
azalacaktır. Çelik yapılarda yapı ağırlığı , betonarme yapılara göre yaklaşık %50 daha az olduğundan
yapıya etkiyen deprem kuvveti aynı oranda azalacaktır.
•Çelik sünek bir malzemedir. Betonarmeye göre 18 kat daha sünektir. Süneklik , elastik davranışın
üzerindeki şekil değiştirmelerde enerji yutma yeteneği sağladığından bu özellik dinamik yükler altında
önem kazanmaktadır. Tekrarlı yüklemeler altında betonarme yapının tek yönlü ve sınırlı olan enerji yutma
yeteneği her tekrarda azalarak bozulur ve deformasyon oluşmadan kırılma gerçekleşir. Çelik yapıda ise
elastik sınırlar aşıldığında , bir başka deyişle beklenenin üzerinde yükler yapıya etkidiğinde, çelik yapı
elemanları yüksek şekil değiştirme kapasiteleri sayesinde öncelikle şekil değiştirir ve deforme olur. Şekil
değiştirme sırasında oluşan enerji yutulur ve etkiyen yükler altında yapı ayakta kalarak, yapı
elemanlarında deformasyon oluşabilmesi için yük kiriş ve kolonlar arasında dağılabilmelidir. Bunun
sağlanması için çelik yapılarda kiriş-kolon birleşimlerinin yük aktarımı için yeterli moment kapasitesine
sahip olmasına dikkat edilmelidir.

Deprem Sempozyumu, Depreme Karşı Çelik Konstrüksiyon, S. Hattap, Ö. Eşsiz, Kocaeli,2005


Çelik çerçeveli yapıların depreme karşı gösterdiği üstün
performansın nedenlerinden birkaçı;
• Çelik çerçeveli yapılar hem yüksek dayanımlı hem de hafiftir. Bu özellik, depreme dayanıklı yapıların çelik ile
daha ekonomik olarak yapımını sağlamaktadır.
•Yapısal çeliğin mühendislik bakımından tüm özellikleri bellidir, tutarlıdır ve iyi anlaşılmıştır. Bu durum, çelik
çerçeveli yapıların davranışının diğerlerine göre daha güvenilir olmasını sağlar.
•Yapısal çelik elastik olmayan sınıra kadar tekrarlayan yüklere karşı değişmeyen bir davranış gösterir. Bu süneklik
ya da tekrarlayan yüklere kırılmadan dayanma yeteneği, çelik çerçeveli yapıların düşey ve yatay tasarım yüklerine
büyük deformasyonlar ile dayanmasını sağlar.
•Basit ve yarı-rijit çelik eleman birleşimlerinin dönebilir olması ve sünekliği; dinamik enerjiyi azaltarak, düşey yük
taşıyan çelik çerçevelerin yatay kuvvetleri karşılayan asıl sisteme güçlü ve güvenilir bir destek olmasını sağlar. Bu
destek sistemi, asıl sistemin uygun biçimde tasarlanmadığı veya çalışmadığı bir çok durumda, yapıların
çökmesine engel olmuştur.
• Çelik çerçeveli yapılar, tasarım ve yapım hatalarına karşı, beton gibi gevrek (kırılgan) maddeler ile yapılan diğer
yapılara göre daha az hassastır. Üstelik, fabrikada kolaylıkla denetlenerek üretilen çelik çerçeve elemanları ile
bunların çok basit olan montajında hata riski yok denecek kadar azdır. Örneğin; çelik çerçeveli yapılar için söz
konusu olmayan; kolon düşey donatılarının yanlış bindirilmesi, etriyelerinin bağlanmaması veya aralıklarının fazla
olması vb. hatalar betonarme yapılardan birçoğunun depremlerde çökmesine neden olmaktadır.

Deprem Sempozyumu, Depreme Karşı Çelik Konstrüksiyon, S. Hattap, Ö. Eşsiz, Kocaeli,2005


•Depremlerde ağır hasar gören betonarme çerçeveli ve yığma yapıların tam aksine; çelik çerçeveli
yapıların hasar gören elemanları, geniş çaplı yıkım ve söküme gerek kalmaksızın, kısa sürede ve
ekonomik olarak tamir edilebilir veya değiştirilir.
•Modern üretim makineleri ile fabrikada yapılan işlerin çoğalması, kalite kontrolünün artmasına ve
performansın daha güvenilir olmasına yol açmıştır.
•Depremlere karşı gösterdiği yüksek dayanım gücü, fabrikasyon olanaklarının ve yardımcı malzeme
özelliklerinin gelişmesi; çelik çerçeveli yapıların, kolaylıkla alınabilen özel önlemler ile fay hatları yakınında
depremin en etkili olduğu bölgelerde dahi yapılabilmelerini sağlamaktadır.
•Dahası, yaptırımları daha az olan eski standartlara uygun yapılardan çelik çerçeveli olanlar büyük
depremlerden en az hasarla çıkarken diğer malzemelerle yapılanların çoğu ya tamamen çökmüş ya da
uğradıkları ağır hasarlar nedeniyle kullanılamaz hale gelmiştir.

Deprem Sempozyumu, Depreme Karşı Çelik Konstrüksiyon, S. Hattap, Ö. Eşsiz, Kocaeli,2005


Çelik Yapıların Depreme Karşı Davranışı
Çelik bir yapı taşıyıcı sistem oluştururken betonarmeden biraz daha farklı olarak çeliğin bazı
avantajlarından yararlanıyoruz. İstediğimiz yönlerde, istediğimiz şekilde deprem yüklerini aktaran
çerçeveleri oluşturabiliyoruz. Mesela üç boyutlu çerçevede, çok basit bir şekilde çevredeki çerçeveler
tarafından bütün yatay yüklerin, yani deprem ve rüzgâr yüklerinin iki yönde taşınmasını planlayabiliriz.
İçerideki çerçeveleri sadece düşey yük taşıyacak şekilde boyutlandırabiliriz.
Düşey yükler çelik yapılarda betonarme yapılardakine benzer. Ama yükler daha düzenli bir şekilde
mutlaka kullanmak zorunda olduğumuz ikincil kirişler tarafından döşemeden alınarak ana kirişlere, oradan
kolonlar vasıtasıyla temele eritiliyor. Yatay yüklerin etkisi altındaysa ana kirişler sadece deprem yükü
taşıyan elemanlar tarafından temele aktarılabiliyor. Yani yüklerin yolunu çok net bir şekilde biz taşıyıcı
sistemler üzerinde tanımlayabiliyoruz ve buna uygun olarak taşıyıcı sistem elemanlarımızı
tasarlayabiliyoruz.

Türk Yapısal Çelik Derneği Yayını Çelik Yapılar Dergisi Sayı:74 Syf:12-15
Bugün çelik yapılarda çok yaygın olarak iki tür taşıyıcı sistem kullanıyoruz. Bir tanesi geleneksel kiriş
kolonlardan teşkil edilen moment dayanımlı çerçeveler, bir diğeri de çaprazlı sınıflar olarak ifade ettiğimiz
çerçeveler.
Bir moment dayanımlı çerçevede iki kolon arasındaki açıklık 10-12 metreye kadar çıkabiliyor. Dolayısıyla
bu da bize mimari açıdan; hem geniş bir açıklık sağlıyor hem de kesitler küçük, fazla yer kaplamıyor. Tabii
ki böyle bir sistemi oluşturduğumuz zaman basit olmasına rağmen fazla maliyet çıkartabiliyor. Çünkü bu
tip sistemler mimari açıdan çok estetik ve tercih edilen sistemler olmasına rağmen rijitlikleri oldukça düşük
olduğu için yatay yük etkisi altında yer değiştirmeleri sınırlandırmak açısından gereğinden büyük kesitler
kullanmak zorunda kalıyoruz.
Onun dışında çok yüksek derece rijitliğe sahip olan bir diğer sistemimiz ise çaprazlı çerçeveler. Biliyoruz
ki, herhangi bir yapısal sistemde bir rijitlik ve stabilite problemi varsa, bir çapraz eleman yerleştirmek
sistemin rijitliğini oldukça artırıyor. Merkezi çaprazlı sistemler bugün çelik yapılarda çok sıklıkla
kullandığımız taşıyıcı sistemlerden bir tanesi. Bu sistemde en büyük problem çapraz elemanın
burkulması. Burkulma bizim istediğimiz sünekliği karşılamayan bir olay. İki çapraz varken bu çaprazların
yarısı burkulduğu zaman sadece yarısı yükü aktarmada kullanılabiliyor. Bu da sünekliği önemli ölçüde
azaltıyor.
Bunun dışında birleşimin çekme kuvveti etkisi altında sıyrılması ve kopması veya levhada meydana
gelebilecek burkulmalar da deprem esnasında çelik çerçevelerde oldukça rastladığımız bir durum ve
tasarımda mutlaka göz önüne alınması gerekmektedir.

Türk Yapısal Çelik Derneği Yayını Çelik Yapılar Dergisi Sayı:74 Syf:12-15
Bunun dışında çaprazların arasını biraz açarak ‘dış merkez çaprazlı’ dediğimiz sistemler de oluşturmak
mümkün. Bunların maliyeti biraz yüksek ve deprem performansı oldukça iyi. Maliyet ve detaylandırması
zor olduğu için fazlaca kullanılan sistemler değiller. Fakat yönetmeliklerde gerekli yerlerde kullanılması için
detaylar var. Açıklıkların kısa olduğu taraftarlarda bunları tek taraflı olarak da kolon yüzünde kullanmak
mümkün.
Bunun dışında burkulması önlenmiş çaprazlı çerçeveler de var. Bunlarda ana felsefe, çaprazın
burkulmasını önlemek için dışarısına bir kılıf geçirerek ve bu kılıfı da çapraz elemanla birlikte
çalıştırmayarak sadece burkulmasını engelleyerek çekme ve basınç altındaki davranışlarını aynı tutmak
ve sünekliği artırmak. Bunlar da yaygın bir şekilde kullanılıyor. Tabii ki bunları yaparken karşımıza çelik
elemanla ilgili bir sürü sınır durum çıkıyor. Mesela basit bir kiriş tasarlarken bir yerde mutlaka plastik
mafsal oluşacak. Bunu göz önüne alıp nerede oluşacağına bizim karar vermemiz gerekmekte. Başlıklarda
lokal burkulmalar meydana geliyor. Eğer kirişe yeteri kadar yanal destek sağlanmazsa, yanal vurulmalı
burkulma dediğimiz bir sınır durum meydana geliyor ve elemanın taşıma gücünü önemli ölçüde azaltıyor.
Veya bir birleşim uygun bir şekilde tasarlanmadığında kırılabiliyor. Blok bir şekilde bulonların (cıvataların)
veya kaynağın çevrelediği alan rahat bir şekilde sıyrılarak birleşimden çıkıyor. Öyle bir birleşim artık yükü
aktaramaz durumdadır. Mutlaka başka bir arıza yoksa sistemde buranın yenilenmesi gerekir. Eğer sisteme
yeteri kadar et kalınlığı sağlanmadıysa lokal burkulmalar meydana geliyor. Yeteri kadar et kalınlığı
sağlasansa bile gövdede ve başlıkta bu lokal burkulmalar gene kaçınılmaz bir şekilde karşımıza çıkıyor.
Çünkü çelikte ne yaparsak yapalım bu tür burkulmaları engellemek mümkün değil. Bizim istediğimiz kadar
süneklik sağlandığı oranda lokal burkulmaya izin verebiliriz.

Türk Yapısal Çelik Derneği Yayını Çelik Yapılar Dergisi Sayı:74 Syf:12-15
ÇELİK YAPILARDA DEPREM HASARLARI VE SİSTEMSEL HASARLAR
ÇELİK YAPILARDA SIK GÖRÜLEN HASAR VE KUSURLAR

Kolon-Kiriş Birleşim Yerlerinde Hasar Türleri

• Çatlaklar bir defa başladıktan sonra çok farklı yollar izleyerek genişleyip yayılabilmektedirler.
• Çatlak kaynak dikişinin içinde olabileceği gibi şekildeki görüldüğü üzere kaynağın hemen bitimindeki metalde de
meydana gelebilir.
• Çatlak yayılışı öyle bir yol izler ki; kolon başlığı kiriş başlığına bağlı kalarak kolonun geri kalan kısmından ayrılabilir.
• Çatlak tüm kolon başlığına yayılabilir.
•Çatlak başlıktan ilerleyerek gövdeye de yayılabilir.
• Başlıkta bu denli önemli bir çatlak oluştuğunda çatlağı açmaya zorlayacak kesit zorları etkisinde, başlık herhangi bir
rijitlik sağlamayacaktır. Aktarılması gereken eğilme momentinin ise diğer başlık ve gövde aracılığıyla aktarılması
gerekecektir. Bu durumda gövdedeki bulonlu bağlantılarda aşağıdaki resimde gözlenen göçme meydana gelecektir. Bunun
yanı sıra gövde levhasını kolon başlığına bağlayan kaynak dikişlerinde de çatlaklar meydana gelebilir.
•Birleşim bölgesini meydana getiren birleştirme araçlarının toplam enkesit alanı ve atalet momenti gibi büyüklüklerinin,
kirişten daha zayıf olması nedeniyle birleşim kaynaklarına ve kolonlara öngörülenden çok daha fazla yük gelebilmektedir.

•Çelik tasarımında esas alınan, ölçüme dayalı olarak istatiksel yöntemlerle belirlenen malzemenin (nominal) akma
gerilmesi, genellikle ortalama akma gerilmesi değerinin çok altında kaldığından, hesaplar sırasında çelik kirişlerin taşıma
gücü gerçekte olduğunun önemli derecede altında tahmin edilmiştir. Bu durum ise yukarıda anılan neticeyi doğurmuştur.

•Kiriş alt başlığını kolon başlığına bağlayan kaynak dikişlerinin sahada uygulanması sırasında her bir kaynak pasosu kiriş
gövdesi nedeniyle bölünmüş ve kiriş gövdesi her bir pasonun başlangıç ya da bitim noktası olmuştur.

•Üstelik genellikle kaynakçı gövdenin bir tarafındaki kaynak pasolarının tamamını bitirdikten sonra gövdenin diğer
kısmına geçmiştir. Oysa gövdenin bir tarafındaki bir paso tamamlandıktan sonra diğer tarafa geçip orada bir pasonun
daha bitirilmesi uygundur. Bu yöntem ortaya çıkan cüruf içerme, eriyip kaynaşamama, vb. kusurlar nedeniyle kaynak
dikişlerinde düşük kaliteye ve dolayısıyla şiddetli deprem yükü etkisinde çatlak oluşumuna neden olabilmektedir.
•Birleşimin geometrisi, kiriş başlığının kolon başlığına bağlandığı birleşimlerde kaynak kökünde meydan gelmesi olası
kusurların saptanmasını güçleştirmiştir.

•Kaynak işlemi tamamlandıktan sonra tipik olarak yerinde bırakılan karşılama parçaları kaynak köklerinin görsel olarak
incelenmesine engel olmuştur. Bu nedenle, kaynak kusurlarının tespiti için genellikle ultrasonik testler kullanılmıştır. Dahası,
ultrasonik testler bile kiriş alt başlığının bağlantısındaki kaynak kökünde olası kusurların tespitinde, özellikle kaynağın tam
orta kısmında kiriş gövdesinin bulunması nedeniyle yetersiz kalabilmiştir. Sonuç itibariyle, kaynaklı birleşimlerin pek
çoğunda çatlak oluşumuna neden olabilecek kusurlar yapım aşamalarında tespit edilememiştir.
1994, NORTHRIDGE DEPREMi:

•17 Ocak 1994’teki Northridge (Kaliforniya) depremi öncesinde,


inşaat mühendisleri, özel tasarıma sahip çelik konstrüksiyonlu
binaların şiddetli yer hareketlerine direnç göstereceğine ve çok
sınırlı düzeyde hasar olunabileceğine inanıyorlardı. Fakat,
deprem sırasında 100’den fazla çelik iskeletli yapılarda kırılmalar
oldu. Kırılmalar, iskeletin kiriş-kolon birleştirme bölgelerindeki
kaynaklarda başladı. Başlangıçta kırılmaların kaynak işçiliği ile
ilgili olduğu düşünüldüyse de inşaat öncesi malzeme test
değerleri ve depremin hemen ardından yapılan testler, birleştirme
bölgelerindeki standartlara uygun kaliteli kaynak işçiliğinin dahi
kırılmaları önleyemediğini gösterdi. Zemin özelliklerinin ve yer
sarsıntıları dikkate alınarak inşaat yönetmeliklerinin hazırlandığı
bölgede de pek çok binada hasar oldu. Sonuç olarak bu inşaat
yönetmeliklerinin yeterliliği sorgulandı ve 1994’te acil bir
yönetmelik değişikliğine gidildi.
1995, KOBE DEPREMi:

•Japonya’da bulunan Kobe şehrinde, 17 Ocak 1995 sabahı Richter ölçeğine göre büyüklüğü 7.2 şiddetindeki depremde
yaklaşık 5.500 kişi hayatını kaybetti, 27.000 kişi yaralandı, 150.000 bina hasar gördü ve 30.000’den fazla kişi acil yerleşim
bölgelerine taşındı.
•Depremde, ahşap binaların dışında, betonarme ve çelik konstrüksiyon binalarda da hasarlar meydana gelmişti. Bu
depremin en çarpıcı sonuçlarından biri de çelik konstrüksiyonlardaki hasarın büyük kısmının alçak (2-5 katlı) binalarda
meydana gelmesi ve yedi katın üzerindeki binalarda yıkılma olmamasıydı. Binaların yüksekliğine ve tasarımına göre
kaynaklı bağlantıların şekli değişmekle birlikte, depremde hasar gören birçok alçak binada genellikle köşe kaynakları
kullanılmış olduğu görüldü.
:
ÇELİK YAPILARDA OLUŞAN HASARLARIN KAYNAKLA İLİŞKİSİ

• Northridge ve Kobe depremleri sonrasında yapılan araştırmalarda, çelik konstrüksiyonlarda


meydana gelen hasarların, kolon-kolon, kolon-kiriş ve kolon-taban bağlantılarında oluştuğu görülmüştür.
Bu bağlantıların büyük bir bölümü de kaynak ile yapılmıştır. Kaynak hataları nedeniyle oluşan hasarlar
aşağıdaki gibiydi;
1. İç köşe kaynaklarında kaynak boyları kısa tutulmuş ve bağlantılarda iyi bir nüfuziyet oluşmamış ve
hiçbir plastik deformasyon olmadan kırılma meydana gelmişti.
2. Eski tasarıma sahip kolon-kiriş bağlantılarında daha fazla hasar olmuştu.
3. Kaynakla ilgili tüm prosedürlerin uygun olduğu hallerde bile çok yüksek plastik deformasyondan
nedeniyle oluşan kırılmalar önlenememişti.
4. Ana konstrüksiyon dışında, binaya yapılan balkon, platform, çıkıntı v.b. eklerdeki kaynakların iyi kontrol
edilmemesi sonucu binalarda ciddi yıkımlar meydana gelmişti. Ayrıca, diğer depremlerde olduğu gibi Kobe
depreminde de kaynaklı bağlantılarda gevrek kırılmaların oluştuğu gözlenmiştir.
•Gevrek kırılmanın oluşmasını destekleyen, deprem anında itici gücün oluşması, taşıyıcı elemanlarda çatlak başlangıcının
mevcut olması ve konstrüksiyon malzemesinin sünekliğinin düşük olması gibi tüm parametreler biraraya gelerek gevrek
kırılmaları hızlandırmıştır.
DEPREMDEN KORUNMAK İÇİN ÇELİK YAPILARDA ÖNERİLER
ÇELİK YAPILARIN GÜÇLENDİRİLMESİ
-Günümüzde mevcut çelik yapıların güçlendirilmesi oldukça önemli bir hale gelmiştir.
-Çelik yapıların deprem güvenliklerinin arttırılması ve yeterli deprem güvenliğine sahip olmayan çelik yapıların
güçlendirilmesine yönelik pratik uygulamalar bulunmaktadır.
-Binanın tümüne ya da sadece bazı taşıyıcı sistem elemanlarına uygulanan, binaların deprem güvenliğini artırmak
için yapılan işlemlerdir. Depremden kaynaklanan bir hasardan dolayı güvenliğin artırılmasına ihtiyaç duyulabileceği
gibi, herhangi bir hasar bulunmadığı halde binayı depreme karşı daha güvenli hale getirmek için de bina çelik
güçlendirme işlemleri uygulanabilmektedir.

Aspa Çelik, Çelik Yapıların Güçlendirilmesi


ÇELİK YAPILARIN GÜÇLENDİRİLMESİ
Depreme karşı çelik yapı güçlendirme kararı alınırken, yerinde yapılan keşif önemlidir. Keşif sonrasında önerilen
hesap yöntemleriyle binanın deprem güvenliği saptanır. Mevcut durumun istenen performans düzeyinin altında
kalması durumunda, güçlendirmeye başvurulur. Bir yapının istenilen performans düzeyine ulaşması için şu
işlemlere başvurulur;
-Deprem hasarlarına neden olacak kusurların giderilmesi
-Deprem güvenliğini artırmaya yönelik yeni elemanlar eklenmesi
-Yapının ağırlığının azaltılması
-Kuvvet aktarımında sürekliliğin sağlanması
-Çelik güçlendirmenin amacı, binanın deprem güvenliğini en iyi ve en uygun teknik yöntemlerle, en kısa sürede ve
bina sakinlerine en az zorluk çıkararak istenen düzeye getirmektir.
-Bina güçlendirme işleminde maliyet de belirleyici unsurlardan biridir. Bu işlemin yapılabilmesi için, güçlendirme
maliyetinin binanın yıkım ve yeniden yapım maliyetine oranı kabul edilebilir düzeyde olmalıdır.

Aspa Çelik, Çelik Yapıların Güçlendirilmesi


ÇELİK YAPI GÜÇLENDİRME YÖNTEMLERİ
Çelik yapı güçlendirme yöntemleri ikiye ayrılır:
-Eleman güçlendirmesi
Kolon, kiriş, perde, birleşim bölgesi gibi binanın mevcut taşıyıcı sistem elemanlarına uygulanır. Bazı
durumlarda ise yeni taşıyıcı elemanlar eklenerek sistem iyileştirilir. Yapıda sadece bazı elemanlar depreme
karşı dayanıksız olup, diğerleri yönetmelik koşullarına uygunsa ve bina yeterli yanal dayanıma sahip ise,
eleman bazında güçlendirme yeterli olacaktır.
-Sistem güçlendirmesi.
Binanın taşıyıcı sisteminde çok sayıda kusurlu eleman varsa ve bina yeterli yanal dayanıma sahip değilse
sistem güçlendirmesi yapılmalıdır. Aynı şekilde kat, zayıf kat, kısa kolon gibi önemli sistem zayıflıkları
mevcutsa, daha bütünsel bir sistem iyileştirilmesi yapılarak bina depreme karşı güçlendirilmelidir.

Aspa Çelik, Çelik Yapıların Güçlendirilmesi


ÇELİK YAPILARDA GÜÇLENDİRME ÖRNEK İNCELEMESİ
Güçlendirilecek çelik yapı örneği:
Örnekte ele alınan yapı geometri bakımından her iki düzlemde rijit, yatayda ve
düşeyde düzenli bir çerçeve sisteme sahiptir.

Armağan Korkmaz, Çelik Yapıların Güçlendirilmesinin Analizlerle Değerlendirilmesi


PERDE ELEMANLARLA GÜÇLENDİRME
Betonarme deprem perdelerinin ilavesi mevcut bir yapının deprem davranışını
iyileştirmek bakımından oldukça kullanılan bir güçlendirme yöntemidir. Bu
uygulamada genellikle perdeler yerinde dökülür nadiren de olsa püskürtme ile
yapıldıkları da olabilir. Monolitik betonarme deprem perdeleri ya binanın
çevresinde veya içinde olabilirler. Yeni deprem perdelerinin döşeme ve çatı
diyaframlarıyla ve temellerle uygun yeterli bir birleşim bağlantısının temin
edilmesi oldukça önemli bir noktadır. Bu bağlantı mevcut döşeme veya çatı ile
yeni yapılan deprem perdesi arasındaki kesme kuvvetlerini aktarmalıdır. Birleşim
ve bağlantı planda köşegen olarak yerleştirilmiş bağ çubuklarının döşemeye
ankre edilmesi ile veya deprem perdelerinde oluşturulan ve yerinde dökme ek bir
betonarme döşeme ile döşeme sistemine ankre edilen kirişlerle yapılabilir. Bu
yeni döşemenin mevcut döşemeye bağlanması betonarme dübellerle
gerçekleştirilir.

Armağan Korkmaz, Çelik Yapıların Güçlendirilmesinin Analizlerle Değerlendirilmesi


ÇELİK LEVHA İLE GÜÇLENDİRME
Güçlendirme için çelik levha ile donatma yeni bir tekniktir ve esas itibariyle statik yüklere maruz olan kirişlerin
kesme mukavemetini ve/veya açıklıkta eğilme mukavemetini arttırmak için kullanılabilir. Bu yöntemde çelik
levhalar betonarme elemanların beton yüzlerine epoksi reçineleri ile dıştan yapıştırılırlar. Korozyon ve yangına
karşı korunmasına özel dikkat gösterilmelidir. Bu yöntemin depremlerden ileri gelen değişken yüklere maruz
kirişlere uygulanması tavsiye edilmez. Bulonlu bağlantı yapılması durumunda daha iyi bir sıkıştırma olanağı
sağlanır. Bu tür çelik çerçeveler betonarme perdelere oranla daha az dayanıklı olur. Aynı zamanda da
maliyetleri daha yüksektir. Ancak kısa sürede yapılabilmeleri bir deprem sonrasında acil olarak yapı
hasarlarının giderilmesi ve yapının hasar görmüş bölümünün desteklenmesi için bu tür uygulamaların üstün
tarafları da vardır.

Armağan Korkmaz, Çelik Yapıların Güçlendirilmesinin Analizlerle Değerlendirilmesi


BİRLEŞİM BÖLGELERİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ

Deprem sırasında yapıda meydana gelen zorlamaların birleşim bölgelerinde yoğun olarak hissedileceğinden
hareketle birleşim bölgelerinin güçlendirilmesi yoluna gidilmiştir

Armağan Korkmaz, Çelik Yapıların Güçlendirilmesinin Analizlerle Değerlendirilmesi


DEPREM ETKİSİ ALTINDA ÇELİK BİNA TAŞIYICI
SİSTEMLERİNİN
TASARIMI İÇİN ÖZEL KURALLAR
TBDY-2018
KAPSAM GENEL KURALLAR
9.1.1 – Deprem etkisi altındaki çelik bina taşıyıcı 9.2.1. Çelik Taşıyıcı Sistemlerin Sınıflandırılması
sistem elemanlarının boyutlandırılması ve Çelik binaların yatay yük taşıyıcı sistemleri, depreme karşı
birleşimlerinin düzenlenmesi, bu konuda yürürlükte davranışları bakımından, 9.2.1.1, 9.2.1.2 ve 9.2.1.3’te
olan ilgili standart ve yönetmeliklerle tanımlanan üç sınıfa ayrılmıştır.
birlikte, öncelikle bu bölümde belirtilen özel kurallara 9.2.1.1 – Çelik binalar için aşağıda belirtilen yatay yük taşıyıcı
uyularak yapılacaktır. sistemler, Süneklik Düzeyi Yüksek Sistemler olarak
9.1.2 – Bu bölümün kapsamı içindeki çelik binaların tanımlanmıştır.
yatay yük taşıyıcı sistemleri; sadece (a) 9.3 ve 9.11.1.1’de belirtilen koşulları sağlayan Moment
moment aktaran çelik çerçevelerden, sadece merkezi Aktaran Çelik Çerçeve türü taşıyıcı sistemler.
veya dışmerkez çaprazlı çelik (b) 9.6’da belirtilen koşulları sağlayan Merkezi Çaprazlı Çelik
çerçevelerden, sadece burkulması önlenmiş çaprazlı Çerçeve, 9.8’de belirtilen koşulları sağlayan Dışmerkez
çelik çerçevelerden veya moment aktaran Çaprazlı Çelik Çerçeve ve 9.9’da belirtilen koşulları sağlayan
çelik çerçevelerin, çaprazlı çelik çerçeveler veya Burkulması Önlenmiş Çaprazlı Çelik Çerçeve türü taşıyıcı
betonarme perdelerle birleşiminden oluşabilir. sistemler.
Ayrıca, moment aktaran çerçeve türü taşıyıcı (c) 9.3’te tanımlanan moment aktaran çelik çerçeveler ile
sistemlerin çelik-betonarme kompozit kolonları (b)’de tanımlanan çaprazlı çelik çerçevelerin birleşiminden
da bu bölümün kapsamı içindedir. oluşan sistemler.

Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği-18 Mart 2018


İlgili Standartlar ve Tasarım Esasları
9.2.2.1 – Bu bölümün kapsamı içinde bulunan çelik taşıyıcı sistemlerin tasarımı; bu Yönetmelikte Bölüm 2, 3, 4 ve 5’te
verilen hesap kuralları ile TS 498’de öngörülen yükler göz önüne alınarak, ilgili standartlara ve özellikle bu bölümdeki
kurallara göre yapılacaktır.
9.2.2.2 – Çelik yapı elemanları ve birleşimleri, yapının işletme ömrü boyunca kendinden beklenen tüm fonksiyonları belirli
bir güvenlik altında yerine getirebilecek düzeyde dayanım, kararlılık (stabilite) ve rijitliğe sahip olacaktır.
Malzeme Koşulları
9.2.3.1 – Bu yönetmelik kapsamında, “Çelik Yapıların Tasarım, Hesap ve Yapım Esaslarına Dair Yönetmelik” te
tanımlanan tüm yapısal çelikler kullanılabilir. Ancak, yatay yük taşıyıcı sistemin elemanlarında kullanılacak çelik
malzemesi aşağıdaki koşulları da sağlamalıdır.
(a) Doğrusal olmayan davranış göstermesi beklenen elemanlarda kullanılacak yapısal çeliğin karakteristik akma gerilmesi
355 N/mm2 değerini aşmamalıdır. Ayrıca, 9.4’te belirtilen
süneklik düzeyi sınırlı moment aktaran çelik çerçevelerin kolonları hariç olmak üzere, bu bölümde tanımlanan yatay yük
taşıyıcı sistemlerin kolonlarında kullanılacak yapısal çeliğin karakteristik akma gerilmesi 460 N/mm2’yi aşamaz.
(b) Başlıklarının kalınlığı en az 40 mm olan hadde profillerinde, kalınlığı en az 50 mm olan levhalar ve bu levhalar ile imal
edilen yapma profillerde, ASTM A673 veya eşdeğeri standartlar uyarınca yapılan deneylerde minimum CVN dayanımı
(Çentik Tokluğu)
değeri 21° C’de 27 Nm (27 J) olacaktır.

Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği-18 Mart 2018


Malzeme Koşulları
9.2.3.2 – Deprem yükleri etkisindeki elemanların birleşim ve eklerinde (8.8) veya (10.9) kalitesinde yüksek dayanımlı
bulonlar tam önçekme verilerek kullanılacaktır. Bulonların kesme kuvveti etkisinde olduğu birleşimlerde, bulonların diş
açılmamış gövde enkesitinin kayma düzleminde olması sağlanacaktır. Birleşen parçalar arasındaki temas yüzeyi, ezilme
etkili birleşimlerde de, en az μ=0.20 değerine eşit bir sürtünme katsayısı elde edilmesini sağlayacak şekilde
hazırlanmalıdır. Deprem yükleri etkisinde olmayan elemanların birleşim ve eklerinde “Çelik Yapıların Tasarım, Hesap ve
Yapım Esaslarına Dair Yönetmelik” te tanımlanan normal bulonlar kullanılabilir.

9.2.3.3 – Kaynaklı birleşimlerde çelik malzemesine ve kaynaklama yöntemine uygun kaynak metali kullanılacak ve
kaynak metalinin akma gerilmesi, birleştirilen esas metalin akma gerilmesinden daha az olmayacaktır. Deprem yükleri
etkisindeki elemanların ve birleşimlerinin tüm kaynaklarında Tablo 9.1’de öngörülen koşulları sağlayan kaynak metali
kullanılacaktır.

9.2.3.4 – Bulonlar ve kaynaklar, birleşimde aktarılan kuvveti veya bu kuvvetin bir bileşenini paylaşacak şekilde bir arada
kullanılamazlar.

Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği-18 Mart 2018


Olası Malzeme Dayanımı Deprem Etkisini İçeren Yük Birleşimleri
Bu bölümün ilgili maddelerinde gerekli görülen yerlerde, Çelik yapı elemanları, “Çelik Yapıların Tasarım, Hesap ve Yapım
çelik yapı elemanlarının ve birleşimlerinin tasarımında Esaslarına Dair Yönetmelik” Bölüm 5.3 esas alınarak
olası malzeme dayanımları kullanılacaktır. Dayanımı boyutlandırılacaktır. Bu boyutlandırmada, 9.2.6’da belirtilen özel
belirlenen elemanda olası göçme sınır durumları için, durumlar dışında, deprem etkisini içeren yük birleşimleri olarak
karakteristik dayanım ifadelerinde karakteristik akma 9.2.5.1 veya 9.2.5.2’de verilen yük birleşimleri kullanılacaktır.
gerilmesi, Fy ve karakteristik çekme dayanımı, Fu yerine GKT (Güvenlik Katsayıları ile Tasarım) uygulandığında
sırasıyla; olası akma gerilmesi, RyFy ve olası çekme Deprem Etkisini İçeren Yük Birleşimleri aşağıda
dayanımı, RtFu kullanılacaktır. Olası akma gerilmesi ve Denk.(9.1)’deki gibi alınacaktır.
olası çekme dayanımının hesabında uygulanacak G + 0.75Q + 0.75S ± 0.75(0.7Ed ) (9.1a)
katsayılar, yapı çeliğinin sınıfına ve eleman türüne bağlı G ± 0.7Ed (9.1b)
olarak, Tablo 9.2’de verilmiştir. 0.6G + 0.75H ± 0.7Ed (9.1c)

Enkesit Koşulları
Süneklik düzeyi yüksek veya süneklik düzeyi sınırlı olarak
tasarlananacak sistem elemanları enkesitinin başlık
genişliği/kalınlığı, gövde yüksekliği/kalınlığı ve çap/et kalınlığı
oranları Tablo 9.3’te verilen ilgili sınır değerleri aşmayacaktır.

Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği-18 Mart 2018


Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği-18 Mart 2018
1-SÜNEKLİK DÜZEYİ YÜKSEK MOMENT AKTARAN ÇELİK ÇERÇEVELER
Süneklik düzeyi yüksek moment aktaran çelik çerçeveler, deprem etkileri altında kirişlerinin önemli ölçüde, kiriş-kolon
birleşimlerinin kayma bölgesinin ise sınırlı miktarda doğrusal olmayan şekil değiştirme yapabilme özelliğine sahip olduğu
taşıyıcı sistemlerdir.
Genel Koşullar
9.3.1.1 – Süneklik düzeyi yüksek moment aktaran çelik çerçevelerin kiriş ve kolonlarında, başlık genişliği/kalınlığı ve gövde
yüksekliği/kalınlığı oranları Tablo 9.3’te verilen λhd sınır değerini aşmayacaktır.
9.3.1.2 – Süneklik düzeyi yüksek moment aktaran çelik çerçevelerin kiriş başlıkları, yanal ötelenmeye ve burulmaya karşı,
süneklik düzeyi yüksek elemanlar için 9.2.8’de verilen ilgili koşullar esas alınarak desteklenecektir.
9.3.1.3 – Süneklik düzeyi yüksek moment aktaran çelik çerçeve kolonlarının
boyutlandırılmasında, aşağıda verilen koşullar gözönüne alınarak belirlenecek en elverişsiz iç kuvvetler esas alınacaktır.
(a) 9.2.5’te verilen, deprem etkisini içeren yük birleşimleri dikkate alınarak elde edilecek kesme kuvveti, eksenel kuvvet ve
eğilme momentleri.
(b) Eğilme momentleri göz önüne alınmaksızın, 9.2.6 uyarınca elde edilecek eksenel çekme ve basınç kuvvetleri. Ancak,
kolon uçları arasında etkiyen yatay kuvvetlerin bulunması halinde,
bunların oluşturacağı eğilme momentleri de göz önüne alınacaktır.
9.3.1.4 – Süneklik düzeyi yüksek moment aktaran çelik çerçevelerin kirişleri, 9.2.5 esas alınarak elde edilecek en elverişsiz
iç kuvvetler altında boyutlandırılacaktır.

Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği-18 Mart 2018


Kolonların Kirişlerden Daha Güçlü Olması Koşulu
9.3.2.1 – Süneklik düzeyi yüksek moment aktaran çelik çerçevelerin veya betonarme perdeli çelik çerçeveli sistemlerin
çerçevelerinin her bir kiriş-kolon düğüm noktasında, göz önüne alınan deprem doğrultusunda, Denk.(9.7) ile uyumlu olarak
kolonların kirişlerden daha güçlü olma koşulunun sağlandığı gösterilecektir
Kiriş - Kolon Birleşim Bölgeleri
9.3.4.1 – Süneklik düzeyi yüksek moment aktaran çelik çerçevelerin kiriş-kolon birleşimlerinde aşağıdaki üç koşul bir arada
sağlanacaktır.
(a)Birleşim en az 0.04 radyan göreli kat ötelemesi açısını (göreli kat ötelemesi/kat yüksekliği) sağlayabilecek kapasitede
olacaktır.
(b) Birleşimin kolon yüzündeki Muc gerekli eğilme momenti dayanımı, Ek 9B’de tanımlanan detaylarda, düğüm noktasına
birleşen kirişin olası plastik eğilme momenti, Mpr ile kiriş ucundaki olası plastik mafsalın yeri dikkate alınarak, Denk.(9.11)
ile hesaplanacak eğilme momenti dayanımından daha az olmayacaktır.
(c) Birleşimin boyutlandırılmasında kullanılacak Vuc kesme kuvveti, akma (mekanizma) durumu esas alınarak belirlenen
kesme kuvveti ile kiriş ucundaki plastik mafsal noktalarında (1.2G + 0.5Q + 0.2S) yük birleşimi altında hesaplanacak
kesme kuvveti toplanarak Denk.(9.12) ile elde edilecektir.
Kiriş – Kolon Birleşimlerinin Stabilitesi
Çerçeve düzlemi dışına doğru meydana gelebilecek dönmelerin önlenebilmesi amacıyla kolonlar, kiriş-kolon birleşim
bölgelerinde, aşağıdaki durumlar dikkate alınarak desteklenecektir.
Kiriş - kolon birleşim bölgelerinin döşeme sistemi veya çatı stabilite bağlantıları ile yanal doğrultuda desteklendiği
durumlarda, kiriş ve kolon gövdelerinin aynı düzlemde olması halinde ve kayma bölgesi dışında kolonun elastik kaldığı
gösterildiğinde, kolon başlıkları sadece kiriş üst başlıkları hizasında yanal doğrultuda desteklenecektir.
Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği-18 Mart 2018
2-SÜNEKLİK DÜZEYİ SINIRLI MOMENT AKTARAN
ÇELİK ÇERÇEVELER
Süneklik düzeyi sınırlı moment aktaran çelik çerçeveler,
deprem etkileri altında kirişlerin, kolonların ve
kiriş-kolon birleşimlerinin kayma bölgesinin sınırlı
miktarda doğrusal olmayan Şekil değiştirme yapabilme
özelliğine sahip olduğu taşıyıcı sistemlerdir.

3-MERKEZİ VE DIŞMERKEZ ÇAPRAZLI ÇELİK


ÇERÇEVELER
Çaprazlı çelik çerçeveler, mafsallı birleşimli veya
moment aktaran çerçeveler ile bunlara merkezi ve
dışmerkez olarak bağlanan çaprazlardan oluşan
yatay yük taşıyıcı sistemlerdir. Bu tür sistemlerin
yatay yük taşıma kapasiteleri, eğilme dayanımlarının
yanında, daha çok veya tümüyle elemanların eksenel
kuvvet dayanımları ile sağlanmaktadır. Çaprazlı çelik
çerçeveler, çaprazların düzenine bağlı olarak ikiye
ayrılırlar.
(a) Merkezi çaprazlı çelik çerçeveler (Şekil 9.5).
(b) Dışmerkez çaprazlı çelik çerçeveler (Şekil 9.6). Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği-18 Mart 2018
BURKULMASI ÖNLENMİŞ ÇAPRAZLI ÇELİK TEMEL BAĞLANTI DETAYLARI
ÇERÇEVELER Kolonun taban plakasına bağlantısında tam
Özel olarak üretilen burkulması önlenmiş çapraz penetrasyonlu küt kaynak kullanılması durumunda,
elemanların kirişlere veya kiriş-kolon birleşim bölgelerine başlangıç ve bitiş levhaları ile altlık levhaları kaynaklama
merkezi olarak bağlanmasıyla oluşturulan burkulması işleminden sonra kaldırılacaktır. Ancak başlıkların iç
önlenmiş çaprazlı çelik çerçeveler, plastik şekil yüzündeki ve I en kesitli profillerin gövdesindeki altlık
değiştirmelerin çekme ve basınç etkileri altında çapraz levhalarının taban levhasına en az 6 mm kalınlıklı köşe
elemanlarda oluşması sağlanacak şekilde kaynaklarla tespit edilmesi halinde, altlık levhalarının
boyutlandırılırlar. Bu sistemlerin boyutlandırılmasında kaldırılmalarına gerek yoktur. Altlık levhalarının kolon
uygulanacak kurallar aşağıda verilmiştir. Burkulması başlıklarına kaynaklanmasına izin verilmez.
önlenmiş çaprazlar, en az %2 göreli kat ötelemesine ve Ankraj çubukları malzemesinin kopma uzaması oranı
tasarım göreli kat ötelemesinin iki katına karşı gelen %14 değerinden az olmayacaktır.
şekil değiştirme durumlarının büyüğü esas alınarak
boyutlandırılacaktır. Elemanın şekil değiştirme miktarının
belirlenmesinde, çaprazlı çerçevelerde düşey yük etkileri
nedeniyle oluşan yer değiştirme durumu da dikkate
alınacaktır.
Burkulması önlenmiş çaprazlı çelik çerçeveler, tasarım
deprem yer hareketi etkisinde çapraz elemanların
çekme ve basınç kuvvetleri altında akmaya ulaşması
durumu esas alınarak boyutlandırılacaktır. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği-18 Mart 2018
DİYAFRAM İÇİ BAŞLIK VE DİKME ELEMANLARI
Diyaframlar, normal kat ve çatı düzlemleri içinde teşkil
edilen ve yatay kuvvetlerin yatay yük taşıyıcı sistemlere
güvenle aktarılmasını sağlayan taşıyıcı sistemlerdir.
Betonarme döşeme sistemi içeren tipik bir diyafram
sisteminin, örneğin (y) doğrultusundaki deprem etkileri için
oluşturulan başlık bölgeleri ve dikmeleri (aktarma
elemanları) Şekil 9.11’de şematik olarak gösterilmiştir.
Diyaframlar, yatay tasarım kuvvetlerinin döşeme
düzleminde oluşturduğu kesme ve eğilme etkilerini
karşılayacak şekilde boyutlandırılacaktır. Diyaframlarda
boşluk ve girintili köşeler gibi süreksizlikler bulunması
halinde, bu süreksizlikler nedeniyle oluşacak ilave etkiler
de göz önüne alınarak, bu bölgelerdeki kesme ve eğilme
etkilerinin güvenle aktarılması sağlanacaktır.

Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği-18 Mart 2018


ÇELİK YAPILAR NEDEN TERCİH EDİLMELİDİR?
Avantajlar:

Çelik yapılar betonarme yapılara göre ortalama %50 daha hafiftir. Bu nedenle depremden daha az etkilenir.

Çeliğin sünek bir malzeme olması nedeniyle deprem etkilerinden yapıya giren enerjinin, oluşan plastik mafsallarda
plastik deformasyonlarla yutulması sonucu çelik yapılar depremden daha az etkilenir.

Fabrikada üretim koşullarının şantiyede üretim koşullarına göre daha elverişli olması ve kontrol kolaylığı nedeniyle
projelendirmede öngörülen yapı kalitesinin gerçekleştirilme şansı yüksek olmaktadır. Bu özellik yapı ömrünün
artmasına, dolayısıyla projenin toplam maliyetinin azalmasına neden olmaktadır.

Çelik yapılardaki mevcut profillerin gereğinde demonte edilerek, başka bir yapıda kullanılabilmesi olanağı vardır;
Bu nedenle çelik yapılar betonarme yapılara göre daima daha ekonomiktir.

Malzeme her zaman kolayca denetlenebilir.

tekta.com, Çelik Yapılar Neden Tercih Edilmeli


ÇELİK YAPILAR NEDEN TERCİH EDİLMELİDİR?
Avantajlar:

Çelik taşıyıcı sistemlerde mevcut yükün daha sonradan artırılması halinde, gerekli olan güçlendirme işlemi ilave
çelik levhaların kaynaklanması yöntemi ile kolay ve ekonomik bir şekilde yapılabilmektedir. Oysa bu işlem
betonarme yapılarda çok daha zaman alıcı ve yüksek maliyetlidir.

Herhangi bir nedenle hasar gören yapı elemanı rahatlıkla değiştirilebilir. Bu işlem hızlı, kolay ve düşük maliyetlidir.

Çeliğin değişik formlarda üretilmesi nedeniyle tasarlanan mimari planlar kolaylıkla uygulanabilir.

Tüm tesisat gereçleri döşeme kirişleriyle asma tavan arasında kalan veya kolon profilindeki boşluklardan, ana
taşıyıcı sisteme hasar verilmeden geçirilebilmektedir.

Betonarme yapılarda gerçekleştirilmesi mümkün olmayan açıklıklar çelik yapılarda kolaylıkla sağlanabilir.

Homojen ve izotrop bir malzeme olduğundan kendisinden beklenilen davranışı gösterir ve statik hesaplamalardaki
hata payı çok düşüktür.

tekta.com, Çelik Yapılar Neden Tercih Edilmeli


ÇELİK YAPILAR NEDEN TERCİH EDİLMELİDİR?
Dezavantajlar:

Çeliğin korozyona ve yangına karşı koruma gerektirmesi olarak sıralanabilir. Bu husus paslanmaya karşı boyalar

ve yangına dayanıklı kaplama malzemelerinin yaygın kullanımı ile kolayca giderilebilmektedir.

tekta.com, Çelik Yapılar Neden Tercih Edilmeli


Bizi Dinlediğiniz İçin
Teşekkür Ederiz..

You might also like